renkli:Mizanpaj 1
3/5/2010
3:59 PM
Page 1
C M YK BAÞÖRTÜLÜ OLARAK OKUYORLAR
ÝNANÇ HÜRRÝYETÝNÝ YURT DIÞINDA TATTILAR Elif Nur Kurtoðlu’nun röportajlarý sayfa 13’te
Y GERÇEKTEN HABER VERiR
ELÝF EKÝ IÇ SAYFA LARDA
ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR 6 MART 2010 CUMARTESÝ / 75 Kr
YIL: 41 SAYI: 14.372
EÐÝTÝM-BÝR SEN VE DÝYANET SEN KINADI
STK’lardan CHP’ye çarþaf yýrtma tepkisi ONLAR CANLARINI FEDA ETMÝÞTÝ Mersin’de çarþaflarý yýrtan CHP’lilere
ERMENÝ ÝDDÝALARINA ÝLÝÞKÝN TASARININ ABD DIÞ ÝLÝÞKÝLER KOMÝTESÝNDE KABUL EDÝLMESÝ, ERMENÝSTAN ÝLE TÜRKÝYE ARASINDA BAÞLATILAN AÇILIM SÜRECÝNÝ ZORA SOKTU. AÇILIM SÜRECÝ BÜYÜK YARA ALDI
Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu, ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesinde 1915 olaylarýna iliþkin Ermeni iddialarýna yönelik karar tasarýsýnýn kabul edilmesinin açýlým sürecini baltalayacaðýný söyledi. Davutoðlu, “Alýnan karar, bu süreci yavaþlatma deðil, durdurma riskini de beraberinde getirmiþtir. Yapýlan her müdahale, TürkiyeErmenistan normalleþmesinin önüne engel çýkarmaktadýr” dedi.
Çarþaf eylemi istifa getirdi Haberi sayfa 5’te
TÜSÝAD YÖNETÝM KURULU
Kýbrýs’ta çözümü önemsiyoruz
FT: MODEL ORTAKLIK SINAVDA
Ýngiliz Financial Times gazetesi de, ABD Temsilciler Meclisindeki sözde Ermeni Soykýrýmý ile ilgili oylamaya geniþ yer ayýrdý. Gazete, ABD Baþkaný Barack H. Obama’nýn geçen yýl Ankara ve Ýstanbul ziyaretlerinde ortaya koyduðu ‘Model Ortaklýk’ düþüncesinin, Türkiye’nin Washington büyükelçisini geri çekmesiyle birlikte en büyük sýnavdan geçtiðini yazdý.
KARAR ERMENÝLERÝ MEMNUN ETTÝ
Öte yandan, karar tasarýsýnýn kabulü Ermeni tarafýný memnun etti. Ermenistan Dýþiþleri Bakaný Edvard Nalbandyan, 1915 olaylarýný ‘soykýrým’ olarak tanýmlayan tasarýnýn kabul edilmesini takdir ettiklerini söyledi. Nalbandyan, “Bu, Amerikan halkýnýn evrensel insanî deðerlere baðlýlýðýný bir kez daha ispatlamýþtýr. Ýnsanlýða karþý iþlenen suçlarýn engellenmesine yönelik önemli bir adýmdýr” dedi. Haberi 4-7’de
ÝSTÝÞARELERDE BULUNACAK
ANKARA BÜYÜKELÇÝSÝ JEFFRY:
ÝNGÝLÝZ YAYIN KURULUÞU BBC:
Büyükelçi Namýk Tan Ankara’ya dönüyor
Hillary Clinton da oylamadan rahatsýz
Sonuç, Türk-ABD iliþkilerini zedeler
Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namýk Tan, oylamanýn ardýndan Türkiye’ye çaðrýldý. Tan, “Yarýn (bugün) dönüp hükümetimizden gerekli danýþmalar neticesinde gerekli talimatlar aldýktan sonra, olaylarýn geliþimine göre buraya nasýl ve ne zaman döneceðimizi göreceksiniz” dedi.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, dün Türk Dýþiþleri Bakanlýðý’na gelerek, görüþmelerde bulundu. Burada, ABD Dýþiþleri Bakaný Hillary Clinton’un konuyla ilgili açýklamasýný okuyan Jeffrey, böyle bir kararýn kongrede alýnmasýna karþý olduklarýný açýkladýðýný belirtti. Haberi sayfa 4’te
Haberi sayfa 4’te
Ýngiliz yayýn kuruluþu BBC, sözde soykýrým tasarýnýn kabul edilmesinin hemen ardýndan haber bültenlerinde konuya yer vererek, “Bu tasarýnýn kabul edilmesinin Türkiye-ABD iliþkilerine muhtemel etkileri tartýþýlýr. Ama bazý iþbirliði alanlarý olumsuz etkilenebilir” yorumunu yaptý. Haberi sayfa 7’de
IRAK’TAKÝ SEÇÝMLER SEBEBÝYLE
ÝNANÇLARA SAYGILI HASTANE
KÖRFEZ’DE GÖREV YAPACAK
ÇOCUK EÐÝTÝMÝ ÝÇÝN
PATRÝKTEN ÝNTERNET YORUMU:
Habur Sýnýr Kapýsý 3 gün kapalý
Mescid, havra ve kilise yan yana
Gelibolu, Aden’e uðurlandý
Uzmanýndan baþarý tüyolarý
Ýnternet nükleer bomba gibi
Haberi sayfa 5’te ISSN 13017748
Eðitim-Bir Sen ve Türk Diyanet-Sen’den de tepki geldi. Türk Diyanet Vakýf Sen Mersin Þube Baþkaný Ahmet Görgülü, baþörtüsü ve çarþaf giyen insanlara büyük haksýzlýk yapýldýðýný vurgulayarak, “Bugün çarþafý yýrtarak rencide ettiðiniz analarýmýz dün ülkemizin kurtuluþ mücadelesinde canlarýný feda ederek vatan, bayrak ve devletimizin bekasý için hiçbir fedakârlýktan kaçýnmamýþlardýr” dedi. Haberi sayfa 5’te
Haberi sayfa 16’da
Haberi sayfa 5’te
Haberi sayfa 15’te
Haberi sayfa 15’te
SÝYASÝ TIKANIKLIK EKONOMÝYÝ ETKÝLÝYOR TÜSÝAD Yönetim Kurulu Baþkaný Ümit Boyner, Kýbrýs sorununun günümüzün çözülmemiþ en eski problemlerinden biri olduðunu ifade ederek, Kýbrýs çözüm sürecinin devam etmesini çok önemsediklerini söyledi. KKTC Cumhurbaþkaný Mehmet Ali Talat’a, Kýbrýs sorununun çözümü yönünde iþ dünyasýnýn desteðini vermek üzere geldiklerini açýklayan Boyner, siyaset ve ekonomi alanýnda neler yapýlabileceðini deðerlendireceklerini ifade etti. Haberi sayfa 5’te
BELÇÝKA MAHKEMESÝ TUTUKLADI
Kartal ve Aydar cezaevinde PKK’NIN AVRUPA SORUMLULARI ÝDÝLER Belçika’da terör örgütü PKK’ya yönelik önceki günkü geniþ çaplý operasyonlarda gözaltýna alýnan 22 kiþiden, örgütün üst düzey Avrupa yöneticilerinden olan, kapatýlan DEP’in eski milletvekilleri Remzi Kartal ve Zübeyr Aydar dahil 8’i, çýkarýldýklarý mahkemece tutuklandý. Federal savcýlýk, diðer 14 zanlýnýn sorgusunun ardýndan serbest býrakýldýðýný açýkladý. Haberi sayfa 7’de
ALMANYA’DA ÝSLÂM KONFERANSI HAZIRLIÐI
Haberi sayfa 3’te
renkli:Mizanpaj 1
3/5/2010
2
3:32 PM
Page 1
C M YK
LÂHÝKA
YENÝASYA / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
Ermenilerle ittifak ve dostluk
‘‘
Hastalarý ziyaret ediniz. Duâ etmelerini isteyiniz. Þüphesiz hastanýn duâsý makbul, günahlarý da affedilmiþtir Câmiü's-Saðîr, No: 2730 / Hadis-i Þerif Meâli
lahika@yeniasya.com.tr
Esma-i Ýlâhiyenin teþhir salonu
MUHAVERE ABDULLAH ÞAHÝN
.. Bediuzzaman Said Nursi
‘‘
Düþmanlýðýn sebebi olan istibdat öldü. Ýstibdâdýn zevâliyle dostluk hayat bulacak. Size bunu katiyen söylüyorum ki, þu milletin saadeti ve selâmeti Ermenilerle ittifak ve dost olmaya vâbestedir.
S
uâl: “Ermeniler zimmîdirler. Ehl-i zimmet, zimmettarlarýyla nasýl müsâvi olur?” Cevap: Kendimizi dev aynasýnda görmemeliyiz. Kabahat bizde. Tamamen zimmetimize alamadýk, bihakkýn adâlet-i þeriatý gösteremedik. Þeriat dairesinde, hukuklarýný istibdâdýn sünnet-i seyyiesiyle muhâfaza edemedik; sonra da istedik, kuvvetimiz kalmadý. Ben þimdi Ermenilere bir nevî zimmî-i muâhid nazarýyla bakýyorum. Suâl: “Ermeniler bize düþmanlýk edip, hile ve hýyânet ediyorlar. Nasýl dostluk üzerinde ittifak edeceðiz?” Cevap: Düþmanlýðýn sebebi olan istibdat öldü. Ýstibdâdýn zevâliyle dostluk hayat bulacak. Size bunu katiyen söylüyorum ki, þu mil letin saadeti ve selâmeti Ermenilerle ittifak ve dost olmaya vâbestedir. Fakat mütezel lilâne dost olmak deðil, bel ki izzet-i mil liyeyi muhâfaza ederek, musâlaha elini uzatmaktýr. Birþey söyleyeceðim: Eðer mümkündür, Ermeniler birden sahîfe-i vücuttan silinsin. Olabilir. Yalnýz, size husûmetin bir faydasý olsun. Yoksa, mutlaka husumet zarardýr. Halbuki, Âdem zamanýndan yolda arkadaþlýk eden bizimle gelmiþ büyük bir unsurun zevâli deðil, bel ki küçük bir kavmin mahvý dahi “Önünde, dikenli bir aðacýn kabuðunu soymak kadar güç engel ler var”dýr (Arap atasözü). Ömer Dilân Kabîlesi bin senedir yine Ömer Dilân’dýr. Hem de, onlar uyanmýþlar; siz uykudasýnýz, rüyâ görüyorsunuz. Hem de, fikr-i mil liyette müttefik ve kavîdirler; siz, ihtilâfla þimdilik boþsunuz, hem de galebe etmek istiyorsunuz. Onlar sizi maðlûp ettiði silah ile, yani akýl ile, fikr-i mil liyetle, meyl-i terakkî ile, temâyül-ü adâlet ile maðlûp edebilirsiniz. Bence þimdi kýlýç vuran, o kýlýncýn aksi döner, yetimlerine dokunur. Þimdi galebe kýlýç ile deðildir. Kýlýç olmalý, lâkin aklýn elinde. Hem de dostluðun sebebi vardýr. Zîrâ komþudurlar. Komþuluk, dostluðun komþusudur. Hem de onlar uyandýlar, dünyaya yayýldýlar, terakkiyât tohumlarýný topladýlar; vatanýmýzda ekecekler. Bizi medeniyete mecbur, terakkîye îkaz, bizdeki fikr-i mil liyeti hüþyâr ediyorlar. Ýþte þu noktalara binâen, onlarla ittifak etmek lâzýmdýr. Hem de bizim düþmanýmýz ve bizi mahveden, cehâlet aða, oðlu zaruret efendi ve hafîdi husûmet beydir. Ermeniler bize düþmanlýk etmiþlerse, þu üç müfsidin kumandasý altýnda yapmýþlar. Suâl: “Rum ve Ermenilerin hürriyeti bizi teþviþ ediyor. Bir kere tecâvüze baþlýyorlar, bir kere ‘Hürriyet ve meþrûtiyet bizimdir, biz yaptýk’ diyorlar. Bizi me’yus ediyorlar?” Cevap: Zannediyorum, tecâvüzleri eskiden sizden tahayyül ettikleri tecâvüze karþý bir teþeffi-i gayz ve bundan sonra sizden tevehhüm ettikleri tecâvüze karþý bir nümâyiþ gibidir. Eðer tamamýyla îman etseler ki, tecâvüz sizden olmaz; adâlete kanaat edeceklerdir. Þâyet adâlete kanaat etmezlerse; hak, hakkýn kuvvetiyle burunlarýný kýrýp iknâ ettirecektir... Münâzarât, s. 67, (yeni tanzim, s. 163)
LÜGATÇE: zimmî: Ýslâm devleti tebasýndan olan ve cizye denilen vergiyi ödeyen gayrý müslimler. ehl-i zimmet: Ýslâm Devleti tarafýndan korunan Müslümandan baþka kimse, zimmî. zimmettar: Hazine sâhibi, vergiyi alan. müsâvi: Eþit. adâlet-i þeriat: Þeriatýn adaleti. istibdâd: Baský, diktatörlük. sünnet-i seyyie: Kötü âdetler. zimmî-i muâhid: Kendilerinin himaye edilmesi için sözleþme yapýlmýþ olanlar. selâmet: Eminlik; dert, sýkýntý, korku ve endiþeden uzak olma. vâbeste: ...e baðlý, ilgili, bir þeyin arkasýna baðlý, ancak onunla olabilir.
mütezellilâne: Zelil bir þekilde, alçak olana yakýþacak sûrette. izzet-i milliye: Milletin izzeti, onuru, þerefi. musâlaha: Barýþ. sahîfe-i vücut: Varlýk sayfasý. husumet: Düþmanlýk. zevâl: Son bulma. fikr-i milliyet: Milliyetçilik fikri. müttefik: Ýttifak eden, birleþen, anlaþan. kavî: Kuvvetli. meyl-i terakkî: Ýlerleme meyli, geliþme arzusu. temâyül-ü adâlet: Adalete meyletme, yönelme. terakkiyât: Terakkiler, ilerlemeler. hüþyâr: Uyanýk. zaruret: Çaresizlik. Muhtaçlýk, yoksulluk. hafîd: Torun. müfsid: Ýfsat eden, bozan.
Sýkýntý hastalýðý YORUMluYORUM YASEMÝN YAÞAR yyasar@yeniasya.com.tr
srýmýzýn en önemli hastalýklarýndan birisi de sýkýntý hastalýðýdýr. Çevremizde birçok insanýn görünürde bir sebep olmaksýzýn sýkýntý yaþadýðýný, ruhunun daraldýðýný söylediklerine þahit olmaktayýz. Hatta bazen bu sýkýntýlar fizyolojik belirtiler þeklinde ifade edilmektedir. Ruh ve beden ayrýlmaz iki kavramdýr. Bu birliktelikleri olumlu veya olumsuz etkileþimleri doðurabilmektedir. Bedeni hastalýklar psikolojiyi etkilediði gibi, psikolojik hastalýklar da bedensel belirtilerle kendini gösterebilir. Meselâ depresyon halindeki bir insanda fizyolojik belirti olarak, baðýrsak problemleri, mide aðrýlarý, kalp sýkýþmalarý görülebilir. Sýkýntýlar daha çok dile dökülemediði, yani ifade bulamadýðý zamanlarda iç huzursuzluk þeklinde kendini hissettirir. Bir süre sonra da baþ aðrýlarýna veya deðiþik bedensel aðrýlara dönüþür. Can sýkýntýsýnýn fizyolojiyi etkilediði bu durumlara dikkat edildiðinde, düþünceli, fakat konuþmayan, konuþmayý pek sevmeyen veya kendini ifade edemeyen insanlarda fazlaca olduðu görülür. Ýçinde yaþadýðý toplum veya aile, sýkýntýlarýný ifade etmeye izin vermeyecek nitelikte olabilir. Bu yüzden böyle insan, fiziksel aðrýlarla kendini ifade etmeye çalýþýr. Ruhsal sýkýntýlar, “Aman geçer, abartma” denilemeyecek kadar önemlidir. Çünkü kiþinin kafasýnda çözemediði problemler ve çatýþmalarýn neticesinde ortaya çýkabilmektedir. Bugün için sýkýntý hastalýðýnýn sebepleri kesin olarak tesbit edilmiþ deðildir. Özel likle gençlerde daha çok karþýlaþýlan bu sýkýntý hastalýðýnýn bana göre en önemli sebebi, geçmiþte yaþanan üzüntülerden kaynaklanan bir takým kaygýlar veya gelecek endiþelerinin güne taþýnmýþ ruhsal aðrýlarýdýr. Can sýkýntýsý, amaç kaybýnýn en yaygýn sebeplerindendir. Bu, insana özgü gibidir. Hiçbir hayvan tabiî ortamlarýnda can sýkýntýsý belirtisi göstermez. Çünkü hayvanlar canlarý sýkýlamayacak kadar çok meþguldürler. Yiyecek ararlar, av peþinde koþarlar, bölgelerini savunur, yavrularýný eðitirler. Ancak kafese kapatýlmýþ, tabiî ortamlarýndan ayrýlmýþ yani amacýndan ve anlamýndan uzaklaþtýrýlmýþ hayvanlarda can sýkýntýsýna baðlý anormal davranýþlar gözlemlenir. Kriz durumlarý ve savaþlar gibi toplumu derinden etkileyen hadiseler esnasýnda hiç kimsenin caný sýkýlmaz. Çünkü bu durumlarda insanlarda hýfz-ý hayat amacý en doruktadýr. Yapýlan araþtýrmalarda intihar vakýalarýnýn en düþük olduðu zamanlarýn savaþ zamanlarý olduðu tesbit edilmiþtir. Ruh sýkýntýsýnýn giderilmesinde sadece amaçlar da yeterli deðildir. Çünkü amaç bir hedeftir. Elde edilmek istenen nihaî sonuçtur. Amaçlara anlam katmak, bel ki de en doðrusu olacaktýr. Anlam nihai sonuçta deðil, oluþ tarzýnda gizlidir. Anlamsýz hedefler hayvanlarda da vardýr. Ýnsanýn farký, amaçlarýna mânâ katmasýdýr. Bir amacýn varolduðuna inandýðýmýz zaman daha mutluyuzdur. Fakat amacý, sadece nefsi haz ve istekler olursa, böyle insan hayvan mertebesinden öteye geçemez. Amaçlarýný ancak ulvî gayelerle süsleyen, himmeti mil leti olan, insanlýk olan insanlar hayatlarýna kattýklarý bu yüksek mânâlarla hakikî insan olup, hakikî lezzetlere de ulaþýrlar. Ýnsan için ihtiyaç duyduðu her þeye sahip olmak tehlikeli bir durumdur. Daha tehlikelisi ise, istediði her þeye sahip olmaktýr. Böyle olunca ulaþacak bir hedef i, týrmanacak baþka bir daðý olmadýðýný anlayacak, bu hâl ise onu çeþitli sý-
A
kýntýlara, doyumsuzluklara, huzursuzluklara taþýyacaktýr. Büyük Ýskender artýk fethedecek yer kalmadýðýný öðrenince günlerce gözyaþý dökmüþtür. Sýkýntý anlarý, aslýnda, insanýn bir adým sonrasýnda çözüme ulaþabileceði, mânânýn yakalanabileceði, böylelikle problemlerin aþýlabileceði bir eþiktir. Yeter ki kiþi, sýkýntýyý gidermek için bir çözüm arayýþýna girsin. Öncelikli adým, sýkýntýnýn sebebini bulup gidermektir, bu önemli bir adýmdýr. Bundan sonraki aþamada ise, kiþinin manevî dinamikleri, moral deðerleri, þevk kaynaklarý devreye girer. Saðlam bir inanç sayesinde bir süre sonra problemlerini, teslimiyet ve tevekkül le çözmeye çalýþacaktýr. Teslimiyet ve tevekkül ise, iman altyapýsýnda meyve veren deðerlerdir. Kiþi bu durumda da þöyle bir düþünce geliþtirecektir. Geçmiþteki sýkýntýlar zaten geçmiþ, zirâ sýkýntýnýn bitmesi insana lezzet verir. Gelecek günler ise gelmemiþ, olmayan bir þeye vücut vermek, olacakmýþ gibi düþünmek ahmaklýktýr. O halde geçmiþ ve gelecek sýkýntýlarýný güne taþýmaya gerek yoktur diyecektir. Ýman temelinde sahip olunan tevekkül ve teslimiyetle, beni duyan ve bilen, hatta en gizli hatýrat-ý kalbimi iþiten bir Rabbim var. Üstelik benim Rabbim hem merhametli ve kudretlidir. O’na hiçbir þey aðýr gelmez. O isterse problemlerini hemen giderir. Gidermiyorsa da bir hikmeti vardýr diyerek, psikolojisini rahatlatacaktýr. Bu hal acziyetin ve zafiyetin anlaþýldýðý bir andýr ki, zaten kul luðun özü de budur. Bel ki Cenâb-ý Hak, kulunun bu halini, mevhum rububiyetini kýrmasý, enaniyetini terk etmesi için vermiþtir. Gerçekten de musîbet okununca terk edip gittiðine çok þahit olunmuþtur. Bu düþüncelerin sonunda insan, bir de bakmýþtýr ki sýkýntý hastalýðý kendiliðinden kaybolmuþtur. Bilindiði gibi bazý hislerin hem hakikî, hem mecazi; hem ulvî hem süfli yönleri mevcuttur. Bazý hassas ve ulvî ruhlarda görülen sýkýntý hal leri manevî derece ile alâkalý olarak yaþanan bir hâldir. Daha çok manevî havanýn bozulmasýný hisseden âli ruhlarda, himmeti yüksek insanlarda görülür. Nasýl maddî hava bozulunca ruhlar müteessir olur, aynen onun gibi hassas ve hisli ruhlarda feraset ve basiret nimetlerinden istifade ederek, manevî havanýn etkilerini ruhlarýnda sýkýntý suretiyle hissederler. Ulvî bir amaca yönelik bu sýkýntý hissi, himmetleri, duayý, ibadetleri, tövbe ve istiðfarý arttýrmaya sebeptir. Manen terakkî etmeyenlerde ise, sýkýntý hali, tövbe edilmeyen günahlar ve þükredilmeyen nimetler için bir nevi tokat ve bel ki de daha korkunç olan ümitsizlik hastalýðýna doðru sürüklenme sürecinin adýdýr. Bu yüzdendir ki, ihlâs, amaçlara anlam katma iþinden baþka bir þey deðildir. Yapýlan ibadetler, hizmetler, içinde ihlâs barýndýrmazsa, sadece âyinlere ve meþguliyetlere dönüþecektir. Bu hal ise, bir süre devam ettikten sonra bütün bütün terk edilecek ya da alýþkanlýk hâline gelip, þuursuz bir hale bürünecektir. Resûlul lah’ýn þu hadisi bu meseleyi özetler niteliktedir: “Bir insanýn kýldýðý namaz onu kötülüklerden ve iðrenç þeylerden alýkoymazsa, onun Allah’tan uzaklaþmasý artar.” Bu yüzden olsa gerek, Risâle-i Nur müel lifi Ýhlâs Risâlesine lâakal her on beþ günde bir okunmasý tavsiyesini not düþmüþtür. Hâsýlý, sýkýntý hastalýðýnýn bir tek sebebi vardýr demek mümkün deðildir. Fakat þöyle bir tesbit yapýlabilir. Ehl-i imanda ihlâsýn bozulduðu zamanlarda; ehl-i dünyada nefsin haz ve heveslerinin peþinde koþup, hayatýn anlamýný yitirdiði zamanlarda; avam olup fakat iman sahibi insanlarda daha çok tövbe edilmeyen günahlarýn ardýndan; insaniyet ortak paydasýnda ise, amaçsýzlýk, hedefsizlik, anlamsýzlýk kýsaca yaratýlýþ hikmetinden uzaklaþýldýðýnda; mânen terakki etmiþ insanlarda kirlenmiþ manevî havanýn hissedildiði zamanlarda sýkýntý hastalýðý baþ göstermektedir. Sebepleri farklý farklý olan bu ruh aðrýlarýný gidermenin yolu da, bozulma nereden baþladýysa, düzelmenin de ayný noktadan baþlamak olacaðýný bilmektir.
abdullahsahin56@hotmail.com
an’at ve kültüre olan istidatlar insanoðlunun fýtratýna yaratýlýþtan dercedilen en ehemmiyetli hususlardan biridir. Buna mümâsil herkesin az çok bir san'attan hissesi bulunmakla birlikte, bazý insanlarda bu alâkadarlýk, günlük hayatýn bir parçasý olarak karþýmýza çýkar. Ýnsanlarýn bu kültür ve san'at hassasiyetlerine ve bununla ilgili meþguliyetlerine, bir diðer ifadeyle hobi diyoruz. Çoðu kiþiler duygularýný tatmin için hobileriyle haþir neþir olurken, bir kýsým insanlar da bunu geçim ve rýzkýný temin vasýtasýna yönelik bir meslek olarak ortaya koyar. Yine insanlara Yüce Yaratýcý tarafýndan verilen görmek, görülmek ve bunu baþkalarýyla paylaþmak duygusu gereði, ortaya çýkardýklarý san’at ve kültür eserlerini bir araya getirip, bunlarýn en güzellerinden oluþturduklarý koleksiyonlarýný düzenledikleri bir sergiyle görücüye çýkarýrlar. Sergiyi gezen dâvetlilerin takdir ifade eden sözleri ve görüþleri sergi sahibini mutlu etmekle birlikte, burada sergilenen eserler üstünde fiyat etiketleri olmasý durumunda ise, bunlarýn beðenilerek satýn alýnmasý san'atkârýn mutluluðunu bir kat daha arttýrýr. Yüce Allah (cc) bir hadis-i kudsîde “Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim; kâinatý yarattým” buyurmakta. Baþta bu san'atkârlýk ve beðenilme duygusu olmak üzere bütün duygularýmýz, mahiyetini bilemediðimiz Yüce Yaratanýmýzýn bizim üzerimizdeki isim ve sýfatlarýnýn tecellisinden baþka bir þey deðildir. Ýþte Rabbimiz bu sýrra binâen, atom çekirdeðinden galaksilere kadar her mevcut üzerinde muhteþem ve taklit edilmez san'at harikalarý vaz ederek, baþta insan olmak üzere zîruh ve zîaklýn seyranýna açmýþtýr. Risâlelerde Kur’ân ve hadislerden aldýðý ilhamlarla kâinat çarþýsýnýn mahiyetini anlatarak, sergilerinde gezdirip zahiri ve batýnî duygularýmýza hitap eden Bediüzzaman Hazretleri, aslýnda her mevcudun mahiyeti ve üzerinde taþýdýðý san’at-ý Ýlâhiye ile kâinatýn küçük bir modeli olduðunu ifade ederek her þeye ibret gözüyle bakmamýzý tavsiye eder. Bu durumda her þey Yaratanýn san'at harikalarý ve Esmâsýnýn tecelligâhý olan bir teþhir salonudur. Bediüzzaman’ýn Cenâb-ý Hakk’ýn varlýðýna ve birliðine 33 pencereden baktýrdýðý muhteþem seyrangâhlarýn ifadesi olan 33. Söz Risalesi’nin 21. Penceresi’nde ise bu seyrangâhlardan biri olan Güneþ sistemimizi ve onun bir parçasý ve bütün kâinat sarayýnýn en muhteþem sergi salonu olan arzýmýzý þu ifadeleri ile ibret nazarlarýmýza sunar: “Manzume-i þemsiyyenin, yâni þemsin me’mumlarý ve meyveleri olan on iki seyyarenin acâibini ilm-i muhît-i Ýlahîye havale edip, yalnýz gözümüzün önünde seyyaremiz bulunan arza bakýyoruz, görüyoruz ki: Bu seyyaremiz, bir âzamet-i þevket-i rubûbiyeti ve haþmet-i saltanat-ý Ulûhiyyeti ve kemâl-i rahmeti ve hikmeti gösterir bir surette Güneþin etrafýnda, emr-i Rabbânî ile, Üçüncü Mektub’da beyân edildiði gibi, pek büyük bir hizmet için bir uzun seyr ü seyahat, ona ettiriliyor. Bir sefine-i Rabbâniyye olarak acâib-i masnûat-ý Ýlâhiyye ile doldurulmuþ ve zîþuur ibâdullaha seyrangâh gibi, bir mesken-i seyyar vaziyeti verilmiþ. Ve evkat ve hesabý bildirecek saat akrebi gibi Kamer dahi dakik hesablarla, azîm hikmetlerle ona takýlmýþ ve o Kamer’e baþka menzillerde ayrý seyr ü seyahat verilmiþ. Ýþte bu mübarek seyyaremizin þu halleri, küre-i arz kuvvetinde bir þehadetle, bir Kadîr-i Mutlak’ýn vücub-u vücudunu ve vahdetini isbat eder.” Kâinat sarayýnda bir gül goncasý gibi iç içe geçmiþ hadsiz teþhir salonlarý içinde belki de en baþ köþede yer alaný ve muhteþem olaný üzerinde “Ýnsan” yazanýdýr. Hikmetli manzumelerinin Risâle-i Nurlarda da yer aldýðý büyük divan þairi Niyazi-i Mýsrî bu serginin mahiyetini þu dizeleriyle ifade eder: “Hak ilminde þu âlem bir nüsha imiþ ancak Ol nüshada þu âdem bir nokta imiþ ancak Ol noktanýn içinde gizli nice bin derya Þu âlem ol deryadan bir katre imiþ ancak” Bu açýdan bakýldýðýnda, insanýn en saf ve tefekkür dünyasýyla baþ baþa olduðu bir gece vaktinde milyarlarca yýldýzýyla bize gülümseyen ve adeta lisân-ý halleriyle “Bizi okuyun” diyen Kehkeþan ve yüz binlerce çeþit nebâtât ve hayvanatýn haþr ü neþredildiði bahar ordugâhý ve daha niceleri ne ibretamiz bir seyrangâhtýr. Lisan-ý halleriyle nice sultanlarýn, mal-mülk sahiplerinin, gençlerin, ihtiyarlarýn, zengin ve fakirlerin, hatta “Dünya benimdir” diyerek dünyaya sarýlanlarýn hayat hikâyelerinin sergilendiði kabristan ibret alýnacak son seyrangâh ve son sergi salonudur. Hatta diyebiliriz ki, Cennet, ömür sermayelerini Rýza-yý Ýlâhî yolunda feda eden ve Mahkeme-i Kübrada yüzleri güneþ gibi parlayan mü’minlerin fazl-ý Ýlâhî ile kazandýklarý, altýndan sütten ve baldan ýrmaklar akan köþklerin ve türlü nimetlerin yaþanarak sergilendiði ebedî bir sergi, seyrangâh ve teþhir salonudur. Cenâb-ý Hak bütün bu teþhir salonlarýnýn ifadesi olan kâinat kitabýndaki esmâ-i hüsnâ tecellîlerini tefekkür nazarýyla hakkýyla okuyanlardan eylesin. Bir baþka muhaverede buluþmak temennisiyle, Allah’a emanet olun.
