Kur’ân eczahanesinden harika bir þifa reçetesi
SiyahMaviKýrmýzýSarý
Hastalar Risalesi
.. Risale-i Nur Kulliyatindan
Temsilcilerim izin dikkatine
YARIN YENÝ ASYA ALAN HERKESE...
Y GERÇEKTEN HABER VERiR
Mevcut abon elerinizin promosyon k itaplarý yarýn gazete mizle birilkte daðýt ýlacaktýr. ABONE VE D AÐITIM SERVÝSÝ
ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE / 60 Kr
YIL: 40 SAYI: 14.300
www.yeniasya.com.tr
SUBAY ÝNTÝHARLARININ ARKAPLANINDA NELER VAR? Filistin Özgürlük Konvoyu için Ürdün’ün baþþehri Amman’da “Hoþgeldiniz” programý düzenlendi.
ASLA GERÝ DÖNMEYECEKLER
Gazze konvoyu kararlý
TEHDÝT MÝ, ÇARESÝZLÝK MÝ?
BAÐIÞ— Önemli olan fasýl açmak deðil, reformlarý yapmak.
BAÞMÜZAKERECÝ EGEMEN BAÐIÞ:
Fasýl deðil, reform önemli “ANAYASA BÝZÝ AÞAÐIYA ÇEKÝYOR”
SON DÖNEMDE SIKLAÞAN SUBAY ÝNTÝHARLARININ GERÝSÝNDE NE GÝBÝ SEBEPLER YATIYOR?
SAHÝLLERDE YATACAKLAR “Filistin’e Yol Açýk” sloganýyla yola çýkan yardým konvoyunda bulunan ÝHH Ýnsanî Yardým Vakfý Baþkaný Bülent Yýldýrým ve Ýngiliz Parlamenter George Galloway, Ürdün’de yaptýklarý konuþmalarda Gazze’ye girme konusunda kararlý olduklarýný belirttiler. Yýldýrým, “Gazze’ye girme noktasýnda çok kararlýyýz” derken Galloway, “Gerekirse gemilerde ve sahillerde yatacaðýz. Kesinlikle dönmeyeceðiz” þeklinde konuþtu. Haberi sayfa 7’de
KENDÝLERÝNÝ TEHDÝT ALTINDA MI HÝSSETTÝLER?
Sivil vatandaþlarýn intihar giriþimlerinin sadece yüzde 2'sinin ölümle sonuçlandýðýna dikkat çeken Uzman Psikolog Ahmet Kurt, subaylarýn intihar giriþimlerinin hepsinin ölümle sonuçlanmasýnýn manidar olduðunýu söyledi. Ýntiharlarýn sebebinin kaygýlar ya da mecbur býrakýlma olabileceðini kaydeden Kurt, “Belki onlarý intihara mecbur býrakacak nedenler vardý. Belki daha büyük zarar görebileceklerini, çemberin daraldýðýný, tehdit altýnda olduklarýný düþündüler. O kaygýlar ve zarar görme düþüncesi onlarý giderek zayýflattý” þeklinde konuþtu.
94 BELEDÝYE BAÞKANI YENÝ PARTÝDE
DTP’li baþkanlar BDP’ye katýldý
BÝZÝM KÜLTÜRÜMÜZDE ONUR ÝNTÝHARI YOK
Ýntiharcý subaylarýn depresyona girmiþ, kendilerini sonsuz çaresizlik içinde hissetmiþ ve yardým alabilecekleri hiç kimse olmadýðýný düþünmüþ olabileceklerini belirten Kurt, intiharlarýn onur intiharý olarak nitelenmesinin yanlýþ olduðunu vurgularken, bizim kültür ve inanç sistemimizde onur intiharýnýn bulunmadýðýna iþaret ederek, “En kötü haksýzlýða uðrasak, iftira bile atýlsa bu yola baþvurmayýz. 'Dur bir intihar edeyim de herkes haklýlýðýmý anlasýn, bir ders vereyim' anlayýþý bizde mevcut deðil. Japonya gibi Uzakdoðu ülkeleri olsa anlaþýlabilir. Çünkü o ülkelerin kültüründe bu var” dedi. Haberi sayfa 4’te
ÝL MÜFTÜLERÝ SEMÝNERÝ:
Merkezî ezan azalacak GÜZEL OKUYANLAR ARTTIKÇA Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnca düzenlenen Ýl Müftüleri Semineri Sonuç Bildirgesinde, ezaný usulüne göre güzel okuyan yeterli sayýda din görevlisinin bulunmamasý sebebiyle merkezî ezan uygulamasýna gidildiði ifade edilerek, sürdürülen hizmet içi eðitim faaliyetleri sonucunda ezaný güzel okuyan görevli sayýsý arttýkça, daha çok sayýda camide ezan okunmasýnýn saðlanacaðý belirtildi. Haberi sayfa 4’te
Yazýlý medya ve internet üzerinden yayýn yapan haber sitelerinin genel yayýn müdürleri ile bir araya gelen AB’den Sorumlu Devlet Bakaný ve Baþmüzakereci Egemen Baðýþ, 2009 yýlýný deðerlendirdi. Anayasanýn bir mýknatýs gibi kendilerini aþaðýya çektiðini belirten Baðýþ, açýlan fasýllarla ilgili olarak da “Skor önemli deðil. Önemli olan fasýl açmak deðil, reformlarý yapmaktýr” dedi. Haberi sayfa 5’te
“BARIÞ TALEPLERÝ TERÖRÝZE EDÝLÝYOR”
TSK'daki intiharlarýn sýklaþmasý Ergenekon kapsamýndaki sorgulama, tutuklama ve yargýlamalarýn mý sonucu, yoksa yaygýn bir huzursuzluðun da iþareti olabilir mi?
Diyarbakýr Büyükþehir Belediye Baþkaný Osman Baydemir'in de aralarýnda bulunduðu DTP'li 94 belediye baþkaný ve dokuz il genel meclisi baþkaný Barýþ ve Demokrasi Partisine (BDP) katýldý. BDP Genel Baþkaný Demir Çelik, barýþ yönlü taleplerin terörize edilerek toplum dýþýna itilmek istendiðini savundu.
MAHKEME, TAKÝPSÝZLÝÐÝ KALDIRDI
Yargýda YARSAV kavgasý büyüyor VE DOSYAYI YARGITAY'A GÖNDERDÝ Sincan 1. Aðýr Ceza Mahkemesi, eski Yargýçlar ve Savcýlar Birliði (YARSAV) Baþkaný Ömer Faruk Eminaðaoðlu’nun, kendisine ve der neðe ait telefonlarýn ve bilgisayar yazýþmalarýnýn dinlenip izlendiði iddiasýyla MÝT, Emniyet ve Telekomünikasyon Ýletiþim Baþkanlýðý (TÝB) görevlileri hakkýnda yaptýðý suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðýnca yapýlan soruþturmada verilen ‘’takipsizlik’’ kararýný kaldýrdý. Sayfa 4’te
EURO 2016’NIN STARTI VERÝLDÝ
ISSN 13017748
Haberi Spor’da
SiyahMaviKýrmýzýSarý
2
SiyahMaviKýrmýzýSarý
LÂHÝKA
YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
Ýntihar neden caiz deðil?
‘‘
Kitap ehli olanlar, “Yahudi ve Hýristiyan olun ki doðru yolu bulasýnýz" dediler. De ki: Doðrusu biz bütün bâtýl dinlerden uzaklaþmýþ olarak Ýbrahim'in dinine uyarýz. Çünkü o müþriklerden deðildi. Bakara Sûresi: 135 / Âyet-i Kerime Meâli
Milliyetçilik üzerine notlar
.. Bediuzzaman Said Nursi
‘‘
NÜANS
Cenâb-ý Hak sana ibâha sûretinde verdiði hayatý intiharla hâtime çekemezsin, gözünü çýkaramazsýn ve mânen gözü kör etmek demek olan gözü Verenin rýzasý haricinde harama sarf edemezsin.
AHMET TAHÝR UÇKUN
ahmetahir@gmail.com
E
y insan ve ey nefsim, muhakkak bil ki: Cenâb-ý Hakkýn sana in’âm ettiði vücudun, cismin, âzalarýn, malýn ve hayvânâtýn ibâhadýr, temlik deðildir. Yani, istifaden için kendi mülkünü senin eline vermiþ, istifade et diye ibâha etmiþ. Senin gibi, idare etmekten hakikaten âciz ve tedbirden cidden câhil bir þahsa temlik etmemiþ. Çünkü, mülk olarak verseydi, idaresini sana býrakmak lâzým gelirdi. Acaba en kolay, en zâhir ve daire-i ihtiyar ve þuurda dahil olan bir midenin idaresini yapamadýðýn halde, nasýl göz ve kulak gibi daire-i ihtiyar ve þuurun haricinde idare isteyen þeylere mâlik olabilirsin? Madem sana verilen hayat ve hayatýn levâzýmatý temlik deðil, ibâhadýr. Elbette ibâhanýn düsturuyla hareket etmek lâzýmdýr. Yani, nasýl bir zat, ziyafete misafirleri dâvet eder. Onlara, meclis ziyafetindeki eþyadan ve ziyafetten istifadeyi ibâha ediyor, temlik etmiyor. Ýbâha ve ziyafetin kaidesi ise, mihmandarýn rýzasý dahilinde tasarruf etmektir. Öyleyse israf edemez, baþkasýna ikram edemez, sofradan kaldýrýp baþkasýna sadaka veremez, dökemez, zâyi edemez. Eðer temlik olsaydý, yapabilirdi ve kendi arzusuyla hareket edebilirdi. Aynen bunun gibi, Cenâb-ý Hak sana ibâha sûretinde verdiði hayatý intiharla hâtime çekemezsin, gözünü çýkaramazsýn ve mânen gözü kör etmek demek olan gözü verenin rýzasý haricinde harama sarf edemezsin. Ve hâkezâ, kulaðý ve dili ve bunlar gibi cihazâtý harama sarf etmekle mânen öldüremezsin. Ve eti yenilmeyen hayvanýný lüzumsuz tâzip edip katledemezsin. Ve hâkezâ, bütün sana verilen nimetler, bu misafirhane-i dünyanýn sahibi olan Mihmandar-ý Kerîm-i Zülcelâlin kavânîn-i þeriatý dairesinde tasarruf etmek gerektir. Barla Lâhikasý, s. 522, Mektub No: 251; Lem’alar, s. 334 *** Ý’lem eyyühe’l-aziz! Cenâb-ý Hakk’ýn sana in’âm ettiði vücutla vücuda lâzým olan þeyler, temlik sûretiyle deðildir. Yani, senin mülkün ve malýn olup istediðin gibi tasarruf etmek için verilmemiþtir. Ancak, o gibi nimetlerde, Allah’ýn rýzasýna muvafýk tasarruf edilebilir. Ey arz ve semanýn kayyumu olan Allah’ým! Seni ve Senin bütün masnuatýný ve mahlûkatýný þahit tutarak ilân ederiz ki, Sen, kendisinden baþka hiçbir hak mabud bulunmayan Allah’sýn. Sen birsin, þerikin yoktur. Günahlarýmýzýn affý için Sana dönüyor ve istiðfar ediyoruz. Âlemlere rahmet olarak gönderdiðin Muhammed’in, Senin kulun ve resûlün olduðuna da þehadet ediyoruz. Allah’ým, onun hürmetine nasýl münasip ve Senin rahmetine nasýl lâyýksa, ona ve bütün âl ve ashabýna öylece salât ve selâm et. Evet, bir misafir, ev sahibinin iznine ve rýzasýna muvafýk olmayacak derecede, yemeklerde ve sâir þeylerde israf edemez. Mesnevî-i Nuriye, s. 92, (yeni tanzim, s. 173)
LÜGATÇE: in’âm: Nîmet vermek, ihsan etmek. i bâ ha: Ý zin ver mek. Mübah ve helâl kýlmak. tem lik: Mâ lik ol ma, mal sahibi olma. daire-i ihtiyar ve þuur: Þuur ve irade dairesi. levâzýmat: Lâzým olan þeyler. mihmandar: Ev sahibi, mülk sâ hi bi, mi sa fir aðýrlayan. hâtime: Son. hâkezâ: Bunun gibi. cihazât: Cihazlar. tâzip: Azap verme, eziyet etme.
Mihmandar-ý Kerîm-i Zülcelâl: Dünya misafirhânesinde kullarýna yardým edip rýzýklandýran büyüklük sahibi Cenâb-ý Hak. kavânîn-i þeriat: Þeriat kanunlarý. Ý’lem ey yü he’l-a ziz: Ey azîz kardeþim, bil ki. muvafýk: uygun. kayyum: Varlýðý ve diriliði her an için olup, gökleri, yerleri her an için tutan, dâimî her þeye her hususta iktidarý olan Allah. masnuat: San'atla yapýlmýþ olan eserler, varlýklar.
lahika@yeniasya.com.tr
[Asýl iþimizin–maalesef—yazarlýk olmamasýndan ve dünyevî meþguliyetlerin baskýsýndan ötürü düzenli yazýlara ara vermek zorunda kaldým. Okuyucudan özür diliyor ve onlarýn duâlarýný bekliyorum.] Milliyetçiliðe en önemli “reddiye” “Arabýn Arap olmayana, Arap olmayanýn da Arap üzerine üstünlüðü olmadýðý gibi; kýrmýzý tenlinin siyah üzerine, siyahýn da kýrmýzý tenli üzerinde bir üstünlüðü yoktur. Üstünlük ancak takvadadýr.” (Veda Hutbesi’nden) avmiyet çiliðe, mil liyet çiliðe, daha doð rusu ýrkçýlýða en büyük reddiyeyi Muhammedi Arabî (asm) yapmýþtýr. Irkçýlýða en keskin, en derin ve de en sistemli karþý çýkma Kur’âný Ke rîm’de yer al mak ta dýr. Re sû li Ek rem’in (asm) hayatý tamamýyla–evet, vahiy gelmeden öncesi de dahil—baþýndan sonuna kadar ýrkçýlýkla mücadele içinde geçer. Konuyu geniþ olarak ele almak yine hem bu satýrlarýn yazarýnýn kabiliyetini, hem de yazýnýn sýnýrlarýný aþacaktýr. (Siyer ve tefsir bu konuda da fevkalâde geniþ ve yeterli iki kaynaktýr) O sebeple ilerleyen satýrlarda sadece zihnime takýlan bir–iki nokta deðerlendirmenize sunulacaktýr.
K
Cahiliyye ne çaðýdýr? Muhammedi Arabî’nin (asm) dâvâsý sadece bir nokta üzerinde deðildir. Böylesine büyük bir dâvâyý omuzlarken Nebîler Nebîsi (asm), sadece bir çeþit problemle karþý karþýya kalmamýþtýr. Aksine pek çok türden fitneyle, bir çok mu sî bet le, din siz li ðin bir çok çe þi diy le mücadele etmiþ ve bihakkýn hepsiyle baþa çýkmýþtýr. Bir baþka deyiþle Cahiliyye döneminin tek sorunu putperestlik deðildir! Gözden kaçýrmayalým ki, Cahiliyye döneminin en belirgin özelliklerinden birisi de kavmiyetçiliktir. O kadar ki dönemi ifade ederken “Asabiyeti cahiliyye” tabiri çok sýk kullanýlmýþ, literatüre o dönem böyle geçmiþtir. Evet, “Cahiliyye” kabile savaþlarýnýn ve dökülen kanýn hesabýnýn bilinmediði bir çaðdýr ayný zamanda. Sebebi ise “asabiyyet”tir. Yani kavmiyetçilik, yani ýrkçýlýk! Kur’â ný A zî müþ þan ve Resûli Zîþan (asm) sadece yirmi üç senede “asabiyeti cahiliyye” içinde kana bulanmýþ bu çaðý “Asrý Saadet”e çevirmiþtir. Bu açýdan baktýðýmda, milliyetçilik açýsýndan çok güzel örnekler gözüme çarpýyordu: Bilâli Habeþî ve Haris ibni Hiþam örnekleri Meselâ; müþriklerin ‘Bilâli Habeþî’ye (ra) revâ gördükleri eziyetlerde ýrkçýlýðýn izlerini görürüz. Mekke’nin fethi hengâmýnda, Müezzini Ahmedî’ye o an için bir müþrik olan Hâris ibni Hiþam’ýn söylediði “Muhammed bu siyah kargadan baþka adam bulmadý mý ki müezzin yapsýn?” ifadesinde yine ýrkçýlýðý okuyabiliriz. (Hadise 19. Mektub’un 6. Nükteli Ýþaret’inde de geçiyor) Bu ikinci hadise benim için çok deðiþik bir ders daha taþýmaktadýr. Bu sözü söyleyen Haris ayný gün içinde iman ederek Sahabîler safýna katýlmýþtýr. Ayný gün içinde olan bu büyük dönüþüm bana, þirkin, dinsizliðin baþýndan sonuna kadar,—bu olayda olduðu gibi en son âna kadar— ýrkçýlýðý içinde barýndýrdýðý, kavmiyetçiliðe zemin hazýrladýðý dersini de verir. Münafýklarýn milliyetçiliði Ýlginçtir münafýklarýn çýkardýðý bir dehþetli fitnede kullandýklarý argüman yine milliyetçiliktir. Fitne o kadar dehþetli ve aldatýcýdýr ki Azîzi Zülcelâl bu olay üzerine münafýklar hakkýnda ayný isimle anýlan sûreyi indirmiþtir. Kur’ân olayý özetlerken bir âyette olaya se-
bep olan baþ münafýk Abdullah bin Übeyy’in sözünü aynen kullanýr. Ýfade niye bu kadar önemlidir? Çünkü olay ve söz buram buram milliyetçilik kokmaktadýr. Söz konusu âyetin meali: “Münafýklar: ‘Eðer Medine’ye dönersek yemin olsun ki, en þerefli (güya Medineliler ve Ensar kastediliyor) olan, en zelil olaný (güya Mekkeli muhacirler kastediliyor) oradan çýkaracaktýr’ dediler. Halbuki asýl üstünlük, ancak Allah’ýn, Peygamberinin ve mü’minlerindir. Fakat münafýklar (bunu) bilmezler” (Münafikûn Sûresi: 8. âyet) Týpký þeytan gibi baþ münafýk da üstünlük vehmiyle hareket eder. Üstünlüðün sebebi aklýnca kavmidir. Oysa âyet bir tokat gibi gerçeði söyler, üstünlük Allah’ýn ve onun seçtiklerindedir! Ýþin trajikomik yaný münafýklar bu düþüncelerine kavimlerinin—yani Medineli sahabilerin—destek vereceðini zannederler. Oysa, imandan habersiz münafýklar için sonuç hüsrandýr. Çok ilginçtir, olayý çýkartan baþ münafýk en büyük tepkiyi, imanlý bir sahabi olan kendi öz oðlundan görecektir. Ýþte küçük bir milliyetçilik reddiyesi daha… Bu hadise ve Münafikûn Sûresi bu zamanýn münafýklarýný ve milliyetçilik maskesi altýnda oynadýklarý rolleri açýða çýkarma bakýmýndan önemli dersler taþýmýyor mu? Selmaný Farisî ve Ashabý Kiram Milliyetçilik açýsýndan kayda deðer olan bir örnek daha vardýr. Bu örnek ayný zamanda küfrün ve münafýklýðýn tersine imanýn güzelliðini gösteren bir örnektir. Olay Hendek Savaþý’na isim olan olaydýr. Selmaný Farisî (ra) anlaþýlabileceði üzere Ýranlý bir sahabidir. Ýþte bu Ýranlý büyük Sahabi, hendek kazýlmasý fikrini ortaya atan sahabidir. Düþünün bir kere, Sahabîlerin büyük çoðunluðu ve Efendimiz (asm) Medine’de yaþamaktadýr. Bu fikrin kabul edilmesinin daha Türkçesi þudur; Ashab ve Efendimiz (asm) kendilerini, ailelerini ve de dinlerini Ýranlý bir kimsenin teklifiyle savunacaktýr. Beni daha ziyade düþünceye sevk eden þey ise diðer Sahabilerin hiçbirinin aklýndan “Arap olmayan birinin teklifine mi uyacaðým?” gibi bir düþünce kýrýntýsýnýn dahi geçmemiþ olmasýdýr. Bu o lay dan da i ma nýn par lak lý ðý ve sað lam lý ðý nis pe tin de ýrk çý lý ða yer ver me di ði der si ni a lý yorduk. Elbette imanýn en üst noktasýnda olan As ha bý Re sû lul lah’ýn (asm) kalbinde milliyetçiliðe yer olamaz! Resulullah’ýn aile ve ak ra ba sý ü ze rin den dersler Resulullah’ýn akrabalarý üzerinden de bir milliyetçilik red di ye si yap mak müm kündür. O (asm) âlemlere rahmet olarak gönderilen zattýr. Kâinatýn en büyük dâvâsýnda baþýndan sonuna kadar haklýdýr. Hâl böyle olduðu halde, kendi kavmi olan Kureyþ ona karþý çýkmýþtýr. Bir öz amcasý en büyük düþmaný olabilmiþtir. Diðer bir öz amcasý ise bir türlü inanamamýþtýr. (Ebu Talip konusu bu açýdan bir sonraki yazýda iþlenecektir.) Madalyonun diðer tarafýnda Muhammedi Arabî’nin (asm), Hz. Ali ve Hasan ve Hüseyin Efendilerimize yani Âli Beyte verdiði önemi de daha iyi anlamalýyýz. Bu noktada Risâle-i Nur’un þu ifadesini yorumsuz, aynen alýyorum: “Meselâ, Resuli Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Hazreti Hasan ve Hüseyin’e karþý küçüklüklerinde gösterdikleri fevkalâde þefkat ve ehemmiyeti azîme, yalnýz cibillî þefkat ve hissi karâbetten gelen bir muhabbet deðil, belki vazifei nübüvvetin bir haytý nuranîsinin bir ucu ve verâseti Nebeviyenin gayet ehemmiyetli bir cemaatinin menþei, mümessili, fihristesi cihetiyledir.” (4. Lem’a) Hazindir… Bütün bunlarýn ýþýðýnda ýrkçýlýk imanlý bir kalbde asla yer etmemesi gereken bir duygudur, bir büyük fitnedir, bir þeytan oyunudur. Ne kadar hazindir ki, Kur’ân-ý Kerîm’e ve onun indiði Zata (asm) itaat ettiðini dâvâ eden ehli dinin, dindarlarýn bir kýsmý ýrkçýlýða kayan bir milliyetçilik anlayýþýna girebilmektedir. Gariptir, hem pek çok gariptir… Cebrail ile þeytan ayný yerde, bir arada bulunabilir mi? Cevabýný siz verin…
Bilmek, ne güzel nimet
DOSTHANE
ALÝ RIZA AYDIN
hocazade68@hotmail.com
abbimiz’in Kitabýnda: “Senin bize öðrettiðinden baþka bilgimiz yoktur” de ni yor. 1 De mek, bil mek Mev lâ mýz’ýn ihsaný! Elden geldiði kadar öðrenme ye gay ret et mek her in sa nýn gö re vi. Çünkü imaný bile, “Cenâb-ý Hak, kulunun kalbine, o kul cüz’î iradesini sarfettikten sonra koyuyor.”2 Öyle olunca: Cahil olmak Müslüman’a ya kýþ maz. Öð ren me nin za ma ný, ze mi ni, makamý, mekâný; yaþý, baþý olmuyor. Yeter ki öðrenmek maksadýyla, açýk tut solungaçlarý. Bugün birçok eðitim materyali, birçok kurum-kuruluþ hazýr hâlde duruyor; bizlere “buyur” diyor. Kitaplar, dergiler, CD’ler; eðitim veren filmler hizmete sunuluyor. Ýlgisizlik aklýn kârý deðil ki. Âyet-i Kerime’de: “Ýyiliði emret ve cahillerden yüz çevir”3 buyruluyor. “Yüz çevrilmiþ” insanýn hâlini sen bir düþün! Bilmeyen, öðrenim göremeyen, okumamýþ kimseye “cahil” kiþi denilir. Bu hâldeki adamý Kur’ân bile yeriyor. Hiç baþka çaresi yok: Cinsiyet gözetmeden cehalet yenilecek. Çünkü bizi Yaratan, “Oku!”4 emri veriyor. Cahilliðe düþüp de, “cahil” kalmak olur mu? Ruhun gýlafý bedenden ilel-ebed mes’ulüz. Doðru yola götürmek, çalýþýp “adam” etmek zimmetli görevimiz. Âhirette bunun da sorulacak hesabý. E bu’d-Derda’nýn (ra) ri va yet et ti ði bir hadiste Peygamberimiz (asm): “Ey Uveymir! Kýyâmet günü sana ‘Âlim miydin, cahil miydin?’ diye sorulduðunda hâlin ne olacak? Eðer ‘Âlimdim’ dersen sana, ‘Bildiðinle ne amel yaptýn?’ diye sorulacak. ‘Cahildim’ dersen ‘Cahil kalmana mazeretin neydi? Neden ilim öðrenmedin?’ diye sorulacak”5 buyurmaktadýr. “Cehl” ile “cehalet” lügatta ayný mânâ. Yalnýz, arasýndaki fark: “Cehl” kiþinin inanç, söz ve davranýþýyla ilgili bilgisizliði; “cehalet”de, dýþta kalan durumlar. Meselâ: Bir kimsenin, namaz kýlarken konuþmanýn namazý bozacaðýný bilmemesi cehl; satýn aldýðý eþyanýn ne iþe yaradýðýný bilmemesi ise, cehalettir. Dinde de, dünyada da ilerlemek, geliþmek; ilimde, bilimde, marifette, san’atta yani, cahil olmamakta “hedef” koymak gerekir. Cehaleti içtimâî hayatýn düþmaný olarak gören Bediüzzaman: “Bizim düþmanýmýz cehâlet, zaruret, ihtilâftýr. Bu üç düþmana karþý san’at, marifet, ittifak silâhýyla cihad edeceðiz” 6 yorumuyla, bunlarýn, toplumumuzdan mutlaka uzaklaþtýrýlmasý gerektiðinin altýný çiziyor. Öyle ya! Sýnâî, ticârî her türlü iktisâdî kalkýnmanýn yolu bilgiden, ilgiden, iradeden geçiyor. Yoksa, “yokluk mertliði bozuyor.” Zayýf düþen topluma kartallar çullanýyor. Eziyor, üzüyor; “nân”e muhtâc ediyor. Arkasýndan baþlýyor kavgalar, gürültüler. Bu, aile ölçeðinde de böyle, ülkeler arasý dengelerde de... “Dünya herkese terakkî dünyasý olsun da, yalnýz bizim için tedennî dünyasý olsun, öyle mi?” 7 Yani herkes ay’a, biz yaya! Akýl alýr þey deðil. Mü’minin yarýnlarý, dünden farklý olmalý. Ýlim, bilim, irfanla genç dimaðlar dolmalý. Ne dolmasý? Taþmalý. Ýnþaallah, hedefe ulaþmalý…
R
Dipnotlar: 1- Bakara Sûresi, 32. 2- Said Nursî, Ýþârâtü’l-Ý’câz, 44. 3- A’raf Sûresi, 199. 4- Alak Sûresi, 1. 5- Câmiü’s-Saðîr, 4: 1353 (Ýbni Asakir) 6- Said Nursî, Divan-ý Harb-i Örfi, 19. 7- Said Nursî, Münâzarât, 87. SiyahMaviKýrmýzýSarý
SiyahMaviKýrmýzýSarý
SiyahMaviKýrmýzýSarý
4 FARK
Ýzmir notlarý
HABER
YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
Tehditmi,çaresizlikmi? PEÞ PEÞE YAÞANAN SUBAY ÝNTÝHARLARINI DEÐERLENDÝREN UZMAN PSÝKOLOG KURT: ÝNTÝHARLARI ONUR ÝNTÝHARI KABUL ETMEK MÜMKÜN DEÐÝL. ÝNTÝHARLARIN ASIL SEBEBÝ, KAYGILAR YA DA MECBUR BIRAKILMA OLABÝLÝR.
FARUK ÇAKIR cakir@yeniasya.com.tr
afta sonunu Türkiye’nin üçüncü büyük ili Ýzmir’de geçirmek nasip oldu. Daha önce çeþitli vesilelerle Ýzmir’e kýsa süren seyahatlerimiz olmuþtu, ama gündüz gözüyle þehri gezmek ancak bu defa mümkün olabildi. Ýzmir ile ilgili çok çeþitli tarifler ve tanýmlamalar yapýldýðýný duymuþsunuzdur. Maksadýmýz o tartýþmalara girmek deðil. Ancak Türkiye’nin üçüncü büyük ilinin ‘gecekondular’ca istilâ edildiðini söylemek her halde haksýzlýk olmaz. Þehri bir baþtan bir baþa kat ederken, artýk Ýstanbul’da bile görmeye alýþýk olmadýðýnýz ‘teneke ev’lerle karþýlaþmanýz mümkün. Ýzmir, þehir içi ulaþým noktasýnda da problemlerini halledebilmiþ deðil. Elbette bir uçtan bir uca gitmek Ýstanbul’daki gibi iþkenceye dönüþmüyor, ama Ýstanbul’a nisbetle daha mütevazý bir þehir olmasýna raðmen bu konudaki sýkýntýlar aþýlabilmiþ deðil. Daha önceki ziyaretlerimiz esnasýnda gazetemizin Ýzmir Temsilciliðini ziyaret etme imkâný bulamamýþtýk. Bu defa hem temsilciliðimizi, hem de yayýnlarýmýzýn satýldýðý kitabevini ziyaret edip, aðabeylerimizle sohbet etme imkâný bulduk. Gerek satýþ ve gerekse tanýtým noktasýnda Ýzmirli aðabeylerimizi heyecanlý gördük. Yeni teklif ve tavsiyelerin yanýnda, yapýlmasý gereken çalýþmalarla ilgili dikkat çekici deðerlendirmeler yaptýklarýna da þahit olduk. Bir vesile ile Torbalý’ya da uðradýk ve burasýnýn Ýzmir’in en çok göç alan ilçesi olduðu bilgisiyle karþýlaþtýk. Ýlçede çok sayýda sanayi tesisi, iþsizlerin bu ilçeyi tercih etmesine sebep oluyormuþ. Sohbet ettiðimiz bir esnaf aðabeyimiz, ilçenin ticaret ve sanayi odasýnýn ‘çok zengin’ oduðundan bahisle, bu durumu izah etmeye çalýþtý... Ýzmir, diðer büyük þehirler gibi; eskiden beri göç alan bir ilimiz. Türkiye’nin her yerinden Ýzmir’e göç eden aileler var. Son yýllarda daha çok Güneydoðu’dan aileler göçerek Ýzmir’e gelirken, 1950 öncesi Rize’den göç edip Ýzmir’e yerleþen ailelerle de tanýþtýk. Þehri gezerken, Buca’da bir dað oyularak yapýlan, 42 metre yüksekliðiyle Türkiye’nin en büyük ve dünyanýn ise 10’uncu sýradaki büyüklüðe sahip olduðu belirtilen “rölyef”i (M. Kemal maský) gördük. 3 yýlda tamamlandýðý açýklanan rölyef için harcanan 4 milyon TL (çok sýfýrlý TL ile 4 trilyon) için ise vâhlandýk. Bu rölyefin, dönemin AKP’li belediye baþkaný tarafýndan yaptýrýlmýþ olduðunu, 12 Eylül 2009’daki açýlýþta konuþan CHP’li (yeni) belediye baþkanýnýn bile “Ben olsam yaptýrmazdým, 4 milyon TL’yi okul, yurt yapýmýna harcardým” dediðini de hatýrlayalým... Ýzmir ziyaretimiz esnasýnda karþýlaþtýðýmýz baþka hadiseler de oldu. Kitabevinde otururken bir bayan geldi ve çocuk kitabý istediðini söyledi. Görevli arkadaþ da eldeki mevcut kitaplarý tanýtmaya baþladý. Çocuðu için kitap arayan haným, bir kitap setini eline alýp; “Bunun gibi olsun, ama dinî muhtevâlý olmasýn” dedi. “Laiklik propagandasýnýn etkisinde kalmýþ herhalde” diye düþündük. Ýzmir’de faaliyet gösteren bir özel üniversite de “laiklik propagandasý etkisinde” kalanlar arasýna girmiþ. Anlatýldýðýna göre, Ramazan ayý baþlayýnca bu üniversitenin her katýna seyyar büfeler, su sebilleri ve kahve makinalarý kurulmuþ. Oruç yemek isteyenler zahmet çekmesin diye. Ramazan’dan sonra da kaldýrýlmýþ. Ýtiraz edenlere de “Biz bu þekilde laik bir üniversite olduðumuzu deklare ettik” denilmiþ... Bu hadiseler “laiklik rüzgârý”nýn Ýzmir’de daha þiddetle estirilmeye çalýþýldýðýný akla getiriyor. Ama inþallah “Nur kahramanlarý”nýn ihlâslý gayretleri, bu rüzgârlarý tesirsiz kýlacak ve ters yüz edecek.
H
Gazetecilere yeþil pasaport
TÜRKÝYE Gazeteciler Federasyonu (TGF) Baþkaný ve Ýzmir Gazeteciler Cemiyeti Baþkaný Atilla Sertel’in, Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Bülent Arýnç’ý ziyareti sýrasýnda gündeme getirdiði gazetecilere ‘’yeþil pasaport’’ verilmesi önerisi, Basýn Yayýn Enformasyon Genel Müdürlüðünden de destek gördü. Yapýlan yazýlý açýklamaya göre, TGF Baþkaný Atilla Sertel’in teklifine sýcak baktýðýný ifade eden Basýn Yayýn Enformasyon Genel Müdür Vekili Salih Melek, gazetecilerin yeþil pasaport alabilmesi için çalýþma yaptýklarýný belirtti. Melek, ‘’TGF Genel Baþkaný Atilla Sertel’in gazetecilere yeþil pasaport verilmesi konusunda güzel bir fikri vardý. Bu fikrin hayata geçmesi için biz de elimizden gelen desteði vereceðiz. 18 seneyi doldurarak, sürekli basýn kartý alan gazetecilerin yeþil pasaport alabilmesi için çalýþma yapýyoruz’’ dedi. ’’ Ýzmir / aa
Genel Müdür Taþcý, Radyo 7’nin konuðu olacak
YENÝ ASYA A.Þ. Medya Grup Genel Muduru Recep Taþcý bugün Radyo 7'nin konuðu olacak. 12:00-13:00 saatleri arasý yayýnlanacak olan Eda Ýle Gün Ortasý programýnda konuþacak olan Taþcý, günlük ekonomik geliþmeler ve müessesemiz faaliyetler hakkýnda bilgi verecek, sorularý cevaplandýracak. Ýstanbul / Yeni Asya
UZMAN Psikolog Ahmet Kurt, son günlerde yaþanan subay intiharlarýný, onur intiharý olarak kabul etmenin mümkün olmadýðýný söyledi. Ahmet Kurt, yaptýðý açýklamada, intiharlarýn asýl sebebinin kaygýlar ya da mecbur býrakýlma olabileceðini kaydetti. Subaylarýn intihar giriþimlerinin hep ölümle sonuçlanmasýna dikkat çeken Kurt, sivil vatandaþlarýn intihar giriþimlerinin sadece yüzde 2’sinin ölümle sonuçlandýðýný, ancak subaylarýn intihar giriþimlerinin ise hepsinin ölümle sonuçlandýðýný vurguladý. Kurt, “Belki onlarý intihara mecbur býrakacak nedenler vardý. Belki daha büyük zarar görebileceklerini, çemberin daraldýðýný, tehdit altýnda olduðunu düþündüler. O kaygýlar ve zarar görme düþüncesi onlarý giderek zayýflattý. Depresyona girdiler. Sonsuz çaresizlik aný yaþadýlar. Yardým alabilecek hiç kimse olmadýðýný düþündüler. Hesabý kýsa tutmuþ olabilirler” dedi.
