FALL I 2016
67
A TALE OF
LUXURIOUS
ACCESSORIES
CAPPADOCIA
GÖSTERİŞLİ AKSESUARLAR
KAPADOKYA HİKAYESİ
+
ROOM WITH
STYLE
A VIEW OTEL ODASI
NOTES
MANZARALARI
STİL NOTLARI
TOM
HOOPS REAL &
GERÇEK VE ÇARPICI
ESCAPE TO
NATURE DOĞAYA KAÇIŞ
I Fall 2016
1
2
I Fall 2016
I Fall 2016
3
4
I Fall 2016
I Fall 2016
5
6
I Fall 2016
I Fall 2016
7
8
I Fall 2016
I Fall 2016
9
CONTENT
NEWS
16 Anadolu’nun Mutfak Hikayeleri Aruni’de Devam Ediyor
We Continue With Stories Of The Anatolian Cuisine In Aruni
20 Fit Ve Sağlıklı Bir Beden Herkese Yakışır
Fit & Healthy Look Suit All
PODYUM RAPORU
FASHION & PASSION
Zenginliği 28 Doğanın Nature’sWealth 32 Night Gece Yürüyüşü Walk
36 Güç Gösterisi Tour de Force 40 Stil notları Style Notes
TALKING ABOUT
Sanata 57 Doğadan From Nature to Art
62 Martin Scorsese Efsanesi Irishman A Martin Scorsese Odyssey
MOODBOARD
Ankara’da 67 Kitaro Kitaro in Ankara
70 Filmekimi Programı Filmekimi Screening Movies
CITIES & STORIES
78 Tom Hoops Interview Tom Hoops Röportaj
90 Autumn Escape Sonbahar Kaçışı
CHECK IN
106 Otel Odası Manzaraları Room with a View
10
I Fall 2016
Feed your passion GET INSPIRED TO LIVE DELICIOUSLY.
Let SPG® Cravings be your culinary guide to a world of unique flavours, local finds and memorable experiences. Plus, earn Starpoints® and save up to 30% at more than 1,500 restaurants and bars around the globe — and around the corner. Make life delicious: spg.com/cravings.
©2016 Starwood Hotels & Resorts Worldwide, Inc. All Rights Reserved. Starpoints, SPG, Preferred Guest, Sheraton, Westin, St. Regis, The Luxury Collection, W, Le Méridien, Tribute Portfolio, Element, Aloft, Four Points and their respective logos are the trademarks of Starwood Hotels & Resorts Worldwide, Inc., or its affiliates. Design Hotels is a trademark of Design Hotels. EAM15003-FOH-A4-BE-2/16
SHERATON ANKARA 1991
M A G A Z I N E
BY SHERATON ANKARA HOTEL & CONVENTION CENTER LUGAL, A LUXURY COLLECTION HOTEL ANKARA
FALL ISSUE 2016
İMTİYAZ SAHİBİ • OWNER TURSER Turizm Servis Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. Adına Mehmet Melih VURKIR YÖNETİM OFİSİ Noktalı Sok. No: 1 06700 Kavaklıdere, ANKARA YÖNETİM • MANAGEMENT Genel Müdür • Genaral Manager Joerg U. LIMPER YAYIN • PUBLICATION Genel Yayın Yönetmeni • Editor in Chief Arzu KASAR Editör • Editor Esen Bahar PEKER Tasarım • Design Kerem ŞEKER Çeviri •Translation Ekin UŞŞAKLI YAZI İŞLERİ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü • Managing Editor Yaman ÖZEL KATKIDA BULUNANLAR • Contributors Doç. Dr. Özge SAMANCI, Miray METİNER, İlker Ozan BIÇAKÇI, Özgür DOĞAN, Göktuğ Gökhan YÜKSEL, Mert ÜRETEN, Edit Model-Ksenia, Flash Model-Marianna Kapak Fotoğrafı • Cover Photo Venue Media
REKLAM • ADVERTISING Çağla İMRE TOLGA Reklam Satış • Advertising Sales info@enamourmagazine.com Rezervasyon • Reservation Tel•Phone : 0 (312) 457 60 00 E-mail: info@enamourmagazine.com Web: www.enamourmagazine.com Baskı-Cilt • Printing-Binding ARKADAŞ BASIM SAN. LTD. ŞTİ. Adres: Kazım Karabekir Cad. Sütçüoğlu İş Hanı No: 37/14 Ulus/ANKARA Tel: 0(312) 341 63 10 E-posta: bilgi@arkadasbasim.com.tr Web: www.arkadasbasim.com.tr Tasarım Ofisi • Design Office Adres: Tunalı Hilmi Cad. No: 7/B Çankaya ANKARA Telefon: 0(312) 419 20 24 Mail: studiovenue@hotmail.com Web: www.venue.com.tr
Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz.
Neither text nor photographers from this publication may be reproduced either in full or summary without acknowledingthe source and without prair permisson from the publisher.
12
Yayın Türü: Süreli Yerel Publication Genre: Local Periodical Yayın Süresi: 3 Ay Publication Period: 3 Months Yayının Dili: Türkçe-İngilizce Publication Language: Turkish-English I Fall 2016
I Fall 2016
13
U
zun, sıcak ve çok hareketli bir yazdan sonra, sizinle beşinci sayımızda buluştuğum için çok mutluyum. Hepimiz dinlendik ve zorlu günlere kendimizi hazırlayarak şehre geri döndük. Sonbahar, hayatımıza aniden, taze, serin hava ve değişimlerle geldi. Geçen seneden itibaren turizm sektörünün gündeminde yer alan Starwood Hotels & Resorts Worldwide, Inc. ve Marriott International, Inc. birleşmesi 23 Eylül tarihinde gerçekleşti. Bu birleşme ile Marriott sektördeki dinamikleri değiştirerek 110 ülkede 30 farklı markayla 5,700 otelin oluşturduğu en büyük şirket ünvanına sahip oldu. Sheraton Ankara Hotel & Convention Center ve Lugal,A Luxury Collection Hotel Ankara olarak biz de bu büyük portföyün bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu büyük haberden başka, ENAMOUR’un bu sayısında Kapadokya, Osmanlı mutfağı, moda ve sanatla ilgili harika yazı ve röportajlar bulacaksınız. Umarım içeriğimizi keyifle okurken sonbahar havasını ve tabiat ananın sunduğu güzelliklerinde tadını çıkartırsınız. Yaz boyu depoladığımız bu heyecanı kış aylarının mahmurluğuna bırakmadan önce 7 – 9 Ekim tarihleri arasında Sonbaharın Rengi: Filmekimi’ni takip etmeyi unutmayın.
After a long, hot summer filled with dramatic events, I am most delighted to write to you in our 5th issue. Now, most of us are back in the city, hopefully well rested and ready for the challenges of the coming weeks and months. Autumn arrived quite suddenly with fresh, crisp air and true to form, unpredictability. Changes are inevitable and one huge change which just took place in the hospitality industry was the merger of Starwood Hotels & Resorts Worldwide, Inc. with Marriott International, Inc. on September 23rd. This merger changed the landscape of the Hotel Industry creating the largest Hotel Company in the World with 5,700 Hotels in 110 Countries and 30 different Brands. The Sheraton Ankara Hotel & Convention Center and Lugal, A Luxury Collection Hotel Ankara, are now part of this enlarged Portfolio. In this latest Edition of our wonderfull ENAMOUR Magazine you will find amazing articles and interviews of topics like Cappadoccia, Ottoman cuisine, Fashion and Art. I hope you will continue to enjoy this Magazine as well as enjoy and spend more time exploring and appreciating the wonders of the city of Ankara and mother nature this autumn. With all this excitement and before we hibernate for Winter please do not forget, The Color of Autumn: Filmekimi Movie Festival is in town just for three days from October 7th – 9th. With Warm regards,
Joerg U. Limper Complex General Manager
14
I Fall 2016
EŞSİZ LEZZETLER St. Regis İstanbul, lezzet düşkünleri için fark yaratan gastronomik tecrübeler sunuyor.
Ödüllü şef Gürcan Gülmez’in yönetimindeki Türk ve Fransız mutfağını harmanlayan lezzetleri ile St. Regis Brasserie ve iki Michelin yıldızlı ünlü şef Wolfgang Puck’ın ikonik teras restoranı Spago şimdi St. Regis İstanbul’da.
mım kemal öke caddesı no:35 nışantaşi, ıstanbul stregis.com/istanbul +90 212 368 0000
stregis.com
a legacy of luxury. now at over 30 of the world’s finest hotels & resorts. africa the americas asia europe the middle east ©2010–2015 Starwood Hotels & Resorts Worldwide, Inc. All Rights Reserved. Preferred Guest, SPG, St. Regis and their logos are the trademarks of Starwood Hotels & Resorts Worldwide, Inc., or its affiliates.
I Fall 2016
15
news
MARRIOTT INTERNATIONAL, INC. DÜNYANIN EN BÜYÜK OTEL ZİNCİRİ OLDU
MARRIOTT INTERNATIONAL, INC. THE WORLD’S LARGEST HOTEL COMPANY Marriott International, Inc. Starwood Hotels & Resorts Worldwide, Inc. zincirini satın alarak dünyanın en kapsamlı marka portfolyosuna sahip, en büyük ve en iyi otel şirketi ünvanına sahip oldu. Tatil, iş, kongre, life style, aile veya lüks segment; artık Marriott zincirinde her kesimden misafire hitap edecek bir marka var. Gezi sebepleri her ne olursa olsun, daha zengin ve kişisel bir deneyim yaşamak isteyen günümüz seyyahları, türlü türlü markalardan seçim yapabilecekler. 110’dan fazla ülkede 5,700 otel ve 1.1 milyon oda portföyü ile Marriott, misafirlerine her nereye seyahat etseler, birden fazla marka seçeneği sunabilecek zenginliğe sahip. “Ritz-Carlton Rewards” programını da içeren ödüllü “Marriott Rewards” ve SPG sadakat programları bugün sektörde en yaygın kullanıma sahipler. Üyelerine daha fazla fayda sağlayacak bu programların üyeleri members.marriott.com adresine girerek hesaplarını birleştirebilecekler.
16
I Fall 2016
Marriott International, Inc. has completed its acquisition of Starwood Hotels & Resorts Worldwide, Inc., creating the world’s largest and best hotel company. Marriott now offers the most comprehensive portfolio of brands including leading lifestyle brands, a significant global footprint, and leadership in the luxury and select-service tiers as well as the convention and resort segment. At a time when travelers place even greater emphasis on enriching and personal experiences, they can now choose from the most diverse selection of hotel brands ever. With more than 5,700 hotels and 1.1 million rooms in over 110 countries across the globe, guests now have access to the best hotels and resorts wherever they travel. Marriott Rewards – which includes the Ritz-Carlton Rewards – and SPG are the most recognized and awarded loyalty programs in hospitality. Together, these programs will offer members more benefits when they link their accounts at members.marriott.com.
I Fall 2016
17
ANADOLU’NUN MUTFAK HİKAYELERİ ARUNİ’DE DEVAM EDİYOR WE CONTINUE WITH STORIES OF THE ANATOLIAN CUISINE IN ARUNI Hem yöresel hem tarihsel zenginliklerimizin kokusuyla, tadıyla hayat bulduğu yerlerdir mutfaklar. Ve bu harman kültürde her çeşit neden için kurulan sofralar: Düğün, cenaze, asker uğurlama- karşılama, gurbete gönderme, gurbetten geleni ağırlama, bayram, seyran... El birliği ile hazırlanan bu sofralar yemeğin tadını-tuzunu, bereketini arttırır, hem öğretmek hem de öğrenmek için fırsat yaratır. Anne kızına, büyük elti küçüğüne, kaynana geline, hala yeğene aktarır ailenin tariflerini ve reçetelerini. Aruni Restoran’ın mutfak ekibi de bu kültürel mirasın devamı ve bize ulaşması için çalışıyor. Hem de büyük aile mutfaklarına benzer şekilde. Ancak daha keskin bir hiyerarşi hüküm sürüyor, çırak ustanın gözünün içine bakıyor, usta çırağına deneyimini aktaracak fırsat arıyor. Dünya standartlarının sıkı sıkıya takip edildiği ama o elbirliği ile hazırlanmış yiyeceklerin lezzetini koruyan bir mutfak; Aruni Restoran. İster “özel oda” olsun masa tercihi ister kış bahçesi, Aruni Restoran & Bar’da misafirlerimizin vazgeçilmezi o haftanın Gurme Yerel Mutfağı. Karadeniz, Ege veya Güneydoğu da olabilir bu özel menü, Selçuklu, Osmanlı veya Abbasi mutfağı da... Siz ve değerli misafirlerinizi Lugal, A Luxury Collection Hotel, Ankara içerisinde yer alan Aruni Restoran & Bar’da ağırlamaktan her zaman memnuniyet duyarız.
18
I Fall 2016
Our Chefs bring our regional and cultural heritage alive in these menus and on our plates. With this blend of various cultures we set the ambience for so many occasions; weddings, birthdays, anniversaries, coming home, feasts... Preparing for these events & occasions is always done in cooperation with our eager staff. In the past all these receipies were taught and handed down for generations from mothers to daughters and today these family recipes are re-introduced by our Chefs and served in Aruni for your delight. This re-enactment and cooperation of the ages brings an abundance of tastefull dishes to your dining table. Executive Chef Zeki Açıkgöz and his team of professionals are working a little bit like “mother and daughter” since the very young professionals are trying to learn from the older ones and over time learn the old tricks and recipes. Aruni kitchen is not different in this aspect, however, our team of talented Chefs also follows the latest developments in the culinary arena around the globe and combining them with the fundementals of our heritage cuisine. Aruni Restoran & Bar’s outdoor Garden area, the indoor dining area as well as our gourgeous “private dining room” are the preferred choices of our guest. The daily a’la carte menu and our bi-weekly historic Gourmet Menus (Black Sea, Aegean, Southern Anatolian to Seljukian, Ottoman or Abbasid cuisine) provide something for every discerning palete. All of us are looking forward to welcoming you very soon to Aruni Restoran & Bar located in Lugal, A Luxury Collection Hotel, Ankara.
I Fall 2016
19
OSMANLI
MUTFAĞI
Doç. Dr. Özge Samancı Yeditepe Üniversitesi - Gastronomi ve Mutfak Sanatları
Osmanlı Saray mutfağı temelde Osmanlı başkenti İstanbul’da şekillenmiş, zenginleşmiş ve günümüze miras kalmıştır. Bu yüzden İstanbul mutfak kültürü Osmanlı saray mutfağının bir anlamda mirasçısıdır. Bu mutfak 15. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar farklı evreler geçirmiş, farklılaşmış veya zenginleşmiş ve günümüz Türk mutfağının temelini oluşturmuştur. Osmanlı mutfağı Orta Asya göçebe Türk, Ortaçağ Arap- Fars, Selçuklu, Bizans ve eski Anadolu medeniyetleri mutfaklarının izlerini taşımaktadır. İmparatorluğun son döneminde ise Batı’ya açılan kapılardan Osmanlı mutfak kültürü de etkilenmiştir.
20
I Fall 2016
The Ottoman Court Cuisine have shaped at the Ottoman capital İstanbul and survived until today. The İstanbul culinary culture is thus the heritage of the Ottoman Court Cuisine. The culinary tradition has gone through certain changes from the 15th century to the 20th century and it has formed the basis of today’s Turkish culinary culture. The Ottoman Cuisine is inspired from the Central Asia nomad cuisine, Mediveal Arabic-Persian cuisines, Seljuk and Byzantine cuisines. During the final period of the Empire it was also inspired by the Occidental culinary cultures.
Assoc. Prof. Dr. Özge Samancı Yeditepe Üniversity - Gastronomy and Culinary Arts
OTTOMAN CUISINE
15. ve 16. yüzyıl klasik dönem Osmanlı mutfağı bol baharat çeşidinin kullanıldığı yemeklerde tatlı-tuzlu-ekşi tatların bir arada var olduğu bir mutfaktır. Henüz günümüz Türk mutfağının baş tacı olan önemli sebzeler mutfağa girmemiştir. Domates, kırmızı ve yeşilbiber, fasulye Saray ve İstanbul mutfağına 18. yüzyıl sonlarından itibaren girmeye başlar. Bu sebzeler, patates, kakao, sakız kabağı, mısırla birlikte Amerika kıtasına özgü bitkilerdir. Börek, ekmek, helva, baklava, kebap, yahni, mantı, borani, turşu, çorba gibi bugün Türk mutfağında temel yemek çeşitlerini oluşturan birçok öğe Osmanlı mutfağında erken dönemlerden itibaren vardır. 19. yüzyıl Osmanlı mutfağı günümüze daha yakın bir mutfak anlayışı sergiler. Bu dönemde mutfakta tarçın hâkimdir. Etliye, sütlüye, balığa, dolmaya bir tutam tarçın serpilir. Domates peltesi yavaş yavaş tencerelerin içine girmeye başlar. Mutfakta koyun mevsimiyse kuzu baş tacı edilir. Bugünkü gibi seri üretim tavuklar yerine çiftlik tavukları, hali vakti yerinde olanların sofralarında hindi, kaz palazı ve hatta güvercin yer alır. Zeytinyağı aydınlatır, zeytinyağı mis kokulu sabunlara hayat verir, ama zeytinyağı saray mutfağında az kullanılır. Sadeyağ yani ayranı alınmış tereyağı bolca tüketilir. Her yemeğe lezzet katar. İstanbul balık yönünden çok zengindir. Balıkların hem kebabı hem külbastısı, pilakisi hatta pilavı yapılır. Lakerda kurulur, tarama dövülür evlerde. Çiroz en güzel rakı mezesini oluşturur meraklısı için. Osmanlı mutfağında tatlılar çok fazla çeşitlidir. Şerbetli tatlılar, baklava, helva, sütlü tatlılar, aşure, reçeller, çevirme, akide ve murabbalar, şerbet, hoşaf ve şuruplar türlü türlüdür.
Stuffed vine-leaves flavoured with cherries, lamb kebab with cinnamon, meat cooked with dry prunes or apricots, pilaf with almonds, swordfish with nuts, amazing baklavas, compotes aromatized with orange flowers.... The Ottoman culinary culture is so rich that it is impossible to tell its story in a few lines. It is a deep and delicious realm with a lot to discover.
FOTOĞRAFLAR :Şengül DÖNER
Vişnenin zeytinyağlı yaprak sarması ile buluştuğu; lokum gibi kuzu kebabının buram buram tarçın koktuğu, etin kimi zaman soğan, sarımsak kimi zamanda kuru erik, kayısı ve ya kestane ile piştiği; tereyağı ile mis gibi kokan pilavın yanı sıra lüferli, etli, kayısılı, bademli hele de safranlı sapsarı pilavın kaşıklandığı; nefis bir ceviz taratoru ile kebap edilmiş bir kılıç balığının bir arada sunulduğu; yemeklerin ağır ağır bakır kaplarda tıngırdayarak piştiği; rivayete göre üç dört saatte karamelize olan soğan ile yumurtanın Hünkâr sofrasına konuk olduğu; şerbeti akan bademli, cevizli hatta kavunlu baklavanın damakları şenlendirdiği; portakal çiçeği kokusunun hoşafları serinlettiği; menekşe, gül, yasemin kokulu şerbetlerin içildiği Osmanlı mutfak kültürü birkaç satıra sığmayacak kadar zengin, ancak keşfedildikçe anlaşılacak kadar derin ve lezzetli bir dünyadır.