S
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/5/2010
3:00 PM
Page 1
3
HABER
YENÝASYA / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa DÖKÜLER
Mehmet KUTLULAR
Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN
Genel Müdür
Recep TAÞCI Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Kâzým GÜLEÇYÜZ Abdullah ERAÇIKBAÞ
Spor Editörü Erol DOYRAN
Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
Rasathaneden halk günü dâveti
ANKARA Üniversitesi (AÜ) Rasathanesi, 7 Mart Pazar günü düzenleyeceði faaliyette, gökyüzü meraklýlarýna, þehir ýþýklarýndan uzakta yýldýzlarý ve gezegenleri izleme fýrsatý sunacak. Alýnan bilgiye göre, Rasathane, geleneksel halk günü faaliyetlerine ‘’bilim ve toplum’’ buluþmasý sloganýyla yeniden baþlýyor. Faaliyette her yaþtan gökyüzü meraklýsý, þehir ýþýklarýndan uzakta gökyüzüyle buluþacak ve uzmanlar eþliðinde gözlem yapma fýrsatýný yakalayacak. Faaliyet programýnda çýplak gözle gökyüzü tanýtýmý ve teleskoplarla çeþitli gökcisimleri gözlemlerinin yaný sýra ‘’Yýldýz Kümeleri’’ ve ‘’Karanlýk Gökyüzü’’ konulu sunumlar da yer alacak. AÜ Rasathanesi, gökyüzü meraklýlarýna her ayýn ilk haftasonu kapýlarýný açmayý sürdürecek. Faaliyetle ilgili detaylý bilgiye, http://rasathane.ankara.edu.tr adresinden ulaþabiliyor. Ankara / aa
Belediyeler ticarî menfaat beklemesin
MARMARA Belediyeler Birliði (MBB) tarafýndan, Maltepe Belediyesi’nin ev sahipliðinde çevre semineri gerçekleþtirildi. Faaliyette konuþan MBB Çevre Merkezi Direktörü Aynur Acar, çöp daðlarý ve atýk yönetim sistemi konusunda, ilçe belediyeleri, “Atýk toplama ve ayrýþtýrma iþleminden, belediyeler ticarî menfaat beklememeli” dedi. Ýstanbul / Yeni Asya
Çanakkale’de evleri su bastý
ÇANAKKALE’NÝN Lapseki ilçesinde etkili olan saðanak, su baskýnlarýna sebep oldu. Ýlçe merkezinde geceden bu yana etkili olan yaðýþ dolayýsýyla, Gazi Süleyman Mahallesinde bulunan Gümüþ Evleri sitesindeki apartmanlarýn bodrum katlarýný su bastý. Evlerinde mahsur kalanlar, belediyeye ait iþ makineleriyle buradan alýndý. Bazý veliler, çocuklarýný sýrtlarýnda okullarýna götürdü. Cumhuriyet Mahallesindeki Hacý Ýsmail Efendi Camiinin bahçesi de suyla doldu. Vatandaþlar, selin getirdiði atýklarýn biriktiði caminin bahçesini, temizlemeye çalýþtý. Çanakkale / aa
Haber Müdürü Faruk ÇAKIR Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24,Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Ýhlas Gazetecilik A.Þ.Tel (0212) 4543000Daðýtým:DoðanDaðýtýmSat.vePaz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
ISSN 13017748
NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 20 R. Evvel 1431 Rumî: 21 Þubat 1425
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 4.35 4.44 4.54 5.04 4.59 4.15 4.19 4.10 4.53 4.27 4.54
Güneþ 5.56 6.08 6.15 6.28 6.23 5.37 5.42 5.34 6.17 5.48 6.16
Öðle 11.57 12.07 12.16 12.27 12.22 11.38 11.42 11.33 12.16 11.49 12.16
Ýkindi 15.10 15.17 15.29 15.38 15.32 14.50 14.53 14.44 15.27 15.02 15.29
Akþam 17.46 17.54 18.04 18.14 18.09 17.26 17.29 17.20 18.03 17.37 18.04
KIRMIZI ETTE SIKINTIMIZ YOK ET VE BALIK KURUMU GENEL MÜDÜRÜ ULUBAÞ, ‘’KIRMIZI ET FÝYATLARINDA ARTIÞ” HABERLERÝNÝN “SPEKÜLASYON’’ OLDUÐUNU BELÝRTEREK, TÜRKÝYE’DE KIRMIZI ET SIKINTISI BULUNMADIÐINI KAYDETTÝ. ET ve Balýk Kurumu Genel Müdürü Bekir Ulubaþ, ‘kýrmýzý et fiyatlarýnda artýþ oluyor’ þeklindeki yayýnlarýn maksatlý ve spekülasyon olduðunu belirterek, fiyatlarda bir hafta içinde yüzde 5’e varan düþüþler olduðunu söyledi. Ulubaþ, Sakarya Büyükþehir Belediye Baþkaný Zeki Toçoðlu’nu ziyaret etti. Ziyaretin ardýndan gazetecilerin sorularýný cevaplayan Ulubaþ, kýrmýzý et fiyatlarýndaki artýþýn sorulmasý üzerine, et fiyatlarýnda son hafta içinde yüzde 5’e varan oranlarda düþüþ yaþandýðýný belirtti. Ýllere göre deðiþmekle beraber, borsalardaki kýrmýzý et karkas fiyatlarýnda düþüþler yaþandýðýna dikkati çeken Ulubaþ, þunlarý söyledi: ‘’Zaten Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý yurt sathýnda besi ahýrlarýný teknik elemanlarýna kontrol ettirdi ve tesbit yaptýrdý. Türkiye’de þu anda 2 milyonun üzerinde büyükbaþ besi hayvaný var ve bunlar piyasaya arz ediliyor. Et ve Balýk Kurumu olarak günlük 800 baþa ulaþan kesimlerimiz var. Bizdeki karkas or-
talamasý 300 kilogram. Bu açýdan hesaplarsak günlük 240 ton et üretir durumdayýz. Yani þu demek, 224 TIR’la her gün piyasaya et arz ediyoruz. Depolarýmýzda binlerce ton et var. ‘Türkiye’de et ve besi materyali sýkýntýsý yok’ diye daha önce söyledim. Sayýn Bakan da bunu kamuoyuyla paylaþtý. Bunun doðruluðu þimdi görülüyor. Tüketicilerimiz endiþelenmesin, biz yanlarýndayýz.’’ ‘’Kýrmýzý et fiyatlarýnda artýþ” haberlerinin maksatlý ve spekülasyon’’ olduðunu savunan Ulubaþ, þunlarý ifade etti: ‘’Þu anda bunun doðru olmadýðý görüldü. Ýnþallah fiyatlar bu civarda oluþacak. Biz de hem tüketicinin, hem de besicinin yanýnda olacaðýz. Sakarya’da kombina faaliyetlerinde ciddî oranda artýþ var. 2008 yýlýnda Sakarya’ya 5 milyon TL kýrmýzý et ödemesi yaptýk, 2009 yýlýnda ise 31 milyon TL’nin üzerinde ödeme yaptýk. 2010 yýlýnýn ilk iki ayýnda Sakarya’da kesilen büyükbaþ hayvan sayýsý 3 binin üzerinde.
Ciddî oranda kesim var. Türkiye’de kýsa sürede ette problem olmadýðýný ve olmayacaðýný düþünüyorum. Þu anda fiyat artýþý durdu. Ne kadar geriler? Serbest piyasa. Arz ve talebe baðlý ama þu anda ciddî oranda piyasaya canlý büyükbaþ hayvan arzý var.’’
KURUMU ALABALIK ÝÞLEYECEK Et ve Balýk Kurumunun balýk üretimiyle ilgili projelerinin sorulmasý üzerine Ulubaþ, ‘’Balýkla ilgili bu kurum daha önce de ciddî yatýrýmlar yapmýþ. Özelleþtirilince bu birimler elimizden çýkmýþ, ama basýnla paylaþtýk. Teknoloji yatýrýmlarýmýz devam ediyor. Haziran ayýndan itibaren ilk önce alabalýk iþletmelerinden alabalýk alýp, fileto yaparak ve tütsüleyerek pazara sunacaðýz. Daha sonra da deniz balýklarýndan alacaðýz, iþleyeceðiz ve tüketicilerimize satýþ merkezlerimizde sunacaðýz. Hazýrlýðýmýz devam ediyor’’ diye konuþtu. Sakarya / aa
Özel Müteahhitler kayýt altýna alýnacak BAYINDIRLIK ve Ýskân Bakaný Mustafa Demir, Özel müteahhitleri kayýt altýna alarak denetimleri arttýracaklarýný belirterek, ‘’Ruhsat ve eklerine aykýrý bir yapý yapýlmýþsa müteahhit ikinci bir inþaat alamayacak” dedi. Çeþitli inceleme ve ziyaretlerde bulunmak üzere Çankýrý’ya gelen Bakan Demir, Vali Þemsettin Uzun’u makamýnda ziyaret etti. bakan Demir Vallik çýkýþýnda yaptýðý açýklamada: ’’Ruhsat ve eklerine aykýrý bir yapý yapýlmýþsa müteahhit ikinci bir inþaat alamayacak. Bu müteahhit Türkiye’nin neresine giderse gitsin bu eksikliði düzeltmediðinde ikinci bir yapý yapamayacak. Vatandaþýmýz daire aldýðýnda yaþadýðý eksiklikler bu sayede ortadan kalkacak’’ dedi. Bakan Demir Çankýrý tapu ve Kadastro Müdürlüðünü gezerek burada vatandaþlarla bir süre sohbet etti. Çankýrý / aa
Gazetemizin 41. yýlý dolayýsýyla Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taþcý’nýn verdiði yemekte Yazý Ýþleri personeli biraraya geldi. Sýcak bir ortamda geçen yemekte ileriye dönük projeler deðerlendirildi. Yemek sonunda çalýþanlara çeþitli hediyeler verildi.
Yazý iþleri çalýþanlarý yemekte buluþtu YENÝ Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taþcý, gazetenin kuruluþunun 41. yýlý dolayýsýyla Yazý Ýþleri çalýþanlarýna özel bir yemek verdi. Taþcý, burada yaptýðý konuþmada gazeteye verdikleri emek ve zor günlerde dahi olsa iþini aksatmayan Yazý Ýþleri personeline bu hizmetlerinden ve fedakârlýklarýndan dolayý teþekkür etti. Yazý Ýþlerini bir araya getiren yemek için teþekkür eden gazetemiz Yayýn Koordinötürü Abdullah Eraçýkbaþ da yazý iþleri
çalýþanlarýnýn heyecanýnýn artarak devamýný temenni etti. Görsel Yönetmen ve çizerimiz Ýbrahim Özdabak ise, çalýþanlarýn bulunduðu yeri, neyi ve niçin yaptýðýný düþünürse en büyük ödülün bu olacaðýný kaydetti. Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa Döküler de, Yeni Asya’nýn en çok bir aile sýcaklýðýný taþýmasýný sevdiðini söyledi. Program, çalýþanlara günün anýsýna verilen hediyelerinin takdim edilmesiyle son buldu. Ümit Kýzýltepe/Ýstanbul
MAYIS’TA DÜZENLENECEK OLAN KONFERANSIN ÇALIÞMALARI SÜRÜYOR
Almanya’da Ýslâm konferansý hazýrlýðý ALMANYA’DA daha önce Ýçiþleri Bakaný olarak görev yapan Maliye Bakaný Wolfgang Schaeuble tarafýndan baþlatýlan Ýslâm konferanslarýna 17 Mayýs’ta devam edilecek. Almanya Ýçiþleri Bakaný Thomas de Maiziere, dün Berlin’de yaptýðý açýklamada, ülkede yaþayan Müslümanlarla diyaloðu gelecekte daha çok uygulamaya yönelik sürdüreceklerini belirterek, bu sebeple konferansa katýlan bazý kiþilerin de deðiþtirileceðini söyledi.
Konferansýn 17 Mayýs’ta yapýlmasýnýn planlandýðýný ifade eden Maiziere, konferansa bugüne kadar olduðu gibi hükümet tarafýndan 15 kiþinin, Müslüman dernek ve kuruluþlardan da 15 temsilcinin katýlacaðýný kaydetti. Maiziere, Almanya’daki en büyük Müslüman kuruluþlarýndan olan Ýslâm Konseyi ile yöneticileri hakkýnda soruþturma bulunan Ýslâm Toplumu Millî Görüþ Derneðinin ise konferansa katýlmayacaðýný ifade etti. Berlin / aa
Yatsý 19.00 19.11 19.18 19.31 19.257 18.41 18.45 18.38 19.21 18.52 19.19
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Ýmsak 4.58 5.07 4.39 4.34 4.46 4.29 4.22 4.15 4.02 4.47 4.44
Güneþ 6.24 6.30 6.05 5.57 6.08 5.55 5.43 5.41 5.25 6.13 6.03
Öðle 12.23 12.30 12.03 11.56 12.08 11.53 11.43 11.40 11.25 12.11 12.05
Ýkindi 15.32 15.42 15.12 15.08 15.21 15.02 14.56 14.49 14.37 15.20 15.19
Akþam 18.09 18.18 17.49 17.44 17.56 17.39 17.32 17.26 17.12 17.57 17.54
Yatsý 19.27 19.33 19.08 19.00 19.12 18.58 18.46 18.45 18.28 19.17 19.07
TAHLÝL
Sona doðru
KÂZIM GÜLEÇYÜZ irtibat@yeniasya.com.tr
Mayýs’tan 12 Eylül’e, klasik darbelerin ortak gerekçelerinden biri, ülkenin kardeþ kavgasýna sürüklendiði, toplumun kamplara bölündüðü ve bu bölünmenin devlet kurumlarýna dahi yansýdýðý iddiasý idi. “Solcu-saðcý; devrimci-ülkücü; laik-dinci” gibi yaftalar, iddianýn dayanaðý olarak gösteriliyordu. Özellikle 12 Eylül öncesindeki tablo, ihtilâlcilerin temel karakteri olan “mübalâðacý ve aþýrý abartýlý” söylemlerle, þöyle tasvir edilmekteydi: Sað-sol kavgalarý öðrencileri, öðretmenleri, iþçileri ve hattâ polisleri kamplara ayýrdý; bu kutuplaþma, her birini temsil için kurulup birbiriyle amansýz mücadeleye giriþen dernek, sendika v.b. oluþumlarýn çatýsý altýnda iyice kýzýþtý: Devrimci gençlik-ülkücü gençlik... Devrimci sendika-milliyetçi sendika... Devrimci öðretmen-milliyetçi öðretmen... Devrimci polis-milliyetçi polis... Devrimciliðin de, milliyetçiliðin de altýokun iki ayrý umdesi olup, Kemalizm ortak paydasýnda buluþan “ruh ikizleri” olmalarý bir tarafa; bilâhare ortaya çýkan kuvvetli ipuçlarý, sabah saðcýlara sýkýlan kurþunlarla akþam solcularý hedef alan kurþunlarýn ayný silâhtan çýktýðýný ortaya koydu. Ýþin bir baþka ilginç boyutu, ihtilâllerin gerek devrimcilik, gerekse milliyetçilik adýna sahneye çýkan cereyanlarý Atatürkçülükten sapma olarak gören zihniyet tarafýndan gerçekleþtirilmesiydi. Ergenekon sürecinde ortaya çýkan bilgi, belge ve bulgular ise, kýzýlelma koalisyonu ve yeniden kuva-yý milliye adý altýnda oluþturulan beraberliklerin, demokratik hukuk devletini hedef alan illegal faaliyetlere zemin hazýrladýðýný gösterdi. Bir tarafta, kendisini merkeze koyan Atatürkçülük... Diðer tarafta, yine Atatürkçülük adýna devrimcilik veya milliyetçilik yapýp da, resmî Kemalizm tarafýndan kâh reddedilip dýþlanan, kâh þartlar gerektirdiðinde sahiplenilip kullanýlan cereyanlar... Ve bu karmaþýk, girift, deðiþken iliþkiler aðýnýn, demokrasiyi tahripteki ortaklýðý... Türkiye yýllarca bu kýsýr döngü içinde yaþadý. Son dönemde ise, devrimci-ülkücü kamplaþmasý varken de mevcut olan, ama o zamanlarýn konjonktüründe gölgede ve tâlî bir unsur olarak kalan “dinci” cereyanýn öne çýktýðý gözleniyor. Bir tarafýyla milliyetçi damardan da beslenen, ama esas itibarýyla dini bir iktidar ideolojisine dönüþtürerek siyaset mücadelesinde arz-ý endam eden bu akýmýn parti veya kadrolaþma ya da ticaret yahut STK’lar gibi, yöntemde ayrýþsa da hedefte birleþen farklý versiyonlarý mevcut. Ama onun da devrimci ve milliyetçi akýmlarla ortak yaný, ister takiyye yapsýn, ister samimî olsun, Atatürkçülüðe yaslanma ihtiyacý duymasý. Görünüþte birbirleriyle amansýz bir mücadele halindeki cereyanlarýn Atatürkçülük ortak paydasýnda buluþup onu referans göstermeleri, bir taraftan kendi samimiyetlerini sorgulatýrken, diðer taraftan Kemalizmi de yýpratýp aþýndýrýyor. Þimdilerde bu süreç hýzlanarak devam ediyor. Bilhassa 28 Þubat sürecinde “laik-antilaik kutuplaþmasý” olarak öne çýkarýlýp, “irticanýn adým adým devleti ele geçirmesi” ve buna karþý laik güçlerin direniþi þeklinde takdim edilen senaryo da, netice itibarýyla bu sürecin farklý bir aþamasý. Ayný þekilde, Türk-Kürt veya Alevî-Sünnî çatýþmasý çýkarmayý amaçlayan komplo ve tertipler de, yine ayný yapýnýn ürettiði provokasyonlar. Tabiî dýþarýdaki fitne merkezlerinin katkýsýyla. Kendi ürettiði bölünmeleri, yine kendi devam ve bekasý için dayanak olarak kullanan zihniyet, artýk uyanan, tezgâh ve tuzaklarý fark etmeye baþlayan bir toplumla karþý karþýya gelmenin, giderek büyüyen kâbus ve telâþýný yaþamakta. Geliþmeler, bugünlere geliþini hem istibdat temeli üzerine kurduðu derin yapýya, hem de halký aldatma taktiklerine borçlu olan bu zihniyetin, sür'atle sona doðru yaklaþtýðýný haber veriyor. Son payandalar da çekilse, çöküþü yakýn. Sonrasýndaki sürecin doðru zemine oturtulup iyi yönetilmesi ise ayrý bir teyakkuzu gerektiriyor.
27
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/5/2010
3:52 PM
Page 1
4 FARK
Ateist siyasetçi bile yasaða karþý
FARUK ÇAKIR cakir@yeniasya.com.tr
ürkiye’nin önünü týkayan ve ufkunu karartan kanunsuz baþörtüsü yasaðý unutulmuþ görünürken, ayný konu Avrupalý siyasetçilerin gündemini de meþgul ediyor. Maalesef yasakçýlýk konusunda Türkiye’yi örnek almak isteyen Avrupalý siyasetçiler de var. Hol landa’da aþýrý saðcý söylemleri ile Ýslâma ve Müslümanlara hakaret eden Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, iktidar olunca baþörtü yasaðý getireceðine dair açýklama yapmýþ. Geert Wilders’e ilk tepki ise Hol landa’nýn Eind hoven þehrindeki Het Plein Koleji’nde öðretim üyeliði yapan Doçent Doktor Jos Baisjens’tan gelmiþ. Ama bu tepki bildiðimiz, ‘sýradan’ tepkilerden çok farklý. Jos Baisjens, aþýrý saðcý Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders’in baþörtüsüne getirmek istediði yasaðý protesto etmek için baþörtüsü takarak okuluna gitmiþ. (Sabah, 4 Mart 2010) Türkiye penceresinden bakýnca ‘saðcý’ bir partinin baþörtüsüne karþý çýkmasý, onu yasaklayacaðýný vaad etmesi garip gelebilir. Fakat Avrupa’da durum faklý. Oradaki ‘solcu’lar daha hakperest olurken, ‘saðcý’ diye bilinenler maalesef ýrkçý görüþleriyle tanýnýyor. Hol landa’daki hadise de buna bir örnek. Kendisinin bir ateist olduðunun altýný çizen Jos Baisjens, “Sýrf ülkede yaþayan bir milyona yakýn Müslümaný dýþlayýcý hareketlere tepki olarak okula giderken, mahallede, çarþýda baþörtüsü takýyorum” demiþ. Baisjens, þunlarý da söylemiþ: “Wilders’in sözleri beni bir eðitimci ve insan olarak rencide etti. Kendim hiçbir dine inanmadýðým halde inançlar ile bu denli alay edilmesine ve dýþlanýlmasýna karþýyým. Herkes özgürce dininin gereðini yerine getirebilmeli. Bu yönde inançlarýn önüne engel konulmamalý. Ben bunu bir þekilde protesto etmeyi kararlaþtýrdým ve baþörtüsü taktým. Okul larda ve devlet dairelerinde baþörtüsü takýlmasýna karþý deðilim. Kesinlikle bir þov, bir siyasî beklenti ve reklâm amaçlý bu eylemi yapmadým.” Ateist olduðunu açýklayan Hol landalý siyasetçinin ‘yasak’ çaðrýsýna karþý çýkarak baþörtüsü takmasý ve bunu sonuna kadar devam ettireceðini ilân etmesi çok anlamlý bir tepki. Geçmiþte Türkiye’de de bazý ‘erkek’ insan haklarý savunucularý baþörtüsü takarak yasaðý protesto etmiþlerdi. Geçmiþte de ifade etmiþtik, tekrar edelim: Kanunsuz baþörtüsü yasaðýna karþý bu ve benzeri ciddî itirazlar yükselse ve bu itirazlar devam edebilse, yasakçýlar bu kadar insafsýz olamazdý. Meselâ, baþörtüsü yasaðýna karþý olduðunu ilân eden mil letvekil leri, ‘aydýn’lar ve iþ adamlarý, (ben dahil) gazeteciler; devam eden kanunsuz yasaðý protesto için baþörtüsü takýp yürüyüþ yapabilseydi bel ki de yasak bunca insaný maðdur edemezdi. Ne yazýk ki bu protestolarý baþkasýndan bekledik ve yasak da sürüp gitti... Keþke Hol landa’da baþlayan bu ‘tek kiþilik’ protesto dalga dalga yayýlsa ve Türkiye’ye de gelse. Gelse de baþörtüsü yasaðýnýn ne kadar haksýz, hukuksuz ve yanlýþ olduðu bir defa daha görülse... Baþörtüsü yasaðýný sona erdirmek için gayret gösteren STK’lara bir çaðrýmýz var: Baþörtüsü yasaðýný savunanlarýn insafsýzlýðýný dünyaya gösteren Hol landalý ‘ateist siyasetçi’ Türkiye’ye dâvet edilsin. Türkiye’deki yasakçýlar buradaki ‘ilahiyatçýlarý’ dinlemediðine göre bel ki Avrupalý ateist siyasetçileri dinler ve insafa gelir. Acaba bizdeki yasakçýlar, ateist bir siyasetçiye karþý baþörtüsü yasaðýný hangi gerekçelerle savunabilir? Ateistler de baþörtüsü takma hakkýný savunmaya baþladýklarýna göre, insafsýz yasakçýlarýn daha fazla direnmeye imkâný kalmadý demektir. Tez zamanda yasak sona ersin, vesselâm.
T
e-Fatura dönemi baþlýyor
ELEKTRONÝK fatura ilk aþamada anonim ve limited þirketlerde uygulamaya konuluyor. Maliye Bakanlýðý, dünkü Resmi Gazete’de yayýmlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliði ile elektronik fatura uygulamasýna iliþkin usul ve esaslarý belirledi. Tebliðe göre, e-Fatura, kaðýt fatura ile ayný hukuki niteliklere sahip olacak. Mal veya hizmet satýþý dolayýsýyla fatura düzenlemek zorunda olan mükellefler, genel hükümler çerçevesinde kaðýt fatura gibi e-Fatura da düzenleyebilecek. Uygulamanýn saðlýklý þekilde geliþimini saðlamak amacýyla e-Fatura, kademeli bir biçimde yaygýnlaþtýrýlacak. Baþlangýç olarak anonim ve limited þirketler, uygulama kapsamýna alýnacak. Uygulamadan yararlanacaklar, istenen belgelerle birlikte yazýlý olarak Gelir Ýdaresi Baþkanlýðýna baþvuracak. Gerçek kiþilerin e-Fatura göndermeleri ve almalarý mümkün olmayacak. Ankara / aa
HABER
YENÝASYA / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
Sorumlusu Türkiye olmayacak CUMHURBAÞKANI Abdul lah Gül, ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi tarafýndan Ermeni iddialarýný içeren tasarýnýn kabul edilmesini ‘’makul bulmadýðýný ve esefle karþýladýðýný’’ belirterek, ‘’Kararýn Türk hal ký nezdinde hiçbir itibarý bulunmamaktadýr. Bu oylamanýn her alanda neden olabileceði olumsuz sonuçlarýn sorumlusu Türkiye olmayacaktýr’’ dedi. Cumhurbaþkanlýðý Basýn Merkezi’nden yapýlan yazýlý açýklamasýnda Gül, þunlarý kaydetti: ‘’Bu kararý makul bulmuyorum ve esefle karþýlýyorum. Kararýn Türk hal ký nezdinde hiçbir itibarý bulunmamaktadýr. Tarihsel gerçeklikten uzak bu tek yanlý metnin ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi tarafýndan kabul edilmesi, Türkiye-ABD iliþkilerine
yakýþan bir tutum olmamýþtýr. Bu geliþme, Güney Kafkasya’da barýþ ve istikrar tesisi; halklar arasýnda kalýcý dostane iliþkiler kurulmasý doðrultusunda yürütülmekte olan çabalara zarar verecektir. Siyasî çýkarlar gözetilerek alýnmýþ olan böyle bir kararý tarihe ve tarih bilimine karþý haksýzlýk olarak telâkki ediyorum. Bu oylamanýn her alanda neden olabileceði olumsuz sonuçlarýn sorumlusu Türkiye olmayacaktýr.’’ Ankara-Roma / aa
Hükümet: Tasarýyý kýnýyoruz HÜKÜMET açýklamasýnda, ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi’nde, Ermeni iddialarýný içeren tasarýnýn kabul edilmesine iliþkin olarak, ‘’Türk ulusunu iþlemediði bir suçla itham eden bu tasarýyý kýnýyoruz’’ denildi. Baþbakanlýk Basýn Merkezinin internet sitesinde yayýmlanan ‘’Hükümet Açýklamasý’’nda, Türkiye’nin, ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi tarafýndan, 1915 yýlý olaylarýna iliþkin Ermeni iddialarýný içeren tasarýnýn kabul edilmesinin üzüntüyle karþýlandýðý ifade edildi. Açýklamada, þunlar kay-
dedildi: ‘’Türk ulusunu iþlemediði bir suçla itham eden bu tasarýyý kýnýyoruz. Bu tasarýyý destekleyenler, tarihi gerçekler ve uzman tarihçiler arasýndaki konuyla ilgili fikir ayrýlýklarýný görmezden gelerek siyasî saiklerle yanlýþ ve haksýz bir tutum benimsemiþlerdir. Siyasetçilerin, tarihçilerin alanýna yönelik müdahaleleri her zaman olumsuz etkiler oluþturmuþtur. ABD ile geniþ bir ortak gündem çerçevesinde yürüttüðümüz çalýþmalarý olumsuz etkileyebilecek bu karar, maalesef bir stratejik vizyon eksikliðine de iþaret etmektedir.” Açýklamada, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namýk Tan’ýn bu geliþme çerçevesinde istiþareler için bu akþam Ankara’ya çaðrýldýðý bildirildi. Ankara / aa
ÞAHÝN: SOYKIRIM ÝDDÝALARI YALAMA OLDU
‘UMARIM BU HATADAN BÝR AN EVVEL DÖNÜLÜR’
ERMENÝ VATANDAÞLARDAN TEPKÝ
ROMA’DA resmî temaslarda bulunan TBMM Baþkaný Mehmet Ali Þahin ise gazetecilerin konuya iliþkin sorusu üzerine þunlarý söyledi: ‘’Parlamentolar özellikle çaðdaþ parlamentolar yasa yaparlar. Daha doðrusu yasa yazarlar, tarih koymazlar, tarih yazmazlar. Amerikan parlamentosu maalesef tarih yapmaya kalkýþmýþtýr. Tarih yazmaya kalkýþmýþtýr. ‘Bu kabul edilemez bir hatadýr’ diye düþünüyorum. Sözde Ermeni soykýrýmý iddialarýnýn bir yalama olduðunu, inandýrýcýlýðýný yitirdiðini görmekteyiz. Amerikan parlamentosunun bu tarihî hatayý bir þekilde kýsa sürede düzeltmesini temenni ediyoruz ve bekliyoruz. ‘’
DEVLET Bakaný ve Baþmüzakereci Egemen Baðýþ, onaylanan Ermeni tasarýsýyla ilgili olarak, herkesin dünya barýþý ve Türkiye'nin dünya barýþýna olan katkýsýný deðerlendirmesi gerektiðini belirtti ve "bu hatadan bir an evvel dönülmesini" ümit ettiðini söyledi.
KASTAMONU'NUN Taþköprü ilçesinde yaþayan Ermeni asýllý Türk vatandaþlar ile Kayseri'de bulunan tarihî Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi Vakfý Baþkaný Zadik Toker, tasarýnýn kabul edilmesine tepki gösterdi. Toker, kararýn Türkiye'de yaþayan Ermeni cemaatini rahatsýz ettiðini söyledi.
‘ERMENÝ AÇILIMI’NA AMERÝKAN KÝLÝDÝ ERMENÝ ÝDDÝALARINA ÝLÝÞKÝN TASARININ ABD DIÞ ÝLÝÞKÝLER KOMÝTESÝNDE KABUL EDÝLMESÝ, ERMENÝSTAN ÝLE TÜRKÝYE ARASINDA BAÞLATILAN AÇILIM SÜRECÝNÝ ZORA SOKTU.
DIÞÝÞLERÝ Bakaný Ahmet Davutoðlu, ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesinde 1915 olaylarýna iliþkin Ermeni iddialarýna yönelik karar tasarýsýnýn kabul edilmesine Bakanlýkta düzenlediði basýn toplantýsýnda tepki gösterdi. Kararýn ve alýnýþ sürecinin Türkiye ile Ermenistan arasýndaki normalleþme sürecinin doðasýnýn nasýl deðiþmek zorunda olduðunu bir kez daha gösterdiðini ifade eden Davutoðlu, “Üçüncü taraflarýn her müdahalesi bu normalleþmeyi imkânsýz hale getirecektir” diye konuþtu. Davutoðlu, Türkiye-Ermenistan arasýndaki protokollerin bundan sonraki süreçte nasýl bir takvimde ele alýnacaðý sorusu üzerine ise, Türkiye’nin süreci yavaþlattýðý iddialarýnýn doðru olmadýðýný vurgulayarak ‘’Dün alýnan karar, bu süreci yavaþlatma deðil, durdurma riskini de beraberinde getirmiþtir. Bu kararlarla hiçbir yol alamayýz” dedi. Davutoðlu, Güney Kafkaslarda barýþýn saðlanmasý için Azerbaycan topraklarýndaki iþgalin bitmesi gerektiðini ve Türk-Ermeni barýþýnýn yaný sýra Azeri-Ermeni barýþýnýn da saðlanmasý gerektiðini vurgulayarak, “Bizim bölgemizde tek ayaklý barýþ yürümüyor” dedi. ABD Temsilciler Meclisine seslenmek istediðini söyleyen Davutoðlu, “Yaptýðýnýz her müdahale, Türkiye-Ermenistan normalleþmesinin önüne engel çýkarmaktadýr. Gayri ciddi þekilde aldýðýnýz her karar Türklerle Ermenilerin tarihi barýþýný engellemektedir. Lütfen bu konuyu yeniden gözden geçiriniz” diye konuþtu. Ankara / aa
Mercan: Obama aðýrlýðýný koyamadý
TBMM Dýþiþleri Komisyonu Baþkaný Murat Mercan, oylamanýn ardýndan düzenlediði basýn toplantýsýnda, “Bu oylama baþlý baþýna yanlýþ bir oylama. Obama yönetimi daha önceden bunu engelleseydi belki daha iyi olurdu. Ýleriki günlerde hükümetimiz bunu deðerlendirecek. Hükümetimiz orayý deðerlendirecek, biz de ABD Temsilciler Meclisi ile olan iliþkilerimizi deðerlendireceðiz” dedi. Washington / aa
Büyükelçi Tan Türkiye’ye dönüyor TÜRKÝYE’NÝN Washington Büyükelçisi Namýk Tan ise "Bugün üzüntülüyüz, çünkü kaybettik ama bir yandan da içimiz doðrusu gurur ve sevinç dolu. Neden diye sorarsanýz, bu mücadelede, sistemli, kararlý, özverili ve kolektif bir çalýþmayla çok önemli bir aþama kaydettik" dedi. “Ben maalesef hükümetimizin kararýyla Türkiye’ye dönmek durumundayým” diyen Tan, sözlerini þöyle sürdürdü: “Maalesef diyorum, çünkü daha yeni gelmiþtim, aslýnda dönmek demek de biraz tuhaf oluyor ama her halükarda yarýn dönüp hükümetimizden gerekli danýþmalar neticesinde gerekli talimatlar aldýktan sonra, olaylarýn geliþimine göre buraya nasýl ve ne zaman döneceðimizi göreceksiniz.”
