SiyahMaviKýrmýzýSarý
ANNE-BABALARIN GÖREVÝ BÜYÜK
ÇARÞIDAN ALDIM BÝR TANE, EVE GELDÝM BÝN TANE
ÝLGÝSÝZ ÇOCUK SANAL ÂLEME SIÐINIYOR
GRÝBE KARÞI BOL BOL NAR YÝYÝN
Haberi sayfa 16’da
Haberi sayfa 15’te
Y GERÇEKTEN HABER VERiR
ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR
www.yeniasya.com.tr
14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ / 60 Kr
YIL: 40 SAYI: 14.290
PKK KEMALÝZMÝN ÝZÝNDE SOSYOLOG MÜFÝD YÜKSEL: PKK VE LAÝKÇÝ KÜRTLER, KÜRTÇEDEKÝ DÝNÎ KELÝME VE TABÝRLERÝ AYIKLAYARAK KEMALÝSTLER GÝBÝ DÝL DEVRÝMÝ YAPMAYA ÇALIÞIYORLAR. PKK DÝLDE DE KEMALÝSTLERÝ TAKLÝT ETTÝ
“Medreselerde Kürtçe hâlâ Arap-Ýslâm alfabesi ile okutuluyor. 1966’da eski Kulp Müftüsü Mehmet Emin Bozarslan Kürtçede ilk Latin karakterli alfabe kitabýný çýkardý. Daha sonra PKK ve onlara yakýn olan laikçi Kürtler buna dayanarak Kemalistler gibi dil devrimi yaptýlar. Arapça ve dinî kelimeleri, terimleri sürekli ayýklamaya çalýþtýlar, çalýþýyorlar. Dilde de Müslümanlýðý tasfiye etmeye çalýþýyorlar. Burada ciddî bir Kemalist taklit var.”
AÇIÐI ‘ÝLLEGAL’ MEDRESELER KAPATTI
“Cumhuriyet rejimi asýrlardýr bu topraklarda hayatiyetini sürdüren medrese geleneðini birden bire ortadan kaldýrmak istedi. Herþeyde olduðu gibi bunda da jakoben, tepeden inmeci davrandý. Kasaba ve il merkezleri dýþýnda köylerde 1970’lere, hatta 80’lere kadar okul yoktu. Cumhuriyetin bu eðitim açýðýný, devletin illegal ilân ettiði medreseler kapattý. O dönemlerde, tek parti döneminde bölgede jandarma terörü vardý.”
KUR'ÂN VE DÝNÎ KÝTAPLAR YAKILIYORDU
“Medreselere jandar ma baskýný yapýldýðýnda insanlar kitaplarý saklýyor ve orayý köy odasý havasýna çeviriyorlardý. Bazý jandarma çavuþlarý bunu yutmuyor, saklý kitaplarýn yerini iþkencelerle öðreniyorlardý. Kur’ân-ý Kerim baþta olmak üzere bu kitaplar, dinî eserler önce ayaklar altýna alýnýyor, daha sonra benzin dökülerek yakýlýyordu.” H. Hüseyin Kemal’in röportajý sayfa 12’de
28 ÞUBAT KARARLARI GENÇLERÝ EÐÝTÝMSÝZ BIRAKTI
“2010'DA KÝLOSU 50 TL’YE ÇIKABÝLÝR ”
28 Þubat gençleri mahvetti
Ette kýrmýzý alarm DÜNYANIN EN PAHALI ETÝ TÜRKÝYE’DE Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller Ýhracatçýlarý Birliði Yönetim Kurulu Baþkaný Hadi Doðan, canlý hayvan ithalâtý önünde engellerin kaldýrýlmamasý halinde kýrmýzý etin kilosunun 2010 yýlýnda 50 TL’ye ulaþacaðýný söyledi.
1997'DEN BU YANA MESLEK LÝSELÝ GENÇLER ÝÞSÝZLÝÐÝN KUCAÐINA ÝTÝLDÝ
Dünya Gençlik Derneði Genel Baþkaný Kadir Kahan, 28 Þubat kararlarýyla gençlerin mesleksizliðe ve sanatta estetiksizliðe terk edildiðini söyledi. Yüksek Öðretim Kurulunun ÖSS ile ilgili katsayý adaletsizliðini kaldýrmasýnýn ardýndan Danýþtay’ýn yürütmeyi durdurma kararý almasýný kýnayan Kahan, 1997 yýlýndan bu yana meslek liseli gençlerin, eðitimsizlik ve iþsizliðin kucaðýna itildiðini vurguladý. Bu karara imza atanlarýn, Türkiye gençliðinin vicdanýnda ve tarih önünde yargýlanacaðýný belirten Kahan, tarihe de kara bir leke olarak geçeceklerini söyledi. Haberi sayfa 4’te
Haberi sayfa 4’te EKONOMÝK KRÝZLE BÝRLÝKTE
Tasarruflu olduk
“GRUP KURMA TARTIÞMALARI BÝZÝM DIÞIMIZDA YAPILIYOR”
DTP: Sine-i millette kararlýyýz
ZORUNLU OLMAYAN HARCAMALARI KISTIK Tüketicilerin ekonomik krizle birlikte tüketimlerinde daha akýlcý ve bilinçli hareket etmeye baþladýðý ortaya konuldu. Tüketiciler krizle birlikte yeni metodlar geliþtirirken, harcamalarda zorunluluk kýstasýný esas alarak kýsýntýya gittiler. Haberi sayfa 11’de
TÜM DTP'LÝLER DÝYARBAKIR'DA SÝNE-Ý MÝLLET KARARINI YERÝNE GETÝRECEK
Kapatýlan DTP’den yapýlan açýklamada, ‘’Gruplarýnýn fiilen Meclisten çekildiði ve Ahmet Türk ile Aysel Tuðluk baþta olmak üzere tüm milletvekillerinin Diyarbakýr’a giderek alýnan sine-i millet kararýný fiilî olarak yerine getirecekleri’’ bildirildi. Açýklamada ayrýca, “Mecliste grup kuracaðýmýza dair spekülatif haberler yapýlmaktadýr. Bu ve benzeri tartýþmalar partimizin gündeminde deðildir, tamamen dýþýmýzda gerçekleþmektedir.” ifadeleri kullanýldý. Haberi sayfa 5’te Türkiye soðuk hava ve kar yaðýþýnýn etkisi altýna girerken, kar yaðýþýnýn keyfini çýkaranlar da var. FOTOÐRAF: CÝHAN
HER YERDE KAR, YAÐMUR, FIRTINA, SOÐUK VAR
Kýþ kapýya dayandý TRAKYA’DA KAR YAÐIÞI ETKÝLÝ OLUYOR. TIR’LAR YOLLARDA KALDI
Türkiye soðuk havanýn etkisinde. Kara, hava ve deniz ulaþýmýnda aksamalar yaþanýyor. Marmara’da Bandýrma-Yenikapý vapur seferleri iptal edilirken, Edirne’de yollar buz tuttu, Þanlýurfa’da sis sebebiyle uçak seferleri iptal. Trakya Bölgesinde etkili olan kar yaðýþýnýn ardýndan bazý yollarda buzlanma oluþtu. Yollardaki buzlanma sebebiyle yurt dýþýna çýkýþ için Kapýkule ve Hamzabeyli sýnýr kapýlarýna gitmekte zorlanan týrlar uzun kuyruklar oluþturdu. Haberi sayfa 5’te
Ýstanbul’da yaðmurdan bina çöktü Haberi sayfa 6’da
ALLAYIP PULLAYIP PAHALIYA SATIYORLAR
ISSN 13017748
Haberi sayfa 16’da SiyahMaviKýrmýzýSarý
2
SiyahMaviKýrmýzýSarý
LÂHÝKA
YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZAR
Ýktisatsýzlýk ve israf yüzünden bereket kalkmýþ
‘‘
lahika@yeniasya.com.tr
Muhakkak ki Biz seni Allah’ýn rahmetiyle müjdeleyici ve O'nun azâbýndan sakýndýrýcý olarak hak ile gönderdik. Sen Cehennem ehlinden mes’ul deðilsin. Bakara Sûresi: 119 / Âyet-i Kerime Meâli
Alýþ veriþler dünyasý
.. Bediuzzaman Said Nursi
‘‘
Ýktisatsýzlýk ve israf yüzünden bereket kalkmýþ ki, o kadar menâbii servetle beraber, o merhum müftü “Ahalimiz fakirdir” diyordu. Evet, zekât vermek ve iktisat etmek, malda bittecrübe sebeb-i bereket olduðu gibi, israf etmekle zekât vermemek, sebeb-i ref-i bereket olduðuna hadsiz vakýât vardýr.
H
ýrs, ihlâsý kýrar, amel-i uhreviyeyi zedeler. Çünkü, bir ehl-i takvânýn hýrsý varsa, teveccüh-ü nâsý ister. Teveccüh-ü nâsý mürâât eden, ihlâs-ý tâmmý bulamaz. Bu netice çok ehemmiyetli, çok câ-yý dikkattir. Elhasýl, israf, kanaatsizliði intaç eder. Kanaatsizlik ise, çalýþmanýn þevkini kýrar, tembelliðe atar, hayatýndan þekvâ kapýsýný açar, mütemadiyen þekvâ ettirir.HAÞÝYE-1 Hem ihlâsý kýrar, riyâ kapýsýný açar. Hem izzetini kýrar, dilencilik yolunu gösterir. Ýktisat ise, kanaati intaç eder. “Kanaat eden aziz olur; tamah eden zillete düþer” hadisin sýrrýyla, kanaat, izzeti intâc eder. Hem sa’ye ve çalýþmaya teþcî eder. Þevkini ziyadeleþtirir, çalýþtýrýr. Çünkü, meselâ bir gün çalýþtý. Akþamda aldýðý cüz’î bir ücrete kanaat sýrrýyla, ikinci gün yine çalýþýr. Müsrif ise, kanaat etmediði için, ikinci gün daha çalýþmaz. Çalýþsa da þevksiz çalýþýr. Hem iktisattan gelen kanaat, þükür kapýsýný açar, þekvâ kapýsýný kapatýr. Hayatýnda daima þâkir olur. Hem kanaat vasýtasýyla insanlardan istiðnâ etmek cihetinde, teveccühlerini aramaz. Ýhlâs kapýsý açýlýr, riyâ kapýsý kapanýr. Ýktisatsýzlýk ve israfýn dehþetli zararlarýný geniþ bir dairede müþahede ettim. Þöyle ki: Ben, dokuz sene evvel mübarek bir þehre geldim. Kýþ münasebetiyle o þehrin menâbi-i servetini göremedim. Allah rahmet etsin, oranýn müftüsü birkaç defa bana dedi: “Ahalimiz fakirdir.” Bu söz benim rikkatime dokundu. Beþ altý sene sonraya kadar, daima o þehir ahalisine acýyordum. Sekiz sene sonra yazýn yine o þehre geldim. Baðlarýna baktým. Merhum müftünün sözü hatýrýma geldi. “Fesübhânallah,” dedim. “Bu baðlarýn mahsulâtý, þehrin hâcetinin pek fevkindedir. Bu þehir ahalisi pek çok zengin olmak lâzým gelir.” Hayret ettim. Beni aldatmayan ve hakikatlerin derkinde bir rehberim olan bir hatýra-i hakikatle anladým: Ýktisatsýzlýk ve israf yüzünden bereket kalkmýþ ki, o kadar menâbi-i servetle beraber, o merhum müftü “Ahalimiz fakirdir” diyordu. Evet, zekât vermek ve iktisat etmek, malda bittecrübe sebeb-i bereket olduðu gibi, israf etmekle zekât vermemek, sebeb-i ref-i bereket olduðuna hadsiz vakýât vardýr. Ýslâm hükemasýnýn Eflâtun’u ve hekimlerin þeyhi ve filozoflarýn üstadý, dâhi-i meþhur Ebu Ali ibni Sina, yalnýz týp noktasýnda, “Yiyin, için, fakat israf etmeyin” (A’râf Sûresi, 7: 31.) âyetini þöyle tefsir etmiþ. Demiþ: “Ýlm-i týbbý iki satýrla topluyorum. Sözün güzelliði kýsalýðýndadýr. Yediðin vakit az ye. Yedikten sonra dört beþ saat kadar daha yeme. Þifa hazýmdadýr. Yani, kolayca hazmedeceðin miktarý ye, nefse ve mideye en aðýr ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir.”HAÞÝYE-2 HAÞÝYE-1: Evet, hangi müsrifle görüþsen, þekvâlar iþiteceksin. Ne kadar zengin olsa da yine dili þekvâ edecektir. En fakir, fakat kanaatkâr bir adamla görüþsen, þükür iþiteceksin. HAÞÝYE-2: Yani, vücuda en muzýr, dört beþ saat fasýla vermeden yemek yemek, veyahut telezzüz için mütenevvî yemekleri birbiri üstüne mideye doldurmaktýr. Lem’alar, 19. Lem’a, s. 208 LÜGATÇE: teveccüh-ü nâs: Ýnsanlarýn alâkasý, yönelmesi. mürâât: Gözetme, bakma, riayet etme. menâbi-i servet: Zenginlik kaynaklarý. sebeb-i ref-i bereket: Bereketin ortadan kalkmasýnýn sebebi. amel-i uhreviye: Ahirete ait fiil, iþ. ihlâs-ý tâmm: Tam ihlâs, yaptýðý her iþinde Allah’ýn emrini ve rýzasýný gözetme. þekvâ: Þikâyet. intac: Netice verme, sonuç doðurma. sa’y: Çalýþma, gayret, emek. teþcî: Cesaret verme, cesaretlendirme. istiðnâ: Cenâb-ý Hakk’tan baþka kimsenin minneti altýna girmeme, baþkasýna ihtiyacýný arz etmeme.
Bir harf kâtipsiz olamadýðýna göre... SERENCAM AHMET ÖZDEMÝR ahmed@ahmedozdemir.com
Y
aratýlýþ, düþünen insanlýðýn en eski meselelerinden biri, belki de birincisidir. Kendini tabiattan ayrý ve baðýmsýz bir varlýk olarak hisseden her insan, ilk iþ olarak kendi aslýný, insanlýðýn aslýný düþünecek ve soracaktýr. Bu konuda elde edeceði bilgi, kiþiyi ister istemez, etrafýný saran fizikî çevrenin, yani dünyanýn, göklerin, ay, güneþ ve yýldýzlarýn da aslýný sormaya sevk edecektir. Eðer merak sahibi ise! Yaratýlýþtan amaç, Cenâb-ý Allah’ýn yarattýðý eserlerindeki san’atý görmek ve göstermek istemesidir. 1 Her gün gözümüz önünde nice kafileler gelip geçiyorlar. Ýþte o kafilelerden birisi de insanoðludur. Ýnsanoðlu, büyük bir kervan ve muazzam bir kafile gibi mazinin derelerinden gelip, vücut ve hayat çöllerinde misafir olup, istikbalin yüksek daðlarýna ve süslü baðlarýna yönelip kafile kafile arkasýnda peþ peþe yürümekte iken, kâinatýn nazar-ý dikkatini çeker. “Þu garip ve acip mahlûklar kimlerdir? Nereden geliyorlar? Nereye gidiyorlar? Neden gelen durmuyor, giden dönmüyor? Buradaki vazifeleri nedir?” diye hallerini anlamak üzere yaratýlýþ hikmeti, hikmet ilmini karþýlarýna çýkardý ve aralarýnda þöyle bir konuþma baþladý: Hikmet: “Nereden geliyorsunuz? Nereye gidiyorsunuz? Bu dünyada iþiniz nedir? Reisiniz kimdir?” Bu soruya, insanoðlu adýna, diðer büyük peygamberler gibi, Muhammed-i Arabî (asm) çýkarak þöyle cevapta bulundu: “Ey hikmet! Bu gördüðün insanlar, Sultan-ý Ezelî’nin kudretiyle, yokluk karanlýklarýndan, ziyadar varlýk âlemine çýkarýlan mahlûklardýr. Sultan-ý Ezelî, bütün mevcudatý içinde biz insanlarý seçmiþ ve emanet-i kübrayý bize vermiþtir. Biz, haþir yoluyla saadet-i ebediyeye müteveccihen hareket etmekteyiz. Dünyadaki iþimiz de, o saadet-i ebediye yollarýný temin etmekle re’sü’l-malýmýz olan istidatlarýmýzý nemalandýrmaktýr. Ve þu azim insan kervanýna, bundan sonra Sultan-ý Ezelî’den risâlet vazifesiyle gelip riyaset eden benim. Ýþte o Sultan-ý Ezelinin risâlet beratý olarak bana verdiði Kur’ân-ý Azimüþþan elimdedir. Þüphen varsa al, oku!”2 Günümüzde san'atlý bir eser yapýlmadan önce planlanýr. Bu iþin kader safhasýdýr. Kaderi tayin edilmiþ bu eserin varlýk âlemine çýkmasý için, plana uygun yapýlmasý gerekir. Bu da iþin kudret safhasýný teþkil eder. Bunun için insan gücü, gerekli materyal ve mâlî imkânlarýn olmasý gerekir. Kâinatýn Yaratýcýsý için bu safhalara ihtiyaç yoktur. Bütün bunlar “kâf-nûn” fabrikasýnda gerçekleþir. Yani “ol” deyince bir anda oluverir. Kâinatýn ilk baþlangýcýný araþtýran insan zihni orada kalmayýp, bunun tabiî sonucu olan bir baþka soruya geçerek “Sonumuz ne olacak, nereye gidiyoruz?” diyecektir. Özetle doðumla baþlayýp, ölümle noktalanan bir hayat kaderine tâbi insanoðlu baþlangýcýný ve sonunu hep sora gelmiþtir: “Nereden geldik, neciyiz, nereye gidiyoruz, bu dünyadaki iþimiz nedir?” Tarih boyunca bu sorulara cevap olacak görüþler ortaya atýlmýþtýr. Tesadüfle baþlatýp mutlak bir sonla tamamlayan, insanlýðý yokluða atan maddeci felsefî görüþler olduðu gibi, ruhun ezeliyetini kabul eden ruhçu, mâneviyatçý görüþler de olmuþtur. Tarihin mezarlýðýnda bu görüþlerin enkazlarýný görmek mümkündür. Müsbet hareket edemeyenlerden müsbet sonuç elde edilir mi? Aslýnda dinler de insanlýðýn cevaplandýrmakta zorlandýðý bu
sorulara cevap vermek için vardýr. Kâinatta nizam ve intizam varsa tesadüf yoktur. Din tesâdüfî baþlangýcý reddeder. Bir saat intizamýyla belki daha dakik ve hassas çalýþan Güneþ Sistemi’miz ve kâinat çok usta bir Yaratýcýnýn elinden çýkmýþtýr, der. Varlýklar arasýndaki itme ve çekme kuvvetleri þeklinde tezâhür eden irtibâtý; birbirine zýt ve þuursuz unsurlarýn hayatýn devamýnda ortaya koyduklarý iþbirliði ve tamamlayýcýlýðý, kâinatýn parçalarý ve cüzleri arasýndaki dakik ve hassas intizamý; bunlarýn bir elden çýktýðýna, ustalarýnýn çok mâhir ve kâdir olduðuna, yaratma iþini irâde ve þuurla yaptýðýna delil kabul eder. Acaba þöyle düþünsek olur mu: “Bir köy muhtarsýz olmaz, bir iðne ustasýz olmaz, sahipsiz olamaz, bir harf kâtipsiz olamaz; biliyorsun. Nasýl oluyor ki, nihayet derecede muntazam þu memleket hâkimsiz olur?” 3 Varlýklar âlemi, Ýslâm dininde Nur-u Muhammedî tâbir edilen bir ilk maddeden yaratýlmýþtýr. Kadir olan Yaratýcý’nýn “Ol!” emri ile bir anda, yaratýlýþ aðacýnýn çekirdeði durumundaki Nur-u Muhammedî’den ilk varlýk filizi ortaya çýkmýþtýr. Bu filiz týpký bir aðaç gibi büyüyerek, sonunda insan meyvesini verecek mükemmelliðe eriþmiþtir. Peygamber Efendimiz (asm), yaratýlýþýn bu tekâmül seyri içerisinde meyvelerin meyvesidir. En son, en mükemmel meyve, Fahr-i Kâinat’týr (asm). Yani Resûl-i Ekrem (asm) Efendimiz kâinat aðacýnýn hem çekirdeði, hem de meyvesidir. Ýslâmiyet, yaratýlýþla ilgili konularýn baþlangýcý Hz. Muhammed’in (asm) nuru ile sonucu Hz. Muhammed’in (asm) zatý arasýndaki safhalarý ve halkalarý anahatlarýyla aydýnlatacak þekilde yapar, bâzý ipuçlarý verir, fezlekeler sunar, fakat ayrýntýlara girmez. Ortaya konulan özetler ve sonuçlar, dünün müneccimleriyle bugünün astrolog ve faraziyecilerinin safsata ve fantaziyelerine kapýlmayý önleyecek, sapla samaný karýþtýrmayacak açýklýkta ve zenginliktedir. Ýnsanýn, cin ve þeytanýn, dünyanýn yaratýlýþýndan, semâ ve arþýn yaratýlýþýna kadar birçok meselede rivayet edilen hadisler vardýr. Onlardan ikisine göz gezdirelim: 1. “Baþlangýçta Allah vardý, O’ndan önce baþka bir þey yoktu. O’nun Arþ’ý suyun üzerinde bulunuyordu. Sonra gökleri ve yeri yarattý. Sonra zikr denen kader defterinde ebede kadar cereyan edecek her þeyi yazdý.”4 2. Ömer Ýbnu’l-Hattâb (r.a.) der ki: “(Bir gün) Resûlullah (a.s.m.) aramýzdan doðrularak mahlûkatýn ilk yaratýlýþýndan baþlayarak (geçmiþ olan ve gelecek olan bütün safhalarý) cennet ehlinin cennete, cehennem ehlinin cehenneme girmesine kadar anlattý. Bunu bir kýsmý öðrendi, bir kýsmý unuttu.”5 Bu rivayetlerde, yaratýlýþýn baþlangýcý ile ilgili bazý açýklamalar yer almaktadýr. Bunlarda âlemin yaratýlýþýnýn baþlangýcý hakkýnda bazý özet bilgiler mevcut olmakla beraber, anlayýþýmýzýn kavrayamadýðý bazý ifadeler de mevcuttur. Burada anladýðýmýz temel fikirler þunlardýr: * Hiçbir varlýk yok iken Allah vardý. * Önce suyu ve su üzerinde Arþ’ý yarattý * Sonra gökleri ve arzý yarattý. * Meydana gelecek yaratýlýþ fiillerini kader kitabýnda önceden yazdý. Vukuat bu yazýya göre meydana gelmektedir, olaylarýn hiçbirinde tesadüfe yer yoktur. * Resûlullah (asm), insanlarýn meraký ve sormasý üzerine baþlangýç ve sonuçla ilgili açýklamalar yapmýþtýr. Þu halde hadislerden elde edilen bu özet bilgiler, mü’mini, eþyanýn ve âlemin ve hattâ beþeriyetin baþlangýcý konusunda insanlýðýn merakýný bir kýsým boþ tahminlerle tatmine çalýþan nazariye mâceracýlarýnýn aðýna düþmekten kurtarmaya yeterlidir.6 Dipnotlar: 1- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, s. 916. 2- Bediüzzaman Said Nursî, Ýþaratü’l-Ý’caz, s. 28-29. 3- Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, s. 83. 4- Buhârî, Megâzî, 67, 74, Tirmizî, Menâkýb, 3946. 5- Buhârî, Bed’ul-Halk 1. 6- Ýbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, 5: 328-330.
Hem o Rahmân'ýn nihayetsiz rahmetinden uzak deðil ki, nasýl vazife uðrunda, mücahede iþinde telef olan bir nefere þehâdet rütbesini veriyor ve kurban olarak kesilen bir koyuna, âhirette cismanî bir vücud-u bâkî vererek Sýrat üstünde, sahibine burak gibi bir bineklik mertebesini vermekle mükâfatlandýrýyor. Bediüzzaman, Sözler, 17. Söz, s. 185
MUHAVERE ABDULLAH ÞAHÝN abdullahsahin56@hotmail.com
lýþ veriþler insan hayatýnýn vazgeçilmez ayrýntýlarýndan biridir. Zaman sarfiyâtýyla ilgili herkes kendi hayatýnýn bir muhasebesini yapacak olsa, yaþadýðý toplam ömrün hatý rý sa yý lýr bir kýs mý ný a lýþ ve riþ ler le hemhâl olarak geçirdiðini görecektir. Ýnsan fýtratýna yaratýlýþtan dercedilen alýþ veriþ melekesi, yüce kitabýmýz Kur’ân-ý Hakim’in Tevbe Sûresi 111. âyetinde meâlen “Allah mü’minlerden can la rý ný ve mal la rý ný, kar þý lý ðýn da Cennet vermek sûretiyle satýn almýþtýr” Ýlâhî kelâmý ile yer almaktadýr. Yüce rehber Hz. Rasûlullah (asm) ise hadis-i þeriflerinde bu alýþ veriþlerin yekû nu nu i fa de i çin “Dün ya a hi re tin tarlasýdýr” buyurur. Kur’ân âyetlerinden süzülen lem’alar olan Risâle-i Nur hakikatlerinde ise, dün ya ha ya tý bir ti ca ret gâh, bir meþher, bir pazaryeri olarak tavsif edilir. Bu açýlardan bakýldýgýnda, alýþ veriþ hakikati insan ömrünün saniye, dakika, saat, gün ve yýllarýný tamamýyla iþgâl eder. Bu alýþ veriþ ve pazardan insanoðlunun kaçmasý gibi bir keyfiyeti de yoktur. Pazaryeri Sahibinin izni ve isteði muvacehesinde, sinn-i bülûðla birlikte kurduðu tezgâhýný son nefesine kadar iþlettirecektir. Ýn sa nýn bir ö mür bo yu, mad dî ve mânevî olarak alýþ veriþlerinde en önemli direk ve merkezin kendisi olduðu görülür. Peki, âyette geçen alýþ veriþin mahiyeti nedir? Alýnan ve satýlan nedir? Müþterisi kimdir? Alýþ veriþte kullanýlan deðer ölçüsü ve alýþ veriþin sonucu nedir? Bütün bu suâllere, yaþadýðýmýz fitne-fesat ve kargaþa asrýnda, bize dünyevî ve uhrevî alýþ veriþlerimizde taktikler veren ve “Benimle gelen piþman ol maz” di yen Be di üz za man, Kur’ân hakikatlerinden Sözler isimli eserinin 6. Söz’ünde cevap verir. Suâllerin geniþ cevabýný 6. Söz’e havale ederken bu alýþ veriþte esas kuralýn; “emaneti, sahib-i hakikisine satmak”, satýcýnýn her insanýn bizzat kendisi, satýn alýnanýn en kýymetli metâ ve mal olan ömür sermayesi, müþteri ve alýcýnýn Ganiyy-i Mutlak olan Cenâb-ý Hak, alýþ veriþlerde geçer akçenin ihlâs ve rýzay-ý Ýlâhî, alýþ veriþ yasaklarýnýn nehy-i Ý lâ hî zýt tý na me ra yý te ca vüz (menhiyât ve günahlar vb), alýþ veriþini sâlimen tamamlayanlara verilecek büyük promosyon ve ikramiyenin de Cennet ve Saadet-i Ebediye olduðunu bir kez daha hatýrlayalým. Ya saadet saraylarý ve rü’yet-i Cemalullah, ya da Cehennem hapsi ve zindanlarý þeklinde sonuçlanacak olan bu büyük alýþ veriþi, dünyevî ve uhrevî alýþ veriþ rehberi 6. Söz son paragrafýnda þöyle özetler: “Þimdi satmaða bakacaðýz. Acaba o kadar aðýr bir þey midir ki, çoklarý satmaktan kaçýyorlar. Yok, kat’â ve aslâ! Hiç öyle aðýrlýðý yoktur. Zira helâl dairesi geniþtir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur. Ferâiz-i ilâhiyye ise hafiftir, azdýr. Allah’a abd ve asker olmak, öyle lezzetli bir þereftir ki, târif edilmez. Vazife ise: Yalnýz bir asker gibi Allah nâmýna iþlemeli, baþlamalý. Ve Allah hesabýyla vermeli ve almalý. Ve izni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, sükûnet bulmalý. Kusur etse, istiðfar etmeli. Yâ Rab! Kusurumuzu afvet, bizi kendine kul kabûl et, emanetini kabz etmek zamanýna kadar bizi emanette emin kýl. Âmîn demeli ve O'na yalvarmalý...” Dünya ve ahiretimiz için hayýrlý ve bereketli alýþveriþler bizimle olsun. Bir baþka muhaverede buluþmak temennisiyle...
A
SiyahMaviKýrmýzýSarý
3
HABER
YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa DÖKÜLER
Mehmet KUTLULAR
Ýstihbarat Þefi Umut YAVUZ
Genel Müdür
Recep TAÞCI Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Kâzým GÜLEÇYÜZ
Abdullah ERAÇIKBAÞ
Spor Editörü Erol DOYRAN
Haber Müdürü Faruk ÇAKIR Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN
Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Yeni Asya Matbaacýlýk Daðýtým: Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
ISSN 13017748
NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 27 Zilhicce 1430 Rumî: 1 K.Evvel 1425
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 5.09 5.23 5.27 5.43 5.39 4.51 4.56 4.49 5.32 5.01 5.29
Güneþ 6.37 6.55 6.55 7.14 7.11 6.20 6.26 6.22 7.04 6.29 6.58
Öðle 11.40 11.50 11.59 12.10 12.05 11.21 11.25 11.16 12.00 11.32 11.59
Ýkindi 14.09 14.11 14.28 14.31 14.25 13.47 13.49 13.37 14.20 14.01 14.26
Danýþtay’a STK tepkisi 400 STK'DAN OLUÞAN KATSAYI TAKÝP PLATFORMU, EMÝNÖNÜ HALK EÐÝTÝM MERKEZÝ'NDE DÜZENLEDÝÐÝ BASIN TOPLANTISINDA DANIÞTAY'A TEPKÝLERÝNÝ GÖSTERDÝ. BÜTÜN meslek liseliler, imam-hatip liseliler, okul aile birlikleri ve 400 STK’dan oluþan Katsayý Takip Platformu bir basýn toplantýsý düzenleyerek Danýþtay’a tepkilerini gösterdiler. Eminönü Halk Eðitim Merkezi’nde gerçekleþen toplantýda katsayý sorununun asýl muhatabý ve sahiplerinin açýklamalarýna yer verildi. “Þimdi Biz Konuþuyoruz” sloganýyla organize edilen toplantýda meslek liseli öðrenciler sýk sýk “Danýþtay’a danýþmak istemiyoruz! , Meslek Lisesi Memleket Meselesi” þeklinde sloganlar atarak Danýþtay ve Ýstanbul Barosu’na tepkilerini dile getirdiler. Toplantý baþýnda katsayý sorunu ile ilgili süreçte meslek liseliler dýþýnda herkesin konuþtuðuna dikkat çeken bir sinevizyon gösterisi sunuldu. Katsayý Takip Platformu adýna konuþan ÖNDER (Ýmam-Hatip Liseleri Mezunlarý ve Mensuplarý Derneði) Baþkaný Hüseyin Korkut, bu süreçte sadece Ýmam Hatipliler deðil; Teknik Liseler, Endüstri Meslek Liseleri, Ticaret Liseleri, mezun olup üniversite hayali kuran evlâtlarýmýz ve aileleri de maðdur edildiðini kaydetti. Korkut, düz liseler, Anadolu Liseleri ve Fen Liselerinde okuyan, farklý alanlara yönelmek isteyen gençlerin de bu uygulamanýn maðduru olduðunu ifade etti. Korkut sözlerine þöyle devam etti: “12 yýldýr bireysel ya da lokal faaliyetlerle yü-
BÝR ÜLKENÝN KENDÝ EVLÂTLARI ARASINDA AYRIM YAPMASI TRAJÝK
Katsayý Takip Platformu Ýstanbul Eminönü Halk Eðitim Merkezi'nde düzenlediði basýn toplantýsýnda Danýþtay'a ve YÖK'ün kararýný iptal istemiyle dâvâ açan Ýstanbul Barosu'na tepki gösterdi.
rüttüðümüz mücadelenin geldiði bu son aþamada artýk güçlerimizi ve enerjilerimizi birleþtirdik. Sesimizin daha gür çýkacaðýna inandýðýmýz için artýk ‘Þimdi Biz Konuþuyoruz’ diyoruz. Ortaöðretimde din eðitiminin nitelikli hale getirilmesi bir ihtiyaçtýr. Bunu öteden beri yüksek sesle dillendirmekteyiz. Ancak meselenin A ve B formülüne indirgenmesi imam-hatip liselerinin
lüzumsuz hale getirilmesinin zemin arayýþlarý þeklinde sunulmasý bu okullarda yetiþmiþ ve yetiþmekte olan her yaþtan mezun ve mensubumuzu incitici olur, sonuçlarý açýsýndan tatmin edici kaliteden uzak kalýr. 8 yýllýk kesintisiz eðitim için de benzer kalite kaygýlarýný dillendiregeldik ve maalesef zaman kaygýlarýmýzý haklý çýkarmýþtýr” diye konuþtu. Ýstanbul / Yeni Asya
ÝSTANBUL Okul Aile Birlikleri adýna konuþan Eþref Ergün Ýnsan Haklarý Evrensel Beyannamesi’nin kabul ediliþinin 61. yýldönümü haftasýnda, bu beyannamenin altýnda imzasý olan bir ülkenin kendi evlâtlarý arasýnda ayrým yapmasý çok trajik olduðunu söyleyerek, “bugün ülkemizde on yýlý aþkýn süredir uygulanan üniversite giriþ sýnavýndaki katsayý engeli milyonlarca evlâdýmýzý maðdur etmiþtir. Biz velilerin yetkili ve etkili makamlardan beklediðimiz, gençlerin önüne okumalarý için engel koymak deðil, önlerine çýkan tüm engelleri ortadan kaldýrmak olmalýydý. Ama bunu yapmadýlar, çocuklarýmýzýn haklarýný gasp ettiler” dedi. Meslek Liseliler Birliði adýna söz alan Halil Yýldýz,“12 yýldýr süren katsayý uygulamasý Meslek Liselerindeki kaliteyi önemli ölçüde düþürdü. Yüksek puanlarla bu okullara gelen öðrenci profili yerini ilköðretimi zorlamayla bitiren öðrencilerin ve sadece çocuðunun elinde diplomasý olsun isteyen velilerin uðrak yeri oldu. Katsayý engeliyle beraber öðrencilerin Meslek Liselerine adapte olmasý zorlaþtý, birçoðu isteksiz, bezgin ve umutsuz þekilde okula gelir gider oldu. Bu olumsuz ruh hali öðrencilerin bazýlarýnda saldýrganlýða dönüþtü. Okul eþyalarýna, arkadaþlarýna ve öðretmenlerine zarar vermeye baþladýlar” diye konuþtu. Platform adýna yapýlan basýn bildirisi öðrencilerin ve velilerin sahneye çýkmasý ile bir öðrenci velisi tarafýndan okundu ve açýklamanýn ardýndan üzerinde “Baro” ve “Danýþtay” yazýlý balonlar katýlýmcýlar tarafýndan patlatýldý.