The 15th and 16th century classical Ottoman cuisine includes sweet and sour dishes with lots of different spices with a few vegetable meals. Tomatoes, red and green pepper and beans have entered into the Ottoman cuisine in the 18th century together with the endemic vegetables of America such as potatoes, cacao, corn and squash. Several basic elements of today’s Turkish cuisine like börek, bread, baklava, kebab, mantı and soups have existed in the Ottoman cuisine since very early times. The 19th century Ottoman cuisine exhibits a culinary understanding which is close to today’s culture. During this period cinnamon dominates the cuisine, the tomato paste began to be used and lamb became the prince of meat dishes. Farm chicken, turkey for those who are wealthier, goose and pigeon also took their places on the plates. Olive oil was used for illuminating and aromatizing soaps but it was not widely used in the court cuisine. The dishes were cooked rather with butter which adds zest to all the meals. Fish was also abounded in İstanbul and were frequently cooked in the houses. Mackerel is the ideal rakı meze for those who are interested. The Ottoman cuisine is rich in desserts. Desserts based on sorbet, baklava, halva, milk puddings, jams, compotes and syrups are endless.
I Fall 2016
21
health
FİT VE SAĞLIKLI BİR BEDEN HERKESE YAKIŞIR
FIT & HEALTHY LOOK SUIT ALL Günlük hayatımızın temposunda spora zaman ayırmak güç gelse de trendler bizi spor salonlarına, yürüyüş yollarına, koşu gruplarına yönlendiriyor. Renkli reklam spotları, büyük moda markalarının el attığı spor giyim dünyası ve çeşitli etkinlerle daha eğlenceli hale gelen bu hareketli dünya, bize her şeyden önce sağlıklı olmanın kapılarını açıyor. Sevdiğimiz ve yaşımıza uygun olan sporu yaptığımızda yaşam kalitemiz artıyor, stres ve depresyondan uzaklaşarak daha mutlu oluyoruz.
Even though it seems hard to spare time to exercise these days, a new trend is gaining momentum making us head for gyms, hiking trails, jogging tracks and so on... Vivid advertisements and giant fashion brands tickle the world of sports, opening the doors to a healthier life style with amusing social activities. Once we choose what we enjoy doing the most and what suits us the best and start exercising, life becomes less stressfull and depression starts diminishing.
SPOR YAPARKEN DİKKAT EDİLDİĞİNDE FAYDA SAĞLAYACAK BİR KAÇ BİLGİ
HERE ARE SOME HINTS TO TAKE INTO CONSIDERATION WHILE EXERCISING
İ
D A
dman öncesi ve sonrasında mutlaka ısınma-soğuma hareketleri yapın. Bunlar sizi sakatlanma riskinden uzak tutacaktır.
H
angi salon sporunu yapıyorsanız içine mutlaka kardiyo, esneme, kuvvet, ağırlık antrenmanlarından katmalısınız.
K
ardiyo kalp sağlığınızın en yakın dostu olarak onu korur. Kardiyo orta tempoda minimum 35 dakika süre yapılmalıdır. Ara vermeksizin yapılan egzersizlerde 18-20 dakikadan sonra verimli şekilde yağ yakımı başlar. İleri seviye spor yapanlar için yüksek yoğunluklu ve aralıklı kardiyo da ayrı ve güncel bir seçenek.
22
I Fall 2016
on’t miss warming-up and stretching exercises. These will decrease the risk of injuries.
lways incorporate cardio, stretching and weight lifting exercises in your routine regardless of the type of training you choose.
C
ardio exercises are the key to improve your cardiovascular health and should be performed for a minimum 35 minutes at moderate intensity. You should consider adding High Intensity Interval Training to your cardio plan for burning off fat. This is simply an episodic cardio exercise that constitutes changeovers form moderate to high intensity during your workout.
E
sneme, aslında antrenman programınızın en önemli etaplarından biridir. Esneme yaparken 20-30 saniye aynı pozisyonda sabit beklemeye çalışın. Bu süreç içinde yoğunlaşmanız gereken en önemli unsur nefes olmalıdır. Hızlı ve tempolu olmayan nefes alış verişlerle hem dinlenecek, hem kaslar rahatlatılacak hem de kas uzaması sağlanacaktır. lways perform stretching before, after or during the activities. Start with certain body sections, aim for certain muscle groups, joints and maintain a slow and steady pace. Proper stretching will increase your flexibility. The most important aspect of this exercise type is concentrating on your breathing. Regular breathing will relax you and your muscles. areket zorlukları, set-tekrar sayıları ve ağırlık miktarları yetkinliğiniz ile aynı oranda ilerlemeli. Belli aralıklarla idman rutininin dışına çıkılmalı. he difficulty level of the exercises, sets and repetitions and the amount of weights should correspond with your capabilities. It is recommended to change your workout routine from time to time, to different exercises to avoid monotony.
A H T
E P A
gzersiz sırasında doğru nefesle hareketleri daha kolay yapabilirsiniz. Nefesi her harekette zorlanma noktasında verirken sadece harekete odaklanın. roper breathing will ease your exercise. Focus on your movements and exhale when straining your body. ğırlık antrenmanları vücudunuzun kilo kaybetme yeteneğini arttırır ve formunuzu korumanıza yardımcı olur. Yağ yakmak için ağırlık kaldırmak vücudunuzdaki kasların çalışmasını sağlar. Böylece istirahat halinde bile olsanız daha fazla kalori yakarsınız. Vücut ağırlığı ile yapılan egzersizler daha fazla güç ister.
W
eight lifting helps to lose fat and keeps you in shape by building muscle. Weight lifting also helps to burn calories. I Fall 2016
23
24
I Fall 2016
GÜNÜN 24sheratonankara SAATİ #
Ya ş a m ı n ı z ı n bir kısmını uzun seyahatlere ayırdığınızı biliyoruz. Sabahın ilk ışıklarında evinizi uykulu gözlerle geride bırakıp uzak bir şehre geliyorsunuz. Uzakta ama neyseki size tanıdık gelen bir yerdesiniz. O kadar yolu yalnızca yorucu bir iş günü geçirmek için gelmediniz elbet. Şehrin 5000 yıllık tarihi sizi keşfe davet ederken öncesinde kendinize yenilenmek için harika bir gün ayırabilirsiniz. 07:30 Güne erkenden başlamak zinde kalmak için alışkanlık haline getirebileceğiniz faydalı bir tercih. Tabi buna iyi bir kahvaltı eşlik etmeli! Kahvaltı menünüzü olabildiğince farklı renklerde lezzetlerle oluşturmanız önemli. Farkını gün içinde mutlaka hissedeceksiniz. 09:00 En son ne zaman aceleniz olmadan gazetenizi keyifle okuduğunuzu hatırlayamayabilirsiniz. Kimilerimiz için günün en keyifli kaçamaklarından biri bu olsa gerek. Gazetenizi elinize aldınız ve gün ışığıyla aydınlanan Lobby Bar’da rahat bir koltuk seçtiniz. Kahve keyfinizi sonraya bırakıp Akdeniz ve Ege bahçelerinden elle toplanan ve özel tariflerle sunulan meyve kokteyllerine ne dersiniz? Tadını ve kokusunu unutamayacağınızdan eminiz. 10:30 Günün kalanında kendinizi daha iyi hissetmek için vakit kaybetmeyin. Seyahat ve iş temponuzun yorgunluğunu geride bırakmanız için Sheraton Fitness tarafından özel olarak geliştirilen egzersiz programını deneyin. Bu egzersizlerin birkaç saat içerisinde vücudunuzu ne kadar dinlendirdiğini görünce şaşıracaksınız. Sonrasında hangisini tercih edeceğiniz size kalmış; biraz yüzme, sauna, jakuzi ve buhar odası mı, squash, tenis ve okçuluk gibi hobilerinize vakit ayırmak mı? Doğanın kalbinden gelen volkanik taşlarla ruhunuzu yenileyecek bir masajla tamamen yenilenmiş hissetmek mi? 12:30 Yemek kültürünü keşfetme zamanı. Türk mutfağı ve uluslararası mutfaklardan seçkin lezzetlerin sunulduğu Brasserie One Restaurant’da damak tadınıza göre neyi tercih edebileceğinizi ödüllü şeflere bırakın. Restoranın açık mutfağında yemeğinizin nasıl piştiğini izlerken bir yandan da yemyeşil Kavaklıdere manzarasının keyfini çıkarın. 13:30 Şehrin kalbinde kısa bir yürüyüşe çıkmanın ve alışveriş yapmanın en doğru vakti. Baharın binlerce renkle süslediği ağaçların ve temiz havanın keyfini çıkartın! Dünyaca ünlü markaların vitrinleri süslediği şık mağazalar ve şehrin anıtlaşan parklarıyla çevrili hareketli sokaklar size zamanın nasıl geçtiğini unutturacak. 15:30 Sheraton Club ayrıcalıklarından faydalanmayı unutmayın! Gün arasında işinize biraz zaman ayırmanız gerekiyorsa nefes kesen manzaraya karşı keyifli atıştırmalıklar eşliğinde çalışmayı tercih edin. Şehrin en tepesinde 20. katta Club misafirlerine servis veren Club Lounge’da gün boyu sunulan ikramlar ve eşsiz başkent manzarası işe ayırdığınız vakti keyfe dönüştürecek. 17:00 Dostlarınızla bir araya gelmek için en iyi mazeret Sheraton Paired! The Lobby Bar’da Paired programı en özel yerel kavlardan seçilen premium içecekleri kışkırtıcı atıştırmatıklarla eşleştiriliyor ve damak tadınıza yenilik katmanızı teşvik ediyor. 19:30 Brasserie One Restoran’ı öğle yemeğinde deneme şansınız olduysa Ankara’da yalnızca bu restoranda deneyebileceğiniz farklı bir mutfak tavsiyemiz olacak. Aruni Restoran & Bar! Lugal Ankara’da bulunan Aruni’de 3000 yıllık Anadolu kültürünü mutfak sanatlarıyla hikayeleştiren şefler size a-la-carte menüden yöresel lezzet seçenekleri sunarken, gurme menülerle tam bir tarihsel yolculuk deneyimlemenizi sağlıyor. Yedi tabaktan oluşan ve usta tadımcılar tarafından seçkin Anadolu şaraplarıyla eşleştirilen haftanın menüsünü kaçırmamanız gerek. 22:30 Copper Sports Bar heyecan verici mixology kokteylleri, aperatif atıştırmalıkları ile gününüzü iyi noktalamak için cazibeli ve baş döndüren bir atmosfer sunuyor. Burada geçireceğiniz zaman için, canlı müzik, bilardo, dart ve favori takımınızın maçları seçeneklerinizin arasında.
I Fall 2016
25
24 HOURS OF A DAY sheratonankara #
We know that you allocate a part of your life to long trips. You wake up at the first light of dawn with sleepy eyes and leave your home, heading for a city far away. You’re at a strange yet a familiar place. Of course, you haven’t come all this way just for a tiring work day. The city’s 5000 year history is inviting to be discovered yat you can also spend a great day renewing yourself before that. 07:30 The habit of starting your day early is a good choice if you want to stay strong and healthy. Of course this must be accompanied by a full breakfast! We strongly recommend you add as many colors possible to your breakfast You will certainly notice the difference within a day! 09:00 For many this is the most enjoyable time of the day! How about trying the fruit cocktails made from fresh fruits of the Mediterranean and Aegean regions while you are reading your newspaper at the Lobby Bar? 10:30 Don’t lose time to make yourself feel better and try out the exercise program developed by Sheraton Fitness to leave behind the tiredness of your busy work and travel schedule. You will be surprised how quickly these exercises will relax your body and mind. It’s up to you whether to have a swim followed by the sauna, Jacuzzi and steam room or to spend time with squash, tennis or archery. Don’t miss the massage that will renew your soul with volcanic stones coming from the heart of the nature. 12:30 It’s time to discover the culinary culture. Let the award winning chefs help you choose the right food according to your taste at the Brasserie One Restaurant, with flavors from both Turkish and International cuisines. While you’re watching your food being cooked in the open kitchen, you can also enjoy the green view of Kavaklıdere. 13:30 The perfect time to go for a short walk in the heart of the city and do some shopping. The elegant shops with display windows decorated with worldwide famous designers and the busy streets surrounded by memorial parks will make you forget the time. 15:30 Don’t forget to take advantage of the services on offer at the Sheraton Club! If you need to spend some time of the day working, then you may choose to work within a breathtaking view accompanied by tasty snacks. The Club Lounge located on the 20th floor at the highest point in the city, will render your working time enjoyable with its unique view of the capital. 17:00 Sheraton Paired is the best excuse to get together with your friends. We recommend you to try the world’s best premium beverages paired with inspirational snacks at the Lobby Bar. Unique small plates and premium beverages selected from local brewers will challenge you to expand your palate. 19:30 If you have chosen to try Brasserie One at lunch time, now it is time to have an authentic culinary experience. The address is Aruni Restoran & Bar! Located in Lugal Ankara, Aruni serves 3000 years of Anatolian history. While the a-la-carte menu provides flavors of Ankara and its surroundings, seven course gourmet menus will take you back in the history with an epicurean journey. Paired with premium local wines each course is a masterpiece narrating the culinary culture. Don’t miss the menu of the week. 22:30 Copper Sports Bar offers a dazzling and attractive atmosphere to end your day with its exciting mixology cocktails and aperitifs. Live music, pool, darts and watching your favorite sport team are among the options.
26
I Fall 2016
I Fall 2016
27
editors’choice FRED LEIGHTON 32.280€
GİVENCHY 488€ TOM FORD 990€
DOLCE&GABANNA 1414€
MARK JACOBS 135€
JİMMY CHOO 2,695€
IŞILTILI
GÖSTERİŞLİ
SHINY & LUXURIOUS
28
I Fall 2016
DOLCE&GABANNA 3700€
DOLCE&GABANNA 745€
MIU MIU 790€
0312 442 7262 Hilal Mahallesi Alexander Dupçek Caddesi No:42 Yıldız Çankaya Ankara
www.sakorganizasyon.com.tr #sakorganizasyon I Fall 2016
29
YVONNE LEON 3865€
STEPHEN WEBSTER 8340€
DANIELA VILLEGAS 10565€
O C IA D € LY 750 22
BROO KE G REGS 3800€ O
N
LE
IL TE R U
NOOR 1645€
S
FARE
STEPHEN WE 8800 €
BSTER
R
EYE
RM
IFE
N JEN 385€
KE OO BR 00€ 38
DOĞANIN ZENGİNLİĞİ DANIELA VILLEGAS 815€
The abundance of mother nature inspires the designers. Palm trees with golden leaves, white geld butterflies, diamond flowers embrace you.
DANIELA VILLEGAS 4875€
30
I Fall 2016
IL 89 EA 0€ N A
M
AK R
I
ANITA KO 6560€
MARİA TASH 305€
ILEANA MA KRI 1.265€
N
SO
EG GR
NATURE’S WEALTH
Doğa ananın cömert tavrı tasarımcıların da en büyük ilham kaynağı. Altın yapraklı palmiyeler, beyaz altından kelebekler, elmastan çiçekler sizi sarmalıyor.
I Fall 2016
31
ME
OM
RH DIO0€ 25
T SAIN 210€
T
REN
LAU
LEGAS
ORIBE 35€
ZENITH 6.900€
VALENTINO 126€
DANIELA VIL 815€
BURBERRY 126€
Ayakkabıdan, gözlüğe, çantadan, kaleme sezonun en şık, sade ve lüks aksesuarları.
From shoes to glasses, pencils to jewels... Here are the most stylish, elegant and luxurious accessories of the season...
TOM FORD 27€
AKSESUAR ÇEKMECESİ ACCESSORY DRAWER ALEXANDER MCQUEEN 75€
DOLCE AND GABBANA 1220€
DANIELA VILLEGAS 815€
MONT BLANC 260€
DOLCE AND GABBANA 98€
32
I Fall 2016
LANVIN 614€ DUNHILL 175€
I Fall 2016
33
BALMAIN 3115€ OSCAR DE LA RENTA1256 €
SAINT LAURENT 1990 €
ANA
D GABB
AN DOLCE 3158 €
LANVIN 895€
MISHA MONOO 776€
GECE
YÜRÜYÜŞÜ NIGHT WALK
ALEXANDER MCQEEN 695€
Uzun ve soğuk kış gecelerine Are you ready for long and cold winter evenings? hazır mısınız? Asil ve zarif Velvet dominates the duruşuyla kadife bu sezon season with its elegant and yine vazgeçilmezi oynuyor. Gabriela simli bluz, ışıltısıyla noble stance. Gabriela’s silvery blouse illuminates geceyi aydınlatırken; Misha Nonoo V yakalı tulum cüretkar the night, Misha Nonoo’s kesimiyle, Saint Laurent pelerin V-necked romper dazzles ise sıcak dokusuyla iç ısıtıyor. and Saint Laurent’s cloak warms you up. S
L KOR
MICHEA 650€
34
TOM FORD 890€
I Fall 2016
MARNI 420€
www.mohairangora.com
Online shopping with worldwide shipping www.facebook.com / mohairandangora I Fall 2016 www.instagram.com / mohairangora
35
A
ANN
GAB
CE& DOL 745€
ALEXANDER MCQEEN 795€
MAX MARA 235 €
OFİSE
GUCCİ 1980€
RENK KATIN COLOR IN YOUR OFFICE
GUCCİ 590€
Gucci which reflects the İtalyan Rönesans’ı ve antika Italian Renaissance with obsesyonunu en yalın haliyle elegant and casual antique gördüğümüz Gucci, farklı, şık details is the pearl of office ve rahat duruşuyla ofis stilinin style. His pleated silk dress baştacı. Pileli ipek elbisesi ve and pearl earrings decorated çiçek desenli inci küpesi oldukça with flowers match perfectly. uyumlu. Alexander McQueen Alexander McQueen crop top, Dolce and Gabbana crop top, Dolce and Gabbana buttoned skirt, Burberry düğmeli etek, Burberry deri leather handbag, Marc çanta, Marc Jacobs Oxford Jacobs leather Oxford shoes ayakkabı da ofisinize renk will bring color in your office. katacak.
LANVIN 2760€
LARSSO N&JENN INGS 310 €
GUCCİ 695€
SAINT LAURENT1990€
BURBERRY 100.0€
36
I Fall 2016
DESTINATION UNLOCKED
Unlock Istanbul with Le Méridien Istanbul Hotel Etiler, a destination within an inspiring destination. İstanbul’un yeni destinasyonu Le Méridien Istanbul Etiler, şehri farklı bir bakış açısıyla gözleriniz önüne seriyor. LE MERIDIEN ISTANBUL ETILER CENGIZ TOPEL CADDESI NO. 39 34337 ETILER, ISTANBUL, TURKEY T +90 212 384 0000 F +90 212 384 01 11 lemeridien.com
N 41° 05’ E 29° 02’ DESTINATION UNLOCKED
I Fall 2016
37
GUCCI 740€
SOUTH LANE 270€
TOM FORD 117€
GUCCİ 350€
NATIVE UNION 80€ SAINT LAURENT 1961€
GÜÇ GÖSTERİSİ TOUR DE FORCE
Karanlık renk paleti, militer kesimler, modaya hükmeden aksesuarlar sezonu güç gösterisine çeviriyor. Balmain apoletli kısa ceket, Saint Laurent 70’lerin klasik kesimli, yaldızlı düğmeli askeri ceketi, Dolce and Gabbana armalı pantalonu güce övgü niteliğinde. Dark color palette, military lines and accessories turn the new season into a “tour de force”. Balmain’s short jacket with epaulettes, Saint Laurent’s classical jacket from the 70’s, Dolce and Gabbana’s crested pants are like a praise of power.
