01:Mizanpaj 1
3/3/2010
3:53 PM
Page 1
C M YK 28 ÞUBAT MAÐDURLARINDAN DOÇ. DR. SEVGÝ KURTULMUÞ :
72 YILLIK SUSKUNLUÐUN KONUÞMASI
SIRF BAÞÖRTÜLÜYÜM DÝYE ÜNÝVERSÝTEDE ÇALIÞTIRILMADIM
DERSÝM FACÝASI BEYAZ PERDEDE Haberi sayfa 10’da
Dersim’in kýzlarý zulmün adresini veriyor
Elif Nur Kurtoðlu’nun röportajý sayfa 13’te
M. Lâtif Salihoðlu’nun yorumu sayfa 9’da
GERÇEKTEN HABER VERiR
Y ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR
www.yeniasya.com.tr
4 MART 2010 PERÞEMBE/ 75 Kr
YIL: 41 SAYI: 14.370
ENFLASYON ÇÝFT HANELÝ— Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK), Þubat ayýnda tüketici fiyatlarý endeksinin (TÜFE) yüzde 1,45, üretici fiyatlarý endeksinin (ÜFE) ise yüzde 1,66 arttýðýný açýkladý. TÜÝK'in 2003 baz yýllý verilerine göre, Þubat ayý itibarýyla yýllýk enflasyon ise TÜFE'de yüzde 10,13, ÜFE'de yüzde 6,82 arttý. Haberi sayfa 11’de
MALÝYE BAKANI ÞÝMÞEK:
Enflasyon artýþý sürpriz deðil VERGÝ ARTIÞLARINDAN DOLAYI Enflasyon rakamlarýnýn çift haneli çýkmasý için “Üzücü, ama sürpriz deðil” yorumu yapan Maliye Bakaný Mehmet Þimþek, yýlbaþýnda yapýlan vergi artýþlarýndan dolayý enflasyonda artýþ olacaðýný tahmin ettiklerini söyledi. Haberi sayfa 5’te
ÞEHÝRDE 753 BÝN ÝÞSÝZ VAR
En fazla iþsizlik Ýstanbul’da BÝR YILDA 360 BÝN KÝÞÝ ARTTI Geçen yýl nüfus, dýþ ticaret gibi pek çok alanda birinci olan Ýstanbul, iþsizlikte de ilk sýrada yer aldý. ‘’Taþý topraðý altýn’’ denilen Ýstanbul’daki iþsiz sayýsý, son bir yýlda 260 bin kiþi artarak 753 bine yükseldi. Haberi sayfa 11’de
ÝLAÇ TAKÝP SÝSTEMÝ
MEDULA ertelendi AKSAKLIKLAR SEBEBÝYLE MEDULA Reçete Provizyon sistemi, bazý aksaklýklar nedeniyle 16 Mayýs’a ertelendi. Saðlýk Bakanlýðý Ýlaç ve Eczacýlýk Genel Müdürlüðü tarafýndan yayýnlanan 2010/12 sayýlý genelgeyle 1 Mart 2010’da yürürlüðe giren yeni ilaç takip sistemi, ortaya çýkan aksaklýklar nedeniyle 16 Mayýs 2010’a ertelendi. Haberi sayfa 3’te
TSK YANLIÞ YAPANLARI KORUMASIN
DEMOKRAT YARGI'DAN RAPOR
Ýdeolojik yapý yargýyý týkadý KAPSAMLI REFORMA ÝHTÝYAÇ VAR
Demokrat Yargý, hazýrladýðý Erzincan-Erzurum Ýnceleme Raporunda, yargýnýn Erzincan-Erzurum gündeminin yalnýzca yargýç ve savcýlara deðil, ayný zamanda ve öncelikle parlamento ve hükümete sorumluluklar yüklediði, yargýnýn kendi geleneði bakýmýndan týkandýðý bu noktada kapsamlý bir demokratik siyasal uzlaþma çabasýna ihtiyaç bulunduðu, siyasetin yapýcý dinamiðinin hatýrlanmasýna gerek duyulduðu dile getirildi. Haberi sayfa 4’te
DEMOKRASÝYE VE HUKUK DEVLETÝNE BAÐLILIÐINDAN ÞÜPHE DUYULAN PERSONEL HÝMAYE EDÝLMEMELÝ. ELDEKÝ BÜTÜN VERÝLER YARGI ÝLE PAYLAÞILMALI
Ordu, istihbarat, polis gibi güvenlik teþkilâtlarýnýn kendi personelini tanýmada diðer kurumlar ile kýyaslanamayacak ölçüde iyi ve pek çok durumda yargýnýn dahi önünde olmasý gerektiðini belirten Uluslararasý Stratejik Araþtýrmalar Kurumu (USAK) Baþkaný Sedat Laçiner, TSK'nýn, demokrasi ve hukuk devletine baðlýlýðýndan þüphe duyduðu personeli hakkýnda elindeki tüm verileri yargý ile paylaþmasý ve bu tür kiþilere hassas görevler vermemesi gerektiðini kaydetti.
ÇALIÞANLARI KORURKEN KURUM ZARAR GÖRMEMELÝ
Kurumlarýn çalýþanlarýný korumasýnýn saygýn bir davranýþ olduðunu, ancak bu tür koruma ve vefa duygularýnýn yargý süreci söz konusu olduðunda belli sýnýrlar içinde cereyan etmesi gerektiðini ifade eden Laçiner, ayrýca çalýþanlarý korurken kuruma zarar verilmemesine özel bir önem gösterilmesi gereðini vurgularken, hiçbir albayýn TSK'dan ve Türkiye'den daha önemli olmadýðýný söyledi. Haberi sayfa 5’te Sedat Laçiner
Balýkesir jandarma komutaný tutuklandý BALYOZ PLANINDAN
Balyoz darbe planý soruþturmasý kapsamýnda Balýkesir Ýl Jandarma Komutaný Kurmay Albay Murat Özçelik de tutuklandý. Ýstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcýlýðýnýn yürüttüðü soruþtur ma kapsamýnda, geçen Þubat ayýnýn son günü birçok ilde düzenlenen operasyonun bir ayaðý da Balýkesir’de sessiz sedasýz uygulandý. Haberi sayfa 5’te
Yeni Asya'nýn müstehcenlik açýk oturumuna katýlan Duru'nun konuþmasý 10 Mayýs 1975 tarihli gazetemize böyle yansýmýþtý.
AKTÖR, YAPIMCI VE YÖNETMEN
Yýlmaz Duru topraða verildi 77 YAÞINDA VEFAT ETTÝ
Önceki gün 77 yaþýnda vefat eden, sinemamýzýn önemli isimlerinden, aktör, yapýmcý, senarist ve yönetmen Yýlmaz Duru, dün Teþvikiye Camiinde ikindi namazýný müteakiben kýlýnan cenaze namazýndan sonra topraða verildi. Duru, Yeni Asya’nýn 1975 yýlýnda tertiplediði müstehcenlik açýk oturumuna konuþmacý olarak katýlmýþ ve müstehcen neþriyatla mücadelenin ancak eðitimle baþarýlý olabileceðini söylemiþti. Haberi sayfa 10’da
Ýsrail NATO tatbikatýnda
NATO’nun 4-10 Mart tarihleri arasýnda gerçekleþtireceði ‘Kriz Yönetimi’ tatbikatýna ittifakýn Akdeniz Diyalogu ortaðý Ýsrail de katýlacak. Haberi sayfa 7’de
ISSN 13017748
MEHMED FEYZÝ EFENDÝYÝ RAHMETLE ANIYORUZ
Yazýsý sayfa 2’de
renkli:Mizanpaj 1
2
3/3/2010
3:26 PM
Page 1
C M YK
LÂHÝKA
YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
Asya’nýn geri kalmasýnýn bir sebebi
‘‘
‘‘ M
üslümanlarýn hayat-ý içtimaiye-i Ýslâmiyedeki saadetlerinin anahtarý, meþveret-i þer’iyedir. “Onlarýn aralarýndaki iþleri, istiþare iledir.” (Þûrâ Sûresi, 42: 38.) âyet-i kerimesi, þûrâyý esas olarak emrediyor. Evet, nasýl ki, nev-i beþerdeki telâhuk-u efkâr ünvaný altýnda asýrlar ve zamanlarýn tarih vasýtasýyla birbiriyle meþvereti, bütün beþeriyetin terakkiyatý ve fünunun esasý olduðu gibi, en büyük kýt’a olan Asya’nýn en geri kalmasýnýn bir sebebi, o þûrâ-yý hakikiyeyi yapmamasýdýr. Asya kýt’asýnýn ve istikbalinin keþþafý ve miftahý þûrâdýr. Yani, nasýl fertler birbiriyle meþveret eder; taifeler, kýt’alar dahi o þûrâyý yapmalarý lâzýmdýr ki, üç yüz, belki dört yüz milyon Ýslâmýn ayaklarýna konulmuþ çeþit çeþit istibdatlarýn kayýtlarýný, zincirlerini açacak, daðýtacak, meþveret-i þer’iye ile þehamet ve þefkat-i imaniyeden tevellüd eden hürriyet-i þer’iyedir ki, o hürriyet-i þer’iye, âdâb-ý þer’iye ile süslenip garp medeniyet-i sef ihanesindeki seyyiatý atmaktýr. Ýmandan gelen hürriyet-i þer’iye iki esasý emreder: Ýman bunu iktiza ediyor ki, tahakküm ve istibdat ile baþkasýný tezlil etmemek ve zillete düþürmemek, ve zâlimlere tezellül etmemek... Allah’a hakikî abd olan, baþkalara abd olamaz. Birbirinizi, Allah’tan baþka kendinize Rab yapmayýnýz. Yani, Allah’ý tanýmayan herþeye, herkese nispetine göre bir rububiyet tevehhüm eder, baþýna musallat eder. Evet, hürriyet-i þer’iye Cenâb-ý Hakkýn Rahman, Rahîm tecellîsiyle bir ihsanýdýr ve imanýn bir hassasýdýr. Yaþasýn sýdk! Ölsün yeis! Muhabbet devam etsin! Þûrâ kuvvet bulsun! Bütün levm ve itâb ve nefret, hevâ hevese tâbi olanlara olsun. Selâm ve selâmet, hüdâya tâbi olanlar üstüne olsun. Âmin. Eðer denilse: Neden þûrâya bu kadar ehemmiyet veriyorsun? Ve beþerin, hususan Asya’nýn, hususan Ýslâmiyetin hayatý ve terakkisi nasýl o þûrâ ile olabilir? Elcevap: Nurun Yirmi Birinci Lem’a-i Ýhlâsýnda izah edildiði gibi, haklý þûrâ ihlâs ve tesanüdü netice verdiðinden, üç elif, yüz on bir olduðu gibi, ihlâs ve tesanüd-ü hakiki ile, üç adam, yüz adam kadar mil lete fayda verebilir. Ve on adamýn hakikî ihlâs ve tesanüd ve meþveretin sýrrýyla, bin adam kadar iþ gördüklerini, çok vukuat-ý tarihiye bize haber veriyor. Madem beþerin ihtiyacatý hadsiz ve düþmanlarý nihayetsiz, ve kuvveti ve sermayesi pek cüz’î; hususan dinsizlikle canavarlaþmýþ, tahribatçý, muzýr insanlarýn çoðalmasýyla, elbette ve elbette, o hadsiz düþmanlara ve o nihayetsiz hâcetlere karþý, imandan gelen nokta-i istinad ve o nokta-i istimdad ile beraber hayatý þahsiye-i insaniyesi dayandýðý gibi, hayat-ý içtimaiyesi de yine imanýn hakaikinden gelen þûrâ-yý þer’î ile yaþayabilir, o düþmanlarý durdurur, o hâcetlerin teminine yol açar. Hutbe-i Þamiye, Altýncý Kelime, s. 65-68
LÜGATÇE:
telâhuk-u efkâr: Fikirlerin birbirine eklenmesi, bilgi birikimi. terakkiyât: Terakkîler, ilerlemeler. fünûn: Fenler, bilimler. keþþâf: Keþfedici, ortaya çýkarýcý. miftah: Anahtar. þehâmet: Kahramanlýk, yiðitlik. tevellüd: Doðma. tezlil: Zillet altýnda býrakma. rubûbiyet: Allah’ýn terbiye ve idare ediciliði. yeis: Ümitsizlik. levm: Çekiþtirmek. itâb: Azarlamak.
Allah'ýn himaye eli cemaatle beraberdir. Þüphesiz þeytan cemaatten ayrýlanla beraber koþar. Câmiü's-Saðîr, No: 2338 / Hadis-i Þerif Meâli
Bediüzzaman’ýn talebelerinden Mehmed Feyzi Efendi’yi vefatýnýn 21. senesinde rahmetle anýyoruz
.. Bediuzzaman Said Nursi
En büyük kýt’a olan Asya’nýn en geri kalmasýnýn bir sebebi, o þûrâ-yý hakikiyeyi yapmamasýdýr. Asya kýt’asýnýn ve istikbalinin keþþafý ve miftahý þûrâdýr.
lahika@yeniasya.com.tr
Onu tanýmak hayatýmýn milâdý olmuþtu YILMAZ DÝNÇ
K
endisini tanýmayý hep hayatýmýn milâdý olarak gördüm ve inandým. Vakýa Risâle-i Nur’u biliyor ve okuyordum. Üstad Bediüzzamaný çok seviyordum. Lâkin Mehmed Feyzi Efendiyi tanýyýnca âlemimde her þey yerli yerine oturmuþtu. Ben Risâleleri de Hazreti Üstad Bediüzzamaný da onda tam mânâsýyla idrak etmiþtim. Zira o Risâle-i Nur hakkýnda “Risâle-i Nurlarý tekrar tekrar okumak lâzýmdýr. Sathî deðil bütün duygu ve lâtifelerle teveccüh ederek okumalýdýr ki her lâtife hissesini alabilsin” buyururlardý. Bize karþý o engin tevazusuyla olan teveccühleri henüz üniversitenin 1. sýnýfýnda okuduðumuzda baþlamýþtý. Öðretmen olacaðýmýz için bize çok deðer veriyordu. Feyzi Efendiyle görüþmelerimizin sayýsý epeyce fazla… Üniversitede okurken mübarek evine giderdik. Cuma günleri de Hazreti Pir Þeyh Þaban-ý Veli Camiinde birlikte Cuma namazý kýlardýk. Ben onunla omuz omuza durup namaz kýlmaya doyamazdým. Namazda okuduðu duâlar, bugün gibi zihnimde. Ma’lûm kendileri çok yüksek bir kýraat âlimi idi. Onunla kýlýnan namazda insanýn adeta bu dünya ile baðý kalmazdý. Efendimizin (asm) “Es-salatü Mi’racül Mü’minin” hadisindeki mânâlar tebarüz ederdi. Öyle bir namaz kýlýþý vardý ki ancak yaþanýr, anlatýlmaz. Þu kadar söyleyebilirim ki ondan duyduðum Et-tehiyyatü lillahi cümlesi bana Üstad’ýn “Bir abd namazýnda ‘Ettahiyyâtü lillâh’ der. Yani, ‘Bütün mahlûkatýn hayatlarýyla Sana takdim ettikleri hediye-i ubudiyetlerini, ben kendi hesabýma, umumunu Sana takdim ediyorum. Eðer elimden gelseydi, onlar kadar tahiyyeler Sana takdim edecektim. Hem Sen onlara, hem daha fazlasýna lâyýksýn.’ Ýþte þu niyet ve itikad, pek geniþ bir þükr-ü küllîdir” beyanýnýn namaz mi’racý içinde tahakkuku gibi geliyordu. Mehmed Feyzi Efendi Cuma namazýndan cemaat daðýlýnca çýkarlardý. Teveccüh-ü nasý asla istemezlerdi. Kendisini bekleyen mütevazi bir toplulukla bu türbe ziyareti yapýlýrdý. Evinde gayet þýk ve yeþil kumaþtan özel olarak dikilmiþ cübbeye benzer sakosunun cebine hazýrladýðý sadakalarý oradaki gariplere verirdi. Onlara ilgi gösterirdi. Son derece kibar ve nezihti. Hassasiyetin zirvesinde bir duruþu vardý. Yürüyüþü çok asildi. Ortadan az uzun boylu idi. Ama çok heybetliydi. Yanýndakiler ne kadar uzun da olsalar onun heybeti aðýr basardý. Gayr-i ihtiyârî nazarlar üzerinde temerküz ederdi. Hakikaten onu tanýmak, onunla dua etmek, elini öpmek, himmetine mazhar olmak bize milât olmuþtu. Ken-
dimi yeniden doðmuþ addediyordum. Al lah ondan ebeden razý olsun. *** Feyzi Efendi’den defalarca duyduðum ve hayran olduðum þu ifadesini de zikretmek istiyorum: Kendilerine sorardým: “Efendim bize Üstadýmýzý ve onunla yaþadýklarýnýzý anlatýr mýsý-
(asm) sonra bir daha ezan okutamadýklarý ruh hali gibi. Mehmed Feyzi Efendi sohbetlerine bizlere “Hele konuþuverin kardeþim…” diyerek baþlarlardý. Sonra birkaç dakika sükût buyururlar ve ihtiyaçlarýmýza binaen tenvir ve irþad-ý ma’neviyelerine baþlarlardý. Arada sükût buyurduklarýnda da biz sual sorardýk.
1912 yýlýnda Kastamonu'da doðan Mehmed Feyzi Efendi, 1943'de Denizli, l948'de Afyon hapishanelerinde Üstad Bediüzzaman'la birlikte bulunmuþtu. 4 Mart 1989 yýlýnda Hakkýn rahmetine kavuþtu.
‘‘
Mehmed Feyzi Efendinin kendisiyle görüþmelerimizin üzerinden geçen yirmi yýlý aþkýn zaman, bana onun her sözünün aslýnda Üstad Bediüzzaman’ýn icmalen söylediklerini tafsilen izah etmesi olarak gözüküyor.
nýz?” derdim. Söze derin bir ah çekme edasýyla baþlardý. Ah çekmiyordu, ama o hava sesin týnýsýnda derinlemesine gizliydi. Onu görenler bunu bilirler. Þöyle derlerdi: “Demler o demler, zaman o zaman idi.” Ve yine Üstad Bediüzzamandan aþk ve muhabbetle þöyle söz açarlardý: “O bir aslandý. Biz de yanýnda kedi yavrularý gibiydik.” Yaþadýðý zamaný Üstad la geçirdiði zamanlara nispeten yok sayar gibiydi. Týpký Ashab-ý Kiramýn, Efendimizden (asm) sonra hayatý onunla geçirdikleri anlar olarak görmeleri gibi. Týpký Bilâl-i Habeþi’ye Efendimizden
Kendisiyle görüþmelerimizin üzerinden geçen yirmi yýlý aþkýn zaman bana onun her sözünün aslýnda Üstad Bediüz zaman’ýn icmalen söylediklerini tafsilen izah etmesi olarak gözüküyor. O bir al lame-i zaman idi. Ve Kur’ân’dan tereþþüh eden bu sözleri izah ediyordu. Son nefesine kadar Nur dairesinde hizmet etmesi ve özel likle Üstadýmýzý anlatmalarýný istediðimizde ruhunun bütün fakülteleriyle seneler öncesine gidip: “Demler o demler, zaman o zaman idi. O bir arslandý, biz ise yanýnda kedi yavrularý gibiydik”beyaný onun gerçek þahsiyetini gösterir. Risâlelerdeki yerine bakýyor, eserleri okuyor, ilmi dehasýný biliyorduk, ama Mehmed Feyzi Efendi böyle söylüyordu. Bu sözlerini kendisinden defaatle iþittim. Her söyleyiþinde kendimi tarttým. Biz de ilim yok, irfan yok kendimizi ne sanýyoruz? Bak bu zat büyük bir ilim adamý, ama Üstad karþýsýnda kendini nasýl tavsif ediyor diyordum. Onun en çok da derinden bir iç çekerek Üstad Bediüzzaman’ý tarifine bayýlýrdým. Bu sebeple her ziyaretimde bu sözleri yine ve yeniden duymak için elimden geleni yapardým. Onun sözleriyle, anlatýmlarýyla Risâlelere daha bir sadakatle baðlanýrdým. ***
Okuldan memleketime geldiðimde münzevi yaþayan Üstad’ýn eski talebelerinden Mustafa Osman Efendiyi ziyaret ederdim. Kastamonu’da okuduðumu söylediðim ilk ziyaretimde bana Mehmed Feyzi Efendiye selâmýný götürmem görevini vermiþti. Ýþte o selâmýný götürdüðüm ziyaret benim en unutamadýðým ziyarettir. O gün bir baþka kabul edildim o huzura. Ýçeri girdim. Daha selâmý söylemeden bu hale muttali olduklarýný anladým. Yine de selâmý söledim. “Ve aleyküm selâm” deyiþleri dilden ziyade kalbin lisaný ileydi. Dili, kalp ve ruhuna tercüman oluyordu. Ben böyle bir teatiyi selâmý bir daha hiç yaþamadým. Bu hal bana Hz. Üstad’ýn Mektubat kitabýndaki “Aziz, gayretli, ciddî, hakikatli, hâlis, dirayetli kardeþim. Bizim gibi hakikat ve âhiret kardeþlerin, ihtilâf-ý zaman ve mekân, sohbetlerine ve ünsiyetlerine bir mâni teþkil etmez. Biri þarkta, biri garpta, biri mazide, biri müstakbelde, biri dünyada, biri âhirette olsa da, beraber sayýlabilirler ve sohbet edebilirler. Hususan birtek maksat için birtek vazifede bulunanlar, birbirinin ayný hükmündedirler” beyanlarýný o zatlarýn her an yaþadýklarýný öðretti. O mübarek zatlara zaman ve mekân ma’ni olmuyordu. Uzakta da olsalar birbirlerine yakýn idiler. Kendisine yaptýðýmýz son ziyarette bize gelecek günlerin çok güzel olacaðýný, kendisinin bunu göremeyeceðini, ama bizim göreceðimizi ifade etmiþti. Bu minval üzere bir sohbetle adeta bizi ma’nen doyurmuþlardý. Vedalaþýyor gibi bir hal leri vardý. O zaman anlayamamýþ, idrak edememiþtik. Bir zaman sonra vefat haberiyle sarsýlýnca bu halini tam mâ’nâsýyla kavradýk. Ýþte bu ziyaretimde el lerini uzun uzun tutup öpmüþtüm, simasýna doyasýya bakmýþtým. Önceki ziyaretlerimde bu keyfiyette olmamýþtý. Demek böylece vedalaþmýþ bizimle… Yine bizden dua istemiþlerdi. Ýçimizde bir buruklukla sanki yanýndan ayrýlmak istemiyormuþ gibi bir hal le ayrýlmýþtýk. Al lah Feyzi Efendi’den ebediyen razý olsun. Amin. Bu denizden bu katreyle iktifa ederek onunla olan hatýratýma dair bu yazýmý, kendisi için yazdýðým bir akrostiþ çalýþmasýyla bitiriyorum: MEHMED FEYZÝ Mübarek siman hep nurlar saçar Elinde Kur’ân hem de hadis var Hizmetin âlîdir delili Nurlar Mimsiz medeniyeti etmiþtin inkâr Ey âþýk-ý Bediüzzaman, sensin ona yâr Diyordun hep bizlere: Ukbadýr diyar. Fena bulup fani oldun nurlar içinde Ermiþtin zaten kemâle pirler içinde Yârânýn Bediüzzaman'dý demler içinde Ziya buldun nur saçtýn zaman içinde Ýlminle irfanýnla kullar içinde…
Ya Rab! Ya Rab zalimlere verme fýrsat, Aciziz, amelimizde çok kusurat, Asýl rýzana eriþmektir murat, Kolay olur inþallah mü’mine sýrat, Seyyiâtýmýz günahlarýmýz çoktur, Kapýndan gayrý gidilecek yoktur, Doðruyu göster hakka baktýr, Kullukta doðruluk sebat haktýr, Zalimlerin mü’mine çoktur kini, Ne sonuncu olmuþ ne de yeni, Bahþ eyledin bize bu yüce dini, Rahmetin fazlýn bize gani gani, Ya Rab bizi doðruluktan þaþýrtma, Sabrýmýzý kavî eyle taþýrtma, Þeytanýn tuzaðýna düþürtme, Aklýmýzý baþýmýzdan çýkartma, Kazanan sonunda inanan olacak, Sanmasýnlar zulüm daim kalacak, Ahirette hesap günü, elbet gelecek, Her kes hakký hakikatý görüp bilecek, Hesabý erteler, etmezsin ihmal, Bir ism-i celilin de Kadir-i Zülcelâl, Hakta sebat edip, doðruya imtisâl, Bizleri kötülüðe eyleme meyyal, HASAN YEÞÝLKAYA
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/3/2010
2:24 PM
Page 1
3
HABER
YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa DÖKÜLER
Mehmet KUTLULAR
Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN
Genel Müdür
Recep TAÞCI Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Kâzým GÜLEÇYÜZ
Abdullah ERAÇIKBAÞ
Spor Editörü Erol DOYRAN
Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
MEDULA Reçete Provizyonu ertelendi
UYGULAMAYA 1 Martta konulan MEDULA Reçete Provizyon sistemi, bazý aksaklýklar nedeniyle 16 Mayýsa ertelendi. Saðlýk Bakanlýðý Ýlaç ve Eczacýlýk Genel Müdürlüðünce yayýmlanan 2010/12 sayýlý genelgeyle 1 Mart 2010’da yürürlüðe giren yeni ilâç takip sistemi, ortaya çýkan aksaklýklar dolayýsýyla 16 Mayýs 2010’a ertelendi. Türk Eczacýlarý Birliðinden önceki gün yapýlan yazýlý açýklamada, henüz hazýr olmayan bu sistemin yürürlüðe konulmasýnýn ardýndan eczanelere gelen hastalarýn reçeteleriyle ilgili hiçbir iþlem yapýlamadýðý, birçok doktorun sistemde kayýtlý olmadýðý, kayýtlý olanlarýn branþ bilgilerinin bulunmadýðý, bütün saðlýk ocaklarýnýn giriþinin tamamlanmamýþ olduðu ve hastalara ait rapor bilgilerinin sistemde bulunamadýðý belirtilmiþti. Açýklamada, görülen aksaklýklarýn giderilmesi için MEDULA Reçete Provizyon Sistemi’nin 1 Haziran 2010’a ertelenmesi istenmiþti. Kayseri / aa
Haber Müdürü Faruk ÇAKIR Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ:AvniEfendiSok.,No:13,Lefkoþa.Tel:05428597775Baský:İhlas Gazetecilik A.Ş. Daðýtým: Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
Hicrî: 18 R. Evvel 1431 Rumî: 19 Þubat 1425
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 4.38 4.47 4.57 5.07 5.02 4.18 4.22 4.13 4.56 4.30 4.57
Güneþ 5.59 6.11 6.18 6.31 6.27 5.40 5.45 5.37 6.20 5.51 6.19
Öðle 11.58 12.07 12.16 12.27 12.23 11.38 11.42 11.34 12.17 11.49 12.17
Ýkindi 15.09 15.16 15.28 15.36 15.31 14.49 14.52 14.42 15.26 15.01 15.27
Eðitimde zihniyet deðiþimi yapýlmalý EÐÝTÝM-BÝR-SEN GENEL SEKRETERÝ HALÝL ETYEMEZ, “EÐÝTÝM SÝSTEMÝMÝZÝN BÝR PARADÝGMA DEÐÝÞÝKLÝÐÝNE ÝHTÝYACI OLDUÐU ÝNKÂR EDÝLEMEZ BÝR GERÇEKTÝR” DEDÝ. FATÝH KARAGÖZ ANKARA
Mart kapýdan baktýracak
METEOROLOJÝ, Türkiye’nin Kuzey ve Doðu kesimlerinde görülecek kuvvetli yaðýþlarla birlikte ül ke genelinde sýcaklýklarýn 8 ile 10 derece düþeceðini bildirdi. Meteoroloji Genel Müdürlüðünden yapýlan açýklamada, ül kenin büyük bir bölümünde aralýklarla görülecek yaðýþlarýn havalarýn soðumasýnýn beklendiði belirtildi. Yaðýþlarla birlikte, hava sýcaklýðý, Kuzey ve iç bölgelerde 8 ila 10 derece, diðer kesimlerde 4 ila 6 derece azalacak. Ül kenin batýsý ile zamanla iç kesimlerinde kuzey ve kuzeybatý (Karayel) yönlerden kuvvetli olarak esecek. Mersin / cihan
ISSN 13017748
NAMAZ VAKÝTLERÝ
MÝLLET ÝRADESÝNÝN ÖNÜ AÇILMALI HALÝL Etyemez,“Özdedemokratikleþme;milletiradesininegemenliðininönündekiengellerinkaldýrýlmasýveevrenselhukuka,demokratik deðerlereuygun,insanagöredevletiyapýlandýranbiranayasailesaðlanabilir.Buanayasadaolmazsaolmazlarýmýz,eðitim-öðretimveçalýþmahayatýiledineðitimininönündekiengellerinkaldýrýlmasý,kamuçalýþanlarýnagrevli-toplusözleþmelisendikalhaktanýnmasývememurlaradayatýlansiyasetyasaðýnýnkaldýrýlmasýdýr”diyekonuþtu.
EÐÝTÝM-BÝR-SEN Genel Sekreteri Halil Etyemez, bugünkü eðitim sisteminin, kaliteli insan yetiþtirmeye deðil, sýnavlara öðrenci hazýrlamaya dönük bir çabayý yansýttýðýný kaydetti. Türkiye’de ilk defa eðitim çalýþanlarýnýn bizzat içinde yer aldýðý ve sorunlarýný tesbit ederek, bunlara yönelik çözüm tekliflerini ortaya koyacaðý bir þûrâ gerçekleþtirilecek. Eðitim-Bir-Sen’in düzenlediði “Eðitim-Öðretim-Bilim Hizmet Kolu Çalýþanlarý Sorunlarý ve Çözüm Önerileri Þûrâsý” 6-7 Mart tarihlerinde Ankara Baþkent Öðretmenevi’nde gerçekleþtirilecek. Þûrâ öncesi bir açýklama yapan Halil Etyemez, bugünkü eðitim sisteminin, kaliteli insan yetiþtirmeye deðil, sýnavlara öðrenci hazýrlamaya dönük bir çabayý yansýttýðýna
dikkat çekti. Etyemez, “Bu sistemde, amaç, hayata hazýrlýk deðil, sýnavlara hazýrlýk haline gelmiþtir. Eðitim sistemimizin bir paradigma deðiþikliðine ihtiyacý olduðu inkâr edilemez bir gerçektir. Sistem, tek tip insan yetiþtirme amacýna endekslenmiþtir. Eðitimde, eðitim felsefesini yeniden kuracak bir reforma ihtiyaç vardýr” þeklinde konuþtu. Eðitim çalýþanlarýnýn hayatlarýný normal geçim düzeyinin altýnda sürdürdüðüne dikkat çeken Etyemez, þöyle konuþtu: “Normal standartlarda aile hayatýný idame ettiren bir eðitim çalýþanýnýn iþ hayatýna da bunu olumlu þekilde yansýtacaðý gözden kaçýrýlmamalýdýr. Geçim sýkýntýsý yüzünden aile hayatýnda olumsuzluklar yaþayan bir eðitim çalýþanýnýn iþ hayatýnda verimli olmasý beklenemez. Eðitim çalýþanlarýnýn, ekonomik þartlarýn dýþýnda özlük haklarýna ve çalýþma ortamlarýna iliþkin çözüm bekleyen pek çok sorunu da bulunmaktadýr.”
