16 Mart 2010

Page 1

renkli:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:39 PM

Page 1

C M YK

A. Turan Alkan Adem Yavuz Arslan Ahmet Taþgetiren Turgut Ýnal Taha Akyol Cüneyt Ülsever Emre Aköz Hüseyin Gülerce Mehmet Altan Mustafa Akyol Mustafa Özcan Necmiye Alpay Cihan Aktaþ Orhan Miroðlu Önder Aytaç Özcan Ünlü Resul Tosun Roni Margulies Semih Ýdiz Sevan Niþanyan Teodora Doni Thomas Michel Ian Markham Jane Smith

BEKLEYÝNÝZ...

Y GERÇEKTEN HABER VERiR

DUYURU 23 Mart Salý günü vereceðimiz “Aydýnlarýn Gözüyle Said Nursî” ilâvemiz için ek gazete taleplerinizi 19 Mart Cuma akþamýna kadar Abone Servisimize bildirmenizi bekliyoruz. Telefonlarýmýz: 0 (212) 630 48 35, 0 (212) 655 88 59’dan 219-220, (0 532) 267 27 72, (0 535) 941 80 46, (0 536) 417 56 16

Not: Ýlâveler gazeteyle birlikte YAYSAT’la gönderilecektir.

ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR 16 MART 2010 SALI/ 75 Kr

YIL: 41 SAYI: 14.382

www.yeniasya.com.tr

AKREDÝTE BASIN ÝLE YARGIYA MÜDAHALE

Düzenlenen programda Kur’ân okundu. FOTOÐRAF: CÝHAN

KUTLAMALARA BÜYÜK KATILIM

GENELKURMAY BAÞKANI BAÞBUÐ’UN KISA SÜRE ÖNCE HABERTÜRK VE SONRA MÝLLÝYET’LE HÜRRÝYET GAZETELERÝNE VERDÝÐÝ BEYANATLAR ELEÞTÝRÝLÝYOR.

Rusya’da mevlid coþkusu

“HUKUKA SAYGI” SÖYLEMLERÝYLE BAÐDAÞMIYOR

“BARIÞ, SEVGÝ VE HUZUR GETÝRDÝ”

Rusya’nýn baþkenti Moskova’da 4.'sü düzenlenen “Mevlid Nebi-2010” büyük coþkuyla kutlandý. Rus, Tatar, Daðýstanlý, Türk, Türkmen, Kýrgýz, Azeri, Kazak, Karaçay ve Çeçenlerden oluþan binden fazla kiþi, merasimin yapýldýðý salona sýðmadý. Rusya Halk Sanatçýsý Vladimir Berezin, Hz. Muhammed’in (a.s.m.) insanlara barýþ, sevgi ve huzur getirdiðini belirtti. Haberi sayfa 16’da

Genelkurmay Baþkaný Org. Ýlker Baþbuð'un, kýsa süre önce Habertürk, sonra da Milliyet ve Hürriyet gazetelerine kurmaylarýyla birlikte verdiði özel beyanatlarda, muvazzaf veya emekli komutanlarla ilgili olarak devam etmekte olan yargý sürecine müdahale anlamýna gelecek mesajlar vermesi eleþtiriliyor ve bu tür beyanlarýn “hukuka saygý” söylemleriyle baðdaþmadýðýna dikkat çekiliyor.

“BÝZDE SÝLÂH ARKADAÞLIÐI MEZARA KADAR SÜRER”

Karargâha çaðýrdýðý Milliyet gazetesi yazarý Fikret Bila'ya, “Bizde silâh arkadaþlýðý mezara kadar sürer” diyen Baþbuð, Jandarma Genel Komutaný Org. Iþýk Koþaner'le birlikte yine karargâhta görüþtüðü Hürriyet gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Enis Berberoðlu'na da Erzincan iddianamesinde bir numaralý sanýk olarak gösterilen 3. Ordu Komutaný Org. Saldýray Berk için “Arkasýndayýz” dedi. Haberi sayfa 4’te

‘Balyoz’dan tahliye talebine ikinci red

HEDEF, TÜKETÝMÝ YARIYA ÝNDÝRMEK

Alkol yasaðýna destek artýyor

ÇETÝN DOÐAN TAHLÝYE EDÝLMEDÝ

‘’Balyoz Planý’’ iddialarý soruþturmasý kapsamýnda tutuklanan emekli Orgeneral Çetin Doðan, emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öðütçü ile Tümamiral Semih Çetin’in de aralarýnda bulunduðu 7 kiþinin tahliye talepleri, ikinci kez reddedildi. Haberi sayfa 4’te

GECE ALKOL SATIÞI YASAKLANACAK

Küresel Terörizm ve Uluslararasý Ýþbirliði Sempozyumu, Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Ýlker Baþbuð’un açýþ konuþmasýyla baþladý. Toplantý arasýnda Baþbuð'un Ergenekon dâvâsýnda yargýlanan emekli Orgeneral Hurþit Tolon’la sohbeti dikkat çekti. FOTOÐRAF: AA

AKP sivil Ýslâmî muhalefeti bitirdi

Umut Yavuz’un röportajý sayfa 13’te

BÜYÜKELÇÝ: EN CÝDDÎ KRÝZ

RACHEL’ÝN ANISINA

ABD-Ýsrail krizi büyüyor

BugünDünya VicdanGünü

Ýsrail’in Washington Büyükelçisi Michael Oren, ülkesi ile ABD arasýndaki iliþkilerin “son 35 yýl içinde en ciddî kriziyle karþý karþýya olduðunu” söyledi. ABD ile iliþkilerin son yýllarda hiç olmadýðý kadar kötüleþmesine neden olan kriz, ABD Baþkan Yardýmcýsý Joe Biden’in ziyareti sýrasýnda Doðu Kudüs’te, Ramat Þlomo’da verilen 1600 konutluk inþaat izniyle patlak vermiþti. Haberi sayfa 7’de

Rusya’da ulusal tehdit olarak tanýmlanan alkol yasaðýna destek giderek büyüyor. Baþbakan Vladimir Putin, alkol tüketiminin 2020’ye kadar yarý yarý ya azaltýlmasý için çalýþmalar yapýlmasýný isterken, parlamento da gece saatlerinde alkol satýþlarýný yasaklamaya hazýrlanýyor. Haberi sayfa 16’da

St. Petersburg Camii 100 yaþýnda Haberi sayfa 16’da

ABD’li barýþ gönüllüsü Aliene Rachel, tam 7 yýl önce bugün Gazze Þeridinde Ýsrail buldozerinin önüne çýkmýþ ve ezilerek hayatýný kaybetmiþti. Onun hatýrasýna Otuzuncu Harf Edebiyat ve Düþünce Dergisi 16 Mart’ý Dünya Vicdan Günü olarak ilân etti. Aliene Rachel Corrie

Haberi sayfa 7’de

ISSN 13017748

ÝÞSÝZLÝK YÝNE ARTTI: 3 MÝLYON 361 BÝN

Haberi sayfa 11’de


renkli:Mizanpaj 1

2

3/15/2010

3:20 PM

Page 1

C M YK

LÂHÝKA

YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

Süfyan aldatmakla iþ görecek

.. Bediuzzaman Said Nursi

‘‘

Ýslâmlarýn Deccalý ayrýdýr. Hattâ bir kýsým ehl-i tahkik, Ýmam-ý Ali’nin (r.a.) dediði gibi demiþler ki: Onlarýn Deccalý Süfyandýr, Ýslâmlar içinde çýkacak, aldatmakla iþ görecek.

A

hirzamanda, dinsizliðin iki cereyaný kuvvet bulacak: Birisi: Nifak perdesi altýnda risalet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) inkâr edecek, Süfyan nâmýnda müthiþ bir þahýs, ehl-i nifakýn baþýna geçecek, þeriat-ý Ýslâmiyenin tahribine çalýþacaktýr. Ona karþý, Âl-i Beyt-i Nebevînin silsile-i nuranîsine baðlanan ehl-i velâyet ve ehli kemâlin baþýna geçecek, Âl-i Beytten Muhammed Mehdî isminde bir zât-ý nuranî, o Süfyanýn þahs-ý mânevîsi olan cereyan-ý münafýkaneyi öldürüp daðýtacaktýr. (Devamý için bakýnýz: Mektubat, s. 60) *** Yedinci Mesele: Rivayette var ki, “Süfyan büyük bir âlim olacak, ilimle dalâlete düþer. Ve çok âlimler ona tâbi olacaklar.” Ve’l-ilmu indal lah, bunun bir tevili þudur ki: Baþka padiþahlar gibi ya kuvvet ve kudret veya kabile ve aþiret veya cesaret ve servet gibi vasýtai saltanat olmadýðý halde, zekâvetiyle ve fenniyle ve siyasî ilmiyle o mevkii kazanýr ve aklýyla çok âlimlerin akýl larýný teshir eder, etrafýnda fetvacý yapar. Ve çok mual limleri kendine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüt eden maarif i rehber edip tâmimine þiddetle çalýþýr, demektir. Sekizinci Mesele Rivayetler, Deccalýn dehþetli f itnesi Ýslâmlarda olacaðýný gösterir ki, bütün ümmet istiâze etmiþ. Lâ ya’lemu’l-gaybe il lal lah. (Gaybý Al lah’tan baþka kimse bilmez) Bunun bir tevili þudur ki: Ýslâmlarýn Deccalý ayrýdýr. Hattâ bir kýsým ehl-i tahkik, Ýmam-ý Ali’nin (r.a.) dediði gibi demiþler ki: Onlarýn Deccalý Süfyandýr, Ýslâmlar içinde çýkacak, aldatmakla iþ görecek. Kâf irlerin Büyük Deccalý ayrýdýr. Yoksa Büyük Deccalýn cebir ve ceberut-u mutlakýna karþý itaat etmeyen þehid olur ve istemeyerek itaat eden kâf ir olmaz, belki günahkâr da olmaz. Þuâlar, s. 504 *** ..Ýslâm Deccalý olan “Süfyan” dahi, þeriat-ý Muhammediyenin (a.s.m.) ebedî bir kýsým ahkâmýný nef is ve þeytanýn desiseleriyle kaldýrmaya çalýþarak, hayat-ý beþeriyenin maddî ve mânevî rabýtalarýný bozarak, serkeþ ve sarhoþ ve sersem nef isleri baþýboþ býrakarak hürmet ve merhamet gibi nuranî zincirleri çözer, hevesat-ý müteaff ine bataklýðýnda birbirine saldýrmak için cebrî bir serbestiyet ve ayn-ý istibdat bir hürriyet vermek ile dehþetli bir anarþistliðe meydan açar ki, o vakit o insanlar gayet þiddetli bir istibdattan baþka zapt altýna alýnamaz. Þualar, s. 512 LÜGATÇE:

nifak: Görünüþte Müslüman gibi davranýp aslýnda kâfir olma, iki yüzlülük, münafýklýk. risalet-i Ahmediye: Peygamber Efendimiz’in (a.s.m.) peygamberliði. ehl-i nifak: Ýki yüzlü kimseler, münafýklar. Âl-i Beyt-i Nebevî: Peygamberimizin (a.s.m.) âilesi ve soyundan gelenler. cereyan-ý münafýkane: Münafýklýk akýmý, münafýkça cereyan. Ve’l-ilmu indallah: Ýlim Allah katýndadýr. teshir: Emrine itaat ettirme, boyun eðdirme. tecerrüt: Soyutlanma. maarif: Eðitim. tâmim: Umûmileþtirme, genele yayma. istiâze: Sýðýnma. ehl-i tahkik: Gerçeði, hakikati araþtýranlar. ceberut-u mutlak: Tam bir zorbalýk, diktatörlük, baský. hevesat-ý müteaffine: Kokuþmuþ hevesler, çirkin ve pis istekler. ayn-ý istibdat: Baský, tahakküm ve diktatörlüðün ta kendisi. anarþistlik: Kural tanýmama, kaidelere ve otoriteye karþý çýkma.

‘‘

Gerçek tevbe, günahý iþlediðin anda piþmanlýk duyman, Allah'tan affýný dilemen, sonra da o günahý bir daha hiç iþlememendir. Câmiü's-Saðîr, No: 1831 / Hadis-i Þerif Meâli

Yaþýyor olduðumuz gerçeklikle seni anlamak AY IÞIÐI

HÜSEYÝN EREN huseyineren@yeniasya.com.tr

S

lahika@yeniasya.com.tr

eni anlamak ve anlatmaktan ne kadar uzak olsak da sen þefkatin ve ünsiyetinle bize o kadar yakýnsýn. Ýdrak sýnýrlarýmýzýn, fehim derecemizin, kavrama kabiliyetimizin çok üzerinde olmanla birlikte anlayýþýn, sevgin, ilgin, merhametin bütün sýnýrlarý kaldýrýveriyor; bizden biri kýlýveriyor seni… Öyle olmasan bize nasýl örnek ve önder olabilirdin; hidayeti ve dalâleti, nuru ve nârý nasýl ayýrýr da sýrat-ý müstakîme eriþirdik. Elest Meclisinde “Belâ” cevabýný vermeseydin yokluða yuvarlanmaktan kurtulabilir miydik? Hamd zikrin olmasaydý o mecliste, kâinat mükevvenâtýyla varlýða merhaba der miydi? Atomun etrafýnda mevlevîvâri dönen her elektron, galaksilerin merkezi etrafýnda sa’y eden her yýldýz; coþkuyu zikrinden ve nurundan almýyor mu? Yine sen hasta oluyorsun bizim gibi, üþüyorsun, acýkýyorsun, söküklerini dikiyorsun, ailenle problem yaþýyorsun. Küçümseniyorsun kavmince, alaya alýnýyor, hafife alýnýyor, belki de aðlýyorsun gizlice… Bir kadýný seviyorsun—Hz. Hatice—, o kadýn da sana âþýk… Zaman ötesine, mekân dýþýna çýkýyor, ebediyetlerde geziyorsun; cenneti cehennemi görüyor, bizim gayben inandýðýmýzý bizatihî müþahede ediyor, hakkalyakîn görüyorsun. Rabbü’l-Âlemîn olan Cemîl-i Zülcelâl ve’l-ikramla perdesiz ve hicapsýz görüþüyor, bütün isim ve sýfatlarýna bütünüyle âyine oluyorsun… Yine sen elinde kýlýç, ashabýnla beraber savaþa gidiyor, yaralanýyorsun, diþin bile kýrýlýyor. Ýstiþarede görüþün çoðunluðun karþýsýnda kalýnca çoðunluða uyuyorsun. Ya Taif, kim dayanabilir ki buna. Yine de “Bilmiyorlar deyip” bedduâda bulunmu-

yorsun. Ufacýk bir diken batýnca dünyayý velveleye veren bizlere baþka nasýl örnek olurdun? Küçük bir sözden öfkeye kapýlan bizleri de dýþarýda býrakmayýþýn; þefkatinin geniþliði ve derinliðinden. Evvel, Âhir, Zâhir, Bâtýn isimlerinin yansýmasýyla kâinatýn her zerresinde, zamanýn her ânýnda nurun var. Beþer olarak öldün; her insan gibi, her nefis gibi. Ölümsüzlük adresini býraktýn giderken. Kâinatýn kalbini okuyan Kelâm-ý Ezelî sana indi, senin kalbine, senin hayatýna… Ama sen ümmîsin. Ümmîliðinle bütün milletlere muallim oldun; ne güzellik eriþmiþse insâniyete senden yansýma, nurundan bir þûle. Seni sevmeyi aþk ifade edebilir mi? Aþk nedir ki seni sevmenin yanýnda? Seni anlamak, idrak duvarlarýnýn ötesinde olsa da bu aklýmýz, bu kalbimiz, bu latifelerimizle anlayabildiðimiz kadarýyla anlýyor, sünnetine ittibâ ediyoruz. Cüz’î mi cüz’î bir irade var elimizde, iktidarýmýz kýsa; þefkatin ve nurun yetiþmese yine karanlýklarda, yine yokluklarda yuvarlanýyor olacaðýz. Bazen olur ki bilemediðimiz, ifadelendiremediðimiz bir sýkýntý doðar içimizde; senin nurundan uzaklaþmamýzdan olsa gerek. Yine ayný sýkýntý birden kayboluverir; ümit güneþi doðar, bütün kâinatý avuçlarýmýzýn içinde, kalbimizin kýyýsýnda buluruz. Bütün kâinatý aydýnlatan nurun aklýmýzý, kalbimizi, duygularýmýzý da aydýnlatmýþtýr… Þefkatindir yetiþen, re’fetindir ünsiyet veren. Kâinat emrindeyken ashabýna kalkýp su daðýtman; kâinat dolusu hamd getirmeli, zerrat adedince salât ve selâm getirmeli böylesi Peygamber’e (asm) ümmet olduðumuzdan… Semavat ve arz nurunla ayakta duruyor; bize de þefaat et ki imanýmýz da ayakta dursun, ey Allah’ýn Elçisi, ey Rahman’ýn Habibi (asm)… Dünya kazuratlarýndan kurtulalým, hidayet rýzkýyla rýzýklanalým, af ve afiyete eriþmekle þifa bulalým. Yaþýyor olduðumuz gerçeklikle senin hakikatini anlamamýz mümkün deðil; bizi bu hâlimizle ümmetinden eyle; dünya ve ahiret sýkýntýlarýmýzda himmetin, þefaatinle yanýmýzda ol; ey “Ol” deyince her þeyin oluverdiði Kadir-i Külli Þey ve Cemal-i Bakiye’ye en yakýn olan… Kâinatýn zerratý adedince ebede kadar salâtü selâm senin ve ashabýnýn üzerine olsun… Seni sevenlerin sana ettiði bütün salâtü selâmlarý aynýyla takdim ediyoruz… Ebeden dâimen…

Barla Lâhikasý’ný okurken...

DÜÞÜNÜNCE NURULLAH AKAY

akay.n@hotmail.com

efalarca okuduðum Barla Lâhikasýný yeniden ve yeni bir heyecanla tekrar okumaya baþlamýþtým. Adeta, yeni ve ilk olarak hissettiðim ulvî duygularýn terennümü altýnda, ruhumda oluþan büyük mânevî hazlarýn resmigeçidini seyretmeye baþlamýþtým. Okudukça okumak ve o mektuplarýn satýrlarý arasýndaki hakikatlere ulaþmak istiyordum. Sanki bu mektuplarý ilk defa okuyordum. Nefsim daha önceleri bu mektuplarý anlaþýlmaz olarak göstermek istemiþti. Rabbime þükrediyorum ki, lâhikalarýn satýrlarý arasýnda bana yepyeni manalar görünmeye baþla mýþtý. Ýslâm nurundan mahrum bir nesil oluþturmak isteyen zýndýka komitelerinin karanlýk planlarý tatbik sahasýna konulmuþ ve Anadolu’nun üstünde kapkara ve rahmetsiz bulutlarýn gezindiði gözükmeye baþlanmýþtý. Ama Kâinatýn Rabbi, nurunu þeytanlara söndürtmeyecekti. Þeytanlarýn sevinçleri kursaklarýnda kalacak ve imânsýzlýk cereyanýna bel baðlayan kezzablarýn çýrasý sönecekti. Rabbin ehl-i Ýslâm’ýn imdadýna gönderdiði zat, “Kur’ân’ýn söndürülemez bir nur olduðunu âleme ispat edeceðim” demiþti. Ýþte o kudsî görev yerine getirilmeye baþlanmýþtý bile, kuþ uçmaz kervan geçmez Barla daðlarýnda... Ýmânsýzlýðý yayanlar büyük bir yanýlgý içinde idiler. Onlar Kur’ân’ýn söndürülemez nurunun Barla semalarýnda parlamaya baþladýðýnýn farkýnda deðil lerdi. Barla’da parlayan nur huzmeleri imânlý kalpleri sürura gark etmeye baþlamýþtý. Sahabe mesleðinin yüceliðini, yirminci asýrdaki temsilcilerinin satýrlarýnda bulmaya baþlamýþtý o yüce ruhlu insanlar, o fukara kýyafetindeki melikler... Aman Al lah’ým, ne müthiþ bir imâna ve Kur’ân hakikatlerine susamýþlýk örneðidir o mektuplar... Ele geçen her bir risâle kalplerdeki ümit nurunu daha da parlatmýþtý. Eline kalemi alan baþlýyor iman hakikatlerini çoðaltmaya... Ve arkasýndan Üstad larýna yazdýklarý mektuplarla o yüce hissiyatlarýný dile getiriyorlardý. Asýr karanlýk, zaman vahþîlerin hükmü altýnda. Ýnsanlar bu karanlýk vadilerden kurtulmak için Kâinatýn Rabbinden bir nur bekliyor. Boyunlar bükük, kalpler kýrýk, gözler yaþlý, ruhlar bitap düþmüþ bir vaziyette... Ve böyle bir zamanda beþerin zulmünden kaderin parlak nurlarý Barla civarýnda etrafý aydýnlatmaya baþlýyor. Asrýn görevlisini sürgüne gönderip yok etmeyi düþünenler, aslýnda onun iman ve Kur’ân nurlarýný telif etmek için o topraklara gönderildiðini bilmiyorlardý. Büyük kafalar zafer sarhoþluðuyla istibdadýn en þenîsini yaþattýlar masum insanlara o dönemde. Kur’ân okunmayacak, Al lah denilmeyecek, Ýslâm nuru kalplerden silinecekti. Plan böyleydi. Onlar acizliklerine bakmadan kendilerini güç ve kudret sahibi olarak görüyorlardý. Onlar sarho þane bir þekilde ölüme meydan okumakla ölümü öldüreceklerini sandýlar. Onlar kýrýk cam þiþelerini, ahmakça elmaslara tercih etmiþlerdi. Onlarýn hem dünya hayatý, hem de ahiret hayatlarý karanlýklara bürünmüþtü. Ve istiyorlardý ki herkes onlar gibi olsun, herkesin imaný çalýnsýn, herkes hayvanca bir hayattan medet umsun... Onlar gafletle ve zulmetle hayatlarýný devam ettirirken Barla’da nurlar çoktan parlamaya baþlamýþtý bile. Gündüzleri baðýnda bahçesinde çalýþan imâna susamýþlar, geceleri uykularýný feda ederek titrek ýþýklarýn altýnda imân hakikatlerini yazmaktaydýlar. Kimisi çýrayý tutuyor, kimisi yazýyor, kimisi de yayýyordu nurlarý... Barla Lâhikasýndaki mektuplarý okurken, saff-ý evvel olan o ihlâslý nur talebelerinin halet-i ruhiyelerinin yüceliðini biraz daha anlamaya baþlamýþtým. Beni de o imân âbidelerine kardeþ etmesi için Rabb-i Rahimime bütün samimiyetimle yalvarmak istedim. “Ya Rabbim, Resûl-i Ek rem’in (asm) hürmetine beni Asrýn Âlimi Bediüzzaman’a talebe ve talebeleri olan Isparta kahramanlarýna arkadaþ eyle...” diye duâ etme ihtiyacýný duydum... Ve biz, kendimizi anlýyor ve biliyor zannediyoruz. Koca koca mektepler bitirmiþ, ardý ardýna diplomalar almýþýz. Ýsterseniz Barla Lâhikasýndaki mektuplarý okurken kendi yazdýklarýmýzý o ümmî insanlarýn yazdýklarýyla karþýlaþtýralým. Göreceðiz ki bizim yazdýklarýmýzda maddeci felsefenin tesirleri varken, o mektep görmemiþ insanlarýn yazdýklarýnda ise Kur’ân nurlarýnýn parýltýlarý bulunmaktadýr. Bizlerin yazdýklarýnda gururun, enaniyetin izleri bulunurken, onlarýn satýrlarýnda ihlâs ve samimiyet þuâlarý açýk bir þekilde görülmektedir. “Nurun Saff-ý Evvel leri” gibi olmak, onlar gibi serapa ihlâs olan mektuplarý yazabilmek ne büyük mazhariyet olacaktý bizler için... Bir kere daha anladým ki, Lâhikalarýn satýrlarý arasýnda büyük hakikatler saklýdýr. Onlar okunmadan, onlar anlaþýlmadan Risâle-i Nur hakikatlerinin manalarýna lâyý kýyla ulaþabilmek, Nurlarýn ve Muhterem Müel lifinin gerçek mahiyetini anlamak çok zor...

D


renkli:Mizanpaj 1

3/15/2010

2:55 PM

Page 1

3

C M YK

HABER

YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi

Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa DÖKÜLER

Mehmet KUTLULAR

Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN

Genel Müdür

Recep TAÞCI Genel Yayýn Müdürü

Spor Editörü Erol DOYRAN

Yayýn Koordinatörü

Kâzým GÜLEÇYÜZ Abdullah ERAÇIKBAÞ

Haber Müdürü Faruk ÇAKIR Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN

Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK

Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.

Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24,Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Ýhlas Gazetecilik A.Þ.Tel (0212) 4543000Daðýtým:DoðanDaðýtýmSat.vePaz. A.Þ.

