Etilife Dergisi Aralık 2012 - Sayı 39

Page 1


2

| Etilife | Aral覺k 2012


|3


4

| Etilife | Aral覺k 2012


|5


Yaşam

Dr. Utkan Demirci

Dünya Türk Buluşlarını Konuşuyor! Türk bilim adamları, insanlık için yaptıkları buluşlar ile dünya gündeminde konuşulmaya ve ülkemizin ismini duyurmaya devam ediyor. Globalleşen Dünya; hemen hemen her gün yeni bir buluşa, akıllarda ‘ buda olur mu’ dedirten icatlara şahit olurken ve patent ihlallerinden dolayı açılan milyonlarca dolarlık davalar hızla artarken, Doç Dr. Tan İnce Türk bilim adamlarının insan hayatına değer veren buluşları bu süreçte göğsümüzü kabartmaya devam ediyor. Daha önceki yıllarda HIV/AIDS tedavisi üzerine yaptığı başarılı çalışmalardan dolayı dünyayı değiştirecek 35 bilim adamı arasında

gösterilen Dr. Utkan Demirci’nin yumurtalık kanserinin erken teşhisi için idrar testinden sonra, Doç. Dr. Tan İnce’nin kanser tümörü ile ilgili buluşu da konuşulmaya devam ediyor. ABD Patent Ofisi’nden patent onayı ABD Patent Ofisi, Doç. Dr. Tan İnce’nin, kanser tümörünün laboratuar ortamında büyümesini sağlayan “ Hormon uyumlu doku kültürü sistemi” adlı buluşuna patent verdi. Patentli buluş ne işe yarayacak? Hastadan alınan tümör hücreleri laboratuar ortamında büyütülerek ilaçlarla olan etkileşimleri incelenecek ve binlerce ilaçla olan uyumu test edilebilecek. Bu sayede hastanın kendi tümörü üzerinde en etkin olan ilaçlar ile kanser savaşı verilecek.

Yediğiniz meyvelerin çekirdeğini ÇÖPE ATMAYIN! Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. Bu sene (2012) dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak. İşte bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, elma, armut, üzüm, yeni dünya, nar, vişne, ayva, limon, portakal, turunç, kurma, döngel, kuş burnu, hünnap, alıç, mandalina, keçi boynuzu, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine ASLA hapsetmeyin.’GDO’lu olmayan, doğal tohumlarınızı poşete atmayın; Toprağa atın; Mümkünse herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün. Gömme imkanınız yoksa bir poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın (ya da arabanıza koyun) arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alanlara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır. Doğa hemen o yeni çekirdek40

6

Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012 | Etilife | Aralık 2012

leri kucaklar ve besler. Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir! Bunu yapmayın ve yaptırmayın. Yapılan çalışmalarda doğaya başıboş atılan ya da dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının yeşerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış. En büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümsenemeyecek büyük bir servet... Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım. Bu uygulama Ali Bal tarafından başlatıldı ve bilinçli toplum olarak bizlerin desteklerini bekliyor, Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız

oksijeni karşılamak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır. Poşete koymadığınız her çekirdek için şimdiden teşekkürler. 70 milyon nüfuslu ülkemizde herkes birer tohum atsa toprağa, ve bunların yarısı yeşerse 35 milyon ağaç eder. Bir elmadan dahi 8-10 adet çekirdek çıkarken ülkemizde tüketilen meyvelerin çekirdeklerinin ziyan olması ne acı, haydi sizinde dikili bir ağacınız olsun... Bu yazıyı dergimizle paylaşan çevreci gönüllüsü ALİ BAL’a teşekkür ederiz.


Yaşam

Huyları değiştirmeye kalkışmayın İnsanlar arasında karşılaşılan birçok sorunun temelinde kişilik çatışmalarının yattığı, kişilikleri değiştirmeye çalışmak yerine kişilikleri tanımak gerektiği bildirildi. önem vermiyoruz. Ehliyet alabilmek için kursa gidiyoruz, sınavda başarılı olursak ehliyet alabiliyoruz ama evlilik için böyle bir kural yok ya da insan ilişkilerine arabamıza verdiğimiz önemin onda birini bile vermiyoruz” dedi.

Psikiyatrinin sosyal bilimler ve felsefeyle ilişkisi konularında yaptığı çalışmalarla tanınan Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Şefi Prof. Dr. Erol Göka, toplumumuzda psikolojinin hafife alındığını ve psikoloji terimlerinin önemsenmediğini belirtti. Toplum hayatında yaşanan birçok sorunun temelinde kişilik çatışmalarının yattığını ifade eden Göka, “Ömrümüzün dörtte biri kişilik çatışmalarıyla geçiyor, bunun için mutlaka kişilikleri tanımamız gerekiyor. İşyerinde yapılan araştırmalara göre bir yöneticinin vaktinin dörtte birini işyeri geçimsizlikleri alıyor. Ailede bu oran daha yüksektir. Bunu çözmenin yolu kişilikleri tanımak ve farklı kişilikler karşısında ne yapacağımıza dair fikir geliştirmektir” diye konuştu. Psikolojiyle ilişkiler çok önemli olmasına rağmen bu konunun hafife alındığını dile getiren Göka, “Psikolojiye arabamız kadar 56