ÝLAHÝYAT DEKANI PROF. DR. ERBAÞ:
ÝNTÝHARDAN ÇEVREDEKÝLER DE SORUMLU SAKARYA Üniversitesi (SAÜ) Ýlahiyat Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Ali Erbaþ da intiharýn birden bire geliþen bir þey olmadýðýný belirterek, intihara meyilli insanlarýn çevredekiler tarafýndan fark edilebileceðini söyledi. Erbaþ, intiharýn hem inanç boþluðu hem de psikolojik sebeplerden yaþanabileceðinin altýný çizerek, þunlarý kaydetti: “Eðer intihar eden kiþinin yakýnlarý, intiharý sezmiþ, belirtilerini görmüþ ve bir þey yapmamýþlarsa onlar da bundan sorumlu olabilirler. Kiþi yalnýzlýk duygusuna kapýldýðý zaman intihara teþebbüs eder. Bu sebeple böyle bir belirti gören yakýnlarý kiþiye sabýr telkin etmesi, yalnýzlýðýný, sýkýntýlarýný paylaþmasý, týbbi yardým alma konusunda hem kiþi hem de çevreden yardým talebinde bulunmasý gerekir. Dünyanýn bir imtihan dünyasý olduðunu kabul ederek, her türlü zorluða, her türlü haksýzlýða raðmen sabýrlý olmak, mücadele etmek inançla ilgili bir husustur. Kiþideki inanç boþluðu da intiharý tetikler. Çünkü inancýmýza göre intihar haramdýr ve büyük bir günahtýr.”
“KÜLTÜRÜMÜZDE ONUR ÝNTÝHARI YOK” Kurt, Türk kültürü ve inanç sisteminde onur intiharý olmadýðýný belirterek, yaþanan intiharlarý onur intiharlarý olarak kabul etmenin mümkün olmadýðýný kaydetti. Kurt þöyle konuþtu: “Bizim kültür ve inanç sistemimizde onur intiharý yok. En kötü haksýzlýða uðrasak, iftira bile atýlsa bu yola baþvurmayýz. ‘Dur bir intihar edeyim de herkes haklýlýðýmý anlasýn, bir ders vereyim’ anlayýþý mevcut deðil. Japonya gibi Uzak Doðu ülkeleri olsa anlaþýlabilir. Çünkü o ülkelerin kültüründe bu var.” Sakarya / cihan
Yargýda YARSAV kavgasý SÝNCAN 1. Aðýr Ceza Mahkemesi, eski Yargýçlar ve Savcýlar Birliði (YARSAV) Baþkaný Ömer Faruk Eminaðaoðlu’nun, kendisine ve derneðe ait telefonlarýn ve bilgisayar yazýþmalarýnýn, dinlenip izlendiði iddiasýyla MÝT, Emniyet ve Telekomünikasyon Ýletiþim Baþkanlýðý (TÝB) görevlileri hakkýnda yaptýðý suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðýnca yapýlan soruþturmada verilen ‘’takipsizlik’’ kararýný kaldýrdý. Edinilen bilgiye göre, Sincan 1. Aðýr Ceza Mahkemesi, Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Hayri Keskin’in, TÝB’de yaptýðý ikinci incelemeye iliþkin raporun ulaþmasýnýn ardýndan, eski YARSAV Baþkaný Eminaðaoðlu’nun, Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’nýn verdiði takipsizlik kararýnýn kaldý-
rýlmasý yönündeki itirazýný kabul etti. Mahkeme, Eminaðaoðlu’nun itirazýný ‘’haklý ve yerinde’’ görerek, Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’nýn, MÝT, Emniyet ve TÝB görevlileri hakkýnda vermiþ olduðu ‘’kovuþturmaya yer olmadýðýna’’ iliþkin kararý kaldýrdý. Bu arada Eminaðaoðlu’nun ‘’iletiþiminin izlendiðine dair suç duyurusuna’’ iliþkin Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðýnýn takipsizlik kararýný kaldýran Sincan 1. Aðýr Ceza Mahkemesi, suç duyurusu dosyasýný, Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý Siyasi Partiler Soruþturma Bürosuna da göndermeyi kararlaþtýrdý. Ankara / aa
“ATABEYLER GRUBU” DÂVÂSINDA SAVCININ MAHKEMEDEN TALEBÝ:
Soruþturma geniþletilsin ‘’ATABEYLER Grubu’’na yönelik açýlan ve aralarýnda 2 emniyet müdürü, 2 subay ve 2 astsubayýn da bulunduðu 10 sanýðýn yargýlandýðý davada, soruþturmanýn geniþletilmesi talep edildi. Ankara 11. Aðýr Ceza Mahkemesinde görülen davanýn dünkü duruþmasýna, tutuksuz sanýklar Murat Eren, Ýsmail Binici ve Yasin Yaman ile sanýk avukatlarý katýldý. Cumhuriyet Savcýsý Kubilay Taþtan, soruþturmanýn geniþletilmesini talep etti. Ýstanbul 13. Aðýr Ceza Mahkemesi tarafýndan gönderilen ‘’Ergenekon’’ davasýnýn dosyasýný ve ek klasörlerini içeren 3 adet DVD’nin, Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcývekilliði’nin soruþturmasý doðrultusunda hazýrlanan iddianame ve ekleri ile ilgili olduðunu belirten Taþtan, iki dosya arasýndaki baðlantýnýn denetime esas teþkil edecek
þekilde tespitinin saðlýklý deðerlendirilebilmesi için yürütülen soruþturma hakkýnda kamu davasý açýldý ise iddianamesi ve eklerini içerir DVD’lerin Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcývekilliði’nden istenmesine karar verilmesini istedi. Mahkeme, Ýstanbul 13. Aðýr Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazýlarak, görülen ‘’Ergenekon’’ davasýnýn iddianame ve eklerine iliþkin daha önce gönderilen DVD’lerin bir kýsmýnýn izlenememesi sebebiyle, konu ile ilgili tüm DVD’lerin incelemeye imkan verir örneklerinin yeniden çýkartýlarak gönderilmesinin istenmesine ve söz konusu DVD’lerin birer örneðinin sanýk avukatlarýna verilmesi için Cumhuriyet Baþsavcývekilliði’ne müzekkere yazýlmasýna karar vererek duruþmayý erteledi. Ankara / aa
Merkezî ezan azalýyor DÝYANET Ýþleri Baþkanlýðýnca düzenlenen Ýl Müftüleri Semineri Sonuç Bildirgesi’nde, sürdürülen hizmet içi eðitim faaliyetleri sonucunda ezaný güzel okuyan görevli sayýsý arttýkça, daha çok sayýda camide ezan okunmasýnýn saðlanacaðý belirtildi. Edinilen bilgiye göre, 18-20 Aralýk tarihleri arasýnda Rize’de Baþkanlýðýn üst düzey yöneticileri, il müftüleri ve kadýn il müftü yardýmcýlarýnýn katýlýmýyla gerçekleþtirilen seminerin sonuç bildirgesinde, Türk milletini birleþtiren ve birbirine kaynaþtýran üst deðerlerden birisinin Ýslam kardeþliði olduðu ifade edildi. Bildirgede, toplumlarýn sosyo-kültürel farklýlýklarýnýn ötekileþtirmeyi ve ayrýþmayý besleyen unsurlar olmaktan çok kaynaþmayý ve ortak deðerler üreterek bu deðerleri paylaþmayý saðlayan bir çeþitlilik ve zenginlik olduðu belirtildi. Ezaný usulüne göre güzel okuyan yeterli sayýda din görevlisinin bulunmamasý sebebiyle merkezi ezan uygulamasýna gidildiðine iþaret edilen bildirgede, sürdürülen
hizmet içi eðitim faaliyetleri sonucunda ezaný güzel okuyan görevli sayýsý arttýkça, daha çok sayýda camide ezan okunmasýnýn saðlanacaðý belirtildi. Ayrýca vaizlerin sayýsýndaki artýþ dikkate alýnarak yüz yüze vaaz uygulamasýnýn arttýrýlacaðý bildirildi. Din hizmetlerinin doðasý gereði baþka hiç bir hizmet alanýyla kýyaslanamayacak bir özelliðe sahip olduðu belirtilen açýklamada, ‘’Din görevi ifa eden personelin kendilerince makul ve yerinde görülen kimi gerekçelerle iþ býrakmalarý, ne üstlendikleri görevin manevi sorumluluðuyla ve ne de milletimizin dine ve din görevlisine atfettiði yüksek mana ve deðerle baðdaþmaktadýr’’ görüþüne yer verildi. Ankara / aa
Demiryolu çalýþanlarý görevlerine döndü TÜRK Ulaþým-Sen ve Birleþik Taþýmacýlýk Sendikasý’ndan (BTS) yapýlan ortak açýklamada, 25 Kasýmda açýða alýnan demiryolu çalýþanlarýndan 14’ünün görevlerine iade edildiði, 2’sinin ise görevlerine iade edilmelerinin beklendiði bildirildi. Yazýlý açýklamada, memurlarýn 25 Kasýmdaki ‘’Uyarý grevinin’’ ardýndan TCDD yönetiminin 16 personeli açýða aldýðý ifade edildi. TCDD’nin açýða alma iþlemini durdurmasý için 15 Aralýkta yapýlan ‘’1 günlük uyarý grevinin’’ ardýndan da 30 personelin daha açýða alýndýðý hatýrlatýlarak, þunlar kaydedildi: ‘’Türk Ulaþým-Sen ve BTS Genel Merkez yetkililerinin, TCDD yönetimi ile yapmýþ olduðu görüþmeler neticesinde, 19 Aralýkta 6 arkadaþýmýz, 21 Aralýkta ise 8 arkadaþýmýz görevine iade edilmiþ, böylece 25 Kasýmda açýða alýnanlardan soruþturmasý tamamlanan 14 arkadaþýmýz görevlerine iade edilmiþ, kalan 2 arkadaþýmýzýn ise bugün ifade vermelerinin ardýndan görevlerine iade edilmeleri beklenmektedir. Diðer taraftan, 15 Aralýk eyleminin ardýndan açýða alýnan 30 arkadaþýmýzla ilgili soruþturma iþlemleri sürdürülmekte olup, ifade iþlemlerinin tamamlanmasýnýn ardýndan 24 Aralýk tarihine kadar bu arkadaþlarýmýzýn da görevlerine iade edilmeleri beklenmektedir.’’ Ankara / aa
Aþý geç ithal edilmedi SAÐLIK Bakaný Recep Akdað, Türkiye’nin Avrupa’daki ülkeler arasýnda aþýya en erken ulaþan ve uygulamaya baþlayan ülkelerden biri olduðunu, dolayýsýyla ‘’aþýnýn geç ithal edildiði’’ iddiasýnýn doðru olmadýðýný bildirdi. Akdað, 17 Aralýk itibariyle 458 vatandaþýn domuz gribinden hayatýný kaybettiðini belirtti. Akdað, MHP Hatay Milletvekili Turan Çirkin ve CHP Edirne Milletvekili Bilgin Paçarýz’ýn, domuz gribi ile ilgili yazýlý soru önergelerini ayrý ayrý cevapladý. Recep Akdað, domuz gribi sebebiyle toplam 43 milyon doz pandemik A (H1N1) gribi aþýsýnýn teminine yönelik alým baðlantýsýnýn yapýldýðýný bildirdi. Aþý ile ilgili yapýlan bað-
lantýnýn, bir sigorta iþlemi olduðunu ifade eden Akdað, 43 milyon dozun tamamýnýn alýnmak zorunda olmadýðýndan, toplam maliyetin temin edilecek aþý miktarýna baðlý olacaðýný bildirdi. Elde aþý kalmasýnýn söz konusu olmayacaðýný belirten Akdað, ‘’Risk grubunda olan kiþilerin aþýlamalarý gönüllülük esasýna göre yürütülmektedir. Bakanlýðým risk grubunda bulunan vatandaþlarýmýzý bilgilendirme çalýþmalarýný yoðun bir þekilde sürdürmektedir’’ dedi. Akdað, 43 milyon doz pandemik A(HINI) gribi aþýsýnýn, hastalýktan en çok etkilenen risk gruplarý, hastalýðýn topluma yayýlmasýnda önemli rolü olan öðrenciler ile toplumsal hizmetlerin aksamadan sürdürülmesi için görev yapan kamu personelini aþýlayacak miktar olduðunu belirterek, Türkiye’nin Avrupa’daki ülkeler arasýnda aþýya en erken ulaþan ve uygulamaya baþlayan ülkelerden biri olduðunu, dolayýsýyla ‘’aþýnýn geç ithal edildiði’’ iddiasýnýn doðru olmadýðýný kaydetti. Ankara / aa
5
HABER
YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa DÖKÜLER
Mehmet KUTLULAR
Ýstihbarat Þefi Umut YAVUZ
Genel Müdür
Recep TAÞCI Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Kâzým GÜLEÇYÜZ
Abdullah ERAÇIKBAÞ
Spor Editörü Erol DOYRAN
Haber Müdürü Faruk ÇAKIR Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN
Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Yeni Asya Matbaacýlýk Daðýtým: Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
ISSN 13017748
NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 8 Muharrem 1431 Rumî: 11 K.Evvel 1425
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 5.15 5.29 5.33 5.48 5.44 4.56 5.01 4.55 5.38 5.06 5.35
Güneþ 6.43 7.01 7.01 7.20 7.17 6.25 6.32 6.27 7.10 6.35 7.04
Öðle 11.45 11.55 12.04 12.15 12.10 11.26 11.30 11.21 12.04 11.37 12.04
Ýkindi 14.13 14.15 14.32 14.36 14.29 13.51 13.53 13.41 14.25 14.05 14.30
Akþam 16.36 16.37 16.54 16.58 16.51 16.13 16.15 16.03 16.47 16.27 16.53
Yatsý 17.57 18.02 18.15 18.22 18.17 17.36 17.38 17.28 18.12 17.48 18.15
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Ýmsak 5.46 5.49 5.27 5.16 5.27 5.17 5.01 5.03 4.45 5.35 5.20
Güneþ 7.20 7.19 7.02 6.47 6.56 6.51 6.29 6.37 6.15 7.10 6.45
Öðle 12.11 12.18 11.51 11.44 11.56 11.41 11.31 11.28 11.13 11.59 11.53
Ýkindi 14.27 14.42 14.07 14.08 14.22 13.57 13.59 13.44 13.37 14.14 14.26
BAÞKENT YAZILARI
TAHLÝL
“Ýmam hatipler” ve “din dersleri”
Etnik siyasetle mücadele
CEVHER ÝLHAN cevher@yeniasya.com.tr
ür ki ye’de týp ký mâ nâ sý ve muh te va sý çarpýtýlarak dine, din eðitimi ve öðretimine karþý istimal edilen “laiklik” terimi gibi bir “eðitim birliði” lâfý tutturulmuþ gidiyor. Her tartýþmada imam hatip okullarýnýn Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na aykýrý olduðu iddiasýyla kaldýrýlmasý, “ihtiyaç fazlasý” bahanesiyle kapatýlmasý kanaati nüksetmekte… Ve þu garâbete bakýn ki temelde imam hatip okullarýnýn kurulmasýný esas alan bu kanun, dehþetli bir demagojiyle imam hatiplerin kapatýlmasýna “gerekçe” gösterilmekte. Oysa bu okullar “Tevhid-i Tedirsat Kanunu”yla açýlmýþ, din eðitimi ve öðretimi de Anayasa’ya göre verilmekte. Anayasa’nýn devlete yüklediði din eðitimi ve öðretimi görevi ve eðitim sisteminin temelini oluþturan Tevhid-i Tedrisat Kanunu, imam hatip okullarýnýn kapatýlmasýný deðil, gereðini va’z etmekte. Gerçek þu ki “Tevhid-i Tedrisat”la “eðitim birliði” ibâresi, Türkiye’de din eðitimi dahil
T
bütün eðitim ve öðretimin tek çatý altýnda verilmesini esas alýr; hiçbir þekilde “din eðitimi ve öðretiminin” genel eðitimden tecridini ve özellikle dinî eðitim ve öðretim veren okullarýn tasfiyesini hedef almaz. 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanununun amacý, din eðitimini ve öðretimini ortadan kaldýrmak deðil, Türkiye’de eðitimde görülen medrese ve mektebi ayný çatý altýnda almak, eðitim birliðini saðlamak. Bunun içindir ki Kanunun birinci maddesine, “Türkiye dahilindeki bütün müessesât-ý ilmiye (eðitim müesseseleri) ve tedrisiye (ders veren kurumlar) Maarif Vekâletine merbuttur (baðlýdýr)” ibâresi konulmuþ… ÝMAM HATÝPLER KAPATILAMAZ Yine bunun içindir ki bu kanunla, kapatýlan Þer’iye ve Evkaf Vekâleti’nin bütün iþlevi, bütçesi ve gelirlerinin yaný sýra medrese ve mektepler Maarif Vekâletine devredilmiþ. Vatandaþlara dinî bilgileri verecek, din eðitimi ve öðretimini yapacak, dinî hizmetleri yerine getireceklerin yetiþmesini saðlayan okullarýn açýlmasý hükme baðlanmýþ. Bu amaçla, Þer’iyye ve Evkâf Vekâleti’nin uhdesindeki “dinî hizmetleri” görecek, “imâmet ve hitâbet vazifesini yapacak mütehassýslarýn yetiþtirilmesi vazifesi”, yine bu kanunla Millî Eðitim Bakanlýðý’na verilmiþ. Kanunun dördüncü maddesindeki, “Maarif Vekâleti yüksek dinîyât mütehassýslarý yetiþtirilmek üzere darülfünûnda (üniversitede) bir Ýlâhiyat fakültesi tesis ve imâmet ve
hitâbet gibi hidemâtý dinîyenin (dinî hizmetlerin) ifâsý vazifesiyle mükellef memurlarýn yetiþmesi için de ayný mektepler küþat edecektir (kuracaktýr)” hükmünün açýk anlamý bu. Bu hükümle, Tek Parti döneminin son Baþbakaný Þemsettin Günaltay, bu maddeye dayanarak, halka din eðitimi ve öðretimini verecek “din görevlileri”ni ve uzmanlarý yetiþtirecek imam hatip kurslarýný ve okullarýný açmayý programýna koymuþ, Ankara Ýlâhiyat Fakültesi açýlmýþ. Yine bu hükümle, Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Doðru Yol Partisi iktidarlarýnda, 571 imam hatip okulu, onlarca yüksek Ýslâm enstitüsü, üç bin Kur’ân kursu açýlmýþ. Özetle, halka dinini öðretecek, imamlýk ve hatiplik vazifesini yapacak elemanlarýn yetiþmesi maksadýyla imam hatip okullarýnýn açýlmasý, “eðitim birliði”ni hedefleyen ve din eðitimi ve öðretimini Millî Eðitim Bakanlýðý’nýn yetkisine tevdi eden Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun getirdiði mecburiyettir. Bu bakýmdan en son YÖK Baþkaný’nýn dile getirdiði ve bazý mahfillerin bodoslama üzerine atýldýðý, “imam hatiplerin düz liseye çevrilmesi” teklifi, öncelikle Anayasa’ya ve “Tevhid-i Tedrisat Kanunu”na aykýrý; ve yasal dayanaktan yoksun… “DÝN DERSLERÝ”, ÝHL’LERÝN ALTERNATÝFÝ DEÐÝL “Din dersleri”ne gelince. Öncelikle Anayasa’nýn 24. maddesi, din ve ahlâk eðitimi ve öðretimini doðrudan denetimi ve gözetimine
aldýðý devlete yükler. Din kültürü ve ahlâk öðretiminin ilk ve orta öðretim kurumlarýnda okutulan zorunlu dersler arasýnda sayar. Hatta “bunun (okullarýn) dýþýndaki din eðitimi ve öðretimini kiþilerin kendi isteðine, küçüklerin de kanunî temsilcilerinin talebine baðlar.” Bu durumda, devletin din eðitimini ve öðretimini yeterli olarak vermesi; ilköðretimin ancak dördüncü sýnýfýnda verilmeye baþlanan ve ortaöðretimde haftada bir-iki saatle geçiþtirilen ve kifâyetsiz kalan “Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi” müfredatýnýn geliþtirilmesi gerekir. Zira okullarýn hâricinde, Kur’ân kurslarýnýn yaygýnlaþtýrýlmasý, vatandaþlarýn talebiyle Kur’ân öðrenimi ve din derslerinin yeterli muhtevada verilmesi devletin görevidir. Keza “imâmet ve hitâbet gibi dinî hizmetleri ifâ vazifesiyle mükellef memurlarýn yetiþtirilmesi” için imam hatip okullarýnýn ve “yüksek diniyât mütehassýslarýný (öðretim elemanlarýný) yetiþtirecek” Ýlâhiyat Fakültelerinin kurulmasý, Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereðidir. Neticede, din derslerini verecek öðretmenleri ve din mütehassýslarýný temelde yetiþtirecek imam hatip liseleri, genel eðitim içindeki din derslerinin alternatifi deðil, Tevhid-i Tedrisat gereði tamamlayýcýsýdýr. Din eðitimi ve öðretiminin kâmilen verilmesi için ÝHL’lerin haklarýnýn korunmasý ve geliþtirilmesi gerekirken, din dersleriyle takas ederek kapatmaya, okullardaki din derslerini kaldýrmaya kimsenin hakký da, haddi de, yetkisi de yoktur. Anayasal ve yasal olarak…
Kazazedelere ilkyardýmý polis yapacak ÝÇÝÞLERÝ Bakanlýðý tarafýndan hayata geçirilecek ‘’Ýlkyardýmda Polis Projesi’’ ile kazaya karýþan veya herhangi bir sebeple ilkyardýma ihtiyaç duyan insanlara, emniyet görevlilerince bilinçli ve profesyonelce ilkyardým yapýlacak. Ýçiþleri Bakaný Beþir Atalay’ýn imzasýyla 81 il valiliðine gönderilen genelgeyle ‘’Ýlkyardýmda Polis Projesi’’nin hayata geçirilmesinin kararlaþtýrýldýðýný bildirdi. Projeye göre, kazaya karýþan veya herhangi bir sebeple ilkyardýma ihtiyaç duyan insanlara, emniyet görevlilerince bilinçli ve profesyonelce bir ilkyardým yapýlabilmesine yönelik geniþ kapsamlý bir eðitim programý uygulamaya konulacak. Herhangi bir sebeple yaralama ve ölüme sebep olan kaza, doðal afet ve diðer bütün olaylarda olay yerine ilk giden görevlilerin polis ekipleri olduðu kaydedilen genelgede, olay yerindeki polis ekiplerinin ilkyardým görevinin, týbbî müdahale saðlayan saðlýk personelinin müdahalesi kadar önemli olduðu vurgulandý. Ankara / aa
4 örgüt üyesi, ‘’etkin piþmanlýk’’tan serbest ÞIRNAK’IN Silopi ilçesinde terör örgütü PKK’dan kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan 4 terörist serbest býrakýldý. Edinilen bilgiye göre, 20 Aralýk 2009 tarihinde terör örgütü PKK’nýn Irak’ýn kuzeyindeki kamplarýndan kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan 1’i kadýn 4 örgüt üyesiyle ilgili Silopi Cumhuriyet Baþsavcýlýðýnýn gönderdiði dosya Diyarbakýr Cumhuriyet Baþsavcýlýðýna ulaþtý. Burada özel yetkili savcýlar tarafýndan yapýlan incelemenin ardýndan teslim olan 4 örgüt üyesi, TCK’nýn ‘’etkin piþmanlýk’’ hükümlerinden yararlandýrýlarak serbest býrakýldý. Diyarbakýr / aa
30 bin öðrenciye daha burs YURTKUR Genel Müdürü Hasan Albayrak, burs alan öðrenci sayýsýnýn 30 bin kontenjan daha arttýrýlarak 117 bine çýkarýldýðýný bildirdi. Albayrak, yaptýðý yazýlý açýklamada, YURTKUR’dan burs ve öðrenim kredisi için 468 bin 389 öðrenci baþvurduðunu belirtti. Burs alan öðrenci sayýsýnýn daha önce 87 bin olarak açýklandýðýný hatýrlatan Albayrak, kontenjanýn 30 bin daha arttýrýlarak 117 bine çýkarýldýðýný bildirdi. Albayrak, baþvuruda bulunan öðrencilerden 117 binine burs, geri kalan bütün öðrencilere ise öðrenim kredisi verileceðini ifade etti. Albayrak bugün mesai bitimine kadar taahhüt senetlerini noterde tanzim ve tasdik ettirdikten sonra kuruma teslim edenlere ödemelerin 11 Ocak 2009 tarihinden itibaren T.C. Ziraat Bankasý þubelerinden yapýlacaðýný kaydetti. Albayrak, Ocak 2010 tarihinden itibaren burs ve öðrenim kredisi miktarýnýn 180 TL’den 200 TL’ye yükseltildiðini hatýrlattý. Ankara / aa
Daha iyi anayasa herkesin talebi DEVLET BAKANI VE BAÞMÜZAKERECÝ BAÐIÞ,’’ANAYASA ÝLE ÝLGÝLÝ, DAHA DEMOKRATÝK ÜLKEYE KAVUÞMAMIZLA ÝLGÝLÝ TALEP SADECE ÝKTÝDARIN TALEBÝ DEÐÝLDÝR’’ DÝYE KONUÞTU. DEVLET Bakaný ve Baþmüzakereci Egemen Baðýþ, muhalefetin de bugünkü Anayasa’dan çok mutlu olduklarýný zannetmediðini belirterek, ‘’Anayasa ile ilgili, daha demokratik ülkeye kavuþmamýzla ilgili talep sadece iktidarýn talebi deðildir” dedi. Baðýþ, Esma Sultan Yalýsý’nda yazýlý ve internet basýnýn temsilcileriyle bir araya geldi ve AB’ye yönelik iletiþim stratejisi konusunda deðerlendirmede bulunarak, görüþ ve önerilerini dinledi. Toplantýnýn sonunda basýn mensuplarýnýn sorularýný cevaplayan Baðýþ, TBMM’de bir haftanýn AB’ye ayrýlmasýna iliþkin teklifinin sorulmasý üzerine, Reform Ýzleme Komisyonu’nda konunun ele alýndýðýný ifade etti. Konuyu Bakanlar Kurulu’na iletme kararý aldýklarýný ve dün de Meclis Baþkaný ile paylaþtýklarýný anlatan Baðýþ, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’dan da gerekli desteði alacaklarýna inandýðýný söyledi. ‘’AB, hükümetimizin en önemli projelerinden bir tanesidir. Bir devlet projesidir’’ diyen Baðýþ, muhalefet partilerinin de programlarýnda AB’nin bir devlet projesi olduðunun ifade edildiðini hatýrlattý. Baðýþ, ‘’Muhalefet de destek vereceðini söylüyor. Haydi, buyurun, desteði görelim. Mecliste ayýn bir haftasýný AB kanunlarýna ayýralým, Mecliste tartýþmalarý komisyonlarda yapalým ama AB
kanunlarý o bir hafta içinde Genel Kurula indiðinde tartýþmadan hep beraber onlara oy verelim’’ dedi. AB sürecinin Türkiye’nin bütün kesimlerinin süreci olduðunu dile getiren Baðýþ, ‘’Bunun saðý solu yok, iþçisi iþvereni yok, askeri sivili yok, kadýný erkeði yok. Hepimizin daha aydýnlýk yarýnlara kavuþmasý için el ele verip hep beraber çalýþalým diyoruz’’ diye konuþtu. Baðýþ, baþka bir soru üzerine de ‘’Türkiye’nin teslim olup AB’ye girmesi kolay ama biz teslim olmadan, diklenmeden, dik durarak, kendi tarihi zenginliðimizin bilinci içerisinde, kendi gücümüzün bilinci içerisinde AB’ye katkýda bulunmaya gidiyoruz’’ dedi. MUHALEFET DE ANAYASADAN MEMNUN DEÐÝL Baðýþ, bir baþka soruyu cevaplarken CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal’ýn Genel Baþkaný Devlet Bahçeli’nin de bugünkü Anayasa’dan çok mutlu olduklarýný zannetmediðini belirterek, þunlarý söyledi: ‘’Anayasa ile ilgili, daha demokratik ülkeye kavuþmamýzla ilgili talep sadece iktidarýn talebi deðildir. Türkiye’de demokraside her duraksama yaþandýðýnda bunun maðdurlarýndan biri de Sayýn Baykal’ýn kendisi olmuþtur. Türkiye’de
her darbe yaþandýðýnda gözaltýna alýnan, hapsedilen insanlarýn baþýnda kendisi gelmiþtir. Herkesten evvel onun daha demokratik, daha laik, daha sosyal adaletli bir hukuk devletine kavuþmamýz için Anayasa deðiþikliklerinde öncülük yapmasý gerekir diye düþünüyorum. Ama bu konuda da maalesef CHP’den veya MHP’den veya diðer partilerden farklý bir açýlým göremiyorum, fazla bir adým göremiyorum. Ümit ediyorum ki 2010 yýlýna girerken bu partilerin Türkiye’nin önünü açacak fikirlerini, yeni Anayasa taslaklarýyla ortaya koyarlar. Biz de görürüz onlarýn nasýl bir Türkiye tasavvur ettiklerini.’’ ÇEVRE FASLININ AÇILMASI BÝR MU'CÝZE Müzakere sürecinde çevre faslýnýn açýlmasýna yönelik bir soru üzerine de Baðýþ, ‘’Çevre faslýnýn açýlmýþ olmasý bile bir mucizedir’’ dedi. Baðýþ, 15 yýl önce çöplerin patladýðý, gaz maskelerinin daðýtýldýðý bir ülkede çevre faslýnýn açýlmýþ olmasýnýn bu konuda belli bir duyarlýlýðýn yakalandýðýný gösterdiðini söyledi. Çevreyle ilgili þu an yüksek gelen maliyetlerin zaman içerisinde yeni geliþen teknolojiyle düþeceðini ifade eden Baðýþ, Türkiye’nin sonuçta çok daha saðlýklý bir ülke olacaðýný dile getirdi. Ýstanbul / Yeni Asya
Akþam 16.49 17.04 16.29 16.30 16.44 16.19 16.21 16.06 15.59 16.36 16.48
Yatsý 18.16 18.27 17.56 17.53 18.06 17.46 17.43 17.33 17.22 18.04 18.07
KÂZIM GÜLEÇYÜZ irtibat@yeniasya.com.tr
aský ve ayrýmcýlýkla “bölünmez bütünlük” saðlamaya çalýþan zihniyetin, nüfus sayýmlarýnda etnik köken sorularýnýn da yer almasýna karþý çýktýðý ve bu yüzden Türkiye nüfusunda hangi unsurlarýn ne nisbette pay sahibi olduðu konusunda saðlýklý bir istatistikî bilgiden mahrum olduðumuz herkesin mâlûmu. Böyle olunca, Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Araplar, diðer unsurlar ya da Sünnîler, Alevîler... adýna herkes ne tutturabilirse, kafadan bir sayý ortaya atýyor ve sonuçta hepsinin toplamýnýn Türkiye nüfusunu kat kat aþtýðý çok garip, uçuk ve abartýlý rakamlar ortaya çýkabiliyor. Bunu ifade ettikten sonra, sözü, Kürt kavmiyetçiliði üzerinden siyaset yapan 12 Eylül ürünü partinin aldýðý oy miktarýna getirecek olursak: Bir defa rakamlar, Kürt nüfusuyla ilgili olarak yapýlan en mütevazi tahminlerin dahi çok gerisinde. Yani, Kürtçülük yapýyor, ama Kürtlerin büyük bir çoðunluðunun oy desteðini alamýyor. Ayný durum, söylem ve eylemleriyle kendisini hapsettiði ve aðýrlýklý olarak Kürtlerin yaþadýðý bölge için de geçerli. Bölge halkýnýn tamamýnýn veya kahir ekseriyetinin oylarýný alabilmiþ deðil. Bu yüzden, söz konusu parti hakkýnda kimse “Kürtlerin temsilcisi” iddiasýnda bulunamýyor. Siyasetini Kürtçülük üzerine bina ettiði halde. Demek ki, Kürt nüfusun büyük çoðunluðu, ýrkçý yaklaþýmý tasvip etmiyor. “Kürt siyaseti” adý altýnda ortaya çýkan ve pek sesleri duyulmayan diðer oluþumlara itibar etmeyiþi de bu sebepten. Peki, PKK baðlantýlý DTP gibi bir partinin aradan sýyrýlýp, zayýf bir destekle de olsa öne çýkmasý niye? Bunun altýnda ne gibi sebepler olabilir? Öncelikle, yýllardýr devlet adýna uygulanan ve PKK’yý da, onunla irtibatlý sair yapýlanmalarý da ortaya çýkarýp besleyen yanlýþ ve haksýz politikalarýn yol açtýðý tepki birikimi, böyle bir sonucu doðuran en önemli etkenlerin baþýnda geliyor. PKK gibi bir terör örgütünün öyle veya böyle bir toplumsal taban bulmasýnýn altýnda bu var. DTP türü partilerin aldýðý oy desteði, bir ölçüde bu tabana dayanýyor. Ama tek baþýna bu tabanýn, söz konusu partiyi parlamentoda temsil gücüne eriþtirip, bölgede çok sayýda belediyeyi kazandýracak çapta olduðunu söylemek de zor. Ýþte orada, bu çekirdek tabaný, gerçekte olduðundan çok daha fazla geniþleterek büyük gösteren tepki oylarý devreye giriyor. Devlet adýna ýsrarla sürdürülen yanlýþlara, DTP türü partileri hedef alýp, hiç yoktan “maðdur” pozisyonuna düþüren yenilerinin eklenmesi, haddizatýnda bu partileri tasvip etmeyen bazýlarýný, sýrf tepki olsun diye, inadýna onlara oy vermeye yöneltiyor. Oysa o dayatmalar, uðraþmalar, taciz ve takipler, kapatma dâvâlarý olmasa, olay kendi haline býrakýlsa, tepki oylarý bu seviyeye hiç ulaþamaz. Ve demokratik süreç, Türkiye siyasetinin gerçekleriyle hiçbir þekilde örtüþmeyen bu tür sun’î ve güdümlü partileri kendiliðinden tasfiye eder. Nitekim çok uzak olmayan bir tarihte DTP tarafýndan tertiplenen bir yürüyüþ eylemine katýlým o kadar zayýf ve yetersiz olmuþtu ki, parti yöneticileri tedirgin olmuþ, hayal kýrýklýklarýný açýkça dile getirmekten kendilerini alamamýþlardý. Esasen yeni maðduriyetler üreten baský ve dayatmalar kalksa, etnik kimliðe dayalý hassasiyetleri kaþýyan tahrikler son bulsa, normalleþme süreci rayýna girebilse, PKK’yý da, DTP türü partileri de besleyen zemin tedricen ortadan kalkar. Zira normalleþme ortamýnda, þimdi en önemli mesele olarak görülen ideolojik yaklaþýmlarýn, kimlik siyasetlerinin ve bunlara dayalý kýsýr tartýþmalarýn reel hayatta hiçbir karþýlýðý olmadýðý ve hiçbir sorunu çözmediði görülür ve anlaþýlýr. Hukukun, hak ve özgürlüklerin, demokrasinin önemi en çok bu noktada kendisini gösteriyor. Bu, Bediüzzaman’ýn yüz yýl önce ifade ettiði ve geçerliliðini hep koruyan “Bizim düþmanýmýz cehalet, zaruret, ihtilâftýr. Bu üç düþmana karþý san'at, marifet, ittifak silâhýyla cihad edeceðiz” sözündeki gerçeðin gereðiyle de yakýndan ilgili.
