renkli:Mizanpaj 1
3/4/2010
4:05 PM
Page 1
C M YK AFRÝKA’NIN EN BÜYÜK ÜLKESÝ SUDAN’DA
Emevî Camii, Þam ziyaretçilerinin ilk duraðý
DARFUR’LU ÇOCUKLAR DA BARIÞ BEKLÝYOR
Haberi sayfa 16’da
Hayallerini hep ertelemek zorunda kalan Afrika kýtasýnýn en büyük ülkesi Sudan'ýn sorunlu bölgesi Darfur'da yaþayan çocuklar yarýnlara umutla bakmak istiyor. Haberi sayfa 7’de
Y GERÇEKTEN HABER VERiR
ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR www.yeniasya.com.tr
5 MART 2010 CUMA / 75 Kr
YIL: 41 SAYI: 14.371
Kemalizm artýk iþe yaramýyor
TARÝHÇÝ PROF. DR. METE TUNÇAY:
Atatürk, halký hakir gördü “ARKAMDA BIRAKACAÐIM ÞEY DÝKTATÖRLÜK” Atatürk'ün halktan korktuðu için diktatörlüðe yöneldiðini ve “Abdülhamid istibdadýyla mücadele ettim, ama arkamda býrakacaðým þey bir diktatörlük manzarasý” dediðini belirten Mete Tunçay, “Halký hem hakir görüyor, kýzýyor, hem de endiþe ediyor” dedi.
“KENDÝMÝ HALKIN DEREKESÝNE MÝ ÝNDÝRECEÐÝM?” Tunçay, Atatürk'ün “Ben bu kadar yüksek fikirlere eriþmiþ bir adamým. Þimdi kendimi halkýn dere kesine mi indireceðim? Yapmam gereken, halký benim seviyeme getir mek” dediðini aktardý. Yazýsý Medya Politik’te
GÖZLEMCÝLERÝN TESBÝTÝ: TÜRKÝYE’DE SÝSTEM ÇATIRDIYOR, KEMALÝZM ÇÖKÜYOR. ÇATIRDAMANIN SEBEBÝ KEMALÝZM MEÞRUÝYETÝ OLMAYAN ÝDEOLOJÝ
ABD'nin baþkenti Washington'daki Woodrow Wilson Center'daki "Türk ordusunun rolü üzerinde kriz" konulu toplantýda konuþan MHP Ýstanbul Milletvekili Prof. Dr. Mithat Melen Türkiye'deki sistemin "çatýrdadýðýný" söyleyince, Dr. Henri Barkey, bu çatýrdamayý kurucu ideoloji olan Kemalizmin "esnek olmayýþýna" baðladý.
Dr. Steven Cook Kemalizmin artýk "toplumun iþine yaramayan" ve "meþruiyeti olmayan" bir ideoloji haline geldiðini kaydederek, Türkiye'de askerî darbe döneminin bittiðini ifade ederken, Barkey “Katýlýyorum, ama bu ülke farklý darbe þekilleri bulma konusunda da üretken” dedi. Haberi sayfa 5’te
Kadriye Birinci, Firdevs Erdoðan, Zeynep Kolaçaðýþ dün Meclise gelerek 28 Þubat döneminde üniversitelerde kurulan ikna odalarýný anlattýlar. FOTOÐRAF: AA
28 ÞUBAT DÖNEMÝNDE ÜNÝVERSÝTELERDE KURULAN ÝKNA ODALARINI ANLATTILAR
BAÞÖRTÜLÜLER MECLÝSTE “YASAÐA UYMAK ÝÇÝN ÝMZA VERMEYE ZORLANDIK” 28 Þubat’ýn baþörtüsü yasaðý maðduru öðrencileri TBMM’ye gelerek, “Ýstanbul Üniversitesinde kurulan ikna odalarý”ný anlattýlar. Baþörtülü olduklarý için ikna odalarýnda baský altýna alýndýklarýný belirten baþörtülüler, kýlýk kýyafet genelgesine uymayý taahhüt eden bir belgeyi imzalamaya zorlandýklarýný belirttiler.
Danýþtay’da telekulak incelemesi yapýldý
Hýnýs Savcýsý uzaklaþtýrýldý
Haberi sayfa 4’te
Haberi sayfa 5’te
ISSN 13017748
“YILLARDIR SÜREN MAÐDURÝYET ARTIK BÝTSÝN” Meclisteki partilerin grup baþkanvekilleri ve milletvekilleri ile görüþen baþörtülüler, yýllardýr büyük maðduriyetlere yol açan yasaðýn kaldýrýlmasý için herkesin üzerine düþen görev ve sorumluluklarý yerine getir mesi çaðrýsýnda bulundular. Haberi sayfa 5’te
ERZURUM'DA ÖZEL YETKÝLERÝ ALINAN
PARTÝ YÖNETÝMÝ SORUÞTURMA AÇTI
Savcýlardan HSYK’ya itiraz
Çarþaf tahriki CHP’yi karýþtýrdý
ERZÝNCAN SORUÞTURMASINDAN ALINMIÞLARDI Hakimler ve Savcýlar Yüksek Kurulu tarafýndan özel yetkileri ellerinden alýnan Erzurum Cumhuriyet Baþsavcývekili Tarýk Gür ile Cumhuriyet Savcýlarý Osman Þanal, Rasim Karakullukçu ve Mehmet Yazýcý, kurulun kararýna karþý itiraz ettiler.
KILIÇDAROÐLU: CHP'YE KARÞI PROVOKASYON CHP Grup Baþkanvekili Kemal Kýlýçdaroðlu, Mersin’de Kadýn Kollarý üyesi bir grubun, siyah çarþaflarý yýrtýp ayaklarý altýnda ezerek eylem yapmasýný ‘CHP’ye karþý provokasyon’ olarak niteledi. Parti yönetimi, olayla ilgili soruþturma baþlattý.
Haberi sayfa 5’te
Haberi sayfa 4’te
FELLUCE’DE ANORMAL DOÐUMLAR ARTTI
Haberi sayfa 7’de
renkli:Mizanpaj 1
2
3/4/2010
3:32 PM
Page 1
C M YK
LÂHÝKA
YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
Ýhtilâlciler bin sene yaþayacak olsa
.. Bediuzzaman Said Nursi
‘‘
Ben öyle adamlara anarþist nazarýyla bakýyorum. Zira onlardan birisi, Allah etmesin, bin sene yaþayacak olsa, âdetâ mümkün hükûmetin hangi sûretini görse, hülya ile yine razý olmayacak. Þu hülyanýn neticesi olan meylü’t-tahrip ile, o sureti bozmaya çalýþacak.HAÞÝYE-1
S
ual: Nasýl iyilikten fenalýk gelir? Cevap: Muhali talep etmek, kendine fenalýk etmektir. Zerrâtý günahkârlardan mürekkep bir hükûmet tamamýyla mâsum olamaz. Demek, nokta-i nazar, hükûmetin hasenâtý, seyyiâtýna tereccuhudur. Yoksa, seyyiesiz hükûmet muhal-i âdidir. Ben öyle adamlara anarþist nazarýyla bakýyorum. Zira onlardan birisi—Allah etmesin—bin sene yaþayacak olsa, âdetâ mümkün hükûmetin hangi sûretini görse, hülya ile yine razý olmayacak. Þu hülyanýn neticesi olan meylü’t-tahrip ile, o sureti bozmaya çalýþacak.HAÞÝYE-1 Þu halde, böylelerin fena zannettikleri Jön Türkler nazarlarýnda dahi, mel’un, anarþist ve iðtiþaþcý fýrkasýndan addolunurlar. Meslekleri ihtilâl ve fesattýr. Sual: Bel ki onlar eski hâli istiyorlar? Cevap: Size kýsa bir söz söyleyeceðim; ezber edebilirsiniz: Ýþte, eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl... Suâl: “Acaba daha Sultan Hamid gibi padiþah tahta çýkmayacak mýdýr? Eski hâl olmayacak mýdýr?” Cevap: Acaba sizin þu siyah çadýrmýz parça parça edilip yandýrýlýrsa havaya savrulursa o külden yeniden çadýr edip içinde oturmak kâbil midir? Suâl: “Neden?” Cevap: Zîrâ eskiden bin adamdan yalnýz onu mütenebbih iken, istibdat o dehþetli kuvvetiyle karþýsýnda duramadý, parçalandý. Þimdi, istibdâdýn kuvveti binden bire indi; tenebbüh ve iltihâb-ý ezhân birden bine çýktý. Suâl: “Ýstibdat o kadar fena birþey iken, niçin herkes bir çeþit ile onu irtikâb ederdi?” Cevap: Ýçinde tefer’unun lezzet-i menhûsesi ve tahakküm ve tehevvüs-ü nemrudâne vardý. Suâl: “Þimdi çok hilâf-ý þeriat þeyler yapýlýyor” Cevap: Bence, muhâlif-i hakîkat-i þeriat olan þeyler meþrûtiyete dahi muhâliftir, ya günahlarýdýr veya ilcâ-i zarûrettir. Farzediniz, þu siyâset muhâlif olsun, yine telâþa mahâl yoktur. Zîrâ, Þeriat-ý Garrânýn bin kýsmýndan bir kýsmýdýr ki, siyâsete taal lûk eder. O kýsmýn ihmâliyle, þeriat ihmâl olunmaz. Evet, imtisâl etmemek, inkâr etmek demek deðildir. Hem de, Devlet-i Osmâniyeye tâbî olan Ýslâmlarýn on beþ misli Ýslâmlar, sýrf siyâset-i ecânib altýndadýrlar. Onlarýn dinlerine zarar gelmez; nerede kaldý ki, þu hükûmette-Ki; Kendisi Ýslâm, mil let-i hâkimesi Ýslâm; üssü’l-esas-ý siyaseti de þu düsturdur: Bu devletin dini, din-i Ýslâmdýr; þu esasý vikaye etmek vazifemizdir. Çünkü, mil letimizin maye-i hayatiyesidir. Sual: Demek hükûmet bundan sonra da Ýslâmiyet ve din için hizmet edecek midir? Cevap: Hayhay! Bazý akýlsýz dinsizler müstesna olmak þartýyla, hükûmetin hedef-i maksadý-velev gizli ve uzak olsa bile-uhuvvet-i imaniye sýrrýyla üç yüz milyonu bir vücut eden ve nurânî olan Ýslâmiyetin silsilesini takviye ve muhafaza etmektir. Zira, noktai istinad ve nokta-i istimdad yalnýz odur. Yaðmurun kataratý, nurun lemeatý daðýnýk ve yayýlmýþ kaldýkça çabuk kurur, çabuk söner. Fakat sönmemek ve mahv olmamak için, Cenab-ý Feyyaz-ý Mutlak bize “Ayrýlýða düþüp daðýlmayýn.” (Þura Sûresi: 13) ve “Ümidinizi kesmeyin” (Zümer Sûresi: 53) ile ezel cânibinden nidâ ediyor. Evet, þeþ cihetten naðme-i Lâ teknatu (Ümidinizi kesmeyin naðmesi) eyler hurûþ. Evet, zaruret ve incizab ve temayül ve tecarüb ve tecavüb ve tevatür, o katarat ve lemeatý musafaha ettirerek, ortalarýndaki mesafeyi tayyedip bir havz-ý âb-ý hayatý ve dünyayý ýþýklandýracak bir elektrik-i nevvareyi teþkil edecektir. Zira, kemâlin cemâli dindir. Hem, din saadetin ziyasýdýr, hissin ulviyetidir, vicdanýn selâmetidir.HAÞÝYE-2 HAÞÝYE-1: Komünist ve anarþist manasýyla Kemalizmi ve inkýlap softalarýný ve dönmelerini görmüþ gibi haber veriyor. HAÞÝYE-2: Acele etme, yani þifre gibi iþârâtý var.
Münazarat, s. 124, Yeni Asya Neþ., 2007
‘‘
lahika@yeniasya.com.tr
Ey iman edenler! Hepiniz, tam bir teslimiyetle, Ýslâmiyetin sulh ve selâmetine girin. Þeytanýn izinden gitmeyin. Þüphesiz o sizin ap açýk düþmanýnýzdýr. Bakara Sûresi: 208 / Âyet-i Kerime Meâli
Bir lisan bir insan ise GÖNÜL PINARI ABDÝL YILDIRIM abdilyildirim26@hotmail.com
nsan ve lisan. Kaf iyeli olduðu kadar keyf iyetli, ahenkli olduðu kadar da anlamlý olan iki kelime. Lisan deyince, dil akla gelir. Zira dil, seslere þekil veren, onlarý kelime kalýplarýna dökerek her kelimeyi bir mâna ile ruhlandýran bir organdýr. Cenab-ý Hak bu özelliði sadece insan diline vermiþtir. Hayvanlarýn da aðzýnda dil vardýr ama lisaný yoktur. Konuþma nimetinden mahrumdurlar. Ýnsanýn ise, aðýzdan çýkan her söz dil vasýtasý ile bir mâna libasý giyer. Böylece konuþma ortaya çýkar. Lisan, baþkalarý ile iletiþim kurmanýn en önemli vasýtasýdýr. Ýnsanlar birbirlerini anlamak, bildiklerini aktarýp bilmediklerini öðrenmek için ayný dili konuþmak zorundadýrlar. Yeryüzünde yüzlerce çeþit ýrk ve dil olduðundan, herkesin herkesle konuþabilmesi mümkün deðildir. Ýnsan ne kadar çok dil bilirse, o kadar çok insanla iletiþim kurabilir, meramýný anlatýr, anlatýlanlarý anlar. Onun için atalarýmýz “Bir lisan, bir insan” demiþler. Böylece birden fazla dil bilmenin önemini belirtmiþler. Ýnsan ne kadar zeki, çalýþkan, eðitimli ve yetenekli olursa olsun, yeryüzündeki bütün dilleri konuþabilmesi mümkün deðildir. En çok dil bilen bir insan, on kadar ayrý lisaný ancak konuþabilir ve anlayabilir. Haydi biraz abartalým ve elli çeþit ayrý lisaný konuþabilenlerin olduðunu kabul edelim. Böyle bir insanýn zekâsýna ve kabiliyetine hayran oluruz. Lisan ve insan ölçüsüne göre, ona elli insan kadar kýymet veririz. Öyle bir insan düþünelim ki, dünyadaki bütün insanlarýn dilinden anladýðý gibi, hayvanlarýn da dilinden anlasýn. Hatta bitkilerin de lisanýna vakýf olsun. Rüzgârlarla konuþsun, sularla sohbet etsin. Böyle üstün yetenekli bir insan bulunsa, ona kaç insan kadar kýymet vermek gerekir acaba? Böyle bir insanýn zekâsýna, yeteneðine hayran olmamak mümkün müdür? Peki, dünyadaki bütün dilleri konuþan, anlayan, herkesle ve her þeyle irtibat kurup muhabbet eden bir insan var mýdýr? Bu soruya “Elbette vardýr” demek mümkündür. Hatta her insanda böyle bir yetenek mevcuttur. Yeter ki insan bunu fark etsin ve bu istidadýný inkiþaf ettirsin. Bir yabancý dili öðrenmek ve konuþmak kolay bir þey
İ
deðildir. Ya o insanlarýn arasýnda belli bir süre yaþamak, ya da iyi bir eðitim alarak bir yabancý dil öðrenmek mümkün olur. Ama insan, karþýsýndakini bir yabancý olarak görmez ve onu da kendinden kabul ederse, arada bir “yabancýlýk” perdesi olmazsa, onunla hemen anlaþabilir. Yabancý olmayanlarla anlaþabilmek için kelimelerle konuþmaya gerek yoktur. Gözlerdeki parýltý, yüzlerdeki ýþýltý, yüreklerdeki muhabbet, en anlaþýlabilir bir lisandýr. Yüreðinde ayný duygularla yaþayan, kalbinde ayný muhabbeti taþýyan, ayný mukaddesleri paylaþan insalarýn anlaþabilmesi için kelimelerle konuþmaya ihtiyaçlarý yoktur. Onlar konuþmadan anlaþabilirler. Zaten insan olmak, baþlý baþýna bir lisandýr. Onlarýn Türkçe, Ýngilizce, Arapça, Farsça gibi bir lisanla konuþmalarý gerekmez. “Gönül dili” diye bir dil, “insanca” diye bir lisan vardýr ve her insan bu dili rahatlýkla konuþabilir. Yeter ki insanlar birbirlerine “ yabancý” gözüyle bakmasýnlar. Yunus Emre, “Yetmiþ iki millete bir göz ile bakmayan / Halka müderris olsa, hakikate âsidir” diyor. “Yetmiþ iki millet” diye tanýmladýðý bütün insan ýrklarýnýn ayný gözle görülmesi gerektiðini ifade ederken, onlardan hiç birisini yabancý gözüyle görmüyor. Dolayýsýyla, bütün insanlýk âlemini kendinden kabul ediyor. Hatta, bir kuyu baþýnda dolapla dertleþiyor, kýrda bir sarý çiçekle konuþuyor. Hayata ve kâinata bu gözle bakýnca, dünyada en çok lisan bilen insanlardan birisinin de Yunus Emre olduðunu söyleyebiliriz. Bediüzzaman Hazretleri ise, “mâna-yý harf î” lisaný ile, bütün varlýklarýn dilini çözmüþ, lisanlarýný insanlara ders vermiþtir. Buna göre, her varlýk, kendisini lisân-ý mahsusu ile insana tanýtýr. Ýnsan kâinata bu gözle bakýnca, her þeyin dilini anlar, sesini iþitir, duygularýný hisseder. Ýnsan bir çiçeðe manayý ismî ile bakarsa, onu sadece bir nebat olarak görür. Ama onun bir de mana-yý harf î ciheti olduðunu farkedip o gözle bakarsa, çiçeðin kendisi ile konuþtuðunu görecek, “Ben bir sanat eseriyim, benim bir Sanatkârým var. O’nun Cemil isminin bir tecellisiyim” dediðini iþitecektir. O zaman insanla çiçek arasýnda bir muhabbet ve dostluk ortamý zuhur edecektir. Çünkü insan da ayný Sanatkâr’ýn kudret elinden çýkmýþ bir sanatýdýr. Kâinata bu gözle bakan bir insan, çiçeklerden böceklere, kuþlardan balýklara, yaðmur damlalarýnan hava zerrelerine kadar her mahlukun kendi dili ile Hâlýkýný övüp tesbih ettiðini görecek ve iþitecektir. O zaman bir insan, mahlukat sayýsý kadar lisâný anlamýþ olacaktýr. Bir lisân bir insan ise, her varlýðýn dilini bilen bir insan, kâinat kadar deðer kazanacaktýr. Gönül dilinden anlayan, mana-yý harf î lisanýný bilen bir insan, hem bütün insanlarla, hem de diðer mahlukatla rahatça konuþup anlaþabilir. Üç beþ yabancý dilen bilen bir aydýn nerede, bütün kâinatýn dilini bilen, bir münevver nerede?
Her kýþtan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduðu gibi, nev-i beþerin dahi bir sabahý, bir baharý olacak inþaallah. Hakikat-i Ýslâmiyenin güneþiyle, sulh-u umumî dairesinde hakikî medeniyeti görmeyi rahmet-i Ýlâhiyeden bekleyebilirsiniz.
LÜGATÇE: meylü’t-tahrip: Bozma meyli, arzusu, niyeti. softa: ilmiye sýnýfýndan bazýlarý için alay yollu söylenir. tereccuh: Üstün olmak. Bir tarafa meyletme
muhal-i âdi: Herkesin anlayabileceði imkânsýzlýk. iðtiþaþcý: kargaþa iste yen, bozguncu, hilebaz. izmihlâl: Yok olma, bozulma, periþan olma.
Bediüzzaman Said Nursî, Hutbe-i Þâmiye, s. 42, Y.A.N.
Bu asrýn tahribatýna karþý tamirde görev almak
HASBÝHAL NEJAT EREN
nejater07@gmail.com
nsanlýðýn maddi açýdan “sýhhat ve saðlýða” bu kadar sarf ettiði emek ve masrafa mukabil, manevi tahribat açýsýndan çok büyük dehþet saçan ve gün geçtikçe her tarafa yayýlma istidadý arz eden duruma çok dikkat etmek ve tedbir almak zorunluluðu vardýr. Bu sadece bel li bir kesimin, mil letin, ideolojinin deðil bütün dinlerin ve tüm insanlýðýn ortak bir derdi ve baþ belâsýdýr. Âcilen de çözülmesi gerekmektedir. Çünkü tahribatýn çok çabuk büyüme; tedbir a lýnmadýðý takdirde de çok kolay yayýlma istidadý vardýr. Her konuda olduðu gibi bu konuda da yol gösterici ve kurtuluþ reçetesi insanlýk için de, Müslümanlar için de yine Kur’ân’da, Sünnette, yani Ýslâmiyet’tedir. Baþka bir çýkar yolu görülmüyor. Çünkü mevcutlar hep denenmiþ ve iflâs etmiþtir.Bu konuda gerçek söz sahibi de asrýn mânevî tabibidir. Üstad Bediüzzaman Said Nursî, her alanda olduðu bu “tahribat” asrýnda da yapýcý ve tamircidir. Yol göste ricidir. Metot ortaya koyucudur. Çözüm üreticidir. Çünkü tahribat bu asrýn en büyük belâsý ve hastalýklarýndan birisidir. Ayrýca çok yönlü ve çok büyük bir hadisedir.Ýnsanoðlunu tahribata götüren genel sebepleri, Risale-i Nur Kül liyatýnýn bize kazandýrdýðý bakýþ açýsýyla kýsaca sýralamaya çalýþalým: Piyasaya sürülen ve ‘ilim/bilim’ adý altýnda ‘gaflet ve dalâletin’ yol larý olan pozitivist, maddeci tabiat fikr-i sabitliði. Dünya hayatýnýn faniliði, geçiciliði, medeniyet fantaziyelerinin aldatýcý ve uyuþturuculuðu. Bütün fenalýk, günah ve þerlerin esasý olan ‘yok etmek, tahrip etmek, yýkmak, vandalizm.’ Sadece dünyevîlik açýsýndan hayata bakan zihniyetten dolayý; “firak/ayrýlýk” ateþinin insan ruhunda ve his dünyasýnda meydana getirdiði çok þiddetli manevi yýkýmlar. Gaflet ve dalâletin en boðucu, aldatýcý, en geniþ perdesi olan siyasetin yeryüzündeki pek çirkin, pek gaddar yüzü. Zulümler, katletmeler, soygunlar, ateþ ve kan sahneleri... Ýnsî ve cinnî þeytanlarýn mütemadiyen ürettikleri tahripkâr oyun ve tuzaklar. Komünizm reji minin, harplerin, istibdat ile merhametsizliðin, anarþistliðin, zalimliðin, hasetliðin, fenalýk ve hevesât yol larýnýn ve Süfyan komitesinin tahribatçý bid’atkâr rejimleri. Bazan çok küçük bir hata, ihmal ve isyanýn çok büyük tahribata dönüþmesi. Þeytanlar ve þeytanlara uyanlarýn çok küçük bir hareketle çok tahribat yapabilmeleri. Bel li olan bir iþ veya görevi yapmamakla veya bir þartýn bozulmasýyla ortaya çýkan koca bir tahribat. Kalpte baþlayan fesat ve fenalýðýn zamanla bir meyle dönüþüp; sonra da yýkýcý ve tahripkâr bir zevk uyandýrmaya kadar gitmesi. Haset, gýybet, zan, iftira, yalan, kandýrmaca, emniyetin sarsýlmasý, þahsî menfaat gibi daha bir çok þey bu meyanda sayýlabilir. Bütün bunlara karþý çare nedir? O da yine esas kaynaklarda zikredilmiþtir. Burada en mühim olan konu, bütün bunlarý birçoðumuzun ilmen ve teorik olarak bildiði halde ‘tatbikatta’ o lan tembel liðimiz ve aymazlýðýmýzdýr. Bu önemli gediði ve tepeyi aþmadýðýmýz müddetçe iþimiz zorlaþmaya devam edecektir. Risâle-i Nur þakirtlerinin, bu zamanda en mühim vazifeleri, tahribata ve günahlara karþý takvâyý esas tutup davranmak gerektir. Bu müthiþ tahribata karþý Risale-i Nur’un metoduyla mukavemet edip, tamir etmektir. Risâle-i Nur, yalnýz bir cüz’î tahribatý, bir küçük haneyi deðil dünyayý içine alan büyük bir tahribatý ve Ýslâmiyeti içine alan daðlar büyüklüðündeki geniþ bir kaleyi tamir ettiðinin idrakine varmaktýr. Bu duruma karþý ehl-i hak ve hakikatin Cenâb-ý Hakk’ýn dergâhýna ilticaya ve Kur’ân’ýn himayesine girmesi gerekmektedir. Bunun da tek yolunun Sünnet-i Seniyyenin daire-i nurâniyesine seve seve dâhil olmaktan geçtiðini kabul lenmektir. Cin ve ins þeytanlarýnýn þerlerinden, Al lah’a iltica etmekten baþka çýkar bir yol olmadýðýna tam olarak iman etmek gerektiðini kabul lenmektir. Bunun baþka bir yolunun da takvayla, günahlardan kaçýnmakla mümkün olacaðýný kavramaktýr. Harap etmenin ve tahripçiliðin çok kolay; tamir ve yapýcýlýðýn çok zor olduðunu anlamaktýr. Tahribatçýlarýn sayýsýnýn çok fazla olmasýna karþý Risâle-i Nur gibi bir tamircinin yerinde kul la nýlmasýyla büyük fütuhâtlarýn olabileceðine inanmak ve tatbikine geçmek lâzýmdýr. Çünkü bu alanda icrâ edilmiþ olan geçmiþ neticeler ve tecrübeler çok tesirli ve pek harikadýr. Bir önemli konu da, imanýn þartlarýndan olan kadere tevilsiz iman etmektir. Ýnsî ve cinnî þeytanlarýn kâinattaki müthiþ tahriplerine, küfür, dalâlet ve þerrin bu kadar tahripkâr icraatlarýna raðmen Cenâb-ý Hakk’ýn mül künde icada ve hil kate müdahaleleri olmadýðý âþikârdýr. Onlarýn yaptýklarý sadece ve sadece bir terk ve atâlettir, yani tembel liktir. Hayrý yaptýrmamakla þerleri yapýyor olmaktýr. Þer olmaktýr.Cenâb-ý hak bütün inanlara akýl, feraset, iz’an ve anlayýþ versin ve bütün ehl-i imaný bu tür þerlerden ve þerirlerden muhafaza etsin. Âmin.
Ý
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/4/2010
2:24 PM
Page 1
3
HABER
YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa DÖKÜLER
Mehmet KUTLULAR
Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN
Genel Müdür
Recep TAÞCI Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Kâzým GÜLEÇYÜZ Abdullah ERAÇIKBAÞ
Spor Editörü Erol DOYRAN
Haber Müdürü Faruk ÇAKIR Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN
Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Yeni Asya Matbaacýlýk Daðýtým: Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
ISSN 13017748
NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 19 R. Evvel 1431 Rumî: 20 Þubat 1425
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 4.37 4.45 4.56 5.05 5.00 4.17 4.20 4.11 4.55 4.29 4.56
Güneþ 5.58 6.10 6.16 6.29 6.25 5.39 5.43 5.36 6.19 5.50 6.17
Öðle 11.57 12.07 12.16 12.27 12.22 11.38 11.42 11.34 12.17 11.49 12.16
Ýkindi 15.10 15.17 15.28 15.37 15.32 14.49 14.53 14.43 15.26 15.01 15.28
Ýslâmýn toplumsal mesajlarý anlatýlacak Özgür-Der'in organize ettiði bir panelde “Kapitalizmin Dönüþtürme Süreci ve Cemaatler” konusu tartýþýldý.
Dünyevîleþme dönüþtürdü ELÝF NUR KURTOÐLU ÝSTANBUL ÝSTANBUL Fatih’teki Zübeyde Haným Kültür Merkezi’nde gerçekleþtirilen Bahattin Urlu yönetimindeki panele, yazar Hüseyin Alan ve Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer konuþmacý olarak katýldý. Kapitalizm süreci içinde cemaatlerin deðiþen yapýsýnýn anlatýldýðý konuþmalarda Hüseyin Alan kapitalizmde bireyselleþme düþüncesi olduðuna vurgu yaptý. Liberalizm ve Marksizmle Ýslâmiyetin baðdaþmadýðýný söyleyen Üzer ise, “Modern paradigma ile Ýslâmýn mala sahipliðe bakýþý noktasýnda zýtlýk var. Ýslâmda mal, bizim için takdir edilmiþ nimet. Bizim anlayýþýmýza göre neye sahip olursak olalým yetimin yoksulun, fakirin hakký vardýr. Çünkü bize emanet olarak bahþedilmiþ. Bu yüzden diðer düþünce sistemleriyle piyasa konusunda çeliþki var” diyerek kapitalizmle Ýslâmiyetin baðdaþmadýðýna dikkati çekti. 12 Eylül sonrasý bir kýsým cemaatlerin hýzla dünyevileþtiðini söyleyen Üzer, ”Özal iktidarý sonrasý liberal ortamdan kaynaklý cemaatler büyüdü. Bu dönemde cemaat içindeki kadrolar sisteme girdi. Büyüme isteði ekonomik faaliyetleri meydana getirdi. Refah Partisinin yerel seçimleri kazanmasýyla baþlayan dönemde ise, yetiþmiþ insan eksiði cemaatlerle kapatýldý. 'Mücahitti müteahhit oldu' sözü o dönemde çok kullanýlýyordu” dedi. Üzer kapitalizmle birlikte cemaat içindeki düþüncelerin deðiþtiðini, helâl ve haramýn artýk birey tarafýndan belirlendiðini ifade ederek, kredinin Ýslâmî çevre içinde yaygýnlaþtýðýný, faizin sýkça kullanýldýðýný söyledi.