“Kişilikler Değişmez” Herkesin, farklı ve değişmez kişiliği olduğunu anlatan Prof. Dr. Göka, şunları söyledi: “Nasıl derimiz bedenimizi koruyorsa, kişiliğimiz de ruhumuzun örtüsüdür. Hepimizin farklı bedeni gibi farklı kişilikleri var. Bu farklı kişiliklere karşı nasıl davranmamız gerektiğini bilmemiz gerekir. Kişiliklerimiz farklı olduğu kadar olgunlaşmamızda farklı. Bir insanın olgunlaşmanın hangi mertebesinde olduğunu anlamamız gerekiyor. Bazı insanlar 40 yaşına gelmiştir ama 4 yaşından bir farkı yoktur. Deve dişi gibi gözüken bazı insanlar davranışlarını kontrol etme ve kimliğini geliştirme yönüne baktığımızda çocuktan farksızdır. Buna göre de farklı kişilikler karşısında farklı davranış ilişkileri geliştirmemiz gerekir. Kişilikler değişmez, insanın bedeni, göz rengi ve parmak damgası gibidir. Dolayısıyla kimseyi değiştirmeye çalışmamak gerekir. Herkesin kendi doğrusu vardır. Karşımızdaki insandan değişiklik istiyorsak, değiştirmek istediğimiz yönünü küçültüp doğrudan onu değiştirmeye çalışmamız gerekir.”

İnsanlar farkında olmasa bile yaşadıkları birçok sorunun temelinde kişilik çatışmaları olduğunu belirten Göka, şöyle devam etti: “İnsanlar ‘kocam cimri ne yapmalıyım, ben gezmekten hoşlanıyorum ama eşim evden dışarı çıkmak istemiyor, alışveriş yapmak istiyorum ama arkadaşlarım beni eleştiriyor’ gibi sorunlardan dert yanabiliyor. Bunların temeline bakarsanız hepsi kişilik çatışması. Günlük hayatımızda, evde, işyerinde ve sokakta yaşadığımız birçok sorunun temelinde kişilik çatışması var. Bu konuda en ufak bir bilgimiz olmadığı için herkes karanlıkta el yordamıyla gitmeye çalışıyor. Halbuki, kendi kişiliğimizi ve karşımızdaki insanların kişiliğini tanımamız ve ona göre davranışlar geliştirmemiz gerekiyor.” Kişilikler tanındıkça, insanın bu konuda ne kadar zengin olduğunun anlaşılacağını ifade eden Prof. Dr. Erol Göka, insanların insan ilişkilerine özen göstermeden ilişkilerini sürdürdüğünü fark etmesiyle sorunların çözüm bulabileceğini sözlerine ekledi. A.A

Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012

|7


Güzellik

Ayda Kilolar Geri Geliyor! Günümüzde insanlar fazla kilolarından kurtulmak amacıyla birçok yol deniyor. Bu yolların başında da moda diyetler geliyor. Moda diyetlere kanmayın, kiloları kısa zamanda geri almayın! Günümüzde insanlar fazla kilolarından kurtulmak amacıyla birçok yol deniyor. Bu yolların başında da moda diyetler geliyor. Moda diyetlere kanmayın, kiloları kısa zamanda geri almayın! Moda diyetlerin en çok uygulananları arasında yüksek protein ve düşük karbonhitrat diyetlerinin yer aldığına dikkati çeken Acıbadem Bodrum Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal, bu diyetlerin kısa sürede kilo verdirdiğini, ancak yaklaşık 6 ay içinde uygulayanların yüzde 80’inin verilen kiloları geri aldığını belirtiyor. Kadınların sık uyguladıkları protein ve karbonhidrat ağırlıklı gıdalara fazlaca yer verilen diyet uygulamalarının sağlığa yaptığı olumsuz etkileri anlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal, bu konuda merak edilen soruları şöyle yanıtlıyor: Protein Diyeti Zayıflatıyor mu? • Günümüzde en fazla popüler olan diyetlerin başında yüksek protein içeren diyetler geliyor. Bu diyet sisteminde protein yüksek oranda tüketilirken, karbonhidrat içeren gıdalar daha az tüketiliyor. • Kilo vermeyi sağlıyor ama uzun dönemdeki sonuçlarına bakılınca insan sağlığına çok yararlı olduğunun kanıtlanamadığı biliniyor. • Proteinlerin sindirimiyle açığa çıkan maddeler nedeniyle böbreklerin yükü artıyor. Uzun dönemde ise böbrekler ve karaciğer yorulabiliyor. • Normal koşullarda bir günde aldığımız enerjinin yüzde 50-55’inin karbonhidrattan, yüzde 15-20’sinin proteinden, yüzde 2530’nun da yağlardan gelmesini istiyoruz. • Karbonhidratı az alırsak yağdan alacağımız enerji artar. Hayvansal proteinlerin aynı 54 Yelpaze Bahçeşehir y 28 Ağustos 2012