Yayýn Türü: Yaygýn süreli

ISSN 13017748

NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 30 R. Evvel 1431 Rumî: 3 Mart 1426

Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta

Ýmsak 4.21 4.27 4.39 4.48 4.42 4.00 4.03 3.54 4.37 4.12 4.39

Güneþ 5.42 5.52 6.01 6.12 6.08 5.23 5.27 5.19 6.02 5.34 6.01

Öðle 11.55 12.04 12.13 12.24 12.20 11.35 11.39 11.31 12.14 11.46 12.14

Ýkindi 15.15 15.24 15.34 15.44 15.39 14.55 14.59 14.50 15.33 15.07 15.34

NAMAZ ÝLE DÝRÝLÝÞE ÇAÐRI

Akþam 17.55 18.04 18.13 18.24 18.19 17.35 17.39 17.31 18.14 17.47 18.14

Yatsý 19.09 19.22 19.28 19.42 19.38 18.51 18.55 18.48 19.31 19.01 19.29

Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa

Ýmsak 4.41 4.52 4.22 4.18 4.31 4.12 4.07 3.59 3.47 4.30 4.30

Güneþ 6.08 6.15 5.49 5.42 5.53 5.39 5.28 5.25 5.10 5.57 5.49

Öðle 12.20 12.27 12.01 11.54 12.06 11.51 11.41 11.37 11.22 12.09 12.02

Ýkindi 15.38 15.47 15.19 15.14 15.26 15.09 15.01 14.55 14.42 15.27 15.24

Akþam 18.20 18.27 18.00 17.54 18.06 17.50 17.41 17.37 17.22 18.08 18.03

Yatsý 19.39 19.43 19.20 19.10 19.21 19.10 18.56 18.56 18.39 19.28 19.15

TAHLÝL

Kýsýr döngü

NAMAZA TEÞVÝK ETMEK VE TOPLUMDA NAMAZ ÞUURU OLUÞTURMAK ÝÇÝN KURULAN NAMAZ GÖNÜLLÜLERÝ PLATFORMU ÜYELERÝ, 4. KURULUÞ YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADI. ELÝF NUR KURTOÐLU ÝSTANBUL

KÂZIM GÜLEÇYÜZ irtibat@yeniasya.com.tr

Ýstanbul Ýl Müftü Yardýmcýsý Mehmet Aþýk

TELEVÝZYONU P KAPATIP, KÝTA OKUYUN BÝRÇOK radyo ve televizyonun naklen yayýnladýðý programda Namaz Gönüllüleri Platformunun hizmetlerini ve hedeflerini anlatan bir sinevizyon gösterildi. Ýstanbul Ýl Müftü Yardýmcýsý Mehmet Aþýk, yaptýðý konuþmada “Haftanýn belli akþamlarý televizyonlarý kapatýp, yarým saati kur'ân okumak için ayýralým, ikinci akþam, Peygamberimizin hayatýný anlatan siyer kitabý okuyalým, üçüncü akþam ibadetlerin nasýl yapýlacaðýný anlatan bir ilmihal okusun. Bununla birlikte mutluluk baþlar, sýkýntý ortadan kalkar” dedi. Marmara Ýlâhiyat Öðretim üyesi Prof. Dr. Suat Yýldýrým, günümüz

insanýnýn boþ dünya meþguliyetleriyle zihnini meþgul ettiðine dikket çekerek, hâlbuki Asr-ý saadette yaþayan insanlarýn; “Allah rýzasý nerede? Peygamberimiz ne buyurdu? Bu gün ilmime ne ilave ettim.” düþünceleriyle meþgul olduklarýný hatýrlattý. Programda, Prof. Dr. Faruk Beþer, Doç. Dr. Mustafa Karataþ, sanatçý Yaþar Alptekin, Prof. Dr. Ali Rýza Temel, Prof. Dr. Ahmet Aðýrakça, Dr. Reþit Haylamaz, ve Dr. Vehbi Karakaþ gibi isimler de birer konuþma yaptý. Platforma en baþta destek veren Þaban Döðen, Yücel Çakmaklý ve Ömer Lütfi Mete rahmetle anýldý.

ÝNSANLARI namaza teþvik etmek ve toplumda namaz þuuru oluþturmak için faaliyet gösteren Namaz Gönüllüleri Platformu (NGP) 4 yaþýna bastý. Fatih’te Ali Emirî Kültür Merkezinde yapýlan toplantýda bir araya gelen platform üyeleri, geçen dört yýlda yapýlan hizmetleri anlatarak yeni projelerini, “Kur’ân ve namazla diriliþ seferberliði” olarak ilân ettiler. Toplantýya ülkemizin tanýnmýþ ilim ve fikir adamlarý, yazarlar, radyo TV programcýlarý, din görevlileri ve gazeteciler katýldý. NGP üyelerinden Ahmet Bulut ve Cemil Tokpýnar’ýn sunduðu program, Sultanahmed Camii Ýmam Hatibi Emrullah Hatipoðlu’nun okuduðu Kur’ân’la baþladý. Toplantýda konuþan Namaz Gönüllüleri Platformu sözcüsü Abdullah Yýldýz, “2006 yýlýndan beri namaza çaðrý hizmetimiz devam ediyor. Milyonlarca kitabýn, kitapçýðýn, binlerce panelin, konferansýn, seminerin, radyo-televizyon programýnýn oluþturduðu namaz coþkusu bütün hýzýyla sürüyor, hamdolsun! Þimdi ise, Kur’ân ve namazla diriliþ seferberliði baþlatýyoruz” dedi. Bin yýl Kur’ân’a hizmet eden milletimizin Kur’ân’dan uzaklaþtýrýldýðýný belirten Abdullah Yýldýz, þöyle devam etti, “Bu olumsuz tabloyu düzeltmek ve Kur’ân’ý, bir ‘hayat kitabý’ haline getirmek için eðitim, iletiþim ve sanat alanýnda çok geniþ ve kapsamlý bir dizi faaliyet yapmayý, bu konuya dikkat çekmeyi ve kitleleri bilinçlendirmeyi hedefliyoruz.”

aten bir türlü rayýna oturmayan gündem yine daðýlma iþaretleri verirken, hemen hiçbiri sonuca ulaþtýrýlmayan konularý takipten yorgun düþen Türkiye yerinde saymaya devam ediyor. Ve temel ve kronik sorunlardaki çözümsüzlük, yeni týkanmalarý getiriyor. Yaþadýðýmýz son örneklerde görüldüðü gibi. Bunlardan biri, Ermeni meselesindeki geliþmeler. Önce ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesinde, ardýndan Ýsveç Parlamentosunda Ermeni tasarýlarýnýn birer oy farkla kabulü üzerine Türkiye yine eski reflekslerine döndü. Hamaset yüklü tepki açýklamalarý yapýldý, büyükelçiler çaðrýldý, yanlýþ düzeltilmediði müddetçe geri gönderilmeyecekleri ilân edildi, v.s... ABD’deki oylamada sonucun böyle çýkmasýnda, komitenin Yahudi Baþkaný ile Yahudi üyelerinin tavýrlarý belirleyici rol oynarken, Türkiye beklenen tepkiyi vermek suretiyle tuzaða düþtü. Ve dýþ politika açýlýmlarý, baþýndan beri izlenen yanlýþ politikalarla “yumuþak karnýmýz” haline getirilen Ermeni meselesinde duvara çarptý. Temeldeki esaslý yanlýþlarý düzeltmeden imzalanan protokoller ise, yol açtýklarý itibar zedelenmesini geride býrakarak, rafa kalkmak üzere. Böyle bir tabloda, soykýrým tasarýsýnýn farklý mahfillerde kabul gördüðü her ülkeye ayný tepkileri verip büyükelçilerimizi geri çaðýracak olursak, yine “dünyanýn en yalnýz ülkesi” konumuna döner ve Ankara’daki Dýþiþleri binasýnda “merkez diplomatlarý”na yer bulamaz hale geliriz. Onun için, stratejiler temelden deðiþmeli. Özellikle de, kendi tezimizi saðlam vesikalara baðlayarak dünya kamuoyunda mâkes bulacak þekilde her platformda seslendirmeli; bilhassa akademik zeminleri ve medyayý çok iyi kullanmalý; lobi çalýþmalarý için, bizi her an “satabilecek” mahf illere düdnyanýn parasýný akýtýp bel baðlamak yerine kendi lobimizi oluþturabilmeliyiz. Az gidip uz gidip, geriye baktýðýmýzda bir arpa boyu bile yol alamadýðýmýzý gördüðümüz alanlardan biri de askerî cenah. Ve orada, çok küçük ve sýradan bir alt baþlýk muamelesi görmesi gerekirken, aylarca gündemin ilk sýrasýný iþgal eden ve daha da edecek gibi görünen ýslak imza. Genelkurmay Baþkaný Org. Baþbuð’un, Ýkinci Baþkanýyla Adlî Müþavirini yanýna alarak Milliyet’e yaptýðý detaylý açýklamalar bunun iþareti. Hatýrlanacaðý gibi, Albay Çiçek imzalý belgede ortaya çýkan son durum, Jandarma Kriminal Dairesi tarafýndan verilen ve ýslak imzanýn Çiçek’e ait olduðunu teyid eden rapor sonrasýnda, “Asker de nihayet kabul etti” kanaati uyandýracak þekilde, Askerî Savcýlýðýn Çiçek hakkýnda suç duyurusu yaparak tutuklama talebinde bulunmasý, ama mahkemenin bu talebi reddetmesi idi. Baþbuð’la müþavirinin sözleri, iþi bu raporla bitirmeyip, parmak izi, tarih tesbiti, ýslak imza makinasý, mürekkebin Genelkurmay’da kullanýlana uyup uymadýðý gibi detaylarý da kapsayan etraflý incelemelere koyulduklarýný gösteriyor. Bu demektir ki, ýslak imza tartýþmasý bitmedi. Yakýn zamanda bitecek gibi de görünmüyor. Peki, Baþbuð’un, hakkýnda soruþturma veya dâvâ açýlan komutanlarýn açýða alýnmasý bahsinde topu Millî Savunma ve Ýçiþleri Bakanlarýna atarken, ertesi gün Jandarma Genel Komutanýyla birlikte Hürriyet’e yaptýðý açýklamada “Saldýray Berk’in arkasýndayýz” demesinin anlamý ne? Hükümete, kaba tabirle “Sýkýysa alýn,” yargýya da “Sýkýysa mahkûm edin” mesajý mý veriliyor? Bunlar olup biterken, geçen hafta iki askerimiz daha “mayýn þehidi” oldu. Ve bir türlü çözemediðimiz mayýn bilmecesi, bir kez daha varlýðýný hatýrlattý. (Yeri gelmiþken soralým: Geçen yýl hararetli tartýþmalardan sonra Meclisten geçip bazý maddelerinin yürürlüðü AYM tarafýndan durdurulan mayýn temizleme kanunu ne oldu?) Þemdinli’deki o iki mayýn þehidinden sonra Yüksekova’dan da “Teröristlerin açtýðý ateþ sonucu bir uzman onbaþý þehit oldu” haberi geldi. Yani, ayný fâsit daire dönmeye devam ediyor.

Z Kadýnlara cenaze yýkama kursu veriliyor KAYSERÝ'DE kadýnlara yönelik düzenlenen, 41 kiþinin katýldýðý cenaze yýkama kursunda, oyuncak bebek üzerinde uygulamalý eðitim veriliyor. Melikgazi Halk Eðitim Merkezi Müdürü Cevat Albayrak, yaptýðý açýklamada, kadýnlara yönelik olarak açtýklarý cenaze yýkama kursuna 41 kiþinin katýldýðýný, yoðun baþvuru nedeniyle yeniden kurs açýlmasýnýn planlandýðýný ifade etti. Albayrak, kadýnlarýn defnedilmesinden önce, yýkama ve kefenleme konusunda hoca bulunmasýnda sýkýntý yaþandýðýný, bu nedenle kadýnlara yönelik cenaze yýkama kursu açtýklarýný belirterek, ‘’Toplam 25 saat süreli kursumuza 41 kadýn katýlýyor. Yoðun baþvuru var. Bu nedenle bu kursun bitiminde 2. kursumuzu, talebin sürmesi halinde 3. kursumuzu açacaðýz’’ dedi. Din kültürü ve ahlâk bilgisi öðretmeni Zeynep Arýnç ise kursa katýlanlara, ölüm öncesi ve ölüm sonrasý yapýlacak dinî iþlemler, cenazenin yýkanmasý, kefenlenmesi, mezara taþýnmasý ve defin sonrasý yerine getirilmesi gereken dinî vecibelerle ilgili uygulamalý bilgi verildiðini söyledi. Kayseri/aa


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:55 PM

Page 1

4 FARK

Herkes iþini yapsýn

FARUK ÇAKIR cakir@yeniasya.com.tr

ine normal olmayan hadiselere þahit oluyoruz. Komutanlar, davet ettikleri “akredite basýn” mensuplarý aracýlýðý ile Türkiye’ye ‘düzen’ vermeye çalýþýyorlar. Pazar günkü Milliyet’le baþlayan ‘önemli açýklamalar’ ayný gazetenin dünkü nüshasýyla da devam etti. Milliyet’in yayýný yetmemiþ olacak ki kartelin büyük gazetesi Hürriyet de ayný konuda (15 Mart 2010) yayýna baþladý. “Milliyet Genelkurmay karargâhýnda” üst baþlýðýyla verilen manþet haberde “Karþýlaþtýðýmýz en ciddî olay Balyoz” deniyor. Haberin ‘özet’inde de þu bilgiler var: “Genelkurmay Baþkaný (...) aylardýr TSK’ya iliþkin olarak ortaya atýlan ve Türkiye gündemini iþgal eden konularla ilgili Fikret Bila’nýn sorularýný açýklýkla yanýtladý.” (Milliyet, 14 Mart 2010) “Açýklýkla yanýtladý” deniyor, ama yapýlan her açýklama yeni sorularý da gündeme getiriyor. Bir defa komutanlarýn hemen her gün bu þekilde ‘önemli’ açýklamalar yapmasý demokrat bir ülkede normal karþýlanabilir mi? Hepimiz biliyoruz ki, AB üyeliði yolunda ilerlemeye çalýþan Türkiye uluslararasý toplantýlarda en çok bu konuda eleþtiriler alýyor. Bu bilindiði halde, ikide bir bu yönde açýklamalar yapýlmasý nasýl mazur görülür? Hem de iki gün üst üste! Milliyet’teki açýklamalar yetmemiþ gibi dün de ayný konuya Hürriyet dahil olmuþ. Hürriyet, Milliyet’i mý kýskandý, yoksa onu da diðer ‘akredite gazeteler’ mi takip edecek? Dünkü gazetelere bakýldýðýnda komutanlarýn ‘açýklama yapmýþ olmasý’ndan ziyade neler söylediðinin konu edildiði görülüyor. Neymiþ, komutanlar “Karþýlaþtýðýmýz en ciddî olay Balyoz”dur (Milliyet, 14 Mart 2010) demiþler. Ýyi de bu söz hangi mânâda söylenmiþ? “Balyoz iddiâlarý çok ciddi. TSK’da hiç kimse darbe gibi þeylere tevessül edemez. Öyle planlar yapanlarý içimizde tutmayýz, hukuka havale ederiz” anlamýnda mý söylenmiþ? Yoksa “Bu kadar ciddî iddialarla ilk defa suçlanýyoruz, ama bu suçlamalarý kabul etmeyiz, reddederiz, bunu da savuþtururuz” anlamýnda mý söylenmiþ, tam belli deðil. Meselâ, Hürriyet’teki ‘önemli açýklamalar’ þu manþetle duyurulmuþ: “(Karargâhta Erzincan açýklamasý) Gerçeðin arkasýndayýz.” (15 Mart 2010) Baþka hiç bir bilgiye sahip olmayan kiþiler, yapýlan bu açýklamalarý okumuþ olsa belki bir mânâ ifade eder. Ama aylardýr gündemi meþgul eden hadise, bilgi ve açýklamalar eþliðinde bu sözler okunduðunda pek de inandýrýcý gelmiyor. “Gerçeðin arkasýndayýz” diyenlere þu sorulur: Hangi gerçek? Gündeme gelen bütün iddialarýn baþtan sona ‘yalan’ olduðuna inanmamýz mý isteniyor? Zaten bu açýklamalarý daha önce de parpa parça duyuyorduk. Gerek internet sitelerinde yer alan açýklamalar, gerekse ‘haftalýk bilgilendirme toplantýlarý’ ve bunlar yetmediðinde de yine ‘akredite basýn’ kanalýyla benzer açýklamalara þahit oluyorduk. Kim olursa olsun, ‘açýklama yapan’lar inandýrýcý olmak istiyorlarsa ‘sözde gerçekler’in deðil, ‘özde gerçekler’in arkasýnda durmak mecburiyetindedirler. “Önemli açýklama”lardan ziyade, “önemli keþif”lerin manþet olduðu Türkiye’yi de görürüz inþaallah.

Y

Çubukçu: Hedef tüm çocuklara okul öncesi eðitim MÝLLÎ Eðitim Bakaný Nimet Çubukçu, okul öncesi eðitime önem verdiklerini vurgulayarak, okul öncesi çaðýndaki tüm çocuklarýn bu eðitimi alacaklarý bir sistem hedeflediklerini kaydetti. Bakan Çubukçu, yaptýðý açýklamada “Zekâ ve dil geliþiminin en önemli periyodu 3-6 yaþ arasýnda. Bu yaþ grubunu ýskalamak eðitimde büyük bir kayýp. Hem dünyayla rekabet etmede, hem de gelecek nesillerin geliþimi açýsýndan okul öncesi eðitimi önemli bir eðitim” dedi. Bu eðitim-öðretim yýlýnda 32 ilde baþlatýlan zorunlu okul öncesi eðitim pilot uygulamasýndan yüksek bir baþarý elde edildiðini söyleyen Çubukçu, þöyle devam etti: “Belirlenen kriterlere ve altyapýya uygun diðer illeri de bu 32 ile ilave edeceðiz. En azýndan 20 ili daha ilave etmeliyiz ki bu proje 3-4 yýl içinde yerleþsin, Türkiye genelinde okul öncesi eðitimin 6 yaþýnda baþlamasý gerektiði konusunda genel bir bilinç oluþsun. Türkiye genelinde okullaþma oraný yüzde 39. 32 ilden aldýðýmýz verileri Türkiye geneline yansýttýðýmýz zaman bu oran yüzde 43’leri bulmuþ olacak.” Ankara / aa

HABER

YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

“Türkiye’de sistem çöktü” TÜRKÝYE Odalar ve Borsalar Birliði (TOBB) Baþkaný Rifat Hisarcýklýoðlu, Türkiye’nin iþleyiþ biçimindeki sistemin çöktüðünü ifade ederek, “Baþta ana yasa olmak üzere her alandaki yasalarda düzenleme yapýlmasý gerekmekte” dedi. Hafta sonunu memleketi Kayseri’de geçiren Rifat Hisarcýklýoðlu, gündeme iliþkin önemli açýklamalar da bulundu. Hisarcýklýoðlu, hükümete de, muhalefete de eþit mesafede olduðunu söyledi. Son ekonomik geliþmelerle ilgili deðerlendirmelerde bulunan TOBB Baþkaný, Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde yaþanan en hýzlý büyümeyi 2002-2008 arasýnda yaþadýðýný ifade etti. Hisarcýklýoðlu, “Türkiye tarihinin yüzde 7 ile en büyük yükselme hýzý elde edildi. Bu baþarý özel sektörün müthiþ baþarýsýdýr. Ama 2008’in baþýnda herkesin birsini ‘öteki’ olarak görmeye baþlamasýyla, kavgalarýn yaþanmasýyla bu büyüme durmuþtur. Önümüzdeki ana sorun iþsizliktir. Türkiye

nüfusunun 5.2 milyonu iþsizdir. Yer yýl 750 bin yeni insan iþ için istihdam bekler oluyor. Bizim kavgamýz bu insanlara iþ imkâný saðlayacak istihdamlar oluþturmaktýr” diye konuþtu. Ekonomi dalgalanmanýn Türkiye’yi de etkilediðini kaydeden TOBB Baþkaný Hisarcýklýoðlu, Türk Sanayi cisi’nin dünyanýn diðer ül kelerindeki sanayicilerinden farklý bir uygulama istemediðini, ancak hak ettiði yerde bulunmadýðýný dile getirdi. Hisarcýklýoðlu, dünya ekonomisinin yüzde 60’ýnýn doðu ül kelerinin elinde olduðunu belirterek, “Güneþ doðudan yükseliyor. Türkiye bu fýrsatý deðerlendirirse dünyanýn yeniden lideri konumuna gelebilir. Farklýlýklar zenginliktir, eðer herkes ayný olsaydý, farklýlýk olmasaydý, Al lah tek kalýpta yaratýrdý. Herkes birbirine ‘öteki’ gözüyle görmekten vaz geçme-

li. Farklýlýðýmýz zenginliðimizdir” diyerek Türkiye’nin önündeki fýrsatý iyi deðerlendirmesi gerektiðini ifade etti. Rifat Hisarcýklýoðlu, yeni anayasa tartýþmalarýyla ilgili olarak da Türkiye’nin iþleyiþ biçimindeki sistem çökmüþtür. Baþta anayasa olmak üzere her a landaki yasalarda düzenleme yapýlmasý gerekmekte” diye konuþtu. Kayseri / cihan

Hisarcýklýoðlu, “Herkes birbirini ‘öteki’ gözüyle görmekten vaz geçmeli” dedi.

AKREDÝTE BASIN ÝLE YARGIYA MÜDAHALE GENELKURMAY BAÞKANI BAÞBUÐ’UN KISA SÜRE ÖNCE HABERTÜRK VE SONRA MÝLLÝYET’LE HÜRRÝYET GAZETELERÝNE VERDÝÐÝ BEYANATLAR ELEÞTÝRÝLÝYOR. GENELKURMAY Baþkaný Orgeneral Ýlker Baþbuð’un, bazý gazetelere beyanatlar vermesi eleþtiriliyor. Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Baþbuð’un, kýsa süre önce Habertürk, sonra da Milliyet ve Hürriyet gazetelerine kurmaylarýyla birlikte verdiði özel beyanatlarda, muvazzaf veya emekli komutanlarla ilgili olarak devam etmekte olan yargý sürecine müdahale anlamýna gelecek mesajlar vermesi eleþtiriliyor ve bu tür beyanlarýn “hukuka saygý” söylemleriyle baðdaþmadýðýna dikkat çekiliyor.

“SÝLÂH ARKADAÞLIÐI MEZARA KADAR SÜRER” Orgeneral Baþbuð, Karargâha çaðýrdýðý Milliyet gazetesi yazarý Fikret Bila’ya, silâh arkadaþlýðýnýn mezara kadar sürdüðünü belirterek, þunlarý söyledi. “Bizde silah arkadaþlýðý kavramý vardýr. Silah arkadaþlýðý demek erden orgenerale kadar bir bütündür. Silah arkadaþlýðýnda derecelere göre farklýlýk yok. Dolayýsýyla bizim emeklilerimiz olsun, muvazzaf personelimiz olsun bunlarýn arasýnda görev ve rütbe farklýlýklarýna muvazzaf ya da emekli olmasýna göre farklýlýk yapýlmaz, mümkün deðil. Hepsinin sorunu ve üzüntüleri bizim sorunumuz ve üzüntümüzdür. Ve ayrýca da ben bunun bir sorumluluk yüklediðinin de bilinci altýndayým burada. Bu nedenlerle daha fazla detaya girmem tabii ki doðru deðil.”

“SALDARAY BERK’ÝN ARKASINDAYIZ” Baþbuð, Jandarma Genel Komutaný Org. Iþýk Koþaner’le birlikte yine karargâhta görüþtüðü Hürriyet gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Enis Berberoðlu’na da “Ergenekon Terör Örgütü’nün Erzincan yapýlanmasýnýn yöneticisi olarak suçlanan ve Erzincan iddianamesinde bir numaralý sanýk olarak gösterilen 3. Ordu Komutaný Org. Saldýray Berk’e sahip çýktý. Baþbuð, “Bu çok aðýr ve ciddi bir suçlamadýr. Çok özel bir durum yaratmaktadýr. Suçlanan ordu komutaný Genelkurmay Baþkaný olarak bana ve Kara Kuvvetleri Komutaný’na karþý sorumlu ve baðlý olan en üst seviyedeki bir komutandýr” dedi.

Her iki komutan, suçlamalara karþý çýkarýk, “Tamamen gizli tanýk ifadelerine dayanýldý ve askeri yetkililere bilgi verilmedi, bilgi istenmedi. Biz gerçekleri anlatýyoruz, gerçeðin arkasýndayýz, bu nedenle Saldýray Berk’in arkasýndayýz” mesajýný verdi.