Hac kur'asýndan umudunu kesenler umreye yöneldi HAC farizasýný yerine getirmek için yýllardýr bekleyen bir çok hacý adayý çekilen kur'alarda adý çýkmayýnca umre için mukaddes topraklara gitmeye baþladý. Aydýn’ýn Yenipazar ilçesinde, yýllardýr Hac kur'asý için bekleyen vatandaþlar kur'alardan çýkmayýnca umre’ye gitti. Önceki gece ilçeden, umre yapmak için kutsal topraklara doðru yola çýkan 45 kiþilik kafile için uðurlama töreni düzenlendi. Yenipazar Müftülüðü tarafýndan Merkez Çarþý Camiinde düzenlenen uðurlama töreninde duygusal anlar yaþandý. Yapýlan konuþmalarýn ardýndan umre kafilesi tekbir ve salâvatlar eþliðinde kutsal topraklara uðurlandý. Aydýn / iha
Cenazeyegidenleritaþýyan midibüsdevrildi:25yaralý TOKAT’INReþadiye ilçesinde bir midibüsün Kelkit Çayý yataðýna uçtuðu kazada 25 kiþi yaralandý. Kazada yaralananlarýn önceki gün Amasya’daki 5 kiþinin öldüðü ailenin cenazelerine gittiði ortaya çýktý. Edinilen bilgiye göre, Ýstanbul’dan Sivas’ýn Koyulhisar ilçesine cenazeye katýlmak üzere gidenleri taþýyan Seyfi Er yönetimindeki 34 BD 7731 plâkalý midibüs,
Tokat’ýn Reþadiye ilçesi D-100 karayolu Kündür Köprüsü yakýnlarýnda yaðmur yaðýþý sonucu kayganlaþan yolda devrildi. Meydana gelen kaza sonucu bölgeye çok sayýda ambulans ile kurtarma ekibi sevk edildi. Araçta sýkýþan ve altýna kalan yaralýlar yoldan geçen vatandaþlar ile kurtarma ekiplerinin çalýþmalarý sonucu kurtarýldý. Tokat / iha
Akþam 17.44 17.52 18.02 18.12 18.07 17.24 17.27 17.18 18.01 17.35 18.02
Yatsý 18.58 19.09 19.16 19.29 19.24 18.39 18.43 18.35 19.18 18.50 19.17
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Ýmsak 5.01 5.10 4.42 4.37 4.49 4.32 4.24 4.19 4.05 4.50 4.47
Güneþ 6.27 6.33 6.09 6.00 6.11 5.58 5.45 5.45 5.28 6.17 6.06
Öðle 12.23 12.30 12.04 11.57 12.09 11.54 11.44 11.40 11.25 12.12 12.05
Ýkindi 15.30 15.40 15.11 15.07 15.20 15.01 14.55 14.48 14.35 15.19 15.18
Akþam 18.06 18.15 17.47 17.42 17.54 17.37 17.30 17.23 17.10 17.55 17.53
Yatsý 19.25 19.31 19.06 18.58 19.10 18.56 18.44 18.42 18.26 19.14 19.05
TAHLÝL
Yine mini paket
KÂZIM GÜLEÇYÜZ irtibat@yeniasya.com.tr
ðýrlýklý olarak yargý reformuna iliþkin düzenlemelerin yer alacaðý, ama bunlarýn yanýnda sittin senedir lâfý edilip de bir türlü hayata geçirilemeyen ve ne olduðu, ne iþe yarayacaðý hakkýnda doðru dürüst bilgi verilmeyen ombudsmanlýk kurumunun ihdasýný da içerdiði belirtilen mini anayasa paketi bir kez daha gündemde. Baþbakan, söz konusu paketin en kýsa zamanda, farklý alanlarda yasa deðiþiklikleri öngören bir reform paketinin de Mart sonuna kadar Meclise sunulacaðýný duyurdu. Erdoðan’ýn anayasa paketi için söylediði “en kýsa zaman” ifadesinde de belirsizlik var. Ama diðer yasa paketinde son vadeyi Mart sonu olarak telâffuz ettiðine göre, anayasa paketi için “Eli kulaðýnda, her an gelebilir” demek yanlýþ olmaz. Aslýnda bu paket yeni deðil. Evvelce de aþaðý yukarý ayný içerikle ve defalarca gündeme geldi. Ama her seferinde araya baþka þeyler girdi ve paket doðru dürüst konuþulamadan rafa kalktý. Þimdi Baþbakan bir kez daha konuyu gündeme getiriyor. Arkasýnýn gelip gelmeyeceðini ise önümüzdeki günlerde hep beraber göreceðiz. Bu mini paket projesini yine geri planlara itecek baþka þok geliþmeler olup olmayacaðýný da. Þu bir vâkýa ki, tecrübeler, “Burasý Türkiye, her an herþey olabilir” kanaatini sürekli güçlendirip pekiþtiriyor. Dolayýsýyla, verilen sözler icraata dökülmediði sürece inandýrýcý olamýyor. Verilip tutulmayan sözlerin listesi kabardýkça da, güven erozyonu katmerlenerek büyüyor. Bu, iþin bir yönü. Diðer boyutunda ise, söz konusu pakette hangi hususlarýn yer alacaðý meselesi var. Konuyla ilgili haberlere bakýlýrsa, parti kapatmayý zorlaþtýrmak için, Yargýtay Baþsavcýsýnýn hazýrlayacaðý iddianameye Meclis onayý þartý getirilmesinden, AYM ve HSYK’ya yapýlacak üye seçiminde Meclisin de devreye sokulmasýna; AYM’den dönen “askere sivil yargý” düzenlemesinin anayasa üzerinden gerçekleþtirilmesine ve YAÞ kararlarýna karþý yargý yolunun açýlmasýna kadar bir dizi deðiþiklik öngörülüyor. Bunlarýn, ilgili kurumlarýn mutabakatýyla yapýlmasý, hele son yaþananlardan sonra çok zor. Muhalefetten de yine hayýr yok. Nitekim CHP bu konuda da reddiyeci tavrýný baþtan sergiledi. MHP doðrudan karþý çýkmasa da, deðiþikliklerin Mecliste oluþturulacak uzlaþma komisyonundan geçmesini þart koþarak, dolaylý yoldan iþi yokuþa sürüyor. Geriye kalýyor BDP. O da pakete destek vermek için seçim barajýnýn inmesini þart koþuyor. AKP de buna yanaþmýyor. Kaldý ki, sadece BDP desteðiyle iþ görmenin baþka sýkýntýlarý var. Bütün bunlarla birlikte, hükümet mini paketi gündeme getirir ve referandum yolunu açacak asgarî sayý olan 330’u bulabilirse, paket Meclisten geçer; Çankaya’dan onay da alýr; ama referanduma gidinceye kadarki süreçte yine Anayasa Mahkemesine takýlabilir mi; orasý belli deðil. Elbette gönül arzu ediyor ki, demokrasinin önünü açacak adýmlar atýlsýn ve neticeye ulaþsýn. Ama ülkenin gerçekleri, önce baþörtüsü için yapýlan iki maddelik anayasa deðiþikliðini iptal eden AYM’nin, ardýndan AKP hakkýndaki kapatma dâvâsýnda verdiði kararla birlikte siyaset ve toplum üzerindeki yargý vesayetinin iyice koyulaþtýðý bir ortamda, kýsmî deðiþikliklerle sonuç alma ihtimalinin iyice zayýfladýðýný gösteriyor. Ve yer yer kördüðüme dönüþen sistem týkanmalarýný aþmak için, rötuþ, makyaj ve yama niteliðindeki küçük deðiþikliklerin yeterli olmayacaðý; demokratik hukuk devletinin çaðdaþ ve evrensel ilkeleri çerçevesinde köklü ve radikal topyekûn bir reform yapýlmadýðý müddetçe iþleyiþin önünü açmanýn mümkün olmadýðý kanaati gittikçe yaygýnlaþýyor. Tecrübeler bu dersi veriyor. Bu tecrübeleri olumlu anlamda deðerlendirip, ihtiyaç duyulan ve arzu edilen neticelere ulaþtýracak bir siyasî iradenin ne zaman oluþacaðý ise hâlâ ciddî bir soru iþareti olmaya devam ediyor. Dileyelim, yaþanan sýkýntýlar daha da derinleþmeden, o irade ve kararlýlýk artýk ortaya çýksýn.
A
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/3/2010
3:56 PM
Page 1
4 FARK
Yargý düzelsin, huzur gelsin
FARUK ÇAKIR cakir@yeniasya.com.tr
loganlarla bir yere varýlamaz, ama bazý hadiseleri özetlemek için sloganlara da ihtiyaç duyarýz. Yargý sisteminin sýkýntýlarla yüz yüze olduðu, adaletin geciktiði, personel ve maddî imkânlar noktasýnda yetersizlikler olduðu herkesin malûmu. Ara sýra neticelenmeyi bekleyen dâvâ dosyalarýyla ilgili istatistikî bilgiler açýklanýyor ve sýkýntýnýn büyüklüðü görülüyor. Konu bir müddet tartýþýldýktan ve çözüm çaðrýlarý sýralandýktan sonra yine unutuluyor. Bu kýsýr döngü yýllardan beri devam edip duruyor. Yargýdaki sýkýntý sadece hükümet ya da muhalefet tarafýndan dile getirilmiyor. Konularý ayrý da olsa yargýda bir týkanma olduðu noktasýnda ortak kanaat var. Zaten adliyelere iþi düþen herkes bunun farkýnda. Bu problemler uzun süreli bir program ve plan çerçevesinde ancak aþýlabilir. Demokrasi ve Özgürlük Ýçin Yargýçlar ve Savcýlar Birliði (Demokrat Yargý), ‘Erzincan-Erzurum Ýnceleme Raporu’nu hazýrlamýþ ve bu vesile ile yargýnýn karþý karþýya olduðu sýkýntýlarýný da gündeme taþýmýþ. Erzincan-Erzurum hattýnda süren yargý tartýþmalarýnýn temel zeminine bakýldýðýnda Türkiye’deki yargý geleneðinin çöktüðü, bizzat kendi mensuplarý bakýmýndan dahi öngörülebilir bir gelecek üretemez hale geldiðinin ifade edildiði raporda, “Türkiye’deki yargý geleneðinin üst dereceli mahkemeler ile HSYK tarafýndan yönlendirilen merkezî bir idare yapýsý içinde kendini idame ettirmesi ve tekli bir iktidar tecrübesine alýþmýþ olmasý dolayýsýyla bugün tartýþtýðýmýz ve Erzincan-Erzurum hattýndaki geliþmeler de dâhil yargýdaki birçok geliþmenin bu geleneðin çöküþü ile doðrudan bir alâkasý bulunmaktadýr” ifadelerine yer verilmiþ. Sözkonusu raporda, özel yetkili aðýr ceza mahkemeleri ile gizli þahitlik müessesesinin de kaldýrýlmasý istenmiþ. Yargýdaki sýkýntýlarla ilgili olarak emekli cumhuriyet baþsavcýsý Reþat Petek de bazý tesbitlerde bulunmuþ ve “Türkiye’de yargý reformunun ötelenemeyecek kadar önem arz ettiði bir döneme girildiðini” hatýrlatmýþ. Fatih Üniversitesinde düzenlenen ‘’Yargý Reformu’’ seminerinde konuþan Petek, yapýlan yargýlamanýn toplumda adaletin saðlandýðý izlenimi vermesi gerektiðini belirterek, aksi halde, yargýlama ne kadar adil olursa olsun, toplumun adaletin tecelli ettiðine inanmamasý dolayýsýyla yararýnýn sýnýrlý ölçüde olacaðýný söylemiþ. Yargýdaki sýkýntýya dikkat çeken kiþi ve kuruluþlarýn sayýsý elbette bunlarla sýnýrlý deðil. Farklý dünya görüþlerine mensup hukukçu, siyasetçi ve iþ adamlarý da benzer durumdan þikâyetçi. Herkes “Yargý baðýmsýz olsun” diyor, ama maalesef bu ifadelerle farklý beklentiler dile getiriliyor. Bazý kimseler, yargýnýn kendi dünya görüþüne uygun karar almasýný (yanlýþ olduðunu bile bile) itiraz etmiyor. Oysa yargýnýn dikkat etmesi gereken ilk ve son ölçü ‘adil’ olmaktýr. Adil olmayan ya da olamayan bir yargýnýn milleti memnun etmesi mümkün olmadýðý gibi sýkýntýlardan kurtulmasý da mümkün deðil. Farklý dünya görüþlerine mensup insanlar yargýdaki sýkýntýlardan yana þikâyetçi olduðuna göre, bu konunun ciddî olarak gündeme alýnmasý ve çare bulunmasý gerekir. Aksi halde adalet sistemine güven her geçen gün azalýr ve telâfi edilemez noktaya gelir. Yargýdan baþlayan bir düzelme baþka sahalara da yansýr ve Türkiye huzura kavuþur inþallah.
S
Ýlâç Takip Sistemi mutlaka kullanýlacak
SAÐLIK Bakaný Recep Akdað, ‘’Ýlaç Takip Sistemi’’nin mutlaka kullanýlacaðýný söyledi. ‘’Saðlýðýnýz için suya sabuna dokunun, hastalýklardan korunun’’ kampanyasýnýn tanýtýmý amacýyla Four Seasons Bosphorus Hotel’de düzenlenen basýn toplantýsýnýn ardýndan gazetecilerin çeþitli konulardaki sorularýný cevaplayan Akdað, ‘’Medula Reçete Provizyon Sistemi’’ yaþanan soruna iliþkin soruya karþýlýk, “Zannediyorum kýsa süre içerisinde sorunlarý aþacak deðiþiklikler yapýlacaktýr” dedi. Akdað, ‘’Ýlâç Takip Sistemi’’ne iliþkin bir soru üzerine de uygulamayla ilgili olarak ilaç sektörünün ithalatçýlar ve üreticilerin vazifesini büyük ölçüde yerine getirdiðini, ilâcý daðýtan depocularýn biraz daha zaman istediklerini, eczacýlar tarafýnda da eksikler bulunduðunu anlattý. Bu eksikliklerin bir program ve karekod okuyucu gibi basit konular olduðuna iþaret eden Akdað, ‘’Ama sonuç itibarýyla ilâç takip sistemi mutlaka kullanýlacak, kullanýlmasý gerekiyor’’ dedi. Akdað, domuz gribi ile ilgili olarak da ‘’Türkiye’de H1N1 ile ilgili salgýn hýzýný kaybetti, hatta aþaðý yukarý tamamlandý, diyebiliriz” dedi. Ýstanbul / Ümit Kýzýlteke
HABER
YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
Ýdeolojik yapý yargýyý týkadý DEMOKRAT YARGI, HAZIRLADIÐI ERZÝNCAN-ERZURUM ÝNCELEME RAPORU’NDA, YARGININ KENDÝ GELENEÐÝ BAKIMINDAN TIKANDIÐI BU NOKTADA KAPSAMLI BÝR DEMOKRATÝK SÝYASAL UZLAÞMA ÇABASINA ÝHTÝYAÇ BULUNDUÐU BELÝRTÝLDÝ. DEMOKRASÝ ve Özgürlük Ýçin Yargýçlar ve Savcýlar Birliði’nin (Demokrat Yargý Birliði) Erzurum ve Erzincan’da yaptýðý ziyaretlerin ardýndan hazýrladýðý raporda, “Yargý sisteminde üst yapýnýn çoðulculaþtýrýlmasý, Yüksek Mahkemeler, HSYK ve Adalet Bakanlýðý’nýn elinde bulunan ve yargýç ve savcýlarý belirli ideolojik ve siyasi tutum ve tarafgirliðe sevk edecek sayýsýz imkan ve araçlarýn ivedilikle ortadan kaldýrýlmasý gerekir’’ denildi. Demokrat Yargý Birliði Eþbaþkanlarý Doç. Dr. Osman Can ve Dr. Orhan Gazi Ertekin ile Genel Sekreter Kemal Þahin’den oluþan Yönetim Kurulunun, 22 Þubat 2010 günü Erzincan Cumhuriyet Baþsavcýsý Ýlhan Cihaner ile tutuklu bulunduðu Erzurum H tipi cezaevinde, HSYK tarafýndan özel yetkileri alýnan Erzurum Cumhuriyet Savcýlarý Osman Þanal, Rasim Karakullukçu,
Mehmet Yazýcý ve yine HSYK tarafýndan özel yetkili kýlýnan Ender Karadeniz ve Erzurum Cumhuriyet Baþsavcýsý Sinan Kuþ ile Erzurum Adliyesinde yaptýklarý görüþmelere iliþkin rapor hazýrlandý. Raporda, ‘’Erzincan-Erzurum hattýnda süren yargý tartýþmalarý sürecine ve bu tartýþmalarýn temel zeminine bakýldýðýnda Türkiye’deki yargý geleneðinin çöktüðü, bizzat kendi mensuplarý bakýmýndan dahi öngörülebilir bir gelecek üretemez hale geldiði görülecektir’’ ifadelerine yer verildi. ‘’Erzincan-Erzurum hattýnda süren yargý tartýþmalarýný, yargý aktörlerinden herhangi birisinin kötü niyeti ile açýklamaya çalýþmanýn ve mevcut teknik-hukuksal altyapýya iliþkin tartýþmalarýn herhangi bir taraf lehine sonuçlandýrýlmasýyla çözüleceðini düþünmenin son derece yüzeysel bir yaklaþým olacaðý’’ belirtildi. Ankara / aa
“GÝZLÝ TANIKLIK MÜESSESESÝ KALDIRILMALI”
“KÖKLÜ YARGI REFORMU TARÝHÎ SORUMLULUK”
BU sürecin, ‘’hukuk tekniðine dair tartýþmalarla deðil, tüm taraflarýn varoluþ ve söz haklarýnýn korunmasýna dayanan demokratik bir siyaset ile çözülebileceði’’ ifade edilen raporda, bunun tek yolunun ise ‘’yani yargý reformu ile olacaðý’’ dile getirildi. Raporda, þu önerilere yer verildi: ‘’Yargýnýn Erzincan-Erzurum gündemi yalnýzca yargýç ve savcýlara deðil, ayný zamanda ve öncelikle parlamento ve hükümete sorumluluklar yüklemekte, yargýnýn kendi geleneði bakýmýndan týkandýðý bu noktada, kapsamlý bir demokratik siyasal uzlaþma çabasýna ihtiyaç bulunmakta, siyasetin yapýcý dinamiðinin hatýrlanmasýna gerek duyulmaktadýr. Özel yetkili aðýr ceza mahkemeleri, düþman ceza yargýlamasý tehdidi oluþturduklarýndan derhal kaldýrýlmalý, yurttaþlarýn hukuksal eþitliði ilkesinin bu mahkemeler yoluyla çiðnenmesi engellenmelidir. Gizli tanýklýk müessesesi kaldýrýlmalý, yargýlama sürecini eþitsiz ve hiyerarþik bir çalýþma usulü ile siyaseten kontrol etmeye müsait olan bu müesseseye son verilmelidir.’’ Raporda, tutuklama tedbirinin bütün sanýk veya þüpheliler bakýmýndan ayrýmsýz, son çare olarak uygulanmasýna yönelik tedbirlerin ivedilikle alýnmasý gerektiði belirtilerek, bu konudaki sorumluluðun, Adalet Bakanlýðý, Yüksek Mahkemeler ve HSYK’ya ait olduðu vurgulandý.
RAPORDA, þu görüþler savunuldu: ‘’Yüksek Mahkeme temsilcileriyle HSYK’nýn yargýç ve savcýlarýn kimi durumlarda ‘tarafsýz davranma lüksüne sahip olamayacaklarý’ biçiminde, yargýçlýðý ideolojik bir silâha dönüþtüren, düþman ceza hukukunun inþasýna imkân saðlayan kabul edilemez söylemlerinden vazgeçmesi, bu söylemler üzerine kurulu kültürü sorgulamalarý zorunludur. Siyasî aktörlerin yargý sisteminde köklü bir reforma gitmeleri, tarihî sorumluluklarýnýn bir gereðidir. Demokratik ve özgürlükçü bir yargý kültürünün inþasýna yönelik bir sistemi amaçladýðý ve çaðdaþ demokratik standartlarý taþýmasý gereken reformlara karþý çýkýþýn veya sürüncemede býrakma doðrultusundaki dirençlerin, demokrasiye, 200 yýllýk çaðdaþlaþma çabalarýna ve son tahlilde Cumhuriyet’in bizatihi kendisine bir karþý çýkýþ olduðu unutulmamalýdýr. Bu çerçevede yargý sisteminde üst yapýnýn çoðulculaþtýrýlmasý, Yüksek Mahkemeler, HSYK ve Adalet Bakanlýðý’nýn elinde bulunan ve yargýç ve savcýlarý belirli ideolojik ve siyasî tutum ve tarafgirliðe sevk edecek sayýsýz imkân ve araçlarýn ivedilikle ortadan kaldýrýlmasý gerekir.’’
Yargý reformu ötelenemez EMEKLÝ CUMHURÝYET BAÞSAVCISI PETEK ‘’TÜRKÝYE’DE YARGI REFORMUNUN ÖTELENEMEYECEK KADAR ÖNEM ARZ ETTÝÐÝ BÝR DÖNEME GÝRÝLDÝ’’ DEDÝ. EMEKLÝ Cumhuriyet Baþsavcýsý Reþat Petek, Türkiye’de yargý reformunun ötelenemeyecek kadar önem arz ettiði bir döneme girildiðini söyledi. Fatih Üniversitesi Hukuk Kulübünce, üniversitenin Büyükçekmece Yerleþkesinde düzenlenen ‘’Yargý Reformu’’ seminerinde konuþan Petek, yapýlan yargýlamanýn toplumda adaletin saðlandýðý izlenimi vermesi gerektiðini belirterek, aksi halde, yargýlama ne kadar adil olursa olsun, toplumun adaletin tecelli ettiðine inanmamasý nedeniyle yararýnýn sýnýrlý ölçüde olacaðýný kaydetti. ‘’Türkiye’de yargý reformunun ötelenemeyecek
kadar önem arz ettiði bir döneme girildi’’ diyen Petek, ülkede Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik olarak belirlenmiþ normlar hiyerarþisi içinde Anayasa’nýn temel sorun olduðunu belirtti. Petek, Anayasa’nýn yapýlýþ þeklinden, hazýrlanmasýndan, yürürlüðe girmesine kadar olan süreç düþünüldüðünde, Türkiye’nin ciddî anlamda anayasal bir sorunla karþý karþýya olduðunda hiçbir tereddüt bulunmadýðýný ifade ederek, 1961 Anayasasý ile baþlayan dönemin Türkiye’de problemleri kangren haline getirdiðini söyledi. Ýstanbul / aa
YARGI REFORMUNA ÝHTÝYAÇ VAR PETEK, bu uygulamada hukukun ihlal edildiðini, idari bir kurul olan HSYK’nýn yargýsal bir faaliyete müdahale ettiðini kaydetti. Anayasa Mahkemesi’nin de yasama organýnýn yetki alanýna müdahalede bulunduðunu savunan Petek, Anayasa Mahkemesi’nin hukuka uygunluk denetimi deðil, yerindelik denetimi yapan bir kurum haline geldiðini ileri sürdü. Petek, böyle bir týkanma noktasýnda yargýda yapýlanma ve reforma ihtiyaç olduðunu dile getirerek, ‘’Yargýda ideolojik yapýlanma oluþmuþ. Bu yapý, objektif ve baþarý kriterlerine göre deðiþtirilemediði için sorun bu hale geldi’’ diye konuþtu. Adaletin kiþilere göre uygulanamayacaðýný vurgulayan Petek, ‘’Hukuk olmadýðý zaman gidecek yer yoktur. Onun için hukuk çok önemli, hukuk devleti ilkeleri çok önemli’’ dedi.
Emekli Cumhuriyet Baþsavcýsý Reþat Petek
Avrupalý Demokratlar’dan yapýcý üslûp ve dil uyarýsý
Baþbakan Erdoðan, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnýn kuruluþ yýl dönümü ve ''2010 Kur'ân Yýlý'' faaliyetleri açýlýþýna katýldý. FOTOÐRAF: AA
Erdoðan: Ýslâmla terörü eþ görmek, art niyettir BAÞBAKAN Recep Tayyip Erdoðan, ‘’Ýslâmla, Müslümanla terörü eþ deðer görmek art niyettir, kötü niyettir, suizandýr, çirkin bir propagandanýn neticesidir’’ dedi. Baþbakan Erdoðan, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnýn kuruluþ yýl dönümü ve ‘’2010 Kur’ân Yýlý’’ faaliyetleri açýlýþ töreninde yaptýðý konuþmada, tabiatýn boþluk kabul etmediðini söyledi. ‘’Bir alan boþ býrakýldýðýnda oralarýn nasýl doldurulduðunu, kimler tarafýndan doldurulduðunu acý tecrübelerle gördük, görüyoruz. Ýslâmla, Müslümanla terörü eþ deðer görmek art niyettir, kötü niyettir, suizandýr, çirkin bir propagandanýn neticesidir’’ diyen Baþbakan Erdoðan, konuþmasýnda özetle þunlarý söyledi: ’’Eðer Kur’ân bir kesim tarafýndan hayat veren kitap olarak algýlanýyor diðer bir kesim tarafýndan bunun tam tersi bir þekilde algýlanýyorsa, burada biz Müslümanlarý ilgilendiren çok ciddî bir mesele olduðu kaçýnýlmaz bir gerçektir’’ ’’Kur’ân’ýn özellikle batý dünyasýnda ve toplumlarýnda farklý þekillerde algýlanmasýnda elbette art niyetin ve pro-
pagandanýn etkisi var. Ama bu ön yargýlarý gidermek için ne yaptýk? Hatta bu ön yargýlarý oluþturacak ne yaptýk?’’ ’’Gerçekten de yoksulluðun had safhada olduðu, gelir daðýlýmýndaki uçurumun büyüdüðü, hoþgörüsüzlüðün arttýðý, savaþlarýn, çatýþmalarýn terörün artýk alýn yazýsýna, yaftaya dönüþtüðü bir çaðý yaþýyoruz’’ ’’Bakýnýz, Hakkari’deki anne ile Yozgat’taki anne, evlatlarýnýn baþýnda ayný Fatiha’yý, ayný Yasin’i okuyorsa, ayný duayý ediyorsa, cemaat ayný kýbleye dönüyorsa, burada ciddî bir yanlýþ var. Ben bunu söyledim. Bu ifadelerimin bile farklý yerlere çekildiðini gördüm’’ ’’(Baþbakan meseleyi din üzerinden mi çözmek istiyor) þeklinde yüzeysel ve art niyetli yorumlar yapýldý. Ben türküleri de þarkýlarý da dile getirdim, kahramanlarýmýzdan, birlikte gazi olduðumuzdan, birlikte þehit verdiðimizden bahsettim’’ ’’Millî birlik ve kardeþlik projesinin en iyi þekilde diyanet iþleri baþkanlýðýmýz tarafýndan anlatýlacaðýna yürekten inanýyorum’’ Ankara / aa
AVRUPALI Türk Demokratlar Birliði (UETD), Türk siyasetini yapýcý bir siyasi üslup ve dil kullanmaya davet etti. UETD'den yapýlan açýklamada, Türkiye'de medya, devlet kurumlarý, siyasetçiler ve toplumun kanaat önderleri arasýndaki tartýþmalarda siyasî üslûbun giderek sert, dýþlayýcý ve kýrýcý merkezde olduðunun görüldüðü bildirildi. Bu tarz-ý siyasetin demokrasi kültürümüzde manevi bir buhran oluþturduðu kaydedilen açýklamada, mevcut siyasi durumda kaliteli ve kapsayýcý siyasi dilin inþa edilemediði ifade edildi. Açýklamada, siyasi hayatýmýzda tarihi kökleri olan, ölçüsüz ve diðerini hakir gören, özeleþtiri fakiri siyasi dil neticesinde fiili entrikalarla dolu siyasî pratikler söz konusu olduðu hatýrlatýlarak þu ifadelere yer verildi: "Bu söylemler altýnda yatan neden; mutabakat esaslý köklü bir siyasî geleneðin inþa edilmemesidir. Sadece
toplumun bütün kesimlerine ve toplumsal mutabakata yönelmiþ kapsayýcý ve yapýcý bir dil sayesinde ortak paydalar tesis edilebilir. Siyasetçi, dilin bir milleti bir birine baðlayan güçlü bað olduðunu bilmeli, dili aracýlýðýyla toplumsal mutabakatýn geliþmesine katký saðlamalýdýr. Siyaseti þekillendiren aktörler kendi içine kapalý olmamalý, hayatýný ve fikirlerini sadece oraya endeksli oluþturmamalýdýr. Onlar kullandýklarý dili olumsuz ve daraltýcý, kendi anlayýþýna indirgemeci ve ayrýþtýrma öðesi olarak deðil, kaynaþtýrma öðesi olarak kullanmalýdýr. Ülkemizde saðlýklý, mantýklý bir siyasi dil geliþtiremezsek ciddî bir kayýpla karþý karþýya kalacaðýmýz aþikârdýr. Tartýþan toplumsal kesimleri, söylenenler ýþýðýnda kendi konum, iþlev ve sýnýrlarýný yeniden gözden geçirdiði yeni bir üslup geliþtirmeye davet ediyoruz." Ýstanbul / Ahmet Turan Söyler
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/3/2010
4:00 PM
Page 1
HABER
YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
BAÞKENT YAZILARI
Yine “Ermeni soykýrýmý” kumpasý… luþlarýnýn Türkiye’ye yönelik komplosunu ele veriyor. Bel li ki Ankara’nýn ödediði milyonlarca dolarla güya Türkiye lehinde lobi yapan Yahudi lobisi kuruluþlarýyla Amerikan yönetimleri, “soykýrým” üzerinden Türkiye’yle oynuyor…
CEVHER ÝLHAN cevher@yeniasya.com.tr
rmeni açýlýmý”nýn temelini teþkil eden “Ermeni porotokol leri”nin çýkmaza girmesi ve Türkiye Ermenistan “normalizasyon” sürecinin akamete uðramasýyla 24 Nisan’a doðru yine peryodik “soykýrým kumpasý” kuruluyor. Dikkat çekici olan ABD’nin tavrý. Erivan’ýn Anayasa Mahkemesi kararýný bahane ederek “protokol ler”in ana unsurlarýndan olan “1915 olaylarý ortak tarih komisyonu”nu reddetmekle süreci sabotesinden sonra, Amerikan Temsilciler Meclisinin “Ermeni soykýrýmý iddialarý”ný yeniden gündemine almasý. Obama’nýn “soykýrýmý tanýma” sözü verdiðinden hareketle Ermeni diasporasý ve Yahudi lobisi etkisindeki 139 mil letvekilinin “soykýrýmýn tanýnmasý” önergesinin bugün Dýþ Ýliþkiler Komitesinde onaylanmasý… Oylamanýn sonucu ne olursa olsun, 1894’ten beri Amerikan Meclisi’ne gelen “soykýrým iddialarý”nýn Türk-Amerikan iliþkilerinde bir koz olarak kul lanýlmasý, Washington ve Yahudi kuru-
“E
TÜRKÝYE’YE KARÞI “SOYKIRIM KOMPLOSU”! Bu taktikle, “soykýrým kumpasý”ndan politik postlar çýkarýlýyor. Bir yandan Türkiye, ABD’nin bölgesel ve küresel çýkarlarýna ve hegemonya politikalarýna “mecbur” edilirken, diðer yandan “Ermeni iddialarý” uluslar arasý arenada bir adým öteye götürülüyor. Ve bu taktikle Ankara, Filistin’de soykýrým, zulüm ve amansýz ambargoyu uygulayan Ýsrail’in yanýna itiliyor. Ortadoðu’da ayný inancý ve tarihi paylaþtýðý Müslüman ül kelere karþý, Ýsrail’le geniþ ekonomik mutâbakat zapýtlarýný imzalamaya, savunma sanayii iþbirliðine, silâh alýmý ihalelerine sürükleniyor…Kýsacasý, öteden beri deðiþmeyen stratejiyle baþta ABD ve Fransa olmak üzere bazý Batýlý devletler, Ankara’nýn “soykýrým” uydurmasýna hassasiyetini, oldukça pahalýya mal ediyor. Ýþgal ve egemenlik politikalarýna âlet ediyor. Yahudi lobisiyle iþbirliði içinde Türkiye’ye karþý “Ermeni soykýrýmý” kartýný kullanýyor. Ýþin rantý peþindeki Ermeni diasporasýnýn tahrikiyle en çok Ermenistan’ý ve Ermeni
hal kýný periþan eden krizi daha da derinleþtiriyor… Her 24 Nisan öncesinde olduðu gibi Amerikan temsilciler Meclisi’nde ve Senato’da Yahudi asýl lý üyelerle Kongre’nin önemli bir bölümünü kontrol eden Yahudi lobisinin son kumpasý bu. Yine Ermenistan’ýn “soykýrým” tezine destek verilecek, “Telaviv’le bozulan iliþkilerin düzeltilmesinin bedeli” denilerek Ankara “terbiye” edilecek. Türkiye’yi Irak’ta, Afganistan’da, Ortadoðu’da, Orta Asya’da Amerikan-Ýsrail eksenine çekilme baskýsýna baþvurulacak… Ýþin ilginç yaný, 28 Þubat postmodern darbesinin baþaktörü Em. Org. Çevik Bir’e Ýbranî ilâhilerle ekmek-þarap eþliðinde “laikliðe hizmetlerinden dolayý ‘liderlik ödülü” veren, Cumhurbaþkaný Gül’le Baþbakan Erdoðan’a “cesâret madalyasý” takan ADL ve AIPAC gibi önde gelen Yahudi lobisi kuruluþlarýnýn bu iþin baþýný çekmesi… Yýl lardýr para karþýlýðý lobi yapan beþ Yahudi lobisi kuruluþunun, Türkiye’nin “hayýrhahý” kesilip,—sanki þimdiye kadar Türkiye’nin lehine çalýþmýþlar havasýný pompalayarak—, “gerginlik süreci”ni yürütmesi… “ERMENÝ PROVOKASYONLARI”NIN AMACI… Yahudi lobisi kuruluþlarýnýn, “Ankara bu kez baþýnýn çaresine baksýn” bayat oyununu tekrarýnýn amacý bu… Uluslar arasý medya üzerindeki etkisiyle, “Bu þartlar altýnda soykýrým tasarýsýnýn
komisyondan geçmesine kesin gözüyle bakýlýyor” propagandasý bunun için.Yine kritik oylama öncesi Amerikan CBS televizyonunun “Suriye’de 450 bin Ermeni mezarý var, çölde eþelenen kumda kemik parçalarý çýkýyor!” uydurmasýna varan Yahudi mahreçli “Ermeni provokasyonlarý”nýn hedefi de bu. Keza Amerika’nýn Ankara eski Büyükelçisi Morton Abramoviç’in, “Eðer Obama sürece müdâhil olmazsa Ermeni soykýrýmý tasarýsý bu yýl Kongre’den geçebilir” korkutmasýnýn maksadý da bu…“Ermenilerin çarpýttýðý gibi göç sýrasýnda yaþananlar soykýrým deðil, olaylarýn Osmanlý Ýmparatorluðu’nun iç sorunu olduðu belgeleriyla ortada” tesbitinde bulunan Amerikalý ünlü Tarih Profesörü Justin McCarthy’in nazara verdiði gibi, “Türkiye’ye, ‘Soykýrýmý kabul edin ve kurtulun, zaten bir beledi yok’ denilecek. Ancak peþinden isnat edilen “soykýrým suçu” üzerinden “soykýrým tazminatý” ve “toprak talepleri” dünyanýn gündemine sokulacak… Ve Ankara’nýn Amerikan Kongresi’nde bir defa daha örselenmesinin ardýndan “Ermeni açýlýmý”ný Ankara’ya öneren Obama devreye girip, Ankara’nýn “Ermeni protokol leri”ni Erivan’ýn istediði gibi “soykýrýmlý’ kabul etmesi” tel kiniyle politik kýskaç uygulanacak… Kumpas bu. Bakalým Bush’un “stratejik müttefikliði”nden sonra Obama’nýn “model ortaðý” olan Baþbakan Erdoðan bu kumpasa karþý “one minute” çýkýþýnda bulunacak mý?