ABD BÜYÜKELÇÝSÝ DIÞÝÞLERÝ’NE ÇAÐRILDI
ABD’NÝN Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesinde önceki gün akþam 1915 olaylarýna iliþkin Ermeni iddialarýna yönelik karar tasarýsýnýn kabul edilmesinden sonra dün Dýþiþleri Bakanlýðýna gelerek, görüþmelerde bulundu. ABD Büyükelçisi Jeffrey, Dýþiþleri Bakanlýðýnda yaptýðý görüþmelerin ardýndan kýsa ve Türkçe bir açýklama yaptý. Burada, ABD Dýþiþleri Bakaný Hillary Clinton’un konuyla ilgili açýklamasýný okuyan Jeffrey, Clinton’un, hem ABD Baþkaný Barack Obama, hem de kendisinin böyle bir kararýn kongrede alýnmasýna karþý olduklarýný açýkladýðýný belirtti. Jeffrey, Clinton’un kongrenin bu konuda karar almasýný doðru bulmadýklarýný ifade ettiðini ve kongrede yeni bir karar alýnmasýný da istemediklerini açýkladýðýný söyledi. Ankara / aa
KOBÝ’ler de “açýlým” istiyor önemlidir. Hükümetin vatandaþKÜÇÜK ve Orta Büyüklükteki Ýþletlarýn hassasiyetlerini göz önüne meler Derneði (KOBÝDER) Genel alarak çeþitli açýlýmlara giriþtiðini, Baþkaný Nurettin Özgenç, hükübunlarýn en baþýnda gelen demetin KOBÝ açýlýmý yapmasý gerekmokratik açýlým, Alevi ve Roman tiðini belirtti. Özgenç, yaptýðý açýkaçýlýmlarý ül kemizin hasret oldulamada, 2001 yýlý krizi ile devam eðu yaklaþýmlardýr. Kamuoyunun den bazý sýkýntýlardan dolayý binlerbüyük çoðunluðunun tasvip ettice KOBÝ’nin iþini kaybettiðini ifade ði bu açýlýmlarýn devam etmesini ederek, Türkiye’nin bir çok soruve bunlar arasýnda ekonomik açýnunun KOBÝ’lere yapýlacak ekonolýmýn da olmasý için daha öncelemik yaklaþýmlarla çözülebileceðini KOBÝDER Baþkaný Nurettin Özgenç ri de dile getirdiðimiz gibi tüm söyledi. Özgenç, þöyle devam etti: ‘’Hükümet, ‘KOBÝ açýlýmý’ yapmalýdýr. Yapýlmasýný kredi kartý borçlusu, esnaf, sanatkar ve KOBÝ’leri iönerdiðimiz açýlýmýn Türkiye için yapýlmak istenen çine alacak geniþ kapsamlý bir ‘Türkiye yaklaþýmý’ diðer açýlýmlar kadar, hatta bel ki onlardan daha da yapýlmalýdýr. ’’ Trabzon / aa
T. C. TUZLA ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Menkulün Açýk Artýrma ÝLANI 2010/277 TALÝMAT Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 12.03.2010 CUMA saat 11:00 - 11:10 arasýnda TUZLA AYDINLI MH. EMNÝYET OTO PARKI adresinde yapýlacak ve o günü kýymetinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde 17.03.2010 ÇARÞAMBA günü ayný yer ve saatler arasýnda 2. artýrma yapýlacaðý. Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden alýnacak KDV damga resminin alýcýya ait olacaðý, tellaliye ve aynýndan doðan vergi borcunun satýþ bedelinden ödeneceði ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýndan görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. (Ýhaleye katýlacaklardan tahmin edilen kýymetin % 20'si kadar teminat alýnacaktýr.) Lira Adet Malýn cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri) 20.000,00 1 ADET 34 MHR 40 PLAKALI 1998 MODEL 4.6 HSE TÝPÝ MT SÝYAH RENKLÝ, RANGE ROVER MARKA MOTOR NO: 1199821201500 ÞASE NO: SALLPAMJ4WA403388 ÖN TAMPON SAÐ TARAFTAN VURUK SÝTEPMESÝ YOK MUHTELÝF YERLERDE ÇÝZÝK VAR, ANAHTAR VAR RUHSAT YOK.
B: 14314
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/5/2010
4:04 PM
Page 1
5
HABER
YENÝASYA / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
BAÞKENT YAZILARI
ANKARA
“Soykýrým” çuvalý…
Þok, þok, þok…
CEVHER ÝLHAN cevher@yeniasya.com.tr
özde Ermeni Soykýrýmý Tasarýsý’nýn Amerikan Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi’nde kabulü, Türkiye-Ermenistan normal leþme sürecini sabote etmekle kalmadý, Türk-Amerikan iliþkilerinin iç yüzünü ortaya çýkardý. Bilindiði gibi, AKP hükûmetinin yedi yýl önce 1 Mart 2003’te Irak’ý iþgale giden 65 bin Amerikan askerinin Anadolu topraklarýnda konuþlanmasý “tezkere”sinin TBMM’de reddedilmesinden yirmi gün sonra Bakanlar Kurulu kararýyla Meclis by pass edildi. Ardýndan da çýkarýlan “destek hamûlesi”yle havaalanlarý ve limanlar iþgalcilerin kul lanýmýna açýldý. AKP hükûmeti, bununla da kalmadý. Dönemin Dýþiþleri Bakaný Gül’ün, Baþbakan Erdoðan’ýn ve en son Dýþiþleri Bakaný Davutoð-
S
lu’nun ikrarýyla, Ankara kayýtsýz-þartsýz hep ABD’nin yanýnda yer aldý.
rýmlar üzerinde ül kenin en az üçe bölünmesine zemin hazýrlandý…
“MODEL ORTAKLIÐA” YAKIÞIYOR MU? Ne var ki gelinen noktada, ABD’nin “stratejik müttefikliði” ve “model ortaklýðý” için her türlü fedakârlýkta bulunan Ankara, son yedi yýldýr sürekli Washington’dan darbe yiyor... Mayýs 2003’te dönemin Amerikan Savunma Bakan Yardýmcýsý Yahudi asýl lý Paul Wolfowitz’in Türkiye’ye tehditvârî zehir zemberek saygýsýz çýkýþýndan sonra 4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de Türk askerinin kafasýna çuval geçirdi. Peþinden de baþta iþgalin baþýnda nüfus ve tapu daireleri tahrip edilip talân edilen Kerkük’ün statüsü olmak üzere Türkiye’nin bütün “kýrmýzý çizgileri”ni çiðnedi. Ýþgal güçlerinin güdümünde yüzbinlerce peþmerge Kerkük ve Türkmen bölgesine yýðdýrýlarak demografik yapý deðiþtirildi. Nüfusun üçte ikisi Türkmen olan kent yönetimine iþgal iþbirlikçisi Kürt vali ve yöneticiler getirildi. Türkiye’nin temel tezi olan Irak’ýn toprak bütünlüðü parçalandý. Hâlen hergün ortalama 30-40 kiþinin nereden geldiði bilinmeyen patlamalarda can verdiði ül kenin birliðinin dibine dinamit sokuldu. Mezhebî ve etik ayý-
“TARÝHÎ FIRSAT” HEBÂ EDÝLDÝ… Bu da yetmedi; Amerikan Büyükelçisi’nin mil letvekil lerine müdahâlesi ve þantajýyla ýrkî ve mezhebî tefrikayla Irak daha baþtan bölünüp taksim ediliyor. Kuzeyde oluþturduðu ve 30 yýllýk ihâlelerini “aldýðý”, ül kenin petrol rezervlerinin bekçiliði görevini verdiði kukla yönetimin himâyesini Türkiye’ye vermek peþinde… Ankara, en üst düzeyde istediði terörist kamplarýn tasfiye etmediði gibi, Amerikalý savcýlarýn ve Amerikan Kongresi’nin itirafýyla ABD, teröristlere her türlü silâh, mühimmat, saðlýk ve malî yardýmda bulundu. Ýsrail li ve Amerikalý subaylar, terör kamplarýný ziyaret edip teröristlere “silâhlý eðitim” verdiler. Gül ve Erdoðan’ýn defalarca Bush’dan ve Obama’dan “ricasý”na raðmen, ABD, iþgalindeki Irak’ta el lerini kol larýný sal layarak gezen yüzlerce terörist baþýndan bir tekini dahi teslim etmedi. Terör örgüte ait bürolarý kapatmadý, kapattýrmadý… Ve ABD þimdi ise “Ermeni diasporasý”nýn kýþkýrtmasýyla iki buçuk milyonluk Ermenistan’ý “stratejik müttefiki” Türkiye’ye tercih edi-
yor. Obama’nýn çabalarýyla “büyük ve tarihî fýrsat” diye âlây-ý vâlâ ile baþlatýlan “Ermeni açýlýmý”ný fedâ ediyor. Ankara’nýn bütün ýsrarýna mukabil, “model ortak” Obama, lâfla geçiþtirip ciddî devreye girmiyor; Beyaz Saray’daki bir toplantýdan dönen komite üyeleri, “soykýrým iddiasý”na “evet” diyor. “Normal leþme süreci” Ermeni-Yahudi lobisinin baskýsýyla iç politik hesaplara hebâ ediliyor. Bütün politikalarýný ABD’ye endeksleyen, her fýrsatta AB’ye rest çektiði halde ABD’ye en ufak bir ta’rizde bulunmayan Baþbakan’ýn yakýnmasýnýn artýk bir anlamý yok… Ankara’nýn Washington Büyükelçisini geri çekip, Gül’ün “iliþkilere zarar verir” uyarýsýnýn, Erdoðan’ýn “komedi gibi oylama” tepkisinin hiçbir mânâsý kalmýyor… ABD, göz göre göre Türkiye’nin baþýna “soykýrým çuvalý”ný geçirmiþtir. Hem de tümüyle çuval layan küresel ve bölgesel iþgal politikalarýna destek veren AKP iktidarý döneminde… Mehmetçiðin baþýna çuval geçiren Irak’taki Amerikan kuvvetlerinin komutaný General Ray Odierno’yu 4 Þubat’ta Ankara’da törenle karþýlayan AKP hükûmeti, bakalým bu “soykýrým çuvalcýlarý”na karþý ne yapacak?
Nabucco Projesi TBMM'de onaylandý
HAZAR Bölgesi ve Ortadoðu doðalgazýnýn boru hattý ile Avrupa’ya taþýnmasýný öngören Nabucco Projesi’nin onaylanmasýna iliþkin kanun tasarýsý, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Avusturya Cumhuriyeti, Bulgaristan Cumhuriyeti, Macaristan Cumhuriyeti, Romanya ve Türkiye Cumhuriyeti Arasýnda Nabucco Projesi Hakkýnda Anlaþmanýn Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Tasarýsý, görüþmelerin tamamlanmasýnýn ardýndan kabul edildi. Yasaya göre, Nabucco Projesi ile Türkiye’nin Doðu ve Güney sýnýrlarýndan temin edilecek doðalgazýn sýrasýyla Türkiye, Bulgaristan, Romanya, ve Macaristan üzerinden Avusturya’ya kadar aktarýlmasý için boru hattý döþenecek. Yasada, projenin uygulanmasýna yönelik düzenlemeler yer alýyor. Ankara / aa
Habur Sýnýr Kapýsý 3 gün kapalý
IRAK’TA yapýlacak seçimler nedeniyle Habur Sýnýr Kapýsý’nda bugün saat 23.00’den 8 Mart Pazartesi günü saat 04.00’e kadar ticari iþlem ve yolcu iþlemi yapýlmayacak. Alýnan bilgiye göre, Ýbrahim El-Halil Sýnýr kapýsý irtibat görevlilerine, Irak’ta 7 Mart 2010 tarihinde ül ke genelinde yapýlacak genel seçimler sebebiyle Ýbrahim El-Halil Gümrük kapýsýndaki iþlemlerde herhangi bir aksamanýn olup olmayacaðý soruldu. Seçimler sebebiyle söz konusu kapýdan acil ve zaruri durumlar dýþýnda bugün saat 24.00’ten 8 Mart Pazartesi günü 05.00’e kadar hiçbir ticari iþlem ve yolcu iþlemi yapýlmayacaðý bilgisi alýndý. Bu çerçevede, Irak ile Türkiye arasýndaki 1 saatlik zaman dilimi farkýndan dolayý bu uygulama Türkiye saatiyle, bugün saat 23.00’ten 8 Mart Pazartesi günü saat 04.00’e kadar devam edecek. Söz konusu tarih ve saatler arasýnda Habur Sýnýr Kapýsý’nda herhangi bir yolcu iþlemi ve ticari iþlem yapýlamayacak.Ankara / aa
Hurdacýda 52 dinamit lokumu bulundu
TEKIRDAÐ’IN Saray ilçesinde, hurdacý dükkanýnda 52 dinamit lokumu ile 19 elektrikli fünye ele geçirildi. Alýnan bilgiye göre, bir ihbarý deðerlendiren Saray Ýlçe Jandarma Komutanlýðý ekipleri, Büyükyoncalý beldesinde hurdacýlýk yapan D.K’nin topladýðý malzemelerin ‘’tehlikesi bulunduðunu’’ tespit etti. Ekipler, bir süre takibe aldýklarý D.K’nin ev ve hurda malzemeleri koyduðu dükkanýna operasyon düzenledi. Hurdacý dükkanýnda, kömürlerin altýna gizlenmiþ 52 dinamit lokumu, 19 elektrikli fünye ve yaklaþýk 250 metre kablo ele geçirildi. D.K’nin gözaltýna alýndýðý bildirildi. Tekirdað / aa
En yüksek tüketici enflasyonu Türkiye’de
OKAN Üniversitesi Finansal Riskleri Araþtýrma ve Uygulama Merkezine (OKFRAM) göre, Türkiye Avrupa bölgesinde en yüksek tüketici enflasyonuna sahip ülke oldu. OKFRAM raporuna göre, 2010 Þubat ayý TÜFE rakamlarýnýn beklentilerin üzerinde gerçekleþtiði hatýrlatýlarak, þu görüþlere yer verildi: ‘’Son açýklanan kapasite kullaným oranlarý dýþ ticaret verileri ve iþsizlik rakamlarý Türkiye’de, 2010 yýlýnýn ilk aylarý için olumlu makroekonomik görünüm olmadýðýný gözler önüne sermektedir. "
TÜRK ASKERÝ ADEN KÖRFEZÝ’NE UÐURLANDI - TCG Gelibolu Fýrkateyni, Aden Körfezi’nde görev yapan NATO Daimi Deniz Kuvveti2 bünyesinde görev yapmak üzere Marmaris Aksaz’daki deniz üssünden yola çýktý.TCG Gelibolu, gemi komutaný Deniz Kurmay Yarbay Baybars Küçükatay ile personelin koþar adým gemiye binmesi ve gemiye Türk bayraðýnýn çekilmesinin ardýndan limandan ayrýldý. TCG Gelibolu’ya liman çýkýþýna kadar SAS ve SAT komandolarý ve 1 helikopter eþlik ederek, selamladý. Denizcilerin aileleri ve Aksaz Deniz Üs Komutaný Tümamiral Yalçýn Kavukcuoðlu ile Güney Görev Grup Komutaný Tuðamiral Ýsmail Taylan da el sallayarak gemiyi uðurladý. Törene katýlan izciler, ‘’Sizlerle gurur duyuyoruz’’ yazýlý pankart açtý.Törende asker çocuklarýnýn ‘’Babam Gelibolu’da’’, ‘’En Büyük Gelibolu’’, ‘’Sizinle Gurur Duyuyoruz’’ yazýlý þapkalar taktýðý görüldü. Aksaz / aa
STK'lar, çarþaf yýrtan CHP'ye tepki gösterdi MERSÝN’DE “Hilafetin kaldýrýlýþ yýldönümü” sebebiyle düzenledikleri basýn açýklamasý sonrasý yanlarýnda getirdikleri çarþaflarý yýrtan CHP’lilere Eðitim-Bir Sen ve Türk Diyanet-Sen’den de tepki geldi. Eðitim Bir-Sen Mersin Þube Baþkaný Atila Olçun, yönetim kurulu üyeleri ile sendika binasýnda düzenlediði basýn toplantýsýnda CHP’lilerin yaptýðý çarþaf yýrtma eylemi sonrasý Ýl Baþkaný Yýlmaz Þanlý’nýn “Orada yýrtýlanlarýn çarþaf deðil ül kenin üzerine çöken karabulutlardýr” þeklindeki açýklamanýn günü kurtarma adýna yapýlan bir açýklama olduðunu kaydetti. Bu açýklamayý samimi bulmadýklarýný ifade eden Olçun, “Ýnsanlarýn giyimlerine kuþamlarýna, dil lerine, dinlerine, ýrklarýna, mezheplerine, hayata bakýþ açýlarýna, yaþayýþ tarzlarýna yönelik olarak en ufak bir olumsuz söylemin dahi söylen-
memesi gerektiðini düþünüyor, bu tür söylemlerin toplumu ayrýþtýracaðýný biliyoruz” diye konuþtu. Türk Diyanet Vakýf Sen Mersin Þube Baþkaný Ahmet Görgülü ise Mersin’de yaþanan çarþaf yýrtma eylemi çarþaf ve baþörtüsü takan insanlarý derinden yaraladýðýný kaydetti. Burada baþörtüsü ve çarþaf giyen insanlara büyük haksýzlýk yapýldýðýný vurgulayan Görgülü, “Bügün çarþafý yýrtarak rencide ettiðiniz analarýmýz dün ül kemizin kurtuluþ mücadelesinde canlarýný feda ederek vatan, bayrak ve devletimizin bekasý için hiçbir fedakarlýktan kaçýnmamýþlardýr” diye konuþtu.Yapýlan eylemin þehit annelerine yapýlan saygýsýzlýk olarak nitelendiren Görgülü, “Bizler bunu tüm CHP’lilere maletmiyoruz. Ýnanýyoruz ki bu bir grup provokatörün yaptýðý bir iþtir” diye konuþtu.
Çarþaf eylemi istifa getirdi MERSÝN’DE çarþaf yýrtma eylemini yaptýran Mersin CHP Kadýn Kollarý Baþkaný Havva Ongunsel’in görevinden istifa ettiði bildirildi. Hilafetin kaldýrýlýþýn yýldönümünde bir grup CHP’li kadýn ile birlikte çarþaf yýrtarak Türkiye’nin ve CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal’ýn tepkisini çeken Ongunsel, tepkiler karþýsýnda istifa etti. Ýstifa haberini doðrulayan CHP Ýl Baþkaný Yýlmaz Þanlý, istifa hakkýnda yorum yapmadý. Ongunsel hakkýnda CHP Ýl Baþkanlýðý da disiplin soruþturmasý baþlatmýþtý. Mersin / cihan
TÜSÝAD: Kýbrýs’ta çözümü önemsiyoruz TÜRK Sanayicileri ve Ýþadamlarý Derneði (TÜSÝAD) Yönetim Kurulu Baþkaný Ümit Boyner, Kýbrýs sorununun günümüzün çözülmemiþ en eski problemlerinden biri olduðunu ifade ederek, Kýbrýs çözüm sürecinin devam etmesini çok önemsediklerini söyledi. Ümit Boyner, baþkanlýðýndaki TÜSÝAD heyeti, KKTC Cumhurbaþkaný Mehmet Ali Talat’a, Kýbrýs sorununun çözümü yönünde iþ dünyasýnýn desteðini vermek üzere dün Lefkoþa’ya geldi. TÜSÝAD heyeti, ilk olarak, Kýbrýs Türk Ýþ A-
damlarý Derneði (ÝÞAD) üyeleri ile kahvaltýda bir araya geldi. Lefkoþa Merit Hotel’deki kahvaltýda konuþan TÜSÝAD Yönetim Kurulu Baþkaný Ümit Boyner, Kýbrýs sorununun günümüzde çözülmemiþ en eski problemlerinden biri olduðunu belirterek, bunun, Türkiye ve Kýbrýs hal kýnýn çözüm bir parçasý olma konusunda önemli noktalara getirdiðini ve bu konuya çok kafa yorduklarýný söyledi. TÜSÝAD olarak 15 yýldýr Avrupa Birliði (AB) için çalýþtýklarýný anlatan Ümit Boyner, ‘’Kýbrýs konusu da bizim için göz ardý edile-
bilecek bir mesele olmadý, hiç bir zaman. Yaptýðýmýz bir çok çalýþmada, Kýbrýs’taki siyasi çözümsüzlüðün ekonomik çözümsüzlüðü de birlikte getirdiðini görüyoruz, yaptýðýmýz raporlar bunu çok net ortaya koyuyor’’ dedi. Ümit Boyner, ‘’dünyanýn içinden geçtiði dönemde ekonomik konjonktür deðiþirken, Kýbrýs’ýn, Kuzey Kýbrýs’ýn da bir parçasý olduðu yeni bir ekonomik modelde, bu bölgede bir güç olabilme fýrsatý varken, çözüm sürecinin devam etmesini çok önemsediklerini’’ kaydetti. Lefkoþa / aa
MEHMET KARA mkara@yeniasya.com.tr
iç þüphe yok ki, Baþbakan Tayyip Erdoðan polemiði seviyor. Öfkeli tavrýný da Kasýmpaþalý olmasýna baðlayanlar var. Sinirlenince yüzü kýpkýrmýzý kesiliyor. Erdoðan’ýn çizdiði bu “baþbakan görüntüsü”ne Türkiye alýþtý(!) Erdoðan konuþmalarýnýn çoðunu prompter denilen aletten okuyan liderlerden. Dinleyenlerin dikkatli bakmadan göremediði konuþma þekli, sanki irticalen konuþuyormuþ havasý verdiðinden tercih ediliyor. Erdoðan konuþmalarý buradan okumak yerine irticalen yapmaya baþladýðýnda bilin ki, yine birilerine sinirlenecek ve yeni polemiklere meydan verecek demektir. Bir taraftan kendisi kendi görüþüne yakýn olmayan kurum, kuruluþ, kiþileri eleþtirirken, diðer taraftan kendisine yapýlan eleþtirilere de tahammülü yok. Eleþtiriler karþýsýnda mahkemeye baþvurmasý da bunun göstergesi. Mahkemelerden aldýðý yüklü paralarýn Þubat ayý sonunda açýkladýðý mal varlýðýna büyük katký saðladýðý da muhakkak! ** * Ýki hafta önce artýk Baykal ve Bahçeli’nin adýný aðzýna almayacaðýný söylemesinin ardýndan bu kez de eleþtirilerini gazetecilere yöneltti. Önce “köþe yazarlarý her istediðini yazamaz” deyip medya patronlarýna seslendi. “Parasýný sen veriyorsun, yazarýna sahip çýk, sonra feryat etme” dedi. Bir taraftan da böyle derken, diðer taraftan köþe yazarlarýnýn kendisini eleþtirebileceðini buna haklarý olduðunu söyledi ve “Ancak ben de uyarýmý yapmak zorundayým. Çünkü herkes yerini, konumunu gayet iyi bilmelidir. Ve bu ülkeyi de germeye haklarý yoktur” sözünü ilave etti. Yani, köþe yazarlarýný patronlarýna þikâyet etti. Birkaç gün sonra da partisinin grubunda “meramýmýzý tam anlatamamýþýz” diyerek gazete patronlarýna “Köþe yazarýný iþten at demedim ki” diyerek kýsmen de olsa geri adým attý. Böylece gazete yazarlarýný patronlarýna þikâyet etmesiyle baþlayan polemiði farklý boyuta taþýmýþ oldu. Gazete ve televizyonlarýn, “þok, þok, þok” diye her konuyu evirip çevirip milleti karamsarlýða sevk ettiðini söyledi. Eleþtirisini gazete patronlarýna kaydýrdý. Patronlarýn kendisine gelip yazarlarýndan þikâyetçi olduðunu açýkladý. Peþinden de, “Þu ana kadar kimse ‘Baþbakan isim verip þunu at dedi’ diyemez. Bu kadar aþaðýlýk hesaplar içinde olamam” diye konuþtu. ** * Erdoðan’ýn bu sözleri geçen hafta çokça tartýþýldý. Neredeyse bu konuda yazý yazmayan yazar kalmadý. Ýnternette açýlan bir sayfada imza kampanyasý da baþlatýldý. Þimdiye kadar birçok köþe yazarýnýn imzaladýðý metinde þu ifadeler var: Erdoðan’ýn gazete patronlarýnýn köþe yazarlarýný kontrol etmesi gerektiðini savunan açýklamasýnýn varlýðýmýzý borçlu olduðumuz basýn özgürlüðüne ve genel olarak ‘demokratik Türkiye’ idealine aykýrý, vahim bir tutum olduðunu düþünüyor ve bu açýklamayý protesto ediyoruz…” AKP iktidarý ile birlikte “yandaþ medya” diye bir medya oluþturuldu. “Yandaþ medya” mensubu olan, yani iktidarý destekleyen yazarlarýn da Erdoðan’ýn bu sözlerine tepki göstermesi memnuniyet verici oldu. Çünkü, demokrasi ve özgürlük herkese lâzým ve herkesin sahip çýkmasý gerekir. Bir yandan ‘özgürlükler geniþlesin’ diyeceksin, diðer yandan basýn özgürlüðüne darbe vuracaksýn… Bunlar ikisi bir arada olamayacak yaklaþýmlardýr. Bir taraftan Türkiye daha fazla demokratikleþsin diye Kürt, Alevî, roman, sanatçý açýlýmý adýyla demokratik açýlýmlar yapýlýrken; özgürlükler geniþlesin diye çalýþýlýrken diðer taraftan basýn özgürlüðüne sekte niteliðinde ifade kul lanýlmasý ne kadar doðrudur? Elbette hükümetin iyi yapmadýðý icraatlarý eleþtirilecektir. Hiç kimseyi kendi gibi düþünmeye kimse zorlayamaz. Aslýnda eleþtiri yöneticinin kendisini düzeltmesine fayda saðladýðý için yapýlan eleþtirilerin dikkate alýnmasý, daha iyi iþlerin ortaya çýkmasý için yararlýdýr da… Unutmamak gerekir ki, eleþtiri demokrasinin vazgeçilmezlerindendir. Ýki fotoðraftan birisi yanlýþ. Yanlýþ olan da özgürlüklerin kýsýtlanmasý anlamýna gelen görüntü. ** * Birilerinin kalemini silâh gibi kullanarak ülkeyi karýþtýrmak ve kaos ortamýna sürüklemek, ülkeyi gerek ekonomik, gerekse siyasî anlamda zarara uðratmak gibi haklarý olmadýðý gibi, bir baþbakanýn da iktidar gücünü kullanýp, yazarlarý tehdit anlamýna gelen ifadeler kullanmaya da hakký olmamalý. Bu arada, hiç kimse de kalkýp baþbakana hakaret edemez. Bunu da kabul etmek mümkün deðildir. Aslolan düþünce ve ifade özgürlüðünün alabildiðince geniþ olmasýdýr. Millet her düþünceyi dikkatlice dinleyip ferasetiyle kararýný verecektir. Yapýlmasý gereken de budur. Halkýn vicdan ve saðduyusuna sonsuz güvenmek lâzým. Bir yazar sýrf insanlarýn kafasýný karýþtýrmak yahut kriz ortamý oluþturmak amacýyla yazý yaza bile milletin vicdanýnda bu art niyet mâkes bulmaz. Esas kararý milletin ortak aklý verir. Keþke hem yazarlar yazýlarýný yazarken, hem de siyasetçiler konuþurken bu altýn kuralý unutmasa… Þüphesiz o zaman her þey daha güzel olurdu.
H
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/5/2010
3:49 PM
Page 1
6
MEDYA - POLÝTÝK YENÝASYA / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
Said Nursî üzerinden II. Abdülhamid düþmanlýðý ORHAN GÜLER orhanguler66@hotmail.com
ilesi öldürülen, kendisi de ölümden son anda Bediüzzaman tarafýndan kurtarýlan “Serkis” adlý bir Ermeni gencinin hayatýný konu alan bir roman. “Alevî” bir yazarýn kaleme aldýðý eserin adý okuyucuyu yanýltabilir; zira Bediüzzaman’ý temsilen “Derviþ” adý verilen kiþi, burada “ikincil/yardýmcý bir karakter” konumunda. Serkis’in ona olan hayranlýðýndan hareketle, eserin adý pekâla “Son Derviþin Hayraný” olabilirmiþ! Eserde “yoðun bir þekilde Ermeni propagandasý” ve “bariz Osmanlý düþmanlýðý” söz konusu. Bu tabirleri biraz açalým... “Ermeni propagandasý” ibaresinden kasýt, özellikle Hamidiye Alaylarý müntesibi Kürtler eliyle Ermeni soykýrýmý yapýldýðýnýn defaeten iddia edilmesi. (Tarafsýz/mutedil/ hakperest gözlemcilerin görüþü, “Ermeni soykýrýmý” tabirinin aðýr kaçtýðý, ancak her iki tarafýn da I. Dünya Savaþý’nýn özel koþullarý gereðince birbirine önemli zayiat verdirdiði yönündedir.) “Osmanlý düþmanlýðý”na gelince… Sultan II. Abdulhamid’in kurucusu olduðu “Hamidiye Alaylarý” üzerinden genelde Osmanlý Devleti özelde de II. Abdulhamid kötülenmiþ. (Yine müþahitlere göre, tarihe geçmiþ büyük devletlere nazaran Devlet-i Osmaniye âdil idi. Keza Bediüzzaman’a göre her biri bir “veli” mertebesinde olan Osmanlý sultanlarýndan II. Abdulhamid, her þeye raðmen ve de iddialarýn aksine fevkalâde müþfik bir devlet adamýydý.) Özellikle bu “üslûp problemi”nin Türk ya da Kürt milliyetçilerinin damarýna dokunma ihtimali gözardý edilemez. Bu satýrlarýn yazarý açýsýndan tahammül sýnýrlarýný zorlayan husus ise, 126 ve 128. sayfalarda Bediüzzaman Said Nursî’nin dilinden Sultan II. Abdülhamid’i hedef alan, en haf if tabiriyle “tuhaf/garip” þeyler söyletilmesi. Özetle “II. Abdülhamid’in, adýný verdiði süvari alaylarý vasýtasýyla Kürtleri birbirine kýrdýrdýðý” ve “din adamlarýnýn, II. Abdülhamid’in zulmünü, adaletsizliðini, cinayetlerini alkýþladýðý /sineye çektiði” söylemleri hem muhtevasý, hem de söyletileni açýsýndan tartýþmalý. Çünkü bildiðimiz kadarýyla, iddialar doðru olmamakla birlikte, Bediüzzaman’da bu derece II. Abdülhamid aleyhtarlýðý vaki deðil. Yani tarihî gerçekler çarpýtýlmýþ, hattâ Bediüzzaman üzerinden II. Abdulhamid düþmanlýðý yapýlmýþ. Özellikle ikincisi için, “sað gösterip sol vurmak” nitelemesi yapýlabilir! Keza Ermenilerin, özellikle Ezidilerin yaþayýþý, inançlarý, ibadetleri vs. kültürü o kadar ayrýntýlý ele alýnmýþ ki, “Üstad Bediüzzaman’ý konu aldýðý” ismiyle/kapaðýyla belli olan bir kitapta bunlar “fazla kaçmýþ.” Eser baþladýktan 32 sayfa sonra (58. sayfa) Üstad’la karþýlaþýyor okuyucu. Sonra mý? Üstad bir görünüyor, bir kayboluyor… Hiç kaybolmayan sadece “anlatýcý;” o ise Ermeni gencinin ta kendisi. Eserde mantýk hatalarýna tek bir örnek vermek gerekirse, “inzivaya çekildiði Kubbe-i Hasiye’de 20 gün yerinden hiç kýmýldamamasý” (98. sayfa) gösterilebilir. Böyle insanüstü bir hâli tarihler kaydetmiyor; doðrusu müthiþ bir muhayyile… Dikkatli bir göz, böylesi baþka mantýk hatalarý bulabilir. Sonuç olarak, olay örgüsü açýsýndan epey zengin ve amacýndan saptýðý için tartýþmalý, ancak farklý okumalara açýk(*) bir eser, karþýmýzdaki. Test etmek size kalmýþ!
A
(*)Tabiî ki burada “sýradan okuyucu” gözüyle eleþtiri yapýldý. Eserin edebiyatçýlara, tarihçilere, hususan Nur hadimlerine bakan yönleri var; onlarýn deðerlendirmeleri de önemli ve gerekli!
