renkli:Mizanpaj 1
3/7/2010
3:22 PM
Page 1
C M YK YAZAR HAKAN ALBAYRAK, ARKADAÞIMIZ H. HÜSEYÝN KEMAL’ÝN SORULARINI CEVAPLANDIRDI
BEDÝÜZZAMAN SAÝD NURSÎ CUMHURU TEMSÝL EDÝYOR Röportajý sayfa 6’da
Y GERÇEKTEN HABER VERiR
ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR
www.yeniasya.com.tr
8 MART 2010 PAZARTESÝ / 75 Kr
YIL: 41 SAYI: 14.374
AÐLATAN YASAK NE ZAMAN BÝTECEK? BAYKAL: MERSÝN’DEKÝ OLAY DERÝNDEN ETKÝLEDÝ
Çarþaf yýrtmak bize yakýþmaz BÝZÝM YAKMA, YIKMA GÝBÝ ÜSLÛBUMUZ YOK
CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal, Mersin’de CHP’li bir grup bayanýn çarþaf yýrtma olayýnýn kendisini derinden etkilediðini söyledi. Malatya CHP 33. Olaðan Genel Kuruluna katýlan Baykal, “Herkes çok iyi bilmeli ki; CHP’lilerin yýrtma, yakma gibi siyasî bir üslûbu yoktur, olamaz da. Bizim siyasî üslûbumuz diyalogdur. CHP’nin hiç kimsenin giyim-kuþamýna, ahlâkýna, kültürüne müdahale hakký yoktur” þeklinde konuþtu. Haberi sayfa 4’te
BÝR 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNE DAHA ERÝÞTÝK VE BAÞÖRTÜSÜNE YASAK UTANCI, KATMERLÝ BÝR ÞEKÝLDE HÂLÂ DEVAM EDÝYOR.
YASAK ENGELÝNE TAKILAN ÝDEALLER
Baþörtüsüyle öðretmenlik yapmasý engellenen Fatma Nur Hacýnebioðlu, öðrencilik yýllarýnda ve kýsa süren öðretmenlik hayatýnda, baþýný örttüðü için maruz kaldýðý baský ve sýkýntýlarý dile getirirken, ileriye dönük parlak hayal ve ideallerinin nasýl yasak engeline takýlýp söndüðünü anlattý.
BAYKAL— Herkes inancýnda, yaþayýþ biçiminde, giyiminde özgürdür.
“ÖÐRETMENKEN ÝKNA ODASINA ALINDIM”
“Lise yýllarýnda bilim adamý ve astronot olmak isterdim. Ama sýrf tesettürüme izin verilmez diye fen lisesine gidemedim” diyen Hacýnebioðlu, birçok zorluk ve engeli aþarak Ýngilizce bölümünü bitirdikten sonra öðretmenlik yaparken okulda “ikna odasý”na alýnarak baþýný açmaya zorlandýðýný söyledi.
Haberi sayfa 4’te
Ermeni tasarýsý yasalaþmaz
TÝM Baþkaný Mehmet Büyükekþi, oylanan Ermeni tasarýsýnýn 22’ye karþý 23 oyla kabul edildiðine dikkat çekerek, “Bardaðýn dolu tarafýndan bakacak olursak, daha önceki tasarýlar yasalaþmadýðýna göre bunun yasalaþma þansý hiç yok’’ dedi. Haberi sayfa 4’te
2009 YILINDA 3 MÝLYAR LÝRANIN ÜZERÝNDE KÂR AÇIKLADILAR
Geçtiðimiz yýla iliþkin bilançolarýný açýklayan bankalar, 2008’in ardýndan 2009 yýlýnda da iyi kârlar açýklarken, bazý büyük bankalarýn kârlýlýklarýný son 5 yýlda üç, dört kat arttýrdýklarý dikkat çekti. Haberi sayfa 5’te
Ýsrail: Obama Filistin’e yakýn
AÝHM kararýna Rumlardan tepki RUM HÜKÜMETÝNDEN RUM GÖÇMENLERE ÇAÐRI
ISSN 13017748
“Bende o dönemden kalma birþey, aðlayarak Ýstiklâl Marþý söylemektir. Marþý okurken aðlardým. Çünkü hür deðilsin ve Ýstiklâl Marþý söylüyorsun. O marþýn yazýlmasýnýn sebebi ‘Biz Kurtuluþ Savaþýný kazandýk ve hür olduk’ idi. Ama nasýl hürüz?” Elif Nur Kurtoðlu’nun röportajý sayfa 11’de
ERDOÐAN: KIYAFET AYRIMI ÇAÐDIÞI
Millet hâlâ krizde, bankalar ise kârda
Rum hükümeti adýna açýklama yapan sözcü Stefanos Stefanu, AÝHM'nin kararýný ' kabul edilemez'' olarak deðerlendirdi. Stefanu, Rum göçmenlerden, KKTC Taþýnmaz Mal Komisyonuna baþvuruda bulunmamalarýný istedi
AÐLAYARAK ÝSTÝKLÂL MARÞI SÖYLEMEK
DOÐU KUDÜS FÝLÝSTÝN’ÝNDÝR—Doðu Kudüs’ün Þeyh Cerrah mahallesinde uzunca bir süredir uygulanan, bazý Filistinli ailelerin mahkeme kararlarýyla evlerinden edilip, yerlerine aþýrý Yahudilerin yerleþtirilmesine karþý, Ýsrailli sol eylemcilerle Araplar birlikte protesto eylemi düzenledi. Doðu Kudüs’ün Yahudileþtirilmesine karþý çýkanlar Filistin bayraklarýný sallayýp, “Ev yýkýmlarýný durdurun,” “Doðu Kudüs Filistin’e aittir,” “Ýsrail iþgaline son,” “Artýk savaþ deðil, barýþ zamaný” gibi sloganlar attýlar. Haberi sayfa 7’de
Ýsrail Dýþiþleri, Obama'nýn Filistin'in taleplerine daha yakýn bir duruþ sergilediðini düþünüyor. Bakanlýðýn Siyasî Araþtýrmalar Merkezince daðýtýlan raporda, “ABD'nin son söylemleri, kýsmen ve ihtiyatla da olsa Filistin talepleriyle örtüþüyor” deniliyor. Haberi sayfa 7’de
REKLAMLAR ÇOCUKLARI OLUMSUZ ETKÝLÝYOR
Haberi sayfa 16’da
renkli:Mizanpaj 1
2
3/7/2010
12:11 PM
Page 1
C M YK
LÂHÝKA
YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
Kadýnýn gerçek güzelliði
.. Bediuzzaman Said Nursi
‘‘
Kadýnýn en câzibedar, en tatlý güzelliði, kadýnlýða mahsus bir letâfet ve nezâket içindeki hüsn-ü sîretidir. Ve en kýymettar ve en þirin cemâli ise, ulvî, ciddî, samimî, nurânî þefkatidir.
H
em, refîka-i hayatýný, rahmet-i Ýlâhiyenin mûnis, latîf bir hediyesi olduðu cihetiyle sev ve muhabbet et. Fakat çabuk bozulan hüsnü sûretine muhabbetini baðlama. Belki kadýnýn en câzibedar, en tatlý güzelliði, kadýnlýða mahsus bir letâfet ve nezâket içindeki hüsn-ü sîretidir. Ve en kýymettar ve en þirin cemâli ise, ulvî, ciddî, samimî, nurânî þefkatidir. Þu cemâl-i þefkat ve hüsn-ü sîret, âhir hayata kadar devam eder, ziyâdeleþir. Ve o zaife, lâtîfe mahlûkun hukuk-u hürmeti o muhabbetle muhâfaza edilir. Yoksa, hüsn-ü sûretin zevâliyle, en muhtaç olduðu bir zamanda, bîçare, hakkýný kaybeder. Hem enbiyâ ve evliyâyý sevmek, Cenâb-ý Hakkýn makbul ibâdý olmak cihetiyle, Cenâb-ý Hakkýn nâmýna, hesâbýnadýr ve o nokta-i nazardan O'na âittir. Hem hayatý, Cenâb-ý Hakkýn insana ve sana verdiði en kýymettar ve hayat-ý bâkiyeyi kazandýracak bir sermâye ve bir defîne ve bâkî kemâlâtýn cihazâtýný câmi’ bir hazîne cihetiyle, onu sevmek, muhâfaza etmek, Cenâb-ý Hakkýn hizmetinde istihdam etmek, yine o muhabbet bir cihette Ma’buda âittir. Hem gençliðin letâfetini, güzelliðini, Cenâb-ý Hakkýn lâtîf, þirin, güzel bir ni’meti nokta-i nazarýndan istihsan etmek, sevmek, hüsn-ü istimâl etmek, þâkirâne bir nevî muhabbet-i meþrûadýr. Hem baharý, Cenâb-ý Hakkýn nurânî esmâlarýnýn en lâtîf güzel nakýþlarýnýn sayfasý ve Sâni-i Hakîmin antika san’atýnýn en müzeyyen ve þâþaalý bir meþher-i san’atý olduðu cihetiyle, mütefekkirâne sevmek, Cenâb-ý Hakkýn esmâsýný sevmektir. Hem dünyayý, âhiretin mezraasý ve esmâ-i Ýlâhiyenin aynasý ve Cenâb-ý Hakkýn mektubâtý ve muvakkat bir misafirhânesi cihetinde sevmek, nefs-i emmâre karýþmamak þartýyla, Cenâb-ý Hakka âit olur. Elhâsýl, dünyayý ve ondaki mahlûkatý mânâ-i harfiyle sev, mânâ-i ismiyle sevme; “Ne kadar güzel yapýlmýþ” de, “Ne kadar güzeldir” deme. Ve kalbin bâtýnýna baþka muhabbetlerin girmesine meydan verme. Çünkü, bâtýn-ý kalb âyine-i Sameddir ve O'na mahsustur. “Allah’ým, bize sevgini ve bizi Sana yaklaþtýracak þeylerin sevgisini nasip eyle” de. Ýþte, bütün tâdâd ettiðimiz muhabbetler, eðer bu sûretle olsa, hem elemsiz bir lezzet verir, hem bir cihette zevâlsiz bir visâldir, hem muhabbet-i Ýlâhiyeyi ziyâdeleþtirir, hem meþrû bir muhabbettir, hem ayn-ý lezzet bir þükürdür, hem ayn-ý muhabbet bir fikirdir. Meselâ, nasýl ki bir padiþah-ý âlî, (Hâþiye) sana bir elmayý ihsan etse, o elmaya iki muhabbet ve onda iki lezzet var:
Biri: Elma, elma olduðu için sevilir. Ve elmaya mahsus ve elma kadar bir lezzet var. Þu muhabbet padiþaha âit deðil. Bel ki, huzurunda o elmayý aðzýna atýp yiyen adam, padiþahý deðil, elmayý sever ve nefsine muhabbet eder. Bâzan olur ki, padiþah, o nefisperverâne olan muhabbeti beðenmez, ondan nefret eder. Hem, elma lezzeti dahi cüz’îdir, hem zevâl bulur; elmayý yedikten sonra o lezzet dahi gider, bir teessüf kalýr. Ýkinci muhabbet ise, elma içindeki, elma ile gösterilen iltifatât-ý þâhânedir. Güyâ, o elma iltifat-ý þâhânenin numûnesi ve mücessemidir diye baþýna koyan adam, padiþahý sevdiðini izhâr eder. Hem, iltifatýn gýlâfý olan o meyvede öyle bir lezzet var ki, bin elma lezzetinin fevkýndedir. Ýþte þu lezzet, ayn-ý þükrandýr; þu muhabbet, padiþaha karþý hürmetli bir muhabbettir. Aynen onun gibi, bütün ni’metlere ve meyvelere, zâtlarý için muhabbet edilse, yalnýz maddî lezzetleriyle gàfilâne telezzüz etse, o muhabbet nefsânîdir; o lezzetler de geçici ve elemlidir. Eðer Cenâb-ý Hakkýn iltifatât-ý rahmeti ve ihsanâtýnýn meyveleri cihetiyle sevse ve o ihsan ve iltifatâtýn derece-i lûtuflarýný takdir etmek sûretinde kemâl-i iþtihâ ile lezzet alsa, hem mânevî bir þükür, hem elemsiz bir lezzettir. Haþiye: Bir zaman iki aþiret reisi bir padiþahýn huzuruna
Sözler, s. 583, (yeni tanzim, s. 1042)
girmiþler, yazýlan ayný vaziyette bulunmuþlar.
LÜGATÇE: refîka-i hayat: Hayat arkadaþý, eþ. mûnis: Alýþýlmýþ, cana yakýn, sevimli, dost. latîf: Güzel, hoþ. hüsn-ü sûret: Fizikî güzellik. câzibedar: Çekici. letâfet: Güzellik, hoþluk. hüsn-ü sîret: Ýç güzellik, ahlâk güzelliði. cemâl: Güzellik. cemâl-i þefkat: Þefkat güzelliði. hukuk-u hürmet: Hürmet hakký. zevâl: Son bulma, sona erme.
mânâ-i harfi: Birþeyin Yaratýcýsýna bakan, onu târif eden ve tanýtan mânâsý. mânâ-i ismi: Birþeyin bizzat kendisine bakan ve kendisini tanýtan mânâsý. bâtýn: Ýç, dâhilî, gizli, içyüz. bâtýn-ý kalb: Kalbin içi, mânevî tarafý. âyine-i Samed: Allah'ýn Samed isminin tecellî ettiði yer. tâdâd: Sayma, sýralama. ayn-ý lezzet: Lezzetin ta kendisi.
‘‘
lahika@yeniasya.com.tr
Kim ki, bir iþ yapmak istediðinde Müslüman bir kimseyle istiþare ederse, Allah onu iþlerin en doðrusuna iletir. Câmiü's-Saðîr, No: 8391 / Hadis-i Þerif Meâli
Risâlet-i Muhammediye (asm) umûmîdir ÝSMAÝL AKSOY aksoyismail06@gmail.com
A
llah katýnda risâlet, esâs itibâriyle birdir. Cenâb-ý Hak, bir olduðu için her þeyde bir nevî birliði irâde etmiþtir. Bu tevhid sýrrýna binâen Cenâb-ý Hak, Nebîyy-i Ekrem (asm)’ý bütün kâinâtýn umûmî vekili ve her husûsta has muhâtabý olacak bir kabiliyette halk ederek kendisine rasûl ve nebî seçmiþtir. Bu Risâlet makamýný Resûl-i Ekrem (asm)’a asâleten vermiþtir. Diðer peygamberler ise, bu peygamberlik vazîfesine ma’nen vekâlet etmiþler ve Zât-ý Risâletin asýl vazîfesine avane ve yardýmcý olmuþlardýr. Nasýl ki, bir þehirde bir vâlî bulunur. Memleketin sultaný, o þehir ahâlîsi nâmýna o vâlîyi muhâtab alarak bütün muhâverâtýný/münasebet ve haberleþmelerini onunla yapar. Bu vâlînin bir veyâ birden fazla yardýmcýlarý bulunur. Vâlî bulunmadýðý zaman, vâlî yardýmcýlarý o makàma vekâlet edip bel li ve kýsa bir süre için o asýl makàmý temsil ederler. O yardýmcýlar müstakil olmayýp, bel ki vâlî adýna iþ yapar ve imzâ atarlar. Aynen bu misâl gibi þu kâinât, bir memleket hükmündedir. O memleketin Pâdiþâh-ý Zü’lCelâl’i, bir tek zâtý yâni Muhammed-i Arabî (asm)’ý Ýlâhî emirlerin mübel liði olarak, peygamberlik gibi yüce bir vazife ile tavzîf etmiþtir. Diðer peygamberler ise, onun avaneleri yâni yardýmcýlarýdýrlar, Risâlet makàmýnýn vekil leridirler ve asýl makàm sâhibi olan Hazret-i Muhammed'e (asm) tâbi’dirler. Bu peygamberler, zaman i’tibâriyle Rasûl-i Ekrem (asm)’dan önce geldikleri için, ona vekâleten risâlet vazîfelerini yapmýþlardýr. Hattâ ehâdîs-i Nebeviyede þöyle buyurulmuþtur:
“Ben nebî iken, Âdem (as) su ile çamur arasýnda idi.”1 Ebû Hureyre'den (ra) rivâyet edildiðine göre; ashâbdan bir kýsmý, Hz. Peygamber'e (asm) þöyle sordular: “Ey Al lah’ýn Rasûlü! Risâlet vazîfesi sana ne zaman vâcib oldu?” Rasûl-i Ekrem (asm) Efendimiz buyurdu ki: “Âdem (as), rûh ile ceset arasýnda iken.”2 Mevzûumuzla alâkalý olarak Üstâd Bedîüzzaman Said Nursî (ra), þöyle buyuruyor: “Nasýl ki Nûr-i Muhammedî (Aleyhissalâtü vesselâm) ve hakikat-i Ahmediye, dîvân-ý nübüvvetin hem fâtihâsý, hem hâtimesidir. Bütün enbiyâ onun asl-ý Nûrundan istifâza ve hakikat-ý dininin neþrinde onun muînleri ve vekilleri hükmünde olduklarý ve Nûr-i Ahmedî (asm) cebhe-i Âdem’den, tâ zât-ý mübârekine müteselsilen tezâhür edip neþr-i Nûr ederek, intikàl ede ede tâ zuhûr-i etemle kendinde cilveger olmuþtur. “Hem mâhiyet-i kudsiyyet-i Ahmediye, Risâle-i Mi’rac’da isbât edildiði gibi, þu þecerei kâinâtýn hem çekirdek-i aslîsi, hem en âhir
ve en mükemmel meyvesi olduðu gibi, öyle de Hakìkàt-ý Kur’âniye zamân-ý Âdem’den þimdiye kadar, Hakìkàt-ý Muhammediye (asm) ile berâber, müteselsilen enbiyâlarýn suhuf ve kütüblerinde nûrlarýný neþr ederek, gele gele tâ nüsha-i kübrâsý ve mazhar-ý etemmi olan, Furkàn-ý Azîmüþþan sûretinde cilveger olmuþtur.”3 Cenâb-ý Hak, her bir asra bir veyâ birkaç peygamber göndermiþtir. Onlarýn her biri, kendi asýrlarýnda vazîfedâr olduklarý halde, Rasûl-i Ekrem Aleyhisselatü vesselâm bütün asýrlara hitab eden ve bütün kendinden önceki zamanlara ma’nen, kendisinden sonraki zamanlara ise maddeten gönderilmiþ umûmî ve cihânþümûl bir peygamberdir. O, ma’nen bütün peygamberlerin de peygamberidir. Onun için Rasûl-i Ekrem (asm) “Seyyidü’l-Mürselîn”dir. Hem sâdece bizim peygamberimiz deðil, bel ki bütün ins, cin ve meleðin de peygamberidir. Daha kendisi bu dünya sarayýna cismen teþrîf etmeden evvel, Al lahu Teâlâ, bütün peygamberlerden “Ben bir peygamber göndereceðim. Siz de ona îmân edeceksiniz” diye söz almýþ, Onlar da bu ahdi kabûl etmiþlerdir. Cenâb-ý Hak, peygamberlerden aldýðý bu ahdi þöyle beyân buyurmaktadýr: “Hatýrla o vakti ki, Al lah peygamberlerden, evsâf-ý Muhammediyeyi (asm) ve fazîletini birbirlerine beyân etmeleri üzere mîsâk aldý ve dedi ki: Ben size kitâb ve helâl ile harâmý açýklayýcý hikmet verdim. Sonra siz de ümmetlerinizden þöyle mîsâk alýn ki: Berâberinizde bulunan kitâblarý tasdîk edici bir Rasûl (Muhammed ‘asm’) size geldiðinde ona îmân eder ve kýlýçlarýnýzla Muhammed'in (asm) düþmanlarýna karþý O’na yardým edeceksiniz. Sonra Al lah peygamberlerine: ‘Bunu ikrâr ettiniz mi ve bunun üzerine benim ahdimi kabûl ettiniz mi?’ buyurdu. Onlar da ‘ikrâr ettik’ dediler. Al lah-u Teâlâ ‘þâhid olun ben de sizinle berâber þâhidlerdenim’ buyurdu. (Yâni Cenâb-ý Hak, peygamberleri bu ikrâr üzere birbirlerine þâhid tuttu ve Allah da bu ikrâra þâhid oldu. Sonra her bir nebî ümmetine bu ikrârý beyân etti ve her bir nebî ümmetinin ferdlerini birbirlerine þâhid tuttu. Her nebî, kendisi de onlarýn þehâdetlerine þâhid oldu.)” 4 Bu mevzû ile alâkalý ve gàyet ehemmiyetli mes’eleleri de ihtivâ eden A’raf Sûresindeki þu âyet-i kerîmeleri ve meâl lerini birlikte takip edelim: “Al lah-u Teâlâ dedi ki: ‘Azâbýmý, kimi dilersem ona has edeceðim. Rahmetim ise, her þeyi kuþatmýþtýr. Ve ben o rahmetimi, küfürden, þirkten ve fevâhiþten kendilerini koruyanlara ve zekâtý veren ve âyetlerimize îmân edenlere vâcib edeceðim.” 5 “O rahmetim ehl-i kitâbdan þu kimselere hasdýr ve vâcibdir ki; onlar Nebîy-yi Ümmî olan o Rasûle (Hz. Muhammed’e (asm)) ittibâ eden kimselerdir ki, o Rasûl-i Ümmî’nin evsâfýný o ehl-i kitâb yanlarýndaki Tevrat ve Ýncil’de yazýlý olarak buluyorlar. O Rasûli Ümmî, onlara ma’rûfu (tevhidi ve evâmîr-i Ýlâhiyeye itâati) emreder ve münkerden (küfürden ve günahlardan) nehyeder. Ve temiz þeyleri onlara helâl eder ve hâbisâtý (kan, domuz eti, fâiz ve rüþvet gibi) onlara harâm eder. Ve onlarýn üzerindeki aðýr hükümleri ve bend leri kaldýrýr ve hafifletir. Öyle ise ehl-i kitâbdan o kimseler ki (Abdullah ibn-i Selâm ve Necâþî ve ashâblarý gibi), bunlar o Nebîy-yi Ümmî’ye îmân ettiler ve onu ta’zîm edip, kýlýçlarýyla ona yardým ettiler ve o Rasûl le berâber indirilen nûra yâni Kur’ân’a ittibâ ettiler (yâni Kur’ân’ýn helâlini helâl ve harâmýný harâm kabûl ettiler.) Ýþte felâha yâni kurtuluþa erenler, yalnýz onlardýr. Böyle bir îmâna sâhib olmayan Yahudî ve Hýristiyanlar deðil. Yâni Yahudî ve Hýristiyanlar ehl-i necât deðildir.” 6 Bu âyet-i kerîme, ehl-i felâh ve ehl-i necât olmayý dört þarta baðlýyor: 1- Hazret-i Muhammed (asm)’a îmân etmek, 2- Ona ta’zîmde bulunmak, 3- Ona (dinine) yardým etmek, 4- Ona indirilen Kur’ân’a tâbi’ olmaktýr. Ýþte âyetin bu kýsmý birkaç te’kîd le ifâde eder
ki, felâha erenler, kurtuluþa erenler yalnýz ve yalnýz Hazret-i Muhammed’e (asm) îmân eden, O’na ta’zîmde bulunan, O’na yardým eden ve Kur’ân’a tâbi’ olan kimselerdir, baþkalarý deðildir. Ýþte A’raf Sûresinde zikrettiðimiz bu âyetlerde Cenâb-ý Hak, Yahudî ve Hýristiyanlara da hitâb ettikten sonra, bütün insanlarý kasdederek Rasûl-i Ekrem (asm)’a þöyle fermân ediyor: “Ey Rasûlüm de ki: Ey insanlar! Muhakkak, ben kesin olarak cümlenize Al lah tarafýndan gönderilmiþ Peygamberim. Öyle bir Al lah ki, semâvât ve arzýn bütün mül kü O’nundur. O'ndan baþka Ýlâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. Ey insanlar! Öyle ise Al lah’a ve O'nun Nebîy-yi Ümmî olan Rasûlüne îmân edin ki, o Rasûl de Al lah’a ve O'nun indirdiði bütün semâvî kitâblara ve suhuflara îmân ediyor. Ve siz, o Nebîyyi Ümmî’ye îmân etmekle berâber ona tâbi’ olun ki hidâyete eresiniz.” 7 Demek Rasûl-i Ekrem'e (asm) îmân etmeyen ve ona tâbi’ olmayan dalâlettedir. Bu âyet-i kerîmelerin ifâdesiyle ehl-i küfür bir kimsenin,–-ister ehl-i kitâb olsun ister diðerlerinden olsun–-îmânýnýn sahîh olabilmesi, ehl-i necât olabilmesi ve âyet-i kerîmede geçen rahmet-i Ýlâhiye’ye nâiliyeti için, Al lah’a îmân etmekle berâber; Nübüvvet-i Muhammedi (asm)’a îmân etmekle de mükel leftir. Mezkûr âyet-i kerîme ve hadîs-i þerifler sarâhaten bildiriyor ki; diðer peygamberler kendi kavimlerine gönderildiði halde, Rasûl-i Ekrem (asm) bütün insanlara gönderilmiþtir. Resûl-i Ekrem'in (asm) Risâletinin umûmî oluþunu ve Kur’ânýn bütün asýrlara hitâb ettiðini Üstâd Bedîüzzaman Said Nursî (ra) þöyle îzâh etmektedir: “Kur’ân, ism-i a’zamdan ve her ismin a’zamlýk mertebesinden gelmiþ. Hem bütün âlemlerin Rabbi i’tibâriyle Al lah’ýn kelâmýdýr. Hem bütün mevcûdâtýn Ýlâhý unvânýyla Al lah’ýn fermânýdýr. Hem Semâvât ve Arz’ýn Hàlýký haysiyetiyle bir hitâbdýr. Hem rubûbiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir. Hem saltanat-ý âmme-i Sübhâniye hesâbýna bir hutbe-i ezeliyedir. Hem rahmet-i vâsia-i muhîta noktasýnda, bir defter-i iltifâtât-ý Rahmâniyedir. Hem ulûhiyyetin azamet-i haþmeti haysiyetiyle, baþlarýnda ba’zan þifre bulunan bir muhâbere mec-
mûasýdýr. Hem ism-i a’zamýn muhîtinden nüzûl ile arþ-ý a’zamýn bütün muhâtýna bakan, teftîþ eden hikmetfeþân bir kitâb-ý mukaddestir. Ýþte bu sýrdandýr ki, Kelâmul lah unvâný kemâli liyâkàtla Kur’âna verilmiþ.” 8 O halde Kur’ân ve Rasûl-i Ekrem (asm), geçmiþ bütün þerîatleri neshetmiþtir, yâni onlarýn doðrularýný tasdîk, yapýlan tahrîfleri tashîh ve aðýr hükümlerini de tahfîf etmiþtir. Bu sebeble her dinin mensûbu onu kabûl etmekle mükellefdir. Evet bütün insanlar, Rasûl-i Ekrem’in (asm) ümmetidir. Fakat kelâm ilmi ýstýlâhýnca ümmet ikiye ayrýlýr: Biri: Ümmet-i icâbettir ki, Rasûl-i Ekrem’in yaptýðý dâ’vete icâbet eden Müslümanlardýr. Diðeri: Ümmet-i dâ’vettir ki; dâ’vete mazhar olan ama kabûl etmeyenlerdir. Bu ümmet-i dâ’vet, kurtuluþa ermek için Rasûl-i Ekrem’in (asm) dâ’vetini kabûl etmek zorundadýr. Sözün hulâsasý: Rasûl-i Ekrem Aleyhisselâtü vesselâm’ýn avaneleri olan sâir peygamberler, her biri kendi asýrlarýnda, bel li bir zamâna ve kavme has olarak peygamberlik vazîfesini edâ etmiþler, hattâ bir zamanda pek çok peygamber bulunmuþtur. Kâinât ve insan týlsýmýný fethederek ahkâm-ý Ýlâhiyeyi insanlara teblið etmiþlerdir. Sonra bu irþad larla ahâlî tamâmen geliþip en son ve en mükemmel dersi berâberce dinleyecek bir seviyeye gelince, son mübel lið olan Rasûl-i Ekrem Aleyhisselâtü vesselâm gelmiþtir. Rasûl-i Ekrem Aleyhisselâtü vesselâm ise, daha mükemmel ve yüksek bir tarzda, Kur’ân ve hadîsleri vâsýtasýyla týlsým-ý kâinâtý çözmüþ ve ahkâm-ý Ýlâhiyeyi bütün cin ve inse teblið etmiþ ve Risâleti kýyâmete kadar devâm edecektir. Kendisine tebliði ulaþtýðý halde, böyle cihânpesendâne bir risâleti tasdîk etmeyen ve tâbi’ olmayan ehl-i necât olamaz. Dipnotlar: 1. Keþfu’l-Hafâ, 2/121. 2. Et-Tâc, 3/229. 3. B. Said Nursî, Barla Lâhikasý, s. 518. 4. Âl-i Ýmrân Sûresi, 3/ 81, Tefsîr-i Ýbn-i Abbâs. 5. A’raf Sûresi, 156, Ýbn-i Abbâs, Beyzâvi. 6. A’raf Sûresi, 7/ 157, Tefsîr-i Ýbn-i Abbâs, Beyzâvi. 7. A’raf Sûresi,7/ 158, Beyzâvi-Ýbni Abbâs. 8. B. Said Nursî, Sözler, 12. Söz, 4. Esâs.
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
1:49 PM
Page 1
3
HABER
YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa DÖKÜLER
Mehmet KUTLULAR
Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN
Genel Müdür
Recep TAÞCI Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Kâzým GÜLEÇYÜZ Abdullah ERAÇIKBAÞ
Spor Editörü Erol DOYRAN
Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
HABERLER
Haber Müdürü Faruk ÇAKIR Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24,Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Ýhlas Gazetecilik A.Þ.Tel (0212) 4543000Daðýtým:DoðanDaðýtýmSat.vePaz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
ISSN 13017748
NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 22 R. Evvel 1431 Rumî: 23 Þubat 1425
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 4.33 4.40 4.51 5.01 4.55 4.12 4.16 4.07 4.50 4.24 4.51
Güneþ 5.54 6.05 6.12 6.25 6.20 5.34 5.39 5.31 6.14 5.45 6.13
Öðle 11.57 12.07 12.15 12.26 12.22 11.37 11.41 11.33 12.16 11.48 12.16
Ýkindi 15.11 15.19 15.30 15.39 15.34 14.51 14.54 14.45 15.28 15.03 15.30
Akþam 17.48 17.56 18.06 18.16 18.11 17.27 17.31 17.22 18.05 17.39 18.06
Memur ‘ete’ hasret TÜRKÝYE KAMU-SEN’ÝN ARAÞTIRMASINA GÖRE, MEMURLARIN YÜZDE 56’SININ GIDA ALIÞ VERÝÞÝNDEKÝ ÖNCELÝÐÝNÝ, ‘’MADDÎ ÝMKÂNLAR’’ BELÝRLERKEN, YÜZDE 28’Ý DE KURBAN BAYRAMI DIÞINDA KIRMIZI ET TÜKETEMÝYOR.
Doðu Anadolu’da aralýklarla devam eden kar yaðýþý, özellikle yüksek kesimlerde ulaþýmý olumsuz etkiliyor.
Doðu’da kar köy yollarýný kapattý DOÐU Anadolu Bölgesi’nde kar yaðýþý dolayýsýyla 158 köy yolu ulaþýma kapandý. Bölgede aralýklarla devam eden kar yaðýþý, özellikle yüksek kesimlerde ulaþýmý olumsuz etkiliyor. Bölge illerinden Erzurum’da 113, Tunceli’de 38, Kars’ta 4 ve Ardahan’da 3 olmak üzere toplam 158 köy yolunda, kar yaðýþý dolayýsýyla ulaþým saðlanamýyor. Yolu ulaþýma kapalý olan köylerde, hasta nakillerinde sýkýntý yaþanýyor. Erzurum’da kar yaðýþý sebebiyle ulaþýmýn saðlanamadýðý köylerden 5 hasta, karla mücadele ekiplerince hastanelere ulaþtýrýldý. Ýl Özel Ýdarelerebaðlýkarlamücadeleekiplerinin,kapalýköy yollarýnýn ulaþýma açýlmasý için çalýþmalarýný aralýksýz sürdürdüðü öðrenildi. Kar yaðýþý, kara yollarýnda da ulaþýmý olumsuz etkiledi. Karayazý-Göksu kara yolunda kara saplanmasý sonucu mahsur kalan otomobil, bölgeye sevk edilen Karayollarý ekipleri tarafýndan kurtarýldý. Erzurum / aa
Öðretmenler 13 Mart’ta alanlara iniyor
TÜRK Eðitim-Sen ,13 Mart’ta Ankara’da yapacaðý miting ile baþta sözleþmeli öðretmenlerin kadro talebi olmak üzere eðitim çalýþanlarýnýn sosyal ve ekonomik sorunlarýný dile getirecek. Türk Eðitim-Sen Genel Baþkaný Ýsmail Koncuk 13 Mart’ta düzenleyecekleri miting ile ilgili olarak yaptýðý açýklamada, eðitim çalýþanlarýnýn yaþadýðý sýkýntýlarý baþta Millî Eðitim Bakanlýðý olmak üzere YÖK ve hükümete birçok ortamda dile getirdiklerini ancak bir türlü sonuç alamadýklarýný söyledi. Problemlerin diyolog yoluyla çözülmesini istediklerini bunun gerçekleþmediðini belirten Koncuk, “Eðitim çalýþanlarýnýn problemleri adýna ciddî bir çözüm getirilmedi. Biz de bunun üzerine düzenleyeceðimiz miting ile eðitim çalýþanlarýnýn sosyal ve ekonomik problemlerini dile getireceðiz. Sözleþmeli istihdam modeli eðitimin her alanýný etkiler hale geldi. Millî Eðitim Bakanlýðý’nda þu anda 68 bin sözleþmeli öðretmen bulunuyor. Bütün bunlarýn çözümü için bize sokaklar iþaret edildi. Türk Eðitim-Sen olarak eylemi bir amaç olarak görmüyoruz” dedi. Millî Eðitim Bakaný Nimet Çubukçu’nun sözleþmeli öðretmenlerin kadroya alýnmasý için kendilerine söz verdiðini hatýrlatan Koncuk, düzenleyecekleri miting ile Bakan Çubukçu’ya bu sözünü de hatýrlatacaklarýný söyledi. Ankara / iha
Saðlýk ve cenaze hizmetlerinde örnek belediye
YILDIRIM Belediyesi saðlýk ve cenaze hizmetlerinde Türkiye’ye örnek oldu. Sosyal güvencesi olanlarla birlikte yoksullara da hizmet veren Yýldýrým Týp Merkezi 2009 yýlýnda 167 bin kiþiyi tedavi ederken, 7 aracýyla tam teþekküllü hizmet veren cenaze ekibi ise 3 bin 200 kiþinin defnedilmesinde yardýmcý oldu. Yýldýrým Belediye Baþkaný Özgen Keskin, 4441602 numaralý saðlýk hattýyla hasta olan vatandaþlarýn ayaðýna doktoru götürdüklerini söyledi. Yýldýrým Belediye Baþkaný Özgen Keskin, saðlýk ve cenaze hizmetlerinin birinci öncelikleri olduðunu belirterek, “Yýldýrým Týp Merkezi SGK’lý vatandaþlarýmýzýn yaný sýra yoksullarýn da ücretsiz tedavisini yapýyor. 2009 yýlýnda 167 bin hasta tedavi edildi. 5 bin 189 röntgen, bin 538 ultrason, 67 bin laboratuvar tetkiki yapýldý, 45 bin 600 acil hastaya müdahale edildi. Randevu sistemiyle çalýþan Yýldýrým Týp Merkezi’nde kadýn doðum, çocuk, dahiliye, kulak burun boðaz, göz, radyoloji ve diþ uzmanlarý görev yapýyor. Tetkik ve tedavi ücretlerinde SGK’lýlardan fark alýnmýyor. Yoksullara da ücretsiz hizmet veriyoruz” dedi. Bursa / iha
TÜRKÝYE KAMU-SEN’in araþtýrmasýna göre, memurlarýn yüzde 56’sýnýn gýda alýþ veriþindeki önceliðini ‘’maddî imkânlar’’,yüzde 12’sinin önceliðini ise ‘’saðlýklý ve dengeli beslenme’’ belirliyor. Türkiye KAMU-SEN Araþtýrma Geliþtirme Merkezi, Ocak ayýnda 81 ilde bin 360 kamu görevlisinin katýlýmýyla ‘’Gýda Tüketim Eðilimi’’ anketi gerçekleþtirdi. Araþtýrmayla, kamu görevlileri ve ailelerinin günlük gýda tüketim miktarý ve gýda alýþ veriþlerinde tercihlerinde ön planda tuttuklarý kriterler ortaya konulmaya çalýþýldý. Araþtýrma kapsamýnda, memurlara, ‘’Ailenizde Kurban Bayramý dýþýnda kiþi baþýna aylýk ortalama ne kadar kýrmýzý et tüketiliyor?’’ sorusu yöneltildi. Memurlarýn yüzde 24,3’ü bu soruya, ‘’Kurban Bayramý dýþýnda hiç kýrmýzý et tüketmedikleri’’ cevabýný verdi. Memurlarýn yüzde 27,9’u soruyu, ‘’Kiþi baþýna aylýk 100 gramdan az’’, yüzde 27,2’si ‘’Kiþi baþýna aylýk 100-500 gram arasýnda’’, yüzde 9,9’u ‘’Kiþi baþýna aylýk 500 gram-1 kilogram arasýnda’’, yüzde 5,9’u ‘’Kiþi baþýna aylýk 1-1,5 kilogram arasýnda’’,yüzde 4,8’i ‘’Kiþi baþýna aylýk 1,5 kilogramdan fazla’’ þeklinde cevapladý. Araþtýrmaya katýlanlarýn yüzde 6,6’sý, ‘’Ailenizde kiþi baþýna aylýk
ortalama ne kadar beyaz et tüketiliyor?’’ sorusuna, ‘’Hiç beyaz et tüketmiyoruz’’ karþýlýðýný verdi. Katýlýmcýlarýn yüzde 29,8’i bu soruyu, ‘’Kiþi baþýna aylýk 100 gramdan az’’,yüzde 36,4’ü ‘’Kiþi baþýna aylýk 100-500 gram arasýnda’’, yüzde 15,8’i ‘’kiþi baþýna aylýk 500 gram-1 kilogram arasýnda’’,yüzde 5,9’u ‘’Kiþi baþýna aylýk 1-1,5 kilogram arasýnda’’,yüzde 5,5’i ‘’Kiþi baþýna aylýk 1,5 kilogramdan fazla’’ þeklinde cevapladý. Memurlarýn yüzde 15,4’ü ailelerinde ‘’hiç süt tüketilmediðini’’ bildirirken, yüzde 7,4’ü de ‘’hiç meyve tüketilmediðini’’ ifade etti. Türkiye KAMUSEN’in araþtýrmasý, memurlarýn mutfaktaki tüketim tercihini büyük ölçüde ‘’maddî imkânlarýn’’ belirlediðini ortaya koydu. Memurlarýn yüzde 56,3’ü ‘’Gýda alýþ veriþinizde önceliðiniz nedir?’’ sorusunu, ‘’Maddî imkânlarým’’ þeklinde cevapladý. Bu soruya verilen diðer cevaplar ve oranlarý þöyle: Aile bireylerimin karnýný doyurmak: Yüzde 24,3. Saðlýklý ve dengeli beslenmek: Yüzde 12,9. Günlük kalori ihtiyacýný karþýlamak: Yüzde 4,4. Canýmýn istediðini alýyorum: yüzde 1,4. Günlük ihtiyaçlarýmýzýn üstünde kalori almak: Yüzde 0,7. Ankara / aa
81 ilde yapýlan araþtýrma kapsamýnda, memurlara, ‘’Ailenizde Kurban Bayramý dýþýnda kiþi baþýna aylýk ortalama ne kadar kýrmýzý et tüketiliyor?’’ sorusu yöneltildi. Memurlarýn yüzde 24,3’ü bu soruya, ‘’Kurban Bayramý dýþýnda hiç kýrmýzý et tüketmedikleri’’ cevabýný verdi.