Bizi anlayýn artýk! ÞEFKAT-DER Kocaeli gönüllü temsilcisi Reyhan Balcý, "Ýmam hatipli ve ailesi baþörtülü baþbakanýmýz, meslek liseli bakanlarýmýz, millet vekillerimiz bizi sizden daha çok kim anlayabilir?” dedi. Kocaeli Ýnanç Özgürlüðü Platformu 243. hafta basýn açýklamasýný izmit Sabri Yalým Ýnsan Haklarý Parkýnda Reyhan Balcý yaptý. Balcý, baþörtü yasaðý ve Danýþtay’ýn katsayý kararýný eleþtirdi. Ýlk baþörtü yasaðýnýn 1967’de baþladýðýný belirterek, “Yýl 2009 yasak
hâlâ devam ediyor” dedi. Açýklama þöyle devam etti: “Ýmam hatipli ve ailesi baþörtülü baþbakanýmýz, meslek liseli bakanlarýmýz, millet vekillerimiz bizi sizden daha çok kim anlayabilir? Anlaþýlacaðýmýza olan inancýmýzý muhafaza etmeye ne kadar devam edeceðiz. Hak ve özgürlük yolundaki sýkýntýlarý, yaþadýklarýný sadece söylenmeyle dile getirenler önceliklerinizi tekrar belirleyip mücadelemizin önüne geçiniz!” Kocaeli / Yeni Asya
Özgür bir dünya kuralým MAZLUMDER Kütahya Þubesi Kütahya Küçük Hamam Parký önünde toplanarak Danýþtay’ýn hukuksuz kararýyla ilgili kitlesel basýn açýklamasý yaptý. Açýklamayý gurup adýna Hakan Özkul okudu. Hakan Özkul þunlarý söyledi: "Buradan gönüllerinde Hakký ve Adaleti yaþatan tüm erdemli insanlara sesleniyoruz. En azýndan kendi ülkemizde insan onurunu yeniden diriltmek için tüm vicdan sahibi herkesi saðduyuya davet
ediyoruz. Ýnsan haklarý kavramýnýn sözde kaldýðý bu zamanda, Özgün, adil, erdemli, insan fýtratýna aykýrý düþmeyen, bütün taraflarýn katýldýðý ve hiçbir gücün etkisi altýnda olmayan yeni bir toplumsal sözleþme oluþturmanýn vakti gelmiþtir. Ve diyoruz ki; ‘Gelin, herkes için özgür ve adil bir dünyayý hep beraber kuralým.’ Yaþanan tüm bu ayrýmcýlýk, þiddet, barýþ karþýtý olaylarý hep birlikte karþý duralým…” Kütahya / Yeni Asya
YÖK’e sahip çýkýlmalý SAKARYA Adalet Giriþimi Baþörtüsü Platformu 222. basýn açýklamasýný Adapazarý þehir merkezinde Ribat Eðitim Vakfý Adýna Sahir Akça okudu. Sahir Akça, “Danýþtay, katsayý uygulamasýný kaldýran kararýn yürürlülüðünü durdurarak adaletten deðil haksýzlýktan yana tavýr aldý” dedi. Danýþtay’ýn kararýna YÖK’ün iraz ettiðini hatýrlatan Akça, þöyle devam etti: “Bu kez de YÖK’ün itirazýný kabul etmeyerek, adâleti resmî ideolojinin kafesinde tutmakta kararlý ve ýsrarcý davranacaðýný göstermiþ oldu. Bu karar hu-
kukî deðil alenen siyasî, hatta tam da ideolojik bir karardýr. Bu durumda ne YÖK ne hükümet geri adým atabilir. YÖK en azýndan katsayý konusunda çözümün takipçisi olduðunu söyleyip, B planýný devreye sokacaðýnýn sinyallerini verdi. Ama Danýþtay’ýn yeni plâný da devre dýþý býrakma ihtimali gözden kaçýrýlmasýn. Katsayý için baþlayan protestolar, kurulan birliktelikler kalýcý bir dayanýþmanýn zemini haline getirilmeli. YÖK’ün bu tavrýna sahip çýkýlmalý ve desteklenmelidir.” Sakarya / Yeni Asya
Akþam 16.32 16.33 16.50 16.54 16.47 16.09 16.11 15.59 16.43 16.23 16.48
Yatsý 17.52 17.58 18.11 18.18 18.12 17.31 17.34 17.24 18.07 17.44 18.10
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Ýmsak 5.40 5.44 5.21 5.11 5.21 5.11 4.55 4.57 4.39 5.29 5.14
Güneþ 7.14 7.13 6.56 6.41 6.50 6.45 6.23 6.31 6.09 7.04 6.40
Öðle 12.06 12.13 11.46 11.40 11.51 11.36 11.27 11.23 11.08 11.54 11.48
Ýkindi 14.23 14.38 14.02 14.04 14.18 13.52 13.55 13.40 13.33 14.10 14.22
Akþam 16.45 17.00 16.25 16.26 16.40 16.15 16.17 16.02 15.55 16.32 16.44
Yatsý 18.12 18.23 17.52 17.49 18.02 17.42 17.38 17.29 17.18 18.00 18.03
Sýra Hastalar Risalesi’nde YENÝ ASYA’DAN SÝZE yeniasyadansize@yeniasya.com.tr
ediüzzaman Hazretleri materyalist anlayýþ üzerine bina edilen Batý medeniyetinin sebebiyet verdiði problemlerden birine de “Muhtaç ve tembelleþmiþ beþeri hasta etmiþ. Suiistimal ve israfat ile yüz nev'î hastalýðýn sirayetine sebep olmuþ” (Emirdað Lâhikasý, s. 651) tesbitiyle dikkat çekiyor. Son aylarda Türkiye gündemini çokça meþgul eden domuz gribi ve GDO tartýþmalarý, bu gerçeðin en taze ve güncel örnekleri. Kimilerinin “doðal” kelimesiyle ifade ettiði fýtrî hayata yapýlan müdahaleler, makro planda ve global ölçekte Yaratýcýnýn dünyanýn iþleyiþine koyduðu düzeni tahrip ederek küresel ýsýnma, iklim deðiþiklikleri ve felâketler gibi sonuçlarý beraberinde getirirken, mikro düzeyde de hastalýklarýn yaygýnlaþmasýný netice veriyor. Gerek yayýlan kötü alýþkanlýklara baðlý olarak, gerek genetiði bozulmuþ sun’î gýdalarla bünyeleri dayanýksýz hale getirerek, gerekse çevre kirliliði gibi etkenler ve daha birçok sebeplerle, hastalýklarýn hýzla arttýðý bir dünyada yaþýyoruz. Buna ilâveten yine “hak yerine kuvvet“ ve “fazilet yerine menfaat” temelleri üzerine edilen bir “medeniyet” anlayýþýnýn ürettiði çatýþmalar, haksýzlýklar, zulümler ve maðduriyetler, insanlarýn ruh saðlýðýný da tahrip ediyor. Ve sonuçta, beden ve ruh saðlýklarý bozulmuþ, huzursuz, hasta toplumlar ortaya çýkýyor. Ama þunu unutmayalým: Hastalýk varsa, tedavisi ve þifasý da var. Gerek Kur’ân’da, gerek hadislerde, gerekse týp ilmine bakan yönüyle fýtrat kanunlarýnda yer alan mesajlara göre, Allah hiçbir dert vermemiþtir ki, devasýný da ihsan etmemiþ olsun. Yeter ki, arayýp bulalým. Bu çerçevede, çaðýmýzýn hastalýk ve problemlerine Kur’ân eczahanesinden sunulan reçete ve ilâçlarýn, Kur’ân’ýn bu zamana dersi ve mesajý niteliðindeki Risale-i Nur Külliyatýnda yer aldýðýný görüyoruz. Bu külliyattaki her bir risale, çaðýmýz insanýnýn maneviyatýnda materyalist telkinlerle açýlan derin yaralarý tedavi ve ruhlardaki tahribatý tamir gücüne sahip. Ve bu eserlerden Hastalar Risalesi, bilumum hastalýklardan muztarip her bir insana, tekrar þifa bulmanýn en önemli þartý olan moral gücünü kazandýracak tesellî ve müjdeleri hâvî izahlarýyla, külliyattaki mükemmel reçetelerden biri niteliðinde. Rahmetli psikiyatri profesörü Ayhan Songar’ýn, “Ýnsana hastalýðý sevdiriyor” dediði bu eser, evlerde ve hastanelerde þifa bekleyen her hastaya ulaþtýrýlmalý ki, bireyler, aileler, toplum ve insanlýk, bîzar olduklarý bilumum manevî ve maddî hastalýklardan kurtulup þifa bulmak için tesirli bir reçeteye kavuþturulsun. Þundan emin olabiliriz ki, bu kitabý okuyacak her hasta, vesile olana gönülden teþekkür edip “Allah razý olsun” diyecektir. Denemek için fýrsat önümüzde. Netice olarak diyoruz ki, daha önce duyurduðumuz ve önceki Cuma günü çýkan yazýsýnda Süleyman Kösmene’nin de hatýrlattýðý Hastalar Risalesi kampanyamýzýn günü yaklaþýyor. Hafta içinde anonslarýna baþlayacaðýmýz ve 25 Aralýk Cuma günü gazeteyle birlikte vereceðimiz bu deðerli eserle ilgili olarak sizlerin de gerekli çalýþmalarý þimdiden gündeme almanýzý hatýrlatýyor, baþarýlar diliyoruz. Ferþadoðlu Avustralya yolcusu Yazarýmýz Ali Ferþadoðlu, Avustralya Nur Vakfýnýn davetlisi olarak bu ülkeye gidiyor. Ziyareti yeni yýlýn ilk günlerine kadar sürecek olan Ferþadoðlu, izlenimlerini gerek seyahati esnasýnda göndereceði yazýlarla, gerekse döndükten sonra hazýrlayacaðý gezi notlarýyla bizlerle paylaþacak. Kendisine hayýrlý yolculuklar diliyor, 5. kýt'adaki bütün dostlarýmýza selâm ve muhabbetlerimizi iletiyoruz. Geçen hafta bahsettiðimiz Vatan yazarýnýn Yeni Asya’ya yönelttiði “yandaþlýk” iftirasýný, Hürriyet’ten kovulup, tetikçiliðini Sözcü adlý gazetede sürdüren kiþi de tekrarlamýþ. Yazýk...
B
4 FARK
Her sektörün derdi ayrý
FARUK ÇAKIR cakir@yeniasya.com.tr
ilindiði üzere ekonominin can damarlarýndan biri de inþaat sektörüdür. Bu sektörde iþler iyiye gidiyorsa, zamanla diðer sektörler de toparlanýr, o sektörlerde de iþler iyiye gider. Çünkü inþaatlar saðlam temeller üzerinde yükselmeye devam ettikçe, demir-çelik sektöründen çimentoya, elektrik ve su tesisatýndan havalandýrma-klima sektörüne kadar pek çok sektörden de mal ve hizmet alýr, onlarýn iþlerini de harekte geçirir. Müstakil Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði (MÜSÝAD) Hatay Þubesi, bu sektörün dertlerine çare olmak üzere bir toplantý düzenledi. MÜSÝAD üyesi iþ adamlarý, Ýskenderun’da yapýlan “Ýnþaat Sektör Kurulu Türkiye Ýstiþare Toplantýsý”nda hem dertlerini, hem de ‘çare’leri dile getirdiler. Toplantýya Bayýndýrlýk ve Ýskân Bakaný Mustafa Demir’in de katýlmýþ olmasý sektör açýsýnda faydalý oldu. Çünkü muhataplarýn olmadýðý yerde ‘çare’leri dile getirmek bir anlam ifade etmeyebilirdi. Nitekim, toplantýda dile getirilen bazý sýkýntýlarýn, yeni düzenlemelerle çözüldüðü hatýrlatýldý. Baþka pek çok konuda olduðu gibi inþaat sektöründe de bir baþýboþluk olduðu her halde kabul edilir. 1999’daki ‘Marmara Depremi’ ve sonrasýnda alýnan bazý tedbirler seköre kýsmen çeki düzen vermeye sebep olmuþsa da, problemlerin tamamen halledildiðini söylemek mümkün deðil. Biraz parasý olanýn yaptýðý en kolay iþ ‘müteahhitlik’ deðil miydi? Bu yolla yapýlan yapýlan binalarýn bugün yýkýlýp yeniden yapýlmasý düþünülmüyor mu? Nitekim Bayýndýrlýk ve Ýskân Bakaný Demir, bu konuya dikkat çekti ve önümüzdeki yýllarda ‘deprem öncesi’ yapýlan binalarýn yýkýlýp yeniden inþa edilmesi gerektiði hususunu hatýrlattý. Toplantýda dikkat çekilen bir husus da, inþaat sektöründe iþ yapanlarýn kýsa yoldan zengin olma hýrsýnýn verdiði zararlardý. Bakan Demir, “Artýk fakirlerin parasýyla kýsa yoldan zengin olma devri bitti” dedi ki Ýnþallah öyle olur. Bayýndýrlýk ve Ýskân Bakaný Demir, bir de hatýrasýný anlattý. Bir Alman firmasý gelmiþ ve “Araþtýrmamýza göre Türkiye’deki müteahhitler yaptýklarý iþlerden yüzde 30 para kazanýyormuþ. Bu mümkün olabilir mi?” diye sormuþlar. Demir de, “Bilhassa devlete yapýlan iþlerde rakam o civarda olabilir” demiþ. Bu bilgiye þaþýran Alman inþaat firmasý sahipleri, “Biz Almanya’da yaptýðýmýz iþlerden yüzde 2 (iki) kazanabilirsek bunu baþarý sayýyoruz” diye hayretlerini dile getirmiþler. Sadece bu örnek bile ‘en büyük iþveren olan devlet’in imkânlarýnýn nasýl çar-çur edildiðini göstermez mi? Gerçi bu durum, Türkiye’de üzun yýllar devam eden ‘yüksek enflasyon’ politikasýndan da kaynaklanmýþ olabilir, ama yine de apaçýk bir yanlýþ yapýldýðý ortada. Enflasyonun düþmesiyle uzun dönemde bu kârlýlýðýn da kabul edilebilir seviyelere inmesi ve devlet imkânlarýnýn israf edilmemesi en büyük temennimiz. Bu arada, 31 firmamýzýn “Dünyanýn En Büyük 225 Uluslararasý Müteahhidi” listesinde yer almasý, sektörün köklü bir geçmiþi olduðu ve krize raðmen bu noktalara geldiðini gösteriyor. Baþka sektörlerde baþlayan düzelme, inþaat sektöründe de kendisini hissetirirse ancak o zaman ‘krizi geride býraktýk’ demek mümkün olacak. Birinci krizin yaralarýný sarmadan, ‘ikinci kriz’in çýkma ihtimalinden bahsediliyor ki bu durum en baþta inþaat sektöründe iþ yapanlarý ürkütüyor. Her söktörün derdi ayrý, ama çaresi ayný: ‘Hýrs’a kapýlmadan, helâlinden kazanýlana rýza göstermek...
HABER
YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
Meclis yoðun bir haftaya giriyor 2010 YILI BÜTÇESÝ, MECLÝS GENEL KURULUNDA GÖRÜÞÜLMEYE BAÞLANACAK. BÜTÇE GÖRÜÞMELERÝ, HAFTA SONU DA DAHÝL OLMAK ÜZERE 13 GÜN SÜRECEK VE 26 ARALIK CUMARTESÝ GÜNÜ YAPILACAK SON KONUÞMALARLA TAMAMLANACAK. MECLÝS, ‘’bütçe maratonu’’ nedeniyle yoðun bir haftaya giriyor. 2010 Yýlý Merkezi Yönetim Bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun ardýndan bu kez Genel Kurulda görüþülmeye baþlayacak. Genel Kurulda, 2010 yýlý bütçesinin tümü üzerindeki görüþmeler yarýn saat 13.00’de baþlayacak. Bütçenin tümü üzerindeki sunuþu, Hükümet adýna Maliye Bakaný Mehmet Þim-
þek yapacak. Daha sonra, sýrasýyla AKP, CHP ve MHP grup temsilcileri konuþacak. Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn da bugün Hükümet adýna bütçe üzerindeki eleþtirileri cevaplamasý bekleniyor. Bütçe görüþmeleri, hafta sonu da dahil olmak üzere 13 gün sürecek ve 26 Aralýk Cumartesi günü yapýlacak son konuþmalarla tamamlanacak. Hafta sonlarý da dahil her gün sa-
at 11.00’de toplanacak olan Genel Kurul, o günkü programýn bitimine kadar çalýþacak. 2010 Yýlý Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarýsý’nýn tümü üzerinde, gruplar ve Hükümet adýna yapýlacak konuþmalarýn süresi birer saat, kiþisel konuþmalar ise 10’ar dakikayla sýnýrlandýrýlacak. Görüþmeler, 13 turda gerçekleþtirilecek. Her tur görüþmede, gruplar ve Hükümet adýna ya-
B
Ýlk demokrasi anýtý 101 yýldýr ayakta
EDÝRNE’NÝN Uzunköprü ilçesi Belediye Baþkaný Enis Ýþbilen, Uzunköprü’den ilçe giriþine 1908 yýlýnda yapýlan ‘’ülkemizin ilk demokrasi anýtýnýn’’ 101 yýldýr ayakta olmasýndan büyük mutluluk duyduklarýný söyledi. Ýþbilen, yaptýðý açýklamada, 11 Aralýk 1908 yýlýnda Uzunköprü halkýnýn büyük coþkusuyla ve katýlýmýyla açýlýþý yapýlan anýtýn, ilçenin en büyük kültür miraslarýndan olduðunu ifade etti. Demokrasi Anýtý’nýn dört bir yanýndaki mermer üzerine yazýlmýþ hürriyet, adalet, eþitlik ve kardeþlik yazýlarýnýn, Uzunköprü’nün demokrasi yönünde göstermiþ olduðu çabalarýn bu yýla kadar getirilmiþ olmasýndan memnuniyet duyduðunu anlatan Ýþbilen, ‘’Bu anýtý, özelliðini ve kuruluþunu önümüzdeki yýllarda çeþitli etkinliklerle kutlayarak tüm dünyaya göstermek istiyoruz’’ dedi. Uzunköprü Demokrasi Anýtý Meþrutiyet Anayasasý’nýn 1908’de yürürlüðe girmesi nedeniyle yapýlmýþtý. Anýtýn yapýlmasýnda dönemin Kaymakamý Mazhar Müfit (Kansu) ve Belediye Baþkaný Hafýz Ýsmail’in (Yayalar) büyük payý olmuþ. Zaman içerisinde anýt deforme edilmiþ tarihçi Latif Baðmen ve dönemin Belediye Baþkaný Ýbrahim Üzrek tarafýndan anýt tekrar eski haline bürünmüþtü. Edirne / aa
pýlacak konuþmalar 40’ar dakika, kiþisel görüþmeler ise 5’er dakika olacak. Bütçe görüþmelerinin sonunda gruplar ve Hükümete birer saat, kiþisel olarak söz alan milletvekillerine ise 10’ar dakika süre verilecek. Bütçe görüþmeleri nedeniyle hafta boyunca grup toplantýlarý yapýlmayacak, komisyonlar toplanmayacak, Meclise ziyaretçi alýnmayacak. Ankara / aa
Özgürlük herkes için olunca anlamlýdýr
VAN Memur-Sen Ýl Temsilciliði; herkesin ýrk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da benzeri baþka bir statü gibi herhangi bir ayrým gözetilmeksizin bütün hak ve özgürlüklerden eþit bir þekilde istifade etmeleri gerektiðini dile getirdi. 10 Aralýk Dünya Ýnsan Haklarý Günü dolayýsýyla sendikadan yapýlan yazýlý açýklamada, dünyanýn her tarafýnda kan ve gözyaþýnýn ön planda olduðu belirtilerek, “Ýnsan onuru ve özgürlüðü dünyanýn farklý bölgelerinde ayaklar altýndadýr. Bu nedenle 1948’den bu yana insan haklarý alanýnda çok da yol kat edildiði söylenemez. Özgürlüðü ve demokrasiyi sadece kendileri söz konusu olduðunda hatýrlayanlar, kiþisel ikbal ve çýkarý için hiç bir ilke ve deðer tanýmadan insanýn en temel hakký olan yaþama hakkýný ihlâl edenler, insanýn onuruna ve özgürlüðüne inanmayanlardýr. Oysa özgürlük herkes için olunca anlamlýdýr, deðerlidir. Bilinmelidir ki, þiddetin olduðu bir ortamda hiç kimsenin özgürlüðünden söz edilemez. Bu nedenle þiddet de bir insan hakký ihlâlidir” denildi. Van / iha
Dünya Gençlik Derneði Baþkaný Kadir Kahan, 1997 yýlýndan bu yana meslek liseli gençlerin, eðitimsizlik ve iþsizliðin kucaðýna itildiðini vurguladý.
28 Þubat gençleri iþsiz býraktý DÜNYA GENÇLÝK DERNEÐÝ GENEL BAÞKANI KADÝR KAHAN, 28 ÞUBAT KARARLARIYLA GENÇLERÝN MESLEKSÝZLÝÐE TERK EDÝLDÝÐÝNÝ SÖYLEDÝ. DÜNYA Gençlik Derneði Genel Baþkaný Kadir Kahan, 28 Þubat kararlarýyla gençlerin mesleksizliðe ve sanatta estetiksizliðe terk edildiðini söyledi. Yüksek Öðretim Kurulunun (YÖK), ÖSS ile ilgili katsayý adaletsizliðini kaldýrmasýnýn ardýndan Danýþtay’ýn yürütmeyi durdurma kararý almasýný kýnayan Kahan, 1997 yýlýndan bu yana meslek liseli gençlerin, eðitimsizlik ve iþsizliðin kucaðýna itildiðini vurguladý. Türkiye nüfusunun yüzde 40’ný gençlerin oluþturduðunu ve 15 milyon öðrenci bulunduðunu ifade eden Kahan, 1,5 milyon öðrencinin ÖSS’ye girdiðine dikkat çekerek þunlarý söyledi: “Bu hiç de azýmsanacak bir rakam deðildir. Pekiyi, bunca imkanlarý olan ülkemiz, elinde bulundurduðu gençliðin deðerini biliyor mu? Maalesef hayýr. Sebep, malûm çevrelerin oyunuyla
1997 yýlýnýn 28 Þubat kararlarýyla 8 yýllýk kesintisiz eðitime geçilerek ülke gençliðimiz mesleksizliðe, san'at ve estetiksizliðe terk edilip eðitimsizliðin ve iþsizliðin kucaðýna itilmiþtir. Yüzde 8 oranýndaki imam hatip lisesi öðrencilerinin önünü kesmek için çýkarýlan yasa neticesinde yüzde 92’lik meslek öðrencileri maðdur edilmekte ve vasýflý eleman yetersizliðinden dolayý ülke sanayimiz baltalanmaktadýr.” Bu karara imza atanlarýn, Türkiye gençliðinin vicdanýnda ve tarih önünde yargýlanacaðýný belirten Dünya Gençlik Derneði Genel Baþkaný Kahan, tarihe de kara bir leke olarak geçeceklerini söyledi: “Ne için çýkarýldýðý, kime hizmet ettiði belli olmayan bu uygulamadan ivedilikle vazgeçilmesi gerekirken Danýþtay’ýn katsayý adaletsizliði ile ilgili gerekçeli kararý durdurmasý, milletimize ve
devletimize yapýlan en büyük haksýzlýktýr. Danýþtay’ýn bu son kararýnýn tamamen ideolojik olduðu ve kararý veren hakimlerin, ülkemiz gerçeklerinden acý verici derece uzak olduklarý ayan beyan ortadadýr.” Danýþtay’ýn, yürütmeyi durdurma kararýný hangi geliþmiþ ülkeyle kýyaslayarak aldýðýný merak ettiklerini vurgulayan Kadir Kahan þunlarý söyledi: “Danýþtay üyelerine, bu kararý dünyada hangi emsali göstererek verdiklerini soruyor ve tekrar düþünmelerini tavsiye ediyorum. Ýnsan Haklarý Evrensel Beyannamesi’ne imza atan Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kurumlarýndan olan Danýþtay, son kararýyla itibarýný kaybetmiþtir. Biz Dünya gençlik Derneði yönetimi ve üyeleri olarak Danýþtay’ýn bu kararýný esefler kýnýyor, bu hatadan ivedilikle vazgeçilmesini temenni ediyoruz.” Ýzmir / cihan
Hayvancýlýk azaldý, ette alarm AKDENÝZ Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller Ýhracatçýlarý Birliði Yönetim Kurulu Baþkaný Hadi Doðan, canlý hayvan ithalatý önünde engellerin kaldýrýlmamasý halinde kýrmýzý etin kilosunun 2010 yýlýnda 50 TL’ye ulaþacaðýný söyledi. Bugün gelinen noktada dünyanýn en pahalý etini Türkiye’nin tükettiðini belirten Hadi Doðan, kýrmýzý et fiyatlarýndaki yükseliþin ana sebebinin ise hayvan varlýðýndaki hýzlý düþüþ olduðuna dikkat çekti. Doðan, 1996 yýlýndan bu yana uygulanan ithalat yasaðýnýn yanýnda Doðu ve Güneydoðu Anadolu’da yaþanan terör olaylarýnýn hayvancýlýðý bitme noktasýna getirdiðini ifade etti. Türkiye nüfusunun yazýn gelen 20 milyon turistle birlikte 90 milyona ulaþtýðýna iþaret eden Doðan, buna baðlý olarak et tüketiminin de arttýðýný, ancak mevcut kaynaklarýn söz konusu ihtiyacý karþýlayamadýðýný, besicilerin de artan talebe baðlý
olarak fiyatlarý sürekli yükselttiðini anlattý. Uygulanan yanlýþ politikalar sebebiyle hayvancýlýðýn ve canlý hayvan ihracatýnýn ihmal edildiðini söyleyen Doðan, ortaya konulan çözüm önerilerininse dikkate alýnmadýðýný kaydetti. Türkiye’nin bir yandan sanayi ürünleri ihracatý gerçekleþtirirken diðer yandan hayvancýlýðýnýn geliþim gösterebileceðini belirten Doðan, ama buna raðmen sektörün ihmal edildiðini ifade etti. Þu anda 1 kilogram etin fiyatýnýn 24 TL civarýnda olduðu bilgisini veren Doðan, ithalat kapýsýnýn açýlmasý halinde fiyatlarýn sabit kalacaðý, aksi durumdaysa 2010 yýlýnda etin kilogramýnýn 50 TL’ye ulaþabileceði uyarýsýnda bulundu. Ýthalatýn önündeki engellerin kaldýrýlmasýnýn bir zorunluluk olduðunu dile getiren Doðan, bu kapsamda da ihracatçýlar olarak 2010 yýlýný önemli bir fýrsat olarak gördüklerini belirtti. Mersin / iha
Ekim ayý yaðýþlarý ziraatçiyi sevindirdi
TÜRKÝYE Ziraat Odalarý Birliði (TZOB) Genel Baþkaný Þemsi Bayraktar, Ekim ayý itibariyle baþlayan 2009 - 2010 tarýmsal üretim ve pazarlama yýlýna gerçekleþen yaðýþlarla iyi bir baþlangýç yapýldýðýný belirterek, ‘’tarým yýlýnýn çiftçilerimizin bol kazanç saðladýðý, kaliteli ve yüksek rekolteli ürünlerin yetiþtirildiði bir yýl olarak tamamlanmasýný bekliyoruz’’ dedi. Bayraktar yaptýðý yazýlý açýklamada, normalin ve geçen yýlýn üzerinde gerçekleþen yaðýþlarý deðerlendirdi. Devlet Meteoroloji Ýþleri Genel Müdürlüðü verilerine göre, Türkiye’de 2009 Ekim ve Kasým aylarý arasýndaki kümülatif yaðýþlarýn, genel olarak normalden ve geçen yýla kýyasla fazla olduðunu bildiren Bayraktar, söz konusu dönemde bütün bölgelerdeki yaðýþlarýn normalin ve geçen yýl yaðýþlarýnýn üzerinde gerçekleþtiðini kaydetti. Bayraktar, yaðmur alan bölgeler arasýnda en fazla artýþýn son iki yýldýr kuraklýðýn devam ettiði Güneydoðu Anadolu Bölgesinde gerçekleþtiðini de bildirdi. Ankara / aa
Ýhlâl edilen hakkýn iadesi için tekzib yeterli deðil
TBMM Ýnsan Haklarýný Ýnceleme Komisyonu Baþkanvekili ve medyada yer alan bazý haberlerin ‘’masuniyet karinesini ihlâl ettiði’’ iddialarý konusunda kurulan alt komisyonun baþkaný Gökhan Sarýçam, sadece tekzibin, ihlal edilen bir hakkýn iadesinde yeterli olmadýðýný belirterek, “Tekzibin yanýnda deðiþik yaptýrýmlarýn, basýn yayýn kuruluþlarý açýsýndan yapýlmasý þart’’ dedi. AKP Kýrklareli Milletvekili Sarýçam, alt komisyonun çalýþmalarýna iliþkin bilgi verdi. Sarýçam, medya üzerinden masuniyet karinesinin ihlâliyle bir çok insan hakký ihlalinin oluþtuðuna iþaret etti. Sarýçam, alt komisyonunun kurulma amacýný, ‘’mevzuatý, maðduriyetleri ve diðer ülkelerdeki uygulamalarý tesbit etmek, sorunlara çözüm üretmek’’ olarak açýkladý. Çizdikleri yol haritasý çerçevesinde, akademisyenler ve medya temsilcileriyle görüþtüklerini anlatan Sarýçam, bu görüþmelerle yayýn kanununa yönelik taslak çalýþmalarýna katký saðlamak istediklerini vurguladý. Sarýçam, birine göre hak veya yayýn ilkelerinin ihlâline sebep olan bir haberin, görüntünün, baþka birisi için ihlâl anlamýna gelmeyebileceðini vurgulayarak, orta çizgiyi bulmanýn önemine dikkati çekti. Ankara / aa
Mahkûmlar için bilgisayar sýnýfý
BALIKESÝR’ÝN Ayvalýk ilçesindeki, K-2 tipi kapalý cezaevinde Türkiye Ýþ Kurumu’nun (ÝÞKUR) desteðiyle mahkûmlar için düzenlenen bilgisayar sýnýfý törenle hizmete girdi. Törende Ayvalýk Halk Eðitimi Merkezi Müdürlüðü öncülüðünde bilgisayar kursu gören mahkûmlara sertifikalarý da daðýtýldý. Törende konuþan Ayvalýk Cumhuriyet Baþsavcýsý Uður Kamber, “Cezaevini infaz kurumu olmaktan çýkarýp, adeta bir okul haline çevirmeyi istedik. Bu amaçla Balýkesir Ýþkur Müdürlüðü ile birlikte daha önce kütüphane olarak kullandýðýmýz salonu, 14 bin 535 TL’lik bir maliyetle çok amaçlý eðitim ve öðretim bölümü haline getirdik. Amacýmýz, mahkûmlarýmýzýn, dýþarý çýktýklarýnda, onlara ikinci bir hayatlarý için verilen eðitimlerle saðlam bir zemin hazýrlamaktýr. Çünkü bizler ceza infaz kurumlarýný suç iþleyenlerin kapatýldýklarý dört duvar olarak görmüyoruz” diye konuþtu. Balýkesir / iha
5
HABER
YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
ANKARA MAKRO-DALGA
Paþam, sen bilemezsin bunu!
Yolun, ama boðazlamayýn
RECEP TAÞCI receptasci@yeniasya.com.tr
eçen hafta býraktýðýmýz yerden devam ediyoruz. Bütünlüðü korumak amacýyla önce kýsa bir hatýrlatma. Yazýmýzda devlet kurumlarýnýn vatandaþa eziyet ettiðini, ekonomiyi baltaladýðýný, buna raðmen ülkenin yine de iyi yerde olduðunu vurguladýktan sonra bir örnekle bunu ispatlamaya çalýþmýþtýk. Güncel örnek þu idi: Maliyenin, somut bir delile dayanmaksýzýn tamamen þüphe üzerine, sahtecilikle suçlayarak haber vermeden ve savunma hakký tanýmadan yasadýþý bir uygulama ile aralarýnda pek çok tanýnmýþ þirketin bulunduðu onbinlerce mükellefi kara listeye aldýðýný, listeye bir kere girenin temize çýkamadýðýný söyledikten sonra bu durumun rezalet olduðunu anlatmýþ ve “Beterin beteri var” diye yazýmýzý
G
noktalamýþtýk. Þimdi yazýmýzý burdan sürdürelim. Daha beteri ne olur? Olur. Kara listedekilerden zinhar mal almayýn. Alýrsanýz... Siz de yandýnýz. Masumluðunuzu ispat külfeti size ait. Göbeðiniz çatlar. Yine de kabul edilmez. Vergiyi tekrar ödersiniz. Hem de tefeci faiziyle. Ýade ve mahsup talebiniz... Reddedilir. Þu sýralar binlerce þirkete mektuplar postalanýyor. Özeti ve tercümesi: 2004-2008 yýllarýnda kodda bulunanlardan mal alýrken, ödediðiniz KDV’sini tekrar ödeyin. Yoksa? Seni de koda alýr, incelerim. Ýmza, Vergi Dairesi. Aklýn, mantýðýn durduðu, sözün bittiði an. Tek umudumuz Sayýn Bakan. Lütfen her aþamasýnda hukukun katledildiði bu uygulamaya el koyunuz ve bürokratlarýnýza sorunuz:
Sayýlarý yüzbini aþan mükellefler nasýl olur da gýyaplarýnda, belgesiz, delilsiz sahtecilikle damgalanabilir? Çoðunluðu Bir yaptýrýmla karþýlaþmadan... Cezai takibata uðramadan Faaliyetlerini sürdürürken... Bunlardan... Vergisini ödeyerek... Mal ve hizmet satýn alan... Herhangi bir kusuru olmadýðý halde... Neden KDV’sini faiziyle birlikte tekrar ödemek zorunda kalýr? Ne den ger çek suç lu lar ce za lan dý rýl maz, suç iþlemelerine yýllarca göz yumulur? Neden isimleri gizlenerek dürüst mükelleflere bir nev’î tuzak kurulur? Bu sorulardan sonra biz iyisi mi sinirimizi daha fazla bozmadan geçen haftadaki yazýmýzýn baþýna dönelim. Hu ku kun paspas e dil di ði, ticarî hayatýn engellendiði, tehdit ve þantaj kokan bu þartlara raðmen... Türkiye yine de iyi yerde... Derken... Haksýz mýydýk? Tek bir örnek bile bizi doðrulamýyor mu? Ya þartlar normal olsa idi...
Tutabilene aþkolsun. Teþvik, destek, para gerekmiyor. Hukuka saygý duyun... Bürokrasiye son verin... Güveni esas alýn.. Ýstismar edeni asla affetmeyin... Ýnsana odaklanýn... Gölge etmeyin... Kâfi. Çok mu zor? Esasýnda... Binbir güçlükle boðuþarak Üreten... Ýþ ve aþ saðlayan Vergi ve sigorta ödeyen... Döviz kazandýran... Ekonominin lokomotifi... Bu insanlar... Gerçek kahramanlardýr. El üstünde tutulmalý... Omuzlarda taþýnmalýdýr. Hadi vazgeçtik. Kayýtdýþýlýðýn keyfini sürenleri... Kollayýp.. Kümesteki kazlarý yolmaya devam edin... Ama... Ýnsafa gelin... Bari boðazlamayýn.
