1
Gençlik Politikalarına Giriş – İsveç ve Türkiye Bakış Açıları
Önsöz
Türkiye Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve İsveç Gençlik İşleri Ulusal Kurulu, 2008-2010 Türkiye - İsveç Gençlik Politikası Alanında İşbirliği projesini birlikte yürütmektedir. Projenin amaçlarından biri, her iki ülkede de gençlerin yaşam koşulları konusundaki bilgi birikimini çoğaltmaktır. Diğer bir amaç ise gençliğin potansiyelini ortaya koymak ve topluma katılımlarını artırmaktır. Projenin beş bileşeni bulunmaktadır: Gençlik politikasındaki kavramlar, gençlerin yaşam koşullarına ilişkin bilgiler, gençlerle ve gençler için çalışanlar için ağ oluşturma, işgücü piyasasında gençliğe yönelik en iyi uygulamaların teşvik edilmesi ve gençlere sağlanan sosyal hizmetler ve haklar konusundaki farkındalık. Bu özet, gençlik politikaları ya da grup olarak gençler söz konusu olduğunda kullanılan çeşitli kavramları tanımlamaktadır. Bu metin derinlemesine bir analizden ziyade, gençlik politikasına giriş niteliğindedir. Bu özet aynı zamanda, Türkiye ile İsveç arasında gençlik politikası işbirliği projesinin sonuçlarından biridir. Bu proje kapsamında yukarıda değinilen kavramların tanımlanması gereksinimi ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda bu metinde, İsveç ve Türkiye’nin gençler ve gençlik politikasına ilişkin görüşleri İsveç Gençlik İşleri Ulusal Kurulu ve Türkiye Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nde konuyla ilgili çalışan kişiler tarafından anlatılmıştır. Metni takiben, projede yer alan araştırmacı Jonas Bjälesjö tarafından gençlik politikası ile ilgili olarak yazılmış bir makale yer almaktadır.
© Ungdomsstyrelsen 2009 editör Emmy Bornemark ve Vildan Görbil çeviri YNR Çeviri kapak Christián Serrano dağıtım: İsveç ve Türkiye web sitesi İsveç www.ungdomsstyrelsen.se/publikationer web sitesi Türkiye www.ghdb.gov.tr
İçindekiler Gençlik ve gençlik politikası – İsveç bakış açısı ................................................................ 4 Inger Ashing, İsveç Gençlik İşleri Ulusal Kurulu
Türkiye’deki gençlik politikası .......................................................................................... 13 Fatoş Oktay, Murat Şentuna, Mustafa Cenk ve Vildan Görbil, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Tülin Şener, Ankara Üniversitesi
Türkiye ve İsveç arasında gençlik politikası alanında işbirliği ......................................... 20 Jonas Bjälesjö, Araştırma Görevlisi, Lund Üniversitesi ve Linnaeus Üniversitesi, İsveç
Gençlik ve gençlik Politikası – İsveç bakış açısı Inger Ashing, İsveç Gençlik İşleri Ulusal Kurulu
Bu metin İsveç bağlamında yazılmıştır ve dolayısıyla İsveç’teki koşullara dayanmaktadır. Metnin ülkeler arasında gençlik politikası alanındaki görüşmelerde kullanılması amaçlandığından, uluslararası karşılaştırmalarda kullanılan birtakım özellikler ortaya koyulmuştur.
Gençlik politikasının özellikleri Gençlerin tanımlanması Gençler en ortak paydaları yaş olan heterojen bir gruptur. Ancak grup kendi evine, işine ve ailesine sahip 29 yaşındaki genç yetişkinlerin yanı sıra 13 yaşındaki ilköğretim öğrencilerini de içerdiğinden yaş bakımından da farklılıklar göstermektedir. Yaştan başka gençleri birbirinden ayıran diğer faktörler cinsiyetleri, İsveç veya yurt dışında doğmuş olmaları, herhangi bir engellerinin olup olmaması ve şehirde ya da kırsal bölgelerde yaşıyor olmalarıdır. İsveç gençlik politikasının temel hedef kitlesi 13-25 yaş grubudur, ancak diğer yaş grupları da etkilenebilmektedir. Bu dönemi anlatan ve bazı durumlarda karışıklığa yol açan birçok sözcük bulunmaktadır: çocuk, ergen, genç, genç kişi, genç yetişkin vesaire. İsveç’te 13-25 yaşları arasında bir buçuk milyondan fazla genç bulunmaktadır. Yaşamın evresi mi yoksa toplumsal kategori mi? Gençlik bir yaşam evresi olarak tanımlanabileceği gibi, bir toplumsal kategori olarak da tanımlanabilir. Yaşam evresi olarak gençlik, çocukluk ile yetişkinlik arasındaki döneme atıfta bulunmaktadır. Yetişkinliğe geçiş, tamamen olgunlaşmak, kişinin kendi kimliğini bulması, kendini destekleyebilecek hale gelmesi ya da kendi ailesini kurması ile belirgin hale gelebilir. Toplumsal kategori gençlerin ortak ihtiyaçları, ilgi alanları ve özellikleri olan bir grup oldukları ve benzer yapılarla karşılaştıkları ve aynı toplumsal kurum ve kurallardan etkilendikleri anlamına gelmektedir. Yaşam evresi bakış açısı kişilerin gençliğini, yaşamlarının geri kalan kısmı ve diğer kuşaklarla karşılaştırırken, gençliği toplumsal kategori olarak değerlendiren bakış açısı daha çok gençlik boyunca ve gençler kategorisi içerisinde ortaya çıkan koşullar üzerinde durur. Yaşamın değişen evreleri Savaş sonrası dönemde sosyal gelişim değişmiş ve farklı yaşam evreleri arasındaki ilişkilerde değişime sebep olmuştur. İsveç’teki insanlar bundan 50 yıl öncesine oranla çok daha uzun yaşamaktadırlar. Çok daha uzun süre zorunlu eğitim almakta, eğitim ile iş piyasasında kalıcı olma arasındaki geçiş süreci gitgide daha uzun zaman almaktadır. Kadınların iş piyasasına katılımları önemli ölçüde artmış ve aile kurmak ile çocuk sahibi olmak daha sonraki evrelerde yaşanmaktadır. Bu değişimler hep birlikte insanların hayatındaki bazı yaşam evrelerinin ortaya çıkışında ve aynı zamanda çeşitli evrelerin süresinde değişikliklere sebep olmuştur. Doğal olarak, bu evrelerin tanımı oldukça eksik ve genel olmakla beraber bazı değişimlerin kesin olmadığı ve nüfusun büyük bir bölümünün burada anlatılan olayların akışını takip etmediği gerçeğini saklamaktadır. Ancak böyle bir tanım yine de toplumumuzda büyümek için yapısal koşullardaki değişimleri analiz etmede temel teşkil edebilir.
4
Çocukluk ergenlik öncesi dönem olarak görülüyorsa bu dönem aslında savaş sonrası dönemde yaklaşık bir yıl kısalmıştır. Fiziksel olarak çocuklar daha erken yetişkin olmaktadırlar. Aynı zamanda, çocukların iletişim (TV, radyo, gazete, internet vb.) ve seyahate çok fazla erişim olanağı vardır. Bu nedenle, yalnızca 30 yıl öncesindeki akranlarının bildiklerine oranla, dış dünya hakkında, daha fazla bilgi sahibidirler. Gençlik, anne-babadan gitgide bağımsızlaşmayı içeren bir evre olarak kabul edilebileceği gibi ergenliğin başlangıcı ile evden ayrılış arasındaki dönem olarak da tanımlanabilir. Yaşamın bu evresi daha genç insanları kapsayacak şekilde biraz büyümüş ve geçtiğimiz on yıl içerisinde üst yaş sınırı da genişlemiştir. Bir sonraki evre resmen yetişkin olarak kabul edildiğiniz ancak henüz yeni bir aile kurmamış olduğunuz evredir. Bu evreye “genç yetişkinlik” adını verebiliriz. Bu evre bir özgürlük dönemi olarak görülebilir fakat bu evre aynı zamanda eğitime devam etmek ile kariyer yapmak arasında karar vermek, nerede yaşayacağınızı belirlemek ve eş aramak gibi yavaş yavaş çeşitli yetişkin rollerini üstlendiğiniz bir dönemdir. Çocuk sahibi olmak bu kuruluş sürecinde genellikle en son adımdır. Genç yetişkinlik evresinin üst yaş sınırı zaman içerisinde daha yaşlı kişileri kapsayacak şekilde artmıştır. Bunun sebepleri arasında artan eğitim talebi, gitgide daha karmaşık ve uzun bir hal alan eğitimden iş piyasasına geçiş süreci ve muhtemelen aile kurma ve çocuk sahibi olmaya yönelik değişen tutumlar yer almaktadır. Gençlik Gençlik, farklı gençlik politikası stratejilerine sebep olacak bazı farklı yollarda görülebilir. Bu döneme ilişkin görüşler farklı evrelere bölünebilir. Gençlik, bir geçiş süreci, sosyalleşme süreci, sosyal statü mücadelesi ya da içsel değeri olan bir dönem olarak görülebilir. Farklı görüşler arasında farklılıklar bulunmaktadır fakat bunların abartılması yersizdir. İsveç gençlik politikasında bu dört görüşün tümünden unsurlar yer almaktadır fakat son iki görüş en fazla etkiye sahiptir. Gençlik olarak tanımlanan genişletilmiş dönemi tartıştığımızda, tartışmamızın temel noktası bir geçiş dönemi olarak gençliktir: büyümeyi beklediğiniz dönem gençliğinizi yaşadığınız dönemdir ve yetişkinlik gitgide daha üst yaşlara ertelenmektedir. Buna bir örnek, yeni bir iş bulup evden ayrılarak kendi bağımsız yaşantılarını kuran gençlere yönelik farklı politika girişimleridir. Bu girişimler hem gençliğin iyi bir dönem haline getirilmesi hem de yaşama devam edilmesi ve büyümeye odaklanmaktadır. Gençlere yönelik refah politikalarının ortak amaçlarından bir tanesi onların sorumlu bireyler olarak yetiştirilmeleridir. İsveç gençlik politikasının büyük bir kısmı gençliğin bir geçiş dönemi olarak görülmesi ile ilgilidir. Okul mevzuatı ve gençlik kuruluşlarına hibe verilmesiyle ilgili düzenlemeler gençlerin demokratik bir düşünce biçimiyle yetiştirilmeleri konusuna atıfta bulunmaktadır. Gençlerin serbest zaman uğraşıları ve sosyal etkinlikleri için toplumun desteğinin gelişmesi, kısmen önleyici gerekçelere dayanmaktadır. Bunlar, gençliğin aynı zamanda bir sosyalleşme evresi olarak görüldüğünün de açık bir kanıtıdır. Gençliğin sosyal statü mücadelesi olarak görülmesi halinde odak noktası, gençlerin gelişimini engelleyen toplumsal yapıların belirlenmesi ve söz konusu değişiklikler karşısında harekete geçilmesi olacaktır. Buna bir örnek, gençlerin çeşitli eğitim biçimleri ya da refah sistemlerine erişimlerinin sağlanmasıdır. Diğer önemli bir alan ise temsildir. Karar verme organlarındaki gençlerin sayısının artırılmasına yönelik girişimler bu yeni görüşün baskın olduğuna bir işaret olarak kabul edilebilir. Gençliğin içsel değeri olan bir dönem olarak kabul edilmesi görüşü yaygındır. İsveç gençlik politikası bakış açısına göre, gençliğin kendi içinde değerli bir dönem olarak görülmesi doğaldır. Gençler sorun olarak değil kaynak olarak görülürler. Son iki evre olan gençliğin sosyal statü mücadelesi ve içsel değeri olan bir dönem olarak kabul edilmesi, toplumda diğer gruplarla eşit koşullarda yer almalarını sağlayan bilgi birikimi ve deneyime sahip gençlere açıkça odaklanmaktadır.
5
Farklı koşullar ve önkoşullar1 Farklı genç grupları arasında koşullar açısından belirgin farklılıklar bulunmaktadır. İsveç Gençlik İşleri Ulusal Kurulu’nun son gösterge raporu, Ung idag 2009’dan bazı örnekler belirli genç grupların diğerleriyle aynı fırsatlara sahip olmadığını göstermektedir. Yabancı kökenli gençler, eğitim hedeflerine ulaşma ve ileri eğitime seçilmede İsveç’te doğmuş ve büyümüş gençlere oranla daha gerilerde kalmaktadırlar. Yabancı ülkelerde doğmuş gençlerin mali durumu genellikle İsveç’te doğmuş gençlerden daha kötüdür ve iş piyasasına girmede zorluk çekmektedirler. Genç ebeveynler, özellikle de tek ebeveynler, mali durumu diğerlerine göre daha kötü olan bir gruptur. Yabancı ülkede doğmuş ve aynı zamanda çocuk sahibi olan gençler daha hassas bir gruptur. Engelli gençler de eğitim düzeyi yüksek gençlere göre dezavantajlı konumda olan eğitim düzeyi düşük gençler gibi diğer gençlere oranla iş piyasasında zorluk yaşayan diğer bir gruptur. Göstergeler kız ve erkeklerin farklı alanlarda hassas olduklarına işaret etmektedir. Kızlar akıl sağlığı, iş hastalıkları, gelir, mali yardım ve az iş kapasitesine karşılık tazminat alanlarında erkeklerden daha kötü durumdadırlar. Erkekler ise okulda kızlar kadar başarılı değildirler ve erkeklerin daha az bir bölümünün eğitim düzeyi yüksektir. Erkeklerin daha büyük bir bölümü suç mağduru ya da suça bulaşmış ve şiddet sebebiyle hastanelik olmuş veya öldürülmüştür. Çoğu halk sağlığı anketine göre, erkeklerin daha büyük bir bölümü yüksek oranda riskli davranış sergilemektedir. Aynı zamanda erkekler kızlara oranla, daha fazla iş kazası, alacak davası, borç, tahliye ve uzun süreli işsizlik yaşamaktadır. Göstergeler yüksek eğitime devam eden, alacak davası, borcu olan, tahliye edilen gençlerin sayısı konusunda iller ile belediyeler arasında coğrafi farklılıklar da bulunduğuna işaret etmektedir. Bizler halihazırda var olan bir dünyaya geldik. Ana-babalarımızı, ne zaman doğacağımızı, büyüyeceğimiz ülkeyi ya da cinsiyetimizi seçme hakkımız yoktur. Koşullar, ana-babamızın ait olduğu sosyal sınıf, doğduğumuz kuşak, ait olduğumuz etnik grup, kız mı yoksa erkek mi olduğumuza göre önemli ölçüde değiştiğinden dolayı toplumun, yetişen gençler için toplumsal açıdan adil koşullar yaratma sorumluluğu bulunmaktadır. Gençlik politikasının önemli amaçlarından biri gençlerin yaşam koşullarının iyileştirilmesidir.
