15 Mart 2010

Page 1

renkli:Mizanpaj 1

3/14/2010

3:45 PM

Page 1

C M YK

BEKLEYÝNÝZ...

Y GERÇEKTEN HABER VERiR

DUYURU 23 Mart Salý günü vereceðimiz “Aydýnlarýn Gözüyle Said Nursî” ilâvemiz için ek gazete taleplerinizi 19 Mart Cuma akþamýna kadar Abone Servisimize bildirmenizi bekliyoruz. Telefonlarýmýz: 0 (212) 630 48 35, 0 (212) 655 88 59’dan 219-220, (0 532) 267 27 72, (0 535) 941 80 46, (0 536) 417 56 16

Not: Ýlâveler gazeteyle birlikte YAYSAT’la gönderilecektir.

ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR 15 MART 2010 PAZARTESÝ/ 75 Kr

YIL: 41 SAYI: 14.381

www.yeniasya.com.tr

ÝHSANOÐLU—Bugün siyasi

KUDÜS’Ü ÝSRAÝL’E BIRAKAMAYIZ

anlamda bir yol bulunamýyor. Onlarýn tahammül güçlerini azaltmak ve onlarý þehirden boþaltmak için baskýlar sürüyor. ÝKT olarak, Ýslâm ül -

kelerinden ve sivil toplum kuruluþlarýndan yardýmlar istedik. Kudüslülerin eðitim, saðlýk hizmetlerinden faydalanmalarý ve günlük hayatlarýný idame etmelerini saðlamak için çalýþýyoruz. Baðýþ imkânlarý aranýyor, yardým projelerinin hayata geçmesi için projeler hazýrlanýyor.

ÝKT GENEL SEKRETERÝ ÝHSANOÐLU: ÝSRAÝL, MÜSLÜMANLARLA HIRÝSTÝYANLARI KUDÜS’TEN ÇIKARIP, ÞEHRÝ YAHUDÝLEÞTÝRMEYE ÇALIÞIYOR. ÝSRAÝL BÜYÜKELÇÝSÝ BAKANLIÐA ÇAÐRILDI

ÝSLÂM DÜNYASINDAN YARDIM ÝSTÝYORUZ

Ýslâm Konferansý Teþkilâtý Genel Sekreteri Ekmeleddin Ýhsanoðlu: “"Tarihî þehir etrafýnda bir sur kuruldu. Kudüs Yahudileþtirilmeye çalýþýlýyor. Kudüs'te yaþayan 250 bin kiþinin, Müslüman ve Hýristiyanlarýn þehir dýþýna çýkmalarý ve Kudüslü olma haklarýný kaybetmeleri için her türlü yol aranýyor. Saðlýk, belediye hizmetleri verilmiyor, herhangi bir maksatla Kudüs dýþýna çýkanlar bir daha gelme fýrsatý bulamýyor. Ve bu arada Doðu Kudüs'te Yahudi yerleþim merkezleri inþa ediliyor. 176 bin dönümlük Kudüs þehri yavaþ yavaþ Yahudileþtiriliyor. Buna karþý Ýslâm dünyasýndan yardým istiyoruz.” Haberi sayfa 7’de

EMEKLÝ ALBAY ERDAL SARIZEYBEK:

Ergenekon biziz biz “ERGENEKON’U YARGILAMAYA KÝMSENÝN GÜCÜ YETMEZ” Emekli Albay Erdal Sarýzeybek, “Ýstan bul’daki savcýlara soruyorum. Siz Cumhuriyetin mi, yoksa Ergenekon’un mu savcýlarýsýnýz? Cumhuriyetin savcýlarý iseniz sözümüz yok. Eðer Ergenekon savcýlarý iseniz sözümüz var. Türkiye’de kim senin Ergenekon’u yargýlamaya gücü yetmez. Çünkü Ergenekon biziz biz” diye konuþtu. Haberi sayfa 4’te

Bürokratik yargýçlar devleti istemiyoruz SARIZEYBEK— Ergenekon Türk milletinin yaradýlýþ destanýdýr.

Haberi sayfa 4’te

ABD’den bir uyarý daha

Ekmeleddin Ýhsanoðlu

Körfez’in yeni yatýrým rotasý Türkiye oldu Haberi sayfa 11’de

Ermeni tasarýsý hata “TASARI TÜRK-ABD ÝLÝÞKÝLERÝNE BÜYÜK ZARAR VERÝR” ABD Savunma Bakaný Robert Gates, 1915 olaylarýna dair Er-

meni iddialarýný içeren tasarýyý “hata” olarak gördüklerini ve tasarýnýn Türk-Amerikan iliþkilerine büyük zarar verebileceðini belirterek, “Kongre ve Temsilciler Meclisinin bu tasarýyý daha ileriye götürmeyeceðini umuyoruz” dedi. Haberi sayfa 7’de

Ýstanbul’a gelen bazý Roman vatandaþlar Eyüp Sultan Camiinde sabah namazý kýldý. Baþbakan Erdoðan’ýn katýlarak kýsa bir konuþma yaptýðý çalýþtayda ise konserler verildi, þarkýlar söylendi, oyunlar oynandý, þenlikler yapýldý. Haberi sayfa 4’te ISSN 13017748

Alevîlerden birlik ve saðduyu çaðrýsý

TOBB BAÞKANI HÝSARCIKLIOÐLU:

80 model anayasa ile kalkýnma olmaz

FOTOÐRAF: AA

ROMANLAR EYÜP SULTAN'DA NAMAZ KILDI

ERDOGAN KONUÞTU VE SAHNEYÝ KÝBARÝYE'YE BIRAKTI “Roman Çalýþtayý” için Türkiye’nin çeþitli yerlerinden

“OYUNA GELMEYELÝM”

Erzincan’da Alevi-Sünni kavgasý çýkarýlmak istendiði iddialarýna karþý þehirde yaþayan Alevî kanaat önderleri birlik ve beraberlik mesajý verdiler. Hacý Bektaþý Veli Anadolu Kültür Vakfý Baþkaný Sadýk Düzgün, “Herkesin gözleri açýk olmalýdýr. Bizleri birbirimize kim düþürmek istiyorsa dikkat etmeliyiz” dedi. Haberi sayfa 4’te

ABD SAVUNMA ROBERT GATES:

Namaz sonrasý þenlik

Ýsrail’in, Doðu Kudüs’te 1600 konut yeni konut inþasýna izin vermesinden sonra, Ýsrail’in Washington Büyükelçisi Michael Oren ABD Dýþiþleri Bakanlýðýna çaðrýldý. Bakan Yardýmcýsý Steinberg, Oren’e, ülkesinin Ýsrail’in tavrýndan duyduðu hoþ nutsuzluðu iletti ve uygulamayý þiddetle eleþtirdi. Bakan Clinton da Ýsrail Baþbakaný Netanyahu'yu arayýp 45 dakika görüþmüþtü. Haberi 7’de

ROBOT NÖBETÇÝ NÖBETE HAZIR— Kýþlalarda nöbetçilerin daha emniyetli bir noktadan çevreyi gözetlemesine ve ateþli saldýrýya karþýlýk vermesine imkân saðlayan uzaktan komutalý gözetleme ve atýþ platformu ‘’nöbetçi,’’ silâhlý kuvvetlerde göreve hazýr. Bilim-kurgu filmlerinde görmeye alýþýk olduðumuz teknolojiye sahip bir silâh sistemi olan robot nöbetçi karakollarda nöbet tutacak. Haberi sayfa 6’da

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði Baþkaný Rýfat Hisarcýklýoðlu, ‘’1990’da dünyada ekonomik kalkýnmanýn modeli deðiþti, ama bizim anayasamýz halen 80 model’’ dedi. Hisarcýklýoðlu, devlet eliyle kalkýnmaya çalýþanlarýn hepsinin battýðýný ifade ederek, mevcut sistemin kavga ve kaos ürettiðini söyledi. Haberi sayfa 5’te

BÜTÜN OSMANLI ESERLERÝ ÝHYA EDÝLECEK

Haberi sayfa 3’te


renkli:Mizanpaj 1

2

3/14/2010

1:21 PM

Page 1

C M YK

LÂHÝKA

YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

Ýnsanýn kalbinden merhamet çýksa...

.. Bediuzzaman Said Nursi

‘‘

Kalb-i insanîden hürmet ve merhamet çýksa, akýl ve zekâvet, o insanlarý gayet dehþetli ve gaddar canavarlar hükmüne geçirir.

Ýmân, insaný insan eder; belki, insaný sultan eder. Öyle ise, insanýn vazife-i asliyesi imân ve duâdýr. Küfür, insaný gayet âciz bir canavar hayvan eder. Sözler, s. 285, (yeni tanzim, s. 502) *** Kalb-i insanîden hürmet ve merhamet çýksa, akýl ve zekâvet, o insanlarý gayet dehþetli ve gaddar canavarlar hükmüne geçirir; daha siyasetle idare edilmez. Þuâlar, s. 508, (yeni tanzim, s. 919) *** Bir Müslüman Ýslâmiyet dairesinden çýksa, mürted ve anarþist olur, hayat-ý içtimaiyeye zehir hükmüne geçer. Çünkü anarþi hiçbir hakký tanýmaz, insaniyet seciyelerini canavar hayvanlarýn seciyesine çevirir. Emirdað Lâhikasý, s. 383, (yeni tanzim, s. 741) *** Bu vatan, bu millet ve bu vatandaki ehl-i hükümet, ne þekilde olursa olsun, Risâle-i Nur’a eþedd-i ihtiyaçla muhtaçtýrlar. Deðil korkmak veyahut adâvet etmek, en dinsizleri de, onun dindârâne, hakperestane düsturlarýna taraftar olmak gerektir. Meðer ki, bütün bütün millete, vatana, hâkimiyet-i Ýslâmiyeye hýyanet ola. Çünkü bu millet ve vatan, hayat-ý içtimaiyesi ve siyasiyesi anarþilikten kurtulmak ve büyük tehlikelerden halâs olmak için, beþ esas lâzým ve zarurîdir. Birincisi: Merhamet. Ýkincisi: Hürmet. Üçüncüsü: Emniyet. Dördüncüsü: Haram ve helâlý bilip haramdan çekilmek. Beþincisi: Serseriliði býrakýp itaat etmelidir. Ýþte Risâle-i Nur, hayat-ý içtimaiyeye baktýðý vakit bu beþ esasý temin edip, hem âsâyiþin temel taþýný tesbit ve temin eder. Risâle-i Nur’a iliþenler kat’iyen bilsinler ki, onlarýn iliþmesi, anarþilik hesabýna, vatan ve millete ve asâyiþe düþmanlýktýr. Kastamonu Lâhikasý, s. 186, (yeni tanzim, s. 346) *** Nev-i insanýn üçten birisini teþkil eden gençler, hevesâtlarý galeyanda, hissiyata maðlûp, cüretkâr akýllarýný her vakit baþýna almayan o gençler, âhiret imanýný kaybetseler ve Cehennem azabýný tahattur etmezlerse, hayat-ý içtimaiyede, ehl-i namusun malý ve ýrzý ve zayýf ve ihtiyarlarýn rahatý ve haysiyeti tehlikede kalýr. Bazý, bir dakika lezzeti için bir mes’ut hanenin saadetini mahveder ve bu gibi, hapiste dört beþ sene azap çeker, canavar bir hayvan hükmüne geçer. Eðer iman-ý âhiret onun imdadýna gelse, çabuk aklýný baþýna alýr. “Gerçi hükümet hafiyeleri beni görmüyorlar ve ben onlardan saklanabilirim. Fakat Cehennem gibi bir zindaný bulunan bir Padiþah-ý Zülcelâlin melâikeleri beni görüyorlar ve fenalýklarýmý kaydediyorlar. Ben baþýboþ deðilim ve vazifedar bir yolcuyum. Ben de onlar gibi ihtiyar ve zayýf olacaðým” diye, birden, zulmen tecavüz etmek istediði adamlara karþý bir þefkat, bir hürmet hissetmeye baþlar. Þuâlar, s. 203, (yeni tanzim, s. 354) LÜGATÇE:

vazife-i asliye: Asýl vazife. zekâvet: Zekî oluþ, keskin anlayýþ. mürted: Dinden çýkan. seciye: Huy, karakter. hayat-ý içtimaiye ve siyasîye: Siyasî ve sosyal hayat. hakperestane: Hak ve doðruluða baðlý. anarþi: Terör, hiçbir kural tanýmama, düzen bozuculuk. halâs: Kurtulma, kurtuluþ. eþedd-i ihtiyaç: Þiddetli ihtiyaç. adâvet: Düþmanlýk. kat’iyen: Kesinlikle. nev-i insan: Ýnsanoðlu. tahattur: Hatýrlama. Padiþah-ý Zülcelâl: Sonsuz haþmet ve büyüklük sahibi bir padiþah olan Cenâb-ý Hak. melâike: Melekler.

‘‘

lahika@yeniasya.com.tr

Sana, Allah yolunda ne harcayacaklarýný soruyorlar. De ki: Malýnýzdan yapacaðýnýz baðýþlar ana, baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmýþlar içindir. Ve siz hayýr olarak ne yaparsanýz þüphesiz Allah onu bilir. Bakara Sûresi: 114 / Âyet-i Kerime Meâli

Hayata minyatür bakmak KATRE

HASAN GÜNEÞ

hasangunes@hotmail.com

ayata ve hakikate perspektif mi bakarsýnýz, yoksa minyatür mü? Çoðunlukla, daha geniþ bir perspektiften ve daha geniþ bir açýdan bakmak istediðimizi söyleriz. Ancak cevap o kadar kolay olmamalý! Çünkü bakýþ ve bakýþ açýsý çok önemli! Mesnevî-i Nuriye’de dikkat çekici bir ifade vardýr: “Kýrk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnýz dört kelime ile dört kelâm öðrendim…” Bu kelimelerden birisi “nazar” yani bakýþ ya da bakýþ açýsýdýr. Konu, diðer kelâm ve kelimelerle birlikte ayný bahiste detaylý olarak anlatýlýyor. Bizim konumuz biraz farklý olmakla birlikte nazar ve bakýþýn ne kadar önemli olduðunu buradan anlamak mümkün. Aslýnda minyatür, her ne kadar küçük, minyon mânâsýnda kullanýlsa da tamamýyla doðru deðildir. Kelimenin kökeni, nakýþ veya dikkat çekici kýrmýzý boya mânâlarýna kadar uzanýyor. Son cümleden de anlaþýlacaðý gibi, minyatür derken resim san’atýndan bahsediyoruz. Minyatür, Batýdan, Latinceden gelen bir kelime, bizde nakýþ ve tasvir denilmiþ. Minyatür san’atçýsýna da nakkaþ ya da musavvir deniliyor. Minyatür san’atý her ne kadar modern san’atýn karþýsýnda gerilese de, bir zamanlar hem Doðuda hem de Batýda çok yaygýn idi. Özellikle kitaplardaki resimli anlatýmlarda ve kitap kenarlarýnýn süslemesinde çok kullanýlan bir san’at idi. Kökeni de ta Orta Asya ve Çin’e kadar ve milattan önceki dönemlere kadar gidiyor. Minyatür san’atýný diðer perspektif resimden ayýran en önemli husus, resimlenen cisim ve objenin büyüklüðünün, uzaklýða göre deðiþmemesidir. Modern resimde malûm, uzaktaki bir insan ya da aðaç yakýndakine göre daha küçük ifade edilir. Minyatür resimlerde ise, nakkaþ uzaktaki insan ile yakýndakini ayný büyüklükte çizer. Onun uzakta olmasý önemsiz olduðunu göstermez. Onu da en ince detayýna kadar resmeder. Perspektifte ressam, büyük göstermek istediði objenin yanýna gelir, oradan bakar ve baktýrýr. Ýstediðini büyük, istediðini küçük gösterir. Þâir misali mübalâða san’atýyla istediðini göðe çýkarýr, istediðini yere indirir. Ýnsan gözü ve ýþýðýn yayýlmasý perspektif resim anlayýþýna göre çalýþýr. Etrafýmýza bakarken uzaktaki cisimleri uzaklýðýna göre küçük görürüz. Gözün Sâni-i Basîri olan Cenâb-ý Hak görüntüler dünyasýný böyle yaratmýþ. Þüphesiz koca daðlarý minicik canlý bir kamera olan göze sýðdýrmak için en ideal çözüm bu! Ancak koca daðlarýn da göz kadar küçük olduðunu düþünmemek gerekiyor. Gözün bakýþ tarzýný, kalbin ve aklýn bakýþ tarzýna uygulamamak gerekiyor. Tabiî bu o kadar kolay deðil! Çünkü ilim dünyasý bile binlerce sene güneþin, yerküreden daha küçük olduðunu ve yerkürenin merkezde olduðunu düþünmüþtür. Minyatür san’atý ve ondaki objelerin büyüklükleri bize garip gelse de, bu aslýnda eðitim ve yetiþme tarzýmýzdan ve bakýþ açýmýzdan kaynaklanýyor. Meselâ resim yapmaya yeni baþlayan bir

H

‘‘

Ýnsan kâinatýn medar-ý iftiharý ve þu âlemin yaratýlýþ sebebi olan Peygamberimize (asm) bin dört yüz sene uzaktan, akýl ve kalb gözündeki binbir zafiyetle bakar, kavrayamaz. Hâlbuki, kýyamete kadar devam edecek o inkilab-ý azimi, büyük deðiþim ve dönüþümü görmek ve idrak edebilmek için ayaðýna gitmek ve içinde bulunduðu þartlarla müþahade etmek gerekiyor.

çocuða uzaktaki insanlarýn neden küçük çizildiðini anlatmakta zorlanýrsýnýz. Çünkü o sâfi kalbiyle bakar; ona göre, uzakta da olsa yakýnda da olsa hakikat aynýdýr. Ama yýllar geçtikçe, topluma uyum saðladýkça “Gözden ýrak olanýn gönülden de ýrak olduðunu” kabullenmeye ve ýrak etmeye baþlar. Uzaktaki hakikatleri küçük ve soluk, ya-

kýndakileri de büyük ve parlak görmeye baþlar. Hemen yakýnýndaki bir kardeþinin yaptýðý küçücük bir hatayý dað gibi iyiliklerinden ve vasýflarýndan büyük görür. Uhuvvet Risâlesinde ifade edildiði gibi, âdi taþlar hükmündeki hata ve kusurlarý, Kâbe ve Uhud Daðý hükmündeki vasýflardan ve ortak noktalardan büyük görür. Kendisine zararý dokunmadýðýný düþündüðü uzaktaki bazýlarýnýn cinayetlerini ise perspektif resmin bir köþesinde küçücük görür, önemsemez. Halbuki hayata minyatür bakabilsek uzakta da olsa, yakýnda da olsa; bizim zararýmýz ya da faydamýz ne olursa olsun; gerçek büyüklüðü ile resimlense hayata bakýþ açýmýz ve hayatýn rengi daha farklý olurdu. Evet, insanlarýn ekseriyetinin hakikatý kavrayamamalarýnýn ve aldanmalarýnýn en önemli sebeplerinden birisi de bu bakýþ tarzýdýr. Nite-

kim Sözler’de, ehl-i dalâlete ve þeytana denilir: “Pek uzaktan baktýrmakla aldatýyorsun. Yýldýzý, yýldýz böceði gibi küçük gösteriyorsun.” Evet, onlar gerçeði küçültemezler sadece insanlarý ondan uzaklaþtýrarak küçük gösterirler. Mesafe nasýl yanýltýyorsa, zaman da ayný þekilde insaný yanýltan en önemli faktörlerden ve insanýn en önemli zaaflarýndan birisidir. Kýsa vadedeki küçük bir menfaati ve lezzeti, ilerdeki daðlar büyüklüðündeki mükâfata ve cezaya tercih eder. Fakat zaman çabuk geçer! Ýnsan ne kadar uzaktan bakarsa baksýn, hatta deve kuþu gibi kafasýný kuma bile gömse; hakikat deðiþmez. Ölüm var, kabir var, âhiret var! Ýnsanlarýn ekseriyeti bu bakýþ tarzýyladýr ki, ahireti kaybettiði gibi dünyayý da kazanamaz. Yine insan kâinatýn medar-ý iftiharý ve þu âlemin yaratýlýþ sebebi olan Peygamberimize (asm) bin dört yüz sene uzaktan, akýl ve kalb gözündeki binbir zafiyetle bakar, kavrayamaz. Hâlbuki, kýyamete kadar devam edecek o inkilab-ý azimi, büyük deðiþim ve dönüþümü görmek ve idrak edebilmek için ayaðýna gitmek ve içinde bulunduðu þartlarla müþahade etmek gerekiyor. Onun için Bediüzzaman Hazretleri hakikatý arayana, “Gel seninle, Ceziretü’l-Arab’a, Asr-ý Saadete gidelim” der, hakikatý yakýndan bütün gerçekliðiyle ve azametiyle gösterir. Ýslâmî hakikatlara Batýnýn

ben-merkezli felsefesiyle bakmak hep yanýltýcý olmuþtur. Onlar coðrafyada bile Ortadoðu ve Uzakdoðu gibi tabirlerle kendilerini merkeze alýp dünyayý öyle tarif etmiþlerdir. Medeniyetteki tarifleri de ayný þekilde ben-merkezlidir, perspektif bile deðildir, derinlikten uzak tek gözlüdür. Belki de, hayatý ve hakikatý bütünüyle; yakýn-uzak; bugün-yarýn demeden, olduðu gibi resimlemek ve idrak etmek, bizi diðer canlýlardan ayýran en önemli özelliktir.


renkli:Mizanpaj 1

3/14/2010

2:13 PM

Page 1

C M YK

3

HABER

YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi

Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa DÖKÜLER

Mehmet KUTLULAR

Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN

Genel Müdür

Recep TAÞCI

Spor Editörü Erol DOYRAN

Genel Yayýn Müdürü

Yayýn Koordinatörü

Kâzým GÜLEÇYÜZ

Abdullah ERAÇIKBAÞ

Haber Müdürü Faruk ÇAKIR Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN

Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK

Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.

Yayýn Türü: Yaygýn süreli

Deprem dolayýsýyla yardýmda bulunanlara Valilik ve bütün Elazýðlýlar adýna þükran sunulan açýklamada, depremzedelerin acil ihtiyaçlarýnýn yaný sýra çeþitli malzemelere de ihtiyaç duyulduðu bildirildi. FOTOÐRAF: AA

Depremzedeler yardým bekliyor ELAZIÐ Valiliði depremden zarar gören vatandaþlarýn ihtiyaç duyduklarý malzemeleri açýkladý. Valiliðin internet sitesinde, 8 Martta meydana gelen depremde 3 ilçe ve köylerinde 41 vatandaþýn vefat ettiði, 137 vatandaþýn yaralandýðý, 2500’ün üzerinde meskende hasar meydana geldiði hatýrlatýldý. Ýnternet sitesinden yapýlan açýklamada, depremden 10 binden fazla kiþinin etkilendiði, yaþanan bu büyük afetin yaralarýný sarmak için kamu kurum ve kuruluþlarýnýn, özel kurumlar ile þahýslarýn depremin ilk dakikalarýndan þu ana kadar üstün gayret gösterdikleri, depremzedelerin ihtiyaçlarýný karþýladýklarý belirtildi.

Deprem dolayýsý ile yardýmda bulunanlara Valilik ve bütün Elazýðlýlar adýna þükran sunulan açýklamada, depremzedelerin acil ihtiyaçlarýnýn yaný sýra çeþitli malzemelere de ihtiyaç duyulduðu bildirildi. Depremzedelerin ihtiyaç duyduklarý malzemeler þöyle sýralandý: ‘’Kuzineli soba 2 bin, beyaz eþya takýmý (Buzdolabý- fýrýn- televizyon, çamaþýr makinesi) 2 bin, mutfak eþyalarý takýmý 2 bin, çekyat 4 bin, orta boy halý 4 bin, orta boy kilim 2 bin, her türlü ev mefruþatý 2 bin, seyyar tuvalet ve banyo 200 adet ve çok sayýda her türlü temizlik malzemesi.’’ Elazýð / aa

Aðrý’da hafif þiddetli deprem Aðrý’nýn Doðubayazýt ilçesinde, 3.8 büyüklüðünde deprem meydana geldi. Boðaziçi ÜniversitesiKandilliRasathanesiveDepremAraþtýrma Enstitüsü’nden edinilen bilgiye göre, saat 23.24’te, merkez üssü Doðubayazýt olan 3.8 büyüklüðünde sarsýntý kaydedildi. Depremin ardýndan paniðe kapýlan vatandaþlar, evlerinden dýþarý çýktý. Doðubayazýt / aa

Esenyurt’ta bahçe duvarý yýkýmýnda arbede çýktý ESENYURT’TA bir sitenin bahçe duvarýnýn yýkýmý sýrasýnda, site sakinleri ile polis arasýnda arbede yaþandý. Alýnan bilgiye göre, Bahçekent Sitesi’nin bahçe duvarý, belediye ekiplerince, bir kiþiye ait olduðu gerekçesiyle yýkýlmak istendi. Bu sýrada yýkýma tepki gösteren site sakinleri, ekiplerin çalýþmasýný engelledi. Yýkýmýn ‘’kanunsuz’’ olduðunu savunan vatandaþlarý, polis ve belediye yetkilileri ikna etmeye çalýþtý. Yýkýmýn mahkeme kararýyla yapýldýðýný belirten görevlilerin ikazýna raðmen vatandaþlarýn iþ makinelerinin önünden çekilmemesi üzerine, polis müdahale etti. Yaþanan arbedenin ardýndan bazý görevlilerin araya girmesiyle ortam sakinleþtirildi. Bahçe duvarý, site sakinlerinin alkýþlý protesto eþliðinde geri çekilmesinden sonra iþ makineleri tarafýndan kýsmen yýkýldý. Ýstanbul / aa

Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24,Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Ýhlas Gazetecilik A.Þ.Tel (0212) 4543000Daðýtým:DoðanDaðýtýmSat.vePaz. A.Þ.

ISSN 13017748

NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 29 R. Evvel 1431 Rumî: 2 Mart 1426

Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta

Ýmsak 4.22 4.29 4.41 4.49 4.44 4.02 4.05 3.55 4.39 4.14 4.41

Güneþ 5.43 5.54 6.02 6.14 6.09 5.24 5.28 5.20 6.03 5.35 6.03

Öðle 11.55 12.05 12.13 12.25 12.20 11.35 11.39 11.31 12.14 11.47 12.14

Ýkindi 15.15 15.23 15.33 15.43 15.38 14.55 14.58 14.49 15.32 15.06 15.33

Akþam 17.54 18.03 18.13 18.23 18.18 17.34 17.38 17.30 18.13 17.46 18.13

Yatsý 19.08 19.21 19.27 19.41 19.37 18.50 18.54 18.47 19.30 19.00 19.28

Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa

Ýmsak 4.43 4.54 4.24 4.20 4.33 4.13 4.08 4.00 3.48 4.31 4.32

Güneþ 6.10 6.16 5.51 5.43 5.55 5.40 5.30 5.27 5.12 5.59 5.51

Öðle 12.20 12.28 12.01 11.54 12.06 11.51 11.41 11.37 11.23 12.09 12.03

Ýkindi 15.38 15.47 15.18 15.13 15.26 15.08 15.01 14.55 14.42 15.26 15.23

Akþam 18.19 18.26 17.59 17.53 18.05 17.49 17.40 17.36 17.21 18.07 18.02

Yatsý 19.38 19.42 19.19 19.09 19.20 19.09 18.55 18.55 18.37 19.27 19.14

Osmanlý eserleri ihya edilecek

Aydýnlarýn gözüyle Said Nursî

VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜÐÜ, KUZEY AFRÝKA’DAN BALKANLARA UZANAN OSMANLI COÐRAFYASINDAKÝ VAKIF ESERLERÝNÝN AYAÐA KALDIRILACAÐINI BÝLDÝRDÝ.

u seneki 23 Mart ilâvemizde, küçük çapta da olsa yeni bir “Aydýnlar konuþuyor” çalýþmasýnýn yer alacaðýný duyurmuþtuk. “Said Nursî ismi, sizde hangi mânâlarý çaðrýþtýrýyor? Said Nursî’yi nasýl tanýyor ve tanýmlýyorsunuz?” diye sorduðumuz yazarlardan þu âna kadar cevap veren isimler þunlar: A. Turan Alkan (Zaman yazarý) Adem Yavuz Arslan (Bugün yazarý) Ahmet Taþgetiren (Bugün yazarý) Turgut Ýnal (Avukat) Cihan Aktaþ (Taraf yazarý) Cüneyt Ülsever (Hürriyet yazarý) Emre Aköz (Sabah yazarý) Hüseyin Gülerce (Zaman yazarý) Mehmet Altan (Star yazarý) Mustafa Akyol (Star yazarý) Mustafa Özcan (Vakit-Millî Gazete yazarý) Necmiye Alpay (Radikal yazarý) Orhan Miroðlu (Taraf yazarý) Önder Aytaç (Taraf yazarý) Özcan Ünlü (Yeni Þafak yazarý) Resul Tosun (Yeni Þafak yazarý) Roni Margulies (Taraf yazarý) Semih Ýdiz (Milliyet yazarý) Sevan Niþanyan (Taraf yazarý) Teodora Doni (Yeni Þafak yazarý) Taha Akyol (Milliyet yazarý) Thomas Michel (Georgetown Üniversitesi) Ian Markham (Hartford Seminary) Jane Smith (Harvard Üniversitesi) Söz verip de henüz göndermeyenler var. Onlarýn cevaplarý da elimize ulaþtýðý takdirde, 23 Mart ekimizde yer alacak. Bunlarýn dýþýnda, evvelce gerek Yeni Asya’da çýkan beyanlarýnda, gerek kendi gazetelerine yazdýklarý yazýlarda, gerekse baþka gazetelere verdikleri röportajlarda Bediüzzaman hakkýnda deðerlendirmelerde bulunmuþ bazý aydýnlarýn yorumlarýndan da kýsa bir derleme yaptýk. Bunlarýn listesi de þöyle: Can Dündar (Milliyet yazarý) Hakan Albayrak (Yeni Þafak yazarý) Haþim Haþimi (Eski milletvekili) Hilmi Yavuz (Zaman yazarý) Muhammed Akar (Þeyh Said’in torunu) Yusuf Kaplan (Yeni Þafak yazarý) Keisuke Yamanaka (Japonya’nýn Ankara Büyükelçiliði Müsteþarý) *** Ýnanýyoruz ki, bütün bu isimlerin Said Nursî hakkýndaki görüþ ve deðerlendirmelerinin derli toplu bir þekilde sunulmasý, 50. vefat yýldönümünde Üstadý ve Risale-i Nur’u daha güçlü vurgularla gündeme getirme çalýþmalarýna çok özel bir katký saðlayacak. Bilindiði gibi, 70’li yýllarda Necmeddin Þahiner’in yaptýðý, önce Yeni Asya’da dizi yazý olarak yayýnlanýp sonra kitaplaþtýrýlan “Aydýnlar Konuþuyor” çalýþmasý büyük yanký uyandýrmýþ, aydýnlarýn dikkatini Üstada ve Risale-i Nur’a çevirme noktasýnda önemli hizmetlere vesile olmuþtu. Benzer bir çalýþmanýn 21. yüzyýl Türkiye’sinde ve dünyasýnda, bugünün aydýnlarý arasýnda da yapýlmasý ihtiyacýný yýllardýr seslendiriyorduk. Ama özellikle 28 Þubat ortamýnýn akademik camiada ve medyada meydana getirdiði olumsuz ortam, bu konuda f ikir beyan edilmesini bir “cesaret meselesi” haline getirdiði için, bir çekingenlik atmosferi oluþmuþtu. Gerçi Risale-i Nur üzerine yapýlan ulusal ve uluslararasý kongre ve sempozyumlar, Üstadý hem de dünya genelinde akademik çevrelerin gündemine taþýma açýsýndan çok önemli ve deðerli sonuçlar doðurmuþtu. Ama Türkiye özelinde bu kongre ve sempozyumlardan çýkan mesajlarýn kamuoyuna duyurulmasý açýsýndan bakýldýðýnda, tatminkâr olmayan bir tablo ortaya çýkýyordu. Bu itibarla, 23 Mart ekimizde çýkacak mesajlar, mütevazi de olsa, f ikir hayatýmýzdaki kýsýrlýðýn aþýlýp Said Nursî ve Risale-i Nur gerçeðine, tazelenmiþ bir merak ve tecessüsle eðilme sürecini baþlatma noktasýnda ciddî katkýlar saðlayacaðýný ümit ve temennî ediyoruz. *** Yine belirtelim: 23 Mart gazetesinde, Üstadýn talebeleri Mustafa Sungur’la Abdullah Yeðin’in 50. yýl özel röportajlarý da yer alacak. *** Son söz olarak, 23 Mart için ek gazete taleplerinizi en geç Cuma akþamýna kadar Abone Servisimize bildirmenizi tekrar hatýrlatýyoruz.

VAKIFLAR Genel Müdürlüðü, Kuzey Afrika’dan Balkanlara uzanan coðrafyada baþlattýðý projeyle Osmanlý zamanýnda yapýlan vakýf eserlerine sahip çýkacak. Eserlerin tesbit ve teciline baþlayan Genel Müdürlük, vakýf akarlarýndan elde edilen gelirlerle ecdat yadigârlarýný restore ederek, ihtiþamlý günlerine kavuþturacak. Vakýflar Genel Müdürü Yusuf Beyazýt, AA muhabirine yaptýðý açýklamada, Macaristan’dan Bosna-Hersek’e, Kosova’dan Yunanistan’a, Bulgaristan’dan Kuzey Afrika’ya kadar geniþ bir coðrafyada Osmanlý zamanýnda inþa edilen vakýf eserleri bulunduðunu söyledi. Osmanlý’nýn yol, köprü, çeþme, sebil, han, hamam, medrese ve camileri mutlaka vakýf eliyle yaptýrdýðýna iþaret eden Beyazýt, baþlattýklarý projeyle bu geniþ coðrafyadaki ecdad yadigârlarýný tesbit ve tecil edeceklerini, envanter çýkaracaklarýný kaydetti. Geçen yýl kabul edilen Vakýflar Kanunu’nun Vakýflar Genel Müdürlüðünü bu konuda doðrudan yetkilendirdiðini anlatan Beyazýt, eskiden bu tür restorasyonlara sadece teknik destek verdiklerini, vakýflar kanunu ile ülkeler arasýnda doðrudan protokol yapmaya yetkili hale geldiklerini belirtti. Yabancý ülkelerdeki vakýf eserlerinin restore e-

Osmanlý zamanýnda yapýlan eserlerin tesbit ve teciline baþlayan Genel Müdürlük, vakýf akarlarýndan elde edilen gelirlerle ecdat yadigârlarýný restore ederek, ihtiþamlý günlerine kavuþturacak.

dilmesi için bu hükümetlerin bütçesinden kaynak ayýrmalarýna da ihtiyaç kalmadýðýný vurgulayan Beyazýt, eserlerin restorasyon giderlerinin vakýf akarlarýndan saðlandýðýný ifade etti. Önümüzdeki hafta Bosna-Hersek’i ziyaret edeceðini belirten Beyazýt, sözlerini þöyle sürdürdü: ‘’Biz öncelikle Bosna Hersek’te kurulmuþ ne kadar vakýf varsa bunlarýn belgelerini vakfiyelerini, hüccetlerini, fermanlarýný, beratlarýný kendi arþivlerimizden ve tapu kadastrodan yararlanarak çýkardýk. Bosnalýlar, bu konuda bizden yardým istemiþti. Biz bu çalýþmalarý yaptýk. Bunlarý

Bosna diline çevirmek suretiyle o bölgelere göndereceðiz. Ayrýca orada bir medrese ve cami var. Onlarýn proje çalýþmalarýný da baþlattýk. Ziyaret sýrasýnda gerekli protokolleri imzalayacaðýz. Ata yadigârlarý bu þekilde deðerlendirmiþ olacaðýz.’’ Vakýflar Genel Müdürü Beyazýt, benzer bir çalýþmayý Kosova’da yapacaklarýný ve gerekli protokolleri imzalamak üzere gelecek ay bu ülkeye gideceklerini kaydederek, projeyi Kuzey Afrika’dan Balkanlara kadar uzanan coðrafyaya yaymayý planladýklarýný sözlerine ekledi. Ankara / aa

YENÝ ASYA’DAN SÝZE yeniasyadansize@yeniasya.com.tr

B


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/14/2010

3:52 PM

Page 1

4 FARK

Ýsrail’e ‘dur’ de!

HABER

YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

Gýda güvenliði Meclis’te GDO VE ÜRÜNLERÝNE ÝLÝÞKÝN DÜZENLEMELERÝ ÝÇEREN BÝYOGÜVENLÝK YASA TASARISI SALI GÜNÜ TBMM GENEL KURULUNDA GÖRÜÞÜLECEK.