Anadolu Gençlik Derneði’nden gazetemize ziyaret
Anadolu Gençlik Derneði Ýstanbul Þube Baþkaný Muhammed Kerem Öncel ve Ýl Yönetim Kurulu üyeleri Selçuk Baþ ile Erhan Kýrbaç, Gazetemiziyaret ederek, Ýmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular ile bir görüþme gerçekleþtirdi. Gündemdeki konularýn konuþulduðu sohbette Baþkan Öncel, Anadolu Gençlik Derneði Ýstanbul Þubesi katkýlarýyla gerçekleþtirilecek olan Çanakkale Zaferi’nin 95. yýlý için düzenlenen yarýþmalar ve þehitlerimizin anýlacaðý “250 Bin Þehide 250 Bin Hatim” programlarýyla ilgili bilgiler verdi. Altýncýsý düzenlenecek olan geleneksel yarýþma, lise öðrencileri için þiir, ilköðretim 6, 7 ve 8. sýnýflar için ise resim ve kompozisyon dal-
Hayatýn yükü kadýnlarýn omuzlarýnda MUÐLA Üniversitesi Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Saniye Dedeoðlu, Türkiye’de hayatýn yükünün çoðunun kadýnlarýn omuzlarýnda olduðunu belirterek, ‘’Kadýnlar günde ortalama 5 saat 17 dakikayý ev iþleri ve çocuk bakýmýna ayýrýyor, erkeklerin bu aktiviteler için ayýrdýðý zaman 51 dakika’’ dedi. Muðla Üniversitesi Ýktisadî ve Ýdarî Bilimler Fakültesi Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Saniye Dedeoðlu, TÜÝK’in 2006 yýlýnda yaptýðý zaman kullaným istatistiklerine göre Türkiye’de yaþayan kadýnlarýn günde ortalama 5 saat 17 dakika ev iþleri ve çocuk bakýmý için
harcadýðýný söyledi. Dedeoðlu, þöyle devam etti: ‘’Erkeklerin bu aktiviteler için ayýrdýðý zaman sadece 51 dakika. Herhangi bir iþte çalýþan erkekler ekonomik aktivite için 6 saat 8 dakika çalýþýyor, çalýþan kadýnlar ise ancak 4 saat 19 dakika harcýyor. Yani çalýþsalar bile kadýnlar iþte erkeklerden daha az zaman harcýyorlar. Erkekler ise ev iþlerine çok az zaman ayýrarak aslýnda ev iþleri ve çocuk bakýmýnýn kadýn iþi olduðunu gösteriyorlar.’’ Dedeoðlu, Türkiye’de yaþayan kadýnlarýn yaþlýlarýn bakýmý konusunda da önemli roller üstlendiðini hatýrlattý. Muðla / aa
larýnda yapýlacak. Birincilere bilgisayar, ikincilere video kamera, üçüncülere ise dijital fotoðraf makinasý ödüllerinin verileceði yarýþmaya 19 Mart’a kadar müracaat edilebilecek. Ödül töreni, 27 Mart Cumartesi saat 19:00’da Eminönü Halk Eðitim Merkezi’nde yapýlacak. Çanakkale Zaferi’nin 95. yýldönümünde bütün þehitlerimizin 250 bin hatimle anýlacaðý Hatim Duasý programý ise 20 Mart Cumartesi günü Çanakkale Þehitliði’nde yapýlacak. Yarýþmalar ile ilgili detaylý bilgi almak, ayrýca Hatim veya Cüz okumak isteyenler 0 (212) 534 88 00 numaralý telefonu arayarak isimlerini yazdýrabilirler.
Ankara’lý þoförlerden ulaþým fiyatýna protesto ANKARA’LI minübüsler ve özel halk otobüsleri ulaþým fiyatlarýnda 2003 yýlýna dönülmesi kararýný protesto etmek için bugün saat 10.00’a kadar kontak kapatma kararý aldý. Ulaþým fiyatlarýnda eskiye dönülmesi yönünde Danýþtay 2. ve 9. Dairesi’nin verdiði karar dolayýsýyla özel halk otobüsleri ve minbüsler bugün trafiðe çýkmama kararý aldý. Minübüscü esnafý saat 10.00’a kadar, özel halk otobüsleri ise tüm gün trafiðe çýkmama kararý aldý. Ankara Minübüscüler odasý Baþkaný Hacý Bekir Gani, verdikleri karardan dolayý Ankaralý vatandaþlardan özür dilediklerini anlatarak,
“Ankara halkýndan özür diliyoruz, bu karardan dolayý etkileneceklerini biliyoruz. Minibüscü esnafýmýz maðdur oldu. Eylemlerimiz devam edecek. Sabah ve akþam belli bulvarlarda cadde trafiðini týkayacaðýz. Bazý belediyelerin 2 saatte yürütmeyi durdurma kararý aldýðýný biliyoruz. Hukukçularýmýza çaðrýda bulunuyoruz. Ývedilikle bu kararý düzeltsinler. Bu hafta tüketici esnaflarýnýn önünde eylem yapýlacak” þeklinde konuþtu. Büyükþehir Belediye Baþkaný Melih Gökçek de peþ peþe biniþlerde indirim uygulamasýnýn kaldýrýlmasý uygulamalar baþlatacaklarýný belirtti. Ankara / iha
Yatsý 19.02 19.13 19.20 19.33 19.29 18.43 18.47 18.40 19.23 18.53 19.21
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Ýmsak 4.55 5.04 4.35 4.31 4.43 4.25 4.19 4.12 3.59 4.43 4.42
Güneþ 6.21 6.27 6.02 5.54 6.05 5.52 5.40 5.38 5.22 6.10 6.00
Öðle 12.22 12.29 12.03 11.56 12.08 11.53 11.43 11.39 11.24 12.11 12.04
Ýkindi 15.33 15.43 15.14 15.09 15.22 15.04 14.57 14.50 14.38 15.22 15.20
Akþam 18.11 18.20 17.51 17.46 17.58 17.41 17.34 17.28 17.15 17.59 17.56
Yatsý 19.30 19.35 19.11 19.02 19.13 19.01 18.48 18.47 18.30 19.19 19.08
Sýra 23 Mart’ta YENÝ ASYA’DAN SÝZE yeniasyadansize@yeniasya.com.tr
er sene bilhassa iki tarihin bizim için çok özel bir önem taþýdýðýný biliyorsunuz. Bunlardan biri, kuruluþ yýldönümümüzü idrak edip kutladýðýmýz 21 Þubat. Diðeri, Üstad Bediüzzaman Hazretlerini vefat yýldönümünde andýðýmýz 23 Mart. 21 Þubat’ý geride býraktýk. Þimdi önümüzde 23 Mart var. Bu seneki 23 Mart’ýn özelliði, Üstadýn rahmeti Rahman’a kavuþmasýnýn 50. yýldönümü olmasý. Yani, aradan tam yarým asýr geçmiþ. Bu çok özel yýldönümünü, Üstadý ve Risale-i Nur’u olabildiðince geniþ bir perspektif içinde kamuoyu gündemine getirip kitlelere duyurma vesilesi olarak deðerlendirmeyi amaçlayan etkinlikler, önümüzdeki günlerde gerçekleþecek. Gazete olarak vereceðimiz 23 Mart eki ise, yýllar önce Necmeddin Þahiner’in yaptýðý ve önce Yeni Asya’da dizi olarak yayýnlanýp daha sonra kitap haline getirilen “Aydýnlar Konuþuyor” çalýþmasýnýn küçük çapta yeni bir versiyonu niteliðinde olacak. Ýlâvemizde, özellikle farklý medya organlarýndan aþina olduðumuz tanýnmýþ yazarlarýn Said Nursî hakkýndaki görüþ ve deðerlendirmelerini bulacaksýnýz. Dosyamýzda epeyce görüþ birikti. Gelmeye de devam ediyor. Kýsa da olsa özlü ve pozitif mesajlar içeren bu beyanlarýn sahiplerini bilâhare duyuracaðýz. Þimdilik þu kadarýný ifade edelim: Çok farklý ve sürpriz isimlerin Üstad hakkýndaki orijinal deðerlendirmelerinin yer alacaðý bu ilâvemizin de çok ses getireceðine ve büyük hizmete vesile olacaðýna inanýyoruz. Bu arada þunu da ilâve edelim: 2005’ten beri yapageldiðimiz gibi, Üstadýn yakýn talebe ve hizmetkârlarýndan Mustafa Sungur ve Abdullah Yeðin’le bu yýl da görüþtük. O görüþmeleri de yayýnlayacaðýz. Dolayýsýyla, 23 Mart sayýmýz için ek gazete taleplerinizi þimdiden netleþtirip son günlere býrakmadan Abone Servisimize bildirmeye baþlayabilirsiniz. *** Þarköy’den Mustafa Balýkçý, 41. yýl mesajýnda þunlarý yazýyor: 21 Þubat, bildiðiniz gibi gazetemiz Yeni Asya’nýn kuruluþ yýldönümü. Bu günün Yeni Asya okurlarý ve sevenleri için ayrý bir önemi var. O gün ayrý bir heyecan duyar, adeta yerimizde duramayýz. Sanki Yeni Asya ilk defa çýkýyor gibi bir coþku kaplar benliðimizi. Ýþte bu yýldönümünde de yine öyle oldu. Bu özel tarihi gün için abonelerden ayrý olarak fazladan gazete getirtip dostlarýmýza, esnafa ve kahvehanelere Yeni Asya’mýzý daðýttýk gül misâli. Bu sadece Þarköy’de deðil, yurdumuzun her tarafýnda Yeni Asya temsilcileri ve daðýtýcýlarý tarafýndan yapýldý. O gün güzel vatanýmýzda adeta güller açtý, Yeni Asya gülleri! Baharýn baþlangýcý Nevruza bir ay varken, havalarýn, ilk cemrenin düþmesiyle, günlük güneþlik olmasý bana Üstadýmýzýn; “Ben acele ettim kýþta geldim, sizler cennetâsâ bir baharda geleceksiniz” diye ifade ettiði müjdesini hatýrlattý. Hasretiyle yanýp tutuþtuðumuz, dört gözle beklediðimiz, inþaallah bu günlerdir, “fecr-i sadýk” bu vakitlerdir diye düþündüm Yeni Asya’mýzý daðýtýrken. Ýnþaallah bundan sonra hem maddî, hem manevî baharlarý bir arada hep birlikte yaþarýz. Yeni Asya’m, kuruluþundan bu güne kadar tam 40 yýl geçti dile kolay. Çok çileler çektin, çok badireler atlattýn, defalarca kapatýldýn, ama yine yýlmadan hizmetine devam edip bugünlere geldin, Allah’a hadsiz þükürler olsun. Kýþlarýn ve gecelerin çok uzun geçti, ama artýk o günler geride kaldý. Yeni Asya’m, cennetâsâ baharlarýn, fecr-i sâdýk’ýn hayýrlý olsun. Allah Yeni Asya’nýn kurucusu baþta Zübeyir Gündüzalp olmak üzere Mustafa Polat ve diðer idareci, yazar, bütün çalýþanlar, onu tanýtan, daðýtan, okuyan ve sevenlerden râzý olsun. Rabbimizden duâ ve niyazýmýz; Yeni Asya’mýza lâyýk olduðu tiraja çýkmasýný nasip etsin. Bundan sonraki yýllarda daha geniþ imkânlara kavuþtursun. Âmin. Yeni Asya’m doðum günün kutlu olsun.
H
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
3:42 PM
Page 1
4 FARK
Tesettür, þiddeti de önler
FARUK ÇAKIR cakir@yeniasya.com.tr
ünya Kadýnlar Günü dolayýsýyla yayýnlanan çeþitli bildiri ve yapýlan açýklamalarda bazý doðru þeylere dikkat çekilmiþ olmakla beraber, kadýnlarýn muhatap olduðu ‘þiddet’e çare sunulabilmiþ deðil. Yapýlan açýklamalarý özetlemek gerekirse, dünyada her 5 kadýndan birinin þiddet gördüðü ifade ediliyor ki, ‘medenî bir dünya’ için bu rakamýn küçümsenmesi mümkün deðil. Üstelik bu rakamlar, resmiyete intikal eden þiddeti ölçüyor. Þiddete uðrayan kadýnlarýn nisbeti daha da fazla olabilir. Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Kadýn Sorunlarý Araþtýrma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayþe Akýn, 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü dolayýsýyla yaptýðý açýklamada, þiddetin; tokat, yumruk, tekme ve dayak gibi fiziksel saldýrýlarýn yaný sýra, sindirme, sürekli küçümseme ve aþaðýlama, ailesinden ve arkadaþlarýndan tecrit etme, hareketlerini izleme ve kýsýtlama, bilgiye ve yardýma eriþimini engelleme gibi çok çeþitli alanlarda da olabileceðini söylemiþ. (AA, 6 Mart 2010) Türkiye’yi idare edenler görmek istemese de, manevî temelleri sarsýlan bir toplumda, kadýnýn þiddete maruz kalmasý sýradan bir hadise haline gelir. Bu konuda araþtýrma yapanlar, hadisenin bu yönünü nedense görmek istemez. “Kadýna þiddet, iman ve inanç zaafýndan kaynaklanýyor” denildiðinde güya inançlý insanlarýn uyguladýðý þiddet hatýrlatýlýr. Þu bilinmelidir ki, iman ve inanç zaafý olmayan bir ‘insan’ deðil insana/kadýna, karýncaya bile þiddet uygulayamaz. Eðer uyguluyorsa o kiþinin inancýnýn saðlam olduðu tartýþýlýr. Çok özür dilerim, ama Dünya Saðlýk Örgütü’nün rakamlarýna dayanýlarak yapýlan ayný açýklamada, kadýnlarýn neredeyse yarýsýnýn ‘cinsel taciz’e uðradýðý da belirtilmiþ. Bu konuda ‘medenî Avrupa’ ile ilgili rakamlar hiç de iç açýcý deðil. Ayný araþtýrmaya göre, Türkiye’deki kadýnlar hem þehirde, hem de köylerde þiddete maruz kalýyor. Ýkide bir ‘kýrsal alan’da meydana gelen þiddet gazete manþetlerine taþýnýrken, ‘büyük þehir’lerde yaþanan þiddetin üstünün örtülmesi de ayrý bir handikap... Baþbakanlýk Aile Araþtýrma Kurumu’nun, 2578 hanede yaptýðý ‘’Aile Ýçinde ve Toplumsal Alanda Þiddet’’ araþtýrmasýna göre de, 7-14 yaþ grubu çocuklarýn yaklaþýk yarýsýnýn okulda ve okul dýþýnda þiddetin en az bir türüne maruz kaldýðý da görülmüþ. Rakamlar çeþitli þekillerde yorumlanabilir, ama ortada bir gerçek var: Kadýnlarýn þiddete maruz kalmalarýndaki oranýn artýþý. Bu artýþ cemiyetin ‘bozulma’sýyla doðrudan ilgilidir. TV’lerde, internet sitelerinde ve gazetelerde her gün yüzlerce defa ‘cinsel ikaz’a maruz kalan gençlerin, bu yola sevk edilme tehlikesi vardýr. Bir nokta daha var: Anneden kýza geçerek yýllardýr sürüp giden ‘kanunsuz baþörtüsü yasaðý’ da kadýnlarý maðdur eden en büyük þiddetten biridir. Alýn teriyle çalýþarak üniversiteyi kazanan bir baþörtülü öðrenciyi, okul kapýsýndan geri çevirmek ‘þiddet’ deðil de nedir? “Kamusal alan”a girmesi yasaklanan “tesettür”ün, bilhassa ‘cinsel þiddet’e karþý kadýnlarý koruyan bir ‘kale’ olduðu unutulmalý. Var güçleriyle tesettüre savaþ açanlarýn, ‘kadýna þiddete hayýr’ demesi samimî olabilir mi? Ne zaman ki ‘tesettüre yasak’ demekten vazgeçerler, o zaman onlarýn ‘þiddet karþýtý’ olduklarýný kabul ederiz. Aksi halde ‘ikiyüzlüler’ damgasýndan kurtulamazlar...
D
Bakan Aydýn: Anayasanýn aslý kalacak DEVLET Bakaný Mehmet Aydýn, ‘’Þimdi Anayasa’da deðiþiklik olacak. Anayasa’nýn aslý kalacak. Aslý, insan onuruna saygýdýr, hukukun üstünlüðüdür” dedi. AKP Sinop Gençlik Kollarý tarafýndan düzenlenen Kýþ Eðitim Toplantýsýna katýlmak üzere Sinop’a gelen Aydýn, önce Vali Mustafa Hakan Güvençer’i makamýnda ziyaret ederek bir süre görüþtü. Valilikten çýkýþýnda basýn mensuplarýnýn sorularýný cevaplandýran Bakan Aydýn ‘’Bizim için, ‘sadaka kültürünü geliþtirdiler’ diyorlar. Biz kömür de vereceðiz, kimsesizlere giysi de vereceðiz, çocuklara kitap da vereceðiz. Biz bu milletin parasýný, bu millete veriyoruz. Ýhtiyaç sahiplerine veriyoruz. Zengin zümrelere vermiyoruz’’ dedi. Anayasa deðiþikliðiyle ilgili tartýþmalara da deðinen Aydýn, ‘’Þimdi Anayasa’da deðiþiklik olacak. Anayasa’nýn aslý kalacak. Aslý, insan onuruna saygýdýr, hukukun üstünlüðüdür. Hukukun olmadýðý yerde adalet olmaz’’ diye konuþtu. Aydýn, hukukun bir milletin varlýðý için vazgeçilmez olduðunu vurguladý. Sinop / aa
HABER
YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
Ermeni tasarýsý yasalaþamaz TÜRKÝYE Ýhracatçýlar Meclisi (TÝM) Baþkaný Mehmet Büyükekþi, ABD’nin Türkiye ile stratejik ortaklýðýný tehlikeye atacaðýný ve Ermeni iddialarýyla ilgili tasarýnýn yasallaþacaðýný düþünmediðini belirterek, ‘’ABD ile dýþ ticaret hacmimizin minimum 30-40 milyar dolar seviyesine gelmesi lazým. Onun için önerilerimizden birisi de Amerikalý yatýrýmcýlarýn Türkiye’de yatýrým yapmasýdýr’’ dedi. Büyükekþi, yaptýðý açýklamada, ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi’nde Ermeni iddialarýna iliþkin tasarýnýn kabul edilmesi konusunda, ‘’böyle bir þeyi kesinlikle tasvip etmediðini’’ ifade etti. Er-
meni iddialarýna iliþkin tasarýnýn 2000 yýlýndan bu yana 3-4 kere ayný þekilde geçtiðini, ancak hiçbirinde yasallaþmadýðýný hatýrlatan Büyükekþi, bu seferki oylanan Ermeni tasarýsýnýn 22’ye karþý 23 oyla kabul edildiðine dikkati çekti. Büyükekþi, þunlarý söyledi: ‘’Bardaðýn dolu tarafýndan bakacak olursak, onlar yasallaþmadýðýna göre bunun yasallaþma þansý hiç yok. Çünkü gerek Amerika Baþbakaný Obama’nýn Türkiye’yi ziyaretinde gerekse Baþbakanýmýzýn Amerika ziyaretinde, Amerika ile stratejik ortaklýk yürürlüðe girdi. Herhangi bir þekilde bu iliþkinin bozulacaðýný düþünmüyorum.’’
“STRATEJÝK ORTAKLIK TEHLÝKEYE ATILAMAZ” ERMENÝ iddialarýna iliþkin tasarýnýn, geçici bir süre Türkiye ve ABD arasýnda birtakým siyasî sýkýntýlara neden olabileceðini, ama bunun ABD tarafýndan düzeltileceðini ve stratejik ortaklýðýn tehlikeye atýlmayacaðýný belirten Büyükekþi, þunlarý kaydetti: “Bizim dýþ ticaret hacmimiz Rusya ile 30-40 milyar dolara gidiyor. Amerika ile de dýþ ticaret hacmimizin minimum 30-40 milyar seviyesine gitmesi lâzým. Onun için önerilerimizden birisi de Amerikalý yatýrýmcýlarýn Türkiye’de yatýrým yapmasý. Amerikalýlar Türkiye’de yatýrým yapsa, onlara ihracatýmýz sürdürülebilir olarak devam edecek. Oraya ihracatýmýzý mutlaka artýrmamýz lazým.” Gaziantep / aa
Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi Baþkaný Mehmet Büyükekþi
Sivil anayasaya kavuþma vakti geldi
ANNELERE SESLENDÝ — Binlerce yýl bu ülkenin doðusundaki acýyý Batý’dakinin de paylaþtýðýný, Batý’nýn sevincini, Doðu’nun da yaþadýðýný vurgulayan Erdoðan, þöyle devam etti: ‘’Ayrý gayrýlýða bizim artýk tahammülümüz olamaz. Bugün artýk her türlü husûmeti bitirme zamaný, kaynaþma, dayanýþma zamaný. Ben Dünya Kadýnlar Günü münasebetiyle bir kez daha ülkemizin tüm annelerinden, tüm kadýnlardan yaþanan bu acýyý durdurmak için yüreklerini ortaya koymalarýný rica ediyorum. Bölücü terör örgütüne destek veren annelere de sesleniyorum, evlâdýný kaybeden anneler yerine kendinizi koyarak düþünün. Lütfen evlâtlarýnýzýn daðlara birer terörist olarak çýkmasýna engel olun. Gelin 72.5 milyon bir olalým, beraber olalým, iri olalým, diri olalým.’’ FOTOÐRAF:AA
Kýyafet ayýrýmý çað dýþý BAÞBAKAN RECEP TAYYÝP ERDOÐAN, KADINLARI KILIK VE KIYAFETÝNE GÖRE SINIFLARA AYIRAN HER TÜRLÜ ANLAYIÞIN ÇAÐ DIÞI OLDUÐUNU KAYDETTÝ. BAÞBAKAN Recep Tayyip Erdoðan, ‘’Ülkemizde kadýnýmýzý, kýzýmýzý kýlýk ve kýyafetine göre sýnýflara ayýran her türlü anlayýþ da çað dýþýdýr’’ dedi. Erdoðan, Devlet Su Ýþleri Salonunda ‘’Dünya Kadýnlar Günü’’ çerçevesinde düzenlenen ‘’GAP ve Kadýnýn Güçlendirilmesi’’ panelinin açýlýþýnda konuþtu. ‘’Ülkemizde kadýnýmýzý, kýzýmýzý kýlýk kýyafetine göre sýnýflara ayýran her türlü anlayýþ da çað dýþýdýr’’ diyen Erdoðan, kadýnlara þiddet uygulayan, el kaldýran, onlarý insanlýk dýþý muamelelere maruz býrakan her türlü yaklaþýmýn çað dýþý olduðunu söyledi. Erdoðan, ‘’Bu topraklarýn adetlerinde, geleneklerinde, inançlarýnda, altýný çiziyorum töresinde ve örfünde kendisi için istemediðini, baþkasýna reva görmek yoktur. Kim ki töre adý altýnda örf, adet, gelenek, inanç adý altýnda kadýnlara insanlýk dýþý muameleyi reva görüyorsa o gaflet içindedir, delalet içindedir’’ diye konuþtu. Þanlýurfa / aa
GÜL: ZÝHNÝYET DEÐÝÞÝMÝNE ÝHTÝYAÇ VAR CUMHURBAÞKANI Abdullah Gül, 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü dolayýsýyla yayýmladýðý mesajda, demokrasinin geliþmesi ve insan haklarý standartlarýnýn yükselmesiyle birlikte kadýn haklarý mücadelesinde ciddî mesafeler katedildiðini belirtti. Yasalarla saðlanan ilerlemelerin hayata geçirilmesinin ayný hýzda olmadýðýný ifade eden Gül, “Artýk bir zihniyet deðiþimine ve yasalarla elde edilen haklarýn hayata geçirilmesine ihtiyaç duyulmaktadýr. Bu zihniyet kýrýlmasý da sadece kadýnlarýmýzýn mücadelesiyle deðil, topyekun bir eðitim hamlesi ve tüm bireylerin katkýlarýyla
yaþanacaktýr” dedi. Gül, kadýnlara yönelik cinsiyet ayrýmcýlýðý, aile içi þiddet, eðitim hakkýnýn ihlâl edilmesi gibi olumsuzluklarýn Türkiye gibi modern ve çaðdaþ bir ülkede kabul edilmesinin mümkün olmadýðýný belirtti. Devlet Bakaný Selma Aliye Kavaf ise mesajýnda, 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü’nün, sadece bir kutlama ve anma günü deðil, kadýnýn geldiði noktanýn, yaþadýðý sorunlarýn sorgulandýðý, deðerlendirildiði ve bu yolla kadýnlar arasý birlik ve dayanýþmanýn güçlendiði bir gün olduðunu bildirdi.
CHP, gerçek yüzünü ortaya koydu TÜRKÝYE Diyanet ve Vakýf Görevlileri Sendikasý Genel Baþkaný Mehmet Bayraktutar, Mersin'de hilafetin kaldýrýlýþ yýldönümünde düzenledikleri “çarþaf yýrtma” eylemi yapan CHP'nin gerçek yüzünü fazla gizleyemediðini söyledi. Bayraktutar, yaptýðý açýklamada, 2009 yerel seçimlerinde “çarþaf açýlýmý yapýyoruz” diye kadýnlarýn giyimini siyasî malzeme yapmaya kalkan CHP’nin yalnýzca oy almak için çarþaflýlara ve baþörtülülere hoþ görünmeye çalýþtýðýný ifade etti. CHP zihniyetinin, gerçek yüzünü fazla gizleyemediðini belirten Bayraktutar, “Ülkemizde 21. yüzyýlda hala insanlar özellikle de kadýnlarýmýz giyimlerinden dolayý hor görülüyor, eðitim ve sosyal haklarýndan yoksun býrakýlýyorsa bunu çaðdaþlýkla izah etmeye kalkmak baðnazlýðýn ta kendisidir” diye konuþtu. Bayraktutar, CHP’li kadýnlarýn çarþaf yýrtýp ayaklarý altýnda ezmesinin ne insan haklarý ile ne de kadýn haklarý ile baðdaþmayan görüntüler olduðunu da belirterek, þöyle dedi: “CHP’yi artýk kýyafetle, kat sayýyla, baþörtülü kýzlarýmýzý üniversiteye sokmamanýn yollarýný bulmaya çalýþmakla uðraþma yerine bu ülkenin hayrýna þeyler yapmak için kafa yormaya dâvet ediyoruz. Bunu yapmýyorlarsa gölge etmesinler yeter.” Ankara / AHMET TERZÝ
Çarþaf yýrtmak bize yakýþmaz
CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal
CUMHURIYET Halk Partisi (CHP) Genel Baþkaný Deniz Baykal, Mersin’de CHP’li bir grup bayanýn çarþaf yýrtma olayýnýn kendisini derinden etkilediðini ifade ederek, “Herkes çok iyi bilmelidir ki; CHP’lilerin yýrtma, yakma gibi siyasî bir üslûbu yoktur, olamaz da” dedi. Deniz Baykal, partisinin Malatya il kongresinde yaptýðý konuþmada, erken seçim çaðrýsýný yineledi. Ýktidar deðiþiminin Türkiye’nin huzuru, millî birliði, emeklerin heba olmamasý, Türkiye’nin onuru ve þerefi için þart olduðunu savunan Baykal, demokratik açýlým sürecini de deðerlendirdi. “Demokratik açýlým sürecinin Yeþilçam’a döndüðünü savunan Baykal, “Bu açýlýmýn içinin boþ olduðu ortaya çýktý” diye konuþtu. Mersin’de CHP’lilerin çarþaf yýrtma eylemini de hatýrlatan Baykal, CHP’lilerin yýkma, yakma gibi bir siyasî üslûbunun olmadýðýný kaydetti. Baykal, ‘’Bizim siyasî üslûbumuz diyalogdur. Kimsenin, kimseye böyle hükmetmeye hakký yoktur. CHP’nin hiç kimsenin giyim kuþamýna, ahlâkýna, kültürüne müdahale hakký yoktur. Herkes, inancýnda, yaþayýþ biçiminde, giyiminde özgürdür’’ dedi. Gaziantep / cihan
DEVLET Bakaný ve Baþmüzakereci Eðemen Baðýþ, demokratik ve sivil bir anayasa kavuþma vaktinin geldiðini belirtti. Baðýþ, Kanal 7’de katýldýðý bir programda yaptýðý deðerlendirmede, ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesinde kabul edilen 1915 olaylarýna iliþkin yasa tasarýsýnýn daha evvel de defalarca komiteden geçtiðini ve bunun ilk olmadýðýný hatýrlattý. Oylamada yaþanan geliþmelere deðinen Baðýþ, “Komedi tiyatrosu oynamamýþ olsalardý, bu tasarý reddedilecekti” diye konuþtu. Anayasa deðiþikliði konusuna da deðinen Baðýþ, demokratik ve sivil bir anayasa kavuþma vaktinin geldiðini kaydetti. Baðýþ, AB standartlarýnda bir Anayasaya kavuþmanýn önemine iþaret etti. AB sürecindeki yol haritasý hakkýnda da bilgi veren Baðýþ, 2013 sonuna kadar Türkiye’nin AB standartlarýna yükselmek için gerekli reformlarý tamamlayacaðýný ifade etti. Yargý reformu konusunda düþüncelerini Mart sonuna kadar TBMM’ye sunacaklarýný, muhalefet partilerinin de katýklarýný isteyeceklerini belirten Baðýþ, destek verilirse reformun hep birlikte yapýlacaðýný, aksi halde milletin aslýna gidilerek, referandumla neticelendirme çalýþacaklarýný sözlerine ekledi. Ankara / aa
Demokraside iktidardan korkmayacaksýn
SAÐLIK Bakaný Recep Akdað, “Demokraside iktidardan korkmayacaksýn, demokraside iktidarý vesayet altýna almaya çalýþan, çoðu zaman da alan bir takým güçlerden korkacaksýn” dedi. Bakan Akdað, bir otelde düzenlenen Saðlýk Bakanlýðý ile Müstakil Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði (MÜSÝAD) Teknik Çalýþma Toplantýsýna katýldý. Demokraside iktidardan korkulmamasý gerektiðini, siyasetçinin önünde her zaman sandýðýn olduðunu belirten Akdað, “Demokraside iktidarý vesayet altýna almaya çalýþan, çoðu zaman da alan, Türkiye’nin geçmiþinden bahsediyorum, bir takým güçlerden korkacaksýn. Bu silahlý kuvvetler olabilir, yargý olabilir, uygunsuz biçimde bir araya gelmiþ bir sermayenin basýný ele geçirmesi olabilir. Buna benzer bir takým þeylerden korkmak gerekir. Yoksa siyasetçinin nesinden korkacaðýz ki sandýk önümüzde” dedi. Konuþmasýnýn sonunda saðlýkta yaþanan dönüþümü anlatan Akdað, “Saðlýkta büyük bir yapýsal dönüþüm gerçekleþti. 2008 yýlýnda OECD bir rapor yayýnladý ve bu raporda Türkiye saðlýk sistemindeki dönüþüm ‘big bang’ yani, devasa çok büyük, bütün yapýyý deðiþtirici olarak tanýmlandý. Gerçekten öyle olmuþtur” diye konuþtu. Samsun / aa
Meral Akþener: Türkiye’de tuz koktu
TBMM Baþkanvekili ve MHP Ýstanbul Milletvekili Meral Akþener, ‘’Hakimler, saç saça baþ baþa birbiriyle kavga ediyor. ‘Hükümeti seven hakimler ve hükümetten nefret eden hakimler’ diye algýlar oluþtu. Türkiye’de tuz kokmuþtur’’ diye konuþtu 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü ile ilgili konferans vermek üzere Denizli’ye gelen Akþener, Çivril Ýlçe teþkilâtýnýn düzenlediði Bölge Ýstiþare Toplantýsýna katýldý. Toplantý öncesinde gazetecilerin sorularýný cevaplandýran Akþener, Türkiye’nin ‘’açýlým meselesi’’ ve ‘’yargý reformu’’ gibi konularla ilgili gerilimli bir dönem yaþadýðýný ifade ederek, ülkenin bu gerilimi kaldýramayacaðýný dile getirdi. ‘’Hakimler, saç saça baþ baþa birbiriyle kavga ediyor. ‘Hükümeti seven hakimler ve hükümetten nefret eden hakimler’ diye algýlar oluþtu’’ diye konuþan Akþener, þöyle devam etti: ‘’Ýnsanlarýn birbiriyle olan mesafesini, problemini çözecek olan hukuktur. En güvenilmesi gereken kurum da yargýçlar makamýdýr. Yargý makamýdýr. Tuz kokuyor, tuz. Esas mesele burada. Siyasetçi doðru deðildir, yanlýþtýr deðiþtirirsiniz, geçer gider. Yargýnýn içindeki yargýçlarýn birbiriyle dövüþtüðü, saç saça baþ baþa dövüþtüðü, bilek güreþine tutuþtuðu bir sistemin içinde, bunu nasýl düzelteceksiniz. Reform yaparsýnýz, ona bir þey demiyorum. Ama esas mesele bu algýnýn ortadan kalkmasý.’’ Denizli / aa
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
3:05 PM
Page 1
5
HABER
YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
BAÞKENT YAZILARI
MAKRO - DALGA
Ýþsizlerin dramý RECEP TAÞCI receptasci@yeniasya.com.tr
2009 yýlý iþsizlik rakamlarý açýklandý. 100 kiþiden 14’ü iþsiz. Bir önceki yýla göre iþsiz sayýsý 860 bin kiþi artarak 3 milyon 471 kiþi olmuþ. Genç nüfusta dört kiþiden biri boþta. Ýþ baþvurusu yapýp da iþ bulamayana iþsiz denir. Ýþ bulmaktan umudunu kesenler bu toplama dahil deðil. Gerçek iþsizlerin sayýsý 6 milyonu geçmektedir. Altýnýn çizilmesi gereken diðer bir acý gerçek þehirlerde her üç gençten birinin iþ bulamamasýdýr. Tuzu kuru olanlar için bu rakamlar bir anlam ifade etmiyor. Onlar için, bankalar kâr etsin, dolar kýpýrdamasýn, borsa keyfine baksýn, yeter. Ateþ maalesef düþtüðü yeri yakýyor. Oysa hepimizin yüreði yanmalýdýr. Kendinizi bir an için onlarýn yerine koyun. Yani empati kurun. Þöyle baþlayabilirsiniz; Þu anda bir iþiniz olabilir. Ama bir gün kapýnýzýn çalýnmayacaðýný kimse garanti edemez. Tezgâhýn baþýnda veya masada ter dökerken bir haber gelir: “Müdür çaðýrýyor.” Elinizi yüzünüzü yýkar, kapýsýný týklatýr odasýna girersiniz. Müdür buz gibi bir sesle; “Biliyorsun” diye söze baþlar, ”Kriz var, iþler kesat, iþçi çýkartýyoruz, siz de muhasebeye uðra-
yýn hesabýnýzý kessinler.” Dünyanýz yýkýlýr, vedalaþma sahnesine yürek dayanmaz. Kolay deðildir yýllarca acýlarýnýzý sevinçlerinizi paylaþtýðýnýz arkadaþlarýnýzdan bir çýrpýda ayrýlmak. Öte yandan hesaplarýnýz, planlarýnýz alt üst olur. Hadi diyelim birkaç ay idare edecek birikiminiz veya size el uzatacak eþiniz dostunuz var. Ya sonra… Kredi kartý borcu, kira, yakýt, bakkal, manav ödemeleri.. Köyde olsanýz neyse… Ama þehir öyle mi ya… Attýðýnýz her adým, aldýðýnýz her nefes paradýr. Þehir hayatýnda parasýzlýk çok fenadýr. Parasýzlýk bir yana… Ýþin sosyo-psikolojik boyutu daha da can yakar. Ýþ demek sadece aþ demek deðildir. Ýþ ayný zamanda ruhun gýdasýdýr da. Sabah uyanýnca üzerinize bir kâbus çöker. Artýk gideceðiniz bir yer yoktur. Yýllardýr emek verdiðiniz iþyeriniz size kapalýdýr, ziyaret etmek istersiniz, ayaklarýnýz ve gönlünüz gitmez. Ev bir hapishaneye dönüþür. Birkaç gün sonra fazlalýk olduðunuzu hissedersiniz. Bakýþlar deðiþir, muhabbet kalmaz. Ýþ aramaya çýkarsýnýz. Bütün kapýlar yüzünüze kapanýr, gururunuz incinir. Kriz vardýr. Eþ dosttan medet umarsýnýz, kimi umut verir, kimi nasihat. Üzgün ve yýlgýn akþam eve dönersiniz. Ve o býktýran ve yýkan soruyla karþýlaþýrsýnýz; “Ne oldu, iþ bulabildin mi?” Psikolojiniz bozulur. Daha ileriki aþamalar cinnet ve intihardýr.
“Tezkere” çarpýtmalarý…
‘‘
Ýþsizlik ülkemizin kronik hastalýðýdýr. Büyümenin yüzde 7’lerde olduðu dönemler de dahi iþsizlik yüzde 10’larýn altýna inememiþtir. Çünkü her yýl iþgücüne 700-800 bin kiþi katýlýyor. Köyden þehire göç de iþsizliði tetikliyor. Üstüne küresel ekonomik kriz de eklenince… Dünya 3’üncülüðüne yerleþiyoruz.