B
6
YURT HABER YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
HABERLER
Topraðý þekillendirerek para kazanýyorlar BÝTLÝS’ÝN Mutki Ýlçesi’ne baðlý Kavakbaþý beldesinde yaþayan kadýnlar, topraktan yaptýklarý vazo, çaydanlýk, küp, testi, kül tablasý, çanak ve çömleklerle aile bütçelerine katký saðlýyorlar. Beldeyi ziyaret eden Bitlis Valisi Nurettin Yýlmaz, kadýnlar tarafýndan yapýlan tandýr, çanak ve çömlekleri inceledi. Belde halkýnýn, el san'atlarý ve hayvancýlýkla geçimini saðladýðýný hatýrlatan Vali Yýlmaz, özellikle beldede yaþayan kadýnlarýn, yaptýklarý el ürünleriyle aile bütçelerine katký sunduklarýný kaydetti. Kavakbaþý beldesinin özellikle topraktan yapýlan tandýrlarýyla dikkati çektiðini vurgulayan Yýlmaz, þöyle konuþtu: ‘’Tandýr için bir proje hazýrlayacaðýz. Tanýtým amacýyla tandýrýn üzerine Mutki yazacaðýz. Tandýr, çanak ve çömleklerimiz ilçenin tanýtýmýnda büyük rol oynayacak. Beldede, el san'atlarý üretimi yapanlar için bir yer oluþturmak istiyoruz. Bu el san'atlarýný yapanlarý bir yerde toplamak istiyoruz. Kadýnlar tandýr, çanak ve çömleklerin dýþýnda vazo, çaydanlýk, küp, testi, kül tablasý yaparak, topraðý çok güzel þekillendiriyor. Bunu deðerlendirmemiz lâzým. Ayrýca belde halký geçimini tarým ve hayvancýlýkla saðlýyor.’’ Çanak ve çömlek yapan 66 yaþýndaki Zeliha Deniz ise, 46 yýldýr topraktan vazo, çaydanlýk, küp, testi, kül tablasý, çanak ve çömlek yaparak geçimini saðladýðýný söyledi. Bitlis / aa
Pazarcýlar marketlerden þikâyetçi oldu PAZARCI esnafý marketlerin haksýz rekabet yaptýðý ve damping uygulamasýnda bulunduðu iddiasýyla þikâyetçi oldu. Baðcýlar Belediyesi pazarcý esnafýyla bir toplantý yaparak esnafýn sorunlarýný dinledi. Baðcýlar Belediyesi Halk Sarayý’nda düzenlenen programda, Baðcýlar’da pazara çýkan esnaf sorunlarýný anlattý. Baðcýlar Belediye Baþkaný Lokman Çaðýrýcý ile Baþkan Yardýmcýlarý ve birim müdürleri katýldý. Esnafla sýk sýk toplantýlar yapýldýðýný anlatan Baþkan Çaðýrýcý, pazar esnafý ile ilk defa toplantý yapýldýðýný söyledi. Pazar açma ve kapama saatlerine uyulmasýný ve ölçü aletlerinin ayarlarýna dikkat edilmesi uyarýsýnda bulunan Çaðýrýcý, çevre temizliðine de dikkat etmelerini söyledi. Pazarcýlarýn künyesinin mutlaka tezgâh üzerinde bulunmasý gerektiðini belirten Çaðýrýcý pazarcýlarýn sesli satýþ yapmaktan, kapý önlerini kapamaktan ve kendilerine ait olmayan bölgeleri iþgalden uzak durmalarý gerektiðini ifade etti. Daha sonra söz alan esnaflar özellikle pazar kurulan bölgelerde marketlerden þikâyetçi oldu. Marketlerin market önlerinde satýþ yaparak haksýz rekabet yaptýðý iddiasýnda bulundu. Marketlerin özellikle pazar kurulduðu günlerde pek çok üründe damping uyguladýðýný ileri süren pazarcý esnafý belediyeden bunun takibini yapmasýný istedi. Ýstanbul / Yeni Asya
ÝNDÝRÝMLER, ÖTV ÝNDÝRÝMÝNÝN DE ALTINDA
Yüksek gerilim hatlarý ölüm saçýyor TÜBÝTAK’IN ÖNCÜLÜÐÜNDE HAZIRLANAN ARAÞTIRMADA ARTVÝN-GÝRESUN ARASINDA UZANAN 250 KÝLOMETRELÝK YÜKSEK GERÝLÝM HATTININ ADETA ÖLÜM SAÇTIÐI ORTAYA ÇIKTI. ARTVÝN ile Giresun arasýnda kalan 250 kilometrelik alanda yüksek gerilim hatlarýnýn kanser riskini arttýrdýðý belirlendi. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araþtýrma Kurumu (TÜBÝTAK)’nun öncülüðünde 2,5 yýlda Doðu Karadeniz kanser haritasý hazýr lan dý. Çev re sel fak tör le rin kanser vak'alarýna olan etkisini belirlemeyi amaçlayan araþtýrmada, Artvin-Giresun arasýnda uzanan 250 kilometrelik yüksek gerilim hattýnýn adeta ölüm saçtýðý ortaya çýktý. TÜBÝTAK’ýn desteði ile yapýlan proje kapsamýnda, Doðu Karadeniz Bölgesi’nde kanserin en çok hangi bölgelerde görüldüðü ve hangi kanser türleri ile sýk karþýlaþýldýðý araþtýrýldý. Ayrýca kanser vakalarýnýn bölgenin bitki örtüsü,
su ve toprak kaynaklarý, arazi yapýsý, enerji nakil hattý gibi çevresel faktörlerle iliþkili olup olmadýðý incelendi. 20002007 yýl la rý a ra sýn da Do ðu Karadeniz’de yer alan 7 ilde görülen 15 bin 299 kanser va k'a sý dik ka te a lý na rak ya pý lan a raþ týr ma dan çar pý cý so nuç lar çýk tý. Kanser vak'asý yoðunluðunda Trabzon ilk sýraya yerleþirken, bunu Gümüþhane, Rize ve Artvin, Giresun ve Bayburt izliyor. Araþtýrmada, güney ve doðu yamaçlarýnda yaþayanlarda deri kanseri vak'alarýnýn diðer yamaçlara göre daha yoðun olduðu, mide, kalýn barsak ve prostat vak'alarýnýn daha çok 250 metre arazi rakýmýnýn altýnda yaþayan insanlarda görüldüðü belirlendi. Rize / cihan
En az boþanma Hakkâri ve Bitlis’te TÜRKÝYE’DE boþanmanýn en az yaþandýðý iller arasýnda Hakkâri birinci, Bitlis ikinci sýrada yer aldý. Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÝK)’nun 2008 verilerine göre Bingöl’de 135, Van’da 161, Muþ’ta 76, Bitlis’te 38, Hakkâri’de 30 ve Aðrý’da 114 boþanma vak'asý kaydedildi. Resmî veriler ilginç bir geliþmeye daha iþaret ediyor. Doðu Anadolu Bölgesi’ndeki evlilik oranlarýnda düþüþ gözlenirken, boþanmalar artýyor. Bölgede 2004’te 59 bin 342, 2005’te 65 bin 35, 2006’da 59 bin 850, 2007’de 57 bin 482 ve 2008 yýlýnda da 56 bin 305 çift nikâh akdi imzaladý. Bölgede 2008 yýlýnda yapýlan evlilik sayýsý 2004’e göre yüzde 5.11 oranýnda düþtü. Bitlis’in Güroymak ilçesine baðlý Gölbaþý beldesinde ikamet eden 55 yýllýk evli çift Salih ve Dilþah Okay, evliliði mutlu bir þekilde sürdürmek için saygý ve sevginin þart olduðunu vurguluyor. Okay çiftinin 9 çocuklarý ve 36 torunlarý var. Salih Okay, “Þimdiki gençler, evliliði oyuncak ve eðlence olarak gördükleri için boþanmalar fazla. Aileler çocuklarýna evliliðin kutsal olduðu konusunda gerekli bilgiyi veriyor. Gençler, televizyon ekranlarýnda evlenip kýsa sürede boþanan sanatçýlarý örnek alýyor” dedi. Bitlis / cihan
400 KÝÞÝLÝK EKÝP YILBAÞI ÝÇÝN KAÇAK KESÝMÝ ÖNLEYECEK
Aðaçlara ‘koruma timi’ ÝSTANBUL Orman Bölge Müdürü Ýsmail Üzmez, ‘’Yýlbaþý aða cý’’ o la rak kul la ný lan çam, köknar ve ladin aðacý bulanan orman alanlarýnda kaçak kesim ve tah ri ba týn ön len me si i çin 400 kiþilik bir ekibin 24 saat nöbet tuttuðunu belirterek, vatandaþlarýn bir gecelik eðlence için aðaçlara kýymamasý gerektiðini söyledi. Üzmez, yýlbaþý eðlencesi için para harcamaktan çekinmeyen pek çok kiþinin, aðaç ko-
nusunda duyarlý davranmadýðýný ve ‘’yýlbaþý aðacýný’’ ormanlardan kesmeyi tercih ettiðini bildirdi. ‘’Yýlbaþý aðacý’’ olarak nitelenen aðaçlarýn yaz ve kýþ aylarýnda renklerinin solmadýðýný, ancak kesildikleri andan itibaren öldüklerini ifade eden Üzmez, tohumdan itibaren yetiþtirilen bir aðaç için çok emek sarf edildiðini ve bir aðacýn yetiþmesi için çok uzun yýllarýn geçmesi gerektiðini vurguladý.
Kaçak kesimlerin engellenmesi ve insanlarýn ‘’yýlbaþý aðacý’’ ihtiyacýný karþýlamak için çalýþmalar yaptýklarýný anlatan Üzmez, þunlarý söyledi: ‘’Vatandaþlarýmýz bir gecelik eðlence için ediðimiz aðaçlar bulunuyor. Fidanlýklarýmýzda yýlbaþý aðaçlarýmýzý saksýda yetiþtiriyoruz. Elimizde yeterince yýlbaþý aðacý var. Þu anda vatandaþlarýn talepleri normal ama aþýrý talebi de karþýlayacak durumdayýz.”
Yeni Dünya aðaçlarý çiçek açtý
TÜRKÝYE üretiminin tamamýna yakýnýnýn karþýlandýðý Akdeniz Bölgesinde, ‘’Malta eriði’’ olarak da bilinen ‘’Yeni Dünya’’ aðaçlarý çiçek açtý. Anavataný Güney Doðu Asya ülkeleri olan ve ilkbaharýn müjdecisi sayýlan yeni dünya aðaçlarý çiçeklerini açtý. Türkiye üretiminin tamamýna yakýnýnýn karþýlandýðý Akdeniz Bölgesinde, yeni dünya aðaçlarý kýþ aylarý boyunca görsel bir þölen sunarken, aðaçlar, Mart ayýnýn ilk günlerinde ise tatlý ve iri çekirdekli meyvelerini vermeye baþlýyor. Adana / aa
Otomotivde ‘kampanya yarýþý’ ÖZEL Tüketim Vergisi (ÖTV) indiriminin ardýndan satýþlarýnda düþüþ yaþayan firmalarýn, stoklarýný eritmek ve yýl sonu hedeflerini tutturabilmek amacýyla düzenledikleri ‘’kampanya yarýþý’’ sürüyor. Fiat, aralýk ayý sonuna kadar sürecek yeni kampanyasý kapsamýnda ÖTV dönemi indirimlerinden yararlanma fýrsatýný kaçýrdýðýný düþünen otomobil sevenlere yeni avantajlar saðlýyor. Fiat’ýn, peþin alýmlarda yüzde 17’ye varan indirim saðlayan ‘’ÖTV Piþmanlarý Ýçin Son Fýrsat’’ kampanyasý kapsamýnda, Fiat Linea 26 bin 250 liradan, Fiat Grande Punto 24 bin 820 liradan, Fiat Albea Sole ise 19 bin 420 liradan baþlayan tavsiye edilen kampanyalý anahtar teslim fiyatlarýyla tüketicilere sunuluyor. Fiat ayrýca kampanya kapsamýnda peþin alým indiriminden yararlanamayacak müþterilere ise Koç Fiat Kredi çatýsý altýndaki Fiat Finans’tan 18 bin lira kredi kullanarak 48 ay vadeyle ve 480 lira taksitlerle ödeme fýrsatý saðlanýyor. Fiat Ticarî Araçlar’da ise ‘’KDV Bizden’’ sloganýyla Fiat Fiorino Combi ve Fiat Doblo Combi versiyonlarýnda indirimler sunuyor. Ford Otosan da 50. yýl kampanyasýna ilâve olarak ticarî araçlarda Aralýk sonuna kadar yüzde 8’lik ek indirim uygulamaya baþladý. Kampanya kapsamýnda, Cargo hariç bütün binek ve ticarî araçlara 50 ay 500 lira taksit, 50 ay garanti ve 5 bin liraya varan indirimler yapýlýrken, söz konusu kampanyanýn üzerine ticarî araçlarda 31 Aralýk 2009 tarihine kadar yüzde 8 ilâve indirim uygulanmaya baþlandý. Kampanya kapsamýnda Fiesta’da 8 bin 195, Focus’ta 10 bin 965, Con nect’te 5 bin 720, Transit’te 9 bin 65 lira peþinat ödeyenler 500 lira taksit ve 50 ay garantiden yararlanýyor. Hyundai de 31 Aralýk’a kadar 1600 cc’ye kadar motor hacmine sahip olan bütün modelleri için ÖTV oranýný yüzde 25’e sabitleyecek þekilde indirim imkâný sunuyor. Hyundai’nin 1600 cc’den yüksek motor hacmine sahip binek otomobillerinde ve hafif ticarî araçlarýnda da her modele özel olarak peþin alým indirim imkâný da veriliyor.
Renault ise 31 Aralýk’a kadar sürecek ‘’gençliðin önüne kimse geçemez’’ kampanyasýný sürdürüyor. Kampanya kapsamýnda yetkili satýcýlara götürülecek ‘’hediye çekleri’’ vasýtasýyla, Laguna, Laguna Coupe ve Koleos’un bütün versiyonlarýnda 4 bin lira, Symbol, Megane Hatchback, Megane Coupe, Megane Sport Tourer, Clio Hatchback, Clio Grand Tour ve Grand Scenic’in bütün versiyonlarýnda 2 bin lira indirim imkâný sunuluyor. Peugeot modellerini test edenlere 7 bin 400 bin liraya varan fiyat avantajýnýn yaný sýra 407 modelinde 30 bin lira krediye 12 ay sýfýr (0) faiz oraný uygulanýyor. Toyota da bütün modellerinde 3 bin liraya varan indirim fýrsatý sunuyor. Citroen’de 90’ýncý yýl kampanyasýnda 15 bin liraya 12 ay, yüzde 0 faiz fýrsatý ve 2 bin 500 liraya varan indirimlerine devam ediyor. Opel ise yýl sonuna kadar devam edecek kampanyasýnda, model yýlý 2010 olan araçlarýnda 10 bin liraya ulaþan avantajý müþterilerine sunuyor. Skoda da düzenlediði kampanyada bütün modellerinde 6 bin liraya varan indirimler sunuyor.
Fiyatlar, ÖTV’ indiriminin altýna indi FÝRMALARIN yaptýðý yýl sonu kampanyalarý sonucunda otomobil fiyatlarý, 1 Ekim öncesinde uygulanan yüzde 10’luk ÖTV avantajýyla oluþan rakamlarýn da altýna indi. Otomotiv sektörüne yönelik açýklanan paketle birlikte ÖTV yüzde 37’den yüzde 18’e düþürüldü. 3 aylýk dönemin ardýndan yavaþ bir geçiþ saðlanmasý amacýyla ÖTV oraný yüzde 18’den yüzde 27’ye çýkarýlýrken, bu avantaj 1 Ekim itibarýyla sona erdi. Firmalar ÖTV avantajýyla canlanan satýþlarýný devam ettirmek, kötü baþladýklarý 2009 yýlýný iyi bir þekilde kapatmak için birbirinden farklý kampanyalar düzenledi. Öyle ki, yýl sonu kampanyalarý, 1 Ekim öncesinde uygulanan yüzde 10’luk ÖTV avantajýyla oluþan rakamlarýn da altýna indi. Bursa / aa
T. C. MERKEZ / KOCAELÝ 1. ÝCRA DAÝRESÝ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI 2009/605 TLMT. Örnek No: 25* Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup: Birinci artýrmanýn 20/01/2010 günü saat 14.00- 15.30'da Cefa Oto Kurtarýcýlýk Vinççilik Ýnþ. Tur. San. Ýnterteks Arkasý Adliye Yediemin Deposu Yaný’nda ve Güzeltekin Otoparký Köseköy adresinde yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý taktirde 25/01/2010 Pazartesi günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý; Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40’ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu; mahcuzun satýþ bedeli üzerinden %....oranýnda KDV.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýndan görülebileceði; gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla Dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 17/12/2009 1- 41-PC-118 Plakalý Yarý römork 1.satýþ 20/01/2010 tarihinde saat 14.00-14.10'da 2.satýþ 25/01/2010 tarihinde ayný saatte Cefa Otoparký 2- 41-PC-117 plaka sayýlý Çekici 1. satýþ 20/01/2010 tarihinde saat: 15.00-15.10'da 2. satýþ 25/01/2010 tarihinde ayný saatte Güzeltekin Otoparký 3- 41-PB-185 Plaka sayýlý Yarý römork 1. satýþ 20/01/2010 tarihinde saat 15.20-15.30'da 2.satýþ 25/01/2010 tarihinde ayný saatte Güzeltekin Otoparký Takdir Edilen Deðeri YTL. Adedi Cinsi ( Mahiyeti ve önemli nitelikleri) 20.000,00 1 Adet 41 -PC-118 Plakalý, 2008 Model, OTOKAR Marka, Yarý Römork 80.000,00 1 Adet 41 -PC-117 Plakalý, 2008 Model, RENAULT Marka, 147641 Motor No’lu, 625GPA000005727 Þasi No’lu Çekici 20.000,00 1 Adet 41-PB-185 Plakalý, 2008 Model, OTOKAR Marka, Yarý römork (ÝÝK m.114/1, 114/3) *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanýlan Örnek 63'e karþýlýk gelmektedir.
B: 74269
AFYONKARAHÝSAR
Seminere Davet Konu : Günümüzde Risâle-i Nur'un Önemi Konuþmacý: Tahir Ünverdi Tarih : 26 Aralýk 2009 Cumartesi Saat: 20.00 Yer : Afyon Ýlme Hizmet Vakfý Seminer Salonu Düzenleyen: Afyonkarahisar Yeni Asya Temsilciliði
T. C. GEBZE 1. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Menkulün Açýk Artýrma ÝLANI 2009/2267 TAL Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 07/01/2010 saat 10.20-10.25 arasýnda KOCAELÝ GEBZE BALKÜPÜ FABRÝKASI KARÞISI YANYOL GEBZE adresinde yapýlacak ve o günü kýymetinin % 60' ýna istekli bulunmadýðý takdirde 12/01/2010 günü ayný yer ve saatler arasýnda 2. artýrma yapýlacaðý, þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40’ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden alýnacak KDV alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýndan görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. 21/12/2009 YTL Adet Malýn cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri) 5.000,00 1 34 TC 4396 PLAKA SAYILI HUNDAÝ MARKA BEYAZ RENKLÝ KAPALI KASA KAMYONET, TANPON KIRIK, SOL KAPININ ALT KISMI EZÝK. 2006 MODEL. B: 74401
7
DÜNYA
YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
Kaçak göçmenleri geri almayý kabul etmek bir baþarý mý?
GENÝÞ AÇI HALÝL ÝBRAHÝM CAN hibrahimcan@windowslive.com
vrupa Birliði, Türk vatandaþlarýna vize kolaylýðý saðlama vaadiyle, Türkiye üzerinden AB ülkelerine girdiði iddia edilen kaçak göçmenleri geri kabul ettirmek için uðraþýyor. Devlet Bakaný ve Baþmüzakereci Egemen Baðýþ, Türkiye’nin geri kabul anlaþmasýný imzalamaya hazýr olduðunu söylüyor. Bunu da bir baþarý gibi gösteriyor. Halbuki bu anlaþmanýn muhtemel sonuçlarý kaygý verici. Zira Türkiye Bilimler Akademisi’nin araþtýrmasýna göre Türkiye’de her yýl 100 bin kaçak göçmen yakalanýyor; bir o kadarýnýn da yakalanamadýðý tahmin ediliyor. Yalnýzca geçen yýl Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçmek isteyen 68 bin kaçak göçmen yakalandý. 18.000 sýðýnmacý ise üçüncü bir ülke tarafýndan kabul edilme umuduyla Türkiye’de bekliyor. Böyle bir durumda imzalanacak anlaþma; Türkiye üzerinden geldiði belirlenen bütün kaçak göçmenlerin Türkiye’ye iadesini saðlayacak. AB, binlerce iade edilmiþ kaçak göçmenin giderini paylaþacaðýný söylüyor; ama bu insanlarýn Türkiye’nin baþýna açacaðý tek sorun yedirilip içirilip barýndýrýlmalarýndan ibaret deðil. Gidin Kumkapý’daki yabancýlar misafirhanesine bir bakýn. Beþ yüzün üstünde kaçak göçmen orada bekliyor. Önemli bir kýsmý bütün resmî belgelerini yok ettiði ve bilgi vermediði için hangi ülkeye gönderilecekleri bilinmediðinden uzun süredir orada. Bir kýsmý çeþitli þekillerde bakýma muhtaç hale gelmiþ; Türk polisi zor þartlarda onlara bakýyor. Önemli bir kýsmý suça karýþmýþ. Bu kadarýna bakamazken, on binlercesinin bu sayýya ilâve edilmesini kabul etmek, çok mantýklý bir tedbir gibi görünmüyor. Avrupa Birliði, bir yandan Türkiye’nin üyeliðinin önüne bir sürü engel çýkarýp, bir çok baþlýðý askýya almýþken, öbür taraftan da Gümrük Birliði Anlaþmasý ve bu örnekte görüldüðü gibi Türkiye’nin sýrtýna yeni yükler yüklemeye hazýrlanýyor. Hem de bu anlaþmayý imzalamasý için Türkiye’ye baský yaparken, güvensizliklerini de ortaya koyan bir ifadeyle; “Bu göçmenleri kabul anlaþmasýný imzaladýðýnýzda, vize kolaylýklarýný müzakere edebiliriz” diyorlar. Türkiye’nin anlaþmadan doðan serbest dolaþým hakkýný tanýmayan, hatta Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi'nin kararýný bile, konu Türkler olunca uygulamayan Avrupa ülkeleri, þimdi bu vaatle baþýmýza yeni iþler açmayý planlýyorlar. Elbette sýnýrlarýný saðlam tutarak, kaçak göçmenlerin ülkesine girmesini önlemek Türkiye’nin görevi. Zaten terör sebebiyle sýnýr güvenliðini bunca sýký tutuyor görünen ülkemize, her yýl yüz bin civarýnda kaçak göçmenin nasýl girdiði de ayrý bir konu. Taþýnmasý gayet zor olan insaný sýnýrdan sokanlar, uyuþturucu dahil diðer yükte hafif pahada aðýr yasadýþý maddeleri kolaylýkla sokmazlar mý? Ancak ortada fiilî bir durum var. Bu anlaþmanýn imzalanmasý halinde, Türkiye Afganistan, Pakistan ve Orta Doðu’dan Avrupa’ya geçme hayaliyle gelmiþ on binlerce kiþiye bakmak zorunda kalacak. Kaldý ki; aramýzda iade anlaþmasý bulunmayan ülkeler, kendi vatandaþlarýnýn iadesini dahi kabul etmiyorlar. Ama bu anlaþmayla Türkiye “devletsiz” ve “bir baþka ülkenin vatandaþý” olan kiþileri de kabul etmemizi þart koþuyor. Bu yüzden Baþmüzakereci Baðýþ’ýn gelecek ay sonuna kadar geri kabul anlaþmasýný imzalayacaðýmýzý ilân etmesi bizi kaygýlandýrdý. Umarýz karar mercileri bu anlaþmanýn doðuracaðý sonuçlarý iyi hesap etmiþlerdir. Yoksa kýsa süre içinde, içinden çýkýlmasý imkânsýz bir kaçak göçmen sorununun içinde bulabiliriz kendimizi. Umarýz vize kolaylýðý umuduyla bir filden kurtulmak isterken, iki fille geriye dönmeyiz.
A
Ürdün polisi, Filistin Özgürlük Konvoyunu baþþehir Amman’ýn içerisine almak istemeyince kriz çýktý. Ürdün polisinin bu uygulamasýna tepki gösteren konvoy ekibi araçlarýn kontaklarýný kapattý.
Gazze yolundan dönüþ yok ÝHH ÝNSANÎ YARDIM VAKFI BAÞKANI BÜLENT YILDIRIM VE ÝNGÝLÝZ PARLAMENTER GEORGE GALLOWAY, ÜRDÜN'DE YAPTIKLARI KONUÞMALARDA GAZZE'YE GÝRME NOKTASINDA KARARLI OLDUKLARINI BELÝRTTÝLER. FÝLÝSTÝN Özgürlük Konvoyu için Ürdün’ün baþþehri Amman’da sivil toplum kurumuþlarý tarafýndan bir “hoþ geldiniz” programý düzenlendi. Programda Filistin duyarlýsý sivil toplum kuruluþlarý ile Ürdün’de yaþayan Türkiye vatandaþlarý katýldý. Programda konuþan Ýngiliz Parlamenter George Galloway, “Gerekirse gemilerde ve sahillerde yatacaðýz. Kesinlikle dönmeyeceðiz. Biz kararlýyýz. Mýsýr Cumhurbaþkaný Hüsnü Mübarek’ten isteðimiz Gazze’nin kapýlarýný bize açmasýdýr” dedi. “Bizim hiç kimseye karþý düþmanlýðýmýz yok” diyen Galloway, sözlerini þöyle sürdürdü: “Bizim tek bir amacýmýz var: 27 Aralýk’ta Filistin halkýnýn yanýnda olmak istiyoruz. Bir kez daha tekrarlýyorum. Bizler Kýzýldeniz’de kalabiliriz, gemilerde, sahillerde kalabiliriz, gerekirse Sina çölünde kalýrýz. Ama kesinlikle dönmeyi düþünmüyoruz. Sizden bir isteðim var. Bu yolculukta bize duâ etmeyi unutmayýn. Bizimle birlikte olun
Fehriye Erdal’a 2 yýl ceza
BRÜKSEL Temyiz Mahkemesi, terör örgütü DHKP-C ve üyeleriyle ilgili davada, Sabancý Holding Otomotiv Grubu Baþkaný Özdemir Sabancý, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe’nin 9 Ocak 1996 tarihinde öldürülmesi olayýnýn zanlýlarýndan terörist Fehriye Erdal’ý gýyabýnda 2 yýl hapse çarptýrdý. DHKP-C üyesi Bahar Kimyongür’ü beraat ettiren Belçika mahkemesi, yargýlanan diðer teröristleri 2 ile 3 yýl arasýnda hapse mahkûm etti. Mahkeme, DHKP-C’nin Belçika’da “terör eylemi yapmadýðýna” karar verirken, teröristlerin bireysel suçlarýný dikkate aldý. Brüksel / aa
daima. Sizinle öyle bir yolculuða çýktýk ki o yolculuk ki yenilgiyi kabul etmeyen, her þeyini ortaya koyan bir halkla birlikte olacaðýz." Konvoyun Türkiye organizatörü ÝHH Ýnsanî Yardým Vakfý Baþkaný Bülent Yýldýrým ise bütün halklarýn desteklerini arkalarýna aldýklarýný, Mýsýr’ýn durumu göze alarak konvoyu Gazze’ye almasý gerektiðini ifade etti. Yýldýrým, “Bu konvoyun yanýnda olanlar yükselecektir. Karþýsýnda olanlar ise bertaraf olacaktýr. Biz çok kararlýyýz. Ýnþallah Gazze’ye gireceðiz ve oradaki kardeþlerimizle buluþacaðýz” dedi. Ürdün’deki sivil toplum kuruluþu temsilcileri ise yaptýklarý konuþmalarda konvoy ekibine teþekkür ettiler. Ürdün halkýnýn Filistin halkýnýn yanýnda olduðunu belirttiler. Ürdün’deki program bugün düzenlenecek basýn toplantýlarý ve ziyaretlerle devam ediyor. Konvoyun Ürdün’den sonraki duraðý Mýsýr olacak. Konvoy ekibi Mýsýr’a gemiyle geçecek. Dýþ Haberler Servisi
ÜRDÜN’DE FÝLÝSTÝN KONVOYUNA ENGELLEME ÜRDÜN polisi, Filistin Özgürlük Konvoyunu baþkent Amman’ýn içerisine almak istemeyince kriz çýktý. Ürdün polisinin bu uygulamasýna tepki gösteren konvoy ekibi araçlarýn kontaklarý kapattý. Bir anda þehrin trafiði kilitlendi. Kriz Ürdün yetkililerin konvoyun þehre girmesini izin vermesiyle çözüldü. Ürdün polisi, Gazze’ye giden Filistin’e Özgürlük Konvoyu’nu baþþehir Amman’ýn içerisine almak istemedi. Polis konvoy araçlarýný iki kýsma ayýrarak þehrin dýþýndan kalacaklarý yere götürmek istedi. Polisin trafiði gerekçe göstererek Filistin konvoyunu engelleme giriþimi üzerine konvoy ekibi protesto etme kararý aldý. Bütün araçlarýn kontaklarý kapatýldý. Bir anda þehrin bütün trafiði durdu. Krizin büyümemesi için askerî ve siyasî yetkililer devreye girerek konvoyun temsil heyetini iknâ etmeye çalýþtýlar. ÝHH Baþkaný Bülent Yýldýrým ile görüþen yetkililer, uzun görüþmelerden sonra konvoy heyetini 10’arlý gruplar halinde þehre almaya karar verdiler. Konvoy heyetinin þehrin içerisine alýnmak istenmemesi Ürdünlü vatandaþlarýn da tepkisine sebep oldu. Yollara dökülerek konvoy araçlarýný bulunduðu alana gelen Ürdünlüler, konvoy ekibine destek oldular. Ürdün polisinin konvoyu engelleme giriþimi sebebiyle biranda büyüyen kriz, konvoy araçlarýnýn þehre alýnmasýyla çözüldü. Ürdünlü yetkililer, konvoy ekibinden özür dilediler.