Türkiye’de terörden beslenen unsurlar var DEVLET Bakaný Faruk Çelik, Türkiye’de terörden beslenen unsurlar olduðunu belirterek, hukuk devleti sýnýrlarý içerisinde herkesin sorumluluklarýný bilerek hareketlerini deðerlendirmesi gerektiðini söyledi. Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odalarý Birliði (BESOB) tarafýndan meslekte 40. yýlýný dolduran esnafa plaketleri düzenlenen törenle verildi. Bakan Çelik, plaket töreni öncesi yaptýðý konuþmada, gündeme iliþkin konulara deðindi. Çelik, “Öyle çabuk gündem deðiþiyor ki ülkemizde takip etmekte zorlanýyoruz. Türkiye’nin acilen çözülmesi gereken sorunlarý var. Rahata, huzura kavuþmak için de ilk olarak terörün çözüme kavuþmasý gerekir. Birileri çýkmýþ Habur’da gösteri yaptý. Ya sen kimse ölmesin diyorsan niye gösteri yapýyorsun. Kalkmýþ Ýzmir’de konvoy yapýyorsun. Terör bitsin diyorsan çatýþmacý anlayýþý niye gündeme getiriyorsun otur oturduðun yerde. Terörden beslenen unsurlar var Türkiye’de. Terör varsa hayat var onlar için. ” dedi. Bursa / iha
Madýmak'ýn tabelâsý deðiþti
SÝVAS’TA 2 Temmuz 1993’te yakýlan ve 37 kiþinin ölümüyle sonuçlanan Madýmak Oteli’nin tabelâsý deðiþtirildi. Madýmak Oteli’nin dýþ cephesinde yýllardýr dik bir þekilde asýlý duran eski tabelâ kaldýrýlarak yerine yatay þekilde yeni tabela konuldu. Eski Belediye Sokak’ta faaliyet gösteren 5 katlý, 44 odalý, 80 yataklý, 2 yýldýzlý otelin yatay þekilde monte edilen yeni tabelâsý, sokaktan geçenlerin dikkatini çekti. Sivas / aa
Sivil anayasa kaçýnýlmaz EÐÝTÝM-BÝR-SEN Bafra Ýlçe Baþkaný Hasan Tanrýsever, sivil anayasanýn olmazsa olmaz þartlarýndan biri olduðunu söyledi. Basit muhalefet oyunlarýndan, kuru gürültüden ve kiþisel hýrsýn ötesinde kamu ve özelde çalýþanlarýn onurlu bir hayat sürmelerini hedeflediklerini belirten Tanrýsever, mevcut anayasa ile hiçbir problemin çözülemediðine dikkat çekti. Demokratikleþmenin önünde ciddi engellerin ve sýkýntýlarýn olduðunu dile getiren Tanrýsever, özgürlükler önündeki engellerin kaldýrýlmasýnýn ise en büyük engelinin mevcut anayasanýn kendisi olduðunu savundu. Eðitim-Bir-Sen olarak farklý olduklarýný kaydeden Tanrýsever, davranýþlarý ve sendikal anlayýþlarý ile yapýcý olmaya çalýþtýklarýný, çözüm odaklý çabalarýn hep yanýnda olduklarýný vurguladý. Samsun / aa
DTP: Sine-i millette kararlýyýz KAPATILAN DTP’DEN YAPILAN AÇIKLAMADA,”TÜM MÝLLETVEKÝLLERÝMÝZ SÝNE-Ý MÝLLET KARARINI FÝÝLÎ OLARAK YERÝNE GETÝRECEKLERDÝR. MECLÝSTE GRUP KURMAK PARTÝMÝZÝN GÜNDEMÝNDE DEÐÝLDÝR” DENÝLDÝ. KA PA TI LAN DTP’den ya pý lan a çýk la ma da, ‘’Gruplarýnýn fiilen Meclis’ten çekildiði ve Ahmet Türk ile Aysel Tuðluk baþta olmak üzere yarýn tüm milletvekillerinin Diyarbakýr’a giderek alýnan sineyimillet kararýný fiili olarak yerine getirecekleri’’ bildirildi. Açýklamada, 7 Aralýkta partinin kapatýlma davasýnýn esastan görüþüleceði açýklandýktan sonra Meclis grubunun bir araya geldiði ve MYK üyelerinin de toplantý yaptýðý hatýrlatýldý. Bu toplantýlar sonucunda ‘’eþbaþkan Ahmet Türk’ün partilerinin kapatýlmasý ve tek bir arkadaþlarýnýn bile vekilliðinin düþürülmesi durumunda Meclis grubunun tümünün istifa edeceðini ve sineyimillete dönüleceðini kamuoyuna açýkladýðý’’ belirtilen açýklamada, þunlar kaydedildi: ’’Ayný toplantýda milletvekillerimiz istifa dilekçelerini eþbaþkanlarýmýza sunarak sine-i millet kararlýlýðýný göstermiþlerdir. Alýnan bu kararla ilgili herhangi bir deðiþiklik ve yeni deðerlendirme de söz konu-
su deðildir. Kimi dostlarýmýzýn dayanýþma örneði göstererek yaptýklarý öneri ve deðerlendirmeler sonrasýnda mecliste grup kuracaðýmýza dair spekülatif haberler yapýlmaktadýr. Bu ve benzeri tartýþmalar partimizin gündeminde deðildir, tamamen dýþýmýzda gerçekleþmektedir. Grubumuz fiilen Meclisten çekilmiþtir ve pazartesi günü (yarýn) Ahmet Türk ve Aysel Tuðluk baþta olmak üzere tüm milletvekillerimiz Diyarbakýr’a giderek alýnan sineyimillet kararýný fiili olarak yerine getireceklerdir. Ayný gün partimizin karar merci olan Parti Meclisi, Demokratik Toplum Kongresi Danýþma Kurulu Meclisi ve milletvekillerimizin de katýlýmýyla yapýlacak toplantýda Meclis grubumuzun aldýðý istifa kararýnýn nasýl ve ne zaman uygulanacaðýna dair bir sonuca ulaþýlacaktýr. Süreç, eþbaþkanýmýz Sayýn Ahmet Türk’ün 12 Aralýk’taki açýklamasýnda belirttiði gibi, fiili olarak baþlamýþtýr ve kararlýlýkla sürdürülecektir.’’ Ankara / aa
DTP, AÝHM’e gidiyor Ka pa tý lan De mok ra tik Top lum Par ti si (DTP), Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi’ne (AÝHM) baþvuracak. DTP Genel Merkezi’nde gazetecilerin sorularýný cevaplandýran Batman Milletvekili Bengi Yýldýz, partilerinin kapatýlmasý ile ilgili olarak AÝHM’e baþvuracaklarýný söyledi. Kapatýlan DTP’nin Eþ Baþkaný Emine Ayna, parti genel merkezinden ayrýlýrken yaptýðý açýklamada, “Siyasetten hiçbir bir þekilde çekilmeyeceðiz. Sadece siyaset yapmamýzýn bir kanalý engellenmiþtir” dedi. Ayna, Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi’ne gidilmesi konusunda da Hasip Kaplan ve Bengi Yýldýz’ýn içinde bulunduðu bir hukuk komisyonunun çalýþma yaptýðýný kaydetti. Ankara / iha
Kara kýþ kapýya dayandý TÜRKIYE soðuk havanýn etkisinde. Kara, hava ve deniz ulaþýmýnda aksamalar yaþanýyor. Marmara’da Bandýrma- Yenikapý vapur seferleri iptal edilirken, Edirne’de yollar buz tuttu, Þanlýurfa’da sis sebebiyle uçak seferleri iptal. Trakya Bölgesi’nde etkili olan kar yaðýþýnýn ardýndan bazý yollarda buzlanma oluþtu. Yollarda oluþan buzlanma nedeniyle yurt dýþýna çýkýþ için Kapýkule ve Hamzabeyli sýnýr kapýlarýna gitmekte zorlanan týrlar uzun kuyruklar oluþturdu. Kýrklareli’ne baðlý Bulgaristan sýnýrýndaki Demirköy ilçesi ile Dereköy’de kar yaðýþý sona ererken, soðuk hava hayatý olumsuz etkiliyor. Ýstanbul Deniz Otobüsleri A.Þ’den yapýlan açýklamaya göre, hava muhalefeti dolayýsýyla, bazý dýþ hat seferleri iptal edildi. Ýstanbul’da etkili olan saðanak yaðmur nedeniyle Kaðýthane Cendere Yolu su altýnda kaldý. Ýstanbul / cihan-aa
Parti kapatma çözüm deðil TÜRKÝYE Genç Ýþadamlarý Konfederasyonu Baþkaný Hazim Sesli, genç iþ adamlarý olarak partilerin deðil, kiþilerin sorumlu tutulduðu ve cezalandýrýldýðý bir sistemin çözüme daha saðlýklý katký saðlayacaðý görüþünde olduklarýný bildirdi. Sesli, yaptýðý yazýlý açýklamada, parti kapatmanýn çözüm deðil, çözümsüzlükleri doðuracaðýný kaydetti. Partilerin deðil, kiþilerin sorumlu tutulduðu ve cezalandýrýldýðý bir sistemin çözüme daha saðlýklý katký saðlayacaðýný ifade eden Sesli, hükümetin baþlattýðý demokratik açýlým sürecine destek verdiklerini kaydetti. Sesli, ‘’TÜGÝK olarak, sorunun çözümünde
üniter devlet yapýsý, toprak bütünlüðü, kurum ve kurallarý ile iþleyen bir demokrasinin tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarýmýzýn ortak paydasý haline getirilmesinin, temel çözüm yolu olduðu deðerlendirilmektedir’’ ifadelerini kullandý. Çözüm için siyasi kararlýlýk ve toplumsal mutabakatýn þart olduðuna iþaret eden Sesli, þöyle devam etti: ’’Öncelikle, binlerce insanýmýzýn þehit olmasýna, milyarlarca dolar mil lî ser ve ti mi zin Hazim Sesli
harcanmasýna, binlerce ocaðýn sönmesine, Doðu ve Güneydoðu Anadolu’nun geri kalmasýna neden olan, devleti ve milleti son yüz yýldýr uðraþtýran bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekmektedir. Bu doðrultuda; partilerin kapatýlmasý, ancak o partiye oy verenlerin cezalandýrýlmasý anlamýna gelmektedir. Ancak asýl sorumlular, partiler deðil, partileri yönetenlerdir. Bu nedenle, partilerin kapatýlmadýðý, sadece kiþilerin cezalandýrýldýðý bir Türki ye is te mek te yiz.’’ Ýstanbul / aa
MEHMET KARA mkara@yeniasya.com.tr
EY ödemeleri ile ilgili konu Meclis Genel Kurulu’nda görüþülürken “darbe” tartýþmasý yapýldý. Nereden çýktý demeyin. Meclis’te konuþulurken baþka bir konuda da görüþ bildirmek adeta gelenek haline geldi. CHP Ýstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz, halkýn, müdahalenin zarurî hale geldiðine karar vermesi durumunda darbenin olacaðýný söylemesi tartýþmalarý alevlendirdi. Darbe, darbe planlamak gibi kelimeleri sýk sýk duyduðumuzdan her halde dikkatimizi çekiverdi. Meclis tutaklarýnda ki “darbe tartýþmasý”nýn bazý bölümlerini aktaralým: Esfender Korkmaz- Ben demiyorum ki “Türkiye’de illa müdahale olsun” ama halk, müdahalenin zaruri hâle geldiðine karar verirse olur. Bunu halka söyletmeyin. Ahmet Yeni (AKP, Samsun)- Siz bir milletvekili olarak nasýl söylersiniz bunu? Yýlmaz Tunç (AKP, Bartýn)- Ayýp… Ayýp… Demokrasiden korkma, demokrasiden! Esfender Korkmaz (Devamla) … Türkiye’de ortalama Kasýmdan Kasýma TÜFE 5,53, buna mukabil Diyarbakýr’da 7,83. Ee yazýk deðil mi, Diyarbakýr halký ne diye daha pahalý ürün alsýn, ne diye bunu Diyarbakýr halký çeksin, neden çeksin? Mehmet Tunçak- Paþam, sen bilemezsin bunu! Paþam sen hâlâ darbeyi savunuyorsun Mecliste. Esfender Korkmaz- Ben, bunu senden de iyi bilirim. Senin yaþýn kadar da benim tecrübem var. Tartýþma böyle sürüp gidiyor. Artýk þu “darbe” kelimesi aðýzlara alýnmasa daha iyi olmaz mý? Almayalým ki, demokrasiyi, milletin refahýný, huzurunu konuþabilelim. ** * YÜZYÜZE GÖRÜÞEMEZ HALE DÜÞMEK Son yýllardaki liderler arasýndaki söz düellosundaki üslup bozukluðu sýk sýk dile getiriliyor. Millete örnek olmasý gereken siyasiler bazen aðza alýnmayacak sözler, hakaretler hatta küfürler söyleyebiliyor. Böyle olunca da yüzyüze bakmakta zorlanýlabiliyorlar. Bu da iþi kutuplaþmalara kadar götürebiliyor. Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün “Hiç ayrým yapmadan herkese söylüyorum. Herkesin aðzýndan çýkaný kulaðý duysun. Aðzýndan çýkaný önce bir dinlesin” uyarýsýný yaptýktan sonra Köþk’te liderler zirvesini yapmayý düþündüðünü açýklamýþtý. Bu teklife hem Erdoðan’dan, hem de Baykal’dan hemen “red” cevabý geldi. Erdoðan, “Hükümeti ihanetle, hýyanetle adeta hakarete maruz býrakan bir anlayýþtan ben hiçbir þey beklemiyorum ve onlarla bir araya gelmeyi de arzu etmiyorum” derken Baykal “Ýktidar bu anlayýþýyla devam ettiði sürece biz konuþsak da konuþmasak da bir þey deðiþmez” diyerek kapýlarý kapattýlar. Bir baþbakan anamuhalefet partisinin lideriyle 3,5, diðer muhalefet partisi lideriyle 6.5 yýldýr görüþemiyorsa bir eksiklik yok mu? Unutmamak lâzým ki, demokrasilerde iktidar kadar muhalefette ödemlidir. Muhalefet olmazsa onun adý diktatörlük olur. Millet artýk siyasilerden üslûplarýna dikkat etmesini ve sorunlarýna çözüm bulmasýný bekliyor. *** ONLAR SÝZÝN DENGÝNÝZ DEÐÝL! YÖK Danýþtay’ýn kararýndan sonra çýkýþ yolu ararken, diðer yanda sýnavý bekleyen yüzbinlerce öðrenci ve ailesi þaþkýnlýk ve merak içinde ne olacaðýný bekliyor. Danýþtay’ýn durdurma kararýndan sonra birçok sivil toplum kuruluþu tepkilerini deðiþik vesilelerle dile getirdi. Konunun direk muhatabý olanlarýn da sesleri fazla çýkmasa da çýkýnca da “büyükleri”ne ders verir nitelikte oldu. Kendilerine “Genç Siviller” diyen bir grup geçtiðimiz hafta içinde “eþitliði” saðlayan kararý durduran Danýþtay binasýnýn önünde bir eylem yaptý, Danýþtay hâkimlerine noter yoluyla ihtarname gönderdi. Burada lisede okuyan bir öðrencinin okuduðu ortak metindeki mesaj pekçok þeyi anlatýyordu: “Paranoyalarýnýz için ne yaparsýnýz yapýn, ama ne olursunuz çocuklarla uðraþmayýn. Onlar sizin denginiz deðil. Onlar daha çocuk. Size itiraz edemezler. Haklarýný savunamazlar. Seslerini duyuramazlar. 13-14 yaþýnda verilmiþ kararlara bütün bir ömrü mahkûm etmek zulümdür. Buna hakkýnýz yok.” Fazla söze gerek var mý? ** * ‘ÞART’A BAK YÖK’ün meslek liselerindeki katsayý eþitsizliðini kaldýrmasýndan sonra Danýþtay’ýn bu kararý durmasýnýn ardýndan meslek liseleri tekrar Türkiye’nin gündemine geldi. Meslek lisesi denildiðinde hep imam hatipler akla geliyor. Çünkü 28 Þubat döneminde YÖK’ün aldýðý karar ÝHL’leri hedef almýþ, diðer meslek liseleri de “yaþýn yanýnda kuru da yanar” atasözü gereði yanmýþlardý! Meslek liselilerini ilgilendiren bir haber okuduk ki, þaþkýnlýk içinde kaldýk. Genelkurmay’ýn sitesinde “Genelkurmay Baþkanlýðý Karargâhý ile baðlý birlikleri için açýktan memur alýmý” baþlýðý ile bir ilân yayýnladý. Ýkisi bayan toplam 14 güvenlikçi ve hizmetli kadrosu için alýnacak personelde aranacak þartlar sýralanýrken, “Lise mezunu (meslek liseleri hariç) olmak” notunun düþülmesi dikkat çekiciydi. Haberi okuduðumuzda aklýmýza baþörtüsü yasakçýlarýn kafalarýnda yatan “Baþörtülünün okumakta, çalýþmakla ne iþi olur, temizlik yapsýnlar, tarlada çalýþsýnlar” mantýklarýný getirdi. “Meslek liseli isen mesleðini yap. Git tornacý ol, kaynakçý ol, araba tamirciliði yap, imamlýk yap. Ne iþin var baþka iþlerde…”
K
6
YURT HABER YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
Osmanlý geleneði yeniden canlanýyor
FACEBOOK’TA GRUP KURDULAR
OSMANLI dönemi Hac geleneklerinden biri yeniden canlanýyor. Ýstanbul üzerinden kutsal topraklara giden Türkistan coðrafyasýndan hacýlar yeniden Ýstanbul güzergâhýný kullanmaya baþladý. Kazakistan’dan hacca giden 120 kiþilik bir grup hac ibadetini tamamlayarak Ýstanbul üzerinden ülkelerine döndü. Hac ibadetini tamamlayan hacýlarý Ýstanbul Atatürk Hava Limaný’nda Baðcýlar Belediyesi ekipleri karþýladý. Hacý adaylarý ilk defa geldikleri Ýstanbul’da Sultanahmet Camii, Ayasofya, Fatih ve Eyüp Sultan Camilerini büyük bir hayranlýk içerisinde gezdi. Sultan Ahmet’teki Buhara Restoran’ta yemek yiyerek, sütlü çay içen hacýlar, Baðcýlar Belediyesi’ne ve Türkiye’ye Kazakistan’a göstermiþ olduðu ilgiden dolayý teþekkür etti. Baðcýlar Belediye Baþkaný Lokman Çaðýrýcý, yemekte yaptýðý konuþmada, Kazakistan’la Türkiye’nin iki ayrý ülke, tek millet olduðu vurgusunda bulundu. Baðcýlar Belediyesi’nin 4 yýldýr Kazakistan’da iftar programlarý düzenlediði hatýrlatan Baþkan Çaðýrýcý, “Her ne kadar uzun yýllardýr ayný dili konuþamýyor olsak da ayný duygularý hissediyoruz” dedi.
Katsayý adaletsizliðine tepki sanal âlemde
Aþýrý yaðýþ sonucu Beykoz Akbaba Köyü, Þehit Murat Sokak’ta meydana gelen toprak kaymasýnda yýkýlan binada ölen veya yaralanan olmadý. FOTOÐRAF: CÝHAN
Ýstanbul’da yaðmurdan bina çöktü AÞIRI YAÐIÞ SEBEBÝYLE BEYKOZ’DA BÝR DERE YATAÐINDA MEYDANA GELEN TOPRAK KAYMASI SONUCU 3 KATLI BÝNA ÇÖKTÜ. BÝNADA OTURAN VATANDAÞLAR BÝNA ÇÖKMEDEN 5 DAKÝKA ÖNCE BÝNAYI BOÞALTTILAR.
UZUN YILLAR DEVAM EDEN BÝR GELENEK Osmanlý döneminde özellikle Türkistan ve Rusya’dan hacý adaylarý Ýstanbul üzerinden Hac yolculuðuna baþlarken yine hac dönüþünü Ýstanbul üzerinden gerçekleþtiriyorlardý. Ýstanbul’da toplanan hacý adaylarý düzenlenen görkemli sürre alaylarý ile kutsal topraklara uðurlanýyordu.
ALINAN bilgiye göre; olay, saat dün sabah 06.30 sularýnda Beykoz Akbaba Köyü, Þehit Murat Sokak’ta meydana geldi. Uzun bir süre aralýksýz devam eden saðanak yaðýþ sebebiyle su miktarý artan dere, toprak kaymasýna sebep oldu. Toprak kaymasý sebebiyle önce derenin üzerinden geçen köprü büyük bir gürültüyle yýkýldý. Gürültüye uyanan dere kenarýndaki evin sakinleri panik içinde evden çýktý. Bina sakinlerinin korku içinde kendilerini dýþarý atmasýndan yaklaþýk 5 dakika sonra 3 katlý bina çöktü. Gürültü üzerine dýþarý çýkan mahalle sakinleri, çöken binada oturanlara yardým etti. Mahalle sakinlerince çaðrýlan jandarma ve itfaiye kýsa süre içinde bölgeye geldi. Çöken 3 katlý binanýn sakini Hanife Vural fenalaþarak hastaneye kaldýrýldý.
Beykoz Kaymakamý Aydýn Ergün ve Beykoz Belediye Baþkaný Yücel Çelikbilek olay yerine gelerek belediye görevlilerinden bilgi aldý. Vatandaþlarý olay yerine yaklaþtýrmayan jandarma ekipleri çöken binanýn yanýnda bulunan iki binayý da çökme riskine karþý tahliye etti. Çöken binanýn 2. katýnda kiracý olarak kalan Ali Erdoðan olayý þöyle anlattý: “Sabah namazý için kalktýðým sýrada ev sahibinin baðýrdýðýný duydum. O sýrada evin sarsýldýðýný fark ettim ve çocuklarý da uyandýrarak hemen dýþarý çýktým. Binada 12 kiþi yaþýyordu. Herkes dýþarý çýktýktan 5 dakika sonra bina büyük bir gürültüyle yýkýldý. Vatandaþlar, Sülük Deresi’nde ýslâh çalýþmalarý yapýldýðýný, fakat çalýþmalarýn, hukuki sorunlar çýkmasý sebebiyle tamamlanamadýðýný söyleyerek tepkilerini dile getirdi. Ýstanbul / cihan
Metro geçiþ borularý Haliç’e ulaþtý
Bahçelievler’de Piri Reis Parký açýldý Bahçelievler Belediyesi, Çobançeþme Mahallesinde Piri Reis sokakta, Piri Reis Parkýný törenle hizmete açtý. Kaymakam Þevket Cinbir’in de katýldýðý Piri Reis parký açýlýþ töreninde konuþan Bahçelievler Belediye Baþkaný Osman Develioðlu “Bahçelievler’de nerede boþ alan buluyorsak, onu halkýmýzýn yararýna deðerlendirip, hizmete sunuyoruz. Piri Reis Parký, halkýmýza hayýrlý olsun” dedi. Öte yandan Osmanlý tarihinin en önemli Donanma Komutanlarýndan ve Dünya Denizcilik tarihinde izler býrakmýþ bir kaptan olan Piri Reis’in adýný alan park 750 m2‘si yeþil alan olmak üzere toplam 1000 m2 alana sahip. Ýçerisinde, parkýn konseptine uygun olarak tasarlanmýþ çocuk oyun alanýný ve ünlü denizcinin heykeli, döneminin en ileri teknikle yapýldýðý kabul edilen haritasýnýn rölyef çalýþmasý bulunuyor. Yeni Asya/Ýstanbul
Ýstanbul’da Maslak ve Yenikapý’yý birbirine baðlayacak metro hattýnýn en önemli ayaðý olan Haliç Metro Geçiþ Köprüsü’nde önemli bir aþamaya gelindi. Küçükpazar ve Azapkapý arasýnda yer alacak olan Haliç Metro Geçiþ Köprüsü’nün dev borularý Haliç’e ulaþtý. Borularý taþýyan, Normed Denizcilik firmasýna ait 129,5 metre uzunluðundaki Normed Antwerpen gemisi, Haliç’e uzun yýllardýr giren en büyük gemi oldu. Geminin Haliç’e giriþi sýrasýnda Ýstanbul Liman Baþkanlýðý tarafýndan geniþ güvenlik tedbirleri alýndý. Genel kargo ve dev proje yükleri konusunda faaliyet gösteren taþýmacýlýk firmasý Normed Denizcilik’e ait 8407 grostonluk Antwerpen gemisi tarafýndan Portekiz’den yola çýkan 1.8 ve 2.5 metre çapýndaki dev borular bir haftalýk bir yolculuðun ardýndan Ýstanbul’a ulaþtý. Ayrýca geminin ambarýnda Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi’ne ait 8 adet hafif tramvay vagonu da Ýstanbul’a geldi. Astaldi-Gulermak ortak giriþimi tarafýndan yürütülen projenin yapýmýna 6 ay önce baþlanmýþtý. 16 ay içinde tamamlanmasý planlanan proje, 146 milyon Euro’ya mal olacak. Said Temur / Ýstanbul Yeni Asya
y seri i l â n l a r ELEMAN ACELE BEYLÝKDÜZÜ civarýndan, binek- kango doblo türü lpg veya dizel türü kendi aracýyla çalýþacak þoförler aranýyor. Tel: (0 532) 385 40 48 TERMAL HASTANE ve termal tatil köyü projemize Vizyon ve Misyon Sahibi, dinamik, lider ruhlu Genç/emekli, bay/bayan danýþmanlar Tel: (0 507) 218 39 51 e-posta: hl_ozdogan@hotmail.com
ÝÞ ARIYORUM ES KÝ ÞE HÝR
A NA DO LU ÜNÝVERSÝTESÝ Tv Sinema Bö lü mü me zu nu yum. TGRT ve TRT'de çalýþtým. Filmler yaptým. Yöneticilik ve Reklâm iþlerinde iþ arýyorum. 0533 374 89 58 Elemana ihtiyaç varsa Ýhlas Holding'de çalýþabilirim. ÝSTANBUL AVRUPA Yakasýnda sigortasý olan þoförlük iþi arýyorum. Gsm: (0 535) 783 24 42
SIFIR SERMAYELÝ EK ÝÞ FIRSATI www.quenst.com
SATILIK DAÝRE
SA HÝ BÝN DEN SA TI LIK da i re. 3+1. Kom bi li. De vam lý gü neþ gö ren, ka panmaz boðaz manzaralý. Ýcadiye Ýlköðretim Okuluna komþu. Masrafsýz. Tel: (0533) 594 16 97(0536) 427 74 11 ACÝL SATILIK DAÝRE Ankara Sincan'da sahibinden + / 3+1 ters dubleks çift daire 70.000 TL pazarlýklý, oto takas olabilir. Tel: (0532) 585 75 19 GEBZE MERKEZ'de Kelepir Daire Daireye ait açýk otoparký bulunmaktadýr. Çamlýk Parkýna 3 sokak mesafede. 77.000 TL Tel: 0 (212) 282 85 55 ÝSTANBUL ÇATALCA kabakça içinde yola cephe elektiriði suyu su kuyusu telefonu meyva aðaçlarý bulunan bulunan 90m müstakil ev satýlýktýr. 270m, 75.000 tl Tel: 0 (212) 795 02 11 BURSA ÝVAZPAÞA semtinde satýlýk ev Tel: 0 (224) 223 71 08 KONYA KARATAY Fetihkent Siteleri'nde 6 katlý apartmanýn 1. katýnda kuzeydoðu cepheli, 147 m2 ve merkezi sistem
kaloriferli, 3+1 özelliðine sahip 65.000 TL deðerinde satýlýk ev. Gsm: (0 533) 769 04 02 (0 505) 547 51 60
SATILIK ARSA BURSA ORHANGAZÝ'de
sahibinden 12.000 m 2 , 5.000 m2, 2.100 m2, 2.600 m2 þeftali ve zeytinlikler, 47.000 m2 arazi (0538) 888 68 45 (0532) 574 11 15 ADA'DAN ÇEKEZKÖY kapaklý, Büyükyoncalý ve Saray'da imarlý, ifrazlý arsa lar, 1-20 dö nüm a ra sý tarlalar, hemen tapu, 24 ay taksit imkâný. 0 (212) 592 91 49 (0 532) 624 08 12 ANKARA MAMAK Kýbrýs Köyünde 39321/8 imarlý 1000 m2 arsa 150.000 TL 0 (312) 369 14 44 (0544) 554 10 67 SAHÝBÝNDEN SARAY Büyükyoncalý Palamutdere Mevkiinde 307m2 Ýmarlý Ýfrazlý Müstakil Parsel. Pafta No- F19B15D2A Ada No746 Parsel No-3 Yatýrým Ýçin Ýdeal Bir Yer Görülmeye Deðer. 16.000 TL
DANIÞTAY’IN katsayý konusunda yürütmeyi durdurma kararýna tepkiler, sanal âlemde de katlanarak büyüyor. Meslek lisesi öðrencileri, mezunlarý ve haksýzlýða uðrayanlara destek verenler, paylaþým sitesi Facebook’ta onlarca grup kurdu. Birkaç kiþiyle baþlayarak binlere ulaþan gruplarda, Danýþtay kararýna tepkiler dile getiriliyor. “Katsayý eþitsizliðine hayýr”, “Katsayý maðdurlarý”, “Katsayýya karþýyýz, eþitlik istiyoruz”, “Danýþtay’ýn katsayý adaletsizliði hakkýndaki adaletsiz kararýný kýnayanlar” ve “Danýþtay’ýn katsayý yürütmesini durdurmasýna karþý çýkanlar” gibi isimlerle kurulan gruplarýn üyeleri, birbirlerine içini döküyor, haksýzlýða karþý sesini duyurmaya çalýþýyor. Üye sayýsý en çok olan “Katsayý eþitsizliðine hayýr” grubuna yorum yapan Ömer Kaya isimli meslek lisesi öðrencisi þunlarý kaydediyor: “Katsayý maðduru olmak istemiyorum. Bölümümü okumayacaðým, çünkü yüksekokullardan mezun olunca hiçbir iþ imkânýmýz olmuyor. Danýþtay, katsayý getirildiðinde YÖK’ün kararý olduðunu söyleyip karýþmýyorsa þimdi de karýþmasýn. Kendi çocuklarý, her þekilde her yere girebiliyor ya, onlar için önemli olan o.” Ýzmir /cihan
Tel: 0 (212) 599 45 46 Gsm: (0 532) 4769007
VASITA FORD CONNECT - 2004 Model - Gri - 42.000 km Temiz - Sahibinden - 90'lýk - Yeni Lastikler - Dizel Tel: 0(332) 582 32 71 Gsm: (0 544) 487 72 60 2001 MODEL Renault Laguna 1.9 DTÝ Dizel 177.000 km orijinal servis, bakýmlý 14.250 TL. Tel: 0 (216) 310 46 58 Gsm: (0 552) 333 90 03
ÇEÞÝTLÝ ÇÝNÇÝLA YETÝÞTÝRÝN
döviz kazanýn. Broþür isteyiniz. 0(266) 239 17 08 www.cansay.net SATILIK devremülk 3+1=98m 2 Ar mut lu i.t.k. taksi ile takas yapýlabilir Tel: (0536) 870 00 41
SENABÝL TEKSTÝL örnek kumaþ satýþ yeri telsiz mh. G 10 sk.No: 42 Zeytinburnu Gsm: (0539) 555 35 35 Tel: 0(212) 558 77 34
SANSET ELEKTRÝK her türlü tesisat, tamirat, bakým ve onarým iþleri yapýlýr.
Gsm: (0 546) 417 33 97 KÝRALIK PANELVANLAR, minübüsler, dizeller. Metin Tümay Tel: 0(212) 217 08 70 Gsm: (0533) 470 29 90 TAÞKIN OTO Ýhsan TAÞKIN Eski Edirne asfaltý No: 734 Sultangazi TEL: 668 94 66-2HAT CEP: (0 533) 244 50 77 www.arabam.com FÝNANSAL YATIRIM uzmaný'ndan bireysel emeklilik fýrsatý! Bireysel emeklilik ve tüm hayat sigortasý ürünlerinde kiþiye özel birikim, yatýrým ve teminat planlarý ile sigorta poliçesi hazýrlanýr. bilgi ve baþvuru: (0 505) 768 10 01 ATAKAN ÖZEL güvenlik ve sürücü kurslarý 2495 sayýlý yasa gereði kimlik yenileme 31.12.2009' da sona erecektir. Yenileme eðitimleri için acele ediniz. Uygun fiyat ve ödeme þartlarýyla kaydýnýzý yaptýrabilirsiniz. Baðcýlar meydaný Tel: 0 (212) 462 92 32 YASÝN SPOT KLASÝK mobilyalarýnýz, an ti ka la rý nýz, ha lý la rý nýz, avizeleriniz, deðerinde yerinden alýnýr. Tel: 0(216) 337 23 85 Cep: (0 535 )252 27 60 SUNNY TEKNOLOJÝ Güneþi halis dayanýklý tü-
ketim mallarý pazarlama sanayi ticaret limited þirketi aracýðý ile alýnýr. Bize sormadan karar vermeyin. Tel: 0(212) 659 51 90 0(212) 659 04 09 www.sny.com.tr www.halisticaret.com GÜVENTAÞ EVDEN Eve Nakliyat þehir içi þehirler arasý nakliyat iþleriniz uzman ellerde güvenle yapýlýr. ayrýca ofis - büro taþýmacýlýðý, fabrika, banka, piyano,fuar, taþýma iþlerinizde hizmetinizdeyiz. Tel: 0 (212) 216 44 66 0 (212) 469 92 82 www.guventasnakliyat.net ÞÝLE EMÝRDAÐ DOÐAL kaynak suyu avrupa yakasýna bayilikler verilecektir. iletiþim ve bilgi için hemen bizi arayýnýz. Cep: (0532) 323 69 18 (0507) 227 78 28 TEK PANJURDAN FIRATpen de 12 aya varan taksit imkâný alüminyum doð ra ma, o to ma tik ke penk, panjur, cam balkon, küpeþte, duþakabin, sineklik ayrýca tüm iç mimarlýk tadilat ve dekorasyon iþlerinizde tecrübeli kadromuzla hizmetinizdeyiz. Tel: 0(212) 575 84 24 (0532) 261 69 57 HÝÇ MASRAFSIZ
SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN e-mail: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81 kullanýma hazýr halde lüks 2 katlý 800 metre kare acil uygun fiata kiralýk dükkân Baðcýlar: (0 539) 718 90 37. TÜYLÜOÐLU ÞEHÝRÝÇÝ, ÞEHÝRLERARASI sigortalý ambalajlý, maragozlu, tesi sa týy la e lek trik ci siy le kredikartýnýza taksit imkâný Tel: 0(212)213 55 48 0 (216) 445 13 17 Cep: (0532) 527 19 39 24 SAAT Hizmetinizdeyiz www.tuyluogluevdeneve.com GÜN LÜK ÝS TAN BULSAMSUN sevkiyatý vardýr. www.samnak.com.tr Adres: nakliyecilersitesi 6. blok no: 607 ZEYTÝNBURNU Tel: 0 (212) 416 69 59, 0 (212) 510 27 55 Cep: (0537) 573 04 44 EMÝN OTOMOTÝV Ýbrahim Halil Çilenti Adres: Es ki E dir ne As fal tý No: 464/b Sultangazi Tel: 0 (212) 667 32 00 CEYHUN TESÝSAT doðalgaz-kalorifer-su tesisatý iþleri itina ile yapýlýr. Cep: (0 532) 498 77 59 DÝNÇER NAKLÝYAT Ev den e ve þe hir ler i çi þe hir ler a ra sý, si gor ta lý, marangozlu, ambalajlý. www.evdenevedincer.com Tel: 0 (212) 217 29 30 0 (216) 307 05 45 (0 532) 590 16 03
BELEDÝYELER ÖZEL kuruluþlar Ýstanbulun her semtinde araþtýrmaya yönelik anketleriniz adet üzerinden çok uygun ekonomik olarak yapýlýr. Gsm: (0 538) 288 43 00 GELENEK YAYINEVÝ olarak yýllarýn tecrübesi ile yeni adresimiz Esenler'de sizlerin hizmetinizdeyiz, bize bir telefon kadar yakýnsýnýz. Tel: 0 (212) 562 01 71 A d r e s : Fevzi Çakmak Mah.. Fevzi Çakmak Caddesi. No: 39/2 Esenler / ÝSTANBUL BENNU SPOT ev-büro eþyalarýnýz deðerinde alýnýr satýlýr Tel: 0 (216) 342 40 07 Gsm: (0 532) 484 50 33 ACÝL BAÐCILARDA 9000 m 2 , yüksek kira gelirli, her iþe uygun bir kýsmý arsa ile takas olur fabrika satýlýktýr. Gsm: (0 532) 593 85 77
MÝNARE YAPIMI, ta di la tý, bo ya sý i ti na i le yapýlýr. Deneyimli e ki bi miz le yurt dý þý ve yurt içi hertürlü minare yapýmý, kubbe yapýmý, cami boyasý, deprem yönetmeliðine uygun be to nar me tü nel ka lýp sistemi minare yapýyoruz. Ayrýca kararmayan kubbe ve minare alemi temin edilir. Ercan Usta Gsm: (0 555) 243 92 53 (0 506) 260 23 28 ercancengiz@hotmail.com ÝMALATCI FÝRMADAN garantili koltuk takýmlarý sadece 1250 TL Tel: 0 (212) 493 40 00
DEVREN YALNIZLIKTAN DEVREN satýlýk kuruyemiþ. Fatih/Ýst. Gsm: (0 538) 843 79 96
7
DÜNYA
YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
Ahmet Doðan, HÖH’te göreve devam
Kopenhag’da göstericiler serbest býrakýldý
BULGARÝSTAN’DA, üyelerinin çoðunluðunu Türkler’in oluþturduðu Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (DPSHÖH) baþþehir Sofya’da önceki gün baþlayan 7. olaðan genel kurulunda, Ahmet Doðan yeniden genel baþkanlýða seçildi. Seçime tek aday olarak katýlan Ahmet Doðan, yapýlan açýk oylama sonunda 769 delegenin oybirliðiyle 4 yýllýk bir dönem için HÖH Genel Baþkanlýðý’na yeniden getirildi. Doðan, genel kurulda yaptýðý konuþmada, kurucusu olduðu HÖH’ün ‘’lider partisine’’ dönüþmesinden pek memnun olmadýðýný belirterek, ‘’Ancak maalesef biz bu konumdayýz’’ itirafýnda bulundu. Doðan, herþeye karþýn 1 yýl içinde genel baþkanlýk görevinden ayrýlabileceðini de açýkladý ve ‘’HÖH’ün önünde hâlâ uzun ve zor bir yol var. Bu yolu aþabileceðimize inanýyorum. Bana verdiðiniz destek için teþekkür ediyorum’’ dedi. HÖH’ün genel kurulu dün sona erdi. Sofya / aa
DANÝMARKA’NIN baþþehri Kopenhag’da yapýlan iklim konferansýnda baþarýlý bir küresel iklim anlaþmasýna varýlmasý için gösteri yaptýklarý sýrada gözaltýna alýnanlardan 955’inin serbest býrakýldýðý bildirildi. Polis, gösteride þiddete baþvurduklarý gerekçesiyle gözaltýna alýnan 968 kiþiden sadece 13’ünün gözaltý durumlarýnýn sürdüðünü belirterek, bu kiþilerden, ikisi Danimarkalý, biri Fransýz üçünün polisle çatýþmaya girmek suçlamasýyla mahkemeye çýkarýlacaðýný söyledi. Kopenhag’da dün 192 ülkenin katýldýðý BM Ýklim Konferansýnýn yapýldýðý merkeze doðru yapýlan yürüyüþe katýlan yaklaþýk 40 bin kiþi genelde barýþçýl gösterilerde bulunmuþtu. Polis, bazý göstericilerin Kopenhag’ýn merkezinde binalara zarar vermeye baþlamalarý üzerine eylemcileri gözaltýna almýþtý. Kopenhag / aa
Meþal’den Ýran’a ziyaret HAMAS’IN Suriye’deki siyasî büro þefi Halid Meþal, temaslarda bulunmak üzere Ýran’a geldi. Hamas’ýn diðer bazý üst düzey yöneticilerinin eþlik ettiði Meþal, Filistin sorunu, bölgesel geliþmeler ve diðer konularda Ýranlý yetkililerle görüþmelerde bulunacak. Meþal’in, Cumhurbaþkaný Mahmud Ahmedinejad ve dini lider Ayetullah Ali Hamaney ile de bir araya geleceði belirtildi. Hamas lideri, 1 Þubattaki ziyaretinde de Ýsrail’in Gazze Þeridi’ne düzenlediði saldýrýlar ve sonrasýndaki süreç hakkýnda Ýranlý makamlarla görüþmüþtü. Tahran / aa
Batý Þeria'daki Yahudi yerleþimciler, önceki gün Yasuf Köyündeki camiyi ateþe vermiþ ve yerlere ve duvarlara çeþitli tehditler yazmýþtý. Ayrýca camideki Kur’ân-ý Kerim ve bütün dinî kitaplar yakýlmýþ ve yerlere atýlmýþtý.