Gençlik politikası ne anlama gelmektedir? Gençlik politikasının ne olduğu ya da neleri içerdiği ile ilgili ortak ya da kabul edilmiş bir tanım bulunmamaktadır. Her bir ülkenin ulusal politikası bulunmakta ve gençlik politikasının ne olacağına her bir ülke kendisi karar vermektedir. Bununla birlikte, aşağıda gençlik politikasını tanımlanmaya çalışacağız. Gençlik politikasının çeşitli görevleri vardır. Gençlik politikası sorunlarından birisi toplum sorumluluğunun, gençlerin kendi yaşamları hakkında kendilerinin karar verebilmeleri isteğiyle nasıl birleştirilebileceği konusudur. Gençler yalnızca maddi refahlarından dolayı değil aynı zamanda ruhsal gelişimleri açısından da yetişkinlere bağımlıdırlar. Ancak, gençliğin bağımlı olmak, yetişkinliğin de bağımsız olmak ile ilişkilendirilmemesi önemlidir. Gençler ile yetişkinler karşılıklı olarak birbirilerine bağımlıdırlar. Gençlik politikasının tanımı Gençlik politikası kavramı resmi olarak ilk kez 1990larda kullanılmıştır. Bildiğimiz kadarıyla, kavram Riksdag (Parlamento) ya da hükümet tarafından hazırlanan bir belgede açık bir biçimde tanımlanmamıştır. Gençlik politikası teriminin kullanımıyla ilgili olarak da büyük ölçüde bir belirsizlik bulunmaktadır çünkü bu terim birçok farklı anlam taşıyabilmektedir. Bu bölümde gençlik politikası kavramının tanımını açıklığa kavuşturmaya çalışacağız. Genç vatandaşlar sosyal politikanın birçok boyutundan ve özellikle eğitim, serbest zaman 1 2009’da yılında İsveç’teki gençlerin koşullarının detaylı anlatımı için bkz. Ung idag 2009 (İsveç Gençlik İşleri Ulusal Kurulu 2009).
6
etkinlikleri ve STK politikalarından etkilenmektedirler. Ancak diğerlerinin yanı sıra barınma politikası, ceza politikası, sağlık politikası, iş piyasası politikası, entegrasyon politikası, eşitlik politikası ve kırsal politika da gençlerin yaşam koşullarını büyük ölçüde etkilemektedir. Refah devleti açılımının özelliklerinden biri İsveç’te kamu sektörünün mümkün olduğunca ayrımlaşması ve uzmanlaşmasıdır. Bu durum, çeşitli dairelerin sorumlu olduğu ve sayısı giderek artan politika alanlarının ortaya çıkmasında gözlemlenebilir. Sektörleşme artmıştır. Gençler belki de diğerlerine oranla daha fazla, çeşitli kamu girişimlerine konu olmaktadır. Bu, gençlerin yaşam koşulları açısından önem taşıyan konuların birçok farklı sektörde bulunabileceği anlamına gelmektedir. Bir devlet gençlik politikasının geliştirilmesi bu sektörleşmeye bir tepki olarak görülebilir, burada amaç her bir gencin bireysel durumuna dayalı kapsamlı bir bakış açısı oluşturulması ve farklı sektörler arasındaki işbirliğinin kolaylaştırılması olmuştur. Gençlik politikasının ortak tanımlarından biri, genç vatandaşlara yönelik tüm girişimlerin toplamı, gençleri herhangi bir şekilde etkileyen her şey şeklindedir. Bu, günümüzde gençlik politikasının birçok farklı sektöre yayılmış olması ve bu alanda birçok farklı etmen bulunmasının sonucu olabilir. Böyle bir tanım durumun yalnızca özetidir, genel politikanın belirli bir hedef kitle üzerindeki etkilerinin bir sonucudur ve bilinçli siyasi iradenin bir ifadesi değildir. Her faktör dahil edilince ise analiz açısından belirsiz bir araca dönüşmektedir. İyi gençlik politikası ile kötü gençlik politikası arasındaki farkı nasıl söyleyebilirsiniz? Gençlik politikası kavram olarak geçerliğini yitirmektedir. İsveç Gençlik İşleri Ulusal Kurulu gençlik politikasını, gençlerin yaşam koşullarına ilişkin olarak ifade edilen siyasi bir emel olarak tanımlamaktadır. Günümüz kamu sisteminde siyasi amaçlar genellikle birçok farklı hedef ya da istenen sonuç şeklinde ifade edilmektedir. İsveç’te ulusal gençlik politikasına yönelik ifade edilen siyasi amaç Riksdag ve hükümet tarafından belirlenen hedefler, bakış açıları ve temel alanlardır. Bunların içeriği gençlik politikasını belirler ve sınırlar. Gençlik politikası birden fazla sektörü etkileyen sektörler arası ya da yatay bir politika alanıdır. Böyle bir politika alanı politika hedeflerine ulaşmak için gereken fonlardan sorumlu değildir. Bunun yerine, politika uygulaması kaynakları kontrol eden dikey sektör/politika alanları aracılığıyla gerçekleştirilmelidir. Örneğin, barınma ve iş piyasası politikalarında, öğrenci konutları için bağış verilmesi ya da gençlere yönelik iş piyasası girişimleri gibi belirli gençlik konuları mevcuttur. Bu kavramların açıklığa kavuşturulması için bu tür konuları sektöre özgü gençlik konuları, bir sektörde gençleri bir şekilde etkileyen girişimler olarak tanımlamak isteriz.
7
Uluslararası bakış açısıyla İsveç gençlik politikası2 Gençlik politikasının içeriğinin açıklığa kavuşturulması amacıyla, İsveç gençlik politikasını Avrupa bakış açısıyla inceleyeceğiz. İsveç ile diğer ülkelerin gençlik politikası gelişimlerini doğru bir şekilde karşılaştırabilmek zordur. Öncelikle, İsveç gençlik politikasının 1950lerden bu yana uzun süre içerisinde geliştirilmiş olduğunun hatırlanması önemlidir. Diğer birçok ülkede, gençlik politikası çok daha yeni bir alandır. Bir sonraki bölümde, İsveç gençlik politikasını diğer ülkelerdeki gençlik politikalarıyla karşılaştıracağız. Amacımız çok kapsamlı olmak değildir; bunun yerine birtakım vakalar tartışılacaktır. Karşılaştırmalar gençlerin tanımı, gençler ve gençliğe ilişkin görüşler ve gençlik politikası sektörü olup olmadığına dayalı olarak yapılacaktır. En sonunda da İsveç gençlik politikasının ayırıcı özelliklerinin altı çizilecektir. Gençlik politikası kimin içindir? Gençlik politikasının yaş aralığı ülkeden ülkeye değişmektedir. Gençlik politikası konusunda Avrupa işbirliğinin kılavuzu niteliğindeki Beyaz Kitap’ta belirtilen hedef kitle 15-25 yaş arası gençlerdir. Uluslararası hukuk ve istatistiklerde 15-24 yaş aralığı olmak üzere gençlerin net bir tanımı yapılmıştır. Ancak bu tanım tüm ülkelerin ulusal gençlik politikası için geçerli değildir. Bazı Avrupa ülkelerinde çocuklar ve 24 yaşın üzerindeki gençler de genç olarak kabul edilmektedir ve çocuk politikası ile gençlik politikası aynı şeydir. 30 yaşına kadar olanları genç insanlar olarak tanımlanan gruba dahil eden birçok ülke bulunmaktadır. Diğer Avrupa ülkeleri çocuk politikası ile gençlik politikasını birbirinden ayırmaktadır. Bu ülkelerde çocuk politikası reşit olmayan kişilere, gençlik politikası ise ergen ve genç yetişkinlere uygulandığından söz konusu iki politika alanı belirli ölçüde kesişmektedir. İsveç’te gençlik politikası için hedef kitle 13-25 yaş arası gençlerdir. Gençler sorun mu yoksa kaynak mı? Çeşitli ülkelerin gençlik politikası çalışmalarını karşılaştırmanın başka bir yolu onların gençleri nasıl gördüklerini ortaya çıkarmaktır. Basit olarak anlatmak gerekirse, gençlere ilişkin iki tür algı vardır ve gençlik politikası hedeflerine bunlara göre karar verilir: gençlerin, genç olmalarından dolayı sorunlu bir dönemde oldukları ve gençlerin aslında kaynak oldukları görüşleri. Gençlerin sorunlu bir dönemde oldukları görüşü gençlerin incinebilir, tehlikede ve korunma ihtiyacında olmalarına dayanmaktadır. Gençler çocukluk koşulları, kişisel durumları ya da soysal koşulları nedeniyle incinebilirler. Diğer taraftan eğer gençler kaynak olarak görülüyorsa, bu gençlerin yalnızca gelecekte değil gençler olarak şimdiki durumda da değerli oldukları anlamına gelmektedir. Genç olmanın ne demek olduğuna ilişkin bilgileriyle topluma katkıda bulunabilirler. Bu bakış açısına dayalı olarak, gençler eylemlerinden sorumlu ve sorumluluk almaya yetkin olarak görülmektedir. Her iki bakış açısı da hemen hemen tüm ülkelerin gençlik politikalarında temsil edilmiştir, esas fark hangi bakış açısının daha çok baskın olduğudur. Çocuk ve gençlik politikasının ortak olması geleneğine uzun süredir sahip Avrupa ülkelerinde, çoğu kez sorun odaklı bakış açısı baskın olmuştur. Gençlerin toplumda kaynak olarak görüldükleri ülkeler gençlik politikasının nispeten yeni bir politika alanı olarak ortaya çıktığı ülkelerdir. İsveç ikinci gruba dahildir.
2
Bu bölüm Adrienne Sörbom’un UNG 2003 (İsveç Ulusal Gençlik İşleri Kurulu 2003) kapsamında yer alan “Svensk ungdomspolitik i ett europeiskt perspektiv” (Avrupa bakış açısıyla İsveç gençlik politikası) adlı başlığının özetidir.
8
Bir gençlik politikası sektörü Bazı ülkelerde gençlik politikası, belirli tanımlanmış daireler, kendi mevzuatı ve kendi yönetimiyle, diğer politika alanlarından ayrılmıştır. Diğer ülkelerde, gençlik politikası birden fazla sektöre yayılmıştır (okul, bakım, kültür, sağlık vb). Hatta daha başka ülkelerde, gerçekte gençlik politikası sektörü bulunmamaktadır ve gençlik politikası alanında ulusal koordinasyon zayıftır. Gençlik politikası sektörünü açıkça tanımlayan ülkelerde genellikle politika odağı biraz daha dardır. Kapsama dahil öğeler genellikle, gençlik kuruluşları ve serbest zamandır, ancak eğitim, barınma ve sağlık gibi konular genellikle kapsama dahil değildir. Gençlik politikası sektörünün dar bir biçimde tanımlanmadığı ülkelerde, sektörler arası çalışma eğilimi daha fazladır. Gençlik politikasının politika sektörü olarak görülmesi birçok ülkede ulusal düzeydeki çalışmaları etkilemektedir. Gençlik politikası sektörünün ne kadar dar tanımlandığı ve ne kadar merkezi olduğu arasında bir bağlantı bulunmaktadır. Gençlik politikası sektörü bulunmayan ülkelerde gençlik politikası koordinasyonu azdır. Net ve organize bir gençlik politikası sektörüne sahip ülkelerde genellikle ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde gençlik politikası koordinasyonundan sorumlu bir daire bulunmaktadır. Ulusal koordinasyon konusunda İsveç orta düzeydedir. İsveç gençlik politikasının özellikleri Gençlik politikası hedef kitleleri, gençlere ilişkin baskın görüşler ve gençlik politikasının organize edilme şekillerindeki farklılıklardan ötürü ülkeler arasında doğrudan karşılaştırma yapmak zordur. Ancak, İsveç gençlik politikası diğer birçok Avrupa ülkesinin gençlik politikası ile karşılaştırılırsa farklı beş eğilim görülebilir. Öncelikle İsveç gençlik politikası çoğunlukla 13 -25 aş arası gençlere yöneliktir ve çocuk politikası ile gençlik politikasını birbirinden ayırmaktadır. Diğer bir özelliği ise İsveç gençlik politikasının birçok farklı alanı içermesi ve sektörler arası olması sebebiyle diğer birçok ülkeninkinden daha geniş kapsamlı olmasıdır. Yalnızca, kulüp etkinlikleri ve eğitimle ilgili konular değil, refah konuları da İsveç gençlik politikasında doğal bir yere sahiptir. Üçüncü olarak, İsveç gençlik politikasının İskandinavya’daki savaş sonrası refah politikasının izlerini taşıdığını açıkça görmekteyiz. Bu, tüm gençlere bireysel yetişkin haline gelme fırsatını sunmak isteyen evrenselci bir politikadır. Diğer birçok ülkede gençlik politikası, özel girişimlere gereksinim duyduğu düşünülen belirli gruplar için uygulanır. Ancak, hükümet ve Riksdag’ın bu girişimlerin dezavantajlı gençleri özellikle kapsaması gerekliliğini vurgulaması sebebiyle, İsveç gençlik politikasında bu görüşün değiştiği görülebilir. İsveç gençlik politikasının dördüncü bir özelliği, politikanın nasıl oluşturulacağını etkileyen, gençleri kaynak olarak görme isteğidir. Gençliği tehlikelerle dolu, sorunlu bir dönem olarak görmek ve gençlerin bu dönemden en iyi şekilde çıkmalarının gerekli olduğunu düşünmek yerine, İsveç gençlik politikası bu yaşam evresinin içsel bir değeri olduğunun altını çizmektedir. Öncelikli sayılan girişimler, gençlerin kendi seçimlerini destekleyen girişimlere ek olarak iş piyasasından uzak gençler ya da yüksek risk çevrelerinde yaşayan gençler gibi özellikle hassas gruplara yönelik girişimlerdir. İsveç gençlik politikasının beşinci özelliği bir gençlik bakanı ve gençlik politikası için ulusal hedeflerinin bulunmasıdır. İsveç’te aynı zamanda ulusal gençlik politikası koordinasyonu ve takibinden sorumlu, İsveç Gençlik İşleri Ulusal Kurulu adlı bir devlet dairesi de bulunmaktadır. Ancak İsveç belediyelerinin özerkliği, İsveç gençlik politikasının devlet tarafından kontrol edilemeyeceği anlamına gelmektedir. Dilerlerse belediyeler çalışmalarını ulusal gençlik politikası hedeflerine göre gerçekleştirebilmektedirler. Ancak gençlik politikasının nihai şekline her bir belediye kendisi karar vermektedir.
