47 eylul ekim 2013_conv.indd 1
28.10.2013 11:50:02
Özel Özel Özel Özel Özel Özel
2
| Etilife | Kasım 2013
47 eylul ekim 2013_conv.indd 2
28.10.2013 11:51:04
Özel Ortaköy Özel Fatih Ortaköy Anaokulu Fatih Anaokulu Levazım Mah. Levazım Çayır Sok.Nu:15 Mah. Çayır Sok.Nu:15 Ortaköy-Beşiktaş / İstanbul / İstanbul Özel Ortaköy Özel Fatih Ortaköy İlkokulu Fatih İlkokulu Ortaköy-Beşiktaş 0 (212) 39-40347 46 39-40 Özel Ortaköy Özel Fatih Ortaköy Ortaokulu Fatih Ortaokulu 0 (212) 347 46
www.fatihkoleji.k12.tr www.fatihkoleji.k12.tr
|3 47 eylul ekim 2013_conv.indd 3
28.10.2013 11:51:19
4
| Etilife | Kas覺m 2013
47 eylul ekim 2013_conv.indd 4
28.10.2013 11:51:21
|5 47 eylul ekim 2013_conv.indd 5
28.10.2013 11:51:23
6
| Etilife | Kas覺m 2013
47 eylul ekim 2013_conv.indd 6
28.10.2013 11:51:23
MAİS BOĞAZİÇİ İSTİNYE’DE...
RENAULT MAİS A.Ş. BOĞAZİÇİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ Sarıyer Cad. No:68 �stinye - Sarıyer / ‹STANBULTel: (0212) 362 11 11 Fax: (0212) 323 69 99 www.maisbogazici.com |7 47 eylul ekim 2013_conv.indd 7
28.10.2013 11:51:23
Ulus’ta reklam panoları tehlike saçmaya başladı! Yakın zamanda dergimize gelen bir şikayet telefonu konuya dikkatimizi çekti. Etiler, Ulus ve Beşiktaş genelinde fazlalığıyla rahatsızlık yaratan reklam panoları artık umulmadık yerlerde karşımıza çıkıyor. Bunlardan birisi de Ulus’da yeni hizmete giren özel bir hastaneye ait. Artık İstanbul’un kuş uçmaz kervan geçmez yerlerinde dahi bu büyük reklam panolarını görür olduk. İçten içe bu kalabalıktan rahatsız olanlarınız mutlaka vardır. Artık öyle bir durum var ki açık hava reklamcılığı adı altında belediyeler resmen bir yarışın içerisindeymişcesine şehrin her köşesine hizmet götürmekten çok reklam panosu diker oldular. Sadece belediyeler mi? Hayır, artık özel kurumlar da istedikleri gibi istedikleri yere bu panolardan dikebiliyor. Öyle ki; panoları artık yerde değil gökte görebilirsiniz. Hatta öylesine tehlikeli yerler var ki siz trafikte normal seyrinizde giderken, yüksek bir aracın çarpması sonucu pano aracınızın üzerine düşebilir. Ama üzülmeyin, çünkü üzerinize düşen reklam panosu özel bir hastaneye ait. Yani hayati tehliyeniz yok. Gökyüzüne hasret kalır olduk Farkında olmadan her gün geçtiğimiz yollarda binlerce reklam panosu gözümüze zorla sokuluyor. Başımızı ne tarafa çevirsek bir bina reklamı, bir megabord veya bir bilbordla karşılaşıyoruz. Sadece Akmerkez ve yakın çevresinde binden fazla, bilbord, direk reklam,
yönlendirme, raket, megabord, bina reklamı olduğunu biliyor muydunuz? Eğer bu açıkhava reklamcılığı bir kanuna bağlanmazsa bu işin de her iş gibi sınırlarını zorlayacağız öyle gözüküyor. Sorumuz belediye başkanına Biz de okuyucularımız adına; Beşiktaş sınırları içerisinde olan bu durumu belediye başkanına soruyoruz. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, bu panonun yasal sorumluluğu sizin belediyenize mi yoksa karayollarına mı aittir? Eğer belediyenize aitse; bu büyüklükte, bu şekilde orta refüje reklam panosu olması yasal mıdır? Normal midir? O halde her isteyen işyerinin önüne uygun bir yere bu büyüklükte bir reklam panosu yapabilir mi? Yolun üzerine kadar gelmiş olan bu panonun İstanbul’da başka bir örneği var mı? Bu panoya yüksek bir araç çarptığında meydana gelebilecek kazalardan kim sorumludur? Bu haberimizle ilgili sonuçları ilerleyen yayınlarımızda dergimizde okuyabilirsiniz. Beşiktaş genelinde, yaşadığınız yerle ilgili her türlü öneri ve şikayetlerinizi bizlere 264 36 36 numaralı telefonlarımızdan ve info@etilife.com e-posta adresimizden istediğiniz zaman ulaştırabilirsiniz.
Ulus’ta özel bir hastaneye ait olan bu reklam panosu görenleri hayrete düşürüyor. Pano büyüklüğü ve bulunduğu yer itibariyle trafik için ciddi bir tehlike arz ediyor. 8
Piano Bebek açıldı!
Yaklaşık 2 yıldır Alkent Çarşı’da faaliyette bulunan Kırkyıl Kahvesi Bebek’e taşındı. Deniz ve Berna Hanım’a yeni yerlerinde başarılar diliyoruz. Türk Kahvesi’nde iddialı Bebek’te ismini Piano Bebek olarak değiştiren mekan Türk Kahvesi konusunda iddialı. Piano Bebek’te binlerce fincan içinden kendinize özel bir fincan belirliyorsunuz. Bu sayede her seferinde aynı fincanı kullanabiliyorsunuz.