8

| Etilife | Aralık 2012

zamanda yağ da içerdiklerini unutmamalıyız. Eğer sadece protein ağırlıklı beslenilirse kalp ve damar hastalıklarının riski artabilir. • Sürekli et yiyerek yaşamak da mümkün değildir bu nedenle sağlıklı ve uygulanabilir bir diyet türü olarak değerlendirmek söz konusu olamaz. • Düşük kalorili diyet yaparsanız, bazal metabolizma hızı düşer, normal beslenmeye başlayınca vücut daha çok yağlanmaya başlar. • Kısacası popüler diyetlerin kısa dönem etkileri var ama uzun dönem etkileri olumsuz bir şekilde karşımıza çıkıyor. Karbonhidrattan Kısıtlı Diyetler Zararlı mı? Ekmeği beslenmemizden çıkarmak son derece sakıncalıdır, bunun yerine miktarı ve türü iyi ayarlanmalıdır. Çünkü yağlar karbonhidratların ateşinde yanıyor. Vücudunuz yeteri kadar enerji alamazsa yediğini saklar ve kilo vermek mümkün zorlaşır. • Örneğin ortalama 70 kg ağırlığında, 170 cm boyundaki sağlıklı bir erkek günde ortalama 6-7 dilim ekmek yemelidir. • Bir tencere yemeğe 2 yemek kaşığı sıvı yağ konulmalıdır, vücudun yağa da ihtiyacı vardır. Yemeğe et koyuyorsanız ayrıca yağ eklemenize gerek yoktur. Çünkü etin içinde sizin göremediğiniz yağlar var. • Aynı şekilde zeytin, fındık, ceviz, badem de yağ yerine geçtiğinden avuç avuç yememekte fayda var. Diyet bir matematiktir, bu nedenle neyin yerine neyi koyacağınızı iyi bilmeniz gerekiyor. • Ayrıca diyet demek her şeyin yasak olması anlamına gelmiyor. Sağlıklı beslenmede ise katı yasaklar yoktur, onun yerine ölçüler

vardır. Aşırıya kaçmamak, tüm gıdalardan yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmek vardır. • Örneğin çikolatasız duramayanlara çikolata veriyoruz ama bunun miktarı ve diyetinde ne ile değiştirdiğimiz önemli. 20 gramlık bir çikolata bizim için 2 porsiyon meyve ve 1 tatlı kaşığı yağa karşılık gelir. • Dışarıda yemek yerken ızgara et yiyecekseniz yanında gelen pilavı, makarnayı, patatesi reddedip onun yerine tam tahıllı ekmek tercih etmek öğününüzün yağ miktarını dengelemeye yardımcı olacaktır. Soslu salatalardan uzak durarak fazla kalori almanın önüne geçebilirsiniz. Izgara et veya tavuklu salatanın yanında bir su bardağı ayran içebilirsiniz. • Izgara ete güvenemezseniz peynir ekmek yiyebilirsiniz. • Özellikle akşamları kırmızı et yemek yerine, levrek ve çupra gibi yağ oranı düşük balıkları tercih edebilirsiniz. • Günler kısaldıkça güneş ışığıyla daha az maruz kalıyoruz, bu da metabolizma hızımızı yavaşlatıyor. Bu nedenle güneş battıktan sonra ağır yemek yememek gerekiyor. Akşamları daha çok meyve ve sebze yemek sindirimi de kolaylaştırır.


|9


10| Etilife | Aral覺k 2012


| 11


12| Etilife | Aral覺k 2012


| 13


Sağlık

Limonla Güzellik İpuçları Limon sadece bir besin değildir. Limon ayrıca günlük güzellik rejiminin bir parçası olabilir. Limonlar doğal meyve asidi içerirler. Bu yönüyle antioksidan özelliği vardır. Limonların temizleme, arındırma ve canlandırma özellikleri bulunur. Bu özellikleriyle iyi bir güzellik yardımı sağlarlar. Limon tırnakları sağlıklı tutar Tırnakları limon suyu içinde 10 dk kadar tutarak tırnakları daha güçlü ve parlak yapmak mümkündür. Bu işlemi yaptıktan sonra tırnakları durulamadan önce yarım bardak ılık su ve yarım bardak sirke ile karıştırarak fırça ile fırçalanır. Limon ayrıca koyulaşmış tırnakları da beyazlatabilir.

Limon cildi geliştirir Limon az miktarda şekerin içine daldırılır ve bununla yüz birkaç dakika ovulur. Bu işlem ciltteki ölü hücreleri kaldırır ve gün boyu cildi canlı tutar. Cilt temizlenmiş ve rahatlamış olur. Yağlı bir cildi olanlar iki yemek kaşığı limon suyunu ve bir yemek kaşığı damıtılmış suyu karıştırarak uygulayabilirler. Kuru cildi olanlar ise eşit miktarda limon suyu, bal, zeytin, bitkisel yağı kuru bölgeye uygulayabilirler. Limon doğal olarak cildi yumuşatır ve açar. Limon saç sağlığına iyi gelir Saç şampuanlandıktan sonra 3 yemek kaşığı limon suyu, 1,5 kap bal ve 3 çeyrek kap zeytin yağı karıştırılır. Şampuanlanmış saç kuruduktan sonra bu karşım uygulanır. Bu karışım 30 dk. kadar saçta durmalıdır. Sonra durulanmalıdır. Bu uygulama saçı daha sağlıklı yapar. Limon ayrıca saçlardaki kepeğe de iyi gelir. Bunun için birkaç kaşık limon suyu zeytinyağı ile karıştırılarak saçlara uygulanır. 15 dk kadar saçta bekler ve sonra şampuanlanarak durulanır.

46

Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012

14| Etilife | Aralık 2012

Limon ağzı ferahlatır Suyla karıştırılan limon nefesi ferahlatır. Limon ağız içindeki bakterileri yok eder. Ayrıca dişleri beyazlatır. Limon suyu, ılık su ve bal karışımı yapılarak içilmesi boğaz yaralarını da iyileştirebilir.


Şarküteri Unlu Mamüller

Et Ürünleri Meyve&Sebze

Kav Restaurant&Cafe

Yılbaşı Sepeti Alternatifleri

Mağazalarımızda...