Nitekim basýnda intihar haberleri eksik olmuyor. Söz konusu olan 6 milyon insan. O da þimdilik… Rakamlar duygusuzdur, soðuktur. 6 milyon insan, 6 milyon dünya demektir. Çok mudur? Þöyle somutlaþtýralým; Bu 6 milyon insan el ele tutuþsa… Türkiye’yi bir baþtan bir baþa kuþatan bir zincir oluþturur. Ne vahim bir tablo deðil mi? Bu tabloyu kimse siyasî rant veya istismar amacýyla kullanmamalý, Ýktidarýyla muhalefetiyle soruna el birliðiyle çare aramalýdýr. Sosyal devlet vatandaþýna iþ bulmak zorundadýr. Suçlayarak bir yere varamayýz. Ýþsizlik ülkemizin kronik hastalýðýdýr. Büyümenin yüzde 7’lerde olduðu dönemler de dahi iþsizlik yüzde 10’larýn altýna inememiþtir. Çünkü her yýl iþgücüne 700-800 bin kiþi
katýlýyor. Köyden þehire göç de iþsizliði tetikliyor. Üstüne küresel ekonomik kriz de eklenince… Dünya 3’üncülüðüne yerleþiyoruz. Ýktidar tedbirler alýyor. Yetersiz. Bizce önce zihniyet ve mevzuat deðiþmeli. Okulu bitiren “nereye, nasýl kapaðý atacaðým” diye düþünmemeli. “Nasýl iþ kurabilirim” diye yetiþtirilmeli. Müteþebbis, giriþimci ruhu aþýlanmalý. Ve tabiî mevzuat. Bugün aklý baþýnda biri iþ kurmaya cesaret edemez. Ýþ kurmaya kalktýðýnda piþmiþ tavuðun baþýna gelenden daha beter bir durumla karþýlaþýr. Maliye, belediye, itfaiye, polis, sigorta aklýnýza gelen her kuruluþ sizi engellemek için sözleþmiþ gibidirler. Yasal ve idarî düzenlemeler de cabasý. Devlet Planlama Teþkilâtýnýn raporlarýna göre bir kiþiye istihdam saðlamanýn maliyeti 200 ila 250 bin lira arasýnda deðiþmektedir. Kendi iþini kuran bir kiþi devleti bu maliyetten kurtarmaktadýr. Ayrýca vergi, sigorta primi öder. Hele bir de yanýnda bir kiþi çalýþtýrýrsa… Ülke ekonomisine en yararlý hizmeti yapmýþ demektir. Bu sebeple el üstünde tutulmalý, saygý duyulmalýdýr. Ýþsizliðe çözüm yollarýndan biri de bu yaklaþýmýn benimsenmesine baðlýdýr. Bir çift de çalýþanlara sözümüz olacak. Ýþi olan da iþine dört elle sarýlmalý, iþ hayatýnýn tabiî seyrinde çýkabilecek sorunlarý büyütmemeli, emanete hýyanet etmemeli, dürüstlükten asla þaþmamalý, yalandan dolandan uzak durmalýdýr.
Sebze ticaretine düzenleme
MECLÝS, bu hafta sebze ve meyve ticaretini yeniden düzenleyen tasarý için mesai yapacak. TBMM Genel Kurulu, haftaya denetimle baþlayacak. Genel Kurulda, yarýn Devlet Bakaný Zafer Çaðlayan, bir saat süreyle mil letvekil lerinin soru önergelerini cevaplayacak. Sözlü sorularýn ardýndan, uzun süreden beri gündemde bulunan sebze meyve hal leriyle ilgili düzenleme ele alýnacak. ‘’Temel kanun’’ olarak iki bölüm halinde görüþülecek olan 20 maddelik tasarý, sebze ve meyve ticareti ile arz ve talep derinliði bulunan diðer mal larýn ticaretini yeniden düzenliyor. Bu tasarýnýn yasalaþmasýnýn ardýndan Genetiði Deðiþtirilmiþ Organizmalar (GDO) ve ürünlerine iliþkin düzenlemeleri içeren Biyogüvenlik Yasa Tasarýsý ele alýnacak. TBMM’deki ihtisas ve araþtýrma komisyonlarý da gündemlerindeki konularý görüþmek üzere toplanacak. Ankara / aa
Erdoðan’ýn yurt dýþý trafiði yoðun
BAÞBAKAN Recep Tayyip Erdoðan, Suudi Arabistan, Ýngiltere ve Ýsveç’e ziyarette bulunucak. Baþbakanlýk Basýn Merkezinden yapýlan açýklamaya göre, Baþbakan Erdoðan, Suudi Arabistan Kral Faysal Vakfý tarafýndan verilen ‘’Kral Faysal Uluslararasý Ödülü’’nü kabul etmek üzere 8-9 Mart günlerinde Suudi Arabistan’ýn baþkenti Riyad’a resmî ziyarette bulunacak. Baþbakan Erdoðan, Ýngiltere Baþbakaný Gordon Brown’un davetlisi olarak 16 Mart tarihinde ise Ýngiltere’ye çalýþma ziyaretinde bulunacak. Ýngiltere Baþbakaný Brown ile görüþecek olan Erdoðan, ayný gün Ýngiltere’deki ziyaretini tamamlayarak akþam saatlerinde Ýsveç’e geçecek. Erdoðan, Ýsveç’in baþþehri Stockholm’de 17 Mart tarihinde düzenlenecek olan Türkiye-Ýsveç I. Hükümetlerarasý Zirvesi’ne katýlacak. Erdoðan’ýn, Ýsveç’te ikili görüþmeler de gerçekleþtirmesi öngörülüyor. Ankara / aa-cihan
Yapýlarýn yüzde 30’u çürük
BAYINDIRLIK ve Ýskân Bakaný Mustafa Demir, ‘’Deprem olursa yýkýlma ihtimali yüksek olan yapý stokumuz yüzde 30 civarýnda tahmin ediliyor’’ dedi. Bakaný Demir, Bolu Ýl Bayýndýrlýk Müdürlüðünü ziyaret ederek, çalýþmalarý yerinde inceledi. Burada bir açýklama yapan Demir, Türkiye’deki tüm yapý stoku içindeki depreme dayanýksýz, depremde yýkýlma ihtimali yüksek olan yapý stokunun yüzde 30 civarýnda tahmin edildiðini bildirdi. 5-6 yýl öncesine kadar bu aranýn yüzde 5060’larda bulunduðunu ifade eden Demir, ‘’Yeni yapýlarýn devreye girmesi ve dönüþüm projeleri ile bir kýsým dayanýksýz yapýlarýn dayanýklý hale dönüþtürülmesi, güçlendirmesi yapýldý’’ diye konuþtu. Bolu / aa
Bazý büyük bankalarýn kârlýlýklarýný son 5 yýlda üç, dört kat arttýrdýklarý dikkat çekerken, sektörde 3 milyar liranýn üzerinde net kârlýlýklar ilk kez görüldü.
Bankalar kârlarýný katladý EKONOMÝK KRÝZDEN ETKÝLENMEYEN BANKALAR, 2008'ÝN ARDINDAN 2009 YILINDA YÜZYILIN KÂRINI AÇIKLADI. BANKALAR, KÂRLILIKLARINI SON 5 YILDA ÜÇ, DÖRT KAT ARTTIRDI. GEÇTÝÐÝMÝZ yýla iliþkin bilânçolarýný açýklayan bankalar, 2008’in ardýndan 2009 yýlýnda da iyi kârlar açýklarken, bazý büyük bankalarýn kârlýlýklarýný son 5 yýlda üç, dört kat arttýrdýklarý dikkat çekiyor. Bankalarýn kârlarýnda ‘’yüzyýlýn kârýný’’ açýklayan Ziraat Bankasý 3 milyar 511 milyon lira ile ilk sýrayý alýrken, bunu 3 milyar 100 milyon lira konsolide net kar ile Garanti Bankasý, 2 milyar 752 milyon lira ile Ýþ Bankasý ve 2 milyar 722 milyon lira ile Akbank izledi. Bankacýlýk sektöründeki toplam net kârlýlýk rakamý 2005’te 5 milyar lira civarýnda olurken, bu rakam 2006’da iki kat artarak 10 milyar lirayý geçti. Toplam net kârlýlýk, 2007’de 14 milyar lira, 2008’de bir önceki yýla göre az da olsa düþerek 12 milyar lira civarýnda gerçekleþmiþti. 2009’da ise krize raðmen verdikleri krediler ve kâðýt tarafýndan gelen kârlarýn etkisiyle kârlýlýklarýný arttýrarak sürdürdükleri dikkat çeken bankala-
rýn yýl sonu kârlýlýk rakamýnýn, 20 milyar lirayý geçeceði yönündeki tahminler doðrultusunda gerçekleþmesi öngörülüyor. Bankacýlýk sektöründe 3 milyar liranýn üzerinde net kârlýlýklar ilk kez görülürken, Ziraat Bankasý ve Garanti Bankasý Türk bankacýlýk sektöründe 3 milyar liranýn üzerinde konsolide net kâr rakamlarýyla dikkat çeken bankalar oldu. Akbank ve Ýþ Bankasý da 2 milyar liranýn üzerinde 2,7 milyar lira civarýndaki konsolide net kârlarýyla dikkat çekerken, bu bankalarýn yaný sýra Yapý Kredi, Halk Bankasý ve Vakýfbank 1 milyar liranýn üzerinde net kâr açýkladýlar. 2005’te 752 milyon lira net kâr açýklayan Garanti 2009’da konsolide net kârýný dört kattan fazla arttýrarak 3 milyar 100 milyon liraya çýkarýrken, son 5 yýlda Ziraat, Ýþ Bankasý ve Akbank net kârlarýný yaklaþýk iki kat, Halk Bankasý üç kat arttýrdý. Ýstanbul / aa
KÝÞÝ BAÞINA 17 MÝLYON LÝRALIK KAÇAK MALÝYE Bakanlýðý Hesap Uzmanlarý Kurulunun 2009 yýlýnda gerçekleþtirdiði vergi denetimlerinde mükellef baþýna ortalama 17 milyon 252 bin 334 lira kaçak bulundu. Hesap Uzmanlarý Kurulu Baþkaný Hadi Ekinci’den alýnan bilgiye göre, hesap uzmanlarý risk analiz sonuçlarýndan da yararlanarak geçen yýl turne ve sektör denetimleriyle 812 mükellefi incelemeye aldý. Bunlarýn 521’ini kurumlar vergisi, 432’sini KDV, 196’sýný gelir vergisi, 105’ini veraset ve intikal vergisi, 374’ünü geçici vergi, 58’ini damga vergisi, 7’sini özel tüketim vergisi, 7’sini banka ve sigorta muameleleri vergisi, 31’ini de diðer vergi mükellefleri oluþturdu. Denetimlerde düzenlenen rapor sayýsý da 2 bin 538 olarak belirlendi. Vergi denetimine tabi tutulan 812 mükellef, devlete 72 milyar 376 milyon 81 bin 223 lira gelir beyan etti. Buna karþýlýk mükellefler, 14 milyar 8 milyon 895 bin 515 lirayý devletten kaçýrdý. Böylece mükellef baþýna ortalama 17 milyon 252 bin lira gelir kaçaðý ile karþý karþýya kalýndý. Hesap uzmanlarýnýn vergi inceleme sonuçlarýna göre, en fazla kaçak damga vergisi ve kurumlar vergisinde ortaya çýkarýldý. Ankara / aa
CEVHER ÝLHAN cevher@yeniasya.com.tr
ýþta “Ermeni soykýrýmý tasarýsý”nýn Amerikan Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi’nde oylanmasý, içte “28 Þubat postmodern darbesi” tartýþmalarý ortasýnda, Türkiye’nin baþýndan geçmiþ “tezkere” bâdiresinin yýldönümü âdeta atlandý. Bilindiði gibi 65 bin Amerikan askerinin Türkiye topraklarýnda konuþlanmasýna ve Irak’a geçiþine dair AKP hükûmetinin hazýrladýðý “tezkere”, 1 Mart 2003’te TBMM’de reddedilmiþti. Ýlginç olan, yedi yýl önceki oylamanýn çarpýtýlýp tersyüz edilmesi. Hükûmetin ve iktidar partisinin sonuna kadar savunduðu “tezkere”de yanýltmalara baþvurulmasý. Gündemdeki konular hakkýnda konuþan Baþbakan Yardýmcýsý Arýnç’ýn “tezkere”nin yýldönümünde gittiði Þam’da “Tezkere onaylanmýþ olsaydý, Türkiye’nin içte ve dýþta tüm ulusal çýkarlarý büyük zarar görecekti” ikrarýnýn ardýndan söyledikleri, bunlardan biri… Doðrusu, bazý bakanlarýn ve AKP yöneticilerinin hükûmetin büyük bir ýsrarla geçmesini istediði “tezkere” hakkýnda bugün “iyi ki reddedildi” yorumu, “hatadan dönme fazileti” olarak hayra alâmet. Ancak siyasî iktidarýn, Türkiye’ye büyük itibar ve prestij saðlayan Meclis’in kararýndan istifadenin ötesinde, cerbezelerle sahiplenmesi, kamuoyunu yanýltýcý bir siyasî çarpýtma…
D
TEZKERE’YE ‘HAYIR’ DÝYEN... Hükûmetin dayatmasýna raðmen millî irâdenin temsilcisi Meclis’in “tezkere”ye geçit vermemesini, Türkiye’nin Ýslâm ve Arap ülkeleri ile Ortadoðu’da, özellikle AB ve hatta ABD nezdinde büyük saygýnlýk kazandýrdýðýný belirten Arýnç’ýn, AKP hükûmetinin “tezkere”nin geçmesini istemediði havasýný vermesi, bunun son bir örneði. “O zaman bazýlarý bu tezkerenin kabulü yönünde tavýr sergilediler ve onu savunurken ben tersini düþünüyor ve tezkerenin geçmemesi için uðraþýyordum” hatýrlatmasýnda bulunup “kendi þahsî görüþü”nü nazara veren Arýnç, ne garip ki “tezkerenin kabulü için uðraþan ‘bazýlarý”ný açýklamýyor. Oysa herkes biliyor ki AKP iktidarýnýn daha üçüncü ayýnda baþta AKP Genel Baþkaný Erdoðan ve dönemin Baþbakaný Gül olmak üzere hükûmet ve iktidar partisi yönetimi, “tezkere”nin geçmesi için canla baþla çalýþtý. Erdoðan’ýn tepki gösteren partililere, “Her zaman ‘hayýr’da hayýr yoktur, rahat olun, geliþmeler kontrolümüzde” sözleri hâlâ hâfýzalarda… Gerçek þu ki kapalý kapýlar arkasýnda, “tezkerenin mutlaka kabul edilmesi ve ABD’nin küstürülmemesi” hesâbýna “telkinler”de bulunan Erdoðan, kapalý grupta “hayýr” oyu verecek çiçeði burnunda milletvekillerine siyasî tehdit anlamýna gelen imâlarda bulunmuþtu. Peþinden 31 Mart 2003’e Amerikan The Wall Street Journal’a yazdýðý makalede, “Irak’ta savaþan ABD’li kahraman bay ve bayan askerlerin en az zâyiatla ve en kýsa zamanda ülkelerine dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz” diyen Erdoðan’ýn milletvekillerine, “Tezkere’ye ‘hayýr’ diyen, bana hayýr demiþ olur” diye rest çekip kýskaca aldýðý da gazete sütunlarýnda… Dahasý, dönemin Devlet Bakaný Babacan, Millî Savunma Bakaný Gönül ve Dýþiþleri Bakaný Yakýþ, “ABD ile her plâtformda stratejik ortaklýðýmýz artar” diye tezkerenin yararlarýný propaganda etmiþlerdi. Ýktidar kulislerinde, “Tezkereyi reddetmemiz Müslüman ülkelerden destek bulsa da dünyada etkili bir güce sahip olan Yahudi lobisinin desteðini kaybederiz” kaygýlarýyla “korkutucu” senaryolar seslendirilmiþti…
“TEZKERE’NÝN KABULÜNE UÐRAÞAN” KÝMLER? Keza Erdoðan’ýn “tezkere”nin geçmemesi þaþkýnlýðýyla “Bu nasýl oldu?” diye Baþbakan Gül’e çýkýþtýðý ve hatta “yeterince aðýrlýðýný koymadýðý için eleþtirdiði” de medyaya sýzmýþtý… Ve yine “Tezkere”nin reddedilmesi üzerine Ankara’ya zehir-zemberek tehditler savuran dönemin Amerikan Dýþiþleri Bakan Yardýmcýsý Paul Wolfowitz’in iþgalden üç ay önce “Biz Irak’a müdahâle konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoðan bize cesâret verdi” cümlesi basýna yansýmýþtý. (Yeni Þafak, 5.2.2004) Özetle “tezkere” oylamasý öncesinde Erdoðan’ýn, “Tezkere geçse de geçmese de ABD’nin iþgale kararlý olduðunu” söyleyip, “Tezkere geçmezse memur maaþlarýný ödeyemeyiz; tezkerenin çýkmamasý halinde Türkiye’nin borç ödemesine dikkat çekerek ekonomik olarak çok sýkýntýya girecekleri” baskýsýný, saðýr sultan bile duymuþtu. Ankara-Washington hattýnda Dýþiþleri Müsteþarý Uður Ziyal ile Amerikan Büyükelçisi Robert Pearson arasýnda 100 sayfayý aþkýn “kredi-ticaret desteði ve hibe paketi” pazarlýðýyla ABD’nin Türk ekonomisini ayakta tutma güvencesi verdiði medyada yer almýþtý. Kýsacasý Erdoðan ve hükûmetinin “tezkere”yi sonuna kadar desteklediði yakýn tarihin arþivinde. Bu açýdan “kendini akýllý, âlemi kör-sersem sanan” siyasî söylemlerle “tezkereyi savunan ‘o bazýlarý”nýn gözardý edilmesi, tam bir demagoji… Sahi, Arýnç’ýn ifâdesiyle, “Meclis’te reddedilmesiyle Türkiye’ye büyük itibar saðlayan” ve mefhumu muhalifiyle Türkiye’yi iþgale ve savaþa ortak etmekle Amerikan zulüm ve iþgal politikalarýnýn güdümüne sokup itibarsýzlýk ve uluslar arasý politik avantaj kaybýna uðratacaðýný belirttiði “tezkere’nin kabulü yönünde tavýr sergileyen ‘o bazýlarý” kimler? Arýnç, neden sözünü ettiði “o bazýlarý”ný açýklamaz? En baþta karþýsýna “Türkiye’nin büyük þansý” dediði Erdoðan ve son seçimler öncesinde “dindar Cumhurbaþkaný” olarak lanse ettiði Gül çýkacaðý için mi? Tecâhül-ü ârifli “tezkere” çarpýtmalarý oldukça sýrýtýyor…
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
12:05 PM
Page 1
6
RÖPORTAJ YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
H. HÜSEYÝN KEMAL
SAÝD NURSÎ CUMHURU TEMSÝL EDÝYOR
hhkemal@yeniasya.com.tr
Parti devleti olarak kurulan cumhuriyet 50’li yýllarda çok partili sisteme geçtikten sonra, artýk halkýn katýlýmýna açýlmýþ oldu. Ancak bu, devleti resmî ideolojiyle yönetilen bürokrat ve askerlerin istediði bir durum deðil, dünyanýn demokratik standartlarýnýn dayattýðý bir durumdu. Artýk millete hükmeden devlet gücü evrilmeye baþlamýþtý. Milletin çocuklarý kurumsal yapýlarda yerini alýyordu. Ancak geliþmeler, çatýþmalarý da beraberinde getirecekti. Asker ve bürokrasi direnecek, demokrasiden yana olan insanlar sabýrla, gayretle, tevekkülle Türkiye’nin geçmiþten miras kalan özüne kavuþmak için çaba sarf edeceklerdi. Nitekim de öyle oldu; demokrasi mücadelesine karþý defalarca ordu silâhýný millete doðrulttu, ancak büyük bir erdemle ve basiretle provokasyonlara gelmeyen milyonlarca insan, adýmlarýný devleti kendine hizmetkâr etme yolunda atmaya devam etti. Geldiðimiz noktada, artýk Anadolu insaný dünyaya açýlmýþ, eðitim düzeyi yükselmiþ dünya vatandaþý olmuþtu. Artýk devletin sýnýrlarý çoktan aþýlmýþ, Batýya karþý Ýslâm’ý temsil çalýþmalarý baþlamýþtý. Biz de bugün yaþadýðýmýz süreci, darbe tartýþmalarýný, Genelkurmay’ýn durumunu, Said Nursî’yi devletin neden hâlâ tanýmadýðýný “5816 sayýlý Atatürk Aleyhine Ýþlenen Suçlar Hakkýnda Kanun'a muhalefetten” 2003 yýlýnda 15 ay hapis cezasý alan ve 6 ay hapis yatmak zorunda kalan yazar Hakan Albayrak’a sorduk. Albayrak, “Hükümete sadakat göstermeyen ordu eþkiyadýr” diyor.
YAZAR HAKAN ALBAYRAK "SAÝD NURSÎ'NÝN CUMHURÝYETÇÝ OLMASI FAYDA ETMEDÝ, ZÝRA ONA DÜÞMAN OLANLAR GENELLÝKLE CUMHURSUZ BÝR CUMHURÝYET ÝSTÝYORLAR VE FAKAT SAÝD NURSÎ CUMHURU TEMSÝL EDÝYOR" DEDÝ.
hiç gösteremez!
Askerle halk arasýnda gerilim, sizce son yýllara ait bir gerilim mi? lur mu? Jandarma 1930’lu yýllarda köyleri basýp Kur’ân mekteplerini çocuklarýn baþýna yýkarken yok muydu o gerilim? 27 Mayýs Cuntasý halkýn seçtiði baþbakaný ipe çekerken yok muydu?
O
Bu gerilimin sebepleri nelerdir?
Meselenin püf noktasýný, Ýsmet Paþa’nýn askerlere söylediði “Millet düþmanýnýz” sözünde aramak lâzým.
Sizce ordu halkýn gösterdiði güveni ve saygýyý iyi yönetebildi mi? Anketlerde ordu her þeye raðmen en güvenilir kurum çýkýyordu, çünkü halkýn tasavvurundaki ordu “Peygamber Ocaðý”ydý ve bu imaja mugayir hal ve hareketler kaideyi bozmayan istisnalar olarak görülüyordu. 28 Þubat ve 27 Nisan süreçleri, son yedi yýlda yerden mantar gibi biten cuntalar, doðrudan doðruya halký hedef alan “Balyoz” gibi kanlý darbe planlarý ve Genelkurmay Baþkanlýðý’nýn TSK bünyesindeki isyan potansiyelini bastýrmak için kararlý bir mücadeleye girmek yerine “orduya karþý asimetrik savaþ yürütmek”le suçladýðý çevrelerle uðraþýp durmasý, istisnalarýn kaide haline geldiði intibaýný uyandýrdý ve Türk Silâhlý Kuvvetleri’nin kurumsal saygýnlýðýný fena halde zedeledi. Genelkurmay Baþkaný Ýlker Baþbuð, vakitlice çýkýp “Geçmiþteki bütün askerî darbeler ve askerî muhtýralar için özür diliyoruz, bunlarýn hepsini lânetliyoruz, askerin siyasete þu veya bu þekilde müdahalesini –hatta siyasetin “s”sini telaffuzunu- demokratik hukuk devletine isyan sayýyoruz, günümüzde böyle iþlere kalkýþan ve yarýn kalkýþacak olan TSK mensuplarýnýn tepesine bineceðimizi taahhüt ediyoruz” deseydi ve bunun gereðini lâyýkýyla yapsaydý, TSK’nýn kurumsal kimliði bu kadar yýpranmazdý.
“Millete ve hükümetine sadakat ordunun þerefidir” diyorsunuz. Bunu biraz açar mýsýnýz? Ordu millettendir ve millet içindir. Kendini milletin dýþýnda, milletin ötesinde, milletin üstünde göremez. Milletin Meclisine ve o Meclisten çýkan hükümete sadakat göstermeyen asker eþkýyadýr.
Genelkurmay’ýn bir çok açýklamasý redd-i miras gibi algýlanýyor, ancak öbür taraftan bizimde bir sabrýmýz var diyor. Ne anlamak lâzým? Dediðim gibi, deðiþim sancýsý.
Gözaltýna alýnan paþalar hakkýndaki görüþleriniz ve son geliþmeleri Türkiye'nin genel seyri içinde nasýl deðerlendiriyorsunuz? Demokratik devrim diyebileceðimiz bir süreç yaþanýyor. Bu yöndeki çabalar, anti-demokratik karþý devrim çabalarýný da beraberinde getiriyor tabiî. Yüksek yargýnýn yeniden yapýlandýrýlmasý için düðmeye basýlmasý ve “Balyoz Darbe Planý”yla ilgili geniþ kapsamlý bir soruþturma baþlatýlmasý, Türkiye’nin bu genel seyri içinde kaçýnýlmazdý.
Sizce, demokratikleþme sürecinin sonunda gerçek bir halk ordu yakýnlaþmasý olacak mý?
1968 yýlýnda Federal Almanya'da doðdu. Orta öðretimini Türkiye'de tamamladý. Farklý periyodlarla Millî Gazete, Yeni Þafak ve Zaman gazetelerinde yazar olarak görev yapan Albayrak; 1983 yýlýnda Halka Iþýk dergisini, 1989'da da Nihat Genç'le birlikte Çete dergisini çýkardý. Ýhlas Haber Ajansý bünyesinde Gazze ve Kudüs'te bulundu. 1994 yýlýnda insanî yardým amaçlý gittiði Bosna-Hersek'te ÝHH Saraybosna temsilcisi oldu. Yazýlarýnda kimi zaman Werner Hugo mahlasýný kullanan Albayrak, daha sonra da Gökhan Özcan'la birlikte editörlüðünü üstlendiði Gerçek Hayat dergisini kurdu. 2000 yýlýnda Millî Gazete'de yayýnlanan bir makalesi dolayýsýyla, 5816 sayýlý Atatürk Aleyhine Ýþlenen Suçlar Hakkýnda Kanun'a muhalefetten, 2003 yýlýnda 15 ay hapis cezasý aldý. Ceza Ýnfaz Yasasý kapsamýnda cezasý 1/3 oranýna indirildi ve 6 ay Kalecik Cezaevi'nde kalarak mahkûmiyetini tamamladý. Evli ve 2 çocuk babasý olan Hakan Albayrak'ýn halen Yeni Þafak'da günlük, Gerçek Hayat'ta da haftalýk makaleleri yayýnlanmaktadýr.
Ýnþaallah olacak. Ordu-millet gerginliði ve ordu-hükümet kutuplaþmasý sürdürülebilir bir kriz deðil. TSK yönetimi bunu er veya geç anlayacaktýr. Bence anlamaya baþladý bile. Bu sürecin sonunda restleþmelerin yerini jestleþmelerin alacaðýný hissediyorum.
þunu sorgulamaya baþladýðýný da gösteriyor. ‘Biz ne diyorsak o! Taviz yok! Geri adým yok!’ tavrýnýn deðiþmeye baþladýðýný görüyoruz. Bunlar deðiþim sancýlarý.
Sizce hangi kesim ve görüþten olursa olsun fikir özgürlüðü tam mânâsýyla var mý?
Genel kamuoyu ile ordunun iç kamuoyunu ayný anda idare etmenin zorluðunu gösteriyor. Genelkurmay’ýn bazý soru iþaretleriyle boðuþtuðunu, tereddütler geçirdiðini, geleneksel duru-
Her halde öyleydi. Kulaða tehdit gibi, þantaj gibi geliyor. Kabul edilemez. Ordu, tabi olduðu hükümete aba altýndan sopa gösteremez.
Ordu milletin dinine neden hep mesafeli bakmýþtýr?
Uður Mumcu’nun “Kâzým Karabekir Anlatýyor” adlý kitabýnda var: Cumhuriyeti kuran kadronun önde gelenleri “Dindar milletler terakki edemez” diye düþünüyorlardý. Bir de, “Harpte bizimle beraber Almanya’nýn yanýnda yer almýþ olan Bulgaristan ve Macaristan iþgale uðramadýðý halde, biz iþgale uðradýk, çünkü biz Müslümanýz. Müslüman göründüðümüz müddetçe de Batý’nýn hýþmýna uðramaya devam edeceðiz” gibi þeyler söylüyorlardý. Ordunun bilinçaltýnda bunlar yatýyor galiba.
Genelkurmay’ýn çeliþkili açýklamalarý sizce neyi gösteriyor?
T. C. KADIKÖY 3. AÝLE MAHKEMESÝNDEN BÝLDÝRÝLMÝÞTÝR. ÝLAN ESAS NO DAVACI VEKÝLÝ DAVALI
HAKAN ALBAYRAK KÝMDÝR?
Hele aba üstünden sopa
: 2009/524 Esas : MARÝANA AKYILDIZ : Av. Avni Kalemci : ERDAL AKYILDIZ Gurabahüseyinaða Mah. Uzunyusuf Sok. No: 15/5 Fatih/ ÝSTANBUL Davacý Mariana Akyýldýz vekili Av. Avni Kalemci tarafýndan aleyhinize açýlan Boþanma davasýnýn yapýlan yargýlamasýnda; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruþma gününü bildirir davetiye çýkarýlmýþ olup, adresinizden ayrýldýðýnýz gerekçesiyle tebligat yapýlamamýþtýr. Adres araþtýrmasýndan da bir netice alýnamadýðýndan dava dilekçesi ve duruþma gününün ilanen tebliðine karar verilmiþtir. Duruþma Günü: 08/04/2010 günü saat: 11:50’de duruþmada bizzat hazýr bulunmanýz, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, Aksi taktirde H.U.M.K.’nun 3156 sayýlý yasa ile deðiþik 213/2 maddesi uyarýnca yargýlamaya yokluðunuzda devam olunacaðý hususu, Dava Dilekçesi ve duruþma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen teblið olunur. B: 14666
Genelkurmay “Elimizdeki belgeleri açýklarýz” dedi. Bu hükümete karþý bir açýklama mýydý?
Hükümet demiþken, hükümete esaslý eleþtiriler yapýlamadýðý için Ýslâmî kesimin tek sesli olduðu itirazlarý var. Bu konudaki görüþleriniz neler?
Yeni Asya hükümeti eleþtirmekten imtina etmiyor. “Yandaþ Medya” yaftasý yapýþtýrýlan Yeni Þafak’ta birçok yazar, bendeniz dahil, hükümeti birçok konuda eleþtirmiþtir ve her halde bundan sonra da eleþtirecektir. Örnekleri çoðaltmak mümkün. Ama, tek seslilikten kasýt oligarþik güçlere karþý hükümeti ve AK Parti’yi savunmak konusundaki ortak tavýr ise, evet, genellikle tek sesliyiz.
Yok, ama geçmiþte Kürt meselesi hakkýnda konuþup yazmak fevkalâde riskliyken ve orduya en ufak bir eleþtiri dahî mahkemelerde dâvâ konusu olurken, bugün bu gibi konularda nispeten rahatýz. Ýyiye doðru bir gidiþ var.
Ülkeyi yönetenlerin yazarlarla kavga etmelerini nasýl yorumluyorsunuz?
T. C. ÝSTANBUL 5. ÝÞ MAHKEMESÝ HAKÝMLÝÐÝ’NDEN;
Baþbakanýn yazarlarla bire bir kavga etmesi, ilk bakýþta sevimsiz görünebilir, ama “Demek ki yazarlarý önemsiyor, onlara kýymet veriyor” diye memnun olmak da mümkün.
Bu ülkede baþka bir resmî tabu da Said Nursî… Cumhuriyeti, meþrûtiyeti, parlamenter sistemi savunduðu halde devlet Said Nursî’ye neden bu kadar tepkili? Tek parti dönemindeki tepki, her þeyden evvel din düþmanlýðýndan kaynaklanýyordu. ‘Din terakkiye manidir’ diyerek imana savaþ açan kadrolar, imanýn ihyasý için canla baþla çalýþan Said Nursî’ye elbette diþ bileyeceklerdi. Çok partili dönemde ceberut laiklik biraz yumuþadý, din düþmanlýðý irtifa kaybetti, ama Said Nursî’ye tepki sürdü. Said Nursî’nin cumhuriyetçi olmasý fayda etmedi, zira ona düþman olanlar genellikle cumhursuz bir cumhuriyet istiyorlar ve fakat Said Nursî cumhuru temsil ediyor.
Said Nursî sizce Türkiye’nin siyasî ve sosyal hayatýna nasýl etki býrakmýþtýr?
Bu ülke hâlâ Ýslâm ülkesi diye anýlabiliyorsa, bunda Bediüzzaman’ýn payý büyük. Cenâb-ý Hakk ganî ganî rahmet eylesin.
Entelektüel veya aydýn dediðimiz kimselerin çoðu Said Nursî’nin düþüncelerini bilmiyor. Bu Türkiye’ye bir kayýp olarak geri dönüyor mu sizce? Tabiî ki. Ýman tazelemeye hepimizin ihtiyacý var ve Risâle-i Nur Külliyatý iman tazelemek için bire bir. Üstadýn Türk-Kürt beraberliði konusundaki fikirleri ve gayretleri ile meþveret ve þûrâya yaptýðý vurgular da çok önemli. Bunlar doðru dürüst bilinseydi, bunlarýn mânâ ve ehemmiyetleri idrak edilseydi, ülkemiz her halde daha güzel bir ülke olurdu.
Devlet Said Nursî’yle ne zaman barýþacak dersiniz? Bu konuda yapýlmasý gerekenler neler? TRT’de Bediüzzaman’ýn hayatýný, mücadelelerini ve çektiði çileleri anlatan bir dizi -belgesel yahut drama- güzel bir baþlangýç olacaktýr. Þükür ki, artýk böyle bir þey imkânsýz görünmüyor.
T.C.ADANA1.ASLÝYEHUKUKMAHKEMESÝ GEREKÇELÝKARAR
Ý L A N Esas No : 2008/322
17.02.2010
Davacý Uður Gedik tarafýndan- davalýlar Atik Özel Renault Servisi- Funda Atik ve SGK Baþkanlýðý aleyhine açýlan alacak davasýnda verilen karar uyarýnca: Davalý ATÝK ÖZEL RENAULT SERVÝSÝ - FUNDA ATÝK , Sýracevizler Cad. 116 Þiþli-ÝSTANBUL adresinde bulunmadýðý yaptýrýlan zabýta tahkikatýndan anlaþýlmýþ olmakla adlarýna davetiyenin ilanen yapýlmasýna mahkemece karar verilmiþ olup davalý ATÝK ÖZEL RENAULT SERVÝSÝ -FUNDA ATÝK’ÝN duruþmanýn býrakýldýðý 28.04.2010 günü saat 10.30’ da Ýstanbul 5. Ýþ Mahkemesi duruþma salonunda bizzat hazýr bulunmasý veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmesi aksi takdirde Usul Hükümleri gereðince duruþmaya davalýnýn yokluklarýnda devam olunacaðý meþruhatlý davetiye yerine kaim olmak üzere teblið olunur. B: 14655
E S A S N O : 2009/644 K A R A R N O : 2010/12 HÜKÜM: Gerekçeleri yukarýda açýklandýðý üzere; 1- Davanýn KABULÜ ile, Adana Ýli Sarýçam Ýlçesi Sofulu mahallesi Cilt no: 147, Hane No: 62, BSN No: 5. TC No: 18991162928‘de nüfusa kayýtlý Osman ve Hatice’den olma 12.04.1986 d.lu Sakine Ertürk’ün mevcut nüfus kaydýnda Sakine olan öz adýnýn önüne Defne isminin eklenmek sureti ile öz adýnýn DEFNE SAKÝNE olarak TASHÝHÝNE Davacý nýn ad ve so ya dý nýn nü fus ka yýt la rý na DEF NE SA KÝ NE ER TÜRK o la rak TES CÝ LÝ NE.
B: 13915
GAZÝOSMANPAÞA 2. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ HAKÝMLÝÐÝ’NDEN ÝLAN ESAS NO: 2009/722 Esas KARAR NO: 2010/43 Mahkememizin 2009/722 Esas Esas - 2010/43 Karar Sayýlý, 10/02/2010 tarihli ilamý ile; Bitlis ili, Merkez ilçesi, Kireçtaþý Köyü. Cilt: 54, Hane: 16, Bsn: 105 numaralarýnda nüfusa kayýtlý, Salih ve Naime’den olma, 15/06/1990 doðumlu MAÞALLAH BUDAK’ýn adýnýn YUSUF olarak. TASHÝHEN TESCÝLÝNE karar verilmiþ olup, ilan olunur. 03/03/2010
B: 14659
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
2:31 PM
Page 1
7
DÜNYA
YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
Doðu Kudüs için büyük gösteri ÝSRAÝLLÝ EYLEMCÝLER VE ARAPLAR, EVLERÝNDEN ÇIKARILAN FÝLÝSTÝNLÝ AÝLELER ÝÇÝN SOKAÐA DÖKÜLDÜ. DOÐU Kudüs’ün Þeyh Cerrah mahal lesinde uzunca bir süredir uygulanan, bazý Filistinli ailelerin mahkeme kararlarýyla evlerinden edilip, yerlerine aþýrý saðcýdinci Yahudilerin yerleþtirilmesine karþý, Ýsrail li sol eylemcilerle Araplar birlikte protesto eylemi düzenledi. Gösteriye 5 bine yakýn kiþi katýldý. Doðu Kudüs’ün Yahudileþtirilmesine karþý çýkanlar Filistin bayraklarý sal layýp, “Ev yýkýmlarýný durdurun”, “Doðu Kudüs Filistin’e aittir”, “Emperyalizme son”, “Ýsrail iþgaline son”, “Artýk savaþ deðil barýþ zamaný” gibi sloganlar attýlar. 6 aydan fazla süredir, Batý Þeria’da duvara ve Filistinlilerin topraklarýna el konulmasýna karþý ortak mücadelelerin bir benzeri Þeyh Cerrah mahal lesinde yaþanýyor ve barýþ yanlýsý Ýsrail li sol eylemciler, her Cuma, evlerinden edilen Filistinli ailelerle birlikte dayanýþma içinde gösteriler düzenliyor. Protestocular geçen hafta Kudüs polisinden, mahkeme konusu evlerden birine açýlan yolda çok daha geniþ çaplý bir protesto gösterisi için izin istemiþ, ancak polis, izin vermemiþti. Bunun üzerine Yüksek Mahkeme’ye baþvuran barýþ eylemcilerine Yüksek Mahkeme destek
Economist: Tasarý, Genel Kurul’a gelmezse Türkiye’nin öfkesi yatýþýr ÝNGÝLÝZ Economist dergisi, ABD Temsilciler Meclisi Dýþiþleri Komitesinde kabul edilen 1915 olaylarýna iliþkin Ermeni iddialarýný içeren tasarýnýn ancak genel kurula taþýnmamasý halinde “Türkiye’nin öfkesinin yatýþabileceðini”, daha önce olduðu gibi bu tasarýnýn da Temsilciler Meclisinin gündemine gelmeyebileceðini yazdý. ABD Temsilciler Meclisi Dýþiþleri Komitesinde Perþembe günü yapýlan oylamaya iliþkin olarak derginin bu haftaki sayýsýnda yayýmlanan makalede, “ABD Baþkaný dahil, hiç kimsenin Türkiye’nin stratejik önemini göz ardý edemeyeceði” belirtildi. Makalede, Türk diplomat ve politikacýlarýnýn oylamadan önce, sonucun Türk-Amerikan iliþkilerine muhtemel etkileriyle ilgili uyarýlarda bulunduklarý hatýrlatýldý. ABD Temsilciler Meclisi Dýþiþleri Komitesinin 1915 olaylarýna iliþkin Ermeni iddialarýný içeren bir tasarýyý 2007 yýlýnda da geçirdiði hatýrlatýlan makalede, ABD Baþkaný Barack Obama’nýn seçim kampanyasý sýrasýnda Ermeni iddialarýna destek verdiði, ancak komitedeki oylamadan önce danýþmanlarýnýn, “bunun Obama’nýn kiþisel görüþü olduðu, resmî yorumun taraflara býrakýlmasý gerektiði” þeklinde ifadeler kullandýðý kaydedildi. Londra / aa
çýkmýþtý. Yüksek Mahkeme Baþkaný Dorit Beinisch, polisin gösteri hakkýný yasaklamasýna tepki göstererek, gösteriye izin vermiþti. Göstericilerle eþ zamanlý olarak yaklaþýk 100 kadar aþýrý dinci ve aþýrý saðcý eylemci de bölgede karþý gösteri düzenledi, Yüksek Mahkeme’yi protesto etti. Ancak her iki kesimin güzergâhýný farklý yönlerden veren polisler, iki taraf arasýna adeta etten duvar ördü, taraflar arasýnda meydana gelebilecek herhangi bir olaya imkân vermedi. Saðcýlarýn yaptýðý gösteriye, Ýsrail parlamentosunun (Knesset) aþýrý sað partilerinden Ulusal Birlik Baþkaný Yaakov Katz, mil letvekili Arye Eldad da katýldý. Arye Eldad, Ýsrail li solcularý “düþmanla iþbirliði yapmakla” suçlarken, Ulusal Birlik Baþkaný Yaakov Katz da Filistinlilerle Ýsrail li solcularýn birlikte protestolara katýldýklarý her yerin, bugün geniþ bir Yahudi varlýðýna sahip olduðunu dile getirdi. Tel Aviv / aa
ÝSRAÝL: OBAMA FÝLÝSTÝN’E YAKIN ÝSRAÝL Dýþiþleri Bakanlýðý, ABD’deki Baþkan Barack Obama yönetiminin Filistinlilerin taleplerine daha yakýn bir duruþ sergilediðini düþünüyor. Bakanlýk tarafýndan hazýrlanarak diplomatik temsilciliklere daðýtýlan bir hizmet içi raporda, Ýsrail ile Filistinliler arasýnda yakýnlaþmanýn saðlanmasýna yönelik görüþmelere hazýrlýk amacýyla yapýlan temaslarda, Obama yönetiminin Filistin taleplerine daha yakýn bir duruþ sergilediði belirtildi. Haaretz gazetesinin haberine göre, kýsa süre önce Dýþiþleri Bakanlýðýnýn stratejik politikalara odaklý Siyasî Araþtýrmalar Merkezince daðýtýlan raporda, “Amerikalýlarýn son söylemleri, görüþmelerin çerçevesi ve yapýsýyla ilgili olarak, kýsmen ve ihtiyatla da olsa Filistin talepleriyle örtüþen ifadeler taþýyor” görüþüne yer verildi. “ABD yönetiminin can alýcý konular üzerinde açýklama yapmaktan dikkatle kaçýndýðý” kaydedilen rapora göre Washington, hem Ýsrail Baþbakaný Binyamin Netanyahu’nun, hem de Filistin Devlet Baþkaný Mahmud Abbas’ýn kendi ülkelerinde karþý karþýya bulunduklarý iç sorunlarýn farkýnda. Raporda, barýþ görüþmelerinin Obama yönetiminin gündeminde ilk sýrada yer almayacaðý ifade edildi. Tel Aviv / aa
MITCHELL DEV REDE
Ýsrail Dýþiþleri Bakanlýðý, ABD’deki Baþkan Barack Obama yönetiminin Filistinlilerin taleplerine daha yakýn bir duruþ sergilediðini düþünüyor.