ACÝL MÜDAHALE ÞART ÝKT GENEL SEKRETERÝ EKMELEDDÝN ÝHSANOÐLU, ÝÞGAL ALTINDAKÝ BATI ÞERÝA'DA BÝR CAMÝYÝ HEDEF ALAN SALDIRIYI KINARKEN ACÝLEN MÜDAHALE EDÝLMESÝ ÇAÐRISINDA BULUNDU. EKMELEDDÝN Ýhsanoðlu, Kur’ân-ý Kerim nüshalarýnýn yakýlmasý, cami duvarlarýna Ýslâm ve Müslümanlarý hedef alan sloganlar yazýlmasýnýn ibadet mekanlarýnýn dokunulmazlýðýna yönelik açýk bir saldýrý olduðuna dikkat çekti. Yahudi yerleþimciler, önceki gün Yasuf köyündeki camiyi ateþe vermiþ ve yerlere ‘hepiniz yakacaðýz’ diye yazmýþtý. Filistinliler, camideki Kur’ân-ý Kerim ve tüm dini kitaplarýn yakýldýðýný söylemiþti. Ýsrail ordusu ise çýkan yangýndan caminin kapýsý ile halýnýn hasar gördüðünü duyurmuþtu. Yahudi yerleþimciler, Ýsrail güçlerinin yerleþim birimlerinden bazýlarýný boþaltmasý üzerine Filistinlilere karþý intikam kampanyasý baþlatmýþtý. Ýhsanoðlu, Ýsrail’in bu tür saldýrýlara son verdirmesi için uluslararasý toplumun acilen müdahalesinin gerektiðini vurguladý. Bu arada Ýsrail Cumhurbaþkaný Þimon Peres de saldýrýyý kýnayarak, saldýrganlarýn mümkün olan en kýsa zamanda yaka-
lanmasýný istedi. Peres, bu aðýr saldýrýnýn ‘tüm dinlere ve mensuplarýna saygý göstermeyi taahhüt eden Ýsrail devletinin deðerlerine aykýrý olduðunu’ söyledi. Filistin Devlet Baþ ka ný Mah mud Ab bas da Am man’da yaptýðý açýklamada, saldýrýyý düzenleyen yerleþimcileri ‘vahþi’ olarak nitelemiþti. Abbas, Ýsraillilerin yerleþimcileri ‘dizginlemesi’ gerektiðini söylemiþti. Ýsrail baþbakaný Binyamin Netanyahu da dün Batý Þeria’da kimi yerleþimcilerin Filistinliler’e ait bir camiyi kundaklamalarýný kýnadý. Netanyahu da güven lik bi rim le ri ne, sal dý rý nýn fa il le ri nin mümkün olan en kýsa sürede ortaya çýkarýlarak adalet önüne getirilmeleri talimatýný verirken, ne Yahudiler’in Filistinliler’e ne de Filistinliler’in Yahudiler’e yönelik þiddet eylemlerinde bulunmasýnýn kabul edilemez olduðunu bildirdi. Netanyahu, hükümetin þiddetin her türlüsüne karþýlýk vereceðini de sözlerine ekledi. Kudüs / aa - cihan
Yahudi yerleþimciler camide yer ve duvarlara Ýbranice "hepinizi yakacaðýz" þeklinde tehditler yazmýþlardý.
Suriye Cumhurbaþkaný Esad’ýn acý günü
Abhazya’da Baðapþ yeniden baþkan
Filipinler’deki rehine krizi sona erdi
Belgrad-Bosna tren seferleri yeniden baþladý
SURÝYE Cumhurbaþkaný Beþar Esad, ölen kardeþi Mecd Hafýz el Esad’ýn yasýný tutuyor. Uzun süre kronik bir rahatsýzlýðý bulunan Mecd Esad önceki gün öldü. Mecd Esad dün Lazkiye’nin Kýrdaha kasabasýnda gerçekleþtirilen cenaze töreni ile topraða verildi. Genç yaþta ölen Mecd Esad 1966 yýlýnda Lazkiye ilinde doðdu. Evli olan Mecd Esad, Þam Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunu. Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan da Suriye Devlet Baþkaný Beþar Esad’a gönderdiði mesajla baþsaðlýðý diledi. Þam / cihan
GÜRCÝSTAN’DAN tek yanlý baðýmsýzlýðýný ilan eden Abhazya’da düzenlenen “devlet baþkaný” seçimini mevcut lider Sergey Baðapþ kazandý. Abhazya Seçim Komisyonu'nun açýkladýðý ilk sonuçlara göre, Baðapþ oylarýn yüzde 59’unu alarak yeniden “devlet baþkaný” seçildi. Baðapþ’ýn en güçlü rakibi olarak görülen Raul Hajimba’nýn yüzde 15,4, Zaur Ardzinba’nýn yüzde 10,8 oy aldýðý belirtildi. Gürcistan’ýn “yasa dýþý” ilan ettiði ve “ahlâksýz komedi” olarak nitelediði seçimde, 131 bin seçmenin yüzde 73’ünün oy kullandýðý bildiriliyor. Tiflis / aa
FÝLÝPÝNLER’DE silâhlý kiþiler ellerindeki 47 rehineyi serbest býraktý. Yetkililer ve görgü þahitleri, ülkenin güneyindeki Prosperidad kasabasýnda rehinelerin silâhlý kiþilerin saklandýklarý daðlýk bölgeden araçlarla kasabaya girdiðini söyledi. Yetkililer, üç gün önce kaçýrýlan rehinelerin tamamýnýn serbest kaldýðýný belirtti. Silâhlý kiþilerin, rehineleri serbest býrakmak için kendilerine açýlan cinayet dâvâlarýnýn düþürülmesini ve kabilelerindeki rakiplerin silâhsýzlandýrýlmasýný istediði belirtiliyor. Prosperidad / aa
SIRBÝSTAN’IN baþþehri Belgrad ile Bosna Hersek’in baþþehri Saraybosna arasýndaki doðrudan tren seferleri, 18 yýl aradan sonra yeniden baþladý. Yugoslavya’nýn parçalanmasýndan sonra ortaya çýkan devletler arasýnda bozulan iliþkileri onarmayý amaçlayan çabalar kapsamýnda baþlatýlan seferlerin ilkinde, 3 vagonlu tren Belgrad tren istasyonundan 17 yolcusuyla hareket etti. Yolculardan 9’unun gezilerini Saraybosna’da bitirmeyi planladýðý kaydedildi. Tren seferinin 8 saat sürdüðü ve bilet fiyatlarýnýn 45 dolar olduðu bildirildi. Belgrad / aa
Afganistan’da panikleyen Amerika
GENÝÞ AÇI HALÝL ÝBRAHÝM CAN hibrahimcan@windowslive.com
fganistan’daki sekiz yýllýk savaþta Amerika paniklemeye baþladý. Ýki ay önce ABD Birliklerinin komutaný General Mc Chrystal’in asker sayýsý arttýrýlmazsa, savaþýn yenilgiyle biteceði uyarýsýnýn ardýndan Amerika—Türkiye dahil— müttefiklerini yeni birlikler göndermeye zorluyor. “On iki ay içinde inisiyatifi ele alýp isyancýlarýn hýzýný kesmezsek, isyancýlarý yenmek artýk imkânsýz hale gelecektir” diyordu General. Bu panikle Obama 30 bin ilave asker gönderirken, müttefiklerinden de 7 bin ilâve asker sözü aldý. Þimdi de “Afganistan’daki askerlerimizin sayýsýný sonsuza kadar arttýrýp duramayýz” diyor. 2011 yýlý Temmuz ayýna kadar iþi bitirip, yetiþtirdikleri Afgan asker ve polisine görevi devretmeyi planlýyor Amerikan ordusu. Ancak görünen odur ki; Taliban’ýn iþini bitirmek o kadar kolay deðil. Buna bir iki örnek verelim. Geçen ay Amerika birliklerini dört üsten çekince Pakistan sýnýrýndaki Nuristan vilayeti tamamen Taliban’ýn eline geçti. Daha kýsa süre önce “Amerikan baþarý öyküsü” olarak adlandýrýlan bir baþka doðu vilayeti olan Host’ta þu anda kontrol büyük ölçüde Taliban’ýn elinde. Güney Peþtun yine ayný þekilde. Yani Amerikalýlar bütün gücüyle saldýrdýðýnda geri çekilen Taliban, Amerika güya operasyonu tamamlayýp güvenli bölgelere döndüðünde, o topraklarý yeniden ele geçiriyor. Bütün bunlarý da hesaplamalara göre Amerika ve müttefiklerinin on ikide biri kadar kuvvetle, uçak ve aðýr silâhlardan yoksun biçimde yapýyor. Öbür yandan bu Amerika’nýn Afganistan’da çok büyük bir askeri güçle—110 binden fazla— bulunmasý, Afgan halkýnda iþgal altýnda olduklarý izlenimini güçlendirecek ve direniþe desteði arttýracaktýr. Amerika halen tek çýkýþ yolunu bir an önce Afgan ordusu ve polisini eðiterek, görevi devredip kaçmakta buluyor. Ýþte bu noktada Türkiye’nin eðitim ve yardým rolü öne çýkýyor. Bu yüzden Amerika, Türkiye’ye muharip birlik göndermesi için çok fazla baský yapamýyor. Yýlda iki taburun eðitimi önemli bir destek. Ayrýca þimdi Amerikalýlar Türk askerinin bölge halký ile iliþkilerdeki baþarýsýný taklit etmeye baþlýyor. Yani hastane, okul vs ihtiyaçlarýn karþýlanmasýna katýlma, sivil halkýn saldýrýlardan zarar görmesini önleme, ve Kabil’in korunmasý. Afganistan’ýn hileli seçimlerle iktidarýný yenileyen lideri Karzai ve adamlarý ise, Amerikalýlarýn en az beþ yýl daha kalmasýný istiyor. Böylelikle, The New York Times’ýn ortaya çýkardýðý gibi, CIA’nin maaþlý ajaný ve Kandahar þehrinin uyuþturucu kralý valisi Ahmed Veli Karzai, dolarlarýný arttýrmaya devam edebilecek. Karzai, Amerikalýlarýn çekilmesinden sonra kendisinin ülkesinde bile kalamayacaðýný biliyor. Bu yüzden o Amerikalýlara gitmeyin diye yalvarýrken, Amerikalýlar bir yandan 2011’de gideceðiz diyor, öbür yandan da hâlâ panik içinde yeni askerler göndermeye devam ediyor. Görülen odur ki; Amerika’nýn Afganistan’dan çýkmasý uzun yýllar alacak ve geçen her yýl bu ülke Amerikalýlar için Vietnam’a dönüþecektir. Peki bin Ladin ne olacak? O daha görevini tamamlamadý. Amerikalýlarýn iþine yaramayana kadar hayatta kalmaya devam edecek. Tabi bu arada Amerika yeni düþmanlar icat etmezse! Temennimiz Amerika’nýn asker arttýrmakla Afganistan’da kontrolü ele geçiremeyeceðini bir an önce görmesi ve bu ülkeden Pakistan’ý da saran alevleri daha da büyütmeden bir an önce ayrýlmasýdýr.
A
Hikmet Çetin, BM Afganistan Özel Temsilcisi olabilir
BÝRLEÞMÝÞ Milletler’in Afganistan Özel Temsilcisi Kai Eide’nin görevinin 2010’un mart ayýnda sona ereceði ve Hikmet Çetin’in yeni temsilci için ismi geçen kiþiler arasýnda olduðu bildirildi. Ýngiliz Times gazetesi, Eide’nin Afganistan’daki tartýþmalý seçimlerin ardýndan, BM’nin sahte oylarla ilgili neler yapmasý gerektiði konusunda Amerikalý yardýmcýsý Peter Galbraith’le yaþadýðý fikir ayrýlýðýna dikkati çekerek, Eide’nin Martta bitecek sözleþme süresini yenilemeyeceðini yazdý. Gazete, “Batýlý güçlerin, Eide’nin yerine geçecek kiþiyi aramaya baþladýklarýný” kaydetti. Times, bu görev için ismi geçen kiþilerin ise BM’nin barýþ gücünün eski baþkaný Fransýz Jean Marie Guehenno, BM’nin eski Nepal temsilcisi Ýngiliz Ian Martin, BM’nin Irak’taki eski özel temsilcisi Staffan de Mistura ve 2003-2006 yýllarý arasýnda NATO’nun Afganistan’daki eski kýdemli sivil temsilcisi Hikmet Çetin olduðunu belirtti. Brüksel / aa
8
KÜLTÜR-SANAT YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
Tesettürü bayraklaþtýranlar...
DOÐU VEYA BATI ÞÜKRÜ BULUT s.bulut@saidnursi.de
ayreddin Karaman Hocamýzýn, adýna düzenlenen toplantýdaki beyanlarý hem dikkatimizi çekti, hem de bazý hususlarý tedai ettirdi. Hayreddin Hocanýn ilme ve imam-hatip camiasýna yaptýðý hizmetleri burada tarif etmekten ziyade, onun millet yolunda yaptýðý fedakârlýðý hatýrlamak, bizi daha çok heyecanlandýrýr. 12 Eylül’ün devamý niteliðindeki 28 Þubat ihtilâlcilerinin zalimane tatbik ettirdikleri “tesettür yasaðýna” karþý kahramanca duruþunu herkes alkýþlamýþtý. Ehl-i ilmin izzet ve þerefini kurtaran bir davranýþ olarak dinî mahfillerde konuþulmuþtu. Zalimlere âlet olmamak üzere üniversitedeki vazifesinden istifa ederek mazlûmlarýn yanýnda yer almýþtý. Samimî Müslümanlarýn hâlâ o izzetli davranýþý alkýþladýklarýna inanýyoruz. 28 Þubat’ýn gayri insanî uygulamalarý yýllardýr devam ederken, imam-hatip ve ilâhiyat kökenli kadrolar siyasette önemli yerlere geldiler. Milletin büyük beklentiler içine girdiði bu yeni dönemde gözler ve kulaklar, din ve vicdan hürriyetini çiðneyen mâkus sürecin tersine iþlemesinin intizarýna takýldýlar. Hepimizin hüzün içinde yaþadýðý ve çözüm için ümitler baðladýðý zamanlar, su gibi akýp geçti. Hayal kýrýklýklarýný birlikte yaþadýk. Ýnancý uðruna maðduriyeti göze alan yüz binlerce kýz evlâdýmýz derin bir hüsraný benliklerinde yaþadý. Travmalarla periþan olmuþ, ruhî hastalýklara yakalanmýþ veya kimyasal deðiþimlere uðramýþ vakýalarýn arasýndan geldiðimizi de biliyoruz. Reel tasvirine selim vicdanlarýn dayanamayacaðý dehþetli süreci anlatmayacaðýz. Anlatmayý bir vecibe kabul ettiðimiz baþka hususlar var. Özal’lý 12 Eylül’ün iðfaliyle mukaddes deðerleri “dünyevîleþme yolunda” pazarlýk konusu yapanlarýn açtýðý çýðýrdan, 28 Þubat sonrasýnda imam-hatipli ve ilâhiyatçýlarýn rahatlýkla yürüdüklerine hepimiz þahidiz. Hadisenin en hazin bir ciheti ise, bu kadrolarla birlikte “dünyayý güzel yaþamak isteyenlerde”! meydana gelen deðiþimdir. Eþlerinin ve kýz çocuklarýnýn tesettürlü giyimlerinde deðiþim baþlamýþtý. Hocalarýmýz müsaade ederlerse, tesettürde bid’at diyebileceðimiz cinsten, kýrmýzý çizgileri sýkýntýya sokabilecek radikal bir deðiþim. Bu deðiþimin bir kaçýþýn ipuçlarýný verdiðini dikkatlice takip edenler göreceklerdir. Dýþ örtülerin önce boydan kýsalmalarý, zamanla baþörtülerin boyun ve saçlarý kapatmayacak þekilde küçülmeleri ve nihayet dinin emrettiði örtünün bütün bütün kalkmasý... Vücut hatlarýný gösterecek daracýk üst ve alt giysilerle tesettürün uðradýðý deðiþimin, Ýslâmî þeairi ve bilhassa tesettürü savunanlarýn vicdanlarýný kanatacaðýný bili-
H
yoruz. Bu kanayan vicdanlarýn tesettürdeki “çözülme ve çürüme” sürecine müdahale edeceklerini düþünerek, þu satýrlarý yazýyoruz. Binlerce dinî vaadle devletin en üst kademesinden en alt kademesine yerleþen bu dindar kadrolarýn Hayreddin Hocamýz baþta olmak üzere, dinî sivil alanda temayüz etmiþ hocalarýmýzýn önünde saygýyla durduklarýna inanýyoruz. Zaman gösterdi ki, hak ve özgürlükler alanýnda verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilemiyor. Artýk gönül arzu ediyor ki, sevgili ve kýymetli hocalarýmýz, dinî cemaatlerde temayüz etmiþ büyüklerimiz, din basamaðýyla devlet katýna çýkanlarý ikaz etsinler. Kendi elleriyle hem ailece geleceklerini, hem cemiyetin dinî hayatýný ve hem de menfi birer örnek teþkil ettirerek Ýslâm dünyasýnýn haným ve genç kýzlarýnýn dinî þirazesini bozmasýnlar. Siyaset, ticaret, diyanet ve bürokrasi âlemlerindeki dindarlarýmýzýn dinî hayatlarýndan verdikleri taviz, ahlâken de Ýslâm toplumunu bir felâkete doðru sürüklüyor. Bütün bunlarý yad etmekteki muradýmýzý elbette ki
MOLLA FENARÝ ÝÇÝN BÝLGÝ ÞÖLENÝ
Bursa'da düzenlenen Uluslararasý Molla Fenari Sempozyumunda 25 yerli ve yabancý bilim adamý teblið sundu.
Osmanlý entelektüeli:
‘‘
Hayreddin Hocamýzýn, tesettüre giremeyen kýzlarýmýzýn “gönül kilidini” ve “suretten öze intikal edemeyenler”in muhtevayý doldurmasýný seslendirmesi bize ümit verdiðinden, maruzatýmýzý bütün hocalarýmýza ve dinî cemaatlerin temayüz etmiþ temsilcilerine arz ediyoruz.
anladýnýz. Batý felsefesinin sebep olduðu “modernite rüzgârýnýn” baþta Anadolu olmak üzere Asya Ýslâmýnda kavgaya dönüþtüðünü arz etmek istiyoruz. Dindar kadrolarýn vitrini doldurduðu ülkemizde iman, amel ve ahlâktaki dejenerasyonu ülkeyi idare edenler göremiyorlar. Dinsizlik, sefahet ve sihri körpe beyinlere üfleyen dinsiz felsefenin mahsulü romanlar ve sinema filmleri okullarýmýzý kasýp kavuruyor. Baþta Ýslâmiyet olmak üzere bütün semavî dinlerden kaynaklanan insanî ve ahlâkî deðerleri kökleriyle süpüren dehþetli fýrtýnalara imam hatipli veya ilâhiyat kökenli idarecilerimizin sihirlenmiþ gibi bakmalarý, millet olarak hepimizi ürkütüyor. Ben de bir imam hatipliyim. Uðruna verilen mücadelenin destanlaþtýðý neslin dünyevîleþme ile imtihaný gayet çetin geçiyor. Batýdan esen dinsizlik ve sefahet rüzgârýnýn oluþturduðu tufanlar, çokça can ve aileyi ümitsizlik denizlerine taþýdý. Ekonomi, belediyecilik, ticaret ve maddî meselelerde projeleri olan “imam hatip neslinin” aslî vazfiesi ve mecrasýnda projesinin olmamasý elbette sizi de hüzünlendiriyor. Hayreddin Hocamýzýn, tesettüre giremeyen kýzlarýmýzýn “gönül kilidini” ve “suretten öze intikal edemeyenler”in muhtevayý doldurmasýný seslendirmesi bize ümit verdiðinden, maruzatýmýzý bütün hocalarýmýza ve dinî cemaatlerin temayüz etmiþ temsilcilerine arz ediyoruz. Zira bu felâketin dehþetli neticelerini ayný zamanda Avrupa’daki Müslümanlarla âlem-i Ýslâmýn masum kadýnlarý da görüyor ve ailelerinde yaþýyorlar. Umarýz ki, gecikmiþ olmayýz.
Prof.Dr.AlanGodlas,MollaFenari’yianlattý.
MOLLA FENARÝ ELÝF NUR KURTOÐLU BURSA OSMANLI entelektüellerinin dünyada çok daha iyi anlaþýlmasý gerektiðini belirten Georgia Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Alan Godlas, “Molla Fenari’nin insan-ý kâmil düþüncesi, dünyadaki bütün nefretleri bitirebilecek güçtedir” dedi. Osmanlý’nýn ilk þeyhülislamý olan ve önemli bir bilim adamý olarak tarihe geçen Molla Fenari, Bursa’da yapýlan bir sempozyumla anýldý. Bursa Büyükþehir Belediyesi ile Uludað Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi iþ birliðiyle düzenlenen Uluslararasý Molla Fenari Sempozyumu, Tayyare Kültür Merkezi’nde yapýldý. Açýlýþ konuþmalarýndan sonra ilk oturumda söz alan Amerika Georgia Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Alan Godlas, Batýdaki bilim adamlarýnýn Molla Fenari’yi örnek almalarý gerektiðini söyledi. Osmanlý’da tefsirle uðraþan âlimlerin “baþkalarýnýn çalýþmalarýna yorum yaptýklarý” gerekçesiyle, Batýlý bilim adamlarý tarafýndan incelenmediðini söyleyen Godlas, “Molla Fenari’nin Misbah’ül Üns isimli eseri, Sadrettin’i Konevi’nin Miftah’ül Gayb isimli eserinin tefsiridir. Ancak bu iki büyük Türk mütefekkirinin düþünceleri bugün bile insanlýðýn yaþadýðý ýzdýraplarý sona erdirebilecek derinliktedir. Maalesef Batý üniversiteleri bu tefsir eserlerini aðdalý ve orijinal fikirler deðil de tercümeler olarak deðerlendirdiði için tam olarak sahiplenmiyor, ilgilenmiyorlar. Molla Fenari bu sebeple Batý’da bilinmiyor. Ancak Ýran’da çok fazla biliniyor ve deðerlendiriliyor” dedi.
Osmanlý entelektüelleri dünyada daha iyi anlaþýlmalýdýr Molla Fenari’nin insan-ý kâmil (mükemmel insan) olmak için yaptýðý çalýþmalarda insaný hep merkez aldýðýný kaydeden Prof. Dr. Alan Godlas, “Molla Fenari, kâinatýn merkezine insaný koyuyor. Kâinat büyük bir insan, insan küçük bir kâinattýr. Varlýk dairesinde son nokta insandýr” diyor. Molla Fenari’nin Ýnsan-ý kâmil için 16 kilit soruya cevap aradýðýný anlatan Prof. Dr Godlas bazýlarýný þöyle sýraladý: 1- Rabbini tanýmak için insan nefsini bilir. Taayyünün tecelli etmemiþ gerçeðin ne olduðunu biliyor. 2- Nereden var olduðunu da bilir. Nereden tecelli etmiþ bunu deðerlendiriyor. 3- Ýnsan-ý kâmil neyin içindedir, bunu da bilir. Kendisinin manevi âlemle baðlantýsýný kurar. Hangi derecelerin baðlantýsý olarak vücut bulduðunu biliyor. 4- Ona vücut verenin Hak olduðunu biliyor. 5- Kimin yarattýðýný da bilir. 6- Neden vücut bulduysa bilir. Vücut
BULMACA 1
1
2
3
4
erdalodabas@mynet.com
5
6
7
8
9 10 11 12
2 3 4 5 6 7 8 9
10
DÜNKÜ BULMACANIN CEVABI SOLDAN SAÐA: 1. KATALOG. DAMA. 2. ABARA. ARASAT. 3. PÝLAKÝ. AT. 4. ADA. ALÜMÝNÝT. 5. SES. PALAN. NE. 6. ER. HAY. MEL. 7. TIMAR. YASA. 8. ERÝMEK. NAZÝF. 9. AVAKADO. 10. AKÝKA. ATAN. YUKARIDAN AÞAÐIYA: 1. KAPASÝTE. 2. ABÝDE. IRAK. 3. TALASEMÝ. 4. ARA. RAMAK. 5. LAKAP. REVA. 6. ÝLAH. KA. 7. GA. ALAY. KÝ. 8. RAMAYANA. 9. DA. ÜN. SADA. 10. ASAN. MAZOT. 11. MATÝNE. 12. AT. TELEFON.
bulmasýndan kaynaklanan ne tür irfan ortaya çýkmýþtýr? 7- Akli ve naklî ilimlerin birlikte geliþtirilebileceðini düþünmektedir. Alan Godlas, Bütün bu düþüncelerin özetinin ise, ’Nefsini bilen Rabbini bilir’ sözü olduðunu ortaya koydu. Godlas, “Molla Fenarî Hazretleri, dünyadaki bütün nefretleri bitirebilecek bir irfan insanýdýr. Osmanlý entelektüelleri, ilim adamlarý dünyada daha iyi anlaþýlmalýdýr” þeklinde konuþtu. 4-6 Aralýk’ta düzenlenen sempozyum açýlýþýna; Devlet Bakaný Faruk ÇELÝK, Bursa Valisi Sahabettin HARPUT, Bursa Büyükþehir Belediye Baþkaný Recep ALTEPE, Uludað Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mete CENGÝZ, ve Uludað Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Dekaný Prof. Dr. A. Saim KILAVUZ katýldý. Uluslar arasý Molla Fenari Sempozyumu’nda 5 akademik oturumda yerli ve yabancý 25 bilim adamý teblið sundu. Açýlýþýn ardýndan yapýlan birinci oturumda Bursalý bu büyük âlimin din ve fen alanýnda birçok esere imza attýðý belirtildi.
Fatiha tefsirini kimse anlamadý Madrid Üniversitesi Öðretim üyesi Prof. Dr. Mohammad el-Geadi Osmanlý Devleti’nin kuruluþ asrýnda Molla Fenari’nin etkisinden bahsetti. Fenari’nin Ýstanbul’un fethi sýralarýnda yaþadýðýný belirten el-Geadi “Onunla ilgili bilgiler azdýr, ama azameti büyüktür. Molla, eleþtiren düþünen ilmi bir þahsiyetti.” Prof. Dr. el-Geadi, Molla Fenari’nin Bursa’da kadýlýk yaptýðý sýralarda komþusu ve hocasý olan Somuncu Baba ile iliþkisini þu örnekle anlattý. “Bursa’da Ulucami açýlýþýnda Fatiha’nýn tefsirini yapan Somuncu Baba herkesi dehþete düþürmüþtü. Molla Fenari bu hutbeyi þu sözlerle deðerlendirir: ‘Somuncu Baba’nýn yaptýðý Fatiha’nýn birinci tefsirini bütün cemaat anlamýþtý. Ýkinci tefsirini cemaatin bir kýsmý anladý. Üçüncüsünü anlayanlar çok azdý. Dördüncü ve sonraki tefsirlerini, içimizde anlayan yok gibiydi.” Oturum Baþkaný Mefail Hýzlý da, Bursa’nýn bir semti olan Duaçýnarý isminin Ulucami’deki Fatiha tefsiri ile ilgili olduðunu anlattý. “So-
muncu Baba’nýn cemaati kendisine hayran býrakan hutbesinden sonra manevi büyüklüðü herkes tarafýndan anlaþýldý. Ýlgiden rahatsýz oldu sýrrýnýn ifþa olmasýndan duyduðu rahatsýzlýkla Bursa’dan ayrýlmaya karar verdi. Bu haberi alan Molla Fenari arkasýndan koþarak bir çýnarýn yanýnda kendisine yetiþti. Bursa’da kalmasý için ýsrar etti ancak onu gitmekten alýkoyamadý. Vazgeçiremeyeceðini anlayýnca Bursalýlar için duâ etmesini istedi. O da çýnarýn yanýnda Bursa’ya dönerek duâ etti. Bu semt Duaçýnarý ismini almýþtýr. Maalesef ki yanýnda duâ edilen çýnar, günümüzde yol geniþletme çalýþmalarýyla ortadan kaldýrýlmýþtýr.” Tuba Nur Saraçoðlu Molla Fenari’nin ailesi Fenarizadeleri ve býraktýklarý vakýf eserlerini anlattý. Saraçoðlu’nun, Tayyare Kültür Merkezi’nde Fenarizadelerin eserleriyle ilgili fotoðraf sergisi de bulunuyor. Molla Fenari ve ailesinin Bursa’daki vakýflarýný anlatan bir diðer konuþmacý da Dr. Saadet Maydaer’di. Ardýndan tebliðe baþlayan Yrd. Doç. Dr. Salih Pay, Osmanlý’daki ulemasiyaset iliþkisini Molla Fenari ve Ývaz Paþa örnekleriyle sundu. “Molla Fenari ve Ývaz Paþa Osmanlý’da önemli konumdaydý. Biri ulema noktasýnda, diðeri ümera noktasýnda üst noktadadýr. Rivayetlere göre aralarýnda rekabet vardý. Bu ihtilâlleri þahsî olmaktan ziyade siyasî gibi görünüyor. Temel nedeninde, ümeranýn kendi arasýndaki rekabete, ulemanýn taraf olmasý yatmaktadýr.”
Mezar taþlarý ihmal edilmemeli Son konuþmacý Uludað Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Ögr. Gör. Hicabi Gülgen ise, Bursa’da bulunan Molla Fenari Camii haziresindeki mezar taþlarýnýn özelliklerinden bahsetti. Fenari ailesine ait kabirlerdeki mezar taþlarýnýn, Osmanlý tipolojisindeki 3 tür mezar taþý örneðini kapsadýðýný söyleyen Gülgen,” Yazýlý kaynaklar sýnýrlý olduðu için yapýlan eserlere bakarak bir þeyler çýkarmak durumundayýz. Mezar taþlarý incelenerek birçok bilgiye ulaþýlabilir.” diyerek mezar taþlarýnýn önemini izah etti.
Tuba Nur Saraçoðlu’nun, Teyyare Kültür Merkezinde açtýðý Fenarizade Sergisi.
SOLDAN SAÐA — 1. Doðu mitolojisinde adý geçen, dünyanýn yedi harikasýndan biri olan Babil’in Asma Bahçelerini kurduran Asur kraliçesi. - (Tersi) Beyaz. 2. Bilim dallarýnda, güzel ya da uygulamalý sanatlarda orta ve yüksek öðretim yapan kimi okullara verilen ad. - Hz. Süleyman'ýn ünlü veziri. 3. Deniz kuvvetlerinde, rütbesi tümamiral ile oramiral arasýnda bulunan, kara ve hava kuvvetlerindeki korgeneralin dengi olan subay. - Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasýndaki ses. 4. Karýþýk renk.Üstten saða doðru eðik matbaa yazýsý. 5. (Tersi) Çaðrý, tellal ile duyurma. - Taþ silindir. - Aralarýnda ayný yerde bulunmaktan baþka hiçbir ortak özellik bulunmayan kiþilerden oluþan topluluk, halk. 6. Açýkça bildirme, açýkça duyurma. - Basmaktan þart. 7. (Tersi) Batý Afrika'da bir devlet. - Bir hatýrlama nidasý. - Argoda iþte. 8. Afetler. - Mayalý hamurdan tandýrda piþirilerek yapýlan ve yapýldýðý yere göre büyüklüðü deðiþen ince ekmek türü. 9. Bir iþaret sýfatý. - Yelkenleri indirip kaldýrmaya yarayan ip. Geniþliði anlamlý kelime. 10. Bazý ülkelerde, hükümdarlarýn, mareþallerin, din adamlarýnýn güç sembolü olarak törenlerde taþýdýklarý bir tür aðaç veya metalden deðnek. - Site'de sessizler. - Bir arada giden veya uçan hayvan dizisi. YUKARIDAN AÞAÐIYA — 1. Genellikle þeker hastalarýnýn þeker yerine kullandýðý, maden kömürü katranýndan elde edilen, beyaz, tatlandýrýcý bir madde. - Baryumu simgeleyen harfler. 2. Yankýlý konuþma. - Uydurukçada akýl. 3. Arjantin'in dünyaca ünlü stadyumu. 4. Kaz Daðý'nýn mitolojik adý.- Organik maddelerin ayrýþmasýndan oluþan tutuþur sývýlarýn birçoðu. 5. Kum falý. - Arap sosyalist partisi. 6. Amip, akyuvar ve bazý bakterilerde hücre bölünmesi yoluyla olan çoðalma. - Resmî televizyon kanalýmýzýn kýsasý. 7. Arazi üzerinde seçilmiþ bir iþaret noktasýnýn düþeyini gösteren, yön belirtmek için uzaktan gözlenen, geometrik biçimli tahta lata. 8. Soðuk ve duru sularda yaþayan, eti turuncu ve lezzetli bir tatlý su balýðý. 9. Salih amel iþleyen bayan, ibadetli kadýn. 10. Üzüntü, tasa, kaygý, sýkýntý. 11. Masal daðý. - Turpgillerden, geniþ ve kalýnca kat kat yapraklarý olan, güz ve kýþ sebzesi olarak yetiþtirilen ve birçok türü olan bitki, kelem. 12. Bir kaynaða dayanmayan, hayalî. - Bir dinî tören sýrasýnda veya cemaatle namaz kýlýnýp duâ edildikten sonra okunan Kur'ân âyetleri.