Gül, muhalefetle görüþüyor
CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal’ý dün kabul eden Cumhurbaþkaný Abdul lah Gül, MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli ve BDP Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ ile de bugün ayrý ayrý görüþecek. Alýnan bilgiye göre Cumhurbaþkaný Gül, TBMM’de grubu bulunan siyasî parti liderlerini, bir dizi görüþme için Çankaya Köþkü’ne dâvet etti. CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal ile dün bir görüþme yapan Gül, bugün de MHP Genel Baþkaný Bahçeli’yi saat 11.00’de, BDP Genel Baþkaný Demirtaþ’ý da saat 14.30’da kabul edecek. Cumhurbaþkanlýðý kaynaklarý, Cumhurbaþkaný Gül’ün, son dönemde yaþanan geliþmelerle ilgili olarak TBMM’de grubu bulunan siyasî partilerin liderleriyle bilgi paylaþýmýnda bulunacaðýný ve görüþlerini dinleyeceðini belirtti. Gül’ün son geliþmelerle ilgili yüksek yargý organlarýnýn baþkanlarýný kabul etmesi ve geçen hafta Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan ve Genel kurmay Baþkaný Orgeneral Ýl ker Baþbuð ile yaptýðý üçlü görüþme baðlamýnda, muhalefet liderleriyle bir araya geldiði kaydedildi. Ankara / aa
Enflasyon artýþý sürpriz deðil
MALÝYE Bakaný Mehmet Þimþek, son açýklanan enflasyon rakamlarýnýn çift haneli çýkmasýnýn üzücü ama sürpriz olmadýðýný, yýl baþýnda yapýlan vergi artýþlarýndan dolayý enflasyonda artýþ olacaðýný tahmin ettiklerini söyledi. Þimþek, ‘’Elektronik Fatura Projesi’’nin kamuoyuna tanýtýmý için düzenlediði basýn toplantýsýn gazetecilerin sorularý üzerine vergi borçlarýnýn yeniden yapýlandýrýlmasýna iliþkin bir gündemleri olmadýðýný belirtti. Þimþek, ‘’Bel ki genele iliþkin deðil de birtakým prensipler çerçevesinde þirket bazýnda yapýlandýrmaya imkân saðlayacak bir düzenleme yapýlabilir mi? diye her zaman tabiî bu yönde de çalýþmamýz olabilir’’ dedi. Þimþek, bir soru üzerine son açýklanan enflasyon rakamlarýnýn çift haneli çýkmasýnýn üzücü ama sürpriz olmadýðýný söyledi. Yýl baþýnda yapýlan vergi artýþlarýndan dolayý enflasyonda artýþ olacaðýný tahmin ettiklerini kaydeden Þimþek, “Ancak bir önceki ay çekirdek enflasyon hâlâ yüzde 4 civarýnda. Geçici bir takým fiyat artýþlarýnýn etkisi zamanla sistemden çýkacak. Orta vadede enflasyon Merkez Bankasý’nýn hedefleri doðrultusuna gelecektir” diye konuþtu. Ankara / cihan
Orgeneral Saldýray Berk tatbikat yönetecek
ERZÝNCAN iddianamesinde terör örgütü liderliðiyle suçlanan 3. Ordu Komutaný Orgeneral Saldýray Berk, 2010 kýþ tatbikatýný yönetecek. Allahu Ekber daðlarýnda yapýlan Kýþ Tatbikatý Türk Silâhlý Kuvvetleri’nin çetin kýþ þartlarýndaki harekat yeteneklerini ispatlamasý açýsýndan büyük önem taþýyor. Tatbikata ev sahipliðini Üçüncü Ordu Komutanlýðý yapacak. Bu yýl tatbikatý kamuoyunun gündeme getiren olay ise Üçüncü Ordu Komutaný Orgeneral Saldýray Berk’le ilgili geliþmeler. Erzincan iddianamesinde terör örgütü yönettiði gerekçesiyle bir numaralý þüpheli olarak gösterilen Orgeneral Berk, onbinlerce askerin yüzlerce tankýn ve savaþ uçaðýnýn katýldýðý tatbikatý yöneten isim. Tatbikatýn bugün yapýlacak seçkin gözlemci gününü Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Ýlker Baþbuð ile kuvvet komutanlarý da izleyecek. Ýstanbul
TSK yanlýþ yapaný korumasýn USAK BAÞKANI LAÇÝNER: TSK, ÝDDÝALAR ORTAYA ÇIKTIÐINDA SAVUNMA REFLEKSÝYLE HAREKET ETMEK YERÝNE HER TÜRLÜ SORUÞTURMAYI YAPSAYDI, DAHA AZ YIPRANIRDI. ULUSLARARASI Stratejik Araþtýrmalar Kurumu (USAK) Baþkaný Sedat Laçiner, “TSK, iddialar ortaya çýktýðýnda savunma refleksiyle hareket etmek yerine, ilgili kiþileri açýða alýp her türlü soruþturmayý yapsaydý daha az yýpranýrdý” dedi. TSK’nýn yargýdan önce davranarak kendi iç temizliðine baþlamasý gerektiðini vurgulayan Laçiner, bunun cadý avý olarak görülmemesi gerektiðini belirtti. USAK Baþkaný Laçiner, Ýrticayla Mücadele Eylem Planý’ndaki ýslak imzanýn Albay Dursun Çiçek’e ait olduðunun askeri savcýlýk tarafýndan da tespit edilmesiyle ilgili deðerlendirmelerde bulunurken, belgenin ilk ortaya çýktýðý vakit Genel kurmay Baþkaný Orgeneral Ýl ker Baþbuð’un kul landýðý dilin yanlýþ olduðuna dikkat çekti. Orgeneral Baþbuð’un Ýrticayla Mücadele Eylem Planý için kul landýðý “kaðýt parçasý” ifadesinin çok keskin bir ifade ve derdi anlatmaktan çok taarruz cümlesi olduðunu vurgulayan Laçiner, þunlarý söyledi: “Oysa ki yargýya intikal eden konularda bazý makamlarýn daha iþin baþýnda böylesine renkli ifadeler seçmesi en hafif tabiriyle aceleciliktir, yargý sürecini zedeleyebilecek bir þekilde taraf olmaktýr. Bu anlamda Sayýn Baþbuð’un maksadý aþan bir ifade kul landýðýný, takip eden günlerde bu
Balýkesir Ýl Jandarma Komutaný tutuklandý “BALYOZ” darbe planý soruþturmasý kapsamýnda Balýkesir Ýl Jandarma Komutaný Kurmay Albay Murat Özçelik’in de tutuklandýðý öðrenildi. Ýstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcýlýðý’nýn yürüttüðü soruþturma kapsamýnda, geçen þubat ayýnýn son günü birçok ilde düzenlenen operasyonun bir ayaðý da Balýkesir’de sessiz sedasýz uygulandý. Ýstan-
cümlesi nedeniyle rahatsýz olduðunu tahmin ediyorum. Belge gerçekten sahte çýksaydý dahi ‘kaðýt parçasý’ veya ‘silah deðil boru’ þeklindeki cümlelerin TSK’nýn baþýnda çok þýk kaçmayacaðý söylenebilir. Baþbuð’un darbeciliðe ve komplolara karþý kiþisel teminatýný da vermesi elbette önemlidir ve hafife alýnmamalýdýr. Ancak kiþisel sözler ile ýslak imzanýn yukarýsýndaki iddialar arasýnda bir orantý olmadýðý da aþikardýr.”
Laçiner, ordu, istihbarat ve polis gibi güvenlik teþkilatlarýnýn kendi personelini tanýmada diðer kurumlar ile kýyaslanamayacak ölçüde iyi olmasý ve pek çok durumda yargýnýn dahi önünde olmasý gerektiðini anlatarak, TSK’nýn demokrasi ve hukuk devletine baðlýlýðýndan þüphe duyduðu personeli hakkýnda elindeki tüm verileri yargý ile paylaþmasý ve bu tür kiþilere hassas görevleri vermemesi gerektiðini kaydetti.
“TSK, KAMUOYUNDAN KATIKSIZ GÜVEN BEKLÝYOR ”LAÇÝNER, belgedeki iddialarýn milyonda birinin gerçek olma ihtimalinin dahi herkesi teyakkuza geçirmesi gerektiðinin altýný çizerak, özel likle de TSK’nýn tüm komutanlarýnýn iddialar karþýsýnda harekete geçmesi ve belgenin doðru olup olmadýðýný araþtýrmasý gerektiðini söyledi. “Eðer TSK bu iddialar ortaya çýktýðýnda savunma refleksiyle hareket etmek yerine ilgili kiþileri açýða alýp her türlü soruþturmayý baþlatýp, yargý sürecini daha az þüphe uyandýracak bir tarzda baþlatabilseydi TSK daha az yýpranýr, eðer varsa asimetrik saldýrýlar daha az etkili olabilirdi” diyen Laçiner, ancak TSK’nýn yýl lar içinde oluþmuþ ve kemikleþmiþ refleksleriyle hareket ettiðini ve kamuoyundan kendisine katýksýz güven beklediðini dile getirdi.
“HÝÇBÝR ALBAY TSK VE TÜRKÝYE’DEN ÖNEMLÝ DEÐÝL” ÇIÇEK’ÝN ‘delil yetersizliði’ gerekçesiyle tutuksuz yargýlanmak üzere jet hýzýyla tahliye edilmesinin pek çok kiþide þüpheleri daha da artýrdýðýný ve ‘Albay Çiçek korunuyor’muþ izlenimine yol açtýðýný dile getiren Laçiner, kurumlarýn çalýþanlarýný korumasýnýn saygýn bir davranýþ olduðunu söyledi. Laçiner, ancak bu tür koruma ve vefa duygularýnýn söz konusu olan yargýsal bir süreç olduðunda bel li sýnýrlar içinde cereyan etmek zorunda olduðuna dikkat çekti. Ayrýca çalýþanlarý korurken kuruma zarar verilmemesine özel bir önem gösterilmesi gerektiðini vurgulayan Laçiner, hiçbir albayýn TSK’dan ve Türkiye’den daha önemli olmadýðýný söyledi. Ankara / aa
bul Cumhuriyet Savcýlýðý’nýn talebi doðrultusunda Merkez Komutanlýðý’nca görevlendirilen özel bir ekibin, Ýl Jandarma Komutaný Özçelik’i gözaltýna aldýðý öðrenildi. Konutunda da arama yapýlan Özçelik, Ýstanbul Terörle Mücadele Þubesi’ne teslim edildi. Eski Hava Kuvvetleri Komutaný emekli Orgeneral Ýbrahim Fýrtýna, eski Deniz Kuvvetleri Komutaný emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu komutanlarý emekli Orgeneral Ergin Saygun ve emekli Orgeneral Çe-
tin Doðan ve emekli Korgeneral Emin Alan’ýn da aralarýnda bulunduðu isimlerle birlikte Balyoz darbe planý iddialarýna iliþkin soruþturma kapsamýnda ad liyeye sevk edilen Kurmay Albay Albay Özçelik’in tutuklandýðý öðrenildi. Murat Özçelik, diðer komutanlarla iki ayrý dönemde tasarladýðý öne sürülen darbe planlarýyla suçlanýyor. Özçelik, Van Asayiþ Kolordu Komutanlýðý bünyesinde görev yaparken yaklaþýk bir yýl önce Balýkesir’e atanmýþtý. Balýkesir / cihan
5 Kent dindarlýðý
SÝYAH-BEYAZ AHMET DURSUN
“Kent dindarlýðý” deyince ne anlýyorsunuz? Mehmet Altan’ýn yeni kitabý “Kent Dindarlýðý” günümüz Müslüman tipini sorgulayan ve bu konuda önemli tesbitleri içeren bir muhtevaya sahip. Köþe yazýlarýnda ve verdiði bazý röportajlarda da bu konuya yer yer deðinen Altan, “Ýslâmiyet Þeyh Galip’ten Taliban’a geldi yeryüzünde” vurgusundan sonra “Nedir bu meyil, düzlem kaybetmemizin nedeni nedir? Ýkisi de Müslüman ise aradaki fark nedir?” diye soruyor ve þu tesbitte bulunuyor. “Bence aradaki fark, o dinin kendi kültürel özelliklerinin, derinliklerinin, yaratýcýlýklarýnýn farkýna varýlmayýp onu siyaseten bir silâh olarak kul lanmaktýr… Türkiye’de din; sosyolojik, kültürel bir mesele olmaktan ziyade siyasî bir mesele olarak algýlanýyor.” Kent dindarlýðý meselesinin koordinatlarýný veren, Türkiye’deki din algýsýnýn sosyolojik temel lerine inen ve günümüz Müslüman tipini ve din algýsýný sorgulayan eser, Kemalist ideoloji ile siyasal Ýslâm arasýnda sýkýþan Türkiye’nin fotoðrafýný çekiyor. Eserin yazarý katýlýr mý bilmem; çok önemsediðim bu kavram hakkýnda bazý düþüncelerimi paylaþmak isterim. Aslýnda kent dindarlýðýnýn tarif ettiði Müslüman tipini Þeyh Galip’ten çok daha geriye giderek, bu ruhun kaynaðýna inerek bulmak mümkündür. Altan’ýn “dünya üzerindeki mücadeleleri sýrasýnda dinden çýkar saðlamaya gerek duymayan, buna gönül indirmeyen, güler yüzlü, medeni, farklýlýklara tahammül lü, çoðulculuk üzerine bina olmuþ lâtif insanlar” dediði kent dindarlarý; yüzünden tebessüm eksik olmayan, hiçbir sözünde yalan, hiçbir iþinde menfaat bulunmayan, þefkat, sadakat ve doðruluðu ile gayr-i Müslimlerin bile gönlünü fetheden, gösteriþten hoþlanmayan, dünyevî menfaatleri elinin tersiyle iten, ihtiraslardan uzak duran, öfkelenmeyen, en güçlü olduðu anlarda bile öç peþinde koþmayan Hz. Peygamberden ve mümtaz sahabelerinden baþkasý deðildir. Bu anlamda medenî dünyanýn temeli de Medine’de atýlmýþtýr. Bu tipi ve anlayýþý baltalayan ve günümüz Talibanlarýnýn tohumlarýný atan hareketin kaynaðýný ise, Ýslâm’ý siyasal laþtýrarak saltanat kavgalarýnýn merkezi haline getiren Emeviler’de aramak gerekir. Bu baðlamda Ýslâm toplumlarýnýn bugünkü en büyük sýkýntýsý, Asr-ý Saadet Müslümanýný günümüze taþýyamamasýndan ve Emeviler’e kadar uzanan bir fay hattýnda yürümekte ýsrar etmesinden kaynaklanmaktadýr. Elbette ki tarihî düzlem içerisinde bu fay hattýnda yaþananlar ayrýca ortaya konulabilir, konulmalýdýr da. Bu fay hattýný günümüze uzanan ucundaki tehlikelere de kýsaca deðinmek gerekir. Bugünkü Ergenekon tartýþmalarý ve kamplaþmalarý içinde din kavramýnýn yer almasý, Ýslâm’ýn Asr-ý Saadete bakan sýcak yüzünün perdelenmesi demektir. Bu perdeyi aralayan Risâle-i Nur’un önündeki en büyük engel de —kasden ya da hamakaten—iktidar mücadelesi içine girerek dini siyasal laþtýranlar, dinin özünü anlamayýp dini bir sömürü aracý olarak kul lananlar, dünyevî ihtiraslarýný dindarlýk kisvesi altýnda gerçekleþtirmek isteyenlerdir. Dini cami ile kýþla arasýndaki mücadeleden ibaret sayanlar kadar cemaat kavramýnýn politize olmasýna yol açanlar, sadakat mesleðinde bir oraya bir buraya yalpalayarak sadakatsizlik gösterenler ve en temel meselelerde bile dik duramayanlar da bundan sorumludurlar. Ben, Ýnsan Haklarý Evrensel Beyannamesi’nden baþlayarak Kopenhag Kriterleri’ne kadar modern dünyanýn insan hak ve hürriyetleri adýna yaptýðý insan merkezli bütün uygulamalarýný, Asr-ý Saadet dönemine ve o döneme Saadet Asrý dedirten Kur’ân hakikatlerine biraz daha yaklaþma çabasý olarak görüyorum. Risâle-i Nurlarý ve hadimlerini de, kent dindarlýðý diyebileceðimiz Asr-ý Saadet Müslümanlýðýnýn ve bu dindarlýðýn önünü açacak hürriyet anlayýþýnýn günümüzdeki rehberi olduðunu düþünüyorum. Yeter ki sulandýrýlmasýn.
“7 yýldýr kozmik odadan bilgi kaçýrýlýyor” “BALYOZ” darbe planý iddiasýyla ilgili yürütülen soruþturmasý kapsamýnda tutuklanan eski 1. Ordu Komutaný emekli Orgeneral Çetin Doðan’ýn tutuklanmasýna itiraz edildi. Doðan’ýn avukatlarý Beþiktaþ’taki Ýstanbul Ad liyesi’ne gelerek tutuklama kararýný veren Ýstanbul 10. Aðýr Ceza Mahkemesi’ne 13 sayfalýk itiraz dilekçesi verdi. Ad liye çýkýþýnda basýn mensuplarýnýn sorularýný cevaplayan Avukat Celal Ülgen, dilekçeyi Doðan’ýn onayý ile hazýrladýðýný kaydetti. “Bir ülkede kendi uçaðýný düþürmek ve kendi camilerini bombalamak yönünde plan hazýrlamak aþaðýlýk bir davranýþtýr” diyen Avukat Ülgen, 2003 yýlýndan itibaren kozmik odadan bilgi sýzdýrýldýðýný iddia etti. Ülgen, Genelkurmay'ýn bu konuda soruþturma baþlatmasýný beklediklerini söyledi. Ýstanbul / cihan
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/3/2010
1:52 PM
Page 1
6
HABER
YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
Þahs-ý manevî ve diðeri
AMERÝKA MEKTUBU
SAÝD HAFIZOÐLU hfzoglu@gmail.com
on zamanlarýn sýkça duyulan özeleþtirilerinden birisi, resmî ideolojilerin çarklarýnda öðütülmüþ beyinlerimizin, insanî özel liklerimizi harekete geçirmede en büyük engel olarak karþýmýza çýktýðýdýr. Bunu fark etmek, herþeyden önce büyük bir fazilettir. Varoluþ düzleminde sorgulamalar ve okumalar yapmanýn ilk ve en büyük adýmýdýr. Bu adým yeni, ayný zamanda, insanýn yaratýlýþ özelliði olmasý dolayýsýyla tam ve esaslý bir düþünce tarzýna yöneliþimizin kuvvetli iþaretidir. ‘Ýdeoloji nedir?’ sorusuna bu baðlamda cevap aramak, cevaplarýn en ikna edicisi ve kiþisel olanýdýr. Ýdeoloji, insana bakýþýnda Yaratýcý’nýn maksadýný tamamen veya kýsmen bilinçli olarak gözardý edendir. Ýdeolojiler, çoðu zaman, saf halleri ile karþýmýza çýkmazlar. Genlerimize iþlemiþ hatýralarýmýzý, kendi deðerleriymiþ gibi bünyelerine katmakta bir abesiyet görmezler. Çünkü ilk bakýþta bütünüyle bize ters gelen bir düþünceyi/yöntemi kabul etmemiz bizden beklenmez. Bunun için, yerine göre, bazen milliyetçilik bazen din, bazen devletçilik vb. soslarýyla bizlere servis edilirler. Þüphesiz ideolojilerle karþýlaþmalarýmýzda, kendi bünyemizde tasdik gören bir yapý hatýralarýmýza, yani hafýzamýzda yer edinen bazý durumlara bakar. Sebep-sonuç iliþkisi üzerine bina edilen bir varlýk algýsý burada ideolojiler için bulunmaz bir kýymettedir. Bu algýyý, bazen korkutmak için bazen de ümitlendirmek için kullanýrlar. Böyle bir giriþten sonra, konum olarak þahs-ý manevinin karþýsýnda duran ‘diðer’ bir ‘organizasyon biçimi’ni belirginleþtirmeye çalýþacaðým. Siyah-beyaz vurgularla bu ayrýþmayý ortaya çýkarmak gibi bir ihtiyacýmýz olduðuna inanýyorum. Ýdeolojik eðitimin tezgâhýndan geçildiðinde, kavramlara yüklenilen mânâlarýn bu eðitimden nasibini aldýðýný yok sayamayýz. Umulur ki bu satýrlar ideolojik eðitimin etkisinde deðil iman eðitimi etkisinde yazýlabilmiþtir. *Ýdeoloji ürünü organizasyon biçimini “Devletcilik” olarak alýyoruz. Devletçilik, tabiatý gereði, tebaa yani tabi olan insan tipi ister ve eðitimi o yöndedir. Þahs-ý manevî hürriyet merkezlidir. Her þahýs kendi dünyasýnýn padiþahýdýr. Fikir ve vicdan hürriyeti þahanedir. Devletçilik merkezileþmeyi önemser. Bir kiþinin veya belirli bir zümrenin düþünce dünyasýnýn, bütünün düþüncesini kapsadýðý ve yeterli olacaðý iddiasýndadýr. Þahs-ý manevî her þahsýn farklý dünyasý olduðunun farkýndadýr. Bütün insanlarda tasdik görebilecek þeyin hakikat olduðunu ilân eder. Devletçilik, yapýsý gereði, istibdadýn meyvesidir ve tohumudur. Farklý fikirleri görmez ve/veya görmezden gelir. Þahs-ý manevî hakikat arayýþýnda olduðu için, bütün fikirleri müsbete yönlendirir ve onlarý meyvedar kýlmaya çalýþýr. Kâinatýn sonsuz bir kaynaktan geldiðini tasdik ile, O sonsuzu tanýmada sonsuz fikirlerin ortaya konmasýný teþvik eder. Devletçilik, ihtilâli (yukardan aþaðýya deðiþim) körükler, þahs-ý manevî, kalblerde ittihadý meyve verir. Devletçilik herhangi bir fikre “bunu nasýl kendime râm ederim” kaygýsý ile bakar, þahs-ý manevî “hakikat bunun neresinde” diye sorgular. “Þu uzun ve sýrlý yolculuðumda bana yarayacak bir kemal var mý?“ düþüncesi ile fikirleri tartar. Devletçilik gücü kendine lâyýk görür. Güçlü olana yanaþýr. Þahs-ý manevî, güce ihtiyaç hissetmez. Herþeyin mânâ boyutunu görmeye çalýþýr ve teþvik eder. Onun kaygýsý bambaþkadýr. Devletçilik, cahiliye (yani vahiysiz) bir toplumun meyvesidir. Ýnsana hiç yakýþmaz. Þahs-ý manevî, Yaratýcýnýn rehberliðine ihtiyaç hisseder haldedir. Vahyi her daim tazeleyerek idrak etmeye çalýþýr. Ýnsanlýðýn zirvesindedir. Devletçilik, sahip olarak kendini bildiðinden, bütün gözleri kendi üstünde ister. Þahs-ý manevî, týpký ene gibi, kendisinin deðil baþkasýnýn mânâsýný gösterir. Kendine sahiplik iddiasý taþýmaz. Devletçilik, kendi çocuklarýný yiyerek büyür. Þahs-ý manevî, cadde-i kübra-i Kur’ân’iyede kemal yolundadýr; çocuklarýný ona teþvik eder. Devletçilik, insanýn hakikat-ý hali olan acz ve fakr halini tesbit etmez, tasdik edemez. Bütün varlýðýyla her an yaratýlmaya muhtaç olduðunu ve kendinde hiçbir yaratýcýlýk özel liði olmadýðýný ýskalar. Þahs-ý manevî sonsuz acz ve sonsuz fakr halini müþahede eder. Sonsuz bir kaynak olmadan bir hiç olduðunu bilir. Her an O'nun yaratmasýna muhtaçlýðýný tesbit ve ilân eder. Devletçilik herþeyi kendinden bildiðinden þükür kapýsýný kendine kapatýr. Þahs-ý manevî, herþeyde Sonsuz Kudrete ve Sonsuz merhamete yönelme mânâlarý yakalar. Devletçilik, dini, ‘atalarýmýzýn dini’ diye algýlar. Þahs-ý manevî dine Yaratýcýnýn teklifi diye bakar. Devletçilik vahye, 'birþeyler elde etme veya kaybetmeme' maksadý ile yaklaþýr. Þahs-ý manevî “ne Cennet sevdasý ne de Cehennem korkusu“ taþýr. O hakikatin peþindedir.
S
Not: Esaslý bir þekilde Kur’ân’a yönelme devrinin baþladýðýna inanýyorum. Bu düþünce ile bu satýrlarý yazdým. Yeni Asya camiasýnýn “iniþli çýkýþlý” diye tabir edilen yolculuðunda, fikir hareketlerinin yoðun olduðunu biliyorum. Bu durumu þükür kapýsý olarak yorumlamak hiç abes olmaz. Bu hareketliliðin çok harika müsbet meyveler vereceðine kanaatim var. Þahs-ý manevinin bütün fertlerine bu düþüncelerimi arz ediyorum. Rabbim hakikat yolculuðunda bereketli yýllar nasib eylesin.
Bir milyon yolcu sevinci
HABERLER
YÜKSEK HIZLI TREN’DE 1 MÝLYONUNCU YOLCUYA ULAÞILDI. ULAÞTIRMA BAKANI BÝNALÝ YILDIRIM, 1 MÝLYONUNCU YOLCUYA PLÂKET VERDÝ. ANKARA-Ýstanbul Hýzlý Tren Projesi’nin 1. etabý olan Ankara-Eskiþehir hattýnýn hizmete girdiði 13 Mart 2009’dan bu yana yüksek hýzlý trenle taþýnan yolcu sayýsý 1 milyona ulaþtý. Ulaþtýrma Bakaný Binali Yýldýrým, 1 milyonuncu yolcuya plâket verdi. Yüksek hýzlý trenin ‘999 bin 999’, 1 milyonuncu ve ‘1 milyon 1’inci’ yolcular için Ankara Garý’nda düzenlenen törene Ulaþtýrma Bakaný Binali Yýldýrým, Ulaþtýrma Bakanlýðý Müsteþarý Habib Soluk, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ile TBMM Ulaþtýrma Komisyonu üyeleri katýldý. Bakan Yýldýrým, yaptýðý konuþmada, 13 Mart 2009 tarihinde Ankara-Eskiþehir Yüksek Hýzlý Tren seferlerinin baþladýðýný hatýrlatarak yaklaþýk 1 yýl içerisinde
1 milyonuncu yolcuya ulaþýldýðýný söyledi. Ankara-Eskiþehir arasýnda seyahat eden yolcular arasýnda daha önce yapýlan bir ankette özel aracýyla seyahat edenlerin 1. sýrada, otobüsle seyahat etmek isteyenlerin 2. sýrada ve trenle seyahat etmek isteyenlerin 3’üncü sýrada yer aldýðýný vurgulayan Bakan Yýldýrým, yüksek hýzlý trenin hizmete girmesinin ardýndan yapýlan ankette ise yolcularýn yüzde 98’inin yüksek hýzlý tren ile seyahat etmek istediðinin ortaya çýktýðýný ve ulaþým alýþkanlýklarýný deðiþtirildiðini ifade etti. Yüksek hýzlý trenin konforlu bir seyahat imkâný verdiðini kaydeden Yýldýrým, daha önce Ankara-Eskiþehir hattýnda günde
575 yolcunun trenle seyahat ettiðini ifade ederek þimdi bu rakamýn günde 5 bin yolcuya çýktýðýný açýkladý. Demiryol larýný yeniden ayaða kaldýrdýklarýný vurgulayan Bakan Yýldýrým, hýzlý tren projesinin hükümetlerin öncelikli hedefi olduðunu belirterek, yýl lardýr ihmal edilen demiryol larýna 2003 yýlýndan baþlayarak büyük önem verdiklerini kaydetti. Bakan Yýldýrým, 2010 yýlý bütçesinde demiryol larýna ayrýlan ödeneðin karayol larýný geçtiðine de dikkat çekti. “Yol lar birbirinin rakibi deðil kardeþidir” diyen Bakan Yýldýrým, yüksek hýzlý tren yolcularýn Eskiþehir’den sonra Bursa’ya otobüsle devam ettiklerini hatýrlattý. Ankara / iha
999 bin 999’uncu yolcu Caner Uzuntuna’ya Ulaþtýrma Bakanlýðý Müsteþarý Habib Soluk, 1 milyon 1’inci yolcu Ertekin Kýlýç’a Ulaþtýrma Komisyonu Baþkaný Nusret Bayraktar ve 1 milyonuncu yolcu Meral Aþlakçý’ya ise Bakan Yýldýrým hediye ve plâketini verdi. FOTOÐRAF: ÝHA
Aliaða-Menderes hattýnýn ilk treni geldi
Demir aðlarda artýk yerli fren kullanýlýyor
ÝZMÝR Büyükþehir Belediyesi ile TCDD ortaklýðýnda yürütülen Aliaða-Menderes Raylý Sistem Projesi’nin ilk tren dizisi, Ýstanbul gümrüðüne ulaþtý. Son inþaat iþlerinin tamamlandýðý hatta kul lanýlacak trenler için Ýspanya’daki imalat çalýþmalarý devam ediyor. Ýhaleyi kazanan CAF firmasýnýn Ýzmir için ürettiði ilk tren dizisi, teslim alýndýktan sonra bir süre denemelere tâbi tutulacak. Türkiye’deki en yaygýn þehir içi demiryolu ulaþým aðý olacak projede, 80 kilometre hat ve 30 istasyon bulunuyor. Ýþletici firma Ýzmir Banliyö Taþýmacýlýðý Sistem Ticaret AÞ (ÝZBAN) da teknik kadrosunu kurmak için çalýþmalara baþladý. Mart 2005’te imzalanan protokol kapsamýnda TCDD ile Büyükþehir Belediyesi’nin yüzde 50’þer ortak olduðu ÝZBAN AÞ, ilk etapta 20 sürücü, iþletme müdürü, teknik bakým müdürü, trafik iþletme þefi, muhasebe þefi, insan kaynaklarý þefi, üst düzey yönetici asistaný, elektrik teknikeri ve makine teknikeri alacaðýný duyurdu. Kadro oluþturulmasýnýn yaný sýra araçlarýn temini, sürücülerin eðitimi ve istasyonlarýn teslim alýnarak hazýrlanmasý çalýþmalarý da sürüyor. Ýzmir / cihan
DEMÝRYOLLARINDA üretim sýrrý çözülemediðinden 1988’den beri yurt dýþýndan yýllýk 30 milyon dolara ithal edilen trenler için kompozit fren sistemi, TÜBÝTAK, TCDD, TÜLOMSAÞ ve özel sektör iþbirliðiyle tamamen yerli üretimle hayata geçti. Yalnýzca tek bir tekerlekte denemelerle, beþ yýl önce baþlayan kompozit frenlerin üretim öyküsü, bugün geldiði nokta itibarýyla TCDD’nin yýllýk 300 bin kompozit fren ihtiyacýnýn yerli imkânlarla karþýlanmasýna imkân saðladý. TÜBÝTAK Marmara Araþtýrma Merkezi Malzeme Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Tarýk Baykara, buharlý lokomotiflerin icadýyla 1860’lardan itibaren demiryollarýnda trenlerin fren yapmasýný saðlayan dökme demir (pik) fren pabuçlarýnýn kullanýlmaya baþlandýðýný, bunlarýn günümüzde de hala kullanýmda olduðunu anlattý. TÜBÝTAK MAM Malzeme Enstitüsü, Yýldýz Teknik Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliði Bölümü öðretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Topuz projenin Türkiye’de kompozit fren sisteminin Türkiye’de yerli olarak yapýlabilirliðini ortaya koymasý bakýmýndan önem taþýdýðýný vurguladý. Ankara / aa
GEÇMÝÞ OLSUN Kýymetli kardeþimiz emekli öðretmen
ADANA
Seminere Davet
Konu : Aile içi iletiþim Konuþmacý: Ali Ferþadoðlu Tarih : 5 Mart 2010 Cuma Saat: 19.30 Adres: Yeni Asya Gazetesi Adana Temsilciliði Seminer Salonu Baraj Yolu 4.5 Durak Zübeyir Gündüzalp Apartmaný - ADANA Tel : 0 (322) 363 63 73 - (0 554) 461 72 63 Not: Hanýmlara yer ayrýlmýþtýr.
Seminere Davet
MERSÝN
Konu : Aile içi iletiþim Konuþmacý: Ali Ferþadoðlu Tarih : 6 Mart 2010 Cumartesi Saat: 13:00 Adres: Silifke Yeni Asya Temsilciliði Not: Seminer hanýmlara mahsustur.
Seminere Davet
AMASYA
Konu : Risale-i Nurda hikmetli sýrlar Konuþmacý : Lâtif Salihoðlu Tarih : 5 MART 2010 Cuma Saat: 20.00 Yer : Bahçeler içi mh. Büyük aða cd. Fatih Camii Karþýsý Ünlü Apt. Kat/1 Amasya Organizasyon : Amasya Yeni Asya Temsilciliði Tel : (0 555) 770 70 05
Seminere Davet Konu Konuþmacý Tarih Yer Organizasyon Tel
ÇORUM
: Risale-i Nurda hikmetli sýrlar : Lâtif Salihoðlu : 6 Mart 2010 Cumartesi Saat: 20.00 : Çöplü Mh. 4.uç sk. 4.uç çýkmazý No: 4/2 Çorum : Çorum Yeni Asya temsilciliði : 0(364) 222 03 86
Erol Önder
' in
baþarýlý bir ameliyat geçirdiðini öðrendik. Geçmiþ olsun der, Cenâb-ý Hak'tan acil þifalar dileriz.
TOKAT YENÝ ASYA OKUYUCULARI
DUYURU Yeni Asya Gazetesi'nin elden daðýtýmýnýn yapýldýðý yeni bölgeler ve sorumlularý • Bakýrköy (Merkez) • Kartaltepe • Yeni Mahalle • Osmaniye • Ýncirli
• B. Devlet Hastanesi • Zuhurat Baba • Ataköy 1. ve 9. kýsým • Yeþilyurt • Yeþilköy - Florya
Daðýtým sorumlusu: Baybora Ak 0 (212) 466 12 03 - (0 535) 967 01 95 • Esenyurt • Haramidere • Sanayi • Kýraç • Beylikdüzü
• Yakuplu • Gürpýnar • Beykent • Kavaklý • Ýhlas siteleri 1. ve 2. kýsým
Daðýtým sorumlusu: Ýzzet 0536 641 96 85 • M. Akif • Atakent • Masko • Deparko • Atatürk Mah.
