09 Mart 2010

Page 1

renkli:Mizanpaj 1

3/8/2010

3:38 PM

Page 1

C M YK

Y GERÇEKTEN HABER VERiR

ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR 9 MART 2010 SALI / 75 Kr

YIL: 41 SAYI: 14.375

www.yeniasya.com.tr

Allah beterinden korusun

Sabaha karþý saat 04.32'de meydana gelen 6.0 büyüklüðündeki depremde ilk belirlemelere göre en çok Kovancýlar ilçesine baðlý üç köyde hasar meydana geldi. Sivil Savunma ekipleri ve köylülerin enkaz kaldýrma çalýþmalarý devam ederken, yaralýlar hastanelere sevk edildi. Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araþtýrma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, “Tehlikeli ve aðýr hasarlý olan binalara girilmemesinde fayda var. Artçý þoklar, yaklaþýk 3-4 gün sürebilir” dedi. FOTOÐRAF: AA

TÜRKÝYE, DÜN SABAHA KARÞI, MERKEZ ÜSSÜ ELAZIÐ’IN BAÞYURT BELDESÝ OLAN VE BAZI KÖYLERÝ YERLE BÝR EDEN 6 BÜYÜKLÜÐÜNDEKÝ DEPREMLE SARSILDI. GÝRESUN, ERZURUM, ERZÝNCAN VE BATMAN'DA DA HÝSSEDÝLDÝ Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araþtýrma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, depremin Giresun, Erzurum, Erzincan, Batman ve civarýnda da hissedildiðini belirterek, sarsýntýnýn yaþandýðý bölgenin genel olarak deprem etkinliðinin yoðun olduðu alan olduðunu söyledi. Merkez üssündeki köylerde evler yýkýldý, 51 kiþi vefat etti.

BAÞBAKAN TAYYÝP ERDOÐAN:

Kerpiçin faturasý aðýr oldu

Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan,meydana gelen depremde kerpiç yapýlanmanýn faturasýnýn aðýr olduðunu, çok daha farklý bir þeklide imar için TOKÝ’ye talimat verildiðini bildirdi. Haberi sayfa 4’te

DEPREMZEDE YAKINLARININ AKIN ETMESÝ, YOLU KAPATTI Depremin en fazla hasar verdiði Okçular, Demirci, Gökdere ve Yukarý Kanatlý köylerine yardým amacýyla giden ambulanslar ve diðer yardým araçlarý, köy yolundaki yoðun trafik nedeniyle köylere ulaþmakta zorluk çektiler. Güvenlik güçleri depremzede yakýnlarýnýn araçlarla yola çýkarak oluþturduðu yoðunluðu azaltýp yolu açmak için büyük çaba sarf ettiler.

BARROSO VE LETERME MESAJ YAYINLADI

AB: Yardýma hazýrýz

AB Komisyonu Baþkaný Jose Manuel Barroso ve Belçika Baþbakaný Yves Leterme, baþsaðlýðý mesajý yayýnladý. Barroso, AB Komisyonunun acýlarý paylaþtýðýný, Türk hükümeti ve halkýyla dayanýþma içinde olduðunu bildirdi. Haberi sayfa 4’te

Depremküçük,kayýpbüyük DAHA HAFÝF ATLATMANIN ALTYAPISINI NÝYE KURAMADIK?

Doðal Afet Sigortalarý Kurumu Yönetim Kurulu Baþkaný Ýd ris Serdar, ’Topraklarýnýn yüzde 98’i aktif deprem kuþaklarý ü zerinde yer alan ülkemizde 6 þiddetindeki bir depremin bu kadar can ve mal kaybýna neden olmasý çok acý verici bir durum. Oysa bu depremleri hayatlarýmýzý kaybetmeden, evlerimizden olmadan atlatmamýz, bunun için gerekli altyapýyý kurmuþ olmamýz gerekir’’ dedi. Haberleri sayfa 3 ve 6’da

ARTÇILAR SÜRÜYOR— Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araþtýrma Enstitüsünün internet sitesindeki verilere göre, 09.47'de merkez üssü Elazýð’ýn Karakoçan ilçesi Baþyurt beldesi olan 5.5 büyüklüðünde, 5 kilometre derinliðinde bir deprem daha oldu.

ÝNCELEMELERDE BULUNDULAR

Doðu beþik gibi sallanýyor Haberi sayfa 6’da

Bölgeye yardým seferberliði Haberi sayfa 3’te

Bir asýrda 82 bin 372 kiþi öldü Haberi sayfa 3’te

Bakanlar bölgeye gitti

Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Cemil Çiçek, Devlet Bakaný Cevdet Yýlmaz, Bayýndýrlýk ve Ýskân Bakaný Mustafa Demir, Saðlýk Bakaný Recep Akdað ve bölge milletvekilleri deprem bölgesine gitti. Haberi sayfa 4’te

ISSN 13017748

ATATÜRK, ‘ORDU POLÝTÝKAYA KARIÞMASIN’ DEMEDÝ

Medya-Politik’te


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/8/2010

2:16 PM

Page 1

2

LÂHÝKA

YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

Deprem münasebetiyle...

‘‘

.. Bediuzzaman Said Nursi

Mânevî ve ehemmiyetli bir cânibden, þimdiki zelzele münâsebetiyle altý yedi cüz’î suâle karþý, yine mânevî ihtar yardýmýyla cevaplarý kalbe geldi.

N

e zaman ki yer müthiþ bir sarsýntýyla sarsýlýr. Ve yeryüzü bütün aðýrlýklarýný dýþarý çýkarýr. Ve insan ‘Ne oluyor buna?’ der. O gün yeryüzü, üzerinde herkesin ne iþ yaptýðýný haber verir. Çünkü Rabbin ona konuþmasýný emretmiþtir.” (Zilzâl Sûresi: 1-5.) Þu sûre katiyen ifade ediyor ki, küre-i arz, hareket ve zelzelesinde vahiy ve ilhama mazhar olarak emir tahtýnda depreniyor, bâzan da titriyor.Mânevî ve ehemmiyetli bir cânibden, þimdiki zelzele münâsebetiyle altý yedi cüz’î suâle karþý, yine mânevî ihtar yardýmýyla cevaplarý kalbe geldi. Tafsîlen yazmak kaç defa niyet ettimse de, izin verilmedi. Yalnýz icmâlen, kýsacýk yazýlacak. Birinci suâl: Bu zelzelenin maddî musîbetinden daha elîm, mânevî bir musîbeti olarak, þu zelzelenin devamýndan gelen korku ve me’yusiyet, ekser halkýn ekser memlekette gece istirahatini selb ederek, dehþetli bir azab vermesi nedendir? Yine mânevî cevap: Þöyle denildi ki: Ramazâný Þerîf in terâvih vaktinde, kemâl-i neþ’e ve sürur ile, sarhoþçasýna, gayet heveskârâne þarkýlarý ve bâzan kýzlarýn sesleriyle, radyo aðzýyla bu mübârek merkez-i Ýslâmiyetin her köþesinde câzibedarâne iþittirilmesi, bu korku azabýný netice verdi. Ýkinci suâl: Niçin gâvurlarýn memleketlerinde, bu semâvî tokat, baþlarýna gelmiyor; bu bîçare Müslümanlara iniyor? Elcevap: Büyük hatâlar ve cinâyetler, tehir ile büyük merkezlerde ve küçücük cinâyetler, tâcil ile küçük merkezlerde verildiði gibi; mühim bir hikmete binâen, ehl-i küfrün cinâyetlerinin kýsmý âzamý, mahkeme-i kübrâ-i haþre tehir edilerek, ehl-i imânýn hatâlarý, kýsmen bu dünyada cezasý verilir. HÂÞÝYE Üçüncü suâl: Bâzý eþhâsýn hatâsýndan gelen bu musîbet, bir derece memlekette umumî þekle girmesinin sebebi nedir? Elcevap: Umumi musîbet, ekseriyetin hatâsýndan ileri gelmesi cihetiyle, ekser nâsýn o zâlim eþhâsýn harekâtýna f iilen veya iltizâmen veya iltihâken taraftar olmasýyla, mânen iþtirak eder, musîbet-i âmmeye sebebiyet verir. Dördüncü suâl: Mâdem bu zelzele musîbeti hatâlarýn neticesi ve keffâretü’z-zünubdur. Mâsumlarýn ve hatâsýzlarýn o musîbet içinde yanmasý nedendir? Adâletul lah nasýl müsaade eder? Yine mânevî cânibden elcevap: Bu mesele sýrrý kadere taal lûk ettiði için, Risâle-i Kadere havale edip, yalnýz, burada bu kadar denildi: “Bir belâ, bir musîbetten çekininiz ki, geldiði vakit yalnýz zâlimlere mahsus kalmayýp, mâsumlarý da yakar.” (Enfâl Sûresi: 25.) Þu âyetin sýrrý þudur ki: Bu dünya bir meydaný tecrübe ve imtihandýr ve dâr-ý teklif ve mücâhededir. Ýmtihan ve teklif, iktizâ ederler ki, hakikatler perdeli kalýp, tâ müsâbaka ve mücâhede ile, Ebû Bekir’ler âlâ-yý il liyyîne çýksýnlar ve Ebû Cehil’ler esfel-i sâf ilîne girsinler. Eðer mâsumlar böyle musîbetlerde saðlam kalsaydýlar, Ebû Cehil’ler, aynen Ebû Bekir’ler gibi teslim olup, mücâhede ile mânevî terakkî kapýsý kapanacaktý ve sýrr-ý teklif bozulacaktý. Mâdem, mazlum zâlim ile beraber musîbete düþmek, hikmet-i Ýlâhiyece lâzým geliyor; acaba o bîçare mazlumlarýn rahmet ve adâletten hisseleri nedir? Bu suâle karþý cevaben denildi ki: O musîbetteki gazab ve hiddet içinde, onlara bir rahmet cilvesi var. Çünkü, o mâsumlarýn fânî mal larý, onlarýn hakkýnda sadaka olup, bâkî bir mal hükmüne geçtiði gibi, fânî hayatlarý dahi bir bâkî hayatý kazandýracak derecede, bir nevi þehâdet hükmünde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meþakkat ve azabdan büyük ve dâimî bir kazancý kazandýran bu zelzele, onlar hakkýnda, ayný gazab içinde bir rahmettir. HÂÞÝYE: Hem, Rus gibi olanlar, mensuh ve tahrif edilmiþ bir dini terk etmekle, hak ve ebedî ve kà bil-i nesh olmayan bir dine ihânet etmek derecesinde gayretullaha dokunmadýðýndan, zemin þimdilik onlarý býrakýp, bunlara hiddet ediyor. [Devamý için bakýnýz: Sözler, On Dördüncü Sözün Zeyli, s. 158] LÜGATÇE:

cânib: Yan, yön, cihet, taraf. küre-i arz: Dünya. taht: Alt. iltizâmen: Gerekli bularak, taraftar olarak.

musîbet-i âmme: U mumî musibet. mahkeme-i kübrâ-i haþr: Ahiretteki büyük mahkeme.

‘‘

lahika@yeniasya.com.tr

Her kim, Allah'ýn hidayet nimeti kendisine eriþtikten sonra onu inkârla deðiþtirirse, þüphesiz Allah'ýn azabý pek þiddetlidir. Bakara Sûresi: 211 / Âyet-i Kerime Meâli

Ýmaný “Kayyum” ile kýyamda tutmak AY IÞIÐI

bet… Her an o yüksek iman lezzetini hissedemiyor, bazen zayýflýyor, imana ve Ýslâmiyete uygun olmayan cürümleri iþleyebiliyoruz. “Üçüncü Vecih” te “Eðer desen” diye baþlayan bölümde çok in ce likli bir düstur var; “Fýtratýmda adavet var, hem damarýma HÜSEYÝN EREN dokundurmuþlar, vazgeçemiyorum” sorusuna ‘Elcevap’la baþ layan açýklama ilgi çekici. huseyineren@yeniasya.com.tr “Gýybet gibi þeylerle ve muktezasý ile amel edilmezse; kusuaþýnda her ne kadar “Her on beþ günde okunmalý” runu da anlasa zarar vermez. Gizli bir tevbe ve zýmmî bir isyazmýyor olsa da nefsi dizginleme, duygularý dü- tiðfar hükmünde olan kusurunu bilmen ve o haslette haksýz zenlemede aklý kul lanarak ders veren “Uhuvvet Ri- olduðunu anlaman; onun þerrinden seni kurtarýr.” Devamýnda bu mebhasý neden yazdýðýný söyler Said Nursî: sâlesi”ni sýklýkla okumanýn büyük faydalar saðlaya“Bu manevi istiðfarý temin etsin; haksýzlýðý hak bilmesin; hakcaðý düþüncesindeyim. Her okunduðunda ayrý bir mana katmaný açýlan lý hasmýný haksýzlýkla teþhir etmesin.” 22. Mektub’u ne kadar çok okuyor olsak da—nefsin ve þeyRisâle’lerin her birinin ayrý bir makamý, ayrý bir hitap tarzý, baþka bir bakýþý var. Uhuvvet Risâlesi daha çok nefse hi- tanýn hücumlarýna maruz kalmak itibariyle—hatalardan hâlî tap ediyor olsa gerek; kuru bir nasihat deðil, iman temel li, akýl ve olamayýz, uhuvveti bozucu küçük de olsa cürümleri iþleyebiliriz. Anlamla uygun okumayana göre daha az muhabbeti zekalp destekli bir nasihat þekli görülüyor bütünlükte. “Ýmanýn verdiði nur ve þuur ile ve sana gösterdiði ve bildirdiði deleyici iþ ve davranýþta bulunacaðýmýz aþikâr bir gerçek. Hatadan çabuk döner, kendisinin ve haksýzlýk ettiði kardeEsmâ-i Ýlâhiye adedince vahdet alâkalarý ve ittifak rabýtalarý ve uþi nin baðýþlanmasý için Al lah’a istiðfar eder, baðýþlanmasý için huvvet münasebetleri var. Her ikinizin Halýk’ýnýz bir, Malik’iniz Rahman’a yalvarýr ise kusuru itiraf ve istiðfarla kusursuz olan bir, Mabud’unuz bir, Râzýk’ýnýz bir… bir bir, bine kadar bir bir.” Devamýnda “kâinatý ve küreleri birbirine baðlayacak manevi “Sübhan”a âyinedarlýk etmiþ olur, manevî derecesi artar, yükzincirler” mü’min olan kalpleri baðlayacaðý yerde “mü’mine ha- selme vesilesi olur… Ýsm-i Azam’dan bahseden 30. Lem’a’da Kayyum ismi izah ekikî adavet etmek ve kin baðlamak”la o vahdet alâkalarýna hürdi lir ken; Kayyum isminden Hay ismine, Hay isminden Ferd, metsizlik edildiði ifade edilmekte, böyle yapýldýðýnda “aklýn sönFerd isminden Hakem ismine, Hakem isminden Adl ismine, mesi”, “kalbin ölmesi” gibi aðýr tabirler kul lanýlmakta. Adl is minden Kuddüs ismine geçiþler izah edilir. Kayyum anEhl-i imana “hakiki” adavet eden, kin baðlayanýn aklý sönmüþ, la þý lýn ca diðer isimler gonca gonca açýlmakta, imanî koku sinekalbi ölmüþtür. Kâinatta Esmâ-i Ýlâhiyenin tecel lileri her an müþahede edildiði halde böylesi bir cürmü iþleyen ölmüþlük ve sön- ye sinmektedir. Böyle bir sineden uhuvvete zýt bir fiil zuhur eder mi? Etse bile çabuk telafi edilir, çýkarýlan dersle kazançlý— müþlük içindedir. Halýk, Rezzak, Mabud, Malik olduðu, kâinattaki eserleriyle istiðfarý netice vermesiyle—bile olunabilir. Okumalar düz çizgi ile deðil bazen dairevî yapýldýðýnda, bakýþ müþahede edilen Malik-i Zülcelâl’in huzurunda olduðunu hisse ve algýlayýþlarýn geniþleyeceði, o geniþlikte yeni anlam kavrayýþden iman ehli, kin ve nifak gibi denî bir davranýþta bulunur mu? la rý kazanýlacaðý, o kazançla da hatalardan bile kazanç saðlanaBulunmasý iman zafiyetinden; akla, kalbe, lâtifelere, ruha, ca ðý görülecektir. 22. Mektub’dan 30. Lem’aya geçmek gibi… iman nurunun tam yerleþmemesinden. Ýmanî bir Böy lesi geçiþler geniþlediðinde Risale-i Nur’un tek cümkökleþme bulunmuþ olsaydý þuur altýndan böyle nârý netice veren davra- le olduðu görülecek, kâinatla birlikte okuma ile iç âlem nýþ ve fiil ler dökülür imar edilecek; muhabbete ve uhuvvete zýt davranýþlar azalacaktýr. müydü? Kâinat ve insan “Kayyum” ile ayakta durur; imaný Ýnsanýz a yak ta tutmak da “Ýsm-i Kayyum”u kavrama miktae l rýnca olacaktýr. Muhabbetinize sýðýnarak, uhuvvetinize dayanarak “Ýhlâs ve Uhuvvet Risâlelerini, Otuzuncu Lem’a ile birlikte okusak” de sem, ne dersiniz?

B

Hakikaten mü'min Cennete lâyýk ve kâfir Cehenneme muvâfýk bir mahiyet kesb eder. Ve onlarýn herbiri öyle bir kýymet almalarýnýn sebebi, mü'min, imâniyle Hàlýkýnýn emânetini, Onun nâmýna ve izni dairesinde istimâl etmesidir. Ve kâfir, hýyânet edip nefs-i emmâre hesâbýna çalýþtýrmasýdýr. Bediüzzaman, Sözler, s. 32

Doðruluk dini

DÜÞÜNÜNCE NURULLAH AKAY akay.n@hotmail.com

nsanoðlu en doðru bir þekilde yaratýlmýþ ve kendisine her yönüyle faydalý doðru olan bir yol fýtratýna yerleþtirilmiþtir. Yaratýlýþýn her yerinde doðruluk vardýr. Güneþler, aylar, yýldýzlar, kuþlar, bütün hayvanlar doðruluk pergeliyle yaratýlmýþ ve onlara en güzel bir hayat, en doðru bir istikamet verilmiþtir. Ýnsan elinin bulaþmadýðý bütün yerlerde doðruluklar en güzel þe kilde yaþanmaktadýr. Yalanlar sadece þeytanlarýn ve þeytana uyan larýn hayatýnda vardýr. Ýmtihan dünyasýnda in sanlar doðruluk ve yalanla imtihan edilmektedirler. Doðru olanlar ve doðruluðun hayatýn hayatý olduðunu anlayanlar kazanmanýn ip ucunu yakalamýþlardýr. Yalan ve dolanda ýsrar edenlerin akýbetinde ise zarar ve ziyan görünmektedir. Doðruluk güzel liklerin, yüceliklerin anahtarý dýr. Ýnsan ancak doðru olmakla, doðru yaþamakla ve doðru düþünmekle “en güzel yaratý lan” sýfatýna kavuþabilir. Doðru olanlar, doðru luðun Rabbine iman ve itaat edenler “sýrat-ý müstakîm” yani doðru yolun ehli olmuþlardýr. Al lah’a iman doðruluðun kaynaðýdýr. Zira Kâ inatýn Rabbi “Emrolunduðun gibi dosdoðru ol” emrini vermiþtir varlýklarýn en þereflisi olan insana... Kur’ân, insanlýðý doðruluklarla huzura ve ebedî saadete erdirmek için hükümlerini vaaz eder. Ahirzaman Peygamberi (asm), doðrulu ðun en güzeliyle terbiye edilmiþ ve “Muhammedü’l-Emin” lâkabýný düþmanlarýna bile tasdik et tirmiþtir. Ýnsanlýðýn medar-ý iftiharý olan Peygamberi miz (asm) herkesten çok doðruluðun deðerini anlamýþ ve ümmetine “Aleyhinizde de olsa doðru söyleyin” emrini teblið ederek doðruluk üze rine hayatýný sürdürecek bir ümmetin oluþma sýna çalýþmýþtýr. Doðruluk emrine uyanlar ona lâyýk bir ümmet olmuþ, yalanda ýsrar edenler þefaat nurundan uzaklaþmýþlardýr. Bütün bu gerçeklerden sonra bir mü’min na sýl olur da yalana tevessül eder? Asrýn Alimi Bediüzzaman, “Her þeyden evvel bize lâzým olan nedir?” suâline cevap olarak ard arda “Doðruluk, yalan söylememek, sýdk, ihlâs, sadakat, sebat ve tesanüd” kelimelerini sýralamýþtýr Münazarat isimli eserinde. Ve o, sýd kýn madeninin iman, kizbin kaynaðýnýn ise küfür olduðunu ifade etmiþtir eserlerinin muhtelif yerlerinde. Bazý maslahatlar için bir kýsým Ýslâm âlimlerinin geçmiþte verdikleri yalan söyleme fetvalarý nýn da bu asýrda geçerli olmayacaðýný söyleyen Üstad, Peygamberimizin (asm) “Ya doðru söyle, ya da sus” þeklindeki hadis-i þerif inin meâlinden hareketle, maslahat için yalan fetvasýnýn bu zamanda rahatlýkla suîistimal edilebileceðini i fade etmiþ ve bu zamanda doðruluktan baþka yol olmadýðýný ifade etmiþtir. Yine “Her söylediðin doðru olmalý, fakat her doðruyu her yerde söylemek doðru deðil” þeklindeki bir ifadeyle, söylediðimiz doðrular zarara veya f itneye sebep olacaksa susmamýz gerektiðini hatýrlatmaktadýr bize... Doðru olmanýn insan için ne kadar faydalý olduðunu hayattan da örnek vererek ispat edebil mek mümkündür. “Yalancýnýn mumu yatsýya kadar yanar” þeklindeki kelâm-ý kibar da yalanýn eninde sonunda ortaya çýkacaðýný ifade etmektedir. Bazýlarýnýn asýrlar sonra, bazýlarýnýn yýl lar sonra, bazýlarýnýn da çok geçmeden yalancýlýklarý ortaya çýkmaktadýr. Ne olursa olsun yalan söylemeyen bir insan her yerde alný açýk bir þekilde bulunma imkânýna sahiptir. Ama yalan söyleyen insanlar her za man yalanlarýnýn ortaya çýkmasý korkusuyla ya þarlar. Nitekim korktuklarý baþlarýna gelmekte ve toplumda zor duruma düþmektedirler. Çevremize baktýðýmýz zaman dünyanýn maddî makamlarýnda bulunan bir kýsým insanlarýn ayný zamanda birer yalancý olduklarýný görebilmek mümkündür. Bazýlarýnýn en büyük sermayesi yalandýr. Ýnsanýn en büyük bir deðeri olan haya duygusunu yok eden yalanýn günümüzde revaç bulmasý, zamanýmýzýn ne kadar büyük f itnelerle iç içe olduðunu açýk bir þekilde göstermiyor mu? Ne mutlu, her þeye raðmen, Kâinatýn Yaratýcýsý olan Rabbine ve insanlara karþý doðruluk ve dürüstlükten ayrýlmayan bahtiyar insanlara...

Ý


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/8/2010

3:43 PM

Page 1

3

HABER

YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi

Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa DÖKÜLER

Mehmet KUTLULAR

Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN

Genel Müdür

Recep TAÞCI Genel Yayýn Müdürü

Yayýn Koordinatörü

Kâzým GÜLEÇYÜZ Abdullah ERAÇIKBAÞ

Haber Müdürü Faruk ÇAKIR Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN

Spor Editörü Erol DOYRAN

Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK

Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.

Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24,Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Ýhlas Gazetecilik A.Þ.Tel (0212) 4543000Daðýtým:DoðanDaðýtýmSat.vePaz. A.Þ.

Yayýn Türü: Yaygýn süreli

ISSN 13017748

ÝHH’DAN BATTANÝYE, MONT, KABAN VE GIDA YARDIMI ÝNSAN Hak ve Hürriyetleri (ÝHH) Ýnsani Yardým Vakfý ekiplerinin, depremzede vatandaþlara battaniye, mont, kaban ve gýda yardýmýna baþladýðý belirtildi. Konuya iliþkin yapýlan yazýlý açýklamada, vakfýn Elazýð, Bingöl, Malatya ve Diyarbakýr’daki ekiplerinin, deprem bölgesine yönlendirildiði kaydedildi. Karakoçan’a giden ÝHH ekiplerinin depremzede ailelere battaniye, mont, kaban ve gýda yardýmýna baþladýðý, ekibin bir kýsmýnýn ise arama kurtarma çalýþmalarýna katýldýðý ifade edildi. Hazýrlanan 100 gýda paketinin de ayný sayýdaki aileye daðýtýlmaya baþlandýðý açýklandý. Elazýð’dan gelen deprem haberi üzerine yardým kuruluþlarýnýn bilançonun aðýrlaþmamasý için harekete geçtiði vurgulanan açýklamada, vakfýn yardým çalýþmalarýna katýlmasý için Ýstanbul’dan da bir ekibi Elazýð’a göndereceði bildirildi. Ýstanbul / aa

NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 23 R. Evvel 1431 Rumî: 24 Þubat 1425

Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta

Ýmsak 4.31 4.39 4.50 4.49 4.54 4.11 4.14 4.05 4.48 4.23 4.50

Güneþ 5.52 6.03 6.11 6.23 6.19 5.33 5.37 5.30 6.13 5.44 6.12

Öðle 11.57 12.06 12.15 12.26 12.22 11.37 11.41 11.33 12.16 11.48 12.16

Ýkindi 15.12 15.19 15.30 15.40 15.34 14.52 14.55 14.46 15.29 15.04 15.30

ENKAZ ALTINDA KÝMSE KALMADI

Eðitime 2 gün ara verildi ELAZIÐ MillîEðitimÝlMüdürYardýmcýsýÝbrahimBozkurt,þehirdeilkveortadereceliokullarda eðitime iki gün ara verildiðini bildirdi. Bozkurt, merkez üssü Karakoçan ilçesi Baþyurt beldesi olan deprem dolayýsýyla Elazýð’da ilk ve orta dereceli okullarda eðitime iki gün araverildiðinibelirtti.Depremsonrasýnda,Tunceli’dedeokullar2 günsüreyle tatil edildi. Tunceli Valiliðinden alýnan bilgiye göre, bölgede devam eden artçý depremler sebebiyle öðrencilerin panik yaþamamalarý ve tedbir amacýyla ilköðretim ve liselerde eðitime 2 günaraverildi.Ýldeeðitimveöðretim10Marttarihinde yeniden baþlayacak.

ELAZIÐ Valisi Muammer Erol, merkez üssü Karakoçan ilçesinin Baþyurt beldesi olan 6.0 büyüklüðündeki depremin ardýndan enkaz altýnda kimsenin kalmadýðýný söyledi. Vali Erol, Okçular köyünde incelemelerde bulunan Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Cemil Çiçek, Devlet Bakaný Cevdet Yýlmaz, Bayýndýrlýk ve Ýskan Bakaný Mustafa Demir, Saðlýk Bakaný Recep Akdað’a eþlik ettiði sýrada sorusu üzerine, depremin ardýndan ‘’enkaz altýnda kimsenin kalmadýðýný’’ söyledi.

Kandilli: 4 Artçý þoklar, 3gün sürebilir

sü Araþtýrma Enstitü anesi ve Deprem th bir sa tli Ra de illi þid in nd Ka em rsitesi na gelen depr da ey m BOÐAZÝÇÝ Ünive da ýð’ z az El dik, son yü yýlMustafa Erdik, adýðýný söyledi. Er olm Müdürü Prof. Dr. em ný, pr de bir k e rastlanýlmadýðý u, ama büyü erinde bir deprem deprem olduðun üz olu ýn ad 6’n a An y ’nd ze ttý Fay Ha li yerin Ku dýðýnda en tehlike dýr Doðu Anadolu eki haritasýna bakýl ris ledi:’’Bizim karakt öy em ýs pr lar de un n ,þ ’ni dik Er ti. Türkiye lirt tli be de deprem þid un görüldüðünü 7’dir. Elazýð’daki FayHattý olduðun prem büyüklüðü de adolu gerekiz An im y ze dið de Ku ðildir. Gerek ristik deprem de em pr de emiz bir k a büyü deprem beklem bir depremdir am a her zaman bir ’nd de ttý in Ha es y em Fa alara girilm se Doðu Anadolu aðýr hasarlý olan bin n üola irs li ab ike hl kýs Te in . mümkündür bir eþya alýmýiç ir. az hasarlý binalara faydavar.Ayrýca þýk 3-4 gün sürebil ya r, artçý þokla kla de in es em re girilebilir. Ama ilm üþ binalara gir Bu tür hasar görm ’ ýr.’ rd yarar va Ýstanbul / aa

SEYYAR MUTFAK, SOÐUK ÝKLÝM ÇADIRI KURULACAK—

Kovancýlar Kaymakamý Selçuk Aslan da Kayalýk, Yukarý Demirci ve Okçular köyüne toplamda 5 köye hitap edecek þekilde, Kýzýlay ve 8. Kolordu Komutanlýðý tarafýndan seyyar mutfak kurulma çalýþmalarýnýn baþladýðýný bildirdi. Aslan, ayrýca Kýzýlay tarafýndan Okçular köyüne, 8. Kolordu Komutanlýðýnca da Yukarý Demirci köyüne soðuk iklim çadýrý kurulacaðýný açýkladý. Elazýð / aa FOTOÐRAFLAR: AA

Deprem küçük, kayýp büyük DOÐAL AFET SÝGORTALARI KURUMU BAÞKANI ÝDRÝS SERDAR, “6 ÞÝDDETÝNDEKÝ DEPREMDE BU KADAR CAN KAYBI ÇOK ACI” DEDÝ. MERKEZ üssü Elazýð’ýn Karakoçan ilçesinin Baþyurt beldesi olan 6.0 büyüklüðündeki depremde ölü sayýsýnýn 51, yaralý sayýsýnýn ise 50’nin üzerinde olduðu bildirildi. Doðal Afet Sigortalarý Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Baþkaný Ýdris Serdar, Elazýð’da meydana gelen depreme iliþkin, 6 þiddetindeki bir depremin bu kadar can ve mal kaybýna neden olmasýnýn çok acý verici bir durum olduðunu belirtti. Serdar, yaptýðý yazýlý açýklamada, Elazýð’daki depremde hayatýný kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakýnlarýna baþsaðlýðý diledi. Elazýð halkýna ‘’geçmiþ olsun’’ diyen Serdar, ‘’Topraklarýnýn yüzde 98’i aktif deprem kuþaklarý üzerinde yer alan ülkemizde 6 þiddetindeki bir depremin bu kadar can ve mal kaybýna neden olmasý çok acý verici bir durum. Oysa bu depremleri hayatlarýmýzý kaybetmeden, evlerimizden olmadan atlatmamýz, bunun için gerekli altyapýyý kurmuþ olmamýz gerekir’’ dedi. Depremde zarar gören zorunlu deprem sigortalý tüm konutlarýn hasar tespit ve ödemelerini DASK olarak en kýsa zamanda gerçekleþtireceklerini vurgulayan Serdar, þunlarý kaydetti: ‘’Elazýðlý vatandaþlarýmýzýn hayatlarýný yeniden inþa edebilmeleri için elimizden gelen çabayý gösterecek ve hasar ödemelerini en kýsa zamanda almalarý için çalýþacaðýz. Evleri depremden hasar gören ve zorunlu deprem sigortasý poliçesi bulunan vatandaþlarýmýzýn ödemelerini almak için 0212 368 08 00 numaralý DASK Çaðrý Merkezi’ne ya da DASK adýna poliçeyi düzenleyen sigorta þirketi ve acentesine baþvuru yapmasýný bekliyoruz. Vatandaþlarýmýzýn hasar baþvurusu için sadece TC kimlik numarasý vermeleri yeterli oluyor. Hasar tespit iþlemlerinin ardýndan en kýsa süre içinde hasar ödemelerimizi tamamlamayý hedefliyoruz.’’ Ýstanbul / aa

Türkiye’de son yüzyýlda, resmî rakamlara göre 82 bin 372 kiþi depremlerde öldü.

Son yüz yýlýn bilançosu 82 bin ölü DÜNYANIN en faal deprem kuþaklarýndan birinde yer alan Türkiye’de son yüzyýlda, resmî rakamlara göre 82 bin 372 kiþi öldü. Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araþtýrma Enstitüsü verilerine göre Türkiye’de son yüzyýldaki ilk büyük deprem, Malazgirt’de 1903 yýlýnda meydana geldi. 6,7 büyüklüðündeki depremde 2 bin 626 kiþi öldü. Hakkari’de 1930 yýlýnda yaþanan 7,2’lik depremde ise 2 bin 514 kiþi hayatýný kaybetti. En büyük depremlerden biri ise 26 Aralýk 1939 tarihinde Erzincan’da yaþandý. 7,9 büyüklüðündeki depremde 32 bin 962 kiþi hayatýný kaybetti. Çetin kýþ þartlarýnýn bulunduðu bölgede, depremzedelere ancak iki gün sonra ulaþýlabildi. Ondan sonraki, 1942’de Erbaa’da meydana gelen 7 büyüklüðündeki depremde 3 bin, 1943’te Samsun’un Ladik ilçesi ve 1944’te Bolu Gerede Çerkeþ’deki 7,2 büyüklüðündeki iki depremde toplam 7 bin kiþi öldü.