| Etilife | Kasım 2013
47 eylul ekim 2013_conv.indd 8
28.10.2013 11:51:24
Acıbadem Hastaneleri Ortadoğu’ya açıldı Acıbadem Sağlık Grubu, Irak Süleymaniye’de modern sağlık hizmeti vermek üzere kurulan Faruk Medical City kompleksinin yönetim ve işletmeciliğini yapmak üzere Faruk Grup ile bir işbirliği anlaşması imzaladı. Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ve Faruk Grup Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Mustafa Rasool arasında imzalanan anlaşmaya göre; Faruk Medical City kompleksinin yönetim ve işletmesini Acıbadem üstleniyor. Anlaşma Ortadoğu’daki özel hastane işletmeciliği alanında bir ilk olmasıyla dikkat çekiyor. Nüfusu yaklaşık 6 milyon Acıbadem Sağlık Grubu, Irak, Süleymaniye’de kurulan Faruk Medical City’nin yönetimi ve işletimini gerçekleştirerek yine bir ilk’e imza attı.Anlaşmaya göre; modern sağlık hizmeti vermek üzere Süleymaniye’de inşa edilen Faruk Medical City’nin yönetimi ve işletmeciliği 10 yıl boyunca Acıbadem Sağlık Grubu tarafından gerçekleştirilecek. Irak’ta modern bir hastane Süleymaniye’de kurulan Faruk Medical City, 57.500 m² kapalı alana sahip, 192 yataklı genel amaçlı hizmet verecek şekilde ileri teknoloji ile donatılmış bir hastane. Aralık 2013 tarihinde hizmet vermeye başlaması planlanan hastane öncelikle Süleymaniye ve çevre illerine daha sonra ise Irak genelinde en üst düzeyde sağlık hizmeti sunuyor olacak. Tüm yönetim kadrosu Acıbadem’in deneyimli yönetici ekibinden oluşan hastane 2 yıl içinde JCI akreditas-
yonu almayı hedefliyor. Uluslararası tıp çevrelerinde kabul görmüş hekimlerden oluşacak kadrosu ile tüm branşlarda hizmet verecek olan hastanede; robotik cerrahi, bariyatrik cerrahi, kanser cerrahisi gibi birçok alanda hizmet verilecek. Ortadoğu’da bir ilk İmza töreninden sonra kısa bir açıklama yapan Mehmet Ali Aydınlar, Türkiye’nin özel sağlık hizmetleri alanında büyük bir deneyime sahip olduğunu ve bu nedenle her yıl binlerce yabancı hastanın tedavi amacıyla Türkiye’ye geldiğini belirtti. Acıbadem’in ise özel sağlık alanında hastaneleri, tıp merkezleri, üniversitesi, mobil sağlık hizmetleri gibi tüm hizmetleri entegre bir biçimde sunan ve bu haliyle dünyaya örnek olan bir grup olduğu vurguladı. Faruk Grup ile yaptıkları anlaşmayı çok önemsediklerini ve bu anlaşmanın Ortadoğu’da bir ilk olduğuna dikkat çekti.
Dentistanbul Levent Utangaç çocuklar için Hastanesi açıldı
Yapmak istediği şeylerin listesi yaptırılmalı, bunlar birlikte oynanarak canlandırılmalıdır. Toplumsal ya da akademik ortamlarda hissedebileceği kaygı düzeyini azaltabilmesi için ona destek olunmalıdır. Süreci ona anlatarak onu önceden hazırlamak, partilere erken gitmeye çalışmak, ilk gelen çocuklar arasında olmasını Loremsağlamak, Ipsum oynanacak oyunları önceden biliyor olmasına özen göstermek rahatlatacaktır. SınıftaipsözLorem Ipsum, dizamaonu motorlarında ‘lorem lü sunu yapacaksa başlangıçta sunumunun kısa olmasına sum’ anahtar sözcükleri ile arama yapıldığında ve rahatlayana kadar evde anne-babaya sunmasına fırsat henüz tasarım aşamasında olan Latince profeverilmelidir. sörü Richard Mc Çocuğun özellikle iyi olduğu konularda başka bir çocuğa yardımcı olması için öğretmeniyle görüşülmelidir. İyi bilLorem pasajlarının birçokkonumda çeşitlemesi diği bir şeyiIpsum bir başkasına anlatabilecek olmak, vardır. Ancak bunların büyük bir çoğunluğu miçocuğun başkalarıyla konuşma becerisini arttıracaktır. zah katılarak veya silme, rastgele sözcükler eklenerek ile tahtayı bitkileri sulama, bilgisayarı Öğretmeni açma gibi sınıf içi sorumluluklar işbirdeğiştirilmişlerdir. Eğer birvermesi Lorem konusunda Ipsum pasajı liğine girilmelidir. metin aralarına utandırıcı sözkullanacaksanız, Daha önceden çalıştığı sorulardan birinin öğretmen taracükler gizlenmediğinden emin olmanız gerekir. fından sınıfta sorulması için öğretmenine danışılmalıdır, İnternet’teki tüm Lorem Ipsum üreteçleri öncesoruyu cevaplarsayineler. çocuğunBu kendine den başkalarının belirlenmiş önünde metin bloklarını da, güveni artacaktır.
|9 47 eylul ekim 2013_conv.indd 9
28.10.2013 11:51:24
10| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 10
28.10.2013 11:51:25
| 11 47 eylul ekim 2013_conv.indd 11
28.10.2013 11:51:26
İleri yaşlarda gebelik tehlikeli mi?
Uzmanlar, gerek kariyer endişesi gerekse geç evlenmeden kaynaklı ileri yaş gebeliği durumlarının ciddi sağlık risklerine neden olduğunu belirtiyor.
İleri yaş gebeliği nedir? Günümüzde anne olma yaşı; kadının kendini hazır hissetmemesi, iş yaşamındaki aktif roller ya da eğitim sürecine devam etme gerekçeleri ile giderek ilerliyor. Ancak sürekli ötelenen hamilelikler, normalden iki kat daha fazla risk ile karşı karşıya kalınmasına sebep olabiliyor. Memorial Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Arda Lembet, ileri yaş gebelikleri hakkında bilgi verdi. 30-40’lı yaşlar 20’li yaşlara göre iki kat riskli 30 ve 40’lı yaşlardaki kadınlarda gebelik sırasında yaşanabilecek riskler, 20’li yaşlardaki gebeliklerden iki kat daha yüksektir. Bu nedenle daha yakından takip ve tedavi gerekebilmektedir. Yüksek tansiyon, gebelik diyabeti, erken doğum gibi anne adayının yaşayabileceği sağlık sorunları,”Down Sendromu” gibi bebeği ilgilendiren kromozom anormallikleriyle ilgili sorunlar 30’lu ve 40’lı yaşlardaki kadınların gebeliklerinde daha sık görülebilmektedir. Bu tür gebeliklerde düşük ve erken doğum oranı artar. Gebelikte ağrıya ya da kanamalara neden olabilen rahim içi iyi huylu tümörlere; yani miyomlara da daha sık rastlanır. Gebelik esnasında yaşam kalitesini düşüren hemoroit, idrar tutamama, bacak varisleri, bel ve kas ağrıları daha kolay ortaya çıkabilmektedir. 35 yaş referans alınır Tıp dünyası ileri yaş gebeliği sınıflaması yaparken, özellikle 35 yaşı referans yaş olarak almaktadır. Bunun nedeni 35 yaşından sonra daha yüksek oranda görülen kromozom anormallikleri ve tanıda girişimsel işlemler olan “amniyosentez” ve “koryon villus biyopsisi” gerekebilmesidir.