DIOR EYEWEAR 4145€
38
I Fall 2016
DOLCE&GABANNA 669€
I Fall 2016
39
2
STİL
PARILDAYIN
NOTLARI STYLE NOTES
1
2016 Sonbahar/Kış sezonu yeniliklerle dolu; yüksek topuklu ayakkabılar, boyna takılan çantalar, renkli, ışıltılı, cesur tasarımlar... 2016Autumn/Winter collections are full of novelties: high heels, neckless bags, glittering and brave designs...
The irresistible charm of glittering textures take their place in the wardrobes. The good news is you can find transparent and plastic textures on all kinds of pieces: Shoes, bags, trench coats and belts… Louis Vuitton, Isabel Marant and Valentino are the outstanding representatives of this style.
ÇANTA TAŞIMA YOLLARI UNUSUAL WAYS TO CARRY BAGS
Fark yaratmak isteyen tasarımcılar, bu kış kozlarını çantaya oynadı. Celine, bele bağladığı deri çantasıyla, Prada kolyeden devşirme kilitli mini çantasıyla, Proenza Schouler ise bileğine sardığı çantasıyla dikkat çekti.
The designers play with bags to create an unconventional look. Celine ties leather bags on the waist, Prada transforms bags into necklaces and Proenza Schouler winds them round the wrist.
3
TEK OMUZ SINGLE SHOULDER
80’lerin modası tek omuz 80’s trend single geri geldi. Isabel Marant shoulders are back. ve Saint Laurent’te Isabel Marant and Saint Laurent use mini, Lanvin’de uzun them in mini dresselbiselerde Moschino es, Lanvin in long ve Philosophy’de üst olarak karşımıza çıkan tek ones, Moschino and Philosophy prefers omuz, kış aylarına inat them for the tops... gardrobumuza girdi.
40
I Fall 2016
SHINE!
Parlak yüzeylerin karşı konulmaz cazibesi defilelerden gardıroplara taşındı. İyi haber, transparan ve plastik yüzeyler, her parça ve şekilde karşımıza çıkıyor. Ayakkabı, çanta, trençkot, kemer; spor ya da klasik. Louis Vuitton, Isabel Marant ve Valentino bu koleksiyonların güçlü isimleri.
ZARİF 4KADİFE ELEGANT VELVET Bu sezon tasarımcıların ortak noktasını oluşturan belki de tek kumaş kadife. Gece elbiselerinde görmeye alışık olduğumuz kadife, günlük giyimde de karşımıza çıkıyor. Alberte Ferretti’de dantelle kullanılırken, Dsquared2’de Samuray ve Viktoryen gibi uç noktaları buluşturuyor. This season the common ground for designers is velvet this. The fabric which we traditionally see on cocktail gowns sneaks into our daily outfits. Alberte Ferretti matches velvet with lacework, Dsquared2 creates a mixture of Samurais and the Victorian style.
5
6
DAVID BOWIE AYAKKABILAR DAVID BOWIE SHOES
İlhamını, hayranı olduğumuz David Bowie’den alan dev topuklu ayakkabılar sezona sağlam bir giriş yaptı. Margiela, Balenciaga, Vivienne Westwood ve Marc Jacobs defilelerinde gördüğümüz Bowie ayakkabılar, bu sezonun vazgeçilmezleri arasında. Giant high heels inspired by legendary David Bowie marks the new season. Margiela, Balenciaga, Vivienne Westwood and Marc Jacobs have already introduced Bowie shoes in their fashion shows.
POSTMODERN KORSELER
POST MODERN CORSETS 1920’lerden beri elbiselerin en iyi tamamlayıcısı olan ve iç çamaşırı olarak kullanılan korseler artık elbisenin ta kendisi! Bluz ya da elbise üzerine giyilen post modern korseler, oldukça şık. Alexander McQueen’in çiçek nakışlı korsesi elbiseyi sararken, Loewe’de altın rengi deri korse bele tam oturuyor. Dolabınızda bu farklı ve ihtişamlı parça için yer açın. Corsets that have been the best complement of dresses used as underwear are now dresses on their own! Postmodern corsets used on top blouses and dresses are extremely elegant. Alexander McQueen’s floral corsets wind up the dresses and Loewe wraps them tightly around the waist. Make some room for this unusual piece for a touch of flamboyance. I Fall 2016
41
7
SICAK& SALAŞ
A
WARM AND CASUAL
çık havayı seviyorsanız ama soğuğa karşı dayanıksızsanız kışın hem sıcak hem konforlu hem de şık parçaları sizin için. El işi göz nuru yün kazaklar, balıkçı yakalar, renkli trençkotlar, oversize paltolar hayat kurtarıcı. Tory Burch, Bottega Veneta, Etro, Edun, Miu Miu, Missoni, Michael Kors sıcağı tercih edenlerden. If you like being outdoors but you’re not resistant to cold, this seasons’ warm and casual pieces will just be the right choice for you. Hand knitted woollen jumpers, turtlenecks, colorful trench coats, oversize coats are life savers. Tory Burch, Bottega Veneta, Etro, Edun, Miu Miu, Missoni and Michael Kors choose this warmth.
8İ
EKOSE KUMAŞ CHEQUERED FABRICS
skoç klanlarından tüm dünyaya yayılan, 80’lerde punk kültürünün geleneksel kumaşı olan ekose bu kış da sezonun gözde parçalarından. New York, Paris Milano defilelerinde esen bu kumaşı gardrobunuza ekleyebilirsiniz. Legacy of the Scots, cult of 80’s punk style, the chequered fabrics are back this season. You can easily include the style in your wardrobes that covered the podiums in New York, Paris and Milan fashion shows.
9
LUREKS
42
I Fall 2016
LUREX
B
u sezon sade ve minimal tasarımlardansa, renkli, desenli, ışıltılı tasarımlar ön planda. Lureks ipliğinden yapılan elbise ve bluzlar podyumları ışıl ışıl aydınlattı. Dolce and Gabbana’nın simli paltosu, Balenciaga’nın mavi etek kazak takımı göz alanlardan. The minimalist designs of this season carry colorful and glittering details. Dresses and blouses tailored with the lurexs thread shine on the podiums. Dolce and Gabbana’s silvery coat, Balenciaga’s blue skirt and jumper combination are pretty dashy.
10 K
PUFFER MONT PUFFER BLOUSONS
ayak pistinden podyumlara taşan puffer montlar sıcak tutmasının yanı sıra şıklığı ile de fark yaratıyor. Farklı form, kesim ve renklerde karşımıza çıkan montlar kış günlerinde giyinmeyi eğlenceli hala getiriyor. Emilio Pucci’nin Alpler’den esinlenen temasında, Stella McCartney’nin bol kesimlerinde, Altuzarra’nın seksi yırtmaçlarında bu trendi görüyoruz.
P
uffer blousons move from the ski-runs to the podiums. The blousons that come in different forms and colors are the essentials of the winter collections with an amusing touch. Emilio Pucci’s designs inspired by the Alps, Stella McCartney’s wide cuts and Altuzarra’s sexy slits are the best examples of the trend. I Fall 2016
43
SHERATON ADANA
44
I Fall 2016
CATWALK REPORT
PODYUM RAPORU Canlı renkler, cesur baskılar, metalik ışıltılar, simler, naif dokular, konforlu ve eğlenceli tasarımlar ile podyumlar bu sezon çok hareketli. Bright colors, brave prints, metallic features, glitters, naive textures, fun and comfortable designs… The podiums are highly vivid this season.
I Fall 2016
45
KOLEJ
TAKIMI
Okulun asi ve eğlenceli çocukları podyumları ele geçirdi. Bomber ceketler, ekose etekler, baklava desenli kazaklar, arma ve rozetler, bu sezon moda ibresini eğlenceye çeviriyor. Coach, yamalı bomber ceketi, çiçekli mini eteklerle giydirirken, Isabel Marant, transparan ekose bluza şeffaf bir yorum getiriyor. Dries Van Noten’in armalı süveteri ise cool tavrını sürdürüyor.
COLLEGE
TEAM
Rebellious and amusing kids of the college have taken hold of podiums. Bomber jackets, chequered skirts, diamond jumpers, emblems and badges turn the fashion world into a festival this season. Coach matches the bomber jackets with floral mini skirts, Isabel Marant reinterprets transparent chequered blouses. Dries Van Noten’s jumpers with emblems add a cool look.
46
I Fall 2016
TERZİLİK
ÖRNEĞİ
Kesimi, dikimi ve ince işçiliği ile terzilikte ustalık gerektiren takım elbiseler artık kadın giyimin mihenk taşlarından. Dolce and Gabbana’nın ekose desenli smokini, Gucci’nin yakasından aşağı püskül iliştirdiği ceket- pantalon takımı, Calvin Klein’ın sade tasarımı, Max Mara’nın gökkuşağından ödünç aldığı toz pembe koleksiyonu feminenliği elden bırakmıyor.
MASTER COUTURE OF
Suits designed with fine couture are now the benchmarks of ladies’ wardrobes. Dolce and Gabbana’s chequered tuxedo, Gucci’s suit with fringes, Calvin Klein’s simple designs, Max Mara’s light pink collection reflect a new feminine look.
I Fall 2016
47
MİLİTER
STİL
Askeri tarz üniformalar, tasarımcıların alevlerini körükledi ve militer stil feminen çizgilerle yeniden çizildi. İnci küpe, file tayt, yaldız işlemeli kemerler ve gömlek elbiselerle kombinlenen ceketler, gücü eline aldı. Dsquared2’in apoletli ceketi, Prada’nın deniz donanmasından ödünç aldığı şapkası, Tommy Hilfiger’in rozetli trençkotu en sevdiklerimizden.
MILITARY STYLE
Military uniforms inspire the designers and create a masculine-feminine line. Jackets combined with pearl earrings, glittering belts and shirt-dresses reign the podiums. Dsquared2’s jackets with epaulettes, Prada’s hats borrowed from the marine forces, Tommy Hilfiger’s trench coats with rosettes are our favourites.
48
I Fall 2016
ASYA ESİNTİSİ ASIAN WAVE 70’ler ve 90’larda popüler olan Uzak Doğu motifleri, bu sezon da öne geçiyor. Doğu ve batının buluştuğu, çiçek desenleriyle canlanan, elbiseden kimonaya tasarımları süsleyen motifler, oldukça asil. Erdem’in simli yeşil elbisesi, Gucci’nin modern kimonası, Alexander McQueen’in transparan elbisesi, Etro’nun parlak ceketi bu rüzgara kapılanlardan.
Far Eastern patterns of the 70’s and 90’s came back this season. The Asian patterns ornament dresses bringing the Orient and Occident back together. Erdem’s glittering green dress, Gucci’s modern kimono, Alexander McQueen’s transparent dress and Etro’s shiny jacket carry the Asian wave.
I Fall 2016
49
RÖNESANS RENAISSANCE KADINI WOMAN
Yumuşak kadife kumaşlar, sırmalı ipekler, sımsıkı saran korseler, çan kollar, fırfırlı yakalar... Geçmişe yolculuğun bu durağında 16. yüzyıla gidiyoruz. Giyimin estetiğe teslim olduğu bu dönemin modern yansıması 2017 Kış sezonunda da devam ediyor. Gucci, Balmain, Chanel, Lanvin, Philosophy ise bu dönemin en iyi oyuncularından.
50
I Fall 2016
Soft velvet fabrics, brocades, tight corsets, and frills... We go back to the 16th century. Modern interpretations of the ancient elegance shine in the winter collections. Gucci, Balmain, Chanel, Lanvin and Philosophy are the best players of the époque.
VAHŞİ KEDİLER WILD CATS 8 bin yıllık tarihi olan leopar, modada hükmünü sürdürmeye devam ediyor. Feminizm ile bağdaştırılan, punk kültürüne selam eden desen, güç ve doğallığın da sembölü. Ermanno Scervino kürk detaylı paltosu, Dries Van Noten yumuşak tüylü pantalonu, Roberto Cavalli eşarbı leopar deseni en iyi taşıyanlardan.
Leopard with its history of 8 thousand years continues to reign the fashion world. It is associated with feminism, refers to the punk culture and represents power and the nature. Ermanno Scervino’s gabardine with fur details, Dries Van Notten’s feathered pants and Roberto Cavalli’s leopard scarves are the best representatives.
I Fall 2016
51
SOKAKTAN
PODYUMA
FROM THE STREET TO THE PODIUM
Sokakların rahat ve eğlenceli tavrı podyumları etkisi altına aldı. Tommy Hilfiger, kırmızı eşofman takımıyla rahat şıklığın karşısına ismini yazdırdı, Alexander Wang, siyah beyaz deri eteği ve slogan şapkasıyla punk kültürüne gönderme yaptı, Moschino file çorapları ve tshirt elbisesiyle göz aldı.
52
I Fall 2016
Relaxed and amusing street style is back on the podiums. Tommy Hilfiger signs his name under casual elegance with his red sweatsuit, Alexander Wang salutes the punk culture with his black leather skirt and Moschino charms with fishnet stockings and t-shirt dresses..
I Fall 2016
53
54
I Fall 2016
beauty
MAKYAJ
TRENDLERİ MAKE-UP TRENDS
Uzun, dolgun kirpikler, hafif pembe yanaklar, ışıl ışıl simler, özgür, deneysel çizgiler... Bu sezon oldukça iddialı ve cesur. Long, boosted eyelashes, light pink cheeks, glittering eyes, free and experimental lines… This season is highly pretentious and brave.
I Fall 2016
55
beauty
Bu sezonun en dikkat çeken trendlerinden biri de özgürce çizilmiş, deneysel göz makyajı. Giamba defilesindeki her modele farklı uygulanan göz makyajı 80’ler rüzgarı estirdi. Oscar de la Renta ise ilk kez kullandığı eye liner ile romantik bir çizgi yakaladı. Siz de elinize eye liner alıp yeteneğinizi konuşturun.
DENEYSEL ÇİZGİLER
EXPERIMENTAL LINES
One of the outstanding trends of this season is the freely drawn, experimental eye make-up. This trend applied in variant styles to the models in the Giamba fashion show brought us back to 80’s. Oscar de la Renta has caught a romantic line with the eyeliners he uses for the first time. Grab an eye-liner and work your magic.
HAFİF PEMBE LIGHT PINK
Kışın griliğine inat, renkler sezonu ısıtıyor. Toz pembe Giamba, Isabel Marant, Ninna Ricci defilelerini ısıttı. Doğallığı bozmadan tene hafifçe uygulanan pembe pudrayı ve pembe ruju gençlik aşısı niyetine çantanızdan eksik etmeyin.
IŞIL IŞIL
GLITTERING
Bu sezon simler sadece giysilerimizi değil yüzümüzü de süslüyor. David Bowie’den ilham alan Burberry’nin makyaj artisti Wendy Rowe, modellerin göz altlarına uyguladığı pullar için, mutluluk göz yaşı benzetmesi yaptı. Giambattista Valli ise sarı pembe, yeşil, mavi simler ile parti havası yarattı.
56
I Fall 2016
This season the glittering powders not only garnish the clothes but also our faces. Burberry’s make-up artist Wendy Rowe, inspired by David Bowie, applied the glitters under the eyes and turned them into tears of joy. Giambattista Valli rocked the parties with yellow, pink and blue glittering powders.
The colors warm up the season just to spite the grey tones of winter days. Light pink tones applied lightly without being artificial have warmed up the fashion shows of Giamba, Isabel Marant and Ninna Ricci. Don’t forget to use the pink lipsticks which are the youth elixirs of the season.
TWİGY GERİ DÖNDÜ TWIGY IS BACK
60’lara damga vuran süper model Twigy, kısa saçları kadar uzun ve yoğun kirpiklerin de ilham kaynağı olmayı sürdürüyor. Dior, Carven ve Ninna Ricci defilelerinde rastladığımız uzun ve dolgun kirpiklerin sırrı yoğun şekilde uygulanan maskara. 60’s outstanding super model Twigy continues to inspire short haircuts and fleshy eyelashes. Dior, Carven and Ninna Ricci apply dense mascaras in search of her spirit.
MODERN GOTİK MODERN GOTHIC Modanın karanlık ve dramatik yanı makyajı da sarmaladı. Derin ve koyu dudaklar sezonun en iddialı yeniliği. Vişneden mürdüme mora siyaha uzanan rujlar gotik tavra modern ve seksi bir yorum katıyor.
SAÇLAR YANA PARTED HAIR
Doğallık makyajda olduğu kadar saçlar için de vazgeçilmez bir trend. Doğal, düz, yana taranmış saçlar sezonun en çok dikkat çeken stillerinden. Proenza Schouler’de 90’lara göz kırpan at kuyruğu şeklinde toplanmış saçlar erkeksi bir hava yaratırken, Jason Wu da Hollywood yıldızlarıyla yarışacak güzellikte.
The dark and dramatic side of fashion embraces the make-up trends. Deep and dark lips are the most pretentious novelties of the season. Maroon, purple and black lipsticks interpret the gothic style with a modern and sexy perspective.
Natural outlook is the trend for hair styles this season. Plainly dressed straight hair is the pearl of the season. Proenza Schouler’s 90’s pony tails create a masculine look and Jason Wu competes with the Hollywood stars.
I Fall 2016
57
talking about
İLHAM VEREN SÖZLER & ÇİZİMLER ART
INSPIRATIONAL QUOTATIONS AND ILLUSTRATIONS İllüstratör Libby van der Ploeg, Brooklyn menşeli bir mağaza olan Dusty Rose Vintage ile bir araya gelerek 10 çizimden oluşan ilgi çekici bir seri hazırlamış. Revival (Yeniden Canlanma) adlı seri, stil ikonu olarak tarih sayfalarına adını yazdırmış 10 kadının illüstrasyonundan oluşuyor. Dolly Parton, Frida Kahlo, Audrey Hepburn, Debbie Harry, Bettie Page, Julia Child, Josephine Baker, Bjork, Joan Rivers ve Lauren Bacall seride yer alan isimler. İllüstratör Libby van der Ploeg, pastel renkler ve sade çizgilerle hazırladığı illüstrasyonlarına bu efsanevi kadınların ilham verici sözlerini de eklemiş. Illustrator Libby van der Ploeg prepared an interesting work of 10 illustrations cooperating with the original Brooklyn store, Dusty Rose Vintage. Revival is composed of illustrations of 10 different women who made their mark in history, as icons of style: Dolly Parton, Frida Kahlo, Audrey Hepburn, Debbie Harry, Bettie Page, Julia Child, Josephine Baker, Bjork, Joan Rivers and Lauren Bacall. Illustrator Libby van der Ploeg has also placed the inspirational quotations of these legendary women on her pastel colored and modest illustrations.
58
I Fall 2016
DOĞADAN SANATA
FROM NATURE TO ART
Amerikalı sanatçı Kimera Wachna, ağaçlardan düşen odun parçalarını ince bir işçilikle boyayarak birer sanat eserine dönüştürüyor. Zamanının çoğunu ağaçların dibine düşen odun parçalarını toplayarak geçiren sanatçı, minik boyamalar ve figürler kullanarak üzerine basıp geçtiğimiz ağaç dallarını yaratıcılığı ile yeniden yorumluyor. Uzun ve sıkıcı bir ofis hayatının ardından çocukluktan beri derin bir bağ kurduğu ormana dönen Wachna, şehirdeki monoton hayatını ardında bırakmanın ruhunu dinginleştirdiğini ifade ediyor. “Küçük parçalarla çalışmayı seviyorum, bu doğa ve benim aramda yakın bir ilişki yaratıyor. Zanaatkârlık sürecine duyduğum saygıyı bu çalışmalar sayesinde öğrendim. Eylemlerimi doğaya dayatmak yerine onun güzelliklerini geliştirmeyi ve çoğaltmayı amaç edindim.”