Muþ’un Varto ilçesinde 1966 yýlýndaki 6,9’luk depremde 2 bin 396, Lice’de 1975’te ayný büyüklükteki depremde 2 bin 385 kiþi hayatýný kaybetti. 1976 yýlýnda Van Muradiye’de 7,5 büyüklüðündeki depremde 3 bin 840, 1983’te Erzurum ve Kars’taki 6,9’lük depremde bin 155 kiþi öldü. Türkiye’de yaþanan son büyük deprem ise 1999 yýlýnda Gölcük merkezli 7,8 büyüklüðündeki sarsýntý oldu. Bu depremde, 17 bin 480 kiþi öldü. Ayný yýl Düzce’deki 7,5 büyüklüðündeki depremde de 763 kiþi yaþamýný kaybetti. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araþtýrma ve Uygulama Merkezi’nin açýklamalarýna göre Türkiye’de neredeyse deprem riski taþýmayan yer bulunmuyor. Deprem açýsýndan dünyanýn en riskli merkezlerinden olan Türkiye, çok önemli levha hareketlerinin etkisinde. Dünyada en riskli þehirler sýralamasýnda da Ýstanbul ikinci, Ýzmir 20. durumda. Ýzmir / cihan

Akþam 17.48 17.57 18.07 18.17 18.12 17.28 17.32 17.23 18.06 17.40 18.07

Yatsý 19.03 19.15 19.21 19.34 19.30 18.44 18.48 18.41 19.24 18.54 19.22

Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa

Ýmsak 4.53 5.03 4.34 4.29 4.42 4.24 4.17 4.11 3.58 4.42 4.40

Güneþ 6.19 6.26 6.00 5.52 6.04 5.50 5.38 5.37 5.21 6.08 5.59

Öðle 12.22 12.29 12.03 11.56 12.08 11.52 11.43 11.39 11.24 12.11 12.04

Ýkindi 15.34 15.43 15.14 15.10 15.23 15.04 14.58 14.51 14.38 15.22 15.21

Akþam 18.12 18.21 17.53 17.47 17.59 17.42 17.35 17.29 17.16 18.00 17.57

Yatsý 19.31 19.36 19.12 19.03 19.14 19.02 18.49 18.48 18.31 19.20 19.09

TAHLÝL

Zelzele

KÂZIM GÜLEÇYÜZ irtibat@yeniasya.com.tr

rgenekon, Balyoz, diðer darbe planlarý, tutuklamalar, yargý krizi, anayasa paketi v.s. gibi, geçen haftanýn ortalarýna kadar süren gündemin sýcak maddeleri, önce ABD’deki Ermeni oylamasý, ardýndan Elazýð depremi ile, bir süreliðine de olsa askýya alýnacaða benziyor. Elazýð depremi üzerinden giriþ yaparsak: Ýlk bilgilere göre, özellikle köylerde ciddî can kayýplarýna sebep olan depremin þoku sürüyor. 6 büyüklüðündeki bir sarsýntýnýn çok sayýda köy evini yerle bir ederek, kendi ölçeði içinde bu derece aðýr zayiata yol açmasý, baþlý baþýna üzerinde durulmasý gereken çok önemli bir mesele. Çok daha büyük ve þiddetli depremlerin yaþandýðý ülkelerden meselâ Japonya’da çoðu zaman can kaybýnýn dahi olmamasý, hattâ geçtiðimiz günlerde 8.8 büyüklüðündeki bir sarsýntýya maruz kalan Þili’nin, depremin þiddetiyle kýyaslandýðýnda hadiseyi oldukça haf if atlatmasý, bizim zelzele konusundaki yetersizlik ve hazýrlýksýzlýðýmýzý bir defa daha gözler önüne sermekte. Ne yazýk ki, bilhassa 17 Aðustos 1999 depreminden bu yana, yeri geldikçe söylem düzeyinde tekrarlandýðý halde, iþ eylem ve icraata gelince kayda deðer hiçbir þey yapýlmayan “depreme hazýrlýk” bahsinde bir arpa boyu bile yol alamadýk. Coðraf î olarak tehlikeli fay hatlarý üzerinde bulunduðumuz gerçeði her fýrsatta hatýrlatýlýr ve “Depremle birlikte yaþamaya alýþmalýyýz” tavsiyeleri mütemadiyen tekrarlanýrken, binalarý ve altyapýyý saðlamlaþtýrmaktan tutun, diðer tedbir ve hazýrlýklarý bir an önce ikmal etmeye ve ilâveten arama-kurtarma-yardým çalýþmalarýný daha profesyonel ve organize þekilde yapabilecek örgütlenmeyi gerçekleþtirmeye kadar, gecikmeden yapýlmasý gereken bir dizi þey var, ama ne yazýk ki, hâlâ o noktaya varabildiðimiz söylenemez. Elazýð depremi, hatýra geldikçe yürekleri aðýza getiren muhtemel Ýstanbul depremiyle ilgili endiþe ve korkularý yine tetikleyip, bir süreliðine de olsa, konuyu tekrar gündemin ilk sýrasýna taþýyacak, ama sonrasýnda iþ yine tavsayýp unutulacak. Elazýð depremi bize, 1970’te hepimizi gece uykumuzdan kaldýran Gediz depremini hatýrlattý. O da Mart’ta olmuþtu ve Kütahya merkezindeki ahþap evimiz denizdeki kayýk gibi bir o yana, bir bu yana sallanýrken uyandýðýmýzda rahmetli babamýn ikazýyla bahçeye çýkýp, gecenin ayazýnda, battaniye ve yorganlara sarýnarak sabahlamýþtýk. Gediz zelzelesinde bini aþkýn insanýmýzýn vefat ettiðini sonradan öðrendik. Elazýð depreminde hayatýný kaybedenler o sayýnýn hayli altýnda. Ýnþaallah artmaz. Ama az da olsa, ateþ düþtüðü yeri yakýyor. Allah, cümlesine rahmet eylesin; yaralýlara hayýrlý þifalar, kalanlara sabýrlar versin. Bu noktada vefat edenler için tek tesellîmiz, can emanetini deprem gibi bir musibetle Sahibine teslim eden masumlarýn þehitlik mertebesine eriþmiþ olduklarýna dair inancýmýz. Bu açýdan, ne mutlu onlara ki, hayatlarýný herkese nasip olmayan böyle bir hüsn-ü âkýbetle noktaladýlar... Kalanlarýn da zayi olan mal ve mülkleri, yine inancýmýza göre, ebedî hayatta sonsuz bir þekilde telâf i edilecek. Bu da çok ferahlatýcý bir tesellî. Þimdi, depremin vurduðu köylerde evleri yýkýlýp da Mart soðuðunda ortada kalan insanlarýn bir an önce sýcak barýnaklara kavuþturulup, diðer temel ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý gerekiyor. Ýnþaallah bu noktada aksama olmaz ve aralarýnda minicik bebeklerin ve hasta ihtiyarlarýn da bulunduðu depremzedeler sahipsiz býrakýlmaz. Hatýrlanacaðý gibi, 28 Þubat’ýn en koyu günlerinde meydana gelen 17 Aðustos depremi sonrasýndaki arama-kurtarma-yardým çalýþmalarýnda devlet tam anlamýyla sýnýfta kalmýþ; ama daha garibi, devletin bu affedilmez eksiðini tamamlayýp telâf i etmek için toplumun baþlattýðý sivil seferberlik de, anlaþýlmaz bir tavýrla, yine devletin güvenlik güçlerince engellenmeye çalýþýlmýþtý... Allah benzer utanç ve ayýplarý bir daha göstermesin Milletimizi ve bütün insanlýðý bu gibi musibetlerden ve daha beterlerinden korusun.

E


04:04.qxd

3/8/2010

4:06 PM

Page 1

4

HABER

YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

FARK

Çarþaf yýrtan parti

FARUK ÇAKIR cakir@yeniasya.com.tr

art ayý baþýnda çok dikkat çekici bir ‘eylem’e imza atýldý. Mersin’de, Halifeliðin kaldýrýlýþýnýn 86’ncý yýldönümü nedeniyle bir araya gelen yaklaþýk 100 CHP’li kadýn, ‘kara çarþaf’ý yýrtarak, Cumhuriyet’e sahip çýktýklarýný söylemiþler. 3 Mart’taki bu ‘eylem’ insaf ehli herkesi rahatsýz etti. Öyle ki, geçmiþ yýllarden benzer ‘eylem’lere en azýndan itiraz etmeyerek destek olan CHP bile bu defa rahatsýzlýðýný dile getirdi ve eyleme imza atan ‘üyeler’inin istifa ettirdi. CHP rahatsýzlýðý ilân etmekle yetinmedi, çirkin hadise bazý parti yöneticileri ve son olarak da genel baþkan tarafýndan kýnandý. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Baþkaný Deniz Baykal, Mersin’deki çarþaf yýrtma ‘eylem’inin kendisini derinden etkilediðini söylemek durumunda kaldý. Malatya CHP 33. Olaðan Genel Kurulu’na katýlan CHP Lideri Baykal, “Herkes çok iyi bilmelidir ki; CHP’lilerin yýrtma, yakma gibi siyasî bir üslubu yoktur, olamaz da. Bizim siyasî üslubumuz diyalogdur. Kimsenin, kimseye böyle hükmetmeye hakký yoktur. CHP’nin hiç kimsenin giyim-kuþamýna, ahlâkýna, kültürüne müdahale hakký yoktur. Herkes inancýnda, yaþayýþ biçiminde, giyiminde özgürdür” þeklinde konuþmuþ. (AA, 7 Mart 2010) Yapýlan bir yanlýþtan geri dönmeye çalýþan CHP’ye eski günlerini hatýrlatýp; “Hayýr, senin asýl maksadýn çarþaf yýrtmaktýr” deme niyetimiz yok. Ancak CHP’deki bu ‘piþmanlýðýn’ ayný zamanda Türkiye’nin geldiði noktayý göstermesi bakýmýndan önemli olduðunu da biliyoruz. Yýllar yýlý tesettürle mücadele eden ve bunu ‘görev’ aþkýyla yapan bir partinin, bugün “çarþaf yýrtma eylemi”ne genel baþkan seviyesinde itiraz etmesi yabana atýlacak bir geliþme deðil. Tabiî ki baþka çeliþkiler de var: “Çarþaf yýrtma eylemi”ne karþý çýkan ayný CHP, halkýn yüzde 70’inin tasvip ettiði “baþörtüsü”ne karþý çýkmayý sürdürüyor. Denilebilir ki, “CHP baþörtüsüne karþý çýkmýyor, baþörtüsünün ‘kamusal alan’a girmesine itiraz ediyor.” Ýlk bakýþta haklý gibi görünen bu itirazýn temelsiz olduðunu her halde CHP’liler de bilir. Çünkü hiç bir hür dünya ülkesinde böyle anlamsýz ya da böyle anlamlý bir yasak yok. Üstelik, ‘çarþaf’ý tercih edenlerin sayýsý daha az. Baþörtüsünü tercih edenlerin sayýsý ise hayli fazla. Oy kaygýsýyla ‘çarþaf’a sahip çýkan CHP’nin, baþörtüsü maðdurlarýný görmezden gelmesi ve yanlýþta ýsrar etmesini anlamak mümkün deðil. Nasýl ki 10 yýl önce ya da 20 yýl önce bir CHP yönetici ne sebeple olursa olsun ‘çarþaf’a sahip çýk(a)mazdý. Ama deðiþen Türkiye þartlarý onlarýn da çarþafa sahip çýkar duruma getirdi. Ayný þekilde inþaallah yakýn gelecekte baþörtüsü konusunda sergiledikleri inadýn da temelsiz ve yanlýþ olduðunu görecekler. Hatýrlamak lâzým ký, CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal, savaþ sýrasýnda gittiði Bosna-Hersek’e hediye olarak ‘baþörtüsü’ götürmüþtü. Dün ‘hediye’ olarak götürülen baþörtüsü, bugün nasýl ‘yasak listesi’nde yer alabilir? Çarþaf yýrtma ve sonsasýnda yaþanan geliþmeler de göstermiþtir ki, Türkiye’nin mayasýnda ‘inanç’ vardýr. Kim ki bu ‘maya’yý bu gerçeði dikkate alýr; milletten destek görür. Kim ki bunlarý görmezden gelir ve yanlýþta inat eder, yine milletten ‘red’ karþýlýðýný görür. Ne kaygýsýyla olursa olsun, CHP’yi de ‘tesettür’ü savunur halde görmek milleti mennun etmiþtir. Ýnþallah yakýn gelecekte baþörtüsünü de savunurlar ve keyfi yasak sona erer. Çünkü yýrtarak ve yýkarak deðil; yaparak ve tamir ederek düzlüðe çýkabiriz.

M

TAZÝYE Muhterem kardeþimiz Prof. Dr. Gürbüz Aksoy'un babasý, Esümed üyemiz Sacit Aksoy'un dedesi

Hacý Hasan Aksoy 'un

vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Allah'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.

ESKÝÞEHÝR YENÝ ASYA OKUYUCULARI

Konut dayanýklýlıðýný saðlamamýz gerekiyor DEVLET BAKANI ÇELÝK, NE YAPIP EDÝP, BU KONUT DAYANIKLILIÐININ SAÐLANMASI GEREKTÝÐÝNÝ BELÝRTEREK, “AKSÝ TAKDÝRDE, BÝZ DEPREM KUÞAÐINDAYIZ,SABAH AKÞAM BAÞIMIZA NE GELECEÐÝ BELLÝ DEÐÝL’’ DEDÝ. DEVLET Bakaný Faruk Çelik, Elazýð’da meydana gelen depremle ilgili olarak, ‘’Ne yapýp edip, bu konut dayanýklýðýný saðlamamýz gerekiyor. Aksi takdirde, biz deprem kuþaðýndayýz, sabah akþam baþýmýza ne geleceði belli deðil’’ dedi. Çelik, yaptýðý açýklamada, Türkiye’de gündemin çok seri olarak deðiþtiðini, yarým günde bir yeni gündemin ortaya çýktýðýný, sabah konuþulan bir konunun öðleden sonra bir anlam ifade etmediðini belirtti. Dün sabah da Ela-

zýð’da üzücü bir olayýn gerçekleþtiðini belirten Çelik, ‘’Meydana gelen depremde onlarca kiþi yaþamýný yitirdi. Depremde yaþamýný yitiren kiþilere Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize sabýrlar diliyorum’’ diye konuþtu. Çelik, 5.5-6 büyüklüðündeki depreme dayanýksýz kerpiç evlerin bu kadar cana mal olduðunu görmenin kendilerini üzdüðünü, buna ‘’Kader’’ demenin doðru olmadýðýný savunarak, þöyle konuþtu: ‘’Bu konu mutlak suretle halle-

dilmeli. ‘Kaderim bu þekilde’ demek ve oturmak doðru deðil. Bu, bizim kaderimiz olmamalý. Siz saðlam bir konutta, saðlam bir yapýda oturacaksýnýz. Baþýnýza bir þey gelirse buna kader diyelim. Þimdi toprak yýðýný içinde bu canlar ayrý bir üzüntü verdi bizlere. Dolayýsýyla bütün vatandaþlarýmýza söylüyorum, insan saðlýðý son derece önemlidir. Bizim bölgemiz deprem coðrafyasýndadýr. Erzincan gibi, binalarý deneye deneye bir noktaya getirmeyelim. Geçenlerde

Erzincan’a gittik. Genelde konutlar üç katlý ve depreme dayanýklý olarak yapýlmýþ. Ýlle de on binleri kaybettikten sonra böyle bir þeylere girmeyelim. Gerekirse binamýzýn bir katýný kýsalým, bir katýný kaldýralým, güçlendirmemizi yapalým. Ne yapýp edip, bu konut dayanýklýðýný saðlamamýz gerekiyor. Aksi takdirde, biz deprem kuþaðýndayýz, sabah akþam baþýmýza ne geleceði belli deðil. Elazýð’daki o yýkýlan evlerin manzaralarý çok açýk bir tablo.’’ Bursa / aa

Bakanlar deprem bölgesinde

Baþbakan Erdoðan, “Bu bölgenin yerel mimari anlayýþý kerpiç yapýlanmadýr. Bu kerpiç yapýlanmanýn da ne yazýk ki tabii faturasý, bedeli aðýr olmuþtur” dedi . FOTOÐRAF: AA

Kerpiçin faturasý aðýr oldu BAÞBAKAN ERDOÐAN, ELAZIÐ’DAKÝ DEPREMDE KERPÝÇ YAPILANMANIN NE YAZIK KÝ FATURASI, BEDELÝNÝN AÐIR OLDUÐUNU SÖYLEDÝ BAÞBAKAN Recep Tayyip Erdoðan, Elazýð’da meydana gelen depremde kerpiç yapýlanmanýn faturasýnýn aðýr olduðunu, çok daha farklý bir þeklide imar için TOKÝ’ye talimat verildiðini bildirdi. Baþbakan Erdoðan, AKP Kadýn Kollarý tarafýndan AKP Genel Merkezinde düzenlenen, ‘’Uluslararasý Kadýn Haklarý Zirvesi’’nde yaptýðý konuþmada, Elazýð’daki depreme iliþkin son durum hakkýnda bilgi verdi. Baþbakanlýk Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý tarafýndan geliþmelerin ve ihtiyaçlarýn yakýndan izlendiðini, gerekenlerin yapýldýðýný belirten Baþbakan Erdoðan, þöyle konuþtu: ‘’Þu ana kadar kaybettiklerimiz en büyük üzüntümüz, hüznümüz. Þüphesiz ki bu bölgenin yerel mimari anlayýþý kerpiç yapýlanmadýr. Bu kerpiç yapýlanmanýn da ne yazýk ki tabiî faturasý, bedeli aðýr olmuþtur. Bir asra yakýn bir süredir deprem görmeyen bu bölgede þu anda bir deprem gerçekleþiyor. Deprem olan bu bölgemizi þüphesiz ki çok daha farklý bir þeklide imar etmek için de süratle Toplu Konut Ýdaremize gerekli talimatlarý verdik. Þu anda Toplu Konut Ýdaremizden de arkadaþlarýmýz bölgede çalýþmalarý yapmak üzere oraya intikal edecekler. Ýlk depremin ardýndan en büyüðü 4,4 olmak üzere 55 artçý deprem daha oldu. En son sabah 9.47’de de 5,6 büyüklüðünde ikinci bir deprem yaþandý. Bölgedeki vatandaþlarýmdan özellikle rica ediyorum, depremler ve artçý sarsýntýlar sürdüðü için lütfen hasarlý yapýlara girmesinler. Depremde hayatýný kaybeden vatandaþlarýmýza Allah’tan rahmet diliyorum. Yakýnlarýnýn, ülkemizin, milletimizin baþý saðolsun. Yaralý vatandaþlarýmýza da Allah’tan acil þifalar temenni ediyorum. Onlarýn da ailelerine sabýrlar temenni ediyorum.’’ “ADALET, KÝÞÝDEN KÝÞÝYE DEÐÝÞEMEZ” Zirvede yaptýðý konuþmada bütün dünya kadýnlarýnýn 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü’nü kutlayan Erdoðan, adalet ve eþitlik kavramýnýn kiþiden kiþiye, ülkeden ülkeye deðiþemeyeceðini belirterek, ‘’Birilerinin her türlü hak ve özgürlüðe layýk olduðunu, diðer birilerinin ise mahrumiyete boyun eðmesi gerektiðini savunmak çað dýþýdýr, insanlýk dýþýdýr. Bu sürdürülebilir, katlanýlýr, tahammül edilir bir durum deðildir. Ýnsan her yerde insandýr. Haiti kadýnlarýnýn gözyaþý nasýl bir gözyaþýmýzsa, Gürcistan kadýnlarýnýn çýðlýðý nasýl bizim çýðlýðýmýzsa ayný þekilde Gazze’nin kadýnlarýnýn, Saraybosna’nýn kadýnlarýnýn, Kosova’nýn kadýnlarýnýn feryadý da elbette bizim feryadýmýzdýr. Biz ayrým yapamayýz, görmezden gelemeyiz, gözümüzü yumamayýz” diye konuþtu. Ankara / aa

DERÝN ÜZÜNTÜ DUYDUK CUMHURBAÞKANI Abdullah Gül, Elazýð’daki depreme iliþkin olarak, devletin tüm imkanlarýyla seferber olduðunu, çalýþmalarýn üstün bir gayretle sürdürüldüðünü bildirdi. Cumhurbaþkanlýðý Basýn Merkezinden yapýlan yazýlý açýklamada, Cumhurbaþkaný Gül’ün, Elazýð’da dün sabaha karþý meydana gelen deprem sebebiyle Elazýð Valisi Muammer Erol’u arayarak bilgi aldýðý, üzüntülerini bildirdiði ve geçmiþ olsun dileklerini ilettiði kaydedildi. Cumhurbaþkaný Gül, açýklamasýnda, Elazýð’da meydana gelen depremde çok sayýda

vatandaþýn hayatýný kaybetmesi ve yaralanmasýndan milletçe derinden üzüntü duyulduðunu belirterek, þunlarý ifade etti: ‘’Devlet tüm imkanlarýyla seferber olmuþ durumdadýr. Çalýþmalar üstün bir gayretle sürdürülmektedir. Can kaybýnýn artmamasýný, ülkemizin bir daha böyle felaketlerle karþýlaþmamasýný temenni ediyorum. Depremde hayatýný kaybeden vatandaþlarýmýza Allah’tan rahmet, ailelerine baþsaðlýðý, yaralýlara da acil þifa diliyorum.’’

ÞAHÝN: YARALAR, EN KISA ZAMANDA SARILACAK TBMM Baþkaný Mehmet Ali Þahin, deprem felaketi sebebiyle yayýmladýðý mesajda, depremde çok sayýda vatandaþýn hayatýný kaybetmesi ve yaralanmasýndan büyük üzüntü duyduðunu belirtti. ‘’Milletimizi derinden yaralayan deprem felâketi nedeniyle hayatýný kaybeden vatandaþlarýmýzýn sayýsýnýn artmamasý ve bu tür acý olaylarýn bir daha yaþanmamasý hepimizin ortak temennisidir’’ diyen Þahin, mesajýnda þunlarý kaydetti: ‘’Gerek devlet kurumlarýmýz, gerekse de sivil toplum kuruluþlarýmýz aracýlýðýyla depremzede ve maðdur vatandaþlarýmýzýn yaralarýnýn en kýsa zamanda sarýlýp, depremin etkilerinin en aza indirileceðine inanýyorum. Ülkemizin deprem kuþaðýnda bulunduðu gerçeðini unutmadan, bina güvenliði baþta olmak üzere gerekli tedbirlerin alýnmasýnýn hayati önem arz ettiði bir kez daha görülmüþtür. Baþta kamu kurumlarý ve yerel yönetimler olmak üzere depreme karþý eksikliklerin tespit edilerek gerekli önlemlerin alýnmasý konusunda tüm milletimize büyük görevler düþmektedir.” Ankara / aa

ELAZIÐ'IN Karakoçan ilçesi Baþyurt beldesindeki depremin ardýndan Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Cemil Çiçek ile bazý bakanlar Okçular köyünde incelemelerde bulundu. Baþbakan Yardýmcýsý Çiçek, Devlet Bakaný Cevdet Yýlmaz, Bayýndýrlýk ve Ýskan Bakaný Mustafa Demir, Saðlýk Bakaný Recep Akdað ve bölge milletvekilleri ile Okçular köyündeki incelemesinin ardýndan gazetecilere açýklamalarda bulundu. Ölenlere baþsaðlýðý, yaralýlara acil þifa dileyen Çiçek, ‘’Allah daha büyük acý göstermesin’’ diye konuþtu. Tüm imkânlarý seferber ettiklerini kaydeden Bakan Çiçek, þunlarý kaydetti: “Depremin ardýndan tüm imkânlarýmýzla buradayýz. Hiçbir sýkýntýmýz yok. Maalesef tabii bir afet, devlet olarak sizlerin bu acýlarýný bir nebze olsun dindirebilmek için buraya geldik. Tabiî ki gidenleri geri getiremeyiz ama yýkýlanlarý yaparýz, telafi ederiz. Bütün imkânlarýmýzla buradayýz. Sayýn Baþbakanýmýzýn geçmiþ olsun dileklerini de iletiyorum. Olup bitenler karþýsýnda yapabileceðimiz ne varsa onu yapmaya çalýþýyoruz. Aldýðýmýz bilgiler var, eksik ne varsa gidereceðiz. Gerek iaþe gerekse çadýr, bu tespitlerin ardýndan yýkýlanlarý yapmak, yaralarý sarmak için hiç tereddüdünüz olmasýn, devletimizin, hükümetimizin imkanlarý var. Allah baþka sýkýntý göstermesin, ufak tefek aksaklýklar varsa bu imkânsýzlýktan deðil, bu iþlerde biraz telaþ olur ondan kaynaklý.’’ Elazýð / aa

AB’den ‘yardýma hazýrýz’ mesajý

AB Komisyonu Baþkaný Jose Manuel Barroso ve Belçika Baþbakaný Yves Leterme, Elazýð’da meydana gelen deprem sebebiyle baþsaðlýðý mesajý yayýmladý. Deprem haberini derin endiþeyle aldýðýný belirten Barroso, AB Komisyonunun acýlarý paylaþtýðýný, Türk hükümeti ve halkýyla dayanýþma içinde olduðunu bildirdi. AB Komisyonunun yardýma hazýr olduðunu belirten Barroso, bu konuyla ilgili olarak AB Dýþ Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve insanî yardýmlardan sorumlu AB Komisyonu üyesi Kristalina Georgieva’dan bilgi istedi. Belçika Baþbakaný Yves Leterme de Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’a gönderdiði baþsaðlýðý mesajýnda, depremde hayatýný kaybedenler için taziyelerini bildirerek, yaralýlara acil þifa diledi.

Aliyev: Derdinizi paylaþýyoruz

AZERBAYCAN Cumhurbaþkaný Ýlham Aliyev ise Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’e gönderdiði baþsaðlýðý mesajýnda, depremde yaþanan can kaybýnda duyulan üzüntüsünü dile getirdi. Aliyev, “Deprem felaketi ile ilgili derdinizi paylaþýyor, size, ölenlerin ailelerine ve yakýnlarýna, bütün Türk halkýna þahsen kendi adýmdan ve Azerbaycan halký adýnda derin hüzün ile baþsaðlýðý diliyorum” dedi. Brüksel / aa

Baykal'dan baþsaðlýðý mesajý

CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal, Elazýð’da meydana gelen depremde hayatýný kaybeden vatandaþlara rahmet, yaralýlara acil þifa ve yaþamýný yitirenlerin ailelerine sabýr ile baþsaðlýðý diledi. Baykal, depremden en çok zarar gören Okçular Köyü Muhtarý Hasan Demirdað, Yukarýkanatlý Köyü Muhtarý Yadin Apaydýn ve Kayalýk Köyü Muhtarý Dirah Gül’e de birer mesaj göndererek baþsaðlýðý dilekleri ve üzüntülerini iletti. CHP Genel Baþkaný Baykal, deprem bölgesinde yaþananlar ve alýnan önlemleri yerinde incelemek, taziyelerde bulunmak için bir CHP heyetinin Elazýð’a gideceðini ilgili ve yetkililerden bilgi alarak yaralarýn sarýlmasý için çalýþmalara katýlacaðý ve bir rapor hazýrlayacaðý bildirdi. Ankara / aa

Masum Türker: Faturasý bu kadar aðýr olmamalý

DSP Genel Baþkaný Masum Türker, Türkiye’de orta þiddetteki bir depremin hala büyük kayýplara neden olduðunu belirterek, ‘’6 þiddetindeki depremin faturasý bu kadar aðýr olmamalýdýr’’ dedi. Türker, Elazýð’da meydana gelen deprem sebebiyle yayýmladýðý baþsaðlýðý mesajýnda, onlarca vatandaþýn hayatýný kaybetmesi ve birçok vatandaþýn yaralanmasýndan derin üzüntü duyduðunu ifade etti. Can kaybýnýn artmamasý ve ülkenin bir daha böyle felâketlerle karþýlaþmamasý dileðinde bulunan Türker, þunlarý kaydetti: ‘’Ancak bu deprem daha önce yaþananlardan ders çýkarýlmadýðýný ve gerekli önlemlerin alýnmadýðýný ortaya koymuþtur. Ne yazýk ki orta þiddetteki bir deprem hala ülkemizde büyük kayýplara sebep olmaktadýr. 6 þiddetindeki depremin faturasý bu kadar aðýr olmamalýdýr. Deprem bölgelerinde bina güvenliði açýsýndan gerekli çalýþmalar yapýlmalý, mevcut yapýlar güçlendirilirken, yeni yapýlara da depreme dayanýklý standartlar getirilmelidir.’’ Ankara / aa


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/8/2010

4:02 PM

Page 1

5

HABER

YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

Gözyaþýmýz ayný

BAÞKENT YAZILARI

SÝYAH-BEYAZ

Yýðýlý gündemin yýðýntýlarý… Baþbakan yine fatura ve bedeli, “þüphesiz kerpiç yapýlanma”ya veriyor. Görünen o ki ilk günde bini aþan artçý sarsýntýlar sürdükçe, deprem konusu gündemin baþýnda yer alacak. Konu bir süre konuþulacak. Dileriz, bundan böyle büyük bir bölümü deprem kuþaðý üzerinde bulunan ülkede temelli tedbirler savsaklanmaz, politik atýþmalarýn hayhuyu arasýnda ötelenip unutulmaz…

tepkisi, bunun ifâdesi. Gül’ün Obama’dan “ricasý”na raðmen kendi ifâdesiyle,“Sonucun, Güney Kafkasya’da halklar arasýnda kalýcý dostane iliþkilerle barýþ ve istikrar tesisine zarar verdiði” yorumu, ABD’nin yalnýz “siyasî çýkarlarý”ný öncelediðinin ve “stratejik müttefikliði” hiçe saydýðýnýn göstergesi. Cumhurbaþkaný, “Bu oylamanýn her alanda neden olabileceði olumsuz sonuçlarýn sorumlusu Türkiye olmayacaktýr” þikâyetinde bulunuyor; lâkin bizzat aðýrlýðýný koymasýný istediði Obama’dan ve Amerikan yönetiminden, göz göre göre Türkiye aleyhindeki bu emr-i vakiye seyirci kalmasýnýn sebebini sormuyor! Ýlk hükûmet açýklamasýnda, “Türk ulusunun iþlemediði bir suçla itham eden bu tasarýyý kýnýyoruz” deniliyor. Ancak her fýrsatta “model ortaklýðý”yla övündüðü Amerikan yönetiminin bu “itham”a arka çýkmasýnýn izâhý istenmiyor!

listesini Beyaz Saray’a ilettiði Amerikan iþgali altýndaki Irak’ta lüks içinde serbestçe dolaþan yüzlerce terörist baþýndan bir tekini dahi teslim etmiyor. Ve bütün bunlara karþý sâdece “soykýrým” isnadýný kabul eden üyeleri sert bir biçimde eleþtiren ve oyla ma biçimini “bir senaryo ve komedi” olarak nitelendiren Erdoðan, bu hususta ciddî bir tavýr koy CEVHER ÝLHAN mayan Obama yönetimine en ufak bir tâ’rizde bucevher@yeniasya.com.tr lunmuyor. 1991 Körfez Savaþý’na ve 2003 Irak iþANKARA-WASHÝNGTON FAY HATTI… galine onay veren, iki yýl önce Yahudi gazetesi lazýð-Karakoçan’da 51 vatandaþýn vefat ettiDeprem, baþta hükûmetin “mini paket”le gün“Forward”a verdiði demeçte, “Ben daha Demokði ve bir o kadarýnýn yaralandýðý 6 büyüklü- deme getireceði anayasa deðiþikliklerini ve özellikrat olmadan önce bile bir Siyonisttim” diyen Yaðünde ve 8 þiddetindeki depremle Türki- le son günlerin temel tartýþma konusu Amerikan hudi kökenli Komite Baþkaný California milletveye’nin gerçek gündemi âdeta üstüne yýðýldý. Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi’ndeki kili Howard Berman’a bir þey söylenmiyor. Ýþin ilDepreme hazýrlýk, binalarýn elden geçirilmesi, i- “Ermeni soykýrýmý tasarýsý”nýn onaylanmasý oyuginç yaný, Baþbakan ve Dýþiþleri Bakaný, son anda letiþim zaaflarý, âfet bölgesine intikal ve müdahâle, nunu, haliyle gölgeledi. Ancak demokratikleþme, “soykýrým” iddiasýna “evet” diyen komite üyelerini 1999 Marmara ve Düzce depremlerinden bu ya- AB müzâkere süreci ve her 24 Nisan öncesinde yerden yere vuruyor; ancak bu üyelerin oylama önna yeniden yoðun tartýþmaya açýldý. peryodik bir kriz olarak Ankara’nýn önüne getiricesinde “Beyaz Saray’da bir toplantýda ‘tâlimat’ alDepremin nüfusun kýsmen seyrek olduðu bir len “soykýrým” spekülasyonlarý, deprem gibi Türdýklarý” tesbitinin üzerinde durulmuyor. Ne Cumbölgede olmasý, hafif atlatýlan musibet için bir ne - kiye’nin canlý gündemindeki birçok gerçeði ve ge hurbaþkaný, ne Baþbakan ve ne de Dýþiþleri BakaANKARA “RESMEN” GEÇÝÞTÝRÝYOR! vi son bir “uyarý” ve “ders.” Aslýnda bu durum, son rilimi açýða çýkarmakta… ný, Türkiye’nin þimdiye kadar her yýl milyonlarca Þu çarpýklýða bakýn: AB ülkeleri Ýtalya ve Fran- dolar ödediði Yahudi lobisinin “Ýsrail’le iliþkiler” onbir yýlda ciddî tedbirlerin alýnmadýðý, altyapý iyiGerçek þu ki son demde “soykýrým bühtaný”yla leþtirmesinin yapýlmadýðý Ýstanbul’un yanýsýra Do- ABD’nin “model ortak” Türkiye’yi birkaç oya fedâ sa’dan sonra Belçika da Marksist bölücü terör ör- bahanesiyle Türkiye’nin aleyhindeki tahrik çalýþ ðudan Batýya bütün Anadolu’nun ayný tehlikeyle etmesiyle, Ankara-Washington fay hattýnda olup gütüne karþý büyük operasyonlar düzenliyor. Yýl- masýna da tek kelime tepkide bulunmuyor. Yýðýlý karþý karþýya olduðunu ortaya çýkarmakta. Peþin- bitenler, dýþ politikadaki kýrýlmayý bir defa daha de- lardýr Türkiye aleyhine yalan yanlýþ propaganda - gündemin yýðýntýlarý ve enkazý altýnda kalan Ankaden dün Adana-Aladað’da 4 büyüklüðünde mey- þifre etmekte. Kararý esefle karþýlayýp tarihsel ger- larda bulunan Roj Tv’nin Brüksel’deki merkezini ra “resmen” geçiþtiriyor… dana gelen deprem, konunun öneminin teyidi ol- çeklikten uzak ve tek yanlý bulan Cumhurbaþkaný basýyor. Çok sayýda PKK’lýyý gözaltýna alýyor. Buna Yere göðe sýðmayan dýþ politikada “sýfýr probGül’ün “Tür ki ye-ABD i liþ ki le ri ne ya kýþ ma mýþ týr” lem” sarsýcý akýbeti ortada… makta… mukabil ABD, Bush döneminden beri Ankara’nýn