FARUK ÇAKIR cakir@yeniasya.com.tr

ür dünyanýn sabrýný zorlayan iþlere imza atmaktan çekinmeyen Ýsrail, eskiden beri hedefinde olan “Kudüs’ü Yahudileþtirme planý”ný yeniden yürürlüðe koyma peþinde. Hür dünya; Irak’la, Afganistan’la ve Afrika’daki dertlerle meþgul olurken; onlar fýrsattan istifade ile planlarýný uygulamaya çalýþýyorlar. Gariptir, yakýn zaman önce Ýsrail’in Filistin politikalarýna karþý “One minute/Bir dakika” diyen ve bu sebeple büyük ödül de alan Türkiye yöneticileri þimdilerde Kudüs’ü, Filistin’i unutmuþ görünüyorlar. Ayný þekilde bu konularda hassas olan medya organlarý da günlük tartýþmalarýn dýþýna çýkýp ‘deðiþmeyen gündem’lerimizden olan Filistin ve Kudüs konusuna gereken ilgiyi göstermiyorlar. Neyse ki Ýslâm Konferansý Teþkilatý (ÝKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin Ýhsanoðlu, Kudüs’ün tamamýyla Yahudileþtirilmeye çalýþýldýðýna dikkat çekerek hür dünyanýn da dikkatini bu konuya çevirdi. Ýhsanoðlu, þöyle demiþ: “Tarihi þehir etrafýnda bir sur kuruldu. Kudüs Yahudileþtirilmeye çalýþýlýyor. Kudüs’te yaþayan 250 bin kiþinin, Müslüman ve Hýristiyanlarýn þehir dýþýna çýkmalarý ve Kudüslü olma haklarýný kaybetmeleri için her türlü yol aranýyor. Saðlýk, belediye hizmetleri verilmiyor, herhangi bir maksatla Kudüs dýþýna çýkanlar bir daha gelme fýrsatý bulamýyor. Ve bu arada Doðu Kudüs’te Yahudi yerleþim merkezleri inþa ediliyor. 176 bin dönümlük Kudüs þehri yavaþ yavaþ Yahudileþtiriliyor.” (AA, 13 Mart 2010) Baþta Türkiye ve diðer Ýslâm ülkeleri olmak üzere hür dünya ÝKT Genel Sekreteri Ýhsanoðlu’nun bu çaðrýsýný duymalý ve Ýsrail’in sinsi planýný devreye sokmasýna, baþka bir ifade ile Kudüs’ü yutmasýna izin vermemeli. Önemle üzerinde durulmasý gereken bir nokta var: Ýsrail’in bu konudaki ‘sözler’i deðil, ‘fiiller’i dikkatle izlenmeli. Yarýn bir gün Ýsrailli bir yönetici çýkýp, “Hayýr bizim öyle bir planýmýz yok. Ýddialar doðru deðildir” diyebilir. Hatta daha da ileri gidip, “Ýsterseniz gelip yerinde görün” de diyebilir. Eðer böyle sözler sarfedilirse bunlara deðil, yaptýklarýna bakmak lâzým. Bundan önce dile getirilen iddialar hakkýnda da hep inkâra yöneldiler. “Hayýr, biz öyle þeyler yapmayýz” deyip neredeyse bütün Filistin’i yuttular. Yaptýklarýnýn tamamý unutulsa bile, Gazze’de yaptýklarý unutulabilir mi? Dünyanýn gözünün içine baka baka resmen ve alenen ‘savaþ suçu’ iþlediler. Konu ile ilgili olarak hazýrlanan rapor bunu açýkça ortaya koymuyor mu? Hýristiyanlar nezdinde de önemli olan Kudüs’e yapýlanlara, Hýristiyan dünyasýnýn sessiz kalmasý da büyük bir çeliþki. Emin olun ki, Hýristiyanlar da Ýslâm dünyasý kadar meseleye sahip çýkmýþ olsa Ýsrail bu kadar sorumsuz hareket edemezdi. Ama gelinen noktada Ýsrail’in Kudüs için uygulamaya koyduðu yeni plan Hýristiyanlarý da etkiliyor. Belki bu vesile ile Hýristiyan dünyasý da harekete geçer ve Ýsrail’in insafsýz uygulamalarý sona erer. Kudüs’te yaþananlarý anlamak için ÝKT Genel Sekreteri Ekmeleddin Ýhsanoðlu’nun þu tesbitine dikkat etmek gerek: “ÝKT olarak, Kudüs meselesine genel olarak Ýslâm ülkelerinden ve sivil toplum kuruluþlarýndan yardýmlar istedik. Kudüslülerin eðitim, saðlýk hizmetlerinden faydalanmalarý ve günlük hayatlarýný idame etmelerini saðlamak için çalýþýyoruz.” Þaka deðil, Kudüslüler günlük hayatlarýný idame edip edememe mücadelesini verir hale gelmiþ. Kudüs’ün ve Kudüslülerin bu hale düþmesine nasýl rýza gösterilebilir? Ýsrail “Bir dakika!” (dur) demekten anlamýyorsa, ona bütün insanlýðýn ortak diliyle “Bin yýl dur!” demek lâzým...

H

Demokrasi, açýlým sonrasý daha açýk ve net olacak

TBMM Millî Eðitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Baþkaný ve AKP Kahramanmaraþ Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Saðlam, ‘’Türkiye demokrasisi biraz daha açýk, net, karanlýk odaklarý olmayan bir rejime doðru gidiyor’’ dedi. AKP Afþin Ýlçe Teþkilatýnda düzenlenen toplantýda demokratik açýlýma iliþkin bilgi veren Saðlam, demokratik açýlým konusunda son derece samimi olduklarýný söyledi. ‘’Bizim niyetimiz son derece samimi. Bizim niyetimiz son derece halis. Gencecik fidanlarýn, delikanlýlarýn, ana kuzularýnýn sararýp solmasýna tahammülümüz yok’’ diyen Saðlam, sözlerini þöyle sürdürdü:’’Annelerin gözyaþlarýna, evlat acýsýna, feryat figana daha fazla tahammülümüz yok. Türk demokrasisi bu açýlým sonrasý daha açýk ve net olacak. Demokratik açýlým sürecinin iki temeli var. Birincisi terör örgütünü bitirmek ve en aza indirmek. Diðeri ise ülkenin kaliteli demokrasisiyle siyaset ve ekonomiyi ileriye götürmek.’’ Kahramanmaraþ /aa

GENETÝÐÝ Deðiþtirilmiþ Organizmalarla (GDO) ilgili düzenlemeleri içeren Biyogüvenlik Yasa Tasarýsý bu hafta salý günü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda ele alýnacak. Genetiði Deðiþtirilmiþ Organizmalar (GDO) ve ürünlerine iliþkin üzenlemeleri de içeren Biyogüvenlik Yasa Tasarýyla, bilimsel ve teknolojik geliþmeler çerçevesinde, modern biyoteknoloji kullanýlarak elde edilen genetik yapýsý deðiþtirilmiþ organizmalar ve ürünlerinden kaynaklanabilecek riskleri engellemek, insan, hayvan ve bitki saðlýðý ile çevrenin ve biyolojik çeþitliliðin korunmasý, sürdürülebilirliðinin saðlanmasý amaçlanýyor. Tasarýya göre, GDO ve ürünlerinin; insan, hayvan ve bitki saðlýðý ile çevre ve biyolojik çeþitliliði tehdit etmesi, çevrenin ekolojik dengesinin ve ekosistemin bozulmasýna neden olmasý, GDO ve ürünlerinin çevreye yayýlma riski olmasý durumlarýnda baþvurular reddedilecek. GDO ve ürünlerinin onay alýnmaksýzýn piyasaya sürülmesi, Biyogüvenlik Kurulu kararlarýna aykýrý olarak kullanýlmasý veya kullandýrýlmasý, genetiði deðiþtirilmiþ bitki ve hayvanlarýn üretimi, GDO ve ürünlerinin Kurul

tarafýndan piyasaya sürme kapsamýnda belirlenen amaç ve alan dýþýnda kullanýmý yasaklanacak. Ýzlenebilirliðin saðlanmasý amacýyla, GDO ve ürünlerinin ülkeye giriþi ile dolaþýmýnda, Bakanlýða beyanda bulunulmasý, gerekli kayýtlarýn tutulmasý, kararýn bir örneðinin bulundurulmasý ve etiketleme kurallarýna uyulmasý zorunlu olacak. Her bir GDO ve ürününe ayýrt edici kimlik verilerek kayýt altýna alýnacak. Kayýt altýna alýnan GDO ve ürünlerine iliþkin belgelerin 10 yýl süreyle saklanmasý zorunlu olacak. GDO ve ürünlerini, yasaya aykýrý olarak ithal eden, üreten veya çevreye serbest býrakanlar, 5 yýldan 12 yýla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezasýna çarptýrýlacak. Genel Kurulda, Türkiye’nin Bahreyn, Tayland, Fas, Kosova, Bulgaristan, Suriye, Guyana, Burkina Faso, Laos ile çeþitli alanlarda imzaladýðý anlaþmalar ile protokollerin onaylanmasýnýn uygun bulunduðuna iliþkin kanun tasarýlarý da ele alýnacak. Genel Kurul; 16 Mart Salý günü 15.00-20.00, 17 Mart Çarþamba ve 18 Mart Perþembe günleri ise 13.00-20.00 saatleri arasýnda çalýþacak.

KOMÝSYONLARDA NE VAR? TBMM'DEKÝ ihtisas ve araþtýrma komisyonlarý da gündemlerindeki konularý görüþmek üzere toplanacak. TBMM Dýþiþleri Komisyonu, 15 Mart Pazartesi günü toplanarak, ABD Temsilciler Meclisi Dýþiþleri Komisyonunda, 4 Mart 2010’da kabul edilen 1915 olaylarý ile ilgili yasa tasarýsýný deðerlendirecek ve gündemdeki diðer dýþ politika konularýný ele alacak. Toplantýya, Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu da katýlacak ve bu geliþmeler hakkýnda komisyon üyelerini bilgilendirecek. TBMM Milli Eðitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu, Eski BBP Genel Baþkaný Muhsin Yazýcýoðlu ve 5 kiþinin hayatýný kaybettiði helikopter kazasýyla ilgili yeniden kurulan Meclis Araþtýrma Komisyonu, Kayýp ve Maðdur Çocuklarý Araþtýrma Komisyonu, Madencilik Meclis Araþtýrma Komisyonu, TBMM AB Uyum Komisyonu gibi komisyonlar toplanarak gündemdeki konularýný göreþecek. Ankara/aa

Emekli Albay Erdal Sarýzeybek Eskiþehir'de katýldýðý bir toplantýda, bir terör örgütüne Ergenekon adýnýn verilmesini eleþtirerek, "Ergenekon biziz biz" dedi. FOTOÐRAF: CÝHAN

Ergenekon biziz, biz EMEKLÝ ALBAY ERDAL SARIZEYBEK, TÜRKÝYE'DE KÝMSENÝN ERGENEKON'U YARGILAMAYA GÜCÜ YETMEZ. ÇÜNKÜ ERGENEKON BÝZÝZ BÝZ" DEDÝ. EMEKLÝ Albay Erdal Sarýzeybek, Ergenekon davasýna bakan savcý ve hâkimler ile Adalet Bakaný’ný sert bir dille eleþtirdi. Hiç kimsenin Ýstanbul’daki bir suç soruþturmasýna Ergenekon kod adýný veremeyeceðini belirten Sarýzeybek, “Ýstanbul’daki savcýlara soruyorum. Siz Cumhuriyet’in mi, yoksa rgenekon’un mu savcýlarýsýnýz? Cumhuriyetin savcýlarý iseniz sözümüz yok. Eðer ergenekon savcýlarý iseniz sözümüz var. Türkiye’de kimsenin Ergenekon’u yargýlamaya gücü yetmez. Çünkü Ergenekon biziz biz” dedi. Emekli

Albay Sarýzeybek, Eskiþehir’de, Sosyal Demokrasi Derneði tarafýndan düzenlenen ‘Açýlýmlar ve Terör’ adlý konferansa katýldý. Zeybek, konuþmasýnda erken seçimin mutlaka yapýlarak CHP ve MHP koalisyonun iktidara getirilmesi gerektiðini savunurken, Ergenekon soruþturmasýný yürüten savcý ve hâkimleri de eleþtirdi. Ergenekon’un Türk milletinin bir destaný olduðunu ve bu ismin her yerde kullanýlamayacaðýný dile getiren Sarýbeybek, “Ýstanbul’daki soruþturmanýn kod adý niye Ergenekon? Ergenekon nedir? Türk milletinin

dünya sahnesine çýkýþ destanýnýn adýdýr. Türk milletinin yaradýlýþ destanýdýr. Bugün Türkiye’de ne siyaset ne hukuk ne de ahlaken hiç kimse Ýstanbul’daki bir suç soruþturmasýna bunu kod adý olarak veremez. Hukuken veremez. Çünkü bizim hukuk sistemimizde suç soruþturmalarý kod adý almaz. Yýl ve sayý ile ifade edilir. Siyaseten verilemez. Çünkü siyaset hukuka uymak zorundadýr. Ahlaken verilemez. Çünkü Ergenekon Türk milletinin yaradýlýþ destanýdýr” diye konuþtu. Eskiþehir / cihan

SHP ile EDP birleþti SHP ile birleþen Eþitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) Genel Baþkanlýðýna, oy birliði ile Ziya Halis seçildi. Yeni kurulan EDP ile SHP’nin birleþmesinin öngörüldüðü, SHP 3. Olaðanüstü Kurultayý, Anadolu Gösteri Merkezinde yapýldý. EDP Genel Baþkanlýðýna seçime tek aday olarak katýlan Ziya Halis’in oy birliðiyle seçildiði kurultayda, 100 kiþilik parti meclisi de oluþturuldu. Parti meclisinde Ýbrahim Gürsoy, Þahin Ulusoy, Salman Kaya, Erol Katýrcýoðlu, Hüseyin Ergün ve Kazým Genç gibi isimler de yer aldý. Ankara/aa

Memur-Sen Genel Baþkaný Ahmet Gündoðdu

Bürokratik yargýçlar devleti istemiyoruz

MEMUR Sendikalarý Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Baþkaný Ahmet Gündoðdu, ‘’Bu ülke deðil darbeyi gerçekleþtirmek, darbeyi rüyasýnda bile görenlere ceza getirmezse, darbecileri yargýlamazsa, demokratikleþmenin hayal olduðu gerçeðini de görmek zorundadýr’’ dedi. Genel Baþkan Gündoðdu, bir restoranda düzenlenen Memur-Sen Kayseri Ýl Divan Toplantýsý’nda, ‘’Türkiye’nin ve dünyanýn demokratikleþememe gibi bir belasý’’ olduðunu savundu. ‘’Hukukun üstünlüðüne inanmýyorsanýz, toplum mühendislerinin sipariþlerini karþýlamak için üstünlere hukuk oluþturmak istiyorsanýz, bunun adý demokratik devlet deðil yargýçlar devleti olur’’ diyen Gündoðdu, þöyle konuþtu: ‘’Bürokratik devlet de yargýçlar devleti de istemiyoruz. Demokratik devletle demokratikleþmeyi, demokrasiyle cumhuriyeti ve cumhuru bir araya getirmekte sýkýntý yaþýyoruz. Cumhuriyetten bahsedenler demokrasiyi aðýzlarýna almýyor, demokrasiden bahsedenler cumhuru hazmedemiyor. Cumhuriyeti cumhurla iç içe olduðu gerçeðiyle ele alýrsak bu cumhuriyetin demokratik cumhuriyet olmasýný da beraberinde getirmiþ oluruz.‘’Anayasanýn geçici 15. maddesinin Kenan Evren ve arkadaþlarýný zýrha büründürmek için çýkarýldýðýný’’ belirten Gündoðdu, ‘’Bu ülke deðil darbeyi gerçekleþtirmek, darbeyi rüyasýnda bile görenlere ceza getirmezse, darbecileri yargýlamazsa, demokratikleþmenin hayal olduðu gerçeðini de görmek zorundadýr’’dedi. Kayseri/aa

Alevîlerden birlik çaðrýsý

ERZÝNCAN'DA yaþayan Alevi kanaat önderleri birlik ve beraberlik mesajý verdi. Hacý Bektaþý Veli Anadolu Kültür Vakfý Baþkaný Sadýk Düzgün, “Herkesin gözleri açýk olmalýdýr. Bizleri birbirimize kim düþürmek istiyorsa dikkat etmeliyiz” dedi. Erzincan’daki Ergenekon soruþturmasý kapsamýnda hazýrlanan ve Erzurum 2. Aðýr Ceza Mahkemesi tarafýndan kabul edilen iddianamede, Erzincan’da Alevi-Sünni kavgasý çýkarýlmak istendiði iddialarý yer almýþtý. Ýddianamenin ek klasörlerinde ise Erzincan’daki Alevi dedelerinin isimleri ile cemevinin krokisi çýkmýþtý. Alevi kanaat önderlerinin bir bölümü, Alevi ve Sünniler arasýndaki birlikteliðe dikkat çekti. Düzgün, “Bizleri birbirimize kim düþürmek istiyorsa dikkat etmeliyiz. Yüzyýllarca birlikte yaþamýþýz. Bizi gaza getirip birbirimize düþürmek isteyenler olabilir, her iki kesim de dikkatli olmalýdýr” dedi. Erzurum / aa

Terörün kökünü kazýmak istiyoruz

Erdoðan, Roman vatandaþlarla buluþtu “Roman Çalýþtayý” için Türkiye’ninçeþitli yerlerindenÝstanbul’a gelen roman vatandaþlar Eyüp Sultan Camii’nde sabah namazý kýldý. Ýstanbul’u ilk defa gören Romanlar hatýra fotoðraflarý çektirdi, Baþbakan Erdoðan’ýn çalýþtaya katýlacak olmasýndan duyduklarý menuniyeti dile getirdi. Türkiye’nin çeþitli yerlerinden kafileler halinde Ýstanbul’a gelen Roman vatandaþlar sabah namazýnda Eyüp Sultan Camii’ne giderek namaz kýldý. Bazýlarý ise namaza yetiþemeyince Eyüp Sultan Camii’nin çevresinde hatýra fotoðrafý çektirmekle yetindi. Yüzlerce otobüsle Ýstanbul’a gelen Roman vatandaþlar Türkiye’de ilk defa bir baþbakanýn kendileriyle görüþecek ve sorunlarýný dinleyecek olmasýndan duyduklarý memnuniyeti dile getirdi. Dikili Roman Derneði Baþkaný Ýstemi Kara, “Baþbakan’ýn daveti üzerine Ýstanbul’a geldik. Bu

vesile ile Eyüp Sultan Camii’ne gelerek namaz kýlmak istedik ancak bazýlarýmýz namaza yetiþemedi. Bugün Baþbakan Erdoðan’a Roman vatandaþlarýn sorunlarýný anlatacaðýz” dedi. Sabah namazýný Eyüp Sultan Camii’nde kýlan Roman vatandaþlar görüþmenin baþlayacaðý saate kadar Ýstanbul’u gezdi. Daha sonra Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn ‘Roman Buluþmasý’ný gerçekleþtireceði Abdi Ýpekçi Spor Salonu önünde renkli görüntüler yaþandý. Bazý Romanlar da kendilerine çingene denmesinden son derece rahatsýz olduklarýný belirterek, “Bizlere çingene demesinler. Biz de bu vatan için askerlik yaptýk, vergi veriyoruz. Baþbakan bunun da önüne geçsin” dedi. Romanlardan bir kýsmý da baþbakanýn kendilerini gecekondulardan kurtarmasýný istedi. Ýstanbul / cihan

AKP Grup Baþkanvekili Bekir Bozdað, terörün kökünü kazýmak, Türkiye’nin önünü açmak istediklerini belirterek, ‘’Açýlým, þehitler olmasýn diye, bu iþi bitirelim diye yapýlýyor’’ dedi. Bozdað, partisinin Ýstanbul Ýl Baþkanlýðýnca Pendik Yunus Emre Kültür Merkezinde düzenlenen ‘’Türkiye Buluþmalarý’’ toplantýsýnda yaptýðý konuþmada, Türkiye’nin bugüne kadar böyle bir deðiþim görmediðini, ama deðiþim devam ederken deðiþim taraftarý olmayanlarýn kötü propagandalarla bunu engellemeye çalýþtýðýný söyledi. Bugün Türkiye’nin artýk sorunlarýný çözerek ilerlememesi halinde güçlü bir ülke olma ihtimali bulunmadýðýný ifade eden Bozdað, ‘’Türkiye sorunlarýný çöze çöze büyüyecektir. Ülkenin daha iyi bir noktaya gitmesi için sorunlarý çöze çöze yolumuza devam edeceðiz." Ýstanbul / aa


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/14/2010

3:36 PM

Page 1

5

HABER

YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

MAKRO - DALGA

BAÞKENT YAZILARI

Yargý reformu

“Soykýrým” bühtanýna karþý…

avukat rolünü üstlenmemelidir. Savcýlýða soyunanlar masumiyet karinesini unutmamalý, “Ateþ olmayan yerden duman çýkmaz.” anlayýþýyla insanlarý peþinen mahkûm etmemeli, avukatlýðý seçenler de, delil leri yok farzederek dâvâyý baþtan reddetmemeli. Siyasî hesaplaþmalar, kin ve intikam gibi RECEP TAÞCI receptasci@yeniasya.com.tr duygular asla iþin içine karýþtýrýlmamalýdýr. En iyisi susup adaletin tecel lesini bekleGündemde. mektir. Mül kün temeli adaleti daðýtan yargý sistemi Ýkinci nokta: hakkýnda biz de bir kaç noktada kalem oynat Sorgulama ve kovuþturmada usul hukukumalýyýz. na uyulmalýdýr. Önce þunu ifade edelim. Telefon dinlemeleri, delil lerin toplanmasý, Anayasalar, yasalar kamu düzenini saðlar. ev ve iþyeri aramalarýnda kural lar çiðnenmeTartýþýlamaz. meli, toplanan bilgiler gazetelere sýzdýrýlmaAncak uygulanmasý da önemlidir. malýdýr. En mükemmel yasaya sahip de olsanýz inÜçüncü nokta: san hak ve özgürlüklerini içsel leþtirememiþ, Gözaltý süresi uzatýlmamalý, þüpheli bir an demokratik kültürü özümsememiþ uygulayý - önce hakim karþýsýna çýkarýlmalýdýr. cýlarýn elinde ölü metinlere dönüþür. Dördüncü nokta: Bu hususu vurguladýktan sonra þimdi nuTutuklamalar cezaya dönüþtürülmemelidir. maralandýrarak kýsa kýsa açýklayalým. Cezaevlerinde bulunanlarýn yarýsýna yakýný Birinci nokta: tutuklu ise sorun ciddî boyutta demektir. Yargýyý etkileyebilecek beyan ve ifadelerden Aylarca tutuklu kaldýktan sonra dâvânýn kaçýnmak. beraatla sonuçlanmasý telâfisi imkânsýz zaTV kanal larý, gazete köþeleri, meclis kürsü- rarlara yol açmaktadýr. leri, partilerin grup toplantýlarý mahkeme saBir insanýn... lonlarýna çevrilmemelidir. Bir gün dahi suçsuz yere hürriyetinden Toplumun bir bölümü savcý diðer bölümü mahrum býrakýlmasý hukuk cinayetidir.

‘‘

Siyaset yargýya bulaþmamalý. Kimse kudretine güvenmemeli. Adalet herkese lâzým. Yarýnlarýn nelere gebe olduðu bilinemez. Sonuçta, yargý reformundan önce; insana deðer veren, evrensel hukuk ilkelerine saygý duyan bir yaklaþýmýn benimsenmesi önemli. Bunun altýný kalýnca çizelim. Sanýðýn... Yeni bir suç iþleme... Kaçma... Delil leri karartma... Ýhtimali yoksa tutukluluk halinin sürmemesi gerekir. Kanun emri böyle. Uygulama tam aksi yönde. Beþinci nokta: Dâvâlarýn yýl larca sonuçlanamamasýdýr. Geciken adaletin adaletsiz olduðunu herkes bilir. Bazen dosyalar zaman aþýmýna uðrar, suçlular cezasýz kalýr. Süreç idarî düzenlemelerle hýzlandýrýlabilir. Altýncý nokta:

Çaðýmýzda fikir suçlusu olmamalý. Hakaret ve þiddet içermediði sürece herkes fikirlerini rahatlýkla dile getirebilmelidir. Ýfade özgürlüðü demokrasilerde bütün özgürlüklerin anasýdýr. Demokrasilerde yazarlar ve gazeteciler hakkýnda düþüncelerinden dolayý binlerce dâvâ açýlmasý düþünülemez. Yedinci nokta: Yargýnýn baðýmsýz ve tarafsýz olmasýdýr. En ufak bir þüphe yargýya güveni kaybettirir. Özel likle güç sahipleri uzak durmalý. Aksi halde bu, muhalefeti sindirme ve basýný susturma giriþimi olarak algýlanýr, o takdirde yargýçlar ve arkasýndaki güç tarih huzurunda û Maalesef geçmiþte bunun acý örnekleri çokça yaþanmýþtýr. Yazar, çizer, politikacý zindanlarda çürütüldü, asýldý... Sonra da isimleri havalimanlarýna, caddelere, üniversitelere verildi. Tarihin tekerrür etmesine üzülürüz. Bunun içinde... Siyaset yargýya bulaþmamalý. Kimse kudretine güvenmemeli. Adalet herkese lâzým. Yarýnlarýn nelere gebe olduðu bilinemez. Sonuçta, yargý reformundan önce; insana deðer veren, evrensel hukuk il kelerine saygý duyan bir yaklaþýmýn benimsenmesi önemli.

Muhalefetin kapýsýný çalýp destek isteyeceðiz

AKP Genel Baþkan Yardýmcýsý Hüseyin Çelik, anayasa deðiþikliðiyle ilgili bir hazýrlýk yapýldýðýný, Mecliste grubu bulunan partilerle, Meclis dýþýnda yüzde 1’den fazla oy almýþ muhalefet partilerine gelecek hafta çalýþmanýn gönderilmesinin planlandýðýný bildirdi. Çelik, Denizli’de demokratik açýlým çalýþmalarýna iliþkin verdiði konferansýn ardýndan Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediði basýn toplantýsýnda, gazetecilerin sorularýný cevapladý. Hüseyin Çelik, anayasa deðiþikliði, kapsamýnda Mecliste grubu bulunan partilerle Meclis dýþýnda yüzde 1’den fazla oy almýþ muhalefet partilerine gelecek hafta çalýþmanýn gönderilmesinin planlandýðýný belirterek, þöyle konuþtu: ’’Onlarýn desteðini isteyeceðiz. Eðer TBMM’de 367’yi bulursak zaten bir sorun yok. Bulamazsak 330 ile 367 arasýnda bir rakama ulaþýrsak, o zaman da referanduma gidecek, hal kýn kendisine gidip diyeceðiz ki ‘Sizin adýnýza bu anayasa deðiþikliklerini yapmak istiyoruz. Kabul ediyor musunuz’ diyeceðiz. Mil let kendi iradesiyle buna oy verecek. Referanduma gerek kalmadan Meclis zemininde çözülmesini umut ediyorum.’’ Hükümetin yargý mensuplarýnýn sorunlarýnýn giderilmesi konusunda yaptýðý çalýþmalarý anlatan Çelik, ‘’Bizden önce yargý, baðýmsýz yargý olmaktan ziyade bakýmsýz yargý idi’’ dedi. Çelik, Edirne’den Kars’a kadar Türkiye’de gerçekten ‘’saray’’ kelimesine yakýþýr ad liye saraylarý yaptýklarýný söyledi. Denizli / aa

Anayasa bu dönem küçük bir paket olarak geliyor

AKP Genel Baþkan Yardýmcýsý Salih Kapusuz, anayasa deðiþikliðinin þart olduðunu belirterek, ‘’Biz bu anayasayý bugün küçük bir paket olarak, ama önümüzdeki dönemde bu mil lete bu konuyu her defasýnda ýsrarla anlatarak çaðdaþ sivil bir anayasa haline getireceðiz’’ dedi. AKP Karþýyaka Ýlçe Baþkanlýðýnýn Karþýyaka Öðretmen Evinde düzenlediði faaliyette konuþan Kapusuz, Türkiye’nin en temel konularýndan birinin anayasa olduðunu söyledi. Kapusuz, 1876 yýlýnda baþlayan anayasa çalýþmalarýnýn halk ihmal edilerek, belirli kesimler, elitler veya olaðanüstü þartlarda askerlerin yazýlý hale getirdiði anayasalarla bugüne gelindiðini, yürürlükteki 1982 anayasasýnýn da 1980 ihtilali ürünü olduðunu ifade etti. Kapusuz, bugüne kadar sadece AKP’nin deðil, CHP ve MHP’nin yaný sýra sivil toplum örgütlerinin anayasa deðiþikliði konusunda çalýþma yaptýðýný belirterek, sözlerini þöyle sürdür dü: ’’Bunu isteyen siyasî partiler, bugün ‘a nayasa deðiþikliði yapalým’ dediðimizde her biri geri çekilmekte. ‘Topyekûn sivil, çaðdaþ anayasa yapmaktan vazgeçtik, Türkiye’nin temel çözümleri konusunda, paket üzerinde çalýþýyoruz’ dediðimizde herkes bahane bul du. Özel likle CHP paketin içinde ne var, içeriði nedir, bunlarý görmeden ‘karþýyýz, istemezük’; yetmedi ‘Anayasa Mahkemesi’ne göndereceðiz’ dedi. Bu elbise dar geliyor. Bir paket hazýrlýyoruz. Bu hazýrladýðýmýz pake tin çerçevesi yakýn tarihte önce siyasiler olmak üzere tartýþýlacak. TBMM gündemine gelecektir." Ýzmir / aa

CEVHER ÝLHAN cevher@yeniasya.com.tr

rmeni soykýrýmý” isnadý tasarýsýnýn Amerikan Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi’nde “kabulü”nün ardýndan Ýsveç Parlamentosu’nda bir oy farkla geçmesi, Ankara’nýn komploya karþý tavrýný gündeme getirdi. Zira daha önce 1915-16 olaylarýný konu alan “Amerikan tasarýsý”nda 1923’e kadar uzatýldý. Osmanlý Devleti tarafýndan iki milyon Ermeni’nin evle rinden edildiði, 1.5 milyon kadýn, çocuk ve erkeðin öldüðü ve kurtulan beþyüz bin kiþinin iki bin beþyüz yýldýr yaþadýklarý topraklardan sürüldüðü yalanlarý eklendi. Türkiye’nin “insanlýk suçu” iþlediðinin belirtildiði tasarýda, Türk hükûmetinin Ermeni katliâmlarý zanlýlarýný yargýladýðý ancak bazý idam cezalarýný hiç uygulamadýðý uydurmasýnda bulunuldu. Ayrýca öteden beri Ermenilere kayýtsýz ve þartsýz destek veren, “Ermeni soykýrýmý” fitnesini tahrik eden Fransa, Ýn giltere, Vatikan ve ABD ulusal arþivleri kaynak ve “kanýt” gösterildi. Amerika’nýn Osmanlý Büyükelçisi Henry Morgenthau’nun “raporlarý” referans alýndý. Dahasý, Hitler’le ve “Yahudi soykýrýmý” ile “Ermeni soykýrýmý” iliþkilendirildi; A merikan Soykýrým Müzesi’nin 1981 yýlýnda Ermeni soykýrýmý müzesini de bünyesine aldýðý delil olarak gösterildi. Ýsveç Parlamentosu’nda ise iftirada daha da ileri gidildi. Türkiye’deki Ermenilerin, Süryanilerin, Asurilerin, Keldanilerin ve Pontuslu Rumlarýn 1915 yýlýnda soykýrýma uðradýðý buhtaný eklendi…

“E

“SOYKIRIMI KABUL EDÝN VE KURTULUN!” TAKTÝÐÝ…

Yalova Sanayi ve Ticaret Odasý'nýn ödül töreninde konuþan TOBB Baþkaný Rifat Hisarcýklýoðlu, yeni bir anayasaya ihtiyaç bulunduðunu kaydetti. FOTOÐRAF: AA

80 model anayasa ile kalkýnamayýz TOBB BAÞKANI RIFAT HÝSARCIKLIOÐLU:’’1990’DA DÜNYADA EKONOMÝK KALKINMANIN MODELÝ DEÐÝÞTÝ, AMA BÝZÝM ANAYASAMIZ HALEN 80 MODEL’’ DEDÝ. TÜRKÝYE Odalar ve Borsalar Birliði (TOBB) Baþkaný Rýfat Hisarcýklýoð lu, ‘’1990’da dünyada ekonomik kalkýnmanýn modeli deðiþti, ama bizim anayasamýz halen 80 model’’ dedi. Hisarcýklýoðlu, Yalova Sanayi ve Ticaret Odasý (YTSO) tarafýndan Termal ilçesinde düzenlen ‘’Ýþ Dünyasýna Yön Verenler 2009’’ ödül töreninde yaptýðý konuþmada, Türkiye, dünyanýn en büyük 10 ekonomisi arasýnda olmak istiyorsa, ekonomisinin güçlü ve demokratik standartlarýnýn yukarýda olmasý gerektiðini söyledi. Bu ikisinin olabilmesi ve sistemin düzenlenebilmesi için birinci þartýn 72 milyonun mutabakat sözleþmesi olan anayasayý yeniden yazmak olduðunu ifade eden Hisarcýklýoðlu, þunlarý kaydetti: ’’Ýlk dört maddesi hariç. Yeni bir anayasaya ihtiyaç var mý? ‘Evet’ var. Ben ekonomik açýdan bakýyorum 80 yýlýndaki dünyadaki ekonomik kal kýnmayý öngörüyor. 1990’da dünyada ekonomik kal kýnmanýn modeli deðiþti, ama bizim anayasamýz halen 80 model. ‘Kal kýn-

ma devlet ve özel sektör eliyle olacak’ diyor. Dünyada böyle bir anlayýþ yok. Devlet eliyle kal kýnmaya çalýþanlarýn hepsi battý. Buna en büyük örnek ise Rusya’dýr. Özel sektörü ve rekabeti olmadýðý için battý. Bizim anayasa diyor ki; devlet özel sektör eliyle kal kýnacak. Bu anlayýþ bitti. O zaman bu nu yeniden yapýlandýrýyor olmamýz lâzým. Siyasî Partiler ve Seçim Yasasý da bunun ekinde ve devamýnda olmalý.’’ Hisarcýklýoðlu, mevcut sistemin kavga ve kaos ürettiðini ifade ederek, þöyle dedi: ‘’Mil let de bunlardan rahatsýz. Ben Türkiye’yi geziyorum. Artýk bize lâzým olan ortak akýl. Ortak akýl ve ül kenin geleceði noktasýnda ne yapýlmasý gerekiyorsa el birliðiyle birbirimizi ‘öteki’ diye kýnamadan, baþý açýktý, kapalýydý, Alevî’ydi, Sünnî’ydi, Kürt’tü, Türk’tü demeden birbirimize sýmsýký sarýlarak yapabiliriz. Türkiye’de mevcut sistem deðiþmedikçe, bürokrasiden þikâyet etmeye devam edeceðiz.’’ Yalova / aa

Bu anayasa yama tutmaz BDP Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ, gerçekten isten mesi halinde demokratik yeni bir anayasa yapýlabileceðini ifade ederek, ‘’Yama tutmayan bu Anayasa’ya bir yama daha yapmak istiyorlar’’dedi. Demirtaþ, partisinin Manisa Ýl Baþkanlýðý 1. Olaðan Kongresi’nde yaptýðý konuþmada, yeni ve demokratik bir Türkiye’nin inþasý için mutlaka yeni bir anayasaya ihtiyaç olduðunu ifade etti. Yeni anayasa yapýlmasýna toplumun desteðinin olduðunu anlatan Demirtaþ, þunlarý söyledi: ‘’Yýl 2010, biz hala darbe anayasasý ile yönetiliyoruz. Kenan Evren’in yaptýðý, yaptýrdýðý baskýyla, hileyle halka onaylattýðý darbe anayasasý ile yönetiliyoruz. Bu ülkeye demokrasi getireceðim diyerek iktidara gelmiþ olan AK Parti hükümeti, son 8 yýldýr Kenan Evren’in yaptýðý Anayasa’yla bizi yönetiyor. Yeni bir anayasa yapýlmasý için halkýn, toplumun büyük kesiminin desteði var, talebi var, beklentisi var. Kenan Evren bile yaptýðý anayasadan piþman olduðu nu açýkladý, ama artýk yama tutmayan bu Anayasa’ya, bir yama daha yapmak istiyorlar. Ýçinde yasaklarýn, engellerin olmadýðý, Türkiye’nin bütün farklý kesimlerinin kendini görebildiði, sivil demokratik çoðulcu bir anayasa istiyoruz. En azýndan Kenan Evren saðken, o yaptýðý Anayasa’nýn çöpe atýldýðýný görsün istiyoruz. Yeni bir anayasa, demokratik bir anayasa, nasýl olur görsün istiyoruz.’’ Manisa / aa