Amniyosentez için izlenen düşük riski ile 35 yaşında “Down sendromu” ortaya çıkma olasılığı benzerdir (%0,5). Bu nedenle amniyosenteze bağlı düşük olasılığının eşitlendiği 35 yaş, uzun yıllar tıp camiasında belirleyici olmuştur.
na kadar özenle takip edilmeli, bilgilendirilmeli ve doğuma hazırlanmalıdır. Özellikle çalışan anne adaylarının hareketli ve stresli bir iş yaşamları varsa, bebeğin takip edilmesinin önemi artmaktadır.
Hastalık tedavi edildikten sonra gebelik hedeflenmeli Bu yaş grubunda daha sık görülen genetik ve kromozomal anormalliklerin ekarte edilmesi amacıyla yaklaşım daha farklılık göstermektedir. Anne adayı detaylı ultrasonografi ve tarama testleri ile ilk olarak 11-14 hafta arasında sonra da 18-22 haftalar arasında detaylı değerlendirilip yaşa bağlı risk değerlendirilmesi yapıldıktan sonra risk yüksek ise amniyosentez önerilmektedir.
Doğum normalden uzun sürebilir Doğum süreci de 30’lu ve 40’lı yaşlarda bir anne adayı ile daha genç biri için farklı işlemektedir. İleri yaşta hamilelik deneyimi yaşayan bir kadın için doğum eylemi zaman olarak daha uzun sürebilir; çünkü rahim ağzı, genç bir kadında olduğu gibi rahat açılmayabilir. Ayrıca ileri yaş hamilelerinden birçoğu doğumu sezaryen ile gerçekleştirme eğilimindedir. Doğum sırasında ve sonrasında ileri yaş hamilelerin rahmi genç annelerdeki kadar kasılmayabilir. Doğumdan sonraki kanamalar da daha uzun sürüp fazla olabilir.
İleri yaş grubunda hamilelik öncesi hastaların genel sistemik muayenesi yapılarak tansiyon, diyabet, böbrek, hematolojik ve diğer hastalıklar yönünden de değerlendirilme yapılmalıdır. Eğer mevcut bir hastalık varsa mutlaka sağlık durumu iyileştikten sonra gebelik hedeflenmeli, sonrasında da bireyselleştirilmiş izlem ve tedaviye devam edilmelidir. Stresli bir iş yaşamı varsa takip şart İleri yaş hamileliği yaşayan anne adayları mutlaka hamileliğin başından sonu-
Toparlanma süreci yavaş ilerleyebilir 30’lu ve 40’lı yaşlardaki gebelerin hamilelikte ve doğum sırasında komplikasyon yaşama olasılıkları daha yüksek olduğundan, vücutları eski hallerine daha genç annelerinki kadar hızlı bir şekilde dönmeyebilir. Bu da iyileşme ve toparlanma sürecini biraz daha yavaşlatabilir.
12| Etilife | Kasım 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 12
28.10.2013 11:51:26
| 13 47 eylul ekim 2013_conv.indd 13
28.10.2013 11:51:27
Havaların soğuması ile evlere çekilmek zorunda kalan çocukların başına gelmesi muhtemel ev kazaları, alınacak basit önlemlerle engellenebilir.
Ev kazaları nasıl önlenir? Ev kazaları nasıl önlenir? Sonbaharla birlikte park ve bahçelerden kapalı ortamlara giren çocuklar evlerdeki görünmez tehlikelerle daha çok karşı karşıya kalıyor. Ev kazalarının önüne geçebilmek ise alınacak önlemlerle mümkün... Çocukların evlerde sıklıkla yaşadığı kazalar arasında düşmeler, yanıklar, zehirlenmeler, suda boğulmalar, yabancı cisim yutmaları ve evcil hayvan ısırıkları yer alıyor. Tüm bu kazaları engellemek içinse evi çocuklara uygun olarak düzenlemek gerekiyor. Acıbadem Hastanesi Acil Servis Uzmanı Dr. Veysel Balcı, kazaların oluşmaması için evde alınması gereken önlemleri açıkladı. Yatak odası nasıl düzenlenmeli? - Karyolasının konumu önemli. Örneğin; pencere ve klima önü gibi doğrudan hava sirkülasyonu olan yere konulmamalı; priz, elektrik düğmesi, perde, per-
de ipine uzanamayacak konumda olmalı; tekerlekliyse stoperli tutulmalı. - Mobilyaların keskin kenar ve köşeleri olmamalı. - Karyolanın korkuluk aralıkları 2.5 cm’den dar, 6 cm’den geniş olmamalı. - Çocuk odasının zemini toz tutucu halı vb. malzeme ile kaplanmamalı. Kolay temizlenen ve toz tutmayan malzemeler
tercih edilmeli. - Odadaki sivri köşe ve kenarlar koruyucu ile kaplanmalı, kapılara menteşe ve her iki yanına da parmak koruyucu uygulanmalı. - Sallanan koltuk gibi hareket eden eşyalar bulundurulmamalı. - Yüksekte olan alt değiştirme masası 1 yaşından sonra kullanılmamalı. - Dolaplar ve düşebilecek büyük eşyalar duvara sabitlenmeli. - Çekmece ve dolap kapaklarına çocuk kilidi uygulanmalı. - Sarkan kablolar, kablo kanalı içine alınmalı ve prizler priz koruyucu ile güvenli hale getirilmeli. Mutfakta alınacak önlemler - Ocak ve fırın için ocak bariyeri ve fırın için fırın kilidi kullanılmalı, mümkün olduğu kadar deterjan ve benzeri temizlik ürünleri dolapların alt gözlerine konulmamalı, konulmak zorunda ise mutlaka çocuk güvenlik kilidi kullanılmalı. - Çatal, bıçak ve benzeri mutfak eşyalarının bulunduğu dolap ve çekmeceler, güvenlik kilidi ile güvenli hale getirilmeli. - Buzdolabı için buzdolabı kilidi kullanılmalı, buzdolabı kapağına mıknatıslı magnetler iliştirilmemeli. - Mutfak tezgâhı, keskin köşe ve kenarlar; köşe ve kenar koruyucusu ile kapatılmalı. - Bulaşık makinesi için kilit kullanılmalı. Makineye yerleştirilen çatal-bıçak gibi sivri ev aletler ters konulmalı. Balkona dikkat! - Balkon kapısına çocuk güvenlik kilidi konulmalı, parmaklık aralıklarının özel-
liklerine göre file veya pleksi uygulaması yapılmalı. Balkonda masa, sandalye varsa, çocuk yalnız bırakılmamalı. - Bahçede bitkilerin çocuğa zarar vermeyecek türleri seçilmeli, böceğe karşı ilaçlama yapıldıktan 48 saat sonra çocuk bahçeye çıkarılmalı. - Bahçe çiti çocuğun aşamayacağı şekilde olmalı, bahçe çitinin yanında ağaç olmamalı. Çocuklu evde salon nasıl olmalı? - Eşyalar; çocuğun yaşına göre konumlandırılmalı, oturma grubu hiçbir zaman pencere önüne konulmamalı. - Mekânda bulunan sivri köşe ve keskin kenarlar güvenli hale getirilmeli, pencerelere çocuk güvenlik kilidi takılmalı.