5 BİN MEREKARELİK VAN GOGHTABLOSU 5 THOUSAND SQUARE METER VAN GOGH PAINTING 64 yaşındaki Stan Herd,Van Gogh’un OliveTrees (Zeytin Ağaçları) serisinden bir tabloyu, doğa ananın armağanlarından derleyerek, çeşitli yapraklar ve dallarla süsleyip Minnesota’da bulunan bir arazideki toprağa resmetti. Van Gogh’un kendini hem ruhsal hem de fiziksel olarak çok hasta hissettiği dönemde yarattığı seri 18 ayrı tablodan oluşuyor ve sanatçının en önemli eserlerinden biri sayılıyor. Doğada huzur bulan Van Gogh için zeytin ağaçları ilahi güç ile birleşmeyi ve ölümü çağrıştırıyordu. Bu zorlu proje sonucunda Herd, Minneapolis Havaalanı’ndan kalkan ve uçağın sol tarafından oturan yolcular için harika bir manzara yarattı. “Tam beklediğim gibi olmadı; şurada, biraz fazlalık var; şurada da biraz eksiklik. Bazı yaprakları geyikler yedi, bir kısmı da rüzgârla yer değiştirdi; ama olsun bu da doğanın kendi dansı.“
American artist Kimera Wachna, collects the chocks of trees and transforms them into delicate pieces of art, reinterpreting these pieces by painting miniature figures. Wachna who has returned back to the forests after a long and tiresome office life, says that leaving behind the monotonous city life has calmed her soul down. “I love working on little pieces. This creates an intimate relationship between me and nature. I have acquired a lot of respect for craftsmanship thanks to this exercise. I prefer elaborating and reproducing the beauties of nature instead of imposing myself onto them.”
64-year-old artist Stan Herd transformed a field on the Eagan, Minnesota, USA into Van Gogh’s “Olive Trees” by compiling the gifts of Mother Nature. The artist has accomplished to recreate one of Van Gogh’s paintings from the “Olive Tree” series in six months by using different plants. The series is composed of 18 different paintings and it is one of the most outstanding series of Van Gogh who at the time fell seriously ill both physically and psychologically. The “Olive Tree” series represented divinity and death for him. It has not been easy for Herd to recreate the 1889 painting of the famous artist. Nevertheless his reproduction now offers a visual feast for those who depart from the Minneapolis Airport. “The result is not exactly what I expected. There are missing parts and excessive parts. Some of the leaves were eaten by deer and some were blown away by the wind; but this is the dance of nature. “
I Fall 2016
59
60
I Fall 2016
I Fall 2016
61
PETER LINDBERGH’TEN SEVGİLERLE FROM PETER LINDBERGH WITH LOVE Pirelli takvimi 2016’da Annie Lebovitz ile devrim yaptı ve kadınları fiziksel görünüşleriyle yansıtmaktan vazgeçip gerçek ruhlarını, duygularını, güçlerini vurguladı. Bu sene de aynı yolda devam eden Pirelli, 90’ların unutulmaz fotoğrafçısı Peter Lindbergh’in objektifiyle hazırlanacak. Beyazperde sadece güzellikleri ve oynadıkları seksi rolleri ile değil, gerçekten de performanslarıyla dikkat çekmeyi başaran 14 kadın oyuncuyu bir araya toplayan Lindbergh, Pirelli ile 13 yıllık bir aranın ardından üçüncü defa yollarını birleştirdi.
The Pirelli calendar 2016 was revolutionary with Annie Lebovitz and reflected the real souls, feelings and power of women instead of their physical appearances. Pirelli follows the same pattern this year and projects women from the objective of 90’s unforgettable artist Peter Lindbergh. Linderberg who collaborates with Pirelli for the third time after 13 years, will bring together 14 actresses with outstanding performances. The Pirelli 2016 calendar included names like Amy Schumer, Serena Williams, Yao Chen, Patti Smith, Yoko Ono and Ava DuVernay shown from Annie Leibovitz’s perspective and will continue its journey with Lupita Nyong’o, UmaThurman, Nicole Kidman, Lea Seydoux, Amy Schumer, Serena Williams, Robin Wright, Zhang Ziyi, Helen Mirren, Rooney Mara, Penelope Cruz, Julianne Moore, Yao Chen, Patti Smith, Yoko Ono ve Charlotte Rampling, AliciaVikander, Kate Winslet ve Jessica Chastain’ in 2017. Ava DuVernay gibi isimleri Annie Leibovitz’in bakış açısıyla karşımıza çıkaran Pirelli, 2017’de ise Lupita Nyong’o, Uma Thurman, Nicole Kidman, Lea Seydoux, Robin Wright, Zhang Ziyi, Helen Mirren, Rooney Mara, Penelope Cruz, Julianne Moore, Charlotte Rampling, Alicia Vikander, Kate Winslet ve Jessica Chastain’den İnternet üzerinden düzenlenen sergilere ve It is time we get used to internet oluşan bir liste ile yoluna devam ediyor. sanat alışverişine alışmanın vakti geldi, zira iş exhibitions and art sales on the internet.
SANAL SERGİLERİN YÜKSELİŞİ THE RISE OF THE VISUAL EXHIBITIONS
62
I Fall 2016
artık ciddiye alınıyor. $10.000 altındaki eserleri sergileyen ve satışa sunan Collectionair online sergilerin de değerli olduğunu profesyonel sanat danışmanları tarafından desteklendiğini açıklayarak ispatladı. Küratöryel komitesine JeanHubert Martin, Emmanuelle de Montgazon, Philippa Adams ve Adelina Von Fürstenberg’i ekleyen platform, dünyanın en önemli sanat kurumlarında küratör ve direktör pozisyonlarında bulunmuş bu sanat profesyonellerini arkalarına aldı. İran, Mozambik, Umman gibi global sanat dünyasında az temsil edilen ülke sanatçılarını öne çıkaran Collectionair dijital çağın yeni sanat piyasasını temsil ediyor.
Collectionair which puts works of art worth below $10.000 on the market, has shown us that online exhibitions are as important as the real ones and are being supported by professional art collectors. The platform is being supported by world famous curators like Jean-Hubert Martin, Emmanuelle de Montgazon, Philippa Adams and Adelina von Fürstenberg. Collectionair is now the emissary of the digital art market and puts the emphasis on artists from lesser known countries like Iran, Oman and Mozambique.
BOOKS
GOODREADS’TEN TÜM ZAMANLARIN EN İYI 20 ROMANI BEST 20 NOVELS OF ALL TIMES FROM THE GOODREADS Okunası ne çok kitap olduğunu gösteren, okumak için şevklendiren, küçük testlerle beyin fırtınası yapan, diğer okuyucularla buluşturan, düzenli bir kitaplık oluşturan Goodreads ile tanışmış mıydınız? Cevabınız hayırsa, hemen tanışın. 50 milyon üyesi bulunan bu platformun tüm zamanların en iyi 20 kitabını üyelerin oylarıyla oluşturuyor. Eksikleriyle, güzellikleriyle liste şu şekilde: Jane Austen; Aşk ve Grur, George Orwell; 1984, Scott Fitzgerald; Muhteşem Gatsby, Charlotte Bronte; Jane Eyre, Fyodor Dostoyevski; Suç ve Ceza, Vladimi Nbokov; Lolita, Mark Twain; Huckleberry Finn’in Serüvenleri, Emily Bronte; Uğultulu Tepeler, Alexander Dumas; Monte Kristo Kontu, John Steinbeck; Fareler ve İnsanlar, Aldous Hudxley; Cesur Yeni Dünya, Gabriel Garcia Marquez; Yüzyıllık Yalnızlık, Leo Tolstoy; Anna Karenina, Fyodor Dostoyevski; Karamazov Kardeşler, Joseph Haller; Madde 22, John Steinbeck; Gazap Üüzümleri, Kurt Vonnegut; Mezbaha 5, Charles Dickens; İki Şehrin Hikayesi, Leo Tolstoy; Savaş ve Barış, Ernest Hemingway; Yaşlı Adam ve Deniz.
Have you heard about the Goodreads which encourages people to read and get together by creating little quizzes and brain teasers? If not, go for it and meet the platform followed by 50 million readers from all around the world.The platform has compiled a list of the best 20 novels ever with the votes of its members: Jane Austen – Pride and Prejudice, George Orwell – 1984, Scott Fitzgerald – The Great Gatsby, Charlotte Bronte –Jane Eyre, Fyodor Dostoyevsky – Crime and Punishment; Vladimir Nabokov – Lolita, Mark Twain – Adventures of Huckleberry Finn, Emily Bronte – The Wuthering Heights, Alexander Dumas – Count of Monte Cristo, John Steinbeck – Of Mice and Men, Aldous Huxley – Brave New World, Gabriel Garcia Marquez – Hundred Years of Solitude, Leo Tolstoy – Anna Karenina, Fyodor Dostoyevsky –Karamazov Brothers, Joseph Haller – Catch 22, John Steinbeck – Grapes of Wrath, Kurt Vonnegut – Slaughterhouse 5, Charles Dickens – A Tale of Two Cities, Leo Tolstoy – War and Peace, Ernest Hemingway – Old Man andThe Sea.
GAME OF THRONES’UN ÇİZGİ ROMANI GELİYOR COMIC BOOK OF GAME OF THRONES
Dünya çapında izlenme rekorları kıran, karakterleriyle, soundtrack ve aklımıza kazınan sahneleriyle kendini bize aşık ettiren Game of Thrones’un çizgi romanı çıkıyor. 6. sezonun ardından sabırsızlıkla ve heyecanla yeni sezonu beklerken bu haber heyecanımıza heyecan kattı. A Song of Ice and Fire (Buzun ve Ateşin Şarkısı) adlı çizgi roman, ekim ayında piyasaya sürülecek. Random House Yayınevi’nden çıkacak olan kitap, Game of Thrones’taki sahneler, karakterler ve olayları 73 illüstrasyonla anlatıyor. İlistirasyonların bazıları şimdiden paylaşıldı bile.
The blockbuster Game of Thrones which has enchanted us with its characters, soundtrack and striking scenes is being turned into a comic book. The comic book title A Song of Ice and Fire will be on the shelves this October. The comic book published by Random House tells the story of the famous series in 73 illustrations some of which have already been shared on social platforms. Exciting news for the Game of Thrones fans who are waiting for the Season 7!
I Fall 2016
63
MOVIES
MARTIN SCORSESE EFSANESİ: IRISHMAN A MARTIN SCORSESE ODYSSEY: IRISHMAN Martin Scorsese’nin tüm eski dostları bir araya getireceği dev projesi The Irishman’in 2018 yılı içinde gösterime gireceği açıklandı. 2017’nin ilk aylarında çekimleri başlayacak filmin kadrosunda Robert De Niro, Al Pacino, Joe Pesci ve Harvey Keitel yer alıyor. Her biri birbirinden efsane 4 oyuncuyu ilk defa bir araya getirecek film, De Niro ve Scorsese’yi ise 22 yıl aradan sonra tekrar buluşturacak. Charles Brandt’in I HeardYou Painting Houses adlı kitabından uyarlanacak The Irishman, adı John F. Kennedy ve Jimmy Hoffa suikastlerine de bulaşan Frank Sheeran adlı bir mafya tetikçisinin hayatını konu alacak. Filmin senaryosunu, Gangs Of York, Schindler’s List, Moneyball ve The Night Of’ta da imzası bulunan Steve Zaillian kaleme aldı.
Martin Scorsese’s giant Project The Irishman in which he will gather all his old friends, will be released in 2018. The shooting of the movie will kick off in the beginning of 2017 with a cast full of stars like Robert De Niro, Al Pacino, Joe Pesci and Harvey Keitel. The four legendary actors will be starring for the first time together. The movie is adopted from Charles Brandt’s novel I Heard You Painting Houses and tells the story of a triggerman who has been involved in the assassination of Kennedy and Jimmy Hoffa. The scenario of the movie is written by Steve Zaillian known for the Gangs Of NewYork , Schindler’s List, Moneyball and The Night Of.
DEPP ve PORTMAN’DAN YEPYENİ BİR FİLM
J
ohnny Depp ve Vanessa Paradis’in kızı Lily-Rose Depp, yeni filmi Planetarium’da Natalie Portman’la birlikte Paris’te. Hayaletlerle iletişim kurduğuna inanılan ikilinin, gösteri için gittikleri Paris’te Fransız bir yapımcıyla tanışmalarının hikayesini anlatan filmin ilk fragmanı çıktı. Dardenne Kardeşler’in yapımcılığını üstlendiği ve galasını Venedik Film Festivali’nde yapacak filmin yönetmeni ise geçmişte gediklisi Léa Seydoux’yu oynattığı filmleriyle Cannes’da büyük beğeni toplayan Rebecca Zlotowski.
64
I Fall 2016
NEW MOVIE FROM LILY-ROSE DEPP AND NATALIE PORTMAN
Johnny Depp and Vanessa Paradis’s daughter Lily-Rose Depp will be starring in a new movie together with Natalie Portman. The new motion picture Planetarium tells the story of two psychic women who travel to Paris for shows and meet a French producer. The movie produced by the Dardenne Brothers will be screened in the Venice Film Festival and the director is Rebecca Zlotowski known for films like Léa Seydoux
THE LOST CITY OF Z’NİN GÖSTERİM TARİHİ BELLİ OLDU!
THE DATE IS SET FOR THE LOST CITY OF Z
Two Lovers ve The Immigrant gibi başarılı filmleri ile tanınan James Gray’in yeni filmi The Lost City Of Z’nin gösterim tarihi belli oldu. David Grann’in aynı isimli romanından beyazperdeye uyarlanan ve yaşanmış hikayelere dayanan film, 2017’nin bahar aylarında vizyondaki yerini alacak. The Lost City Of Z, 1925 yılında İngiliz kâşif Percy Fawcett’ın tehlikeli uygarlıklar hakkında bilgi edinmek amacıyla oğlunu da yanına alarak Amazon ormanlarında keşfe çıkmasının ardından, bir daha geri dönmemesini konu alıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında ilk fragmanı ile buluştuğumuz filmin oyunucu kadrosu, başrolde Sons of Anarchy ile adını duyuran Charlie Hunnam olmak üzere, Robert Pattinson, Sienna Miller ve Tom Holland‘dan oluşuyor.
James Gray’s new motion Picture The Lost City Z will come to the theatres in spring 2017. The director known for Two Lovers and The Immigrant is adapting David Grann’s novel based on a true story. The Lost City Of Z tells the story of the British explorer Percy Fawcett who in 1925 went with his son to the Amazon and never returned. The first trailer of the movie which was released in April 2016 and has created curiosity with its outstanding cast comprised of Charlie Hunnam, Robert Pattinson, Sienna Miller and Tom Holland.
PAULTHOMAS ANDERSON İLE DANIEL DAY-LEWIS TEKRAR BİRARADA
MOVIES
PAUL THOMAS ANDERSON AND DANIEL DAY-LEWIS ARE BACK TOGETHER ONCE AGAIN Amerikan sinemasının en başarılı yönetmenlerinden; The Master, Magnolia, Inherent Vice gibi kült filmlere imzasını atan, Paul Thomas Anderson yeni bir proje ile izleyicisini selamlamaya hazırlanıyor. Yönetmen yeni filminde izleyiciyi 1950’lilerin Londra moda dünyasına götürecek. The Playlist’in haberine göre Focus Features’ın haklarını satın aldığı filmin bütçesi 35 milyon dolar olacak. Paul Thomas Anderson’ın yönetmen koltuğunda oturduğu 2007 yapımı There Will Be Blood ile En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülünün sahibi olan ve 2012 yapımı Lincoln filminden beri herhangi bir projede yer almayan usta oyuncu Daniel Day-Lewis, önümüzdeki yıl Anderson’ın yeni filmi için tekrar kamera karşısına geçecek. Bir diğer güzel haber ise; film 2017’nin sonlarına doğru izleyici ile buluşacak.
One of the most successful directors of American cinema Paul Thomas Anderson known for cult movies like The Master, Magnolia and Inherent Vice will be back on the silver screen with a new project.The director takes the audience back to 1950’s London and the fashion world of the era. According to Playlist, the film will be produced by Focus Features with a budget of 35 million dollars. The master actor Daniel Day Lewis who was awarded the Oscar for best actor in 2007 with Anderson’s There Will be Blood and who has not acted since the 2012 movie Lincoln, will be back in front of the camera in this new project.The shooting of the movie will start in the beginning of the year and will be on the screen by the end of 2017. I Fall 2016
65
MUSIC
KASABIAN BU SONBAHARDA ESECEK KASABIAN WILL STORM THIS FALL
Son olarak 2014 yılında 48:13’le karşımıza çıkan İngiliz grup Kasabian,yeni albümünü sonbahar aylarında yayınlayacak.Kayıtları tamamlanan yeni albümde köklerine geri döneceklerini söyleyen Leicester’lı grubun yeni kaydının prodüktörlüğünü gitarist Serge Pizzorno üstlendi. İsmi henüz belli olmayan albümün kayıtları sırasında The Stooges, Public Enemy, Bruce Springsteen’den ilham alınmış. Albümde yer alacak şarkılardan bazılarının isimleri ise şöyle; You’re in Love with a Psycho, 24/7, Comeback Kid, Put Your Life On It, Good Fight ve AllThroughThe Night.
The British band Kasabian released their last album 48:13 in 2014 will be back on the stage with their new album this fall. The band from Leicester will be going back to their roots. The title of the album is not announced yet but we know it is produced by the guitar player Serge Pizzorno and was inspired by The Stooges, Public Enemy, Bruce Springsteen. Some of the titles from the album are You’re in Love with a Psycho, 24/7, Comeback Kid, PutYour Life On It, Good Fight and AllThroughThe Night.
METALLICA GERİ DÖNÜYOR
LONG-AWAITED NEWS FROM METALLICA IS BACK
Metallica geri döndü. Greg Fidelman’ın prodüksiyonunu üstlendiği yeni albüm Hardwired… to Self-Destruct, 18 Kasım’da yayınlanıyor. Toplam iki CD’lik ve 80 dakikalık albümden ilk video da paylaşıldı. Hardwired isimli şarkı için Metallica’nın uzun zamandır yaptığı en iyi şeylerden biri diyebiliriz. Dedik bile! Hardwired, Atlas, Rise!, Now That We’re Dead, Moth Into Flame, Am I Savage?, Halo On Fire, Confusion, Dream No More, ManUNkind, Here Comes Revenge, Murder One, Spit OutThe Bone. Metallica is back. Their new album Hardwired…To Self Destruct produced by Greg Fidelman will be on the shelves in November 18th. The 80 minute long album is composed of two cd’s and the first video has already been released.The song is one of the best ever.. Other titles from the album are Atlas, Rise!, Now That We’re Dead, Moth Into Flame, Am I Savage?, Halo On Fire, Confusion, Dream No More, Man Unkind, Here Comes Revenge, Murder One, Spit OutThe Bone.