ERGENEKON SANIÐI TOLON ÝLE SOHBET ETTÝ Bu arada, Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Baþbuð, Küresel Terörizm ve Uluslararasý Ýþbirliði Sempozyumu’nda toplantý arasýnda emekli 1. Ordu Komutaný Orgeneral Hurþit Tolon ile görüþtü. 3. Ordu Komutaný Orgeneral Berk’e destek verdiðini açýklayan Baþbuð, bir baþka Ergenekon sanýðý Hurþit Tolan’la da katýldýðý toplantýda sohbet etti. Bu sýrada foto muhabirleri ikiliyi ayrý görüntüledi. Ýstanbul / Yeni Asya

E L E D A C Ü M I L K A D O N A S ÝN E L TE RÖR GENELKURMAY Baþkaný Orgeneral Ýlker Baþbuð, Ankara‘da düzenlenen Küresel Terörizm ve Uluslararasý Ýþbirliði Sempozyumu açýlýþýn konuþtu. Baþbuð, þunlarý söyledi: ‘’Terörizmin küreselleþmesi, sýnýr aþan niteliði ülkelerin iþbirliðini zorunlu kýlmaktadýr. Terörizm kaynaðý, hedefi, amacý her ne olursa olsun hiçbir þekilde meþruluðu olmayan, insanlýk dýþý eylemlerin bütünüdür. Demokrasi, haklar, özgür-

lükler ve sorumluluklar sistemidir. Demokrasinin sunduðu fýrsat alanlarýný kullananlar bireylerin en temel hakký olan yaþam hakkýný hedef alan terörizm faaliyetlerini hiçbir nedenle hoþ göremez. Terör ve terörizm desteklenemez, görmezlikten gelinemez. Yeri gelmiþken Semavî bir din olan Ýslâmý, terörle özdeþleþtirmenin de küresel terörizmin politik amacýna hizmet edeceðini hatýrlatmak isterim. Terörle

mücadelenin ana hedefinin, ‘’Terör örgütünün ve destekleyicilerinin baþarý umutlarýnýn yok edilerek, terörle bir yere varýlamayacaðýnýn gösterilmesi olmasý gerektiðini’’ ifade eden Baþbuð, ‘’Bunun yapýlabilmesi, terör örgü tünün elemine edilmesi, etkisiz hale getirilmesiyle olur. Terörle mücadele, insan odaklý olarak yürütülmeli, mücadele insanlarýn kalbine ve beynine hitap etmelidir” dedi.

TEBRÝK Deðerli kardeþimiz ve yazarýmýz Abdil Yýldýrým'ýn kýzý, Bizim Aile dergimizin editörü

Mehtap Yýldýrým

ÝSRAÝL GENELKURMAY BAÞKANI ANKARA’DA

ÝSRAÝL Genelkurmay Baþkaný Gabi Aþkenazi de Bilkent Otel’de düzenlenen Sempozyuma katýldý. Orgeneral Baþbuð, sempozyuma veri len arada Aþkenazi ile bir süre soh bet etti. Aþkenazi’nin Ankara’da Millî Savunma Bakaný Vecdi Gönül’ün yaný sýra Türk mevkidaþý Orgeneral Ýlker Baþbuð ile de görüþe ceði ve Ýsrail’e döneceði bildirildi.

GEÇMÝÞ OLSUN Muhterem aðabeyim

Abdil Yýldýrým'ýn ani bir rahatsýzlýk geçirdiðini öðrendim. Geçmiþ olsun der, Cenâb-ý Hak'tan acil þifalar dilerim.

Yalçýn Çolak

Hanýmefendi ile

Bilal Yükselten

TEBRÝK

kardeþimizin izdivaçlarýný tebrik eder, Cenâb-ý Allah'tan iki cihan saadeti dileriz.

Muhterem kardeþlerimiz

Not: Muhterem yazarýmýz Abdil Yýldýrým'ýn da bir an önce saðlýðýna kavuþmasýný yüce Mevlâ'dan niyaz ediyoruz.

ESKÝÞEHÝR YENÝ ASYA OKUYUCULARI

Bilal Yükselten ile Mehtap Hanýmefendinin izdivaçlarýný tebrik eder, genç çifte Cenâb-ý Allah'tan iki cihan saadeti dileriz.

ÞÝRÝNEVLER - YENÝBOSNA YENÝ ASYA OKUYUCULARI

Çetin Doðan’ýn tahliye talebi yine reddedildi

BALYOZ darbe planý iddiasýyla ilgili yürütülen soruþturmasý kapsamýnda tutuklanan emekli Orgeneral Çetin Doðan, emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Koramiral Feyyaz Öðütçü’nün tahliye talepleri ikinci kere reddedildi. Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýlýðý tarafýndan yürütülen soruþturma kapsamýnda tutuklanan eski 1. Ordu Komutaný emekli Orgeneral Çetin Doðan, emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Koramiral Feyyaz Öðütçü, emekli Tümamiral Özer Karabulut, Tümamiral Ali Semih Çetin, Albay Recep Yýldýz ve Yarbay Ali Rýza Sözen’in tutuklanmalarýna yapýlan ikinci itiraz da reddedildi. Ýstanbul 11. Aðýr Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimi tarafýndan yapýlan incelemede “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti yürütme organýný cebren iskat ve men etmeye teþebbüs” suçundan tutuklanan 7 þüphelinin tutukluluk halinin devamý yönünde karar verildi. Tahliye talebinin reddine, atýlý suçun vasýf ve mahiyeti ile mevcut delil durumu gerekçe gösterildi. Ýstanbul / cihan

Ýçiþleri Bakaný Atalay: Türkiye normalleþiyor

ÝÇÝÞLERÝ Bakaný Beþir Atalay, ‘’Türkiye aydýnlanýyor, Türkiye normalleþiyor. Türkiye gerçek demokratik bir ülke haline geliyor. Biz bu konuda kararlý bir þekilde yolumuza devam ediyoruz’’ dedi. Atalay, AKP Genel Merkezi’nin Küçükçekmece Evlendirme Dairesi’nde düzenlediði ‘’Türkiye Buluþmalarý’’ adlý programda yaptýðý konuþmada, AKP’nin en büyük hedeflerinden birisinin ülkenin demokratikleþmesi olduðunu, Türkiye’nin demokrasi açýðýný kapatmayý misyon edindiklerini anlattý. Atalay, Amerika’da 2001 yýlýnda yaþanan terör olayýndan sonra demokraside bir daralma olduðunu, adeta terörün karþý özgürlüklerin kýsýtlanmasý yönünde kullanýldýðý belirtti. Türkiye’de 2002 yýlýnda iktidar olduktan sonra demokrasi ve özgürlükleri teröre feda etmeyeceklerini, terör bahanesiyle insan haklarýný kýsýtlamayacaklarýný belirttikleri kaydeden Atalay, bunu da hassasiyetle uyguladýklarýný söyledi. Kendi dönemlerinde faili meçhul cinayetlerin yaþanmadýðýný ifade eden Atalay, þöyle devam etti: ‘’Býrakýn kendi dönemimizde olmasýný, geçmiþ dönemlerde olanlarý aydýnlatýyoruz. Þu anda o karanlýk dosyalarýn hepsini açýyoruz ve bunlar bir bir açýlacak. Türkiye aydýnlanýyor. Türkiye normalleþiyor. Türkiye gerçek demokratik bir ülke haline geliyor. Biz bu konuda kararlý bir þekilde yolumuza devam ediyoruz.” Ýstanbul / aa

Gündem kamufle ediliyor

BELEDÝYE-ÝÞ Sendikasý Genel Sekreteri Nihat Ayçiçek, ‘’Türkiye’de her þey güllük gülistanlýkmýþ gibi gündem farklý þeylerle kamufle ediliyor’’ dedi. Nihat Ayçiçek, Kars’ta bir otelde Kars-Ardahan-Iðdýr Belediye-Ýþ Sendikasý Þubesi 9. Olaðan Genel Kurul Toplantýsý’na katýldý. Ülkenin çok ciddi bir süreçten geçtiðini belirten Ayçiçek, þunlarý kaydetti: ‘’Çalýþma hayatýnýn önünde devasa sorunlar var. Ülkemizde iþsizlik sorunu var. Çalýþan kesim þu anda yoksulluk sýnýrýnýn altýnda çalýþýyor. Dolayýsýyla ülkemizdeki temel sorun iþsizlik sorunudur. Gerçekten iþ yok, aþ yok, ekmek yok.’’ Ayçiçek, yýlda 500 bin, 600 bin gencin mezun olduðunu ama iþ, aþ bulamadýðýný ifade ederek, þöyle konuþtu: ‘’Hal böyleyken Türkiye’de bakýyorum gündem çok farklýlaþabiliyor. Sanki bu sorunlar yokmuþ, her þey güllük gülistanlýkmýþ gibi gündem farklý þeylerle kamufle ediliyor. Asýl olan iþsizlik sorunu devamlý þekilde kamufle ediliyor. Türkiye’de sadece iþsizlik sorunu da yok. Türkiye de hukuksuzluklar da var. Hepimize her þeyden daha fazla gerek olan hukuk maalesef birileri tarafýndan çiðnenmektedir.’’ Kars / aa


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:52 PM

Page 1

5

HABER

YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

BAÞKENT YAZILARI

Dine ve mânevî deðerlere samimiyet… CEVHER ÝLHAN cevher@yeniasya.com.tr

BD’den sonra Ýsveç’in de Türkiye’ye “soykýrým bühtaný”nda bulunmasý, sazlý-sözlü “Roman açýlýmý”na varan ve Anayasa deðiþikliði “mini paketi” ile “yargý reformu” tartýþmalarý ortasýnda, oldukça önemli geliþmelerin üzerinde durulmadý. Mersin’de partili bazý kadýnlarýn simgesel olarak “çarþaf yýrtma gösterisi”ne CHP’nin gösterdiði tepki, bunlardan biri. Baykal’ýn parti grubunda, “Herkes çok iyi bilmelidir ki; CHP’lilerin yýrtma, yakma gibi siyasî bir üslubu yoktur, olamaz da. CHP’nin hiç kimsenin giyim-kuþamýna, ahlâkýna, kültürüne müdahale ve hükmetme hakký yoktur. Herkes inancýnda, yaþayýþ biçiminde, giyiminde özgürdür” çýkýþý, siyasetin dine saygýsýnýn son bir örneði oldu. Sözkonusu eylemi yapanlarýn niyetlerinin çarþaf yýrtmak olmadýðýna dair “piþmanlýk beyânlarý”na raðmen haklarýnda disiplin davasý açýldý… Bilindiði gibi son mahal li seçimler öncesi Baykal partisine katýlan baþörtülülere törenle rozet takmýþ, partinin Kocaeli Belediye Baþkan adayý ise açacaðý mahal le evleri bünyesinde isteyenlere Diyanet’in kontrolünde Kur’ân kursu verileceðini vaad etmiþti.

A

Bütün vaziyet, tek parti döneminden kalan zihniyet ve itiyatla “laiklik” gerekçesiyle dinî özgürlüklere soðuk bakan ve her darbe ve ara dönemde “irtica” bahanesiyle baþörtüsü ve tesettüre karþý gelen partide ciddî tartýþmalara yol açmýþtý. Parti yönetiminin bu tavrý içeriden sorgulanmýþ, özel likle Ýstanbul il yöneticilerine “Çarþafý meþrulaþtýrdýnýz!” tepkileri yükselmiþti. Baykal’ýn bütün bunlara karþý, Ýslâm inancýnýn icâbý tesettürün bir parçasý olan çarþafý Türkiye’nin bir gerçeði olarak kabul edip “Kimsenin özel yaþamýnda nasýl giyineceðine karýþmaya hakkýmýz yok; hoþgörülü olun; düþmanlýk yapmayacaksýn kardeþim yapmayacaksýn” açýklamasý, hangi sâikle olursa olsun hayra alâmet sayýlmýþtý…

TAHRÝBATI TÂMÝRE ÇALIÞMASI…

‘‘

Dine ve mânevî deðerlere samimiyet, hangi kimden ve nereden olursa olsun dine saygýdan memnun olmayý gerektirir…

teri) Hilmi Uran’a yazdýðý mektuptaki “dine ve mânevî deðerlere saygý ve hizmet” ikazýnýn önemini hatýrlatmakta. Bin sene Kur’ân’ýn bayraktarlýðýný yapmýþ bu vatana ve mil lete hizmet iddiasýnda bulunan siyasetin, “medeniyet hesabýna mukaddesatý çiðneyen usûl leri muhâfaza ve üç-dört þahsýn inkýlâp namýnda yaptýklarý icraatý esas tutma” tavrýndan artýk vazgeçmesi ve inkýlâplarýn zoruyla yapýlan tahribatlarýn “bil hassa an’ane-i diniye hakkýnda” tamirine çalýþýlmasýnýn ehemmiyetini ortaya koymakta. (Emirdað Lâhikasý, 191) Türk mil letinin dünyanýn her tarafýnda Müslüman olduðunu ve mil liyetinin Ýslâmiyetle imtizaç etiðini, ondan ayýrmanýn mümkün olmadýðýný, ayýrmasýyla mahvolacaðýný nazara veren Bediüzzaman’ýn, daha Cumhuriyetin ilk yýl larýnda din ve fen ilimlerinin beraber okutulacaðý üniversite teklifine, “dinde çok lâkayd ve Garblýlaþmak taraftarý” bir kýsým mebuslarýn itirazlarýna verdiði cevaptaki temel tespitlerin mil letin birliði ve bütünlüðü için hayatiyetini te’yid etmekte…

Gerçek þu ki Baykal’ýn, “Benim çarþafý ne ‘meþrulaþtýrmaya’, ne de ‘gayr-ý meþrulaþtýrmaya’ gücüm yetmez. Bu Türkiye’nin toplumsal bir parçasýysa bunu herkesin doðal karþýlamasý lazým” görüþü, siyasetin toplumun gerçeklerini anlama ve ona göre siyaset yapma hususunda fevkalâde bir geliþme. Gelinen noktada son olay üzerine Baykal’ýn ve parti yönetiminin “çarþaf yýrtýcýlarý”ný disipline verme iþlemine karþý hemen hemen hiçbir tepkinin verilmemesi, þüphesiz siyasetin mil letin deðerleriyle barýþmaktan baþka çaresinin olmadýðýnýn açýk bir iþareti olmakta. Ve CHP’nin siyasî tarihindeki dinî deðerlere karþý bigâne kalýþýný sorgulayan bu geliþme, Bediüzzaman’ýn daha tek partinin sonlarýna doðru HANGÝ SÂÝKLE OLURSA OLSUN… daha önce Ýçiþleri Bakanlýðý da yapmýþ olan döne“Siz, farz-ý muhâl olarak hiçbir cihette ihmin Halk Partisi Kâtib-i Umumîsi (Genel Sekre - tiyaç olmazsa da, ekser enbiyânýn (Peygam-

berlerin) Asya’da, Þark’ta zuhuru ve ekser hükemânýn ve feylesoflarýn garbda gelmelerinin delâletiyle Asya’yý hakîki terakkî ettirecek, fen ve felsefenin tesiratýndan ziyâde, hiss-i dinî olduðu halde, bu fýtrî kanunu nazara almayarak ‘Garblýlaþmak’ nâmýyla an’ane-i Ýslâmiyeyi (Ýslâmî esas ve kültürü) býraksanýz ve lâdînî (din dýþý sistemi) bir esas yapsanýz dahi, mil let ve vatan selâmeti için dine, Ýslâimyetin hakikatlerine, katiyen taraftar olmak size lazým ve elzemdir” dersinin deðerini bir defa daha ortaya koymakta. (Emirdað Lâhikasý, 348-349) Meclis’teki ilk beyannâmesinden devlet ve hükûmet makamlarýna gönderdiði mektuplara ve mahkemelerdeki müdafaalara kadar bütün yazýlarýnda, devleti, partileri ve siyasetçileri milletin deðerlerine saygýya davet eden Bediüzza man, bunun içindir ki bütün partileri dini deðerler üzerinden siyaset yapmaktan sakýndýrýr. “Umûmun mâl-ý mukaddesi (ortak deðeri) olan dini, inhisar zihniyetiyle kendi meslektaþlarýna (siyasî partisine) daha ziyâde has göstermekle, kavi (büyük) bir ekseriyette, dine aleyhtarlýk meyli uyandýrmakla nazardan düþürmek” olan “siyasî tarafgirlik tahriki”ne dikkat çeker. Hangi endiþeyle olursa olsun, mil let nezdinde itibar görme kaygýsýyla siyasetleri için de olsa partilerin ve siyasilerin dine saygýlý olmalarýný ve mânevî deðerlere hizmette yarýþmalarýný önerir. Siyasetin bu kulvara girmesinin, rekâbet hissiyle günübirlik siyasî hesaplara ye da politik kýskançlýklara ve kavgalara kurban edilmemesinin gereðini belirtir. Dine ve mânevî deðerlere samimiyet, hangi kimden ve nereden olursa olsun dine saygýdan memnun olmayý gerektirir…

“Týp Bayramý’’ yerine “Saðlýk Bayramý’’

SAÐLIK Bakaný Recep Akdað, ‘’Týp Bayramý’’ yerine ‘’Saðlýk Bayramý’’ ifadesini teklif etti. Akdað, Erzurum Bölge Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi’nin, 14 Mart Týp Bayramý dolayýsýyla Palandöken’de bir otelde düzenlediði etkinlikte konuþtu. Saðlýk alanýnda son 7,5 yýl içinde önemli geliþmeler kaydettiklerini söyleyen Akdað, Türkiye’de ilk defa büyükþehirlerin dýþýnda Trabzon’da büyük bir katýlýmla büyük bir organizasyon gerçekleþtirdiklerini anlattý. Akdað, ‘’Tutar mý bilmiyorum ama bu ‘Týp Bayramý’ yerine ‘Saðlýk Bayramý’ ifadesini ben öneriyorum. Çünkü týp bayramý deyince hep tabiplerin bayramý olarak kutlandý. Bunu biraz geniþletmenin önemli olduðunu düþünüyorum. Bir ekip çalýþmasý yaptýðýmýza göre bunun daha iyi olacaðýný düþünüyorum’’ dedi. Erzurum /aa

Romanlar mutlu

ROMANLAR, önceki gün gerçekleþen Roman buluþmasýndan mutlu. Roman Kültür ve Dayanýþma Derneði Baþkaný Yakup Çardak, Türkiye’de ilk kere Roman vatandaþlarýn varlýðýnýn kabul edildiðini ifade ederek, “Ýlk kez, bu ül kede yaþadýðýmýz kabul edildi.” dedi. Bir baþbakan tarafýndan ilk kere ‘kaale alýndýklarý’ için umutlu olduklarýný ifade eden Ýzmir Roman Müzisyenler Derneði Baþkaný Reþat Gülþen da hükümetten Roman müzisyenlerin sorunlarýna çare bulunmasýný istedi. Ýzmir Romanlýlar Derneði Baþkaný Abdul lah Çýstýr ise “Ýlk kere bir Baþbakan Romanlarý muhatap aldý, ancak bardaðýn boþ tarafýný da görmeliyiz. Ayaðý yere basan, somut bir proje yok. Þapkadan tavþan çýkmadý” eleþtirisinde bulundu. Ankara / cihan

Ankara’da ulaþým ücretlerine yeni dâvâ

ANKARA Tüketici Haklarý Derneði, Ankara Büyükþehir Belediyesi’nin aldýðý son UKOME kararýna iliþkin Ankara 16. Ýdare Mahkemesi’nde ‘’iptal’’ davasý açtý. Ankara Tüketici Haklarý Derneði Baþkaný Turhan Çakar, yaptýðý açýklamada, Ankara Büyükþehir Belediyesi’nin tam bilette 1.85 TL, indirimli bilette 1.15 TL ile Türkiye’nin en pahalý ulaþým hizmetini verdiðini savundu. Ankara Büyükþehir Belediye Baþkaný Melih Gökçek’in hal ký yanýlttýðýný ve pahalý bir ulaþým ücret politikasý izlediðini öne süren Ça kar, Ankara Tüketici Haklarý Derneði olarak, Ankara Büyükþehir Belediyesi’nin aldýðý son UKOME kararýna iliþkin Ankara 16. Ýdare Mahkemesi’nde ‘’iptal’’ dâvâsý açtýkla rýný bildirdi. Tüketiciler olarak boykot hazýrlýðý içinde olduklarýný ve Ankaralýyý ulaþým hakkýna sahip çýkmaya davet ettiklerini be lirten Çakar, ‘’Ankaralýlarý belirleyeceðimiz bir gün araçlarý kul lanmayarak boykot etmeye çaðýrýyoruz’’ dedi. Ankara/aa

Dýþiþleri Bakaný Davutoðlu, AB Komisyonunun geniþleme ve komþuluk politikasýndan sorumlu üyesi Stefan Füle ile görüþtü. FOTOÐRAF: AA

AB, stratejik temel hedef DIÞÝÞLERÝ BAKANI DAVUTOÐLU, TÜRKÝYE ÝÇÝN AB'NÝN, MODERNLEÞME ÇABASININ SONUCU OLAN ÖNEMLÝ STRATEJÝK TEMEL HEDEF OLDUÐUNU KAYDETTÝ. DIÞÝÞLERÝ Bakaný Ahmet Davutoðlu, ‘’Türkiye için AB, modernleþme çabasýnýn doðal sonucu olan son derece önemli stratejik temel hedeftir” dedi. Davutoðlu, Dýþiþleri Bakanlýðý konutunda, AB Komisyonunun geniþleme ve komþuluk politikasýndan sorumlu üyesi Stefan Füle ile görüþme sinin ardýndan düzenlenen ortak basýn toplantýsýnda konuþtu. Bugün üç ana konuda kapsamlý ve yararlý görüþmeler yaptýklarýný belirten Davutoðlu, bu konulardan il kinin Türkiye-AB i liþkilerinin stratejik vizyonu olduðunu, hafta sonunda Finlandiya’da bu çerçevede çok faydalý ve gelecek vizyonu yüklü görüþmeler yaptýklarýný kaydetti. Bakan Davutoðlu, ele aldýklarý ikinci önemli konunun karþý karþýya kalýnan muhtemel sorun alanlarý ve müzakere sürecinin iþleyiþi olduðunu ifade ederek, bununla ilgili kendilerine Türkiye’de yapýlan çalýþmalar hakkýnda bilgi aktardýðýný ve Türki ye’nin AB sürecinin Kýbrýs gibi doðrudan konuyla ilgili olmayan siyasal so-

runlarla ya da AB içindeki iç kamuoyu bakýþlarýyla etkilenmemesi gerektiðini aktardýðýný bildirdi. Görüþtükleri üçüncü konunun komþu bölgelerle ilgili yürüttükleri politikalarýn koordinasyonu olduðu nu belirten Davutoðlu, özel likle Batý Bal kanlar’daki geliþmeleri kapsamlý þekilde ele aldýklarýný, Kafkaslar, Doðu Akdeniz, komþu bölgeler ve enerji güvenliði konularýný gözden geçirdiklerini kaydetti. Davutoðlu, Lizbon Anlaþmasý sonrasý AB’nin Türkiye ile yeni bir stratejik diyalog mekanizmasý kurmasý ge rektiði konusunda fikir birliðine vardýklarýný belirtti. Füle’nin yakýn bir Türkiye dostu olduðunu bildiklerini kaydeden Davutoðlu, bu sebeple Füle’nin bundan sonra Türkiye’yi artýk ziyaret ettiði i kinci bir ül ke olarak deðil, kendi ül kesi gibi görmesi temennisinde bulundu. Davutoðlu, Füle’ye Türkiye’nin AB sürecinde çok ciddi görevler düþ tüðünü de belirtti. Ankara / aa

FÜLE: TAAHHÜDÜMÜ BÝR KERE DAHA TEYÝT EDERÝM AB Komisyonunun Geniþleme ve Komþuluk Politikasýndan Sorumlu Üyesi Stefan Füle de görüþmede Kýbrýs konusunu da ele aldýklarýný belirterek, AB için önemli olan Kýbrýs konusunda “Türkiye’nin Katma Protokolü uygulamasýnýn büyük önem taþýdýðýný” kaydetti. Türkiye’nin Kýbrýs Rum kesimiyle iliþkilerini normalleþtirmesi gerektiðini ifade eden Füle, “Türkiye’nin yürütmekte olduðu katýlým müzakerelerine desteðimi ve Türkiye’yi AB’nin bir üyesi olarak görme yönündeki taahhüdümü bir kere daha teyit ederim” dedi. Davutoðlu’nun deðindiði Türkiye’ye vize muafiyeti konusuna iliþkin soruyu cevaplayan Füle, gerek Türkiye, gerekse AB için önemli olan bu konuyu da ele aldýklarýný söyleyerek, yasadýþý göçle ilgili olarak geçen aylar içinde yoðunlaþan diyaloðu memnuniyetle karþýladýklarýný, bununla birlikte kýsa bir süre içinde geri kabul anlaþmasýnýn uygulama konulmasýyla ilgili olarak da fikir birliðinde olduklarýný bildirdi. Bu alanlarda ilerleme kaydedilirse bundan sonraki aþamalarda vize konusunda kolaylaþtýrýcý çalýþmalara geçilebileceðini ifade eden Füle, bu adýmdan sonra da bütün üye ülkelerin uzlaþýsýyla vize muafiyeti konusunda Türkiye ve AB için gerekli adýmlarýn atýlabileceðini kaydetti.