9
İsveç’te gençlik politikasının ortaya çıkışı3 Son bölüm İsveç’te gençlik politikasının ortaya çıkışını ve bu politikanın ana içeriğini anlatmaktadır. Sınırlı ve bağımsız bir politika alanı olarak İsveç gençlik politikası oldukça uzun bir geçmişi olmasına rağmen nispeten yeni bir olgudur. Modern gençlik politikasının ortaya çıkışında en önemli iki alan 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyılın başlarında okul sisteminin örgünleşmesi ve serbest zaman ve kulüp faaliyetlerinin düzenlenmesidir. Uzun bir süre boyunca bu alanlar gençlik politikasını oluşturmuştur. Gençlik politikasının çoğunlukla gençlerin serbest zaman ve kulüpler tarafından düzenlenen etkinlikleri içerdiği görüşü, 1960lara kadar baskın olmuştur. 1970lerde bir değişim yaşanmış ve sektör tanımlı gençlik politikasından daha kapsamlı bir politikaya geçilmiştir. Genel anlamda gençlerin durumuna dayanan ve birçok farklı politika sektörünü içeren günümüz gençlik politikası yalnızca 30 yıl önce şekillenmeye başlamıştır. Birçok araştırma ve resmi yazı geçtiğimiz birkaç on yıl içerisinde en önemli gençlik politikası konularını ele almıştır ve birçok kez gençlik konularının nasıl koordine edileceği ile ilgili olarak çalışma grupları ve kurullar görevlendirilmiştir. BM içerisindeki gelişmenin İsveç gençlik politikası üzerinde önemli etkileri olmuştur. BM 1985’i Uluslararası Gençlik Yılı ilan etmiş, bu da birçok yönden İsveç’te gençlik konularına daha geniş kapsamlı ve daha aktif devlet katılımı için bir başlangıç noktası olmuştur. 1986 yılında, ilk kez bir gençlikten sorumlu bakan atanmıştır ve 1990’larda ve 2000’li yılların başlarında hükümet hedef ve kılavuz ilkeleri bulunan üç gençlik politikası önerisinde bulunmuştur. Bugün İsveç gençlik politikası gençlerin yaşamını her şekilde etkileyen tüm politika alanlarını kapsamaktadır. Hem serbest zaman etkinlikleri ve okul gibi geleneksel gençlik alanları hem de çalışma, barınma ve sağlık gibi tipik refah konuları gençlik politikasında yerini almaktadır. Gençlik politikasında yaşanan büyümeyi birçok paralel gelişim alanı açısından anlatmak uygundur. Devlet düzeyinde, gençlik politikası tamamen İsveç kamu politikasının genel gelişimini izlemiştir. İsveç devleti sonuç odaklı yönetimle çalışmaktadır, yani Riksdag ve hükümet yalnızca hedefleri belirlemez aynı zamanda elde edilen sonuçları da izler. Belediye düzeyinde, gençlik politikası konularındaki gelişme öncelikle belediye politikalarında gençlerin etkisini artırmayı amaçlayan çeşitli projelerden oluşmuş ve belediyelerin işbirliği etrafında yoğunlaşmıştır. Hem devlet hem belediye düzeyinde, geniş kapsamlı yaklaşım ve sektörler arası çalışma yöntemine yönelik belirgin bir istek mevcuttur.
3
Daha ayrıntılı açıklama için, bkz Ung 2003, İsveç Gençlik İşleri Ulusal Kurulu yayını 2003:6 s 41-46, ve Svensk ungdomspolitik – en underlagsrapport inför en bedömning inom Europarådet (İsveç gençlik politikası – Avrupa Konseyi değerlendirmesi için hazırlık raporu), 1999, İsveç Gençlik İşleri Ulusal Kurulu rapor no. 14.
10
İsveç Gençlik Politikasının İçeriği Ulusal gençlik politikası tüm gençlere yöneliktir ve gençler için eşit fırsatları ve adil koşulları teşvik eder. Buna göre, cinsiyet, yabancı köken, kültürel ya da sosyoekonomik geçmiş, yaş, ikamet yeri, cinsel eğilim ya da engellilik gibi unsurlar, gençlere sunulan fırsatları etkilememelidir. Eşit fırsat ve adil koşullara ulaşabilmek için, gençlik politikası girişimleri öncelikle en kötü koşullara sahip gençlere yönelik olmalıdır. Uzun zamandan beri, gençlik politikası evrenseldir, yani ulusal düzeyde, temel olarak tüm gençlere yönelik girişimler çevresinde yoğunlaşmıştır. Tabii ki buna ek olarak sosyal politika ya da diğer alanlarda hedefi belli girişimler de olmuştur. Ancak belirli grupları diğerlerine oranla öncelikli görmeyen bir politika ile yaklaşım, her zaman genel olmuştur. Mevcut gençlik politikası, girişimlerin öncelikle dezavantajlı gençlere yönelik olması gerektiğini ifade eder. Bu, bakış açısında belirgin bir değişimdir. Günümüz politikası genç nüfustaki büyük azınlıklara dikkat çeker. Bu, gençlik politikası oluşturulmasına ilişkin savların gençlerin yabancılaşmasını ya da yanlış arkadaşlar edinmesini engellemeye yönelik olduğu 1950’ler ve 1960’lardaki gençlik politikasının başlangıç noktasına benzemektedir. Önemli değişikliklerden biri gençlerin toplum tarafından nasıl algılandığıdır. Son 20 yıl içerisinde ortaya çıkan, gençlerin kaynak olduğu görüşü İsveç gençlik politikasının en önemli boyutlarından bir tanesidir. Gençlerin kaynak olarak görülmesi, onlara yalnızca yetişkin olacakları için değil aynı zamanda bugün genç oldukları için değer verildiği anlamına gelmektedir. Gençler genç olmanın ne olduğuna ilişkin bilgi ve deneyimleriyle toplumun gelişimine katkıda bulunabilirler. Gençlere ilişkin görüşler önemli ölçüde değişmiştir, yani günümüz gençlik politikasının önceki politika ile karşılaştırılması sorun yaratabilir. İsveç gençlik politikasının hedefleri ve bakış açıları 2004 sonbaharında, Riksdag yeni bir gençlik politikası yasa tasarısını kabul etmiştir, Makt att bestämma – rätt till välfärd (Karar verme yetkisi – refah hakkı). Ulusal gençlik politikasında iki temel hedef şunlardır: • Gençlerin etki gücüne gerçek erişimleri bulunmalıdır • Gençlerin refaha gerçek erişimleri bulunmalıdır Bu hedefler kendi yaşamları ve yerel ortamlarının yanı sıra toplumun genelinin gelişimini etkileyebilen gençlere yöneliktir. Buna ev, okul ve iş ortamları, arkadaş ve aile çevreleri gibi günlük yaşamlarının çeşitli boyutlarını etkileyebilme de dahildir. Ancak toplumun önceliklerini de etkileyebilmelidirler. Gençlerin etkisi olmalıdır çünkü bu başlı başına bir haktır ve gençlerin bilgi ve deneyimleri toplum için değerli kaynaklardır. Refah hedefi gençlerin iyi bir maddi, kültürel ve sosyal yaşam standardına erişimini amaçlar. Gençler iyi bir beden ve ruh sağlığı için uygun koşullara sahip olmalıdır. Gençlerin ayrımcılıktan ve diğer istismarlardan, ayrıca suç ve zorbalıktan korunmaları gerekir. Gençlerin yaşam koşullarının hedeflere dönüştürülmesinin zor birçok önemli boyutu mevcuttur. Bu boyutlar, gençlik politikası yasa tasarısında önemli bakış açıları ve tutumlar olarak belirtilmiştir. Bu bakış açılarını uygulayacak belirli sorumluluklara sahip herhangi bir makam bulunmamaktadır; bunların tüm makamlarca uygulanması gerekmektedir. Riksdag ve hükümet, gençler için kamu etkinliklerini şekillendirirken karar alıcılar tarafından her zaman dikkate alınması gereken dört bakış açısı belirlemiştir: • • • •
Kaynak bakış açısı Haklar bakış açısı Bağımsızlık bakış açısı Çeşitlilik bakış açısı 11
Kaynak bakış açısı gençlerin benzersiz bilgi ve deneyimlerinden yararlanılması gerektiği anlamına gelmektedir. Haklar bakış açısı gençlerin sağlık, sosyal ve mali güvenlik gibi iyi yaşam koşullarına sahip olma hakları bulunduğu anlamına gelmektedir. Bu aynı zamanda kendi yaşamları, yerel çevreleri ve genel olarak toplumun gelişimine dahil olma ve bunları etkileme haklarını da içermektedir. Bağımsızlık bakış açısı, kamu girişimlerinin gençlerin bağımsızlığına yönelik fırsatları desteklemesi gerektiği anlamına gelmektedir. Bağımsızlığa sahip olmak için, bilgi ve mali kaynaklara erişim ve aynı zamanda ayrımcılığın ortadan kaldırılması gereklidir. Bağımsızlık hem ebeveynlerden bağımsızlaşma hem de bağımlılık, kısıtlama ve baskı gibi kısıtlayıcı etkenlerin olmaması anlamına gelmektedir. Çeşitlilik bakış açısı, yalnızca genç olduklarından dolayı bütün gençlerin aynı olmayacağı bilincine atıfta bulunur. Gençlik politikamızın koordinasyonunda, yönetiminde ve takibinde, gençlik politikasının farklı önkoşul, gereksinim ve isteklere sahip, birçok farklı kişiyi etkilediğini hatırlamak önemlidir.