66
I Fall 2016
EMPIRE OFTHE SUN Son olarak Ice on the Dune’u 2013 yılında yayınlayan Empire of the Sun, 3 yıllık aranın ardından yeni albümü Two Vines’la geri dönüyor. 28 Ekim’de yayınlanacak albümün kayıtları Hawaii ve Los Angeles’ta gerçekleşti. İkilinin haricinde Sia, The Killers ve Mika gibi isimlerle çalışan Peter Mayes’in yapımcılığını üstlendiği albüme Fleetwood Mac’ten Lindsey Buckingham, Prince’in grubu Revolution’dan Wendy Melvoin, David Bowie’nin Blackstar’ının kayıtlarında yer alan Henry Hey ve Tim Lefebvre gibi isimler konuk sanatçı olarak katkıda bulundu. Empire of the Sun who has released their last album Ice on the Dune in 2013, is back with a brand new album called the TwoVines The album recorded in Hawaii and Los Angeles will be released on October the 28th. The album produced by Peter Mayes who has also collaborated with Sia, The Killers and Mika, hosts guest stars like Henry Hey and Tim Lefebvre known for their contributions to Prince, Fleetwood Mac, Revolution and David Bowie.
I Fall 2016
67
moodboard
SOSHANA: TRAVMA VE GERİDÖNÜŞ SOSHANA:
TRAUMA AND RETURNS
23.09 – 31.12.2016, CERMODERN
Cer Modern ve Avusturya Büyükelçiliği işbirliğiyle gerçekleşecek olan sergi, yirminci yüzyılın en önemli kadın sanatçılarından olan Soshana’yı ülkemizde ilk kez sanatseverlerle buluşturuyor. Sergi, Avusturya’da yaşayan sanat tarihçi ve yazar Barış Acar tarafından derlenerek Travma ve Geri Dönüş temasıyla bir yandan sanatçının çalışmalarına dönük retrospektif bir nitelik taşırken, bir yandan da yirminci yüzyıl sanatçısının yaşantısına ve bu yaşantıda temellenen tarih yazımı problemine bir giriş yapmayı hedefliyor. Otuzun üzerinde yağlıboya resmin yanı sıra,Avrupa,Amerika, Küba, Meksika, Çin gibi ziyaret ettiği ve dönem dönem yaşadığı çok sayıda ülkede çekilmiş fotoğrafları ve Picasso, Giacometti, Max Ernst gibi dostlarıyla yazıştığı belgeler de Ankaralı sanatseverlerle buluşuyor. 1927 doğumlu Soshana, hem modernist geleneğin hem de Avrupa modern sanat dünyasının profilini çıkarmak için güçlü bir örnek. İki savaş arasında doğmuş ve Avrupa’nın çalkantılı tarihine an be an tanıklık etmiş bir kadın olarak onun bağımsızlığı ve dünyaya katılma biçimi sanatın özerkliğini değerlendirebilmek için önemli bir örnek. Soshana, figüratif gelenekten hiçbir zaman tam olarak ayrılmasa da yapıtlarında gerek kübizmin gerek soyut dışavurumculuğun gerekse gerçeküstücülüğün etkilerini bulabileceğimiz, portrelerinde de kaligrafilerinde de kendi bireysel varoluşunu hissetirmekten vazgeçmemiş bir sanatçı. Bu yönüyle sanat tarihinin kendini üsluplarda ifade eden geleneksel şemasının çekiciliğine kapılmadığını öne sürmek mümkün. Burada ve şimdi yaşamayı ilke edinmiş, yaşamının son anına dek ne aşklarının peşinden gitmekten ne de politik gelişmeleri takip etmekten vazgeçen ve bunları resimlerinden takip edebileceğimiz biri Soshana.
68
I Fall 2016
Organized with the cooperation of Cer Modern and the Austrian Embassy, this exhibition will bring Soshana, one of the most significant female artists of the Twentieth Century, together with art-lovers for the first time in our country. The exhibition will display a retrospective quality towards the works of art on display and the artists, through the compilation of Barış Acar, who is an art historian and author living in Austria. On the other hand, it aims at introducing the life of twentieth century’ artists and the issue of writing history originating from this lifetime. In addition to more than thirty oil paintings, he artist’s photographs taken in Europe, United States, Cuba, Mexico and China, and correspondences with her friends, such as Picasso, Giacometti and Max Ernst will also be shared with art-lovers in Ankara. Born in 1927, Soshana is a very strong example which may serve to present the profile of both the modernist tradition and the European modern art world.As a woman who was born between two wars and witnessed every moment of the unsteady history of Europe, her independence and her way of participating in life, offer a rare example in evaluating the autonomy of art. Although she never totally departed from figurative tradition, you can find the reflection of the impacts of cubism, abstract expressionism, as well as surrealism. She never gave up making art-lovers feel her own individual existence in her calligraphies and portraits. Thanks to this attribute of hers, it is possible to say that she was not attracted to the charm of the art history as reflected in the traditional diagrams which express themselves accordingly. Soshana is an artist who adapted the principle of living here and now and never gave up going after her passion, following up on political developments and reflecting these in her works of art.
KITARO ANKARA’DA KITARO IN ANKARA
15 Kasım 2016 21:00 Congresium Ankara, Ankara New age ve dünya müziğinin öncü isimlerinden Kitaro özel orkestrası eşliğinde 15 Kasım’da Congresium’da. Etnik ve elektronik öğeleri bir araya getiren yenilikçi müziğiyle dünyanın dört bir yanında dinleyenleri derin ve ruhani yolculuklara çıkaracan efsanevi müzisyen Kitaro, uzun süre akıllardan çıkmayacak bir konser için Ankara Congresium sahnesine konuk olacak. Piu Entertainment tarafından organize edilen bu özel gecede, 30 yılı aşkın kariyeri boyunca müziğiyle milyonları peşinden sürükleyen Kitaro’ya özel bir orkestra eşlik edecek. Leading new age artist and world music Kitaro and his orchestra will be performing at the Congresium Ankara on the 15th of November at 21:00. This legendary musician carrying the audience to mystic worlds with his ethnic and electronic music will be on stage at Ankara’s Congresium for an unforgettable concert. On this special night organised by Piu Entertainment a special orchestra will accompany Kitaro who has enthralled millions of people during his 30 year career.
SWAN LAKE RELOADED
One of the leading choreographers of our times Fredrik Rydman’s “Swan Lake Reloaded” is a modern interpretation of Tchaikovsky’s Swan Lake. There will be only 5 shows in Ankara. Swan Lake Reloaded has toured the cultural capitals of the world like Stockholm, Paris, London, Berlin, Frankfurt, Moscow, and Vienna and was lauded with great admiration. Pieces of famous pop and rock stars are integrated into the choreography along withTchaikovsky’s music and the timeless classical ballet of the 1800’s has been harmonised with features from street dances and modern ballet. There are no magic, sorcery or supernatural events in Fredrik Rydman’s interpretation. The story is contemporary and love is the central feature in the struggle between evil and good. Will true love win? How will the story end this time? If you want to know the answer, don’t forget to mark your calendars.
14 Ekim 2016 21:00 Congresium Ankara, Ankara Dünyanın en önemli koreograflarından Fredrik Rydman’ın bir Tchaikovsky klasiği olan Kuğu Gölü’nden uyarlayıp modernize ettiği muhteşem gösterisi Swan Lake Reloaded sadece 5 gösteri için Ankara’da. Stokholm’de ve Paris, Londra, Berlin, Frankfurt, Essen, Moskova, Zürih ve Viyana dahil dünyanın en önemli başkentlerini gezen Swan Lake Reloaded, gittiği her ülkede sanatseverlerin yoğun ilgisi ile karşılaştı. Tchaikovsky’nin yanı sıra dünyaca ünlü pop ve rock sanatçılarının da eserlerinin kullanıldığı gösteride klasik bale ile beraber sokak dansı da kullanıldı. 1800’lerin balesi, modern toplumu yansıtacak şekilde modifiye edildi. Fredrik Rydman’in bu Tchaikovsky klasiği yorumunda büyü, büyücülük ve doğaüstü olaylar yok. Şimdiki zamanda geçiyor ve iyi ile kötünün mücadelesinde aşk merkezi bir rol oynuyor. Gerçek aşk, hikayenin orjinalinde olduğu gibi büyüyü bozabilecek mi? Hikaye bu sefer nasıl sonlanacak? I Fall 2016
69
AKBANK CAZ FESTİVALİ: IMANY İdolleri Billie Holiday, Nina Simone ve Tracy Chapman gibi caz, soul ve folk müzikten beslenen Imany, müzik kariyerine devam etmek için döndüğü ülkesi Fransa’da daha önce Ayo ve Grace ile çalışan yetenekli prodüktör Malik Ndiaye’yle tanıştı. 2011’de yayınladığı ilk albümü Shape of a Broken Heart ile üç ülkede platin plak ödülü kazanırken geniş bir hayran kitlesi edindi. Sous Les Jupes des Filles (Fransız Kadınları) filmine yaptığı bestelerle 1,5 milyona yakın sinemasevere de ulaşan sanatçı, üç kıtaya yayılan uzun soluklu bir turne gerçekleştirdi. Şarkılarında aşktan kadın hakları mücadelesine, iklim değişikliğinden siyasi mücadelelere kadar pek çok konuya değinen Imany huzur, umut ve hüznü bir arada yaşattığı yeni şarkılarıyla festivalin özel performanslarından birine imza atacak.
21.10.2016 - 21:00 Volkswagen Arena, İstanbul Imany, inspired by jazz and soul artists like Nina Simone and Tracy Chapman went back to France to pursue her musical career and met the talented producer Malik Ndiaye who has worked together with Ayo and Grace before. Her first album released in 2011 Shape of a Broken Heart won platinum record level in three different countries and her compositions for the Sous Les Jupes des Filles made her globally famous. Imany expresses various topics like love, women rights, climate change and political struggles. Her performance will no doubt bring hope, peace, joy and sorrow to the festival.
SHAKESPEARE’İN BÜTÜN ESERLERİ HAFİF KISALTILMIŞ
SHAKESPEARE’S COMPLETE WORKS – ABRIDGED
08 Ekim 2016 20:30 Cepa Campus Kültür Merkezi, Ankara Londra’da 10 sezon kapalı gişe oynayan müthiş komedi “Shakespeare’in Bütün Eserleri Hafif Kısaltılmış”, 08 Ekim’de Camus Kültür Merkezi’nde sizlerle buluşuyor. Kahkaha garantili ve ödüllü oyunun yazarları, Adam Long, Daniel Singer ve Jess Winfield, yöneten, dramaturji ve ışık tasarımı, Kemal Başar, oynauaynlar, Oynayanlar: Kemal Erdurak, Kerem Muslugil, Mesut Yılmaz. Bu çılgın Shakespeare komedisi, İngiltere’de West End’de 10 sezonu aşkındır kapalı gişe oynuyor. Türkiye’de ilk kez, hepsi 2013-14 sezonunun en başarılı genç oyuncuları ödüllü oyuncularıyla... Üç ne yaptığını bilmez erkek oyuncu hemen hemen hazırlıksız ve pek bilgileri de olmadan Shakespeare’in bütün eserlerini birden oynayacaklarını iddia ederler; Hamlet, Ophelia, Romeo, Juliet, Jül Sezar, Macbeth, Othello, Desdemona, cadılar, periler derken işler karışır, çılgınlık boyutuna erişir. The great comedy “Shakespeare’s Complete Works – Abridged” which is being performed for the past 10 seasons in London will meet the Turkish audience at the Cepa Campus Cultural Center on the 8th of October. The writers of this play which is full of laughter, are Adam Long, Daniel Singer and Jess Winfield.The director and designer are Kemal Başar and the actors are Kemal Erdurak, Kerem Muslugil and Mesut Yılmaz. This hilarious Shakespeare comedy has been a blockbuster for the last 10 seasons in London. Now it is on our stage with the most successful actors of the 2013-2014 season.Three actors claim they will perform the complete plays of Shakespeare: Hamlet, Ophelia, Romeo, Juliet, Jül Sezar, Macbeth, Othello, Desdemona and everything goes wild, together with witches and fairies.
70
I Fall 2016
I Fall 2016
71
FİLM EKİMİ
Ekim denince akla kahve, battaniye, yeni filmler ve Talking about October requires mentioning coffee, blanket, new elbette Filmekimi geliyor. Sonbahar’ın gelmesiyle movies and of course Filmekimi! The festival brings us the most sinemaya duyduğumuz aşk zirve yaparken Filmekimi bu recent movies of the year. duygularımıza en güzel hitap eden etkinliklerden biri. The program of the festival is once again dazzling with numerous Dünya festivallerinde gösterilmiş, ödüller almış, films that have been awarded at the festivals all around the eleştirmenlerin ve izleyicilerin ilgisini çekmiş ve merakla world. This year the festival takes place in four different cities: beklenen yeni yapımları içeren zengin programıyla bu yıl İstanbul, Ankara, İzmir and Bursa. da Filmekimi harika. Üstelik bu yıl festival farklı şehirlere de renk katıyor; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa’ya duyurulur.
72
I Fall 2016
PROGRAMDA YER ALAN FİLMLER
SCREENING MOVIES
On beşinci yılında Filmekimi programında, Altın Palmiyeli Ken Loach filmi “I Daniel Blake”den, Xavier Dolan’ın Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödül’ü kazanan “It’s Only the End of the World” (Alt Tarafı Dünyanın Sonu)’na, Oscar’lı yönetmen Asghar Farhadi’den (The Salesman), bağımsız Amerikan sinemasının kahramanlarından Jim Jarmusch’a (Paterson), Güney Kore’nin yıldız yönetmeni Park Chan-wook’tan (The Handmaiden) modern klasiklerin yönetmeni Paul Verhoeven’e (Elle) ve kara mizahtan vazgeçmeyen yönetmen Todd Solondz’dan (Wiener-Dog) her filmi olay yaratan Pedro Almodovar’a (Julietta) kadar merakla beklenen birçok yönetmenin filmi yer alıyor. Gösterilecek tüm filmler ise şöyle:
The program of the 15th year of the festival is full of impressive movies and directors: Ken Loach’s Palm D’Or winner “I Daniel Blake”, Xavier Dolan’s Cannes Film Festival Jury Special Award winner “It’s Only the End of the World”, Oscar winner director Asghar Farhadi, American independent film hero Jim Jarmusch, South Korean bright director Park Chan-wook, director of the classics Paul Verhoeven, master of humour Todd Solondz and striking Pedro Almodóvar.
“Mezuniyet” (Graduation); Cristian Mungiu, “Sieranevada”; Cristi Puiu, “The Beatles: Eight Days a Week – Turne Yılları” (The Beatles: Eight Days a Week – The Touring Years); Ron Howard, “Hunt for the Wilderpeople”; Taika Waititi, “The Birth of a Nation”; Nate Parker, “Elle”; Paul Verhoeven, “Wiener-Dog”; Todd Solondz, “Ma Loute” (Slack Bay); Bruno Dumont, “Ma Vie De Courgette” (My Life As A Courgette); Claude Barras, “Toni Erdmann”; Maren Ade, “American Honey”; Andrea Arnold, “Voyage of Time”; Terrence Malick, “Swiss Army Man”; Dan Kwan & Daniel Scheinert, “Câini” (Dogs); Bogdan Mirica, “Florence”; Stephen Frears, “Arrival”; Denis Villeneuve, “Bilinmeyen Kız” (La Fille Inconnue) (The Unknown Girl); Jean-Pierre ve Luc Dardenne, “Julieta”; Pedro Almodóvar, “Öğrenci” (Uchenik) (The Student); Kirill Serebrennikov, “Komün” (The Commune); Thomas Vinterberg.
Graduation; Cristian Mungiu, Sieranevada; Cristi Puiu, “The Beatles: Eight Days a Week – The Touring Years; Ron Howard, “Hunt for the Wilderpeople”; Taika Waititi, “The Birth of a Nation”; Nate Parker, “Elle”; Paul Verhoeven, “Wiener-Dog”; Todd Solondz, “Ma Loute” (Slack Bay); Bruno Dumont, “Ma Vie De Courgette” (My Life As A Courgette); Claude Barras, “Toni Erdmann”; Maren Ade, “American Honey”; Andrea Arnold, “Voyage of Time”; Terrence Malick, “Swiss Army Man”; Dan Kwan & Daniel Scheinert, “Câini” (Dogs); Bogdan Mirica, “Florence”; Stephen Frears, “Arrival”; Denis Villeneuve, “La Fille Inconnue” (The Unknown Girl); Jean-Pierre ve Luc Dardenne, “Julieta”; Pedro Almodóvar, “Uchenik” (The Student); Kirill Serebrennikov, “The Commune”; Thomas Vinterberg
I Fall 2016
73
Box Office
DOCTOR STRANGE 14.10.2016
Marvel aleminin sevilen süper karakterlerinden biri olan Doctor Strange’in öyküsünü perdeye taşıyacak olan film, kariyeri oldukça parlak ama çok kibirli bir cerrah olan Stephen Strange’in hayat öyküsünü ve bir süper kahraman olarak yaşadığı ilginç dönüşümü beyazperdeye aktarıyor. Doktor Strange’i İngiliz oyuncu Benedict Cumberbatch canlandırırken, Chiwetel Ejiofor, Rachel McAdams, Tilda Swinton, Benedict Wong oyuncu kadrosunu oluşturuyor. Filmin yönetmen koltuğuna ağırlıklı olarak korku-gerilim projelerinin aranan ismi haline gelen Scott Derrickson oturuyor. Başarılı cerrah Stephen Vincent Strange, geçirdiği bir trafik kazası sonucunda elindeki sinirler zarar görünce artık mesleğini yapamaz hale gelir. Tüm yaraları iyileştirebilen, Tibet’te yaşamakta olan Ancient One adlı büyücünün varlığını öğrenmesi onun için yeni bir umut olur. Tibet’e giden cerrah sandığından çok daha büyük güçlerle karşılaşacaktır. The supernatural character of Marvel, Doctor Strange’ s story is being re-told in a single movie. The bright and arrogant surgeon Stephen Strange and his story of morphing into a supernatural hero will surprise the audience. The leading actor of the movie is Benedict Cumberbatch accompanied by famous actors Chiwetel Ejiofor, Rachel McAdams, Tilda Swinton and Benedict Wong. The movie is directed by Scott Derrickson well known for his Thrillers. The successful surgeon Stephen Vincent Strange is seriously injured in an accident and can’t perform his profession any longer, but the Ancient One a Tibetan enchanter gives him hope. However, what he encounters in Tibet will be beyond his wildest imagination.
74
I Fall 2016
TANGY APPLES 04.11.2016
Türkiye’nin 30 yıllık tarihini, kalabalık bir aile hikayesi üzerinden beyazperdeye taşıyan Yılmaz Erdoğan, 15 yıl aradan sonra ‘Vizontele’ tadında bir filmle izleyici karşısında. 1970’li yıllarda Hakkari’de belediye başkanı olan Aziz Özay’ın (Yılmaz Erdoğan) elma bahçesinin ve üç kızı Muazzez (Farah Zeynep Abdullah), Türkan (Songül Öden) ve Safiye’nin (Şükran Ovalı) güzellikleri bütün şehrin dilindedir. Şehrin genç erkekleri, bu güzel kızlarla görüşebilmek için her yolu denerlerken başkan Özay, genç kızların duygularına hoşgörü göstermeyecektir.
