M A G A Z I N E
BY SHERATON ANKARA HOTEL & CONVENTION CENTER LUGAL, A LUXURY COLLECTION HOTEL ANKARA
WINTER ISSUE 2016
İMTİYAZ SAHİBİ • OWNER TURSER Turizm Servis Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. Adına Mehmet Melih VURKIR YÖNETİM OFİSİ Noktalı Sok. No: 1 06700 Kavaklıdere, ANKARA YÖNETİM • MANAGEMENT Genel Müdür • Genaral Manager Joerg U. LIMPER Otel Müdürü • Hotel Manager Hasan F. BOZKURT YAYIN • PUBLICATION Genel Yayın Yönetmeni • Editor in Chief Yaman ÖZEL Editör • Editor Esen Bahar PEKER Tasarım • Design Kerem ŞEKER Çeviri •Translation Ekin UŞŞAKLI YAZI İŞLERİ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü • Managing Editor Yaman ÖZEL KATKIDA BULUNANLAR • Contributors Arzu KASAR, Yalçın ERGİR Ozan BIÇAKÇI, Evrim MEMİLİ Kapak Fotoğrafı • Cover Photo Lara JADE
REKLAM • ADVERTISING Satış Müdürü• Sales Manager Banu BİRDAL Reklam Satış • Advertising Sales info@enamourmagazine.com Rezervasyon • Reservation Tel•Phone : 0 (312) 457 60 00 E-mail: info@enamourmagazine.com Web: www.enamourmagazine.com Baskı-Cilt • Printing-Binding ARKADAŞ BASIM SAN. LTD. ŞTİ. Adres: Kazım Karabekir Cad. Sütçüoğlu İş Hanı No: 37/14 Ulus/ANKARA Tel: 0(312) 341 63 10 E-posta: bilgi@arkadasbasim.com.tr Web: www.arkadasbasim.com.tr Tasarım Ofisi • Design Office Adres: Tunalı Hilmi Cad. No: 7/B Çankaya ANKARA Telefon: 0(312) 419 20 24 Mail: studiovenue@hotmail.com Web: www.venue.com.tr
Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz.
Neither text nor photographers from this publication may be reproduced either in full or summary without acknowledingthe source and without prair permisson from the publisher.
Yayın Türü: Süreli Yerel Publication Genre: Local Periodical Yayın Süresi: 3 Ay Publication Period: 3 Months Yayının Dili: Türkçe-İngilizce Publication Language: Turkish-English
CONTENT NEWS
24 Inspired Ingredients, Expertly Matched İlham Dolu Lezzetler Ustalıkla Eşleşiyor
Hours of a Day 28 24 Günün 24 Saati
36 A Timeless Design
The Grand Ballroom Zamansız Bir Tasarım The Grand Ballroom
38 The New Year Guide 2016 Yeni Yıl Rehberi
57
FASHION & PASSION
and Beyond 50 Luxury Lüks ve Ötesi Zeitgeist 56 Dönemin Ruhu
Runway Report 57 Podyum Raporu 62 Tricks İşin Sırrı BEAUTY
Secrets 71 Beauty Güzellik Sırları Without Red Lipstick 74 Never Kırmızı Rujsuz Asla TALKING ABOUT
84 What If Film Directors Were Architects
Yönetmenler Mimar Olsaydı
94 Natural Act:
Merve Özaslan
Doğanın Kanunu
60 ROBERTO CAVALLI
12
I Winter 2016
Conferme 96 Copie Aslı Gibidir
CONTENT MOODBOARD
135
Office 100 Box Vizyondakiler 102 Festival On Wheels Sets Off
Gezici Festival Yola Çıkıyor
Piano Sounds in Ankara 107 Başkentte Piyano Sesleri Salt Ulus 110 Art Of Disagreement
İhtilaf Sanatı
INTOWN
114 An Ankara Delusion: Grand Cinema
Bir Ankara Düşü: Büyük Sinema
Interview: Seçim Aydın 120 Röportaj: Seçim Aydın
126 NewTreasure in Ankara:
155
Chess Museum
Ankara’da Yeni Bir Hazine: Satranç Müzesi
128 Art and Antiques Touch The Soul Of The City
Şehre Dokunan Eserler ve Antikalar
CITIES & STORIES
132 Interview: Lara Jade Röportaj: Lara Jade
158
TRAVEL
Rent an Island 142 Ada Kiralama
152 The UNESCO World Heritage in Turkey
Türkiye’deki Dünya Mirasları
158 Perfect Weekend: Winter Hotels Kış Otelleri
14
I Winter 2016
REKLAM
Ö
ncelikle ilk sayımızın ardından bizlere yorumlarıyla ve katkılarıyla cesaret veren tüm okuyucularımıza teşekkürlerimizi sunmak isterim. Yeni sayımızda sizlerle çoğalarak buluşmak, heyecanımızı daha çok arttırıyor. Şimdiden Ankara’ya dair sabırsızlıkla paylaşmayı beklediğimiz pek çok hikaye biriktirdik. Her hikayenin ardında şehrin başka bir yüzünü keşfetmek birlikte çıktığımız yolculuğu doyumsuz kılıyor. Bize bu keyfi yaşatan keşiflerimizi ilerleyen sayılarımızda ve blog sayfamızda paylaşmaya devam edeceğiz. İkinci sayımızın hazırlık aşaması yoğun ve paylaşmaktan ayrıca mutluluk duyduğumuz yeniliklerle dolu. Haziran ayında Grand Ballroom alıştığınız yüzüyle son etkinliğine ev sahipliği yapmıştı. Eylül ayında yenilenen konseptiyle kapılarını açtığımızda beklentilerimizin ötesinde bir salonla karşılaşmanın mutluluğunu yaşadık. Yeni balo salonu geçmiş, bugün ve geleceği bir araya getirerek, zamana meydan okuyacak bir tasarımdan güç alıyor. Bunca unutulmaz anıya ev sahipliği yapan bir salonu geleceğe taşımak bizlere ve mimarlara zorlu bir sorumluluk yüklüyordu. Yeni tasarımın geleneğin detaylarına sadık kalarak yılların eskitemeyeceği bir kimlik oluşturmasını hedefliyorduk. Bunu başardık ve Ankara’ya yeni anılara ev sahipliği yapacak güçlü bir değer kazandırdık. Henüz görme fırsatınız olmadıysa, kapılarımızın size hep açık olduğunu hatırlatmak isterim. Bu sayıda çok değerli katkılarını esirgemeyen Yalçın Ergir, Seçim Aydın, Merve Özaslan ve Lara Jade’e teşekkürlerimizi sunarak dergiyi size bırakıyorum. Keyifle okumanız ve bize eşlik etmeniz dileğiyle...
16
I Winter 2016
First of all, I would like to express our sincere thanks to all our readers for their encouraging comments on our first issue. It is exciting for us to grow with you on our second issue. We have already collected numerous stories on Ankara that we look forward to share with you.Discovering new facades of the town with each story we tell makes our journey a peerless one. We will continue sharing these stories in our upcoming issues and on our blog page. The preparation period of our second issue was a busy one which was full of novelties. The Grand Ballroom has served for the last time with its’ known face in June. When the doors of the ballroom opened this September, we were ravished with the delight of the new design which was beyond our expectations. The new ballroom is a re-enactment of the past, the present and the future while it radiates warmth, comfort and a timeless design. After all, it was a big responsibility for us and our architect to modernize this iconic space. The new design respects the tradition of the venue and looks to the future. I can say with confidence that we achieved and exceeded our expectations in providing Ankara with a monument which will create new memories. If you have not seen our venue yet needless to say - you are always welcome. I would like to thank Yalçın Ergir, Seçim Aydın, Merve Özaslan and Lara Jade for their invaluable contribution. Now I invite you to this special journey and hope you’ll enjoy it…. Joerg U. Limper Complex General Manager
İşiniz daha çok kazandırıyor ÜCRETSİZ SPG PRO ÜYELİĞİNİZİ HEMEN BUGÜN BAŞLATIN.
news SHERATON İSTANBUL FOUR POINTS IN ISTANBUL ATAŞEHİR HOTEL
FOUR POINTS İSTANBULDA
Starwood Hotels & Resorts Worldwide, İstanbul’da yeni bir Sheraton Oteli açmak için, Cevahir Yapı ile bir anlaşma imzaladı. 2015 yılında açılacak olan Sheraton İstanbul Ataşehir, 2015’e kadar 500. oteli açma yolunda ilerleyen Sheraton markasının global büyemesini de destekleyecek. Michael Wale, “Türkiye’de büyüyen adımlarımız, ülkenin etkin bir iş ve finans merkezi olmasının yanı sıra turizm merkezi olarak da sürekli büyümesini yansıtıyor. İstanbul gerçekten çok kültürlü bir şehir ve biz de bu dinamik şehir de, Asya yakasındaki ilk otelimizi açarak, hem iş hem de tatil amaçlı seyahat edenler için yeni bir buluşma noktası yaratmak istiyoruz” dedi.160 odası bulunan otel Marmara Denizi ve şehrin hareketli manzarasına sahip.
Starwood Hotels & Resorts Worldwide, Inc. has signed an agreement with Cevahir Yapi to open a new Sheraton hotel in Istanbul. Set to open next year, Sheraton Istanbul Atasehir will reinforce the global growth of the Sheraton brand as it remains on track to open its 500th hotel by 2015. “Our growing footprint in Turkey reflects the country’s continued growth as a tourist magnet, as well as an event, business and financial centre. Istanbul is a truly multi-cultural city and we’re excited to open our first hotel on the Asian side, offering business and leisure travellers a new gathering place in this dynamic destination” said Michael Wale. Located in the Atasehir district, the hotel is featuring 160 guest rooms with scenic views of either the Marmara Sea or the bustling city.
18
I Winter 2016
Four Points İstanul Dudullu’nun açılışı markanın Türkiye’ye ilk girişi olmasından ötürü oldukça önemli. Türkiye’nin en büyük endüstriyel alanlarından biri olan Dudullu’da inşa edilen Four Points by Sheraton İstanbul, Sabiha Gökçen Havaalanı’na otomobil ile 20 dakikalık mesafede.Ayrıca TEM ve Boğaz Köprüleri’ne doğrudan erişime sahip. 182 odası, toplantı salonları ve fitness merkezi ile İstanbul’un Asya Kıtası’ndaki en büyük otellerden biri olan otel, etraftaki 1,000’den fazla şirket için uygun bir konaklama imkanı sunuyor. Ever Group Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Selen Ersü “Four Points by Sheraton İstanbul Dudullu, bize İstanbul’un önemli bölgelerinden birinde varlığımızı güçlendirmek için mükemmel bir fırsat sağlayacak. Starwood’la işbirliğimizi arttıran ikinci Four Point’s otelini Batışehir’de açacağımızı duyurmaktan da ayrıca gurur duyuyoruz” dedi. Her iki otelin de 2016 yılında açılması planlanıyor. Opening of the Four Points Istanbul Dudullu is brand’s milestone entry into the country. Located in the heart of Dudullu – Istanbul’s largest industrial zone – the hotel is on the Asian side of the city with easy access to the Trans-European Motorway (TEM) and only a 20 minute drive from Sabiha Gökçen International Airport (SAW). Owned by Ever Group, the new Four Points hotel features 182 guest rooms, casual dining at The Restaurant, seven meeting spaces totaling 224 square meters, and a fitness center. “Four Points Istanbul Dudullu will be a great meeting point for sports enthusiasts as well as business travelers, ideally situated in the buzzing industrial zone of Dudullu” said Selen Ersü, Chairman of the Board at Ever Group. “The hotel strengthens our partnership with Starwood and I’m thrilled that by the end of the year we will be introducing a second Four Points to Istanbul in the thriving area of Batisehir.” Both Four Points hotels will be opened in 2016.
DESTINATION UNLOCKED
Unlock Istanbul with Le Méridien Istanbul Hotel Etiler, a destination within an inspiring destination. İstanbul’un yeni destinasyonu Le Méridien Istanbul Etiler, şehri farklı bir bakış açısıyla gözleriniz önüne seriyor. LE MERIDIEN ISTANBUL ETILER CENGIZ TOPEL CADDESI NO. 39 34337 ETILER, ISTANBUL, TURKEY T +90 212 384 0000 F +90 212 384 01 11 lemeridien.com
N 41° 05’ E 29° 02’ DESTINATION UNLOCKED
WHERE ACTIONS SPEAK LOUDER
100 MİLYON DOLARLIK KAMPANYA
Sheraton Hotels & Resorts 100 milyon dolarlık bütçeyle yaklaşık 10 yıl aradan sonra televizyon reklamlarına geri dönüyor. 2017’de “Where Actions Speak Louder” sloganıyla yayınlanmaya başlayacak reklam serileri; misafir deneyimindeki gelişmeleri, yeni ürün ve işbirliklerini, hizmet mükemmelliyete yapılan vurguyu ve Starwood Otelleri’nin amiral gemisi Sheraton markasının yenilenen yüzünü anlatacak. Starwood Otelleri’nin CEO’su Adam Aron; Sheraton 2020SM programının bir parçası olarak “Where Actions Speak Louder” kampanyasının, Sheraton’ın dünya çapında en çok tercih edilen marka olma hedefini somutlaştıracağını belirterek “Yeni reklam kampanyamızla misafirlere hem Sheraton’a farklı bir gözle bakma fırsatı yaratmış olacağız hem de bu ikonik markanın çok hakettiği beğeniyi muhafaza etmesini sağlayacağız” dedi. Sheraton Hotels & Resorts launched a $100 million multichannel marketing campaign, which includes its first comprehensive advertising effort since 2011 and marks the brand’s return to TV for the first time in nearly a decade. Titled “Where Actions Speak Louder,” the new campaign, which is slated to run through 2017, is designed to boldly communicate ongoing enhancements to the Sheraton guest experience, including new products and partnerships, a renewed focus on service, and an elevated look, feel and design for the flagship brand of Starwood Hotels.According to Adam Aron, Chief Executive Officer of Starwood Hotels & Resorts, “Where Actions Speak Louder” is part of Sheraton 2020SM , a comprehensive plan to solidify Sheraton as a leading global hotel brand of choice, everywhere. “With this sophisticated new advertising campaign, we intend to turn heads and give consumers a compelling reason to take another look at Sheraton, while keeping this iconic brand on the pedestal it so richly deserves” said Aron.
20
I Winter 2016
TRIPLE YOUR BENEFIT
KAZANCINIZI ÜÇE KATLAYIN
Starwood Türkiye otelleri etkinlik sahipleri için yeni prim programını açıkladı. Yalnızca bireysel etkinlikler için geçerli olan Referans Primi programı organizasyon sahiplerine önerdikleri üç etkinlik üzerinden kazanç sağlıyor. Program kapsamında etkinliğiniz sonrasında verilen referans çekiyle Starwood Türkiye otellerinde gerçekleştirilecek organizasyonlar için %5 prim kazanma şansınız oluyor. Starwood Turkey hotels announced a new joint incentive providing benefits for the event owners. Only available to individual event owners, the Referral Check program is an opportunity to have future earnings from three events derived by your referral. According to the program you receive a referral check after you organize an event in one of the Starwood Turkey hotels. This check will let you have %5 benefit on the future events.
OTELLER / HOTELS Sheraton Ankara Hotel & Convention Center Lugal A Luxury Collection Hotel Ankara Le Meridien İstanbul Etiler W Hotel İstanbul The St. Regis İstanbul Sheraton Bursa Hotel A Loft Bursa Hotel Sheraton Samsun Hotel Sheraton Adana Hotel
LUGAL, A LUXURY COLLECTION HOTEL ANKARA
S
tarwood Grubu’nun dünyaca ünlü 9 markasından biri olan The Luxury Collection, bulunduğu bölgenin özelliklerini yansıtan ve her biri sahip olduğu isimden başlayarak kendine özel hikayesini anlatan 80’den fazla sıradışı oteliyle temsil edilmektedir. MarkanınTürkiye’deki ilk temsilcisi olan Lugal, A Luxury Collection Hotel Ankara, şehrin kalbi Kavaklıdere’de bulunmaktadır. “Lugal” Sümerler’de liderlerin en yücesi anlamında mükemmellik ifadesi olarak kullanılırdı. Açıldığı günden bu yana prenslerin, kralların, devlet başkanlarının ve başkentiwn en sıradışı misafirlerinin tercih ettiği Lugal Ankara’da, taşıdığı isminden gelen mükemmelliği kapısından adım attığınız andan itibaren tüm detaylarda fark edeceksiniz. Her köşesinde çağdaş bir zerafetin yorumlandığı Lugal, kişiye özel sunulan hizmetleri, sanatla dolu duvarları, büyük kısmı 60m2 ve üzerinde olan ferah odaları ve benzersiz suitleri ile ayrıcalıklı hissetmeyi tercih eden misafirlerine en üst düzey konforu sunmaktadır. Zevkli deneyimleri biraraya getiren Lugal Ankara alternatifsiz hizmetlerine ek olarak lezzet keşifleri için de ayrıcalıklı bir durak. Lugal’in uluslararası misafirlerini ve başkentlileri geçmişten günümüze Anadolu mutfak kültürleri ile buluşturan gurme restoranı Aruni Restoran & Bar, Anadolu uygarlıklarına ait birçok mutfağı keşfederken sizlerin rehberi olacak. Bu sofrada belki çok iyi bildiğiniz belki de hiç duymadığınız geleneksel ve yöresel yemekleri Aruni farkı ile tadacaksınız.
22
I Winter 2016
The Luxury Collection is the curator of the world’s most enriching and desirable destination experiences. With over 80 hotels and resorts, each one is a distinct and powerful expression of its location, a gem-like treasure to be savored, celebrated and collected. The brand is represented in Lugal, A Luxury Collection Hotel, Ankara in Turkey receiving its name from the Sumerian civilization. Sumerian was an ancient civilization consisting of city states around the rivers.Although each of these cities had individual leaders, the leader of the dominant city was considered the ruler of the region. The Sumerian word for ruler
par excellence is “Lugal”, which means “Great Person”. Lugal Ankara has always been the choice of kings, queens, head of governments and the Capital’s most prominent guests since it opened.You will notice the sense of perfection comming from its name in every detail. Located in Kavaklıdere, Lugal is an elegant statement in luxury with personalized service, art-filled walls, and 60m2 spacious rooms and suites. Lugal Ankara is also a unique spot for an epicurean journey. Aruni Restoran & Bar will be your gourmet guide for the Anatolian cuisines from the ancient civilizations to the modern ones.
Uniquely personalized. ReямБned privacy LIFE IS A COLLECTION OF EXPERIENCES LET US BE YOUR GUIDE lugalankara.com 90 312 457 6050
fresh ATake On Signature
DISHES TAZE BİR BAŞLANGIÇ
Inspired by global cuisines, worldwide tradition and local culture, PAIRED couples distinctive flavors to create unexpected taste sensations. Guests are challenged to break their rules and dine differently. Join the new Lobby Bar experience.
SMALL PLATES
BAR SNACKS
PREMIUM BEVERAGES
Damak tadınızı kışkırtın! Tadımlık tabaklar, yerel mutfağı yaratıcılık ve hayal gücüyle lezzetlendiriyor. Özenle seçilmiş içecekler mükemmel uyumla eşleşiyor.
Mutfaktaki yeteneğin şova dönüştüğü atıştırmalıklar, tabağınızıçeşitlendirmek için seçilmiş içeceklerle sunuluyor.
Sanatla dolu tabağınızla kusursuzca eşleşmesi için birinci sınıf içecekler yerel üreticilerin en özel kavlarından seçiliyor.
Activate your taste buds. The small plates put a new spin on the classics with creative, imaginative and locally relevant dishes that pair perfectly with premium beverages.
Bar snacks are a showcase of culinary talent served alongside suggested premium beverages challenging guests to expand their palates.
Sourced specifically from selected local brewers, premium beverages are handpicked to complement artisanal small plates.
TADIMLIK TABAKLAR
24
Dünya mutfağından, yaygın geleneklerden ve yerel kültürden ilham alan PAIRED sıradışı damak zevkleri yaratmak için ayrıcalıklı eşleşmeler sunuyor. Bu yeni deneyim alıştığınız kuralların dışına çıkarak farklı bir yemek tarzını tecrübe etmenizi sağlıyor. PAIRED programı Lobby Bar’da sizi bekliyor .
I Winter 2016
ATIŞTIRMALIKLAR
İÇECEKLER
INSPIRED INGREDIENTS, EXPERTLY MATCHED
İLHAM DOLU LEZZETLER USTALIKLA EŞLEŞİYOR Sheraton®, PAIRED programıyla lobi bar deneyimini şaşırtıcı bir tecrübeye dönüştürüyor. Lobby Bar’da tadımlık tabaklar sanatsal dokunuşlarla lezzetlendiriliyor. Bu lezzetlere, hayal gücünün yansımalarıyla hazırlanan atıştırmalıklar eşlik ediyor ve Türkiye’nin özel kavlarından seçilen içecekler damak tadınız için kusursuz bir eşleşme yaratıyor. Paired, geleneksel eşleştirme yöntemlerini alışılmadık sunumlarla geliştiriyor. Dünya çapındaki Sheraton otellerinde başlatılan program, misafirleri alıştıkları kuralların dışına çıkararak damak tadlarına yenilik katıyor. Yeni menü özgün tadımlık tabakları, atıştırmalıklar ve yerel ürteticilerden özenle seçilmiş birinci sınıf içecekler ile eşleştiriyor. Genişleyen Lobby Bar menüsü sunduğu seçeneklerle seyahat deneyiminizi yerel mutfak kültürüyle zenginleştiriyor.
26
I Winter 2016
Sheraton® is reinvigorating the Lobby Bar experience with imaginative menu additions through Paired, a new food and beverage program comprised of artisanal small plates and eclectic bar snacks served alongside suggested premium beverages. Paired stretches the boundaries of traditional pairing principles by blending ingredients together in new and unexpected ways for guests. Available at Sheraton properties worldwide, Paired is challenging guests to break the rules and dine differently. The new menu uniquely pairs small plates and bar snacks with an unexpected recommendation from Sheraton Selects—a menu of premium beverages— and sourced specifically from choiced local brewers. Through its expanded lobby bar menu, Sheraton enables guests to experience more of their destinations’ various cuisines by often featuring global cuisine with local influences, while also challenging them to expand their palates.
COPPER SPORTS BAR
LET YOURSELF BE MESMERISED BY MIXOLOGY COCKTAILS Copper Sports Bar yeni konseptiyle birinci yaşını geride bırakırken Miksoloji sanatının Başkent’teki tek adresi olmaya devam ediyor. Konuklarına cazibeli ve baş döndüren bir atmosfer sunan Copper Sports Bar’da Cuma ve Cumartesi geceleri 01:00’e kadar devam eden canlı DJ performansları ödüllü barmenlerin miksoloji kokteyllerine ahenk katıyor. Haftanın kalan günlerindeyse iş çıkışı bir araya gelmek harika bir seçenek. Bir yorgunluk içkisi, biraz bilardo ve takımınızın büyük ekranlardan taşan maç heyecanı dostlarınızla özlediğiniz sohbetleri vaad ediyor.
Copper Sports Bar celebrates its first anniversary with its brand new concept and continues to be the city’s primary address for enjoying the art of mixology.Award winning barmen’s mixology cocktails add flavour to live DJ performances that last until 1AM on Friday and Saturday nights in the charming atmosphere of Copper Sports Bar. During the week the bar is the favourite spot for winding down the work day. A relaxing soft drink, some billiard, soccer games on the flat screens and an intimate chat with friends… The best cure for you after a tiring working day.
Miksoloji Sanatı: Mutfaktan kadehe ilham dolu bir yolculuk
ART OF MIXOLOGY: An inspiring journey from kitchen to glass
İçecek kültürünü doruk noktasına taşıyan miksoloji sanatı daha önce denenmemiş bir damak ziyafeti sunuyor. Mutfağa zenginlik katan yüzlerce tat aromalarındaki en derin katmanlarına kadar ayrılıyor. Doğanın özünden gelen farklı aromalar kusursuz bir senfoni için, pişirme, tütsüleme, demleme teknikleriyle bir araya getiriliyor. Her karışım kendine has ritüeli ile görsel bir şölenle sunuluyor ve ince damak tadınızı kışkırtan eşsiz bir ritim yaratıyor. Sıradışı sunumularıyla miksoloji kokteyllerini Ankara’da deneyebileceğiniz tek adres olan Copper Sports Bar, sizi bu farklı içecek deneyimine davet ediyor. İlk yudumunuzdan önce karışımı bir süre dinlendirmeyi unutmayın.
The art of mixology which takes the beverage culture to its peak offers new tastes. Hundreds of culinary flavours are broken down into deeper layers. Interesting natural aromas fuse and form a perfect symphony with different techniques of cooking, smoking and brewing. Each mixture has a festive visual presentation with a unique ritual and evokes your senses.
28
I Winter 2016
Copper Sports Bar is the sole place where you can taste these extraordinary mixology cocktails. Don’t forget to regale before the first sip.
Time For Brunch! Brunch Zamanı
75
PER PERSON KİŞİ BAŞI
GÜNÜN 24sheratonankara SAATİ #
Ya ş a m ı n ı z ı n bir kısmını uzun seyahatlere ayırdığınızı biliyoruz. Sabahın ilk ışıklarında evinizi uykulu gözlerle geride bırakıp uzak bir şehre geliyorsunuz. Uzakta ama neyseki size tanıdık gelen bir yerdesiniz. O kadar yolu yalnızca yorucu bir iş günü geçirmek için gelmediniz elbet. Şehrin 5000 yıllık tarihi sizi keşfe davet ederken öncesinde kendinize yenilenmek için harika bir gün ayırabilirsiniz. 07:30 Güne erkenden başlamak zinde kalmak için alışkanlık haline getirebileceğiniz faydalı bir tercih. Tabi buna iyi bir kahvaltı eşlik etmeli! Kahvaltı menünüzü olabildiğince farklı renklerde lezzetlerle oluşturmanız önemli. Farkını gün içinde mutlaka hissedeceksiniz. 09:00 En son ne zaman aceleniz olmadan gazetenizi keyifle okuduğunuzu hatırlayamayabilirsiniz. Kimilerimiz için günün en keyifli kaçamaklarından biri bu olsa gerek. Gazetenizi elinize aldınız ve gün ışığıyla aydınlanan Lobby Bar’da rahat bir koltuk seçtiniz. Kahve keyfinizi sonraya bırakıp Akdeniz ve Ege bahçelerinden elle toplanan ve özel tariflerle sunulan kış kokteyllerine ne dersiniz? Tadını ve kokusunu unutamayacağınızdan eminiz. 10:30 Günün kalanında kendinizi daha iyi hissetmek için vakit kaybetmeyin. Seyahat ve iş temponuzun yorgunluğunu geride bırakmanız için Sheraton Fitness tarafından özel olarak geliştirilen egzersiz programını deneyin. Bu egzersizlerin birkaç saat içerisinde vücudunuzu ne kadar dinlendirdiğini görünce şaşıracaksınız. Sonrasında hangisini tercih edeceğiniz size kalmış; biraz yüzme, sauna, jakuzi ve buhar odası mı, squash, tenis ve okçuluk gibi hobilerinize vakit ayırmak mı? Doğanın kalbinden gelen volkanik taşlarla ruhunuzu yenileyecek bir masaja da hayır demezdiniz... 12:30 Yemek kültürünü keşfetme zamanı. Türk mutfağı ve uluslararası mutfaklardan seçkin lezzetlerin sunulduğu Brasserie One Restaurant’da damak tadınıza göre neyi tercih edebileceğinizi ödüllü şeflere bırakın. Restoranın açık mutfağında yemeğinizin nasıl piştiğini izlerken bir yandan da yemyeşil Kavaklıdere manzarasının keyfini çıkarın. Şanslı bir günde eşsiz bir kar manzarası da sizi bekliyor olabilir. 13:30 Şehrin kalbinde kısa bir yürüyüşe çıkmanın ve alışveriş yapmanın en doğru vakti. Kalın giyinmeyi ihmal etmeyin! Dünyaca ünlü markaların vitrinleri süslediği şık mağazalar ve şehrin anıtlaşan parklarıyla çevrili hareketli sokaklar size zamanın nasıl geçtiğini unutturacak. 15:30 Sheraton Club ayrıcalıklarından faydalanmayı unutmayın! Gün arasında işinize biraz zaman ayırmanız gerekiyorsa nefes kesen manzaraya karşı keyifli atıştırmalıklar eşliğinde çalışmayı tercih edin. Şehrin en tepesinde 20. katta Club misafirlerine servis veren Club Lounge’da gün boyu sunulan ikramlar ve eşsiz başkent manzarası işe ayırdığınız vakti keyfe dönüştürecek. 17:00 Dostlarınızla bir araya gelmek için en iyi mazeret Sheraton Paired! The Lobby Bar’da Paired programı en özel yerel kavlardan seçilen premium içecekleri kışkırtıcı atıştırmatıklarla eşleştiriliyor ve damak tadınıza yenilik katmanızı teşvik ediyor. 19:30 Brasserie One Restoran’ı öğle yemeğinde deneme şansınız olduysa Ankara’da yalnızca bu restoranda deneyebileceğiniz farklı bir mutfak tavsiyemiz olacak. Aruni Restoran & Bar! Lugal Ankara’da bulunan Aruni’de 3000 yıllık Anadolu kültürünü mutfak sanatlarıyla hikayeleştiren şefler size a-la-carte menüden yöresel lezzet seçenekleri sunarken, gurme menülerle tam bir tarihsel yolculuk deneyimlemenizi sağlıyor. Yedi tabaktan oluşan ve usta tadımcılar tarafından seçkin Anadolu şaraplarıyla eşleştirilen haftanın menüsünü kaçırmamanız gerek. 22:30 Copper Sports Bar heyecan verici mixology kokteylleri, aperatif atıştırmalıkları ile gününüzü iyi noktalamak için cazibeli ve baş döndüren bir atmosfer sunuyor. Burada geçireceğiniz zaman için, canlı müzik, bilardo, dart ve favori takımınızın maçları seçeneklerinizin arasında. 30
I Winter 2016
24 HOURS OF A DAY sheratonankara
We know that you allocate a part # of your life to long trips. You wake up at the first light of dawn with sleepy eyes and leave your home, heading for a city far away. You’re at a strange yet a familiar place. Of course, you haven’t come all this way just for a tiring work day. The city’s 5000 year history is inviting to be discovered yat you can also spend a great day renewing yourself before that. 07:30 The habit of starting your day early is a good choice if you want to stay strong and healthy. Of course this must be accompanied by a full breakfast! We strongly recommend you add as many colors possible to your breakfast You will certainly notice the difference within a day! 09:00 For many this is the most enjoyable time of the day! How about trying the winter cocktails made from fresh fruits of the Mediterranean and Aegean regions while you are reading your newspaper at the Lobby Bar? 10:30 Don’t lose time to make yourself feel better and try out the exercise program developed by Sheraton Fitness to leave behind the tiredness of your busy work and travel schedule. You will be surprised how quickly these exercises will relax your body and mind. It’s up to you whether to have a swim followed by the sauna, Jacuzzi and steam room or to spend time with squash, tennis or archery. Don’t miss the massage that will renew your soul with volcanic stones coming from the heart of the nature. 12:30 It’s time to discover the culinary culture. Let the award winning chefs help you choose the right food according to your taste at the Brasserie One Restaurant, with flavors from both Turkish and International cuisines. While you’re watching your food being cooked in the open kitchen, you can also enjoy the green view of Kavaklıdere. On a lucky you might relish the wonderland under snow. 13:30 Wrap Up! The perfect time to go for a short walk in the heart of the city and do some shopping. The elegant shops with display windows decorated with worldwide famous designers and the busy streets surrounded by memorial parks will make you forget the time. 15:30 Don’t forget to take advantage of the services on offer at the Sheraton Club! If you need to spend some time of the day working, then you may choose to work within a breathtaking view accompanied by tasty snacks. The Club Lounge located on the 20th floor at the highest point in the city, will render your working time enjoyable with its unique view of the capital. 17:00 Sheraton Paired is the best excuse to get together with your friends. We recommend you to try the world’s best premium beverages paired with inspirational snacks at the Lobby Bar. Unique small plates and premium beverages selected from local brewers will challenge you to expand your palate. 19:30 If you have chosen to try Brasserie One at lunch time, now it is time to have an authentic culinary experience. The address is Aruni Restoran & Bar! Located in Lugal Ankara, Aruni serves 3000 years of Anatolian history. While the a-la-carte menu provides flavors of Ankara and its surroundings, seven course gourmet menus will take you back in the history with an epicurean journey. Paired with premium local wines each course is a masterpiece narrating the culinary culture. Don’t miss the menu of the week. 22:30 Copper Sports Bar offers a dazzling and attractive atmosphere to end your day with its exciting mixology cocktails and aperitifs. Live music, pool, darts and watching your favorite sport team are among the options. I Winter 2016
33
news
DESTINATION DISCOVERIES YEREL KEŞİFLER
T
utkulu seyyahlar soluk aldıkları her şehrin ruhundan saklayabilecekleri bir parçanın peşine düşer. Değerli kumaşlar, nadir bulunan taşlar, el işi nadide eserler ve anıları saklayan fotoğraflar... Ancak bavulunuzdan yalnızca bunlar çıkıyorsa, biraz merak ve biraz parayla her yolculukta biriktirebileceğiniz sıradan hatıralardan bahsediyor olurduk. Bavulunuzda anı olarak taşıdığınız her şeyi paha biçilmez kılabilecek olan aslında yaşattıkları tecrübeler. Lugal Ankara’nın Concierge ekibi, şehrin gizemlerinin ve eşsiz mutfak kültürünün peşinde, günümüz seyyahlarına sunmak üzere unutulmaz tecrübeleri biraraya getirmeye devam ediyor. Seyahatlerinizde tattığınız, anlatmaktan vazgeçemediğiniz, tadı damağınızda kalan yemekleri düşünün. Aklınızdan çıkmayan lezzetleri geride bıraktığınıza üzüldüğünüz olmuştur elbet. Ya cesaretiniz elverseydi ve gizemli tariflerin peşine düşseydiniz, acaba aşçılardan işin sırrını öğrenmeniz mümkün olur muydu? Ödüllü şefler Anadolu’nun gurme sırlarını sizlerle paylaşacak olsaydı hiç düşünmeden parmaklarınızı hamura bular mıydınız? Concierge ekibi sizi Aruni Restoran’ın mutfağına, tam da bu sırları paylaşmak için ellerinizi una bulaştırmaya davet ediyor. Aşçıbaşı Zeki Açıköz ile çarşamba ve cuma günleri odun fırınının başına geçerek ömür boyu saklayacağınız tarifleri tüm incelikleriyle öğrenme fırsatı bulacaksınız. Sizce de eşsiz bir tecrübe değil mi? Anadolu’ya özgü tarifleri kendi dokunuşlarınızla lezzetlendirmek ve gurme yolculuğun keyfini çıkartmak için zaman kaybetmeden kaydınızı yaptırın.
Bilgi ve rezervasyon için lütfen (312) 457 6050’yi arayın veya lugalankara.com’u ziyaret edin.
Passionate travelers search for something that will capture the essence of every city they visit. Valuable fabrics, precious stones, are handmade artefacts and photographs that capture memories are among the invaluable items which we chase after. However, if that is all that comes out of your luggage, then we would only be talking about the average souvenir which with little money and curiosity can be collected on any journey. What really makes all the things you momentarily carry in your luggage priceless has to be the experiences they are connected with. Lugal Ankara’s Concierge team continues to bring together unforgettable experiences for today’s travelers, who are in search of the mysteries of the city and a unique culinary culture. Think about the delights you’ve tasted, the dishes you can’t stop mentioning and all those extremely palatable flavors… What if you had the courage to go after those mysterious recipes, perhaps it would be possible to learn the culinary secrets from the chefs themselves? If award-winning chefs were ready to share their secrets of Anatolian gourmet receipts with you,would you dip your fingers in the dough? Our Concierge team invites you to Aruni Restauran & Bar for a hands-on experience and learn these secrets.You will get the opportunity to discover all the intricacies of recipes, which you will keep for the rest of your life, as you spend time on Wednesdays and Fridays with our Executive Chef Zeki Açıköz who will be on the spot to share these unforgettable recipes.