9
MAKALE
YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
Su içmekte sünnet
FIKIH GÜNLÜÐÜ
Ben ve öteki
ÇAMLIK'TAN M. FAHRÝ UTKAN
SÜLEYMAN KÖSMENE fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info 0 505 648 52 50
Emine Haným: “Sünnet olan su içme tarzý nasýldýr? Geçenlerde bir hoca ayakta içilen suyu hemen çýkarýn, ondan hayýr gelmez dedi. Doðru mudur?” Yediðimiz ve içtiðimiz þeylerde dikkat edeceðimiz en mühim nokta, helâl olmasýdýr. Yediðimiz ve içtiðimiz þeyler helâl olmak kaydýyla sünnette olan hususlarý uyguladýðýmýzda ise sünnet sevabý kazanýrýz. Fakat sünneti farz gibi algýlayamayýz ve anlatamayýz. Sünnet teþvik edilmelidir; fakat zorlama yapýlmamalý, uygulamasý kiþinin tercihine býrakýlmalýdýr. Bediüzzaman Hazretleri yemek, içmek ve yatmak gibi günlük davranýþlarda dahi sünnete uyulmasýný teþvik etmiþtir. En küçük bir davranýþta ve amelde, hattâ yemek, içmek ve yatmakta Sünnet-i Seniyyeye uyduðumuz dakikada bu davranýþýn, sevaplý bir ibâdet derecesine yükseleceðini bildiren Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, çünkü o sýradan davranýþla Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâma uymuþ olduðunu, böylece bu davranýþýn güzel dînimizin bir prensibi olduðunu hatýrladýðýný ve bu hatýrlamakla kalbinin Allah’a yöneldiðini ve bir huzur ve ibâdet kazandýðýný kaydediyor. Bedîüzzaman’a göre hayatýný sünnet-i seniyye prensipleriyle donatan, ömrünü âhiret açýsýndan hep meyvedâr etmiþ, bütün iyi davranýþlarýndan sevap kazanmýþ olur.1 Su içmenin farzlarý: 1- Suyun helâlinden olmasý. Cenâb-ý Hak: “Size verilen nimetlerden hesaba çekileceksiniz”2 buyurmuþtur. Su içmenin sünnetleri: 1- Suyu hýzlý deðil, yavaþ içmek. Hazret-i Ali (ra) bildirmiþtir: Peygamber Efendimiz (asm): “Su içtiðinizde emerek için, aðzýnýza dökercesine içmeyin” 3 buyurmuþtur. 2- Suyu bir defada deðil, iki veya üç defada içmek ve içerken içine nefes vermemek. Ebû Katâde (ra) bildirmiþtir: Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Sizden biriniz su içtiðinde su kabýna üflemesin.” 4 Ebû Saîd (ra) anlatmýþtýr: Resûlullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Su bardaðýný aðzýndan uzaklaþtýr, sonra nefes al.” 5 3-Su yu müm kün se o tu ra rak iç mek, mümkün deðilse ayakta içmek. Ebû Said el-Hudrî, Resûlullah’ýn (asm) suyu ayakta dikilerek içmeyi yasakladýðýný bildirmiþtir.6 Fakat Hazret-i Ali’den (ra) gelen bir rivâyet de þöyledir: Hazret-i Ali (ra) Kûfe mescidinin kapýsýnda ayakta su içti ve þöyle dedi: “Bazý kimseler birisinin ayakta su içtiðini fenâ görürler. Halbuki ben Peygamber Efendimiz’in (asm) benim içtiðimi gördüðünüz gibi su içtiðini gördüm.”7 4- Suyu sað eliyle içmek. Ýbn-i Ömer (ra) bil dir miþ tir: Re sûl-i Ek rem e fen di miz (asm) buyurdu ki: “Biriniz yemek yediði zaman sað eli ile yesin. Ýçtiði zaman da sað eliyle içsin. Çünkü þeytan sol eli ile yer, sol eli ile içer.”8 4- Suyu içerken “Bismillahirrahmânirra hîm” de mek. Ýç tik ten son ra Al lah’a hamd etmek, yani “Elhamdülillah” demek. Ebû Hüreyre (ra) uzunca bir hadisin sonunda bildirmiþtir: “Resûlullah (asm) süt kadehini aldý, Besmele çekti, içti ve Allah’a hamd etti.”9 Ömer ibn-i Seleme (ra) bildirmiþtir: Ben resûlullah’ýn (asm) terbiyesinde bulunuyordum. Yemek yerken elim yemek kabýnýn her ta ra fýn da do la þýr dý. Re sû lul lah (asm) bana: “Çocuðum! Allah’ýn adýný an. Sað elinle ye ve sana yakýn olan taraftan ye.” buyurdu.10 5- Suyu âile içinde de olsa, suyu ikrâm etmek. Ýrbad bin Sâriye (ra) bildirmiþtir: Allah Resûlü (asm) þöyle buyurdu: “Erkek hanýmýna su dahi içirse ondan sevap kazanýr.” 11
Dipnotlar: 1- Lem’alar, s. 55; 2- Tekâsür Sûresi: 8; 3- Câmiü’s-Saðîr, 1/392; 4- a.g.e., 1/294; 5a.g.e., 1/38; 6- Müslim, Eþribe, 114; 7- Buhârî, Eþribe, 7/200; 8- Müslim, Eþribe, 105; 9- Tirmizî, Kýyâmet, 2595. 10- Tirmizî, Eþribe, 108; 11- a.g.e., 1/380
mfutkan@yahoo.com
en benim ama peki sen kimsin? Gerçi kendimi ne kadar tanýdýðým da meçhul ama... Öteki, yani diðeri kim? Kimdir bu öteki dediðimiz? Mantýk olarak ‘ben’in varlýðý için ‘öteki’nin olmasý þarttýr. Öteki; sen, o, siz, onlar olabilir. Ýnsan ‘ben’ deyip durdukça ötekini görmez. Ýþte o zaman ‘ötekileþ(tir)me’ durumu ortaya çýkar. Ötekileþtirme, kendimizden farklý gördüðü müz ki þi le ri dýþ la ma, ya ban cý laþ týr ma, düþman hâline getirme, onu görmeme, görmek istememe anlamýna gelir. Peki, ötekini görmezsen ne olur? Görme-
B
diðin veya görmek istemediðin kiþiyle konuþmazsýn, iletiþim kurmazsýn. Belki de kurmak istemezsin. Ýletiþim kur(a)madýðýn kiþiyi tanýyamazsýn da büyük ihtimalle. Ýnsanlar birbirine karþý ötekileþtiðinde, ne komþusunun doðduðu çocuðundan, ne de ölüsünden haberi oluyor. Ne arkadaþýnýn hastalýðýndan, ne de evlendiðinden. Hýzla deðiþen bir dünyada, gittikçe artan psikolojik problemlere kalýcý çözüm teklifleri sun mak, an cak in sa nýn ön ce ken di si ni ve sonra da ötekini anlamasýyla mümkündür. Hayatý, kendini ve ötekini anlama yolculuðunda birilerinden yardým beklemenin yanýnda bu yardýmý kitaplardan da alabilir insan. Birilerinden yardým almanýn, destek almanýn adýna psikolojik destek denir. Peki, bu destek nasýl ve ne zaman alýnmalýdýr? Kendinizi ümitsiz ve çaresiz hissettiðiniz, gün de lik ak ti vi te le ri ni zi yap mak ta güç lük çektiðiniz zamanlarda ötekilerle iletiþime geçebilirsiniz.
Ölüm korkusu, panik atak, yalnýz kalamama gibi iþ ve sosyal hayatýnýzý ciddî ölçüde bozan bir þikâyetiniz olduðu zamanlarda, bir uzmana danýþabilirsiniz. Tekrarlayan düþünceler, vesveseler zihninizi esir aldýðý zamanlarda, dinî bir kitaba baþvurabilirsiniz. Artýk temizlik ve düzenden baþka bir þey düþünemez hâle geldiyseniz, ötekilerin nasýl yaptýðýna bakýp bir karar verebilirsiniz. Öteki saydýðýnýz eþiniz ile iliþkinizde yaþanan sorunlar hayatýnýzý çekilmez hâle getiriyorsa, bir aile olduðunuzu düþünün ve “biz“ olun. Bu tür pek çok problem, siz ve öteki ile yaþadýðýnýz hayatýn kalitesini düþürür. Problemlerin, yani “Ben ve Öteki anlaþmazlýðýnýn” çözümü için bir adým atmak gerekir. Ýnsan ötekiyle hep yarýþ içindedir, ama bir çýkýþ yolu yoksa... Halbuki yukarýda kýsaca birkaç tanesini belirttiðimiz gibi çýkýþ yollarý sýnýrsýzdýr aslýnda. Bunun yolu empati/duygudaþlýk yapmak-
BEDESTEN
YERÝN KULAÐI
Gizli mezarýn sýrr-ý hikmeti (2) M. LATÝF SALÝHOÐLU latif@yeniasya.com.tr
aþbakanlýk tarafýndan verilen "Kayýp mezarlar araþtýlsýn!" talimatý ile baþ la yan ka yýp me zar me se le si ne bugün de devam ediyoruz. Kaybedilen, ya da meçhûlde kalan her mezarýn ayrý bir hikâyesi vardýr. Bunlarýn or tak ö zel li ði i se, a cý, hü zün, elem, keder, hasret... Bu mezarlarýn çoðu, sahipleri, varisleri, yahut sevenleri tarafýndan ýsrarla ortaya çýkarýl masý isteniyor. Tâ ki, rahatlýkla ve hiç çekinmeden gidip ziyaret edebilsinler diye... Burada istisnaî durum teþkil eden ise, Bediüzzaman Said Nursî'nin mezarýdýr. Yaklaþýk elli yýldýr meçhûlde bulunan bu kayýp mezar meselesinin iki ciheti var: Beþerin zulmü ve kaderin adâleti. Bu i ki ci het, Be di üz za man, ha yat ta i ken olduðu gibi, mematýnda da peþini býrakmamýþ. Ýnsanlar, ona zulmetmiþ; kader–i Ýlâhî ise, adâlet etmiþ. Bu ha ki ka ti, biz zat ken di si "Ko nu þan yalnýz hakikattir" baþlýklý bir mektubunda þu sözlerle ifade ediyor: "Risâle–i Nur'da ispat edilmiþtir ki, bâzan zulüm içinde adâlet tecellî eder. Yani, insan bir sebeple, bir haksýzlýða, bir zulme mâruz kalýr, baþýna bir felâket gelir, hapse de mahkûm olur, zindana da atýlýr. Bu sebep haksýz olur, bu hüküm bir zulüm olur: Fakat bu vâkýa, adâletin tecellîsine bir vesîle olur. Kader–i Ýlâhî, baþka sebepten dolayý cezaya, mahkûmiyete istihkak kesb etmiþ olan kimseyi, bu defa bir zâlim eliyle cezaya çarptýrýr, felâkete sürer. Bu, adâlet–i Ýlâhiyenin bir nev'î tecellîsidir. "Küfr–ü mutlakla mücâdelede, bu kadar aðýr þerâit altýnda, Risâle–i Nur bir derece muvaffak oluyorsa, bunun sýrrý iþte budur. Said yoktur. Said'in kudret ve ehliyeti de yoktur. Konuþan yalnýz hakîkattir, hakîkat–i îmâniyedir. "Mâ dem ki, nûr–u ha kî kat, î mâ na muh taç gö nül ler de te si ri ni ya pý yor; bir Said deðil, bin Sa id fedâ olsun." (Tar ih -
B
çe– i Hayat, s . 59 4)
týr. Bunun için de, “Kendisi için istediðini baþkasý (ötekisi) için istemeyen bizden deðildir” hadis-i þerifini rehber etmek gerekiyor. “Ýðneyi kendine, çuvaldýzý baþkasýna batýr” atasözümüz de önemli. “Size yapýlan bir kötülüðe iyiliðin en iyisiyle karþýlýk verin” Peygamber (asm) sözü de örnek almamýz gereken sözlerdendir. Ýnsanýn etrafý, çevresi ‘öteki’lerle dolu olduðunda, insan rahatsýz olur. Hayattan zevk almamaya baþlar. Bunun çaresi, çevremizdeki insanlarla ‘ötekileþme’ yönlerini imhâ edip ben zer yön le ri miz den ya rar la na rak ay ný duygu ve düþünce etrafýnda birleþmektir. Ayný inancý paylaþan, ayný Allah’a inanan, ayný Peygamberin sünnetine uyan, ayný Rezzak tarafýndan rýzýklanan, ayný vatanda, þehirde, köyde, mahallede yaþayan v.s. onlarca, yüzlerce, binlerce birlik noktalarýmýz olan insanlarla ‘ötekileþme’den yaþamak daha kolay gibi geliyor bana… Dostlarýnýzla ‘ötekileþme’den yaþamak umuduyla, duâyla kalýn.
Bir baþka mektubunda, dünya hayatýn-
da kendisini kalabalýklarla görüþmekten, ko nuþ mak tan, soh bet et mek ten men'e den bir ha ki ka tin, ve fa týn dan son ra da devam edeceðini söyleyen Bediüzzaman Hazretleri, bu hakikatin, yani mezarýnýn giz li kal ma sý ge rek ti ði ne da ir hik me tin sýrrýný þu þekilde izah ediyor. "...Bu zamanda þan, þeref perdesi altýnda, riyakârlýk yer aldýðýndan azamî ihlâs ile bütün bütün enaniyeti terk lâzýmdýr. Dostlar uzaktan ruhuma Fatiha okusunlar. Manevî duâ ve ziyaret etsinler, kabrimin yanýna gelmesinler, Fatiha uzaktan da olsa ruhuma gelir. "Risâle–i Nur'daki azamî ihlâs ile bütün bü tün ter ki e na ni yet i çin bu na bir manevî sebep hissediyorum. Kendini Risâle–i Nur'a vakfetmiþ olan yanýmda bulu nan lar dan nö bet le birer adam kabri min yakýnýnda olup, bu mânâyý lüzumsuz ziyarete gelenlere bildirsinler." (Emirdað Lâh ikasý, s. 417 ) 23 Mart 1960'ta vefat eden ve nâaþý Urfa'daki Halilurrahman Dergâhýna tevdi edilen Üstad Bediüzzaman'ýn "vasiyet" niteliðindeki bu sözlerindeki mânânýn, ne zaman ve ne þekilde tecelli edeceði hususu, talebeleri tarafýndan merak ediliyordu. Nihayet, beþerin zalim eli 1960 Haziranýnda devreye girdi ve onun Halilurrah-
23 Mart 1960'ta Urfa'da vefat eden Bediüzzaman Hazretlerinin Halilurrahman Dergâhýnda ilk defnedildiði mezarý. Darbeciler, üç ay sonra onun nâaþýný buradan alýp bir meçhûle götürdüler.
GÜN GÜN TARÝH
man'daki naaþý "cebren ve hile ile" alýnarak bir meçhûle götürüldü. Böylelikle, insanlarýn zulmünden sonra, kaderin adâleti de tecelli etmiþti. Za lim ler, o nun me za rý ný kay bet tir mekle, dâvâsýný da bitireceklerini zannediyorlardý. Ancak, fena halde yanýldýlar, aldandýlar. Za ten, Üs tad hay ký ra rak söy le miþ ti "Ben fâniyim; dâvâ ise bâkidir" diye... Ýþte, en büyük mânâ burada da bütün ihtiþamiyle tecelli etmiþti. Hakikatin li sân–ý hikmeti: "Hayatýný iman dâvâsýna vakfeden bu zâtý zindana da atsanýz, hatta vefatýndan sonra mezarýný dahi kaybettirseniz, yine de onun neþrettiði imân nurunu söndüremezsiniz" diye nidâ ediyordu. *** Be di üz za man Haz ret le ri nin ha yat ta ki talebelerinin hemen tamamý, onun vasiyetine uyarak mezarýnýn gizli kalmasý gerektiðini söylüyor. Þayet, bu mezar, araþtýrýlarak ortaya çýkarýlacak olursa, baþta Hz. Üstad'ýn ruhaniyeti olmak üzere, hakikî hiçbir talebesinin buna razý olmayacaðýný da ifade ediyorlar. Buna raðmen, yine de ýsrarla ve inatla o nun me za rý u mu mun na za rýn da a le ni hale getirilecek olursa, bu takdirde neler olup neler yaþanacaðýný þimdiden kestirmek hayli zor görünüyor. Kuvvetle muhtemeldir ki, þu an hesapta görünmeyen birtakým hadiseler zinciri vücuda gelecek ve bu iþin müsebbibleri yaptýklarýna belki bin piþman olacaklardýr. Kal dý ki, Be di üz za man Haz ret le ri nin naaþý þu an itibariyle gizli, resmî kurumlarýn bildiði yerde de deðil. Has ta le be le rin den Ta hi rî Mut lu i le Bayram Yüksel'in anlattýklarýna göre, yýllar sonra bir þekilde "resmî yerini" öðrendikleri Üstadlarýnýn naaþýný bizzat kendileri alýp bir baþka meçhûle götürmüþlerdir. Burayý ise, ne devletin resmî adamlarý biliyor, ne de hariçten baþka kimseler. Esasýnda, baþkasýnýn bilmesi de gerekmiyor. Zira, ortada son derece düþündürücü ve ibret verici bir vasiyet metni var. Ayrýca, muhtelif bahislerde, mezar yerinin gizli kalmasýna dair hikmetli izahlar var. Bütün bunlarý hiçe sayarcasýna, tutup illa da onun mezar yerini araþtýrmak, yahut mey da na çý kar ma ya ça lýþ mak, bi ze göre son derece riskli ve bir o kadar da mânevî mes'uliyeti mûcip bir meseledir.
Turhan Celkan
turhancelkan@hotmail.com
Stres ve denge
ALÝ FERÞADOÐLU fersadoglu@yeniasya.com.tr
stanbul’da otobüse binen bir Karadenizli, yolculara seslenir:
Ý
“Beyler, lutfen ileri cidelum!” Gençler, dalga geçmeye baþlar: “Ýleri cidelum, ileri cidelum, ileri cidelum!” Temel dayanamamýþ: “Gençler, ileri cidelum, cidelum da, o kadar da ileri citmeyelum!” *** Her an dýþtan/içten gelen uyaranlarýn etkisinde kalýrýz. Eðer çizgiyi, ölçüyü aþar ve olumsuz olurlarsa bizi strese sokar, þiddete yönlendirirler. Stres; fizikî, psikolojik ve sosyal faktörlerin etkisiyle insanýn hâlet-i rûhiyesinde meydana gelen sýkýntý hâli ve bunun hastalýk olarak bedene yansýmasýdýr.1 Denge, stresten kurtulmak için harcadýðýmýz çabadýr. Normal deðeri aþan her uyarana karþý dengeyi korumak için sarf ederiz. Þayet yetersiz kalýrsa uyumumuz deðiþir, dengemiz bozulur. Bu da, bedenî ve rûhî sýkýntý, gerginlik, yakýnma, sýzlanma, acý ve aðrýlara sebep olur. Meselâ, aklýmýzý ilmî izâh; kalbimizi gerçek sevgiyle tatmin etmezsek; öfke, kýzgýnlýk, üzüntü, kaygý/endiþe gibi olumsuz duygularýn anaforuna kapýlýrýz. Hem kendimiz, hem de toplumla çeliþip, çatýþýrýz. Uyaranlara karþý dengeyi korumamýz, kendimiz ve toplumla uyum saðlayabilmemizin en önemli þartý þuûr ve bilgidir. Gerçek þuûr ve hakikî bilgi de, ilimlerin þâhý, padiþahý tahkîkî imânla elde edilir. Ancak, akýl, kalb, gözlem ve tecrübeye dayanan imân ilmiyle kâinata meydan okuyabilir, hâdiselerin baskýsýndan kurtulabiliriz.2 Stresi minimuma indirmek için baþka neler yapabiliriz? Olaylarýn sebep ve sonuçlarý hakkýndaki bütün ihtimalleri dikkate almalý. Müsbet/olumlu düþünceler geliþtirmeli. Boþ þeyler konuþmaktan kaçýnmalý. Daima güzel, coþku ve sevgi veren kelimeler kullanmalý. Zîrâ, menfî/olumsuz cümleler, kelimeler, bakýþ açýsý; sýkýntý, üzüntü, depresyon sebebidir. Týpký, sýcaklýk, yüksek nem ve gürültünün zarar vermesi gibi; çirkin, olumsuz, kötü söz ve müzik de beynimizi tahriþ eder. Kendimizi dünyanýn iþlerine, nefsî arzulara kaptýrmamak için sýk sýk kendimize þu telkini verebiliriz: Aklý baþýnda olan insan, ne dünya umurundan kazandýðýna mesrur ve ne de kaybettiði þeye mahzun olmaz.3 Diðer taraftan; arzularýmýzý gerçekleþtirememenin de bize sýkýntý vereceðini unutamayýz. Yapmamýz gereken; bir þeyi bütün bütün elde edemezsek, bütün bütün kaçýrmamaktýr. Tam çözüme ulaþamayacaksak, kýsmî çözümlere baþ vur ma lý yýz. Se bep le re u ya rak ça lýþ ma yý yaptýktan sonra sonuca rýza ve kanaat iþin püf noktasýdýr. Problem ve sýkýntýlarýmýzý; ümitle, ümitvâr insanlarla bir arada bulunmaya özen göstermekle çözüp atlatabiliriz. Yeni kiþiler tanýmak, çevremizi geniþletmek de enerji verir, dayanma gücümüzü arttýrýr.4 Dipnotlar: 1- Doç. Dr. Sefa Saygýlý, Strese Son, s. 9. 2- Sözler, s. 284. 3- Mesnevî-i Nuriye, s. 111. 4- Doç. Dr. Hasan Herken, AA/26.01.2003.
10
{
DÝZÝ
YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
VEHBÝ HORASANLI
1
}
frika’nýn doðusunda bulunan Somali’nin, üçte biri Aden Körfezi’ne, üçte ikisi Hint Okyanusu’na bakan sahilleri “Afrika’nýn Boynuzu” denilen keskin bir burunla ayrýlýr. Yüzölçümü biraz daha küçük olmakla birlikte Türkiye’ye yakýndýr: 637,657 km2. Buna karþýlýk nüfusu 9 milyonun biraz üstündedir (2007 sayýmýna göre 9,1 Milyon). Baþþehir Mogadiþu 2,3 milyon nüfusa sahiptir. Güneybatýsýnda Kenya, Batýsýnda Etyopya, Kuzeybatýsýnda Cibuti ile komþudur. Ülkenin topraklarýnýn büyük çoðunluðunu susuz plâtolar oluþturur. Sahilde Mogadiþu’dan Kenya sýnýrýna kadar mercan resifleri bulunur. 1960’lý yýllara kadar Ýngiltere ve Ýtalya’nýn sömürgesi olan Somali; baðýmsýzlýðýný kazandýktan sonra Batý’da “kýrsal demokrasiye örnek ülke” olarak gösterilmiþti. Ne var ki; aþiretçilik, aþýrý gelenekçilik ve toplumsal bölünmeler ülkede büyük sorun oluþturuyordu. Somali’nin 2. Baþkaný 1969 yýlýnda cinayete kurban gidince askerler darbe yaparak iktidarý ele geçirdi. Cunta, parlamentoyu kapattý, siyasî partileri yasakladý, anayasayý hükümsüz ilân etti. Ülkeyi cuntacýlar idare etmeye baþladý. Ýþte bütün felâketler bundan sonra bir bir geldi. Darbecilerle baþlayan süreç ülkemizde olduðu gibi Somali’de de büyük sorunlara yol açtý. Cuntacýlarýn sözcüsü, kendisini “Yoldaþ Siad” olarak tanýtan Mohamed Siad Barre idi. Barre, önceleri cuntanýn sözcüsü iken daha sonra diktatörlüðünü ilân etti. “Mogadiþu’ya geldiðimde sadece Ýtalyanlarýn yaptýðý bir yoldan baþka bir þey yoktu. Bir gün beni gönderirseniz Mogadiþu’yu nasýl bulduysam size öyle býrakýrým” diyen sosyalist diktatörün 21 yýllýk iktidarý, bir isyan sonrasý devrilmesiyle son buldu. 1991 tarihinden sonra Somali’de merkezi hükümet bir daha asla otoriteyi saðlayamadý. “Emperyalizm, kendilerine muhtaç olup dilenmemizi, bu yüzden de hep fakir kalmamýzý istiyor, onlara bu fýrsatý vermeyeceðiz, bizi aþiretçilikle bölmelerine izin vermeyeceðiz” diyen Siad Barre’nin ülkesi bugün tam da onun önlemeye çalýþtýðý hale düþmüþ bulunuyor. 2006 yýlýnda aþiret liderleri merkezi bir hükümetin inþasý konusunda anlaþtýklarýnda bu Siad Barre’den sonra 14. hükümet kurma giriþimiydi; ancak baþarýlý olamadý. 2006 yýlýnda Ýslâmî Birlik Hareketi, ülkede iktidarý geçti. Ancak Batýnýn desteklediði ve Etyopya ordusundan yardým alan geçici hükümet bu giriþimi bastýrdý; ancak ülkede bundan sonra hýrsýzlýk ve haydutluk olaylarý daha da arttý, zaten olmayan düzen tamamen bozuldu. Bugün Somali’de meydana gelen korsanlýk olaylarýný ülkenin içerisinde bulunduðu bu durumla birlikte deðerlendirmek gerekir. Nisbeten idarenin tesis edildiði Puntland bölgesi hariç ülkenin tamamýnda kanunsuzluk ve vahþet hüküm sürüyor.
A
Somali korsanlarý yine iþbaþýnda KORSANLIK OLAYLARI, ÖZELLÝKLE AFRÝKA'NIN DOÐU SAHÝLÝNDE YOÐUNLUK KAZANDI. SALDIRIYA UÐRAYAN GEMÝLER VE KORSANLARLA ÇATIÞMA HABERLERÝ SIKÇA DUYULUR OLDU. SOMALÝ Korsanlarý, Somali’nin 700 mil açýklarýnda Suudi Arabistan’dan ABD’ye ham petrol taþýyan 300 bin tonluk bir süper tanker kaçýrdý. 332 metre uzunluðundaki çift cidarlý tankerin 2,2 milyon varil ham petrol taþýmakta olduðu öðrenildi. Tankerin kaçýrýldýðý esnada Somali sahillerinden yüzlerce mil açýkta seyretmekte olduðu bildiriliyor. Geminin kaçýrýldýktan sonra rotasýný deðiþtirerek Somali sahillerine doðru Harardheere veya Hobyo bölgesine yönlendiði tahmin ediliyor. Yunanistan’a ait Maran Centaurus isimli 28 mürettebatlý tankerin taþýdýðý petrolün deðeri açýklanmadý. Ancak korsanlar 2008 Kasým ayýnda kaçýrdýklarý 100 milyon dolar deðerinde petrol taþýyan Sirius Star isimli tankeri 3 milyon dolar fidye karþýlýðýnda serbest býrakmýþtý. Somalili korsanlarýn elinde en az 13 gemi ve 200’den fazla kiþinin bulunduðu biliniyor.
Geçmiþten günümüze korsanlýk Ticaret gemilerine yönelik korsanlýk olaylarý, 1990’lý yýllardan itibaren özellikle Afrika’nýn Doðu sahilinde yoðunluk kazandý. Saldýrýya uðrayan ve bir kýsmý kaçýrýlan gemiler, korsanlarla çatýþmada ölen gemiadamlarý haberleri sýkça duyulur oldu. Son 1 yýldýr Türk Bayraklý veya armatörü Türk olan gemilerin de kaçýrýlmaya baþlan-
masýyla Türk kamuoyu korsanlýk olaylarýyla daha yakýndan tanýþtý. Sonrasýnda Türkiye’de insanlarýn kafasýnda haklý olarak çeþitli soru iþaretleri oluþtu. Bunlardan bazýlarýný sýralarsak;
Nasýl oluyor da 21. Yüzyýlda gemilere saldýrýlabiliyor? Aden Körfezi’nde bulunan 10-15 civarýnda savaþ gemisi nasýl oluyor da saldýrýlarý önleyemiyor? Korsanlýk diye biliyorduk bir de deniz haydutluðu kavramý çýktý. Ýkisi arasýnda ne fark var? Uçak kaçýrýlýnca hemen operasyon yapýlýyor. Kaçýrýlan gemilere neden operasyon yapýlmýyor? Somali’deki korsanlar, aslýnda kaynaklarýný sömüren Batý’dan intikam alýyorlar… Korsanlýktan kazandýklarý parayý ülkelerinin geliþtirilmesi için (!) kullanýyorlar… Bu liste uzatýlabilir. Bu yazýmýzda bir kaptan arkadaþýmýzýn deðerlendirmelerinden istifade ederek konularýn ayrýntýlarýna kaçmadan korsanlýk olaylarýyla ilgili kýsa bilgiler sunmaya çalýþacaðýz.
Türk denizcilerine “savaþ suçlusu” muamelesi yapmasý; o dönem Kuzey Afrika ve Akdeniz’de yapýlan savaþlarýn bugünkü anlamda “Deniz haydutluðu” deðil; “Ýzinli korsanlýk” yani “Privatieering” olduðunu-hukuksal anlamda-ortaya koymaktadýr.
Günümüzde korsanlýk Daha önceden de deðindiðimiz gibi; günümüzde bir devletin ticaret gemilerine saldýrmasý için bir özel gruba “ruhsat” vermesi söz konusu olamaz. Bu sebeple 16. yüzyýldaki anlamýyla korsanlýktan bugün söz etmemiz mümkün deðildir. Günümüzde korsanlýk, daha çok uluslar arasý sularda gemilere yapýlan soygun, kaçýrma ve rehin alma amaçlý giriþimler anlamýnda kullanýlmaktadýr. Günümüzde denizlerde yapýlan korsanlýðýn yýlda yaklaþýk 15 milyar ABD dolarý tutarýnda bir ekonomik kayba sebep olduðu tahmin edilmektedir. ABD Sahil Güvenlik Teþkilâtý ve ABD Donanmasý, Karayip Denizindeki korsanlýk olaylarýný hemen hemen tamamen ortadan kaldýrmýþtýr. Ancak özellikle Afrika’nýn Doðu sahilleri ve Aden Körfezi baþta olmak üzere korsanlýk, 1995 yýlýndan bu yana artan bir ivmeyle, denizcilerin korkulu rüyasý olmaya devam etmektedir. Uluslar arasý Denizcilik Bürosu kayýtlarýna göre 2006 yýlýnda dünya genelinde 239 korsan saldýrýsý gerçekleþti. Bu saldýrýlarda 77 mürettebat kaçýrýldý, 188 kiþi esir alýndý. 15 kiþi saldýrýlarda öldü. 2007 yýlýnda korsan saldýrýlarý yüzde 10 oranýnda artarak 263’e çýktý. Ateþli silâh kullanýlan saldýrýlarýn oranýnda ise yüzde 35’lik bir artýþ oldu. Saldýrýlarda yaralanan mürettebat sayýsý 2006 yýlýnda 17 iken; bu sayý 2007 yýlýnda 64’e fýrladý. 2009 yýlýnýn ilk dokuz ayýnda ise 2008 yýlýnýn toplamýndan daha fazla korsan saldýrýsý gerçekleþti. 2008 yýlýnda 293 korsan saldýrýsý gerçekleþirken bu sayý 2009’un ilk 9 ayýnda 306 oldu. Korsanlar, 114 saldýrýda gemiye çýkmaya muvaffak oldular; çýktýklarý gemilerden 34’ünü de kaçýrmayý baþardýlar. Ateþli silâhlarla yapýlan saldýrý sayýsý da 2008’de 76 iken bu sayý 2009’un ilk dokuz ayýnda 176’ya yükseldi.
Kaçýrýlan Türk gemileri
Korsanlýk nedir? Deniz haydutluðu mu korsanlýk mý demeli? BM Deniz Hukuku Sözleþmesi (UNCLOS), 101. Maddesinde korsanlýðý tanýmlar. Buna göre Korsanlýk; özel mülkiyete ait bir deniz aracýnýn mürettebat veya yolcularýnýn kendilerine veya mal varlýklarýna yönelik açýk denizlerde karþýlaþtýðý her türlü yasa dýþý eylem, ele geçirme ve soygun ya da bu iþlerin yapýlmasýný uluslar arasý anlamda kolaylaþtýran veya göz yuman eylemler, korsanlýk olarak adlandýrýlmaktadýr. Yani korsanlýðýn bariz özelliði “açýk denizlerde sularda” yapýlýyor oluþudur. “Açýk Denizler” yine UNCLOS’a göre bir ülkenin karasularý, münhasýr ekonomik bölgesi, veya bir adalar devletinin karasularý dýþýnda kalan deniz alanlarýdýr. Bu deniz alanlarýnda yapýlan soygun, rehin alma, kaçýrma, el koyma vb. gibi olaylar “Korsanlýk” olarak nitelendirilmektedir. Bunun dýþýnda kalan deniz sahalarýnda meydana gelen benzer olaylar ise “Silâhlý Soygun” olarak adlandýrýlmaktadýr. Yani IMO (Dünya Denizcilik Örgütü) tanýmlamasýna göre “Açýk Denizlerde” meydana gelen soygun veya gemi kaçýrma olaylarý “Korsanlýk”, bir ülkenin hükümranlýðý altýndaki sularda meydana gelen soygun ve/veya gemi kaçýrma olaylarýný “Silâhlý Haydutluk” olarak adlandýrýlmaktadýr. Ancak bu kavramlar üzerinde yine de tam bir mutabakat yoktur. Korsanlýðýn; “Bir Devlet tarafýndan yürütülmesine müsaade edilen, düþman devletlerin ticaret gemilerinin zorla ele geçirilmesine yönelik bir faaliyet” olduðunu, bunun; “Bir devletin himayesinde olmayan, soygun amaçlý baðýmsýz deniz haydutluðu eylemleri ile karýþtýrýlmamasý gerektiði” vurgulanmaktadýr. Devletin onayýyla yürütülen Korsanlýða “Privateering” denilmektedir. “Privateers” Devlet tarafýndan bir yazýlý belgeyle belli bir bölgede faaliyetine izin verilen özel savaþ gemileri olarak tanýmlanabilir. Korsanlýk olarak tanýmlamasý yapýlan “Privateers” kavramýnýn ortaya çýkýþý 16. yüzyýldadýr. 1500’lü yýllarýn sonlarýna doðru Ýngiltere’nin Ýspanya’nýn ticarî faaliyetlerine zarar vermek üzere yetkilendirdiði çok sayýda “Korsan gemisi” Ýs-
Somali Korsanlarý sýk sýk gündeme gelmeye baþladý.
Kaçýrýlan ilk Türk gemisi, Panama bayraklý YASA Neslihan gemisi oldu. 29 Ekim 2008 günü 20 kiþilik Türk mürettebatý ile kaçýrýlan YASA Neslihan gemisi yaklaþýk 70 günlük esaretten sonra, fidyenin ödenmesi üzerine 6 Ocak 2009’da serbest býrakýldý. 12 Kasým 2008 tarihinde bu kez Türk bayraklý bir gemi; kimyasal tanker M/T Karagöl kaçýrýldý. 13 Ocak 2009 tarihinde serbest býrakýldý. 16 Aralýk 2008 günü ise bu kez Antigua&Barbuda bayraklý, armatörü Türk olan Bosphorus Prodigy (resimdeki) adlý gemi kaçýrýldý. 11 kiþilik mürettebat bulunan gemiyi 2 Þubat 2009 tarihinde serbest býraktýlar.
panya’dan Amerika’ya giden ticaret gemilerine büyük zararlar vermiþ, hatta bu yüzden ilk “Anglo-Sakson Harbi” patlamýþtýr. 1700’lü yýllarýn sonlarýnda Amerikan Devrimi esnasýnda Amerikan Hükümeti çok sayýda ticaret gemisine “Korsan (Privateer)” yetkisi vermiþ; tahminlere göre 55.000 denizci Korsan gemilerinde görev yapmýþtýr. Koloni yönetimleri de Ýngiliz gemilerine saldýrmak üzere Korsanlýk yetkisi vermiþtir. Bu dönemde Amerikalý korsanlarýn yaklaþýk
300 Ýngiliz gemisini ele geçirdikleri bilinmektedir. Piracy olarak bilinen ve Deniz Haydutluðu olarak Türkçe’ye çevrilen eylemde ise; belli bir atanma ile yapýlmayan nispeten baðýmsýz gemi kaçýrma ve soygun olaylarý söz konusudur. “Piracy” sözcüðü etimolojik olarak Latince’deki “Pirata”’dan; ona da kaynaklýk eden eski Yunan’da kullanýlan ve “Haydut” anlamýna gelen “peirates” sözcüðünden gelir. Dolayýsýyla “Piracy” sözcüðü günümüzde her
Somali’deki korsanlar, aslýnda kaynaklarýný sömüren Batý’dan intikam alýyorlar… Korsanlýktan kazandýklarý parayý ülkelerinin geliþtirilmesi için (!) kullanýyorlar…
ne kadar “Korsanlýk” sözcüðü ile karýþtýrýlsa da; “Deniz haydutluðu” olarak Türkçe’ye çevirmek daha doðru olacaktýr. Ancak “Korsanlýk” ile “Deniz haydutluðu” arasýndaki ayrým gerçek hayatta bu kadar net deðildir. Yapýlan eylem açýsýndan; zorla el koyma hakkýnýn “bir devletin mektubuyla” verilmiþ olmasý sonuçlarý açýsýndan fazla bir anlam ifade etmemektedir. Neticede yapýlan eylem; silâhsýz ve kendini savunma gücü olmayan bir ticaret gemisine yapýlan saldýrýdýr. Bu yüzden korsanlýk ile deniz haydutluðu arasýnda bir iliþki kurmak, 21. yüzyýlýn deðerleriyle bakýlýnca çok anlamlý olmamaktadýr. Orta ve yakýn çaðlarda Kuzey Afrika’da hüküm süren Berberi ve Türk denizcilerine “Privatieers” yani Osmanlý devletinden alýnan bir izinle bu iþi yapanlar denilebilmektedir. Cezayir Dayýlarý adý verilen bu denizciler Berberi Sahilleri denilen Tunus, Tripoli, Cezayir ve Fas sahillerini içeren Batý Akdeniz’deki ticaret filolarýna göz açtýrmýyorlardý. Saldýrdýklarý gemiler Haçlý Seferlerine giden veya Afrika’yý dolaþýp Uzak Doðu’ya sefer yapan Hýristiyan ticaret gemileriydi. 19. yüzyýla kadar süren bu saldýrýlar sonucunda Ýtalya’nýn ve Ýspanya’nýn sahil kasabalarý ve þehirleri neredeyse boþalýrken, Akdeniz’in dýþýna taþan saldýrý alanlarý Ýzlanda’ya kadar geniþlemiþti. Robert Davis’e göre 16. ve 19. yüzyýllar arasýnda yaklaþýk 1 milyon 250 bin Avrupalý, Cezayirli denizciler tarafýndan ele geçirilip köle olarak Kuzey Afrika’da ve Osmanlý Ýmparatorluðu’na satýldý. Bunlarýn en ünlüleri Barbaros Kardeþler, Turgut Reis, Kurtoðlu Muslihittin Reis, Kemal Reis, Salih Reis ve Koca Murat Reis idi. ABD Yüksek Mahkemesinin, yakaladýklarý
Türk gemileri çeþitli korsan saldýrýlarýna maruz kalmakla beraber, 1 yýl öncesine kadar hiçbirisi kaçýrýlmamýþtý. Kaçýrýlan ilk Türk gemisi, Panama bayraklý YASA Neslihan gemisi oldu. 29 Ekim 2008 günü 20 kiþilik Türk mürettebatý ile kaçýrýlan YASA Neslihan gemisi yaklaþýk 70 günlük esaretten sonra, fidyenin ödenmesi üzerine 6 Ocak 2009’da serbest býrakýldý. Türk kamuoyu daha bu olayýn þokunu atlatamamýþken, 12 Kasým 2008 tarihinde bu kez Türk bayraklý bir gemi; kimyasal tanker M/T Karagöl kaçýrýldý. 14 kiþilik mürettebatý bulunan gemi; korsanlardan kaçmak için yarým saatten fazla uðraþ vermiþ; Kaptan Mümtaz Temeltaþ; makineli tüfek atýþý altýnda yaptýðý manevralarla dalgalar oluþturarak korsan teknelerinden birini batýrmayý baþarmýþtý. Ancak borda yüksekliðinin fazla olmamasýndan yararlanan korsanlar yine de gemiye çýkarak ele geçirmeyi baþardýlar. Karagöl Gemisi; fidye ödenmesi üzerine 13 Ocak 2009 tarihinde korsanlarca serbest býrakýldý. 16 Aralýk 2008 günü ise bu kez Antigua&Barbuda bayraklý, armatörü Türk olan Bosphorus Prodigy adlý gemi kaçýrýldý. 100 metre boyundaki konteyner gemisi Aden Körfezinde kaçýrýldý. Korsanlar, içerisinde 3’ü Türk, 8’i Ukraynalý olmak üzere 11 kiþilik mürettebat bulunan gemiyi 2 Þubat 2009 tarihinde serbest býraktýlar. 19 Þubat 2009 tarihinde bu kez Türk bayraklý Ulusoy 6 adlý gemi Aden Körfezinde korsan saldýrýsýna uðradý. Yakýnda bulunan Türk Deniz Kuvvetlerine ait savaþ gemisi TCG Giresun’dan zamanýnda havalanan helikopter korsan saldýrýsýný püskürttü. Bu olay meydana geldiðinde bir baþka gemi ile ayný bölgede bulunuyordum. Türk savaþ gemisinin bölgede görev yapmasý sayesinde korsanlardan kýl payý ile kurtulmuþ ve bu olayý Vira Bismillah köþesinde yayýnlamýþtým. 8 Temmuz 2009 tarihinde ise kaçýrýlan Türk bayraklý gemileri içerisinde en medyatik olaný, Horizon 1 gemisi kaçýrýldý. Gemide bir kadýn güverte zabitinin olmasý medyanýn ilgisini daha da arttýrdýðý Horizon 1 gemisi; 23 kiþilik mürettebatýyla birlikte Aden Körfezi'nde seyir halindeyken kaçýrýldýktan sonra önce Hordio Limaný’na daha sonra da Eyl Limaný’na götürüldü. Gemi, 2 milyon 750 bin ABD Dolarý tutarýndaki fidyenin ödenmesiyle 5 Ekim 2009 tarihinde serbest kaldý.