Gordon Brown da ifade verecek
Amerikalýlarý Noel heyecaný sardý
ABD’DE Noel heyecaný ülkenin dört bir yanýný sararken, baþþehir Washington, dev Noel aðaçlarý ve ýþýklandýrýlmýþ caddeleriyle yeni yýlý karþýlamaya hazýr. Amerikalý Hristiyanlarýn bütün yýl heyecanla beklediði Noel 24-25 Aralýk’ta kutlanacak. Baþþehir Washington’da yaþayanlar da Hz. Ýsa’nýn doðumunun kutlandýðý güne, uzun süre önce hazýrlanmaya baþladý. Firmalar, yýlbaþý aðacýnýn altýna veya þöminenin üzerine asýlý çoraplarýn içine konulacak ve Noel’de açýlacak hediyeler için indirimler yaptý ve deðiþik alternatifler sundu. Bu fýrsatý kaçýrmak istemeyen Amerikalýlar da özellikle çocuklarýn sabýrsýzlýkla beklediði hediyeler için birkaç haftadýr sürekli alýþveriþ turu yapýyor. Genellikle 24 Aralýk akþamý veya 25 Aralýk öðleninde, geleneksel aile yemeðine katýlan Amerikalýlar, kar yaðýþýna raðmen uzaktaki ailelerinin yanýna gitmek için garlara veya havaalanýna yöneldi. Washington / aa
Ýran’da muhalif gösterilerde yabancý parmaðý
ÝRAN’DA, 80 yabancý örgütün seçim sonrasýndaki olay ve gösterilerde rol aldýðýnýn belirlendiði belirtildi. Devlet televizyonu, Ýstihbarat Bakaný Haydar Muslihi’nin, eyalet valileriyle yaptýðý bir toplantýda, 12 Hazirandaki cumhurbaþkaný seçimi öncesi ve sonrasýndaki geliþmeler hakkýnda açýklamalarda bulunduðunu duyurdu. Muslihi, seçim sonrasýndaki olaylarýn yurt dýþýndaki toplantýlarda çok önceden planlandýðýný, seçimlerin bahane edilerek nizama darbe vurulmak istendiðini söyledi. “80 yabancý enstitü, fon ve kurumun fitne olaylarýnda rol aldýklarý belirlendi” diyen Muslihi, bu örgütlerden sadece birisinin bütçesinin 1.7 milyar dolar olduðunu bildirdi. Tahran / aa
BÝRLEÞÝK Krallýk Baþbakaný Gordon Brown, ülkede devam eden “Irak soruþturmasýna” katýlmaya ve delil sunmaya çaðrýldý. Ýngiliz yayýn kuruluþu BBC’nin haberine göre Brown, gelecek yýl yapýlacak genel seçimlerden sonra ifade verecek. Böylece Brown’un ifadesinin seçim döneminde siyasî bir malzeme olarak kullanýlmasý önlenecek. Birleþik Krallýk’ta 24 Kasýmda baþlayan ve Irak savaþýna katýlma kararýnýn nasýl alýndýðý, Irak’ýn iþgali ile savaþ sonrasýnda uygulanan politikalarýn masaya yatýrýldýðý “Irak soruþturmasýna” Noel ve yeni yýl tatili sebebiyle 4 Ocak’a kadar ara verildi. Soruþturma çerçevesinde þimdiye kadar çok sayýda emekli büyükelçi ve istihbarat yetkilisi din-
lendi. Emekli bürokrat Sir John Chilcot’un baþkanlýk ettiði komisyonda, 2010 yýlýnda ise dönemin Baþbakaný Tony Blair ile aralarýnda Jack Straw’un da bulunduðu Blair hükümetinin eski bakanlarý ve danýþmanlarýnýn dinlenmesi bekleniyor. Ülkenin 2001-2009 yýllarý arasýndaki Irak politikasýnýn deðerlendirildiði “Irak soruþturmasýnda” yer alacak Baþbakan Brown ise savaþ döneminde Birleþik Krallýk’ýn Maliye Bakanlýðý, savaþ sonrasý ve Ýngiliz askerlerinin Irak’tan çekildiði dönemde ise Baþbakanlýk görevini yürütüyordu. 2009’un Temmuz ayý sonunda Irak’tan tamamen çekilen Birleþik Krallýk’ýn 6 yýl boyunca bu ülkede toplam 179 askeri öldü. Londra / aa
Taliban da ek kuvvet gönderiyor
BM parasýz kaldý, yardýmlarý kesti
PAKÝSTAN’DAKÝ Taliban komutaný, takviye Amerikan askerlerini püstürtmek için Afganistan’a binlerce savaþçý göndermekte olduklarýný söyledi. Pakistan Talibanýnýn lideri Hekimullah Mesud’un yardýmcýsý Veliur Rahman, Associated Press’e yaptýðý açýklamada, “ABD Baþkaný Barack Obama Afganistan’a takviye asker göndereceðine göre, biz de NATO ve Amerikan askerleriyle savaþmak için binlerce adamýmýzý gönderiyoruz” dedi. Rahman, “Afgan Talibanýnýn bu aþamada yardýmýmýza ihtiyacý var ve biz de onlara yardým ediyoruz” diye konuþtu. Pakistan Talibanýnýn arkasýndaki stratejik beyin olduðu belirtilen Rahman, savaþçýlarýn çoðunun Afganistan’a ulaþtýðýný belirtti. Pakistan Talibanýnýn Güney Veziristan’da orduya karþý savaþmaya kararlý olduðunu kaydeden Rahman, ancak ABD ile iliþkilerini koparmasý halinde savaþçýlarýnýn Pakistan güçlerine saldýrmayý durduracaðýný söyledi. Þaktoy / aa
BM Dünya Gýda Programýnýn (DGP), malî kriz yüzünden Nepal’deki yarým milyondan fazla açýn beslenmesi için gereken yardýmý kesmek zorunda kaldýðý bildirildi. Örgüt yetkililerinden Dominique Hyde, DGP’nin kuraklýk, yüksek gýda fiyatlarý, artan istikrarsýzlýk ve ekonomik kriz yüzünden açlýk çeken milyonlarca Nepalliye yardýmýnýn, bu insanlarý açlýktan kurtardýðýný hatýrlattý. Hyde, Ne pal’de 2,2 mil yon in sa na gý da yar dý mý ya pan DGP’nin, ihtiyaç duyulan yardým parasý acilen gelmezse, gýda yardýmýný 250 bin kiþiye daha durdurmak zorunda kalacaðýný belirtti. Örgüt, 600 bin kiþiye yardýma devam edebilmesi için 3 ayda 20 milyon dolara ihtiyacý olduðunu bildirdi. Baðýþ yapan ülkeler malî krizden etkilendiði için sýkýntýya düþen DGP, geçen ay internet üzerinden baþlattýðý kampanyayla, açlýkla mücadele için 1 milyar kiþiden ufak yardýmlar istemiþti. Yeni Delhi / aa
Medine’de su baskýný tehlikesi
SUUDÝ Arabistan’da geçen ay etkili olan þiddetli yaðýþlar sonucu Cidde’de 122 kiþi vefat ederken, Medine’de muhtemel su baskýnlarýna karþý Mescidi Nebi için tedbirler alýnacak. Saudi Gazette’nin haberine göre, Medine Belediye Meclisi, alýnacak tedbirleri görüþtü. Yetkililer, Bathan vadisinin Mescid-i Nebi için tehlike oluþturabileceðini, buradaki barajýn sadece 11 metre yükseklikte bir su bendine sahip olduðunu belirtiyor. Yetkililer, daha önce meydana gelen bir taþkýnda sularýn Mescid-i Nebi’nin yakýnýna kadar geldiðini ifade ediyor. Medine / aa
8
MEDYA-POLÝTÝK YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
Unutulmaz hac hatýralarý AVUSTURYA MEKTUBU MÝKAÝL YAPRAK mikailyaprak@gmail.com
ihayet 2009 hac dönemi de geride kaldý. Ama asýl vazife ileride, önümüzdedir. Geride kalan sadece, hacýlarýmýzýn büyük bir dikkat ve itina ile ifa ettikleri hac menasýkýdýr. Haccýn farzlarýný, vaciplerini ve sünnetlerini yerine getirmeleridir. Haccýn yasaklarýndan uzak durmalarýdýr. Ýleride ve önümüzde olan, her an bizimle olan ve olmasý gereken de, hacda ulaþýlan manevî doyumsuzluðu, manevî temizliði, tevbe ve istiðfarý, teslim-i ruha kadar muhafaza etmektir. Arafat’ta, vakfede Rabbimizle yaptýðýmýz sözleþmemizi asla unutmamaktýr. Basit ve geçici dünya meseleleri için bile bazen ölümüne sözler verilir, vaadler yapýlýr. Sözünü yerine getirmek, yalancý durumuna düþmemek uðruna ölüme atýlanlar bile olur. Bir de “Pilavdan dönenin kaþýðý kýrýlsýn” diyerek ahkâm kesenler olur ki, biz de buna nazire olsun diye, “Haccýndan dönenin adýmý kýrýlsýn” diyoruz. Aðýr bedduâ olmasýn diye, “Ayaðý kýrýlsýn” yerine “Adýmý kýrýlsýn” diyoruz. Böylece bedduâ deðil, duâ etmiþ oluyoruz. Yani yanlýþa, bid’aya, bâtýla ve günaha attýðý adýmý kýrýlsýn, yani o yöne adýmýný atamasýn, hemen hacda verdiði sözü hatýrlasýn. Ýþte asýl hatýra da bu olsun. Unutulmaz hac hatýralarý içinde yer alan en büyük hatýra, hacý olduðu an olsun. Þairin, “Hayali cihan deðer” dediði her ne ise, bizim hacýnýnki de bu olsun, hacý sayýldýðý an olsun. Her zaman anýlmaya deðer asýl hatýra, asýl saadet ve asýl müjde budur ki, öbür hatýralara bir türlü giremedik. Evet, hac notlarýný ihtiva eden kara kaplý defterimizi üç yýldýr açamadýk. Geçen yazýmýzda “Bir hacýnýn not defterinden” dedik, ama etrafýnda dolanýp durduk. Yani defterin etrafýnda deðil, o defterin deðinmek niyetinde olduðu mânânýn etrafýnda, o mânâyý ruha bahþeden mukaddes mekânlarýn etrafýnda.. Defter ki, ne defter.. Bu notlara lâyýk olsun diye seçilmiþ bir defter. Baþka hiçbir þeye yer vermeyen defter. Niyetten, kalbî yöneliþten, fiilî ilk hareketten baþlayýp eve dönünceye kadar, mukaddes yolculuðu gergef gergef iþleyen defter. O yolda her þeye hikmetle bakan, hikmetle karþýlayan; o yola hizmet eden her þeyi ve herkesi kýymetli ve bahtiyar bilen, Avusturya kafilesini ve uðurlayanlarýný Grünburg’dan Viyana’ya kadar taþýyan otobüsü ve Avusturyalý þoförünü nasipli bilen, o yolda duyulan sesi, esen yeli, yoldan kalkan tozu, göze çarpan her þeyi, yaþý ve kuruyu, taþý ve topraðý bir baþka gözle gören bir defter. O yolda çekilen sýkýntýyý, göze kaçan tozu, ayaða çarpan taþý, açlýðý ve hastalýðý tebessümle karþýlayan bir defter. Cidde Hava Alaný'nda bavullarýmýzý mý alamadýk? 23 Aralýk Cumartesi gününden, 28 Aralýk Perþembe gününe, yani terviye gününe kadar, beþ gün boyunca iki bavul dolusu ihtiyaç eþyamýz olmaksýzýn mý idare ettik? Kara kaplý defterimize göre, çok âlâ, çok mübarek bir hadise! Zira Mekke’nin mübarek ve ucuz ihtiyaç eþyalarý ve giysileriyle pek âlâ geçinip gittik. Hattâ bavullarýmýzýn elimize geçmeden, Avusturya’daki adreslerimize iade edilmesini bile diledik. MP3 ses kayýt cihazý, digital kamera ve cep telefonu da, kara kaplý defterin teknolojik neferleri olarak hizmette idiler. Farklý alanlardaki farklý tesbit ve kayýtlar “ve” baðlacý sayesinde omuz omuza verdiler. Meselâ, “Ve Mekke...” Belde-i Emin... Müthiþ bir ruh coþkusu... Otele yerleþtikten sonra, ihramlý ve telbiyelerle Kâbe’ye doðru yürüyüþ... Mescidi Haram’ýn minarereleri gözükünce heyecan dorukta... Hele hele Kâbe-i Muazzama’nýn görünmesi, kelimelerle anlatýlamaz. Aman Allah’ým, bu lütuf bize mi þimdi? Günde beþ vakit yöneldiðimiz Kâbe bu mu? Yani Beytullah... Þimdi beytini bize gösteren Allah,
N
Cennette Cemalini de mi gösterecek? Ne büyük saadet! Ve... Arafat! Avrupa Nur Organizasyonu ile haccetmeye niyet eden kýrk kiþilik grup ayný çadýrda. Hac kafilelerinin farklý sadalarý biribirine karýþmýþ.. Kur’ân, salâvatlar, vaazlar, ilâhiler, Cevþen okumalarý, zikirler... Ve vakfe... Sessiz ve içten aðlamalar... Ve Cuma günü... Ve Hacc-ül Ekber! Hazret-i Ömer (ra) der ki: “Maide Sûresinin 3. âyeti, Hicrî onuncu yýlda veda haccýnda Arefe Günü olan Cuma günü ikindiden sonra indi. Peygamber Efendimiz (asm) Arafat’ta, Adba adýndaki devesinin üzerinde vakfede iken nâzil oldu. Deve vahyin aðýrlýðýna dayanamayarak yere çöktü. Biz o günü ve o gün bu âyetin indiði yeri biliriz. O gün Zilhicce’nin dokuzuncu günüdür; hem Arefe Günü, hem Cuma günüdür. Biz, her iki günü de bayram biliriz.” Âyetin meali þöyledir: "Bugün size dininizi kemale erdirdim. Ve size nimetimi tamamladým.” Ve grubumuz.. Elbette ki bütün mü’minler kardeþtir. Bilhasa hac esnasýnda bu çok bariz yaþanýr. Burada herkes birbirini incitmemeye âzamî gayret gösterir. Sabýr, iyiniyet ve hoþgörünün test edilmesi de, hiç þüphesiz bazý imkânlarýn ortak veya yakýn mesafede kullanýmý ile olur. Otelde, yolculukta, yemede, içmede vesaire... Grubumuzda safvet ve vefa timsali arkadaþlarýmýz vardý. Sahabenin îsar hasletini kendilerinde bihakkýn taþýyanlar vardý. Ayrýca bazý hatýrlatmalar bile, çok tatlý ve nükteli yapýlýrdý. Meselâ, Müzdelife’de kýsa bir istirahatten sonra, genç bir kardeþimiz, heyecana gelip, bir elinde çay ve iki parmak arasýna sýkýþtýrýlmýþ sigara ve öbür eliyle koca hoparlörü kavrayýp, grubun ünvanýný anarak, hareket talimatý vermek isteyince, kendisine, "Kardeþim, ya sigarayý at, ya da grubun ünvanýný anma“ dendiðinde, hemen sigarayý ayaklar altýna almasý görülmeye deðerdi.. Ve yine meselâ, Kurban Bayramýnýn birinci günü, öðleden sonra otelde et daðýtýmý gündeme oturunca, "Aman ha, kardeþler! Ýbadet ve et, þeklen kafiyeli, uyumlu, ama mânen hiç uyuþmuyorlar“ dendiðinde, et mevzuu býçak gibi kesilip, müezzinin öðle için "Allahüekber“ sadasý oteli çýnlattý. Ve Hacer-ül Esved... O gece, Kâbe’de yatsý namazý, nafile bir tavaf ve ardýndan Hacer-ül Esved’e ulaþýp el sürmek, mümkünse öpmek, grubumuzdan dört kiþinin hedefiydi. Pehlivan yapýlý ve boylu poslu Þemsî Beyimiz, daha birinci þavtta bizi çeke çeke Hacer-ül Esved’e yaklaþtýrdý. Ama hýzlý ve yoðun bir dalga gelip bizi ondan kopardý. Tavafýn dördüncü þavtýnda, biz onu uzaktan seyrediyorduk. Cennetten indirilen mübarek taþa yakýn bir yerde Kâbe’ye yapýþmýþ bekliyordu. Biz tavafý tamamlayýp otele döndük. Ýmsak vaktinde, yatak komþumuz Þemsî’nin gür sesine uyandýk. Yataðýna oturmuþ, telefona sarýlmýþ, derdini ve neþ’esini yukarý kattaki hanýmýna sunuyordu: “Hacer-ül Esved’i öptüm, haným! Bu arada kaybettiðim dört þeyden birisi bana döndü. Evet, o esnada terliklerim gitti, boynumda asýlý kimliðim kopup gözden kayboldu, meþin kaplý duâ kitabým da elimden uçtu. Birini kurtarmaya çalýþýrken gözlüðüm gözümden fýrladý. Lisan-ý ýztýrar ile duâ ettim. Zira ihtiyaç þeditti. Kalýn camlý gözlüðüm olmadan, yapamazdým. ‘Allah’ým, gözlüðüm bana geri gelsin’ diye içten bir niyaz ettim. Gözlük baþlar ve omuzlar üstünde dolanýp duruyordu, bir türlü yere düþmüyordu. Ve nihayet bana yaklaþan bir omuz üstünden onu aldýðým zaman, diðer kaybettiklerimi unutmuþtum bile...“ Ve iþte, kara kaplý hac defterimizden birkaç hatýra.. Hurma, zemzem ve güzel koku babýndan ikramýmýz olsun size. Selâm ve duâlarýmýzla.
Denizde birþeyler oluyor SAHÝDEN, Deniz’de bir þeyler oluyor. Türkiye’nin üç tarafý denizlerle çevrili, ama olanlarýn o denizlerle bir alakasý yok, tabii ki kastettiðimiz; Deniz Kuvvetleri’nde.. Denizciliðin çok ileri olmasý gereken caným ülkemde, denizcilikte ticari ve askeri anlamda bir baþarýya pek rastlayamýyoruz ne yazýk ki. Buna ait de bir çaba þimdilik pek göze çarpmýyor. Hiç Türkiye’nin Deniz Kuvvetleri’nde teknolojilerin, tekniklerin ilerletilmesine dair bir haber hatýrlýyor musunuz? Siz hiç bu Kuvveti’mizde, denizcilik alanýnda yeni bir proje, araþtýrma, Ar-Ge vb. duydunuz mu? Ben duymadým... Bazý teknolojiler alýnmaya çalýþýlýyor ama onda da ihaleye fesat karýþtýrma iddialarý aldý yürüdü ortaya, bir amirali dahi mahkum ettirmiþti bu iddialarýn birisi... Ama oraya ait duyduðumuz; “darbe günlükleri”ne yansýmýþ olan darbe hazýrlýðý çalýþmalarýný duyduk. (Bir denizcinin bu seyir defteri ki, Alper Görmüþ gibi deðerli bir gazetecinin gayretleriyle çýkan Nokta Dergisi’nin hayatýna bile mal olmuþtu. Tutankamon mübarek!) Denizcilerden Dursun Çiçek gibi bazý albaylarýn sadece Deniz Kuvvetleri bünyesinde deðil, Genelkurmay içerisinde de darbe planlarý yapma, eylem planlarý hazýrlamayla meþgul olduklarý haberleri cümle aleme ün oldu. Deniz Kuvvetleri’yle ilgili bir de Kafes Eylem Planý var ki akýllara ziyan..! Ülke kurtarma (!) iþi Denizcilerin bazýlarýný kendi yapmalarý gereken iþlerden alýkoyuyor anlaþýlan... (Görevini hakkýyla yapmaya çalýþanlarý ise tenzih ederim.) Deniz sahasýnda bir de “Amirallere Suikast” davasý var ki iyiden iyiye mideleri ve kafalarý bulandýrmaya baþladý. Davayla ilgili olarak hakkýnda “yakalama emri” çýkartýlan Deniz Yarbay Ali Tatar intihar etti. Polisleri kapýsýnda gören Yarbay’ýn
“hazýrlanmak için izin aldýðý ve evinin banyosuna giderek intihar ettiði” söyleniyor. Gerçekten öyle mi? Ve Denizciler arasýnda bu kaçýncý intihar? Daha önce Bedrettin Dalan’a ait Poyrazköy’de ele geçirilen belgelere dayanýlarak “yasadýþý silahlý örgüt üyesi” olmaktan tutuklanmýþ olan bu subay, bir de “Amirallere Suikast” davasý için çaðrýldýðýnda neden intihar yolunu seçsin ki? Bu subayýn gerçekten intihar ettiðin varsayarsak; böyle birisi, hukuka gerçekleri anlatmaktansa neden kendisini ortadan kaldýrmayý tercih etmiþti? (Albay Abdülkerim Kýrcý’nýn intiharýnda da bu soru sorulmuþtu ve ayný soruyu Abdülkadir Aygan’a sormuþtum yakýn
‘‘
Ülke kurtarma (!) iþi Denizcilerin bazýlarýný kendi yapmalarý gereken iþlerden alýkoyuyor anlaþýlan...
zamanda.. Onu ise baþka bir zaman ele alýrýz artýk. Fakat þimdilik Tarhan Erdem’in konuyla ilgili bir TV kanalýndaki yorumuna yer vermekle yetineyim: “Son zamanlarda intihar eden subaylardan bir kýsmý amirini ele vermemek için intihar etti mutlaka. Biri psikolojik olarak yapmýþ olabilir, biri kendi suçlu görüneceði için yapmýþ olabilir. Fakat bir ya da bir kaçý emir - komuta zinciri içerisinde yaptýklarý iþlerden dolayý komutanýný ele vermeyi gururuna yediremediði için intihar etmiþtir.”
SIR DOLU ÝNTÝHARLAR DÝZÝSÝ Deniz Kuvvetleri’nde intiharlar bununla sýnýrlý deðil; Deniz Albay Birol Atakan, Hâkim Yarbay
Tanju Ünal, Tabip Yarbay Nursal Gedik, Yüzbaþý Olgun Vural, Deniz Albay Belgütay Varýmlý... Deniz Kuvvetleri’nde daha hangi intiharlar oldu bilmiyoruz ama intihar deyince bir de Özel Harekât Daire Baþkaný Behçet Oktay’ýn intiharý akla geliyor... Deniz Kuvvetleri’nde bir þeyler olurken, denizin üzerinde en acayip þeylerinden birisi oldu; Topraðýn altýndan askerî LAW silahlarý ve el bombalarý fýþkýrýrken, bunlara basýn karþýsýnda adi soba borusu muamelesi yapan, Deniz Kuvvetleri’ndeki bunca çalkantýyý ve dalgalanmayý gören ama müdahale etmeyen Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Ýlker Baþbuð, Trabzon’da Oruçreis Firkateyni’nde arkasýna kuvvet komutanlarýný alarak bir dizi açýklamalar yaptý. Açýklamalarýnda Baþbuð; siyasetçilere, akademisyenlere ve biz medyaya bazý talimatlarda bulundu ve kendimizi düzeltmemiz adýna bazý emirler verdi. Her eleþtiride bir hakikat payý vardýr deyip oradan çýkarýlacak dersleri almak lazým!... Genelkurmay’ýn bünyesinde olan Deniz Kuvvetleri’nde bunca olaylar yaþanýrken, ordu içerisinde çok derin demokrasiyi hazým, hukuka riayet sýkýntýlarý yaþanýrken... Ýnsanýn ister istemez, “Ýnsan önce kendi kusurlarýný düzeltmeye bakmalý...” diyesi geliyor. Çünkü çok vahim bir durum olur; insan gözündeki merteði görmeyip de el gözünde çöp aramaya kalktýðýnda çok büyük arýzalar doðabilir. Zira istenecek en son þey Türk ordusunun yýpranmasýdýr. Ordusu düzgün ve ehil iken, bu Türk milleti de baþarýlý olmuþ, ordusu -Yeniçeri’de olduðu gibi- yozlaþtýkça devleti de tepetaklak olmuþ... Ordumuzun iyiliði demek, insanýmýzýn ve devletimizin iyiliði demek; o yüzden de ordumuz iyi olsun diyoruz! Ramazan Kerpeten Zaman, 23.12.2009
Ýki Avrupa ve Türkiye ASLINDA kabaca iki Avrupa’dan bahsedebiliriz. Birincisi merkezine barýþý alan, deðerler üzerinden kurulmuþ ve küresel ölçekte istikrar ve kalkýnmaya katký saðlayan Avrupa. Bu Avrupa birey eksenli çoðulcu yönetim ve hukuk modelleriyle ulus-devletleri dönüþtürmeyi hedefliyor. AB’yi kuran deðerler gözlüðü ile bakýldýðýnda ekonomi ve dýþ politika barýþýn hizmetinde ve barýþ için risk alabilen bir kurgudan bahsediyoruz. Son tahlilde heyecan uyandýran bir proje söz konusu. Ancak son dönemde Anayasa, AB Baþkaný ve Dýþiþleri Bakaný seçimleri süreçlerine bakýldýðýnda farklý bir Avrupa imajý karþýmýza çýkýyor. Bu Avrupa oldukça heyecansýz, duraðan, inisiyatif alamayan ve kendi sýðýnaðý içinde kalmayý tercih eden bir görüntü veriyor. Birliðe Baþkan ve Dýþiþleri Bakaný seçim süreçlerini, AB standartlarý içinde hayal kýrýklýðý düzeyinde gerçekleþtiren tam da bu Avrupa. Ayný Avrupa dýþ politikada bekle ve gör taktiði izliyor. Krizler ve hatta savaþlar karþýsýnda bile konuþmayý ve beklemeyi tercih ediyor.
ÝKÝLÝ BRÜKSEL ÝMAJI Ýkili AB imajý büyük oranda AB’nin kuruluþ ilke
‘‘
Ýkili AB imajý büyük oranda AB’nin kuruluþ ilke ve hedeflerinden sapmalarla ortaya çýkýyor.
ve hedeflerinden görece sapmalarla ortaya çýkýyor. AB üyelik sürecinde olmayan ülkelere vize kolaylýklarý tanýnýrken, süreç içerisinde yer alan bir ülkeye ayný konuda farklý davranýlmasý çokça vurgulanan AB deðerlerini tartýþmalý hale getiriyor. AB projesi bir anlamda Avrupa siyasal düþüncesinde merkezi pozisyona sahip kendinden olmayana düþmanlýk üzerinden geliþen aþýrý milliyetçiliðe son verme giriþimidir. Bu baðlamda insanlýða iki dünya savaþý hediye eden anlayýþ için ayný dönemde ortaya çýkan iki esere bakmak yeterli. Makyavelli tarafýndan yazýlan Prens ve Kýnalýzade tarafýndan yazýlan Ahlâk-ý Alâî 16. yüzyýlda ortaya çýkan birbirine paralel konularý ele alan iki çalýþma. Her iki kitap
hükümdara tavsiyelerde bulunan birer siyasetname niteliði taþýyor. Makyavelli’nin tarihten ve yaþadýðý dönemden verdiði örnekler ve tavsiyeler, sýnýrlý Avrupa tarihi baðlamýndan beslenmekte. Kýnalýzade ise kitabýnda Aristo ve Eflatun’a yaptýðý göndermelerle sürekliliðe ve kuþatýcý bir zihniyete iþaret ediyor. Geçen zaman içinde, Avrupa’nýn düþünsel kökenlerini sadece Hýristiyan-Yahudi geleneðine dayandýran anlayýþa, AB projesi ile ince ayar yapýlmaya çalýþýldý. Avrupa coðrafyasý bu proje ile çok merkezli ve çok kültürlü bir “Avrupalýlarýn Cumhuriyeti” imkânýný yakaladý. Ancak ekonomiyi merkeze alan Anayasa ve kültürel çifte standart uygulamalarý Makyavelli’nin Prensine geri dönüþü çaðrýþtýrýyor. (...) Birinci Avrupa, Türkiye’nin rolünü ve önemini anlýyor. Türkiye gücünün sýnýrlarýnýn farkýnda ve limitlerini biliyor. Ancak sýnýrlý imkânlarýna raðmen tam anlamýyla küresel bir gündeme sahip. Zihin ufku sýnýrlý diðer Avrupa’nýn Türkiye algýsý ve politikalarý sorunlu. Bülent Aras, Sabah, 23.12.2009
9
MAKALE
YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
Sýrat köprüsü nedir?-1
FIKIH GÜNLÜÐÜ
SÜLEYMAN KÖSMENE fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info 0 505 648 52 50
Ömer Öçalan: “Sýrat Köprüsü üzerinde durur musunuz? Sýrat Köprüsü nedir? Nasýl bir köprüdür?” Âhiretin deresini, tepesini, düzlüðünü, yokuþunu, köprüsünü, yolunu, yordamýný, terazisini, mîzânýný ateþini ancak dünyadaki benzerleriyle kavrayabiliriz. Baþka türlü kavrama imkânýmýz yok. Görüþ ufkumuz dünyadaki benzerleriyle ve sembollerle çevrili. Âhiretle ilgili haberlerde yer alan uhrevî maddelerin sûretini ve þeklini mânâ itibariyle kavrayabilmemiz için dünyadaki benzerleriyle ifâde etmek zorunluluðu var. Âyetlerde ve hadislerde âhireti ve içindekileri anlayabilmemiz için böyle ifâde edilmiþtir. Meselâ mahþerdeki terazi elbette bakkal terazisi þeklinde olmayacak. Kaldý ki dünyada bile þekil itibariyle biri diðerine benzemeyen çok farklý biçimlerde teraziler söz konusu. Hatta ayný bakkal dükkânýnda, o eski bildiðimiz klâsik teraziden tutun, farklý boy ve ebatlarda ve farklý ölçeklerle çok sayýda elektronik terazi örnekleri görmek mümkün. Öyleyse mahþerde sevap ve günahýmýzý tartan bir teraziden söz edildiðinde, çok hassas ölçüleriyle sonsuz duyarlýklý bir tartý âletinin bulunduðunu anlarýz, gerçek þeklini görmeyi âhirete býrakýrýz. Sýrat köprüsü için de ayný bakýþ açýsý söz konusudur. Sýrat Köprüsü, Cehennemin karanlýk ve dev alevleri üzerinde kurulmuþ, dehþetli, kýldan ince, kýlýçtan keskin bir köprüdür. (“kýldan ince, kýlýçtan keskin” ibaresi sýrat köprüsünün çok hassas bir ayar içinde olduðuna ve dehþetine iþâret eder.) Buradan herkes geçecektir. Çünkü Cennetin yolu Sýrat köprüsünden geçer. Cennete giden de, Cehenneme düþen de bu köprüye uðrar. Bu köprüden geçerken günahkârlar ve kâfirler ayaklarý sürçerek dev ateþe düþerler. Mü’minler ise amellerine göre belirli hýzlarda bu tehlikeli köprüyü geçerler. Peygamber Efendimiz’in (asm) bildirdiðine göre bu köprüden ilk geçecek olanlar Peygamber Efendimiz (asm) ve ümmeti olacaktýr. Sonra diðer ümmetlerin salih amelleri sayesinde sýrat köprüsünü sür’atle geçeceði bildirilmiþtir.1 Üstad Bediüzzaman Hazretleri insanýn bir yolcu olduðunu beyan eder ve “Sýrat”ý yolculuðun zorunlu geçit yerlerinden birisi olarak zikreder. Bediüzzaman, insanýn, âlem-i ervahtan (ruhlar âleminden), rahm-ý mâderden (anne karnýndan), sabâvetten (çocukluktan), ihtiyarlýktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haþirden, Sýrattan geçer bir uzun sefer-i imtihanda hiç durmadan yürüyen bir yolcu olduðunu kaydediyor.2 Bediüzzaman Hazretleri bir rüya-yý sadýkada Sý rat Köp rü sü üs tün de Peygam ber E fen di miz (asm) ile buluþmuþ, ondan ilim talep etmiþ; Peygamber Efendimiz de (asm) ona “Ümmetimden suâl sormamak þartýyla sana ilm-i Kur’ân verilecektir” müjdesinde bulunmuþtur.3 Bilâhare bu ilm-i Kur’ân’ýn, Risâle-i Nur Külliyatý tarzýnda tezahür ettiðini, hakikat ilmi ve iman hakikatleri4 olarak ortaya çýktýðýný ve milyonlarýn imanýný kurtardýðýný görmekteyiz. Sýrat köprüsü ahrette Ýnþallah Peygamber Efendimiz (asm) ile buluþacaðýmýz mekânlardan birisi olacaktýr. Hz. Enes (ra) anlatýyor: “Ey Allah’ýn Resûlü! Kýyamet günü bana þefaat edin!” dedim. Peygamber Efendimiz (asm): “Ýnþaallah yapacaðým!” buyurdular. Ben tekrar: “Sizi nerede arayýp bulayým?” dedim. “Beni ilk aradýðýn zaman Sýrat üzerinde ara!” buyurdular. “Size (orada) rastlayamazsam?” dedim. “Mizan’ýn yanýnda beni ara!” buyurdular. “Orada da size rastlayamazsam?” dedim. “Öyleyse beni havzýn yanýnda ara! Zira ben üç mevkinin dýþýna çýkmam!” buyurdular.5 Hz. Âiþe (ra) anlatýyor: “Ateþi hatýrlayýp aðladým.” Resûlullah (asm): “Niye aðlýyorsun?” buyurdu. “Ya Resûlallah! Cehennemi hatýrladým da onun için aðladým! Siz, kýyamet günü, ailenizi hatýrlayacak mýsýnýz?” dedim. Peygamber Efendimiz (asm): “Üç yerde kimse kimseyi hatýrlamaz: 1- Mizan yanýnda: Tartýsý aðýr mý geldi, hafif mi; öðreninceye kadar, 2- Sahifeler uçuþtuðu zaman: Kendi defteri nereye düþecek, öðreninceye kadar: Saðýna mý, soluna mý, yoksa arkasýna mý? 3- Sýratýn yanýnda: Sýrat Cehennemin iki yakasý ortasýna kurulduðunda, bunu geçinceye kadar kimse kimseyi hatýrlamaz.”6 Ýnþaallah yarýn devam edelim. Dipnotlar: 1- Ýbn-i Mâce, Zühd, 33. 2- Sözler, s. 35. 3- Tarihçe-i Hayat: 30. 4- Emirdað Lâhikasý: 256; Barla Lâhikasý: 119. 5- Tirmizî, Kýyamet 10, (2435). 6- Ebu Davud, Sünen 28, (4755).
Ýletiþim ve iman hizmeti ANADOLU’NUN SÝNESÝ
RAÞÝT YÜCEL rasityucel-19@hotmail.com ünya baþdöndürücü bir hýzla iletiþim çaðýný yaþýyor. Görüntüden telefona, internetten emsâli iletiþim araçlarýna…. Dünya adeta bir evin odalarý hâline geldi. Bu, hayatý oldukça kolaylaþtýran bir þeydir. Cenâb-ý Hakk’ýn büyük nimetidir. Bunun son hududu “eþyayý aynen nakletme” ile tâbir edilen iletiþimdir.
D
Ýlim adamlarýnýn bu alandaki çalýþmalarý devam ediyor. Bunun da mümkün olduðunu Bediüzzaman haber veriyor. Nereden biliyor? Kur’ân’dan aldýðý bilgi ile. Bu anlamda insanlar arasýndaki iletiþim hýzlanmýþtýr. Fikirler daha rahat iletilmektedir. Yazýlý iletiþim hâlâ güncelliðini korumaktadýr. Ülkemizde gazete ve dergi tirajlarý bazý ülkelere göre oldukça düþüktür. Toplam ulusal gazete tirajý beþ milyonu bulmuyor bile. Kitap okumada bazý geri kalmýþ ülkelerden bile gerideyiz. Bunun çeþitli sebepleri var. Geçtiðimiz ay Gazetemiz Genel Müdürü Recep Taþçý ve Daðýtým Müdürü Saim Çelenli
Beyler ile Karadeniz gezisi yapmýþtýk. Bir Cuma günü, Cuma namazýný Uzungöl’de kýlmayý arzu ettik. Namazdan sonra Saim Bey yaðan saðnak yaðmura raðmen, gazetenin hediye ettiði “Said Nursî kimdir?” ve ”Demokratk açýlým” adlý broþürleri cemaate daðýttý. Ýnsanýmýz sýraya girmiþti. Büyük bir ilgi gösterdiler. Ýletiþimin ne kadar önemli olduðunu bir daha anladýk. Ve “Bu zamanda nurlarla hizmet-i imaniye, her tarafta ilânâtla ve muhtaç olanlarýn nazar-ý dikkatlerini celb etmekle olur” sözünün ne kadar doðru olduðunu anladýk. Bu gü zel bel de nin in san la rýn dan hiç bir menfî tepki almadýk. O, bu topraklarýn sesi ve nefesi idi. Doðuda dünyaya gelmiþ olmasý birþey deðiþtirmezdi. Bizi birbirimizle baðlayan, ýrkî bir baðlýlýk deðil, dinî ve millî bir birlikteliktir. Ýþte iletiþim, bu açýdan önemlidir.
Doðuda yaþanan sýkýntýlarýn, temel sebebi de budur. Zamanýnda saðlýklý bir iletiþim kurulmuþ olsa idi, bu olaylar yaþanýr mýydý? Yýllarca “Þeyh Said” ile “Said Nursî” birbirine karýþtýrýldý. Bu menfî iletiþimin bir sonucu idi. Bu iletiþimi sorunsuz kullanmak, iþimizi kolaylaþtýracaktýr. Baþka çare yoktur. “Dâvâsýný ifade eden kazanýr” (Zübeyir Gündüzalp) Kendini ifade edemeyenler kaybedecektir. Elindeki deðerler ancak iletiþim yollarý ile deðer kazanacaktýr. Devir deðiþmiþtir. Asýr baþkalaþmýþtýr. Huzura muhtaç, milyonlar ile ifade edilen insan vardýr. Sizde dermaný varsa, bunun yolu iletiþimdir. Bu ise zamanýmýzda zirveye çýkmýþtýr.
BEDESTEN
YERÝN KULAÐI
Baðdat önlerinde bir genç padiþah
Davranýþ ve fiillerimizin kaynaðý
M. LATÝF SALÝHOÐLU latif@yeniasya.com.tr
alen kýsmî iþgal altýnda bulunan Irak'ýn baþkenti ve en büyük þehri olan Baðdat, tarih içinde belki de en fazla müdahaleye mâruz kalmýþ ve el deðiþtirmiþ bir þehirdir. Ancak, Baðdat fetihlerinin en meþhûru ve ta rih te en çok a ný la ný Sul tan IV. Murad'ýn 1638 senesindeki destanlaþan fethi olsa gerektir. Öy le ki, "Bað dat Fet hi" ta bi ri gi bi, Topkapý Sarayý'ndaki "Baðdat Köþkü" ismi de Sultan IV. Murad'ýn ismiyle adeta bü tün leþ miþ du rum da. Bun lar dan bi ri te lâf fuz e di lir ken, di ðer i sim de bir den hatýra geliveriyor.
H
Ýþgaller ve fetihler
rafyayý Osmanlý mülküne kattý. Safeviler, 1624'te Baðdat'ý tekrar iþgal etti. Bu tarihte Osmanlý tahtýnda oturan Sultan IV. Murad ise, henüz çocuk denilecek (12) yaþtaydý. Os man lý kuv vet le ri i le Sa fe vi ler a ra sýn da 1624–38 yýl la rý a ra sýn da bir kaç kez savaþ hali yaþandý. Bu 14–15 yýllýk süre zarfýnda, taraflar bir bi ri ne tam ga le be ça la maz ken, Bað dat'ýn i da re sin de yer li le rin an laþ ma ya vardýðý Safevilerin aðýrlýðý açýkça hissediliyordu. Baðdat halkýný yedeðine alan Safeviler, za man za man sý nýr kom þu su o lan Os manlý'ya baðlý yerleþim merkezlerini rahatsýz ediyorlardý. 1635 yý lý na ge lin di ðin de, Sul tan IV. Murad artýk büyümüþ ve 23 yaþýnda bir delikanlý olmuþtu. Dev let mer kezin de ki ha ki mi ye ti ni sað la ma a lan ve sar sý lan i da rî o to ri te yi yeniden tesis eden Sultan Murad, önce Re van (E ri van) Se fe ri ne çýk tý. Bu se fer esnasýnda Revan ile birlikte Tebriz'i de alarak Ýstanbul'a döntü. Artýk sýra Baðdat'ýn fethine gelmiþti.