Felicita

150.00

• Gourmet Garage Naturel Sızma Zeytinyağı 250 Ml. • Gourmet Garage Grissini 250 Gr. • Kokteyl Lüks 250 Gr. • Gourmet Garage Cips 100 Gr. • Emmantel Fransız 250 Gr. • Popz Mikrodalga Mısır Tuzlu • Pfanner Karışık Multi Vitamin • Lykya Kızılbel Cab.Sau. Boğazkere • Mehmet Efendi Kahve 100 Gr. • Peçete • Mum • Gourmet Garage Bitter Madlen Çikolata 500 GR.

Yılbaşı Çantası

59.50

Valentina 250.00

• Gourmet Garage Grissini 250 Gr. • Gourmet Garage Cips 100 Gr. • Popz Mikrodalga Mısır Tuzlu • Pfanner Karışık Multi Vitamin • Peçete • Mum • Biscoti Gevrek 300 Gr. • Gourmet Garage Erken Hasat Zeytinyağı 250 Ml. • Nescafe Gold 50 Gr. • Kokteyl Lüks 250 Gr. • Redbull 250 Ml. (2 Adet) • Permacene Reggiano 250 Gr. • Ananas • Bitter Madlen Çikolata 500 Gr. • Absolut Vodka Blue Yazgan Mahra Cab. Sau.

Noel Pastaları

Karmen 350.00

• Gourmet Garage Grissini 250 Gr. • Gourmet Garage Cips 100 Gr. • Henkell Torcken 75 Cl • G Şayeste Öküzgözü • Biscoti Gevrek 300 Gr. • Popz Mikrodalga Mısır Tuzlu • Pfanner Karışık Multi Vitamin • Nescafe Gold 100 Gr. • Peçete • Mum • Gourmet Garage Bitter Madlen Çikolata 500 GR. • Gourmet Garage Erken Hasat Zeytinyağı 500 Ml. • J&B 70 Cl. • Redbull 250 Ml. (2 Adet) • Emmantel Fransız 250 Gr. • Permacene Reggiano 250 Gr. • Kokteyl Lüks 250 GR

YILBAŞINA ÖZEL HİNDİ Pişmiş iç pilavı, özel sosu ve tepsisi ile birlikte...

• Vedat Milor Şarap • Kokteyl Lüks 250 Gr • Emmantel Fransız 250 Gr • Gourmet Garage Bitter Çikolata • Madlen Çikolata 500 Gr

225 Adet

EN İYİLER 22 ARALIK’TA ÇEKMEKÖY’DE!

ALIŞV AL

İŞ ER

SAN

Gourmet Garage’da şarküteriden, patisserieye, kavdan, restorant & cafeye, sebze meyve, et ve et ürünleri ve daha fazlası, Gourmet Garage lezzet duraklarında sizleri bekliyor.

www.gourmetgarage.com.tr

ÇOK YAKINDA HİZMETİNİZDE

Ataşehir : Barbaros Mahallesi Dereboyu Caddesi B 4 No: 1 Ataşehir İstanbul Beykoz : İncirköy Mah. Soğuksu Cad. No: 83/A Beykoz Kavacık İstanbul Etiler : Etiler Mah. Nispetiye Cad. No: 114/A Beşiktaş İstanbul Kemerburgaz : İstanbul Cad. Neo Vista Sitesi No: 16/B Göktürk Köyü Eyüp İstanbul Kozyatağı : 19 Mayıs Mah. İnönü Cad. No: 89 Kozyatağı İstanbul Tarabya : Ferahevler Mah. Tarabya Bayırı Cad. No: 53/A Sarıyer İstanbul Ulus : Adnan Saygun Cad. M. Salih Rüştü Sk. No: 1 Ulus İstanbul Yeniköy : Köybaşı Cadde No: 128/A Yeniköy Sarıyer İstanbul

info@gourmetgarage.com.tr

I

www.gourmetgarage.com.tr

Tel: 0216 324 70 70 Tel: 0216 680 30 21 Tel: 0212 263 66 56 Tel: 0212 322 31 00 Tel: 0216 358 00 58 Tel: 0212 299 00 88 Tel: 0212 324 24 13 Tel: 0212 223 37 41

| 15


Sağlık

Cilt Bakım

ı t a n Sa

Cildinizi temizlemeniz, beslemeniz ve korumanız şart ancak ne yazık ki cilt bakımıyla ilgili bazı gerçekler hâlâ çok az sayıda kişi tarafından biliniyor. Ünlü dermatologlar, ışık saçan bir cilde ulaşmanız için cilt bakımı rutininizde yapacağınız beş tür değişikliği bizimle paylaştılar. Cildinizi Sık Sık Nemlendirin Sivilcelerle savaşırken nemlendiriciyi unutmayın; ne de olsa nemlendirici, cildimizin bakterileri dışarıda, nemi ise içeride tutma yetisini güçlendiriyor. Su neden önemli? Kurumuş, pul pul olmuş cilt, tahriş olduğundan böyledir ve bağışıklık sistemine imdat çağrıları göndererek sivilcenin içindeki iltihabı iyileştirmekten hücreleri alıkoyar. Leke gidericiler ise işleri daha da kötüleştirerek cildi temizlerken onu kurutur; cilt kuruluğu ise gözenekleri tıkayan ölü hücrelere yenilerini ekler. Cilde zarar vermeden nemlendirmek için, yağsız, hafif, su-bazlı bir nemlendirici kullanmalısınız. Ekstra bir canlılık içinse, salisik asit gibi, siyah noktalarla savaşan bir içerikle zenginleştirilmiş bir nemlendiriciyi tercih edin. Vitamini İhmal Etmeyin Alfabenin ilk harflerini, yani A, B, C ve E vitaminlerini cilt bakım ürünlerinin etiketlerinde arka arkaya görürüz. Antioksidan özelliği olan bu vitaminler, cildimizde doğal olarak bulunurlar ancak kolajenin UV ışınları ile çevre kirliliğinin yol açtığı serbest radikaller tarafından yok edilmesini engellemek için takviye edilmesi gerekir. Bu vitaminlerin her biri belli bir konuda mükemmeldir: A vitamini kolajen oluşturur ve kolajeni yok eden enzimlerle savaşır; B vitamini (B12, B3 ile niasinamid ve folik asit de buna dahildir) iltihabı, nem kaybını ve cilt lekelerini azaltır, C vitamini UV ışınlarının verdiği zarara karşı cildi korur, cilt dokusunu pürüzsüzleştirir ve E vitamini ise kızarıklığa karşı savaşan bir yumuşatıcıdır.