E

Van Belediye Baþkaný Kaya ifade verdi

DIYARBAKIR Cumhuriyet Savcýlýðý tara fýndan yürütülen soruþturma kapsamýnda Belediye Baþkaný Bekir Kaya’nýn talimatla ifa desi alýndý. Van Ad liyesi çýkýþýnda basýn mensuplarýna açýklama yapan Kaya, 4 Aralýk 2009’da Diyarbakýr’da, 98 belediye baþkaný ve 10 il genel meclisi baþkanýnýn katýlýmýyla yapýlan basýn açýklamasý ile ilgili Diyarbakýr’da soruþturma açýldýðýný, bu kapsamda talimat la ifadesinin alýndýðýný söyledi. Kaya, ‘’Yaptýðýmýz basýn açýklamasýnýn içeriði soruldu. Bir bütün olarak örgüt propagandasý þeklinde deðerlendirilmiþ. Oradaki açýklamalarýmýzýn örgütü övücü ya da örgüt liderini övücü mahiyette olup olmadýðý hakkýnda görüþlerimize baþvuruldu’’ dedi. Van / aa

DP’li Tekeli: Pembe tablolar gerçek deðil DEMOKRAT Parti (DP) Adana Ýl Baþkaný Yavuz Tekeli, AKP’nin iktidara gelmesiyle, iþ sizlik ve yoksul luðun Türk hal kýnýn kaderi haline geldiðini söyledi. Baþbakan Erdoðan’ýn “Kriz teðet geçti” þeklindeki açýklamalarý ile bakanlarýn çizdiði pembe tablonun doðru olmadýðýnýn son ekonomik geliþmelerle bir kez daha ortaya çýktýðýný belirten Yavuz Tekeli, AKP’nin uyguladýðý ekonomik politikalarýn iþsizliði her yýl katlayarak arttýdýðýný, buna baðlý olarak da hal ký yoksul laþtýrdýðýný kaydetti. AKP iktidarýnýn uyguladý ekonomik politikalardan olumsuz yönde en çok etkile nen ilin Adana olduðunu vurgulayan Tekeli, iþsizlikte Adana’nýn artýk Doðu ve Güneydoðu il lerine de fark atarak Türkiye rekoru kýrdýðýný belirtti. Adana / cihan Mükerrer oya 3 yýl hapis cezasý

KOCAELÝ’DE, yerel seçimlerde mükerrer oy kul landýðý belirlenen 2 sandýk müþahidi 3’er yýl hapis cezasýna çarptýrýldý. Yasa gereði para cezasýna çevrilemeyen ve ertelenmeyen ceza 2.5 yýla düþürüldü. Ýzmit Ýlçe Seçim Kurulu, 29 Mart 2009’da yapýlan Mahal li Ýdareler Genel Seçimlerinde Tavþantepe Mahal lesi’nde sandýk müþahidi olarak görev yapan H. A. ile T. C.’nin hem görevli olduklarý sandýklarda hem de seçmen listesinde kayýtlý olduklarý sandýklarda oy kul landýklarýný belirledi. Ýzmit Ýlçe Seçim Kurulunun Cumhuriyet Savcýlýðýna suç duyurusunda bulunmasý üzerine, T. C. hakkýnda 5. Asliye Ceza Mahkemesinde, H. A. hakkýnda ise 6. Asliye Ceza Mahkemesinde ‘’mükerrer oy kul lanmak’’ suçundan dava açýldý. Yargýlama sonunda T. C. ve H. A’ya önce 3’er yýl hapis cezasý verildi, ardýndan cezalar 2.5’ar yýla indirildi. Kocaeli / aa

Diyarbakýrlýlar: Oyuna gelmeyeceðiz

TURKCELL Süper Lig'de hafta sonu oynanan Diyarbakýrspor-Bursaspor maçýnýn çýkan olaylar sebebiyle tatil edilmesi Bursa'da yaþayan Diyarbakýrlýlarý üzdü. Bursa'da yaþayan hemþerilerine saðduyu çaðrýsý yapan Diyarbakýr Kültür ve Dayanýþma Derneði Baþkaný Þehmuz Seviþ, "Biz bu filmi 1970'li yýllarda çok gördük, oyuna gelmeyeceðiz" dedi. Maç öncesi ve sonrasý yaþanýlanlarý tasvip etmediklerinin altýný çizen Dernek Baþkaný Seviþ, olaylarýn provokatörler tarafýndan çýkarýldýðý, gerçek Diyarbakýrspor taraftarlarýnýn tür hareketlerden kaçýndýðýný söyledi. Yaþananlarýn sebebi olarak ligin ilk yarýsýnda Bursa'daki oynanan maçta yaþanýlanlarý gösteren Baþkan Seviþ, Diyarbakýr'ýn kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluþlarýnýn saðduyu çaðrýlarýna raðmen olaylarýn çýkmasýnýn provokasyon amaçlý olduðunu kaydetti. Bursa / cihan

Yasak insan haklarýna aykýrý MAZLUM-DER BAÞKANI ÜNSAL, KAMUSAL ALAN ÇIKMAZINA TAKILAN BAÞÖRTÜSÜ YASAÐININ BÜTÜNÜYLE ÝNSAN HAKLARINA AYKIRI BÝR UYGULAMA TEÞKÝL ETTÝÐÝNÝ KAYDETTÝ MAZLUM-DER Genel Baþkaný Ahmet Faruk Ünsal, Türkiye’de kamusal alan çýkmazýna takýlan baþörtüsü yasaðýnýn; sadece kadýnlarýn eðitim haklarýný deðil dinî inanç ve ifade özgürlüklerini, çalýþma hürriyetlerini, seçme ve seçilme haklarýný da gasp ederek tümüyle insan haklarýna aykýrý bir uygulama teþkil ettiðini vurguladý. MAZLUM-DER Genel Baþkaný Ünsal, 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü dolayýsýyla yaptýðý açýklamada, kadýnlara yönelik her türlü ayrýmcýlýðýn son bulmasý, kadýnlarýn ve erkeklerin eþit fýrsatlara sahip olmasý amacýyla düzenlenmiþ en önemli uluslararasý insan haklarý belgesinin Kadýnlara Karþý Her Türlü Ayrýmcýlýðýn Önlenmesi Sözleþ mesi (CEDAW) olduðunu söyledi. Ünsal, Türkiye’nin 1985’te imzalamýþ olduðu bu sözleþmeye göre kadýn olmalarý sebebiyle eðitim, çalýþma, siyasi temsil gibi haklarý bakýmýndan ayrýmcýlýða maruz kalanlarýn, iç hukuk yol larýný tükettikten sonra süre þartý olmaksýzýn Birleþmiþ Mil letler bünyesindeki “Ayrýmcýlýða Karþý Kadýn Haklarý Komitesine” müracaat edebildiklerini hatýrlattý. Türkiye’de, saðlýk, eðitim, sosyal ve siyasi alanlarda kadýnlar için eþit eriþim ve eþit fýrsat algýsýnýn yerleþmediðini dikkat çeken Ünsal, Kadýnýn Statüsü Genel Müdürlüðü’nce yapýlan araþtýrmalara göre Türkiye’de 10 kadýndan 4’ünün þiddete maruz kaldýðýný, yaþama haklarýna yöneltilen saldýrýlarýn, eðitim, sosyal ve siyasî alanlardaki hak ihlal lerini geride býraktýðýný söyledi.

“HAKKIN TANINMASI YETERLÝ DEÐÝLDÝR, UYGULANMASINA FIRSAT VERÝLMELÝ” Ünsal, Kadýnlara Karþý Her Türlü Ayrýmcýlýðýn Önlenmesi Sözleþmesi’nin “Eðitim Hakký” baþlýðýný taþýyan 10. maddede taraf devletlere, eðitimde erkeklerle eþit haklara sahip olmalarýný saðlamak için kadýnlara karþý ayrýmý önleyen bütün uygun önlemleri alma yükümlülüðü getirdiðini bildirdi. Ahmet Faruk Ünsal, þu deðerlendirme de bulundu: “Ül kemizde, kamusal alan çýkmazýna takýlan baþörtüsü yasaðý sadece kadýnlarýn eðitim haklarýný deðil, dinî inanç ve ifade özgürlüklerini, çalýþma hürriyetlerini, seçme ve seçilme haklarýný da gasp ederek tümüyle insan haklarýna aykýrý bir uygulama teþkil etmektedir. Baþörtülü kadýnlara getirilen yasaklar yargý kararlarý ve bazý bü rokratik uygulamalarla þekil lenmekte; devlet memurluðu, eðitim ve öðrenim hakkýnýn tanýnmamasý, siyasi alanda temsil imkâný verilmemesi ve hatta geçtiðimiz yýl örneklerine rastladýðýmýz saðlýk haklarýndan yararlandýrýlmama þekil lerinde tezahür etmekte ve her geçen gün ihlal lerin sayýsý artmaktadýr. MAZLUM-DER olarak, sadece hakkýn tanýnmasýnýn yeterli olmadýðýný, haklarýn kul lanýlmasýna yönelik uygun fýrsat ve ortamlarýn saðlanmasýnýn da gerektiðini ve kadýn lara yönelik her türlü ayrýmcýlýðýn karþýsýnda olduðumuzu belirtiyoruz.” Ankara / Ahmet Terzi

Baþörtülüler tecrit ediliyor Diyanet-Sen Genel Baþkaný Mehmet Bayraktutar, kadýnlarýn yaptýklarý iþ, yetenekleri ve üre timleriyle deðil, kýlýk-kýyafetleriyle deðerlendirildiðini, baþörtüleri sebebiyle eðitim ve çalýþma hayatýndan tecrit edildiðini söyledi. Diyanet-Sen Genel Baþkaný Bayraktutar, yayýmladýðý mesajda, kadýnlara yönelik cinsiyet ayrýmcýlýðý, aile içi þiddet ve eðitim hakkýnýn ihlal edilmesi gibi olumsuzluklarý gerek insan gerekse kadýn haklarý yönünden kabul etmenin mümkün olmadýðýný belirtti. Bayraktutar, mesajýnda þunlarý kaydetti: ‘’Kadýnlara yönelik þiddet ve ayrýmcýlýk olaylarýna karþý birtakým kanuni düzenlemeler ve kararlar alýnmasýna raðmen maalesef bunlar söylemden öteye geçemiyor. Toplumun ve ailenin temelini oluþturan kadýn ne yazýk ki hemen hemen bütün toplumlarda erkek egemen kültürün altýnda ezilmiþ, haklarý elinden alýnmýþtýr. Fiziksel güçsüzlüðü erkekler tarafýndan kullanýlan kadýnlar ne yazýk ki her türlü þiddete maruz kalmaktadýr. Bugün ülkemizde kadýnlar eðitim ve çalýþma hayatýnda ayrýmcýlýða tabi tutulmaktadýr. Kadýnlar, yaptýklarý iþ, yetenekleri ve üretimleriyle deðil, kýlýk-kýyafetleriyle deðerlendirilmekte, baþörtüleri nedeniyle eðitim ve çalýþma hayatýndan tecrit edilmektedirler. Kadýnlara uygulanan ayrýmcýlýk bir an önce durdurulmalý, eðitim haklarý, çalýþma haklarý hiçbir fark gözetmeksizin tüm kadýnlarýmýza verilmelidir.’’ Ankara / Recep Gören

Filistinli basýn mensuplarý misafirimiz oldu BAÞBAKANLIK Basýn-Yayýn ve Enformasyon Genel Müdürlüðü’nün (BYEGM) davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Filistinli basýn mensuplarý, Ankara ve Ýstanbul’da mesleki çalýþmalarda bulundu. Cumhurbaþkaný Abdul lah Gül, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan ve Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu ile görüþen Filistinli basýn mensuplarý, Türk basýn yayýn kuruluþlarýnýn temsilcileri ile çeþitli konularda fikir alýþveriþinde bulundular. Fi listin’in Ankara Büyükelçisi Nabil Maruf’un da eþlik ettiði konuklar, BYEGM’yi de ziyaret ettiler. Görüþmede, Filistinli basýn mensuplarýný Türkiye’de aðýrlamaktan duyduðu memnuniyeti dile getiren BYEGM Genel Müdürü Salih Melek, kurum olarak bölgede barýþýn tesisi ve iki ül ke a-

rasýnda basýn alanýndaki iliþkilerin geliþmesi için çalýþmalar yapacaklarýný söyledi. Melek ayrýca, önümüzdeki günlerde Türkiye’de gerçekleþtirilecek olan Filistin Kültür Haftasý vesilesiyle düzenlenecek etkinlikler için Genel Müdürlüðün Sanat Galerisi ile Basýn Merkezini tahsis edebileceklerini ve iki ül keden basýn mensuplarýnýn katýlýmýyla “Türk Basýný’nda Filistin”, “Filistin Basýný’nda Türkiye” konularýnýn ele alýnacaðý bir panel düzenleyebileceklerini söyledi. Salih Melek’e teþekkür eden Filistin Büyükelçisi Maruf, her iki ül keden basýn mensuplarýnýn karþýlýklý ziyaretlerine önem vereceklerini belirtti. Ankara / Fatih Karagöz

AHMET DURSUN ahmetdursun81@hotmail.com

enler farklý… Gözler farklý... Olabilir; ama gözyaþý ayný.” Geçtiðimiz Cumartesi, Diyarbakýr- Bursa maçý öncesi açýlan saðduyulu pankartlardan birinde yazýlý sözlerden biriydi sadece. Ligin ilk yarýsýnda Bursa’da oynanan maçta Diyarbakýrspor’u terör örgütüyle özdeþleþtiren tezahüratlar ve çýkan olaylar sonrasýnda yaþanan gergin liðin Diyarbakýr’a taþýnmasý, Kürt sorunundan baþlayarak bir dizi meseleyi de tartýþmaya açtý. Futbolun ötesinde yorumlanmasý gereken bir olaydý bu. Ligden düþmemek için alýnacak her türlü puana hayatî derecede ihtiyacý olan Diyarbakýrspor, kendi evinde provokasyona kaybetti. Taþ yaðmuru altýnda baþlayan maç, 17 dakika devam edebildi ve yan hakemin ensesine gelen bir taþ maçýn tatil edilmesine yol açtý. Diyarbakýrspor’un bundan sonra alacaðý cezalar da göz önüne alýndýðýnda ligde kalmasý çok zor görünüyor. Daha da kötüsü, Kürt olmanýn ezikliðini Süper Lig’de temsil le haf ifletme yolu kapanmýþ oluyor, bir kaynaþtýrma aracý ortadan kal kýyor. Diyarbakýr’daki olay, yalnýzca futbol bilgileriyle ya da salt intikam f ikriyle açýklanabilecek basitlikte deðildir. Kökü, nice acýlarý ve gözyaþlarýný içinde barýndýran tarihî bir derinliðe uzanan bu olay, uhuvvetin bu topraklarda yeþere bilmesi için futboldan ziyade daha köklü enstrümanlara ihtiyaç olduðunu da haykýrmaktadýr. Diyarbakýr’da hakeme atýlan taþlar yüzyýllýk bir birikimin, nefretin ve güvensizliðin eseridir. Kürtlüklerinden ötürü yýl larca ezilen, hakir görülen, cahil býrakýlan bir hal kýn nefretini her fýrsatta kusma iþaretidir o taþlar. Modern leþmeyi dinden azat olmak þeklinde algýlayanlar, bir mil letin tarihini “kart kurt” sesiyle yok sayanlar, farklýlýðý zenginlik görmek yerine tektipleþtirmeyi marifet sanýp dayatanlar bugünkü Diyarbakýr fotoðrafýný yorumlamaktan acizdirler. Tamtam çýðlýklarý eþliðinde çarþaf yýrtma ayinlerine katýlanlarýn, Dersim’de analar aðlamadý mý diyerek içlerindeki nefreti putlaþtýranlarýn, bir havan mermisiyle paramparça olan küçük Ceylan’a aðlamasýný bile beceremeyenlerin ya da “Fýrat’tan ötesini ayýralým gitsin” diyenlerin anlamadýklar þey; bu ül keyi ayakta tutan güçlü baðýn ne olduðudur. “Sen ve ben gözyaþýyla ýslanmýþ hamurdanýz” diyen þairin iþaret ettiði özü asýrlarca birlik için kul lanmýþ i ki mil lettir Kürtler ve Türkler. Bu coðrafyayý ezan sesleriyle bir arada tutan; Selimiye’den, U lu Camiinden, Þeyh Matar’dan duyduðu ulvî sesle ayný safta dizilen, ayný yere yönelen iki mil let… Gözyaþlarýyla sevinçleri bir olan, “bir bir bir”ler içinde yaþayan iki mil let… Bir futbol maçýný intikam arenasýna çevirecek kadar düþ man mý edildiler birbirlerine? Diyarbakýr’ýn “bir”lerin farkýnda olan saðduyulu insanlarý, “ül kemizi sizden çok seviyoruz”, “Türk- Kürt kardeþtir, ayýrým yapan kal leþtir” pankartlarýyla seslerini duyurmaya çalýþtýlar maç öncesi; ama naf ile… Bir futbol maçýný nefretin ve bölücülüðün adý haline getiren yalnýzca hakemin kafasýna taþ atanlar mýdýr? Yýl larca dýþladýðýnýz, yýl larca bölücü gözüyle baktýðýnýz, yýl larca aþaðýladýðýnýz, yýl larca aðlattýðýnýz insanlarýn size taþ atmasý þimdi gücünüze mi gitti; yoksa içinizdeki kinî akýtmak için yeni bir fýrsat mý doðdu size? Yuh size! Süper Lig’imizin marka deðerinden, kalitesinden dem vuranlar dumûra uðramýþ ahlâkýmýzýn deðerine bir baksýnlar. Ýki mil leti birbirine düþüren bir ahlâksýzlýk kaç para eder acaba? Biraz aklýnýz kalmýþsa, biraz vicdanýnýz varsa, adavete muhabbetin bayraklaþtýðý bir zeminden nasýl bir deðer üretebilirsiniz, ona bakýn; yoksa bu bayaðýlýðýnýzýn altýnda kalacaksýnýz. Ruhlarýmýzý körleþtiren bir nefret yaðmurunun içinde kafamýza gelen taþlar ne kadar canýmýzý acýtabilir ki? Kardeþimle düþman olup ruhumun yaralanacaðýna, aklýnýz baþýnýza gelinceye dek kafanýz kýrýlsýn e mi?

“T

TAZÝYE Muhterem kardeþimiz ve abimiz Mevlüt Yeþiltepe'nin babasý

Mahir Yeþiltepe

'nin

Vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Haktan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesine ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz ederiz.

KONYA YENÝ ASYA OKUYUCULARI


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/8/2010

2:59 PM

Page 1

6

YURT HABER YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

Son 20 günde 25 deprem sayýldý

FOTOÐRAF: ÝHA

FOTOÐRAF: AA

Elazýð acýyla sarsýldý ELAZIÐ’IN KARAKOÇAN ÝLÇESÝ BAÞYURT BELDESÝNDEKÝ DEPREMDE ÝLK BELÝRLEMELERE GÖRE 51 KÝÞÝ ÖLDÜ 100’Ü AÞKIN YARALI VAR. ARTÇI SARSINTILAR SÜRERKEN ÖLÜ SAYISININ ARTMASINDAN ENDÝÞE EDÝLÝYOR.

Erzincan’da camlar çatladý DEPREM, Erzincan kent merkezinde de hissedildi. Deprem nedeniyle bazý binalarýn camlarýnda çatlaklar oluþtu. Alýnan bilgilere göre, merkez üssü Elazýð’ýn Karakoçan ilçesinin Baþyurt beldesi olan 6.0 büyüklüðündeki deprem sebebiyle, Erzincan’ýn Fevzipaþa Caddesi’ndeki 3 iþ yerinin camlarýnda çatlaklar oluþtuðu görüldü. Depremde herhangi bir can kaybý veya yaralanmanýn olmadýðý öðrenildi.

Kütahya ve Dörtyol’da da deprem HATAY’IN Dörtyol ilçesinde, saat 01.28’de 3,8 büyüklüðünde deprem meydana geldi. Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araþtýrma Enstitüsü kayýtlarýna göre merkez üssü Yakacýk olan ve 8,2 km derinlikte, 3,8 büyüklüðünde hafif þiddette deprem meydana geldi. Ýlk belirlemelere göre herhangi bir can ve mal kaybý olmadý. Kütahya’da, hafif þiddetli deprem meydana geldi. Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araþtýrma Enstitüsünün internet sitesindeki bilgiye göre, saat 22.58’de, merkez üssü Kütahya olan 3.7 büyüklüðünde deprem kaydedildi. Depremin, can ve mal kaybýna yol açmadýðý öðrenildi.DörtyolKütahya/aa

Sabaha karþý saat 04.32'de meydana gelen 6.0 büyüklüðündeki depremde ilk belirlemelere göre en çok Kovancýlarabaðlýüçköydehasarmeydanageldi.SivilSavunmaekipleriveköylülerinenkazkaldýrmaçalýþmalarý devam ediyor. Yaralýlar hastanelere sevk edilirken, Kýzýlay bölgeye yardým gönderdi. FOTOÐRAF: AA

ELAZIÐ’DA, 6.0 büyüklüðünde deprem meydana geldi. Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araþtýrma Enstitüsü’nün internet sitesindeki verilere göre, saat 04.32’de, merkez üssü Elazýð’ýn Karakoçan ilcesi Baþyurt beldesi olan, 6.0 büyüklüðünde, 5 kilometre derinlikte deprem kaydedildi. Baþbakanlýk Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý Elazýð’daki depremde ölü sayýsýnýn 57’e yükseldiðini, 100’e yakýn kiþinin yaralandýðýný bildirirken Saðlýk Bakaný Recep Akdað, ise ‘’Ölü sayýsýnin 57 deðil 51 olduðunu" açýkladý. Açýklamada, depremin ardýndan en büyüðü 4,4 olmak üzere toplam 40 artçý deprem meydana geldiði belirtildi. Açýklamada, þu ifadelere yer verildi:’’Bölgedeki hasarlý yapýlara can güvenliði açýsýndan girilmemesi gerekmektedir. Ankara, Kayseri ve Van illerinden 3 ambulans helikopter bölgeye intikal etmiþtir. Bölgede toplam 23 araç, 127 arama-kurtarma personeli ile çevre il ve ilçelerden çok sayýda ambulans ve 82 kiþilik medikal kurtarma-saðlýk ekibi çalýþmalara devam etmektedir. Ayrýca, Kýzýlay tarafýndan 230 çadýr, 1000 battaniye, 20 mevlana evi, 2 seyyar mutfak, 18 personel sevk edilmiþtir. Arama kurtarma ve yardým çalýþmalarý devam etmektedir.’’ Baþkanlýk, bölgeye kurtarma ekiple-

y seri i l â n l a r ELEMAN HATAY ANTAKYA'da

özel bir merkeze iþitme engelliler öðretmeni aranmaktadýr. A. Necdet Hocaoðlu (0 532) 374 68 07 (0 505) 483 68 23 25 YAÞINI GEÇMEMÝÞ Toptan Kýrtasiyeye Eleman aranýyor Ýrtibat: 0 (312) 384 06 58 ALÝBEYKÖY Yeþilpýnardaki þarküterimize þarküterici ön muhasebe, temizlikçi bay/bayan aranýyor. Adresimize 1 adet resimle þahsen: Karadolap Mahallesi Belgin Sokak No: 22 Yeþilpýnar Tel: 0 (212) 627 42 10 0 (212) 627 12 10 ZÝHÝNSEL ENGELLÝLER Öðretmeni ve Ýþitme Engelliler Öðretmeni aranýyor. Tel: (0 530) 347 23 20

ÝÞ ARIYORUM FATÝH/AKSARAY civarýnda, Ýngilizce olarak yurtdýþý konuþma ve yazýþmalarý yapabileceðim, tesettürlü çalýþabileceðim bir iþ arýyorum. Deneyimliyim... Tel: (0 536) 311 72 89 TOPOÐRAFIM ÝÞ arýyorum Süleyman Boyraz Tel: (0542) 832 12 89 A. ÝZZET BAYSAL Gerede MYO Dericilik bölümü 2007-2008 mezunu-anadolu üniversitesi uluslararasý iliþkiler 2009-2010

FOTOÐRAF: CÝHAN

Tankerlerle temiz su FOTOÐRAF: AA

ÝNÖNÜ Üniversitesi Maden Mühendisliði Bölüm Baþkaný ve Genel Jeoloji Ana Bilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Mehmet Önal, ‘’Elazýð’da son 20 gündür saydýðýmýz 25 öncü deprem, ana depremin habercisiydi’’ dedi. Prof. Dr. Önal, yaptýðý açýklamada, son 20 gündür Elazýð’da sýklýkla deprem aktiviteleri gördüklerini, bunu daha önce dile getirdiklerini ifade etti. Öncü depremlerin ana depremi getireceðini 20 gün öncesinden tespit ettiklerine iþaret eden Önal, bundan sonra büyük þiddetli artçý depremlerin yaþanabileceðini söyledi. Önal, ‘’Elazýð’da son 20 gündür saydýðýmýz 25 öncü deprem, ana depremin habercisiydi. Bugün sabah saatlerinde yaþanan 6.0 büyüklüðündeki deprem ana depremdi. Elazýð’da 30’a yakýn artçý deprem yaþadý. Bundan sonra da artçý depremler yaþanmaya devam edebilir. Ancak ikinci bir ana depremin yaþanmasý konusunda net bir þey söylemek mümkün deðil’’ dedi. Önal,’’Vatandaþlarýn kesinlikle zarar görmüþ binalara girmemesi, afet iþlerinin uyarýlarýna kesinlikle uymalarý gerekiyor’’ dedi.

öðretim yýlý 1. sýnýf öðrencisiyim, globus dünya þirketler grubu yabancý yayýnlar departmaný operasyon ve sevkiyat bölümünde çalýþtým. Ýþ arýyorum. Ramazan Hasoðlu 0531 568 60 69 ÝKÝTELLÝ, BAÞAKÞEHÝR civarýnda iþ arýyorum.. Daha önce Tekstil'de çalýþtým, ama diðer sektörler de her tür iþ olabilir.. Tel: (0 537) 499 97 98

SATILIK DAÝRE SATILIK DAÝRE Isparta/Keçiborlu kaloriferli 1. Kat 2+1 odalý Örnek Evler (0 537) 647 6440 0 (332) 581 0481 ACELE SATILIK sahibinden kelepir daire 65.000.-TL Pendik eski Kurtköy yolu üzeri E-5 kara yolundan 500 mt. içerde deniz gören geniþ köþe balkonlu daire acele satýlýktýr. Not: Daireler 2 adet olup (ayný katta) arsa sahibinden bitmiþ hemen teslim Gsm: (0532) 665 04 30 SAHÝBÝNDEN SATILIK Tuzla'da - 155.000.-TL bina içi özellikleri lami nant parke plastik boyalý duvar Amerikan panel ka pý çelik kapý ýsýcamlý doð rama pvc doðrama lami nant mutfak wc duþaka bin asansör deprem yö netmeliði görüntülü megafon güvenlik hidrofor jeneratör kablo tv-uydu

kapýcý otopark yangýn merdiveni. Gsm: (0536) 375 48 33 KELEPÝR SATILIK BÝNA 1.350.000 USD kelepir satýlýk bina Beyoðlu'nun en gözde so kaðýnda aylýk 20.000 TL. kira geliri olan (4 katý restorant ruhsatlý) 7 katlý bina (1 kat-125m2) tapu teslimi devren sahibinden satýlýktýr. (Ciddî ilgilenenler lütfen arasýnlar) Gsm: (0533) 665 60 16 ACÝL GÜNEY CEPHELÝ önü kapanmaz daire 82.000.-TL. Kapanmaz park ve deniz manzaralý, sabahtan akþama kadar güneþ gören ve güney tarafa bakan köþe daire... Çelik kapý daireye ait hidrofor ve su deposu balkon panjurlu salon ve odalar rabýta dö þeme ýslak zeminler seramiktir. Banyo, küvet ve sabit dolaplýdýr. Ayrýca kileri vardýr. Kombilidir. Tel: 0(216) 395 28 04 Gsm: (0536) 324 74 91

SATILIK ARSA ÝZNÝK YENÝÞEHÝR arasýnda müstakil tapulu bahçeli parseller 847 m2 5.000 TL 2.327 m2 12.000 TL 2.956 m2 14.000 TL 3.232 m2 15.000 TL 0 (212) 249 37 61 (0 532) 400 82 85 BURSA ORHANGAZÝ'de 5000 m2 þeftali bahçesi, 2.600 m2 zeytinlik, 12.000 m2 tarla, (m2'si 2 TL'den tarlalar). Yalovada

1.000 dönüm üzeri araziler ve liman yerleri. (0532) 574 11 15 (0532) 416 29 37

VASITA SATILIK ÝLK SAHÝBÝNDEN Era - 22.500.-TL 2009 model 1.4 team abs modelidir. Fabrika çýkýsý lpg'lidir. 22.000 km temiz araçtýr. Farlar ve sisler zenon daha yeni alýnmýþ. 15 jant lastik müzik tesisatý herþeyiyle temiz araç 25 000 liraya kadar 2006 üstü otomatik araçla takas olur. Panjur ve tampon serviste deðiþti. Gsm: (0532) 740 43 96 KELEPÝR ORJÝNAL 4.000.-TL + 1.250 TL bandrol borcu alýcýya ait araç orjinal. Fabrika etiketleri dahi duruyor. Deðiþen hiçbir parçasý yok. Tüp dahi hiç takýlmadý. 3'üncü sahibiyiz, motoru ilk defa biz açtýrdýk, komple yenilendi. Baský balata sýfýr takýldý. Gsm: (0545) 522 44 30 33.000 KM GOLF pasifik - 33.750.-TL 2004 model 33.000 km çok temiz golf pasifik (21143022) sahibinden araç ilk günkü gibi temiz ve bakýmlý kullanýlmadýðýndan dolayý satýyorum. Kaza vuruk çizik gibi hasarlarý yoktur. Aracýn 28.000 km bakýmý yapýlmýþ olup bir sonraki bakýmý 38.000 de yapýlacaktýr. Gsm: (0532) 310 13 29 ÝLK SAHÝBÝNDEN em-

salsiz vip modeli 17.950.-TL 2004 model doblonun en lüks modeli olan (VÝP) modeli araç ilk sahibinden olup 2 airbag camlarý ruhsata iþlenmiþ orijinal filmlidir. Orijinal cd çalarlý orijinal çelik jantlý 4 lastik sýfýr ayarýndadýr. Arka koltuk camlarý orijinal açýlýrkapanýr desi marka alarm vardýr. Tel: 0(212) 220 30 27 SAHÝBÝNDEN 3.30ia 2001 model - 44.500.-TL borusan çýkýþlýdýr. Tiptronik Þanzuman araçta brc marka lpg mevcuttur. En ufak bir problemi yoktur. Sol çamurluk deðiþmiþ ve sol ön kapýda boya vardýr. Bixenon ve ev takip (farlar) far yýkama otomatik kararan dikiz aynasý sunroof elektrikli arka perde elektrikli ýsýtmalý aynalar spor koltuklar deri döþeme. Gsm: (0532) 739 09 09 DACÝA LOGAN 1.6 mpi laureate - 18.900.-TL arka kapýlarda çocuk kilidi yüksekliði ayarlanabilir. Sürücü koltuðu ön panjur krom sýralý five star Ýtalyan lpg yolcu okuma lambasý 3 noktadan baðlý arka emniyet kemeri anahtarla devre dýþý býrakýlan yolcu ön hava yastýðý 3 noktadan baðlý ve yükseklik ayarlý ön emniyet kemerleri. Gsm: 0(212) 470 10 95 YAKIT TASARRUFU benzin ve motorin kullanan bütün araçlarda yüzde 10-30 tasarruf. Güçte fark edilir artýþ. Yüzde 80 eksoz emisyonunda azal-

ma, siyah dumaný azalt ma, motor ömrünü uzat ma vb...Made in USA. 230 ülkede kullaným, nasa patentli, epa ve tuv onaylý. garantili zararsýz mucize ürünler. Gsm: (0533) 665 66 17 YAKIT TASARRUFU ve performansda devrim 200.-TL nanocharger nano teknolojisiyle üretilen özel bor film filtresi ve nano-tube ile donatýlmýþ bir sistemdir. Nanocharger tüm 4 zamanlý motorlar için vakum üreten hava besleme sistemidir. Nanocharger sürücünün kullaným alýþkanlýklarýna baðlý olarak 8 ile arasýnda yakýt tasarrufu saðlayan bir sistemdir. Tel: 0(212) 280 35 39 1998 MODEL Mitsubishi L-300 model Yandan camlý 277 km de motor bakýmlý sahibinden satýlýk 7.650 TL. (0533) 626 57 30

ÇEÞÝTLÝ TOPTAN ve

PERAKENDE pazar çantalarý Salih Kaya / Niksar-Tokat Tel: 0(356) 527 89 03 METÝNLER A.V.M. Hep ucuz, en ucuz Adresler: M. Akif Ersoy Mah. Fevzi Çakmak Cad. No: 27 Ý.H.L. Yaný TEL: 0 (384) 213 77 75 Y. Kayseri Cad. No: 5/C Turizm Ýl Müdürlüðü Karþýsý 0 (384) 213 76 14 Hacý Rüþtü Mah. Demir Hafýz Cad. No: 12 0 (384) 213 16 73

ri ve insani yardým malzemesi gönderildiðini bildirdi. Elazýð Valiliði, Ýl Afet ve Acil Durum Müdürlüðü, jandarma komutanlýðý, emniyet müdürlüðü, Kovancýlar-Karakoçan Jandarma Komutanlýðý ile irtibata geçilerek ihtiyaçlarýn tespiti ve temini yönünde çalýþmalara baþlandýðý kaydedildi. Elazýð Valisi Muammer Erol, Kovancýlar ilçesi Okçular köyünde gazetecilere, ‘’Yaralý sayýsý kesin deðil. Ambulanslar devamlý gidip geliyor. Kurtarma çalýþmalarý devam ediyor’’ dedi. Erol, 3 kiþinin öldüðü Okçular köyüne gelerek kurtarma çalýþmalarýna nezaret etti. Köyde toprak ve taþtan yapýlma evlerin çöktüðü belirtildi. Elazýð Vali Yardýmcýsý Mehmet Ali Saðlam, depremde arama kurtarma çalýþmalarýnýn aralýksýz devam ettiðini, çalýþmalarýn Elazýð, Tunceli ve Bingöl ekipleriyle sürdürüldüðünü söyledi. Saðlam, þunlarý kaydetti: ‘’Deprem, il merkezi, Kovancýlar ve Karakoçan ilçelerinde ufak maddî hasarlarýn dýþýnda can kaybýna yol açmadý. Hasarýn ve can kaybýnýn büyük kýsmý Kovancýlara baðlý, aþaðý ile yukarý Kanatlý, Göçmeler, aþaðý ile yukarý Demirci, Okçular köylerinde. Buradaki yaralýlar Elazýð merkezdeki hastanelere kaldýrýldý. Çalýþmalar devam ediyor.’’