RAPORA göre, AB D yönetimi Ýsrail ile Filistinliler arasýnda yakýnda baþlaya ca k dolaylý görüþmelere aðýrlýðýný koymak ye rine Kasýmdaki Kongr e seçimlerine yo ðu n laþacak. Arap Birli ði Dýþiþleri Baka n la rý ný n Kahire’deki son toplantýlarýnda be ni m se dikleri karar uyarýn ca, Ýsrail ve Filistin lilere barýþ görüþmele rine yeniden baþ lamalarý için 4 aylýk bir sü re verilmiþti. Bu süre içerisinde ABD yöne timinin Orta Doðu Temsilcisi George M itchell, taraflarla görüþmelerde bulunaca k.
Irak seçimlerinde bomba sesleri
IRAK’TA genel seçimler için oy kullanma iþlemi, Irak Cumhurbaþkaný Celal Talabani’nin Süleymaniye þehrindeki bir seçim merkezinde TSÝ 06.00’da oy kullanmasýyla baþladý. Süleymaniye’de oyunu kullanan Talabani yaptýðý açýklamada, seçimlerin demokratik tecrübe açýsýndan çok önemli olduðunu belirterek, bütün Iraklýlar’ýn bu seçimlerde oy kullanmasýný temenni ettiðini ve Iraklýlar açýsýndan bu seçimlerin çok önemli olduðunu söyledi. Baðdat’ta, genel seçimler yapýlýrken iki binada
meydana gelen patlamalarda, ilk belirlemelere göre 16 kiþi öldü. Ýçiþleri Bakanlýðýndan bir kaynak, bir apartmanda meydana gelen ve en az 4 kiþinin öldüðü patlamanýn ardýndan bir baþka binada meydana gelen patlamada da ilk belirlemelere göre 12 kiþinin vefat ettiðini bildirdi. Genel seçimler için oy verme iþleminin baþlamasýndan sonra Baðdat’ta havan topu mermileri ve yol kenarýna yerleþtirilen bombalarýn yol açtýðý patlama sesleri duyulduðu haber veriliyor. Baðdat / aa
Afganistan’da çözüm askerî yollarla olmaz ÇÝN yönetimi, Afganistan sorununda çözümün askerî yöntemlerle olmayacaðýný düþünüyor. Çin Dýþiþleri Bakaný Yang Jiechi, Çin Ulusal Halk Meclisi’nin yýl lýk olaðan toplantýsý çerçevesinde basýn mensuplarýnýn sorularýný cevapladý. Afganistan sorunuyla ilgili olarak Afganistan’ýn sonunda barýþ ve huzura kavuþacaðýný anlatan Yang, birçok ül kenin Çin gibi Afgan hükümeti ve hal kýnýn barýþ ve istikrara yönelik çabalarýný desteklediðini belirtti. Pekin / cihan
Þimdi sakince deðerlendirme vakti
GENÝÞ AÇI HALÝL ÝBRAHÝM CAN hibrahimcan@windowslive.com
il letimize has duygusal tepkilerle geçen birkaç günden sonra, sakin bir þekilde düþünmenin vakti geldi. Amerikan Dýþ Ýliþkiler Komitesinden sözde Ermeni iddialarýný tanýma kararýnýn kýl payý bir çoðunlukla ve bir çok ayak oyunuyla geçirilmesinin etkisi bu yýl daha fazla oldu üzerimizde. Nedense bir hafta kala kalabalýk bir grubu oraya gönderip, tribünleri doldurduðumuzda ve Cumhurbaþkanýmýz Obama ile telefon görüþmesi yaptýðýnda, her þeyin lehimize sonuçlanacaðýný sandýk. Týpký çok tezahürat yapan seyircilerin takýmýnýn maçý kazanacaðýnýn sanýlmasý gibi. Büyükelçimizi Ankara’ya çaðýrdýk. Onlarýn büyükelçisini çaðýrýp tepkimizi bildirdik. ABD Dýþiþleri Bakaný Clinton, her anlama gelebilecek bir þekilde tasarýnýn daha ileri gitmemesi için “çok çok sýký” çalýþacaklarýný söyledi. Baþbakan ve bakanlar heyecanlý tepkiler verdiler. Þimdi biraz sakinleþmiþken durumu yeniden deðerlendirmek gerek. Oylamanýn yapýldýðý gün yayýnlanan yazýmýzda, sonucun böyle olacaðýný öngörmüþtük. Çünkü Ermeni diasporasý Amerika’da çok güçlü. Ayrýca Amerikan yönetimi böyle bir sonucu çok da önemli görmediði için, açýklamalarýn aksine komite üyelerine yeterli baskýyý yapmadý. Peki þimdi ne olacak? Türkiye gerçekten de bu karar yüzünden Amerika ile iyi iliþkilerini bozabilir mi? Hayýr. Çünkü bölgedeki dengeler ve Türkiye’nin içinde bulunduðu günümüz þartlarý bu ittifaký bozma imkâný tanýmayacak kadar hassas. Ýki ül ke de bunun farkýnda. Türkiye elbette önemli avantajlara sahip. Irak’tan çekilme sonrasý, bu bölgedeki etkinliðini koruma, Suriye ile iliþkiler, Ýran’a karþý yaptýrýmlar ve doðu ve kuzey komþularýmýzla iliþkiler açýsýndan Amerika, Türkiye’nin desteðine ihtiyaç duyuyor. Türkiye’nin de bölgedeki gücünü arttýran unsurlarýn arasýnda ABD ile iyi iliþkileri de yer alýyor. Bu arada komite kararýna tepkilerin abartýlmamasý gerekiyor. Çünkü abartýlý tepkiler Amerikan tarafýnda blöf olarak görülebiliyor. 2007’de de büyükelçimizi geri çaðýrdýðýmýzý, ama kýsa süre sonra tekrar gönderdiðimizi biliyorlar. Bazýlarý Fransa’nýn benzer bir kararý çýkarmýþ olmasýna raðmen, Türkiye ile ticarî iliþkilerinin daha da geliþtiðine dikkat çekerek, adeta bizim tepkimizin göstermelik olduðunu ileri sürüyorlar. Bunda Türkiye’nin protokol leri henüz onaylamamýþ olmasýnýn etkisi olduðunu savunan Amerikalýlar olduðu gibi, Türkiye’nin kararýn Temsilciler meclisi gündemine alýnmamasý için, Ýran’a karþý yaptýrýmlar konusunda daha uyumlu davranmasý gerektiðini söyleyenler bile var. Bu kararýn Türkiye açýsýndan bir sonucu da; protokol lerin mecliste onaylanmamasý için önemli bir gerekçe saðlamýþ olmasý. Ama bu yalnýzca iç politika açýsýndan bir avantaj. Dýþarýda ise Türkiye’nin Yukarý Karabað sorununu protokol lerde olmamasýna raðmen ön þart haline getirerek, varýlan uzlaþmayý bozduðu görüþü daha baskýn. Hatta Amerikalýlar Ermenistan anayasa mahkemesinin protokol lerde deðiþiklik yapmýþ olmasýný bile önemli görmüyor. Bu durumda protokol ler konusunda bir adým atýlmamasý özel likle 24 Nisan'daki Amerikan açýklamasý bakýmýndan sýkýntý oluþturacak. Ayrýca biz dikkatlerimizi Amerika’ya yöneltmiþken, baþka ül kelerde de benzer kararlar çýkmaya devam edebilir. Bunca yýldýr kendimizi ve olup bitenleri dünya kamuoyuna doðru anlatamamanýn sýkýntýlarýný yaþamaya devam edeceðiz gibi görünüyor. Umarýz hem protokol ler konusundaki çekincelerimizi, hem de 1915 olaylarýna iliþkin belgelere dayanan gerçekleri dünya kamuoyuna daha iyi anlatmakta gecikmeyiz.
M
Rus istihbaratý, tren bombacýlarýný yakaladý
RUS istihbarat servisi FSB, Kasým ayýnda Nevski hýzlý trene yönelik bomba saldýrýsý gerçekleþtiren faillere ulaþtý. FSB’ye göre saldýrýyý Kuzey Kafkasyalý silâhlý bir çete yaptý. Saldýrýyý gerçekleþtiren örgütün elemaný Aleksandr Tihomirov isimli ve Buryatski lâkaplý þahýsýn Rus güvenlik güçleri tarafýndan öldürüldüðü ifade edildi. FSB Baþkaný Aleksandr Bortnikov, Devlet Baþkaný Dmitri Medvedev’le bir araya gelerek Kasým ayýnda patlatýlan Nevski hýzlý treniyle ilgili yeni geliþmeleri aktardý. Medvedev’e bilgi veren Bortnikov, “Öldürülen Said Buryatski’nin de üye olduðu silâhlý çetenin Nevski trenine yönelik bombalý saldýrýyla baðlantýsý olduðunu ortaya çýkardýk” dedi. Moskova / cihan
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
12:01 PM
Page 1
8
Yine bir 8 Mart ve yine bir hatýrlatma YÝNE bir Dünya Kadýnlar Günü’nü kutluyoruz. Bundan tam 11 yýl önce, 1999 yýlý Dünya Kadýnlar Günü’nde baþörtüsü meselesindeki tavrýndan dolayý KADER’i eleþtirmiþ ve þöyle demiþtim: “Açýkça görülüyor ki Türkiye’de feminist hareket; Ýslami kimliðinden soyunmadan kamu alanýna çýkmak isteyen kadýnlara karþý tutumunu netleþtirmek zorunda. (...) Bir ülkede kadýnlarýn yüzde ellisinin baþý örtülüyse ve feminizmin o çok sözünü ettiði “patriarka” bu yüzde elliye eðitim yapma, siyaset yapma, kamu alanýnda görev alma hakký tanýmýyorsa (yani eve, eþ ve annelik rolüne hapsediyorsa) o ülkedeki kadýn hareketi bu konuda tutum almak, taraf olmak zorundadýr.” Bu yýl Dünya Kadýnlar Günü’nde KA-DER’in uzun bir tereddütten sonra nihayet türbanlýlara konulan üniversite yasaðýna karþý çýkma cesareti göstermesini kutlayabiliriz. Evet, 28 Þubat’ýn yýldönümü dolayýsýyla üniversitelerde türban yasaðýnýn kaldýrýlmasý için açýlan imza kampanyasýnda KA-DER’in de adý vardý. Bu Türkiye feminist hareketi açýsýndan önemli bir ilerleme ve sevindirici bir geliþmedir. Ama yeterli olduðunu söylemek zor. Çünkü henüz önümüzde koca bir siyaset yasaðý ve hesaplaþýlmamýþ bir “Merve Kavakçý Olayý” duruyor. Ne kadar garip deðil mi?.. 28 Þubat aradan geçen 13 yýlda birçok yönüyle didik didik edildi. Anlatýlmadýk aný, yapýlmadýk eleþtiri kalmadý. Ama sanki Merve Kavakçý’nýn adýndan söz etmemek konusunda gizli bir konsensus var. Hâlâ ve ýsrarla bir Allah’ýn kulu ortaya çýkýp da, “Yahu biz o kadýncaðýza neler yaptýk! Ne kadar kaba ve ilkel bir linç töreniydi o” demiyor, diyemiyor. Çünkü henüz hiç kimse yakýn tarihimize “toplumsal histeriye dönüþen bir baðnazlýk patlamasý” olarak geçecek olan o olayla hesaplaþmaya; o büyük ayýpla ve o ayýbýn kendine düþen bölümüyle yüzleþmeye hazýr deðil... Henüz hiç kimse, bütün suçu baþýný örtmek olan genç bir kadýn milletvekilinin yaka paça Meclis’ten atýldýðý; ayný anda korkunç bir medya kampanyasýyla yargýsýz infaza uðradýðý; apar topar vatandaþlýktan çýkarýldýðý ve bir lanetli gibi ülkesinden kovulduðu o günleri, o günlerdeki rolünü hatýrlamak istemiyor. Oysa Merve Kavakçý olayý, 28 Þubat adlý kabus filminin en unutulmayacak sahnesiydi... Senaryonun en gerilimli noktasý, en dramatik bölümü... Kavakçý halktan oy isterken baþýnda örtüsüyle istemiþti. Ona vekalet verenler, baþörtüsüyle vermiþler; hatta belki de baþörtüsü olduðu için vermiþlerdi. Eðer baþýndaki örtünün Meclis’e yakýþmayacaðýný düþünselerdi, oy vermezlerdi. Kavakçý Meclis’teki varlýðýyla bir yandan Fazilet Partisi’ni temsil ediyor ama bir yandan da baþörtülü kadýnlarý temsil ediyordu. Kadýnlarýn yarýsýnýn baþýný örttüðü bir ülkede, baþý örtülülerin de milletvekili olabileceði umudunu temsil ediyordu. Belki de en önemlisi, halkýn yüzde 70’inin savunduðu bir özgürlüðü temsil ediyordu. Halkýn oylarýyla Meclis salonuna gelmiþ biri o salondan apar topar dýþarý atýldý. Gece yarýsý kapýsýna dayanýldý, kamuoyunu tehlikeli bir terörist olduðuna inandýrmak için basýnda kampanyalar açýldý. Bizzat devletin en tepesinde oturan kiþi tarafýndan daha yemin olayýnýn üstünden birkaç saat geçmeden televizyon aracýlýðýyla bütün Türkiye’ye “ajan provokatör” olarak ilan edildi. Kavakçý’nýn baþýna gelenler, demokrasi için öylesine silinmez bir yüz karasý ki; bu büyük ayýpta þöyle ya da böyle rol alan, kenarýndan köþesinden bulaþan ya da sessiz kalarak “suça iþtirak eden” o kadar çok kiþi ve kurum var ki; bu olayýn doðru dürüst bir hesaplaþmasýnýn yapýlmasýnýn daha yýllarca süreceði anlaþýlýyor. Ama gerçek olan þu ki, ne kadar ertelenirse ertelensin, bu hesaplaþma bir gün yapýlacak. Ve eðer Türkiye demokratikleþmeye devam edecekse sonunda bir gün bu ayýpla yüzleþmek zorunda kalacak. Kadýnlarýn baþörtüsünün milletvekilliði için engel teþkil etmediði, tam tersine bunun temsili demokrasinin iyi iþlemesinin olmazsa olmaz þartý olduðu; baþörtülü kadýnlarýn Meclis’e girmesini önleyen yasal bir engelin ne 1999’da ne de þimdi, ne yasalarýmýzda ne de Anayasamýzda mevcut olmadýðý kabul edilmek zorunda kalýnacak. Tarih Merve Kavakçý’yý Türkiye’de kadýnýn siyasete katýlýmýnýn önündeki en büyük engelin kaldýrýlmasýna öncülük etmiþ bir kadýn lider olarak yazacak. Ve bu devlet bir gün mutlaka Kavakçý’dan özür dileyecek. Ben bu yýlýn 8 Mart yazýsýný o günlerin bir an önce gelmesi dileðiyle bitirmek istiyorum. Türkiye feminist hareketine yakýþan, yakýn tarihimizde yaþadýðýmýz o utanç gününü ilk hatýrlayan olmasý, ilk özeleþtiriyi onun yapmasý; Merve Kavakçý’nýn itibarýnýn iadesi için ilk kampanyayý onun açmasýdýr. Gülay Göktürk, Bugün, 7 Mart 2010
MEDYA - POLÝTÝK YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
Onca yýl sonra günlüðün dili... GÜNLÜK tutmaya 12 Eylül darbesiyle birlikte 1980 yýlý sonbaharýnda baþlamýþtým. O tarihte Cumhuriyet’in Ankara temsilcisiydim. 12 Eylül günlüklerinden ilk iki kitabým çýkmýþtý, 1986’da yayýmlanan Tank Sesiyle Uyanmak’la Demokrasi Korkusu. Yaþadýklarýmý günlük olarak bir deftere deðil, elimin altýndaki kaðýt parçalarýna bölük pörçük notlar halinde yazar, bir çekmeceye atardým. Bu arada gazetelerden dikkatimi çeken haber ve yazýlar olursa keser, yine ayný çekmeceye koyardým. Çekmece dolunca da, hepsini tarihlerine göre bildiðimiz kalýn klasörlerde tasnif ederdim. Benim günlükler böyle oluþmaya baþlamýþtý, bir darbe döneminde. 1980’de on bir yýllýk gazeteciydim. Günlüðün kapaðýný neden daha önce deðil de, 12 Eylül’de açmýþtým? Çünkü yazamýyordum. Darbeyle birlikte habercilik bitmiþ, siyasetçilerin de aðzý mühürlenmiþti. Ben de gazeteci olarak çaresiz günlükle baþbaþa kalmýþtým. Gündüz yazamadýklarý akþam olunca deftere yazýyordum. Ayný zamanda askeri darbe karþýsýnda bir sivil olarak hissettiðim yenilmiþlik duygusu da
günlük konusunda rol oynamýþtý. Ne demek istediðimin ipuçlarýný, darbeden iki gün sonra gece vakti günlüðüme düþtüðüm aþaðýdaki notta bulunabilir. Pazar, 14 Eylül 1980. Þaþkýnlýk... Yepyeni bir düzene mesleki açýdan adapte olmanýn zorluðu... Haber kaynak ve kurallarýnýn altüst oluþu... Haber yazmaktan çok hatýra yazmaya devam ediyoruz. N’apalým?.. Dönemin özelliði uzun süre bu olacak gibi. Yorgunluk, uykusuzluk, gerilim... Ýçimde gittikçe büyüyen, dalbudak saran bir sýkýntý... Belki de yazamamaktan kaynaklanýyor. Bir çok politikacý için olduðu gibi bizim mesleðin de iþlevi kalmadý gibi. Bu nedenle not tutmaya hýz vermeli. Böylece belki bir ölçüde boþalmýþ olurum. Dýþarýda hava ne güzel. Þu Ankara’nýn sonbahar akþamlarý da ne güzel olur. Parlamento feshedilmiþ... Siyasi partiler, baþta CHP genel merkezi bugün yapýlan aramalar sonunda mühürlenmiþ... Dört parti lideri, çok sayýda parlamenter 12 Eylül’ün deyiþiyle ‘güvenlik altýna alýnmýþ’ durumdalar... Ve basýnýmýz ‘Atatürkçülük’ adýna havaya girmiþ durumda:
12 Eylül’e tam destek! Bir askeri müdahaleyi en azýndan ilke olarak içime sindiremiyorum. Acaba bir sivil olarak bir yenilmiþlik duygusundan mý kaynaklanýyor?.. Günlük böyle diyordu otuz yýl önce. Bu yenilmiþlik duygusu yalnýz bende uyanmýþ deðildi. Askere karþý tepkiler, 12 Eylül darbesiyle birlikte yasaklanan bazý siyasetçilerde de tomurcuklanmaya baþlamýþtý. Onlar da, o güne kadar pek fazla kafa yormadýklarý asker meselesini düþünmeye baþlamýþlardý. Bunlardan biri, Hasan Esat Iþýk’tý. Sýradan bir insan ya da siyaset adamý deðildi Hasan Esat Bey. 1960’larda Dýþiþleri Bakanlýðý yapmýþ, Türkiye’nin önde gelen diplomatlarýndan biriydi. Moskova, Paris gibi önemli baþkentlerde büyükelçilik yapmýþtý. 12 Eylül öncesinde de Baþbakan Ecevit’in Savunma Bakanlýðý koltuðunda oturuyordu. Darbeyle birlikte Hasan Esat Bey de iþsiz kalmýþtý. Sýk sýk büroya uðrardý. Uzun sohbetler yapardýk. 12 Eylül’e, askere tepkiliydi o da. Bu yakýnlarda Hasan Esat Iþýk’la ilgili bir not buldum dosyalarýmýn içinde. Baþka bazý þeylerin arasýna karýþmýþ kalmýþ... Sapsarý, kenarlarý eprimiþ, saman kaðýdýndan iki
BÝR DÖNEM TRABZON TEMSÝLCÝLÝÐÝMÝZÝ DE YAPAN 40 YILLIK YENÝ ASYA OKUYUCUMUZ YILMAZ ERDOÐAN:
Gazetemiz, nazarlarý Risâle-i Nur’a çeviriyor Bazý baþýma gelen sýkýntýlarda kerametkârane ve tam ölçüsüyle, ne eksik ne fazla bir þekilde iþlerimizin ve ihtiyaçlarýmýzýn gaybi bir el tarafýndan görüldüðünü hissettim. Bu olaylar beni çok duygulandýrýyor ve Yeni Asya’ya daha fazla baðlýyordu. Ben ve ailem Yeni Asya sayesinde sýkýntýlardan kurtulduk. Yeni Asya’nýn bize kazandýrdýðý þeyler uhrevî olduðu için paha biçilemez.
AHMET ERDOÐAN Kýsaca kendinizi tanýtýr mýsýnýz? yýlýnda Trabzon’un Arsin ilçesi Çubuklu Köyünde dünyaya geldim. Ýlköðrenimimi memleketimde tamamladým. Uzunca bir müddet esnaflýk yaptým. Risâle-i Nurlarla tanýþtýktan sonra, Trabzon Yeni Asya Bürosunu iþlettim. Trabzon’da Yeni Asya’nýn temsilciliði ve daðýtýmýný yaptým. 1987 senesinde Ýstanbul’a taþýndým, buradada gazete daðýtýmýna Bayrampaþa- Esenler- G. O. Paþa ve þimdi Arnavutköy’de devam etmekteyim. Emekliyim.
1942
Yeni Asya Gazetesini nerede ve ne zaman tanýdýnýz?
Sami Akçay Bey vasýtasýyla Risâle-i Nur’lar ile tanýþtýktan 5-6 ay sonra bir gece rüyamda Yeni Asya gazetesini gördüm. Trabzon limanýna, Trabzon’da büyük bir dað olan Boztepe Daðý büyüklüðünde bir gemi yanaþtý. Geminin bir ucundan bir ucuna büyük bir pankart asýlý ve üzerinde “Yeni Asya Gazetesi” yazýlý idi. Geminin limana yanaþmasýyla, muazzam bir kalabalýk gemiye doðru koþmaya baþladý. O an çok yüksek bir sesle Ezan-ý Muhammedî okunmaya baþladý ve ezan bitinceye kadar kimse yerinden kýpýrdayamadý. Ezandan sonra gemiye binmek nasip oldu ve heyecan içinde rüyadan uyandým. Bir müddet sonra matbaacý Müslüm Selçuk Beye uðradýðýmda rüyamý anlattým ve kendisinden bu gazeteye hizmet etme fýrsatý talep ettim. Bana “Ýnþallah yaparsýn kardeþim” diye dua etti. Müslüm Bey’in daðýttýrdýðý gazeteleri daðýtmak istediðimi söyledim. Allah (c.c.) razý olsun o da kabul etti. Ardýndan Trabzon Yeni Asya gazetesi irtibat bürosu açýldý. Bizi bu göreve namzet gösterdiler, Yeni Asya gazetesiyle tanýþmamýz böyle oldu. Yeni Asya size ve ailenize neler kazandýrdý?
Trabzon'da esnaflýk yaptýðým dönemde, sabahlarý gazete daðýtýp öðleden sonra iþime devam etmekte iken, irtibat bürosunda durmam gerektiði için esnaflýk iþimi býrakmak zorunda kaldým. Daha sonra gördüm ki, derd-i maiþet (geçim derdi) noktasýnda daha suhuletli (kolay) Cenâb-ý Hak’tan ihsan ve ikram gördüðümü fark ettim.
Sizi Yeni Asya'ya baðlayýp okutturan sebepler nelerdir?
Yeni Asya gazetesini okuyan ve tabi olanlarýn muhabbet meclislerinde, muhalif cereyanlara karþý boyunlarýnýn bükülmediklerini ve dillerinin susmadýðýný ben yaþadýðým hadiselerde gördüm. Þöyleki tam sözümüzün bittiði yerde, istimdatkârane gazetemi açtýðýmda o mevzu ile alâkalý muhakkak bir dayanak noktasý ve çýkýþ yolu bulduðumu ve bu olayýn çokça baþýma gelmesinde beni bu gazeteye baðlayan ana umdelerden birisi bu oldu. Okuyucularýmýza neler söylemek istersiniz?
Yeni Asya gazetesini ulaþtýrabildiðim insanlarda Risâle-i Nur’a nazarlarýný çevirdiklerini sýklýkla müþahede ettim ve hâlâ da etmekteyim. Yeni Asya’nýn bu cenahtan bakýldýðýnda hizmetinin büyüklüðü tartýþýlmaz. Bir misalini arz edeyim: Yeni Asya gazetesini mütalâa etsinler diye býraktýðým büyükçe bir bina altýndaki oto tamiratýyla alâkalý 6 ayrý dükkânýn hepsinde Risâle-i Nurlara teveccüh baþladý ve hergün bu dükkân sahipleri ile bir seneyi aþkýn bir zamandýr þevkle ders okumaya baþladýk Elhamdülillah. Hatta “Bunca yýldýr bize selâm verirsin bu hakikatlarý niye daha önce anlatmadýn?” diye sitemlere maruz kaldým.
Sizce önemli olan birkaç hatýranýzý bizimle paylaþýr mýsýnýz? Þimdi öyle hatýralar var ki mahremiyetlerinden dolayý söyleyemeyeceðim. Fakat ömrümün sonuna yaklaþtýðým þu dönemlerde diðer kardeþlerime ve okuyuculara þevk ve hizmet vesilesi olmasý için birini arz edeceðim: 19781979’lü yýllarda derd-i maiþetçe yeise (ümitsizliðe) düþtüðüm bir dönemde, “Acaba ek bir iþ yapsam mý?” diye düþünüyordum. Danýþmak için bir kardeþime sorduðumda; bana “Hizmet sýrf gazete deðildir, deðiþik bir tarzda hizmet de yapabilirsin” telkinini aldým. Bu haleti ruhiye içerisinde akþam yattýktan sonra gördüðüm rüyada Peygamberimiz’in “Bu millet uyuyor mu kardeþim!” diye hitap ettiðini gördüm. O an çok heyecanlandým. Bunu kendime bir iþaret saydým ve o gün bu gündür gazete hizmetine devam etmekteyim. Bu hizmete katkýda bulunan herkesten Allah (cc) ebeden razý olsun...
sayfa. Kargacýk burgacýk el yazýmla aldýðým notlar, yani günlüðümden bir parça yeni bulmuþ oldum. Perþembe, 4 Aðustos 1983. Dün Hasan Esat Iþýk geldi. Her zamanki gibi çok sinirli. Konuþurken önündeki kaðýda durmaksýzýn bir þeyler çiziktiriyor. Anti-militarizmin doruðunda gözüktü. Harp Akademileri mezuniyet töreninde, (Evren’in huzurunda) yapýlan bir konuþmada, ‘Silahlý Kuvvetlerden kaç cumhurbaþkaný, kaç bakan çýktýðý’ üstüne basa basa vurgulanmýþtý. Buna kýzmýþ Hasan Esat Bey. ‘Sanki Türkiye’yi idare eden onlar’ diyor. Askerin yönetimi elinde tutmasýna yönelik öfke... Sivil otoriteye tabi olmalarý... 12 Eylül döneminden kalma bu notu okuyunca rahmetli Hasan Esat Iþýk’ý anýmsadým, o zamanki öfkesi gözümün önüne geldi. Askerin darbeleri, muhtýralarý, siyasete müdahaleleri bu ülkede Hasan Esat Bey’leri de öfkelendirdi sonunda, o zamana kadar düþünmediklerini düþünmeye, ‘militarizm’e onlar da karþý çýkmaya baþladýlar. Deðiþim zaman alýyor. Ýyi pazarlar! Hasan Cemal, Milliyet, 7 Mart 2010
Yüksek yargýçlar verdikleri sözden neden cayýyor? ASKERÝYENÝN müttefikleriyle birlikte siyaset üzerinde kurduðu, “sen bilmezsin, ben bilirim”, “öyle yapma, böyle yap” baskýsýna, “vesayet rejimi” adýný veriyoruz. Bu rejimin bir özelliði de, demokrasiyle birlikte iþlemesi: Yani seçimler yapýlýyor. Meclis’ten bir hükümet çýkýyor. Ancak bu bürokrasi hükümetin rahatça çalýþmasýna, yani siyasetin hayata geçmesine izin vermiyor. Demokratik siyaset, karþýsýnda bürokratik siyaseti buluyor. (Bu bürokratik siyasete kýsaca “Kemalizm” diyoruz.) Askeriye açýsýndan bakýldýðýnda, vesayet rejiminin son zamanlarda aksadýðý söylenebilir. Hoþ o da kesin deðil ya... Medyada ikide bir, “asker istemediði için, þu-bu-o yapýlamadý” diye haberler çýkýyor. Hatta olay hiçbir askeri deðeri olamayan binalara kadar uzanýyor. Hükümet, askere “þuradaki depoyu boþalt, bana lazým” diyor, asker ayak sürüyor. Bu iliþkinin kritik noktasý ise Sayýþtay’ýn askeri harcamalarý denetlemesi meselesi... Gerekli kanunlar ve yönetmelikler hâlâ çýkarýlamadý. Ancak vesayeti sürdürecek baþka odaklar var. Bunlarýn baþýnda yüksek yargý geliyor. Bu kurumlarýn ortak noktasý þu: Kanunlarý tamamen kafalarýna, yani kendi siyasi meþreplerine göre yorumluyorlar. “Ali topu at” basitliðinde yazýlmýþ maddeleri bile tersine çeviriyor... “Kanun, Ali’nin topu atmasýný emretmiþ olsa da... Top, Ali’ye deðil, albayýma ait olduðundan, aslýnda kastedilen Ali’nin topu atmamasýdýr” gibi saç baþ yolduracak yorumlarda bulunuyorlar. Yüksek yargýnýn kullandýðý bir baþka demagoji de, psikolojideki “yansýtma” mekanizmasýna benziyor: Kendi kabahatini, karþý tarafa yükleme çabasý... Örneðin Yargýtay Baþkaný Hasan Gerçeker, geçen gün “Yürütme yargýyý kuþatýyor” deyiverdi.
Halbuki AKP kökenli yürütme, yani Hükümet, Kasým 2002’de iktidara geldiðinden beri, yüksek yargýnýn yaptýðý tam da bu! Yüksek yargý, o tarihten beri önüne gelen her fýrsatta, yürütmeyi engellemek için elinden geleni yaptý. Hatta sözlerinde de durmadýlar. Ýþte örneði: 2009’un 8-10 Haziran günlerinde Kýzýlcahamam Hâkimevi’nde geniþ kapsamlý bir çalýþtay düzenlendi. Toplantýnýn amacý yargý reformunun temel stratejisini ve ilkelerini belirlemekti. Çalýþtaya þu kurumlarýn temsilcileri katýldý: Adalet Bakanlýðý, Anayasa Mahkemesi, Yargýtay, Danýþtay, Askeri Yargýtay, Askeri Yüksek Ýdare Mahkemesi, Milli Savunma Bakanlýðý, Türkiye Barolar Birliði, Türkiye Noterler Birliði ve Yüksek Öðretim Kurulu... Artýk çalýþtayda alýnan kararlarý kanunlaþtýrmak gerekiyor ya... Bir de bakýyoruz, yüksek yargýcýlar, 9 ay önce mutabýk kaldýklarý ilkelerden yan çizmeye baþlýyor. Niye? Çünkü reform paketinin iki temel özelliði var: 1) Yüksek yargýyý tamamen baðýmsýzlaþtýrýyor. 2) Buna karþýlýk, yargýdaki bürokratik kastlaþmayý kýracak tedbirler alýyor. Her iki özellik de Avrupa’daki uygulamalarla bire bir uyumlu. Yüksek yargýnýn taraflý üyeleri ise, 9 ay önce “tamam” demiþ olmalarýna raðmen, ilk maddeye vurgu yapýp, ikinci maddeyi hasýraltý etmeye çalýþýyorlar. Çünkü onlar ne reform istiyor, ne de Avrupa’ya benzemek... Onlarýn asýl amacý... Yüz 100 taraflý görüþlerini, yüzde 100 baðýmsýz biçimde kararlara yansýtarak... Siyaset üzerindeki yargýsal vesayeti sürdürmek... “Alikýranbaþkesenleþmek...” Ýþte olayýn özü bu! Emre Aköz, Sabah, 7 Mart 2010
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
12:03 PM
Page 1
9
MAKALE
YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
Kadýnda þefkat çiçeði
FIKIH GÜNLÜÐÜ
YERÝN KULAÐI
Ýmân esaslarýný özümsemek
SÜLEYMAN KÖSMENE fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info 0 505 648 52 50
Abdurrahman Bey: “Kadýnýn þefkati üzerinde durur musunuz? Ne zaman faydasýz olur? Bedîüzzaman’ýn bu konudaki yaklaþýmý nasýldýr?” er þeyden önce þefkat ve rahmet Allah’a mahsustur ve Allah’ýn sýfatlarýdýrlar. Hiç þüphesiz yeryüzünü bir sevgi yumaðýna çeviren þey, Allah’a ait olan bu güzel sýfatlardan baþkasý deðildir. Kadýnda þefkat fýtrîdir, yani yaratýlýþtandýr ve kadýn için sevap makinesi hükmündedir. Bedîüzzaman Hazretlerinin ifâdesiyle kadýnlar þefkat kahramanýdýrlar.1 Öyle ki, kadýn fýtrî þefkatiyle çocuklarýný güzelce terbiye eder, besler, büyütür, eðitir; böylece evinin, çocuklarýnýn, annesinin, babasýnýn ve kocasýnýn iyilik meleði olur ve büyük sevap kazanýr. Fakat kadýn þefkatini îmân ve salih amel ile beslemelidir. Aksi takdirde sînesindeki þefkat kendisine yük olur, sevap deðil, azap getirir. Bedîüzzaman Hazretlerine göre bir annenin evlâdýný tehlikeden kurtarmak için hiçbir ücret istemeden ruhunu fedâ etmesi ve hakîkî bir ihlâs ve fýtrî bir vazife ile kendini evlâdýna adamasý gösteriyor ki, kadýnda gâyet yüksek bir kahramanlýk vardýr. Bu kahramanlýkla kadýn, hem dünya hayatýný, hem ebedî hayatýný kurtarabilir. Fakat bazý kötü anlayýþlarla o kuvvetli ve kýymetli seciye geliþmiyor. Ya da sû-i istimale uðruyor. Þöyle ki: O þefkatli anne, çocuðunun dünya hayatý tehlikeye girmesin, dünyada yükselsin, faydalý bir insan olsun, makamý, mertebesi, þâný, þerefi iyi olsun diye evlâdý için her fedâkârlýðý nazara alýr, her zorluða katlanýr. “Oðlum paþa olsun!” diye bütün malýný verir, oðlunu Avrupa’ya gönderir. Çocuðunun dînî terbiyesini ise ihmal eder. Düþünmez ki, o çocuðun ebedî hayatý tehlîkeye giriyor. Annelik þefkatiyle dünya hapsinden kurtarmaya çalýþýyor, fakat Cehennem hapsini düþünmüyor. Fýtrî þefkatin tam zýddý olarak, o masum çocuðunu, âhirette þefaatçi olacak bir konuma getirmek için çalýþmasý gerekirken, kendisinden dâvâcý olacak þekilde dinden ve ibâdetten uzak yetiþtiriyor. Oysa ebedî hayata hazýrlýk yapmayan çocuk, yarýn mahþerde: “Niçin benim îmânýmý takviye etmedin, neden beni helâk ettin?” diye annesinden þikâyet edecektir. Oysa annenin kalbinde bulunan fýtrî þefkat, böyle kendisinden þikâyetçi olunmayý hak etmemelidir. Öyleyse anneler ve kadýnlar, fýtrî þefkatlerini âhiret yurduna hazýrlýk mânâsý taþýyabilecek þekilde kul lanmalýdýrlar. Üstad Saîd Nursî Hazretlerine göre, anneler, þefkatlerini böyle âhirette iþe yarayacak þekilde kul lanmazlarsa, cezâsýný dünyada da çekiyorlar. Çünkü Ýslâm terbiyesini tam almayan çocuk, annesinin hârika þefkatinin hakkýný lâyýkýyla bilmiyor, takdir etmiyor, bu hârika þefkate lâyýkýyla karþýlýk vermiyor, annesine karþý çok kusur ediyor, annesini çok incitiyor, çok kýrýyor. Oysa eðer, hakîkî þefkatini sû-i istimal etmeden, bîçâre evlâdýný ebedî hapis olan Cehennemden ve ebedî îdam olan dalâlet içinde ölmekten kurtarmaya çalýþsa idi, o evlâdýn bütün iyiliklerinin ve ibadetlerinin sevabýnýn bir misli, annesinin amel defterine geçecekti. Nitekim þefkatini âhireti için kul lanan ve evlâdýný âhiret yurduna hazýrlayan bir anne ölse bile, amel defteri kapanmayacak, evlâdýnýn iyilikleri ile rûhuna nurlar yaðmaya devam edecektir. Mahþerde de deðil dâvâcý olmak, bütün rûh-u câný ile annesine þefaatçi olup ebedî hayatta ona mübârek bir evlât olacaktýr. Bu vesileyle þefkati yerinde kul landýðýnda deðeri bir güne sýðmayacak kadar yükselen kadýnlarýn kadýnlar gününü tebrik ederim.