For detailed information and reservation please call 0312 457 6050 or visit lugalankara.com
ANATOLIA’S 3000 YEAR CULINARY STORY ANADOLU’NUN 3000 YILLIK MUTFAK HİKAYESİ
Güçlü-kuvvetli savaşçı Selçuklu’nun mutfağı sağlıklı proteinlerle dolu. Tahıl çorbası ile başlayıp, kuzu dolmasıyla devam ediyor. Osmanlı büyük bir devlet - zenginliği mutfağına da yansımış. Zülüflü Baltacı’sı (Padişah’ın özel aşçıları), Habbazin-i Hassa’sı (ekmekçi), Helvacıyan-ı Hassa’sı (tatlıcı) ve daha nice isimler Sarayın Has Mutfağı’nda, Valide Sultan Mutfağında ya da Kızlarağası Mutfağında çalışır ve hanedan ile hizmetkarlara hizmet ederlermiş. Bu uzun hikiye Abbasi Mutfağından Doğu Anadolu Mutfağına, Ankara’dan Akdeniz’e sürüp gidiyor. Anadolu’nun zengin mirasını lezzet yolculuklarıyla paylaşmak isteyen Executive Chef Zeki Açıköz ve ekibi binlerce yıllık eşsiz keşif notlarını Aruni Restoran & Bar’ın mutfağında bir araya getiriyor. O zamanlardan elimize ulaşan reçeteler, günümüz yeme tarzı ile renklendiriliyor. Kızılcahamam yaprağında “Mancar Dolması” sarılıyor, Ayaş dutunun pekmezi “Bıldırcın”a başka bir lezzet katıyor, kavun Akyurt’tan gelince “Sorbe” daha tatlı oluyor. İki haftda bir değişen gurme menüler ait olduğu uygarlığa dair eşsiz bir yolculuğu sofranıza taşıyor. Yedi çeşit tabakta sunulan kültürler şarap tadımcıları tarafından Anadolu’nun yüzlerce yıllık üzüm köklerinden elde edilen seçkin şaraplarla eşleştiriliyor. Daha önce böylesini denemiş miydiniz?
36
I Winter 2016
The stalwart Seljuki warriors’ kitchen is full of healthy proteins. It starts with cereal soup and continues with stuffed lamb. The grandeur of the Ottoman state is reflected in its culinary culture. Sultan’s personal cook (Zülüflü Baltacı), baker (Habbazin-i Hassa), confectioner (Helvacıyan-ı Hassa) and numerous skillful agents used to serve for the dynasty in the Fine Cuisine of the Palace, Cuisine of the Sultana and Cuisine of Kızlarağası. This long story begins with the Abbasid culinary culture and continues to the East Anatolian and Mediterranean cuisine… Executive Chef Zeki Açıköz who wishes to share the rich Anatolian culinary culture with his guests brings together these deep-rooted discoveries in the Aruni Restaurant & Bar. Historical recipes are flavored with today’s culinary approach. Stuffed grape leaves of Kızılcahamam, mulberry molasses of Ayaş flavors the quail meat, and the melon of Akyurt zests the sorbets. The bi-weekly menus bring these different cultural flavors onto your plates. The seven course meals are paired with unique Anatolian wines that reflect the ancient oenology culture. Have you ever tried anything similar?
Açılışından bu yana dünya siyasetinden önemli isimleri, dünyaca ünlü şefleri, tarihçileri ve tutkulu kaşifleri misafir eden Aruni adından sık sık söz ettiren bir restoran oldu. Kavaklıdere’nin sakin ve bir o kadar hayat dolu sokaklarından – Noktalı Sokak – üzerinde bulunan Aruni, dekorasyonuyla rafine bir zevki, menüsüyle de gurme bir ruhu temsil ediyor. Hem a-la-carte hem de gurme menülerin temelini tarihsel notlar, yerel lezzetler ve her zaman “en taze” ürünler oluşturuyor. Özel odasında başkentin en değerli misafirlerini ağırlayan restoran, bahçesinde kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerinin yanısıra akşamüstü sohbetleri için de keyifli bir atmosfer sunuyor. Odun fırınından çıkan hamur işleri ve beş çayının en ince ikramları şeflere has dokunuşlarla sunuluyor. Kış bahçesinde camın önünde yerinizi alın, yemeğin ardından sohbetinize bahçenin yeşillikleri, közde pişen Türk kahvesinin nefis kokusu veya taze demlenmiş çay eşlik etsin.
Aruni Restoran & Bar has been the talk of the town since its opening. The famous venue is located at one of the quiet but renowned streets of Ankara, Noktalı Street, and represents a refined taste with its decoration. Traditional touches, local delights and ever fresh products compose the essence of the menu while the impeccable service creates an unforgettable dining experience. While the restaurant hosts distinguished guests in its private room, it offers a casual atmosphere in the garden for afternoon gatherings. Bakeries cooked in the wood oven and the delights of the five o’clock tea are served with special touches of our chefs. Take your place in the winter garden and enjoy your conversation with a cup of Turkish coffee or tea after the delicious meal.
I Winter 2016
37
A TIMELESS DESIGN THE BRAND NEW GRAND BALLROOM
ZAMANSIZ BİR TASARIM YENİYÜZÜYLE GRAND BALLROOM Bakır, ahşap ve mermerin büyüleyici buluşmasının, yüksek duvarlarını süslediği Grand Ballroom’un yeni tasarımı, geçmişi ve bugünü yenilikçi bir yaklaşım ve kusursuz el işçiliğiyle bir araya getiriyor.
38
I Winter 2016
The newly designed Grand Ballroom with the ravishing harmony of bronze, copper, wood and marble incorporates the past and the present with a modernist approach and an impeccable artisanship.
H
er şehrin, anılarda ve günlük hayatın rutininde yer edinen klasikleşmiş buluşma noktaları vardır. Büyük buluşmaların Başkent için adresini konuştuğumuzda ise Sheraton Ankara Hotel & Convention Center 25 yıllık geçmişiyle güçlü bir geleneği temsil eder. Şu an aklınızda canlanan hatıralarınızla muhtemelen buna siz de hak vereceksiniz. Ağırladığı 2 milyon misafir ile 10 yılı geride bırakan görkemli balo salonu, alıştığımız yüzüyle son etkinliğine Haziran ayında ev sahipliği yaptı. Merakla beklenen salonun kapıları tekrar açıldığında ortaya Eren Yorulmazer imzasıyla zamansız bir buluşma noktası çıktı. 4 Eylül’de ilk kez görücüye çıkan salon G20 Zirvesi için Ankara’ya gelen maliye bakanlarını ağırlayarak hizmete açıldı. Sheraton Ankara Genel Müdürü Joerg U. Limper salonun yeni yüzünü şöyle özetledi; “Yeni balo salonu geçmiş, bugün ve geleceği bir araya getirerek, zamana meydan okuyacak bir tasarımdan güç alıyor. Bunca unutulmaz anıya ev sahipliği yapan bir salonu geleceğe taşımak bizlere ve mimarlara zorlu bir sorumluluk yüklüyordu. Yeni tasarımın geleneğin detaylarına sadık kalarak yılların eskitemeyeceği bir kimlik oluşturmasını hedefliyorduk. Bunu başardık ve Ankara’ya yeni anılara ev sahipliği yapacak güçlü bir değer kazandırdık”.
Every city has its’ special meeting points which over time have become classics in people’s memories and their daily life. When it comes to Ankara’s address of grand gatherings, Sheraton Ankara Hotel & Convention Center represents a deep-rooted tradition for the past 25 years. You sure have memories of your own… The last activity in this majestic ballroom took place in June. 2 million guests and a decade later it was time for the final curtain. The suspense was kept alive for the next act… The curtain was raised again and unveiled a new era created by the architect Eren Yorulmazer. A fitting start for this new era was the G20 Summit taking place on the 4th of September. Sheraton Ankara’s General Manager Joerg U. Limper describes the new ballroom as: “a re-enactment of the past, the present and the future while it radiates warmth, comfort and a timeless design. After all, it was a big responsibility for us and the architect to modernize this iconic space. The new design respects the tradition of the venue and looks to the future. I can say with confidence that we achieved and exceeded our expectations in providing Ankara with a monument which will create new memories.” I Winter 2016
39
SHERATON ANKARA HOTEL & CONVENTION CENTER
NEW YEAR GUIDE2016 YENİYIL REHBERİ
2
016’yı heyecanla bekleyenlerdenseniz programınızı şekillendireceğiniz alternatifleri sizin için listeledik. “Yılbaşı gecesine özel bir şey yapmayacağım” diyenlerdenseniz bile Sheraton Ankara’nın hayatınıza katacağı sürprizler hoşunuza gidecektir. Bu sene 25. yaşını kutlayacak otelin yılbaşı konaklama paketi oldukça cömert! 31 Aralık gecesi Sheraton Ankara’da konaklayan misafirler, 1 Haziran 2016 tarihine kadar yapacakları ikinci konaklamalarında günün fiyatı üzerinden %25 indirim kazanacak. 260TL’den başlayan iki kişilik konaklama seçeneklerine keyifli ayrıcalıklar da dahil edilmiş. Rezervasyonunuzu haftasonu boyunca aynı indirimle uzatabilir, otelden geç saatte ayrılabilir ve kahvaltınızın odanıza servis edilmesini isteyebilirsiniz.
40
I Winter 2016
If you are one of those who wait excitedly for 2016, here is a list that may help you shape your programme. Even if you don’t plan something special for the New Year’s Eve, Sheraton Ankara’s surprises might cheer you up. The hotel celebrates its 25th year and offers a generous New Year package. Guests who will be staying at Sheraton Ankara on the 31st of December will receive a %25 discount on their second stay until the 1st of June 2016. Zestful privileges are included in the double room accommodation choices starting from 260 TL. You may extend your reservation to the weekend with the same discount, enjoy late check out and have your breakfast served in your room.
BULUŞMA NOKTASI
THE MEETING POINT
Her sene olduğu gibi şehrin en sıcak buluşma noktası, yılbaşı arifesinde daha rahiyalı... The Lobby Bar, enfes sıcak şarabı ve piyano tınıları ile yılbaşı gecesi başlangıç durağınız olmalı. Bu keyifli ikili aralık ayı boyunca da sizleri bekliyor olacak.
The meeting point of the town is as balmy as ever…. The Lobby Bar should be your starting point with extremely palatable hot wine and melodies from the piano. This charming couple will be waiting for you during the whole December.
ZİYAFET SOFRASI
A FEAST OF TASTE
Yeni yılı dostlarımızla veya geniş bir aile yemeğiyle karşılayalım, keyifli sohbetimize hafif bir canlı müzik eşlik etsin diye düşünüyorsanız Sheraton Ankara’da Brasserie One Restaurant sizin için doğru tercih olacaktır. Büyük salonlar ve kalabalık mekanlardan ziyade “biz bize” olabileceğiniz, sofranızın sohbet ve eğlencesini kaçırmayacağınız bu yılbaşı ziyafeti klasikleşen bir menüyle sunuluyor. Menü, hindisiyle geleneksel ancak ünlü şeflerinin dokunuşları ile geleneği beklentilerin ötesine taşıyor. “Vasabi köpürtmesi eşliğinde trüf yağı ile marine edilmiş karides” mesela... Kulağa hoş geldiğini biliyoruz, damağınızda da unutulmaz tatlar bırakacağından eminiz.
If you wish to welcome the New Year on a vast family table with intimate talks accompanied by soft music, then Sheraton Ankara’s Brasserie One Restaurant is the best choice for you. This cozy feast of tastes is served by a classical menu. The traditional New Year turkey will ravish you with the special touch of skillful chefs. The “wasabi lathering served with shrimps marinated in the bed of truffle oil” is one of the unique delicacies of the menu.
İKİ BALO SALONU İKİ BÜYÜK KONSER
2 BALLROOMS & 2 BIG CONCERTS
Sheraton Ankara görkemli balo salonlarıyla bu sene iki ayrı yılbaşı konserine ev sahipliği yapıyor. Doping Tur’un düzenlediği yılbaşı organizasyonlarında Emre Altuğ, yenilenen yüzüyle Grand Ballroom’da Aydın Kurtoğlu ise Tulipia Salonu’nda sahne alıyor. Müziğin ve eğlencenin son bulmayacağı gecenin ziyafet menüleri otelin deneyimli şeflerinin ellerinden çıkıyor. Konaklama dahil seçeneklerin de yer aldığı paketler kişi başı 159TL’den başlıyor. Organizasyon hakkında bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için lobideki satış masasına uğrayabilirsiniz.
Sheraton Ankara will be hosting two different New Year’s concerts at the two grandiose ballrooms. The New Year concerts organized by Doping Tour will host Emre Altuğ at the Grand Ballroom and Aydın Kurtoğlu at the Tulipia Ballroom. The menus of the night with endless music and fun will be created by the skillful chefs of the hotel. The packages including accommodation options start from 159 TL per person. You may find detailed information and make your reservation at the information desk of the organization company at the Lobby of Sheraton Ankara.
EVİNİZDEKİ SOFRANIN PÜF NOKTASI
THE TIP FOR YOUR DINING TABLE
Konuklarınızı evinizde ağırlamak istiyorsanız sofranızın olmazsa olmazı hindi için adresiniz Zeki Şef’in mutfağı olmalı. Zahmetsiz ve lezzetli bir yılbaşı yemeği için Sheraton Ankara’nın mutfağı hizmetinizde. 3, 5 veya 8 kiloluk seçeneklerle hindiniz nar gibi kızarıp, yanında garnitür ve iç pilavla sunuluyor. Siz sadece servis tabağınızı getiriyorsunuz.
If you wish to host your guests at home, the address for the essential turkey should be chef Zeki’s kitchen. For a delicious and effortless New Year dinner Sheraton Ankara’s chefs will be at your service.Your 3.5 or 8 kg. turkey will be roasted and served with garnish and seasoned rice. All you have to do is set your table and serve.
I Winter 2016
41
YENİ BİR GÜNE UYANMAK
WAKING UP TO A BRAND NEW DAY
Yeni yıl sizin için de yeni başlangıçları temsil etmiyor mu? Geride bıraktığınız günlerin yorgunluğundan arınmak ve yeniliğe sarılmak için eşsiz bir mazeret! Sheraton Ankara Sağlık Kulübü de böyle düşünüyor olmalı ki yeni yılın ilk günü için seçilmiş “Balance Threaphy” masajını özel bir fiyatla sunuyor.
New Year symbolizes a new beginning for everyone. It is an excuse for all to get rid of the tiring past and embrace a fresh beginning. Sheraton Ankara Health Club shares the same opinion and offers you a “Balance Therapy” massage at a special price.
Avuç içlerine yerleştirilen obsidyen taşları, diğer volkanik taşlarla destekleniyor ve “Balance Therapy” sonrası vücudun yenilenerek tazelenmesi ve arınması sağlanıyor. 60 dakika süren terapiden sonra dileyenler sauna, jakuzi ve buhar odasından da faydalanabiliyor. Yeni yıla özel Balance Therapy tek kişi için 200 TL çift kişi için 360 TL fiyatla sunuluyor.
Obsidians placed in your palms are supported by volcanic stones which refresh your body with the purifying “Balance Therapy”. After the one hour long therapy you may enjoy the sauna or the steam bath.The Balance Therapy specific to the New Year is 200 TL per person and 360 TL for couples.
LUGAL, A LUXURY COLLECTION HOTEL ANKARA GURME DAMAK ZEVKİNE ÖZEL
A SPECIAL GOURMET DELIGHT
Aruni Restoran & Bar açılışından bu yana adından sık sık söz ettiren bir restoran oldu. Kavaklıdere’nin sakin ve bir o kadar hayat dolu sokaklarından, Noktalı Sokak üzerinde bulunan Aruni Restoran, dekorasyonuyla rafine bir zevki, menüsüyle de gurme bir ruhu temsil ediyor. Hem a-la-carte hem de gurme menülerin temelini tarihsel notlar, yerel lezzetler ve her zaman “en taze” ürünler oluşturuyor.
Aruni Restoran & Bar has been the talk of the town since its opening. The famous venue is located at one of the quiet but renowned streets of Ankara, Noktalı Street, and represents a refined taste with its decoration. Traditional touches, local delights and ever fresh products compose the essence of the menu while the impeccable service creates an unforgettable dining experience.
Yılbaşı gecesi için hazırlanan ve özel şaraplarla eşleştirilen gurme menü ince damak zevkinize hitap edecek zenginlikte. Yeni yıl ziyafetinin olmazsa olmazları; hindi, tandırda; şampanya, sorbesiyle; bolluk ve bereketin meyvesi nar ise kuzu bonfilenin sosunu tatlandırarak sunuluyor.Yılbaşı gecesi geç saatlere kadar sürecek hafif canlı müzik ise sofranın keyfini ve gurme ziyafetinizin lezzetini daha da doyumsuz kılacak.
The rich menu is prepared specific to the new years eve and matched with rare wines.The turkey is roasted in the tandouri, the champagne is served with sorbet and the sirloin steak is flavoured with pomegranate. Light live music which will continue during the evening will render your new years eve even more flamboyant.
AYRICALIKLI KONAKLAMA SEÇENEKLERİ
PRIVILAGED ACCOMODATION OFFERS
Yeni yıl gecesine özel 360TL’den başlayan iki kişilik konaklama seçenekleri, geniş odalar ve lüks standartları tercih eden misafirler için oldukça davetkar. Rezervasyonunuzu özel fiyatlarla haftasonu boyunca uzatabilir, otelden geç saatte ayrılabilir ve kahvaltınızın odanıza servis edilmesini isteyebilirsiniz.
New Years eve accommodation offers starting from 360 TL is tantalizing for guests who prefer large and comfortable rooms.You can extend your stay with the special discount and have your breakfast served in your room.
42
I Winter 2016
yeni keşifler new discoveries Anadolu; farklı dinlerin ve kültürlerin buluştuğu ve yüzyıllarca bir arada yaşadığı zengin topraklar... Antik medeniyetlerden modern zamanlara, Anadolu topraklarının büyüleyici hikayesini, en iyi şaraplarla eşleştirilen haftalık gurme menüler ile keşfedin. Anatolia is where various religions and cultures have lived in harmony Ana for centruies. From the first civilizations to the modern ones, each week we tell the story of this land through a real gourmet menu, which every item is paired with the perfect wine.
rezervasyon için for reservation (0312) 457 6050 arunirestoran.com
NEW YEAR GIFTS YENİ YIL HEDİYELERİ
Yeni yılı küçük hediyelerle taçlandırmanız için sıcacık bir hediye listesi. A warm gift list to light up the New Years’ Eve.
44
I Winter 2016
Sheraton Ankara Hotel & Convention Center No:1 (0312) 466 1111 www.sultansgift.com
Mercedes Benz: Back to the Future Vision Tokyo Çığır Açan Mekansal Deneyim
Groundbreaking Spatial Experience
Vision Tokyo Mercedes-Benz’in çığır açan son mekânsal deneyimi: monolitik yapısı, fütüristik tasarımı ve eşsiz iç mekân ambiyansı onu hem lüks, hem genç hem de ilerici kılıyor. Bu özellikleriyle modanın çizgisini belirleyen mega kent Tokyo’ya yakışır bir övgü niteliği taşıyor. Mekânsal açıdan etkin, çok yönlü ve akıllı bağlantılarıyla Vision Tokyo, Mercedes-Benz markasının eskimeyen gençliğini yansıtan bir araç. Araç geleneksel ve çağdaşın büyüleyici birleşimiyle yeni trendleri de belirliyor. Tokyo Motor Fuarı’nda görücüye çıkan otomobilin çizgileri Mercedes-Benz’in İleri Tasarım Stüdyoları’nda çalışan tasarımcıların imzasını taşıyor.
The Vision Tokyo is the latest trailblazing spatial experience to come from Mercedes-Benz: its monolithic structure, futuristic design idiom and unique lounge ambience in the interior define it as luxurious, young and progressive – thus making it a fitting tribute to the sophisticated megacity and trendsetting metropolis that is Tokyo. Spatially efficient, versatile and intelligently connected, the Vision Tokyo – which is also capable of driving autonomously – is an urban transformer that reflects the growing youthfulness of theMercedes-Benz brand. Tokyo represents a fascinating combination of tradition and contemporary high tech and is constantly defining new trends – the ideal location for the premiere of the show car that will be on display at the Tokyo. The Vision Tokyo is the brainchild of the designers working withinMercedes-Benz’s global network of Advanced Design Studios.
F 015 Luxury in Motion’ın hemen arkasından gelen Vision Tokyo’yla Mercedes-Benz geleceğin arabasının yaşayan bir mekâna nasıl dönüşebileceğini gözler önüne sermeyi amaçlıyor. Vision Tokyo, 1995 yılında benzer bir felsefeyle doğan Generation Z’ye saygı niteliğinde. Aracın rolü o günden bugüne değişerek artık yalnızca bir ulaşım aracı olmanın dışında aynı zamanda dijital bir yol arkadaşı olma amacını taşıyor. Yenilikçi algoritması Vision Tokyo’nun size sürekli ayak uydurmasını sağlıyor. Yapay zekası ve akıllı motoruyla, her yolculukta kullanıcıların tercihlerine daha da adapte olan aracın iç mekan genişliği, Mercedes-Benz arabaları için yeni bir kavramsal yaklaşımı temsil ediyor.
46
I Winter 2016
Hot on the heels of the F 015 Luxury in Motion autonomously driving luxury saloon comes the Vision Tokyo, with which Mercedes-Benz aims to show how the car of the future can be turned into a hip living space. The Vision Tokyo is a homage to the urban Generation Z, the cohort of people born since 1995 who have grown up with the new media. The role of the vehicle has changed for them: it is no longer simply a means of getting around, but a digital, automobile companion. Innovative algorithms allow the Vision Tokyo to evolve constantly; Deep Machine Learning and an intelligent Predictive Engine mean that, with each journey, it becomes more and more familiar with its occupants and their preferences. The spaciousness of the Vision Tokyo marks a new conceptual approach for Mercedes-Benz Cars.
Truly Your Perfect Home in Bursa Bursa’daki Mßkemmel Eviniz
fashion&passion
THE
BAGS TO OWN IN 2016
1.GIVENCHY €1.717 2. BURBERRY €1.389 3.CELINE €1.830 4.CHLOE €1.609 5.GIVENCHY €808 6.SAINT LAURENT €1.450 7.MARK CROSS €1,650 8.SERAPIAN €339 9.MULBERRY €1.237 10.D&G €1.372
48
I Winter 2016
T SA IN TL €1 AUR 45 E N
DOLCE&GABBANA $90.16
SA
INT LA €87 URE NT 4
IN NV 5
LA $20
DENTS €140
JAQUET DROZ €36.950
DEFINITION
of LUXURY
Şehirli, dışa dönük, ne istediğini bilen, stil sahibi erkekler için sezonun en güçlü aksesuar önerileri...
PAT EK P €9, HILIP 840 PE
E UE CQ R M .74 DE 09 AN €3.1
EX
AL
Blazing accessory tips for cosmopolitan, extrovert, determined and shabby chic men... LANVIN €60
MO NT €3 BLA 60 NC
N TOM FORD €275
DUNHILL €167
ARMANI €49,95
50
I Winter 2016
DOLCE&GABBANA €389
PAUL SMITH €170
GIVENCHY €445 BURBERRY LONDON €445
Dior Homme
LANVIN €100
ER
ASS LL & NBU €180
TUR
JOHN LOBB €1.315
LUXURY& BEYOND LÜKSVE ÖTESİ
Kris Van Assche, lüksün tanımını yeniden yaptı ve smokinleri baştan yarattı. Blazer ceketlere iliştirdiği rozetler ile dikkat çeken Dior Homme, sezonun en göz alan isimlerinden oldu. Givenchy’nin kusursuz takımı, Alexander McQueen’in saten detaylı yün pantolonu,Turnbull & Asser’in beyaz inci ve siyah akik taşıyla süslü seçkin kol düğmesi, Lanvin’in saten kaplamalı siyah ipek papyonu, özel davetleriniz için en zarif tasarım seçenekleri.
HUGO BOSS €135
52
I Winter 2016
Kris Van Assche describes luxury all over and re-creates the tuxedo. Dior Homme salient with rosettes attached on blazers is one of the most outstanding designs of the season. Givenchy’s impeccable suit, Alexander McQueen’s satin and mohair detailed coat, Turnbull & Asser’s cuff links with pearls and black agate are the most elegant designs for your special events.
IN LANV0 €7
DOLCE&GABBANA €525
ER
SS
&A LL BU 180 RN €
TU
LANVIN €60
JIMMY CHOO €1.075
KILIAN €191.72
AGENT PROVOCATEUR €200
DOLCE&GABBANA $343
ROSA MARIA €1.136.93
GOOD NIGHT & GOOD LUCK C
AGENT PROVOCATEUR €155
ELIE SAAB $5.100
OSCAR DE LA RENTA €9,650 CASADEI €351.54
İYİ GECELER & İYİ ŞANSLAR
azibeli ve cüretkar, 2015 Sonbahar/Kış sezonunu en iyi tanımlayan anahtar kelimeler. Uçuşan tüller, transparan detaylar, derin dekolteler, ışıltılı işlemeler uzayan gecelerde tutkuyu arttıyor. Elie Saab’ın ateş kırmızı elbisesi zamansız şıklığın merkezine yerleşiyor, Illama Squa’nun kadife dokulu ruju ise en iyi partneri. Artık geceler bizim. Siz hazır mısınız?
GIVENCHY €172.69
EllieSaab
Charming and Daring are the keywords of 2015 Fall/Winter collections. Fuzzy tulles, low-cuts, glittering embroideries set the passion games of restless nights. The vermilion dress from Elie Saab places itself in the center of timeless elegance with the velvet textured lipstick from Illama Squa as its best partner. The night is yours. Are you ready?
JIMMY CHOO €348.36
54
ALEXANDER MCQUEEN €3.109.74
I Winter 2016
ILLAMASQUA $27.50
POEM HUNTER CHANEL VINTAGE €359.06
ŞİİR AVCISI
Renkleriyle ihtişam açan çiçekler, kadifenin hassas dokusuyla buluştu; kaşmir, yaldız işlemelerle... Dries Van Noten’in içimizi ısıtan şiiersel moda şovu detaylarıyla göz aldı.Dolce&Gabbana’nın inci ve yaldızlarla süslü mor tacı, Sabine’nin taşlı küpesi, Gucci’nin zamana meydan okuyan transparan bluzu, Alberta Feretti’ni fiyonk detaylı ayakkabısı sezona ismini yazanlardan.
Colourful and blossoming flowers embroidered onto velvet with cashmere and golden braids… Dries Van Noten’s poetic fashion show warms us up with delicate details. Dolce & Gabbana’s purple crown decorated with pearls and silvering, Gucci’s transparent blouse challenging the time and Alberta Feretti’s shoes with bowtie details are the stars of the season.
ENA ATH 36.13 €7.5
GUCCI $ 980
Dries Von Noten
NICHOLAS KIRK €562.55 WOOD
P.A.R.O.S.H. €218
LANVIN $1.495.45
SABINE G €21.890.74
GUCCI $2.200
56
I Winter 2016
ALBERTA FERRETTI €537.50
ERDEM $3.025
ALBERTA FERRETTI €2.846.07 ALEXANDER MCQUEEN €570.47
ALEXANDER MCQUEEN €2.383.76
GIVENCHY €483.61
ALTUZARRA €1.654.47
DOLCE & GABBANA €1.501.04
ZEITGEIST DÖNEMİN RUHU İ
nce, kırılgan kumaşlar boyna değince nasıl da dalgalanıyor; romantik dantel transparan ile birleşince asil görünümüne nasıl da cazibe ekleniyor. Birçok dönemden geçerek sağlam şekilde karşımıza dikilen sezonun en cüretkar tasarımlarıyla tanışın. Altuzarra, Valentino, Alberta Feretti, Emilio Pucci, Alexander McQueen, Dolce&Gabbana, Gucci bu sezon güzel olduğu kadar cesur da. MOSCHINO VINTAGE € 180.00
GIVENCHY € 1.382.11
Alberta F eretti
F
lourishing thin, fragile fabrics;
CHANEL VINTAGE € 590
romantic laces nobly combined with transparent textures… Meet the most daring designs of all times. Altuzarra, Valentino, Alberta Feretti, Emilio Pucci, Alexander McQueen, Dolce & Gabbana, Gucci: charming and daring. DOLCE & GABBANA €1.501.04
GIANVITO ROSSI € 769.87
58
I Winter 2016
DOLCE & GABBANA € 815.57
CHANEL VINTAGE € 359
Show OFF
GÖVDE GÖSTERİSİ
Esen Bahar PEKER
O
labildiğince derinleşen dekolteler, saydamlaşan kumaşlar, ışıkla oynayan dokular… Farklı zaman diliminde dolaşan tasarımcılar podyumu beyaz perdeye dönüştürdü. Sinemanın güçlü kadın karakterlerine göz kırpan stiller ve kural tanımaz tasarımlar podyumları güç gösterisine çevirdi. Les Amours Imaginaires filminin vintage saplantılı Marie karakterinden, Only Lovers Left Alive’ın ihtişamlı Eve’ine, Scarlet Street’in femme fatale Katharine’inden, Virgin Suicides’ın Lisbon Kardeşlerine, Dreamers’ın isyankar Eva’sına… Sizin filminiz hangisi?
Radical low cuts, transparent fabrics, gleaming textures… Designers playing around different eras, surrounded the podium with the silver screen. Designs which make eyes at the powerful women characters of the silver screen, transform the podium into a tour de force. Marie, obsessed with vintage from Les Amours Imaginaires, glorious Eve from Only Lovers Left Alive, femme fatale Katharine of Scarlet Street, Lisbon Brothers from Virgin Suicides or rebellious Eva from Dreamers … Which one is your favourite movie. I Winter 2016
59
runway HOW DAREYOU! BU NE CÜRET !
S
oğuklara meydan okuyan iç ısıtan tasarımlar, modacıların aklını çeldi ve cüretkar duruşlarıyla podyumları sarstı. Altuzarra boyna kadar uzanan transparan dantel bluzu ile masumiyet ve şehvet arasında köprü kurdu, Dolce and Gabbana siyah dantel üzerine yaldızları serpti, Elie Saab’ın deri eldiven ile kombinlediği elbisesi çizgiyi aşanlar arasına katıldı Warm designs squaring off the cold weather seduced the stylists and shake the podiums with their daring stances. Altuzarra lays a bridge between innocence and lust with his transparent lace blouse, Dolce and Gabbana sprinkles the stars over black lace, Elie Saab walks the line with his dress combined with leather gloves
BETWEEN COLORS RENKLERİN İÇİNDE
B
u sezon renklerin içinde kaybolmaya hazır mısınız? Prada’nın yakasına çiçek iliştirdiği takımı, Diana Von Furstenberg’in jartiyerle buluştuğu kazağı, Balmain’in beli saran dev kemerli eteği, Miu Miu’nun tüm çizgilerin bir arada oluşunu kutlayan tasarımı sezonun gözdelerinden. Are you ready to get lost between the colours this season? Prada’s suit with a pinned flower, Diana Von Furstenberg’s jumper combined with a garter, Balmain’s giant skirt with a tight belt, Miu Miu’s design celebrating the harmony of stripes are the favourites of the season.
CALL FOR GAME OYUNA DAVET
I
şıkla en iyi oynayan doku, kadifeler tül, şifon, dantel ile müthiş bir uyum yakalıyor.Tom Ford’un gladyatörlere selam eden transparan elbisesi, Emili Pucci’nin ateş kırmızı kadifesi, Sonie Rykiel’in derinliği yeniden yorumlayan tulumu oyuna davet ediyor.
Velvets skilfully playing with gleam are held in high esteem this season. Textures illuminating not only the night but also the day time, harmonize perfectly with tulles, chiffons and lace.The transparent dress of Tom Ford saluting the gladiators, Emili Pucci’s vermillion dress, Sonie Rykiel’s coverall which reinterprets deezess call for the game.
TAKE IT AWAY SAHNE SENİN
F
!
ilm Noir’in güçlü, baştan çıkarıcı, karizmasından sual sorulmaz karakteri femme fatale, beyaz perdeden podyuma yürüdü. Omuzlarına attığı kürk ve tüylü tasarımlar, karakterler kadar objektiflerin de odağı oldu. Altuzarra, Emilio Pucci, Diane Von Furstenberg, Fendi ise bu sahnenin başrollerini paylaşıyor. The seducing, powerful and no doubt solid femme fatale of Film Noir walks away from the silver screen onto the podium.The fur and feathered designs on the shoulders are the focus of the objectives.The leading actors of these scenes are Altuzarra, Emilio Pucci, Diane Von Furstenberg, Fendi.
WARM KNITTINGS SICAK ÖRGÜLER
K
ışı sıcak ve güzel kılan triko ve kazaklardan vazgeçmek mümkün mü? Tasarımcılar sandıklarından çıkardığı yünlerle içimizi ısıttı.Valentino’nun, dantel detayı ile süslediği ejderha desenli salaş kazak elbisesi, Emilio Pucci’nin yıldızların dans ettiği Zodyak simgeli kazağı, Michael Kors’un kürk detayı ile göz alan krem takımı, Isabel Marant’ın geniş omuzlu trikosu, örgü hitlerimizden. No way to abandon the beautiful, warming tricots and knittings of winter time! The designers warm us up with the wools hidden in their coffers.The casual woollen dress of Valentino with its dragon pattern and lace details, Emilio Pucci’s Zodiac patterned jumper with dancing stars, Michael Kors’s cream suit with fur details and the broad shouldered tricot from İsabel Marant are our hits.
VICTORIAN ERA
VİKTORYEN DÖNEM
B
u sezon tasarımlar bizi 19.Yüzyıl Britanya’sına götürüyor. Kaotik rüzgarların estiği dönem, ihtişam ve çekicilikle yeniden harmanlanarak yorumlanıyor. Alexander McQueen’in fırfırlı yüksek yakaları bir gülün açışını temsil ederken, Alberta Feretti kırılgan kumaşlarıyla romantik bir duruş sergiliyor, Roberta Cavalli ise uçuşan elbisesiyle rüzgarı peşine takıyor.
This season’s designs take us back to 19th century Britain.The chaotic blow of the era is re-interpreted with glory and charm. Alexander McQueen’s ruffled high collars represent the blossoming roses, Alberta Feretti portrays a romantic stance with fragile fabrics and Roberta Cavalli trails the wind with his fuzzy dresses.
BLACK&WHITE JARRAR SİYAH BEYAZ
O
ptik İlizyonlarda renk, boyut ve form algıları iç içe geçti, ortaya çıkan harmonik kaos çarpıcı bir görsellik oluşturdu. Zıtlığın mükemmel uyumuna en iyi örnek siyah beyaz, bu sezon Valentino’nun tanrıça silüetlerinde, Emilio Pucci’nin balıkçı yakalı elbiselerinde, Dior’un kısa trikolarında kendini gösterdi. Color, dimension and form perceptions intertwine with optical illusions and the resulting harmonic chaos creates a striking visuality.The perfect harmony of contrast, black &white, appears inValentino’s suits,Emlio Pucci’s turtlenecks dresses and Dior’s tricots.