DEVAM EDECEK
11
EKONOMÝ
YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
HABERLER
Otomotiv ihracatý yüzde 36 düþtü BU yýl Ocak-Kasým döneminde 789 bin 72 adet araç üretimi gerçekleþtiren otomotiv sanayi firmalarý ayný dönemde 568 bin 437 araç ihracatý gerçekleþtirdi. 11 aylýk dönemde gerçekleþtirilen ihracat geçen yýlýn ayný döneme göre yüzde 36 geriledi. Otomotiv Sanayi Derneði (OSD) verilerine göre, bu yýl 11 ayda 789 bin 72 adet araç üreten otomotiv firmalarý, ayný dönemde 568 bin 437 araç ihraç etti. Bu yýl Ocak-Kasým döneminde 350 bin 886 adet otomobil, 202 bin 56 adet kamyonet, bin 154 adet minibüs, bin 710 adet kamyon, 960 adet midibüs, 4 bin 58 adet otobüs ile 7 bin 613 adet traktör ihraç edildi. Bursa / cihan
AYMOD'da sipariþler arttý
ULUSLARARASI Ayakkabý Moda Fuarý yoðun ilgi görüyor. TASD Baþkaný Ýslam Þeker; fuarýn geçen yýllara oranla çok daha iyi geçtiðini, alým gruplarýnýn ve diðer fuar ziyaretçilerinin geçen yýllara oranla sipariþlerini yüzde 20 arttýðýný söyledi. 10 Aralýk Perþembe günü Ýstanbul Valisi Muammer Güler, CNR Holding Yönetim Kurulu Baþkaný Ceyda Erem ve fuarý destekleyen dernek baþkanlarýnýn katýlýmýyla açýlan 42. Uluslararasý Ayakkabý Moda Fuarý AYMOD yurtdýþýndan yoðun ilgi görüyor. Fuarýn destekçilerinden Türkiye Ayakkabý Sanayicileri Derneði’nin Baþkaný Ýslam Þeker, katýlýmcýlarýn fuardan çok memnun kaldýðýný, þimdiye kadar ziyaretçi gelmeyen ülkelerden bile fuara ziyaretçi geldiðini belirtti. Þeker, “Arjantin’den bile fuar ziyaretine gelen var. Avrupa ülkeleri, Balkanlar ve Arap ülkelerinin yoðun ilgisiyle karþýlaþtýk. Derneðimize üye katýlýmcýlar fuardan gayet memnun. Çok rahatlýkla söyleyebilirim ki, geçen yýllara oranla sipariþlerde en az yüzde 20 artýþ var” dedi.
Allayýp pullayýp pahalýya satýyorlar TÜRKÝYE’NÝN narenciye deposu olarak adlandýrýlan Çukurova’da, üreticiler tarlada 50 kuruþtan satýlan ürünlerin, özellikle büyük alýþ veriþ merkezlerinde gösteriþli ambalajlarla yüksek fiyattan satýþa sunulmasýnýn sýkýntýsýný yaþýyor. Ýstanbul, Ankara ve Ýzmir gibi büyük þehirlerde, seçme ürünlerin albenisi yüksek þekilde sunulmasýnýn, fiyatý arttýrýrken, tüketimi ise düþürdüðü belirtiliyor. Yaklaþýk üç milyon ton olan Türkiye narenciye üretiminin, bir milyon tona yakýnýnýn karþýlandýðý Adana’da, üretilen narenciye, özellikle bol sulu olmasý nedeniyle tercih edilirken, son yýllarda bazý firmalarýn ürünü ambalajla albenili hale getirip yüksek fiyattan pazara sunmasý ise iç tüketimi olumsuz etkiliyor.Yörede üretilen tüm ürünlerin ayný kalite de olduðunu belirten Ziraat Odalarý temsilcileri ise tarlada 50 kuruþ olan, ancak ambalajý sebebiyle marketlerde 2-2,5 TL’den satýlan ürünler yerine filelerde daha düþük fiyattan satýþa sunulanlarý tercih etmelerini öneriyor. Adana / aa
Özürlü istihdam etmeyip, 14 milyon TL ceza ödediler TÜRKÝYE’DE yasa gereði özürlü çalýþtýrmak zorunda olan özel sektör, istihdam yerine ceza ödemeyi tercih ediyor. Özel sektörün özürlü çalýþtýrmak yerine ödediði cezadan Ýþ-Kur’da 14 milyon TL birikti. 1475 sayýlý Ýþ Kanunu’na göre 50 ve daha fazla iþçi çalýþtýran iþverenlerin iþletmelerinde yüzde 3 oranýnda sakat kimseyi meslekî beden ve ruhî durumuna uygun iþlerde çalýþtýrmak zorunda. Ancak ne kamu kuruluþlarý ne de özel sektör bu yasaya uymuyor. Özellikle þirketler engelli çalýþtýrmak yerine aylýk bin 950 lira ceza ödemeyi tercih ediyor. Bazý þirketler ise cezai iþlemden kurtulmak için sadece özürlülerin sigortasýný yapýyor. Tüm Engelliler ve Aileleri Yardýmlaþma Derneði Genel Baþkaný Ýlimdar Boztaþ, özel sektörün engeli istihdamýndan kaçýndýðýný söyledi. Birçok kuruluþun engellilerin sadece sigortasýný yaptýðýný, maaþ ödemediðini doðrulayan Boztaþ, bu konuda baþbakandan yardým istediklerini açýkladý. Konya / aa
Saloon’dan antibakteriyel el jeli TÜRKÝYE’NÝN lider sývý sabun markasý Saloon, etkinliði Ýstanbul Üniversitesi Ýstanbul Týp Fakültesi tarafýndan onaylanan yeni ürünü “Saloon Extra Koruma Antibakteriyel El Jeli” ile domuz gribine ve di-
ðer bulaþýcý hastalýklara yol açan bakterilere karþý etkin bir koruma saðlýyor. 8 ayrý sývý sabun çeþidiyle, Türkiye’deki temizlik ve kiþisel bakým pazarýnýn önemli bir aktörü olan Saloon, yeni ürünü Extra Koruma Antibakteriyel El Jeli ile tüketicilerine suyun ve sabunun olmadýðý mekânlarda bile ihtiyaç duyduk-
larý hijyeni saðlýyor. Ele yapýþmayan, çabuk kuruyan özel formülü sayesinde bakterileri 30 saniye içerisinde etkisiz hale getiren ve cilde yerleþmelerini kesin kes önleyen Saloon Extra Koruma Antibakteriyel El Jeli, içerdiði nemlendiriciyle ellerin tahriþ olmasýný engelliyor. Saloon Extra Koruma Antibakteriyel El Jeli, kalitesinin yaný sýra hoþ kokusu ve pratik ürün ambalajýyla da benzerlerinden ayrýlýyor. Ekonomi Servisi
Borcu olan müteahhit iþ yapamayacak BAYINDIRLIK VE ÝSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMÝR, YENÝ DÜZENLEMELERLE VERGÝ BORCU OLAN MÜTEAHHÝTLERÝN YENÝ YAPI ÝÇÝN RUHSAT ALAMAYACAÐINI SÖYLEDÝ. rokrasi, vergi yükleri, kayýtdýþýlýk, standardizasyon, yapý ruhsat ve tahsislerindeki denetim eksikliði, yüksek maliyet yapýsý ve uygun arsa üretimindeki zorluklar var” dedi.
BAYINDIRLIK ve Ýskân Bakaný Mustafa Demir, Müstakil Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði (MÜSÝAD) Ýnþaat Sektör Kurulu’nun Ýskenderun’da düzenlediði toplantýda açýklamalarda bulundu. Kaçak yapýlaþmaya ve inþaat sektörüne 2012’de yürürlüðe girecek uygulamayla yeni bir düzenleme getireceklerini vurgulayan Demir, “Kaçak yapý diye bir kavram artýk kalmayacak. Ruhsat, proje ve eklerine yapý yapma kavramý tamamen kalkacak. Proje dýþý olarak sonradan yapýlan ‘asma kat’ ve ‘çatý kat’ gibi eklemelere izin verilmeyecek. 30 daireye ruhsat verildiyse, 30’u yapýlacak. Bunun üstüne 10 kaçak kondurma dönemi bitti. Kýsa sürede zengin olma, fakirin sýrtýndan para kazanma dönemi bitti” dedi. BORCU OLAN MÜTEAHHÝT ÝÞ YAPAMAYACAK Demir ayrýca, yeni düzenlemeyle vergi borcu olan, projede eksiklikleri bulunan müteahhitlerin yeni yapý için ruhsat alamayacaðýný, izin veren belediyelere yaptýrým uygulanacaðýný açýkladý. Sertifikasýz ustalarýn da çalýþtýrýlmayacaðýný açýklayan Demir, Kamu Ýhale Kanunu’nuyla ilgili eleþtirileri ise, “Baþarýlý bir þekilde ve dünyadaki benzerlerinden farksýz olarak
KÂR HIRSI ZARAR VERDÝ MÜSÝAD Hayat Þubesi Baþkaný Fatih Tosyalý da yaptýðý konuþmada, inþaat sektörünün çok hýzlý iniþ ve çýkýþlar gösterdiðini hatýrlatarak; siyasette oluþan istikrarýn, ticarette de saðlanmasýný istedi. Kârlýlýk hýrsýnýn, katitesiz yapýlaþmayý da beraberinde getirdiðini söyleyen Tosyalý, inþaat sektörüne gereken önemin verilmesi gerektiðini söyledi.
Bayýndýrlýk ve Ýskân Bakaný Demir, MÜSÝAD Ýnþaat Sektör Kurulu'nun Ýskenderun'daki toplantýsýnda konuþtu.
uygulanýyor. Kamu kurumlarýnýn kendilerini garantiye almalarý normal. Rekabet ortamý oluþmadýðý için ihaleler, en uygun teklifi yapanlara veriliyor” sözleriyle cevapladý.
‘ARSA SORUNU ÇÖZÜLSÜN’ MÜSÝAD Baþkaný Ömer Cihad Vardan ise inþaat sektöründe birçok yapýsal ve teknik sorunlarýn olduðunu belirterek, “Bunlarýn baþýnda bü-
Kriz, tasarrufu ve olanla yetinmeyi öðretti TÜKETÝCÝLERÝN ekonomik krizle birlikte tüketimlerinde daha akýllýca ve bilinçli hereket etmeye baþladýðý ortaya konuldu. GfK Türkiye tarafýndan gerçekleþtirilen ‘’Kimlerin Krizi? Araþtýrmasý’’nda 2008 krizinin tüketiciyi nasýl etkilediði deðerlendirildi. Araþtýrmaya göre, tüketicinin hayatýndaki krizin baþlýca göstergeleri maaþlarýn geç ya da eksik ödenmesi, uzun süre zam alamama ya da iþten çýkarýlma. Ýþ bulma zorluðu özellikle gençlerin en büyük endiþesi arasýnda yer alýyor. Ýþ bulamama halinde erkekler askere gitmeyi tercih ediyor. Kamuda çalýþmanýn cazip hale geldiði, KPSS baþvurularýnda artýþ olduðu, bunun da güven arayýþýndan kaynaklandýðý ifade ediliyor. Fiyat artýþlarý nedeniyle tüketicilerde kredi kartý borcu ve diðer faturalarý ödeyememe korkusu hakim. Kirayý ödeyememe evden atýlma, elektrik-suyun kesilmesi, haciz gelmesi yaþanan endiþeler arasýnda. Araþtýrmaya göre, tüketici bir yandan deðiþimlere duygusal tepki verirken, bir yandan da rasyonel kararlar almaya çalýþýyor. Ýdareli yaþamaya kendini alýþtýrýyor, var olanla yetinmeye, kendini garanti almaya çalýþarak kötü senaryolara karþý hazýrlýklý davranmaya çalýþýyor.
gezme planlarýný erteliyor. Krizin etkileriyle uygulanan tasarruflar arasýnda ‘’yemek ýsmarlamak yerine piþirmek, evi kendi temizlemek, saçlarýný kendi boyamak, ufak tefek tamiratlarý kendisi yapmak’’ da bulunuyor.
AKILLI TÜKETÝCÝNÝN KRÝZLE BAÞA ÇIKMA YOLLARI Tüketiciler krizle baþa çýkmak için çeþitli metotlar geliþtiriyor. Bunlarýn en baþýnda satýn alma stratejisinde deðiþim yer alýyor. Buna göre tüketiciler plansýz harcamalardan, ani kararlardan kaçýnýyorlar, masraflar konusunda daha tedbirli davranýyorlar. Örneðin tüketiciler market market geziyorlar ya da markette daha fazla zaman harcayarak, fiyat karþýlaþtýrmasý yapýyorlar. Sosyal yaþamlarýnda da kýsýntýya giden tüketiciler, seyahat, tatil,
SELÇUKLU BELEDÝYE BAÞKANLIÐINDAN GAYRÝMENKUL SATIÞ ÝLANI
ÖNCE GÝYÝM VE AYAKKABI GÝDERLERÝNDE KISINTI Araþtýrmaya göre giyim ve ayakkabý giderleri yüzde 27 ile en fazla kýsýlan harcamalarýn baþýnda geliyor. Ýkinci sýrada temel gýda gelirken, üçüncü sýrada kiþisel bakým ürünleri yer alýyor. Akýllý tüketicinin ortaya çýkmasýnda sadece krizin etkisi olmadýðý, krizin bu geliþimi hýzlandýrdýðý belirtiliyor. Pazardaki deðiþiklikler, mahalle arasýndaki marketlerin çoðalmasý, pek çok kategorideki sýký rekabet, teknoloji marketlerin tüketiciyi kýyas yapmaya ve en ucuzunu almaya teþvik etmesi, internette en ucuzu arama ve bulma imkaný, insanlarýn kriz ortamýnda alýþ veriþ alýþkanlýklarýný ve tüketim alýþkanlýklarýný deðiþtirmesine neden oluyor. Tüketiciler krizin de etkisiyle daha dikkatli bilinçli ve akýllý hareket etmeye özen gösteriyor.
ÝTO: Makine ve teçhizat sektörü desteklenmeli
1 - Mülkiyeti Belediyemize ait aþaðýda tapu kaydý yazýlý ve Saðlýk Tesisi sahasýna isabet eden gayrimenkul 2886 sayýlý yasanýn 35/A maddesi hükümleri dahilinde kapalý zarf usulü ile satýlacaktýr. 2 - Þartname ve ekleri Belediyemiz Emlak ve Ýstimlâk Müdürlüðünde ücretsiz olarak görülebilir.(Teklif Mektubu Belediyemizde mevcuttur.) 3 - Ýhale 24/12/2009 Perþembe günü saat 15.00’de Belediyemiz encümen salonunda yapýlacaktýr, 4 - Muhammen bedel ile geçici teminat aþaðýda belirtilmiþtir. 5 - Teklifler aþaðýdaki belgeleri ihtiva edecek þekilde hazýrlanacaktýr. ÝHALEYE KATILACAK OLANLARDAN ÝSTENEN BELGELER A) Ýç Zarf: iç zarf yalnýz teklif mektubunu içerecektir. B) Dýþ Zarf; Dýþ zarf aþaðýdaki belgeleri içerecektir. a) Ýç zarf b) Tüzel kiþiler için Ticaret ve/veya Sanayi odasý veya esnaf ve sanatkârlar sicil kayýt belgeleri c) Tüzel kiþiler için Noter tasdikli imza sirküleri d) Gerekiyorsa noter tasdikli vekâletname ( Gerçek ve tüzel kiþiler ) e) Geçici teminata ait alýndý belgesi veya banka teminat mektubu {Gerçek ve tüzel kiþi) f) Tüzel kiþiler için Noter tasdikli ortak giriþim beyannamesi ve eki ortaklýk sözleþmesi g) Nüfus Cüzdaný Fotokopisi C) Dýþ zarfýn kapatýlmasý: Yukarýda belirtilen belgeler ve iç zarf ikinci bir zarfa konularak kapatýlacaktýr. Bu zarfýn üzerine isteklinin adý, soyadý veya ticari unvaný ile açýk adresi ve teklifi yazýlarak kapatýlacaktýr. 6- Ýhale bedelinin 1/11‘si 15 gün içerisinde peþin geri kalan kýsýmda 11 eþit taksitle Ödenecektir. (K.D.V. alýnmayacaktýr.) 7- Ýhaleyi yapýp yapmamakta ve uygun bedeli tespitte Belediye Encümeni serbesttir. 8- Ýhaleye katýlacak kiþilerin ihale evraklarýný en geç 24/12/2009 günü saat 12.00'ye kadar Yazý Ýþleri ve Kararlar Müdürlüðüne teslim etmeleri gerekmektedir. Ýlan olunur.
B: 71896
ÝSTANBUL Ticaret Odasý (ÝTO) Baþkaný Murat Yalçýntaþ, Türkiye’nin ileri teknoloji üreten ülke konumuna yükselme hedefi kapsamýnda makine ve teçhizat sektörünün, devlet tarafýndan desteklenmesi gerektiðini söyledi. Yalçýntaþ, yaptýðý yazýlý açýklamada Türkiye’nin kalkýnmasýnýn yolunun ileri teknoloji ülkesi olmasýna baðlý olduðunu belirterek, bunu saðlayacak birinci sektörün de makine ve teçhizat sektörü olduðunu kaydetti. Büyüme modeli ve ekonomi politikalarýnýn bu hedefe yönelik hazýrlanmasý gerektiðine iþaret eden Yalçýntaþ, “Ýleri teknoloji üreten ülke konumuna yükselmek, Türkiye için vazgeçilmez bir hedef olmalýdýr. Tamamen baþkalarýnýn üretim ve ürün teknolojisini alarak Türkiye’de üretim yapmaya çalýþtýðýnýzda, 78 bin dolar kiþi baþý gelirde takýlýp kalýyorsu-
nuz. Oysa ileri teknolojisi olan ülkelerin kiþi baþý gelirleri 10 bin dolarýn çok üzerinde. 1960’lardan beri sanayileþen ülke konumundan çýkamayan Türkiye de bu eþiði aþmak zorunda.” deðerlendirmesinde bulundu. Ýleri teknoloji üreten ülkelerin en çok Ar-Ge araþtýrmasý yaptýðý sektörlerin de, makine ve teçhizat olduðunu ifade eden Yalçýntaþ, “Üretim teknolojisine sahip olmayý ortaya koyan en önemli sektör makine. Baþkasýndan makine ithal ederek üretim yapýyorsanýz, maalesef sanayileþmiþ ve geliþmiþ ülke olamazsýnýz. Onun için makine ve teçhizat, elektronik sektörü ve diðer sektörlerde Ar-Ge araþtýrmalarýný desteklemeyiz. Devlet desteði büyük, çok büyük önem taþýyor” diye konuþtu.
SANAYÝMÝZÝN SADECE YÜZDE 27’SÝ ORTA YÜKSEK VE YÜKSEK TEKNOLOJÝLÝ Türkiye’de bugün sanayi üretiminin ancak yüzde 27’sinin orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerde gerçekleþtiðini dile getiren Yalçýntaþ, geliþen ülkelerin ihracatlarý içinde orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payýnýn hýzla arttýðýný söyledi. ÝTO Baþkaný, “Türkiye’nin hedefi, önümüzdeki 10 yýl içinde ileri teknoloji üreten ülke olmalýdýr. Sanayileþmiþ ülke olmadan geliþmiþ ülke olmak mümkün deðildir. Türkiye kendi üretim ve ürün teknolojisine sahip olarak orta yüksek ve yüksek teknolojili sanayilerde yatýrým, üretim ve ihracat ile daha hýzlý ekonomik büyüme oranlarýna ulaþabilir.” ifadelerini kullandý. Ýstanbul / Yeni Asya
ÝTO Baþkaný Murat Yalçýntaþ
KANUNDA BOÞLUK VAR Dünyanýn en büyük 225 uluslar arasý müteahhid þirketi arasýnda yer alan Türkiye’deki 31 firmadan biri olan Çukurova Ýnþaat’ýn sahiplerinden Muhterem Vardan da yapýlan deðiþikliklere raðmen müteahhitlerle ilgili kanunlarda eksiklikler olduðuna dikkat çekti. “Þartnamelerin yüzde 99’u, iþi ihale den makamýn isteðine göre hazýrlanýyor” diyen Vardan, bu durumun inþaat sektörünün geliþmene engel olduðunu hatýrlattý. Ýskenderun / Yeni Asya
Ýcra ihalelerinde Ýstanbul liste baþý UZUN yýllardýr adliye ihaleleri yoluyla satýþa çýkarýlan gayrimenkul, menkul ve taþýtlarýn ihalelerine katýlarak müþterilerine danýþmanlýk yapan Tamer Group’un Yönetim Kurulu Baþkaný Kemal Tamer, icra ihale ilanlarýnýn en yoðun olduðu illerin Ýstanbul, Ankara, Ýzmir ve Bursa, en düþük illerin ise Konya ile Eskiþehir olduðunu belirterek, Doðu Anadolu, Güneydoðu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde ihalelerin yoðun olmadýðýný, bunun sebebinin, yöresel tarzýný koruyan bölgelerin insanlarýnýn sorunlarýný kendi içlerinde uzlaþarak çözme yetenekleri olduðunu söyledi. Yaþanan ekonomik krizle birlikte ihale ile satýþlarda yüzde 20 civarýnda artýþ gerçekleþtiðini belirten Tamer, Marmara Bölgesi’nin borç-alacak iliþkilerinde lider olduðunu ve yüz ölçümü küçük bir bölge olmasýna raðmen ülkedeki ihalelerin yüzde 35’inin burada yapýldýðýný vurguladý. Tamer, adliyede ihale yoluyla satýþa çýkan mallarýn yüzde 75’inin gayrimenkul, yüzde 20’sinin taþýt ve yüzde 5’inin menkul olduðunu anlatarak, satýlan gayrimenkullerin yüzde 40’ýnýn daire olmak üzere yüzde 60’ýnýn konut, gayrimenkullerin yüzde 5’inin yalý ve müstakil evler, yüzde 2’sini Residance’larýn oluþturduðunu kaydetti.
Türk Telekom reklâm filmine ‘Avrupa Mükemmellik Ödülü’ TÜRK Telekom Grubu kurumsal reklâm filmi, iletiþim alanýnda verilen ‘’2009 Avrupa Mükemmellik Ödülüne’’ (European Excellence Awards) lâyýk görüldü. Türk Telekom’dan yapýlan yazýlý açýklamada, þirketin yakýnsama vizyonu ve grup sinerjisinin vurgulandýðý kurumsal reklâm filmi ile ‘’Kurumsal TV ve Video’’ kategorisinde ödül aldýðý kaydedildi. Açýklamaya göre, strateji, inovasyon, etkin maliyet ve elde edilen sonuçlar gibi kriterler doðrultusunda yapýlan deðerlendirme sonucunda ‘’Kurumsal TV ve Video’’ ödülüne layýk görülen Türk Telekom, JeTTvel tarife paketi ile de iki ayrý kategoride finale kaldý. Ýstanbul / Yeni Asya
Ýnternet Bankacýlýðýnda tek kullanýmlýk þifre dönemi BÝREYSEL Ýnternet Bankacýlýðýnda ‘’Tek Kullanýmlýk Þifre’’ uygulamasýnýn 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren baþlayacaðý bildirildi. Bankalar yaklaþan yeni yýl öncesi þubelerinde hesaplarý bulunan ve internet bankacýlýðýný kullanan müþterilerine e-posta göndererek, Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) ilgili tebliði uyarýnca, 1 Ocak 2010 tarihi itibariyle Bireysel Ýnternet Bankacýlýðýna giriþ için SMS ile tek kullanýmlýk þifrenin zorunlu hale geleceði belirtildi. Bu tarihten itibaren Türkiye’deki bütün bankalarý kapsayan uygulama ile hesap sahiplerinden müþteri numarasý, parola ve þifre bilgilerine ek olarak ‘’tek kullanýmlýk þifreleri’’ni girmeleri de isteneceði kaydedildi. Yeni uygulamada müþterinin internet þubesine girmek istediðinde bankanýn kendisine kýsa mesaj aracýlýðýyla ‘’Tek Kullanýmlýk Þifre’’yi göndereceði vurgulandý. Adana / aa
12
RÖPORTAJ YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
PKK DA KEMALÝSTLER GÝBÝ, DÝN ÝLE KÜRTÇE'NÝN BAÐINI KOPARMAYA ÇALIÞIYOR SOSYOLOG MÜFÝD YÜKSEL "PKK VE ONLARA YAKIN OLAN LAÝKÇÝ KÜRTLER KEMALÝSTLER GÝBÝ DÝL DEVRÝMÝ YAPTILAR. ARAPÇA VE DÝNÎ KELÝMELERÝ, TERÝMLERÝ SÜREKLÝ AYIKLAMAYA ÇALIÞTILAR, ÇALIÞIYORLAR. DÝLDE DE MÜSLÜMANLIÐI TASFÝYE ETMEYE ÇALIÞIYORLAR. BURADA CÝDDÎ BÝR KEMALÝST TAKLÝT VAR" DÝYE KONUÞTU. ürkiye’nin demokratikleþme sürecine girmesi cumhuriyet devrimlerinin yasakladýðý kültürel alanlarýn yeniden gün yüzene çýkmasýný beraberinde getirdi. Alevilik, Heybeliada Ruhban Okulu, Kürtçe’nin yasal statüye kavuþturulmasý derken “medreseler” de kendi haklarýnýn geri iade edilmesini istedi. Biz de “Kürdistan’da Deðiþim Süreci” kitabýnýn yazarý ve medreseleri yakýndan takip eden sosyolog Müfid Yüksel’le medreseler konusunu deðerlendirdik.
Aslýnda sizin medreselere yasal statü istemeniz Diyanet’i de ilgendiriyor. Diyanet konusundaki görüþleriniz nedir?
T
Tarihte medreselerin eðitim sistemi içinde konumu neydi? Osmanlý’da Tanzimat’a kadar hemen hemen medrese dýþýnda eðitim veren baþka kurum yoktu. Medrese dýþýnda açýlan ilk okullar askerî ve mühendislik okullarý oldu. O dönem hangi bilimler varsa medreselerde onlar öðretilirdi. Dinî ve alet ilimleri aðýrlýktaydý. Peki kim denetliyordu medreseleri? Medreseler bir ülkede, bölgede güç kimin elindeyse onun denetimindeydi. Bu bazen bir beylik bazen bir saltanat bazen de imparatorluk olabiliyordu. Medreseler genel olarak vakýf kuruluþlarýydý. Bu medreseleri Evkaf Vekâleti ve defterdarlýk denetliyordu. Tarihte sultanlarýn, vezirlerin, beylerin medreseleri vardý. Bugünkü Kürt medreseleri Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün sistemleþtirildiði Nizâmiye Medreseleri'nin devamý niteliðindedir. O sistem ve geleneðin devamýdýr. Osmanlý dönemindeki medreseler niye hayatiyetini devam ettiremedi? Ýmparatorluðun zayýflamasýyla birlikte diðer müesseselerde olduðu gibi medreselerde de bir zayýflama meydana geldi. Osmanlý’nýn son döneminde medreseler atýlýma baþlandý ancak batýlýlaþma, modernleþme o kadar ilerlemiþti ki geliþmeler tam fayda vermedi. II. Abdülhamit çok sayýda yeni Batýlý tarz eðitim veren mektepler açýnca millet medreselere raðbet etmez oldu. Osmanlý’nýn son dönem aydýn elit kesimi, Jöhn Türkler bu mekteplerden çýktý. Bunlara raðmen medreseler yeni düzenlemeler yaparak atýlým gerçekleþtirecekti ki 1924’te medreseler cumhuriyetin baþlangýcýnda kapatýlarak modern-seküler eðitime geçildi. Dinî eðitim tamamen, zorla tasfiye edildi. Peki bu güne kadar nasýl geldi bu eðitim sistemi? Kürdistan bölgesi merkezden uzak olduðu için halk yardýmlarla bu kurumu ayakta tutmayý baþardý. Zaten 1860’lara kadar bölgeyi Kürt mir ve beyleri yönetti. Daha sonra merkezden valiler ve kaymakamlar atanmaya baþlandý. Ancak yine de merkezî otorite tesis edilemedi. Yüzyýllarca süregelen bir sistemi ve toplumsal yapýyý birdenbire ortadan kaldýramazsýnýz. Beylik ve mirlik sisteminin kaldýrýlmasýndan sonra bölgede oluþan otorite boþluðunu Nakþibendi-Hâlidî þeyhleri doldurdu. Nakþibendi-Hâlidî þeyhleri sadece derviþlik yapan insanlar deðildi, ayný zamanda büyük divanlarý (Bölgede, Kürdistan’da Tekke, dergâh ve zaviye binalarýna Divân veya Divânhâne denir.) olan, halkýn sorunlarýný çözen insanlardý. Meselâ Kâmran Ýnan’ýn babasý Þeyh Selâhaddin çeþitli aþiretlerden yüz kiþilik bir grubu silâhlandýrýp bölgede insanlarýn can ve mallarýna zarar veren soyguncularý, eþkiyalarý yakalamak için göndermiþti. Bu grup eþkiyalarý öldürüp cesetlerini Þeyh’in önüne getiriyor. Ya da Ýran’a karþý ayaklanan Þeyh Ubeydullah EnNehrî yaklaþýk 15 bin civarýnda milis, derviþler ordusu toplayabiliyordu. Molla ve Þeyh bölgede ayný zamanda siyasî bir güçtü de. Kâmran Ýnan, Cumhurbaþkaný Gül’ün Norþin açýklamasý üzerine "Ýsimler deðiþtirilerek sorun çözülmez. Bu sorunu çözmenin yolu ‘metafizik âlemlere’ gitmek deðil" dedi. Bu açýklamalarla ilgi-
H. HÜSEYÝN KEMAL hhkemal@yeniasya.com.tr
Diyanet þu haliyle kadük kalmýþ bir kurum. Diyanet býrakýn Þeyhülislâmlýk müessesesinin geleneðini, Þeyhülislâmlýktan miras kalan Ýstanbul Müftülüðü’ndeki arþivini bile korumuyor, koruyamýyor. Ayrýca, Diyanet artýk hutbelerin Arapça duâlarýnda bile meâlcilik yapýyor. Hutbelerde okunmasý vacip olan duâlarýn garip bir þekilde Türkçe meâlleri de okunuyor. Zannýmca, tek parti döneminde baþarýlý olamayan Türkçe ibadet projesini bugün Ýslâmcýlar dini her alanda meâlcilik yaparak uyguluyor. Birgün namaza da bugüne kadar baþarýsýz olan, Kemalist müdahalenin, bu sefer Ýslâmcýlar tarafýndan yapýlacaðý korkusu içindeyim. Bunun yanýnda Diyanet’te de Kürt açýlýmýnýn, özellikle medreseler ve Þafiilik baðlamýnda olmasý gerekiyor. Nasýl olacak?