H
Dipnot:
ALÝ FERÞADOÐLU fersadoglu@yeniasya.com.tr
slýnda hepimizin aradýðý gerçekler; Ýslâm dininin özünü teþkil eden, “Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, diriliþe ve kadere” imândadýr. Ýmân esaslarý; yaratýlýþýn, hayatýn, dünyaya gönde-riliþin, imtihan sahasýna atýlýþýn en büyük gayesi ve hedefidir. Ýmtihanýn olabilmesi için bir mücâhede ve
A
mücâdele olmasý gerekir. Þeytan, bunun en önemli unsurudur. Onun aldatmalarýna kanmamak için imân esaslarýný benimsemek, özümsemek gerekir. Þeytanýn vesvese ve desiselerinden kurtulmak için gerçek imaný kazanmak gerekir. Çünkü; - Ýmân; hem nurdur, hem kuvvettir. Hakikî imâný elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve olaylarýn baskýsýndan kurtulabilir.1 - Ýmân; kalbî amellerin güneþi,2 Rahmânî bir pýrlanta,3 her derdin en kudsî dermanýdýr,4 sonsuz mutluluðun anahtarý; berzah/kabir karanlýðýnda kalbin cep feneri;5 cesaretin kaynaðý; sonsuz bir kudrete dayanmak için bir belge;6 iki dünyanýn ve iki hayatýn mutluluk sebebidir.7 - Ýmân yüksek ve ince bir ilim; hem insaný,
SON ÞAHÝTLERDEN HAFIZ MEHMET TAKTAK AÐABEY:
‘ÞEVK MÝ ÝSTÝYORSUNUZ? RÝSÂLE-Ý NUR VAR!’ FURKAN DEMÝR furkan@furkandemir.com
eçtiðimiz yýl, Kýrýkkale’den çýkan grubumuzla birlikte Nur menzil lerinden dönüþ yolundaydýk. Yolumuz Afyon/Bolvadin üzerinden geçiyordu. Bolvadin’de Hafýz Mehmet Taktak Aðabeyin olduðunu öðrenmiþtik. Bunun üzerine Bolvadin’deki aðabeylerimizle buluþup, Mehmet Aðabeyi ziyaret ettik. Ýçeriye girdiðimizde bizi salonun bir köþesinde oturmuþ mütebessim, nuranî bir sima karþýladý. Selâm verip, salondaki yerlerimizi aldýktan sonra sohbetin baþlamasý için bir soru yöneltmemiz gerekiyordu. Ben de bir yandan daha önce Ali Ýhsan Tola Aðabeydeki tecrübemi hatýrlayarak, bir yandan da hatýra bekleyen grubumuzu düþünerek sorumu yöneltmiþtim: “Aðabey, sizler Üstadýmýzý görmüþsünüz. Bu görüþmelerinizden bizlere hizmetlerimizde þevke medar olabilecek bir iki hatýranýzý anlatabilir misiniz?” Çekinerek sorduðum bu soruya nasýl cevap vereceðini merakla bekliyordum. Biraz bekledikten sonra, eliyle yanýndaki kalorifer peteðinin üstündeki ‘Sözler’ kitabýný göstererek “Þevk mi istiyorsunuz? Risâle-i Nur var ya…” þeklinde cevap vermiþti. Bu tür bir cevaba yabancý deðildim. Ben cevabý düþünürken, bir müddet sessizlikten sonra Mehmet Aðabey sohbete baþlamýþtý bile. Kendisinin 1946 yýl larýnda ticaretle iþtigal ettiðini, bir yandan da hafýzlýkla uðraþtýðýný belirtti. Bediüzzaman Hazretlerini ziyaretinin de altý kiþiyle beraber bu yýl içerisinde Emirdað’da olduðunu söyledi. Bu ziyaretin ilk kýsmýný kendi aðzýndan dinleyelim: “‘Gel Hafýz kardeþim!‘ dedi, alnýmdan öptü… Tanýtan, takdim eden yoktu. Biliyor tabi mübarek… Al lah þefaatinden mahrum etmesin! (Âmin)” Bu ziyaretten sonra kendileri için Üstadý ziyaret etmelerinin kolaylaþtýðýný belirtti. Daha sýk ziyaret etmek için Bolvadin’in meþhur kaymaðýný Üstada götürmeye baþladýðýný söyledi. Bu kaymak için Zübeyir Aðabeyin kendilerine para býraktýðýný, geldiðinde ise “Getirdin mi e-
G
Hafýz Mehmet Taktak
maneti kardeþim?” diyerek kaymaðý alýp, Üstada götürdüðünü ifade etti. Tabi aðabeyin maksadý kaymaðý kendisi Üstada götürüp, bu vesileyle de Üstadý görmek imiþ. O zaman da Zübeyir Aðabeye “Abi ben de emanetim, beni de götür!” diyormuþ. Peygamber Efendimizi (asm) kastederek “Mübarek gören gözleri görelim hiç olmazsa” diyor ve bizlere de duâ etmeyi ihmal etmiyordu: “Allah sizlere de inþaallah görmüþ gibi sevap versin, adýmýnýz baþý sevap versin inþaallah”. Bir müddet sessizlikten sonra, Pakistan maarif vekilinin Üstadý ziyaret ettiði zaman kendisinin de Emirdað’da olduðunu belirtti. Bu ziyarette Salih Özcan tercüme için teþebbüs edince Üstad Hazretlerinin onu susturup, maarif vekiliyle direkt konuþtuðunu söylüyor. Maarif vekili dýþarýya çýktýðýnda ise aðladýðýný belirttikten sonra kendilerini de tebrik ettiðini ve “Ben bütün dünyayý dolaþtým, aradýðýmý Türkiye’de Emirdað’ýnda buldum. Sizlere ne mutlu!” sözlerini nakletti. Zübeyir Aðabeyden de bir hatýra anlattýktan sonra “Bediüzzaman inse ve cinne ders veriyor! Ne mutlu, sizler de onun talebelerisiniz. Risâleleri okuyorsunuz…” þeklinde bizleri tebrik ve teþvik ettikten sonra cümlesinin sonuna “Di mi?” lâfzýný ekleyerek bizlerden de onayýný almýþtý. O zamanlar Emirdaðlýlar ile Bolvadinlilerin maç yaptýðýný ve maçýn sonunda kavga ettiklerini söyledikten sonra “Top oynanýnca kavga
1- Bedîüzzaman Saîd Nursî, Lem’alar, Germany, 1994, Y.A.N., s. 201 Aile içi iletiþim için yazýþma adresi: ailedeiletisim@gmail.com
Eðer cemaat-i Ýslâmiyenin hâcât-ý zaruriye-i diniyesi bizzât Kur'ân’a müteveccih olsa idi, o Kitab-ý Mübîn, milyonlarca kitaplara taksim olunan raðbetten daha þedît bir raðbete, ihtiyaç neticesi olan bir teveccühe mazhar olur ve bu sûretle nüfûs üzerinde bütün mânâsýyla hâkim ve nâfiz olurdu. Yalnýz tilâvetiyle teberrük olunan, bir mübarek derecesinde kalmazdý. Sünûnat, s. 46
hem kâinatý ýþýklandýran bir nurdur; hayatýn en saf lezzeti ve en hâlis/öz mutluluðudur.8 - Bütün mükemmelliklerin madeni ve esasý/temelidir.9 - Mâ’rifetullah, Allah’ý bilmeye en geniþ ve ýþýklý fen; bütün gerçek ilimlerin esasý, madeni ve rûhu;10 mükemmelliklerin Kâ’besi’dir.11 - Allah’a iman ve muhabbet; cin ve insanlarýn en parlak mutluluðu ve en tatlý ni’metidir.12 - Ýbâdette ise; aklýn, kalbin ve rûhun büyük bir rahatý; huzûru ve mutluluðu vardýr. Ýmânýn diðer beþ þartýný da bünyesinde barýndýran tevhîd, O'nun varlýðý ve birliðini anlatýr. O sonsuz kudret sahibidir. Acz diliyle O'na sýðýnýr, sonsuz bir güce dayanýr ve sonsuz enerjiye kavuþuruz. Ýman sahipsizlikten, baþýboþluktan, þeytanýn ve tesadüfün oyuncaðý olmaktan
GÜN GÜN TARÝH
olmayýnca olmaz ki... Muhakkak kavga etmek lâzým” diyerek bizleri de tebessüme sevk etmiþti. Bolvadinlilerin toplanarak Emirdað’a geldiklerini ve Emirdað’daki dükkânlarý yaðmalayacaklarýný söylüyordu. Ve nitekim kendisinin de dükkânýný açamayarak evinde beklediðini ifade etti. (O gün sabah namazýnda ise kendisinin evine girerken Üstada içinden selâm verdiðini, Üstad’ýn ise kapalý perdeyi açýp eliyle selâmý aldýðýný belirtti.) Bolvadinlileri beklerken bin civarýnda insanýn birden beliriverdiðini ve Emirdað’ýný yaðmalamaya baþladýðýný söyledi. O esnada Üstad Hazretlerinin de kendi dükkânlarýnýn önüne geldiðini ve kalabalýða karþý “Çocuklar aralarýnda top oynamýþ, kavga etmiþler. Bunlarýn kabahati nedir? Çok hatalý hareket ediyor, günah iþliyorsunuz” dedikten sonra eliyle iþaret ederek “Derhal burayý terk edin, eðer terk etmezseniz ben burayý terk ederim. Size mânen çok aðýr oturur” sözlerini nakletti. Kendi ifadesine göre yüz polis gelse daðýtýlamayacak olan kalabalýk, Üstad Hazretlerinin o lâfýndan sonra hemen daðýlmýþ. Vakit ilerlemiþti, hatýralara doyum olmuyordu. Her hatýrasýnýn sonuna duygu dolu kelimelerle “Üstad… Böyle bir mübarek bir zattý” diyordu. Bel ki de o günleri gözünün önüne getiriyor ve Üstada olan hasreti yeniden canlanýyordu. Fakat bizim ayrýlmamýz gerekiyordu. Müsaade istedik. Evden çýkarken arkamýzdan dualarýný da esirgemedi. Geçtiðimiz yýllarda Savlý bir aðabeyimizi, sonraki yýlda Ali Ýhsan Tola Aðabeyi ziyaret ettikten sonra fazla geçmeden vefatý beni düþündürüyordu. Nitekim bir ay geçmeden Mehmet Aðabeyin ebediyet âlemine irtihal ettiðini ve “O mübarek Üstadýna” kavuþtuðunu gazetemizden öðrenmiþtik. Rabbim onlarýn zümresine bizleri de nâil etsin inþaallah!... Not: Geciken bir yazý olmasýndan dolayý özür diliyorum. Fakat yazýnýn daha güzel olabilmesi için yaptýðýmýz çekimleri bekledim. Zira kamera çekimlerini kaybetmiþtim, yeni elime geçti. Bu hatýralarýn daha fazlasýný kendi aðzýndan ve mübarek simasýndan dinlemek istiyorsanýz, kýsa bir süre sonra kendi siteme (www.furkandemir.com) yükleyeceðim o çekimden izlemeniz mümkün olacaktýr.
Turhan Celkan
turhancelkan@hotmail.com
kurtarýr. Sonsuz bir güven duygusu verir. Çünkü, O, sonsuz sevgi, merhamet ve kudret sahibidir. Adým baþý olumsuz hâdise ve durumlarla karþýlaþýrýz. Bir saatimiz, diðerine uymuyor. Her an psiko-fizyolojik deðiþikliklere hedef oluruz. Þu gaddar ve fâni dünya, bir üzüm yedirse, peþinden yüz tokat vuruyor. Allah’a imân, sayýsýz olay, çalkantý, problemler deryasýnda kaybolmamýzý önler. Biliriz ki, birisi var; bizi gözetliyor; duâmýzý/isteklerimizi iþiti-yor; ihtiyaçlarýmýza cevap veriyor. Dipnotlar: 1- Sözler, s. 284, 2- Ýþâratü’l-Ý’câz, s. 102, 42, 3- Þuâlar, s. 8, 4- Kastamonu Lâhikasý, s. 14, 5- Lem’alar, s. 166, 6Sözler, s. 18, 194, 7- Þuâlar, s. 227, 8- Sözler, s. 383, 290, 73, 9- Þuâlar, s. 111, 10- Sözler, s. 383, 294 , 11Muhakemât, s. 120, 12- Mektûbât, s. 218
Aile müessesesinin serencamý
DÜÞÜNCE UFKU HALÝL ELÝTOK / Emekli Müftü halilelitok@gmail.com.tr
ekiz Mart Dünya Kadýnlar Günü olarak kutlanmaktadýr. Oysa her gün kadýnlarýn günü olmalýdýr. Bizim anlayýþýmýzda kadýn, toplumun ve ailenin esasýný oluþturmaktadýr. Ailede kadýn temel, erkek çatýdýr. Bu anlayýþtandýr ki; ecdadýmýz “Yuvayý diþi kuþ yapar. Beþiði sal layan el, cihana hükmeder. Beþiði sal layan, eþiði kol layan ve çocuðu hayata yol layan kadýndýr. Kadýn eþtir ve anadýr” demiþlerdir. Bu görüþler çerçevesinde olaya bakarak meselenin bir kritiðini yapma ihtiyacýný duydum. Günlük gazeteleri ve mecmuâlarý tetkik ettiðimiz zaman çok ciddî aile problemleriyle karþý karþýya olduðumuz bir vakýadýr. Bu ciddî aile problemi sudan bahanelerle boþanmalardýr. Devlet Ýstatistik Enstitüsü’nün 1989 yýlý kayýtlarýna göre Türkiye’de mahkeme kararýyla 24.000 ailenin boþandýðý tesbit edilmiþtir. 2005 yýlýnýn ortalarý itibariyle resmî nikâhlý olup mahkemelere boþanmak ve ayrýlmak için baþvuranlarýn dosya sayýsý 185 bin civarýnda ve bu her yýl bel li yüzdelerde artmaktadýr. Bu rakam bugün çok daha vahim boyutlara ulaþmýþtýr. Boþanmanýn ana sebeplerini araþtýrdýðýmýzda bunlarý þöylece sýralamak mümkün: 1- Eþlerin birbirini aldatmasý yani zinaya tevessül etmesidir. Zina; ahlâk ve faziletin amansýz hasmýdýr ki, haya ve iffeti kökünden söküp atar. Zina; ýrz ve namusu yaralar ve kirletir. Çünkü zina f iilini iþleyenler, cemiyette itibar ve haysiyetlerini yok eder. 2- Eðitimsizliktir. Mil letleri teþkil eden cemiyetler ve cemiyetlerin temelini teþkil eden aile olduðuna göre bu inanç doðrultusunda kadýn ve erkek eðitilmelidir. 3- Erkek ve kadýnýn birbirlerini tetkik etmeden ve iyice araþtýrmadan yapýlan evlilikler ömürsüz olduðu için kýsa sürede boþanmalar yaþanmaktadýr. 4- Evliliði, sadece bir takým cinsî zevk ve arzularýný tatmin etme þeklinde düþünüp, bir süre sonra bu zevklerin sýradanlaþmasý sonucu ihmal lerin olmasý, yuvadaki huzursuzluðun kaynaðýný oluþturmaktadýr. Bundan dolayý da sevgi ve saygý kaybolmaktadýr. 5- Aileyi meydana getiren bireylerin kültür seviyelerinin farklý oluþlarý da geçimsizliðe, huzursuzluða sebep olmaktadýr. 6- Ýnanç zayýflýðý, yoksul luk, sefalet ve geçim darlýðý, huzursuzluk, geçimsizlik ve boþanmanýn ana faktörüdür. 7- Flört, yani evlilik öncesi beraberlik, saðlýklý bir aile için hiç de uygun olmayan davranýþlardan biridir. Evlenecek olan çiftin, saadetli bir hayat sürebilmesi için birbirini yakýndan tanýmasý gerekir. Ancak bu tanýma, üçüncü bir þahsýn þahitliðinde olmalýdýr. Bu hususa dikkat etmeden nikâh öncesi yapýlan beraberlikler sonuç itibariyle evlilikleri kýsa sürede boþanmalarla sonuçlandýrmaktadýr. Bazý gençler: “Tanýmadan mý evlenelim?” diye düþünebilirler. Bu konuda toplum hayatýmýzda çok farklý usûl lerle yani görücü veya tanýþarak evlilik gibi usûl lerle evlilik yapýlmaktadýr. Görücü usûlü, günümüzde hafife alýnabilmektedir, ama hiç de öyle deðildir. Çünkü dünür olacak ailelerin birbirlerini tanýmalarý önemlidir. Evlenecek olanlarýn da, yanlarýnda birilerinin bulunmasý hâlinde görüþmelerine Ýslâm cevaz vermektedir. Bu konuda Hz. Peygamber (asm) þöyle buyurmuþtur: “Al lah bir kimsenin kalbinde, bir kýzý veya kadýný nikâhla isteme temâyülü uyandýrýrsa, onu görmesinde bir sakýnca yoktur.”1 Günümüzde meydana gelen boþanmalarýn sebepleri arasýnda eþlerin eðitimsizlikleri ve cahil likleri öne çýkmaktadýr. Evlilik, sadece iki kiþinin birlikteliðinden ibaret deðildir. Evlilik, sorumluluk demektir. Evlilik, bir mil let olmanýn temel taþý olduðunu bilmek demektir. Evlilik, cemiyet nizamýný yeniden kurmak demektir. Evlilik, cemiyet binasýný inþâ etmektir. Evlilik, ebedî saadetin bir merkezi ve cennetin küçük bir numûnesi haline gelmesi demektir. Bu itibarla; erkek ve kadýnýn birbirlerine karþý görev ve sorumluluklarýný bilmeleri ve bunu hayatlarýna yansýtmalarý gerekmektedir.
S
Dipnot: 1- Hakim, Beyhâkî, c. 1, s. 29, 10/40.
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
2:16 PM
Page 1
10
KÜLTÜR-SANAT YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
Harap bir kalbin psikolojisi üzerine
‘Yediyaman’ tiyatroseverlerle buluþtu
KUMBARAMDAKÝ KELÝMELER
ADIYAMAN Belediyesi tarafýndan yürütülen kültür faaliyetleri kapsamýnda Belediye Þehir Tiyatrosu “Yediyaman” adlý tiyatro oyununu sahneledi. Kültür ve Sosyal Ýþler Müdürlüðü’nün organizesiyle hazýrlanan, Halk Eðitimi Merkezi Salonu’nda sahnelenen “Yediyaman” beðeniyle izlendi. Taner Kýsa yönetiminde 6 bölüm, 2 perdeden oluþan oyunda; Adýyaman’ýn eski sosyal yapýsýndan esintiler sahnelendi. Adýyaman’ýn eski isimlerinden olan “Yediyaman” isimli tiyatro oyunu ile geçmiþ yýllar yad edilirken, salonu týklým týklým dolduran tiyatro severler unutulmaz dakikalar yaþadý. Adýyaman’ýn kendi lehçesi ile geçmiþ kültürünün sahneye konulduðu oyun, geçmiþle günümüz arasýnda köprü oldu. Gecede Adýyaman þivesiyle eski Adýyaman’ý anlatan þiirin okunmasý ve oyunun sahne aralarýnda Grup Ezgi Diyarý adlý müzik gurubu tarafýndan seslendirilen Adýyaman türküleri programa renk kattý. Adýyaman / cihan
SALÝHA FERÞADOÐLU sliha87@hotmail.com
usursuz bir bahar gününün tam ortasýndayýz; yirmili yaþlarýn baþýnda üç arkadaþ. Biri edebiyatçý, diðeri felsefeci, öteki ilahiyatçý. Her birimizin farklý dünyalarý var. Solcu bir zihniyete sahip edebiyatçýyla felsefeci. Makyajlarý, saçlarýnýn boyasý, giyimleri bana göre çok farklý. Buluþtuðumuz ortak alan; yazý. Kelimelerin sihirli dünyasý, harflerin cezbi, düþüncelerin mânâ iklimi bizi bir araya getiren. Tarihe þahitlik etmiþ yarým asýrlýk çýnarlarýn altýnda sohbet ediyoruz. Felsefeci aþktan mustarip; yana yakýla anlatýyor derdini. “Gözlerine bakamadýðým için nokta koydu iliþkimize, insan sevdiðine öyle kolay kolay bakabilir mi? Bakýþlarýný bile sakýnýr maþukundan!” Susturamýyor yaralanmýþ, lime lime doðranmýþ kalbini. Anlattýkça anlatýyor. Yüzünün acýyla yoðrulmuþ çizgileri, yüreðinin sýrlarýný döküyor ortaya. Aðzýndan çýkan her bir sözcük elem, keder, kahýr taþýyor. Aþkýný kaybetmenin verdiði telâþla hayatýnýn anlamýný da yitiriyor. Teselli kabilinden birkaç cümleyle avutmaya çalýþýyoruz, Baðdat misali harap olan kalbini. Aklýma Elif Þafak’ýn ‘Aþk’ ismini taþýyan popüler kitabýndan birkaç satýr geliyor. “Akýl kolay kolay yýkýlmaz, aþk ise kendini yýpratýr, harap düþer. Hâlbuki hazineler ve defineler yýkýntýlar arasýnda olur. Ne varsa harap bir kalpte var.” Harap bir kalbin psikolojisi üzerine çok þey söylenebilir. Psikologlar aþký insanýn tecrübe kazanmasý, olgunlaþmasý olarak görür. Ancak kaçýrýlan ufak bir nokta var. Hangi aþk? Gönül lerde sakýz olmuþ aþklar, kotarabilir mi yürekleri? Her gün birisiyle gezip, tozmak mýdýr insana tecrübe kazandýran? Çaðýmýzýn ne istediðini bilmeyen, her þeyi çýlgýnlar gibi tüketen insanlarý, aþký hiç rahat býrakýr mý? Ah bu mecazi aþklar… Þehvet kokan zevklerle masum aþký karýþtýran þarkýlar, filmler, diziler, romanlar, hayatlar. Yok mu bu iþin hakikatini bilen? Bediüzzaman, insan psikolojisi üzerine derinlemesine çözümlemeler yaparken aþk bahsine de deðinmiþtir. Hani ne diyordu 24. Söz’de? “Muhabbet ise, sevdiðin þey, ya seni tanýmaz, Allaha ýsmarladýk demeyip gider (gençliðin ve malýn gibi); ya muhabbetin için seni tahkir eder. Görmüyor musun ki, mecâzî aþklarda yüzde doksan dokuzu mâþukundan þikâyet eder. Çünkü, Samed aynasý olan bâtýn-ý kalb ile, sanem-misâl dünyevî mahbublara perestiþ etmek, o mahbublarýn nazarýnda sakîldir ve istiskâl eder, reddeder. Zîrâ fýtrat, fýtrî ve lâyýk olmayan þeyi reddeder, atar. (Þehevânî sevmekler, bahsimizden hariçtir.) Demek, sevdiðin þeyler ya seni tanýmýyor, ya seni tahkir ediyor, ya sana refâkat etmiyor, senin raðmýna müfârakat ediyor. Mâdem öyledir, bu havf ve muhabbeti, öyle birisine tevcih et ki, senin havfýn lezzetli bir tezellül olsun, muhabbetin zilletsiz bir saadet olsun.” Sözü daha fazla uzatmaya ne hacet! Þair bile demiyor mu, “Ölümdür yaþanan tek baþýna/ Aþk iki kiþiliktir.” O halde helâl dairesinde doðru aþký yaþamak gerek. Dikenli yollar kalbini kanatmadan, çakýl taþlarýna takýlmadan, hoyrat rüzgârlara aldýrmadan hakikate varmak en güzeli deðil mi? *** Güneþ son ýþýklarýný gönderirken, akþam serinliði iyiden iyiye hissettirmiþti kendisini. Tarihî çay bahçesinde rüzgârla dans eden yapraklarýn ruhu okþayan hýþýrtýlarý eþliðinde devam ediyorduk sohbetimize. Bu sefer anlatma sýrasý edebiyatçýdaydý. “Benim uzun süreli iliþkilerde gözüm yok. Vakit geçsin istiyorum sadece. Ama güzel vakit geçirebileceðim birisi bir türlü çýkmýyor karþýma.” Ýlginç bir problemle karþý karþýya olduðumu hissettim o anda. Aþýrý bir tepki vermemek için sakin görünmeye çalýþýrken düþünüyordum. Neden uzun süreli bir iliþki istemiyor? Onu bu þekilde düþünmeye iten güç nedir? Sanki anlamýþ gibi sorularýmý cevaplandýrýyor. “Hayatýmda hep bir þeyler eksik. Kimi seversem seveyim içimdeki o eksiklik duygusu bir türlü gitmiyor. Daima içimde bir yerlerde bekliyor. Hiç durmadan aklýmý, zihnimi, kalbimi karýþtýrýyor.” Oysa hepimiz yaþýyorduk bu hissi. Kendini tam hissedebilen birisi var mýydý dünyada? Her gün yeni düþünceler, hedefler belirliyor, birçoðumuz onlarý elde etmek için hýrsla/azimle çalýþýyordu. Her birisinin gerçekleþmesiyle memnun olacaðýmýz yerde, hayrettir; daha da eksiliyorduk. En çok da vakit asr’a iþaret ederken hissediyorduk bu çetrefilli duyguyu. Yazar ‘Giderken Bana Bir Þeyler Söyle’ isimli kitabýnda anlam atfediyordu yaþadýðýmýz o garip hisse, “insanýn en temel sorunu, hikâyesinin boþluða mý yoksa sonsuzluða mý yazýldýðýdýr.” Sahi, bizim hikâyemiz nereye yazýlýyordu? Cevap veremiyorduk, duygularýmýzý tanýmlamaktan bile acizdik çünkü. Varoluþ amacýmýzý bile unutuyorduk çoðu zaman. Bel ki bu yazýyý okuyanlar biliyor; ama ya ötedekiler, karþýmda duran edebiyatçý biliyor muydu? Birden farkýna varýyorum edebiyatçýnýn cümlelerinde haykýran gerçekleri. Sevilmek deðil onun niyeti, hayran olunmak, baþkalarýnýn gözlerinde varlýðýný görmekti. Narsistleþmiþ benlik, harap bir kalp… Bel ki de bu yüzden sevmek beklediði nazarlardan nefret görüyor, kimsenin gözbebeklerinde yaþayamýyor. Asýl aþký arzuladýðýnýn farkýnda bile deðil. Aþk-ý bekadan bîhaber, ümitsizce fani aþklarýn limanlarýna sýðýnýyor. Mektubat’ta Bediüzzaman aþkýn tarifini yaparken hem getirilerinden hem götürülerinden bahseder. “Aþk, þiddetli bir muhabbettir. Fâni mahbuplara müteveccih olduðu vakit, ya o aþk kendi sahibini daimî bir azap ve elemde býrakýr. Veyahut o mecazî mahbup, o þiddetli muhabbetin fiyatýna deðmediði için, bâki bir mahbubu arattýrýr; aþk-ý mecazî, aþk-ý hakikîye inkýlâp eder.” Edebiyatçý, dipsiz kuyulardan çýkýp, aþk-ý hakikiye ulaþabilir miydi? Sanýrým biraz beklememiz ve onu gözlemlemeye devam etmemiz gerekiyor.
K
‘Yolun Açýk Olsun’, seyirci karþýsýnda Mevlânâ‘nýn birlik, beraberlik ve barýþ mesajlarýna kulak veren farklý dinlere ve inanýþlara mensup milyonlarca insan, Türkiye’nin ve dünyanýn dört bir yanýndan Konya’ya gelerek Mevlânâ Müzesi’ni ziyaret ediyor. Geçen yýl küresel kriz dolayýsýyla yerli ve yabancý turist sayýsý önemli oranda düþen müzede, bu yýlýn ilk iki ayýnda büyük bir canlýlýk yaþanýyor.
Mevlânâ Müzesi doldu taþtý TÜRKÝYE’NÝN EN FAZLA ZÝYARETÇÝ ALAN MÜZELERÝNDEN MEVLÂNÂ MÜZESÝ’NÝ BU YILIN ÝLK ÝKÝ AYINDA, 127 BÝN 412 YERLÝ VE YABANCI TURÝST ZÝYARET ETTÝ. HER yýl yüz binlerce yerli ve yabancý turistin ziyaret ettiði Mevlânâ Müzesi’ni 2010 yýlýnýn ilk iki ayýnda toplam 127 bin 412 yerli ve yabancý turist ziyaret etti. Türkiye genelinde en çok gezilen müzeler arasýnda yer alan ve ‘’Ne olursan ol gel’’ sözleriyle bütün insanlarý kucaklayan Mevlânâ‘nýn Türbesinin bulunduðu Mevlânâ Müzesi, her yýl yerli ve yabancý turistlerin ziyaretçi akýnýna uðruyor. Mevlânâ‘nýn birlik, beraberlik ve barýþ mesajlarýna kulak veren farklý dinlere ve inanýþlara mensup milyonlarca insan, Türkiye’nin ve dünyanýn dört bir yanýndan Konya’ya gelerek Mevlânâ Müzesi’ni ziya-
ret ediyor. Geçen yýl küresel kriz dolayýsýyla yerli ve yabancý turist sayýsý önemli oranda düþen müzede, bu yýlýn ilk iki ayýnda büyük bir canlýlýk yaþanýyor.
ZÝYARETÇÝ RAKAMLARI Geçen yýlýn Ocak ve Þubat aylarýnda 98 bin 517 yerli, 16 bin 188 yabancý olmak üzere toplam 114 bin 705 ziyaretçinin geldiði Mevlânâ Müzesi’ni bu yýlýn ayný döneminde 25 bin 267’si yabancý olmak üzere toplam 127 bin 412 turist gezdi. Bu dönemde ziyaretçi sayýsýnda, geçen yýlýn ayný dönemine göre yaklaþýk yüzde 11 artýþ yaþandý.
Müze yetkilileri, 2009 yýlýnda özellikle kriz dolayýsýyla yabancý ziyaretçi sayýsýnýn ciddî oranda düþtüðünü hatýrlatarak, bu yýlýn ilk iki ayýnda gelen yabancý turistlerin gelecek aylar için umut verdiðini bildirdi. Yabancý ziyaretçi sayýsýnýn da bu yýl yaklaþýk yüzde 56 artýþla 16 bin 188’den 25 bin 267’ye yükseldiðini anlatan yetkililer, Müze’de Japonlarýn dýþýnda bu yýl ilk defa Portekiz ve Ýspanyol turistlere yoðun þekilde rastladýklarýný belirtti. Yetkililer, bunda, her yýl Aralýk ayýnda düzenlenen Þeb-i Arus törenlerinde saðlanan üst düzey katýlýmýn büyük etkisi olduðunu dile getirdiler. Konya / aa
69 okula 40 bin kitap PALANDÖKEN Kaymakamlýðý, ilçedeki ilk ve orta dereceli okullarda sýnýf kütüphaneleri oluþturmak için kollarý sývadý. Ýlçe sýnýrlarýnda bulunan 69 ilk ve orta dereceli okulda kitap seferberliði baþlatan Palandöken Kaymakamý Þenol Esmer, beraberinde Ýlçe Millî Eðitim Müdürü Ali Özer ile Yahya Kemal Ýl köðretim Okulu’na çýkarma yaptý. Öðrencilerin kendi istek ve tercihleri doðrultusunda Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Vakfý (SYDV) kanalýyla temin edilen kitaplarý kendi el leriyle daðýtan Kaymakam Þenol Esmer, miniklerin okuma becerilerine test etmeyi de ihmal etmedi. Sýnýflarý tek tek gezerek derslere katýlan ve öðrencilere kitap hediye eden Kaymakam Esmer, 52’si ilköðretim okulu olmak üzere ilçe sýnýrlarýnda toplam 60 okul bulunduðunu belirterek, bu okullara toplam 40 bin kitap daðýtmayý planladýklarýný bildirdi. Erzurum / iha
108 yýllýk hastane restore edilecek Samsun’da, Canik Hamidiye Hastanesi olarak 1902 yýlýnda hizmete giren, halen Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Hastanesi olarak hizmet veren ve 3 yýl önce yanan tarihî binanýn restore edileceði bildirildi. Hastane Mahallesi’nde bulunan ilk ismi ‘Canik Hamidiye Hastanesi’ olan ve 1902 yýlýnda tamamlanan binada, 1908 yýlýnda Opr. Dr. Yorgaki Bey’in hastaneye ilk baþtabip olarak atanmasýyla ismi ‘Canik Gureba Hastanesi’ oldu. 1. Cihan Harbi sýrasýnda hastane faaliyetleri kýsa bir süre durduruldu. 1919 yýlýnda Ýngilizlerin Samsun’u iþgallerinde Amerikalýlar hastaneye el koydu. 1920 yýlýnda Amerikalýlar Samsun’u terk ederken hastaneyi bir kurula devrettiler. Cumhuriyet’in ilâný ile hastane 1924 yýlýnda özel idareye devredildi ve ‘Samsun Millet Hastanesi ‘ ismini aldý. Hastane 1954’te Saðlýk ve Sosyal Yardým Bakanlýðý’na verildi ve ismi Samsun Devlet Hastanesi oldu. Samsun Devlet Hastanesi’ni onarmak ve yeni ek tesisler ilâve etmek üzere 1963 yýlýnda Samsun Devlet Hastanesi Yardým Derneði kuruldu. Bu dernek ilk önce 30 yataklý ek bir bina inþa ederek hastanenin yatak sayýsý 80’e çýkartýldý. 1970 yýlýnda yatak sayýsý 160 oldu. 1970 yýlýnda devlet hastanesinin baþka yere taþýnmasýyla bir süre boþ kalan bina da 1971 yýlý Mayýs ayýnda Karadeniz Bölgesi Ruh Saðlýðý hizmete sokuldu. Ýsmi daha sonra Karadeniz Bölgesi Ruh ve Sinir Hastanesi olarak deðiþtirildi. 1980 yýlýnda hastanenin ismi Karadeniz Bölgesi unvaný kaldýrýlarak Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Hastanesi yapýldý. Samsun / iha
Yeni Asya Gazetesi'nin elden daðýtýmýnýn yapýldýðý yeni bölgeler ve sorumlularý • B. Devlet Hastanesi • Zuhurat Baba • Ataköy 1. ve 9. kýsým • Yeþilyurt • Yeþilköy - Florya
Daðýtým sorumlusu: Baybora Ak 0 (212) 466 12 03 - (0 535) 967 01 95 • Esenyurt • Haramidere • Sanayi • Kýraç • Beylikdüzü
• Yakuplu • Gürpýnar • Beykent • Kavaklý • Ýhlas siteleri 1. ve 2. kýsým
Daðýtým sorumlusu: Ýzzet Özdemir 0536 641 96 85 • M. Akif • Atakent • Masko • Deparko • Atatürk Mah.
Japon san'atçýlar Türkçe eserler seslendirdi BURSA “2010 Türkiye’de Japon Yýlý” faaliyetleri kapsamýnda Japon sanatçýlarý aðýrladý. Tayyare Kültür Merkezi’nde düzenlenen Neojaponesk adlý organizasyon kapsamýnda Japonya’nýn ünlü san'atçýlarý Bursalý san'atseverlerle buluþtu, orkestra ile Türkçe eserler çaldý. Osmanlý döneminde yaþanan Ertuðrul Firkateyni faciasýyla baþlayan Türk-Japon dostluðu 120’inci yýlýnda, “2010 Türkiye’de Japon Yýlý” faaliyetlerine sahne oldu. “Japon Yýlý” kapsamýnda, Japon kültürünü tanýtmak amacýyla Türkiye’nin farklý þehirlerinde, konserlerden, film gösterimlerine kadar 70 ayrý faaliyet düzenleniyor. Bu faaliyetlerden biri gece Bursa Tayyare Kültür Merkezi’nde gerçekleþti. Japonya Dýþiþleri Bakanlýðý’nca Osmangazi Belediyesi’nin iþbirliðiyle Bursa’da gerçekleþtirilen “Neojaponesk” adlý organizasyon ünlü Japon san'atçýlarý Bursalýlarla buluþturdu. Bursa / cihan
BYEGM’den Rize’yi tanýtým ataðý
DUYURU • Bakýrköy (Merkez) • Kartaltepe • Yeni Mahalle • Osmaniye • Ýncirli
FIRAT Kültür Merkezi’nin (FKM) yeni oyunu ‘Yolun Açýk Olsun’, seyirciyle buluþtu. Necati Þahin’in yönetmenliðini yaptýðý oyunun galasýna tiyatro severler büyük ilgi gösterdi. Yönetmenliðini Necati Þahin’in yaptýðý ve Ramiz Cetintürk, Erdem Baki ile M. Alp Arslan’ýn kaleme aldýðý ‘Yolun Açýk Olsun’ ad lý oyunun galasý, YKM’de yapýldý. FKM Tiyatrosu oyuncularýnýn, öncesinde 3 ay darbuka ve klarnet eðitimi aldýðý oyunda ayrýca geleneksel Türk tiyatrosunun önemli unsuru olan gölge oyununa da yer veriliyor. Ýnsanlarýn nihaî kararlarýný inançlarý çerçevesinde verdiðini anlatan oyunda, seyirciye bu kararlardaki zorluklar, kiþilerde yol açtýðý yýkýmlar ve diriliþler anlatýlýyor. Ýstanbul / cihan
• Ziya Gökalp • Heskop • Keresteciler • Ýmsan
Daðýtým sorumlusu: Ömer Eren (0532) 748 05 07 Abone Servisi: 0 (212) 630 48 35 - 655 88 59 Dahili (219, 220, 221)
BULMACA 1
1
2
3
4
5
HAZIRLAYAN: Erdal Odabaþ 6
7
erdalodabas@mynet.com
8
9 10 11 12
2 3 4 5 6 7 8 9
10
DÜNKÜ BULMACANIN CEVABI SOLDAN SAÐA: 1. MÜTENASÝP. YU. 2. ÜLAMA. ASETAT. 3. SÜREK. TAKAZA. 4. ABA. ÝÇ. BÝZAR. 5. MÜKALEME. ÝNÝ. 6. AV. KATÝYET. 7. RA. AMÝN. RE. 8. EDER. NEMA. AÞ. 9. ADI. ÝVEDÝK. 10. AYAZ. KÝLE. AR. YUKARIDAN AÞAÐIYA: 1. MÜSAMERE. 2. ÜLÜBÜ. ADAY. 3. TARAKA. EDA. 4. EME. AVARIZ. 5. NAKÝL. 6. ÇEKÝNÝK. 7. SAT. MANEVÝ. 8. ÝSABET. MEL. 9. PEKÝ. ÝRADE. 10. TAZÝYE. 11. YAZANE. AKA. 12. UTARÝT.