DÝYANET'ÝN SOSYAL ALANLA ÝLGÝLÝ TAVSÝYELERÝNÝ HALKA ÝLETMEK ÝÇÝN BAÞLATTIÐI PROJELERDE, DÝN GÖREVLÝLERÝ ÖRNEK OLACAK. DÝYANET Ýþleri Baþkan Yardýmcýsý Ýzzet Er, Ýslâm dininin ibadetler dýþýnda toplumsal alanla ilgili bazý tavsiyeleri bulunduðuna dikkat çekti. ‘Küs durmamak’, ‘kendisi için istediðini baþkalarý için de istemek’, ‘kendine yapýlmasýný istemediðini baþkasýna da yapmamak’, ‘yetimleri gözetmek’, ‘merhametli olmak’ gibi tavsiyeleri örnek gösteren Er, “Toplumsal kaynaþma ve dayanýþmaya yer veren bu tür prensiplerin halka anlatýlmasý gerekir. Sosyal ahlâk eksenli din hizmeti anlayýþýnýn temeli bu” diye konuþtu. Din görevlisinin hizmet bölgesinde yardýma ihtiyacý olan kiþileri bilmesi gerektiðini belirten Er, bu sayede ilgili kurumlarýn bu kiþiden haberdar olmasýnýn saðlanabileceðini kaydetti. Bu çerçevede ‘din görevlisinin sadece
caminin içinde çakýlý kalmamasý’ gerektiðini söyleyen Er, “Din hizmetini cami eksenli tutmamalýyýz. Bununla birlikte, Ýslâm’ýn bu yönlerini de ön plana çýkaran bir hizmet geliþtirmeliyiz” ifadesini kullandý. Er, din görevlisinin toplumun duyan vicdaný, gören gözü olmasý gerektiðini ifade etti. Din görevlilerinin cemaatini tanýmasý gerektiðini söyleyen Er, bu noktada selâmlaþmanýn önemine vurgu yaptý. Selâmlaþmanýn ikili iliþki kurmanýn giriþi olduðunu dile getiren Er, “Böylece ilk diyalog baþlýyor. Görevlilerimizin tüm insanlarla diyalog kurmasý lâzým” dedi. Er, bu çerçevede din görevlilerinin ev ziyaretleri, esnaf ziyaretleri, hasta, yaþlý ve kimsesizlerin ziyaretine önem vereceðini kaydetti. Ankara / cihan
SINAVLAR YAKLAÞINCA, TEST KÝTAPLARINA ÝLGÝ ARTTI TÜYAP Bursa Uluslararasý Fuar ve Kongre Merkezinde devam eden ‘’Bursa 8. Kitap Fuarý’’nda en büyük ilgiyi YGS, LYS, SBS, KPSS, ÜDS, TUS’a hazýrlýk kitaplarý ile yaprak testler görüyor. 21 Martta Üniversitelerarasý Kurul Yabancý Dil Sýnavý (ÜDS), 11 Nisanda Yükseköðretim Geçiþ Sýnavý (YGS), 17-18 Nisanda Týpta Uzmanlýk Eðitimi Giriþ Sýnavý (TUS) yapýlacak, Lisans Yerleþtirme Sýnavý (LYS) ise 19 Haziranda baþlayacak. Çocuklar, gençler, üniversiteyi bitirip iþe girmeyi planlayanlar, sýnavlara az bir zaman kala hazýrlýk kitaplarýna büyük ilgi gösteriyor. Bu çerçevede, Bursa’daki kitap fuarýnda sýnavlara hazýrlýk kitaplarýný satan yayýnevlerinin stantlarý oldukça yoðun günler geçiriyor. Özellikle YGS ve SBS sýnavý yaklaþtýkça öðrencilerin öðrendiklerini pekiþtirmek, daha fazla test çözerek iyi hazýrlanmak amacýyla yeni kitaplar aldýðý belirtiliyor. Bursa / aa
ÝHH’dan gazetemize nezaket ziyareti Ýnsanî Yardým Vakfý (ÝHH) Yönetim Kurulu Üyesi Osman Atalay ve ÝHH Basýn Müþaviri Salih Bilici, gazetemizin 41. kuruluþ yýldönümü münasebetiyle bir nekazet ziyaretinde bulundu. Yeni Asya imtiyaz sahibi ve Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Kutlular ve Genel Yayýn Müdürümüz Kâzým Güleçyüz ile ayrý ayrý görüþen Atalay ve Bilici, Yeni Asya’nýn yayýnlarýný takdirle takip ettilerini ifade ettiler. Yeni Asya’nýn insanî yardým faaliyetlerine verdiði desteðe teþekkür eden ÝHH Yönetim Kurulu Üyesi Osman Atalay, Kutlular ve Güleçyüz’e “ÝHH Teþekkür Plâketi” verdi. Ýstanbul / Yeni Asya
Hýrsýzlara elektronik engel GAZÝANTEPLÝ giriþimcilerin geliþtirdiði ‘’hýrsýz savar kutu’’,çiftçileri tarlalarýndaki trafolarýn çalýnmasý endiþesinden kurtarýyor. Giriþimcilerin ‘’trafo çalýnmalarýna son’’ sloganýyla pazarlamaya baþladýðý cihaz, çiftçilerin tarlalarýndaki trafo ve elektrik sistemlerinin çalýnmasý giriþimi halinde 6 cep telefonuna mesaj gönderiyor, 2 cep telefonunu ise sesli arýyor. Elektronik Mühendisi Ali Þahin Keske, yaptýðý açýklamada, tarlalarda kurulan sulama amaçlý trafo tesislerinin sýk sýk çalýndýðýný ve çiftçilerin bu nedenle ciddî ekonomik kayýplara uðradýðýný belirterek, ‘’Hazýrladýðýmýz cihazla çiftçileri ‘tarlamdaki trafom çalýnýr mý’ endiþesinden kurtarmak istedik’’ dedi. Keske, ‘’Portal PRT 501’’ adýný verdikleri cihazý, Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez
Birliði aracýlýðýyla çok geniþ bir bölgede bin 200 lira fiyatla satýþa sunduklarýný ifade etti. Keske, þunlarý anlattý: ’’Cihazýmýzý kullanan çiftçilerin gece uykularý kaçmýyor. Çok hassas bir cihaz. GSM tabanlý çalýþan cihazýmýzý, çiftçinin akþam olunca tarlasýnda korumasýz býraktýðý trafosuna monte ediyoruz. Trafo ya da tesise en küçük bir müdahalede bulunulmasý halinde cihaz 6 cep telefonuna mesaj atýyor, 2 telefonu sesli olarak arýyor. Ayrýca hýrsýzlýk giriþiminden firma olarak biz de anýnda haberdar oluyoruz.’’ Keske, güvenlik amaçlý ürettikleri cihazýn ilâve ünitelerle desteklendiðinde çok fonksiyonlu olarak da kullanýlabildiðini belirterek, ev ve iþ yerlerinin hýrsýzlardan korunmasý için de bir seçenek olduðunu sözlerine ekledi. Gaziantep / aa
Akþam 17.45 17.53 18.03 18.13 18.08 17.25 17.28 17.19 18.02 17.36 18.03
Yatsý 18.59 19.10 19.17 19.30 19.25 18.40 18.44 18.36 19.19 18.51 19.18
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Ýmsak 5.00 5.09 4.40 4.35 4.48 4.30 4.23 4.17 4.04 4.48 4.46
Güneþ 6.26 6.31 6.07 5.58 6.10 5.57 5.44 5.43 5.27 6.15 6.04
Öðle 12.23 12.30 12.04 11.57 12.09 11.53 11.44 11.40 11.25 12.12 12.05
Ýkindi 15.31 15.41 15.12 15.07 15.20 15.01 14.56 14.48 14.36 15.19 15.19
Akþam 18.07 18.17 17.48 17.43 17.55 17.38 17.31 17.25 17.11 17.56 17.54
Yatsý 19.26 19.32 19.07 18.59 19.11 18.57 18.45 18.43 18.27 19.15 19.06
TAHLÝL
Çatýþma, uyum, teslimiyet
KÂZIM GÜLEÇYÜZ irtibat@yeniasya.com.tr
aþbakan, asker ve yargý cenahýndaki son geliþmeler, gözaltý ve tutuklamalar için yapýlan “Kurumlar arasý çatýþma kýzýþtý” yorumlarýna karþý çýkarak, kurumlarýn uyum içinde çalýþtýklarýný söylüyor. Ancak bu sözleri, yine kendisinden sâdýr olan “Bürokratik oligarþiyi aþamadýk, yargý bize kan aðlatýyor ve kurumsal anlamda arzu edilen demokratik olgunluða hâlâ eriþemedik” gibi þikâyetlerle çeliþiyor. Bunlarýn hangisi doðru? Eðer kurumlar hakikaten uyum içinde çalýþýyorsa, o þikâyetler niye? Ve aksi yöndeki olup bitenlerin izahý ne? Son örnek, hükümeti kamuoyu önünde ciddî þekilde zorlamaya baþlayan Tekel iþçileri sorununda Danýþtay’ýn verdiði karar. Bu karar, iþçilerin hükümeti sýkýntýya sokan eylemini sona erdirmek suretiyle bir cihette rahatlamaya yol açtýysa dahi, iþin özünde iktidara yine fren koydu. Öte yandan, Tekel iþçileri meselesinde çýkan krizin asýl etkisinin, bundan sonraki özelleþtirmelerde kendisini göstereceði belirtiliyor ki, bu, o cenahta uzun vadeye yayýlacak bir gerilimle, bunun getireceði tutukluðun habercisi olabilir. Özelleþtirme ihalelerinde eksik olmayan peþkeþ iddialarýyla, iþçi haklarý ekseninde alevlenecek tartýþmalar, özelleþtirme sürecini aksatabilir. Ýlâveten, bu hükümetin yedi buçuk yýla yakýn iktidarýnda gerçekleþen özelleþtirmeler de mercek altýna alýnarak yeniden tartýþmaya açýlabilir. Ki, ayný dönemde yine yargýya takýlýp iptal edilen epeyce ihalenin varlýðý da ayrý bir husus... Ve tüm bunlar, ekonomik gidiþata bakan yönüyle, Erdoðan’ýn sürekli yakýndýðý statükonun iþine yarayacak yeni týkanmalara sebep olabilir. Buradan, beþ yýlý aþkýndýr reformlar için yeni bir adým atýlmayýþýnýn ekonomi üzerinde meydana getirdiði olumsuz sonuçlara geçecek olursak: Bilindiði gibi, iþ dünyasý da sürekli olarak temel yapýsal reformlardaki aksamadan þikâyetçi. Anadolu müteþebbisinin temsilcisi konumundaki TOBB ile Ýstanbul sermayesinin sözcüsü TÜSÝAD’ýn ýsrarlý bir þekilde yeni anayasa ihtiyacýna vurgu yapmalarý, bu baðlamda manidar. TOBB Baþkaný Rifat Hisarcýklýoðlu hemen her konuþmasýnda, yeni ve demokratik bir anayasa ile, 72.5 milyon insanýmýzýn yeni bir mutabakat sözleþmesine kavuþturulmasý ve bunun daha fazla geciktirilmemesi gerektiðine dikkat çekiyor. TÜSÝAD’ýn Ümit Boyner baþkanlýðýndaki yeni yönetimi de, seçildiði günden itibaren verdiði olumlu mesajlar ve Ankara temaslarýnda seslendirdiði önerilerle, yeni anayasa baþta olmak üzere, çoktandýr askýda bekleyen demokratikleþme reformlarýný artýk hayata geçirme çaðrýsý yapýyor. 28 Þubat’ta TÜSÝAD’ýn kendi müstakil duruþuyla; iþ âlemini ve çalýþma hayatýný temsil eden TOBB, TÝSK, TESK, Türk-Ýþ ve DÝSK’in de müþtereken, antidemokratik sürece destek verdikleri hatýrlanýrsa, þimdiki tablo, tam tersi istikamette çok muazzam bir deðiþimi ifade ediyor. Bu, Mecliste büyük çoðunluða dayanýyor olma avantajýný da elinde bulunduran hükümetin, asla ýskalamamasý gereken müthiþ bir dayanak. Ýlâveten, yine 28 Þubat sürecinin brif ing kumandalý medyasý ile kýyaslandýðýnda, bugünün medyasý büyük ölçüde dengeli ve çok sesli bir yapýya kavuþmuþ durumda. Bu da, demokratikleþme yönünde bir kamuoyu oluþturmak açýsýndan çok iyi deðerlendirilmesi gereken bir fýrsat. Bütün bunlar alt alta konulduðunda, Erdoðan’ýn 2002 seçimi öncesinde sýk sýk tekrarladýðý “Þeker, un ve yað olduðu halde helva yapamayanlarýn defterini dürün, aradýðýnýz helvacý usta biziz” söylemlerindeki mesajýn gereðini yapmak için, o günlerden dahi çok daha müsait bir ortama kavuþtuðumuz gerçeðini önümüze koyuyor. Bakalým, AKP bu defa baþarabilecek mi? Yoksa zorlanýp sýkýþtýðý yerlerde yine “Kurumsal mutabakat oluþmadý” veya “Yapmak istedik, ama iþte görüyorsunuz, hâlâ engelleri aþamýyoruz” bahanelerine sýðýnýp, buna ilâveten “uyum” adý altýnda teslimiyetçi tutumunu devam mý ettirecek?
B
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/4/2010
3:52 PM
Page 1
4
HABER
YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
FARK
Halka güvenmeyen ‘Halkçý’lar
Kamu Düzenine örtülü ödenek KAMU DÜZENÝ VE GÜVENLÝÐÝ MÜSTEÞARLIÐININ GÝZLÝLÝK ÝÇEREN ÝÞLERÝ ÝÇÝN MÜSTEÞARLIK BÜTÇESÝNE ÖRTÜLÜ ÖDENEK KONULACAK. TERÖRLE mücadelede ilgili kurum ve kuruluþlar arasýnda koordinasyonu saðlamak üzere, Ýçiþleri Bakanlýðýna baðlý ‘’Kamu Düzeni ve Güvenliði Müsteþarlýðý’’ kurulmasýný öngören Kamu Düzeni ve Güvenliði Müsteþarlýðýnýn Teþkilat ve Görevleri Hakkýnda Kanun’’ Resmi Gazete’nin dünkü sayýsýnda yayýnlandý. Kanuna göre, Ýçiþleri Bakanýnýn baþkanlýðýnda Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu da oluþturulacak. Kamu Düzeni ve Güvenliði Müsteþarlýðý,
FARUK ÇAKIR cakir@yeniasya.com.tr
anlýþ bilgiler üzerine yükseltilmeye çalýþýlan bir anlayýþ çökme ve sönme sinyalleri veriyor. Medenî cesarete sahip ilim ve f ikir adamlarý konuþtukça gerçekler gün yüzüne çýkýyor. Yýllarca yanlýþlara itiraz edenler bu geliþmelerden memnun kalýrken, gelecek günlerde ‘mum’larýnýn söneceðini anlayan ‘yalancýlar’ da haklý olarak endiþe duyuyor. Taraf’tan Neþe Düzel’in sorularýný cevaplandýran Prof. Dr. Mete Tunçay, geniþ halk kitlelerinden saklanan ve gizlenen bazý ‘gerçekler’i kamuoyu ile paylaþmýþ. Meselâ, “(Kâzým) Karabekir ve (Ali Fuat) Cebesoy, Millî Mücadele için M. Kemal’den önce Anadolu’ya gittiler ve ona gel dediler. O, tereddüt etti” diye anlatmýþ. (Röportaj, 1 Mart - 3 Mart 2010 tarihleri arasýnda yayýnlandý.) Tabiî ki millet ekseriyetinden gizlenen gerçekler sadece bu deðil. Anlatýlan denizden bir damla sayýlabilir. Yakýn tarihle ilgili olarak öðretilenlerin azý deðil, çoðu yanlýþ maalesef. Bu bakýmdan, gerçeklerin doðru anlaþýlabilmesi için cesur tarihçilerin ve ‘aydýn’larýn daha fazla konuþmasýnda fayda var. Prof. Tunçay’ýn anlattýklarý arasýnda dikkat çeken bir nokta daha var: Adý ‘Halk Partisi’ olan partinin, gerçekte hiçbir zaman ‘halk’ý dikkate almadýðýný görüyoruz. Tunçay bu hususta þöyle diyor: “Kurulan cumhuriyet Jakoben bir cumhuriyet. Çünkü bunlar, halk için doðrunun, iyinin ne olduðunu biliyorlar. Halka öyle fazla danýþmaya ihtiyaçlarý yok. Meselâ 1946’ya kadarki seçimler iki derecelidir. 1946’ya dek, yurttaþlar gidip de milletvekillerini seçmiyor. (Soru: Kimi seçiyorlar?) Birinci seçmenleri seçiyorlar. Onlar, milletvekillerini seçiyor. Çünkü halka güvenilmiyor. ‘Halk, bütün gerilikleri getiriyor’ diye düþünülüyor.” Yýllar boyu ülkeyi ‘tek parti’ yönetimiyle idare eden ve adýnda ‘halk’ olan bir partinin, milleti bu derece dýþlamasý, hakir görmesi çeliþkilerin en derini deðil midir? “Tek parti”nin dün sahip olduðu bu anlayýþ, maalesef bugün de sürdürülüyor. Ne ki millet için ‘iyi’dir, “Halk Parti”si buna karþý çýkmayý bir vazife bilir. Gerçi “Halk için, halka raðmen” anlayýþýna sahip olduklarý için milletin helâl reyleriyle iktidar yüzü görmezler, ama Türkiye’nin önünü týkayýp ufkunu karartma ‘vazifesi’ni de hakkýyla yerine getirirler. Mete Tunçay’ýn dikkat çektiði bir baþka nokta da ‘Latin alfabesi’nin tercihiyle ilgili: “Latin alfabesi, din için getirildi. Çünkü din ile yazý arasýnda garip bir iliþki vardýr. Bizim devrim dinle yazý arasýndaki baðý kýrdý.” (Taraf, 1 Mart 2010) Peki, ‘yazý ile din arasýndaki bað kýrýldý’ da ne oldu? Özel gayret göstermeyenler hariç, girdikleri okul kapýsýndaki yazýlarý okuyamaz ve okusa da anlayamaz ‘profesör’ler, öðretim üyeleri ve üniversite yöneticileri çoðaldý. Ýstanbul Üniversitesinin Beyazýt’taki merkez binalarýnýn giriþ kapýsýndaki ‘eskimez yazý’larý ve âyetleri kaç ‘aydýn’ okuyabiliyor? Millet, ‘halkçý’larýn kendisine güvenmediðinin farkýnda. Bu sebeple onlara iktidar koltuðunu teslim etmiyor. Ýnþallah bundan sonra da teslim etmeyecek. ‘Halkçý’lar, milletin din ile baðýný koparmak istedi ve buna uygun icraatlar ortaya koydu. Ama þükürler olsun ki millet ferâsetiyle ve ecdâdýndan aldýðý duâ sayesinde bu tuzaða düþmedi, din ile var olan baðýný koparmadý. Bu baþarýda ‘ilmiyle âmil âlimler’in büyük payý olduðunu unutmayalým ve onlarý hayýrla yâd edelim. Her geçen gün gerçekler biraz daha gün yüzüne çýkacak ve ‘yalancýlarýn mumlarý’ yatsýya varmadan sönecek inþallah.
‘’terörle mücadeleye iliþkin politika ve stratejileri geliþtirmek ve bu konuda ilgili kurum ve kuruluþlar arasýnda koordinasyonu saðlamak üzere’’ kuruldu. ‘’Güvenlik kuruluþlarý ve ilgili kurumlar arasýnda terörle mücadele alanýnda gerekli koordinasyonu saðlamak, bu alandaki politika ve uygulamalarý deðerlendirmek’’ amacýyla kurulan Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu ise Ýçiþleri Bakanýnýn baþkanlýðýnda, Genel kurmay Ýkinci Baþkaný, Jandar-
ma Genel Komutaný, Mil li Ýstihbarat Teþkilatý Müsteþarý, Adalet Bakanlýðý Müsteþarý, Ýçiþleri Bakanlýðý Müsteþarý, Dýþiþleri Bakanlýðý Müsteþarý, Kamu Düzeni ve Güvenliði Müsteþarý, Emniyet Genel Müdürü ve Sahil Güvenlik Komutanýndan oluþacak. Kurul, gerektiðinde gündemle ilgili diðer kurum ve kuruluþ temsilcilerini de toplantýya davet edebilecek. Ýçiþleri Bakanýnýn daveti üzerine toplanacak Kurulda gündem, Kurul üyelerinin görüþleri alý-
Y
GEÇMÝÞ OLSUN Muhterem kardeþimiz
Davut Aksoy
'un
baþarýlý bir ameliyat geçirdiðini öðrendik. Geçmiþ olsun der, Cenâb-ý Hak'tan acil þifalar dileriz.
ADAPAZARI YENÝ ASYA OKUYUCULARI
narak Ýçiþleri Bakaný tarafýndan belirlenecek. Kurulun sekreterya görevi ise Kamu Düzeni ve Güvenliði Müsteþarlýðý tarafýndan yerine getirilecek. Bu Kanun kapsamýnda yürütülen ve gizlilik ihtiva eden iþler için Müsteþarlýk bütçesine 5018 sayýlý Kanunun 24. maddesi esaslarýna göre örtülü ödenek konulacak. Ýçiþleri Bakanlýðýnýn hazýrlayacaðý yönetmelikler kanunun yayýmý tarihinden itibaren 6 ay içerisinde yürürlüðe girecek. Ankara / aa
Erdoðan: Katýlmamamýn özel bir nedeni yok
BAÞBAKAN Recep Tayyip Erdoðan, Sarýkamýþ’ta yapýlan kýþ tatbikatýna katýlmamasýyla ilgili olarak, ‘’Özel neden söz konusu deðil’’ dedi. Erdoðan, Türk Patent Ödül leri töreninden ayrýlýrken gazetecilerin sorularýný yanýtladý. Sarýkamýþ’ta baþlayan kýþ tatbikatýyla ilgili soruyu yanýtlayan Erdoðan, ‘’Ben bugüne kadar Sarýkamýþ tatbikatlarýna bir kez gittim biliyorsunuz. Onun dýþýnda katýlamadým. Özel neden söz konusu deðil’’ dedi. Baþbakan Erdoðan, bir gazetecinin, ‘’Son zamanlarda tartýþýlan þeyler...’’ sözleri üzerine de ‘’Hiçbirisiyle alakasý yok. Bunlarýn hepsi uydurmadýr. Ýþte bunlar her zaman þikayet ettiðim konudur. Yeni bu ül kede ül kenin atmosferini deðiþtirmeye yönelik, germeye yönelik gayretlerin nerelerden meydana geldiðini bu da çok açýk ortaya koyuyor’’ diye konuþtu. Ankara / aa
Tatbikat komutanlarla yapýlacak Genelkurmay Baþkanlýðý, Kýþ 2010 Tatbikatý’nýn, basýna kapalý olarak ve Seçkin Gözlemci Gününe sadece Genelkurmay Baþkaný, Kuvvet Komutanlarý ve Jandarma Genel Komutaný katýlacak þekilde icra edilmesinin planlandýðý bildirildi. Genelkurmay Baþkanlýðýnýn internet sitesinde yer alan bilgi notunda, Türk Silahlý Kuvvetleri’nin planlý tatbikatlarýndan olan KIÞ-2010 Tatbikatý’nýn, 3’üncü Ordu Komutanlýðý koordinatörlüðünde, 9’uncu Kolordu Komutanlýðý tarafýndan, 1-5 Mart 2010 tarihleri arasýnda, Akbaba/Kars Atýþ ve Tatbikat bölgesinde, Hava Kuvvetleri Komutanlýðýnýn da katýlýmýyla, müþterek, fiili ve atýþlý olarak
icra edildiði hatýrlatýldý. Açýklamada þunlar kaydedildi: ‘’Tatbikatýn maksadý birliklerin kar ve þiddetli soðuklarda, atýþ dahil muharebe imkan ve kabiliyetlerini denemek, birliklerin kýþ þartlarýnda arazide yerleþme, barýnma, iaþe, giyim, ikmal ve bakým faaliyetleri gibi temel komular üzerinde eðitimlerini ve beka kabiliyetini geliþtirmektir. Baþlangýçtan itibaren bu Tatbikatýn Basýna Kapalý olarak ve Seçkin Gözlemci Gününe sadece Genelkurmay Baþkaný, Kuvvet Komutanlarý ve Jandarma Genel Komutaný katýlacak þekilde icra edilmesi planlanmýþtýr. Tatbikata 1574 personel, 7 uçak ve 14 helikopter katýlmaktadýr.’’ Ankara / aa
CHP’nin seçimle arasý iyi deðil DEVLET Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Bülent Arýnç, Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimle, referandumla arasýnýn çok iyi olmadýðýný bildirerek, ‘’60 yýldan bu yana seçimlerden baþarýyla çýkmadý. Sayýn Baykal lý seçimlerin en büyük oy oraný yüzde 20 olmuþtur. Onlar için yüzde 20 ve ana muhalefet partisi olabilmek büyük bir baþarý olarak kabul ediliyor’’ dedi. Arýnç, Türk Patent Enstitüsü’nün (TPE) 2009 ödül leri daðýtým töreninin ardýndan gazetecilerin, referandumla ilgili yasanýn dün Meclis’ten geçtiðini anýmsatarak, ‘’CHP bunu Anayasa Mahkemesi’ne getirecekmiþ ve bir yýl içinde referandum yapýla mazmýþ’’ sözleri üzerine, mevcut kanunda Anayasa deðiþikliklerinin referanduma götürülme süreci olan 120 günün 60 güne indirildiðini hatýrlattý. Yüksek Seçim Kurulu’nun ‘’Biz 60 gün içinde de referandum yaparýz’’ demesi üzerine Anayasa Komisyonu ve TBMM Genel Kurulu’nun bunu rahatlýkla kabul ettiðini ifade eden Arýnç, ‘’Bunda kýzacak, bunda gücenecek, bunun altýndan baþka anlamlar çýkaracak bir þey yok. Yani bir halk oylamasýna gidilecekse artýk teknolojinin geliþtiði bir çaðdayýz 120 gün beklemeye gerek yok. Hatta bizim talebimiz 45 gündü, YSK’nin talebiyle 60 güne indi. Buna herkesin sevinmesi gerekir’’ dedi. Bu kanunun çýkmasýnýn çok olaðan, çok doðru ve çok makul bir þekilde ger çekleþtiðini belirten Arýnç, Anayasa’nýn hangi þartlar altýnda referanduma gidilebileceðini öngördüðünü, bununla ilgili yasada ne yapýlmasý gerektiði konusunu da hükme baðladýðýný söyledi. Halk oylamasýna gitmenin demokratik bir yöntem olduðuna iþaret eden Arýnç, 2007 yýlý Ekim ayýnda Anayasa’da yapýlan deðiþikliklerin referanduma götürüldüðünü anýmsattý ve yüzde 70 ‘’iþtirak’’ ve yüzde 67,5 ‘’evet’’ oyuyla kabul edildiðini kaydetti. Ankara / aa
ÝTO ve Esenler Belediyesi, madde baðýmlýlarýný tedavi yolunda örnek bir projeye imza attý.
Madde baðýmlýlarý hayata kazandýrýlýyor ÝSTANBUL Ticaret Odasý (ÝTO) ve Esenler Belediyesi’nin Ortaklaþa Yürüteceði “Yüzde 100 Hayat—Madde Konuyla ilgili olarak ÝTO'da bir basýn toplantýsý düzenlendi. Toplantýda, son yýl larda sayýlarý artan madde baðýmlýsý gençleri, saðlýklarýna kavuþturup topluma kazandýrýlmasýnýn amaçlandýðý bildirildi ÝTO Yönetim Kurulu Baþkaný Murat Yalçýntaþ, madde baðýmlýlýðýnýn sebebini bilimin açýklayamadýðýný belirterek, “Çocuklarý korumanýn yolu sorunu baþladýðý yerden çözmek. Bu anlamda önce aileler terapi görmeli” dedi. Esenler Belediye Baþkaný Tevfik Göksu, projeyle ilgili olarak, Esenler’de 150 civarýnda gencin madde baðýmlýsý olduðunu ve hepsi-
ni teker teker deðerlendirdiklerini söyledi. Göksu “Yetkililerle birlikte madde baðýmlýsý gençlerin evlerine gittik. Ailelerinden izin alarak tedaviyi kabul edenlerin listesi hazýrlandý” þeklinde konuþtu. Tevfik Göksu, meslek edindirme kurs larýna katýlan gençlerin ÝTO katkýsýyla istihdam edileceði müjdesini verdi. Göksu, “100 aile ve 100 genci kurtarmak istiyoruz” dedi. Basýn açýklamasýnýn ardýndan tedavi görüp iyileþen iki genç basýn mensuplarýnýn sorularýný cevapladý. Gençlerden biri, “Býrakmak zor deðil. Ýlk önce beyninde bitirmelisin. Ben, belediye baþkanýmýza gittim, bana yardým etti. Teþekkür ederim” þeklinde konuþtu. Ýs tanbul/ ELÝF KURTOÐLU
TAZÝYE
Deðerli meslektaþýmýz Av. Ahmet Özkýlýnç'ýn babasý
Kýymetli kardeþimiz Av. Ahmet Özkýlýnç'ýn babasý
vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hak'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
Demokrat Hukukçular Derneði
ANKARA Cumhuriyet Baþsavcýlýðýnýn, ‘’Danýþtay telefonlarýnýn usulsüz dinlenildiði’’ iddialarýna iliþkin yürüttüðü soruþturma kapsamýnda Danýþtay Baþkanlýðýnýn santral ve telefon sisteminde keþif yapýldý. Soruþturmayý yürüten Ankara Cumhuriyet Baþsavcývekili Nuri Yiðit, konusunda uzman bilirkiþilerle Danýþtay Baþkanlýðý binasýna gitti. Yiðit ve beraberindekiler, Danýþtay santralinin hukuka aykýrý olarak dinlenilip dinlenilmediðini araþtýrdý. Keþfe iliþkin bilirkiþi raporu hazýrlanarak, önümüzdeki günlerde Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðýna sunulacak. Danýþtay Baþkanlýðý, ‘’telefon santrali ile bazý Danýþtay üyelerinin usulsüz dinlenildiði’’ iddialarý üzerine, Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðýna suç duyurusunda bulunmuþtu. Baþsavcýlýk, konuya iliþkin soruþturma baþlatmýþtý. Ankara / aa
Askerleri taþýyan otobüs devrildi
TAZÝYE Ýhsan Özkýlýnç'ýn
Danýþtay’ýn santraline dinleme incelemesi
Ýhsan Özkýlýnç
'ýn
vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hak'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
y
BÝTLÝS Valisi Nurettin Yýlmaz, askerleri taþýyan otobüsün devrilmesi sonucu 2 askerin þehit olduðu, sürücünün de vefat ettiði bildirdi. Kazada yaralanarak Tatvan Devlet Hastanesine kaldýrýlan askerleri ziyaret eden Yýlmaz, ardýndan Tatvan Kaymakamlýðýnda gazetecilere kazayla ilgili açýklama yaptý. Vali Yýlmaz, sabah 08.00 sýralarýnda Van’dan, Elazýð’a terhis ya da izne gitmek üzere ayrýlan askerleri taþýyan otobüsün, Tatvan’a 10 kilometre kala Tatvan-Ahlat kara yolunda havanýn yaðýþlý olmasý nedeniyle virajý alamayarak devrildiðini söyledi. Otobüsteki askerlerden birinin olay yerinde, diðerinin de kaldýrýldýðý hastanede þehit olduðunu ifade eden Yýlmaz, ‘’Otobüs sürücüsü de vefat etti. Yaklaþýk 30 Mehmetçik yaralý. Yaralý Mehmetçikler deðiþik hastanelerde tedavi altýna alýndý. Bunlardan 2’si ameliyat edildi. Durumlarý iyi. Diðerleri de müþahede amaçlý kontrol altýnda tutuluyor’’ dedi. Hastanelerde tedavi altýna alýnan askerlerin hayatî tehlikesinin bulunmadýðýný bildiren Yýlmaz, kazada þehit olan askerlerin ailelerine baþ saðlýðý diledi. Vali Yýlmaz, ‘’Ad li iþlemlerin tamamlanmasýnýn ardýndan þehitleri memleketlerine uðurlayacaðýz’’ dedi. Bitlis / aa
CHP’li kadýnlardan çarþaf yýrtma eylemi
MERSÝN'DE, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadýn Kollarý üyesi bir grup, ‘’hilafetin kaldýrýlýþýnýn yýl dönümü’’ dolayýsýyla yaptýklarý basýn açýklamasýnýn ardýndan yanlarýnda getirdikleri çarþaflarý yýrtarak eylem yaptý. CHP’li kadýnlar CHP Ýl Kadýn Kollarý Baþkaný Havva Ongunsel, CHP Ýl Baþkaný Yýlmaz Þanlý’nýn da katýlýmý ile Atatürk Caddesi Atatürk Evi önünde, 3 Mart 2010’un hilafetin kaldýrýlýþýnýn 86’ýncý yýl dönümü ile ilgili basýn açýklamasý yaptý. 3 Mart’ta ‘’Tevhidi Tedrisat’’ (öðretimin birleþtirilmesi) yasasýnýn kabul edildiðini belirten Ongunsel, CHP kadýn kollarý ve sivil toplum örgütleri olarak önemli günün yýl dönümü dolayýsýyla toplandýklarýný söyledi. Ongunsel,3 Mart 1924’de hilafetin kaldýrýlmasý ile ‘’ümmetçi devlet anlayýþýndan ulusçu devlet anlayýþýna geçildiðini’’ söyledi. Daha sonra CHP’li kadýnlar yanlarýnda getirdikleri çarþaflarý yýrtarak ayaklarýnýn altýnda ezdi. Mersin / cihan
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/4/2010
4:09 PM
Page 1
5
HABER
YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
BAÞKENT YAZILARI
ANKARA
“Ermeni politikalarý”nýn iflâsý
Dikkat! Hurda arabada yeni kazalar olmasýn
CEVHER ÝLHAN cevher@yeniasya.com.tr
merikan Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi’nde “Ermeni soykýrýmý” yasa tasarýsýnýn oylanmasý, Washington-Ankara-Erivan hattýndaki ucûbeyi açýða çýkardý. Hatýrlanacaðý üzere, Dýþiþleri Bakaný Davutoðlu, atanýr atanmaz gittiði Amerika’da Türkiye ile ABD’nin çýkarlarýnýn tarihin hiçbir bir döneminde bu kadar uyuþmadýðýný söylemiþti. Hâlen de Türk-Amerikan iliþkilerinin küresel ve bölgesel alanda tarihî ve kapsamlý bir stratejik vizyon içinde olduðunu belirtiyor. Ne var ki imzalanan “protokoller”le “Ermeni açýlýmý”nýn tarihî ve büyük bir fýrsat olarak devam ettiði iddialarýna ve Davutoðlu’nun baþta Ermenistan olmak üzere “komþularla sýfýr problem” “öngörüsü”nün aksine, ardarda ârýzalar çýkýyor. Önce Ermenistan Cumhurbaþkaný Sarkisyan’dan Dýþiþleri Bakaný Nalbantyan’a kadar, Ermenistan’ýn Azerbaycan topraklarýnýn yüzde 20’sini teþkil eden baþta Karabað
A
deden Meclis’i by pass edip çýkardýðý “destek hamûlesi”yle Irak iþgaline havaalanlarýný ve limanlarýný Amerikan savaþ gemilerine ve uçaklarýna açarak her türlü silâh, mühimmat, savaþ malzemesinin nakil ve daðýtýmýna açan AKP hükûmeti, neticesiz politikalarla kalmakta. ABD’nin Ortadoðu egemenliði ve enerji hatlarý uðruna Irak’a giden silâh ve mühimmatýn yüzde 70’ini Ýncirlik Üssü üzerinden ileten, bizzat Mil lî Savunma Bakaný’nýn itirafýyla Irak üzerine binlerce sortinin yapýlmasýný saðlayan, Orta Asya ve Hazar Havzasý enerji kaynaklarý ve hatlarý emel leri hesâbýna Afganistan’a asker gönderen Türkiye, Amerikan yönetimlerince “komite”nin “soykýrým þantajý”na mâruz býrakýlmakta. Bush’un “stratejik müttefik” ilân ettiði, Obama’nýn “model ortak” olarak med hettiði Ankara’nýn üzerinde “soykýrým tasarýsý” bir defa daha “demoklesin kýlýcý” gibi bir “politik terbiye” aracý olarak sal landýrýlmakta…Ve bun dan cüret alan Erivan büyük bir þýmarýklýkla “mýzýkçýlýða” devam etmekte; “protokol ler”e dair hiçbir garanti vermemekte…
olmak üzere iþgal ettiði reyonlardan çekilmeyeceði açýklamalarý geldi. Bu arada Sarkisyan, Azerbaycan Cumhurbaþkaný Aliyev’le Soçi’de yaptýðý son görüþmede Ermeni tarafý Karabað konusundaki uzlaþmaz tutumunu daha da ilerletti. Ardýndan da “protokoller”in esasý unsurlardan 1915 olaylarýný araþtýracak “ortak tarih komisyonu”, Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nce “protokol”den çýkarýldý. Bizzat Davutoð lu’nun ifâdesiyle, Erivan “protokoller”e Ankara’nýn kabul edemeyeceði yorumlar ekledi… Baþbakan Erdoðan’ýn Azerbaycan Millî Meclisi’nde söz verdiði, Ankara’nýn “sýnýrýn açýlmasý”nýn Ermeni iþgalinin sona erdirilmesine baðlanmasý þartýna karþý, Erivan’dan en üst düzeyde peþpeþe Karabað’ýn “protokoller”le baðlý olmadýðý ve süreçte kesinlikle “Karabað konusu”nun bulunmadýðý resmen bütün dünyaya duyuruldu… “SOYKIRIM” ÞANTAJI Görünen o ki Washington-Erivan hattýnda plânlý bir zamanlamayla “soykýrým tasarýsý” Amerikan Temsilciler Meclisi’nin alt kademesinde Ermenistan’ýn resmî görüþü ve Ermeni diasporasýnýn dayatmalarý doðrultusunda ele alýnmakta. Ve Davutoðlu’nun her fýrsatta övdüðü, Türkiye’nin “Amerikan bölgesel ve küresel vizyonu”na endeksli dýþ politikasý, bir defa daha iflâs etmekte…Ankara ne kadar alttan alsa da 1 Mart tezkeresini red-
“POLÝTÝK TEPKÝLER” Olup bitenler, ABD’nin Türkiye-Ermenistan ihtilâfýnýn “kara kutusu” CIA’cý David L. Phil lips’in Amerikan Temsilciler Meclisi Dýþiþleri Komisyonu Avrupa alt komitesinde sarfettiði, “Türk resmî yetkilileri, Baþkan Obama ile 7 Nisan’da (2009) Ýstan-
bul’da buluþtuðunda, anlaþma konusunda Daðlýk Karabað’ýn statüsü konusunda resmî herhangi bir ön þart olmadýðý teminatýný verdi…” cümlesinde düðümlenmekte.Tesbit þu ki Azerbaycan’ýn infiâli ve kamuoyunun tepkisi üzerine devreye giren Erdoðan’ýn kamuoyuna karþý sözde kalan “restleri”ne mukabil, Cumhurbaþkaný Gül’ün Obama’ya baþta Karabað olmak üzere herhangi bir ön þart koþmadýðý” gerçeðini ortaya çýkarmakta. Ve ABD Dýþiþleri Avrupa ve Euro-Asya Ýþlerinden Sorumlu Bakan Yardýmcýsý Philip Gordon’un ayný alt komitede sarfettiði, “Türkiye-Ermenistan iliþkilerinin normalleþtirilmesi ve Daðlýk Karabað sorununun, iki farklý süreç olduðuna ve farklý kulvarda devam etmesi gerektiðine inanýyoruz. Bu konudaki müzâkereler Ermenistan ve Azerbaycan arasýnda devam ediyor. Türkiye bu hususta doðrudan taraf deðildir” sözle ri, ABD’ye göre Ankara’nýn Daðlýk-Karabað’da devre dýþý býrakýlýp süreçten dýþlandýðýný deþifre etmekte. Bunun içindir ki Türkiye’nin Ýsrail eski Büyükelçisi yeni Washington Büyükelçisi’ni “istiþâreler için bir süre geri çaðýrmasý” benzeri politik gösteriler, geçen yýl Ermenice “büyük felâket” ve “tari hî trajedi” ifâdesini kul lanan Obama yönetiminin nezdinde ve hatta Erivan’da, “iç politikaya yönelik manevralar” olarak görülüyor. Kýsacasý, Türkiye’nin eli ayaðý “protokoller”le baðlanmýþ, “politik tepkiler” bir iþe yaramýyor…
Devlet Bakaný Selma Aliye Kavaf. FOTOÐRAF: AA
Bakan Kavaf'ýn acý günü
DEVLET Bakaný Selma Aliye Kavaf’ýn babasý Niyazi Bostancý vefat etti.Alýnan bilgiye göre, Bostancý, bir süredir tedavi gördüðü Ýbni Sina Hastanesi’nde sabaha karþý vefat etti. Niyazi Bostancý’nýn cenazesi, bugün Denizli’de öðle vakti kýlýnacak cenaze namazýnýn ardýndan topraða verilecek. New York’taki temaslarýný tamamlayarak Türkiye’ye gelen Kavaf, babasý Niyazi Bostancý’nýn vefat ettiði haberini Ýstanbul Atatürk Havalimaný’nda öðrendi. Atatürk Havalimaný VIP Salonu’na gelen ve telefonla konuþurken çok üzgün olduðu görülen Bakan Kavaf, Devlet Hava Meydanlarý Ýþletmesi (DHMÝ) Atatürk Havalimaný Protokol Müdürü Gül Yýlmaztürk’ün odasýna girdi. Burada kýsa bir süre kalan Kavaf, telefon konuþmasýný bitirdikten sonra odadan çýkarak THY uçaðýyla Ankara’ya hareket etti. Bu arada, Atatürk Havalimaný VIP Salonu’nda bir doktorun bekletildiði de görüldü. Ýstanbul / aa
HSYK, Hýnýs savcýsýný görevden uzaklaþtýrdý
ERZURUM’UN Hýnýs Ýlçe Cumhuriyet Savcýsý Serdar Nayýr, Hakimler ve Savcýlar Yüksek Kurulu (HSYK) kararýyla görevden uzaklaþtýrýldý. Alýnan bilgiye göre, HSYK, Savcý Nayýr’ý bir soruþturma kapsamýnda, görevden uzaklaþtýrdý. Nayýr’ýn, Hakimler ve Savcýlar Kanununun 77’inci maddesine göre görevden uzaklaþtýrýldýðý öðrenildi. Yetkililer, Savcý Nayýr’ýn gözaltýna alýndýðý yönünde farklý yorumlarla çýkan haberlerin de doðru olmadýðýný bildirdiler. Hakimler ve Savcýlar Kanununun ‘’Görevden uzaklaþtýrma’’yý düzenleyen 77’inci maddesine göre; hakkýnda soruþturma yapýlan hakim ve savcýnýn göreve devamýnýn, soruþturmanýn selametine yahut yargý erkinin nüfuz ve itibarýna zarar vereceðine kanaat getirilirse, HSYK tarafýndan geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaþtýrýlmasýna veya soruþturmanýn sonuçlanmasýna kadar geçici yetki ile bir baþka yargý çevresinde görevlendirilmesine karar verilebiliyor. Yukarýdaki önlemler, soruþturmanýn ve ceza kovuþturmasýnýn herhangi bir safhasýnda da alýnabiliyor. Erzurum / aa
Savcýlardan HSYK’ya itiraz
HAKÝMLER ve Savcýlar Yüksek Kurulu’nca (HSYK) özel yetkileri el lerinden alýnan Erzurum’daki savcýlar, bu karara itiraz ettiler. Edi nilen bilgiye göre, Erzurum’da özel yetkili ola rak görev yapan Cumhuriyet Baþsavcývekili Tarýk Gür ile Cumhuriyet Savcýlarý Osman Þanal, Rasim Karakul lukçu ve Mehmet Yazýcý, 17 þubat 2010 tarihinde özel yetkileri el le rinden alýnmalarýna itirazda bulundular. Yapýlan itiraza göre, görevden alýnmalarýna iliþkin gerekçeli kararýn ise henüz Erzurum’a ulaþmadýðý öðrenildi. Bu arada, Erzurum 2. A ðýr Ceza Mahkemesi’nde kabul edilen Erzincan’daki Ergenekon soruþturmasý iddianame sinin ilk duruþma tarihinin bugün bel li olabileceði belirtildi. Erzurum / aa
SÝSTEMÝN MAÐDURLARI BÝRBÝRÝNE SAHÝP ÇIKMALI BDP GRUP BAÞKANVEKÝLÝ BENGÝ YILDIZ, MECLÝS’TE BAÞÖRTÜSÜ MAÐDURLARIYLA BÝRLÝKTE DÜZENLEDÝÐÝ BASIN TOPLANTISINDA SÝSTEMDEN MAÐDUR OLANLARIN BÝRBÝRÝNE SAHÝP ÇIKMASI GEREKTÝÐÝNÝ KAYDETTÝ. BDP Grup Baþkanvekili Bengi Yýldýz, ‘’Sistemden maðdur olanlarýn birbirine sahip çýkmasý lazým’’ dedi. Yýldýz, ‘’Ýstanbul Üniversitesinde (ÝÜ) kurulan ikna odalarýna alýndýðýný’’ iddia eden dönemin bir grup öðrencisiyle basýn toplantýsý düzenledi. BDP’li Yýldýz, þu görüþleri dile getirdi: ‘’Fikrine, düþüncesine, ideolojisine bakmadan sistemden maðdur ve mazlum olanlarýn birbirine sahip çýkmasý lazým, birbirine destek olmasý lâzým. O maðduriyeti, kendi maðduriyeti olarak görmesi lazým. Bu toplumda bir baþkasýnýn acýsýný, maðduriyetini (benden deðildir, benim ideolojimden deðildir) diye önemsemezsek, kendi maðduriyetimiz olarak görmezsek, sýra bize geldiðinde kim-
se ses çýkaramayacak. Biz bu inançla bütün maðduriyetlere sahip çýkmaya çalýþýyoruz. Arkadaþlarýn maðduriyetini kendi maðduriyetimiz olarak görüyoruz. Onlarýn yerinde biz de olabilirdik.’’Yýldýz’ýn, ‘’O dönem, ÝÜ’de hoca olduðu için sorgu odalarýnýn þahidi olduðunu belirttiði’’ BDP Ýstanbul Milletvekili Ufuk Uras ise ‘’Bugün çarþaf açýlýmý deyip sorgu odalarýnýn ardýndaki sürek avýný savunabilmek pekala mümkün olabiliyor’’ dedi. Benzer bir meseleyi TBMM Dýþiþleri Komisyonunda yaþadýðýný belirten Uras, kravat takmadýðý için CHP Ýstanbul Milletvekilleri Ýlhan Kesici ve Þükrü Elekdað’ýn ‘’rahatsýzlýklarýný dile getirdiklerini’’ bildirdi. Uras, ‘’Bu zihniyet þe-
kil meselelerini dünyanýn en temel meselesi yapýyor’’ dedi. Ufuk Uras, sorunun ‘’monolotik devlet yapýsý ve siyasi uzantýlarýnýn demokratikleþmeye direniþlerinden’’ kaynaklandýðýný savunarak, bütün maðdurlarýn yan yana gelmesi ve buna izin vermemesi gerektiðini kaydetti.Uras, insanlarýn bir kalýba sokulmasýna karþý olduðunu ifade etti. Basýn toplantýsýna katýlan Kadriye Birinci, ‘’uygulamanýn maðduru’’ olduðunu, baþörtülü olduðu için kayýt sýrasýnda bir odaya alýndýðýný, kýlýk kýyafet genelgesine uymayý taahhüt eden bir belge imzalamaya zorlandýðýný ifade etti. Zeynep Kolaçaðýþ da benzer iddialarý dile getirdi. Ankara / aa
Kemalizm artýk iþe yaramýyor AMERÝKALI UZMAN DR. STEVEN COOK, KEMALÝZM'ÝN ARTIK "TOPLUMUN ÝÞÝNE YARAMAYAN" VE "MEÞRUÝYETÝ OLMAYAN" BÝR ÝDEOLOJÝ HALÝNE GELDÝÐÝNÝ KAYDETTÝ. ABD’NÝN baþkenti Washington’daki Woodrow Wilson Center’da “Türk ordusunun rolü üzerinde kriz” konulu toplantýda konuþan Amerikalý uzmanlar, darbe dönemlerinin geride kaldýðýný söyledi. Toplantýda Dýþ Ýliþkiler Konseyi (CFR) uzmaný Dr. Steven Cook ve Carnegie uzmaný Dr. Henri Barkey’e MHP Ýstanbul Mil letvekili Prof. Mithat Melen eþlik etti. Türkiye’de sistemin “çatýrdadýðýný” söyleyen Mithat Melen, “Eðer sistem çökerse herkes altýnda kalýr.” dedi. Henri Barkey ise sistemin çatýrdamasýný kurucu ideoloji olan Kemalizm’in “esnek olmayýþýna” baðladý. Steven Cook ise Kemalizm’in artýk “toplumun iþine yaramayan” ve “meþruiyeti olmayan” bir ideoloji haline geldiðini kaydetti. Steven Cook, asker içinde bölünmeler olduðunu ve Türkiye’de askeri darbe döneminin sona erdiðini söyledi. Bu görüþe katýlma eðiliminde olduðunu söyleyen Barkey, “Ancak Türkiye’de yaratýcýlýk olan þeylerden biri, farklý darbe þekil leri bulunmasýdýr” diye þerh düþtü. Cook ve Barkey, ordunun dýþ politikanýn þekil lendirilmesinde eskisi kadar etkisi kalmadýðý görü-
þünde de birleþti. Toplantýda konuþan MHP Ýstanbul milletvekili Mithat Melen, iktidarlarýn seçimle gelip seçimle gitmesi gerektiðini vurguladý. Türkiye’de ordunun uzunca bir süre savunmadan çok siyasetle ilgilendiðini ifade eden Melen, bazen politikacýlarýn da buna davet çýkardýðýný belirtti. Ordunun siyasetten çok, savunma konularýyla uðraþmasý gerektiðine deðinen Melen, askerlerin kanýt gösterilmeden uzun süre tutuklanmasýnýn da doðru olmadýðýný kaydetti. Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacý olduðunu söyleyen Melen, ancak hükümetin de anayasa deðiþikliði tartýþmalarýnda hatalar yaptýðýný, konuyu parlamentodan çok “sokakta ve medyada” konuþtuðunu savundu. Bunun yanýnda yargýda da reform gerektiðini vurgulayan Melen, tüm bu meselelerin parlamento içinde çözülmesi gerektiðini yineledi. Melen, Türkiye’de insanlarýn mutlu olmadýðýný, sürekli tutuklama ve gözaltýlarýn vatandaþlarý rahatsýz ettiðini söyleyerek, “Hükümete, özel likle de parlamentoya güven kaybedilmemeli. Bu konularda parlamento öncü rol oynamalý” dedi.