12
Türkiye’de gençlik politikası Fatoş Oktay, Murat Şentuna, Mustafa Cenk, ve Vildan Görbil, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Tülin Şener, Ankara Üniversitesi
Gençlik Gençlik – yaşamın bir evresi Yaşam evreleri zaman içinde kültürden kültüre ve kullanıldığı bilim alanına göre farklılıklar gösterebilir. Yaşam evrelerinden biri olan gençlik evresi; biyolojik olmaktan çok sosyal olarak belirlenen bir dönemdir. Gençlik evresi; günümüzde eğitim süresinin uzaması, kadınların eğitim ve iş olanaklarından daha fazla yararlanması, bir iş edinme ve aile kurma sorumluluğunun ertelenmesi gibi etkenler sonucunda giderek uzayan bir süreç olarak ele alınmaktadır. Uluslararası sözleşmelerde ve istatistiklerde gençlik evresi genelde 15-25 yaşları arası olarak tanımlanmaktadır. Buna karşın, karşılaştırmalı çalışmalar ülkelerin ulusal gençlik politikalarında farklı gençlik tanımlamaları olduğunu göstermektedir. Bu tanımlamaların bazılarında “çocuk” ve “gençlik” ayrı dönemler olarak ele alınırken, bazılarında bu iki dönem örtüşmektedir. Gençlik çocukluktan yetişkinliğe uzanan biyolojik, psikolojik, toplumsal ve bilişsel bir yaşam evresidir. Bu evre gençlerin büyüdükleri ortamdan bağımsız olarak ele alınmamalıdır. Gençlerin içinde yaşadıkları bağlama –aileler, arkadaşlar, okullar, iş ve serbest zaman ortamları, mahalleler vb-, bu bağlamların nasıl değiştiğine ve bu değişimlerin gençleri nasıl etkilediğini anlamaya odaklanmak önemlidir. Konuya hangi açıdan bakıldığı da önemlidir. Bir biyolog ergenliğin başlama ve tamamlanması arasındaki sürece, bir avukat yasalarla düzenlenen yaş aralığına, bir eğitimci ise farklı sınıf düzeyindeki öğrenciler arasındaki farklara odaklanabilir. Gençlik; sadece belirli bir yaş aralığına indirgenmeden toplumsal, ekonomik ve siyasi koşullar bağlamında farklı ilgileri, gereksinimleri ve koşulları olan heterojen bir kesim olarak ele alınmalıdır. Gençlerin tanımlanması Türkiye’de gençlik yaşı bazı araştırma ve belgelerde farklı sunulmakla birlikte genel görüş 12-24 yaş aralığı doğrultusundadır. 2001 tarihli Türk Medeni Kanunu'na göre "Erginlik on sekiz yaşın doldurulmasıyla başlamaktadır”. 2003 tarihli Gençlik Merkezleri Yönetmeliği’ne göre gençlik merkezlerine üyelik için 12-24 yaşları arasında olma şartı aranmakla birlikte, talep edilmesi halinde 7 yaşından küçük 26 yaşından büyük olunmaması şartıyla da üye kaydı yapılabilmektedir. Türk Medeni Kanunu ve 2004 tarihli Dernekler Kanunu’na göre fiil ehliyetine sahip bulunan her gerçek kişi ile tüzel kişiler, derneklere üye olma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Ayrıca 15 yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olabilirler. Bu açıklamalar doğrultusunda Türkiye’de çocukluk ve gençlik yaş dilimlerinde bir iç içelik olduğu sonucuna varılabilir. 31 Aralık 2008 tarihi itibarıyla Türkiye nüfusu 71.517.100’dur. Ortanca yaş 28,5’tir ve nüfusun yarısı 28,5 yaşından küçüktür. Ülke nüfusunun yaklaşık %30’unu genç nüfus oluşturmaktadır.4
4
http://www.tuik.gov.tr/AltKategori.do?ust_id=11
13
Gençlik politikası Gençlik politikası, genç insanların yaşadıkları toplumda aktif yurttaşlar olabilmeleri için bilgi, beceri ve yetenek geliştirmelerini sağlayacak eğitim ve deneyim fırsatları sunan uzun dönemli çözümlerdir. Sağlıklı çözümlere de gençleri yetişkinliğe hazırlayan değil, gençlerin gençken eşit haklara sahip özerk vatandaş olabilmelerini sağlayan bir politika ile ulaşılabilir. Demokratik ve katılımcı bir toplum için gençlerin, yerel ve ulusal karar alma mekanizmalarına aktif katılımları gerekmektedir. Seçimlerde oy verme ya da aday olma her ne kadar katılımın önemli unsurları olsa da demokratik yaşama katılım bundan çok daha fazlasıdır. Gençlere kendilerini ve toplumu ilgilendiren konularda çalışmalara katılma ve kararlara etki etme araçları ve hakkı verilmelidir. Gençlere değişimin ve gelişimin öznesi olabilecekleri ortam ve olanaklar sunulmalıdır. Gençlik politikası gençlerin çocukluktan yetişkinliğe geçişte karşılaştıkları fırsatları ve zorlukları yansıtmalı; gençlik çalışmaları, yaygın eğitim, bilgi, hareketlilik, gönüllülük ve sivil toplum örgütü alanlarında somut adımları hedeflemelidir. Gençlik politikasının temeli yurttaşlık eğitimi ve sivil katılımdır ki bu temelin, ilgili tüm sektörlerin politikaları ile kesişmesi/örtüşmesi sağlanmalıdır. Gençlik politikasına geniş açıdan bakış ilgili kurumlar, yerel yönetimler ile sivil toplumun işbirliğini gerektirir. Tarihsel Süreç Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk, gençliğin toplumsal değişimlerde oynadığı role olan inancıyla Cumhuriyet’i gençliğe emanet etmiştir.5 Gençlerin iyi yetişmesi için eğitim seferberliği başlatılmış ve öğretmenlere gençleri yetiştirme ve halkı aydınlatma görevi verilmiştir. Cumhuriyet tarihi süresince “gençlik” genelde “eğitim” ve/veya “spor” ile birlikte düşünülmüştür. Ağırlıklı olarak spor ve serbest zaman faaliyetleri olarak algılanan gençlik hizmetleri başlangıcından günümüze farklı kurumların (Başbakanlık, Milli Eğitim Bakanlığı - MEB, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, Devlet Bakanlığı’na bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü - GSGM) sorumluluğunda gerçekleştirilmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, MEB’in sorumluluğunda laik eğitim sistemi çerçevesinde, eğitim alanındaki sorunların çözümü için yoğun çaba sarf edilmiş; ayrıca eğitim ve öğretimin önemli bir boyutu olarak görülen serbest zaman etkinlikleri için 1933’de Bakanlık bünyesinde “Beden Terbiyesi ve İzcilik Müdürlüğü” kurulmuştur. Bugünkü GSGM’nin geçmişi, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nün (BTGM) kurulduğu 1938 yılına uzanmaktadır; bu yıldan itibaren de farklı dönemlerde farklı kurumlara bağlı olarak çalışmalarını sürdürmüştür. 1969’da Gençlik ve Spor Bakanlığı kurularak bakanlık düzeyinde örgütlenmeye gidilmesi, gençlik hizmetleri açısından önemli bir gelişme olmuştur. Gençliğe yönelik hizmetlerde daha sağlıklı bir koordine gerçekleştirilmiş, gençlikle ilgili araştırmalar yapılmış; serbest zaman faaliyetlerinin geniş bir yelpazeye yayılması sağlanmıştır. 1983’de eğitim, gençlik ve sporu tek çatı altında toplayan Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı (MEGSB) kurulmuştur. Bu tarihten itibaren gençliğe yönelik hizmetler MEGSB bünyesinde kurulan bir genel müdürlük düzeyinde yürütülmüştür. 1986 ve 1989 yıllarında yapılan düzenlemeler sonucunda gençliğe yönelik hizmetlerle ilgili görevler, Başbakanlığa bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (GSGM) bünyesinde kurulan Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’na verilmiştir. Gerek 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda gerekse GSGM mevzuatında gençlerin korunmasına yönelik vurgu varken, özellikle 1995’den itibaren vurgunun katılıma doğru yöneldiği, gençlerin katılımının önündeki engelleri azaltma doğrultusunda düzenlemeler yapıldığı görülmektedir: 5
Cumhuriyet 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilmiştir.
14
• 1995’de seçme yaşı 21’den 18’e, 2006’da ise milletvekili seçilme yaşı 30’dan 25’e indirilmiştir. • 2002’de Avrupa Komisyonu Gençlik Programı’nı yürütmek üzere Devlet Planlama Teşkilatı
bünyesinde kurulan Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı’nın (Ulusal Ajans – UA6) çalışmalarıyla gençlerin sivil alandaki etkinlikleri giderek artmaktadır. • 2004’de yürürlüğe giren Dernekler Kanunu ile dernek kurma kolaylaştırılmış ve gençlik alanında örgütlenmeye katkı sağlanmıştır. • 2005’de çıkarılan Belediye Kanunu ve 2006’da çıkarılan Kent Konseyi Yönetmeliği ile gençlerin yerel düzeyde yönetime katılımlarının önü açılmıştır. • 2005’de çıkarılan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik ve Spor Kulüpleri Yönetmeliği doğrultusunda tescilli gençlik kulüplerine maddi destek sağlanmaktadır. Bu gelişmeler sonucunda gençlik alanında kamu ve sivil toplum arasında diyalog da giderek artmıştır. Bugün gelinen noktada hem kamuda hem de sivil toplumda tüm paydaşların katılımıyla bütüncül bir gençlik politikasının gerekliliği görüşü paylaşılmaktadır. Mevcut Durum Toplam nüfus içerisinde büyük bir orana ulaşmış olan gençliği ilgilendiren konuları kapsayan özel bir yasa bulunmamaktadır. Gençlik hak ve hürriyetleri farklı kurumların genel kanunları çerçevesinde yer almaktadır. Eğitim, sağlık, barınma, istihdam, çalışma hayatı, sosyal güvenlik, kültürel hayat, serbest zamanları değerlendirme, zararlı alışkanlıklardan koruma gibi konularda çeşitli kurumlar tarafından hizmet verilmektedir. Milli Eğitim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Sağlık, Kültür ve Turizm, İçişleri, Dışişleri ve Adalet Bakanlıkları ile Başbakanlığa bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Devlet Planlama Teşkilatı - Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı - Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (GSGM) kendi yasal düzenlemeleri kapsamında gençliğe hizmet götürmektedir. Türkiye’de gençlikle ilgili mevzuat irdelendiğinde gençler, devletin bütünlüğünü sağlayacak şekilde yetiştirilmesi gereken bir insan kaynağı ve kötü alışkanlıklardan korunması gereken bir kesim olarak görülmektedir. Bu husus gençlik politikasına yön veren Anayasa’nın ”Gençliğin Korunması” başlıklı 58. maddesinde aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir: ”Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” 2005 tarihli Belediye Kanunu’na dayanılarak İçişleri Bakanlığı’nca hazırlanan Kent Konseyi Yönetmeliği ile gençlik meclisleri için yasal dayanak oluşturulmakta ve gençlik faaliyetleri güvence altına alınmaktadır. Söz konusu yönetmeliğin tanımlar kısmında meclisler ve çalışma grupları olarak tanımlanmaktadır. “Kadın ve gençlik meclisleri başta olmak üzere kent konseyinin görev alanlarında, yönetişim anlayışına dayalı ve sürdürülebilir kalkınma içinde çeşitli toplum kesimlerinin kent yönetimine katkıda bulunmalarını, kaliteli ve yaşanabilir bir kentin yönetiminde aktif rol almalarını hedefleyen ve gönüllülük esasında oluşmuş ortak yapılar”
6
http://www.genclik.gov.tr/
15
Kent konseyinde oluşturulan görüşlerin, belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirildiği hükmü göz önüne alındığında, bu düzenleme gençler açısından önemli bir gelişme olarak görülmektedir. Geleceğe yönelik stratejik planlama Türkiye’de ilgili tüm kurum ve kuruluşların katılımıyla Başbakanlığa bağlı Devlet Planlama Teşkilatı’nca hazırlanan Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) ile Orta Vadeli Program (20092011)’da • Gençler de dahil olmak üzere işgücü piyasasında zorluklarla karşılaşan dezavantajlılar için fırsat
eşitliği sağlanacağı ve gençlerin işgücü piyasasında deneyim kazanmalarını sağlayıcı programlar geliştirileceği, • Gençlerin aileleri ve toplumla iletişimlerini daha sağlıklı hale getirecek, özgüvenlerini
geliştirecek, yaşadıkları topluma aidiyet duygularını, duyarlılıklarını ve karar alma süreçlerine katılımlarını artıracak tedbirler alınacağı belirtilmektedir. 2006’da hazırlanan Kamu İdarelerinde Stratejik Planlamaya İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik doğrultusunda GSGM de 2010 – 2014 dönemini kapsayacak şekilde ilk stratejik planını hazırlamakla yükümlü kılınmış olup, çalışmalar halen devam etmektedir. Hükümet programında gençlikle ilgili aşağıda belirtilen hususlar yer almıştır: • Gençliğin her anlamda donanımlı, temel değerlere sahip çıkan bireyler olarak yetişmelerini
sağlamak, onları zararlı alışkanlıklardan korumak ve geleceğe güvenle bakmalarını sağlamak bütün politikalarda gözetilmesi gereken bir öncelik olarak belirlenmiştir. • Gençlerin ülkenin rekabet gücünü geliştirecek önemli aktörler haline getirilmesi hedeflenmiştir. • Demokratik ve çoğulcu evrensel değerleri özümsemiş, farklılıkları zenginlik olarak gören ve sorumluluk almayı bilen bir gençliğin yetiştirilmesi öncelikli hedefleri arasındadır. • Gençliğin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar devam edecektir. • Spor tesislerinin yapımının sürmesi, gençlik merkezlerinin ve gençlik kamplarının sayısının artırılması, yabancı ülkelerle gençlik değişim programlarının hızlandırılması, olimpiyatlara sporcu hazırlama kapsamında gençlere teşvik ve destek sağlanması hedeflenmiştir. Dokuzuncu Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Program ile uyumlu olarak Bakanlar Kurulu’nca kabul edilen 2009 Yılı Programı’nda7 aşağıdaki tedbirlerin alınması kararlaştırılmış, sorumlu ve işbirliği yapılacak kurumlar belirlenmiştir. • Programda GSGM; dezavantajlı gençler için aktif işgücü programlarının yaygınlaştırılması, suça
itilmiş çocuklara yönelik çalışmaların etkinleştirilmesi, korunmaya muhtaç çocuklara yönelik sevgi evi ve çocuk evi modellerinin yaygınlaştırılması, çocuk koruma, bakım ve rehabilitasyon merkezleri ile bakım ve sosyal rehabilitasyon merkezlerinin sayısının artırılması gibi tedbirlerin alınmasında işbirliği yapılacak kurumlar arasında bulunmaktadır. • Programda GSGM’ye gençlerin toplumla bütünleşmiş, özgüven sahibi, sağlıklı bireyler olarak
yetişmelerini ve toplumsal hayata aktif katılımlarını sağlayacak tedbirler alma sorumluluğu verilmiş ve aşağıdaki çalışmaları yapması istenmiştir:
7
http://www.dpt.gov.tr/Portal.aspx?PortalRef=3
16
“Başta AB olmak üzere, örnek ülke uygulamaları incelenip bir Ulusal Gençlik Stratejisi oluşturulacaktır. Gençlik Meclislerinin kurulması teşvik edilerek gençlerin karar alma süreçlerine katılımları sağlanacaktır. Gençlerin yaygınlaşan şiddet ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmalarını temin maksadıyla spor ve sanata yönlendirilmeleri sağlanacaktır. İnternet ortamında gençleri ve çocukları tehdit eden unsurların zararlarını en aza indirebilmek için gençlerin interneti ne amaçlarla kullandığına ilişkin araştırma yapılacaktır.” GSGM Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı; bu program doğrultusunda gençlerin serbest zamanlarını sosyal, kültürel ve eğitsel etkinliklerle değerlendirmelerini sağlayacak ortamlar ve olanaklar sunmaktadır. Gençlik merkezleri, gençlik kampları, uluslararası ilişkiler, sosyal ve kültürel faaliyetler, gençlik kulüpleri ile araştırma ve rehberlik olmak üzere altı şube müdürlüğü ile gençler, gençlik liderleri ve gençlik çalışanları için programlar yürütmektedir. Çeşitli ülkeler ve başta Avrupa Konseyi olmak üzere uluslararası gençlik örgütleri ile koordinasyon sağlanmaktadır. Avrupa Konseyi Gençlik ve Spor Müdürlüğü ile işbirliği halinde ülkede gençlik politikası gelişimine katkı sağlayacak uluslararası boyutta etkinlikler düzenlenmektedir. Almanya ile 1994’de imzalanan Gençliğe Yönelik Politikalarda İş Birliği Protokolü çerçevesinde katılım, sosyal hizmetler, göç, toplumsal cinsiyet, kültürlerarası öğrenme, gönüllülük ve aktif vatandaşlık gibi konularda çeşitli programlar düzenlenmekte, gençlik merkezleri ve sivil toplum örgütleri arasında değişim programları teşvik ve koordine edilmektedir. Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası ile işbirliği halinde gençlik merkezlerinin güçlendirilmesine yönelik projeler gerçekleştirilmektedir. Ayrıca değişik ülkelerle karşılıklı gençlik değişim programları uygulanmakta ve ortak projeler gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de Gençliğe İlişkin Bazı Özel Koşullar ve Sorunlar Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) İnsani Gelişme Raporları çerçevesinde hazırlanan “Türkiye 2008 - Türkiye’de Gençlik”8 konulu rapora göre, Türkiye’de gençlik önemli sorunlarla karşı karşıyadır. Raporda özellikle “görünmeyen” gençlerin durumuna dikkat çekilmektedir. Kamuoyuna “bekar, sağlıklı, dinamik ve genelde orta sınıf öğrenciler” olarak sunulan gençlik aslında 15-24 yaş grubunun sadece üçte birini oluşturmaktadır. Bunun dışında kalan ve çoğunluğu genç kadınlardan oluşan “görünmeyen gençlik” (ne öğrenim, ne de iş hayatında olan kadınlar, engelliler, tüm ümitlerini kaybetmiş ve iş aramaktan vazgeçmiş gençler, çocuk ve genç hükümlüler, sokak çocukları ve sokakta yaşayan gençler, ülke içinde yerinden olmuşlar, insan ticareti kurbanları) genellikle göz ardı edilmektedir. Hükümet’in 2009 Yılı Programı’nda eğitime erişim eğitim sisteminin temel sorunlarından biri olarak görülmektedir. OECD ve AB ülke ortalamaları ile karşılaştırıldığında özellikle zorunlu eğitim kapsamı dışında kalan eğitim kademelerinde okullaşma oranları düşük düzeyde kalmaktadır. 2009 Yılı Programı’nda özellikle eğitim ve istihdam alanında olmak üzere cinsiyetler arası dengesizliğe de dikkat çekilmektedir: “Ülkemizde 15-29 yaş arası gençlerden istihdamda ve eğitimde olmayanların oranı OECD ülkelerine göre oldukça yüksektir. Bu durum kadınlarda erkeklerden daha belirgindir. Ayrıca, erkeklerde 15-29 yaş grubunda eğitim ve istihdamda olmayan nüfusun oranı 29 yaşına yaklaştıkça azalırken, kadınlarda bu durum tam tersidir. Kadınlar için eğitim ve istihdam açısından aktif olmama durumunun erkeklere göre daha kalıcı olduğu görülmektedir.”