BAÞBAKANLIK Basýn-Yayýn ve Enformasyon Genel Müdürlüðü (BYEGM), resmî makamlarýn yaný sýra sivil toplum kuruluþlarýnýn da faaliyetlerine katkýda bulunmaya devam ediyor. BYEGM, 04-07 Mart 2010 tarihleri arasýnda Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ‘Rize Günleri Etkinlikleri’ne ‘Rize’nin Dünü ve Medya’ isimli fotoðraf sergisiyle katýldý. Genel Müdürlük, Rize’nin kültürel yönleri, tabiat güzellikleri ve ürünleri ile folklor ve yöresel yiyeceklerin bütün dünyaya tanýtýlmasý amacýyla ülkemizdeki yerleþik yabancý basýn mensuplarý ile Büyükelçilik yetkililerini dâvet etti. Bu amaçla Ýngilizce basýn duyurusu hazýrladý. Genel Müdürlük ayrýca Türkiye’yi deðiþik yönleri ile tanýtýcý çeþitli yayýnlarýn yer aldýðý bir stant hazýrladý. Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleþtirilen Rize Günleri Etkinlikleri’ni yoğun katılım oldu. Ankara/ Yeni Asya
SOLDAN SAÐA —1. Raþitizm hastalýðýna yakalanmýþ (çocuk). - Klâsik Türk Müziðinde bir birleþik makam. 2. Bir malýn tür, miktar, fiyat vb. nitelikleri veya kitap, defter vb. þeylerin kime ait olduðunu belirtmek için üzerlerine konulan küçük kâðýt. - Bir iþin, bir oluþun içinde geçtiði, geçeceði veya geçmekte olduðu süre, vakit. 3. Nato güçlerinin Afganistan'da savaþtýðý direniþçi grup. - Ýki veya daha çok aday arasýnda bir sýralama, bir ayýrma yapýlacaðý zaman her birinde bir tek ad yazýlý kâðýtlarý bir araya getirip karýþtýrdýktan sonra birini çekerek veya özel bir bilgisayar yazýlýmýyla adlarý belirleme. 4. Aþýrý yaðlý, aþýrý þiþman. - 42.195 metrelik en uzun yol koþusu. 5. Besleyen, yetiþtiren, verdiði nimetlerle mahlûkatý ýslah ve terbiye eden Allah. - Çaðrý, tellâl ile duyurma. - Bir olumsuz ön ek. 6. Âd kavmi zamanýnda þeddad tarafýndan Cennet'e benzetmek maksadýyla yaptýrýlan bahçe. - Sivas iline baðlý ilçelerden biri. 7. Genellikle küçük yaþlarda görülen, kuluçka dönemi bir iki hafta süren, bulaþýcý, ateþli, ufak kýzýl lekeler döktüren hastalýk. Kayýk ve motorun altýndaki sivri parça, kýlýç. 8. Fiziksel bir olaya baðlý olan ve veri taþýyan, zamana baðýmlý bir deðer. - Satranç oyununda taraflardan birinin yenilgisi. 9. Arjantin'in plaka iþareti. - Bir notanýn sesini yarým ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanýn soluna konulan diyez, bemol ve bekar iþaretlerinin ortak adý. - Bir göz rengi. 10. Adanýlan þey, nezir. - Bahane. YUKARIDANAÞAÐIYA—1. Söz san'atlarýný inceleyen bilim dalý, belâgat. - Radyumu simgeleyen harfler. 2. Artvin yöresinde oynanan bir halk oyunu. - Varlýklara isim olan kelime. 3. Gecelik, gömlek, peçete yapýmýnda kullanýlan, bir tür ince, yýkanabilir pamuklu kumaþ. 4. Ayný çiçekten oluþmuþ birbirine yapýþýk iki meyve. - Ankara'nýn bir ilçesi. 5. Hararet, ateþ. 6. Yemek yedirme, yemek verme. - Evlilik yoluyla birbirine baðlý olan kimseler. 7. Sapý kýsa, küçük odun baltasý. - Güney Afrika'nýn plaka iþareti. 8. Sergen, terek. - Bir asitle birleþtiðinde bir tuz oluþturan madde. 9. Genellikle þeker hastalarýnýn þeker yerine kullandýðý, maden kömürü katranýndan elde edilen, beyaz, tatlandýrýcý bir madde. 10. Dik durma. - Arapçada ay. 11. Batý ülkelerinde vikont ile þövalye arasýnda soyluluk ünvaný. - Soðanlý bir süs bitkisi. 12. Bir tropikal iklim meyvesi. - Dilin hissettiði lezzet.
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
2:32 PM
Page 1
11
DÝZÝ
YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
Ülkemizde yabancý muamelesi gördük BAÞÖRTÜSÜ MAÐDURÝYETÝNÝN DAHA ÝLK OKULDA BAÞLADIÐINI ÝFADE EDEN ÝNGÝLÝZCE ÖÐRETMENÝ FATIMA NUR HACINEBÝOÐLU: "ÝSTÝKLÂL MARÞININ YAZILMASININ SEBEBÝ 'BÝZ KURTULUÞ SAVAÞINI KAZANDIK, HÜR OLDUK' DÜÞÜNCESÝYDÝ. BAÞÖRTÜSÜ YASAÐI DEVAM EDERKEN NASIL HÜR OLURUZ?"
elifnur@yeniasya.com.tr
28 Þubat sürecinde yaþananlarý 1. kaynaktan öðrenmeye devam ediyoruz. Ýngilizce öðretmeni olan Fatýma Nur Hacýnebioðlu, öðrencilerden ayrýlýrken neler yaþadýðýný anlattý. Baþörtüsü maðduriyetinin daha ilk okulda baþladýðýný ifade eden Hacýnebioðlu, hayatýnýn her safhasýnda sýrf baþörtülü olduðu için karþýsýna çýkan zorluklarý gözyaþlarýyla bizimle paylaþtý.. Örtünmeye ne zaman karar verdiniz? indar bir ailem vardý. Annem ve babam Risâle-i Nurlarý okuyan insanlar. O yýllarýn da sosyal hayatýna baktýðýmýzda aileler genelde kýz çocuklarýnýn küçük yaþlarda baþýný örtmesini istiyorlar. Ciddî bir tepkiyle karþýlaþmýyorlar. Daha okula gitmeden ben baþýmý örtüyordum. Bunda da herhangi bir zorlanma yaþamadým. Fakat ilkokula gideceðim zaman annemler özellikle baþý açýk gitsin dediler. Zaten dinen de farz deðildi. Baþörtüsü yasaðýnýn etkisi bir nevi ilkokul 1. sýnýfta baþladý desek çok da yanlýþ olmaz. Çünkü anneme bunu düþündüren mesele, okula gittiðimde öðretmenlerin bunu kafaya takmasý veya arkadaþlarým tarafýndan horlanmam ihtimaliydi. Bu benim ilerdeki manevî hayatýmý veya baþarýmý etkileyebilir diye düþünüyorlardý. Ailemde bir baský olmadý. Namaz kýlma noktasýnda da öðretiliyordu ve illaki yapacaksýn denmiyordu. Tabi o manevî havanýn içinde sen kendi kararýný verebiliyorsun. Ben daha küçükken karar vermiþtim. “Ýlkokul diplomamý aldýðým gün baþýmý açmamak üzere örteceðim” diye kendi kendime söz verdim. Ýmam Hatip’te okuyan baþarýlý örnekler vardý önümde. Baktým bu insanlar hem baþarýlý, hem dindar, hem ahlâklarý düzgün, insanî iliþkileri güzel. Ben de onlara bakarak Ýmam Hatip’te okumak istedim. Ýlkokuldan sonra Ýmam Hatip'e baþladým. Eðitim ortamý çok güzeldi. Ýmam Hatip’e baþladýðým zaman 500 civarýnda öðrenci vardý benimle birlikte yeni baþlayan. Ama 7 yýl sonra Ýmam Hatipten mezun olurken biz 50 kiþi kadar mezun olduk.
D
O kadar öðrenci nereye gitti? O süreçte biz 1980 ihtilâlini yaþadýk. Bazýlarý tamamen okul hayatýný býraktý, bazýlarý “Nasýl olsa Ýmam Hatipte de baþ açýlýyor” diye baþka okullara gitti. Belli dönemde yaþanan baþörtüsü probleminden sonra tamamen açýlanlar da oldu. Ýmam Hatipte baþörtüsü yasaðý ile ne zaman karþýlaþtýnýz? Ýlk iki yýl iyiydi. Sonra 1980 ihtilâli olduðunda baþörtüsü yasaðý geldi. O dönem anarþik bir dönem. Bizim okulumuz Ýzmir Konak’taydý. Konak, pek çok olayýn olduðu bir yerdi. Sabah okula geldiðimizde okulumuzun yanýndaki bir binanýn havaya uçmuþ olduðunu, yerinde yeller estiðini bile görebiliyorduk. Ýhtilâl olduktan sonra biraz farklýlaþmalar baþladý. Okulun içinde öðretmenlerimiz tarafýndan siyasî hiçbir þey empoze edilmedi. Sadece ders konusunda ciddî bir eðitim veriliyordu. Hiçbir problem olmamasýna raðmen okulumuzda ihtilâl sonrasý jandarmalar, askerler beklemeye baþladý. Biz bunu garip karþýlýyorduk. Çünkü okulda kavga bile olmazdý. Herkes uygun bir þekilde dersine devam ederdi. Biz orta 3. sýnýftayken ülke çapýnda bir baþörtüsü problemi yaþandý. Çok ciddî bir þeydi. Çocuksun, inançlarýn var ve iç dünyanda çok gelgitler yaþýyorsun. Okumaya da devam etmek istiyorsun. O dönemde gelen yasakta sadece Kur’ân-ý Kerim derslerinde baþörtülü olmak serbestti. Ýþin komik yaný, diðer dinî derslerde de Kur’ân’dan âyet okunmasýna raðmen onlarda baþörtüsü yasaðý vardý.
Siz ortaokuldayken gelen bu yasak ne kadar sürdü? Bayaðý uzun sürdü. Ben orta sondan lise hayatýmýn bitmesine kadar devam etti. 1990’lý yýllara gelirken Türkiye’de baþka bölgelerde imam hatip liselerine baþörtülü girenlerin olduðunu duyduk, ama bizim okulumuzda yasaktý. O dönemdeki yasak çok iðrençti. Meselâ Ýmam Hatip’te okuyan kýz talebelerine 29 Ekim’de baþý açýk yürüyüþe kattýlar. 19 Mayýs gösterilerine aldýlar. Manevî yönden eksik bazý talebelerin olmasý bizi katýlmaktan kurtardý. Katýlmayanlar okuldan atýlmayla tehdit edildi. Ýnsanlar ahlâk ölçülerinin çok ötesinde açýk bir kýyafetle bayrama çýkmaya zorlandý.
Ýmam Hatipte okuyan öðrenciler bayrama bu þekilde katýlmayý kabul etti yani. Direniþ olmadý mý? Katýlan öðrenci sayýsý zaten azdý. Bir þekilde manevî yönden eksikler olan arkadaþlar katýlmayý istiyorlardý zaten. Tabi beden eðitimi ve kültür dersi öðretmenlerinin onlarý etkilemesinde de bunun payý var. Çünkü 1980 ihtilâli sonrasý meslek dersi öðretmenlerinin neredeyse aðzý bandajlandý. Din dersine, Fýkýh dersine giren öðretmenler, “baþörtüsü farz” bile diyemez hale geldiler. Dediði zaman defterini dürüyorlar çünkü. O dönemde öðretmenlerimizin de yaþadýðý bir baþörtüsü sorunu vardý. Lise bitinceye kadar böyle devam etti. Üniversite yýllarýnýzdan bahseder misiniz? Ben Üniversiteye gitmeden oranýn çok özgür bir ortam olduðunu düþünüyordum. Gittiðim zaman özgürlük veya söz hürriyeti ile karþýlaþmadým. 9 Eylül Üniversitesi Ýngilizce öðretmenliði bölümünde okudum. 1986’da Üniversiteye girdiðimizde baþörtülü baþladýk. Sonra bölüm baþkaný bizi çaðýrdý. “Direkt baþýnýzý açýn demiyoruz, ama farklý bir þey yapýn. Bone tarzý bir þeyler takýn” dedi. Biz ardýndan bone diktirdik. Yakalý kýyafetler giyiyorduk. Saçýmýz gözükmüyordu ve örtülü olduðumuz belliydi. Ýkna odalarýna benzer örnekler o tarihlerde baþladý demek? Evet, tabiî ki. Biz Ýmam Hatipten gelirken de bazý þeyler kazandýrýlmadýðý için ciddî bir direniþ gösteremiyorduk. Zaten ortaokulda o direniþ kýrýldý bir kere. Hatta bize “Müslümanlarýn da bir þekilde okumasý lâzým, eðer siz okumazsanýz bu okullar kapatýlýr ve siz vebalini yaþarsýnýz” düþünce-
olduðu halde, baþýndan sarýðýný çýkarmamasý ve o konuda hayatýný ortaya koymasýydý. “Baþörtüsü farz, o halde hiçbir þekilde baþtan çýkamaz” þeklinde düþünmeye baþlayýnca baþýmý açmak sýkýntý veriyordu. Ben 1991’de mezun olurken baþörtüsü üniversite’de serbest oldu. Ama keyfi uygulamalarla karþýlaþtýk. Meselâ; Ýzmir’deki Atatürk Ýlke ve Ýnkýlâplarý Kürsü Baþkaný Ergün Aybars, bütün Ýnkýlâp Tarihi öðretmenlerini toplayýp, “Þu anda baþörtüsü serbest olabilir, ama hiçbirinizin, hiçbir þekilde derslere baþörtülü aldýðýnýzý görmeyeceðim” þeklinde öðretmenlene ültimatom vermiþ. O dönemde Ýnkýlâp derslerini almayý, sonraya býrakmýþtýk bu yüzden. 1991 Haziran’ýnda mezun olacaðým zaman, tamamen Hýristiyan geleneði olsa da kep töreni yapacaktýk. Herkes mezun olurken giydiði için bizim âdetimizmiþ gibi gözüküyor. Baþörtüsü serbest olmasýna raðmen baþörtülü hiçbir öðrencinin programa katýlamayacaðýna dair bir yazý çýktý. Yalnýzca mezuniyet törenine has böyle bir yasak konulmasý çok ilginç. Kamuoyuna baþörtülü öðrencilerin baþarýsýný mý göstermek istemiyorlardý? Bilemiyorum artýk. Ama hep içimde kalmýþtýr diplomamý alýp, cübbe giyemeden mezun olmak. Balo tarzý mezuniyet geceleri düzenlenmiþti. Ama bizim yaþayýþýmýza uygun deðildi tabi. Resmî olarak yapýlan kep törenine katýlabilirdik. Açýkçasý üniversitede okurken okulu bitirebilece-
ðim noktasýnda bir umudum yoktu. Herkes okul bittikten sonrasý için plan yapar, ama bizim ümit etmek gibi bir lüksümüz bile yoktu. Türkiye’de yaþayan dindar bir bayansanýz umut edebilme þansýnýz elinizden alýnmýþ demektir. Lise yýllarýnda bilim adamý olmak, astronot olmak isterdim. Hatta ortaokuldan sonra Fen Lisesi’ne gitmek istedim. Beni engelleyen tek þey, dinimi yaþayamayýp, tesettürlü kalamayacaðýmdý. Beni bu platformda barýndýrmayacaklar endiþesi taþýyorduk. Yapabilecek kapasitemiz de vardý. Hatta ortaokulda Fen Öðretmenim bize kýzmýþtý “Sizin yarýnýz kadar olmayan adamlar Fen Lisesi sýnavýna girip kazandý, siz teþebbüs bile etmediniz” diye. Hayal kurup bir þeyler hedefleyemiyorsun bile… Belki yaþ olarak çok
9
küçüksün, ama bazý þeyleri iç dünyamýzda fark ediyorduk. Ortaokulda baþörtüsü problemi geldiðinde ben böyle bir þeyin olabileceðini algýlayamýyordum. Ortalýkta panzerler gezen, askerler dolaþan bir ülke. Hatta hiç unutmuyorum Ýzmir’in köylerinden gelen, burslu okuyan, durumu olmayan birçok öðrenci vardý. Ýhtilâl döneminde bize ilk yaptýrýlan þey, bütün öðrencilerden mecburi para toplayarak okula büst yaptýrmaktý. Normal bir büsttü, san'at eseri özelliði de yoktu, biz o büstün açýlýþýna gittik. Bütün öðrencilerden para toplatýldý ve herkes bu parayý vermeye mecbur edildi. Ben o parayý vermekte çok zorlanmadým, ama durumu olmayýp zorlanan çok arkadaþýmýz oldu. Vermezse ciddî bir disiplin suçu karþýsýna çýkýyordu. Açýlýþa resmî askerî tören ekibi geldi. O anda kendimi hiç hür hissetmedim. Þimdi konuþurken bile o duygularý tekrar yaþamak istemiyorum. Çok acý duygulardý çünkü. Kendi ülkende yabancý gibi… Meselâ bende o dönemden kalma bir þey aðlayarak Ýstiklâl Marþý söylemektir. Ýstiklâl Marþýný okurken aðladýðýmý hatýrlýyorum. Çünkü hür deðilsin ve Ýstiklâl Marþý söylüyorsun. O Ýstiklâl Marþýnýn yazýlmasýnýn sebebi “biz kurtuluþ savaþýný kazandýk, hür olduk” idi. Ama nasýl hürüz? Bende uzun zaman devam etti bu. Ýstiklâl Marþý benim için hüzünlendiðim acý bir þeydi.
Fatma Nur Hacýnebioðlu
‘‘
Baþörtüsü problemi daha ciddî bir þekilde baþladý. Artýk boneye de izin vermemeye baþladýlar. Ýlk baþlangýçta býrakmak ve devam etmek arasýndaki bocalamayý yaþýyorsun. Fakat yasaðý nereden delebilirsek onu kâr görüyorduk. Her yerde kendimizi korumaya çalýþýyorduk. Kendi kendime yasaðý kýrma yollarý icat ettim meselâ. Bunda en büyük etkinin Risâle-i Nur olduðunu düþünüyorum.
si empoze ediliyordu. Tabiî bu anlayýþýn ne kadar yanlýþ olduðunu ben bugün anlýyorum. “Ýyi ki de baþýmý açýyorum” demiyorsun, ama o acýyla beraber bu bir imtihan diyorsun. Biz Risâle-i Nurlarý dikkatle okumaya baþladýðýmýzdan itibaren bu düþüncenin ne kadar yanlýþ olduðunu fark ettik. Ýþin acý tarafý o yanlýþ zihniyet, çok ciddî kesimlerin alt yapýsýný oluþturdu. Ýnsanlarýn hemen pes etmesine sebep oldu. Üniversite’de 2. sýnýfa doðru sanýrým tekrar baþörtüsü problemi daha ciddî bir þekilde baþladý. Artýk boneye de izin vermemeye baþladýlar. Ýlk baþlangýçta býrakmak ve devam etmek arasýndaki bocalamayý yaþýyorsun. Fakat yasaðý nereden delebilirsek onu kâr görüyorduk. Her yerde kendimizi korumaya çalýþýyorduk. Kendi kendime yasaðý kýrma yollarý icat ettim meselâ. Bunda en büyük etkinin Risâle-i Nur olduðunu düþünüyorum. Saçýmý göstermeden baþörtüsünü farklý þekilde baðlamaya baþladým. Çaðýrýp “Niye böyle takýyorsun” diye sorulunca “bu normal bir baþörtüsü deðil ki yasak olsun” diyordum. Korku rüzgârlarýyla gelen bir geçmiþten geliyorsunuz. Bu ülkenin demokrasisi havada kalmýþ. Sosyal hayatta demokrasi ile yetiþmediðimiz için ilk baþta haklarýmýzý aramamýz kolay deðil. Risâlei Nurlarý okuyunca farkýna vardýk. Meselâ Üstad’ýn beni en etkileyen meselesi; fýkhen sünnet
Ýkna odalarýnýn benzerini Iðdýr'da da yaþadým Ýzmir “Cumhuriyetin kalesi” diye tabir edilen bir þehir. Ýzmir gibi bir þehirde baþörtülü olarak üniversite okumanýz zor oldu mu? Arkadaþlarýnýzýn tepkisi nasýldý? Arkadaþlarýmla hiçbir problemim yoktu. Yalnýz yasak ilk geldiði zaman ne olduðunu anlamlandýramadýlar. Destek de köstek de olmadýlar. Bazýlarý iyi de oldu diyebilir aileden gelen bir duruþlarý da vardý, ama genel olarak aradaki iliþkiler kötü deðildi. Öðretmenlik hayatýnýz nasýl baþladý? Okul bitmesine yakýn özel bir okuldan çaðýrýldým. Benimle mülâkat yaptýlar, beðendiler. “Yalnýz siz baþörtülüsünüz, ama bizim müfettiþlerimiz gelir. Onlar geldiði zaman dýþarýdaki öðretmenler gibi olmanýzý istiyoruz” dediler. “Ben eðitim fakültesi mezunuyum. Stajýmý yapamadýðým zaman diplomamý alamýyorum. Baþörtüm yüzünden okulum tehlikeye girdi ben baþýmý açmadým. Þimdi diplomamý aldým. Ýþ yüzünden kesinlikle açmam” dedim. Okul bitti, Ankara’da yeterlilik sýnavýna girdim. 100 üzerinden 90 puan aldým Tayinim Iðdýr Lisesi’ne çýktý. Iðdýr, hayatýmda hiç yeri olmayan bir þehirdi. Tanýdýðým, akrabam kim-
Baþörtüsü yasaðý, 28 Þubat süreciyle daha çekilmez hale geldi.
sem yok. Ýzmir’den çok farklý bir yer. Gidip gitmeme konusunda tereddütlüydüm. Müdüre telefon açtým. “Ben sizin yeni atanmýþ Ýngilizce öðretmeninizim. Tesettürlü bir insaným, buna da devam etmeyi düþünüyorum. Siz ne düþü-
nüyorsunuz” dedim. Müdür “Ben mevzuat neyse onu yerine getiririm. Yalnýz kütüphanede ve kantinde örtebilirsiniz” diye bir ifade kullandý. Müdür iyi niyetli birisi diye düþündüm, hâlbuki ne bileyim kantin ve kütüphanenin depo gibi bir yer olduðunu. “Kimsenin görmeyeceði ücra yerlerde örtersen bir þey demem” anlamýnda söylemiþ. “Ýkna odalarý”nýn benzerini Iðdýr’da da yaþadým. Müdür muavini olan bayan arkadaþ benimle konuþuyordu. Fakat beni istifa etme noktasýnda ikna etmeye çalýþýyorlardý. Ýki yýl boyunca ara ara ikna etmeye çalýþtýlar. Bir gün sýnýfa müfettiþ geldi, öðrencilere branþla ilgili sorular sordu. Sonra aþaðý indik, “Sen böyle ne kadar devam edebileceksin” dedi. Ben baþörtülüyüm tabi üzerimde de forma var, ama pardösü gibi bir þey. “Allah’ýn izniyle yapabildiðim kadar yapacaðým. Ne kadar bu vatana ve millete hizmet edersem kadar çalýþacaðým” dedim. Sadece yazýlý uyarý cezasý verildi.
YARIN:
{
28 ÞUBAT’TAN SONRA SIKINTILAR DAHA DA ARTTI.
{
ELÝF NUR KURTOÐLU
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
12:55 PM
Page 1
12
ÝLAN
YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
y seri i l â n l a r ELEMAN 25 YAÞINI GEÇMEMÝÞ
Toptan Kýrtasiyeye Eleman aranýyor Ýrtibat: 0 (312) 384 06 58 ALÝBEYKÖY Yeþilpýnardaki þarküterimize þarküterici ön muhasebe, temizlikçi bay/bayan aranýyor. Adresimize 1 adet resimle þahsen: Karadolap Mahallesi Belgin Sokak No: 22 Yeþilpýnar Tel: 0 (212) 627 42 10 0 (212) 627 12 10 ZÝHÝNSEL ENGELLÝLER Öðretmeni ve Ýþitme Engelliler Öðretmeni aranýyor. Tel: (0 530) 347 23 20
ÝÞ ARIYORUM
15 YILLIK Deneyimli þöförüm (SRC2) (SRC4) (psikoteknik) belgelerim, ( C ) sýnýfý ehliyetim var. Özel ve makam þoförlüðü tecrübem var. Türkiye'nin her yerinde çalýþýrým. Ýþe çok ihtiyacým var. (0539) 830 55 00 A. ÝZZET BAYSAL Gerede MYO Dericilik bölümü 2007-2008 mezunu-anadolu üniversitesi uluslararasý iliþkiler 2009-2010 öðretim yýlý 1. sýnýf öðrencisiyim, globus dünya þirketler grubu yabancý yayýnlar departmaný operasyon ve sevkiyat bölümünde çalýþtým. Ýþ arýyorum. Ramazan Hasoðlu 0531 568 60 69 ÝÞ ARIYORUM Mustafa Gürbüz Tel: (0 545) 804 65 39 ANKARADA % 50
Özürlü Kadrolu Sigortalý Ýþ arýyorum. Mehmet Erim Tel: (0 532) 365 06 37 ÝKÝTELLÝ, BAÞAKÞEHÝR civarýnda iþ arýyorum.. Daha önce Tekstil'de çalýþtým, ama diðer sektörler de her tür iþ olabilir.. Tel: (0 537) 499 97 98
SATILIK DAÝRE SAHÝBÝNDEN BEYKENT'te güvenlikli site içerisinde otoparklý 105 m2 laminant parkeli 2+1 daireler Gsm: (0 537) 304 94 43 SAHÝBÝNDEN YEÞÝL Ýnþaat kalitesiyle Ýnnovia 1'de muhtelif kat ve cephelerde 1+1, 2+1, 3+1 harika daireler oturuma hazýr kaçýrýlmayacak fýrsatlar. Gsm: (0 532) 236 27 43 (0 532) 312 11 08 YEÞÝLKENT GAYRÝMENKUL'den 120 m2 Gürpýnar sitelerde 3+1 sýfýr güney cephe full bitmiþ 89.000 TL. Tel: 0(212) 855 51 34 Gsm: (0535) 612 51 55 190 M2 BEYKENT'te güvenlikli, kapalý otoparklý sitede mantolamalý binada güney cephe deniz manzaralý laminant parkeli jakuzili kombili ebeveyn banyolu 3+1 daire 135.000 TL. Tel: 0 (212) 855 51 34 Gsm: (0 535) 612 51 55 115 M2 BEYKENT'te Beyaz Ýnci Residence'de 2008'de inþaata baþlanmýþ hilton banyolu laminant parkeli
Muhteþem daireler 145.000 TL' den baþlayan fiyatlarla. Tel: 0 (212) 855 51 34 Gsm: (0 536) 930 93 33 320 m2 GÜNEY Cepheli laminant parkeli lüx 3 banyolu mutfaklý 100 m2 teraslý 4+1 masrafsýz full dublex daire 170.000 TL. Tel: 0 (212) 855 51 34 Gsm: (0 532) 285 54 09 Beylikdüzü Beykent Yeþilkent Gürpýnar bölgesinde sýnýrsýz portföyümüzle bir telefon kadar yakýnýnýzdayýz. SATILIK DAÝRE Isparta/Keçiborlu kaloriferli 1. Kat 2+1 odalý Örnek Evler (0 537) 647 6440 0 (332) 581 0481 ACELE SATILIK sahibinden kelepir daire 65.000.-TL Pendik eski Kurtköy yolu üzeri E-5 kara yolundan 500 mt. içerde deniz gören geniþ köþe balkonlu daire acele satýlýktýr. Not: Daireler 2 adet olup (ayný katta) arsa sahibinden bitmiþ hemen teslim Gsm: (0532) 665 04 30 SAHÝBÝNDEN SATILIK Tuzla'da - 155.000.-TL bina içi özellikleri laminant parke plastik boyalý duvar Amerikan panel kapý çelik kapý ýsýcamlý doðrama pvc doðrama laminant mutfak wc duþakabin asansör deprem yönetmeliði görüntülü megafon güvenlik hidrofor jeneratör kablo tv-uydu kapýcý otopark yangýn merdiveni. Gsm: (0536) 375 48 33 KELEPÝR SATILIK BÝNA 1.350.000 USD kelepir satýlýk bina Beyoðlu'nun en gözde so-
T. C. BÝLECÝK ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN Davacý Karayollarý Genel Müdürlüðünce tarafýndan, aþaðýda ili, ilçesi, köyü, mevkii, parsel numarasý, malikleri ve kamulaþtýrmaya iliþkin özel bilgileri belirtilen taþýnmazlarýn kurumca alýnan kamulaþtýrma kararýna göre kamulaþtýrma iþlemi yapýlmýþ olup, Mahkememizde 2942 Sayýlý yasa ile deðiþik 15. maddesine göre kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve tescil davasý açýlmýþtýr. Ýlan tarihinden itibaren 30 gün içinde Ýdari Yargýda iptal veya adli yargýda maddi hatalara karþý düzeltme davasý açýlabilecek, husumeti Karayollarý Genel Müdürlüðüne yöneltilecektir. 30 Gün içinde Ýdari Yargýda Ýptal davasý açtýðýnýzý ve yürütmeyi durdurma kararý aldýðýnýzý belgelemediðiniz takdirde kamulaþtýrma iþlemi kesinleþecek olup, Mahkememizce tespit edilecek bedel üzerinden taþýnmaz Karayollarý Genel Müdürlüðü adýna tescil edilecektir. Konuya ve taþýnmaz malýn deðerine iliþkin tüm savunma ve delillerinizi tebliðden itibaren 10 gün içinde Mahkememize yazýlý olarak bildirmeniz gerekmektedir. Duruþma günü 25.03.2010 günü, saat 09:55-10:00’dur. Ýlgililerine 2942 Sayýlý kanunun 10. maddesi gereðince ilan olunur. 25.02.2010
kaðýnda aylýk 20.000 TL. kira geliri olan (4 katý restorant ruhsatlý) 7 katlý bina (1 kat-125m2) tapu teslimi devren sahibinden satýlýktýr. (Ciddî ilgilenenler lütfen arasýnlar) Gsm: (0533) 665 60 16 ACÝL GÜNEY CEPHELÝ önü kapanmaz daire 82.000.-TL. Kapanmaz park ve deniz manzaralý, sabahtan akþama kadar güneþ gören ve güney tarafa bakan köþe daire... Çelik kapý daireye ait hidrofor ve su deposu balkon panjurlu salon ve odalar rabýta döþeme ýslak zeminler seramiktir. Banyo, küvet ve sabit dolaplýdýr. Ayrýca kileri vardýr. Kombilidir. Tel: 0(216) 395 28 04 Gsm: (0536) 324 74 91
SATILIK ARSA
BURSA ORHANGAZÝ'de
5000 m2 þeftali bahçesi, 2.600 m2 zeytinlik, 12.000 m2 tarla, (m2'si 2 TL'den tarlalar). Yalovada 1.000 dönüm üzeri araziler ve liman yerleri. (0532) 574 11 15 (0532) 416 29 37
VASITA
1998 MODEL Mitsubishi L-300 model Yandan camlý 277 km de motor bakýmlý sahibinden satýlýk 7.650 TL. (0533) 626 57 30
ÇEÞÝTLÝ ELMAS EVDEN eve
nakliyat þehir içi-þehirler
arasý taþýmacýlýk Telefon: 0 (212) 643 07 91 Cep: (0 532) 342 50 48(0532) 376 37 47 Adres: Siyavuþpaþa Cad. Sünbül Sk. No: 45/7 Bahçelievler ambalajlý, sigortalý, garantili, marangozlu kredi kartý geçerlidir. depomuz mevcuttur. www.elmasevdeneve.com TOPTAN ve PERAKENDE pazar çantalarý Salih Kaya / Niksar-Tokat Tel: 0(356) 527 89 03 DEVREN SATILIK Akdere Caddesinde 90 m2 yapýlý devren satýlýk Cafe Piknik Ankara Ýrtibat: (0535) 673 51 84 KESTEL-TOKÝ BURSA'da sahibinden devren satýlýk konut. 3+1, merkezi sistem, 10.kat, güney-batý cepheli, ýsý yalýtýmý çok iyi. 48.000 TL. Aylýk ödemeler: 727 TL. Tel: (0505) 500 70 46 OKULUMUZDA TÝYATRO, sinema, diksiyon, org kurslarý baþlamýþtýr. Millî Eðitim onaylý sertifika verilir, iþ imkâný saðlanýr. Tel: 0(212) 250 77 28 DOSTLAR BÜFE paket servisimiz vardýr Prof. Kazým Ýsmail Gürkan Cad. Üretmen Han No: 27/1-2 Caðaloðlu/ÝST 0 (212) 513 02 09 512 74 62 Gsm: (0532) 482 96 97 KANAAT BÜFE fast food Ýsmail Çakýl (0 537) 660 70 89 Yüksel Ergin (0 539) 774 23 83 Prof. Ýsmail Gürkan Cd. No: 27 Caðaloðlu/ÝST Tel: 0 (212) 513 78 75 -
0 (212) 519 16 37 YENÝ KARADENÝZ aile pide ve kebap salonu hýzlý paket servisimiz vardýr. Yerebatan Cad. Hamam Sokak No: 2 Caðaloðlu-ÝSTANBUL Tel: 0 (212) 520 76 82526 64 13 METÝNLER A.V.M. Hep ucuz, en ucuz Adresler: M. Akif Ersoy Mah. Fevzi Çakmak Cad. No: 27 Ý.H.L. Yaný TEL: 0 (384) 213 77 75 Y. Kayseri Cad. No: 5/C Turizm Ýl Müdürlüðü Karþýsý 0 (384) 213 76 14 Hacý Rüþtü Mah. Demir Hafýz Cad. No: 12 0 (384) 213 16 73 2000 Evler Ragýp Üner Mah. Zübeyde Haným Cad. No: 81 (Çatlýoðlu Mobilya Yaný) 0 (384) 215 37 37 Demir Hafýz Cad. Mezar Sok. No: 8 (Eski Zahire Pazarý Karþýsý) 0 (384) 213 15 41 Ragýp Üner Mah. Vefa Küçük Cad. No: 46/1 0 (384) 215 21 76 DEVREN KURUYEMÝÞ market su bayi 45.000.-TL Bu dükkâný kaçýrmayýn. Devren kuruyemiþ market su bayii bulvar üzerinde, solunda park saðýnda benzinlik karþýsý tren istasyonu geçiti. Lise güzergâhý üzerindedir. Çevresinde büyükþehir belediye yeri, yanýnda poliklinik vardýr. Konum olarak bulunmaz bir yerdedir. Dükkân kirasý çevre dükkânlara göre yüksektir. Gsm: (0537) 666 09 71 DEVREN MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI'na kayýtlý Ya-
T. C. FATÝH 3. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLÂNI Dosya No : 2009/4194 Tal. Örnek No: 25* Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup: Birinci artýrmanýn 18/03/2010 günü saat 11:00-11:10’da Akay Otoparký - Namýk Kemal Cad. Çuhacýoðlu Sok. No: 39 Yenikapý - Fatih / Ýstanbul adresinde yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 23/03/2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý; þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40’ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu; mahcuzun satýþ bedeli üzerinden satýþ günü geçerli oranda K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði; gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla Dairemize baþvurmalarý ilân olunur. 15/02/2010 Takdir Edilen Deðeri Lira Krþ. Adedi 34 MAM 95 plaka nolu, Volkswagen marka, AXD012179 moCinsi, Niteliði ve Önemli Ö- tor nolu, 2004 model, kapalý kasa kamyonet cinsi, kýrmýzý zellikleri (biber) renkli araç. Sol dýþ ayna kýrýk (komple kýrýk) ön tam14.000,00 1 pon hasarlý, sað arka kapý eziklik var, arka bagaj kapýsý vuruk. Muhtelif yerlerinde çizikler mevcut. Sað arka kapý vuruk. Anahtar ve ruhsat yok. B: 14669
B: 14471 T. C. BEYOÐLU 3. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN KAMULAÞTIRMA ÝLANI
T. C. ÇATALCA ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIR AÇIK ARTIRMA ÝLANI Dosya No: 2009/477 Talimat. Bir borçtan dolayý hacizli bulunan 34 FT 1395 plakalý Fiat marka 2008 model Fiorino Combimix 1,3 Actual Std tipi kamyonet ÝÝK 116/2 maddesi gereðince 19/03/2010 tarihinde 11.30-11.40 saatleri arasýnda Dr. Çeþme Yolu Çaðlayan Petrol Arkasý Ceylan Otoparký Çatalca adresinde, mahcuzun tahmin edilen deðerinin % 40 olan 7.200,00 TL artý satýþ ve paylaþtýrma masraflarý ile varsa alacaklýnýn alacaðýna önceliði bulunan alacaklar toplamýndan az olmamak üzere açýk artýrma suretiyle satýþa çýkarýlmýþtýr. Artýrmaya iþtirak edeceklerin 3.600,00 TL nakit teminat yatýrmalarý gerektiði, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 oranýnda KDV’nin ve damga vergisinin alýcýya ait olacaðý, tellaliye harcý ile birikmiþ motorlu taþýtlar vergisinin satýþ bedelinden ödeneceði, satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 02/03/2010 B: 14616
T. C. BEYOÐLU 3. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN KAMULAÞTIRMA ÝLANI ESAS NO: 2010/70 Esas Davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý tarafýndan davalý Cumali Uncu aleyhine açýlan kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve tescil davasýnda: Ýstanbul, Beyoðlu, Çukur Mah., 360 ada, 7 parsel sayýlý 88.50 m2’ alanlý kargir aptman vasýflý taþýnmazýn 6/60 hisse paylý 3 nolu baðýmsýz bölümün taþýnmazýn yenileme alaný üzerinde kalmasý nedeniyle kamulaþtýrýlmasý hususunda 20.02.2006 tarihinde Bakanlar Kurulu kararý alýndýðýný, taþýnmazýn 6/60 hissesinin davalý Cumali Uncu kayýtlý olduðunu, taþýnmaza Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý Baþkanlýk Kýymet Takdir Komisyonunca 29.06.2009 tarihinde 61.424.81 TL deðer takdir edildiðini, mahkemece tespit edilecek Kamulaþtýrma Bedelinin Vakýflar Bankasý Beyoðlu Þubesine yatýrýlacaðýný, bedelde uzlaþma saðlanamadýðýndan davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý vekili tarafýndan mahkememizde açýlan dava ile taþýnmazýn kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve taþýnmazýn davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý adýna tesciline karar verilmesi istenmiþ olup, duruþmasý tensiben 30.03.2010 gününe býrakýlmýþtýr. 2942 Sayýlý Kamulaþtýrma Yasasýnýn 10. maddesinin 4. bendi uyarýnca ilan olunur. 22.02.2010 B: 14390
SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN e-mail: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81 bancý Dil Kursu devren Kadýköy ilçesinin merkezinde Bahariye caddesinde bulunmaktadýr. Kurs yeni bir binanýn 3. katýndadýr. Mevcut çalýþýr vaziyettedir. MEB ruhsatlý ve standartlarýna uygun olarak yapýlmýþtýr. Bütün malzemeler yenidir. Gsm: (0554) 340 09 17 BOSTANCI'DA KÝRALIK dükkân 2.350.-TL Bostancý Köprüsüne yakýn cadde üzeri kiralýk dükkân 80 m2 düz giriþ 20 m2 depo 30 m2 ön kullanýmý var fiyat 2.350 TL, 1 wc, 1 mutfak cadde üzerinde tabela avantajý detaylar için lütfen arayýnýz. Gsm: (0532) 267 02 04 GÝYÝMKENT'in GÖZBEBEÐÝ iþ merkezinde full yapýlý yola cepheli 61 m2 kelepir fast food altý. Tel: 0(212) 438 18 20 Gsm: (0532) 561 59 95 ARMUTLU'da 27 Haziran - 11 Temmuz 16.250.TL satýlýk 70 m2 denize sýfýr 7.katta devremülk. Gsm: (0542) 417 37 54 KUZULUK'ta ÇOK hesaplý istediðiniz tarihlerde ihtiyaçtan satýlýk devremülkler. Gsm: (0542) 417 37 54 TEKSTÝLKENT G D bloklarý kapý aðzýnda 66 m2 köþe dükkân. Ýyi konumda yatýrýmcýya elveriþli. 80.000.-USD Tel: 0(212) 438 18 20 Gsm: (0532) 561 59 95
ZAYÝ Nüfus Cüzdanýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Ercan Alalmýþ
T. C. GAZÝOSMANPAÞA 1. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Taþýnýrýn Açýk Artýrma ÝLANI 2009/4723 Ta.
Örnek No: 25
Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup: Birinci artýrmanýn 25.03.2010 günü saat 10.00 -10.10 arasýnda GAZÝOSMANPAÞA Yenidoðan Mah., Çelebiler Sokak No: 45 adresinde yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde 30.03.2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý. Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 oranýnda KDV'nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýnda görülebileceði, gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 25/02/2010 TAKDÝR EDÝLEN DEÐERÝ Lira Kuruþ Adet Malýn cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri) 6.000,00 1 Yenigün Süt Kazaný Büyük dereceli krom 500,00 1 Baster barkotlu terazi 2.000,00 1 Yenigün Kaymak kazaný 20.000,00 4 Kaymak süt kazaný büyük krom.