Þafiî- Kürt taleplerinin Diyanetçe tanýnmasý ve karþýlanmasý lâzým. Þafiilik ve Kürt kimliði iç içe girmiþtir. Mýsýr'dan sonra Þafiiliðin en önemli merkezi Kürdistan’dýr. Eskiden Þafiî bölgelere, köylere Hanefi imam atanmamasý konusunda özen gösterilirdi. Bugün ise buna hiç riâyet edilmiyor. Bu tutuma son verilip Diyanette Þafii-Kürt kimliðinin temsil edilmesi gerekir. Bölgede insanlar kan dâvâsý, vs. gibi bir çok sorununun çözümü için oradaki molla ve Sosyolog Müfid Yüksel, doðuda dinî hayatýn medreseler kanalýyla nefes alýp verdiðini belirterek, medreselere yasal statü verilmesini ve onlarýn birer STK din âlimlerine müracaat ediyordu. Düne kadar Diyarbakýr Müftüsü (Molla Halîl gibi) Aðýr Ceza Reisi gibi görülmesi ve vakýflar tarafýndan iþletilmesi gerektiðini savunuyor. FOTOÐRAF : MURAT SAYAN gibiydi. Ýnsanlar bölgeye gelen Hanefi imamlara kartýlýp Müftü, vâiz, imam, vs. olabilmek için Ý- zé) en sonuncularý olan Sa’duddîn-i Taftazânî’nin “Bizim Þafii mollamýz var sen maaþýný al git, biz seni li ne düþünüyorsunuz? mam-Hatip okulu mezunu olma þartý getirilinceye Þerhu’l-‘Akâid’i ile Cem’u’l-Cevâmi’ kitaplarý dahi idare ederiz” diyordu. Kâmran Ýnan, Arvâsî ailesinden geliyor, Mevlânâ kadar, medreselerde eðitim görmüþ insanlar yeter- bu þekilde okutulur. Ayrýca, zâten medrese’ye baþHâlid-i Þehrezorî Hazretlerinin (Vefatý: 1242/1827) lik imtihanýna girerek imam, vaiz ve müftü olma larken mübtedi talebeler, Kur’ân-ý Kerîm’i hatmet Siz bir bakýma Diyanetten mezhepsel bir öhulefâsýndan Seyyid Taha El-Hakkârî’nin (Vefatý: þansýna sahiptiler. O dönemlerde Kürt kökenli bir- tikten sonra, Kürtçe Mevlid-i Þerîf, ‘Akîda Ýmané, zerklik talebi içerisindesiniz? 1269/1853) halifelerinden ünlü “Gavs-i Hizânî” lâ- çok müftü, vâiz vesair ülkenin deðiþik yerlerinde Nubihâra Piçukân, Nehcu’l-Enâm, Zurûf Ve Terkaplý Seyyid Sibgatullah El-Arvâsî’nin (Vefatý: görevlerini ifa ettiler. Daha sonra imam hatip okul- kîb gibi Kürtçe manzum ve mensur dinî eserler oDiyanetin sadece ciddî denetleyici olup ibadetle1287/1870) torununun torunudur. Ama 50’li yýllar- larýndan mezun olma mecburiyetinin getirilmesi kuyor. Daha sonra Ýzzî, Avâmil-i Cürcânî gibi A- ri, mezhepleri serbest býrakmasý gerekir. Bunu Harapça Sarf kitaplarýna geçiþ yapýyor. Kürtçe’yi böl- nefi ve Þafiî arasýnda bir kavga olduðu için söylemida Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde okuyup, Av- Kürt medreselerinin belini kýrdý. gede asýrlarca ayakta tutan bu oldu. rupa’da da eðitim görünce aþýrý laikçi, din karþýtý bir yorum tarihten bugüne böyle birþey yok. Ýkisi de Medreselerin karþýsýnda sistemin din adamý çizgiye kaydý. 1929 doðumlu olup, bu yaþýna raðEhl-i Sünnet mezhebi. Ancak namazda ve bazý iba Kürtçe’nin orijini Arap alfabesinden müte- detlerde Þafiiler ve Hanefiler arasýnda cüz’i de olsa men, ahir ömründe maalesef bu tutumunu sürdür- yetiþtirmek için açtýðý ÝHL’leri nasýl buluyorsunuz? þekkil deðil mi? mekte ýsrarlý. Oysa ki, kendisi dedelerinin bölgedeki farklar var. Yatsý namazýnýn vaktinin girmesi meseÝmam hatipler saðlýklý din adamý, âlim yetiþtiresaygýnlýðý sayesinde yýllarca Bitlis’ten senatör ve lesinde olduðu gibi. Eskiden Diyarbakýr Ulu CamiEvet. Medreselerde Kürtçe hâlâ Arap-Ýslâm alfa- i’nin iki bölümü vardý, bir bölümünde Hanefiler dimilletvekili seçildi. Onun bu tutumunu anlamak medi. Bunun yerine bol bol doktor, mühendis, bübesi ile okutuluyor. Ben de Kürtçede Latin alfabesi- ðer bölümünde Þafiiler namaz kýlardý. Buna son vegüç. Bitlis-Hizan’daki köyleri olan Gayda’yý hâlâ bu rokrat, teknokrat, vali, kaymakam çýkardý. ne karþýyým. Arap-Ýslâm alfabesinden yanayým. rildi. Diyanet, Murakýp baskýsýyla Þafiî imam ve ceeski ismiyle anar. Yeni ismiyle anmaz. Ayrýca, ol Baþbakan yetiþtirdi… 1966’da eski Kulp Müftüsü Mehmet Emin Bozars- maate Hanefi öðretilerine göre ibadet yapmasý kodukça iyi Kürtçe bilir. Sanki Hizan’dan hiç dýþarý lan Kürtçede ilk Latin karakterli alfabe kitabýný çý- nusunda baský yapýyor. Maalesef, tek tipçilik dayatýçýkmamýþ biri gibi Kürtçeyi gayet iyi kullanýr. Buna Evet, ama din âlimi yetiþtirmede baþarýlý bir sýnav kardý. Daha sonra PKK ve onlara yakýn olan laikçi lýyor. þahidiz. veremedi. Ýlahiyatçýlar da öyle… Dinî alaný küçüm- Kürtler buna dayanarak Kemalistler gibi dil devrimi Cumhuriyet döneminin modern zamana a- seyen, kendi konumundan dolayý komplekse kapý- yaptýlar. Arapça ve dinî kelimeleri, terimleri sürekli Ýnsanlar mezheplerine göre cami aramak yak uydurmak için medreseleri kapatmasý doðru lan birçok ilâhiyatçý nasýl din konusunda ileri gide- ayýklamaya çalýþtýlar, çalýþýyorlar. Dilde de Müslü- zorunda kalmaz mý? bilir ki. Bu kadar kendi alanýný küçümseyen, komp- manlýðý tasfiye etmeye çalýþýyorlar. Burada ciddî bir deðil miydi? lekse kapýlan baþka bir topluluða rastlamak müm- Kemalist taklit var. Daha önce varolan özgürlüðün yeniden geri verilCumhuriyet rejimi asýrlardýr bu topraklarda ha- kün deðil. Ýmam hatip ve Ýlâhiyat mezunu deðilim mesinden bahsediyorum yoksa Þafiî ve Hanefi bir Medreselere dönecek olursa siz medreselere birinin arkasýnda pekâla namaz kýlabilir. Zâten böyle yatiyetini sürdüren medrese geleneðini birdenbire ancak Ýslâmî Ýlimler ve Arapça konusunda birçok inasýl bir statü verilmesini istiyorsunuz? ortadan kaldýrmak istedi. Her þeyde olduðu gibi lahiyatçýyý senelerce okutabilirim. de oluyor. Problem olan zorlama, dayatma olmasý. bunda da jakoben, tepeden inmeci davrandý. Yoksa camiler birbirinden ayrýlmaz. Böyle birþey Medreselerin yasal bir statüye kavuþmasý Medreselere yasal bir statü verilmeli. Serbest bý- sözkonusu olamaz. Mýsýr’dan sonra Þafiiliðin ikinci rakýlýp bunlarýn sivil toplum kuruluþlarý olan vakýf- merkezi olan Kürdistan’da Þafiiliði, bu geleneði orta Peki Cumhuriyet, medreselerin boþluðunu Türkiye’de dinî bilgiye bir derinlik kazandýrýr mý? lar tarafýndan iþletilmesine izin verilmeli. Diyanet dan kaldýrmaya çalýþmanýn bir mânâsý yoktur. nasýl doldurdu ? Kürt medreselerine yasal statü tanýnmasý çok ve MEB bunlarý denetler. Kürtçe dinî-ilmî eðitim Kasaba ve il merkezleri dýþýnda ciddî bir kalite getirir. Bazý laikçi çevrelerde görülen yapan medreselerin serbest býrakýlmasý Kürtlere Diyanet iþlerinde Þafiiler nasýl temsil edilebiköylerde 70’lere hatta 80’lere ka- Ýmam hatipliler devleti ele geçiriyor vehminin, algý- kimlik kazandýrmak gibi önemli bir görev üstlenir. lir? dar okul yoktu. Cumhuriyetin bu sýnýn da önüne geçilebilir bu þekilde. Ýmam Hatip’te Böylelikle bölünme tehlikesi olmadan kimlik kazaeðitim açýðýný devletin illegal ilân yedi sene Arapça dersi veriliyor, ancak bu eðitim nýlmýþ olur. Ayrýca, din eðitimine çok ciddî bir kaliMisal olarak, Din Ýþleri Yüksek Kurulu üyesi Saettiði medreseleri kapattý. O dö- sonunda tek kelime Arapça konuþulamýyor. Arap- te getirir. Zira Kürt medreselerinde imam hatip li- yýn Nihat Hatipoðlu Þafii’dir, Kürttür. Hatipoðlu nemlerde, tek-parti döneminde ça basit bir ibâre bile okunamýyor. Býrakýn bunu, seleri ve Ýlahiyat fakültelerinin durumunun aksine, halkýn önemsediði bir kiþi de olarak Diyanette Þafiibölgede jandarma terörü vardý. Med- birçok imam hatip mezunu Kur’ân-ý Kerîm’i yü- Arapça sarf-nahiv; mantýk, Münazara, Bedî’, beyân, liði temsil eden Diyanet Ýþleri baþkan yardýmcýlýðýna reselere jandarma baskýný yapýldýðýn- zünden düzgün okuyabilme konusunda bile yeterli fýkýh ve tefsir usûlü gibi âlet ilimleri çok güçlü. Ayrý- getirilebilir. ca, Kürtçe-Arapça dinî-ilmî eðitim yapan bir medda insanlar kitaplarý saklýyor ve orayý performans gösteremiyor. Bunun yanýnda medreselerin çok ciddî elden ge- reseyi batýdaki, Karadeniz'deki bir insan kabullenir. köy odasý havasýna çeviri Cumhurbaþka’nýn yaþayan medreseler meryorlardý. Bazý jan- çirilmesi, programlarýnýn olabildiðince geliþtirilmesi Toplumsal gerilim kaynaðý olmaz. Bugün Doðu kezi olan Norþin’e atýfta bulunmasý, sizde ne tür darma çavuþlarý gerekiyor. Bu medreselerde bir kýsým yetenekli tale- Karadeniz’den gelip Norþin, Tillo ve Ohîn Medre- bir anlam ifade ediyor? bunu yutmuyor belere çok iyi Ýngilizce de öðretilmesi gerekir ki mo- selerinde eðitim alan birçok insan var. Bundan soniþkencelerle saklý dern kaynaklarda sosyal bilimlere yönelik yeni açý- ra, 86 yýldýr uygulanamamýþ Tevhid-i Tedrisat kaNorþin, Þeyh Abdurrahman Et-Tâhî’den (Vefatý: olan kitaplarýn lýmlar ve geliþmeler de takip edilsin. Daha sonra bu nunun anlamý ve iþlevi kalmamýþtýr. Tamamen 1304/1886) baþlayýp Þeyh Muhammed Ziyaeddin, yerlerini öðre- insanlar dinî alanda görevlendirilsin. Bugün Suriye zorlamalý ve kadük bir kanundur. Büyük Molla lâkaplý Þeyh Mehmed Emîn, Þeyh niyorlardý. Baþ müftüleri Þeyh Ahmed Kiftaru ve Said RamaMasum, Þeyh Maþuk, Þeyh Taha ile devam eden, Ayný uygulamalar azýnlýk okullarý için de ge- 130 senelik bir Nakþibendi-Hâlidî geleneðini, ayrýca Kur’ân-ý Ke- zan El-Buti Kürt medreselerinde yetiþmiþtir. Türkiçerli olmalý mý? rim baþta ye’de böyle bir þans yok maalesef. da medrese geleneðini temsil ediyor. Bediüzzaman olmak üzeSaid Nursî, Rahmetli pederim Molla Sadreddin Medreselerde Kürtçe eðitim veriliyor Heybeliada Ruhban Okulu açýlsýn mý açýlmasýn Yüksel buradaki medreseden yetiþti. Norþin, Nakþire milletin mý meselesi tartýþýlýrken Kürt medreseleri neden bendi-Hâlidî tarikatýnýn çok önemli bir merkezi olmukaddes deðil mi? tartýþýlmasýn. Elbetteki eðitim kurumlarýna özgür- masýndan dolayý komþu ülkeler dahil büyük bir nüsaydýðý bu Arapça, Kürtçe, Farsça ve Türkçe. Arapça kay- lükleri verilmeli. 3-5 bin kiþi kalmýþ bir ekalliyet, fuz alanýna sahip. Bu açýdan bakýldýðýnda böyle bir kitaplar, dinî eserler önce ayaklar naklar, kitaplar okunuyor. Arapça bir kitap medre- Rum azýnlýk nasýl bir tehlike oluþturur ki? 1972’ye dinî merkezin öne çýkarýlmasý Kürt meselesinde sialtýna alýnýyor daha sede bir “Fakî” ye (Kürtçede medrese talebesine A- kadar sorun olamayan bir kurum neden sorun ha- lâhlarýn susmasý açýsýndan, meselenin barýþçý çözüsonra benzin döküle- rapça ‘Fakîh’ kelimesinin muharrefi olan ‘Fakî’ adý line dönüþtürülür? Bunu merak ediyorum. Bu ülke münde çok ciddî katkýda bulunacak zemini hazýrverilir) okutulurken, Arapça metin okunup, Kürtçe kendine güvenmeli ve korkularýný yenmeli. Devlet, lar. Norþin bu açýdan son derece önemlidir. Türkirek yakýlýyordu. 60’larýn sonuna anlatýlýyor, þifâhen Kürtçe’ye tercüme ediliyor. Kürdü ile, dindar Müslümaný ile gayrimüslimi ile ye’de dinî-tasavvufî vs. kimliklerin birbirine kavuþdoðru bir kanun çý- Medresede okutulan sýra kitaplarýndan (Kitébé Ré- barýþmalý. tuðu önemli bir kavþak noktasýdýr.
13
OTOMOBÝL YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
Sayfa Sorumlularý: Recep Bozdað recep@yeniasya.com.tr
Ümit Kýzýltepe umitvar@yeniasya.com.tr
Hyundai, ÖTV oranýný yüzde 25’e sabitledi
Ford Otosan’dan 50. yýl kampanyasýna ilâve yüzde 8 ek indirim
En uygun fiyatlar Dacia’da
BUGÜNE kadar gerçekleþtirdiði 40 bin adedin üzerinde satýþla, saðlam, ekonomik, güvenilir ve konforlu bir otomobil arayýþýndaki tüketicilerin gönlünde taht kuran DACIA, yeni bir otomobil hayali kuran tüketicilerin hayallerini Aralýk ayý boyunca sunduðu çok uygun fiyat ve avantajlý ödeme þartlarýyla gerçekleþtirmeye devam ediyor. Sandero, ay boyunca uygulanan 1.200 TL indirim ile 18.250 TL’den baþlayan fiyatlarla müþterilerinin beðenisine sunuluyor. 5 ve 7 kiþilik versiyonlarý ile farklý beklentilere cevap veren, saðlamlýk, uygun fiyat, düþük kullaným maliyeti, dayanýklýlýk, modülerlik ve çok yönlü kullaným imkânlarý konusunda iddasýný ortaya koyan Logan MCV’nin, 5 kiþilik versiyonu Aralýk ayý boyunca 1.400 TL indirim uygulanarak 17.850 TL’den satýþa sunuluyor. Dacia markasýnýn vazgeçilmez modeli olan Logan’da ise Aralýk ayý boyunca hem dizel hem de benzinli versiyonlarýnda indirim uygulanýyor. Benzinlide 1.000 TL, dizelde ise 1.500 TL indirim uygulanan Logan sedan 17.100 TL’den baþlayan fiyatlarla müþterilerinin beðenisine sunuluyor.
Mazda da 13.040 TL’ye varan indirimli fiyatlar sizi bekliyor.
Mazda’dan avantajlý yýl sonu fýrsatlarý
MAZDA, yýl sonuna doðru otomobilseverleri sevindirecek avantajlý fiyatlarýn sunulduðu bir kampanya baþlattý. Aralýk ayýna özel bu kampanya ile Mazda sahibi olmak isteyenleri 13.040TL’ye varan indirimli fiyatlar bekliyor. Yeni yýla girmeden Mazda satýþlarýna hareket getirecek bu kampanya ile Mazda3’e 6.000 TL’ye varan indirim uygulanýyor. Dünya çapýnda 92 ödül alarak kýrýlmasý zor bir rekorun sahibi olan, Mazda3 Sedan modelinde 37 bin 139 TL, Hatchback modelinde ise 37 bin 539 TL’den baþlayan fiyatlarla satýþa sunuluyor. Mazda’nýn konforu, yüksek kalite ve kusursuz sürüþ özelliklerini birarada sunan modeli Mazda6’ya ise 52.568 TL’den baþlayan fiyatlarla sahip olmak mümkün. Mazda’nýn hafifliði ile dikkat çeken, kompakt sýnýfýn en çevreci ve þýk otomobillerinden biri olan Mazda2 modeli 32.218 TL’den baþlayan fiyatlarla satýþa sunuluyor. Coupe otomobilleri yeniden tanýmlayan Mazda MX-5 modeli 70 bin 844 TL, saðlamlýðý, çevikliði ve çok yönlü kullanýma olanak saðlayan performansý ile dikkat çeken Mazda BT–50 High Kabin 2.5L 4X2 modeli 34 bin 241TL fiyatla satýþa sunulurken þehir içi, otoban ve arazi þartlarýna anýnda uyum saðlayan, beþ kiþiye kadar yolcu alabilen alaný ile sýnýfýndaki en rahat koltuklara sahip Mazda BT-50, High Kabin 2.5L 4X4 modelinde ise 5.266 TL’ye varan indirim uygulanýyor. Bu kampanya 30 Aralýk tarihine kadar geçerli olacak.
Fiat, ticarî araçlarda KDV almýyor
OCAK-KASIM dönemi sonunda hafif ticarî araç pazarýnýn lider markasý Fiat Ticarî Araçlar, yýlýn son ayýnda da etkin ve üstün satýn alma kolaylýklarý sunan yeni bir kampanyayla dikkat çekiyor. Fiat Fiorino Combi ve Fiat Doblo Combi modellerinde KDV oraný kadar indirim yaparak bir avantaj sunan Fiat Ticarî Araçlar, ayný zamanda 48 ay vade ve 480 TL taksitle satýn alma ayrýcalýðý saðlýyor. Bununla birlikte Aralýk ayýnda diðer tüm modeller ile birlikte kredili alýmlarda Fiat Scudo ve Fiat Ducato modellerinde de yüzde 11 indirim imkâný devam ediyor. Fiat Ticari Araçlar’ýn Aralýk kampanyasý kapsamýnda Fiat Fiorino 18 bin 330 TL’den; Fiat Doblo 18 bin 840 TL’den; Fiat Scudo 32 bin 640 TL’den; Fiat Ducato ise 33 bin 540 TL’den baþlayan anahtar teslim baþlangýç fiyatlarýyla tüketicilerin ilgisine sunuluyor. Aralýk ayý boyunca tercihini Fiat Fiorino ve Fiat Doblo’dan yana kullanacak bütün müþterilere, 3 yýl/150 bin km garanti hediye ediliyor.
SÜRÜÞ ÝZLENÝMÝ “ROBOTÝZE”otomatik vites seçeneði Auto6R, debriyaj pedalýnýn kaldýrýlmasýný saðlýyor ve manuel veya otomatik modlarý ile klasik vites kutularýna ekonomik bir alternatif oluþturuyor. Tepki gücü yüksek, hassas vites kutusu her an vites kolu veya direksiyonun arkasýndaki paletler yardýmýyla vites deðiþtirmeyisaðlýyor.Gerçi3008,tamolarakyoðuntrafiktekullanýlacakbiraraçdeðil.Tonajolarakaðýrlýðýbunuengelliyor.Birazhýzlandýðýnýzdaisesürüþ keyfine ve güvenlik özelliklerine diyecek olmuyor. Peugeot’nun yeni Crossover’ý 3008’i ilk kez görenlerin bu aracýn bir MPV mi, SUV mu yoksa bir hatchbackmiolduðunukestirememesiimkândahilinde.Zira,tümbusýnýflardanalýntýlarasahipolanyeninesilbirotomobilolan3008’induruþufarklý.
Onun duruþu farklý;
HYUNDAI 31 Aralýk’a kadar 1600 cc’ye kadar motor hacmine sahip olan bütün modelleri için ÖTV oranýný yüzde 25’e sabitleyecek þekilde indirim imkaný sundu. Hyundai’den yapýlan açýklamada Hyundai’nin, önemli bir kampanya ile herkesi otomobil sahibi yapmayý hedeflediði belirtilerek, þöyle denildi: ‘’Hyundai, 31 Aralýk 2009’a kadar 1600 cc’ye kadar motor hacmine sahip olan bütün modelleri için ÖTV oranýný yüzde 25’e sabitleyecek þekilde indirimler sunuyor. Yani 1600 cc’ye kadar motor hacmine sahip olan araçlarda þu an ÖTV oraný
yüzde 37 olduðu için, aradaki 12 puanlýk farký Hyundai karþýlamýþ oluyor. Hatta Hyundai, bu indirimler sayesinde Eylül ayýnda yüzde 27 seviyesinde olan ÖTV oranýndan bile daha da avantajlý bir fýrsat sunarak herkesin yeni yýla harika bir Hyundai modeliyle girmesini ve Hyundai güvenliðini uzun yýllar boyunca yaþamasýný hedefliyor. Ayrýca Hyundai’nin 1600 cc’den yüksek motor hacmine sahip binek otomobillerinde ve hafif ticari araçlarýnda da her modele özel olarak peþin alým indirim imkâný da veriliyor.’’
8
FORD Otosan, Kasým ayýnda baþlatmýþ olduðu ve pazarda büyük bir ilgi gören 50. yýl kampanyasýný, Aralýk ayý boyunca, ilâve indirimlerle sürdürme kararý aldý. Cargo hariç bütün binek ve ticarî araçlarda Kasým ayýnda baþlatýlan 50.yýl kampanyasýnda, 50 ay 500 TL taksit, 50 ay garanti ve 5 bin TL’ye varan indirimler var. Ford Otosan, bu kampanyanýn üzerine ticarî araçlarda, 31 Aralýk 2009 tarihine kadar yüzde 8 ilâve indirim vermeye baþladý. Kampanya kapsamýnda Fiesta’da 8 bin 195 TL, Focus’ta 10 bin 965 TL, Connect’te 5 bin 720 TL, Transit’te 9 bin 065 TL peþinat ödeyen tüketiciler, 500 TL taksitle anahtar teslim aracýn sahibi olabiliyor ve 50 ay garantiden yararlanýyor.
PEUGEOT 3
8
PEUGEOT 3008, MODERNLÝK, PRATÝKLÝK, GÜVEN VE SÜRÜÞ KEYFÝ ARAYIÞINDAKÝ MÜÞTERÝLERE ORÝJÝNAL ÇÖZÜMLER VE MAKSÝMUM ÖLÇÜDE ÇOK YÖNLÜ KULLANIM ÖZELLÝKLERÝ SUNUYOR.
YÜCE Auto distribütörlüðünde Türkiye’de satýþa sunulan Skoda, bütün modellerinde cazip indirimlere giden bir “Yeni Yýl Kampanyasý” baþlattý. Yýl sonuna kadar sürecek fýrsat kampanyasýnda Skoda’lar 1500 TL’den baþlayýp 6000 TL’ye varan indirimlerle alýcýya ulaþtýrýlacak. Donanýmý, üstün teknolojik özellikleri ve konforunun yanýnda “uygun fiyatýyla" ve segmentinin en dikkat çekici araçlarýnýn baþýnda gelen Skoda Superb 1.4 TSI, 4 bin liralýk indirim sonrasýndaki 43.900 TL’lik fiyatýyla alýcýya ulaþtýrýlýyor. Lüks segmentte yer alan Superb 2.0 TDI motor seçeneði ise 6 bin liralýk indirimle 64.990
RECEP BOZDAÐ recep@yeniasya.com.tr
GELENEKSEL olmayan tarzý ve tasarýmýyla, geniþ hacimli, modern, pratik ve sürüþ keyfi yüksek bir araç arayýþýnda olanlar için orijinal çözümler sunan Peugeot 3008’in duruþu klasik otomobil segmentlerine göre farklý. 1.6 HDI 110 bg Auto6R dizel ve 1.6 VTi 120 bg benzinli motor seçenekleri ile Türkiye pazarýna sunulan Peugeot 3008’in crossover, çevreye saygýsý, 5 yýldýzlý güvenliði, sürüþ keyfi, Head-up Display ve Grip Control gibi teknolojik yenilikler ile yeni bir referans oluþturmasý hedefleniyor. 3008, SUV, MPV hatta hatchback modeller gibi mevcut çok sayýda segment arasýnda yollarýn kesiþtiði bir noktayý kendine referans alýyor. Bu karýþýmýn ürünü olarak anýlan modellerin en güçlü yönlerini üstlenmiþ. Tasarým özellikleriyle, yeni müþteri portföyüne ulaþmak üzere tasarlanan 3008, modernlik, pratiklik, güven ve sürüþ keyfi arayýþýndaki müþterilere orijinal çözümler ve maksimum ölçüde çok yönlü kullaným özellikleri sunuyor.
HUZUR VE GÜVENLÝÐE ÖNEM VERÝLMÝÞ Araçta huzur ve güvenliðini fazlalaþtýrmak amacýyla, pazarda bir ilk oluþturan çok sayýda teknoloji sürücünün kullanýmýna standart veya opsiyonel olarak sunuluyor. Bu özellikler arasýnda hýza göre iki araç arasýndaki güvenlik mesafesine uyulmasý konusunda uyarýda bulunan Mesafe Alar-
Skoda’dan yeni yýl hediyesi TL’lik fýrsat fiyatýyla bu ayrýcalýðý yaþamak isteyenler için showroomlardaki yerini alýyor. Skoda’nýn en çok satan modelleri arasýnda bulunan Octavia da bu indirim kapsamýnda 3 bin 300 TL indirimle 32.490 TL’ye satýn alýnabilecek. Octavia’nýn “Octavia Tour” modeli ise kampanya dahilinde 3 bin TL’lik indirimle 29.900 TL’lik fiyatýyla satýþa sunulacak. Dizayný, teknolojisi ve özellikle þehiriçi kullanýmýndaki rahatlýðýyla ön plana çýkan Fabia, indirim sonrasýndaki 24.400 TL’lik satýþ fiyatýyla herkesin otomobil sahibi olmasýný amaçlýyor. Roomster’de 1500 TL’li indirimiyle 28.000 TL ’lik fýrsat fiyatýný “farklý” olmak isteyen kullanýcýlara sunuyor.
DIÞ VE ÝÇ TASARIM 3008’ÝNmimarisi,eðimliönveyancamlarý,tekhacimlitasarýmý,aþaðýdoðrudaaçýlabilenSUVtipi bagaj kapaðý, yüksek sürüþ konumu gibi SUV dünyasýndan alýnan farklý unsurlarý bir araya getirmeyi baþarmýþ. Aracýn özgün tasarýmý, bu farklý özelliklerin baþarýyla birleþtirilmesinden doðmuþ. Dengeli boyutlarý, dinamik ve güçlü çizgileri, yenilikte öncü bir çizgide olmasýný saðlamýþ. Belli bir donaným düzeyinden itibaren, tamponlar hizasýndaki özel kaplamalar kullanýlmýþ. 3008, yolcularýn her biri için konfor, modülarite ve teknoloji sunuyor. Aracýn uçak kokpitlerini çaðrýþtýran geniþ iç mekanýnda, ergonomik koltuklar dikkat çekiyor. 1,60 m2’lik panoramik cam tavan, iç mekana daha fazla aydýnlýk ve görüþ alaný kazandýrýyor. Koltuk sýrtlýklarý yatýrýldýklarý ve ön yolcu koltuk sýrtlýðýnýn tablet þekline dönüþtürüldüðü zaman, 3008 bagajýndan kokpit paneline kadar tamamendüzbirzeminsunabiliyor.Böylecearacýnyüklemehacmiarttýrýlabiliyor.
mý, uçaklarda kullanýlan ve 3008’e uyarlanan head up ekraný, elektrikli otomatik park freni, rampada kalkýþ yardým sistemi sayýlabilir. Peugeot 3008, güçlendirilmiþ çekiþ sistemiyle de gerçek bir crossover. Markanýn birikimi ve tecrübesiyle kullanýlan teknolojiler sayesinde 3008, üstün sürüþ özellikleri sunuyor. Yüksek ve geniþ bir araç için bu
sonuç gerçek bir meydan okuma. Sunulan bir diðer yenilik de, özel bir antipatinaj fonksiyonu ile Kar & Çamur tipi lastiklerden oluþan güçlendirilmiþ çekiþ sistemi. 3008’de en yüksek çevreye saygýlý araç performansý arayýþý önemli bir amaç olarak ortaya konmuþ. Bu baðlamda, aerodinamik yapý üzerinde özel çalýþma yapýlmýþ.
Yenilenen Honda CR-V satýþa sunuldu HONDA’NIN SUV segmentindeki modeli CR-V yenilenen görünümü ile Türkiye’de satýþa sunuldu. En son teknolojilerle donatýlan yeni CR-V’nin, Çarpýþma Hafifletici Fren Sistemi, Uyarlanabilir Hýz Sabitleyici ve Aktif Ön Aydýnlatma Sistemi ile yeni deðerler sunuyor. Yenilenmiþ ve renkleri deðiþtirilmiþ iç kapý panelleri 2010 CR-V’nin konforlu iç mekanýnda göze çarpan ilk unsurlardan.Yeni CR-V’de, ses sistemi MP3 çalarlar ile iPod’lara baðlantý yapýlabilecek þekilde yenilenmiþ. Yeni CR-V’de, sadece Honda tasarýmý olan teknolojilere özgü iki aktif güvenlik sistemi kullanýlýyor. Uyarlanabilir Hýz Sabitleyici (ACC), radar kontrolü ile öndeki araç ile belirlenen uzaklýðý korumak için gerekli hýz deðiþikliklerini gerçekleþtirerek seyir konforunu artýrýyor. Çarpýþma
Hafifletici Fren Sistemi (CMBS) ise, çarpýþma olasýlýðýný önceden tahmin ederek, durum kritikleþtiðinde ilk olarak sesli ve görsel ikazlarla sürücüyü uyarýyor. Tehlikenin devam etmesi durumunda ise emniyet kemerini birkaç kez gerip býrakmak suretiyle sürücüye ikinci ikazý yapýyor. Bu uyarýlarýnýn etkili olmamasý durumda ise emniyet kemerini sýkýca gererek ani frenleme yapýyor. Bu sistem sayesinde kazalar önleniyor veya eðer kaza kaçýnýlmaz ise çarpýþma etkisi azaltýlýyor. Xenon farlara sahip Aktif Ön Aydýnlatma Sistemi ise aracýn yönüne göre far açýsýný ayarlayarak normal bir farda karanlýk bölgede kalan engel veya yayalarýn daha erken fark edilmesini saðlýyor. Honda CR-V, yenilenen özellikleri ile 81.390 TL’den baþlayan fiyatlarý ile Honda bayilerinde yerini aldý.
14
SPOR
YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
F.BAHÇE KÖTÜ GÝDÝÞE ‘DUR’ DEDÝ
BAKIÞ
Nihayet galip geldi
SÜPER LÝG'DE KÖTÜ GÜNLER GEÇÝREN SARI-LACÝVERTLÝLER, ZORLANDIÐI ANKARAGÜCÜ MÜCADELESÝNDE SON DAKÝKALARDA ATTIÐI GOLLE GALÝBÝYETE ULAÞTI F.BAHÇE BÖYLECE 47 GÜNLÜK GALÝBÝYET HASRETÝNE SON VERDÝ. EROL DOYRAN
TÜRKCELL Süper Lig'de kötü günler geçiren Fenerbahçe, zorlandýðý Ankaragücü mücadelesinde son dakikalarda bulduðu golle 3-2 kazanarak, rahat bir nefes aldý. Ligde bundan önceki 3 maçýnda da yenilen sarý-lacivertli ekip, kötü günleri geride býrakmak adýna çýkýþa geçeceði maç olarak gördüðü ve 49. dakikada 2-1 yenik duruma düþtüðü karþýlaþmadan, 87. dakikada Güiza ile bulduðu golle 3 puanla ayrýldý. Ligin 14. haftasýnda FB Þükrü Saracoðlu Stadý'ndaki seyircisiz maçta Kasýmpaþa'ya 3-1 yitiren sarý-lacivertliler, seyircisinden yoksun çýktýðý 2. maçýnda kazanmasýný bildi. Maçýn büyük bölümünde bulduðu pozisyonlarda etkisiz kalan Güiza, 87. dakikada kaydettiði golle takýmýna galibiyeti getiren isim oldu. Ankaragücü'nün özellikle ikinci yarýda önemli gol pozisyonlarý bulduðu mücadelede Fenerbahçe kalesi zor anlar yaþadý. GALÝBÝYET HASRETÝ SONA ERDÝ Turkcell Süper Lig'de son galibiyetini 10. haftada Galatasaray karþýsýnda derbi mücadelesinde alan sarý-lacivertlilerin 47 günlük galibiyet hasreti sona erdi. 25 Ekim'deki derbi maçtan sonra 11. hafta mücadelesinde Kayserispor ile 1-1 berabere kalan sarýlacivertli ekip, daha sonra 13. haftada Beþiktaþ'a 3-0, 14. haftada Kasýmpaþa'ya 3-1 ve 15. haftada Eskiþehirspor'a 2-1 yenildi. Fenerbahçe bu süreçte 12. haftayý, Ankaraspor düþürüldüðü için hükmen 3-0 galibiyetle maç yapmadan geçmiþti.
erol@yeniasya.com.tr
F
Forvet oyuncularýnýn formsuzluðuyla haftalardýr gol yollarýnda büyük sýkýntý çeken Fenerbahçe'de, Ankaragücü karþýsýnda kaptan Alex takýmý adýna 2 önemli gole imza attý.
ALEX: SIKINTILI DÖNEMDEN BÝRAZ OLSUN KURTULDUK
FENERBAHÇE'NÝN Ankaragücü'nü 32 yendiði karþýlaþmada takýmýnýn 2 golünü atan Alex de Souza, karþýlaþmadan galibiyetle ayrýldýklarý için çok mutlu olduklarýný söyledi. Brezilyalý futbolcu, ''Bu sýkýntýlý dönemden çýkmamýz için kazanmamýz gerekiyordu. Ankaragücü'nün kazanmasý ya da yitirmesi
onlar açýsýndan birþey deðiþtirmeyecekti. Ancak burada puan býrakmamýz bizim açýmýzdan çok þeyi götürebilirdi. O yüzden güzel futbol ya da kötü futbol hiç farketmez, ne yapýp edip kazanmamýz gerekiyordu. Belki olumlu bir oyun ortaya koyamadýk ama önemli olan kazanmaktý. Kazandýðýmýz
ve bu sýkýntýlý dönemden biraz olsun kafamýzý çýkarabildiðimiz için çok mutluyuz'' diye konuþtu. Takým arkadaþý Özer'in saha içinde elinden gelen herþeyi yaptýðýný anlatan Alex, ''Özer'in hocamýza da sýkýntý çýkardýðýný düþünüyorum. Çünkü o kadar iyi oynadýkça, artýk bundan sonraki dönemde Özer'in bu
VOLKAN: ÖZER'ÝN ÇIKARDIÐI TOPU GÖREMEDÝM FENERBAHÇE kalecisi Volkan Demirel, Ankaragücü karþýsýnda zor da olsa kazandýklarýný ifade ederek, ''Ýnþallah dönüm maçýmýz olur ve kazanarak devam ederiz'' dedi. Milli kaleci, son 3 haftada aldýklarý yenilgilerle camialarýný üzdüklerini ifade ederek, ''Bu maça çýkmadan önce aramýzda konuþtuk, önemli olan 3 puandý. Zor da olsa, belki iyi oynamadýk, belki kaybedebilirdik, ama iyi mücadele ederek 3 puaný
aldýk. Aklýmýzda olan buydu. Ýnþallah dönüm maçýmýz olur ve kazanarak devam ederiz'' diye konuþtu. Seyircisiz yaptýklarý maçlarda büyük sýkýntý çektiklerini ifade eden Volkan, taraftarlarýnýn eksikliðini fazlasýyla hissettiklerini belirterek, ''Onlardan rica ediyo-
Volkan Demirel
rum, hatta onlara yalvarýyorum, bir daha bizi yalnýz býrakmasýnlar'' dedi. Volkan, ''Onlarsýz biz futbol oynayamýyoruz. Onlarýn sesi olmadan. Onlar bizim kulaðýmýzmýþ, bunu daha iyi anladýk. Her maçý bir Galatasaray, Beþiktaþ veya Avrupa Ligi maçlarý gibi ciddiye alarak, stada gelip doldursunlar. On-
lardan isteðim bu. Bizi yalnýz býrakmasýnlar'' diye konuþtu. Son dakikalarda Özer'in çizgiden çýkardýðý ve Ankaragücü oyuncularýnýn gol olduðuna dair itirazda bulunduklarý pozisyonu görmediðini de ifade eden Volkan, ''Ama Ankaragücü'nün golü verilmediði yönünde tartýþmalar oluyor. Onlarýn attýðý 2. golden önce bence Bilica'ya faul var. Ama futbolun içinde hata oluyor'' diye konuþtu.
HAVUZDA REKOR KIRDIK ELENDÝK
TUNCAY ÞANLI YENÝ TAKIMINDA SÝFTAH YAPTI
ÝNGÝLTERE Premier Lig takýmlarýndan Stoke City'de forma giyen milli futbolcu Tuncay Þanlý, yeni takýmýnda ilk golünü attý. Teknik direktör Tony Pulis'in önceki haftalarda sonradan oyuna aldýðý ve kýsa süre þans verdiði Tuncay Þanlý, geçen haftaki Arsenal maçýnýn ardýndan bugün yapýlan Wigan Athletic karþýlaþmasýnda da 90 dakika sahada kaldý. 26 bin futbolseverin izlediði mücadelede, 16. dakikada Boyce'nin golüyle konuk ekip Wigan Athletic 1-0 öne geçerken, Stoke City, Tuncay Þanlý'nýn 37. dakikadaki golüyle eþitliði saðladý. Wigan Athletic, 73. dakikada Figueroa'nýn attýðý golle yeniden öne geçti, ancak 74. dakikada Shawcross, maçýn skorunu belirleyen golü kaydetti ve karþýlaþma 2-2 sona erdi. Tuncay, Wigan Athletic aðlarýna gönderdiði golle Premier Lig'deki 16. golünü kaydetti. Milli futbolcu, Middlesbrough formasýyla 2007-2008 sezonunda 8, 2008-2009 sezonunda ise 7 gol atmayý baþarmýþtý.