ELAZIÐ Belediye Baþkaný Süleyman Selmanoðlu, ‘’Kovancýlar’daki depremin ardýndan bölgeye temiz su, kurtarma araçlarý ve 11 kiþilik bir kurtarma ekibinin gittiðini’’ söyledi. Selmanoðlu, Belediye olarak bölgeye gitmek üzere araçgereç ve yardým malzemelerini yola çýkardýklarýný belirtti. Baþkaný Süleyman Selmanoðlu, ‘’Belediyenin tüm imkânlarý deprem bölgesine sevk edilmiþtir. Bingöl, Malatya ve Diyarbakýr’dan da ekipler, yardým için Elazýð’a geldi’’ dedi. Selmanoðlu, yardým için gelen ekiplerin öncelikle Kovancýlar ilçesine sevk edildiðini, buradan da ihtiyaç olan yerlere daðýtýldýðýný sözlerine ekledi.

Kýzýlay’dan kriz masasý TÜRK Kýzýlayý’nýn Ankara’daki Afet Operasyon Merkezi’nde kriz masasý oluþturuldu. Bölgeye 20 kiþilik afet müdahale ekibi ve yardým malzemesi gönderildi. Türk Kýzýlayý’ndan yapýlan yazýlý açýklamaya göre, deprem haberinin ardýndan Türk Kýzýlayý Elazýð Bölge Afet Yönetim Merkezi, Erzurum Bölge Afet Yönetim Merkezi ve Muþ þubesinden 20 afet müdahale uzmanýný bölgeye gönderdi. Afet müdahale ekibi ilk planda, 250 çadýr, bin battaniye, 1 seyyar mutfak ve çok sayýda kumanya bölgeye ulaþtýrdý. Evlerinde hasar olan vatandaþlar için yeterli sayýda ‘’Mevlânâ Evi’’ olarak adlandýrýlan çelik afet evlerinin de bölgeye ulaþtýrýlmasý için çalýþma baþlatýldý. Bölgede ortaya çýkabilecek kan ihtiyacýnýn karþýlanabilmesi için bölgeye yakýn kan merkezleri alarm durumuna geçirildi. Türk Kýzýlayý’nýn Diyarbakýr ve Malatya kan merkezlerinden bölgeye kan sevkýyatý için hazýrlýklar tamamlandý.

SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN e-mail: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81 2000 Evler Ragýp Üner Mah. Zübeyde Haným Cad. No: 81 (Çatlýoðlu Mobilya Yaný) 0 (384) 215 37 37 Demir Hafýz Cad. Mezar Sok. No: 8 (Eski Zahire Pazarý Karþýsý) 0 (384) 213 15 41 Ragýp Üner Mah. Vefa Küçük Cad. No: 46/1 0 (384) 215 21 76 DEVREN KURUYEMÝÞ market su bayi 45.000.-TL Bu dükkâný kaçýrmayýn. Devren kuruyemiþ market su bayii bulvar üzerinde, solunda park saðýnda benzinlik karþýsý tren istasyonu geçiti. Lise güzergâhý üzerindedir. Çevresinde büyükþehir belediye yeri, yanýnda poliklinik vardýr. Konum olarak bulunmaz bir yerdedir. Dükkân kirasý çevre dükkânlara göre yüksektir. Gsm: (0537) 666 09 71 DEVREN MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI'na kayýtlý Yabancý Dil Kursu devren Kadýköy ilçesinin merkezinde Bahariye caddesinde bulunmaktadýr. Kurs yeni bir binanýn 3. katýndadýr. Mevcut çalýþýr vaziyettedir. MEB ruhsatlý ve standartlarýna uygun olarak yapýlmýþtýr. Bütün malzemeler yenidir. Gsm: (0554) 340 09 17 BOSTANCI'DA KÝRALIK dükkân 2.350.-TL Bostancý Köprüsüne yakýn cadde üzeri kiralýk dükkân 80 m2 düz giriþ 20 m2 de po 30 m2 ön kullanýmý var fiyat 2.350 TL, 1 wc, 1 mutfak cadde üzerinde tabela avantajý detaylar için lütfen arayýnýz.


07:07.qxd

3/8/2010

3:41 PM

Page 1

7

DÜNYA

YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

Tasarý kararý cahilce

THE Gu ar di an ga ze te si, ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komisyonu’nun Ermeni iddialarýný içeren tasarýyý bir oy farkla kabul etmesinin cahilce bir gösteriþten ibaret olduðu yorumunu yaptý. Ermeni iddialarýna iliþkin alýnan kararýn ABD’ye yakýþmadýðýna iþaret eden The Guardian yazarý Marcel Berlins, konuyla ilgili makalesinde, “Soykýrýmýn tanýmý zordur ama kesin ve anlaþýlýr bir þey var ki o da soykýrým olaylarýný tanýmak ABD kongresinin iþi deðil” Ýfadesini kullandý. Dýþ Ýliþkiler Komisyonu’nun 1915 olaylarýný soykýrým olarak adlandýran tasarýyý kabul ettiði hatýrlatan Marcel Berlins, ABD’li kongre üyelerini sertçe eleþtirdi: “Size ne. Bu sizin iþiniz deðil. Benim kaygým, bu tür siyasî müdahalelerle ve reklamlarla, insanlýk tarihinin en aðýr suçu olan soykýrým suçu daha da alçaltýlýyor ve iyi finanse edilmiþ bir lobi grubunun taleplerine karþýlýk veren cahil yasama üyelerinin hareketlerine dönüþüyor.” Dýþ iliþkiler komisyonunun bu küstahça kararýnýn Temsilciler Meclisi’ne gidemeyecek olmasýnýn sevindirici olduðunu yazan The Guardian yazarý, geçtiðimiz yýllarda George Bush gibi Baþkan Obama’nýn bu tasarýnýn Temsilciler Meclisi’ne gelmesine engel olacaðýný aktardý. Londra / cihan

Times’tan ilginç tahmin

BÝLKENT Üniversitesi öðretim üyesi Profesör Norman Stone, ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesinde kabul edilen 1915 olaylarýna iliþkin Ermeni iddialarýný içeren tasarýnýn “Türkleri Batýdan iyice uzaklaþtýrarak Çin’e yaklaþtýracaðýný” savundu. Ýngiliz Times gazetesin, Ýskoçya doðumlu Stone’un tasarýnýn geçen hafta kabul edilmesiyle ilgili kaleme aldýðý bir makale yayýmlandý. Stone, makalesinde þu görüþü dile getirdi: “Türkiye’nin artýk eskisi gibi Batýyla baðlara ihtiyacý yok. Ticaret ve yatýrým Rusya ve Orta Asya’ya kayýyor. Çinliler Ankara’da çok aktif. Ulaþmak istediðimiz bu mu? Bu durum ancak modern Türkiye’yi Çin’in kollarýna iter.” Londra / aa

Irak’ta seçim sonuçlarýnýn açýklanmasý bekleniyor

IRAK Seçim Komisyonu, önceki gün yapýlan parlamento seçimlerinin sonucunun birkaç gün içinde açýklanacaðýný bildirdi. Komisyon Baþkaný Farac El Haydari, ilk sonuçlarýn iki ya da üç gün içinde, muhtemelen Perþembe günü ilan edileceðini söyledi. Irak’ta genel seçimlerin resmi olmayan ilk sonuçlarýna göre, oylarýn yüzde 40’ýný Baþbakan Nuri El Maliki’nin baþkanlýðýndaki Hukuk Devleti, yüzde 25’ini eski Baþbakan Ýyad Allavi baþkanlýðýndaki Irakiye Koalisyonu, yüzde 18’ini Þii Irak Millî Ýttifaký, yüzde 7’sini Sünni Irak Uzlaþma Cephesi ve yüzde 4’ünü de Ýçiþleri Bakaný Cevad El Bolani’nin baþkaný olduðu Irak Birliði’nin aldýðý bildirilmiþti. Baðdat / aa

Nijerya’da dinî kökenli çatýþmalar durulmuyor

NÝJERYA’NIN güneyinde Hristiyanlarla Müs lü man lar arasýndaki çatýþmalarda 200’den fazla kiþinin öldüðü bildirildi. Görgü tanýklarý, Jos þehrinin 5 kilometre güneyine düþen Dogo Nahawa köyündeki olaylarda ölenlerin büyük bölümünün kadýn ve çocuklar olduðunu ve býçaklanarak öldürülen bu kiþilerin cesetlerinin sokaklarda görüldüðünü söylediler. Bölgedeki bir muhabir, cesetleri bir eyalet yetkilisiyle birlikte saydýklarýný duyurdu. Kýzýlhaç sözcüsü Robin Waubo da askerlerin çatýþmalarýn yaþandýðý bölgenin etrafýný çevirdiðini bildirdi. Görgü tanýklarýna göre, Hristiyanlarýn çoðunlukta yaþadýðý köydeki çatýþmalar, öðleden sonra, sokaða çýkma yasaðýnýn geçerli olduðu saatlerde baþladý. Jos kentinde Ocak ayýnda büyük bölümü Müslüman olan 300 kiþinin öldüðü þiddet o laylarýnýn yaþanmasýndan bu yana belli saatlerde sokaða çýkma yasaðý uy gu la ný yor. Ký zýl haç yet ki li le ri, kom þu Ba u çi e ya le tin de yak la þýk 600 kiþinin çatýþmalarýn yayýlabilece ði en di þe siy le ya kýn lar da ki bir kampa sýðýndýðýný açýkladý. Jos / aa

AFGAN KADINLARIN 8 MART’TAN HABERÝ YOK 8 MART Dünya Kadýnlar Günü dünyada çeþitli faaliyetlerle kutlanýrken, Pakistan’ýn baþkenti Ýslâmabad yakýnlarýnda bulunan Afgan mülteci kampýnda yaþayan kadýnlar, bu özel günden habersiz hayat mücadelesi veriyor. Afganistan’da on yýllardýr sürüp giden savaþtan kaçarak Ýslamabad’ýn arka mahallelerindeki topraktan yapýlmýþ evlerde ya da derme çatma çadýrlarda barýnan Afgan kadýnlarý, hayata tutunabilmek için yoksulluk ve açlýk baþta sayýsýz olumsuzluklara karþý mücadele etmek zo-

runda kalýyor. Hemcinslerinin kullanýrken varlýðýnýn farkýnda bile olmadýklarý buzdolabý, çamaþýr makinesi, ocak bir yana, aydýnlanmak için elektriðin, kullanmak için suyun olmadýðý kampta kanalizasyonlarýn dýþardan aktýðý dar sokaklarda, iç içe girmiþ 8-10 kiþinin yaþamak zorunda kaldýðý barýnaklarda kýþýn soðukla, yazýn sýcak ve sivrisinekle baþa çýkmak zorunda olan kadýnlar, sýrtlarýnda evlerine su ve odun taþýyor, tandýr fýrýnlarýnda yemek yapýyor ve çocuklarýyla ilgileniyor. Ýslâmabad / aa

AÝHM kararý KKTC’nin tanýnmasý anlamýna gelir mi?

GENÝÞ AÇI HALÝL ÝBRAHÝM CAN hibrahimcan@windowslive.com

vrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi’nin 8 Rum’un Türkiye aleyhine, Kuzey Kýbrýs’ta kalan taþýnmazlarýnýn kullanýmýndan ve mülkiyet hakkýndan yoksun býrakýldýklarý gerekçesiyle açtýklarý dâvâda verdiði karar hepimizi sevindirdi. Kararda Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti’nde 2006 yýlýnda kurulan ve adanýn iki tarafýnda bulunan taþýnmazlara iliþkin çözüm yollarý üreten Taþýnmaz Mal Komisyonu yada Tanzim Komisyonu “iç hukuk yolu” olarak kabul edildi. Mahkeme 8 baþvuruyu etkin bir iç hukuk yolu olan Taþýnmaz Mal Komisyonu’na baþvurmadýklarý gerekçesiyle reddetti. “Baþvuranlar TMK’na baþvurmamayý ve siyasî bir çözümü beklemeyi seçebilirler. Ancak bu durumda haklarýný AÝHS çerçevesinde talep etmek isteyen bir kimsenin baþvurusu hakkýnda, iç hukuk yolunun tüketilmediði kararý verilecektir.” Diyordu mahkeme kararýnýn sonunda. Peki ne olmuþtu da mahkeme böyle bir karara varmýþtý? Mahkeme kararýnda bunun gerekçelerini Türk tarafýnca kabul edilen, Rumlarca reddedilen Annan Planýna, sonrasýnda KKTC’nin AÝHM kararlarý uyarýnca yaptýðý yasal düzenlemelere ve özellikle de Taþýnmaz Mal Komisyonunun baðýmsýz iki üyenin de katýlýmýyla kurulmasýna dayandýrýyordu. TMK’nun bir çok dâvâyý dostane çözümle sonuçlandýrmýþ olmasýný etkin bir iç hukuk yolu oluþturulmasý olarak tanýmlýyordu. Ayrýca iki kesim arasýnda yeni sýnýr kapýlarý açýlmasý ve geçiþlerin kolaylaþtýrýlmasýný, Rumlarýn ‘Mallarýmýza ulaþamýyoruz’ gerekçesinden yoksun býrakan bir tedbir olarak görüyordu. Bu karar Türkiye’de mahkemenin KKTC’nin hukuki yetkisini kabul ettiði þeklinde yorumlandý. Dýþiþleri Bakaný Davutoðlu “Bu karar KKTC’nin hukuki egemenliðini teyit eden bir karardýr” açýklamasý yaptý. Ayrýca bu kararla mülkiyet dâvâlarýnýn artýk KKTC’den geçmeden AÝHM’e gidemeyeceðini vurguladý. Rumlar ise matem havasýna girdi. Rum lider Hristofyas bu kararý “Avrupa Birliði ve Birleþmiþ Milletlerin Kýbrýs sorununun artýk çözülmesi yönündeki uyarýsý” olarak niteledi. Bize göre de bu karar çok önemli. Louizidiou dâvâsýndaki olumsuz sonuçla gelinen nokta deðiþti: AÝHM’de bekleyen 1500 dosya Kuzey Kýbrýs’taki iç hukuk yollarý tüketilmediði gerekçesiyle reddedilecek. Ayný zamanda bu kararla müzakerelerin en büyük sorun yaratan baþlýðý olan ‘mülkiyet’ baþlýðýnda da önemli kolaylýklar saðlanacak. Artýk Rumlar mülkiyet sorununu bahane ederek müzakereleri týkayamayacak. AÝHM bu kararýnda Annan Planý ve sonrasýndaki düzenlemelerin adil, etkin ve makul çözüm yollarý olduðu deðerlendirmesini yapýyor. Ancak bu kararla Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi’nin KKTC’nin hukuki egemenliðini tanýdýðý deðerlendirmesini yapmak abartýlýdýr. Zira mahkeme bu kararda davalý olarak KKTC’yi deðil, Türkiye’yi gösteriyor; Taþýnmaz Mal Komisyonunu da Türkiye’nin kurduðunu kabul ediyor. Kararda mahkeme, birkaç yerde ve ýsrarlý bir þekilde KKTC’nin uluslar arasý hukukta tanýnmýþ legal bir devlet olmadýðýný, ancak bu durumun, otuz yýlý aþkýn bir süredir mülkiyet hakkýndan yoksun býrakýlan insanlarýn, dertlerine çare olmak için kurulan ve iþlediði pratikte çözümlediði anlaþmazlýkla görülen bir hukuk yolundan yararlanmalarýný engellemeyeceðini vurguluyor. Yani bu kararý KKTC’nin tanýnmasý olarak algýlamak yanlýþ olacaktýr. Kýsacasý; Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi’nin bu kararý Türkiye ve KKTC açýsýndan büyük öneme haizdir. Ülkemizi milyarlarca avro tazminat ödeme yükünden kurtaracak niteliktedir. Ayrýca Rumlarý da uzlaþmaya zorlayýcý yönü vardýr. Ama bunu KKTC’nin baðýmsýzlýðýnýn tanýnmasý olarak görmek yanlýþ bir deðerlendirmedir. Aslýnda bu geliþme, Türkiye ve KKTC’nin sorunun çözümünde olumlu bir yaklaþýmý benimsemesinin bir meyvesidir. Uzlaþmaz tutumumuz devam etseydi bu sonuca asla ulaþýlamazdý. Öbür yandan fiili durum ve geçen zamanýn da bu kararý etkilediðini mahkemenin kararýn giriþindeki þu deðerlendirmesi açýkça gösteriyor: “Baþvuranlarýn mallarýnýn mülkiyetini kaybetmelerinden bu yana 35 yýl geçti. Yerel nüfus statik olarak kalmadý. Kuzeyde yaþayan Kýbrýslý Türkler baþka yerlere göç etti; güneyden gelen Kýbrýslý Türkler Kuzeye yerleþti. Türkiye’den çok sayýda yerleþimci geldi ve evlerini kurdular. Kýbrýslý Rumlarýn mallarý da (bu dönem içinde) en az bir kez, satýþ, baðýþ yada miras yoluyla el deðiþtirdi. Bu yüzden mahkeme, siyasî düzeyde bir çözüm bulma sorumluluðunu üstlenmesi gereken tüm taraflarca çözülmesi gereken bir problemden kaynaklanan siyasî, tarihî ve fiili karmaþýklýklarla dolu dâvâlarla karþý karþýya kalmaktadýr. Bu realite, ayný zamanda geçen zaman ve geniþ siyasî anlaþmazlýðýn devam eden evrimi, statik ya da somut fiili durumlara karþý kör olmasý halinde tutarlý ve anlamlý olamayacak olan Sözleþmenin uygulanmasý ve Mahkemece yorumunu da etkilemek zorundadýr”. Umarýz bu olumlu yaklaþýmlar ve geliþmeler, Kýbrýs’ta nihai çözümü hýzlandýrýr.

A

Afgan kadýnlarý, hayata tutunabilmek için yoksulluk ve açlýk baþta olmak üzere sayýsýz olumsuzluklara karþý mücadele etmek zorunda kalýyor. FOTOÐRAF: AA

BM: Kadýna karþý âdil olunmazsa barýþ gecikir KADINLAR ADALETSÝZLÝKTEN KURTULMADAN TAM BARIÞ OLMAZ. BÝRLEÞMÝÞ Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, 8 Mart Dünya Kadýnlar günü mesajýnda, kadýnlarýn ve kýz çocuklarýnýn sahip olacaðý eþit haklarýn ekonomik ve sosyal yönünün bulunduðunu belirtti. Ban, “kadýnlar ve kýz çocuklarý yoksulluk ve adaletsizliklerden kurtulamadýðý sürece barýþ, güvenlik, sürdürülebilir kalkýnma gibi hedeflere ulaþmanýn da zorlaþtýðýný” kaydetti. BM’nin herkes için eþit haklar ve onurlu bir hayat oluþturma yönündeki küresel misyonunun temelinde kadýnlarýn konumlarýnýn güç-

lendirilmesinin yattýðýný kaydeden Ban Ki-Moon, bu hedefin hem BM Anlaþmasýnda, hem de Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirgesinde ifade edildiðini kaydetti. Genel Sekreter Ban, olumlu birçok geliþmeye raðmen, hala yapýlmasý gereken çok þey olduðunun altýný çizerek, anne ölümlerinin kabul edilemeyecek kadar yüksek olduðunu, aile planlamasýnýn yeterince yaygýnlaþmadýðýný, kadýna yönelik þiddetin sürdüðünü ve özellikle savaþlarda uygulanan cinsel þiddetin “salgýn halinde devam ettiðini” belirtti. Ankara / aa

DSÖ: SAÐLIKTA DA CÝNSÝYET EÞÝTLÝÐÝ YOK DÜNYA Saðlýk Örgütü (DSÖ)’nün ‘Kadýn ve Saðlýk’ raporu, dünya üzerinde bir çok eþitsizliðe maruz kalan kadýnlarýn saðlýk konusunda da erkeklerin gerisinde olduðunu gösterdi. Rapor; kadýnlarýn erkekler ile ayný saðlýk sorunlarýný paylaþmasýna ve biyolojik sebeplerle daha uzun yaþar görünmelerine raðmen, hayatlarýný genel olarak erkeklere göre çok daha kalitelisiz ve saðlýksýz sürdürdüklerini gösterdi. ‘Kadýn ve Saðlýk’ raporu, düþük sosyo-ekonomik düzeyli ülkelerdeki sosyal normlarýn, kadýnlarýn sosyal olarak aþaðýlanmasýna sebep olduðunu gösteriyor. Ýstanbul / iha


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/8/2010

2:10 PM

Page 1

8

MEDYA - POLÝTÝK YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

SABANCI ÜNÝVERSÝTESÝ ÖÐRETÝM ÜYESÝ TARÝHÇÝ CEMÝL KOÇAK:

Cumhuriyetin kurulmasýndan sonra görevlerine asker olarak mý devam ediyorlar? Evet. Zaten bizim için önemli olan nokta burasý. Yani Cumhuriyet ilan edildikten sonra, asker olan bu kiþiler, askerlik görevlerini býrakýp sivil olarak devam etmiyorlar. Askeri görevleri de vekillikleri ile sürüyor. Mesela bu Ýkinci Meþrutiyet döneminde böyle deðildi.

Atatürk, “Ordu politikaya karýþmasýn” demedi Yaklaþýk üç yýldýr asker içindeki darbe planlarý bir bir açýða çýkmaya baþladý. Bunu neye baðlýyorsunuz ve neden þimdi? Bütün bu olanlarý tek baþýna bir gazetenin baþarýsý olarak okumak eksik bir okuma olur. Eksik olduðu için de hatalý olur. Bu tür darbe planlarýnýn “piyasaya” çýkýþý Nokta Dergisi ile baþladý. Ondan önce de birçok gazete ve dergide ufak tefek küçük haberler çýkardý. Her zaman olmuþtur. Mesela Susurluk sonrasýnda da baþta JÝTEM ile ilgili olmak üzere bazý belgeler ortaya çýkmýþtýr. Ancak bu tür haberlerin geniþ kitlelere ulaþmasý hep zor olmuþtur. Ýkinci olarak bu haberlerde öne sürülen iddialarý kanýtlayacak yeterince delil yoktu. Bu haberler iddiadan öteye gidemiyordu. Böyle bir giriþim olduðunda ise hukuk zemininde herhangi bir sonuç almak mümkün olamýyordu. Bunlarý göz önüne aldýðýnýzda darbe planlarýnýn sýzmasýný ya da bu yönde somut delillerin oraya çýkmasýný Nokta Dergisi’nde yayýnlanan “Darbe Günlükleri” ile baþlatmak lazým. Derginin baþýna gelmeyene kalmadý kýsa sürede... Evet burada hukuk tersten iþledi: Derginin önce adli takibata uðramasý, yapýlan baskýlar ve derginin yayýn hayatýna son vermesi.

Bu kadar sert bir karþýlýk bulmasýný neye baðlýyorsunuz? Bu iddialarýn gerçeðe yakýnlýðýna. Demek ki iddialar o kadar doðru ki, bu kadar baský oldu ve dergi kapanmak zorunda kaldý.

HUKUK ÝLK DEFA ÝÞÝNÝ YAPIYOR

Bu kez durum sanki farklý. Ortaya çýkan bütün darbe iddialarýnýn üzerine gidiliyor ve hukuk geçmiþten farklý olarak bu kez aktif biçimde devreye giriyor... Haklýsýnýz. Bu ilk kez oluyor. Bugüne kadar devlet içinde pek çok iddia oldu, bunlar kamuoyuna yansýdý. Ama bunlarýn hiç biri hukuki takibata uðramadý. Þu anda da iddialar önemli ama bence daha önemli olan bu iddialarýn hukuksal zeminde karþýlýðýnýn olmasý, hukuki takibata uðramasý. Mesela ortaya çýkan iddianameleri okuduðunuzda þunu görüyorsunuz. Neyi? Ýddialarla, iddianamede ortaya konulan somut kanýtlar arasýnda bir iliþki kurmak mümkün. Bunlar çok sayýda olmasýna raðmen tablonun bütününü dýþarýda olduðumuz için görmüyoruz ama ortaya çýkan manzara da bize bir fikir veriyor. Nedir edindiðiniz fikir, gördüðünüz tablo? Tarihsel bir perspektiften bakýldýðýnda ordu müdahalelerinin günümüzde de geçmiþteki gibi ayný sonuç vereceðini düþünen, bu beklenti içinde olan belli bir grup var. Ve bunlar geçmiþ deneyimlerinde bütün darbe planlarýnýn baþarýlý olduðunu; darbelerin siyaseti ve hukuku tasfiye ettiðini biliyorlar. Ýþte bu planlarý yapanlar bu deneyimlerden hareket ederek bu iþlere giriyorlar. Ve buna inanlarýn sayýsý çok az deðil maalesef. Burada þaþýrtýcý olan þey bu planlarýn baþarýya ulaþmamasýdýr.

ABD ARTIK DARBE ÝSTEMÝYOR

Neden baþarýlý olamýyor bu darbe planlarý? Birkaç faktör ortaya koyabiliriz. Bunlardan birisi; Türkiye’deki askeri müdahalelerin ABD ile olan iliþkisinin þu ya da bu nedenden dolayý kop-

muþ ya da kopmakta olduðunu görüyoruz. Demek ki, Türkiye’de gerçekleþen darbelerin arkasýnda ciddi bir ABD desteði varmýþ. Bu destek olmaksýzýn, darbe giriþimlerinin baþarýlý olma þansý zayýfmýþ. Yani darbe sadece iç dinamikle ilgili bir mesele deðilmiþ. ABD desteði olmadan iç dinamiðin sürekli bir darbe arayýþýnda olduðunu ve bu arayýþýn hiç bitmediði ama baþarýlý olmadýðýný görüyoruz. Baþarýlý olmamasýnýn faktörlerinden bir tanesi ABD desteðinin (bu mali, siyasi, askeri vs. olabilir) olmamasýdýr. Birincisi bu.

‘‘

Ýkincisi? Paradoksal bir þekilde sivil toplumun örgütlenebileceði her alaný yok etmek üzere hayata geçen 12 Eylül anayasasýnýn bunu baþaramamýþ olmasýdýr. 12 Eylül kýsa ve orta vadede pek çok amacýný gerçekleþtirmiþtir fakat nihai amacý olan toplumun devlete baðlý ve baðýmlý olmasýný gerçekleþtirememiþtir. Bunun en somut örneði 28 Þubat müdahalesidir.

TOPLUMSAL DEÐÝÞÝMDEN ORDU DA ETKÝLENÝYOR Nasýl yani?

Atatürk ve Ýnönü, ordunun kendilerine yüzde yüz baðlý olduðuna inandýktan sonra emeklilik dilekçelerini veriyorlar. Üniformalarýný çýkarýyorlar, ama ordu üstündeki nüfuzlarý bitmiyor. 28 Þubat müdahalesi hedeflediðinin tam tersi sonuç doðurmuþtur. Türkiye’de þimdiye kadar ortaya çýkmamýþ, kendisini ifade edememiþ kesimlerin kendilerini ifade etmesinin yolunu açmýþtýr. Bugün eðer sivil siyasetten bahsediyorsak, bu güç biraz da 28 Þubat ile yaratýldý. Bir üçüncüsü de... Evet...

Nasýldý? Ýkinci Meþrutiyet döneminde askerlerin muvazzaf olarak siyasete girmeleri mümkün deðildi.

Türkiye’de toplumdaki farklýlaþma, geliþme, ilerleme devlete de yansýyor. Devlet de nihayet toplumdan etkilenmeyecek bir varlýk deðildir. Burada özel olarak ordudan bahsedecek olursak, ordu da bu deðiþimden etkilenmiþtir. Hatta belki ordu bütün bu süreçlerden devletin diðer kurumlarýndan daha fazla etkilenmiþtir. Neden daha fazla etkilensin ki? Çünkü ordu hem aktör, hem oyunun nesnesi, hem de oynanan siyaset oyunundan en çok yara ve darbe alan kurum. Þu tespiti yapmak þart; ordu ne þimdi ne de geçmiþte hiçbir zaman homojen olmadý. Her kademede farklý görüþ ve düþünceler hep var oldu. Ancak darbe yapanlarýn veya ordu komutanlarýnýn açýklamalarý bütün ordunun fikriymiþ gibi kabul edildi. Darbeler sýrasýnda dahi ordunun tamamýnýn ayný görüþte olduðunu söylemek mümkün deðil. Ýþte þu anda yaþanan sanki ordu içinde bu iþlerin böyle gitmeyeceðini söyleyen, bu sürecin orduyu da yýprattýðýný düþünenler grup ya da gruplar eski geleneðin, eski kültürün, eski müdahaleci eðilimlerin sona ermesi için kendilerince önlem alýyorlar.

TEK PARTÝ REJÝMÝ ORDUYA DAYANDI

Ordu darbeye neden ihtiyaç duyuyor? Pek çok ülkede ordunun kuruculuktan baþlayarak aðýrlýklý rolü olmuþtur. Bizde de öyle oldu. Osmanlý’da modern orduya geçiþ yani premodern olan yeniçeriliðin laðvedilmesinden sonra kurulan Batý tarzý ordu, ki buna Nizam-ý Cedid diyoruz, bizim bugünkü ordunun baþlangýcýdýr. Bu ordunun görevi, yeniçerilerin tam aksine merkez iktidara yani siyasi iktidara baðlý ve baðýmlý olacak, sýnýrlarý koruyacak ve içeride ayanlara karþý merkezi savunacak. Tabii en önemlisi siyasi iktidarýn tayin ettiði çizgiler içinde ve onun politikasýna uyarak bunlarý yapacaktýr.

Yani sivil siyasete baðlý bir modern ordu mu? Aynen. Ancak bütün Osmanlý modernleþmesinin misyonunu üzerinde hisseden bu ordu kýsa bir süre sonra anayasal ve parlamenter sistem kurmak isteyen Genç Osmanlýlarýn hedefi oldu. Nasýl oldu bu? Genç Osmanlýlar, siyasi iktidara muhalifti. Sistemi deðiþtirmek için önce Sultan Abdülaziz’i ikna etmeyi denediler. Bu olmayýnca Genç Osmanlýlar yeni modern ordunun bir kýsmýný ikna edip, siyasi iktidarý onun yardýmýyla deðiþtirme yolunu seçti. Bu olay kendi siyasal projesini uygulamak için darbe giriþimiydi. Amaç silahlý gücü iktidara getirmek deðil, parlamenter sistem kurmaktý. Ordu burada araç olarak görüldü. Ýþte bu ordunun siyasetin içine çekilmesinin baþlangýcýdýr. Yani modern ordunun merkeze, siyasal iktidara baðlý kalýþ süreci kuruluþundan 1860’lý yýllara kadardýr. Nitekim Sultan Abdülaziz’in devrilmesi bir ordu darbesidir aslýnda. Tabii Sultan Abdülhamid’in iktidar gelmesi, parlamentonun açýlmasý, bir süre sonra kapanmasý bu süreci bitirdi. Ancak iktidara gelmek için ordudan yardým istenmesi, ondan yararlanma fikri bitmedi.

JÖN TÜRKLER DE ORDUYA GÝTTÝLER

Ne zaman yeniden çýktý bu ortaya? Önce Jön Türkler olarak adlandýrdýðýmýz sonradan Ýttihat ve Terakki olarak kendisini somutlayan baþka nesil bu fikrin bayraktarlýðýný devam ettirdi. Ýttihatçýlar sivil insanlardý. Fakat onlar da Genç Osmanlýlarýn paradoksuna düþtüler ve iktidar için orduya müracaat ettiler. Özellikle Makedonya’daki askeri karargahlarda ittihatçýlýk ideolojik olarak sahiplenildi ve giderek askerin ideolojisine dönüþtü. Bu dönem gerçekten askerin ideolojik olarak dönüþtüðü bir süreç oldu. Ve Osmanlý’nýn ilk modern kurumsallaþmasý olan modern ordu bu kez “ülkeyi bizden baþkasý kurtaramaz”a dönüþtü. 1908’de bu fikriyat iktidara gelip, muhalefetin gücünü görüp tanýdýktan sonra bu kez parlamenter liberal anayasacý paradigmadan koparak, kendilerine yönelik her türlü muhalefeti vatana ihanet olarak görmeye baþladý. Çünkü artýk kendilerinden baþka kurtarýcý görmedikleri için kendilerine karþý olan herkes vatan hainiydi. Eðer muhalefet de

Atatürk orduyu saðlama alýnca üniformayý çýkardý

vatanýný gerçekten sevse muhakkak kendilerine katýlacaktýr. Mantýklarý bu. Ordu, Ýkinci Meþruiyet’in yapýcýsý, kurucusu, yöneticisi ve savunucusu olmuþtur. Ve 1909’daki 31 Mart vakasýndan sonra da “irticaya” karþý da yegane kuvvet olarak kendilerini görüyorlar. Ýrtica ilk 31 Mart vakasý ile mi ortaya çýkýyor? Evet. O zamana kadar irtica bugün bizim anladýðýmýz anlamda yoktu. Anayasaya, meþrutiyete, parlamentoya, yeni rejime karþý çýkanlar, eski rejimi isteyenler mürteci, irtica tanýmýna giriyor. Kendisine karþý bütün muhalefeti vatan hainliði olarak yaftalýyor.