BARKEY: GERÝLÝMLER YAÞANACAK COOK, Türkiye ile Ýsrail arasýnda gerginliðe sebep olan Anadolu Kartalý tatbikatýnýn aslýnda iki ülke iliþ kileriyle pek de alakalý olmadýðýný, bunun iç politika ve hükümetin ordu üzerinde kurmak istediði etkiyle ilgisi olduðunu iddia etti. Lehigh Üniversitesi uluslararasý iliþkiler profesörü Henri Barkey de, Türkiye’de “AKP ile ordu arasýnda kavga olmadýðýný, bu süreci daha büyük çerçevede, sivil-asker, toplum-asker arasýnda bir olay olarak gördüðünü” söyledi. Barkey, Türkiye’nin de “çok ideolojik bir ülke” olduðunu ileri sürdü. Barkey, “Kemalist ideolojinin þu anki duru munun Atatürk’ten kaynaklanmadýðýný, ondan sonra gelenlerin ideolojiyi katýlaþtýrmasý nedeniyle bu hale geldiðini” savundu. Barkey, bir soru üzerine, ge rilimin artacaðý ve kriz dönemlerinin olacaðýný iddia etti. Aðustos ayýnda TSK’da komuta kademesinin deðiþeceðini, Genelkurmay Baþkanlýðýna þimdiki Kara Kuvvetleri Komutaný Orgeneral Iþýk Koþaner’in gelmesinin öngörüldüðünü belirten Barkey, “çok farklý bir dünya görüþüne sahip bir kiþilik” olarak nitelendirdiði Orgeneral Koþaner’in “küreselleþmenin Türkiye’nin düþmaný olduðunu ve büyük tehdidin Amerikalýlar ve Avrupalýlar tarafýndan fonlanan sivil toplum örgütlerinden geleceðini” savunduðunu öne sürdü. Washington / aa
MEHMET KARA mkara@yeniasya.com.tr
aþbakan Erdoðan’ýn yargý reformu maddelerinin de bulunduðu anayasa paketinin “en kýsa sürede” TBMM’ye sunulacaðýný açýklamasýnýn ardýndan hükümet bir kez daha kýsmî bir anayasa deðiþikliði için harekete geçti. Kapsamlý bir anayasa deðiþikliðinden vazgeçen hükümet bu sefer de “mini bir paket” hazýrlýðý içinde. Pakette neler olacaðý ortaya çýkmaya baþladý. YAÞ ve HSYK kararlarýna yargý yolunun açýlmasý, siyasî partilerin kapatýlmasýnýn zorlaþtýrýlmasý, ombudsmanlýk gibi konularýn pakette yer alacaðý ve 10-15 maddede deðiþiklik yapýlacaðý söylense de, tam bir netlik yok. Daha önce hazýrlanmýþ olan 5 anayasa de ðiþiklik paketi ile bilim kurulunun hazýrladýðý yeni anayasa taslaðý dikkate alýnarak karma bir çalýþma yapýlýyor. Bu çalýþma sonrasýnda da ortaya çýkacak paketin hazýrlanmasýndan sonra parlamentoda grubu bulunan partilerin ziyaret edilip edilmeyeceði konusunda ise bir netlik yok. ** * Salý günü Meclis kulislerinde bu paket konuþuluyordu. Þimdiden tartýþýlmaya baþlanan deðiþiklik parti kapatma konusundaki anayasada yapýlacak düzenleme. Þu anda üzerinde durulan siyasî partilerin uyacaðý kural larý düzenleyen 69. maddenin Venedik kriterlerine göre düzenlenmesi. Bu da sadece þiddete karýþan partilerin kapatýlmasý anlamýna geliyor. Bu maddeye Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsýnýn kapatma dâvâsý açabilmesi için Meclis’ten 367 mil letvekilinin onayýný almasýnýn da yer almasý düþünülüyor. Hükümet þimdiden bu deðiþikliklerin referanduma gideceðini kabul etmiþ gözüküyor. 1982 Anayasasýna göre, anayasa deðiþikliklerinin en az 367 oyla kabul edilmesi gerekiyor. Bu durumda referanduma sunup sunmama cumhurbaþkanýnýn yetkisinde. 330 ile 367 oy arasýnda kabul edilmesi durumunda ise referandum zorunlu hale geliyor. Þu anda 337 mil letvekili olan iktidar 330’u bulmakta bile zorla nabilir. Referanduma gidilmesi durumunda da bir uzlaþma saðlanamazsa þu anda grubu bulunan partilerin “ret” oyu için yoðun þekilde çalýþacaðý ortaya çýktý. Bunun için kulislerde konuþulan deðiþiklik seçim barajýnýn yüzde 7’ye çekilmesi. Buna þimdilik “hayýr” dense de böyle bir handikap görüldüðün de, bu seçeneðin devreye sokulabileceði konuþuluyor. Barajýn yüzde 7’ye düþürülmesindeki amacýn, parlamento dýþýndaki partilerin desteklerini alabilmek olduðu söyleniyor. Bunu düþünürken de, þu aþamada CHP ve MHP’nin referandumda “hayýr kampanyasý” baþlatýrsa paketin referandumda geçmesinin hayli zor olacaðý hesaba katýlýyor. Referandumda “ret” çýkmasý durumunda da Erdoðan erken bir seçimin olmayacaðýný söylese de, muhalefetin erken seçime zorlayacaðý da hesaba katýlýyor. Bir diðer konu da Türkiye mil letvekil liði meselesi. Bunun da pazarlýk konusu için pakete konulabileceði söyleniyor. Bu durumda yüzde 10 barajýný aþamayacak partiler Türkiye milletvekili sistemi ile Meclis’te temsil edilebilecek. ** * Elbette getirilmesi düþünülen pakette yer alan YAÞ ve HSYK kararlarýna yargý yolunun açýlmasý, parti kapatmalarýn zorlaþtýrýlmasý demokrasi ve özgürlükler açýsýndan önemli deðiþiklikler. Ancak bu aþamada izlenecek yol çok önemli. Yeni kapatma dâvâsýnýn ayak seslerinin duyulduðu veya konuþulduðu þu günlerde aceleye getirilmesi yeni yol kazalarýna sebep olabilir. CHP’nin daha paket ortada yokken AYM’yi adres gös termesi bunun iþâreti… “367 meselesi”nde ortaya çýkan garipliðin yeniden hortlayabileceði hesaba katýlmalý. “367 mucitleri” þimdiden mil let tarafýndan onaylanan referandumu bile Anayasa Mahkemesi’nin iptal edebileceðini söylemeye baþladýlar bile. Diðer yandan, Anayasa Mahkemesi Baþkaný Haþim Kýlýç’ýn ortada yeni bir paket yokken dikkat çektiði hususlar da dikkat çekici. Kýlýç, son dönemlerde anayasada deðiþiklik giriþimlerinin birçok gerilime yol açtýðýna dikkat çekerken, korku sunun anayasa deðiþikliðinin de mahkemeye gelmesi olduðunu söylüyor. Kýlýç, anayasa deðiþikliði konusunda “uzlaþma”nýn üzerinde duruyor. Aksi durumda “çok aðýr hasarlar” verebileceðini söylüyor. (Hürriyet, 3.3.2010) Son yýl lardaki tecrübelere bakýldýðýnda bu görüþlerin yabana atýlmamasý gerekiyor. Görünen o ki, ge linen nokta kýsmî deðiþikliklerin yapýlmasýnýn dahi zor olduðunu gösteriyor. Bu aþamada anayasanýn tamamýnýn deðiþtirilip, referanduma sunulmasý daha gerçekçi görünüyor. Erdoðan’ýn dediði gibi “Hak ve özgürlüklere ulûfe gözüyle bakýlamaz. Taksit taksit demokrasi anlayýþý çaðdýþýdýr...” Anayasada daha önce yapýlan taksit taksit deðiþiklikler çözüm olmadýðýný unutmamak lâzým. Þu anda konuþulan deðiþiklikler demokratikleþme açýsýndan fevkalâde önemlidir. Ancak, “konjonktür”ün yine Türkiye’nin önüne çýkacaðý görülüyor. Yeni, özgürlükçü, demokrat, sivil bir anayasa tek çýkar yol. Çünkü bu anayasa ile artýk Türkiye yönetilemiyor. Cemil Çiçek’in deyimiyle, “Bu Anayasa eski ve hurda bir araba gibi, uzun yola gitmek mümkün deðil. Karbüratör su kaynatýr, lastik-fren patlar…” Yani, karbüratörün suyunu deðiþtirseniz lastikler patlak, lastiði deðiþtirseniz freni patlak… Bu yüzden ya arabayý kökten elden geçirmek, ya da yenisini almak gerek: Yenisini almak en güzel yol olarak görünüyor.
B
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/4/2010
2:44 PM
Page 1
6
HABER
YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
Mersin polisi, ‘sopa’ ve ‘kalas’ avýna çýktý
Beykoz Belediye Baþkaý Çelikbilek, ekibiyle fýrýnlarý sýk sýk denetliyor.
Fýrýnlara sýký denetim Beykoz Belediye Baþkaný Yücel Çelikbilek, ilçede faaliyet gösteren fýrýnlarý ekibiyle birlikte sýk sýk denetliyor. Beykoz Belediye Baþkaný Yücel Çelikbilek, Baþkan Yardýmcýsý Yüksel Baki ve zabýtalarla birlikte her hafta ilçede faaliyet gösteren fýrýnlarý dolaþýyor. Sabah 05.00 sularýnda baþlayan denetimler, günün ilk ýþýklarýna kadar sürüyor. Ekmeklerin gramajý, bandrolü, iþyerinin hijyen, ruhsat ve fiziki þartlarýyla ilgili incelemeler yapan ekipler, eksik ve hatalý olan fýrýnlarý uyarýyor. Halk saðlýðý konusunda hassas olduklarýný belirten ve sýk sýk gýda sektörünü bu tür denetlemelerle kontrol edeceklerini hatýrlatan Baþkan Çelikbilek, fýrýnlarýn temizliðe daha fazla önem verdiklerini, bu konuda pek sorun yaþanmadýðýný belirtti.
SENTEZ
Türkiye’yi idare ediyorlar!
MERSÝN’DE polis, toplu taþýma araçlarýnda ‘sopa’ ve ‘kalas’ýn yaný sýra kesici ve delici alet denetiminde bulundu. Þehir merkezinde faaliyet gösteren minibüs ve midibüsleri tek tek durdurup, þoför mahallinde arama yapan polis, araç içindeki yolculara da þoförün trafik kurallarýný ihmal edip etmediðini sordu. Mersin Ýl Emniyet Müdürlüðü Trafik Þube Müdürlüðü’ne baðlý ekipler tarafýndan gerçekleþtirilen denetim çalýþmalarý, Ýnönü Bulvarý üzerinde yer alan Yaþat Ýþ Merkezi civarýyla Ýl Özel Ýdaresi Hizmet Binasý önünde bulunan duraklarda yapýldý. Trafik polisleri, toplu taþýma araç sürücülerini araçlarýndan indirip, þoför mahallinde kesici ve delici alet ararken, bayan polis memurlarýysa aracýn içine girerek yolculardan þoförün trafik kuralý ihlâli yapýp yapmadýðýný sordu ve hayata geçirilen uygulama hakkýnda da vatandaþlara bilgi verdi. Zaman zaman trafikte aksamalarýn da yaþandýðý uygulamada tahta sopalarýn yaný sýra demir çubuklarla bazý kesici ve delici aletlere de polis tarafýndan el konuldu. Mersin / iha
Yalova Yeþilay Cemiyeti, Yalova Valisi Doç. Dr. Yusuf Erbay'ý ziyaret etti.
Evde sigara içmeyin MART ayýnýn ilk haftasýnýn Yeþilay Haftasý olmasý dolayýsýyla, Yalova Yeþilay Cemiyeti Baþkan Ahmet Muhtar Köse ve yönetim kurulu üyeleri, Mehdi Sungur, Alaeddin Mütkül ve Mehmet Çalýþkan ile birlikte Valilik Makamýný ziyaret etti. Yalova Valisi Doç. Dr. Yusuf Erbay, kapalý alanlarda sigara yasaðýnýn yerinde bir karar olduðunu, bu konularda Yeþilay Cemiyetinin çalýþmalarýnýn çok büyük faydasý olduðunu ifade etti. Kendi evinde sigara içirmediðini ifade eden Erbay, mutlaka içmek isteyeni de balkona çýkardýðýný söyledi. Yeþilay Haftasý boyunca çeþitli faaliyetler düzenleyeceklerini söyleyen Baþkan Köse ise, yýlýn her gününde de çalýþmalar yapacaklarýný, sigara, içki, kumar, fuhuþ, esrar, eroin, vb. kötü alýþkanlýklarla mücadele edeceklerini ifade etti. Bu önemli konunun TBMM’de de gündeme alýnmasý gerektiðini söyledi. Ekonomik sýkýntýlarýnýn çözümü için, bütçeden pay ayrýlmasý halinde çok büyük hizmetler yapacaklarýný beyan etti. Yalova / Yeni Asya
2010 yýlýnda orman yangýnlarýyla ülke genelindeki orman yangýnlarýyla mücadelede 11 bin iþçi, 5 bini orman muhafaza memuru, 2 bin 500'ü teknik, 200'ü mühendis olmak üzere 18 bin 700 kiþiyle mücadele edilecek.
Orman yangýnlarýna hazýrýz ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELE DAÝRE BAÞKANI DOÐAN, BU YIL ÜLKE GENELÝNDE ORMAN YANGINLARIYLA 18 BÝN 700 KÝÞÝ, 10 HELÝKOPTER, 15 THK UÇAÐI VE 4 AMFÝBÝ UÇAKLA MÜCADELE EDÝLECEÐÝNÝ SOYLEDÝ. ORMAN Genel Müdürlüðüne baðlý Orman Koruma ve Orman yangýnlarýyla Mücadele Daire baþkaný Nurettin Doðan, 2010 yýlý orman yangýn sezonuna hazýr olduklarýný bildirdi. Avrupa Güvenlik Ýþbirliði Teþkilâtý (AGÝT) iþbirliðiyle düzenlenen ‘’Uluslararasý Ýleri Seviye Orman Yangýn Yönetimi Semineri’’ne katýlmak üzere Antalya’ya gelen Orman koruma ve Orman Yangýnlarýyla Mücadele Daire Baþkaný Nurettin Doðan, orman teþkilâtýnýn 2010 yýlý orman yangýnlarýna karþý yer ve hava ekiplerini güçlendirdiðini söyledi. Bu yýl ülke genelinde orman yangýnlarýyla mücadelede 11 bini iþçi, 5 bini orman muhafaza memuru, 2 bin 500’ü teknik, 200’ü uzman orman mühendisi olmak üzere toplam 18 bin 700 kiþiyle mücadele edileceðini belirten Doðan, hava f ilosunda ise 10 helikopter, 15
DUYURU Yeni Asya Gazetesi'nin elden daðýtýmýnýn yapýldýðý yeni bölgeler ve sorumlularý • Bakýrköy (Merkez) • Kartaltepe • Yeni Mahalle • Osmaniye • Ýncirli
• B. Devlet Hastanesi • Zuhurat Baba • Ataköy 1. ve 9. kýsým • Yeþilyurt • Yeþilköy - Florya
Daðýtým sorumlusu: Baybora Ak 0 (212) 466 12 03 - (0 535) 967 01 95 • Esenyurt • Haramidere • Sanayi • Kýraç • Beylikdüzü
• Yakuplu • Gürpýnar • Beykent • Kavaklý • Ýhlas siteleri 1. ve 2. kýsým
Daðýtým sorumlusu: Ýzzet Özdemir 0536 641 96 85 • M. Akif • Atakent • Masko • Deparko • Atatürk Mah.
• Ziya Gökalp • Heskop • Keresteciler • Ýmsan
Daðýtým sorumlusu: Ömer Eren (0532) 748 05 07 Abone Servisi: 0 (212) 630 48 35 - 655 88 59 Dahili (219, 220, 221)
THK uçaðý, 4 amf ibi uçak bulunduðunu bildirdi. Amf ibi uçaklarýn ikisinin Antalya, ikisinin Muðla’da konuþlandýrýlacaðýný ifade eden Doðan, þöyle konuþtu: ’’2010 orman yangýnlarýna hazýrýz. Bu sezon için 150 arozöz, 110 ilk müdahale aracý aldýk. Bunlarý daðýttýk. Ýlk yardým araçlarýyla yangýnlara anýnda müdahale edilecek. Bu yýl ilk kez yeni bir uygulamaya baþlýyoruz. Orman Yangýn timi uygulamasý. Bunun için bölgelerimizde en az yedi yýllýk deneyimi olan þef 200 mühendisi eðiterek ‘Orman Yangýn Timi’ oluþturduk. Geçen yýl deneme amaçlý baþladýðýmýz bu çalýþma bu yýl uygulama geçti. Eskiden orman yangýnlarýna rastgele arozözlerle gidiyordu. Artýk buna da son verildi. Arozözlerde tim komutaný olacak. Bu timlerde 2 uzman, 3 arozöz, bir su tankeri bulunacak.’’ Antalya / aa T. C. MANÝSA 1. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ'NDEN KAMULAÞTIRMA ÝLANI ESAS NO : 2009/405 Esas. Davacý Manisa Belediye Baþkanlýðý vekili tarafýndan Davalýlar Süreyya Yalçýnkaya, Þenay Yalçýnkaya, Þengül Yalçýnkaya, Muammer Yalçýnkaya, Ayþe Yalçýnkaya aleyhine açýlan kamulaþtýrma davasýnda, Manisa Merkez Uncubozköy Mahallesi 768 parsel sayýlý taþýnmazýn 4650 sayýlý yasa ile deðiþik 2942 sayýlý kamulaþtýrma kanunun 10. maddesinin 4. bendi uyarýnca kamulaþtýrýlmasý talep edilmiþ olup ilan tarihinden itibaren ilgililerin 30 gün içinde, a) Kamulaþtýrma iþlemine karþý idari yargýda iptal davasý açabileceði, b) Maddi hatalara karþý adli yargýda düzeltim davasý açabileceði, c) Bu tür davalarda husumetin Manisa Belediye Baþ kanlýðý aleyhine yöneltileceði, Ýlan olunur. 31/12/2009
B: 8055
ANTALYA ULUSLAR ARASI YANGIN EÐÝTÝM MERKEZÝ OLACAK ORMAN yangýnlarýyla mücadelede Portekiz, Ýspanya, Fransa ve Ýtalya’nýn iþbirliði talebinde bulunduðunu belirten Doðan, aralarýnda Cezayir, Tunus, Fas ve Suriye’nin de bulunduðu 18 ülkenin de Türkiye’den yangýnlarla mücadele konusunda eðitim talebi olduðunu kaydetti. Akdeniz ülkelerinin tamamýyla iþbirliði yapacaklarýna iþaret eden Doðan, þöyle konuþtu: ‘’Öðrenci, uzman deðiþimi gerçekleþtirilecek. Antalya’da ekim veya kasým ayýnda hizmete girecek Orman Yangýnlarý Eðitim Merkezi, uluslar arasý okul olacak. Bu iþbirliðinin içinde Birleþmiþ Milletler Gýda ve Tarým Örgütü de (FAO) olacak. Amacýmýz, orman yangýnlarý konusundaki birikimimizi komþu ve Türk cumhuriyetlerine aktarmak. Bölgemizde, orman yangýnlarýna karþý mücadelede en iyi potansiyel Türkiye’de var. Bunu deðerlendirmemiz gerekir.’’
Muhtarlara imar semineri RÝZE’NÝN Pazar ilçesinde kýrsal alanda kaçak yapýlaþmanýn önüne geçmek ve insanlarýn da maðdur olmasýný önlemek için muhtarlara seminer verildi. Pazar Kaymakamlýðý tarafýndan Kaymakamlýk Toplantý Salonunda düzenlenen seminere Ýlçe Kaymakamý Ümit Hüseyin Güney, Garnizon Komutaný Jandarma Yüzbaþý Mehmet Akif Þahin Ýl Genel Meclis üyeleri ve muhtarlar katýldý. Kýrsalda yaþayan vatandaþlarý yeni uygulamadan haberdar etmek ve bilgilendirmek için Seminerde Rize Ýl Ýdare Ýmar Müdürü Rizvan Kadý, Harita Mühendisi Yasin Kavzoðlu, Mimarlar Metin Özdem ve Sertaç Alyýldýz tarafýndan imar konusuyla ilgili bilgi verildi. Ayrýca bu konuyla ilgili muhtarlarýn sorularý cevaplandýrýldý. Pazar-Rize / Abdullah Uzun BÜYÜKÇEKMECE 3. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜNDEN TAÞINIR AÇIK ARTIRMA ÝLANI
SAKARYA 2. AÝLE MAHKEMESÝNDEN ÝLAN DOSYA NO : 2009/682 Davacý Mesut RAMADAN vekili Av. Tahsin Sönmez tarafýndan davalý Feride RAMADAN aleyhine açýlan boþanma davasýnýn yapýlan yargýlamasýnda verilen ara kararý gereðince, Davalý FERÝDE RAMADAN‘ýn tüm aramalara raðmen adresi tespit edilemediði ve duruþma günü de teblið edilemediði anlaþýlmakla, Muammer ile Nursen kýzý Adapazarý 23/11/1984 d.lu FERÝDE RAMADAN'ýn duruþma günü olan 30/03/2010 günü saat 09:00'da yapýlacak duruþmada 4787 SK’nun 7/1 maddesi gereðince sulhe teþvik edileceðinden duruþmada hazýr bulunmasý, hazýr bulunmadýðý takdirde sulh hakkýndaki beyan hakkýndan vazgeçmiþ sayýlacaðýnýn ÝHTARI ile Yargýlamaya yokluðunda devam edileceði ve hüküm kurulacaðý hususu dava dilekçesi ve duruþma günü yeri ne geçmek üzere ilanen teblið olunur. 01/03/2010 B: 14108
Dosya No: 2009/5688 Talimat. Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar, satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci Artýrmanýn 12.03.2010 günü 13:30-13:40 Saatleri arasýnda Gaffaroðlu Otoparký Çatalca yolu üzeri Ýski Arýtma Karþýsý Tepecik Büyükçekmece Ýstanbul adresinde yapýlacak ve o günün kýymetinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde,17/03/2010 günü ayný yer ve saatte ikinci artýrma yapýlarak satýlacaðý. Þu Kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin yüzde kýrkýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklýlarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 Oranýnda KDV'nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 15.02.2010 Muhammen Kýymeti Tutarý-YTL Adedi Cinsi-Mahiyeti-Önemli nitelikleri 15.0OO.00 YTL 1 34 EJ 5225 plakalý, 2007 model, Ford Transit 300S Van kamyonet buz beyazý renkli, 77460 km’de.
B: 14100
UMUT YAVUZ yavuz@yeniasya.com.tr
eçtiðimiz haftalarda, 16 Kasým 2002’de AKP’nin kurmaylarý tarafýndan açýklanan “Acil Eylem Planý”ndaki vaatlerin neredeyse hiçbirinin gerçekleþtirilmediðine ve hatta bu vaatlerin unutulduðuna dair bir haber yayýnlandý gazetemizde (Yeni Asya, 12 Þubat 2010). Biz zat Baþbakan Erdoðan, o zamanki açýklamada, Türk mil letinden bu vaatlerin takipçisi olmalarýný istemiþti. Gazetemiz de aradan geçen 8 sene sonunda yapmasý gerekeni yaptý ve hesap sordu iktidardan. Bu habere kýzanlar ve hatta kýnayanlar oldu. Halbuki haberde yapýlan þey sadece bu vaatlerin hatýrlatýlmasýndan ibaretti. Üstelik bunu yapmamýzý Baþbakan’ýn kendisi, þu ifadelerle istemekteydi: “Bu yayýnladýðýmýz metni (Acil eylem planýný kastediyor) bütün sivil toplum örgütleri, meslek kuruluþlarý ve tek tek her vatandaþýmýz partimizin internet sitesinden indirerek bir dosyaya koyabilir, bundan sonraki vaatlerimizi de ayný dosya içerisinde toplayarak; böylece bizi, taahhütlerimizi, süresi içinde yerine getirip getirmediðimizi sürekli izleyebilirler.” Gazetemiz de bu vaatlerin sürekli bir takipçisidir. Çünkü siyaset ve özel likle de iktidar koltuðu vaat verip sonra unutma yeri deðil, bizzat bu vaatlerin yerine getirileceði makamdýr. Vatandaþ da ve dolayýsýyla gazeteciler de bunlarýn takipçileridir… Dolayýsýyla bu haberde ne kýnanacak ne de garip karþýlanacak bir yön vardýr… Asýl garip olan þey, seçmenin oy verdikleri partiden hesap sormamalarý ve verdikleri sözleri yerine getirip getirmediklerini denetlememeleridir. Burada da akla þu soru geliyor haliyle: Siya setten beklentimiz nedir? Bir taraftarýn takým tutmasý gibi: “Yensen de yenilsen de taraftarýn senle” mantýðý mýdýr? Yoksa “Bana þu þu vaatlerde bulundun ve benden oyumu aldýn, haydi þimdi bunlarý yerine getir, getirmediysen de hesabýný ver” mantýðý mý olmalýdýr? Bugün Türkiye’de oy verecek yaþa eriþmiþ her bireyin kendisine bu soruyu sormasý gerekmektedir. Demokratik bir sistemde vatandaþ olmanýn getirdiði en önemli haklarýmýzdan biri olan “oy verme” ve böylece “devleti yönetecek kiþileri” seçebilme irademizi boþa harcamayalým. Aksi takdirde bugünkü meclis tablosunda olduðu gibi 8 yýldýr iktidar olan, ama muktedir olamayan, yönetici olan, ama yönetemeyen ama çok güzel “idare eden” bir yapýya mahkûm kalýrýz. Bu söylediðimiz meclis çatýsý altýndaki bütün partiler ve vekil ler için geçerlidir tabiî. Ýktidarýndan muhalefetine kadar bütün mil letvekil leri Türkiye’yi “idare etmektedir”… Her Salý günü grup toplantýlarýnda sun’i gündem maddeleriyle dolu konuþmalar gerçekleþtirerek koca bir haftanýn gündemini kilitleyen “parti baþkanlarý” ve onlarýn sözünden çýkmayan mil letvekil lerinin hepsinin bu söylediðimiz sözlerden nasibi vardýr. Sizler, Türkiye’yi idare etmekten vazgeçin de size emanet edilen iradeyi doðru kul lanarak, yerine getirmeyi vaat ettiðiniz sözleri derhal gerçekleþtirin. Mil letin verdiði kredilerin vadesi de bir gün dolacaktýr elbet!