Türkiye’nin arka sokaklarý

SÝYAH-BEYAZ AHMET DURSUN ahmetdursun81@hotmail.com

ürkiye’nin sosyolojisine hakim olmadan temel meseleleri çözümü kavuþturmak iddiasýnda bulunmak ütopik bir yaklaþýmdýr. Muasýr mil let anlayýþýnýn Müslüman bir toplumda “Al lahsýz” bir hayat tarzýyla gerçekleþeceði zannýyla toplumu kuþatmak, bu yönde dönüþüme zorlamak nasýl ki Türkiye’nin genetiðini bozmuþtur; bugün de toplumu sarsan olaylarýn temeline inememek, Türkiye gerçeðinden habersizce meselelere çözüm aramak bu hastalýklarýn kronikleþmesine yol açacaktýr. Türkiye gerçeðini Ankara’nýn hakim tepelerinden görmek oldukça zordur. Türkiye sosyolojisi, Türkiye’nin arka sokaklarýnda gerçekleþen hazin hikâyelerde, kahredici gerçeklerde gizlidir. Türkiye yanýyor; bu yangýn daha çok Türkiye’nin arka sokaklarýnda cereyan ediyor. Þatafatýn, þamatanýn ve kargaþanýn hakim olduðu Türkiye’nin ön yüzü, yavuz hýrsýz piþkinliðiyle bütün çirkinlikleri örtme telaþýnda. Forbes’in dünyanýn en zenginleri arasýnda saydýðý zenginlerimizin, Ergenekonlara odaklanmýþ ekabirimizin, tepelere göz dikmiþ ütopist siyasetçimizin bu yangýný görmesi, böyle bir yangýndan haberdar olmasý, olsa da müdahale etmesi çok zor. Bu tür yangýnlarý söndürmek “Kar þýmda müthiþ bir yangýn var… Ýçimde evlâdým tutuþmuþ yanýyor…” diyebilenlerin iþi. Peyami Safa’nýn Fatih-Harbiye hattýnda ortaya koyduðu kültürel yozlaþma, kültür ve medeniyet buhranýnýn doðurduðu dualite, bugün Vezneciler’den herhangi bir yöne yaptýðýnýz kýsa yolculuklar esnasýnda bile daha korkunç haliyle karþýnýza çýkýyor, yaþadýðýnýz toplumdan utandýrýrcasýna insaný üzüyor. Eskilerin “Hoþça bak zatýna kim zübde-i âlemsin” diyerek tebcil ettikleri, fazilet ve medeniyet üstadý insanýmýzdan eser yok sanki. Hürmet, muhabbet, sadakat ve þefkati uzak diyarlara sürgün eden bir toplum… Türkiye’nin arka sokaklarý yanýyor. Eðittiðimizi sandýðýmýz çocuklarýmýz artýk bizim deðil, bünye mizi kemiren sefil liklerin esiri… Dünyevî ve uhrevî geleceði tehdit eden bir esaret… Müziðini, estetiðini, onu deðerli kýlacak tüm deðerlerini yitirmeye yüz tutmuþ gençliðimiz… Kendine kimlik arayan gençlerimize kimlik biçen çok. Gençliðimizin kalplerindeki boþluðu dolduramayanlar ise, lolipop kandýrmacasýyla bir ül kenin geleceðine ipotek koyuyorlar. Sonra Türkiye’nin bütün meselelerini çözüyoruz diye hava atýyorlar. Türkiye’nin arka sokaklarýnda derd-i maiþet yüzünden çözülen aileler var. Ýnsanca yaþamak, bir yu dum mutluluk tatmak hevesiyle kurulan, sonra tüm insani hasletlerden uzaklaþýlarak darmadaðýn edilen aileler… Hukuksal yetkinliðe eriþmeyen çocuklarýný bile üçer beþer þirketlere ortak edenlerin sadece oylarýyla ilgilendiði masum aileler… “Müslümanlar bir vücudun azalarý gibidir...” hadisini iþlerine gelince hatýrlayanlarýn kendinden saymadýklarý aileler… Türkiye’nin arka sokaklarý yanýyor. Bu yangýndan berî olduklarýný sananlar “düm tek, düm tek, düm teke tek” vur patlasýn çal oynasýn hoplayýp zýplýyorlar. Ehl-i dünyanýn “çok güzel hareketler bunlar” diyerek alkýþladýðý sefih medeniyetin baþlarýný yiyeceðini tahmin edemiyorlar. Bediüzzaman’ýn “en büyük ve e hemmiyetli ve daimi vazife var” diyerek iþaret ettiði “kalp” dairesindeki vazifeyi anlamsýz görenler, “surda bir gedik açmak” için çýktýklarý mukaddes yolculukta yollarýný bulamýyorlar, çýkmaz sokaklarda oyalanýyorlar. Arka sokaklar, bekleþmedeler. Þimdilik…

T

AB’nin sorunlarý üyeliðimizi kaçýnýlmaz hâle getirecek

DEVLET Bakaný ve Baþmüzakereci Egemen Baðýþ, Avrupa Birliði’nin artan sorunlarýnýn, Türkiye’nin üyeliðini kaçýnýlmaz hâle getireceðini söyledi. Baðýþ, NTV’ye yaptýðý açýklamada, “Avrupa’nýn, sorunlarýnýn, Türkiye’nin katkýsý olmadan çözülmeyeceðini gördüðünü, AB’nin sorunlarýnýn, Türkiye’nin üyeliðini kaçýnýlmaz hale getireceðini” belirtti. Egemen Baðýþ, “tam üye olduðu zaman daha fazla söz sahibi olacaðýný gördüðü için AB’nin Türkiye’yi biraz ötelemek istediðini” kaydetti. Baðýþ, dinin Avrupa Birliði için resmi bir kriter olmadýðýný ancak, bu konuda bazý endiþeleri olanlarýn ve Türkiye’ye karþý bir takým hassasiyetler koyanlarýn olabileceðini ifade etti. Baðýþ, uyuþturucuyla mücadele, enerji koridoru oluþturma, yasadýþý göç, entegrasyon gibi konularda Avrupa’nýn Türkiye’ye ihtiyaç duyduðunu belirterek, Avrupa’nýn, Türkiye’nin katkýsý olmadan sorunlarý çözemeyeceðini anladýðýný kaydetti. “Millî birlik ve kardeþlik projesinin, sadece Kürtleri deðil, Alevileri, Sünnileri, Romanlarý da kapsadýðýný, bütün olarak insanlarýn demokratikleþme sorunu olduðunu” belirten Baðýþ, “Bireyin hakkýný hukukunu artýrmamýz, kim olursa olsun, bireyin önünü aç mamýz lazým” dedi. Ankara / aa


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:05 PM

Page 1

6

YURT HABER YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

BARIÞ ELÇÝLERÝ TÖREYÝ ANLATTI Ýzmir Eðitim-Bir-Sen Baþkaný Abdürrahim Þenocak,sendika olarak memurlara kariyer desteði verdiklerini kaydetti.

Eðitim-Bir-Sen’den memurlara seminer EÐÝTÝM-Bir-Sen Ýzmir Þubesi, Memuriyette Görevde Yükselme Sýnavýna girecek eðitim çalýþanlarý için 27 Mart-10 Nisan tarihleri arasýnda sýnava hazýrlýk semineri düzenliyor. Ýzmir Hasan Saðlam Öðretmenevi’nde yapýlacak hazýrlýk seminerleri 3 hafta sürecek. Her Cumartesi iki oturum þeklinde yapýlacak seminerlerde alanýnda uzman eðitimciler ders verecek. Sýnav yönetmeliði incelenerek hazýrlanan seminer müfredatý çerçevesinde Türkçe, T.C. Anayasasý ve 657 Sayýlý Devlet Memurlar Kanunu dersleri iþlenecek. Ýzmir Þube Baþkaný Abdurrahim Þenocak, “Memuriyette Yükselme Sýnavýna girecek eðitim çalýþanlarýmýza destek vermek amacýyla hazýrlýk semineri düzenliyoruz. Önümüzdeki hafta baþlayacak seminerlerimiz için alanlarýnda uzman eðitimcileri bir araya getirerek çalýþma programý hazýrladýk. Sendika olarak üzerimize düþen eðitimcilere rehberlik yapma ve destek olma görevini sürekli olarak hazýrladýðýmýz bilimsel çalýþmalarla sürdürüyoruz” diye konuþtu. Ýzmir/Yeni Asya

Engellilere deprem eðitimi BURSA Kent Konseyi Engelliler Meclisi üyelerine Uludað Üniversitesi AKUT Öðrenci Topluluðu tarafýndan ‘Deprem Bilinçlendirme Eðitimi’ verildi. Konsey Baþkaný Mehmet Semih Pala, engelliler meclisi üyelerine verilen deprem bilinçlendirme eðitiminin konsey bünyesindeki diðer meclislere de verileceðini belirtti. Pala, “Son günlerde ülkemizi yasa boðan deprem bizi çok etkiledi. Bu nedenle deprem bilinçlendirme eðitimini çok önemsiyoruz” dedi. Uludað Üniversitesi AKUT Öðrenci Topluluðu Baþkaný Pervin Kaçtý da eðitimde deprem öncesinde, deprem sýrasýnda ve deprem sonrasýnda yapýlmasý gerekenlerin anlatýldýðýný belirtti. Bursa/cihan

ÞANLIURFA’NIN VÝRANÞEHÝR ÝLÇESÝNDE OLUÞTURULAN BARIÞ ELÇÝLERÝ, KÖYLERÝ GEZEREK YILLARDIR KANGREN HALÝNE GELEN TÖRENÝN ZARARLARINI ANLATIYOR. ÞANLIURFA’NIN Viranþehir ilçesinde, “Baþlýk Parasý, Töre Cinayetleri, Kýz Çocuklarý Erken Yaþta Evlendirilmesine Son” projesi kapsamýnda doktor, hemþire, müftü ve imamlardan oluþan ekip köy köy gezmeye devam ediyor. Þanlýurfa’nýn Viranþehir ilçesinde kýsa bir süre önce baþlatýlan “Baþlýk Parasý, Töre Cinayetleri, Kýz Çocuklarý Erken Yaþta Evlendirilmesine Son” projesi her geçen gün ilgiyle karþýlanýlýyor. Þanlýurfa Valiliði koordinasyonluðunda Türk Diyanet Vakýf-Sen, Viranþehir Müftülüðü tarafýndan yürütülmekte olan ve Devlet Planlama Teþkilatý SODES programý kapsamýnda finanse edilen proje kapsamýnda çalýþmalara doktor, hemþire, müftü ve imamlardan oluþan 9 kiþilik ekip katýlýyor. Oluþturulan 9 kiþilik ekip, ilçe ve 50 köye giderek orada köy halkýna bilgiler veriyor. Köylerde “Barýþ elçileri” olarak karþýlanan ekipler gösterilen ilgiden

25 YAÞINI GEÇMEMÝÞ Toptan Kýrtasiyeye Eleman aranýyor Ýrtibat: 0 (312) 384 06 58 ALÝBEYKÖY Yeþilpýnardaki þarküterimize þarküterici ön muhasebe, temizlikçi bay/bayan aranýyor. Adresimize 1 adet resimle þahsen: Karadolap Mahallesi Belgin Sokak No: 22 Yeþilpýnar Tel: 0 (212) 627 42 10 0 (212) 627 12 10 HATAY ANTAKYA'da özel bir merkeze iþitme engelliler öðretmeni aranmaktadýr. A. Necdet Hocaoðlu (0 532) 374 68 07 (0 505) 483 68 23

ÝÞ ARIYORUM ÝÞ ARIYORUM lise

mezunu E sýnýfý ehliyetli þoförüm Ýstanbul'u iyi biliyorum. Coþkun Acar Tel: (0 536) 266 48 50 TOPOÐRAFIM ÝÞ arýyorum Süleyman Boyraz Tel: (0542) 832 12 89 A. ÝZZET BAYSAL Gerede MYO Dericilik bölümü 2007-2008 mezunu-anadolu üniversitesi uluslararasý iliþkiler 2009-2010 öðretim yýlý 1. sýnýf öðrencisiyim, globus dünya þirketler grubu yabancý yayýnlar departmaný operasyon ve sevkiyat bölümünde çalýþtým. Ýþ arýyorum. Ramazan Hasoðlu 0531 568 60 69 ÝKÝTELLÝ, BAÞAKÞEHÝR

civarýnda iþ arýyorum.. Daha önce Tekstil'de çalýþtým, ama diðer sektörler de her tür iþ olabilir.. Tel: (0 537) 499 97 98 ÝÞ ARIYORUM Mustafa Gürbüz Tel: (0 545) 804 65 39 ANKARADA % 50 Özürlü Kadrolu Sigortalý Ýþ arýyorum. Mehmet Erim Tel: (0 532) 365 06 37

KÝRALIK DAÝRE SAHÝBÝNDEN KÝRALIK daire. Haznedar'da; 2 oda 1 salon. 1. kat kombili, Cadde üzeri, kira 650 TL depozite 2 aylýk kira bedeli. Tel: (0 531) 575 59 67

SATILIK DAÝRE SATILIK DAÝRE acil Sahibinden pazarlýklý 3+1 Güney cephe ful yapýlý 82.000 / Sincan Ýrtibat: (0 532) 774 37 76 0 (312) 268 21 80 SATILIK DAÝRE Isparta/Keçiborlu kaloriferli 1. Kat 2+1 odalý Örnek Evler (0 537) 647 6440 0 (332) 581 0481

SATILIK ARSA BURSA ORHANGAZÝ'de 5000 m2 þeftali bahçesi, 2.600 m2 zeytinlik,

12.000 m2 tarla, (m2'si 2 TL'den tarlalar). Yalovada 1.000 dönüm üzeri araziler ve liman yerleri. (0532) 574 11 15 (0532) 416 29 37 ÝZNÝK YENÝÞEHÝR arasýnda müstakil tapulu bahçeli parseller 847 m2 5.000 TL 2.327 m2 12.000 TL 2.956 m2 14.000 TL 3.232 m2 15.000 TL 0 (212) 249 37 61 (0 532) 400 82 85 ARNAVUTKÖY'de YARI PEÞÝN yarýsý taksitle arsalar 250 m2 17.000 TL, 822 m2 25.000 TL, 900 m2 45.000 TL, otoyla takas yapýlýr. 0 (212) 597 06 07 (0 532) 407 90 88

VASITA SATILIK ÝLK SAHÝBÝNDEN Era - 22.500.-TL 2009 model 1.4 team abs modelidir. Fabrika çýkýsý lpg'lidir. 22.000 km temiz araçtýr. Farlar ve sisler zenon daha yeni alýnmýþ. 15 jant lastik müzik tesisatý herþeyiyle temiz araç 25 000 liraya kadar 2006 üstü otomatik araçla takas olur. Panjur ve tampon serviste deðiþti. Gsm: (0532) 740 43 96 KELEPÝR ORJÝNAL 4.000.-TL + 1.250 TL bandrol borcu alýcýya ait araç orjinal. Fabrika etiketleri dahi duruyor. Deðiþen hiçbir parçasý yok. Tüp dahi hiç takýlmadý. 3'üncü sahibiyiz, motoru ilk defa biz açtýrdýk, komple yenilendi. Baský

KAN DÂVÂSINDA 7 KÝÞÝ ÖLDÜ

11 yýllýk husumet barýþ ile sonuçlandý

Doktor, hemþire, müftü ve imamlardan kurulan barýþ elçileri köyleri ziyaret ediyor. FOTOÐRAFLAR: ÝHA

oldukça memnun olduðunu söyledi. Sabah saatlerinde ilçeye baðlý Aþaðý Sulutepe Köyüne Viranþehir Kaymakamý Erdoðan Kanyýlmaz ile beraber giden barýþ elçileri, köy okulunda köy halkýyla bir araya gelerek projenin amaçlarýný anlattý. Grup, baþlýk parasý, töre cinayetleri, kýz çocuklarý erken yaþta evlendirilmesi konusunda bilgiler verdi. Verilen bilgilerden oldukça memnun kalan köylüler, eðitimden etkilendiklerini belirtiler. Yaklaþýk 2 saat süren bilgilendirmenin ardýndan köy Muhtarý Hamit Eren, misafirlere kuzu keserek onlarý köy odasýnda aðýrladý. Kaymakam Erdoðan Kanyýlmaz, yapýlan bu proje bölge halký için bir merhem olduðunu belirterek, “Yýllardýr kan

dâvâsý töre cinayetleri ve erken yaþta kýz çocuklarýnýn evlendirilmesi bu bölgelerde sýklýkla yaþanýyor. Ebetteki bu çaðda bunlarýn konuþulmasý üzücü þeyler umarým ki Vâlilik projesi kapsamýnda baþlatýlan bu çalýþma yýllardýr kangren olan bu yaraya bir merhem olur” dedi. Proje koordinatörü Mehmet Ülgen ise, yapýlan bu çalýþmanýn uzun bir süre daha devam edeceðini söyledi. Köy muhtarý Hamit Eren de, yapýlan bu çalýþmadan oldukça memnun kaldýðýnýn altýný çizerek, “Biz bugüne kadar yaþanan kan dâvâlarýnýn töre cinayetlerinin dinî kýsmýný düþünmemiþtik hocalarýmýzýn köyümüze gelip bizlere bunlarý anlatmasý bizi bilinçlendirmesi güzel oldu” þeklinde konuþtu. Þanlýurfa/iha

y seri i l â n l a r ELEMAN

Þanlýurfa'da iki aile arasýnda 11 yýldýr devam eden ve 7 kiþinin öldüðü kan davasý barýþ yemeðiyle son buldu. FOTOÐRAF: ÝHA

balata sýfýr takýldý. Gsm: (0545) 522 44 30 33.000 KM GOLF pasifik - 33.750.-TL 2004 model 33.000 km çok temiz golf pasifik (21143022) sahibinden araç ilk günkü gibi temiz ve bakýmlý kullanýlmadýðýndan dolayý satýyorum. Kaza vuruk çizik gibi hasarlarý yoktur. Aracýn 28.000 km bakýmý yapýlmýþ olup bir sonraki bakýmý 38.000 de yapýlacaktýr. Gsm: (0532) 310 13 29 ÝLK SAHÝBÝNDEN emsalsiz vip modeli 17.950.-TL 2004 model doblonun en lüks modeli olan (VÝP) modeli araç ilk sahibinden olup 2 airbag camlarý ruhsata iþlenmiþ orijinal filmlidir. Orijinal cd çalarlý orijinal çelik jantlý 4 lastik sýfýr ayarýndadýr. Arka koltuk camlarý orijinal açýlýrkapanýr desi marka alarm vardýr. Tel: 0(212) 220 30 27 SAHÝBÝNDEN 3.30ia 2001 model - 44.500.-TL borusan çýkýþlýdýr. Tiptronik Þanzuman araçta brc marka lpg mevcuttur. En ufak bir problemi yoktur. Sol çamurluk deðiþmiþ ve sol ön kapýda boya vardýr. Bixenon ve ev takip (farlar) far yýkama otomatik kararan dikiz aynasý sun roof elektrikli arka perde elektrikli ýsýtmalý aynalar spor koltuklar deri döþeme. Gsm: (0532) 739 09 09 DACÝA LOGAN 1.6 mpi laureate - 18.900.-TL arka kapýlarda çocuk kilidi yüksekliði ayarlanabilir. Sürücü koltuðu ön panjur krom sýralý five star Ýtal-

yan lpg yolcu okuma lambasý 3 noktadan baðlý ar ka emniyet kemeri anahtarla devre dýþý býrakýlan yolcu ön hava yastýðý 3 noktadan baðlý ve yükseklik ayarlý ön emniyet kemerleri. Gsm: 0(212) 470 10 95 YAKIT TASARRUFU benzin ve motorin kullanan bütün araçlarda yüzde 10-30 tasarruf. Güçte fark edilir artýþ. Yüzde 80 eksoz emisyonunda azalma, siyah dumaný azalt ma, motor ömrünü uzatma vb...Made in USA. 230 ülkede kullaným, nasa patentli, epa ve tuv onaylý. garantili zararsýz mucize ürünler. Gsm: (0533) 665 66 17 YAKIT TASARRUFU ve performansda devrim 200.-TL nanocharger nano teknolojisiyle üretilen özel bor film filtresi ve nano-tube ile donatýlmýþ bir sistemdir. Nanocharger tüm 4 zamanlý motorlar için vakum üreten hava besleme sistemidir. Nanocharger sürücünün kullaným alýþkanlýklarýna baðlý olarak 8 ile arasýnda yakýt tasarrufu saðlayan bir sistemdir. Tel: 0(212) 280 35 39 ALTINYILDIZ OTOMOTÝV'den 2003 Ford Connect 2006 Toyota 2006 Laguna 2006 Albea Dizel 2008 Fiesta Dizel Her türlü aracýnýz alýnýr satýlýr. Yalova yolu otokop 13. Blok No: 50 Osmangazi / BURSA 0 (224) 211 58 89 0 (224) 211 58 99 1998 MODEL

Mitsubishi L-300 model Yandan camlý 277 km de motor bakýmlý sahibinden satýlýk 7.650 TL. (0533) 626 57 30

ÇEÞÝTLÝ GÝYÝMKENT'in GÖZBEBEÐÝ iþ merkezinde full yapýlý yola cepheli 61 m2 kelepir fast food altý. Tel: 0(212) 438 18 20 Gsm: (0532) 561 59 95 ARMUTLU'da 27 Haziran - 11 Temmuz 16.250.TL satýlýk 70 m2 denize sýfýr 7.katta devremülk. Gsm: (0542) 417 37 54 KUZULUK'ta ÇOK hesaplý istediðiniz tarihlerde ihtiyaçtan satýlýk devremülkler. Gsm: (0542) 417 37 54 TEKSTÝLKENT G D bloklarý kapý aðzýnda 66 m2 köþe dükkân. Ýyi konumda yatýrýmcýya elveriþli. 80.000.-USD Tel: 0(212) 438 18 20 Gsm: (0532) 561 59 95 DEVREN SATILIK Akdere Caddesinde 90 m2 yapýlý devren satýlýk Cafe Piknik Ankara Ýrtibat: (0535) 673 51 84 KESTEL-TOKÝ BURSA'da sahibinden devren satýlýk konut. 3+1, merkezi sistem, 10.kat, güney-batý cepheli, ýsý yalýtýmý çok iyi. 48.000 TL. Aylýk ödemeler: 727 TL. Tel: (0505) 500 70 46 OKULUMUZDA TÝYATRO, sinema, diksiyon, org kurslarý baþlamýþtýr. Millî Eðitim onaylý sertifika verilir, iþ imkâný saðlanýr. Tel: 0(212) 250 77 28 DOSTLAR BÜFE paket

ÞANLIURFA’NIN Suruç ilçesinde 11 yýlda 7 kiþinin ölümü ile baþlayan kan davalý iki aile, Vali Nuri Okutan’ýn da katýldýðý törenle barýþtý. Suruç ilçesine baðlý Yukarý Ataklar köyünde akraba olan Diden aþiretine mensup Türkmen aileleri arasýnda yaklaþýk 11 yýl önce arazi anlaþmazlýðý nedeniyle kan davasý baþlamýþtý. Diden aþiretine mensup iki akraba aile arasýnda çýkan kavgada Habip Türkmen silâhla vurularak hayatýný kaybetmiþti. Bir kiþinin ölümüyle iki aile arasýnda baþlayan kan dâvâsý, taraflarýn ikna edilememesi sebebiyle devam edince 11 yýl içerisinde 7 kiþi ölmüþtü. Kan davasýnýn sona erdirilmesi için araya giren aile ve yetkililer, kan dâvâlý taraflarý barýþmaya ikna etti. 11 yýllýk husumeti bitirmek için barýþ imzalayan taraflar, Kovalý mezrasýnda Vâli Okutan, Suruç Kaymakamý Sinan Yýldýz, askerî yetkililer ve Ýlçe Müftüsü Mustafa Altýn’ýn katýldýðý barýþ yemeðiyle bir araya geldi. Köy meydanýnda kurulan çadýrlarda açýlan yer sofrasýnda birlikte yemeklerin yenildiði törende bir konuþma yapan Vâli Nuri Okutan, kan dâvâsýnýn bölgede cahillikten kaynaklandýðýný belirtti. Eðitimin önemine de dikkat çeken Vâli Okutan, “Bizim dinimiz, geleneklerimiz ve törelerimiz barýþý emreder. Asla kavgayý küslüðü kabul etmez ve sürekli barýþý önerir. Ýnsanlarýmýzýn ölümü, cezaevine girmesi veya yurtlarýný terk etmesi hepimizi çok üzüyor. Bu da gösteriyor ki, insanlara kan dâvâsý güttüren, eline silâh alýp barýþtan yoksun kýlan sebep eðitim eksikliði. Biz de bu eksikliði gidermek için çabalýyoruz. Barýþmak, sevgiyle birbirimizi kucaklamak her zaman için en doðrusu, en güzelidir. Buna katký sunduklarý için her iki aileyi de kutluyorum” dedi. Þanlýurfa/iha

SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN e-mail: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81 servisimiz vardýr Prof. Kazým Ýsmail Gürkan Cad. Üretmen Han No: 27/1-2 Caðaloðlu/ÝST 0 (212) 513 02 09 512 74 62 Gsm: (0532) 482 96 97 KANAAT BÜFE fast food Ýsmail Çakýl (0 537) 660 70 89 Yüksel Ergin (0 539) 774 23 83 Prof. Ýsmail Gürkan Cd. No: 27 Caðaloðlu/ÝST Tel: 0 (212) 513 78 75 0 (212) 519 16 37 YENÝ KARADENÝZ aile pide ve kebap salonu hýzlý paket servisimiz vardýr. Yerebatan Cad. Hamam Sokak No: 2 Caðaloðlu-ÝSTANBUL Tel: 0 (212) 520 76 82526 64 13 METÝNLER A.V.M. Hep ucuz, en ucuz Adresler: M. Akif Ersoy Mah. Fevzi Çakmak Cad. No: 27 Ý.H.L. Yaný TEL: 0 (384) 213 77 75 Y. Kayseri Cad. No: 5/C Turizm Ýl Müdürlüðü Karþýsý 0 (384) 213 76 14 Hacý Rüþtü Mah. Demir Hafýz Cad. No: 12 0 (384) 213 16 73 2000 Evler Ragýp Üner Mah. Zübeyde Haným Cad. No: 81 (Çatlýoðlu Mobilya Yaný) 0 (384) 215 37 37 Demir Hafýz Cad. Mezar Sok. No: 8 (Eski Zahire Pazarý Karþýsý) 0 (384) 213 15 41 Ragýp Üner Mah. Vefa Küçük Cad. No: 46/1 0 (384) 215 21 76 TOPTAN ve PERAKENDE pazar çantalarý Salih Kaya / Niksar-Tokat Tel: 0(356) 527 89 03


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:35 PM

Page 1

7

DÜNYA

YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

ABD ile Ýsrail arasýndaki en ciddî kriz yaþanýyor ÝSRAÝL’ÝN ABD BAÞKAN YARDIMCISI BÝDEN’ÝN ZÝYARETÝ ESNASINDA DOÐU KUDÜS’TE BÝN 600 KONUTLUK ÝNÞAAT KARARI ÝKÝ ÜLKE ARASINDAKÝ YAKIN TARÝHÝN EN CÝDDÝ KRÝZÝNÝ ÇIKARDI. ÝSRAÝL’ÝN Washington Büyükelçisi Michael Oren, ül kesi ile ABD arasýn daki iliþkilerin “son 35 yýl içinde en ciddi kriziyle karþý karþýya olduðunu” söyledi. ABD ile iliþkilerin son yýl larda hiç olmadýðý kadar kötüleþmesine sebep olan kriz, ABD Baþkan Yardýmcýsý Joe Biden’in ziyareti sýrasýnda Doðu Kudüs’te, Ramat Þlomo’da verilen 1600 konutluk inþaat izniyle patlak vermiþti. ABD tarafý Ýsrail’den söz konusu kararý iptal etmesini istiyor. Ýsrail basýnýna göre, ABD’nin Washington Büyükelçisi Oren, ikili iliþkilerle ilgili deðerlendirmesini, bu ül kedeki Ýsrail li konsoloslarla Cumartesi gecesi düzenlediði bir toplantýda yaptý. Krizin, 1975 yýlýnda dönemin Baþbakaný Ýzak Rabin ile ABD Dýþiþleri Bakaný Henry Kissinger arasýnda Sina Yarý madasý’ndan kýsmen çekilmeye yönelik ABD talepleri sýrasýnda patlak ve ren uzlaþmazlýktan bu yana en ciddi kriz olduðunu söyleyen Oren’in

NATO, sýnýrý kontrol edemiyor PAKÝSTAN ordu sözcüsü Ahtar Abbas, NATO’nun Afganistan ile Pakistan arasýndaki sýnýrý yeteri kadar koruyamadýðýný söyledi. Londra merkezli bir düþünce kuruluþunun Ravalpindi kentindeki bürosunda gazetecilerin sorularýný cevaplayan Abbas, “NATO kuvvetlerinin, sýnýrdaki Taliban ve El Kaide militanlarýnýn sýzmalarýna engel olmasý gerekir” dedi. Sýnýrý korumanýn Pakistan, Afganistan ve NATO kuvvetlerinin ortak sorumluluðunda olduðunu belirten Abbas, Pakistan’ýn sýnýrdaki 821 kontrol noktasýna karþýlýk, Afganistan tarafýnda 112 kontrol noktasý bulunduðunu söyledi. Pakistan ordusunun son dönemde teröristlere karþý elde ettiði baþarýlara deðinen ordu sözcüsü, bölgedeki El Kaide ve Taliban liderleri arasýnda iletiþim ve hareket özgürlüðünün iyice daraldýðýný belirtti. Abbas, Taliban ile El Kaide militanlarý arasýnda görüþ ayrýlýklarýnýn baþ gösterdiðini ve iki örgüt arasýnda zaman zaman çatýþmalar çýktýðýný iddia etti. Ýslamabad / aa

ABD, KARARIN GERÝ ALINMASINI ÝSTÝYOR

ABD Baþkan Yardýmcýsý Joe Biden

“Bu kriz çok ciddi, iliþkilerde çok zor bir dönemle karþý karþýyayýz” dedi. ABD Dýþiþleri Bakaný Hil lary Clinton, Ýsrail Baþbakaný Binyamin Netanyahu’yu arayarak, Ýsrail’in Doðu Kudüs’teki Ramat Þlomo’da yapýmý öngörülen 1600 konutluk yeni projeye onay verilmesinden dolayý þiddetli eleþtiride bulunmuþtu.

ÝSRAÝL gazetesi Haaretz, Amerika’nýn ikili iliþkilerde güvenin tazelenmesi ve Filistinlilerle görüþmelerin yeniden baþlatýlmasý için Binyamin Netanyahu’dan en az 4 adým atmasýný beklediðini yazdý. Clinton’un gündeminde yer aldýðý söylenen bu adýmlardan ilki, ABD Baþkan Yardýmcýsý Joe Biden’in Ýsrail’i ziyareti sýrasýna denk gelen inþaat onayý ile ilgili açýklamanýn zamanlamasýnýn soruþturulmasý. Buna göre, Amerikan tarafý, gerçekten ortada bir bürokratik hata mý, yoksa kararýn siyasi gerekçelerle mi alýndýðý konusunda Ýsrail’den resmi bir cevap bekliyor. Kararýn gerisindeki isim Ýçiþleri Bakaný Eliyahu Yiþai, bunun tama men teknik bir iþlem olduðunu ve herhangi farklý bir anlam içermediðini belirterek, zamanlamadan dolayý özür dilemiþti. ABD, Ramat Þlomo’daki inþaatlarla ilgili kararýn iptalini de talep ediyor. ABD’nin bir diðer talebi de Ýsrail’in Filistinlilerle görüþmelerin baþlatýlmasý için önemli jestler yapmasý. Bunlar arasýnda yüzlerce Filistinli tutuklunun serbest býrakýlmasý, Ýsrail askerlerinin Batý Þeria’daki bir kýsým yerlerden daha çekilerek buralarýn Filistin Yönetimi kontrolüne býrakýlmasý, Batý Þeria’da daha fazla yol engelenin kaldýrýlmasý ile Gazze Þeridi’ndeki ablukanýn azaltýlmasý bulunuyor. Amerikan tarafý, Ýsrail’den Filistinlilerle uzlaþmazlýðýn kilit konularý olarak görülen sýnýrlar, mülteciler, Kudüs, güvenlik düzenlemeleri, su ve yerleþimlerle ilgili alanlarda, dolaylý þekilde bile olsa görüþmelerle ilgili resmi bir açýklama yapmasýný istiyor. Baþbakan Binyamin Netanyahu’nun danýþmanlarýnýn ortalýðý sakinleþtirmek için dün Beyaz Saray’ýn üst düzey yetkilileri, Orta Doðu Temsilcisi George Mitchell ve yardýmcýlarýyla sürekli temas halinde bulunduklarý bildirildi. Mitchell’in bugün tekrar Ýsrail’e gelmesi ve bu adýmlarla ilgili olarak Netanyahu’yu dinlemesi bekleniyor. Netanyahu’nun kabine toplantýsýnda, söylenenlerin aksine ABD ile herhangi bir kriz olmadýðý mesajýný vermesine raðmen, ABD Büyükelçisi Oren’in tam tersi bir mesaj gönderdiðine dikkat çekiliyor.

Kudüs / aa

Þimdi de Batý Þeria’da Cuma yasaðý ÝSRAÝL ordusu, Batý Þeria’da, duvara karþý düzenli protesto gösterileriyle bilinen iki Filistin köyü Bileyn ve Naalin’i, sadece cuma günleri için ve 6 ay süreyle askeri yasak bölge ilan etti. Yasak uygulamasý, Ýsrailli ve uluslararasý eylemciler için geçerli olacak. Böylece, her iki köyde cuma günü düzenlenen duvara karþý protesto gösterilerinin önünün alýnmasý ve köylülerle birlikte gösterilere katýlan diðer eylemcilerin köye giriþle rinin engellenmesi hedefleniyor. Bileyn Direniþ Komitesinin verdiði bilgiye göre, bazýlarý kar maskeli Ýsrail askerleri bugün saat 02.00 civarýnda iki jiple köye girerek, köy meydanýndaki dükkanlara, evlerin kapýsýna, aðaçlara, bölgenin cuma günleri askeri bölge olarak ilan edildiðine iliþkin duyurularý yapýþtýrdý. Kudüs / aa

Rachel öldürüleli 7 yýl oldu ABD’li barýþ gönüllüsü, Uluslararasý Dayanýþma Hareketi (International Solidarity Movement) üyesi Aliene Rachel Corrie, 7 yýl önce bugün Gazze Þeridi’nde Filistinlilerin evlerini yýkmak üzere harekete geçen bir Ýsrail buldozerinin önüne çýkmýþ ve bu buldozer tarafýndan ezilerek öldürülmüþtü. 16 Mart 2003’ tarihinde Ýsrail tanklarýna karþý vicdanýný siper ederek öldürülen Rachel Corrie’nin hatýrasýna atfen, Otuzuncu Harf Edebiyat ve Düþünce Dergisi tarafýndan 16 Mart Tarihi, Dünya Vicdan Günü olarak ilan edildi. Barýþ için çalýþmalar yapan Rachel, ABD’nin Irak’ý iþgali üzerine; Ýsrail’in Gazze’de kýyýma giriþeceði ve bunun ancak bölgedeki ilgiyi canlý tutmakla engellenebileceðini öngörerek, Gazze’ye uluslararasý gözlemci olarak gitmiþti. Dünyanýn bir çok yerinde Rachel adýna çeþitli anma faaliyetleri düzenlendi, adýna yazýlan bir oyun, 2006 yýlýnda Londra Playhouse Theatre’da sahnelendi.

Haiti’de durum son derece zor BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Haiti’yi vuran þiddetli depremin ardýndan ikinci defa ül keyi ziyaret etti. Ban, Haiti’deki durumun son derece zor ola rak kaldýðýný belirterek, “Ül ke acil afet durumdan çýkarak, düzelme ve kalkýnmanýn ilk aþamasýna girdi” dedi. BM Genel Sekreteri, “Haiti’de durum son derece zor olarak kalýyor” dedi. Haiti’de 12 Ocak’ta meydana gelen depremde 230 bin kiþinin öldüðü bil diriliyor. Baþkent Port-au-Prince ve yakýnlýðýndaki kentler büyük oranda yýkýldý ve yaklaþýk 1,3 milyon kiþi evsiz durumda. Ban, ül keye acil yardým, gýda ve su ulaþtýrýlmasýnda ‘büyük geliþme’ saðlandýðýný ifade ederek, Haiti’de yardýmýn daðýtýlmasý ve enkazýn kaldýrýlmasý için 85 bin paralý iþçi kiralandýðýný kaydetti. Ayrýca, Haiti’deki BM barýþ misyonu (MINUSTAH) askerleri ile Haiti Mil li Polisi’nin özel likle kamplar, kadýn ve çocuklarýn güvenliði için ‘iyi iþ yaptýklarýný’ belirtti. Genel Sekreter Ban, basýn toplantýsý sonrasý binlerce evsiz kiþinin sýðýndýðý kampý ziyaret etti. Port Au Prince / cihan

Irak’ta rüþvet zengini olan Amerikalýlar

GENÝÞ AÇI HALÝL ÝBRAHÝM CAN hibrahimcan@windowslive.com

rak seçim sonuçlarýný beklerken, ortaya çýkacak tablonun zor bir dönemi baþlatacaðý görünüyor. Ancak bugünkü yazýmýzda ancak bu ay sonuna kadar tamamlanacak seçim sonuçlarýný deðil, Amerikalýlarýn Irak’taki rüþvet hikâyelerini ele alacaðýz. Irak’ýn yeniden yapýlandýrýlmasý projelerinin i halelerinde yetkili Amerikalýlarýn, bu ihaleleri Iraklý firmalara vermek için yüz binlerce dolar rüþvet aldýðýna iliþkin her gün yeni dâvâlar açýlýyor. Bu konuda son altý ayda açýlan dava sayýsý 50. Amerikalýlar bu rüþvetlerle kumar borçlarýný ödüyor, lüks arabalar alýyor ve hatta estetik ameliyat yaptýrýyormuþ. Bazýlarý Gana, Ýsviçre, Hol landa ve Ýngiltere’de açtýrdýklarý hesaplara bu rüþvetleri yatýrmýþlar. Bir kýsmý ise bavul larla getirip evlerindeki kasalara doldurmuþlar. 2008 yýlýnda bir Amerikan subayý 225.000 dolar rüþvet aldýðýný açýklayýp, sonra intihar etmiþti. Ayný þekilde geçen Ekim ayýnda bir dýþiþleri bakanlýðý görevlisi on binlerce dolar rüþvet aldýðý için tutuklanmýþtý. Rüþvet olaylarý iki yönlü iþliyor. Hem Amerikan firmalarý Iraklý firmalara aldýklarý iþlerde verdikleri taþeronluk karþýlýðýnda milyonlarca dolar rüþvet alýrken, öbür taraftan Iraklý sivil leri öldüren özel güvenlik þirketi Blackwater örneðinde olduðu gibi, suçlarýný kapatmak için 1 milyon dolarý bulan rüþveti Iraklýlara veriyorlar. Hatýrlanacaðý üzere; Siemens firmasýnýn da Irak’ta ihale almak i çin kamu görevlilerine 1,7 milyon dolar rüþvet daðýttýðý, bu yol la 124 milyon dolarlýk ihale aldýðý ortaya çýkmýþtý. Irak’ýn yeniden yapýlanmasý için Amerikan Kongresinin onayladýðý yardým tutarý 53 milyar dolar. Uluslar arasý kuruluþlardan ve özel likle de BM’nin el koyduðu petrol gelirlerinden gelen paralar hariç. Bu kadar büyük bir pastanýn daðýtýmý Amerikalýlarý, hem bizim gibi ül kelerin klasik hastalýðý olarak ad landýrýlan rüþvet ve yolsuzluðun pençesine düþürmüþ. Tabiî bu durum Irakla sýnýrlý deðil. Afganis tan’da da ayný kural lar geçerli. Siz Karzai’nin kardeþinin Afganistan’daki haþhaþ üretimini, A merikalýlara rüþvet vermeden yürütebileceðine inanýyor musunuz? Dünya Þeffaflýk Örgütünün 2009 Rüþvet Algýlamalarý Ýndeksine göre; rüþvette Irak ve Afga nistan son sýralarda yer alýyor. 180 ül ke arasýnda Türkiye’nin 61. sýrada olmasý ise üzücü. Ancak þimdi yapýlan soruþturmalar aslýnda Ameri kalýlarýn Irak ve Afganistan’da verdikleri ve aldýklarý rüþvetlerin ül kelerinin endeksine yansýmadýðýný gösteriyor. Irak’ta yalnýzca Amerikalýlarýn deðil, çok sayý da Türk inþaat f irmasýnýn da iþ yaptýðý dikkate alýndýðýnda, bu çarpýk sistemden bizim de etki lendiðimiz aþikâr. Bu ortaya çýkan durum insanlýðýn ahlâkî yozlaþmasýnýn refah düzeyi ile azalmadýðýný, aksine medeniyetin arttýrdýðý ihtiyaçlarýný karþýlamak için geliþmiþ ül ke vatandaþlarýnýn daha çok yolsuzluða bulaþtýðýný gösteriyor. Ýþin acý tarafý ise; bu iþler için Irak ve Afganistan gibi, uzun yýl lar süren iþgal, iç çatýþma ve sistem çöküþü yaþanan ül keleri kullanmalarý. Þunu unutmayalým ki; demokrasi ve hukukun üstünlüðünün geçerli olmadýðý, kamunun þeffaf olmadýðý yerlerde, yozlaþma ve rüþvet de çok kolay yayýlabilmektedir. Avrupa Konseyi’nin Baþbakanlýk Kamu Görevlileri Etik Kurulu ile ortaklaþa gerçekleþtirdiði Yolsuzluðun Önlenmesi Projesi çerçevesindeki araþtýrmada özel likle tapu sicil müdürlükleri ve poliste rüþvetin –önceki yýl lara göre azalmakla birlikte- hâlâ yaygýn þekilde görüldüðü ortaya çýkmýþtý. Umarýz Irak, en kýsa zamanda demokrasi ve hukukun üstünlüðünün egemen olduðu bir ül ke haline gelir ve toplumsal hayatý zehirleyen bu hastalýktan kurtulur. Tabi ayný dua bizim için de geçerli.

I

Sudan: ABD kendine baksýn

ABD Dýþiþleri Bakanlýðý Ýnsan Haklarý Raporu’nda en çok insan haklarý ihlalinin yapýldýðý ül ke olarak gösterdiði Sudan’dan bu rapora cevap geldi. Sudan’ýn Dýþiþleri Bakanlýðý Sözcüsü Muawiya Osman Halid, yayýnlanan raporun gerçeði yansýtmadýðýný bildirerek siyasi bir rapor olduðunu savundu. Sudan Dýþiþleri Bakanlýðý Sözcüsü Halid, “Bütün dünya, Irak’ta Filistin’de ABD’nin ve Ýsrail’in yapmýþ olduðu insan haklarý ihlal lerini çok açýk bir þekilde kamuoyuna sundu” dedi. ABD Dýþiþleri, 2009 raporunda Darfur’daki durumdan dolayý Ýnsan haklarýnýn en çok ihlal edildiði ül ke olarak Sudan’ý göstermiþti. Hartum / iha


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:49 PM

Page 1

8

MEDYA - POLÝTÝK YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

Abartý-Yorum Haber Merkezi’nin abarttýðý haberleri veriyoruz MEMLEKETTE ihtiyaç hâsýl olunca düzenlenen geleneksel, “Gazeteler Genelkurmay Karargâhý’nda Festivalinin kýþ etkinlikleri sona erdi. Festivale bu sene üç gazete iþtirak etti. Ýlk sýrada Hürriyetin, ardýndan Habertürk’ün sahne aldýðý organizasyonda son olarak Milliyet gazetesi yeteneklerini sergiledi. Her zamanki gibi renkli görüntülere sahne olan festivalde gazetelerin yayýn yönetmenleri ile Ankara temsilcileri Genelkurmay Baþkaný ve bazý komutanlarla doyasýya sohbet etme olanaðý buldular. Festivalin, “Yediðin içtiðin senin olsun bana haber deðeri olan bir þeyler anlat” bölümünde birinciliðe layýk gazete görülmezken, ikinciliði Hürriyet ve Milliyet paylaþtý. Habertürk ise mansiyonla yetindi. Festivalin “Genelkurmayda zaman” adlý bölümünde ise Karargâh’ta tam beþ saat geçirmeyi baþaran Habertürk gazetesi açýk ara farkla birinciliði elde etti. Bu dalda Hürriyet ve Milliyet “ümit vaat ettikleri” gerekçesiyle mansiyon kazandý. Jüri özel ödülleri, “Bir ben vardýr bende benden içeri” dalýnda Genelkurmay Baþkaný Ýlker Baþbuð’a verilirken; “Yok aslýnda birbirimizden farkýmýz...” dalýnda da her üç gazete arasýnda paylaþtýrýldý. Etkinliðin “Sorulmayan sorular” kategorisinde verilecek ödül ise festivalin sponsorluðunu üstlenen OYAK tarafýndan ani bir, kararla iptal edildi. Sponsor firma tarafýndan düzenlenen basýn toplantýsýnda, “Dünyada eþi benzeri olmayan bu festivalin gerçekleþmesine emeði geçen herkese teþekkür ediyoruz. Festivalimiz ihtiyaç olduðunda dört mevsimde her iklimde sürecektir” dendi. Basýn toplantýsýnda daha sonra sponsor firma yöneticileri, “bir iki üç... týp!” diyerek herkesi sessizliðe davet etti ve o anda barkovizyona, “Genelkurmay susarsa Türkiye susar” yazýsý geldi. AbartýYorum’a ulaþan bilgilere göre, bu sýrada bazý genel yayýn yönetmenleri “güzel manþet olur” diyerek bu sloganý not aldýlar. Öðrenci Seçme ve Yerleþtirme Merkezi’nin (ÖSYM), Genelkurmay Baþkaný Baþbuð’un Milliyette yer alan röportajýndan sonra harekete geçtiði belirtildi. Adýnýn açýklanmasýný istemeyen bir ÖSYM yetkilisi AbartýYorum’a yaptýðý açýklamada, “Sayýn Baþbuð Ýrtica Eylem Planý üzerinde Askerî Savcýlýðýn yürüttüðü kriminal inceleme konusundaki açýklamalarýyla müthiþ bir havuz problemine imza attý. Biz de bunu soru haline getirip sýnavda sormayý planlýyoruz” dedi. Yetkili, ýsrarlý sorularýmýz üzerine bu müthiþ havuz problemini þöyle anlattý: “Bilindiði gibi söz konusu belgenin aslý þu anda Askerî Savcýlýk’ta bulunuyor. Ancak Sayýn Baþbuð, üzerinde kriminal incelemeler yapýldýktan sonra belgenin orijinal olup olmadýðýnýn anlaþýlacaðýný söylüyor. Yine söylediklerinden anlýyoruz ki belge üzerinde yapýlacak kriminal parmak izi incelemesi, kullanýlan kimyasallar nedeniyle hasar yaratacak. Bu nedenle Askerî Savcýlýk hem þüphelinin avukatlarýna hem de istanbul Baþsavcýlýðýna ‘Ne diyorsunuz’ diye sormuþ. Þüphelinin avukatlarý ‘yapýlsýn’ demiþ hemen. Ýstanbul Baþsavcýlýðý ise henüz cevap vermemiþ. Ýþte kazýk pardon müthiþ havuz problemi burada ortaya çýkýyor. Çünkü iki ihtimal var. Ya belge hasar görme riskine raðmen incelemeye girecek ya da risk alýnmayýp inceleme yapýlmayacak. Birinci ihtimalde planýn orijinal olduðu yönünde kanaate varýlsa bile belge hasar gördüðü için artýk altýndaki imzanýn þüpheli tarafýndan mý atýldýðý yoksa makineyle mi atýldýðý, imzanýn tarihi, ne zaman atýldýðý gibi unsurlarýn belirlenmesi imkânsýz olacak. Ýkinci ihtimalde ise hasar görmesin diye incelenmediði için belgenin orijinal olup olmadýðýnýn belirlenemediði söylenecek. Yani neresinden tutulsa çözülmesi zor, sýký bir problem var ortada...” Ayný yetkili, bu konuda dünya çapýnda uzman profesörle çalýþacaklarýný ve probleme bir cevap bulabilirlerse üniversite sýnavýnda soracaklarýný sözlerine ekledi. Demiray Oral / Taraf, 15.3.2010

Baþbuð topu hükümete attý GENELKURMAY Baþkaný Ýlker Baþbuð, Milliyet’ten Fikret Bila’ya yaptýðý açýklamada, Albay Dursun Çiçek’in hakkýnda kamu davasý açýlmadan açýða alýnmasýnýn mümkün olmadýðýný belirtirken, “Kamu davasýnýn açýlmasý bir iddianýn ilgili mahkeme tarafýndan kabul edilmesi demektir. Daha henüz öyle bir þey yok Ama böyle bir þey olsa da ilgili makamlarýn takdirine baðlý” diyor. Baþbuð, bu açýklamanýn hemen akabinde Bila’nýn “O da Milli Savunma Bakaný’nýn yetkisine baðlý deðil mi?” þeklindeki sorusuna, “Evet” cevabýný veriyor. Baþbuð, bu açýklamasýna dayanak olarak, Türk Silahlý Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 65. maddesini gösteriyor, Bu açýklamadan özetli çýkan iki sonuç var: 1-Çiçek hakkýnda henüz dava açýlmadýðý için iþlem yapýlamaz, 2-Dava açýlsa bile biz deðil Milli Savunma Bakaný açýða alabilir, o da takdire baðlý. O maddenin a bendi aynen þöyle: “Haklarýnda ölüm veya aðýr hapis cezasýný gerektiren veya yüz kýzartýcý bir suçtan ya da taksirli suçlar hariç olmak üzere 5 yýl ve daha fazla hapis cezasýný gerektiren bir cürümden veya emre itaatsizlikte ýsrar, üste veya amire fiilen taarruz, üste veya amire hakaret, mukavemet suçlarýndan dolayý kamu davasý açýlanlar mensup olduklarý bakanlýklarca açýða çýkarýlabilirler.”