MÝLLÝ MÜCADELE BAÞARISININ ÖNEMÝ

Ýttihatçýlar da parlamentodan vazgeçiyor neden? Çünkü onlar da Sultan Abdülaziz ve Abdülhamid gibi milletin yeteri kadar olgun olmadýðýný düþünmeye baþlýyorlar. Ve Ýttihatçýlarýn getirdiði düzen kýsa sürede askeri diktatörlüðe dönüþüyor. Bu askeri diktatörlük için meþrutiyet rejimi kaðýt üzerinde kaldý. 1912’de Balkan Harbi’ninin kaybedilmesi ikinci Meþrutiyet’i bitirdi ve askerî diktatörlüðü fiilen kurdu. Osmanlý Ýmparatorluðu, Birinci Dünya Savaþý’nýn sonuna kadar bir Ýttihatçý cuntanýn ordu üzerindeki hâkimiyetine dayanarak kurduðu fiili bir askerî diktatörlük olarak yönetildi. Yenilgi ordunun toplumda itibarýný kaybetmesine yol açtý. Ne zaman itibar kazanýyor? 1922’de. Milli Mücadele’nin kazanýlmasýyla. Bu çok önemli. Çünkü 100 yýl, 200 yýl sonra ilk defa savaþ kazanýlýyor. Bu kazanýlan savaþa, mücadelenin kendisinden daha büyük bir anlam atfediliyor. Ýþte bu nokta ordunun yeniden siyasetin merkezine oturmasýna yol açýyor. Yani ordu yeniden merkez oluyor? Evet. Nitekim Cumhuriyet’i kuran ordu, yeni devlet, yeni rejim vs. hep ordu tarafýndan kurulan þeyler. Týpký Ýkinci Meþrutiyet’te olduðu gibi, hiçbir fark yok. Bakýn siyasi kadro olarak da büyük ölçüde ayný. Dünya görüþünde de önemli bir deðiþiklik yok. Bir anlamda Ýkinci Meþrutiyet kaldýðý yerden devam ediyor. Nasýl Ýkinci Meþrutiyet’in koruyucusu ordu ise, Cumhuriyet’in, rejimin koruyucusu da ordu oluyor. Ayný misyon duygusu devam ediyor. Tabii kendilerine muhalif olanlara bakýþtaki “vatan hainliði” de deðiþmiyor. Ancak muhalefetin olmamasý rejimin devam etmesinde en büyük etken. Nitekim tek parti rejiminin gücü ordunun gücüne dayanmýþtýr. Bizim tarih kitaplarýnda Atatürk ve Ýnönü dönemlerinde ordunun bir rolü yokmuþ gibi resmedilir, hep siviller yönetiyor gibi aktarýlýr ama bu doðru deðil. Cumhurbaþkaný ve Baþbakan’ýn asker olduðu, muhalefet partisinin yöneticilerinin asker olduðu 1920’ler baþlangýcýndan bahsediyoruz.

Cumhuriyet’te bu kural nasýl deðiþiyor? Milli Mücadele’nin Ankara Meclisi’nde bu kural deðiþiyor ve askerler de milletvekili olabiliyor. Böylece hem asker hem de milletvekili olabiliyorlar. Mesela Kazým Karabekir, Erzurum’da Kolordu Komutaný. Bu sadece Birinci Meclis’e özgü deðil, Ýkinci Meclis’te de ayný uygulama geçerli. Atatürk, Kazým Karabekir, Ýsmet Ýnönü ve diðerleri böyle seçiliyorlar II. Meclis’e. Atatürk hem Cumhurbaþkaný hem mareþal. Baþbakan ayný zamanda orgeneral. Kazým Karabekir’e bakýyorsunuz hem kolordu komutaný hem de milletvekili. Yani emrinde askeri birlik var. Yine Ali Fuat Cebesoy ayný zamanda korgeneral, emrinde birlik var. Bunlar ordunun en üst düzey komutanlarý. Bir süre sonra bunlar arasýnda bir anlaþmazlýk çýkýnca yasayý deðiþtiriyorlar. Ne zaman ve nasýl? Milli Mücadele’nin öncü kadrolarý, Meclis içinde ve dýþýnda siyasi mücadeleye baþlayýnca kaçýnýlmaz olarak deðiþime gidiliyor. Tabii bunu yapan Atatürk oluyor ve ilk yaptýðý nedir biliyor musunuz? Nedir? Siyasi mücadele baþlayýnca ilk yaptýðý þey orduyu kendi yanýna almak oluyor. Nasýl yapýyor bunu? Kendisi gibi düþünmeyen, siyasi mücadeleye giriþtiði komutanlarýn ordu komutanlýklarýndan, -askerlikten deðil- ayrýlmasýný, kendisine yakýn olanlarýn ise orduda komutan olarak kalmasýný saðlayarak. Bunlar, 1924’de oluyor. Terakkiperver Cumhuriyet Fýkrasý’nýn kurulmasý sýrasýnda oluyor. Bunun için þunu söylüyor muhaliflere; Politikaya devam etmek istiyorsanýz, komutanlýk görevlerinizi býrakýn.

ATATÜRK’ÜN ÖNCELÝÐÝ ORDU Yani askerliði býrakýn demiyor... Evet. Bakýn Atatürk hiçbir zaman “ordu politikaya karýþmasýn” diye bir þey söylemedi. Bu tamamen uydurmadýr. Bunu söyleyebilmesi için önce kendisinin de üniformasýný çýkarmasý gerekiyor. Ama o, muhaliflerden askerliði býrakmasýný deðil, fiilen sürdürdükleri komutanlýklarý býrakmasýný istiyor. Yani muhalif paþalarýn emirlerindeki birlikleri elinden almak hedef. Ama komutanlýklarý devam ediyor. Muhaliflere bunu söylerken kendi yanýnda olan komutanlara da “siz sakýn komutanlýktan ayrýlmayýn, milletvekilliðinden ayrýlýn” diyor. Yani Atatürk orduya hakim olmayý, Meclis’e hakim olmaktan daha önemli görüyor. Ve muhaliflerin terkettiði komutanlýklara kendine yakýn olanlarý atýyor. Atatürk’ün Nutuk’ta “paþalar komplosu” olarak anlattýðý olay budur. 1926’da Ýzmir Suikasti giriþimi oluyor. Karabekir, Cebesoy, Bele’yi tutukluyorlar ve Ýstiklal Mahkemesi’nde yargýlýyorlar. Bu dönemde bu kiþiler hâlâ asker. Mahkeme kararý ile beraat ediyorlar. Ardýndan önce terfi ettiriliyorlar, kýsa bir süre sonra da Milli Savunma Bakanlýðý bunlarý 1926’da re’sen emekli ediyor. Terfi ettirilerek, re’sen emekli ediliyorlar.

MUHALÝFLERE YAPILAN TASFÝYEDÝR Bu bir tasfiye midir? Evet, böylece Atatürk’e biat etmek istemeyen bütün eski Ýttihatçýlar ile Milli Mücadele’nin eski kadrolarý tasfiye edilmiþ oluyor; “tek adam”lýk süreci tamamlanýyor. 1925 Takriri Sükun ile 1926 tasfiyesi birbirini tamamlýyor, 1927 artýk tek-parti rejiminin stabilizas-yonu olarak görülmelidir. Peki Atatürk ne zaman askerliði býrakýyor? Atatürk ve Ýnönü, muhalif komutanlarýn re’sen emekli edilmesinden sonra 1927 yýlýnda emeklilik dilekçelerini veriyorlar. Ordu içinde ve dýþýnda bir muhalefet olmadýðýna kani olduktan, ordunun kendilerine yüzde yüz baðlý olduðuna inandýktan sonra emeklilik dilekçelerini veriyorlar. Üniformalarýný çýkarýyorlar ama ordu üstündeki nüfuzlarý bitmiyor. Özet olarak tek parti dönemine baktýðýmýzda ne görüyoruz? Emekli mareþal Cumhurbaþkaný, emekli orgeneral Baþbakan, Mareþal Genelkurmay Baþkaný. Bu üç kiþi ordu üzerinde gereken egemenliði kuruyor. Ve tek parti döneminde ordu komutanlarý hiç deðiþmez. Tek parti dönemi için þunu söyleyebiliriz; siyasal güçler orduya tam olarak hakimdir. Bu dönemde ordu içinde tek parti rejimine karþý bir cuntanýn olup olmadýðýný bilmiyoruz. Konuþan: Murat Aksoy / Yeni Þafak, 8.3.2010


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/8/2010

2:40 PM

Page 1

9

MAKALE YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

“Allahü ekber” üzerine

En azýlý düþmanýný tanýmak

YERÝN KULAÐI

FIKIH GÜNLÜÐÜ SÜLEYMAN KÖSMENE

fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info 0 505 648 52 50

Eyüp Bey: “Kebîr ismini ve ‘Allahü Ekber’ kelimesini Risâle-i Nur’a göre kýsaca açýklar mýsýnýz? enâb-ý Hak, Kebîr’dir, büyüktür, en büyüktür. Yani eþsiz ve mutlak büyüktür. Allah Teâlâ’nýn büyüklükte eþi, misli ve benzeri yoktur. O, kayýtsýz ve sýnýrsýz ululuk ve yücelik Sahibidir. Büyüklük yalnýz Allah’a mahsustur. Resûlullah Efendimiz’in (asm) haber verdiði1 Kebîr ismi Kur’ân’da vârid olan esmâdandýr. Kur’ân’da Kebîr ismi geçen âyetleri inceleyelim: “Allah’ýn katýnda kendisine izin verilenden baþka kimse þefaat edemez. Sonunda, gönüllerindeki korku giderilince birbirlerine, ‘Rabb’iniz ne söyledi?’ diye sorarlar. ‘Hak söyledi’ derler. O Aliyy’dir, Kebir’dir.”2 “O gaybýn ve þehâdetin Âlim’i, Kebîr ve Müteâl olandýr.”3 “Kezâ, Hak yalnýz Allah’týr; O’nu býrakýp taptýklarý sadece batýldýr. Muhakkak Allah Aliyy’dir, Kebîr’dir.”4 “Allah’ýn geceyi gündüze ve gündüzü geceye kattýðýný, her biri belirli bir süreye kadar hareket edecek olan güneþi ve ay’ý emri altýnda tuttuðunu, Allah’ýn yaptýklarýnýzdan haberdar olduðunu bilmez misin? Bu, Allah’ýn hak olmasýndan ve O’ndan baþka taptýklarý þeylerin batýl olmasýndandýr. Muhakkak Allah Aliyy’dir ve Kebir’dir.”5 Bedîüzzaman’a göre, kâinatýn en kýymettar meyvesi olan insan, sonsuz aczi, sonsuz ihtiyaçlarý, sonsuz düþmanlarý ve sonsuz fakirliði bulunmakla beraber, mahiyeti çok kýymetli âletlerle ve muhtelif hissiyatla teçhiz edilmiþtir. Ýnsan, yüz bin çeþit elemleri hissetmekte, yüz binler tarzda lezzetleri zevk ederek istemektedir. Ýnsanýn öyle maksatlarý ve arzularý vardýr ki, bütün kâinata birden hükmü, emri ve kuvveti geçmeyen bir zât o arzularý yerine getiremez.6 Her sene Kurban Bayramýnda milyonlarca insanýn “Allâhü Ekber” diyerek yeri göðü çýnlatmalarýnýn ve bu dünya büyüklüðünde “Allâhü Ekber” sadâsýný gökyüzündeki yýldýzlara iþittirmelerinin, Resûl-i Ekrem Efendimizin (asm) bin dört yüz küsur yýl evvel Âl ve Sahabeleriyle söylediði ve emrettiði “Allâhü Ekber” kelâmýnýn bir nevî aks-i sadâsý hükmünde olduðunu beyan eden Saîd Nursî, bu kelimenin, “Allah’ýn kudreti, ilmi ve tüm sýfatlarý her þeyin fevkindedir; Allah en büyüktür, her þeyden yücedir, ulvîdir” demek olduðunu; hiçbir þeyin O’nun ilim dâiresinin hâricinde olamayacaðýnýn, kudretinin tasarrufundan hiçbir þeyin çýkýp kaçamayacaðýnýn, binâenaleyh Allah’ýn, korktuðumuz en büyük þeylerden de büyük olduðunun; kezâ Allah’ýn haþri getirmekten, bizi ademden ve yokluktan kurtarmaktan ve ebedî saadeti vermekten daha büyük olduðunun, Allah’ýn her acaip þeyden de, aklýn havsalasýna sýðmayan þeylerden de daha büyük olduðunun “Allahü Ekber” kelimesiyle ifâde edildiðini kaydeder. Bedîüzzaman’a göre, “Sizin yaratýlmanýz da, diriltilmeniz de tek bir kiþinin yaratýlýp diriltilmesi gibidir”7 âyeti insanoðlunun haþrinin ve neþrinin, bir tek kiþinin îcadý kadar kolay olduðunu bildirmekle, Allah’ýn büyüklüðünü îlân etmektedir. Bu mânâ itibariyledir ki, büyük musîbetlere ve büyük maksatlara karþý herkes “Allah büyüktür! Allah büyüktür!” derler. Herkes Allah’ýn büyüklüðünü kendisine dayanak noktasý yapar, büyük tesellî ve kuvvet bulur.8

C

Dipnotlar: 1- Tirmizî, Daavât, 86 2- Sebe’ Sûresi,34/23 3- Ra’d Sûresi, 13/9 4- Hacc Sûresi, 22/62 5- Lokman Sûresi, 31/30 6- Þuâlar, s. 20 7- Lokman Sûresi, 31/28 8- Þuâlar, s. 210;Mesnevî-i Nûriye, s. 140

VECÝZE Hikmet-i Kur'ân'ýn hâlis tilmizi ise, bir abddir; fakat, âzam mahlûkata da ibâdete tenezzül etmez; hem, Cennet gibi âzam menfaat olan bir þeyi, gâye-i ibâdet kabul etmez bir abd-i azîzdir. Bediüzzaman, Sözler, s. 122

ALÝ FERÞADOÐLU fersadoglu@yeniasya.com.tr

efsi terbiye etmenin, dizginlemenin önemli bir adýmý, “nefsin merhalelerini ve en alt basamaðý olan emmâre ve dostlarýný” tanýmaktýr. Nefis, niçin verilmiþ? Önce nefsi tanýmlayalým: Nefs, can, ruh, enaniyetimiz/benliðimiz, kiþiliðimizdir. Maddî-mânevî bütün varlýðýmýzý; fizik ve metafizik cephemizi oluþturur. Ruhumuzun tekâmülünün zenbereði, itici gücü olan “nefis”; lezzet, þehvet-gazap, fazîlet gibi þeylerin kaynaðý; ayný zamanda benlik ve kiþiliðimizin negatif, kötü yönü, olumsuz nitelikleri

N

kendinde toplayan, kötülüðe sevk eden; çirkin arzularý kamçýlayan; ruhun behimî, hayvanî, nebatî, süflî cephesidir. Her þey zýddýyla bilinir. Kâinat zýtlarla doludur. Fark etme, anlama ve gerçekler de bu zýtlýklardan doðmaktadýr. Nefis de bunlara kaynaklýk eder. Eðer o olmasaydý, melekler gibi makamýmýz sabit kalýrdý. Ruhumuzu tekâmül ettirmek/olgunlaþtýrmak, duygularýmýzý geliþtirmek ve “kâmil” denen “gerçek insan” vasfýný kazanabilmek, nefsin eðitilip terbiye edilmesi ve nihâî amacýna ulaþtýrýlabilmesi için þu merhalelerden geçmesi gerekir: Emmâre, levvâme, mutmainne, radýye, mardýyye, mülhime, zekiyye.1 Bahis mevzuu ettiðimiz nefs-i emmâre; zülüm, gasp, hased, gýybet gibi menfî duygularýn ve gayr-i meþrû lezzetlerin hâkim olduðu terbiye edilmemiþ, ham haldeki rûh hâlidir. “Devamlý kötülüðü emreder”2 ve süflî, basit, zararlý, tehlikeli þeylerden lezzet alan nefistir. Þu halde, nefsimizi de tanýmak, Kur’ân ve Sünnet çerçevesinde eðitmek için aþaðýdaki nok-

talara dikkat etmek zorundayýz: - Nefs-i emmâre bütün kötülükleri ister. Ýnsan onu en büyük düþmaný bilmelidir. “Düþman istersen nefis yeter” - Nefsimizi herkesten ziyade nasihate muhtaç görmeli ve önce kendi nefsimize hitap etmeliyiz. - Mânevî cihazlarýný nefsin isteklerine sarf etsen, bozulan çekirdeðe benzersin. - Sana verilen muhabbet kabiliyetini, nefs-i emmârene ve onun hesabýna diðer yaratýlanlara onun vermemelisin. - Nefsini Cenâb-ý Hakka þikâyet etmelidir. - Ýnsan nefsini sevdiði ve nefsine taraftar olduðu için, nefsini temize çýkarmakla kabahatini baþkasýna atar. Nefsini temize çýkarmamalý. - Nefsin gözü kördür, dinlersen en alçak yerlere düþersin. - Kendi nefsini beðenen baþkasýný sevmez. - Nefs-i emmâre þer ve tahrip cihetinde nihâyetsiz cinâyet iþleyebilir.

- Unutmanýn en kötüsü nefsin (hile ve desiselerinin) unutulmasýdýr. - Kimin himmeti nefsi ise, yâni egoist, bencilse insanlýktan çýkar. - Nefsi terbiye etmenin etkili yollarýndan birisi de ona açlýk çektirmektir. - Nefsi baðlamak ve gemlemek, iki cihan saadetini netice verir. - Nefis iyiliði daima kendinden, kötülüðü ise baþkasýndan bilir. - Nefsin kendine yüklenen ni’metlerden gururlanmaya hakký yoktur. Çünkü, kendi eseri deðillerdir. - Büyüklük, nefsi küçültmekle elde edilir. - Nefis-i emmarenin esaretinden ve þeytanýn tasallutundan Kur’ân’a, Sünnet-i Seniyye’ye, yâni Ýslâm prensiplerine uymakla kurtulunur. Dipnotlar: 1-Hamdi Yazýr, Hak Dini Kur’ân Dili, VIII, s. 5817 2-Kur’ân, Yûsuf, 53

BEDESTEN

Deprem unutmaya gelmez; ölüm de...

M. LATÝF SALÝHOÐLU latif@yeniasya.com.tr

lazýð ve çevresini sarsan þiddetli deprem dalgasý sayesinde, bu arzî musibetin unutulmaya gelmez olduðunu bir kez daha hatýrlamýþ olduk. Yýkýmlara ve onlarca insanýn ölümüne yol açan Karakocan merkezli bu depremle eþzamanlý olarak, yurdun baþka yerlerinde de sarsýntýlara yaþandý, yaþanýyor. Bazý uzmanlar, yaþanan küçüklü–bü-

E

yüklü sarsýntýlarýn, tetikleme neticesi daha büyük fay kýrýlmalarýna yol açabileceðine dair tahminlerde bulunuyor. Sarsýntýlarý durdurmanýn, zelzeleye mani olmanýn imkâný yok. Yaratýlýþ kaidesi böyle. Denizin dalgalarý gibi, arzýn dalgalarý da kýyamete kadar devam edip gidecek. Ancak, bu Ýlâhî musibet karþýsýnda bazý tedbirler almak ve yaþanan ânî ölüm ihtimali karþýsýnda hazýrlýklý olmak, bizlerin elinde. Tedbir ve hazýrlýk noktasýnda, Rabbimiz tarafýndan insanýn ihtiyar ve iradesine bir hisse, bir paye verilmiþtir. Zararý azaltmak, hasarý asgarî seviyeye indirgemek için, saðlam ve dayanýklý yapýlar inþa etmek gibi mühim bir mükellef iyetimiz var.

Öte yandan, ölüme her an hazýr olmak gibi, temel bir kulluk görevimiz var. Asýl vazifesini ve mükellef iyetlerini unutan, yahut ihmal eden insan, iki büyük hasarla karþý karþýya geliyor: Depreme hazýrlýksýz yakalanan insan, dünyasý gibi âhiretini de kaybedebilir. Evet, ölüme mahkûm ve musibetlere mâruz olan her insan gibi, biz de kendimize þunu sormak durumundayýz: 1) Yýkýcý depremlere karþý gerekli tedbirleri aldýn mý? 2) Alâküllihâl baþýna gelecek olan ölüme karþý hazýrlýklý mýsýn? Bu iki kaçýnýlmaz suâle "evet" cevabýný verebilen kimse, dünyada da rahatla yaþar, âhirette de...

Çarþaf yýrtmak; kefen biçmek

ize öyle geliyor ki, CHP'nin "âhir ve âkýbeti" yaklaþtý. Mersin'deki partili kadýnlarýn çarþaf yýrtýp atma þenaatleri, adeta bu partinin kefenini biçme hareketi gibi þekil lendi gözlerimizin önünde. ürkiye'nin son yarým aBu ihtiyar parti, zaten geniþ taban dessýrlýk tarihinde cunta teðini iyiden iyiye kaybetmiþti. faaliyetleri hemen hiç Aþaðýda sýralayacaðýmýz sebep ve geeksik olmadý. rekçeler ise, bu partinin deðil iktidar yüzünü görmesi, bundan sonraki seçimlerBilinen ve tesbit edilen de anamuhalefette kalabilme si da hi ilk cunta hareketi, 1957 sehamhayal hükmüne geçmiþ bulunuyor. nesinde ortaya çýktý. 1) Lider konumundaki Baykal'ýn cunOrdu içindeki bir grup suta cý larýn avukatlýðýna soyunmasý. bay, Demokrat Partiyi de2 ) Parti üst düzey üyelerinden Önder virmek için cunta kurdular. Sav'ýn, Hacca git mek isteyen vatandaþa Cuntanýn baþý Yarbay Fasöy le di ði skandal sözlerin ayyuka çýkruk Güventürk'tü. Buna 9 Mart Cun ta sý nýn ö nü nü ke sen 12 Mart Cun ta sý (sol dan sa ma sý. raðmen, dönemin Askerî ða): Faruk Gürler, Memduh Taðmaç, Celal Eyiceoðlu ve Muh3) Yine üst düzey konumundaki Onur Mahkemesi (26 Mayýs sin Batur. (12 Martçýlarýn yaptýðý þey, kurdun elinden ceylaný Öy men'in Dersimlileri kahreden "Hitler1958'de Polatlý Topçu Oku- kurtarýp, onu kendisi boðazlayan avcýnýn meseline benziyor.) vâ rî" sözlerinin kafalara dank etmesi. lu'unda kurulan mahkeme) 4 ) "Der sim'in Kayýp Kýzlarý"nýn ortaya hadiseyi örtbas etti. Mayýs (1960) Darbesinin de 12 Mart 1971'de kuvvet çýkarak tek parti döneminin utanç verici Altý ay süren dâvâ, cunta- ilk lideri olan Korg. Cemal komutanlarýnýn hükümeti zulmünü kör gözlere dahi göstermesi. cýlarýn beraati ile neticelendi. Madanoðlu'dur. hedef alan muhtýrasý, hem (3. ve 4. madde, yüzde el liden fazla ACeza alan tek kiþi ise, cuntaCuntanýn içinde, sadece mevcut hükümetin, hem levî oylarýn partiden çekilmesini netice cýlarý ihbar eden Samet Kuþ - asker deðil, sivil kesimden de darbe planlayan cunta verecek gibi görünüyor.) çu isimli binbaþý oldu. þöhretli kimseler de vardý. nýn sonunu getirdi. 5) Son seçimlerde Baykal ve yakýn arBu tarihten sonra, ne ya- Ýlhan Seçuk, Doðan AvcýoðAyný gün hükümet istifa kadaþlarý tarafýndan yakalarýna rozet tazýk ki cuntacýlýk yol oldu, lu, Mahir Kaynak, Mümtaz ederken, cuntacýlar da bilakýlan çarþaflý kadýnlarýn, çarþaf yýrtma meslek oldu. O gün bugün - Soysal, Ýlhami Soysal... hare göstermelik cezalara þirretliðini protesto etmeleri. Hatta, bazý dür, zaman zaman sivil MÝT görevlisi Mahir Kay- çarptýrýlarak, Türkiye'ye bir sýradan partililerin bile, bu çirkinliði redbaðlantýsý da bulunan as- nak'ýn ihbarý ve cuntayý de - "ara rejim" dönemi yaþatýl- deden açýklamalar yapmasý ve yer yer iskerî cunta faaliyeti hiç ek - þifre etmesi sebebiyle, bu dý. tifalarýn vuku bulmasý. sik olmadý. hareket baþarýya ulaþamaz. Muhtýracýlar, hükümetin 6) Altýncý okun Mustafa Sarýgül tarafýn Ýþte, bunlardan birinin aCuntayý baþarýsýz kýlan istifa etmemesi halinde, dan kýrýlmasý. Her fýrsatta "Deðiþim"i vur dý da "9 Mart Cuntasý"dýr. bir diðer hareket ise, ordu silâh zoruyla darbe yapa- gulayan Sarýgül'ün partisi (TDH), "Statüko9 Mart 1971'de darbe yap- üst kademesinde aniden caklarýný—Cumhurbaþkan- cu" CHP'nin oylarýný bazý yörelerde daha mayý tasarlayan bu cunta- ortaya çýkan "12 Mart Cun- lýðý kanalýyla—açýk bir dille þimdiden yarý yarýya aþaðýlara indirgemiþ ve nýn lideri, ayný zamanda 27 tasý" oldu. kendi tarafýna transfer etmiþ durumda. deklare ettiler.

Tarihin yorumu

9 Mart 1971

B

Dokuz Mart (1971) Cuntasý

T

GÜN GÜN TARÝH

Turhan Celkan

turhancelkan@hotmail.com

Katsayý problemi ve etkileri

ÇAMLIK'TAN M. FAHRÝ UTKAN

mfutkan@yahoo.com

ndüstri Meslek lisesinde okuyup ve ayný okullarda 12 yýl meslek dersleri öðretmenliði yapmýþ biri olarak son günlerin gündeminde olan “katsayý” problemine deðinmek istiyorum. Bütün bu özellikler itibariyle herhalde bu konuda bazý söyleyeceklerim olacaktýr. Bilindiði gibi Endüstri Meslek Liseleri, endüstriye ara eleman yetiþtiren okullardýr. Kaliteli ve meslek bilgisi temelli mühendislerin endüstriye katkýlarýný 15 yýllýk endüstri tecrübelerimle bizzat yaþamýþ bulunmaktayým. 10 yýlý aþkýn süredir meslek liseleri, üniversite giriþ sýnavlarýnda aldýklarý puanlarýn farklý katsayýlarla çarpýmlarý sonucu, yüksek öðretimde istedikleri bölüme gidememektedirler maalesef. Bu da Türkiye’nin en önemli sorunlarýndan biri olan istihdam sorununu körüklemektedir. Böylece sanayi ve endüstrinin ihtiyacý olan ara eleman, kaliteli iþçi, mesleðin uzmaný çalýþan bulma sýkýntýsý artarak sürmektedir. Gerek þimdiye kadarki hükümetler, gerekse YÖK vs. kurumlar bu problemi halletme yolunda tesirli bir metod bulamadýlar. Bundan bir müddet evvel YÖK bir formül üreterek tam olmasa da bir anlamda bir düzeltme yoluna gitti. Böylece hem üniversiteye gitmek isteyen, hem de bir meslek sahibi olmak isteyen öðrenciler büyük ümitlerle giriþ sýnavýna baþvurmaya baþladýlar. Tam bu sýrada Danýþtay yine bu kararý iptal eden malûm bir kararla binlerce genç insanýn hayallerini yýkma aþamasýna getirdi. Takip edebildiðim kadarýyla genellikle ÝHL öðrencilerinin yüksek öðretimde baþka bir meslek edinmelerini engellemeye iliþkin olan bu kararlar diðer meslek liselileri de tesir etmektedir. Ýmam Hatiplerin yanýnda bilindiði üzere; Endüstri Meslek, Ticaret Meslek, Haritacýlýk, Tapu Kadastro, Saðlýk Meslek gibi daha birçok meslek lisesi var. Meslek liselilerin ortalama sayýsý 800 bindir. Bunlarýn ancak % 8 kadarý Ýmam Hatiplidir. Daha çok bile olsa, insanlarýn belli bir çaðda istedikleri okulda okuyup bir süre sonra f ikirlerinde deðiþiklik yapýp eðitimlerini farklý bir sahaya kaydýrma hakký vardýr. Zaten çoðunlukla Ýmam Hatip Liselerine gençlerimiz imam olmak için deðil, dinlerini biraz daha sistemli öðrenebilmek için gitmektedirler. Özetle söylemek gerekirse, insanlarýn istedikleri meslek dalýnda, istedikleri okullarda okuma haklarý anayasamýzda belirtildiði gibi bir haktýr. Bu hakkýn kim tarafýndan olursa olsun gençlerimizin elinden alýnmasýna izin verilmemelidir. Her hür düþünceli vatandaþýn bu katsayý probleminin en kýsa zamanda çözülmesi için ayný f ikirde olmasý gerektiði ve bu yolda elinden geleni yapmasý gerektiðini düþünüyorum. Hükümet de, YÖK ve Millî Eðitim Bakanlýðý kanalýyla, cesaretle demokratik açýlýmýn bir gereði olarak “Ýmam Hatip veya katsayý açýlýmý” yapmasý gerekecektir. Herkesin, her gencimizin istediði okulda okuyarak istediði bir meslek sahibi olabileceði hür günlerin geleceðine inancýmýz tamdýr. Duâlarýmýz bu yoldadýr.

E


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/8/2010

2:07 PM

Page 1

10

KÜLTÜR-SANAT YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

Yaþlýlýk ve mutluluðun reçetesi

HUZUREVÝ MUZAFFER KARAHÝSAR

erol530@hotmail.com

aþlýlarla verilen hizmetin kalitesini arttýrmak, daha verimli ve baþarýlý çalýþmalar yapmak, yeni yöntem ve teknikleri zamanýn þartlarýna uygun olarak sunmak; ayrýca Genel Müdürlüðün her konudaki talimatlarýný yakýndan takip etmek ve ayný mesleði icra eden huzurevleri idarecileri ile çeþitli görüþ alýþveriþi ve istiþarelerde bulunmak üzere, Antalya Kemer’de beþ günlük bir seminere katýldýk. Hizmet götürdüðümüz insanlarý mutlu ve huzurlu bir þekilde bakýmlarýný yapmak, saðlýk, temizlik ve beslenme ihtiyaçlarýnýn kaliteli bir þekilde temin edilmesi konularýnda yararlý çalýþmalar ve sunumlar yapýldý. Yaþlý insanlarýn sosyal, psikolojik ve ruhî durumlarýnýn dikkate alýnarak hizmet sunulmasý, hayata baðlanmalarý için alternatif hizmet modelleri ve yöntemlerinin sürekli araþtýrýlmasý, takip edilmesi ve uygulanmasý gereði üzerinde duruldu. Yaþlýlýkta stres ve insanlarýn baþarýlý, saðlýklý yaþlanmalarý ve her zaman mutlu olmalarýnýn yöntemleri anlatýldý. Hýzla yaþlanan dünya nüfusu, yaþlý insanlarýn karþýlaþabilecekleri güçlükleri ve alýnacak tedbirleri, yöntemleri, alternatif hizmet model lerini konuþmak, araþtýrmak gereðini ve mecburiyetini insanlarýn ve ilim adamlarýnýn gündemine taþýmýþtýr. 28.01 2010 tarihli Yeni Asya gazetesinde yer alan bir haberde: “Ýtalya’nýn Padova Üniversitesi’nde yapýlan bir araþtýrmaya göre dinî yaþantýsýna önem veren insanlarýn Alzheimer hastalýðýna yakalanmasýnýn, diðer insanlara göre daha düþük seviyede olduðu belirtildi.” Ýnsan bir yolcudur. Ruhlar âleminde baþlayan yolculuk çocukluktan, gençlikten, yaþlýlýktan, kabirden geçerek ebedi memleketlere doðru sürüp gidiyor. Dünyada yaþadýðýmýz her zaman dilimi içerisinde insanlarýn kendilerine ait bir dünyalarý vardýr. O dünyanýn içerisinde iyi-kötü, güzel-çirkin, hayýr-þer, hidayet-dalâlet karýþýk olarak bulun maktadýr. Bunlardan bir kýsmýný tercih edenler huzurlu ve mutlu olduklarý gibi; kötüyü tercih edelerin de huzursuz ve mutsuz olduklarý çoðu zaman açýkça görülmektedir. Ýnsanda bu iki durum uzun süre birlikte bulunmazlar. Birinin olduðu yerde ötekisi daha az bulunur ya da hiç olmaz. Ýnsanýn dünya ve ahiret saadetini temin edecek, huzura, saadete, selâmete kavuþturacak ölçüler, reçeteler Al lah’ýn yüce Resülü tarafýndan bizlere Kur’ân-ý Kerim ve sünnet-i seniyyesi vasýtasý ile gönderilmiþtir.. Allah’a iman etmenin, O’na dayanýp, güvenip sabýr ile þükür ve tevekkül etmenin insan kalbine, ruhuna ve manevi âlemlerine sonsuz ferahlýklar ve mutluluklar verdiði; Kur’an’ý dinlemek, hükümlerine uymak, namaz kýlmak ve büyük günahlarý terk ederek Allah’a hakiki kul olmanýn insanlara dünya ve ahirette kazandýrdýðý mükâfatlar, iyilikler ve güzellikler Risale-i Nur eserlerinde tafsilatý ile anlatýlmaktadýr. “Diðer ilaç ise, þükür ve kanat ile talep ve dua ve Rezzâk-ý Rahîm’in rahmetine îtimattýr. Öyle mi? Evet, bütün yeryüzünü bir sofra-i ni’met eden ve bahar mevsimini bir çiçek destesi yapan ve o sofranýn yanýna koyan ve üstüne serpen bir Cevad-ý Kerim’in misafirine fakr ve ihtiyaç, nasýl elîm ve aðýr olabilir…”1 Ýnsan mutluluðun ve huzurun reçetesini imanla, inançla, ibadetle, dua ile ve hayýrlý iþlerle meþgul olmakla bulabilir. Ölçülü yeme, içme, uyuma, düzenli ve prensipli hayat tarzý ile olaylarýn ve streslerin dalgalarýna kapýlmadan; kötü ve kötülüklerden uzak kalarak ömrün dünya etabýný kazasýz, belasýz tamamlayarak kabre imanla girmek, “Zindan-ý dünyadan bostan-ý cinâna huzur-u Rahmâna” yüz akýyla olarak varabilmek her fani beþerin birinci ve öncelikli meselesi olmalýdýr.