8
http://www.undp.org.tr/publicationsDocuments/NHDR_En.pdf
17
2009 Programı’nda genel işsizlik oranının iki katı olan genç işsizlik oranının yüksek seviyede seyrettiği belirtilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in her ay kamuoyuna duyurduğu Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre Ocak 2009 döneminde 15-24 yaş grubundaki genç nüfus için işsizlik oranı yüzde 27,9’dur.9 “Türkiye’de Gençlik” konulu raporda nüfus artış hızının istihdam artışının üstünde seyrediyor olmasına dikkat çekilmekte; toplumdaki güçlü aile desteğine “garanti” gözüyle bakılamayacağı görüşü ifade edilerek, sosyal devlet kapsamındaki hizmetler alanında önemli boşluklar olduğu belirtilmektedir. Gençlerin siyasi ve toplumsal yaşama katılımı için sağlanan fırsatlar sınırlı kalmıştır. “Türkiye’de Gençlik” konulu rapora göre sivil toplum kuruluşu üyesi olan gençlerin oranı yalnızca %4’dür. Diğer birçok ülkede de gözlemlendiği gibi Türkiye’de de gençler siyaset mekanizmalarına ve politikacılara güven duymamaktadır. Halen bir siyasi partide faaliyet gösteren gençlerin oranı %4,7’dir. Rapora göre Türkiye’de önümüzdeki yıllarda gözlemlenecek yaşlı bağımlılık oranları hükümetler için fırsatlar sunabileceği gibi zorluklar da yaratabilecektir. Türkiye’nin önünde, bugünün genç kuşağını 2023 yılı ve ötesinin mücadelelerine hazırlamak için 15 yıllık bir demografik fırsat penceresi bulunmaktadır. 2023’e ulaşıldığında, Türkiye nüfusunun yaklaşık %70’i çalışma çağında olacak ve azalan bir hızla da olsa, ülkenin çalışma çağındaki nüfusu 2040 yılına kadar artmaya devam edecek. Nüfus artış hızı düşerken, çalışma çağındaki nüfusun artmaya devam etmesi durumunda oluşan bu demografik dönüşüme “demografik fırsat penceresi” deniyor. Böyle bir olgu, bir ülkenin tarihinde ancak bir kez rastlanan bir “fırsat”. Bugünün gençlerini geleceğin mücadelelerine hazırlamak için ülkenin önünde bulunan 15 yıllık “demografik fırsat penceresi”nin7 iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye daha fazla gecikmeden gençler için doğru fırsatlar yaratabilirse, eğitimlerine yeterli yatırımı yapabilirse ve işgücüne katılım oranını artırabilirse demografik fırsat penceresini etkin bir şekilde kullanmış olacaktır. Sonuç Türkiye’de bütüncül ve sürdürülebilir bir gençlik yapılanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Gençleri kaynak olarak gören, gençlerin toplumda genç olarak var olabilmelerini benimseyen bir bakış açısıyla ve ilgili tüm tarafların süreçte yer alacakları katılımcı bir yaklaşımla bir gençlik yasasının çıkartılması gerekmektedir. Bu çalışma yapılırken gençlik politikası tüm politikalarla bağlantılı olarak düşünülmeli ve geliştirilmelidir; yürütülecek hizmetlerde ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordineyi sağlayacak üst yapılanmaya özen gösterilmelidir.
9
http://www.tuik.gov.tr/Start.do
18
Kaynakça Acar, H. (2008). Türkiye’nin Ulusal Gençlik Politikası Nasıl Yapılandırılmalıdır?, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 5(1). Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (2008). Turkey 2008 - Youth Development Report - Youth in Turkey, Ankara. http://www.undp.org.tr/publicationsDocuments/NHDR_En.pdf, http://www.genclikpostasi.org/v1.5/index.php?option=com_actcont&task=view&id=105&itemid=5#733 Binbaşıoğlu, C. (1995). Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi - 2795, Araştırma İnceleme Dizisi - 70, İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları. Council of Europe (2003). Experts on Youth Policy Indicators, Third and concluding meeting 26 - 27 March, 2003, European Youth Centre, Draft Final Report 2nd version, Strasbourg: Directorate of Youth and Sport, Council of Europe Ferah, A. (1971). Gençlik Kampları - Serbest Zamanı Değerlendirme Sürecinde, Ankara: Neyir Matbaacılık. http://www.basbakanlik.gov.tr/docs/hukumetprg.doc http://www.coe.int/t/e/cultural_co-operation/youth/TXT_charter_participation.pdf http://www.dernekler.gov.tr/_Dernekler/Web/Gozlem2.aspx?sayfaNo=51 http://www.dpt.gov.tr/Portal.aspx?PortalRef=3 http://www.genclik.gov.tr/ http://www.ghdb.gov.tr/ http://www.tuik.gov.tr/AltKategori.do?ust_id=11 http://www.tuik.gov.tr/Start.do http://www.un.org/esa/socdev/unyin/qanda.htm#1 http://www.un.org/events/youth2000/def2.htm http://209.85.129.132/search?q=cache:C2VWw1VF4zAJ:rega.basbakanlik.gov.tr/+resmi+gazete&cd=1&hl=tr&ct=clnk&gl=tr &client=firefox-a Kaya, Y. K. (1981). İnsan Yetiştirme Düzenimiz, Politika-Eğitim-Kalkınma, Ankara: Erk Basımevi. Kentel, F. (1999). Türk Gençliği 98, Suskun Kitle Büyüteç Altında, İstanbul: Konrad Adenauer Vakfı Yayınları. Yılmaz, G. (2005). Milli Eğitim Bakanlığı Örgütündeki Yapısal Değişimler, Ankara Üniversitesi (Eğitimde Reform Ödevi). http://64.233.169.104/search?q=cache:DqGdJBj2XscJ:mimas.politics.ankara.edu.tr/ Türk, E. Dünden Bugüne Milli Eğitim Bakanlığı – Kuruluş ve Tarihsel Süreç, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi. http://64.233.169.104/search?q=cache:S0qy0dHbiFMJ:yayim.meb.gov.tr/dergiler/sayi44/ Türk Gençliğinin ve Sporunun Hizmetinde 60 Yıl, Ankara: Gökçe Ofset. Siurala, L. (2005). A European Framework for Youth Policy, Strasbourg: Directorate of Youth and Sport,Council of Europe Publishing. Siurala, L. (2007). Involving Young People in Policy and Implementation Department of Youth, Integrated Youth Policy Conference 17-19 January, Rotterdam, Netherlands. Steinberg, L. (2007). Ergenlik, F.Çok (Yay. Haz.) Ankara: İmge Yayınevi. Yentürk, N., Kurtaran, Y., Nemutlu, G. (2008). Türkiye’de Gençlik Çalışması ve Politikaları, İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları..
19
Türkiye ile İsveç arasında gençlik politikası alanında işbirliği
Jonas Bjälesjö, Araştırmacı, Lund Üniversitesi ve Linnaeus Üniversitesi, İsveç
Gençlik Nedir? Gençlik kavramı, örneğin kültür ve kimlik kavramları kadar muğlak ve çeşitlidir. Bu kavramın arka planında gerek gençlere ait birçok fikir, ilgi alanı, anlayış, deneyim, yaşam tarzı vb. gerekse gençlerin çevresinde bulunan kişi ve kurumlara ait değerler ve fikirler yer alır. Bu nedenle gençler farklı gençlik kategorilerini temsil etmeleri beklendiğinde kendilerini genellikle bunalmış ve kaybolmuş hissederler (cf. Bennett 2000, Giddens 1991, Johansson, Sernhede & Trondman (ed) 1999 ve Ziehe 1989). Gençliği anlamak ve tanımlamak, farklı kişilerin farklı bağlamlarda yaptığı farklı tanım ve sınıflandırmalar anlamına gelmektedir. Genç olmanın ve gençliğin etkisi ile katılımının ne anlama geldiğine ilişkin değişimler ile gelişmelere açık olmak için, geleneksel bir yorumlama çerçevesine girme hatasına düşmemek önem taşır. Örneğin, bir “sorun” olarak gençlik, hayatta aynı ilgi alanları ve hedefleri olan tek bir kategori olarak gençlik veya alt-kültürel anlam ve ilgi alanlarının hakim olduğu ve gençliğin “öteki” kapsamı çevresinde yer alan varsayımlardan yola çıkarak tanımlandığı ve incelendiği değişik sosyal ve kültürel bağlamların ilk ve en önemli parçası olarak gençlik (buna ilişkin örnekler için: Hauan & Heggli 2002, Löfgren & Norell 1994, Muggleton & Weinzierl 2003, Sernhede 1996, Sernhede & Johansson 2001 ve Ziehe 1989). Çoğu zaman gençlik ergenlikte bedensel ve psikolojik değişiklikler ile tanımlanan biyolojik/ psikolojik bir kategori olarak değerlendirilir. Ancak gençlik aynı zamanda toplumun kültürel fikirleri, görüşleri, hayat tarzları ve medya imajı ile tanımlanan ve gençlik ve genç olmak tanımını “oluşturan” sosyolojik ve kültürel bir kategoridir. Ancak yaygın olan bakış açılarından birisi de gençlerin yetişkinlerden ve yetişkinlikten farklı ve ayrı olarak düşünülmesidir. Örneğin “jüvenil” ne çocuk ne de yetişkindir. Onlar geçiş dönemindedir: genç, yakında yetişkin olacak ve çeşitli yollardan topluma entegre olacaktır. Farklı bakış açılarına bağlı olarak gençlik kavramının çeşitli tanımları bulunmaktadır. İsveç ve Türkiye’de gençliğe ilişkin fikirler ve kavramlar doğrultusunda gençlik; - Yasal/ siyasal bir kategori (örneğin oy verme hakkı, temel insan hakları, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi vb konularda farklı toplumların gençliğe karşı tutumu) - Sosyal bir kategori (örneğin aile, evlilik, sosyal sorumluluk vb gibi toplum içindeki çeşitli sosyal yapılar ve kurumlar) - Kültürel bir kategori (gençler ile ilgili hangi kültürel beklentilere sahibiz, genci ve gençliği nasıl tanımlıyoruz, gençlik ile ilişkilendirdiğimiz fikirler ve faaliyetler nelerdir, gençler neler yapar ve neyi sever, gençlerin sahip olduğu zevkler ve faaliyet gösterdikleri alanlar nelerdir, müzik, sinema, spor, hobiler, serbest zamanlarında gerçekleştirdikleri etkinlikler nelerdir). olarak tanımlanabilir. Farklı toplumlarda ve ülkelerde yetişkinliğe adım atmanın çeşitli göstergeleri vardır. Örneğin üniversiteden mezun olmak, evlenmek, çalışmaya başlamak, aileden ayrılarak kendi evine taşınmak, çocuk sahibi olmak, kendi ailesini kurmak gibi.