ANKARA’NIN baþ döndüren gündemi arasýnda çok dikkat çekmedi ama baþta Ergenekon soruþturmasý olmak üzere Balyoz’dan KCK’ya kadar bütün davalarý etkileyebilecek önemli bir geliþme yaþanýyor. Konu, fazlasýyla teknik, hatta karýþýk gelebilir. Detaylara boðulmandan meselenin özünü anlatmaya çalýþalým. Ankara Cumhuriyet Savcýsý Abbas Özden, 1 Mart günü Asliye Ceza Mahkemesi’nde on terörle mücadele polisi hakkýnda ‘görevi kötüye kullanma’ iddiasýyla dava açtý. Benzerlerine çok rastlandýðý için bu dava dikkat çekmedi. Fakat detayýna inince kazýn ayaðýnýn pek öyle olmadýðý görülüyor. Özden’in iddianamesine göre polisler Ýþçi Partisi’ndeki aramada usulsüzlük yaptýlar. Zaten ÝP’in iddiasý da delillerin usulsüz toplandýðý yönündeydi. Uzmanlar ÝP’in baþvurusunun çok zekice kurgulandýðýnda hemfikir. Mahkeme savcýnýn iddialarýný yerinde bulursa baþta Ergenekon olmak üzere, halen soruþturulmasý süren avukat Serdar Öztürk ve emekli Albay Levent Göktaþ hakkýndaki arama kararlarý da etkilenecek. Malum, Serdar Öztürk’ün ofisinde yapýlan aramada meþhur Ýrtica ile Mücadele Eylem Planý’nýn kopyasý çýkmýþtý. Levent Göktaþ’tan ise kamuoyunda 51 nolu DVD olarak bilinen ve i-

Mehtap Yýldýrým ile Bilal Yükselten'in izdivaçlarýný tebrik eder, Cenâb-ý Allah'tan iki cihan saadeti dileriz.

y

‘‘

Hükümet, Genelkurmay Baþkanýnýn “Yetki bende deðil, Millî Savunma ve Ýçiþleri’nde” sözü karþýsýnda bu üç komutaný açýða alma konusunda ne düþünüyor?

gibi Türk Silahlý Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 65. maddesine göre, haklarýnda 5 yýl ve daha fazla ceza gerektiren suçlardan dolayý haklarýnda dava açýlmýþ muvazzaf subaylarýn açýða alýnma yetkisi sizde olduðu halde, Saldýray Berk’i neden açýða almadýnýz? 2-Bu konuda Genelkur-

çinde yüksek yargýçlara yönelik þantaj iddialarýnýn olduðu CD çýkmýþtý. Hatta þunu da söylemek mümkün. Bu davanýn seyrinden KCK, El Kaide ve örgütlü tüm suçlarý kapsayan davalar etkilenecek.

‘‘

Baþta Ergenekon soruþturmasý olmak üzere Balyoz’dan KCK’ya kadar bütün dâvâlarý etkileyebilecek önemli bir geliþme yaþanýyor.

Süreci ve iddialarý özetlersek... ÝP avukatlarý 02 Haziran 2008’de mahkemeye baþvurarak 21 Mart tarihli ÝP’te yapýlan arama ve el koymalarýn usulsüz olduðunu iddia etti. Dilekçede gerekçelerini sýraladýlar. Ýddialarýna göre mahkemenin arama kararýnda bilgisayarlarýn incelenmesi yok, gece saatlerinde arama yapýlamaz ve en önemlisi Ýstan-

bul’daki savcýlar Ankara’da arama kararý veremez. Savcý Özden tarafýndan hazýrlanan ve 1 Mart’ta kabul edilen iddianame neredeyse ÝP’in tüm itirazlarýný geçerli bulmuþ. Fakat iddianame ve eklerindeki bilirkiþi raporu insana ‘acaba’ dedirtmiyor deðil. Çünkü konunun uzmanlarý iddianameyi çeliþkili buluyor. Ayrýca bilirkiþi raporlarýnda da bir tuhaflýk var. Þöyle ki, iddialara göre savcý Özden, bilirkiþi heyetine eksik bilgi verdi. Özden’in bilirkiþi heyetine 11. Aðýr Ceza Mahkemesi’nin arama kararýný vermediði iddiasý var. Savcý ve bilirkiþi ‘bilgisayarlarýn incelenmesi ve el konulmasý için mahkeme kararý olmadýðý’ný savunuyor. Oysa 21 Mart 2008 tarih ve 425 Sayýlý Ýstanbul 11. Aðýr Ceza Mahkemesi’nin verdiði karar bilirkiþi raporunda yok. Ayrýca mahkeme kararýnda bilgisayarlar ve iletiþim malzemelerine el konulabileceði açýkça belirtilmiþ. Yine ÝP’in iddiasýna göre ‘konutta veya kapalý yerlerde gece arama yapýlamaz.’ Fakat yine ilgili mahkemenin kararýnda açýkça iþ bitene kadar -gerekirse gece dahil- ibaresi açýkça yazýyor. Yine ÝP’in iddiasýna göre arama sýrasýnda birçok ÝP yöneticisi binaya alýnmadý. Bu yüzden

GAZÝANTEP’TE ÝKÂMET EDEN 40 YILLIK OKUYUCUMUZ AYDIN GÜN:

Okuduðumuz gazeteleri baþkalarýna verirdik GAZÝANTEP

Bizim Aile Dergisi editörü

kin getirdiði yasal izahat, pratikte çok anlamlý gözükmüyor. Eðer, “Sorumluluk Milli Savunma ve Ýçiþleri’ne aittir” diyerek topu bakanlýklara atýyorsa, durum farklýdýr. Röportajýn seyrinden ve yukarýdaki ifadelerden böyle bir sonuca ulaþmak mümkündür. Bu durumda Milli Savunma Bakaný Vecdi Gönül’e iki sorum var: 1-Baþbuð’un ifade ettiði

may Baþkaný’nýn bir ricasý oldu mu? Ýçiþleri Bakaný Beþir Atalay’a da sorularým ayný minvaldedir: 1-Haklarýnda dava açýlmýþ veya iddia bulunan emniyet genel müdür yardýmcýlarýný görevden alýrken, ayný gerekçeyle Albaylar Cemal Temizöz ve Recep Gençoðlu’nu açýða alma yetkinizi neden kullanmadýnýz? 2-Bu konuda Genelkurmay Baþkaný’nýn bir ricasý oldu mu? Þimdi iki bakana ortak sorum var: Yoksa Türk Silahlý Kuvvetleri Personel Kanunu böyle emretse de fiilen durum farklý mýdýr? Yani, o kanun maddesi hikaye midir? Son sorum topluca hükümete: Genelkurmay Baþkanýnýn “Yetki bende deðil Milli Savunma ve Ýçiþleri’nde” sözleri karþýsýnda bu üç komutaný açýða alma konusunda ne düþünüyorsunuz? Eðer bu yetkinizi kullanmak istemiyorsanýz, görevden aldýðýnýz Emniyet Genel Müdür Yardýmcýlarý Emin Aslan, Mustafa Gülcü, Celal Uzunkaya ve Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal’a koltuklarýný iade edin. Hakta eþitlik saðlayamýyorsanýz, hiç olmazsa haksýzlýkta eþitlik saðlayýn. Sakýn ola askeri bahane etmeyin, Baþbuð topu size attý. Direðe mi çarptýrýrsýnýz, auta mý atarsýnýz yoksa gole mi çevirirsiniz, maharetinize baðlý, bilin ki artýk top sizde... Þamil Tayyar / Star, 15.3.2010

Ergenekon’a derin operasyon

HASAN KAZEL

TEBRÝK

Genelkurmay baþkanýnýn söyledikleri özü itibariyle doðrudur. 1-Çiçek hakkýnda henüz kamu davasý açýlmadý, 2-Açýða alýnmasý Milli Savunma Bakaný’nýn takdirine baðlý. Çiçek, Genelkurmay karargahýnda çalýþtýðý için durum böyle. Sözkonusu askeri personel Jandarma’da görevliyse bu kez açýða alma yetkisi Milli Savunma deðil Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn ukdesindedir. Devam edelim... Çiçek hakkýnda dava açýlmadý, yarýn dava açýlýrsa nasýl bir yol izlenir göreceðiz. Ancak, sözkonusu yasa hükmüne tabi olarak haklarýnda dava açýldýðý halde koltuklarýný koruyan çok sayýda muvazzaf subay var. Mesela; Kayseri Jandarma Alay Komutaný Albay Cemal Temizöz hakkýnda 7 defa ömür boyu hapis cezasý istemiyle açýlmýþ dava devam ediyor. Açýða alýndý mý? Hayýr. Ayný þekilde 3. Ordu Komutaný Orgeneral Saldýray Berk hakkýnda açýlmýþ Ergenekon davasý var. Açýða alýndý mý? Hayýr. Eskiþehir Jandarma Alay Komutaný Albay Recep Gençoðlu Saldýray Berk gibi ayný davanýn sanýklarý arasýnda. Açýða alýndý mý? Hayýr. Demek ki, Baþbuð’un Çiçek’in durumuna iliþ-

Bize kendinizden biraz bahseder misiniz? Ýsmim Aydýn Gün. 1944 Siirt, Tillo doðumluyum, þimdiye kadar birçok ilde ikamet etmiþimdir. Þimdi Gaziantep’te ikamet etmekteyim. Gençlik hayatým çok farklý meslek dallarýnda geçti, meselâ önceleri kebapçýlýk yapýyordum. Almanya ve Balýkesir’de bulundum. Þuan plastik malzeme alým–satým iþini yapýyorum. Risâle-i Nurlarla ne zaman ve nasýl tanýþtýnýz? Risâle-i Nur‘larý 1960’larda (askerliðimi yapmadan önce) biliyordum, ama sohbetlere katýlmak nasip olmamýþtý. Ben daha küçükken (13 yaþlarýnda) babam vefat etti. Böylece çalýþma hayatýna atýlmak

‘‘

Yaklaþýk 40 yýldýr Yeni Asya gazetesine ve dergilerine aboneyim. Tamamýný her gün okuyamasam da, mutlaka gazetemizi masamda bulundururum. Çünkü Risâle-i Nur’larýn yayýlmasýnda çok katkýsý , olmuþtur ve hâlâ oluyor. zorunda kaldým. Kebapçýlýk yapmaya baþladým. Talep üzerine Erciþ’e gittim ve orada çalýþmaya baþladým. Patronum da Risâle-i Nur okuyordu. Bize hatýralarýný anlatýrdý bazen. Arkadaþlarýyla içki içtiklerini, Risâle-i Nurla nasýl tanýþtýðýný, tanýþtýktan sonra hayatýnýn nasýl deðiþtiðini söylerdi. Ýsmi Ali Bakbak’tý. Oralarda çok hizmetlere vesile oldu. Patronum, rahmetli Bekir Berk aðabeyimizi tanýyordu. Bekir Berk, Erciþ ve Van’daki mahkemeye geldiði zaman yanýmýza gelirdi. Patronum beni Tillolu hafýz olarak tanýþtýrmýþtý. Bekir abi hafýz olduðum için beni

çok severdi. Ben de onunla tanýþmaktan çok mutlu olmuþtum. Risâle-i Nur okuyup okumadýðýmý sordu, ben de pek fýrsat bulamadýðýmý çünkü yoðun olarak çalýþtýðýmý söyledim. Ama ilk fýrsatta okumaya baþlayacaðýmý söyledim. 1971’e kadar Erciþ’te kaldým, sonra Almanya’ya gittim. Orada çok dolaþtým, çok kardeþlerle tanýþtým. Herkesin hizmetini gördüm. Ufkumu geniþletmek için kendimi okumaya adadým ve sürekli Risâle-i Nur okudum. O zamanlar maddî durumum düzelmiþti, derslere düzenli olarak devam ediyordum. Yeni kar-

arama sýrasýnda bazý þeylerin polis tarafýndan koyulmuþ olabileceðini iddia ediyorlar. Gerçi bu tüm Ergenekon sanýklarýnýn ortak savunmasý. Ama bütün arama el koyma tutanaklarýnda parti yöneticilerinin imzasý var. Orada da ayrý bir çeliþki var. Savcý Özden’in iddiasýna göre Ýstanbul Özel Yetkili Mahkemesi, Ankara’da arama kararý vererek yetkisini aþtý. Eðer bu tez doðru kabul edilirse yandý gülüm keten helva. Çünkü DHKP-C, El Kaide, MLKP ve KCK operasyonlarýyla muhtelif suç örgütlerine yönelik operasyonlar tek merkezden yürütülüyor. Bu arada Özden’in iddianamesine karþý mütalaa hazýrlayan profesör heyeti savcýlarýn CMK 251-3 uyarýnca ülke genelinde yapabileceðini söylüyor. Özetlemek gerekirse. Ankara Savcýlýðý ÝP’in iddialarýný ciddiye alýp polisler hakkýnda dava açtý. Eðer mahkeme iddialarý karara baðlar ve iþlemin usulsüz olduðuna hükmederse ülke gündemindeki çok sayýda olayýn seyri deðiþir. Bu konuda hukukçularýn görüþleri farklý. Bir kýsmý iddialarý ‘mantýklý’ bulurken hayli geniþ bir kesim de ‘Bu dosya davalarýn seyrini etkilemez’ görüþünde. Fakat burasý Türkiye. Rutin bir davadan çýkacak karar her þeyi etkileyebilir. Adem Yavuz Arslan / Bugün, 15.3.2010

deþlerle tanýþýyordum ve Vilâyetten Vilâyete sürekli derslere gidiyordum. Yeni Asya ile ne zaman tanýþtýnýz? Yaklaþýk 40 yýldýr Yeni Asya gazetesine ve dergilerine aboneyim. Tamamýný her gün okuyamasam da, mutlaka gazetemizi masamda bulundururum. Çünkü Risâle-i Nur’larýn yayýlmasýnda çok katkýsý olmuþtur ve hâlâ oluyor. Ekmeksiz kalacaðýmý bilsem bile bu þekilde devam ettim. Balýkesir’de de derslerde çok bulunduk. Hatta kardeþlerle okuduðumuz gazeteleri atmayýp nasýl deðerlendireceðimizi düþündük. Bir hafta boyunca gazetelerimizi toplardýk, sonrada aramýzdan biri otobüs duraðýnda bekler, þoförlerden birine gazeteleri bir kahveye býrakmasýný rica ederdik. Çünkü gazete Risâle-i Nurlarýn tanýnmasýna vesile oluyor. Mutlaka istifade edecek biri çýkar. 10 yýl kaldým Balýkesir’de ve bu iþi senelerce severek ve büyük bir þevkle devam ettirdik. Daha çok hizmet için bazen yolda istiþare yaptýðýmýz bile oluyordu. Nerelere gideceðiz ne yapacaðýmýzý konuþurduk. Gittiðimiz yerlerde evlere deðil de kahvelere giderdik. Kahvedekiler “Kim bunlar?” derdi, biz de “Yanlýþ anlamayýn biz baðýþ toplamak için falan gelmedik. Sadece sizi görmek, sohbet etmek istedik. Müsaade ederseniz sizinle beraber bir çay içip sohbet etmek isteriz”der, birkaç saatte de kalkardýk. Ve o insanlar gitmemizi istemezlerdi bir daha gelmemiz için bizden söz almaya çalýþýrlardý. Gazetemiz hakkýndaki beklentileriniz nelerdir? Yeni Asya gazetesinin tek amacý Bediüzzaman’ý ve Risâle-i Nurlarý tanýttýrmaktýr. Ýnþallah daha da büyük hizmetlerevesileolmaya devam edecektir.


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:16 PM

Page 1

9

MAKALE YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

“Ýnþâallah” kelimesi üzerine

FIKIH GÜNLÜÐÜ

YERÝN KULAÐI

Korku hissini dengeli kullanmalý

SÜLEYMAN KÖSMENE fikihgunlugu@yeniasya.com.tr - www.fikih.info - 0 505 648 52 50

Said Bey: “Ýnþallah’ýn mânâsý ve önemi nedir? ‘Allah nasip eder inþallah’ gibi bir cümlede yanlýþlýk olabilir mi?” nþaallah kelimesi, Allah’ýn geleceðe dönük cümlelerimiz arasýnda ve üslûbumuz içinde kullanmamýzý istediði bir vahiy kelâmýdýr. Ýnsan her ne kadar cüz’î irade sahibi ise de, Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle “âlemin en mükemmel meyvesi ve arzýn halifesi ve emanet-i kübrânýn hâmili olan insanýn sergüzeþt-i hayatiyesi, her þeyden ziyade, kaderin kanununa tâbidir.”1 Yarýnýmýzýn planlamasýný yaparýz; fakat planýmýzý yürütmek için gerekli adýmlarý Allah’ýn inayetiyle atarýz, iþimizin saðlýklý ve verimli yürümesi için Allah’a dayanýr, Allah’a tevekkül ederiz. Bu duru ve samimi inancýmýzý “inþâallah” kelimesi ifade eder. Yahudi ve müþriklerden bazýlarý Peygamber Efendimiz’e (asm) maðarada üç yüz yýldan fazla yatan gençlerin hikâyesinin ne olduðunu, Zülkarneyn hakkýnda ne bildiðini ve ruhun ne olduðuna dair sorular sormuþlardý. Peygamber Efendimiz (asm) de o an cevap vermemiþ, her gün kendisine gelerek âyetler indirip duran Cebrâil’in (as) bu sorularla ilgili de derhal âyetler indireceði kanaatiyle, “Yarýn gelin, cevap vereyim” deyivermiþ, ancak “inþâallah” dememiþti. Fakat Cebrail’in inmesi ve vahyin gelmesi haftalarca gecikti. Peygamber Efendimiz (asm) bundan müteessir oldu. Nihayet haftalar sonra Hazret-i Cebrâil (as) gelince Peygamber Efendimiz (asm) bunun sebebini sordu. Hazret-i Cebrâil (as) de sýrayla Meryem Sûresi’nin 64. âyetini, Kehf Sûresi’nin 23. ve 24. âyetlerini ve Duhâ Sûresi’ni indirdi. O an indirilen âyetleri buraya alalým: “Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Gelecek olan, geçmiþ olan ve ikisi arasýnda bulunan ne varsa O’nun ilminde ve kudretindedir. Rabbin hiçbir þeyi unutmuþ deðildir.”2 “Hiçbir þey hakkýnda ‘Yarýn bunu muhakkak yapacaðým’ deme. Ancak ‘Ýnþâallah’ deyip, Allah’ýn dilemesi þartýna baðlarsan müstesnadýr. Unuttuðun zaman da, yine Rabbini an ve ‘Umulur ki, Rabbim beni bundan daha hayýrlý ve doðru bir yola eriþtirir’ de.”3 Görüldüðü gibi Cenâb-ý Allah, gelecekle ilgili konuþmalarýmýzda “Allah dilerse, Allah izin verirse, Allah nasip ederse...” gibi mânâlara gelen “Ýnþâallah” kelimesini söylememizi þart koþuyor. Çünkü gelecek bizim elimizde deðil. Gelecek Allah’ýn takdirindedir. Gelecekte nasýl bir tecellî gerçekleþeceðini bilmiyoruz. Sadece olmasýný arzu ettiðimiz þeyler söz konusu. Ýþte bunlarý konuþurken Allah’ýn dilemesi þartýna baðlayarak konuþmamýz gerekiyor. Ki, “Ýnþâallah” kelâmý bize bunu saðlýyor. Bu pencereden bakýnca, “Allah nasip eder inþallah” cümlesinden þu manayý çýkarmak mümkün: “Allah dilerse nasip eder”. Öte yandan bu cümle ile kastedilen, Cenâb-ý Hakk’ýn nasip etmesini büyük bir arzu ile istemekse, bunda da bir yanlýþlýk yoktur elbette. Burada önemli olan, bu kelime ile, gelecekle ilgili bir þeyler yapmayý kendi üzerimizden atan bir tembelliði veya kendi yapabileceðimiz þeyleri Allah’a havâle eden vurdumduymazca bir havaleciliði kastetmemeye dikkat etmeliyiz. Yani bu kelimeyi, içerdiði mânevî kuvveti sarsýcý þekilde kullanmamalýyýz. “Ýnþâallah” kelimesi kararlýlýðýmýza gölge düþürmüyor. Bilakis, “Allah’ýn dileði ile örtüþmesi halinde ben kararlýyým” mânâsýný içeriyor. Oysa bazen kararsýz olduðumuz ve hattâ olumsuz düþündüðümüz bir meselede de-–sýrf muhataptan kaçmak için—“inþâallah” deyip geçiyoruz. Bu yanlýþtýr. Çünkü bu durumda bu kelâmý bir kaçýþ cümlesi olarak kullanýyoruz. Muhatabýmýz da çileden çýkýyor. “Ýnþallah’la maþallahla olmaz!” gibi nezaketsiz sözler sarf ediyor. Bu nezaketsizlikte bizim de payýmýzýn olduðunu unutmamalýyýz.

Ý

Dipnotlar: 1- Sözler, s. 434 2- Meryem Sûresi: 64 3- Kehf Sûresi: 23, 24

ALÝ FERÞADOÐLU fersadoglu@yeniasya.com.tr

nsanýn en hassas, en zayýf, en mühim, en esaslý bir hissi de, korkudur. Dessas zâlimler bu korku damarýndan çok istifâde etmektedirler. Onunla, korkaklarý gemlendiriyorlar. Kendini dünyaya verenlerin ajanlarý ve dalâlet ehlinin propagandacýlarý, halký ve bilhassa âlimleri korkutuyorlar, evhamlarýný tahrik ediyorlar...1 Dindarlarý ve hizmet ehlini çeþitli hile ve oyunlarla korkutarak kendi kulvarlarýna çeker, is-

Ý

tediklerini yaptýrýr, pis emellerine âlet eder veya en azýndan tesirsiz hâle getirmeye çalýþýrlar. Korku duygusunu nerede ve nasýl kullanacaðýz, zararlarýndan nasýl kurtulacaðýz? Pozitif veya negatif duygularýmýz; þiddet derecelerine göre bir dalga yayarlar. Yapýlan araþtýrmalara göre, köpek, insanýn yaydýðý “korku kokusunu” alýyormuþ ve korkaklarýn üzerine üzerine gidiyormuþ. Korkmayanlar, cesaretle köpeði tersleyenlerden ise kaçýyorlarmýþ. Demek, insanýn korku duygusunun çýkardýðý bir koku veya bir dalga varmýþ, bunu köpekler alýyor, hissediyor ve ona göre davranýyormuþ. Ayný hissi insan da duyuyor olmalý ki, korkak olanlarý hissediyor ve ona göre korkaklarýn üzerine gidiyor ve gemlendiriyor! Özellikle, bu konularda ihtisas sahibi olmuþ ve “alýcýsý” kuvvetli olan dessas zâlimler... Þu halde, cesaretin, ihlâsýn, samimiyetin, muhabbetin de yaydýðý bir koku ve ve dalgaboyu olmasý gere-

kir. Onun derecesine göre, muhataplar etkileniyor! Þüphesiz ki, onlar da alýcýlarýnýn derecesine göre tesir altýnda kalýyorlar. Korkularýn en güzeli, en mükemmeli “Allah korkusu”dur. Anne ve babadan duyulan korku; tatlý bir korkudur. Çünkü, koruyucu bir korkudur. Anne þefkati ve sevgisi, Allah’ýn yeryüzüne inmiþ bir damla sevgi ve rahmetinin, bütün annelere ve þefkat sahibi kiþilere daðýlmasýnýn bir parçasýdýr! Þu halde; Onun sonsuz koruyucu korkusuna sýðýnmak gerekmektedir. O, sonsuz kudret, merhamet, sevgi sahibi, sonsuz isim ve sýfat sahibi ve korkutanlarýn da dizgini Kendisinin elinde olduðuna göre; onlardan korkmak beyhude deðil mi? Kur’ân, kimden korkup-korkmayacaðýmýzý þöyle beyan etmektedir: “...Þu halde, eðer imân etmiþ kimseler iseniz onlardan korkmayýn, benden korkun.”2 Savaþta veya kavgada, en çok yara alanlar, siperini