Yılmaz Erdoğan tells the 30 years of Turkish history thru the eyes of a popular and a crowded family. Erdoğan is back on the silver screen after a 15 year break. Aziz Özay (Yılmaz Erdoğan) is the mayor of Hakkari, has three beautiful daughters named Muazzez (Farah Zeynep Abdullah), Türkan (Songül Öden) and Safiye (Şükran Ovalı) and also a proverbial apple orchard. The young men of the town try everything possible to meet her beautiful daughters however mayor Özbay shows no mercy.
ELLE
04.11.2016 Kariyeri boyunca dikkat çekici yapımlarla izleycileri ekrana kilitleyen Paul Verhoeven ve ünlü oyuncu Isabelle Huppert’ı buluşturan film Elle, Philippe Dijan’ın aynı adlı romanından uyarlandı. Filmin seneryosunu, Philippe Djian, David Birke kaleme aldı. Filmde yer alan oyuncular ise Virginie Efira, Christian Berkel, Anne Consigny, Raphael Lenglet. Başarılı bir iş kadını olan Michele’in evinde saldırıya uğramasıyla başlayan dram, Cannes Film Festivali’nde büyük övgü aldı. Paul Verhoeven who mesmerizes the audience in front of the screen collaborates with the famous actress Isabelle Huppert for this motion Picture “Elle” based on Philippe Dijan’s novel. The script of the film is written by Philippe Djian and David Birke. The stars of the movie are Virginie Efira, Christian Berkel , Anne Consigny and Raphael Lenglet. The movie which starts with the successful business woman Michele being robbed in her house, took high credit at the Cannes Film Festival.
CEHENNEM 14.10.2016
Dan Brown’ın aynı adlı romanından uyarlanan polisiye gerilim filmi, Cehennem bu ayın beklenen filmlerinden. Yönetmenliğini Ron Howard’n üstlendiği filmin başrolünde Tom Hanks yer alıyor. Ünlü semboloji uzmanı Robert Langdon, Dante’yle ilgili ipuçları peşindeyken kendini bir anda Floransa’da bir hastanede bulur. Son birkaç günde yaşanan olaylara dair en ufak bir fikri bulunmamaktadır. Kaldığı hastanede doktorluk yapan Sienna Brooks’un (Felicity Jones) yardımıyla Avrupa’nın dört bir yanını kapsayan zorlu bir yolculuğa çıkar. Anılarını geri getirmeye ve dünya nüfusunun büyük kısmını yok edecek bir virüsü yaymak isteyen çılgın bir adamı durdurmaya çalışacak, bir yandan kendisini ortadan kaldırmak isteyenlerden kaçacaktır. Detective-thriller movie Inferno, adapted from Dan Brown’s novel is one of the long awaited films of the month. The movie is directed by Ron Howard and Tom Hanks is the lead actor. Famous symbolist Robert Langdon finds himself in a hospital in Florence while chasing after clues about Dante. He has no idea about what has happened during the last couple of days. Sienna Brooks (Felicity Jones), a doctor at the hospital accompanies him in a long journey all around Europe. He tries to recover his memory while he goes after a lunatic who tries to contaminate the world with a dangerous virus.
JULIETA SILENCIO 14.10.2016
Özlemle beklediğimiz Pedro Almodóvar, politik komedilerden sıyrılarak, beyaz perdeye müthiş bir kadın hikaeyesiyle geri dönüş yapıyor. Filmin oyuncu kadrosunda Emma Suárez , Adriana Ugarte , Daniel Grao, Inma Cuesta, Michelle yer alırken senaryosu yine Almodóvar’ın kaleminden çıkıyor. 50’li yaşlarına gelmiş Julieta (Emma Suarez) erkek arkadaşı Lorenzo ile birlikte Madrid’den Portekiz’e taşınma planları yapmaktadır. Bu sırada en son 18 yaşında gördüğü ve 12 yıldır hiçbir haber alamadığı kızı Antía’nın bir zamanlar en yakın arkadaşı olan Beatriz (Michelle Jenner) ile karşılaşır. Onunla yaptığı konuşmayla birlikte unutmaya çalıştığı acıları depreşir ve Portekiz’e gitmek yerine eskiden kızıyla birlikte yaşadığı eve geri döner. Kızından bir haber alabilmeyi umutsuzca bekleyerek günlerini geçirmeye başlayan kadın, bu sırada geçmişini ve anılarını kağıda aktarırken hayatını tekrar gözden geçirir. We have been longing to see Pedro Almodóvar back on the silver screen. And he is back with an extraordinary woman story. Emma Suárez , Adriana Ugarte , Daniel Grao , Inma Cuesta , Michelle Jenner are the master names from the cast and the scenario is written by Almodóvar himself. Julieta (Emma Suarez), a woman in her 50’s plans to move to Portugal with her boyfriend Lorenzo. Meanwhile she meets her daughter’s best friend Beatriz (Michelle Jenner) whom she hasn’t seen since she was 18. Their conversation brings back her pain and instead of moving to Portugal, she returns to the house where she has lived together with her daughter. Longing to hear from her daughter, Julieta confronts her past and starts to write down her memories.
LION
25.11.2016
5 yaşındaki Hintli bir çocuk ağabeyinin geri dönmesini beklerken bir tren vagonunda uyuyakalır. Ağabeyi uyurken tren yola çıkar ve küçük çocuk uyandığında kendini evinden kilometrelerce uzakta bulur. Artık kayıptır ve eve nasıl döneceğine dair bir fikri yoktur. Küçük çocuk, Kalküta’da büyük mücadelelerden sonra Avustralyalı bir çift tarafından evlat edinilir ve sevgiyle büyür. Ancak ailesini bulma isteği giderek bir saplantıya dönüşür. Elinde hiçbir şey olmadan ilerlemeye çalışan genç adamın içindeki çaresizlik zamanla hayatını da etkilemeye başlar. Filmi başrollerinde Dev Patel, Rooney Mara, Nicole Kidman ve David Wenham gibi güçlü isimler yer alırken, filmin yönetmenliğini ise Garth Davis üstleniyor. A 5 year old Indian boy falls asleep on a train while waiting for his brother. The train sets off and the little boy finds himself miles away from his home when he wakes up. He is lost and has no idea how to return home. After adventurous days, an Australian couple adopts the little boy and takes care of him. However he becomes obsessed with the idea of finding his family. The leading stars of the movie directed by Garth Davis are Dev Patel, Rooney Mara, Nicole Kidman and David Wenham.
I Fall 2016
75
in town
TCDD MÜZESİ VE SANAT GALERİSİ
Ankara’nın
Kapısı
TURKISH RAILWAYS MUSEUM AND ART GALLERY Başkentin erken Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilmiş en görkemli yapıtlardan biri olan Ankara Merkez Garı, mekânsal görkemini hiç kaybetmemiştir. Ankara’nın kapısı olarak nitelendirilen Gar Binası, dünyanın savaşa hazırlandığı yıllarda geleneksel ve çağdaş öğeleri bağdaştırma denemesi olarak tasarlanmış ve günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. 1868-1873 yılları arasında Osmanlı yönetimi tarafından yaptırılan Haydarpaşa-İzmit Demiryolunu satın alan Anadolu Demiryolu Şirketi, hattı Ankara’ya kadar uzanmış. 1891 yılında yapılan o günkü iddiasız, iki katlı küçük gar binasına ilk tren ise 1892 yılında girmiştir. 1923’te başkent olan Ankara’nın nüfusu hızla artmış, konut ve işyeri ihtiyacı baş göstermiş, ulaşım ağının odak noktası haline gelen kentin ana giriş kapısı olan eski gar, artan yolcu kapasitesi karşısında yetersiz kalmaya başlamıştır. Bu nedenle yeni bir merkez garının yapılması karar alınmıştır. Ankara Gar Kompleksi içerisinde bulunan ve Ulu Önder Atatürk’ün talimatı gereği demiryolları mimarlarından Kemal Süha Esen tarafından “Ankara Oteli” olarak 1924 yılında projelendirilen bina TCDD Demiryolları Müzesi ve Sanat Galerisi olarak kullanılmadan önce sırasıyla; İşletme Müdürlüğü, Muhasebe Müdürlüğü, Kreş, Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurdu, Kısım Şefliği, Eğitim ve Öğretim Dairesi Başkanlığı olarak kullanılmaktaydı. İki katlı olan taş bina, 1990 yılında TCDD tarafından restore edilerek giriş katı Sanat Galerisi, ikinci katı da Demiryolları Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
76
I Fall 2016
One of the historic edifices of Ankara, the Central Railway Station built during the first years of the Turkish Republic, has never lost its spatial splendour. The Station is known as the ‘Gate of Ankara’ and it was designed during the years of war harmonising traditional and modern elements. The Anatolian Railways Company, who purchased the Haydarpaşa-İzmit Railroad which was built by the Ottoman Authorities from 1868-1873, extended the original Haydarpaşaİzmit railroad all the way to Ankara. The first Railway Station was built in 1891 as a simple, two storey building and the first train arrived at the station in 1892. Ankara’s became the Capital City in 1923 and its population increased rapidly also exacerbating the need for housing and office buildings. At the time the old Railway station building was no longer able to meet the growing demand and it was decided to build a new central Railway station. The Railway Museum and the Art Gallery included in the Railway Station Complex was originally built in 1924 as the “Ankara Hotel” designed by the railroad architect Kemal Süha Esen. Before being used as a museum and gallery the building served as the Operations Directorate, Department of the Treasury, Kindergarten, Higher Education Student Residence, Section Directorate and the Department of Education and Training. The two story stone building was renovated by the Railway in 1990 and opened with the Art gallery on the ground floor and the Railroad museum on the second floor.
MİMARİ ÖZELLİKLER
ARCHITECTUAL FEATURES
1930’ların neo klasik akımın etkilerinin görüldüğü gar, mimari The Museum and the Art Gallery intends to showcase the açıdan da önemli özellikleri içinde barındırmaktadır. recent history. The Museum also includes original items from the early years of the national railway. Binanın tüm cepheleri Ankara Taşı ile kaplıdır. Dönemin mimari akımına bağlı olarak yüksek tavanlı tasarlanan The neo-classical railway station building carries important binanın girişinin zemini İzmir Karosu/Malta Taşı kaplıdır. architectural aspects: Karolar gri-beyaz olan zemin üzerine gri-siyah renkte sekiz kollu The façade of the building is covered with Ankara Stone. rüzgârgülü motiflidir. The cathedral ceiling entrance is covered with İzmir tiles and Simetrik planlı ön cephenin tam ortasında bulunan üç Malta Stone. The tiles are grey and white and are decorated basamaklı bir merdivenin yardımıyla girilen binanın içine with wind rose motives. açılan iki kanatlı masif ve ahşap kapı yapının önemli süslerinden The symmetrical front entrance gates are solid wood. biridir. The building is an example of early republic architecture and Erken Cumhuriyet dönemi eserlerinden olan bina otel olarak accordingly, the rooms open to a large hall. projelendirildiğinden odalar büyük sofaya açılmaktadır.
I Fall 2016
77
SANAT GALERİSİ
Tarihi binanın giriş katı Sanat Galerisi olarak bir çok ulusal ve uluslararası resim, heykel, el sanatları ve fotoğraf sergi organizasyonuna ev sahipliği yapmaktadır.
MÜZE
Spiral ahşap merdivenle çıkılan ikinci katta, geniş sofaya açılan yüksek tavanlı büyük salon ile farklı büyüklükte sekiz odadan oluşan müzede; geçen yüzyıldan günümüze değin trenin ve demiryolculuğun serüveni, grafik illüstrasyonlarla gösterilmekte, demiryollarında kullanılan her tür teknik ve etnografik malzeme de tarihi gelişim süreci içerisinde sergilenmektedir. Müze’de TCDD’ den temin edilen semaverler, pirinç yazı takımları, ahşap sedefli mobilyalar, biletler, sağlık malzemeleri, yol ölçüm aletleri, madalyalar, şiltler ve özgün buharlı lokomotif plakaları ziyaretçilerine kullanıldığı zamanın ruhunu yaşatmaktakdır. Merdivenin karşısındaki odada, ziyaretçilere müze hakkında genel bilgi aktarılmakta, “Cer Odası”nda, buharlı lokomotifin belge, fotoğraf, teknik parçaları ile dünden gelen serüveni anlatılmaktadır. Bu odada yazı takımları, mürekkep hokkaları, mürekkep, gar ve peron çanları, lambalar, Osmanlı dönemine ait vagon objeleri ve demiryolcuların kullandıkları tarihi objeler ziyaretçilerin beğenisine sunulan materyaller arasındadır. 20.yy ortalarında trenlere eklenen sağlık vagonlarında kullanılanlardan biri olan Anadolu Bağdat amblemli ahşap ameliyat sandığına ait ilaç ve müdahale malzemeleri ve Eskişehir Demiryolu Hastanesine ait sıhhi malzeme dolabı, hasta dosyaları, 19. yy’ da kullanılan ilk yardım sedyesi ile ameliyathanede kullanılan gaz lambası, sterilizasyon kapları, tansiyon aletleri, mikroskop ve çeşitli tıbbi araç-gereçler de müzenin envanterinde bulunan eserlerden bazıları.
ART GALLERY
The ground floor of the building is used as an art gallery.The gallery hosts numerous national and international paintings, sculptures, arts and crafts and a photography exhibition.
MUSEUM
The second floor of the building adorned by wooden spiral stairs is the Railway Museum.The large, high-ceiling hall and the eight smaller rooms showcase exhibitions about the history of the railway and technical and ethnographic tools. The collection composed of samovars, brass inkwell sets, wooden furniture, tickets, health care equipment, hodometry equipment, medals, mattresses and original steam engine plates takes visitors back to the beginning of the 20th century. The room opposite the stairs provides general information about the museum, the “Traction Room” displays the journey of the railroad with documents, photographs and technical devices. The same room also includes items from the Ottoman period and historical objects used by workers and passengers.
78
I Fall 2016
Müzede Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan serüvene ait belge, fotoğraf, madalya, şilt, tahvil, bilet, permi, kimlik kartı, açılış makasları, bilet dolapları ile yurt gezileri tabloları da sergilenmektedir. VagonLitz Cook’ un özgün tren plakası, gümüş, porselen, kristal servis takımları, ahşap satranç takımı, evrak rafları, yine tarihsel bütünlük içinde sunulan eserlerden. 1856-1980 yılları arasında yurtdışından gelen yabancı imalat olan buharlı lokomotiflere ait özgün pirinç-demir döküm plakalar ile ilk yerli üretim olan Bozkurt-Karakurt isimli lokomotiflerin plakaları, Makasçı-Manevracı fenerleri de, bu müzede görülebilmektedir. Ön balkonun bulunduğu iletişim odasında; daktilo, şaryolu hesap makinesi, telgraf, eğitim manipleleri, duvara monteli telefonlar, sahra telefonları, 5-1050 aboneli manüel santraller ve inşaatı yapımında kullanılan çeşitli ölçü aletleri ile tarihi materyaller de demiryolları tarihine tanıklık eden eserler arasında ziyaretçilerini bekliyorlar.
The museum has a large collection of medical instruments used on the Anatolia-Bagdad railroad and the Eskisehir Railroad Hospital such as operation cases, medicines, patient files, sterilization capsules, stretchers, microscopes and oil lamps. The museum collection also includes documents, photographs, medals, tickets, permits, identity cards, paintings and plates which date back to the Ottoman period and the early years of the Republic. Vagon-Litz Cook’s original train tablet, silver, porcelain and crystal table wares, wooden chess and letter trays are also historical items
in the collection. There are technical items such as the imported steam engine plates which date back to 1856-1980 and switchman, yardman lanterns. Typewriters, old calculators, training tappers, old telephones, manual operators and various devices used for engineering await the visitors.
I Fall 2016
79
cities&stories
TOM
HOOPS
T
üm duyguların özgür kaldığı ‘o an’ siyah beyaz karelerde sonsuzlaşıyor. Olabildiğince doğal, olabildiğince gerçek, inkar edilemeyecek kadar çarpıcı. Dünya mahallesinde aynı gökyüzü altında tek bir güneşi paylaşıyoruz. Sınır yok, kural yok, sahip olduğumuz en gerçek duygu özgürlük. Röportaj/Interview: Esen Bahar Peker
80
I Fall 2016
I Fall 2016
81
Siyah beyaz fotoğraf aşığı, işini severek ve en iyi şekilde yapan fotoğrafçı, maceracı bir gezgin, eski sigara tiryakisi… Ve? Kendinizden bahseder misiniz bize?
Admirer of black-and white photography, a devoted photographer, a venturesome traveller, an ex-smoker....What else? Can you tell us more about yourself?
Ben kendi kendini yetiştirmiş bir İngiliz fotoğrafçıyım. Çok sevdiğim eşim ve iki muhteşem köpeğimle birlikte yaşıyorum. Hem analog hem de dijital fotoğraflar çekiyorum. Eski film kameralarına bayılıyorum evde de birkaç tane bu tarz kameram var. Futbol ve ragbi oynamayı, klasik motosikletleri ve bisiklet yapımı sanatını seviyorum. Boş zamanlarımda köpeklerimle gezmeyi ve dostlarımla bira içmeyi tercih ediyorum.
I’m a British self taught photographer. Married to my lovely wife and have two gorgeous dogs. I shoot both analog and digital. I really love old film cameras and have a number of them at home. I also like football and rugby, Classic motorcycles and the art of bike building. In my free time I like to hang out with the dogs and or a beer with friends.
Fotoğraf hikayeniz ne zaman ve nasıl başladı?
When and how your story of photography did begin?
Önceleri portre çizmek için insanların fotoğraflarını çekmeye başlamıştım. Yakın bir arkadaşımdan fotoğraf makinesini ödünç aldım ve sokağa çıktım. O andan itibaren fotoğrafa aşık oldum ve bir daha da bırakmadım. Özellikle de kendi makinemi aldığımda tek yapmam gereken şeyin fotoğrafçılık olduğunu anlamıştım; insanın bir şeyleri idrak etmesini sağlayan o anlar vardır ya, öyleydi benim için. İlk yıl hiç para kazanamadım ama ikinci senemde portre çekimleri için talepler aldım. Ondan sonra moda fotoğrafçılığına da başladım ve hala her iki alanda da çalışıyorum. Moda fotoğrafçılığı yaratıcılığı ortaya çıkartıyor evet, ama ben belgesel fotoğrafçılığı her zaman daha fazla seviyorum. Olabildiğince doğal, kusurlarıyla ve detaylarıyla gerçek insanlar, gerçek duygular, derin bakışlar, siyah beyazın değişmez değeri var çalışmalarınızda… Fotoğraflarınızı siz nasıl tanımlarsınız?
I originally intended to take some snaps of people to use as a basis to paint portraits. I borrowed a camera from a good friend and took to the streets. I fell in love with photography from there and haven’t looked back. Once I had the camera I realised that photography was what I should be doing, it’s one of those moments when things just click. For the first year or so we did earn a penny, but in the second year I started to get requests for portrait work… After that I began to do some fashion work and now I do a bit of both. Fashion is great to push the creative side but I really love documentary work. Your photography embraces real people with all their defaults and details, real feelings, deep gazes and your photographs carry all the fundamental values of the black and white... How do you define your photography?
Benim için fotoğrafçılık teknik, ışık oyunları veya kurgudan öte, objeyle kuruduğum ilişki. Fotoğraf, fotoğrafçının teknik becerilerinin ötesinde bir noktada olmalı. Fotoğrafını çektiğiniz kişiyi tanımalı ve bunun için zaman harcamalısınız.