- Kütüphane ve raflı dolaplar, duvara sabitlenmeli, TV ve elektronik aletler de özel güvenlik ürünleri ile sabitlenmeli ve koruma altına alınmalı. - Büfe ve dolaplardaki çekmece ve dolap kapakları güvenlik kilitleri ile güvenli hale getirilmeli, varsa tüm cam yüzeyler güvenlik filmi ile kaplanmalı. - Yutulabilecek boyuttaki objeler, çocuğun ulaşamayacağı yere konulmalı. - Sabit ve uzatmalı prizler, priz koruyucu ile kapatılmalı. - Etrafta zemini kaygan hale getirecek magazin ve dergi yaprakları kayma sebebi olacağından bulundurulmamalı.
14| Etilife | Kasım 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 14
28.10.2013 11:51:28
| 15 47 eylul ekim 2013_conv.indd 15
28.10.2013 11:51:29
Emzirme problemleri... Yeni anne olan bir çok kadının şikayet ettiği emzirme problemleri, sorun edilmemesi gereken durumlar olabileceği gibi yapılan yanlışlardan da kaynaklanabiliyor. Çoğu annenin bebek sahibi olma sevinci, yaşanabilecek emzirme problemleri nedeniyle sekteye uğrayabiliyor. Uzmanlar, emzirme döneminde yaşanan sorulardan en sık karşılaşılanları ve çözüm yollarını öğrenerek rahat bir dönem geçirmenin mümkün olduğunu belirtiyor. Anne sütünün önemi başka hiçbir besinle kıyaslanamaz. Bebek gelişiminde son derece ciddi rol oynayan anne sütü kimi nedenlere bağlı olarak sorun oluşturabiliyor. Bir de emzirme hataları var ki asıl problemi onlar oluşturuyor. Hisar Intercontinental Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ece Şule Aslan, emzirme ile ilgili yaşanan sorunlar hakkında merak edilen sorunları cevaplandırdı. Neden sütüm gelmiyor? Sütünüz bebeğinizin memeyi kavramak için güçsüz oluşundan ya da sizin yanlış emzirme tekniği kullanmanızdan dolayı gelmeyebilir. Nasıl doğru emzirebileceğiniz konusunda doğumun hemen ardından size emzirme teknikleri konusunda eğitim veren hemşirelerden yardım isteyin. İlk 72 saat içerisinde verebileceğiniz sarı renkli, koyu kıvamlı kolostrum, bebeğiniz için çok değerli ve gereklidir. Kıvamı ve renginden dolayı pis ya da bozuk olduğu yanılgısına düşmeyin. Kesinlikle su, şekerli su ya da başka gıdalar vermeyin. Bunlar hem bebeğinizin midesini boşuna dolduracak hem de onu tüm hayatı boyunca hastalıklardan koruyacak ilk aşısı niteliğinde olan kolostrumdan mahrum bırakacaktır. Bebeğim ağlamıyor, yine de emzirmeli miyim? Bebeğiniz ağlamıyorsa beslenmesi için kaygılanmanıza gerek yok demektir, aç
değildir ya da uykuya daha çok ihtiyacı vardır. Unutmayın ilk günlerde emzirme işlemi zor ve zahmetli olacak, anne sütü çabuk hazmedildiği için sık aralıklarla acıkan bebeğinizin ihtiyaçlarını karşılamak, bunu düzene sokmak için uğraşacaksınız. Panik yapmayın süt üretiminizle bebeğinizin beslenmesinin düzene girmesi birinci haftanın sonuna doğru mümkün olacaktır. Emzirme pozisyonu ve tekniği sütümü etkiler mi? Emzirme sırasında dik oturun. Bebeğinizin başı ve vücudu düz, yüzü memeye dönük ve yakın olmalı. Bebeğinizin vücudunu kendi vücudunuza yakın tutmalı, yenidoğan bebeğinizi poposundan desteklemelisiniz. Burun deliklerinin kapanmamasına dikkat edin.