G
TAZÝYE Muhterem kardeþlerimiz Dursun Sivri'nin kayýnpederi, Esat Sivri'nin dedesi, Þükrü ve Satýlmýþ Eniþer'in babasý, Þefika, Döndü, Edep, Güllü ve Bahar kardeþlerimizin babasý
Hüseyin Eniþer
'in
vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hak'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
ANKARA YENÝ ASYA OKUYUCULARI
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/4/2010
2:37 PM
Page 1
7
DÜNYA
YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
2004 yýlýnda ABD’nin bombaladýðý Felluce’de anormal doðumlar arttý
Yunanistan bu kadar kemer sýkmaya dayanabilir mi?
GENÝÞ AÇI
IRAK'TA KULLANILAN ABD SÝLÂHLARININ, ANORMAL DOÐUMLARA SEBEP OLDUÐU DÜÞÜNÜLÜYOR. IRAK'IN Felluce þehrinde endiþe verici boyutta doðum anomalilerinin arttýðý belirtildi. Ýngiliz yayýn kuruluþu BBC’nin, Irak’ta altý yýl önce 2004’de ABD güçlerinin iki ayaklanmayý bastýrdýðý Felluce’de yaptýðý bir araþtýrmada, þehirde çocuklar arasýnda yüksek oranda doðum kusurlarý görüldü. Bir hastanenin doktoru, BBC’ye yaptýðý açýklamada, þehirde günde 2 ya da 3 doðum anomalisi vakasý gördüklerini söyledi. ABD ordusu yetkilileri ise bölgede doðum kusurlarýnda artýþ olduðuna iliþkin herhangi resmi rapordan haberdar olmadýklarýný ifade etti. Bir çatýþma bölgesinde yaþayanlarýn herhangi bir halk saðlýðý sorununu “çok ciddiye” aldýklarýný ifade eden ABD Ordusu saðlýk iletiþim sistemleri yöneticisi Michal Kilpatrick, patlamamýþ mühimmatýn tehlike oluþturduðunu belirtti. Ancak bölge halký asýl sorunun ABD güçlerinin çatýþmalar sýrasýnda kullandýðý silahlardan kaynaklandýðýný düþünüyor. Felluce’nin Amerikan sermayeli yeni hastanesinde sorunla ilgili konuþacak doktor bulmakta zorlandýklarýný belirten BBC muhabiri, doktorlarýn, Irak hükümeti Amerikalýlara so-
run çýkarmak istemediði için konuþmaktan çekindiklerini söylediklerini kaydetti. BBC’nin haberine göre, resmi verilerde Felluce’de doðum kusurlarýnda yýlda normalden sadece 2 ya da 3 daha fazla vakanýn görüldüðü ortaya konuyor. Açýklama yapan bir çocuk doktoru ise baþta kalple ilgili sorunlar olmak üzere günde yaklaþýk 2 ya da 3 doðum anomalisi gördüðünü kaydetti. Bu da orta büyüklükteki bir þehirde yýlda 1000 doðum kusuru görülmesi anlamýna geliyor. BBC muhabiri, konuþtuðu her doktor ve anne babanýn da kendisine, sorunun büyük ölçüde 6 yýl önce ABD güçlerinin kullandýðý silahlardan kaynaklandýðýný düþündüklerini söylediðini aktardý. Muhabir, üç küçük çocuklarýnda da beyin hasarý ya da felç görülen bir ailenin evine gittiðini belirterek, orada olduðunu duyan bir adamýn da her eli ve ayaklarýnda altýþar parmak olan, çeþitli baþka aðýr rahatsýzlýklarý da bulunan kýzýný kendisine göstermeye getirdiðini anlattý. Bu arada çatýþmalardan sonra yýkýlan binalarýn molozlarýnýn nehre atýldýðýna ve halkýn içme suyunu bu nehirden elde ettiðine dikkat çekildi. Ankara / aa
HALÝL ÝBRAHÝM CAN hibrahimcan@windowslive.com
M
6 yýl önce ABD ordusu Felluce þehrini bombalamýþtý. Yýkýlan bina enkazlarýnýn içme sularýna karýþtýðý belirtiliyor.
Darfur’un çocuklarý da barýþ ve huzur bekliyor HAYALLERÝNÝ HEP ERTELEMEK ZORUNDA KALAN SUDAN’IN SORUNLU BÖLGESÝ DARFUR’DA YAÞAYAN ÇOCUKLAR YARINLARA UMUTLA BAKMAK ÝSTÝYOR. AFRÝKA kýtasýnýn en büyük ülkesinde, Sudan’da yaþayan, ancak buradaki sorunlardan en çok zararý gören Darfurlu çocuklar, ne yaþadýklarý ülkenin coðrafi büyüklüðün ne de yaþadýklarý yoksulluðun nedeninin farkýndalar. Hep çatýþmalarýn ortasýnda ya da göçlerle geçen bir hayatta çocukluðunu yaþayamadan büyüyen binlerce Darfurlu çocuk, bir gün anlam veremedikleri bu olumsuz þartlarýn geçeceði günü bekliyor. Yüreklerinin büyüklüðü küçük göz bebeklerine yansýyan Darfurlu çocuklar, nedenini bilmedikleri bir kaderin çizgisinde yaþýyorlar hayatlarýný. Oyuncaðýn pek bilinmediði, futbol topunun lüks sayýldýðý bu coðrafyada, yaratýcý zekasýný kullanan, yoklukta da mutlu olabilineceðini ortaya koyan Darfurlu çocuklar, iç içe geçirdikleri çoraplarý top haline getirerek, tozun topraðýn içinde futbol maçlarý yapýyorlar. Çölle kaplý yaþadýklarý yer. Nereye baksalar toz fýrtýnasý, nereye baksalar uçsuz bucaksýz sahra... Bir de bunun üstüne susuzluk. Darfurlu çocuklarýn oyunlarýna ara verdiklerinde evlerine su götürme yükümlülükleri var. Zaman zaman köylerine 3-4 kilometrelik uzaklýktaki su kuyularýna giderek, 10-15 metrelik kuyulardan su çekiyorlar. Elektrik ise zaten kamýþtan yapýlmýþ derme çatma evlerine hiç gelmemiþ. SUDAN’IN sorunlu Darfur bölBirçoðu þegesine Türkiye’den yardým eli ukeri hiç tatmazandý. Güney Darfur’un baþkenmýþ. Bazýlarýysa ti Nyala’ya 22 kilometre uzaklýkdaha þanslý, çünta, etrafý çölle kaplý Þengi kökü yardým kuruyünde yaþayan yaklaþýk 500 kiluþlarýnýn getirþiye Kimse Yok mu Derneði gýda dikleri paketlerve çeþitli yardýmlarda bulundu. den bazen þe25 kiþilik ekip, askerler eþliðinde ker çýkmýþ. Yiköye ulaþarak, burada çocuklara ne de bu çokýrtasiye malzemelerinin olducuklarýn gözðu çanta, kadýnlara sabun, krem leri, umutla ve aynanýn bulunduðu hediye parlýyor. Heppaketleri, ailelere de gýda poþeti sinin masum daðýttý. Dernekçe bölgede kesibakýþlarýnýn lerek, ailelere daðýtýlan kurban altýnda tek bir etleri de köylü kadýnlar tarafýnumut yatýyor: dan piþirilerek yardým ekibine ‘’barýþ ve huikram edildi. zur’’. Nyala / aa
TÜRKÝYE’DEN YARDIM ELÝ UZANDI
üflis tüccarýn en önemli özelliði; batmakta olduðu bataklýðýn farkýna varmaksýzýn, daha fazla borçlanarak daha derinlere batmasýdýr. Artýk çýkamayacaðýnýn farkýna vardýðýnda iþ iþten geçmiþtir. Yunanistan iþte bu noktaya geldi. Yýllarca süren müsriflik ve battýðý bataðý Goldman Sachs aracýlýðýyla bulunan dolambaçlý yeni borçlarla kapatma, ülkeyi batma noktasýna getirdi. Þimdi ise Yunanistan kaynýyor. Vergi artýþlarý, maaþ kesintileri derken iþ taksicilere fiþ verme ve defter tutma zorunluluðu getirmeye, emekli maaþlarýný dondurmaya kadar uzandý. Taksiciler iki gün kontak kapattýlar. Ek ders ücretleri kesilen öðretmenler eðitim bakanlýðý önünde protesto eylemleri yapýyorlar. Memur sendikasý 16 Martta bir günlük iþ býrakma eylemi yapýyor. KDV yüzde 19’a çýkarýldý; akaryakýt vergileri arttýrýldý; alkollü içecek vergileri yüzde 20—ülkemizde hükümetin kasden alkollü içecek vergilerini arttýrdýðýný ileri sürenlerin kulaklarý çýnlasýn—,sigara vergileri yüzde 6 arttýrýldý. Memurlarýn ek ödemelerinde yüzde 12 kesinti yapýldý. Tüm bunlar bir ay içinde ikinci kez kemer sýkma politikalarý açýklayan Yunanistan’ýn borç bataðýndan çýkma çabalarýnýn sonucu. Geçen ayki paket ile 5 milyar avroluk bir tasarruf saðlamayý amaçlayan hükümet, bu yeni paketle 6,4 milyar avro daha tasarruf etmek istiyor. Daha doðrusu buna mecbur. Çünkü AB ülkeleri Yunanistan’ý kurtarmak için önce kendisinin üzerine düþeni yapmasýný istiyor. Halen bütçe açýðý GSMH’nýn yüzde 13 oranýnda olan Yunanistan, bu iki aðýr paketle bu oraný yüzde 8,7’ye düþürmeyi amaçlýyor. AB standardý ise yüzde 3. Bizim bütçe açýðýmýzýn 2009 yýlýnda yüzde 5,5 olduðu düþünülürse, Yunanistan’ýn durumunun vehameti daha iyi anlaþýlabilir. Eðer bu iki paket AB tarafýndan yeterli görülürse; AB ülkeleri, özellikle de Almanya ve Fransa, ülkelerinin bankalarýna Yunanistan’ýn borçlarýný satýn almalarý için uzun vadeli kredi garantisi verecek. Bu þekilde Yunanistan Mayýs ayýna kadar ödemesi gereken 25 milyar avroluk borcunu ödeyebilecek. Ancak yukarýda bahsettiðimiz gibi, zaten AB ülkeleri ortalamasýna göre hayat standardý düþük olan Yunan vatandaþlarý, böyle bir kemer sýkmayý kolay kolay kabullenmiyor. Yunanistan Gümrük Çalýþanlarý Federasyonunun üç günlük grevi yüzünden ihracat iþlemleri yürümediðinden, ihracat yüzde 18 düþtü. Sendikalar grevler, iþ yavaþlatmalar ve gösterilerle hükümetin iþini zorlaþtýrmaya devam ediyor. Yunanistan 1974 askeri yönetiminin devrilmesinden bu yana en güç dönemini yaþýyor. Baþbakan Papandreou, “yeni tedbirler bir tercih deðil, Yunanistan’ý spekülatörlerin pençesinden kurtarmak, nefes almamýzý saðlamak için bir mecburiyet” diyor, Cumhurbaþkaný ile birlikte televizyondan halka seslenirken. Avrupa’nýn Yunanistan’ý kendi haline býrakma þansý yok. Tek Pazarý paylaþan ülkelerin, ortak para birimi yüzünden birbirlerine zincirlenmiþ olduðu göz ardý edilemez. Birisi düþerse hepsi düþmeye mahkum. Þimdiden Ýspanya ve Ýngiltere sýraya girmiþ gibi görünüyor. O yüzden Yunanistan’ý kurtarmak zorunda kalacaklar. Ama bunu kendi vatandaþlarýna anlatmak zor. Ayný zamanda kurtarma yardýmýnýn aç sýrtlanlar gibi bekleyen spekülatörlerin boðazýna gitmesi riski de var. Avroyu kurtaramazlarsa, tüm sistemin çökmesi bile mümkün. Kýsacasý; komþumuz bizim 2001’de yaþadýðýmýz krizin daha büyüðü ve çok yönlüsünü yaþýyor. Kemer sýkma politikasýnýn uzun yýllar süreceði, ülkeyi kaosa sürükleyebileceði ve hükümeti gelecek seçimlerde siyasal hezimete götüreceði konuþuluyor. Olan ise yine sokaktaki vatandaþa oluyor. Batan gemi misali Yunanlýlarýn bu ülkeyi terk edip Avrupa’nýn diðer bölgelerine kaçtýklarýný görürseniz hiç þaþýrmayýn.
TERKEDÝLEN KÖYLER ÝHYA EDÝLÝYOR KÝMSE Yok mu Derneði Genel Baþkaný Mehmet Özkara, 2001 yýlýnda Darfur’un çeþitli bölgelerinde çýkan çatýþmalarda birçok köyün terk edildiðini, Þengi köyünün de bu köylerden biri olduðunu söyledi. Ýnsanî yardýmlar için bölgeye gelen derneðe, Sudan hükümetinin yýkýlan bir köyü imar etme isteði üzerine, Þengi köyünde saðlýk ocaðý, karakol binasý, cami yapýldýðýný anlatan Özkara, okul ile bölgedeki en büyük sýkýntý olan su kuyularýnýn inþaatýna da en kýsa zamanda baþlanacaðýný belirtti.
Yeryüzü beþik gibi ÞÝLÝ’DEKÝ 8,8 þiddetindeki depremin ardýndan dünyanýn çeþitli yerlerinde de büyük þiddetli depremler olmaya devam ediyor. Tayvan’da TSÝ 02.18’de 6,4 büyüklüðünde bir deprem meydana geldi. Ardýndan, TSÝ 03.59’da Þili 6,1 büyüklüðünde artçý þokla sarsýldý. Amerikan Jeolojik Araþtýrmalar Kurumu, artçý depremin merkezinin Valparaiso þehrinden 39 kilometre batý açýklarýnda, 34 kilometre derinlikte olduðunu bildirdi. “Yüzyýlýn en büyük depremlerinden biri’’ olarak nitelenen 8,8 büyüklüðündeki depremin meydana geldiði Þili’de, geçen 4 günde ‘büyük’ sayýlan yaklaþýk 150 artçý sarsýntý kaydedildi. Öte yandan Tayvan Meteoroloji Ýdaresi, ülkedeki depremin merkezinin güneydeki Kaohsiung bölgesinde ve 5 kilometre derinlikte olduðunu bildirdi. Baþkent Taipei’den de hissedilen ve bazý bölgelerde elektrik kesintilerine, hýzlý tren seferlerinde gecikmelere yol açan depremde ilk belirlemelere göre can kaybý meydana gelmedi. Tsunami alarmý da ve-
Netanyahu, Suriye ile görüþmeye hazýr Þili'deki depremin ardýndan dünyanýn dört bir yanýnda büyük þiddette depremler oluyor. FOTOÐRAF: AA
rilmedi. Aktif deprem kuþaðýnda yer alan ve 1999 yýlýndaki 7,6 büyüklüðündeki deprem sonucu yaklaþýk 2.300 kiþinin öldüðü Tayvan, son olarak 26 Þubatta 5,7 büyüklüðünde sallanmýþ, can kaybý meydana gelmemiþti. Taipei, Washington / aa
ÝSRAÝL Baþbakanlýðý, “Baþbakan Binyamin Netanyahu’nun Suriyeliler ile ön koþulsuz olarak bir araya gelmeye hazýr olduðunu” açýkladý. Haaretz gazetesinin haberine göre açýklama, Londra’da Arapça yayýmlanan Eþ Þark El Avsat gazetesine yapýldý. Netanyahu’nun bu ülkeyle müzakerelerin yeniden baþlamasýný saðlamak üzere Þam’a gitmeye hazýr olduðu da belirtildi. Açýklamanýn, Suriye’nin “aþamalý bir barýþa hazýrlandýðý” yolundaki Arap kaynaklarýnýn yaptýðý deðerlendirmelere bir cevap niteliði taþýdýðý kaydedildi. Haberde, Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu’nun iki ülke arasýnda arabuluculuða hazýr olduðunu söylediði de kaydedildi. Tel Aviv / aa
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/4/2010
2:39 PM
Page 1
8
MEDYA - POLÝTÝK YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
NEÞE DÜZEL'ÝN PROF. DR. METE TUNÇAY'LA YAPTIÐI RÖPORTAJIN DEVAMINDAN BÖLÜMLER:
Atatürk, halký hakir görüyor ‘Milli Mücadele’de, insanlarý Türk milliyetçiliði adýna harekete geçirmek mümkün deðildi... Milli Mücadele tamamen Ýslam dininin istismarýna dayanan bir þekilde kuruldu...’ dediniz. Milli Mücadele dini nasýl istismar etti? esela... Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, memleketteki bütün Ýslam yurttaþlarý ‘tabii aza’ sayýyordu. Gayrýmüslimler ise Cemiyet’e üye olamýyorlardý. Mesela... Hiçbir Osmanlý Mebusaný’nda kürsüden Kur’an okunmamýþtý. Büyük Millet Meclisi’nde ise kürsüden Kur’an okunuyor, Hacý Bayram’a Cuma namazýna gidiliyordu. Meclis’in açýlýþ günü bile Cuma’ya denk getirildi. Dolayýsýyla Ýslam, Osmanlý’nýn Meþrutiyet döneminde sahip olmadýðý öneme, Milli Mücadele döneminde sahip oldu.
M
Dinin kullanýlmasý ne kadar sürüyor?
Askerî zafere kadar sürüyor. 9 Eylül 1922’de Ýzmir’e girildikten sonra Atatürk Ankara’ya dönüyor. Kendisine “Hacý Bayram’a gidip þükran duasý edelim” dendiðinde de, “Benim böyle bir borcum yok” diyor. Mesela... Milli Mücadele yýllarýnda, ‘Ýslam milleti’ anlamýna gelen, “biz burada sadece Türk deðil, Kürdü, Arabý, Lazý, ve Çerkesiyle tam bir birliðiz” denirken, Milli Mücadele’nin kazanýlmasýndan sonra bu milli birlik, ‘Türk milli birliðine’ dönüþtürülüyor. Ýslamiyet birleþtirici unsur olmaktan çýkýyor mu?
Birleþtirici unsur Türklüðe çevriliyor. Ancak bu süreç adým adým ilerliyor. Çok kiþi unuttu ama... 1922’nin kasýmýnda Saltanat kaldýrýldý ve Mecit Efendi halife oldu. Onun halifeliði bir buçuk sene sürdü. Bu bir buçuk senenin dört ayý Cumhuriyet dönemidir. Yani, bizim önce ‘halifeli bir cumhuriyetimiz’ vardý. Bugün ciddi bir biçimde sorgulanan Cumhuriyet’in iki temel kurumuna dönersek... Neden bizim ordumuz ve yargýmýz Avrupalý ülkelerden farklý?
Bizim ordunun siyaseti dikte etme imkâný var. Ve, ordu da bunu yapýyor. Aslýnda ordunun ne kadar laiklik ve ilericilik yanlýsý olduðu konusunda karar vermek güç. Ama þu kesin. Ýlerici ve laiklik yanlýsý görünmek, orduya dominant güç olma imkânýný saðlýyor. Zaten ordunun istediði de... Ordunun asýl istediði nedir?
Ordunun istediði de, Türk toplumu üzerindeki egemen konumunu sürdürmek. Bütün bu laiklik ve Atatürk devrimleri vurgusu, topluma direktif vermeyi sürdürmenin bir bahanesi oluyor ordu için. Ordunun ilericiliði bana açýkçasý bahane gibi geliyor. Toplumdan niye daha ileride olsunlar ki? Bunlar, öyle felsefe ve metafizik eðitimi görmüyorlar ki. Toplumdan daha ileride olabilmeleri için bir neden yok. Ama Abdülhamit’e Kanun-i Esasi’yi yeniden ilan ettirdikten bu yana, bu ülkede atýlacak adýmlara hep ordu karar verdi. (...) M.T.: Yalçýn Küçük bir ara, insanlarýn tek tek isimlerine bakýp, ‘dönmelik’ hikâyesini ortaya attý. Eðer Yalçýn, “Sabetaycýlýk, Selanik’te önemli bir gruba hâkim olmuþtu. Bunlar, iyi eðitim aldýlar ve baþkalarýný da yetiþtirdiler. Bunlar, Cumhuriyet’i kuran sivil kadro içinde çok önemli oldular. Bunlarýn Sabetaycý kökenleri, Cumhuriyet’in laikliðinin formüle edilmesinde etkili oldu” deseydi, bu sözler kabul edilebilirdi ve Yalçýn, yararlý bir hipotez getirebilirdi.
N.D.: Ama yapýlan yayýnlar ve daha sonra baþkalarý tarafýndan da öne sürülen tezler, Cumhuriyet’i Sabetaycýlarýn kurduðuna kadar vardý. Cumhuriyeti Sabetaycýlar mý kurdu? Yok caným. Böyle bir þey söylemenin manasý yok. Sabetay kökenli insanlarýn laiklik anlayýþýmýzýn geliþmesinde bir etkisi oldu. Ki, bunlar Cumhuriyet’te sorumlu makamlara getirildiler. Atatürk hukuk konusunda bilgili miydi?
Bir kurmay subay ne kadar hukuk biliyorsa, o da ancak o kadar biliyordu. Mesela Enver Paþa için, “yok kanun, yap kanun” denir. Her yaptýðý iþin bir kanuna göre yapýlmasýný istediði için Enver, eðer yapýlan iþin bir kanunu yoksa, hemen o iþ için kanun yaptýrýrmýþ. Atatürk’te de böyle bir meþruiyet fikri vardý. Çeþitli konularý Meclis’in onayýndan geçirmek gibi bir tutumu vardý. Ama þu var! Atatürk’e icazet veren kurumlar, yani onayýna baþvurduðu kurumlar, aslýnda kendisinden kaynaklanan kurumlardý. Anlamadým...
Mesela bir milletvekili, ancak Halk Partisi içindeki bir kurulun kendisini aday göstermesiyle milletvekili seçilebiliyordu. Ve o kurulu da, cumhurbaþkaný tayin ediyordu. Tabii þekilden ibaret bir meþruiyet sistemidir bu. Böyle bir meþruiyet sistemini benimseyen bir cumhuriyeti nasýl tanýmlamak gerekir?
Söyle anlatayým... Atatürk ve yakýn çevresi, toplumun neye ihtiyacý olduðunu bildiklerine inanýyorlar. Bu yüzden topluma danýþma ihtiyacýnda deðiller. Bütün mesele, kafalarýndaki modeli topluma kabul ettirmek. Tek parti dönemi, demokrasiye hazýrlýk dönemi olarak yorumlanýyor ya... Demokrasiye hazýrlanýlmýyor muydu?
Bakýn... Özgürlük, aykýrý olabilmektir. Özgürlük, hayýr diyebilmektir. Ýsmet Paþa, 1938’de cumhurbaþkaný oluncaya dek, ortada böyle bir özgürlük ve demokrasi niyeti yoktu. Ama 1937’de Ýsmet Paþa, Atatürk tarafýndan birden bire baþbakanlýktan kenara atýlýnca, þoke oldu. Atatürk öldükten sonra Cumhurbaþkaný olduðunda, Ýsmet paþa’nýn, Atatürk’ün el atamadýðý bir þeyi baþarmak, onu geçmek gibi bir derdi oluþtu. “Atatürk her þeyi yaptý ama demokrasiyi getiremedi, onu da ben getireceðim” dedi adeta.
met her örgütü kapatabiliyor, her yayýný yasaklayabiliyor ve her gazeteyi ortadan kaldýrabiliyordu. Takrir-i Sükûn döneminde neler yaþandý?
Meclis biri Diyarbakýr’da, diðeri Ankara’da iki tane Ýstiklal Mahkemesi kurdu. Ankara’dakinin yetki alaný bütün Türkiye oldu. Ayaklanma Doðu’da olmuyor mu? Niye Ankara’da da mahkeme kuruluyor?
Eee, baþka yerlerde de alçaklar olabilir! Bu kanuna dayanarak, Ahmet Emin Yalman’a varýncaya kadar, Ýstanbul’un belli baþlý bütün gazetecilerini toplayýp isyan bölgesine gönderiyorlar. “Demokrasi ve özgürlük isteyerek, Þeyh Sait ayaklanmasýný dolaylý olarak desteklediler” diye gazetecileri yargýlýyorlar. Bu kanun, sadece muhalefetin canýna ot týkamakla kalmýyor, ülkedeki her türlü özgürlüðün de canýna okuyor. Takrir-i Sükûn, çok büyük bir dönüm noktasýdýr. Takrir-i Sükûn, erken Cumhuriyet açýsýndan gerçek bir kýrýlmadýr. Cumhuriyet’in ilaný o kadar önemli bir þey deðildir. Ama Takrir-i Sükûn öyle mi? (...)
Sürdürdü. Mustafa Kemal’e, Meclis namýna yetki kullanma hakký tanýnmýþtý. Yani, ‘diktatörlük haklarý’ tanýnmýþtý. Böylece M. Kemal’in aðzýndan çýkan her emir kanun kuvvetindeydi ve Meclis namýna yetki kullanma hakký, üçer aylýk sürelerle uzatýlýyordu. M. Kemal, 1922’de “artýk lüzum yok” dedi ve hak uzatýldý. Sadece, “Baþkomutanlýk, sonsuz olarak M. Kemal’de kalsýn” diye bir karar verildi. Bunu söylerken, Kanun-i Esasi gereðince, baþkumandanýn padiþah olduðunu da akýlda tutmak lazým.
Kendi elinde tutuyor. Dýþarýdan veya içeriden bir darbe olursa, bu parayý kullanarak kendisine bir baþka hayat yaratabileceðini mi düþünüyordu, Atatürk’ün iç âlemini bilemeyiz ama böyle bir endiþesi olabilir. Ya da Hintliler, “Hilafeti kaldýrdýn, bu parayý geri ver” derlerse diye de düþünüyor olabilir. Atatürk, 600 bin lira dolayýndaki bu paranýn yüz bin lirasýný, Büyük Taarruz’dan önce Milli Müdafaa Vekâleti’ne ödünç veriyor ve sonra geri alýyor. (...) Cumhuriyet’in kuruluþ yýllarýnda yaþananlar bugün yaþadýklarýmýza ne kadar çok benziyor. Öyle deðil mi?
Çok benziyor. “Ýstanbul’daki aydýnlar ‘demokrasi’ deyip duruyorlar. Demokrasi isterseniz, baþýnýza böyle ayaklanma çýkar iþte” deniyor. Böylece Kürt ayaklanmasý, muhalefeti tasfiye etmek için bahane olarak kullanýlýyor. Ýsmet Paþa’nýn arzusu üzerine, 1925 mart baþýnda, Takrir-i Sükûn Kanunu çýkarýlýyor. Ne kadar sürüyor?
Kanun iki seneliðine çýkarýldý ve iki kez uzatýlarak 1929’da kaldýrýldý. Bu kanun, hükümete, mahkeme kararý gerekmeksizin sonsuz yetkiler verdi. Hükü-
Türkiye’nin her yerinden 20-30 kiþi asýldý. 1926 yýlýna gelindiðinde... Ýzmir’de Atatürk’e suikast teþebbüsü ortaya çýkarýldý. Kazým Karabekir ve Ali Fuat Cebesoy dahil olmak üzere muhalefet tutuklandý. Mahkeme baþkaný, Karabekir’i serbest býraktýran Baþbakan Ýsmet Paþa’nýn bile tutuklanmasýna karar verdi. Atatürk araya girdi de Ýnönü kurtuldu. Ýstiklal Mahkemelerinde korkunç þeyler yaþandý. Atatürk’ün haberi olmadan Ýsmet Paþa tutuklanabilir mi? Haberi olmadan olmaz tabii.
Ýstiklâl Mahkemelerinde neler yaþanýyor peki?
Halk, Ýstiklal Mahkemeleri hakkýnda neler düþünüyordu? Herhalde halk dehþet duyuyordu.
Ýstiklâl Mahkemeleri hakkýnda fikirlerini söyleyebiliyorlar mýydý?
Padiþahýn yetkisi, M. Kemal’e mi geçti bu durumda?
Daha önce ne yapýyor o paralarý?
Þapka nedeniyle çok kiþi asýldý mý?
Mesela biri bakanlýk yapmýþ olan iki Ýttihatçý sanýk on beþ yýla mahkûm oluyorlar. “Biz memleketin içine sanýk ve mahkûm olarak çýkamayýz. Mahkûmiyet kararýna itiraz edelim” diyorlar. Ýtiraz üzerine yargýlama yenileniyor ve bunlar bu kez idama mahkûm edilip asýlýyorlar. Kýsacasý bu süreç, Ýttihat Terakki’nin hesabýný görme sürecidir. O sýrada yurtdýþýnda olan Rauf Orbay da Atatürk’e suikast giriþiminden on yýla mahkûm oluyor. Ülkeye Atatürk’ün vefatýndan sonra dönüyor. Ýsmet Paþa bütün bu eski muhalifleri topluyor ve Rauf Bey Londra Sefiri, Kazým Karabekir de tekrar milletvekili ve Meclis Baþkaný oluyor.
Peki ordu, ‘kuruluþtaki’ görevini, Cumhuriyet kurulduktan sonra da sürdürdü mü?
M. Kemal’e geçti. Zaten Cumhurbaþkaný olunca, Atatürk’ün sivil olduðunu düþünmek yanlýþ. Cumhuriyet’in cumhurbaþkaný mareþaldi ve askerdi. Unutmayýn ki, Ýsmet Paþa da Baþbakan’ken orgeneralliðe terfi etti. Atatürk 1927 haziranýnda askerlikten emekli oldu ve emekli maaþý aldý. Ýnönü de öyle... (...) Mesela Hint Müslümanlarýndan gelen paralar meselesi... 1927’de Büyük Nutku söylerken, gazetecilere, “bu paralarý millete vereceðim” diyor. Ancak on yýl sonra veriyor ve Ýþ Bankasý’na yatýrýyor.
di önce bunlar. Yakaladýklarýna bazen sopa atar bazen de ibret-i âlem olsun diye bir, ikisini asarlardý. Takrir-i Sükûn’dan sonra kurulan Ýstiklal Mahkemeleri ise tam bir felaket oldu. Cumhuriyet devrimlerini ilan etme cesareti zaten bu mahkemeler kurulunca gösterildi. Ýþe, þapkayla baþlandý. Rakamlar, saat, alfabe deðiþtirildi.
‘‘
Mayýs 1919’da tuttuðu defterde “Ben bu kadar okumuþ yazmýþ, yüksek fikirlere eriþmiþ bir adamým. Þimdi kendimi halkýn derekesine mi indireceðim? Yok... Yapmam gereken þey, halký benim seviyeme getirmek” diyor.
Takrir-i Sükûn’un öncesiyle sonrasý arasýnda ne fark var? Bu kanunun uygulanmasýyla her þey, bütün hayat deðiþiyor. Cumhuriyet’in kimliði belirleniyor. Meclis’tekiler kuzu gibi oluyor, hükümet ne isterse yapýyor. Takrir-i Sükûn öncesinde daha özgürlükçü olan Cumhuriyet, Takrir-i Sükûn Kanunu’ndan sonra diktatöryal bir cumhuriyet oluyor. Eleþtiriler yapabilen bir basýn varken, gazeteciler Diyarbakýr’daki Ýstiklal Mahkemesi’ne gönderiliyor. (...) Bizde cumhuriyet lafý, demokrasiyle birlikte düþünülür ya... Ýþte bu doðru deðildir. Cumhuriyet sadece devlet baþkanlýðýnýn, saltanatýn babadan oðla geçmediði bir sistemdir. Ýyi ki Atatürk’ün çocuðu yoktu... Cumhuriyet’in kuruluþundaki Ýstiklal Mahkemeleri tam olarak ne tür mahkemelerdi? Milli Mücadele sýrasýnda asker kaçaklýðýný önlemek için milletvekillerinden kurulan mahkemeler-
Hayýr söyleyemiyorlardý. Ýstiklal Mahkemelerinin, Ýskilipli Atýf Hoca örneðinde olduðu gibi ‘zulüm’ denebilecek icraatlarý var. Hoca, Frenk Taklitçiliði ve Þapka isimli bir kitap yazýyor ve bir sene sonra þapka devrimi yapýlýyor. Adamý bir sene önceki kitabýndan ötürü asýyorlar. Mesela... Bir adamýn iki çocuðu asker kaçaklýðýndan yargýlanýyor. Ýstiklal Mahkemesi, adama, “Oðullarýndan birini idam edeceðiz, birini de askere göndereceðiz. Hangisini asalým, seç” diyor. Hangi evladýn idam edileceði kararýný babaya mý verdiriyorlar? Evet. Adamýn bayýldýðý anlatýlýyor.
Atatürk’ün en çok çekindiði kiþi kim? Karabekir’den de, Orbay’dan da çekineceðini sanmýyorum. O zaman niye muhalefeti bu kadar sert bir biçimde tasfiye ediyor?
Onlarýn arkasýndaki halktan çekindi. Terakki Perver Fýrka’nýn tüzüðünde, “bizim partimiz efkâr ve itikat-ý diniye saygýlýdýr” diye bir laf vardý. Bu, irticaya destek olarak gösterildi ama Terakki Perver Fýrka aslýnda liberal bir hareketti. Kazým Karabekir, bazen Cuma’ya gidiyor olsa da, M. Kemal kadar Batý’ya açýk biriydi. Cebesoy, kendisiyle ilgili Nutuk’ta anlatýlanlarý yalanlar. (...) Bazýlarý Nutuk’a, tartýþýlmaz, mutlak bir metin gibi bakýyor. Niye sizce?
Nutuk, ne yazýk ki 1919-1938 dönemine bir temel çerçeve getirdi. Bu çok sakýncalý þey. Nutuk’a inanacak olursak, Karabekir nankör ve hain biri. Halbuki Karabekir, “Milli mücadelenin ilk zaferi, Doðu’da benim saðladýðým zaferdir” diye yýrtýnýyor. Ama Nutuk’ta Milli Mücadele sanki Birinci ve Ýkinci Ýnönü’yle baþlýyor.
Ordu, Atatürkçü bir kurum ve herkesin de Atatürkçü olmasýný istiyor. Atatürkçülük nedir? Atatürkçülük, toplumun Batý’daki gibi bir toplum olmasý için, modernleþmesi için gerekirse toplumun zorlanmasýný savunan bir anlayýþtýr. Çünkü doðrunun ve iyinin ne olduðunu onlar bilirler. Mesela baþý örtmek geriliktir. Onun için baþý örtmeyeceksin ve baþý örtülü karýsý olaný orduda tutmayacaksýn. Atatürkçülüðe göre, dini gizli yaþayabilirsin ama ibadetini görünür hale getirmeyeceksin. Cuma’ya gitmeyeceksin. Namazýný evinde kýlacaksýn. Düþünün... Ýsmet Paþa öldükten sonra, onun mütedeyyin bir tarafýnýn olduðu anlaþýldý. Ýsmet Paþa dini, hiç kullanmadý. Bir yere gittiðinde, “Biraz Allah’tan, Peygamber’den bahset dendiðinde, ‘Allahaýsmarladýk’ diyeceðiz ya” dedi. Atatürk, Cumhuriyet’i bir tek parti rejimi olarak kurdu. Tek parti rejimi ile Atatürkçülük arasýnda nasýl bir bað var?
Ayný þey. Bulgaristan’da, “Dimitrov, Bulgaristan’ýn yetiþtirdiði en büyük adamlardan biridir” diye yazýyordu. Tarihçi arkadaþýma, “Bizde olsa hemen ‘en’ kelimesi kullanýlýr. Siz neden en büyük demediniz” diye sordum. “Olmaz” dedi. “Dimitrov’a en büyük demekle, bu Jivkov eþeðin biridir mi demek istiyorsun?” dedi. Bu cevabý, bana müthiþ bir aydýnlanma oldu. Nasýl bir aydýnlanma?
Çünkü sonradan gördüm ki, Atatürk’ün büyüklüðü, Ýsmet Paþa’ya muhalefet olarak ortaya atýlýyor ilk defa. Ýsmet Paþa, cumhurbaþkaný olunca, doðal olarak paraya pula kendi resmini koyduruyor. Muhalifler, “Atatürk büyüktü sana ne oluyor?” demeye baþlýyorlar. “Atatürk büyüktü” demek, “sen büyük deðilsin” demek oluyor. Bir süre sonra Ýsmet Paþa ve Halk Partisi uyanýyor ve “tabii Atatürk büyük ve bizim partimizi o kurdu” diyorlar. Böylece bir açýk arttýrma ve Kemalizm ululamasý baþlýyor. Atatürkçülük’te demokrasi, insan haklarý yok. Bugün Atatürkçülük dediðimizde ‘demokrasisiz’ bir yapýdan mý söz ediyoruz? Evet.