Photography for me is about the subject and me. Not about a technique or a lighting trick, or some editing process. Photography should be about something more than the technical skill of the photographer. Essential for this is to spend time to know the person you are shooting.
Çok zorlandığınız, aksilikler yaşadığınız ama yine de ‘Her şeye rağmen harikaydı’ diyebileceğiniz bir çekim hikayeniz var mı?
Do you have any shooting experiences which really challenged you but in the end made you say “It was wonderful after all”?
Sanırım Bombay’da yaptığım bir dergi çekimi; ters gidebilecek her şey ters gitmişti ve derginin
Probably a magazine shoot I had in Mumbai, pretty much anything that could go wrong
82
I Fall 2016
I Fall 2016
83
84
I Fall 2016
organizasyonu çok daha iyi olabilirdi... Ama tüm bunlara rağmen şehri ve insanlarını çok sevmiştim. Bu yüzden yakın zamanda Bombay’a yeniden gitmek istiyorum, canlı ve çok renkli bir şehir. Fotoğrafçılığın en heyecan verici yanı sizce nedir? Bence yeni insanlarla tanışmak. Bu işi yaparken muhteşem insanlar tanıdım; bunun için minnettarım. Anlatacak ilginç hikayeleri olan ve beni yeni keşif ve maceralara sürükleyen insanlara bayılıyorum. Fotoğrafçı olmanın bir gerekliliği de gezgin ve kaşif olmak, sizin keşfettiğiniz en büyülü yer neresi? Sanırım Hindistan. Portre çekimleri için mükemmel bir yer; zengin ve çok çeşitli. İlk vardığınızda önce bir şok yaşıyorsunuz ama bir kere alıştınız mı, vaad ettiği pek çok şey var. Keşke orada daha çok vakit geçirebilsem. Seyahat haritanızda gitmek istediğiniz hangi şehirleri işaretlediniz? Kuzey Hindistan’daki Leh şehri çekim yapmak için çarpıcı bir yer. Oraya varmak için katettiğiniz yol da bir o kadar ilginç fakat korkarım dünyanın en tehlikeli yolu. Yakın zamanda oraya motosikletle gitmeyi planlıyorum. Ardından belki Spitti Vadisi’ne kısa bir yolculuk; orası da Himalayalar’da. Görkemli manzarasına rağmen az insanın gidebildiği bu yüksek yerlere seyahat oldukça maceralı. Serüvenden uzak fotoğraf projeleri için çizdiğim rotalar arasında çok sevdiğim New York City ve Tokyo var. Ardından bilmiyorum; Tanzanya, Etiyopya ve Patagonya’yı da görmek istiyorum.
did go wrong and the organisation from the magazine side could have been much better… but having said all that I loved the city and it’s people and I’d love to go back to Mumbai soon, it’s a vibrant colorful city. What is the most exciting aspect of photography? For me it’s meeting people. I have met some wonderful and interesting people doing this job and I’m very grateful. I really love people with some interesting to say, either a history worth exploring or a future full of adventure. Being a photographer means travelling and exploring; which was the most fascinating place you have explored? I think it has to be India.Wonderful for shooting people., rich and diverse. A real shock to the system when you first arrive but once you settle it has so much to offer. I wish I could spend more time there exploring. Which cities are marked on your map for future travels? Leh in Northern India for photography, is a stunning place. But probably more interesting is the route to it, which happens to be one of the most dangerous roads in the world. I’m hoping to take a motorcycle up there soon. Following that perhaps a similar trip to Spitti valley, also in Himalayan India.These places are rarely visited so the whole experience is more likely to be an adventure. Especially when you look at the high altitudes and stunning landscpes. Away from the adventure NYC because I love the city and Tokyo for a photography project. After that I have no idea, but I would love to visit Tanzania, Ethiopia and Patagonia.
Her daim en sevdiğiniz şehirler hangileri?
Which cities are your all time favorites?
New York’a bayılıyorum; yapılacak o kadar çok şey var ki... Her köşesi bir film setini andırıyor. Londra’nın galerilerini, müzelerini, mimarisini ve pub’larını seviyorum. Ve elbette İstanbul. Sabah güneşinde boğaz nefes kesici.
My favorite city is NYC I think. So much to do and each corner looks and feels like a movie set. London I love for the galleries, museums, architecture and pubs. Istanbul because down the Bosphorus in the morning is simply breathtaking.
I Fall 2016
85
86
I Fall 2016
I Fall 2016
87
Seyahat çantanızdan eksik etmediğiniz şeyler neler?
Which items are the essentials of your backpack?
Elbette fotoğraf makinelerim. Lensler ve yedek piller, ışıklar. Onun dışında dizüstü bilgisayar ve iyi bir çift ayakkabı. Ekipmanlarım bu kadar ağırken, özel eşyalarımı hafif tutmayı tercih ediyorum.
A couple of cameras of course. Lenses and spare batteries. Other than that a decent pair of shoes and a laptop. I try and travel quite light when my camera gear can weigh so much. If I’m working I bring lights and a power pack.
En sevdiğiniz, çok da bahsetmediğiniz kaçış noktanız neresi?
Can you tell us where your favourite hermitage is?
Muhtemelen Ko Lanta, Tayland. Muhteşem küçük bir ada; fazla turist yok, sakin ve tam bir Tayland şehri. Leziz yemekleri, en kalabalık sezon da bile ıssız plajları ve keşfedecek saklı köşeleri, küçük köyleri var. Ortamı çok rahatlatıcı; orada vakit geçirmeyi gerçekten çok seviyoruz. Çekimlerden sonra fırsat buldukça kaçıyoruz.
Probably Ko Lanta, Thailand. It’s a wonderful little island, not too many tourists and very Thai... It’s also got great food, nice empty beaches even in high season and plenty to explore. There are also small villages. It has a very relaxed vibe and we love to spend time there to relax when we can. Normally when I come back from a shoot.
88
I Fall 2016
I Fall 2016
89
Sırada neler var, şimdi hangi hayalinizin peşinden gideceksiniz? Helmut Newton’un ‘Paris’teki vahşi köpekler’ söyleminden etkilenerek, yeni bir fotoğraf platformu başlatıyorum. Bugünlerde fotoğrafçılık başkalarını memnun etmek için yapılıyor. Fotoğrafçının ‘kendi işinin efendisi’ olduğu bir platform olmalı. Bu platform portre fotoğrafçılığından, belgesele, manzaraya kadar her türlü üsluba açık. Fotoğrafçıların,yaratıcı, özgün, sınırları zorlayan işler yapılabilmesini arzuluyoruz. Diğer bir planım ise Hindistan’da bir fotoğraf turuna çıkmak. What is next or what dreams will you pursue next will come next, what are your future plans? I’m launching a new platform for photography, inspired by a quote by Helmut Newton, Wild Dogs in Paris will highlight personal projects and commercial projects where the photographer is given a a very loose brief to shoot for the client. So much photography these days seems to made to please other people. It’s nice to have a platform where the photographer is master of his own work. It’s open to all sorts of photography from Portraiture to fashion to documentary and landscape. What we are really hoping for is work that pushes boundaries, not work that is a copy of something that been before. I’m also going to host a photo tour in India.
90
I Fall 2016
I Fall 2016
91
AUTUMN
ESCAPE FOTOĞRAF / PHOTOGRAPHY: KEREM ŞEKER & ESEN BAHAR PEKER
azın son günlerini arkamızda bırakırken, güneşin peşine takılıp doğaya kaçıyoruz. Denizin Y sonsuzluğunda kaybolurken, bembeyaz kumlarda
dinleniyoruz. Sonbaharın sarıdan kızıla döndüğü renk senfonisi ruhumuzu besliyor. Ve belki de en çok aradığımız şeyi, huzuru yakalıyoruz. s we’re leaving the last days of summer behind us, we chase for the sun and embrace the nature. We dive into the depths of the sea and rest on the white beaches… The colourful symphony of autumn nourishes our souls and we find peace...
A
92
I Fall 2016
I Fall 2016
93
94
I Fall 2016
I Fall 2016
95
96
I Fall 2016
I Fall 2016
97
98
I Fall 2016
I Fall 2016
99
100
I Fall 2016
Makyaj/Make Up: Göktuğ Gökhan Yüksel Asistan/Assistant: Özgür Doğan, Mert Üreten Model: Ksenia-Edit Models, Marianna-Flash Model
VAKKO ve BARNERS’a
Katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
I Fall 2016
101
HAFTASONU KAÇAMAĞI
KAPADOKYA
WEEKEND ESCAPE TO CAPPADOCIA
B
inlerce yıl birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Kapadokya, doğa ananın en cömert davrandığı kentlerden. Peri bacaları, yer altı şehirleri, müzeleri, vadileri, balon turları, bisiklet rotaları, at çiftlikleri, yöresel yemekleri ve şaraplarıyla, dünyanın bir ucundan gelenlere kapısını açan eşsiz bir coğrafya. Kuzeyde Kızılırmak, doğuda Yeşilhisar, Güneyde Hasan ve Melendiz Dağı ile muhteşem bir doğa. Bu sayımızda rotamızı ‘Güzel Atlar Ülkesi’ olarak da bilinen Kapadokya’ya çeviriyoruz. Harita ve gezi defterinizi hazırlayın iki günlük gezimiz başlıyor. Kapadokya’da keşfedecek o kadar çok şey var ki tüm anınızı dolu dolu geçirmeniz için sabahın erken saatlerinde yola koyulmanız gerekiyor. Yol boyunca güzel manzaralar ve mola yerleri size eşlik edecek. İlk durak Tuz Gölü. Kışın geniş su alanıyla birçok su kuşunun kışlası olan göl, yazın, adeta beyaz bir çöl. Arabanızı güvenle park edip, bir kahve molası için Tuz Gölü Müzesi’ne girebilirsiniz. Kahvenizi içtikten sonra ayakkabılarınızı bir kenara atın ve tuz parçacıkları üzerinde kısa bir yürüyüş yapın, bembeyaz sonsuz bir ışıltı... Yol gittikçe renkler, görüntüler değişiyor ve sonrasında sarının tüm güzel tonlarıyla Göreme sizi karşılıyor. Peri bacalarının sarmaladığı bu eşsiz manzara karşısında büyülenirken oluşumundaki gizem de sizi doğanın gücü ve güzelliği karşısında minnettar bırakıyor. Milyonlarca yıl öncesi bir iç deniz olan Kapadokya, lavların püskürmesiyle denizi kurutmuş, çukurları doldurmuş. Püsküren lavın soğuyarak sertleşmesi sonra bu sertleşen katmanın üzerine tekrar lav püskürmesi ile devam eden döngüye akarsular da eklenmiş ve sertleşen kayaları aşındırmış ve rüzgar da şekillendirerek bu büyüleyici manzarayı oluşturmuş. Bitmesi milyonlarca yıl sürmüş dev bir sanat eseri gibi...
102
I Fall 2016
C
appadocia is a natural treasure which has housed numerous civilizations throughout history. Fairy chimneys, underground cities, museums, valleys, balloon tours, bicycle routes, horse farms, local food and wine of the region attract tourists from around the world. Cappadocia is a unique oasis with Kızılırmak on the north,Yeşilhisar on the east, Mount Hasan and Melendiz on the south. We hit the road for the ‘Country of Beautiful Horses’ on a two day journey. There is so much to discover in here that you have to wake up really early in the morning. Beautiful landscapes and charming spots for resting will accompany you along the way. The first stop is the Salt Lake.The lake which is the home of numerous birds during the winter, turns into a white desert during the summer months. You can safely park your car and have a cup of coffee at the Salt Lake Museum. Take your shoes off once you have your coffee and take a walk on the lake between the glittering particles of salt… As you continue, the colours and the landscape transform and Göreme appears in front of your eyes with all its charm. The unique fairy chimneys will dazzle you and you will feel grateful to the mystic power of nature. Cappadocia, once an inland sea, dried out as a result of volcanic eruptions. The area has been eroded by the rivers in time and thus formed the fairy chimneys. It is like a piece of art created over thousands of years.
KEŞİF NOKTALARI Unesco Dünya Mirasları listesinde yer alan Göreme sadece doğal güzellikleri ile değil, tarihi açıdan da oldukça önemli. Bizans tarihi, kültürü ve sanatını yansıtan eserlerle kaplı her alan açık hava müzesi niteliğinde. Burada birçok klise, manastır, yerleşke yer alıyor. Tura başlamadan önce çantanıza harita, müze kartı, bolca su, biraz meyve atmayı unutmayın zira uzun, yorucu ama bir o kadar keyifli bir yol sizi bekliyor.
photo:blogrealylifestuff.com, mytriptrivelaagencyotur.com
GÖREME AÇIK HAVA MÜZESI: 4. yüzyılda Aziz Basil tarafından, dini eğitim ve düşünce merkezi olarak kurulan Türkiye’deki en büyük açık hava müzesini ziyaret edebilirsiniz. Müze kaya içine oyulmuş manastırlar, kiliseler, şapeller, yemekhaneler, mutfaklar ve yaşam alanlarından oluşuyor. Burada Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basileus Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise’sini gezebilirsiniz. AŞKVADİSİ : Adı gibi güzelAşkVadisi,gün doğumunu ve batımını yakalayacağınız muazzam mekanlardan biri. Asıl adı Bağlıdere olsa da hakkında anlatılan efsaneler ve peri bacalarının şekilleri dolayısıyla bu adla anılıyor. 4.900m olan yürüyüş parkuru ise doğa gezginleri için biçilmiş kaftan. İnişten sonra karşılaşılan tünel ve sular işi biraz zorlaştırsa da keyifli bir yolculuk. Aynı rota araçla da gezilebilse de 2,5 saatlik bir yürüyüş hem bedene hem ruha iyi geleceğinden tavsiye ederiz. Üzüm bağları ve meyve ağaçlarının da bolca olduğu vadi balonların da uğrak yeri. Siz de ister aracınızla, ister atla, ister yürüyerek bu keyifli alanı gezebilirsiniz. Gelmişken orada meyve suyu ve hediyelik eşya satan küçük dükkana da uğramadan gitmeyin.
PLACES TO VISIT Göreme, which is on the UNESCO World Heritage List, is not unique only for its nature but for its history. The village itself is like an open air museum with remains from Byzantin times. There are several churches, monasteries and settlements here. Don’t forget to take your map, museum card, water and some fruit before touring the area. It is going to be a long and tiring tour. GÖREME OPEN AIR MUSEUM: You can visit the largest open air museum in Turkey established as a religious and philosophy center in the 4th century by Saint Basil. The museum is composed of engraved churches, monasteries, sacrariums, kitchens and living areas.You can visit the Monastry for Women and Men, Saint Basileus Church, Saint Barbara Church and Yılanlı, Elmalı, Karanlık, Çarıklı,Tokalı Churches.
VALLEY OF LOVE: The beautiful Valley of Love offers spectacular views of sunrise and sunset. Its original name is Bağlıdere, however named as the Valley of Love according to legends. The trekking route is 4.9 kilometers and is ideal for those who love nature. The rivers and tunnels at the end might be a challenge but it is worth giving it a try.You may also choose to drive around by car, but it will be restricting.The valley which is full of vineyards and orchards is also one of the best spots for the balloons. You can enjoy the area on foot, horse or by car. Don’t miss the fresh fruit juice corners and souvenir shops. I Fall 2016
103
DERVENT VALLEY: Situated between the Ürgüp and Avanos villages, the Dervent Valley is like a piece of art created by an anonymous artist.You should visit the fairy chimneys of the valley to engage the limits of your imagination. Here the wind and the rivers have transformed the rocks into sculptures that everyone interprets differently.That is why it is also called the Valley of Delusion. You can park your car at the parking spot where you’ll also find souvenir shops and start to explore the valley. Be ready for new findings and discover the hidden corners of your imagination.
DERVENT VADİSİ: Ürgüp ve Avanos ilçesi arasında yer alan, Dervent Vadisi isimsiz bir heykeltraşın dokunuşuyla yaratılan gizemli bir yer. Hayal gücünüzün sınırlarını öğrenmek için bu peri bacalarına gitmeli, yaratıcılığınızı konuşturmalısınız. Çünkü burada rüzgar ve akarsular mağrifetini kah hayvan şekilleriyle kah insan figürleriyle ortaya koymuş öyle ki bakan herkesin farklı yorumladığı bir esere, cisme dönüşmüş. Oyüzden burası hayal vadisi olarak geçiyor. Aracınızı karşısındaki hediyelik eşyaların da satıldığı alana park edip, yüryüş parkurundan ilerleyebilirsiniz. Yeni keşifler için hazır olun bakalım hayaliniz size neler gösterecek?
PAŞABAĞVALLEY: If you follow the Avanos – Göreme road in the Zelve direction, you will arrive at the Paşabağ Valley.This valley offers the most interesting examples of fairy chimneys. The valley used to be a hermitage for ancient priests. Today it is not as quiet as it once was but still remains one of the must see of the region.
ÜÇ GÜZELLER: Kapadokya’nın simgesi haline gelmiş kartpostalları süslemiş Üç Güzeller, bölgenin en çok turist alan yerlerinden. Üçhisar yolu üzerinde yer alan peri bacaları, güneşin cilvesiyle beyaz, kızıl ve gri renge dönüşüyor. Yan yana duran bu üç peri bacası hakkında birçok efsane anlatılıyor, en çok anlatılanlardan biri ise şöyle: Bölgede yaşayan devler kızdıklarında dağların tepesinden insanların üzerine ateş dalgalarını gönderiyorlarmış. Bir gün yolu Kapadokya’ya düşen peri padişahı insanlara yardım etmek için perilerini toplamış ve peri halkı günlerce çalışarak ateşi kar ve buzla söndürmeyi başarmış. Devlerin yer altına girmesiyle insanlar ve periler arasında sıcak bir dostluk oluşmuş, insanlar kayalara oydukları mağaralarda yaşarken periler de sivri kayalıkların üzerindeki küçük odacıklarda yaşamaya başlamışlar.
104
I Fall 2016
ÜÇ GÜZELLER: The symbol of Cappadocia, Üç Güzeller (Three Beauties) is another of the touristic attraction spots of the region. The fairy chimneys on the road to Üçhisar are wrapped with the red and grey colours of the sun. You will witness a symphony of colours once you climb the white hills. Different legends exist about these three fairy chimneys. One of them tells: The giants which lived in the region used to throw rocks of fire onto people when enraged. One day the fairy sultan who came to Cappadocia gathered his fairies together to help the people of the region and the fairies managed to extinguish the fire. The giants ran away and hid in the underground cities and the fairies and people became friends and started living together.
photo:gezipgördük, travelatelier.com, bayaiyi.com
PAŞABAĞ VADİSİ: Avanos – Göreme yolundan Zelve istikametine doğru dönüp bir müddet ilerledikten sonra Paşabağ Vadisi’ne ulaşmış olacaksınız. Burası şapkalı peri bacaların en güzel örneklerinden. Yürüyüş parkurunun bu bacalar arasında olması yolculuğu ayrıca keyifli hale dönüştürüyor. Burası zamanın rahiplerinin inzivaya çekildiği yerlermiş. Şimdi eski sakinliğinden oldukça uzak olsa da gezilmesi gereken yerlerden.