A sýr lar ca Ab ba sî Dev le ti nin hü kü met ve hilafet merkezi olma hüviyetini yaþayan Baðdat, 1050'li yýllarda Þiî Büveyhoðullarý'nýn tesiri altýna girdi. Baskýnýn giderek þiddetlenmesi üzerine, Büyük Selçuklu Devletinden yardým istendi. Halifenin emriyle istenen bu yardýma anýnda karþýlýk verildi. Selçuklu Sultaný Tuðrul Bey, 1055 senesinde Baðdat'ý kuþatma altýna aldý. Aralýk ayý ortalarýnda hiç kan dökülmeden Büveyhoðullarýný Baðdat'ýn dýþýna çýkarmaya muvaffak olan Selçukî Tuðrul Bey, o tarihte "Baðdat Fatihi" ünvanýyla anýldý ve adýna hutbeler okunmaya baþlandý. *** Baðdat'taki en kanlý mezalimlerden biri, Moðollar'ýn istilâsý zamanýnda yaþan dý. Ýl han lý hü küm da rý Hü la gû, 1258'de þeh ri ya kýp yý kýp yað ma et - Baðdat Fatihi Sultan IV. Murad'ý Arap cengâveri mekle kalmayýp, halifeyi de fecî iþken- kýyafetinde tasvir eden bir minyatür. celerle katletti. *** Baðdat'taki kargaþa ve sýk el deðiþtirDestanlaþan fetih meler, Kànunî Sultan Süleyman devrine Genç Padiþah, 8 Mayýs 1638 günü Üskadar devam etti. kü dar'dan hareketle Baðdat Seferine çýktý. 1534'te "I ra keyn Se fe ri"ne çý kan Os Ba þýn da Sul tan Mu rad'ýn bu lun du ðu manlý Padiþahý, Baðdat merkezli büyük Or du–yu Humayûn, Konya-Adana-Habir fetih hadisesini gerçekleþtirdi. Gerek lep-Ur fa-Di yar bekir-Musul-Kerkük gü Arap ve gerekse Acem (Ýranlýlar) nüfuzer gâ hý ný ta kip ederek, yaklaþýk 195 gün su nun yo ðun o la rak ya þa dý ðý I rak top son ra Bað dat ön lerine vardý. raklarýnýn hemen tamamýný fethederek, Þe hir, Ka sým a yý ortalarýnda kuþatma Safevîlerin iþgali altýndaki bu geniþ coð-
GÜN GÜN TARÝH
altýna alýndý. Baðdat Kalesinin alýnmasý maksadýyla ya pý lan bu ku þat ma lar es na sýn da çok þiddetli çatýþmalar yaþandý. Öyle ki, bir u mu mî ta ar ruz es na sýn da Sad ra zam Tay yar Pa þa da a ðýr þe kil de ya ra la nak orada ve fat etti. Ancak, bu acý kayba raðmen Osmanlý'nýn geri adým atmadýðýný gören Safevile rin ka le ko mu ta ný Bek taþ han, þeh ri tes lim et mek i çin Sul tan Mu rad'a el çi gönderdi. Devam eden kýrk günlük kuþatmanýn ardýndan, taraflar nihayet bir anlaþmaya vardý ve 24 Aralýk günü barýþ þartlarýna imzalar atýlmýþ oldu.
Kasr–ý Þirin Antlaþmasý Fetih öncesi yaþanan çatýþmalar sebebiyle harabeye dönen Bað dat, çok hýzlý ve hummalý bir onarým faaliyetiyle yeniden mamur bir þehir haline getirildi. Ardýndan, Osmanlý–Ýran Savaþýný sona erdirecek ve iki ülkenin sýnýrlarýný belirleyecek olan bir anlaþmanýn saðlanmasý cihetine gidildi. 17 Mayýs 1639 tarihinde imzalanan Kasr–ý Þirin Antlaþmasý ile tesbit edilen iki ülkenin sýnýrý, aradan dört asra ya kýn bir za man geç ti ði hal de, ori ji nalliðini büyük ölçüde halen de korumaktadýr. Ge n ç y a þ t a v e f a t Osmanlý Padiþahlarýnýn 17'ncisi olan Sultan IV. Murad, garip bir tevâfuk eseri olarak 17 yýl tahtta kaldý ve henüz 27 yaþýndayken vefat etti.
Bugünkü Baðdat 1638'den Bi rin ci Dün ya Sa va þý nýn sonlarýna kadar Osmanlýlarýn elinde olan Baðdat, 1917'de Ýngiliz kuvvetleri tarafýndan iþgale uðradý. Ancak, bu iþgal uzun sürmedi. Baðdat, 1921'de ku ru lan ba ðým sýz I rak Kral lý ðý na bað lan dý ve ay ný za man da bu dev le tin baþ þeh ri ya pýl dý. Bu ye ni statü, Türkiye tarafýndan da Lozan Antlaþmasý ile (1923) resmen kabul edildi. 1990'da dik ta tör ruh lu Sad dam'ýn Kuveyt'i iþgal giriþimiyle baþ layan kanlý bo ðuþ ma sü re ci, ne ya zýk ki gü ze lim Bað dat'ýn bir kez da ha ya ban cý iþ ga li ni netice verdi. ABD ve Ýngiliz askerlerinin, 2003'ten be ri Bað dat'la bir lik te I rak'ýn ge ne li ü ze rin de ki kýs mî iþ gal le ri bu gün de de vam ediyor.
Turhan Celkan
turhancelkan@hotmail.com
ALÝ FERÞADOÐLU fersadoglu@yeniasya.com.tr
ûh-beden, davranýþ, düþünce ve inançlarýmýz arasýnda temel baðlantýlar olduðu muhakkak. Psikoloji, düþünmeyi “hâdise ve nesne/eþya yerine onlarýn alem/sembollerini kullanarak meselelere çâre aramak için yapýlan zihnî faaliyet; olaylar ve nesneler, varlýklar arasýnda bað kurma; müþahhastan mücerrede (somuttan soyuta) geçmek” þeklinde tanýmlar. Meyil/tutum ise, müþâhede edilemeyen, fakat, gözlemlenebilen davranýþlarýmýza yol açan eðilimlerdir. Diðer bir tâbirle, bir kiþi, durum, nesne, hâdise ile ilgili düzenli ve devamlý olan inanç ve duygularýmýzdýr. Meyillerimiz gelip geçici deðildir. Bilgi, inanç ve duygulardan meydana gelen tutum ve meyillerimiz; kiþi, nesne ve olaylara karþý olumlu-olumsuz ve belirli bir þekilde davranmamýza sebep olur. Davranýþ, fiil ve hareketlerimizin rûhî-psiko-fizyolojik temeli þudur: Fiillerimiz kalbin, hissin meyillerinden çýkar. O temayülât ruhun hassasiyetinden ve ihtiyaçlarýndan gelir. Rûh ise, imân nûru ile harekete gelir.1 Buna göre; bedenimizi rûhumuz; rûh ve duygularýmýzý düþüncelerimiz; düþüncelerimizi de imânýmýz yönlendirir, yönetir, þekillendirir, besler. Nasýl düþünürsek öyle oluruz. Nasýl inanýrsak öyle yaþarýz. Ýyi ve güzel, sýhhatli, becerikli olmayý arzularsak; gerçekten de buna nâil oluruz. Aksini düþünürsek; düþündüðümüz gibi oluruz. Dü þün ce le ri mi zi i nanç la rý mýz/i ma ný mýz yönlendirdiðine göre; hayatýmýzý imânýmýza göre dizayn eder; yaþantýmýzý duygularýmýza göre ayarlarýz. Bedenimizi çalýþtýran rûhumuz, mâneviyâtýmýzdýr da diyebiliriz. “Her þey düþüncede baþlar” tesbiti bunu açýklar. Dünyanýn hiçbir gücü; hiç kimseye inanmadýðý þeyi bilerek, severek ve kabul ettirerek yaptýramaz! Dav ra nýþ ve ka na at le ri mi zin kay na ðý ný maddelere dökersek þöyle bir tablo ile karþýlaþýrýz: * Kâinatý, nesneleri, objeleri, hâdiseleri duyular vasýtasýyla algýlar, duygularla yoðurarak çeþitli “bilgiler” elde ederiz. * Sonra bilgilerimizi tefekkürle besler, sular; yukarýda sýraladýðýmýz zihnin kademelerindeki teknelerde hamur gibi yoðurur, sentez yapar ve þekillendirerek “düþünce”lerimizi oluþtururuz. * Ardýndan bunlarý da geliþtirerek “kanaat”lerimiz teþekkül eder. * Kanaatlerimizi, bilgi-akýl, kalb, vicdan kapasitemize göre ölçer, biçer, tahlil eder ve “inanç”larýmýzý oluþtururuz. * Böylece imân duyulardan duygulara, oradan his ve lâtifelere, “tahayyül, tasavvur, taakkul, iz’an, iltizam”dan geçerek en nihayet bir senteze, ondan da kesin bilgiye ulaþtýðýnda da “itikad” hâline gelir. Ýstidadlarýmýzý geliþtirmek, kabiliyetlerimizi ortaya çýkarmak, yaratýlýþ sýrrýný çözmek, çalýþmak, üretmek gibi fiiller düþünce ve irâdemizin eseridir. Ýrâde de karakterimizin mahsûlüdür. Karakter ile irâde de kabiliyetle istidadlarýmýzýn neticesidir. Ýstidad ve kabiliyetlerimizi inkiþâf ettiren de imânýmýzdýr.
R
Dipnot: 1- Hutbe-i Þâmiye, s. 82.
10
KÜLTÜR-SANAT YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
Kerbelâ Ýlâhileri
MÜZÝK YAZILARI ALÝ OKTAY
alioktay@alioktay.net
icrî yeni yýla gireli henüz bir hafta oldu. Bu yeni yýlýn ilk ayý olan Muharrem ise ayný zamanda Ýslâm tarihinin en acý olaylarýndan birinin yaþandýðý Kerbelâ vak'asýnýn acýsýnýn yürekleri daðladýðý bir ay. Bu nasýl bir hýrstýr ki mensubu olduðu dinin aziz Peygamberinin torununu, akrabalarýný, yakýnlarýný, hem de iþkenceyle ve bir damla suyu dahi çok görerek katletmek. Ýzahý mümkün mü? Þimdi ne Yezid kaldý, ne de uðruna katil olmayý göze aldýðý mevkii, makamý. Baki kalan ise mü’minlerin yüreðinde o aziz þehidlere duyulan ve hiç azalmayan muhabbet ve hüzün. Aradan geçen asýrlara raðmen ne zaman o hadiseleri anlatsalar mü’minlerin gözleri yaþarýr, içleri burkulur. Geçen Ramazanda da hatýrlarsanýz bir çok televizyon programýnda hocaefendiler o acý hatýralarý anlatmýþ ve bizi hüzünlendirmiþlerdi. Çocukluðumdan beri hep bu hatýralarýn anlatýldýðý bir ortamdaydým. Özellikle her 10 Muharrem günü Caferi Mezhebine mensup þia inancýný taþýyan pek çok kiþi bu matemi yaþar. Bazen kendilerine acý vererek, bazen de hüzünlü mersiyeleri seslendirerek. Ancak bu acý sadece elbette Caferi kardeþlerimizin acýsý deðil. Bütün Sünnî Müslümanlarýn da acýsý, kederi. Bu hadiselerin hikmet boyutunu elbette Cenâb-ý Hak bilir. Bediüzzaman Hazretlerinin Ri-
H
sâle-i Nur’da muhtelif yerlerde temas ve izah ettiði üzere zahiren bize acý veren, izahta zorlandýðýmýz bu hadiselerin elbette bir de manevî ve hikmet yönü var. Ýþte bu ciðer yakan hadise geçmiþten bu yana pek çok þairin kalemine mýsra bir çok bestekârýn gönlüne naðme olarak dökülmüþtür. Ýþte onlardan bir kaçýný paylaþalým yeri gelmiþken: Güftesini, sözlerini Dr. Türkan Alvan’ýn, bestesini neyzen M. Hakan Alvan’ýn yaptýðý hicazkâr ilâhî “Hatîce Sultan’dan doðan nur-sîma/ Adý Fâtýma nâmý Betül Zehrâ” diye baþlarken, “Dün gece seyrim içinde ben dedem Ali’yi gördüm” der, Kul Himmet Hüseyni Nefes’de. Aþýk Yunus’un “Seyyidlerin serçeþmesi Hasen ile Hüseyn’dir” þiiri segâh beste olmuþtur Albay Selahaddin Güler’in gönlünde. “Yâ Rab bizi dûr eyleme evlâdý Âli’den” diye duâ ederken Kâhyazâde Arif Bey, Tanburi Mehmed Bey Hüzzam makamýnda bestelemiþtir bunu. Yazýcýzâde Mehmet Efendi’nin “Rivayette gelir birgün Resulullah olup dilþâd/ Ki dizinde oturmuþtu Hüseyn ile Hasan þehzâd” diye terennüm ettiði duygular Hatip Zakiri Hasan Efendi (Halveti) tarafýndan nühüft mersiye olmuþtur. Çok bilinen ve benim de severek icra ettiðim Hüseyin Baba’nýn neveser nefes bestesinde Seyyid Nesimi;
“Âlem yüzüne saldý ziyâ Âl-i MUHAMMED Seyf in çâk edip geldi yine Âl-i MUHAMMED HASEN baþýmýn tâcý HÜSEYN gözümde nemdir ÝMÂM-I ZEYNEL ABÂ BÂKIR mihri haremdir ÝMÂM-I CÂFER SÂDIK gibi bir dahi irfan ÝMÂM-I MÛSA KÂZIM gibi olmaya sultan ÝMÂM-I TAKÝ gözlerime ayn-i cilâdýr ÝMÂM-I NAKÝ sâyesi bol mürg-i hümâdýr ÝMÂM ASKERÝ derdimize ayn-ý devâdýr Çün MEHDÝ zuhur ede nihân kalmaya perde” der. Mustafa Dülgünman’ýn segâh makamýnda bestelediði “Vak'ayý þâhý þehidi Kerbelâ’yý gûþedip/ Ah edip yandý gönül ehli dilan aðlar bugün” þiirini yazan kiþi ise Rýfai þeyhi Hayrullah Taceddin Efendi’dir. Þarkýlarý besteleri ile müziðimizin zirve isimlerinden biri olan Hacý Arif Bey de Hüzzam Ýlâhisi ile bu acýya ortak olmuþ ve Kâhyazade Arif Bey”in “Kurretül ayný Habibi Kibriyasýn Ya Huseyn” þiirini bestelemiþtir. “Habibi Kibriya aðlar bugün eyyamý matemdir” diye baþlayan Nakþibendi Þeyhi Alvarlý Efe Hazretlerinin þiiri Neyzen M. Hakan Alvan tarafýn-
dan Uþþak ilâhî olmuþtur. Hasan Sezai Gülþeni Hazretlerinin “Ey þehidi Kerbelâya aðlayan/ Aðla matemdir Muharremdir bugün” sözleri Bestekâr Kemani Arslan Hepgür’e Hüseyni ilâhî olarak ilham vermiþtir. “Geçeriz dünyada canu canandan/ Geçmeyiz Kerbelâ'da akan kandan” diyen Hacý Hafýz Muzaffer Özak’ýn bu þiiri de yine Neyzen M. Hakan Alvan tarafýndan Hicaz makamýnda bestelenmiþtir. Suzinak makamýnda Cüneyt Kosal (Derviþ Kanunî) tarafýndan bestelenen þu þiir ise Aþýk Yunus’undur. “Ali almýþ sancaðýný eline/ Çekilip gider mahþer yerine.”
Prof. Dr. Mehmet Uzun’un konuþmacý olarak katýldýðý Mehmet Âkif Ersoy’u anma programý büyük ilgi gördü. Salona sýðmayan dâvetliler, programý ayakta takip ettiler.
Âkif, milleti için her þeyi yaptý ÇORUM BELEDÝYESÝ ÝLE DÝL VE EDEBÝYAT DERNEÐÝ TARAFINDAN ORTAKLAÞA DÜZENLENEN ÂKÝF’Ý ANMA PROGRAMINDA KONUÞAN PROF. DR.MUSTAFAUZUN,“MEHMETÂKÝFERSOY,MÝLLETÝNÝSTÝKLÂLÝTEHLÝKEDEYDÝVEOZAMANNEYAPILMASIGEREKÝRSEONUYAPTI”DEDÝ. MARMARA Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Uzun, “Mehmet Âkif Ersoy, milletin istiklâli tehlikedeydi ve o zaman ne yapýlmasý gerekirse onu yaptý. Ama Mehmet Âkif milletin istiklâlinden ziyade milletimizin her þeyi için her þeyi yaptý. Fakiri için ne düþündüyse onu söyledi ve kendi hayatýnda yaptý. Zengini için de, âlimi için de, cahili için de aynýsýný yaptý” dedi. Çorum Belediyesi ile Dil ve Edebiyat Derneði tarafýndan ortaklaþa düzenlediði Mehmet Âkif Ersoy’u anma programýnda Akif’in hayatýný anlatan Prof. Dr. Uzun, onu anlamaya ve tanýmaya ortaokul yýllarýnda baþladýðýný, o yýllardan bugüne kadar da Akif’in hayatýný incelediðini söyledi. Uzun konuþmasýnda þunlarý kaydetti: “Biz büyüklerimizi hayýrla anmak üzere vazifelendirildik. Bu hayýrla anýlacak büyükler zaten hayýrlý büyüklerdir. Bunlarý anlayarak bunlarýn yaptýklarýndan yapabileceklerimizi kendimize vazifelendirerek hayatýmýzý planlamaktýr. Bu mesai insana hayatý boyunca lâzým olan her þeyi kendi önünde bulma imkâný veriyor. Â-
kif’i anmak demek bizim milleti millet yapan bizim deðerlerimizi ortaya koyan büyüklerimizin her birisi için, ayný duygularla ayný niyetle faaliyet göstermemiz gerekir. Ben aldýðým etkiyle Âkif’i model kabul etmiþ olabilirim. Siz, tanýdýðýnýz benimsediðiniz Hz. Mevlânâ’yý örnek alabilirsiniz. Bir baþkasý baþkalarýný örnek alýyor. Bizim öyle bitmez tükenmez bir hazinemiz var ki her birimiz bu hazinelerden birisine ulaþan bir yolda bulunursak,
Tarihî Kemah evleri yeniden inþa ediliyor Anadolu’da birçok medeniyete ev sahipliði yapan Kemah; tarihî, kültürel zenginlikleriyle yeniden hayat buluyor. Kemah Belediyesi’nin baþlattýðý restorasyon çalýþmalarýyla tarihî Kemah evleri yeniden inþa ediliyor. Kemah Belediyesi, Sancak Þehrinin tarihî evlerini yeniden ortaya çýkarmak için çalýþmalarýna baþladý. Proje için ilk etapta Kemah marangoz esnaf ve sanatkârlarý gönüllü olarak çalýþmalarda yer aldý. Ayrýca, Kemahlý olan Kenan Ünsal da Kemah’ta tarihin yeniden canlanmasý için katkýda bulundu. Kemah Belediyesi’nin baþlattýðý çalýþmalarý yerinde inceleyen Belediye Baþ-
Lem’alar. 4. Lem’a nýn 4. nüktesi
M e r s i y e
Güfte: Kâzým Paþa
Cûþeyleyip belâya mânend-i mevc-i tufan Keþti-i ehl-i beyti kýldý þikest ü viran Maktul olup serâser ashâb-ý âli zîþan Yektârev oldu ol meh çün âfitâb-ý rahþan Her yandan etti savlet hýnzýr-veþ Yezidan Sertâbepâ vücudun zahm eyleyüp kýzýl kan Düþtü Hüseyn altýndan sahra-i Kerbelâ’ya Cibril var haber ver Sultan’ý Enbiyâ’ya
BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9
10
1
2
3
4
erdalodabas@mynet.com
5
6
7
8
Âlimi için benzerini yaptý cahili için benzerini yaptý. Biz ne yapabiliriz ve ne yapýyoruz. Ýnsan sevgisi diye kýyametler koparýlýyor. Ýþte size insaný seven bir ideal insan. Âkif’i böyle bir toplantýda dinleyerek anlamak çok zor. Çünkü bizim pek çok büyüðümüz gibi müstesna bir insan. Nasýl hakkýyla tanýmak ve anlamak lâzým. Önce okuyalým Âkif’i anlayalým sonra bu toplantýlarda eksiklikleri giderelim” þeklinde konuþtu. Çorum / Yeni Asya
Mehmet Âkif Ersoy’u anma programýnda, Âkif’in bestelenmiþ þiirleri ve en sevdiði tasavvuf eserleri de seslendirildi.
NURDAN DAMLALAR “...Hem Hazret-i Ali’nin (r.a.) zâtýnda temessül eden þahs-ý mânevî-i Âl-i Beyt ve o þahsiyet-i mânevîyede veraset-i mutlaka cihetiyle tecellî eden hakikati Muhammediye (a.s.m.) noktasýnda muvazene edilmez. Çünkü orada Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmýn sýrr-ý azîmi var.” “...Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat! Ve ey Âli Beyt’in muhabbetini meslek edinen Alevîler! Çabuk bu mânâsýz ve hakîkatsiz, haksýz, zararlý olan nizâý aranýzdan kaldýrýnýz. Yoksa þimdiki kuvvetli bir surette hükmeyleyen zýndýka cereyaný, birbirinizi diðeri aleyhinde âlet edip ezmesinde istimal edecek. Bunu maðlûp ettikten sonra o aleti de kýracak. Siz ehl-i tevhid olduðunuzdan uhuvveti ve ittihadý emreden yüzer esaslý râbýta-ý kudsiye mâbeyninizde varken iftirâký iktiza eden cüz’î meseleleri býrakmak elzemdir. ‘’
o kiþileri anlar ve o kiþiler gibi olmaya gayret edersek Allah önümüze gerekli kapý ve imkânlarý serer.” Mehmet Akif Ersoy, milletin istiklâli tehlikede olduðu bir zamanda ne yapýlmasý gerekiyorsa onu yaptýðýný ifade eden Prof. Uzun, “Ama Mehmet Âkif milletin istiklâlinden ziyade milletimizin her þeyi için, her þeyi yaptý. Yani kapsam bu kadar geniþ. Fakiri için ne düþündüyse onu söyledi ve kendi hayatýnda yaptý. Zengini için ayný þeyi yaptý.
9 10 11 12
kaný Hüsamettin Þanal, “Kemah evleri, kapý tokmaklarýndan, ahþap iþlemelerine kadar, Anadolu yaþayýþýnýn, kültürünün yansýtýldýðý benzersiz eserlerdir. Tandýrýnda ekmek piþer, büyük avlusunda hep beraber yemekler yenilirdi. Ahþap evlerde edilen sohbetlerde kýrk yýllýk hatýrý olan kahveler içilirdi. Ama son yýllarda kendi kaderine terk edilmiþ bir halde sayýlarý da bir hayli azalmýþtýr. Kemah evleri, belediyemizin baþlatmýþ olduðu bu projeyle hayat bulacak. Ayrýca, meydan düzenlemesi ve sokak ýslâhýyla beraber ilçemiz turizm mekâný haline getirilecektir” dedi. Erzincan / cihan
ESKADER’den iki toplantý EDEBÝYAT Sanat ve Kültür Araþtýrmalarý Derneði, “Mehmed Âkif Ersoy” ve “Müzikle Tedavi” konulu iki toplantý düzenliyor. Toplantýlardan sonra “ESKADER 2009 Ödülleri”ni kazananlar da açýklanacak. Edebiyat Sanat ve Kültür Araþtýrmalarý Derneði (ESKADER), 26 Aralýk Cumartesi günü ki toplantý birden düzenliyor. Beyazýt Devlet Kütüphanesi’nde gerçekleþecek olan program saat 13.00’te baþlayacak. Ýlk olarak araþtýrmacý-yazar Abdurrahman Þen vefatýnýn 73. yýlý münasebetiyle Mehmed Âkif Ersoy’u anlatacak. Bu yýl, “Bir Destan Adam Mehmed Âkif Ersoy” isimli eseri yayýmlanan Þen, büyük þairin hayatýný, san'atýný, fikirlerini ve ideallerini anlatacak. Ýkinci toplantý müzikle tedavi hakkýnda olacak. Psikiyatri uzmaný Dr. Adnan Çoban, “Müziðin Ýnsan Beyni Üzerinde Etkileri” konulu bir konferans verecek. Çoban, müzik terapiyi uygulamalý olarak gösterecek. Her iki konuþmacýya, konuþmalarý sonrasýnda dinleyiciler soru sorabilecek. Ayný gün, iki toplantýnýn sona ermesinden sonra Edebiyat Sanat ve Kültür Araþtýrmalarý Derneði Baþkaný Mehmet Nuri Yardým, “ESKADER 2009 Ödülleri”ni açýklayacak. Dernek tarafýndan her yýlýn sonunda açýklanan ödüller, kültür san'at dallarýnda veriliyor. Ödüller, ESKADER üyeleri, www.sanatalemi.net sitesi yazar ve okuyucularý ile kültür san'at adamlarý ve dernek yönetimi tarafýndan belirleniyor. Ödüller ise, 2010 yýlýnýn Nisan ayýnda törenle sahiplerine verilecek. Ayrýntýlý bilgi için: Tel: 0(212) 511 23 23 Ýstanbul / Yeni Asya
SOLDAN SAÐA — 1. Bir iþe alýnacak kiþiler arasýndan seçim yapabilmek amacýyla kendileriyle karþýlýklý konuþma, görüþme. - Að gözelemede, gözeyi oluþturan dört düðümden karþýlýklý gelenlerin, að gözü gerildiðinde yatay doðrultuda olanlarýnýn daha az kapanma durumu. 2. Aðýrlýk ve uzunluk ölçüleri için kabul edilmiþ yasal ölçü modeli. - Elâzýð iline baðlý ilçelerden biri. 3. Savaþ veya avda kullanýlan, uzun namlulu ateþli silâh. - Ayak ve yumruk vuruþlarý üzerine kurulu, Japon kökenli bir dövüþ yöntemi. 4. Karýþýk renkli. - Çok bilmiþ. - Kürkü deðerli bir hayvan. 5. Otlakda davar yataðý. - Kan kanseri. 6. Sýðýrlarýn topuk kemiði. - Emi anlamýnda uyarma edatý. - Hangi þey anlamlý soru. 7. Evcil geyik. - Tarlalarý ayýrmak için sürülmeden býrakýlan yer, sýnýr. - Çok olmayan. 8. Osmanlý Devleti'nde padiþahlarýn dýþarýyla olan iliþkilerine bakan, buyruklarýný ilgililere bildiren, bazý kiþilerin dileklerini kendisine ileten görevli. 9. Hz. Veysel Karani'nin doðduðu yer. 10. Karadeniz yelkenlisi. - Rusya'da bir nehir. YUKARIDAN AÞAÐIYA — 1. Edebiyatta mecaz. - Bir binek hayvaný. 2. Ütü ile buruþukluklarýný gidermek. 3. Çok konuþan geveze. - Bir renk. 4. Kenarlarýnda aðaçlar bulunan yol. 5. Koklamak fiili. 6. Zamanýn en küçük parçasý. Kimi yörelerde köy. - Boyutlar. 7. Kasa görevlisi. 8. Osmanlý Devletinde yazý iþleri. 9. Bir tür antibiyotik. 10. Ýþi doðum yaptýrmak olan bayan. 11. Osmanlýlarda ilmiyenin giydiði bir tür üstlük. - Küçük balta. 12. Uyuþturucu bir ilâçla vücudun bütününde veya belirli bir bölgesinde duyularýn yok olmasý.
DÜNKÜ BULMACANIN CEVABI — SOLDAN SAÐA: 1. METEBOLÝZMA. 2. ATERÝNA. SS. 3. NÝCELÝK. DERE. 4. ÝME. AKARET. 5. VORE. ÝP. LÝLA. 6. EL. MA. ÇEKÝM. 7. LOKAL. LÝME. 8. AJAN. BÝLET. 9. ÝLETÝ. EK. FÝ. 10. AKÝT. RAK. TÝ. YUKARIDAN AÞAÐIYA: 1. MANÝVELA. 2. ETÝMOLOJÝK. 3. TECER. KALÝ. 4. ERE. EMANET. 5. BÝLA. AL. 6. ONÝKÝ. BÝR. 7. LAKAP. LÝ. 8. ÇÝLEK. 9. ZEDELEMEK. 10. ETÝKET. 11. ASR. LÝ. FÝ. 12. SERAMONÝ.
11
EKONOMÝ
YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
VERGÝ dýþý gelirlerini artýrmayý hedefleyen Maliye, rotayý kamu arazilerine çevirdi. Üç yýllýk projeksiyon hazýrlayan bakanlýk, Hazine arazisi satarak kasayý doldurmayý planlýyor. Buna göre Milli Emlak Genel Müdürlüðü’nün performans kriterleri her yýl yüzde 20 oranýnda artýrýlacak. 2010, 2011 ve 2012 yýlý hedeflerine göre önümüzdeki üç yýlda arazi satýþý ve taþýnmaz kira gelirinden yaklaþýk 6,5 milyar lira hasýlat elde edilecek. Satýþlarýn artýrýlmasý amacýyla her ilde en deðerli ilk 10 ve ilk 100 taþýnmaz tespit edilecek. Bu gayrimenkullerin hukuki durumu, fiili durumu, mekansal konumu belirlenirken, deðer tespiti yapýlacak. Belediye ve mücavir alan sýnýrlarý içerisinde Hazine’ye ait tescilsiz taþýnmaz kalmayacak. Taþýnmazlarýn deðerini artýrmak amacýyla belediyelerle karþýlýklý iyi iliþkiler kurulurken, satýþ çalýþmalarý belediyelerin imar çalýþmalarýna göre belirlenecek. Bu süreçten hem belediyeler hem de Maliye kazançlý çýkacak. Millî Emlak Genel Müdürlüðü’nün 2010-2012 yýllarýna ait tahminlerine göre gelecek yýl 1,8 milyar liralýk gelir elde edilecek. 2012’de ise 1 milyar lirasý taþýnmaz satýþý, 1,5 milyar lirasý taþýnmaz idare gelirlerinden olmak üzere toplam 2,5 milyar liranýn Hazine’nin kasasýna konulmasý hedefleniyor. Dünya ekonomilerinde yaþanan durgunluða raðmen Hazine arazilerinin satýþý ve kiralanmasýndan geçen yýl 1 milyar 126 milyon liralýk gelir elde edildi. Ekim 2009 itibarýyla ise rakam 800 milyon lira civarýnda. Ankara / aa
Otel ve tatil köyleri, Maliye’yi sevindirdi MALÝYE Bakanlýðý, dünyada yaþanan küresel ekonomik kriz sebebiyle turizm sektöründe sýkýntý yaþanmasýna raðmen Antalya’da faaliyette bulunan 548 otel ve tatil köyünden, irtifak hakký ile bu iþletmelerin cirosundan 93 milyon TL gelir elde etti. Antalya Defterdarý Hidayet Mat, Antalya’da otel ve tatil köylerinden irtifak hakký ve ciro geliri ile Millî Emlak Müdürlüðü’nce yapýlan arazi satýþlarý, ecri misil ve kiralardan 146 milyon TL gelir elde edildiðini söyledi. Antalya’da Milli Emlak gelirlerinde geçen yýla göre yüzde 10 artýþ olduðunu belirten Mat, küresel ekonomik kriz nedeniyle her sektörde olduðu gibi turizmde de bir sýkýntý yaþandýðýný hatýrlattý. Antalya’da 548 adet otel ve tatil köyü bulunduðunu hatýrlatan Mat, bu iþletmelerden irtifak hakký ile ciro gelirlerinden 93 milyon TL gelir elde edildiðini bildirdi. Mat, arazi satýþlarýndan 26 milyon, ecri misilden 21 milyon, kira gelirlerinden de 5 milyon TL gelir saðladýklarýný kaydetti. Mat, 2010 yýlýnda da Hazine arazisi satýþlarýndan 11 milyon TL gelir beklediklerini bildirdi. Antalya / aa
ÇAYELÝ LÝSESÝ MEZUNLARI DERNEÐÝ'NDEN DUYURULUR: KÜTÜK NUMARASI : 293844 Derneðin Olaðanüstü Genel Kurulunun 10 Ocak 2010 Pazar günü dernek merkezinde saat 14:00'te yapýlmasýna, yeterli çoðunluk saðlanamadýðý takdirde bir hafta sonra 17 Ocak 2010 Pazar günü ayný yer ve saatte Olaðanüstü Genel Kurulun toplanmasýna ve gündemin görüþülmesine ve Olaðanüstü Genel Kurulla ilgili ilânlarýn tüzüðe uygun olarak yapýlmasý suretiyle toplantý tarihinin üyelere duyurulmasýna, gündemin aþaðýdaki þekilde belirlenmesine: Gündem; 1) Açýlýþ ve yoklama. 2) Divan Baþkanlýðý seçimi, saygý duruþu ve Ýstiklâl Marþý. 3) Faaliyet Raporunun Okunmasý ve ibrasý. 4) Gelir-Gider Raporunun okunmasý ve ibrasý. 5) Tüzük deðiþimi: 3. madde deðiþikliði. 6) Tüzüðün 3. maddesinin oylanmasý. 7) Yönetim ve Denetleme Kurulunun seçimi. 8) Dilek ve temenniler. 9) Kapanýþ. Dernek Merkezi: Altunizade Mah. Kýsýklý Cad. Haluk Türksoy Sok. No: 4. Zemin 1 Üsküdar-Ýstanbul.