NEW SUITS YENİ TAKIM
T
akım elbiseler, bu sezon erkeklerin tekelinden çıkmakla kalmayıp feminenliğe vurgu yapıyor. Chloe’nin teni açıkta bırakan yelek şort takımı ‘Annie Hall’u andırıyor, jakarlı kumaşlarıyla Rokoko Dönemi’ne gönderme yapan Etro, pantolon ceket takımıyla göz alıyor, Ralph Lauren ise smokiniyle sahneye şık bir giriş yapıyor. This season, the suits not only defeat the monopoly of men but stress feminity. Chloe’s vest-short suit which reveals the skin salutes ‘Annie Hall’, Etro’s pantsuits fascinate with Rococo Era jacquard fabrics, Ralp Lauren makes a stylish entrance on the stage with his tuxedo.
TRICKS
office Chic and noble blouses with foulards ascend the throne of this seasons office outfit. The ultimate transparent textures are brave and fragile at the same time which can be seen from Gucci to Emilio Pucci, Roberto Cavalli to Bottega Veneta. The dominance of crop top and pencil skirts continues. Heart stealers of the season are Valentino dresses and Robert Clergerie shoes.
İŞİN SIRRI
Kendinden fularlı bluz ve gömlekler, bu sezon ofis giyiminin tahtına oturuyor. Tamamen saydamlaşan dokular hassas olduğu kadar cesur da. Gucci’den Emilio Pucci’ye, Roberta Cavalli’den Bottega Veneta’ya birçok markada bu akımı görüyoruz. Crop top ve kalem etekler ise hakimiyetini sürdürmeye devam ediyor. Bu sezon gönlümüzü fethedenler, Valentino elbise ve Robert Clergerie ayakkabılar.
Miu Miu
LINDA FARROW € 382.76
JIMMY CHOO € 1.348
LU € 1 FRO 55 S T
DOLCE & GABBANA € 995
LU
ISABEL MARANT €540
STELLA MCCARTNEY €995
MONTBLANC € 500
RO
BE
RT C €45 LERG 0 ER
IE
MAISON MARGIELA €1.190
NEEDLE & THREAD €130.21 GIANVITO ROSSI €850
64
MARK CROSS €3.738.31
I Winter 2016
Balenciaga
office
LANV IN € 50
DOLCE & GABBANA €118.85
TOM FORD €1,390
Ofisin vazgeçilmezi takım elbiseler bu sezon da farklı form ve doku seçenekleriyle karşımıza çıkıyor. Dior Homme ‘da bollaşan paçalar, Etro’da şal desenli üç parça takımlar, Paul Smith’de kruvaze ceketler... Sezonun hit parçaları ise form kadar rahatlığımızı da düşünen trikolar. Tom Ford hırka, Saint Lauren takım, Dolce&Gabbana kravat bu sezonun gözdeleri.
MONDAINE €456.25
IN LANV 9 € 20
SAINT LAURENT €1.950
OF
FIC
BERLUTI €2.240
INE € 5 GENE 75 RA L
E
I Winter 2016
F endi
Essential office suits with different form and texture choices, once again on the shelves. Flared trousers from Dior Homme, three piece suits with chally fabrics from Etro, double-breasted jackets from Paul Smith... Top pieces of this season are the chic and comfortable tricots. Our favourites of the season are Tom Ford cardigans, Saint Lauren suits, Dolce&Gabana neckties.
66
ASPESI € 131.40
FENDI € 131.40
DOLCE & GABBANA €1.188.52
ISABEL MARANT €695
GUCC €290 I
ISABEL MARANT €975
DOLCE & GABBANA € 569
Farklı olmaktan korkmayın! Bu sezon tüller, yünler, tüvitler, transparan detaylar, süetler hepsi bir arada, dilediğiniz gibi biraraya getirip istediğiniz kombini oluşturun. Dolce &Gabbana’nın gül açan romantik elbisesine bir tek küpe iliştirebilirsiniz. Etro’nun patchwork süveteri ile Tibi’nin süet eteğinin mükemmel uyumunu, dizi aşan Gianvito Rossi çizmeleri ile tamamlayabilirsiniz.
WEEKEND WITHOUT MAKE UP
MAKYAJSIZ HAFTASONU
Erdem ALEXANDER MCQUEEN €3.109.74
TIBI €1.599.22
trend
Dare to be different! This season lets you match the tulles, wools, tweeds, suedes and transparent details as you like. Pin a single earring to Dolce and Gabbana’s rosy romantic dress or polish off Tibi’s suede skirt and Etro’s patchwork jumper with thigh high Gianvito Rossi boots.
ETRO $760.90
ETRO $493.22
GOLDEN GOOSE DELUXE BRAND €274.10
68
I Winter 2016
GIANVITO ROSSI €1.808.07
Chanel
trend VIV
THE GIGI €176.23
IEN
NE €10 WES 0.0 TWO 0 O
D
GOLDEN GOOSE €190.10
EDWARD GREEN €1.430
TOD’S €1.300
Bu sezon form kadar fonksiyonellik de odak noktasında. Rahat ve sıcak bir hafta sonu için, doğanın en güzel tonlarını paletine ekleyen Etro’nun takımını tercih edebilirsiniz. Edward Green’in süet detaylı deri botları ise en iyi ekürisi. Zaman ve trenlerden bağımsız deri ise vazgeçilmezimiz. Her zaman fark yaratan, ailenin isyankar çocuğu Givenchy, bu sezon da tahtı kaptırmıyor ve asi tasarımlarıyla aklımızı çeliyor.
THE GIVENCHY €422.93
Etro
ETRO $296.75
RAPORO €405
DSQUARED €578.99
THE GIVENCHY €1.369.67
Gıvenchy
Functionality is as important as form this season. You can choose Etro’s suit with the most beautiful hues of nature and Edward Green’s leather boots with suede details, as its best companion for a comfortable and warm weekend. The timeless leather is still irreplaceable. The outstanding and rebellious child of the family Givenchy, seduces us with his radical designs.
MICHEAL KORS €146.72
Organazing Emotions
beauty
BEAUTY SECRETS GÜZELLİK SIRLARI 2015 Sonbahar/Kış defileleri görkemli tasarımlarıyla gövde gösterisi yaparken, güzellik hakkındaki sırlarını ortaya döktü. İşte sezona yön veren makyaj trendleri...
2015 Fall/Winter fashion shows made an appearance with palatial designs and revealed beuty secrets. Here are some make-up trends dominating the season… I Winter 2016
73
beauty
LIGHT ROSE CHEEKS HAFİF PEMBE YANAKLAR
Pembe ile ‘cool’ olunur mu hiç? Michael Kors, Chloe, Lucia Pieroni, Tibi defileleri ezber bozdu ve pembeyi ‘tatlı’ imajından çıkardı. Göz, yanak ve dudaklara hafifçe uygulanan pembeler gençliğe götürüken cazibe hakkında ders veriyor. Is it possible to look ‘cool’ with rose? Michael Kors, Chloe, Lucia Pieroni,Tibi fashion shows went beyond ordinary and transformed the “sweet” image of the color rose. Light roses applied to eyes, cheeks and lips takes you back to your youth and teaches new lessons on charm.
GUARLAIN BLOOM OF ROSE
NUDE IS
THE NEW BLACK SADE VE DOĞAL
U
zun dönem hüküm süren makyajsız görünüm bu sezon da devam ediyor. Kış bizi kelimenin tam anlamıyla sadeliğe çağırıyor. Max Mara, Giambatista Valli, Gucci, Balmain, Larph Louren defileleri taze ve ferah makyajlarıyla ‘nude is the new black ‘ dedi şimdi sıra sizde. Natural make-up trends continue to rule. Winter calls us to simplicity. Max Mara, Giambatista Valli, Gucci, Balmain, Larph Louren fashion shows reclaimed ‘nude is the new black’ with their fresh and light make-ups.
74
I Winter 2016
EARTH
COLORS S DOĞANIN TONLARI
onsuz ilham kaynağımız doğanın renkleri makyaj paletlerini süslüyor. Güneşin karamelleştirdiği bir cilt kışında mümkün. Yüz hatlarına hafifçe uygulayacağınız kahve tonları hem doğal hem de güzel görünüm için ideal.
T
he eternal source of inspiration, Nature, provides a colour palette for make-up. It is possible to have sun-tanned skin also in winter. Light earth colours applied to face will give you a natural and charming appearance.
RED LIPSTICK NEVER WITHOUT
KIRMIZI RUJSUZ ASLA
Ateş kırmızısından vişne çürüğüne bu sezon kırmızının her tonunu dudaklarda görüyoruz. Dolce&Gabbana ise bu geleneğinden vazgeçmeyen ve kırmızıyı en güzel kullanan marka olarak kalp atışımızı hızlandırıyor.
F
rom deep red to velvet touches and gleaming looks, all hues of red are on the lips this season. Dolce&Gabbana is one of the benchmarks which doesn’t leave the tradition of fierce red lips..
W ISTANBUL MÜCEVHER KUTUSUNUN İÇİNDE BİR SIR Uzaklaşın ve mücevher kutusunun içindeki sırrı keşfedin. Şehrin yoğunluğunu ve stresini W Istanbul’da atın. Kendinize özel bahçelerde ve cabanalarda bir gün ayırın. Bedeninize ve ruhunuza güneş açarken, W Istanbul imzalı bir kokteyl Suleyman Seba Cad. eşliği ile kendinizi No: 22 Akaretler evinizde hissedin. Istanbul 34357 Turkey
Kış podyumlarını, kırmızı gülleri ve dudaklarıyla yakıp kavuran Dolce and Gabbana iken, kulisini aralamamak olmazdı. Siz de yeni yıla ‘kırmızı’ gimek istiyorsanız bu makyajı nasıl yaparım diye soruyarsanız, tüm hünerlerin sergilendiği sahne arkasından birkaç makyaj tüyosu sizin için gelsin.
VELVET LIPS KADİFE DUDAKLAR
Evrim Memilli
We cast a glance at the backstage of Dolce and Gabbana which glares down the winter podiums with red roses and lips. If you wish t o enter the new year in ‘red’ and wonder how you would create that make-up, here comes some make-up tips from skilful studios for you.
Giorgio Armani fondoten uygulayıp, MAC painterly göz bazı ile göz çevresindeki kusurları kapatıp, Nars veya Bobbı Brown eyeliner ile bakışları çekici hale getirebilir, Dior Blackout rimel ile göz makyajını tamamlayabilirsiniz. Tom Ford allıkla yanakları canlandırıp, mat Anastasia Beverly Hills American Doll ve ya MAC Ruby Woo kırmızı ruj ile kadifemsi dudaklara sahip olabilirsiniz.
DOLCE & GABBANA
80
I Winter 2016
Apply Giorgio Armani foundation, hide your defects by MAC painterly eye base, charm your eyes with Nars or Bobbi Brown eyeliners and finish with Dior Blackout mascara too. Enliven your cheeks with Tom Ford blusher and create a red, velvet like look on your lips with the opaque lipsticks from Anastasia Beverly Hills American Doll or MAC Ruby Woo
Don't Break Your Work-Out Routine! Alışkanlıklarınızdan Vazgeçmeyin! Hareketi Seçin!
talking about
HUMAN NATURE
İNSAN DOĞASI
H
ightom’un Instagram hesabında paylaştığı fotoğrafları aklınızdan geçenlerin bir temsili olarak da düşünebilirsiniz. Geçen hafta olduğunuz, şu an olmak istediğiniz veya bir sonraki gün olacağınız bir mekanın zihninizdeki canlandırmasına baktığınızı hayal edin. İnsan figürü ile doğayı tek bir kareye sığdıran Hightom, bu iki kavramın aslında birbirine pek de uzak olmadığını kanıtlıyor.
THE EVIDENCE OF TIME
ZAMANIN ELİNİN KANITI
S
ingapurlu sanatçı Izziyana Suhaimi karakalem ve suluboya çalışmalarını nakışla birleştirerek bakmaya doyamadığımız işler çıkarıyor. Suhaimi resme eklediği nakışları “zamanın elinin bir kanıtı”olarak tanımlıyor. Hatta biten bir işin aslında “zamanın fiziksel olarak görünmesi”olduğunu söylüyor. The Looms in our Bones adlı çalışmasında Suhaimi daha çok kıyafet ve aksesuarları nakışla öne çıkarmış.Izziyana Suhaimi işini şu şekilde değerlendiriyor; “Benim için nakış sanatı sessiz ve durgun bir aksiyon. Atılan her dikiş, geçen bir anı temsil ediyor ve biten bir iş, zamanın fiziksel bir manifestosu gibi. Hepsi, yapan kişinin her bir düşüncesini ve hissini kaydediyor sanki. Nakışın hareketlerindeki ikililiği seviyorum. Saplaması, kesmesi, kaplaması, tamir etmesi… Her bir dikiş bir hikayeyi hem yayıyor hem de saklıyor gibi.
82
I Winter 2016
Singaporean artist Izziyana Suhami entwines his charcoal and watercolour paintings with embroidery and creates picturesque works of art. Suhami describes the embroidery as “the evidence of time” and adds that “a completed work is a physical image of time”. Suhami highlights clothes and accessories in The Looms in our Bones.“For me, embroidery is a quiet and stagnant action. Each knot represents a moment in time and a completed work is a kind of physical manifesto of time. Each one of them records the artist’s thoughts and emotions. I like the dichotomy in the moves of embroidery. Stab, cut, cover and repair… They tell and preserve a story.”
You might consider Hightom’s Instagram photos as expressions of your thoughts. Think that they are mental animations of where you have been last week or where you will be tomorrow. Hightom, placing human and nature in the same frame, proves that these two concepts are actually not as distant as we believe.
HIGHTOM_
DISCOVER FORGOTTEN LANGUAGES UNUTULMUŞ DİLLERİ YENİDEN KEŞFETMEYE HAZIR OLUN
T
arih boyunca dünya üzerinde konuşulmuş 7000 dil olduğunu ve bunların sadece 85’inin yaşatılabildiğini biliyor muydunuz? Bir dil öldüğünde,bilgi ,tarih ve kültür de ölüyor ve insanlığın bir parçasını daha kaybediyoruz. Boston’daki Berkley Müzik Akademisi’nden mezun olan Deniz Aydemir, her 14 günde bir dilin ölmesinden duyduğu kaygıyla yollara çıkıyor. Time Travel Through Sound adını verdiği projesinde, yok olmak üzere olan bu dilleri, kültürleri müzik aracılığıyla gelecek nesillere aktarmayı hedefliyor. Aydemir, projesi için Kazakistan’dan bisikletle yola çıkarak Çin, Moğolistan, Rusya, Japonya ve Alaska’yı ziyaret edecek. Bu yolculuk boyunca doğal yaşamı, insanların kültürünü, müziğini ve dilini gözlemleyerek bir belgesel hazırlayacak. Ayrıca evine döndüğündeyse projeyi bir albüme dönüştürecek. Müzik, doğa ve yerel hikayeleri içeren belgesel çekimini kendi sayfasında ve bloğundan takip edebilir, dilerseniz siz de bu projeye destek olabilir, bu anlamlı yolcuğun bir parçası olabilirsiniz.
Did you know there are 7000 spoken languages in world’s history and only 85 are stil spoken? When a language vanishes, knowledge, history and culture vanishes too and we loose a part of humanity. Deniz Aydemir, a graduate of Berkley College of Music, ships out with the concern that 1 language dies in every 14 days. His project called Time Travel Through Sound aims at transmitting these vanishing languages to future generations, by the means of music. Aydemir will depart from Kazakhstan on a bike and travel through China, Mongolia, Russia, Japan and Alasca for his project. Throughout this journey, he will observe the natural life, human cultures, music and language and he will realize a documentary. Back home, he will transform this project into a recording.You can follow his documentary containing music, nature and local stories from his blog and contribute to the project if you wish to become a part of this meaningful journey. timetravelthroughsound.com
TIME TRAVEL ON MAPS HARİTALAR ÜZERİNDE ZAMAN YOLC ULUĞU
Oldmapsonline sitesi eski harita meraklılarına eşsiz bir maden sunuyor. David Rumsey‘inki başta olmak üzere birçok farklı koleksiyondan haritaların bir araya getirildiği dijital toplamanın kullanışlı arayüzü sayesinde, binlerce eski haritaya dünya üzerindeki konumlarına bakarak kolayca ulaşmak mümkün. Arayüzü veya arama çubuğunu kullanarak istediğiniz bölgenin haritasına ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca, arama çubuğu üzerinde yer alan tarih filtresi ile arama sonuçlarını tarihe göre daraltabiliyorsunuz. Siteyi ziyaret ederek siz de sınırları aşabilirsiniz.
Oldmapsonline site is a unique mine for old map lovers. Thanks to the useful interface of this digital compilation which contains numerous map collections, including the David Rumsey collection, it is possible to reach thousands of old maps, viewing their original locations. Using the interface and the search bar, you can easily reach the map of the location you are looking for. Moreover, you can limit your search by using the history filter on the search bar.Visit the web site and cross the borders yourself! oldmapsonline.com
I Winter 2016
83
BOOKS
DISTANT STORIES FROM COLD CASTLES SOĞUK ŞATOLARDAN UZAK GERÇEK HİKAYELER
R
apunzel’in kaleye hapsolmasına, kırmızı başlıklı kızın evden çıktığı için kurda yem olmasına, özgürlüğünü beyaz atlı prensin onu kurtarmasına bağlayan masallar artık sonlanmalı! Eril dilden uzak, gerçek kahramanların hikayelerini çocuklarımıza anlatmanın zamanı geldi. “Çocuklara soğuk ve büyük kalelerde yaşayan, bize yabancı prensesleri anlatmak yerine içimizde yaşayan kadın kahramanları anlatalım.”sloganıyla yola çıkan Arjantinli Sudestada y Chirimbote yayınevi çocuklar için anti-prenses temalı bir kitap koleksiyonu yayınlamaya hazırlanıyor. Koleksiyon, Meksikalı ressam Frida Kahlo‘nun hikayesiyle başlıyor. Bir diğer hikaye ise Şilili sanatçı Violeta Parra’nın… Koleksiyonun devamında şair Alfonsina Storni ve Alejandra Pizarnik‘e, heykeltraş Lola Mora‘ya, ve Güney Amerikalı özgürlük savaşçısı Micaela Bastidas‘a yer verilecek.
Stories with Rapunzel being locked up in a castle, little red riding hood falling prey to the wolf, the princess waiting for the salvation to come from a prince must come to an end. Now it is time to read our children stories of real characters, with a non-masculine language. “Lets tell our children stories of real women heroes, instead of ones that live in cold and huge castles who are indeed strangers to us” was the motto of the Argentinean publisher Sudestada y Chirimbote which is preparing a new series of children’s books with the theme “anti-princes”. The collection starts with the story of Mexican painter Frida Cahlo. Another is the story of Chilean artist Violeta Parra… The collection will contain stories of poet Alfonsina Storni and Alejandra Pizarnik, sculptress Lola Mora and freedom fighter Micaela Bastidas from South America.
THE MOST FEMINIST COLORING BOOK EVER
TARİHİN EN FEMİNİST BOYAMA KİTABI ÇIKTI
BOOKS
F
eminist yazar, konuşmacı, çizer Ijeoma Oluo tarihin gelmiş geçmiş en feminist boyama kitabını çıkardı: Badass Feminist Coloring Book. Annelerin, kızların, komedyenlerin, seks işçilerinin, yazarların ilham veren sözlerine çizimlerin altında yer verilen kitap; “yetişkinler için boyama kitabı” trendinin belki de en güçlü üyesi. Kitabını; “Farklı yaşlardan, ırklardan,bedenlerden,cinsel kimliklerden feministlerin buluştuğu bir boyama kitabı” olarak tanımlıyor Ijeoma Oluo. Kickstarter’da hedeflediği fonun 5 katından fazlasını elde eden çizer “Ne boyama kitapları için yaşlısınız ne de feminist olmak için küçüksünüz.” diyor.
84
I Winter 2016
Feminist writer, orator and illustrator Ijeoma Oluo published the most feminist coloring book ever: Badass Feminist Coloring Book. The book, quoting inspiring phrases from mothers, daughters, comedians, sex workers and writers is one of the strongest members of the new trend “colouring books for adults”. Ijeoma Oluo describes her book as “A colouring book bringing together feminists form different ages, races, bodies and gender identities”. The writer who obtained 5 times the fund from Kickstarter says,“You are neither too old for colouring books nor too young for feminism”.
WHERE IS YOUR HOME? BOOKS
E
“AN ARTIST LIVES HERE”
v! Ne kadar da farklı anlamlar ifade ediyor her birimiz için... Kimi zaman yaşadığımız topraklar, ülkeler ve şehirler, kimi zaman içinde sevdiklerimizin olduğu huzurlu bir yuva ya da kendi dünyamızı sığdırdığımız küçük bir oda… İllüstratör ve çocuk kitabı yazarı Carson Ellis ev tanımlarına ve o evlerde kimlerin yaşadığına dair kafa yormuş ve bunları kaleme almış. Kenyalı bir demircinin yaşadığı barakadan, Slovakya düşesinin sarayına veya özgür ruhların karavanına... ‘Ev’ kavramını sorgulatan, hem çocuk hem yetişkinlerin keyifle okuyabileceği bu kitabı edinmenizi öneririz.
SİZİN EVİNİZ NERESİ?
Home. It does mean all kinds of different things for each of us. Sometimes the land, the country and cities you live in, sometimes a tiny room full of people you care for…. Illustrator and children’s book writer Carson Ellis reflected on the different descriptions of home and the people who live in and wrote them down. Tiny hut of a Kenyan hammer smith, palace of a Slovakian duchess, caravan of a group of free spirited people… All are “homes”. A book for children and adults which will make you question what “home” means.
FASCINATING STUDIOS OF ARTFAMOUS ARTISTS ÜNLÜ SANATÇILARIN MERAK EDILEN ATÖLYELERİ
S
anatın üretim alanlarına yolculuğumuz devam ediyor. Bir eserin ortaya çıkışı herkesin merak ettiği gizemli bir süreç. Sanatçının çalışma odasının nasıl olduğu, bu eserlerin hangi şartlarda, nasıl üretildiği büyük bir soru işareti. Sanatçı Joe Fig ünlü meslektaşlarının özel çalışma alanlarını araştırıyor ve bu alanların minik replikalarını yapıyor. 10 santimetreden 1,5 metre kadar değişen boyutlardaki modellerde Jackson Pollock, Jasper Johns, Willem de Kooning, Eric Fischl, Mary Heilman gibi isimler ve çalışma alanları yer alıyor. Fig’in sitesine girerek minik replika atölyelerde turlayabilirsiniz.
Our journey to artistic production spaces continues. The birth of an artwork is fascinating for everyone. Artist’s studio, the conditions in which an artwork is created is a mysterious process. Artist Joe Fig enters into the private fields of his famous peers and creates miniature replicas of these spaces. His models from 10 cm. to 1,5 m. includes studios of Jackson Pollock, Jasper Johns,Willem de Kooning, Eric Fischl and Mary Heilman.Visit Fig’s website and tour around these replicas. joefig.com I Winter 2016
85
WHAT IF FILM DIRECTORS WERE ARCHITECTS ILLUSTRATION
YÖNETMENLER MİMAR OLSAYDI
Birbirinden ilginç çalışmalarıyla dikkat çeken İtalyan grafik sanatçısı Federico Babina, son çalışması Archidirector ile yine gönlümüzü feth etmeyi başardı. Sinema ve mimariyi ortak noktada buluşturan, yönetmenleri mimar yerine koyan Babina, “Yönetmenler sinemanın mimarı gibidir. Binalarda olduğu gibi filmlerinde izleyiciyi farklı dünyalara taşıyan hikayeler inşa ederler. Kendi stilleri, dilleri, estetik yaklaşımları, düşünceleri, kompozisyonları ve mekan seçimleri ile bizi film boyunca başka yerlere misafir ederler.” diyor ve bizi çizimleriyle ünlü yönetmelerin evlerine davet ediyor. David Lynch’in bilinçaltımızı deşen, gizemli kırmızı perdeleri, Tim Burton’ın sıra dışı gotik duvarları, Krzysztof Kieslowski’nin özgürlük, eşitlik ve kardeşliği yansıtan, beyaz, kırmızı ve mavi ışıkları, Emir Kustirica’nın bağımsız, özgür ruhlu çingenelerin yerinde durmayan, dev tekerlek üzerindeki hareketli evleri, Federico Fellini’nin fantezilerle dolu dünyası, Stanley Kubrick’in çağ atlayan teknik kusursuzluğun peşindeki düşünceleri, sanatın yedinci çocuğu sinemaya, en güzel hediyelerinden olan yedinci mühür ile Ingmar Bergman’ın 7 rakamlı temeli, tedirgin bekleyişler,cinayetler ve gizemlerle dolu Alfred Hitchcock’un korku evi ve daha birçok yaratıcı yönetmenin tılsımlı iç dünyası Babina ile aralanıyor.
86
I Winter 2016
Italian graphic artist Federico Babina with countless interesting works, captured our hearts with his last project Archidirector. Babina who melts cinema and architecture in the same pot and places the directors at the drawing table says: “Directors are like the architects of cinema. They make up stories that carry their audience into different realms, just like in architecture. They invite us to places composed of their own styles, language, aesthetics, thoughts, compositions and choice of spaces.” David Lynch’s mysterious red curtains that penetrate our subconscious, Tim Burtons’ extraordinary gothic walls, Krzystof Kieslowski’s red, blue and white lights symbolising liberty, equality and fraternity, Emir Kustirica’s mobile houses of free spirited gypsies, Frederico Fellini’s fantastic world, Stanley Kubrick’s innovative technical creations, Ingmar Bergman’s number 7 which is one of the greatest gifts of the seventh child of art, Alfred Hitchock’s horror house with an uneasy wait of murder….Babina opens out the gates of the creative inner worlds of directors for you.
THE FIRST WOMAN PRESIDENT OF PEN JENNIFER CLEMENT PEN’İN İLK KADIN BAŞKANI JENNIFER CLEMENT
1
921’de Londra’da yola çıkan, edebiyat ve ifade özgürlüğünün gelişmesi için çalışan Dünya Yazarlar Birliği’nin (PEN) yeni başkanı belli oldu. Kanada Quebec’te devam eden kongresi sırasında, aralarında Zeynep Oral’ın da bulunduğu adaylar arasından Meksikalı yazar Jennifer Clement başkan seçildi. Clement, böylece PEN’in ilk kadın başkanı olarak adını tarihe yazdırdı.
BOOKS
PEN International, founded in 1921 in London, is an association of writers aiming at liberalizing and developing literature and freedom of expression, selected a new president. Mexican author Jennifer Clement was selected during the association’s congress which took place in Quebec where Zeynep Oral was one of the candidates for presidency. Clement became PEN’s first woman president.
SET THE BOOKS FREE
BOOKS
KİTAPLARI ÖZGÜR BIRAK
İ
ngilizce kitap okumayı sevenler için güzel bir duyurumuz var. Yeni kitaplar keşfetmek, ödünç almak ve başka okurlar ile paylaşmak ister misiniz? Bookserf Kitapları Özgür Bırak ile kitap sevdalıları için böyle bir topluluk oluşturuyor. Henüz yeni bir oluşum olduğu için geniş bir arşive sahip olmasa da kitapları, tozlu raflara mahkum etmek yerine onları seven ve isteyen okurlara ulaştırıyor. Siz de siteye girip istediğiniz kitapların altına yorum yazarak, kitabı sahibinden iki haftalığına ödünç alabilir, gerçekleşen etkinliklerde diğer üyeler ile toplanıp kitap üzerine konuşabilirsiniz.
88
I Winter 2016
We have a special announcement for those who like reading books in English. Would you wish to discover newbooks, borrow them or exchange?Bookserf,creates such a community for book-lovers with the motto Set The Books Free. Although it doesn’t have a massive amount of books due to its recent establishment, the community sets the books free from dusty shelves and carries them to new readers.You can visit the site, make comments and borrow the book from it’s owner for two weeks, be a member and join the upcoming activities.
ANIMATION
DREAMS& SECRETS HAYALLER VE SIRLAR
‘Ah ben neler yaşadım, bir anlatsam film olur’ sözünü kimlerden duymadık ki. O derin sırlar, hepimizin dost sofralarına meze olmadı mı? Peki, bu sırlar gerçekten de film olsa nasıl olurdu? New York’da bir tasarım stüdyosu boş durmamış ve müthiş bir projeyi hayata geçirmiş. Dusty Studio, Animation Hotline isimli projesiyle gerçekleşmeyen hayallerinizi, en derin sırlarınızı ve itiraflarınızı animasyon haline getiriyor. Her hafta üç kişinin paylaşımlarını animasyon formatında karşımıza çıkarmayı planlayan stüdyonun, bu proje dahilinde şu ana kadar hazırladığı tüm videoları internet sitesinden izleyebilirsiniz. Telefon üzerinden yapılan paylaşımların isim verilmeden animasyona dönüştürüldüğü proje, şu an için Amerika ve Avustralya’yı kapsama alanında bulunduruyor. Fakat yakın zamanda Avrupa’ya da geçiş yapmayı planlıyor.
SAVETHE CHILDREN
ÇOCUKLARI KURTARIN
NEWS
S
ınırlar uğruna insan hayatlarının hiçe sayıldığı, çocuklar dahil olmak üzere birçok kişinin hayatını kaybettiği haberler birbiri ardına gelirken, mülteci ve göçmenlere duyarsız kalmayıp yardım elini uzatan kampanyalar da devam ediyor. Bunlardan biri de uluslararası yardım kuruluşu Save the Children’ndan geliyor. Mülteci çocuklara erzak, barınak ve psikolojik destek sağlamak amacıyla başlatılan kampanya, Crowded House’un Help is Coming isimli şarkısıyla destekleniyor. Kampanyaya bir destek de İngiliz oyuncu Benedict Cumberbatch’ten geliyor. Cumberbatch, Save the Children tarafından yayınlanan videoda, Somali asıllı İngiliz şair Warsan Shire’ın bir şiiri aracılığıyla yardımın yolda olduğunu söylüyor, hem yayıyor hem de saklıyor gibi.
Who never thought: “What a life I have lived, it would make a perfect movie?”Whose secrets kept deep down haven’t become appetisers on dining tables? What if these secrets really turned into movies? Dusty Studio, a designing studio from New York, rolled up the sleeves and turned this magnificent project into life.Animation Hotline takes your unrealized dreams, deepest secrets and confessions and turns them into animations. The studio plans to animate three person’s sharings each week. The animations can be found on the website. The anonymous sharings made through smart phones and the project is ongoing in America and Australia for the moment, though it plans to include Europe soon. animationhotline.dustystudio.com
We live in a world where human life, including the children’s has no value.People loose their lives each day for the sake of border protection. Nevertheless, there are some campaigns which are sensitive about immigrants. One of them is carried by the international relief organization Save the Children. The campaign aims at providing shelter, supplies and psychological support to refugee children. Crowded House promotes the campaign with their song called Help is Coming and British actor Benedict Cumberbatch reads a poem from Warsan Shire, a British poet originally from Somali, on a video recording emitted by Save The Children. I Winter 2016
89
NEW ALBUM FROM THE LAST SHADOW PUPETS THE LAST SHADOW PUPPETS’ TAN YENİ ALBÜM MUSİC
A
rctic Monkeys’den Alex Turner, The Rascals’dan Miles Kane ve yapımcı/besteci James Ford‘un Ağustos 2007’de başladıkları müzik projesi olan The Last Shadow Puppets’dan yeni bir albüm geliyor. James Ford ve Owen Pallett’ın katkılarıyla The Age of the Understatement isimli zamansız bir klasik yayınlamaya hazırlanan projenin haberini Owen Pallett kendi twitter hesabından duyurdu. Bazı kaynaklara göre ise albüm 2016 Mart ayında yayınlanacak. Geri saymaya başlayabiliriz.
Alex Turner from Arctic Monkeys, Miles Kane from The Rascals and producer/composer James Ford started a new project on August 2007 called The Last Shadow Puppets.The group is releasing a new album. With the participation of James Ford and Owen Pallett the group is preparing to release a timeless new album called The Age of the Understatement. The release of the album was first announced by Owen Pallett’s twitter account. Some resources claim that the album will be released on March 2016. Start the countdown!
MUSIC
IAN CURTIS’S HOUSE IS BEING TURNED INTO A IAN CURTIS’İN EVİ MÜZEYE MUSEUM DÖNÜŞÜYOR
Ian Curtis’in Şubat ayında satışa çıkarılan 77 Barton Street, Macclesfield’deki evi, yeni sahibi Hadar Goldman tarafından Joy Division müzesine dönüştürülecek. 48 yaşındaki girişimci ve müzisyen Hadar Goldman, vergilerle birlikte ev için toplam 190.000 Sterlin ödemişti. Joy Division hayranlarının evin müze olarak kullanılması konusundaki büyük isteğine duyarsız kalmayacağını belirten yeni ev sahibi, “İnsanlar bu parayı bir Rembrandt tablosu için ödüyorlar. Bence Joy Division, modern Rembrandt’tır.” diyerek kararını açıkladı. Yolumuz Macclesfield’a düşerse, muhakkak uğrayacağımız bir yer olan Ian Curtis’in evi, yakında daha da anlamlı bir adres haline gelecek.
Ian Curtis’s house on 77 Barton Street, Macclesfield which went on sale last February is being turned into a Joy Division museum by its new owner Hadar Goldman.The 48 year old entrepreneur Hadar Goldman paid 190.000 Pounds for the estate. The new owner announced that he wouldn’t be indifferent to Joy Division fans quests and said: “People pay the same price for a Rembrandt painting. In my opinion Joy Division is the modern Rembrandt.” If you ever visit Macclesfield, don’t forget to visit Ian Curtis’s house which is now an even more meaningful address.
DAUGHTER WILL WARM US UP!
DAUGHTER İÇİMİZİ ISITACAK
Kışın müzik dinlemek denince akla mevsimin naifliği ve sakinliğine yakışan isimler geliyor. İngiliz üçlü Daughter, 2013 çıkışlı ilk albümü If You Leave’le tam da sonbahara yakışan bir işe imza atmıştı. Güzel eleştiriler alan ve turne kapsamında Salon İKSV’de harika bir konser de veren grup, yeni albümünü 15 Ocak 2016’da yayınlayacağını duyurdu. Kışı güzel kılacak playlistinize eklemeyi unutmayın deriz. 90
I Winter 2016
MUSIC Thoughts on music in winter evokes the names which fits the tranquillity and naivety of the season. British trio Daughter’s 2013 album If You Leave is a great work for fall. The group which received positive criticism recently gave a concert at İKSV and announced that they will release their new album on 15 January 2016. Don’t forget to add it to your playlists.
MUSIC
NOMINEES FORTHE MERCURY PRIZE ANNOUNCED MERCURY ÖDÜLLERİ’İNİN ADAYLARI BELLİ OLDU
İngiltere ve İrlanda’da çıkan en iyi albüme verilen Mercury Ödülü için adaylar belli oldu. Uzun zamandır müzik piyasasında bulunan AphexTwin ilk kez adaylar arasında. 90’lardan bu yana Primal Scream, Suede, Elbow, Arctic Monkeys, Alt-J gibi isimlerin kazandığı Mercury Ödülü’nün bu yılki talipleri arasında Wolf Alice, Aphex Twin, Ghostpoet, SOAK, Gaz Coombes, Jamie XX gibi isimler yer alıyor. Büyük ödülün geçen seneki sahibi Young Fathers’dı. 1992’den bu yana en çok aday olan isim Radiohead, ödülü birden fazla almayı başaran müzisyen ise PJ Harvey oldu. Mercury Ödülü’nün aday listesi oldukça ilgi çekici isimleri biraraya getiriyor.