NAÝM: 1 MÝLYON 250 BÝN DOLAR VERÝLDÝ
ESKÝ Olimpiyat ve Dünya Þampiyonu, Halter Federasyonu Asbaþkaný Naim Süleymanoðlu, Türkiye'ye getiriliþi sýrasýnda Bulgaristan'a para verildiðini, ancak kendisine para verilmediðini, bunun için toplam ne kadar para harcandýðýný bilmediðini söyledi. Büyükler Ferdi ve Masterler Türkiye Halter Þampiyonasý için Alanya'da bulunan Naim Süleymanoðlu, sorularý cevaplandýrdý. Eski maliye bakanlarýndan Ekrem Pakdemirli'nin, geçtiðimiz günlerde yayýnlanan kitabýnda yer alan ''Naim Süleymanoðlu'nun Türkiye'ye getirilmesi sýrasýnda 7 milyon dolar harcandýðý'' yolundaki iddiasýný deðerlendiren Süleymanoðlu, þöyle konuþtu: ''Zaten Türkiye'ye gelmiþtim. Benim bildiðim, yarýþmalara katýlmam için, Bulgarlar yetiþtirme parasý istediler. Onun için 1 milyon 250 bin dolar verildi. Ama ailemin getirilebilmesi için ayrýca para verildiyse bilmiyorum. Çünkü daha sonra ailem de geldi. Eðer orada bir para verildiyse bunu bilmiyorum. Bana zaten para verilmedi.'' Eski halterci Halil Mutlu da yaptýðý açýklamada, Naim Süleymanoðlu'nun Türkiye'ye geliþi sýrasýnda ne kadar para harcandýðýný tam olarak bilemediðini dile getirdi. Türk hükümetinin, örtülü ödenekten Bulgar hükümetine 1 milyon 150 bin dolar ödediðini bildiðini anlattý.
enerbahçe'nin Ankaragücü galibiyetiyle ilgili olarak, ''Þeytanýn bacaðýný kýrdý" diyebiliriz. Çünkü 47 gündür süren galip gelememe stresi takýma pahalýya patladý ve 11 puan rakiplere adeta hediye edildi. Ankaragücü karþýsýnda istenilen seviyede iyi futbol olmamasýna karþýlýk, ayný þekilde mücadele edilip, herkes birbirine destek verirse, Trabzonspor maçýndan iyi bir sonuçla Ýstanbul'a dönülebilir. Bu galibiyet Fenerbahçe'yi zor durumdan çýkarýp, iyi günlerin gelmesinin habercisi de olabilir. Çünkü takým üzerinde kötü sonuçlar nedeniyle büyük bir baský vardý. Son maçlarýn kaybedilmiþ olmasý, oyuncularýn üzerinde bir baský yaptý. Ama Ankaragücü önünde mücadele edilerek takým yeni bir çýkýþ yakaladý. Özellikle 2-1 yenik duruma düþtükten sonra maçý kazanmak için oyuncularýn yüreklerini ortaya koymasý olumluydu. Koþmuyor, yürüyerek oynuyor diye eleþtirilen kaptan Alex ceza sahasý içinde bir golcünün nasýl olmasý gerektiðini bir defa daha herkese gösterdi. Fenerbahçe bu maçta galibiyetin yanýnda Özer Hurmacý'yý da kazandý. Daum, Özer'i ilk 11'e almakla iyi bir iþ yaptý. Alex'in attýðý 2. golün asistinde zekasýný iyi kullandý. Maçýn sonunda tartýþmalý da olsa kale çizgisi içinden çýkardýðý topla takýmýn galibiyetinde önemli bir rol oynadý. Bu maç bir bakýma Roberto Carlos'un Süper Lig'deki veda maçý oldu. Haftalar önce Aralýk ayýnýn ikinci yarýsýnda Brezilya'ya döneceðini açýklamýþtý. Hafta içinde Sherif ile oynanacak UEFA Kupasý maçýnda son defa Fenerbahçe formasý giyecek. Bu maçta seyircisiyle buluþacak olan Fenerbahçeli futbolcular, yönetim ve taraftarlar emsalleri içinde faal futbol hayatýný sürdürme baþarýsýný gösteren bu dünya yýldýzýný onore etmeli ve çok güzel bir törenle uðurlamalýdýr. Son dakikalarda Özer'in kale çizgi üzerinden çýkardýðý topun gol olduðunun altýný çizelim. Birçok kanalda defalarca, her ayrýntýsýna kadar gösterilen bu pozisyonda topun tamamýnýn geçtiði görülüyor. Spor yorumcularýn hemen hepsi pozisyonun gol olduðunda birleþti. Ankaragücü adýna yazýk oldu. Hakemlerimiz sezonun ilk yarýsýnda geçen yýla göre daha baþarýlý olmasýna karþýlýk, özellikle yan hakemler sonuçlara etki eden hatalar yaptýlar. Merkez Hakem Komitesi, devre arasýnda yapacaðý eðitim seminerlerinde yan hakemler üzerinde daha hassas davranmalarýný bekliyorum.
Ersan Ýlyasova'nýn takýmý Milwaukee Bucks, sahasýnda Portland Trail Blazers'ý 108-101 yendi.
Mehmet Okur, ünlü yýldýz Kobe Bryant'ý durdurdu.
Mehmet ve Ersan galip geldi JAZZ'IN SAHASINDA LAKERS'I 102-94 YENDÝÐÝ MAÇTA MEHMET OKUR 10 SAYIYLA OYNADI. BUCKS'IN EVÝNDE BLAZERS'I 108-101 YENDÝÐÝ KARÞILAÞMADA, ERSAN ÝLYASOVA 11 SAYI ÜRETTÝ. AMERÝKAN Profesyonel Basketbol Ligi'nde (NBA) Utah du. Batý Konferansý Kuzeybatý grubunda yer alan Utah Jazz'ýn sahasýnda Los Angeles Lakers'ý 102-94 yendiði Jazz'ýn 14 galibiyeti, 9 maðlubiyeti, Pasifik grubunda maçta, milli basketbolcu Mehmet Okur 10 sayýyla oy- mücadele eden Los Angeles Lakers'ýn ise 18 galibiyeti, 4 nadý. Energy Solutions Arena'da 19 bin 911 kiþinin izle- yenilgisi bulunuyor. Öte yandan Ersan Ýlyasova'nýn takýdiði karþýlaþmanýn 38 dakikasýný sahada geçiren Meh- mý Milwaukee Bucks, sahasýnda Portland Trail Blazers'ý met Okur, 10 sayý ve 5 ribaunt kaydetti. 6 oyuncunun normal süresi 87-87 biten ve iki kez uzatýlan maçta 108çift haneli sayýlara ulaþtýðý Utah temsilcisinde, Deron 101 yenerken, milli basketbolcu 11 sayý üretti. KarþýlaþWilliams 21 sayý, 11 asist ve 4 ribauntla ''double-double'' maya ilk 5'te baþlayan ve 40 dakika sahada kalan Ýlyasoyapýp, maçýn en skoreri olurken, Wesley Matthews ve va, 11 sayý, 8 ribaunt ve 2 asistle oynadý. Bucks'da AnRonnie Brewer da 19'ar sayýyla galibiyette rol oynadý. drew Bogut 27, Luke Ridnour 20, Brandon Jennings de 18 sayý kaydetti. Blazers'ta Lakers'da ise Kobe Bryant, ise 31 sayý ve 11 ribauntla Ron Artest ve Pau Ga''double-double'' yapýp, sol'un 16'þar sayýlýk çabasý maçýn en skoreri olan Layenilginin önüne geçemeFENERBAHÇE'NÝN, Beko Basketbol Ligi'nde deplasmarcus Aldridge'in ve 23 di. Jazz, karþýlaþmanýn ilk manda Antalya Büyükþehir Belediyesi ile yaptýðý karsayý üreten Brandon çeyreðini 25-25 berabere, þýlaþmada sol köprücük kemiði kýrýlan Ömer Aþýk, aRoy'un performansý ise devreyi 59-53 önde bitirdi. meliyat oldu. Milli oyuncu, Prof. Dr. Ömer Taþer taragalibiyete yetmedi. Doðu Maçýn 3. periyodunu da fýndan ameliyat edildi. Fenerbahçe Basketbol Þubesi Konferansý Merkez gru80-71 üstün bitiren Utah Direktörü Nedim Karakaþ, ''Sol omuzundaki parçalý bunda mücadele eden temsilcisi, sahadan da kýrýk nedeniyle ameliyat olan Ömer'in omzuna vida Bucks'ýn 11 galibiyeti ve 102-94 galip ayrýldý. Jazz, takýldý ve vücudunun vereceði tepkiye göre en az 2 ay 11 yenilgisi, Batý Konferakibinin 11 maçlýk galibisahalardan uzak kalacaðý açýklandý" dedi. ransý Kuzeybatý grubunda yet serisine son vermiþ ol-
ÖMER AÞIK AMELÝYAT OLDU
ÝSTANBUL'DA yapýlan 13. Avrupa Kýsa Kulvar Yüzme Þampiyonasý'nda erkekler 4x50 metre serbest bayrak seçmelerinde Türkiye rekoru kýran (A) Milli Takým, finale kalamadý. Abdi Ýpekçi Spor Salonu'nda yapýlan þampiyonanýn dördüncü gün sabah seansýnda, erkekler 4x50 metre serbest bayrak seçmelerinde, Can Anacak, Kaan Tayla, Yiðit Tokman ve Doða Çelik'ten oluþan milli takým, 1.28.97'lik derecesiyle, 1.31.22 ile Fenerbahçe takýmýna ait Türkiye rekorunun yeni sahibi oldu. Toplam 13 takýmýn yüzdüðü bu kategorinin seçmelerinde Ýrlanda Cumhuriyeti'ni geçerek 12. olan Türkiye, elendi. Bu kategorinin seçmelerinde Rus takýmý 1.23.78 ile en iyi dereceyi yaparak finale kaldý.
200 METREDE FÝNALÝ KAÇIRDIK
ÝSTANBUL'da yapýlan 13. Avrupa Kýsa Kulvar Yüzme Þampiyonasý'nda bayanlar 200 metre sýrtüstü seçmelerinde yüzen 3 Türk sporcu finale kalamadý. Abdi Ýpekçi Spor Salonu'nda yapýlan þampiyonanýn dördüncü gün sabah seansýnda, bayanlar 200 metre sýrtüstü seçmelerinde 4. seride yüzen Nazlý Ege Çalýþal, 2.12.11'lik derecesiyle serisinde 10'uncu, genel klasmanda 32'nci, 1. seride yüzen Gizem Yalý 2.13.72'lik derecesiyle serisinde 5'inci, genel klasmanda 34. ve ayný seride yüzen Cansu Buket Tokat da 2.14.30'luk derecesiyle serisinde 6'ncý, genel klasmanda ise 35. olarak elendi.
HABERLER
ROBERTO CARLOS VEDAYA HAZIRLANIYOR
UZUN süredir Brezilya ve Ýspanya medyasýnda Fenerbahçe'den ayrýlacaðý yönünde haberler yer alan, dün akþamki Ankaragücü maçýndan sonra da takým arkadaþlarýna önümüzdeki günlerde takýmdan ayrýlacaðýný açýkladýðý yönünde iddialar yer alan Roberto Carlos konusunda sarý-lacivertli kulübün açýklamasý bekleniyor. Brezilyalý futbolcu, deplasmanda Sheriff'i 1-0 yendikleri UEFA Avrupa Ligi maçýnýn ardýndan Fenerbahçe'den ayrýlmasýnýn Aralýk ayýndan sonra görüþülebilecek bir konu olduðunu açýklamýþtý.
GARCÝA: TÜRKÝYE 2010'DA ÝLK 5'E GÝRER
FIBA Amerika Genel Sekreteri Alberto Garcia, Türkiye'nin 2010 FIBA Dünya Þampiyonasý'na baþarýlý bir þekilde ev sahipliði yapacaðýna inandýðýný söyledi. FIBA Amerika Genel Sekreteri Alberto Garcia, Türkiye'nin 2010 FIBA Dünya Þampiyonasý için çok sýký bir þekilde çalýþtýðýný ve bu þampiyonaya baþarýlý bir þekilde ev sahipliði yapacaðýna inandýðýný söyledi. Garcia Türkiye'nin tesisler konusunda çektiði sýkýntýya da deðinerek, "Türkiye ilk zamanlarda tesisler konusunda bazý sýkýntýlar yaþadý. Salon inþaatlarý biraz gecikmiþ olsa da þu an çok iyi bir þekilde ilerliyorlar ve kendilerini geliþtiriyorlar. Eminim ki çok baþarýlý bir þampiyona olacak." dedi. Türk Milli Takýmý hakkýnda da görüþlerini bildiren Garcia, "Türk Milli Takýmý çok baþarýlý bir takým. Ev sahibi olmanýn ve seyircilerinin desteðini de alarak bu þampiyonada baþarýlý olacaklarýný düþünüyorum. Ancak diðer takýmlar da çok baþarýlý ve iyi takýmlar. Ben Türkiye'nin bu þampiyonayý en azýndan ilk beþe girerek bitireceðine inanýyorum." þeklinde konuþtu.
SiyahMaviKýrmýzýSarý
15
AÝLE - SAÐLIK YENÝASYA / 14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
Hazýrlayan: RECEP BOZDAÐ
Þiþmanlýk ciddî bir rahatsýzlýk BÝRÇOK HASTALIÐIN TEMELÝNDE ÞÝÞMANLIÐIN YATTIÐINA DÝKKATÝ ÇEKEN DOÇ. DR. CELAL ÇERÇÝ, “ÞÝÞMANLIK BASÝTE ALINIYOR, AMA ASLINDA CÝDDÎ BÝR SORUN. ÞÝÞMANLIÐI BÝR HASTALIK OLARAK GÖRÜYORLAR. OYSA KÝ ÞÝÞMANLIK CÝDDÎ BÝR RAHATSIZLIK” DEDÝ.
Nar her derde deva ÖZEL Konya Farabi Hastanesi Diyet ve Beslenme Uzmaný Hilal Acar, kýþ aylarýnýn vazgeçilmez meyvelerinden olan narýn, grip baþta olmak üzere kolestrol, tansiyon, ishal gibi birçok hastalýða yakalanma riskini en aza indirdiðini bildirdi. Acar, yorgunluðu gideren narýn kansere sebep olan serbest radikallerle savaþan koruyucu bir etki gösterdiðini söyledi. Narýn eski dönemlerden beri pek çok hastalýkta bitkisel tedavi yöntemi olarak kullanýldýðýný belirten Farabi Hastanesi Diyet ve Beslenme Uzmaný Hilal Acar, “Nar, C, B1 ve B2 vitaminleri ve potasyum bakýmýndan çok zengindir. Ayrýca baðýþýklýk sistemini kuvvetlendirecek antosiyanlar ve flavonoitler içerir. 100 gram narýn içerisinde, 259 miligram potasyum, 63 kalori, 8 miligram C, binde 3 de B2 vitamini bulunuyor. 1 su bardaðý nar suyu günlük C vitamini ihtiyacýnýn yüzde 25’ini karþýlar. Gün içinde tüketilen bu meyve, yorgunluðumuzun giderilmesinde de büyük rol oynar.” ifadesini kullandý.
GRÝBE BÝRE BÝR “GRÝBAL enfeksiyonlar virüslerin neden olduðu hastalýklardýr” diyen Acar, “Nar, içerdiði antioksidanlar sayesinde gribe neden olan virüsleri zararsýz hale getirmeye yardýmcý olmaktadýr. Bakteri kaynaklý enfeksiyonlara karþýda koruyucu etkisi kanýtlanmýþtýr. Antioksidan etkisi yeþil çay, portakal gibi besinlerden üç kat daha fazladýr. Gripten korunmak için tablet þeklinde vitamin almak yerine nar yiyerek daha fazla antioksidan madde ve C vitamini saðlamýþ oluruz. Bu þekilde kansere neden serbest radikallere karþý bizi koruyacak bir silâh görevini de üstlenmektedir” þeklinde konuþtu. Konya / cihan
SÜLEYMAN Demirel Üniversitesi (SDÜ) Týp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Doç. Dr. Celal Çerçi, aþýrý þiþmanlýðýn birçok hastalýða dâvetiye çýkardýðýný belirterek, kilo kontrolü için kelepçe yöntemini önerdi. Doç. Dr. Çerçi, insanlarýn saðlýklý yaþayabilmesi için kilolarýný kontrollü þekilde takip etmeleri gerektiðini söyledi. Kalp rahatsýzlýðý, þeker gibi hastalýklar baþta olmak üzere birçok hastalýðýn temelinde þiþmanlýðýn yattýðýna dikkati çeken Doç. Dr. Çerçi, ‘’Þiþmanlýk basite alýnýyor ama aslýnda ciddî bir sorun. Þiþmanlýðý bir hastalýk olarak görüyorlar. Oysaki þiþmanlýk ciddî bir rahatsýzlýk. Bu rahatsýzlýk onlarda herhangi bir engel oluþturmuyor ve kilo almaya devam ediyorlar’’ dedi. Þiþmanlýðýn tedavi edilebildiðini belirten Doç. Dr. Çerçi, ‘’Çareyi yanlýþ adreslerde arýyorlar. Oysaki týpta bu hastalýðýn tedavisi mümkün. Uyguladýðýmýz yöntemle þiþmanlarýn saðlýklý bir þekilde zayýflamasýný saðlýyoruz’’ diye konuþtu. Þiþmanlýðý tedavi etmek amacýyla öncelikle iþtahý kesmek için halk arasýn-
Çocuklarda dengesiz beslenme ve abur cubur yemek þiþmanlýðý körüklüyor.
da bilinen kelepçe yöntemini uyguladýklarýný bildiren Doç. Dr. Çerçi, bu yöntemi ameliyatsýz da gerçekleþtirebildiklerini ve olumlu sonuçlar aldýklarýný kaydetti. Doç. Dr. Çerçi, þöyle devam etti: ‘’Halk arasýnda kelepçe olarak bilinen bir yöntem var. Midenin çevresinde serbestleþmiþ yemek borusu ile midenin birleþtiði yakýn bir bölgeye silikon bir
bant takýlýyor. Geniþliði de cilt altýna konulan bir rezerv ile ayarlama yapýlabiliyor. O bandý koyduktan sonra mide hacmi daralýyor ve mide küçüldüðü için hasta tokluk hissediyor. Bu yöntem ile hasta daha saðlýklý zayýflamýþ oluyor. Etkisini de zaten kýsa süre içinde görüyor. Bu yöntem bazý yerlerde ameliyatla uygulanýyor ancak SDÜ’de kapalý yapýyoruz. Yani a-
meliyatsýz gerçekleþtiriyoruz. Býçak izi yok, sadece iðne tekniði ile bunu gerçekleþtiriyoruz. Bu yöntem Türkiye genelinde sayýlý merkezlerde uygulanýyor. Bu nedenle þiþmanlýk sýkýntýsý çeken hastalarýmýzýn bize baþvurmasýný istiyoruz.’’ Kapalý sistemle gerçekleþtirilen operasyonda hastanýn uygulamadan bir gün sonra taburcu olabildiðini bildiren Doç. Dr. Çerçi, operasyonun riskinin daha az olduðunu söyledi. Söz konusu operasyon için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilâçlarý veya tedaviyi ödemeye iliþkin bir çalýþmasý olduðunu belirten Doç. Dr. Çerçi, þu bilgileri verdi: ‘’Þiþmanlýk pahalý bir hastalýk olarak görülüyor. Çünkü þiþmanlýktan doðan hastalýklarýn tedavisi daha güç ve daha pahalý. Ancak þiþmanlýðýn önüne geçildiði takdirde ileride doðabilecek hastalýklarýn da önüne geçilmiþ oluyor. Devlet bu olaya bu þekilde bakýyor. Saðlýk Bakanlýðýnýn da þiþmanlýðýn tedavisinin karþýlanmasý konusunda ciddî bir çalýþmasý var. Hatta bazý tedavilerde karþýlama yapýlýyor.’’ Isparta / aa
Göz alerjisini hafife almayýn KAÞINTI, KIZARIKLIK, SULANMA, GÖRME BOZUKLUÐU VARSA HEMEN DOKTORA GÝTMELÝSÝNÝZ UZMANLAR mevsime baðlý olarak gözde sýkça rastlanan rahatsýzlýklarýn baþýnda gelen göz alerjilerinin hafife alýnmamasý konusunda uyarýda bulunuyor. Siirt Devlet Hastanesi Göz Hastalýklarý Uzmaný Op. Dr. Ayþe Sönmez, göz alerjisinin göz saðlýðý ile ilgili çok önemli bir sorun olduðunu belirterek, “Mevsimsel göz alerjisine neden olan etkenler genellikle polenler, mevsimsel olmayan alerjiye neden olan etkenler ise yýl boyu karþýlaþtýðýmýz ev tozu ve hayvan atýklarýdýr” dedi. Op. Dr. Ayþe Sönmez, yaptýðý açýklamada, alerjik göz hastalýklarýnýn toplumda sýkça görüldüðünü ve insanlarýn yaklaþýk yüzde 15’inde alerjinin bir veya birkaç çeþidi bulunduðunu söyledi. Çevreyle direkt temasý sebebiyle gözün alerjik hastalýklara daha yatkýn olduðunu vurgulayan Dr. Sönmez, göz alerjileri konusunda þu bilgileri verdi: “Göz alerjilerinde gözde yanma, batma, kaþýntý, çapaklanma, kýzarýklýk, sulanma, ýþýða karþý hassasiyet ve görme bozukluðu görülebilir. Bu þikâyetlere genellikle burundaki alerji de ek-
Gözlerdeki rahatsýzlýðýn tedavisi geciktirilmemeli.
lenir. Göz kapaklarýnda þiþlik, gözün beyaz tabakasýnda kabarýklýklar ve kýzarýklýk görülür. Mevsimsel göz alerjisine neden olan etkenler genellikle polenler, mevsimsel olmayan alerjiye neden olan etkenler ise
yýl boyu karþýlaþtýðýmýz ev tozu ve hayvan atýklarýdýr.” Gözdeki bazý rahatsýzlýklarýn alerji zannedilebileceðini ifade eden Dr. Sönmez, þöyle devam etti: “Yapýlan muayene sýrasýnda göz kapaklarý, kirpikler ve kornea dikkatle incelenir. Bazen göz kapaklarý ters çevrilerek arka yüzeylerinin incelenmesi gerekebilir. Bazý mikrobik hastalýklar, sebebi bilinmeyen iltihabi durumlar, göz kapaðý iltihaplarý, bazý cilt hastalýklarýnýn göz bulgularý, kuru göz hastalýðý, gözün bað ve damar tabakasýnýn iltihabi hastalýklarý, böcek ýsýrýklarý, kirpik diplerine yerleþen parazitler göz alerjisini taklit eden bir tablo meydana getirebilir. Tanýsal test olarak alerjen maddenin bulunmasý, gözyaþýnda ve kanda bazý maddelere bakýlmasý yardýmcý olsa da en fazla bilgi muayeneden elde edilir.” Göz alerjilerine bazý ilâçlarýn içindeki koruyucu maddelerin veya makyaj malzemelerinin de sebep olabileceðini belirten Dr Sönmez, göz alerjisine yakalananlarýn en kýsa sürede doktora baþvurmasýnýn gerektiðinin altýný çizdi. Siirt / iha
BAÐIÞIKLIK SÝSTEMÝNÝN ZAYIFLADIÐI KIÞ AYLARINDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR
50 yaþ üstünde 'zona' riski DOMUZ gribinden ölümlerin çoðunlukla 50 yaþ altýnda olmasý, 5060 yaþ üstü kiþilerin bu hastalýktan çok ‘’su çiçeði geçiren herkeste görülen ve baðýþýklýk sistemindeki zayýflamayla ortaya çýkan ‘’zona’’ (Herpes Zoster) hastalýðýnýn riski altýnda olduklarýný bildirdi. Çukurova Üniversitesi Týp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Memiþoðlu, ‘’zona’’ hastalýðýnýn her yaþta ve her mevsimde görüldüðünü ancak, baðýþýklýk sisteminin zayýfladýðý ileri yaþlarda, sonbahar ve kýþ aylarýnda
daha sýk rastlandýðýný belirtti. Su çiçeði geçiren herkeste zona hastalýðýnýn görüldüðünü, alýnacak tek tedbirin ise baðýþýklýk sistemini güçlü tutmak olduðunu belirten Memiþoðlu, ‘’Domuz gribi vak'alarýnda ölümler daha çok 50 yaþ ve altýnda görülüyor. Bu nedenle, 50-60 yaþ üstü kiþiler, bu hastalýktan çok baðýþýklýk sisteminin zayýflamasýyla ortaya çýkan zona hastalýðýnýn riski altýnda’’ dedi. Memiþoðlu, ‘’su çiçeði hastalýðý geçirmiþ olan kiþilerde, su çiçeði virüsünün sinir köklerinde uyur du-
rumda kalmasý ve yýllar sonra bile olsa tekrar aktive olmasýyla ortaya çýkan bir hastalýk’’ olan zona hastalýðýnýn uyuþukluk, vücutta kaþýntý ve aðrýyý takiben ciltte ortaya çýkan döküntü benzeri deri lezyonlarý ile kendini gösterdiðini belirtti. Hastalýðýn saçlý deriden ayak ucuna kadar her yerde görülebileceðini ancak, daha çok göðüs, kalça ve yüzde görüldüðünü anlatan Memiþoðlu, deride oluþan kabarcýklarýn iki ya da üç hafta içinde iyileþebileceðini ancak, aðrýnýn geçmesinin daha uzun zaman aldýðýný kaydetti. Adana / aa
SiyahMaviKýrmýzýSarý
SiyahMaviKýrmýzýSarý
Türkiye’de, ADSL'de yetersiz rekabet var AVRUPA’DAKÝ sabit ücret dahil en ucuz DSL tarifelerine bakýldýðýnda, Ýspanya aylýk 40 avro ile Avrupa’nýn en pahalý internetini kullandýrýyor. Türkiye'de ise bu piyasada yetersiz rekabet var ve alternatif ADSL piyasasý emekleme aþamasýnda. Analysys Mason araþtýrma þirketinin, 25 Avrupa ülkesindeki 2800 DSL tarifesiyle ilgili yaptýðý araþtýrma raporundan derlenen bilgilere göre, bu yýl Türkiye’de özel iletiþim vergisinin düþürülmesiyle geniþ bant internet eriþimi fiyatlarýnda önemli bir düþüþ saðlandý. Rapora göre, Avrupa pazarýnda kablo tv hizmetinin yaný sýra kendi altyapýsýný kullanarak geniþ
bant internet eriþimi hizmeti sunan þirketler arasýnda büyük bir rekabet görülürken, bu rekabetin Türkiye’de ‘’henüz görülmediði’’ ifade edildi. Türkiye’de alternatif sabit geniþbant altyapýsýnda bazý firmalar tarafýndan çalýþmalar yapýlsa da bu çalýþmalarýn henüz ‘’emekleme’’ aþamasýnda olduðuna iþaret edildi. Araþtýrmaya göre, Romanya’da aylýk DSL ücreti 6, Fransa’da ise 9 avro civarýnda. Rapora göre, saniyede indirilen megabit ücretleri ele alýndýðýnda, Estonya 40 avro ile en pahalý Avrupa ülkesi. Türkiye ise 24 Avrupa ülkesi arasýnda 9 avro ile en pahalý 8. ülke durumunda. Ýstanbul /
Üzerlerinde
ÜMÝTVÂR OLUNUZ: ÞU ÝSTÝKBAL ÝNKILÂBI ÝÇÝNDE EN YÜKSEK GÜR SADÂ ÝSLÂMIN SADÂSI OLACAKTIR
Y
kanat çýrpýp duran kuþlarý da mý görmüyorlar? Onlarý havada tutan Rahmân’dan baþkasý deðildir. O her þeyi hakkýyla görür. Mülk Sûresi: 19. âyet
14 ARALIK 2009 PAZARTESÝ
Dikkat beynimiz yýkanýyor!
HABERLER
REKLÂM VERENLER ARTIK NÖROPAZARLAMA YÖNTEMÝYLE REKLÂMI ÝZLEME SIRASINDA TÜKETÝCÝNÝN BEYNÝNDE ''BEYÝN HÜCRELERÝ, BEYÝN LOPÇUKLARI, KAN HIZI'' GÝBÝ TEPKÝLERÝNÝ ÝZLEYEBÝLÝYOR. BUGÜNE kadar pazarlama materyallerinin ve yöntemlerinin tüketici üzerindeki etkisini çeþitli deneyler ile ölçen reklâm verenler ‘’bilimsel’’ bir yöntem olan Nöro-Pazarlama ile tanýþtý. Klâ sik pa zar la ma yön tem le ri ni ve vazgeçilmez anketleri geride býrakan bu a raþ týr ma yön te mi ar týk Fonk si yo nel Man ye tik Re zo nans Gö rün tü le me (fMRI) tekniði ile tüketicinin beynine girip hangi reklâm öðesine hangi tepkiyi verdiðini ayrýntýsýyla raporluyor. Reklâm verenler artýk Nöro-pazarlama yöntemiyle (Pazarlamada Fonksiyonel Manyetik Rezonanz Görüntüleme (fMRI) tek-
niðinin kullanýlmasý) reklâmý izleyiþ sýrasýnda tüketicinin beyninde, beyin hücreleri, beyin lopçuklarý, kan hýzý gibi tepkilerini izleyebiliyor. Böylelikle pazarlamada kullanýlan araçlarýn renginden, yazý biçimine, sesinden kullanýlan görsele kadar, tüketicinin hangi reklâm ögesine han gi tep ki yi ver di ði an la þý la bi li yor. Millward Brown Ýngiltere’de Ýngiliz Royal Mail þirketi için tüketicinin hangi reklâm materyallerine nasýl tepki verdiðini anlamak amacýyla fMRI araþtýrmasý gerçekleþtirdi. Bangor Üniversitesi’ndeki Deneysel Tüketici Psikolojisi Merkezi ile ortaklaþa yürütülen çalýþmalarda beynin
Kayak sporunun maliyeti 4 bin liraya kadar çýkabiliyor.
Kayak yapmak en pahalý spor PROFESYONEL bir futbolcu çýktýðý bir futbol maçýnda 800 liralýk malzeme kullanýrken, bir Kayakçý’nýn kullandýðý malzemelerin deðeri 4 bin lirayý buluyor. Spor Malzemeleri Online Satýþ Maðazasý www.spormarketim.com’un Genel Müdürü Kemal Mertli, kýþ sporlarýný yapmanýn diðer spor dallarýna göre daha maliyetli olduðunu bildirdi. Head, Umbro, Arena, Jack Wolfskin markalarýnýn Türkiye distribütörü olduklarýný ve kendilerine ait yedi perakende spor maðazasý ile Türkiye genelinde 400’e yakýn bayilerinin olduðunu dile getiren Mertli, kayak yapmak için kullanýlacak aksesuarlarýn fiyatlarýnýn, diðer bütün spor dallarýnda kullanýlacak aksesuarlarýn fiyatlarýndan yüksek olduðunu belirterek, bu sporu yapmak için bir Kayak Merkezi’ne de bütçe ayýrmak gerektiðini ve bütün bu maliyetler düþünüldüðünde en pahalý spor dalýnýn kayak olduðunu söyledi. Kayak yapmak için en azýndan Baðlama, Baton, Kayak Botu ve Kayak Takýmý’ndan oluþan standart bir malzeme paketine ihtiyacýn olduðunu dile getiren Mertli, bu malzemelerin toplam deðerinin ortalama 800 lira olduðunu, ancak standart bir paketle bu sporun yapýlmasýnýn zor olacaðýný belirterek, ‘’Bunlara ek olarak bazý malzemelere daha ihtiyacýnýz var. Bunlarýn da deðeri 400 lira civarýnda. Zor þartlarda yapýlan bir spor olduðu için korunaklý bir kýyafete de ihtiyacýnýz var. Bunun deðeri ise 800 lira civarýnda. Ayrýca, kayak yapmak için gideceðiniz Kayak Merkezi için ulaþým, konaklama gibi masraflarý da düþündüðümüzde bu sporu yapmanýn maliyeti 4 bin lirayý buluyor’’ diye konuþtu. Kemal Mertli, Kayak’tan sonra malzemeleri en pahalý olan spor dallarýnýn outdoor sporlarý ve tenis olduðunu belirterek, outdoor sporlarýnýn son yýllarda çok yaygýnlaþmaya baþladýðýný söyledi. Ýstanbul / aa
fiziksel ve sanal uyarýcýlara nasýl tepki verdiðini anlamak için kullanýlan fMRI tekniði hakkýnda açýklamada bulunan Millward Brown Türkiye Genel Müdürü Betül Khan ‘’fMRI ile beynin farklý medya kanallarýna verdiði tepkileri inceleme’’nin pazar araþtýrmasýnda daha önce görülmemiþ bir düzeye geldiðini belirtti. Khan, yapýlan araþtýrmada ise ana bulgu olarak elle tutulur materyallerin beyinde daha derin bir iz býrakýr sonucu çýkartýldýðýný dile getirerek, araþtýrmadan saðlanan gerçek deneyimin ise fiziksel medyanýn hafýzaya daha iyi entegre olmasý olduðunu kaydetti. Ýstanbul / aa
“TÜRKÝYE’DE UYGULANMASI ZAMAN ALACAK” BETÜL Khan, araþtýrma yöntemlerinden belki de en kesini ve en doðrusu olan fMRI yönteminin dünyada kullanýmýnýn oldukça düþük olduðunu ifade ederek, oldukça pahalý olan bu yöntemin Türkiye’de þu an raðbet görmediðini belirtti. Ýsteyen Türk þirketlerine bu hizmeti verebildiklerini söyleyen Khan, þunlarý söyledi: ‘’Türkiye’de araþtýrma sektörü 200 milyon lira civarýnda. Nöroloji biliminin pazarlama için kullanýmý þimdilik çok pahalý olduðundan yöntemin Türkiye’de yaygýnlaþmasý zaman alacak gibi görünüyor. Ancak tabiî teknolojinin geliþmesi, ucuzlamasý ve Türk þirketlerinin araþtýrmaya daha fazla bütçe ayýrmasýyla birlikte önümüzdeki yýllarda Türkiye’de nöro pazarlamadan onay alarak yayýna giren ilânlarý görebileceðiz.”
Çocuklarý ilgisiz býrakmak, onlarý internete yönlendiriyor.
Ýlgisiz çocuklar, sanal âleme sýðýnýyor
ANKARA Üniversitesi Eðitim Bilimleri Fakültesi Psikolojik Danýþma ve Rehberlik Ana Bilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Binnur Yeþilyaprak, internet baðýmlýlýðýnda ailenin çocukla iliþkisinin önemli olduðunu söyledi. Çocuðun, anne-baba ve okuldan, “Ýlgilenme, önem verilme, kabul etme, sorumluluk yükleme” gibi davranýþlarý beklediðini hatýrlatan Yeþilyaprak, çevrede bu beklentileri karþýlanmayan çocuðun internet üzerindeki sanal dünyada arayýþlara girdiðini kaydetti. Ailede ve okulda çocuklara ‘önem verilmesi’ ve bir takým sosyal aktivitelerle ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý gerektiðine iþaret eden Yeþilyaprak, aksi takdirde daha heyecanlý olan interaktif ortamda küçüklerin ‘kendini kanýtlama, var olma’ gibi saðlýksýz yöntemlere sýðýnabileceklerini ifade etti. Gerçek dün ya da ‘sev gi ve il gi’ gi bi en te mel ihtiyaçlarý karþýlanmayan çocuðun kurduðu ‘sanal dünyada’ bir takým sapmalara yönelebileceði uyarýsýnda bulunan Prof. Dr. Binnur Yeþilyaprak, bilinçli internet kullanýmýnda anne-babalara büyük görevler düþtüðünü anlattý. Ýnternet kullanýmýnýn yasaklanmasý yerine belli kurallara baðlanmasýný öneren Yeþilyaprak, bilgisayarýn çocuðun odasýna deðil, evdeki ortak kullaným alanýna konulmasýný önerdi. Ankara / cihan
Ýsviçreliler minare yasaðýný protesto etti
ÝSVÝÇRE’DEKÝ Müslümanlar, yapýlan referandumda minare yapýmýnýn yasaklanmasý protesto ettiler. Baþþehir Bern’de yapýlan ve polise göre 700 kadar kiþinin katýldýðý olaysýz gösteride konuþmacýlar, ‘’Müslümanlar’a karþý nefret kampanyasýný’’ kýnadýlar. Ýsviçre’deki ana Müslüman örgütünün, protesto gösterisini desteklemediði de bildirildi. Gösterinin asýl misafir konuþmacýsý olan, sonradan Müslüman olmuþ eski Alman boksör Pierre Vogel, ‘’kamu güvenliðine karþý tehdit oluþturduðu’’ gerekçesiyle polis tarafýndan Ýsviçre’ye sokulmadý. Bern / aa
Türkiye ve Ýsrail CERN’e üye olmak istiyor
ÝNGÝLÝZ Times gazetesi, Türkiye ile Ýsrail’in Avrupa Nükleer Araþtýrmalar Merkezi (CERN) üyesi olmaya çalýþtýðýný yazdý. Gazete, Ýsviçre’de bulunan ve dünyanýn en büyük parçacýk fiziði araþtýrma laboratuvarý olan CERN’e Türkiye ve Ýsrail’in katýlýmlarýnýn gelecek hafta yapýlacak oylamayla belli olacaðýný bildirdi. Haberde, yetkililerin CERN’in 20 üyesinin, Türkiye ve Ýsrail’in üyeliðine karþý çýkmadýðýný, ancak Ýsrail’in, “Ýsviçre’nin bazý çekincelerini dile getirdiði ve Yunanistan’ýn Türkiye’nin üyeliðiyle ilgili olasý itirazýnýn kendi durumunu tehlikeye sokabileceðini belirttiði” kaydedildi. Bir Ýsrail hükümet yetkilisinin görüþlerine yer veren gazete, bu yetkilinin “Yunanistan, Ýsrail’in üyeliðine karþý çýkacak son ülke. Ancak Yunanistan bu paket anlaþmasýna karþý. Türkiye’yi CERN’de görmek istemiyor” dediðini yazdý. Ancak gazete, “Yunanistan’ýn kriterleri karþýladýðý takdirde hiçbir adaya karþý çýkmayacaðýný belirttiðini”de bildirdi. Haberde, gelecek hafta Türkiye ile Ýsrail’in ayný grupta yer alarak üyeliðinin oylanacaðýný, ayrýca bir baþka grup olarak da Sýrbistan, Slovenya ve Kýbrýs Rum kesiminin üyeliði için oylama yapýlacaðý belirtildi. Londra / aa SiyahMaviKýrmýzýSarý