20
Gençlik politikası nedir? Gençler toplumun bir parçası ve üyeleri olduklarından, gençlik konuları ve gençlik politikası da örneğin sağlık politikası, iş gücü piyasası politikası, barınma politikası gibi toplumda değişik politika alanlarına dahildir. Aşağıdaki metinde gençlik politikasına ilişkin bazı kavram ve bakış açıları sunulacaktır. Genel olarak “kaynak olarak gençlik” kavramı merkezi bir konu olup bu ifade farklı şekillerde anlaşılabilir. Gençlerin etkisi, katılımı, bağlılığı, ilgi göstermesi ve yaratıcılığı üzerinde de ayrıca durulmaktadır. Avrupa bakış açısına dayalı olarak gençlik politikası konusunda genel yol gösterici ilkelerin bir özeti Avrupa Komisyonunun yayınladığı “Gençlik Üzerine Beyaz Kitap”tan bulunabilir. Bu, 15-25 yaş aralığında yer alan gençlerin yaşamlarını iyileştirmeye yönelik önerilerin yer aldığı bir politika belgesidir10. Burada dört genel politika alanı öne sürülmüştür: -
Katılım Bilgilendirme Gençlere yönelik gönüllü hizmetler Gençlerin durumu/ yaşam koşullarına ilişkin daha geniş bilgi
Özellikle gençleri ilgilendirmese de ilgili siyasi kararların gençlerin yaşamını etkileyen beş öncelik alanı belirlenmiştir: -
Eğitim, hayat boyu öğrenme ve hareketlilik İstihdam Sosyal entegrasyon (yoksulluğun, sosyal uyumsuzluğun ve sosyal dışlanmanın önlenmesi) Irkçılık ve yabancı düşmanlığı Özerklik ve bağımsızlık
(Avrupa Komisyonu, Gençlik Üzerine Beyaz Kitap) Bu belge temel olarak bu öncelik alanlarına ağırlık vermiştir. Başlangıç noktasında ayrıca gençlerin etkisi, gereksinimleri ve gençlerin bir kaynak olarak değerlendirilmesi üzerinde durulmuştur. Metnin geri kalan bölümünde de bu konular farklı başlıklar ve bölümler altında özetlenmiştir. Gençlik politikası, kapsamlı bir çerçevede, topluma katılıma ilişkindir ve hayatın farklı alanlarında topluma yön veren temel demokratik ilkeler konusunda katılım, etki ve anlayışın sağlanması ile ilgilidir. Gençlerin katılımını artırmak için hem politika yapıcıların hem de gençlerin bilgi sahibi olması gereklidir. Ayrıca, temel liberal hak ve özgürlüklerde (ifade, dernek kurma, toplantı yapma, vb.) olduğu gibi, katılımın duyurulması konusunda bireysel olanakların tanınmasının yanı sıra sorumlulukların da üstlenilmesi gerekmektedir. Gerek İsveç gerekse Türkiye gençlik politikası konularında gelişme kaydetme ve görünürlüğü artırma doğrultusunda çabalarını sürdürmektedir. Ancak, (Gençlik Üzerine Beyaz Kitap’ta da belirtildiği gibi) “gençlik bakış açısının diğer politika alanlarına entegre edilmesini” şart koşan AB direktifinin de dikkate alınması önemlidir.
10
Politika belgesi, bir teşkilatta temel eylem ilkelerinin ortaya konulduğu belgedir.
21
Gençlerin genel olarak katılımı ve dahil edilmesinin önemini tartışmadan önce, yukarıda yer verilen önemli politika alanlarının da tartışılması gençlerin durumunun kapsamlı bir değerlendirmesi için önem taşımaktadır. Bunlar, gençlerin refaha erişimini olanaklı hale getirebilecek ve onlara hayatlarına etki etme fırsatı tanıyacak politika alanlarıdır (bkz. İsveç Hükümeti önergesi 2004/05:2). İsveç hükümeti gençlik politikasına ilişkin 2004/05:2 sayılı kanun tasarısında ulusal gençlik politikasının genel bir politika alanı olduğu ve gençlere yönelik girişimlerin toplumun çeşitli sektörlerinden katılımcılar/kurumlar tarafından üstlenildiği belirtilmiştir. Farklı düzeyde ve farklı alanlarda üstlenilen girişimler ayrıca birbirini ve bu alanlarda alınan sonuçları etkilemektedir (İsveç hükümeti önergesi 2004/05:2 s. 21). İsveç hükümetine göre, aşağıdaki alanlarda kapsamlı bir yaklaşımın benimsenmesi, gençler için müreffeh bir yaşamın sağlanabilmesi için bir önkoşuldur: • • • • •
Eğitim İstihdam Sağlık Etki Serbest zaman /Kültür
Eğitim etki için önemli bir araç olduğu ve buna bağlı olarak gençlerin kendi yaşamları üzerinde etki ve güce sahip olmasını sağladığı için gençler açısından oldukça önemlidir. Eğitim ayrıca topluma entegrasyon, ekonomik büyüme, toplumsal adalet ve kültürel hoşgörü konularında da merkezi bir rol üstlenmektedir. Eğitim gençlerin kişisel ve kimlik gelişimine yardımcı olur. Gençlere daha fazla sosyal beceri ve başkalarıyla birlikte çalışma yeteneği kazandırır ve bu sayede farklı bağlamlarda vatandaş olarak işlev göstermelerini destekler. Ancak, eğitim ile öğrenmenin yalnızca örgün eğitim sistemi içerisinde gerçekleşmediğini akılda tutmak gereklidir; bu işte, evde, serbest zaman etkinliklerinde, STK’lara yönelik gönüllü faaliyetlerde vb durumlarda karşılaştığımız bir süreçtir. Yani eğitim ve öğrenme çok çeşitli sosyal etkileşimler ve ilişkiler içerisinde meydana gelmektedir. İstihdam çoğunlukla eğitime bağlıdır. Eğitim gibi istihdam da kişinin kendi yaşamı üzerinde önemli bir etki ve güç aracıdır. Gençler arasında işsizlik oranı (özellikle eğitim almamış gençler için) çoğunlukla yüksektir ve gençler için uzun süreli işsizlik sosyal marjinalleşmeye ve öz değer düşüklüğüne neden olmaktadır. Gençler arasında işsizlik toplum için bir yandan da siyasi bir sorundur çünkü gençlerin inisiyatif gücü, girişimcilik becerileri ve yaratıcılıklarından yararlanılamamasına neden olmaktadır. Genç yaşta işsizlik genellikle işgücü piyasasına katılımda sıkıntılara sebep olmaktadır ve yeterince iş deneyimi olmadıkça işe girmek her zaman zordur. Bu bir kısır döngüye dönüşerek gençleri sosyal marjinalleşmeye itebilmektedir. Sağlık gençlerin yaşam şartları için çok önemlidir. Ayrıca, gençlerin topluma ilişkin görüşleri, sosyal işlevleri ve kişisel refahları üzerinde etkisi büyüktür. Buna göre sağlık gençlerin topluma katılım beceri ve isteklerini ve yaşamları üzerindeki etki güçlerini etkilemektedir. Çoğu Avrupa ülkesinde sağlık konusunda endişe verici gelişmeler meydana gelmektedir. Gençler de dahil olmak üzere çoğu kişi fazla kilolu ve bedensel olarak hareketsizdir. Bedensel etkinlik için daha iyi koşullar oluşturmaya yönelik çok sayıda politika geliştirilmekte ve daha iyi beslenme alışkanlıklarının kazanılması için gayret gösterilmektedir. Zihinsel ve psikolojik sorunlar da birçok ülkede endişe verici durumlar arasındadır. Gençler, özellikle de genç kızlar arasında stres, kaygı, korku, baş ağrısı ve uyku sorunları ciddi ve endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Yukarıda belirtilen sıkıntılar çoğunlukla okul ile ilişkilendirilmektedir (bkz Bjälesjö 2005 & 2007).
22
Etki gücüne sahip olmak gençlerin iyiliği ve refahı için büyük önem taşımaktadır. Kişinin kendi sesini duyurma olanağına sahip olması, onun yaşama ve refaha bakışını etkilemenin yanı sıra etki edebildiği bir yaşama ve refaha kavuşmasını sağlar. Gençlerin katılımı ve çeşitli siyasi sektörlere temsil edilme olanağı farklı boyutlarda (yaş, cinsiyet, eğitim ve iş olanakları, sosyal ve etnik geçmiş vb) eşitliği destekler. Gençlerin yerel çevrelerinde, okulda ve kendilerini etkileyen çeşitli alanlarda politika geliştirilmesinde etki sahibi olması kendi refahları ve toplumdaki demokratik süreçler ve değerler için önemlidir. Gençlerin serbest zamanlarını kaliteli bir biçimde geçirme ve kültürel etkinliklere erişim hakkı da oldukça önemlidir. Serbest zaman, gençlerin yaşamlarında önemlidir. Toplum değiştikçe ve ergenlik dönemi birçok ülkede daha uzun süreye uzadıkça gençlerin kimlikleri ve kişisel gelişimleri için her geçen gün daha da önemli hale gelmektedir. Anlamlı serbest zaman etkinlikleri ve ilgi çekici kültürel faaliyetler gençlerin iyiliği ve refahının bir parçasını oluşturur. Bu nedenle ana hedeflerden biri gençlerin serbest zaman ve kültürel etkinlikler yaratması ve bunlara katılması için olanak yaratmak olmalıdır. Bu bağlamda cinsiyete ilişkin farklı gereksinimlerin dikkate alınması ve yeni serbest zaman ve kültürel etkinlikle türlerinin bilinmesi ve desteklenmesi gereklidir. Mevcut gençlik kuruluşları ve derneklerinin desteklenmesi önemlidir ancak bu kuruluş ve derneklerin gençler tarafından oluşturulması da desteklenmelidir. Nitelikli gençlik liderlerinin ve rekreasyon liderlerinin istihdamı ve eğitimi, gerek etkinlikler gerekse gençlerin kişisel ve kimlik gelişimi üzerinde büyük etkiye sahiptir. Spor salonları ya da gençlik merkezleri gibi buluşma noktalarının da gençlerin iyiliği ve etkide bulunma olanağı bulması için önem taşıdığı göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, spor sağlığa katkıda bulunur (yukarıya bakınız) ve toplumda demokratik bir sürecin anlaşılması ve buna katılımın bir parçası olabilir. Bu politika alanlarının temel amacı, gençlerin yaşam koşullarına ilişkin bilginin etkin bir biçimde edinilmesi ve izlenmesini ve bu konuda daha sistemli bir inceleme ve raporlamanın yapılmasını sağlamaktır (İsveç hükümeti önergesi 2004/05:2 s. 33–42).
Katılım ve dahil olmanın önemi Gençlik politikasının başarılı olabilmesi için gençleri toplumun bir parçası haline getirmek ve katılımlarını artırmak çok önemlidir. Yerel düzeyde gençlik politikası, gençlere ilerideki yaşamalarında da yararlanabilecekleri deneyim ve olanakları kazandıracak etkinlikleri planlamaları ve yürütmeleri için etki ve sorumluluk (örneğin gençlik merkezlerinde, gençlik kulüplerinde, festivallerde, etkinliklerde, yaz kamplarında vb) vermekle ilgilidir. Örneğin STK’lar (özellikle İsveç’te) gençler arasında sorumluluk, sosyal yeterlilik ve demokratik değerlerin güçlendirilmesi konusunda çoğunlukla büyük öneme sahiptir. Gençlerin kamp ve festivaller gibi projelere liderlik etmesi katılım ve etki gücünü artırmanın etkili bir yoludur. Ayrıca, gençlik merkezleri beceri sahibi gençler için istihdam ve yeterlilik merkezleri olarak da kullanılabilir. Bunlar gençlerin gelecek yaşantılarında kendileri için yararlı olacak önemli şeyler öğrenmeleri ve geliştirmeleri olanağını tanıyabilecekleri yerler ağının bir parçası olarak işlev gösterebilir. Aynı zamanda, aşağıdaki ifadenin göz önünde bulundurulması da önemlidir: “Neyin üzerinde etkili olabileceğinizi bilmediğiniz sürece nasıl etki gücüne sahip olabilirsiniz ki?” Yukarıdaki alıntı, gerçek bir etki gücüne sahip olmak için gençlerin büyük ölçüde yaratıcı bir sürece dahil olmaları gerektiğini ifade eder. Gençler için farklı kurumsal ortamlar yalnızca faaliyetlerin bir parçası olmayıp aynı zamanda bu faaliyetler için koşulların belirlenmesi, planlanması ve uygulanmasında rol oynamaları olanağını tanıyabilir. Aynı zamanda, gençlerin çoğunun gençlik merkezlerini sadece arkadaşlarını görmek ve sosyalleşmek için ziyaret ettiklerini ve bu noktalara gitmekteki temel amaçlarının bu olabileceğini de dikkate almak gerekir.