The Mercury Prize is given to outstanding albums of Britain and Ireland. The nominees of this year are finally announced. Aphex Twin is amongst the nominees for the first time. Primal Scream, Suede, Elbow,Arctic Monkeys and Alt-J are the groups awarded by this prize since the 90’s and this year’s nominees include groups like Wolf Alice, Aphex Twin, Ghostpoet, SOAK, Gaz Coombes and Jamie XX. The winner of the award was Young Fathers last year. Radiohead had became the most nominated group while PJ Harveys is the most awarded one. This year’s nominee list brings very interesting names together. AphexTwin – Syro Wolf Alice – My Love Is Cool Róisín Murphy – HairlessToys C Duncan – Architect Eska – Eska Florence + the Machine – How Big How Blue How Beautiful Ghostpoet – Shedding Skin Benjamin Clementine – At Least For Now Jamie xx – In Colour SOAK – Before We Forgot How To DreamGaz Coombes – Matador Slaves – AreYou Satisfied
NEW GORILLAZ ALBUM ONTHE YENİ GORILLAZ ALBÜMÜ WAY Son olarak dört yıl önce turnede iPadine kaydettiği Gorillaz albümü The Fall’u yayınlayan Damon Albarn, projenin beşinci albümü için hazırlıklara başladığını duyurdu. Bizi hayli enerjik bir Gorillaz albümü bekliyor! “Son yıllarda Broadway vari bir şekilde piyano çalmaya çok odaklanmıştım” diyen Albarn, artık bunun tam tersini yapmak istediğini söyledi. Rolling Stone’a röportaj veren Albarn, henüz beşinci albümünün hazırlıklarına yeni başladıklarını söylese de şimdiye kadar çıkan malzemelerin epey hızlı ve enerjik olduğunu vurguladı.
MUSIC
Damon Albarn who released his last albumThe Fall four years ago, announced that a new album is on the way. This time quite an energetic album awaits his followers! “I was focused on playing the piano Broadway style” says the artist and adds that he wants to do the opposite now. In his interview for Rolling Stone magazine, Albran explains that the preparations for his fifth album had just begun and stressed that the material so far is quite speedy and energetic.
I Winter 2016
91
DAVID LYNCH NARRATES HIS LIFE
BOOKS
DAVID LYNCH HAYATINI KALEME ALIYOR Simgesel ve karmaşık anlatı diliyle izleyicisinin aklını karıştırmayı seven ve Amerikan sinemasının en kışkırtıcı yönetmenlerinden olan David Lynch, hayatını kaleme alıyor. Başta internet olmak üzere birçok kaynakta yer alan asılsız veya yanlış bilgilerden sıkıldığını söyleyen David Lynch, kendi hayatıyla ilgili gerçek bilgilerin yer aldığı kitabı kendisinin yazacağını duyurdu. Gazeteci Kristine McKenna ile birlikte yazacağı Life and Work isimli kitapta, 90’larda Lynch’in ailesi ve arkadaşlarıyla yapılmış röportajları yer alacak.
One of the most provocative movie directors with his symbolic and sophisticated language, David Lynch is now narrating his own life in a book. David Lynch, explaining that he is fed up with delusive or incorrect information about him self found mostly on the internet, announced that the will be writing his true life story in person. The autobiography titled Life and Work that will be written with the collaboration of journalist Kristine McKenna, will also include interviews made with Lynch’s family and friends.
MOVIES
MOVIES
EWAN NEW MOTION MCGREGOR PICTURE FROM COEN BROTHERS ON THE COEN KARDEŞLER’DEN YENİ FİLM DIRECTOR CHAIR EWAN MCGREGOR YÖNETMEN KOLTUĞUNA OTURUYOR
Trainspotting, Velvet Goldmine, Moulin Rouge ile gönlümüze taht kuran Ewan McGregor, şimdi de kamera arkasına geçiyor. Philip Roth’un Pulitzer ödüllü, romanı American Pastoral’i beyaz perdeye aktarmaya hazırlanan McGregor, yönetmen koltuğuna oturarak kariyerinde bir ilke imza atıyor. Filmin oyuncu kadrosunda da yer alan McGregor’a Jennifer Connelly ve Dakota Fanning eşlik ediyor. The Lincoln Lawyer’ın senaristi John Romano, senaristliği üstlenirken, Lakeshore Entertainment yapım cılığı üstleniyor. Vizyon tarihi henüz kesinleşmeyen filmi yolunu gözlediklerimiz arasına şimdiden girdi.
92
I Winter 2016
Ewan McGregor, who enshrined himself in our hearts with his movies like Trainspotting, Velvet Goldmine and Moulin Rouge, sits on the director chair this time and leads the way in his career by transferring Philip Roth’s Pulitzer winner American Pastoral onto the silver screen. The casting includes the director himself, Jennifer Connelly and Dakota Fanning. The Lincoln Lawyer’s scriptwriter John Romano is once again holding the pen and the producer is Lakeshore Entertainment. Release date is still not announced but reserve a date in your agendas anyhow.
Coen Kardeşler Inside Lewlyn Davis’in ardından Hail Caesar ilebeyazperdeyemüthişbirdönüşyapıyor ve göktekiyıldızlara meydan okuyan oyuncu kadrosuyla karşımıza çıkıyor. Başrollerinde Josh Brolin, George Clooney, Frances McDormand, Ralph Fiennes, Channing Tatum, Tilda Swinton, Scarlett Johansson ve Jonah Hill’in yer aldığı Hail, Caesar!, Hollywood’un altın çağı 1950’leri konu alıyor. Filmde Josh Brolin, Hollywood yıldızlarının sorunlarını çözen iş bitirici stüdyo çalışanı Eddie Mannix olarak karşımıza çıkıyor. Mannix’in hayatından bir güne odaklanan filmde, yıldız aktör Baird Whitlock (George Clooney), bir tür Antik Roma filminin setinden kendilerine The Future diyen bir grup tarafından kaçırılıyor ve olaylar başlıyor 5 Şubat 2016’da Amerika’da vizyona girecek olan filmin Türkiye vizyon tarihi 19 Şubat 2016. After Inside Llewyn Davis of 2013, Ethan & Joel Coen Brothers turns back to the silver screen with “Hail, Caesar!”. This time with a cast which will fling down the gauntlet of shining stars. Featuring Josh Brolin, George Clooney, Frances McDormand, Ralph Fiennes, Channing Tatum, Tilda Swinton, Scarlett Johansson and Jonah Hill, Hail, Caesar! focuses on the golden ages of Hollywood. Josh Brolin appears as the whizz-kid studio worker Eddie Mannix. Adventure starts with the leading actor Baird Whitlock (George Clooney) being kidnapped by a group who call themselves The Future. The film will be released on 5.2.2016 in the United States and on the 19th of February in Turkey.
AVERY MURRAY CHRISTMAS
TELEVISION
N
etflix’teyayınlanacakSofiaCoppolayönetmenliğindeki A Very Murray Christmas, isminden de anlaşıldığı gibi Bill Murray ile karşımıza çıkacak. Eski usül Noel programlarına bir tür saygı duruşu olan A Very Murray, Christmas’da George Clooney, Paul Shaffer, Amy Poehler, Julie White, Dimitri Dimitrov, Michael Cera, Chris Rock, David Johansen, Maya Rudolph, Jason Schwartzman, Jenny Lewis, Phoenix, Frederic Moulin, Rashida Jones, Miley Cyrus ve daha fazlası konuk olacak.
A Very Murray Christmas, directed by Sofia Coppola will be released as the title hints the leading actor is Bill Murray. Commemorating the old style Christmas programmes, the movie will host names like George Clooney, Paul Shaffer, Amy Poehler, Julie White, Dimitri Dimitrov, Michael Cera, Chris Rock, David Johansen, Maya Rudolph, Jason Schwartzman, Jenny Lewis, Phoenix, Frederic Moulin, Rashida Jones and Miley Cyrus.
TELEVISION MOVIES
LEE MILLER ON THE SILVER SCREEN
LEE MILLER BEYAZ PERDEYE YANSIYOR
WOODY ALLEN SEKTÖRÜNE IN TV SERIES DİZİ ELATIYOR Beyaz perdeden televizyona geçenler kervanında Lars Von Trier’den sonra Woody Allen’da katldı. Her yıl bir filmle karşımıza çıkan yönetmen bu defa Amazon üyelerine özel video servisi için bir dizi yazıp yönetecek 40 küsür filmden sonra farklı bir deneyim için kolları sıvayan Allen’ın henüz pek bir bilgi edinilemeyen dizi projesinin 30 dakikalık bölümlerden oluşacağı söyleniyor. 2016 yılında karşımıza çıkması beklenen dizide, uzun zamandır filmlerinde gözükmeyen Allen’ın kendisine bir rol yazıp yazmayacağı ise merak konusu.
After Lars Von Trier,Woody Allen joined the caravan of producers of TV series. The famous director coming out with a new film each year will write and direct a new series for the members of Amazon. Rolling up the sleeves for a new experience after 40 motion pictures, Allen’s new series will be composed of 30 minute stories. Whether Allen himself will occur on the series or not is one of the mysteries.
20.yüzyılda yaşamış Amerikalı fotoğrafçı, model ve moda sanatçısı Lee Miller’ın hikayesi, oğlu Anthony Penrose tarafından sinemaya uyarlanıyor Troy Lum ve Andrew Mason’ınzyapımcılığını üstlendiği biyografik filmde, Kate Winslet model ve fotoğrafçı Lee Miller’a hayat verecek.Üç ana başlıkta ele alınacak olan film, önce Miller’ın keşfedildiği süreci ardından sürrealist bir fotoğrafçı haline gelişini ve son bölümde, Nazi toplama kampında çektiği fotoğraf ile dünya çapında nasıl tanındığını anlatacak. Günlük, fotoğraf ve diğer materyallerden elde edilen bilgiler doğrultusunda çekilen film, şimdiden merak konusu oldu. 20th century American photographer, model and fashion designer Lee Miller’s biography, written by his son Anthony Penrose is being transferred to the silver screen. Kate Winslet will be portraying Lee Miller in the biographical movie produced by Troy Lum and Andrew Mason. The film composed of three parts will portray Miller’s appearance, becoming a surrealist photographer and becoming globally famous with the photographs she took in Nazi concentration camps. The winner of numerous prizes Miller’s son Anthony, created the scenario with the help of documents he found in his mother’s archives. I Winter 2016
93
TRAINSPOTING CELEBRATE ’20TH ANNIVERSARY
TRAINSPOTTING 20. YILINI KUTLUYOR
MOVIES
Geçtiğimiz haftalarda, yıllardır konuşulan konuyu kesinleştirerek Trainspotting 2’yi çekeceğini açıklayan Danny Boyle, bir müjdeli haber daha verdi. Boyle, comingsoon.net isimli web sitesine yaptığı açıklamada, uzun zamandır beklenen devam filminin çekimlerine önümüzdeki haziranda başlayacaklarını söyledi. İlk filmde yer alan dört aktörün programlarını sonunda Trainspotting 2’ye göre düzenlediklerini belirten yönetmen, ellerinde dört dörtlük bir senaryo olduğunun da altını çizdi ve heyecan dozajını arttırdı. Boyle, Trainspotting 2’yi 2016 yılına, yani ilk filmin 20. yıl dönümüne yetiştirmeye hayli kararlı. Kısacası, 2016’da bizleri oldukça önemli bir deneyim bekliyor.
MOVIES
THE COLDEST CITY
FİLMİN BAŞROLLERİ BELLİ OLDU
V For Vendetta ve Fight Club gibi önemli filmlerin aksiyon sahnelerinde figüranlık yapan, John Wick ile yönetmenliğe adım atan David Leitch’ın üstleneceği The Coldest City’de Charlize Theron’a eşlik edecek isim belli oldu. Antony Johnston’ın aynı isimli çizgi romanından sinemaya uyarlanacak filmde, başrolde izleyeceğimiz isim James McAvoy. Yakın zamanda Victor Frankenstein, X-Men: Apocalypse ve henüz ismi bilinmeyen yeni M. Night Shyamalan filminde izleyeceğimiz McAvoy, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından kısa bir süre önce geçen hikayedeki casusu canlandıracak.
The Coldest City’s director is David Leitch who sat on the director chair for he first time with Chad Stahelski for John Wick. The scriptwriter is Kurt Johnstad and the leading actors of the movie adopted from Antony Johnson’s comic book will be Charlize Theron and James McAvoy of Victor Frankenstein, X-Men: Apocalypse. McAvoy will portray a secret agent during the times just before the fall of the Berlin Wall.
MOVIES
Danny Boyle who finally announced he will direct Trainspotting 2 the last weeks, made a second precursory announcement. In his statement made from the comingsoon.net, Boyle said the shooting of the second movie will start May-June 2016. Explaining that the schedules of the four actors from the first movie is finally set for Trainspotting 2 and that the new scenario is foolproof. Trainspotting 2 will be ready for its’ 29th anniversary. An important date for 2016!
94
I Winter 2016
INSEPARBLE CHUMS OF A BIGGER SPLASH
A BIGGER SPLASH’İN AŞIK ÇİFTLERİ
Wes Anderson’ın The Grand Budapest Hotel’inde kaçamak yapan Tilda Swinton ve Ralph Fiennes ikilisi, yeni Luca Guadagnino filmi A Bigger Splash’te daha büyük bir aşkın tarafları olacak. Matthias Schoenaerts ve Dakota Johnson’ın da kadrosunda yer aldığı A Bigger Splash, Tilda Swinton’ın canlandırdığı rock yıldızı Marianne ve Ralph Fiennes’in canlandırdığı eski yapımcı aşkı Harry’nin ilişkisine odaklanacak.
Tilda Swinton and Ralph Fiennes of Wes Anderson’s The Grand Budapest Hotel, will once again appear together in the new movie from Luca Guadagnino, A Bigger Splash. Besides the two idiosyncratic actors, stars like Matthias Schoenaerts and Dakota Johnson will also be in the cast. Tilda Swinton will be acting as the rock star Marianne and Ralph Fiennes will be his producer/lover Harry.
MOVIES
NEW ANIMATION FROM WES ANDERSON!
Zamanının en ikonik yönetmenlerinden biri olan Wes Anderson, Fantastic Mr. Fox’un ardından yeni bir stop motion animasyonu ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. 2009’da çektiği Fantastic Mr. Fox’daki gibi stopmotion yöntemiyle hazırlanacak yeni animasyonda köpekler başrolde olacak. Wes Anderson, Lisbon And Estoril Film Festivali’nde, Vittorio de Sica’nın The Gold of Naples’den ilham alarak bir film yapmak istediğini açıkladı. Filme dair ipuçlarını paylaşan Amerikalı yönetmen; “Her zaman hikayelerden oluşan filmlere ilgim olmuştur. Antoloji filmleri genellikle inişli çıkışlıdır, her bölüm farklı bir yönetmenin imzasını taşır. Bu tarz filmlerin yalnızca bir yönetmenin elinden çıktığını görmek oldukça enderdir. Benim yapacağım da bu…” sözleriyle yeni filmini anlattı.
WES ANDERSON’DAN YENİ ANİMASYON One of the most iconic directors of our times Wes Anderson is preparing a new stop motion after Fantastic Mr. Fox. In his new animation where he will re-use the stop motion technique as in Fantastic Mr. Fox dated 2009, dogs will be play the lead. During the Lisabon and Estoril Film Festival, Wes Anderson stated he wanted to create a new film inspired from Vittorio de Sica’s The Gold of Naples. Sharing some hints about the film, the director explained, “I was always interested in films made up of stories. Anthological films are usually checkered. It is hard to see that such a movie is realized by a single director. That is what i will do…”
MUSIC
BOOKS
PJ HARVEY’S NOTES
PJ HARVEY’İN NOTLARI
Karizmasından şüphe edemeyeceğimiz, sesiyle kendine aşık eden PJ Harvey, fotoğraf sanatçısı Seamus Murphy ile yollara düşüyor; Kosova, Afganistan ve Washington üçgenindeki bu seyahatten bir şiir kitabı doğuyor. The Hollow of the Hand. Kitabın kelimeleri Harvey’e fotoğrafları ise Murphy’e ait. Keyifli okumalar! The idol of music lovers with her charismatic voice PJ Harvey, hits the road with photographer Seamfhy and creatoetry book from his journey between Kosovo, Afghanistan and Washington. The book entitled ‘The Hollow of the Hand’ is adorned by Murphy’s photos and Harvey’s poems. Enjoy the lines!
MASSIVE ATTACK’S NEW ALBUM MASSIVE ATTACK‘İN YENİ ALBÜMÜ
Trip hop yaratıcısı Massive Attack, açıkladığı turne programının Türkiye’yi içermemesiyle hepimizi üzerken verdiği yeni albüm müjdesiyle yüreğimize su serpti. 2010 çıkışlı Heligoland’dan beri yolunu gözlediğimiz şarkılar şuan için merak konusu olmayı sürdürüyor. The trip hop band Massive Attack disappointed their Turkish fans when they announced that İstanbul will not be included in their tour; however, we have a consolation: they will be releasing a new album.The new songs that we’ve been waiting since Heligoland dated 2010, still preserve their secrecy.
I Winter 2016
95
Natural ACT
Doğanın Kanunu
Kapınızın ardında yeşilin her tonunun sizi karşıladığını düşünün ya da ayaklarınızın dibine uzanan sonsuz bir ormanı... Merve Özaslan beton yığınları arasına sıkışmış hayatlara yeni ve huzurlu bir pencere açıyor. siyah beyaz fotoğrafların verdiği sıcak duygular doğanın huzurlu kollarında hayat buluyor. Mimar Sinan Üniveristesi mezunu genç sanatçı, eski fotoğraflara doğanın mucizevi renklerini katarak görsel bir hikaye yaratıyor. Bu hikaye bizim doğa ile ilişkimizi sorguluyor. Hatta bu hikayede doğa bize tüm güzelliği ile meydan okuyor. Merve Özaslan, British Vogue, Elle and Marie Claire gibi dünyaca ünlü dergilerde yer alan çalışmasını Enamour’la paylaştı. Imagine you have all the hues of green in front of your door or a giant forest… Merve Özaslan opens a new and peaceful window for lives stuck between the masses of concrete. Warm feelings spreading out her black&white photographs embrace the nature. The young artist, creates a visual story by adding the miraculous colours of nature to old photographs. This story questions our relationship with nature, moreover the nature challenges us. Özaslan’s works were published in numerous magazines including BritishVogue, Elle and Marie Claire.
96
I Winter 2016
MERVE ÖZASLAN
“NaturalAct,doğa ve insanlık arasındaki ilişkinin soruları üzerinden temellenen çeşitli kolajlardan meydana geliyor. Bu aslında her birimizin doğanın parçası olduğumuz gerçeğine atıfta bulunan eleştirel bir sunum. Açgözlülüğün, şehirleşmenin, mekanikleşmenin ve doğadan kopmanın insan için uygun ve tutarlı olup olmadığına dair bir cevap arıyor. Bu anlamda kolajlar hayatın klişeliğinden ve keşmekeşinden sıyrılarak, renkler yoluyla davranışlarımızı ve duygularımızı yansıtıyor.”
“NaturalAct is made up of different collages,questioning the relationship between nature and humans. This is indeed a critical presentation of the fact that we are part of nature. Is greed, urbanization and moving away from nature appropriate and coherent for humans? The collages move away from the banality and chaos of life and express our behaviors and feelings through colors.
I Winter 2016
97
opie onferme Orjinalin peşine düşüyoruz, bir cevap aramaktan çok merakla irdeliyoruz. Sahi, orjinallik nedir? We are chasing the original and examine it with curiosity. What is the original?
W
illiam Shimell ve Juliette Binoche ile Toska’nadayız. Eşssiz selviler, tüm renklerin hakim olduğu görkemli bir doğa, küçük kafeler, butik oteller, şaraplar, akordion sesleri, müzeler, buram buram tarih ve sanat… Abbas Kierestomi, 2010 yılında çektiği Aslı Gibidir ile bizi müthiş bir yolculuğa davet ediyor., orjinalin peşine düşüyoruz, bir cevap aramaktan çok merakla irdeliyoruz; sahi, orjinallik nedir? Arezzo’da verilen konferansta başlıyor bu arayış. James Miller (William Shimell) filmle aynı adı taşıyan kitabı Copie Conforme’yi anlatıyor. “Asıl / orijinal olan” hiçbir şey yoktur. Bir sanat eserinin kopyası, orijinali ile aynı değeri, hatta daha fazlasını bile taşıyabilir. Galeri sahibi Elle (Juliette Binoche) ise bundan şüpheli. Arabaya atlayıp Lucignano’ya doğru yola koyuluyorlar. Yakınlardaki bir müzede yine filmle aynı ismi taşıyan bir tablonun önündeyiz şimdi. Erken Roma dönemine ait bu tablonun, yıllarca orjinal olduğu düşünülmüş ancak replika olduğu ortaya çıkınca dahi ona olan hayranlık azalmamış. Miller’a göre buradaki tek orjinallik tablodaki kızın güzelliği. “Kim bilir Mona Lisa ya da belki La Gioconda’nın reprodüksüyonudur. Ya o gülümseme? O gülümseme orjinal mi? Yoksa Leonardo ondan böyle gülmesini mi istedi? ” Filmde, estetik kuramcı ve düşünür Walter Benjamin’in yeniden üretilmiş olan sanat eserinin, orijinal eseri güncelleştireceği savı desteklense de sanat tanımında ayrıldığı noktaları görüyoruz. Benjamin’e göre orijinali, kopyadan ayıran temel özellik, onun biricik olmasıdır. Yapıtın zamansal ve mekansal tekliği, onun hakikiliğinin ölçüsüdür. Yeniden üretilen kopya hiçbir zaman onun bu biricikliğine, hakikiliğine ulaşamaz. Ancak kopya da orijinalinde bulunmayan bazı olumlu özellikler barındırır.Teknik yardımıyla üretilen kopya, orijinal eserin asla ulaşamayacağı konumlara ulaşmasını sağlar. Peki, sizce nedir orjinallik? ‘Biriciklik’ sanatın olmazsa olmazı ise, replikalar için sanat eseri olarak bahsetmek ne kadar mümkün? Yeniden üretilen ve değişen imgeler... Peki ya bir üretimi, sanat olarak tanımlamak… Alfred Hitchcock filmlerinden, Vanity Fair sayfalarına, Melvin Sokolsky’ın kadrajından Annie Leibovitz’inkine ilham perilerini takip ediyoruz ve keyifli bir orjinallik avına çıkıyoruz.
98
I Winter 2016
Esen Bahar PEKER We are in Tuscany with William Shimell and Juliette Binoche. Heavenly cypress trees, nature with all its’ colors, small cafés, boutique hotels, wine, melodies from accordions, history and art … Abbas Kierestomi’s 2010 movie Certified Copy invites us to a unique journey.We are chasing the original and examine it with curiosity.What is the original? The pursuit starts with a conference at Arezzo and tells us the story written by James Miller (William Shimell). There is no certified truth.The imitation of a work of art might have the same value, sometimes even more than its’ original. Art gallery owner Elle (Juliette Binoche) doubts that and sets off for Lucignano. Now we are infront of a painting in a museum close by. The painting carries the same title as the movie. This early Roman painting was thought to be an original piece of art; however, it turned out to be a replica, but still kept being admired by people. According to Miller, the only originality of the painting is the beauty of the depicted young girl. “Who knows? Mona Lisa might also be a replica of La Gioconda. And what about that smile? Is it an original smile or was that Leonardo who asked her to smile like that?” Even though the movie advocates the theory of Walter Benjamin that a replica of an art work keeps its’ original up to date, we observe the points where this idea wanders off from the definition of art itself. According to Benjamin, the principal feature that spares the original from the replica is the criterion of its reality. The replica can never reach this unique reality. Nevertheless the replica might carry some sort of originality which cannot be found in its’ original. Then, what is this originality? If ‘uniqueness’ is the essence of art, then is it possible to call the replica, a work of art or a reproduction as an act of art... We chase the muses from Alfred Hitchcock to Vanity Fair, Melvin Sokolsky to Annie Leibovitz and enjoy the journey to the originality…..
B
TIM WALKER
ilinç dışının düşsel dünyasına yönelen, akıl ile akıl dışı çizgiyi yok eden sürrealist ressam Rene Magritte, 1964’te elma ile çizdiği oto-portresi The Son of Man ile görünen ve gizlenen arasındaki bağa vurgu yaparak gerçekliği sorgulatıyor ve merak duygumuzu kamçılıyor. Vogue Italy 2006 Aralık sayısında, gerçekliğe takla attıran fotoğrafçı Tim Walker, Magritte’nin eserini yeniden yorumluyor. Walker, Guinevere van Seenus’un yüzünü yeşil elma yerine pembe bir gül ile maskeliyor. Değişen ve yeniden üretilen imgeler, sanat yapısının biricikliğini sarssa da orjinallik değerini koruyor.
RENE MAGRITTE
Surrealist painter Rene Magritte who wipes out the line between rational and irrational, questions the reality focusing on the scene and unseen in his 1964 self portrait ‘The Son of Man’ and whips our curiosity up. In Vogue Italy December 2006 isuue, path breaking photographer Tim Walker, reinterprets Magritte’s portrait. Walker, masks Guinevere van Seenus’ face with a granny smith. Transformed and reproduced images, keeps a touch of originality although they unsettle the uniqueness of the artwork.
I Winter 2016
99
Yıl 1963, Paris sokaklarının üzerinde cam balonla seyahat eden bir kadın… Şehrin meydanında tüm asilliği ile süzülüyor, bisikletli çocuklara selam veriyor, sokak müzisyenlerinin yaptığı serenata burun kıvırarak yoluna devam ediyor ve Seine Nehri’ne gelince küçük bir mola veriyor. İşte bunlar hep Melvin Sokolsky’ın hayal gücü! Perspektif algımızla sıklıkla oynayan moda fotoğrafçısı, birçok fotoğrafçıya da ilham perisini gönderiyor. Annie Leibovitz ise bu ilhamı kapıp en keyifli yorumlayanlardan. Lebovitz, moda dünyasının parodi filmi Zoolander’ın yönetmeni ve başrol oyuncusu Ben Stiller’ı balonun içine koyuyor ve bu zıpır işbirliği; Funny Face, Vogue 2011 sayfalarını süslüyor. ANNIE LEIBOVITZ 1963, a woman flying over Paris in a glass balloon … She floats over the town square with all her nobleness, salutes the children, moves away by snorting at street musicians and takes a small pose at the River Seine. All this is a part of Melvin Sokolsky’s imagination. This fashion photographer who tinkles our perception of perspective is a muse for many photographers and Annie Leibovitz is one of them. Leibovitz places Zoolander’s director Ben Stiller into a balloon and this cooperation decorates the pages of Funny Face,Vogue 2011. Yerden 276 metre yüksekteyiz, Lisa Fonssagrives, Lucien Lelong elbisesini savurarak Eiffel Kulesi’ne meydan okuyor. Karşısında ise 20. Yüzyılın nafiz fotoğrafçılarından Erwin Blumenfeld.Vogue Paris, MELVIN SOKOLSKY 1939 yılındaki bu muhteşem çekimi okurlarıyla paylaşarak Eyfel’in muazzam bir çekim alanı ERVIN BLUMENFELD olduğunu gösteriyor. ‘Büyüleyici şair’ Peter Lindbergh, ilhamı yerde ararken gökte buluyor. Bu sefer kadrajındaki Kate Winslet yalınayak bastığı ince demirlerden, uçuşan beyaz elbisesiyle kuğu gibi süzülerek baş döndürüyor. Harper’s Bazaar 2009, Ağustos sayısı hikayesi böylece yazılıyor. We are 276 meters above the earth. Lisa Fonssagrives challenges the Eiffel Tower, swinging her Lucien Lelong dress. Opposite her is the preponderant photographer of 20th century Erwin Blumenfeld. Vogue Paris, sharing this wonderful shot, shows us the charm of the EifelTower as a spot for shootings. Fascinating poet Peter Lindbergh finds his muse unexpectedly close by. This time, Kate Winslet enamours us, walking barefoot in her white dress, elegant as a swan and writes down the story for Harper’s Bazaar 2009, August edition. 100
I Winter 2016
PETER LINDBERGH
NORMAN JEAN ROY ‘Benim fotoğraf seçimim bir dizi “hayır”lara dayanıyor’ diyen Richard Avedon, 20. Yüzyılın moda ve portre alanındaki müthiş yeteneklerinden... 1955 yılında Paris’te Cirque d’Hiver’da çektiği Dovima with the Elephants karesi ile zarafetin kitabını yazıyor. Bundan tam 51 yıl sonra masalsı çekimleriyle moda fotoğrafına farklı bir yorum getiren Norman Jean Roy, Avedon’un zengin tarihine saygı niteliğinde Cate Blanchett ile benzer çekimi yapıyor ve Harper’s Bazaar’ın kapağı oluyor.
“My pick of photography grounds on a series of ‘no’s” said Richard Avedon; one of the most outstanding talents of 20th Century photography and fashion... His 1955 Paris, Cirque d’Hiver shooting “Dovima with the Elephants” is the ultimate example of elegance. Norman Jean Roy, bringing a different approach to fashion photography with his epic shots realising a similar shooting with Cate Blanchett 51 years later and dignifies Avendon on the front page of Harper’s Bazaar.
RICHARD AVEDON
ALFRED HITCHCOK Gerilim sinemasının dahi yönetmenlerinden Alfred Hitchcock’un, Hollywood sinemasına ters köşe yaptıran, Cornell Woolrich’in It Had to Be Murder adlı kısa hikayesinden uyarlanan, 1954 yapımı filmi Rear Window farklı birçok sanat alanında esin kaynağı olmuş, sinema tarihinin mihenk taşlarından. Peki, Rear Window moda ile buluşup fotoğraf ile yeniden canlandırılırsa ne olur? Vanity Fair, 2008 Mart sayısında, Hitchcok’un bıraktığı bu eşsiz mirası Norman Jean Roy ile yeniden yorumladı. Bakışın konumu James Stewart’tan Javier Bardem’e geçerken, Grace Kelly’nin yerini başka bir soğuk sarışın Scarlett Johansson aldı.
NORMAN JEAN ROY Alfred Hitchock’s 1954 movie Rear Window adopted from Cornell Woolrich’s short story It Had to Be Murder is one of the benchmarks of cinema. What if Rear Window meets with fashion and is recreated in photography? In Vanity Fair 2008 March issue, Norman Jean Roy reinterprets Alfred Hitchock’s peerless heritage. The gaze of James Stewart is replaced by Javier Bardem and Scarlett Johansson takes over Grace Kelly’s cold blondness.
I Winter 2016
101
BOX OFFICE
102
I Winter 2016
AŞKA ÖZGÜRLÜK 4 ARALIK
FREEHELD 4TH OF DECEMBER
Başrollerini Julianne Moore ve Ellen Page’in paylaştığı Aşka Özgürlük, Aralık ayının en çok beklenen filmlerinden. Peter Sollet’in yönetmenliğini üstlendiği, Ron Nyswane’nın senaryosunu kaleme aldığı film, Laurel Hester ile Stacie Andree’nin gerçek aşk hikâyesiyle eşitlik, adalet ve medeni haklar mücadelesini anlatıyor. New Jersey polis teşkilatında 23 yıldır çalışmakta olan eşcinsel Laurel Hester (Julianne Moore) akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra ömrünün sonuna geldiğini kabullenir ve emeklilik haklarını ölümünden sonra birlikte olduğu kadına (Ellen Page) devretmek ister. Ancak yasalar bu konuda hiç de adil değildir ve resmi evlilik olmadığı için bu durum reddedilir. Hester, Andree ve avukat Steven Goldstein (Steve Carell) büyük bir hukuk mücadelesi başlatır. Dünya prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yapan, kişisel ve siyasal bir mücadeleyi ele alan bu cesur filmi ajandanıza not edebilirsiniz.
Freeheld with Oscar winner Julianne Moore and Ellen Page on the leading roles, is one of the most riveting movies of this year. Director Peter Sollet and scriptwriter Ron Nyswane, questions a true love story in terms of equality, justice and civil rights. Homosexual police officer Laurel Hester (Julianne Moore) is diagnosed with terminal lung cancer and accepting the fact that she is living the last days of her life, she wishes to transfer her retirement rights to her lover (Ellen Page). However, the law is not equitable and her demand is refused due to the fact that they are not officially married. Hester,Andree and their lawyer Steven Goldstein (Steve Carell) start a compelling legal struggle. Don’t miss this brave movie which focuses on this interesting personal/political struggle
DHEEPAN 1 OCAK
DHEEPAN 1ST OF JANUARY
Pas ve Kemik veYeraltı Peygamberi filmleriyle tanıdığımız Jacques Audiard’ın Cannes’ın büyük ödülünü kazanan son filmi Dheepan, Paris’te Sri Lankalı üç mülteci üzerinden tüm dünyadaki sığınmacıların çektiği zorlukları ele alıyor. Filme adını veren Dheepan’ı Antonythasan Jesuthasan canlandırıyor. Filmin konusu ise şöyle: Sri Lanka’da Tamil özgürlük savaşçısı olan Dheepan, iç savaşın sonlarına doğru ülkesinden kaçıp kendine yeni bir hayat kurmaya karar verir. Göç edeceği ülkeden daha kolay sığınma hakkı alabilmek için aynı mülteci kampındaki tanımadığı bir kadın ve bir kız çocuğunu yanına alır. Ölmüş bir ailenin kimliklerini alarak gerçek bir aileymiş gibi davranırlar. Paris’e geldikten sonra uzun süre kalacak bir yer ve yeni ‘ailesine’ bakabilmek için düzgün bir iş arar. İş bulur, ancak her gün karşılaştığı şiddet, onun savaşta açılmış yaralarını tekrar kanatacaktır.
The director of Rust and Bone and A Prophet Jacques Audiard is once again on the silver screen with his last movie Dheepan. The film which won the Grand Jury Prize at the Cannes Film Festival focuses on the difficult lives of refugees.The leading actor of the film is Antonythasan Jesuthasan whom we remeber from the Tigers of Tamil. Tamil freedom fighter Dheepan escpaes from his country towards the end of the civil war in Sri Lanka and decides to set a new life. To obtain more easily the political asylum status, he takes with him a woman and her child from the refugee camp.They pretend to be a real family with the identity card of a dead family. Dheepan looks for a decent job and a domicile for his family when they arrive at Paris. He does find a job however the violence he faces each day reveals the misery of war.
DİRENE DİRENE! 18 OCAK
SUFFRAGETTE 18TH OF JANUARY
Bafta ödüllü yönetmen Sarah Gavron’ın, Tellerude Film Festivali kapsamında prömiyerini gerçekleştirdiği film, her daim yüzümüze tokat gibi çarpan cinsiyet eşitsizliğini ve kadınların bu yolda verdiği mücadeleyi bir kez daha gözler önüne seriyor. 20. Yüzyılın başlarında İngiltere’de kadınların eşit oy hakkına sahip olması için başlatılan kadın hareketini ve bu mücadelenin altında yatan gerçekleri konu alıyor. Filmin başrollerini ise radikal kadın hareketinin öncülerinden Maud karakteri ile karşımıza çıkan Carey Mulligan ve İngiliz aktivist Emmeline Pankhurst’a hayat veren Merlyn Streep paylaşıyor.
Bafta winner director Sarah Gavron’s film which appeared on the silver screen for the first time at the Tellerude Film Festival, reveals the striking gender disparity and the fight of women against this inequality. The film focuses on the right to vote for women in England in the beginning of 20th Century and unveils the real story underneath. Actress Carey Mulligan appears as one of the leaders of the woman’s emancipation movement Maud and Merlyn Streep gives life to British activist Ammeline Pankhurst.
THE DANISH GIRL 12 ŞUBAT
THE DANISH GIRL 12TH OF FEBRUARY
Danish Girl LGBTT bireylerinin mücadelesinin devam ettiği günümüzde, tarihte bilinen ilk cinsiyet değiştirme operasyonunu konu alıyor. Lili Elbe’nin gerçek hikayesine dayanan filmin yönetmenliğini, Oscar’lı yönetmen Tom Hooper üstleniyor. Venedik Film Festivali’nde oldukça ses getiren film, olağanüstü, dokunaklı ve ilham veren bir hikaye. Danimarka’da ünlü bir ressam olan Einar Wegener (Eddie Redmayne) Gerda Gottlieb ile evlense de kendisini kadın gibi hissetmektedir. Kendisi gibi ressam olan eşi Gerda’ya (Alicia Vikander) kadın model olarak poz verdikten sonra karşı cinsten ikinci bir kişiliğe bürünmeye başlar.