• Ziya Gökalp • Heskop • Keresteciler • Ýmsan
Daðýtým sorumlusu: Ömer Eren (0532) 748 05 07 Abone Servisi: 0 (212) 630 48 35 - 655 88 59 Dahili (219, 220, 221)
Amasra’ya yapýlacak olan termik santralden çýkacak kül, çimento, seramik ve asfalt yapýmýnda kullanýlacak. Santralin çalýþmasýnda taþ kömürü kullanýlacak. FOTOÐRAF: ÝHA
Termik santralde kül sorunu olmayacak
BARTIN’IN Amasra ilçesine yapýlmasý düþünülen termik santralin kül tartýþmalarýna þirket yöneticileri son noktayý koydu. Þirket yönetimi termik santralden çýkacak külün çimento, seramik ve asfalt yapýmýnda kullanýlacaðýný açýkladý. Hattat Holding Kurumsal Ýletiþim Departmaný yetkilisi Onur Yüksel, Amasra’da yapýlmasý düþünülen termik santral ile ilgili olarak açýklamalarda bulundu. Yüksel, “Hema Endüstri A.Þ.’nin Batý Karadeniz Bölgesine yapmayý planladýðý elektrik santralinde kullanýlacak olan taþ kömürünün kükürt oraný ve kül oraný linyite göre yok denecek kadar azdýr. Örneðin linyit kömürünün yüzde 50’si kül iken taþ kömürünün yüzde 10’u küldür. Taþ kömüründen çýkan külün bir bölümü çimento, seramik asfalt ve benzeri ürünlerin yapýmýnda kullanýlmaktadýr. Geri kalan kül ise kül deþarj sistemi ile kömür çýkarýlan alanlara geri doldurulacaðýndan çevreye herhangi bir zararý olmayacaktýr. Kurulacak olan enerji santrali dünyanýn en geliþmiþ ve en son teknolojisi ile donatýlmýþ bir santral olacaktýr” dedi. Bartýn / iha
Üniversite öðrencisi M.Y, ikinci el eþya satan bir iþyerinden aldýðý yatakta oturduktan sonra vücudunu böceklerin sardýðýný söyledi. Öðrencinin saðlýk durumu iyi. FOTOÐRAF: AA
Üniversite öðrencisinin vücudunu böcekler istilâ etti
KÜTAHYA’DA bir üniversite öðrencisinin vücudunda, bit benzeri yüzlerce böceðe rastlandý. Öðrenciye, vücudundan alýnan numunelerin sonucuna göre tedavi uygulanacaðý bildirildi. Alýnan bilgiye göre, Dumlupýnar Üniversitesi (DPÜ) Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü 2’nci sýnýf öðrencisi M.Y, bacaklarýnda ve vücudunun çeþitli bölgelerinde hareket eden ve gözle zor görülen çok sayýda böcek fark edip, Kütahya Devlet Hastanesi acil servisine baþvurdu. Kan tahlili ve gerekli tetkiklerin yapýlmasýnýn ardýndan saðlýk görevlileri Yýlmaz’ýn daha çok bacaklarýnda olan böcekleri almaya çalýþtý. Böceklerin çok sayýda olmasý ve kafalarýnýn derinin içinde bulunmasý dolayýsýyla M.Y’nin bacaklarýndaki böceklerin tamamýný çýkaramayan acil serviste görevli doktorlar, uzman doktorlarý hastaneye çaðýrdý. M.Y’nin bacaðýndaki böceklerin farklý bir bit türü olabileceði ihtimali üzerinde duran uzman doktorlar, alýnan böcek örneklerini incelemek üzere Ýl Saðlýk Müdürlüðüne baðlý laboratuvara gönderdi. Uzman doktorlar, böceðin türü belirlendikten sonra uygulayacaklarý tedaviye karar vereceklerini bildirdiler. Kütahya / aa
Birecik’te 20 bin fidan dikilecek
ÞANLIURFA Valiliði tarafýnda yürütülen “Meyveciliði Destekleme” projesi kapsamýnda Birecik ilçesinin Ayran beldesinde bulunan kýraç arazi üzerine 20 bin adet fidan dikilecek. Birecik Kaymakamlýðý’nýn büyük desteði ile 6 bin adet zeytin, 4 bin adet badem, 5 bin adet fýstýk fidaný dikimine baþlandý. Bu alana ayrýca Ayran Belediyesi tarafýndan da 10 bin çam aðacý dikilmesi planlanýyor. Geçtiðimiz günlerde araziyi ziyaret ederek proje sorumlusu Ziraat Mühendisi Mehmet Kandamar’la çalýþmalarla ilgili görüþmelerde bulunan Kaymakam Ozan Balcý, Þeyh Salih Türbesi civarýndaki fidan dikimlerinin tamamlandýðýný, Beþ Aðaç Mevkii’ndeki Antep fýstýðý, badem, zeytin fidaný dikim çalýþmalarýn sürdüðü bilgisini aldý. Birecik Barajý kamulaþtýrma alaný dýþýnda kalan kýsýmda baþlangýçta 15 bin olan aðaç sayýsý yapýlan bakým, hasat ve aðaçlandýrma çalýþmalarý sonunda dikilen 6 bin 700 fýstýk fidaný ve 2 bin meyve fidaný ile arttýrýldý. Kaymakam Ozan Balcý, 10 bin yeni fýstýk fidanýnýn bul alana dikimi baþlandýðýný ve önümüzdeki günlerde de 20 bin bað fidanýnýn dikimine baþlanacaðýný ifade etti. Þanlýurfa / iha
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/3/2010
3:40 PM
Page 1
7
DÜNYA
YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
Avrupa, Müslümanlara hoþgörüsüz
Komitede Ermeni Tasarýsý oylanýrken
GENÝÞ AÇI
AVRUPA’DA YAÞAYAN HER ÜÇ MÜSLÜMANDAN BÝRÝ, DÝNÝ VE ETNÝK KÖKENÝ DOLAYISIYLA AYRIMCILIÐA MARUZ KALIYOR. AMSTERDAM Üniversitesi Etnik ve Göç Araþtýrmalar Enstitüsü araþtýrmacýlarýndan Jens Schneider, Avrupa’da yaþayan her 3 Müslümandan birinin dini ya da etnik kökeni dolayýsýyla ayrýmcýlýða maruz kaldýðýný ve yüzde 11’inin fiziki olarak ýrkçý saldýrýya uðradýðýný söyledi. Hamburg’da uyum, sosyal ve eðitim projeleri uygulayan Verikom ile “Basis & Woge” ad lý dernek tarafýndan Altona ilçesinde düzenlenen “Ayrýmcýlýk okul larda sorun mu” konulu toplantýda konuþan Schneider, AB’nin bir yan kuruluþu niteliðindeki Temel Haklar Ajansý (FRA) ile Avrupa Konseyine baðlý “Irkçýlýk, Yabancý Düþmanlýðý ve Hoþgörüsüzlüðe Karþý Mücadele Komisyonu”nun (EKRI) yayýmladýðý son rapora göre, Avrupa ül kelerinin Müslüman düþmanlýðýnýn kýskacýnda olduðunu ve özel likle Almanya’da ýrkçýlýk ve ayrýmcýlýðýn, siyasî partilerin göçmen ve yabancýlarý kötüleyen politik söylemlerinden kaynaklandýðýný ifade etti. Avrupa ül kelerinde en çok Almanya ve Belçika’da yabancýlarýn ýrkçýlýða ve ayrýmcýlýða maruz kaldýðýný belirten Schneider, ayrýmcýlýðýn en fazla dini ve etnik kökenden kaynaklandýðýný söyledi. Araþtýrma sonuç-
larýna göre, Avrupa’daki politikacýlarýn yabancýlarla iliþki kurma ve farklýlýklarý bir arada yaþatabilme görevini yerine getiremediðini kaydeden Schneider, son yýl larda Ýslâmiyet’e karþý korku ve nefretten kaynaklanan Ýslâm ve Türk düþmanlýðýnýn etkisiyle dini ve etnik ayrýmcýlýðýn daha da arttýðýný sözlerine ekledi. Verikom ad lý kuruluþta görev yapan Hamburg Üniversitesi Siyaset Bölümü öðrencisi Arzu Deðirmenci ile Hamburg Üniversitesi Etnoloji Bölümü öðrencisi Sally Mary Riedel de, Alman eðitim sisteminin dýþlayýcý olduðunu belirterek, okul eðitimi boyunca kendi yaþadýklarý olumsuz deneyimleri anlattý. Deðirmenci ve Riedel, göçmenlerin yoðun olarak yaþadýðý Wil helmsburg ve Billstedt semtlerinde öðrenimlerini tamamladýklarýný, baþarýlý olmalarýna raðmen “Abitur” (yüksek öðrenim yeterlilik belgesi) için öðretmenlerinden tavsiye alamadýklarýný ve çeþitli zorluklar çektiklerini ifade etti. Alman eðitiminin yapýsal olarak ve muhteva bakýmýndan deðiþtirilmesi gerektiðini kaydeden Deðirmenci ve Riedel, Almanya’da kapsamlý bir uyum politikasýna ihtiyaç bulunduðunu söyledi. Hamburg / aa
ÝSVÝÇRE’YE MÝNARE YASAÐI HATIRLATMASI
ÝKT Genel Sekreteri Ekmeleddin Ýhsanoðlu
ÝSLÂM Konferansý Teþkilâtý (ÝKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin Ýhsanoðlu dün Ýsviçre Dýþiþleri Bakaný Micheline Anne-Marie Calmy-Rey ile bir araya geldi. Ýnsan Haklarý Konseyi toplantýlarýna katýlmak üzere geldiði Cenevre’de Calmy-Rey ile görüþen Genel Sekreter, minare yasaðý ile sonuçlanan referandum sonrasý gelinen noktada Ýsviçre hükümetinin daha fazla aktif olmasý gerektiðini hatýrlattý. Ýhsanoðlu, ÝKT’nin, daha önce 3 defa yapýlan ÝKT-Ýsviçre istiþare görüþmelerinde verilen ‘referandumdan yasak çýkmayacaðý’ bilgisine raðmen sürpriz bir þekilde aksi yönde bir karar çýkmasý sonucu büyük bir endiþeye kapýldýðý ve hayal kýrýklýðýna uðradýðýný belirtti. Ýhsanoðlu, bu yasakla birlikte Ýslamofobi meselesinin anayasada yer alarak kurumsallaþacaðýný ve bunun bir domino etkisiyle Avrupa çapýnda yayýlabileceðinin kaygý verici bir belirtisi olarak algýlanacaðýný ifade etti. Bakan Calmy-Rey ise referandum sonucunun kendileri için de sürpriz olduðunu belirterek, hükümetin minare yasaðýna karþý olduðunu vurguladý. Ýsviçreli Bakan, referandumun ardýndan Ýsviçre’deki Müslüman kuruluþlarýyla düzenli toplantýlar gerçekleþtirmek için attýklarý adýmlarý anlattý. Cenevre / cihan
Uluslararasý Kýzýlhaç’tan Þili’ye yardým çaðýrýsý
ÞÝLÝ’DE geçen hafta meydana gelen 8,8 büyüklüðündeki depremin ardýndan ölenlerin sayýsý 800’e yaklaþtý. Devlet Baþkaný Michel le Bachelet, ölü sayýsýnýn 795’e çýktýðýný, ölenlerden 586’sýnýn depremde en fazla etkilenen kýyýdaki Maule bölgesinden olduðunu belirtti. Bachelet ayrýca, asker ve polislerin Maule ve Bio Bio bölgelerinde, hem güvenliði saðladýklarýný hem de su ve yiyecek daðýtýmýna baþladýklarýný söyledi. Bu arada, Uluslararasý Kýzýl haç Teþkilâtý, baðýþçý ül kelerden, depremzedeler için 6,5 milyon dolar yardým yapmalarýný istedi. Teþkilâttan yapýlan açýklamada, su, çadýr ve diðer yardým malzemeleri için gerekli olan paranýn, gelecek 6 ay boyunca 15 bin aileye yardým edebilmesi için Þili Kýzýl haçý’na verileceði belirtildi. Santiago / aa
Paris’te PKK’lýlara gözaltý
PARÝS’TE terör örgütü PKK’nýn üye toplamasýyla ilgili yürütülen soruþturma çerçevesinde 9 kiþinin gözaltýna alýndýðý bildirildi. Ad lî makamlar, terör örgütüyle baðlantýlarý bulunduðu belirtilen 9 kiþinin tamamýnýn Türk vatandaþý ve 19 ila 54 yaþlarýnda olduðunu belirtti. Aralarýnda 25 yaþýnda bir kadýnýn da bulunduðu bu kiþiler hakkýnda, terör örgütüyle baðlantýlarý bulunmaktan, terör örgütüne malî destek saðlamaktan ve ateþli silâhlar yasasýna muhalefet etmekten dâvâ açýlacaðý kaydedildi. 9 kiþinin, Marsilya, Montpel lier, Draguignan ve Grenoble’da, 2008 sonunda Paris’te baþlatýlan soruþturma çerçevesinde geçen Cuma yapýlan operasyonlarda gözaltýna alýndýðý bildirildi. Paris / aa
Ukrayna Müftüsü Þeyh Ahmed Tamim, " Biz burada misafir deðiliz. Biz Müslümanlar olarak Ukranya'nýn bölünmez bir parçasýyýz. Müslümanlar, týpký yaðmur damlasý gibidir. Düþtüðü yeri bereketlendirir" dedi.
KÝEV’DE KUTLU DOÐUM BAÞÞEHIR Kiev’de Ukrayna Müftülüðü tarafýndan geniþ katýlýmlý Kutlu Doðum programý düzenlendi. Kur’ân-ý Kerim tilâveti ile baþlayan program, Almanya’daki Türklerden oluþan ilâhî gurubunun, Türkçe ve Arapça seslendirdiði ilahiler ile devam etti. Müftülük bünyesindeki Ýrþat Okulu’nun küçük öðrencileri ise 8 farklý dilde Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (asm) anlattý. Yaþlý bir Tatar bayanýn ise Sovyetler döneminde dinlerini yaþamak uðrunda yaþadýklarýný zorluklarý ve hatýralarýný konuklarla paylaþtý. Kutlu Doðum programýna katýlan, Mil letler ve Din Ýþleri Ukrayna Devlet Komisyonu Baþkaný Yuriy Reþetnikov ise Baþbakan Yuliya Timoþenko’nun, Müslümanlara gönderliði mesajý okudu. Baþbakan Timoþenko, mesajýnda bütün Müslümanlarý Kutlu Doðum münasebeti ile kutlayarak; “Saðlýk huzur ve aile saadeti diliyorum. Tanrý sizin hayýrlý iþleriniz kabul etsin” temennisinde bulundu. Ukrayna Müftüsü Þeyh Ahmed Ta-
Kiev'de düzenlenen Kutlu Doðum Programý'na Ukrayna Baþbakaný Timoþenko da bir mesaj gönderdi.
mim ise konuþmasýnda: “Ukrayna’da Ýslâmý yaþama açýsýndan özgürlüklerimiz haklarýmýz var. Biz burada azýnlýk olarak bütün gayretimizi baðýmsýz, Ukrayna’nýn istikrarýna katkýda bulunmak için çalýþýyoruz. Biz burada misafir deðiliz. Müslümanlar ola-
rak biz Ukrayna’nýn bölünmez bir parçasýyýz. Biz Ukrayna’yý seviyoruz. Müslüman nerede olursa olsun yaþadýðý devletin faydasýna çalýþýr. Müslüman týpký yaðmur damlasý gibidir düþtüðü yeri bereketlendirir.” þeklinde konuþtu. Kiev / cihan
Hollandalý akademisyen Doç. Dr. Jos Baisjens
Yasaðý protesto etmek için baþörtüsü taktý HOLLANDA’NIN Eind hoven þehrindeki Het Plein Koleji’nde öðretim üyeliði yapan Doçent Doktor Jos Baisjens, aþýrý saðcý Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders’ýn baþörtüsüne getirmek istediði yasaðý protesto etmek için baþörtüsü taktý. Aþýrý saðcý söylemleri ile Ýslam’a ve Müslümanlara hakaret eden Wilders, iktidar olunca baþörtü yasaðý getireceðine dair açýklama yapmýþtý. Geert Wilders’a karþý Hol landalýlarýn sesleri yükselmeye baþladý. Kendisinin bir ateist olduðunun altýný çizen Jos Baisjens, “Sýrf ül kede yaþayan bir milyona yakýn Müslümaný dýþlayýcý hareketlere tepki olarak okula giderken, mahal lede, çarþýda baþörtüsü takýyorum” dedi. Eind hoven Het Plein Koleji’nde 50 baþörtülü öðrenci okuyor. Öðrenci velileri Jos Baisjens’i tebrik etti. Eindhoven / cihan
NATO tatbikatýna Ýsrail de katýlýyor
Ýsrail, Arap Birliðinin giriþiminden memnun
NATO’NUN 4-10 Mart tarihleri arasýnda gerçekleþtireceði ‘Kriz Yönetimi’ tatbikatýna ittifakýn Akdeniz Diyalogu ortaðý Ýsrail de katýlacak. 2009’daki Strasbourg-Kehl Zirvesi dolayýsýyla ertelenen tatbikat, NATO’nun kriz yönetimi prosedürlerinin stratejik siyasî seviyede uygulamaya konmasýný amaçlýyor. Tatbikatta üye ve ortak ül kelerin baþþehirlerinde ve NATO karargâhýnda hem sivil hem de askerî yetkililer rol alacak. Hayali senaryoda, Avrupa-Atlantik bölgesi dýþýnda kötüleþen güvenlik durumu dolayýsýyla NATO öncülüðünde çokuluslu bir kriz yönetimi operasyonu yapýlacak. Operasyon kapsamýnda insanî kriz ve terörist unsurlara müdahale edilecek. NATO’nun, Soðuk Savaþ’ýn ardýndan yapacaðý 16. tatbikata 28 NATO üyesinin yaný sýra Ermenistan, Avusturya, Azerbaycan, Finlandiya, Gürcistan, Ýrlanda, Ýsveç, Ýsviçre, Makedonya, Ukrayna ve Ýsrail ile Birleþmiþ Mil letler ve Kýzýl haç da katýlýyor. Brüksel / cihan
ÝSRAÝL, ABD’nin dolaylý Ýsrail-Filistin görüþmeleri teklifini Arap Birliðinin desteklemesinden memnuniyet duyduðunu bildirdi. Ýsrail Baþbakaný Binyamin Netanyahu’nun sözcülerinden Mark Regev, “Kararý memmuniyetle karþýlýyoruz” dedi. Sözcü Regev, Netanyahu’nun bir süredir görüþmelerin baþlamasý çaðrýsýnda bulunduðunu ifade ederek, þimdi de bu görüþmelerin baþlamasýný ümit ettiklerini söyledi. Mýsýr’ýn baþþehri Kahire’de toplanan Arap Birliði dýþiþleri bakanlarýnýn, ABD’nin dolaylý görüþme teklifine destek verdiði açýklanmýþtý. Toplantýda bulunan Filistinli baþmüzakereci Saib Erekat, gazetecilere yaptýðý açýklamada, dýþiþleri bakanlarýnýn dolaylý görüþme teklifine 4 ay süreyle þans tanýmaya karar verdiðini bildirmiþti. Erekat, görüþmelerin baþarýsýz olmasý halinde Arap Birliði bakanlarýnýn Temmuzda yeniden toplanacaðýný da kaydetmiþti. Ýsrail-Filistin barýþ görüþmeleri, Ýsrail’in Aralýk 2008’de Gazze Þeridi’ne saldýrýlar baþlatmasýyla kesilmiþti. Filistin tarafý, Ýsrail, Batý Þeria ve Kudüs’te Yahudi yerleþimleri inþaatýný durdurmadan doðrudan görüþmelere baþlamayacaðýný bildirirken, Ýsrail ise bugüne kadar bu konuda geri adým atmadý. Kudüs / aa
HALÝL ÝBRAHÝM CAN hibrahimcan@windowslive.com
ugün Amerikan Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesinde oylama var. Sözde Ermeni soykýrýmýný tanýma tasarýsý (252 sayýlý karar) komitede görüþülüyor. “Amerikan Baþkanýný, ABD dýþ politikasýnýn ABD kayýtlarýnda yer alan Ermeni Soykýrýmý ve diðer amaçlara iliþkin insan haklarý, etnik temizlik ve soykýrýmý konularýnda uygun bir anlayýþ ve duyarlýlýðý yansýtmasýný saðlamaya çaðýrýyoruz” deniliyor karar taslaðýnýn giriþinde. Sonrasýnda da 1915’ten bu yana olan geliþmelere yer veriliyor karar taslaðýnda ve Amerikan Baþkaný 24 Nisan’da sözde soykýrýmýný tanýmaya çaðrýlýyor. Ýþte bu karar taslaðý bugün oylanýyor. Kabul edilmesi hiç de sürpriz olmayacak. Amerikan milletvekilleri güçlü Ermeni lobisinin desteðini kaybetmemek için ‘evet’ oyu verecekler. Sponsorlar arasýnda Yunanlýlar ve Yahudiler baþý çekiyor. Türk lobisinin gayretleri komitede kararýn alýnmasýný engellemeye yetmeyecek. Dýþ Ýliþkiler Komitesinin internet sitesine girdiðinizde, ayný gün görüþülecek ilginç bir konu daha dikkati çekiyor: “Amerika’nýn Dünyadaki Ýmajýný Düzeltmek: Neden Önemli?” Ne ilginç bir tevafuk deðil mi? Amerika bir yandan Ermeni lobisine direnemeyip, sadýk müttefiki Türkiye’yi küstürme pahasýna bu tür bir kararýn komitede kabul edilmesine ve hatta Temsilciler Meclisi gündemine getirilmesine göz yumarken, öbür taraftan dünyada imajýnýn neden bozulduðunu kara kara düþünüyor. Komite Baþkaný Russ Carnahan; “Ortadoðu’daki güvenlik durumundan, Afganistan ve Pakistan’daki istikrarsýzlýða kadar dünyanýn her yerindeki olaylar Amerika’yý etkiliyor” diyor. Amerika’nýn imajýnýn uluslar arasý sorunlarý çözmede Amerika’nýn kimseyi takmadan ‘tek baþýna’ yürümesi yüzünden bozulduðunu, halbuki ABD’nin dünyanýn her yerinde adaleti yüceltme sorumluluk ve yeteneðine sahip tek süpergüç olduðunu” savunuyor. Ýnsan haklarýna saygý, adalet ve demokrasiyi desteklemenin bozulan imajý düzelteceðini düþünüyor. Obama, Ermenistan’ýn sinsice oyunlarla, gerek anayasa mahkemesini gerekse, meclisini kullanarak protokolleri iþlemez hale getirmesine seyirci kalýyor. Öbür yandan da Türkiye’nin haklý itirazlarýný görmezden gelerek, 24 Nisan kâbusuyla bizi baský altýna almaya çalýþýyor. Peki bu tasarý Temsilciler Meclisinde kabul edilse ne olur? Hukuken hiçbir þey. Zira bu karar türü Amerikan baþkanýnýn imzasýný ya da senatonun onayýný gerektirmeyen, infaz kabiliyeti olmayan basit kararlardan. Ama siyasal anlamda çok hassas olan tarihi bir sorunda, Ermeni diasporasýnýn zafer kazanmasý anlamýna gelecektir. Öbür yandan da Protokollerin onayýnýn önünü keserek, diasporaya ikinci bir zafer hediye edecektir. Kaybeden ise bizden çok, tecrit edilmiþ haldeki Ermenistan olacaktýr. Kýsacasý; bugün Amerika’da bir siyaset oyununun tekrarý sergileniyor. Obama ise geçen yýl sözde soykýrýmýnýn Ermenicesi ile iþi kurtarmaya çalýþtýðý 24 Nisan’da bu kez hangi dolambaçlý sözle Ermenileri kýzdýrmadan, Türkleri küstürmeden konuþacaðýný düþünüyor. Yani Batý cephesinde yeni bir þey yok.
B
Türkiye ile Ermenistan geçmiþe deðil, ileri baksýn
ABD Dýþiþleri Bakanlýðý Sözcüsü Philip Crowley, Türkiye ile Ermenistan arasýnda 90 yýl önce neler olduðuna dair ortak bir anlayýþýn olmadýðýna iþaret ederek, ‘’Ancak her iki ül ke liderlerinin attýðý cesaretli adýmlara deðer veriyoruz ve iki ül keyi, geçmiþe bakmaya deðil, ileri doðru hareket etmeleri yolunda desteklemeye devam ediyoruz’’ dedi. Crowley, ABD Dýþiþleri Bakanlýðý’nda düzenlediði günlük basýn toplantýsýnda bir gazetecinin, ABD Dýþiþleri Bakaný Hil lary Clinton’ýn geçen hafta Temsilciler Meclisi Dýþiþleri Komitesi’ndeki sözlerinin, hem Türkler hem Ermeniler tarafýndan, Clinton’ýn kendilerine destek vermesi olarak algýlandýðýný belirterek, ‘’ABD Dýþiþleri Bakanlýðý bu konudaki pozisyonunu yeniden mi tanýmladý?’’ þeklindeki sorusunu cevapladý. ‘’Öncelikle, Türkiye ile Ermenistan arasýndaki iliþkilerin normal leþmesiyle sonuçlanmasýný umduklarý mevcut süreci desteklediklerini’’ vurgulayan Crowley, bu süreç içinde, Türkiye ve Ermenistan’ýn on yýl lar önce neler olduðuna dair tarihsel gerçekleri deðerlendirmeleri için yeterli ortamýn bulunduðunu düþündüklerini ifade etti. Washington / aa
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/3/2010
2:19 PM
Page 1
8
MEDYA - POLÝTÝK YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
Sosyal ve siyasî paradokslar
AVUSTURYA MEKTUBU MÝKAÝL YAPRAK mikailyaprak@gmail.com
umhuriyet döneminde cumhuru hiçe sayan yaklaþýmlar, çok partili demokratik sistemde antidemokratik uygulamalar o kadar üst üste geldi ki... Antidemokratik yaptýrýmlarla, hukuka aykýrý icraatlarla, baskýlarla koca bir toplum susturuluyor, hükümetler susturuluyor, kurumlar susturuluyor. Aydýnlatma adýna dünyalar karartýrýlýyor, çaðdaþlýk adýna çaðdýþýlýk yapýlýyor, restorasyon diyerek yýkýmlar yaptýrýlýyor. Hele þu dünyanýn jandarmasý Amerika’ya bakýnýz ki, kendi konumunu korumak ve menfaat musluklarýný tekeline almak uðruna akýl almaz zalimlikler sergilerken, hiç utanýp sýkýlmadan, “Bütün bunlarý halklarýn iyiliði için, hürriyetlerine kavuþmalarý için yapýyorum” diyerek bir de yalancýlýðýn ve utanmazlýðýn danýskasýný âleme gösteriyor. Kanun namýna kanunsuzluk, hukuk adýna haksýzlýk, adalet adýna zulüm, halka raðmen halkçýlýk, millete raðmen milliyetçilik ve devlet aleyhine devletçilik, ülkemizin nasýrlaþmýþ paradokslarýdýr. Zaman olur, güvendiðimiz daðlara kar yaðar, karlý daðlarýmýz terörist barýnaðý olur. Güvenliðimizden sorumlu olanlar, güven yerine güvensizlik pompalar. Demokrasinin pratisyenleri olan sözde demokratik kurumlarýmýz, kendi içlerinde alabildiðine antidemokrat kesilirler. Zaman olur, sosyal ve siyasî enkaz üstüne gelip tezgâhlarýný kuran partilere gün doðar.. Ve onlar için aslolan milletin sýrtýndan belli yerlere týrmanabilmek, týrmandýktan sonra da oralarda uzun süre kalabilmek olur. Ortalýðýn sütliman olmasý mý, yoksa toz duman olmasý mý onlarý mutlu eder, doðrusu kestiremeyiz. Zaman olur, ülkenin ayaðýna dolaþan prangalarý çözmek, ülkenin baþýnda uçuþan belâlarý def etmek vaadleriyle iþ baþýna gelenler, ülkenin baþýna yeni belâlar ve gaileler açarak, bir an önce gitmesi gerekenler olurlar. Kurtarýcý rolünde olanlar, kendilerinden kurtulunmasý gerekenler olurlar. Bir kýsýr döngüdür, sürüp giderken, bu kýsýr döngüden dönmenin, bu çýkmazdan çýkmanýn bir yolu kalýr. Hakikaten demokrat, hakperest, hamiyetperver, adaletperver, samimî, vefakâr, ihlâslý ve inançlý, bilgili ve cesur kadrolarýn iþ baþýna gelmesi.. Zaman olur, bu millet o kadrolara da kavuþur ve kavuþmuþtur. Ahrarlarýn yeniden diriliþiyle, demokratlarýn zuhuruyla o yol açýlmýþ, milletin yüzü gülmüþtür. Lâkin rejim, kendi içinde kendisiyle çeliþtiði için, cumhuriyetin ve demokratik rejimin içi boþaltýldýðý için, sivil olmayan argümanlarla donatýldýðý için, kaskatý ve resmî bürokrasiye emanet edildiði için, ahrarlarýmýz ve demokratlarýmýz muratlarýna tam erememiþlerdir. Ülke finiþe kalkarken, iç ve dýþ mihraklar harekete geçmiþ, darbeler devreye girmiþ, geriye dönüþ baþlamýþtýr. Ve zaman olmuþ, milletin baðrýndan, bürokrasi duvarlarýnýn dýþýndan, halkýn arasýndan çýkýp geldiklerine inandýklarýna bu millet yeniden teveccüh etmiþ, idarelerini onlarýn eline teslim etmiþtir. Milletin mesajý ve talebi açýk ve net olmuþtur. Þöyle ki: “Ýþte irade bizden, idare sizden; buyurun yapacaðýnýzý yapýn, maddî ve manevî yükseliþimizi engelleyen ihtilâl anayasasýný deðiþtirin, haksýzlýklarý bertaraf edip, gasbedilmiþ haklarýmýzý bize iade edin. Hak ve adaleti temin edip, adalet ve kalkýnmayý saðlayýn. Adalet ve kalkýnmanýz isimden ibaret kalmasýn.” Bir paradoks da, milletin bu teveccühünde ve bu talebinde yaþanmýþtýr ki, ahrarlarýn devamý olan demokratlar kenara itilerek, onlarýn uhdesinde olan misyonu da bu yeni kadrolara yükleyenler olmuþtur. Hayfa ki, hayfa ki.. Býrakýnýz, gasbedilen haklarýmýzýn geri alýnmasýný, yeni yeni gasplar ve haksýzlýklar, milletin ümit baðladýðý bu iktidara yaptýrýlarak milletle alay edilmiþ, perde gerisindeki karanlýk çehreler kýs kýs güldürülmüþtür. Ýradeyi milletin elinden alýp baþkasýna kaptýran, kupkuru bürokratik idareyi ancak elinde tutabilen bu iktidar ise, anayasayý deðiþtirmek yolunda ciddî adýmlar atmak yerine, zaman zaman onunla oynamýþtýr. Bir defa, çiçeði burnunda hükümet iken, baþbakanýn konumunu düzeltmek için, anayasayla oynanmýþtýr, bir defa baþörtülü bir cümle oraya koymak için oynanmýþtýr, þimdi de partisini kapattýrmamak için oynanýyor, geri tepileceði biline biline... Haydi biraz da Avrupaî paradokslara deðinelim. Bediüzzaman’ýn “bahtiyar” dediði Almanlarý baðrýnda barýndýran ve sahasýndaki ülkelerle bütünleþerek birlik olma hedefini güden, savaþ sonrasý yaralar sarma ve toparlanma yolunda olaðanüstü baþarý gösteren Avrupa’nýn paradokslarý da kendindendir, yerlidir ve orijinaldir. Ýstikbalin parlak sabahlarýna, insanlýðýn huzur dolu günlerine hizmet edeceðinden habersiz bu kýt’a, yüreðindeki ferahlýðýn ve içindeki güvenin sýrrýný kendisi de bilmez. Kýt’anýn gizli misyonlarýný bilmek için derinliðine bilgi, iman ve basiret lâzýmdýr. Burada, dinsiz felsefenin de, fen ve bilimin de argümanlarýný ayný zaman ve mekânda görmek mümkündür. Okullarýnda hem din öðretilir, hem dinsizliðe ve sefahete götürecek telkinlere izin verilir. Bir yanda Hazret-i Ýsa’nýn tasarrufu, öte yanda “inkâr-ý uluhiyyet” fikrinin felsefî boyut.. Bir yanda Ýslâma ve inançlara engin hoþgörü, diðer yanda cahilane hücumlar ve trajikomik tedbirler..
C
Ýþin özüne inmek TÜRKÝYE son günlerde, hatta son aylarda askerle yatýyor, askerle kalkýyor. Nokta dergisinin ortaya çýkardýðý, darbe günlükleri, Taraf gazetesinin gündeme getirdiði “Ýrticayla mücadele planý”, Balyoz operasyonu”, Kafes operasyonu”, vs. Tüm bu konular þu anda yargýnýn önünde ve muhtemelen bir süre sonra bu iddialara iliþkin kesin yargýsal hükümler tecelli edecek. Yargý kararlarýnýn þöyle ya da böyle tecelli etmesi meseleye kalýcý bir çözüm getirecek mi, esas sorun orada. Ya Taraf gazetesinde yayýnlanan tüm iddialarýn gerçek olduðu kanýtlanacak, tüm sorumlular cezalandýrýlacak, TSK içinde bir temizlik yapýlacak. Ya da öbür uç alternatif gündeme gelecek, birilerinin iddia ettiði gibi TSK’ya yönelik bir operasyon ortaya çýkarýlacak, sorumlular yine cezalandýrýlacak. Bir yurttaþ olarak benim kanaatim Taraf gazetesinde ortaya atýlan iddialarýn yaklaþýk tümünün doðru olduðu yönünde, bunu da geçerken bir not olarak düþelim, ama ortada kesinleþmiþ bir yargý kararý yok iken, benimki sadece bir kanaat. Ama iþin sýkýntýlý tarafý; TSK içinde derin bir temizlik de yapýlsa, TSK’ya karþý operasyon düzenleyenler deþifre de edilse iþin özüne inilmemiþ olacak. Ne zaman inileceði de doðrusu belli deðil. Ýþin özü Türkiye’de mevcut, A-
‘‘
Türkiye’de mevcut, anayasaya, kanunlara, yönetmeliklere yansýmýþ sivil-asker iliþkileri bütünü çaðdaþ dünyanýn kabul ettiði iliþkiler bütününden çok uzak.
nayasa’ya, kanunlara, yönetmeliklere yansýmýþ sivil-asker iliþkileri bütününün çaðdaþ dünyanýn kabul ettiði iliþkiler bütününden çok uzak, çok farklý oluþu; bu kopukluk giderilmeden meselenin sadece polisiye, adli yönüyle ilgileniliyor olmasý, sonuç ne olursa olsun, bana çok anlamlý gelmiyor. Geçenlerde Ýstanbul’da gerçekleþen NATO zirvesine Savunma Bakaný ile yanyana ya da o’nun arkasýnda oturmamak için katýlmayan Genelkurmay Baþkaný’nýn durumu ülkemizdeki sivil-asker iliþkilerinin garabetini en görmek istemeyenlerin dahi gözüne soktu; NATO ülkeleri arasýnda sadece bizde Genelkurmay Baþkaný doðrudan Savunma Bakaný’na baðlý ol-
madýðýndan hiçbir NATO zirvesine Savunma Bakaný ile Genelkurmay Baþkaný birlikte, Genelkurmay Baþkaný’nýn Savunma Bakaný’nýn arkasýna ya da yanýna oturmamasý için, katýlamýyorlar. Ýþin özünü ilgilendiren ilk konu Türkiye’de de, her çaðdaþ ülkede olduðu gibi, Genelkurmay’ýn doðrudan Savunma Bakanlýðý’na baðlanmasý yani devlet protokolünün yeniden gözden geçirilmesi. Hemen arkasýndan da doðrudan Anayasa metninde deðiþiklik gerektiren þu konular geliyor: Madde 108: Devlet Denetleme Kurulu’nun TSK’yý denetleyememesi Madde 117: Genelkurmay’ýn Baþbakanlýkla iliþkisi Madde118: Milli Güvenlik Kurulu’nun rolü Madde 125: YAÞ kararlarýnýn yargý denetimi dýþýnda oluþu Madde 132: Türk Silahlý Kuvvetleri’ne baðlý yükseköðretim kurumlarýnýn iþleyiþi Madde 145: Askeri yargý ya da çift baþlý yargý kurumu Anayasa’daki bu temel maddelere ilaveten hem Anayasa’da hem kanunlarda (mesela Ýç Hizmet Kanunu made 35) yapýlacak baþka deðiþiklikler de var. Bu temel sorunlar çözülmeden darbeciler yargýlansa ve mahkum olsalar ya da olmasalar ne deðiþir? Eser Karakaþ, Star, 3.3.2010
‘Ýyi çocuk hukuku’ mu? BAZEN lafý eðip bükmek o konuya haksýzlýk olur. Doðrudan ‘kitabýn ortasýndan konuþmak’ gerekir. Þimdi öyle bir zamandayýz. Komplo belgeleri, darbe planlarý, cunta faaliyetleri bir bir belgelendi. Canla baþla cuntacýlarý koruyup kollayanlarý bir kenara býrakýrsak toplumun büyük bir kesimi ‘aldatýlmýþýz’ diyor. Ýþte bu aþamada baþta medya olmak üzere herkesin kendine sormasý lazým: Darbecilerle miyim deðil miyim? Bu aþamada ‘ama’,‘lakin’ ya da ‘fakat’lý konuþmanýn bir anlamý yok. Genelkurmay Karargahý’nda kendi hükümetine ve milletine komplo kuran bir ekip suçüstü yakalandý. Belgeler, deliller ortada. Ülkenin tüm kurumlarý ‘belge gerçek’ demiþ. O vahim belgede neler olduðunu herkes ezberledi artýk. Masum insanlarýn evine bomba koymayý, onlarý askeri mahkemelerde yargýlamayý, Alevi-Sünni gerginliði çýkarmayý planlamýþ Genelkurmay’da bir ekip. Amaçlarýna ulaþmak için sahte ses kayýtlarýndan tutun da TV dizilerine müdahaleye kadar her þeyi mubah görmüþler. Ýþin daha da vahimi iddianameye göre ordu komutanýndan baþsavcýya herkes bu komplonun içinde yer almýþ. Bu aþamada hiçbir þey olmamýþ gibi davranmak en az bu planlar kadar korkunç, bu planlar kadar yanlýþtýr. Baþbuð’un görev süresinin bitmesine sayýlý günler kaldý. Bu açýdan mesele sadece Baþbuð’un sorunu deðil. Esas gündem ordunun demokratik sistem içinde durduðu yer. Asker iþini yapýp demokrasiyi içselleþtirecek mi yoksa toplum mühendisliðine soyunup perde gerisinden ülke yönetmeye mi talip olacak? Bu noktada bir karar verip yeni bir yol haritasý çizilemezse biz daha çok Balyoz planlarýndan bahseder dururuz. Hatýrlayalým, bu plan ortaya çýktýðýnda ‘bu bir kaðýt parçasýdýr’ diyerek kendini ortaya koymuþtu Baþbuð. Fakat tam tersi oldu. Ýlk günden askeri savcýlýk ‘kanaat bil-
direrek’ iddialarý yalanladý. Mahkeme sürecinde ‘tuhaf görüþmeler’ yaþandý. Albay Çiçek iki kez tutuklandý, mahkeme baþkanlarý deðiþtirildi, tekrar serbest kaldý. Bu esnada devreye giren ‘sivil subaylar’ ekran ekran dolaþýp Çiçek’i savundu. Sonra devreye ihbarcý subay girdi. Belgeyle birlikte vahim baþka belgeler de yolladý. Bu aþamada hatýrlatmak lazým, meçhul ihbarcý inanýlmaz iddialar sýralamýþ ve ‘ihtiyaç duyarsanýz tanýk olmaya hazýrým’ demiþti. Sahi savcýlar bu subayý dinleme ihtiyacý hissettiler mi acaba? Süreçteki tuhaflýk bitmiþ deðil. Bunca delile raðmen askeri savcýlýk Albay Çi-
‘‘
Balyoz’da da olduðu gibi ‘astlarýn tutuklu üstlerin serbest’ kaldýðý bir sistem devreye giriyor da haberimiz mi yok?