Ýlginç olan, sözkonusu iddialarla, gittikçe dozu arttýrýlan ve tamamen bühtanlar amacýnýn Türkiye’yi uluslar arasý arenada kýskaca alýnmasý ve meselenin küresel hegemonya ve çýkar hesaplarýnda istimal edilmesi… “Amerikan tasarýsý”nda, Amerikan Dýþ politikasýnýn Türkiye’yi “insan haklarý ihlâl leri, etnik temizlik ve soykýrým”la itham edilip “ABD Baþkaný’nýn dýþ politikanýn oluþturulmasý” ve “Obama’nýn ‘24 Nisan soykýrýmý anma günü’nde Ermeni olaylarý için ‘soykýrým’ ifâdesini kul lanmasý” talebi, bunu açýk bir biçimde ele veriyor. Keza Amerika’daki oylamadan etkilenen ve neredeyse Osmanlý’nýn-Türkiye’nin bünyesinde yaþayan bütün Hýristiyan kavimlere “soykýrým” uyguladýðýný ileri süren Ýsveç Parlamentosu’nun oylamasý da ayný amaca yönelik… Amaç, Ermenistan’ýn inisiyatifi ele geçirmesini temin etmesi. Daha önce “Türkiye tarihiyle yüzleþmelidir” diyen ve Ankara’da “Ermeni açýlýmý”ný tel kin eden Obama’nýn 24 Nisan bildirisinde “katliâm, insanlýk trajedisi” gibi tanýmlarla yetinmeyip George W. Bush’un 2001’de sarfettiði “soykýrým” lâfýný kul lanmasýnýn çok ötesine geçiyor. Ve asýl maksadýn, baþta Amerikan Kongresi ve AB ül keleri parlamentolarý olmak üzere dünya parlamentolarýndan geçen “soykýrým” kararýyla Türkiye’nin köþeye sýkýþtý rýlarak “soykýrýmý” kabulünün saðlanmasý. Zira bunun bir adým ötesi, “suç” olarak isnad edilen bu kararlara “ceza” konulmasý gelecek. Ardýndan evvela “tazminat” sonra “toprak” taleplerinin gündeme getirilecek. Diasporanýn öteden beri ileri sürdüðü, “Bü yük Ermenistan” idealinin gerçekleþtirilecek… Bu plânýn, hâlen Ermenistan Anayasasý’nda açýkça devletin ana hedefi yer almasý ve okul lardaki ders kitaplarýnda ve haritalarýnda Kars’tan Van’a kadar Türkiye’nin hemen hemen bütün Doðu il lerinin “Batý Ermenistan” olarak gösterilmesi, bunun göstergesi. Amerikalý ünlü Tarih Profesörü Justin McCarthy’in nazara verdiði gibi, “Türkiye’ye, ‘Soykýrýmý kabul edin ve kurtulun” tel kininin arkasýndaki temel stratejinin taktiði bu…

TÜRKÝYE’NÝN HAKLILIÐI ANLATILMALI… Gerçek þu ki bu durum, bâriz bir biçimde Türkiye’nin kuþatýlmasý olarak karþýmýza çýkýyor. Ve “Ermeni açýlýmý”nýn dibine daha baþtan dinamit sokuyor. Zi ra “Ermeni açýlýmý” için imzalanan “protokol ler”in birbirine baðlý iki ana unsurundan biri olan “sýnýrlarýn açýlmasý” þartý olan “ortak tarih komisyonu”nun kurul masýný peþinen berhava ediyor. Görünen o ki Erivan, hâlen bir milyon Azeri’yi yurtlarýndan edip kaçkýn (göçmen) hâle getirip periþan eden Karabað katliâmý ve dramý ile Azerbaycan topraklarýnýn yüzde 20’sinin Ermenistan iþgalinin kesinlikle görüþme konusu olmadýðýný tekrarlayýp müzâkere dýþý tutmaya devam ediyor… Ancak Erivan’ýn bu kompasýna karþý, Ankara ciddî bir tedbir ve çalýþma içinde deðil. Erivan’la “normal leþme protokol leri” karþýlýklý âdeta dondurmuþ. Ermeni diasporasýnýn dünya kamuoyunu etkileme çalýþmasýna mukabil aktif bir politika izlenmiyor. “Model ortak”-“stratejik mütte fik”ten AB’de Türkiye’yi savunan “dost ül keler”e Türkiye’nin haklýlýðý güçlü bir biçimde anlatýlmýyor. Tarih siyasallaþtýrýlýp saptýrýlýyor; uluslar arasý ifsad þebekelerince menhus maksatlara istimal ediliyor. “Soykýrým”a dair 1965’ten beri Uruguay’dan Vatikan’a, Litvanya’dan Þili’ye kadar 20 ülkenin parlamentosunda 30 karar çýkmýþ. Ve bu kararlarýn 17’si AKP siyasî iktidarý döneminde alýnmýþ. Baþbakan hâlen oylamalarý “komedi” olarak yorum lamakla kalýyor. Sözkonusu ül kelerdeki büyükelçiler geri çekiliyor; Obama’nýn 24 Nisan’da “soykýrým” tâbirini istimal etmemesi bekleniyor… Çözüm, Bediüzzaman’ýn tesbitiyle, “Ýzzet-i mil liyeyi (milletin izzet ve þerefini, hakkýný ve hukukunu) muhâfaza ederek, Ermenilerle ittifak ve dostluk”ta. Türkiye bunu baþarmalýdýr. (Münâzarât, 67-68)


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/14/2010

3:41 PM

Page 1

6 YURTTAN KISA KISA...

YURT HABER YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

‘Sevgi Marketi’ yüz güldürdü BURSA YILDIRIM BELEDÝYESÝ'NÝN TÜRKÝYE VE AVRUPA'YA ÖRNEK, ÜNÝVERSÝTELERE TEZ KONUSU OLAN ÖDÜLLÜ 'SEVGÝ MARKETÝ'NDEN 2009 YILINDA 63 BÝN KÝÞÝ YARARLANDI.

Batman’da çalýþan kadýnlar ile kendi iþ yerini kuran kadýnlarýn sayýsýnda son 2 yýlda artýþ yaþanýyor.

Batman’da 250 aile sac ekmeðiyle geçimini saðlýyor

SANAYÝNÝN geliþmediði, ekonominin daha çok tarýmsal üretime dayandýðý Batman’da çalýþan kadýnlar ile kendi iþ yerini kuran kadýnlarýn sayýsýnda son 2 yýlda artýþ yaþanýyor. Daha çok yemek sektörüne yönelen kadýn giriþimciler, birbiri ardýna açtýðý gözleme salonlarýnda yüzlerce kadýn çalýþma imkâný buldu. Ýlk etapta kadýn derneklerinin öncülüðünde yemek sektörüne giren kadýnlar kýsa sürede büyük baþarý elde etti. Sac ekmeði olarak ad landýrýlan gözleme, Batman’da kadýnlarýn en önemli geçim kaynaklarýndan biri haline geldi. Her geçen gün sayýlarý artarak adeta yeni bir sektör haline gelen gözleme salonlarýnda 15-70 yaþ arasý yaklaþýk bin kadýn istihdam ediliyor. Batman’da daha önce sadece tarlada iþ bulabildiklerini belirten kadýnlar, sac ekmeði, tandýr ekmeði ve yörede yapýlan börek çeþitlerinin piyasada tüketiminin artmasý ile artýk yemek sektöründe de kolayca iþ bulduklarýný ifade etti. Batman / cihan

BURSA Yýldýrým Belediyesi’nin Türkiye ve Avrupa’ya örnek, üniversitelere tez konusu olan ödül lü ‘Sevgi Marketi’nden 2009 yýlýnda 63 bin kiþi yararlandý. Bir yýl öncesine göre yüzde 60 artýþýn saðlandýðý Sevgi Marketi be reketli bir elin yoðurduðunu belirten Yýldýrým Belediye Baþkaný Özgen Keskin, “Sadaka taþlarý gibi kimin aldýðý, kimin ne kadar verdiði bel li deðil. Zengin gönderiyor, bankamatik kartý gibi kartý olan ihtiyaç sahipleri dilediði zaman gelip marketten yararlanýyor” derken Sevgi Market’te yüzlerce çeþit gýdanýn yanýsýra mobilyadan, beyaz eþyaya, gelin likten, çeyiz setine yoksul larýn ihtiyaçlarýna cevap verecek ürünler bulunuyor. Sevgi Market’in 5 yýldýr hizmet verdiðini, gayet rantabl þekilde iþlediðini, aksamadan bugünlere gelmesinin de kendilerini mutlu ettiðini belirten Yýldýrým Bele- Keskin, “2008 yýlýnda burada 40 bin adet hizmet verildi. 2009 yýlýnda bu rakam 63 bin oldu. Son derece güzel bir þey. diye Baþkaný Özgen Keskin, “Burada gü- Bu hizmetlerin artarak devam etmesini istiyoruz. Çok dua alýyoruz” þeklinde konuþtu. FOTOÐRAF: ÝHA zel bir bereket var. Binlerce insan yararlanýyor. Belediyenin altý süper markete dö- miyoruz. Sadaka taþlarý gibi kimin aldýðý, güven sayesinde Sevgi Market’e hediyeler nüþtü. Görevliler dýþýnda kimse market - kimin ne verdiði bel li deðil” dedi. geldiðini anlatan Özgen Keskin, “Gýda üniteten yararlananlarý görmüyor. GururlarýZenginin de elektronik ortamda hibe etti- sinde yoksul larýmýzýn elektronik kartlarý var. nýn kýrýlmasýný, rencide edilmelerini iste- ði ürünlerin nasýl daðýtýldýðýný gördüðünü ve Kartlarýyla ailenin nüfusu oranýnda limiti ne

kadarsa alýþ veriþini yapýyor. Sepetlerle süpermarketten alýþ veriþ yapar gibi rahatlýkla istediðini alýyor. Sevgi Market’in giysi reyonu var. Burada birinci ve el ikinci el giysiler var. Bursa tekstil kenti olduðu için ihraç faz lasý ürünler ya da iþ adamlarýmýzýn gönlünden kopanlar geliyor. Ýkinci el giysileri ise semtlerimizdeki giysi kumbaralarýndan fakirlere ulaþtýrýyoruz” diye konuþtu. “Eskiyi getir yeniyi götür” þeklinde beyaz eþya ya da mobilya kampanyasý yapan firmalarýn kul lanýlmýþ ürünleri de kendilerine gönderdiðini, Uludað’da sezon baþýnda yenilenen bir otelin eski eþyalarýný temiz bir þekilde kendilerine ulaþtýrdýðýný anlatan Baþkan Keskin, “2008 yýlýnda burada 40 bin adet hizmet verildi. 2009 yýlýnda bu rakam 63 bin oldu. Son derece güzel bir þey. Bu hizmetlerin artarak devam etmesini istiyoruz. Çok dua alýyoruz” þeklinde konuþtu. Sevgi Market’e son olarak hayýrsever iþ adamlarýnýn yaný sýra, okul larýnda sosyal sorumluluk projesi düzenleyip katký saðlayan anaokulu öðrencileri de yardýmda bulun muþtu. Bursa / iha

Robot nöbetçi nöbete hazýr

KIÞLALARDA nöbetçilerin daha emniyetli bir noktadan çevreyi gözetlemesine ve ateþli saldýrýya karþýlýk vermesine olanak saðlayan uzaktan komutalý gözetleme ve atýþ platformu ‘’nöbetçi’’ silahlý kuvvetlerde göreve hazýr. Bilim-kurgu filmlerinde görmeye alýþýk olduðumuz teknolojiye sahip silah sistemi olan robot nöbetçi karakollarda nöbet tutmaya hazýr hale geldi. Uzaktan kumandalý robot Nöbetçi, savunma sanayinde gerçekleþtirdiði önemli projelerle dikkat çeken Yüksel Savunma Sistemleri A.Þ. tarafýndan iki yýl lýk bir teknoloji geliþtirme projesi kapsamýnda, tamamen mil li ve özgün tasarým yetenekleri ile geliþtirildi. Nöbetçi, kýþlalarda nöbetçilerin daha emniyetli bir noktadan çevreyi gözetlemesine ve ateþli saldýrýya karþýlýk vermesine olanak saðlayan bir ‘’Uzaktan Komutalý Gözetleme ve Atýþ Platformu’’. Yüksel Savunma Sistemleri A.Þ. Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Hayri Esen tarafýndan verilen bilgiye göre, iki yýl önce savunma sanayine adýmýný atan Yüksel Savunma Sistemleri A.Þ.nin terörle mücadele kapsamýnda kul lanýlmasý öngörüsüyle geliþtirdiði Nöbetçi, atýþ testlerini baþarýyla tamamladý. 500 mermi kapasitesi ile Nöbetçinin tespit ettiði hedeflerin kurtuluþ þansý bulunmuyor. Karakol larda nöbet tutan askerlerin terörist baskýnlarýnda her zaman ilk atýþa hedef olduðu göz önünde bulundurulduðunda Nöbetçi, karakol ve kýþla savunmasýnda hayati bir rol oynayacak. Ankara / aa

Hamsinin tostunu da yaptýlar

DÜZCE’NÝN Akçakoca ilçesinde bir esnaf, önce kendisinin deneyip beðendiði hamsili tostu müþterileri için de yapmaya baþladý. Akçakoca’da 3 yýldýr tost satarak geçimini saðlayan Uður Tenekeci, deniz ürünlerinden palamut, deniz anasý, balina gibi isimlendirdiði tost çeþitlerinden sonra þimdi de hamsili tost üretimine baþladý. Hamsili tostu Karadeniz’de ilk kez kendisinin yaptýðýný belirten Tenekeci, yeni ürününün çok beðenildiðini söyledi. Hamsili tostu yapmaya baþlamasýnýn tesadüf olduðunu ifade eden Tenekeci, þöyle konuþtu: ‘’Caným dükkânda tost yemek istedi. Hamsiden tost yapsam nasýl olur diye düþündüm. Ekmeðin içine hamsileri dizdim ve üstüne biraz kaþar peyniri, biraz kuþ üzümü, birazcýk salça ve turþu koyarak 5 dakika tost makinesinde piþirdim. Daha sonra da müþterilerime sundum, çok beðenildi. Þimdi tüm müþterilerim hamsi tostu istiyor. Tostumuzu 1.5 TL’den satýyoruz. Karadeniz’de yöreye has ekmekler üretilmektedir. Ben de bu ekmeklere palamut, balina gibi deniz ürünlerinin isimlerini koydum. Müþterilerim hangi çeþit tost isterse bu isimleri kullanýyorlar, çok hoþ oluyor. Tost sevenler bu isimleri benimsedi. Mancardan da tost yapmayý düþünüyorum.’’ Düzce / aa

Fýrýn denetiminde küflenmiþ hamur çýktý

KONYA’NIN merkez Meram ilçesindeki denetimlerde 13 fýrýndan 12’sine temizlik ve hijyene dikkat edilmediði gerekçesiyle 286’þar lira para ve uyarý cezasý verildi. Meram Belediyesi Zabýta Müdürlüðü ekipleri gece, ilçedeki ekmek fýrýnlarýný denetledi. Belediye Baþkaný Serdar Kalaycý, Baþkan Yardýmcýsý Ali Uysal ve zabýta ekiplerinin katýldýðý denetimlerde, gramaj kontrolü, temizlik ve hijyen þartlarýna uyulup uyulmadýðý, un ve kullanýlan katký maddelerinin son kullanma tarihlerinin kontrolü yapýldý. Fýrýnlarýn büyük çoðunluðunda hijyen ve temizliðe dikkat edilmediði, pasa bezlerinin aþýrý þekilde kirli olduðu, sigara izmaritlerinin yerlere rastgele atýldýðý görüldü. Bir ekmek fýrýnýnda küflenmiþ halde olan hamur, karýþtýrma aletinden sýzan sývý yaðýn hamurun içine karýþmasý, böceklerin bulunmasý ve temizlik açýsýndan çok kötü bir görüntüyle karþýlaþýlmasý yetkilileri kýzdýrdý. Denetimlerde 13 fýrýndan 12’sine 286’þar lira para ve uyarý cezasý verildi. Konya / aa

Bingöl’de 390 ev hasarlý

ELAZIÐ’IN Karakoçan ilçesine baðlý Baþyurt beldesinde meydana gelen 6.0 büyüklüðündeki depremin ardýndan Bingöl’de 390 evin aðýr hasar gördüðü tesbit edildi. Bingöl Valisi Ýrfan Bal kanlýoðlu, þimdiye kadar yapýlan hasar tesbit çalýþmalarýnda, baþta Yelesen Köyünde olmak üzere Bingöl’de 390 evin aðýr hasarlý olduðunu söyledi. Ýl Acil Afet Durum Müdürlüðü ile Bayýndýrlýk ve Ýskân Ýl Müdürlüðünce 6 ekip oluþturulduðunu belirten Vali Bal kanlýoðlu, Ela zýð’daki depremin ardýndan çok sayýda vatandaþýn evlerinin hasar gördüðü gerekçesiyle kendilerine baþvurduðunu ifade etti. Bingöl / aa

Kar eridi Muradiye Þelâlesi coþtu

Kaymak, “Kýzýmýn yüzde 99 özürlü raporu bulunuyor. Tüm ihtiyaçlarýný biz karþýlýyoruz. Acýktýðýnda veya susadýðýnda sadece sesler çýkartarak, bize anlatmaya çalýþýyor’’ dedi. FOTOÐRAF: AA

Merve ‘Canavan’a direniyor KONYA'DA YAÞAYAN KAYMAK AÝLESÝ, GÖZLERÝ GÖRMEYEN, KONUÞAMAYAN, YÜRÜYEMEYEN 13 YAÞINDAKÝ KIZLARININ ÝYÝLEÞECEÐÝ GÜNÜ BEKLÝYOR. KONYA’DA yaþayan Kaymak ailesi, gözleri görmeyen, konuþamayan, yürüyemeyen ve adeta bir bebek gibi bakýma muhtaç olan 13 yaþýndaki kýzlarýnýn iyileþeceði günü bekliyor. Konya’da tanýþtýðý Hatice Kaymak (50) ile 23 yýl önce hayatýný birleþtiren Abdul lah Kaymak (49), eþiyle mutlu bir hayat sürmeye baþladý. Ancak çocuklarý olmayan Hatice Kaymak, doktor kontrolünde ilâç tedavisiyle 5 yýl sonra erkek çocuk sahibi oldu. Kaymak ailesi, dünyalarýný renklendiren bebeklerinin 25 gün yaþadýktan sonra vefat etmesi üzerine adeta yýkýldý. Bir kez daha ilâç tedavisi gören Hatice Kaymak, ilk çocuðunun ölü-

münden 5 yýl sonra bu defa kýzý Merve’yi kucaðýna aldý. 1 yaþýna kadar çocuklarýnýn saðlýk problemi olmayan aile için kötü günler, Merve’nin ilerleyen yaþýna raðmen geliþememesiyle baþladý. Bugüne kadar aile tarafýndan çok sayýda doktora götürülen küçük Mer ve yürüyemiyor, konuþamýyor ve göremiyor. Ankara’da gittikleri Dr. Sami Ulus Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Merkezi Eðitim ve Araþtýrma Hastanesinde çocuklarýna ‘’Canavan’’ hastalýðý teþhisi konulduðunu ifade eden Kaymak, kendilerine hastalýðýn tedavisinin olmadýðýnýn söylendiðini belirtti. Konya / aa

ACIKTIÐINDA SADECE SES ÇIKARTABÝLÝYOR 23 YILLIK evliliklerinden olan kýzlarý Merve’nin 13 yýl boyunca gözlerinin önünde eridiðini belirten Kaymak, ‘’Þu anda 13 yaþýnda ama vücudu geliþmediði için 7-8 yaþlarýndaki çocuk görünümünde. Kýzýmýn yüzde 99 özürlü raporu bulunuyor. Bütün ihtiyaçlarýný biz karþýlýyoruz. Acýktýðýnda veya susadýðýnda sadece sesler çýkartarak, bize anlatmaya çalýþýyor’’ dedi. Selçuk Üniversitesi Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emre Atabek ise canavan hastalýðýnýn, ilerleyici, genetik geçiþli, sinir sistemi harabiyetiyle giden bir hastalýk olduðunu bildirdi. Canavan’ýn çok nadir görülen genetik yapýlý bir hastalýk olduðuna dikkati çeken Atabek, hastalýðýn tedavisinin mümkün olmadýðýný ancak gen tedavisi üzerinde çalýþmalarýn sürdürüldüðünü kaydetti.

‘Masal Dünyasý’ kapýlarýný açacak ESKÝÞEHÝR’DEKÝ Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parký’nda inþasý süren ‘’Masal Dünyasý’’, her yaþtan çocuðu kitaplardaki dünya ile buluþturacak. Büyükþehir Belediye Baþkaný Yýlmaz Büyükerþen, yaptýðý açýklamada, Masal Dünyasý’nda, çocuklarýn masal larý yaþayabilecekleri alanlarýn bulunacaðýný, etrafý sularla çevrili kale görünümünde olacaðýný kaydetti. Masal Dünyasý’nýn içinde ül kenin dört bir yanýnda bulanan kuleler yükseleceðini ifade eden Büyükerþen, þöyle konuþtu: ‘’Türkiye’de ilk ve tek olma özel liði taþýyan

masal dünyasý, bu yýl içinde tamamlanacak. Masal dünyasýnda kentin plaka numarasý olan 26 kulemiz var. Ýstanbul’daki Galata kulesi 50 metrelik yüksekliðiyle Masal Dünyasý’nýn en uzun kulesi olacak. Bunlarýn arasýnda Antalya’daki Yivli Minare, Diyarbakýr’da yýkýlan Çan Kulesi, Ýstanbul Topkapý Sarayý’ndaki Adalet Kulesi, Mardin’deki Ulu Cami’nin minaresi, Amasya’daki Burgulu Minare, Ýstanbul’daki Kýz Kulesi, Sivas ve Kayseri’deki iki çifte minare ve Ýstanbul gravürlerindeki bir çizimden esinlenerek yapýlan bir

kule bulunuyor. Bu kuleler dýþýnda gözetleme ve yavru kulelerimiz de var. Kuleleri masalsý þekilde yapýlandýrýyoruz. Çocuk dünyasýna göre hareket ediyoruz. Disneyland’daki þatoyu Türkiye coðrafyasýnda bulanan eski dö nem yapýlarýyla þekil lendirdik. Parkla bir bütünlük saðlýyor. Masal Dünyasý, parkýn en önemli unsurlarýndan birisi olacak.’’ Büyükerþen, Masal Dünyasý’nýn 1700 metrekare taban alanýna sahip olduðunu, projenin tamamýnýn 7 bin metrekareye yayýldýðýný bildirdi. Eskiþehir / aa

VAN’IN Muradiye ilçesinde bulunan Muradiye Þelalesi, karlarýn erimesiyle birlikte adeta coþtu. Ýlçeye 8 kilometre uzaklýkta bulunan Muradiye Þelâlesi, karlarýn erimesiyle birlikte kabýna sýðmaz hale geldi. Karlarýn erimesi ve yaðmurlarýn yaðmasýyla birlikte çoðalan sular, þelâleyi hýrçýnlaþtýrdý. Su debisinin yüksek olmasý dolayýsýyla bölgeye gelen yerli ve yabancý turistler þelâleye yaklaþamayarak metrelerce uzakta izliyor. Öte yandan Kemer Köprü Köyünün aþaðý kýsmý ile Þeytan Köprüsü arasýnda bulunan 60 metre yükseklikteki Kanyon Þelalesi ise, görenleri hayranlýk içerisinde býrakýyor. Van / iha

Kýzýný kaçýran kiþinin kulaðýný kesti

AKSARAY'IN Gülaðaç ilçesinde, 71 yaþýndaki kiþinin, kýzýný kaçýran gencin sað kulaðýný 4 santim kadar kestiði öne sürüldü. Edinilen bilgiye göre, Abdul kadir D. (71), Demirci beldesinde bir süre önce kýzýný kaçýran Osman U. (25) ile tartýþmaya baþladý. Tartýþmanýn kavgaya dönüþmesi üzerine Abdul kadir D'nin býçakla, Osman U'yu sað kulaðýndan yaraladýðý iddia edildi. Gülaðaç Devlet Hastanesine kaldýrýlan Osman U'nun kulaðýnda yaklaþýk 4 santim kadar kesik bulunduðu öðrenildi. Kulaðýna 8 dikiþ atýlan Osman U, tedavisinin ardýndan taburcu edildi. Abdul kadir D. gözaltýna a lýndý. Gülaðaç / aa

Traktörler yolu týkýyor

TRAKTÖRLERÝN, ehliyetsiz sürücüler veya küçük yaþtaki çocuklarca kullanýlmasý, römorklarda stop lambasý ya da reflektör olmamasý, dengesiz ve aþýrý yükleme ile römorkta insan taþýnmasýnýn, traf ik kazalarýna neden olduðu bildirildi. Karayolu Traf ik ve Yol Güvenliði Araþtýrma Derneði Baþkaný Ýhsan Memiþ, yaptýðý açýklamada, traf ik kazalarýnýn Türkiye için önemli bir problem olduðunu, kazalarýn önemli sebeplerinden birisinin de traktörler olduðunu kaydetti. Adana / aa


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/14/2010

3:38 PM

Page 1

7

DÜNYA

YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

ABD’DEN BÝR UYARI DAHA ÝSRAÝL’ÝN, Doðu Kudüs’te bir Yahudi mahallesinde inþa etmeyi planladýðý 1600 konuta izin vermesinden sonra tüm dünyadan eleþtiriler yoðunlaþýrken, ABD’nin Washington Büyükelçisi Michael Oren de konuyla ilgili olarak ABD Dýþiþleri Bakanlýðý’na çaðrýldý. ABD Dýþiþleri Bakan Yardýmcýsý James Steinberg, Oren’e, ülkesinin Ýsrail’in tavrýndan duyduðu hoþnutsuzluðu iletti ve Ýsrail’in uygulamasýný þiddetle eleþtirdi. Ýsrail radyosunun verdiði habere göre, Oren ABD Dýþiþleri Bakanlýðýna geçen Cuma günü çaðrýldý. Toplantýda, Dýþiþleri Bakan Yardýmcýsý Steinberg’in, ABD Ortadoðu temsilcisi George Mitchell’in bölgeye dönüp Filistinliler’le müzakerelerin baþlatabilmesi için Ýsrail’den güven artýrýcý önlemler almasý talebini de ilettiði bildirildi. Washington’daki yetkililerin, Ýsrail ile ABD arasýnda Kudüs’teki inþaat planlarý nedeniyle yaþanan son gerilimin bir krize dönebileceði uyarýsýný da yaptýklarý belirtiliyor.

NETANYAHU KOMÝSYON KURUYOR

Ýsrail Baþbakaný Binyamin Netanyahu

HABERLER

ÝSRAÝL Baþbakaný Binyamin Netanyahu ise özellikle ABD’den gelen sert eleþtirilerin ardýndan, kabinesinin ‘’Yedililer’’ olarak anýlan bakanlarýyla biraraya geldi. Netanyahu’nun ABD ile gerilimi deðerlendirdiði ve kabinesinin tüm bakanlarýna Kudüs konusu ve geliþen krizle ilgili herhangi bir görüþ belirtmemeleri uyarýsýnda bulunduðu belirtiliyor. Netanyahu diðer taraftan bundan sonra benzer olaylarýn meydana gelmemesi için üst dzey bürokratlardan oluþan bir komisyon kurulmasý kararýný aldý. Tel Aviv / aa

Terörle boðuþan ülkede intihar saldýrýlarý düzenleniyor.

Afganistan’da þiddet olaylarý durulmuyor

Doðu Kudüs'te Yahudi yerleþim merkezleri inþa edilmesini ABD, Birleþmiþ Milletler, Avrupa Birliði ve Rusya kýnamýþtý. Ancak Ýsrail yine dünyaya kulaklarýný týkadý ve bildiðini okumaya devam ediyor.

Ýsrail, Kudüs’ü tamamýyla Yahudîleþtirmeye çalýþýyor ÝSRAÝL, MÜSLÜMAN VE HIRÝSTÝYANLARIN ÞEHRÝ TERK ETMELERÝ VE KUDÜSLÜ OLMA HAKLARINI KAYBETMELERÝ ÝÇÝN HER YOLU DENÝYOR. KUDÜS DIÞINA ÇIKANLAR BÝR DAHA GERÝ GELEMÝYOR. ÝSLAM Konferansý Teþkilatý (ÝKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin Ýhsanoðlu, Suudi Arabistan’ýn Cidde kentinde ÝKT Genel Merkezi’nde Filistin sorunuyla ilgili bir toplantý sonrasý yaptýðý açýklamada, Kudüs’ün tamamýyla Yahudileþtirilmeye çalýþýldýðýna dikkat çekti. Kudüslülerin Ýsrail iþgalinden dolayý karþý karþýya geldikleri büyük sýkýntýlarý çözmek için toplandýklarýný ifade eden Ýhsanoðlu, þun-

larý kaydetti: “Tarihi þehir etrafýnda bir sur kuruldu. Kudüs Yahudileþtirilmeye çalýþýlýyor. Kudüs’te yaþayan 250 bin kiþinin, Müslüman ve Hristiyanlarýn þehir dýþýna çýkmalarý ve Kudüslü olma haklarýný kaybetmeleri için her türlü yol aranýyor. Saðlýk, belediye hizmetleri verilmiyor, herhangi bir maksatla Kudüs dýþýna çýkanlar bir daha gelme fýrsatý bulamýyor. Ve bu arada Doðu Kudüs’te Yahudi

yerleþim merkezleri inþa ediliyor. 176 bin dönümlük Kudüs þehri yavaþ yavaþ Yahudileþtiriliyor. ÝKT olarak, Kudüs meselesine genel olarak Ýslam ülkelerinden ve sivil toplum kuruluþlarýndan yardýmlar istedik. Kudüslülerin eðitim, saðlýk hizmetlerinden faydalanmalarý ve günlük hayatlarýný idame etmelerini saðlamak için çalýþýyoruz. Bugün siyasi anlamda bir yol bulunamýyor.

Dünya, büyük depremlerle sallanmaya devam ediyor

ABD Savunma Bakaný: Ermeni Tasarýsý hata

ENDONEZYA açýklarýnda TSÝ 03.00 sularýnda 7 büyüklüðünde bir deprem meydana geldi. Endonezya Meteoroloji ve Jeofizik Kurumu, depremin merkezinin Kuzey Mol lucas bölgesindeki Labuha Adasýnýn güneydoðusunda, 132 kilometre açýkta ve 56 kilometre derinlikte olduðunu, tsunami uyarýsý yapýlmadýðýný bildirdi. Kurum yetkilileri, sarsýntýnýn bölgedeki Ambon kentinde hissedildiðini, ancak þimdiye kadar can kaybý veya maddi zarar konulu bir haber alýnmadýðýný söyledi. Depremin büyüklüðünü 6.4 olarak açýklayan Amerikan Jeolojik Araþtýrmalar Kurumu ise, merkezinin Ambon’un 160 kilometre kuzeyinde, 52 kilometre derinlikte olduðunu bildirdi. Cakarta / aa

Japonya 6,6 ile sallandý

JAPONYA’NIN kuzeyinde 6.6 büyüklüðünde bir deprem meydana geldi. ABD Jeolojik Ýnceleme Merkezi ile bir Japon ajansý tarafýndan yapýlan açýklamada, ilk ölçümlere göre 6.6 büyüklüðünde olduðu belirlenen depremin yerel saatle 17.08’de (TSÝ 10.08) meydana geldiði belirtildi. Baþkent Tokyo’da binalarýn sal lanmasýna yol açan deprem nedeniyle can ve mal kaybý olup olmadýðýna iliþkin açýklamada bulunulmadý. Tokyo / aa

Ýtalya’da deprem tartýþmasý

ÝTALYA’DA radon gazý konusunda yapýlan yeni bir araþtýrma, depremlerin önceden tahmin edilip edilemeyeceðine iliþkin tartýþmalarý da tetikledi. Ulusal Jeofizik ve Vol kanoloji Enstitüsü (INGV) ve Roma Üç Üniversitesi tarafýndan yapýlan araþtýrmanýn sonuçlarý, radon gazýnýn, fay hatlarýndaki hareketliliði izleme açýsýndan önemli bir gösterge oldu ðunu teyit etti. INGV, Geophysical Research Letters’de (GDL) yayýmlanacak araþtýrma sonuçlarýna iliþkin basýn bildirisinin, “radon gazý sayesinde depremin öngörülebileceði” biçiminde yanlýþ yorumlanmasýnýn ardýndan yaptýðý açýkla mada, “Radon konusundaki araþtýrmalar önemli olmakla birlikte, deprem tahmini henüz mümkün deðil” görüþünü savundu. INGV’nin açýklamasýnda, sismik ve vol kanik hadiseler öncesinde radon gazýndaki anomalileri yorumlama konusunda özel likle son on yýldaki ilerlemelerin, deprem tahmininin mümkün olduðu biçimde yorumlanmamasý ge rektiðine iþaret edildi. Roma / aa

Onlarýn tahammül güçlerini azaltmak ve onlarý þehirden boþaltmak için baskýlar sürüyor. Kudüs Valisi Adnan Hüseyin’i de çaðýrdýk. Baðýþ imkanlarý aranýyor, yardým projelerinin hayata geçmesi için projeler hazýrlanýyor. Bu toplantýda bunlarý tartýþtýk. Bu siyasi bir toplantý deðil, teknik, lojistik bir toplantý. Ve Kudüslerin hayatlarýný idame etmelerini saðlayacak bir imkan saðlamaya çalýþýyoruz.” Cidde / aa

Somalililer baþþehirden kaçýyor Somali’nin baþþehri Mogadiþu’da hükümet güçleri ile isyancýlar arasýnda tekrar þiddetlenen çatýþmalar nedeniyle halk güvenli bölgelere kaçýyor. Bölgeden gelen bilgilere göre, þu ana kadar en az 100 kiþi öldü, 200’den fazla yaralý var. Mogadiþu Belediye Baþkaný Abdurisag Muhammed Nur, hükümetin daha büyük saldýrýlara hazýrlandýðýný söyleyerek, sivillerden baþkentin en az 2 km dýþýna çýkmalarýný istedi. Þu ana kadar Mogadiþhu halkýnýn yarýsýndan fazlasý þehri terk etmiþ durumda. BBC’ye konuþan Mogadishu’lu Muhammed Abdi Haci, “12 aracýn taþýdýðý 200’e yakýn isyancý baþkente gelerek Cumhurbaþkanýnýn sarayýna saldýrmak istedi. Afrika Birliði Barýþ Gücü ile askerlerinin aðýr silahlarla karþýlýk vermesiyle geri çekildiler” dedi. Þehirden kaçanlar da halen birçok akrabalarýnýn hükümet güçleri ile isyancýlar arasýnda sýkýþtýðýný söylüyorlar. Johannesburg / cihan

ABD Savunma Bakaný Robert Gates, 1915 olaylarýna dair Ermeni iddialarýný içeren tasarýyý “hata” olarak gördüklerini ve tasarýnýn Türk-Amerikan iliþkilerine büyük zarar verebileceðini belirterek, “Kongre ve Temsilciler Meclisinin bu tasarýyý daha ileriye götürmeyeceðini umuyoruz” dedi. Gates, El Arabiya televizyonuna verdiði röportajda, “Ermeni tasarýsý ABD Temsilciler Meclisi Dýþiþleri Komitesinde kabul edildi. Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namýk Tan ül kesine çaðrýldý ve Türkiye ABD’ye askeri yardýmýný askýya alma tehdidinde bulundu. Savunma Bakaný olarak, bundan endiþe duyuyor musunuz” sorusu üzerine, “Bundan endiþeliyim” ifadesini kul landý. Gates, konuyla ilgili þunlarý kaydetti: “Bu tasarýyý Temsilciler Meclisinin sadece bir komitesi oyladý. Tasarýyý bir hata olarak görüyoruz. Türkiye ve Ermenistan, aralarýnda bir uzlaþýya doðru ilerleme saðlýyorlar. Protokoller de bu çizgi doðrultusunda hazýrlandý. Kul lanýlmasý gereken sürecin bu olduðunu düþünüyoruz. Bu tür bir tasarý Türk-Amerikan iliþkilerine çok zarar verebilir. Kongre ve Temsilciler Meclisinin bu tasarýyý daha ileriye götürmeyeceðini umuyoruz.” Was hington / aa

AFGANÝSTAN’DA düzenlenen intihar saldýrýlarýnda 27 kiþinin öldüðü bildirildi. Kandahar kentindeki hastane yetkilileri, sivil lerin yaný sýra polislerin öldüðü saldýrýlarda yaralanan 50 kiþinin de tedavi altýna alýndýðýný söylediler. Saldýrýlardan biri evinin biri de il meclisi binasý yakýnýnda olan Kandahar il meclisi üyesi Ahmed Veli Karzai ise ölü sayýsýný 30 olarak verdi. Devlet Baþkaný Hamid Karzai’nin üvey kardeþi olan Karzai, saldýrýlarýn en büyüðünün hedefinin cezaevi olduðunu, ancak saldýrýdan sonra hapisten firar olmadýðýný ifade etti. Veli Karzai, ikinci saldýrýnýn bir polis karakolu yakýnýnda düzenlendiðini, zayiatýn bir kýsmýnýn karakolun yakýnýndaki düðün salonundan olduðunu açýkladý. Karzai, diðer saldýrýlarýn, polisin dikkatini cezaevine yapýlan ana saldýrýdan uzaklaþtýrmak amacýyla yapýldýðýný düþündüðünü söyledi. Bu arada, Kandahar’daki saldýrýlarýn sorumluluðunu Taliban üstlendi. Kandahar / aa

Kanada’da çýð

KANADA’NIN en batý eyaleti Ýngiliz Kolombiyasý’na baðlý Revelstoke kenti yakýnýndaki Boulder daðýna, kar motosikletçilerinin çalýþma yaptýklarý sýrada çýð düþmesi sonucu ilk belirlemelere göre 3 kiþi hayatýný kaybetti, 12 kiþi yaralandý. Kanada Kraliyet Atlý Polisinden yapýlan açýklamada, düþen çýðýn ardýndan bölgeye Ýngiliz Kolombiyasý ve Calgary’den kurtarma ekiplerinin sevk edildiði belirtildi. Açýklamada, her yýl düzenlenen geleneksel “Big Iron Shoot Out” (Büyük Mukavemet Yarýþý) ral lisi nedeniyle yaklaþýk 200 kiþinin bulunduðu daðda çýð nedeniyle çok sayýda kiþinin kayýp olduðu, ancak kayýp kiþilerin kesin sayýsýnýn henüz belirlene mediði kaydedildi. Revelstoke / aa

Kazakistan’daki selde ölenlerin sayýsý: 33

KAZAKÝSTAN’IN Almatý bölgesinde meydana gelen selde hayatýný kaybedenlerin sayýsý 33 olarak düzeltildi. Kazakistan Acil Durumlar Bakanlýðý, Almatý Bölgesinde meydana gelen selde hayatýný kaybedenlerin sayýsýnda düzelte yaptý. Bakanlýktan yapýlan açýklamada, daha önce 35 olarak bildirilen ölü sayýsýnýn 33 olarak düzeltildiði kaydedildi. Kazakistan Acil Durumlar Bakanlýðýnýn verdiði yeni bilgilere göre, selde hayatýný kaybedenlerin 10’u erkek, 16’sý kadýn 7’si ise çocuklardan oluþuyor. Kýzýlaðaç köyünde 465 hanede oturan 2 bin 240 kiþinin sel nedeni ile maðdur olduðu bildirilen açýklamada 16’sý çocuk 44 kiþinin de hastanelerde tedavi altýna alýndýðý duyuruldu. Kýzýlaðaç köyünde 1000 kiþi için de çadýr köy ve bir sahra hastanesi oluþturuldu. Kazakistan Cumhurbaþkaný Nursultan Nazarbayev’de daha önce ölü sayýsýný 35 olarak açýklamýþtý. Astana / cihan

Ýsveç Dýþiþleri Bakaný: Karar gerilimi arttýrýr

ÝSVEÇ Dýþiþleri Bakaný Carl Bildt, Ýsveç Parlamentosunda Ermeni tasarýsýnýn kabul edilmesinden üzüntü duyduðunu söyledi. Gayrýresmi dýþiþleri bakanlarý toplantýsý için Finlandiya’da bulunan Bildt, gazetecilere yaptýðý açýklamada, bunun Türk-Ermeni uzlaþmasýný etkilemesinden endiþe ettiðini söyledi. Tarihin siyasileþtirilmesinin faydalý bir amaca hizmet etmeyeceðini belirten Bildt, “Bu gibi kararlar gerilimi azaltmaya deðil artýrmaya yarar” dedi. Saariselka / aa

Rusya’da yerel seçim rüzgârý

RUSYA’NIN birçok bölgesinde yerel seçimler için halk sandýða gidiyor. 83 bölgeden 76’sýnda yerel parlamentolar ve belediye baþkanlýklarý için yapýlacak seçimlerde 32 milyon seçmenin sandýk baþýna gitmesi bekleniyor. Artan iþsizlik, konut giderlerine yapýlan zam ve ekonomik kriz sürecinde gerçekleþen seçimler iktidar partisi Birleþik Rusya için güvenoyu testi olarak görülüyor. Geçen yýl 11 Kasým’da gerçekleþen kýsmi yerel seçimlerde iktidar partisinin yerel parlamentolarda yüzde 70’lere varan çoðunluk elde etmesi ve belediye baþkanlýklarýnýn tamamýný kazanmasý muhalefetin sert eleþtirisine neden olmuþtu. Parlamentoyu terk ederek protesto gösterisinde bulunan muhalefet partilerini Kremlin ikna etmiþti. Rusya Devlet Baþkaný Dmitri Medvedev ül kenin daha adil bir seçim yapýlanmasýna ihtiyacý olduðunu söylemiþti. Moskova / cihan


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/14/2010

2:10 PM

Page 1

8

MEDYA - POLÝTÝK YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

Kadýna dair...