Danish Girl, focuses on the first gender reassignment surgery of history. Oscar winner Tom Hooper is the director of the movie which is inspired by the true life story of Lili Elbe.The touching and highly inspiring movie was made an overwhelming impression at the Venice Film Festival.The famous Danish painter Einar Wegener (Eddie Redmayne) feels himself as a woman although he is married to Gerda Gottlieb (Alicia Vikander). Gerda, who is also a painter herself, after posing for a painting, starts adopting a second personality as a man. The story evolves into a gender reassignment surgery and changes the personal and professional lives of the couple forever.
LA GIOVINEZZA/GENÇLİK 22 OCAK
LAND GIOVINEZZA/YOUTH 22 OF JANUARY
Başrolü Oskarlı aktör Michael Caine ve Harvey Keitel paylaştığı filmin yönetmenliğini ve senaristliğini gittiği her festivalden ödülle dönen Paolo Sorrentino yapıyor. Film, emeklilik dönemlerinde İsveç Alpleri’ne tatile çıkmış iki eski arkadaşı konu alıyor. Fred, kızı Lena’ya rağmen müzik kariyerine devam etmek istemiyor, Mick ise aşık olduğu Brenda için yazdığı son filmin senaryosunu bitirmeye çalışıyor. İki eski dost genç arkadaşları aktör Jimmy’den ilham alıyorlar. Müthiş manzaralara ve müziğe sahip olan film, hayatın son dönemlerinde de önemli deneyimler elde edilebileceğini gösteriyor.
With its leading actors Micheal Caine and Harvey Keital, La Giovinezza, is one of this year’s outstanding films and won several prizes in important international film festivals. Directed by award winner Paolo Sorrentiono, the movie focuses on two old friends who are on vacation on the Swedish Alps. Fred doesn’t wish to continue his career as a musician despite his daughter Lena and Mick struggling to complete his last movie scenario which is an attribution to his lover Brenda.The old friends are inspired by their young fellow Jimmy. The movie, with tremendous landscapes and music, shows us that there is no age for new experiences.
STAR WARS 7: GÜÇ UYANIYOR 18 ARALIK
STAR WARS EPISODE VII: THE FORCE AWAKENS 18TH OF DECEMBER
İlk filmden tam 40 yıl sonra efsane StarWars serisi 7. filmiyle beyaz perdeye dönüyor. J.J Abrams’ın merakla beklenen filmi Star Wars: Güç Uyanıyor beklentileri karşılar mı ya da J.J Abrams, George Lucas’a ne denli kafa tutabilir bilinmez. Bilinen tek şey Star Wars’un dünya çapında oldukça büyük bir ses getirdiği. Eski yüzlerden, Carrie Fisher, Harrison Ford ve Mark Gamill’in yer aldığı oyucu kadrosunda Adam Driver, Daisy Ridley gibi isimler de bulunuyor. Belki bir Darth Vader göremeyeceğiz (!) ama muhteşem zırhları ile Stormtrooper’lar yine filmi renklendirecek.
40 years after the first movie of the series, Star Wars is back with the 7th film. We wonder whether J.J Abrams’ hotly-anticipated motion picture Star Wars – The Force Awakens will challenge George Lucas or not. But one thing is certain: the film is going to be a blockbuster. Stars from the old cast like Carrie Fisher, Harrison Ford and Mark Gamill will be accompanied by new actors Adam Driver and Daisy Ridley. Darth Vader may be out of sight this time but Stormtroopers with their fascinating shields will be flying around!
THE LOBSTER 25 ARALIK
THE LOBSTER 25TH OF DECEMBER
Köpek Dişi, Attenberg ve Alpler ile toplumsal kodları yıkarken akıllarımızı karıştırmayı alışkanlık haline getiren Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos, ülkesi dışında çektiği ilk filmi The Lobster’da izleyiciyi distopik bir geleceğe götürüyor. Hollywood yıldızlarını oyuncu kadrosunda bulunduran The Lobster, bekar olmanın yasadışı olduğu, bu suçu işleyenlerin seçtikleri bir hayvana dönüştürüldüğü bir dünyada geçiyor. Karısı tarafından terk edilen çaresiz bir adam gerçeküstü ve huzursuz edici tuhaf kuralların hüküm sürdüğü bu toplum düzenine ayak direyecektir.
Greek director Yorgos Lanthimos with his habit to confuse us while breaking down social norms with his movies like Alpies and Attenberg, takes the audience to a dystopian future in The Lobster. The film unveils the story of a world where being single is illegal and those who commit this crime are converted into an animal. An unfortunate man, abandoned by his wife, is going to resist against this strange and oppressing social system.
I Winter 2016
103
moodboard
FESTIVAL ON WHEELS SETS OFF GEZİCİ FESTİVAL YOLA ÇIKIYOR!
Ankara Sinema Derneği’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği Gezici Festival, 21’inci yolculuğuna hazırlanıyor. 27 Kasım - 10 Aralık 2015 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak festival, her yıl olduğu gibi Ankara’dan yola çıkacak. 27 Kasım - 3 Aralık’ta başkentteki gösterimlerinin ardından, 4-7 Aralık tarihleri arasında Bursa’ya konuk olacak. Gezici Festival yolculuğunu, 9 - 10 Aralık’ta Kastamonu’da tamamlayacak. The Festival on Wheels organized by the Ankara Cinema Association and the Ministry of Culture and Tourism takes off for its’ 21st journey.The festival which will be held between November 27 - December 10 will start its journey from Ankara. After the first projections in Ankara between the 27th of November and 3rd of December, the festival will visit Bursa between 4-7 December and Kastamonu between December 9-10.
104
I Winter 2016
NEFESİM KESİLENE KADAR
21
’inci kez yollara düş meye hazırlanan Gezici Festival’in bu yılki teması “Güvencesiz Hayatlar.” Sürekli ekonomik kriz tehdidi altındaki günümüz toplumlarında iş güvencesi de ortadan kalkmış durumda. Ekonomik istikrarsızlık ve iş güvensizliği, vasıfsız işçilerden akademisyenlere, göçmenlerden üst düzey yöneticilere, toplumun hemen hemen her kesimini etkiliyor. Festivalde bu yıl, güvencesiz hayat koşullarına odaklanan filmlere özel bir bölüm ayırıyor. Seçkide yer alan filmler, güvencesiz ve istikrarsız koşullar altında toplumsal statülerini yitiren ya da mevcut duruma uyum sağlamaya çalışan bireyleri mercek altına alıyor. Cannes Film Festivali’nde başrol oyuncusu Vincent Lindon’a En İyi Oyuncu ödülü kazandıran, Stéphane Brizé imzalı İnsanın Değeri (The Measure of a Man), güvencesiz çalışma koşullarında birbirinin kurdu olmaya zorlanan insanların hikâyesi. Güçlü bir kapitalizm eleştirisi yapan bu sosyal gerçekçi filmde, uzun süredir işsiz bir adamın yeni girdiği işinde karşısına çıkan ve kendisini zor kararlar vermek durumunda bırakan sistemin çirkin yüzü perdeye yansıyor.
This
year’s
theme
is
“unsecured
lives”. Today the world faces constant economical crisis and there is no labour
Berlin Film Festivali’nde görücüye çıkan Emine Emel Balcı’nın ilk uzun metrajlı filmi Nefesim Kesilene Kadar, benzer sorunlara bu kez Türkiye’de genç bir kadının perspektifinden bakıyor. Canını dişine takarak çalışıp içinde bulunduğu girdaptan çıkmaya çalışan genç tekstil atölyesi işçisi Serap’ın öyküsü, Türkiye’de çalışma yaşamında ayakta kalmaya çalışan pek çok işçinin de hikâyesini işliyor. Filmin başrol oyuncusu Esme Madra’nın performansı özellikle görülmeye değer.
protection at all. These conditions effect the society in all levels; from unqualified workers to academicians, from refugees to senior executives. The Festival on Wheels, spares a special part to films focusing on these unsecured living conditions. The selected movies tell us the stories of people living under these unstable conditions who lose their social status or try to maintain their current situations. Stéphane Brizé’s film The Measure of a Man, winner of the best leading actor at Cannes Film Festival, unveils the story of people who are forced to dig the pot of others in order to stay alive. This social realistic film with its strong criticism of capitalism, reflects the difficult life of an unemployed man who is obliged to take impossible decisions to survive.
Emine Emel Balcı’s film called Until I Lose my Breath, which made its’ premiere at the Berlin Film Festival, deals with similar problems from the perspective of a young Turkish woman. The story of Serap, a textile worker struggles endlessly to cope with her problems, reflects the hard living conditions of many people in Turkey. The leading actress Esme Madra’s performance is especially impressive.
Emek rejiminde neo-liberal dönüşümün yol açtığı sorunlar belgesel sinemanın da gündeminde. Bölüm kapsamında gösterilecek iki güçlü belgeselin Türkiye’deki ilk gösterimleri Gezici Festival’de gerçekleştirilecek. Requiem for the American Dream (Peter D. Hutchison, Kelly Nyks, Jared P. Scot) soruna çağımızın en önemli düşünürlerinden Noam Chomsky’nin rehberliğinde bakıyor. Dört yıllık bir süreye yayılan röportajlarında Chomsky, günümüz dünyasında zenginliğin ve gücün dağılımına odaklanıyor. Bunu yaparken kendi politik geçmişini ve Amerika’yı da sorguluyor.
Michael Winterbottom’ın yönettiği Kralın Yeni Giysileri ise oyuncu Russell Brand ile İngiltere sokaklarını arşınlıyor. Daha önce Şok Doktrini (2009) adlı belgeseliyle neo-liberal politikaları sorgulamaya girişen ünlü yönetmene eşlik eden provokatif oyuncu Brand, gün geçtikçe artan sınıflar arası eşitsizliği çarpıcı ve esprili bir dille gözler önüne seriyor.
106
I Winter 2016
The problems caused by the neoliberal changes in the labour market are also the subject of documentaries. The Turkey premieres of the two documentary films focusing on similar problems will take place in the context of the Festival. Requiem for the American Dream (Peter D. Hutchison, Kelly Nyks, Jared P. Scot) interprets the matter from the point od view of one of the most important thinkers of our times, Noam Chomsky. The interviews made with the famous thinker focus on the dispersion of wealth and power and question the political history of America.
Michael Winterbottom’s documentary The Emperor’s New Clothes beats the pavements of England with Russel Brand. The provocative actor Brand who worked together with the director in The Shock Doctrine (2009) unveils the interclass differences from an ironical point of view.
Another Place BAŞKA BİRYER
Livio Gianola ve Cristina Benitez, Başka Bir Yer adlı gösterileri ile 9. Uluslararası Ankara Flamenko Festivali kapsamında 11 Aralık’ta ODTÜ KKM’de sahne alıyor. Prestijli İspanya Ulusal Balesi için müzik eseri yazmış tek yabancı sanatçı olan Livio Gianola, ünlü flamenko dansçılarıyla çalıştı ve pek çok beste yaptı. Sanat yapımcısı ve yetenek avcısı olan “Live in Europe” ile tanışmasıyla birlikte, Gianola’nın sıra dışı müzik yeteneği daha geniş bir kapsam kazanmaya başladı. Konserde kendi eserlerini seslendirecek olan Gianola, flamenko dansçısı ve eğitmeni Cristina Benitez’in sergileyeceği muhteşem danslarda da müzik eşliği yapacak. İkisi “Otro Sitio - Başka Bir Yer” adlı gösterilerinde, flamenkoya yeni bir bakış sergileyecekler.
11 Aralık 2015 20:00 ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Salonu, Ankara
Livio Gianola and Cristina Benitez, will take the stage within the scope of the 9th International Ankara Flamenco Festival on the 11th of December with their performance called “Another Place”. As the only foreign artist who composed music for the prestigious Spanish National Ballet Livio Gianola worked together with famous flamenco dancers and made numerous compositions for them. The talent hunter “Live in Europe” programme expanded the scope of his extraordinary music talent.
Gianola who will be performing his own compositions will be accompanied by the flamenco dancer Christina Benitez who started her dancing carreer at an early age at the l’Accademia Superiore di Danza. The two giant artists bring a new perception to flamenco with their show. Musicians Flaviano Braga (bandoneon), Stefano Lanza (flute) and Francesco Perrotta will be accompying the couple.
FAZIL SAY NEW YEAR CONCERT FAZIL SAY YENİYIL KONSERİ
7 Ocak - 2016 19:00 İKÜ Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi
108
I Winter 2016
Kemancı Prof. Nuri İyicil’in kurucusu olduğu, Mimar Sinan Üniversitesi öğrenci ve hocalarından oluşan, takdir edilen orkestra, Fazıl Say’ın çalınamayan, çaldırılmayan eserlerine sahip çıkıyor ve güzel bir birlikteliğe adım atıyor. Gezi Park, İpek Yolu Konçertosu ve Goethe Lieder gibi eserlerin çalınacağı konserde MSGSÜ Opera ASD mezunu üç genç solisti de dinleme fırsatınız olacak.
The Orchestra of Mimar Sinan University students and teachers founded by violinist Nuri İyicil, interprets the compositions of Fazıl Say and initiates a charming association. The concert which will include Say’s compositions like the Gezi Park, Silk Road Concerto and Goethe Lieder is also an opportunity to discover new talents of Mimar Sinan University.
PIANO SOUNDS IN CAPITAL
ANKARADA PİYANO SESLERİ
A
ltus Sanat-Kültür tarafından düzenlenen Ankara Piyano Festivali, dünyanın en ünlü ve yetenekli piyanistlerini,Türkiye’nin başkentinde ağırlıyor. Konser salonlarının dışında şehrin eşsiz alanlarında ve muhteşem tarihi mekanlarında gerçekleştirilecek konserler, müzik tutkunlarını ve olağanüstü müzisyenleri bir araya getirecek. Festival ile Ankara’da her ay düzenlenecek etkinliklerle kültürlerarası paylaşımın, müziğin ve sanatın bağdaştırıcı rolünün desteklendiği bir platforma olanak sağlanması amaçlanıyor. Sanatçıların sahne performansları dışında okullarda düzenlenecek atölye çalışmalarıyla gençlerin piyanoya ve müziğe ilgilerinin artması, dostluk, sanat sevgisi ve müziğin evrenselliği gibi konularda güzel duygu ve alışkanlıklar aşılanması hedefleniyor. 4 Kasım19 Ocak arasında gerçekleşecek festivalde başkent, Christian Zacharias, Chano Dominguez - Nino Josele, Stefano Bollani gibi ünlü isimleri ağırlayacak.
4 Kasım -19 Ocak Ankara
The Ankara Piano Festival organized by Altus Sanat-Kültür invites the most talented and world-wide famous pianists in the capital. The concerts which will take place in the peerless venues and historical places of the capital will bring together music lovers and extraordinary musicians. The festival aims at offering a platform which will promote the cultural exchange and unifying character of music.Apart from the concert performances, artists will also organize workshops at schools. These workshops aim to develop a sense of friendship, universality of music and love of art concepts in the mind of young generations. The Festival which starts on the 4th of November and lasts until the 19th of January will host famous artists including Christian Zacharias, Chano Dominguez - Nino Josele and Stefano Bollani.
SELAH SUE AT THE BABYLON
SELAH SUE BABYLON’DA
E
n büyük ilham kaynakları arasında gösterdiği Lauryn Hill, M.I.A. ve Erykah Badu’nun etkisi müziğinde kolayca hissedilen Selah Sue, farklı ses rengiyle Amy Winehouse ile de sık sık karşılaştırılıyor. Raggamuffin ve Crazy Vibes gibi sevilen hitlerinin yanı sıra performanslarında Erykah Badu, Adele ve The Zutons gibi isimleri de cover’layan genç sanatçı şimdiye kadar Lowlands, Sziget, Pukkelpop ve North Sea Jazz Festival gibi önemli yurt dışı festivallerde performans gösterdi. İlk albümünü Mart 2011’de Because Records üzerinden yayınlayan genç sanatçı son albümü Reason’ı geçtiğimiz yıl sevenleriyle paylaştı. Eğlenceli performansı ve güçlü vokaliyle Selah Sue yine hiç bitmesin isteyeceğiniz bir performansa hazırlanıyor.
17 Aralık 2016 Babylon-İstanbul
One of the new representatives of soul and reggae music Selah Sue will be on stage at the Babylon on the 17th of December. Her biggest source of inspiration Lauryn Hill, M.I.A. and Erykah Badu’s effects can easily be detected in her music and she is often being compared to Amy Winehouse with her distinctive voice. Apart form her hit songs “Raggamuffin” and “Crazy Vibes”, Selah Sue covers songs from Erykah Badu, Adele and The Zutons in her concerts. The artist performed in prestigious international festivals like Lowlands, Sziget, Pukkelpop and North Sea Jazz Festival and released her second album last year. Get ready for Selah Sue’s breathtaking performance.
I Winter 2016
109
THE
JAZZ GREEN
BLONDE
REDHEAD CAZYEŞİLİ: BLONDE REDHEAD
Simone ve Amedeo Pace kardeşler ile Kazu Makino’nun bir İtalyan restoranında tanışmasıyla bir araya gelen Blonde Redhead,dokuz stüdyo albümü ile alternatif müzik sahnesinde ileri bir noktaya ulaştı. Art rock, indie ve shoegaze üçgeninde gezinen üçlü, zamanın ruhundan bağımsız icra ettikleri müzikleriyle her seferinde dinleyenleri şaşırtmayı başarıyor. Elephant Woman, Misery Is A Butterfly, Dr. Strangelove gibi melankolik klasiklere imza atan Blonde Redhead geçtiğimiz sene yayımlanan son albümleri Barragán ile farklı duruşunu
devam ettiriyor.
Garanti Caz Yeşili etkinlikleri kapsamında 15 Aralık’ta İstanbul’da olacak bu muhteşem grubun konserini kaçırmayın deriz.
15 Aralık 2015 21:30 Babylon Bomonti, İstanbul
Blonde Redhead, formed by Simone and Amedeo Pace brothers and Kazu Kainohave has a distinctive place in the world of alternative music with their nine albums, each telling a different story. The trio streaming about art rock, indie and shoegaze melodies manage to surprise their audience with every new concert. Blonde Redhead with their melancholic classics like Elephant Woman, Misery Is a Butterfly and “Dr. Strangelove”, maintain their extraordinary stance in their new album Barragán. Don’t miss this fascinating concert which will be organized in the scope of Garanti Jazz Green activities.
READY FOR A MEMORABLE CONCERT? UNUTULMAZ BİR KONSERE HAZIR MISINIZ?
Off The Hook, alternatif müzik dünyasında son yıllarda öne çıkmış, yenilik getirmiş, başarılı grup ve sanatçıları ağırlıyor. Bir seneye yayılacak konserler ile kendini herhangi bir janra ile sınırlamayıp, alternatif gelenekten gelen grup ve sanatçıların canlı performanslarını bizlerle buluşturuyor. Sarsan gitar riffleri, karanlık synthesizer’ları,epik sözleri, kendine özgü sound’u ile alternatif rock camiasının baş tacı Editors, OffThe Hook kapsamında İstanbul’a gelen ilk grup. 2005 yılında çıkardıkları ilk albümleri The Back Room ile müzik dünyasına zirveden giriş yapan grup, An End Has a Start ve In This Light and On This Evening ile başarısını sürdürdü. Ekim ayında çıkardıkları In Dream albümün yeni şarkılarını ve daha nicelerini Tom Smith’in bariton karzimatik sesinden dinlemek için 6 Aralık konserini kaçırmayın.
110
I Winter 2016
6 Aralık 2015 18:00 Volkswagen Arena, İstanbul
Off The Hook hosts innovative groups and artists of the past few years. The organization brings the artists and the audience together, regardless of their musical styles and realizes live performance concerts of the alternative tradition. The Editors with their striking guitar riffs, dark synthesizer tones and epic lyrics will perform in the scope of Off The Hook concerts in İstanbul. The group that hit the best sellers list with their 2005 album The Back Room, continued their successful journey with An End Has a Start InThis Light and OnThis Evening. Don’t miss their Istanbul performance and enjoy songs from their last album In Dream on the 6th of December.
SAINT PETERSBURG BALLET THEATRE IN TURKEY
SAINT PETERSBURG BALE TOPLULUĞU TÜRKİYE’YE GELİYOR
G
eçen yıl bale severlerin büyük bir ilgiyle karşıladığı en önemli klasik bale topluluklarından Saint Petersburg Bale Topluluğu (SPBT), üç ölümsüz eser Kuğu Gölü, Giselle ve Uyuyan Güzel ile yenidenTİM Show Center’da. 1994 yılında KonstantinTachkin tarafından kurulan Saint Petersburg Bale Topluluğu, günümüzde 6 kıtada, yılda 200’den fazla gösteriyle izleyenleri büyülüyor. Dünyada, devlet ve sponsor desteklerinden tamamen bağımsız olarak çalışmalarını sürdüren tek klasik bale topluluğu olan Saint Petersburg Bale Topluluğu’nda yer alan 60 profesyonel bale sanatçısının birçoğu, dünyaca ünlü Vaganova Rus Balesi gibi önemli okullardan mezun. Topluluk; Londra’daki ünlü Coliseum ve Royal Albert Hall, Paris’teki Champs - Elysées Théatre, Tokyo’daki Bunkamura Hall, Taipei ve Pekin’deki Ulusal Tiyatrolar gibi dünyanın en prestijli salonlarında gösteri yaparak dünya basınının odağı haline geldi. Repertuvarında; Don Kişot, Paquita, Fındıkkıran, La Bayadère, Uyuyan Güzel, Romeo ve Juliet gibi dünyaca ünlü koreografilerin yer aldığı Saint Petersburg Bale Topluluğu, kaçınılmaması gereken etkinliklerden.
17-20 Mart 2015 TIM Show Center, İstanbul
World famous ballet company Saint Petersburg Ballet Theatre will perform in the TIM Show Center on the 3-6th of December with their enchanting prima donna Irina Kolesnikova… Saint Petersburg Ballet Theatre will be performing the three immortal ballets Swan Lake, Giselle and the Sleeping Beauty at TİM Show Centre… Saint Petersburg Ballet Theatre, established by Konstantin Tachkin on 1994, fascinates the audience with it’s performances on 6 continents with more then 200 choreographies. Saint Petersburg Ballet Theatre which is the only classical ballet company that functions without state subsidy or sponsorship, has 60 professional dancers, all graduates of prestigious conservatories like the Vahanova Russian Ballet. The company became the centre of focus with their performances at London Coliseum and the Royal Albert Hall, Paris Champs - Elysées Théatre, Tokyo Bunkamura Hall, National Theatres in Taipei and Beijing. Saint Petersburg BalletTheatre with it’s wide repertory from Don Quiote, Paquita, the Nutcracker, Rome and Juliet, will be performing Swan Lake, Giselle and the Sleeping Beauty.
DAVID HELFGOTT COMINGTO ANKARA DAVID HELFGOTT ANKARA’YA GELİYOR Dünyanın en önemli piyanistlerinden biri kabul edilen ve hayatı Oscar ödüllü Shine filmi ile beyaz perdeye aktarılan şizofreni hastası David Helfgott, 12 yıl tedavi görmesine sebep olan Rachmaninov’un 3. Piyano Konçertosu’nu çalmak için Ankara’ya geliyor. Helfgott’un “The Last Great Romantic, Rahmaninov” albümü 4 milyondan fazla sattı ve “Billboard” dergisi tarafından en başarılı klasik müzik albümü seçildi. “Pavarotti futbol fanatiklerine operayı sevdirdi, David de hayatı boyunca hiç klasik müzik konserine gitmeyecek olan insanlara piyanoyu ve klasik müziği sevdiriyor.
4 Aralık 2015 21:00 Congresium, ANKARA
One of the most prestigious pianists of the world David Helfgot whose life became known by the Oscar winning movie “Shine” will be performing Rachmaninov’s 3rd Piano Concerto in Ankara. Helfgott’s “The Last Great Romantic, Rachmaninov” album sold more than 4 million examples and was nominated as the best classical album recording of the year by the prestigious “Billboard” magazine. “Pavarotti made football fanatics love classical music and David makes people love the piano who would never have gone to a classical music concert all their lives” claims the magazine.
I Winter 2016
111
ART OF DISAGREEMENT
SALT ULUS İHTİLAF SANATI
I
şıl Eğrikavuk’un ihtilafa ve bunu başarabilme sanatına yönelik ilgisini yansıtan bir haftalık sergi, ziyaretçilerin katılımıyla iki kez gerçekleştirilecek bir performans etrafında şekilleniyor. 28 Kasım’daki ilk performansı takiben mekânda, hafta boyu katılımcılarla çeşitlendirilecek fotoğraf ve buluntular sunulacak. Anlaşamama, fikir ayrılığı, farklı görüşlerin neden olduğu tartışma ve uyuşmazlık olarak tanımlanan ihtilaf kavramından hareketle sanatçı, şu soruları tartışmaya açmayı amaçlıyor: İhtilafı kabullenerek makul hâle getirmek mümkün müdür? Bir çatışmada olumsuz da olsa bir sonuca ulaşılıp bundan yarar sağlanabilir mi? Yahut ihtilaf, hiddet ve kargaşaya mı eş değerdir? Serginin ilk ve son günü 18.30-20.30 saatlerinde SALT Ulus’u bir müzakere alanına dönüştürecek olan performansın başlangıcında bir grup katılımcıları karşılayacak. Bu grubun konuşma ve beden hareketleri sanatçı tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde fotoğraflanan tartışmalar ile Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun arşiv kayıtlarından alıntı diyaloglardan esinle kurgulandı. Performans boyunca grubun sahnelediği bir dizi uzlaşma ve ihtilaf temelinde katılımcılardan, yukarıdaki soruları hem bireysel olarak hem de bir arada değerlendirmeleri istenecek.
Işıl Eğrikavuk’s interest in the skill and art of disagreement comes to the fore in a week-long exhibition framed and composed by two live performances. Photographs that result from the first set of visitor interactions will accumulate and be displayed in the space following the initial performance. Defining disagreement as: the failure to agree, a difference of opinion, an argument caused by people having different opinions about something and the state of being different; Eğrikavuk poses the questions: Is it possible to accept disagreement and civilize it? Can one find negative capability in a conflict and benefit from it? Or is disagreement equal to rage and chaos? The performances, which take place from 18.30 - 20.30 on the opening and closing days of the exhibition, introduce a line of individuals who greet visitors and frame the site of SALT Ulus as a space of negotiation. Their gestures and spoken lines are scripted by Eğrikavuk, who has taken inspiration from the confrontations photographed in the Turkish Parliament and dialogue sourced from the Constitution Conciliation Committee’s archival records. A series of moments of potential agreement or disagreement will unfold, during which visitors are asked to consider where the answers to the above questions lie
PASSION(S) BY HAYAT Mısır devriminden sonra Fransa’ya göçeden, reklam kodlarını klasik resimlerden aldığı ilhamla biraraya getiren Yves Hayat, kendini gösel tüketici olarak tanımlıyor ve kışkırtıcı imgeler üretiyor. ‘Meselem geçmişle bugünü, güzellikle korkuyu, lüks ile şiddeti, fütursuzlukla fanatikliği karşı karşıya getirerek medya, sinema, reklam kültürünün cazibesinin görünür hale geldiği eleştirel yapıtlar oluşturmak.Eserlerinde kafatasları,ikonlar, suratlar, savaş, ölüm, dünya, aşk gibi duygu ve simgeleri kullanan sanatçının Passion(s) by Hayat sergisi 12 Aralık tarihine kadar Gaia Galeri’de ziyaret edilebilir.
112
I Winter 2016
Yves Hayat who immigrated to France after the revolution describes himself as a visual consumer and brings together the codes of advertisement with the inspiration coming from classical paintings. ‘My concern is to create critical structures where the culture of media, advertisement and cinema can be clearly seen, by placing the past and the present, the beauty and the fear, luxury and violence face to face’ claims the extraordinary artist. Passion(s) by Hayat exhibition of the artist who uses symbols like skulls, icons, faces, war, earth and love, can be visited at the Gaia Gallery until the 12th of December.
BOOKS
114
I Winter 2016
M Treni
M Train
Punk’ın taçsız kraliçesi Patti Smith’in 2010’da yayınlanan Çoluk Çocuk’un devamı niteliğindeki M Treni, okurlarla buluştu. M Treni, 18 ”istasyon”dan geçen bir hikaye. Smith’in her sabah sade kahve içmek, dünyanın şu anki önceki halleri üzerinde düşünmek ve defterine bir şeyler yazmak üzere gittiği ufak Greenwich Village Cafe’de başlıyor. Sonrasında rüyalar ve gerçekler, geçmiş ve bugün arasında süzülerek yaratıcı arzu ve ilhamlarla birlikte seyahat ediyoruz. Patti Smith anılarını, hayal dünyasını, bir bardak koyu kahveden ya da bir Murakami satırından aldığı hazzı bir araya toplayıp kelimelerle tutturuyor. “Kaybedip bir daha bulamadıkları”nın yerini yine kelimelerle dolduruyor. “O gamsız balona, dünyaya inanıyorum” diyen koca ruhlu bir sanatçının hayata yazdığı bir aşk notu M Treni.
The uncrowned queen of Punk music Patti Smith’s novel M Train is a followup memoir to her 2010 book Just Kids. M Train, is a story that takes place in 18 stations. It takes off at the Greenwich Village Café where Smith frequents each morning to reflect on life and jot down something in her notebook.Then we take on a creative journey and chase after dreams, facts, the past and the present. Patti Smith pins her memories and her imaginary world to the joy of a dark coffee or a phrase from Murakami. She replaces her loss with words. M Train is the note of love of a giant artist who “believes in that lymphatic balloon, the world”.
Harita Metod Defteri
Map Method Notebook
Murathan Mungan’ın uzun zamandır beklenen romanı, ‘Harita Metod Defteri’, raflarda yerini aldı. Tamamen özyaşam öyküsü olan romanda, Mungan kendi çocukluğunu âdeta bir roman kahramanı haline dönüştürüyor. Bugünden bakınca o zamanlarda büyümek isteyen, şimdilerde ise ısrarla oraya dönmeye uğraşan benliğin bir anlatımı. Hasarlar, yaralar, mutlulukların yer aldığı ertelenmiş bir günlük. “Geçmişi yalnızca ondan bir şey inşa edecekseniz anmalısınız,” demiş eski ustalardan biri. Ben kendi payıma geçmişimden bunu yapmaya çalıştığımı söyleyebilirim. Ömrünün yıllarla ölçülen süresi “kaç ortalı” olursa olsun, yaşamı boyunca kendine çizdiği yol haritasını izleyerek bıkmadan usanmadan ders çalışan, elinden kolundan kucağından defter, kitap kalem eksik olmayan “bir çocuğun” anılarını yazdığı kitaba Harita Metod Defteri adının yakışacağını düşündüm. Umarım okunması, yaşanmasından daha güzel bir hayatın kitabı olmuştur.”
Map Method Notebook’ took its’ place in the bookstores.The book narrates the true story of the author’s childhood. It is the account of a man who wanted to grow up as a child but struggles to turn back to his old days as a grown up. It is like a dairy which unveils the wounds, dissapointments and joys of the past. “You should remember the past only if you are going to build something out of it,” says an old master. I may say that is what I try to do with my past. No matter how many “pages” the countable years of your lives makes up, I thought that it would be appropriate to call the “memories of a child” who studies obstinately, never leaving aside his pen and notebook as “The Map Method Notebook”. I hope to read it will be more joyous than to live it.”
Küskün Kahvenin Türküsü
The Ballad of the Sad Café
Carson McCullers daha yirmi üç yaşında yazdığı Yalnız Bir Avcıdır Yürek ABD romanıyla ABD’deki edebiyat çevrelerinde adını duyurmuş ve gerçek olduğu kadar karamsar da olan bir varoluş felsefesi içeren yapıtlarıyla okuru, insanlık durumunun temelindeki ruhsal yalnızlığın derinlikleriyle tanıştırmıştı. Küskün Kahvenin Türküsünde ise daha önceki romanlarının ortak teması olan “sevgi felsefesi”ni daha da geliştirerek sevginin doğasına ilişkin gerçek bir kurama dönüştürür. Öykünün sonundaki “Oniki Ölümlü” zincirli mahkûmlar, tekdüzelikten kaçmayı nasıl bir türküde ararlarsa, yazarın kişileri de bu kaçışı sevgide ararlar.
Carson McCullers became a famous name in the realm of US literature with his novel The Heart Is a Lonely Hunter which he wrote at the age of twenty three. He unfolded the deep spiritual loneliness underlying the essence of humanity with his realistic but pessimistic philosophy. The Ballad of the Sad Café extends his common “philosophy of love” theme and transforms it into a real doctrine on the nature of love. The twelve mortals in chain-gang at the end of the story search for a way out in a song and thus in love.
in town
Grand an Ankara Delusion
BİR ANKARA DÜŞÜ: BÜYÜK SİNEMA FOTOĞRAFLAR / PHOTOGRAPHS: Arkitekt Dergisi, Ocak 1949
Yalçın ERGİR
1
950’lerin, 60’ların Ankara’sında, yaşamın bu kadar içinde olmasına rağmen hakkında gelecek kuşaklara aktarılacak çok az bilgi kalmış efsanlerden mekan Büyük Sinema! “Son anlatabilenler”den dinlediğim bir zaman yolculuğu okuyacaklarınız... Efes, Aspendos gibi eski bir uygarlığın kültür kalıntıları arasında dolaştığınızı hissedeceksiniz... Eğer o yıllarda - hele bir çocuk olarak - Ankara’da yaşadıysanız, boyunuz yetmediği için koltuğu kaldırıp ön kenarında oturduysanız ve film başlamadan önce perdenin üzerindeki Turgut Zaim imzalı “Çayda Çıra Oynayan Kızlar” resmine hayranlıkla baktıysanız, koruyamadıklarımızı siz de buruk bir özlemle anımsayacaksınız. Gong sesiyle başlıyor filmimiz; “yazılar: Filmatik”, hazır mısınız?
The Grand Cinema of 1950’s and 60’s Ankara is a legendary spot. However there is not much left of it for the new generations. Here is a travel in time, told by the cinema’s last witnesses... It feels like wandering around the reminiscents of ancient civilizations like Ephesus or Aspendos. If you were a child in 60’s Ankara, sat on the front seats of the Grand Cinema and admired the beautiful “Dancing Girls” painting from Turgut Zaim while waiting for the film to start, you will remember those things which we failed to preserve. The movie begins with the sound of gong. Are you ready?
116
I Winter 2016
A
nkara, 1940’larda Yenişehir’e doğru büyürken ve memur ağırlıklı ailelerin evleri planlı bir şekilde çoğalırken, Atatürk Bulvarı iki güzel sinemaya kavuşmuştu. 1939’da, Ulus Sineması ve 1943’de Ankara Sineması; ama Atatürk Bulvarı’ndaki en unutulmaz kültür rüzgarını, Kazım Rüştü Güven ve kardeşi Hamdi Başaran’ın sahipleri olduğu Büyük Sinema estirecekti. 17 Ocak 1949 günü, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Büyük Sinema’nın açılışını yapmış ve ilk film olarak Bette Davis’in oynadığı Zehirli Yalan (Desception) perdeye yansımıştı. Ertesi hafta gösterilecek olan Gene Kelly’nin oynadığı Üç Silahşörler’den (The Three Musketeers) filminden kapanacağı güne kadar Büyük Sinema’da oynayan tüm filmler dublajsız, orijinal sesleri ve alt yazıyla gösterilecekti. Sahne ve sahne arkasının genişliğiyle, 1550 kişilik cilalı maroken koltuklarıyla, deri kaplamalarıyla, onlarca projektörüyle, salon koltuklarının arkasında ortada yer alan büyük misafir locasıyla ve yanlarındaki dörder küçük müşteri locasıyla, bozkırın ortasında, Avrupalılara parmak ısırtacak opera havasında bir sinema salonu yeşermişti. Her pazartesi yeni bir film başlıyor, kırmızı halılar seriliyor, çoğu memur, tiril tiril giyimli hanımlar, beyler, görkemli pazartesi galaları için Büyük Sinema’ya geliyorlardı.