SON DERVÝÞ: SAÝD NURSÎ Metin Aktaþ, Roman, Alternatif Düþünce Yayýnevi, Ekim 2009
28 Þubat bitmedi; yumuþak sekülerleþme devrimi’yle toplumu “bitirdi” DÝÐER askerî müdahalelere “darbe” diyoruz; ama 28 Þubat’a sadece “darbe” demiyoruz; “28 Þubat süreci” diyoruz ayný zamanda. Neden? Þundan: 28 Þubat, bu topluma, askerî darbelerden çok daha fazla darbe vuran sosyal, siyasî, kültürel ve entelektüel bir dönüþüm projesidir. O yüzden derin bir süreçtir: Adeta toplumun bütün hücrelerine derinlemesine nüfûz ederek toplumu tepeden týrnaða dönüþtürmeyi hedefleyen bir kendi kendini sömürgeleþtirme süreci. Bugün, “28 Þubat bitti”, derken kastedilen þey, militerleþme olgusudur: Kaldý ki, bunun da henüz tam olarak bittiðini söyleyemeyiz; bu baðlamda kýsmî bir normalleþme süreci yaþadýðýmýzý söyleyebiliriz yalnýzca: Bu normalleþme sürecinin nihâî noktasýna götürülebilmesi, köklü kurumsal reformlarla mümkündür. Bugüne kadar giriþilen bu tür giriþimler, köklü fikrî temellerden ve stratejik hedeflerden yoksun olduðu için baþarýyla sonuçlanamamýþ, geri tepmiþtir. (...) Tavandan sömürgeleþtirme giriþimine, 28 Þubat’la birlikte, tabandan sömürgeleþtirme giriþimi ilâve edilmiþtir. O yüzden, 28 Þubat, klasik bir askerî darbe deðil, yumuþak bir sekülerleþme devrimi’dir: Türkiye’yi, bu toplumun temel iddialarýný, ruhunu, toplumun en derin
hücrelerine kadar nüfûz ederek bitirme çabasý. Bu nedenle, 28 Þubat’ýn bittiðini söylemek, 28 Þubat projesini kavrayamamak demektir. Dolayýsýyla burada asýl konuþulmasý gereken yakýcý sorun, 28 Þubat’ýn Türkiye’yi, toplumun temel iddialarýný, deðerlerini, dinamiklerini, ruhunu bitirme sürecine girdirmeyi ve bu süreci halen derinlemesine hayata geçirmeye devam etmeyi nasýl baþardýðý meselesidir. Bu baþarýnýn nedeni, 28 Þubat’la baþlatýlan yumuþak sekülerleþme devriminin, bu toplumun ruhunu yok edecek, omurgasýný çökertecek, kültürel deðerlerini çözecek, iddialarýný nihâî olarak bitirecek bir süreci gerçeðe dönüþtürmüþ olmasýdýr. 28 Þubat’la birlikte, Ýslâmî duyarlýklar, deðerler, ölçüler, ölçütler bütün toplum kesimlerinde gözle görülür bir þekilde aþýnmýþ; görünüþte, dindarlaþmada patlama yaþanmaya baþlanmýþ ama adýna dindarlaþma denen fenomenin, gerçekte, dini darlaþtýrma, bireysel alana hapsetme, hayattan uzaklaþtýrma süreci olduðu fark edilememiþtir bile. 28 Þubat süreciyle birlikte maruz býrakýldýðýmýz yumuþak sekülerleþ/tir/me devrimi, toplumdaki Ýslâmî duyarlýklarý aþýndýrmakla, toplumu ayakta tutan omurgayý çökertmiþ, deðer-
‘‘
28 Þubat, bu topluma, askerî darbelerden çok daha fazla darbe vuran sosyal, siyasî, kültürel ve entelektüel bir dönüþüm projesidir.
leri çözmüþ, dinamikleri tuzla buz etmiþtir. Ve Özal dönemi liberalizmini mantîkî sonuçlarýna ulaþtýran bu süreçte patlak veren çýkarperestlik, kariyerperestlik, egoperestlik, pop, top ve starperestlik gibi sosyo-kültürel dekadans biçimleri, Türk toplumunu, Batý toplumlarýnýn kötü bir karikatürüne dönüþtürmüþtür. Dahasý, Ýslâmî duyarlýklarýn aþýnmasýyla birlikte, etnik kimlikler, ulusalcýlýk, Kemalizm, milliyetçilik gibi altkimlikler üst kimlik olarak kemikleþmeye, farklý toplum kesimleri arasýnda ürpertici kutuplaþmalar köksalmaya baþlamýþtýr. Sonuçta, farklýlýklarýn alabildiðine azmanlaþ/týrýl/dýðý, ortak paydalarýn ise azaltýlmaya, hatta yok edilmeye çalýþýldýðý bir çýkmaz soka-
Ahlâkî tepkimiz yok mu? BU yazýyý, Amerikan Temsilciler Meclisi’nin Dýþ Ýliþkiler Komisyonu’nun kararýný beklemeden yazýyorum, çünkü verilecek kararýn çok da önemi yok. Biliyorsunuz komisyon, 1915 olaylarýnýn ‘Ermeni soykýrýmý’ olarak tescilini öngören bir karar tasarýsýný oyluyor. Ben kendimi bildim bileli böyle tasarýlar Amerikan Kongresinin gündemine gelir, her seferinde Türkiye aðýr baský yapar, tasarýlar ya kabul edilmez ya da uyumaya terk edilir. Bu sefer de, bilmemkaçýncý kez ayný þey oluyor. Her seferinde, ‘Bu kez durum ciddi’ denir, bu sefer de ‘Durum ciddi’ deniyor, çünkü bu kez Beyaz Saray’ýn ve Yahudi lobisinin Türkiye lehine devreye girmeyeceði veya girmek için ayak sürüdükleri anlaþýlýyor. Türkiye’den de aþýrý tepkiler ulaþýyor Amerika’ya. ‘Büyükelçimizi çekebiliriz’ bile deniyor. Tabii bu çok aþýrý bir tehdit ve kime yararý olacaðý belli olmayan bir þey ama diðer tehditlerin de aþaðý kalýr tarafý yok. Mesela, Amerika Irak’tan asker çekecek ve bu askerlerin Türkiye üzerinden geçmesi düþünülüyor. Türkiye, ‘Size yardým
‘‘
Oylanan tasarýnýn konusu beðenelim beðenmeyelim ahlâkî bir konu. Bizim de verecek ahlâkî bir cevabýmýz olmalý. Ama hayýr, biz o cevabý vermemeyi sürdürüyoruz.
etmeyiz’ diyor. Ýncirlik dahil üsleri kapatma tehdidinde bulunuyor. Amerika ile iþbirliði içinde götürülen kimi iþlerden çekilme tehdidi savuruyor. Türkiye, Amerika’ya çok kýzarsa bunlarýn hepsi yapýlabilir tabii ama tutarlý da olmak lazým. Diyelim Ortadoðu barýþý konusunda ABD ile ortak çalýþma yürütmekten vazgeçmek kimin yararýnadýr? Hadi bu soðuk siyasi hesaplarý ve mantýksýzlýklarý bir kenara býraksak bile, söz konusu olan Anadolu’da yaþanmýþ büyük bir insanlýk
Çarþaflayan çaðdaþlýk! HABERÝ biliyorsunuz: CHP’li bir grup kadýn, geçen gün Mersin’de çarþaf yýrtarak gösteri yaptý. Bu konuda en aklý baþýnda açýklamalardan biri CHP Grup Baþkanvekili Kemal Kýlýçdaroðlu’ndan geldi. Eylemin çok rahatsýz edici olduðunu vurgulayan Kýlýçdaroðlu, “Olay CHP’ye karþý provokasyondur, bunu yapanlar AKP’nin deðirmenine su taþýyor” dedi. Makul bir yaklaþým Kýlýçdaoðlu’nunki... Çünkü günümüzde ancak kafayý laikçilikle bozmuþ bir fanatik, çarþafý sorun eder. Jakobence yöntemler uygulayan Atatürk dahi, erkeklerin giysilerine “yasayla” müdahale etmiþ ama kadýnlara dokunmamýþtý. Kadýnlarýn da baþlarýný açmasýndan yanaydý Atatürk. Hatta bir resepsiyon esnasýnda, Ýsmet Ýnönü’nün eþi Mevhibe Hanýma baþýný açtýrdýðýný biliyoruz... Ancak kadýn giysileri konusunda bir kanun çýkarýlmadý. Devlete memur alýrken ya da sosyal olaylarda baþý açýklar tercih edildi elbet ama o kadar. Aslýnda Kemalistler açýsýndan sonuç baþarýsýz sayýlmaz: Bugün örtünen kadýn çok. Ancak içlerinde çarþaf kullananlar gayet az: Sadece yüzde 1 civarýnda... Kadýnlar baþlarýný örtmek için türban, baþörtüsü, yemeni filan kullanýyor ama çarþafa raðbet çok düþük. Ancak... Bir de olayýn öteki yüzü var: Dindar kadýnlar (ve erkekler) çarþafý tercih etmeseler de... Örtünmeyi dinin gereði saydýklarý için, çarþaf parçalama eyleminden nefret etmiþlerdir. Ben ise olaya özgürlükler açýsýndan bakýyorum: Baþkasýnýn kýlýk kýyafetinden sana ne kardeþim? (...) Emre Aköz, Sabah, 5 Mart 2010
trajedisi. Bu trajedinin yaþandýðýný hepimiz biliyoruz, sadece buna konacak isim konusunda tartýþýyoruz. ‘Büyük katliam’ dendiðinde üzülmüyoruz da ‘Soykýrým’ denince hakarete uðramýþ sayýyoruz kendimizi. Tarihte yaþanmýþ olaylara isim koymanýn parlamentolarýn iþi olup olmadýðý da tartýþýlabilir elbet ama biz bu tartýþmalarýn hiçbirinde yokuz. Daha doðrusu, meselenin özüne iliþkin herhangi bir ahlaki tutuma sahip deðiliz. Biz, ‘Eðer soykýrým derseniz size þunu bunu yaparýz’ diye þantaj yapýyoruz sadece. Oysa, oylanan tasarýnýn konusu beðenelim beðenmeyelim ahlaki bir konu. Bizim de verecek ahlaki bir cevabýmýz olmalý. Ama hayýr, biz o cevabý vermemeyi sürdürüyoruz. Bu politikanýn bize bir þey kazandýrmadýðýný bile bile yapýyoruz bunu. Hatta tam tersine, ahlaki zeminde cevap vermemek, kendini savunmamak veya gerçekleri teslim etmemek, kendi aleyhimizde saydýðýmýz kampanyanýn da büyümesine neden oluyor, çünkü inkârcý pozisyonuna düþüyoruz. Yazýk. Ýsmet Berkan, Radikal, 5 Mart 2010
ÝLAN KÝÐI ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ SAYI: 2009/74-75-76-77-78-79-80-81-82-83-84 Esas
Tapunun Yukarýda köyü, parsel numarasý ve kamulaþtýrmasý yapýlan alan ve tapu malikleri yazýlý bulunan 11 adet taþýnmazýn karþýlarýnda yazýlý bulunan bedel mukabilinde davacý DSÝ Genel Müdürlüðü tarafýndan kamulaþtýrmaya tabi tutulmuþ olup, Davacý DSÝ Genel Müdürlüðü ile davalý taþýnmaz malikleri arasýnda kamulaþtýrma bedelinde anlaþmamalarý üzerine kamulaþtýrýlan kurumca 4650 sayýlý yasa uyarýnca kamulaþtýrma bedelinin tespitine dair mahkememizde dava açýlmýþ olup, duruþmasý 24.03.2010 günü Saat 09:00’a býrakýldýðý ilgililere ilanen ilan olunur. B: 7594
ðýn eþiðine fýrlatýlmýþ durumdayýz. 28 Þubat’ýn Ýslâmî kesimlerdeki sosyo-kültürel ve entelektüel sonuçlarý ise daha da tahripkâr olmuþtur: Sözgeliþi, gayr-ý meþrû cinsel iliþkilerde, baþý örtülü kýzlarla erkekler arasýnda parklarda, sokak aralarýnda yaþanan aþk iliþkilerinde; Ýslâmî kesimlerdeki boþanma oranlarýnda, hýrsýzlýk, yolsuzluk, dolandýrýcýlýk, komisyonculuk olaylarýnda; yoksul, kimsesiz insanlarýn, sessiz yýðýnlarýn sorunlarýna duyarsýzlaþma biçimlerinde ürpertici patlamalar yaþanmaya ve iþin daha da vahimi, bütün bu sosyokültürel çözülmeler, yozlaþmalar normalmiþ gibi algýlanmaya, görmezden gelinmeye baþlanmýþtýr. En önemlisi de, 28 Þubat “devrim”i, en fazla kültürel alana darbe vurmuþ, kültürel alaný bitirmiþtir. Medeniyete, medeniyetler ittifakýna bu kadar vurgu yapan AK Parti hükümeti, ne yazýk ki, yaþanan bu çok yönlü bitiþi, çözülmeyi göremediði için, kültür alanýnda tam bir fiyasko ve hezimet ile karþý karþýyayýz... Oysa bilim, düþünce, sanat ve hayatý da içine alacak þekilde en geniþ anlamýyla kültür’de varlýk gösteremeyen bir toplumun, uzun vadede, varlýðýný sürdürebilmesi bile zordur. Yusuf Kaplan, Yeni Þafak, 5 Mart 2010
Çarþaf yýrtma ayini ONLARI seyrederken tüylerim ürperdi. Kara çarþaflarý yýrtarken, yýrttýklarý çarþaflarýn üstünde tepinirken nasýl da kendilerinden geçmiþlerdi. 17’nci yüzyýl sonlarýnda Amerika’da Boston’un Salem kasabasýnda cadý avýna çýkan kadýnlara ne çok benziyorlardý... Önceki gün Mersin’deki o dehþet verici manzarayý seyrederken “tamam bu iþte” diye ürperdim, ha hortladý ha hortlayacak denilen irtica sonunda mezarýndan uðramýþ, çýðlýklar atarak tüyler ürpertici ateþ dansýna baþlamýþtý. Öyle ya irtica denen þey fanatikleþmiþ kör bir inancýn zývanadan çýkýþýndan baþka ne olabilirdi ki! Adý ve kaynaðý ne olursa olsun bir batýl itikadýn saldýrganlaþmasýndan baþka nedir ki irtica? Biliyor musunuz; Salem’deki o avýn baþýný da kadýnlar çekmiþti. Kasabanýn en fanatikleri onlardý. Hemcinslerini ateþe atarken týpký Mersin’deki CHP’li kadýnlarýn yaptýðý gibi isterik çýðlýklar atýyor, kurbanlarýnýn yanýþýný vecd içinde seyrediyorlardý. “Kutsal” olanýn adý deðiþmiþ. Ama ne önemi var! “Kutsal”ý yaratan fanatizm dimdik ayakta” diye geçirdim içimden. Epeydir sorduðum bir soru yeniden düþtü aklýma: CHP’nin ne olduðu ortada. Baþkanlarýnýn izledikleri çizgi de öyle. Mersin’deki partili kadýnlarýn çarþaf yýrtma ayininin o çizgiye uygun olmadýðý söylenemez. Ama yine de ortada cevaplanmasý gereken bir soru kalýyor: Neden bu partideki en utanç verici, en baðnaz çýkýþlarý hep bazý kadýnlar yapýyor? Canan Arýtman’ýn, Nur Serter’in, Necla Arat’ýn baþörtüsüne yönelik o kin ve nefret dolu çýkýþlarý geliyor aklýma. Erkek partililerin hiçbir zaman gidemeyeceði kadar ileri gidip onlarý bile “zor durumda” býrakan fanatik çýkýþlara neden genellikle kadýnlar imza atýyor? Neden böylesine kraldan fazla kralcýlar? Usturuplu konuþmayý ve davranmayý bilememelerinden mi? Siyasetteki tecrübesizliklerinden mi? Ölçü-iz’an bilmemelerinden mi? Kitle çizgisi denen þeyden haberleri olmamasýndan mý? Siyaseti düþmanlýða dönüþtürmeye daha yatkýn oluþlarýndan mý? (...,)Görülüyor ki, CHP’li kadýnlar zamaný gerçekten de “durdurabilmiþler.”. Babalarýnýn, erkek kardeþlerinin, kocalarýnýn ya da parti baþkanlarýnýn yarattýðý putlarýn yýkýlýþýný görüyor ama yerine yenilerinin nasýl oturtulacaðýný da hiç bilemediklerinden canlarýný diþlerine takýp putlarý savunmaya giriþiyorlar. O putlarýn önünde, onlarý yaratan erkek partidaþlarýndan çok daha büyük bir inançla diz çöküyorlar. Hazin bir manzara; hazin olduðu kadar da utanç verici... Çaðdaþlýk adýna yapýlan bu toplu tapýnma ayini midemi bulandýrýyor. Hem çaðdaþ bir insan hem de bir kadýn olarak onlardan utanç duyuyorum. Gülay Göktürk, Bugün, 5 Mart 2010
Üþenme
Geçindirme
Bir ay Manganez (sembolü) Kuzu sesi
Ege yiðidi
M
Yarým Ýki avuçluk ölçü Bir maraz
Reis, reis vekili Demir'in sembolü
M
Bir meyve Mesafe, boþluk
B
M
M
Ýstanbul'd a bir ilçe Radyum (sembolü)
M
Bayýltýcý madde Mahkeme dellalý
M
Topluluk
Atýn sesi
M
M
Oyuklu çizgi Bir toprak cinsi
M
M
Elbise düðmeleri Benlik
Peygamberimizin (a.s.m.) dedelerin den biri
Kalay'ýn sembolü Kýbrýs'ta bir þehir
Ýltihab
Parola
M
L K T A L M A Ü D E R
M L E P Y Ü Ü E K Ç D
Hisar Ýstanbul'd a medfun bulunan bir sahabi
M
E R K I Ü R Z M F Ý E
Dibi geniþ kuyu Maden Tetkik Arama
M
B U B G N Ü T N A G G
Tantal'ýn sembolü Hayvan yiyeceði
T A K I Y T A M R U B
Ayaða giyilir Altmýþ saniye
M
Ýmanýn þartlarýnd an biri Yaþlýlýk
ALTIN, GÜMÜÞ, PLATÝN, YAKUT, ZÜMRÜT, PIRLANTA, ÝNCÝ, ZEBERCED, MERCAN, TAKI, MÜCEVHER, ALMA, ALYANS, YÜZÜK, KOLYE, GERDANLIK, KEMER, HALHAL, KÜPE, KÜNYE, BURMA, KÜLÇE.
KELÝMELER: ELMAS,
F E D E S S N A Y L A
Hayatî içeceðimiz
M
At binicisinin ayaklarýný geçirdiði parça
Boyun eðen
M
Meta
M
A E Ý M I Z C Þ H L A
Ölüm meleði
M
Yanda bazý kelimeler gizlidir. Bunlar yandan, üstten, çapraz veya ters olup kesiþen harfler de olabilir.
M
M
M
M
M
M
Ý S L L E R L T E K L
Acele, derhal
M
Bir köfte çeþidi Adriyatik' te bir körfez
ABD istihbarat teþkilatý
M
B'deki hayvan Su kanalý Parlayan
S U Y M E R C A N Ü N
M
KELÝME BUL
M
Bir üreme þekli Bir aðýrlýk ölçüsü
M
N K E O A K E Y N Ü K
Bir nota
M
Kýraat Hz. Nuh (a.s.)'ýn bir oðlu
Radyum (sembolü) Düzlük, düz yer
M
C K Ý B O H L A P N I
Ayný ismli A'daki padiþah (5. Mehmed ...)
M
Yalamak emri Molibden (sembolü)
M
M
Din kardeþini nefsine tercih etme hasleti
M
Yiyecek, yemek
M
M
Dair, ilgili Küçük nebat
Geniþlik Bir baðlaç
M
Tecvidde uzatma Bir harfin kalýn okunuþu
Eski bir Mýsýr putu
M
Asya'da bir nehir
Ýlave
M
Bir askerî rütbe Yalý'nýn seslileri
M
M
Türkiye para birimi
M
Personel, üye
A S Ý L
M
A
M Ü C E V H E R E H A
Þifalý bir nebat Saçý olmayan
Ý Z P L A T Ý N A T K
M
Son, sona erme, bitme
M
Ýlaç, deva Yaren, dost
Ý
ÇENGEL BULMACA: Soldan Saða: 1-Ta 2- Ýhtiyarlýk 3- Ýaþe- Kale 4- Erinme- Mal 5Efe- Bain 6- Temmuz- Cia 7- Me- Eter- Islama 8- NimAyakkabý 9- Müd- Yiv- Ra- Ek 10- Kabakulak- Yala 11Nakib- Ram- Med 12- Þile- Okuma 13- Erik- Lüey- Adaþ 14- Ara- Ezrar- En 15- Ene- Fevr 16- Sn- Eþeyli 17Magosa- Ait 18- Ýrin- Do- Ra 19- Su- Taam. Yukarýdan Aþaðýya: 1-Mn- Fe 2- Ahirete iman- Ra 3Taife- Mübaþir 4- Kiþneme- Dakika 5- Yem- MTA- Kil- Mi 6- Ta- Ebu Eyyubel Ensari 7- Ark- Azrail- Üzengi 8- LamiKvarner- Ons 9- Yýlancýk- Ka- Yafes 10- Kel- Mo- Reþad 11- Albay- Ka- Ve- Ot 12- Aý- Amuderya 13- EmEleman- Lira 14- Arkadaþ- Hitam. KUTU BULMACA: Soldan: ÞALTER, KAFEIN. Yukarýdan: ÞAHÝKA, ERBAÝN. DEÐÝÞTÝR: YALAN, YAZAN, HAZAN, HAZÝN, HAÞÝN, HAÞÝR, HAKÝR.
CEVAPLAR:
doðru yerleþtirirseniz yandan ve üstten mânâlý kelimeler bulacaksýnýz. Ýpucu olarak kutulardan birini biz yerleþtirdik.
ER
Ý N F E
KA L T
KUTU BULMACA Harf kutularýný üstteki karelere
H
M
D E Ð Ý Þ T Ý R
ÞA BA
Ýlk kelimeden baþlayýp her basamakta bir harf deðiþtirerek mânâlý kelimeler yazýn ve son kelimeye ulaþýn.
HAKÝR
YALAN
ELÝK, ÝSÝM, HÝRA, KAST, USUL, KAÝD, ATEÞ, KEÇE, AZAD, VELÝ, OZAN. 5Harfli: ATÝKA, LEYLA, AHÝZE, EVRAD, ELÝÞÝ, AYMAZ, ÝHALE, NECAT, HACER, ÞAHÝD, ORTAK, KÜTÜK, ÝRMÝK, ÝCABE, RAHÝM, ULEMA, LEÇEK, EHVEN, VEBAL, KÜTÜK.
3Harfli: SÝS, MAT, ECE, ALÝ, ÝSA, AÝT. 4Harfli: ASÝL, AKRA, EYER, LALE, REMZ,
KELÝME YERLEÞTÝRME
A T Ý K A
BULMACA...BULMACA...BULMACA...BULMACA...BULMACA...BULMACA...BULMACA.............Hayreddin EKMEN
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
M
TUÐBA AKTAÞ'IN YAZISI SAYFA 2 'DE
Allah yolunda kalbimiz
elif@yeniasya.com.tr
M.LATÝFSALÝHOÐLU'NUN YAZISI SAYFA 6 'DA
Daldan dala Hikmet Bayur
OKUDUKÇA SAYFA 7’DE
Dua ve beddua
ARZU KONAN'IN RÖPORTAJI SAYFA 4-5’TE
MERVE ÝRÝYARI'NIN YAZISI SAYFA 7'DE
Risâle arkadaþlýklarý
AYSEL ÜNLÜ'NÜN YAZISI SAYFA 7'DE
Risâle-i Nur’un nurlu hikmetleri
6 MART 2010 CUMARTESÝ
YENÝ ASYA’NIN HAFTALIK ÝLÂVESÝDÝR
39
3:16 PM
M
3/5/2010
M
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
Page 1
Page 1
2:44 PM
3/5/2010
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
2 ELÝF / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
ELÝF / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
7
GENÇLÝK
dan kurtarýp nurlandýracak olan, ebedî saadetimizi emniyet altýna alan amellerimiz, hasenatlarýmýz, ibadetlerimiz olduðunu vurguluyor. Zeval ve firak silsilesi altýndaki feryatlarýmýzdan kurtarýp, geçici zevklere karþý manevî bir zýrh giydiri-
yor. Ve ahirzamanda her cihetten gelen günahlara karþý zýrhýmýz, kalemiz, sýðýnaðýmýz oluyor. Peki ya dünyevî saadetimiz! Her insan hem ahireti kazanmayý, hem de dünyada mutlu olmayý istemektedir. Yine karþýmýza Nurlar çýkýyor ve dünyamýzý cennet olarak gösteriyor. Her þeye hüsn-ü zanla bakýlmasýný hatýrlatýyor. “Güzel gören güzel düþünür güzel düþünen hayatýndan lezzet alýr” diyerek hayatýmýza lezzet katýyor. Her iþte Rabbinin bin bir hayrýnýn olduðunu hatýrlatarak, belâya ve musîbete sabýr ve tevekkül ile Rabbine sýðýnmamýzý saðlýyor. Hayat-ý içtimaiyede de nurlar giriyor hayatýmýza. Kur’ân ahlâkýyla bizleri terbiye
GÖRÜÞ
AYSEL ÜNLÜ Asrýmýzýn derdine deva, manevî hastalýklarýna reçete olan Risâle-i Nurlar, sadakatle yapýþan her insan için bir þifa kaynaðýdýr. Ahiret azýðýdýr. Risâle-i Nurlar, bu nurlu mektuplar sadece ahiret saadetimiz için deðil, dünyevî saadetlerimiz, sýkýntýlarýmýz için de bizlere nurlu kapýlar açýyor. Bir mü’min için en ehemmiyetli þey imanla kabre girmektir. Risâle-i Nurlar hakaiki Ýslâmiye ile tahkiki imaný saðlýyor ve bütün inatçý düþmanlar karþýsýnda dahi taviz vermeden mukabele edip, imanla kabre girmeyi saðlarken uhrevî saadetimizi kazanmamýza vesile oluyor. Risâle-i Nurlar, birden ihtar ediyor ve nefs-i emmareden kurtulmamýzý saðlýyor. “Her þey kabir kapýsýna kadardýr” diyerek, kabrimizi aydýnlatacak, o karanlýk ve dipsiz çukur-
MERVE ÝRÝYARI
man gelir onlarla þakalaþýr, zaman gelir onlardan f ikir alýrdý. Zaten kendini hiç üstün tutmayýp talebeleriyle bir olduðu için de Nur dâvâsýna adanan yürekler her zaman çoðalýrdý… Arkadaþlýk onlar için kardeþlikti. Arada kan baðý olmadan bir kardeþin sevdiði gibi, birbirlerini sevip; bir kardeþ gibi koruyup kollarlardý. O kadar ki Zübeyir Gündüzalp, ileride gelen Nur Talebelerini yani bizleri düþünüp þöyle demiþti: “Din kardeþlerimizin ve beþerin saadeti bizim
saadetimizi saðlar ve saadetimize saadet katar. Bu hakikati Nur Risâlelerinden anlayýnca bu daðdaðalý yeryüzünde yaþamak daha tatlýlaþacak ve ýþýklanacaktýr.” “Ýyi dost kara günde belli olur” atasözü, ilköðretim zamanýnda iyice anlatýlmaktadýr. Çünkü bu gün dostluklar eskisi gibi deðildir. Ama Nur Talebeleri, her zaman çok iyi bir dost olmuþlardýr. Karþýlýk beklemeden yapýlan samimî dostluklar… Bu günlerde de çevremizdeki sahte arkadaþlýklar; zor olan hayatýmýzý daha da
zorlaþtýrýyor. Fakat Risâle-i Nur Talebeleri olan arkadaþlarýmýz, bu aðýrlýðý haf ifletiyor. Birbirimizi tanýmýyoruz, ayrý þehirlerden geliyoruz, ama yine de ayný yolun yolcusu olduðumuz ve amacýmýz sadece Risâle-i Nur olduðu için az bir zamanda kardeþ gibi oluyoruz… Bizim saadetimizi isteyen bütün Nur Talebesi aðabeylere ve þu günümüzdeki bütün talebeleri Rabbim yolundan ayýrmasýn. Her iki dünyada da bu güzel ve samimî dostluklar ebedî olsun inþaallah.
Risâle arkadaþlýklarý
ediyor. Kanunu, nizamý, intizamý düstur ediniyor ve hayatýmýzý bir düzene dahil ediyor. Gençlik hevesatýna karþý cehennem ile korkutuyor ve bizleri ateþten koruyor. Rýzka bolluk, bereket ihsan ediyor. Asrýmýzýn yaralarý olan strese, endiþeye, derd-i maiþete karþý yine baþtabibimiz Üstadýmýz ve Nurlarýmýz çýkýyor. Kalbe rahatlýk ve sürur veriyor. Aklýmýzýn, hislerimizin nasýl kullanýlmasý gerektiðini, duygularýmýzdaki ölçüleri ve cihetleri tek tek anlatýyor. Ýþlerimizde muvaffakiyet ihsan ediyor. Maddî sýkýntýlarýmýzdan kurtarýp derd-i maiþeti kolaylaþtýrýyor. Daha nice hikmetleri var ki saymakla bitmiyor. Kýsaca “Doðrudan Kur’ân’dan alýp ilhamý asrýn idrakine göre anlatmalýyýz Ýslâmý” düsturuyla hem dünyevî, hem uhrevî saadetimizi saðlýyor. Bizler Üstadýmýzýn duasýný tekrar tekrar kalbimize iþliyoruz. Ya Rabbi! Bizleri kýyamete kadar Risâle-i Nur kisvesinde hakaiki imaniye ve esrar-ý Kur’âniye ile kemal-i ferah ve sevinçle meþgul eyle. Bizleri Nurlarýmýzdan ayýrma. Nurumuzu arttýr. Bütün kardeþlerimizin kalplerini
Risâle-i Nur’un nurlu hikmetleri
Ýnsanoðlunun hayatta en mühim vazifesi, mutlak ve sonsuz bir istikbal olan “ölüm ötesine” hazýrlanmaktýr. Oysa bu ancak kalbin hakikati bulmasý ile olur. Çünkü o ancak Allah’ý anmakla tatmin olur.
‘‘
sa da, kalbin sesini bastýramaz. Çünkü kalp “imanýn mahalli olduðu gibi, en evvel Sanii arayan ve isteyen ve Saniin vücudunu delailiyle ilân eder.” Bu yüzden huzuru baþka vadilerde arayanlar, eli boþ döner. Döner döner durur ve sonunda yine ayný yere gelirler. Kalp hem uzviyet, hem de maneviyat cihetiyle, insan varlýðýnýn mesabesi suretindedir. O derecededir ki, bir tefekkür merkezi olan beyin bile, ondan sadýr olan hissiyatýn tesiri altýnda fikir üretir. Bu demektir ki kalp, sahip olduðu tahassüs kabiliyetiyle, dimað da dâhil olmak üzere bütün uzviyete hâkim olan aslî bir rol oynar. Ýnsanoðlunun hayatta en mühim vazifesi ve en ciddî meþgalesi, mutlak ve sonsuz bir istikbal olan “ölüm ötesine” hazýrlanmaktýr. Oysa bu ancak kalbin hakikati bulmasý ile olur. Çünkü o ancak Allah’ý anmakla tatmin olur. Buna ulaþmak için nefse gem vurmak, onu hat altýna almak gerekir ki, insanýn hayattaki yegâne gayesi de budur. Bunun için, Mevlânâ Hazretleri insanýn aslî gayesinden sapmamasý için, nefsanî arzularýný dizginlemesi gerektiðini þöyle ifade eder: “Teni aþýrý besleyip geliþtirmeye bakma! Çünkü o, sonunda topraða verilecek bir kurbandýr. Sen, asýl gönlünü beslemeye bak! Yücelere gidecek ve þereflenecek olan odur.” Kalp fýtraten temizdir. Ancak “bozulmuþ olan kalbin gayrý mütenahi bir cinayete istidadý vardýr.” Çünkü insan yaratýlýþ maksadýnýn aksine bu fýtrî yörüngeden uzaklaþtýrýldýðý zaman, sahibini abad etmek yerine berbat eder. Titizlikle korumamýz gereken, bedenin ve ruhun merkezi, en deðerli sermayemiz olan kalp “sekteye uðradýðý zaman, cesette sukuta uðrar“. Aslýnda en acýsý da budur. Çünkü kâinatýn özü olan, deðerler üstü deðer biçilen insanýn mahiyeti hareketsiz bir ölüden farksýzdýr. Bediüzzaman’ýn ifadesiyle, “ey meyyiti gayri müteharrik”! Ýman nuruyla canlan, ýþýklan ve hayat bul. Zira bunun dýþýndaki yol þüphesiz hüsrandýr. Kalplerin O’na yönelmesi ümidiyle… Vesselâm.