DOÐU VEYA BATI ÞÜKRÜ BULUT s.bulut@saidnursi.de

Mart’ýn birilerince “kadýnlar günü” olarak tahsisini, medyadaki yansýmalardan öðrendim. Sakýn geciktiðimizi imaya kalkýþmayýn, zira mevzu hâlâ gündemin önemli meselelerinden biri olarak bütün dünyada tartýþýlýyor. Sevdiklerimizi belli günlere mahkûm etmek, galiba bu asrýn bir günahý olsa gerek. Hayatýný yavrusuna adayan anneye yýlýn bir gününü vermek, kucak dolusu hediye ve öpücüklerle de olsa onu mutlu edebilir mi? Ya sabahýn ilk ýþýklarýyla, evdeki çocuklarýný mahzun býrakmamak için yollara düþmüþ babayý küçücük bir hediye ile teskine kalkýþmak... Ne kadar hazin, garip ve trajik bir hal deðil mi? Sonra eþ midir, yavrularýnýn annesi veya babasý mý veya þehevanî arzularý tatmin amacý mýdýr belli olmayan “sevgiliye ayrýlan günü” düþündükçe, tereddînin dehþeti ürkütüyor bizi. Hadiseye sadece “tüketim yobazlýðý” adesesinden bakamayýz. Mukaddes insanî mânâlarýn yüklendiði kelimelerin içini boþaltmaya çalýþan “insaniyet karþýtlarýnýn” global ortak çalýþmalarýnýn neticesine benziyor bu “belli günler.” Anne, baba, sevgili, eþ ve kadýn gibi mânâlarýn yüceliðine karþýn medyadaki pespaye yansýmalar, ruhlarý incitici düzeye gelmiþ. Her gün dünyamýzda ve her an en derin duygularla kendileriyle alâkadar olduðumuz o aziz þahsiyetleri “belli günler”e hapsetmek elbette hakaret sayýlýr. Bir baþka yazýya konu olacak bu bahsi, þimdilik açmayalým. Aktüalitenin zirvesindeki kadýný konuþalým.

8

BATIDAKÝ KADIN ESÝR Teceddüd zihinlerde baþlamalý. Teknoloji ve medeniyetin getirdiði þekil ve kutucuklara cismen yerleþip, ruhen vahþet ve bedeviliði yaþamak mümkün olmaz mý acaba? Metrûk kilisenin beton kaldýrýmlarýnda sýzýp kalmýþ kadýnýn görüntüsünü býrakýp, eþi ve çocuklarýyla çalýþtýðý tarladan evine sýrtýndaki eþyasýyla evine dönerken “modern kameraya” yakalanmýþ kadýna koþan medyanýn hali azýcýk da olsa “modern kadýnýn” periþanlýðýný unutturabilir. 8 Mart’ta çýkan renkli gazetelerde “Asya kadýnýnýn dramý” çizilmiþti. Bu çizgiler meþhur 11 Eylül öncesinde Avrupa basýnýnda çýkan burkalý Afgan, Basra ve Tahran kadýnlarýnýn resimlerine de benziyordu. Modernitesini Baðdat’ta bir buçuk milyon, Kabil’de beþ yüz bin masumu katlederek gösteren dinsiz komiteler, burka ve çarþafa maðlûp oldular. 8 Mart’ta kadýný savunan medyadaki resimlere sizler de arþivlerden bakabilirsiniz. Kadýnýn vicdansýzlarca sinsi bir þekilde istismar edildiðine ve kadýný kullanarak toplumun dengesini bozmak isteyen kiþi ve kuruluþlara siz de þahit olacaksýnýz. Haksýzlýða, þiddete ve yoksulluða maruz kalan kadýna sahip çýkmak ve onun hukukunu savunmak Ýslâm þeriatýnýn en önemli meselelerinden biridir. Ýslâm tarihini incelediðimizde, bu hususun nasýl pratize edildiðini ayrýntýlarýyla öðreniyoruz. Feminizm denilen mantýksýz hareketin Ýslâm dünyasýnda olmayýþýnýn sebebi de budur. Adalet terazisi doðrultulmadýðý zaman, elbette ki zulüm ortaya çýkacaktýr. Kadýnlar gününü ihdas eden Avrupalýlarýn niyeti samimî olabilir. Fakat ellerinde yaratýlýþa uygun ölçüler bulunmadýðýndan, adalet terazisini doðru tutamýyorlar. Kadýný yaratýlýþa uygun tanýmadan, dünyasýný keþfetmeden ve ihtiyaçlarýný tesbit etmeden, ona yine þikâyet ettiðimiz erkeðin penceresinden bakmak, onu mutlu etmiyor. Onun tesettürlü halini, hürriyetini ters gören ve onu ezilmiþ, hor görülmüþ, mutfaða ve çocuða mahkûm edilmiþ olarak gösteren medyadaki “kadýn çizgilerini” incelediðinizde; onun maddîleþtirilerek belki de erkeðin süflî zevklerine göre dizayn edildiðini görüyorsunuz. Hatta “kadýna hürriyet!” sloganýnýn tanýmýnda, onu annelikten, prenseslikten, kardeþlik ve iffetli bir hayat arkadaþlýðýndan koparma harekâtýyla karþýlaþýyorsunuz. Fýtraten güzel ve güzele düþkün ve güzelliðini karþý cinse teþhire meyilli kadýnýn bu duygusundan istifade edenlerin dünyasýndaki “kadýn hürriyetlerinin” karþýlýðý sefahettir. Pozitif hürriyetin adaletle çeliþmemesi gerekiyor. Feminizmin arkasýna sýðýnmýþ “hürriyet”çilerin çalýþmalarý, Avrupa’da “beyaz kadýn” ticaretini doðurmuþtur. Zira feminizm kadýný da sýðýnaðýndan koparýyor ve korumasýz býrakýyor. Kadýn hürriyetlerini bayraklaþtýranlarýn çoðu semavî dinlere inanmazlar. Belki de tabiata tapýyorlar. Halbuki tabiatý akýllýca incelediklerinde, bütün diþilerin kendi türündeki erkeklerce korunduklarýný göreceklerdir. Ama feministlerin koruma ve himaye kelimelerinden dahi rahatsýz olduðunu düþünüyoruz. Kadýn meselesine bakýþta, Müslümanlar ile semavî dinlere inanmayanlar farklý pencereleri kullanýyorlar. Kur’ân kadýna da adaleti hedefleyerek merhametle bakarken, felsefe onu menfaat penceresinden ve materyal olarak deðerlendiriyor. Avrupalý kadýnlarýn çok þikâyet ettikleri “kas kuvveti” felsefenin taptýðý kuvvete aittir. Kadýný biyolojik olarak erkekle yarýþtýran dinsiz felsefenin kadýnlar için güreþ takýmlarý, futbol müsabakalarý ve diðer kas kuvvetine dayanan faaliyetler tertiplediðini unutmamak lâzým. Asya’da din dýþý gelenek ve cehaletin, Avrupa’da materyalizmin kadýna yaptýðý zulmü durduracak adaletin temininde, her iki kültürün bir dilde anlaþmasý gerekiyor. Felsefenin “bireyciliði” kadýný mutlu etmedi, kimsesizleþtirdi. Nikâhý tahrip eden Freud çizgisinin, gerek Avrupa’da ve gerekse eski Sovyet Rusya’da kadýna yaptýðý kötülükler ortada iken; Türkiye, Afganistan, Ýran ve Arabistan’daki kadýný tenkit etmek, bilimsellikten de, insaftan da uzak bir davranýþtýr. Modernitesiyle övünen Avrupa’da kadýnlar arasýndaki bir araþtýrma, bu meseleyi daha da netleþtirecektir. Avrupa veya Amerika metropollerinde oturanlarýn; Kandahar, Karaçi, Tahran ve Anadolu’daki kadýný; kendisi gibi giyinmediði ve yaþamadýðý için hürriyetsizlikle suçlamasý ya cehaletin veyahut kötü niyetin neticesidir. Ancak insaniyet ve fýtrat çizgisindeki yakýnlaþmalar arttýkça, aradaki uçurumlarýn kapanacaðýna inanýyoruz.

DERS KÝTABI FACÝASI HAFTA içinde yazdýðým baþka bir yazýda, eðitimle doðrudan ilgili olmayan bir yazýda, elime tesadüfen geçen iki lise son sýnýf ders kitabýnýn içeriklerinin ne kadar anlamsýz, çaðýmýzdan ne kadar kopuk, öðrencileri yeni yüzyýla hazýrlamaktan ne denli uzak içeriklere sahip olduðuna deðinmiþ idim. Önümüzdeki haftalardaki eðitim yazýlarýmda anlaþýlan bu ders kitabý konusuna dönmek de gerekecek zira tüm çabalara, tüm iyi niyetli giriþimlere raðmen anlaþýlan liselerimizde ders kitabý faciasý, tüm o berbat içerikleriyle devam ediyor. O berbat kitaplarla çocuklarýmýza bir tür dünya görüþü aþýlamaya sistem gayret ediyor, zorlanýyor, zorlanýyor diyorum zira somut dünya ile bu saçmalýklar çeliþiyor ama gayret sürüyor ve belki de marjinal düzeyde netice de alýnýyor. Ama öte yandan ayný çocuklar liseyi bitirdikleri zaman býrakýn iki yabancý dil konuþmayý bir tanesinde bile dertlerini anlatamýyorlar, ingilizce sýradan bir kitap ya da gazete okuyamýyorlar.

‘‘

Gençleri iyi yetiþmeyen, yabancý dil öðrenmeyen, ama iç tehdit algýsý ile yetiþtirilen bir ülkenin geleceði ne olabilir ki?

Býrakýn yabancý dili ya da dilleri, ekranlarýn ünlü dizisi “Aþk-ý memnu’yu” yani Halid Ziya Uþaklýgil’i yani Atatürk’ün eþinin yakýn akrabasýnýn yazdýklarýný orijinalinden okuyamýyorlar, okumaya çalýþsalar da anlayamýyorlar. Bihter, Behlül hayraný gençlere bir sorun “memnu” ne demek bilebilecekler mi? Ama, “iç tehdit algýsý” kavramýný tüm detaylarýyla lise kitaplarýnda okuyorlar. Bizler de, eðitimciler, öðretim üyeleri bu duruma “eðitim-öðretim” demeyi sürdürüyoruz. Meseleyi son derece basite indirgemeye çalýþalým.

Lise mezunu bir gencin, 17-18 yaþýnda bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaþýnýn mesela ingilizce ve fransýzcayý belirli bir düzeyde konuþmasý ve yazmasý mý, yoksa iç tehdit algýsý üzerine çeþitlemeler öðrenmesi mi ülkemizin geleceði, býrakýn ülkeyi, o gencin geleceði için daha yararlýdýr acaba? Zaten gençleri iyi yetiþmeyen, yabancý dil öðrenmeyen ama iç tehdit algýsý ile yetiþtirilen bir ülkenin geleceði ne olabilir ki? Ýç tehdit diye bir þey varsa (bir an için var olduðunu kabullenelim), bu iç tehdit algýsý gençlerimiz söz konusu tehditin içeriðini öðrendiði zaman mý, yoksa o gençler, iç tehdit algýsýndan habersiz ama hepsi iki yabancý dili iyi konuþtuðu zaman mý daha etkisiz, tehlikesiz hale gelir? Bu sorunun cevabýný iyi düþünmeden ve net bir cevap vermeden bir santim ileri gitmek, çaðdaþlaþmak mümkün olmayacaktýr. Bu sütunda eðitim yazýlarý yazmaya ilk baþladýðýmda bizim eðitim-öðretim sistemimizin tipik bir KÝT (olumsuz anlamýyla) olduðunu iddia etmiþ idim; yani eðitim sistemi ölçülme-

si zor ama tahmin edilebilen çýktýlarýndan çok daha fazla girdiyi adeta tümüyle verimsiz kullanýyor, harcýyor. Yabancý özel okullarý, Galatasaray, Ýstanbul Erkek liselerini bir kenara koyun, tüm liselerde çocuklarýmýz altý ya da yedi sene ingilizce okuyorlar, ingilizce öðretmenliði diplomasý almýþ (bu bir yatýrýmdýr) öðretmenler bu çocuklara ingilizce öðretmeye, üstelik haftada yedisekiz saat, çabalýyorlar. Sizlere somut bir meydan okuma: bu çocuklarýn lise mezuniyetleri için, üniversite sýnavlarýna girebilmeleri için uluslararasý bir sýnavdan mesela TOEFL’dan mantýklý bir ingilizce taban puan isteyin, bakýn ÖSS’ye kaç kiþi girebiliyor. Ýþte size üniversite kapýsýnda yýðýlmayý önlemek için somut ama kimsenin iþine gelmeyecek bir öneri. “Ýç tehdit algýsý” TOEFL’ý olsun, maaþallah va maazallah hepsi ateþ gibiler. Eðitimin düzeyini belirleyen eðitimin hedefinin ne olduðu sorusunun tüm açýklýðýyla cevaplanmasýdýr. Eser Karakaþ Star, 14.3.2010

12 Mart’ýn yýldönümünde... BÝZÝM darbelerle yaralý demokratik hayatýmýzda 12 Mart 1971 günü öðlen 13.00 haberlerinde Ankara radyosunda okunan ve Süleyman Demirel baþkanlýðýndaki hükümetin de hemen o gün istifasýna neden olan ‘muhtýra’nýn çok özel bir yeri vardýr. 12 Mart muhtýrasý, adý üzerinde bir ‘muhtýra’ yani ‘ihtar’dý; Genelkurmay Baþkaný ve Kuvvet Komutanlarý’nca imzalanmýþtý ve hükümet eðer istifa etmezse darbe yapýlacaðýný söylemekteydi. Yürürlükteki Anayasa ve hukuk düzeni açýsýndan baktýðýnýzda komutanlarýn yaptýðý, daha sonra ilan edilecek olan sýkýyönetim döneminde binlerce gencin yargýlanacaðý ve hatta idam edileceði ceza kanununun meþhur 146. maddesinin tam karþýlýðý olan suçlardý. Ama elbette onlarý bu yolla suçlamak kimsenin aklýna bile gelmedi, kimse böyle bir þeyi hayal dahi etmedi. O günden bugüne demokrasi ve hukuk anlayýþýmýzda çok ciddi geliþmeler olduðu aþikâr. Ama þunu da unutmayýn: Bugün 2010 yýlýnda darbeye teþebbüsle suçlanan asker kiþilerin bu teþebbüsleri daha yapýldýðý zaman, yani 20032004’te biliniyordu ama onlarý yargý önüne çýkarmak hayal dahi edilemedi, onlarý önlemiþ olmak yeterli sayýldý. *** 12 Mart’ý doðru anlayabilmek için ‘9 Mart giriþimi’ diye bilinen, ordu içindeki Baasçý,

solcu cuntacýlýk akýmýný iyi tanýmak ve iyi anlayabilmek gerekiyor. 9 Mart’çýlarý iyi tanýyýp anlamadan bugünün Ergenekon’unu tam olarak kavramak da kolay deðildir, onu da söylemem lazým. Tabii 9 Mart’çýlar, yaptýklarý veya yapmak istedikleri þeylerden hiç utanç duymadýklarý için, anýlarýný kaleme aldýlar, bu sayede tarihe önemli belgeler býraktýlar. (Meraklýsýna dönemin cuntacý Hava Kuvvetleri Komutaný Muhsin Batur’un anýlarýný ve yine cuntanýn ileri gelenlerinden o dönem Tümgeneral rütbesiyle Kara Kuvvetleri’nde etkin görevde bulunan Celil Gürkan’ýn anýlarýný tavsiye ederim. Dönemin cuntacý ekibine dýþarýdan destek verenlerden emekli general Cemal Madanoðlu’nun anýlarý da okunmaya deðer. Ayrýca, döneme iliþkin eleþtirel bir bakýþý da Hasan Cemal’in ‘Kimse Kýzmasýn Kendimi Yazdým’ adlý siyasi hatýralarýnda bulabilirsiniz.) *** Daha çok hava ve kara kuvvetleri karargâhýnda yoðunlaþmýþ olan ama taþrada ve deniz kuvvetlerinde de yeterince etkin olan sol-sosyalist görünümlü cuntacýlar, 27 Mayýs darbesinin Adalet Partisi ve lideri Süleyman Demirel tarafýndan amacýndan saptýrýldýðýný ileri sürerek darbeye hazýrlanýyorlardý. Liderler Hava Kuvvetleri Komutaný Batur ve Kara Kuvvetleri Komutaný Faruk Gür-

ler’di. Ve bu faaliyetler herkes tarafýndan biliniyordu. Genelkurmay Baþkaný Memduh Taðmaç kendini yalnýz hissediyordu ve gönlü cuntacýlardan yana deðildi. Bu nedenle mart ayýnýn ilk günlerinde Ankara’da bir ‘Geniþletilmiþ Komuta Konseyi’ toplantýsý yapýldý, bütün or ve kor generallerin katýldýðý. Katýlýmcýlardan biri de 1. Ordu Komutaný Faik Türün’dü ve Orgeneral Türün sol cuntacýlara kesinkes karþýydý. Ýlginçtir, Genelkurmay karargâhýnda toplantý yapýlýrken Merkez Komutanlýðý’na baðlý askerler Ankara’nýn göbeðinde Genelkurmay’ý kuþatmýþtý. O sýrada Merkez Komutaný, Faik Türün’ün kardeþi Tümgeneral Tevfik Türün’dü ve kuþatmanýn amacý Faik Türün’ün can güvenliðinin saðlanmasýydý! Türün içeride açýk bir dille konuþtu, ‘Darbeye kalkýþýrsanýz 1. Ordu bütün imkânlarýyla direnir, iç savaþ çýkar’ dedi. Baasçý darbe yatmýþtý. Faruk Gürler ve Muhsin Batur geri adým attýlar, cunta faaliyetlerinde kullandýklarý alt kadrolarý bir çýrpýda harcadýlar. Ýþte o yüzden, 9 Mart günü, kalan cuntacýlar aralarýndaki en yüksek rütbeli kiþi olan Celil Gürkan’a gittiler, ‘Düðmeye sen bas’ dediler ama o da basamadý düðmeye. Bir çýrpýda ortada býrakýlanlar sadece asker kiþiler deðildi. Doðan Avcýoðlu ve Ýlhan Selçuk’un Devrim

Dergisi çevresi de ortada kalmýþtý, hatta içeriden haber bile alamýyordu. Mesela Cumhuriyet Gazetesi sahibi ve baþyazarý Nadir Nadi, 12 Mart’ta verilen muhtýranýn beklediði ‘solcu darbe’ olduðunu sanmýþ ve muhtýrayý öven bir baþyazý bile yazmýþtý, inanmayan 13 Mart 1971 tarihli Cumhuriyet’e bakar! *** 9 Mart tarihiyle özdeþleþen cuntacýlar ve onlarýn sivil uzantýlarý-iþbirlikçileri 12 Mart döneminde yargýlandýlar, iþkencelerden geçtiler, eziyet gördüler ama mahkûm olmadýlar. Yani esasen gerçek anlamda bir yargýlamayý kimse istemiyordu, çünkü iþin ucunda Muhsin Batur ve Faruk Gürler’in bulunduðunu herkes biliyordu zaten. Bugün de cuntacýlýk faaliyetlerinden, cuntalarýn hazýrladýðý darbe planlarýndan vs. söz ediyoruz. 12 Mart sonrasý ile benzerlikler de var, ciddi ayrýlýklar da. O zaman da kurunun yanýnda yaþlar da yanýyordu, bugün de. O zamanýn yargýlamalarý adli sonuç almaktan çok siyasi sonuç alma odaklýydý, bugün yargýlamalarýn nereye varacaðýný henüz bilmiyoruz. O zaman darbe heveslileri arasýnda gerçek liderler yoktu, bugün var ama. Ve en önemli þey de bu zaten. Ýsmet Berkan / Radikal, 14.3.2010

T. C. BAKIRKÖY 3. AÝLE MAHKEMESÝ ÝLAN ESAS NO: 2008/710 05/03/2010 KARAR NO: 2010/18 Davacý Hülya Kurþun vekili Av. Selma Aydýn Boz tarafýndan davalý Hasan Kurþun aleyhine açýlan boþanma davasýnda : Ýstanbul ili, Zeytinburnu ilçesi, Nuripaþa cilt no: 7 hane 32'de nüfusa kayýtlý 23375139496 T.C. Kimlik numaralý Dursun ve Hüveyla oðlu 27.11.1974 Bakýrköy do ðumlu HASAN KURÞUN’un yapýlan tüm araþtýrmalara raðmen tebligata yarar açýk adresi tesbit edilemediðinden mahkememize ait 19.01.2010 tarih ve 2008/710 esas 2010/18 karar sayýlý ilamýn Türkiye genelinde yayýmlanan trajý yüksek gazetelerin birinde ilanen tebliðine karar verilmiþtir. Ýstanbul ili, Zeytiburnu ilçesi, Nuripaþa mah. Cilt 7, hane 32’de kayýtlý (evlenerek Malatya, merkez ilçesi, Dabakhane mah. 20. Cilt, 126 hane 3. Sýradan Saðlam kýzlýk soyadý ile gelen) Ýsmet ve Þefika’dan olma 14.11.1976 Malatya doðumlu davacý HÜLYA KURÞUN ile ayný hanede nüfusa kayýtlý Dursun ve Hüveyla‘dan olma 27.11.1974 Bakýr köy doðumlu HASAN KURÞUN’un T.M.K. 166/1 maddesi uyarýnca 19.01.2010 tarihinde BOÞANMALARINA karar verilmiþ olup, iþbu ilamýn yayýnlandýðý tarihten itibaren (7) gün sonra teblið edilmiþ sayýlacaðý, teblið tarihinden itibaren 15 gün içinde temyiz edilmediði takdirde kesinleþeceði hususu davalýya ilanen teblið olunur. B: 16565

T.C. ESKÝÞEHÝR 2. SULH HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO : 2009/95 Tereke Mahkememize Taþbaþý Vergi Dairesi Müdürlüðü tarafýndan açýlan muris Þener Ceyhan’ýn tereke tasfiyesi davasýnýn verilen ara karan uyarýnca; 03.04.2008 tarihinde vefat eden Hakký ve Aliye’den olma 1954 d.lu ÞENER CEYHAN’a ait alacak ve borç miktarýnýn bildirilmesi ve alacaklýlar ile borçlularýn mahkememize 1 ay içerisinde müracaat etmeleri hususu ilanen teblið olunur. B: 16162

T. C. ESKÝÞEHÝR 2. SULH HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2009/93 Tereke Mahkememize Taþbaþý Vergi Dairesi Müdürlüðü tarafýndan açýlan muris Mesut SIRAKAYA tereke tasfiyesi davasýnýn verilen ara kararý uyarýnca; 23.07.1996 tarihinde vefat eden Ali ve Figre’den olma 1965 d.lu MESUT SIRAKAYA’ya ait alacak ve borç miktarýnýn bildirilmesi ve alacaklýlar ile borçlularýn mahkememize 1 ay içerisinde müracaat etmeleri hususu ilanen teblið olunur. B: 16161

T. C. ESKÝÞEHÝR 2. SULH HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2009/52 Tereke.

B: 15827

Mahkememize 2 Eylül Vergi Dairesi Müdürlüðü tarafýndan açýlan muris Yakup Sait Koca’nýn tereke tasfiyesi davasýnýn verilen ara kararý uyarýnca; 25.04.2009 tarihinde vefat eden Yakup ve Hayriye’den olma 13.12.1938 d.lu YAKUP SAÝT KOCA’ya alacak ve borç miktarýnýn bildirilmesi ve alacaklýlar ile borçlularýn mahkememize 1 ay içerisinde müracaat etmeleri hususu ilanen teblið olunur. B: 16160


renkli:Mizanpaj 1

3/14/2010

1:25 PM

Page 1

9

MAKALE

YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

Ýçkinin haram kýlýnýþ süreci ve hikmetler - 2

Geçim endiþesi korkutmasýn

YERÝN KULAÐI

FIKIH GÜNLÜÐÜ SÜLEYMAN KÖSMENE

fikihgunlugu@yeniasya.com.tr - www.fikih.info - 0 505 648 52 50

Özgür Bey: “Ýçki nasýl ve niçin haram kýlýnmýþtýr?” Ýçkinin kademe kademe haram kýlýnmasý, nehyin algýlanmasý ve yerleþmesinde müessir olmuþ; Müslümanlar o cahiliye devri alýþkanlýðýný bir anda býrakmýþlar ve Allah’ýn emrine derhal boyun eðmiþlerdir. Peygamber Efendimiz (asm) Medîne’ye teþrif ettiklerinde Medîne’de içki içiliyor ve kumar oynanýyordu. Medîneliler Peygamber Efendimiz’e (asm) içkinin hükmünü sordular. Peygamber Efendimiz (asm) de henüz Cenâb-ý Hak’tan bir hüküm gelmediði için sükût buyurdu. O esnada Hazret-i Ömer, “Yâ Rab! Ýçki hakkýnda bize açýk ve kesin bir beyanda bulun!” diye duâ etti. Bir süre sonra Cenâb-ý Hak, “Sana içkiyi ve kumarý soruyorlar. De ki: “Ýkisinde de hem büyük günah, hem de insanlar için bazý faydalar vardýr. Günahlarý faydasýndan büyüktür.”1 âyetini nazil buyurdu. Bundan son ra bir kýsým Müslümanlar içkiyi býraktýlar. Ne var ki, âyet kesin bir hüküm içermediðinden, bir kýsmý içmeye devam etti. Fakat, içki kul lananlar arasýnda hoþ olmayan olaylar oluyor; karþýlýklý atýþmalar, kavga ve gürültüler eksik olmuyordu. Müslümanlardan birisi akþam namazýný kýldýrýrken, kýraati ters mânâ verilebilecek biçimde yanlýþ okudu. Cenâb-ý Hak çok geçmeden þu âyeti nâzil buyurdu: “Ey Îman edenler! Sarhoþ olduðunuz zaman ne söylediðinizi bilinceye kadar, cünüp olduðunuz zaman da eðer yolcu deðilseniz, gusledinceye kadar namaza yak laþmayýn.”2 Bu âyetin nüzulünden sonra Müslümanlar çoðun lukla içkiyi býraktýlar. Fakat bir kýsmý, “Yâ Resûlal lah! Biz namaz vakti yaklaþýnca içkiyi býrakýrýz!” dediler ve içmeye devam ettiler. Bu dönemde namazlardan önce Peygamber Efendimiz (asm), “Sarhoþ olanlar namaza yaklaþmasýn!” diye nidâ ettirirdi. Buna raðmen, içki kullandýktan sonra sarhoþken na maza gelen Müslüman eksik olmuyordu. Hazret-i Ömer’in (ra) hep duâsý: “Yâ Rabbi! Ýçki hakkýnda bize a çýk ve kesin bir beyanda bulun!” yakarýþý idi. Bir gün bir yemek esnasýnda içki kul lananlar arasýnda önce atýþmalar baþladý, sonra yüksek sesle tartýþmalar yaþandý, ardýndan hiç yakýþýk almayan bir gürültü ve patýrtý koptu. Bu defa Cenâb-ý Hak, içkiyi kesin bir dil ile yasaklayan þu âyeti nazil buyurdu: “Ey Îman edenler! Ýçki, kumar, putlar ve fal oklarý þüphesiz þeytan iþi pisliklerdir. Bunlardan kaçýnýn ki, saadete eresiniz. Þüphesiz þeytan, içki ve kumar yüzünden aranýza düþmanlýk ve kin sokmak ve sizi Al lah’ý anmaktan ve namaz kýlmaktan alýkoymak ister. Artýk bunlardan vazgeçersiniz deðil mi? Al lah’a itaat edin, Peygambere itaat edin, karþý gel mekten çekinin. Eðer yüz çevirirseniz, bilin ki, elçimize düþen ancak teblið etmektir.”3 Böylece içki bütün Müslümanlara haram kýlýnmýþ oluyordu. Peygamber Efendimizin (asm) emriyle bir tel lâl, “Haberiniz olsun, içki haram kýlýnmýþtýr!” diye Medîne sokaklarýnda yüksek sesle nidâ etti. Nidâyý ve içkinin haram kýlýnmasýný iþiten ve hâlâ içkiyi býrakmamýþ olan Müslümanlar evlerindeki þarap küplerini derhal sokaklara döktüler. Öyle ki, Medîne sokaklarýnda günlerce sel gibi þarap aktý. Bu teþrîden sonra Müslümanlar, “Artýk içkiden ve kumardan vazgeçtik Rabbimiz!” dediler. Ýçki ve kumar böylece tamamýyla Müslümanlarýn hayatlarýndan rafa kalkmýþ oldu. Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Muhakkak ki Al lah içkiye, onu yapana, yapýlan yere, onu içene, içirene, taþýyana, taþýtana, satana, satýn alana, onun bedelini ve kazancýný yiyene lânet etmiþtir.”4 Peygamber Efendimiz (asm) baþka bir hadislerinde de: “Çoðu sarhoþ eden þeyin azý da haramdýr.”5 Buyurmak sûretiyle, hangi þeyin içki sayýldýðý konusunda kesin Ýlâhî sýnýrý çizmiþ bulunmaktadýr. DÝPNOTLAR: 1. Bakara Sûresi, 2/219. 2. Nisâ Sûresi, 4/43. 3. Mâide Sûresi, 5/90, 91, 92. 4. Ebû Dâvud, Sünen, 2/292. 5. Ebû Dâvud, Sünen, 2/294.

VECÝZE

Cennet bütün lezâiz-i mâneviyeye medâr olduðu gibi, bütün lezâiz-i cismâniyeye de medardýr. Bediüzzaman, Sözler, s. 458,590

ALÝ FERÞADOÐLU fersadoglu@yeniasya.com.tr

amâ denen, “mâiþet/geçim” endiþesi, kaygýsý, fenâ halde iþletilmektedir. Bâzý insanlar; rýzýklarýnýn kaynaðýný patronlarý, âmirleri, iþ yerleri sanýyor. Onlara ters düþmemek, iþlerini, kârlarýný kaçýrmamak için asýl görevleri olan “emr-i bi’l-mâ’rûf ve nehy-i a’nil-münker”den (iyiliði emretmek, kötülükten sakýndýrmak) vazgeçerler. Ýnsan hak ve hürriyetlerine sahip çýkmaz; üstlerinden, amirlerinden korkar, çekinirler. Meselâ, tamâ

T

damarý aðýr basan bir gazeteci, doðruyu yazmaz; patronunun veya para kaynaklarýnýn baþýnda bulunan yetkililerden çekinir; onlarýn arzularýna göre yazý döktürür. Tamâ gösteren öðretmen, vaiz; resmi söylemlerin zebunudur; tüccarimân, Kur’ân hizmetlerini desteklemez; baþka mercilere yaranmak için çalýþýr, vs. Oysa, bu tevekkülsüzlüðümüz, semâvî musîbetleri de çekiyor: Ýþte, ihtikâr (fazla kâr elde etmek için stokçuluk yapmak) neticesinde, hayat ve yaþamak hissi, din hissine galebe çalýp, insanlarýn çoðu midesini, maîþetini/geçimini dâima düþünüyor. Hattâ ekser fukara kýsmýndan olan, neþir hizmetini býrakmaya mecbur oluyor.1 Acaba bu zaafýmýzý ortadan nasýl kaldýrabiliriz? Tâmâ’nýn çaresi “rýzký verenin yalnýzca Rezzak-ý Kerîm olan Allah” olduðunu düþünmek ve tevekkül etmektir. “Þüphesiz rýzýk ve-

ren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah’týr.”2 Meþrû rýzýk mukadderdir, takdir edilmiþ, programlanmýþ, planlanmýþtýr. Hepimiz görüyor ve yaþýyoruz ki, bu rýzýk irâde ve güç ile deðil, Ýlâhî takdirle gelmektedir. Deniz dibindeki balýklardan, aðaç içindeki kurtlara, toprak altýndaki solucanlardan, henüz yeni doðmuþ bebeklere kadar... Mükemmel rýzýkla besleniyorlar. Onlar, âciz, zayýf, güçsüz olduklarý halde... Evet, hiç endiþe etmeye lüzûm yok. Zirâ, rýzký veren Rezzak-ý Kerîm olan Allah. Þâyet, gayr-i meþrû bir yola sapýlýrsa veya beklenti içine girilirse, Onun Rahmeti, Keremi itham edilip, hafife alýnmýþ olmaz mý? Bu anlayýþ, gerçek mal sahibi olmayan hizmetçilere, tablacýlara yüz suyu döktürür. Bu arada, rýzýksýzlýk, iþsizlik korkusu, birçok ibâdet, adâlet, hak arama gibi

bâzý mukaddes deðerleri rüþvet verdiriyor! Karþýlýðýnda ise, “mal-ý haram” alýnýyor. Þu tesbit ve ikaza da kulak vererek, bu noktadan gelen bâdireyi atlatabiliriz: “Ey kardeþlerim! Eðer ehl-i dünyanýn dalkavuklarý ve ehl-i dalâletin münâfýklarý, sizi insânýn þu zayýf damarý olan tamâ yüzünden yakalasalar, geçen hakikatý düþünün bu fakir kardeþinizi numûne-i imtisâl ediniz. Sizi, bütün kuvvetimle temin ederim ki, kanaat ve iktisat, maaþtan ziyade sizin hayatýnýzý idâme ve rýzkýnýzý temin eder. Bahusus size verilen o gayr-i meþrû para sizden, ona mukábil bin kat fiyat isteyecek...”3 Evet, hiç endiþe etmeye lüzûm yok. Zirâ, rýzký veren Rezzak-ý Kerîm olan Allah. Dipnotlar: 1- Kastamonu Lâhikasý, s. 152. 2- Kur’ân, Zâriyat, 58. 3- Mektûbât, s. 407.