çek’i tutuklama ihtiyacý hissetmedi. Dursun Çiçek çok aðýr bir iddia ile yargýlanýyor ama görevinin baþýnda. Onu görevinde tutup iþ birlikçilerini adalete teslim etmeyenler can acýtan sorulara da hazýrlýklý olmak zorundalar. Herkes ‘Generaller tutuklanýrken Çiçek’i ayrýcalýklý kýlan ne var’ sorusunu sorar. Komplo belgesinin altýnda imzasý olan ‘Çiçek’i korurken aslýnda üstlerine doðru baþka kimleri de koruyorlar’ sorusu ister istemez zihinleri meþgul eder. Ya da bizim bilmediðimiz ‘iyi çocuk hukuku’ mu geçerli? Balyoz’da da olduðu gibi ‘astlarýn tutuklu üstlerin serbest’ kaldýðý bir sistem devreye giriyor da haberimiz mi yok? Sahi Çiçek’i bu kadar ayrýcalýklý kýlan nedir? O taþý çekince yýkýlacak olan ne? Adem Yavuz Arslan, Bugün, 3.3.2010
Yargý hep hoyrattý, siz þimdi farkýna vardýnýz ÖNCE Ergenekon, ardýndan Balyoz soruþturmalarý kamuoyunun önemli bir kesiminde tepki çekti. Tepkilerin bir bölümü, askerin soruþturulmasýna yönelik. Ak Parti’nin tamamen ideolojik (dincilik) nedenlerle TSK’yý yýpratmak ve süngüsünü düþürmek için hareket ettiðine, kendinden yana savcý ve polisleri kullanarak bu kampanyayý açtýðýna inanýlýyor. Ancak toplumun büyük bir bölümü, soruþturma sýrasýnda askere ve diðer sanýklara yönelik muameleye tepki duyuyor. Televizyonlardaki tartýþmalara bakýn, gazetelerdeki yorumlarý veya açýklamalarý okuyun, hep ayný noktalara dikkat çekiliyor. “Cinayet sanýðý gibi, sabaha karþý evinden alýp götürüyorlar. Davet edemezler miydi?” “Gösteri yapar gibi gözaltýna alýyorlar, basýnýn önünden geçiriyorlar...” “10 ay içeride tutuyorlar, sonra serbest býrakýyorlar...” “Ýnsanlar neyle suçlandýklarýný dahi bilmiyorlar...” “Komplo teorilerinden, soyut hayali senaryolardan, köþe yazýlarý veya gazete haberlerinden hareket edip dava açýyorlar...” Daha neler neler...
Ancak bu eleþtirilerin büyük bölümü yargý mekanizmasýnýn iþlemesinden kaynaklanýyor. Polisin kiþileri gözaltýna alma yöntemleri, izlediði prosedür, muamele... Savcýnýn, “delil” diye nitelediði veriler, dosyayý oluþturmasý, yargýya hazýrlama süreci... Yargýcýn iþ yükü veya olayýn geniþliði karþýsýnda davayý zorunlu
‘‘
Dün ile bugün arasýndaki tek fark nedir bilir misiniz? Dün yargý büyüklere dokunmazdý.
uzatmasý, istediði belgelere hýzla ulaþamamasý... Hep ayný yaklaþým, deðiþen bir þey yok... Bizler, Ergenekon ile baþlayan ve Balyoz ile devam eden süreçte yaþanan soruþturma, gözaltý ve tutuklama olaylarýndan gördüklerimize bakýp, sanki yargý eskiden çok duyarlý, son derece dikkatli ve Avrupalý mes-
lektaþlarý gibi hareket edermiþ de, þimdi deðiþmiþ sanýyoruz. Oysa, tam aksine... Yargý eskiden de, böyle hoyratça hareket ederdi. Sanýðýn dahi insan hakký olduðunu umursamazdý. Ýnsanlar sürüklenerek gözaltýna alýnýr, yine aylarca sorgusuz sualsiz tutulur, yine gazete haber ve yorumlarýndan veya hayali senaryolardan iddianameler hazýrlanýrdý. Dün ile bugün arasýndaki tek fark nedir bilir misiniz? Dün yargý büyüklere dokunmazdý. “Etkinler” suç iþleseler dahi onlara farklý muamele yapýlýrdý. Onlar, yargýnýn ve polisin bir baþka yüzünü görürlerdi. Ne olursa, normal vatandaþa olurdu. Ýtilir kakýlýr, zamanýnda dayak yer, suçsuz olmasýna raðmen yýllarca hapis yatsa dahi sesini çýkaramazdý. Bugün eleþtirdiðimiz yargýnýn yeni bir yaný yok. Ýktidardan direktif almalarýna veya iktidarýn direktifiyle tutum deðiþtirmeye de ihtiyacý yok. Yargýmýz hep ayný. Ýþte, þimdi eskiye oranla daha fazla reform çýðlýklarý atýlmasýnýn nedeni de bu... Ýlk defa yargý sistemimizin ve çað dýþý uygulama yöntemlerinin farkýna vardýk. Mehmet Ali Birand, Posta, 3.3.2010
Vahþi atlar bize huzur getirdi
ROBERT MIRANDA (Davud Ali Selam) rmiranda@wi.rr.com
eçtiðimiz hafta Nelsonville, Ohio’daki maceralarýmýzdan bahsetmiþtim. O yazýmda Columbus, Ohio’dan çok yakýn bir arkadaþým olan bir insan haklarý aktivistinin çaðrýsý üzerine bir eyleme katýlmak için bölgeye gittiðimi anlatmýþtým. Arkadaþým, Appalachian Daðý eteklerindeki bir orman kasabasýnda bulunan Hocking College okulundaki siyahî öðrencilere ýrkçý bir takým saldýrýlarda bulunan yerel bir gruba karþý organize edilen bir eyleme iþtirak etmemi rica etmiþti. Bu kolejdeki siyahî öðrencileri öldürmeye varan tehditlerle rahatsýz eden söz konusu grup özellikle beyaz olmayanlar ve Hýristiyan olmayan Amerikalýlara karþý lokal bir takým terörist faaliyetlerde bulunan aþýrý, beyaz, ýrkçý bir örgüttü. Okuldaki siyahî öðrenciler ormanlýk bölgede tek baþlarýna ve çok fazla dolaþmamalarý konusunda uyarýlmýþlar. Zira böylesi bir durumda ýrkçý bir terörist tarafýndan tek bir kurþunla öldürülme ihtimali vardý. Öðrendiðimize göre tehditlerin boyutu bu safhaya ulaþýnca FBI da olaya el koymuþ ve siyahî öðrencilere yönelen þiddeti araþtýrmak için bölgeye bir ekip göndermiþ ve araþtýrma baþlatmýþ. Bölgede sýkça terörist faaliyetlerde bulunan meþhur ýrkçý beyaz örgüt Ku Klux Klan’ýn varlýðý sebebiyle de, siyahî öðrencilere yönelen katliâm tehditleri ciddiye alýnýyor. Davet edildiðim organizasyonda iki ayrý seminer verme görevim vardý. Birincisi pasif direniþ, diðeri ise polis vahþetinden sakýnmak ile ilgili olacaktý. Seminerlerim süresince, Bediüzzaman Said Nursî’nin metodlarýndan bahsettim ve onun Osmanlý’nýn düþüþü ve 1. Dünya Savaþý ile ortaya çýkan uygun zeminde Ýslâm toplumuna Batýlý düþünceleri enjekte etmek isteyen ve Ýslâmiyet’in Türkiye’den silinmesi için çaba sarfeden Batýlý güçlere karþý verdiði mücadelesini anlattým. Onlara Said Nursî’nin bir barýþ havarisi, çok önemli bir kahraman ve hayatýný baþkalarýna hizmet etmeye adamýþ tarihî bir Ýslâm figürü olduðundan bahsettim. Said Nursî’nin insanlarý öngörülerindeki basiret ve f ikirlerindeki derinlik ile etkileyen karizmatik bir f igür olduðunu söyledim. Onun vizyonunun insanoðlunu tamamen kurtarmak ve insanlýðý hedef alan adaletsizliði ortadan kaldýrmak olduðunu ifade ettim. Týpký bugün Nelsonville, Ohio’da siyahî öðrencilere yönelen adaletsizlik tehdidinde olduðu gibi... Onlara Said Nursî’nin bir keresinde þu sözü söylediðini belirttim: “Ekmeksiz yaþarým, fakat hürriyetsiz yaþayamam” Onun, düþünce ve ifade özgürlüðünü insanoðlunun hayatiyetini devam ettirmesi için þart olarak gördüðünü vurguladým. Vizyoner bir adam olarak, modern çaðýn insanýnýn herþeyin sebep ve gayelerini öðrenmek istediðini bildiðini ve çaðdaþ insanýn bütün sorunlarýna kendi Ýslâmî perspektifinden çözüm teklifleri sunduðunu anlattým. Nursî’nin f ikirlerinin toplumda bir ahlâkî düzen öngördüðünü ve böylece insanlarýn doðruyu yanlýþtan rahatlýkla ayýrabileceðini içerdiðini belirttim. Onun, imanýn toplumsal hayatý güçlendireceðine ve f ikir ve düþünce özgürlüðünün ve de bilginin gücünün güçlü ve imanlý bir toplum inþa edeceðine inandýðýný söyledim. Birçoklarý, anlattýklarýmý can kulaðýyla dinledikten sonra çok
G
beðendiklerini söyleyerek, daha fazla detaylý bilgi vermemi istediler. Ben de bunlarý paylaþmaktan ötürü mutluluktan çok daha öte bir memnuniyet hissettim. O gün ayrýca benden bir grup insaný organize ederek ormanlýk alana doðru bir yürüyüþ düzenlememi ve böylece burada siyahî öðrencileri tehdit eden silâhlý gruplara bir gözdaðý vermemizi istediler. Akþam gelip çattýðýnda, 6 kiþilik bir grup olarak ormanlýða doðru yürümeye baþladýk. Kolejin civarýnda yapmýþ olduðumuz bu yürüyüþ sýrasýnda yapmýþ olduðumuz gürültüyü duyan bu teröristlerin dikkatini çekeceðimizi ve belki de bizi de rahatsýz edeceklerini düþündüðümüzden tedirgindik. Tam o sýrada, bir gürültü duydum ve birden o tarafa doðru baktým. Yerler hep karla doluydu, hava nisbeten sýcaktý ve birden havada sisli bir ýþýk hüzmesi görür gibi oldum. Üzerimize doðru gelen bu þeyin ne olduðunu anlamak için bir iki adým daha ileriye atýldým. Sislerin içinden bize doðru gelen sanki bir hayaletti. Ancak bir kaç saniye sonra bunun bembeyaz bir at olduðunu görecektik... Beyaz at bize doðru bir kaç adým daha attýktan sonra tam önümde duruverdi. Bu duruma oldukça þaþýrmýþtým, önümde duran atýn baþýný okþamaya baþladým. Tam bu sýrada arkadaþlarýma þimdi ne yapacaðýmýzý soracaktým ki, bir gürültü daha koptu ve etrafýmýzda 14-15 tane daha at beliriverdi. Tam anlamýyla þok olmuþtum. Bu þahane manzara karþýsýnda hepimizde bir heyecan oluþtu ve tek tek sevip okþadýðýmýz atlarýn fotoðraflarýný çekmeye baþladýk. Daha sonra ise koleje doðru yürüyüþümüze devam ettik. Ancak ilginç olan þuydu ki, atlar da durmadan bizi takip ediyorlardý. Biraz önce ormanda yalnýz olduðumuz için tedirginlik hissederken, atlarýn etrafýmýzda olmasý ve bizleri çevrelemesi ile güvende hissetmeye baþladýk ve böylece bize yönelecek herhangi bir saldýrýdan korunduðumuzu hissettik. 5 saat boyunca ormanýn etrafýndaki yürüyüþümüz devam etti ve gece yarýsý saat 2 civarýnda bu keþif yürüyüþümüzü bitirme kararý aldým. Bir aðacýn altýnda dinlenirken aldýðým bu karardan sonra o ilk anda karþýmýza çýkan beyaz at tekrar yanýma geldi ve sanki son bir defa okþamam için kafasýný eðdi. Bir iki dakika kendini sevdirdikten sonra diðer atlarla birlikte orayý terk ettiler. Fakat o beyaz at çekip gitmeden önce, göz göze gelir gibi olduk ve bana sanki herþeyin çok iyi olacaðýný ve bir sorun çýkmayacaðýný söylüyormuþ gibi bir his kapladý içimi... Koleje geri dönüp de bu yaþadýklarýmýzý anlattýðýmýzda en baþta bir çok arkadaþýmýz olanlara inanmadýlar. Bize ormanda gezen atlarý çok iyi bildiklerini ve o atlarýn çok vahþi atlar olduðunu dolayýsýyla asla insanlarýn etrafýnda bu þekilde duramayacaklarýný söylediler. Hele ki bir insanýn onlarý okþamasýna izin vermelerinin imkânsýz olduðunu iddia ettiler. Ancak onlara çektiðimiz fotoðraflarý gösterince þok geçirdiler ve inanmak zorunda kaldýlar. Nelsonville, Ohio’daki eylem ve direniþimiz baþarýya ulaþmýþtý. Bölgeden gelen haberler son iki haftadýr herþeyin normal olduðunu söylüyor. Þüphesiz bölgedeki bütün beyaz insanlar ýrkçý deðiller, orada da ahlâkî deðerlere sahip olan ve ýrkçýlýða karþý mücadele eden beyaz insanlar var. Ýþte Nelsonville’de böyle adaletsizliðe karþý imanlý insanlar gibi karþýlýk veren beyaz insanlarla da tanýþtým. Diðer yandan o ormanda yaþadýðým ve hayatýmýn en sükûnetli anlarý diyebileceðim o sükûneti halen hissediyorum. Allah ne yücedir! Onun yarattýðý canlýlar gelip beni sakinleþtirdi ve bana cesaret verdiler, ormanda ve kasabada artýk korkulacak bir þey olmadýðýný hal diliyle anlattýlar... Maþallah! Tercüme: Umut Yavuz
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/3/2010
3:15 PM
Page 1
9
MAKALE
YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
Mevcudat tesbihatýnda þuur var mýdýr?
FIKIH GÜNLÜÐÜ
SÜLEYMAN KÖSMENE fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info 0 505 648 52 50
Abdullah Bey: “Kâinat ve mevcudat Allah’ý bilme ve Allah’a tesbih etme noktasýnda þuurlu mudurlar? Yoksa zorla mý ibadet ettiriliyorlar?” ur’ân emanetin göklere, yere ve daðlara arz edildiðini, fakat bu yerlerin emaneti almaktan çekindiðini, onu insanýn aldýðýný beyan eder,1 yýldýzlarýn ve aðaçlarýn Al lah’a secde ettiklerini haber verir,2 göklerde ve yerde þuurlu þuursuz ne varsa Al lah’a tesbih ettiklerini,3 fakat biz þuurlu varlýklarýn bu tesbihleri anlamadýðýmýzý4 bildirir, Al lah’ýn gerektiðinde sularý yutmasý için yeryüzüne, suyunu kesmesi için gökyüzüne5, Hazret-i Ýbrâhîm (as) için soðuk ve selâmetli olmasý için ateþe6 hitap ettiðini kaydeder. Al lah’ýn, “Ey yeryüzü ve gökyüzü! Ýsteseniz de, istemeseniz de ikiniz birden emrime uyun!” buyurduðunu, bu Ýlâhî emre gökyüzünün ve yeryüzünün de cevap vererek, “Ýsteyerek uyduk!” dediklerini haber verir.7 Varlýklarýn Ýlâhî emirleri böylesine dinlemelerinde biz þuur mu arayacaðýz, yoksa þuurlu varlýklar olarak okumamýz gereken baþka mesajlar mý var? Üstad Saîd Nursî Hazretlerine göre bu âyetlerle birlikte her þeyde görünen bu baþ döndürücü güzel lik, düzenlilik ve faydalýlýk, her þeyin Al lah’ýn emirlerine harfiyen uyduðunu ilân ediyor.8 Küçükten büyüðe bütün mahlûklar üzerlerinde taþýdýklarý ince nakýþlar ve hikmetli özel likler dil leriyle Al lah’ýn isimlerini zikrediyorlar, yani gösteriyorlar.9 Anlaþýlýyor ki, göklerin, yerin ve bütün varlýklarýn zaten Al lah’ýn emirlerinin dýþýna çýkmak gibi bir seçenekleri yoktur. Böyle bir seçeneðe insanlar ve cinler sahiptirler. Fakat insanlar ve cinler de zorla ibadet ettirilmiyorlar. Tercihleri ve iradeleriyle ibadet etmeleri isteniyor. Bu açýdan, “zorla ibadet ettirilmek” tabirinin seçenek sahibi olmayan varlýklar için kul lanýlmasý akla ve hikmete uygun düþmüyor. Kâinatta Al lah’ýn iradesi, hikmeti ve kudreti esastýr. *** Ýsmail Bey: “Emirdað Lâhikasýnda geçen,‘Beþer, hakikate muhtaç olduðu gibi, bazý keyifli hevesâta da (meþrû eðlencelere) ihtiyacý var. Fakat bu keyifli hevesat, beþte birisi olmalý. Yoksa havanýn sýrr-ý hikmetine (yaratýlýþ hikmetine) münafi (aykýrý) olur. Hem beþerin tembelliðine ve sefahetine ve lüzumlu vazifelerinin noksan býrakýlmasýna sebebiyet verip beþere büyük bir nimet iken, büyük bir nikmet (ceza) olur, beþere lâzým olan sa’ye þevki kýrar’ cümlesinde geçen beþte bir nedir? Burada geçen havanýn bozulmasý ne demektir?”
K
Bedîüzzaman Hazretlerine Kur’ân yayýnýný dinlemesi için bir radyo getiriliyor. Bedîüzzaman radyonun, yayýnýnýn onda birini faydalý bilgilere ve kelimâtý tayyibe olan Kur’ân bilgilerine ayýrdýðýný, geri kalan yayýn saatlerini ise keyifli eðlencelere ayýrdýðýný görüyor ve bu oraný hava nîmetinin þükrü açýsýndan gâyet yetersiz buluyor. Çünkü radyo yayýn aracý olarak Allah’ýn emir ve irâdesine arþ hükmünde olan10 havayý kul lanmaktadýr ve Al lah’ýn bu nîmetine karþý sonsuz derece þükür borçludur. Oysa onda birlik bir faydalý bilgi ve Kur’ân yayýný ile böylesine kapsamlý þekilde þükür vazifesi yapmaya imkân yoktur. Bedîüzzaman Hazretleri þükür bilincinde olan bir radyonun program muhtevasýnýn ana hatlarýný da burada çiziyor. Üstad Saîd Nursî Hazretlerine göre, “Ýleyhi yes’adü’l-kelimü’t-tayyibü” (Güzel sözler O’na yükselir.)11 âyetinin sýrrýný kendi sayfasýnda gösteren hava âleminin önemli bir görevi, Al lah’ýn izniyle kelimeleri çoðaltmasý ve sesi nakletmesidir. Radyolar ise yeryüzünü bir tek ev hükmüne getirip sesini ve yayýnýný bütün yeryüzüne hava vasýtasýyla neþrediyorlar. Ýnsanoðlu bu radyo nîmetine bir þükür olarak radyo nîmeti ile neþrettiði kelimât-ý tayyibenin, yani Al lah kelâmýnýn sayýsýný arttýrmalýdýr. Radyo yayýný ile Kur’ân hakîkatleri, îmân ve güzel ahlâk dersleri ve kiþisel ve sosyal hayata lüzumu olan faydalý bilgiler çokça verilmeli ki, hava nîmetini geniþçe kul lanmaya karþý þükür vazifesi yapýlmýþ olsun. Yoksa bu nîmet böyle þükür görmezse, insanoðluna zararlý düþecektir. Bedîüzzaman’a göre, beþerin bazen keyifli hevesâta, meþrû olmak kaydýyla eðlencelere ve müziðe ihtiyacý vardýr; tamam. Beþerin bu ihtiyacý dikkate alýnýp radyoda meþrû olmak kaydýyla eðlence ve müzik yayýný yapýlabilir. Ama bu yayýn radyonun bütün yayýnlarýna oranla beþte biri aþmamalýdýr. Yoksa havanýn yaratýlýþ hikmetine zýt þekilde yayýn yapýlmýþ olur. Bu durumda ise radyo bir Ýlâhî nîmet iken, bir nikmet olur, yapýlan abartýlý eðlence yayýnlarý beþerin baþýna belâ olmaktan öteye bir fayda saðlamaz. Öyle ise þükür vazifesi yüklü bir radyoda müzik ve meþrû eðlence programýna beþte bir, kelimât-ý tayyibe sayýlabilecek þekilde faydalý ve Kur’ân bilgilerini konu alan programlara ise beþte dört oranda yer verilmelidir.12
Dipnotlar: 1- Ahzab Sûresi: 72; 2- Rahman Sûresi: 6; 3- Hadîd Sûresi: 1; 4- Ýsrâ Sûresi: 44; 5- Hûd Sûresi: 44; 6- Enbiyâ Sûresi: 69; 7- Fussilet Sûresi: 11; 8- Sözler, s. 12; 9- Sözler, s. 394; 10Sözler, s. 148; 11- Fâtýr Sûresi: 10; 12- Emirdað Lâhikasý, s. 307.
ANADOLU'NUN SÝNESÝ RAÞÝT YÜCEL ollar yolcular için yapýlýr. Yollar önce “yaya” olarak adýmlandý. Sonra yollarýn ve yolcularýn þartlarý deðiþti. “Ýnsan bir yolcudur” sözü her insan için geçerlidir. Sabit bir hayat tarzýnýz olsa dahi. Yolumuz, geçenlerde Balýkesir, Bandýrma ve Ankara’ya düþtü. Dostlarýmýzýn dâveti üzerine “Nur Hizmetinde Nurlu Hatýralar” adý altýndaki seminerimizle geçmiþteki hizmet hatýralarýna gittik. Kâh gülümsedik, kâh duygulandýk. Son yüzyýlýn en önemli olayý ülkemizde yaþanmýþtý ve hâlâ yaþanýyor. Kýyamete kadar devam edecek mânevî silsilenin bir serüvenidir bu. Baþkalarý için ”tâlî þeyler” olarak kabul edilebilir. Mazur görürüz. Leyla ile Mecnun hadi-
Y
Yolculuk sesi gibi. Malûm, Mecnun’un Leyla’ya aþký dillere destan olmuþtur. Oysa Leyla’yý gören birisi Mecnun’a sormuþ: ”Senin yanýp tutuþtuðun çok da güzel olmayan bu kýz mý?” Mecnun’un cevabý enteresandýr: “Sen onu benim gözüm ile görmüþ olsan bana hak verirdin.” Her insanýn ilgi alaný farklýdýr. Ýþte bu hatýralar yýllarý ve yollarý meþgul etmiþti... Balýkesir temsilcimiz Ali Kurnaz Bey ile bazý ziyaretlerde bulunduk. BRT radyosunun canlý yayýnýnda, yýllarýn muhabbet fedaisi Necati Aðabeyimle beraber olduk. Mehmet kardeþimin rehberliðinde Zaðnos Paþa Camiinde Cuma namazýný eda ettik. Akþam dostlar ile beraberliðimiz “cennetâsâ bir bahar”ý andýrýyordu. Ertesi gün Bandýrma yolunda idik. Ali Fuat Bey kardeþimin kaptanlýðýnda, Ahmet, Ýsmet Beyler ve Ali kardeþim i-
‘‘
Son yüzyýlýn en önemli olayý ülkemizde yaþanmýþtý ve hâlâ yaþanýyor. Kýyamete kadar devam edecek mânevî silsilenin bir serüvenidir bu.
le akþama yakýn Bandýrma’ya ulaþtýk. Bahtiyar Ataç ailesinin misafirperverliði eþliðinde, eski temsilcimiz merhum Tayyar Aðabeyimizi anarak, hatýralarý yad ettik. Gece Balýkesir’e ulaþtýk, sonra da Ankara’ya doðru yol aldýk. Namaz için bir mescidin olmayýþý demiryol-
BEDESTEN
Dersim'in kýzlarý zulmün adresini veriyor
M. LATÝF SALÝHOÐLU latif@yeniasya.com.tr
nceki akþam, Harbiye'deki Cemal Reþit Rey (CRR) Konser Salonundaydýk. Oraya "Dersim'in Kayýp Kýzlarý" belgeselinin galasý için gitmiþtik. Dâvet metninde belirtilen saatte gittik ve cidden mahþerî bir kalabalýkla karþýlaþtýk. Yüzlerce deðil, binlerce insan akýn edip gelmiþti oraya. Üstelik, CRR'ye gelenler, sýradan kimseler deðildi. Mutlak çoðunluðunu medya, f ikir, sanat ve siyaset camiasýndan gelen kimseler teþkil ediyordu. Belgesel filmi deðil oturarak, ayakta izlemek için dahi yer kalmadý. Geç gelenler, koca salona girme þansýna sahip olamadý. Ýnsanlarýmýzýn bu müthiþ alâkadarlýðý, hazýrlanan belgeselin basit ve sýradan birþey olmadýðýný gösteriyordu. Nitekim, öyle oldu. Salon týklým týklým doldu. Programa tam zamanýnda baþlandý. Al kýþa deðer bir olgunlukla, tam bir sükûnet saðlandý. Ardýndan kýsa konuþmalar yapýldý ve belgesel f ilmin gösterimine geçildi. Ýzleyiciler, pür dikkat beyaz perdeye odaklandý. Aman Al lah'ým! O ne müthiþ, o ne cesur bir giriþti öyle... 1937–38 yýl larýnda yaþanmýþ olan Dersim Fâciasýný anlatmaya, o günlerin gazete manþetlerini gözler önüne sermekle baþlýyor, f ilm. Çarpýcý manþetlerden biri þöyledir: "Askerî kýtaatýmýz , asilerin bütün köylerini iþgal etti." Hemen ardýndan, Baþbakan Ýsmet Paþanýn Dersimlilerin Türkleþtirilmesi ve cebren itaat altýna alýnmasýna dair "insanlýk ayýbý" mahiyetindeki sözleri perdeye yansýtýlýyor. Onu, üçüncü adam Fevzi Paþanýn ayný minval üzre sarf ettiði utanç verici açýklamasý takip ediyor. Baþbakan ile Baþkomutanýn o devirde ne söylediklerine ve nelerle meþgul olduklarýna bakýnca, yakýn tarihte neler olduðunu, neler yapýldýðýný ve Türkiye'nin nasýl bir cendereden geçtiðini daha iyi anlýyor insan. Bu arada, yine f ilmin ilk dakikalarýnda, Der sim hal kýnýn üzerine ölüm ve imha bombalarý kusan ilk kadýn pilot Sabi-
Ö
ha Gökçen'in arþiv görüntülerine þahit oluyor sunuz. Derken, Sabiha Gökçen ile Mustafa Kemal'in yanyana yürüdükleri anýn kayýtlarý beliriyor gözlerinizin önünde. Ardýndan da, M. Kemal'in kalabalýk bir heyetle bölgede teftiþ yaptýðýna ve hatta arazide gezinti yaptýðýna dair þoke edici arþiv görüntüleriyle yüzleþiveriyorsunuz. Yaklaþýk bir saat süreli belgesel f ilmin, bu ilk 10–15 dakikalýk bölümünde o derece çarpýcý ve sarsýcý mesaj ve görüntülere yer verilmiþtir ki, f ilmin geri kalan kýsmý bir kenara býrakýlsa, hatta yok sayýlsa, bize göre yine de büyük bir kazanç sayýlmalý ve çok büyük bir hizmet olarak addedilmeli. Hele hele, 80'lik canlý þahitlerin konuþmalarý ve o kalbî, hasbî, fýtrî anlatýmlarý... Çektikleri o dayanýlmaz acýlar... Geçirdikleri korkunç travmlar... Hem yetim, hem öksüz, hem vatansýz kalmanýn, dahasý nereden geldiðini ve nerede olduðunu dahi bilmemenin vermiþ olduðu yürek burkan sözler, söylenmeler, yakýnmalar... Aman yâ Rabbi! Onlarý dinlerken, kendini tutmak, tutabilmek ne mümkün... Tamamen belgesel olan bu f ilmi seyre-
Dersim'in kayýp kýzlarýndan Fatma ve Huriye Haným (üstte) ile onlarýn þahit olduðu 1937 yýlýndaki fâciaya dair o dönemin (1937) resmî bakýþ tarzýna uygun þekilde yayýn yapan gazetelerin manþet haberlerine ait bazý kupürleri görmektesiniz.
GÜN GÜN TARÝH
derken, empati yapmadan edemezsiniz. Herþey doðal, doðru ve fýtrî bir lisanla anlatýlýyor. Yapmacýktan eser yok. Zaten, yapmacýk þeylere hiç gerek yok. Doðrular dahi ancak kýsmen anlatýlabilmiþ, bu bir saat süreli belgeselde... Filmde, birkaç Der simli kayýp kýzýn (bunlardan iki tanesi galaya da gelmiþlerdi) dramatik serüveni ve anlattýklarý esas alýnmýþ. Siz bu temelin üzerine on binlerce mâsumun, mazlûmun dramýný bina edebilirsiniz. Çünkü, 1937–38 yýl larýnda yaþanan Dersim katliâmýnýn bilânçosu, ancak on binlerle ifade edilebilir. Katliâm sonrasý kurtulan çocuklar, rütbeli subaylara pay edilmiþ ve bilinmezliklerle dolu bir hayatý yaþamaya mahkûm edilmiþler. Ýþte, o binlerce kayýp kýz ve erkeklerden, sadece birkaç örnek gösteriliyor, bu belgeselde. Varýp gerisini siz düþünecek ve tahayyül edeceksiniz. Bu cesur ve hakperestçe çalýþmaya ilgi göstermenizi hararetle tavsiye ederiz. Zira, bir belgesel f ilm yoluyla, yakýn tarihimizin doðruya en yakýn þekilde okunduðuna, vakýanýn özü doðru ve cesurane bir þekilde nazara verildiðine, özel likle sanat dünyasýnda ilk kez þahit olmaktayýz. Evet, Dersim Fâciasýnýn gerçek yüzü, bugüne kadar ya hiç yansýtýlmadý, ya da yalan yanlýþ þekilde aktarýldý. Masum ve mazlûm halk, âsî, þakî, haydut yerine konuldu; zalimlerin zulmü hep örtbas edildi. Yetmiþ üç sene müddetle, zulmün baþ aktörleri arasýnda yer alan dönemin Baþbakaný ile Baþkomutanýnýn gaddarlýðý olduðu gibi hiç yansýtýlmadý, gerçek yüzleri hep saklý tutulmaya çalýþýldý. Þimdi ise, kelimenin tam anlamýyla bir dönüm noktasýna gelinmiþ bulunuyor. Dersim'in þahsýnda, yakýn tarih sorgulanýyor, hatta Cumhuriyetin ilk dönemi (tek partili rejim dönemi) yeniden yazýlýyor, yazýlmayý hak ediyor, denilebilir. Fevkalâde güzel, bir o kadar da çarpýcý, dolayýsýyla hayýrlý bir geliþmeye þahit oluyoruz... Bu sebeple, f ilmin yapýmcýlarýný, bu çalýþmada emeði geçenleri ve katkýda bulunanlarý tebrik ediyoruz. Sizlere de tavsiye ediyoruz. Pek yakýnda gösterime girecek olan bu cesurane belgeseli sakýn ola kaçýrmayýn. Ýlgi gösterin, ta ki benzer çalýþmalarý yapacak olanlara da cesaret gelsin; ta ki ümitlensinler, yüreklensinler... ........................................ Meraklýsýna not: 18 Kasým 2009 tarihli D " ersim, âh Dersim! " baþlýklý yazýmýzý okumanýzý tavsiye ederiz. MLS
Turhan Celkan
turhancelkan@hotmail.com
larýnýn bir noksaný sanýrým. Artýk bu zarurî ihtiyaçlar nazara alýnmalýdýr. Yetkililerin nazarýna arz ediyorum. Ve Ankara… Eskiden beri ilk uðradýðýmýz 27 ile anýlan Hacýbayram’daki mekânýmýzdýr... Hacý Bayram Camii, eski Meclis binasý, Ankara Kalesi gibi mekânlarda Bediüzzaman Hazretlerinin hatýralarý ile dolaþtým. Birçok hatýra ile canlandý hayalim. Ve akþam “Asya Nur Kültür Merkezi”nde dostlarýmýz ile beraberdik. Sami Aðabeyim karþýladý bizi. Bedrettin kardeþimin misafirperverliði, Pursaklar ve samimî dostlarý, Kýrýkkale ve Gerede’den teþrif eden misafirlerin iþtiraki ile yine Nur hatýralarý ile beraber olduk. Bu kültür merkezi çok amaçlý nezih mekâný ile çevrenin cazibe merkezi olmuþ. Emeði geçen bütün hamiyetli insanlarý gönülden kutluyorum.