Allah’a giden yolda kalp TUÐBA AKTAÞ Þu fani dünya yolculuðunda yolunu bulmaya çalýþan garip insan ne çok þeyler yaþadý, ne çok þeyler gördü. Uzun ve yorucu bu yolda ne çok yýprandý ve yoruldu. Dünya lezzetlerinin peþinde koþan insan bir türlü huzur bulamadý ve bu çetref illi yolculuðun sonunda bitap düþtü. Nereye baþvurduysa, nereye elini uzattýysa, eli boþ döndü. Beka damgasýný taþýmayan her þeyde gaf ilâne beka aradý. Ve sonunda yenik düþtü. Heyhat! Ey cesetperver, tenperver insan, sen hayvaniyetten çýkýp, cismaniyeti býrakýp, kalp ve ruhun derecei hayatýna yükselmediðin sürece bu huzursuzluðun ilelebet devam edecek. Bütün bu hýrçýnlýðý, dünya için deli divane çýrpýnýþý, hayata son noktayý koyan ölümün soðuk yüzünden dehþetengiz korkusu hep bu yüzdendir. Oysa ebedî huzuru bulmak için uzak diyarlara gitmeye gerek yok. Hakikati arayan, o derinden derine inleyen sese kulak verirse insan, kavuþacaktýr yani baþýnda bekleyen ebedî huzura. Manevî yönüyle bir hak ve hakikat pusulasý olan kalbini dinlemelidir insan. O sadece bir et parçasý deðil, o “mazhari hissiyatý vicdan ve makesi efkârý dimað olan latife-i Rabbaniyeye” kulak vermelidir insan. Zira kalp, iki yönü olan öyle nuranî bir cevherdir ki, bir yönüyle devamlý ruhlar âlemine, diðer yönüyle de cisimler âlemine bakar. Cisim, seri ölçülerin birleþtiriciliðinde ruhun emrine girmiþse, kalp, ruhlar âlemi yoluyla aldýðý feyizleri bedene ve cisme taþýr; orada da huzur ve itminan esintileri meydana getirir. Demek huzuru uzakta deðil, en yakýnýmýzda, ta içimizde, Allah’ýn bize bahþetmiþ olduðu en büyük lütufta aramak gerekir. Doya doya huzura kanmak için kalbin sesini dinlemek ve Ýlâhî Yaradaný arayan o naðmeli sese kulak vermek ebedî mutluluðu bulmak demektir. Ve cüz'i ihtiyarilerini ifsat edip, kalbin sesine kulak vermeyip, imana gelmeyenler daim bir azap içindedir. Kalbini malayani, süfli þeylerle dolduran insan mütemadiyen derin bir buhran içindedir, o bunun üstünü örtüp kamufle etmeye çalýþ-
‘‘ Manevî yönüyle bir hak ve hakikat pusulasý olan kalbini dinlemelidir insan. O sadece bir et parçasý deðil, o “mazhari hissiyatý vicdan ve makesi efkârý dimað olan latife-i Rabbaniyeye” kulak vermelidir insan
Risâle-i Nur Talebelerinin arkadaþlýklarý. Her zaman sýmsýký duran yürekler. Aileleri yerine konmuþ kiþiler. Her zaman birbirinin iyiliðini isteyen büyük þahsiyetler… Birbirlerine tamamen zýt kiþilikler, nur ile nurlanýnca nasýl kardeþ gibi oluyorlar. Biz; talebelerin hayatlarýnda bunlarý gördük. Kendilerini deðil; ilk önce arkadaþlarýný koruyan, açlýða, zulme, her türlü kötülüðe birlikte dayanan nur askerleri… Üstadýn arkadaþlýðýný da gördük. Za-
GÜNÜN TARÝHÝ
B
ugünkü nesil, 1881–1980 tarihleri arasýnda yaþamýþ olan Prof. Yusuf Hikmet Bayur'u pek tanýmaz, bilmez. Oysa, hemen baþta ifade edelim ki, yakýn siyasî ve ideolojik tarihimiz itibariyle son derece renkli ve önemli bir þahsiyettir Hikmet Bayur. Önemi, son derece etkili ve de yetkili makamlarda bulunmasýna raðmen, yine de birbirinden farklý siyasî kimliklere bürünebilme becerisinde yatýyor. Ýþte, Sadrâzam Kâmil Paþanýn torunu olan Hikmet Bayur'un, hayatý boyunca bulunduðu mevkiler ve yapmýþ olduðu görevler: 1) Tahsilini tamamladýktan sonra, Meþrûtiyet döneminde tarih öðretmenliði yaptý. 2) Ýstiklâl Harbinde, Kuvâ–yý Mil liye safýnda yer aldý. 3) 1920'de Ankara hükümetinin Hariciye iþlerinde çalýþmaya baþladý ve 1923'te Lozan görüþmelerinde danýþmanlýk yaptý. 4) Ayný yýl, Londra ve ardýndan Belgrad Türk elçiliðinde görev yaptý. 5) 1927'de Cumhurbaþkanlýðý Genel Sekreteri, ertesi yýl da Kâbil Büyükelçisi oldu. 6 ) 1933'de Manisa mil letvekili seçildi ve Ekim 1933–Temmuz 1934 arasýnda Mil lî E. Bakanlýðý yaptý.
Dindar Milletçilerin ipi baþkasýnýn elinde
Ýslâm devletinin baþýna geçecek olan (I. Mustafa: El–Ebter) ..., gayet muktedir ve dâhi ve faal ve gösteriþi istemeyen ve þahsî olan þan ve þerefe ehemmiyet vermeyen bir sadrâzam (II. Mustafa) ve gayet cesur ve iktidarlý ve metin ve cevval ve þöhretperestliðe tenezzül etmeyen bir serasker (III. Mustafa, Müþir) bulur, onlarý teshir eder. Onlarýn fevkalâde ve dâhiyâne icraatlarýný, riyasýzlýklarýndan istifade ile kendi þahsýna isnat ve o vasýtayla koca ordunun ve hükûmetin teceddüt ve inkýlâp ve harb–i umumî inkýlâbýndan gelen þiddet–i ihtiyacýn sevkiyle iþledikleri terakkiyatý þahsýna isnad ettirerek, þahsýnda pek acip ve harika bir iktidar bulunduðunu meddahlar Þuâlar, s. 513) tarafýndan iþâa ettirir. (Þ *** (GÝRÝÞ NOTU: Üstteki paragrafýn sonunda iþaret edilen meddahlardan birinin ilk Ýnkýlâp Tarihi dersini veren ve ayný sahanýn kürsü baþkanlýðýný deruhte eden Millet Partisinin ilk Genel Baþkaný Prof. Yusuf Hikmet Bayur olduðu, þüphe götürmez derecede açýk bir vukuât–ý tarihiyedir. Adam, her çevreye hulûl–nüfûz etme becerisini gösterebilmiþ bir yetenek sahibi: CHP'den MP'ye, oradan DP'ye, darbeden sonra da kaþarlanmýþ Kemalizme doðru zigzaglý bir yol takip etmiþ...)
(Parantez içindeki ibareler taramýzdan konulmuþ. MLS)
Bütün mekteplerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüþ dehþetli adamýn muhabbeti telkin ediliyor. Bu hal ise, âlem–i Ýslâma ve istikbale pek elîm ve acý bir tesiri olacaktý. Þimdi ihtiyarýmýzýn haricinde, onun mahiyeti ne olduðunu, en baþta ve en ziyade alâkadar ve en son ondan vazgeçecek adamlarýn ellerine katî hüccetler gösteren ve ispat eden Risale–i Nur geçmesi, kemâl–i merak ve dikkatle okunmasý öyle bir hadisedir ki, bizler gibi binler adam hapse girse, hattâ idam olsalar, din–i Ýslâm cihetiyle yine ucuzdur. (Þuâlar, s. 299) ***
o kötülükten uzaklaþsýnlar, güzel duaya lâyýk hâle gelsinler. Resul-i Ekrem Efendimiz (asm), yetmiþ kadar ashabýný þehit eden necislilere ýsrarlý þekilde kýrk gün beddua etmiþtir. Bunun üzerine gelen Âl-i Ýmran Sûresi’nin 128. âyetinde: “Onlar zâlimlerdir, sen onlarýn hâllerine bakýp da bedduaya zorlanma” mealindeki teselli ile bedduaya gitmemesi tavsiye
Evet, Kur’ân’ýn dediði gibi, insan, seyyiâtýndan tamamen mesûldür. Çünkü, seyyiâtý isteyen odur. Seyyiât, tahribât nevinden olduðu için, insan bir seyyie ile çok tahribât yapabilir. Müthiþ bir cezaya kesb-i istihkak eder—bir kibrit ile bir evi yakmak gibi. Fakat, hasenâtta iftihara hakký yoktur; onda, onun hakký pek azdýr. Çünkü, hasenâtý isteyen, iktizâ eden rahmet-i Ýlâhiye ve icad eden kudret-i Rabbâniyedir. Suâl ve cevap, dâî ve sebep, ikisi de Hak’tandýr. Ýnsan, yalnýz duâ ile, imân ile, þuur ile, rýzâ ile, onlara sahip olur. Fakat seyyiâtý isteyen, nefs-i insaniyedir—ya istidad ile, ya ihtiyâr ile. Bediüzzaman Said Nursî, Kader Risâlesi
ÝYÝLÝKLER VE KÖTÜLÜKLER
Dertler, musîbetler, elden kaçan nimetlerin kadrini kýymetini öðretmekle kalmaz, insana ümit ve þevk kaynaðý da olabilir. Meselâ öðrenci bir gün çalýþmaz, zayýf alýr. Eðer ben niye zayýf aldým diye moralini bozup kendini tembelliðe atýp çalýþmazsa sýnýfta kalýr. Ama bu benim tembelliðimin cezasýdýr. “Bir dahaki sefere çalýþýp zayýfýmý kurtaracaðým” der, azmeder, gayret gösterirse dersini kurtarýr.
DERS ALMAK
Dua, iyilik için yapýlandýr. Bedduâ ise kötülük mânâsýna gelendir. Bu mânâda Müslüman, kýrýlýp darýldýðý bir baþka Müslüman’a bedduâ edebilir mi? Âlimlerimiz bedduayý çok tehlikeli ve tesirli bir silâh olarak görmekteler. Hatta muhatap, bedduaya müstehak olacak f iil ve iþler yapsa da beddua etmemelidir. Zira böyle kimselere yapýlacak þey beddua deðil, duadýr. Tâ ki
olunmuþtur. Müslim’de geçen ve Hz. Câbir’den rivayet olunan bir hadisinde Efendimiz (a.s.m.) þöyle buyurmaktadýr: “Kendi aleyhinizde, evlâtlarýnýz ve mallarýnýz aleyhinde bedduâ etmeyiniz; belki dualarýn kabul olacaðý bir saate rastlarsýnýz da bedduanýz kabul olur.” Günlük Hayatýmýzda Dualarýmýz, Ahmed Þahin, s. 46-47
DUA VE BEDDUA
Güzel daha bu dünya, Þurda ne kaldý? Durma sev kalbim, Her hoþlandýðýný (Henrich Heine)
Üzme kendini, kalbim, Katlan kaderine; Kýþýn senden aldýðýný Bahar verir yine.
ÞURDA NE KALDI?
Hz. Peygamber (asm) hacca giderken Hz. Enes anlatýyor: Allah’ýn Resulü (asm), semeri eski olan bir hayvan üzerinde hacca gitti. Üstünde de f iyatý dört dirhem dahi olmayan kadife bir kumaþ vardý. “Allah’ým, bu hâlimi riya ve gösteriþten uzak kýl” diye dua etti. Tirmizî
RÝYA VE GÖSTERÝÞ
A’meþ anlatýyor: Abdullah ibni Mesud, sabah namazýndan sonra bir halkada oturuyordu. Birden, “Allah aþkýna, içinizde sýla-i rahmi kesen varsa aramýzdan ayrýlsýn. Çünkü Allah’a duâ etmek istiyoruz, oysa semanýn kapýlarý sýla-i rahmi kesenlere kapalýdýr.” dedi. Buharî, Edeb, s.12.
SILA-Ý RAHÝM
Gözlerinizi okþayarak sizi uyandýran sabah güneþinin güzelliðine inanýyor musunuz? Hayata bir kere daha yeniden doðdunuz demektir. Cenap Þehabettin
GÜZELLÝÐÝ GÖRMEK
Bir seminerde biri bana, “Çocuklar, öðrenmemiz gereken dersleri öðreten yetiþkinlerden çok daha geliþmiþ olarak bize gelirler,” demiþti. Robin Sharma, Sen Ölünce Kim Aðlar,
ÇOCUKLAR
Sana hiçbir faydasý yokken, falanýn ömrü neyle geçmiþtir diye ne sorarsýn? Baþkalarýnýn ömürlerinin sayýsýný soruyorsun, ama düþünmüyorsun ki, onlarla beraber senin ömrün de geçmektedir.
ÖMÜR
Annelerin hakký onlarýn sözü dinlenerek ödenir. Rikkat Kunt
ANNE HAKKI
Mademki âþýklar yarda fani oldular… Sen de efsane ol, efsane… Mevlânâ
EFSANE OL
Cihan-ârâ, cihan içindedir ârâyý bilmezler Ol mâhiler ki deryâ içredir deryâyý bilmezler Hayalî
OL MAHÝLER KÝ
Amellerin en üstünü, nefsini onun için zorladýðýndýr. Hz. Ali
AMELLERÝN ÜSTÜNÜ
Günlerinizi nasýl yaþarsanýz ömrünüzü öyle tamamlarsýnýz. S. Gündüzalp
NASIL YAÞARSANIZ
3
2:28 PM
7) Bakanlýk döneminde, "Üniversite Reformu" adý al- baðlýydý. Ýþte, Bayur'un MEB olduðu 1934 yýlýndaki söz týnda, bütün üniversite ve yüksekokul lara konusu icraatine dair bir gazete haberi. Sahibinin M. Kemecburi olarak Türk Ýnkýlâp Tarihi mal olduðu ve sonradan ismi ULUS þeklinde deðiþtirilen "Hakimiyet–i Milliye" isimli gazetenin 5 Mart 1934 tarihdersini koydurdu. Bakan iken, Ýstanbul'a gelerek, ü- li sayýsýnda "Ýnkýlâp Enstitüsü'nde ilk ders verildi" baþlýklý niver sitede 4 Mart 1934'te ilk haberin metninde þu ifadeler yer alýyor: "Ýstanbul Üniversitesi Türk Ýnkýlâp Tarihi EnstitüTürk Ýnkýlâp Tarihi dersini bizzat kendisi verdi. Bu dersin, bundan sü'ndeki dersler, 4 Mart 1934 Pazartesi günü saat 17.30'da sonra bütün okul larda kesintisiz Maarif Vekili Yusuf Hikmet Bayur'un dersiyle baþladý. Bu ilk dersinde okutacaðý Türk Ýnkýlâbý Tarihi dersinin çerþekilde devam edeceðini söyledi. 8) 1946'da Cumhuriyet Halk çevesini çizen ve ana hatlarýyla Ýnkýlâbýn geliþimini açýkPartisinden ayrýlarak, Demokrat layan Hikmet Bayur, Türk Ýnkýlâbý'nýn 1934'e kadar olan geliþmesini þu üç evreye ayýrmýþtýr: Partiye geçti. 9) Temmuz 1948'de bir grup arkadaþýyla birlik(1) Askerî ve siyasî kýsým: Ýþgalci devletlere ve Osmanlý te DP'den ayrýlarak ve partiyi ortadan ikiye bölerek, bu hükümetine karþý baðýmsýzlýk mücadelesi; (2) Çaðdaþlaþma kýsmý: Hükümetin Ortaçað biçiminkez Mil let Partisinin (MP) kurucu üyesi oldu. 10) Ayný dönemde Meclis'te grup kuran MP'nin ilk res- den modern devlete geçmesi; (3) Ýktisadî kýsým: Esnaflýktan ve ilkel sanayiden momî Genel Baþkaný oldu. Ýki yýl müddetle bu makamda kaldý. Hatta, MP'nin yayýn organý olan "Kudret" gazetesinin dern sanayiye geçilmesi. de baþyazarlýðýný yaptý. "Bundan sonra, derslerin bu taksime uygun þekilde ve11) 1952'de MP'den ayrýldý. Bu kez, DP'lilere meyletti, rileceðini açýklayan Hikmet Bayur'a göre, büyük ve kapancak partiye üye olmadý. Baðýmsýz olarak 1954 ve 1957 samlý bir deðiþimi ifade eden Ýnkýlâbý, bir kiþinin anlatmaseçimlerinde Demokrat Parti listesinden Manisa mil let- sý imkânsýz; dersleri, aktif þekilde Ýnkýlâbýn içinde bulunvekili seçildi. muþ olanlar anlatmalýdýr." 12) Bu sebeple, 27 Mayýs *** 1960'tan sonra o da YassýaEski Hilal der gisinin sahibi ve da'da yargýlanýp cezalandý1980'lerdeki Faysal Finans'ýn (burýldý. Ancak, 1963 affýyla— günkü Türkiye Finans) kurucusu osiyasete bir daha bulaþmalan Urfalý Seyyid Salih Özcan, 1950'li mak þartýyla—serbest býrayýl larýn baþýnda birkaç kez Emirkýldý. dað'ýna giderek Üstad Bediüzzaman'ý 13) Bundan sonraki hayatýziyaret eder. ný Türk Ýnkýlâp Tarihini anHemen her ziyaretinde siyasetle latmak ve M. Kemal medalâkalý mevzular açýp sorular sordahlýðýný yapmakla geçirdi. duðu için, Üstad'ýn bir defasýnda Nitekim, "Atatürk, Hayatý ve kendisine þunu söylediðini nakEseri" isimli kitabýný 1963, leder: "Sen benim yanýma geldi"XX. Yüz Yýlda Türklüðün ðin zaman, bütün siyasî damarTarihi ve Acun Siyasasý Üzelarýmý oynatýyorsun. Benim parine Etkileri" isimli kitabýný ise ram olsa, seni her sene Hacca 1974'te yayýmlattý. gönderirim. Sen Kutb–u Âzamýn *** elini öpüp, ona Risâle–i Nur'dan Ord. Prof. Dr. Yusuf bahsedeceksin." Hikmet Bayur'dan özel likAyný sohbet esnasýnda DP'lileri beðenmediðini ve hatta Menderes'i le bugünlerde söz etmemizin zamanlama itibariyle münafýklýkla itham ettiðini de itiraf Türk Tarih Kurumu tarafýndan basýmý yapýlan Hikmet eden Salih Özcan, Üstad Bediüzzasebebi þudur: man'ýn bu sebeple kendisini azarlaProf. Bayur, 76 senedir Bayur'un Türk Ýnkýlâp Tarihi isimli kitabýnýn kapaðý. bütün okul larda okutturudýðýný ve bu yanlýþ kanaatinden vazlan Ýnkýlâp Tarihi dersinin baþ mimarlarýndan biridir. Ýn- geçirmeye çalýþarak sözü Mil let Partisine getirdiði ve þöykýlâpçý þahýslarýn muhabbetinin mekteplerde yayýlmasýna le dediðini aktarýyor: "O partide çok münâfýk var. Kuvvet öncülük etmiþ bir "mil liyetçi/muhafazakâr" siyasetçi ola- dindarlarýn elinde deðil." (Bkz: Son Þahitler–III/241) Atatürkçülüðü "dindarlýk ve mil liyetçilik" ekseninde rak bilinir. Öyle ki, 1948'de kurulan "Dindar Mil letçiler"in, yani benimseyen Hikmet Bayur, içinde bulunduðu bütün siyabütün dindar medyanýn desteklemiþ olduðu Mil let Parti- sî teþekkül lerde ayný f ikriyatýn takipçisi oldu. Özel likle Mil let Partisini "Dindar Kemalizm"in arenasý sinin kurucu Genel Baþkanlýðýný yapmýþ bir önemli kiþiliktir. (Fevzi Çakmak, MP'nin Fahrî Baþkanýydý. Büyük haline getirmede büyük baþarý saðladý. Buradan ümidini Doðu ve Sebilürreþad çevresi, parti kadrosunun en aktif kesince kapaðý DP'ye attý. Fakat, parti üyesi olarak deðil; üyleriydi. "Dindar ve mil liyetçi Kemalizm", dindar ve mil- ancak "baðýmsýz aday" þeklinde DP'nin listesine girmeyi liyetçi þöhretlerin teþkil etmiþ olduðu bu partinin ruhunu baþardý. Sýzabildiði ölçüde, bu partiyi de iðfal etmekten teþkil ediyordu.) geri durmadý. Ýþte bu þahýs (Bayur), üniversitede 4–5 Mart (1934) Asýl Demokratlar, Yassýada'da en aðýr cezalara çarptýrýgünlerinde bilf iil ders vererek Ýnkýlâp Tarihini diriltmeye lýrken, Bayur, kýsa sürede affa uðrayarak paçayý kurtardý. çalýþmýþ olup, yýl lar sonra yine ayný günlerde (4–5 Mart) Kurtulduktan sonra da, ölümüne kadar yine Kemalizm ölüm döþeðine yatmýþ ve 6 Mart 1980'de de ölmüþtür. yolunda yürümeye devam etti. O tarihlerde Üniversiteler dahil, bütün okul lar MEB'e
Günün Tarihi 4-5 Mart 1934 5-6 Mart 1980
sgunduzalp@yeniasya.com.tr
SELÝM GÜNDÜZALP
OKUDUKÇA ELÝF / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
3/5/2010
Bediüzzaman diyor ki:
Daldan dala Hikmet Bayur
6
ELÝF / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
Page 1
Page 1
2:37 PM
3/5/2010
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
4 ELÝF / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
RÖPORTAJ
Çocuk eðitimi dua ile baþlar ARZU KONAN
zellikte olduðunu söylememiz mümkün. Bunlara karþý daha dikkatli olmak ve kendi kaynaklarýmýzdan beslenmek zorundayýz. Unutmayýn din ve hayat bölünmez bir bütündür, ayrýlamaz, bir bölümü akim býrakýlamaz.
Peki, bizler anne-baba olarak neler yapabiliriz, çocuklarýmýzý daha iyi nasýl yetiþtirebiliriz? Anne babalarýn en büyük yanýlgýsý çocuk eðitimi denilince sadece çocukla ilgili bir düþüncenin oluþmasý, kendi-
‘‘
Anne-babanýn geçimsizliðinin çocuk üzerindeki etkileri nelerdir?
anlayýþý farklý, oysa biz çocuklarýmýzý kendi sevgi dilimizle seviyoruz ve bu bazý çocuklar tarafýndan sevgi olarak anlaþýlmayabilir. Ýkinci olarak da anne babalarýn konu ile ilgili kitap okumalarý ya da seminerlere katýlmalarýný önemsiyorum. Herkes çocuk eðitimini bildiðini zanneder, ama madem biliyorsunuz bu kadar problem, bu kadar sýkýntý, bu kadar huzursuzluk neden? Bence bu sorunun cevabýný aileler düþünmek zorunda.
PEYGAMBERÝMÝZÝN BÜTÜN HAYATI ÝNCELENDÝÐÝ ZAMAN ÇOCUK VE DUANIN BÝR BÜTÜN OLDUÐUNU, KENDÝSÝNE BÝR ÇOCUK GETÝRDÝÐÝ ZAMAN DUA ETTÝÐÝNÝ, DUA ÖÐRETTÝÐÝNÝ VE DUANIN GÜZELLÝÐÝNDE BÝR HAYATI ÖÐRETTÝÐÝNÝ GÖRÜYORUZ.
*Esan Gül kimdir? 1972 Malatya doðumluyum. Ýnönü Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danýþmanlýk bölümünden mezun oldum. Çeþitli gazete ve dergilerde yazýlarým yayýnlanýyor. Genelde çocuk ve aile eðitimi üzerine çalýþýyorum. Evli ve 3 çocuk babasýyým. Yayýnlanmýþ 6 kitabým var. Çýra Yayýnlarýnda yayýnlanan kitaplarýmdan bazýlarý þunlar: Çocuðun Dinî Eðitimi Nasýl Olmalý? *Peygamberler Çocuklarýný Nasýl Eðitti? *Çocuk Eðitiminde Kýrk Hadis.
Genelde çocuk eðitimi ile ilgileniyorsunuz, biz biliyoruz ki çocuk yetiþtirmek en zor san'attýr. Peki, Peygamberimizin (a.s.m) çocuklara davranýþý nasýldý? Çocuk eðitimi dua ile baþlar. Peygamberimizin bütün hayatý incelendiði zaman çocuk ve duanýn bir bütün olduðunu, kendisine bir çocuk getirdiði zaman dua ettiðini, dua öðrettiðini ve duanýn güzelliðinde bir hayatý öðrettiðini görüyoruz. Bu aileler için de bir örnektir. Aileler ne yazýk ki eðitim deyince sadece belirli metotlar ve yöntemler ile kendilerince yapmalarý gerekenleri anlýyorlar. Oysa bunlar dua ile birlikte bir deðer kazanýr. Hayatý çocuk masumiyetinde anladýðýnýz gibi dua tadýnda da anlamak zorundasýnýz. Bunun için Batý menþeili eserlerden mülhem olarak yazýlan eserlerin duadan ve ruhtan yoksun, olayýn sadece davranýþ boyutuna dikkat eden, Allah’ý hesaba katmayan bir ö-
Bizler büyüklerle iletiþim kurduðumuz gibi, büyüklerle eðitim yaptýðýmýz gibi çocuklarla iletiþim kuramaz onlarla eðitim yapamayýz. Her dönemin kendine ait özellikleri, iletiþim teknikleri ve yöntemleri vardýr. Çocuklarýn öðrenmelerinde en etkili yöntemlerden biri oyun diðeri ise hikâyelerdir. Çocuklarýnýza sadece öðüt ve nasihat vererek bir þey öðretemezsiniz. Onlara oyunlarý kullana-
Çocuklara hem dini hem kültürel eðitimi vermede hikâyelerin önemi, yeri nedir?
Çocuk eðitimi denilince ne yazýk ki akla ilk önce anne geliyor. Oysa Ýslâma göre öncelik babadadýr. Çünkü baba aile bireylerinin hepsinden sorumludur. Burada baba hem kendinden, hem eþinden hem de çocuklarýndan sorumludur. Oysa babalar bunu ne yazýk ki annelere terk etmiþlerdir. Çocuk eðitimi bir kiþinin üstesinden gelebileceði bir konu deðildir. Birlikte ve uzun soluklu bir süreçtir. Baba da bu iþin lokomotifliðini oluþturur. Elinizin altýndakilerden sorumlusunuz hakikatinin takipçisi olan babalarýn bu konu da geri durmamalarý, ailedeki her bireyden dolayý Allah katýnda hesaba çekileceklerini bilmeleri gerekir. Belki babalar çocuk eðitimi ile çocuk bakýmýný birbirine karýþtýrarak böyle bir kanaate sahip olabilirler. Bu Ýslâmý bilmemek ya da okumamaktýr. Eðer bir konu da sorumluluk sahibiyseniz o alanla ilgili ilim tahsil etmek zorundasýnýz. Bu hem erkek hem de kadýn üzerine bir vebaldir.
lerini hesaba katmamalarýdýr. Ailedeki her olay anne babayý etkilediði Oysa çocuk eðitimi ile anne Hayat çocuk ile ebeveyn gibi çocuðu da etkiler. Onlar aile içerisinbabanýn eðitiminin birlikte de olan çoðu þeyi bilirler. Aileler bilmedikarasýnda interaktif iliþkidüþünülmesi gerekir. Meselâ lerini düþünür, ama öyle deðil. Siz eðer çocuðunuzun yalan konuþ- lerin toplamýdýr diyebilikavga etmiþseniz ya da küsmüþseniz çocuk masýný istemiyorsanýz önce- riz. Siz yaþarsýnýz çocuðubundan haberdardýr ve bunun karþýsýnda likli olarak sizin örnek olmanasýl bir tutum ve davranýþ sergilediðinizi nuz etkilenir, çocuðunuz nýz ve yalan konuþmamanýz gözlemler. Eðer problemleri konuþarak gerekir. Çocuðunuzun kitap yaþar siz etkilenirsiniz. çözüyorsanýz, çocuk da bunu bir yöntem okumasýný istiyorsanýz önceNe yazýk ki, anne babalar olarak öðrenir ve uygulamaya çalýþýr yok elikli olarak çocuk anne ve baðer en ufak bir þeyde sinirleniyor ve kavga çocuklarýndan çok uzakbasýnýn elinde kitap görmeliçýkarýyorsanýz, çocuk bunu da bir yöntem dir. Ayrýca siz yapmadýðýnýz lar ve onlarý anlamýyorlar. olarak öðrenir ve uygular; ya kardeþine ya ya da yapamayacaðýnýz þeyleda okulda arkadaþýna uygular. ri çocuktan isteyemezsiniz. Çünkü yapmadýðýnýz þeyleri çocuktan istemeniz bir güAilelerin en çok þikâyet ettikleri konulardan biri vensizlik vesilesi olacaðý gibi Allah (cc) katýnda da büyük de babalarýn çocuklarýyla kaliteli zaman geçirmebir vebaldir. Ýlâhî hitap bu konu da Müslümanlarý yapma- meleridir. Anneler bu konu da oldukça muzdaripyacaklarý þeyleri söylemelerinden dolayý sorumlu tutar. tir. Bununla ilgili olarak neler söylersiniz? “Çocuklarý daha iyi nasýl yetiþtirebiliriz?” sorusuna gelince öncelik yine anne babalardadýr. Bence bu soru anne babalar kendilerini daha iyi nasýl yetiþtirebilir sorusu ile ayný içeriðe sahiptir ve birbirini tamamlar. Hayat çocuk ile ebeveyn arasýnda interaktif iliþkilerin toplamýdýr diyebiliriz. Siz yaþarsýnýz çocuðunuz etkilenir çocuðunuz yaþar siz etkilenirsiniz. Ne yazýk ki anne babalar çocuklarýndan çok uzaklar ve onlarý anlamýyorlar hatta tanýmýyorlar.
O zaman asýl problem çocuklarý anlamamaktýr diyebilir miyiz? Ve nasýl anlarýz? Evet ne yazýk ki aileler çocuklarýný tanýmýyor ve anlamýyorlar. Her çocuðun bir anlam dünyasý ve anlam dili vardýr. Bununla þunu söylemek istiyorum. Meselâ her çocuðun sevgi dili farklýdýr. Biz çocuklarýmýzý kendimizce severiz, ama çocuk bunu sevgi olarak anlamayabilir. Ben çocuklarýma “Ne yapmýþ olursam sizi sevmiþ olurum?” diye sordum. Büyük oðlum “Benimle zaman geçirirsen beni sevmiþ olursun” demiþti. Küçük oðlum ise “Beni öpersen beni sevmiþ olursun” diye cevap vermiþti. Dikkat edin ikisi de benim çocuklarým ve her ikisinin de sevgi
rak da bir þeyler öðretebilir, hikâyeler okuyarak da öðüt almalarýný saðlayabilirsiz. Kur’ân’ýn genel özelliðine baktýðýmýz zaman kýssalarýn ayrý bir yeri vardýr. Kýssalar hayatýn dilidir aslýnda. Siz bu örneklemeden yola çýkarak çocuklara ulaþabilir, onlarý sýkmadan ibret almalarýný saðlayabilirsiniz. Özellikle okul öncesi dönemde oyun ve hikâyelerin çocuk eðitiminde etkin bir þekilde kullanýlmasý gerekir.
Televizyon ve internetin çocuklar üzerindeki etkisi için neler söyleyebilirsiniz? Hayatýmýz artýk televizyon ve internet oldu. Hayatýmýzýn merkezine koyduk onlarý. Onlarsýz bir dünya düþünemez olduk. Çocuklarýmýz da televizyon ve internetsiz bir hayat düþünmüyorlar artýk. Biz ne kadar ayrýyýz ki televizyon ve internetten çocuklarýmýz da o kadar ayrý olsun. Ne yazýk ki çocuklarýmýzý televizyonlar eðitiyor, çizgi f ilmler eðitiyor. Düþünün bir kere biz çocuðumuzla beþ dakika konuþmazken, televizyon beþ saat konuþuyor. Her þey cazibeli, albenili… Onlar kýzmýyor, onlar dövmüyor… Ýstedikleri gibi konuþuyorlar ve çocuklarýmýzýn zihnini ilmek ilmek iþliyorlar. Ailelerin özellikle çocuklarýn izledikleri çizgi f ilmlere, internette oynadýklarý oyunlara dikkat etmeleri gerekir. Bilgisayar kesinlikle çocuklarýn odasýnda olmamalýdýr. Salonda ya da herkesin görebileceði yerde olmalýdýr. Çünkü ne zaman, hangi sitelere gireceði belli olmaz ve kontrol de saðlanamaz. Siz uyurken o internette sörf yapabilir ya da online oyunlar oynayabilir.
ELÝF / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
RÖPORTAJ
Okuduðum ve beðendiðim bir soruyu size de yöneltmek isterim. “Kendi özgüven problemlerimizi tamir edelim derken, ertelemeyi ve beklemeyi sevmeyen, her istediði anýnda olsun isteyen nesiller mi yetiþtirdik acaba?”
Ne yazýk ki aileler özellikle de anneler kendileri yapamadýklarý ya da ulaþamadýklarý þeyleri çocuklarý üzerinden gerçekleþtirmeye, bu þekilde kendilerini tatmin etmeye çalýþýyorlar. Çocuklarýn ne düþündükleri, neler yapmak istedikleri onlar için önemli deðil, sadece kendi istekleri gerçekleþsin istiyorlar. Bu bizimle ilgili bir problem aslýnda… Beklemeyi bilmeyen çocuklar yetiþtirdik derken de aslýnda farklý bir durumun söz konusu olduðunu düþünüyorum. Biz istiyoruz ki çocuklarýmýzýn her istediði olsun, biz sýkýntý çektik onlar çekmesin, biz yemedik yediriyoruz mantýðý yani… Bu çocuklarýmýzý ne yazýk ki doyumsuz yaptý. Her istediklerine çok rahat bir þekilde sahip oldular ve önlerinde buldular. Ayný sihirli f ilmlerdeki gibi ol dedi oldu. Bunun için herhangi bir çaba harcamalarýna ve sabretmelerine gerek yok. Artýk çocuk yemek yemiyor annesi yediriyor, artýk çocuk elbise ya da ayakkabý giymiyor annesi giydiriyor, artýk çocuk ders yapmýyor annesi yerine yapýyor. Sonra da çocuðun dersleri zayýf, özgüven eksikliði var gibi þikâyet ediyoruz. Buna hakkýmýz olmadýðýný düþünüyorum.