Emzirme sırasında göğsünüzü, üste başparmak, altta dört parmak olacak şekilde desteklemelisiniz (C şeklinde). Emzirmeyi sadece meme ucu ile değil, meme ucu ile birlikte çevresindeki aerola dediğimiz kahverengi bölgeyi de alacak şekilde yapmalısınız. Bu şekilde emme bebeğinizin daha fazla süt almasını sağlarken; göğüs ucu çatlamalarınızı da engeller. Bebeğe su vermeli miyim? Anne sütünün yüzde 87’si sudur. Bebeğiniz ihtiyacından daha fazlasını anne sütünden alır. Susadığı zamanlarda bile
sadece sütünüze vermeniz onun hem su ihtiyacını karşılar hem de fazladan beslemiş olursunuz. Bebeğinize ihtiyacı yokken su verirseniz daha az beslenmesine ve süt kaynağının devamının uyarılmasında azalmaya neden olursunuz. Emzirme araları nasıl olmalı? İlk günler her ağladığında ve her istediğinde emzirin. Emzirmek için saat aralıkları koymayın, ne kadar sık emerse süt salgılatan hormonlar o kadar çok çalışır ve sütünüz artar. Bebeğinizin gündüz 2 saat, gece 3 saatten daha uzun uyumasına izin vermeden en geç bu aralıklar ile emzirmeye çalışın. Sütüm yeterli mi? Anne sütü alan bebeğinizin gelişimi sağlıklı bir şekilde devam eder. Eğer bebeğiniz sadece anne sütüyle beslenerek, kilosunu her ay olması gerektiği düzeyde (600-1200 gram arası) artırabiliyorsa su dahil hiçbir ek gıda vermeyin. Her ay büyüme ve gelişme takiplerini düzenli olarak yaptırın ve olması gereken ağırlık artışını sağlayamadığı ayda ek gıdaya başlayın. Emzirmek istiyorum ama neden emmiyor? Yenidoğan bebekler sık aralıklarla beslenir. Ama büyüdükçe öğün sayısı ve aralığı azalır. Pek çok anne gibi siz de bebeğim daha iyi beslensin, aç kalmasın düşüncesiyle onun aç olup olmadığına bakmadan emzirmeye çalışabilirsiniz. Bu durumda bebeğiniz emmek istemiyorsa endişelenmeyin. Çünkü aç olsa huzursuzlanarak ağlar ve memeye yaklaştığında heyecanlanır. Bu yüzden endişelenmeyin.
16| Etilife | Kasım 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 16
28.10.2013 11:51:29
| 17 47 eylul ekim 2013_conv.indd 17
28.10.2013 11:51:30
Mutlu evliliğin altın kuralı
Boşanma davalarının tüm hızıyla arttığı günümüzde, evliliklerinde mutluluğu yakalayanlar da var. Peki, ömür boyu mutlu evliliğin sırrı ne? İşte bunun için 10 altın kural... Büyük bir aşkla evlenip 2 ay sonra ayrılanlar, artık bizi şaşırtmıyor. Asıl bizi, evliliklerinin 50’nci yılını kutlayan ve bunca zamana rağmen hala birbirleri için deli olan çiftleri görmek şaşırtıyor. Evet, bunun bir sırrı olmalı... Eğer mutlu ve uzun bir evlilik istiyorsanız, bu 10 altın kuralı mutlaka uygulayın. Aynı anda sinir olmaz Çiftlerin arasında bazı anlaşmazlıklar olabilir. Ancak önemli olan, tarafların aynı zamanlarda çok sinirli hareket etmemeleri. Eğer eşiniz sinirliyse siz alttan alın. Haklı olsanız bile ortamın sakinleşmesini bekleyin. Hem böylece istediklerinizi yaptırma şansınız da artacaktır. Unutmayın ki “Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkartır” diye boşuna söylememişler... Birbirinize bağırmayın Bir tartışma esnasında o sesini yükseltti diye siz de sakın bağırmaya başlamayın. Bağırmak hiçbir şeyi çözmeyecektir. Hiçbir koşulda, eşinize karşı sesinizi yükseltmeyin. Sevgiden önce aranızdaki saygıyı koruyabilirseniz, uzun yıllar süren mutlu bir evliliğiniz olur. Yumuşak eleştri Tabii ki eşinizin bir takım hareketlerini beğenmeyebilirsiniz. Bu konudaki düşüncelerinizi dile getirmekte de
özgürsünüz. Ancak önemli olan, bunu nasıl yaptığınız... “Şu hareketinden nefret ediyorum” yerine, “Hayatım bence böyle davranmak sana hiç yakışmıyor” diyebilirsiniz. İktidar savaşları Eğer tartışmayı mutlaka birinin kazanması gerekiyorsa, bırakın eşiniz kazansın. Aşkın bir iktidar savaşı olmadığını bilerek hareket edin. Evlilik bu durumu daha da hassaslaştırır üstelik. Tartışmayı kimin kazandığı ya da kaybetti-
ği ne kadar önemli sizin için? Geçmişi bırakın Hiçbir zaman geçmişte yapılan hataları eşinize hatırlatmayın. Bir tartışmada, birdenbire konuyla ilgili ya da ilgisiz, eşinizin eskiden yaptığı bir hatayı gündeme taşımayın. İhmal etmeyin Birbirinizden farklı hayatlarınız olabilir, eşiniz maça giderken siz de eski kız arkadaşlarınızla dışarı çıkabilirsi-
niz. Ama bir plan yaparken eşinizin fikrini almıyorsanız, yanlış yoldasınız. Eşinizi her şeyden önde tutmalısınız. Yatağa küs girmeyin Şiddetli bir kavga etmiş olsanız da yatak odanıza, dolayısıyla yatağa asla dargın girmeyin. Yatmadan önce mutlaka tüm sorunlarınızı halledin. Yatak odanız, sizin için özel bir dünya. O odaya sorunlarınızı taşımayın. İltifat edin, iltifat önemlidir Gün içinde en azından bir kere hayat arkadaşınıza güzel bir söz söyleyin. Dünyadaki birçok kişinin onu çekici bulması bir yana, asıl önemli olan sizin ne düşündüğünüzdür. Özür dilemeyi bilin Eğer yanlış bir şey yaptıysanız, bunu itiraf edin ve özür dileyin. Ancak tabii ki bunu alışkanlık haline getirmeyin. “Nasılsa özür diliyorum, konu kapanıyor” diye düşünmeyin. Bir tartışma için iki kişi gerektiğini unutmayın Bir düşünün bakalım tartışmalarınız neden çıkıyor? Acaba sadece karşı tarafı suçlamak ne kadar gerçekçi? Sizin hiç mi payınız yok tartışmalarda. Elbette ki vardır. İşe ilk olarak, bunu itiraf etmekle başlayın isterseniz. Kendinizi eleştirmekten korkmayın. Biraz empati yapın.
18| Etilife | Kasım 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 18
28.10.2013 11:51:30
| 19 47 eylul ekim 2013_conv.indd 19
28.10.2013 11:51:32
20| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 20
28.10.2013 11:51:37
| 21 47 eylul ekim 2013_conv.indd 21
28.10.2013 11:51:38
Cildinizi ev yapımı maskelerle temizleyip hem güzelliğinizi korumak hem de bakımınızı ucuza getirmek ister misiniz? O halde meyve ve sebzelerden hazırlayacağınız maskelerle cilt sorunlarınıza çözüm bulabilir ve güzelliğinize güzellik katabilirsiniz. İşte evde yapabileceğiniz maskeler...