44

Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012

16| Etilife | Aralık 2012

Cilt kusurlarınızı örtmek için, kullandığınız ürünleri çok işlevli hale getirebilirsiniz. Bunun için, vitamin ve nemlendirici içerikli bir serum kullanmalısınız.

Bitkisel İçerikli Ürünleri Tercih Edin Hassas bir cilde sahip olanlar (lekelenmeye, kızarıklığa ve tahrişe yatkın bir cildi olanlar) bitkisel madde içeren temizleyicileri ve kremleri tercih ederlerse sivilceler patlak verdiğinde bir daha o yağlı hidrokortizon kremlerine başvurmaları gerekmez. Kızarıklık karşıtı, iltihap karşıtı ve tahriş giderici özellikleri nedeniyle doktorlardan tam not alan altı bitkisel içerik ise yulaf ezmesi, krizantem, meyankökü, aloe vera, papatya ve zerdeçal. Bu maddeler, hem hassas ciltler ve gül hastalığı gibi kronik cilt hastalığı olanlar için uygun hem de düzenli kullanımda muhtemel cilt sorunlarını önlüyor. Seramide Evet Deyin Cildimizin üst katmanının doğal bir bileşeni olan seramidler, nemi cildin içinde tutacak bir duvar oluşturan tuğlaların (hücrelerin) harcı gibidir. Bu duvar iyi korunduğunda sonuç, ışıl ışıl parlayan, nemli bir cilttir. Kış aylarında ve yaşımız ilerledikçe seramid düzeyleri de azalmaya başlar, bu da cildin kuru, iltihaplı olmasına yol açar. Ancak iyi bir haberimiz var; yok olan seramidleri sentetik ya da doğal yollardan yenileyebiliyoruz ve her iki biçim de nemlendiricilerde mevcut. Harcadığınız paraya değsin istiyorsanız, ürün içeriğinin yazdığı bölümde seramidin ilk sıralarda olmasına dikkat edin.


Vodafone’lulara Vodafone’lulara Sonax’ta Sonax’ta araç araçiç içtemizliği temizliği % %25 25indirimli! indirimli! Detaylı Detaylı içiçtemizlik temizlik 360 360TLTLyerine yerine sadece sadece269 269TL. TL. Üstelik Üstelikantifrizli antifrizli cam camsuyu suyuhediye! hediye!

SONAX SONAX

6666 6666

Bu kampanya, Bu kampanya, 10 Aralık 10 Aralık 20122012 – 28–Şubat 28 Şubat 20132013 tarihleri tarihleri arasında arasında Sonax Sonax şubelerinde şubelerinde geçerli geçerli olacaktır. olacaktır. Kampanya Kampanya dahilinde dahilinde Vodafone Vodafone abonelerine abonelerine Sonax Sonax şubelerinde şubelerinde Detaylı Detaylı İç Temizlik İç Temizlik ve Sterilizasyon ve Sterilizasyon hizmeti hizmeti güncel güncel liste liste fiyatıfiyatı 360 TL 360yerine TL yerine 269 TL’ye 269 TL’ye uygulanacaktır. uygulanacaktır. LongLong araçlarda araçlarda (SUV,(SUV, E Sınıfı E Sınıfı ve Üstü, ve Üstü, Van) Van) fiyat fiyat %25 %25 artırılarak artırılarak uygulanır. uygulanır. Fiyatlara Fiyatlara KDV KDV dahildir. dahildir. Yetkili Yetkili Sonax Sonax bayileri bayileri için: sonax.com.tr için: sonax.com.tr . Vodafone . Vodafone aboneleri, aboneleri, SONAX SONAX yazıpyazıp 6666'ya 6666'ya SMS SMS göndererek göndererek kampanyadan kampanyadan yararlanabilecekleri yararlanabilecekleri şifreyi şifreyi alabilirler. alabilirler. Gönderilen Gönderilen SMS'ler SMS'ler tüm tüm vergiler vergiler dahildahil (%18(%18 KDV KDV ve %25 ve %25 ÖİV) ÖİV) 0,40 0,40 TL ileTL ile ücretlendirilir. ücretlendirilir. Bu kampanyaya Bu kampanyaya SMS SMS gönderim gönderim yolu yolu ile katılan ile katılan müşterilerimiz, müşterilerimiz, abonelik abonelik süreleri süreleri boyunca, boyunca, abonelik abonelik ve kullanım ve kullanım verilerinin verilerinin işlenebilmesi işlenebilmesi için Vodafone'a için Vodafone'a onayonay vermiş vermiş sayılacaklardır. sayılacaklardır. Vodafone Vodafone bu onay bu onay doğrultusunda doğrultusunda abonelerine abonelerine kullanım kullanım alışkanlıklarına alışkanlıklarına uygun uygun ürünürün ve kampanyaları ve kampanyaları sunmaya sunmaya devam devam edecektir. edecektir. Tüm Tüm şifreler şifreler tek kullanımlıktır. tek kullanımlıktır. Kullanılmayan Kullanılmayan şifreler, şifreler, 01 Mart 01 Mart 20132013 itibariyle itibariyle geçerliliğini geçerliliğini yitirir.yitirir. Kampanyadan Kampanyadan sadece sadece aktif aktif Vodafone Vodafone aboneleri aboneleri yararlanabilir. yararlanabilir. AktifAktif abonelik abonelik kısıtlı,kısıtlı, dondurulmuş, dondurulmuş, iptal iptal veyaveya numara numara taşıma taşıma ile başka ile başka operatöre operatöre taşınmış taşınmış statüler statüler dışındaki dışındaki aboneliklerdir. aboneliklerdir. Kampanya Kampanya kapsamında kapsamında değişiklik değişiklik yapma yapma hakkıhakkı Sonax Sonax ve Vodafone'da ve Vodafone'da saklıdır. saklıdır. Bu kampanya Bu kampanya başkabaşka bir kampanya bir kampanya ile birleştirilemez. ile birleştirilemez. Hizmetin Hizmetin içeriği içeriği ve uygulanmasıyla ve uygulanmasıyla ilgili ilgili Vodafone Vodafone Telekomünikasyon Telekomünikasyon A.Ş. hiçbir A.Ş. hiçbir sorumluluk sorumluluk kabulkabul etmez. etmez. Detaylar Detaylar için: kirmiziavantaj.com için: kirmiziavantaj.com