Y

Dipnot: 1. Said Nursî, Sözler, 7. Söz

DUYURU Yeni Asya Gazetesi'nin elden daðýtýmýnýn yapýldýðý yeni bölgeler ve sorumlularý • Bakýrköy (Merkez) • Kartaltepe • Yeni Mahalle • Osmaniye • Ýncirli

• B. Devlet Hastanesi • Zuhurat Baba • Ataköy 1. ve 9. kýsým • Yeþilyurt • Yeþilköy - Florya

Daðýtým sorumlusu: Baybora Ak 0 (212) 466 12 03 - (0 535) 967 01 95 • Esenyurt • Haramidere • Sanayi • Kýraç • Beylikdüzü

• Yakuplu • Gürpýnar • Beykent • Kavaklý • Ýhlas siteleri 1. ve 2. kýsým

Daðýtým sorumlusu: Ýzzet Özdemir 0536 641 96 85 • M. Akif • Atakent • Masko • Deparko • Atatürk Mah.

• Ziya Gökalp • Heskop • Keresteciler • Ýmsan

Daðýtým sorumlusu: Ömer Eren (0532) 748 05 07 Abone Servisi: 0 (212) 630 48 35 - 655 88 59 Dahili (219, 220, 221)

Yeni Asya Risâle-i Nur’un medyadaki sözcüsüdür GAZETEMÝZ GENEL YAYIN MÜDÜRÜ KÂZIM GÜLEÇYÜZ, RÝSÂLE-Ý NUR’UN; KUR’ÂN’IN BU ASRA BÝR DERSÝ OLDUÐUNUN ALTINI ÇÝZEREK, YENÝ ASYA’NIN RÝSÂLE-Ý NUR’UN MEDYADAKÝ SÖZCÜLÜÐÜNÜ YAPTIÐINI SÖYLEDÝ. ABDÜLKADÝR ARPAG SAMSUN GAZETEMÝZ Genel Yayýn Müdürü Kâzým Güleçyüz Samsun’da okuyucularýmýzla buluþarak sohbet etti. Günlük ferdî ve sosyal yaþantýmýzda çalýþma lezzetinin önemini canlý ve cansýz varlýklardan örneklerle anlatan Güleçyüz, içtimaî hayatýmýzdaki hizmet ve çalýþmalarýmýzda karþýlaþtýðýmýz güçlük ve engellerin neler olduðu ve nasýl aþýlmasý gerektiði konusunda, külliyattaki ilgili bahislerden bölümler okuyarak açýklamalarda bulundu. Güleçyüz, Risâle-i Nur'un kesintisiz bir güç kaynaðý olduðunu ve sürekli okunmasý gerektiðini ifade ederek, “Risâle-i Nur, bütün insanlarý koyu fikir karanlýklarýndan çýkarýp aydýnlýða kavuþturmaya vesiledir. Bu eserlerle meþgul olmak

KÂZIM GÜLEÇYÜZ—Hafta sonunda Samsun'da okuyucularýmýzla bir araya gelerek sohbet etti.

maddî servetlerden daha kýymetlidir. Dünyevî meþguliyetlerimize devam ederken manevî gýda-

larýmýzý da almamýzý saðlar” þeklinde konuþtu ve bunlara Risâle-i Nur'dan kýsa derslerle örnekler verdi. Risâle-i Nur'un; Kur’ân’ýn bu asra bir dersi olduðu ve þahýs hareketi olmadýðý gerçeðinin altýný çizen Güleçyüz, Yeni Asya'nýn Risâle-i Nur'un medyadaki sözcülüðünü yaptýðýný, manþetleri, haberleri ve yazýlarý ile Kur’ân’a, imana, dine ve dindarlara gelen saldýrýlarý püskürttüðünü, hatalý görüþ ve kanaatleri düzeltici, tamir edici ve toplum vicdanýný aydýnlatýcý haber ve yazýlara aðýrlýk verdiðini örneklendirerek izah etti. Soru ve cevaplar bölümünde ise güncel meselelere dair sorularý cevaplandýran Güleçyüz, hak ve hürriyetlerin önündeki engellerin neler olduðunu, bunlarý aþmak için yapýlmasý gerekenleri, sivil ve demokratik anayasaya ihtiyaç bulunduðunu, Yeni Asya'nýn bu konuda da ýsrarlý yayýnlarý ve ayrýca zaman zaman verdiði broþürlerle önemli hizmetler ifa ettiðini söyledi.

10 yýllýk felci saz aþkýyla yendi

66 yaþýndaki Servet Yýlmaz, saz üretmekten büyük mutluluk duyduðunu söyledi.

BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9

10

1

2

3

4

5

HOLLANDA baþta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine saz gönderen 66 yaþýndaki Pendikli Servet Yýlmaz; “Geçirdiðim felci saz üretme aþký ile yendim” diyor. Saz üretmeyi büyük bir aþk ile yaptýðýný belirten 66 yaþýndaki Servet usta, 2000 yýlýnda beyin kanamasý sebebiyle geçirdiði felci, saz aþký ile yendiðini belirtiyor ve “Fizik tedavi ile sonuç anlamadýðým felci saz üreterek yendim” diyor. “Beni bu hale aðaç sevgisi getirdi. Bað-

HAZIRLAYAN: Erdal Odabaþ 6

7

erdalodabas@mynet.com

8

9 10 11 12

lanmýþým bu iþe, inanýn ötesi de yok” diyen Yýlmaz, saz üretmeye Agop Ohanyan’ýn yanýnda çýraklýk yaparak baþladýðýný ve bu iþin zamanla bir aþka dönüþtüðünü ifade etti. Servet usta saz çalmayý da denediðini ancak saz üretme aþkýnýn daha baskýn geldiðini vurgulayarak; “Saz üstadý Orhan Daðlý’dan ders aldým. Öðrendim de ama bir müddet sonra anladým ki benim için esas olan saz üretmek” dedi. Ýstanbul / Yeni Asya

SOLDAN SAÐA — 1. Kendine has ustalýk, hüner, maharet, sanat. - Topraktan yapýlmýþ su kabý, maþrapa. 2. Suda çok az eriyen, soda ve amonyakla birleþtiðinde kýsmen eriyebilen, asit ve nötr tuzlar oluþturan asit. - Uçurum. 3. Onarým iþleri. - Su kýyýsýnda yapýlmýþ büyük, görkemli ev. 4. Elemekten emir. - Baský ve yazýda kullanýlan, deðiþik boyutlarda kesilmiþ kâðýt. 5. Ýnleyici, inleyen. Bir sonbahar, kýþ meyvesi.- Kilo amparin kýsasý. 6. Dünyamýzýn uydusu.- Sevinç, mutluluk, hoþnutluk, kývanç belirten bir söz. 7. Sýðýr, hindi vb. etinden yapýlan, genellikle dilimlenerek soðuk yenen bir yiyecek.- Nazi hücum kýtasý. 8. Yeniçeri aylýðý. - Güç, etki veya beceri bakýmýndan alýþýlmýþýn üzerinde olan (kimse) 9. Yat limaný. - Etrafý su ile çevrili kara. 10. Formaldehit ile bir fenolün yoðunlaþmasý sonucu elde edilen yapay reçine. - Kiþi þahýs.

Aþýk Temel Turabi , Türkiye’de Aþýk geleneðinin sürdürülmesi konusunda çabalarýyla tanýnýyor.

DPÜ’de âþýklar atýþtý DUMLUPINAR Üniversitesi Türkçe Topluluðu ve Eðitim Fakültesinin ortaklaþa organizasyonuyla düzenlenen “Aþýklar Atýþmasý”na ilgi büyük oldu. Dumlupýnar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans salonunda gerçekleþtirilen “Aþýklar Atýþmasýna” Aþýk Temel Turabi ve Aþýk Zafer Kazancý sazýyla ve sözüyle renk kattý. Ayrýca programda Þair Hacer Alioðlu þiirleriyle salo nu hüzünlendirdi. Türkiye’de Aþýk geleneðinin sürdürülmesi konusunda çabalarýyla tanýnan Aþýk Temel Turabi 1966 yýlýnda Erzurum’un Oltu Ýlçesi Ünlükaya köyünde doðdu. Ýlkokulu köyünde, ortaöðrenimini Karacabey’de tamamladý. Aþýklýk geleneðine ve þiire küçük yaþlarda ilgi duyarak yaklaþýk 11 yaþlarýnda baðlama çalmayý öðrenmeye baþladý. Asýl adý Temel Þahin olan sanatçý Turabi’ye izafeten Aþýk Turabi mahlasýný aldý. Aþýklýk geleneði ve þiire iliþkin bilgisini Aþýk Torunî aracýlýðýyla pekiþtirdi. Aþýklar atýþmasýnýn diðer konuðu Aþýk Zafer Kazancý Aþýk Temel Turabi’nin öðrencisi. DPÜ Fen Ede biyat Fakültesi Konferans salonunu dolduran yüzlerce öðrenci ve akademisyen program boyunca âþýk geleneðinin en güzel örneklerini dinleme fýrsatý yakaladýlar. Program sonunda konuklara Dumlupýnar Üniversitesi adýna birer plaket sunan Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Ali To run deðerli halk sanatçýlarýný üniversitelerinde aðýrlamaktan duyduklarý memnuniyeti dile getirdi. Kültür Sanat Servisi

YUKARIDAN AÞAÐIYA —1. Orantýlý, oranlý, uygun. 2. Ýki nesne arasýný açýk býrakan. 3. Kadýnlarýn kirpiklerini kývýrmak ve daha uzun göstermek için fýrça ile sürdükleri yaðlý sürme, maskara. - Buda rahibi. 4. Üçüncü doðal sayý. - Adakta bulunmak. 5. Araba lambasý. - Rahmetullahi aleyhin kýsasý. 6. Bir erkek adý. - Selin sürükleyip getirdiði çok küçük taneli çamurlaþmýþ kum ve toprak karýþýmý. 7. Asrýn baþýnda büyük bir görkemle inþa edilip denize indirilen ve ilk seferinde batan efsanevi gemi. - Nikeli simgeleyen harfler. 8.Osmanlý Devleti'nde Macaristan ve Hýrvatistan'da sancak beylerine ve küçük prenslere verilen unvan.- Gezinti gemisi. 9. Uçabilen memeli hayvan . 10. Yürüme organýmýz. - Ýslâmýn bir þartý. 11. Ceza olarak ayak tabanlarýna vurmakta kullanýlan, ayaklarý uygun bir durumda sýkýþtýrýp tutan, kalýnca bir sopa ile bunun iki ucuna baðlý bir ipi olan cezalandýrma aracý. - Armuttan yapýlan pekmez. 12. Bal böceði. - Dünyanýn uydusu. - Bir kimseyi övmek için yazýlan þiir.

DÜNKÜ BULMACANIN CEVABI — SOLDAN SAÐA: 1. RAÞÝTÝK. SABA. 2. ETÝKET. ZAMAN. 3. TALÝBAN. KURA. 4. OBEZ. MARATON. 5. RAB. CAR. NA. 6. ÝREM. HAFÝK. 7. KIZAMIK. NAL. 8. ÝM. MAT. 9. RA. ARIZA. ELA. 10. ADAK. MAZERET. YUKARIDAN AÞAÐIYA: 1. RETORÝK. RA. 2. ATABARI. AD. 3. ÞÝLEBEZÝ. 4. ÝKÝZ. MAMAK. 5. TEB. 6. ÝTAM. HISIM. 7. NACAK. ZA. 8. RAF. BAZ. 9. SAKARÝN. 10. AMUT. KAMER. 11. BARON. LALE. 12. ANANAS. TAT.


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/8/2010

3:25 PM

Page 1

11

EKONOMÝ YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

Altýnýmýzý en çok Araplar beðendi

TÜRKÝYE Emekliler Derneði (TÜED), emeklilerin sosyal güvenlik destek prim borçlarý ve faizlerinin affýný istedi. Dernek Genel Baþkaný Kazým Ergün, Maliye Bakaný Mehmet Þimþek’e bir mektup gönderdi. Sosyal Güvenlik Destek Primi nedeniyle maðduriyet yaþayan binlerce emeklinin haciz tehdidiyle karþý karþýya kaldýðýna dikkati çeken Ergün, mektubunda þunlarý kaydetti: ‘’Vergi ve prim borçlarýyla ilgili yeniden yapýlandýrma çalýþmasý konusunda talimat verdiðinizi basýn-yayýn kuruluþlarýndan öðrenmiþ bulunmaktayýz. Emekli olduktan sonra çalýþtýklarý için Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyen binlerce emeklimiz bulunmaktadýr. Bu emeklilerimizden bir kýsmý konuyu tam anlamýyla bilmedikleri için cezai duruma düþmüþler ve bu konuda Sosyal Güvenlik Kurumu tarafýndan takibata maruz kalmýþlardýr. Birikmiþ yüksek miktarlardaki primleri emeklilerimizin mevcut gelirleriyle ödeyebilmeleri mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle, yeniden yapýlandýrma çalýþmalarý çerçevesinde, binlerce emeklimizi ilgilendiren Sosyal Güvenlik Destek Primi borçlarýnýn ve faizlerinin affý veya uygun þartlarda yeniden yapýlandýrýlmasý hususunda gereðinin yapýlmasýný saygýlarýmýzla arz ederiz.’’ Ankara/aa

TAZÝYE Avukat Ahmet Özkýlýnç'ýn babasý

Ýhsan Özkýlýnç

EURO

DÜN 1.5310 ÖNCEKÝ GÜN 1.5360

DÜN 2.0890 ÖNCEKÝ GÜN 2.0930

Dr. Ahmet Yakut Av. Sedat Marmaralý Necati Yýlmaz Ali Kurnaz

Ali Fuat Alatürk Av. Emre Marmaralý Av. Ömer Marmaralý

TEBRÝK Kýymetli kardeþimiz Ýsmail Dursun ile Aslýhan Hanýmefendinin;

Hayra Betül ismini verdikleri bir kýz çocuklarý dünyaya gelmiþtir. Genç çifti tebrik eder, masum yavruya hayýrlý uzun ömürler dileriz .

Üsküdar Yeni Asya Okuyucularý

TAZÝYE Muhterem kardeþlerimiz Kemal ve Mehmet Tuzcu'nun dayýsý

Hasan Akyol

'un

vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Allah'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.

SAMSUN YENÝ ASYA OKUYUCULARI

ALTIN

C. ALTINI

DÜN 55.850 ÖNCEKÝ GÜN 56.050

DÜN 373.000 ÖNCEKÝ GÜN 374.000

Maliye kiracýlarý hesaba çekiyor VERGÝ KAÇAKLARINI ÖNLEMEK ÝÇÝN KOLLARI SIVAYAN MALÝYE BAKANLIÐI, ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SÝSTEMÝ VE MUHTARLIKLARDAN ELDE EDÝLEN BÝLGÝLERÝ KULLANARAK, KÝRACILARI VERGÝ DAÝRESÝNE ÇAÐIRMAYA BAÞLADI. VERGÝ kaçaklarýný önlemek için kollarý sývayan Maliye Bakanlýðý, ev sahiplerini mercek altýna aldý. Adrese dayalý nüfus kayýt sistemi ve muhtarlýklardan elde edilen bilgileri kullanan Maliye, kiracýlarý vergi dairesine çaðýrmaya baþladý. Semtlerde mobil ekip kuran Gelir Ýdaresi Baþkanlýðý görevlileri, mahalle mahalle dolaþýp kiracýlara ne kadar ödeme yaptýklarýný soruyor. Kiracýlardan alýnan bilgilerle ev sahiplerinin beyanýný karþýlaþtýran denetim birimleri, yanlýþ bilgi verenlere de anýnda ceza kesiyor. Sadece Ankara’da bu kapsamda 7 bin

vatandaþ belirlenirken, üç bin kiþinin düþük beyanda bulunduðu, dört bininin ise hiç gelir göstermediði tespit edildi. Bu kiþilerden, doðru beyanda bulunmadýklarý için vergi dairesine çaðrýlarak borçlarýný ödemeleri istendi. Meskenlerde 2 bin 600 lira, ticari iþletmelerde ise 22 bin liralýk istisna olduðuna dikkat çeken Maliye, yanlýþ beyanda bulunanlardan tüm kazancýn vergisinin yaný sýra vergi ziyaý ve özel usulsüzlük cezasý kesti. Kayýt dýþý ile mücadele kapsamýnda ‘kiracý kütüðü’ hazýrladýklarýný belirten bakanlýk yetkilileri, gerekli olmasý ha-

linde tüm konut ve iþyerlerinin tek tek dolaþýlacaðýný kaydetti. Geçen yýl Ankara Vergi Dairesi Baþkanlýðý’nýn baþlattýðý kira denetimlerinin ise karþýlýðý alýndý. Baþkentte 2008 yýlýnda 80 bin mükellef Gayrimenkul Sermaye Ýradý (GMSÝ) beyaný verirken, ayný rakam 2009 için 100 bine kadar çýktý. Türkiye genelinde 15 milyonun üzerinde konut olmasýna raðmen GMSÝ beyanýnda bulunan mükellef sayýsý yaklaþýk 750 bin. Mükelleflerin doðru beyan vermesi için farklý yöntemler deneyen Ýdare, semt semt kira de-

TÜDEF: Bankalar, haksýz ve yasa dýþý kazanç zengini KART AÝDATINDAN 2, HESAP ÝÞLETÝM ÜCRETÝNDEN 4,5 MÝLYAR LÝRA KAZANDILAR. TÜKETÝCÝ Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) ‘Bankacýlýk ve Kredi Kartý Raporu’ hazýrladý. Raporda, bankalarýn kart aidatlarýnda yýlda ortalama 2 milyar lira haksýz kazanç, banka kartlarýnda ise ‘hesap iþletim ücreti’ adý altýnda yýlda 4-4,5 milyar lira yasa dýþý kazanç elde ettiði öne sürüldü. Rapora göre, Türkiye’de toplam 49 banka bulunurken 2009 yýlý sonu itibarýyla kredi kartý sayýsý 44 milyon 392 bin 614, banka kartý sayýsý 64 milyon 661 bin 947 oldu. Bankalarýn kart aidatlarý ve ‘hesap iþletim ücreti’ adý altýnda topladýklarý paralara iþaret edilen raporda, “Soygunun toplam boyutu dolar bazýnda yýlda 4 milyar dolar etmektedir. Bu gelirler yasa dýþýdýr’’ denildi. Merkez Bankasý verilerine göre, 2009’da ferdi kredi borçlarýný ödeyemeyen tüketicilerin sayýsýnýn 544 bin 973, kredi kartý borcunu ödeyemeyen tüketicilerin sayýsýnýn ise 905 bin 191 olduðu belirtilen raporda, 2004’ten bugüne kadar borcunu ödeyemeyen tüketicilerin 5 yýlda 37 kat arttýðý kaydedildi.

52 bin kiþi kart borcunu ödemedi TÜRKIYE’DE Ocak ayýnda kredi kartý borcunu ödemeyenlerin sayýsý 51 bin 716, ferdi kredi borcunu ödemeyenlerin sayýsý da 68 bin 227 olarak belirlendi. Merkez Bankasý’nýn verilerine göre, 2010 Ocak ayýnda ferdi kredi ve kredi kartlarý borçlarýný ödememiþ kiþilerin toplamý 119 bin 943 oldu. Bir kiþinin tüm yýllar içinde bir kez sayýlmasý durumuna göre, 2005 yýlýndan bu yana ferdi kredi ve kredi kartlarý borçlarýný ödememiþ kiþilerin sayýsý 1 milyon 938 bin 873 oldu. Bu kiþilerin 667 bin 823’ü ferdi kredi borcunu, 1 milyon 271 bin 50’si da kredi kartlarý borcunu ödemeyenler oluþturdu. Bir kiþinin yýl içinde bir kez sayýlmasý durumuna göre, 2005 yýlýndan bu yana ferdi kredi ve kredi kartlarý borçlarýný ödememiþ kiþilerin sayýsý 2 milyon 95 bin 485 olarak belirlendi. Ankara/aa

'ün

vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Allah'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.

Emeklilerden prim borcuna af isteði

DOLAR

KÜÇÜK ve Orta Ölçekli Ýþletmeleri Geliþtirme ve Destekleme Ýdaresi (KOSGEB), proje bazýlý destekleme modeline geçiyor. Ayrýca, Küçük ve Orta Ölçekli Ýþletmeler (KOBÝ) desteðe daha kolay ulaþabilecek. Destekleme mekanizmasýnda köklü deðiþikliðe giden KOSGEB, KOBÝ’lerin desteðe daha kolay ulaþabilmesi için birtakým yenilikler getiriyor. Artýk destek almak isteyen iþletmeler bürokrasiye takýlmayacak, KOSGEB kredi kaynaklarýna daha kolay eriþebilecek. 2003 yýlýnda baþlatýlan ve KOBÝ’lerin desteklere ulaþmasýnda önemli bir engel olan Stratejik Yol Haritasý (SYH) uygulamasý yeni dönemde kaldýrýlýyor. Bir baþka yenilik ise iþletmelere Ar-Ge ve inovasyonun yanýnda tasarým desteðinin de verilmesi. KOSGEB Baþkaný Mustafa Kaplan, KOSGEB desteklerini revize ettiklerini, sade, ulaþýlabilir ve anlaþýlabilir bir destekleme sistemi üzerinde çalýþtýklarýný söyledi. Kredileri rehabilite ederek hem daha kolay ulaþýlmasýný saðlayacaklarýný hem de niteliklerini artýracaklarýný kaydeden Kaplan, “Yeni destek sisteminin sade, anlaþýlabilir ve ulaþýlabilir olmasýna dikkat ettik. Þu anda bu çalýþmalarýmýz onay mekanizmalarýndan geçiyor. Yakýn bir zamanda kamuoyuna açýklayacaðýz” dedi. Yeni dönemde para daðýtmak yerine geliþen f irmalara araç olacaklarýný vurgulayan Kaplan, daha önce sadece imalat sanayini destekleyen KOSGEB’in, þimdi tüm KOBÝ’leri hedef kitlesine dahil ettiðine ve proje bazýlý destekleme modeline geçeceklerine dikkat çekti. Antalya/cihan

týný 348,9 milyon dolarla Birleþik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yaptý. ABD’ye 120 milyon dolarlýk altýn mücevherat ihracatý yapan Türkiye, Almanya’ya 57,3 milyon dolarlýk ihracat gerçekleþtirdi. Ýhraç edilen ve yurt içinde turistlere satýlan altýn mücevherat miktarý, sektörün toplam üretiminin yaklaþýk yüzde 70’ini oluþturuyor.

KOBÝ’ler desteklere daha kolay ulaþacak

TÜRK altýn mücevheratýný en çok Araplar ve ABD’liler beðendi. Ýhracatý Geliþtirme Etüd Merkezi (ÝGEME) tarafýndan hazýrlanan Altýn Mücevherat raporundan derlenen bilgilere göre, geçen yýl yaþanan küresel krizin etkisiyle Türkiye’nin altýn mücevherat ihracatý 1,1 milyar dolar olarak gerçekleþti. Türkiye geçen yýl en fazla altýn mücevherat ihraca-

SERBEST PÝYASA

HABERLER

Vakýflarýn çiçek hizmeti, çiçekçileri zora soktu

MUTLU ve üzüntülü günlerde çiçek göndermek yerine vakýf çelenklerinin tercih edilmesinin, çiçekçilerin iþlerini yaklaþýk yüzde 60 oranýnda azalttýðý bildirildi. Kocaeli Çiçekçiler Derneði Baþkaný Korkut Samancý, Kocaeli’de sosyal etkinlikler, açýlýþ ve törenlerde çelenk hizmeti vererek baðýþ toplayan 4 vakýf bulunduðunu belirterek, vakýflarýn bu hizmetlerinin sýnýrlandýrýlmasý istemiyle Cumhuriyet Savcýlýðý’na suç duyurusunda bulunduklarýný söyledi. Samancý, vakýflara yapýlan baðýþlara karþý olmadýklarýný, özel likle eðitim için yapýlan yardýmlarýn ül kenin geleceði için büyük önem taþýdýðýný, ancak vakýflarýn ‘çelenk’ hizmetinin haksýz rekabete yol açtýðýný ve kendilerini zarara uðrattýðýný savundu. Samancý, vakýflarýn çelenk hizmeti vermeye baþlamasýyla iþ potansiyel lerinin yüzde 3040’lara gerilediðini iddia etti. Kocaeli/aa

Buðday fiyatlarý düþtü

ÖNCEKÝ yýl kuraklýk nedeniyle azalan üretim ve artan talebe baðlý olarak dünya piyasalarýnda 660 dolara kadar çýkan ekmeklik buðdayýn tonu, 200300 dolar aralýðýna kadar geriledi. 2007-2008 sezonunda hububat üretiminin yoðun olarak yapýl dýðý ül kelerde yaþanan kuraklýk, ciddî anlamda verim kaybýna yol açýnca buðday fiyatlarý yükseldi. Önlemez bir þekilde fiyatý artan ekmeklik buðdayýn tonu, 2008 yýlýnda, ABD’de 660, Kanada’da 490, Arjantin’de 325 dolara kadar çýktý. Makarnalýk durum buðday ise Ýtalya’da 725, Fransa’da 890 dolara kadar týrmandý. Son aylarda dünya piyasalarýndaki ekmeklik buðdayýn tonu, 200-300 dolar arasýnda iþlem görmeye baþladý. Bursa/aa

Sanayi üretimi, Ocak ayýnda yüzde 12.1 arttý EKONOMÝK büyümenin öncü göstergesi olan sanayi üretimi Ocak ayýnda yüzde 12.1 artýþ gösterdi. Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) verilerine göre, sanayi üretimi Ocak’ta geçen yýlýn ayný ayýna göre yüzde 12.1 artarken, bir önceki aya göre ise yüzde 15.3 düþüþ kaydetti. Üretim madencilik ve taþocakçýlýðý sektöründe yüzde 0.6 azalýrken, imalat sanayi sektöründeyüzde 14.4, elektrik, gaz ve su sektöründe yüzde 3.1 artýþ yaþandý. Takvim etkisinden arýndýrýlmýþ endeks Ocak ayýnda bir önceki yýlýn ayný ayýna göre yüzde 16.1 artýþ gösterirken, mevsim ve takvim etkilerinden arýndýrýlmýþ

endeks bir önceki aya göre yüzde 0.3 arttý. Aralýk 2009’da yüzde 25.2 artan toplam sanayi üretim endeksi bir önceki yýl ayný döneme denk gelen Ocak 2009’da yüzde 21.4 , 2009 yýlýnýn tamamýnda ise yüzde 9.6 daralmýþtý. Öte yandan TÜÝK ilk defa bu ay toplam sanayi üretim endeksi ile baþlanan mevsim ve takvim etkilerinden arýndýrýlmýþ veri çalýþmalarýna madencilik, imalat sanayi ile elektrik, gaz ve su sektörlerini de dahil etti. TÜÝK’ten yapýlan yazýlý açýklamada “Bu çalýþmalarda Avrupa Ýstatistik Of isi’nin tavsiyelerine uygun yöntemler kullanýlmaktadýr” ifadesine yer verildi.

ðerlerini çýkarmasýyla birlikte ziyaretlere de baþladý. Öncelikli olarak yeni elektrik abonesi olanlarýn adresine giden denetim birimleri, ev sahibi mi kiracý mý olduðunu araþtýrýyor. Kiracý ise evi kaça tuttuðu hakkýnda bilgi alýyor. Her þehirde bu kapsamda kiracýlarýn listesinin oluþturulmasý planlanýyor. Öte yandan konutlarda her bir konut için 500 lira ve üzerinde kira geliri elde edenler ile iþyerlerinde iþyerini kira verenlerde miktar sýnýrlamasý olmaksýzýn ödemelerini banka veya PTT aracýlýðý ile yapmalarý gerekiyor. Ankara/aa

HABERLER

AB, kendi IMF’sini kurmak için harekete geçti

YUNANÝSTAN'IN aðýrlaþan borç sorunu nedeniyle Uluslaraarsý Para Fonu’nun (IMF) Avro Bölgesi’ne müdahil olmasýný istemeyen AB, kendi IMF’sini kurmayý gündemine aldý. AB Komisyonu’nun ekonomi ve parasal iþlerden sorumlu üyesi Olli Rehn, Financial Times Deutschland gazetesine yaptýðý açýklamada, ‘’AB Komisyonu Avro Bölgesi üyelerini desteklemek için bunun (IMF) gibi bir Avrupalý enstrüman önermeye hazýr’’ dedi. Avrupalý IMF’den yardýmýn ‘’sýký koþullara’’ baðlanacaðýný vurgulayan Rehn, bu kurumun oluþturulmasý için Almanya, Fransa ve diðer AB üyeleriyle yakýndan çalýþtýklarýný ifade etti. Almanya Maliye Bakaný Wolfgang Schauble ise amaçlarýnýn IMF ile rekabet deðil Avro Bölgesi’nde iç istikrarý saðlamak olduðunu belirterek bunun için kuracaklarý birimin IMF’nin deneyimine ve yetkisine sahip olmasý gerektiðini söyledi. Welt am Sonntag gazetesine konuþan Schauble, ‘’Yunanistan krizinin sonuçlarýný sakince tartýþýp Avrupa Para Fonu’nun oluþturulmasý dahil hiçbir unsuru gözardý etmemeliyiz’’ diye konuþtu. Schauble, bu konuyla ilgili önerilerini kýsa sürede diðer AB üyelerine sunacaklarýný belirtti. Brüksel/aa

AVM’ler emlâk piyasasýný da vurdu

ÝZMÝR'DE küresel kriz ve alýþ veriþ merkezi sayýsýnýn artmasý sebebiyle iþlek sayýlan caddelerde, çok sayýda boþ dükkânýn kiracý beklediði belirtildi. Ýzmir Emlâk Müþavirleri ve Komisyoncularý Odasý Baþkaný Mesut Güleroðlu, gayrimenkul piyasasý içinde konut piyasasýndaki hareketliliðe raðmen dükkan ve iþ yeri kiralama ve satýþ piyasasýnýn istenen hareketliliðe ulaþamadýðýný belirtti. Þehirde 34 yýl öncesine kadar hava parasý istenen pek çok dükkanýn, þu anda müþteri arar durumda olduðunu ifade eden Güleroðlu, mülk sahiplerinin kiralama fiyatlarýný indirmesine raðmen yatýrýmcýnýn çekimser davrandýðýný savundu. Krizin etkilerinin yavaþ yavaþ kalktýðýný gözlemlediklerini ifade eden Güleroðlu, þunlarý söyledi: ‘’Çeþitli sektörlerde hareketliliðin baþlamasýna raðmen bir çok giriþimci yatýrým yapmak için biraz daha beklemeyi tercih ediyor. Alsancak, Karþýyaka, Bornova ve Hatay semtlerinde önceki yýllarda yüksek hava paralarýyla dükkan kiralamalarýnýn yapýldýðý bir çok cadde eski ilgiyi kaybetti. Arka arkaya çok sayýda boþ dükkanýn kiralýk ya da satýlýk tabelalarýyla müþteri beklediðini görüyoruz. Giriþimcinin henüz yatýrým yapmaya korkmasý ve alýþveriþ merkezlerinin artýk daha iyi imkânlar sunmasý piyasanýn duraðan seyretmesine neden oluyor’’ dedi. Ýzmir/aa

THY, 20 tane Boeing 737 alacak

TÜRK Hava Yollarý’nýn (THY) Boeing firmasýyla 20 adet yeni nesil Boeing 737 için anlaþma imzaladýðý bildirildi. Boeing tarafýndan yapýlan açýklamada, THY’nin geçen ay satýn alacaðýný duyurduðu 20 adet yeni nesil 737 uçaðý için sipariþ anlaþmasýný imzaladýðý belirtildi. THY’nin anlaþma kapsamýnda, liste fiyatý üzerinden toplam deðeri 1,6 milyar dolar tutan 10 adet Boeing 737-800 ve 10 adet 737-900ER sipariþ ettiði dile getirilen açýklamada, ‘’Halen, 58’i 737 serisine ait olmak üzere 66 adet Boeing’e sahip bulunan THY, son sipariþle birlikte 737-900ER modeli uçaklarý da filosuna ekleyecek. Türk Hava Yollarý’nýn sipariþ ettiði yeni Boeing 737’lerin tamamý, Boeing’in en yeni modeli 787 Dreamliner’dan esinlenilerek tasarlanan ‘’Sky Interior’’ kabin dizaynýna sahip olacak’’ denildi. Ýstanbul/aa


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/8/2010

2:23 PM

Page 1

12

BÝLÝÞÝM-TEKNOLOJÝ YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

Sayfa Sorumlusu: Zübeyir Ergenekon — Furkan Demir— Muharrem Özel

bilisim@yeniasya.com.tr

Bilgisayar alýrken nelere dikkat edilmeli? pabilirsiniz. Dizüstü bilgisayarlarýn en büyük avantajý, taþýnabilir olmasýdýr. Bu avantajýn, sizin için yalnýzca bir heves mi yoksa gerçekten ihtiyaç mý olduðuna karar verin. Taþýnabilir olmalarýnýn yanýnda daha yüksek maliyetli olmalarý nedeniyle, doðru karar verdiðinize emin olun. Dizüstü bir bilgisayar alacaksanýz, her gittiði-

BÝLGE KAPTAN

Geçtiðimiz hafta iþ yoðunluðumuz ve hazýrladýðýmýz sürprizin çalýþmalarý nedeniyle sizlerle olamadýk. Bir hafta arayla tekrar sizlerleyiz. Gelen soru; Yeni bir bilgisayar alýrken nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Abdullah EFE-Köln Cevabýmýz; Yeni bir bilgisayar almadan önce “ihtiyac”ýmýzýn ne olduðuna karar vermeliyiz. Reklamlarýn etkisiyle ihtiyacýmýz olmayan birçok þeyi “ihtiyaç” olarak hissediyoruz, ihtiyacýmýz olmayan lâkin ihtiyaç olarak hissettiðimiz þeyleri almak için þartlarýmýzý sonuna kadar zorlayýp, sonrasýnda da sýkýntýya düþüyoruz. Bediüzzaman’ýn bu konuda önemli ve güzel bir tesbitini aktarmak istiyorum. “Garp medeniyeti zalimesinin suiistimal, israfat ve hevesatý tehyiç ettiðini ve gayrî zarûrî ihtiyaçlarý zarurî hacetler hükmüne getirdiðini, bir insanýn gerçekte muhtaç olduðunu dört haceti yirmiye çýkardýðýný, ancak helâl kazancýn bunu karþýlayamamasýndan dolayý insanlýðýn gayrî meþrû yollara yöneldiðini ve ‘fakir’ hale getirildiðini tespit etmektedir.” (Emirdað Lahikasý, s. 335) Bu tesbit doðrultusunda “ihtiyaç” kavramýný

sorgulamamýz gerektiðini fark ediyoruz. Öncelikle kendimize sormamýz gereken soru, “bilgisayara gerçekten ihtiyacým var mý?” olmalý. Kendimizi bu tür sorular karþýsýnda çok kolay ikna edebiliyoruz, elimizi vicdanýmýza koyup, tekrar tekrar soralým kendimize. Eðer gerçekten ihtiyacýmýz var ise diðer sorulara geçebiliriz. Bilgisayarý nerede kullanacaksýnýz? Aktif olarak taþýyacak mýsýnýz, yoksa sadece evde mi kullanacaksýnýz? Aktif olarak taþýmanýz gerekiyorsa; her gittiðiniz yerde priz olacak mý, yoksa tek þarj ile uzun süre mi kullanmanýz gerekecek? Hangi iþlemleri yapacaksýnýz, hangi programlarý çalýþtýracaksýnýz? Oyun oynamak gerçekten gerekli mi? Ya da “son çýkan oyunlar” ihtiyacýmýz mý? Bu sorulara göre birkaç bilgi vereceðiz, siz de bu doðrultuda kendinize göre bir seçim ya-

Sorularýnýzý, bilgekaptan@hakperest.org adresine gönderebilirsiniz.

niz yerde priz bulma imkânýnýz yüksek ise, pil ömrü uzun bir bilgisayar almanýza gerek yoktur. Pil ömrü uzun bir bilgisayar, diðerlerine göre daha yüksek maliyetlidir. Eðer uzun pil ömrü istiyorsanýz, özelliklerinden “pil hücresi”ne cell bakabilirsiniz. Standart pil hücresi, 3’tür. 6 ya da 9 hücreli bataryasý olan bir bilgisayar alýrsanýz, tek sefer þarj ile 912 saat arasýnda kullaným imkâný olabilir. Bu süreler, iþlem yapmadýðýnýz anlar ve ofis iþlemleri gibi fazla enerji gerektirmeyen iþlemler baz alýnarak ölçülmektedir. Video, oyun, müzik, özel programlarýn çalýþtýrýlmasý gibi iþlemler sýrasýnda kullaným süreniz düþebilir. Bilgisayarýnýzda kullanmanýz gereken özel programlar var mý? Örneðin; tasarým ve çizim programlarý, yüksek performanslý bir bilgisayar gerektirir. Eðer bu tür özel programlarýnýz var ise; iþlemcimizin “Core 2 Duo, P7450” serisi ya da daha üstü olmasýna dikkat etmelisiniz. “i7” serisi iþlemciler son çýkan teknoloji olarak karþýmýzda lakin gerçekten ihtiyaç mý? Tekrar düþünmek gerekir. Uzun vadede düþünseniz bile “i7” iþlemcili bir bilgisayar, ihtiyacýnýz olmayabilir.