Bazý anne-babalar çocuklarý için eðitim peþindeler. Ve bu zaman zarfýnda çocuklarý erteliyor-
‘‘
5
lar, aslýnda bu eðitim çocuk doðmadan alýnmalý deðil mi?
Eðitim ömür boyu devam etmesi gereken bir süreçtir. Çocuk eðitiminde de bu böyledir. Efendim Batýlýlarýn söylediði gibi 18 yaþýna geldikten sonra benim sorumluluðum biter mantýðý Ýslâmda yoktur. Siz ölüm döþeðindeyken bile bu sorumluluk devam eder. Ne demiþtik, duayla baþlayan ve ölüm döþeðindeyken bile devam eden bir süreçtir. Bunu da Yakup Aleyhisselâmýn ölüm döþeðindeyken çocuklarýný yanýna çaðýrýp, “Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?” diye sormasýndan anlýyoruz. Dikkat edin, bir baba çocuklarýnýn kendisi öldükten sonra bile ne yapacaklarýný merak ediyor ve onlara bu soruyu soruyor.
Son olarak eklemek istediðiniz bir þey var mý ve bu konu önemli olduðundan bir röportaj daha sözü almak isteriz. Biliyorum ki sorulacak çok soru var.
Öncelikle hassasiyetinizden dolayý teþekkür ederim. Gerçektende ailelerin bildiklerini zannettikleri, ama ne yazýk ki en az bildikleri konulardan bir tanesi aile ve çocuk eðitimi… Kardeþlerimden özellikle ricam, atalarýndan öðrendikleriyle yetinmesinler. Onlarýn doðru olanlarýný alsýnlar, ama yanlýþlarýný da biz babamýzdan-annemizden böyle gördüðüne sýðýnarak yanlýþlarýný sürdürmesinler. Unutmayalým hayat yanlýþlar üzerine bina edilemez.
Çocuk eðitimi denilince ne yazýk ki akla ilk önce anne geliyor. Oysa Ýslâma göre öncelik babadadýr. Çünkü baba aile bireylerinin hepsinden sorumludur. Burada baba hem kendinden, hem eþinden hem de çocuklarýndan sorumludur. Oysa babalar bunu ne yazýk ki annelere terk etmiþlerdir.
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/5/2010
3:29 PM
Page 1
11
DÜNYA
YENÝASYA / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
Nalbandyan memnun
Chicago Tribune: Senatoya gelmez
Azerbaycan kararý kýnadý
ERMENÝSTAN Dýþiþleri Bakaný Edvard Nalbandyan, 1915 olaylarýný ‘soykýrým’ olarak tanýmlayan tasarýnýn kabul edilmesini takdir ettiklerini söyledi. Reuters’e konuþan Nalbandyan, “Bu, Amerikan hal kýnýn evrensel insanî deðerlere baðlýlýðýný bir kez daha ispatlamýþtýr. Ýnsanlýða karþý iþlenen suçlarýn engel lenmesine yönelik önemli bir adýmdýr” dedi. Erivan / cihan
AMERÝKAN Chicago Tribune gazetesi, sözde Ermeni Soykýrýmý tasarýsýnýn ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi’nde kabul edilmesine raðmen Senato’ya gelmesinin zor olduðunu belirtirken, Ermenilerin de Obama yönetiminin tutumundan hayal kýrýklýðýna uðradýklarýný aktardý. Ermeni tasarýsýný destekleyenlerin yasanýn resmen kabul edilmesinin önündeki bir engeli daha aþtýklarýný yazan gazete, yasanýn Senato’ya gelmesinin daha da zor olduðuna dikkat çekti. Chicago / cihan
AZERBAYCAN Cumhurbaþkanlýðý Ýdaresi, ABD Temsilciler meclisinde 1915 olaylarýný ‘soykýrým’ olarak tanýmlayan tasarýnýn kabul edilmesinin þiddetle kýnadýklarýný bildirdi. Azerbaycan Cumhurbaþkanlýðý Siyasî ve Toplumsal Çalýþmalar Þube Müdürü Ali Hasanov, ABD Temsilciler meclisinin kararýnýn yanlýþ ve adaletsiz bir adým olduðunu ifade etti. Ali Hasanov, tasarýnýn Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nda geri döneceðine de inandýðýný söyledi. Bakü / cihan
“Soykýrým olup olmadýðýna karar vermek ABD’nin iþi deðil”
ERMENÝ iddialarýný içeren tasarýnýn kabul edilmesi olayýný deðerlendiren The Guardian gazetesi, Ermeni iddialarýnýn soykýrým olarak adlandýrýp adlandýrýlmayacaðý konusunun tartýþmalý bir konu olduðu; ancak buna karar verecek olan mercinin ABD Senatosu olmadýðý yorumunda bulundu. Bunun tamamen duygusal bir karar ve bir lobi grubunun zaferi olduðuna dikkat çeken The Guardian gazetesi, ABD Temsilciler Meclisi Dýþiþleri Komitesi’nin kararýný sert bir þekilde eleþtirdi. Londra / cihan
ABD Baþkaný Obama, Ermenistan Dýþiþleri Bakaný Nalbandyan ve zamanýn Dýþiþleri Bakaný Ali Babacan, Türkiye'de bir araya gelerek iki ülke iliþkilerinin normalleþmesi adýna önemli adýmlar atmýþtý.
Model Ortaklýk büyük yara aldý ERMENÝ TASARISININ ABD DIÞ ÝLÝÞKÝLER KOMÝTESÝ'NDE KABULÜ DÜNYA KAMUOYUNDA GENÝÞ YER BULDU. KARARIN TÜRKÝYE VE ERMENÝSTAN ÝLÝÞKÝLERÝNDE VERÝLEN EMEKLERÝ BOÞA ÇIKARABÝLECEÐÝ BELÝRTÝLDÝ. ÝNGÝLÝZ Financial Times (FT) gazetesi, sözde ‘Ermeni soykýrýmý’ iddialarýnýn ABD Temsilciler Meclisi’nin Dýþ Ýliþkiler Komitesi’nde bir oy farkla kabul edilmesine geniþ yer ayýrdý. Gazete, ABD Baþkaný Barack Obama’nýn geçtiðimiz yýl Ankara ve Ýstanbul ziyaretlerinde ortaya koyduðu ‘Model Ortaklýk’ düþüncesinin, Türkiye’nin Washington büyükelçisini geri çekmesiyle birlikte en büyük sýnavdan geçtiðini yazdý. Haberinde, ‘Oylama, Obama’nýn Türkiye stratejisinin altýný kazýyor’ baþlýðýný kul lanan gazete, Ankara ile Washington arasýndaki iliþkilerin, Obama yönetimi stratejisinin kalbinde olduðunu, ABD Dýþiþleri Bakaný Hillary Clinton ile diðer diplomatlarýn önemli bir vaktini kapsadýðýný bildirdi. “AKP’nin Ýslami köklerine raðmen, ABD’nin Türkiye’nin laik politik sistemini Müslüman dünyasý için bir model olarak gördüðü” belirtilen haberde, Amerikalý politikacýlarýn, NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olan ve küresel konularda kendine güveni artan
Türkiye’nin, Ortadoðu’da da giderek büyüyen bir etkiye sahip olduðunu kabul ettiklerini aktardý. Gazete, ABD’nin, Ýran’la yaþanan gerilim konusunda Türkiye’nin desteðini aradýðýný hatýrlatarak, “Türkiye, Birleþmiþ Mil letler Güvenlik Konseyi’nde bir sandalyeye sahip ve ayrýca Brezilya ve Çin gibi, Ýran konusunda kararsýz” ifadelerini kul landý. Geçtiðimiz sonbaharda Türkiye ile Ermenistan arasýnda imzalanan protokol ler ile ilgili bilgi verilen haberde, Ankara ile Erivan arasýndaki anlaþmalarýn “daðýlmak üzere” olduðu savunuldu. FT’nin haberine göre, Dýþ Ýliþkiler Komitesi Baþkaný Howard Berman, Hil lary Clinton’ýn, “Türkiye ile Ermenistan arasýndaki protokol lere zarar verilebilir” uyarýlarýna direndi. Haberde, Berman’ýn, “Tasarýnýn kabul edilmesi Türk hal ký için zor ve sancýlý bir süreç. Ancak günün sonunda Türk demokrasisi güçlenecek ve ABD ile Türkiye iliþkileri daha iyi bir zemine oturabilecek” ifadelerine yer verdi. Ýstanbul / cihan
KOMÝTE BAÞKANI BERMAN’IN UYANIKLIÐI
Dýþ Ýliþkiler Komitesi Baþkaný Howard Berman
ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi Baþkaný Howard Berman, 1915 olaylarýný ‘soykýrým’ olarak nitelendiren tasarýnýn görüþülmesinden inisiyatifini tasarýdan yana kullandý. Oturumun baþýnda Artýk Ermeni soykýrýmýný tanýmanýn vakti gelmiþtir” diyen Berman, ‘evet’ oylarý ‘hayýr’ oylarýný geçemeyince oy kullanma süresini bir saatten fazla uzattý. Durumun 2322 tasarý lehine olmasý üzerine, son üyenin gelmesini beklemeden oylamayý hemen sona erdirdi. Washington / cihan
BBC: ABD-Türk iliþkileri olumsuz etkilenir ÝNGÝLÝZ yayýn kuruluþu BBC, tasarýnýn kabul edilmesinin hemen ardýndan habere bültenlerinde konuya yer vererek, “Bu tasarýnýn kabul edilmesinin Türkiye-ABD iliþkilerine muhtemel etkileri tartýþýlýr. Ama bazý iþbirliði alanlarý olumsuz etkilenebilir” yorumunu yaptý. BBC ayrýca, “Türkiye’nin, ABD’nin en önemli müttefiki ve Ýran ile Afganistan üzerindeki etkisinin önemli olduðunu” kaydederek, “Eðer diplomatik ortam müsait olursa, gelecek yýldan itibaren Amerikan askerlerinin Irak’tan çýkarýlmasýnýn en güvenli ve ucuz yolunun Türkiye üzerinden olacaðýna” dikkati çekti. “Türkiye, tasarýnýn kabul edilmesinin ardýndan Büyükelçisini çaðýrdý”
baþlýðýyla geliþmeleri aktaran Guardian gazetesi de, kararýn baðlayýcýlýðý bulunmadýðýna vurgu yaptý. Tasarýnýn kabulüyle ilgili olarak hem Türk, hem de Ermeni tarafýndan gelen ilk tepkileri sayfalarýna taþýyan Guardian, “Tasarýnýn, Genel Kurula oylama için sunulmasý konusu belirsiz. Çünkü benzer þekilde 2007 yýlýnda kabul edilen tasarý, dönemin ABD Baþkaný George Bush’un çabasýyla, genel kurul gündemine alýnmamýþtý” ifadesini kul landý. Washington’daki muhabiri aracýlýðýyla geliþmeleri aktaran Times gazetesi de Guardian gibi, Türkiye’nin, Washington Büyükelçisi Namýk Tan’ý Ankara’ya çaðýrmasýný baþlýðýna taþýdý. Londra / aa
Irak seçimleri
GENÝÞ AÇI HALÝL ÝBRAHÝM CAN hibrahimcan@windowslive.com
arýn Irak’ta genel seçimler yapýlacak. Meclisin 325 milletvekili seçilecek. Bu seçimin en önemli yönü, oluþacak parlamentonun ABD güçlerinin çekilmesinden sonra ülkenin birlik ve beraberliðinin saðlanmasý, yeniden imarý görevlerini üstlenecek hükümeti çýkaracak olmasý. 500 Sünnî adayýn veto edilmiþ olmasý, Sünnî ve Þiîlerle Þiî gruplarýn kendi arasýndaki çatýþmalar, Kerkük’ün durumu, ABD güçlerinin halen ülkede bulunmasý, seçim öncesinde yaþanan kanlý saldýrýlar, seçimlerden istikrar çýkmasýný zorlaþtýrýcý unsurlar olarak öne çýkýyor. Kerkük’te 2004 seçmen listelerinin mi yoksa Kürtlerin demografik yapýyý göçlerle deðiþtirdiði 2009 seçmen listelerinin mi esas alýnacaðýnýn netleþtirilmemiþ olmasý, sonuçlarýn bu vilayet için geçici sayýlmasý ve bir yýl içinde yeniden deðerlendirilmesi yönünde yasa çýkarýlmasýna yol açtý. Kürt seçmenlerin, yerlerinden edilmiþ Iraklýlarýn seçim haklarý konusunda da önemli sýkýntýlar var. 1,5 milyon Iraklý ülke dýþýnda. Bunlar da oy kullanacak. Bu arada Türkmenler ciddî sýkýntýlarla karþý karþýya. Halen mecliste yalnýzca 1 parlamenterleri var. Beþe bölünen Türkmenler Irakiye Listesinde seçime girecek. Bu sorunlar yumaðý içinde yarýn Iraklý seçmen sandýk baþýna gidecek. Yapýlan kamuoyu yoklamalarýna göre Baþbakan Maliki’nin Kanun Devleti Ýttifaký yüzde 30 ile ilk sýrada yer alýyor. Onu Sünnîlerle birlikte seçime giren eski Baþbakan Ýyad Allavi’nin listesi yüzde 22 ile izliyor. Kafa karýþtýran listeler ve hesaplamalardan Maliki liderliðindeki listenin ilk sýrayý alabileceði, ancak Irak Ulusal Ýttifaký’nýn da birinci olabileceði, ancak hiçbir koalisyon ya da listenin tek baþýna iktidar olamayacaðý tahminleri çýkýyor. Sonuçlarý birkaç gün içinde göreceðiz. Türkiye; Ýran ve Suriye ile birlikte Irak seçimleriyle yakýndan ilgili ülkeler arasýnda baþta yer almaktadýr. Bir diðer yönden ise bölgesel liderlik konusunda Ýran ile gizli bir rekabet içinde olduðumuz inkâr edilemez. Bu yönüyle seçimlerin ülkemiz açýsýndan önemli birkaç sonucu olacak. Birincisi; Irak’ta istikrarýn saðlanmasý, ticaret ve yatýrým imkânlarýný arttýracaktýr. Birlik ve beraberliði saðlayacak bir yönetim, ülkenin yeniden yapýlandýrýlmasýna hýz verecek, bu da ikili iliþkilerimizi güçlendirecektir. Ancak Türkiye’nin her kesime eþit mesafede olduðu izlenimi verme çabalarýna raðmen, Sünnîleri desteklediði kuþkularý bir çok Þiî çevrede sürmektedir. Bu durumun kurulacak Þiî aðýrlýklý hükümetle iliþkileri olumsuz etkileyecek bir unsur olmamasýný diliyoruz. Ýkincisi; Kerkük’ün özel durumu ve Türkmenlerin haklarý ülkemizi yakýndan ilgilendirmektedir. Seçim sonrasý Kerkük’teki seçim sonuçlarýnýn nasýl deðerlendirileceði ve ne þekilde sonuçlandýrýlacaðý tartýþmalý bir konu olmayý sürdürecektir. Demokratik açýlým yoluyla Kürt sorununu çözmek isteyen Türkiye’nin, PKK’yý tasfiyede iþbirliði yapmak zorunda olduðu Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile iliþkilerini de bu seçim sonuçlarý etkileyecektir. Üçüncüsü; ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesi sonrasýnda, bölgede oluþacaðý—ya da oluþturulacak—istikrarsýzlýk ve çatýþma ortamýnýn önlenmesi de bu seçimden istikrar çýkmasýna baðlýdýr. ABD’nin ‘biz çekilirsek kaos olur’ tezinin aslýnda tezgâhlanan bir kandýrmaca olduðu, ayný merkezden planlandýðýný düþündüðümüz intihar saldýrýlarý ve bombalý saldýrýlarýn, güçlü bir Irak yönetimiyle birlikte ortadan kalkacaðý dikkate alýndýðýnda, seçim sonrasý dönemin Irak’ta sanýldýðý kadar kaotik bir dönem olmayacaðýna inanýyoruz. Dileðimiz yarýnki seçimlerin komþumuz ve bir çok alanda kader ortaðýmýz Irak’a huzur ve istikrar getirmesidir.
Y
Belçika’da PKK üst düzey iki yöneticisi tutuklandý
BELÇÝKA’DA terör örgütü PKK’ya yönelik önceki günkü geniþ çaplý operasyonlarda gözaltýna alýnan 22 kiþiden, örgütün üst düzey Avrupa yöneticilerinden olan, kapatýlan DEP’in eski milletvekilleri Remzi Kartal ve Zübeyr Aydar dahil 8’i, çýkarýldýklarý mahkemece tutuklandý. Federal savcýlýk, diðer 14 zanlýnýn sorgusunun ardýndan serbest býrakýldýðýný açýkladý. Tutuklanan 8 kiþinin ismi resmen açýklanmazken, savcýlýk kaynaklarý, Brüksel’de gözaltýna alýnan Kartal ve Aydar’ýn tutuklular arasýnda bulunduðunu belirtti. Öte yandan BDP Milletvekili Emine Ayna, Belçika’da terör örgütü PKK’ya yönelik dünkü geniþ çaplý operasyonda partisinin Brüksel temsilciliðinin de basýlmasýna tepki gösterdi. Brüksel / aa
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/5/2010
2:55 PM
Page 1
12
ÝLAN
YENÝASYA / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
y seri i l â n l a r ELEMAN 25 YAÞINI GEÇMEMÝÞ
Toptan Kýrtasiyeye Eleman aranýyor Ýrtibat: 0 (312) 384 06 58
ÝÞ ARIYORUM ANKARADA % 50
Özürlü Kadrolu Sigortalý Ýþ arýyorum. Mehmet Erim Tel: (0 532) 365 06 37 ÝÞ ARIYORUM Mustafa Gürbüz Tel: (0 545) 804 65 39 TOPOÐRAFIM ÝÞ arýyorum Süleyman Boyraz Tel: (0542) 832 12 89
SATILIK DAÝRE ACELE SATILIK sahibinden kelepir daire 65.000.-TL Pendik eski Kurtköy yolu üzeri E-5 kara yolundan 500 mt. içerde deniz gören geniþ köþe balkonlu daire acele satýlýktýr. Not: Daireler 2 adet olup (ayný katta) arsa sahibinden bitmiþ hemen teslim Gsm: (0532) 665 04 30 SAHÝBÝNDEN SATILIK Tuzla'da - 155.000.-TL bina içi özellikleri laminant parke plastik boyalý duvar Amerikan panel kapý çelik kapý ýsýcamlý doðrama pvc doðrama laminant mutfak wc duþakabin asansör deprem yönetmeliði görüntülü megafon güvenlik hidrofor
jeneratör kablo tv-uydu kapýcý otopark yangýn merdiveni. Gsm: (0536) 375 48 33 KELEPÝR SATILIK BÝNA 1.350.000 USD kelepir satýlýk bina Beyoðlu'nun en gözde sokaðýnda aylýk 20.000 TL. kira geliri olan (4 katý restorant ruhsatlý) 7 katlý bina (1 kat-125m2) tapu teslimi devren sahibinden satýlýktýr. (Ciddî ilgilenenler lütfen arasýnlar) Gsm: (0533) 665 60 16 ACÝL GÜNEY CEPHELÝ önü kapanmaz daire 82.000.-TL. Kapanmaz park ve deniz manzaralý, sabahtan akþama kadar güneþ gören ve güney tarafa bakan köþe daire... Çelik kapý daireye ait hidrofor ve su deposu balkon panjurlu salon ve odalar rabýta döþeme ýslak zeminler seramiktir. Banyo, küvet ve sabit dolaplýdýr. Ayrýca kileri vardýr. Kombilidir. Tel: 0(216) 395 28 04 Gsm: (0536) 324 74 91 SAHÝBÝNDEN BEYKENT'te güvenlikli site içerisinde otoparklý 105 m2 laminant parkeli 2+1 daireler Gsm: (0 537) 304 94 43 SAHÝBÝNDEN YEÞÝL Ýnþaat kalitesiyle Ýnnovia 1'de muhtelif kat ve cephelerde 1+1, 2+1, 3+1 harika daireler oturuma hazýr kaçýrýlmayacak fýrsatlar. Gsm: (0 532) 236 27 43 (0 532) 312 11 08 YEÞÝLKENT GAYRÝMENKUL'den 120 m2 Gürpýnar sitelerde 3+1 sýfýr güney cephe full
bitmiþ 89.000 TL. Tel: 0(212) 855 51 34 Gsm: (0535) 612 51 55 190 M2 BEYKENT'te güvenlikli, kapalý otoparklý sitede mantolamalý binada güney cephe deniz manzaralý laminant parkeli jakuzili kombili ebeveyn banyolu 3+1 daire 135.000 TL. Tel: 0 (212) 855 51 34 Gsm: (0 535) 612 51 55 115 M2 BEYKENT'te Beyaz Ýnci Residence'de 2008'de inþaata baþlanmýþ hilton banyolu laminant parkeli Muhteþem daireler 145.000 TL' den baþlayan fiyatlarla. Tel: 0 (212) 855 51 34 Gsm: (0 536) 930 93 33 320 m2 GÜNEY Cepheli laminant parkeli lüx 3 banyolu mutfaklý 100 m2 teraslý 4+1 masrafsýz full dublex daire 170.000 TL. Tel: 0 (212) 855 51 34 Gsm: (0 532) 285 54 09 Beylikdüzü Beykent Yeþilkent Gürpýnar bölgesinde sýnýrsýz portföyümüzle bir telefon kadar yakýnýnýzdayýz.
VASITA SATILIK ÝLK SAHÝBÝNDEN Era - 22.500.-TL 2009 model 1.4 team abs modelidir. Fabrika çýkýsý lpg'lidir. 22.000 km temiz araçtýr. Farlar ve sisler zenon daha yeni alýnmýþ. 15 jant lastik müzik tesisatý herþeyiyle temiz araç 25 000 liraya kadar 2006 üstü otomatik araçla takas olur. Panjur ve tam-
pon serviste deðiþti. Gsm: (0532) 740 43 96 KELEPÝR ORJÝNAL 4.000.-TL + 1.250 TL bandrol borcu alýcýya ait araç orjinal. Fabrika etiketleri dahi duruyor. Deðiþen hiçbir parçasý yok. Tüp dahi hiç takýlmadý. 3'üncü sahibiyiz, motoru ilk defa biz açtýrdýk, komple yenilendi. Baský balata sýfýr takýldý. Gsm: (0545) 522 44 30 33.000 KM GOLF pasifik - 33.750.-TL 2004 model 33.000 km çok temiz golf pasifik (21143022) sahibinden araç ilk günkü gibi temiz ve bakýmlý kullanýlmadýðýndan dolayý satýyorum. Kaza vuruk çizik gibi hasarlarý yoktur. Aracýn 28.000 km bakýmý yapýlmýþ olup bir sonraki bakýmý 38.000 de yapýlacaktýr. Gsm: (0532) 310 13 29 ÝLK SAHÝBÝNDEN emsalsiz vip modeli 17.950.-TL 2004 model doblonun en lüks modeli olan (VÝP) modeli araç ilk sahibinden olup 2 airbag camlarý ruhsata iþlenmiþ orijinal filmlidir. Orijinal cd çalarlý orijinal çelik jantlý 4 lastik sýfýr ayarýndadýr. Arka koltuk camlarý orijinal açýlýrkapanýr desi marka alarm vardýr. Tel: 0(212) 220 30 27 SAHÝBÝNDEN 3.30ia 2001 model - 44.500.-TL borusan çýkýþlýdýr. Tiptronik Þanzuman araçta brc marka lpg mevcuttur. En ufak bir problemi yoktur. Sol çamurluk deðiþmiþ ve sol ön kapýda boya vardýr. Bixenon ve ev takip (far-
lar) far yýkama otomatik kararan dikiz aynasý sunroof elektrikli arka perde elektrikli ýsýtmalý aynalar spor koltuklar deri döþeme. Gsm: (0532) 739 09 09 DACÝA LOGAN 1.6 mpi laureate - 18.900.-TL arka kapýlarda çocuk kilidi yüksekliði ayarlanabilir. Sürücü koltuðu ön panjur krom sýralý five star Ýtalyan lpg yolcu okuma lambasý 3 noktadan baðlý arka emniyet kemeri anahtarla devre dýþý býrakýlan yolcu ön hava yastýðý 3 noktadan baðlý ve yükseklik ayarlý ön emniyet kemerleri. Gsm: 0(212) 470 10 95 YAKIT TASARRUFU benzin ve motorin kullanan bütün araçlarda yüzde 10-30 tasarruf. Güçte fark edilir artýþ. Yüzde 80 eksoz emisyonunda azalma, siyah dumaný azaltma, motor ömrünü uzatma vb...Made in USA. 230 ülkede kullaným, nasa patentli, epa ve tuv onaylý. garantili zararsýz mucize ürünler. Gsm: (0533) 665 66 17 YAKIT TASARRUFU ve performansda devrim 200.-TL nanocharger nano teknolojisiyle üretilen özel bor film filtresi ve nano-tube ile donatýlmýþ bir sistemdir. Nanocharger tüm 4 zamanlý motorlar için vakum üreten hava besleme sistemidir. Nanocharger sürücünün kullaným alýþkanlýklarýna baðlý olarak 8 ile arasýnda yakýt tasarrufu saðlayan bir sistemdir. Tel: 0(212) 280 35 39
ÇEÞÝTLÝ DEVREN KURUYEMÝÞ market su bayi 45.000.-TL Bu dükkâný kaçýrmayýn. Devren kuruyemiþ market su bayii bulvar üzerinde, solunda park saðýnda benzinlik karþýsý tren istasyonu geçiti. Lise güzergâhý üzerindedir. Çevresinde büyükþehir belediye yeri, yanýnda poliklinik vardýr. Konum olarak bulunmaz bir yerdedir. Dükkân kirasý çevre dükkânlara göre yüksektir. Gsm: (0537) 666 09 71 DEVREN MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI'na kayýtlý Yabancý Dil Kursu devren Kadýköy ilçesinin merkezinde Bahariye caddesinde bulunmaktadýr. Kurs yeni bir binanýn 3. katýndadýr. Mevcut çalýþýr vaziyettedir. MEB ruhsatlý ve standartlarýna uygun olarak yapýlmýþtýr. Bütün malzemeler yenidir. Gsm: (0554) 340 09 17 BOSTANCI'DA KÝRALIK dükkân 2.350.-TL Bostancý Köprüsüne yakýn cadde üzeri kiralýk dükkân 80 m2 düz giriþ 20 m2 depo 30 m2 ön kullanýmý var fiyat 2.350 TL, 1 wc, 1 mutfak cadde üzerinde tabela avantajý detaylar için lütfen arayýnýz. Gsm: (0532) 267 02 04 DEVREN SATILIK Akdere Caddesinde 90 m2 yapýlý devren satýlýk Cafe Piknik Ankara Ýrtibat: (0535) 673 51 84 KESTEL-TOKÝ BURSA'da sahibinden devren satýlýk konut. 3+1, merkezi sistem, 10.kat, güney-batý cepheli, ýsý
SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN e-mail: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81 yalýtýmý çok iyi. 48.000 TL. Aylýk ödemeler: 727 TL. Tel: (0505) 500 70 46 OKULUMUZDA TÝYATRO, sinema, diksiyon, org kurslarý baþlamýþtýr. Millî Eðitim onaylý sertifika verilir, iþ imkâný saðlanýr. Tel: 0(212) 250 77 28 DOSTLAR BÜFE paket servisimiz vardýr Prof. Kazým Ýsmail Gürkan Cad. Üretmen Han No: 27/1-2 Caðaloðlu/ÝST 0 (212) 513 02 09 512 74 62 Gsm: (0532) 482 96 97 KANAAT BÜFE fast food Ýsmail Çakýl (0 537) 660 70 89 Yüksel Ergin (0 539) 774 23 83 Prof. Ýsmail Gürkan Cd. No: 27 Caðaloðlu/ÝST Tel: 0 (212) 513 78 75 0 (212) 519 16 37 YENÝ KARADENÝZ aile pide ve kebap salonu hýzlý paket servisimiz vardýr. Yerebatan Cad. Hamam Sokak No: 2 Caðaloðlu-ÝSTANBUL Tel: 0 (212) 520 76 82526 64 13 TOPTAN ve PERAKENDE pazar çantalarý Salih Kaya / Niksar-Tokat Tel: 0(356) 527 89 03
ZAYÝ Nüfus Cüzdanýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Emine Yýldýrým Nüfus Cüzdanýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Huriye Bozkurt Nüfus Cüzdanýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Caner Olðun
T. C. BEYOÐLU 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Taþýnýrýn Açýk Artýrma ÝLANI
T. C. FATÝH 3. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLÂNI
T. C. BAKIRKÖY 9. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI
2008/3986 Örnek No: 25 Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup: Birinci artýrmanýn 26/03/2010-CUMA günü saat 10.20-10.30 arasýnda KASIMPAÞA-BEYOÐLU KASIMPAÞA-KAHRAMAN OTOPARK adresinde yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde 31/03/2010-ÇARÞAMBA günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý. Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 oranýnda KDV’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýndan görülebileceði, gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle dairemize baþvurmalarý ilan olunur. TAKDÝR EDÝLEN DEÐERÝ Lira Kuruþ Adet Malýn cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri) 13.000,00 1 34 DS 2997 PLAKALI. PEUGEOT MARKA, PARTNER VAN 190C 1.9 D TÝPÝ, 2006 MODEL, ALÜMÝNYUM GRÝ RENKTE, KAMYONET.
Dosya No : 2009/3138 Tal. Örnek No: 25* Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup: Birinci artýrmanýn 26/03/2010 günü saat 10:00-10:10’da Kahraman 2 Otoparký - Tekke Maslaðý Sok. Silivrikapý - Fatih / Ýstanbul adresinde yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 31/03/2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý. Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40’ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu; mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði; gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla Dairemize baþvurmalarý ilân olunur. Takdir Edilen Deðeri Lira Krþ. Adedi Cinsi Niteliði ve Önemli Özellikleri 10.000,00 1 34 RTN 31 plakalý, 2003 model, Kia marka, Bongo 2500 Tipi Kapalý kasa polyester kasa kamyonet.
2010/278 Tal. Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 17.03.2010 saat 10.00-10.10 arasýnda BAÐCILAR/ÝSTANBUL Ýstoç 10. Ada No: 1062 adresinde yapýlacak ve o gün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 22.03.2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý. Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40’ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu; mahcuzun satýþ bedeli üzerinden alýnacak oranýnda KDV’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýndan görülebileceði, gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. Takdir Edilen Deðeri Lira Krþ Adedi CÝNSÝ (Önemli nitelik ve özellikleri) 18.000,00TL 1 34 KD 957 Plaka sayýlý VOLKSWAGEN Marka 2004 Model Siyah Renk Minibüs. Hasarsýz Ruhsat ve Anahtarý yok
B: 14244
B: 14191
B: 14242
ÝLAN KÝÐI ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ SAYI: 2009/96-97-98-99-100-101-102-103-104-105-106 Esas
ÝLAN KÝÐI ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ SAYI: 2009/85-86-87-88-89-90-91-92-93-94-95 Esas
Tapunun Yukarýda köyü, parsel numarasý ve kamulaþtýrmasý yapýlan alan ve tapu malikleri yazýlý bulunan 11 adet taþýnmazýn karþýlarýnda yazýlý bulunan bedel mukabilinde davacý DSÝ Genel Müdürlüðü tarafýndan kamulaþtýrmaya tabi tutulmuþ olup, Davacý DSÝ Genel Müdürlüðü ile davalý taþýnmaz malikleri arasýnda kamulaþtýrma bedelinde anlaþmamalarý üzerine kamulaþtýrýlan kurumca 4650 sayýlý yasa uyarýnca kamulaþtýrma bedelinin tespitine dair mahkememizde dava açýlmýþ olup, duruþmasý 24.03.2010 günü Saat 11:00’a býrakýldýðý ilgililere ilanen ilan olunur.
Tapunun Yukarýda köyü, parsel numarasý ve kamulaþtýrmasý yapýlan alan ve tapu malikleri yazýlý bulunan 11 adet taþýnmazýn karþýlarýnda yazýlý bulunan bedel mukabilinde davacý DSÝ Genel Müdürlüðü tarafýndan kamulaþtýrmaya tabi tutulmuþ olup, Davacý DSÝ Genel Müdürlüðü ile davalý taþýnmaz malikleri arasýnda kamulaþtýrma bedelinde anlaþmamalarý üzerine kamulaþtýrýlan kurumca 4650 sayýlý yasa uyarýnca kamulaþtýrma bedelinin tespitine dair mahkememizde dava açýlmýþ olup, duruþmasý 24.03.2010 günü Saat 10:00’a býrakýldýðý ilgililere ilanen ilan olunur.