Ev yapımı güzellik maskeleri Devir, ekonomi devri. Bu nedenle, güzelliğinize güzellik katmak için daha ucuz yöntemlere başvurmanız gerekiyor. Ama sakın, ucuz güzellik için ucuza satılan kremlerden kullanmayın. Çünkü bunlar, cildinize zarar verebilir. Bunun yerine pazarda, markette kolaylıkla bulabileceğiniz sebze ve meyveleri kullanın. Böylece hem doğal hem de ucuz bir şekilde güzelliğinize güzellik katabilirsiniz. Ev yapımı maskeler hazırlarken bunlara dikkat Güzellik maskelerini hazırlamadan önce, bu kurallara dikkat etmelisiniz. İlk önce malzemenizi hazırlayın; cam kâse, kaşık, spatül, pamuk, nemlendirici kreminiz, temizleyici süt ve losyon ile maske yapacağınız doğal malzeme, yani meyve ya da sebze, vs... Bütün bu malzemeler çok temiz olmalı, kullanacağınız meyve ya da sebze her neyse, çok taze olmalı; iyice temizlenmeli. Maske, hazırlandığında hemen kullanılmalı. Unutmayın; hazır
aldığımız maskelerin içinde koruyucu olduğu için saklanılabiliyorlar. Maskenizi sakin bir ortamda uygulayın, göz çevresine fazla yaklaşmadan uygulayın, en az 1015 dakika beklettikten sonra, önce pamukla maskeyi silip, ardından losyonla kalanları temizleyin. Ayrıca, sıktığınız meyvelerin posalarını da maskelerinizde kullanabilirsiniz...
Çilek Maskesi Canlandırıcı etkisi vardır, kuru ciltlere önerilir. Ancak gerici etkisi nedeniyle 10 dakikadan fazla ciltte tutulmamalıdır. 4 çileği ezerek 1 çorba kaşığı nemlendirici kremle karıştırın. Bütün yüze ince bir tabaka halinde sürün ve 5 dakika bekletin. Ayda 2 kez uygulamak yeterlidir. Elma Maskesi Özellikle karma ciltlere öne-
riliyor, zira yüzün yağlı olmayan bölgelerini kurutmaz. 1 kahve kaşığı elmanın içini iyice ezerek, 2 kahve kaşığı
de de iyi sonuç veriyor. Portakal maskesi gibi hazırlayıp, yüzünüzde 10 dakika bekletin. Haftada 1 kez uygulayın.
nemlendirici kremle karıştırın ve 20 dakika yüzünüzde bırakın. Haftada 2 kez uygulayın.
Limon Maskesi Yağlıya yakın normal ve problemli ciltler içindir. Portakal maskesi gibi hazırlanır. Ancak yüzünüzde 5 dakika bekletin ve problemler düzelinceye kadar haftada 2 kez uygulayın.
Portakal Maskesi Meyve asidi açısından etkili olan portakal, normal ciltler için öneriliyor. Portakalı sıkıp, suyunu damla damla 2 kahve kaşığı nemlendirici kremin içine katın. Maskeyi yüzünüze sürüp, 10 dakika bekletin. Haftada 2 kez uygulayın. Üzüm Maskesi Özellikle karma ciltlere öneriliyor. Ancak yorgun ciltler-
Salatalık Maskesi Sıkıştırıcı ve ferahlatıcıdır. Yağlıya yakın ciltler için idealdir. Salatalığın çekirdeksiz bölümünden 1 kahve kaşığı alıp ezdikten sonra, 2 kahve kaşığı nemlendiriciyle karıştırın. 10 dakika yüzünüzde
22| Etilife | Kasım 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 22
28.10.2013 11:51:38
bekletin. Bu maskeyi ayda sadece 2 kez uygulayın.
Ihlamur Maskesi Canlandırıcı ve rahatlatıcı bu maske, yorgun ciltleri kendisine getirir ve pırıl pırıl yapar. Bir tutam ıhlamuru bir cezvede demleyip soğumaya bırakın. Sonra 1 çorba kaşığı demlenmiş ıhlamuru, 2 kahve kaşığı nemlendirici kremle karıştırın. Yüzünüze sürüp, 10 dakika bekletin. Haftada 2 kez uygulayın.
Nane Maskesi Serinletici ve canlandırıcıdır, yorgun cildi kendisine getirir, rahatlatıp serinletir. Karma ciltlere ve yorgun ciltlere göredir. Ihlamur maskesi gibi hazırlayıp, 10 dakika yüzünüzde bırakın. Haftada 3 kez uygulayın.
Çay Maskesi Genişlemiş gözenekleri sıkıştırır, cildin rengini canlandırır. Yağlıya yakın normal ciltler içindir. Ihlamur maskesi gibi hazırlayın ve 10 dakika yüzünüzde bırakın. Haftada 2 kez uygulayın. Buz Maskesi Bu maske, bütün ciltlere uygulanabilir. Cildi gerer, dokuları toparlar ve pürüz-
süz kılar. Yüzünüze ve boynunuza kalın bir tabaka halinde nemlendirici kreminizi
sürün, sonra da bir parça buzu yavaş yavaş bu krem üzerinde gezdirin. Bu işlemi, yüzünüzü canlandırmaya ihtiyaç duyduğunuz her zaman tekrarlayabilirsiniz.
Papatya Maskesi Sıkıştırıcı maddeler içerdiği için, özellikle yağlıya yakın normal ciltlerde gözenekleri sıkıştırıp, dokuları pürüzsüz kılar. Ihlamur maskesi gibi hazırlayın ve yüzünüzde 20 dakika bırakın. 10 gün boyunca uygulayın.