UÇHİSAR KALESİ: Perslerin Kral Yolu ve Selçuklu’ların İpek Yolu üzerine kurulmuş Uçhisar, nefes kesen görüntüsüyle kesinlikle görmeniz gereken yerlerden. Kapadokya’nın en yüksek yerleşimi ve bölgenin en güzel panoramik seyir noktalarında yer alan, zeminden gökyüzüne tüm görkemiyle yükselen Uçhisar Kalesi’ne, Roma döneminden bu yana, yöre halkı tarafından çok sayıda oda, ev, sığınak, depo, sarnıç, mezar, mahzen, yapılmış. Kaleye çıkan yollar engebeli olsa da birçok merdiveni çıkmanız gerekse de kesinlikle görmeye değer. Kalenin zirvesine ulaştığınızda, Güvercinlik Vadisi’nden Avanos’a, Ortahisar Kalesi’nden, Göreme Milli Parkı’na Kapadokya’nın muhteşem görüntüsü ayaklarınızın altına seriliyor. Sabah sarıya boyanan bu manzara, günbatımında kızıla dönüşüyor, akşam ise şehir ışıklarıyla süsleniyor.
UÇHISAR CASTLE: Situated at the crossroad of the Persian Royal Road and the Silk Road, Uçhisar is a breath-taking village, you should absolutely visit. It is the highest spot of the region and thus offers spectacular views of Cappadocia. The pompous Uçhisar Castle has been occupied by people since the Roman times. The steps to the castle are rippled but worth trying. The rooms inside the castle are interconnected with tunnels and corridors. Some parts of the castle have collapsed. When you reach the top of the castle you will have the most beautiful panoramic views of the region from Avanos to Göreme National Park.The view transforms from yellow to red during the day and glitters with city lights in the evening.
photo:samyelitravel.com
RED VALLEY: The Red Valley sure offers the best sunset view in the world. Grab a bottle of wine and enjoy the setting sun for a romantic moment. It is the meeting spot for tourists and locals KIZIL VADİ: Dünyada gün batımının en güzel görüldüğü Kızıl alike and also has a long trekking route. Vadi, yaşamanız gereken müthiş bir deneyim. Kadehlerinizi, şarabınızı kapın ve karşınızda güneşin yavaşca ilerlerken, vadiyi GÜVERCİNLİKVALLEY: The pigeons are the ancient settlers renklerin danısına çevirdiği romantik anın tadını çıkarın. of the region.The decorated dovecots are one of the architectural Dünyanın her yerinden gelen gezginlerin buluşma noktası olan marvels of the region. The tradition of digging dovecots in the bu vadi aynı zamanda uzun bir yürüyüş parkuruna sahip. façades dates back to the 19th and 20th centuries and is aimed at GÜVERCİNLİK VADİSİ: Bölgeyi yüzyıllardır terk etmeyen, en eski yaşayanlar ise güvercinler. Cepheleri bezemelerle süslü güvercinlikler ise, bölgenin en güzel mimari özelliği. 19. ve 20.yüzyıllar arasında başlayan bu gelenek, çok verimli olan güvercin gübresini toplayarak tarımda doğal gübre olarak kullanmak için doğmuş.Vadilerin yamaçlarında ya kayaların yüzü işlenerek ya da yöresel kesme taştan inşaa edilen güvercinliklerin kimin olduğunu ayırdetmek için sahipleri cephelerini süslemeye başlamış. Süslemelerde demiroksit içeren yosa toprağı, çiçek ve yabani otlar gibi doğal boyalar kullanılmış. Bazı süslemeler gerçekten çok detaylı ve etkileyici, en yaygın renk ise kırmızı.
collecting the valuable manure of the pigeons used for farming. In order to mark the owner of the dovecots the people started decorating them in original styles with mader. Some of the decorations are very impressive and detailed and most of them are coloured in red.
I Fall 2016
105
IHLARA VADİSİ: Eğer bir doğa gezginiyseniz hayran kalacağınız en güzel vadi Ihlara Vadisi. Yemyeşil ağaçlık alanlardan, kayalar arasından ilerleyerek, akan nehrin huzur veren sesi eşliğinde yürüyüş yapmak ruhunuza iyi gelecek. Uzun merdivenleri inerek varacağınız vadi 14 km. Ihlara Vadisinin doğal konumu, korunaklı yapısı burayı papazların ve kaşiflerin inziva yeri haline getirmiş. 4. yüzyıldan itibaren önemli bir manastır merkezi haline gelen Ihlara Vadisi’nde, yapıldığı döneminin resim sanatı özelliklerini barındıran pek çok kilise bulunuyor. Vadide yer alan, banisi (yaptıranı) belli olan kiliseler, bilim dünyası için de ayrıca önem taşımakta. Kapalı Yunan Haçı ve serbest haç planlı, tek ve çift nefli kaya oyma kiliseler,Vadinin dik yamaçlarında sağlı sollu yer alarak, ortadan akan Melendiz nehrinin sularıyla bütünleşiyor. Vadide Direkli Kilise, Pürenli Seki Kilisesi, Saint Georges, Karanlık Kale Kilisesi, Bahaeddin Samanlığı Kilisesi, Sümbüllü Kilise, Ala Kilise, Çanlı Kilise (Akhisar), Karagedik Kilisesi yer alıyor.
106
UNDERGROUND CITIES: There are many underground cities in Cappadocia like the Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak, Tatlarin and Mazı cities but Derinkuyu with its 8 layered settlement which includes a missionary school, a confessional, baptism pool and wells is one of the best examples. The first habitants of Derinkuyu were the Assyrian colonies. In the 2nd century the first Christians who fled from the Roman violence have settled here and have hid the entrances of the underground cities in order to remain clandestine. Because they had to stay for long periods underground they have extended the cities adding warehouses, ventilation pipes, wineries, churches, cisterns and meeting rooms. The cities composed of interconnected rooms are connected with narrow tunnels. There entrances are hidden by huge stone drums. You advance between these paths bending and crawling but it is easy to find your way if you follow the blue and red signs.
photo:alimcmichael.files, travelatier.com
YERALTI ŞEHİRLERİ: Kapadokya’da Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak, Tatlarin ve Mazı gibi pek çok yeraltı şehri var. Ama konumu ve restore açısından daha iyi durumda olduğu için en çok Derinkuyu tercih ediliyor. Derinkuyu, misyonerler okulu, günah çıkartma yeri, vaftiz havuzu ve ilgi çekici bir kuyunun bulunduğu 8 katlı bir yerleşim. Derinkuyu’nun ilk yerlileri Asur kolonilerine kadar uzanıyor. II. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun zulmünden kaçan ilk Hıristiyanlar Antakya ve Kayseri üzerinden Kapadokya’ya gelerek buraya yerleşmişler. Bölgedeki yeraltı şehirlerini kuran ilk Hıristiyanlar, girişleri kolayca fark edilemeyecek şekilde yapılmış bu şehirlerde saklanarak Romalı askerlerin zulmünden kurtulabilmişler. Yeraltı şehirlerinde uzun süre dışarı çıkmadan yaşamak zorunda kalabilecekleri için erzak depoları, havalandırma bacaları, şarap imalathaneleri, kiliseler, manastırlar, su kuyuları, tuvaletler ve toplantı odaları yaparak alanlarını genişletmişler. Birbirine bağlı odalardan oluşan bu şehirlerde bazı odalar ancak bir insanın geçebileceği kadar dar tünellerle birbirine bağlanıyor. Tünellerin giriş çıkışlarında güvenlik nedeniyle tüneli kapatmak için kullanılan büyük taş silindirler var.Tüm bu alanlara eğilerek, bükülerek, biraz da sürünerek ilerliyorsunuz. Ama yine de mavi oklar ve kırmızı okları takip ederek yönünüzü kolayca bulabiliyorsunuz.
IHLARA VALLEY: If you are an admirer of nature, Ihlara Valley will enthral you. You can find perfect peace while walking along the river among the green trees of the valley. The valley is 14 km long and due to its preserved structures it has been the hermitage of priests and explorers.The valley which became a center of monasteries starting from the 4th century includes numerous churches with delicate examples of the art of painting from ancient times. The anonymous churches in the valley are also important for the world of science. Engraved churches with cross plans integrate with the waters of the Melendiz River. Saint Georges, Dark Castle, Bahaeddin and White Church are only some of the examples of the churches found in the valley.
I Fall 2016
YAPMADAN DÖNMEYİN
photo:cemalrach.com, one.vinjabond.netdna-cdn.com photo:harmancave.com, gidelimburalardan.net, kapadokyajet.com
MUST DO IT
BALON TURU: Kapadokya’da mutlaka yapmanız gerekenlerin başında balon turu yer alıyor. Güneş henüz kendini göstermeden yollara düşen farklı coğrafyadan birçok insan Göreme yolunda buluşuyor. Binlerce balon, aynı anda kızıl alevleriyle havayı aydınlatarak şişiyor ve bir rüya başlıyor. Peribacalarının arasından gökyüzüne doğru süzülmeye başlıyorsunuz. Gökte ağır ağır ilerlerken, güneşin pembe turuncu ışığının, uykudaki vadileri uyandırdığına şahit oluyorsunuz. Ve belkide görebileceğiniz en güzel rüyayı yaşıyorsunuz. AT GEZİLERİ: Kapadokya’nın en güzel yerlerini atlarla dolaşarak keşfetmeden dönmeyin. Bunun için eğitimli olmanız ya da iyi bir sürücü olmanız gerekmiyor. Kısa eğitimden sonra rehberler eşliğinde bilinmeyen rotalarda turlayabilirsiniz. Bisiklet Turları: Kapadokya’yı gezmenin bir diğer yolu pedal çevirmek. Zaten ana yollarda bisikletçileri gruplar halinde görebiliyorsunuz. Biraz dağlık ve engebeli oluşu sebebi ile Kapadokya, dağ bisikletçiliği konusunda tecrübe gerektiriyor. En kolay parkur Pancarlık Vadisi – Ortahisar – Ürgüp üçgeni. JEEP SAFARİ: Off-road aktiviteleri için çok uygun toprak yollara sahip olan Kapadokya’da günlük jeep safari ya da bölgenin en güzel peribacası vadilerini, kiliseleri, müzeleri ve yeraltışehirlerini üç-dört günde keşfeden Jeep turları yapabilirsiniz. Kamplarda konaklayarak, geceleri kamp ateşinin çevresinde yıldızların altında tamamen doğa ile bütünleşmek isteyen maceracılar için ideal. ŞARAPTADIMIVE BAĞ BOZUMU: Bölgede üretilen üzümlerle yapılan şarapları tatmak ve de mahzenleri gezmek şarap tutkunları için keyifli bir deneyim. Yörenin Boğazkere, Öküzgözü, Kalecik Karası üzümlerinden yapılan kırmızı şaraplarının iki ünlü markası Turasan ve Kocabağ. Ayrıca Kavaklıdere’nin Narince ve Chardonney üzümlerinden yapılan Cote D’Avanos beyaz şarabı muhteşem. Kocabağ’ın hem Ürgüp hem de Uçhisar’da, Turasan’nında Ürgüp’te şarap tadım ve satış mağazası bulunuyor. Yaprakların yeşilinin sararmaya başladığı, üzüm tanelerinin yeşilden siyaha dönüştüğü sonbahar ayları Kapadokya’da bir başka. Eylül’ün ilk günlerinden Ekim ayı başına kadar bağlarda hasat zamanı, ve bölge 4000 yıldan fazla zamandır devam eden şarapçılık geleneğinin kutlamak için şenliklere şahit oluyor.
BALLOON TOUR: Taking a balloon tour is a must in Cappadocia. People from different geographies gather with the first rays of sun at Göreme and thousands of balloons take off at the same time creating an odyssey in the sky. The sun awakens the valleys with beautiful colours and you witness the most amazing landscape of the world. HORSE RIDING:You can visit the wonders of Cappadocia on horse. You do not need to be Professional horse rider. Following a short training you can have a tour on your horse between the valleys. BICYCLE TOUTS: Another way to tour the region is pedalling. You will meet many cyclist groups on your way. The region is rippled and hilly so requires experience in mountain biking. The easiest route is the Pancarlık Valley-OrtahisarÜrgüp triangle. JEEP SAFARI: Cappadocia is ideal for off-road activities. You can discover the beauties of the region in 3-4 days with jeep safari tours. You will be camping around a fire with your group in the evenings and become one with nature under the stars. WINE TASTING AND VINTAGE Wine tastings at the local producer’s vineyards and touring the cellars is a unique experience for those who love wine. The Boğazkere, Öküzgözü and Kalecik Karası grapes of the region are globally known and the two famous producers are Turasan and Kocabağ. Kavaklıdere’s white Cote D’Avanos is also marvellous. You can find wine tasting stores in Uçhisar and Ürgüp. During fall the vineyards change colour and the view is spectacular in Cappadocia. Harvest season begins in September and continues until October. This is a 4000 year tradition and continues to be celebrated with various feasts. I Fall 2016
107
check in
L OTEASI RI ALA izi, OD R A Z im
MAN
ler cere es kesenz. n e P nef u ın a açıyor l’ın r a h a a ın sonb zaralar yük Kansüne, n ma k’te Bü ız büyü elere, ns hç edi li Ven zamaantik base renk ... i om ara da ’da r alküta’ iz kokul the o t y K eşs e K plat rs of re e m l e r o t l e nilif We conking co dows. n thta r wi f the brearom ou agic o nice, n f eless m l in Ve oto m u t au he tim Cana s in Ky me T rand rden perfu n G ic ga ing si nt chant ful lotu tta... a m ro e en olour alcu C c th and of the
108
I Fall 2016
ROOM WITH A VIEW
A LUXURY COLLECTION
I Fall 2016
109
SUIRAN, A LUXURY COLLECTION HOTEL, KYOTO Bir zamanlar Japonya’nın başkenti olan Kyoto, on yedi UNESCO Dünya Mirası noktasıyla kutsal bir mekân gibidir ve altı yüzden fazla Budist tapınağı ve yüzlerce Şinto mabedine ev sahipliği yapar. Suiran yeşim taşı rengi Hozu Nehri’nin kenarında, batı Kyoto’nun aromatik Ukyoku bölgesinde yer alır ve on dördüncü yüzyıldan kalma Tenryu-ji-Tapınağı ile meşhur Zen bahçelerine komşudur. Once the capital of Japon, Kyoto fells like sacred ground with ıts seventeen UNESCO World Heritage Sities, more tahn sixteen hundred Buddhist templess, and hundreads of Shinto shrines. Suiran sits along the jade-green Hozu River in the countryside in western Kyoto's scenic Ukyoku ward, president overby the fouteenth -century Tenryuji-Temple and ıts famaous Zen garden.
110
I Fall 2016
Geniş Başkanlık Süiti Kral Dairesi bahar ayında açan kiraz dalları, yaz aylarında parlak kırmızılar, sonbaharda sarının en güzel tonları ve kış aylarındaysa kar beyazı manzaralar sunar. Otelin bulunduğu bölgeninse romantik bir tarihi vardır: 898 yılında, eski imparator Uda’nın nehir gezintileri başlattığı söylenir ve on üçüncü yüzyılda da İmparator Kameyama, Surian’ın girişine beş dakikalık yürüme mesafesinde olan ikonik Togetsu Köprüsü’nü inşa ettirmiştir. Rivayete göre imparator dolunayın köprünün üstünden geçişini seyretmeyi sevdiğinden, köprüye Togetsu ya da geçen ay ismi verilmiştir. The site on which the hotel stand has a romantic history: In 898, retired Emperor Uda is said to have hosted the first of the Heian era’s famous pleasure-boating fetes on these waters, and in the thirteenth century, Emperor Kameyama , who owned the owned the imperial on this site, commissioned the iconic Togetsu Bridge, which lies a five minute stroll from Suiran’s enterance. Legend has it that emperor watched the moon passing over the ravine, it appeared to cross the bridge itself, and the structure come to be called Togetsu, or £moon crossing.’ I Fall 2016
111
GRITTI PALACE, VENEDİK
Venedik Dükü Andrea Gritti, on beşinci yüzyılın sonunda bu ihtişamlı sarayı mesken edindiğinde, onu Venedik’in şaheserleri ve Murano kristalleriyle donatmış ve pencelerinden Büyük Kanal’ın zamansız büyüsünü seyre dalmıştı. Ama belki de bu muhteşem yapının en güzel manzarası, şu anda Redentore Terrazza Süiti olarak yenilenmiş olan iki katlı terasının manzarasıdır.
When Andrea Gritti, the Dodge of Venice, made this stunning palace his hone in the late fifteenth century, he decorated it with Venetian masterpieces and glass from nearby Murano, and gazed out this windows to the timeless magic of the Grand Canal. But perhabs the best view from this incredible edifice is from its splitlevel rooftop terrace, which extends from the fabulous newly unveiled Redentore Terrazza Suite.
112
I Fall 2016
Truly Your Perfect Home in Bursa Bursa’daki Mßkemmel Eviniz I Fall 2016
113
Ana daireden özel havuzlu terasına açılan iç avlu antikalar ve aynalarla dekore edilmiştir. Teras Venedik’in güney lagünü Büyük Kanal’a ve Palladio’nun Giudecca adasındaki şaheseri Redentore Kilisesi’ne bakar. An internal circular leads from the main apartman, furnished with meticulously restored antiques and decorated mirrors, to the terrace, with the private plunge pool. It overlooks the Grand Canal, Venice’s southern lagoon, and Palladio’s masterpiece, The Church of the Redentore on the island of Giudecca.
Değerli Lorenzo Rubelli kumaşlarıyla döşenmiş, fresklerle kaplı oturma odasına bitişik yatak odasında, konuklar yüzyıllar öncesine seyahat edebilirler.
114
I Fall 2016
From a bedroom swathed in precious Lorenzo Rubelli fabrics and ensconced in a fresco-filled living room, guets will feel thet are stepping centuries back in time.
I Fall 2016
115
ITC SONAR, A LUXURY COLLECTION HOTEL, KOLKATA Kalküta’nın çok uluslu şirketleri barındıran yükselişteki iş merkezinin hareketli bir yapısı vardır ama ITC Sonar on hektarlık yeşillik ve sulak bir bölgeye kurulmuştur ve giderek kalabalıklaşan iş merkezinin yakınlarında sakin bir vaha gibidir. Gerçekten de, uzaktan bakıldığında otel etrafı leylak bahçeleriyle çevrili köprülerin üstünde yüzüyormuş hissi verir. Kolkata’s up and coming business district, filled with multinational companies, has given rise to a bustling business trade, but the distinctively sleek and modern ITC Sonar is situated amid eight acres of greenery and water, making it an oasis of calm near an increasingly busy city center. In fact, seen from a distance, the hotel can seem to float on the ponds and lily pads that surround it.
116
I Fall 2016
Modern unsurları ve doğal ihtişamıyla ITC One Smart Süiti, deri masaj koltuklarıyla günün yorgunluğundan kurtulmanız için bire birdir.
To perfectly experiencethe fusian of modern amenities and naturel splendor, seek out the ITC One SmartSuit -one of twenty one such suites- outfitted with every mod can , including leather massage chairs tor soothe away the remains of the day..
Süitler otelin dingin ve göz alıcı havuzlarına bakar. Bahçe gün boyu nilüferleri, ziyaretçi yalıçapkınlarını, balıkçıl kuşları ve sayısız diğer kuş türlerini gözlemleyebilmeniz için de eşsiz bir noktada konumlanmaktadır
The suits view showcases the beauty and serenity of the hotel’s richly landscaped water garden, the focal point of ITC Sonar. From the garden, a peaceful scene of blooming water lilies, a visiting kingfisher, a heron, an egret, and countless other birds enchants the suite’s guest
I Fall 2016
117
118
I Fall 2016
I Fall 2016
119
120
I Fall 2016