Atatürk’ün kurduðu ‘tek parti’ rejimini ordu bugün hâlâ savunuyor mu? Resmen savunmuyor ama... Orduda, ana muhalefette ve yüksek bürokraside paylaþýlan bir anlayýþ bu. Kökeni ne olursa olsun, ister din eðitimi almýþ, Ýmam Hatip’i bitirmiþ olsun, ister din eðitimi almamýþ olsun, üniversiteye hak edenin girmesi gerekir. Ama Ýmam Hatipliler daha çalýþkan çocuklar diye korkuyorlar ve onlarý bastýrmak istiyorlar. Ülkedeki hâkimiyetlerini sürdürmek için de, “biz kontrol etmezsek, dinciler her þeyi deðiþtirir” diyorlar. (...) Bugünkü devlet ve hukuk anlayýþýmýzla Cumhuriyet’in kuruluþundaki anlayýþlarýmýz arasýnda farklar var mý?
Cumhuriyet’in kuruluþunu, hep bitmiþ tükenmiþ, iþgal altýna girmiþ bir ülkenin ayaða kalkmasý diye düþünmek lazým ama... Atatürk’ün zamanýnda da liberalizm olabilirdi. Tam tersi, Osmanlý Meþrutiyeti’nin ve Birinci Türkiye Millet Meclisi’nin havasýndan ve o kavramlardan geriye gidildi. Kürt isyaný falan bahane edildi. Þunu bilmek lazým. Terakki Perver Cumhuriyet Fýrkasý’ndakiler mürteci deðillerdi. O fýrka sürdürülebilirdi. Ama çok kötü bir sistem olan terk parti sistemi tercih edildi. Zaman zaman bu sýkýntýyý Atatürk de hissetti. Neyi hissetti?
1930’da Fethi Okyar’a “Benim gençliðim Abdülhamit istibdadýna karþý mücadeleyle geçti. Þu hale bak. Bugün gözümü kapatacak olsam, arkamda býrakacaðým þey bir diktatörlük manzarasý” dedi. “Baþka türlü olamazdý” deniyor. Olamaz mýydý?
Biraz daha cesur davranabilseydi... Halktan korkmasaydý, olabilirdi. Ama halkýn geri olduðunu düþünüyor. Halktan korkuyor mu?
Karýþýk bir duygu içinde. Herhalde hem hakir görüyor, kýzýyor, hem de endiþe ediyor. Mayýs 1919’da Kaplýca’dayken tuttuðu defterde, “Ben bu kadar okumuþ yazmýþ, yüksek fikirlere eriþmiþ bir adamým. Þimdi kendimi halkýn derekesine mi indireceðim? Yok... Yapmam gereken þey, halký benim seviyeme getirmek” diyor. Halký kendi seviyesine getirmek, o kadar kolay yapýlacak bir þey deðil. Bunu yaptýðýnda, diktatörlük falan oluyor iþte o zaman. KoruþanNeþeDüzel,Taraf,2-3.3.2010
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/4/2010
3:22 PM
Page 1
9
MAKALE YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
Avrupa þeriatý bilmiyor…
Vesveseye karþý alýnacak tedbirler
YERÝN KULAÐI
DOÐU VEYA BATI ÞÜKRÜ BULUT
ALÝ FERÞADOÐLU fersadoglu@yeniasya.com.tr
s.bulut@saidnursi.de
on zamanlarda dünyanýn dört kýt'asýnda Ýslâmiyet, Peygamberimiz ve þeriat aleyhindeki yazýlar, okuyanlarýn dikkatini çekiyordur. Þeriat hakkýnda böyle cesurca yazanlarýn sair yazýlarýný ve geçmiþte neþrettiklerini incelediðinizde, bunlarýn Kur'ân'ý bil medikleri gibi, aktüel tefsirlerden de haberdar olmadýklarýný, Ýslâm tarihini ve Peygamberimizin (asm) hayatýný hiç bilmediklerini anlýyorsunuz. Bilmedikleri mevzular hakkýnda yazý yazma hastalýðýný, bazý Türkiye muharrirlerine mahsus zannediyorduk. Anlaþýlýyor ki, insanî deðerlere önem vermeyen, Allah'a ve ahirete inanmayan her insanda ortaya çýkmasý muhtemel bir psikolojik hastalýk imiþ bu… Þu daracýk yazýnýn çerçevesinde þeriatýn tarifini yapacak deðiliz. Binlerce kitap ve makale bu konuyu en güzel ve geniþ detaylarýyla izah etmiþlerdir. Þeriatýn lûgat mânâsýnýn prensip, metod, yol, kanun ve tarz olduðunu belirten âlimler, günümüz Avrupa'sýnýn yanlýþ telâkkîlerle kullandýðý mânânýn bilgisizlikten kaynaklandýðýnda fikir birliði ediyorlar. Þeriatý konuþmadan önce Ýslâmdaki “Tevhid” inancýný kavramak gereki yor. Herþeyi yaratan, her zaman onlarý idare eden, ihtiyaçlarýný karþýlayan Allah’ýn ilmi ve kudreti dýþýnda tek bir zerrenin dahi hareket edemeyeceðine inanmayan insanlar, Ýslâm þeriatýný anlayamazlar. Þeriat: Prensip, kanun ve tarz mânâlarýna geldiðine göre Budistlerin, Musevîlerin, Taoistlerin ve diðer pek çok inanç mensuplarýnýn da birer þeriatlarý olacaktýr. Meselâ Yahudilerin “Halacha” dedikleri ve daha ziyade “millî” bir vasfa sahip olan þeriatlarý yalnýzca kendilerini ilgilendiriyor. Baharýn gelmesiyle budaktan fýþkýran yapraðýn açmasý da, sonbaharda yine ayný yapraðýn daldan ayrýlarak toprakta çürümesi de þeriatýn kaideleri gereðidir. Okyanuslardaki su miktarýna yakýn kütlelerin dünya mýz üzerinde gezdirilmesi ile yerküremizin kalbinde fokurdayan maðmalarýn da þeriatýn kanunlarýna baðlý olduðuna inanýr Müslümanlar. Allah'ýn sonsuz kudret, hikmet ve rahmeti olmasa, tepemizden denizler ve altýmýzdan yanardaðlar bize hücum ederlerdi. Ve nitekim geçmiþte Allah'a isyan eden birçok kavmin sularla, yanardaðlarla, toprak veya rüzgârlarla helâk edildiðini bütün semavî kitaplar haber veriyorlar. Istýlahî veya genel mânâsýyla þeriat, Rabbimizin ya ratýlýþý ihtiva eden bütün kanunlarý mânâsýna gelir ki, Müslümanlar hiçbir oluþumu þeriatýn dýþýnda tutmazlar. Bediüzzaman Mektubat isimli eserinde þeriatý iki kýsma ayýrýyor: “Birincisi, âlem-i asgar (küçük âlem) olan insanýn ef'al ve ahvalini tanzim eden ve sýfat-ý Kelâmdan gelen bildiðimiz þeriattýr. Ýkincisi insan-ý ekber (büyük insan) olan âlemin harekât ve sekenatýný tanzim eden sýfat-ý Ýradeden gelen þeriat-ý kübra-yý fýtriyedir…” Þu tarife göre insan ve tabiatý alâkadar eden herþey þeriattandýr… Kiþi bilmediðinin düþmanýdýr, diye meþhur bir söz vardýr. Avrupa'nýn Ýslâm þeriatýný bilmemesi ve þeriat tartýþmasýnýn aniden dünya gündemine gelmesiyle bazý insanlarýn düþman kesilmeleri normaldir. Cehalet karanlýk gibi herþeyi örter. Ýlim ise güneþe benzer. Eþyanýn hakikatini öðrenmemize yardýmcý olur. Endülüs'ten bu yana medeniyet ve teknolojide önde giden Avrupa'nýn Ýslâmiyet ile ilgili cehaleti de yeneceðine inanýyoruz. Ama Avrupa medyasýnda þeriata karþý yazanlarýn hedefi baþka. Onlar Hz. Muhammed'den (a.s.m.) önce bütün semavî dinlerin ortak paydasý olan Allah inancýna karþý çýkýyorlar. Dinsiz feylesoflarýn ve onlarýn borazanlarý hükmündeki cahil yazarlarýn Ýslâmiyete ve þeriata karþý olmalarýnýn diðer bir sebebi de, Hz. Muhammed'in (a.s.m.) hayata getirdiði ölçülerdir. Anarþi ve kaosa taraftar olan ve kendilerini “sürekli devrimci” olarak niteleyen o saldýrgan yazarlar, yalnýzca Ýslâmiyete ve Muhammedî þeriata saldýrmakla kalmýyorlar. Dikkat edilirse onlarýn fýtratla problemleri var: Aile, çevre, gen teknolojisi, adalet, hürriyet, inanç ve barýþ ile ilgili düþüncelerini yazýlarýnda ve pratikle rinde takip ettiyseniz, bunlarýn Ýlâhî dinlere göre “bozguncu” olarak tarif edildiklerini göreceksiniz. Anarþi, terör, diktatörlük, fuhuþ, ihtilâl, çatýþma ve sefaheti netice verecek þu ikinci Avrupa'nýn düþmanlýðý yalnýzca Ýslâma ve Ýslam Peygamberine deðildir. Düzen, adalet, barýþ, güzellik, medeniyet, doðru hürriyet, refah ve paylaþým isteyen herkesledir kavgalarý… Burada, insanlýða karþý olan dinsiz yazarlarýn propagandalarýndan etkilenen ve þeriatý da bilmeyen mütehayyir Batýlý yazarlara haksýzlýk etmemek gerekiyor. Onlarýn doðru bilgilendirilmeleri ve Kur’ân’ýn çaða hitap eden yeni yorumlarýndan haberdar edilmeleri lâzým. Müslüman âlimlerin, hakaret ve yalan propagandalara muhatap olmamak þartýyla Ýslâm þeriatýnýn her meselesini Batýlý düþünürlerle müzakereye hazýr olduklarýný bu arada arz edelim. Hakikî Ýsevîliði esas alan, medeniyetle çalýþan ve temel insanî deðerleri çerçeve edinmiþ bir Avrupa'nýn Hz. Muhammed'in (a.s.m.) getirdiði þeriatla hiçbir kavgasýnýn olmayacaðý kanaatindeyiz. Önümüzdeki zamanlar bu meseleyi daha da netleþtirecektir…
S
izi vesveseye atan saiklerden birisi de; ibâdet, zikir ve tefekkürde gerçek hâle muttalî olmanýn zor; neredeyse imkânsýz olduðunu bilmememizdir. Meselâ, boy abdesti alýrken “Her tarafým ýslandý mý?” diye evhama düþebiliriz. Bu gereksizdir. Çünkü, ýslanmamýþsa bile; herhangi bir mesuliyet yoktur. Bilerek ve kasten býrakmak
B
ayrý þey; bilmeden, unutarak, güç yetiremeyerek býrakmak baþka þeydir. Aþýrý þüphecilik “Hiçbir þey gerçek deðildir, ben, sen, biz, her þey hayâldir” diyen sof istlerin mesleðidir. Vesveseyi engel lemekle deðil, uðraþmamakla mükel lefiz. Evet, namazda da insanýn hayâline çirkin, pis ve zararlý þeyler gelebilir. “Eyvah; neler oluyor, düþünmemeliyim, mahvoldum!” denilerek ipin ucu kaçar. Arý kovanýyla uðraþýr, çomak sokar, onlarla mücâdele etmeye kal karsanýz; üzerinize üzerinize gelir ve mahvedebilirler. Kesin çâre; onlarla hiç uðraþmamak, sakin sakin beklemektir. Vesvese, mânevî/rûhânî/þeytanî bir dürtü olduðuna göre, ona karþý üretilecek çâre de mânevî olmak gerektir. Yaðmurun ýslatmamasý için þemsiye, elektriðin çarpmamasý için elektrik geçirmeyen maddeler kul landý-
ðýmýz gibi; vesvesenin çarpmamasý için de duâ zýrhýna bürünmeli, Al lah’a iltica etmeli. Ki, Kur’ân da bu dersi veriyor: “Ey Rabbim, þeytanlarýn vesveselerinden Sana sýðýnýrým. Onlarýn yanýmda bulunmalarýndan da, ya Rabbi, Sana sýðýnýrým.” 1 Vesvaslarýn vesveselerine karþýlýk; Felâk ve Nâs Sûrelerini okuyarak kendimizi yüce, ulvî il hamlara hazýr hâle getirmeliyiz. Yâni, Ýlâhî, ulvî tel kinlere hazýr hâle getirmeliyiz. Zîrâ, karanlýðý aydýnlýk, soðuðu sýcak, þerri hayýr, çirkini güzel ortadan kaldýrýr. Elbette, evham ve vesveseyi de, Ýlâhî hakikatler, mânâlar yok edecektir. Vesvese/evham/obsesyona karþý alacaðýmýz tedbirleri özetlersek; - Bilgi, tecrübe, hür düþünce, akýl ve mantýða dayalý tahkikî imâný elde etmeli. - Ulvî, müsbet duygularýmýzý geliþtirmeli. - Nef is murakabesiyle hayâlî/vehmî, men-
Kur’ân’ýn korunmasý ve mükellefiyet FIKIH GÜNLÜÐÜ SÜLEYMAN KÖSMENE fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info 0 505 648 52 50
Almanya’dan okuyucumuz: “Allah (cc) Ýncil, Tevrat gibi daha önceden gönderdiði kitaplarýný korumamýþ; ama Kur’ân-ý Kerim’i kýyamete kadar korumayý vaad ediyor? Bunun hikmeti nedir?”
P
eygamberler kendi dönemlerinde insanlarýn anlayacaðý dilden mu’cize göstermiþlerdir. Ýnsanlarla sað lýklý iletiþim kurmak için bu bir gerekliliktir. Ýnsanlara anlayacaklarý dilden hitap etmek Al lah’ýn hem peygamberlerine ö nerdiði, hem de bizzat Kendisinin kitap larýnda ve emirlerinde uyguladýðý bir niteliktir. Saðlýklý iletiþimin bir gereði olarak, Hazret-i Sâlih Aleyhisselâm, kavmi nin isteði üzerine kayanýn gövdesinden deve çýkarmýþ; Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm, sihrin revaçta olduðu Mýsýr’da sihir cinsinden mu’cizeler göstermiþ; Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm týbbýn revaçta olduðu kendi döneminde týp cinsinden mu’cizeler göstermiþtir. Kur’ân-ý Kerîm’in nazil olduðu dönemde ise birer söz söyleme san'atý olarak belâgat, fesâhat ve i’câz re-
vaçta idi. Peygamber Efendimiz’in (asm) mu'cizeleri de genel likle söz cinsinden geldi.1 Söz mu’cize olunca bozulma riski yok denecek derecede azalýyor. Peygamberler genelde kendilerinden önceki peygamberin getirdiði kitabýn ve dinin bozulan ve saptýrýlan kýsýmlarýný ýslâh etmiþler ve insanlara teblið etmiþlerdir. Tevrat Hazret-i Ýsâ’ya (as) gelinceye kadar bir çok Peygamberce okunmuþ, vahye dayalý olarak tashih edilmiþ ve teblið edilmiþtir. Ýncil—Tevrat’la birlikte— Hazret-i Muhammed (asm) tarafýndan Kur’ân ile tasdik edilmiþtir. Nitekim Tevrat’ýn ve Ýncil’in bozulmamýþ nüshalarý na-–vahiydeki aslýna—iman etmek biz Müslümanlar için bir îmân kuralýdýr. Kur’ân’a gelince; Kur’ân, Son Peygamberin (asm) kitabýdýr. Bozulmasý durumunda Kur’ân’ý tashih ve ýslâh edecek yeni bir Peygamber söz konusu deðildir. Öyleyse Kur’ân’ý tehlikelerden koruyacak þekilde tedbir almak gerekiyordu. Ýþte bu Ýlâhî tedbirlerden birisi onun i’câzý ve belâgâtýdýr. Kur’ân’ýn i’câzý ve belâgâtý onun zýrhý olmuþtur. Bu zamanda Kur’ân’ýn i’cazýný beyan etmeye ise Risâle-i Nur görevlidir.2 Nihâyet, Cenâb-ý Hak böyle tercih et miþtir. Bize bu Ýlâhî tercihe teslim olmak yakýþýr. *** Ankara’dan okuyucumuz: “Kýz ve erkek çocuklarýmýzýn namaza ve tesettür hükümlerini uygulamaya baþlamalarýnýn belli bir yaþ sýnýrý var mýdýr?”
GÜN GÜN TARÝH
Öðrenme, çocuk zararý faydadan ayýr maya baþladýktan sonra baþlar. Güç yetirebildiðini öðrenir. Peygamber Efendimiz (asm) kýz ve erkek fark etmeksizin, çocuklarýmýza namazý yedi yaþýnda öðretmeye baþlamamýzý emir buyurmuþtur.3 Fakat mahþerdeki hesaba dönük sorumluluðun baþladýðý yaþ, ergenlik yaþýdýr. Kur’ân, “Al lah kimseyi gücünün yettiðinden fazlasýyla mükel lef tutmaz”4 bu yurmuþtur. Güç yetirme sýnýrý teklif yaþýdýr, yani mükel lef olma yaþýdýr. Peygamber Efendimiz (asm) “güç yetirme” sýnýrýný, yani mükel lef olma yaþýný þöyle bildirmiþtir: “Kalem üç kiþiden kaldýrýlmýþtýr: 1- Uyanýncaya kadar uyuyandan. 2- Delikanlý oluncaya kadar çocuktan. 3- Akýllanýncaya kadar deliden.”5 Demek, çocuk delikanlý olunca, eðer aklý da yerindeyse mükel leftir, yani teklif yaþýna gelmiþtir. Teklif yaþý kiþinin âkýlbâlið olduðu, yani ergenliðe ulaþtýðý yaþtýr. Buluð, biyolojik ergenlik demektir ve kiþinin çocukluk döneminden çýkýp yetiþkinler grubuna katýldýðý dönemin baþlangýcýdýr. Bu yaþ iklim þartlarýna ve çocuðun biyolojik ve psikolojik yapýsýna ve yaratýlýþýna göre deðiþiklik arz edebilmektedir. Ergenlik çaðý net olarak, erkek çocuklar için ilk ihtilâm olduðu yaþta; kýz çocuklar için ise ilk âdet görmeye baþladýðý yaþta baþlamýþ olmaktadýr. Bunu yaþ olarak rakamlara da döken Ýslâm Hukûkçularý bu konuda bir alt sýnýr, bir de üst sýnýr belirlemiþler; alt sýnýrýn altýndakileri ergen saymamýþlar; üst sýnýrý geçenleri ise, ergen olmadýklarýný iddiâ etseler bile ergen saymýþlardýr. Alt sýnýr kýzlarda dokuz, erkek çocuklarda on ikidir. Üst sýnýr ise, Ýmam-ý Azam Ebû Hanîfe’ye göre kýzlarda on yedi, erkeklerde on sekiz; Ýmam-ý Mâlik’e göre her iki cins için on sekiz; Hanef î Fukahasýndan Ýmam-ý Ebû Yusuf ile Ýmam-ý Muhammed’e göre ise her iki cins için on beþ yaþtýr.6 Büluð çaðýný, Üstad Bedîüzzaman Hazretleri de ortalama on beþinci yaþ olarak bildirmiþtir.7 Demek mahþerdeki sorguda esas alýnacak yaþ, yaklaþýk on beþ yaþtýr. Bu yaþa giren çocuklarýmýz dînin emir ve yasaklarýyla mükel leftirler. Çocuklarýmýza sorumluluklarýný Peygamber Efendimiz’in (asm) “Müjdeleyiniz. Nefret ettirmeyiniz. Kolaylaþtýrýnýz. Zorlaþtýrmayýnýz” 8 emri çerçevesinde hatýrlatalým. Ýhmal ettiklerinde þefkatle ve sabýrla onlarý teþvik edelim.
Turhan Celkan
turhancelkan@hotmail.com
f î duygularý, vesveseleri kontrol altýna alýp hedeflerine kanalize etmeli. Ýfrat ve tefritten (aþýrýlýklardan) uzak tutarak “vasat” mertebeye çekmeli. Dikkate almamýz gereken hususlarý özetleyerek verirsek; - Amelin iyisini araþtýrmaktan kaynaklanan vesvese, insaný amelden soðutur. - Kalb etrafýndaki meleklerin il hamý ile þeytan vesvesesinin savaþý devam etmektedir. - Vesvesenin zararý, bilgisizliðimizden kaynaklanýr. Vesvesenin mahiyeti bilinse gider. - Vesvese ehemmiyet verdikçe þiþer, ehemmiyet verilmezse kaybolur. - Vesvese korkuya, korku riyaya, riya nifaka/iki yüzlülüðe sebep olur. Dipnot: 1- Mü’minûn Sûresi: 97-98.
Bahtiyar evlât BAÞET HALÝL USLU haliluslu1951@hotmail.com
nlardan biri veya her ikisi senin yanýnda ihtiyarlýk çaðýna eriþecek olursa, onlara sakýn ‘Öf’ bile deme, onlarý azarlama; onlara güzel söz söyle.” 1 “Onlara merhamet ve tevazu kanadýný ger ve de ki: ‘Ey Rabbim, nasýl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece merhamet buyur.”2 “Sizin içinizde olaný Rabbiniz hakkýyla bilir. Eðer siz salih kimseler olursanýz, muhakkak ki O, kendisine yönelenler için çok baðýþlayýcýdýr.”3 Bu mezkûr ayet-i kerimeler gibi, içtimâî hayatýmýza bakan 230’u aþkýn âyet-i kerime ve Peygamber Efendimizin (asm) sayýsýz hadis-i þerifleri vardýr. Rabbimiz ve Peygamberimiz (asm) hem biz Müslümanlar hem de dünyanýn gerçek huzuru bulmasý için bu hakikatleri bizlere çýkýþ ve ümit olarak takdim etmiþlerdir. Cemiyetin bünyesi ve â lem çarþýsý bunlara ne kadar yapýþýr ve bunlarý hayata geçirirse, elbette ül keler ve mil letler müsbet þekle ulaþacaktýr. Ziyaret ettiðim týmarhaneler ve konuþmalar yaptýðým huzurevleri, bakýmevleri ve hapishaneler, bu Ýlâhî düstur ve emirlerin ne kadar önemli olduðunun bariz ve açýk örnekleridir. 193 devlete baktýðýmýz zaman bazý manzaralar ve aile büyüklerine yapýlan bed muâmeleler, vicdan ehli olan insanlarý nasýl ürküttüðünü görmekteyiz. Gerçek çýkýþ yol larýný göremeyenlerin sosyal hayatýmýzý nasýl rencide ettiðini müþahede etmekteyiz. Doðumunun sene-i devriyelerini 2 milyarlýk Ýslâm dünyasý olarak salâvatlarla, konferanslarla, sohbetlerle zikrettiðimiz ve tekrar kalbimize gömdüðümüz, her þeyimiz, Efendimiz (asm) bir hadislerinde buyururlar ki: “Beli bükülmüþ ihtiyarlarýnýz olmasaydý, belâlar sel gibi üstünüze dökülecekti.”4 Bu ikaz içinde yaþayan ve yaþamayan aileler vardýr. Bu hadis-i þerifler de, mezkûr âyetlerin Efendimizin (asm) dilinden dökülen ayrý birer mânâlarýdýr. Dünyanýn bir çok devlet ve kýt'alarýnda meydana gelen musîbetlerin temelinde, o diyar ve mekânlarda maalesef aile birimlerinin büyüklerine gerçek saygý ve ilginin gösterilmemesi yatmaktadýr. Türkiye’deki ve dünyadaki yazýlý ve görsel medya ancak musîbetin elim fotoðraflarýný göstermektedir. Fakat asýl ve temel sebeplerini anlatmýyor, göstermiyor ve yazmýyor. Çünkü bazýlarýna dokunuyor. Bu uzun mukaddimeyi ve satýrlarý yazmamýn en büyük sebeplerinden birisi, geçtiðimiz ay içinde 94 yaþýnda vefat eden ve Aksaray ilimizde ikamet eden Süreyya Arýtürk amcamýzýn oðlu muhterem Kemal Arýtürk kardeþimizdir. K. Arýtürk, Seydiþehir Ýlçe Mil lî Eðitim Müdürlüðü ve Gevrekli kasa basý belediye reisliði yapmýþ ve iman, Kur’ân hizmetinde münevver gençlerin yetiþmesi için çok büyük gayret sarf etmiþtir. ‘Yaþamayanlar yaþatamazlar’ gerçeði içinde muhterem kardeþim emekli olmadan ve özel likle emekli olduktan sonra çok kýymetli hanýmý ile müþtereken, merhum babasýna, son ânýna kadar, numune-i imtisâl kabul ettiðimiz harika bir hizmette bulunmuþlardýr. Mezkûr hakikatleri okurken ve konuþurken, bazý zevâtýn þahsýma hitaben “Var mý bunlarý yapan ve nerede o günler vs.” gibi suâl lerine karþý bu cengâver ve vefakâr kardeþimi, örnek olarak iþaret etmiþimdir. Ondaki sabýr, fevkalâde metanet, tesli miyet, âyet ve hadislere baðlýlýk ve sýla-i rahim hakikatý, görülmeye deðer ve takdire þâyândýr. Daimî baktýðý uzun yýl lardan sonra, son 40 gün merhum babalarýnýn ayaklarý tamamen kangren olmuþtu, yine terk etmediler ve daha çok azimle hizmette bulundular, son âna kadar. Ýþte bahtiyar evlât. Taziye için birlikte Seydiþehir Gevrekli kasabasýna intikal ettiðimiz Dr. Mustafa Saðlýk Beyler, Eþref Hocalar ve emsâli zatlar ayný duygularý benimle paylaþtýlar. “Bahtiyar evlât” payesi herke se nasip olmaz. Bu itibarla tekrar taziyetlerimi su nuyor ve tebrik ediyorum.
“O
Dipnotlar: 1- Ýsra 23. âyet. 2- Ýsra 24. âyet. 3- Ýsrâ 25. âyet.
4- Keþfü’l-Hafâ, 2:163; Süyûtî, Kenzü’l-Ummâl, 9:167; Ýmam-ý Gazâlî, Ýhyâu Ulûmi’d-Dîn, s. 341.
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/4/2010
2:34 PM
Page 1
10
KÜLTÜR-SANAT YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
HARMAN
En önemli rakip
RÝFAT OKYAY
rifatokyay@hotmail.com
amimî olmak, halis bir niyet ve çalýþmanýn baþlangýcýdýr. Geçmiþ zaman ve zanlar, insanlara bir çizgi çekemezler. Ancak yeni fiilleriyle kendilerinin izah ve ispatýný yapabilirler. Kötülükse iyilik, iyilikse kötülük mânâlarýnýn yer deðiþtirmelerine teþebbüs edip bu fiilleri baþarabilirler... Yoksa bu iþin adý peynir gemisi olabilir... Kendi adýmýza baþarabildiðimiz güzellikler ve iyilikler baþkalarýna da baþtacý olabilir, noksanlýklarýn ve baþarýsýzlýklarýn menþei ve faili daima nefis ve þeytanýmýzýn elindeki benliðimiz olduðunu hiçbir zaman unutmamalýyýz... Kaderin hükmünü baþlatan cüz’i iradenin seçimi gibi Müslümanlar daima tercihlerini iyilikten, güzellikten ve faideden tarafa koyduklarý müddetce bir rahmet ve merhamet deryasýnýn arkalarýnda kendilerine yardýmcý olduðunu hissedecek ve bizatihi bileceklerdir... Ama ters gitmekte ve tersinden anlamakta ýsrarcý ise Müslümanýn bu konuda da istekleri maalesef gerçekleþecektir... Önemli olan bu konuda kendimize fýrsat vermememizdir... Baþkalarýyla her konuda yarýþýlýr, ama insanýn kendisini test etmesinde en önemli rakibi kendisi olmalýdýr... Kendinizin inandýðý bir doðruyu ve güzelliði baþkalarýnýn beðenmesi için yapmak gibi yanlýþ, hayatýn her zaman ezbere geçmesi gibi bir neticeyi insana kazandýrabilir. Biz eðer kendimizi kul ve abd olarak Rabbimizin emirlerinin uygulanmasý noktalarýndan vazifedar göremezsek, baþkalarýný iþmam eden hiçbir fiilin bize fayda vermesi düþünülemez her halde... Þimdi doðru olarak düþünmek lâzým ki; küfrün zirvedeki hücumu zamanýnda bir kardeþimize, Müslümanlara selâmet ve afiyet için, hiç olmazsa ayný safda olduðumuz mü’minlere vefa noktasýndan bir duadan bir kuvvet verip almaktan bile acze düþüyorsak düþünülecek bir halimizdir. Bu hal belli ki iyi hallerden deðildir... Yardýmcý olmak yardýma koþmak yardýma kavuþmak demek olacaktýr... “Allah’ým ümmeti Muhammed'e maðfiret eyle, onlarýn ferahlarýyla bizleri de ferahlandýr” diyebilme alicenablýðýna ulaþabilmeliyiz... Sahabinin hallendiði tefani sýrrýnýn sýrlarýna ve sýnýrlarýna muvaffak olabilme yolunda bir gayretin ve cehdin içinde olabilmeliyiz... Neden halis bir niyete tegarüb eden bir keramet mesabesindeki güzelliklerine razý olmuyoruz da dünyanýn altýný üstüne getiren dünyevî istek ve arzularýnýn peþinde koþuyoruz? Sebepler dairesi içinde sebeplere müracaat etmenin bir mahsuru olamaz. Rabbimizin herhangi bir emrini, yeter ki biz kendimiz sebepleri bahane ederek hafife almayalým... Küfrün karþýsýnda dimdik olarak durmayý bilelim.. Allah’tan bilmek esbabý baþýmýzýn üstünde bir kýlýç gibi göstermeyeceði gibi bütün hareketlerimizi de sebepsiz çalýþma ve dua meyvesi olarak göstermez... Ýlla ki çalýþmak ve O’nun yolunda O’nun için yaþamaya gayret etmeliyiz... Atýmýzý nefis ve þeytanýn hücumlarý karþýsýnda daima iman ve Ýslâmiyet noktasýndan daima þaha kalkacak vaziyette hazýr tutmalýyýz...
S
GEÇMÝÞ OLSUN Deðerli kardeþimiz
Harun Gürol Deken' in
Müstehcenlikle mücadele EÐÝTÝMLE BAÞARILI OLUR 2 MART'TA VEFAT EDEN YÖNETMEN YILMAZ DURU, TOPLUMUN DEÐERLERÝNÝ SARSAN MÜSTEHCEN NEÞRÝYATLA MÜCADELENÝN ANCAK EÐÝTÝMLE BAÞARILI OLABÝLECEÐÝNÝ SÖYLEMÝÞTÝ. YENÝ Asya tarafýndan, Ýstanbul Spor ve Sergi Sarayý þimdiki adýyla Lütfü Kýrdar Kongre Merkezinde 1975 yýlýnýn 20 Nisanýnda “Müstehcen Neþriyat” konulu bir açýk oturum düzenlenmiþti. Bu oturuma katýlanlar arasýnda merhum Yücel Çakmaklý, gazeteci-yazar Ergün Göze,1949-1957 tarihleri arasýnda sekiz yýl Ýstanbul Valiliði ve Belediye Reisliði yapan Fahrettin Kerim Gökay ve 2 Mart 2010’da vefat eden Türk sinemasýnýn usta yönetmenlerinden Yýlmaz Duru da yer almýþtý. Özellikle filmlerle müstehcenliðin özendirildiði o yýllarda yapýlan böyle bir oturum çok dikkat çekmiþ ve oldukça ses getirmiþti. Bunu, o günlerde, toplantýnýn yapýldýðý yer, katýlýmcýlara ve izleyicilere bakarak anlamak mümkün. Günümüzde müstehcenlik doludizgin her alanda, kendini göstermekte ve üzücüdür ki neredeyse normal olarak algýlanmaktadýr. Daha o zamandan böyle bir konunun iþlenmesinin ne kadar isabetli olduðu açýktýr. Ýþte o oturumda konuþan müteveffa yönetmen Yýlmaz Duru, müstehcen neþriyatla mücadelenin ancak eðitimle baþarýlý olabileceðini söyleyen Duru, “Müstehcen neþriyatý engellemek kanun zoruyla deðil, eðitimle olur. Ýsteyen olmazsa bu ahlâk bozucu yayýn da ortadan kendiliðinden kalkar. Arz ve talep meselesidir. Halk
35 SENE ÖNCE... Yeni Asya, 1975 yýlýnýn 20 Nisanýnda “Müstehcen Neþriyat” konulu bir açýk oturum düzenlenmiþti. Özellikle filmlerle müstehcenliðin özendirildiði o yýllarda yapýlan böyle bir oturum çok dikkat çekmiþ ve oldukça ses getirmiþti.
nedense sansürden kesilmiþti. Fakat dýþarýdan gelen filmler sansürsüz olarak; açýk saçýk sahneler, olduðu gibi TRT’de gösteriliyor. Bu iþin hakiki tarafý...” Ne tevafuktur ki, o dönemde TRT’nin baþýnda Ýsmail Cem bulunuyordu. Genel Müdür Cem, atanmasýyla ilgili 11 sayýlý kanun hükmündeki kararname ikinci kez görüþülecekti. Kararname Ýsmail Cem’in TRT Genel Müdürlüðüne atanmasýna dayanak olan hukukî durumu otomatik olarak ortadan kaldýrýyordu. Ýstanbul/RECEP BOZDAÐ
SABAH DURU: BÝZÝ TÝCARET METAI OLARAK TEÞHÝR ETMEYÝN Toplantýda kendisine söz verilen Yýlmaz Duru’nun eþi Sabah Duru, “Bir Müslüman, bir Türk, bir Anadolu kadýný olarak bu toplantýdan gurur duyuyorum” diyerek müstehcenlikle ilgili günümüzde de geçerli olan þu önemli noktalara dikkat çekti: “Müstehcenlik en çok biz kadýnlara yara olmuþtur. Bizkadýnýz,bizanayýz,bizsizlerinanasýyýz.Bizibirticaret metaý olarak teþhir etmeyin” demiþti.
ADANA
Seminere Davet
Konuþmacý: Ali Ferþadoðlu Konu : Aile Ýçi Ýletiþim Tarih : 5 Mart 2010 Cuma Saat: 19.30 Adres: Yeni Asya Gazetesi Adana Temsilciliði Seminer Salonu Baraj Yolu 4.5 Durak Zübeyir Gündüzalp Apartmaný - ADANA Tel : 0 (322) 363 63 73 - (0 554) 461 72 63 Not: Hanýmlara yer ayrýlmýþtýr.
Seminere Davet
MERSÝN
Konu : Aile Ýçi Ýletiþim Konuþmacý: Ali Ferþadoðlu Saat: 13:00 Tarih : 6 Mart 2010 Cumartesi Adres: Silifke Yeni Asya Temsilciliði Not: Seminer hanýmlara mahsustur.