23
Festival, yaz kampları ve benzeri diğer etkinlikler de buluşma noktaları kadar önem taşır. Buna göre, etkinlik ya da buluşma da içeriğinden bağımsız olarak, önemlidir; çünkü diğer gençlerle ve gençlik politikaları konusunda çalışmaya devam etmek için gerekli ilgi, irade ve enerji geliştirecek güç ve kuvvet için odak noktası görevi görür. Farklı konular ve faaliyetler çerçevesinde birleşmek için festivaller, yaz kampları ve benzeri diğer faaliyetler sürekli tekrarlanan fırsatlar olarak önem taşımaktadır. Gençlerin ve gençlik konularının ciddiye alındığını gösteren sembolik teyit niteliğinde törensel işleve sahiptirler. Bu faaliyetler ve bir araya gelme olanakları gençlik politikaları etrafında bir araya gelme ve meşru talep oluşturma fırsatı yaratırlar. Güçlü bir gençlik politikasının temel noktalarından biri gençliğin katılımı, dahil olması ve etkisi olduğu için, kendileri için hazırlanan faaliyetler ile ilgili olarak gençlerin nasıl karar alma sürecinin bir parçası olabileceğini tartışmak ve bunun yollarını bulmak önemlidir. Yani, faaliyetlere ilişkin sadece gençler için değil, gençler tarafından da ne gibi “iyi örnekler” vardır. Esasen bu demokrasi, etki gücü ve karar verme hakkına ilişkin bir meseledir. Gençler ile ilgili karar ve faaliyetlerin planlanması, düzenlenmesi ve uygulanması ile ilgili temel sorumluluk tabii ki her zaman böyle bir sorumluluğu taşıyamayacak olan gençlere yüklenemez. Ancak, birçok alanda gençler bu sorumlulukları büyük ölçüde üstlenebilmektedir ve bunu başarmak için gerçek ve somut planların bulunması önem taşımaktadır. Her iki ülkede gençlerin demokratik bakış açısı ve katılım temelinde faaliyetlerin günlük olarak gerçekleştirilmesi sürecine nasıl katıldığı ve etkileşim sağladığına ilişkin somut örneklerin görülmesi ilginç olacaktır. Şimdiye kadar, işbirliği projesi kapsamında bunun NASIL başarılacağı değil, bu konunun önemi ve uygulamada hangi ilke ve koşulların bulunduğu üzerine çeşitli ifadeler ortaya konulmuştur. Örneğin gerçekleştirilen gençlik faaliyetlerinin planlaması, programlaması, hazırlanması ve uygulamasının NASIL olduğunun araştırılması oldukça ilginç olabilir. Bunu gerçekleştirmenin bir yolu gençlerin sistem içinde izlenmesi; diğer bir deyişle, bireylerin katılım gerçekleştirdikleri etkinlik süresince adım adım izlenmesi olabilir. Burada sorulacak anlamlı soru, Türkiye’de devlete bağlı gençlik merkezlerine neden bu kadar çok genç kızın geldiği sorusu olabilir. Birçok açıdan gençlik merkezleri genç kızlar için “güvenli liman” görevi görmektedir; genç kızlar burada yaşıtları diğer hemcinsleriyle bir araya gelerek sosyalleşme ve ilgilendikleri etkinliklerde bulunma fırsatı elde ederler. Bu faaliyetler ağırlıklı olarak genç kızlar tarafından tasarlanmakta ve uygulanmaktadır. İsveç’te bu durum tam tersidir. Geleneksel olarak ve günümüzde halen gençlik merkezlerinde ağırlıklı olarak delikanlılar bulunmaktadır. Ancak İsveç’te dans, müzik, el becerileri vb kültürel faaliyetlere ağırlık vererek genç kızların ilgisini çeken çeşitli buluşma noktası ve gençlik merkezleri de yer almaktadır (Bjälesjö 2007, Ungdomsstyrelsen 2008:2:106). Günümüzde etki gücü ve sosyalleşme yolları, bir araya gelme ve ağ oluşturma (dahil olma, katılım ve etki için ana koşul) konusunda yeni eğilimler bulunmaktadır. İnternet kullanımının (sohbet odaları, internet sayfalarında gezinme, internet toplulukları vb) yerini büyük ölçüde gençler için geleneksel olarak düzenlenen faaliyetler almalıdır (ya da alacaktır). Ancak, mesele aslında gençlerin aynı içeriği araştırıp araştırmadığıdır ve sadece yapı değişmiş durumdadır. Yeni sosyal arkadaşlık, etkileşim ve katılım biçiminin faaliyetsizlik olarak yorumlanmaması (çoğunlukla böyle yorumlanır) yerinde bir strateji olacaktır. Gençlerin katılıma daha ilgili bir biçimde yaklaşmasını sağlamanın bir yolu da onların sosyal ağ oluşturma, arkadaşlık ve dostluk için kullandıkları kanalları (sohbet odaları, internet sayfalarında gezinme, internet toplulukları, Facebook, MySpace, vb.) kullanmaktır.
24
Kişilik, ağlar ve etki gücü Kişilik özelliklerinin de gençlerin etki gücüne yönelik iyi koşullar yaratmada hayati önem taşıdığı görülmektedir. Dar kapsamda politikacılar, yöneticiler ve genç işçilerden oluşan kendini görevine adamış insanlar ile genel olarak gençlik merkezlerinde faal olan gençlerin birleşimiyle birlikte katılım ve etki gücü için iyi bir ortam oluşturmak önemlidir. Bu şahısların geniş bir tanıdık ağına sahip olmalarının da büyük bir avantaj yarattığı görülmektedir. Konumları sayesinde, karar alıcılar ile gençler arasında ve yetişkinler ile gençler arasında bağlantı işlevi görmeleri önem taşımaktadır. Kişilik özelliklerin yanı sıra, yerel destek ve geniş yerel ağ da önem taşımaktadır. “Yerel” kavramının iki kısımdan oluştuğu görülmektedir: topluluğa aşina ve bu topluluğun bir parçası olma anlamında yerel ve gençlerden kabul görme ve onlar tarafından tanınma anlamında yerel. Bu koşullarda, güven ve saygı gibi kavramlar gençler arasında güven oluşturmak ve etki gücü ile kendini görevine adama için uygun koşulları yaratmak bakımından önem taşımaktadır. Genç insanların, gerek yerel gerekse ulusal düzeyde kendileri ile karar alıcılar ve politikacılar arasındaki bağlantı ve sözcü işlevini gören insanlara karşı güven ve saygı duymaları önemlidir. Söz konusu kişiler gençlerin güvenini ve saygısını karakterleri, davranışları ve eylemleri ile kazanırlar. Bunlar, personel alımı usullerine dahil edilmesi gereken etmenlerdir. Diğer bir önemli unsur da genel olarak teşkilat ve yapılanmanın gençler arasında katılım ve etki gücünün geliştirilmesi bakımından elzem olduğudur. Her iki ülkedeki farklı gençlik merkezleri ile gençlere yönelik toplanma yerleri, hem hükümet kuruluşlarının hem de sivil toplum kuruluşlarının ve yetkililerinin dahil olduğu ulusal ağ ve yapının bir parçasıdır. Bununla birlikte İsveç ile Türkiye arasında farklılıklar olduğu görülmektedir. Teşkilat ve yapılanmanın yanında hükümet müdahalesinin derecesi, belediyenin ve yerel yönetimin ulusal hükümetten bağımsızlığı ya da ulusal hükümete bağımlılığı, gençlerin faaliyetlerine odaklı gönüllü dernekler ile hükümet yönetimi altındaki derneklerin şekli ve teşkilatı vb de farklılık göstermektedir. Örneğin Türkiye’de gençlere yönelik olan ve gençlik merkezlerinde yürütülen gönüllü çalışmalar için ücret ödenmez ve insanlar bu çalışmaları serbest zamanlarında gerçekleştirirler, ancak bu faaliyetlere aynı zamanda Türk toplumunun çeşitli kesimlerinde değer verildiği görülmektedir. Söz konusu çalışmaların, kabul edilmiş ve pozitif değeri olan yapılandırılmış bir ödül sisteminin parçası olduğu görülmektedir. Örneğin hükümetin kendilerine istihdam sağlaması vb ile sonuçlanabilirler. Her ne kadar bu gönüllü çalışmaların arkasında bireysel motivasyon da olsa, gönüllülüğe dayanmayan yapılanmalar ve bağlamların bir parçasıdırlar ve bunlarla bağlantılıdır. Örneğin gençlik çalışanlarının, onlardan ne beklendiği ve çalışmalarının içeriği ayrıntılı bir şekilde ortaya konduğu açıkça tanımlanmış rolleri vardır. Bu nedenle, İsveç’e oranla Türkiye’de gençlik merkezlerinin daha odaklı ve belirgin rolleri olduğu ve sabit bir içerik ve yapılanmanın parçası olduğu görülmektedir. İsveç’te de gönüllü çalışmalar için ücret ödenmemektedir ve insanlar bu çalışmaları serbest zamanlarında gerçekleştirmektedirler; ancak söz konusu çalışmalar aynı şekilde değer görmemektedir ve bir ödül sisteminin bir parçası değildirler. Bunlar temelde bireyseldir, özel alanın/sivil toplumun bir parçasıdır ve STK’lar ve/veya İsveç toplumunun karakteristik özelliği ve İsveç sosyal, kültürel ve siyasi tarihinin bir parçası olan “gönüllü, kar amacı gütmeyen kuruluşlar” tarafından gerçekleştirilmektedir. Söz konusu gönüllü, kar amacı gütmeyen kuruluşlarda genellikle gençlik faaliyetlerinden sorumlu çalışanlar bulunmaktadır. Örneğin İsveç’in gençlere yönelik serbest zaman sektörü, geçmişten günümüze belediyenin yapısı içerisindeki çalışanları ile göze çarpan belirgin bir profesyonellik ile karakterize edilmiştir. Gelecekte birbirimizden öğrenmek ve “iyi örnekler” bulmak için, bu farklı türdeki kuruluşların günlük yaşamda nasıl işletildiklerinin ve çalıştıklarının ayrıntılı bir tanımının yapılması önemli görülmektedir.
25
Ulusal devlet kurumları aracılığıyla belediyeler tarafından desteklenen yerel düzeydeki güçlü gençlik kulübü/gençlik merkezi ağları yoluyla, gençlerin Avrupa Birliği’nin gençlik politikasının 4 hedefini (“katılım”, “bilgi”, “gençler arasında gönüllü hizmet” ve “gençliğin daha iyi anlaşılması”) gerçekleştirme olanağını güçlendirmek mümkündür. Uzun vadeli siyasal ve finansal destek yardımı ile gençlerin zamanla gönüllü olarak katıldığı ve böylece kuruluşu tanıdığı, arkadaşlıklar kurduğu ve bu bağlamda rahat hissettiği faaliyetler düzenlemek mümkündür. Uzun vadeli taahhütler sosyal ağları teşvik etmekte ve böylece aynı zamanda anlayışı kolaylaştırmaktadır. Güçlü bir siyasal ve finansal konum sayesinde faaliyetleri hedef gruba yönelik olarak pazarlamak ve onları katılıma özendirmek de daha kolay hale gelmektedir. Bu toplanma yerleri aynı zamanda gençlik bakış açısının ilk bakışta gençlik politikası alanları olarak düşünülmeyen farklı politikalara entegrasyonu için önemli merkezler olabilir. Bu, destekleyici siyasal bir altyapı da dahil olmak üzere güçlü ağlar aracılığıyla demokrasi, katılım, entegrasyon vb konusunda iyi politika örnekleri olarak işlev görerek sağlanabilir. Bu toplanma yerleri sayesinde aynı zamanda gençler karar alma süreçleri ve (siyasal) etki gücü için gereken koşulları öğrenirler. Etki gücüne yönelik yollar ve olanaklar hem gençlik merkezleri gibi resmi kanalları hem de gençlere yönelik diğer türde toplanma yerleri ve gençlik konseyleri/öğrenci konseylerini kapsar. Söz konusu yollar ve olanaklar aynı zamanda gençler tarafından ve gençler için kurulan çeşitli forumları da içine alır. Gençler ile devlet kurumları arasında aracılık rolü oynayan gençlik ve rekreasyon liderleri gibi gençler de önem taşımaktadır. İsveçlilerin yaptığı araştırma kişisel bağlantıların ve derneklerin/kuruluşların gençlerin etki güçlerini kullanmalarında en yaygın yöntemler olduğunu göstermektedir (Törnquist 2002:37). Ancak gençlerin gerçekten etki gücü kazanmaları için onlara somut, sorumluluk gerektiren işler verilmelidir. Politikacılar ve kamu görevlileri gençler için çaba göstermeye ne derece hazırlar? Gençlerin gençlik faaliyetlerinden sorumlu politikacılar ve kamu görevlileri ile doğrudan bağlantı kurmaları ne derece mümkündür? Deneyim alış-verişi ve işbirliği için iyi bir yöntem bulmanın önem taşıdığı görülmektedir. Gençler için etki gücü kanalları ve politikacılar ve kamu görevlileri ile bağlantıya geçme olanakları olsa dahi gençler genellikle bunları bilmemekte ya da zaten kendilerini kimse dinlemeyeceği için çaba sarf etmenin gereksiz olduğunu düşünmekte ve hissetmektedirler. Dolayısıyla burada önemli soru, gençler için daha resmileştirilmiş iletişim kanallarının yaratılmasının mı yoksa daha çok kendiliğinden gelişen bağlantılar ve ilişkiler için çaba sarf edilmesinin mi gerektiğidir. Zaman zaman farklı “diller” de sorun olabilmektedir. Yani politikacıların, kamu görevlilerinin vb kendi fikirlerini, kararlarını ve farklı kararların nedenlerini anlatma, geri bildirim ve bilgi verme yollarının gençler tarafından anlaşılması zordur. Bu gibi durumlar için yeni iletişim yöntemleri araştırılabilir ve ortaya koyulabilir. Gençlik politikasının gerçekleştirilmesi için gençlerin gönüllü çalışmaları önemlidir. Çalışmaların kendisi de demokratik değer anlayışı geliştirmek bakımından hayati öneme sahiptir. Bu çalışmalar sayesinde gençler toplum ve toplumun işlevleri konusunda daha çok bilgi sahibi olmakta ve bu konuya gittikçe daha fazla dahil olabilmektedirler. Gönüllü çalışmalar, aynı zamanda gelecekte ne tür bir kariyer ya da iş seçerlerse seçsinler kendilerine avantaj sağlayabilecek olan genel kültür ve becerileri de beraberinde getirmektedir. Bu tarz bir taahhüt çoğu zaman gençlere genel olarak mesleki kariyer için yararlı olan bir bilgi temeli ve beceri kazandırır. Bunun yanı sıra gençlerin kendine olan güvenlerini geliştirmekte ve kamu yaşamının farklı alanlarında resmi bir nitelik olarak düşünülmektedir.