—Devamý haftaya—

TABLOLARDA ÝÞLEMLER WEB TASARIM DERSLERÝ

ABDULCELÝL TOPÇU www.celilcan.com / bilgi@celilcan.com

HTML derslerine kaldýðýmýz yerden devam ediyoruz , iþ yoðunluðum sebebi ile derslerden baþka kelâm edemiyorum hakkýnýzý helâl edin. Tablo konusuna kaldýðýmýz yerden devam edelim çünkü geniþ bir konu. TABLO ETÝKETÝ VE BU ETÝKETE BAÐLI PARAMETRELER Burada width(geniþlik) ve height(yükseklik) parametrelerini ay-

nen daha önce kullandýðýnýz gibi kullanabilirsiniz... Bgcolor parametresi: Hücrenin arkaplan rengini belirler. <table bgcolor=”black”> <tr> <td>Yeni Asya</td> </tr> </table> Background parametresi: Hücrenin arka plan resmini belirler <table background=”yeni-asya.gif”> <tr> <td>Yeni Asya</td> </tr> </table>

border parametresi: Hücrenin çervçeve boyutunu belirler <table border=”2”> <tr> <td>Yeni Asya</td> </tr> </table> Align parametresi: Hücrenin yatay olarak konumunu belirlemeye yarar ( örn. Sað ya da sol ) <table align=”left”> <tr> <td>Yeni Asya</td> </tr> </table> <TR> , <TD> etiketleri ve kullanýmý

bgcolor <table> <tr> <td bgcolor=”red”> Yeni Asya</td> </tr> </table> <table> <tr> <td background=”yeni-asya.gif”> Yeni Asya</td> </tr> </table> <table border=”2” width=”100” height= “100”> <tr> <td align=”right”> Yeni Asya</td>

</tr> </table> bordercolor <table border=”2”> <tr> <td bordercolor=”red”> Yeni Asya</td> </tr> /table>

Bu alýþtýrmalarý çoðaltarak kendiniz istediðiniz türden bir tablo yapýsýný rahatlýkla oluþturana kadar bu örnekleri tekrar edin.

Çocuklarýmýzýn bilgisayar baþýnda yapabileceklerini sýnýrlamanýn yolu ÇOCUKLARIMIZIN bilgisayar baþýnda geçirdikleri süreyi ve ne yaptýklarýný kontrol etmenin deðiþik yollarý vardýr. Herhangi bir ‘3. Parti yazýlým’ kullanmadan bunu Windows ile yapabiliriz. Windows, Vista sürümü ve Windows7 ile birlikte gelen ‘Ebeveyn Denetimleri’ özelliði bu iþ için biçilmiþ kaftan hükmündedir. Bu özelliði kullanmak için yeni bir kullanýcý oluþturmalýyýz. Kullanýcý eklemek için Denetim Masasýndaki “kullanýcý hesaplarý” bölümünü kullanýrýz. Bu özellik ile 4 temel konuda denetim saðlayabiliriz. Ýnternetteki belli içerikleri denetleme ve ‘izin verilenler listesi’ oluþturularak bu liste haricinde kalan web sayfalarýnýn giriþine izin vermeme. Zaman sýnýrlamasý: 7 günün 24 saatinin hangisinde bilgisayarý açabileceðini hangisinde açamayacaðýný kolayca belirleyebiliriz. Oyun sýnýrlamasý: Kullanýcý oyun oynayabilir mi, oynayamaz mý? Oynayacaksa hangilerini oynayacak, bu tür seçimleri yapmamýzý saðlar. Program kullaným sýnýrlamasý: Ýzin verilenler listesi kullanýlarak bazý programlarýn kullanýmý engellenebilir. Elbette bu tedbirlerin tek baþýna yeterli olmadýðý açýktýr. En önemlisi ‘kalpte bir yasakçý’ oluþturmak olsa gerek.

Qibla Finder (Kýble Bulucu) PROGRAM TANITIMI UMUT AVCI umut.avci@windowslive.com

BÝLÝÞÝM - HABER BU HAFTAKÝ program tanýtýmýnda kýblemizi bulmamýza yarayan bir programý tanýtmýþ bulunuyoruz. Program Android Ýþletim Sistemine, (Android, Google ve Open Handset Allience tarafýndan kodlanmýþ Linux Ýþletim Sistemi tabanlý bir mobil cihaz -PDA ve cep telefonlarý- için geliþtirilmiþ açýk kaynak kodlu bir iþletim sistemidir.) sahip mobil telefonlarda kýble yönünü göstermektedir.

Hastalýðýnýzý internette aramayýn! BÝLGÝSAYAR ve internet teknolojisinin hýzlý bir þekilde her eve girmeye baþlamasý, tedavi arama yöntemlerini de deðiþtirdi. Birçok kiþi, yakalandýðý rahatsýzlýða internetten tedavi aramaya çalýþýrken, sanal ortamdan hastalýðýn tedavi edilemeyeceðini uzmanlar, aksine daha büyük ve çözümü zor saðlýk problemleriyle karþýlaþýlabileceði uyarýsýnda bulundu. Dr. Ýbrahim Baðcivan Ýnternette kendi saðlýðý konusunda araþtýrma yapanlarýn bazý noktalara dikkat etmesi gerektiðine dikkat çekti ve “Baþ aðrýsý yazýp araþtýrma yaparak hastalýðýnýza teþhis koymaya çalýþmayýn. Baþ aðrýsýna sebep olan yüzlerce hastalýk olabilir. Tedaviyi hekimden deðil internetten almak isteyen ehastalar, bu yolla hem umutsuzluða kapýlýyor hem yanlýþ bilgilenebiliyor” þeklinde konuþtu. Ýnternetin belli araþtýrmalar için kullanabileceðini ancak hastalýkla ilgili olarak internetin çözüm sunamayacaðýna deðinen Baðcivan, internetten eksik ve yanlýþ bilgi edinme ihtimalinin çok yüksek olduðunu vurguladý (Haberin tamamý için http://sentezhaber.com/haber-detay.asp?haberID=6758)

Kur’ân ve Sünnet ýþýðýnda doðru ve güvenilir bilginin kaynaðý: ilmedavet.com Hazýrlayan: Marmara Eðitim MARMARA Eðitim, imana ve Kur’ân’a ait hakikatleri insanlara ulaþtýrmak gayesiyle kurulmuþ bir eðitim hizmetidir. Hedefi ise insanlarýn kitaptan ve kitap okumaktan uzak olduðu þu zamanda bu hakikatleri kitap tarzýndan görsel bir formata çevirerek iman hakikatleri baþta olmak üzere birçok ilmî konuda video eserler hazýrlamaktýr. Hazýrlanan eserlerin kurgu ve montajý, kendi bünyesinde kurmuþ olduðu ekip ve sistem ile yapýlmaktadýr. Hazýrlanan bu eserler ise ilmedavet.com adresinden ziyaretçilerimize ücretsiz olarak sunulmaktadýr. Hiçbir ticarî amaç güdülmeden, sadece Allah rýzasý için, büyük bir gayret, ciddiyet ve fedakârlýk ile ortaya konulan bu eserler televizyon, internet, cd ve dvd

ortamýnda insanlarýn istifadesine sunulmaktadýr. 2009 yýlý itibarýyla da yayýn kalitesini HD formatýna geçirerek daha yüksek kalitede eserler hazýrlamaktadýr. Ayrýca geriye dönük hazýrlamýþ olduðu eserleri de yine HD formatýna çevirmektedir. Yeni çýkan her eserden mail yoluyla ziyaretçilerimiz haberdar edilmektedir. Sitemizde baþta iman hakikatleri olmak üzere tefsir, hadis, Risâle-i Nur, fýkýh, akaid ve birçok ilmî konulara yer verilmektedir. Ayrýca birçok metnin sesi ve videosu da hazýrlanýp metinlerle beraber ziyaretçilerin istifadesine sunulmuþtur. Bununla beraber hizmetimiz, insanlarýn zihinlerini meþgul eden önemli ve ciddî konularda da kitaplar hazýrlamaktadýr. Ýlahî Sýr Kader, Kur’ân’a Ýman, Mezhepler, Fikir Sofrasý isimli kitaplar

bunlardan bazýlarýdýr. Bu kitaplarýn metinleri de yine web sitemizden e-kitap ve .pdf formatýnda ücretsiz olarak okuyucularýmýza sunulmuþtur. Sitemizdeki metinler ilmî bir heyet tarafýndan hazýrlanmaktadýr. Ýman hakikatleri ile ilgili birçok konuda kaynak olarak bu zamanýn kýymetli bir eseri ve Kur’ân’ýn bir tefsiri olan, Bediüzzaman Hazretlerinin Risâle-i Nur Külliyatý kullanýlmaktadýr. Ýnternetin kitlesel bir iletiþim aracý olmasý hasebiyle dünyanýn birçok yerinde bu eserler birçok ziyaretçiyle buluþmuþ ve buluþmaya devam etmektedir. Hedefimizde ise, iman hakikatlerini daha büyük kitlelere ulaþtýrmak adýna, sitemizin tüm içeriðini ve video eserlerini baþta Ýngilizce olmak üzere Çince, Almanca, Fransýzca ve Rusça ve diðer dünya dillerine çevrilmesi vardýr. Muvaffakiyet Allah’tandýr.

Program Tanýtýmý ve Özellikleri Ýstediðimiz herhangi bir yerde Kýble bulabilmemiz için hazýrlanmýþ bir araçtýr. Program 3 farklý þekilde, bulunduðumuz yerin kýblesini hafýzasýna alabilmektedir. 1- GPS üzerinden. GPS aracýlýðý ile uydudan alýnan koordinatlarý Kâbe’nin koordinatlarýna göre hesaplayýp, gerekli açýyý bularak kýble yönünü gösterir. 2- GSM veya Kablosuz internet aðlarý aracýlýðý ile, yer konum bilgileriniz tesbit edilir ve Kâbe’nin koordinatlarýna göre hesaplandýktan sonra, gerekli açýyý bularak kýble yönünü gösterir. 3- Doðruluðu bilinen bir kýble hizasýnda, telefon yere býrakýlýr. Ve sistem kýblenin yön bilgisini kaydeder. Bir kereye mahsus yapýlan bu iþlemden sonra bulunduðunuz þehir içerisinde, internete, GPS’e ya da GSM þebekesine ihtiyaç duymadan kýble yönünü bulabilirsiniz. (Çalýþmada www.Bg.org.tr adresinden faydalanýlmýþtýr.) Kurulum Dosyasý Link 1: http://islamdavasi.net/Qible-Finder-1.0.rar Link2: http://rs891tl2.rapidshare.com/f iles/358714384/Qible-Finder-1.0.apk.html


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/8/2010

2:26 PM

Page 1

13

DÝZÝ

YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

ELÝF NUR KURTOÐLU elifnur@yeniasya.com.tr

—DÜNDEN DEVAM—

Ýmam hatipte öðrenciler için de baþörtüsü sýkýntýlarý baþlamýþtý. "Hocam siz ne yapacaksýnýz" diye birkaç öðrenci sorunca "Bu Allah'ýn emri, farz, kesinlikle baþýmý açmam" diyordum.

28 ÞUBAT’TAN SONRA SIKINTILAR DAHA DA ARTTI KENDÝSÝNÝN DE OKUL MÜDÜRLERÝ TARAFINDAN ÝKNA ODASINA ALINIP "BAÞINI AÇ, GÖREVÝNE DEVAM ET" TELKÝNLERÝNE MUHATAP OLDUÐUNU BELÝRTEN FATMA NUR HACINEBÝOÐLU, ÖÐRETMENLÝÐÝNÝN EN VERÝMLÝ DÖNEMÝNDE GÖREVDEN ALINMASINA ÜZÜLÜYOR.

‘‘

Geri adým atmadýðýmý görüyorlardý. Aleyhimde yazýlan raporlarda, "Kendi baþýný açmamasýyla birlikte, o ortamda bulunmasýyla öðrencilerin de baþýný açmasýna engel oluyor. Bu yüzden bir an önce uzaklaþtýrýlmasý lâzým" diye yazýlýp görevden uzaklaþtýrýldýðýmý öðrendim.

10 28 Þubat süreci baþörtülü ve imam-hatipli öðrenciler için tam bir kâbus dönemi olmuþ, adeta bir sürek avý baþlatýlmýþtý.

settür konusunda zorlamýþ bir hocayla karþýlaþtým. Öðretmenlik yaptýðýmý söyledim, baþka bir arkadaþ “Nur, bizi okulda baþýmý açmayacaðým diye çok zorladýn. Þimdi para için açýyorsun deðil mi?” dedi. “Hayýr, hocam baþörtülü öðretmenlik yapýyorum” dedim. Ama orada baþýmý açýyor olsaydým ciddî bir zýtlýk ve ikilem olmuþ olacaktý. Bir zaman sanki mücadeleci ruhla bir þeyler yapýp sonra menfaati olunca býrakmýþ gibi olacaktý. Balýkesir’de öðretmenlik yaparken bir hafta sonu söylenti baþladý “ders programý deðiþecek” diye. Bu gayet normaldir sürekli deðiþir. Hafta sonunu ailemin yanýnda geçirmek için Ýzmir’e gitmiþtim. Pazar günü biri aradý, kim olduðunu bilmiyorum. “Yarýn okula gittiðinizde bir þeylerin tedbirini alýn. Hemen derse baþlamayýn” dedi. Ýyi niyetli bir insan, bir þeyler duymuþ söyleyemiyor gibi bir hal vardý. Ertesi gün okula gittik. Ders programýna baktým adým yok. Müdüre gittim. “Benim dersim yok” dedim “Size kütüphanede görev verdik” dediler. Okulda Ýngilizce öðretmeni ihtiyacý var, bana kütüphanede görev veriyorlar. Ýdarî tedbir olarak karþýlýðý varmýþ ama ben bilmiyordum. 15 gün kütüphane memurluðu yaptým. Sonrasýnda öðretmenliðe nasýl devam ettiniz? Sonra "Ýdarî görevle Çýraklýk Eðitim okuluna tayinin çýktý" dediler. O zamana kadar bu okullarýn ne yerini, ne de yapýsýný da biliyordum. Sanayî içinde ve her gün öðrencisi deðiþen bir okulmuþ. Orada da baþörtülü olarak derslere girmeye

baþladým. Kýsa süre geçtikten sonra okuldan uzaklaþtýrma cezasý almýþým. Bana sarý bir zarf uzattýlar. 3 ay okuldan uzaklaþtýrýlýyorsunuz dediler. O an da çok ilginçtir. Bana zarf uzatýlýnca güldüm. Arkadaþlar "niye gülüyorsun?" dediler. Size bir hikâye anlatayým dedim: Bir zamanlar. Padiþah hastalanmýþ. Tek çare bir çocuðun kanýymýþ. Padiþah, "Çocuk getirilsin, kaný alýnsýn" diye ferman etmiþ. Bir çocuk bulunmuþ. Babasý kanýnýn alýnmasýna izin vermiþ. Kadý, "Kaný alýnabilir" diye hükmetmiþ. Çocuk da güle oynaya padiþahýn huzuruna gitmiþ. "Senin kanýn alýnacak öleceksin, aðlaman gerekirken gülüyorsun" demiþler. Çocuk, "Herkesi koruyup gözetmesi gereken ülkenin padiþahý kanýmý istiyor. Ailem olarak beni korumasý gereken babam, padiþaha beni veriyor. Bu ülkede adaleti saðlamasý gereken kadý, benim kesilmeme fetva vermiþ. Ben gülmeyeyim de ne yapayým" demiþ. Ben de aynen o çocuk gibiydim. Bizim kesilmemizi istiyorlar aðlasam neye yarar. Bu hale gülüyorum dedim. Okuldan uzaklaþtýrýldýðým zaman belirsiz bir dönemdi. Ne olacaðý belli deðil. "Herkes gereðini yaptý, sen gereðini yapamýyor musun?" diye çevreden söylenmeler oluyordu. Ýmam hatipte öðrenciler için de baþörtüsü sýkýntýlarý baþlamýþ. Hatta senin sürülmendeki tek sebep kendini baþýný açmýyor olman deðil, o ortamda var olman dediler. Ben öðrencilere hiç bir þey söylemiyordum. "Hocam siz ne yapacaksýnýz" diye birkaç öðrenci sorunca "Bu Allah'ýn emri, farz, kesinlikle baþýmý açmam"

diyordum. Geri adým atmadýðýmý görüyorlardý. Aleyhimde yazýlan raporlarda, "Kendi baþýný açmamasýyla birlikte, o ortamda bulunmasýyla öðrencilerin de baþýný açmasýna engel oluyor. Bu yüzden bir an önce uzaklaþtýrýlmasý lâzým" diye uzaklaþtýrýldýðýmý öðrendim. Uzaklaþtýrma sýrasýnda okul tekrar çaðýrdý. Ýmam Hatipteki okul müdürünün yanýna gittim. Bu sefer çok nazik, kibar davranýyordu. "Hocam benim Ankara'da baðlantýlarým çoktur. Siz bugün açmaya karar verin okula tekrar geri getirtiriz. Hatta burada öðrenci ve öðretmenleri tanýrým diyorsanýz baþka okula tayininizi isteyelim. Kimsenin tanýmadýðý bir ortamda daha rahat baþýnýzý açarsýnýz" dedi. "Allah'ýn emri her yerde. Ben baþka okula gidince Allah'tan kaçamam ki. Arkadaþlarýmdan utandýðým için baþýmý açamýyor deðilim. Hiç tanýmadýðým insanlar arasýnda da bir þey deðiþmeyecek." dedim Ýkna için uðraþtý benimle. Daha sonra þunu öðrendim, müdürün benimle konuþmadan önce, benim kalemim kýrýlmýþ. Hakkýmdaki karar zaten infaz edilmiþ, henüz bana duyurulmamýþ. Ýyi ki oyuna gelip onun sahte yardýmseverliðine kanmadým diye þükrettim. Uzaklaþtýrma bitince tekrar okula döndüm. Bir defa açýða alýndým ve sonra atýldým. 25 Nisan 2000 Salý günü bir sýnýftaydým. Derste nöbetçi öðrenci bana sarý bir zarf getirdi. Açtým okudum ilk etapta algýlayamadým. Derse devam ettim. Kötü bir þeylerin olduðunun da farkýndayým. Teneffüste müdürün yanýna geldim. "Bu nedir?" dedim. "Derse devam etmiyorsunuz" dedi. Müdür dindar görüntülüydü, ama korkakça tavýrlar sergiliyordu. Baþ muavin ise dindar deðildi ama yaklaþýmlarý daha insanî ve daha demokrattý. Müdür benden hep korkuyordu, bunun için benimle ilgili kararlarý hýzlýca alýyordu. Ona bir þey yapýlmasýndan korktuðu için resmi iþlemleri hemen yapýyordu.

Belgeyi aldýðýnýzda neler hissettiniz? Çok enteresan bir halet-i ruhiyeydi. O hal farklý bir þeydi. Kendimi kahretmedim çok güçlü hissettim. Ama ülkem adýna çok üzüldüm. Sonuçta 17 yýl eðitim hayatým geçti. Öðretmenliðimin 9. senesindeydim. Acemiliði atlatýp, öðretmenlik noktasýnda olayý daha rayýna soktuðum, daha iyi götürdüðümü hissettiðim bir dönemdi. Yunus Emre'nin "Yiðit iken ölenlere gök ekini biçmiþ gibi" dizesi anlatýyor. Verim vereceðin sýrada kökünü kesiyorlar. Rýzký Allah verir tabiî ki. Dünya bir imtihan "Settar" ismi üzerinden imtihan olunuyoruz. Rezzakiyetine güvenip güvenmeme noktasýnda imtihan olunuyoruz. Küfür devam eder ama zulüm devam etmez diye düþündük. Tebliði aldýðýnýz gün tekrar derse döndünüz mü? Öðrencilere ne dediniz? Evet derse döndüm. Erkek sýnýfýydý onlara bir konuþma yaptým. Aðlayýp sýzlayan, beni atýyorlar diye þikâyet eden bir konuþma deðildi. "Arkadaþlar ben antidemokratik bir uygulama sonucu bundan sonra öðretmenliðime devam edemeyeceðim. Sizler gençsiniz, bu ülkenin gençliði olacaksýnýz. Böyle anti demokrat uygulamalarýn kalkmasýný sizler saðlayacaksýnýz ki insanlar maðdur olmasýn" dedim. Gidiyorduk, ama baþýmýz dikti. Hâlâ zulüm olduðunu hakkýmýzýn yendiðini düþünüyorum.

YARIN:

{

EÐÝTÝMDEN KOPMADI

{

Öðrencilerle aranýz nasýldý? Iðdýr Lisesi, çok kozmopolit bir liseydi. Etnik yapýdan da Aleviler, Kürtler, Terekemleler var. Öðrenciler arasýnda resmî zevatýn çocuklarý da vardý. Ýnsan kendini çok da rahat hissetmiyor açýkçasý. ”Korkma Allah bizimledir” âyetini zihnimde tutmaya çalýþýyordum. Öðrencilerle problemim yoktu. Ben yeni mezun olmuþtum yaþým gençti, öðrenciler de geç yaþta liseyi okuyorlardý. Dolayýsýyla yaþlarýmýz çok yakýndý. Okulda öðrencilerden hiç tepki almadým. Ama çocuklar hayatlarýnda ilk defa baþörtülü bir öðretmen görüyorlardý. Daha fazla saygý gösteriyorlardý. Açýk saçýk giyen öðretmenlere karþý farklý þeyler düþünüyorlardý. Bunlarý duyuyorduk. Bize büyüðü gibi davranýyorlardý. Bu hoþ bir þey. Öðretmen arkadaþlar arasýnda da anormallik yoktu. Komutanýn eþi olan bir öðretmen bayan vardý. Bayaðý da modern giyiniyordu. Onunla bile hiçbir problem yaþamadýk. Daha sonra tayin istedim, Balýkesir Ýmam Hatibe geldim. Balýkesir’de baþörtülü öðretmenler ve öðrenciler vardý. Baþörtüsü sorunu yoktu. Orada göreve baþladým. Balýkesir’e geldiðim ilk zamanlarda öðretmenler gününden önce beni çaðýrdýlar. “En genç öðretmen sensin konuþmayý sen yapacaksýn” dediler. Benim için çok anlamlaydý. Daha önce törenlerde okunan Ýstiklâl Marþý’nýn bana çok tesir ettiðini söylemiþtim. Artýk “Galiba biz hür olduk” düþüncesiyle okuyordum marþlarý. 1997’ye gelindiðinde yavaþ yavaþ üniversitelerde sýkýntýlar olmaya baþladý. Bize de yansýyacaðý söylendi. Ama biz okulda bir sýkýntý yaþamýyorduk. Okul müdürü bizi kýzý olarak görüyordu. “Ben kýzlarýmý coplatmayacaðým” diyordu. O dönemde çok acý þeyler yaþandý. Genç kýzlar yerde sürünüp coplandý. Hiç hoþ þeyler deðildi. Bu insanlar bir yere bomba atmamýþ, birinin canýna kýymamýþ. Sadece okuyacaðým veya çalýþacaðým demiþ. Yasak Balýkesir’e geldiðinde insanlar baþlarýný hemen açtýlar. Çok enteresan bir þeydi. 4 kiþi gidip okulun önünde oturuyorlardý. Günlerce haftalarca oturdular. Bizim okulda sýkýntý hissediliyordu, ama olaylarý bir bir yaþamýþ deðildik. Müdür görevden alýndý ve çok hýzlý yeni müdür atandý. Gelen yeni müdürü, ya baþýmýzý açtýrmak veya defterimizi dürmek üzere gönderilmiþlerdi. 1999’da seçim yaklaþýyordu. Biz seçimlerden sonra düzelir umudu taþýyorduk. Hatta ortalýkta dolaþan ebcet, cifir hesaplarý vardý. Her þey düzelecek deniyordu. Biraz sabredelim diyorduk. Göze batmayalým diye çok fazla ortalýkta dolaþmýyorduk. Teneffüs olduðunda sýnýftan çýkmýyorduk. Daha öðrencilere yasak konulmamýþtý. Öðrencilerin baþörtüsüne yakýn örtüler kullanýyorduk. Bir gün dersteyim, birden kapý açýldý. Baþ muavin ve yanýnda iki tane daha muavin hepsi de çok temiz insanlar. “Hocam kusura bakmayý tutanak tutmak zorundayýz” dediler. O anda kendilerini çok kötü hissettiklerinden eminim. Kardeþi kardeþe kýrdýrtmak gibi. “Ben müsterihim, siz de müsterih olun” dedim. Bir þeylerin iniþe doru gittiðinin farkýna varýþtým. Sonrasýnda bu arkadaþlar Ýmam Hatipte kalmak istemediler. “Bizi maþa olarak kullanýyorlar” diye ayrýlmak istediler. En azýndan “zulmün aracýsý biz olmayalým” dediler. En son 1999-2000 öðretim yýlýna baþladýk. Benim son öðretmenlik dönemimdi. Yaz döneminde bütün tesettürlü arkadaþlarýn baþka okullara tayini olmuþ. Okulda bir tek ben ve rehberlik öðretmeni arkadaþ kalmýþ. O peruk takýyordu. Yeni öðretim dönemi baþladýðýmýzda, yakýn zamanda deprem olmuþtu. Okulun yeni müdürü beni yanýna çaðýrdý. “Bu þekilde devam edemeyeceksin, baþýný açman gerekiyor” dedi. Ben dedim ki “Ýnsanlar ayýn 15’inde maaþýný aldý, ama ayýn 17’sinde o maaþlarýndan bir kuruþ bile harcamadan vefat ettiler. Siz gelecek diyorsunuz, ama bahsettiðiniz gelecek hangisidir? Ben yanlýþ bir þey yaptýðýma inanmýyorum. Baþýmý açmayý düþünmüyorum” dedim. Sonra sýkýntýlý bir dönem baþladý. Bazý öðretmenler beni ikna etmeye çalýþýyordu. Onlara diyordum ki “Ben baþýmý açarak çocuklara ikiyüzlülüðü mü öðreteceðim? Menfaatler uðruna taviz vermeyi mi öðreteceðim? Bu baþörtü, baþýmla birlikte çýkar.” Þimdi bir hatýramý hatýrladým: Iðdýr’da çalýþtýðým yýllarda zaman zaman üniversiteye hocalarýmý ziyarete gidiyordum. Okul yýllarýnda beni te-


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/8/2010

3:21 PM

Page 1

14

SPOR

YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

HAFTANIN GÖRÜNÜÞÜ

F.BAHÇE HAYATA DÖNDÜ ÜST ÜSTE 7 RESMÝ MAÇINI KAZANAMAYAN SARI-LACÝVERTLÝLER, LÝGDE ANTALYASPOR KARÞISINDA 1 AYLIK BÝR ARADAN SONRA GALÝBÝYETLE TANIÞARAK ÞAMPÝYONLUK ÝDDÝASINI SÜRDÜRDÜ. FENERBAHÇE, Turkcell Süper Lig'de Antalyaspor karþýsýnda aldýðý galibiyetle adeta hayata döndü. Bundan önceki son galibiyetini Ziraat Türkiye Kupasý çeyrek final ilk maçýnda 4 Þubat'ta yine Kadýköy'de Bursaspor'a karþý 3-0'lýk skorla elde eden sarý-lacivertliler, geride kalan bir aylýk sürede, Turkcell Süper Lig, kupa ve UEFA Avrupa Ligi mücadelelerinde üst üste çýktýðý 7

maçta 3 beraberlik 4 yenilgi almýþtý. Turkcell Süper Lig'de bundan önceki son galibiyetini 19. haftada Sivasspor'a karþý 5-1'lik skorla alan sarýlacivertliler, 4 hafta aradan sonra 3 puana ulaþtý. Sivasspor galibiyetinin ardýndan Diyarbakýrspor ile 1-1 ve Manisaspor ile 2-2 berabere kalan sarý-lacivertliler, Bursaspor'a 3-2, Ýstanbul Büyükþehir Belediyespor'a da 2-1 maðlup olmuþtu. Fe-

Yalçýn: Emre'ye müdahalem var Antalyasporlu Yalçýn, ''Emre beni geçmeye çalýþtý, müdahalemi yaptým'' dedi. Yalçýn, bir gazetecinin ''Sana göre penaltý mýydý?'' sorusu üzerine, ''Ben bir þey diyemem, hakemin kararýdýr'' diye konuþtu.

nerbahçe, savunma dörtlüsünün eksiksiz sahada yer aldýðý maçý gol yemeden tamamladý. Diyarbakýrspor beraberliðiyle baþlayan çöküþ sürecinde her maç kalesinde gol gören sarý-lacivertli ekip, Lugano'nun da takýma katýlmasýyla 90 dakikayý gol yemeden bitirdi. Bu arada Teknik Direktörü Christoph Daum, galibiyetsiz geçen zor bir dönemin ardýndan Antalyaspor karþýsýnda

takýmýnýn ortaya koyduðu performanstan memnun olduðunu belirterek, ''Kalan 9 maçta bu sonucu alýrsak þampiyon oluruz'' dedi. Forvet oyuncularýnýn gol yollarýndaki formsuzluðuyla ilgili bir soru üzerine Daum, Semih ve Güiza'yý savunarak, ''Forvet oyuncularýmýz bu maçta parlamak için oynamadýlar, takýmýn baþarýsý için mücadele ettiler'' dedi.