1940’s; the developing capital Ankara with it’s population composed mostly of civil servants had two new cinemas on Atatürk Boulevard: Ulus Cinema established in 1939 and Ankara Cinema which opened its’ doors on 1943. But which took over the cultural dominance of the Atatürk Boulvard was the Grand Cinema owned by Kazım Rüştü Güven and his brother Hamdi Başaran. On 17. 01. 1949, the president İsmet İnönü inaugurated the Grand Cinema and the curtains unveiled with Bette Davis’s Deception. All the movies screened at the Grand Cinema, starting from Gene Kelly’s The Three Musketeers until the last day, were shown in their original language without dubbing. With its wide screen, Moroccan seats with capacity for 1550 people, leather panels and dozens of projectors, the Grand Cinema resembled European opera houses. Each Monday a new movie would be screened, red carpets were laid and elegantly dressed men and women would fill the Grand Cinema for the premier.
I Winter 2016
117
B
inanın Atatürk Bulvarı’na bakan ön yüzünde zemin İzmir mermeri, üst kısımlar ise Eskipazar traverten taşı ile kaplanmıştı. Bulvar tarihine tanıklık edecek bu taşlarda, ters lale şeklinde oymalar vardı. Bulvara bakan abanoz giriş kapıların yanlarındaki camekanlarda gelecek filmlerden ve gösterilen filmden fotoğraflar yer alırken, giriş holünde sağlı sollu iki bilet gişesi, ardında da parter (salon) bekleme holü yer almaktaydı. Büyük misafir locasına biletli seyirci alınmazdı. İsmet İnönü’nün, sesleri daha iyi duyabilmesi için içeriye özel bir hoparlör tesisatı yapılmıştı. 1950’den sonra Demokrat Parti iktidar olduğunda, o locaya pazartesi akşamları İsmet İnönü, perşembe akşamları da Adnan Menderes gelirdi. Meclis Başkanı Refik Koraltan’da locanın müdavimlerindendi. Yabancı devlet adamları için de o loca açılır, sinema çıkışında genellikle Kazım Güven’in evine gidilirdi. The facade of the building was covered with marble from Smyrna and the upper parts with travertine from Eskişehir. All coverings were ornamented with reverse tulips. Photos from the movie on show and upcoming films were displayed on both sides of the ebony entrance gates. There were two tollbooths in the lobby and a lounge behind it. Ordinary audiences were not allowed in the grand guest loge. A special, portable loud speaker was installed in the loge for İsmet İnönü. After 1950, when the Democratic Party came to power, the loge hosted İsmet İnönü on Monday nights and Adnan Menderes on Thursday nights. President of the assembly Refik Koraltan was also one of the regulars of that loge. Foreign statesmen were hosted in the same loge and the guests would visit Kazım Güven’s house after the projection.
118
I Winter 2016
B
üyük Sinema’nın ilk açıldığı yıllarda film başlamadan önce genellikle başta İngiltere yapımı dünya haberleri yer alırdı. Yine film öncesinde, Basın Yayın’ın hazırladığı bir haber filmi konurdu. Yıllar sonra filmlerin başına Ziraat Bankası’nın hazırladığı Haftanın Aktüalitesi konacak, Ankaralılar Mithat Paşa Stadyumu’ndaki maç görüntülerini Orhan Ayhan’ın anlatımıyla izleyebileceklerdi. 5 dakika arada holdeki büfede, siyah beyaz artist fotoğrafları önünde, yaldızlı kağıda sarılı Frigo Buz’lar, soğuyamamış Fruko’lar, içine leblebi atılacak gazozlar, alüminyum kapaklı cam şişeli sular satılırdı. 1950’lerin ortasında yanmaz filmler devri başlayacak, yine o sıralarda delikli beyaz perde daha büyüğüyle değiştirilip sinemaskop getirilecekti. 1960 öncesinde motorları aynı anda çalıştırılan çift projeksiyon makineler ile ilk 3 boyutlu filmler, basit ama özel gözlüklerle Ankaralılarla Büyük Sinema’da tanışacaktı. On the first years of the Grand Cinema, news from the world would be shown before the films. It was followed by the news prepared by the Directorate of Press and Information.Years after Newsreel of the Week prepared by the Bank of Agriculture replaced by the news and people could also watch parts from the soccer games played at the Mithat Paşa Stadium. 5 minute break was enough to explore the black and white artist photographs in the lobby, have a Frigo Ice wrapped with silver paper and a soft drink or water bottled with aluminium caps. In the mid 50’s, safety films came out, the screens grew larger and cinemascope was invented. Just before 1960, first 3D movies were screened from double projectors for the first time at the Grand Cinema.
I Winter 2016
119
Büyük Sinema’nın kırmızı kadife perdeleri iki yana açılırdı. Akustik sinema salonunun tavanında ise beş adet yuvarlak demir desenli kafes ve şeffaf menşurlar vardı. Sahne arkasında, konserlerde kullanılan Gavo kuyruklu piyano yer alırdı. Büyük Sinema’da 3-4 gün süren parti toplantıları da olurdu. Bu toplantılar Cumhuriyet Halk Partisi için ”kurultay”, Demokrat Parti için “kongre” olarak tanımlanırdı... 60’lı yıllarda Adalet Partisi’nin, Güven Partisi’nin kongreleri de Büyük Sinema’da yapılacaktı. Büyük Sinema biletleri kombine olarak da satılırdı. Salonun en ön sıraları, yani Duhuliye: 1 Lira, Salon 1,20 Lira, Balkon: 1,25 Lira, 4 sandalyeli Loca: 5 Liraydı. 4 kişilik bir aile, aynı fiyata doyulmaz loca keyfini yaşayabilirdi. Başbakan Menderes izin vermediği için sinemanın bilet fiyatları senelerce hiç artmamıştı. Büyük Sinema’da özellikle yaz aylarında tiyatrolar da sergilenirdi. Reşit Gürzap, Vasfi Rıza Zobu, Bedia Muvahhit, Melahat İçli, Gülistan Güzey gibi sanatçılarıyla İstanbul Şehir Tiyatrosu, Büyük Sinema’da iz bırakanlardandı. Münir Nurettin Selçuk, Ankara’da sadece Büyük Sinema’da konser verirdi. Geleceğin büyük sanatçıları olacak Nesrin Sipahi ve İnci Çayırlı da kendisine eşlik ederdi. Zeki Müren, Behiye Aksoy, Dario Moreno’dan başka, Büyük Sinema’da konser veren, Mark Aryan, Sylvie Vartan, Johnny Hallyday, Dizzy Gillespie, Dave Brubeck, Pepino di Capri gibi yabancı sanatçılar da vardı. Ankara’daki bir sinema salonundan, kestane ağaçlı kaldırımlara, modern cazın Be-bop notaları dağılıyordu.
120
I Winter 2016
The screen had red velvet French curtains. The ceiling of the acoustic hall was ornamented with five iron frameworks. A Gavo Grand piano waited at the backstage for the concerts. Political party congresses were also held at the Grand Cinema and they lasted 3-4 days. People’s Republican Party, Democratic Party and Justice Party all held their congresses at the cinema during the 60’s. It was possible to purchase combined tickets for the films. The first rows of the hall went for 1 TL, salon tickets for 1,20 TL, balcony 1,25 and the loges with chairs for 5 TL. A family with four members could easily afford a loge for their own. Prime Minister Menderes didn’t allow price increases, therefore for a long time the tickets were sold for the same price. The Grand Cinema also became the stage for theatres, especially in summer time. Istanbul CityTheater with unforgettable artists like Reşit Gürzap, Vasfi Rıza Zobu, Bedia Muvahhit, Melahat İçli, Gülistan Güzey left an important trace at the cinema. Münir Nurettin Selçuk would only give concerts at the Grand Cinema when he came to Ankara.The promising artists Nesrin Sipahi and İnci Çayırlı would accompany him on stage. Zeki Müren, Behiye Aksoy, Dario Moreno, Mark Aryan, Sylvie Vartan, Johnny Hollyday, Dizzy Gillespie, Dave Brubeck, Pepino di Capri… all gave concerts at the Grand Cinema. Be-bops of modern jazz echoed between the walls of the Grand Cinema.
Aradan yıllar geçip 1970’lere gelindiğinde ülke yeni bir yüzle tanışacaktı: televizyon. Sinemaya sahip çıkan olmayınca salonlar gittikçe boşalacak, ortalığı katil yosun gibi abuk film furyaları saracaktı. 1972’de gösterilen Aşk Hikayesi (Love Story) izdiham yaşanan son filmlerdendi. Kalite artık soluk alamazken, sinemanın son konserini Alpay ve Lale Akad vermiş, birer ikişer kapılarına kilit vuran sinema salonları iş hanlarına dönüşmeye başlamıştı. Önce Ankara Sineması sonra Ulus Sineması derken, Büyük Sinema 1976’da eski makinisti İlhami Tuncay’a kiralanacak, o da direnemeyince Haziran 1978’de Ankaralılara sessiz sedasız “Allahaısmarladık…” diyerek, kuyumcularıyla, gelinlikçileriyle bir iş hanına dönüşecekti. 1997 Mart’ında iş hanında çıkan yangınla da Çayda Çıra Onayan Kızlar dahil son anıları yanıp kül olacak, dumanları uzun yıllar, Bahçelievler’de Firavun’un Laneti oynarken yanan Renkli Sinema’nın dumanlarına karışacaktı. Kim bilir; belki de büyük yangın, o büyük yalnızlıkla baş başa kalmış Çayda Çıra Oynayan Kızların elindeki mumlardan çıkmıştı. İş hanı esnafının işsizlikten çok sıkıntılı günler geçirdiği 2000’li yıllara gelindiğinde ise bu efsane mekan artık tamamen belleklerden çıkmış oldu. Mimar Sinan’ın Selimiye Camii’nin ortasındaki sütuna işlediği “yere bakan” bir ters lale figürü vardır. Halk arasındaki söylentiye göre, o lale her sene biraz daha aşağıya hareket etmektedir. Yere değdiğinde kıyametin kopacağına inananlar bile vardır. Yolunuz Atatürk Bulvarı’na düşerse; selamlaşa selamlaşa yürümek bir yana omuz vura vura ilerleyen kalabalığın arasından Büyük Çarşı’ya varın. Durup, binanın ön cephesindeki, kimsenin dönüp de bakmadığı, yürek yakan ters lale motiflerine bakın. Boynu bükük laleler yere değmeden, dile gelip konuşmalarını beklemeden, bize emanet son lalelerimize bakın ve bir şehir olarak kaybettiklerinizin arkasından ağlamak yerine; bir Büyük Sinema’mız daha olmasını dileyin. 5 dakika ara...
Years passed and televisions became the 1970’s novelty. Cinema saloons went empty and a wave of absurd films spread around. Love Story, screened in 1972 was perhaps one of the last movies which caused a stampede. People didn’t look for quality anymore. The movie theatres started closing down one after the other. Alpay and Lale Akad were the last artists who showed at the Grand Cinema. First the Ankara Cinema, then Ulus Cinema on 1976 closed its’ doors. The Grand Cinema was rented to its former machinist, but could not resist and was turned into a commercial complex on 1978 quiet and retiring… With the fire on March 1997, last reminiscents of the Grand Cinema, including the Dancing Girls of Turgut Zaim, vanished.Who knows? Maybe that big fire broke out from the candles of the lonely Dancing Girls… On 2011, this legendary spot disappeared completely into oblivion. Sinan the Architect engraved a reversed tulip on one of the pillars of Selimiye Mosque. According to a folk wisdom, the tulip moves downwards each year and the last judgement day will come when it touches the floor. If you ever pass by the Atatürk Boulevard, take a tour at the Grand Bazaar where crowds rush around and have a look at the heartbreaking reversed tulips on the facade and listen out their silent cry... 5 minutes break...
I Winter 2016
121
Seçim
AYDIN
RÖPORTAJ / INTERVIEW:Yaman ÖZEL
FOTOĞRAF / PHOTOGRAPHY: KEREM ŞEKER
Bürokrasinin renkli yüzü Seçim Aydın’la Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde buluşup Ankara’nın gizemleri ile ilgili keşfe çıktık. Kayıp şehirler, gizli sığınaklar, geleneksel lezzetler ve şehrin beklediği yenilikler ile işte Ankara... We met Seçim Aydın at Anatolian Civilizations Museum to explore mysteries of Ankara from the lost city to the secret shelters. Let’s hear traditional flavors or upcoming events from him and discover another face of Ankara. 122
I Winter 2016
Seçim Aydın kimdir ve Ankara serüveni ne zaman, nasıl başlıyor?
Who is Seçim Aydın? When and how his Ankara journey started?
1957’de bir seçim günü sabahı Gümüşhane’de dünyaya geldim, böyle bir sabaha doğarak ismimi kendim koymuş oldum. Ankara serüvenim doğumumdan kısa bir süre sonra ailemin Gümüşhane’den dönmesiyle başlamış. O günden bu yana tam 58 yıldır Ankara sevdamla hem bu kente hem ülkeme hizmet etmek için uğraşıyorum. Henüz 25 yaşındayken Özal’ın isteğiyle atıldığım siyaset hayatımı yine aynı yaşlarda Mamak Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeki meclis üyeliğim ve meclis başkan vekilliğim takip etti. Atakule, Çayyolu, Dikmen Vadisi ve metro hattı gibi pek çok önemli projede imzamın bulunduğu bu süreç, hayatımda Ankara’ya dolu dolu hizmet ettiğim bir beş yılı teşkil ediyor.
I was born on 1957 in Gümüşhane on an election day, this is why my name is Seçim (Election). My Ankara adventure started with my family moving to Ankara from Gümüşhane. Since that day, for 58 years now, I strive passionately for this city and my country. When I was only 25, I started my journey of politics with the encouragement of Turgut Özal (the 8th President of Turkish Republic). I became the vice chairman of the Municipality of Mamak and the Metropolitan Municipality. This period allowed me to participate in many important projects like Atakule, Çayyolu district, Dikmen Valley and the subway lines which represent the five years I served fully for Ankara. Being an arts and culture lover I moved closer to Ankara as the center of art. This affinity led me to a decade long theatre adventure together with Levent Kırca. One important aspect of my life on the other hand was managing our family business as the eldest son. The most fitting ground for me to express myself while I dealt with commerce was the tourism sector. I took on important duties at the Anatolian Foundation of Culture and Tourism Operators, Turkish Hoteliers Federation and Ankara Chamber of Commerce. I took part in the establishment of the Ankara Convention & Visitors Bureau which I believe has an important role in the marketing of the capital. Lately I am assigned as a member on the Executive Board of the Ankara Development Agency. I still work determinedly to develop the tourism sector in Ankara by making use of all the experiences I gained on the way and by lecturing in several universities.
Sanat ve kültürü benimsemiş biri olarak sanatın merkezi Ankara’yla daha da yakınlaştım. Öyleki bu yakınlık Levent Kırca ile on yıl süren tiyatro serüvenime vesile oldu. Hayatımın önemli bir parçası da evin en büyük çocuğu olarak devam eden aile işlerimizi idare etmekti. Ticaretle uğraşırken kendimin en iyi ifadesini turizm sektöründe buldum. Sırasıyla, şuan başkanlık görevini yürüttüğüm Anadolu Kültür ve Turizm İşletmecileri Deneği, Türkiye Otelciler Federasyonu ve Ankara Ticaret Odası’nda önemli görevler üstlendim. Şehrin markalaşma sürecine ve uluslarası pazarlama potansiyeline önemli katkı sağladığına inandığım ve koordinatörlüğünü yürütmekte olduğum Kongre ve Ziyaretçi Bürosu’nun kuruluşuna imza attım. Son olarak da Ankara Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu’na seçildim. Dolu dolu geçen yaşamımın kazandırdığı her renkten, tecrübeden güç alarak ve birikimlerimi farklı üniversite lerde verdiğim derslerle öğrencilerimle paylaşarak, Ankara’nın turizm sektöründe dünya çapında atılımlar yapması için gayretimi sürdürüyorum.
Ankara’da turizmin ilk akla gelen isimlerinden biri olarak sizin için Ankara’yı öne çıkaran nedir? Türkiye’yi ayakta tutan, İstanbul’un birikimi, Anadolu’nun kaynakları ve Ankara’nın kararlarıdır. Türkiye turizmine yön veren yatırımcıların ve girişimcilerin merkezinin de Ankara olduğunu söyleyebiliriz. En büyük turizm yatırımcılarının dörtte birini teşkil eden Ankaralı işadamları dünya çapında büyümelerine rağmen başkenti terk etmemiştir. İstanbul gibi bir dünya şehrini besleyen kan dahi Anadolu’dan ve Ankara’dan gelmektedir.
Ankara, sağlık ve kongre turizminde yeni adımlar atıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Biz Ankara’nın başkent olarak kongre turizmi ile ilerleyeceğini düşünüyoruz; kültür ve sağlık turizmi için de büyük bir potansiyele sahip. Ankarayı dünya çapında markalaştıracak büyük kongrelere talip olduk. Bu kongrelere başarıyla ev sahipliği yaptığımız müddetçe Ankara hakettiği ilgiyi kazanacak ve potansiyelini vurgulayacaktır. Merkezi olmasıyla da Ankara’nın önemli bir avantajı var. Kongre ziyaretçileri,
124
I Winter 2016
What drives Ankara forward in your opinion? What keeps Turkey on its fleet is the background of Istanbul, resources of Anatolia and decisions of Ankara. We may say that the center of investors and entrepreneurs that dominates the tourism sector in Turkey is Ankara. The entrepreneurs of Ankara, representing one fourth of tourism investors in Turkey, did not leave the capital despite their international growth. Even the dream city Istanbul receives its nutritive blood from Ankara. Ankara is taking new steps in the field of health and congress tourism. How do you interpret this situation? We believe that Ankara will develop as a capital by the help of congress tourism. It also has a big potential for culture and health tourism. We led the filed by establishing the Ankara Conventions and Visitors Bureau. We went for conventions which will present Ankara on an international platform. Ankara will get what she deserves as long as we continue to host these conventions with proficiency. Besides Ankara has a geographical advantage. It is right in the middle of the country and this allows congress visitors to travel around the country easily once their business is done. The fact that the foreign missions are located in Ankara is another reason for foreigners to favour the city.
buraya geldiği zaman gezmek istediği her şehre en fazla bir saat uzaklıkta. Kongrenin ardından rahatlıkla İstanbul’u, Antalya’yı, Anadolu’daki çeşitli illeri gezebilir. Yabancı misyonların Ankara’da olması da Ankara’ya yurtdışı talebini arttıran önemli nedenlerden. Uluslararası kongre turizmini ileri taşımak için yeni fuar alanlarına çok önem veriyoruz. Havalimanının yanında 575 bin metre karelik bir alanda Türkiye’nin en büyük fuar merkezinin kurulmasıyla ilgili temeli attık. Yurt dışından gelen katılımcıların ve kargoların fuar alanına doğrudan ulaşması için havaalanından bir pist fuar merkezine kadar uzanacak, metro projesiyle de şehrin merkezine hızlı ulaşım sağlanacak. Bu uygulamayı 2016 yılında hayata geçirmeyi planlıyoruz. Ankara’ya gelen misafirinizi nerelere götürürsünüz? Anadolu kültürü ile zenginleşmiş şehrimizde misafirimi ilk önce Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne götürürüm; oradaki eserleri bir başka ülkede görmesi mümkün değil. Yemek içinse birçok yeri tercih edebilirim. Ankara’nın kendine özgü mutfağı olan birçok restoranı var, modern, klasik ve tarihi yapılarıyla ayrı ayrı lezzetler sunuyorlar. Ankara, Atatürk’ün kurduğu bir başkent olarak sanat merkezlerinin yükseldiği ilk şehir. Gelen misafirlerimi opera, bale, tiyatro gösterilerinin sahnelendiği sanat mekezlerine götürürüm. Örneğin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konserleri, misafirinizi şehre hayran bırakmak için keyifli fırsatlardan biri.
We attribute great importance to fair and congress venues. We initiated the necessary preparations for the establishment of a 575.000 square meter fair center near to the airport. To allow the visitors and the cargo coming from abroad to reach directly the fair center, a direct track will be built between the center and the airport. The new metro line will ease the transport to the city center. We plan to bring this project into action on 2016. Which spots do you prefer to take your visitors to in Ankara? I would begin with the Museum of Anatolian Civilizations. It is impossible to find such a rich collection elsewhere in the world. Ankara, as the capital established by Atatürk, is also the center of arts. I accompany my visitors to art center where they can enjoy an opera, ballet or theatre performance. The Presidential Symphony Orchestra for instance is an enjoyable option that fascinates the guests. Are there theatre performances that target foreigners in Ankara? More than twenty thousand foreign mission members live in Ankara. Thousands of embassy representatives join the art life of the city at night time. Some of the performances are aimed also at foreigners. For instance the State Opera and Ballet started a subtitle application. You can invite your foreign guests to these activities.
I Winter 2016
125
Peki, yabancı konukların izleyebileceği oyunlar sahneleniyor mu? Ankara, yirmi binden fazla yabancı misyon görevlisinin sürekli yaşadığı bir kent. Gündüz elçiliklerde çalışan binlerce insan, geceleri şehrin sanat yaşamına katılıyor. Sahnelenen oyunlar yabancılara da hitap edecek özelliklere sahip. Devlet Opera ve Bale etkinlilerinde altyazı uygulaması başladı örneğin. Yurt dışından gelen misafirlerinizi de rahatlıkla bu etkinliklere davet edebilirsiniz. Ankara’da her sektörden yatırımcının birarada çalışma pratiği kazandığı Shopping Fest gibi bir girişime öncülük ettiniz. Benzer projelerin devamı gelecek mi? Ankara Ticaret Odası’nda heyecan yaratan bir marka festivali çalışması var. Hem marka değerinin arttırılması hem de Ankara’dan çıkmış markaların serüvenlerini paylaşacakları, girişimcilere, yatırımcılara yeni imkanlar sağlayacak ve onlara yol haritası çizecek bir festival olacak. Buradaki amacımız dünya markalarını Ankara’ya getirip satmak değil, Ankara’dan dünyaya birçok markayı duyurabilmek, tanıtabilmek. Biraz tarihsel zenginlikten konuşalım. Ankara’da nereyi kazarsanız kazın beş binyıl kadar geriye giden kalıntılar bulunuyor. Bazen ilginç keşifler yapılıyor ama bize ulaşana kadar uzun bir süre geçiyor. Uzun uzun beklemeden sizden öğrenelim. Ankara’da ezberleri bozacak yeni keşifler var mı? Ankara’nın tam merkezinde, Ulus’ta Anlara Valiliği binasının bahçesinde bir yer altı şehri bulundu. Bunu çok güzel bir şeklide camla kaplayarak sergilemeye başladılar; valiliğe girerken çıkarken bahçede dolaşırken o şehri ve kalıntıları görebilirsiniz. Ankara tarihi İpek Yolu’nun üzerinden geçtiği bir güzergah. Şehrin her yerinden tarihi eserler çıkıyor. Bazıları bildiklerimizi tekrar gözden geçirmemize sebep oluyor bazılarıysa bize unutmamamız gereken dersleri hatırlatıyor. Şuan yaşayan ve devam eden inanç turizmi açısından öne çıkan, sırt sırta inşa edilmiş Augustus Tapınağı ve Hacı Bayram Camii bunlardan en önemlisi. Tapınağın çatısı, caminin yapısıyla birleşmiş durumda, tapınağın tüm yüzeyinde o yılara ait belge niteliğinde yazıtlar var. Şehrin tam göbeğinde ve tam olarak inanç koridorlarının kesiştiği noktada bulunuyorlar. Polatlı’ya gidiyorsunuz, 2500 yıl önce Friglerin başkenti ve Kral Midas’ın mezarıyla karşılaşıyorsunuz. Kızılcahamam’da Sümela Manastırı benzeri yeni bir manastır keşfedildi. Ulus’ta yer alan kayıp şehir ve civarında yapılan yeni çalışmalardan bahseder misiniz ? Romalılar’a ait bir kayıp şehir. Bu eserlerin korunmasına ilişkin önemli bir gelişmenin altını çizmek isterim. Oradaki bölge tamamen sit olanı olarak ilan edildi. Bu yapıların tamamı belediye tarafından istimlak edilip, yıkılacak. Gençlik Parkı’nın karşısı, eski İller Bankası’nın olduğu yerler temizlenip, tarihi bir kimliğe bürünecek.
126
I Winter 2016
You pioneered the Shopping Fest where investors from all sectors come together in Ankara. Do you have similar upcoming projects? The Ankara Chamber of Commerce is conducting an exciting branding festival. This is going to be a festival which will provide the opportunity for investors and entrepreneurs to share their experiences, discover new opportunities and outline new strategies. Our target is not selling foreign brands but to promote them. Lets talk about the historical heritage of Ankara. Archaeologists found remains dating back five thousand years during excavations in Ankara and the region. Sometimes new discoveries are made but it takes long time for them to be announced publicly. Do you have any hints for us about a last minute discovery? Archaeologists discovered an underground city in the middle of Ankara, at the backyard of the Governorate. They started exhibiting this underground city under a skilfully constructed glass dome. Ankara is one of the stations of the ancient Silk Road. There are numerous archaeological treasures hidden in Ankara. Some of these make us reconsider the existing beliefs and some make us remember what we should hold on to. The Temple of Augustus and Hacı Bayram Mosque for instance! They are two important spots of the ongoing religious tourism. The roof of the temple is interwoven with the structure of the mosque. 2500 year old tomb of the Phrygian King Midas or remains of an important monastery in Kızılcıhamam are some other examples.
Ulustaki istimlak olayı oldukça önemli, bu gelişmeyi nasıl bir süreç takip edecek? Seçimden iki ay önce yeni bir yasa çıktı ve hızlı bir kamulaştırmaya gidildi. Ulus ve çevresi ile ilgili olan proje hızla hayata geçiriliyor. Hamamönü, Kale,Hacı Bayram, Anafartalar ve Ulus dünyanın en büyük eski şehrinin kurulmasına aday bir bölge. Kurtuluştan başlayıp Dışkapı’ya kadar inen büyük projenin, alt yapı çalışmaları başladı. Kalenin içinde iyileştirme çabaları devam ediliyor, kale içinde yer alan eski yapılar müzelere dönüştürülüyor, antik oteller, çok özel restotanlar yapılıyor, sanat merkezleri kuruluyor. Eski şehir yeniden canlanıyor. Restorasyon çalışmalarının başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ve bu yapıların ne kadarı ziyarete açılacak? Bizim amacımız, kapalı hiçbir kapının kalmaması; bütün tarihi ve kültürel mekanları ziyaretçilerin gezmesine ve bilgi edinmesine sunacağız. Ankara’nın merkez ve başkent olması restorasyon çalışmalarının çok yakın takipte olması anlamına geliyor. Pek çok restorasyon çalışması başarıyla tamamlanıyor. Örneğin eski PTT binası! Bu eski yapı tüm ruhuyla muhafaza edilerek Türkiye’nin ilk pul müzesine dönüştürüldü. Saklı kalan tarihi eserlerden örnek verebilir misiniz? Ankara Kalesi’nin altında hiç kimsenin bilmediği kapalı, müze olabilecek bir sığınak var. Asırlar önce yapılmış devasa bir sığınak. Ankara gerçekten hazine, kültürlerin başkenti, her ilçesinde kendine özgü eseri olan bir şehir. Yerel lezzetleri konuşmadan olmaz. ‘Yalnızca Ankara’da yenir’ dediğiniz bir yemek var mı?
Can you tell us about the excavations carried in Ulus about the lost city? This lost city dates back to Roman Era. The region is now protected as an archaeological site. All the buildings in the region will be expropriated by the municipality and excavations will carry on. The area opposite the Youth Park will also be expropriated and renovated with its historic identity. The expropriation is a delicate issue. How will it be handled? A new law was enacted two months before the elections and a fast expropriation process has been initiated. The Project already started in Ulus and its surrounding areas. Hamamönü, the Castle, Hacı Bayram, Anafartalar and Ulus will be one of the largest old town regions of the world. The infrastructure for the gigantic project which starts at Kurtuluş district and continues to Dışkapı has also been initiated. Renovation work inside the castle still continues. The old buildings are being turned into museums, boutique hotels and special restaurants and the old city livens up again How would you evaluate the success of restoration studies carried in Ankara? How many of these buildings will be open to visitors? Our target is to have them all open for visitors; we wish to renovate all the historical and cultural places. The restoration studies carried in Ankara are closely observed by experts and most of them terminate with a successful result. The old Post Office building would be a good example. It is recently turned into first philately museum of Turkey. Can you name some of the still hidden historical structures?
Ankara tava! Denizciler Caddesi’nde Boğaziçi Lokantası’nda yemeyi severim. Ankara’ya bir misafirim geldiyse, mutlaka oraya götürürüm. Kabak tatlısı, ayva tatlısı ve şekerparesi ünü yayılan tatlılarındandır. Otantik yapısıyla, esnaf lokantası kimliğiyle, çocukluğumuzdan beri bozulmadan günümüze gelen bir mutfak. Sunumuyla, tadıyla, lezzetiyle hiç değişmedi.
Under the Ankara Castle lies a sanctuary which may well be turned into a museum. This is a sanctuary built hundreds of years ago. Ankara is an open museum. It is credle of cultures and has hidden treasures everywhere.
Seçim Aydın yurtdışına çıkarken memleketi Ankara’dan ne götürür?
Is there a special dish you would define ‘specific to Ankara’?
Ankara keçi tiftiği ile özdeşleşmiştir. Bu ürünü dünya kalitesinde işleyen, kaşkol, eşarp, kravat üreten Ankara markası Mohair Angora, dünya markalarının koleksiyonlarında, müzelerde, büyük otellerin mağazalarında, havaalanlarında bulunuyor. Kaliteli ürün ve zevkli sunumu ile yurt dışına giderken yanımda seve seve götürüp, hediye edebilirim.
Ankara tava! (lamb with pilaf). I love having a portion of it at the famous Boğaziçi Restaurant on the Denizciler Boulevard. That is my address each time I have a special guest. They are also famous for their deserts. Boğaziçi is a restaurant which kept its values since my childhood. Their presentation and taste never changed. What does Seçim Aydın bring with him from Ankara when he goes abroad? Ankara is identified with mohair. Mohair Angora is a world famous brand using the mohair for scarves, mufflers and ties. I always enjoy presenting their products as a gift.
I Winter 2016
127
Chess Museum NEW TREASURE IN ANKARA
ANKARA’DA YENİ BİR HAZİNE SATRANÇ MÜZESİ
A
ltı kıta, yüz üç ülkeden toplanan, 40 yıllık bir hazine içinde maceralı bir yolculuğa çıkmak ister misiniz? Üstelik Ankara’nın tam merkezinde, tarihi evlerin mistik dokusunda… O zaman Altındağ’da bulunan Gökyay Vakfı Satranç Müzesine davet ediyoruz sizi. 1975 yılından bu yana farklı birçok coğrafyadan gelmiş, birçok şehrin ve kültürün izlerini taşıyan 540 satranç takımı,Ankara’da. 2012 yılında en büyük satranç koleksiyonuna sahip koleksiyoner olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na adını yazdıran Akın Gökyay, bu koleksiyonu satranç tutkunları için müthiş bir serüvene dönüştürüyor. Hazine niteliğindeki koleksiyonda, dünyaya yön veren olaylar, kişiler ve hayal dünyasının kahramanları da yer alıyor. Satranç takımları arasında Kurtuluş Savaşı’nı anlatan;Atatürk, İsmet İnönü ve silah arkadaşlarının yer aldığı satranç takımı, 11 Eylül’ü tasvir eden; bir tarafta Saddam’ın piyon olarak tasvir edildiği Ahmedinecad, Beşer Esad, Bin Ladin’li takıma karşı Bush’un da piyon olarak tasvir edildiği Blair, Rumsfield, Condelaza Rice’ın takımının yer aldığı satranç takımı, Türklerin Ergenekon’dan çıkışını anlatan Kazakistan’dan alınmış takım, Harry Potter, Şirinler, Red Kit, Yüzüklerin Efendisi karakterleri bulunuyor. Şili’den Madagaskar’a, Amerika’dan Endonezya’ya, Tanzanya’danTürkmenistan’a, Kırgızistan’dan Tacikistan’a, İtalya’dan Çek Cumhuriyeti’ne, Fransa’dan Yeni Zelanda’ya kadar 103 ülkeden toplanan satranç takımları, müzeyi gezenleri adeta dünya turuna çıkarıyor. Would you like to set off on an adventurous journey with a 40 years old treasure collected from six continents and hundred countries in the middle of old Ankara? Then we invite you to Gökyay Foundation Chess Museum in Altındağ. 540 chess sets collected from different countries since 1975 are in the capital. Akın Gökyay who was recognized as the biggest collector of chess sets in the Guinness Book of Records on 2012, turns this collection into a fascinating journey for chess lovers..This treasure like collection includes landmark historical events, personalities and heroes from imaginary worlds. A chess set depicting the Turkish War of Independence with Atatürk, İsmet İnönü and their fellow soldiers; another one depicting 9/11 with Saddam Hussein, Ahmadinejad, Bashar al Assad and Bin Ladin on one side and Bush, Blair, Rumsfeld, Condelaza Rice on the other; a historical chess set depicting the Ergeneqon Legend bought from Kazakhstan; Harry Potter, Smurfs, Red Kit and The Lord of The Rings… Chess sets bought from 103 countries such as Chile, Madagascar, Italy, France, Czech Republic and New Zeeland takes the visitors on a world trip. 128
I Winter 2016
Türkiye’de Bir İlk Bir ömrü kapsayan tutkunun eseri olan Gökyay Vakfı Satranç Müzesi, Türkiye’de ilk, dünyada ise az sayıdaki örneklerden biri. Ankara’da Hamamönü’nde müzeler bölgesinde geleneksel “Ankara Evi” mimarisinde inşa edilen müze, Rotterdam, Amsterdam, Moskova, Stolberg’deki satranç müzelerinden daha kapsamlı içeriğiyle satranç severlerle buluşuyor Bünyesinde bir eğitim merkezi de yer alan müzede, satranç turnuvaları, konserler, çeşitli renkli etkinlikler de gerçekleşiyor. Çocukların kendi satranç takımlarını oluşturabilmeleri için bir atölyenin olması müzede yer verilen güzelliklerden bir diğeri. Kapılarını 13 Ekim’de açan müzenin kurucusu Gökyay: “Gökyay Satranç Spor ve Kültür Vakfı’nı, bu nitelikli oyunun daha çok insana ulaşması için kurduk. Hedefimiz, çok yönlü düşünmeyi sağlayan bu sporun gençler arasında yayılmasını, ülkelerin kültür ve tarihini yansıtan bir enstrüman olduğunun anlatılmasını sağlamak. Satranç, milletlerin birbirlerini daha yakından tanıması, kültürel kaynaşmayı sağlaması açısından dünya barışına katkı sağlar. Satranç, savaşı simgeleyen bir spordan çok barışın ifadesidir” dedi. Engelli dostu bir mimariyle tasarlanan müzeye girişler 1 Ocak 2016 tarihine kadar ücretsiz olacak ve pazartesi günleri dışında hafta sonları dahil gezilebilecek.