B: 14600
T. C. BEYOÐLU 3. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN KAMULAÞTIRMA ÝLANI ESAS NO: 2010/68
ESAS NO: 2010/65 Esas Davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý tarafýndan davalýlar Halit Yiðit, Nazým Yiðit, Kadriye Alacalar vs. aleyhlerine açýlan kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve tescil davasýnda: Ýstanbul, Beyoðlu, Þehit Muhtar Mah., 385 ada, 4 parsel sayýlý 46.50 m2’ alanlý taþýnmazýn yenileme alaný üzerinde kalmasý nedeniyle kamulaþtýrýlmasý hususunda 20.02.2006 tarihinde Bakanlar Kurulu kararý alýndýðýný, taþýnmazýn Halil Yiðit, Nazým Yiðit, Metin Yiðit, Seydi Alacalar ve Gültekin Alacalar adlarýna kayýtlý olduðunu, taþýnmaza Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý Baþkanlýk Kýymet Takdir Komisyonunca Ocak 2009 tarihinde 18.379.78 TL deðer takdir edildiðini, mahkemece tespit edilecek Kamulaþtýrma Bedelinin Vakýflar Bankasý Beyoðlu Þubesine yatýrýlacaðýný, bedelde uzlaþma saðlanamadýðýndan davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý vekili tarafýndan mahkememizde açýlan dava ile taþýnmazýn kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve taþýnmazýn davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý adýna tesciline karar verilmesi istenmiþ olup, duruþmasý tensiben 25.03.2010 gününe býrakýlmýþtýr. 2942 Sayýlý Kamulaþtýrma Yasasýnýn 10. maddesinin 4. bendi uyarýnca ilan olunur. 23/02/2010 B: 14395
T. C. BEYOÐLU 3. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN KAMULAÞTIRMA ÝLANI
Davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý tarafýndan davalýlar Halit Yiðit, Nazým Yiðit, Kadriye Alacalar vs. aleyhlerine açýlan kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve tescil davasýnda: Ýstanbul, Beyoðlu, Þehit Muhtar Mah., 385 ada, 4 parsel sayýlý 46.50 m2’ alanlý taþýnmazýn yenileme alaný üzerinde kalmasý nedeniyle kamulaþtýrýlmasý hususunda 20.02.2006 tarihinde Bakanlar Kurulu kararý alýndýðýný, taþýnmazýn Halil Yiðit, Nazým Yiðit, Metin Yiðit, Seydi Alacalar ve Gültekin Alacalar adlarýna kayýtlý olduðunu, taþýnmaza Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý Baþkanlýk Kýymet Takdir Komisyonunca Ocak 2009 tarihinde 34.822.10 TL deðer takdir edildiðini, mahkemece tespit edilecek Kamulaþtýrma Bedelinin Vakýflar Bankasý Beyoðlu Þubesine yatýrýlacaðýný, bedelde uzlaþma saðlanamadýðýndan davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý vekili tarafýndan mahkememizde açýlan dava ile taþýnmazýn kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve taþýnmazýn davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý adýna tesciline karar verilmesi istenmiþ olup, duruþmasý tensiben 30.03.2010 gününe býrakýlmýþtýr. 2942 Sayýlý Kamulaþtýrma Yasasýnýn 10. maddesinin 4. bendi uyarýnca ilan olunur. 24.02.2010 B: 14392
T. C. BEYOÐLU 3. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN KAMULAÞTIRMA ÝLANI ESAS NO : 2010/67 Esas
ESAS NO: 2010/64 Davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý tarafýndan davalýlar Halit Yiðit, Nazým Yiðit, Kadriye Alacalar vs. aleyhlerine açýlan kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve tescil davasýnda: Ýstanbul, Beyoðlu, Þehit Muhtar Mah., 385 ada, 4 parsel sayýlý 46.50 m2’ alanlý taþýnmazýn yenileme alaný üzerinde kalmasý nedeniyle kamulaþtýrýlmasý hususunda 20.02.2006 tarihinde Bakanlar Kurulu kararý alýndýðýný, taþýnmazýn Halil Yiðit, Nazým Yiðit, Metin Yiðit, Seydi Alacalar ve Gültekin Alacalar adlarýna kayýtlý olduðunu, taþýnmaza Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý Baþkanlýk Kýymet Takdir Komisyonunca Ocak 2009 tarihinde 65.943,27 TL deðer takdir edildiðini, mahkemece tespit edilecek Kamulaþtýrma Bedelinin Vakýflar Bankasý Beyoðlu Þubesine yatýrýlacaðýný, bedelde uzlaþma saðlanamadýðýndan davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý vekili tarafýndan mahkememizde açýlan dava ile taþýnmazýn kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve taþýnmazýn davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý adýna tesciline karar verilmesi istenmiþ olup, duruþmasý tensiben 25.03.2010 gününe býrakýlmýþtýr. 2942 Sayýlý Kamulaþtýrma Yasasýnýn 10. maddesinin 4. bendi uyarýnca ilan olunur. 24/02/2010 B: 14396
Davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý tarafýndan davalýlar Halit Yiðit, Nazým Yiðit, Kadriye Alacalar vs. aleyhlerine açýlan kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve tescil davasýnda: Ýstanbul, Beyoðlu, Þehit Muhtar Mah., 385 ada, 4 parsel sayýlý 46.50 m2’ alanlý taþýnmazýn yenileme alaný üzerinde kalmasý nedeniyle kamulaþtýrýlmasý hususunda 20.02.2006 tarihinde Bakanlar Kurulu kararý alýndýðýný, taþýnmazýn Halil Yiðit, Nazým Yiðit, Metin Yiðit, Seydi Alacalar ve Gültekin Alacalar adlarýna kayýtlý olduðunu, taþýnmaza Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý Baþkanlýk Kýymet Takdir Komisyonunca Ocak 2009 tarihinde 34.822 TL deðer takdir edildiðini, mahkemece tespit edilecek Kamulaþtýrma Bedelinin Vakýflar Bankasý Beyoðlu Þubesine yatýrýlacaðýný, bedelde uzlaþma saðlanamadýðýndan davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý vekili tarafýndan mahkememizde açýlan dava ile taþýnmazýn kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve taþýnmazýn davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý adýna tesciline karar verilmesi istenmiþ olup, duruþmasý tensiben 25.03.2010 gününe býrakýlmýþtýr. 2942 Sayýlý Kamulaþtýrma Yasasýnýn 10. maddesinin 4. bendi uyarýnca ilan olunur. 23/02/2010 B: 14393
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
11:38 AM
Page 1
13
ÝLAN
YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
DESA DERÝ SANAYÝ VE TÝCARET ANONÝM ÞÝRKETÝ OLAÐAN GENEL KURUL TOPLANTISI ÝÇÝN YÖNETÝM KURULUNDAN DAVET Sayýn Hissedarlarýmýz, Þirketimizin Olaðan Genel Kurul toplantýsý, 29 / 03 / 2010 tarihi saat 16:30’ da aþaðýdaki gündem çerçevesinde karar almak üzere Ýstanbul, Küçükçekmece, Sefaköy, Halkalý Caddesi No: 208 adresindeki þirket merkezinde yapýlacaktýr. Katýlmak isteyen ortaklarýmýzýn Genel Kurul Blokaj formunu doðrudan doðruya Þirket Merkezimiz olan Halkalý Cad. No: 208, 34620 Sefaköy / Ýstanbul adresine ibraz ederek; toplantýya iþtirak edemeyecek ortaklarýmýzýn ise aþaðýda gösterilen vekâletname örneðini noter tasdikli olarak düzenlemeleri veya noter tasdikli imza sirkülerini bu vekâletnamelerine eklemeleri ve bu belgeleri Genel Kurul toplantý gününden bir hafta önceki gün iþ saati sonuna kadar Þirket Merkezimiz olan Halkalý Cad. No: 208, 34620 Sefaköy / Ýstanbul adresinde þirketimize sunmalarý ve giriþ kartý almalarý gerekmektedir. Giriþ kartý almayan hisse senedi sahiplerinin toplantýya katýlmalarýna kanunen imkân olmadýðý Sayýn Ortaklarýmýzýn bilgilerine arz olunur. Yönetim Kurulumuzun faaliyet raporu, bilanço ve gelir tablosu ve denetçi raporu Genel Kurul Toplantýsýndan önceki 15 gün süre ile Þirketimiz merkezinde ortaklarýmýzýn incelemesine açýk bulundurulacaktýr. Þirketimizin Olaðan Genel Kurul toplantýsýnda (A) Grubu hissedarlarýn 1 (bir) hisse karþýlýðý 50 (elli), (A) Grubu hisse dýþý hissedarlarýn 1 (bir) hisse karþýlýðý 1 (bir) oy hakký vardýr. Sayýn Hissedarlarýmýzýn yukarýda belirtilen gün ve saatte toplantýya katýlmalarý rica olunur. DESA DERÝ SANAYÝ VE TÝCARET ANONÝM ÞÝRKETÝ 29/ 03 / 2010 TARÝHLÝ OLAÐAN GENEL KURUL TOPLANTISI GÜNDEMÝ 1. Baþkanlýk divaný seçimi ve divan heyetine toplantý tutanaðýný imzalamak üzere yetki verilmesi. 2. 2009 hesap dönemine iliþkin Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu, baðýmsýz dýþ denetim firmasýnýn rapor özeti ve þirket denetçi raporunun okunmasý ve görüþülmesi, 3. 2009 hesap dönemine iliþkin bilanço ve gelir tablosunun okunmasý, tartýþýlmasý ve onaylanmasý, 4. Yönetim Kurulu üyeleri ve denetçilerin 2009 yýlý faaliyet iþlem ve hesaplarýndan ötürü ibra edilmesi, 5. Yönetim Kurulunun kâr daðýtýmý ile ilgili teklifinin görüþülerek kabul, deðiþtirilerek kabul veya reddi, 6. 2010 hesap dönemi için denetçilerin seçimi, 7. Yönetim Kurulu Üyelerinin seçimi, 8. Yönetim Kurulu Üyeleri ile Denetçilere ödenecek ücretlerin tayini, 9. Baðýmsýz Dýþ Denetim firmasýnýn onaylanmasý, 10. 2010 ve izleyen yýllara iliþkin kâr daðýtým politikalarýnýn ortaklarýn bilgisine sunulmasý, 11. Sermaye Piyasasý Kurulu Seri IV No: 41 numaralý tebliðin 4. ve 5. Maddeleri uyarýnca iliþkili taraflarla yürütülen iþlemler ve deðerleme yükümlülüðü hakkýnda ortaklara bilgi sunulmasý. 12. Sermaye Piyasasý Kurulu 09/09/2009 tarihli ve 28/780 sayýlý Ýlke Kararý uyarýnca iliþkili taraflara verilen teminat, rehin, ipotek ve kefaletlerle ilgili ortaklara bilgi sunulmasý, 13. Yýl içinde yapýlan baðýþlarýn ortaklarýn bilgisine sunulmasý, 14. Yönetim kurulu üyelerine TTK’ nun 334 ve 335'inci maddelerinde yazýlý muamele ve iþlerin ifasý hususunda yetki verilmesi, 15. Dilekler ve kapanýþ. VEKÂLETNAME DESA DERÝ SANAYÝ VE TÝCARET ANONÝM ÞÝRKETÝ’ NE Desa Deri Sanayi ve Ticaret Anonim Þirketi’nin 29 / 03 / 2010 günü, saat 16:30’ da, Ýstanbul, Küçükçekmece, Sefaköy, Halkalý Caddesi No: 208 adresinde yapýlacak olan Olaðan Genel Kurul Toplantýsýnda aþaðýda belirttiðim görüþler doðrultusunda beni temsile, oy vermeye, teklifte bulunmaya ve gerekli belgeleri imzalamaya yetkili olmak üzere ................... vekil tayin ediyorum. A) TEMSÝL YETKÝSÝNÝN KAPSAMI a) Vekil tüm gündem maddeleri için kendi görüþü doðrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. b) Vekil aþaðýdaki talimatlar doðrultusunda gündem maddeleri için oy kullanmaya yetkilidir. Talimatlar: (Özel talimatlar yazýlýr) c) Vekil þirket yönetiminin önerileri doðrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. d) Toplantýda ortaya çýkabilecek diðer konularda vekil aþaðýdaki talimatlar doðrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. (Talimat yoksa, vekil oyunu serbestçe kullanýr.) Talimatlar: (Özel talimatlar yazýlýr) B) ORTAÐIN SAHÝP OLDUÐU HÝSSE SENEDÝNÝN a) Tertip ve serisi b) Numarasý c) Adet - Nominal Deðeri d) Oyda imtiyaz olup olmadýðý e) Hamiline - Nama yazýlý olduðu ORTAÐIN ADI SOYADI veya UNVANI: ÝMZASI: ADRESÝ: NOT: - (A) bölümünde, (a), (b) veya (c) olarak belirtilen þýklardan birisi seçilir, (b) ve (d) þýkký için açýklama yapýlýr. - Vekâletname vermek isteyen oy hakký sahibi, vekâletname formunu doldurarak imzasýný notere onaylattýrýr veya noterce onaylý sirkülerini kendi imzasýný taþýyan vekâletname formuna ekler. - Bu vekâletname 09.03.2004 tarih ve 21872 sayýlý Resmi gazete’de yayýnlanan Sermaye Piyasasý Kurulu’nun Seri: IV No: 8 Tebliði hükümleri uyarýnca düzenlenmiþtir. B: 14411
T. C. BÜYÜKÇEKMECE 2. ÝCRA MÜD. MENKULÜN AÇIK ARTIRMA ÝLANI 2009/6926 TAL. Bir borçtan dolayý rehinli bulunan ve aþaðýda cins. miktar ve kýymetleri bulunan mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 26.03.2010 günü, Saat 11.50’den 11.55 ‘e kadar” DURAN OTOPARKI GÜZEL YURT MAH. MUSTAFA KEMAL CAD. TAKSÝT CENTER YANI NO: 7 ESENYURT BÜYÜKÇEKMECE ÝSTANBUL” adresinde yapýlacak olup, iþbu artýrmada artýrma bedelinin muhammen kýymetin % 60’ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasý ve bundan baþka paraya çevirme ve paralarýn paylaþtýrýlmasý masraflarýný geçmesi þarttýr. Bu miktara istekli bulunmadýðý takdirde 31.03.2010 günü ayný yer ve saatte ikinci artýrma yapýlacaktýr. Þu kadar ki, ikinci artýrmada, artýrma bedelinin malýn muhammen kýymetinin % 40’ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasý ve bundan baþka paraya çevirme ve paralarýn paylaþtýrýlmasý masraflarýný geçmesi þarttýr. Mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 1 oranýnda K.D.V. alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, daha fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. Muhammen Kýymeti Adedi Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Özellikleri 20.000,00 TL (yirmibin-TL) 1 34 BY 6202 plakalý 2007 model RENAULT marka MEGAN II EXP 1.5 DCI PK tipli K9KD7/D388868 motor no VF1LMOTC536023768 þasi nolu KUMSAL BEJ renkli, H.OTO, muhtelif çizikler var ANAHTAR VAR RUHSAT YOK. B: 14557
ÝLANEN TEBLÝGAT T.C. ÝSTANBUL 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜNDEN KAMBÝYO SENETLERÝ ÜZERÝNDE HACÝZ YOLU ÝLE YAPILACAK TAKÝPLERDE ÖDEME EMRÝ DOSYA NO ALACAKLI VEKÝLÝ
: Eski: 2005/9793, Yeni: 2009/5892 : STANDART POMPA VE MAK. SAN. TÝC. A. Þ. : Av. M. NECATÝ TARAKÇI Ýstiklal cad. Tünel geçidi iþhaný B. Bl. N: 211 Beyoðlu-Ýst. BORÇLU : SONER AKGÜN ( AK-TES AKGÜN TESÝSAT END. MALZ. ÝML. PAZ. SAN. TÝC. ) Tersane cad. zarý zeybek sok. N: 12-14/22 Karaköy-Ýst. BORÇ MÝKTARI: 6.517,05-YTL. Asýl alacak + 728,00-YTL. Takip tarihine kadar iþlemiþ ticari reeskont faiz 7.245,05-TL. Müvekkilimizin kambiyo senedine dayanan alacaðýnýn takip tarihinden itibaren iþleyecek ticari reeskont faizi, icra takip giderleri ve avukatlýk ücreti ile birlikte ödenmesi talebidir. Yukarýda yazýlý alacaðýn tahsili için aleyhinize yapýlan icra takibinde, adresinize gönderilen Örnek 163 nolu ödeme emri teblið edilememiþ ve zabýta tahkikatý neticesinde de yeni adresiniz tespit edilemediðinden ödeme emrinin ilanen tebliðine karar verilmiþtir. Ýþ bu ödeme emrinin gazetede yayýmý müteakip 25 gün içerisinde yukarýda yazýlý alacaðýn dosyamýza ödenmesi. Takip müstenidi senedin Kambiyo vasfýnda olmadýðý veya senet altýndaki imzanýn size ( borçluya ) ait olmadýðý yahut alacaðýn itfa veya imhal edildiði ya da zamanaþýmýna uðradýðý, yahut Ýcra Müdürlüðümüzün yetkisine olan itirazýnýzý 20 gün içinde Ýcra Tetkik Mercii Hakimliðine itirazla bu hususta istihsal edilecek kararýn Ýcra Müdürlüðümüze ibraz edilmesi. Senet altýndaki imzanýn haksýz yere inkâr edilmesi ( borçlu tarafýndan ) halinde takip konusu alacaðýn % 10 nispetinde para cezasýna mahkûm edileceðiniz. Borç ödenmez ve belirtilen süre içerisinde itirazýn kabul edildiðine dair karar ibraz edilmediði taktirde cebri icraya devam edileceði, borç ödenmediði taktirde 25 gün içinde mal beyanýnda bulunulmasý ( borçlu tarafýndan) veya hakikate aykýrý beyanda bulunulmasý halinde hapisle cezalandýrýlacaðýnýz teblið ve ihtar olunur.
B: 14618
T. C. PENDÝK 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Menkulün Açýk Artýrma ÝLANI 2009/4165 TAL. Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 14/04/2010 saat 09:30-09:35 arasýnda YENÝ MAH. HUDUTYOLU CAD. NO: 35 EKAY OTOPARKI PENDÝK adresinde yapýlacak ve o günü kýymetinin % 60' ýna istekli bulunmadýðý takdirde 19/04/2010 günü ayný yer ve saatler arasýnda 2. artýrma yapýlacaðý, þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden alýnacak % 1 KDV alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýndan görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle Müdürlüðümüze müracaat etmeleri rica olunur. 02.03.2010 Lira Adet Malýn cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri) 13.000.00 1 34 CZB 60 Plakalý Skoda Oktavýa Kýrmýzý Renkli Ön Lastik Ýnik Sað Tampon Sol Kapý Sol Stop Sol Arka Yan Ezik vuruk komple muhtelif çizik 1999 model. B: 14637
T. C. BAKIRKÖY 6. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI 2009/168 T. Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 24.03.2010 saat 11.00-11.10 arasýnda BAÐCILAR/ÝSTANBUL 100 YIL MAH. OTO CENTER M BLOK NO. 54 adresinde yapýlacak ve o gün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 29.03.2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý; þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40’ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu; mahcuzun satýþ bedeli üzerinden alýnacak oranýnda KDV’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýndan görülebileceði, gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. Takdir Edilen Deðeri Lira Krþ Adedi CÝNSÝ (Önemli nitelik ve özellikleri) 5.000.00 1 34 BH 1055 plakalý Renault laguna 110 luk aracýn panjur kýrýk þanzuman bozuk sað maþpiyel vuruk teyip var kafasý yok sað çamurluk vuruk. B: 14650
T. C. KARTAL 3. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIR AÇIK ARTTIRMA ÝLANI Sayý: 2008/6202 ESAS Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkartýlmýþtýr. Birinci arttýrmada 16 VS 287 plaka sayýlý vasýta 31.03.2010 Çarþamba günü saat 10:0010:10 ,16 VS 285 plaka sayýlý vasýta 31.03.2010 günü saat 10:20-10:30 ,16 VJ 180 plaka sayýlý vasýta 31.03.2010 günü saat 10:40-10:50 16 VJ 181 plaka sayýlý vasýta 31.03.2010 günü saat 11:00-11:10 da Samandýra Cad. Kaþüstü Mevkii Mezarlýklar arkasý Türker Antrepo Karþýsý Anadolu Týr Garajý Ferhatpaþa (Büyükbakkalköy ) Samandýra /KARTAL adresinde yapýlacak ve o gün kýymetlerin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde , 05.04.2010 günü ayný yer ve saatlerde 2. arttýrma yapýlarak satýlacaðý, þu kadar ki arttýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40’ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklýnýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 oranýnda KDV.nin, aracýn trafik para cezalarý mevcutsa borçluya rücu edilmek kaydýyla, alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýndan görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 01.03.2010 T L. ADET CÝNSÝ 10.000,00 TL. 1 16 VS 287 Plakalý ,1998 model, Týrsan Marka, Kýrmýzý Beyaz Renkli , Yarý Römork , Tipi -TSM FRG -35136183 , Þase No: TS 11124413, stepnesi parçalanmýþ, lastikler erimiþ, soðutma üniteli, ruhsatý var. 20.000,00 TL. 1 16 VS 285 plakalý,Renault marka, 2004 model, Beyaz renkli çekici, Tipi Premium, 420.19 T 4X2 Motor No: 63 M 05861, Þasi No: VF622GVA000133764, Üst çamurluk Yok, sað - sol - teker aynasý yok, öncam çatlak, stepnesi yok, beyana göre aküsü problemli 17.000,00TL. 1 16 VJ 180 plakalý ,2003 model IVECO marka Çekici araç ,Tipi MIV krem renkli Motor no : 017645 Þasi No : WJMMIVUJ004263743, akü problemli olduðu beyan edildi , Stepne yok , lastikler erimiþ , takým dolabý kýrýk , üst çamurluk yok , çamurluk tozluðu kýrýk. 8.000,00 TL. 1 16 VJ 181 plakalý ,Týrsan Marka , 1998 model , 3 dingil, izolasyonlu , Yarý römork, Tipi: TSNFRGFRG35136183,kýrmýzý þase , üstü beyaz, þasi no: TS11124411, Frigo soðutma üniteli, lastik bitik, stepnesi yok.
B: 14613
T. C. ÞÝÞLÝ 4. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA ÝLANI Dosya No: 2009/29353 Esas. Bir borçtan dolayý rehinli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri bulunan mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 26.03.2010 günü, Saat 9.30 ‘dan 9.40’a kadar “MAVÝSU OTOPARKI CANDERE YOLU NO: 25 KÂÐITHANE ÝSTANBUL” adresinde yapýlacak olup, iþbu artýrmada artýrma bedelinin muhammen kýymetin % 60’ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasý ve bundan baþka paraya çevirme ve paralarýn paylaþtýrýlmasý masraflarýný geçmesi þarttýr. Bu miktara istekli bulunmadýðý takdirde 31.03.2010 günü ayný yer ve saatte ikinci artýrma yapýlacaktýr. Þu kadar ki, ikinci artýrmada, artýrma bedelinin malýn muhammen kýymetinin % 40’ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasý ve bundan baþka paraya çevirme ve paralarýn paylaþtýrýlmasý masraflarýný geçmesi þarttýr. Mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 1 oranýnda K.D.V. alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, daha fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. Muhammen Kýymeti 10.000,00-TL (Onbin-TL)
Adedi 1
Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Özellikleri 34 FA 1760 plakalý 2007 model TATA marka, INDIGO SW MARINE tipli, 475IDT14ESZP76693 motor no, MAT6061598PL01635 þasi nolu GRÝ renkli, Otomobil, çizik vuruk yok, ruhsat ve aB: 14558 nahtar var.
T.C. KADIKÖY 6. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI DOSYA NO: 009/1264 Talima
ÖRNEK NO: 25
Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 24.03.2010 günü saat: 11:20-11:30’da Kuþdili Cd. Özel Kuþdili Otoparký Kadýköy yapýlacak ve o günün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 29.03.2010 günü ayný yer ve saatte 2. Artýrma yapýlarak satýlacaðý . Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklýnýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 1 oranýnda K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði taktirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 26.02.2010 Muhammen kýymeti LÝRA ADEDÝ CÝNSÝ 25,000,00 YTL 1 34 BS 0906 Plakalý 2005 Model Honda Marka 4X4 Jeep Arazi Taþýtý
25.000,00 YTL Toplam
(Ýc.Ýf.K.114/1, 114/3) Yönetmelik Örnek No: 25
B: 14674
T. C. BEYOÐLU 3. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN KAMULAÞTIRMA ÝLANI ESAS NO: 2010/71 Esas Davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý tarafýndan davalý Lütfü Çatalkaya aleyhine açýlan kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve tescil davasýnda: Ýstanbul, Beyoðlu, Çukur Mah., 362 ada, 9 parsel sayýlý 25 m2’lik taþýnmazýn yenileme alaný üzerinde kalmasý nedeniyle kamulaþtýrýlmasý hususunda 20.02.2006 tarihinde Bakanlar Kurulu kararý alýndýðýný, taþýnmazýn Lütfü Çatalkaya adýna kayýtlý olduðunu, taþýnmaza Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý Baþkanlýk Kýymet Takdir Komisyonunca 30.06.2009 tarihinde 40.334.24 TL deðer takdir edildiðini, mahkemece tespit edilecek Kamulaþtýrma Bedelinin Vakýflar Bankasý Beyoðlu Þubesine yatýrýlacaðýný, bedelde uzlaþma saðlanamadýðýndan davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý vekili tarafýndan mahkememizde açýlan dava ile taþýnmazýn kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve taþýnmazýn davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý adýna tesciline karar verilmesi istenmiþ olup, duruþmasý tensiben 30.03.2010 gününe býrakýlmýþtýr. Durum 2942 Sayýlý Kamulaþtýrma Yasasýnýn 10. maddesinin 4. bendi uyarýnca ilan 23/02/2010 olunur. B: 14389
T.C. BEYOÐLU 3. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN KAMULAÞTIRMA ÝLANI ESAS NO: 2010/69 Esas Davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý tarafýndan davalý Gülten Evren aleyhine açýlan kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve tescil davasýnda: Ýstanbul, Beyoðlu, Bülbül Mah., 593 ada, 14 parsel sayýlý 37.75 m2’lik taþýnmazýn yenileme alaný üzerinde kalmasý nedeniyle kamulaþtýrýlmasý hususunda 20.02.2006 tarihinde Bakanlar Kurulu kararý alýndýðýný, taþýnmazýn Gülten Evren adýna kayýtlý olduðunu, taþýnmazýn 1/3 hissesine Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý Baþkanlýk Kýymet Takdir Komisyonunca 23.06.2009 tarihinde 22.708 TL deðer takdir edildiðini, mahkemece tespit edilecek Kamulaþtýrma Bedelinin Vakýflar Bankasý Beyoðlu Þubesine yatýrýlacaðýný, bedelde uzlaþma saðlanamadýðýndan davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý vekili tarafýndan mahkememizde açýlan dava ile taþýnmazýn kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve taþýnmazýn davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý adýna tesciline karar verilmesi istenmiþ olup, duruþmasý tensiben 30.03.2010 gününe býrakýlmýþtýr. Durum 2942 Sayýlý Kamulaþtýrma Yasasýnýn 10. maddesinin 4. bendi uyarýnca ilan olunur. 23/02/2010 B: 14391
T. C. BEYOÐLU 3. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN KAMULAÞTIRMA ÝLANI ESAS NO: 2010/66 Davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý tarafýndan davalýlar Halit Yiðit, Nazým Yiðit, Kadriye Alacalar vs. aleyhlerine açýlan kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve tescil davasýnda: Ýstanbul, Beyoðlu, Þehit Muhtar Mah., 385 ada, 4 parsel sayýlý 46.50 m2’ alanlý taþýnmazýn yenileme alaný üzerinde kalmasý nedeniyle kamulaþtýrýlmasý hususunda 20.02.2006 tarihinde Bakanlar Kurulu kararý alýndýðýný, taþýnmazýn Halil Yiðit, Nazým Yiðit, Metin Yiðit, Seydi Alacalar ve Gültekin Alacalar adlarýna kayýtlý olduðunu, taþýnmaza Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý Baþkanlýk Kýymet Takdir Komisyonunca Ocak 2009 tarihinde 34.822.10 TL deðer takdir edildiðini, mahkemece tespit edilecek Kamulaþtýrma Bedelinin Vakýflar Bankasý Beyoðlu Þubesine yatýrýlacaðýný, bedelde uzlaþma saðlanamadýðýndan davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý vekili tarafýndan mahkememizde açýlan dava ile taþýnmazýn kamulaþtýrma bedelinin tespiti ve taþýnmazýn davacý Beyoðlu Belediye Baþkanlýðý adýna tesciline karar verilmesi istenmiþ olup, duruþmasý tensiben 25.03.2010 gününe býrakýlmýþtýr. 2942 Sayýlý Kamulaþtýrma Yasasýnýn 10. maddesinin 4. bendi uyarýnca ilan olunur. 24/02/2010 B: 14394
T.C. PENDÝK 1. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Menkulün Açýk Artýrma ÝLANI 2009 / 5830 TAL. Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 26.03.2010 saat 11.10-11.15 arasýnda ÇÖZÜM OTOPARKI SABÝHA GÖKÇEN HAVAALANI PENDÝK adresinde yapýlacak ve o günü kýymetinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde 31.03.2010 günü ayný yer ve saatler arasýnda 2. artýrma yapýlacaðý, þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden alýnacak % 1 KDV alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýndan görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. 25.02.2010 Lira 20.000,00
Adet 1
Malýn cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri) 34 ADY 29 PLAKALI 2004 MODEL V.W BORA 1,6 AUT. GÜMÜÞGRÝ MUHT. ÇÝZÝKLÝ. B: 14673
T. C. BÜYÜKÇEKMECE 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Menkulün Açýk Artýrma ÝLANI 2009/6621 Tal. Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 18.03.2010 saat 11.55-12.00 arasýnda Ýstanbul Namýk Kemal Mah. Adile Naþit Bulvarý No. 28 Esenyurt(Haramidere Horoz Lojistik Tesisleri-Horoz Taþýt Servis Parký) adresinde yapýlacak ve o günü kýymetinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde 23.03.2010 günü ayný yer ve saatler arasýnda 2. artýrma yapýlacaðý, þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden alýnacak % 18 KDV alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýndan görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði fazla bilgi almak isteyenlerin Müdürlüðümüze baþvurmalarý rica olunur. 19/02/2010 Lira 10.500,00
Adet 1
Malýn cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri) 59 UL 482 Plaka sayýlý 1996 model Týrsan Marka Astro 12 Tipi K.Kýrmýzý gümüþ renkli TS 11122351 þase nolu yarý Römork muhtelif çizikler mevcut. B: 14668
T. C. KÜÇÜKÇEKMECE 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA ÝLANI DOSYA NO: 2009/1309 TAL. Bir borçtan dolayý Rehinli ve aþaðýda cins, miktar ile kýymetleri yazýlý bulunan araç satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci arttýrma 18.03.2010 Perþembe günü , 12.40 - 12.45 saatleri arasýnda Sultan Murat Otoparký Küçükçekmece/ÝST. adresinde yapýlacak ve o günü kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 23.03.2010 Salý günü ayný yer ve saatte 2. arttýrma yapýlarak satýlacaðý. Þu kadar ki, arttýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40’ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýnýn geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 oranýnda K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýndan görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla dairemize baþvurmalarý ilan olunur. Muhammen Kýymeti : Adedi: Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Özellikleri): 13.000,00.-TL 1 34 ZN 8551 plaka nolu, X16XEL02LV4314 Motor nolu, WOLOTGF48Y Þasi nolu 2000 Model, ASTRA 1.6 CDHB tipi, OPEL marka, HUSUSÝ OTO cinsi, GÜMÜÞ renkli, muhtelif yerlerinden çizikli araç. B: 14671
T. C. TARSUS 2. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2009/297 Davacý Cemal AYDIN tarafýndan mahkememize açýlan gaiplik davasýnda kardeþinin 34 yýldýr kayýp olduðunu, o yýllarda Cumhuriyet Baþsavcýlýðýna kayýp diye müracaatta bulunduðunu, ancak bugüne kadar nüfustan düþülmediðini bugün öðrendiðini, kardeþinin halen bulunamadýðýný, bu nedenlerle hukuken kardeþi olarak gözüken Veysel AYDIN’ ýn gaipliðine karar verilmesini talep ve dava etmiþ olup; Yukarýda belirtilen Cemal AYDIN' ýn kardeþi Veysel AYDIN’ ýn (Nüfus kaydýnda Mersin Tarsus ilçesi Böðrüeðri köyü cilt no 69, hane no 9, TC kimlik no 12215447242 nüfusa kayýtlý Mustafa ve Emine oðlu 10/12/1959 Tarsus doðumlu gözüken kiþi) hayatta olup olmadýðýný bilenlerin ilk ilandan itibaren 6 ay içinde mahkememizin 2009/297 esas sayýlý dosyasýna bilgi vermeleri MK 33/son madde gereðince rica olunur. 11.11.2009 B: 67887
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/7/2010
2:49 PM
Page 1
14
SPOR
YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
NE YAZDILAR?
GÖZLEM
Diyarbakýr
Hakan Þükür (Fanatik):
Büyük bir provokasyon BURSA'DAKÝ ilk maçta yapýlanlarý tasvip etmemekle birlikte, bunlara cevap olarak Diyarbakýr’daki olaylarý makul görmek mümkün deðil. Yaþananlar Diyarbakýr’a büyük bir darbe vurmuþtur. Ben bunlara sadece Bursa’da yapýlanlarýn karþýlýðý olarak bakmýyorum, provokasyon olduðunu düþünüyorum. Ýlk yarýdaki maçta oyuncularýn sahada dostluklarýný göstermelerine raðmen Diyarbakýr’da tribünlerin sahaya böyle müdahale etmesi; hem ülkemizde hem de dünya kamuoyunda bizi zor duruma düþürdü ve açýkçasý derin derin düþünmeye itti. Erman Toroðlu (Hürriyet):
Derbi de oynanmamalýydý MARATON programýnda ve Hürriyet gazetesinde, ilk yarýda oynanan Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde, “Hakemin kafasýnýn yarýldýðý an o maç oynanmamalý” dediðimde çok ahkam kesenler oldu. Psikolojik, sosyolojik ve biyolojik konularda deðerlendirme yaparak hakemin ne muazzam bir kararla maçý oynattýðýný yazdýlar. O zaman “Hakem haklý” diyenler, Diyarbakýrspor-Bursaspor maçýný yarýda býrakan Mustafa Kamil Abitoðlu’na da “Haklý” diyecekler. Ayný konuda iki tane doðru veya iki yanlýþ olmaz. Bir tane doðru vardýr... Diyarbakýrspor’un þunu deme hakký var: “Saracoðlu’nda hakemin kafasý yarýldýðýnda soyunma odasýna 3 tane doktor getirdiniz. Psikolojik, sosyolojik, biyolojik tedaviler yaptýnýz. Sonra ayný hakemi sahaya sürdünüz. Diyarbakýr’da kafasý yarýlan hakemi, ayný Saracoðlu’nda olduðu gibi doktorlar getirip, ayný tedavileri uygulayýp maça devam ettirseydiniz. Saracoðlu Stadý ile Atatürk Stadý’nýn farký ne?” Bu konuda Diyarbakýrspor ne söylese, verecek en ufak bir cevaplarý olamaz. Bu iþler böyledir. Doðru bir tanedir. Herkese ayný kuralý, ayný þekilde uygulayacaksýn.
SAÝD OKUR nsokur@gmail.com.