B: 7592
B: 7593
ÝLAN KÝÐI ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ SAYI: 2009/107-108-109-110-111-112-113-114-115-116-117 Esas
Tapunun Yukarýda köyü, parsel numarasý ve kamulaþtýrmasý yapýlan alan ve tapu malikleri yazýlý bulunan 11 adet taþýnmazýn karþýlarýnda yazýlý bulunan bedel mukabilinde davacý DSÝ Genel Müdürlüðü tarafýndan kamulaþtýrmaya tabi tutulmuþ olup, Davacý DSÝ Genel Müdürlüðü ile davalý taþýnmaz malikleri arasýnda kamulaþtýrma bedelinde anlaþmamalarý üzerine kamulaþtýrýlan kurumca 4650 sayýlý yasa uyarýnca kamulaþtýrma bedelinin tespitine dair mahkememizde dava açýlmýþ olup, duruþma tarihleri ilgililere ilanen ilan olunur. Not: 2009/116 Duruþma tarihi: 12.03.2010 2009/107....117 Duruþma tarihi: 24.03.2010 B: 7591
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/5/2010
2:49 PM
Page 1
13
DÝZÝ
YENÝASYA / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
ÝNANÇ HÜRRÝYETÝNÝ YURT DIÞINDA TATTILAR BAÞÖRTÜLÜ OLARAK ÜNÝVERSÝTEDE OKUYAMAYAN KIZLARIMIZ, EÐÝTÝMLERÝNÝ YURTDIÞINDAKÝ ÇEÞÝTLÝ ÜNÝVERSÝTELERDE TAMAMLAMAK ZORUNDA KALIYORLAR. kazandýnýz mý? Evet, burada eczacýlýðý kazandým, kaydýmý yaptýrmadan Viyana Üniversitesi’nin ayný bölümüne geçiþ yaptým.
ELÝF NUR KURTOÐLU elifnur@yeniasya.com.tr
Baþörtülüye kucak açan þehir: Viyana yþe Merve Umurca, Ýstanbul’da doðdu. 2007 yýlýnda süper liseden mezun olan Ayþe, üniversiteyi Viyana’da okumayý tercih etti. Sebebi ise, kendi ülkesindeki okullarýn baþörtülü olduðu gerekçesiyle Ayþe’yi kabul etmemesi… Ayþe Merve Umurca, neden Viyana’daki üniversitede okuduðunu ve neler yaþadýðýný gazetemize anlattý.
A
Neden Üniversiteyi yurtdýþýnda okumayý tercih ettiniz? Ben lisedeyken baþýmý açýp okuyordum, ama vicdaným sýzlýyordu. Her gün bahçe kapýsýnda baþýmý açmak çok zor geliyordu. Hep “Üniversite’de baþýmý açmayacaðým” diyordum. Allah da bana böyle bir kapý açtý. Yurtdýþýnda okuma imkâný verdi. Burada ÖSS’ye girip herhangi bir okulu
Baþörtülü olarak Viyana’da rahat mýsýnýz? Üniversiteli öðrenciler arasýnda hiçbir sorun yok. Kimse birbirinin inancýna müdahale etmiyor. Müslümanlara karþý olan bazý hocalarýn varlýðýný duyuyorum, ama ben hiç karþýlaþmadým. Halk arasýnda orta yaþlý insanlarda Müslümanlara ve Türk’lere bir antipati var, ama gençler arasýnda problem yok. Okulunuzda sizden baþka Müslüman öðrenci var mý? Çok fazla var. Özellikle bu yýl daha fazla artýþ göstermiþ. Sýnýfýn yaklaþýk yüzde 25’i Müslüman. Kampüste mescidimiz bile var. Daha doðrusu ayný mekânda bütün dinler için yapýlan ibadethaneler var. Buda heykeli, Hz. Ýsa’nýn silueti, seccadeler ve Kur’ân ayný alanda yer alýyor. Bizim abdest almamýz için lavabolar bile yapýlmýþ.
Baþörtüsü yüzünden Viyana’ya iltica ettiniz. Giderken neler hissettiniz? Ýlk gidiþimde yaklaþýk 1 ay kalmýþtým. Neyle karþýlaþacaðýmý bilmiyordum. Çok meraklýydým. Deðiþik bir heyecan vardý üzerimde. Kültürlerini, yaþayýþlarýný çok merak ediyordum. Viyana’da gördüðüm her þey dikkatimi çekiyordu. Yollarda ki çizgileri dahi inceliyordum. Onun için belki çok zor gelmemiþti. Ama ikinci gidiþim hiç de öyle olmadý. Anne babamdan ayrýlmak o kadar zor geldi ki. Merakýmý giderdim, nasýl bir Ülke’ye gittiðimi biliyordum artýk. Biraz da hayal kýrýklýðýna uðramýþtým. Ona baðlýyorum zorlanmamý. Orada hürriyetimiz var, evet baþörtümüzle okuyabiliyoruz, ama bize karþý bazý tavýrlarý zorlar gibi. Resmî iþlemlerde, vizede falan problem çýkarýyorlar. Türkiye’de en çok neleri özlüyorsunuz? Ýnsanlarý özlüyorum. Dýþarý çýktýðýmda
UMUT YAVUZ yavuz@yeniasya.com.tr
Ayþe Merve Umurca, eðitimini Viyana Ünivesitesi’nde, aile mesleði de olan eczacýlýkta okuyor. Vatan ve millet hasretiyle gittiði eðitimine devam eden Ayþe, iki ülke arasýndaki özgürlük farkýnýn açýkça hissedildiðini söylüyor.
kendi ana dilini konuþanlarýn varlýðý, ne kadar önemliymiþ. Orada herkes yabancý, farklý kültürden insanlar. Ayrýca yemek yiyebileceðimiz yerler çok sýnýrlý. Helâl gýda satan yerleri bulmak çok zor. Türklerin iþlettiði yerler var, ama herkese de güven olmuyor. Bir de elbette ki ezan sesini de özlüyorum. Burada 5 vakit duymaya alýþýyorsun. Ezan sesi yerine kilise çaný duyunca bocalýyorsun.
Baþörtüsü meselesi çözüme kavuþsa geri döner misiniz? Hiç düþünmeden gelirim. Yurtdýþýnda okumak çok zor. Eðitim sistemi buradan farklý. Okulun sistemine hâlâ alýþamadým. Sýnýf sistemi diye bir þey yok. Onun için arkadaþlýk kurmak da zor oluyor. Örneðin amfide olan bir derse isteyen girip çýkabiliyor. O bölümün öðrencisi olma zorunluluðu yok. Bazý dersler 600 kiþi ka-
dar oluyor. Samimiyet kuramýyorsun. Kimse kimsenin umurunda deðil, birbiriyle iletiþim kurmuyorlar.
Size göre Viyana ve Türkiye’nin en bariz farký nedir? Bir özgürlük farký hissediliyor. Üniversiteye istediðim kýyafetle girebilmem bile bunun en büyük örneði. Ama insanlarda Türklerden haz etmeme durumu var. Kimisi terörist olarak görüyorlar. Önceleri oraya çalýþmak için giden Türkler Almanca bilmiyorlar. Halk, hiçbir Türk’ün Almanca bilmediðini düþünerek, metroda, yollarda hakkýmýzda konuþuyor. Karþýlýk verdiðimizde ise “hayret Almanca biliyorsunuz” diye þaþýrýyorlar.
{
YARIN: EMEKLİ BİNBAŞI ANLATIYOR
SÝYASAL BÝLGÝLER FAKÜLTESÝNÝ KAZANAN ELÝF BÝLGÝÇ DE OKUMAK ÝÇÝN VÝYANA’YA GÝDECEK
Baþýmý açmayýp okuyacaðým i Nur’un kerametiyle ve etrafýmdaki arkadaþlarýmýn örnek olmasýyla orada kapandým. Hem de baþörtüm falan yoktu. Arkadaþlar aralarýnda birinden baþörtüsü, birinden bone, birinden iðne topladýlar bana getirdiler. Kararý o anda verdim. Bir daha açmamaya karar verdim. Þimdi Viyana’ya gitmeye hazýrlanýyorum. Orada baþörtümle okumak istiyorum. Burada Almanca kursuna gittim, dili biraz öðrendim. Kursa kaldýðým yerden orada devam edip, Siyasal Bilgiler Fakültesine baþlayacaðým inþallah.
ELÝF Bilgiç baþörtülü olduðu için, yurtdýþýnda okumaya aday olan öðrencilerden biri. Türkiye’de birçok kez sýnava giren Bilgiç, Üniversiteyi baþörtülü okuyamayýnca yurtdýþýnda okumayý tercih etmiþ. Siyasal Bilgiler Fakültesini kazanan Elif Bilgiç, Viyana’ya gitmek için hazýrlanýyor. Neden yurtdýþýnda okumayý tercih ettiniz? Benim ilk baþta baþýmý örtme gibi bir planým yoktu aslýnda. Lise bittiðinde kapanmayý düþünmüyordum. Üniversiteyi okuduktan sonra, hayatýmýn gidiþatýna göre belki örtünebilirim diyordum. Ama liseyi bitirdiðimde bir okuma programýna katýldým. Risâle-
BÝLGÝÇ— ÖSS’ye 4 kez girdim. Her defasýnda kazandým, ama baþörtüsünden dolayý gidecek bir üniversite bulamadým.
T. C. MANYAS ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA ÝLANI DOSYA NO: 2009/512 TAL. Örnek no: 25 Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma; 24.03.2010 günü Saat: 13.30-13.40 arasýnda Yeni Mh. Çavuþlar sk. No: 6 MANYAS adresinde yapýlmasýna, o günü kýymetlerinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý taktirde 29.3.2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrma yapýlarak satýlacaðý. Þu kadar ki, arttýrma bedelinin malýn tahmin edilen bedelinin % 40’ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paralarýn paylaþtýrýlmasý masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 1 oranýnda KDV’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 24.2.2010 LÝRA KURUÞ ADEDÝ CÝNSÝ MAHÝYETÝ VE ÖNEMLÝ NÝTELÝKLERÝ 22.000 TL 10 K 3764 PLAKALI fiyat 2008 MODEl G PUNTO 1,3 TÝPÝ TÝTANYUM GRÝSÝ 190A20002213875 MOTOR VE 2FA19900001321336 ÞASÝ NO.LU SAÐ ÖN ÇAMURLUK ÇÝZÝK, ÖN TAMPON BOYASI DÖKÜLMÜÞ, 12303 KM’DE ARAÇ. B: 14277
Kötü niyetliler tasfiye edilmeli 2000 yýlýnda ordudan atýlan eski Astsubay Üstçavuþ Hasan Hüseyin Görgülü, herþeye raðmen görev verilse tekrar seve seve yapacaðýný, peygamber ocaðý olarak bildiði ordunun içindeki kötü niyetli insanlarýn temizlenmesi gerektiðini ifade etti.
{
7
ESKÝ ASTSUBAY ÜSTÇAVUÞ HASAN HÜSEYÝN GÖRGÜLÜ:
Burada ÖSS’ye girip bir üniversiteyi kazandýnýz mý? ÖSS’ye 4 kez girdim. Her defasýnda kazan-
SÝVAS 2. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN Sayý: 2009/234 Esas
10/12/2009
ENGÝN IRMAK tarafýndan açýlan Gaipliðe karar verilmesi davasýnýn yapýlan yargýlamasýnda; Sivas ili merkez Damýlý köyü cilt no: 80 hane no: 31 Bsn: 46'da nüfusa kayýtlý Ahmet ve Nazife oðlu 25/04/1982 d.lu 50950098848 TC kimlik nolu Süleyman IRMAK'ýn annesinin vefatýndan yaklaþýk 2 ay sonra kim olduklarý bilinmeyen bir aileye evlatlýk verildiði ve kendisinden 1982 yýlýndan itibaren hiçbir haber alýnamadýðý belirtilerek gaipliðine karar verilmesi talep edildiðinden, Süleyman Irmak'ýn kendisi, nerede bulunduðu ve akýbeti hakkýnda bilgisi olanlarýn ilk ilan tarihinden itibaren 1 yýl içerisinde mahkememize baþvurmalarý veya Süleyman Irmak'ýn bizzat duruþmaya gelerek veya vekil aracýlýðý ile kendisinin sað olduðunu ispat etmesi, aksi taktirde Süleyman IRMAK'ýn gaipliðine karar verileceði hususu ilan olunur.
B: 476
dým, ama baþörtüsünden dolayý gidecek bir üniversite bulamadým. Þimdi ise yurtdýþýnda okumaya karar verdim. Viyana Üniversitesine yeni kabul edildim. Yurtdýþýnda okumak istiyorsunuz. Oradan beklentileriniz ne? En önemlisi, inadýna baþýmý açmayýp, üniversitede okuyacaðým. Burada üniversite okurken, kendi branþ eðitiminden çok, siyasî sebepleri, sýkýntýlarýný düþünüyorsun. Baþka sýkýntýlar olduðundan, kafaný tam olarak veremiyorsun. Yurtdýþýnda böyle þeyleri düþünmeyip kendi alanýma yoðunlaþacaðým. Buradaki olaylara, burada olduðundan daha tarafsýz bakabileceðimi düþünüyorum.
TÜRKÝYE CUMHURÝYETÝ ÝSTANBUL ASLÝYE 6. HUKUK HAKÝMLÝÐÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2009/470 Davacý Fayýk Deniz tarafýndan davalý Fatih Nüfus Müdürlüðü aleyhine ikame olunan isim tashihi davasýnýn yapýlan duruþmalarý sonunda; Mahkememizce verilen 2009/470 Esas, 2010/23 Karar sayýlý 11.02.2010 tarihli kararla Van ili, Erciþ Ýlçesi, Kýþla Mah. Cilt No: 5 Hane No: 248‘de nüfusa kayýtlý Kýyasettin oðlu, Fatma’dan olma 01.02.1980 doðumlu FAYIK DENÝZ’in FAYIK olan isminin FAÝK olarak DÜZELTÝLMESÝNE karar verilmiþtir. Ýlan olunur. 25.02.2010
B: 14181
Ordudan ne zaman ve ne þekilde ihraç edildiniz? 2000 yýlý Aralýk ayý YAÞ toplantýsýnda ihraç edildim. Jandarma Genel Komutanlýðý’nda Astsubay Üstçavuþ olarak, Tekirdað’da görev yapan, sekiz senelik bir askerdim. O zaman bize “disiplinsizlik” suçundan dolayý atýldýðýmýz belirtildi. Ancak bunun öncesinde “baþörtüsü” meselesinden dolayý çok sýkýntýlar yaþattýlar. Devamlý takip ediliyorduk ve baský görüyorduk. Her 6 ayda bir bizi mülâkata alýyorlardý. Bu mülâkatlarda Ýslâmî konularda, Atatürk hakkýnda vs çeþitli sorulara maruz kalýyorduk. Bize “Ya eþin baþýný açsýn ya da askerliði býrak” diyorlardý. Benim eþim eskiden beri örtülüdür. Ýnançlarýndan dolayý bu örtüyü giyiyordu. Dolayýsýyla böyle bir teklifi tabiî ki kabul etmedik. Ýl Jandarma Ýstihbarat’tan her 6 ayda bir bu þekilde sorguya çekiliyorduk. Hangi gazeteyi okuyorsun, altýn yüzük takar mýsýn, Cuma namazlarýna gider misin? vs. þeklinde sorular... Hep dinimizin temel deðerleri ve kurallarý ile ilgiliydi sorularýn geneli... Ben bu tür problemlerden dolayý o zaman eþimi memleketimiz Nevþehir’e yollamýþtým. Sýrf gözönünde olmasýn, rahatsýzlýk oluþturmasýn diye eþimden uzun bir dönem ayrý kaldým, farklý þehirlerde yaþadýk. Ancak orada da rahat durmadýlar. Nevþehir Jandarma Ýstihbarat’tan görevliler orada da eve gelmiþler, eþime, anneme, babama çeþitli sualler sormuþlar, fotoðraflar istemiþler... Baþörtüsünü çýkarmasý konusunda ikna etmeye çalýþmýþlar. “Baþýnýzý açýn, erkeklerle el sýkýþýn, dâvet edildiðiniz balolara, partilere eþinizle katýlýn” demiþler. Bana da defalarca bu tür balolara, partilere katýlmamýz konusunda dâvetler geliyordu, ancak mazeret bildirip katýlmýyordum. Neticede bizde disiplinsizlik olarak tek bulabildikleri þey “baþörtüsü” oldu ve bizi bu gerekçeyle ordudan ihraç ettiler. Sonrasýnda ne gibi maðduriyetler yaþadýnýz? Daha sonra üstlerim benim yanýma gelerek gönül almaya çalýþtýlar. “Sen aslýnda iyi bir askersin, biz seni severiz, ama yapabileceðimiz birþey yok” dediler. Bize hiçbir savunma hakký tanýnmadý ne yazýk ki. Anayasa’nýn 125. maddesine göre zaten YAÞ kararlarý konusunda dâvâ da açamýyorduk. Ben benzer durumdaki bazý arkadaþlarýmla konuyu AÝHM’e kadar götürdüm, ancak ne yazýk ki oradan da bir sonuç alamadýk. Gerektiði kadar takip edemediðimizden dolayý derdimizi anlatamadýk. Neticede bütün haklarýmýzý kaybettik. Ben ihraç edildikten sonra 1 yýl boyunca iþsiz kaldým. Sonra çeþitli iþlerle uðraþmaya çalýþtým. Ýskender Pala’nýn da dediði gibi kimileri biz ihraç edildikten sonra telefonlarýmýza bile çýkamadýlar. Tam bir korku düzeni vardý o zamanlar. Herkes korkuyordu, çekiniyordu. Bize de bir þey olur mu korkusuyla birçok asker arkadaþým benle iliþkisini kesti ne yazýk ki... Türk Silâhlý Kuvvetleri’ne kýrgýn mýsýnýz? Ordu bizim ordumuz... Ýçinde kötü niyetli insanlar olabilir, bu tür din aleyhtarý düþünceye sahip insanlar da var ne yazýk ki, ama yine de bizim ordumuzdur. Bana tekrar görev verilse, seve seve orduma hizmet ederim. Orasýný, biz sonuçta Peygamber ocaðý olarak öðrenmiþiz. Bu tür sorunlara sebep olanlar komuta kademesindeki bazý komutanlardýr sadece. Biz bunlara ne yazýk ki çok üzülüyoruz. Bu tür düþüncedeki insanlarýn ordudan temizlenmesi gerekiyor.
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/5/2010
3:43 PM
Page 1
14
SPOR
YENÝASYA / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
Neill: Süper Lig çok kaliteli
HABERLER
GALATASARAY'IN AVUSTRALYALI FUTBOLCUSU LUCAS NEILL, ''BANA SÖYLENÝLDÝÐÝ GÝBÝ KALÝTELÝ BÝR LÝGDEYÝM. GALATASARAY, AVRUPA'NIN EN ÝYÝ TAKIMLARINDAN BÝRÝ. TÜRKÝYE DE GÜZEL, ÝKLÝMÝ ÇOK EL VERÝÞLÝ VE GÜVENLÝ BÝR ÜLKE'' DEDÝ. NEÝLL, BAÞKAN ADNAN POLAT ÝLE YÖNETÝCÝ HALDUN ÜSTÜNEL'ÝN ÝÞLERÝNÝ ÇOK ÝYÝ YAPTIKLARINI DA SÖYLEDÝ.
KEWELL'I ÖVDÜ: Lucas Neill, vatandaþý Harry Kewell'ýn iyi bir arkadaþý olduðunu dile getirirken, ''Kewell çok iyi bir profesyonel. Antrenmanlarda çok iyi çalýþýr. Ben de ayný þekilde antrenmanlara çok önem veririm" þeklinde konuþtu.
GALATASARAY'IN Avustralyalý defans oyuncusu Lucas Neill, Türkiye'nin kaliteli bir lige sahip olduðunu söyledi. Lucas Neill, Galatasaray Kulübü'nün aylýk resmi yayýn organý Galatasaray dergisinin Mart sayýsýnda yer alan röportajýnda, Avustralya'daki Ýtalyan, Hýrvat etkisi gibi Türk etkisinin de bulunduðunu ve bu nedenle çocukluðundan itibaren Türk futbolu ve tarihiyle ilgili bilgileri bulunduðunu kaydederek, þöyle dedi: ''Ýtalyan ligi olsun, Türk ligi olsun önemli maçlardan haberimiz oluyordu. Ayrýca Blackburn Rovers'da Gençlerbirliði'ne karþý UEFA Kupasý maçý oynadým ve o dönem çok teknik bir takýmla karþýlaþmýþtýk. Beþ sene boyunca Graeme Sonunes ve Tugay Kerimoðlu ile defalarca Türkiye ligini konuþtuk. Þimdi buradayým ve o kaliteyi görüyorum. Gerçekten çok teknik bir lig. Sürat olarak Premiere Lig kadar hýzlý deðil. Bana anlatýlanlarla, þu an yaþadýklarým arasýnda çok büyük fark yok. Taraftarlar takýmlarýna çok baðlýlar. Bana söylenildiði gibi kaliteli bir ligdeyim.'' TEKLÝF ALINCA HEYECANLANDIM Sezon baþýnda Galatasaray'dan kendisine transfer teklif geldiðinde heyecanlandýðýný, ancak çocuklarýnýn henüz küçük olmalarý nedeniyle bu transferin gerçekleþmediðini anlatan Neill, ''Galatasaray'a gelmek için kimseye sormaya veya kimsenin telkinine ihtiyaç duymazsýnýz. Ama çocuklarým çok küçüktü. Ayný teklif Ocak ayýnda da gelince kabul ettim. Burada deðinilmesi gereken, Galatasaray gi-
Fenerbahçeli voleybolcular 4'lü finallerin kapýsýný çaldý INDESIT Avrupa Þampiyonlar Ligi'nde, Rus rakibi Zarechie Odintsovo'yu deplasmanda 3-0 yenerek, dörtlü final için büyük bir adým atan Fenerbahçe Acýbadem Bayan Voleybol Takýmý, sarý-lacivertli kulübün gururu oldu. Þampiyonlar Ligi'nde Rus rakibi ile yaptýðý maçla birlikte bu sezon çýktýðý toplam 9 maçýn 8'ini 3-0'lýk skorlarla kazanan, sadece (C) Grubu'nda Ýstanbul'da oynadýðý Dinamo Moskova maçýnda 3-2'lik galibiyetle 2 set veren sarý-lacivertli bayanlar, bu aþamaya kadar önemli bir baþarý gösterdi. Zarechie Odintsovo ile yapacaðý rövanþ maçý ve hedeflediði final için ne kadar iddialý olduðunu ortaya koyan Fenerbahçe Acýbadem, 2009-2010 se-
zonunda sarý-lacivertli kulübe büyük bir sevinç yaþatýyor. Fenerbahçe Kulübü'nün voleybol þubesinden sorumlu yöneticisi Hakan Dinçay, voleybol takýmlarýnýn sadece camialarýna deðil, Türkiye'ye için gurur veren bir baþarý sergilediðini kaydederek, ''Ýnþallah dörtlü finallere gidip, kupayý getirmek istiyoruz. Hepimiz inanmýþ durumdayýz. Takýmýmýz bu baþarýyý hak ediyor'' dedi. Öte yandan dünyanýn önde gelen spor doktorlarýndan Dr. Müller Wohlfahrt, Acýbadem Saðlýk Grubu Baþkaný Mehmet Ali Aydýnlar'ýn davetlisi olarak bugün Fenerbahçe Acýbadem Bayan Voleybol Takýmý'nýn maçýný izlemek için Ýstanbul'a geliyor.
bi bir kulübün ilk kez kapýyý çalmasý. Burada olmamda en çok bu etkili oldu. Galatasaray, Avrupa'nýn en iyi takýmlarýndan. Galatasaray dýþýnda, Türkiye güzel, iklimi çok elveriþli ve güvenli bir ülke. Hem kendimin, hem de ailemin keyifle yaþayabileceði bir ülke diye düþündüm. Þu ana kadar da yanýlmadýðýmý görüyorum'' ifadelerini kullandý. G.SARAY'DA BIRAKMAK ÝSTERÝM Neill, vatandaþý Harry Kewell'ýn iyi bir arkadaþý olduðunu dile getirirken, ''Kewell çok iyi bir profesyonel. Antrenmanlarda çok iyi çalýþýr. Ben de ayný þekilde antrenmanlara çok önem veririm. Çünkü kaybetmekten nefret eden bir insaným. Bu duygu ikimizde de var. Hatta bu duygu tüm takýmda var. Bunda Frank Rijkaard'ýn etkisi çok büyük'' þeklinde görüþ belirtti. Ýçindeki futbol sevgisine de dikkati çeken Avustralyalý oyuncu, kariyerini Galatasaray'da sürdürme isteðini aktarýrken, ''Futbol benim hayatým ve bu oyun benim içimde var. Futbolu býraktýktan sonra da yapacaðým iþin içinde futbol olacaktýr. Þu anda ise Galatasaray'la 1,5 yýllýk kontratým var. Eðer vücudum müsade eder, yönetim de benimle devam etmek isterse, Ýstanbul'daki hayatým sürebilir'' diye görüþlerini aktardý. G.SARAY ÜST DÜZEYDE Lucas Neill, Galatasaray'da kulüp organizasyonuna övgülerde bulunurken, sözlerini þöyle tamamladý: ''Galatasaray'ýn ku-
lüp organizasyonu olarak çok üst düzeyde olduðunu gördüm. Çünkü 20 milyon taraftarý olan bir kulübü yönetmek hiç kolay deðil. Kiþisel bazda baþkanýmýz Adnan Polat ve Haldun Üstünel'den bahsetmek istiyorum. Gerçekten iþlerini çok iyi yaptýklarýný düþünüyorum. Galatasaray'da olmamýn en büyük sebebi Haldun Bey'dir. Ben Galatasaray'a gelince bir aile ortamýyla karþýlaþtým. Biz, sahaya çýkýyoruz ve göz önündeyiz. Fakat biz sahaya çýkana kadar, bizim için çalýþan insanlar var ve herkes Galatasaray'ýn baþarýsýný istiyor. Bunu hissedebiliyorsunuz. Bir noktada herkes bu baþarýyý paylaþýyor. Kimse ön plana çýkma peþinde deðil. Bu yüzden Galatasaray, Türkiye'nin en büyük kulübü.''
Lucas Neill
Avrupa'ya veda eden Efes hakemleri suçladý BASKETBOLDA ULEB Avrupa Ligi ''Top 16'' turu (F) Grubu 5. hafta maçýnda Ýspanya'nýn Real Madrid takýmýna 77-75 yenilerek, gruptan çýkma þansýný yitiren Efes Pilsen'in genel menajeri Engin Özerhun, ikinci periyotta Real Madrid'in dýþ þutlarýna engel olamayýnca maðlubiyetin kaçýnýlmaz olduðunu söyledi. Özerhun,yaptýðý açýklamada, Real Madrid karþýsýnda özellikle ikinci periyotta hatalar yaptýklarýný belirterek, ''Ýkinci periyotta Real Madrid'i özellikle dýþardan iyi savunamayýp, dýþ þutlara engel olamayýnca maðlubiyet kaçýnýlmaz oldu. Real Madrid gibi bir takým karþýsýnda 15 sayý geriye düþtükten sonra bunu çe-
virmek kolay olmuyor'' dedi. Maçtan önce, karþýlaþmanýn hakem üçlüsünün bu karþýlaþma için yeterli olmadýðýný söylediklerini anlatan Engin Özerhun, þöyle devam etti: ''Hakem hatalarýný mazeret olarak göstermek istemiyoruz, ama maçtan önce kamuoyu da hakemler hakkýnda bizim gibi düþünüyordu. Hakem üçlüsü karþýlaþmada bariz ve basit hatalar yaptý.'' Engin Özerhun, Avrupa Ligi'nde bu sezon istedikleri sonuçlarý alamadýklarýný ifade ederek, ''Ýlk turda da son maçta Lietuvus Rytas'ýn Unicaja Malaga'ya yenilmesiyle 'Top 16'ya kalmýþtýk. Ama beklemediðimiz bir þekilde elendik'' dedi.
TÜRKCELL Süper Lig'de son 3 haftayý beraberlikle kapatarak 6 puan kaybeden Trabzonspor, bugün sahasýnda Gençlerbirliði'ni yenerek çýkýþa geçmek istiyor. Hüseyin Avni Aker Stadýnda saat 19.00'da baþlayacak karþýlaþmayý Tolga Özkalfa yönetecek. Kulüp asbaþkaný Hayrettin Hacýsalihoðlu, ligin ikinci yarýsýnda art arda maçlar kazandýklarýný ancak son 3 maçta iyi futbol sergilemelerine raðmen berabere kalarak puan kaybettiklerini kaydetti. Gençlerbirliði maçýyla çýkýþa geçmek istediklerini ifade eden Hacýsalihoðlu, ''Ligde her takým puan kaybedebiliyor. Ýyi bir galibiyet serisiyle ligde daha farklý bir yere gelebiliriz. Bu nedenle ilk olarak önümüzdeki Gençlerbirliði maçýný kazanmak istiyoruz'' dedi. Bordo-mavili takýmda uzun süredir sakatlýklarý bulunan Yattara ve Tayfun'un haricinde eksik oyuncu bulunmuyor. Karadeniz ekibinin bugünkü karþýlaþmaya Onur, Ömer, Egemen, Giray, Cale, Serkan, Colman, Selçuk, Engin (Gabriç), Alanzinho ve Umut.
Potada G.Saray-Efes derbisi yarýn oynanacak
BEKO Basketbol Ligi'nin 21. haftasý Galatasaray Cafe Crown ve Efes Pilsen arasýnda oynanacak olan derbi mücadelesine sahne olacak. Ligin iki güçlü ekibi, Pazar günü Abdi Ýpekçi Spor Salonu'nda 85. kez karþý karþýya gelecekler. 7 Mart Pazar günü Abdi Ýpekçi Spor Salonu derbi heyecanýna sahne olacak. Ligin iki güçlü ekibi Pazar günü 85. maçlarýný yapmak üzere karþý karþýya gelecekler. Bugüne kadar iki takým 78'i lig maçý olmak üzere 1 kez Cumhurbaþkanlýðý Kupasý'nda ve 5 kez de Türkiye Kupasý'nda mücadele ettiler. Ýki kulüp arasýnda yaþanan çekiþmede Efes Pilsen 60'ý lig maçý toplamda 66 galibiyet ile rakibine karþý üstünlük kurdu. Kupa karþýlaþmalarýnda henüz galibiyeti bulunmayan Galatasaray Cafe Crown ise ligde 18 kez galibiyet sevinci yaþadý. Galatasaray Cafe Crown'ýn 6252 sayýsýna karþýlýk Efes Pilsen rakip potada 6909 sayý üretti. Sarý - kýrmýzýlý takým ile lacivert - beyazlý ekip 1981-82 ve 1983-84 sezonlarýnda statüden dolayý hiç karþý karþýya gelmedi.
ANTALYA'NIN en önemli spor etkinliklerinden biri olan uluslararasý Runtalya Maratonu 7 Mart Pazar günü 5. kez koþulacak. Runtalya Maratonu Türkiye Direktörü Rcep Yavuz, organizasyonun bu yýl 42 kilometrelik maraton, 21 kilometrelik yarý maraton, 10 kilometre koþusu, halk koþusu ve minik adýmlar maratonu olmak üzere 5 farklý kategoride gerçekleþeceðini belirtti. Yavuz, ayný gün koþulacak Özdilekpark Halk Koþusu için þu ana kadar 4 bin 500 kiþinin kaydýný yaptýrdýðýný, turizmle sporu birleþtirerek kýþ aylarýna canlýlýk kazandýran organizasyonda Antalya ve civarýndaki 40 otelin Runtalya'da koþacak sporcular ve yakýnlarý tarafýndan doldurulduðunu kaydetti.
FENERBAHÇE Kulübü Baþkaný Aziz Yýldýrým, ''sahte çürük raporu'' þebekesiyle ilgili ifade vermek üzere geldiði emniyetten ayrýldý. Organize Suçlarla Þube Müdürlüðünde yaklaþýk bir saat kalan Yýldýrým'ýn ifadesine baþvurulmasýnýn ardýndan Ýstanbul Emniyet Müdürlüðünün Vatan Caddesi'ndeki yerleþkesinden ayrýldýðý bildirildi. Bu arada, Aziz Yýldýrým'ýn avukatý Umut Yaþar yaptýðý yazýlý açýklamada, müvekkilinin dün sabah saatlerinde Ýstanbul Emniyet Müdürlüðüne giderek yürütülmekte olan bir soruþturma dosyasý ile ilgili olarak ''maðdur müþteki'' sýfatýyla bilgi verdiðini belirtti.