A First in Turkey Gökyay Foundation Chess Museum, the end product of a lifelong passion is a first in Turkey and a rare example in the world.The museum set in a historical Ankara house in the Hamamönü region, welcomes its’ visitors with a universal collection wider than those of museums in Moscow, Amsterdam or Stolberg. The museum, including a training centre, organizes chess tournaments, concerts and colorful activities. The workshop for children where they can craft their personal chess set is one of the novelties of the museum which opened its’ doors on the 13th of October. The founder of the museum Gökyay said “We established the Gökyay Chess and Sports & Culture Foundation in order to make this reputable game more accessible for people. Our target is to popularize this game amongst the youngsters and make them understand that chess is an instrument which reflects the culture and history of different countries. Chess participates in maintaining of world peace by bringing different cultures closer. It is the expression of piece rather than symbolizing war.” The entrance will be free of charge until the 1st of January and the museum is open except Mondays.
I Winter 2016
129
Works
Art&
antiques of
touch the soul of the city Şehre Dokunan Eserler & Antikalar
Şükriye Dikmen’den, Adnan Turani’ye, Yalçın Gökçebağ’dan Mehmet Güleryüz’e, Nuri İyem’den Fikret Mualla’ya yağlıboya tablolar; gümüş kamalar, pırlanta yüzükler, bronz miğferler, elmas kolyeler, çini vazolar, kristal biblolar, kitaplar, tarihteki gizemli yolculuklarından sonra Ankara’da bilge duruşlarıyla görsel şölen yarattılar.
Oil paintings by famous Turkish painters like Şükriye Dikmen, Adnan Turani, Yalçın Gökçebağ, Mehmet Güleryüz,Nuri İyem and Fikret Mualla;silver feathers, diamond rings, bronze basinets, invaluable necklaces, crystal trinkets, chinaware vases, leather bounded books… All gathered together after their long journey in the past and created a noble feast in Ankara.
1980’den beri değerli sanat eserleri ve antikaları su yüzüne çıkaran, kültür ve sanat hayatına katılımı arttıran, koleksiyonerler ve eser sahipleri arasında köprü kuran Ankara Antikacılık, başkentlileri yılda iki kez düzenlediği müzayedelerle tarihte maceralı bir yolculuğa davet ediyor. Bu sene güz döneminde sergilenen 237 eser, yeni yolculuklarıyla kültür mirasını devam ettirirken bizim sayfalarımızda da kayda değer izler bırakıyor.
Ankara Antikacılık which reveals precious works of art and antiques and brings collectors and artists together since 1980 invites the residents of the capital to an adventurous journey into history with the semi-yearly auctions they organize. Here are some examples from 237 pieces of this autumns’ auction which maintain the cultural heritage.
ABİDİN ELDEROĞLU’NUN AİLE KOLEKSİYONU
FAMILY COLLECTION OF ABİDİN EROĞLU
Türkiye’de 1950’lerde belirgin bir çizgi oluşturmaya başlayan soyut eğilimin 1960’lardaki önemli temsilcileri arasında yer alan Abidin Elderoğlu, yenilikçi ve özgün sanat anlayışı ile Türk resim sanatı tarihimizde ayrı bir yere sahiptir. Sanatçının, 1960’lı yıllarda kaligrafik çizgilerden yararlanarak gerçekleştirdiği soyut yapıtlarının en güzel örneklerinin dışında portre, natürmort, Denizli’den sokak, mevsimler konulu çalışmaları ilk kez gün yüzüne çıktı… Türk resmi içinde gelenekle çağdaş yorumun başarılı birleşimini gerçekleştiren özgün sanatçılardan biri olan ressamın eserlerinin tamamı aile koleksiyonundan geliyor.
130
I Winter 2016
Abidin Eroğlu, one of the most important representatives of 1960’s abstract art in Turkey, has a distinctive place in Turkish painting history with his innovative and original understanding. Artists’ abstract work realised with calligraphic drawings, some of his portraits, still life paintings, landscapes and urban scenes came to light for the first time… All the works of this original painter who combines tradition with modernity come from the family collection.
SANAT KOLEKSİYONERLERİ İÇİN GÖRSEL BİR ŞÖLEN Eleştirel ve dışavurumcu anlatımıyla yarım yüzyıldır resim sanatı tarihimizde ayrı bir yere sahip olan Mehmet Güleryüz’ün, 1986 yılından sergilenen eseri gözde parçalardan biriydi. Çalkantılı yaşamınından beslenen yaratıcılığı ile resmettiği tablolarla bugün uluslararası bir üne sahip olan Fikret Mualla’nın sandalyeli natürmort isimli eseri de müzayedenin baş yapıtları arasındaydı. Türk İzlenimcileri olarak adlandırılan kuşağın en önemli temsilcilerinden biri olan Hasan Vecih Bereketoğlu’nun Kurbağalıdere adlı tablosu; sanat çevrelerinin kendisini neden Kurbağalıdere ressamı olarak adlandırdıklarını açıklıyordu. Tablo aynı zamanda, şehirleşme ve çevre kirliliği nedeniyle gitgide bozulan Kurbağalıdere’nin bir zamanlar ne kadar güzel olduğunu anlamamızı sağlayan bir belge niteliğinde. İbrahim Safi’nin Vazoda Sarı Kasımpatıları, Eren Eyüboğlu’nun Beylerbeyi Camii Avlusu, Eşref Üren’in Gençlik Parkı-Ankara’sı, Ercüment Kalmık’ın Martılı Kompozisyon’u, Mehmet Pesen’in Kalamış Köhne’si, Orhan Peker’in ön yüzü Tulumbacılar arka yüzü Atlar konulu çift yönlü tablosu, Avni Arbaş’ın soyut figüratif ve Gemi konulu eserleri ile Nuri İyem’in Köylü kadın ve Peyzaj adlı çalışmaları da müzayedenin görülmeye değer parçalarındandı.
THE AUCTION IS A VISUAL FEAST FOR ART COLLECTORS One of the most outstanding pieces of the auction was the 1968 painting of Mehmet Güleryüz who has a special place in Turkish art with his critical and expressionist approach. Fikret Mualla whose unsteady personality and compelling life led the way to his unique world-wide famous art took place in the auction with his 1956 painting Still Life With a Chair. One of the most extraordinary figures of the Turkish Impressionists Hasan Vecih Bereketoğlu’s painting titled Kurbaglidere explains why he was called as the Kurbaglidere painter.The painting is also a documentary which shows us the once beautiful neighbourhood of ‘Kurbağalıdere’ now facing the risk of concretion and pollution. Chrysantehmums in the Vase by İbrahim Safi, Yard of Beylerbeyi Mosque by Eren Eyüboğlu, Youth Park – Ankara by Eşref Üren, Composition with Seagull by Ercüment Kalmık, double sighted painting by Orhan Peker with Fire Brigade on one side, Horses on the other, and Village Woman and Landscape by Nuri İyem were amongst the outstanding pieces of the auction. …
I Winter 2016
131
ANTIQUES FROM THE LATE OTTOMAN ERA
OSMANLI SON DÖNEMİNE AİT ÖNEMLİ ANTİKA ESERLER Eski bir Osmanlı prensesinin Bahreyn incileri ile süslenmiş bohçası, çift Edirnekari sütun, Memlük stili bakır sini ve tombak sahan, II.Abdülhamit döneminde Hicaz ve Beyrut’ta vali olarak görev yapan iki paşanın aile koleksiyonundan gelen önemli eserler müzayedede dikkat çekti. Osmanlı ve Avrupa yapımı kıymetli mücevherler; 1850’den nadide bir bronz şömine saati; 19.Yüzyıl Avrupa porselenleri için nadir bir örnek olan Jacob Petit üretimi bir hokka; porselenlerin kraliçesi olarak anılan Herend porselen takımları; Lalique, St.Louis, Murano ve Val Saint Lambert tasarımı içki takımları, vazolar ve biblolar; Marly ve Malmaison modeli iki adet Christofle yemek takımı; opalinler ve Avrupa gümüş objeler de müzayedenin antika bölümünü doldurdu… ÖZEL TASARIMLAR, KİTAPLAR VE KOLEKSİYON OBJELERİ Müzayedede satışa çıkan koleksiyon objeleri arasında dünyanın sayılı cam fabrikalarından olan Daum (Fransa) damgalı, Xavier Froissart tasarımı, Cadillac Eldorado modeli araba göze çarptı. Franck Muller, Master of Complications King Conquistador Cortez modeli kol saati pembe renkli altın kasası ve pırlanta taşlarla bezeli kayış tokasıyla 2000’lerden şık bir renk kattı. 1800’lü yıllarda basılan, İstanbul, Mezopotamya, Mısır gibi dönemin gizemli merkezlerine yapılan seyahatlerin, Thomas Allom, William H.Bartlett gibi ünlü gravürcülerin çizimleriyle birlikte anlatıldığı geniş kitap koleksiyonu da oldukça ilgi gördü. Philips marka Art Deco bir radyo, L.M. Ericsson &Co. duvar telefonu, 1900’lerin başından Remington ve Adler marka daktilolar da oldukça ilgi gördü.
132
I Winter 2016
Fardel of an Ottoman princes which resembles a precious stone decorated with pearls, double pillars in Edirne style, embroided circumcision pillows and a copper Mameluk tray are prominent pieces of the family collection of two Pashas who worked as governors in Beirut and Hejaz during the reign of Abdulhamid the II. Ottoman and European jewellery; a bronze mantel clock dated 1850; a rare example of 19th century European porcelain Jacob Petit inkstand; Herrend dinner wares and various objects; Lalique, St. Louis, Murano, Val. St. Lambert drinking glasses and vases; Marly and Malmaison style Christofle dinner wares; opalines and European silverwares were also brilliant pieces of the auction.
SPECIAL DESIGNS, BOOKS AND COLLECTION OBJECTS A masterpiece from the auction was a Xavier Froissart design, Daum labelled, Cadillac Eldorado automobile. Franck Muller’s Master of Complications King Conquistador Cortez model watch, which is ornamented with diamonds and precious stones, brought a millenium color to the auction. The vast 19th Century book collection including itineraries of journeys made to Constantinople, Egypt or Mesopotamia, illustrated by famous engraving artists Thomas Allom and William H. Bartlett was also the focus of attraction. A Philips Art Deco radio, L.M. Ericsson &Co. wall phone, Remington and Adler typewriters dating back to the beginning of 19th century were worth seeing.
CİHANNÜMA Kâtip Çelebi, Osmanlı Devleti’nde Batı bilimleriyle ilgilenen ilk bilim adamlarından ve coğrafya alanındaki gelişmenin öncülerinden biridir. 1650-1655 yılları arasında el yazması olarak hazırladığı Cihannüma adlı eseri, dünyayı kıtalara ayırma yönteminin bir Osmanlı kitabında ilk kez kullanılması,matematiksel coğrafya,tarihi coğrafya ve genel tarih verilerinin düzenli bir sentez içinde verilmesiyle kendisinden önceki örneklerden ayrılır. Kâtip Çelebi, metinlerin arasına Avrupa örneklerinde olduğu gibi,hazırladığı çizimleri ve haritaları da koymuştur. İbrahim Müteferrika da basım aşamasında kitaba bazı eklemeler yapmıştır. Kâtip Çelebi’nin Van civarında bıraktığı memleket tasvirlerinin Anadolu’daki Üsküdar sahiline kadar genişletilmesi, harita ve çizimlerinin tamamlanarak yenilerinin eklenmesi bu yeniliklerin en önemlilerindendir. Ayrıca astronomi ve kozmografyaya ilişkin yaptığı açıklamalarıyla Kopernik’in Güneş merkezli kuramının, Galilei’nin yeni fiziğinin ve Descartes’ın evrenin işleyişine ve yapısına mekanik bir açıklama getiren çevrimler kuramının Osmanlı bilim dünyasında, gecikmeli de olsa öğrenilmesine vesile olmuştur. Memleketler ve şehir adları üzerinde de duran Kâtip Çelebi, batıda coğrafya ve haritacılık alanında gelişen yeni görüşlerden de bahsettikten sonra yeryüzü, karalar, denizler ve yer küresi ile ilgili genel bilgiler verir. Bu bölümün devamında ülkeler hakkındaki açıklamalar başlar. Kâtip Çelebi kendisinin gezip gördüğü yerleri daha detaylı olarak tasvir etmiştir.Anadolu diğer bölgelere göre daha ayrıntılı ele alınmıştır. Yerleşimler arası mesafeler, ekonomik faaliyetler, bölgedeki ova, dağ, nehir ve göller hakkında açıklamaların yanı sıra cami, hamam ve çarşıların sayı ve bilgileri de verilmiştir. Her bölümde konuyla ilgili harita ve çizimler de mevcuttur. Cihannüma, nitelik, bilimsellik ve yayınlandığı dönem için en güncel bilgileri kapsaması açısından basılan en önemli kitap olarak değerlendirilmektedir. Türkiye ve Avrupa’nın ileri gelen pek çok kütüphanesinde el yazması örneklerinin de olmasına karşın, günümüzde yerli ve yabancı coğrafya, tarihi coğrafya, tarih ve benzeri alanlarda araştırma yapanların çoğunlukla kullandığı Cihannüma bu basımdır. Basımından sonra yurtiçinde ve yurtdışında yaygın olarak tanınan ve kullanılmaya başlanan eser, Avrupa’da birçok dile çevrilmiştir. Bilim adamları dışında, 19.Yüzyılda Anadolu’yu gezen Avrupalı seyyahlar tarafından da önemli bir bilgi kaynağı ve yol kılavuzu olarak kullanılmıştır.
CIHANNUMA Kâtib Çelebi was one of the first scientists in Ottoman History who made an important progress especially in geography. His study Cihannüma which was scripted between 16501655 is distinguished by his method of dividing the world into continents; usage of mathematical geography and a systematical synthesis of history. Kâtib Çelebi added illustrations and maps in his texts like his European fellows, and İbrahim Müteferrika made some additions before the printing. The enlargement of the illustrations and maps of Anatolia was an important contribution to the Cihannüma. Also the explanations on astronomy and cosmography, Copernican solar system descriptions, Galileo’s new understanding of physics and Descartes’ theories on the universe and its mechanisms, paved the way for a western understanding of science amongst Ottoman scholars. Focusing also on the names of countries and cities, Katib Çelebi makes an analysis of western cartography trends and gives general information on earth, seas and the globe. Katib Çelebi has delicately portrayed in detail the places he travelled to. Anatolia is detaily described. Here, he narrates the towns and villages, castles, their locations and geographical features one by one. Distances between settlings, economical activities and architectural properties like the number of Turkish baths, mosques and bazaars are listed. Each chapter includes related illustrations and maps. Cihannüma is considered as the most important book printed in the époque in terms of its quality, originality and accuracy. Although there are several manuscripts in Turkish and European libraries, this edition is the most referred to by scholars who research on history and geography. Cihannüma which gained national and international success after it sprint is translated into several European languages. Apart from scholars, it was regarded as an important source by 19th Century travellers who visited Anatolia.
I Winter 2016
133
cities&stories
L RA ADE
Güçlüklerden zevk alan bir moda fotoğrafçısı, heyecanlı bir seyyah, doğal, yaratıcı ve samimi bir insan.Aynı zamanda da kedi delisi bir kadın! A fashion photographer, who enjoys the challenges, an avid traveller,spontaneous,creative and a warm person. She is also a crazy cat lady! RÖPORTAJ / INTERVIEW: Esen Bahar PEKER
134
I Winter 2016
Fotoğraf hikâyenizi ne zaman ve nasıl yazmaya başladınız?
When and how did your life as a photographer story begin?
Fotoğrafa olan ilgimi ve sevgimi on dört yaşında keşfettim. Yaratıcı ebeveynlerim vardı. Annem Mary Quant, makyaj sanatçısıydı ve babam sanat projeleriyle ilgilenirdi. Bense kız kardeşimle birlikte dansın büyülü dünyasında büyümüştüm ve küçük yaşta karmaşık makyaj ve kostümlerden çok etkilenmiştim. Sanırım stil ve kostümlerle, dansla olduğundan daha çok ilgiliydim.
I was fortunate to discover my interest and love of photography at a very young age - fourteen to be exact. Growing up, my parents were very creative. My mother was a make-up artist for Mary Quant cosmetics and my dad was always tinkering with art projects. I, myself grew up in the glamorous world of dance (with my sister) and became inspired by the intricate make-up and styling very early on. I remember being more interested in the styling and costumes than dance itself.
Kariyerime doğduğum kent West Midlands, İngiltere’de, kavramsal fotoğraflar ve deneysel oto-portreler çekerek başladım. Kendimi model olarak kullanarak, becerilerimi geliştirdim; arkadaşlarım ve küçük çapta müşterilerle çalışarak özgüven kazandım. Londra gibi moda çevrelerinin uzağında yaşadığımdan yardım için online topluluklara başvurdum. Deneyim kazanıp uluslararası takipçilerim artınca, İngiltere ve Amerika’daki müzik grupları, dansçılar ve oyunculardan, Harper Collins ve Random House gibi yayınevlerinden işler almaya başladım. Çalışmalarıma olan ilgi artınca, on yedi yaşında kendi işimi kurmaya karar verdim. İki yıl sonra da bavulumu toplayıp Londra’ya taşındım! Henry Carter Bresson’a göre fotoğraf çekmek, aynı anda beynin, gözün ve kalbin bir olayı hedeflemesidir. Karar anı, fotoğrafın manifestosudur. Siz fotoğraf çekmeyi nasıl tanımlarsınız? Her zaman ‘işinize kendi kişiliğinizi aşılamalısınız’ derim. Eğer fotoğraflarınızın hikayesi yoksa, bunun nedeni esin kaynağınızın ve kişiliğinizin olmayışıdır. Fotoğrafçılığa başladığımda projelerime duygularımı ve ruhumu kattım; insanlar işlerimle bağ kurabildiler. Beni kişisel olarak heyecanlandıran temalar kullandım ya da çocukluğumu hatırlatan fikirlerden yola çıktım. Hızlı bir şehirde; New York’ta yaşayan bir moda fotoğrafçısı olarak, ticari işlerde kolaylıkla kişiliğin kaybedebileceğini gördüm. Editöryel ve kişisel projeler yaratarak portföyümü canlı tutuyorum. Sloganlarımdan biri ‘Sevdiğin şeyi çek, gerisi gelir.’ Moda fotoğrafçılığını sanatsal düzlemde tanımlamak mümkün mü? Fotoğraf, moda ve sanatın kesiştiği noktadan söz edebilir miyiz? Üçü de birbiriyle yakından ilişkili. Fotoğrafı da modayı da birer sanat dalı olarak görüyorum; fotoğrafçılar, sanatçılar ve tasarımcıların hepsi sanatın diğer dallarından ilham alırlar. Daha önce de belirttiğim gibi, genç bir dansçıyken, kendimi hep kostümler ve sahne makyajına yakın hissederdim ve bu da ilk dönem fotoğraflarıma esin kaynağı oldu. Ressamlar, yönetmenler ve diğer sanatçılardan da esinlendim. Sonuç olarak, moda ve fotoğraf aynı endüstride yan yana yer alıyor;
138
I Winter 2016
I began my career by shooting conceptual photography and experimental self-portraits in my suburban hometown of West Midlands, England. By using myself as a model, I was able to hone my skills and gain the confidence to work with friends and smaller clients. Since I lived outside of the larger fashion and photography hubs (such as London), I instead turned to online communities (DeviantART and Flickr) for help. As I continued to gain experience and an international viewing audience, I started to get assignments in the UK as well as the USA ranging from personal clients (bands, dancers, actors) to large publishing houses like Harper Collins and Random House. With the high interest in my work I decided to open my business at the age of seventeen; two years later I packed my bags and made the move to London!
According to Henri Carter Bresson in his book ‘The Decisive Moment’, photography is to place head, heart and eye along the same line of sight. How do you define photography? I always say ‘you have to infuse your personality within your work’. If your photography has no life it’s because it’s lacking inspiration and personality. When I started as a photographer I poured my emotions and inspiration into my projects and as a result, people felt a connection to it. I used themes that I was personally moved by or ideas that resonated with my childhood. As a fashion photographer living in a fast paced city (New York) I find that it’s very easy to lose your personality to commercial jobs. I keep my portfolio alive by giving myself editorial and personal projects. One of the quotes I created ‘Shoot what you love and the rest will follow’ is something I live by.
Can we appreciate fashion photography as an art form Can we talk about the point where photography, art and fashion meet? The three are closely interconnected. I would consider photography and fashion both types of art in themselves, with photographers, artists, and designers all drawing from inspiration from across all fields of art for their own works. As I mentioned earlier, when I was a young dancer, I often felt myself drawn closer to the clothing and make-up (fashion aspects), which I drew inspiration in my early photographs. I also draw inspiration from painters, and film makers, other types of artists. Fashion and photography work side-by-side in the industry.
Cinsiyetçi düşünce kalıpları görme biçimlerimizi de etkiliyor, erkekleri seyirciye kadınları ise nesneye dönüştürüyor. Ancak kadın yönetmen ve fotoğrafçıların başarılı çalışmaları sayesinde önyargılar değişmekte. Bu konudaki görüşleriniz nedir?
Sexist thought patterns affect the way we see things, causing men to become the viewer and subject and women the object being viewed. However with the successful work of female photographers and directors this prejudice is being changed. As a female fashion photographer, what is your take on this issue?
Bu cevaplanması zor bir soru; çünkü eğlence sektöründen bahsediyoruz. Bir fotoğrafçı olarak, kadın fotoğrafçıların sıradanlaşmaya başladığını düşünüyorum.Yıllar önce, moda fotoğrafçılığına erkek fotoğrafçılar hâkimdi ve az sayıda kadın bu sektörün içindeydi. Moda fotoğrafçısı olmak, lider olmak demektir. Kolay bir meslek değil. Kadınlar artık lider olmaktan ve istedikleri yere gelmek için çok çalışmaktan korkmuyor.
This is a hard question to answer because we are talking about the entertainment industry as a whole. My perspective as a fashion photographer is that female photographers are becoming more commonplace. Years ago, male photographers ruled the fashion photography industry and very few females were in the role. Being a fashion photographer means being a leader. It’s not an easy job neither is it as glamorous as it looks. Women are not afraid to take the lead and work hard to get to where they want to be.
Fotoğraf; tutkulu, heyecanlı ve büyülü bir dünya. İşinizde size en çok heyecan veren nedir? Eğer yaratmanın heyecanı olmasaydı, fotoğrafçı olmazdım. Bence, moda fotoğrafçılığının en heyecan verici yanı her şeyin tek bir pozda bir araya geldiği andır. Yapbozun parçaları birleşir. Aynı zamanda tasarım kısmı da bana ilham veriyor. Çekimden bir önceki gece heyecandan uyuyamam ve stilistin projeye ne katacağını görmek için can atarım. Farklı kentler, keşfedilmemiş sokaklar, yeni deneyimler ve tutkular işinizin bir parçası. Hangi şehirlere gittiniz? Nasıl tecrübeleriniz oldu? Her yere ve hiçbir yere. Pek çok yere gitmiş gibi hissediyorum kendimi, ama yine de dünyanın yalnızca %2’sini gördüğümü fark ediyorum. Londra ve New York hariç, Los Angeles, Vankuver, Toronto, Sidney, Singapur, Hong Kong, Hanai (Maui), Kosta Rika (Guanacaste ve Tamarindo), Milano, Paris ve Amsterdam’da bulundum. Çocukluğumda, tatil amacıyla seyahat ederdik; İngiltere içinde. Kendi başıma seyahat etmeye başlar başlamaz, evden en uzak yerleri kendime hedef seçtim. Her zaman macera peşinde koşuyorum. Son olarak birkaç yakın arkadaşımla İskoçya’nın dağlık bölgelerini gezdim. Bu yaşadığım en büyüleyici tecrübelerden biri oldu. Manzaralar nefes kesiciydi. Keşke moda endüstrisinden bu kadar uzak olmasaydı; orada çekim yapmak çok güzel olurdu!
142
I Winter 2016
In your passionate, exciting and magical world of work what is it that gets you most excited? If it wasn’t for the excitement of creating I wouldn’t be a photographer. For me, the most exciting part of fashion photography is when everything comes together on a shoot. All the pieces of the puzzle come together. I’m equally inspired by the styling aspect - I won’t sleep the night before a shoot because of a mix of anxiety (in a good way) and excitement to see what the stylist will bring to the project. Different cities, undiscovered streets, new experiences and passions are a part of your job. What cities have you been to? What kind of experiences have you had? Everywhere and nowhere. I feel like I’ve travelled to so many places, yet I realize it’s probably only 2% of the world. Aside from London and New York, I’ve been to Los Angeles, Vancouver, Toronto, Sydney, Singapore, Hong Kong, Hawaii (Maui), Costa Rica (Guanacaste and Tamarindo) not to mention Milan, Paris and Amsterdam. As a child, most of my travel was for vacations; all within England, so as soon as I had the opportunity to travel on my own, I chose locations that were furthest away from home. I am always seeking adventure. Most recently I went on a journey to the Scottish Highlands with one of my close friends (also a photographer) and it was one of the most magical experiences I’ve ever had. The scenery was just breathtaking. Now if only it wasn’t so far away from the fashion industry so it would be easier to create shoots and have teams travel there!
Farklı bir şehre giderken sizi en çok heyecanlandıran What makes you most excited when you go to a nedir? different city? The people within the city. A place is instantly more memorable because of the people you surround yourself with. Some of my most memorable moments are when I’ve arrived to a location and met a friend who is local to the area - they’ve shown me sights far away from bustling tourist areas – such as secluded beaches, nightclubs and restaurants behind hidden streets to events that you would never find on TripAdvisor. On a recent work trip to Costa Rica my team and I met a producer who was familiar with the area and was friends with the locals who owned hotels and restaurants. The night we arrived, we all headed to a hotel which was owned by a friend of the producer. We danced the night away around the pool, drank Pina Coladas and forgot Farklı kentler, kültürler ve yeni sanat anlayışları, işinizi nasıl about work for the night. It was a perfect start to the trip! besliyor? O kentin insanları! Mekânlar, orayı çevreleyen insanlarla hatırlanır. Benim için en unutulmaz anlar, bir yere gittiğimde, oranın yerlisi olan arkadaşlarımla karşılaştığım zamanlardır. Bana turistik yerlerden uzak mekanları gösterirler –ıssız plajlar, arka sokaklardaki gece kulüpleri, restoranlar- TripAdvisor’da bulamayacağınız etkinlikleri haber verirler. Kısa süre önce Kostarika’ya yaptığım bir iş gezisinde bölgeyi tanıyan bir yapımcıyla tanıştım. Vardığımız gece, hep birlikte bu yapımcının bir arkadaşının oteline gittik. Gece boyu havuzun kenarında dans ettik, Pina Coladas içtik ve o geceliğine işi unuttuk.Yolculuk için mükemmel bir başlangıçtı!
Kültür, stille ilişkilidir. Seyahat ettikçe stil ve kültürle daha çok bağ kuruyorum. Işık, renkler, desenler. Kim ve neden? Hikâyeleri yaratırken ve çekimleri planlarken çok yardımı oluyor. Örneğin, Palm Springs bende her zaman retro pastel renkler içinde zengin bir kadının sinemasal hikâyesini anlatma isteği uyandırır. Kostarika’ysa bana çiftlikte bir western hikâyesi kurgulamak için ilham kaynağı olur. İster kent ortamında bir çekim olsun, ister Yukarı Doğu Yakası’nda bir kadınla köpeklerini fotoğraflıyor olayım, İnsanları seyretmeyi seviyorum. Beni bir kafede cam kenarına bırakın, saatlerce etrafı izleyebilirim. İnsanlar nasıl yürüyor, giyiniyor, saçlarını nasıl yapıyor gözlemlerim. Beni sinematik bir otelde, 50’ler, 60’lar ya da 70’lerin kıyafetleri içinde, aktriste benzeyen bir model ile bırakın bundan günlerce ilham alabilirim. Çekmek için can attığınız bir hikâye var mı?
How do different cities, cultures and understandings of art feed into your work?
new
Culture is related to style.The more I travel the more connected I get to style & culture. Light, colors, patterns. Why and who. It really helps when it comes to storyboarding or planning shoots. For example - Palm Springs always makes me want to create a cinematic editorial of a rich lady in retro pastel clothing. Costa Rica inspired me to shoot a western editorial at a ranch. New York inspires me to shoot on the streets - whether that’s shooting in an urban environment, or shooting a story with Upper East Side ladies and dogs. I also love to watch peopleput me in a cafe with a window watching the world go by and I take in everything. The way people walk, dress; style their hair. In my portfolio you’ll see a huge influence of retro themes - I am very much inspired by retro America. Give me a cinematic motel, 50s, 60s or 70s clothing and a model that looks like an actress and I’ll be inspired for days.
Son günlerde Marakeş ve İzlanda’da çekim yapma hayali Is there an editorial that you’re just dying to kuruyorum. İkisi tezat oluşturuyor – biri sıcak, rustik ve photograph? bohem, diğeriyse yeşiller, maviler ve beyazla kaplı engin Lately I’ve been dreaming of editorials in Marrakech topraklar. and Iceland. They are both contrasts - one is warm, rustic and Bohemian, the other is a vast landscape of Şimdiki rotanız neresi? Bavulunuzda taşıdığınız hayaller greens, blues and whites. neler? Where are you planning to go now? What dreams do Şu anda Londra’ya bir iş gezisine çıkmak için toplanıyorum; you have for the future? birkaç atölye çalışmasına katılacağım ve çekimler yapacağım. Ardından, bir sonraki yolculuğum Avustralya’ya olacak, Sidney ve Mebourne’e; hem iş hem gezi. Gelecek için...? Çok ilerisi için plan yapmamaya çalışırım, çünkü spontanlığı seviyorum!
148
I Winter 2016
I’m currently packing for a work trip to London - I’ll be teaching a couple of workshops and working on a few shoots for my editorial clients. After that, my next trip will be Australia - I’ll be visiting Sydney and Melbourne for both work and pleasure. As for the future? …I try not to plan too far ahead because I like to be spontaneous!
travel
Rent an Island YENİ TATİL TERCİHİ ADA KİRALAMA
Doğanın ortasında, zamandan soyutlanmış, müthiş bir deneyim yaşamak ister misiniz? Ada kiralama son dönemlerin popülerleşen tatil seçenekleri arasında yer alıyor. RentMyIsland, egzotik lokasyonlarda kişiye özel ada ve deniz kenarı tatil evlerini şaşırtıcı fiyatlara kiralıyor. Site üzerinden beğendiğiniz yerin uygunluğunu kontrol edebiliyor, sahiplerinin iletişim bilgilerine ulaşabiliyor ve rezervasyon yapabiliyorsunuz. Kristal berraklığındaki ılık denizi ve muhteşem sualtı dünyasıyla ünlü Florida Keys’de bulunan East Sister Rock adasında haftalık 7500 dolara üç odalı bir evde konaklayabilirsiniz. PrivateIslandsOnline ise yine dünya çapında, daha lüks tesislere sahip özel ada kiralamaları yapıyor. Mesela bembeyaz kumlu Maldiv adalarından biri olan Coco Prive Kuda Hithi adası bir süreliğine sadece size ait olabilir. Geceliği sezonuna göre 10 bin ile 20 bin Dolar arasında değişen bu adada size özel jakuzi, kokteyl barı ve seçkin şaraplardan oluşan bir şarap mahzeni var. 12 kişiye kadar misafir ağırlayabileceğiniz Coco Prive Kuda Hithi’de kalışınız boyunca özel şefiniz, spa terapistiniz ve gönlünüze göre su sporu aktivitesi de elinizin altında olacak. İster kendinizi serin sulara bırakın, ister yıldızların altında uyuyun; ada tatilinde neyi tercih edeceğiniz size kalmış. Would you like to have a magnificent experience in the middle of nature, isolated from time and space? Renting an island is one of the latest trends for alternative holidays. RentMyIsland, rents personal islands or seaside houses for astonishing prizes.You can check the site on-line, find the connections and book from the website. You can rent a house at East Sister Rock, Florida Keys with its’ crystal waters and magical underwater life for 7495 $ per week. PrivateIslandsOnline gives the opportunity to rent luxurious islands. You can own the Coco Prive Kuda Hithi Island with its’ silky beaches for a certain time for example. 10 to 20 thousand $ per night, private jacuzzis, cocktail bars and wine cellars will be waiting for you. A personal chef, spa therapist and all kinds of aquatic activities will be at reach while you are enjoying the Coco Prive Kuda Hithi island. Leave yourselves into the cool waters, sleep under the stars. All is possible.
150
I Winter 2016
TRAVEL NEWS
New locations, exciting discoveries
SEYAHAT HABERLERİ
IMAGINE A HOUSEYOU CAN CARRY ANYWHERE YOUWANT İSTEDİĞİNİZ YERE GÖTÜREBİLECEĞİNİZ BİR EV HAYAL EDİN Sınırları kaldırıp, doğanın ortasında huzur içinde, çevre dostu bir ev hayal edin. Yükselen kiralar, şehre sıkışmış hayatlar ve tüketim çılgınlığına bir dur demek istiyorsanız küçük ev trendlerine bir göz atın deriz. Evleri ve tüketimi küçültüp hayalleri büyültme zamanı artık! Kaliforniya menşeli şirket Monarch Tiny Homes’dan bir örnek gelsin. Bu şirket Amerika’da makul fiyatlara küçük evler yapıyor. Şirketin 22.000 Dolara sattığı modelinde su, kanalizasyon, elektrik ve gaz sistemleri hazır durumda. Çevre dostu bu mobil evin içine ne koyacağınız size kalmış. 47.000 dolar verenler ise evin içini baştan sona döşenmiş halde alabiliyor.
Remove the borders and dream of a peaceful, environment friendly house in the middle of nature. If you wish to say stop to increasing rents, squeezed city life and the consuming madness, take a look at these little house trends. It is time to minimize the houses and consummation and maximise your dreams! One example from the Californian company Monarch Tiny Homes. This company produces tiny houses for decent prices in the States. Company’s tiny house model for 22.000 $, contains waterworks, electricity and gaz systems. It is up to you how to decorate this environmentfriendly house. Those who are ready to pay 47.000 $ will purchase the house fully furnished.
0312 442 7262 Hilal Mahallesi Alexander Dupçek Caddesi No:42 Yıldız Çankaya Ankara
www.sakorganizasyon.com.tr #sakorganizasyon
HOW TO FLY FIRST CLASS FOR 300 $?
Young blog writer Sam Huang, experienced a unique journey starting from Melbourne and continuing to Auckland, Dubai, Milan, New York, Mauritius and Rome. The young man 300 $’A BİRİNCİ SINIFTA bought first class tickets for all the flights of this journey from the Emirates NASIL UÇULUR? airlines. This bargain of special effort Genç blog yazarı, Sam Huang and patience which normally worth Melbourne’den başlayan ve Auckland, 60.000 $, cost Huang only 300 $. Dubai, Milano, New York, Mauritius, Roma şehirlerinden geçen ve Sam Huang’s first class flight adventure with the Emirates company started kimsenin daha önce yaşamadığı when the young blogger applied for inanılmaz bir seyahat deneyimine a credit card from Bank of America. imza attı. Genç adam, bu yolculuğun Discovering that it is possible to gain bütün uçak biletlerini Emirates a flight bonus worths 25.000 $ from havayolu şirketinin birinci sınıf Alaska Airlines (which Works in collaboration with the Emirates) for uçuşlarından satın aldı. Sabır ve zeka each new registration, decided taking ürünü olan bu alışveriş toplamda advantage of this opportunity. He made 60,000$ değerindeyken Huang bu a new application for a credit card every few months and paid a total of 300 $ for yolculuğa yalnızca 300$ ödedi. Sam Huang’ın Emirates uçağında his flights. It seems that the journey was worth all the efforts! birinci sınıf yolculuk macerası aslında genç bloggerın Bank of America This clever first class trick of Sam şirketine bir kredi kartı başvuru Huang gave him the opportunity to fly yapmasıyla başladı. Her yeni kayıt için first-class with Emirates to 7 different Alaska Airlines şirketinden 25,000$ cities and took advantage of numerous services: personal sleeping cabinet, değerinde uçuş puanı kazandırdığını unlimited food and drinks, personal keşfeden Huang böylelikle kolay kolay toilet and shower on board and private elde edilemeyecek bir fırsat yakalamış transporter from the airport, lounge oldu.Yaptığı tek şey birkaç ay boyunca service and much more… In short all her fırsatta kredi kartı başvurusu yapıp one can expect from a first-class flight experience. yalnızca başvuru ücreti ödemek olan blogger, birkaç ay içinde yalnızca 300$’a bu fırsatı elde etti. Görünüşe göre genç adam için bu yolculuk katlandığı tüm zahmetleri fazlasıyla hak ediyor! Sam Huang’ın bu zekice, küçük birinci sınıf hilesi, ona toplamda 7 şehirde Emirates ayrıcalığı ile uçma fırsatı sağlarken, genç maceraperestin yararlandığı servisler ise şu şekilde: kendine özel uyuma kabini ve hizmet ekibi, sınırsız içecek ve yiyecek ikramı, uçak içerisinde kendine özel banyo ve tuvalet; uçak dışarısında ise özel ulaşım aracı, lounge servisi ve çok daha fazlası. Kısaca, gerçek bir birinci sınıf deneyiminden bekleyebileceğiniz her şey.