BEDESTEN

Tekâmülün manileri çýkabilir, hayvandan da yüz derece aþaðý ya düþebilir. Ýþte, sosyal ve toplumsal tekâmülün önündeki bu muzýr mahlûklarýn etkisi, zaman zaman çok ileri boyutlarda olabiliyor. Hatta, tarihin dönüm noktasý teþkil edecek kadar da etkili olup ileri gidebiliyor. Meselâ, 1909 Nisan'ýnda Ýstanbul'a girerek darbe yapan, devlet ve hükümet birimlerinin tamamýný zapt eden Hareket Ordusunun yaptýklarý, yakýn tarihimizin bir dönüm noktasýný teþkil ediyor. Bu derme çatma ordu bozuntusunun bir de görünmeyen yüzü vardý ki, inisiyatif in asýl merkezi orasýdýr. Yüzünü açýkça göstermeyen bu "derin odak", kendince hem bahane üretti, hem de fýrsatý ganimete çevirerek, hukuk ve kànun hakimiyetine dayalý hakikî tekâmülün dinamiklerini kýrdý. Bu f itne ve fesat odaðý, Meþrûtî sistemi kabul etmesine raðmen, Sultan II. Abdulhamid'i devirdi, harem–i ismetine girdi, Yýldýz Sarayýný yaðma ettirdi ve o velî Padiþahý Selanik'e sürgün etti.

Þayet, el lerinde bir tek delil, bir tek gerekçe olsaydý, Said Nursî'yi de daraðacýna göndermekten asla çekinmeyeceklerdi. M. LATÝF SALÝHOÐLU Bunlar, Selanik komitacýlarýydý... latif@yeniasya.com.tr Þimdi, tam da burada, dikkatinizi bir noktaya çekmek isteriz: Selanik komitacýlarý, Said Nursî'yi ömrüil letin tekâmülü, ancak hukuk ve nün sonuna kadar takip ve tarassut altýnda kànun dairesinde kalmakla mümtut tu lar. Hayatýnýn hiçbir döneminde onu kün olur. Aksi halde, saðlýklý ve hura hat býrakmadýlar. Üstad'ýn kendisi de zurlu bir geliþmeden söz edilemez. Söz e"Se la nik lilerin mutlak istibdadý"ndan söz edilse bile, bununla övünülemez. de rek, þah sýna çektirilen "elim sýkýntýlar"ýn Geliþmenin, tekâmülün merkezinde ar ka sýn da yi ne bunlarýn olduðunu beyan e"insan" unsuru olacak. Týpta, teknolojide, ( E m i r d a ð Lâhikasý, s. 134) der. kültür ve medeniyet sahasýndaki bütün Ýþ te, bu deh þetli komitanýn hedef inde geliþmelerde, öncelik insana ait olacak. sa de ce Sul tan Ab dul hamid ile Üstad BeZira, baþka türlü geliþmelerin, yani indi üz za man yok tu. Onlarýn þahsýnda, büsaný merkeze almayan, ya da ferdî haklarý tün Os ma no ðul la rý ile ehl–i Ýslâmýn bügeri plâna iten arayýþ ve tekliflerin tadý tutün di na mik le ri var dý. zu olmaz. Bunlarda nur olmadýðý gibi, huNitekim, ilerleyen zamanlarda, bu dizur da bulunmaz. na miklere de yöneldiler ve bir bir kýrmaDemek ki, öncelik "insan" unsurunda ya, yýkmaya baþladýlar. olmalý. Ýnsan, her türlü tekâmülün merMe selâ, nazenin Meþrûtiyeti "þiddetli kezine alýnmalý. is tib dat"a çevirerek, insanlarýmýzý bu içtiÝnsanlar arasýndaki münasebetler ise, maî ni met ten soðutmaya çalýþtýlar. kànun hakimiyetine dayanmalý. Keza, Cumhuriyeti "mutHerkes kànun önünde eþit o lak istibdad" sûretinde tatbik lduðu gibi, ayný zamanda baþ e de rek, bütün bir mil letin kasýna karþý da hür ve serbest (cum hu run) Cumhuriyete olmalý. o lan sa dâ ka ti ni kýrmaya ve Ýnsan, kendisine ve baþkasýhat ta o na bir ne vî düþman na zarar vermemek þartýyla, ha le ge tir me ye azm û cezm þahane bir þekilde hür ve serû kast ey le di ler. best hareket edebilmeli. Terakkinin, tekâmülün en Kabiliyetlerin geliþimi, istikuv vetli, en müþevvik unsudatlarýn tekemmülü, ancak bu ru, haktýr, hukuktur, hürrisûretle mümkün olur. Esasýnyet tir... da, hayatýn haz ve lezzeti de Selanik komitacýlarý, her yine bu sûretle alýnabilir. tür lü insanî hürriyeti katleYaratýlýþtaki sýr ve hikmet, dip ortadan kaldýrdýlar. insanda mevcut kabiliyetlerin Son yüz yýllýk tarihimizin dönüm noktalarýndan birini, 1909 yýlý Nisan ayý sonlarýnda Bu durumda, terakki, iradî bir serbestlik içinde inkiÝstanbul'u iþgal eden Hareket Ordusunun ve bu derme–çatma orduyu kullanan derin ge li þim, nasýl olacak? Hiç þaf etmesini gerektirir. odaklarýn yaptýðý olaðan dýþý, kânun–nizam dýþý tasarruflarý teþkil ediyor. müm kün mü? Fýtratýn kànunlarý, "taal lüm E vet, 1909 yýlý olaylarý, taile tekemmülü" icap ettirir. ri hi mi zin bir dö nüm nok ta sý ný teþkil ediyor. Keza, vahþî canavarlara rahmet okutan Yaratýlýþýn sýrr–ý hikmetini bilmeyen Saf ve mu ha ke me siz din dar larý oyuna gaf il ler ise, bu fýtrî tekâmülü engel leme- bir ceberrut yönetim kurdular. Muhalif ge ti ren ko mi ta cý lar, 101 yýl dýr benzer o ye çalýþýr. Fýtrî geliþmenin önüne takoz gördükleri herkesi kuvvet ve þiddet yön yun ve ba ha ne ler le bu va tan ve mil letin koyar. Sosyal hayat çarklarýnýn uyum i- temiyle bertaraf etmeye çalýþtýlar. te kâ mü lü ne ma ni ol ma ya ça lý þý yor. Meselâ, Ýttihad–ý Muhammedî Cemi çinde dönmesini zorlaþtýrýr. Hatta, baNe var ki, artýk kuvvetleri azaldý; takatzan bu çarklarýn diþlilerini kýrmaya ka- yeti üyeleri ile ana muhalefetteki Ahrar Fýrkasýnýn bütün mensuplarýna yönelik tan iyice düþmek üzereler. dar iþi ileri götürür. Zaman zaman hissedilen sarsýntýlý geliþ Böyle yapmakla, bunlar hem kendileri- olarak bir "toptan cezalandýrma" cihetine ne, hem de içinde bulunduklarý topluma gittiler. Onlarca kiþiyi daraðacýna gönde- meler, adeta bu vahþi canavarýn can çekiþrirken, yüzlerce masumu da hapishanele- mesi ve sekeratýnýn habercisi gibidir. büyük zarar verirler. Dinde hassas, muhakemesi zayýf kimHayvanlarla bitkilerin dizginleri Yaratý- re týktýlar. Üstelik, bütün bunlarý sözde Meþrûti- seler yeniden oyuna getirilmediði takdircý'nýn elinde. Bunlarý serbest býrakmamýþ. de, inþaal lah, bu dehþetli komitanýn soÝnsanlar ise, dizginsiz býrakýlmýþlar. Bu yet adýna yaptýlar. Oysa, herkesten fazla Meþrûtiyeti iste- nu gelecek ve Meþrûtiyetin hakikî cemâsebeple, insanýn vahþisi, vahþi bir canavaryen ve savunan Üstad Bediüzzaman'ý bile li pek yakýn bir zamanda meydân–ý zudan bile çok daha muzýr ve tehlikelidir. hûra çýkacaktýr. Böyledir insan: Meleklerin de üstüne idam talebiyle yargýladýlar.

M

GÜN GÜN TARÝH

Turhan Celkan

turhancelkan@hotmail.com

Kemâlât-ý insaniye yalanla mahvolur

MUHAVERE ABDULLAH ÞAHÝN

abdullahsahin56@hotmail.com

arih boyunca yalan, baþta bizim toplumumuz olmak üzere hiçbir millette tasvip edilen bir metâ, geçen bir akçe olmamýþ, yalancý ve yalancýlýk daima reddedilmiþtir. Yalan bütün kötülüklerin anasýdýr, yalan aþaðý ve bayaðý insanlarýn silâhýdýr, yalancýnýn mumu yatsýya kadar yanar vb. sözler daima kültürümüz ve toplumumuzca seslendirilmiþtir. Yalan ocaklar söndüren, aileleri yýkan ve toplumlarý mahveden sari bir hastalýktýr. Yapýlan istatistiklerde ülkemizde ve dünyada bir ahtapot gibi ailelere musallat olan boþanma illetinin en baþta gelen sebeplerinden birinin eþlerin birbirine yalan söylemeleri olduðu teyit edilmiþtir. Yüce kitabýmýz Kur’ân’da “Gerçeði sürekli ters yüz eden, günaha düþkün olan herkesin vay haline” (45/7) ve “Ýþte böyle; kim Allah’ýn haram kýldýklarýný (gözetip hükümlerini) yüceltirse Rabbinin katýnda kendisi için hayýrlýdýr. Size (haklarýnda yasaklar) okunanlar dýþýndaki hayvanlar helâl kýlýndý. Öyleyse iðrenç bir pislik olan putlardan kaçýnýn, yalan söz söylemekten de kaçýnýn” (22/30) âyetleriyle yalan, yalancýlýk ve yalan yere þahitlik vb. lânetlenmiþ ve büyük günahlardan sayýlmýþtýr. Kulluðun ve doðruluðun þahikasý Yüce Resul (asm) mübarek hadislerinde “Ya Zeyd ! Sen iki dudaðýn ve iki ayaðýn arasý için bana teminat ver, ben de sana Cenneti müjdeleyeyim” ve diðer bir hadislerinde de “Ya hayýr söyle, ya da sus!” buyurarak konunun ehemmiyetine iþaret etmiþtir. Hayatýnýn en zor zamanlarýnda bile, yalana hiç tenezzül etmeyen ve talebelerini þiddetle yalandan men eden Bediüzzaman, Lemaat adlý eserinde “Bir dane sýdk, yakar milyonla yalaný. Bir dane-i hakikat, yýkar kasr-ý hayali. Sýdk büyük esastýr, bir cevheri ziyalý. Yer verir sükûta–eðer çýksa zararlý. Yalana hiç yer yoktur, eðer olsa faydalý. Her sözün doðru olsun, her hükmün hak olmalý” sözleri ile en geniþ mânâda emr-i Ýlâhiyi bizlere aktararak, faydalý olsa bile yalandan uzak durmanýn salih bir kul olmanýn þartý olduðunu ifade etmiþtir. Söz söyleme adabýyla ilgili olarak ise ”Her söylediðin doðru olmalý, fakat her doðruyu her yerde söylemek doðru deðildir” diyerek haddi aþmamak gerektiðini tavsiye etmiþtir. Bir diðer eserinde ise “Ýslâmiyetin esasý sýdktýr. Ýmanýn hassasý, sýdktýr. Bütün kemalata isal edici sýdktýr. Ahlâk-ý âliyenin hayatý sýdktýr. Terakkiyâtýn mihveri, sýdktýr. Âlem-i Ýslâmýn nizamý sýdktýr. Nev-i beþeri Kâbe-i kemâlâta îsâl eden sýdktýr. Ashab-ý Kiramý bütün insanlara tefevvuk ettiren sýdktýr. Muhammed-i Haþimi Aleyhissalâtü Vesselâmý meratib-i beþeriyenin en yükseðine çýkaran sýdktýr” (Ýþârâtü’l-Ý’câz, s. 82) sözleriyle, sýdkýn âlem-i insaniyet ve âlem-i Ýslamiyetçe ne kadar ehemmiyetli olduðunu vurgulamýþtýr. Hz. Ebûbekir’i kulluðun zirvesine çýkaran sýdk olduðu gibi, yalancý peygamber Müseylime’yi cihana maskara ve rezil eden kizbdir. Ýmanýn en büyük hassasý olan sýdkýn gereði olarak bize düþen ise, yalanýn caiz olduðu yerlerde bile hassas olmakla birlikte, þakayla bile olsa yalana tevessül etmemek ve doðruluktan ayrýlmamaktýr. Cennet yurdunun sâdýklarýn yurdu, Cehennem yurdunun ise kâziplerin yurdu olduðunu bir an bile hatýrdan çýkarmamaktýr. Þairin þu güzel sözü bu hakikati ne güzel anlatmaktadýr: “Ýnsana sadakat yaraþýr, görse de ikrah Yardýmcýsýdýr doðrularýn Hazret-i Allah” Cenâb-ý Allah cümlemizi kizbden muhafaza eylesin, dünyada ve ahirette sadýklarla bir kýlsýn, üç günlük yalan dünyada yalan bizim neyimize.... Bir baþka muhaverede buluþmak üzere Allah’a emanet olun.

T


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/14/2010

3:32 PM

Page 1

10

KÜLTÜR-SANAT YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

Tank, balyoz, ciddî yazý

MÝZAH ÇETÝN KASKA

cetinkaska@hotmail.com

eçen gün uykulu bir vaziyete gazete almaya gittim. Market sahibi Haþim Abi bana tuhaf bir bakýþ atarak ‘’bir naneye yaramýyorsun, baksana gazetedeki diðer yazarlar yazdýklarý yazýlarla gündemi alaþaðý ediyorlar, sen tutturmuþ pilav, kedi, köpekle meþgulsün. Biraz damardan yaz. Yoksa tesir etmiyor’’ dedi. Ben bir anda rehavet makamýndan nihavent makamýna geçiþ yaptým. Kendi kendime þöyle dedim: ‘’Bundan böyle artýk ciddî yazýlar yazacam ve gündemin köküne kibrit tutuþturacam.’’ Hemen eve gazladým. Cidden ciddî yazma eðilimim Baykal’ýn etrafa lâf atmasýndan daha çok hoþuma gitti. Ben tam evin kapýsýna zor belâ yetiþmiþtim ki, bizim Fatih almýþ eli ne süpürgeyi evi temizliyordu. Zaten pek de þaþýrmadým, çünkü ne zaman yazý yazmaya niyetlensem Fatih sað olsun, hemen provokasyon yapmayý ihmal etmiyor. ‘’Madem yazarlýk alaným kýsýtlanýyor, bari bu kara günde (28 Þubat) Mehmet Altan, Nazlý Ilýcak, Burhan Kuzu’nun seminerine gideyim’’ dedim. Tabi, tek baþýna da gitmek pek hayra alamet deðil. ‘’Taha’yý alayým da öyle gideyim bari’’ diye düþ kurdum. Tam Taha’yý ikna etmiþtim ki bizim Kemal lap diye araya girip Taha’yý alýp film izlemeye götürdü. Bütün bu olumsuzluklar karþýsýnda yýlmadan seminer için yola koyuldum. Aramýzda kalsýn, ilk önce yanlýþ yere gittim. Uzun uðraþ ve sorgulamalardan sonra buldum. Ýçeri girdiðimde herkes kendisine yer bulmuþ, ben ve birkaç kiþi kabak gibi ayakta bekledik. Burhan Kuzu ilk önce sazý aldý eline konuþmasýna baþladý; ‘’Ey ahali biz hükümet olarak 28 Þubat’ýn uzantýsý olacak Ergenekon’u ve Emasya’yý ortadan kaldýrmaya uðraþýyoruz. Lütfen yiðidi öldürün, ama hakkýný yemeyin’’ dedi. Ondan sonra Nazlý Ilýcak baþladý; Ergenekon 28 Þubat’ýn rövanþýdýr, unutmayalým bizde askerler gelip iz býrakýp gidiyorlar. Hükümet suya sabuna dokunmayan ha lini býrakýp, darbe anayasasýný deðiþtirmelidir” þeklinde konuþtu. En son Mehmet Altan sonu baðlayarak; “Yýlgýnlýk, korkaklýðý býrakmalýyýz. Askerden ürkmekle vatandaþ olunmaz. Önemli olan orayý, burayý kazanmak deðil. Önemli olan askerî zihniyeti kaldýrmaktýr. 12 Eylül rejimi olduðu gibi duruyor, ben bundan utanç duyuyorum. Her gün askeri konuþmaktan ziyade, artýk san'atý, edebiyatý konuþalým. AKP 8 yýldýr iktidarda, ama daha generallerin maaþ bordrosunu düzenleyemedi’’ dedi. Evet seminer bitince eve dört nala koþarak geldim. Ciddî ciddî yazmaya baþladým. Ýsterseniz ciddî olup olmadýðýný size býrakayým. Öyleyse buyurun, okuyun… 28 Þubat; sadece çok dar düþünen insanlarýn onayladýðý, seksen yýldýr ‘’neden acaba yerimizde sayýyoruz?’’ sorusunun çok net cevabý olacak olan post modern darbe günüdür. 28 Þubat’ý alkýþlamak mantýkla izah edilemeyecek derecede saplantýdýr. Aklý baþýnda, düþünen hiç kimsenin de onaylamasýnýn mümkün olmadýðý utanç günüdür. 13 yýl önce baþýmýza taþ gibi düþen kör zihniyetin murat markalý arabasýdýr kýsaca. Demokrasinin katledildiði, 28 Þubat’ýn yýldönümü dolayýsýyla sizin için okkalý sorular hazýrladým. Ruhun þad olsun hiç ülkemizde görmediðimiz demokrasi! Eðer bir ara uðramak istersen (darbeder ordu zihniyeti nedeniyle hayata olmayacak þey) sakýn 28 Þubat’larda gelme, yoksa darbe duvarýna toslarsýn haa. Elhasýl iktidarda olanlara darbecilerin; ‘’biz sizi doðrudan alaþaðý edemiyoruz, ama orada oturursanýz siz görürsünüz’’ tarzýnda aba altýndan sopa göstermesidir 28 Þubat. 1) Yukarýdakileri de göz önüne alýrsak, 28 Þubat post modern darbe ne anlama geliyor? A) Demokrasi cacýðýna birkaç darbeci soðanýn eklenilmesidir. B) Askerî vesayetin týrlamasýdýr. C) Gelen, geçenin fiþlenilip kodese týkýlmasýdýr. D) Çorap deðiþtirir gibi hükümet deðiþtirmedir. 2) 28 Þubata Sincan’da ne oldu? A) Tanklar hazýr ola geçti. B) Hürriyet gazetesinin emriyle tanklar Sincan’ý ikinci defa fethetti. C) Hayvanat bahçesin deki ördekler firar etti. D) Oruçlu olan darbeciler oruçlarýný bozdu. 3) 28 Þubat darbe midir? Ya da damdaki taþ mýdýr? A) 28 Þubat darbedir. Deðildir demek caiz deðildir. B) 28 Þubat darbedir. Demokrasinin geri vitese takýlmasýdýr. C) 28 Þubat darbe deðildir. Hitlervari diktatörlüktür. D) 28 Þu bat darbedir. Dindar kesimi hazmetmemenin daniskasýdýr. 4) ‘’28 Þubat bin yýl sürecek’’ diyen bir zat elbette anlatým bozukluðu yapmýþtýr. Acýlý isotta yemiþ olabilir. Her neyse peki bin yýl sürecek mi? A) O zata Allah akýl versin. Bu söylem çok banal B) O zat dünyadan habersizdir baksanýza dünyada demokrasi tavan yapmýþ. C) O zat basbaya halüsinasyon görüyor. Hastaneye bir ara uðrasa hiç fena olmaz. D) O zat Ergenekon’a baksýn, eðer kalp rahatsýzlýðý yoksa. Çünkü 13 yýl olmadan daðýldý. 5) 28 Þubattaki ‘’Balans ayarý’’ tabiî ki bozuk bir ayardýr ve demokrasi katlini caiz görme entrikasýdýr. O halde nedir bu Balans ayarý? A) Tanka asfaltta kundak atlatma ile yapýlan ayarlama. B) 28 Þubat gününde demokrasiye yapýldýðý iddia edilen uzun atlama. C) Oto tamircilerinin iþidir. Araba ayarý iþte. D) As kerin siyasilere ayar çekmesidir. 6) Post modern darbe kýsaca veya uzunca ne anlama geliyor? A) Rejime verilen “ince” ayar. B) Ne darbe sayýlan, ne de darbe kategorisi dýþýnda býrakýlabilen eylem. C) Dört veya beþ suikast, bir operasyon. D) Post modern Ninja kaplumbaðalarý’ dýr. 7) ‘’28 Þubat’’ günü hakkýnda ‘’Çevik biri’’ olsaydýnýz ne derdiniz? A) Kenan Evren ile birlikte insan haklarý kalesine gol atar dým. B) Hakemi ayar eder kendi kaleme gol atardým. C) 28 Þubatý devam ettirmek için baþýma balyoz vururdum. D) Güiza’yi gol atmasý için transfer ederdim.

G

Bediüzzaman Haftasý baþlýyor "BEDÝÜZZAMAN HAFTASI" MÜNASEBETÝYLE BÝRÇOK ÝLDE TOPLANTILAR DÜZENLENÝYOR. BU PANEL VE KONFERANSLARDA “SAÝD NURSÎ VE DEMOKRATÝK AÇILIM” KONUSU ÝÞLENÝYOR. 20-21 MART’TA V. ULUSAL RÝSALE-Ý NUR KONGRESÝ YAPILACAK. BEDÝÜZZAMAN Haftasý itibarýyla birçok ilde panel ve konferanslar olmak üzere çeþitli organizasyonlar düzenleniyor. Bu panellerden en kapsamlý olaný ise Ýstanbul’da 28 Mart tarihinde gerçekleþtirilecek. Bediüzzaman Said Nursî, gündemdeki demokratik açýlým kapsamýnda yer aldýðý ifade edilen konularda da çaðýn ihtiyaçlarýný karþýlayan inanç, akýl ve bilim eksenli yapýcý fikirler, yorumlar ve projeler ortaya koymuþ yetkin bir isim. Bugün Güneydoðu’dan hâlâ bir sorun olarak bahsediliyorsa ve henüz kalýcý çözümlere ulaþýlamadýysa, bu, Bediüzzaman’ýn tecrübesinden yararlanamadýðýmýzýn bir göstergesidir. Bediüzzaman Haftasý itibarýyla birçok ilde çeþitli or-

ganizasyonlar düzenleniyor. Birbirinden deðerli konuþmacýlarýn yer alacaðý panel ve konferanslarda aðýrlýklý olarak “Said Nursî ve Demokratik Açýlým” konusu iþleniyor. Bediüzzaman Haftasý faaliyetleri kapsamýnda Risale-i Nur Enstitüsü tarafýndan organize edilen faaliyetlerden biri de 28 Mart 2010 tarihinde yapýlacak olan panel. “Said Nursî ve Demokratik Açýlým” konusunun iþleneceði panele konuþmacý olarak Nazlý Ilýcak, Prof. Dr. Doðu Ergil, Prof. Dr. Mithat Sancar ve Kâzým Güleçyüz katýlýrken paneli Av. Kadir Akbaþ yönetecek. Panel, 28 Mart Pazar günü, saat 14.00’da Ýstanbul Sütlüce Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleþecek.

Risale-i Nur gençliði Ankara’da buluþuyor RÝSALE-Ý Nur Enstitüsü, Bediüzzaman Haftasý kapsamýnda, bütün Türkiye’de çeþitli programlar düzenliyor. Bunlardan biri de 16 Mayýs 2010 tarihinde Ankara Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezinde düzenlenecek olan Genç-

lik þöleni. Genç Yaklaþým Dergisi’nin ana sponsor olduðu þölende; bilgi, fotoðraf, kýsa film, karikatür ve þiir yarýþmalarý düzenlenecek. Dereceye girenler için umre ziyareti, diz üstü bilgisayar, ipod ve para ödülleri verilecek.

Yarýþmalara baþvuru baþladý

Ulusal Risale-i Nur Kongresi 5. yýlýnda BEDÝÜZZAMAN Haftasý kapsamýnda gerçekleþtirilecek diðer bir büyük organizasyon ise 5. Ulusal Risale-i Nur Kongresi olacak. Kongre’nin konusu ise, “Çaðýmýz Sorunlarýna Çözüm Arayýþlarý ve Said Nursî Modeli”. Bediüzzaman, vefatýnýn üzerinden 50 yýl geçmesine raðmen, eserleri ve fikirleriyle, gerek Türkiye’de, gerekse dünyada her geçen gün artan bir ilgiyle, kendisinden söz ettiren bir inanç, ilim, tefekkür ve aksiyon adamý. Onun 100 yýldýr tazeliðini koruyan fikirleri, günümüz Türkiye’sinin, Ýslâm âleminin ve insanlýðýnýn sorunlarýna Kur’ân’dan reçeteler sunuyor, çözümler getiriyor. Onun getirdiði çözümleri toplumun bütün kesimleriyle paylaþmak adýna, Risale-i Nur Enstitüsü tarafýndan organize edilen V. Ulusal Risale-i Nur Kongresi, 20-21 Mart 2010 tarihlerinde gerçekleþecek. Bediüzzaman Haftasý faaliyetleri kapsamýnda düzenlenen Kongre’nin konusu “Çaðýmýz Sorunlarýna Çözüm Arayýþlarý ve Said Nursî Modeli”. Bu baþlýk altýnda, sekiz adet masa çalýþmasý planlanýyor. Masa baþlýklarý ise þöyle:

I. Masa: Din ve Siyaset II. Masa: Demokrasi ve Ýnsan Haklarý III. Masa: Kürt Sorunu: IV. Masa: Dünya Barýþý V. Masa: Kadýn ve Aile VI. Masa: Ýnsan, Ýman ve VII. Masa: Eðitim, Kültür ve Sanat Masa: Gençlik VIIIM Kongre, 20 Mart Cumartesi günü saat 10:00’da baþlayýp, 21 Mart Pazar günü, saat 12:00’de sona erecek. Çalýþmalarýn tamamlanmasý ve sonuç bildirilerinin kaleme alýnmasýndan sonra 21 Mart Pazar günü ayný mekânda saat 13:00’te sonuçlar kamuoyuyla paylaþýlacak. Sonuçlarýn açýklandýðý bu oturuma çok sayýda akademisyen, bilim adamý, aydýn, gazeteci, san'atçý, siyasetçi ve sivil toplum temsilcileri katýlacak. Bütün bu kongre süreci hal ka kapalý olacaktýr.

RÝSALE-Ý Nur Enstitüsü’nün organize ettiði “Bediüzzaman Said Nursî veya Risale-i Nur” konulu yarýþmalara 15 ve 30 yaþ arasý her genç katýlabilir. Bilgi yarýþmasý haricindeki diðer kategoriler için son baþvuru tarihi, 15 Nisan olarak belirlendi. Yarýþma kategorileri ve ödülleri þöyle: Fotoðraf yarýþmasý, karikatür yarýþmasý ve þiir yarýþmasýnda, birinciye 750 TL, ikinciye 500 TL üçüncüye ise 250 TL para ödülü verilecek. Kýsa film yarýþmasý kategorisiyle dereceye giren gençlerden de birinciye 3000 TL, ikinciye 2000 TL üçüncüye de 1000 TL hediye edilecek. Ýki kademeli olarak yapýlacak bilgi yarýþmasýnda ise, Türkiye çapýnda 1. etap 14 Mart Pazar günü saat 10.00’da yapýldý. 2. Etap ise 24 Nisan Cumartesi günü Ankara’da yapýlacak ve Türkiye çapýnda dereceye girenler

belirlenecek. Mayýs’taki þölende birbirinden deðerli ödüller sahiplerini bulacak. Bilgi yarýþmasýnda 14–18 yaþ Asay-ý Musa’dan (50 soru), 18–25 yaþ ise Tarihçe-i Hayat’tan (100 soru) test olacaklar. Ulusal Risale-i Nur Gençlik Þöleni programý ise þöyle: Açýþ Konuþmasý: Mehmet Kutlular (Yeni Asya Gazetesi Ýmtiyaz Sahibi) Ulusal Risale-i Nur Gençlik Kongresi Sunumlarý Ýhtida Öyküleri Konferans: “Risale-i Nur Gençliði” Ýslâm Yaþar (Eðitimci-Yazar) Müzik Dinletisi Ali Oktay & Biz Bize Musikî Topluluðu Þiir Dinletisi Yarýþmalarýn Ödül Töreni Karikatür ve Fotoðraf Sergisi

Gençlik, kongre ile karþýmýzda GENÇLÝK Þöleni kapsamýnda bir de “Kur’ân Medeniyeti ve Gençlik” konulu kongre düzenlenecek. Ankara’da 24–25 Nisan’da gerçekleþtirilecek kongre katýlýmcýlarýnýn tamamý gençlerden oluþacak. Katýlýmcýlar, 10 masada çalýþmalar yaparak hazýrladýklarý sonuç bildirilerini, Gençlik Þöleninde kamuoyuna sunacaklar. 10-12 kiþilik

masa çalýþmalarýn konularý ise þunlar: Ahlâk ve Gençlik, Eðitim ve Gençlik, Kültür, Sanat ve Gençlik, Aile ve Gençlik [Hanýmlar masasý], Din ve Gençlik, Siyaset ve Gençlik, Bilim ve Gençlik, Hürriyet ve Gençlik. Geleneksel hale getirilmesi düþünülen þölen için daha geniþ bilgi www.risaleinurgencliksoleni.org sitesinden alýnabilir.

SOLDAN SAÐA — 1. HidroHAZIRLAYAN: Erdal Odabaþ erdalodabas@mynet.com jenle oksijenden oluþan, sývý durumunda bulunan, renksiz, 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 kokusuz, tatsýz madde. - Mý1 sýr pramitlerinden birine adýný 2 veren firavun. 2. Türlü konu3 larda bilgi veren bir tür yýllýk. Yerkabuðunun içinde ya da 4 katýndaki büyük derinlikte bu- 5 lunduðu düþünülen bazik, yo- 6 ðun kayaçlar ve magmalar. 3. 7 Petro Kimya Tesislerinin kýsa 8 adý. - Yalnýz iki kenarý paralel 9 olan dörtgen. 4. Sýðýr, at vb. 10 hayvanlarýn topuk kemiði. Gerçekte yeri olmayýp zihinde tasarlanan, mevhum, farazi. 5. Uzaklýk belirtir bir nida. - Herhangi bir þeyin veya vücudun üzerinde oluþan, biriken pislik. - Þan ve þeref sahibi. 6. Mayasýz hamurdan, fýrýnda ya da saçta piþirilerek yapýlan bir çeþit pide. - Kekliðin boynundaki siyah halka. 7. Ergin karakterlerini kazanmadan önceki genç hayvan. - Mermerde sert damarlý kýsým. 8. Tarla sýnýrý. - Tayin etmek. - Kiloamperin kýsasý. 9. Risâlede ilk hece. - Sözleþme. 10. Güzellik, hoþluk, incelik, nezaket. - Devletçe bastýrýlan, üzerinde deðeri yazýlý kâðýt veya metalden ödeme aracý, nakit.

BULMACA

YUKARIDAN AÞAÐIYA — 1. Sýtma aðacý meyvesi. 2. Âlimler topluluðu. - Çocuðu olan kadýn, ana, valide. 3. Maden Tetkik Arama'nýn kýsasý. - Kýsaca doktor. 4. Bir mastar eki. - Balý alýnmýþ petek. 5. Gerekli kararlarý almayý bilen kiþinin niteliði. 6. Ýngiltere yasama meclisi. 7. Gazete veya derginin günlük yayýmýndan ayrý ve ücretsiz olarak verdiði parça, ilâve. - Osmanlý Türkçesinde ölüm. 8. Yama koyarak onarmak, yamalamak. 9. Akýtma, meylettirme. - Takým, grup, kol. 10. Osmanlý Türkçesinde yarým. - Çaðrý, tellâl ile duyurma. - Uzaklýk belirtir bir nida. 11. Omurga içinde bulunan kanal boyunca uzanan, boz madde ve ak maddeden oluþan sinir dokusu, murdar ilik. 12. Uyanýk kimse. - Küçük, tekerlekli, çocuk oyuncaðý.

DÜNKÜ BULMACANIN CEVAPLARI— SOLDAN SAÐA: 1. HALE. FÝRAVUN. 2. ÝHALE. TERAZÝ. 3. YÝNELE. MÝZAH. 4. EREK. MA. SÝMA. 5. RET. NANA. YAY. 6. OT. BARAN. EKE. 7. KAMET. PT. 8. LA. OTA. 9. ÝDAME. MALÝYE. 10. FARANJÝT. SAK. YUKARIDAN AÞAÐIYA: 1. HÝYEROGLÝF. 2. AHÝRET. ADA. 3. LANET. AR. 4. ELEK. BASMA. 5. EL. NAM. EN. 6. EMARE. 7. ÝT. ANATOMÝ. 8. REM. AN. TAT. 9. ARÝS. PAL. 10. VAZÝYET. ÝS. 11. UZAMAK. AYA. 12. NÝHAYET. EK.