Bal Maskesi Hem besleyici hem de canlandırıcı zengin bir malzemedir bal. Bu maske rengi soluk, yağlıya yakın normal ciltler için idealdir. Cildi derinlemesine temizleyerek, canlılık kazandırır. Mümkünse likit bal kullanın. Yarım kahve kaşığı balı, 2 kahve kaşığı nemlendirici kremle karıştırın ve 15 dakika yüzünüzde bırakın. Bal maskesini haftada 1 kez uygulayın.
| 23 47 eylul ekim 2013_conv.indd 23
28.10.2013 11:51:39
24| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 24
28.10.2013 11:51:40
| 25 47 eylul ekim 2013_conv.indd 25
28.10.2013 11:51:41
26| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 26
28.10.2013 11:51:43
| 27 47 eylul ekim 2013_conv.indd 27
28.10.2013 11:51:46
28| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 28
28.10.2013 11:51:48
| 29 47 eylul ekim 2013_conv.indd 29
28.10.2013 11:51:49
30| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 30
28.10.2013 11:51:50
| 31 47 eylul ekim 2013_conv.indd 31
28.10.2013 11:51:51
32| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 32
28.10.2013 11:51:52
| 33 47 eylul ekim 2013_conv.indd 33
28.10.2013 11:51:52
Avrupa’daki vatanımız Bosna-Hersek Avrupa’nın en eski yerleşim yerlerinden biri Bosna-Hersek. Yaklaşık 500 yıl Osmanlı’nın hüküm sürdüğü bu toprakların her taşında halen Türk izlerini görebiliyorsunuz. Osmanlı’nın çöküşünün ardından “Avrupa’nın ortasında öksüz kaldık” deseler de onlar halen bizim kardeşlerimiz. Bu yazımızda Saraybosna’yı ve savaşın ardından bir ülkenin yaşadıklarını okuyacaksınız. Nüfusu yaklaşık 6 milyon Bosna-Hersek’in toplam nüfusunun 6 milyon olduğu tahmin ediliyor. Tahmin ediliyor, diyoruz çünkü savaşın ardından kesin nüfus sayımı halen yapılmamış. Boşnaklar, savaşta ölenlerin net sayısı ortaya çıkacağı için nüfus sayımının ertelendiğini düşünüyor. Nüfusun yaklaşık % 50’si Boşnak Müslüman, % 35’i Ortodoks Hıristiyan
Sırplar ve % 15’i de Katolik Hıristiyan Hırvatlar tarafından oluşuyor. Bursa’ya benziyor Saraybosna nüfusu, genel görünüşü, iklimi ve ekonomik yapısı ile Bursa’ya çok benzetiliyor. Genel anlamda ülkede su kaynaklarının bolluğu göze çarpıyor. Her yerde çağlayan dereler, gür akan kanallar mevcut. Ülke bu su
kaynaklarından elde ettiği elektriği komşu ülkelere satarak önemli bir gelir kaynağı elde ediyor. Avrupa’nın önündeki dram 500 yıl Osmanlı toprağı olan ülkede, İmparatorluğu’n çöküşünün ardından savaş yapılmadan; masa başında, ülke Avusturya - Macaristan İmparatorluğu’na bırakılıyor. İkinci Dünya Savaşı ile
Yugoslavya’nın hükmü altına giren ülke onların da parçalanmasının ardından bağımsızlığını ilan edeceği sırada 1992 yılında Sırplar’ın saldırısına uğruyor. Bu dönemde; 200 binden fazla Boşnak Müslümanın öldüğü, 250 bin kişinin yaralandığı, 2 milyon kişinin ise mülteci konumuna düştüğü söyleniyor. Avrupa’nın gözleri önünde olan bu dram 4 yıl sürüyor.
34| Etilife | Kasım 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 34
28.10.2013 11:51:55
Frevo Milli Parkı
Frevo Milli milyon Saraybosna’da ilk durağımız Frevo Milli Parkı. Bu milli park savaş zamanında az zarar gören ender yerlerden birisi. İçerisinde binlerce çeşit bitki ve canlıyla doğal bir botanik parkı.
Osmanlı’ya saygı Bosnalı Müslümanlar, Osmanlı’ya ve eserlerine bizden daha fazla değer veriyorlar. Halen bir çok Osmanlı mezarlığı itina ile korunuyor.
Fatih Tepesi Bu parkın ardından ikinci durağımız Fatih Tepesi. Bu tepeye Fatih’in adının verilmesinin nedeni, Fatih’in Saraybosna’yı fethetmeden önce ilk bu tepeden kente bakması. Fatih şehre adını verdiği o cümleyi kuruyor; “Bu ovaya bir saray yapalım” o zamandan bu yana şehrin adı Sarayovası (Sarajevo) olarak anılmış. Bu tepeden bütün şehri panoramik olarak görebiliyorsunuz. Savaşın izlerini, şehirdeki mezarlıkların çokluğunu buradan daha iyi görebiliyorsunuz.
Kısa gezimizin ardından öğle yemeği için size güzel bir tavsiye vermek istiyorum. Bosna’nın en önemli yemeklerinden birisi Boşnak Köftesi Zeljo. Bosnalılar’ın birçok yemeği bizim yemeklerimizle aynı, böreğe burek, sarmaya sarma, dolmaya dolma diyorlar. Boşnak Köftesi’nin tadı aynı bizim İnegöl Köfte’ye benziyor.
İzzet Begoviç anısına Ziyarette bulunduğumuz en önemli mekanlardan birisi de Boşnak Lider Aliya İzzet Begoviç’in anıtmezarı. Burası şehrin en büyük ve en önemli şehitliklerinden birisi. Aliya İzzet Begoviç’in tek bir vasiyeti olmuş, o da “beni öldükten sonra şehitlerimle birlikte gömün” olmuş. Bu yüzden, şehrin en büyük şehitliğinde bulunan bir süs havuzu iptal edilerek yerine Begoviç’in mezarı inşa edilmiş.
Boşnak Köftesi: Zeljo
Boşnak Kahvesi Ardından bir Boşnak Kahvesi içebilirsiniz. Bizim şark köşesi kafelerimiz gibi onlarında kafeleri mevcut. Buralarda bizim Türk Kahvesi’nin birebir aynısını Boşnak Kahvesi diye içebilirsiniz. Tek farkı bizdeki kahvenin şekeri yaparken
katılır, az, orta veya şekerli sunumu yapılır. Boşnaklar ise kahveyi şeker, cezve ve fincanıyla birlikte servis ediyorlar. Her cezveden 2 fincan kahve çıkıyor. Yine Osmanlı’dan kalma bir gelenek kahveleri bakır cezvelerde
uyumunu görebilirsiniz. Saraybosna’ya Türk Hava Yolları ve Pegasus’un direkt tarifeli seferleri mevcut. Ayrıca tur şirketleriyle de Bosna-Hersek turu yapabilirsiniz. Bu şirketlerden en önemlisi ve en eskisi Fidan Tur’u tercih
yapılıyor.
edebilirsiniz.