DOSTHANE
Bir yýl oldu sizlerle… ALÝ RIZA AYDIN
hocazade68@hotmail.com
HUZURA çýkýþýmýz bir yýlýný doldurdu. “Dost-
hane” köþemiz 5 Mart’ta bir yaþýnda. Çýkmak kolay deðil ya, inmek ise pek çetin! Ringe çýktýk bir kere… Bir yýldýr, duâlarýnýz bereketiyle bir þeyler yapmaya, bazý þeyler yazmaya çalýþtýk kararýnca. Ýlginize hayraným; bunlarý okudunuz. Kimi dostlar “Daha önce neredeydin?” dedi, kimisi de “Bu adamdan bu yazý!” sözleriyle hayretini bildirdi. Açýkça, açýk yüreklilikle düþüncelerini, tepkilerini bildiren; þahsen, telefonla ve e-mail ile tebriklerini ifade eden okurlarýma en içten duygularýmla þükranlarýmý sunuyorum. “Filân yazýnýzý okudum, birkaç kiþiye okuttum” diyenler olduðu gibi; bir yazý konusuna da, “Züðürt tesellisi” diyen var. Biz bunlarý bir potada erittik; bir kalýba dökerek “fer” verecek “mum” ettik. Çünkü bizler sizlere, her zaman amadeyiz. Üstadýmýz: “Atmacanýn serçelere tasliti, serçe kuþunun istidadýný inkiþaf ettirir” demiyor mu? Biz de, sizden gelecek tepkilere, teþviklere muhtacýz. Ve bunu bekliyoruz; bununla þevkleniyoruz. Meraklý suallere birkaç cümlelik cevap: Yazý yazma serüvenimiz Yeni Asya Gazetesi’nin 8 Nisan 1972 tarihli nüshasýnda ve iç sayfalarýn birinde yayýnlanan “Anarþinin kaynaðý” baþlýklý yazýmýzla baþladý. Üstadýmýzýn, “Yirmi sene sonra þimdiki tohumlarýn mahsulü ýslâh olmazsa, elbette tokatlarý þiddetli olacaktýr” diye iþaret ettiði “1971 olaylarý”nýn patlak verdiði; Ýzmir’de atmýþ iki Nur Talebesinin suçsuz yere mahpus edildikleri yýllara rastlar, o günkü kýsa yazý. O günlerde PKK yoktu, ama birçok “KK” mevcuttu! Yazý yazma tutkumuz zaman zaman nüks etti. Uzun zaman aralýklarýyla da olsa birkaç yazý yazýldý: 22 Temmuz 1981’de Yeni Nesil’de “Gençliðin figâný ve geçmiþin vebali”; 2 Kasým 1982’de Yeni Nesil’de, “Balý, balcýya sorduk” baþlýklý ve dört gün süreyle yayýnlanan röportaj; 29 Ocak 1985’te yine Yeni Nesil Gazetesinde, “Komünist Rusya ve gençlik” baþlýklý yazýlarýmýz yayýnlandý. Bildiðiniz gibi Yeni Asya Gazetesi, 1980 ihtilâlinden sonra “dik” durmanýn mükâfâtý (!) olarak uzun bir süre kapalý kaldý ve bu süre içinde “Yeni Nesil” adýyla yayýn hayatýný sürdürdü. Her ne ise… Yukarýda adý geçen röportaj, gazetemizin açtýðý “Haber-Röportaj” müsabakasýnda dereceye girdi; finale kalan diðer çalýþmalar gibi, bizimki de baþ sayfadan anons edilerek, dört gün süreyle ve tam sayfaya yakýn bir ölçekte yayýnlandý. Bundan sonra uzun yýllar gazeteye yazý gönderemedik. Ya konsantre olamadýk, ya da fýrsat bulamadýk. Tâ ki, 26 Kasým 2008 tarihli Yeni Asya’da yayýnlanan “Sevgiliye kavuþmak” baþlýklý yazýmýza kadar. Bundan sonra mevziî hâlde devam etti yazýlar. Sonrasý sizce malûm… Her beþer gibi, biz de kusur yüklüyüz. Bilmediðimiz þeyler çok. Zaten, Bakara Sûresinin 32. âyetinde: “Senin bize öðrettiðinden baþka bilgimiz yoktur” denmiyor mu? Cenâb-ý Hak dilerse, ilham olup geliyor; bizlere gönderiliyor. Dilemezse, kelâm etmek mümkün mü? “Dosthane”nin dostlarý! Sizlerle çok mutluyuz! Bizlere müþevvik olan, inanýn, sizlersiniz. Bekliyoruz: Fikrinizi, ilginizi, bilginizi, tepkinizi, teþvikinizi; dahasý, dualarýnýzý bekliyoruz. Sevgili dostlar…
10:Mizanpaj 1
3/3/2010
2:14 PM
Page 1
10
KÜLTÜR-SANAT YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
72 YILLIK SUSKUNLUÐUN KONUÞMASI
Çocuklar ve müzik
MÜZÝK YAZILARI
ALÝ OKTAY
“Dersim’in Kayýp Kýzlarý” FÝLM, DERSÝM OLAYLARI SIRASINDA ÝKÝ KIZIN AÝLELERÝNDEN ALINIÞINI VE TRAVMALARINI ELE ALIYOR.
alioktay@alioktay.net
cak ayýnda gazetemizde Hasan Bulut imzasýyla yayýnlanan makale aslýnda pek çok ailenin yaþadýðý ikilemi pek güzel özetliyordu. Hatýrlatmak babýndan özetlemek gerekirse, Hasan Beyin okuldan dönen küçük oðlu “Fark var” isimli oldukça popüler bir rock parçasýný söyleyerek içeri girince, bir kardeþin Ceza’cý diðer kardeþin de Sago’cu olduðu gerçeði ile karþýlaþmýþlardý. Ailece çocuklarýnýn doðru müziði dinleme konusunda eksiklerini, yapmalarý, dikkat etmeleri gerekenin ne olduðu konusunu masaya yatýrýyor ve sorumlu bir aile olarak bulduklarý çözüm yollarýný uygulamaya çalýþýyorlardý. Yazýda dile getirilen pek çok endiþeye, noktaya katýlmamak elde deðil. Bir yanda geleceðini iman, Kur’ân dairesinde þekillendirmeye çalýþtýðýmýz yavrularýmýz var. Diðer tarafta da her türlü dýþ etkiye -arkadaþ, radyo, tv, internet vs- açýk bir durum gerçeði. Pek çok aile bu konuda muzdarip, çaresiz. Çocuklardan bir yetiþkin gibi davranmasýný beklemek, bizim dinlediðimiz tarz þarký, türkü veya ilâhileri dinlemesini beklemek aslýnda çok da gerçekçi bir yaklaþým deðil. Kendi gençliðimden ve çocukluðumdan hatýrlýyorum da, Tasavvuf Müziði hele Sanat Müziði bana ne kadar da uzaktý. Yýllar sonra bu tarz müzikle uðraþacaðýmý, baþka bir tür müziðin bana lezzet vermeyeceðini hiç düþünemezdim. Ýnsanýn da zaman içerisinde düþünceleri, hayata bakýþ açýlarý, beðenileri, müzik zevki deðiþiyor. Bu fýtrî bir süreç. Yazýyý yazarken bir hatýram aklýma geldi; Otobüste yolculuk ederken imam hatip lisesinden çýkmýþ bir grup lise talebesi de durakta ayný araca binmiþti. Çocuklardan biri arkadaþýna defterini gösteriyordu. Ýster istemez benim de dikkatimi çeken þey, o resimler olmuþtu. Çünkü hemen her sayfada o dönemin sevilen genç popçularýnýn resimleri vardý. Bu durum üzücü de olsa, dedim ya hayatýn bir gerçeði. Bu tabloya bakýp karamsar olmaya da gerek yok. O genç pop, rock müzik dinlediði kadar ilâhî de dinliyordur eminim. Zaman içinde bu müzik zevki elbette doðru olan tarafa meyil kazanacaktýr. Hasan Beyin söylediði gibi, iyi örnekler de sunmak, ailelerin ya da müzikle uðraþan müzisyen dostlarýmýzýn görevi. Madem ki çocuðunuz rock, pop müzik seviyor, hemen paniklemeyin. Meselâ hemen tavsiye edebileceðim iki isim aklýma geliyor. Çok deðerli müzisyen dostum Mürsel Iþýk da bir rock san'atçýsý. Kendisi hac görevini de ifa etmiþ, dini has-
O
sasiyetleri olan iyi bir müzisyen ayný zamanda. Yine Ankara’da grup olarak rock müzik yapan Grup Endiþe’yi tavsiye ederim. O arkadaþlarýmýz da ahlâkî endiþelerden yola çýkarak rock tarzýnda güzel müzik yapýyorlar. Çocuklarýnýza bu albümleri hediye ederek de bir yerden baþlayabilirsiniz. Sevgili Ertuðrul Erkiþi’nin yönetimindeki Minik Dualar Grubu’nun albümleri gibi, pek çok çocuk albümlerini de zaten biliyorsunuz. Geçen haftaki yazýmda da dile getirdiðim tavsiyeyi tekrarlamak isterim. Bulunduðunuz ilçede belediyelerinin, muhtelif kurumlarýn düzenlediði konserleri takip edip, çocuklarýnýzla ailece gidip izleyebilirsiniz. Bu, çocuklarýn ruh dünyasýnda etki býrakacaktýr. Halen tasavvuf müziði alanýnda profesyonelce uðraþan bir müzisyen dostum, annesinin küçükken kendisine bir ilâhî kaseti aldýðýný, albümdeki bir ilâhiden çok etkilendiðini, o yüzden o gün bugündür tasavvuf müziði ile uðraþtýðýný anlatmýþtý. Çocuðunuz eðer müzikle ilgilenmek istiyorsa bu hevesini kýrmayýn, yardýmcý olun. Gitar çalmak istiyorsa gitar alýp hediye edin. Keman çalmak istiyorsa keman, ney üflemek istiyorsa ney öðrenmesi için destek olun. Göreceksiniz müziðin içine girdikten sonra fýtrî olarak ruhuna en uygun olan tarzý o da bulacaktýr. Hasan Beyin yazýsýnýn sonunda son bir not olarak eklediði, bize hitaben yönelttiði bir soruya da kýsaca cevap verelim. Hasan Bey “Tezgâhta yeni çalýþmalara dair bir haber” soruyor. Öncelikle bu alâkalarýna teþekkür ediyorum. En son 2004 yýlýnda yapmak nasip olan “Aþk mýdýr ki” ve birkaç müzisyen dostumuzla benim de yer aldýðým Derviþane 1 albümü dýþýnda 6 yýldýr pek somut bir çalýþma yapamadýk. Bir çok aðabeyimizin, kardeþimizin sorduðu ve yine saðolsunlar teþvik edip þevk vermeye çalýþtýklarý bu konuda, ne yazýk ki, içimize sinecek yeni bir çalýþma hazýrlýðýmýz yok. Bunun temel sebepleri arasýnda korsan yayýn, internetten izinsiz olarak on binlerce kere indirilen çalýþmalarýmýz, albüme dinleyicinin satýn almak suretiyle katkýsýnýn artýk olmamasý gibi pek çok þey sýralayabiliriz. Ama bunlar elbette zâhiri sebepler. Gönlümde, içimde yine Risâle-i Nur ve Bediüzzaman Hazretleri’nin yer aldýðý bir albüm çalýþmasý elbette var. Cenâb-ý Hakka duamýz, niyetimizi hayra vesile kýlmasý.
Konser Ýzlenimleri… PAZAR akþamý Fatih Ali Emirî Kültür Merkezi’nde Ahmet Özhan konserine gittik ailece. Kalabalýk olacaðýný tahmin ederek 40 dakika önce gitmemize raðmen kalan az sayýdaki boþ sandalyeden uygun olan yere oturduk. Nitekim 10 dakika geçmedi ki salon dolduðu gibi, gelen insanlar aralardaki merdivenlere kapý giriþlerine oturup, oturamayanlarda ayakta beklemeye baþladýlar. Bir dostumuz da ailece gelince ben eþine yerimi verip arkadaþýmla dýþarý çýkýp gelecek sesi dinlemekle yetinmeyi kararlaþtýrdýk. Fatih Ali Emirî Kültür Merkezi yapýlalý henüz çok yeni olmasýna raðmen, bu tip konser veya faaliyet için tahsis edilen salon, ihtiyacý karþýlamaktan uzaktý. Týklým týklým dolu salonda havasýzlýktan iyice bunalan, sýkýlan insanlar yine de konseri sonuna kadar izlediler.
Demek ki belediyeler böyle kültür merkezleri yapacaklarý zaman mimarî projesini de ihtiyaçlarý öngörerek iyi seçmeliler. Pazar akþamý ailece bir konser dinleme zevkini, heyecanýný yaþamak isteyen insanlarýn olabileceðini düþünerek binanýn özelliklerini de ona göre ayarlamalarý gerekiyor. Konsere gelince, biraz hayal kýrýklýðýna uðradýðýmý itiraf etmeliyim. Ahmet Özhan gibi bir ustayý arkasýndaki o mükemmel korosu ile beklerken sahneye tek baþýna çýkmasý benim gibi, pek çok kiþiyi þaþýrttý diyebilirim. Önceki konserlerinde gördüðümüz müthiþ uyum, performans, koro olmayýnca sanki akamete uðradý biraz. Oysa geçtiðimiz hafta Zeytinburnu Kültür Merkezinde izlediðimiz koro, rahatsýzlýðý dolayýsýyla olamayan Ahmet Beyin yokluðunda çok güzel bir konser vermiþti. Þayet koro ile sahne alsalardý, müthiþ bir etki býrakacaktý. Bu, benim gibi konser sonrasý görüþünü sorduðum bir çok izleyicinin de ortak tesbiti idi. Demek Ahmet Özhan gibi bir san'atçý bile olsanýz, sahnede koro olmadan bir þeyler eksik kalabiliyor.
Galanýn açýlýþ konuþmasýný yapan yönetmen Sýrrý Süreyya Önder, ‘’Bu ülkede her þey olabilirsiniz. Bir tek kendiniz olamazsýnýz. Bu ülkenin siyasî tarihi insanlarýn kendileri olmamasý üzerine kurulmuþtur’’ diyerek, çalýþmanýn ‘’aðlayan annelerin geride býraktýðý çocuklarýnýn hikâyesi’’ olduðunu kaydetti. FOTOÐRAF: AA
Yönetmen Yýlmaz Duru vefat etti
YÖNETMEN Nezahat Gündoðan’ýn, Adýyaman, Tunceli, Bursa ve Ýstanbul’da çektiði ‘’Ýki Tutam Saç-Dersim’in Kayýp Kýzlarý’’ adlý belgesel filmin galasý, Cemal Reþit Rey Konser Salonu’nda yapýldý. Nezahat ve Kazým Gündoðan’ýn üç yýl boyunca yürüttüðü çalýþmalar sonucunda, bugün 80’li yaþlarda olan Huriye ve Fatma’nýn 1937-1938 Dersim olaylarý sýrasýnda ailelerinden alýnýþlarý, travmalarý, suskunluklarý ve ailelerine kavuþma sürecini anlatan belgeselde, halen köklerini arayan baþka kýzlar ve kýzlarýný arayan baþka ailelerin duygularý da perdeye yansýyor. Galanýn açýlýþ konuþmasýný yapan yönetmen Sýrrý Süreyya Önder, filmin kurgusunu yaparken etkisi hiçbir zaman deðiþmeyecek bir duyguyu malzeme edindiklerini söyledi. ‘’Bu ülkede her þey olabilirsiniz. Bir tek kendiniz olamazsýnýz. Bu ülkenin siyasî tarihi
1933 yýlýnda Adana’da dünyaya gelen Yýlmaz Duru, 1954 yýlýnda oyunculuða baþladý. ‘’Ekmek Kavgasý’’ adlý filmle yönetmenliðe baþlayan Duru, senaryo çalýþmalarýnýn yaný sýra 3 filmin müziklerine de imza attý. Altýn Portakal Ödülü sahibi de olan Duru, ‘’Ýnce Memed Vuruldu’’,
Yönetmen Nezahat Gündoðan
insanlarýn kendileri olmamasý üzerine kurulmuþtur’’ diyen Önder, çalýþmanýn ‘’aðlayan annelerin geride býraktýðý çocuklarýnýn hikâyesi’’ olduðunu kaydetti. Belgesel f ilmin yönetmeni Nezahat Gündoðan ise bu filmle çok önemli bir tarihî sürecin þahitliðinin yapýlacaðýný, bu gece sayesinde 72 yýllýk suskunluðun son bulacaðýný söyledi. Gündoðan, þöyle devam etti: ‘’Bugüne kadar onlar sustu. Yal-
‘’Dövüþe Dövüþe Öldüler’’, ‘’Ýnce Cumali’’, ‘’Zalimler’’, ‘’Erkekler Aðlamaz’’ gibi filmlerin yönetmenliðini üstlendi. Duru’nun rol aldýðý filmler arasýnda, ‘’Beni Þafakta Vurdular’’, ‘’Hancý’’, ‘’Ölmek Ýstiyorum’’, ‘’Acý Zafer’’ adlý yapýmlar bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakaný
Ertuðrul Günay, yönetmen, yapýmcý, senarist ve oyuncu Duru’nun kaybýyla Türk sinemasýnýn büyük bir deðerini yitirdiðini belirtti. Duru, Yeni Asya'nýn tertiplediði müstehcenlik açýk oturumuna da konuþmacý olarak katýlmýþtý. Kültür Sanat Servisi
BULMACA
Bâbýâli Sohbetleri yeniden baþlýyor CAÐALOÐLU’NDA Bâbýâli Sohbetleri” baþlýyor. Edebiyat Sanat ve Kültür Araþtýrmalarý Derneði (ESKADER), kuruluþunun 3. yýlýný idrak ederken önemli bir hizmete daha imza atýyor. ESKADER yöneticileri, bir zamanlar siyasî iradenin, daha sonra da basýn, yayýn ve kültür dünyasýnýn merkezi olan eski adýyla Bâbýâli yeni ismiyle Caðaloðlu semtinin aslî hüviyetinin korunmasý ve yaþatýlmasý amacýyla bugün Alayköþkü Caddesi’nde “Bâbýâli Sohbetleri”ni baþlatýyor. Derneðin hizmet verdiði Alayköþkü Cad. No: 6’nýn tam karþýsýndaki Alayköþkü Caddesi, No: 11’de baþlayacak olan “Babýâli Sohbetleri”ne iþtirak edecek olan þairler, yazarlar, yayýncýlar ve düþünce adamlarý, serbest
sohbet ortamýnda edebiyat, san'at, kültür ve yayýn dünyasýnýn temel meseleleri üzerine konuþacak ve fikir teatisinde bulunacaklar. Bu sohbet meclisinde daha önceden belirlenmiþ konu ve konuklar olmayacak. Devamlý olmasý plânlanan “Bâbýâli Sohbetleri”ne katýlým serbest olacak, dinleyiciler sorularýyla gündemi belirleyebilecekler. ESKADER yetkilileri, bu yeni faaliyetle, kaybolmakta olan eski Küllük, Marmara Kýraathanesi, Çorlulu Ali Paþa ve ÝLESAM sohbetlerini yaþatmayý amaçlýyorlar. Konuya ilgi duyanlar, 0 (212) 51123 23 511 23 24 numaralý telefonlarý arayarak ve www.sanatalemi.net sitesini ziyaret ederek ayrýntýlý bilgiye sahip olabilecekler. Kültür Sanat Servisi
Mehmet Âkif Þarkýþla’da anýldý MEHMET Akif Ersoy, ölümünün 74. yýlýnda, adýna düzenlenen liseler arasý bilgi yarýþmasýyla anýldý. Þarkýþla Millî Eðitim Müdürlüðü’nce düzenlenen ve Mehmet Âkif Ersoy’un hayatýndan 30 sorunun sorulduðu bilgi yarýþmasýnda Þarkýþla Lisesi birinci oldu. Ýlçe Kaymakamý Salih Ayhan, Garnizon Komutaný B. Erdal Özgenç, Ýlçe Emniyet Müdürü Ali Yaþar, Ýlçe Millî Eðitim Müdürü Ekrem Yurt ve çok sayýda izleyicinin katýldýðý ya-
nýzca dinlediler ve þimdi onlar konuþacak, biz dinleyeceðiz. Ýnanýyorum ki toplumsal olarak da çýkaracaðýmýz çok sonuçlar olacak bu belgeselden. Bir gün trenler medeniyet götürmek adýna Ankara’dan Dersim’e doðru yola çýktý. Ama geri dönerlerken yanlarýnda birçok insan getirdiler ve bu insanlar arasýnda Dersim’in kýzlarý da vardý.’’ Gündoðan, olaylarýn bir de bu bakýþ açýsýyla izlenmesi gerektiðini belirterek, ‘’Benim sizden isteðim, bu gece tarihe bir de onlarýn gözüyle bakmanýz’’ dedi. Belgeselde, evlâtlýk verilen kýzlarla yapýlan röportajlarýn yaný sýra þimdiye kadar gün yüzüne çýkmayan pek çok gerçek, belge ve fotoðraf da yer alýyor. Müziklerini Mikail Aslan’ýn yaptýðý, metinlerini Sema Kaygusuz’un yazdýðý belgesel filmde, Þevval Sam da kendi bestesini seslendiriyor. Kültür Sanat Servisi
rýþma, Ýstiklâl Marþý þairi Mehmet Âkif Ersoy’un adýna bir dakikalýk saygý duruþu ve þiirleriyle baþladý. Çekiþmeli geçen bilgi yarýþmasýnda, berabere kalan Þarkýþla Lisesi, yedek sorularda rakibi Þarkýþla Anadolu Lisesi’ni eleyerek birinci oldu. Ýlçe Millî Eðitim Müdürü Ekrem Yurt, bu türlü yarýþmalarla ünlü isimler anýlýrken, ayný zamanda öðrencilerin de onlarýn hayatlarýný benimsemiþ olduklarýný ifade etti. Sivas / cihan
1
1
2
3
4
5
HAZIRLAYAN: Erdal Odabaþ 6
7
erdalodabas@mynet.com
8
9 10 11 12
2 3 4 5 6 7 8 9
10
SOLDANSAÐA—1. Birkaç yapraktan veya nihayet bir iki formadan ibaret küçük kitap. - Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taþýtý. 2. Yazýda veya sözde bayaðý söz ve deyim bulunmamasý durumu. - Bölme iþleminde bölünenden artan sayý. 3. Üzerinde ezan okunan kule. - Belirli insanlarda, hayvanlarda, bitkilerde ve tabiat ögelerinde alýþýlmýþýn dýþýnda birtakým belirtiler ve iþlevlerle kendini gösteren gizemsel, dinsel ve büyüsel güç. 4. Orman içinde açýk bölge. - Baþkalarýna karþý saygýlý ve incelikle davranma. 5. Kimi yörelerimizde yiðitin söyleniþi. - Yemek dýþýnda yenilen yaþ veya kuru yemiþ vb. þeyler, atýþtýrmalýk. - (Tersi) Ordunun kýsaltmasý. 6. Yumurtada sarý olmayan kýsým. - Nikeli simgeleyen harfler. - Söz, lâkýrtý. 7. Þeker hastalarýnýn kullandýðý tatlandýrýcý. - Gam dizisinde la ile do arasýndaki ses. 8. Farsçada gibi benzer anlamlý ek. - Duman kiri. - Çok etkili, coþkun, genellikle kiþisel duygularý dile getiren edebiyat. 9. Az tavlý, yarý yaþ yarý kuru olan (toprak). - Japonya para birimi. 10. Türk san'at müziðinde bir makam. - Dört teli olan, çenenin altýna dayayarak çalýnan yaylý saz. YUKARIDAN AÞAÐIYA — 1. Kutsal Hint destaný. 2. Terlemekten veya sýcaktan vücutta meydana gelen küçük pembe kabartýlar, ýsýrgýn. - Sahillerde yetiþen, kerestesi çürük bir çeþit çam. 3. Bir þey yapmada gösterilen ustalýk. - Evlerin önündeki balkon gibi üstü açýk çýkmalar. 4. Eski Roma'da açýk hava gösterisi yapýlan geniþ yer. - Sodyumu simgeleyen harfler. - Genel alýcý kan grubu. 5. Bir çokluk eki. - Bir muz türü. 6. Meyve yapraðýnda yumurtacýklarýn baðlý olduðu bölüm. - Kolay, suhuletli. 7. Rütbesiz asker. 8. Bir renk. - Hor görülen, aþaðý tutulan, aþaðýlanan. 9. Ramazan ayýný konu alan divan þiiri. 10. Bataklýk yer. - Radyasyonun dokularda yaptýðý biyolojik hasarýn ifadesinde kullanýlan radyasyon ölçü birimi. 11. Bilgisayarda yasaklayan anlamýnda kullanýlan kelime. - Mýsýr'da bir dað. 12. Organizmanýn yapýsýyla ilgili. DÜNKÜ BULMACANIN CEVABI SOLDAN SAÐA: 1. OSTEOPOROZ. 2. KUARTET. KÝMÝ. 3. LAV. ORAL. LAL. 4. OD. EFEMÝNE. 5. FÝRMA. AMA. OT. 6. OYA. JAKUZÝ.7.BENZÝN.ZELÝL.8.AA.SÝNEMA.9.REVANÝ.AV.10.PARAVAN. NAMÝ. YUKARIDAN AÞAÐIYA: 1. OKLOFOBÝ. 2. SUADÝYE. GA. 3. TAV. RANA. 4. ER. EM. ZARA. 5. OTOFAJÝ. EV. 6. PERE. AN. VA. 7. OTAMAK. SAN. 8. LÝMUZÝN. 9. OK. NAZENÝN. 10. ZÝLE. ÝLE. 11. MA. ÝMAM. 12. MÝLAT. LAVÝ.
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/3/2010
3:00 PM
Page 1
11
EKONOMÝ YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
GÝRAY SAN giraysan@yahoo.com
konominin gündemi yine kaynýyor. Böyle günlere çok þahitlik ettik. Siyaset yine ekonominin yakasýna yapýþtý, ama bu sefer gevþekti ekonomiyi sýkýþtýran el ler. Çünkü piyasalar ve iktisadî sürecimiz siyasetin daraðacýnda can çekiþirken çok tecrübe edindi. 1997 yýlýnda 28 Þubatla gözlerimiz açýldý ve sil kelendik. Postmodern darbe veya 28 Þubat Süreci olarak nitelendirilen dönemin haftasýnda borsa yaklaþýk yüzde 15 düþüþle sal lanmýþtý. 4 yýl sonra bir Þubat daha bekliyordu tünelin ortasýnda. 2001 yýlýnýn 16 Þubat ve 21 Þubat haftasýnda borsamýz yaklaþýk yüzde 29 düþüþle tanýþmýþtý. Temsil le ifade edersek 100 bin liralýk menkul kýymet portföyü olan bir yatýrýmcýnýn bu haftada 29 bin lira deðer kaybýyla elindeki menkul kýymetlerin deðeri 71 bin liraya düþmüþtü. Dolar alýp baþýný gitmiþti, týrmanmýþtý zirvelere. Yaþayanlar çok daha iyi bilir bu sinsi günleri. Dolarla borçlananlar bataklýðýn içinde yok olmuþ, kimi firmalar da iflâsýn eþiðinde kývranmýþtý. Ül kemiz hâlâ o günlerin etkilerini yaþýyor. 2007 yýlýnda yeni bir deyimle tanýþtýk, e-muhtýra… Bu süreçte borsamýz yüzde 9 düþtü. Akabinde 2008 kapatma dâvâsý, düþüþ yüzde 11…Ve bugünler… Ergenekon… Balyoz… Kapatma dâvâsý… Geçen hafta yüzde 6,7’lere kadar düþen borsamýz… Geçmiþteki bu kriz dönemlerinde piyasalardaki bu çal kantýyý hýzlandýran, kýrýlganlýðý arttýran ve bu sürece en büyük etkisi olan elbette sýcak paranýn varlýðýdýr. Bir ül keye iki türlü sermaye giriþi olur. Yabancý bir þirket bir ül keye gelir fabrika kurar ve bir üretim ortaya koyarsa biz buna doðrudan yatýrým diyoruz. Eðer o ül keye sermaye sadece piyasalardan para kazanmak için geliyorsa biz buna sýcak para diyoruz. Sýcak para kýsa vadelidir. Faizlerin yüksek olduðu piyasalara yönelir. Spekülatif iþlemlerin olduðu borsalara uzanýr. Yatýrýmcýnýn elindeki bonolara, tahvil lere sarýlýr. Derdi kýsa vadeli para kazanmaktýr. Üretim, yatýrým, istihdam gibi kaygýsý yoktur. Girdiði ül kenin piyasalarýnda veya siyaset gündeminde olumsuz hadiseler, söylentiler oluþur oluþmaz ardýna bakmadan kaçýp gider. Kaymaðýný da yanýnda götürür. Geriye sil kelenen insanlarýn çil yavrusu gibi daðýldýðý borsalar kalýr. Yanýnda dövizi alýp giderken, düþük dövizle borçlanýp dövizin kaçýþýyla yükselen kurla batan þirketler, çal kalanan ül ke umurlarýnda deðildir. Kasým 2000 ve Þubat 2001 dönemlerinde yaþananlar en iyi misaldir. Kýsa vadeli olan sýcak paranýn giriþiyle kur düþer. Yerel para deðerlenir. Dolayýsýyla ithalat ucuzlar, ucuzlayan ithal mal lara talep artar. Reel kesim ucuz ithal mallar karþýsýnda üretimini devam ettiremez ve iflâs bayraðýný çeker. Ýstihdam darbe alýr, cari açýk büyür. Nihayetinde krizlerin kýsýr döngüsü vazifesini devam ettirir. Bütün bu olanlarýn geliþmekte olan ül keler tarafýndan bilinmesine raðmen yetkililer genelde el atmaz. Çünkü gelen sýcak para kýsa süreli de olsa sermaye saðlar, likiditeyi arttýrýr, borsalarý þiþirir. Ticaret ve hizmet sektörünü büyütür. Finans kesimi gelen hareketlilikten kârlarýný arttýrýr. Elinde menkul kýymetleri olanlar satar. Merkez Bankalarý da çoðunlukla enflasyon hedeflemesi istikametinde düþük kurun yaptýðý katký dolayýsýyla ses çýkarmaz. Her kesim memnun olur. Bir nev'i sýcak para sun'i teneffüs vazifesini yerine getirir. Olumsuzluklarýný idrak eden birçok ül ke tedbirlere baþvurdu. Vergiler koydu, kontrol ler getirdi. Ýstihdamýn krizden sonra kronikleþen rakamlara ulaþtýðý Ül kemizde küresel toparlanmayla birlikte yüksek miktarlara ulaþabilecek sýcak paraya, tedbir alan ül keler gibi kendi ülkemizin þartlarýný da göz önüne alarak yüksek vergiler konulmalý ve kontrol ler getirilmeli. Doðrudan yatýrýmlarý, uzun vadeli sermayeyi çekmek için teþvikler arttýrýlmalý… Ül kemizin kanayan yarasý olan iþsizlik ve dýþ finansman açýklarý ancak sýcak paranýn donarak doðrudan yatýrýmlara dönüþmesiyle çözülebilir…
E
Nissan 540 bin aracý servise çaðýrdý JAPON otomobil üreticisi Nissan, frenler ve yakýt göstergesindeki sorunlardan ötürü çoðunluðu ABD’de olmak üzere 539 bin 864 aracý onarým için servise dâvet etti. Nissan’dan yapýlan açýklamada, arýzalý fren pedal aksýndan kaynaklanan ilk sorunun Titan, Quest ve Infiniti QX56 model lerinden 204 bin 785 aracý, bozuk yakýt göstergesinden kaynaklanan ikinci sorunun da Titan, Armada, Infiniti Qx56, Frontier, Pathfinder ve Xterra model lerinden 472 bin 118 aracý ilgilendirdiði belirtildi. Japon üretici açýklamasýnda, þimdiye dek bu arýzalarýn hiçbir kazaya veya yaralanmaya sebep olmadýðýnýn altýný çizdi. Tokyo / aa
Peugeot ile Mitsubishi birleþmiyor PEUGEOT ile Mitsubishi birleþmeyeceklerini bildirdiler. Her iki firma da, yaptýklarý ortak açýklamada, mevcut þartlar çerçevesinde birleþmenin uygun olmadýðýný belirtti. Peugeot ile Mitsubishi þirketleri, mevcut iþbirliðini geliþtirme kararý da aldýlar. Fransýz ve Japon otomobil firmalarýnýn birleþeceði yönünde haberler bulunuyordu. Paris / aa
DÖVÝZ
Cinsi 1 ABD DOLARI
ALIÞ
SATIÞ
1.5315
1.5389
ALIÞ
DÖVÝZ
EFEKTÝF SATIÞ
2 MART 2010
Cinsi
EFEKTÝF SATIÞ
1 ÝSVÝÇRE FRANGI
1.4128
1.4219
1.4107
1.4240
1 ÝSVEÇ KRONU
0.21148
0.21368
0.21133
0.21417
1 KANADA DOLARI
1.4767
1.4834
1.4712
1.4890
MERKEZ BANKASI DÖVÝZ KURLARI
1.5304
1.5412
ALIÞ
SATIÞ
ALIÞ
1 AVUSTRALYA DOLARI
1.3779
1.3869
1.3716
1.3952
1 KUVEYT DÝNARI
5.2520
5.3212
5.1732
5.4010
1 DANÝMARKA KRONU
0.27820
0.27957
0.27801
0.28021
1 NORVEÇ KRONU
0.25624
0.25797
0.25606
0.25856
1 EURO
2.0707
2.0807
2.0693
2.0838
1 SUUDÝ ARABÝSTAN RÝYALÝ
0.40962
0.41036
0.40655 0.41344
2.3025
100 JAPON YENÝ
1.7159
1.7273
1.7096
1 ÝNGÝLÝZ STERLÝNÝ
2.2871
2.2991
2.2855
1.7339
SERBEST PÝYASA
DOLAR
EURO
DÜN 1.5390 ÖNCEKÝ GÜN 1.5385
Krizlerin kýskacýnda ekonomi
DÜN 2.0990 ÖNCEKÝ GÜN 2.0950
ALTIN
C. ALTINI
DÜN 56.254 ÖNCEKÝ GÜN 55.400
DÜN 371.000 ÖNCEKÝ GÜN 370.000
Ýstanbul, iþsizlikte de birinci ''TAÞI TOPRAÐI ALTIN'' DENÝLEN ÝSTANBUL'DAKÝ ÝÞSÝZ SAYISI, SON BÝR YILDA 260 BÝN KÝÞÝ ARTARAK 753 BÝNE YÜKSELDÝ. GEÇEN yýl nüfus, dýþ ticaret gibi pek çok alanda birinci olan Ýstanbul, iþsizlikte de ilk sýrada yer aldý. ‘’Taþý topraðý altýn’’ denilen Ýstanbul’daki iþsiz sayýsý, son bir yýlda 260 bin kiþi artarak 753 bine yükseldi. Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) verilerinden yaptýðý hesaplamalara göre, iþsizlik oranýnda yüzde 22 ile Adana, Mersin bölgesi birinci, 18,8 ile Þanlýurfa, Diyarbakýr bölgesi i-
kinci, yüzde 18 ile Hatay, Kahramanmaraþ, Osmaniye bölgesi üçüncü oldu. Kýrýkkale, Aksaray, Niðde, Nevþehir, Kýrþehir bölgesinde iþsizlik bir yýlda yüzde 73,2 artarken, bu bölgeyi yüzde 68,4’le Aðrý, Kars, Iðdýr, Ardahan, yüzde 53,9’la Þanlýurfa, Diyarbakýr, yüzde 52,7 ile Ýstanbul izledi. Ýstanbul’da 2008 yýlýnda 493 bin kiþi olan iþsiz sayýsýna, 2009 yýlýnda 260 bin kiþi daha ek-
lendi. Ýþsiz sayýsýndaki artýþ ise yüzde 52,7 olarak gerçekleþti. Adana ve Mersin bölgesi en fazla iþsiz sayýsýnýn görüldü ikinci bölge olurken, bu bölgedeki iþsiz sayýsý da 296 bin. 2008’de söz konusu bölgede yaþayan iþsizlerin sayýsý 202 bindi. Adana ve Mersin’de iþsiz sayýsýnda yüzde 46,5 oranýnda artýþ yaþandý. Türkiye’nin büyük þehirlerinden Ýzmir’de de ge-
çen yýl 71 bin iþsizin katýlýmýyla, iþsizlerin sayýsý 227 bin oldu. Ýþsiz sayýsýndaki artýþ yüzde 45,5 olarak gerçekleþti. 2008 yýlýnda 180 bin iþsizin bulunduðu Ankara’da bu sayý 2009’da 212 bine yükseldi. Ýþsiz sayýsýndaki artýþ yüzde 17,8 oldu. Bursa, Eskiþehir, Bilecik bölgesi de iþsiz sayýsýnýn yüksek olduðu bölgelerden biri olurken, bu bölgedeki iþsiz sayýsý 179 bine ulaþtý. Ankara / aa
Ucuz et ve kýymaya raðbet etmeyin MERSÝN Lokantacýlar Odasý Baþkaný Hacý Özkan, vatandaþýn kilosu 20 TL’nin altýnda satýlan et ve kýymaya itibar etmemesi gerektiðini bildirdi. Özkan, yaptýðý açýklamada, son günlerde ‘’at ve eþek’’ etinin Akdeniz bölgesinde çok gündeme geldiðini, Mersin’de henüz bu tür vak'aya rastlanmadýðýný söyledi. Mersin’de, þehre özgü et yemeði olan ‘’Tantuni’’nin yoðun tüketildiðine dikkati çeken Özkan, en büyük sýkýntýnýn ‘’seyyar’’ satýþ yapýlmasý olduðunu kaydetti. Mersin’i ‘’seyyar sorunu çözememiþ bir kent’’ olarak niteleyen Özkan, ‘’Her köþe baþýnda kokoreç, tantuni, kebap ve çorbaya kadar çeþitli yiyecekler seyyarlar tarafýndan satýlýyor. Saðlýk açýsýndan da bu sorunun acilen çözülmesi lâzým’’ dedi. Vatandaþtan ucuz et satýþlarý konusunda duyarlý olmalarýný isteyen Özkan, ‘’Vatandaþýmýzýn parça et ve kýyma alýrken dikkatli olmasý gerekiyor. Çünkü hazýr kýymamýn içine sakatat konulup satýlabiliyor. Vatandaþýmýz kilosu 20 TL’nin altýndaki et ve kýymayý almasýn’’ uyarýsýnda bulundu. Mersin / aa TÜRK-ÝÞ Genel Baþkaný Kumlu, bu noktada Tekel iþçilerinin kazançlý olduðunu ve hükümetin de bu eylemden payýna düþeni çýkarmasý gerektiðini söyledi. FOTOÐRAF: ÝHA
Tekel iþçileri kazandý TÜRK-ÝÞ GENEL BAÞKANI KUMLU, HÜKÜMETÝN, BÝNLERCE ÝNSANIN MAÐDUR OLMASINA YOL AÇAN 4-C VE BENZERÝ UYGULAMALARINI BÝR AN ÖNCE TÜRKÝYE GÜNDEMÝNDEN ÇIKARMASI GEREKTÝÐÝNÝ SÖYLEDÝ. TÜRK-ÝÞ Genel Baþkaný Mustafa Kumlu, gelinen noktada kazananýn TEKEL iþçileri olduðunu, bu mücadeleden herkesin almasý gereken dersler bulunduðunu belirterek, ‘’Hükümet de bu eylemden payýna düþen dersi almalýdýr. Hükümet, 4-C ve benzeri güvencesiz istihdam uygulamalarýný Türkiye gündeminden çýkarmalýdýr’’ dedi. Kumlu, yaptýðý açýklamada, TEKEL iþçilerinin, ekmekleri ve ailelerinin geleceði için verdikleri haklý mücadelede hiçbir yýlgýnlýk ve kararsýzlýk içine girmeden 78 gün boyunca TÜRK-ÝÞ’in önünde ‘’tarih yazdýklarýný’’ söyledi. Eylemi büyük bir saðduyu ve disiplin içinde sürdüren TEKEL iþçilerinin, ekmek ve hak alma mücadelesinde dünyaya örnek bir tavýr sergilediklerini vurgulayan Kumlu, ‘’Türkiye’deki insan onuruna yakýþmayan çalýþma koþul larýna tüm dünyanýn dikkatini çeken TEKEL iþçileri, toplumsal vicdanda aldýklarý yer ve tüm kesimlerin verdiði koþulsuz destekle sembol leþmiþtir’’ diye konuþtu. Ýþçilerin 78 gün süren direniþte haklý olduklarý için diðer iþçi ve
memur konfederasyonlarýnýn, emek ve meslek örgütlerinin desteðini aldýklarýný ifade eden Kumlu, þunlarý kaydetti: ‘’Bu süreçte TÜRK-ÝÞ, Tekgýda-Ýþ sendikamýzýn istediði her kararý eksiksiz almýþ ve bu kararlarýn uygulanmasýnda elinden gelen her türlü çabayý göstermiþtir. Sonuçta, kazanan TEKEL iþçileri olmuþtur. Bu çorbada tuzumuz olduysa ne mutlu bize. TEKEL iþçilerinin eylemi, hem emek ve meslek örgütleri için, hem hal kýmýz için önemli dersler içermektedir. TEKEL iþçilerinin bu süreçte verdiði mesaj, Türkiye’nin o çok ihtiyacý olan ‘insan onuruna yakýþýr çalýþma koþul larýnýn’ hayata geçirilmesidir. Gelinen noktada hükümet de bu eylemden payýna düþen dersi almalýdýr. Hükümet, binlerce insanýn maðdur olmasýna yol açan 4-C ve benzeri güvencesiz istihdam uygulamalarýný bir an önce Türkiye gündeminden çýkarmalýdýr. Artýk yanlýþta ýsrar edilmemelidir. Çünkü bu tür uygulamalar insanýmýza ve ül kemize zarar verir noktaya gelmiþtir.’’ Ankara / aa
Yunanistan'da emekli maaþlarý tehlikede YUNANÝSTAN Baþbakaný Yorgo Papandreu, gerekli ekonomik tedbirlerin alýnmamasý halinde emekli maaþlarýnýn dahi ödenemeyebileceðini söyledi. Yunan medyasýnýn haberine göre Papandreu, PASOK Partisi parlamento grubu toplantýsýndan sonra yaptýðý açýklamada, yeni ekonomik önlemeler alýnmamasý durumunda maaþlarýn, hatta emekli maaþlarýnýn da ödenememesi tehlikesiyle karþý karþýya kalýnacaðýný belirtti. Darboðazdan çýkmak için sert tedbirler alýnacaðýný söyleyen Papandreu, hükümetin, kamu çalýþanlarýndan, daha az ile yetinmelerini istemek durumunda kalacaðýný kaydetti. Alýnacak tedbirlerin çoðu zaman haksýzlýða yol açacaðýný belirten Baþbakan, bunlarýn tercih deðil, gereklilik olduðunu söyledi. Ülkeyi kurtarmak için mücadele verileceðini söyleyen Papandreu, Yunanistan’ýn savaþ içinde bulunduðunu, hükümetin ise sorumluluklarýný üstlenmekte kararlý olduðunu ve firar etmeyeceðini söyledi. Yunanistan’ýn diðer AB ülkeleriyle ayný þartlar altýnda borç alamamasýnýn felâket olacaðýný kaydeden Baþbakan, ek ekonomik tedbirlerin piyasalarda daha fazla durgunluða yol açacaðý yolundaki endiþelere ise tehdit teþkil eden konunun durgunluk deðil, borç alamama ve ödemede zorlanma olduðu yanýtýný verdi. Atina / aa
Enflasyon çift haneli TÜRKÝYE Ýstatistik Kurumu (TÜÝK), Þubat ayýnda tüketici f iyatlarý endeksinin (TÜFE) yüzde 1,45, üretici f iyatlarý endeksinin (ÜFE) ise yüzde 1,66 arttýðýný açýkladý. TÜÝK’in 2003 baz yýllý verilerine göre, Þubat ayý itibarýyla yýllýk enflasyon ise TÜFE’de yüzde 10,13, Ü-
TEBRÝK Deðerli kardeþimiz;
Av.