Seminere Davet
Yönetmen Yýlmaz Duru’nun cenazesinde ‘vefasýzlýk’ isyaný
AMASYA
81 yaþýnda geçirdiði kalp krizi sonrasý hayata gözlerini yuman Yýlmaz Duru için Teþvikiye Camii’nde cenaze namazý kýlýndý. Cenaze namazýna fazla katýlýmýn olmadýðý gözlendi. Cenaze namazýna katýlan Yeþilçam’ýn eski jönlerinden Serdar Gökhan, söyleyecek çok þey olduðunu belirterek, “Yeþilçam’ýn direklerinden hem oyuncu, hem yönetmen olarak. Yeþilçam’ý oluþturan temel taþlarýndandý. Ama maalesef iþte, etrafa da bakýyoruz, belli yerlerde Yeþilçam gecelerine gidenleri, allý pullu giyinen yeni nesilden kimseyi göremiyoruz. Yýlmaz abiyi kaybetmenin üzüntüsü baþka, bu denli vefasýzlýðý görmek apayrý üzüyor bizi” dedi. Nuri Alço ise, “Öncelikle yönetmen, oyuncu, insan gibi insandý. Giyimiyle kuþamýyla gerçek Yeþilçam’ý temsil eden bir kiþilikti. Sadece Yeþilçam’ýn deðerleri, büyükleri burada. Gerçek Yeþilçam burada. Diðerleri hep festivallerde olan oyuncular ve maalesef arkadaþlarýmýz, dernek baþkanlarý da olmak kaydýyla onlardan da kimse yok” þeklinde konuþtu. Ýstanbul / cihan
Konu : Risale-i Nurda Hikmetli Sýrlar Konuþmacý : Latif Salihoðlu Saat: 20.00 Tarih : 5 Mart 2010 Cuma Yer : Bahçeler içi mh. Büyük aða cd. Fatih Camii Karþýsý Ünlü Apt. Kat/1 Amasya Organizasyon : Amasya Yeni Asya Temsilciliði Tel : (0 555) 770 70 05
baþarýlý bir ameliyat geçirdiðini öðrendik. Geçmiþ olsun der, Cenâb-ý Hak'tan acil þifalar dileriz.
MERSÝN YENÝ ASYA OKUYUCULARI
buna yakýnlýk göstermezse kendiliðinden ölür. Ancak eðitimde uyarýlan halk kötüyle mücadele edebilir. Din, ahlâk, toplum içinde yaþama düzeni gibi cinsel konuda çocuðu eðitmek gerekir. Yani çocuðumuzu gerektiði kadar eðitirsek, zaten; böyle bir zaafa katýlmayacak ve müstehcenden daima kaçacaktýr” diye konuþmuþ. Daha o yýllarda dýþarýdan gelen müstehcen film ve yayýnlara da karþý çýkan Duru, iyi iþler yapanlarýn da engellendiðini ifade ederek þunlarý söylemiþti: “Sansür yalnýz bize deðil, dýþarýdan gelene insafsýz olsun. Halk görmesin, bizden ayný filmleri istemesin. Gönül bunu istiyor. Ama atý alan Üsküdar’ý geçti. Yabancý çirkin filmlere evet, bizde iyi niyetli filmlere hayýr. Gerçek çirkinlerin yerine daha olumlu, daha bizden olan filmler yapmamýz gerekiyor. Ben biraz araþtýrdým. TRT’nin dýþarýdan aldýðý her film olduðu gibi oynatýlmak þartýyla kabul ediliyor. ‘Ekmek Kavgasý’nda bir takým sözcükler
Seminere Davet Konu Konuþmacý Tarih Yer Organizasyon Tel
ÇORUM
: Risale-i Nurda Hikmetli Sýrlar : Latif Salihoðlu Saat: 20.00 : 6 Mart 2010 Cumartesi : Çöplü Mh. 4.uç sk. 4.uç çýkmazý No: 4/2 Çorum : Çorum Yeni Asya temsilciliði : 0 (364) 222 03 86
Seminere Davet
ANKARA
Konu : Dünyevîleþme ve Kadýn Konuþmacý : Yasemin Güleçyüz Saat: 13.00 Tarih : 07/03/2010 Organizasyon: Ankara Yeni Asya Hanýmlar Komisyonu Adres : Yunusemre Konferans Salonu Ýncirli/Ankara Ýrtibat : (0 506) 481 95 08 Not: Programýmýz hanýmlara mahsustur.
Toplantýya Davet
NEVÞEHÝR
AKSARAY, KARAMAN, KAYSERÝ, KONYA, NEVÞEHÝR, NÝÐDE, SÝVAS illeri bölge toplantýsý aþaðýda belirtilen yer ve zamanda yapýlacaktýr. Yer : Afatevler Mah. Emin Sok. No: 5 Saat: 8.30 Tarih : 07/03/2010 Ýrtibat: (0 532) 727 74 99 - (0 505) 497 71 14
BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9
10
1
2
3
4
5
HAZIRLAYAN: Erdal Odabaþ 6
7
erdalodabas@mynet.com
8
9 10 11 12
SOLDANSAÐA—1. On beþ beyitten az olmayan, bütün beyitlerin ikinci dizeleri en baþtaki beyit ile uyaklý olan ve çoðu kez büyükleri övmek için yazýlan divan edebiyatý þiir türü. - Çift süren hayvanlarýn koþulduðu demir uçlu tarým aracý. 2. Bir iþ veya durumun sonu, sonuç. - Geçilmesi zor geçit. 3. Atmaca, doðan vb. yýrtýcý bir kuþ. - Litrenin kýsasý. 4. Dördüncü halife. - Dinî ilimlerin okutulduðu fakülte. 5. Çok ince, çok güzel, arif. - Evvela, önce. - Karýþýk renkli. 6. Yararlanýlan uygun þart veya durum, imkânýn uydurukçasý. - Dünyamýzýn uydusu. 7. Ýstiridye vb. iki çeneli yumuþakçalarda, kolsu ayaklýlarda kavkýnýn iki parçasýndan her biri. - Halka biçimli çörek. 8. Müzikte durak. - Taraktan geçirme. - Beddua. 9. Erik ve kayýsý aðaçlarýnýn çýkardýðý zamk. - Baþlýca içeceðimiz. 10. Valide, anne. - Kor ateþte piþen patlýcan yemeði.
YUKARIDAN AÞAÐIYA — 1. Padiþahlarýn þahsýna özgü olan, fakat kimi kez olaðanüstü onurlamak için, padiþah önüne çýkan sadrazamlara giydirilen, arasýra da Kýrým Hanlarýna gönderilen kürk. 2. Amerikan pamuðu. - Ýlham. 3. Kapý, pencere vb.ndeki aralýklarý örterek hava ve su geçmesini önlemek amacýyla kullanýlan þeffaf ve yapýþkan bir madde. - Lantaný simgeleyen harfler. 4. Ýncelik, nezaket. - Yazý veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj. 5. Bir akarsuyun herhangi bir kesiminden saniyede geçen suyun hacmi, akým. - Tayin etme. 6. Aðýrlýk ve uzunluk ölçüleri için kabul edilmiþ yasal ölçü modeli. 7. Japonya'da atom bombasý atýlan bir þehrin halk arasýnda söyleniþi. 8. Nazi hücum kýtasý. - Yüksekten bir yeri bütün olarak gören. 9. Yumurtadasarýolmayankýsým.-Ayaklýtabla. 10. Çembervedemirtellerlebaðlanmýþ ticaret eþyasý. - Ýþe yatkýn, becerikli, mahir. 11. Yesevi tekkesinde þeyh. 12. Hangi þey anlamlý soru. - At yavrusu. - Çoban ücreti.
DÜNKÜ BULMACANIN CEVABI SOLDAN SAÐA: 1. RÝSALE. ARABA. 2. ASALET. KALAN. 3. MÝNARE. MANA. 4. ALAN. NEZAKET. 5. YÝT. ÇEREZ. RO. 6. AK. NÝ. LAF. 7. SAKARÝN. SÝ. 8. ASA. ÝS. LÝRÝK. 9. ALATAV. YEN. 10. ARABAN. KEMAN. YUKARIDAN AÞAÐIYA: 1. RAMAYANA. 2. ÝSÝLÝK. SAR. 3. SANAT. SALA. 4. ALAN. NA. AB. 5. LER. ÇÝKÝTA. 6. ETENE. ASAN. 7. ER. 8. AK. ZELÝL. 9. RAMAZANÝYE. 10. ALAK. REM. 11. BANER. SÝNA. 12. ANATOMÝK.
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/4/2010
3:59 PM
Page 1
11
EKONOMÝ YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
ÝÞ GÜVENLÝÐÝ
M. FAHRÝ UTKAN
2 MART 2010
MERKEZ BANKASI DÖVÝZ KURLARI Cinsi 1 ABD DOLARI
DÖVÝZ ALIÞ
1.5323
SATIÞ
1.5397
ALIÞ
DÖVÝZ ALIÞ
SATIÞ
ALIÞ
EFEKTÝF SATIÞ
1 ÝSVÝÇRE FRANGI
1.4256
1.4348
1.4235
1.4370
1 ÝSVEÇ KRONU
0.21188
0.21409
0.21173
0.21458
1.5420
1 KANADA DOLARI
1.4821
1.4888
1.4766
1.4945
EFEKTÝF SATIÞ
1.5312
Cinsi
1 AVUSTRALYA DOLARI
1.3812
1.3902
1.3748
1.3985
1 KUVEYT DÝNARI
5.2712
5.3406
5.1921
5.4207
1 DANÝMARKA KRONU
0.28069
0.28207
0.28049
0.28272
1 NORVEÇ KRONU
0.25795
0.25969
0.25777
0.26029
1 EURO
2.0894
2.0995
2.0879
2.1026
1 SUUDÝ ARABÝSTAN RÝYALÝ
0.40982
0.41056
0.40675
0.41364
2.3183
100 JAPON YENÝ
1.7234
1.7348
1.7170
1.7414
1 ÝNGÝLÝZ STERLÝNÝ
2.3028
2.3148
2.3012
SERBEST PÝYASA
DOLAR
EURO
DÜN 1.5440 ÖNCEKÝ GÜN 1.5390
DÜN 2.1110 ÖNCEKÝ GÜN 2.0990
Peygamberimizin (asm) hayatýnda güvenlik
ALTIN
C. ALTINI
DÜN 56.500 ÖNCEKÝ GÜN 56.254
DÜN 377.000 ÖNCEKÝ GÜN 371.000
mfutkan@yahoo.com
Kümese yeni ‘kaz’ koyma projesi
ilindiði gibi, insanlarýn baþýna gelen birçok musîbet ve belanýn (iþ kazalarý) sebebi, Al lah’ýn kâinata koyduðu yaratýlýþ kanunlarýna uymamak veya bunlara karþý tedbir almamaktan dolayýdýr. Ýnsan ister Müslüman isterse Müslüman olmasýn bu kanunlara uymak zorundadýr. Her bir hareketi, davranýþý ve sözü hikmetler içeren sevgili Peygamberimizin (asm) hayatýna baktýðýmýzda, insan saðlýðý ve özel likle de insan güvenliði için birçok ibretli sözleri ve davranýþlarý olduðunu görürüz. Ýlk nakletmek istediðim hadis þu; “Bir meclisin içinden geçerken, sýrtýnýzda veya elinizde ok varsa, okun demir kýsmýný tutun ki, birine zarar vermeyin. Birine kýnýndan çýkmýþ kýlýç uzatýrken, kabzasýný tutabileceði þekilde uzatýn ki, eli zarar görmesin.” Görüldüðü gibi insan güvenliði önemseyen ve zamanýmýzda çok önemsenen bir iþ güvenliði prensibini ortaya koymuþ oluyor. Bu prensibi evde, iþyerlerinde araba tamirinde kul lanýlan her türlü el aleti ve takým için uygulayabiliriz. Yani; ucu sivri ve keskin her þeyin, aletin, takýmýn bir kýlýf içerisine alýnmasý gerektiðini söyleyebiliriz. Baþka bir hadislerinde Peygamberimiz (asm) buyurmuþ ki; “Çerçevelenmemiþ çýplak bir dam üzerinde uyurken ondan düþüp de ölen bir kimseye karþý bir sorumluluk yoktur. (Yani suç kendisinindir)(Ebu Davud. Edep. 96) ve “Kim de deniz dalgalandýðý bir anda deniz taþýtlarýna binerse, bu yüzden helâk olursa ondan da kimse sorumlu deðildir.” Bunlardan anladýðýmýz gibi, etrafýnda emniyet tedbiri almadan yüksek bir yerde uyumak tehlikelidir ve bundan dolayý baþýmýza bir belâ geldiðinde tedbir almadýðýmýz için sorumlusu biz oluruz. Veya gerekli emniyet tedbirleri almadan dalgalý denizde yolculuk esnasýnda oluþacak kazalardan da biz sorumlu oluruz. Hadis kitaplarýndan Buhari’de geçen ve Cabir bin Abdul lah’tan (ra) rivayet edilen baþka bir hadiste sevgili Peygamber Efendimiz (asm); “Kapýlarý kilitleyin, su kýrbasýný (aðzýný) baðlayýn. Kaplarý kapaklayýn (kapaklarýný kapatýn), lâmbalarý söndürün. Çünkü þeytan kilitli kapýyý açamaz, bað çözemez, kap açamaz. Bir de fareye dikkat edin, o insanlarýn evini yakar.” (Buhari. Eþribe. 22) Bu hadis-i þerif, yatarken her türlü güvenlik tedbirlerini alýp yatmayý emretmektedir. Uyku hali, bir çeþit hayatla il ginin kesilmesi durumudur. Kiþi uyku sýrasýnda dýþ dünyada olup bitenden haberi olmaz. Tedbir almadýðý takdirde baþýna herhangi bir kaza ve felâket gelebilir. Bu tür kaza ve felâketlerden maddî tedbirler almanýn yanýnda dua okuyarak da manevî tedbirler almasý gerekir (M. Dikmen. Peygamberimizden teselliler) Yine bir hadis-i þeriflerinde Peygamberimiz (asm); “Ateþ size düþmandýr. Yatýp uyuyacaðýnýz zaman onu söndürüp, üzerinizden zararýný kaldýrýnýz” buyurarak yatmadan önce veya ateþ olan bir yerden ayrýlýrken ya ateþi söndürmeyi veya ateþin etrafa zarar vermeyecek þekilde tedbir alýnmasýný emrettiðini görüyoruz. Yol üzerindeki taþlarýn veya insanlara/canlýlara zarar verebilecek, kazalara, düþmelere sebep olabilecek þeylerin kaldýrýlmasýný teþvik eden sözleri de vardýr. Buna þu hadisi örnek verebiliriz; Ebu Hüreyre(ra) Resulal lah’ýn (asm) þöyle buyurduðunu rivayet etmiþtir; ”Vaktiyle bir adam yolda yürürken bir diken dalý buldu ve onu (dikeni) yoldan dýþarý attý. Al lah'ta onun bu amelini kabul edip günahlarýný baðýþladý.” (Buhari. Ezan. 32) Ayný konu ile ilgili Ebu Zer’den (ra) rivayet edilen sadaka ile ilgili bir hadiste; ”...Ýyi görmeyen birisine yol göstermen sadakadýr. Taþ, diken ve kemik gibi insanlara zarar verecek bir þeyi yol üzerinden kaldýrman sadakadýr." (Tirmizi. Birr. 36) Ayakkabýlarýnýn ters çevrilmesi Savaþta insanýn kendini korumasý için bazý malzemeler kul lanmasý hususunda da þu hadisi zikredebiliriz; Sehl bin Sa’d’dan (ra) þöyle rivayet edilmiþtir. “Uhud Savaþý sýrasýnda Resulal lah’ýn (asm) mübarek yüzü yaralandý. Ön diþleri ile azý diþleri arasýndaki diþi kýrýldý. Baþýndaki miðfer de yarýlmýþtý. Ali bin Ebu Talib, kal kaný ile su getiriyordu...” (Buhari. Týb. 27) Bu hadiste görüldüðü gibi sevgili Peygamberimizin baþýný korumak için miðfer giydiðini ve Hz. Ali’nin de yine kendini saldýrýlardan korumak için kal kan kul landýðýný anlýyoruz. Ýnsan güvenliði için çeþitli aletler kul landýðý gibi emniyetli davranýþlarda da bulunmasý gerekir. Bununla ilgili de Peygamberimiz (asm), Sehl bin Sa’d es Saidi’den rivayet edilen bir hadisinde; “Dikkat ve temkinle hareket etmek Al lah’tan; acelecilik ise þeytandandýr.” Ýþ kazalarý ile ilgili istatistikler incelendiðinden, iþ kazalarýnýn en önemli sebeplerinden biri, acele etmenin büyük bir yekûn teþkil ettiði görülmektedir. Baþka bir rivayette Hz. Ali (ra), Peygamberimiz’in (asm) vasýflarýndan bahsederken birçok özel liði ile beraber bel güvenliði ile ilgili þu özel liðini de saymýþtýr; “...Bir tarafa döneceði zaman bütün vucuduyla dönerdi...” (Týrmizi. Menakýb. 8) Gerçekten de insanlarda bel fýtýklarýnýn oluþmasýnýn bir sebebi de dönüþler esnasýnda kontrolsuz dönmektir. Peki, bütün bu tedbirleri almak muhakkak gerekli mi? Yani kaderden kaçýlýr mý? gibi sorular insanýn aklýna gelebilir. Bu sorulara da yine bir hadisle cevap verebiliriz. Ebû Hüzame babasýndan rivayet etmiþ; “Resulal lah’a(asm), Ya Resulal lah, hastalarýmýzý okuyarak tedavi etmemiz, ilâçlar kul lanmamýz ve ayrýca kendimizi korumak için bazý vasýtalara teþebbüs etmemiz (yani emniyet tedbirlerine baþvurmamýz) Al lah’ýn kadrini deðiþtirir mi?. diye soruldu. Resulal lah (asm); “Onlar da Al lah’ýn kaderindendir” buyurdu. (Týrmýzi. Týb. 20) Haya týnýz boyunca güvenlik içinde olmanýz duâsýyla...
ÝSTANBUL VERGÝ DAÝRESÝ BAÞKANI MEHMET KOÇ, ‘’BÝZÝM 300 BÝN GAYRÝMENKUL SERMAYE ÝRADI MÜKELLEFÝMÝZ VAR. BUNU 400 BÝNE ÇIKARMAYI HEDEFLÝYORUZ. BU, KÜMESE YENÝ KAZ KOYMA PROJESÝDÝR’’ DEDÝ.
B
ÝSTANBUL Vergi Dairesi Baþkaný Mehmet Koç, Ýstanbul’da þu anda 300 bin gayrimenkul sermaye iradý mükel lefi bulunduðunu ve rakamý 400 bine çýkarmayý hedeflediklerini belirterek, ‘’Bu, kümese yeni kaz koyma projesidir’’ dedi. Koç, bazý gazetecilerle bir araya geldiði sohbet toplantýsýnda, Ýstanbul’da bazý semtler ve sitelerdeki kiralarýn yüksekliðine iþaret ederek, kira geliri beyannameleriyle ilgili özel likle siteler üzerinde yoðunlaþtýklarýný söyledi. Ýstanbul’da þehrin ve nüfusun büyüklüðünden dolayý daha fazla teknolojik çalýþmak gerektiðini vurgulayan Koç, ‘’Kartal Samandýra’daki bir evin kira gelirine yoðunlaþmaktansa Uphill Court veya Avrupa Konutlarý gibi lüks sitelere daha fazla eðiliyoruz’’ dedi. Kira
beyannameleriyle ilgili AYEDAÞ ve BEDAÞ gibi kurumlarla karþýlýklý iþbirlikleri yaptýklarýnýn altýný çizen Koç, bu konudaki çalýþmalara iliþkin þunlarý kaydetti: ‘’Kira geliriyle ilgili bu yýl yeni bir uygulama baþlattýk. Kiracý ve ev sahibi olarak iki ayrý uygulama söz konusu... Kiracýlara kiralarýný bankadan yatýrmalarý, ev sahibine de 25 Mart’a kadar kira gelirini beyan etmeleri yönünde cep telefonlarýna mesaj gönderiyoruz. Kiracýlara ‘kiraladýðýnýz evin kirasýný lütfen bankadan ödeyin’, ev sahibine de ‘sitedeki daireniz için kira gelirinizi 25 Mart’a kadar beyan etmeyi unutmayýn’ diyoruz. ‘Vergiye gönül lü uyum projesi kapsamýna alýnmýþ bulunmaktasýnýz’ diyoruz. Burada hedefimiz 2009 yýlý kira gelirini beyan edenler
deðil, bunun dýþýnda kalanlar... Bu, bir bakýma ‘2009’u verirsin, geçmiþle ilgili bir iþlem yapmayacaðým’ anlamýna da geliyor. Vermek istediðimiz mesaj; ‘2009’u beyan et, inceleme sepetinden çýk...’ Böylelikle incelemede hedef kitlemizi daraltmayý düþünüyoruz. Ýstanbul’da gayrimenkul sermaye iradý mükel lef i bence minimum 500 bindir. Bizim 300 bin gayrimenkul sermaye iradý mükel lef imiz var. Bunu 400 bine çýkarmayý hedefliyoruz. Dolayýsýyla geri kalan 100 bini takip ediyoruz. Bu, kümese yeni kaz koyma projesidir. Gayrimenkulde beyan etmeyenleri tesbit etme projesi... Hedef imiz 100 bin yeni mükel lef. Biz bunu hedefleriz ancak 50 bin olur. Ben bunu da baþarý
kabul ederim.’’ Proje ile ne kadar vergi toplandýðýndan ziyade bu kiþilerin mükel lefiyetini kavramanýn birinci planda olduðunun altýný çizen Koç, beyanname verilmemesi durumunda kayba uðratýlan vergi tutarýnýn cezayla tahsil edileceðini kaydetti. 2009 kira gelirini beyan etmeyen gayrimenkul sahibinin sadece 2009 yýlýný deðil 2005’ten itibaren son 5 yýlýnýn da inceleneceðini ve kaçakçýlýk tesbit edilmesi halinde suç duyurusunda bulunulacaðýný anlatan Koç, ev sahibinin kendisinin beyanname vermemesi durumunda 2 bin 600 liralýk istisnadan da yararlanamayacaðýný ifade ederek, ‘’Biz 12’de bir vergi talep ediyoruz. Yani bir aylýk kira talep ediyoruz’’ diye konuþtu. Ýstanbul /aa
HABERLER
ABD ekonomisi mütevazi hýzda büyüyecek
Maliye Bakaný Þimþek, “Büyümemiz güçlü bir þekilde devam ediyor. Bu krizden (en hýzlý biz çýkacaðýz) dedik. Nitekim öyle olacak göreceksiniz” dedi. FOTOÐRAF: AA
Bakan Þimþek: Emeklimizi enflasyona ezdirmeyeceðiz MALÝYE Bakaný Mehmet Þimþek, Türki ye’nin temelde bir enflasyon sorunuyla karþý karþýya olmadýðýný söyledi. Þimþek, Türk Patent Enstitüsü’nün (TPE) 2009 ödül leri daðýtým töreni öncesinde, Gaziantep ürünlerinin sergilendiði standý gezerken, gazetecilerin sorularýný cevapladý. Temelde bir enflasyon sorunuyla karþý karþýya olunmadýðýný ifade eden Þimþek, ancak geçici faktörlerden gerek gýda gerekse bir takým fiyat düzenlemelerinden kaynaklanan bir artýþýn söz konusu olduðunu kaydetti. Gazetecilere, ‘’Yunanistan’ýn aldýðý tedbirleri okudunuz mu’’ diye soran Þimþek, ‘’Bakýn biz krizi ücretliye, emekliye yansýtmadýk gerçekten. Tabii ki bir takým fiyat ayarlamalarý oldu. Ama biz ücretlere iliþkin, maaþlara iliþkin bu dönemde hiçbir þekilde emeklimizi, iþçimizi enflasyo-
na ezdirmeyeceðiz’’ dedi. Yunanistan’da olup bitenlerin Türkiye’nin ne kadar iyi bir konumda olduðunun çok güzel bir göstergesi olduðunu belirten Þimþek, þöyle devam etti: ‘’Sadece Yunanistan deðil. Ýspanya da, Portekiz de birçok ül ke de Ýrlanda da... Onun için Türkiye’nin durumu çok iyi. Kredi notu artýyor, faizler tek hanede, ondan son ra ekonomi hýzlý bir þekilde büyüme trendine girmiþ durumda. Dolayýsýyla Türkiye ekonomisi bence birçok diðer ül keye göre daha iyi bir konumda ve ben daha da güçleneceðine inanýyorum. Büyümemiz güçlü bir þekilde devam ediyor. Bu krizden (en hýzlý biz çýkacaðýz) dedik. Nitekim öyle olacak gö receksiniz. Birkaç ay sonra rakamlar ortaya çýktýkça bunu daha iyi takdir edeceðinize inanýyorum.’’ Ankara / aa
Yaptýr ‘aþý’ný, arttýr ‘aþ’ýný TARIM ve Köyiþleri Bakaný Mehdi Eker, Türkiye’nin hayvan hastalýklarý sebebiyle et ve süt veriminin düþmesi yüzünden, milyarlarca lira ekonomik kayba uðradýðýný belirterek, bunun önlenmesi için yoðun bir mücadele kampanyasý yürüttüklerini söyledi. AB desteðiyle uygulanan ‘’2010 Yýlý Ýlkbahar Þap Aþýlama Kampanyasý’’ ile ‘’Koyun ve Keçilerin Küpelenmesi ve Veba Hastalýðýna Karþý Aþýlama Kampanyasý’’,Ankara’nýn Kazan ilçesine baðlý Ahi Köyü’nde düzenlenen törenle baþlatýldý. Törenin açýlýþýnda konuþan Bakan Eker, bu yýl ilk kez 25 milyon civarýnda olduðu tahmin edilen koyun ve 5 milyon keçinin kayýt altýna alýnmasýna yönelik proje baþla-
týldýðýný bildirdi. Eker, proje kapsamýnda, 30 milyon koyun ve keçinin vebaya karþý aþýlanacaðýný ayrýca kulak küpesi takýlacaðýný kaydederek, toplam 45 milyon avroluk projenin 10,7 milyon avroluk bölümünün Türkiye tarafýndan karþýlandýðýný, kalan bölümünü ise AB’nin verdiðini söyledi. Hastalýklarýn sadece çiftçiye deðil, Türkiye’ye de ekonomik olarak zarar verdiðini vurgulayan Eker, çiftçilerden kampanyayý dikkatle takip edip, hayvanlarýný aþýlatmalarýný istedi. Aþýlama kampanyasý rap müzik tarzýnda hazýrlanan ‘’Yaptýr Aþý’ný, Arttýr Aþ’ýný’’ single ile çiftçilere tanýtýlýyor. Kazan / aa
Enflasyonda asýl düþüþ son aylarda gerçekleþecek Merkez Bankasý, Þubat ayýnda olumsuz hava þartlarýnýn etkisiyle önemli ölçüde artan sebze fiyatlarýnýn Mart ayýnda kýsmi bir düzeltme yapmasýnýn beklendiðini, enflasyondaki asýl düþüþün ise yýlýn son aylarý ile 2011 yýlýnýn ilk aylarýnda gerçekleþeceði tahmin edildiðini bildirdi. Merkez Bankasý, Þubat ayýnda tüketici fiyatýnýn (TÜFE) yýllýk bazda yüzde 10,13’e yükselmesini deðerlendirerek, öngörüldüðü gibi bu yükseliþin, iþlenmemiþ gýda fiyatlarý, vergi ayarlamalarý ile geçen yýlýn ayný ayýndaki düþük baz gibi geçici unsur lardan kaynaklandýðý, fiyatlama davranýþlarýnda genele yayýlan bir bozulma görülmediðini belirtti. Ankara / aa
TEBRÝK Muhterem kardeþimiz A. Salih Þahinler ile Þengül Hanýmefendinin
Elif Ebrer adýný verdikleri bir kýz çocuklarý dünyaya gelmiþtir. Anne ve babayý tebrik eder, minik yavruya Cenâb-ý Hak'tan hayýrlý uzun ömürler dileriz.
TRABZON YENÝ ASYA OKUYUCULARI
TEBRÝK Muhterem kardeþimiz Abdullah Özturan ile Çiðdem Hanýmefendinin
Muhammet Eyman adýný verdikleri bir erkek çocuklarý dünyaya gelmiþtir. Anne ve babayý tebrik eder, minik yavruya Cenâb-ý Hak'tan hayýrlý uzun ömürler dileriz.
TRABZON YENÝ ASYA OKUYUCULARI
ABD’DE ekonomik büyümenin geçen ay kar fýrtýnasýndan etkilendiði belirtilirken, ekonominin bu yýl büyümeyi sürdüreceði, ancak sadece mütevazi hýzda olacaðý bildirildi. ABD Merkez Bankasýnýn (Fed) çeþitli bölgelerden aldýðý ekonomik verilere dayanarak hazýrladýðý ‘’Bej Kitap’’ ad lý raporda, tüketici harcamalarýndaki zayýf toparlanmaya karþýlýk büyümenin ül kenin birçok bölgesini etkileyen kar fýrtýnasýndan ciddi biçimde etkilendiði ifade edildi. Ül ke genelinde istihdam piyasasýnýn zayýf ol mayý sürdürdüðü kaydedilen raporda, imalat sektöründeki büyümeye ve hizmet sektörüne olan talepteki artýþa dikkati çekildi. Raporda, ‘’Ýmalattaki aktivite birçok bölgede kuvvetlendi, özel likle yüksek teknolojili ürünler, otomobil ve maden sektöründe’’ denildi. Bej Kitapta, emlak sektörü ve istihdam piyasasý konusunda kötümser bir tablo çizilerek, þirketlerin kitlesel iþten çýkarmalarýnýn hýzýnýn yavaþladýðý, ancak yeniden iþe alma atmosferine girilmediði bildirildi. Washington / aa
Türkiye ile Güney Kore ortak nükleer araþtýrma yapacak
TÜRKÝYE ile Güney Kore’nin, nükleer santral konusunda ortak araþtýrma yapacaklarý belirtildi. Güney Kore’deki yerel medyada yer alan haberlere göre, iki ül kenin, Türkiye’de nükleer bir santral inþa edilmesi konusunda yakýnda bir Mutabakat Zaptý imzalayabilecekleri kaydedildi. Güney Kore Elektrik Þirketi KEPCO’nun, Türkiye’den yetkililerle, Mutabakat Zaptý konusunda görüþmelerde bulunduklarý ifade edildi. KEP CO yetkilileri yýlbaþýndan önce yaptýklarý açýklamada Karadeniz bölgesinde iki APR1400 tipi haf if su soðutmalý reaktör konusunda Türkiye ile görüþmeler olduðunu kaydetmiþlerdi. KEPCO heyeti, daha önce de Türkiye’ye gelerek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Taner Yýldýz’ý ziyaret etmiþti. Güney Koreli þirket temsilcilerinin, Sinop’ta inþa edilmesi planlanan nükleer santral için reaktör saðlama konusunda görüþmeler yaptýðý kaydedilmiþti. Seul / aa
Ýhracatta ‘ülke masasý’ dönemi
DIÞ ticaretten sorumlu Devlet Bakaný Zafer Çaðlayan, Türkiye’yi dýþ dünyaya tanýtmak, öncelikle ihracat yapýlacak ül keleri tanýmak adýna ül ke masalarý oluþturduklarýný açýkladý. Halihazýrda 33 ül ke masasýnýn görev yaptýðýný aktaran Çaðlayan, “Kim, nereden ne alýyor, hangi ül keyle çalýþýyor, sistemde görülebilecek.” dedi. Zafer Çaðlayan, Conrad Otel’de düzenlediði basýn toplantýsýnda ihracatý desteklemek için kurulan ‘ül ke masalarý’ ile ilgili bilgi verdi. Hedef ül keyi tanýyacak ve tanýtacak masanýn 14 kiþiden oluþacaðýný aktaran Çaðlayan, Çin’i örnek vererek, kurulacak masalarla ilgili þu bilgileri verdi: “Yeterince tanýyamadýðýmýz, bilgi birikimi yapamadýðýmýz pazarý, kurulan masayla tanýyacak. Engel leri aþmak suretiyle ge reken bilgi desteðini verecek ve ihracat kapasitesini artýracak. Kimi masalar birkaç ül ke yer alabilecek. Ýhracatçý birliklerinden dýþ ticaret müsteþarlýðý uzmanlarýndan yararlanýlacak.”
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/4/2010
3:02 PM
Page 1
12
ÝLAN
YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
y seri i l â n l a r çalýþtým, ama diðer sektörler de her tür iþ olabilir.. Tel: (0 537) 499 97 98 TOPOÐRAFIM ÝÞ arýyorum Süleyman Boyraz Tel: (0542) 832 12 89
ELEMAN ZÝHÝNSEL ENGELLÝLER
Öðretmeni ve Ýþitme Engelliler Öðretmeni aranýyor. Tel: (0 530) 347 23 20 ALÝBEYKÖY Yeþilpýnardaki þarküterimize þarküterici ön muhasebe, temizlikçi bay/bayan aranýyor. Adresimize 1 adet resimle þahsen: Karadolap Mahallesi Belgin Sokak No: 22 Yeþilpýnar Tel: 0 (212) 627 42 10 0 (212) 627 12 10 25 YAÞINI GEÇMEMÝÞ Toptan Kýrtasiyeye Eleman aranýyor Ýrtibat: 0 (312) 384 06 58
SATILIK DAÝRE SAHÝBÝNDEN BEYKENT'te güvenlikli site içerisinde otoparklý 105 m2 laminant parkeli 2+1 daireler Gsm: (0 537) 304 94 43 SAHÝBÝNDEN YEÞÝL Ýnþaat kalitesiyle Ýnnovia 1'de muhtelif kat ve cephelerde 1+1, 2+1, 3+1 harika daireler oturuma hazýr kaçýrýlmayacak fýrsatlar. Gsm: (0 532) 236 27 43 (0 532) 312 11 08 YEÞÝLKENT GAYRÝMENKUL'den 120 m2 Gürpýnar sitelerde 3+1 sýfýr güney cephe full bitmiþ 89.000 TL. Tel: 0(212) 855 51 34 Gsm: (0535) 612 51 55 190 M2 BEYKENT'te güvenlikli, kapalý otoparklý sitede mantolamalý binada güney cephe deniz manzaralý laminant parkeli jakuzili kombili ebeveyn banyolu 3+1 daire 135.000 TL. Tel: 0 (212) 855 51 34 Gsm: (0 535) 612 51 55 115 M2 BEYKENT'te Beyaz Ýnci Residence'de 2008'de inþaata baþlanmýþ hilton banyolu laminant parkeli Muhteþem daireler 145.000 TL' den baþlayan
ÝÞ ARIYORUM ANKARADA % 50
Özürlü Kadrolu Sigortalý Ýþ arýyorum. Mehmet Erim Tel: (0 532) 365 06 37 A. ÝZZET BAYSAL Gerede MYO Dericilik bölümü 2007-2008 mezunu-anadolu üniversitesi uluslararasý iliþkiler 2009-2010 öðretim yýlý 1. sýnýf öðrencisiyim, globus dünya þirketler grubu yabancý yayýnlar departmaný operasyon ve sevkiyat bölümünde çalýþtým. Ýþ arýyorum. Ramazan Hasoðlu 0531 568 60 69 ÝÞ ARIYORUM Mustafa Gürbüz Tel: (0 545) 804 65 39 ÝKÝTELLÝ, BAÞAKÞEHÝR civarýnda iþ arýyorum.. Daha önce Tekstil'de
fiyatlarla. Tel: 0 (212) 855 51 34 Gsm: (0 536) 930 93 33 320 m2 GÜNEY Cepheli laminant parkeli lüx 3 banyolu mutfaklý 100 m2 teraslý 4+1 masrafsýz full dublex daire 170.000 TL. Tel: 0 (212) 855 51 34 Gsm: (0 532) 285 54 09 Beylikdüzü Beykent Yeþilkent Gürpýnar bölgesinde sýnýrsýz portföyümüzle bir telefon kadar yakýnýnýzdayýz. SATILIK DAÝRE Isparta/Keçiborlu kaloriferli 1. Kat 2+1 odalý Örnek Evler (0 537) 647 6440 0 (332) 581 0481
SATILIK ARSA BURSA ORHANGAZÝ'de 5000 m2 þeftali bahçesi, 2.600 m2 zeytinlik, 12.000 m2 tarla, (m2'si 2 TL'den tarlalar). Yalovada 1.000 dönüm üzeri araziler ve liman yerleri. (0532) 574 11 15 (0532) 416 29 37
VASITA SATILIK ÝLK SAHÝBÝNDEN Era - 22.500.-TL 2009 model 1.4 team abs modelidir. Fabrika çýkýsý lpg'lidir. 22.000 km temiz araçtýr. Farlar ve sisler zenon daha yeni alýnmýþ. 15 jant lastik müzik tesisatý herþeyiyle temiz araç 25 000 liraya kadar 2006 üstü otomatik araçla takas olur. Panjur ve tam-
pon serviste deðiþti. Gsm: (0532) 740 43 96 KELEPÝR ORJÝNAL 4.000.-TL + 1.250 TL bandrol borcu alýcýya ait araç orjinal. Fabrika etiketleri dahi duruyor. Deðiþen hiçbir parçasý yok. Tüp dahi hiç takýlmadý. 3'üncü sahibiyiz, motoru ilk defa biz açtýrdýk, komple yenilendi. Baský balata sýfýr takýldý. Gsm: (0545) 522 44 30 33.000 KM GOLF pasifik - 33.750.-TL 2004 model 33.000 km çok temiz golf pasifik (21143022) sahibinden a raç ilk günkü gibi temiz ve bakýmlý kullanýlmadýðýndan dolayý satýyorum. Kaza vuruk çizik gibi ha sarlarý yoktur. Aracýn 28.000 km bakýmý yapýlmýþ olup bir sonraki bakýmý 38.000 de yapýlacaktýr. Gsm: (0532) 310 13 29 ÝLK SAHÝBÝNDEN emsalsiz vip modeli 17.950.-TL 2004 model doblonun en lüks modeli olan (VÝP) modeli araç ilk sahibinden olup 2 airbag camlarý ruh sata iþlenmiþ orijinal filmlidir. Orijinal cd çalarlý orijinal çelik jantlý 4 lastik sýfýr ayarýndadýr. Arka koltuk camlarý orijinal açýlýrkapanýr desi marka alarm vardýr. Tel: 0(212) 220 30 27 SAHÝBÝNDEN 3.30ia 2001 model - 44.500.-TL borusan çýkýþlýdýr. Tiptronik Þanzuman araçta brc marka lpg mevcuttur. En ufak bir problemi yoktur. Sol çamurluk deðiþmiþ ve sol ön kapýda boya vardýr.