152
I Winter 2016
ENGRAVEYOUR SOUVENIRS SEYAHAT ANILARINIZI KAZIYIN
Gezginler için anı biriktirmeye alternatif, çok orjinal bir yöntemle tanıştırmak istiyoruz sizi.;İngiliz Luckies of London Ltd,“Scratch Map” yani “Gez-Kazı Haritası” adında mükemmel bir harita yaratmış. Bu haritaya sahip olanlar, gezip gördükleri yerlerden döndüklerinde, gezdikleri yeri harita üzerinde bozuk parayla kazıyıp işaretliyorlar. Sevdikleriniz için güzel bir hediye de olabilecek Scratch Map’in birkaç çeşidi var: ScratchGlobe: Gezilerinizi kaydedebileceğiniz, kendinize ait 3 boyutlu bir dünya. Scratch Map Deluxe: Orijinal Scratch Map’in süslü hali. First Class yolculuk sevenlere. Gourmet Scratch Map: Gastronomi gezileriniz için ideal. Yemek aşıkları ve şefler için mükemmel bir hediye. An alternative for travellers to collect souvenirs: Luckies of London Ltd, “Scratch Map” is a wonderful new map. The users of this map can engrave the sites they travelled to on the map and mark them. Scratch Map which would make an interesting gift for the ones you love, has several options: Scratch Globe: A 3-D Globe for you to record your travels. Scratch Map Deluxe: Sophisticated version of the original Scratch Map. For first class travellers. Gourmet Scratch Map: Ideal for your gastronomic journeys. A wonderful gift for food lovers and chefs. If you wish to take a look at other map options or to purchase them, visit the web site of Scratch Map.
Uluslararası önem taşıyan, bu nedenle takdire ve korunmaya değer doğal oluşumlara, anıtlara ve sitlere “Dünya Mirası” statüsü tanınıyor. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü çalışmalar neticesinde bugüne kadar UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 15 varlığımızın alınması sağlanmış. Bunlardan İstanbul’un tarihi alanları, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Hattuşa, Nemrut Dağı, Xanthos-Letoon, Safranbolu Şehri, Troya Antik Kenti, Selimiye Cami ve Külliyesi, Çatalhöyük, Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı, Bursa ve Cumalıkızık, Diyarbakır Kalesi ve Surları, Efes, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya ile Pamukkale-Hierapolis hem kültürel hem de doğal miras olarak listede. Bu sayımızda, Unesco Dünya Mirası statüsündeki 5 şehirde kısa bir tura çıkıyoruz.
154
I Winter 2016
UNESCO attributes a “World Heritage” status to sights and monuments which carry an international value. Under favour of the General Directorate of Cultural Heritage and Museums, Turkey has now 15 spots included in UNESCO’s World Heritage list. Divriği Great Mosque and Hospital, Hattusha, Mount Nemrut, Xanthos-Letoon, City of Safranbolu, Neolithic site of Çatalhöyük, Pergamon and Multi-Layered Cultural Landscape, Bursa and Cumalıkızlık, Diyarbakır Fortress and Hevsel Gardens, Ephesus, Göreme National Park, Cappadocia and Hierapolis-Pamukkale are listed as cultural and natural heritages. We will take a journey to 5 of these sights on this issue.
Photos wourtesy of Turkey Ministry of Culture and Tourism
Cappadocia which has hosted numerous civilizations for thousands of years, is a peerless town with its nature and history. Fairy chimneys, underground cities, open air museums, wineries, horse farms, chapels and valleys makes Cappadocia a mysterious world. The region offers a timeless, epic adventure from dawn with hundreds of balloons lifting off at the same time until dusk with an incomparable sunset... The Cappadocia region is encircled with Kızılırmak in the North, Yeşilhisar in the east, Hasan and Melendiz Mountains in the South, Aksaray on the west and Kırşehir on the northwest. Numerous civilizations have settled in this region since the Chalcolithic Era. The main characteristic of the region is its magnificent rock formations which developed as a result of the corrosion of the tuff of Erciyes and Hasan Mountains and houses carved straight into these rock formations. Göreme became an important center for Christians between 7th to 13th Centuries who fled from oppression. Göreme National Park, Derinkuyu and Kaymaklı Underground Cities, Karain Pigeon Houses, Karlık Church, Yeşilöz Theodoro Church and Soğanlı Archeological Site are on the UNESCO World Heritage List.
CAPPADOCIA, NEVŞEHİR GÖREME GÖREME MİLLİ PARKI, KAPADOKYA Binlerce yıl birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Kapadokya, doğası ve tarihi ile eşsiz kentlerden. Peri bacaları, yer altı şehirleri, açık hava müzeleri, şarap üretim yerleri, at çiftlikleri, şapelleri, vadileri ile gizemli bir dünya. Yüzlerce balonun aynı anda havalandığı o büyülü andan, tüm renklerin senfoni yaptığı, dünyada belki de en güzel gün batımını izleyeceğiniz zamana kadar muhteşem vakit geçireceğinizin garantisini veren Kapadokya, zaman diliminden bağımsız, masalsı bir dünya. Kuzeyde Kızılırmak, doğuda Yeşilhisar, güneyde Hasan ve Melendiz Dağları, batıda Aksaray ve kuzeybatıda Kırşehir ile sınırlanan Kapadokya bölgesi Kalkolitik Dönemden beri devamlı yerleşim alanı olmuş. Alanın en önemli özelliği, Erciyes Dağı ve Hasan Dağı tüflerinin, rüzgar ve su aşındırması sonucunda oluşan olağanüstü kaya şekilleri ve kışın ılık, yazın serin olan ve bu nedenle her mevsim için uygun iç iklim koşulları taşıyan kaya içinde oyma mekanlar. Göreme, özellikle 7-13. yüzyıllar arasında baskılardan kaçan Hıristiyanların yerleşmesiyle Hıristiyanlığın önemli bir merkezi haline gelmiş. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan alanlar içinde, Göreme Milli Parkı, Derinkuyu ve Kaymaklı Yeraltı Şehirleri, Karain Güvercinlikleri, Karlık Kilisesi,Yeşilöz Theodoro Kilisesi ve Soğanlı Arkeolojik Alanı yer almaktadır.
I Winter 2016
155
CAPITAL HATTUŞA, HİTİT BAŞKENTİ
1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Hattuşa (Çorum, Boğazköy), Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu’da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur. Önceleri ilk sahipleri olan Hattiler tarafından “Hattuş” olarak adlandırılan şehir, Hitit egemenliğine geçtikten sonra “Hattuşa” adını aldı. M.Ö. 1700’lerde Kuşşara şehrinin kralı Anitta tarafından alınan Hattuşa, yine Anitta tarafından yıkıldı. Yazılı kayıtlarda Anitta ilk Hitit kralıdır. Yaklaşık yüzyıl kadar sonra şehir, I. Hattuşili tarafından tekrar kurularak 400 yıldan uzun bir süre hüküm sürecek olan bir uygarlığın başkenti haline getirildi. Günümüzde görülebilen ve büyük çoğunluğu Büyük Kral IV. Tudhaliya dönemine ait olan kalıntılar arasında tapınaklar, kraliyet konutları ve surlar bulunmaktadır.
156
I Winter 2016
Photos : wourtesy of Turkey Ministry of Culture and Tourism
HATTUSHA, THE HITTITE ÇORUM
Nominated as a world heritage in 1986 by UNESCO, Hattusa (Çorum, Boğazköy) has been an important center in Anatolia for centuries as the capital of the Hittites. The city was named as “Hattus” by its first settlers then became known as “Hattusa” after being invaded by the Hitites. Hattusa, seized by the Kussara King Anitta in 1700 BC was totally flattened by the king. In written resources Anitta is named as the first Hittite king. Hundred years later, the city was rebuilt by Hattusi I and became the capital of the civilization which reigned in the region for more than 400 years. The remaining parts of the city date back to King Tudhaliya IV and include structures like temples, royal residences and city walls.
Photos: wourtesy of Turkey Ministry of Culture and Tourism
Muhteşem su kaynaklarıyla süslü, Nymph’lerin efendisi, kutsal kent, gizemlerle dolu şehirlerden. Unesco Dünya Mirasına giren Denizli,Türkiye’de mutlaka gezilmesi gereken yerlerden. Çaldağı’nın güney eteklerinden gelen kalsiyum oksit içeren suların oluşturduğu görkemli beyaz travertenler ve geç Helenistik ve erken Hıristiyanlık dönemlerine ait kalıntılar içeren Hierapolis arkeolojik kenti, antik çağlardan bugüne kadar ulaşan en çarpıcı merkezlerden biri. Denizli’ye 2 km. uzaklıkta bulunan bu alan, ayrıca çok çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılan şifalı suları ile de ünlü. Antik kentin M.Ö. II. Yüzyılda Bergama krallarından II. Eumenes tarafından kurulduğu, adını ise Bergama’nın kurucusu Telephos’un eşi Heira’dan aldığı düşünülüyor. Eski kaynaklara göre metal ve taş işlemeciliği, dokuma kumaşları ile ünlü olan kent, Büyük Konstantin döneminde Frigya bölgesinin başkentliğini yapmış, Bizans döneminde Piskoposluk merkezi olmuş. Bu özellikleri ile alan UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor.
HIERAPOLIS, DENİZLİ
PAMUKKALE
The lord of the Nymphs, sacred city of spring waters Denizli, is a must see in Turkey and is included in the UNESCO World Heritage List.Gorgeous white travertines formed by the calcium oxide rich waters coming from the Çaldağı mountain and archeological sites from the Hellenistic and the early Christian period like the city of Hierapolis makes the region highly attractive. The region which is 2 km from Denizli is also famous for its healing waters.The antique city is believed to have been established by Eumenes the II in the 2nd century BC. The city is named after Heria, wife of Bergamo’s founder Telephos. According to old references, the city was known for metal and stonemasonry and weaving. During the reign of Constantine the Great, the city served as the capital of the Phrygian region and became a diocese during the Byzantine period.
I Winter 2016
157
SMYRNA İZMİR SELÇUK, EFES
Tarihin tozlu sayfalarında yürüdüğünüzü hissedeceğiniz, Efes benzersiz mimarisi, kültürel birikimi ve yer alan eserleriyle mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Dünya Mirası Listesine alınan Efes; Çukuriçi Höyük, Ayasuluk Tepesi (Selçuk Kalesi, St. John Bazilikası, İsa Bey Hamamı, İsa Bey Camii, Artemision), Efes Antik Kenti ve Meryem Ana Evi olmak üzere dört bileşenden oluşuyor. Antik dönemin en önemli merkezlerinden biri olan Efes, tarih öncesi dönemden başlayarak Helenistik, Roma, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı dönemleri boyunca yaklaşık 9000 yıl kesintisiz yerleşim görmüş ve tarihinin tüm aşamalarında çok önemli bir liman kenti, kültürel ve ticari merkez olmuştur. Helenistik ve Roma Döneminin üstün kentleşme, mimarlık ve dini tarihine ışık tutan simgeleri barındıran Efes’te farklı dönemlere ait en üstün mimari ve kent planlama örnekleri bulunuyor. M. Ö. 8. yüzyıla tarihlenen ve Antik dönemin yedi harikasından biri olarak ünlenen kült merkezi Artemision, Hz. Meryem’in İsa’nın annesi olarak kabul ve ilan edildiği 431 tarihli Ekümenik Konsülün gerçekleştiği yer olan Meryem Kilisesi, İsa’nın havarilerinden biri olan ve Yahya İncili’ni Efes’te yazan St. John’ın mezarı üzerine inşa edilen Bazilika gibi Erken Hristiyanlık dönemine şahitlik eden benzersiz eserleri, günümüzde Hristiyanlar tarafından hac mekanı olarak kabul edilen Meryem Ana Evi ve Beylikler döneminde inşa edilen İslam yapıları ile Efes aynı zamanda dini tarih açısından da bugün hala ayakta olan benzersiz bir birikim.
158
I Winter 2016
Photos: Benh LIEU SONG
EPHESUS,
Ephesus where you will feel like you are walking between the dusty pages of history, is a must see with its unique architecture, cultural heritage and archeological sites. Included in the UNESCO World Heritage List, Ephesus is made up of four major sites: Çukuriçi Höyük, Ayasuluk Hill (Seljuk Castle, Basilica of St. John, Isa Bey Baths, Isa Bey Mosque, Artemision), the Antique City of Ephesus and House of the Virgin Mary. Ephesus, one of the most important centers of the ancient history, has served as a settlement for numerous civilizations starting from the prehistoric times, Helennistic Period, Roman Empire,Anatolian period of Beyliks and the Ottoman Empire. The 9000 year settlement has been a major harbour and a cultural and commercial center. Ephesus contains enlightening symbols of Hellenistic and Roman urbanization, architecture and religion. The centre of cults Artemision known as one of the seven wonders of the world which dates back to the 8th century BC, Church of the Virgin Mary where the 431 Ecumenical Council took place, Basilica of St. John where the St. John’s Bible was written, the house of the Virgin Mary considered as a pilgrimage spot by the Christians and Islamic monuments built in the period of Anatolian Beyliks are important religious heritages of Ephesus.
AYASOFYA
HISTORICAL, İSTANBUL PENINSULA
İSTANBUL’UN TARİHİ ALANLARI
İstanbul is the precious pearl of the Orient and the Occident where history, culture and arts embrace one another. The Historical Peninsula of İstanbul, with its strategic location between the Balkans and Anatolia, the Black Sea and the Mediterranean, has been of great importance for many civilizations.The peninsula served as the capital several empires like the Roman, Byzantine and Ottoman Empires. İstanbul which brings together different religions, cultures and communities under this grandiose history was included in the UNESCO World Heritage List on 1985 in 4 major parts: the Archeological Park including the Hippodrome, Hagia Sophia, Hagia Irene, Little Hagia Sophia and the Topkapı Palace; Süleymaniye Quarter which includes the Süleymaniye Mosque and its surroundings; Zeyrek Quarter which includes the Zeyrek Mosque and its surroundings and the zone of the ramparts including the Walls of Constantinople.
Photos: İstanbultarih.com
Üzerine şiirler, şarkılar yazılan, filmlere konu olan, tarihin, kültürün, sanatın yükseldiği, binlerce hikayenin yaşandığı, yaşayan kent İstanbul, dünyanın en önemli ve güzel şehirlerinden. M.Ö. 7. yy.da kurulan İstanbul’un, kuzeyde Haliç, doğuda İstanbul Boğazı ve güneyde Marmara Denizi ile çevrili kısmı günümüzde “Tarihi Yarımada” olarak anılmaktadır. Kent, Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan stratejik konumu nedeniyle tarihi boyunca kentte hüküm süren uygarlıklar için daima çok önemli olmuştur. Bu özellikleri ile kent, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi büyük İmparatorlulara başkentlik yapmıştır. Bu görkemli geçmişi ile farklı dinleri, kültürleri, toplulukları ve bunların ürünü olan yapıtları benzersiz bir coğrafyada bir araya getiren İstanbul, 1985 tarihinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 4 ana bölüm olarak dahil edilmiştir. Bunlar; Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya Camisi ve Topkapı Sarayı’nı içine alan Arkeolojik Park; Süleymaniye Camisi ve çevresini içine alan Süleymaniye Koruma Alanı; Zeyrek Camisi ve çevresini içine alan Zeyrek Koruma Alanı ve Tarihi Surlar Koruma Alanı’nı içermektedir.
I Winter 2016
159
check in
perfect weekend:
WINTER HOTELS KIŞ OTELLERİ
THE WESTIN TRILLIUM HOUSE, BLUE MOUNTAIN
KANADA ONTARIO, CANADA
Yeni yılda yeni deneyimler yaşamaya hazır mısınız? O
Are you ready for new experiences in the coming year? Then don’t use the cold weather as an excuse and leave yourselves to the impeccable view of nature. All you need to do for a unique experience with your family and friends is to pack and set off.
Kanada, kışı geçireceğiniz kuşkusuz en keyifli ülkelerden. Blue Mountain bölgesinde yer alan,The Westin Trillium House, Blue Mountain, tablolar ile yarışacak doğal güzellikteki doğasıyla büyülü bir tatile davet ediyor. Blue Mountain Kayak Merkezi, Collingwood Scenic Caves, Plunge Akuatik Merkez ve Ridge Runner Dağ Treni yakınlarında yer alan otel keyifli aktiviteler ile tatilinizi daha eğlenceli kılıyor. Arkadaşlarınızla doğa turuna çıkabilir, sevgilinizle bembeyaz karlar içinde romantik bir yürüyüş yapabilirsiniz, yakında bulunan kayak merkezinde kısa bir eğitimin ardından hem spor yapıp hem eğlenebilirsiniz ya da buz pateni yaparak stresini atabilirsiniz. Sıfır derece altında buz gibi soğuk havada sıcak havuzun keyfini çıkarmak ise tüm gerginliğinizi alacak.
Canada is one of the best places for a perfect winter holiday. The Westin Trillium House, Blue Mountain at the Blue Mountain region invites you to a magical holiday with its’ natural beauties challenging the best paintings of all times. Blue Mountain Skiing Resort, Collingwood Scenic Caves, Plunge Aquatic Centre, Ridge Runner Mountain Train are the facilities close to the hotel which will render your holiday more fun. You can go tracking with friends, have a romantic walk under the snow, ski or skate as you wish. Enjoying the hot water of a large swimming pool while it’s freezing cold outside will take away all your stress.
halde soğuyan havaları bahane etmek yerine kendinizi doğanın sunduğu eşsiz manzaraya bırakın ve kışın tadını çıkarın. Aileniz ve sevdiklerinizi yanınıza alarak unutulmaz bir deneyim yaşamak için yapmanız gereken tek şey bavulunuzu toplayıp evden çıkmak. İyi yolculuklar.
162
I Winter 2016
Weekend ESSENTIALS
Şömine bulunan şık ve sıcak odalar tüm isteklerinizi karşılarken kendinizi evinizde gibi rahat ve huzurlu hissettirecek. Odanızda vakit geçirip dinlenmeyi tercih ederseniz, film arşivinden dilediğiniz filmi seçip izleyebilir ya da odada masaj yaptırarak rahatlayabilirsiniz. İş seyahatinde iseniz uyandırma servisi ile gününüz planlanabilir, geniş çalışma masanızı küçük bir ofise çevirebilirsiniz. Aklınız çocuklarınızda kalmasın, uzman bakıcılar onlarla ilgilenecektir. Kışı eğlenceli hale getirecek tatil için her şey düşünülmüş, arkanıza yaslanın ve tatilin tadını çıkarın.
The rooms of the hotel provide all the comfort you need with fire places and other special facilities. If you prefer to rest in your room and relax, you can choose a movie from the archives or have a massage. If you are on traveling for work, you can schedule your day with the help of the wake-up call service and make use of the large writing desk in your room. Don’t worry about your children. Professional caregivers will be in charge of them.You will find all you need for a perfect winter holiday, just relax and enjoy it.
THE ST.REGIS ASPEN RESORT ABD/ COLORODO, USA
Sonsuz lükse sahip olan St. Regis Aspen Resort, ABD’nin kayak cenneti, Aspen Dağı’nın eteklerinde yer alıyor. Başlangıç düzeyindeki kayakçılardan profesyonellere kadar her seviyeye hitap eden pistleriyle ABD’nin en geniş kayak bölgesi olma özelliğiyle bu bölge, kayağın yanı sıra gurme restoranları ve şık butikleri ile dünyanın en lüks kış tatili destinasyonu. Ailenizle birlikte mükemmel zaman geçirmeniz için tüm fırsatları sunan otel, ücretsiz kayak dersleri ile çocuklara keyifli deneyimler yaşatıyor. Kar motosikleti ya da at arabasıyla turlayabilir arkadaşlarınız ile kışın lütfettiği tüm güzellikleri yaşayabilirsiniz. Mavi kristal şelaler üzerinde yürüyebilir, bembeyaz karlar içine kendinizi bırakabilir, huzuru doğanın içinde yakalayabilirsiniz.
164
I Winter 2016
A luxurious skiing resort on the skirts of Aspen Mountain – St. Regis Aspen Resort! With its’ ski-runs for all levels of skiers, Aspen is the largest ski resort in the USA. Gourmet restaurants and elegant boutique hotels make this region a luxurious destination for winter holidays. The hotel which provides all the facilities for a perfect family holiday, offers enjoyable experiences for kids with free skiing lessons. You can have a ride on snowmobile or horse carriage and enjoy the beauties of winter with your friends. A walk on the blue crystal waterfalls followed by a break on the endless snow will make you feel peaceful.
Must DO
YAPMADAN DÖNMEYİN Opera Binası Wheeler
(320 E. Hyman Eve.): 1889 yılında inşa edilmiş tuğla bina kelimenin tam anlamıyla hayranlık uyandırıyor.Eskiden vodvillerin gözde mekanı olan Wheeler Opera Binası, bugün 500 kişilik oturma kapasitesi ile rock konserleri, bale performansları, film gösterimleri ve Aspen Komedi Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Bir konserini dinlemeyi ihmal etmeyin.
Yürüyüş rotası Rio Grande
20 mil uzunluğunda iki yanı parmaklıklarla çevrili eski yürüyüş yolu Rio Grande, kasaba sakinlerinin köpeklerini gezdirmek için tercih ettiği mekanlardan. Şehrin merkezinden başlayan yürüyüş yolu, görkemli Fork River’ın yanı sıra devam ediyor. Sakin ve doğayla iç içe bir yürüyüş yapmak isteyenler için ideal.
Yamaç paraşütü Ajax Tepesi
Geceler tamamen sizin seçiminize kalmış, şömine başında doğanın eşsiz manzarasını seyrederken şarabınızı yudumlayabilir ya da canlı müzik eşliğinde eğlencenin tadını çıkarabilirsiniz. Night time is totally up to your choice.You may enjoy the perfect winter view in front of a fire place or have fun with live music options.
Weekend ESSENTIALS
İki kişilik yamaç paraşütüyle Ajax’ın tepesinden başlayacağınız uçuşta bölgenin doğal güzelliğini havada süzülürken izleme fırsatına sahip olacaksınız. 7’den 70’e herkesin yaptığı yamaç paraşütü denemeye değer aktivitelerden.
Opera House Wheeler
(320 E. Hyman Eve.): The stone building erected in the 1890s is mesmerising. Once the favorite spot of Vodvilles, with a capacity of 500 people, still hosts rock concerts, ballet performances, movies and famous Aspen comedy festival. Mark your calendar for an evening at the Wheeler Opera House before you leave Aspen.
Tracking Route Rio Grande
20 mile long tracking route Rio Grande is one of the favourites of the town’s locals for walking their dogs. The route which starts from the city centre lies down the Fork River bank. It is ideal for a quiet walk embracing the beauties of nature.
Paragliding Ajax Peak
You will adore the natural beauties of the region from the sky with the double paragliding setting off from the Ajax peak. It is an activity for all ages.
I Winter 2016
165
THE WESTIN RESORT & SPA, WHISTLER
İSVİÇRE/ SWITZERLAND
Kanada’nın batısında yer alan, kayak merkezleriyle ünlü Whistler kasabasında yeni bir maceraya hazır mısınız? Kuzey disiplinli kış sporlarının yapıldığı 2010 Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapan Whistler Olimpik Park’a, Blackcomb Gondola’ya 2 dakika yürüme mesafesinde olan otel, muhteşem dağ manzarasıyla görsel bir şölen sunarken, kış sporları ile adrenali üst seviyelere çıkarıyor. Kayak ve snowboard derslerinin verildiği otel, özgürlük, heyecan ve maceranın en iyi adresi.
Dağ manzarasıyla huzur veren odalar, şömine sıcaklığıyla ev konforu sunuyor. Her gün yemek salonunda sunulan ödüllü kahvaltısıyla, leziz yemek ve çeşitli içecek menüsüyle damak tadını da ihmal etmiyor.
166
I Winter 2016
Whistler ve Blackcomb Dağları arasında 4.4 km nefes kesen bir teleferik yolculuğuna çıkabilirsiniz. Ya da kendinizi aşağıda doğru bırakıp, tüm heyecanı ve rüzgarı yüzünüzde hissedeceğinizTubing’i deneyebilirsiniz; macera için gerekli olan tek şey arzu ve ekipman. Whistler’ın eski ormanlarında, yer çekimine meydan okuyup, ziplin yapabilir, bisikletinizle zirveye çıkarak bağımsızlığınızı kutlayabilirsiniz.
Are you ready for a new adventure in the Whistler village famous for it’s ski runs? Canada’s host for the 2010 Winter Olympic Games, Whistler Olympic Park Blackcomb Gondola is a 2 minute walking distance from the hotel. It is a wonderful spot for enjoying the mountain scenery and trying different types of adrenaline-filled winter sports.
The professional team of the hotel gives private skiing and snowboard lessons. You can go on a breathtaking cable car ride between the Whistler and Blackcomb mountains or try the Tubing which will increase your dose of adrenaline. All you need for the adventure is the right equipment and determination.You may challenge the gravity and feel the freedom to your bones while ziplining or riding your bike to the peak in the Whistler forest.
Weekend ESSENTIALS
The peaceful rooms with the mountain view offer the comfort of a house with the warm fire places. Hotels’ prize winning breakfast, delicious meals and rich beverage menu will charm you
SHERATON DAVOS HOTEL WALDHUUS İSVİÇRE/SWITZERLAND
Ormanın kenarında, 18 delikli bir golf sahasının yanında yer alan Sheraton Hotel Waldhuus, konuklarına Grison tarzında büyüleyici odalar, kaliteli yemekler ve sağlıklı yaşam olanakları sunuyor. Otelin İsviçre yemeklerinde uzmanlaşmış olan restoranı Waldhuus, Davos’taki en kaliteli restoranlardan biri olarak ismini yazdırıyor. 700 m² büyüklüğündeki sağlıklı yaşam alanında büyük bir fitness salonu, 180 m²’lik bir kapalı havuz, çok sayıda sauna, buhar banyosu, solaryum, masaj hizmetleri ve harikulade bir şekilde tasarlanmış bir dinlenme odası ile ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. Otelin hemen önünden başlayan Kros kayak pistleri ve yürüyüş parkurları, kış sporları için müthiş seçenekler sunuyor. Jakobshorn ve Parsenn fünikülerlerine gitmek için ise ücretsiz servisler hizmetinizde. Sıcak ve davetkar renklerle dekore edilmiş olan tüm oda ve süitlerde Sheraton Sweet Sleeper Yatak ve düz ekran TV ile rahatlayın ve kışın tadını çıkarın.
Sheraton Hotel Waldhuus offers fascinating rooms, gourmet food and wonderful healthy living facilities near the forest close to a 18 hole golf course. Hotels’ restaurantWalduus specializes in Suisse culinary tradition and is one of the best restaurants in Davos. The giant 700 m² fitness centre, 180 m² indoor swimming pool, numerous saunas, solarium, massage rooms and the skilfully designed lounge of the hotel will feed your soul. The Kros ski runs and walking paths starting right in front of the hotel provides perfect choices for winter sports. There are free shuttles for the Jakobshorn and Parsenn cable car. The rooms and suites are decorated with warm and inviting colours all have Sheraton Sweet Sleeper Beds and flat televisions. Just relax and enjoy the winter time. Sheraton Hotel Waldhuus has extra large rooms for families with children, child care service, play rooms, a lounge for adolescents, a mini golf court and play garden
Weekend ESSENTIALS
I Winter 2016
167
VERBIER
SWITZERLAND İSVİÇRE/SWITZERLAND
Aralık 2013 yılında açılmış olan W Verbier, şehrin merkezi Place Blanche’ın farklı yerlerinde yer alan müthiş dağ evleriden oluşuyor. Odaların her biri, dağın ve vadinin şiirsel manzarasına açılan balkonlara sahip.. Opened on December 2013, W Verbier is composed of six gorgeous chalets spread around Place Blanche at the heart of the town. Each room is rigged with a balcony, serving the peaceful, poetic view of the mountain and the valley.
Nefes kesen Alp’lerde heyecan dolu bir kaçamağa ne dersiniz? Avrupa’nın en fazla pist seçeneği ile en geniş kayak alanını sunan Werbier, kayakçıların cenneti. Verbier’in modern merkezinde yer alan lüks bir ev olan W Verbier, kapalı havuz içeren bir spa alanı, ısıtmalı açık havuz ve çağdaş Alp dekoru ile içinizi ısıtacak. Otelin hemen yanındaki Verbier teleferiği sayesinde kapıdan çıktığınız anda kayağın keyfini çıkarmaya başlayabilirsiniz. How about a breathtaking escapade on the Alps? Werbier, with the largest ski run choices it provides, is a heaven for skiers. W Verbier, placed at the heart of Verbier, will warm you up with its spa, indoor and outdoor pools and modern decoration specific to the Alps. With the use of the Verbier cable car close to the hotel, you can start skiing right with your first step out.
Weekend ESSENTIALS Güne olağan üstü bir kahvaltı ile başlayabilirsiniz. Şef Sergi Arola’nın hazırladığı Akdeniz lezzetleri ve geleneksel Alp yemekleri ile hizmet veren Arola Restaurant’ta ziyafet çekebilirsiniz. You can start your day with a rich breakfast and regale yourselves at the Arola Restaurant with chef Sergi Arola’s Mediterranean delights and traditional dishes.
The new tWist in travel has arrived in town! Aloft Bursa is a hotel that gives you freedom to control and customize your travel adventure to fit your personal style. Aloft Bursa alışılmışın dışında, hayal gücünüzü serbest bırakan ve stilinizi özgürce yansıtabileceğiniz bir otel.
aloftbursa.com 90 224 300 30 30
GET THE APP BEST OF APP’S FOR EXPLORERS
GEZGİNLER İÇİN EN İYİ SEYAHAT UYGULAMALARI Bavullar hazır, artık gitme vakti geldi! Hangi otelde, ne kadara kalınır, nerede ne yenir, nerede hangi etkinlikler var, araç kiralama, uçuş bilgisi, rezarvasyon, harita, sözlük hepsini tek tuşla öğrenebilir, organize edebilirsiniz. Seyahatinizi keyifli hale getiren,
SPG: 100’den fazla ülkede Westin, Sheraton ve W Hotels markalarının da aralarında bulunduğu 9 markaya ait 1100 otel ve tatil köyünü keşfedin. Rezervasyonunuzu tek tuşla veya sesli komutla kolayca gerçekleştirin. SPG ayrıcalıklarına anında ulaşın ve uygulamanın seyahat seçeneklerini sizin için kişiselleştirmesinin keyfini yaşayın.
Bags are packed, it is time to depart! Which hotel stay for which prize, what activities are available, car renting options, flight information, booking, maps, dictionaries… All are available with just one click. We made a selection of the practical applications for you
UBER: Pek çok ülkede taksiden daha kolay, daha güvenilir ve çoğunlukla daha ucuz bir araç ayarlamanız mümkün! Sıra beklemeden tek tuşla birinci sınıf aracınızı çağırabilir ve yolculuklarınızdan otel konaklamalarınız için SPG puanı kazanabilirsiniz.
SPG: Discover nearly 1,100 hotels and resorts in over 100 countries across the 9 leading brands including Westin, Sheraton and W Hotels. Book anywhere , anytime through touch or voice activated search. Let this app personalize your stays.
TRIP ADVISOR: Dünya genelinde 60 milyondan fazla kayıtlı kullanıcısıyla TripAdvisor, otel araması için başvurulacak en iyi uygulamaların başında geliyor. Otel, destinasyon, aktiviteler hakkında kullanıcı yorumlarını içeren uygulamada, Facebook hesabıyla siteye bağlananlar, eğer varsa arkadaşlarının eleştirilerini de görme şansını yakalıyor.
UBER: Get a ride with the push of a button. It’s easier than a taxi and often cheaper! With the Uber App get a reliable ride in minutes without reservations or waiting in taxi lines. You may also earn Starpoints for your bookings.
SCYSCANNER: Yüzlerce havayolu şirketinin web sayfalarında uygun fiyatlı uçak bileti aramayı tek ekranda birleştiren bu uygulama, en ucuz uçak biletini bulmayı kolaylaştırıyor. Destinasyon ve tarihler girildiğinde tüm havayollarını tarayarak istenilen filtreye göre seçenekleri sunuyor. GOOGLE MAPS: En kullanışlı seyahat uygulamalarının başında geliyor. En doğru ve güncel trafik bilgisi ve Google StreetView modlarını sunan uygulama ile, hiç kimseye sormak zorunda kalmadan GPS yönlendirmeleri yönünüzü bulun. Bir yere ulaşmak için sadece gideceğiniz yeri belirtmeniz ve yol tarifi almanız yeterli. Çizilen rotayı izlemek kalıyor. Ayrıca eğer varsa güzergah için otobüs, metro bilgilerine de ulaşabilirsiniz. MOMONDO: Skyscanner benzeri olan Momondo uçak bileti arama uygulaması ile, özellikle Avrupa uçuşları için pratik bilet fiyatlarının karşılaştırmalarını sunuyor. Filtrelerle listeleme seçenekleri geliştirilebiliyor. Kullanımı kolay hızlı bir arabirimi bulunuyor. AROUND ME: Ülkemizde de çok yaygın kullanılan bir keşif platformu olan AroundMe ile yakın çevrenizde bulunan kafe, restoran, gece kulübü hatta banka market eczane gibi ihiyaç duyabileceğiniz hemen her şeyi bulabilirsiniz. Konum bazlı servislerin en iyilerinden biri olan uygulamayı indirin, yakın mesafede bulunan birçok şeyi anında keşfedin.
170
I Winter 2016
TRIP ADVISOR: With more than 60 million registered users, TripAdvisor is one of the best applications for hotel search. It includes comments of the users on hotels, destinations and activities. Those who use the application on Facebook can also see their friends comments. SCYSCANNER: Presenting hundreds of airline companies web searches on one page, the application makes it easier to find the most convenient and cheap flights. When the destination and the dates are entered, it filters all the airlines and offers choices according to the criteria you define. MOMONDO: This flight scanning application is similar to Skyscanner. It offers interesting options especially for flights to Europe. Filtering and listing choises can be upgraded. The interface is fast and easy to use. GOOGLE MAPS: It is one of the most practical travel applications. It offers accurate and up to date traffic information and Google StreetView modes. All you have to do is to enter your destination and search for the address description. City bus and underground information is also provided. AROUND ME: The discovery application widely used in Turkey allows you to find close cafés, restaurants, restaurants, banks and pharmacies. One of the best location based applications, AroundMe is easy to download and practical to use.
Ankara’s Social Hub For All Generations Nesillerdir Ankara’nın
Buluşma Noktası