M. Fatih Saðlam ile
Kübra Hanýmefendinin izdivaçlarýný tebrik eder, genç çifte, Cenâb-ý Hak'tan iki cihan saadetleri dileriz
ÜMRANÝYE YENÝ ASYA OKUYUCULARI
FE’de yüzde 6,82 arttý. Ýki aylýk enflasyon ise TÜFE’de yüzde 3,32, ÜFE’de yüzde 2,25 oldu. Þubat ayý itibarýyla 12 aylýk ortalamalara göre yýllýk enflasyon ise tüketici f iyatlarýnda yüzde 6,38, üretici f iyatlarýnda yüzde 1,20 düzeyinde gerçekleþti. Ankara / aa
2010 enflasyonu beklenenden yüksek olabilir TURKLAND Bank A.Þ (T-Bank) Baþekonomisti Dr. M. Veyis Fertekligil, 2010 enflasyonunun beklentilerden daha yüksek çýkma riski olduðunu bildirdi.Fertekligil, raporunda, þubat ayý enflasyon verilerindeki artýþýn þaþýrtýcý olmadýðýný, özel likle tüketici fiyatlarýnda iþlenmemiþ gýda fiyatlarýndan ve vergi artýþlarýndan kaynaklanan geçici yükselmeler olacaðýný Merkez Bankasýnýn daha önce vurguladýðýný anýmsattý. Çekirdek enflasyondaki sýnýrlý artýþýn da enflasyondaki bu yükselmenin geçici olabileceðini teyit ettiðini dile getiren Fertekligil, ancak tüketici fiyat düzeyinin daha yýlýn ikinci ayýnda yüzde 10’a ulaþmasýnýn gelecek aylara iliþkin beklentileri de olumsuz yönde etkileyeceðini aktardý.
ADANA TÜKETÝCÝ MAHKEMESÝ ÝLAN Esas No: 2010/197 Davacýlar Sýdýka ASLAN vs vekilleri Av. Yücel USLU tarafýndan davalýlar Ömer BAYRAMOÐLU vs aleyhlerine açýlan Tapu Ýptali ve Tesçil davasýnda; Davacýlar vekili dava dilekçesinde; davacýlarýn satýn alarak tasarruf ettikleri Adana ili - Seyhan ilçesi - Kurttepe köyü 6298 ada 12 parsel sayýlý arsa üzerine inþa edilen doðu taraftaki binanýn A Bloktaki daireler olduðunun tespitine, yerleþim planýnýn bu þekilde tashihi ile tapuya tesçiline bu talepleri kabul edilmediðinde takdirde her davacýya arsa sahibi Ömer BAYRAMOÐLU ile yüklenici Seyfi BOZDOÐAN'ýn ve ayrýca bunlardan daire satýn alýp da bir kýsým davacýlara satan diðer davalýlardan da sattýðý her daire için 60.000,00 YTL daire bedelinin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte müþtereken ve müteselsilen tahsili ile davacýlara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiði mahkemece davanýn reddine karar verildiði yargýtay aþamasýndan geçtiði davacýlar vekilince dosyaya iadei muhakeme talebinde bulunulmuþtur. Davalýlar HÝLMÝ ARSLAN, KUBÝLAY AKDOÐAN, ESER YÜZEREROÐLU, SONGÜL UZER, HAFÝFE ÞAHÝNOÐLU, SULTAN TÜYÜCÜ adlarýna duruþma gününün ilanen tebliði ile duruþma günü olan 25.03.2010 günü saat 11.00'de bizzat mahkememizde hazýr bulunmalarý veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri bulunmadýklarý ve vekille temsil ettirmedikleri takdirde yargýlamaya yokluklarýnda devam olunarak karar verileceði hususu duruþma günü tebliði yerine geçerli olmak üzere isimleri belirtilen davalýlar adlarýna ilanen teblið olunur. B: 13286
12
YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
ÝLAN
y seri ilânlar ELEMAN n ALÝBEYKÖY
Yeþilpýnardaki þarküterimize þarküterici ön muhasebe, temizlikçi bay/bayan aranýyor. Adresimize 1 adet resimle þahsen: Karadolap Mahallesi Belgin Sokak No: 22 Yeþilpýnar Tel: 0 (212) 627 42 10 0 (212) 627 12 10 n 25 YAÞINI GEÇMEMÝÞ Toptan Kýrtasiyeye Eleman aranýyor Ýrtibat: 0 (312) 384 06 58
ÝÞ ARIYORUM n FATÝH/AKSARAY civarýnda, Ýngilizce olarak yurtdýþý konuþma ve yazýþmalarý yapabileceðim, tesettürlü çalýþabileceðim bir iþ arýyorum. Deneyimliyim... Tel: (0 536) 311 72 89 n ÝÞ ARIYORUM Mustafa Gürbüz Tel: (0 545) 804 65 39 n ÝKÝTELLÝ, BAÞAKÞEHÝR civarýnda iþ arýyorum.. Daha önce Tekstil'de çalýþtým, ama diðer sektörler de her tür iþ olabilir.. Tel: (0 537) 499 97 98 n TOPOÐRAFIM ÝÞ arýyorum Süleyman Boyraz Tel: (0542) 832 12 89 n 15 YILLIK Deneyimli þöförüm (SRC2) (SRC4) (psikoteknik) belgelerim, ( C ) sýnýfý ehliyetim var. Özel ve makam þoförlüðü
tecrübem var. Türkiye'nin her yerinde çalýþýrým. Ýþe çok ihtiyacým var. (0539) 830 55 00
SATILIK DAÝRE n ACELE SATILIK sahibinden kelepir daire 65.000.-TL Pendik eski Kurtköy yolu üzeri E-5 kara yolundan 500 mt. içerde deniz gören geniþ köþe balkonlu daire acele satýlýktýr. Not: Daireler 2 adet olup (ayný katta) arsa sahibinden bitmiþ hemen teslim Gsm: (0532) 665 04 30 nSAHÝBÝNDEN SATILIK Tuzla'da - 155.000.-TL bina içi özellikleri laminant parke plastik boyalý duvar Amerikan panel kapý çelik kapý ýsýcamlý doðrama pvc doðrama laminant mutfak wc duþakabin asansör deprem yönetmeliði görüntülü megafon güvenlik hidrofor jeneratör kablo tv-uydu kapýcý otopark yangýn merdiveni. Gsm: (0536) 375 48 33 n KELEPÝR SATILIK BÝNA 1.350.000 USD kelepir satýlýk bina Beyoðlu'nun en gözde sokaðýnda aylýk 20.000 TL. kira geliri olan (4 katý restorant ruhsatlý) 7 katlý bina (1 kat-125m2) tapu teslimi devren sahibinden satýlýktýr. (Ciddî ilgilenenler lütfen arasýnlar) Gsm: (0533) 665 60 16
nACÝL GÜNEY CEPHELÝ önü kapanmaz daire 82.000.-TL. Kapanmaz park ve deniz manzaralý, sabahtan akþama kadar güneþ gören ve güney tarafa bakan köþe daire... Çelik kapý daireye ait hidrofor ve su deposu balkon panjurlu salon ve odalar rabýta döþeme ýslak zeminler seramiktir. Banyo, küvet ve sabit dolaplýdýr. Ayrýca kileri vardýr. Kombilidir. Tel: 0(216) 395 28 04 Gsm: (0536) 324 74 91
SATILIK ARSA n BURSA ORHANGAZÝ'de
5000 m2 þeftali bahçesi, 2.600 m2 zeytinlik, 12.000 m2 tarla, (m2'si 2 TL'den tarlalar). Yalovada 1.000 dönüm üzeri araziler ve liman yerleri. (0532) 574 11 15 (0532) 416 29 37
VASITA nSATILIK ÝLK SAHÝBÝNDEN Era - 22.500.-TL 2009 model 1.4 team abs modelidir. Fabrika çýkýsý lpg'lidir. 22.000 km temiz araçtýr. Farlar ve sisler zenon daha yeni alýnmýþ. 15 jant lastik müzik tesisatý herþeyiyle temiz araç 25 000 liraya kadar 2006 üstü otomatik araçla takas olur. Panjur ve tampon serviste deðiþti. Gsm: (0532) 740 43 96
T. C. KADIKÖY 2. Ýcra Dairesi TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLÂNI Dosya No: 2010/38 TAL. Örnek No: 25* Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup: Birinci artýrmanýn 12.03.2010 günü saat 09.30-09.40 ‘da DOST OZAN SOK. NO: 1 KOÞUYOLU KADIKÖY’de (KUÞDÝLÝ 2 OTOPARKI )‘nda yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 17.03.2010 günü saat 09.30-09.40‘da ayný yerde 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý; þu kadar ki artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40’ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu; mahcuzun satýþ bedeli üzerinden %...oranýnda K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ihaleye % 20 teminatla iþtirak edileceði ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði; gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla Dairemize baþvurmalarý ilân olunur. Takdir Edilen Deðeri ADET DEÐERÝ 1 18.000,00 TL
Cinsi, Niteliði ve Önemli Özellikleri 06 TAR 25 Plakalý FIAT BRAVO otomobil 2008 model siyah renkli motor no: 198A30005959714 þase no: ZFA19800004155775 muhtelif çizikler mevcut ön sis farlarý yok.
TOPLAM 18.000,00 TL
T. C. KARTAL 1. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ Sayý: 2009/49 Esas 21/12/2009 Konu : MAHKEME KARARININ ILANEN TEBLÝÐÝ BASIN ÝLAN KURUMU MÜDÜRLÜÐÜNE-ÝSTANBUL Davacý, ÜNZÜLE BAÞARAN ile Davalý, NAZIM AKDAMAR arasýnda mahkememizde görülmekte olan Nüfus (Mükerrer Kaydýn Ýptali Ýstemli) davasý nedeniyle; Gerekçesi yukarýda açýklandýðý üzere: Açýlan davanýn kabulü ile Kayseri Ýli Felahiye ilçesi Cumhuriyet Mahallesi CN: 2 HN: 34 BSN: 137'de kayýtlý bulunan davacýnýn çocuðu Doðukan Akdamar’ýn kaydýnýn mükerrer olduðu anlaþýldýðýndan ÝPTALÝNE, Ýstanbul ili Kadýköy ilçesi Rasimpaþa Mahallesi CN:19 HN: 1207 BSN: 16'da kaydý bulunan 53494115620 T.C. Kimlik numaralý Doðukan Özen’in kaydýnýn ÝPKASI’NA, Peþin alýnan harcýn yeterliliðine, kendisine dava dilekçesi ile duruþma günü ÝLANEN teblið edilen davalý NAZIM AKDAMAR'A hüküm özeti ÝLAN olunur. 21.12.2009 B: 13636
TAZÝYE Prof. Dr. Gürbüz Aksoy'un muhterem babasý;
vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hak'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
Hasan Hüseyin Gökdoðan ve Ailesi
kararan dikiz aynasý sunroof elektrikli arka perde elektrikli ýsýtmalý aynalar spor koltuklar deri döþeme. Gsm: (0532) 739 09 09 nDACÝA LOGAN 1.6 mpi laureate - 18.900.-TL arka kapýlarda çocuk kilidi yüksekliði ayarlanabilir. Sürücü koltuðu ön panjur krom sýralý five star Ýtalyan lpg yolcu okuma lambasý 3 noktadan baðlý arka emniyet kemeri anahtarla devre dýþý býrakýlan yolcu ön hava yastýðý 3 noktadan baðlý ve yükseklik ayarlý ön emniyet kemerleri. Gsm: 0(212) 470 10 95 nYAKIT TASARRUFU benzin ve motorin kullanan bütün araçlarda yüzde 10-30 tasarruf. Güçte fark edilir artýþ. Yüzde 80 eksoz emisyonunda azalma, siyah dumaný azaltma, motor ömrünü uzatma vb...Made in USA. 230 ülkede kullaným, nasa patentli, epa ve tuv onaylý. garantili zararsýz mucize ürünler. Gsm: (0533) 665 66 17 nYAKIT TASARRUFU ve performansda devrim 200.-TL nanocharger nano teknolojisiyle üretilen özel bor film filtresi ve nano-tube ile donatýlmýþ bir sistemdir. Nanocharger tüm 4 zamanlý motorlar için vakum üreten hava besleme sistemidir. Nanocharger sürücünün kullaným alýþkanlýklarýna baðlý olarak 8 ile arasýnda yakýt tasarrufu saðlayan bir sistemdir. Tel: 0(212) 280 35 39
ÇEÞÝTLÝ nDEVREN KURUYEMÝÞ market su bayi 45.000.-TL Bu dükkâný kaçýrmayýn. Devren kuruyemiþ market su bayii bulvar üzerinde, solunda park saðýnda benzinlik karþýsý tren istasyonu geçiti. Lise güzergâhý üzerindedir. Çevresinde büyükþehir belediye yeri, yanýnda poliklinik vardýr. Konum olarak bulunmaz bir yerdedir. Dükkân kirasý çevre dükkânlara göre yüksektir. Gsm: (0537) 666 09 71 nDEVREN MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI'na kayýtlý Yabancý Dil Kursu devren Kadýköy ilçesinin merkezinde Bahariye caddesinde bulunmaktadýr. Kurs yeni bir binanýn 3. katýndadýr. Mevcut çalýþýr vaziyettedir. MEB ruhsatlý ve standartlarýna uygun olarak yapýlmýþtýr. Bütün malzemeler yenidir. Gsm: (0554) 340 09 17 nBOSTANCI'DA KÝRALIK dükkân 2.350.-TL Bostancý Köprüsüne yakýn cadde üzeri kiralýk dükkân 80 m2 düz giriþ 20 m2 depo 30 m2 ön kullanýmý var fiyat 2.350 TL, 1 wc, 1 mutfak cadde üzerinde tabela avantajý detaylar için lütfen arayýnýz. Gsm: (0532) 267 02 04 n METÝNLER A.V.M. Hep ucuz, en ucuz Adresler: M. Akif Ersoy Mah. Fevzi Çakmak Cad. No: 27 Ý.H.L. Yaný TEL: 0 (384) 213 77 75 Y. Kayseri Cad. No: 5/C
R
eklam ezervasyon
Tel : 0(212) 655 88 59 Fax: 515 24 81
Turizm Ýl Müdürlüðü Karþýsý 0 (384) 213 76 14 Hacý Rüþtü Mah. Demir Hafýz Cad. No: 12 0 (384) 213 16 73 2000 Evler Ragýp Üner Mah. Zübeyde Haným Cad. No: 81 (Çatlýoðlu Mobilya Yaný) 0 (384) 215 37 37 Demir Hafýz Cad. Mezar Sok. No: 8 (Eski Zahire Pazarý Karþýsý) 0 (384) 213 15 41 Ragýp Üner Mah. Vefa Küçük Cad. No: 46/1 0 (384) 215 21 76 n ELMAS EVDEN eve nakliyat þehir içi-þehirler arasý taþýmacýlýk Telefon: 0 (212) 643 07 91 Cep: (0 532) 342 50 48(0532) 376 37 47 Adres: Siyavuþpaþa Cad. Sünbül Sk. No: 45/7 Bahçelievler ambalajlý, sigortalý, garantili, marangozlu kredi kartý geçerlidir. depomuz mevcuttur. www.elmasevdeneve.com
ZAYÝ 34 AB 2066 nolu Yol Belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. Mekkiye Kömekçi Nüfus Cüzdanýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Emine Karakaya Beko Casio 398 SR 860 0041010952 seri nolu Yazar Kasa Ruhsatýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Ýdris Peker / Mersin
T. C. TUZLA ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Taþýnýrýn Açýk Artýrma ÝLANI
T. C. GAZÝOSMANPAÞA 1. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Taþýnýrýn Açýk Artýrma ÝLANI
2010/324 TALÝMAT. Dosyamýzdan rehinli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý araç satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 18.03.2010 PERÞEMBE saat 10.45 - 10.55 arasýnda TUZLA ORG. SAN. BÖLGESÝ 3 YOL H/19 PARSEL adresinde yapýlacak ve o günü kýymetinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde 23.03.2010 SALI günü ayný yer ve saatler arasýnda 2. artýrma yapýlacaðý, þu kadar ki artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden alýnacak KDV, damga resmi, tellaliye alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýndan görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. (Ýhaleye katýlacaklardan malýn tahmin edilen kýymetinin % 20'si kadar teminat alýnýr.) 22.02.2010 LÝRA ADET MALIN CÝNSÝ (ÖNEMLÝ NÝTELÝK VE ÖZELLÝKLERÝ) 40.000,00 1 ADET 34 DB 2097 PLAKALI 2006 MODEL VIANOV 131 2.2 CDI TÝPÝ METALÝK FÜME RENKLÝ, MERCEDES MARKA KAMYONET MOTOR NO: 64698250077708 ÞASE NO: WDF63981113083013 MUHTELÝF YERLERDE ÇÝZÝK, ANAHTAR VE RUHSAT VAR.
2009/1092 Ta. Örnek No: 25 Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup: Birinci artýrmanýn 17.03.2010 günü saat 09.40 - 09.50 arasýnda GAZÝOSMANPAÞA Yenimahalle, 547. Sokak. No: 41 adresinde yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde 22.03.2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý, þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 oranýnda KDV’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýnda görülebileceði, gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 16/02/2010 TAKDÝR EDÝLEN DEÐERÝ
B: 13669
T. C. BAKIRKÖY 3. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA ÝLANI
(ÝÝK m.114/1,114/3) *:Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanýlan Örnek 63'e karþýlýk gelmektedir. B: 13744
Hacý Hasan Aksoy' un
nKELEPÝR ORJÝNAL 4.000.-TL + 1.250 TL bandrol borcu alýcýya ait araç orjinal. Fabrika etiketleri dahi duruyor. Deðiþen hiçbir parçasý yok. Tüp dahi hiç takýlmadý. 3'üncü sahibiyiz, motoru ilk defa biz açtýrdýk, komple yenilendi. Baský balata sýfýr takýldý. Gsm: (0545) 522 44 30 n 33.000 KM GOLF pasifik - 33.750.-TL 2004 model 33.000 km çok temiz golf pasifik (21143022) sahibinden araç ilk günkü gibi temiz ve bakýmlý kullanýlmadýðýndan dolayý satýyorum. Kaza vuruk çizik gibi hasarlarý yoktur. Aracýn 28.000 km bakýmý yapýlmýþ olup bir sonraki bakýmý 38.000 de yapýlacaktýr. Gsm: (0532) 310 13 29 nÝLK SAHÝBÝNDEN emsalsiz vip modeli 17.950.-TL 2004 model doblonun en lüks modeli olan (VÝP) modeli araç ilk sahibinden olup 2 airbag camlarý ruhsata iþlenmiþ orijinal filmlidir. Orijinal cd çalarlý orijinal çelik jantlý 4 lastik sýfýr ayarýndadýr. Arka koltuk camlarý orijinal açýlýrkapanýr desi marka alarm vardýr. Tel: 0(212) 220 30 27 nSAHÝBÝNDEN 3.30ia 2001 model - 44.500.-TL borusan çýkýþlýdýr. Tiptronik Þanzuman araçta brc marka lpg mevcuttur. En ufak bir problemi yoktur. Sol çamurluk deðiþmiþ ve sol ön kapýda boya vardýr. Bixenon ve ev takip (farlar) far yýkama otomatik
SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN e-mail: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81
Dosya No: 2009/4148 Talimat. Bir borçtan dolayý rehinli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri bulunan mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 10/03/2010 günü, Saat 11.50.’den 12.00’a kadar “TELSÝZ MAH. 72. SOK NO: 21 ZEYTÝNBURNU/ÝSTANBUL” adresinde yapýlacak olup, iþbu artýrmada artýrma bedelinin muhammen kýymetin % 60’ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasý ve bundan baþka paraya çevirme ve paralarýn paylaþtýrýlmasý masraflarýný geçmesi þarttýr. Bu miktara istekli bulunmadýðý takdirde 15/03/2010 günü ayný yer ve saatte ikinci artýrma yapýlacaktýr. Þu kadar ki, ikinci artýrmada, artýrma bedelinin malýn muhammen kýymetinin % 40’ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasý ve bundan baþka paraya çevirme ve paralarýn paylaþtýrýlmasý masraflarýný geçmesi þarttýr. Mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 oranýnda K.D.V.'nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, daha fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. 23.02.2010 Muhammen Kýymeti 35.000,00-TL (Otuzbeþbin-TL)
Adedi 1
Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Özellikleri) 34 KM 919 plaka nolu, 2006 model, VOLKSWAGEN marka, CAMLIVAN 2.5 TDI LWB AUT tipli, AXD118757 motor no, WV2ZZZ7HZ6H034875 þase nolu, SÝYAH renkli KAMYONET: Aracýn, üzerinde uydu var ama uydu çalýþmýyor. Ýki adet cant çelik, 2 adet cant ise çelik deðil. Aracýn anahtar ve ruhsatý mevcut. B: 13733
T. C. BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2009/2508 Esas KARAR NO: 2010/355 Mahkememizin yukarýda dosya ve karar numarasý yazýlý kararýyla, Ýstanbul, Avcýlar, Avcýlar Merkez, cilt: 4, hane: 556’da nüfusa kayýtlý Hüseyin Ziya ve Memnune kýzý 15/01/1935 doðumlu SEMA BAÞARANER’in rahatsýzlýðý nedeniyle TMK.405. Maddesi gereðince kýsýtlanmasýna, kendisine Sivas, Akýncýlar, Dündar, cilt: 58, hane: 30’da nüfusa kayýtlý Ýdris’den olma 15/08/1960 doðumlu kýzý AYÇA AKBULUT TMK.413.Maddesi gereðince vasi olarak atanmýþtýr. Ýlan olunur. B: 13772
Lira Kuruþ 18.000,00
Adet 9
6.000,00 10.000,00 10.000,00 4.500,00 300,00 9.000,00 6.000,00 500,00 500,00 2.000,00 2.000,00 4.000,00 1.800,00 100.00 200,00 50,00 400,00 800,00 10.000,00
1 5 4 3 2 3 2 1 1 1 1 2 4 1 1 1 2 8 5
Malýn cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri) Muhtelif eksantrik pres ( yay kesme muhtelif tonajlý, 2 adet 30 tonluk, 1 adet 40 tonluk, 3 adet 10 tonluk, 1 adet 15 tonluk 2 adet 5 tonluk Eksantrik pres 10-15-30 tonluk Manuel yay çarma makinasý Otomatik rondela makinasý Ezme (tel ezme) makinasý Punta kaynak makinasý Kapilya makinasý Otomatik rondela makinasý Manuel matkap Demir testere makinasý Fireze Torna tezgâhý Otomatik yay sarma makinasý Takým toplama bilgisayar Arçelik büro buzdolabý Hp faks cihazý Regal 37 ekran T.V. Klima bosch ve zon marka Ton muhtelif kalýnlýkta tel Ton rondela yaylý ve kapilya
B: 13617
T. C. KARTAL 5. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Menkulün Açýk Artýrma ÝLANI 2009/8636 ESAS. Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr Birinci artýrma 25/03/2010 saat 12.00-12.10 arasýnda ESKÝ YAKACIK CAD. NO: 101 CAN OTOPARKI KARTAL adresinde yapýlacak ve o günü kýymetinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde 30/03/2010 günü ayný yer ve saatler arasýnda 2. artýrma yapýlacaðý, þu kadar ki artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden alýnacak KDV damga resmi ve tellaliyenin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýndan görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. (Ýhaleye katýlacaklardan tahmin edilen kýymetin % 20'si kadar teminat alýnacaktýr.) 27/02/2010 Lira Adet Malýn cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri) 34 BN 9148 PLAKALI 2005 MODEL RENAULT MASTER BEYAZ 25.000,00 1 RENKLÝ OTOBÜS MUHTELÝF ÇÝZÝK VE VURUKLARI VAR, ANAHTARI VE RUHSATI YOK.
B: 13674
13:Mizanpaj 1
3/3/2010
12:40 PM
Page 1
13
DÝZÝ
YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
SIRF BAÞÖRTÜLÜYÜM DÝYE HAYAT HAKKI TANINMADI 28 ÞUBAT DÖNEMÝNÝN MAÐDUR ETTÝÐÝ BÝNLERCE ÝNSANDAN BÝRÝ OLAN DOÇ. DR. SEVGÝ KURTULMUÞ, “BAÞÖRTÜLÜ OLMANIN BEDELÝNÝ GÖREVÝMÝZDEN ATILARAK ÖDEDÝK. BÖYLE BÝR AYRIMA TABÝ TUTULMAK ÝÇÝMÝ ACITIYOR” DEDÝ.
28 Þubat sürecinden önce muhafazakârlara tutum nasýldý? Siz hiç tepkiyle karþýlaþtýnýz mý? Hayýr, her þey gayet normaldi. Türkiye’de zaman zaman baþörtüsü problemi oldu. Fakat hiçbir zaman bu kadar uzun sürmedi. Ýhtilâl dönemlerinden sonra yasak olurdu, ama bu kadar uzun bir yasakla Türkiye ilk defa karþýlaþtý.
5 ELÝF NUR KURTOÐLU elifnur@yeniasya.com.tr
Doç. Dr. Sevgi Kurtulmuþ 28 Þubat’ýn en önemli maðdurlarýndan… Ýstanbul Üniversitesi’nde akademisyen olan Kurtulmuþ, baþörtüsü kullandýðý gerekçesiyle görevden alýndý. “Sýrf baþörtümden dolayý okuldan atýlmak, içimi çok acýtýyor” diyen Sevgi Hanýmla 28 Þubat sürecinde yaþadýklarýný konuþtuk. Sizi tanýyabilir miyiz? Þubat’ýn gerçek maðdurlarýndan biriyim. 28 Þubat’ta Kemal Alemdaroðlu’nun rektör seçilmesiyle birlikte, bir numaralý kararla Nur Serter rektör yardýmcýsý oldu. Ýki numaralý kararla da ben açýða alýndým. Çok kýsa süre içinde de hukuk kurallarý altüst edilerek kendimi kapýnýn önünde buldum. Buna karþý bir hukuk mücadelesi verdim. Gerçekten yaþanan haksýzlýk karþýsýnda canýnýz yanýyor. Akademisyensiniz, elinizden alýnanlar kolay vazgeçilecek þeyler deðil. Profesörlüðüme çok az bir zaman kala üniversiteden ayrýlmak zorunda býrakýldým. Akademisyenliðin en zor kýsmý doçentliðe kadar olan kýsýmdýr. Bir sürü sýnavdan geçersiniz, kitaplar yazarsýnýz. Profesörlük ise, bundan sonra belirli bir sürede tabiî olarak gelen bir unvandýr. Siz o zor süreci, hem de üç çocuk annesi olarak aþmýþsýnýz. Artýk rahat bir nefes alacaðým dediðiniz anda “Siz baþörtülüsünüz okula giremezsiniz” deniyor. Bu çok kötü bir þey tabiî. Akademisyen olarak baþarýsýz olsanýz, ya da herhangi bir yolsuzluða bulaþmýþ olsanýz belki bu kadar içinizi acýtmaz. Birçok insan bu süreçte maðdur, ancak yaþayarak anlaþýlabilir zorluðu. Bu süreç o kadar uzun sürdü ki; baþörtüsü problemiyle bir çok aile bir þekilde karþýlaþtý. Düðün törenine giden insanlar bile orduevlerinin kapýlarýndan döndürüldüler. Ben bu maðdur olan kitlenin çok geniþ bir kesim olduðunu düþünüyorum.
28
Baþörtüsü kullanmaya ne zaman karar verdiniz? Zaten namazlarýmý kýlan, oruçlarýmý tutan bir insandým. Sadece baþörtülü deðildim. Evlendikten sonra, Amerika’da kapandým. O sýrada yurtdýþýnda çok rahat baþýmý örtünce; “Demek ki kendi ülkemde de olabilir” diye düþündüm. Ama öyle olmadý. Türkiye’de baþörtüsüyle bir yerde bulunmak zordu. Çoðu zaman görmezden geliniyordunuz. Türkiye’de baþörtüsü meselesinin temeli; aklý
‘‘
Öðrencilerinizle aranýz nasýldý? Öðrencilerimle hiçbir zaman problemim olmadý benim. Ne açýkken ne de örtülüyken. Zannediyorum, okulun sevilen hocalarýndan birisiydim. Öðrenciyle iliþkiniz biraz da size baðlý. Siz karþýnýzdakini adam yerine koyup deðer verirseniz, onu hissederler.
rine konulmayan çok geniþ bir zenci toplumu varken, þimdi siyahî birisi Amerika’nýn devlet baþkaný oldu. Bu da gösteriyor ki, zorbalýkla suyun akýþýný engelleyemezsiniz, belki biraz erteleyebilirsiniz. Bu sürecin de bizim için öðretici olduðunu düþünüyorum. Her þeyden önce mücadele etmeyi, dik durabilmeyi öðrendik. Çok üzüldük, çok yýprandýk belki, ama hakikaten öðrendiklerimiz de var. Yasakla ilk karþýlaþtýðýnýzda tepkiniz ne oldu? Çok geride kaldýðý için tekrar hatýrlamak istemiyorum, ama geçen gün eþim anlatýrken hatýrladým. Üniversite’den teblið zarfý geldiði zaman, eþim “Bir yere otur istersen” dedi. Ben ise, sürecin böyle sonuçlanacaðýný tahmin ettiðim için son derece soðukkanlýydým. Birdenbire bu kadar emeðin sýrf baþörtüsü yüzünden yok sayýldýðýný görüyorsun. Onun bu kadar üzülmesinin sebebi de buydu sanýrým. Benim için iþin en acý tarafý, iç hukuktaki bütün mücadelemin aleyhime sonuçlanmasý. Hâlbuki süreçte, çok açýk hukuk ihlâlleri ve haksýzlýklar vardý. Ama bunlar görmezden gelindi. Hukukun üstünlüðü sözünün uygulamada ne kadar büyük bir hikâye olduðunu yaþayarak öðrendim.