Bixenon ve ev takip (farlar) far yýkama otomatik kararan dikiz aynasý sunroof elektrikli arka perde elektrikli ýsýtmalý aynalar spor koltuklar deri döþeme. Gsm: (0532) 739 09 09 DACÝA LOGAN 1.6 mpi laureate - 18.900.-TL arka kapýlarda çocuk kilidi yüksekliði ayarlanabilir. Sürücü koltuðu ön panjur krom sýralý five star Ýtalyan lpg yolcu okuma lambasý 3 noktadan baðlý arka emniyet kemeri anahtarla devre dýþý býrakýlan yolcu ön hava yastýðý 3 noktadan baðlý ve yükseklik ayarlý ön emniyet kemerleri. Gsm: 0(212) 470 10 95 YAKIT TASARRUFU benzin ve motorin kullanan bütün araçlarda yüzde 10-30 tasarruf. Güçte fark edilir artýþ. Yüzde 80 eksoz emisyonunda azalma, siyah dumaný azaltma, motor ömrünü uzatma vb...Made in USA. 230 ülkede kullaným, nasa patentli, epa ve tuv onaylý. garantili zararsýz mucize ürünler. Gsm: (0533) 665 66 17 YAKIT TASARRUFU ve performansda devrim 200.-TL nanocharger nano teknolojisiyle üretilen özel bor film filtresi ve nano-tube ile donatýlmýþ bir sistemdir. Nanocharger tüm 4 zamanlý motorlar için vakum üreten hava besleme sistemidir. Nanocharger sürücünün kullaným alýþkanlýklarýna baðlý olarak 8 ile arasýnda yakýt tasarrufu saðlayan bir sistemdir. Tel: 0(212) 280 35 39
ÇEÞÝTLÝ GÝYÝMKENT'in GÖZBEBEÐÝ iþ merkezinde full yapýlý yola cepheli 61 m2 kelepir fast food altý. Tel: 0(212) 438 18 20 Gsm: (0532) 561 59 95 ARMUTLU'da 27 Haziran - 11 Temmuz 16.250.TL satýlýk 70 m2 denize sýfýr 7.katta devremülk. Gsm: (0542) 417 37 54 KUZULUK'ta ÇOK hesaplý istediðiniz tarihlerde ihtiyaçtan satýlýk devremülkler. Gsm: (0542) 417 37 54 TEKSTÝLKENT G D bloklarý kapý aðzýnda 66 m2 köþe dükkân. Ýyi konumda yatýrýmcýya elveriþli. 80.000.-USD Tel: 0(212) 438 18 20 Gsm: (0532) 561 59 95 METÝNLER A.V.M. Hep ucuz, en ucuz Adresler: M. Akif Ersoy Mah. Fevzi Çakmak Cad. No: 27 Ý.H.L. Yaný TEL: 0 (384) 213 77 75 Y. Kayseri Cad. No: 5/C Turizm Ýl Müdürlüðü Karþýsý 0 (384) 213 76 14 Hacý Rüþtü Mah. Demir Hafýz Cad. No: 12 0 (384) 213 16 73 2000 Evler Ragýp Üner Mah. Zübeyde Haným Cad. No: 81 (Çatlýoðlu Mobilya Yaný) 0 (384) 215 37 37 Demir Hafýz Cad. Mezar Sok. No: 8 (Eski Zahire Pazarý Karþýsý) 0 (384) 213 15 41 Ragýp Üner Mah. Vefa Küçük Cad. No: 46/1 0 (384) 215 21 76 TOPTAN ve PERAKENDE pazar çantalarý
SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN e-mail: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81 Salih Kaya / Niksar-Tokat Tel: 0(356) 527 89 03 DEVREN SATILIK Akdere Caddesinde 90 m2 yapýlý devren satýlýk Cafe Piknik Ankara Ýrtibat: (0535) 673 51 84 KESTEL-TOKÝ BURSA'da sahibinden devren satýlýk konut. 3+1, merkezi sistem, 10.kat, güney-batý cepheli, ýsý yalýtýmý çok iyi. 48.000 TL. Aylýk ödemeler: 727 TL. Tel: (0505) 500 70 46 OKULUMUZDA TÝYATRO, sinema, diksiyon, org kurslarý baþlamýþtýr. Millî Eðitim onaylý sertifika verilir, iþ imkâný saðlanýr. Tel: 0(212) 250 77 28 DOSTLAR BÜFE paket servisimiz vardýr Prof. Kazým Ýsmail Gürkan Cad. Üretmen Han No: 27/1-2 Caðaloðlu/ÝST 0 (212) 513 02 09 512 74 62 Gsm: (0532) 482 96 97 KANAAT BÜFE fast food Ýsmail Çakýl (0 537) 660 70 89 Yüksel Ergin (0 539) 774 23 83 Prof. Ýsmail Gürkan Cd. No: 27 Caðaloðlu/ÝST Tel: 0 (212) 513 78 75 0 (212) 519 16 37 YENÝ KARADENÝZ aile pide ve kebap salonu hýzlý paket servisimiz vardýr. Yerebatan Cad. Hamam Sokak No: 2 Caðaloðlu-ÝSTANBUL Tel: 0 (212) 520 76 82526 64 13
ZAYÝ Nüfus Cüzdanýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Rümeysa Feyza Çiçek / ÝSTANBUL
T. C. GEBZE 1. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Menkulün Açýk Artýrma ÝLANI
T. C. ÜMRANÝYE 1. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA ÝLANI
BÜYÜKÇEKMECE 3. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜNDEN TAÞINIR AÇIK ARTIRMA ÝLANI
2009/2281 TAL. Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 25/03/2010 saat 10.30-10,35 arasýnda KOCAELÝ OSMAN YILMAZ MAH. DARICA SAPAÐI KARÞISI NO: 38 ÇAMLICA OTOMOTÝV. GEBZE/KOCAELÝ adresinde yapýlacak ve o günü kýymetinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde 30/03/2010 günü ayný yer ve saatler arasýnda 2. artýrma yapýlacaðý, þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden alýnacak KDV'nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýndan görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. 24.02.2010
Dosya No: 2009/1212 E. Bir borçtan dolayý rehinli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri bulunan mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 08/04/2010 günü, Saat 12:00’dan 12:05.’e kadar “ÇAKMAK OTOPARKI 23 Nisan Cad. Karaca Sok. NO: 61 Ümraniye /ÝSTANBUL “ adresinde yapýlacak olup, iþbu artýrmada artýrma bedelinin muhammen kýymetin % 60’ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasý ve bundan baþka paraya çevirme ve paralarýn paylaþtýrýlmasý masraflarýný geçmesi þarttýr. Bu miktara istekli bulunmadýðý takdirde 13/04/2010 günü ayný yer ve saatte ikinci artýrma yapýlacaktýr. Þu kadar ki, ikinci artýrmada, artýrma bedelinin malýn muhammen kýymetinin % 40’ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasý ve bundan baþka paraya çevirme ve paralarýn paylaþtýrýlmasý masraflarýný geçmesi þarttýr. Mahcuzun satýþ bedeli üzerinden %....oranýnda K.D.V.'nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, daha fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur.
Dosya No: 2010/220 Talimat. Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar, satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci Artýrmanýn 26.03.2010 günü 11.20-11.30 Saatleri arasýnda Güneþ Otoparký Tepekent Giriþi Yalý Caddesi Çatalca yolu üzeri Büyükçekmece Ýstanbul adresinde yapýlacak ve o günün kýymetinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde, 31.03.2010 günü ayný yer ve saatte ikinci artýrma yapýlarak satýlacaðý. Þu Kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin yüzde kýrkýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklýlarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 Oranýnda KDV'nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 25.02.2010
YTL 20.000,00
Adet 1
Malýn cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri) 41 D 7932 PLAKA SAYILI MÝTSUBÝSHÝ MARKA 2000 MODEL BEYAZ RENKLÝ, PRESTÝP DELUS TAÞIT OTOBÜS.
B: 14010
T. C. SULTANBEYLÝ 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI Dosya No: 2010/294 Tal. Örnek No: 25 Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup; Birinci artýrmanýn 24.03.2010 günü Saat 10.00-10.05 Ahmet Yesevi Mah. Bosna Bulvarý Kuzey Yanyol Altýnova sk. No: 18 Sultanbeyli'de yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60‘ýna istekli bulunmadýðý takdirde 29.03.2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý; þu kadar ki artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40‘ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu; mahcuzun satýþ bedeli üzerinden K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýndan görülebileceði ; gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla Dairemize buþvurmalarý ilan olunur. 22.02.2010 S.No Bedeli (TL) Adedi Cinsi 1- 10.000,00 TL 1 Adet 07 CGD 85 Plakalý Opel Combo Marka 1.3 CDTI, motoru daðýnýk þekilde bagajýnda ön cam kýrýk, sol ön cam kýrýk, motor parçalarýnda eksik olabilecek, anahtarý ve aýrbag yoktur. Ön panjur kýrýk, muhtelif yerlerinde ezik ve çizikler olan kamyonet. Toplam:
10.000,00
Muhammen Kýymeti 10.000,00 TL (Onbin Türk Lirasý)
Adedi 1
Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Özellikleri) 34 BU 7845 plaka sayýlý 2006 model TATA marka 4*2 Çift Kabin STD Bordo Renkli Açýk Kasa Kamyonet tipli araç.
Muhammen Kýymeti : Tutarý-YTL Adedi Cinsi-Mahiyeti-Önemli nitelikleri 50.000,00 YTL 1 34 ZL 1907 plakalý, Man marka, 2007 model, çekici araç 18:430(4x2) BLS LX E3 tip, ultramarin mavi renkli, hasarsýz, dorsesiz, ruhsatý yok, anahtarý var.
B: 13911
50.000,00 YTL TOPLAM
B: 13998
ÝSTANBUL 2. SULH HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2008/167 Esas. KARAR NO : 2008/560 Davacý BANKO MÜZÝK A. Þ. ADINA DEN KUR ÜYELERÝ MUHARREM GÖKHAN ve Murat SARITAÞ tarafýndan davalýlar aleyhine mahkememizde açýlan Alacak davasýnýn yapýlan açýk yargýlamasý sonunda hüküm özetinin alacaðý temlik alan Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu vekili tarafýndan davalýlardan Güner Coþkun, Güven Aydýn, Fatih Çon ve Serkan Bekem‘e ilanen teblið edilmesi talep edilmiþ ve ilanen tebliðine karar verilmiþ olmakla ; HÜKÜM: Davanýn Mahkememizin görevsizliði nedeniyle REDDÝNE, görevli mahkemenin Ýstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin olduðuna Ýstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsizlik kararý vermesi nedeniyle kararýn bu þekilde kesinleþmesi halinde olumsuz görev uyuþmazlýðýnýn çözülmesi için dosyanýn Yargýtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmesine, dair verilen hüküm kararýn son ilan tarihinden 15 gün sonra teblið edilmiþ sayýlacaðý ve tebliðinden itibaren 8 gün içinde temyiz edilebileceði, aksi taktirde hükmün kesinleþeceði, ilanen teblið olunur. 22/02/2010 B: 13922
BÜYÜKÇEKMECE 3. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜNDEN TAÞINIR AÇIK ARTIRMA ÝLANI Dosya No: 2009/5032 Talimat. Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar, satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci Artýrmanýn 08.04.2010 günü 10:45-10:55 Saatleri arasýnda Çakmaklý mah. Kýraç mevkii 188. sok. No: 3 B.ÇEKMECE/ÝST. adresinde yapýlacak ve o günün kýymetinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde, 13.04.2010 günü ayný yer ve saatte ikinci artýrma yapýlarak satýlacaðý. Þu Kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin yüzde kýrkýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklýlarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 Oranýnda KDV'nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 26.02.2010
Muhammen Kýymeti : Tutarý-YTL 23.000,00 YTL
Adedi Cinsi-Mahiyeti-Önemli nitelikleri 1 06 RFU 60 Plakalý, Arazi Taþýtý Jeep, Siyah renkli Orjinal Teybi yok, muhtelif çizikler var. Kýrýk vuruk yok 2008 model Ssanyong marka. (anahtar var, ruhsat yok.)
B: 13897
23.000.00 YTL TOPLAM
TL
B: 14073 T. C. ÜMRANÝYE 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI T.C. PENDÝK 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA ÝLANI Dosya No: 2009/3391 T. Bir borçtan dolayý rehinli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri bulunan mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 07/04/2010 günü, Saat 10:00’dan 10:05’e kadar “LEVENT OTOPARKI Mimarsinan Cad. No: 48 Pendik Stadý Karþýsý Pendik/ÝSTANBUL“ adresinde yapýlacak olup, iþbu artýrmada artýrma bedelinin muhammen kýymetin % 60’ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasý ve bundan baþka paraya çevirme ve paralarýn paylaþtýrýlmasý masraflarýný geçmesi þarttýr. Bu miktara istekli bulunmadýðý takdirde 12/04/2010 günü ayný yer ve saatte ikinci artýrma yapýlacaktýr. Þu kadar ki, ikinci artýrmada, artýrma bedelinin malýn muhammen kýymetinin % 40’ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasý ve bundan baþka paraya çevirme ve paralarýn paylaþtýrýlmasý masraflarýný geçmesi þarttýr. Mahcuzun satýþ bedeli üzerinden %....oranýnda K.D.V.'nin alýcýya ait olacaðý ve sa týþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, daha fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. Adedi Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Özellikleri) Muhammen Kýymeti 20.000,00 TL 1 34 EB 4507 plaka sayýlý 2006 model HYUNDAÝ (Yirmibin Türk Lirasý) marka Kapalý Kasa Kamyonet Tipli Muhtelif B: 14002 yerlerde çizik.
DOSYA NO: 2009/5134 T. ÖRNEK NO: 25 Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 19.03.2010 günü 10.00-10.10 saatleri arasýnda ÝNALLAR OTOMOTÝV ATATÜRK MAH. SÝPAHÝ CAD. N0: 2 ÜMRANÝYE yapýlacak ve o günün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 24.03.2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlacaðý. Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklýnýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði taktirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, satýþa iþtirak etmek isteyenlerin muhammen bedelin % 20‘si oranýnda nakit para ya da eþ deðerde banka teminat mektubu vermeleri þarttýr. Fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla dairemize baþvurmalarý ilan olunur. (Ýc.Ýf.K. 114/1, 114/3) Yönetmelik Örnek No: 25 Muhammen kýymeti LÝRA (TL) ADEDÝ CÝNSÝ 80.000,00 TL 1 06 M 3855 PLAKALI, 2006 MODEL LINCOLÝN NAVÝGATOR MET. ARAZÝ TAÞITI SÝYAH RENKLÝ. ANAHTAR VE RUHSATI YOK. ÞANZUMANI YOK, MOTOR AKSAMI EKSÝK. B: 13861
T. C. ÜSKÜDAR 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA ÝLANI DOSYA NO: 2010/129 T. ÖRNEK NO: 25 Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 01/04/2010 günü saat: 10,00-10,10’de Galeri 2000 Otoparký - Nuhkuyusu cad. N.10 Üsküdar yapýlacak ve o günün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 06/04/2010 günü ayný yer ve saatte 2. Artýrma yapýlarak satýlacaðý. Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklýnýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 oranýnda K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði taktirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 26.02.2010 Muhammen kýymeti LÝRA ADEDÝ CÝNSÝ 20.000,00 YTL 1 34 EK 1952 plaka sayýlý Citroen 2007 model, siyah renkli, sað ve sol tarafý ön taraftan arka tarafa kadar vuruk, kapýlarýn marþbielleri yok, sað ayna kýrýk ruhsat ve anahtar yok, 20.000,00 YTL Toplam
(Ýc.Ýf.K. 114/1, 114/3) Yönetmelik Örnek No: 25
B: 13887
13:Mizanpaj 1
3/4/2010
1:24 PM
Page 1
13
DÝZÝ
YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
KOMUTAN ‘EÞÝNÝN BAÞINI AÇ’ DEDÝ
Yýllardýr kanayan baþörtüsü yasaðý, çeþitli eylemlerle protesto ediliyor. Ýbrahim Özdabak imzalý karikatürler bu eylemlerin önemli figürlerinden biri haline geldi.
1998 YILINDA YAÞ KARARIYLA ORDUDAN ÝHRAÇ EDÝLEN ESKÝ KIDEMLÝ ÜSTEÐMEN MEHMET YÜKSEL GÜNEÞ, 28 ÞUBAT SÜRECÝNDE KOMUTANININ "EÐER EÞÝNÝN BAÞINI AÇARSAN ORTADA BÝR SORUN KALMAZ" DEDÝÐÝNÝ ÝFADE ETTÝ.
UMUT YAVUZ yavuz@yeniasya.com.tr
Ne zaman ve ne þekilde ordudan ihraç edildiniz? Aðustos 1998 yýlýnda Konya Personel Okulu’nda Kýdemli Üsteðmen olarak görev yaparken YAÞ kararlarý ile ihraç edildim. Ýhraç kararýndan önce de bir iki defa çaðrýlýp ikaz edilmiþtik. O zaman beni ikaz etmek isteyen komutanlarým, “Mehmet seni tanýyoruz. Çalýþkansýn, dürüstsün, önemli bir askerimizsin. Ama hareketlerine dikkat etmelisin” diye uyarmýþlardý. Ben de tabiî ki hangi hareketimden dolayý ikaz edildiðimi ýsrarla sordum. Konuþtukça asýl konuya gelindi. Bana eþimin baþörtüsünden dolayý ikaz edildiðim ve eþim baþýný açtýðý takdirde ortada bir sorun kalmayacaðý söylendi. Yani tamamen eþimin tesettüründen dolayý orduda disiplinsizlikle suçlanmýþtým. Halbuki o güne kadar çok sevilen ve üstün hizmetler veren bir askerdim. Komutanlarýmýz da bunu defaatle söylemiþlerdi. Netice itibariyle biz tabiî ki bu akýl almaz teklifi kabul etmedik. Eþim baþýný açmadý. Bunun üzerine de 4 Aðustos 1998’de 14 yýllýk askerlik görevimizden tek bir kararla ihraç edilmiþ olduk.
4
Görev süreniz boyunca dindar olmanýzdan dolayý bir sýkýntý yaþadýnýz mý? Þimdi bir asker orduya katýldýðý zaman önce bakýlýyor, kendisinde yahut ailesinde herhangi bir Ýslâmî emare var ise, yani tesettür, sakal, gümüþ yüzük, eþinin veya annesinin baþý kapalýysa, babasý sakallýysa, vs... bu hemen “Þüpheli Sakýncalý Personel” olarak fiþleniyor. Derhal potansiyel bir suçlu ve tehlikeli personel statüsüne alýnýyor. Bu noktada hafiyeler devreye giriyor. Bu insanlar sizi 2 yýl boyunca sürekli takip ediyorlar. Her attýðýnýz adým takip ediliyor. Evinize ziyaretler yapýlýyor. Bu ziyaretlerde aile yapýnýz, eviniz inceleniyor. Size kritik sorular soruluyor. Meselâ Yarbay bir amirimiz evimize ziyarete gelmiþti. 6 yaþýndaki çocuðuma Atatürk’le ilgili, din ile ilgili sorular sordu sürekli olarak. Þimdi biz yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkeyiz. Eðer bir insanýmýzda Ýslâmî bir emare ararsa-
‘‘
Bana eþimin baþörtüsünden do layý ikaz edildiðim ve eþim baþýný açtýðý takdirde ortada bir sorun kalmayacaðý söylendi. Yani tamamen eþimin tesettüründen dolayý orduda disiplinsizlikle suçlanmýþtým. Halbuki o güne kadar çok sevilen ve üstün hizmetler veren bir askerdim. Komutanlarý mýz da bunu defaatle söylemiþlerdi. Netice itibariyle biz tabiî ki bu akýl almaz teklifi kabul etmedik. Eþim baþýný açmadý.
hükümetinin yanlýsý olduðumuz iddia edildi. Komutanlarým “Biz senin aslýnda bu siyasî görüþe sahip olmadýðýný biliyoruz. Ama biz de üzülerek bunu sana söylemek durumundayýz.” diyorlardý. Bazý komutanlar da sýrf sicil almak için ve rütbe yükseltmek için kendi komutasý altýnda hiç dindar insan býrakmamaya özen gösteriyorlardý. Birilerine hoþ görünmek için bunu yapýyorlardý. Bu uðurda da bizim gibi iyi askerleri de harcadýlar. Nitekim o zaman kimin komutasýnda eþi tesettürlü asker yoksa o daha çok yükselme þansý yakalýyordu. Bize yapýlan ikazlardan birinde “Eþinizin kýyafeti çaðdaþ Atatürk ilke ve inkýlaplarýna aykýrýdýr” de-
nilmiþti. Ben de bunu red ettim tabiî. Zira hiçbir kanunda bu yazmaz. Tamamen hukuksuz ve gayri kanunî bir gerekçe. 28 Þubat sürecinin etkisiyle böyle bir furya baþlamýþtý. Halbuki o zamandan önce benim eþim rahatça ordu evlerine giriyordu, hatta düzenlenen bir çok organizasyona da katýlabiliyordu. Ancak 28 Þubat sürecinin etkisiyle herþey birdenbire deðiþti. Eþim öðretmendi, öðretmenlik yapamamaya baþladý. Bununla kalmadýlar beni de eþimin tesettürü sebebiyle ihraç ettiler. Atýlmamdan hemen sonra Albay lojmanda benim evime ziyarete geldi. “Ne ben ne de Tümgeneralimiz senin atýlman için herhangi bir giriþimde bulunmadýk. Bu tamamen yukarýdan kaynaklanan bir karardýr” dediler. Halbuki benim 1. ve 2. Sicil Amirlerimin raporu olmadan atýlmam tamamen illegal bir durumdur. Zira 1. ve 2. Sicil Amirlerim iki defa bana 60’tan aþaðý sicil notu verirse, iþte o zaman ancak atýlabilirim. Þimdi Albay’ým ve Tümgeneral’im öyle bir talepte bulunmadýklarýný ve düþük sicil notu vermediklerini söylüyorsa, burada ciddî illegal bir durum sözkonusudur. Demek ki askeriye içinde kurallarý ve herþeyi hiçe sayan bir zihniyet, bu atýlmalarý saðlýyor. Bir diðer hukuksuz durum da þöyleydi. Normalde bizim atýldýðýmýz YAÞ toplantýsý Cuma günü yapýldý. Bu kararlar yasalar gereði Cumhurbaþkaný’nýn imzasý olmadan yürürlüðe girmez. Halbuki bize YAÞ’ýn olduðu gün “Tedbirinizi alýn, hazýrlýðýnýzý yapýn atýldýnýz” þeklinde bir bilgi geldi. Yani daha Cumhurbaþkaný onaylamadan bu karar kesinleþmiþ oldu. Nitekim Cumartesi günü de resmen teblið ettiler. Cumhurbaþkanýnýn onayýna bile gerek görmediler. Bu da hukuksuzluðun ve haksýzlýðýn en bariz örneðidir... Sonradan hakkýnýzý aramak için birþeyler yaptýnýz mý? Ben atýldýktan sonra Bilgi Edinme kanunu çýktýðýnda, bir dilekçe vererek atýlma gerekçemi sordum. Bana kanun gereði bir cevap yolladýlar. Cevapta YAÞ kararý ile atýlma gerekçelerimin bulunduðu bir belge ulaþtýrýldý. Ancak belgenin neredeyse her tarafý karalanmýþtý. Sadece kýsaca “Ýslâmî devrim yanlýsý olmanýz sebebiyle” þeklinde bir ibare vardý. Belgenin her tarafýnýn neden karalanmýþ olduðunu soran bir dilekçe daha gönderdim. Bunlarýn devlet sýrrý kapsamýna girdiðinden ve gizli olmasý sebebiyle karalandýðýný söylediler. Halbuki bunlar benim ordudan atýlma gerekçelerim. Atýlan benim ve bu benden nasýl gizlenebilir. Bu nasýl bir devlet sýrrý olabilir.
{
YARIN: ÝNANÇ HÜRRÝYETÝNÝ GURBETTE TATTILAR
YAÞ kararlarýyla ordudan ihraç edilen eski kýdemli üsteðmen Mehmet Yüksel Güneþ
{
6
nýz iki yýl boyunca, illaki birþeyler bulursunuz. Ya namaz kýlar, ya oruç tutar, ya camiye gider, ya bir türbeye gider duâ eder. Ya da ailesinde muhakkak dindar insanlar bulunur. Özellikle bu hafiyeler de üstlerine elleri boþ bir raporla gitmemek için ne bulurlarsa yazarlar. O insaný attýrmak için ellerinden geleni yaparlar. Sözkonusu sicil formunda meselâ “sosyal durumu” þeklinde bir madde var. Sicil amirinin insafýna kalmýþ bunu nasýl dolduracaðý. Burada özellikle içki içer mi, içkili toplantýlara, balolara katýlýr mý gibi kriterler sözkonusu. Yani özellikle orduda sadece böyle insanlar bulunsun istiyorlar. Yani orduda dini hassasiyeti olan insanlar bulunmasýn arzu ediyorlar. Her halde ilerde bir ihtilâl yaparsak eðer, bu kiþiler sorun çýkarýr diye düþünüyorlar. Halbuki Ýngiliz ordusunda, Amerikan ordusunda dindar subaylar var. Bunlar her türlü inançlarýný ve ibadetlerini açýktan yerine getirebiliyorlar. Din subaylarý bile var. Bu ordularýn hiçbiri bu sebeple batmadý. Bizim ordumuz neden dinden bu kadar korkuyor? Ben harb okuluna yazýlýrken bana böyle bir þeyden bahsedilmemiþti. Yani bir gün namaz kýldýðým için yahut eþim kapalý olduðu için ihraç edileceðim söylenseydi, ben hiç bu okula yazýlmazdým. Sýrf eþim kapalý olduðu için o dönemin
PAÞALAR YARGILANDIKLARINA ÞÜKRETSÝN Ordudan atýlmýþ bir Türk Silâhlý Kuvvetleri mensubu olarak hisleriniz nedir? Peygamber ocaðý olarak bilinen bir kurumda bu tür bir muameleye maruz kalmanýzý nasýl deðerlendiriyorsunuz? Aslýnda bu zihniyet ordumuzda her zaman vardý. Ne zaman bir sað iktidar hükümete gelse, orduda bir rahatsýzlýk oluþur. Ordumuz sað iktidarlarý sevmiyor. Bunun kendilerine “Atatürk’ten ve Ýnönü’den bir miras olarak kaldýðýný” iddia ediyorlar. Hatta Abdullah Öcalan’ýn Ecevit döneminde yakalanmasý da bence bir sol iktidarý parlatmak için yapýlmýþ olabilir. Çünkü ordu sað iktidarlarý istemiyor. Þimdi EMASYA deniliyor... 28 Þubat’la birlikte baþladýðý sanýlýyor bunun. Halbuki bu süreçten önce de EMASYA vardý. Bu EMASYA toplantýlarýna biz de katýlmak durumunda kalýyorduk. O zaman bizlerden
dinî yayýnlarý, radyolarý takip etmemiz, camileri denetlememiz ve etrafýmýzdaki baþörtülüleri, namaz kýlanlarý fiþlememiz isteniyordu. Ne yazýk ki dindar bilinen subaylar bile, sýrf rütbeleri ellerinden gitmesin diye, bu fiþleme ve denetleme faaliyetlerine destek veriyorlardý. Þimdi yine Ergenekon, günlükler ve darbe planlarý sebebiyle yüksek rütbeli askerlerin ve generallerimizin gözaltýna alýndýðýna ve sorgulandýklarýna þahit oluyoruz. Ben buradan Paþalara seslenmek istiyorum. Bence hakim önüne çýkarýldýklarýna þükretmeliler. Zira bizim öyle bir þansýmýz da olmamýþtý. Bizi yargýlamadan, sorgulamadan ihraç ettiler. Benim gibi yaklaþýk 2 bin tane subay atýldý bu þekilde... Þimdi bence gitsinler paþa paþa ifade versinler. Hatta itiraf etsinler darbeci olduklarýný. Bunu inkâr etmesinler. Zira böylesi daha onurlu bir davranýþ olur.
ALLAH ALLAH DEDÝÐÝMÝZ ÝÇÝN ATILDIK Genelkurmay Baþkaný “Allah Allah” diyen bir ordumuz olduðunu söylemiþti halbuki... Sayýn Genelkurmay Baþkaný “Allah Allah” diyen bir ordu bunlarý yapmaz diyor. Halbuki biz tam da “Allah, Allah” dediðimiz için ordudan atýlmýþtýk. Benim gibi binlercesi bu sebeple atýldýlar. Yine sayýn Genelkurmay Baþkaný orduya karþý “asimetrik psikolojik harekât” yapýldýðýný iddia ediyor. Ama sayýn Genelkurmay Baþkaným ordumuz bu tür uygulamalarýyla kendi kendine asimetrik psikolojik harekât yapmýþ olmuyor mu? Ordunun imajý ve güvenilirliði bu þekilde sarsýlmýyor mu? Siz þimdi bizim gibi ordudan atýlanlarý ve bunlarýn yakýnlarýnýn ordu hakkýndaki düþüncelerinin ne kadar sarsýlacaðýný ve zedeleneceðini bir düþünün. Ordunun ülkemizde itibarý yüksek deniliyor. Evet yüzde 70-80 civarýndadýr. Yüksek
görünür. Ama esasýnda ordu gibi önemli bir kurumun itibarýnýn ve saygýnlýðýnýn yüzde 100 olmasý gerekmez mi? Zira hangi siyasî görüþten olursa olsun bütün vatandaþlarýmýzýn bizzat hizmet verdiði ve gönülden baðlý olduðu yegâne kurumdur. Bence itibar ve güvenilirlik yüzde 70’lere düþmüþse, ordumuzun bunu kendisine sormasý gerekir, bu insanlar neden bize inanmýyor, güvenmiyor diye... Bize bu zulümleri yapan ve bizi haksýz yere sýrf dindar olduðumuz için ihraç eden kendi ordumuz... Bunu bir CIA ve MOSSAD yapmadý. Ordumuz bu þekilde kendisini din düþmaný konumuna sokmaktadýr. Bence bu durumun düzeltilmesi için derhal YAÞ ile ihraç edilenlerin önce yargý önüne çýkarýlýp, yargýlanma ve savunma haklarýnýn verilmesi gerekir. Daha sonra ise haklarýnýn ve itibarlarýnýn iade edilmesi þarttýr.
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/4/2010
3:27 PM
Page 1
14
SPOR
YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
Fildiþi Sahili Hiddink'e 2 aylýk teklifte bulundu
BAKIÞ
Karabük Süper Lig için gün sayýyor..
(A) MÝLLÝ TAKIM'IN BAÞINA AÐUSTOS AYINDA GEÇECEK TEKNÝK DÝREKTÖR HÝDDÝNK, ''KARAR VERMEDEN ÖNCE ÇÖZMEM GEREKEN KONULAR VAR'' DEDÝ. Ýspanyol basýný, Daniel Güiza'nýn gelecek sezon Atletico Madrid'de forma giymesi için hareketlenme olduðunu iddia etti.
Atletico Madrid Guiza'yý istiyor DANÝEL GÜÝZA'NIN ATLETÝCO MADRÝD ÝLE GÖRÜÞTÜÐÜ ÝDDÝALARI YENÝDEN GÜNDEME GELDÝ. ÝSPANYOL spor gazeteleri, Fenerbahçe'de forma giyen Daniel Güiza'nýn Atletico Madrid kulübü ile görüþtüðü iddialarýný yeniden gündeme getirdi. AS gazetesi, Güiza'nýn gelecek sezon Atletico Madrid'de forma giymesi için hareketlenme olduðunu iddia etti. Atletico Madrid'in iki yýldýz oyuncusu Kun Agüero ile Diego Forlan'dan birinin sezon sonunda ayrýlmasý halinde yerine gelebilecek ilk isim olarak Güiza gösteriliyor. Güiza'nýn menajerinin 1997-98 yýlýnda Christian Vieri'yi Atletico'ya getiren Quique Pina olduðu belirtilirken, "Güiza, Vieri'nin izinden yürüyor" yakýþtýrmasý yapýldý. Öte yandan Daniel Güiza'da Fransa karþýsýnda forma giydi. 80. dakikada Silva'nýn yerine oyuna giren Güiza için yapýlan yorumlarda, ''O, Dünya Kupasý'nda Milli Takýmýn 3. forveti olacak. Del Bosque'nin gözünde Villa ve Torres'den sonra Güiza geliyor. Güiza, Negredo'ya karþý bilek güreþini kazandý'' denildi. Ýspanya, deplasmanda oynadýðý bu özel maçý 2-0 kazandý.