1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANÝMARKA KRONU 1 EURO 1 ÝNGÝLÝZ STERLÝNÝ
DÖVÝZ SATIÞ
1.5159 1.3386 0.29186 2.1721 2.4423
1.5232 1.3474 0.29330 2.1826 2.4551
ALIÞ
1 ÝSVÝÇRE FRANGI
EFEKTÝF SATIÞ
1.5148 1.3324 0.29166 2.1706 2.4406
1 ÝSVEÇ KRONU
1.5255 1.3555 0.29397 2.1859 2.4588
1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DÝNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 SUUDÝ ARABÝSTAN RÝYALÝ 100 JAPON YENÝ
DÖVÝZ SATIÞ
1.4515 0.20723 1.4253 5.2475 0.25873 0.40540 1.6727
1.4608 0.20939 1.4317 5.3166 0.26048 0.40613 1.6838
ALIÞ
EFEKTÝF SATIÞ
1.4493 0.20708 1.4200 5.1688 0.25855 0.40236 1.6665
1.4630 0.20987 1.4371 5.3963 0.26108 0.40918 1.6902
SERBEST PÝYASA
DOLAR DÜN 1,5250 ÖNCEKÝ GÜN 1,5280
Kasayý, Hazine arazilerinin satýþý dolduracak
1 ABD DOLARI
ALIÞ
ALIÞ
EURO
ALTIN
C. ALTINI
DÜN 2,1750 ÖNCEKÝ GÜN 2,1820
DÜN 5 3 . 00 ÖNCEKÝ GÜN 53.60
DÜN 355.000 ÖNCEKÝ GÜN 358.000
BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Baþkaný Tevfik, krizden çýkýþta bankacýlýk sektörünün reel sektöre destek olacaðýna inandýðýný belirterek, “Hassas ortamýn bozulmamasý için herkes dikkatli davranmalý” dedi. BDDK Baþkaný Bilgin, Ankara Sanayi Odasý’nýn (ASO) “ASO Gündem Toplantýlarý”nda konuþma yaptý. Türev enstrümanlar ve lisans konusunda hassasiyetin devam edeceðini belirten Bilgin, “2010 yýlýnda bankacýlýk yapmak zorlaþacak, endiþemiz düþen kâr marjlarýndan dolayý daha riskli gruplarla ve ürünlerle çalýþma ihtimali olmasýdýr” dedi. Krizden çýkýþta bankacýlýk sektörünün reel sektöre destek olacaðýna inandýðýný kaydeden Bilgin, “Hassas ortamýn bozulmamasý için herkes dikkatli davranmalý” diye konuþtu. BDDK Baþkaný Bilgin, gelecek yýl bankacýlýk sektöründe kredi büyümesinin yüzde 10-15 olmasýný beklediklerini söyledi. Bilgin, sektörde gelecek yýl en önemli riskin kredi riski olacaðýný tekrarladý.
Cinsi
Cinsi
Hassas ortam var, herkes dikkatli davranmalý
21 ARALIK 2009
MERKEZ BANKASI DÖVÝZ KURLARI
HABERLER
Teþvikte uzatma muammasý DÝYARBAKIR TÝCARET BORSASI BAÞKANI AKYIL, TEÞVÝK YASASININ SÜRESÝNÝN UZATILMASINA SEVÝNDÝKLERÝNÝ BELÝRTÝRKEN, ADASO BAÞKANI ÖZGÜMÜÞ ÝSE YASANIN UZATILMASININ YIKIM OLACAÐI ÝDDÝASINDA BULUNDU. DÝYARBAKIR Ticaret Borsasý (DTB) Baþkaný Fahrettin Akyýl, ‘’Baþbakan Erdoðan’ýn teþvik yasasýnýn süresinin uzatýlacaðýný bildirmesi bizi sevindirdi’’ dedi. Baþkan Akyýl yaptýðý açýklamada, 36 ili kapsayan daha sonra 49 ile çýkarýlan 5084 sayýlý ‘’Yatýrýmlarýn ve Ýstihdamýn Teþvikine Yönelik Kanun ve Düzenlemeler Hakkýnda Kanun’’ süresinin 31 Aralýk 2009 tarihinde dolacaðýný hatýrlatarak, yasanýn bazý illerin kalkýnmasýna büyük katký saðladýðýný söyledi. Dünya piyasalarýndaki kötü gidiþatýn Türkiye ekonomisini ve ihracatýný olumsuz etkilediðini bildiren Akyýl, þöyle konuþtu: ‘’Azalan tüketim, ihracat ve kriz beklentisi ile duran yatýrýmlarýn ekonominin yavaþlamasýna ve iþsizliðin büyümesine neden olmaktadýr. Bu nedenle, bu yýlýn sonunda dolacak olan 5084 sayýlý kanunun devam etmesini talep ediyorduk. Sayýn Baþbakanýmýzýn Trabzon’da iþ adamlarý ile görüþmesinde bu konu gündeme gelmiþ. Gazetelerden öðrendiðimiz kadarýyla sürenin uzatýlacaðýný belirtmiþ. Baþbakan Erdoðan’ýn teþvik yasasýnýn süresinin uzatýlacaðýný bildirmesi bizi sevindirdi. Yasanýn süresinin uzatýlmasý 49 kentte katký sunacak, kriz ortamýnda bu illerdeki yatýrýmcýlara moral verecektir.’’ Diyarbakýr Esnaf ve Sanatkarlar Odalarý Birliði (DESOB) Baþkaný Alican Ebedinoðlu ise 5084 sayýlý yasanýn süresinin uzatýlmasýnýn olumlu bir karar olduðunu söyledi. Bu kararýn, iþsizliðin yoðun yaþandýðý bölgeye yeni yatýrýmlarý gelmesini saðlayacaðýný bildiren Ebedinoðlu, þöyle dedi: ‘’Ýstihdamýn önündeki sýkýntýlarýn önemli ölçüde aþýlmasýný saðlayacaktýr. 5084 sayýlý yasa ekonomik krize raðmen iþverenin vergi ve prim yükünü azalttýðýndan iþçi istihdamýna da katký saðlýyor. Yoðun göçün yaþandýðý bölgelerimizde iþsiz potansiyelin çokluðu göz önüne alýnarak 31 Aralýk 2009 tarihinde sona erecek 5084 Sayýlý Yatýrýmýn ve Ýstihdamýn Teþviki Yasasý’nýn uygulama süresinin eski ve yeni yatýrým ayrýmý yapýlmaksýzýn tüm iþ yerlerini kapsayacak þekilde uzatýlmasý gerekmektedir. Gazetelerde çýkan haberlerde belirtildiði gibi Sayýn Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn Trabzon da iþ adamlarý ile yapmýþ olduðu görüþmede bu sürenin uzatýlacaðý müjdesini vermesi bölgemizde de sevinç ve mutlulukla karþýlanmýþtýr.’’ Diyarbakýr / aa
ADASO: Eski teþviðin uzatýlmasý yýkým olur ADANA Sanayi Odasý Baþkaný Ümit Özgümüþ, 5084 Sayýlý Teþvik Yasasý’nýn haksýz rekabete ve ülke ekonomisinde zarara sebep olduðunu belirterek, uygulama süresinin uzatýlmamasý gerektiðini söyledi. ADASO Baþkaný Ümit Özgümüþ, Teþvik Yasasý’nda sürenin bu yýl sonunda sona ereceðini belirterek, uygulamanýn uzatýlmasý için hükümete yönelik baskýlar olduðunu vurguladý. 5084 sayýlý Teþvik Yasasý’nýn çýktýðý ilk günden itibaren yanlýþ olduðunu, Türkiye ekonomisine katkýsý olmadýðý gibi zarar verdiðini ve iller arasýnda haksýz rekabet yaþattýðýný ifade ettiklerini belirten Özgümüþ, “Nitekim öyle olduðu için þimdi doðru zeminde Bölgesel ve Sektörel Bazda Teþvik Yasasý uygulamaya konuldu” dedi. TÜÝK’in açýkladýðý rakamlara göre Adana’da iþsizliðin Türkiye ortalamasýnýn yaklaþýk 2 katý olduðunu ve yüzde 20’ye çýktýðýný ifade eden Özgümüþ, iþsizliðin bu kadar yüksek olmasýnda, 5084 sayýlý Teþvik Yasa-
sý’nýn büyük etkisi olduðunu ve ayný sýkýntýnýn teþvik kapsamý dýþýnda kalan illerin tamamýnda yaþandýðýný kaydetti. Özgümüþ, teþvik uygulamasýyla Adana’daki yatýrýmlarýn haksýz rekabete dayanamayarak kapandýðýný, yeni ve tevsi yatýrýmlarýn teþvikli illere kaydýðýný belirtti. Özgümüþ, “Teþviðin uzatýlmasý durumunda, küresel krizle boðuþan firmalarýmýz, bir yandan da devletin yaþattýðý haksýz rekabetle mücadele etmeye devam edecek. Böylece teþvik kapsamý dýþýndaki illerin aleyhine haksýz rekabet sürecek” diye konuþtu. ADASO Baþkaný Ümit Özgümüþ, Demokratik Açýlým Projesi kapsamýnda, Doðu ve Güneydoðu’ya yönelik ekonomik açýlým paketi düþünülmesi durumunda, eski teþvik sisteminin çare olamayacaðýný dile getirdi. Özgümüþ, sadece bölgedeki seçilmiþ bazý illeri kapsayan, üzerinde ciddî çalýþýlmýþ ve diðer illerle haksýz rekabet yaþatmayacak yeni bir teþvik paketi hazýrlanabileceðini sözlerine ekledi. Adana / cihan
Bor madeninden araç yakýtý üretildi
TÜRK teknoloji firmasý nano teknolojiyi kullanarak, bor madeninden araç yakýtý üretmeyi baþardý. NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri AR-GE Sanayi Ticaret A.Þ Genel Müdürü Mehmet Can Arvas, þirketlerinin araþtýrma geliþtirme dairesi çalýþmalarýnýn olumlu sonuç verdiðini belirterek, bor made-
ninden araç yakýtý ürettiklerini söyledi. Petrol rezervlerinin tükenecek olmasýnýn kendilerini böyle bir araþtýrmaya ve üretmeye yönelttiðini ifade eden Arvas, ‘’Dünya da petrol rezervlerinin tükenmesi bizi nano teknoloji ve bor ile üretim yapan Türk firmasý olarak harekete geçirmiþtir. Uzun yýllar üzerinde çalýþtýðýmýz Ar-Ge sonucunda bor madenini sonunda araç depolarýna koymayý baþarmanýn heyecanýný yaþýyoruz’’ dedi. Bor yakýtýn 20 yýllýk bir çalýþma olduðunu ve ‘Nano fuel’ markasýyla yurt dýþýnda ve yurt içinde satýþa sunulduðunu bildiren Arvas, “Bizim ürettiðimiz yakýttýr, ancak
þuan araçlarýn sistematiði benzin ve mazotla hareket etme özelliðine sahip olduðu için þuanda yakýtlara katký maddesi olarak kullanýlýyor” dedi. Bor yakýtýnýn hem benzinle hem mazotla çalýþan araçlara konulabileceðini bildiren Arvas, þöyle konuþtu: ‘’Ürettiðimiz bor yakýtý direk aracýn yakýt deposuna konuluyor. Hem benzine hem mazota katký olabiliyor. Bor uzay araçlarýnda da kullanýyor. Yanmasý çok yüksek. Yakýta katýldýðý zaman, araçlar en az 300 - 350 kilometre fazla gidecektir. Benzinle bin kilometre giden bir araç bu katkýyla bin 350 kilometre yapar. Gelecek zamanlarda benzin istasyonlarý gibi, bor istasyonlarý kurulacak ve bor yakýtý benzinden 10 kat daha düþük olacak. Çünkü madenin kaynaðý Türkiye’de. Biz teknolojiyi üreterek dünyanýn hizmetine sunduk, henüz bor yakýtýna fiyat biçmedik.” Edirne / aa
Hediyelik eþya fuarýna yoðun ilgi SOUVENIR’09 Ýzmir 20. Hediyelik Eþya Fuarý, Kültürpark Fuar binalarý 2 no’lu holde açýldý. 215 firmanýn katýldýðý fuarda Mýsýr ve Hindistan’dan da firmalar yer alýyor. Fuarýn katýlým ve ziyaretçisiyle Ýzmir’e hareket getirmesi dikkat çekti. Gençiz Fuarcýlýk Genel Müdürü Osman Gençer, fuarýn 20. yýlýna ulaþarak Ýzmir’in köklü buluþmalarý arasýna girdiðini, bir çok Ýzmirli için fuarýn yeni yýl öncesi bir alýþkanlýk haline geldiðini söyledi. Her yýl 100 binin üzerinde ziyaretçinin fuara geldiði, bu yýl sayýnýn 150 bine yaklaþmasýný beklediklerini dile getiren Gençer, fuarýn 20. yýlý nedeniyle çocuk karnavalý düzenleneceðini ifade etti. Fuarda ahþap aksesuar, antika hediyelik eþyalar, bijuteri, çiçek, deri ve tekstil aksesuarlarý, elektronik eþyalar, ev tekstili, gümüþ aksesuarlar, kitap, kozmetik ve zücaciye ürünleri satýþa sunuluyor. Giriþ fiyatýnýn 1.5 lira olarak belirlendiði fuarýn 31 Aralýk gününe kadar saat 11.0022.00 arasýnda gezilebileceði ifade edildi. Ýzmir / Yeni Asya
Boydak: 2010'da en az yüzde 4-5 büyüyeceðiz KAYSERÝ Sanayi Odasý (KAYSO) Yönetim Kurulu Baþkaný Mustafa Boydak, Türkiye’nin 2010 yýlýnda en az yüzde 4-5 büyüyeceðini belirtti. Boydak, Kayseri Organize Sanayi Bölge Müdürlüðü’nün düzenlediði sanayicileri bilgilendirme toplantýsýnda yaptýðý konuþmada, sanayicilerin 2010 yýlýna hazýrlanmalarý tavsiyesinde bulundu. Türkiye’nin gelecek yýl büyümesinden umutlu olduklarýný dile getiren Boydak, ‘’Eðer öngördüðümüz iþler olursa, Türkiye gelecek yýl en az yüzde 4-5 büyüyecek. Sanayiciler olarak bundan hepimiz nasibimizi alacaðýz. Gelecek yýl, bu yýldan daha iyi olacak. Bu sene Türkiye yüzde 5 civarýnda küçüldü ve Kayseri olarak biz de bundan nasibimizi aldýk. Ama gelecek seneyi daha iyi, daha parlak görüyoruz’’ dedi. Avrupa Birliði’nin 12. faslý olan ‘’çevre faslý’’nýn açýldýðýný hatýrlatan, AB’deki kurallarýn çok aðýr olduðunu, AB’ye üye olunmasý durumunda bacalardan çýkan gazlara bile bedel ödeneceðini ifade ederek, bu geçiþ sürecine adapte olunmasý uyarýsýnda bulundu. Kayseri / aa
Türkiye’ye, 11 ayda 26 milyon turist geldi TÜRKÝYE’YE gelen yabancý turist sayýsý Ocak-Kasým’da yüzde 2.4 artýþla 25.8 milyona ulaþtý. Kültür ve Turizm Bakanlýðý’ndan yapýlan yazýlý açýklamaya göre, 2009 yýlý Ocak-Kasým döneminde Türkiye’yi ziyaret eden yabancý turist sayýsý geçen yýlýn ayný dönemine göre yüzde 2.40’lýk bir artýþla 25 milyon 850 bin 971’e ulaþtý. 2009 Ocak-Kasým döneminde Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sýralamasýnda Almanya yüzde 16.60 (4 milyon 292 bin 140) ile birinci, Rusya Federasyonu yüzde 10.21 (2 milyon 640 bin 199) ile ikinci, Ýngiltere yüzde 9.24 (2 milyon 388 bin 415) ile üçüncü oldu. Türkiye’yi 2009 yýlý Kasým ayýnda ziyaret eden yabancý turist sayýsý da yýlýn ayný ayýna göre yüzde 10.71’lik artýþ göstererek 1 milyon 403 bin 740 oldu. Devlet Planlama Teþkilâtý’nýn (DPT) Ekim ayýnda yayýmlanan “Genel Ekonomik Hedefler ve Yatýrýmlar” raporuna göre turizm gelirlerinin, 2010 yýlýnda 22.5 milyar dolar, 2011’de 23.5 milyar dolar, 2012’de ise 24.5 milyar dolar olmasý bekleniyor.
TTK’nýn zararý 339 milyon TL ZONGULDAK’TA, Türkiye Taþkömürü Kurumu’nun (TTK) bu yýl sonu itibariyle zararý 338 milyon 735 bin liraya ulaþtý.1970’li yýllarda senede 4 milyon ton ürettiði taþ kömürü son 4-5 yýlda 2 milyon tonun altýna düþen TTK’da, zararda beklenen azalmanýn yaþanmamasý dikkati çekiyor. Yer üstünde 2 bin 123, yer altýnda 9 bin 730 olmak üzere 11 bin 853 iþçinin çalýþtýðý kurumda, yýlýn 11 ayýnda 1 milyon 706 bin 575 ton kömür üretilebilmesi nedeniyle yýl sonundaki 2 milyon 100 bin tonluk hedefe ulaþýlmasý mümkün gözükmüyor. Bu yýl üretime yönelik yatýrýma 30 milyon lira ayrýldýðý bildirilen kurumda, 2007’deki 104,33 lira olan kömürün ton satýþ fiyatýnýn 2009’da deðer kazanarak 201,14 liraya yükselmesine karþýn zararýn azalmasýna önemli katký saðlamýyor. 2000’de 226 milyon 277 bin lira zararý bu yýl sonu itibariyle 338 milyon 735 bin liraya yükselmesi bekleniyor. Bu yýlýn ocak ayýnda üretime yönelik 3 bin iþçinin alýnmasýna karþýn üretim hedeflerine ulaþamayan TTK, 10 yýlda 3 milyar 587 milyon 698 bin lira zarar etti. Zonguldak / aa
12
MAKALE
YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
Yemekteyiz GÜLLER VE DÝKENLER EKREM KILIÇ ekzile44@yahoo.com
odern cemiyetlerde, sanki televizyonlar toplumun aynasý gibi... Her dizi, her program gittikçe daha bayaðýlaþarak toplumun aynýsý mý oluyor, ne? Yapýmcý ve yönetmenler bu konuda elbette kusurlu. Ama, reytinglere bakarak iþ gördüklerini farz edersek, kabahatin hepsini onlara yüklemek de insafsýzlýk olur. Nasreddin Hoca’ya mal edilen: “Hýrsýzýn hiç mi suçu yok?” ve “Sen kokladýn, ben topladým” fýkralarýný hatýrladýnýz mý? Ýnsanlarýn ufak bir çýkar karþýlýðý, ahlâkýn bütün temel kurallarýný hiçe sayarak yönetmenlerin elinde kukla olmalarýný anlayamayanlar bulunabilir. Onlarýn her söylediklerini düþünmeden uygulayanlar, kendilerince para ve þöhret gibi maddî ve mânevî bir takým gayeler uðruna böyle davranabilirler. Ama, saatlerce televizyon karþýsýnda bu çirkin ve gerçekten pespâye programlarý seyredenlere ne demeli? Katýlmak için yapýlan gayretleri tasavvur edebiliyorum. Kim bilir, kimlere nasýl yaltaklanmalar, araya adam koymalar, insanlýða yakýþmayan davranýþlar neticesinde bir rol kapmaya muvaffak olanlarýn sonlarý, baþlangýçlarýndan daha fecî… Yemek hazýrlýklarý için gösterilen üstün çabalar, incir çekirdeði doldurmayan bahânelerle nasýl da kötü bir düþ kýrýklýðýna dönüþüyor. Dâvetliler, daha baþtan armudun sapý, üzümün çöpü nev’înden kusûrlarý sýralamaya, birbirinin ardýndan bin bir çeþit dedikodu yapmaya, nezâketsizliðin daniskasýný icrâ ederek, misâfir olduklarý þahsý alenen tahkîr etmeye baþlamýyorlar mý? Öte yandan, ev sâhibi de, sesi duyulan, kendisi görünmeyen– tâbiri hoþ görün–þeytânî bir kýþkýrtýcýnýn, bayaðý iþportacý edâsýyla sevk ettiði vâdide misâfirleri hakkýnda aklýna geleni söylemiyor mu? Aman Allâh’ým, bir programý bütünüyle seyredebilmek için insanýn, çelikten sinirleri olmasý ve âdetâ insanlýðýndan uzaklaþmasý gerekiyor. Adý ile müsemmâ: Yemekteyiz! Yâni, birbirimizi yemekteyiz! Bütün müsâbýklar birbirini canlý canlý yemekle meþgul; ikrâm ettiklerini deðil! Bu iþ seyirci celbediyor ya, haydi bakalým; ona benzer nice program hokkabaz torbasýndan çýkar gibi, birbirinden beter, birbirinden müptezel, ardý ardýna türeyiveriyor: sözüm ona diyet yemeði ikramlarý, gençlerin yuvalarýnýn yapýlmasý, gelinlik kýzlara çeyiz hazýrlýklarý, kayýp
M
yakýnlarýn kavuþturulmasý, küslerin barýþtýrýlmasý, insanlarýn mahremiyetlerinin karýþtýrýlmasý, âile mahkemeleri, garip ve çok kurmaca kerâmetler, âhiret âlemlerine açýlan kapýlar, hortlaklar, zýrtlaklar, cýrtlaklar… Amerikan toplumunu þizofren yapan, manyaklaþtýran vahþî Batý, mafya, uzaylý filmleri ve felâket senaryolarý deðil mi? Sözde müsbet ilimlerden baþka bir þeye inanmayan Avrupa toplumunu da sihirbazlar, cadýlar, ruhlar, þeytanlar, cinler, periler dünyâsýna çekerek büyüleyen filmler… Bizde de onlardan aldýðýmýz ilhamla, millî kýlýklý, Ergenekon kýlýflý, vatan-millet-Sakarya dublajlý diziler televizyonlarýmýzý istîlâ etti. San’atýnýn þâhikasýna çýkmak isterken esfel-i sâfilîne düþen Yeþilçam filmlerinin “nevet”, “nayýr”lý aþk ve mâcerâ mevzûlarýna alýþan; salon sosyetesinin gýbta ile seyredilen hayâtlarýný taklîde çalýþan milletimiz, bin bir gece masallarý gibi, yetmiþinci bölümü çekilen “hababam, debabam” þâheserlerinden sonra böyle ciddî, toplumsal, yönetsel, sanatsal, uydursal eserleri vücûdunun bütün zerreleri ile izleyip öyle bir terakkî etti ki; dünyâya bu sâhada örnek ve önder olsak sezâdýr… Bu evlerde büyüyen, bu mânevî âlemde inkiþâf eden çocuklar, daha þimdiden, ana-babalarýný geçti bile… Ýnternetlerde cinsini, cibilliyetini bilemediðimiz nice süflî programlarla hemhâl olarak; þeytanlarýn aklýna gelmeyen mel’anetleri iþlemeye baþladýlar. Uzak muhabbeti yakýna çevirmek için evinden, memleketinden kaçanlar, ne kötü tuzaða düþtüler. Hayâlî oyunlarýn intikamýný almak, rakîblerini ortadan kaldýrmak için kaçýranlar, öldürenler ne kötü bir yol seçtiler. Etkisinde kaldýklarý filmlerin, dizilerin kahramanlarýna benzemek için her kötülüðü yapanlar, ne berbat bir rehber buldular. Milleti korumak, kollamakla görevli olanlar bütün bunlarý görmezden geldiler. Onlar yalnýzca koltuklarý, yonttuklarý, yolluklarý, biriktirmeye doymadýklarý dünyâlýklarýný muhâfaza etmek niyetindeydiler. Onlarýn nazarýnda millet, kendilerine hizmet edilecek deðil, hizmet ettirilecek kiþiler demekti. Millet onlar için çalýþmalý, onlar için yaþamalý, onlar için ölmeliydi. Devlet, millete hükmetmek için elde tutulmasý gerekli sopa idi. Öyle de yaptýlar. Yapýyorlar. Yapacaklar. Yâni o niyetteler. Eðer dünyâda ilel-ebed kalmak mümkün olsa, ilel-ebed pâyidâr olacaklar. Cehennemî bir yaþayýþtan sonra, cehennemî bir kabir hayâtý var. Bunu hâtýrlatmak bile çirkin görülüyor. Ölümü, hesap vermeyi, haklarýn ödeneceðini, sonsuz bir cezâ veyâ mükâfât bulunduðunu hâtýrlatmak suç oluyor. Herkesin hem kendi hesâbýný, hem de sorumlu olduklarýnýn hesâbýný vermek zorunda kalacaðý günün çok yakýn olduðunu söylemek vicdanlara müdâhale kabul ediliyor. “Yangýn var!” diye baðýrmak, tehlikeyi haber vermek, insanlarýn râhatýný kaçýrmak addediliyor. Kötülüðe, þerre, belâya dur demek kötü, þer, belâ sayýlýyor. Ben, sen, o, biz, siz, onlar; âilelerimiz, milletimiz, insanlar, beþeriyet ömrümüzü, mukaddeslerimizi; dünyâmýzý, âhiretimizi; sâadetimizi, râhatýmýzý yemekteyiz!
Üç gün deðil, iki gün! OSMAN ZENGÝN osmanzengin@yeniasya.com.tr asýlât mevsimlerinin biri gidiyor, biri geliyor. Receb, Þaban, Ramazan derken, Þevval, Zilkade ve Zilhicce de gelip geçiverdi. Ve yeni bir hicrî yýla, Hz. Peygamber’in (asm) hicretini hatýrlatan yýla, Muharrem ayý ile baþlayýverdik Elhamdülillah. Bunlarýn hepsi de içerisinde nurlu gün ve geceleri barýndýran aylardýr. Þuurlu ve sevabýný Allah’tan bekleyen Müslümanlar, bu gün ve geceleri, ellerinden geldiði kadar en iyi þekilde deðerlendirmeye çalýþýyorlar. Geceleri; baþta teheccüd namazý olmak üzere, çeþitli ibadetlerle geçirirken, gündüzleri de emr-i Peygamberî’ye (asm) iktidâ ederek, onun sünnet-i seniyyesine uyarak, oruçlu geçiriyorlar. Ramazan ayýndaki farz oruçtan sonra en faziletli oruçlardan biri de, içerisine yeni girdiðimiz Muharrem’de tutulan oruçlardýr. Baþka zamanlarda sadece Cuma veya Cumartesi günleri oruç tutmak tenzihen mekruhken, Muharrem ayýnýn da içinde olduðu dört haram ayda (Muharrem, Receb, Zilkade ve Zilhicce) Perþembe, Cuma ve Cumartesi günleri oruç tutmanýn faziletine dair hadis-i þerifte çok terviç ve raðbet var. Bu mübarek Muharrem ayýnýn en mühim ve çok Müslüman tarafýndan bilinen orucu da “Aþure Günü orucu”dur. (Aslýnda aþure, Arapça on sayýsý demek olan “aþere”den gelen bir kelimedir. Hem Muharrem ayýnýn 10. gününü ifade eder, hem de geçmiþ Peygamberlerin on hadisesinin vuku bulduðu gün olmasý hasebiyle öyle ifade edilmiþ.) Ýþte, bizim yazýya baþlýk olarak koyduðumuz mesele de budur. Bununla alâkalý olarak kaynaðýndan bir kýsmý buraya alarak, bu konudaki düþüncemizi sonrasýnda ifade edelim: “..Hadiste dikkat çekilen bir diðer husus da, Aþure Günü orucudur. Aþure Günü, Hicrî senenin ilk ayý olan Muharrem ayýnýn 10. günüdür. Muharrem ayýnýn diðer aylar
H
arasýnda ayrý bir yeri olduðu gibi, Aþure Gününün de diðer günler içerisinde ayrý bir yeri vardýr. Aþure Gününe fazilet kazandýran pek çok hâdise bulunmaktadýr. Meselâ Hz. Musa ve Ýsrâiloðullarý bugünde Firavun’un zulmünden kurtulmuþlar, Hz. Nuh’un gemisi Cûdi Daðýna bugün demirlemiþtir. Hz. Yunus, balýðýn karnýndan bugün kurtulmuþ, Hz. Âdem’in tevbesi Aþure Günü kabul edilmiþtir. Daha pek çok güzel hâdise bugün gerçekleþmiþtir. “Bunun içindir ki, Muharrem ayý ve Aþure Günü, Yahudilerce ve Hýristiyanlarca da mukaddes sayýlmýþtýr. Nitekim Peygamberimiz (asm) Medine’ye hicret buyurduðunda, Yahudilerin oruçlu olduklarýný öðrenmiþti. ‘Bu ne orucudur?’ diye sordu. Yahudiler, ‘Bugün Allah’ýn Musa’yý düþmanlarýndan kurtardýðý ve Firavun’u boðdurduðu gündür. Hz. Musa (as) þükür olarak bugün oruç tutmuþtur’ dediler. Bunun üzerine Resûlullah (asm), ‘Biz Musa’nýn sünnetini yaþatmaya sizden daha yakýn ve hak sahibiyiz’ buyurdu ve Aþure Gününde oruç tutmaya baþladý ve ashabýna da tutmalarýný emretti. O tarihte henüz Ramazan orucu farz kýlýnmamýþtý. “Peygamberimiz ve sahabîler vacip olarak o gün oruç tutmaya baþladýlar. Ramazan orucu farz kýlýndýktan sonra ise Peygamberimiz (asm), ‘Ýsteyen tutar, isteyen terk edebilir’ buyurarak herkesi serbest býraktý. “Aþure Günü tutulan orucun faziletiyle ilgili pek çok hadis vardýr. (...) Peygamberimiz bu hadislerinde Aþure Günü oruç tutmanýn bir senelik geçmiþ günahlarý affedebileceðini bildirmektedir. Ancak Yahudilere benzememek için, Aþure Gününden bir gün öncesini veya sonrasýný da oruçlu geçirmek tavsiye edilmiþtir. Ýbn-i Abbas bununla ilgili olarak þöyle bir hadis rivayet eder: ‘Aþure Günü oruç tutun, fakat Yahudilere muhalefet edin. Ondan bir gün önce veya sonrayý da oruçlu geçirin.’” Gazetemiz Yeni Asya’nýn 2002 yýlýnda okuyucularýna hediye ettiði Câmiü’s-Saðir isimli hadis kitabýndan aldýðýmýz bu bilgiye göre, Aþure Gününde tutulacak orucun þeklini Peygamberimiz (asm) çok güzel i-
y seri i l â n l a r ELEMAN ÖNER TEKSTÝL San.
Tic. Ltd. Þti.'ne Ön Muhasebe bilen sekreter aranýyor. Adres: Evren Mah. Evren San. Sit. 1.Kýsým No: 28/2B Esenyurt/ÝST. Tel: 0212 672 95 80 Gsm: 0532 487 60 46 ACELE BEYLÝKDÜZÜ civarýndan, binek- kango doblo türü lpg veya dizel türü kendi aracýyla çalýþacak þoförler aranýyor. Tel: (0 532) 385 40 48 TERMAL HASTANE ve termal tatil köyü projemize Vizyon ve Misyon Sahibi, dinamik, lider ruhlu Genç/emekli, bay/bayan danýþmanlar Tel: (0 507) 218 39 51 e-posta: hl_ozdogan@hotmail.com
ÝÞ ARIYORUM 15 YILLIK DENEYÝMLÝ
þoförüm (src2), (src4), (psikoteknik) belgelerim (c) sýnýfý ehliyetim var özel ve makam þoförlüðü tecrübem var. Türkiyenin her yerinde çalýþýrým. Gsm: (0539) 830 55 00 6 YIL YÖNETÝCÝ asistanlýðý ve 3 yýl ön muhasebe dalýnda tecrübeliyim. Anadolu Yakasýnda yönetici asistanlýðý pozisyonunda iþ aramaktayým. Ebru Kýsaoðlu Tel: (0534) 619 14 68 ÝSTANBUL AVRUPA Yakasýnda sigortasý olan þoförlük iþi arýyorum. Gsm: (0 535) 783 24 42
SIFIR SERMAYELÝ
EK ÝÞ FIRSATI www.quenst.com
SATILIK DAÝRE ANKARA TEMEL'li ile Polatlý arasýnda 3000 m2 arazi üzerinde 2 katlý villa 50.000 TL (0532) 365 06 37 GÖZDAÐI'nda FINDIKLI'da Karlýtepe'de kelepir faizsiz daireler (0534) 403 40 27 0(216) 452 97 52 ACÝL SATILIK DAÝRE Ankara Sincan'da sahibinden + / 3+1 ters dubleks çift daire 70.000 TL pazarlýklý, oto takas olabilir. Tel: (0532) 585 75 19 GEBZE MERKEZ'de Kelepir Daire Daireye ait açýk otoparký bulunmaktadýr. Çamlýk Parkýna 3 sokak mesafede. 77.000 TL Tel: 0 (212) 282 85 55 ÝSTANBUL ÇATALCA kabakça içinde yola cephe elektiriði suyu su kuyusu telefonu meyva aðaçlarý bulunan bulunan 90m müstakil ev satýlýktýr. 270m, 75.000 tl Tel: 0 (212) 795 02 11 BURSA ÝVAZPAÞA semtinde satýlýk ev Tel: 0 (224) 223 71 08 KONYA KARATAY Fetihkent Siteleri'nde 6 katlý apartmanýn 1. katýnda kuzeydoðu cepheli, 147 m2 ve merkezi sistem kaloriferli, 3+1 özelliðine sahip 65.000 TL deðerinde satýlýk ev. Gsm: (0 533) 769 04 02 (0 505) 547 51 60
SATILIK
ARSA ACÝL ÝZNÝK GÜLLÜCE'de
2500m 2 yol, su, elektrik göl manzaralý 10.000TL Cep: (0534) 558 02 68 ADA'DAN ÇEKEZKÖY kapaklý, Büyükyoncalý ve Saray'da imarlý, ifrazlý arsa lar, 1-20 dö nüm a ra sý tarlalar, hemen tapu, 24 ay taksit imkâný. 0 (212) 592 91 49 (0 532) 624 08 12 ANKARA MAMAK Kýbrýs Köyünde 39321/8 imarlý 1000 m2 arsa 150.000 TL 0 (312) 369 14 44 (0544) 554 10 67 SAHÝBÝNDEN SARAY Büyükyoncalý Palamutdere Mevkiinde 307m2 Ýmarlý Ýfrazlý Müstakil Parsel. Pafta No- F19B15D2A Ada No746 Parsel No-3 Yatýrým Ýçin Ýdeal Bir Yer Görülmeye Deðer. 16.000 TL Tel: 0 (212) 599 45 46 Gsm: (0 532) 4769007
VASITA FORD CONNECT - 2004 Model - Gri - 42.000 km Temiz - Sahibinden - 90'lýk - Yeni Lastikler - Dizel Tel: 0(332) 582 32 71 Gsm: (0 544) 487 72 60 2001 MODEL Renault Laguna 1.9 DTÝ Dizel 177.000 km orijinal servis, bakýmlý 14.250 TL. Tel: 0 (216) 310 46 58 Gsm: (0 552) 333 90 03
DEVREN YALNIZLIKTAN DEVREN satýlýk
kuruyemiþ. Fatih/Ýst. Gsm: (0 538) 843 79 96
ÇEÞÝTLÝ ÖZGÜR PASTANE Baklava Salonu Taþdelende hizmetinize girmiþtir. 0(216) 429 40 21 GÜRSEL NAKLÝYAT evden eve taþýmacýlýk 0537 932 26 66 0212 343 40 34 0216 566 19 09 ÞEHSA - ÝLÝK DÜÐME ilik düðme, çýtçýt, kuþ gözü iþleriniz yapýlýr. Adres: Yenidoðan Mah. Kýzýlay Sokak. No: 25/B Bayrampaþa/Ýst. Cep: (0539) 496 77 34 Ýþ: 0(212) 501 62 85 ÝLAÇLIK KESTANE BALI Artvin'in Arhavi ilçesindeki ta biî or tam da bu lu nan ko van lar dan el de e di len çok ka li te li kes ta ne ba lý mevcuttur. Toptan fiyatý 25 TL, peraken de 27 TL'dir. Tür ki ye'nin her yerine gönderim yapýlýr. Hüseyin Karakaþ Gsm: (0544) 673 91 90 siz çaldýrýn biz arayalým. 1 ADET XETEC marka Dotn 400 model navigasyon cihazý 200 TL’ye satýlýk sýfýr kutusu açýlmamýþ garanti li, Ýstanbul içi el den tes lim Ýs tan bul dý þý kargo alana aittir. Ümit Kýzýltepe Gsm: (0535) 799 29 95 BAKIRKÖY'DE MEB'E baðlý faal durumda devren kiralýk anaokulu. Lütfen (0506) 544 41 28 nolu telefondan bizzat randevu alýnýz. SATILIK LAPTOP HP
dv5 1021et / 4GB Ram (max 8GB) / Intel P8400 2.26Ghz Core 2 Duo / 320GB HDD / nVidia GeForce 9600M GT 2213MB Ekran Kartý / 1,5 Yýl Garanti Jelatinli 1600TL e-mail: setgls@gmail.com Telefon: (0506)321 83 11 TAÞKÖPRÜ KUZU ÇEVÝRME yöresel damak tadý. Özel günlerinizde bizi mutlaka arayýnýz. Kalitemiz ve yýllarýn tecrübesi ile kuzu çevirme denince akla biz geliriz. www.taskoprukuzucevir me.com Sipariþ Telefonlarýmýz : 0212 434 53 08 0212 435 39 42 Fezvi Çakmak Mah. 8.Sok No:59/A Baðcýlar Ýstanbul. BÜYÜK ADANA KEBAPÇISI DÝYOR KÝ : Adana'ya gitmeden Adana yenir mi? Bize gelin kararý siz verin! Kalitemiz tescillidir. Satýr kýymasýyla Adana kebabý büyük Adana kebapçýsýnda yenir. Eþsiz mekanýmýzla özel günlerinizde hizmetinizdeyiz. Sipariþ Telefonu: 0216 350 0 350 Adres : Gülnur Sokak Sal Apartmaný No: 17/A Göztepe-Kadýköy. TEKBÝR ORGANÝZASYON Manevi saadetin ilk adresi kutlu doðum etkinliklerinizde, düðün, sünnet, niþan, tüm milli ve manevi gün ve gecelerinizde. ezgiler, marþlar, semazenler ve naatlarla sanatçýnýz ufuk akýn ve ekibi sizlerle. Gsm: 0532 682 64 81 www.tekbirorganizasyon.