| 17


18| Etilife | Aral覺k 2012


| 19


20| Etilife | Aral覺k 2012


| 21


22| Etilife | Aral覺k 2012


| 23


24| Etilife | Aral覺k 2012


| 25


26| Etilife | Aral覺k 2012


| 27


28| Etilife | Aral覺k 2012


| 29


30| Etilife | Aral覺k 2012


| 31


Yaşam

Türkiye’nin çarpıcı doğum istatistikleri Türkiye’de geçen yıl, 1 milyon 237 bin 172 doğum gerçekleşti, kaba doğum hızı ise binde 16,7’ye geriledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2011 yılına ilişkin doğum istatistiklerini açıkladı. Buna göre, 2010 yılında 1 milyon 253 bin 309 olan canlı doğum sayısı, 2011 yılında 1 milyon 237 bin 172 olarak gerçekleşti. Geçen yıl doğan bebeklerin yüzde 51’i

Toplam doğurganlık hızı (bir kadının doğurgan olduğu dönem, yani 15-49 yaş dönemi boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı) 2010 yılında 2,05 çocuk iken, bu rakam 2011 yılında 2,02 çocuk oldu. Başka bir deyişle, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2 olarak hesaplandı. erkek, yüzde 49’u kız oldu. Kaba doğum hızı binde 16,7 olarak belirlendi. Söz konusu rakam 2010 yılında binde 17,2 idi. Diğer bir ifadeyle 2010 yılında bin nüfus başına 17,2 doğum düşerken, 2011 yılında bin nüfus başına 16,7 doğum düştü. Geçen yıl İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması 1. Düzey’e göre kaba doğum hızının en yüksek olduğu bölge binde 27,1 ile Güneydoğu Anadolu, en düşük olduğu bölge ise binde 11,5 ile Batı Marmara Bölgesi oldu. 2011’de genel doğurganlık hızı (1544 yaş grubunda kadın başına düşen doğum sayısı) ise binde 70,8 oldu. Genel doğurganlık hızı 2010 yılında binde 72,4 olarak hesaplanmıştı.

32| Etilife | Aralık 2012

Geçen yıl İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması 1. Düzey’e göre, genel doğurganlık hızının en yüksek olduğu bölge binde 118,4 ile Güneydoğu Anadolu, en düşük olduğu bölge ise binde 52,8 ile Batı Marmara Bölgesi oldu. ORTALAMA ÇOCUK SAYISI 2 Toplam doğurganlık hızı (bir kadının doğurgan olduğu dönem, yani 15-49 yaş dönemi boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı) 2010 yılında 2,05 çocuk iken, bu rakam 2011 yılında 2,02 çocuk oldu. Başka bir deyişle, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2 olarak hesaplandı. Geçen yıl toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu bölgenin 3,42 çocuk ile Güneydoğu Anadolu, en düşük olduğu bölgenin ise 1,55 çocuk ile Batı Marmara Bölgesi olduğu tespit edildi. Geçen yılın verilerine göre en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29 yaş grubunda görüldü. Yaşa göre özel doğurganlık hızının İstanbul, Batı Marmara, Ege, Doğu Marmara, Batı Anadolu, Batı ve Doğu Karadeniz bölgelerinde 25-29 yaş grubunda, Akdeniz ve Orta Anadolu bölgelerinde 20-29 yaş grubunda, Kuzeydoğu, Orta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise 20-34 yaş grubunda yüksek görüldüğü belirlendi. A.A


bydirector.com

Klima “Hayat Yeniden Tasarland”

(COP:4.3)

3D Hava Emiş Teknolojisi 360º Full DC Inverter Teknolojisi

0.8W More

Standby konumunda %80 daha az enerji tüketimi.