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/14/2010

3:04 PM

Page 1

11

EKONOMÝ

YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

Alým heyetleri Türkiye’ye gelecek

TÜRKÝYE, bu yýl çok sayýda alým heyetini konuk edecek. Dýþ Ticaret Müsteþarlýðý (DTM), Çin, ABD, Rusya, Ýngiltere, Fransa, Irak, Hindistan gibi pek çok ül keden firmalarýn katýlacaðý alým heyeti programlarý düzenledi. Yüksek düzeyde sipariþ verme özel liði bulunan alým heyetleri programý ile Türk özel sektör firmalarýnýn yabancý firma temsilcileriyle iki li iþ görüþmeleri yapmalarý ve iþ baðlantýlarý kurmalarý saðlanýyor. Program kapsamýnda, bu ay narenciye, pencere, cam teknolojisi, aksesuar, yan sanayi, gýda, mücevher, medikal alanlarýnda düzenlenecek fuarlara aralarýnda Yemen, Hindistan, Rusya, Yunanistan ABD gibi ül kelerden pek çok alým heyeti katýlacak. Nisan ayýnda, uçucu yaðlar ve kozmetikler, genel gýda, bisküvi, çikolata, þekerleme, Uluslar arasý Ev Alet ve Aksesuarlarý Fuarý, Mayýs ayýnda Hazýr Giyim, Konfeksiyon, Yapý ve Ýnþaat Malzemeleri, Ev Tekstili, Haziran’da Otomotiv, Kozmetik, Aðus tos’ta Tekstil, Konfeksiyon, Eylül’de Züccaciye, Hediyelik Eþya, Gýda Ürünleri, Ekim’de Mobilya, Otomotiv, Kasým’da Narenciye, Deri, Aralýk ayýnda da Uluslararasý Sera, Tarým Ekipmanlarý, Çiçekçilik Teknolojileri alým heyetleri söz konusu fuarlara katýlacak. Ankara / aa

EURO

ALTIN

C. ALTINI

DÜN 1.5270 ÖNCEKÝ GÜN 1.5270

DÜN 2.1000 ÖNCEKÝ GÜN 2.1000

DÜN 54.300 ÖNCEKÝ GÜN 54.300

DÜN 362.000 ÖNCEKÝ GÜN 362.000

DEVLET Bakaný Zafer Çaðlayan, Türkiye’nin siyasi, sosyal ve ekonomik stres testinden geçtiðini belirterek, ‘’IMF hadisesi, Türkiye’nin ekonomik testinin çok net bir göstergesi’’ dedi. Bakan Çaðlayan, Türkiye’nin doðru yolda olduðunu ve bunun yapýlmýþ uygulamalarýn test edilmesi olduðunu söyledi. Çaðlayan, ‘’Yani bizim hükümetimizin 7,5 sene içerisinde ekonomi konusunda almýþ olduðu tedbirler test edildi ve onaylandý’’ diye konuþtu. ‘’IMF ile stand-by anlaþmasýnýn imzalanmamasý, Türkiye’nin iç disiplinini etkiler mi’’ þeklindeki soru üzerine de Çaðlayan, ‘’Etkilemez’’ cevabýný verdi. Önceki yýl larda IMF’den para almak için ABD’ye gidildiðini hatýrlatan Çaðlayan, IMF’den borç alýndýðý zaman, diðer borç verenlerin de ‘’Türkiye, IMF ile anlaþma yaptý, akredite edildi. Dolayýsýyla ucuz maliyetle kredi verilebilir dediðini’’ kaydetti. Bakan Çaðlayan, Türki ye’de gerçekleþtirilen mali disiplin, bütçe disiplini ve yapýsal ekonomik reformlar sonucunda, dünyanýn en büyük küresel krizinden geçerken, IMF’siz bir Türkiye’ye 4 kuruluþtan kredi notu artýrýmý getirdiðini hatýrlattý. Ankara / aa

DOLAR

Çaðlayan: Stres testinden geçiyoruz

SERBEST PÝYASA

AVRUPA Birliði yetkilileri, Yunanistan’ý girdiði malî krizden çýkarmak için bir yardým planý üzerinde anlaþtý. Hafta baþýnda AB üyesi ülkelerin maliye ve ekonomi bakanlarýna sunulacak pakette, resmen talepte bulunmasý halinde Atina yönetimine yapýlacak yardýmýn þartlarý ortaya konuyor. Papandreu hükümeti, kemer sýkma politikalarýnýn ardýndan ardý ardýna gerçekleþtirilen eylem ve grevlerle zor durumda kalmýþtý. Brüksel / cihan

Yunanistan’ý kurtarma planý bugün açýklanacak

Körfez’in yatýrým rotasý Türkiye ÞEMS TURK KUVEYT-TÜRKÝYE YATIRIM DANIÞMANLIÐI ÞÝRKETÝ GRUP BAÞKANI AKKUÞ, KUVEYT EMÝRÝ’NÝN TÜRKÝYE’YE 3 MÝLYAR DOLARLIK YATIRIM YAPACAÐINI VE BU YATIRIMIN 2012 SONUNA KADAR ARTABÝLECEÐÝNÝ SÖYLEDÝ. KUVEYT Emiri Þeyh el Sabah el Ahmed el Cabir el Sabah’ýn Türkiye’deki resmî danýþmaný olan Þems Türk Kuveyt-Türkiye Yatýrým Danýþmanlýðý Þirketi Grup Baþkaný Uður Akkuþ, þimdiye kadar 1,5 milyar dolarlýk yatýrým yaptýklarý Türkiye’de 3 milyar dolarlýk 3-4 büyük projeyi daha hayata geçirmeyi planladýklarýný bildirdi. Akkuþ, Kuveyt Emiri El Sabah’ýn baþa gelmesiyle tekrar yatýrýmlarýn gündeme alýndýðýný, uluslar arasý yatýrýmlara çok hýzlý þekilde start verildiðini söyledi. Yatýrýmlarý farklý ül kelere yönlendirdiklerine dikkati çeken Akkuþ, ‘’Daha önce Avrupa ve Amerika üzerineydi. Dünyadaki konjonktürün deðiþmesiyle artýk Türkiye gözde bir ül ke. Yeni Emir’in hükümete gelmesiyle tamamen rota Türkiye’ye ve komþu ül kelere döndü. Bize aile tarafýndan ‘bizim yatýrýmlarýmýzý Türkiye’de yönlendirir misiniz, bize danýþmanlýk hizmeti verir misiniz diye’’ teklif geldi. Yapýyý oluþturduk ve 2007 baþýndan beri resmi olarak kendilerinin Türkiye’deki yatýrýmlarýna yön veriyoruz’’ diye konuþtu. Akkuþ, Türkiye’ye 3 yýlda yaklaþýk 1,5 milyar dolarlýk yatýrým yaptýklarýný,bunlarýn gayrimenkul, emlak sektörü, ÝMKB’de bazý portföy alýmlarý ve turizm yatýrýmlarýndan oluþtuðunu, yatýrýmlarýn devamýný da saðlamak istediklerini kaydetti. 2009’daki kriz nedeniyle inceledikleri birçok projeyi dondurduklarýnýn altýný çizen Akkuþ, projeleri 2010 baþýnda tekrar gündeme almaya baþladýklarýný söyledi.

“3 MÝLYAR DOLARLIK PROJELER ÜSTÜNDE ÇALIÞIYORUZ’’

ORTA DOÐUNUN YENÝ ÝSVÝÇRE’SÝ OLACAK ÖNÜMÜZDEKÝ yüzyýlýn Orta Doðu’nun yeni Ýsviçre’sinin Türkiye olacaðýný dile getiren Akkuþ, bölgede oynanan çok sayýdaki Türk dizilerinin etkilerinin çok rahatlýkla görülebildiðini, Türk popülaritesinin en üst seviyede bulunduðunu vurguladý. Türk iþ adamlarýnýn çok profesyonel, dünya oyuncularý durumunda olduklarýný vurgulayan Akkuþ, ‘’Türk malý, eskiden Alman malý vardý ya þimdi öyle... Tekstilde de öyleyiz. Geçen günlerde buradaydýk. Kuveyt Emiri’nin kýz kardeþinin oðlu yarým saat alýþ veriþ yapmýþ, gömlek almýþ. Oraya gittiðimde ‘çok güzel, çok kaliteli, bana bundan 4-5 tane getirir misin’ dedi. Türk mallarý da artýk tercih ediliyor’’ diye konuþtu.

KÖRFEZ’DEKÝLERÝN genellikle ‘’piþmiþ yemeði yemek’’ istediklerini, dolayýsýyla son yatýrýmcý olmadýklarýný, alýp daha sonra ondan para kazanmayý tercih ettiklerini ifade eden Akkuþ, ‘’Þimdiye kadar Körfez sermayesi Amerika’ya Avrupa’ya gitti. Oradaki bankalarda iþlenip bizim gibi ülkelere geldi. Biz artýk Amerika-Türkiye, Londra-Türkiye veya Ortadoðu üçgenini kesip direkt Körfez’den Türkiye’ye yatýrým yapmaya çalýþýyoruz. Çok zor bir þey, ama ufak ufak bölgeyi bunlara alýþtýrmaya çalýþýyoruz’’ dedi. Akkuþ, konuþmasýný þöyle sürdürdü: ‘’Þu anda bizim çalýþtýðýmýz 3 milyar dolara yakýn 3-4 büyük proje var. 2 yýldýr çalýþýyoruz. 3 milyar dolarlýk yatýrýmda aðýrlýk yine emlak konusunda olacak. Fokuslandýklarý nokta Ýstanbul... Geçen seneden sonra rota, Boðaz çizgisine döndü. Þehir merkezlerine daha çok fokuslandýlar. Ayrýca enerji ve 2009 yýlýndaki dünyadaki finans ve bankacýlýk sektörü gerilemesine raðmen Türkiye’deki bankacýlýk sektörünün çok kârlý olmasýyla bankacýlýk sektörü... Biz enerjide hidroelektrik santralleriyle ilgileniyoruz. Bankacýlýktan önce tarým da gündemdeydi. Bankacýlýkta tekrar geri adým atýp daha çok tarýma yönelebilirler. Körfez’de her þey ithalata dayalý. Türkiye, önümüzdeki yýllarda Körfez bölgesinin besin deposu olabilecek konumda. Tarýmda yoðunlaþtýðýmýz bölge ise GAP... Tarým faaliyetinde bulunan firmanýn belli hisselerini alýp ortaklýk þeklinde veya mevcuda yatýrým yapýp geliþtirme þeklinde olabilir. 3 milyar dolarlýk yatýrýmýn 2012 sonuna kadar artacaðýný düþünüyorum. 2010’da bir sürpriz de yapabiliriz. Ýstanbul / aa

Maliye’den ev sahiplerine mektuplu uyarý

Tarýmda üretim deðeri 57 milyar dolara çýktý

TARIM ve Köyiþleri Bakaný Mehdi Eker, Türk tarým sektörünün üretim deðerinin 23 milyar dolardan 57 milyar dolara çýktýðýný belirtti. Ýzmir Genç Ý þadamlarý Derneði (ÝGÝD) tarafýndan düzenlenen ‘’Ege’de Tarým ve Hayvancýlýk’’ konulu toplantýda konuþan Bakan Eker, tarýma stratejik bakýþ açýsýyla yaklaþtýklarýný söyledi. Eker, göreve geldiklerinde tarýmsal destekleme miktarýnýn 1 milyar 860 milyon lira olduðunu, bunun 1 milyar 550 milyonunun doðrudan gelir desteðini kapsadýðýný kaydetti. Tarým sektörünün geliþmesine katký saðlamayan doðrudan gelir desteðini kaldýrdýklarýný ifade eden Bakan Eker, sözlerini þöyle sürdürdü: ‘’Destekleme politikasýný toptan deðiþtirdik ve 3 kat arttýrdýk. 2010 yýlýnda hayvancýlýða 1 milyar 250 milyon lira destek verdik. Organik tarýma ve iyi tarým uygulamalarýna geçiþi destekledik. Türk tarým sektörünün üretim deðeri 23 milyardan 57 milyar dolara çýktý. Hayvan ýrký ýs lah edilerek süt miktarý arttýrýldý. Türkiye bazý sorunlarý çözdü. Türkiye bugün dünyada 8. büyük tarýmsal ekonomiye sahip.’’ Ýzmir / cihan

MÜSÝAD sektör kurullarý baþkanlarýný seçti MÜSTAKÝL Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði (MÜSÝAD) tarafýndan, sektörel faaliyetleri yürütmek ve üyelerle iliþkileri saðlamak amacýyla kurulan sektör kurullarýnda, yeni dönem baþkanlýk seçimleri yapýldý. Dernekten yapýlan yazýlý açýklamaya göre, 19. Olaðan Genel Kurul öncesi yapýlan seçimlerle belirlenen 13 sektör kurul baþkaný, 1 yýl boyunca görev alacak. Seçim sonucunda görevine devam eden ve yeni göreve gelen isimler ve kurullarý þöyle: ‘’Bilal Arýoðlu, Basým Yayýn Ambalaj Reklam Sektör Kurulu; Ensari Yücel, Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu; Hüseyin Aydýn, Dayanýklý Tüketim ve Mobilya Sektör Kurulu;

Mustafa Albayrak, Enerji ve Çevre Sektör Kurulu; Halim Aydýn, Gýda ve Tarým Sektör Kurulu; Coþkun Topaloðlu, Hizmet Sektör Kurulu, Þerafettin Aras, Lojistik Sektör Kurulu; Mahmut Asmalý, Ýnþaat Sektör Kurulu; Cemil Çebi, Kimya-Metal-Maden Sektör Kurulu; Mustafa Kýlýç, Makine Sektör Kurulu; Zeki Akbal, Otomotiv Sektör Kurulu; Hakan Bahadýr, Saðlýk Sektör Kurulu; Ömer Mete Sümer, Tekstil ve Deri Sektör Kurulu.’’ Sektör kurullarý ile birlikte kurul yapýlanmasý altýnda çalýþmalarýný yürüten Projeler Kuruluna da Osman Durmuþ baþkan oldu. Ýstanbul / YENÝ ASYA

KOBÝ’ler daha fazla destek istiyor

Gözler PPK toplantýsýnda

IMF ile stand-by anlaþmasý yapýlmayacaðýnýn açýklanmasýnýn ardýndan bütün gözler bu hafta gerçekleþtirilecek olan Merkez Bankasý Para Politikasý Kurulu (PPK) toplantýsýna çevrildi. 18 Mart Perþembe günü yapýlacak olan ilk PPK toplantýsý, faizlerin sey ri açýsýndan belirleyici olacak. Toplantý öncesinde Hazine yetkilileriyle görüþmelerini yapacak olan PPK’nýn, faiz duruþunda bir deðiþiklik yapmasý beklenmiyor. Merkez Bankasý eski Baþkaný Gazi Erçel, Merkez Bankasý’nýn politika faizlerini arttýrmasýný beklemediðini ifade etti. PPK’nin her toplantý öncesinde olduðu üzere Hazine temsilcilerini dinleyeceðini belirten Erçel, “Merkez Bankasý daha önce fai zin uzun süre düþük kalacaðýný açýklamýþtý. Son açýklamasýnda iç talebin artmaya baþladýðýný, önümüzdeki aylarda enflasyonun yükseleceðine yönelik açýklamalarda bulunmasýna karþýn, faizin uzun süre düþük kalacaðýný yinelemiþti. IMF’le yaþanan geliþmelerin Merkez Bankasý’nýn duruþunu deðiþtirmesine neden olacaðýný düþünmüyorum” dedi.

Bankayý tazminata mahkûm etti ÝSTANBUL Tüketici Mahkemesi, kredi kartý üyelik ücretini geri alan Fuat Engin’in kredi kartýný iptal eden bankanýn iþlemini iptal ederek, bankayý tazminat ödemeye mahkûm etti. 10 yýldýr kullandýðý kredi kartýna 45 lira üyelik ücreti tahakkuk ettirerek tahsil eden bankaya itirazda bulunduðunu, itirazý kabul edilmeyince ‘’haksýz’’ ve ‘’hukuka aykýrý’’ olarak alýnan bu tutarýn iadesi talebiyle, Tüketici Sorunlarý Hakem Heyetine baþvurduðunu anlatan Engin, heyetin de anýlan tutarýn iadesi yönünde karar aldýðýný belirtti. Engin, bankanýn,

heyetin kararý doðrultusunda, kredi kartý üyelik ücreti adý altýnda aldýðý tutarý kendisine iade ettiðini ancak, kartýný kullanýma kapattýðýný kaydetti. Bu durum üzerine kredi kartýnýn yeniden kullanýma açýlmasý talebiyle Ýstanbul Tüketici Mahkemesi’nde dava açtýðýný ifade eden Engin, mahkemenin kredi kartý üyelik sözleþmesinin yenilenmesine ve maðduriyet nedeniyle manevi tazminat ödenmesine karar verdiðini belirtti.’’ Hak aramanýn önemine ve gerekliliðine dikkati çeken Engin, tüketicileri hakkýný aramaya çaðýrdý. Ýstanbul / aa

KÜÇÜK ve Orta Büyüklükteki Ýþletmeler Derneði (KOBÝDER) Baþkaný Nurettin Özgenç, ‘’KOBÝ’lerin destekleri artýrýlarak inovasyon ve ar-ge gibi yenilikçi projelere daha fazla yönlendirilmesi gerekmektedir’’ dedi. Özgenç, hayati önem taþýyan unsurlar olarak nitelendirdiði KOBÝ’lerin, üst üste yaþanan krizlerden, siyasi geliþmeler ve bunlarýn etkilemesiyle iç tüketimde yaþanan durgunluktan dolayý iþletme sermayelerini tükettiklerini söyledi. Bu nedenlerden ötürü yerinde sayan, iþletmesini kapatan veya ara veren küçük iþletmelerin desteklenmesi gerektiðini ifade eden Özgenç, ‘ ül kemizi güçlü kýlanýn KOBÝ’ler olduðunu belirterek, sözlerini þöyle tamamladý: ‘’Bu nedenle deðiþen piyasalarda yol haritasý ile KOBÝ’lerin desteklerinin artýrýlarak Ýnovasyon ve AR-GE gibi yenilikçi projelere daha fazla yönlendirilmesi gerekmektedir. Eðer yolu iyi tespit edemezsek ne kadar koþarsak koþalým arzu edilen hedefe ulaþamayýz. ’’ Adana / aa

MALÝYE Bakanlýðý Gelir Ýdaresi Baþkanlýðý, kirada birden fazla konutu bulunan ev sahipleri ile geçen yýl 3 veya daha fazla gayrimenkul satarak, deðer artýþ kazancý elde eden toplam 20 bin kiþiye birer uyarý mektubu gönderdi. Baþkanlýk vergi kanunlarýna gönüllü uyumu temin etmek amacýyla toplam 10 bin mektubu ev sahibi olup bundan kira geliri elde eden mükellefe, 10 bin mektubu da gayrimenkulden kazanç artýþý saðlayanlara yolladý. Mektupta mükellefleri vergi mevzuatýndan doðan ödevleri konusunda bilgilendiren Baþkanlýk, gelir vergisinde genel beyan döneminin 25 Mart’ta sona ereceðine dikkat çekerek, gayrimenkul sahiplerinden yükümlülüklerini yerine getirmesini istedi. Baþkanlýk, aksi halde mükelleflerin cezai iþlemle karþý karþýya kalacaðýný hatýrlattý. Ankara / aa

En iyi yüz otelden 39’u Türk oteli

DÜNYANIN en güvenilir turizm, seyahat ve tatil portal larýndan HolidayCheck’in yüzbinlerce turist arasýnda yaptýðý anket sonrasýnda en iyiler arasýna 39 Türk oteli girdi. Dünyada 2 milyon turistin yorumlarýnýn yer aldýðý en güvenilir turizm ve seyahat portal larý arasýnda yer alan HolidayC heck’in gerçekleþtirdiði ankete katýlan yüz binlerce turist dünyanýn en iyi 99 otelini seçti. Söz konusu ankette 39 Türk oteli 99 tesis arasýna girerek ül ke olarak birinciliðin elde edilmesini saðladý. Bu sonuçla baþta Almanlar olmak üzere Avrupalý turistlerin referans alarak tatil tercihi yaptýklarý HolidayCheck internet portalýnda yer alan Türk otel leri 2010 yýlýna avantajlý girdi.

Yýllýk e-ticaret 10 milyar lira

BANKALARARASI Kart Merkezi (BKM) verileri ne göre, e-ticaret hacmi ocak ayýnda, geçen yýla göre yüzde 46 oranýnda artýp, aylýk 1 milyar lira sýnýrýna yaklaþtý ve 989 milyon lira olarak gerçekleþti. BKM verilerinden derlenen bilgilere göre, son yýl larda giderek internete taþýnan alýþveriþ alýþkanlýklarý ve kredi kartý kul lanýmýnýn yaygýnlaþmasýyla, e-ticarette de artýþ yaþanýyor. Türkiye’de, 2003 yýlýnda toplam 19 milyon 863 bin adet kredi kartý varken, bu rakam 2009 yýlý sonunda iki kattan fazla artarak 44 milyon 392 bin adete yükseldi. Verilere göre, 2009 yýlý ocak ayýnda Türkiye’deki e-ticaret sitelerinden sanal POS aracýlýðýyla yapýlan 4 milyon 564 bin adet iþlem sonucu, 605 milyon 450 bin liralýk alýþveriþ yapýlmýþtý. Bu yýlýn ocak ayýnda ise iþlem adedi yüzde 46 artarak 6 milyon 670 bin 800’e ulaþýrken, yapýlan alýþveriþin hacmi de ayný oranda arttý ve 1 milyar TL sýnýrýna yaklaþarak, 989 milyon 670 bin lira olarak gerçekleþti. Bu yýlýn Ocak ayý dahil 12 aylýk dönemde ise e-ticaret sitelerinde 68 milyon 660 bin adet iþlem sonucu 9 milyar 617 milyon liralýk alýþ veriþ yapýldý. Böylece yýl lýk alýþ veriþ hacmi de yýl lýk 10 milyar lira sýný rýna ulaþtý. Adana / aa


renkli:Mizanpaj 1

3/14/2010

1:32 PM

Page 1

12

ÝLAN

YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

y seri i l â n l a r ELEMAN 25 YAÞINI GEÇMEMÝÞ Toptan Kýrtasiyeye Eleman aranýyor Ýrtibat: 0 (312) 384 06 58 ALÝBEYKÖY Yeþilpýnardaki þarküterimize þarküterici ön muhasebe, temizlikçi bay/bayan aranýyor. Adresimize 1 adet resimle þahsen: Karadolap Mahallesi Belgin Sokak No: 22 Yeþilpýnar Tel: 0 (212) 627 42 10 0 (212) 627 12 10 HATAY ANTAKYA'da özel bir merkeze iþitme engelliler öðretmeni aranmaktadýr. A. Necdet Hocaoðlu (0 532) 374 68 07 (0 505) 483 68 23

ÝÞ ARIYORUM FATÝH/AKSARAY civarýnda, Ýngilizce olarak yurtdýþý konuþma ve yazýþmalarý yapabileceðim, tesettürlü çalýþabileceðim bir iþ arýyorum. Deneyimliyim... Tel: (0 536) 311 72 89 TOPOÐRAFIM ÝÞ arýyorum Süleyman Boyraz Tel: (0542) 832 12 89 A. ÝZZET BAYSAL Gerede MYO Dericilik bölümü 2007-2008 mezunu-anadolu üniversitesi uluslararasý iliþkiler 2009-2010 öðretim yýlý 1. sýnýf öðrencisiyim, globus dünya þirketler grubu yabancý yayýnlar

departmaný operasyon ve sevkiyat bölümünde çalýþtým. Ýþ arýyorum. Ramazan Hasoðlu 0531 568 60 69 ÝKÝTELLÝ, BAÞAKÞEHÝR civarýnda iþ arýyorum.. Daha önce Tekstil'de çalýþtým, ama diðer sektörler de her tür iþ olabilir.. Tel: (0 537) 499 97 98 ÝÞ ARIYORUM Mustafa Gürbüz Tel: (0 545) 804 65 39 ANKARADA % 50 Özürlü Kadrolu Sigortalý Ýþ arýyorum. Mehmet Erim Tel: (0 532) 365 06 37

KÝRALIK DAÝRE SAHÝBÝNDEN KÝRALIK daire. Haznedar'da; 2 oda 1 salon. 1. kat kombili, Cadde üzeri, kira 650 TL depozite 2 aylýk kira bedeli. Tel: (0 531) 575 59 67

SATILIK DAÝRE SATILIK DAÝRE acil Sahibinden pazarlýklý 3+1 Güney cephe ful yapýlý 82.000 / Sincan Ýrtibat: (0 532) 774 37 76 0 (312) 268 21 80 SATILIK DAÝRE Isparta/Keçiborlu kaloriferli 1. Kat 2+1 odalý Örnek Evler (0 537) 647 6440 0 (332) 581 0481

SATILIK ARSA ARNAVUTKÖY'de YARI

PEÞÝN yarýsý taksitle arsalar 250 m2 17.000 TL, 822 m2 25.000 TL, 900 m2 45.000 TL, otoyla takas yapýlýr. 0 (212) 597 06 07 (0 532) 407 90 88 BURSA ORHANGAZÝ'de 5000 m2 þeftali bahçesi, 2.600 m2 zeytinlik, 12.000 m2 tarla, (m2'si 2 TL'den tarlalar). Yalovada 1.000 dönüm üzeri araziler ve liman yerleri. (0532) 574 11 15 (0532) 416 29 37 ÝZNÝK YENÝÞEHÝR arasýnda müstakil tapulu bahçeli parseller 847 m2 5.000 TL 2.327 m2 12.000 TL 2.956 m2 14.000 TL 3.232 m2 15.000 TL 0 (212) 249 37 61 (0 532) 400 82 85

VASITA SATILIK ÝLK SAHÝBÝNDEN Era - 22.500.-TL 2009 model 1.4 team abs modelidir. Fabrika çýkýsý lpg'lidir. 22.000 km temiz araçtýr. Farlar ve sisler zenon daha yeni alýnmýþ. 15 jant lastik müzik tesisatý herþeyiyle temiz araç 25 000 liraya kadar 2006 üstü otomatik araçla takas olur. Panjur ve tampon serviste deðiþti. Gsm: (0532) 740 43 96 KELEPÝR ORJÝNAL 4.000.-TL + 1.250 TL

Ýhale Ýlaný Bakým Onarým Hizmeti Alýnacaktýr ÝSTANBUL OLÝMPÝYAT OYUNLARI HAZIRLIK VE DÜZENLEME KURULU Atatürk Olimpiyat Stadyumu elektrik, elektronik, ses, tesisat, mekanik ve benzeri iþlerin 27 kiþilik teknik elemanýn hizmeti saðlanarak 365 gün süresince bakýmý çalýþtýrýlmasý ve iþletilmesi iþi, hizmet alýmý 4734 sayýlý Kamu Ýhale Kanununun 19'uncu maddesine göre açýk ihale usulü ile ihale edilecektir. Ýhaleye iliþkin ayrýntýlý bilgiler aþaðýda yer almaktadýr. Ýhale Kayýt No: 2010/28250 1. Ýdarenin a) Adresi

: Ataköy Olimpiyatevi 4. Kýsým Sonu 34158 Ataköy/Bakýrköy/Ýstanbul b) Telefon ve Faks Numarasý : 212 560 07 07 - 212 560 07 21 c ) Elektronik Posta Adresi : olympist@superonline.com ç) Ýhale dokümanýnýn görülebileceði internet adresi (varsa): 2. Ýhale Konusu hizmetin : Atatürk Olimpiyat Stadyumu elektrik, elektronik, a) Niteliði, Türü ve Miktarý ses, tesisat, mekanik, ve benzeri iþlerin 27 kiþilik teknik elemanýn hizmeti saðlarak 365 gün süresince bakýmý, çalýþtýrýlmasý ve iþletilmesi iþi b) Yapýlacaðý Yer : Atatürk Olimpiyat Stadyumu Ýkitelli/ Küçükçekmece/Ýstanbul c ) Ýþin Süresi : Sözleþmenin imzalandýðý tarihten itibaren 10 takvim günü içerisinde iþe baþlanýr iþin süresi 365 (üçyüzaltmýþbeþ) takvim günüdür. 3. Ýhalenin a) Yapýlacaðý Yer b) Tarihi ve Saati

: Ataköy Olimpiyatevi 1. kat 108 nolu salon 4. kýsým sonu Ataköy/Bakýrköy/Ýstanbul : 05.04.2010 -14:30

4. Ýhaleye katýlabilme þartlarý ve istenilen belgeler ile yeterlik deðerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. Ýhaleye katýlma þartlarý ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatý gereði kayýtlý olduðu Ticaret ve/veya Sanayi Odasý veya Meslek Odasý Belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kiþi olmasý halinde, kayýtlý olduðu ticaret ve/veya sanayi odasýndan ya da ilgili meslek odasýndan, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduðu yýlda alýnmýþ, odaya kayýtlý olduðunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kiþi olmasý halinde, ilgili mevzuatý gereði kayýtlý bulunduðu ticaret ve/veya sanayi odasýndan, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduðu yýlda alýnmýþ, tüzel kiþiliðin odaya kayýtlý olduðunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduðunu gösteren Ýmza Beyannamesi veya Ýmza Sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kiþi olmasý halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kiþi olmasý halinde, ilgisine göre tüzel kiþiliðin ortaklarý, üyeleri veya kurucularý ile tüzel kiþiliðin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamýnýn bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmamasý halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususlarý gösteren belgeler ile tüzel kiþiliðin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Þekli ve içeriði Ýdari Þartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Þekli ve içeriði Ýdari Þartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. Ýhale konusu iþin tamamý veya bir kýsmý alt yüklenicilere yaptýrýlamaz. 4.1.6. Tüzel kiþi tarafýndan iþ deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kiþiliðin yarýsýndan fazla hissesine sahip ortaðýna ait olmasý halinde, ticaret ve sanayi odasý/ticaret odasý bünyesinde bulunan ticaret sicil memurluklarý veya yeminli mali müþavir ya da serbest muhasebeci mali müþavir tarafýndan ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiði tarihten geriye doðru son bir yýldýr kesintisiz olarak bu þartýn

bandrol borcu alýcýya ait araç orjinal. Fabrika etiketleri dahi duruyor. Deðiþen hiçbir parçasý yok. Tüp dahi hiç takýlmadý. 3'üncü sahibiyiz, motoru ilk defa biz açtýrdýk, komple yenilendi. Baský balata sýfýr takýldý. Gsm: (0545) 522 44 30 33.000 KM GOLF pasifik - 33.750.-TL 2004 model 33.000 km çok temiz golf pasifik (21143022) sahibinden a raç ilk günkü gibi temiz ve bakýmlý kullanýlmadýðýndan dolayý satýyorum. Kaza vuruk çizik gibi hasarla rý yoktur. Aracýn 28.000 km bakýmý yapýlmýþ olup bir sonraki bakýmý 38.000 de yapýlacaktýr. Gsm: (0532) 310 13 29 ÝLK SAHÝBÝNDEN emsalsiz vip modeli 17.950.-TL 2004 model doblonun en lüks modeli olan (VÝP) modeli araç ilk sahibinden olup 2 airbag camlarý ruh sata iþlenmiþ orijinal filmlidir. Orijinal cd çalarlý orijinal çelik jantlý 4 lastik sýfýr ayarýndadýr. Arka koltuk camlarý orijinal açýlýrkapanýr desi marka alarm vardýr. Tel: 0(212) 220 30 27 SAHÝBÝNDEN 3.30ia 2001 model - 44.500.-TL borusan çýkýþlýdýr. Tiptronik Þanzuman araçta brc marka lpg mevcuttur. En ufak bir problemi yoktur. Sol çamurluk deðiþmiþ ve sol ön kapýda boya vardýr. Bixenon ve ev takip (farlar) far yýkama otomatik kararan dikiz aynasý sunroof elektrikli arka perde elektrikli ýsýtmalý aynalar spor koltuklar deri döþeme.

Gsm: (0532) 739 09 09 DACÝA LOGAN 1.6 mpi laureate - 18.900.-TL arka kapýlarda çocuk kilidi yüksekliði ayarlanabilir. Sürücü koltuðu ön panjur krom sýralý five star Ýtalyan lpg yolcu okuma lambasý 3 noktadan baðlý arka emniyet kemeri anahtarla devre dýþý býrakýlan yolcu ön hava yastýðý 3 noktadan baðlý ve yükseklik ayarlý ön emniyet kemerleri. Gsm: 0(212) 470 10 95 YAKIT TASARRUFU benzin ve motorin kullanan bütün araçlarda yüzde 10-30 tasarruf. Güçte fark edilir artýþ. Yüzde 80 eksoz emisyonunda azalma, siyah dumaný azaltma, motor ömrünü uzatma vb...Made in USA. 230 ülkede kullaným, nasa patentli, epa ve tuv onaylý. garantili zararsýz mucize ürünler. Gsm: (0533) 665 66 17 YAKIT TASARRUFU ve performansda devrim 200.-TL nanocharger nano teknolojisiyle üretilen özel bor film filtresi ve nano-tube ile donatýlmýþ bir sistemdir. Nanocharger tüm 4 zamanlý motorlar için vakum üreten hava besleme sistemidir. Nanocharger sürücünün kullaným alýþkanlýklarýna baðlý olarak 8 ile arasýnda yakýt tasarrufu saðlayan bir sistemdir. Tel: 0(212) 280 35 39 1998 MODEL Mitsubishi L-300 model Yandan camlý 277 km de motor bakýmlý sahibinden satýlýk 7.650 TL. (0533) 626 57 30

ÇEÞÝTLÝ GÝYÝMKENT'in GÖZBEBEÐÝ iþ merkezinde full yapýlý yola cepheli 61 m2 kelepir fast food altý. Tel: 0(212) 438 18 20 Gsm: (0532) 561 59 95 ARMUTLU'da 27 Haziran - 11 Temmuz 16.250.TL satýlýk 70 m2 denize sýfýr 7.katta devremülk. Gsm: (0542) 417 37 54 KUZULUK'ta ÇOK hesaplý istediðiniz tarihlerde ihtiyaçtan satýlýk devremülkler. Gsm: (0542) 417 37 54 TEKSTÝLKENT G D bloklarý kapý aðzýnda 66 m2 köþe dükkân. Ýyi konumda yatýrýmcýya elveriþli. 80.000.-USD Tel: 0(212) 438 18 20 Gsm: (0532) 561 59 95 DEVREN SATILIK Akdere Caddesinde 90 m2 yapýlý devren satýlýk Cafe Piknik Ankara Ýrtibat: (0535) 673 51 84 KESTEL-TOKÝ BURSA'da sahibinden devren satýlýk konut. 3+1, merkezi sistem, 10.kat, güney-batý cepheli, ýsý yalýtýmý çok iyi. 48.000 TL. Aylýk ödemeler: 727 TL. Tel: (0505) 500 70 46 OKULUMUZDA TÝYATRO, sinema, diksiyon, org kurslarý baþlamýþtýr. Millî Eðitim onaylý sertifika verilir, iþ imkâný saðlanýr. Tel: 0(212) 250 77 28 DOSTLAR BÜFE paket servisimiz vardýr Prof. Kazým Ýsmail Gürkan Cad. Üretmen Han No:

korunduðunu gösteren, standart forma uygun belge 4.2. Ekonomik ve mali yeterliðe iliþkin belgeler ve bu belgelerin taþýmasý gereken kriterler 4.2.1. Bankalardan temin edilecek belgeler: Teklif edilen bedelin % 10'undan, az olmamak üzere istekli tarafýndan belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanýlmamýþ nakdi veya gayrinakdi kredisi ya da üzerinde kýsýtlama bulunmayan mevduatý gösteren banka referans mektubu. Bu kriter, mevduat ve kredi tutarlarý toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunulmak suretiyle de saðlanabilir. 4.2.2. Bilanço veya eþdeðer belgeler Ýhalenin yapýldýðý yýldan önceki yýla ait; a) Yýl sonu bilançosunun ve bilançonun gerekli görülen bölümleri, b) (a) bendinde belirtilen belgelere eþdeðer belgeler, a ve b bendinde sayýlan belgelerden birinin sunulmasý yeterlidir. Ýsteklinin; a) Cari oranýn (dönen varlýklar / kýsa vadeli borçlar) en az 0,50 olmasý b) Öz kaynak oranýnýn (öz kaynaklar/ toplam aktif) en az 0,10 olmasý, c) Kýsa vadeli banka borçlarýnýn öz kaynaklara oranýnýn 0,75’den küçük olmasý, yeterlik kriterleridir ve bu üç kriter birlikte aranýr. Bu kriterleri bir önceki yýlda saðlayamayanlar, son iki yýla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki yýlýn parasal tutarlarýnýn ortalamasý üzerinden yeterlik kriterlerinin saðlanýp saðlanmadýðýna bakýlýr. Serbest meslek erbabýnýn vereceði, ilgili mevzuatýna göre düzenlenmiþ ve onaylanmýþ serbest meslek kazanç defteri özetinde gösterilen deðerlere göre, son yýla ait toplam gelirin toplam gidere oranýnýn veya son iki yýla ait gelir ve giderlerin parasal tutarlarýnýn ortalamasý üzerinden bulunacak oranýn en az (1,25) olmasý þartý aranýr. Serbest meslek kazanç defteri özetinin yeminli mali müþavir veya serbest muhasebeci mali müþavir ya da vergi dairesince onaylý olmasý gerekir. Bu durumda, yukarýda bilançolar veya gerekli görülen bölümler üzerinden hesaplanacak oranlar aranmaz. Yýlýn ilk dört ayýnda olan ihalelerde, bir önceki yýla ait yýl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli görülen bölümlerini ya da bunlara eþdeðer belgelerini sunmayanlar, iki önceki yýla ait belgelerini sunabilirler. Bu belgelerde yeterlik kriterini saðlayamayanlar ise iki önceki yýlýn belgeleri ile üç önceki yýlýn belgelerini sunabilirler. Bu durumda, belgeleri sunulan yýllarýn parasal tutarlarýnýn ortalamasý üzerinden yeterlik kriterlerinin saðlanýp saðlanmadýðýna bakýlýr. 4.2.3. Ýþ hacmini gösteren belgeler: a) Ýhalenin yapýldýðý yýldan önceki yýla ait toplam ciroyu gösteren gelir tablosu, b) Taahhüt altýnda devam eden hizmet iþlerinin gerçekleþtirilen kýsmýnýn veya bitirilen hizmet iþlerinin parasal tutarýný gösteren, ihalenin yapýldýðý yýldan önceki yýlda düzenlenmiþ faturalar. Bu belgelerden birinin sunulmasý yeterlidir. Toplam cironun teklif edilen bedelin % 15'inden, taahhüt altýnda devam eden iþlerin gerçekleþtirilen kýsmýnýn veya bitirilen iþlerin parasal tutarýnýn ise teklif edilen bedelin % 10'undan az olmamasý gerekir. Bu kriterlerden herhangi birini saðlayan ve saðladýðý kritere iliþkin belgeyi sunan istekli yeterli kabul edilir. Bu kriterleri bir önceki yýlda saðlayamayanlar, son iki yýla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki yýlýn parasal tutarlarýnýn ortalamasý üzerinden yeterlik kriterlerinin saðlanýp saðlanamadýðýna bakýlýr. Yýlýn ilk dört ayýnda olan ihalelerde, bir önceki yýla ait gelir tablosunu sunmayanlar, iki önceki yýlýn gelir tablosunu sunabilirler. Bu gelir tablosunun yeterlik kriterini saðlayamamasý halinde, iki önceki yýlýn ve üç önceki yýlýn gelir tablolarý sunulabilir. Bu durumda, gelir tablolarý sunulan yýllarýn parasal tutarlarýnýn ortalamasý üzerinden yeterlik kriterlerinin saðlanýp saðlanmadýðýna bakýlýr. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliðe iliþkin belgeler ve bu belgelerin taþýmasý gereken kriterler: 4.3.1. Ýþ deneyim belgeleri: Son beþ yýl içinde bedel içeren bir sözleþme kapsamýnda kabul iþlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 35 oranýndan az olmamak üzere, ihale konusu iþ veya benzer iþlere iliþkin iþ deneyimini gösteren belgeler, 4.3.2. Personel durumuna iliþkin belgeler: Ýhale konusu iþin yerine getirilmesi için öngörülen personel sayý ve nitelikleri aþaðýdaki þekildedir: Teknik Personel olarak,

SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN e-mail: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81 27/1-2 Caðaloðlu/ÝST 0 (212) 513 02 09 512 74 62 Gsm: (0532) 482 96 97 KANAAT BÜFE fast food Ýsmail Çakýl (0 537) 660 70 89 Yüksel Ergin (0 539) 774 23 83 Prof. Ýsmail Gürkan Cd. No: 27 Caðaloðlu/ÝST Tel: 0 (212) 513 78 75 0 (212) 519 16 37 YENÝ KARADENÝZ aile pide ve kebap salonu hýzlý paket servisimiz vardýr. Yerebatan Cad. Hamam Sokak No: 2 Caðaloðlu-ÝSTANBUL Tel: 0 (212) 520 76 82526 64 13 METÝNLER A.V.M. Hep ucuz, en ucuz Adresler: M. Akif Ersoy Mah. Fevzi Çakmak Cad. No: 27 Ý.H.L. Yaný TEL: 0 (384) 213 77 75 Y. Kayseri Cad. No: 5/C Turizm Ýl Müdürlüðü Karþýsý 0 (384) 213 76 14 Hacý Rüþtü Mah. Demir Hafýz Cad. No: 12 0 (384) 213 16 73 2000 Evler Ragýp Üner Mah. Zübeyde Haným Cad. No: 81 (Çatlýoðlu Mobilya Yaný) 0 (384) 215 37 37 Demir Hafýz Cad. Mezar Sok. No: 8 (Eski Zahire Pazarý Karþýsý) 0 (384) 213 15 41 Ragýp Üner Mah. Vefa Küçük Cad. No: 46/1 0 (384) 215 21 76 TOPTAN ve PERAKENDE pazar çantalarý Salih Kaya / Niksar-Tokat Tel: 0(356) 527 89 03 1- Elektrik teknisyeni 1 kiþi, jeneratör, trafo odalarý, aydýnlatma sistemi, asansörler ups kesintisiz güç kaynaklarý konularýnda deneyim sahibi olma þartý. 2- Elektrik Teknisyeni 1 kiþi, elekromekanik ve bina otomasyonu konusunda deneyim sahibi, 3- Elektrik Teknisyeni 2 kiþi, zayýf akým konusunda deneyim sahibi, 4- Elektrik Teknisyeni 1 kiþi, alçak gerilim panolarý, orta gerilim trafo merkezleri konularýnda deneyim sahibi, 5- Elektrik Teknisyeni 1 kiþi, bina otomasyon sistemleri zayýf akým ses ve görüntü sistemleri, intercon ve dahili haberleþme konularýnda deneyim sahibi, 6- Tesisat Teknisyeni 1 kiþi tesisat, pis su ve temiz su, foseptik ve yangýn hususlarýnda deneyim sahibi, 7- Elektronik Teknisyeni 1 kiþi, ses düzenekleri, bina -saha içi ses sistemleri amfitiyatro ses ve görüntü sistemleri konusunda deneyim sahibi, 8- Teknisyen 2 kiþi bina bakým onarýmý (Sýva, boya, kalýp ve benzeri konularda deneyim sahibi) 9- Tesisat Teknisyeni 1 kiþi, sýcak su, duþ jakuzi tesisat bakýmý ve onarýmý konularýnda deneyim sahibi, 10- Bilgi iþlem uzmaný 1 kiþi, network að sistemi, web sitesi, bilgisayar kurulumu, kamera kontrol, elektronik turnikeler sistemi, konularýnda deneyim sahibi. 11- Mekanik Teknisyeni 1 kiþi, ýsýtma soðutma, havalandýrma konularýnda deneyim sahibi. Tüm teknisyen ve teknikerler ile bilgi iþlem uzmanýnýn en az 1 yýl iþ deneyimine sahip olmalarý, belirtilen konularda iþ deneyimine sahip olmalarý ve erkek çalýþanlarýn askerlik hizmetini yapmýþ olmalarý þartý aranacaktýr. Düz iþçi kadrosu olarak, 1- Sekreter ve santral memuresi 1 kiþi bayan, en az lise mezunu orta derecede ingilizce bilme, büro teçhizatlarý ve santral kullanabilecek deneyim sahibi 2- Düz iþçi, 13 kiþi, düz iþçi kadrosunda bulunan iþçilerin en az 6 kiþinin mobilya onarým, ahþap iþleri, boya badana, kaynak, elektrik tesisat bakým onarým konularýnda deneyim sahibi olmalarý ve erkek çalýþanlarýn askerlik hizmetini tamamlamýþ olma þartý aranacaktýr. Yukarýda sayýsý ve nitelikleri belirtilen eleman sayýsýna ve niteliðine ihtiyaç bulunmakta ve çalýþtýrýlmasý öngörülmektedir. 4.4. Bu ihalede benzer iþ olarak kabul edilecek iþler: 4.4.1. Bu ihalede benzer iþ olarak, Stadyum teknik iþletmeciliði, fabrika teknik iþletmeciliði, Alýþveriþ Merkezleri (AVM) teknik iþletmeciliði, Havaalanlarý teknik iþletmeciliðidir. 5. Ekonomik açýdan en avantajlý teklif, sadece fiyat esasýna göre belirlenecektir. 6. Ýhaleye sadece yerli istekliler katýlabilecektir. 7. Ýhale dokümanýnýn görülmesi ve satýn alýnmasý: 7.1. Ýhale dokümaný, idarenin adresinde görülebilir ve 250 Türk Lirasý karþýlýðý Ataköy Olimpiyatevi 4. Kýsým sonu 2. kat Sekreteryasý Ataköy/Bakýrköy/Ýstanbul adresinden satýn alýnabilir. 7.2. Ýhaleye teklif verecek olanlarýn ihale dokümanýný satýn almalarý zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ataköy Olimpiyatevi 4. Kýsým sonu 2. kat Sekreteryasý Ataköy/Bakýrköy/Ýstanbul 34158 adresine elden teslim edilebileceði gibi, ayný adrese iadeli taahhütlü posta vasýtasýyla da gönderilebilir. 9. Ýstekliler tekliflerini, Götürü bedel üzerinden vereceklerdir. Ýhale sonucu, üzerine ihale yapýlan istekliyle toplam bedel üzerinden götürü bedel sözleþme imzalanacaktýr. Bu ihalede, iþin tamamý için teklif verilecektir. 10. Ýstekliler teklif ettikleri bedelin %3‘ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 150 (Yüzelli) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Seçilen ihale usulü ve yaklaþýk maliyete göre ihalenizin ilanda kalma süresi 21 gündür.

B: 16542


renkli:Mizanpaj 1

3/14/2010

1:26 PM

Page 1

13

RÖPORTAJ YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

ÝSLÂM “ADÝL DEVLET” ÖNGÖRÜR HALÝL ÝBRAHÝM YENÝGÜN: ÝSLÂM BÝR ÝSLÂM DEVLETÝ ÖNGÖRMEZ, AMA ÝSLÂMÎ BÝR SÝYASET AHLÂKI ÇOK DA ÞARTSA "ÝSLÂMÎ DEVLET" YANÝ "ADÝL BÝR DEVLET" ÖNGÖRÜR DESEM HER HALDE ÇOK DA HADDÝMÝ AÞMIÞ OLMAM. yavuz@yeniasya.com.tr

2

YA BÝZ YA ONLAR DÜÞÜNCESÝNDEN SIYRILMAK GEREK Ama bir taraftan da þunu söylemek istiyorum: buna raðmen klâsik sekülerizm modeline karþý çýkarken bile bazý Müslümanlar o modelin idrak tarzýyla düþünmekten kendilerini alýkoyamamýþ olabiliyorlar. Onlar da kamu alanýný Ýslâmîleþtirmek isterken “ya laik deðerler ya da bizim deðerler” gibi bir ikilemi mutlak kabul ediyorlar ve o alanýn insanî ortak alan olarak gene de —sadece kendileri için de olsa— dinî bir alan olabileceðini düþünemiyorlar. Yani týpký laikçiler (secularist) gibi onlar da “insanî ortak alan bizzarure dindýþýdýr” faraziyesine tutsaklýktan kurtulamýyorlar. Bence bu sanýdan çýkýlabilirse bu Müslümanlar hem akidelerini siyasî ahlâkla ve bizatihi siyasetle barýþtýrabilirler, hem de siyaset, farklý dinî-felsefî görüþ sahiplerinin birarada yaþamayý “ya biz ya onlar” (zero-sum-game) þeklinde görmelerinden kurtulmuþ olur. Bu alanda elbette yapýlacak çok iþ var, temel bir yönelim olarak bu benimsense bile bu iþin kuramlaþtýrýlmasý sanýldýðýndan çok güç; ama siyaset teorisi talebesi bizler de zaten bu çabalar için yok muyuz?

DEVLET BÝR CÝHAZDIR Kýsaca devlet nasýl olurdan önce devlet Müslümanlar için gerekli mi sorusunu sorup sorunu devletten önce siyasete götürmek ve Ýslâm devleti nasýl olurdan önce Ýslâmî siyaset nasýl olur sorusuna cevap aramak gerekiyor. Bunun cevabýný da ben böyle veriyorum. Devlet bizim insanî olarak belli ihtiyaçlarýmýzý karþýlamak için kurduðumuz bir dernekten, cihazdan baþka bir þey deðil; herhangi bir metafizik anlamý yok. Ýslâmî idealleri gerçekleþtirmek için devletsiz bir çözüm de bulunabilirse buna hayýr demek kimsenin harcý olmasa gerek. O hâlde devlet diye bir yapýyý belli bir yöredeki insanlar olarak kurmaya karar vermiþsek, oturup ortaklaþa karar vermekte ne mah-

ÝSLÂM, “ÝSLÂM DEVLETÝ” DEÐÝL “ADÝL DEVLET” ÖNGÖRÜR Uzun lâfýn kýsasý, soruya tek cümlelik bir cevap olarak, Ýslâm bir Ýslâm devleti öngörmez, ama Ýslâmî bir siyaset ahlâký ve siyaset ve çok da þartsa “Ýslâmî devlet” yani “adil bir devlet” öngörür desem her halde çok da haddimi aþmýþ olmam. Bu soruda biraz fazla açýldým, ama sorularýnýzý cevaplamakta kullanacaðým genel çerçeveyi ortaya koymaya çalýþtým. Bundan sonra daha kýsa açýklamalarla Ýnþallah meramýmý çok uzatmadan anlatabilirim.

Peki Ýslâmiyetin demokrasi ile çeliþtiði tezine katýlýyor musunuz? Demokrasideki hürriyet mefhumu ile Ýslâmýn öngördüðü hürriyet mefhumunun buluþma ve ayrýþma noktalarý nelerdir? Ýslâm ve demokrasi konusuna gelince, Müslüman teorisyenleri fazlasýyla yormuþ görünüyor bu ikili. Biliyorsunuz sorunun bir çeliþki olarak ortaya konulmasý, Ýslâmcýlýðýn 20. yüzyýl baþlarýndaki Afganîci ilk

nýn bize uyarlanmasýyla lugatimize bu kadar girmiþ bir mefhum. Burda “yabancý kavramlar”la barýþmak için bütün felsefeyi ayný membaya götüren halidî hikmet tasavvurundan faydalanmayý tercih edebiliriz veya istersek daha evrenselci bir medeniyet anlayýþýný benimseyebiliriz. Ama her halükârda ve son kertede baþka düþünce geleneklerinde üretilmiþ mefhumlara karþý açýk da olsak, reddiyeci de olsak bence bu iþin tarihini iyi bilmemiz ve teorisini iyi yapmamýz gerekiyor. Gazalî’nin meselâ Tehafüt’te böyle bir kuramlaþma yolunda en azýndan bir baþlangýç yaptýðýný söyleyebiliriz. DEMOKRASÝ, ÝSLÂM DIÞIDIR DENEMEZ Þimdi bu çerçeveden bakarsak, demokrasi sýrf yabancý bir mefhum diye Ýslâmdýþý oluyor mu? Bunu diyenlerin iþi çok daha zor; çünki hem koca bir fikrî mirasý ayýklamak gibi devasa bir sorun hemen aklýmýza geliyor, hem de bu kanaatteki Vahhabî Selefîliðin içine girdiði çýkmaz ve derin çeliþkiler gün gibi aþikâr. Ýlk elde bu konuda nihaî bir þey söyleyemeyeceðim, ama sorunun bütün veçhelerini görelim istiyorum. Demokrasiye çaðdaþ dönemde tam tekmilli karþý çýkýlmasýnýn, daha çok Kutub’un demokrasiyi Allah’ýn teþri-kanun koyma hakkýnýn kullarca gasp edildiði bir düzen olarak görmesinin bir eseri olduðu

SÝYASET BÝLÝMCÝ HALÝL ÝBRAHÝM YENÝGÜN: Kýsaca devlet nasýl olurdan önce devlet Müslümanlar için gerekli mi sorusunu sorup sorunu devletten önce siyasete götürmek ve Ýslâm devleti nasýl olurdan önce Ýslâmî siyaset nasýl olur sorusuna cevap aramak gerekiyor.

DEVLET ÝNSANÎ BÝR DERNEK OLARAK GÖRÜLEBÝLÝR Nihayetinde gelmek istediðim nokta, siyasetin ve hususen devletin eþzamanlý olarak hem insanî hem dinî olarak tahayyül edilebileceðini ileri sürmek. Müslümanlar, devleti, Weber’in klâsik tanýmýnda olduðu gibi bir “insanî dernek, topluluk” görseler ve týpký sözgelimi bir çevre derneðinde güzel bir gaye için diðer din ve felsefe mensuplarýyla ortak çalýþabildikleri gibi burda da ortak hayýr için, Hýlf’ul Fudulvari bir örgütlenmeye niye gidemesinler? Bunlarý yaparken herkes kendi ontoloji ve ahlâk telâkkisinden temellendirmelere yaslanacaktýr elbet, ama nihayetinde ortak bir siyasî ilkede buluþmalarýna mâni bir durum olmayacaktýr. Evet, burda tamamen eðretilemesem de Rawls’ýn overlapping consensus (örtüþen konsensus) dediði kamu istiþaresi modelinden bahsediyorum. Devletin ister asgarî olarak güvenlik ve akitlere garantörlük vazifesini yerine getirmek için muhtaç olunan zarurî þer görüldüðü, isterse de halka belli sosyal ve iktisadî standardlarý saðlamakla mükellef sosyal hayýr kurumu olarak kurgulandýðý modeller dinî görüþlüler için farklý din yorumlarýndan kalkarak pekâla savunulabilir diye düþünüyorum. Bunu söylerken anarþizme, devletsizliðe yakýn düþüncelilerin de bunu dinleriyle temellendirmekte çok aþýrý sýkýntý çekmeyeceklerini eklemek istiyorum. Bunlar nihayetinde týpký Sünnî hilafetçi veya Þia imamcý teoriler gibi dinî kaynaklarýn farklý biçimlerde yorumlanmasýndan doðan teorik kurgular deðil midir? DÝN DEVLETÝ OLMAYAN DEVLET DE, DÝNE UYGUN OLABÝLÝR Sonuçta din devleti olmayan bir devlet yapýsý da dinî, yani dine uygun devlet olabilir diyorum. Bu açýdan bir kavramsal istihale olarak Müslümanlarý imtiyazlý sayan Ýslâm devleti teriminin yerine hiçbir görüþe imtiyaz vermemekle adaleti önceleyen “Ýslâmî devlet” teriminin pekâlâ ikame edilebileceðini düþünüyorum. Sekülerlerin laik devlet olarak algýladýklarý yapý, Müslümanlarca Ýslâmî devlet olarak idrak edilebilir demek çok da abartý sayýlmasa gerek. Zaten Medine sözleþmesi teorileri de benzer kaygýlarla birarada yaþama projelerini hayata geçirmeye çalýþmýyor muydu? Evet, söylediklerimi yeniden ifade edecek olursam, Müslümanlar siyaseti “ya biz ya onlar” þeklinde anlamaktan vazgeçseler bu onlarý daha az Müslüman, ortak kamu alanýný da daha az Ýslâmî yapacak gibi görünmüyor. Ortak yaþama alanýmýzda kendi inancýmýza veya din yorumumuza sahip olmayan insanlarla ortak insanî faaliyetlerde bulunmamýz niye mümkün olmasýn? Niye meselâ yoksulluk sorununa karþý inançlý inançsýz bir grup insanla bir oluþuma giriþip birlikte bu yönde faaliyette bulunmamýz ve bunun için bütün üyelerin kabul edebileceði bir tüzük yapmamýz kabul görüyor da bunun benzeri þekilde “devlet” denen insanî derneði birlikte kurup ona ortak bir anayasa yazmamýz düþünülemesin? Burda devletin þiddet kullanma ve hukuk sistemi icra etme farký var elbette ve bunu görmezden geliyor deðilim. Ama esas kavranmasý gereken nokta bence ortak insanî alanýn birarada hayýr yapýlabilecek bir alan olarak görülmesinin önünde bizim için hiçbir engel olmadýðý. Müslümanlar tabiî ki her eylemlerinde besmele çekebilmek istiyorlar, bunun da anlamý her eylemlerinin Ýslâmîleþebilmesi, Allah’ýn normatif çerçevesinin altýnda olmasý. Yani dünyalarýndaki hiçbir alanýn ve eylemin dünyevî, profan, seküler olmamasý. Ama bunu yaparken o alaný diðer herkesin zararýna ve raðmýna kendi deðerlerinin tahakkümü altýna almak zorunda deðiller demek istiyorum. Herkes kendi inancýndan veya felsefesinden niye o ortak iyiyi yapmasý gerektiðine dair bir temel bulabilir; Müs-

rinden kurtulup “Ýslâmî devlet” gibi ahlâk ve adalet kaygýlarýnda yükselen, yeni bir zeminden inþa edilen yeni kurgulamalara yol alýrsak, siyaset düþüncemize önemli açýlýmlar kazandýrabiliriz.

zur olabilir? Ýþte ortak insanî alan dediðim bu alan. Bu alaný eski tarz düþünen bir Müslüman dünyevî, laik görebilir, ama bunu derken bile diyorum ki klâsik laiklik teorisinin sýnýrlarýnda kalmýþtýr. Onun yerine bu alaný hem ortak, hem insanî hem de Ýslâmî görebiliriz demek istiyorum ve bu da herkesin ortak fiili ve prensibi kendi temel deðerlerinden kendi bildiði gibi çýkarabileceðini söyleyerek yapýyorum. Sonuçta Ýslâm ve þeriat sadece bir kanunlar bütünü olamayacak kadar, kanunculukla tüketilemeyecek kadar zengin bir din. Ýçinde akide de var, ahlâk da var; akýl da var, gönül de. Burda þeriatý kanun ve kurallar bütünü gören formelci anlayýþa karþý çýkýyorum ve nasýl ki devleti siyaset tartýþmasýyla önceliyorsam, ayný þekilde þeriatý da kanuncu düzlemden ahlâkî düzleme çekmeye çalýþýyorum. Baþka bir deyiþle kanuncu adalet anlayýþýndan ahlâkî adalet anlayýþýna geçiþ gerekiyor diye düþünüyorum. (Macid Haddurî’nin Ýslâmî Adalet Tasavvuru kitabýndan ilhamla bu ayrýmý kullanýyorum). Yani siyasî adalet, þeriat kanunlarýnýn birebir ve körükörüne tatbikinden deðil, Ýslâmýn temel ahlâkî hedeflerinin gerçekleþtirilmesinden ibarettir þeklinde ýslâhçý bir bakýþ geliþtirilebilir. Bu da þeriat devletini ahkâmýn harfi harfine tatbik edildiði deðil, Ýslâmýn temel ahlâkî ideallerini hedefleyen devlet olarak yeniden tasarlayabileceðimizi ima ediyor. Bence bu þekilde bir yeniden düþünme çaðdaþ Müslümanlarýn ahkâmla ilgili sorunlarýný çözmekte çok yardýmcý olabilir. Ama biraz önce dediðim gibi burada sadece belli istikametleri iþaret ediyorum, yol haritasý çýkarmaya teþebbüs ediyorum; yoksa bunlarý benimsesek bile daha iþin baþýndayýz demek zorundayýz. Bu modelin nasýl uygulanacaðý üzerine elbette çok derin tartýþmalar olacaktýr. Ama kýsaca “þeriat devleti kanun devletindense adalet devletidir” dersek ve adaleti kanuna deðil de kanunu adalete tâbî kýlarsak bence çok köklü, ama gerekli bir adýmý atmýþ oluruz. Böylece “Ýslâm devleti” denilen, ulus-devletin Ýslâmî uyarlamasýndan ve onun devletçi, kanuncu faraziyele-

dönemine kadar bile gitmiyor. Nitekim o dönemin Türkiye, Mýsýr, Ýran ve Hint alt kýt'asý Ýslâmcýlarý da týpký üstadlarý Afganî gibi Batýlý kavramlarla çok daha barýþýklar. Ondan da önce liberté (hürriyet) ve patrie (vatan) gibi kavramlarý ilk kez Batý dünyasýndan Ýslâm dünyasýna taþýyan Mýsýrlý Tahtavî (belki de Namýk Kemal’e ilham veren o olmuþtur), içinde kalem oynattýðýmýz bu mukayeseli siyaset teorisi alanýnda, modern dönemde ilk çabalarý verendir diyebiliriz. O patrie’yi Arapça’da tarihî anlamý çok baþka olan “vatan”la karþýlayarak aktarmayý uygun bulmuþ. Bir taraftan da libertéyi de hürriyet olarak takdim etmiþ; yalnýz bizdeki ‘adalet’in düþünce dünyamýzda Fransa’daki libertéyle az çok ayný iþleve sahip olduðunu da eklemiþ. Bunlarý gündeme getirmemin sebebi þu: Demokrasiyi tartýþmadan önce Batý’da doðmuþ kavramlarla ne tarz bir diyaloða gireceðimiz üzerine bir akidevî-nazarî çaba gerekiyor. Þu an karþýlaþtýrmalý siyaset teorisinde daha bir Wittgensteincý tarzda akademik olarak ele alýnabilecek bu sorun, Müslüman düþünürler için, “sahihçilik” (authenticity) kaygýsý etrafýnda daha temelli bir sorun olarak yer edegelmiþ. Hourani’nin Liberal Çað dediði ilk dönem Ýslâmcýlýkta az önce temas ettiðim gibi çok daha dýþa açýk bir tutum var; demokrasiyi derhal þûrâ’yla karþýlamakta çok da beis görülmüyor. Belki de üstadlarý Afganî’nin anadamar medrese geleneðine nispetle çok daha fazla felsefî mirasýmýzla içli dýþlý olmasýnýn bir rolü var bu açýklýkta. Nihayetinde bildiðimiz gibi “felsefe” denen þeyin bizzat kendisi de “ithal” ve asýrlar boyunca Müslüman âlimlerin sahihçi kaygýlarýnýn gazabýna uðruyor. Gazali ile felâsife tartýþmasýný ve en son Ýbn Rüþd’ün Fasl’ul Makal’inde felsefeyi nasýl da sahihleþtirmeye, Ýslâmîleþtirmeye çalýþtýðýný hatýrlayalým. Demokrasi de bizde ilk kez o dönemde tartýþýlmýþ deðil. Farabî meselâ “el-Medinet’ul Fâzýla”sýnda demokrasiyi (cimaîyye) cahil devletlerin arasýna koyuyor, ama tabiî onlarýn da en üst mertebesine yerleþtiriyor. Onun esas kaygýsý týpký Sokratik felsefede olduðu gibi fazilet; ama gayet Ýslâmî bildiðimiz fazilet de bir þekilde Antik Yunan’ýn erdem ahlâký-

kanaatindeyim. Bunu da onun cahiliye-hâkimiyet teorileri çerçevesinde anlamak gerekiyor. Ben kendi çalýþmamda Kutub’un fikrî emeðini, Afganî’nin ödünççü ve baðdaþtýrmacý düþünce yapýsýnýn uzun vadede Ýslâm düþüncesinde oluþturduðu karmaþaya bir tepki olarak, bir akide temelli ontolojik temizlik harekâtý olarak deðerlendiriyorum. O yüzden bence Kutub’un demokrasiye yaptýðý itiraz iyi anlaþýlmalý: ortada ne özgürlük alerjisi, ne de teokrasi özlemi vardýr. Zaten Kutub kendince özgürlük teorisyenidir ve Ma’alim’de teokrasiyi açýkça Ýslâmdýþý bulur. Kutub’un ýslâhçý düþüncesinin geleneksel siyasî düþüncenin saltanatçýlýðýyla ne kadar kavgalý olduðu da oldukça malûmumuz. Birçok tutarsýzlýk ve yetersizliklere raðmen onun yaptýðý fikrî devrim, biraz önce bahsettiðim akide-ahlâk-siyaset burcunu tam anlamýyla vahyîleþtirmesidir. Yani Ýslâmý kendi çaðýndaki liberal kapitalizm ve milliyetçi sosyalizme alternatif ve onlardan üstün, kendine has bir akidesi, ondan doðan ahlâký ve siyaseti olan, hayatýn her alanýna þamil bir düþünce ve amel sistemi olarak, topyekûn bir hayat tarzý olarak insanlara teklif etmesidir. Bu anlamda demokrasiyle sorunu siyaset deðil varlýk ve bilgi düzlemindedir; teknik tabirlerle söyleyecek olursak ontolojik ve epistemolojiktir. ÝSLÂMCILARIN DEMOKRASÝ REDDÝYESÝ YANLIÞTI Burda Kutub’un muhakeme biçiminde veya ilkelerini ayrýntýlara tatbikinde sorunlar bulsak da temel çerçeve itibariyle yaptýðýný önemli bir devrim görmek zorundayýz. (Aslýnda çok da yeni bir þey deðildir bu, sözgelimi Said Halim Paþa’nýn Ýslâm anlayýþý ve Ýslâmcýlýk tarifi bunun týpatýp aynýsýdýr, ama o damar maalesef kesilmiþtir). Ondan dolayýdýr ki Türkiye’de ‘Tek parti’ sonrasý dönemdeki kafa karýþýklýðýna, Ýslâm ile milliyetçiliði, muhafazakârlýðý, saðcýlýðý, vatanseverliði mezceden düþünce yapýsýna Kutub önemli bir panzehir tesiri yapmýþtýr. Tabiî Kutub’un tutkuyla benimsenmesi onun fikrindeki kimi otoriter taraflarýn da kerhen kabullenilmesi sonucunu da doðurabil-

miþtir. Demokrasi reddiyesinin kaynaðý tam anlaþýlmadýðý için Ýslâmcýlar onu harfiyyen takip etmek adýna özgürlük düþmaný, halk düþmaný durumuna kimileyin düþebilmiþlerdir. Þimdi Kutub’un sahihçilikten kalkan itirazlarýnýn yaný sýra demokrasi bazýlarý için “Ýslâmdýþý” tutumlara özgürlük bahþettiði için de bir kaygý konusu olmuþtur. Sizin sorunuzda da bu türden kaygýlarýn dillendirildiðini seziyorum. Benzer bir þekilde, geçen yýllarda Mýsýr’da katýldýðým bir Ýslâm ve demokrasi konferansýnda demokrasiyi sonradan benimsemiþ Ýhvan’ýn bir sözcüsü demokrasiyi þartlý kabullerinde bu noktaya iþaret etmiþti; yani halk iradesinin “Ýslâmdýþý” davranýþlara özgürlük tanýmasýnýn önüne Ýslâmî demokraside anayasal engeller konulmasý. Bence bu sorunlar hâlâ az önce bahsettiðim ulus-devletçi, Müslüman milliyetçisi algýdan kurtulamamaktan kaynaklanýyor ve bilhassa Ýslâmî özgürlük teorisinin tam olarak iþlenememiþ olmasýndan doðuyor. Ýslâm dünyasýnda Kutub’un anti-demokrat tutumu az çok benimsenmiþken liberal demokratlaþma süreci yaþandýðý sýrada Kutupçu paradigma da bilhassa Batý Müslümanlarý arasýnda aðýr bir kambur olarak göze batmaya baþladý. Ama bence Kutubçu paradigma, hele ondaki özgürlük mefhumu hepten terk edilmeyi hak etmiyor. Burda sabrýnýzý zorlamayacaksam gene biraz teknik dile kaçacaðým. Seçici ve ayýklayýcý bir göz Kutub’taki özgürlük mefhumunu, liberal negatif özgürlüðe mukabil Augustine’den Rousseau’ya gelen pozitif özgürlük (Isaah Berlin’in tasnifini kullanýyorum) baðlamýnda çok rahat anlamlandýrabilir. Elbette Rousseau’daki çok sorunlu “özgürlüðe zorlamak” mütenakýzlýðý (oksimoronu) Kutub’ta da aynen yer alýyor, ama kullukla özgürlüðü St. Augustine gibi diyalektik bir düzlemde baðdaþtýran Kutub aslýnda Müslümanlar için özgürlüðün Ýslâm içinden kuramlaþtýrýlmasý ve sahihleþtirilmesi yolunda çok önemli bir sorunu da çözüyor. Ben bunu derken Kutub’un ve pozitif özgürlükçülerin hepsinin de önemli sorunlar taþýdýðýný görmezden gelmiyorum. Ama bize çok basit görünen, benimse özgürlüðün diyalektiði dediðim, “insan ancak Allah’a kullukta özgür olabilir” ifadesi aslýnda çok verimli teorik hamlelere ve kurgulamalara imkân veren bir önerme. Baþka bir deyiþle, özgürlük ancak samet olan, kadirimutlak olan bir Yaratýcýya kul olmakla mümkün olabilir; aksi takdirde özgür olduðunu düþünen insan hep ondan ve kendinden aþaðý bir þeylerle kayýtlý, onlara tâbî olmaktan kurtulamayacaktýr ve özgür olmayý baþaramayacaktýr; bu kayýt ister dünyevî siyasî otoriteler olsun, ister heva ve arzular, ister kul-yapýsý ideolojiler.. Ben bu itibarla demokrasi tartýþmalarýnýn özgürlük tartýþmalarý ile öncelenmesi gerektiðine inanýyorum. Bence demokrasi (biz burda kurumsal demokrasiden çok daha kapsamlý bir þeyden bahsediyoruz) gibi çok daha karmaþýk bir sorundan önce özgürlüðü nasýl anlayacaðýmýzý çözersek çok daha esaslý bir iþ baþarmýþ oluruz. Bu da tabiî ki kelâmdaki özgür irade-ihtiyar sorunundan hiç de baðýmsýz deðil; zaten Batý siyaset felsefesinde de özgürlük teolojiden siyasete geçen bir felsefî tartýþma. O yüzden, gene kendime iltimas edecek olursam-, siyaset ontolojisi yaklaþýmýyla özgürlük sorunu çok daha yapýcý bir biçimde tartýþýlabilir. Ama isterseniz tekrar felsefenin teknik diline boðmayalým konuþmamýzý. DEMOKRAT MÜSLÜMAN; MÝLLÝYETÇÝ, DÝKTATÖR, FAÞÝST MÜSLÜMANDAN EFDALDÝR O hâlde Ýslâm, kendi temel kurallarýyla çeliþmemesi ön þartýyla “demokratik bir devlet” oluþumunu tasvip eder diyebilir miyiz? Ýllâ ki daha kesin bir dille bir þeyler söylememi istiyorsanýz, yani demokrasinin Ýslâmîliði konusunda bir hüküm vermekten kaçýþ yoksa, öncelikle diyebilirim ki demokrat Müslümanlar, Ýslâmýn adalet ilkesine sadakat bakýmýndan gene de kralcý, saltanatçý, diktatörcü, milliyetçi ve faþist Müslümanlara nazaran çok daha tercihe þayanlar. Ben buna raðmen þahsen isterdim ki Müslümanlar, demokrasiden özgürlükler bakýmýndan hiç de aþaðý kalmayan, ama yine de kendilerine has bir siyasî-teorik sistemi Batý’daki Demokrasi Teorisi’nden istifadeden hiç de gocunmadan kuramlaþtýrmaya koyulsunlar. Murad Hoffman bu doðrultuda “þûrâokrasi” kavramýný teklif ediyor ki bence kaynaklarýmýza yabancýlaþmamak açýsýndan güzel bir kurgu. Müslümanlara Batý demokrasilerini kýskandýrmayacak bir siyasî teorinin ve düzenin peþinde koþmak bana çok daha çekici ve doðru geliyor. Bu, özgür ve adil bir siyaset düþler ve düþünürken kendimizi çok daha evimizde hissetmemizi saðlayacaktýr diye inanýyorum. Bunlarý söylerken de daha önceki Ýslâmî devlet-Ýslâm devleti ayrýmýný gözden kaçýrmayalým istiyorum. Bir Ýslâm devleti için þûrâokratik bir siyasî sistem öne sürüyor deðilim burada. Müslüman çoðunluklu toplumlarda hem dinî-felsefî azýnlýklarýn, hem de Müslüman ama dünyevî-seküler yaþamak isteyenlerin birinci sýnýf vatandaþlýðýný tehlikeye atacak her türlü teorik kurgu sonuçta bence zulümdür ve dolayýsýyla adaleti çiðneme sebebiyle Ýslâmî devlet sýnýrlarýnýn dýþýna çýkar.

{

YARIN: ÝSLÂMÝYET HERKESE ÖZGÜRLÜK ÖNGÖRÜR

{

UMUT YAVUZ

lüman da ayný þekilde bu ameli için son derece dinî gerekçeler öne sürecektir. Böylece yapýlan iþ ayný, benimsenen nihaî prensip ayný olsa da gerekçeler farklý olacaktýr. Ama bir taraftan da bir Marksist yoksulluðun önlenmesi için önerilen kamu politikalarýna Marksist gerekçelerle oy verirken bir Müslüman da Ýslâmî gerekçelerle verecektir. Bu da Müslüman için o politikayý, o yapýyý, o devleti Ýslâmîleþtirmiþ olacaktýr, yani adaletin kollandýðý, kendi Ýslâmî ideallerinin ortak kabul nispetinde gerçekleþtirilmeye çalýþýldýðý bir devlet.


renkli:Mizanpaj 1

3/14/2010

14

2:56 PM

Page 1

C M YK

SPOR

YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

HABERLER

2 yýlý opsiyonlu, toplam 4 yýllýk görev süresi konusunda anlaþmaya varýlan Hiddink, basýn toplantýsý düzenleyecek.

F. BAHÇE'DE TEKNÝK DÝREKTÖR DAUM, ÞAMPÝYONLUK ÞANSLARININ AZALDIÐINI BELÝRTÝRKEN, GÖKHAN ÜNAL'I ANTRENMANLARDA ÝYÝ ÇALIÞTIÐI ÝÇÝN GUÝZA'YA TERCÝH ETTÝÐÝNÝ SÖYLEDÝ.