net ufuktanbakis@hotmail.com www.ufukakin.com EVÝNÝZDE ETÜD, bayan öðretmenden ilk öðretim öðrencilerine hafta içi, hafta sonu tüm dersler Kadýköy Bostancý arasý 0532 211 44 42 BAYAN ÖÐRETMENDEN ilk öðretim öðrencilerine Ýngilizce dersi verilir. Kadýköy Bostancý arasý 0532 211 44 42 KADIKÖY de ek gelir fýrsatý 0543 863 20 63 HARBELLÝFE BESLENME ürünleri distirübütörlüðü yapacak kiþiler aranmaktadýr. Baðýmsýz distirübütör Fatma-Ali Sivri bilgi için arayýnýz . 0543 863 20 63 SATILIK ARISIYLA birlikte Elli kovan arý (0534) 558 02 68
SANSET ELEKTRÝK her türlü tesisat, tamirat, bakým ve onarým iþleri yapýlýr. Gsm: (0 546) 417 33 97 KÝRALIK PANELVANLAR, minübüsler, dizeller. Metin Tümay Tel: 0(212) 217 08 70 Gsm: (0533) 470 29 90 TAÞKIN OTO Ýhsan TAÞKIN Eski Edirne asfaltý No: 734 Sultangazi TEL: 668 94 66-2HAT CEP: (0 533) 244 50 77 www.arabam.com FÝNANSAL YATIRIM uzmaný'ndan bireysel emeklilik fýrsatý! Bireysel emeklilik ve tüm hayat sigortasý ürünlerinde kiþiye özel birikim, yatýrým ve teminat planlarý ile sigorta poliçesi hazýrlanýr. bilgi ve baþvuru:
fade etmiþlerdir. Yani, o günde birçok peygamberle alâkalý güzellikler olduðundan, Yahudiler ve Hýristiyanlar da oruç tuttuðundan, onlara muhalefet eder tarzdaki ince bir ölçüyle, bir gün önce veya bir gün sonrasýný da ilâve ederek oruç tutulmasýný tenbih etmiþtir. Buradaki incelik, ya 9-10. veya 10-11. günlerde olmak üzere iki gün oruç tutmaktýr. Ýþte, bu özelliðe dikkat etmeyen bazý hocalar, vaazlarda ve hutbelerde; 9-10-11. günlerde üç gün oruç tutulmasýný cemaate söylüyorlar. Hadisin mânâsý kaybolduðu gibi, çoðu ehl-i tahkik olmayan Müslümana da o þekilde oruç tutturuyorlar. Ha, denebilir ki, ”Yahu ne var bunda, bu kadar abartmaya ne lüzum var? Ha iki olmuþ, ha üç, ne fark eder? Fazla olsa daha sevaplý olur vs” Ama, iþte o zaman tesbihin 33 adet olmasýndaki hikmet de kaybolur. 50 defa, 100 defa çekelim o zaman. Veya canýmýzýn istediði kadar çekelim. Ýþte öyle olunca da, þifre bozulur, belki de maksad tam yerine gelmemiþ olur. Hâsýlý, Peygamberimiz (asm) nasýl yapmýþsa öyle yapmak, onun yaptýðýna—zahiren daha fazla sevap getirecek gibi gözükse de—ilâve yapmamak, en müstakîmi ve sünnet-i seniyyeye harfiyen uyma noktasýnda en doðrusudur, sadakatin de gereðidir. Nitekim, onun sünnetine hüve hüvesine uymanýn getireceði sevap, kimbilir belki de daha fazla olsa gerek. Burada, “Kim ümmetimin bozulduðu bir zamanda benim sünnetime sýkýca yapýþýrsa, yüz þehidin ecrini, sevabýný kaanabilir” (Hadis, Müsnedü’lFirdevs, 4:198) hadis-i þerifini hatýrlamakta fayda var. Evet, Aþure Günü orucu üç deðil, iki gündür. Bu hafta; 9-10. veya 10-11. günlerde bu oruçlar tutulabilir. Artýk tercih, þahsýn durumuna baðlýdýr. Ama, zaten haram aylarda “Perþembe, Cuma ve Cumartesi” günleri oruç tutulmasý sünnet olduðundan; 9 Muharrem / 25 Aralýk Cuma ve 10 Muharrem / 26 Aralýk Cumartesi günleri iki gün oruç tutarsak daha sevaplý olur Ýnþaallah.
SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN e-mail: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81 (0 505) 768 10 01 ATAKAN ÖZEL güvenlik ve sürücü kurslarý 2495 sayýlý yasa gereði kimlik yenileme 31.12.2009' da sona erecektir. Yenileme eðitimleri için acele ediniz. Uygun fiyat ve ödeme þartlarýyla kaydýnýzý yaptýrabilirsiniz. Baðcýlar meydaný Tel: 0 (212) 462 92 32 YASÝN SPOT KLASÝK mobilyalarýnýz, an ti ka la rý nýz, ha lý la rý nýz, avizeleriniz, deðerinde yerinden alýnýr. Tel: 0(216) 337 23 85 Cep: (0 535 )252 27 60 SUNNY TEKNOLOJÝ Güneþi halis dayanýklý tüketim mallarý pazarlama sanayi ticaret limited þirketi aracýðý ile alýnýr. Bize sormadan karar vermeyin. Tel: 0(212) 659 51 90 0(212) 659 04 09 www.sny.com.tr www.halisticaret.com GÜVENTAÞ EVDEN Eve Nakliyat þehir içi þehirler arasý nakliyat iþleriniz uzman ellerde güvenle yapýlýr. ayrýca ofis - büro taþýmacýlýðý, fabrika, banka, piyano,fuar, taþýma iþlerinizde hizmetinizdeyiz. Tel: 0 (212) 216 44 66 0 (212) 469 92 82 www.guventasnakliyat.net ÞÝLE EMÝRDAÐ DOÐAL kaynak suyu avrupa yakasýna bayilikler verilecektir. iletiþim ve bilgi için hemen bizi arayýnýz. Cep: (0532) 323 69 18 (0507) 227 78 28 TEK PANJURDAN FIRATpen de 12 aya varan taksit imkâný alüminyum doð ra ma, o to ma tik ke penk, panjur, cam balkon,
küpeþte, duþakabin, sineklik ayrýca tüm iç mimarlýk tadilat ve dekorasyon iþlerinizde tecrübeli kadromuzla hizmetinizdeyiz. Tel: 0(212) 575 84 24 (0532) 261 69 57 HÝÇ MASRAFSIZ kullanýma hazýr halde lüks 2 katlý 800 metre kare acil uygun fiata kiralýk dükkân Baðcýlar: (0 539) 718 90 37. TÜYLÜOÐLU ÞEHÝRÝÇÝ, ÞEHÝRLERARASI sigortalý ambalajlý, maragozlu, tesi sa týy la e lek trik ci siy le kredikartýnýza taksit imkâný Tel: 0(212)213 55 48 0 (216) 445 13 17 Cep: (0532) 527 19 39 24 SAAT Hizmetinizdeyiz www.tuyluogluevdeneve.com GÜN LÜK ÝS TAN BULSAMSUN sevkiyatý vardýr. www.samnak.com.tr Adres: nakliyecilersitesi 6. blok no: 607 ZEYTÝNBURNU Tel: 0 (212) 416 69 59, 0 (212) 510 27 55 Cep: (0537) 573 04 44 EMÝN OTOMOTÝV Ýbrahim Halil Çilenti Adres: Es ki E dir ne As fal tý No: 464/b Sultangazi Tel: 0 (212) 667 32 00 CEYHUN TESÝSAT doðalgaz-kalorifer-su tesisatý iþleri itina ile yapýlýr. Cep: (0 532) 498 77 59 DÝNÇER NAKLÝYAT Ev den e ve þe hir ler i çi þe hir ler a ra sý, si gor ta lý, marangozlu, ambalajlý. www.evdenevedincer.com Tel: 0 (212) 217 29 30 0 (216) 307 05 45 (0 532) 590 16 03 BELEDÝYELER ÖZEL kuruluþlar Ýstanbulun her semtinde araþtýrmaya yönelik anketleriniz adet
üzerinden çok uygun ekonomik olarak yapýlýr. Gsm: (0 538) 288 43 00 GELENEK YAYINEVÝ olarak yýllarýn tecrübesi ile yeni adresimiz Esenler'de sizlerin hizmetinizdeyiz, bize bir telefon kadar yakýnsýnýz. Tel: 0 (212) 562 01 71 A d r e s : Fevzi Çakmak Mah.. Fevzi Çakmak Caddesi. No: 39/2 Esenler / ÝSTANBUL BENNU SPOT ev-büro eþyalarýnýz deðerinde alýnýr satýlýr Tel: 0 (216) 342 40 07 Gsm: (0 532) 484 50 33 ACÝL BAÐCILARDA 9000 m 2 , yüksek kira gelirli, her iþe uygun bir kýsmý arsa ile takas olur fabrika satýlýktýr. Gsm: (0 532) 593 85 77 MÝNARE YAPIMI, ta di la tý, bo ya sý i ti na i le yapýlýr. Deneyimli e ki bi miz le yurt dý þý ve yurt içi hertürlü minare yapýmý, kubbe yapýmý, cami boyasý, deprem yönetmeliðine uygun be to nar me tü nel ka lýp sistemi minare yapýyoruz. Ayrýca kararmayan kubbe ve minare alemi temin edilir. Ercan Usta Gsm: (0 555) 243 92 53 (0 506) 260 23 28 ercancengiz@hotmail.com ÝMALATCI FÝRMADAN garantili koltuk takýmlarý sadece 1250 TL Tel: 0 (212) 493 40 00
ZAYÝ Nüfus Cüzdaným ve tüdemsaþ kimlik kartýmý kaybolmuþtur. Hükümsüzdür. Cennet Turak
13
AÝLE - SAÐLIK YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
Hazýrlayan: RECEP BOZDAÐ
HABERLER
ELEKTROMANYETÝK HASTA EDÝYOR
Civalý termometrenin satýþý durduruldu
SAÐLIK Bakanlýðý Ýlaç ve Eczacýlýk Genel Müdürlüðü, vücut sýcaklýðýný ölçmede kullanýlan civalý termometrelerin piyasaya arzýný ‘’saðlýk ve güvenlik açýsýndan tehlike oluþturduðu’’ gerekçesiyle durdurdu. Cýva içeren ‘’klinik termometrelerin-beden dereceleri’’ piyasaya arzýnýn durdurulduðu, YÖK ve Millî Eðitim Bakanlýðýnýn yaný sýra ilgili bakanlýk ve kurumlara birer duyuruyla bildirildi. Duyuruda, týbbî cihazlar uyarý sistemini yürüten Saðlýk Bakanlýðýna, cývalý termometreler ile ilgili meydana gelen muhtelif olumsuz olaylarýn bildiriminin yapýldýðý belirtildi. Gümüþ renkte, akýþkan, parlak ve kokusuz bir element olan cývayý içeren camdan termometrelerin, darbe, düþme ve çarpmalara karþý dayanýklý olmadýðý, bunlarýn kýrýlmasý halinde açýða çýkan cývanýn oda ýsýsýnda kolayca buharlaþabildiði vurgulandý. Cývalý termometrelerin hastalar, saðlýk personeli, okul laboratuvarlarýndaki öðrenci ve öðretmenlerle üçüncü kiþilerin saðlýk ve güvenliði açýsýndan tehlike oluþturduðuna dikkat çekilen duyuruda, ‘’cýva içeren termometrelerin piyasaya arzýnýn ihtiyaten durdurulduðu, stoklarda, satýþ ve daðýtým zincirinde bulunan ve son kullanýcýya henüz sunulmayanlarýn imalat veya ithalatçýlarý tarafýndan Ýl Saðlýk Müdürlüðü görevlileri gözetiminde imha edilmesi’’ istendi. Ankara / aa
Huzurevindeki yaþlýlar depresyona karþý daha hassas
ONDOKUZ Mayýs Üniversitesi (OMÜ) Samsun Saðlýk Yüksekokulunca yapýlan bir araþtýrma, huzurevinde kalan yaþlýlarýn stres ve depresyona karþý daha hassas olduklarýný ortaya koydu. OMÜ Samsun Saðlýk Yüksekokulu Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ýlknur Avcý, Samsun Yaþlý Bakým ve Rehabilitasyon Merkezi’nde (Huzurevi) kalan yaþlýlara yönelik çalýþmada, burada kalanlarýn stres ve depresyona karþý daha hassas olduklarýný belirlediklerini söyledi. Yaþlýlarda yaygýnlýðý yüksek bir bozukluk olan depresyonun sýklýkla kronik hastalýklarla birlikte görüldüðünü ifade eden Yrd. Doç. Dr. Avcý, þunlarý kaydetti: ‘’Huzurevinde kalan yaþlýlarýn yüzde 62’si depresyon açýsýndan risk taþýmaktadýr. Bu nedenle huzurevinde kalan yaþlýlar için psikolojik danýþmanlýk ve rehberlik hizmetlerinin iyileþtirilmesi, depresyon taramalarýnýn rutinleþtirilmesi gerekmektedir. Yaþlýlar için, öðrenim durumlarýna göre ilgilerini uyandýrabilecek ve katýlýmlarýný saðlayabilecek sosyal aktiviteler düzenlenmelidir. Yaþlýlara psikolojik destek saðlanmalý, çalýþan saðlýk görevlilerin eþliðinde yaþlýlar için saðlýk eðitimi ve stres yönetimi programlarý uygulanmalýdýr.’’ Huzurevine gelmeden önce eþiyle birlikte yaþayanlarýn yüzde 53’nde çocuklarý ile yaþayanlarýn ise yüzde 60’ýnda depresyon görülme ihtimalinin yüksek olduðunun belirlendiðini, Yrd. Doç. Dr. Avcý, tek baþýna yaþayan yaþlýlarda da yüzde 73 gibi depresyon görülme ihtimali bulunduðunu söyledi. Samsun / aa
Yeþilçaydepresyonuönlüyor
JAPON Thoku Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nün yürüttüðü çalýþmanýn sonucunda depresyona yakalanma riski bulunan 1058 hastanýn yüzde 44’ünün yeþil çay içerek depresyona yakalanmaktan kurtulduðu belirtildi. Araþtýrmaya katýlan erkeklerin yüzde 34’ünde, bayanlarýn ise yüzde 39’nda yüksek depresyon riski bulunduðu ve bu hastalar arasýnda günde en az 4 bardak yeþil çay içenlerin depresyona yakalanmadýðýnýn görüldüðü açýklandý. Projeye katýlan 488 katýlýmcý günde 4 bardak veya üstü yeþil çay içtiðini, 284 katýlýmcý ise günde 3 bardak yeþil çay içtiðini belirtti. Günde en az 3 ve üzeri yeþil çay içen hastalarýn daha az depresyona yakalandýðý görüldü. Projenin baþkaný Dr. Niu, yeþil çayýn içerisinde beyin üzerinde yatýþtýrýcý özelliði bulunan Theanine bulundugu belirterek, “Projemiz yeþil çayýn antidepresan etkisi olduðunu gösterdi” þeklinde konuþtu. Ýstanbul / iha
Çayý çok sýcak içmeyin GÜMÜÞHANE Ýl Saðlýk Müdür yardýmcýsý Op. Dr. Volkan Kara, çok sýcak çayýn, yemek borusu kanserine yakalanma riskini arttýrdýðýný söyledi. Op. Dr. Volkan Kara, yaptýðý yazýlý açýklamada yemek borusu kanserlerinin tedavi edilmediði takdirde ölümcül bir etkiye sahip olabileceðini kaydederek, çok sýcak sývý tüketiminin sakýncalarý konusunda uyarýlarda bulundu. Yemek borusu kanserine çay gibi sýcak içeceklerin yaný sýra aþýrý alkol, sigara, nitrat, nitrit, uyuþturucu kullanýmý, salamura yiyeceklerindeki mantar toksinlerinin de sebep olacaðýný belirten Dr. Kara, “Günümüzdeki birçok kanser türü gibi yemek borusu kanseri de çevresel etkenlerle yakýndan iliþkilidir. Bunlarýn baþýnda sigara içmek yer alýr. Özellikle alkol kullanýmý ve aþýrý sýcak içecekler de bu oraný daha fazla arttýrýyor. Sýk ve aþýrý sýcak sývý tüketimini en uygun seviyeye indirmemiz lâzým” dedi. Çayý ve kahveyi 70 dereceden sýcak içmenin kanser riskini 8 kat arttýrdýðýný vurgulayan Dr. Kara, “Çayý ve kahveyi çok sýcak içmeyin. Sýcak içeceklerin yeterince soðumasýný bekleyerek, yemek borusu kanserlerinde ciddî azalma saðlayabilirsiniz” diye konuþtu. Gümüþhane / iha
Prof. Dr. Selim Þeker, yüksek düzeydeki elektromanyetik enerjinin insanlarda kýsa vadede baþ aðrýsý, göz yanmasý, yorgunluk, halsizlik, baþ dönmesi ve gece uykusuzluðuna, uzun vadede ise hücre yapýsý ile baðýþýklýk sisteminin zarar görmesine sebep olduðunu söyledi. oðaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliði Bölümü Öðretim Üyesi Prof. Dr. Selim Þeker, ‘’Yüksek düzeydeki elektromanyetik enerji insanlarda kýsa vadede baþ aðrýsý, göz yanmasý, yorgunluk, halsizlik, baþ dönmesi ve gece uykusuzluðuna, uzun vadede ise moleküler ve kimyasal baðlar, hücre yapýsý ile baðýþýklýk sisteminin zarar görmesine neden oluyor’’ dedi. Marmaris Turizm ve Çevre Gönüllüleri
B
Grubu’nca bir otelin toplantý salonunda düzenlenen konferansta konuþan Prof. Dr. Þeker, elektromanyetik enerjinin insanlar ve cihazlar üzerindeki etkilerini anlattý. Yüksek düzeydeki elektromanyetik sinyallerin hayvanlarý olumsuz etkilediðini ifade eden Þeker, þöyle konuþtu: ‘’Normal þartlar altýnda arýlar ve kuþlar kendi aralarýnda haberleþiyor. Bu ortama siz o hayvanlarýn yaydýðýndan bin kat daha fazla sinyal verirseniz, sinyal seviyesini yükseltirseniz hayvan-
lar haberleþemez. Arýlar kovandan çýkar ve yoðun manyetik alanýn bulunduðu bir bölgeden geçerse kovanla haberleþemez. Kuþlarla ilgili yapýlan bir çalýþma göstermiþtir ki serçeler ve güvercinler baz istasyonlarýndan kaçýyor, baz istasyonlarý kaldýrýldýðýnda geri geliyor. Dikkat edin, baz istasyonlarýnýn olduðu yerde kuþlarý fazla göremezsiniz.’’ Yüksek düzeydeki elektromanyetik enerjinin kýsa vadede hissedilen etkilerinin baþ aðrýsý, göz yanmasý, yorgunluk, hal-
GÜNDEBÝR YUMURTA YETERLÝ
Obsesyonlar çocukluktabaþlýyor
Yumurta tüketimini abartmayýn Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Týp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Prof. Dr. Þah Topçuoðlu, bir bilim adamýnýn ‘yumurta tüketmeyin’ dediði hastalardan özür dilemesinin yanlýþ anlaþýldýðýný, birçok kiþinin yumurta tüketimini abartmaya baþladýðýný bildirdi. Yumurtanýn, mineral ve vitamin açýsýndan zengin olduðunu, kiþiye tokluk hissi vermesi dolayýsýyla diyetlerde bile önerildiðini, çocuklarýn zekâ geliþimindeki vazgeçilmezliðinin yaný sýra yetiþkinler için de tüketilmesinin zorunlu olduðunu ifade eden Prof. Dr. Topçuoðlu, þunlarý söyledi: ‘’Ancak, tek sorun yumurtanýn kolesterolü. Kolesterol, yaþam için gerekli olan mum kývamýnda yaðýmsý bir maddedir. Kolesterol, beyin, sinirler, kalp, baðýrsaklar, kaslar, karaciðer baþta olmak üzere tüm vücutta yaygýn olarak bulunur. Vücut kolesterolü kullanarak hormon, D vitamini ve yaðlarý sindiren safra asitlerini üretir. Bu iþlemler için kanda çok az miktarda kolesterol bulunmasý yeterlidir. Kolesterol kanda fazla miktarda bulunduðunda ise bu kan damarlarýnda birikir ve damarlarýn sertleþmesine ve daralmasýna yol açar. Bu durumda baþta kalp olmak üzere damarlar vücuda kan pompalama görevini yerine getirmekte zorlanýr.’’ Çocuk, ergen ve yetiþkinlerin kolesterol ya da alerji gibi herhangi bir saðlýk sorunlarý yoksa günde en az bir yumurta mutlaka yemesini tavsiye eden Prof. Dr. Topçuoðlu, kolesterolü biraz yüksek olanlarýn haftada 2 ya da en fazla 3 kolesterolü çok yüksek olanlara ise yumurtayý önermediklerini belirtti. Adana / aa
HACETTEPE ÜNÝVERSÝTESÝ’NDE YAPILIYOR
Bir saniyede kansýz anjiyo HACETTEPE Üniversitesi Týp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Doç. Dr. Muþturay Karçaaltýncaba, dirsekten toplardamara ilâç verilerek gerçekleþtirilen ‘’kansýz anjiyo’’ nun süresini bir saniyenin altýna radyasyon etkisini ise 10’da 1 oranýnda düþürdüklerini söyledi. Doç. Dr. Karçaaltýncaba, halk arasýnda ‘’kansýz anjiyo’’ olarak bilinen ‘’koroner bilgisayarlý tomografi anjiyo’’ yönteminde son zamanlarda önemli geliþmeler olduðunu bildirdi. Yöntemin bütün dünyada 2000, Hacettepe Üniversitesi Týp Fakültesi’nde ise 2003’den beri uygulandýðýný anlatan Karçaaltýncaba, bölümde
sizlik, baþ dönmesi ve gece uykusuzluklarý olduðuna iþaret eden Þeker, uzun vadede hissedilen etkilerinin ise moleküler ve kimyasal baðlar, hücre yapýsý ile baðýþýklýk sisteminin zarar görmesi olduðunu söyledi. Þeker, elektromanyetik enerjiye maruz kalan insanlarýn vücut ýsýsýnda bazý parametrelere baðlý olarak hastalýk olmadýðý halde 0,5 ile 2 derece arasýnda artýþ meydana geldiðini, bu durumun tabiî dengeyi bozduðunu kaydetti. Ýstanbul / aa
yýlda ortalama iki bin, altý yýlda ise toplam 10 bin hastaya kansýz anjiyo yaptýklarýný söyledi. Karçaaltýncaba, ‘’Dünyada bu alanda en fazla tecrübeye sahip merkezlerden biriyiz’’ dedi. Yaygýn yöntemde hastanýn kasýðýndan atardamarýna kateter yerleþtirildiði için buna baðlý kanama riski ortaya çýkabildiðini, hastalarýn en fazla çekindiði hususlardan birinin de bu olduðunu kaydeden Karçaaltýncaba, dirsekten toplardamara ilâç verilerek yapýlan ‘’kansýz anjiyo’’ da ise kanama riski olmadýðýný kaydetti. Karçaaltýncaba, ancak ‘’kansýz anjiyo’’nun yaygýn yöntemin bir alternatifi olmadýðýna dikkati çekti.
ERCÝYES Üniversitesi Týp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Ana Bilim Dalý Baþkaný Yrd. Doç. Dr. Didem Behice Öztop, ‘’Yapýlan çalýþmalarda, obsesif-kompulsif bozukluðu bulunan eriþkin hastalarýn 1/2 ile 1/3’ünde belirtilerin baþlangýcýnýn çocukluk yýllarý olduðu ileri sürülmektedir’’ dedi. Tekrarlayýcý biçimde zihni meþgul eden, kaygýyý arttýran düþüncelere ‘’obsesyon’’, bu kaygýyý gidermek için yapýlan, tekrarlayýcý, durdurulmasý zor hareketlere de ‘’kompulsiyon’’ deniyor. Obsesif-kompulsif bozukluðun, biyolojik temelleri olan nöropsikiyatrik bir hastalýk olduðunu belirten Öztop, þöyle devam etti: ‘’Yapýlan çalýþmalarda, obsesif-kompulsif bozukluðun çocuk ve ergenlerde ortalama baþlangýç yaþýnýn 10-11 yaþ olduðu, cinsiyetler arasýnda daðýlýma bakýldýðýnda ise ergenlik öncesi erkeklerde daha fazla, ergenlikle birlikte erkek ve kýzlarda eþit oranda görüldüðü bildirilmektedir. Erkeklerde ergenlik öncesi dönemde baþlama eðilimi ve eþlik eden tik semptomlarý, nörolojik bulgular ve diðer psikiyatrik bozukluklar daha fazlayken, kýzlarda ise
ergenlik döneminde baþlama daha sýk ve eþlik eden korku belirtileri ve depresif bozukluklar daha fazladýr.’’ Çocuklarda en çok görülen obsesyonlarýn (saplantý), ‘’kirlilik, hastalýk bulaþacaðý düþüncesi, kötü bir þey olacak düþüncesi, birinin öleceði veya hastalanacaðý korkusu, simetri, cinsel muhtevalý düþünceler, yasak veya þiddet içeren düþünceler, anlatma, sorma, onaylatma ihtiyacý’’ olduðunu ifade eden Öztop, ‘’Sýk rastlanýlan kompulsiyonlar ise yýkama, kontrol etme, düzenleme, sýralama, sayma, dokunma, tekrarlama, biriktirme, tekrar tekrar düþünmedir. Meselâ bir kiþinin ellerinin temiz olduðu bilmesine raðmen pis olduðunu düþünmesi ‘obsesyon’, bu düþünceden kurtulmak için gereksiz yere ellerini yýkamasý ise ‘kompulsiyondur’’ dedi. Ev ortamýnda bozukluk belirtilerinin daha aðýr düzeyde yaþandýðýna dikkati çeken Öztop, bozukluðun belirtilerini saklayan çocuklarda öfke patlamalarý, okul baþarýsýnda düþme, yemek seçme ve cilt lezyonlarýnýn daha ön planda olabileceðini anlattý. Kayseri / aa
Bal ye, vücudun direncini arttýr
ÇANAKKALE Arý Yetiþtiricileri Birliði Baþkaný Cahit Ýleri, domuz gribi virüsüyle mücadelede arý ürünleri kullanýlarak vücut direncinin arttýrýlabileceðini söyledi. Domuz gribiyle mücadelede arý ürünlerinin kullanýmýna dikkati çeken Ýleri, arý ürünlerinden en baþta balýn, dengeli beslenmede birçok faydalý madde içerdiðini kaydetti. Arý sütünün hücre yenileme, yaþlanmayý geciktirme özelliði bulunduðuna, vücuda dinçlik vermesiyle tanýnan en kuvvetli gýda olduðuna iþaret eden Ýleri, polenin bol vitamin, protein ve enzim içermesiyle ‘’mu'cize gýda maddesi’’ olarak insanlara yarar saðladýðýný ifade etti. Ýleri, bu ürünlerin vücudun aðýrlýðýna
ve yaþa göre belli dozlarda kullanýlmasý halinde vücuda giren virüs ve mikroplarý yok ettiðini bildirdi. Domuz gribiyle mücadelede aþý olunsun olunmasýn arý ürünleri kullanýlarak vücudun direncinin arttýrabileceðini ifade eden Ýleri, bunun ‘’apiterapi’’ yoluyla korunma yöntemi olduðunu kaydetti. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Saðlýk Uygulama ve Araþtýrma Hastanesi Enfeksiyon Hastalýklarý ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalý Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alper Þener, bal gibi karbonhidrat muhtevasý yoðun olan besinlerin tek baþýna virütik hastalýðý engelleyemeyeceðini ancak baðýþýklýk sistemini kuvvetlendiren etkisinin de yadýrganamayacaðýný kaydetti. Çanakkale / aa
14
SPOR
YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
2016'NIN STARTI VERÝLDÝ
HABERLER
EURO 2016 ADAYLIK LOGOSU ÝSTANBUL'DA TANITILDI. LOGONUN SUNUMUNU 16 YAÞ ALTI MÝLLÝ FUTBOL TAKIMI OYUNCUSU GÖKHAN SÜRÜCÜ YAPTI. TOPLANTIDA, ÞAMPÝYONAYA EV SAHÝPLÝÐÝ YAPMASI PLANLANAN KENT VE STATLAR DA AÇIKLANDI. 28 MAYIS 2010'DA UEFA YÖNETÝM KURULU ÜYELERÝ NYON MERKEZÝNDE OY KULLANARAK EURO 2016'NIN EV SAHÝBÝNÝ BELÝRLEYECEK.
BAKAN ÖZAK: LOGOYU ÇOK BEÐENDÝM
TÜRKÝYE'NÝN EURO 2016 Avrupa Futbol Þampiyonasý adaylýk logosu, Ýstanbul'da yapýlan törenle kamuoyuna tanýtýldý. Swissotel'de düzenlenen törende Devlet Bakaný Faruk Nafiz Özak, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Baþkaný Mahmut Özgener, TFF Baþkan Vekilleri Lutfi Arýboðan ve Servet Yardýmcý, TFF Genel Sekreter Vekili ve EURO 2016 Proje Koordinatörü Orhan Gorbon katýldý. Toplantýnýn baþýnda 16 Yaþ Altý Genç Milli Futbol Takýmý oyuncusu Gökhan Sürücü, logonun tanýtýmýný yaptý. Sürücü, geçen yýlký þampiyonayý izlediðini belirterek, ''En büyük hayalim EURO 2016'nýn Türkiye'de olmasý ve o kupayý alacak oyuncular arasýnda yer almak'' dedi.
TÜRKÝYE'NÝN EURO 2016 Avrupa Futbol Þampiyonasý adaylýk logosu Ýstanbul'da tanýtýlýrken, Devlet Bakaný Faruk Nafiz Özak, ''Bundan sonraki süreç yalnýzca Futbol Federasyonu'nun destekleyeceði ve yürüteceði bir süreç olmayacak. Bir takým ruhu oluþturursak biz bunu baþarýrýz. Bundan sonraki birlikteliðe son derece ihtiyacýmýz var'' dedi. Bakan JÖzak, hazýrlanan logoyu çok beðendiðini ifade ederek, Türkiye'nin tarihinin, kültürünün ve sanatýnýn sporla birleþtirildiðini kaydetti.
8 KENTE 9 STAT AÇIKLANDI Tanýtýlan logo, EURO 2016 maçlarýnýn yapýlmasý planlanan 8 kenti simgeleyen 8 ayrý renkten oluþan lale figürünün içindeki futbol topundan oluþuyor.Toplantýda, þampiyonaya
Bakan Faruk Nafiz Özak ve Mahmut Özgener EURO 2016 logosu önünde resim çektirdi.
F.Bahçe ve Beþiktaþ'a küfür cezasý geldi TÜRKÝYE Voleybol Federasyonu (TVF) Ceza Kurulu, Fenerbahçe AcýbademBeþiktaþ maçýndaki küfürlü tezahürat nedeniyle her iki kulübe para cezasý verdi. TVF Ceza Kurulu AnkaragücüBeþiktaþ bayan voleybol maçýnda çýkan olaylar nedeniyle Ankaragücü Kulübüne 2 maç saha kapatma cezasý, Bozkurt BelediyesiDiltaþ Eðitim Kurumu maçýndaki olaylar nedeniyle de Bozkurt Belediyesi'ne 1 maç saha kapatma cezalarý verdi. 21 Aralýk 2009'da oynanan Fenerbahçe AcýbademBeþiktaþ maçýndaki küfürlü tezahürat nedeniyle iki kulübe de para cezasý verilirken, ayný maçta sahaya su þiþesi atýlmasý nedeniyle de Fenerbahçe Kulübü, Ceza Kuruluna sevkedildi.
Eski yýldýzlar futbol þöleninde buluþacak ESKÝ Milli Futbolcular Manisa'da sokak çocuklarý yararýna futbol maçý yapacak. Ziraat Türkiye Kupasý (D) grubunda oynanan Manisaspor-Beþiktaþ maçýnýn ardýndan bir basýn toplantýsý yapan Manisa Valisi Celalettin Güvenç, eski futbolcu Rýdvan Dilmen önderliðinde bir futbol þöleni düzenlemeyi planladýklarýný, bu kapsamda 6 ocakta Manisa 19 Mayýs Stadý'nda bir gösteri maçý yapýlacaðýný kaydetti. Güvenç, futbol þölenine aralarýnda Erdi Demir, Ýsmail Kartal, Nurettin Yýldýz, Oðuz Çetin, Metin Tekin, Rýdvan Dilmen, Tanju Çolak, Cüneyt Tanman, Uður Tütüneker, Feyyaz Uçar, Þenol Ustaömer, Zeki Önatlý ve Gökhan Keskin'in yaný sýra oyuncu Gürkan Uygun'un da katýlacaðýný kaydetti.