Süper Lig kulüpleri baþsaðlýðý mesajý yayýnladý

Elazýð üzüntüsü TÜRKCELL Süper Lig'de mücade eden spor kulüplerimiz Elazýð'da meydana gelen depremde hayatlarýný kaybeden vatandaþlarýn yakýnlarýn yayýmladýklarý bir mesajla baþsaðlýðý diledi. Galatasaray, Fenerbahçe, Beþiktaþ, Trabzonspor, Bursaspor ve birçok Süper Lig kulübün kendi resmi internet sitesinden yayýmlanan mesajlarda þu ifadelere yer verildi: "Elazýð'da

sabah saatlerinde meydana gelen depremde bazý vatandaþlarýmýzýn hayatlarýný kaybettiði bazý vatandaþlarýmýzýn ise enkazdan yaralý olarak çýkartýldýðýný üzüntüyle öðrenmiþ bulunuyoruz. Depremde hayatlarýný kaybeden vatandaþlarýmýzýn ailelerine baþsaðlýðý diliyor, yaralý olarak enkazdan kurtarýlan vatandaþlarýmýzýn da biran önce eski saðlýklarýna kavuþmalarýný istiyoruz."

Sivasspor'da fatura yabancýlara kesildi

Fenerbahçe'nin Antalyaspor'u 1-0 yendiði maçta ceza sahasý içinde Yalçýn ile girdiði pozisyonda yerde kalarak hakemden penaltý kararý bekleyen Emre Belözoðlu, pozisyonun devamýnda hakem Bünyamin Gezer'e tepki gösterdi. FOTOÐRAF: A.A

DAUM: SEMÝH VE GÜÝZA ÇOK ÝYÝ MÜCADELE ETTÝ FENERBAHÇE Teknik direktörü Daum, forvet oyuncularý Daniel Guiza ve Semih Þentürk'ün Antalyaspor maçýnda ortaya koyduðu mücadeleden memnun olduðunu söyledi. Alman çalýþtýrýcý, iki futbolcuyu þöyle deðerlendirdi: ''Ýki forvet de gerçekten bugün takým için iyi bir performans sergiledi. Semih'in golden önce müthiþ bir pasý var Emre'ye. Takým için iyi mücadele ettiler. Belki kendileri adýna iyi þeyler yapmadýlar, ama ileriki maçlarda daha fazla pozisyona girip gol de atarlar diye düþünüyorum. Güiza'nýn da iki üç i-

BÝZE GÖRE / Mehmet Ilgaz

yi pozisyonu var. Topa daha iyi vurabilse daha iyi pozisyon ortaya çýkabilirdi. Forvetlerimiz parlamak için oynamadýlar, takýmýn baþarýsý için mücadele ettiler. Güiza gol atamýyor, ama takým için çok koþuyor, inanýlmaz bir mücadele veriyor. Her forvet böyle bir durum yaþayabilir. Ýleride de bu oyununu sürdürürse golünü atacaktýr.'' Alex'in olmamasýyla ilgili bir soru üzerine de Daum, ''Sonuçta çýktýðýmýz 11 ile maçý kazandýk. Herkes elinden geleni yaptý. Alex'in kalitesini de biliyoruz. Alex tartýþýlmaz'' dedi.

ALT sýralardan kurtulma mücadelesi veren Sivasspor'da devre arasýnda alýnan futbolcular takýma tam olarak uyum saðlayamadý. Üst üste alýnan yenilgilerin faturasý da yeni transferlere kesildi. Teknik Direktör Muhsin Ertuðral, yabancýlarýn performansýný beðenmediðini söyledi.Turkcell Süper Lig'in 24. haftasýný da kayýpla kapatan ve Ýstanbul Büyükþehir Belediyespor'a 1-0 yenilen Sivasspor, taraftarýný üzmeye devam ediyor. Devre arasýna 17 puanda giren ve hazýrlýk dönemini yeni transferlerle geçiren kýrmýzý - beyazlý ekip ikinci yarýya daha umutlu baþlamýþtý. Ýkinci yarýnýn ilk 2 maçýnda Trabzon ve Fenerbahçe'ye yenilen Sivasspor, daha sonra oynadýðý Denizli, Diyarbakýr ve Manisaspor maçlarýndan 7 puan çýkardý. Böylece puanýný 24'e çýkaran Sivasspor, son iki maçtýr da hiç puan alamýyor. Bursaspor'un ardýndan geçtiðimiz cumartesi günü kendi evinde Ýstanbul Büyükþehir Belediyespor'a yenildi. Sivasspor'da bu kötü gidiþin faturasý ise devre arasýnda transfer edilen yabancý futbolculara kesildi. Büyük umutlarla takýma katýlan Nabil Taider, Elrio, Keita ve Lucien, takýmda olduklarý 7 haftadýr istenen

K

urkcell Süper Lig'in 24. haftasýnda, Fenerbahçe sahasýnda Antalyaspor'u 1-0 yenerek, bir ay aradan sonra galibiyet aldý. Bundan önceki son galibiyetini Ziraat Türkiye Kupasý çeyrek final ilk maçýnda 4 Þubatta yine Kadýköy'de Bursaspor'a karþý 3-0'lýk skorla elde eden sarý-lacivertliler, geride kalan bir aylýk sürede, Turkcell Süper Lig, kupa ve UEFA Avrupa Ligi mücadelelerinde üst üste çýktýðý 7 maçta 3 beraberlik 4 yenilgi almýþtý. Turkcell Süper Lig'de de son 4 maçýnda galibiyet göremeyen Fenerbahçe, Þükrü Saraçoðlu Stadý'na kart cezasý nedeniyle kaptaný Alex'ten yoksun çýktý. Maçýn 33. dakikasýnda Andre Santos'un ayaðýndan bulduðu golle maçý 1-0 kazanmayý baþaran Fenerbahçe böylece, puanýný 48'e çýkararak 2. sýraya yükseldi. Antalyaspor ise 30 puanda kalarak, Trabzonspor, güçlü rakibi Gençlerbirliði'nin evinde 3-1 yenerken, kaleci Onur kurtarýþlarýyla galibiyetin mimarý oldu. 11. sýrada yer aldý. Ligde oynanan diðer maçlarda ise sahasýnda Ankaragücü Gaziantepspor'la, Manisaspor da Denizlispor'la 0-0 berabere kaldý.

T

TOPLU SONUÇLAR

GOL KRALLIÐI Kayserispor'un Portekizli golcüsü Aziza Makukula, Beþiktaþ maçýnýn ardýndan, Ýstanbul'da Kasýmpaþa filelerini de havalandýrdý. ''Gol Krallýðý'' yarýþmasýnda zirvede yer alan Makukula, gol sayýsýný 17'ye çýkardý. Sivasspor sahasýnda Ýstanbul Büyükþehir'e 1-0 yenilerek yeniden tehlikeli bölgenin içine girdi.

performansý bir türlü yakalayamadý. Teknik Direktör Muhsin Ertuðral da, yabancý futbolcularýn performansalarýný beðenmediðini söyledi. Yeni transferlerin oyunundan memnun olmadýðýný belirten Ertuðral, "Transfer edilen futbolcularýn kariyerleri belli. Ancak halen takýmda bir uyum problemi yaþadýklarýný düþünüyorum. Performanslarýný beðenmiyorum." diye konuþtu.

HAFTANIN KARMASI Onur (Trabzon), Cesario (Ýstanbul B. Belediye), Abdullah (Kayseri), Merthan (Kasýmpaþa), Serkan (Trabzon), Santos (Fenerbahçe), Yekta (Kasýmpaþa), Mehmet (Kayseri), Olcan (Gaziantep), Emre (Fenerbahçe), Tevfik (Ýstanbul B. Belediye)

HAFTANIN FUTBOLCUSU

Emre (Fenerbahçe) HAFTANIN HAKEMÝ

Kuddusi Müftüoðlu (Sivaspor - Ýstanbul Büyükþehir Belediyespor)

HAFTANIN TAKIMI

Ýstanbul B. Belediye

Kazanma alýþkanlýðý baþladý mý? reksiz top sürme sevdasýndan çok yaktý takýmýný. Pazar akþamý da birebir oyunda yine aynýydý. Ancak takým savunmasýnda, Diego Lugano'nun dönüþüyle daha iyiydi. Rakamlarýn diliyle ifade edersek, bu ikilinin birlikte oynadýðý 12 maçýn 10' u kazanýlmýþ, biri berabere, biri de maðlubiyetle bitirilmiþ. Ýkisi de savruk ve daðýnýk gözükseler de takým için önemli olduðu kadar alternatifsizler de. Christoph Daum ya Azizsilin etkisi ya da son bir hamle düþüncesi ile ilk defa çift forvetle baþladý maça. Ama nafile. Daniel Guiza da, Semih Þentürk de saç baþ yoldurdular. Ama Alex De Souza' nýn rolüne soyunan Emre Belezoðlu vardý ki bir futbolcunun yapmasý gereken her þeyi yaptý takýmý adýna. Kaptanýna nazire yaparcasýna, Antalya' da son dakikada atýlan golün kopyasýnýn hazýrlayýcýsý ve galibiyetin de mimarý oldu. Tribünlerde gösterilen 20 bin kýrmýzý kart; taraftar, Federasyon ve Fýrat Aydýnus için bir þeyler çaðrýþtýrabilir. Fakat sahada oynanan oyun, galip gelebilmek ve rakibi sindirmek için hiç de bir þey ifade etmiyor. 'Ne olursa olsun kazanabilme alýþkanlýðýný' kazanmak çok önemli…

Küme düþme hattýnda büyük çekiþme var

Beþiktaþ - Ankaraspor : 3 - 0 (Hükmen) Kasýmpaþa - Kayserispor :2-2 Sivasspor - Ýstanbul Büyükþehir Belediye :0-1 Diyarbakýrspor - Bursaspor : (0 - 0'ken tatil edildi) Trabzonspor - Gençlerbirliði :3-1 Ankaragücü - Gaziantepspor :0-0 Manisaspor - Denizlispor :0-0 Fenerbahçe - Antalyaspor :1-0

mehmetilgaz@hotmail.com.tr

ara Þubat nihayet bitti de Fenerbahçe çok zor da olsa 3 puanla Mart ayýnda tanýþabildi. Arka arkaya 7 resmi maçýný kazanamayan bir takým için bu galibiyet çok þey ifade edebilir, bunu zaman gösterecek. Fakat sahada oynanan oyun açýsýndan bakarsak, kaybedilen maçlardaki futboldan, pek fazlaca da bir farký da yoktu. Tek fark sakatlarýn bir kýsmýnýn geri dönüþüyle birlikte birazcýk daha kaliteli kramponlarýn, sahada ne yaptýðýný bilir bir görüntü vermesiydi. Kolay bir maç olmayacaktý Fenerbahçe için. Öyle de oldu. Hem psikolojik hem de fizik olarak çöküþe doðru giden bir takýmýn, var olma mücadelesine sahne oldu Kadýköy çimleri. Kazanma alýþkanlýðýný kaybedip, rakiplerin 'biz de yeneriz' öz güvenini kazandýðý ortamlarda, ne kadar çabalarsanýz çabalayýn iþiniz çok zordur. Yüreðiniz bunun için sizi tetiklese de ayaklarýnýza hükmedemezsiniz. Son vuruþu yaparken kale yerine daðlara taþlara atarsýnýz meþin yuvarlaðý. Týpký Daniel Guiza gibi… Geçen sezonun en iyi bir-iki oyuncusundan olan Fabio Bilica abuk sabuk topa giriþ ve ge-

Turkcell Süper Lig'de 24. haftanýn kritik mücadelesinde Fenerbahçe, Antalyaspor'u 1-0 yenerek galibiyet özlemini bitirdi.

25. HAFTANIN PROGRAMI 12 Mart Cuma: Gaziantepspor - Trabzonspor. 13 Mart Cumartesi: Gençlerbirliði - Fenerbahçe. 14 Mart Pazar: Antalyaspor - Sivasspor, Kayserispor Eskiþehirspor, Ýstanbul Büyükþehir Belediyespor - Diyarbakýrspor, Bursaspor - Manisaspor, Galatasaray - Ankaragücü. 15 Mart Pazartesi: Denizlispor - Beþiktaþ.

PUAN DURUMU TAKIMLAR Kasýmpaþa filelerini havalandýran Makukula, gol sayýsýný 17'ye çýkararak gol krallýðýnda ilk sýradaki yerini korudu.

Kayseri'de tek teselli Makukula LÝGÝN ikinci yarýsýnda istediði çýkýþý yakalayamayan Kayserispor, son 7 haftada sadece 9 puan toplayabildi. Son haftalarda istediði oyunu ortaya koyamayan sarý kýrmýzýlý ekip, Kasýmpaþa ile deplasmanda yaptýðý karþýlaþmada beraberliðe razý oldu. Ligin ilk yarýsýnda tarihinde ilk kez Süper Lig'de liderlik koltuðuna oturma baþarýsý gösteren Kayserispor, ikinci yarýda baþarýsýný sürdüremedi. Ligin ikinci yarýsýnda sadece Gaziantepspor'u yenen sarý kýrmýzýlý ekip, 7 maçta 2 yenilgi, 3 de

beraberlik aldý. Kayserispor'un, Ankaraspor'dan maç oynamadan aldýðý 3 puan ise teselli oldu. Bu sonuçlarla Kayserispor, ligin ikinci yarýsýndaki 7 maçta sadece 9 puan toplamýþ oldu. Sakat futbolcularýn takýma dönmesi ve cezalarýn bitmesi ile rahat nefes alarak toparlanmaya çalýþan Kayserispor'da tek teselli Aziza Makukula'nýn gol krallýðýný sürdürmesi oldu. Kasýmpaþa filelerini havalandýran Makukula, gol sayýsýný 17'ye çýkararak gol krallýðýnda ilk sýradaki yerini korudu.

1. GALATASARAY 2. FENERBAHÇE 3. BURSASPOR 4. BEÞÝKTAÞ 5. KAYSERÝSPOR 6. TRABZONSPOR 7. ÝSTANBUL BÞ. BLD 8. ESKÝÞEHÝRSPOR 9. GAZÝANTEPSPOR 10. GENÇLERBÝRLÝÐÝ 11. ANTALYASPOR 12. KASIMPAÞA 13. ANKARAGÜCÜ 14. MANÝSASPOR 15. SÝVASSPOR 16. DÝYARBAKIR 17. DENÝZLÝSPOR 18. ANKARASPOR

O G B M A

Y

AV

P

23 24 22 23 24 24 23 23 24 24 24 23 24 24 24 23 24 24

24 27 21 15 19 26 31 22 26 28 30 40 28 27 42 33 35 72

23 19 23 16 17 17 -1 6 2 1 3 -2 -2 -7 -15 -12 -16 -72

50 48 46 45 43 42 37 36 32 31 30 28 26 24 24 21 17 0

15 15 14 13 12 12 10 9 8 8 8 7 5 5 7 4 4 0

5 3 4 6 7 6 7 9 8 7 6 7 11 9 3 9 5 0

3 6 4 4 5 6 6 5 8 9 10 9 8 10 14 10 15 24

47 46 44 31 36 43 30 28 28 29 33 38 26 20 27 21 19 0


renkli:Mizanpaj 1

3/8/2010

2:24 PM

Page 1

C M YK

15

AÝLE - SAÐLIK YENÝASYA / 9 MART 2010 SALI

Hazýrlayan: RECEP BOZDAÐ

Cep telefonu üzerine kanser yapabilir uyarýsý ABD'NÝN Maine eyaleti meclisi, cep telefonlarýna beyin kanseri yapabileceði yönünde uyarý yazýsý koymayý planlýyor. Çocuklarý Kablosuzlardan Koruma Kanunu adlý yasa tasarýsý eyalet senatosu ve temsilciler meclisinin ortak Saðlýk ve Ýnsan Hizmetleri Komitesinde görüþüldü. Yasa tasarýsý, Ýsveç Çalýþma Hayatý Millî Enstitüsü’nün 2006’da yaptýðý ve cep telefonlarýyla beyin tümörü arasýnda baðlantý olduðunu gösteren araþ-

týrmadan sonra kaygýlarý artan Demokrat Andrea Boland tarafýndan hazýrlandý. Tasarýnýn kabul edilmesi halinde Maine’deki cep telefonu satýcýlarý telefonlarýn veya paketlerinin üzerine, cihazlarýn yaydýðý elektromanyetik radyasyonun zararý konusunda, özellikle çocuklar ve gebe kadýnlara yönelik uyarý yazýlarý koymak zorunda kalacak. San Francisco belediyesi de cep telefonlarýna uyarý yazýsý koymayý planlýyor.

Zihinsel geliþim için günde 1-2 yumurta

Peygamberin kadýna hürmet ettiðini ve kendi camisinde kadýnlara yönelik dersler verdiðini hatýrlatan Nedvi, günümüzde kadýnýn camiye giremediðini söyledi.

ÜNLÜ HADÝS ALÝMÝ MUHAMMED EKREM NEDVÝ:

FELSEFE, KADINI DEÐERSÝZLEÞTÝRDÝ

SELÇUK Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gýda Mühendisliði Bölümü Öðretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karakaya, çocuklarýn ve gençlerin, zihinsel geliþimleri için büyümelerini tamamlayýncaya kadar günde 1-2 adet yumurta tüketmesi gerektiðini söyledi. Karakaya, saðlýklý ve dengeli bir beslenme için hayvansal gýdalarýn mutlaka düzenli þekilde

alýnmasý gerektiðini belirtti. Ýnsan beslenmesinde ve vücut geliþiminde proteinlerin büyük önem taþýdýðýný vurgulayan Karakaya, et, süt ve yumurta gibi hayvansal ürünlerin de protein açýsýndan zengin kaynaklar olduðunu bildirdi. Karakaya, biyolojik deðeri en yüksek olan ve en kaliteli proteinlerin yumurtada bulunduðunu belirtti. Konya / aa

ÝSLÂM’IN KADINI HER ZAMAN YÜCELTTÝÐÝNÝ BELÝRTEREK, FELSEFENÝN ÝSLÂM COÐRAFYASINA GÝRMEDEN ÖNCE ERKEK ÂLÝM SAYISI KADAR, KADIN ÂLÝM OLDUÐUNU SAVUNAN NEDVÝ, MÜSLÜMANLIKTAN UZAKLAÞILDIKÇA KADININ DEÐERSÝZLEÞTÝÐÝNÝ SÖYLEDÝ.

Sarýmsaðýn bir faydasý daha bulundu

SELÇUK SUBAÞI ÝSTANBUL

YENÝ yapýlan araþtýrmalar, sarýmsaðýn kanser hastalýðýyla savaþmaya yardým ettiðini gösteriyor. Daha fazla sarýmsak tüketen insanlarýn daha düþük kanserojen seviyesine sahip olduðu ortaya çýktý. Analytical Biochemistry dergisinde yayýnlanan küçük bir pilot çalýþmaya göre, araþtýrmacýlar tarafýndan geliþtirilen yeni bir idrar testi, daha fazla sarýmsak tüketen insanlarýn daha

ÖZE DÖNÜLMELÝ YUNAN felsefesinin Ýslâm coðrafyasýna girmesinden sonra kadýn alimlerin sayýsýnda büyük bir düþüþ olduðuna deðinen Nedvi, “Fukahanýn zihnine felsefe girdikten sonra kadýnlarýn zihninin zayýf olduðu düþüncesi belirmeye baþladý. Halbuki felsefenin Ýslâm coðrafyasýna girmesinden önce kadýn âlimlerin sayýsý erkek âlim sayýsý kadardý. Felsefe ve mantýk güçlendikçe eskiden kopuldu ve kadýn deðersizleþti. Eski günlere geri dönmenin tek þartý kendi öz kaynaklarýmýza; Kur’ân’a ve hadislere geri dönmektir. Batý kadýnlarý ile Ýslâm kadýnlarýnýn bir olmasýný bekleyemezsiniz. Ýslâm kadýný yüceltmiþtir her zaman ” diye konuþtu.

ÜNLÜ Hadis Âlimi Muhammed Ekrem Nedvi, Ýslâm tarihinden örnekler vererek hadis âlimi bazý hanýmlarýn eþlerine ders verdiklerini söyledi. Saadet Partisi Ýstanbul Ýl Kadýn Kollarý’nýn davetlisi olarak Türkiye’ye gelen ve Üsküdar Baðlarbaþý Kültür Merkezi’nde “Medeniyetimizde Kadýn” konulu bir konferans veren Oxford Üniversitesi Öðretim Üyesi Dr. Muhammed Ekrem Nedvi, Ýslâm’ýn kadýna çok deðer verdiðini ve bu deðerin tarihin her döneminde kendisini en iyi þekilde ortaya koyduðunu bildirdi.

KADINLAR YÝNE DÝRÝ DÝRÝ GÖMÜLÜYOR

KADINLAR CAMÝLERÝ TERK ETTÝ Ýslâm tarihinden kadýna dair bir çok örnek veren Nedvi, bilinen bütün büyük âlimler bir þekilde bayan âlimlerden ders aldýðýný söyledi. Peygamberin kadýna hürmet ettiðini ve kendi camisinde kadýnlara yönelik dersler verdiðini hatýrlatan Nedvi, günümüzde kadýnýn camiye girmediði söyledi. Günümüzün camilerinin Hazreti Peygamberin (asm) camisinden çok daha deðerli olmadýðýný vurgulayan Nedvi, “Þimdi kadýnlarýmýza ne oluyor da camilere gitmiyorlar. Kadýnlara Hazreti Peygamber (asm) çok büyük deðer veriyordu ve onlara kendi mescidinde dersler veriyordu. Ama þimdi kadýnlarýmýz camilere gitmiyorlar. Bilinen bütün büyük mescitlerde kadýnlara yönelik dersler veriliyordu” dedi.

Ünlü Hadis Alimi Muhammed Ekrem Nedvi

MÜSLÜMAN ERKEKLER EÞLERÝNDEN DERS ALMALILAR Müslüman erkeklerin kendi eþlerinden ders almasýnýn hiçbir sakýncasý olmadýðýna iþaret eden Nedvi, “Müslüman erkekler kendilerinden daha âlim kadýnlarla evlenebilmeliler ve onlardan ders almalýlar. Bu durum utanýlacak bir hal deðildir. Bir çok âlim bizzat kendi eþinden ders almýþlardýr ve bunlarý da kendi eserlerinde dile getirmiþlerdir. Ýslâm tarihinde öyle alimler var ki, kendi kýzýný bir gence vermek isterken ileri sürdükleri þartlar âlim olma þartý idi. ‘En az kýzým kadar ilim sahibi olmalýsýn’ denirdi” þeklinde konuþtu.

ÝSLÂMöncesi cahiliye döneminde kýzlarýn diri diri topraða gömüldüðünü hatýrlatan Nedvi, günümüzde de kadýnlarýn bilgisiz býrakýlarak diri diri hayat topraðýna gömüldüðüne vurgu yaptý. Nedvi, Müslüman kýzlarýn Ýslâm ahlâkýna uygun olarak en iyi þekilde ilimle donatýlmasý gerektiðini de belirtti.

KADIN YEMEK PÝÞÝRMEK ZORUNDA DEÐÝL ÝSLÂM hukukuna göre kadýnýn yemek piþirmek zorunda olmadýðýný söyleyen Nedvi, “Kadýn bunu erkeðine lütfettiði için yapýyor. Yoksa kadýnýn böyle bir zorunluluðu yoktur. Erkek de kadýn gibi yemek piþirmeli. Ama kadýn erkeðine lütfettiði için erkek daha çok çalýþtýðý için evinde yemek piþiriyor” dedi.

Migrene pratik çözüm

MÝGRENÝN tedavisi için baþýn arka kýsmýna manyetik titreþim gönderen küçük bir cihaz, deneylerde yüzde 40 baþarý saðladý. New York’taki Albert Einstein Týp Okulu’ndan uzmanlarýn yürüttüðü deneylerde, 10 hastadan dördünün cihazý iki saat boyunca kullandýktan sonra aðrýlarýnýn geçtiði tespit edildi. Cihazýn ciddî bir yan etkisi bulunmadýðý ve hastalarýn rahatlýkla evlerinde kullanabilecekler. Londra / aa

düþük kanserojen seviyesine sahip olduðunu belirtiyor. Ohio State Üniversitesi’nde görevli beslenme profesörü Earl Harrison, birisi kanser riskiyle iliþkili ve diðeri de sarýmsak tüketiminin kapsamýný belirleyen iki farklý bileþeni ölçebilen idrar testi geliþtirdiklerini açýkladý. Ayrýca araþtýrmacýlar, sarýmsaktaki besinlerin C vitamini gibi benzer antioksidan etkilere sahip olduðundan þüpheleniyorlar.


renkli:Mizanpaj 1

3/8/2010

3:45 PM

Page 1

C M YK Ü M Ý T V Â R O LU N UZ : Þ U Ý S T Ý K B A L Ý N K I LÂ BI Ý ÇÝN DE EN YÜK SEK GÜR SA DÂ ÝS LÂMIN SA DÂ SI O LA CAK TIR

Çin, kuraklýðýn etkisinde ÇÝN’ÝN güneybatýsýnda 4.09 milyon hektar geniþliðinde ekili alanýn kuraklýktan etkilendiði bildirildi. Çin Tarým Bakanlýðý son verilere göre bu alanlarýn 2.2 milyon hektarýnýn, yani yaklaþýk yarýsýnýn ciddî þekilde zarar gördüðünü açýkladý. Kuraklýktan olumsuz etkilenen Guangþi Cuang Özerk Bölgesi ve Congçing þehri ile Yunnan, Guicou, Sichuan eyaletleri ül kenin tahýl ihtiyacýnýn yüzde 16'sýný karþýlýyor. Pekin / aa

HABERLER

Y 9 MART 2010 SALI

BU CAMÝNÝN MÝMARÎ PROJESÝ BÝZE AÝT

Disiplin, özgüven ve motivasyon saðlýyor.

Ebru sanatý stresi alýyor

ADIYAMAN Kent Konseyi Gençlik Meclisi tarafýndan açýlan ve geleneksel hale getirilen ebru san'atý kursuna katýlýmcýlar yoðun ilgi gösteriyor. Kent konseyi salonunda verilen ebru san'atý kursunun katýlýmcýlarý günün stresini bu kursta atýyor. Ebru san'atý kurslarýna katýlan kursiyerler statik bakýþ açýsýný geliþtiriyor. Ýnsanlarýn stres ve gerginliðini tedavi edici bir san'at olduðu belirtilen ebru san'atý eðitmeni Ferhat Yýlboða, ebru san'atýna ilginin fazla olmasýnýn kendilerini sevindirdiklerini söyledi. Yýlboða, “Ebru san'atý ile uðraþanlarda olumluluk, stres kontrolü, disiplin, özgüven ve motivasyon gibi kiþisel özel liklerin geliþtiðini yakýndan görmekteyiz” dedi. Adýyaman / iha

Ýsviçre, hayvanlara avukatý reddetti

En tanýnmýþ camiler arasýnda bulunan Kral Faysal Camii'nin inþaatýnda Türk mühendisler ve iþçiler görev yaptý. Dünyanýn en büyük 3 camisinden biri olan yapý, 1986 yýlýnda tamamlanarak ibadete açýldý.

ÝSVÝÇRE’DE halk, mahkemelerde kötü muamele gören hayvanlarý savunmakla görevli avukatlar atanmasýný yapýlan referandumda reddet ti. Hayvanlarýn dünyanýn en koruyucu yasalarýndan faydalandýðý ül ke olan Ýsviçre’de düzenlenen halk oylamasýnda, yüzde 70,5 ile “hayýr” oyu çýkarken, “evet” oyu yüzde 29,5’ta kaldý. Ýsviçre Hayvanlarý Koruma Derneði tarafýndan gündeme getirilen referandumda, Ýsviçre’deki 26 kantonun tamamýnda, hayvanlar için bir avukatlýk müessesesi kurulmasýnýn zorunlu olmasý isteniyordu. Bu zorunlu uygulama, 1992’den be ri sadece kuzeydeki Zürih kantonunda yürürlükte bulunuyor. Cenevre / aa

PAKÝSTAN’DA PROJESÝ VEDAT DALOKAY TARAFINDAN ÇÝZÝLEN VE ÝNÞASINDA TÜRK MÜHENDÝSLERÝNÝN ÇALIÞTIÐI KRAL FAYSAL CAMÝÝ ÜLKENÝN SEMBOLLERÝ ARASINDA GÖSTERÝLÝYOR.

Kral Faysal Camii'nin 54 bin metrekarelik kapalý alanýnda 74 bin kiþi ayný anda ibadet edebiliyor.

Gençleþmek isterken ölüyorlar! RUSYA’DA son yýl larda 50-60 yaþlarýndaki bazý ünlü san'atçýlarýn arka arkaya ölmesi sevenlerini üzerken saðlýk uzmanlarý ölüm sebeplerini 'gençleþtirme' adý altýnda yaptýrýlan bazý estetik tedavilere baðladý. Gençleþtirme tedavisi çerçevesinde yapýlan uygulamalarýn vücutta kanser hastalýðýna yol açtýðý iddia e dildi. Rusya’da bazý sanatçýlar son günlerde kanser hastalýðýndan hayatýný kaybemiþti. Ünlü Rus si nema oyuncusu Stanislav Sadalski, ölüm sebeplerini san'atçýlarýn gençleþmek için yaptýrdýklarý estetik tedâvilere baðladý. Týp Bilimler Akademisi’ne baðlý Týp Radyoloji Merkezi cerrahý Denis Malik de kök hücreleri nin kansere yol açmadýðý yönünde henüz bir kaný týn olmadýðýna dikkat çekti. Moskova / cihan

PAKÝSTAN’IN baþkenti Ýslamabad’da Margala daðlarýnýn eteklerine inþa edilen Kral Faysal Camisi, dünyanýn en büyük 3 camisi arasýnda bulunuyor. Modern Ýslâm mimarisinin baþ yapýtlarýndan gösterilen cami, yerli ve yabancý binlerce turistin akýnýna uðruyor. Dönemin Suudi Arabistan Kralý Faysal Bin Abdulaziz’in 1966 yýlýnda Pakistan ziyareti sýrasýnda yapýlmasý teklif edilen ve yapýmý için ilk adým 1969 yýlýnda atýlan cami için Pakistan hükümeti tarafýndan açýlan proje yarýþmasýna 17 ülkeden 43 proje katýldý. Cami komitesi, uzun tartýþmalardan sonra Türk mimar Vedat Dalokay’ýn Ankara Kocatepe’ye yapýlmasý düþünülen, ancak geleneksel Türk mimarisine uygun olmadýðý için kabul edilmeyen projesini beðendi. Yapýmýna 1976 yýlýnda baþlanan ve inþaatýnda Türk mühendisler ve iþçilerin görev yaptýðý cami, 1986 yýlýnda tamamlanarak ibadete açýldý.

Caminin 120 milyon dolar tutarýndaki maliyetinin tamamý, Suudi Kral lýðý tarafýndan karþýlandý. Dünyanýn en tanýnmýþ camileri arasýnda bulunan Kral Faysal camisinde 54 bin metrekare kapalý alanýnda 74 bin kiþi ayný anda ibadet edebiliyor, açýk alanla birlikte bu sayý 200 bini kiþiyi aþýyor. Cami, baþkent Ýslâmabad’da bürosu bulunan ulusal ve uluslararasý birçok televizyon kanalý tarafýndan canlý yayýnlarda ve programlar da arka fon olarak tercih ediliyor. Kendine özgü ve sýra dýþý mimarisiyle Bedevî çadýrýný andýran cami, geniþ ve aydýnlýk içi, köþe li hatlarý, süslemeleri, uzun minareleri ve sadeliðiyle çaðdaþ mimarinin bütün özel liklerini taþýyor. Cami, 1977 yýlýndan beri üç yýlda bir daðýtýlan ve dünyanýn en saygýn mimarlýk ödül leri arasýnda kabul edilen Aða Han Mimarlýk Ödülüne de lâyýk görüldü. Ýslâmabad / aa

Umre hazýrlýðý esnasýnda müftüden hayýr duasýný aldý.

5 yaþýnda umre yolcusu

KORKUTELÝ ilçesinde, umreye gidecek olan 30 kiþi arasýnda bulunan 5 yaþýndaki Furkan Yýldýz, ilgi odaðý oldu. Korkuteli’den umreye gidecek olanlarýn içinde yer alan 5 yaþýndaki Fur kan, umreye gidenlerin en küçüðü olarak dikkat çekti. 15 gün sonra 13 günlük kutsal toprak larý ziyaretinden sonra Korkuteli’ne dönecek olan umreciler içerisinde bulunan Furkan Yýldýz, Korkuteli Müftüsü Abdülmuttalip Peþe’den hayýr duasýný aldý. Umre hazýrlýðý çalýþmasý esnasýnda anne ve babasýnýn yanýnda gezen Furkan, müftü ile görüþerek kendisinin de umreye gide ceðini söyledi. Müftü Abdülmuttalip Peþe, en küçük umre adayý Furkan’ý yanaklarýndan öperek tebrik etti. Antalya / iha

Kanada da plastik banknota geçiyor

KANADA Merkez Bankasý, 2011’den itibaren banknotlarýn kaðýt yerine plastik olacaðýný açýkladý. Kanada Merkez Bankasý Basýn Sözcüsü Julie Girard, Yeni Zelanda, Vietnam, Romanya ve Avustralya gibi ül kelerin halen bu sistemi kullandýðýný hatýrlatarak, “Avustralya’da, 1990 yý lýndan bu yana plastik banknot uygulamasý yürürlükte. Polimer malzeme ile üretilen plastik banknotlarýn taklit edilmesi imkânsýza yakýn zorlukta. Kaðýda oranla 3 kat daha yýrtýlmaya dayanýklý ve en önemlisi de yüzde 100 geri dönüþüm özel liði ile çevre dostu’ dedi.

Dananýn gübresi de deðer kazandý

ET fiyatlarýndaki artýþla kendini gösteren besi hayvaný arzýndaki azalma, besiciliðin ve tarýmýn merkezi durumundaki Konya’da, tarýmsal faaliyetlerde kul lanýlan hayvan gübresi fiyatýný da artýrdý. Konya Kýrmýzý Et Yetiþtiricileri Birliði Baþkaný Nazif Karabulut, daha önce besicilerin ahýrlardan günlük dýþarý döktükleri ve fazla deðer vermedikleri gübrelerinin, et ve besiye çekilecek genç dana fiyatlarýndaki artýþla birlikte büyük oranda deðer kazandýðýný, ancak bu durumun zaman içinde hayvan varlýðýndaki artýþla birlikte bir dengeye oturacaðýný tahmin ettiklerini söyledi. Konya / aa


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.