ULUSLARARASI Futbol Federasyonlarý Birliði'nin internet sitesi fifa.com'da, ''Filler (Fildiþi Sahili Milli Takýmý), Hiddink'i hedefliyor'' denildi. Fifa.com'da, Aðustos ayýnda (A) Milli Futbol Takýmý'nýn baþýna geçecek Guus Hiddink ile ilgili bir haber yayýmlandý. Fildiþi Sahili Futbol Federasyonu'nun, Rusya Milli Futbol Takýmý ile sözleþmesi Haziran sonunda dolacak ve Aðustos ayýnda (A) Milli Takým'ýn baþýna geçecek Hollandalý teknik adam ile ara döneme denk gelen 2010 Dünya Kupasý boyunca çalýþmak istediði anlatýlan haberde, ''Eski Chelsea teknik direktörü Guus Hiddink, Dünya Kupasý'nda Fildiþi Sahili Milli Takýmý'ný çalýþtýrmasý muhtemel'' denildi. Rusya Futbol Federasyonu'nun, Hiddink ile bu süre zarGuss Hiddink fýnda çalýþma konusunkarar vermekte da ýsrar ettiði, ancak Hidzorlanýyor. dink'in Fildiþi Sahili'nin teklifinden etkilenebileceði belirtilen haberde, Fildiþi Sahili Futbol Federasyonu Baþkaný Jacques Anouma'nýn, BBC'ye yaptýðý açýkla-
ma da yer aldý. Ana hedeflerinin, Hiddink olduðunu ifade eden Anouma, ''Guus, teklif götürdüðümüz teknik direktörlerden biri. Ýstediðimiz biri, görüþmeler devam ediyor, ancak bir karar verilmedi. Muhtemelen gelecek hafta ortalarýnda sonuçlanacak'' dedi. Haberde, Fildiþi Sahili Futbol Federasyonu'nun, Afrika Uluslar Kupasý'ndaki baþarýsýz sonucun ardýndan Vahid Halilhodziç'in görevine son verdikten sonra gözünü Hiddink'e diktiði, ancak Anouma'nýn listesindeki tek ismin bu olmadýðý da ifade edildi. Bu görev için Ýsveçli antrenör Sven-Goran Eriksson'un isminin de geçtiði kaydedildi. ''Hiddink iþi olmazsa, Filler, baþka birine bakmak durumunda kalabilirler, ancak Hiddink, bazý þeyler çözülürse teklife sýcak bakýyor'' denilen haberde, 63 yaþýndaki teknik direktörün, ''Karar vermeden önce çözmem gereken konular var'' ifadelerine de yer verildi.
MÝLLÝLERÝN HONDURAS GALÝBÝYETÝ SEVÝNDÝRDÝ A MÝLLÝ Futbol Takýmý Sorumlu Yardýmcýsý Oðuz Çetin, Honduras maçýnde bünyedeki ve yeni oyuncularýn son durumlarýný gördüklerini ve neticenin olumlu olduðunu söyledi. Çetin, yoðun maç programý içinde oyuncularýnýn iyi bir performans gösterdiðini belirterek, "Honduras maçýnda hem eski oyuncularýmýzýn hem de yeni oyuncularýmýzýn son durumlarýný gördük. Futbolcularýmýzýn performanslarýný görmek adýna oldukça önemliydi. Düþündüklerimizi yerine getirdik. Oyundan memnunum" dedi. Oðuz Çetin,
Basketbolda bayanlar finalleri Bandýrma'da
A Milli Takým Teknik Direktörü Guus Hiddink'e yardýmcý olmak için TFF tarafýndankendisineverilengörevikabulettiðinivebundandolayýdamutlu olduðunu kaydetti. A Milli Takým'ýn Honduras maçýnda golünü atan futbolculardan Emre Güngör de, A Milli Takým formasýyla ilk kez gol attýðý için mutlu olduðunu söyledi. Sakatlýðý nedeniyle Milli Takým'dan uzak kaldýðýný ifade eden Emre, "Artýk sakatlýðým geçti. Kendi takýmýmda ve A Milli Takým'da oynuyorum" diye konuþtu.
Hamit: Hiddink'in kalitesi tartýþýlmaz
BASKETBOLDA Teknosa Bayanlar Türkiye Kupasý Sekizli Final maçlarý, Bandýrma'da yapýlacak. Basketbol Federasyonu'ndan yapýlan açýklamada, bu yýl 18'incisi düzenlenecek Teknosa Bayanlar Türkiye Kupasý maçlarýnýn 2627-28 Mart'ta Bandýrma'da gerçekleþtirileceði bildirildi. Banvit Kara Ali Acar Spor Salonu'nda yaþanacak kupa mücadelesinde 8 takým 3 gün süresince þampiyon olabilmek için çaba harcayacak. Türkiye Bayanlar Basketbol Ligi'nde 2009-2010 sezonunun birinci devresini puan cetvelinin ilk 8 sýrasýnda tamamlayan Fenerbahçe, Mersin Büyükþehir Belediyesi, Galatasaray, Beþiktaþ Cola Turka, Ceyhan Belediyesi, PANKÜP Kayseri Þekerspor, Samsun Basketbol ve Ýstanbul Üniversitesi takýmlarý Teknosa Bayanlar Türkiye Kupasý'nýn sahibi olabilmek için mücadele edecek. Bu arada Teknosa Bayanlar Türkiye Kupasý'nýn tüm maçlarý D Spor ve www.teknosaturkiyekupasi.org adresinde naklen yayýnlanacak.ö
MÝLLÝ FUTBOLCU, KARÝYERÝ BAÞARILARLA DOLU YENÝ HOCALARININ GELMESÝNÝ DÖRT GÖZLE BEKLEDÝKLERÝNÝ SÖYLEDÝ.
MÝLLÝ futbolcu Hamit Altýntop, A Milli Futbol Takýmý'nýn yeni teknik direktörü Guus Hiddink'in tartýþýlmaz bir isim olduðunu söyledi. Hamit, Hiddink'in, baþarýlarla dolu bir kariyere sahip olduðunu dile getirerek, "Hiddink tartýþýlmaz. Gittiði takýmlarda baþarýlý olduðunu ve iyi futbol oynattýðýný gördük. Umarým burada da tecrübesi ve kalitesini yansýtýr. Kendisiyle çalýþmayý dört gözle bekliyoruz. Hollanda ekolünde hýzlý futbol oynanýyor. Umarým bizdeki kaliteyle de öyle futbol oynarýz. Bu, zaman alabilir; sabýrlý olmak lazým.'' diye konuþtu.
Eskiþehir'in kozlarý eski 3 G.Saraylý ESKÝÞEHÝRSPOR'UN Galatasaray'dan transfer ettiði 3 futbolcu Cimbom'a karþý oynayacak. Eskiþehirspor'un sezon baþýnda transfer ettiði Ümit Karan ve Volkan Yaman ile devre arasýnda sarý-kýrmýzýlý takýmdan kiraladýðý Aydýn Yýlmaz, Galatasaray'a karþý forma giyecek. Yaklaþýk 8 sezon formasý giydiði ve takým kaptanlýðýný yaptýðý Galatasaray'dan sezon baþýnda Eskiþehirspor'a transfer olan Ümit Karan, kýrmýzý-siyahlý forma altýnda da takým kaptanlýðýný sürdürüyor. Galatarasay'ýn 2007'de Antalyaspor'dan transfer ettiði Volkan Yaman da sezon baþýnda Eskiþehirspor'a katýldý. Es-Es'in devre arasýnda Galatasaray'dan kiraladýðý Aydýn Yýlmaz da eski takýmýna karþý ilk kez sahaya çýkacak.
Dilmen: Avrupa ile yarýþamayýz FUTBOL YORUMCUSU RIDVAN DÝLMEN, "DÜRÜST OLALIM. ÞAMPÝYONLAR LÝGÝ KUPASINI KAZANABÝLECEÐÝMÝZE HÝÇ ÝNANMIYORUM" DEDÝ.
Thomas Doll 2 yýl daha Gençlerbirliði'nin teknik direktörlüðünü yapacak.
Doll 2 yýl daha kaldý GENÇLERBÝRLÝÐÝ, Alman teknik direktör Thomas Doll'un sözleþmesini 2 yýl daha uzattý. Beþtepe Ýlhan Cavcav Tesisleri'nde düzenlenen ve Gençlerbirliði Baþkan Vekili Tarýk Artukmaç ile basýn sözcülerinden Enis Safi'nin katýldýðý imza töreninde Thomas Doll, kendisini 2 yýl daha kýrmýzýsiyahlý renklere baðlayan sözleþmeye imza attý. Thomas Doll, beklenen Gençlerbirliði'ne ulaþmak için çalýþacaðýný ifade ederek, "Benim için söylenen olumlu sözlere teþekkür ederim'' dedi.
FENERBAHÇE ve milli takýmýn eski oyuncusu Rýdvan Dilmen, Okan Üniversitesi Akfýrat Kampüsü'nde öðrencilerle biraraya geldi. Konferansa, üniversite öðrencilerinin yaný sýra Þeyhli Ýlköðretim Okulu öðrencileri de katýldý. Öðrencilerden gelen sorulara cevap veren Dilmen, futbol milli takýmýnýn baþýna gelecek olan Guus Hiddink'in Aðustos'ta göreve baþlayacaðýný ve bu tarihin çok geç olduðunu ifade etti. Türk Futbol takýmlarýnýn kendilerini çok geliþtirdiklerini belirten Dilmen, bu geliþmelere raðmen Avrupa'daki takýmlarý zaman zaman yenebileceðimizi ama onlarla yarýþamayacaðýmýzý ifade ederken, "Dürüst olalým, Þampiyonlar Ligi kupasýný kazanabileceðimize hiç inanmýyorum. Türk takýmlarýnýn bütçesi düþük
kalýyor, onlarlar rekabet etme þansýmýz yok. Inter'in tek oyuncusunun aldýðý yýllýk ücret, bizim bir kulübümüzün senelik bütçesi kadar." dedi. Futbolcularýn takým taraftarý olup olamayacaklarý ile ilgili bir soruyu da cevaplandýran Rýdvan Dilmen, "Oyuncular profesyoneldir. Bir takýmda oynarken diðer tüm duygularýnýzdan sýyrýlýyorsunuz. Rüþtü'yü düþünün mesela. Yýllarca Fenerbahçe'de oynadý, þimdi de Beþiktaþ'ta. Halbuki çocukken Galatasaray taraftarýymýþ. Þu anda ise Türkiye'nin en iyi
Beþiktaþlýlarýndan biri." þeklinde konuþtu. Kendisine bir çok takýmdan teknik direktörlük teklifi geldiðini ifade eden Dilmen, þu an için teknik direktörlüðe sýcak bakmadýðýný, ayrýca NTV ile kontratýnýn devam ettiðini belirtti. Öðrencilerden gelen Fenerbahçe'den size teklif gelse döner misiniz sorusuna ise, "Þu an orada çalýþan insanlar var. Þimdilik Fenerbahçe'ye dönmeyi de düþünmüyorum. Tabii geleceðin ne göstereceðini bilemeyiz." þeklinde cevap verdi. Okan Üniversitesi Spor Bilimleri Bölümü'nün Danýþma Kuruluna katýlmayý da kabul eden Dilmen, bu kurulda yapacaðý çalýþmalarýn ilki olarak, düzenleyeceði panel için öðrencilerin görmeyi istedikleri panelist isimlerini sordu.
EROL DOYRAN erol@yeniasya.com.tr
ank Asya 1. Lig'de 10. haftadan itibaren bugüne kadar sadece 4 puan kaybeden ve 16. haftadan beri yoluna lider olarak devam eden Kardemir Karabükspor, Konyaspor'u 4-1 yenerek 56 puana ulaþtý ve Süper Lig'e çýkmak için gün saymaya baþladý. 24. haftayý en yakýn rakibi Bucaspor'un 10 puan önünde tamamlayan Kardemir Karabükspor, 2002-2003'ten itibaren 18 takýmla oynanan ligdeki takýmlar içinde 24. hafta itibariyle 2004-2005 sezonunda 58 puan toplayan Sivasspor'dan sonra en fazla puan toplayan ekip oldu. Ligde 15. haftadan beri ilk 6 sýradaki takýmýn deðiþmediði ligde, Bucaspor, deplasmanda Adanaspor'u 3-0 yenerek, 46 puana ulaþtý ve lider Kardemir Karabükspor'un en yakýn takipçisi oldu. Sezonun ilk yarýsýnda uzun süre liderlik koltuðunda oturan Konyaspor ise üst üste kaybettiði puanlar yüzünden ligi birinci olarak bitirme hedefini rafa kaldýrdý. Konyaspor, Süper Lig'e çýkabilmek için puan cetvelinde 3 puan önünde bulunan Bucaspor'u yakalayýp, ikinci sýraya yükselmek için yeni hesaplar yapacak. Ligde 4. sýradan itibaren takýmlar 1'er puanla sýralanýyor. Bu hafta istedikleri sonuçlarý alamayan Boluspor ve Giresunspor, ilk 6 sýradaki takýmlara puan olarak yaklaþamadý. Ligde kalan 10 haftada lider Kardemir Karabükspor kalan 10 maçta 4 maçý evinde, 6 maçý ise deplasmanda oynayacak. 2. sýradaki Bucaspor, Altay maçý dahil 7 maçýný Ýzmir'de oynarken, sadece 3 müsabakada Ýzmir dýþýnda mücadele edecek. Ligde 4. durumdaki Altay ise 6 maçýný Ýzmir'de, 4 maçýný ise deplasmanda oynayacak. Adanaspor ve Konyaspor'un 5'er maçta taraftarlarýnýn önünde mücadele edeceði, diðer 5 maçta da deplasmanda 3 puan mücadelesi yapacaðý ligde Karþýyaka ise Bucaspor maçý dahil 5 müsabakasýný Ýzmir'de oynayacak. Bank Asya 1. Lig'den Süper Lig'e yükselebilmek için ilk 6 mücadelesinin yaný sýra, TFF 2. Lig'e düþmemek için de mücadele devam ediyor. Ligde ikinci devrede son 5 maçýnda üst üste 5 maçtan galibiyetle ayrýlan Samsunspor, sýralamada 14.'lükten 9.'luða kadar yükselirken, Giresunspor da 12.'likte 8.'liðe çýktý. Dardanelspor ve Mersin Ýdmanyurdu ise puan durumunda 4'er sýra geriye gitti. Son 10 haftaya girilen ligde, Kocaelispor 12 puanla son sýrada alýrken, Hacettepe 24 puanla 17. sýrada, ayný puana sahip Kayseri Erciyesspor ve Mersin Ýdmanyurdu da 25 puanla 16. ve 15. sýrada yer aldý.
B
Ersan Ýlyasova "double-double" yaptý
AMERÝKAN Profesyonel Basketbol Ligi'nde (NBA) Milwaukee Bucks'ýn sahasýnda Washington Wizards'ý 100-87 yendiði maçta, milli basketbolcu Ersan Ýlyasova ''doubledouble'' yaptý. Bradley Center'da yedekten girdiði oyunda 33 dakika forma þansý bulan Ýlyasova, 19 sayý, 10 ribaunt ve 6 asistle ''double-double'' yaparken, asist kategorisinde de kariyer rekoru kýrdý. Bucks'da en skorer isim, 22 sayý, 2 ribaunt ve 2 asistle John Salmons olurken, Andrew Bogut 15, Carlos Delfino ve Jerry Stackhouse da 13'er sayý üretti. Bu arada, Atlanta Hawks'ýn sahasýnda Philadelphia 76ers'ý 112-93 maðlup ettiði maçta, eski Ülkersporlu basketbolcu Zaza Pachulia 6 sayý, 5 ribaunt ve 1 asist kaydetti.
Yeni Burhan Felek'in temeli yarýn atýlacak
TÜRKÝYE Voleybol Federasyonu'nun yenilenmesi amacýyla geçtiðimiz ay çalýþmalara baþlanan Burhan Felek Spor Salonu için temel atma töreni 6 Mart Cumartesi günü yapýlacak. Açýklamada, ''1972 yýlýndan bu yana kalbi voleybol için atan Burhan Felek Spor Salonumuzu, son servisimizi atarak uðurlamýþtýk. Ýlk servisimizi atma vakti yaklaþtý'' ifadeleri yer alýrken, tüm voleybolseverlerin temel atma törenine davet edildiði vurgulandý. Yeni yapýlacak salonun 7 bin seyirci kapasiteli olacaðý aktarýlýrken, 12 soyunma odasý, 120 yataklý otel, 150 kiþilik restoran ve 100 kiþilik basýn toplantýsý salonunun tesiste yer alacaðý dile getirildii
renkli:Mizanpaj 1
3/4/2010
2:19 PM
Page 1
C M YK
15
AÝLE - SAÐLIK YENÝASYA / 5 MART 2010 CUMA
Hazýrlayan: RECEP BOZDAÐ
Aile içinde bireyler konuþamaz oldu EÐÝTÝM UZMANI SITKI ASLANHAN, "AÝLE ÝÇÝNDE BÝREYLER BÝRBÝRLERÝYLE KONUÞMAZ OLDULAR. TOPLUM OLARAK AKRABALARLA ÝLÝÞKÝLERÝ KESTÝK. KISACASI YABANCILAÞIYORUZ, AMA ARTIK BUNA DUR DEMEK LÂZIM" DEDÝ. KÝÞÝSEL Eðitim Uzmaný Sýtký Aslanhan, annelerin dizilerle, çocuklarýn bilgisayar ve telefonlarla, babalarýn da kahvelerde hayat sürdürür hale geldiðini söyledi. Kahramanmaraþ Belediyesi tarafýndan, hizmet içi eðitim semineri düzenlendi. Necip Fazýl Kýsakürek Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda, belediye personeline, Kiþisel Geliþim Uzmaný Sýtký Aslanhan tarafýndan eðitim verildi. Programda bir konuþma yapan Belediye Baþkaný Mustafa Poyraz, personel eðitimlerinin kurumlarýn ihtiyacý olduðunu ifade ederek; bu tür eðitici seminerlerin aradaki sevgi ve muhabbeti arttýrdýðýný kaydetti. Poyraz, amaçlarýnýn insanlara her birimle birer muhabbet fedaisi olarak hizmet vermek olduðunu vurguladý. Kiþisel Geliþim Uzmaný Aslanhan da aile içi sevgi üzerine baþladýðý konuþmasýnda, çocuklara sahip çýkýlmasý gerektiðini, onlara bir birey olarak nasýl davranýlmasý gerekiyorsa öyle davranýlmasý gerektiðini belirtti. Ýþ hayatýndaki baþarýnýn artmasýnýn sebeplerinin aileden baþladýðýný anlatan Aslanhan, aile içi olumlu ve olumsuz sýkýntýlarýn iþ hayatýna da yansýyacaðýna dikkat çekti. Ýnsanlarýn giderek birbirlerine karþý yabancýlaþmaya baþladýðýnýn da altýný çizen Aslanhan, kimsenin kimseye tahammül edemez hale geldiðini dile getirdi. Aslanhan, “Aile içinde bireyler birbirleriyle konuþmaz oldular. Anne dizilerle, çocuklar bilgisayar ve telefonlarla, babalar da kahvelerde yaþam sürdürür hale geldi. Akrabalarla iliþkileri kestik. Kýsacasý yabancýlaþýyoruz. Ama artýk buna dur demek lâzým. Aile içerisinde zaman zaman telefonlarýnýzý, bilgisayarlarý, televizyonlarýnýzý kapatýn. Ailenizle sýk sýk yürüyüþlere çýkýn, yemek yerken konuþun.” þeklinde konuþtu. K. Maraþ / cihan
Kiþisel Eðitim Uzmaný Sýtký Aslanhan
Cüceloðlu: Aileyi aile yapan temel deðerlerdir ÜNLÜ iletiþim psikolojisi uzmaný Doðan Cüceloðlu, Küçükçekmece Belediyesi tarafýndan Halkalý Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen söyleþide, Küçükçekmecelilerle bir araya geldi. Doðan Cüceloðlu, ailenin temelinin çok önemli olduðunu vurgulayarak baþladýðý konuþmasýnda, bir ailenin kimliðini oluþturan ana unsurun o aile üyelerinin paylaþtýðý zemin olduðunu söyledi. Korku zemininde kurulmuþ bir ailede çocuklarýn, olaylarý algýlamadan, anne baba baskýsý ile hareket ettiklerini, bu durumun çocuklarda saygý ve sevgi problemine sebep olduðunu ifade etti. Cüceloðlu, her bireyin ailesinde görmek istediði saygý, sevgi, empati ve dürüstlüðün kolaya kaçmadan, emek verilerek oluþacaðýna vurgu yaptý. “Aile toplantýlarý temel deðerlerin yaþatýlmasýnýn bir yöntemidir. Biz de toplum olarak çok güzel deðerlere sahibiz.” diyen Doðan Cüceloðlu, altý ay boyunca aile toplantýlarýný düzenli olarak yapan ailelerde, karþýlýklý saygýnýn arttýðýný, kýzgýnlýkla öfkeyi karýþtýrmadan sorun çözebilme yeteneðinin geliþtiðini ve sorumluluk duygusunun arttýðýný söyledi. Ýstanbul / Sedat Serdar
Aðrý kesicilere 10 milyar dolar Eskiþehir Osmangazi Üniversitesi Týp Fakültesi Algoloji Bilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Sacit Güleç, sadece bel aðrýsýnýn yýlda 5 milyon gün iþ gücü kaybýna sebep olurken, aðrý kesicilere de yýlda 10 milyar dolar ödendiðini bildirdi. Prof. Dr. Güleç, hastalýk belirtisi deðil hastalýðýn iþareti anlamýna gelen kronik aðrýnýn, hareketsizlik, iþ ve özel hayatta baþarýsýzlýk, uyku ve yeme bozukluklarý, kabýzlýk, cinsel isteksizlik, hayat motivasyonunda azalma, mutsuzluk ve depresyona sebep olduðunu söyledi. Kronik aðrýnýn günümüzde özellikle ortalama hayat süresinin uzun olduðu ileri, zengin ülkelerde ciddî iþ gücü kaybýna sebep olduðunu ifade eden Prof. Dr. Güleç, þöyle konuþtu: ''Kronik aðrýlarla yaþam çekilmez hale gelir. Pek çok kronik aðrýlý hasta kendisine artýk inanýlmadýðý düþüncesiyle ya da çevresindekileri artýk üzmemek için aðrýlarýndan þikâyet bile edemez hale gelmiþtir. Kendisi bile aðrýsýndan þüphe duyar."
Alt ýslatma çocuklarýn ruh saðlýðýný bozuyor
ALTINI ISLATAN ÇOCUKLARINI CEZALANDIRAN AÝLELER VAR Bazý annebabalarýn çocuklarýnýn bilinçli olarak altlarýný ýslattýklarýný düþündüklerine deðinen Demir, bu sebeple çocuklarýný yargýlayan, suçlayan, hatta cezalandýran aileler olduðunu bildirdi. Çocuklarýn büyük bir ço-
ðunluðunun, bilinçli olarak altlarýný ýslatmayacaklarýný aktaran Demir, bilinçli olarak ýslatsalar bile, çevrelerine bir mesaj vermek için, yani rahatsýz olduklarý durumlarý ifade etmek için bunu yapabileceklerini söyledi. Her iki
durumda da ailelerin, cezadan ve suçlayýcý tavýrlardan uzak durmalarý gerektiðine iþaret eden Demir, bu tip baskýcý tutumlarýn sorunu arttýrmaktan baþka bir iþe yaramayacaðýný anlattý.
Halk arasýnda ‘alt ýslatma’ olarak da bilinen enüresizin, 5 yaþýndan sonra çocuklarda gece veya gündüzleri yinelenen idrar kaçýrma olarak görüldüðü ve ciddî saðlýk sorunlarýný beraberinde getirdiði bildirildi. Alt ýslatmanýn ileriki yaþlarda çocuklarda okul baþarýsýzlýðý ve içe kapanýklýk gibi ruhsal sorunlarý da beraberinde getirdiðine dikkat çeken uzmanlar, önleyici tedbirlerle bu durumun önüne geçilebileceðini belirtiyor. Ayrýca altýný ýslatan çocuklara karþý ebeveynlerin sergilediði yanlýþ tutumlar týrnak yeme, dikkat daðýnýklýðý, kýskançlýk gibi yeni uyum ve davranýþ bozukluklarý özgüven eksikliði, içe kapanýklýk, aþýrý kaygýlý olma gibi sorunlarýn da ortaya çýkmasýna sebep oluyor. Alt ýslatmanýn, çocuðun sosyal uyumunu, aile iliþkilerini ve bütünüyle ruh saðlýðýný etkileyen bir saðlýk sorunu olduðuna dikkat çeken Çocuk Hastalýklarý Uzmaný Dr. Hüseyin Demir, toplumda gece altýný ýslatmanýn zamanla geçen nor-
mal bir durum olduðuna dair yanlýþ bir kanaat olduðunu söyledi. Toplumda alt ýslatmanýn sünnet olunca, ergenlikte, askere gidince, evlenince veya doðum yapýnca geçeceði yönünde yanlýþ inanýþlar bulunduðunu kaydeden Demir, yaþ ilerledikçe bazý vak'alarda kendiliðinden düzelmeler görülebileceðini ancak ne zaman olacaðýnýn bilinemeyeceðini dile getirdi. Bu düzelmeyi beklemenin çocuðun veya kiþinin ruhsal yapýsýnda derin yaralar býrakabileceðini kaydeden Demir, ayrýca sosyal hayatýný olumsuz etkilenebileceðini vurguladý. Bazý çocuklarda alt ýslatmanýn, büyük abdest kaçýrma sorunu ile birlikte olabileceðine deðinen Dr. Demir, dýþký kaçýrmanýn alt ýslatmanýn aksine büyük oranda psikolojik olduðunu ifade etti. “Çocuðun, fiziksel, hareket, dil ve zekâ geliþimi normalse, tuvalet eðitimini aldýysa, 5 yaþýndaysa, aralýkla da olsa gece veya gündüz altýna kaçýrma davranýþý varsa, alt ýslatma davranýþý psikolojik bir soruna iþaret ediyor olabilir.” diyen Dr. Demir, “Alt ýslatma davranýþý her zaman psikolojik bir sorundan kaynaklanmayabilir; altýnda yatan þeker hastalýðý, epilepsi, belde sinir bozukluðu gibi organik bir bozukluk olup olmadýðý mutlaka belirlenmelidir. Bunun dýþýnda ateþli hastalýklar ve idrar yolu enfeksiyonlarý da altýný ýslatma davranýþýna yol açabilir. Bu durumlarda ortaya çýkan altýný ýslatma davranýþý kýsa süreli ve geçicidir” þeklinde konuþtu. Kayseri / cihan
renkli:Mizanpaj 1
3/4/2010
2:54 PM
Page 1
C M YK HABERLER
Ü M Ý T V Â R O L U NU Z : Þ U Ý S T Ý K B A L ÝN K I L ÂBI Ý ÇÝ N D E E N Y Ü K S EK G Ü R S A D Â ÝSLÂMIN SADÂSI OLACAKTIR
Y 5 MART 2010 CUMA
ORTAK KULLANILDI HALÝD bin Velid’in Suriye’yi fethinden sonra ibadethanenin bulunduðu alanda çok sayýda insan alacak büyüklükte cami inþa ettirmesiyle ibadethane 72 yýl boyunca Müslümanlar ve Hýristiyanlar tarafýndan ortak kullanýldý. Kilise kýsmý yýkýlmadan inþa edilen caminin 3 minaresi ve 4 kapýsý bulunuyor, 4 büyük koridoru ise 4 halifenin adýný taþýyor. Camide Hz. Yahya’nýn kabri de bulunuyor. Kudüs’ü fetheden ünlü komutan Selahaddin Eyyübi’nin kabri de, cami ile Roma sütunlarý arasýndaki alanda yer alýyor. Selahaddin Eyyübi’nin kabrinin yanýnda ise 1914’te Filistin yakýnlarýnda uçaklarý düþen ilk Türk Hava Þehitlerinin kabirleri bulunuyor. Abbasiler tarafýndan uzun süre kamu hazinesinin saklandýðý, sütunlar üzerine yapýlan ve günümüze kadar ayakta kalan Hazine Kubbesi, avluya giren ziyaretçilerin ilgisini çeken yerler arasýnda.
Kurslarda binlerce kiþi okuma yazma öðreniyor.
Okul sýralarýyla geç tanýþtýlar
VAN’DA okuma yazma bilmedikleri için günlük hayatlarýnda sýkýntý yaþayan kadýnlar, okuma yazma kurslarýna büyük ilgi gösteriyor. Mil lî E ðitim Müdürlüðü tarafýndan þehir merkezi ve ilçelerindeki okul larda hafta sonu verilen okuma yazma kursunun sýralarýný yaþlarý 20 ile 70 arasýnda deðiþen kadýnlar dolduruyor. Çeþitli sebeplerle okula gidemedikleri için okuma yazma bilmeyen kadýnlar, geç de olsa okul sýralarýyla tanýþmanýn ve okuma yazma öðrenmenin, mutluluðunu yaþýyor. Kurslarda 2008-2009 eðitim öð retim yýlýnda 17 bin kiþinin okuma yazma öðrendiði belirtildi. Bu eðitim öðretim yýlýnýn birinci döneminde ise, 21 bin 600 kiþi okuma yazma kursuna katýldý. Van / aa
Müslümanlar, Hýristiyanlar ve Museviler için tarihî öneme sahip Emevi Camii, þehre gelen farklý din mensuplarýnýn ilk duraðý oluyor. Camide bütün inançlara ait mimarî ve süsleme özellikleri görülebiliyor. FOTOÐRAFLAR: AA
ÞAM ZÝYARETÇÝLERÝNÝN ÝLK DURAÐI EMEVÎ CAMÝÝ OSMANLININ ÝZLERÝNÝ GÜNÜMÜZE KADAR TAÞIYAN SURÝYE’NÝN BAÞÞEHRÝ ÞAM’DAKÝ EMEVÝ CAMÝÝ VE HAMÝDÝYE ÇARÞISI, ÞEHRE GELEN FARKLI DÝNLERE MENSUP KÝÞÝLERÝN ÝLK DURAÐI KONUMUNDA. SURÝYE’NÝN en modern ve kalabalýk þehri olarak bilinen Þam, ül kenin güzel liklerini bir arada barýndýrýyor. Hac yolu üzerinde olmasý dolayýsýyla ticarî yönden tarihte her zaman önem taþýyan Þam, uzun yýl lar hakimiyetinde kaldýðý Osmanlý Ýmparatorluðu’nun izlerini halen taþýyor. Çok sayýda tarihî yapýyý bünyesinde barýndýran Þam’da, Emevi Camii ve Hamidiye Çarþýsý þehre gelenlerin ziyaret etmek amacýyla uðradýðý ilk duraklardan birini oluþturuyor. Þam’daki Ýslâmiyet, Hýristiyanlýk, Musevilik ve Pagan inancý için önemli bir yere sahip olan Emevi Camii, her yýl çok sayýda yerli ve yabancý, çeþitli dinlere mensup turistin ziyaret ettiði yerlerin baþýnda geliyor. Bütün inançlara ait mimarî ve süsleme özel liklerinin görülebildiði caminin geçmiþi de çok eskiye dayanýyor. Mersin, Þam / aa
HAMÝDÝYE ÇARÞISI
Bediüzzaman hutbe vermiþti E me vi Ca mi 'inde, Be di üz zaman Sa d i Nur sî Haz ret el ri 1911 yý lý nýn ba þýn da bir Cu ma günü hut be irad et miþ tir. Ý çin de yüz a il min bu ul n du ðu on bi ne ya kýn ce ma ate ver diði bu hut be, o za man Þam'da da ba sýl mýþ ve bir haf ta i çin de i ki bas ký yap mýþ týr. Hamidiye Çarþýsý, çok hareketli bir ticaret merkezi konumunda.
ÞEHRÝN merkezinde yükselen ve þehirle bütünleþen Emevi Cami’nin yanýnda yer alan Hamidiye Çarþýsý ise özellikle alýþveriþ yapmak isteyenlerin uðrak yerleri arasýnda yer alýyor. 2. Abdülhamid döneminde yapýldýðý belirtilen Hamidiye Çarþýsý, hareketli, canlý ve renkli bir atmosfere sahip. Ýstanbul’daki Kapalýçarþý’yý andýran çarþýda, geleneksel giyim eþyalarýndan, turistik eþyalara kadar her türlü ürünün satýldýðý dükkânlarýn önemli bir kýsmýnda, Suriye lirasý ve ABD dolarýnýn yaný sýra Türk Lirasý geçiyor.
2 bin 400 tespihle Guinness’i hedefliyor
RUSYA’NIN baþþehri Moskova’da yaþayan A zerî asýl lý Ferhad Babahanov, sahip olduðu dünyanýn en büyük tespih koleksiyonuyla Guinness Rekorlar Kitabý’na gireceði günü bekliyor. Rusya Mil lî Güvenlik Kurulu Basýn Sözcüsü ve Rusya Turizm Ýttifaký Baþkaný’nýn Danýþmaný görevlerini yürüten Babahanov, son 40 yýldan beri topladýðý tespihlerle dünya rekoru kýrmaya hazýrlanýyor. Farklý din ve inançlara ait ve 81 ül keyi temsil eden yaklaþýk 2 bin 400 tespihle evinin duvarlarýný süsleyen Babahanov, hayatýný tes pihsiz hayal edemediðini söylüyor. Babahanov’un koleksiyonu arasýnda, 2. Papa’nýn ölümü dolayýsýyla hazýrlanan gül kokulu özel tespih, Mekke’den getirdiði 7 kilo aðýrlýðýndaki tespih ve Ýsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklular ta rafýndan Filistin bayraðý renginde hazýrlanan tespih de bulunuyor. Moskova / iha
Yýpranmýþ eserler de doktora muhtaç
CÝLT san'atçýsý Yücel Öztürk, eski kitap, hatýra defteri, not kâðýtlarý gibi eserleri günler süren çalýþmalarýn ardýndan yenilemenin verdiði mutluluðu yaþýyor. Bursa’da Bali Bey Haný’nda açtýðý ‘’Cilt ve Kâðýt Hastanesi’’ adýný verdiði atölyesinde çalýþmalarýný sürdüren Öztürk, kul lanýlmayan eski kitap, defter ve kâðýtlarýn bir süre sonra yýprandýðýný söyledi. Bir kitabýn okunduktan sonra kütüphaneye kaldýrýldýðýný ve uzun yýl lar burada saklandýðýný belirten Öztürk, yýl lar içerisinde bakýmdan yoksun kalan, havalandýrýlmayan, sayfalarý temizlenmeyen kitapta kurtçuklar, kimyasal parçalanmalar ve yanmalar meydana geldiðini ifade etti. Öztürk, ‘’Cilt ve kâðýt hastanesinin ana gayesi yýpranan, kaybolmaya yüz tutmuþ eserleri daha saðlýklý hale getirip uzun yýl lar korunmasýný saðlamak’’ dedi. Bursa / aa
Dinozorun en eski akrabasý keþfedildi
ABD’LÝ araþtýrmacýlar, dinozorlarýn en eski ‘’ak rabasýný’’ keþfetti. Texas Üniversitesinde görev yapan bilim adamlarý, bilinen en eski dinozor türünden 10 milyon yýl daha önce yaþamýþ olan ‘’Asilisaurus kongwe’’nin kalýntýlarýnýn Tanzanya’da bulunduðunu belirtti. Yaklaþýk 240 milyon yýl önce Triyasik dönemde yaþayan bu türün keþfinin, dinozorlarýn da sanýldýðýndan çok daha önce ortaya çýkmýþ olabileceðini gösterdiðini kaydeden a raþtýrmacýlar, buluþlarýný Nature dergisinde anlattý. Araþtýrmacýlar, bugüne kadar dinozorlarýn en eski akrabalarýnýn etobur olduðunun ve iki ayak üzerinde yürüdüðünün düþünüldüðünü, oysa ki 10-30 kilogram aðýrlýðýndaki bu türün 4 ayaðýnýn üstünde yürüdüðünü ve büyük bir ihtimal le oto bur olduðunu söyledi. Roma / aa
ABD’de hava trafiðini bir çocuk yönetmiþ
NEW York’taki JFK havaalanýnda hava trafiðini birkaç dakikalýðýna da olsa bir çocuðun yönettiði iddiasý ABD’yi karýþtýrdý. Konuya iliþkin soruþturma baþlatan Federal Havacýlýk Ýdaresi (FAA), yaþý belirtilmeyen bir çocuðun, hava trafiðini yönettiði anlaþýlan ses kayýtlarýna ulaþtý. Ýki hafta öncesine ait olan ses kayýtlarýnda, bir yetiþkinin himayesinde olan çocuðun pilotlara teknik bilgi verdiði, bir pilotun da çocuða “harika iþ çýkardýn” dediði duyuluyor. Olayýn sorumlularýný araþtýran FAA, yaptýðý açýklamada, kontrol kulesi görevlilerinin bu davranýþýný, “FAA personel lerinden beklenen profesyonel liðe uygun olmayan bu hareket kesinlikle kabul edilebilir deðildir” ifadeleriyle resmen kýnadý. Washington / aa