26
Öğrenme Süreçleri Gençlik politikasının önemli bir alanı da hayata hazırlık ve yatırım olarak eğitim ve öğrenmenin önemidir. Eğitim ve öğrenme aynı zamanda hem bireysel bir katkı hem de topluma önemli bir katkı olarak kabul edilmektedir. Gençlerin geleceğinin bir parçası olarak öğrenmenin farklı bakış açıları vardır. Kendinizin gerçekten anlayabileceği bilgileri yaratma yöntemi olarak yaparak öğrenme, bilgi yaratmanın bir yoludur. Bu yöntem, bir öğretmenin/ gözetmenin konuştuğu ve gençlerin de dinlediği geleneksel yöntem ile karşılaştırılabilir. Etkileşimli bir süreç daha iyi bir öğrenme yöntemi olarak düşünülebilir ve gençlik merkezleri için de iyi bir örnek olarak öne sürülebilir. Teknolojideki değişiklikler, yeni teknolojiyi kullanma ve gençlerin bu teknolojiye daha çok aşinalık kazanması bakımından öğrenme süreci içerisinde önemli olarak görülebilir. Gelecekte bir öğrenme yöntemi olarak öğretmen/gözetmen ve öğrenciler/gençler arasındaki iletişim yerine öğrenciler/gençler arasındaki iletişimin olduğu gibi kişisel yetenek de her geçen gün daha fazla öğrenmeye bağlı hale gelecektir. Diğer bir yöntem de öğrenmek için kişinin kendi deneysel materyalini yarattığı “araştırma tabanlı bir eğitim” geliştirmektir. Pek çok yönden gençlerin etki gücü derecesini etkilediği (çoğu kez kısıtladığı) görülen bir koşul da zaman unsurudur. Pek çok genç (tanımları ve açıklamaları) için başka bir zaman sürecinde yaşıyor gibi görünmek önem taşımaktadır. Gençler anında sonuçlara, çözümlere ve cevaplara kavuşmak isterler. Bu perspektiften bakıldığında, karar almaya yönelik kurallar ve gelenekler ile gençlerin hızlı sonuçlar, çözümler ve cevaplar ile bir şeyleri değiştirme arzuları ve farklı perspektifleri arasında bir uyuşmazlık doğmaktadır. Diğer taraftan kısa vadeli projeleri olan ve zaman kısıtlaması olmayan daha esnek bir kuruluş, çok sayıda gençlik merkezini simgeleyen bir yapılanma ile çalışabilir. Kısa vadeli projeleri olan esnek bir kuruluş fikrinden doğan daha genel bir yansıma da gençlerin etki gücü ve faaliyetlerine ilişkin çalışmalarda devamlılık sağlama becerisidir. Bu, temelde alanda çalışan insanlar (hem gençler, politikacılar ve karar alıcılar hem de kamu görevlileri) için devamlılık sağlamak ile ilgilidir. Doğal nedenlerden dolayı gençlerin taahhüdü ve dahil olması çok uzun bir zaman dilimine yayılmamaktadır (ergenlik döneminin günümüzde çoğunlukla daha uzun olduğu düşünülse ve pek çok genç için ve bu dönem gerçekten de daha uzun olsa dahi). Burada önemli nokta, faal olarak konuya ilgi duyan ve duygusal olarak da dahil olan gençler konusunda zaman içerisinde devamlılık sağlamaktır. Bunu başarmak zor olabilir ancak başarmaya yönelik önerilerden bir tanesi, devamsızlığa karşı savaşmak ve bilgi dönüşümünü güvence altına almak amacıyla bir tür akıl hocalığı geliştirmektir. Faal, ilgili ve duygusal olarak dahil olan gençler gittiğinde yerlerine başkalarının gelmesi ve onların çalışmalarını devam ettirmesi gerekir. Aksi halde etki gücüne yönelik mevcut faaliyetlerin, kanalların, ağların ve olanakların yok olma riski doğar. Söz konusu faaliyetler zaman içerisinde uzun süre devamlılık gösteren güçlü bir yapılanma ve kuruluş ile çevrilirse bu ciddi bir sorun değildir.
“Karar alma” ve “karar almama” unsurları Ön plana çıkartılan diğer önemli bir unsur da “proje kültürü” diye adlandırabileceğimiz unsurdur. Yani genel olarak projeler, dolayısıyla da topluluklardaki farklı türde projeler, net modelleri ve kalıpları izleme eğilimindedirler. Karar alma sırası ve projeye dahil edilecek insanların seçiminde katı ölçütlere uyulur. Bunun yanı sıra projelerin beklentileri ve hedefleri o kadar sabittir ki biçim oldukça büyük ölçüde içeriği yönlendirir. Çok zaman siyasal itibar ve imajın hem içeriğinin etkisini azaltma hem de faaliyetlerin içeriğini güçlü bir biçimde etkileme riski taşıdığı görülür. Farklı gençlik projelerinin yalnızca resmi siyasal beyanatlar olmayıp gençlerin gereksinimlerine cevap vermek üzere somut faaliyetlere dönüştürülmeleri önem taşımaktadır. Genel olarak farklı projeler kapsamında gençlerin deneyimlerine ve yaşam koşullarına belirli kültürel koşullarda yeterli ilginin ve anlayışın nasıl gösterildiğinin göz önüne alınması önem taşımaktadır; çünkü onların bu deneyimleri ve yaşam koşulları tam olarak başlama noktasını oluşturmaktadır. Hangi gençlik faaliyetlerinin ve önlemlerinin uygun olduğunun değerlendirmesi genellikle örtülü olarak “gençlik projelerinin” nasıl tasarlanması gerektiğine dair hazır bir temel fikre ve/veya modele 27
dayanmaktadır. Söz konusu model, onay âdeti sistemi ile kuşatılmış kamu odaklı bir modeldir. Bu “proje kültürü” kendi usul ve kurallarına tabi olur ve faaliyetlerini onaylamak ve mazur göstermek üzere kendi âdetlerini sürdürür. Bu tür bir modelde farklı deneyimler, özellikle de fikirler için kısıtlı yer vardır. Raporlar, konferanslar, değerlendirmeler, çalışma materyali, anketler ve çalıştaylar, konuya dahil olan insanların faaliyetleri düzenleme, uygulama ve bunlarla birlikte çalışmanın olası yollarını aradığı bir filtre haline gelir. Faaliyetlerin hepsi, hatta çoğunluğu bu tarz “proje kültüründen” etkilenmese bile faaliyetleri biçimlendiren, çoğunlukla bilinçdışı olan bu koşulların her zaman farkında olmak önem arz etmektedir (bkz. Gerholm I: Arnstberg 1992). Gençlerin karar alma sürecine katılımını ne şekilde ölçüyor ve tahmin ediyoruz? Gençlerin (teoride) katılım sağladıkları ancak gerçek etkilerinin sınırda olduğu ve karar alma sürecinde geri planda tutuldukları yapılanmalar ve düzenlemeler sıklıkla mevcuttur. Teklif edilen bir önlemin görüşlerine sunulduğu bir kitle olmaları durumunda gençler, genellikle dinlenmekte11 ancak önerilerin ya da önlemlerin uygulanmasının bir parçası olma fırsatına sahip olamamaktadırlar. Diğer bir deyişle, gençler genellikle görüşleri alınan bir kitle ve fikirlerin üreticisi konumundadırlar ancak karar alma sürecinin bir parçası değildirler. Kararlar alınınca, genel ilkeler ortaya konulunca ve karar sırası belirlenince süreçte yeniden etkin hale getirilirler. Aynı şekilde gençler, bakış açıları konusunda her zaman dönüt almamakta ve kabul görmemektedir. Görüşleri alınan bir kitle olma işlevi gençlere gerçek anlamda etki gücü kazandırabilir ama onlara yorumlar getirmeleri ve düşüncelerini açıklamalarına olanak tanıyan ancak söz konusu gençlik politikasının pratikte uygulanması konusunda yaptırımı olmayan resmi bir etki gücü vererek gerçek etkilerini nötrleştirme yöntemi de olabilir. Bu durum toplumda yerel düzeyde kalkınma ve gençlerin gereksinimleri ve yaşam koşullarına katkıda bulunma konusunda ilgi ve becerinin azalmasına yol açabilir. Bununla birlikte, gençlere uygulamada bulunma konusunda sorumluluk ve güven verilen farklı etkinlik örnekleri de mevcuttur. Bu şekilde gençlerin görüşleri olumlu yönde değişim göstermiştir. Uygulanabilecek bir yöntem de sorumluluğu gençlere verilen fonların tahsis edilmesi olabilir. Farklı görevler için gençlerin seçilme sürecinin analiz edilmesi de önem taşımaktadır. Bazen görevlendirmeler ve gönüllü çalışmalar için gençleri çalışma kadrosuna almak zor olabilmekte ve bu nedenle dikkatle seçim yapmak gerekebilmektedir. Bu makul bir çözüm olabildiği gibi bazı insanların anlayışı, bazen de kimin ya da neyin temsil edileceğini belirlediği keyfiyeti anlamına gelen bir süreç de olabilir. Katılımları ve dahil olmalarında gençlere eşlik etmenin sağlam ve istikrarlı bir yolunu tutturmak ve mümkün olan en yüksek düzeyde sorumluluk ve etki ile kendi kendilerini yönetmelerine izin vermek arasında denge kurulmasının önem taşıdığı görülmektedir. Kendilerine yardım etme konusunda onlara yardımcı olmanın önemli olduğu görülmektedir. Bir diğer yöntem de konu gençleri kimin temsil edeceğine ve etki için gereken koşullara geldiğinde karar alma sürecini (yerel politika geliştirme sürecinde hali hazırda mevcut olan seçim usulleri aracılığıyla) gençlerin kendilerine devretmek ya da diğer gençler arasında en geniş ağa sahip ve en çok saygı gören gençleri özenle seçmektir. Karar alma ve etki konusunda bir öneri de gençlerin aşmak için büyük çaba sarf ettikleri birkaç konu üzerinde yoğunlaşmaları gerektiğidir. Bu durumda bazı şeyleri gerçek anlamda değiştirmek ve etkilemek için daha iyi olanaklar mevcut olacaktır.
11 Gençlere ilişkin siyasi kararlar uygulamaya sokulmadan önce, karar alma teşkilatı, kurumu… vb genellikle bu karara yönelik temel verileri, kararın ilgilendirdiği çeşitli kuruluşlara gönderir.
28
Sonuç Gençlerin etkisine ilişkin görüş ve anlayışlar için hayati önem taşıdığı görülen bazı konular vardır. Bunlar, katılım ve etkiye ilişkin tanımlar ve yorumlamalar ve de katılım ve etki için olanaklar ile ilgilidir. Söz konusu konular aynı zamanda yetişkinler (politikacılar, kamu görevlileri ve karar alıcılar) ile gençler arasındaki ilişkiler ve karşılıklı anlayışın nasıl geliştirildiği ile ilgilidir. Bununla bağlantılı olarak, bu yetişkinler arasındaki iletişim de başlıca öneme sahip bir durumdur ve ayrıca birbirleri arasında nasıl güven ve meşruiyet oluşturulacağı meselesidir. Gençlere yönelik toplanma yerleri de bağlantı ve faaliyet alanları olarak çok büyük önem taşıyan başlama noktalarıdır. Yerel ortamların pek çoğunda resmi kanallar (gençlik teşkilatları, gençlik konseyleri/öğrenci konseyleri) tatmin edici düzeyde işlemektedir ve gerek İsveç’te gerekse Türkiye’de çok gerekli demokratik kurum olduğu görülmektedir.
Kaynakça Gerholm, L. (1992). Den erfarenhetsförnekande kulturen – Visioner och verklighet i ett kulturpolitiskt projekt. I: Arnstberg K-O (ed) 1992: Etnologisk samhällsforskning. Lund: Studentlitteratur. Bennett, A. (2000). Popular music and youth culture – music, identity and place. London: MacMillan Press Ltd. Bjälesjö, J. (2002). Rockparty in Hultsfred. Young people and local music life. I: Hauan, M A. & Heggli, G. (eds.) Younger than yesterday, older than tomorrow. Cultural perspectives on contemporary childhood and youth. Turku: NNF Publications 11. Bjälesjö J. (2005). Att vara ung i Eksjö kommun. Luppundersökning 2005. Bjälesjö J. (2005). Att vara ung i Hultsfred kommun. Luppundersökning 2005. Bjälesjö J. (2005). Att vara ung i Oskarshamn kommun. Luppundersökning 2005. Bjälesjö J. (2005). Att vara ung i Vimmerby kommun. Luppundersökning 2005. Bjälesjö J. (2007). Att vara ung i Eksjö kommun. Luppundersökning 2007. Bjälesjö J. (2007). Att vara ung i Hultsfred kommun. Luppundersökning 2007. Bjälesjö J. (2007). Att vara ung i Oskarshamn kommun. Luppundersökning 2007. Bjälesjö J. (2007). Att vara ung i Vimmerby kommun. Luppundersökning 2007. Bjälesjö J. (2007). Att vara ung i Söderköping kommun. Luppundersökning 2007. Bjälesjö J. (2007). Lumbus i Hultsfred – nätverk och mötesplats för ungdomar över 16 år. Utvärdering av ungdomsprojektet Lumbus i Hultsfred. Rapport till Ungdomsstyrelsen. Giddens, A. (1991). Modernity and Self-identity. Self and Society in the late Modern Age. Cambridge: Polity Press. Hauan, M A. & Heggli, G. (eds.) (2002). Younger than yesterday, older than tomorrow. Cultural perspectives on contemporary childhood and youth. Turku: NNF Publications 11. Johansson T., Sernhede O. & Trondman M. (eds) (1999). Samtidskultur: Karnevaler, karaoke och kulturella koder. Nora: Bokförlaget Nya Doxa. Muggleton D. & Weinzierl R. (eds) (2003). The Subcultures Reader. Oxford/New York: Berg Publishers. Norell M. & Löfgren A. (eds) (1994). Att förstå ungdom – Identitet och mening i en föränderlig värld. Stockholm/Stehag: Symposion. Sernhede O. (1996). Ungdomskulturen och de Andra – Sex essäer om ungdom, identitet och modernitet. Göteborg: Daidalos. Sernhede O. & Johansson T. (2001). Identitetens omvandlingar – black metal, magdans och hemlöshet. Göteborg: Daidalos. Ungdomsstyrelsen (2008). Mötesplatser för unga – aktörerna, vägvalen och politiken. Stockholm: Ungdomsstyrelsen. Ziehe, T. (1989). Kulturanalyser. Ungdom. Utbildning. Modernitet. Stockholm/Stehag: Symposion. Commission of the European Communities (2001). European Commission White Paper – A new impetus for European Youth. Brussels: Com (2001) 681 final. Proposition 2004/05:2. Makt att bestämma – rätt till välfärd.
29