Hisense

Combo Filtre: 4 in 1 Filter Teknolojisi ¡ ¡ ¡ ¡ ¡

Catechin Filtre Hepa Filtre Gümüş İyon Filtre Aroma Filtre Vitamin C Filtre

Duvar Tipi

Gizli Tavan Tipi

Kaset Tipi

Multi Split

Salon Tipi

VRF

Adnan Ad A dn Saygun Cad. Aydın Sk. No. 6A Ulus, İstanbul

((0212) 02 265 60 11 - 257 11 00 www.ulusklima.com ww w ww ww - facebook.com/klimaulus

Türkiye Genel Distribütörü: AFB Bina Konfor, Verim ve Güvenlik Sis. Tek. Ser. Hizm. San. Tic. Ltd. Şti. www.allforbuildings.com

| 33


34| Etilife | Aral覺k 2012


| 35


36| Etilife | Aral覺k 2012


Yoksa koca bir

yalan mı

Son yapılan bir araştırmaya göre kadınların korkulu rüyası adet öncesi sendrom aslında bir ‘önyargı. ‘Toronto Üniversitesi’nde yapılan araştırmayı yürüten Gillian Einstein’a göre; kadınların o günlerde mutsuz, memnuniyetsiz hatta dengesiz oldukları yönünde o kadar büyük bir önyargı var ki her şey bu fikrin üzerine kurulu. Hatta bu dönemlerde kadınların cinayete daha eğilimli olduğu bile öne sürülmüştür. Kanada’daki Toronto Üniversitesi’nde bir araştırma ekibi, daha önce yapılan 41 PMS çalışmasını analiz etti ve bu sendromun varlığına dair kesin deliller saptayamadı. Gender Medicine’de yayımlanan makalede, incelenen 41 çalışmadan sadece 13’ünün PMS’e işaret ettiği belirtildi. Daha önce gerçekleştirilen araştırmaların, deneklerin deney konusu hakkında tamamen bilgisiz olmaması nedeniyle de çok güvenilir olmayabileceği öne sürüldü. Einstein’a göre kadınların hayatında gerginlik yaratacak stres, sosyal destek eksikliği, ekonomik zorluk gibi birçok sorun var. AP

| 37


Sağlık

Çağımızın Vebası:

Depresyon Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı son rakamlara göre, dünya üzerinde yaklaşık 121 milyon insan depresyonla mücadele ediyor. Mevsim değişimlerinde ve kış aylarının yaklaşmasıyla artış gözlemlenen bu hastalık çağımızın en büyük problemlerinden biri. Hayat boyu depresyona girme riskini daha fazla taşıyan grup ise kadınlar. Öyle ki bir kadının, hayatının herhangi bir döneminde depresyona girme olasılığı yüzde 10 ila 20 arasında değişirken bu rakam erkeklerde düşüyor. Ekonomik ve sosyal etkilerin tetikleyici olduğu depresyon hastalığının Türkiye’deki istatistiklerine bakıldığında, rakamların dünya ortalamasına paralel olduğu görülüyor. Özellikle 15 - 44 yaş aralığında gözlemlenen bu hastalığın belirtileri ve tedavi yöntemleri nedir? Neden depresyondayız? Giderek daha fazla mı depresyona giriyoruz? Depresyonun, birçok faktörün bir araya gelmesiyle oluşan karmaşık bir psikiyatrik tablo olduğunun altını çizen DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Yetişkin ve Aile Bölümü’nden Uzman Psikolog Tuba Akyüz, bu konuda yaklaşık 50 yıldır yapılan araştırmaların sonucunda, hastalığı tek nedene ya da formülasyona dayandırmanın mümkün olmadığını söylüyor. Akyüz, “Birkaç farklı yaklaşım olsa da hâkim görüş, depresyonun biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşan bir durum olduğu şeklindedir. Depresyonda genetik yatkınlık önemli bir faktördür. Araştırmalar gösteriyor ki, yakın aile fertlerinden birinde görülen depresyon, diğerleri için de depresyon riskini artırıyor. Bu durum özellikle iki uçlu depresyonda ve mevsimsel depresyonda daha da sık görülen bir durum. Ancak aile 32

Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012

38| Etilife | Aralık 2012

Çağımızın en kritik hastalıklarından biri olan depresyonu hangi faktörler tetikliyor? Depresyonla mücadele etmek için neler yapmalıyız?

hikâyesinde depresyonun olmadığı örneklerde de depresyonu görmek mümkün” diyor. Biyokimyasal Değişimler Tetikliyor… Biyolojik açıdan bakıldığında ise beyindeki biyokimyasal değişimlerin depresyonda etkili olduğunu anlatan Akyüz, psikososyal faktörlere de dikkat çekiyor. Akyüz, “Özellikle norepinefrin ve serotonin olarak adlandırılan nörotransmitterlerin üretim, salınım, geri alım vb. metabolizmalarında anormallik gözlenir. İlaçlar bu sistemleri düzenlemede yardımcıdır. Psikososyal faktörler depresyon oluşumunda farklı düzeylerde önemli etki oluşturmaktadır. Özgüveni düşük, içe kapanık, kendilerine ve çevresindekilere kötümser bakma eğilimi olan, insan ilişkilerinde daha zayıf ve stres toleransı daha sınırlı olan kişilerde depresyona yatkınlık görülür. Erken dönem ebeveyn kaybı, taciz, yalnızlık, sosyal desteğin sınırlı olması, kronik hastalıklar, iş kaybı, maddi kayıp, boşanma gibi travmalar da kişinin depresyona girme riskini artırır” diyor. Hastaların Yüzde 15’i Hayatını Kaybediyor… Endüstrileşme ve kentleşmeyle birlikte, bireyin üzerindeki ekonomik yükün ve çoğu zaman kronik bir hal alan stresin artması, sosyal çevrenin ve desteğin yetersiz hale gelmesi de