TÜRKCELL SÜPER LÝG'DE BU HAFTA
Portekizliler, millî takýmýn ‘býyýk’ býrakmasýný istiyor kendilerinin de futbolculara destek vererek, Dünya Kupasý süresince býyýk býrakacaklarýný belirttiler. ''Gerçek Portekizli'nin býyýðý vardýr'' veya ''Rakiplerimizin konsantrasyonunu sadece bu þekilde kýrarýz. Yaþasýn býyýk'' diye facebookta açýklamalar yapan Portekizli taraftarlar, geçmiþte býyýklý haliyle Portekiz genç milli takýmýna Dünya Kupasý'ný kazandýran ve þu anda Portekiz Milli Takýmý'nýn teknik direktörü olan Carlos Quieroz'un Güney Afrika'da býyýk býrakmasý gereken ilk kiþi olduðunu savunuyor. Portekiz'in spor gazetelerinden A Bola da, ''býyýk býrakýn'' kampanyasýna geniþ yer ayýrarak, ilgi uyandýrdý.
Trabzonspor Avni Aker'de G.Birliði'ni konuk ediyor
5. Runtalya Maratonu 7 Mart'ta koþulacak
Aziz Yýldýrým ifade verdi
PORTEKÝZLÝLER, Güney Afrika'daki 2010 Dünya Futbol Þampiyonasý'na katýlacak Portekiz Milli Takýmý'nýn býyýk býrakmasý için kampanya baþlattý. Ýnternetteki sosyal iletiþim aðý facebook aracýlýðýyla baþlatýlan kampanya, geçtiðimiz Çarþamba günü Portekiz ile Çin arasýnda oynanan özel maça da yansýdý. ''Dünya Kupasý'nda býyýklý milli takým istiyoruz'' yazýlý bir pankart açan bir grup Portekizli taraftar, ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo'nun takma býyýklý bir imajýný da kullandý. Dünya Kupasý'ný bir festival olarak gören ve bunu en eðlenceli þekilde geçirmek için milli futbolculara ''býyýk býrakýn'' çaðrýsýnda bulunan Portekizliler,
Trabzonspor Süper Lig'de son 3 haftayý beraberlikle kapatarak þampiyonluk yarýþýnda 6 puan kaybetti.
Phoenix'teki US Airways Center'da oynanan maçta 31 dakika sahada kalan Mehmet Okur, maçý 24 sayý 6 ribauntla tamamladý.
MEHMET OKUR COÞTU JAZZ'IN SUNS'I 116-108 YENDÝÐÝ MAÇTA MEHMET OKUR 24 SAYI ATTI. AMERÝKAN Profesyonel Basketbol Ligi'nde (NBA) Utah Jazz'ýn deplasmanda Phoenix Suns'ý 116-108 yendiði maçta milli basketbolcu Mehmet Okur 24 sayý attý. Phoenix'teki US Airways Center'da oynanan maçta 31 dakika sahada kalan Okur, maçý 24 sayý 6 ribauntla tamamladý. Okur, serbest atýþlarda 10'da 8, 3 sayýlýk atýþlarda da 4'te 2 isabet saðladý. Utah'da Deron Williams 27 sayý 9 asistle takýmýna büyük katkýda bu-
lundu. Carlos Boozer da 15 sayý, 15 ribauntla ''double-double'' yaptý. Phoenix'de 30 sayý kaydeden Amare Stoudemire sahanýn en skorer ismi oldu. Suns'da Jason Richardson 22 sayý, 7 ribaunt, Grant Hill 17 sayý, 7 ribaunt ile oynadý. Phoenix maçýn ilk çeyreðini 3424, ilk devreyi 57-49 önde kapadý. Suns 3. çeyreðe de 86-75 üstünlükle girdi. 4. çeyrekte 41 sayý atan Utah, maçý 116-108 kazandý.
Bugün: 14.00 Sivasspor-Ýstanbul B. Belediye (Sivas 4 Eylül) 14.00 Kasýmpaþa-Kayseri (Recep Tayyip Erdoðan) 15.00 Diyarbakýrspor-Bursaspor (Diyarbakýr Atatürk) 19.00 Trabzonspor-Gençlerbirliði (Hüseyin Avni Aker) 7 Mart Pazar: 14.00 Ankaragücü-Gaziantepspor (Yenikent ASAÞ) 14.00 Manisaspor-Denizlispor (Manisa 19 Mayýs) 19.00 Fenerbahçe-Antalyaspor (Þükrü Saracoðlu) 8 Mart Pazartesi: 20.00 Eskiþehir-Galatasaray (Eskiþehir Atatürk)
BANK ASYA 1. LÝG'DE BU HAFTA Bugün: 13.30 Giresunspor-Boluspor (Giresun Atatürk) 7 Mart Pazar: 13.30 Kayseri Erciyes-Çaykur Rize (Spor Kompleksi) 13.30 Gaziantep B.Belediye-Kocaelispor (GASKÝ) 13.30 Altay-Hacettepe (Ýzmir Alsancak) 13.30 Dardanelspor-Mersin Ýd. (Çanakkale 18 Mart) 13.30 Kartalspor-Kardemir Karabükspor (Kartal Ýlçe) 13.30 Bucaspor-Orduspor (Yeni Buca) 13.30 Samsunspor-Adanaspor (Samsun 19 Mayýs) 8 Mart Pazartesi: 20.00 Konyaspor-Karþýyaka (Konya Atatürk)
renkli:Mizanpaj 1
3/5/2010
3:04 PM
Page 1
C M YK
15
AÝLE - SAÐLIK YENÝASYA / 6 MART 2010 CUMARTESÝ
Hazýrlayan: RECEP BOZDAÐ
TV’lerde en çok ihlâl çocuklara yönelik RTÜK Baþkaný Prof. Dr. Davut Dursun, Radyo Televizyon Yayýncýlarý Meslek Birliði’nin (RATEM) aylýk yayýn organý Canlý Yayýn’a konuþtu. Prof. Dr. Dursun, tv kanallarýnýn en çok ihlâl ettiði ilkenin 4. maddenin “z” fýkrasý olduðunu belirterek, “Çocuklarýn sosyal, psikolojik, ruhî durumunu olumsuz etkileme potansiyeli olan programlarýn, çocuklarýn ekran karþýsýnda olduðu saatlerde yayýmlanmamasý ilkesi var. Genellikle prime-time diye ifade edilen zaman aralýðýnda bu tür programlar yayýnlandýðýnda çocuklarý o-
lumsuz etkiliyor” diye konuþtu. Hukukun üstünlüðüne gerekli özenin gösterilmemesinin de sýkça rastlanan bir durum olduðunun altýný çizen RTÜK Baþkaný, “Reklâmlarla ilgili, reklâm sürelerinin ve yerleþtirilmesinin dikkat edilmemesi bir baþka ilke ihlâli olarak karþýmýza çýkýyor. Türkçenin özellikleri dikkate alýnmaksýzýn yapýlan yayýnlar, argoküfür ihlâlin baþka türü olabiliyor. Kiþilerin manevî þahsiyetlerini eleþtiri sýnýrlarýný aþacak þekilde eleþtirmek, þiddeti özendirici yayýnlar da ihlâl türleri” ifadelerini kullandý. Aile Servisi
Çocuðun baþarýsý için uzmanýndan tüyolar PSÝKOTERAPÝST AYLA KETRE: SABAH ÖÐRENCÝ YATAÐINDAN KALKARKEN OKULA NEDEN GÝTTÝÐÝNÝ BÝLEREK HAREKET ETMELÝ. ÖÐRENCÝNÝN BÝR HEDEFÝ VE BELÝRLÝ BÝR AMACI OLMALI. BAÞARI ÝÇÝN SADECE ‘ÇALIÞ ÇALIÞ’ FELSEFESÝ ASLA DOÐRU KABUL EDÝLEMEZ. ÇOCUK OKULA NEDEN GÝTTÝÐÝNÝ BÝLEREK HAREKET ETMELÝ
Stress, çeneye de zarar veriyor GÜNÜ stresli geçirmesi sebebiyle kiþinin, gece uyurken diþlerini sýkmasýnýn baþ, boyun, bel aðrýlarýna yol açtýðý bildirildi. Ege Üniversitesi (EÜ) Diþ Hekimliði Fakültesi Dekan Yardýmcýsý Prof. Dr. Nurselen Toygar, birçok rahatsýzlýðýn ana sebebi olarak bilinen stresin çeneye ve diþlere de zarar verdiðini anlattý. Prof. Dr. Toygar, stresli gün geçiren kiþinin uyurken bilinçsizce diþlerini sýktýðýný, bunun da hem diþlere hem de vücudunun diðer bölgelerine zarar verdiðini ifade etti. Birçok kiþide stresin yöneldiði ilk yerin çiðneme kaslarý olduðunu, gün içerisinde çenenin sýkýlabildiðini ancak bu durumun gece uykuda daha sýk yaþandýðýný anlatan Toygar, þöyle konuþtu: ‘’Derin uykuya dalma sýrasýnda, duyularýn iletildiði beyin bölgesine stres ne kadar yoðun iletilirse çiðneme kaslarýnýn o oranda sýkýmý güçleþir ve kiþi farkýnda olmadan diþlerini gýcýrdatmaya, sýkmaya baþlar. Kiþi ancak
uyandýðýnda çenesindeki aðrýdan bunu fark edebilir. Diþ sýkma, çocukluk çaðýnda baþlar, eriþkinlikte artar. Yaþanan stres nedeniyle de devam eder. Yapýlan araþtýrmalar bir kiþinin diþ sýkma gücünün 5 tona kadar ulaþabildiðini gösteriyor. Çene kaslarý çok güçlüdür. Diðer kaslara göre yorulmaz. Bu kasýn histolojik yapýsý farklýdýr. Kasýlma gücü fazladýr. Bu kadar güçlü ýsýrma kuvveti diþlerde aþýnmalara, çene kemiðinde kýrýlmalara, travmalara neden olur. Çiðneme ekleminde de deformasyon oluþur.’’ Stres sonucunda derin uykuda yaþanan çene sýkmanýn, hastanýn sosyal hayatýný bozduðunu, rahat kaliteli uykuyu engellediðini, yaþam enerjisini düþürdüðünü dile getiren Prof. Dr. Toygar, bu rahatsýzlýðýn özellikle ‘’hassas, endiþeli, içine kapanýk ve duygularýný dýþa vuramayan kiþilerde’’ görüldüðünü kaydetti. Ýzmir / aa
Seminere Davet
MERSÝN
Konu : Aile Ýçi Ýletiþim Konuþmacý: Ali Ferþadoðlu Tarih : 6 Mart 2010 Cumartesi Saat: 13:00 Adres: Silifke Yeni Asya Temsilciliði Not: Seminer hanýmlara mahsustur.
Seminere Davet Konu Konuþmacý Tarih Yer Organizasyon Tel
ÇORUM
: Risale-i Nurda Hikmetli Sýrlar : Latif Salihoðlu Saat: 20.00 : 6 Mart 2010 Cumartesi : Çöplü Mh. 4.uç sk. 4.uç çýkmazý No: 4/2 Çorum : Çorum Yeni Asya temsilciliði : 0 (364) 222 03 86
Seminere Davet
ANKARA
Psikoterapist Ayla Ketre, baþarý için sadece ‘çalýþ çalýþ’ felsefesinin asla doðru kabul edilemeyeceðini ifade ederek, baþarýnýn çalýþmak, dinlemek ve eðlenmenin birleþimiyle elde edilebileceðini söyledi.
PSÝKOTERAPÝST Ayla Ketre, baþarý için sadece ‘çalýþ çalýþ’ felsefesinin asla doðru kabul edilemeyeceðini ifade ederek, baþarýnýn çalýþmak, dinlemek ve eðlenmenin birleþimiyle elde edilebileceðini söyledi. Ketre, bu sebeple de çocuklara sürekli çalýþacaðýný empoze edilmesinin ciddî bir tükenmiþlik duygusuna sebep olacaðýný uyarýsýnda bulunarak, derse acý duygusunu da baðlamalarý halinde öðrencilerin henüz iþin baþýnda dersten uzaklaþabileceðini vurguladý. Ýnsanýn biyo-psiko-sosyal bir varlýk olduðunu hatýrlatan Ketre, bu nedenle de baþarýsýzlýk sebepleri ele alýnýrken birçok faktörün de irdelenmesi gerektiðini vurguladý. Bazen de dikkat daðýnýklýðýnýn bir vitaminin eksikliði ya da herhangi bir deðerin kandaki seviyesinin azlýðý veya fazlalýðýnýn da öðrencinin okul ve ders baþarýsýnda etkili olabildiðine iþaret eden Ketre, kimi zaman okula adapte olamamak, sosyal arkadaþlýk iliþkilerinde uyum saðlanamamasý, karþý cins iliþkileri, öðretmenlerle iliþkiler, aile içi iliþkilerinde baþarý ya da baþarýsýzlýkta bir psiko-sosyal faktör olarak ortaya çýkabildiðini dile getirdi.
ANNE VE BABALAR OKULUN ACI VERÝCÝ OLDUÐU ÝZLENÝMÝNÝ KIRMALI Ayla Ketre, “Ancak yine de klinik gözlemlerimiz neticesinde baþarýsýzlýk nedenlerine baktýðýmýzda sýklýkla karþýmýza; öðrencilerin nasýl ders çalýþmalarý gerektiðini bilmedikle-
ri, baþarýya yönelik; ‘baþaramam’ veya ‘ya baþaramazsam’ kaygýsý taþýdýklarý, niçin okuduklarý ya da okula gitmeye yönelik nihaî belirgin bir hedeflerinin olmadýðý, okul ile ilgili birtakým olumsuz yaþantýlarý olmuþsa bunu sürekli olarak anýlarýnda canlý tuttuklarý ve her okula gittiklerinde ayný olumsuz duygulara yöneldikleri, ders çalýþma ile haz duygusunu birleþtirmek yerine ders çalýþmayla acý duygusunu birleþtirdiklerini gözlemlemekteyiz” dedi. Psikolojide temel kuralýn; insanlarýn bir davranýþý herhangi bir sebepten dolayý yaptýðý olduðunu hatýrlatan Ketre, insanlarýn ya acýdan kaçmak ya da hazza ulaþmak için bir eylemde bulunabileceðini belirterek, konuyu bir öðrencinin gözünden açýklamaya çalýþtý. Ketre, “Bir öðrenci okula gitmek, derslerine çalýþmak için kendi içinde bir neden bulamazsa o zaman saatlerini uykuda, bilgisayar baþýnda, televizyon karþýsýnda ya da cep telefonuyla geçirir. Yani özetle insanoðlu aslýnda hep bir haz arayýþý içinde. O halde önce anne-babalar olarak, çocuklarýmýzýn okulun acý verici olduðu izlenimini kýrmakla baþlayalým iþe. Eðer okul, ödevler ve ders çalýþmak zevkle deðil de acýyla birleþtirilmiþse çocuðunuz hep bu iþlerden kaçacaktýr. Ve siz hayatýnýz boyunca derse, okula, ödevlere doðru çocuðunuzu iteceksiniz. O da acý duyduðu bu aktiviteden kaçacak. Bu savaþ aranýzda hep sürüp gidecek. Bu döngüyü mutlaka kýrmalýsýnýz” diye konuþtu.
OKUL ve ders baþarýsýnýn birbiriyle iç içe geçmiþ süreçler halince iþlediðini belirten Ketre, sabah öðrenci yataðýndan kalkarken okula neden gittiðini bilerek hareket etmesi gerektiðini, bu sebeple de öðrencinin bir amacý ve belirli bir hedefi olmasý gerektiðini vurguladý. Bazen bireylerin ‘kaçýnmacý’ motivasyona sahipken bazý insanlarda ‘yaklaþmacý’ motivasyona sahip olabileceðini anlatan Ketre, açýklamasýný da þöyle sürdürdü: “Eðer çocuðunuz yaklaþmacý motivasyona sahipse ona; ‘Okula gitmezsen adam olmazsýn sürünürsün, açlýk sefalet çekersin, þöyle kötü olursun böyle kötü olursun’ diye hayatýn içinde baþýna gelebilecek kötü þeyleri göstermenizin bir anlamý yok. Çocuðunuza bunun yerine eðer okula giderse okursa eðitimine doðru düzgün devam ederse iyi bir iþ ve geleceðe sahip olabileceðini, bu sayede istediði ve hayal ettiði gelire ve hayat tarzýna sahip olabileceðini, tatillere gidebileceðini anlatýrsanýz. Bu durum onun okula gitmesi için bir anlam ifade edecektir. Bu nedenle çocuðunuzu iyi tanýmadan rastgele öðütlerde bulunmaktan sakýnýnýz. Aksi halde sizi dinlemeyecektir ve giderek aranýzda iletiþim kopukluklarý oluþacaktýr.” Sabah okula istekli giden bir öðrencinin, devamýnda dersi dinlemesi, not almasý, soru sormasý, söz almasý, derse katýlmasýnýn yanýnda sosyal iliþkiler kurmasýna baðlý olarak baþarý zincirleri de kurmaya devam edeceðini ifade eden Ketre, bu zincirin halkalarýndan birinin eksik olmasý halinde anne ve babalarýn bunu en iyi þekilde tahlil ederek çözüm yolunda da gereken adýmý atmasý gerektiðini söyledi. Ayla Ketre, öðrencinin görsel kökenli bir birey-
se ders sýrasýnda mutlaka çeþitli renkte kalemlerle notlar tutmasý, aksi takdirde çok kýsa bir süre sonra dersten koparak, kendi hayal dünyasýna kapýlabileceði uyarýsýnda bulundu. Dokunsal bir öðrenciyse de bireyin mutlaka dersin içinde aktif bir biçimde katýlýmcý olmak isteyeceðinin altýný çizen Ketre, bir matematik dersinde soruyu tahtada çözmek, bir fen dersinde bizzat soðaný mikroskop altýnda incelemek isteyeceðini belirtti. Mersin / iha
PATRÝKTEN ÝNTERNET YORUMU:
Konu : Dünyevîleþme ve Kadýn Konuþmacý : Yasemin Güleçyüz Tarih : 07/03/2010 Saat: 13.00 Organizasyon: Ankara Yeni Asya Hanýmlar Komisyonu Adres : Yunusemre Konferans Salonu Ýncirli/Ankara Ýrtibat : (0 506) 481 95 08 Not: Programýmýz hanýmlara mahsustur. NEVÞEHÝR
Toplantýya Davet AKSARAY, KARAMAN, KAYSERÝ, KONYA, NEVÞEHÝR, NÝÐDE, SÝVAS illeri bölge toplantýsý aþaðýda belirtilen yer ve zamanda yapýlacaktýr. Yer : Afatevler Mah. Emin Sok. No: 5 Tarih : 07/03/2010 Saat: 8.30 Ýrtibat: (0 532) 727 74 99 - (0 505) 497 71 14 ÞANLIURFA
Pazar Seminerleri Konu : Risale-Nur'da Hz. Ýsa Tasavvuru Konuþmacý : Þemseddin Çakýr (Eðitimci) Tarih : 07 Mart 2010 Saat: 13.00 Organizatör: Risale-Ý Nur Enstitüsü Þanlýurfa Temsilciliði Yer : Bahçelievler 1. Sokak, Kürkçüoðlu Apartmaný, No: 4, ÞANLIURFA Tel : (0 530) 348 16 20
Ýnternet nükleer bomba gibi RUSYA Ortodosk Kilisesi Patriði Ýkinci Aleksi internetin insanoðlunun hayatýnda büyük deðiþikliklere sebep olduðunu ve insanlýðýn büyük bir sýnavla karþý karþýya olduðunu söyledi. Bütün dünyada tek tip insan modeli oluþmaya baþladýðýna dikkat çeken Kirill, yeni bir yýkýmla karþý karþýya kalýnabileceðini ifade etti. Moskova’da öðrencilerle bir araya gelen Kirill, “Günümüzde internet bir çeþit keskin insan tipinin oluþturulduðu laboratuvara dönüþmüþ durumda. Özgün yaklaþýmlara bir meydan okuma var. Ýnsanoðlu internet aracýlýðý ile yalana, azgýnlýða, ahlâksýzlýða kolayca düþebiliyor. Ýnsanlarýn kiþisel haklarýna saldýrýnýn sýnýrý yok” eleþtirisi getirdi. Kirill internetin doðru kullanýlmasý durumunda faydalarý da olabileceðine dikkat çekerek ilginç bir benzetmede bulundu: “Ýnternet nükleer bomba gibi. Ýnsanoðlunun çöküþünü de, muhafazasýný da saðlayabilir.” Rusya Patriarký’na Moskova Fizik Mühendisliði Enstitüsü Nükleer Araþtýrmalar bölümü tarafýndan fahri doktora diplomasý verildi. Rusya’da özellikle çocuk pornografisine karþý savaþ baþlatýldý. Rusya iletiþim kurumlarý bu tür ahlâksýz yayýnlarýn engellenmesi ve bunlarýn saðlayýcýlarýna en yüksek seviyede cezalarýn verilmesi konusunda çalýþmalar yürütülüyor. Moskova / cihan
16:Mizanpaj 1
3/5/2010
2:05 PM
Page 1
C M YK ÜM ÝT V Â R O L U NU Z : Þ U Ý S T Ý K BA L Ý N K I L Â B I Ý Ç Ý N D E EN Y Ü K S E K GÜ R SA D Â ÝSL Â M I N S A D Â SI O LACAKTIR
Y 6 MART 2010 CUMARTESÝ
Dünya Göz Hastanesi Operasyon ve Pazarlamadan Sorumlu Ýcra Kurulu üyesi Gülferi Yýldýrým, ibadethanelerin herkesi memnun ettiðini, hiçbir tepki görmediklerini söyledi.
ÝNANÇLARA SAYGILI HASTANE ÖRNEÐÝ
MESCÝD, HAVRA VE KÝLÝSE YAN YANA BAZI HASTANELERDE MESCÝD BÝLE BULUNMAZKEN, ÝSTANBUL'DA ÜÇ DÝNÝ KUCAKLAYAN BÝR HASTANE KARÞIMIZA ÇIKIYOR. DÜNYA GÖZ HASTANESÝNDE YAPILAN KÝLÝSE, CAMÝ VE HAVRA YAN YANA HOÞGÖRÜ ÖRNEÐÝ SERGÝLÝYOR. ELÝF NUR KURTOÐLU ÝSTANBUL OSMANLI’DA hoþgörüyü, diðer dinleri kucaklama anlayýþýný vurgulamak için; cami, havra ve kilisenin yýl larca yan yana olduðu örnek verilir. Ýstanbul’da Osmanlý’nýn hoþgörü anlayýþýný bünyesinde barýndýran, dinlerin birbirleriyle olumlu iletiþimini öngören bir hastane örneði ile karþýlaþtýk. Farklý dinlerden hastalarý olan ve onlarýn ibadet ihtiyacýný gidermeyi hedefleyen Dünya Göz Hastanesi, Türkiye’de bir il ki gerçekleþtiriyor. Bazý hastanelerde mescid bile bulunmazken, Dünya Göz Hastanesi mescid, þapel (kilisenin küçüðü) ve havrayý yan yana getirerek farklý dinler için buluþma noktasý oluþturmuþ. Dünya Göz Hastanesi Operasyon ve Pazarlamadan Sorumlu Ýcra Kurulu üyesi Gülferi Yýldýrým, ibadethanelerin herkesi memnun ettiðini, hiçbir tepki görmediklerini söyledi. Ayrýca Yýldýrým, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 1 Ocak’tan itibaren aldýðý, “özel hastaneleri sýnýflandýrma” kararýný gazetemiz için deðerlendirdi. Hastanenizde güzel bir uygulama olduðunu öðrendik. Mescid, kilise ve havra ayný alanda yer alýyormuþ. Bu uygulama hakkýnda neler söyleyeceksiniz?
Bu bizim bütün büyük hastanelerimizde var. Ýlk defa Ýstanbul’daki Ataköy Hastanesinde yaptýk. Daha sonra Etiler þubemizi açtýðýmýzda buraya da ayný kompleksi koyduk. Þimdi Antalya’da bir hastane daha yapýyoruz. Orada da ayný þekilde ibadethane mekânlarý olacak. Biz Türkiye’de saðlýk turizmini ilk baþlatan hastaneyiz. Her yýl yaklaþýk 20 bin tane yabancý hasta yurtdýþýndan geliyor. Bunlarýn içinde Yahudi, Katolik, Hristiyan her dinden gelen hastalarýmýz var. Bir hastane yaparken Saðlýk Bakanlýðý’nýn kural larýndan biri; mescid bulundurmaktýr. Çünkü hastanýn ibadet özgürlüðüne yardýmcý olunmalý. Biz bunu yaparken dedik ki, “Bu ül kede sadece Müslümanlar yaþamýyor. Her dinden vatandaþ yaþýyor. Bunlarýn hepsi bizim hastamýz. Biz her dine mensup insana bu imkâný tanýyalým” diye düþündük. Çok büyük ilgi çekti. Yabancý hastalar da bundan çok memnun. Hastalarýnýzdan ya da personelinizden
çaplý hastaneler A grubu oldu. Neticede branþ hastanelerini ve tek branþta anlaþma yapanlarý ayrý deðerlendirdiler. Biz o dönemde SGK’nýn içinde olsaydýk muhtemelen Z sýnýfý filan çýkardýk. Artýk, sadece göz hastanelerini kendi arasýnda sýnýflandýrdýðý için, biz þimdi A grubu oluyoruz.
Hastanenizin sitesinde misafir görüþleri bölümünde siyaset ve san’at camiasýndan birçok ismin Dünya Göz hakkýnda görüþlerini okudum. Bu insanlar sizin hastanenizi neden tercih ediyorlar? Diðer branþ hastanelerinden farkýnýz nedir?
Bence hiç doðru bir uygulama deðil. Otelleri oda sayýsý, yatak sayýsý, havuzu var mý, tenis kortu var mý? diye bakarak sýnýflarsýnýz. Ama hastanede bir saðlýk hizmeti veriliyor. Kullandýðýnýz malzeme, sterilizasyon, mekânýn konforu, doktorun tecrübesi önemlidir. Bir doktorun tecrübesini nasýl ölçebilirsiniz ki sýnýflayasýnýz veya her ameliyata girip ne malzeme kullandýðýna nasýl bakabilirsiniz ki o hastaneyi sýnýflayabilesiniz. Bence baþtanbaþa yanlýþ bir uygulama. Doðru olan eskisiydi. SGK’nýn sadece hastanelerle anlaþma yapmasý gerekirdi. Þu an bir apartman katýndaki iki odalý klinik bile SGK’ya fatura kesiyor. Hangi birini denetleyip kalitesini ölçebilirsiniz. Yalnýzca, hastane ruhsatlý yerlerle anlaþma yapýlmasý gerekirdi. Çünkü 300 hastaneyi denetlemek var, bir de 3500 hastaneyi denetlemek var. Hep denetim kontrolsüzlüðünden dolayý bir þeyleri kýstýlar. Ama bu sefer de sistemi kilitlediler.
En önemlisi gözün her branþýnda hizmet verebiliyor olmamýz. Çünkü Türkiye’de Göz Hastanesi diye ruhsatlandýrýlmýþ baþka kuruluþlar da var. Siz gözü bir branþ kabul ediyorsunuz, ama gözün kendi içinde 19 branþý daha var. Bizde, 120 tane tam zamanlý hekim çalýþýyor. Bunlarýn hepsi ayný iþi yapmýyor. Siz gözümde katarakt var diye telefon açýyorsunuz, tesadüfen bir hekime verilmiyorsunuz. Katarakt cerrahisi uzmaný kiþiye veriliyorsunuz. Çocuðun gözünde kayma varsa bu konuda uzman birisine veriliyorsunuz. Retina, kornea için, hepsi kendi içinde branþlaþan hekimlere veriliyorsunuz. Sanýyorum en önemli özellik, hekim kadromuzun geniþ, hizmet aðýmýzýn yaygýn olmasý. Kullandýðýmýz malzeme kalitesi ve teknolojimiz bizi diðerlerinden ayýran unsurlar. Türkiye’nin adýný bütün dünyada duyurmayý hedefliyoruz. Bir Almanyalý, Hollandalý geliþmiþ ülke diye bildiðimiz Avrupa’da ameliyat olmuyor. Göz ameliyatý olmak için Türkiye’yi tercih ediyor. Bu bizim için çok gurur verici bir þey.
Sýnýflandýrma sizce doðru bir uygulama mý?
Dünya Göz Hastanesi Ýcra Kurulu Üyesi Gülferi Yýldýrým hastanelerindeki uygulamalarý anlattý.
tepki aldýnýz mý? Bu güne kadar herkesten takdir aldýk. Açýlýþlarýmýzý Recep Tayyip Erdoðan yaptý. Kendisinden de bu konuda tebrik aldýk. Üç dini bir arada bulundurup, saygý gösterdiðimiz için takdir alýyoruz.
Hastaneniz Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaþmayý iptal etmiþti. Tekrar Sosyal Güvencesi olan vatandaþlara hizmet vermeye baþladý mý? Evet, daha yeni baþladýk. Biz, yapý olarak 15 hastanede hizmet veriyoruz. 365 gün 24 saat kesintisiz bir hizmet. Bugün Avrupa’da, Amerika’da, Japonya’da göz ameliyatlarý hangi teknolojiyle yapýlýyorsa bire bir aynýsý bel ki de çok daha üstünü bu hastanede yapýlabiliyor. Bizim grubun muadili Türkiye’de de dünyada da yok. Bu büyük kapasiteli hastane aðýndan sosyal güvencesi olmayanlarýn faydalanamamasý üzüntü vericiydi. Ama SGK’yý iptal etmeye gerçekten mecbur kalmýþtýk. Göz ameliyatlarýnda devletin ödediði fiyatlarla bir göz ameliyatýný iyi bir malzemeyle, iyi bir ekipmanla yapma þansýnýz asla yok. Çok düþük ücretler ödüyor. Ödemediði gibi de hastadan en fazla yüzde 30 fark alabilirsiniz diye bir sýnýrlama getirildi. Önceden devletten 3 lira alýyor-
Her dinden hastanýn ibadet edebilmesine imkân tanýndýðý hastanede geniþçe bir yer de mescid için ayrýlmýþ.
san hastadan istediðin miktarda farký alýp maliyetine kompanze edecek þekilde hastaya hizmet veriyorduk. Fark sýnýrlamasý gelince üzerinde rakam aldýðýn zaman da çok büyük cezalara maruz kaldýk. Bu yüzden anlaþmalarý mecburen iptal ettik. Saðlýk Bakanýyla, Çalýþma Bakanýyla yaklaþýk 7 ay temas kurarak bütün ameliyatlarýn en uygun maliyet analizlerini yaptýk, onlara sunduk. Göz ameliyatlarýnýn ne kadar hassas ve önemli olduðunu anlattýk. Neticede kanunlarda bir takým düzenlemeler yapýldý. Açýkçasý çok da istediðimiz noktaya gelmedi, ama en azýndan hastayý kabul edebileceðimiz düzeye yaklaþtý. Yüzde 30’luk fark sýnýrýný yüzde 70’e çýkardýlar bu bir artý oldu. Birçok hastane, maliyetinden kýsýp hastaya bakma yoluna gitti. Bizim öyle bir þey yapma þansýmýz yok. Bir il kemiz var. En kaliteli malzemeyle en iyi teknolojiyle o hastayý tedavi etmek. Bizim bundan ödün vermemiz mümkün deðil. Onun için iptal ettik anlaþmayý. Toplumda en fazla katarakt hastalýðý var. Hastalarý, devletin koyduðu yüzde 70’lik farkla, ameliyat etmeyi göze aldýk. Çok büyük bir ilgi oldu. Türk hal ký Dünya Göz’ün anlaþma yapmasýný bekliyormuþ. Biz Türkiye’ye hizmet vermekten mutluyuz. SGK hastaneleri sýnýflandýrdý. Bu kapsamda Dünya Göz Hastanesi hangi sýnýfa dâhil oldu?
SGK ile anlaþmayý henüz yeni yaptýk. Komisyon ayda bir toplanýp sýnýflandýrma yapýyor. Ýlk sýnýflandýrma çýktýðýnda çok yanlýþ uygulandý. Kalitesine göre sýnýflandýrýlacak diye anýlýyordu. Hastanenin kalitesi, hastaya verdiði hizmet, sunduðu konfor, medikal kadrosunun geniþliði, ameliyatta kullandýðý malzeme, teknolojisinin yeniliðidir. Hâlbuki Bakanlýk kalite dedi, ama sýnýflandýrmayý SGK’ya geçmiþ dönemde kestiði faturaya göre yaptý. Acýbadem Hastanesi, Memorial Hastanesi B ve C grubu çýktý. Akýl mantýk almýyor. Öte yandan onlar kadar yatýrýmý olmayan hastaneler A grubunda yer aldý. Buna sebep olan bahsettiðimiz hastanelerin SGK ile kanser veya kalp tedavisi gibi tek branþta anlaþma yapmýþ olmasý. Ama küçük hastaneler, maliyetleri düþük olduðundan her branþta anlaþma yaptýlar. SGK’ya çok miktarda fatura kestiler. SGK da faturayý baz alýnca, küçük
‘DÜNYA GÖZ’ NEDEN TERCÝH EDÝLÝYOR?