Şehrin gezilecek merkezi yeri ise tarihi Başçarşı. Burası Osmanlı’dan beri şehrin merkezi olmuş ve olmaya da devam ediyor. Şehrin her yerinde camileri ve kiliseleri birlikte görebiliyorsunuz. Tabi bu görüntü insana hep şu soruyu sorduruyor; “Yüzyıllar boyu aynı topraklarda barış içinde yaşamış, birbirleriyle evlenmiş akraba olmuş bu insanlar neden savaştılar?”
Bize yapılan soykırımı unutursak bunu bir daha yaşamaya mecburuz, size asla intikam peşinden koşun demiyorum ama yapılanları da asla unutmayın! Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı, sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerin de kapısını açar. Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın.
Şehir merkezini gezerken, Yugoslavya eski lideri Tito’nun halka seslendiği yeri, 1. Dünya Savaşı’nın başladığı yer olan Latin Köprüsü’nü ve eskiyle yeni mimarinin
Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı’nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına. A.İzzetbegoviç
| 35 47 eylul ekim 2013_conv.indd 35
28.10.2013 11:51:55
Gazi Hüsrev Bey Camii - 1531
Tuba Nehri
Gezimizin ikinci gününde Tuba Nehri’nin doğduğu yeri gördük. Bosna gerçek anlamda sulak bir yer bunu bu nehri gördüğünüzde bir kez daha anlayacaksınız. Burada Osmanlı eserlerinden tarihi Alperenler Tekkesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Burası 600 yıldır itina ile korunmuş ve halen ibatede açık.
Hüsrev Bey Camii Birçok Osmanlı eseri halen koruma altında veya aktif olarak hayatını 600 yıldır idame ettiriyor. Bunlardan birisi de Osmanlı eseri Gazi Hüsrev Bey Camii. Bu cami 1531 yılında dönemin Bosna Sancak Beyi Hüsrev Bey tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilmiş. Sırpların saldırılarından bu eser de nasibini almış savaşın
ardından Suudi Arabistan’ın desteğiyle aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş. Tabii ki Mostar Mostar küçük bir Osmanlı şehri. 1566 yılında Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından inşa edilmiş Mostar Köprüsü ile meşhur olmuş. 4 metre genişliği 30 metre uzunluğu
ve 28 metre yüksekliği olan köprü savaş zamanı bombalanarak yıkılmış, savaşın ardından aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş. 2005 yılında ise Dünya Mirası listesine alınmış. Bu köprünün bu kadar ünlü olmasının nedeni ise tarihten geliyor. Osmanlı zamanında köprüden şehrin gençleri atlayarak cesaretini ispat ediyorlarmış. Bu dö-
Elçi İbrahim Paşa Medresesi | Etilife | Kasım 2013
36
47 eylul ekim 2013_conv.indd 36
28.10.2013 11:51:56
nemde nişanlı olan gençler sevgililerine aşklarını böyle kanıtlıyorlar, düğün öncesi köprüden atlamayana kız verilmiyormuş. Savaşın acı yüzünü bu köprü de görmüş. Bu savaş cepheden çok bu şekilde psikolojik olarak yapılmış. Stratejik açıdan bir önemi olmadığı halde, sırf Müslüman Osmanlı eseri olduğu için bu köprü hedef alınmış. Elçi İbrahim Paşa Medresesi Bosna’nın önemli yerlerinden biri de Travnik. Travnik’te
bulunan Elçi İbrahim Paşa Medresesi de bir Osmanlı eseri. Kurulduğu günden bu yana savaşlar dahil eğitim ve öğretimi devam etmiş. Bu geçen 600 yıl içerisinde eğitim öğretime hiç ara verilmemesi de bir mucize gibi. Medresede halen eğitim öğretim devam ediyor. Boşnaklar için Türkiye ve Türkler çok önemli. Bosna’da her yerde Türk ürünlerini ve Türk markalarını görmeniz mümkün. Kullandıkları para birimi “KAYME.” Para birim-
lerini Avro’ya sabitlemişler. 1 Avro 1.30 Kayme ediyor. Ülkenin genelinde Kayme kullanılıyor fakat Avro ve Türk Lirası da birçok yerde geçiyor. Üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen halen birçok binada kurşun ve şarapnel deliklerini ve savaşın izlerini görebiliyorsunuz. Nerede kalınır? Saraybosna, yapı itibariyle Türk şehirlerine çok benziyor. Bizdeki kültürden farklı olarak, şehirde Hostel’ler,
(4-6 yataklı oda) var. Bunun dışında 3-4 yıldızlı otellerden bolca var. Çoğunlukla öğrencilerin ve gençlerin konakladığı Hostellerde odamı başkalarıyla paylaşırım diyorsanız, geceliği 20 TL civarından başlıyor. 3 yıldızlı oteller 60 TL ortalamadan başlıyor. 4 yıldızlı oteller 80 TL’den başlıyor. 5 yıldızlı otellerde gecelik 250 TL civarında. Biz Hotel Sarajevo’da kaldık. Bu otel Saraybosna merkeze yaklaşık 6-7 km. Gayet kaliteli ve temiz bir otel tavsiye ederim.
| 37 47 eylul ekim 2013_conv.indd 37
28.10.2013 11:51:56
38| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 38
28.10.2013 11:51:57
Auto Spa
| 39 47 eylul ekim 2013_conv.indd 39
28.10.2013 11:51:58
40| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 40
28.10.2013 11:51:59
| 41 47 eylul ekim 2013_conv.indd 41
28.10.2013 11:52:00
42| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 42
28.10.2013 11:52:02
| 43 47 eylul ekim 2013_conv.indd 43
28.10.2013 11:52:02
44| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 44
28.10.2013 11:52:05
| 45 47 eylul ekim 2013_conv.indd 45
28.10.2013 11:52:06
46| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 46
28.10.2013 11:52:09
| 47 47 eylul ekim 2013_conv.indd 47
28.10.2013 11:52:13
48| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 48
28.10.2013 11:52:14
| 49 47 eylul ekim 2013_conv.indd 49
28.10.2013 11:52:15
50| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 50
28.10.2013 11:52:16
| 51 47 eylul ekim 2013_conv.indd 51
28.10.2013 11:52:17
52| Etilife | Kas覺m 2013 47 eylul ekim 2013_conv.indd 52
28.10.2013 11:52:17