31. Avrasya Maratonu yarýþmasýnda Erol Doyuran röportaj dalýnda 3.'lük ödülünü kazandý.
Yeni Asya'ya ödül ÝSTANBUL Büyükþehir Belediyesi Spor AÞ. tarafýndan organize edilen, 18 Ekim 2009 günü koþulan 31. Kýtalararasý Avrasya Maratonu’nun Basýn Teþvik Ödülleri törenle sahiplerini buldu. Spor yazarý Orhan Ayan’ýn baþkanlýðýnda, basýn dahil sporla ilgili çeþitli kurum ve kuruluþlardan belirlenen temsilcilerden oluþan seçici kurulun çok büyük dikkat ve özenle seçtiði eserler arasýnda haber, yorum, fotoðraf, seri haber, röportaj ve görüntü dallarýnda dereceye girenler belirlendi. Yazýlý basýn röportaj dalýnda Yeni Asya Gazetesi Spor Servisi'nden arkadaþýmýz Erol Doyuran üçüncülük ödülünü kazandý.
ev sahipliði yapmasý planlanan kent ve statlar da açýklandý. EURO 2016 için Ýstanbul'da Atatürk Olimpiyat Stadý ve yapýmý devam eden Seyrantepe'deki Türk Telekom Arena, Kayseri'de Kadir Has Stadý'nýn yaný sýra Ýzmir, Konya, Antalya, Bursa, Eskiþehir ve Ankara'da yapýlacak yeni statlarýn þampiyonaya hazýr hale getirileceði bildirildi. Tüm bu þehirlerin altyapý yatýrýmlarýnýn tamamlanacaðý, özellikle ulaþým ve konaklama konularýnda büyük yatýrýmlar gerçekleþtirileceði vurgulandý. Bu arada, Atatürk Olimpiyat Stadý'nýn, üstü ve yanlarý kapatýlarak, çevresel düzenlemesiyle birlikte þampiyonaya yeni haliyle hazýr hale getirileceði kaydedildi. Öte yandan, bu 8 kentin dýþýnda Adana, Þanlýurfa ve Trabzon'un da yedek þehirler olduðu ifade edildi.
28 MAYIS 2010'DA BELLÝ OLACAK Türkiye, Fransa, Ýtalya ve ÝsveçNorveç, geçtiðimiz mart ayýnda UEFA'ya baþvurarak EURO 2016 Avrupa Futbol Þampiyonasý'na ev sahipliði için adaylýklarýný açýklamýþtý. Adaylýk sürecinde 15 Þubat 2010 tarihinde UEFA'nýn Nyon merkezinde yapýlacak bir törenle dosya teslimi yapýlacak ve adaylar üzerindeki yurt dýþý tanýtým engelleri bu tarihte kalkacak. Ardýndan mart ve nisan aylarý içerisinde UEFA'dan iki heyet aday ülkeleri ziyaret edecek. Bu ziyaretlerde öncelikle adaylýk dosyasýnýn teknik yönleri incelenecek ve aday þehirler gezilecek. Ýkinci ziyaret ise politik destek ziyareti olacak. 27 Mayýs 2010'da Cenevre'de toplanacak UEFA Yönetim Kurulu, adaylýk dosyasýyla ilgili yapýlan deðerlendirmeleri içeren raporlarý tartýþacak ve 28 Mayýs 2010'da UEFA Yönetim Kurulu üyeleri oy kullanarak EURO 2016'nýn ev sahibini belirleyecek. Erol Doyuran / Ýstanbul
ÞOK: Dereli hakemliði býraktý FIFA KOKARTLI HAKEMÝMÝZ SELÇUK DERELÝ ÞOK BÝR KARARLA HAKEMLÝÐÝ BIRAKTIÐINI AÇIKLADI. FIFA kokartlý hakem Selçuk Dereli, hakemliði býraktýðýný açýkladý. Selçuk Dereli, kendisine ait internet sitesi www.selcukdereli.com'da, istifasý ile ilgili þu açýklamayý yaptý: ''22 yýldýr onurlu bir þekilde sürdürdüðüm hakemlik yaþamýmý, gördüðüm lüzum üzerine sonlandýrmýþ bulunuyorum. Ülkemde ve Avrupa'da gelmiþ olduðum konuma katkýsý bulunan tüm büyüklerim ve dostlarýma teþekkür ediyorum.
Ýlkelerimden ve doðrularýmdan en küçük bir taviz vermeden, gururla taþýdýðým Türk hakemlik formasýný býrakýrken, her daim futbolumuzun ve hakemliðimizin hizmetinde olmaya devam edeceðimi ifade ediyorum.'' ÇAKIR 1. KATEGORÝYE ÇIKTI Öte yandan FIFA kokartlý hakemlerimizden Cüneyt Çakýr büyük bir baþarý göstererek, UEFA tarafýndan 1. kategoriye yükseltildi. Elit hakem kategorisinden
sonra en üst kategori olan 1. kategoride yer alan en iyi 28 hakem arasýna girme baþarýsý gösteren Cüneyt Çakýr, 2. kategoriden bir üste yükselme baþarýsý gösteren 4 Avrupalý hakemden biri oldu.UEFA ayrýca FIFA kokartlý hakemimiz Bülent Yýldýrým'ýn kategorisini de bir üst seviyeye çýkardý. Buna göre Temmuz 2009'dan bu yana 3. kategoride olan Bülent Yýldýrým, 1 Ocak itibariyle 2. kategoride yer alacak.
Selçuk Dereli: 22 yýllýk düdük sustu.
Arda'nýn gönlünde Liverpool var GALATASARAY'IN MÝLLÝ KAPTANI ARDA TURAN, "AVRUPA'DA LÝVERPOOL'DA OYNAMAYI ÇOK ÝSTERÝM. ÇÜNKÜ HEM TARAFTAR KÜLTÜRÜ OLAN BÝR KULÜP, HEM DE FORMASININ KIRMIZI OLMASI BENÝ ÇEKÝYOR" DEDÝ. GALATASARAY futbol takýmýnýn genç kaptaný Arda Turan, ligin ilk yarýsýný iyi bir konumda bitirdiklerini ifade ederek, performanslarýný yükseltikleri takdirde þampiyonluðun en büyük adayý olacaklarýný söyledi. Arda, GSTV'ye yaptýðý açýklamada, sezonu çok erken açtýklarýný ve takýmlarýndaki milli oyuncu sayýsý nedeniyle yeteri kadar dinleme fýrsatý bulamadýklarýný anlatarak, þöyle konuþtu: ''Önce çok üst düzey bir form grafiði oldu ama sonraki düþüþün çok normal olduðunu düþünüyorum. Her zaman söylediðimiz bir þey var, kötü oynarken de kazanabilmek çok önemli bazý durumlarda bunu yapamadýk. Bazý durumlarda sýkýntýlar oldu. Oyun anlamýnda iyi olup skoru alamadýðýmýz maçlar oldu. Kazanabileceðimiz, puan alabileceðimiz maçlarý kaybettik. Ýlk yarýyý bitirdiðimiz yerden çok memnunum açýkçasý. Galatasaray'ýn her zaman ligin son 6-7 haftasýna girdiðinde þampiyonluðun en büyük adayý olacaðýný düþünüyorum. Çok yetenekli bir takýmýz, formumuz yükseðe çýktýðýnda da þampiyonluðun en büyük adayý olacaðýmýza inanýyorum.'' GALATASARAY ÝLE YAÞIYORUM Galatasaray'ýn baþarýlý olmasýný çok istediðini anlatan yýldýz futbolcu, þunlarý kaydetti: ''Her attýðýmýz golden sonra en çok sevinen oyuncu benimdir. Genç yaþta bir sorumlu-
luk var üstümde. Galatasaray'ýn þampiyon olmasýný çok istiyorum. Genç yaþta þampiyon olan takýmýn kaptaný olmayý çok istiyorum. Gerçekten Galatasaray ile yaþýyorum. Takýmýn baþarýlý olmasýný en çok isteyen oyunculardan bir tanesiyim. Benim hayatým, yaþantým Galatasaray. Ben hiçbir zaman söylenenlere kulak asmýyorum. Beni yakýn-
dan tanýyanlar bilirler, Galatasaray için nasýl yaþadýðýmý, onu nasýl sevdiðimi. Takým kazandýðý zaman benim için sorun yok. Hani bir futbolcu, yerine baþkasý oynadýðý zaman içinden, 'Birazcýk kötü oynasýn da kýymetim anlaþýlsýn' der ya, ben kendi içimde bunu bile yendiðimi düþünüyorum. Yani ben tribünde de olsam, kenarda da olsam, sahada da olsam benim için tek önemli olan þey Galatasaray'ýn kazanmasý.'' LÝVERPOOL'DA OYNAMAYI ÇOK ÝSTERÝM Galatasaray'da baþarýlý olduktan sonra Avrupa'da top koþturmayý istediðini vurgulayan Arda, sözlerini ''Ýþlerimi bitirdiðim zaman da büyüklerimiz gerekli kararý verecektir. Ama Avrupa'da oynamayý çok istiyorum. Oynayýp ülkemi temsil etmek istiyorum. Takým olarak Liverpool'da oynamayý çok isterim. Çünkü hem taraftar kültürü olan bir kulüp hem de formasýnýn kýrmýzý olmasý beni çekiyor'' diye tamamladý. Arda, kaptanlýðýn kendisine aðýr geldiði ve mutsuz olduðu yönündeki eleþtirilere katýlmadýðýný dile getirerek, ''Takým arkadaþlarým, hocam, Galatasaray Kulübü baþkaný benden memnunsa neden aðýr gelsin'' dedi.
BEÞÝKTAÞ'TA ÖNLENEMEYEN DÜÞÜÞ 2009-2010 sezonunda savunmada gösterdiði baþarýyla dikkati çeken ve Turkcell Süper Lig'de ilk 15 haftanýn ardýndan hem kendi liginin hem de Avrupa'nýn önde gelen liglerinin en az gol yiyen takýmý unvanýný alan Beþiktaþ, son haftalarda yaþadýðý düþüþle bu özelliðini kaybetti. Turkcell Süper Lig'in ilk 15 haftasýnda kalesinde sadece 6 gol gören Beþiktaþ, ligdeki son 2 ve son oynadýðý Ziraat Türkiye Kupasý maçlarýnda toplam 6 gol yiyip hayal kýrýklýðý yaþadý. Beþiktaþ, son 3
resmi maçta aldýðý kötü sonuçlarla hem ligde liderlik þansýný tepti, hem de Ziraat Türkiye Kupasý'na yenilgiyle baþladý. Ligde üst üste 6 maçta gol yemeyen Beþiktaþ, bu serinin ardýndan bu kez gol yeme serisi baþlattý. Ligde Manisaspor ile 1-1 berabere kalan siyah-beyazlýlar, daha sonra Bursaspor'a 3-2 yenildi. Beþiktaþ, son olarak da Ziraat Türkiye Kupasý'nda Manisaspor'a 2-1 yenilerek seriyi sürdürdü. Savunmanýn göbeðinde oynayan Matteo Ferrari ile kaleciler Rüþtü
Reçber ve Hakan Arýkan'ýn sakatlýklarý, siyah-beyazlýlarý özellikle son 2 resmi maçta zorladý. Bursaspor maçýnda Rüþtü ve Ferrari'nin sakatlýklarý, özellikle son dakikalarda Beþiktaþ'ýn üst üste goller yemesine neden oldu. Manisaspor ile oynanan Ziraat Türkiye Kupasý maçýnda da Ferrari'nin yokluðu savunma dengesini bozarken, Rüþtü ve Hakan'ýn yokluðunda kaleye geçen genç Korcan'ýn hatalý goller yemesi de yenilginin önemli nedenlerinden biriydi.
Formula 1'in efsane pilotlarýndan Michael Schumacher, McLaren Mercedes takýmýyla 2010 yýlý için anlaþma yaptý.
SCHUMACHER BÝR YIL ÝÇÝN 7 MÝLYON AVRO ALACAK OTOMOBÝL sporlarý Formula 1'de 7 þampiyonluðu bulunan ünlü Alman pilot Michael Schumacher, McLaren Mercedes'in ikinci pilotu olarak pistlere dönüyor. Schumacher'in McLaren Mercedes takýmýyla 2010 yýlý için anlaþtýðý ve 7 milyon avroluk sözleþme imzaladýðý belirtildi. 1991 yýlýnda Formula 1 kariyerine baþlayan 40 yaþýndaki Alman pilot 1994, 1995 yýllarýnda Benetton ile þampiyonluða ulaþýrken, 20002004 yýllarý arasýnda da üst üste 5 yýl mutlu son ulaþmýþtý. Schumacher'in yeni sezondaki partnerinin ise Nico Rosberg olacaðý bildirildi. 2006 yýlýnda faal pilotluðu býrakan Schumacher, daha önce Ferrari ile pistlere dönmeyi planlamýþ, ancak Aðustos ayýnda boyun aðrýlarý nedeniyle bundan vazgeçmiþti. Ocak ayýnda 41 yaþýna girecek olan Schumacher'in Mercedes ile 8. þampiyonluðu kazanýp kazanmayacaðý merakla bekleniyor.
ABDÝ ÝPEKÇÝ 36 GÜN SONRA KAPILARINI AÇIYOR
ABDÝ Ýpekçi Spor Salonu, Türkiye Basketbol 2. Ligi'nde (TB2L) 25 Aralýk Cuma günü oynanacak Tenis Eskrim Daðcýlýk (TED)-Yeþilyurt maçýyla, 36 gün sonra yeniden bir basketbol maçýna ev sahipliði yapacak. Abdi Ýpekçi Spor Salonu'nda yeniden oynanacak ilk Beko Basketbol Ligi karþýlaþmasý ise 27 Aralýk Pazar günü yapýlacak Fenerbahçe ÜlkerBeþiktaþ Cola Turka derbisi olacak.13. Avrupa Kýsa Kulvar Yüzme Þampiyonasý'na ev sahipliði yapan salona, iki portatif havuzun kurulum çalýþmalarý öncesi Abdi Ýpekçi Spor Salonu'nda oynanan son basketbol mücadelesi, 19 Kasým Perþembe günü yapýlan Fenerbahçe Ülker-Pýnar Karþýyaka (76-88) karþýlaþmasýydý. 10 Aralýk Perþembe günü baþlayan 13. Avrupa Kýsa Kulvar Yüzme Þampiyonasý'nýn 13 Aralýk Pazar günü sona ermesinin ardýndan portatif havuzlarýn sökümü gerçekleþtirildi ve salonun zemini basketbol oynamaya elveriþli hale getirildi.
TÜRK-JAPON LÝSE TAKIMI BUGÜN KARÞILAÞIYOR
TÜRKÝYE Futbol Federasyonu (TFF) Futbol Geliþtirme Merkezi ile Türkiye Seyahat Acentalarý Birliði'nin (TÜRSAB), 2010 Japon Yýlý kutlamalarý kapsamýnda ortaklaþa düzenlediði futbol turnuvasý bugün Ýstanbul'da baþlayacak. Beylerbeyi 75. Yýl Stadý'nda açýlýþý gerçekleþtirilecek turnuvada, Türk ve Japon lise futbol takýmlarý da karþý karþýya gelecek. Turnuvanýn açýlýþýna TFF Genel Sekreteri Ahmet Güvener ile TÜRSAB Baþkaný Baþaran Ulusoy'un yaný sýra Japonya'nýn Ýstanbul Baþkonsolosu Kaytsuyoshi Hayasi ve Ýstanbul Konsolosu Hideo Shinozuka da katýlacak. Üç gün sürecek turnuvada, Japonya'dan Hamamatsu Lisesi, Türkiye'den ise Haydarpaþa, Kabataþ ve Galatasaray Liselerinin futbol takýmlarý mücadele edecek. Beylerbeyi Kulübü de katýlýmýyla turnuvaya destek verecek. Dostluk turnuvasýnýn açýlýþ maçý bugün Kabataþ Erkek Lisesi ile Hamamatsu Lisesi futbol takýmlarý arasýnda yapýlacak.
ÇALIMBAY, YOULA'YI MAHKEMEYE VERDÝ
ESKÝÞEHÝRSPOR Teknik Direktörü Rýza Çalýmbay, kulüp yönetimince süresiz kadro dýþý býrakýlmasýnýn ardýndan kendisine aðýr hakaretlerde bulunan golcü futbolcu Süleyman Youla hakkýnda 1 milyon TL lik tazminat davasý açacaðýný açýkladý. Çalýmbay, kazanacaðý parayý ise Eskiþehirspor Kulübü'ne baðýþlayacaðýný bildirdi. Öte yandan Eskiþehirspor Kulübü'nün de takýmý maðdur etiði için Youla'yý mahkemeye vereceði kaydedildi.
DAKAR TÜRK EKÝBÝ BUENOS AÝRES'E GÝTTÝ
ARJANTÝN ve Þili'nin ev sahipliðinde 1-17 Ocak 2010 tarihleri arasýnda düzenlenecek 32. Dakar Rallisi'nde mücadele edecek Kemal Merkit ve Kutlu Torunlar'dan oluþan Dakar Türk ekibi, Buenos Aires'e gitti. Kemal Merkit ve Kutlu Torunlar, Atatürk Havalimaný'nda düzenlenen basýn toplantýsýnda, THY'ye ait uçakla Sao Paulo üzerinden Arjantin'e geçeceklerini belirterek, start heyecanýný þimdiden hissettiklerini söylediler. Geçen yýl yaþanan teknik arýzadan dolayý derece elde edemediklerini belirten Merkit, ''Bir kupayla dönmek istiyoruz. Ocak ayýnýn 17'sinden sonra Türkiye'ye döndüðümüzde en azýndan bir kupa diyoruz. Ýlk 3 içinde yer almak, hatta birincilik kupasýyla dönme hedefiyle gidiyoruz'' dedi.
SiyahMaviKýrmýzýSarý
15
HABER
YENÝASYA / 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
HABERLER
Büyük Selçuklu
Hastalar, kilo kontrolünden geçecek
SAÐLIK Bakanlýðý, herhangi bir sebeple hastanelere baþvuran kiþileri kilo kontrolünden geçirecek. Bakanlýk, obez olanlarýn tedavilerinin yapýlmasýný saðlayacak. Saðlýk Bakanlýðý yetkililerinden alýnan bilgiye göre Türkiye Obezite ile Mücadele ve Kontrol Programý çerçevesinde, birinci basamak saðlýk kuruluþlarý ve toplum saðlýðý merkezlerindeki personel, obezite ile mücadele konusunda bilgilendirilecek. Bu çerçevede, obezite teþhisi ve tedavisi için klinik rehberler yayýmlanacak. Saðlýk kuruluþlarýna herhangi bir sebeple baþvuran bireylerin fazla kiloluk ve obezite açýsýndan deðerlendirmelerinin ve tedavilerinin yapýlmasý saðlanacak. Piyasada zayýflama amaçlý satýþa sunulan ürünlere yönelik denetimlere iliþkin mevzuat geliþtirilecek. Ankara / cihan
MÝRASI tanýtýlacak CUMHURBAÞKANLIÐININ HÝMAYESÝNDEKÝ PROJE ÇERÇEVESÝNDE, KURULAN EN ÖNEMLÝ MEDENÝYETLERDEN BÝRÝSÝ OLAN BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETÝ'NE AÝT 12 ÜLKEDEKÝ 400'Ü AÞKIN ESER TEK TEK FOTOÐRAFLANACAK VE BELGESEL FÝLMÝ ÇEKÝLECEK. BÜYÜK Selçuklu Mirasý Projesi’nin Belgesel Yönetmeni ve Fotoðraf Sanatçýsý Ýbrahim Dývarcý, yaptýðý açýklamada, insanlarýn kendi medeniyetine aþina olmasýný saðlamak ve bu medeniyete vefa borcunu yerine getirmek amacýyla bir takým çalýþmalar yaptýklarýný söyledi. Bu çerçevede ilk olarak 2008 yýlýnda Konya merkez Selçuklu Belediyesi tarafýndan Ana do lu Sel çuk lu E ser le ri Fo toð raf Al bü mü’nün hazýrlandýðýný ve bir belgesel film yapýldýðýný anlatan Dývarcý, ayný yýlýn Ekim ayýnda da bu eserlerin Anadolu Selçuklu Þehirleri Sempozyumu’nda anlatýldýðýný hatýrlattý. Devamýnda bu yýl da ‘’Büyük Selçuklu Mirasý’’ Projesi için çalýþmalara baþladýklarýný dile getiren Dývarcý, ‘’Yaklaþýk 2,5 yýl süren ön çalýþmalar sonrasýnda Konya Aydýnlar Ocaðý tarafýndan hazýrlanan proje, bu yýlýn Nisan ayýnda Cumhurbaþkanlýðý sunuldu ve kabul gördü. Cumhurbaþkanlýðý makamý projeye özel önem veriyor. Her aþamada Cumhurbaþkanlýðý Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Ýsen’in desteklerini görüyoruz. Öte yandan Genel Sekreter Yardýmcýsý Nadir Alpaslan bey de proje ile yakýndan ilgileniyor. Makamýn himayesiyle çalýþmalara bu yýlýn Kasým ayýnda baþlandý’’ diye konuþtu. Dývarcý, Baþbakanlýk Tanýtma Fonu’nun maddî katkýlarý, Türk Ýþbirliði ve Kal-
kýnma Ýdaresi Baþkanlýðý (TÝKA) denetim ve koordinasyonunda, Kültür ve Turizm Bakanlýðý desteðiyle hayata geçirilecek projede ÇEKÜL Vakfý Baþkaný Prof. Dr. Metin Sözen’in genel koordinatör olarak görev aldýðýný, proje ekibinin Prof. Dr. Haþim Karpuz, Doç. Dr. Os man E rav þar, Sa dýk Yal sý zu çan lar, Yrd. Doç. Dr. Tacettin Þimþek, Ahmet Kuþ, Feyzi Þimþek, Ömer Faruk Çetin, Tamer Yiðit, Umut Yavuz ve Temel Dývarcý’dan oluþtuðunu söyledi.
12 ÜLKEDEKÝ BÜYÜK SELÇUKLU ESERLERÝ TEK TEK FOTOÐRAFLANACAK Proje kapsamýnda, Afganistan, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Ýran, Ýsrail, Mýsýr, Özbekistan, Suriye, Türkmenistan, Türkiye ve Yemen ile özerk cumhuriyet olan Nahcývan’da ki Sel çuk lu mi ma rî e ser le ri nin son durumlarýnýn tesbit edilip, fotoðraflarý ve görüntülerinin çekileceðini anlatan Dývarcý, ay rý ca Ýn gil te re, Al man ya, ABD, Rus ya, Fransa, Suriye ve Ýran’daki Büyük Selçuklu Koleksiyonlarýna sahip müzelerde bulunan mermer, ahþap, çini, sikke, kilim, halý, yazma eser ile madeni ve taþ eserlerin de fotoðraflanacaðýný bildirdi. Konya / aa
Cumhurbaþkanlýðý himayesindeki projede arkadaþýmýz Umut Yavuz da tercüman olarak görev yapacak.
3 CÝLTLÝK FOTOÐRAF ALBÜMÜ, BELGESEL VE KÝTAP HAZIRLANACAK DIVARCI, bunun yaný sýra eserlerin planlarýný da çýkarmayý hedeflediklerini dile getirerek, þöyle devam etti: ‘’Sahada toplam 400’den fazla eser üzerinde çalýþma yapýlacak. Ayrýca müzelerdeki belki yüzlerce eser üzerinde de ayný çalýþmalarý yapacaðýz. 30 ay sürecek proje sonunda 3 ciltlik fotoðraf albümü, 120 dakikalýk bir belgesel ve 1 ciltlik Büyük Selçuklu’nun müzelerdeki envanterinin bulunacaðý kitap hazýrlanacak. Proje sonuçlandýðýnda Büyük Selçuklu Devleti’nin günümüze ulaþan eserlerinin tam bir envanteri çýkarýlmýþ olacak. Ayrýca, bu eserlerin günümüzdeki son halleri tesbit edilerek, insanlýk mirasýnýn ortak hafýzasýna kazandýrýlmasý saðlanacak. Bununla birlikte restoreye ihtiyaç duyan eserlerin de dünya kamuoyuna sunumu yapýlmýþ olacak. Böylece acil yardýma ihtiyacý olan eserler için de kamuoyu oluþturulacak. Bu açýdan projenin büyük önem taþýdýðýna inanýyoruz.’’ Dýþiþleri Bakanlýðý ve TÝKA’nýn projenin hayata geçmesi için çok ciddî çaba sarf ettiðini vurgulayan Dývarcý, yaklaþýk 850 bin dolara mal olmasý planlanan projenin maliyetinin 500 bin dolarlýk kýsmýnýn Baþbakanlýk Tanýtma Fonu tarafýndan karþýlanacaðýný dile getirdi. Dývarcý, 2012 yýlýnýn baþlarýnda projenin tamamlanmasýnýn planlandýðýný belirtti. Dývarcý, proje sonunda hazýrlanan kitap, albüm ve belgesellerden 2 bin adet basýlacaðýný, bunlarýn Cumhurbaþkanlýðý, Baþbakanlýk ve Dýþiþleri Bakanlýðý baþta olmak üzere çeþitli kurumlara daðýtýlacaðýný sözlerine ekledi.
1,1 milyon kiþi Müzekart’lý oldu
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlýðýna baðlý 300’ü aþkýn müze ve ören yerini 20 lira karþýlýðýnda bir yýl boyunca gezebilme imkâný sunan Müzekart, bir buçuk yýlda bir milyon 100 bin kiþi tarafýndan alýndý. Kültür ve Turizm Bakanlýðýndan alýnan bilgiye göre, Müzekart, müze ve ören yeri ziyaretlerini arttýrmak, tarih ve arkeoloji bilincini yükseltmek amacýyla sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarýnýn kullanýmýna 18 Haziran 2008’de sunuldu. Kültür ve Turizm Bakanlýðýna baðlý 300’ü aþkýn müze ve ören yerinde geçerli olan Müzekart, satýþa sunulduðu tarihten bu yana bir milyon 100 bin kullanýcýya ulaþtý. Bir yýl boyunca sýnýrsýz kullaným imkâný sunan Müzekart’a en büyük ilgiyi Ýstanbullular gösterdi. Ýstanbul’da 500 bin kiþi tarafýndan alýnan Müzekart, Ýzmir’de 90 bin, Ankara’da 80 bin, Antalya’da 60 bin ve Nevþehir’de 55 bin adet satýldý. Müzekart, diðer illerde ise toplamda 315 bin kullanýcýya ulaþtý. Fiyatý 20 lira olan Müzekart, üniversite öðrencilerine ve öðretmenlere 10 liradan, 17 yaþ altýndakilere ise iki liradan satýlýyor. Ankara / aa
Fransa’da leylekler ne yiyeceðini þaþýrdý.
Leylekler, solucan sanýp lastik yiyor
Dustin Hoffman’ýn canlandýrdýðý “Yaðmur Adam” filmine esin kaynaðý olan Kim Peek öldü.
Gerçek yaðmur adam öldü AMERÝKALI oyuncu Dustin Hoffman’ýn canlandýrdýðý “Yaðmur Adam” filmine esin kaynaðý olan Kim Peek öldü. Salt Lake City Tribune gazetesi, hafýzasýyla þaþýrtan dahi adam Peek’in Cumartesi günü Salt Lake City’de kalp durmasý sonucu 58 yaþýnda hayata veda ettiðini duyurdu. Peek’in babasý Fran Peek, gazeteye yaptýðý açýklamada, 16 ayda Shakespeare’in bütün eserlerini, Ýncil ve Tevrat’ýn tamamýný okuyan oðlunun haftalardýr solunum yollarýndan rahatsýz olduðunu belirtti. Utah Üniversitesi’nden nöropsikiyatr Daniel Christensen de gazetedeki açýklamasýnda, “O, benzersizdi. Hafýzasý ve bilgisi inanýlmazdý” ifadesini kullandý. Alýþýlmadýk ezber yeteneðine sahip Peek, senarist Barry Morrow ile 1984’de bir toplantýda karþýlaþmýþ ve Morrow’a ilham kaynaðý olmuþtu. 1988’deki “Yaðmur Adam” filmi “en iyi erkek oyuncu” da dahil olmak üzere 4 Oscar ödülü kazanmýþtý. Beyin kökünde bulunan beyinciði tam geliþme-
miþ, iki beyin lobunu birbirine baðlayan köprücükler olmadan doðan Peek, 4 yaþýna kadar konuþamamýþ, doktorlar Peek’in zekâ geriliði olduðunu düþünerek, ailesine oðullarýnýn özel eðitim almasýný önermiþti. Ancak Peek daha sonra yetenekleriyle herkesi þaþýrtmaya baþlamýþtý. IQ testlerinde vasat sayýlacak 87 puana ulaþabilen, tek baþýna giyinemeyen Peek’in hafýzasýnda 9 bin kitap bulunduðu sanýlýyor. Peek, herhangi bir tarihin haftanýn hangi gününe denk geldiðini söyleyebiliyordu. ABD’deki bazý þehirlerin haritalarýný hafýzasýna kaydetmiþ olan Peek, dünya tarihindeki büyük olaylarý, tarihlerini hatýrlýyordu. Filmleri, konularý ve oyuncularýyla hatýrlayan Peek, telefon kodlarýný ve posta kodlarýný da ezbere biliyordu. Ýnsan beyninin sýrlarýna ermeye çalýþan Amerikan Uzay ve Havacýlýk Dairesi NASA’nýn da dikkatini çeken Peek, yakýnlarýna göre münzevi hayat sürüyor, gittiði kütüphanelerde sürekli kitap okuyordu. Washington / aa
FRANSA’NIN doðusundaki Alsace bölgesinde leylekler, lastikleri solucanlardan ayýrt edemedikleri için beslenme sorunu yaþýyor. Alsace’ýn güneyindeki Dannemarie’nin belediye baþkaný Paul Mumbach, Eylülde elektrik direklerinin altýnda lastik yýðýnlarý fark ettiklerini, önce buna anlam veremediklerini belirtti. Son aylarda direklerin altýndan kilolarca lastik toplandýðýný anlatan Mumbach, leyleklerin lastikleri yedikten sonra kusuyor olabileceðini söyledi. Vahþi Hayatý Koruma Derneði’nin Baþkaný Gerard Wey de Mumbach’a destek vererek, “Bu en makul ve mantýklý açýklama... Hiçbir þey solucana lastikten daha çok benzeyemez” dedi. Leyleklerin bu alýþkanlýðý yaklaþýk 10 yýldýr çok sýk gittikleri Ýspanya’da kazanmýþ olabileceðini belirten Wey, Ýspanya’da bu hayvanlarýn yiyeceklerini açýk hava çöplüklerinde aradýðýný, benzer çöplüklerin Dannemarie yakýnýnda da bulunduðunu söyledi. “Leyleklerin midesini lastikle doldurmasýna” yaklaþýk iki yýldýr Alsace’ýn yaný sýra Fransa’nýn baþka bölgelerinde de rastlanýyor. Kýsa zaman önce yapýlan otopsiler, leyleklerin midesinde lastiðin yaný sýra emzik, ip gibi maddelerin de bulunduðunu gösterdi. Yetkililer, leyleklerin sorunlarýnýn çözümü için çöplük sorununun daha ciddî ele alýnmasý gerektiðini ifade ediyor. Paris / aa
Soyuz, UUÝ’ye kenetlendi
RUS Soyuz uzay mekiði TMA-17’nin Uluslararasý Uzay Ýstasyonu’na (UUÝ) ulaþtýðý ve baþarýlý þekilde kenetlendiði bildirildi. Rus uzay ajansý yetkililerinden Valery Lyndin, Kazakistan’ýn Baykonur üssünden havalanan ve 3 kiþinin bulunduðu TMA17’nin TSÝ 00.48’de UUÝ ile otomatik sistem yardýmýyla kenetlendiðini kaydetti. Açýklamada, Rus uzay mekiði TMA-17’de bulunan Amerikalý Timothy J. Creamer, Japon Soichi Noguchi ve Rus Oleg Kotov’un UUÝ’deki personele katýldýðý da kaydedildi. Ekim ayýndan bu yana Amerikalý Jeff Williams ve Rus Maxim Surayev’in bulunduðu UUÝ’nin personeli bu yýla kadar 3 kiþiyi aþmamýþtý. Baykonur / aa SiyahMaviKýrmýzýSarý
SiyahMaviKýrmýzýSarý
ÜMÝTVÂR OLUNUZ: ÞU ÝSTÝKBAL ÝNKILÂBI ÝÇÝNDE EN YÜKSEK GÜR SADÂ ÝSLÂMIN SADÂSI OLACAKTIR
Y 24 ARALIK 2009 PERÞEMBE
Akýllý otomasyon sistemi, yangýn, hýrsýzlýk, su baskýný gibi durumlarda ev sahibine haber veriyor.
Aklýnýz evde kalmasýn EVLERE UYGULANAN AKILLI OTOMASYON SÝSTEMÝ ÝLE EVÝN DIÞINDA DAHÝ OLSANIZ AKLINIZ EVÝNÝZDE KALMIYOR. TÜRKÝYE’DEKÝ bazý siyasetçilerin ve san'atçýlarýn evlerine yaptýrdýðý akýllý otomasyon sistemi, yangýn, hýrsýzlýk, su baskýný gibi durumlarda ev sahibine haber vermekle kalmýyor, çocuðunuzun vaktinde eve geldiðini, yaþlý annenizin o sabah yataktan kalkýp panjurlarý açmadýðýný da bir mesajla, maille ya da otomatik telefon sistemiyle anýnda bildiriyor. Akýllý otomasyon sistemini Türkiye’de uygulayan þirketi ortaklarýndan elektrik ve elektronik mühendisi Serkan Yýlmaz, akýllý ev sistemlerinin uzaktan kumanda, aydýnlatma ve perde kontrolünden çok daha fazlasýný içerdiðini, ‘’kablosuz protokol’’ adý verilen sistemle evdeki bütün elektronik cihazlarýn kolay kullanýmlý bir ara yüz ile kontrol edilebildiðini ve birbirine baðlanabildiðini belirtti. Sistem sayesinde evin uzaktan izlenebileceðini, kameralarla gözlemlenebileceðini ifade eden Serkan Yýlmaz, internet protokol temelli sistem sayesinde evin korunduðunu söyledi. Evden çýkarken ýþýklarý, panjurlarý, fýrýný kapatmayý unutanlar için de sistemin kurtarýcý olduðunu belirten Yýlmaz, þunlarý anlattý:
‘’Siz unutabilirsiniz ama sistem unutmaz, çýkýþ butonuna bastýysanýz evinizin bütün aydýnlatmalarý, bütün klimalarý devreden çýkar. Gözünüz arkada kalmaz ve evinizin korunduðuna emin olabilirsiniz. Su baskýný olduðunda sistemin sensörleri tarafýndan bu durum algýlanýyor ve ana su vananýz kesiliyor. Ýsterseniz size konuyla ilgili bir bilgilendirme mesajý geliyor. Çocuðunuz okuldan vaktinde geldiðinde size otomatik mail atabilir, ‘Çocuðunuz geldi, içiniz rahat etsin’ gibi mesaj da alabilirsiniz. Diyelim ki evde yaþlý biri bulunuyor ve günlük kullaným alýþkanlýklarý var. Kalkýyor, ýþýklarý açýyor, panjuru açýyor gibi. Bunlarýn hepsini sistem ezberliyor ve muhtemel bir þekilde bunlar gerçekleþmemiþse size yine uyarý mesajý geliyor. Yangýn durumunda da evin hava sirkülasyonunu yapan klima sistemi devreden çýkýyor, böylece dumanlý hava bir odadan bir diðerine tanýþmýyor. Evin her odasýnda yangýn anonsu duyuluyor. Bir yandan da ýþýklarýn yanýp sönmesi alarm veriyor. Anlaþmalý bir güvenlik kurumuna böyle bir durumda mesaj da gönderilebilir.’’ Ýzmir / aa
SiyahMaviKýrmýzýSarý