BEDESTEN

"Roman"tik takýlmadan Ne var ki, bu vatanda ezilen, dýþlanan, horlanan sadece Romanlar deðil. Bilhassa son seksen–doksan yýllýk süreçte "kendi gibi", yani olduðu gibi görünmek ve yaþamak isteyen hemen bütün kesimler zalimâne pençeler altýnda ezilmiþ, horlanmýþ itilip kakýlmýþlardýr. Bir tek dönmeler, masonlar ve Sabetaycýlar hariç... Etnik ayrým yapýlmaksýzýn, dindar Müslümanlarýn, yani camisine, mescidine, Kur'ânýna, ezanýna, örfüne, an'anesine, tekke ve medresesine baðlý olan mutlak ekseriyetin tamamý dayanýlmaz zulümlere, baskýlara mâruz býrakýlmýþlardýr. Bunlar-

dan sayýlamayacak çok vatandaþý asmýþ, kesmiþ, hapis, zindan ve sürgün ile cezalandýrmýþlardýr. M. LATÝF SALÝHOÐLU Bu genellemenin haricinde, ayrýca katliâlatif@yeniasya.com.tr ma varan mezalime uðrayan kesimler vardýr ki, onlarý da þöylece sýralamak mümkün: Kürtler, Aleviler, Rumlar, Ermeniler... u ülkenin horlanmýþ, dýþlanmýþ, itilÇeþitli sebep ve bahanelerle bunlarý ezip miþ–kakýlmýþ sosyal tabakalarý arasýnsindirmeye çalýþmýþlardýr. da hiç þüphesiz ki Romanlar da var. Zahirî gerekçe Türklük, Türkçülük... Bazý yörelerde "Çingene" de denilen RoHakikatte ise, bunlarýn tamamýný Türk'e man vatandaþlarýn, uzun yýllardan beri "idüþman ederek, o büyük Ýslâm unsurundan kinci sýnýf vatandaþ" muamelesine tabi tuintikam alma maksadý güdülüyor: Bin yýl tulduðu da bir gerçek. müddetle Ýslâma bayraktarlýk seviyesinde Oysa, böylesi bir ayrýmcýlýðýn ne hukukta hizmet etmiþ olmasýnýn intikamý... yeri var, ne insanlýkta, ne de Müslümanlýkta. Romanlarýn durumu ise, diðerlerinden biraz farklýlýk arz ediyor. Hükümetler, doðrudan Romanlarý hedef 16 Mart 1921 alarak onlara yönelik baskýcý politikalarý gütmüþ, uygulamýþ deðil. Hükümetlerin bu meseledeki zaafý ve ihmali, diðer vatandaþlar tarafýndan horlanan, dýþlanan Romanlara sahip çýkmamasý, onlankara hükümeti ile rýn temel insanî hak ve hukukunu muhafazaMoskova hükümeti aya çalýþmamasý noktasýnda karþýmýza çýkýyor. rasýnda yapýlan ilk resEvet, Romanlarýn en büyük sýkýntýsý, cemî antlaþma 16 Mart 1921'de miyetin diðer sosyal tabakalarýndan mâruz imzalandý. kaldýklarý dýþlayýcý, küçümseyici nazar ve Türk heyetini Ali Fuat Pagördükleri bed muameledir. þa, Dr. Rýza Nur ile Yusuf Yerleþik medenî hayata uyum saðlama Kemal Bey temil ediyordu. zorluðu çeken Romanlarýn en büyük handiRus heyetinin baþýnda ise kapý ise, aralarýnda barýnan bazý ferd ve aileDýþiþleri Komiseri Çiçerin lerin hýrsýzlýðý meslek edinmeleridir. vardý. (Çiçerin'in yardýmcýla- Ankara hükümeti (solda) ile Moskova hükümeti temsilcileri aEtraftan, mahallelerden atýk eþya (kâðýt, rýndan biri Türk asýllý bir dip- rasýnda 16 Mart 1921'de imzalanan Moskova Antlaþmasýný, ay metal, plastik...) toplama bahanesiyle, ne lomattý.) ný yýlýn 13 Ekim'inde imzalanan Kars Antlaþmasý takip etti. yazýk ki bazý Romanlar düpedüz hýrsýzlýk Bu tarihten evvel de iki ülyapýyor. Hem de gayet þirret bir þekilde. ke arasýnda birtakým teBu muzafferiyetten son- Meclisi adýnda diplomaside Týpký, yavuz hýrsýz misâli. maslar kuruldu; ancak, iste- ra, Moskova nezdinde Rus- kazanýlar ilk zaferdir. Bizzat þahit olduðum için, bu derece kenen ve umulan netice bir ya ile yeniden temaslar kuRusya ile yapýlan Mosko- sin ve net konuþuyorum. türlü saðlanamadý. va Antlaþmasýnýn kahraruldu. Ancak, bu durum, bütün Romanlarý baðRusya, Ýstiklâl Harbinin en Batum'un Gürcistan'a (do- manlarý ise, Ali Fuat Paþa i- lamaz ve baðlamamalý. Bir askerin hata yapsýkýntýlý günlerinde, yani An- layýsýyla SSCB'ye) terk edilmesi le Dr. Rýza Nur'dur. masý, bir memurun rüþvet almasý, nasýl bukara hükümetinin en sýkýþýk karþýlýðýnda, 16 Mart 1921'de Ýþte, gerek askeriye ve ge - lunduklarý camiayý karalamayý gerektirmiolduðu dönemde, anlaþma- anlaþma saðlandý. rekse diplomasideki bu ka- yorsa, bazý Romanlarýn hýrsýzlýðý da, bütün ya yanaþmýyordu. Kafkas Buna göre, Rus hükümeti biliyetli kahramanlar ile on- bir camiayý karalama gerekçesi sayýlamaz. Bölgesindeki bazý þehirlerin Ankara hükümetine silâh ve larla birlikte hareket eden Üstelik, bugün hýrsýzlýk yapan sadece Ermenilere verilmesini þart para yardýmýnda bulunacak. Ýstiklâl Harbinin bütün ger- Romanlar deðil. koþuyordu. Yardýmlar, Kurtuluþ Sava- çek kahramanlarý, 1924'ten Ülkenin her yerinde türemiþ öylesine proBunun üzerine harekete þýnýn sonlarýna kadar kade- itibaren teker teker ve grup- fesyonel, hatta canavarlaþmýþ öyle hýrsýzlar geçen Karabekir Paþa, Kars, meli þekilde parti parti gel- lar halinde biçilmeye baþ- var ki, Romanlara rahmet okutacak cinsten. Ardahan, Artvin, Batum ve meye devam etti. landý. O halde, bu gibi meselelere bakarken "RoIðdýr'ý Ermeni Taþnaklardan Bu þöhretli isimlerden ki - man"tik takýlmadan, objektif bir nazarla baKabiliyetler biçildi temizleyerek, onlarý Gümmi siyasetten, kimi Anka- kýp ona göre deðerlendirme yapmak lâzým. Ermenilerle yapýlan Güm - ra'dan, kimi de Türkiye'den Aksi halde, bir kesimin hakkýný savunarü'ye kadar geriletti. Burada 3 Aralýk 1920'de rü Antlaþmasýnýn kahrama- uzaklaþtýrýlarak hayatlarý lým derken, bir baþka kesimi rencide edebiimzalanan antlaþma ile, sý- ný, 15. Kolordu Komutaný karartýldý, ikbâl ve istikbâlle- lir, yahut bir baþka kesimin hukunu çiðneKâzým Karabekir'dir. Millet ri söndürüldü. me hatasýna düþebiliriz. nýr tesbiti yapýldý.

B

Tarihin yorumu

Moskova Antlaþmasý ve ötesi...

A

GÜN GÜN TARÝH

Turhan Celkan

turhancelkan@hotmail.com

korkarak terk edenler, en az yaralananlar ise siperinde sebat edenlerdir. Korkarak kaçanlar, korktuklarýyla daha çabuk kucaklaþýrlar! Aslýnda korku, gerekli bir histir. Eðer korku olmasaydý; hayatýmýzý bir gün bile devam ettiremezdik. Aslanla pençeleþir, yüksek yerlerden atlar; herkesle kavgaya tutuþurduk! Burada kavrayamadýðýmýz, dengeleyemediðimiz mesele þudur: Cenâb-ý Hak korku damarýný hayatý korumak için vermiþ, hayatý tahrip için deðil. Ve hayatý aðýr, müþkül, elîm ve azap yapmak için vermemiþtir. Korku iki, üç, dört ihtimalden bir olsa, hattâ beþ altý ihtimalden bir olsa, ihtiyatkârâne bir korku meþrû olabilir. Fakat yirmi, otuz, kýrk ihtimalden bir ihtimalle korkmak evhamdýr, hayatý azâba çevirir.3 Dipnotlar: 1-Mektûbât, s. 403. , 2-Kur’ân, Âl-i Ýmrân, 175., 3Mektûbat, s. 404.

Dünya Vicdan Günü ve Rachel Corrie ARZU KONAN Bir çoðumuzun ilk kez duyduðu ama önemli bir cümle “Dünya Vicdan Günü”. Otuzuncu Harf Edebiyat ve Düþünce Dergisi 16 Mart’ý Dünya Vicdan Günü olarak ilan etti. Sebebi ise Amerikalý bir barýþ eylemcisi olan 23 yaþýndaki Rachel Corrie’nin 16 Mart’ta Gazze’de yaptýðý insani mücadele sonucu Ýsrail buldozerinin ezerek öldürülmesi. Evet kýtalar aþýp tamamen insan sevgisi, vicdaný, acýmasý sebebiyle Filistine geliyor. Buradaki yaþayýþlarla adeta bir oluyor. Müslüman olmamasýna raðmen cesaretiyle, vicdanýyla Ýsrail’e kendini siper ediyor. Biz de Müslümanýz ama... Ýþte vicdanlarýmýzý hesaba çekeceðimiz bir gün. Rachel Corrie’nin ailesi de kýzlarýnýn ölümünün 7. yýlýnda ülkelerinde 16 Mart Dünya Vicdan Gününü kutlayacaklar. Rachel’in ailesine yazdýðý mektuplar içimizi titretiyor. Rachel’i mektuplarýndan biri þöyle: “20 Þubat 2003 “Anneciðim, “Þu anda Ýsrail ordusu Gazze’ye giden yolu kazdý ve ana kontrol noktalarýnýn ikisi de kapandý. Bu, üniversiteye gidip yeni dönem kaydýný yaptýrmak isteyen Filistinlilerin, bunu yapamayacaðý anlamýna geliyor. Ýnsanlar iþine gidemiyor ve diðer tarafta kalanlar evine dönemiyor; yarýn Batý Þeria’da toplantýlarý olan enternasyonaller de bunu yapamayacak. Uluslararasý beyaz insan imtiyazýmýzdan ciddî biçimde faydalanmayý deneseydik muhtemelen bunun üstesinden gelebilirdik fakat bu ayný zamanda, hiçbirimiz yasadýþý bir iþ yapmamýþ olsak bile, bu yüzden tutuklanma ve sýnýr dýþý edilme tehlikesini doðuruyor. “Gazze þu anda üçe bölünmüþ durumda. ‘Gazze’nin yeniden iþgali’ ile ilgili konuþmalar var, fakat benim bunun olacaðýndan ciddî olarak þüphem var, çünkü bu, þu anda Ýsrail adýna jeopolitik anlamda aptalca bir hareket olacaktýr. Bana göre daha muhtemel olaný, daha küçük çapta olan, uluslararasý halk protestosu radarýnýn fark edemediði baskýn harekâtlarýnýn ve belki de sýk sýk iþaret edilen ‘toplu nakiller’in hýzlandýrýlmasý olacaktýr. “Þu anda Refah’tayým ve kuzeye gitmeyi düþünmüyorum. Nispeten güvenlikte olduðumu hissediyorum ve daha büyük çapta bir baskýnda benim için en büyük tehlikenin tutuklanmak olacaðýný düþünüyorum. Gazze’nin yeniden iþgali yönünde bir hareket, Þaron’un her tarafa yerleþimler kurma yolunda þu anda çok düzgün iþlemekte olan ve yavaþ yavaþ fakat emin adýmlarla Filistinlilerin azminin kýrýlmasýna neden olan, barýþ görüþmeleri sýrasýnda suikastlar / toprak iþgali stratejisine karþý yapýlan protestolardan, çok daha büyük çapta protestolara sebep olacaktýr. Bana bakmakta olan bir sürü, çok iyi Filistinli olduðunu bilin. Biraz grip mikrobu kaptým, onlar da bana iyileþmem için çok hoþ, limonlu içecekler verdiler. Ayrýca, halen yattýðýmýz kuyunun anahtarlarýný saklayan kadýn bana durmadan seni soruyor. Zerre kadar Ýngilizce bilmiyor, fakat çok sýk senin hakkýnda soru soruyor; seni aradýðýmdan emin olmak istiyor. “Sana ve Babama ve Sarah’a ve Chris’e ve herkese sevgiler. “Rachel.” Mekânýn Cennet Olsun Rachel Corrie...


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:29 PM

Page 1

10

KÜLTÜR-SANAT YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

Ölüm provalarý

KUMBARAMDAKÝ KELÝMELER

Ýngiliz subay düdükleri Ýngiliz ve Avusturyalý subaylar tarafýndan kullanýlan çeþitli düdükler...

SALÝHA FERÞADOÐLU

Sahra telefonu Ýngiliz ordusuna ait bir sahre telefonu ve çantasý

sliha87@hotmail.com

aç gündür zihnimde derin düþüncelerle bata çýka kendi içimde ilerliyordum. Edebiyatçý giderken, bir kitap uzatmýþtý bana; Aðlayan Dað, Susan Nehir. Bir masalý çaðrýþtýrýyordu ismi. Kulaðýma uzak diyarlarýn hikâyesi geliyordu. Elime alýp, sayfalarýný karýþtýrdým. Kelimelerinin davetkâr bakýþlarýna dayanamadým; bir anda kendi dünyasýna çekti, sarýp sarmaladý. Yenik düþtüm; albenili sözcüklerin büyüsüne kapýldým, dünyaya dair hikâyeler anlatan bu kitabýn kapýsýný yavaþça araladým. Bazen okuduðumuz dünya halli bir roman, hýzla ahirete yaklaþtýrýr bizi. Hakikatin deðiþik tanýmlarýný kolayca fark ederiz sekülerleþen kelimelerin ardýnda. Dünyanýn geçiciliðinden dem vurur farkýnda olmadan; uyarýr zihnimizi, düþüncelere sevk eder. Ýþte böyle bir kitaptý, eþiðinden bakakaldýðým. Sadece bir cümlesiydi, bana daha önce kýrmýzý kitaplarda okuduklarýmý hatýrlatan. “Ýnsanýn evini yanýnda taþýyabileceðini bana Naciye Abla öðretmiþti.” Gerçekten evimizi yanýmýzda taþýyabilecek kadar hür müyüz? Hâlbuki yüksek dozda hayat çeken bir müptelâsý deðil miyiz ömrün? Dünya bir gün bize dýþarý demeden, biz çýkýp gidebilir miyiz? Gülümseyerek el sallayabilir miyiz ona? Sevdiðin þeyleri; eþini, çocuðunu, anneni, babaný, arkadaþlarýný, çikolatayý, kýyafetleri, gezmeyi, eðlenmeyi, televizyon izlemeyi býrakabilir misin kolayca? Kitaplarýný, film arþivlerini, oyunlarýný, mesleðini, kariyerini silebilir misin bir çýrpýda? Koca bir hayýr çýktý aðzýmdan. Yanýmda oturan yaþlý kadýn, “efendim” diye sordu endiþeyle. Çizgilerin kat kat þekillendirdiði yüzüne bakýp gülümsedim. Yetmiþini aþmýþ olmalýydý. Ne kadar çok yaþamýþtý ne kadar çok… Yaþadýðý dünyayý terk edip gider miydi öte âleme? Sorsam… Herkes gibi söyleyecekti; ya bir gün ya da daha az yaþadým. Bir türlü idrak edemediðimiz bir gerçek var. Ýnsan ebed için halk edilmiþ ve ebede gidecektir; bu dünya, ona bir misafirhanedir ve ahiretine bir intizar salonudur (10.Söz). Okuyoruz defalarca, anlýyoruz kelimelerin bize ne söylemek istediðini. Buna raðmen ne kadar da uzak geliyor her þey. Ýnsan, kendisinin öleceði gerçeðini kabullenemez der, psikologlar. Ortada iki gerçek vardýr. Baþkasýnýn ölümü ve kendi ölümü. Çevresinde gördüðü ölümler sadece bir adým yaklaþtýrabilir kendi ölümüne insaný. Sonrasý mý? Sonrasý evimizi yanýmýzda taþýyamamanýn hikâyesi. “Her ölüm erken ölümdür/biliyorum Tanrým,” derken Cemal Süreya yaþadýðýmýz o ölüm psikolojisini bir çýrpýda özetlemiyor muydu bize? Belki de bu yüzden en çok güz mevsiminde hissediyorduk ölümlülük duygusunu. Kuruyan tabiata, sararan yapraklara, soyunan aðaçlara bakýp etrafýmýzdaki deðiþikliði fark ediyor, kendi gerçeðimize adým adým yaklaþýyorduk. Bazen bilincinde oluyoruz, oysa çoðu zaman gafletteyiz. Her akþam yataðýmýzda derin düþüncelere dalýp, günümüzün muhasebesini yaparken kendimize defalarca sesleniyoruz: “Eyvah! Aldandýk. Þu hayat-ý dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zâyi ettik. Evet, þu güzerân-ý hayat, bir uykudur; bir rüyâ gibi geçti. Þu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider (17.Söz).” Bu hiç bitmeyen ölüm provalarýna raðmen bir türlü uyanamýyoruz… Belki de gerçekten uyanmak istemiyoruz. Kim bilir?

Bizim Aile dergisi Mersin temsilciliði aile semineri düzenledi

K

“Miniaturk” aslýnda bir Osmanlý projesiymiþ! 1453 Ýstanbul Kültür ve Sanat Dergisi’nin, 7. sayýsýnda yer alan “Minyatür Bir Osmanlý Devlet Parký” baþlýklý yazý, bu günkü “Minyatür Park” konseptinin dünyada ilk kez Münif Paþa tarafýndan önerildiðini belirtiyor. Dr. Ali Budak’ýn kaleme aldýðý yazýya göre Paþa, bu projeyi dünyada hiçbir örneðinin bulunmadýðý 19. yüzyýlda sunmuþ. Münif Paþa bu öneriyi yaparken kurulacaðý alanýn özelliklerinden parkýn maliyeti ve Osmanlý’ya kazandýracaðý gelirden de ayrýntýlarýyla bahsetmiþ. Münif Paþa’nýn Ýstanbul’a dair son derece ilgi çekici bir baþka projesi de “minyatür bir Osmanlý Devleti Parký” kurulmasý. Yazýda Münif Paþa’nýn el yazmasý bir belgesinde bulunan bu projenin ayrýntýlarý da verilmiþ. Buna göre, Münif Paþa’nýn “Minyatür Parký” üç bin metre geniþliðinde dikdörtgen bir alan üzerine kurulacak ve Avrupa, Asya ve Afrika’daki tüm Osmanlý Ýmparatorluðu topraklarýný kapsayacak. Projede, Osmanlý’nýn hangi devletlerle komþu olduðunun anlaþýlmasý için söz konusu devletlerin topraklarýnýn bir miktarý da parkta gösterilecek. Münif Paþa, Minyatür Osmanlý Devleti Parký projesinin orijinal bir düþünce olduðunu da ifade ederek böyle bir parkýn Saltanat’ýn þanýný yükselteceðini ve yine bu park sayesinde dünyada güzel bir yakýnlaþma olacaðýný ifade etmiþ. Projesinin finansmaný ile ilgili de çalýþma yapan Münif Paþa, ziyaretçilerden makul miktarda ücret alýnacaðý ve bu gelirin parkýn iþletme giderlerini de karþýlayacaðýný ifade etmiþ. Kültür Sanat Servisi

Ýngiliz ve Avustralya hücum borularý

BÝZÝM Aile Dergisi Mersin temsilciliðinin düzenlediði “Ailede iletiþim” konulu seminer büyük ilgi gördü. Sadece hanýmlara mahsus olan ve Mistur Otelde yapýlan seminere konuþmacý olarak, “Dost TV” programcýlarýndan Eðitimci Yazar Ýbrahim Ünal ve Saide Nur yýldýz katýldý. Ve “Hoþ Sada gurubu” solistlerinden Aydýn Yaþar ve Nami Keskinbora güzel ilâhileriyle programa eþlik ettiler. Ýbrahim Ünal ve Saide Nur Yýldýz konuþmalarýnda, toplumun temel taþý olan aile hayatýnýn ve ailedeki huzursuzluklarýn, sarsýntý ve çöküþlerin baþlýca sebeblerinin iletiþimsizlik olduðu ve aile bireylerinin karþýlýklý hoþgörü, samimiyet, fedakârlýk ve sevgiyle bunu a-

þabileceðini ifade ettiler. Derya Ayhan’ýn açýlýþ konuþmasýný yaptýðý program Mersinli hanýmlarýn beðenisini kazandý. Bu tür programlarýn ve etkinliklerin devam etmesini isteyen hanýmlar, CHP Kadýn Kollarý’nýn düzenlediði çarþaf yýrtma rezaletinin özellikle hanýmlar tarafýndan tepkiyle karþýlandýðý belirterek, Bizim Aile Dergisinin düzenlediði, ailenin ve toplumun huzurunu esas alan böyle bir seminerin son derece ilgi görmesinin anlamlý olduðunu kaydettiler. Yeni Asya Neþriyat ve Risale-i Nur eserlerini sergilendiði program sonrasýnda Eðitimci-yazar Ýbrahim Ünal kitaplarýný imzaladý. Mersin / Ahmet Demirdöðmez

Þanlýurfa’da turizm günleri

“Dur Yolcu” Çanakkale sergisi sizi bekliyor ÝKÝ YÜZ ELLÝ BÝN ÞEHÝT VERDÝÐÝMÝZ ÇANAKKALE’DE ASKERLERÝMÝZÝN VE DÜÞMANLARIN KULLANDIÐI MALZEMELER BAKIRKÖY’DEKÝ AÝRPORT OUTLET CENTER’DA SERGÝLENMEYE BAÞLADI. RECEP BOZDAÐ ÝSTANBUL 250 bin þehidimizin olduðu Çanakkale Zaferine ait savaþ malzemelerinin sergilendiði “Dur Yolcu, Çanakkale Savaþ Malzemeleri Sergisi” açýldý. Çanakkale Zaferinin 95. Yýlý sebebiyle Kurtuluþ Savaþý’nýn en kanlý çarpýþmalarýnýn yaþandýðý 500 bin kiþiden fazla kiþinin hayatýný kaybettiði Çanakkale Savaþý sýrasýnda kullanýlan savaþ malzemelerin Ýngiliz ve Avustralya sergilendiði BakýrveTürk asker ve köy’deki Airport subaylarýna Outlet Cenait düðmeler... ter’da dün açýldý. Koleksiyoner Ressam Yavuz Balkan’ýn özel gayreti ile derlenen 200’ün üzerindeki paha biçilmez eserler bugün itibariyle

Türk askerlerinin kullandýðý palaska. Tokasýndaki ‘ay’ýn üzerinde “Asakir-i Þahane” yazýyor....

Airport Outlet Center sergi alanýnda ücretsiz olarak görülebilecek. Çanakkale Savaþýnda kullanýlan malzemenin yer aldýðý sergide, tüfek, kýlýnç, süngü, tabanca ve tabanca mermileri, palaskalar, madalyonlar, rozetler, Türk ve yabancý askerlerine ait tabak, çatal, kaþýk ve yiyecek kaplarý, saðlýk malzemeleri, mataralar, düðmeler, madalyalar, döneme ait fotoðraflar, yazýþmalar, mecmualar, mermi kovanlarý, havada çarpýþan mermiler, þarapnel parçalarý yer alýyor. Sergi de ayrýca savaþ döneminde çekilmiþ muhtelif fotoðraflar ve yayýnlar da yer bulunuyor. Türk askerlerinin yaný sýra Ýngiliz ve Fransýz askerlerinin Çanakkale Savaþý’nda kullandýklarý çeþitli malzemelerin de yer aldýðý sergi, 21 Mart’a kadar Airport Outlet Center’da ücretsiz olarak görülebilecek.