depresyona karşı kişileri savunmasız bırakıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamları, dünya üzerinde depresyonla mücadele eden yaklaşık 121 milyon insanın yüzde 20 ile 40’ının intihar girişiminde bulunduklarını, bu hastaların yüzde 10 ile 15’inin de hayatını kaybettiğini gösteriyor. Yani depresyon, intiharın başlıca nedenlerinden biri. Tedaviden Çekinmeyin! Nüfusa oranla ruh sağlığı uzman sayısının az olması, bireylerin yardım almaktan çekinmeleri, ekonomik ve sosyal güçlüklerden dolayı depresyon hastalarının sadece 4’te 1’inin tedaviye başvurduklarına dikkat çeken Akyüz: “Depresyonda ilaç ve psikoterapi, uygulanan yöntemlerdir. Psikoterapi, etkisini ilaç kadar çabuk göstermemekle birlikte uzun dönemde en az ilaç tedavisi kadar etkilidir. Terapi gören kişilerde rahatsızlığın yeniden baş göstermesi oranı daha düşüktür ve bu kişiler, iyileşme sürecinde kendilerini çok daha iyi hissederler. Psikoterapi, depresyonun etkilediği kişiye ve ailesine depresyonla baş etmede yardımcı olur. En etkili psikoterapi yöntemleri bilişsel terapi (çarpık düşünceyi tanımlamayı ve düzeltmeyi öğretir), davranış terapisi (daha etkili davranış biçimlerini öğretir) ve kişilerarası terapidir (ilişki becerileri öğretir).

Bu Belirtilere Dikkat! Dünya Sağlık Örgütü’nün istatistiklerine göre, depresyon 15-44 yaş arasındaki nüfusta daha fazla görülüyor. Sevilen birinin kaybı, yalnızlık, iş kaybı ya da işsizlik, kronik fiziksel hastalıklar, iş hayatında ve ilişkilerde yaşanan ve çözülmeyen problemler, iş yerinde yaşanan mobbing, alkol ve madde kullanımı, evlilik problemleri, şiddet ve istismar, emeklilik, yaşlılık, göçler, yaşanan terör olayları gibi birçok faktör tetikleyici olabiliyor. Çocuk ve ergenlerin depresyonu yetişkinlerden farklı yaşayabildiğine dikkat çeken Akyüz, “Depresyon yaşayan çocuğun durgun ve mutsuz bir yüz ifadesi olur. Duygularını sözel olarak ifade etmede zorlandığı için davranışlarında farklılıklar gözlenebilir. Çabuk öfkelenir, huzursuzdur, ani tepkiler verir. Uyku ve iştah sorunları yaşar. Bununla birlikte karın ağrıları gibi fizyolojik belirtiler de görülebilir. Ergenlerde ise depresyon; sosyal izolasyon, agresif davranış, umursamazlık, uyku bozuklukları ve kilo kaybı, kol ve bacak ağrıları, baş ağrısı gibi fiziksel şikayetler, özgüven problemleri, aileyle çatışma, akademik başarıda düşme şeklinde kendini gösterir” dedi.


Yaşlanma paniği

29’unda başlıyor İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre kadınlar ‘yaşlanma paniğine 29’da giriyor. Kimi kırışıklıkları kimi de saçlarındaki beyazları ‘yaşlanma belirtisi’ olarak kabul ediyor.

İngiltere’de yapılan araştırmalar, kadınların yaşlanma paniğine 29 yaşından itibaren kapıldığını ortaya koydu. İngiltere merkezli kişisel bakım şirketi Superdrug, 2 bin kadınla anket yaptı. Buna göre, kadınların daha genç görünme arzusu fiziksel görünümündeki değişimlere bağlı olarak 29 yaşından sonra güçlenmeye başlıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 33’ü saçlarının beyazlamasını, yüzde 30’u ise saçlarının incelmesini endişe verici yaşlanma belirtisi olarak kabul ediyor. DAHA YAŞLI HİSSEDİYORLAR Yine kadınların yüzde 33’ü kalçalarındaki gevşemeden huzursuz olurken yüzde 29’u ne pahasına olursa olsun kırışıklıklardan kurtulmak istediğini söylüyor. Her 10 kadından biri kendini olduğundan ortalama altı yaş daha yaşlı hissettiğini ifade ederken her 10 kadından altısı uyguladığı bakım ve makyajla kendini yaşıtlarından daha genç hissediyor. Yaşlanma belirtileriyle başa çıkmak için kadınlar günde ortalama 12 dakikalarını makyaj ve kişisel bakıma ayırıyor. MİLLİYET

| 39


40| Etilife | Aral覺k 2012


| 41


42| Etilife | Aral覺k 2012


| 43


44| Etilife | Aral覺k 2012


| 45


46| Etilife | Aral覺k 2012


| 47


48| Etilife | Aral覺k 2012


| 49


50| Etilife | Aral覺k 2012


| 51


52| Etilife | Aral覺k 2012


| 53


54| Etilife | Aral覺k 2012


| 55


56| Etilife | Aral覺k 2012


| 57


58| Etilife | Aral覺k 2012


| 59


60| Etilife | Aral覺k 2012


| 61


62| Etilife | Aral覺k 2012


| 63


64| Etilife | Aral覺k 2012


| 65


66| Etilife | Aral覺k 2012


| 67


68| Etilife | Aral覺k 2012


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.