12 yýldýr süren bu yasakta kadýnlar olarak ne yapýlabilir? Önce kendimize bakmalýyýz. Ýdeallerimiz olmalý. Kendimizi herhangi bir sorumluluk alacak þekilde yetiþtirmemiz lâzým. Bu sadece mücadele anlamýnda deðil, kiþisel birikim anlamýnda. Önce gençlerimizin kendini inþa etmeleri, eksikleri tamamlamasý gerek. Ýnsanlarý iyi tanýmak, kendimizi iyi anlatmak ve iletiþim kurabilmek de çok önemli. Almanya’da yapýlan bir araþtýrmada, bir þekilde okulda veya dýþarýda MüslümanKemal Alemdaroðlu(solda) Ýstanbul Üniversitesi’ne rektör seçilince ilk icraatý, baþörlarý tanýyan insanlarýn, Müslütülü olduðu gerekçesiyle Sevgi Kurtulmuþ’un görevine son vermek olmuþ. manlýða karþý ön yargýlarýnýn kýrýldýðý sonucu ortaya çýkmýþ. Yaþanan post modern darbe süresince Örneklik çok önemli bizi biz yapan deðerlerimineler hissettiniz? zi kaybettik. Çocuklara sorulduðu zaman artýk ya Çok acý verdi bir kere. Öyle bir eðitim almýþsý- popçu olmak istiyor, ya topçu. Çünkü idol olarak nýz, zor kýsmý aþýp tam düzlüðe çýktým, derken sýrf ortaya konulan insanlar onlar. Hâlbuki bizim habaþörtülüsünüz diye hayat hakký tanýnmýyor. Be- kikaten güzel örneklere ihtiyacýmýz var. Biz idol onimle bir baþka akademisyenin arasýnda yalnýzca lacak insanlarý görmezden geliyoruz, ortaya çýkarbaþörtüsü farký var. Sýrf þekilden dolayý sistemin mýyoruz. dýþýna itilmek çok zor bir þey. O süreçte maðdur arkadaþlarýmýzdan baskýlara Profesör olmak üzereyken baþörtüdayanamayýp baþýný açanlar olduðu gibi, baþýlü olmanýz yüzünden görevden aný açmadýðý için atýlanlar da oldu. Baþýný alýndýnýz. Çevrenizden buna tepçýp iþine gücüne devam eden arkadaþlarki oldu mu? dan bazýlarý, psikolojik desteðe ihtiyaç Üniversitedeki arkadaþlarým duyarken, baþýný açmayýp atýlan insanlaçok üzüldü. Hâlâ çok ciddî olarýn da psikolojisi bozuldu. Sonuç olarak rak bana haksýzlýk yapýldýðýný hiç kimse rahat olamadý. düþünürler. Arkadaþlarýmýn Bu süreç, biraz da bedel ödemekle de büyük bir kýsmý Üniversiteilgili. Meselâ, Amerika’da Rosa lerde kariyerine devam eParks’ýn mücadelesi zencilerin bu derken siz dýþarýdasýgünkü konumu bakýmýndan nýz. Neden dýþarýçok etkili olmuþtur. Yýllarca oda olduðunuz dile tobüslere bile bindirilmeyen, logetirilmese de kantalara alýnmayan, adam yeherkes tarafýndan biliniyor.
ý açýp iþine O süreçte baþýn eden gücüne devam bazýlarý, arkadaþlardan ðe ihtiyaç psikolojik deste ý açmayýp duyarken, baþýn n da psikolojisi atýlan insanlarý olarak hiç bozuldu. Sonuç madý. kimse rahat ola
Sevgi Kurtulmuþ 28 Þubat’ýn kâbus gibi geçen günlerini ve yaþadýklarýný arkadaþýmýz Elif Nur Kurtoðlu’na anlattý.
“Bedel ödemeye hazýr deðiliz” dedikleri için bu sorun çözülemedi Þimdi geriye dönüp baktýðýnýzda niye býraktým dediðiniz oluyor mu? Piþman mýsýnýz? Zaman zaman kýrgýnlýklarýmýn arttýðý dönemler olmuþtur, ama asla piþman olmadým. Belki, akademik kariyerimi yurtdýþýnda sürdürebilirdim. Hiç de baþým aðrýmazdý. Çalýþmalarýma çok rahat devam e-
Yeni Asya Neþriyat, gazetemizde çýkan baþörtüsü maðdurlarý ile ilgili yayýnlarý kitaplaþtýrmýþtý.
debilirdim. Yurtdýþýna gitmediðime zaman zaman piþman olduðumu söyleyebilirim.
Görevden alýndýktan sonra neler yaptýnýz? Ben o yoðunlukta üç tane çocuk büyütmeye çalýþmýþtým. Çocuklarýma veremediðim zamaný telâf i etmek için, neredeyse bütün vaktimi onlara hasrettim sayýlýr. Ama belirli bir tempoya alýþmýþsýnýz, birdenbire sýradan ev iþleri ile vakit geçirmek ko-
lay deðil. Ciddî bir travma etkisi býrakýyor insan üzerinde. Çalýþma hayatýndan gelen bir insan olarak vaktinizi çok iyi planlamayý öðreniyorsunuz. Bu dönemde, hâlâ da süren bir çok sosyal faaliyetlerim oldu.
Haksýz yasaðýn üzerinden 13 yýl gibi bir süre geçti. Hâlâ devam ediyor. Bu mesele ne zaman çözülür? Çözüm yollarý nelerdir? Ben üniversite’den atýldýðýmda benim kýzým ilkokul 3. sýnýfa gidiyordu. Þimdi o üniversite 4. sýnýfa geldi ve ayný yasak devam ediyor. Problemin hâlâ çözülmemiþ olmasýnýn en büyük sebebi; siyasî iradenin bu konunun çözümünde yeterli kararlýlýk ve feraset gösterememiþ olmamasýdýr. Belki niyetleri samimiydi, ama sonuç ortada. Bir Hayrünnisa Hanýmýn, ya da Emine Hanýmýn orada oturmasý önemli. Güzel bir þey, ama 18- 20 yaþýndaki çocuklarýn baþörtüsüyle okula gidememesi kadar önemli deðil bana göre. Bu da, Türkiye’de hiçbir þeyin deðiþmediðini gösteriyor. Milletin yarasýna merhem olmadýktan sonra o makamlarda kimin oturduðunun ne önemi var. Samimî olarak baþörtüsü meselesini çözmeye kalksalardý, çözerlerdi. Cumhurbaþkanlýðý sorununu nasýl çözdüler? Referanduma götürüldü, halkýn bir problemi olmadýðý ortaya çýktý ve sorun doðru bir þekilde çözüldü. Ayný direnci ve iradeyi burada da göstermelerini bir baþörtüsü maðduru olarak beklerdim. Belki iç dünyalarýnda çözmeyi istediler, ama “bedel ödemeye hazýr deðiliz” dediler. Türkiye’de baþörtüsü dahil bir çok sorunu kalýcý olarak çözmenin yegâne yolu yeni, katýlýmcý, demokratik bir anayasa yapýmýyla baþlanacak siyasî ve hukukî bir reform sürecini gerçekleþtirmektir. Herkesin kendisini özgür, eþit ve özde yurttaþ olarak göreceði sistemi kurmaktýr. Bugün Türkiye’deki muhafazakârlarý nasýl görüyorsunuz? Müslümanlýk sadece namaz kýlmak, baþörtülü olmaktan ibaret deðildir. Allah bizim dýþ görünüþlerimize deðil, kalplerimize ve içimizde olana bakacaktýr. Ne kadar hakka hukuka riayet ediyoruz, ne kadar adaletten, insanlýktan yanayýz, ne kadar yoksulun, kimsesizin, maðdurun elinden tutuyoruz. Sanýrým, Allah bize esasen bunlarý da soracaktýr. Bugünün bir de yarýný olduðunu özümsememiþ bir muhafazakârlýðýn hiçbir önemi yoktur.
YARIN:
{
KOMUTAN “EÞÝNÝN BAÞINI AÇ” DEDÝ.
{
baþýnda okumuþ insanlarýn, görünür bir þekilde sosyal hayatta yer almasýndan duyulan rahatsýzlýktýr. Çünkü o güne kadar adam yerine konmayan, kapýcý, hizmetçi olarak rahatsýz olunmayan insanlar, birdenbire diðerleriyle ayný statüyü talep ediyorlar, pastadan pay almak istiyorlar. Bu alanda biz de varýz diyorlar. Meselenin özü budur.
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/3/2010
3:20 PM
Page 1
14
SPOR
YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
Hakan Þükür'ün ‘‘yabancý’’ isyaný GALATASARAY VE MÝLLÝ TAKIMIN ESKÝ GOLCÜSÜ HAKAN ÞÜKÜR, FUTBOL FEDERASYONU BAÞKANI MAHMUT ÖZGENER'ÝN A MÝLLÝ TAKIMIN BAÞINA YABANCI BÝR TEKNÝK ADAM GETÝRMESÝNE TEPKÝ OLSUN DÝYE, "FEDERASYON YETKÝLÝLÝLERÝ BU ÝÞÝ BÝLMÝYOR. BEN DE YABANCI YÖNETÝCÝ ÝSTÝYORUM" DEDÝ. GALATASARAY ve Milli Takým'ýn eski golcüsü Hakan Þükür, Hollandalý teknik direktör Guus Hiddink'in Ay-yýldýzlý takýmýn baþýna getirilmesine farklý bir yorum getirdi. Türkiye'nin, uluslararasý baþarýlarý hep Türk teknik adamlarla elde ettiðini, oysa Mahmut Özgener yönetimindeki Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'nun bunun aksine A Milli Takým'ýn baþýna yabancý bir teknik adam getirdiðini belirten Þükür, buna tepki olsun diye, ''Ben de yabancý yönetici istiyorum.'' dedi. Hakan Þükür yabancý hayranlýðý nedeniyle futbol Ferederasyonu ve kulüp yöneticilerine veryansýn etti. Federasyon ve kulüp yetkililerinin bu iþi bilmediðini iddia eden Hakan Þükür, hak edene de hakkýnýn verilmesi gerektiðini belirtti. Tv'8 den Selahattin Ekrekli'ye konuþan Hakan Þükür, Türkiye de yönetici yetiþmediðini belirterek, ''Ben de yabancý yönetici istiyorum'' diyerek gündem yapacak açýklamalar yaptý. YERLÝLERE DEÐER VERÝLMÝYOR ''Ben artýk futbolu yorumluyorum. Elimden geldiði kadar her takým hakkýnda bildiklerimi, gördüklerimi en doðru þekil-
de aktarmaya çalýþýyorum.'' diyen efsane golcü Hakan Þükür, açýklamalarýna þöyle devam etti;''Ben gördüklerimi söylemek zorundayým. insanlar söylediklerime üzülebilir. Ama söylediklerimde de birazcýk gerçek payý aramalýlar. Türkiye'de hem federasyonumuzun hem de kulüp yöneticilerimizin o kadar çok yanlýþlarý var ki; söyleyecek enstrümanlar oluþmadýðý için iliþkiler çok farklý yerlerde, çok farklý pekiþtiði için bunlar maalesef çok fazla söylenmiyor. Söylenemediði müddetçe, böyle iniþli çýkýþlý, çok þey hak ettiðimiz ama buna bu etkenlenden dolayý ulaþamadýðýmýz anlar yaþadýk, yaþýyoruz ve böyle giderse daha da yaþayacaðýz.''Yerli oyuncuya verilen deðerin azlýðýndan hepimiz þikayetçiysek burada Türkiye de yönetici yetiþmediðini söylemek istiyorum. Çok net bir þey daha söylemek istiyorum. Herkes yapýlan futbolcu transferinde yabancý istiyor. Antrenör transferlerinde yabancý istiyor. Eðer bu ülkede bir þeyler istenecekse en çok bizler istemeyi hak ediyoruz. Eðer böyle bir þey varsa ''ben de yabancý yönetici istiyorum''. Çünkü Avrupa'da çok çalýþtým. Oradaki yönetim anlayýþýný çok iyi biliyorum.''
TRABZONSPOR'DA AYIN FUTBOLCUSU YARIÞMASI TRABZONSPOR'DA her ay takýmýn en iyi futbolcusunu artýk taraftarlar seçecek. Her ay düzenli olarak yapýlacaðý açýklanan yarýþma ile TrabzonCelliler ayýn en iyi futbolcusunu seçerek hem kendilerine, hem de futbolcularýna kazandýracak.TrabzonCellliler her ay duyurulacak olan tarihler arasýnda o ayýn en iyi futbolcusu olduðunu düþündükleri ismi SMS ile 1967'ye gönderecek. Gelen SMS'ler arasýnda ismi en çok yazýlan futbolcu "TrabzonCell Ayýn Futbolcusu" seçilecek ve ödülünü sonuçlar açýklandýktan sonra Avni Aker'de oynanacak ilk maçta taraftarlarýn karþýsýnda alacak. Kazanan futbolcunun ismini SMS ile en çok gönderen TrabzonCellli ise, hem futbolcusuyla playstation oynama, hem de futbolcunun ödül alacaðý maça bilet kazanma þansýna sahip olacak.
SELÇUK'UN EVÝNE HIRSIZ GÝRDÝ MAHTEPE Dragos'ta oturan Fenerbahçeli Selçuk Þahin'in evine dün akþam saatlerinde hýrsýz girdiði açýklandý.Maltepe Dragos'ta oturan Selçuk Þahin'in evine önceki Selçuk Þahin akþam saatlerinde hýrsýz girdiði belirtilirken polis, Fenerbahçe'nin ünlü futbolcusunun evinde inceleme yaparken Atina'da olduðu öðrenilen Selçuk Þahin'e te-
Ýstanbul'a 7 bin kiþilik kapalý atletizm pisti
TÜRKÝYE'NÝN ilk kapalý atletizm pisti, 2011 yýlýnda Ýstanbul'da hizmete girecek. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüðü, Türkiye'nin sporda en büyük sýkýntýlarýndan biri olan kapalý atletizm pisti sorununa el atarak, atletlerin kýþýn da antrenman yapabilmelerine olanak verecek salonun projesini tamamladý. Ýkitelli'de bulunan Olimpiyat Stadý'nýn hemen yanýnda yapýlacak atletizm salonu için 1-2 ay içinde ihaleye çýkýlacak. 2011 yýlýnýn ortalarýnda bitmesi planlanan tesisin, 20 milyon liraya mal olmasý planlanýyor. Salon, 7 bin kiþilik kapasiteli olacak. Salonun atletizm dýþýnda baþka spor branþlarýna da hizmet edebilecek þekilde projelendirildiði bildirildi.
lefonla haber verildiði açýklandý.9 katlý bir binanýn en üst katýnda oturan Selçuk Þahin'le birlikte apartman yöneticisinin de evine hýrsýz girdi. Apartman görevlisi Sadýk Acar hýrsýzlýk olayýyla ilgili olarak, "Biz yöneticiyle birlikte apartmana geldiðimizde dairelerin kapýsýnýn açýlmýþ olduðunu gördük. Selçuk'un evine giren hýrsýz deðerli bir saatini çalmýþ. Selçuk kendisi yurt dýþýnda yengesi telefonla bilgi verdi. O da geleceðini söylemiþ" dedi.
Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül (solda, Basketbol Federasyonu Baþkaný Turgay Demirel'le birlikte 4 ilde ve 5 salonda oynanacak finaller öncesinde tesisler hakkýnda bilgi aldý.
Salonlar yetiþecek FEDERASYON BAÞKANI TURGAY DEMÝREL, 2010 DÜNYA BASKETBOL ÞAMPÝYONASI ÖNCESÝNDE YAPIMI SÜREN BÜTÜN TESÝSLERÝN YETÝÞECEÐÝ MÜJDESÝNÝ VERDÝ. ürkiye Basketbol Federasyonu Baþkaný Turgay Demirel, 2010 Dünya Þampiyonasý'nýn hazýrlýklarý, A Milli Takýmýn son durumu hakkýnda bilgi verirken, finallerin 4 ilde ve 5 salonda oynanacaðýný, dünyanýn en büyük basketbol ülkelerinin Türkiye'de olacaðýný söyledi. Baþkan Demirel, þampiyonanýn Ramazan ayýna denk geldiðini ve maç programlarýnda iftar saatlerine göre ayarlamalar yapacaklarýný bildirdi. Demirel, sorularý þöyle cevaplandýrdý: Türkiye basketbolda ilk defa bir dünya þampiyonasýna ev sahipliði yapacak. Bunun altýndan kalkabilecek miyiz? Ülke olarak her bakýmdan bu organizasyonun içinde varýz. Türk basketbolu deðil, Türk sporu da büyük baþarýlar elde edecek. Ülke olarak önemli organizasyonlarla gündeme gelecek. Ýki kere dünya þampiyonasýna katýldýk. 24 takým mücadele edecek en iyi dereceyi elde etmek, çeyrek finali geçip ilk dörde kalmayý hedefliyoruz. Ev sahibi olmak, seyircinin desteði ve takýmýn arzulu olmasý bizim için artý bir deðer. Ýlk maçtan itibaren bizim için her maç çok önemli. 1900'lü yýllarda Kanada'da baþlayan basketbol oyunundan bu yana ilk kez bir dünya þampiyonasýna ev sahipliði yapacaðýz. Son düzenlenen turnuvada iki dünya þampiyonu Sýrbistan ve Ýspanya'yý yendik. Yunanistan'a çeyrek finalde yenildik. 12 dev adamýn doðduðu 2001 Avrupa Þampiyonasý'ndaki baþarýmýzý tekrarlayacaðýz. Bu þampiyonada Türk Milli Takýmý hedefi nedir? ABD, Ýspanya, Brezilya, Fransa, Yunanistan'ýn da arasýnda bulunduðu 12 büyük ülke var. Bizim amacýmýz ABD ile çok geç oynamak. Ankara'da grup birincisi olursak Yunanistan, Rusya, Porto Riko arasýndan birinci olursak ABD ile finale kadar karþýlaþmýyoruz. Amacýmýz ABD ve Ýspanya'yý yarý finalde karþý karþýya getirmek. Bizim hedeflerimize ulaþmamýzý teknik heyet ve oyuncularýmýz gerçekleþtirecek. Onlarýn her zaman arkasýndayýz. Tüm Türkiye'nin de ayný duygularý paylaþtýðýný tahmin ediyorum. Fransa'da son topta kaybettik 8. olmuþtuk. Son turnuvada da Yuna-
T
tesisler yetiþecektir, FÝBA heyeti memnun. Bu tip turnuvalarda maskot mecburiyeti var. FÝBA bunu kendisi üstlendi. Malezya'da bu 2010'u aldýðýmýzda 600 sayfadan oluþan ve yaklaþýk 1 saat süren bir imza töreniyle protokol imzalandý. Maskot konusunda FÝBA çalýþma yaptý, bizimle f ikir birliði yaptýlar. Van Kedisi maskotu yapýlacak denildi ve Ýngiltere'de bir f irmaya hazýrlattýlar. Bana sorsalar kedi mi köpek mi diye ben köpeði tercih ederdim. Fakat FÝBA böyle uygun gördü, çalýþmalarla, çizgi f ilm ve çizgi romanlarla sevdirilecektir. Maçlar Ramazan ayýna denk düþüyor. Müsabaka saatlerinde oruçlu sporseverler için iftara göre bir ayarlama düþünülecek mi? Bu organizasyonu bütün dünya izleyecek. Bu konuda bir problem olacaðýný tahmin etmiyorum. Maç programlarýnda oruçlu insanlar düþünülerek ayarlamalar yapýlacak. Devre aralarýný iftar saatine göre ayarlamaya çalýþacaðýz.
Turgay Demirel
Abdi Ýpekçi'de bugün Real Madrid'le oynayacak olan Efes destek bekliyor
Beþiktaþ, Denizli'yi býrakmak istemiyor
BEÞÝKTAÞ Kulübü, teknik direktör Mustafa Denizli ile ilgili yapýlan spekülasyonlara bir açýklama ile yanýt verdi. Siyahbeyazlý kulüpten yapýlan açýklamada, ''Þampiyonluk yolunda emin adýmlarla ilerleyen takýmýmýzýn baþýnda bulunan Sayýn Mustafa Denizli'nin herhangi bir saðlýk sorunu olmadýðý gibi, Sayýn Baþkanýmýz Yýldýrým Demirören'in de müteakip defalar ifade ettiði üzere kendisiyle daha uzun yýllar çalýþma arzusundayýz'' denildi. Açýklamada, ''Her ne kadar Sayýn Denizli ile yapýlmýþ olan sözleþmemiz sezon sonu bitecek ise de yönetimimizin sezon sonunda, gelecek sezon için masaya oturacaðý ilk teknik direktör yine Sayýn Denizli olacaktýr'' denildi.
nistan'a yine son hücumda kaybetmiþtik. 2010'da ise daha yukarýlarý hedefliyoruz. Her milli maç öncesinde Mehmet Okur tartýþmasý oluyor. Mehmet Okur'un milli takýmda oyEROL DOYRAN namamasýnýn sebebi koç erol@yeniasya.com.tr Tanjevic mi? Mehmet Okur konusunda ve kadro seçimlerinde milli takým koçu Tanjevic'e haksýzlýk ediliyor. Mehmet Okur kadroda olmadýðý zamanlarýn hepsinde oynamak istemedi. Ben istedim ama yine gelmedi. Ben bunlarý açýk açýk basýnla paylaþýrým dedim, ama Tanjevic, 'Mehmet Okur genç ve çok iyi bir oyuncu ilerde milli takýmda bize katkýda bulunur onu yýpratmayalým' dedi ve kendisini ön plana atarak, 'Mehmet Okur hazýr olursa milli takýma gelir' diyerek sanki kendisi kadroya almýyormuþ gibi bir hava oluþturdu. Kerem Tunçeri konusunda da yanlýþ anlaþýlmalar var. 2007'de Kerem Tunçeri kadroya alýnmadý. Yaþlý diye kadroya alýnmadý gibi bir beyan ortaya çýktý bu da doðru deðil. Çünkü bir organizasyon öncesinde görev alan gençlerin gösterdiði performans açýsýndan onlar tercih edildi. Kerem Tunçeri yaþlý olduðu için alýnmadý yaklaþýmý doðru deðil. Ýnþa halindeki salonlar yetiþecek mi? 2010 maskotu da çok eleþtirildi. Salonlar Nisan sonuna kadar yetiþecek. Ýçine siniyor mu dense hayýr derim. Ankara ve Ýstanbul'daki salonlarýmýzda çalýþmalar sürüyor. Kayseri hazýr, Ýzmir ve Abdi Ýpekçi'de ufak tefek çalýþmalar yapýlacak. Mayýs'ta tüm
ANTRENÖR ERGÝN ATAMAN, ÇEYREK FÝNAL MAÇINDA KRÝTÝK BÝR MAÇA ÇIKACAKLARINI BELÝRTEREK, "ALTINCI ADAM OLAN TARAFTARLARIMIZA BU AKÞAM BÜYÜK ÝÞ DÜÞECEK" DEDÝ.
Efes, F Grubu'ndaki 4. maçýnda konuk ettiði Ýsrail ekibi Maccabi Electra Tel Aviv'i 63-56 maðlup etti. FOTOÐRAF:CÝHAN
EFES Pilsen Basketbol Takýmý, ULEB Avrupa Ligi ''Top 16'' turu 5. hafta maçýnda bugün Ýstanbul'da, Ýspanyol temsilcisi Real Madrid ile karþýlaþacak. Abdi Ýpekçi Spor Salonu'nda saat 20.15'de baþlayacak maç Skyturk ekranlarýndan naklen yayýnlanacak. (F) Grubu'nda geride kalan maçlarda ev sahibi ekipler iç saha avantajlarýný çok iyi kullanarak, deplasman takýmlarýna henüz maðlup olmadý. Tüm takýmlarýn 2'þer galibiyet ve 2'þer maðlubiyeti bulunurken, ekipler sayý averajýyla sýralanýyor. Efes Pilsen averajla üçüncü, Real Madrid ise ikinci sýrada yer alýyor. Efes Pilsen ile Real Madrid arasýnda ''Top 16'' turunda Madrid'de oynanan ilk karþýlaþmada Real Madrid, sahadan 77-70'lik skorla galip ayrýldý. Lacivert-beyazlýlar, bugünkü maçtan
önce galip ayrýlarak, son hafta maçlarý öncesi rakibinin galibiyet sayýsý olarak önüne geçmek, ardýndan da ilk maçtaki 7 sayýlýk farkýn üstünde bir skor elde ederek, muhtemel ikili averajda üstünlük saðlamaya çalýþacak. Efes Pilsen Antrenörü Ergin Ataman, Real Madrid ile çeyrek f inal yolunda çok kritik bir maça çýkacaklarýný belirterek, ''altýncý adam'' olan taraftarlara büyük iþ düþeceðini söyledi. Genel Menajer Engin Özerhun ise, çeyrek f inal yolunda çok kritik bir maça çýkacaklarýný, Real Madrid karþýsýnda ev sahibi avantajlarýný kullanarak rakiplerini maðlup etmek istediklerini söyledi. Özerhun, Abdi Ýpekçi Spor Salonu'nu dolduran taraftarla bütünleþerek, Ýspanyol ekibini maðlup edeceklerine inandýðýný ifade etti.
renkli:Mizanpaj 1
3/3/2010
2:17 PM
Page 1
C M YK
15
AÝLE - SAÐLIK YENÝASYA / 4 MART 2010 PERÞEMBE
Hazýrlayan: RECEP BOZDAÐ
5 çocuktan biri reflü hastasý AÜ ÖÐRETÝM ÜYESÝ PROF. DR. ARTAN: BEBEKLERÝN YARISINDA GÖRÜLEN, MÝDE MUHTEVASININ ÝSTEK DIÞI OLARAK GERÝ KAÇMASI (REFLÜ), HER 5 ÇOCUÐUN BÝRÝNDE HASTALIK YAPIYOR. AKDENÝZ Üniversitesi (AÜ) Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Ana Bilim Dalý Öðretim Üyesi Prof. Dr. Reha Artan, beþ çocuktan birinin reflü hastasý olduðunu söyledi. Prof. Dr. Artan, baðýrsaklara doðru gitmesi gereken mide muhtevasýnýn yemek borusuna geri kaçmasý (reflü) durumunun yapýsal özellikleri sebebiyle bebeklerde daha sýk görüldüðünü belirtti. Genellikle asit olan mide muhtevasýnýn fazla miktarda yutma borusunun içine ve aðza doðru geri kaçmasýnýn sonucunda ortaya çýkan problemlerin reflü hastalýðýna
sebep olabildiðini belirten Artan, ‘’Bebeklerin yarýsýnda görülen mide içeriðinin istemsiz olarak geri kaçmasý her beþ çocuðun birinde hastalýk yapýyor’’ dedi. Yemek borusuyla mide arasýndaki kapakçýk sisteminin olgunlaþmamasý, bebeklerin günün 16 saatini uyuyarak geçirmesi, beslenme tarzlarýnýn sývý içeceklere dayanmasý ve yemek borusunun kýsa olmasýnýn bebekleri daha sorunlu ve riskli kýldýðýný ifade eden Artan, bunlarýn büyük kýsmýnýn geliþimleri süresince düzeleceðini kaydetti.
ORTA KULAK ÝLTÝHABI, KANSIZLIK VE SÝNÜZÝTE SEBEP OLUYOR REFLÜ'NÜN sadece sindirim kanalýný deðil, baþta solunum sistemi olmak üzere diðer sistemleri de doðrudan etkilediðini vurgulayan Artan, ‘’Süregelen öksürük, ses kýsýklýðý, sesin çabuk yorulmasý, hýrýltýlý solunum, yanýcý göðüs aðrýsý, inatçý gece öksürükleri en sýk belirtilerdir. Bu durum, tekrarlayan sinüzitlere, orta kulak iltihaplarýna hatta kansýzlýða neden olabiliyor’’ dedi. Reflü hastalýðýnýn diþ çürükleri-
ne, aðýz kokusuna, iþtahsýzlýða, kalpte çarpýntý ve ritm bozukluðuna da yol açtýðýný kaydeden Artan, ailelerin çoðu kez bu tip þikâyetlerde solunum yollarý rahatsýzlýðý þüphesiyle doktora gittiklerini söyledi. Hastalýðýn 1.5 ay gibi sürede ilâçla tedavi edilebildiðine iþaret eden Artan, bununla birlikte beslenme ve hayat þekillerine de dikkat edilmesi gerektiðini vurguladý. Antalya / aa
ÇOCUKLAR NE YEMELÝ?— Çocuklarýn fýrýnlanmýþ ve haþlanmýþ yiyecekler ile püre, makarna ve eriþte gibi yiyecekleri rahatça tüketebileceðini ifade eden Artan, yatmadan hemen önce yemek yenmemesinin, yemekten sonra sakýz çiðnemenin ve yemeðin hemen ardýndan fazla aktivitede bulunmamanýn da faydalý olacaðýný dile getirdi. Reflü hastasý çocuklarýn asitli içecekler, kýzartma, cips, salçalý yiyecekler, çerezler, baharatlý yiyecekler ve çikolatadan uzak tutulmasý gerektiðini anlatan Artan, baþ kýsmý yükseltilmiþ bir yatakta, omuzla kalça arasýnda yaklaþýk 30-40 derecelik açýyla yatmalarý ve karýn içi basýncý arttýran dar giysiler giydirilmemesini tavsiye etti.
HABERLER
Çocuk büyütmeyin, çocuk yetiþtirin EÐÝTÝMCÝ-YAZAR Ahmet Maraþlý, ebeveynlere çocuk büyütmenin yerine çocuk yetiþtirmeleri gerektiðini kaydetti. Maraþlý, kitap okumanýn çocuðun geliþiminde büyük önemi olduðunu söyledi. Ahmet Maraþlý, insanlýðýn özlenen seviyeye eriþebilmesi için insanýn gerçek bir eðitime ihtiyacý olduðunu belirtti. Maraþlý, özlenen insan seviyesine ulaþabilmek için öncelikli olarak çocuklarýn yetiþtirilmesine büyük önem verilmesi gerektiðini ifade etti. Eðitimin, çocuklarýn yetiþtirilmesinde yadsýnamaz bir yeri olduðunu kaydeden Maraþlý, ebeveynlerin çocuk yetiþtirmediðini, sadece büyüttüðünü belirtti. Eðitimci Maraþlý, “Çocuk büyütmek kolaydýr. Herkes çocuk büyütür. Fakat herkes çocuk yetiþtiremez. Toplumda ailelerin çocuk yetiþtirmediðinden dolayý sorunlar baþ gösteriyor. Bu nedenle anne-babalar, çocuklarýný büyütmeyi deðil, yetiþtirmeyi hedef almalý” dedi. Çocuklarýn toplumda ileriki yaþantýlarýnda düþünen birey olmasý için çocukluk yýllarýnda yapýlacak eðitimlerin çok önemli olduðunu vurgulayan Eðitimci-Yazar Maraþlý, anne babalarýn çocuklara hazýr cevap þeklinde soracaklarý sorularýn çocuklarýn hýzlý düþünmesini geliþtireceðini söyledi. Maraþlý, “Fýkra anlatmak, hazýrcevap sorular sorarak çocuðun hazýrcevaplara cevaplar vermesi þeklinde gerçekleþtirilen oyunlar çocuðun zihnini ve kapasitesini zorlar, düþünmesini saðlar fakat asla yormaz. Bu yöntem özellikle çocuklar için düþünce üretimini çok zevkli hale getirmektedir” diye konuþtu. Kocaeli / cihan
Kilo vermek, damar sertliðini azaltýyor ÝSRAÝLLÝ bilim adamlarý, ilk kez gözle görülür biçimde, kilo vermenin damar sertliði riskini önemli biçimde azalttýðýný ispat ettiklerini açýkladýlar. Beer Sheva Üniversitesinden bilim adamlarý, 140 hasta üzerinde iki yýl süren araþtýrmalarýnda, beynin baþlýca arteri olan þahdamarýnda kolesterol birikmesinin geliþimini üç boyutlu ekografi tekniðiyle izlediler. Araþtýrmanýn sorumlusu Doktor Ýris Shai, ilk kez gözle görülür biçimde, aþýrýya kaçmayan bir beslenme rejiminin sadece kolesterol birikimini engellemekle kalmayýp, ayný zamanda, arterlerin hacmini ve kan basýncýný azalttýðýný tesbit ettiklerini söyledi. Shai, "Hastalar yeniden kilo alsalar bile uzun dönemli bir beslenme rejimi, damarlarýn iç çeperleri üzerinde lipid (kolesterol) birikmesini beraberinde getiren damar sertliði þekli olan ateroskleroz ile mücadelede etkili oluyor" dedi. Hayvansal yaðlar açýsýnda zayýf Akdeniz mutfaðý temelinde bir zayýflama tedavisi uygulanan hastalar üzerinde yapýlan araþtýrmanýn sonuçlarý, Amerikan týp dergisi Circulation'un son sayýsýnda yayýmlandý. Ateroskleroz, beyin kanamasý ve enfarktüste önemli bir risk faktörü olarak görülüyor. Kudüs / aa
Yanlarýnda sigara içilmesi, çocuklarda damar sertliði yapýyor YANLARINDA sigara içilen, pasif içici durumuna düþen çocuklarda damar sertliðinin ortaya çýkabildiði belirlendi. Finlandiya’daki Turku Üniversitesi araþtýrmacýlarýnýn yaptýðý çalýþmaya göre, yanlarýnda sigara içilen, 13 yaþýndan küçük çocuklarda damar çeperlerinin kalýnlaþtýðý gözlendi. Araþtýrmacýlardan Dr. Katariina Kallio, “pasif içiciliðin yetiþkinlerde damar sorunlarýna yol açtýðý biliniyordu ancak, bu durumun çocuklarda ve ergenlik çaðýnda olanlarda da ortaya çýktýðýný bilmiyorduk” dedi. Çalýþma sýrasýnda 8-13 yaþlarý arasýndaki 894 çocuk üzerinde araþtýrma yapýldý. Nikotinin nefes yoluyla alýnmasý sonrasý kanda ortaya çýkan cotinin miktarýna göre çocuklar ikiye ayrýldý. Cotinin miktarý yüksek olan çocuklarýn damar çeperlerinin normalden yüzde 7 daha kalýn olabildiði belirlendi. Washington / aa
renkli:Mizanpaj 1
3/3/2010
1:09 PM
Page 1
C M YK