ÞILAÞR A K , E C ÝN D Þ ÝSABET E A T Ý TAKIA D IN N Þ E A K B R ÝN A L M R E TARAFTA YAN HAK N A D A L IN O Ç P A E M -0 HÜKB 3 E R S A Z A E IN C S L A E M M L BURSASPO EN MUHTE DA ÝPTAL O K A E C ÝK AMAK E K N ÝL A Y B D O E . 7 ÝL 1 ÝZ R ÝS IN E C V N ÝR MA RINI SEY IRSPOR'A A K L A Ç B A R M A ÝY N D A L I. MINI YAKT EVÝNDE KA E V K A M IL Y P SA FUTBOL Müsabaka Talimatý’nýn MEN MAÐLU “Güvenlik nedeniyle müsabakanýn tamamlanamamasý” baþlýklý 20. maddesinin “b” bendine göre hakem tarafýndan tatil edilen maçýn sonucunu federasyon yönetim kurulu 3-0 hükmen Diyarbakýrspor aleyhine tescil edecek. PFDK’ya sevk edilecek olan Diyarbakýrspor kulübüne asgari 3 ila 5 maç arasý seyircisiz oynama cezasý verilmesine de kesin gözüyle bakýlýyor. Cezanýn 5 maç olarak öngörülmesi halinde Diyarbakýrspor bu sezon sahasýnda oynamasý gereken maçlarý ya seyircisiz oynayacak ya da güvenlik sebebiyle federasyonun belirleyeceði tarafsýz bir sahada yapacak.
Hakan Ünsal (Hürriyet):
Diyarbakýrlýlar takýmýný ligde istemiyor mu? DÝYARBAKIRSPOR taraftarý belki öfkesini çýkardý, belki düþündüðünün bir bölümünü yaptý ama asýl yaptýðýnýn takýmýna büyük zarar vermek olduðunu anlamak zorundadýr. Bu takýmýn Süper Lig’e çýkmak için harcadýðý çaba ve emekler bu kadar kolay harcanmamalý. Sivas, Manisa ve Denizli ligde kalmak için sahada mücadele ederken Diyarbakýrlý oyuncularýn bu hakka sahip olamamalarý yazýk. Asýl soru þu: “Diyarbakýrlý taraftarlar maçýn tatil edilmesini saðlayarak, istediklerini elde ettiler mi? Dahasý bu erteleme ve gelecek ceza kime yarayacak?” Ýnsan ister istemez düþünüyor; Acaba Diyarbakýrlýlar takýmlarýný ligde istemiyor mu?
5 TARAFTAR YARALANDI Tatil edilen maçta Bursaspor’un stadý terk etmesinin ardýndan yaþanan olaylarda 5 Diyarbakýrspor taraftarý hastaneye kaldýrýldý. Güvenlik güçleri, kendilerine taþla saldýran taraftarlara biber gazý ve tazyikli su ile karþýlýk verdi. Arbede yaklaþýk bir saat sürdü.
Zeki Çol (Zaman):
Taraftarlarýn sahaya yabancý madde atmasý maçtan önce baþlamýþ, maç esnasýnda da devam etmiþti. FOTOÐRAFLAR: AA
Antipatik bir durum SANKÝ bu cumhuriyetin temeline, Türk’ü, Kürt’ü birlikte harç koymamýþ... Sanki esaretten kurtuluþa geçiþin savaþýný birlikte, omuz omuza verip kazanmamýþ... Böyle bir sahne, bu sahalarda görülmüþ þey deðil. Þimdi, o taraftara þunu sormak lazým: Elinize ne geçti? Bursa’daki ilk maçta yaþananlardan sonra, Diyarbakýrspor’a bu ülkenin dört bir yanýndan destek sesleri yükselmiþti. O seslerden birinin sahibi de bendim. O taraftar, var olan o sempatiyi þimdi ne yazýk ki antipatiye çevirdi.
Okur 27 sayýyla Taþ isabet eden muhabirin göz sinirleri kopmuþ en skorer isim
DÝYARBAKIRSPOR- Bursaspor maçýnda tribünden atýlan taþýn gözüne isabet ettiði gazeteci Mehmet Kayahan’ýn durumu ciddiyetini koruyor. Diyarbakýr’da ilk müdahalesi yapýlan Kayahan, göz sinirlerinde ezilme ve kopma tespit edildi ve Ýstanbul’a sevk edildi. Doktorlar,Kayahan’ýn görme yetisini kaybetme riski bulunduðunu belirtti. Diyarbakýr’da muhabir olarak görev yapan Ajans Habertürk çalýþaný Mehmet Kayahan, tribünden atýlan taþýn gözüne isabet etmesi nedeniyle yaralanmýþtý.
BURSA’DA NELER OLMUÞTU? LÝGÝN ilk yarýsýnda Bursa’da oynanan maçta, her þey Bursaspor taraftarlarýnýn, ‘PKK dýþarý’ tezahüratýyla baþlamýþtý. Bu tezahüratýn artýndan iki takým taraftarlarý birbirine girmiþti. Yaþananlardan sonra Diyarbakýrspor ligden çekilmeyi düþünmüþ ancak iki kulübün baþkanýnýn bir araya gelmesi, gerilen ortamý sakinleþtirmiþti.
Haftanýn kapanýþ maçý:
Trabzon’da beraberlik serisi bitti yenilmeme serisi devam ediyor TEKNÝK direktör Þenol Güneþ’in göreve gelmesinden sonra 2010 yýlýnda kaybetmeyi unutan Trabzonspor, bu hafta Gençlerbirliði’ni son dakikada bulduðu gollerle maðlup ederek yenilmezliðini sürdürdü. Karadeniz temsilcisi, bu yýl içinde oynadýðý 12 resmi müsabakada yenilgi yüzü görmedi. Trabzonspor, Hugo Broos ile yaþadýðý kötü günleri Þenol Güneþ’in dönmesiyle geride býraktý. Son 3 haftada aldýðý beraberlikler sonrasý sýkýntýlý bir sürece giren Bordo-mavili takým, Gençlerbirliði galibiyeti ile rahat bir nefes alýrken zirve ile arasýndaki mesafeyi korudu. Rakibi karþýsýnda son dakikada bulduðu gollerle kendine gelen Trabzonspor, beraberlik serisine de son vermiþ oldu.
Diyarbakýr 12 Eylül ihtilalinin ön plana çýkardýðý en önemli illerimizden biri. Bu ön plana çýkýþ keþke pozitif yönde olsaydý. Ýþsizlik ve yoksulluk sebebiyle sýkýntýlý olan bu ilimizin bazý kesimleri, maalesef art niyetli menhus zihniyetin oyuncaðý durumuna düþtü veya düþürüldü. Ülkemize zararýný saymakla bitiremeyeceðimiz terör illeti, ne yazýk ki, hükmünü hala icra ediyor. Ve ne yazýk ki, kimseye fayda getirmeyen bu belaya hala çanak tutanlar ve teþne olanlar var. Sporun dostluk ve kardeþlik olmasý gerektiði gerçeðini bilerek, terör belasýnýn içine sporu çekmekte bir beis görmüyorlar. Kendi sahasýna gelen Diyarbakýr futbol takýmýný "PKK" pisliðiyle eþdeðer tutmanýn, akýl ve mantýkla izahý mümkün mü? Bir ilin bütün insalarýný terörle eþ tutmak hakkaniyet ölçülerine sýðar mý? Diyarbakýr'daki bu müsabaka oynanamýyorsa ve sahaya o taþlarý atanlar nasýl suçluysa, Bursa'da da "PKK dýþarý" diye baðýran þuursuz o insanlarda o kadar suçludur. Bursa'da baðýran o insanlar hakkýnda hukuki takibat yapýlmadý. Onlarýn yaptýðý bölücülük deðil miydi? O hadiseden sonra Diyarbakýr halkýnýn gönlünü almak için ne yapýldý? Bütün bunlar düþünüldüðü zaman bu tip olaylarýn salt zarardan baþka bir þey getirmediði aþikar. Bu sonucun doðmasýna sebep olan her kim olursa olsun; yani "taþ atan da", "PKK dýþarý" diye baðýran da ayný amaca hizmet etmektedir. Bunlar iyi tespit edilmeli ve gereði yapýlmalýdýr. Ama hala söylemlerle günü kutarmanýn peþindeyiz. Uygulamadaki kararlýlýðýmýzý bir türlü gösteremiyoruz. Olaylarýn sýcaklýðý azaldýkça kararlýðýmýzýn gücü de malesef azalýyor. Sürecin bu þekilde devam etmesinden memnun olan tek kesim var. "Terör ve bölücülüðe hizmet edenler".
Gabriç, oyuna sonradan dahil olmasýna raðmen golünü attý.
Galatasaray Eskiþehir sýnavýnda LÝGÝN zirvesinde yer alan G. Saray, son üç maçtýr yenemediði Eskiþehirspor deplasmanýna çýkýyor. Saat 20:00’de baþlayacak ve Lig TV’den naklen yayýnlanacak 90 dakikayý hakem Bülent Yýldýrým yönetecek. Bugün yapýlacak maçla birlikte iki ekip lig tarihinde 48. kez karþý karþýya gelecek. Geride kalan lig maçlarýnda Galatasaray, Eskiþehirspor’a galibiyet sayýsýnda 19-8, gol sayýsýnda da 63-44 üstünlük kurarken, iki ekip arasýndaki 20 maç da berabere sonuçlandý. Sezonun ilk yarýsýnda Ýstanbul’da yapýlan maç 1-1 tamamlandý.
Kayseri önünde de galibiyeti koruyamadý. FOTOÐRAF: AA
Kasýmpaþa sonunu getiremiyor TURKCELL Süper Lig’de son dönemlerde gösterdiði performansla dikkati çeken Kasýmpaþa, öne geçtiði karþýlaþmalarda skoru korumayý baþaramýyor. Lacivert-beyazlý takým, bu sezon ligde öne geçtiði 6 karþýlaþmadan özellikle son dakikalarda yediði goller nedeniyle puan kaybetti. Kasýmpaþa, son olarak önceki gün Kayserispor karþýsýnda ilk yarýyý 2-0 önde tamamlamasýna raðmen, rakibinin ikinci yarýda ve uzatma dakikalarýnda bulduðu goller sonucunda çok önemli 2 puandan oldu.
NBA’DE Utah Jazz’ýn sahasýnda Los Angeles Clippers’ý 107-85 yendiði maçta, milli basketbolcu Mehmet Okur 27 sayýyla maçýn en skorer ismi oldu. Energy Solutions Arena’daki karþýlaþmanýn 35 dakikasýný sahada geçiren Okur, 27 sayý, 7 ribaunt ve 3 asistle tamamlarken, maçýn da yýldýzý oldu. Carlos Boozer 17 sayý, 14’ü savunma olmak üzere 17 ribaunt ve 2 asistle ‘’double-double’’ yaparak, galibiyete katký saðladý. Boozer, böylece bu sezonki 40. kez iki kategoride de çift haneli sayýlara ulaþtý. Kyle Korver da 12 sayý üretti. Milwaukee Bucks’ýn sahasýnda Cleveland Cavaliers’ 92-85 yendiði maçta ise, milli basketbolcu Ersan Ýlyasova 4 sayý kaydetti.
Belediye’de iþler yolunda TURKCELL Süper Lig’de haftayý deplasmanda Sivasspor’u 1-0 yenerek kapatan Ýstanbul Büyükþehir Belediyespor’da moraller yerinde. Ýstanbul Büyükþehir Belediyespor Futbol Þube Sorumlusu Kamil Dizar, 3 panla döndükleri Sivasspor deplasmanýnýn kendileri için oldukça baþarýlý geçtiðini belirterek, ‘’Sivas’a çekinerek gitmiþtik. Takýmýmýz çok iyi bir mücadele ortaya koyarak galip gelmesini bildi. Sivasspor karþýsýnda çok pozisyona girdik ama sadece birini deðerlendirebildik. Rakibimize fazla pozisyon da vermedik’’ diye konuþtu.
renkli:Mizanpaj 1
3/7/2010
12:09 PM
Page 1
C M YK
15
OTOMOBÝL YENÝASYA / 8 MART 2010 PAZARTESÝ
Ümit Kýzýltepe Sayfa Sorumlularý: Recep Bozdað recep@yeniasya.com.tr umitvar@yeniasya.com.tr
HABERLER
Ford Otosan 205 bin araç üretecek
Alfa Romeo Giulietta, yazýn Türkiye’de
ÝLK OLARAK Cenevre Otomobil Fuarý’nda tanýtýlan Alfa Romeo’nun yeni kompakt sýnýf modeli Alfa Romeo Giulietta, yaz aylarýnda Türkiye’de de satýþa sunulacak. Fiat Grubu çatýsý altýnda birçok modelde daha kullanýlmasý planlanan ve üzerinde yükseldiði yeni nesil kompakt platform dolayýsýyla da dikkat çeken Alfa Romeo Giulietta, 2010 yýlýnda 100. yaþýný kutlayacak Alfa Romeo’nun en güçlü silâhý olarak dikkat çekiyor. Üçü benzinli ikisi turbo dizel olmak üzere toplam 5 adet motor seçeneðine sahip Alfa Romeo Giulietta’nýn en performanslý versiyonu ise 1.8 litre 235 HP’lik benzinli motorla üretilmiþ olarak yollara çýkacak.
Hyundai Accent Era 1.5 CRDi
Fiat, Avrupa’da 2 silindirli motor sunan tek üretici olacak
ÝTALYAN otomobil üreticisi Fiat, Cenevre’de kapýlarýný açan fuar kapsamýnda ilk etapta küçük sýnýf modeli Fiat 500’e entegre edilen ve TwinAir kod adýný taþýyan 2 silindirli turbo motorunu ilk kez tanýttý. Fiat’a Avrupa’nýn 2 silindirli motor sunan tek otomotiv üreticisi unvanýný da kazandýran TwinAir motor teknolojisi, üst üste 3 defa yýlýn en çevreci otomobil üretici seçilen Fiat’ýn bu konuda lider kalabilme hedefinin önemli bir parçasý olarak ön plana çýkýyor. 900 cc’lik silindir hacmine sahip 85 HP güç üreten turbo motor, 95 g/km’lik karbondioksit emisyon salýným deðeriyle de ekolojik yönünü ortaya net biçimde koyuyor. Eþdeðer bir performans sunan 4 silindirli bir motora göre yüzde 10 daha hafif ve yüzde 23 daha kýsa olan TwinAir motor, yakýt tüketiminde ise yüzde 30’a varan tasarruf saðlamasýyla da dikkat çekiyor.
Opel’in elektrikli otomobili Ampera
AVRUPA pazarýndaki ilk seri üretim elektrikli otomobil Ampera’nýn Rüsselsheim’dan Cenevre’ye olan yolculuðunu tamamladý. Opel Ampera Opel fabrikasýnýn bulunduðu Rüsselsheim’dan hareket ederek, zorlu hava koþullarýnda, Cenevre’ye kadar yaklaþýk 500 kilometrelik bir seyahat gerçekleþtirdi. Cenevre’ye kadar süren bu ilk uzun menzilli sürüþ testini Opel Ampera baþarýyla tamamladý. 500 kilometrelik yolculuðun son ayaðýnda, OPEL CEO’su Nick Reilly, Opel’in uzatýlmýþ menzilli elektrikli aracýnýn kalite ve güvenirliðini bizzat tecrübe etmek için direksiyon baþýna geçti.
Suzuki’den 2 bin liralýk indirim kampanyasý
SUZUKÝ’NÝN Swift, SX4, Jimny ve Splash gibi en çok tercih edilen modellerine sahip olmak isteyenler Mart ayý boyunca 2 bin liralýk indirim kampanyasýndan yararlanabilecek. Suzuki Türkiye Murahhas Azasý Ali Savcý, hayata geçirdikleri avantajlý kampanyalarla talebi canlandýrmak istediklerini bildirdi. Ali Savcý, dört modelin bütün versiyonlarýnda Mart ayý sonuna kadara geçerli olacak 2 bin liralýk indirimin, satýþlara olumlu yansýyacaðýný beklediklerini söyledi. Suzuki’nin ürün gamýndan Swift’in 1,3 lt benzinli ve dizel, 1,5lt AT benzinli ve 1,6 lt sport versiyonu, Splash’in 1,2 lt benzinli ve 1,3 lt dizel, Jimny'nin 1,3 lt benzinli, SX4’ün 1,6 lt benzinli ve dizel versiyonlarý Mart ayý boyunca indirim avantajýyla tüketicinin beðenisine sunulacak.
Hyundai Accent Era`da 1.4 litre 97 HP, 1.6 litre 112 HP benzinli ve 1.5 litre 110 HP dizel motor seçenekleri bulunuyor. Donaným paketleriyse Team, Select ve Style olmak üzere sýralanýyor.
Hem dizel hem otomatik keyfi HEM DÝZEL, HEM OTOMATÝK VÝTES KEYFÝNÝ YAKALAYABÝLECEÐÝNÝZ HYUNDAÝ ACCENT ERA, YAKIT TÜKETÝMÝ ÝLE DE GÜNÜMÜZÜN EKONOMÝK ÞARTLARINI GÖZ ÖNÜNE ALMIÞ. RECEP BOZDAÐ recepbozdag@yeniasya.com.tr
ACCENT modeli, Hyundai’yi Türkiye’de en çok satanlar listesine girmesinde önemli bir paya sahip. Geçirdiði ufak bir makyaj operasyonu ile yeni bir seçeneðe de kavuþtu. Eskiden sadece benzinli motor ile birlikte alýnabilen otomatik þanzýman, bu yenileme operasyonu sonunda dizel motor ile birlikte de sunulmaya baþlandý. Hyundai Accent Era’nýn dýþ görünümünde krom kaplamalý yeni ön ýzgara, beyaz renkli reflektörlere sahip ön farlar, yeni tip 5 kollu alaþým jantlar, Start ve Team donaným paketlerinde gövde renginde, Select ile Style donaným paketlerinde ise krom görünümlü kapý ve bagaj kapaðý çýtalarý kullanýlýyor. Accent Era’nýn iç görünümünde ise mavi aydýnlatmalý göstergeler, yeni konsol rengi ve koltuk desenleri kullanýlýyor. Genel tasarým olarak oldukça yumuþak ve göze sevimli geliyor. Test sürüþümüz için, baþarýlý dizel motorun otomatik þanzýman ile birlikte neler yapacaðýný merak ederek Hyundai Accent Era’yý teslim aldýk. 1.5 litrelik dizel motor 4000 d/d’de 110 beygir güç ve 1900-2750 d/d aralýðýnda 235 Nm’lik tork üretebiliyor. Ýlk çalýþtýrma sonrasý dýþýnda, oldukça sessiz bir yapýda. Öyle ki, dizel olup olmadýðý noktasýnda þüpheye düþüyorsunuz. Deðiþken geometrili turbonun kullanýldýðý motor, sýkýntýsýz olarak devirleniyor. Yeni CRDi ünitesi, bu deðiþken geometrili turbo sistemi yüksek devirlerde yüksek güç, düþük devirlerdeyse yüksektork saðlýyor. Ara hýzlanmalarý oldukça baþarýlý olan motor 4 ileri kademeli otomatik þanzýmanýn iyi seçilmiþ oranlarý ile birleþince Accent Era, dað, tepe, yokuþ ya da düzde hýzlanma isteðini hiç yitirmiyor. Accent Era 1.5 CRDi`ýn en iddialý olduðu kýsým ise yakýt tüketimi. Standart kullanýmda 45 litrelik deposuyla 800 km yol katedebiliyor.
Motor: Önde enlemesine yerleþtirilmiþ sýralý dört silindirli Motor Hacmi: 1493 cc Motor Gücü: 110 HP 4000 d/d`de Bagaj: 390 lt Boyutlar: 4280/1695/1470 mm Aðýrlýk: 1205 kg Test tüketimi: 5.6 lt/100 km Depo kapasitesi: 45 lt Maksimum hýz: 176 km/s
Accent Era`da 1.4 litre 97 HP, 1.6 litre 112 HP benzinli ve 1.5 litre 110 HP dizel motor seçenekleri bulunuyor. Donaným paketleriyse Team, Select ve Style olmak üzere sýralanýyor. Benzinli ünitelerde otomatik þanzýman isteðe baðlý olarak tercih edilebiliyor. Accent Era sýnýfýndaki bir çok araçtan daha iyi bir yol tutuþ sunuyor. Hýza duyarlý ve elektrik destekli direksiyon sistemi yönlendirme konusunda neredeyse sýnýfýnýn üstünde bir baþarý sunuyor. Artý, direksiyon simidi oldukça hoþ. Direksiyon simidi üzerinden sadece ses sistemi kontrol edilebiliyor.
STANDART DONANIM SÜRÜCÜ hava yastýðý, klima, yükseklik ayarlý direksiyon, elektrik kumandalý camlar, radyo/CD/MP3 çalar, yükseklik ayarlý sürücü koltuðu, asimetrik katlanabilen arka koltuklar, direksiyondan kumandalý müzik sistemi, çocuk emniyet kilidi, ISOFIX, uzaktan kumandalý merkezi kilit ve alarm, immobilizer, üç noktalý arka emniyet kemerleri, aydýnlatmalý torpido gözü, bardaklýk, sis farlarý, 12 voltluk elektrik soketi, içerden açýlabilen depo ve bagaj kapaðý...
Dacia Duster, 29.990 TL’den baþlýyor DACÝA, Cenevre Fuarý’nda ürün gamýnýn 6cý modeli olan 4x4 Dacia Duster’ý ilk defa sergiledi. 4x4 modeller pahalýdýr inancýný kýrmayý hedefleyen Dacia, otomobil dünyasýndaki yerleþik kurallarý alt üst etmeye devam ediyor. Dacia Duster’in 4x2 versiyonu 29.990 TL, 4x4 versiyonu ise 35.900 TL’den baþlayan fiyatlarýyla satýþa sunuluyor olacak. Türkiye’de 250 noktada bulunan Dacia Yetkili Servisi’nde uygun maliyetli bakým avantajlarý sunuluyor. Dacia Duster, Türkiye’de 1.6 16V 110 bg benzinli ve 1.5 dCÝ 85 bg ile 110 bg dizel motor seçenekleri sunuluyor.
ÝÇ MEKÂN ÝÇ MEKÂN oldukça sade. Ýç mekânda yeterli eþya gözü sunan Accent Era, koltuklarý ile de beðeni kazanýyor. Kumanda elemanlarýna sorunsuz olarak ulaþýlabiliyorsunuz. Accent Era, 390 litrelik bagaj hacmi ile rakiplerinin gerisinde kalsa da kesinlikle yeterli yükleme alaný sunuyor ve geniþ bagaj aðzý ile yükleme sýrasýnda sorun yaþatmýyor. Sýnýfýndaki model sayýsý göz önünde bulundurulduðunda Türkiye’nin en çok satan modeli olmanýn ne kadar zor olduðu anlaþýlýyor. Güçlü dizel motor ile baþarýlý bir þekilde çalýþan otomatik þanzýman ve diðer olumlu özellikleri göz önünde buundurulduðunda Hyundai Accent Era daha uzun süre sýnýfýnýn en çok sataný olmaya devam edecektir. Neticede; Hyundai, Accent Era ile iyi bir iþ çýkarmýþ. Kalite düzeyi artýrýlan iç mekân en büyük avantajý. Ýçerde kullanýlan malzemelerin kalitesi arttýrýlmýþ. Kokpitin çift renkli yapýsý ferahlýk hissini arttýrýyor. Yeni geliþtirilen motoru yakýt tüketimi günümüz þartlarýnda öne çýkan ekonomik düþünceyi yakalamýþ. Bir de hem dizel, hem otomatik keyfi yaþýyorsunuz.
FORD Otosan 2010’da 150 milyon dolar yatýrým ve 2.5 milyar dolar ihracat hedefliyor. Ford Otomotiv, bu yýl yüzde 18 artýþla 205 bin adet üretim ve kademeli artýþla yüzde 70 kapasite kullanýmý hedefliyor. Ford Otomotiv Genel Müdürü Nuri Otay, iç pazarýn 500 bin adet civarýna gerileyeceðini öngördü. Otay, “Krizden çýkýþ ve yüzde 100’lü kapasitelere ulaþmak uzun yýllar alacak” dedi. Ford Otomotiv bu yýl 150 milyon dolar yatýrým ve yüzde 15 artýþla 2,5 milyar dolarlýk ihracat planlýyor. Ford Otosan Ocak ve Þubat’ta otomotiv pazarýnda yüzde 14.6 payla lider oldu. Geçen yýl ÖTV desteðiyle gerçekleþen erken alýmlarla 2010’un ilk yarýsý durgun baþlarken, 2. yarýda ve özellikle son çeyrekte hareketlilik bekleniyor. Orta ve aðýr ticari araç segmentinde ekonomide beklenen yüzde 4 büyümeye baðlý kýsmi canlanma bekleniyor; iç pazar yaklaþýk 500 bin adet olarak öngörülüyor.
Peugeot iOn’un, yýl sonunda lansmaný yapýlacak
PEUGEOT'UN elektrikli modeli i0n, 500 avrodan düþük aylýk leasing bedeliyle satýþa sunulacak. Yüzde 100 elektrikli i0n 2010 yýlý sonunda Batý Avrupa’da lansmaný yapýlacak. Elektrikli araçlarýn kullaným ve bakým maliyetleri termik araçlarýnkinden daha düþük olduðundan, Peugeot bugün itibariyle 500 avrodan daha düþük minimum aylýk leasing bedeli ile elektrikli araçlara rekabetçi ve uygun þartlarda eriþim imkâný sunarak, bu tür araçlarýn ticarileþtirilmesinde yeni bir dönem baþlatýyor. Peugeot i0n, 6 saatte þarj oluyor ve 30 dakikada hýzlý þarja da imkân saðlýyor. Dört kapýsý, dört koltuðu, 3,48 metre uzunluðu ve 4,50 metrelik dönüþ yarýçapý ile yüzde 100 elektrikli i0n, 47 kW (64 hp) maksimum güç ve 180 Nm tork üretiyor. 130 kilometre/saatlik maksimum hýz, standart Avrupa yol þartlarýnda130 kilometrelik uzun menzil, 220 V’luk klasik bir prizde altý saatte þarj olabilen lityum-ionlu batarya ve kapasitesinin yüzde 80’inin otuz dakikada þarj olmasýný saðlayan hýzlý þarj sistemi gibi teknik özellikleriyle günlük ulaþým ihtiyaçlarýnýn yüzde 90’ýný karþýlayacak performans sunuyor.
Chevrolet Captiva 4X4 69.470 TL’den baþlayan fiyatlarla
CHEVROLET Captiva Mart ayýnda SUV müþterilerine kaçýrýlmayacak bir fýrsat sunuyor. Chevrolet Captiva 4X4 modelini satýn alanlar için 14.000 TL’ye varan özel indirim fýrsatý ve çok özel 69.470 TL’den baþlayan büyük fiyat avantajý bekliyor. Captiva 4x4’teki bu özel büyük avantajdan 31 Mart 2010 tarihine kadar geçerli olacak. 150 beygir gücünde 2.0 Turbo dizel motor ve otomatik vitesin standart olarak sunulduðu Captiva çok geniþ bir güvenlik ve konfor donaným paketine sahip. 8 yönlü elektrikli sürücü koltuðu, elektronik iklim kontrollü klima, pusula, 18 inç hafif alaþýmlý alüminyum jantlar, yol bilgisayarý, 6lý CD/MP3 çalar, arka park sensörü gibi çok sayýda ilave konfor ve güvenlik özelliði Captiva’da sunulan diðer özellikler. Captiva’da 5 ve 7 koltuk seçeneðinde Medium ve High donaným paketleri de bulunuyor.
renkli:Mizanpaj 1
3/7/2010
1:55 PM
Page 1
C M YK ÜM Ý T V Â R O L U N U Z : Þ U Ý S T Ý K BA L Ý N KILÂBI ÝÇÝNDE EN YÜKSEK GÜR SADÂ ÝSLÂMIN SADÂSI OLACAKTIR
Kadýnlar þikâyet edemiyor ERKEK ve Kadýn Haklarý Derneði (ERKADER) Baþkaný Halil Sevindi, eþine þiddet uygulayan kocaya 6 aya kadar evden uzaklaþtýrma cezasý verildiðini belirterek, ‘’Kocasýnýn eve 35 ay sonra daha sinirli geleceðini bilen kadýnlar eþlerinden þikâyetçi olamýyor’’ dedi. Sevindi, yasalarýn kadýn haklarýný ve kadýný korumakta yeterli olmadýðýný, iyileþtirilmemesi durumunda kadýn haklarýyla ilgili istenmeyen yönlere gidilebileceðini söyledi. Eskiþehir / aa
HABERLER
Y 8 MART 2010 PAZARTESÝ
Çýplak gözle de görülebilen üç boyutlu resim.
REKLÂMLAR ÇOCUKLARI OLUMSUZ ETKÝLÝYOR REKLÂMLARDA KULLANILAN ABARTILI ÝFADELERÝN, ÇOCUKLARIN GELECEK YILLARDAKÝ PSÝKOLOJÝK VE SOSYOLOJÝK YAPISINA CÝDDÎ ZARARLAR VEREBÝLECEÐÝ KAYDEDÝLDÝ. AYZEP Psikolojik Danýþmanlýk Merkezi Psikoterapisti Ayla Kerte, reklâmlarda kul lanýlan renkli, hýzla geçen, gerçekle ilgisi olmayan abartýlý ifadelerin, taahhütlerin çocuklarýn gelecek yýl lardaki psikolojik ve sosyolojik yapýsýna ciddî zararlar verdiðini söyledi. Firmalarýn içinde bulunduklarý sektörde uzun süre kalýcý olabilmek için özellikle çocuklara yönelik reklâm faaliyetleri yürüttüðüne dikkat çeken Kerte, yapýlan birçok reklâmýn çocuklarýn psikolojisine zarar verdiðini belirtti. Ketre, reklâmlarda bel li bir firma ve markanýn lehine olumlu düzeyde satýþlarý arttýrmak amacýyla yapýlan ve satýn almayý kolaylaþtýrýrken hedef kitlelerin zihinlerini manipüle edici bir dizi yöntemler kul lanýldýðýný anlattý. Söz konusu manipülasyonlarda asýl dikkat edilmesi gerekenin büyüme çaðýnda olan çocuklar olduðunu belirten Ayla Ketre, þunlarý söyledi: “Çocuklar reklâmlardan sanýlandan çok daha fazla olumsuz etkileniyor. Özel likle temizlik, gýda gibi firma reklâmlarýndan çocuklarýn olumsuz bir biçimde etkilenmemeleri için aktarýlan mesajlarýn, kul lanýlan teknik araç ve gereçlerin, animasyon öðelerinin çok iyi bir biçimde hatta bir pedagog denetiminden geçirilerek yayýnlanmasý gerektiðini savunuyoruz.” Mersin / iha
EBEVEYNLER ÇOCUKLARINA REKLÂM ÝZLETTÝRMEMELÝ Anne ve babalara, çocuklarýný reklâmlarýn olumsuz etkilerine karþý korumalarý çaðrýsýnda da bulunan Ketre, çocuklarýn gerçekleri deðerlendirme yetileri henüz geliþmediði için reklâmlarýn ikna edici mesajlarýna karþý savunmasýz olduklarýný hatýrlattý. Anne ve babalarýn gerçekle baðdaþmayan reklâmlarý çocuklarýna izletmemelerini veya reklâmýn hemen ardýndan onun gerçek olmadýðýný çocuklarýyla paylaþmalarýný isteyen Ketre, reklâm veren firmalarýn ve reklâm hazýrlayan ajanslarýn da yalnýzca ürünü satmaya odaklanmak yerine sosyal sorumluluklarý da dikkate almalarý gerektiðini bildirdi. Ketre, önemli olanýn ortaya çýkan psikolojik rahatsýzlýklarý tedavi etmek deðil söz konusu rahatsýzlýklarýn ortaya çýkmasýný önlemek olduðunu sözlerine ekledi.
6 metrelik 3 boyutlu köpekbalýðý
DÜNYADA ve Türkiye’de eþi benzeri olmayan Ýstanbul Gürpýnar’daki deniz canlýlarý müzesine ressam Abidin Yurdakul yine dünyada eþine rastlanmayan bir resim çalýþmasýna imza atarak, 20 dakika içinde, gözlük kul lanmadan da çýplak gözle izlenebilen 3 boyutlu 6 metrelik köpekbalýðý resmi yaptý. Dünya ve Türk karasularýnda yaþayan deniz canlýlarýnýn mumyalanmýþ iskeletlerini bünyesinde bulunduran Ýstanbul Gürpýnar’daki Balýkçý Kenan Deniz Canlýlarý Müzesi’nde bir il ke daha imza atýldý. Dünyada eþine benzerine rastlanmayan müzede yine dünyada þahit olunmamýþ bir çalýþma gerçekleþtirildi. Ressam Abidin Yurdakul, ancak özel bir gözlük kul lanýldýðýnda ayrýntýlarý fark edilebilen 3 boyutlu resmi çýplak gözle de görünebilir hale getirdi. Müze salonunun zeminine sergideki bir camgöz köpekbalýðýnýn resmini çizen Yurdakul, “Benim yaptýðým bu resim Türk eseri 3 boyutlu bir resim olma özel liðini taþýyor. Çalýþmamýn en önemli özel liði gözlüksüz de seyredilebilmesi” þeklinde konuþtu. Ýstanbul / iha
Küba, turistlerden saðlýk sigortasý istiyor
KÜBA, Mayýs ayýndan itibaren ül keyi ziyaret edenlerden saðlýk sigortasý yaptýrmasýný isteyecek. Küba resmî gazetesinin internet sitesinde yer alan, Mayýs ayýnda yürürlüðe girecek kararnamede, saðlýk sigortasýnýn ül keye giriþlerde, hükümetin onay verdiði yerli ve yabancý þirketlere yaptýrýlacaðý kaydedildi. Ül kede geçici olarak ikamet edecek yabancýlar, turistler, yurt dýþýnda yaþayan vatandaþlarýn yaptýrmasý zorunlu olan saðlýk sigortasýndan, diplomatlar ile uluslar arasý kuruluþlarýn temsilcileri muaf tutulacak. Ana gelir kaynaklarýndan birinin turizm olduðu Küba’yý 2009’da, 2 milyon 420 bin kiþinin ziyaret ettiði bildiriliyor. Havana / aa
Ýstanbul’da enerji yürüyüþü yapýlacak
Dresden’de Türk Odasý’nýn açýlýþý yapýldý REZIDANS Sarayý’nda açýlýþý gerçekleþtirilen “Türckische Cammer” (Türk Odasý) ad lý Osmanlý sergisinin kurdelesini Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu, Almanya Dýþiþleri Bakaný Guido Westerwel le ve Dresden Eyaleti Baþbakaný Stanislaw Tillich birlikte kesti. Açýlýþ konuþmasýnda Davutoðlu, “Sizlerle birlikte olmak benim için büyük bir onur. Türkiye ve Almanya iliþkileri sadece devletler arasý iliþkiler deðil, ayný zamanda halklar arasý, kültürler arasý köklü iliþkilerdir” dedi. Davutoðlu, “Bu köklü iliþkileri zenginlendirmek amacýyla bu serginin açýlýþýný tertip etmeleri dolayýsýyla Tillich ve Westerwel le’ye teþekkür ediyorum. Gelecekte Türk-Alman iliþkilerinin daha da geliþeceðini teyit ediyorum” þeklinde konuþtu. Davutoðlu’ndan sonra konuþan
Almanya Dýþiþleri Bakaný Westerwel le de, Davutoðlu’nun sergi açýlýþýna katýlmasýndan dolayý büyük bir onur duyduðunu belirterek, “Bu serginin açýlýþýyla birlikte, sadece Dresden ya da Saksonya eyaleti adýna deðil, Almanya adýna çok büyük bir açýlýþa imza atýlmaktadýr. Bu son derece önemli faaliyet ile birlikte Türkiye’nin büyük bir kültür ulusu olduðunu görmekteyiz” ifadelerini kul landý. Açýlýþ konuþmalarýnýn ardýndan Dýþiþleri Bakaný Davutoðlu, Bakan Westerwel le, Til lich ve beraberindekiler daha sonra sergiyi gezdi. Rezidans Sarayý’nda açýlan sürekli sergide 15 ile 19’uncu yüzyýl lar arasýnda Dresden kral larý tarafýndan toplanan ya da satýn alýnan yaklaþýk 600 parça Osmanlý silâhý ve eþyasý yer alýyor. Dresden / iha
AVRUPA Sürdürülebilir Enerji Haftasý (ASEH) çerçevesinde Ýstanbul’da da 26 Martta, ‘’Adým Adým Sürdürülebilir Enerji’’ sloganý ile ‘’Ýstanbul Büyük Enerji Yürüyüþü’’ yapýlacak. Ýstanbul Sürdürülebilir Enerji Haftasý (ÝSEH) Platform Yürütücüsü Prof. Dr. Filiz Karaosmanoðlu, Avrupa Sürdürülebilir Enerji Haftasý’nýn, 2005 yýlýnda Avrupa Komisyonu tarafýndan baþlatýldýðýný hatýrlatarak, haftanýn 22-26 Mart arasýnda baþta Brüksel olmak üzere pek çok þehirde gerçekleþtirileceðini dile getirdi. Karaosmanoðlu, haftanýn bu yýl ki odak konusunun ‘’Þehirlerin Ýklim Deðiþikliðine Karþý Giriþimleri’’ olarak belirlendiðini ifade ederek, hafta çerçevesinde sergiler, konferanslar, online faaliyetler düzenleneceðini kaydetti. Karaosmanoðlu, 26 Martta, Galatasaray-Taksim arasýnda ‘’Adým Adým Sürdürülebilir Enerji’’ sloganý ile ‘’Ýstanbul Büyük Enerji Yürüyüþü’’ yapýlacaðýný da belirtti. Ýstanbul / aa
Yolda bulduðu parayý baðýþladý
ELAZIÐ’IN Keban ilçesinde, il köðretim öðrencisi, yolda bulduðu 50 TL’yi Türkiye Diyanet Vakfý temsilciliðine baðýþladý. Keban Atatürk Ýlköðretim Okulu 6. sýnýf öðrencisi Esra Çelik (11), 10 gün önce Deðirmenbaþý Mahal lesi’ndeki evinden okuluna giderken yolda 50 TL buldu. Paranýn sahibini bulamayan Çelik, çevresindekilerin önerisiyle parayý makbuz karþýlýðýnda ilçe müftülüðünde Türkiye Diyanet Vakfý temsilciliðine baðýþladý. Çelik, parayý bulduðunda, kaybeden kiþinin ne kadar üzülmüþ olabileceðini düþündüðünü söyledi. Kendisine ait olmayan parayý harcamak istemediðini belirten Çelik, ‘’Paranýn hayýr getirmeyeceðini biliyordum. Ben de parayý hayýr için kul lanacak bir kuruma baðýþladým ve makbuzumu aldým. Bundan dolayý huzurluyum’’ dedi. Keban / aa
Çöplükte orman oluþturuluyor
Açýlýþa katýlan Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu, sergiyi gezdi.
ÝZMÝR Büyükþehir Belediyesi, Torbalý ilçesine baðlý Ayrancýlar Mahal lesi’ndeki eski çöplük alanýna diktiði fidanlarla bölgenin dokusunu canlandýrdý. Ayrancýlar’da, 80 dönümlük eski çöp sahasýný düzenleyen ve ekim için topraðý uygun hale getiren Ýzmir Büyükþehir Belediyesi ekipleri, bölgeye 4 bin 855 adet aðaç dikti. Dikilen aðaçlarýn 3 bin 955’i fýstýk çamý, geriye kalan 900’ü ise kara selviden oluþuyor. Ýzmir / cihan