Fenerbahçe bildiðiniz gibi MEHMET ILGAZ

TURKCELL Süper Lig’de deplasmanda Gençlerbirliði ile golsüz berabere kalan Fenerbahçe’de teknik direktör Christoph Daum, þampiyonluktaki durumlarýnýn zorlaþtýðýný söyledi. Daum, maçýn ardýndan yapýlan basýn toplantýsýnda, kalelerini gole kapattýklarýný belirterek, ‘’Ýlk yarýda birkaç pozisyon ürettik, ancak istediðimiz golü atamadýk. Ýki puan kaybettik, þampiyonluktaki durumumuz zorlaþtý. Maç-

tan memnun olabiliriz, ama pozisyonlarda golü bulamadýk’’ dedi. Daum, forvet hattýyla ilgili bir soruya da þu cevabý verdi: ‘’Güiza’dan baþka forvetler de var. Gökhan Ünal, antrenmanlarda iyi çalýþtýðý için bugün oynadý. Güiza önceki maçlarda kötü oynamadý, ancak çok iyi de deðildi. Bu maçta Gökhan Ünal oynamayý hak etmiþti.’’Fenerbahçe’nin kadro yapýsýyla ilgili bir soruya ise Daum, ‘’Kadronun duru-

mu belli. En iyi þekilde faydalanmak istiyoruz. Þampiyonluk için gol atmak gerekiyor’’ cevabýný verdi. Alman teknik adam, ‘’Sezon sonunda Fenerbahçe’nin baþarýsýz bir sonuç almasý durumunda kendinizi nerede görürsünüz’’ þeklindeki soruyu, ‘’Ben teknik direktörüm, baþarýsýzlýk olsa da iþime bakarým. Fenerbahçe’nin baþarýlý olmasý için elimden geleni yapacaðým’’ diye cevapladý.

A

(A) Millî Futbol Takýmý’nýn yeni teknik direktörü Guus Hiddink, bugün Ýstanbul’a geliyor. Türkiye Futbol Federasyonu’ndan (TFF) yapýlan açýklamaya göre, bugün Ýstanbul’a gelecek Hollandalý teknik adam, federasyon baþkaný Mahmut Özgener ile birlikte saat 15.00’te Beþiktaþ’taki Four Seasons Bosphorus Hotel’de basýn toplantýsý düzenleyecek. TFF, 17 Þubat 2010’da, Hiddink ile 2 yýlý opsiyonlu toplam 4 yýllýk görev süresi konusunda anlaþmaya varýldýðýný açýklamýþtý. Açýklamada, Hiddink’in sözleþmesinin 1 Aðustos 2010 tarihinden itibaren geçerli olacaðý belirtilmiþti.

Kartal, Denizli semalarýnda

mehmetilgaz@hotmail.com.tr

nkara’ da öyle bir futbol vardý ki, akþamdan sabaha kadar oynansa, olaðanüstü bir þey olmazsa golsüz biterdi. Orta saha mücadelesinin bolca olduðu, bu da kaçmaz ki denilecek bir gol pozisyonunun olmadýðý sýkýcý bir mücadeledeydi baþþehirdeki karþýlaþma. Christoph Daum hiç yapmadýðý bir þeyi yaptý. Akýl sýr ermiyor Alman hocanýn yaptýklarýna. Semih Þentürk ve Daniel Guiza’ yý yanýnda oturtarak, Gökhan Ünal’ ý ilk 11’ de sahaya sürdü tek forvet olarak. Hem de mutlaka 3 puan almasý gereken bir akþamda. Bununla da yetinmeyip, Mehmet Topuz’ u forvet arkasý oynattý. Buradaki tek mantýklý düþüncesi, Mehmet Topuz ile olan Kayseri’deki birlikteliklerinden gelen uyumu olabilirdi. Ancak Topuz, eski takýmýndaki performansýnýn çok çok uzaklarýndaydý sarý lacivertli forma altýnda. Böyle olunca Gökhan Ünal didindi, çabaladý, hava toplarýný indirdi, ama yanýnda kimseyi bulamadý. Ligin ikinci yarýsýndan beri koskoca takýmda, hakkýnda olumlu konuþulan tek adam Emre Belözoðlu. Hýrsýyla, mücadelesiyle takýmýn içinden sýyrýlýp, forma hakkýnýn nasýl verileceðeni arkadaþlarýna gösteriyor. Ama takýmdan kendisine eþlik edecek bir-iki oyuncu bile çýkmayýnca maalesef O’ nun da yapabildikleri sýnýrlý kalýyor. Bu saatten sonra Fenerbahçe’ nin þampiyonluðunu beklemek, hayal kurmaktan öteye geçmez bu takýma gönül verenler için. Sezon baþýnda yakalanan 8 maçlýk galibiyet serisinin ardýnda bir tuhaflýklar komedisi sergilendi Ýstanbul’un Anadolu yakasýnda. Mücadele, motivasyon, kazanma azmi ve takýmdaþlýk yerine, gruplaþmalar, sakatlýklar, disiplinsizlikler ve peþ peþe gelen puan kayýplarý konuþulmaya baþlandý. Bir de buna, eskiden baþarýlarý ve yaptýðý hamleler ile giden maçlarý çevirerek gündeme gelen Alman çalýþtýrýcýnýn, þimdilerde ise garip oyun anlayýþý ve enteresan oyuncu tercihleri eklenince, mevcut durum kaçýnýlmaz oldu.

Guus Hiddink bugün Ýstanbul’da

Gençler cephesi ha kem le re tep ki li

FENER BERABERLÝK ÝSTEMEZ Gökhan Ünal da Ankara’ya beraberlik için gelmediklerini belirterek, þunlarý kaydetti: ‘’Fenerbahçe hiçbir zaman beraberliði düþünmez, ama bugün galibiyet olmadý. Direkten dönen topumuz vardý. Þubat ayýndan beri bir þanssýzlýk var. Þampiyonluk yarýþýndan uzak kaldýk. Bu saatten sonra rakiplerimizin puan kaybetmesini bekleyeceðiz. Gençlerbirliði’nin de bizim de pozisyonlarýmýz vardý. Biraz daha þansýmýz olmalý.’’

GENÇLERBÝRLÝÐÝ Kulübü Baþkaný Ýl han Cavcav, ‘’TFF’ye Al lah yardým etsin diyorum, bu hakemlerden kurtuluruz diye Al lah’a dua ediyorum’’ dedi. Cavcav, Turkcell Süpper Lig’de Gençlerbirliði ile Fenerbahçe’nin 0-0 berabere kaldýðý maçýn ardýndan yaptýðý açýklamada, kýrmýzý-siyahlý takýmýn çok iyi bir futbol ortaya koyduðunu belirterek, ‘’Uzun yýl lardýr futbolun içindeyim. Ne yazýk ki böyle hakemlerle Türkiye liginde baþarýlý olmak mümkün deðil’’ diye konuþtu. Hakemlerin Gençlerbirliði futbolcularýna gösterdiði kartlarý eleþtiren Cavcav, ‘’TFF’ye Allah yardým etsin diyorum, bu hakemlerden kurtuluruz diye Al lah’a dua ediyorum’’ ifadelerini kul landý. Gençlerbirliði teknik direktörü Thomas Doll da seyircilerin tempolu ve temponun deðiþtiði bir mücadele izlediðini, futbolcularýnýn taktiksel düþüncelerini sahaya yansýtabildiklerini söyledi. Merkezde çok adamla pozisyona giren bir Gençlerbirliði izlettirdiklerini ifade eden Doll, ‘’Bu gün iyi oyunumuzu 1 puanla süsleye bildik. Genel olarak her þey normaldi. Hakemler üst düzey klasman. Genele bakacak olursanýz onlar da insan. Büyük takýmlara daha kolay düdük çalýnabiliyor’’ deðerlendirmesini yaptý. Gençlerbirliðili futbolcu Harbuzi de ‘’Oyuna baþladýðýmýzda ortada bir oyun olacaðýný hissettik. Takým olarak iyi oynadýk. Elimize gelen gol þanslarý oldu, deðerlendiremedik. Belki konsantrasyon sorunumuz oldu, ama iyi oynadýk. Oyununun genelinde biz daha iyiydik’’ diye konuþtu.

ERTELEME maçýnda Belediyespor’u yenerek tekrar zirve yarýþýna ortak olan Beþiktaþ, kümede kalmak için son kozlarýný oynayan Denizlispor’a konuk oluyor. Saat 20:00’de baþlayacak 90 dakikayý Lig TV naklen yayýnlýyor. Ýki takým, lig tarihinde yarýn 38. kez karþýlaþacak. Ýki ekip arasýnda 28 Aðustos 1983 tarihinde Ali Sami Yen Stadý’nda yapýlan ve 3-1 Beþiktaþ’ýn üstünlüðüyle tamamlanan karþýlaþmayla baþlayan rekabette, bugüne dek 37 lig maçý oynandý. Bu maçlarýn 25’inde siyah-beyazlýlar sahadan galip ayrýlýrken, Denizlispor ise 4 galibiyet alabildi, 8 maç ise berabere sonuçlandý. Geride kalan maçlarda Beþiktaþ’ýn toplam 65 golüne karþýlýk, ‘’Horozlar’’ 33 gol kaydetti. Sezonun ilk yarýsýnda Ýstanbul’da yapýlan maçý Beþiktaþ 1-0 kazandý. Denizlispor, Beþiktaþ’ý ligde 10 maçtýr maðlûp edemiyor. En son 2004-05 sezonunda Denizli’de oynanan maçta Beþiktaþ’ý 3-1 yenen ‘’Horozlar’’,daha sonra iç saha ve deplasmanda yaptýðý 10 maçta da galibiyet yüzü göremedi. Bu maçlarýn 9’unda Beþiktaþ sahadan galibiyetle ayrýlýrken, 1 karþýlaþma ise berabere sonuçlandý.

Maç bitiyor, Trabzon bitmiyor

TRABZONSPOR, Turkcell Süper Lig’de son haftalarda, son dakika golleriyle hem puanlar aldý hem de 2010 yýlýndaki yenilmezlik serisini sürdürdü. Ligde ve Ziraat Türkiye Kupasý’nda oynadýðý son 13 maçta yenilmeyen bordo-mavililer, ligin 21. haftasýndaki Bursaspor deplasmanýnda 1-0 yenik götürdüðü karþýlaþmada 87. dakikada Umut’un attýðý golle maçtan 1-1 beraberlikle ayrýlarak 1 puan aldý. Geçen hafta 1-1 devam eden Gençlerbirliði maçýnda 88. dakikada Gabriç ve 90 2. dakikada Umut’un attýðý gollerle rakibini 3-1 yenerek 3 puan elde eden bordo-mavililer, Gaziantepspor maçýnda da 90. dakikada Alanzinho’nun golüyle skoru 1-1’e getirerek yenilgiden kurtuldu. Karadeniz ekibi, attýðý bu kritik gollerle söz konusu 3 maçta 5 puan aldý. Trabzonspor, ayrýca Ýstanbul Büyükþehir Belediyespor ile Ziraat Türkiye Kupasý çeyrek finali ilk maçýnda 87. dakikada Cale’nin attýðý golle maçtan 1-1’lik beraberlikle ayrýlmýþ ve rövanþ maçý öncesi avantaj yakalamýþtý. Bordo-mavililer, rövanþ maçýný 10 kazanarak turu atlayan taraf olmuþtu.

Hido’lu Toronto yine maðlûp

NBA’DE Toronto Raptors’ýn deplasmanda Golden State Warriors’a 124-112 yenildiði maçta, millî basketbolcu Hidayet Türkoðlu 4 sayý kaydetti. Oracle Arena’da 17 bin 655 kiþinin izlediði maçýn 29 dakikasýný sahada geçiren Türkoðlu, 4 sayý, 8 asist ve 6 ribaunt üretti. Toronto temsilcisinde 6 oyuncu çift haneli sayýlara ulaþmasýna karþýn, yenilmekten kurtulamadý. Chris Bosh 24 sayý, 11 ribaunt ve 5 asistle, Jose Calderon da 24 sayý, 12 ribaunt ve 1 asistle ‘’double-double’’ yaparken, Demar Derozan da 18 sayý ve 2 ribauntla oynadý. Raptors, bu sonuçla üst üste 4. maðlûbiyetini aldý.

Rus rakibini yendi, secdeye kapandý

ANTALYA’DA düzenlenen 13. Avrupa Wushu Þampiyonasý’nda Sanda dalýnda mücadele eden ve finalde Rus rakibini yenen Hüseyin Dündar Avrupa þampiyonluðuna bir yenisini daha ekleyerek, bu ünvaný 5. kez elde etti. Elde ettiði baþarýyla Wushu Millî Takýmý’nýn gururu olan Hüseyin Dündar, 54 kiloda yarýþtýðý rakibi Rusya’dan Abakar Magomedov’u puanla yenerek 5. kez Avrupa þampiyonu oldu. Oldukça rahat götürdüðü karþýlaþmada rakibini minderin dýþýna atan Hüseyin, galibiyetin ardýndan þükür secdesine kapanarak dua etti. Ödül töreninin ardýndan açýklamalarda bulunan Hüseyin Dündar “Yoðun bir antrenman programý geçirmiþtik. Finalde Rus rakip çýktý; iyi bir sporcuydu. Karþýlaþmayý taktik deðiþtirerek kazandým. Karþýlaþmadan önce Allah’a çok dua ettim ve galip geldim. Allah’a þükrümü göstermek için secde ettim” dedi.


renkli:Mizanpaj 1

3/14/2010

1:13 PM

Page 1

C M YK

15

OTOMOBÝL YENÝASYA / 15 MART 2010 PAZARTESÝ

Sayfa Sorumlularý: Recep Bozdað Ümit Kýzýltepe recep@yeniasya.com.tr umitvar@yeniasya.com.tr

HABERLER

‘Deðiþim’in adý, Fiat Punto Evo 1.4 MAKYAJLANAN FÝAT PUNTO EVO BÝR KEZ DAHA DEÐÝÞTÝ. 2010 MAKYAJI ÝLE DAHA DA GENÇLEÞTÝ. EVO YANÝ "DEÐÝÞÝM"ÝYLE BÜTÜN BAKIÞLARI ÜZERÝNE ÇEKECEK GÝBÝ GÖZÜKÜYOR.

KÜÇÜK MASERATÝ'YÝ ANDIRIYOR

RECEP BOZDAÐ recepbozdag@yeniasya.com.tr

Nissan, Navara ÖTV oranýný yüzde 4 olarak açýkladý

PÝCK-UP türü araçlarda bir süredir devam etmekte olan ÖTV oranýndaki belirsizlik ortadan kalktý. T.C. Maliye Bakanlýðý Gelir Ýdaresi Baþkanlýðý tarafýndan yapýlan resmî açýklamada; “6/2/2010 tarihine kadar 87.04 tarife pozisyonunda sýnýflandýrýlan pick-up türü araçlarýn, 2 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliði eki Gümrük Tarife Cetveli Açýklama Notlarýna göre bu tarihten sonra 87.03 tarife pozisyonunda sýnýflandýrýlmasý, ÖTV uygulamasýnda söz konusu araçlarýn tarife pozisyonunu ve vergi oranýný deðiþtirmeyecektir”denilmektedir. Bu açýklama doðrultusunda Nissan’ýn Navara Pick-Up modeline ait ÖTV vergilendirme oraný yüzde 4 olarak netleþti.

Fiat’tan, yýlýn en saðlýklý kampanyasý

FÝAT Binek ve Fiat Ticarî Araçlar, 14 Mart Týp Bayramý için Türkiye çapýnda görev yapan doktor, hemþire, hastabakýcý dahil bütün týp personeli için 30 Nisan’a kadar sürecek yepyeni bir kampanya ile dikkatleri çekiyor. “Fiat’tan Yýlýn En Saðlýklý Kampanyasý” sloganýyla dikkat çeken çalýþma kapsamýnda Tabipler Odasý’ndan veya halen çalýþmakta olduðu saðlýk kuruluþundan çalýþma belgesiyle Fiat bayilerine baþvuruda bulunan bütüün týp personeline bin 850 TL’yi aþan indirim avantajlarý sunuluyor.

266 Bin Euro’luk Maserati GranCabrio Türkiye’de

TOFAÞ çatýsý altýnda Ferrari ve Maserati markalarýnýn ülkemizde distribütörlüðünü yürüten FerMas, 266 bin Euro’dan baþlayan anahtar teslim satýþ fiyatýna sahip Maserati’nin dört koltuklu ve katlanabilir tavanlý yeni modeli Maserati GranCabrio’yu Türkiye’de ilk müþterilerine teslim etmeye baþladý. FerMas, 2010 yýlýnda mevcut Maserati GranCabrio kotasýný þimdiden tamamlayarak ilk sipariþleri müþterilerine teslim ederken yeni sipariþler almaya da devam ediyor. FerMas, 4.7 litre silindir hacimli 440 HP’lik V8 motorlu ve lüks sýnýfýn en yeni cabrio modeli olarak ön plana çýkan Maserati GranCabrio’nun yeni sipariþleriniyse Haziran ayýndan itibaren müþterilerine teslim etmeye baþlayacak.

ÝLK KEZ 1993 yýlýnda tanýtýlan Fiat Punto, Ýtalyan üreticiyi küçük otomobil sýnýfýnda temsil ediyor. Uno modelinin yerine üretilen ilk nesil Punto, 1995 yýlýnda Avrupa’da Yýlýn Otomobili Ödülü’nü elde etmiþti. O dönem tasarýmýyla söz ettiren Punto, uygun fiyatýyla Avrupa pazarlarýnda rakiplerine korkulu anlar yaþatmýþtý. 1999’da ikinci nesli pazara sunulan Punto, köþeli tasarýma sahipti. 2003’teki yenilenmeye kadar Türkiye pazarýna ithal edilmeyen Punto, ayný yýl ülkemizde de satýþa sunuldu. Yenilenen modelin ömrü uzun sürmedi. 2005’te yenilenen Punto üçüncü nesliyle huzurlarýmýza çýktý. Ýsminin baþýna ‘Grande’ ekini aldý. Geçtiðimiz yýlýn sonlarýna doðru makyajlanan araç güncel görünümünü aldý. Makyajla birlikte otomobilin ismi de Punto Evo olarak bir kez daha deðiþti. Fiat Punto Evo, 2010 makyajý ile daha da gençleþti. Ýsminin sonundaki Evo yani “deðiþim”iyle bütün bakýþlarý üzerine çekecek gibi gözüküyor ÝÇ MEKÂNDA KALÝTELÝ MALZEME Klâsik Fiat çizgisinde bir iç mekâna sahip otomobilde, direksiyon simidinin tasarýmý Fiat’ýn pek çok modelinden tanýdýk. Gerçi ben benim bir türlü ýsýnamadýðým bir tasarým... Güncellenen ön konsolda kullanýlan malzemelerin kalitesi yükseltilmiþ. Müzik sisteminin kaplamasý kalite hissi uyandýrýyor. Ancak düðmelerin küçük oluþu kullanýmý biraz zorlaþtýrýyor. Önde yeterli diz mesafesi sunulurken, arka bölümdeyse sýnýf standartlarý karþýlanýyor. Ancak arka tarafa biraz uzun biri oturursa rahat edemez. Punto Evo’nun 275 litrelik bagaj hacmi arka koltuklarýn yatýrýlmasýyla 1030 litreye çýkabiliyor. Punto Evo’da belirgin bir görüþ problemi olmamakla birlikte, bazý anlarda ön direk çapraz görüþü azaltabiliyor. Kýsacasý kokpit ve orta konsol kesinlikle bu deðiþim operasyonu ile eskisine göre çok daha iyi olmuþ. Kapý içlerinde kullanýlan kumaþ sayesinde de bu bölgelerde karþýlaþtýðýmýz ucuz görüntü sorununun önüne geçilmiþ.

Grande Punto’nun küçük bir Maserati'yi andýrýyor oluþu en dikkat çekici özelliðiydi. Makyajda bu unsur bir kenara itilmeden güncellenmiþ. Tasarýmda ön hava giriþi iyice aþaðýya alýnmýþ, deðiþime uðrayan farlar otomobilin sportif özelliðini güçlendirmiþ. Ön bölümde radyatör ýzgarasýnda bulunan logo unutulmamýþ. Arka kýsýmdaki en büyük deðiþimse stoplar da yaþanmýþ. LED teknolojisini kullanan yeni stop lambalarý dikkat çeken yönlerden. Aracýn boyunda, burun tasarýmýndaki farklýlýktan kaynaklanan bir artýþ olurken, diðer ölçülerdeyse bir deðiþim yok.

SEKÝZ yýldýr üst üste “Türkiye’nin en çok tercih edilen markasý” olan Ford Otosan; 50. Yýl kutlamalarý çerçevesinde, 2009 yýlý sonunda yapmýþ olduðu kampanyanýn 2. dönemini baþlattý. 50.yýl kampanyasý dahilinde; “50 ay vade 500 TL taksit”, “5.000 TL’ye varan indirim” ve “50 ay garanti ve yol yardým hizmeti” seçenekleri yer alýyor. Türkiye otomotiv pazarý liderliðini sekiz yýldýr elinde bulunduran ve Türkiye’nin en çok tercih edilen otomotiv markasý olan Ford Otosan, 50. Yýlýný fýrsatlarla dolu kampanyalarla kutlamaya devam ediyor. Ford Otosan 2009 yýlýnýn Kasým ayýnda baþlattýðý 50. Yýl kampanyasýný bütün binek ve ticarî araçlar için; “50 ay vade 500 TL taksit”, “5.000 TL’ye varan indirim” ve “50 ay garanti ve yol yardým hizmeti” fýrsatlarýyla Mart ayýnda da sürdürüyor.

PEUGEOT, Mart ayýnda çarpýcý kampanya þartlarý ile dikkat çekiyor. Peugeot showroom’larýný ziyaret eden tüketiciler, Peugeot modellerinde 6 000 TL’ye varan fiyat avantajýnýn yaný sýra bazý Peugeot modellerinde 12 ay “0” faiz imkânýndan faydalanabiliyorlar. Peugeot 206+ lansmaný yapýlan 2009 yýlý Eylül ayýndaki ÖTV avantajlý fiyat seviyesi ile sunuluyor. 23.990 TL’den baþlayan anahtar teslim fiyatlarý ile dikkat çeken Peugeot 206+ benzinli ve dizel motor seçeneklerine sahip. Peugeot’nun crossover modeli 3008 Premium Pack Auto6R modelinde ise Cielo Paketi ve Grip Control ücretsiz olarak sunulurken yeni monospace modeli 5008’de Video Paketi promosyonu devam ediyor. 5008’de sunulan Video Paketi, 2. sýrada oturan yolculara iç me-

FÝAT'TAKÝ yükseliþin baþkahramanlarýndan biri olan Punto, geçirdiði yenileme operasyonu ile zaaflarýndan kurtuldu ve kalitesini arttýrdý. Yenilenen Punto artýk Punto Evo ismi ile karþýmýza çýktý. Fiat’ýn yükseliþinde çok önemli bir rol oynayan Grande Punto da Türkiye’de satýlmaya devam edecek, ama elbette asýl aðýrlýk bundan sonra Punto Evo’da olacaktýr. Donamým açýsýndan oldukça zengin bir listeye sahip olan Fiat Punto Evo’da start-stop teknolojisine de yer veriliyor. Sýkýþýk trafikte otomobilin motorunun durdurulmasýný saðlayan bu sistem sayesinde hem yakýt ekonomisi saðlýyor, hem de çevreye verilen zarar minimuma indirilmiþ oluyor. Trafik ýþýklarýndaki beklemelerde fren pedalýna bastýðýnýz zaman stop eden motor, tekrar hareket etmek istediðiniz zaman hiç bekleme yapmadan devreye giriyor. Eðer bu sistemi kullanmak istemezseniz orta konsol üzerinde bir de iptal düðmesi bulunuyor.

Blue&Me sistemi

Motor ve Performans Silindir Hacmi: 1368 cc Silindir Sayýsý: 4 Maksimum Güç: 77/6000 hp/dd Maksimum Tork: 115/3250 Nm/dd Azami Hýz: 165 km/s 0-100 Km Hýzlanma: 13.2 sn Þanzýman: 5 ileri manuel Yakýt Türü: Benzin Yakýt Tüketimi Þehir Ýçi: 7.5 lt/100km Þehir Dýþý: 5 lt/100km Genel: 5.9 lt/100km Boyutlar Uzunluk: 4065 mm Geniþlik: 1687 mm Yükseklik: 1490 mm Dingil Mesafesi: 2510 mm Kapasite Yakýt Tanký: 45 lt Bagaj: 275/1030 lt

MOTOR ESKÝSÝNE GÖRE DAHA ÇEVRECÝ MOTOR kaputunun altýnda yatan üniteler eskisine göre daha çevreci. Elbette çevreci olmalarý ile birlikte cep dostu olduklarýný da söylemek mümkün. Motorla ilgili yeniliklerin baþýnda Multiair ismi verilen yeni supap zamanlama mekanizmasý bulunuyor. FPT (Fiat Powertrain Technologies) tarafýndan geliþtirilen ve patenti alýnan MultiAir teknolojisi, daha sonra diðer Fiat Grubu araçlarýnda da göreceðiz. Bu motor teknolojisinin odaðýnda, doðrudan emiþ supaplarý aracýlýðýyla havayý kontrol ederek yakýt tüketimini azaltan yeni bir elektrohidrolik supap ynetimi sistemi bulunuyor. MultiAir teknolojisi, geliþtirilmiþ yanma kontrolü sayesinde emisyon deðerlerinin azaltýlmasýna yardýmcý olurken, bir yandan da hem gücü hem de torku arttýrarak performansý iyileþtirmeye yardýmcý olmasýyla farklýlaþýyor. Unutmadan, Punto Evo, daha çok þehir içinde gerçekleþtirdiðimiz testimizde 7.8 litrelik tüketim ortalamasýna imza attý.

Peugeot’dan, Mart ayýnda cazip fýrsatlar Ford Otosan’dan 50. yýl kampanyasýnda ikinci bahar

Start-Stop teknolojisi

kâna mükemmel þekilde entegre edilmiþ bir multimedya sistemi kapsýyor. Peugeot 407 modelinde peþin indirimi ile birlikte 20 000 bin TL krediye 12 ay “0” faiz oraný uygulanýyor. 206 Sedan modeli ile de peþin indirimi veya 17 000 bin TL’ye 12 ay “0” faiz oraný uygulanýyor. 2009 yýlýna damgasýný vuran Blue Lion indirimi 2010 yýlýnda daha iyi þartlarla devam ediyor. CO2 emisyonu 130 gr/km’ye eþit veya daha düþük olan, ayný zamanda % 95 oranýnda geri dönüþüme uygun ve sadece ISO 14001 onaylý bir fabrikada üretilmiþ olan Blue Lion standartýna uygun bütün modellerinde Peugeot, çevre duyarlýlýðýna destek olmak üzere 2009 yýlýnda sürdürdüðü kampanyayý daha da ileriye taþýyor ve 2010 yýlýnda 2.000 TL ek fiyat avantajý sunuyor.

KONFOR VE YOL TUTUÞ Evo, orta sertlikteki süspansiyonlarý belirli düzeyde konfora sahip. Punto Evo’nun iç mekânýnýn yüksek hýzlar dýþýnda rüzgâr sesi almamasý olumlu. Yol sesiyse asfaltýn yapýsýna göre iç mekânda duyulabiliyor. Yol tutuþ konusunda ise, sýnýf liderlerine kafa tutabilecek kadar baþarýlý. Direksiyonun ‘City’ desteði özellikle park manevralarýnýn tek parmakla yapmanýza imkân veriyor.

ANAHTARINIZI takýp kontaðýnýzý çevirdiðinizde önce dikkatinizi yol bilgisayarý çekiyor, zira tam önünüzde, takometrenin ortasýna yerleþtirilmiþ. Anlýk benzin tüketimi, yol bilgileri, mesajlar, ayarlar, tarih, saat vb standart bilgilere saðda bulunan silecek kolunun üstündeki “TRIP” butonuna parmaðýnýzla basarak geçiþ yapabiliyorsunuz. Ancak bu noktada bambaþka bir sistem daha devreye giriyor ki, iþte bu sistem Fiat’ýn sunduðu güzelliklerin en önemlilerinden; “Blue&Me”. Blue&Me sistemini direksiyonun üstündeki “Windows” tuþuna basarak aktif hale getirebiliyorsunuz. Ýlk olarak 1992 yýlýnda üretilen ve toplamda 6 milyon adetin üzerinde bir satýþ baþarýsý yakalayan Punto, günün deðiþen þartlarýna gördüðü bu kapsamlý makyaj operasyonu ile cevap verirken, öncelikli olarak isminde bir deðiþim yaþadý. Fiat’ýn Tasarým Merkezi (Centro Stile) tarafýndan gerçekleþtirilen ve hem iç tasarým hem de dýþ tasarým unsurlarýný kapsayan bir "deðiþim" sürecinden geçen Fiat Punto Evo’ya ilk baktýðýnýz zaman bile onun farklý olduðunu rahatlýkla anlýyorsunuz.


renkli:Mizanpaj 1

3/14/2010

1:17 PM

Page 1

C M YK ÜM Ý T V Â R O L U N U Z : Þ U Ý S T Ý K B A L Ý N K ILÂBI ÝÇÝNDE EN YÜKSEK GÜR SADÂ ÝSLÂMIN SADÂSI OLACAKTIR

Eve teslim kitap projesi sürüyor EVE baðýmlý yaþayanlara ‘Ücretsiz Eve Teslim Kitap” projesi ilgi görmemesine raðmen Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan sürdürülüyor. Son 4 yýlda projeden sadece 85 kiþi faydalanmasýna raðmen bakanlýk projeyi uygulamaya bu yýlda devam edecek. Kültür ve Turizm Bakanlýðý Kütüphaneler ve Yayýmlar Genel Müdür lüðü, 2006 yýlýnýn Temmuz ayýnda 20 ilde baþlattýðý projeden umduðunu bulamadý, ancak projeden geri adým atmadý. Ücretsiz “Eve Teslim Kitap” projesi bu yýl da sürecek. Sakarya / cihan

HABERLER

Y 15 MART 2010 PAZARTESÝ

Google, “Dünya Pi Günü’’ dolayýsýyla, özel logo hazýrladý.

Çocuk, anne babasýndan aldýðý terbiyeyi yansýtýr UZMANLAR, ÇOCUK KÝÞÝLÝÐÝNÝN ANNE BABASININ KENDÝSÝNE VERDÝÐÝ TERBÝYE VE DAVRANIÞ BÝÇÝMÝNÝ YANSITTIÐINI VURGULUYOR. DUYGU, DÜÞÜNCE VE DAVRANIÞLAR KUÞAKTAN KUÞAÐA AKTARILIYOR. BAKIRKÖY Ruh Saðlýðý ve Sinir Hastalýklarý Hastanesi baþhekim yardýmcýsý Sosyal Hizmetler Uzmaný Fatih Kýlýçarslan, çocuðun kiþiliðinin ana babasýnýn kendisine verdiði terbiye ve davranýþ biçimini yansýttýðýný söyledi. “Çocuðun Eðitiminde Ailenin Rolü” konulu seminerde velilere hitaben konuþma yapan Fetih Kýlýçarslan, “Aile ve toplumsal hayatýmýzda iliþki içinde olduðumuz ço cuklarýmýzý tanýmak, psiko-sosyal geliþim özel liklerini izleyerek geliþim sürecinde meydana gelen geliþme ve deðiþimi izleyebilmeliyiz. Böylece çocukla iliþkilerimizde kiþilik geliþimini destekleyici, geliþtirici ve rehberlik rolünü ebeveynleri olarak verimli olarak gerçekleþtirebiliriz” dedi. Çocuk kiþiliðinin ana babasýnýn kendisine verdiði terbiye ve davranýþ biçimini yansýttýðýný vurgulayan Kýlýçarslan; “Kiþilik çocukla içinde yaþadýðý toplumla sýký iliþkilerden ve çok kuvvetli duygusal lýklardan oluþmaktadýr. Aile sistemi içerisinde, aile üyelerinin kuþaklar boyu aktararak getirdiði duygu, düþünce ve davranýþ özel likleri çocuðun normlarýný, deðerlerini oluþturarak kiþilik geliþiminin niteliðini ve özel liðini belirlemektedir” diye ifade etti. Samsun / cihan

Google’dan Pi Günü’ne özel logo

GOOGLE, en çok bilinen sayý olan matematik sabiti pi ‘’3,14’’ için belirlenen “Dünya Pi Günü’’ dolayýsýyla, özel logo hazýrladý. ABD’nin San Francisco þehrindeki Exploratorium müzesi, Amerikan tarih formatý 3/14 olduðu için tahsis ettiði ‘’Pi Day’’ 14 Martta kutlanýyor. Bu kutlama Türkiye’de ilk kez 2007 yýlýnda Manisa ODTÜ Ül kem Koleji’nde gerçekleþtirildi. Google da, matematikte kul lanýlan Pi gününü, internet kul lanýcýlarýna hazýrladýðý logoyla hatýr lattý. Ayný zamanda Einstein’ýn doðum günü de 14 Mart. Dünya bilim çevreleri, özel likle bilime gönül vermiþ gençler, çeþitli faaliyetlerle bu gü nü kutladý. Ankara / aa

Yaþlý nüfusun çoðunluðu kadýn

AÝLELER TV, ÇOCUKLAR PC BAÞINDA KALIYOR Çocuk kiþiliði, ebeveyninin kendisine verdiði terbiye ve davranýþ biçimini yansýtýyor.

REHBERLÝK, Psikolojik Danýþman ve Eðitim Koordinatörü Ersin Iþýn, aileler içi iletiþimin önemine deðinerek ailelerin kendilerini televizyonun baþýna atarak çocuklarýný ihmal etmemelerini istedi. Iþýn, “Teknoloji çaðýnda aileler yeteri derecek iletiþime öneme vermeyerek çocuklarýný ihmal etmektedirler. Günümüzdeki ekonomik þartlar nedeniyle artýk hem baba, hem de anne çalýþma ihtiyacý duymaktadýr. Bu nedenle çocuklarýn anne ve babalarýyla iletiþiminde, ciddî bir açýk meydana gelmektedir” dedi. Iþýn, buna ilâve olarak teknolojik cihazlarýn aile içindeki iletiþimsizliði körüklediðini, iþten yorgun gelen anne ve babanýn televizyonun karþýsýna geçtiðini, çocuklarýnda bilgisayarýn baþýnda kendince vakit geçirmeye çalýþtýðýný anlattý. Iþýn, “Aileler, haftayý bir düzene koysun. Televizyon baþýnda geçirilecek saati, kitap okunacak saati, ders yapýlacak saati düzenlesin. Sohbet zamanlarý ayarlasýnlar. Onlarla sanki büyüklerle konuþur gibi konuþun. Gün içinde yaptýðý iþleri dikkatlice dinleyin. Yani sözün özü, onlara deðer verdiðinizi ve sevdiðinizi hissettirin” diye konuþtu. Isparta / cihan

TÜRKÝYE’DE yaþlý nüfus oranýnýn hýzla arttýðý ve bu oranýn büyük bir kýsmýný kadýnlarýn oluþturduðu bildirildi. Uzmanlar, 2009’da Türkiye nüfusunun yüzde 7,01’inin 65 yaþ üzerinde olduðunu, yaþlý nüfusun yüzde 56’sýný kadýnlarýn oluþturduðunu belirterek, yaþlý kadýn nüfusun önemli bir bölümünün gelir sahibi olmadýðýný ve eðitim seviyelerinin düþük olduðu için, bu konuda yeni politikalar geliþtirilmesi çaðrýsýnda bulundu. Nüfusbilim Derneði Yönetim Kurulu Baþkaný Prof. Dr. Hilal Özcebe, Türkiye’nin nüfus göstergelerinin, diðer ül kelerle karþýlaþtýrýl dýðýnda en hýzlý yaþlanan ül keler arasýnda yer aldýðýna dikkati çekerek, ‘’Örneðin, 2005-2050 yýllarý arasýnda 80 yaþ ve üzeri yaþ grubunun artýþ hýzý Türkiye için yüzde 736 olarak hesaplanýrken, bu oran Fransa’da yüzde 140, Almanya’da yüzde 153’tür’’ dedi. Ankara / aa

Konya’nýn kapadokyasý, turizme kazandýrýlýyor

KONYA’NIN Meram ilçesine baðlý Gökyurt Köyünde bulunan ve Kapadokya’ya benzerliðiyle dikkat çeken Kilistra, yabancý turistlerin yoðun ilgisiyle karþýlaþýyor. Hel lenistik ve Ro ma çaðýnda yerleþim yeri olarak kul lanýldýðý tesbit edilen Kilistra, Hz. Ýsa’nýn havarilerinden Saint Paul’ün ilk vaaz verdiði yerlerden biri olarak kabul ediliyor. Hýristiyanlar tarafýndan hac maksadýyla ziyaret edilen Kilistra’nýn turizme kazandýrýlmasý için, Ýl Genel Meclisi harekete geçti. Hazýrlanan proje kapsamýnda Kilistra, yeniden yapýlandýrýlarak turizme ka zandýrýlacak. Tarihî bölge için ilk etapta 150 bin TL ödenek ayrýldý. Konya / cihan


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.