KÜLTÜRve Turizm Tanýtým Günleri kapsamýnda çok sayýda misafiri aðýrlamaya hazýrlanan Þanlýurfa Vâlisi Nuri Okutan “Amacýmýz Þanlýurfa’yý bölgenin çekim merkezi ve ‘merkez ili’ olarak konumlamak” dedi. Þanlýurfa’nýn sahip olduðu tarihi ve kültürel deðerlerin tanýtýlmasý amacýyla Þanlýurfa Vâliliði tarafýndan organize edilen Kültür ve Turizm Tanýtým günleri sona erdi. Tanýtým günlerine, Þanlýurfa bürokratlarýnýn yaný sýra Kültür ve Turizm Bakanlýðý ile Tanýtma Fonu yetkilileri, TURSAB, Türkiye Turizm Yatýrýmcýlarý Derneði, Anadolu Turizm Ýþletmecileri Derneði, Türkiye Otelciler Federasyonu, Türkiye Otelciler Birliði, Türkiye Rehberler Birliði temsilcileri ile Türkiye’nin önde gelen seyahat acentelerinin yetkilileri katýldý. Etkinlikte, Þanlýurfa Vâlisi Nuri Okutan konuklara Þanlýurfa hakkýnda bilgi verdi. Katýlým-

cýlar etkinlikte, Þanlurfa’ya özel bakýr eserler, ahþap ürünler ve dokuma ürünlerinin yaný sýra yöresel lezzetleri ve yerel müziðini tanýma fýrsatý buldular. Ziyaretçilere, “bilinen insanlýk tarihini” deðiþtirmekte olan bir keþif niteliðindeki Göbeklitepe’nin yaný sýra, kutsal mekân Halil-ür-Rahman Gölü (Balýklýgöl), Haleplibahçe, Þanlýurfa Kalesi ve çevresi de tanýtýldý. Vali Okutan, bu yýl ilk kez düzenlenen Þanlýurfa Kültür ve Turizm Tanýtým Günleri ile ilgili deðerlendirmesinde “Bu etkinlikle medeniyetlerin beþiði; tarihin canlý tanýðý, uygarlýklarýn doðduðu þehir Þanlýurfamýzýn zengin tarih ve kültür mirasýný korumak, bu mirasý en biçimde deðerlendirip ilimizin kültür, sanat ve turizm zenginliklerini kültürel ve sosyal yapýsýyla da daha saðlam ve saðlýklý bir þekilde tanýtabilmeyi amaçladýk” dedi. Nihat Çiçek / Þanlýurfa

Tarladan çini ustalýðýna KÜTAHYA’NIN bir köyünde açýlan çinicilik kursuna katýlan kadýnlar, tarla iþlerinden arta kalan zamanda çiniciliði öðrenerek aile bütçelerine katký saðlamayý amaçlýyor. Merkeze baðlý Turgutlar Köyü Muhtarý Hüseyin Kaya, köydeki bir grup genç kýz ve kadýnýn, aile bütçelerine katký saðlamak amacýyla çini kursu düzenlenmesini talep ettiðini söyledi. Bunu deðerlendirerek Kütahya Çini kursuna heryaþtan kadýn katýlýyor. FOTOÐRAF: AA Halk Eðitim Merkezinden bu yönde talepte bulunduklarýný anlatan Ka- rine parça baþý iþ yapabilecek. Kadýnlarýya, olumlu cevap veren merkezin bir öðre- mýz ve genç kýzlarýmýz sadece tarlaya baðtici görevlendirip muhtarlýk toplantý salo- lý kalmayacak, eþlerinin eline de bakmayanunda kurs vermeye baþladýðýný bildirdi. cak. Onlara gelir kaynaðý olacak’’ dedi. Kaya, 13 genç kýz ve kadýnýn katýldýðý kur- Kursun tamamlanmasýnýn ardýndan masu bitirenlere belge verileceðini belirterek, yýsýn ilk haftasýnda üretilen eserler için ‘’Bu iþi öðrenen kadýnlarýmýz, çini atölyele- sergi açýlacak. Kütahya / aa SOLDAN SAÐA — 1. Ev önlerinHAZIRLAYAN: Erdal Odabaþ erdalodabas@mynet.com desebze yetiþtirilenbirkaçevleklik ufak sebzelik. - Her þey kendi1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 sine muhtaç olduðu halde, kendisi hiçbir þeye muhtaç olmayan 1 cenabý Allah (cc). 2. Yasalar- 2 la sahip olunan haklarýn herkes 3 tarafýndan kullanýlmasýnýn sað- 4 lanmasý, türe. - Harikalar ülke- 5 sindeki çocuk. 3. Oruç ayý. - Halý, 6 koltuk, yatak vb. yerlerde ve 7 nemli ortamlarda yaþayan, astý- 8 ma yol açabilen, insan vücudun- 9 dan dökülen deri tozlarýyla ve 10 parçacýklarýyla beslenen bir canlý türü. 4. Bir dâvânýn mahkemece nasýl bir hükme baðlandýðýný gösteren resmî belge. - Havada beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak yaðan su buharý. - Kayseri yöresinde hala. 5. Kalsiyumu simgeleyen harfler. Büyükler, ulular.- Tutma organýmýz. 6. Gelir getiren mülk.- Deðerli madenlerde yasanýn istediði aðýrlýk, saflýk ve deðer derecesini gösteren ölçü. 7. Etkili söz söyleme sanatý. 8. Çanakkale iline baðlý ilçelerden biri. - Öðrencilerin veya bir iþe girmek isteyenlerin bilgi derecesini anlamak için yapýlan yoklama, imtihan. 9. Kendisine inanýlan, güvenilen kimse. - Topraðýn kaymasýný veya suyun akmasýný önlemek için yapýlan kalýn duvar. - Baryum elementinin simgesi. 10. Kartacalý ünlü komutan. - Rüya yorma, yorumlama.

BULMACA

YUKARIDAN AÞAÐIYA — 1. Ameliyatý gerektiren hastalýklarla ilgilenen hekimlik kolu. 2. Ýstanbul'da bir ilçe. - Kur'ânda bir sûre adý. 3. Buda rahibi. - Genellikle sarýk, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapýmýnda kullanýlan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakýþlar bulunan ipek kumaþ. 4. Büyüklük, irilik bakýmýndan þaþýlacak durumda olan nesne. - Eski kitaplarda bölüm. 5. Bazý sayý sýfatlarýyla birlikte kullanýlarak bir olayýn ve olgunun her bir tekrarlanýþýný bildiren söz, defa, kere, sefer. - Babamýzýn kýz kardeþi. 6. Ant daðlarýnda bir bölge. 7. Verimliliði üst seviyede olan , çok verimli. 8. Þart bildiren bir ek. - Baþkanlýk. 9. Açýk kestane rengi. -Tarikatlarda müridin þeyhi aracýlýðýyla kalbini Allah'a baðlamasý. 10. Evren pulu. - Evcil geyik. 11. Ýsimler. - Eski dilde basýmcý, yayýn evi sahibi. 12. Giresun iline baðlý ilçelerden biri. - Mevcut, veya düþüncede yer alan.

DÜNKÜ BULMACANIN CEVAPLARI— SOLDAN SAÐA: 1. SU. MÝKERÝNOS. 2. ALMANAK. SÝMA. 3. PETKÝM. YAMUK. 4. OMA. SANAL. 5. TA. KÝR. MECÝT. 6. DAYAMA. ALA. 7. LARVA. EMERÝL. 8. AN. ATAMAK. KA. 9. RÝ. AKÝT. 10. LETAFET. PARA. YUKARIDAN AÞAÐIYA: 1. SAPOTÝLA. 2. ULEMA. ANNE. 3. MTA. DR. 4. MAK. KAVARA. 5. ÝNÝSÝYATÝF. 6. KAMARA. 7. EK. MEMAT. 8. YAMAMAK. 9. ÝSALE. EKÝP. 10. NÝM. CAR. TA. 11. OMURÝLÝK. 12. SAK. TALAKA.


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:01 PM

Page 1

11

EKONOMÝ YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

ÝÞ GÜVENLÝÐÝ

Moody’s’ten dört ülkeye ‘riskler artýyor’ uyarýsý ULUSLARARASÝ kredi derecelendirme kuruluþu Moody’s, ülke notu AAA olan en büyük dört ülkenin ve Ýspanya’nýn notlarýnýn güvende olduðunu, ancak bunlarýn lokomotif ülke konumlarýna yönelik risklerin arttýðýný açýkladý. Moody’s’in çeyrek dönemlik olarak hazýrladýðý AAA Ülke Monitörü isimli raporda, ABD, Ýngiltere, Fransa, Almanya ve Ýspanya ile daha az malî sorunlarý olan Danimarka,

Finlandiya, Norveç ve Ýsveç için bu notun korunmasýnda belirleyici faktörün hükümetlerin borcu yönetme yetenekleri olduðu belirtildi. Raporda, Ýspanya’nýn uzun dönemli notunda dikkat çekici bozulma görüldüðü belirtilerek “Bu bozulmanýn, Aaa/Aa sýnýrýna yaklaþacak kadar devam etmesi bekleniyor, ki bu da bizim Ýspanya’nýn notunu yeniden deðerlendirmemizi gerektirebilir” denildi.

SERBEST PÝYASA

DOLAR

EURO

DÜN 1.5280 ÖNCEKÝ GÜN 1.5270

DÜN 2.0960 ÖNCEKÝ GÜN 2.1000

M. FAHRÝ UTKAN mfutkan@yahoo.com

on günlerde depremler hayatýmýzý iyice sarsmaya baþladý. Önce Haiti, sonra Þili ve son olarak Elazýð merkezli depremlerde birçok ölümler ve yaralanmalar oldu. Ýnsan ve Müslüman olarak etkilendik. Köþe konumuz Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði olduðuna göre depremler de konumuzun içine girmektedir. Depremler önlenemez. Ama depremlerin etkisinden, en az zararla kurtulmanýn birçok yolu vardýr. Zamaný geldiðinde ileriki haftalarda onlardan bahsedeceðiz. Bugün, dünyanýn en tecrübeli kurtarma birimi “Amerikan Uluslararasý Kurtarma Ekibi’nin kurtarma þefi ve afet olaylarý müdürü” Doug Copp’un bir yazýsýný aktarmak istiyorum. Herkese (tabii dikkatli okuyup, ders alanlara) faydasý olmasý ümidiyle: “Adým Doup Copp. Þu ana kadar 875 yýkýlmýþ binaya sürünerek girdim, 60 ül keden kurtarma ekipleriyle çalýþtým, birçok ül kede kurtarma ekipleri oluþturdum ve çok sayýda ül kede birçok kurtarma ekibinin üyesiyim. 2 yýl boyunca Birleþmiþ Mil letler ‘felâket azaltma’ uzmanýydým. 1985’ten beri ayný anda gerçekleþenler hariç dünyadaki bütün büyük felâketlerde çalýþtým. “1996’da benim hayatta kalma metodumun geçerliliðini ortaya koyan bir film yaptýk. Türk hükümeti, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi, Ýstanbul Üniversitesi, Case yapýmcýlýk ve ARTI bu pratik ve bilimsel testin filme alýnmasýnda iþbirliði yaptýlar. Ýçinde 20 maket olan bir okulu ve evi yýktýk. On maket ‘çömel ve korun’ metodunu uygularken, 10 maket ‘hayat üçgeni’ metodumu uyguladý. Tasarlanmýþ yýkýmdan sonra görüntüleri filme almak ve sonuçlarý belgelemek için enkazý geçip binaya girdik. Bina yýkýmlarýnda oluþabilecek þartlar dâhilinde direkt olarak gözlemlenebilen ve bilimsel þartlar altýnda hayatta kalma tekniklerimi uyguladýðým film ‘çömelip korunan/saklanan’ kiþiler için hayatta kalma þansýnýn sýfýr olduðunu ortaya koydu. Hayat üçgeni metodumu kul lananlar için hayatta kalabilme þansý yaklaþýk olarak yüzde 100 oldu. Bu film Türkiye, ABD, Kanada, Güney Amerika ve Avrupa’nýn birçok kýsmýnda milyonlarca izleyici tarafýndan izlendi. Enkazýna girdiðim ilk bina 1985 Mexico City depreminde bir okuldu. Bütün çocuklar sýralarýnýn altýndaydý. Her bir çocuk kemiklerinin kalýnlýðýna kadar ezilmiþlerdi. Sýralarýnýn yanýndaki koridorlara uzanmýþ olsalardý hayatta kalmýþ olabilirlerdi. Bu ‘ayýptý, gereksizdi’ ve çocuklarýn neden koridorlarda (sýralarýn arasýnda) olmadýðýný merak ettim. O an, çocuklara bir þeyin/eþyanýn altýna saklanmalarýnýn söylendiðini bilmiyordum. “Basitçe ifade edilirse, binalar yýkýlýrken, objelerin üzerine düþen tavan aðýrlýðý veya içerideki mobilyalar bu nesnelere çarparken yanlarýnda bir yer, boþluk býrakýrlar. Bu boþluk benim ‘hayat üçgeni’ dediðim alandýr. Nesne ne kadar büyük ve ne kadar dayanýklý olursa daha az ezilecektir. Nesneler ne kadar az ezilirse boþluk ve bu boþluðu kul lanan kiþinin yaralanmama ihtimali o kadar artar. Bir dahaki sefere televizyonda yýkýlan binalarý izlerken gördüðünüz üçgenleri sayýn. Her yerde olduklarýný göreceksiniz. “750 bin nüfuslu Trujil lo kentinin Ýtfaiye bölümünü eðittim. Ýtfaiye Departmanýnýn kurtarma þefi Üniversitede profesördür. Bana her yerde eþlik etti. Kiþisel ifadeleridir: ‘Adým Roberto Rosales. Trujil lo kurtarma ekibi þefiyim. 11 yaþýndayken çöken bir binada mahsur kaldým. Mahsur kalýþým 1972 yýlýnda 70.000 kiþini öldüðü depremde oldu. Erkek kardeþimin motosikletinin yanýnda oluþan ‘hayat üçgeni’ içinde hayatta kaldým. Yataklarýnýn veya sýralarýn, masalarýn altýna giren arkadaþlarým ezilerek öldüler (isim, adres vb detaylarý anlatýyor). Ben hayat üçgeninin yaþayan örneðiyim. Ölen arkadaþlarým ‘çömel ve korun’ örnekleridir.” Doug Copp'un önerilerini yarýn da aktarmaya devam edeceðiz inþaallah. Ancak, bir mü'minin sebeplere (tedbirlere) baþvurmakla birlikte gerçek tesir sahibinin ancak Allah olduðunun, dolayýsýyla ölümün de hayatýn da Onun elinde olduðunun þuurunda olmasý gerektiðini unutmadan... —DEVAMI YARIN–

S

Sanayi cirolarý artýyor

TÜRKÝYE'DE sanayi ciro endeksi, 2010 yýlý Ocak ayýnda geçen yýlýn ayný ayýna göre yüzde 11,7 artýþ gösterdi. Türkiye Ýstatistik Kurumu'nun (TÜÝK) Ocak 2010 dönemine iliþkin sanayi ciro endeksi, 2010 yýlý Ocak ayýnda bir önceki yýlýn ayný ayýna göre yüzde 11,7 artarak 134,4 oldu. Sanayinin alt sektörleri düzeyinde, 2010 yýlý Ocak ayýnda, bir önceki yýlýn ayný ayýna göre deðiþim oranlarý incelendiðinde, madencilik ve taþ ocakçýlýðý endeksi yüzde 9,1 artarak 163,5’den 178,4’e, imalat sanayi endeksi ise yüzde 11,8 artarak 119,4’den 133,5’e yükseldi. En yüksek artýþ oranýnýn yüzde 43,6 ile motorlu kara taþýtý, römork ve yarý römork imalatýnda gerçekleþtiði görüldü.

Depremde nerede durmalý?

ALTIN

C. ALTINI

DÜN 54.450 ÖNCEKÝ GÜN 54.300

DÜN 364.000 ÖNCEKÝ GÜN 362.000

Ýþsizlik yüzde 13’e demir attý KASIM AYINDA YÜZDE 13.1 OLAN ÝÞSÝZLÝK ORANI ARALIK AYINDA YÜZDE 13.5'E ÇIKTI. TÜRKÝYE GENELÝNDE ÝÞSÝZ SAYISI 29 BÝN KÝÞÝ ARTARAK 3 MÝLYON 361 BÝN KÝÞÝYE YÜKSELDÝ. ÝÞSÝZLÝK oraný yüzde 13 düzeyinde seyretmeye devam ediyor. Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) verilerine göre, iþsizlik oraný Aralýk ayýnda yüzde 13.5 oldu. Ýþsizlik oraný bir önceki yýlýn ayný döneminde yüzde 14 düzeyindeydi. Ýþsizlik oraný Kasým ayýnda yüzde 13.1 olmuþtu. Ýþsizlik oraný Aðustos ayýndan beri yüzde 13 bandýnda bulunuyor. Türkiye genelinde iþsiz sayýsý geçen yýlýn ayný dönemine göre 29 bin kiþi artarak 3 milyon 361 bin kiþiye yükseldi. Þehirlerde iþsizlik oraný deðiþmeyerek yüzde 15.6, kýrsal yerlerde ise 1.5 puanlýk azalýþla yüzde 9.2 oldu.

EN ÖNEMLÝ SORUN ÝÞSÝZLÝK

DÖRT GENÇTEN BÝRÝ ÝÞSÝZ Türkiye’de tarým dýþý iþsizlik oraný geçen yýlýn ayný dönemine göre 0.2 puanlýk azalýþla yüzde 16.6 seviyesinde gerçekleþti. Bu oran erkeklerde geçen yýlýn ayný dönemine göre 0.3 puanlýk azalýþla yüzde 15.5, kadýnlarda ise 0.3 puanlýk azalýþla yüzde 20.1 olarak belirlen di. Genç nüfusta iþsizlik oraný ise yüzde 24.1 olarak gerçekleþti. 2009 yýlý Aralýk döneminde istihdam edilenlerin sayýsý, geçen yýlýn ayný dönemine göre 985 bin kiþi artarak, 21 milyon 451 bin kiþiye yükseldi. Bu dönemde tarým sektöründe çalýþan sayýsý 637 bin kiþi, tarým dýþý sektörlerde çalýþan sayýsý 348 bin kiþi artýþ kaydetti. Mevcut iþsizlerin yüzde 15.1 olan 509 bin kiþiyi bu dönemde iþten ayrýlanlar oluþturdu. Aralýk 2009 dö neminde istihdam edilenlerin yüzde 24’ü tarým, yüzde 20.3’ü sanayi, yüzde 5.7’si inþaat, yüzde 50’si ise hizmetler sektöründe yer aldý. Aralýk 2009 döneminde 1.49 milyon kiþi iþe yeni baþlamýþ veya iþ deðiþtirmiþ olup, bunun toplam istihdam içindeki oraný yüzde 6.9 olurken, iþe yeni baþlayan veya iþ deðiþtirenlerin yüzde 32.1’i 25-34 yaþ grubunda yer aldý.

ÝÞSÝZLERÝN PROFÝLÝ

Yüzde 72.6’sý erkek nüfus Yüzde 59.9’u lise altý eðitimli Yüzde 26.6’sý bir yýl ve daha uzun süredir iþ arýyor Ýþsizler sýklýkla (yüzde 32.5) “eþ-dost” vasýtasýyla iþ arýyor Yüzde 90’ý (3 milyon 26 bin kiþi) daha önce bir iþte çalýþmýþ Daha önce bir iþte çalýþmýþ olan iþsizlerin yüzde 45.8’i “hizmetler”, yüzde 23.9’u “sanayi”, yüzde 18.6’sý “inþaat”, yüzde 9.4’ü

“tarým” sektöründe çalýþmýþ, yüzde 2.3’ü ise 8 yýldan önce iþinden ayrýlmýþ Ýþsizlerin yüzde 31.1’ini çalýþtýðý iþ geçici olup iþi sona erenler, yüzde 20.6’sýný iþten çýkarýlanlar, yüzde 15.1’ini kendi isteðiyle iþten ayrýlanlar, yüzde 8.4’ünü iþyerini kapatan/iflas edenler, yüzde 7.1’ini ev iþleriyle meþgul olanlar, yüzde 8.3’ünü öðrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar, yüzde 9.4’ünü ise diðer sebebler oluþturuyor.

KAYSERÝ Ticaret Odasý (KTO) Baþkan Yardýmcýsý Mustafa Erçalýk, ülkedeki en önemli soru nun iþsizlik olduðunu belirte rek, “2010 yýlýndan umutluyuz” dedi. Türkiye’de þu anda ekonomik ve siyasî sýkýntýlarýn yaþandýðýný ancak en önemli konunun iþsizlik olduðunu belirten KTO Baþkan Yardýmcýsý Mustafa Erçalýk, “Ýnsanlar aç yaþarken öylece duramayýz” diyerek, iþsizliðe bir çözüm bulunmasý gerektiðini bildirdi. “Bir ekonomi iþ ve aþ üretmezse o yerde ekonomiden bahsedilmez” diyen Erçalýk, “Üretim ve yatýrým artarsa iþsizlik azalýr. Bu nedenle iþsizliðin azaltýlmasý için üretim ve yatýrým desteklenmeli. Ekonominin daralmasýna kayýtsýz kalamayýz” diye konuþtu. 2009 yýlýnýn herkes için zor geçtiðini bildiren Mustafa Erçalýk, “Tüm yaþanan olumsuzluklara raðmen 2010 yýlýna olumsuz bakmýyoruz. 2010 yýlýndan umutluyuz” ifadelerinde bulundu. Kayseri/iha

Enflasyon düþük gelirliyi 2 kat fazla etkiledi BÝRLEÞÝK Metal-Ýþ Sendikasý tarafýndan yapýlan araþtýrmada, gýda f iyatlarýndaki artýþ sebebiyle en düþük gelire sahip kesimin, en yüksek gelire sahip kesime göre enflasyondan geçen yaklaþýk 2 kat fazla etkilendiði belirtildi. Birleþik Metal-Ýþ Araþtýrma Dairesi'nin araþtýrmasýna göre, 18’i temel gýda harcamasý olan 37 ürünün f iyatýndaki artýþýn yüzde 30’un üzerinde gerçekleþtiðine yer verildi. Gýda f iyatlarýndaki artýþlar sebebiyle en düþük gelire sahip yüzde 20’lik kesimin, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesime göre enflasyondan þubat ayýnda yaklaþýk 2 kat daha fazla etkilendiði ifade edilen araþtýrmada, enflasyonun geçen ay en yoksul yüzde 20’lik dilim için yüzde 2.16, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesim için yüzde 0.94 düzeyinde gerçekleþtiði kaydedildi. Enflasyonun, asgari ücrete yapýlan zammý 2 ayda götürdüðü ifade edilen araþtýrmada, enflasyona dayalý ücret artýþlarýnýn ‘’yoksullaþtýrýcý’’ etki yaptýðý deðerlendirmesinde bulunuldu. Sonuç bölümünde, “Ücret artýþlarýnda enflasyon deðil, asgari geçim düzeyi esas alýnmalý, asgari ücret bu düzeyin üstüne çýkartýlmalýdýr’’ denildi. Ankara/a a

Tarýmda, erken bahar tehlikesi TÜRKÝYE'NÝN önemli bölümünde hava sýcaklýklarýnýn Þubat ayýndan itibaren mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle birlikte tabiatýn uyanmasý, özellikle tarým bölgelerinde tarla bitkilerinin yeþerip, meyve aðaçlarýnýn çiçek açmasý çiftçiyi endiþelendirirken, uzmanlar Nisan ayýna kadar ani soðuk ve don olaylarýnýn yaþanmamasý halinde tarým sektörünün fazla bir zarar görmeyeceðini bildirdi. Bozok Üniversitesi Rektör Yardýmcýsý ve Ziraat Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Ali Gülümser, Türkiye’nin önemli tarým bölgesi olan Yozgat’ta son 50-60 yýldýr görülmemiþ bir kýþýn yaþandýðýna dikkat çekti. Her mevsimin kendine has bir güzelliðinin bulunduðunu hatýrlatan Gülümser, belirli rakýmýn üzerindeki yerlerde kýþýn kar örtüsünü tarým açýsýndan gerekli olduðunu vurgulayarak, bu yýl baharýn erken geldiðini, baharýn müjdecisi çiðdemler, sert çekirdekli kayýsý, erik, badem, viþne gibi meyvelerin aðaçlarýnýn çiçek açtýðýný hatýrlattý. Gülümser, “Rakýmý çok düþük yerlerde erken baharýn mahsurunun olmamasýyla birlikte, önümüzdeki günlerde gelebilecek soðuklarýn oluþturacaðý don, sert çekirdekli dediðimiz meyvelere zarar verebilir, bu bakýmdan bu ürünleri bu yýl yiyemeyebiliriz” dedi. Yozgat/aa

Etiketlerde ‘porsiyon büyüklüðü’ yazýlacak GIDA etiketlerinin üzerinde yer alacak bilgilerin kapsamý geniþletiliyor. Etiketler üzerinde, “porsiyon büyüklüðü” ve porsiyonun günlük enerji ve besin ihtiyacýný karþýlama oraný da gösterilecek. Gýdalarýn etiketinde, anne sütüne eþdeðer olduðunu bildiren veya ürünü anne sütüyle kýyaslayan beyanlar yer almayacak. Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý, konuyla ilgili tebliðde deðiþiklik yapmaya hazýrlanýyor. Etiket bilgilerinde yapýlacak deðiþiklikler ile gýda alýþveriþ yaparken besin deðeri, enerji deðeri gibi konulara dikkat edenlerin alýþveriþi daha da kolaylaþacak. Pek çok gýdanýn porsiyon büyüklüðü de teblið taslaðý ile belirleniyor. Besin ögelerinin miktarlarý, etiket üzerinde 100 gram veya 100 mililitre için verilecek. Ankara/aa


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/15/2010

2:49 PM

Page 1

12

BÝLÝÞÝM-TEKNOLOJÝ YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

Sayfa Sorumlusu: Zübeyir Ergenekon — Furkan Demir

TARAYICI SAVAÞLARI! WEB tarayýcýlarý, internete açýlan kapýlarýmýzdýr. Bir internet tarayýcýsý iþletim sisteminin en gözde elemanýdýr. Bir tarayýcýda hýz, güvenlik, sistemle bütünleþme, eklentiler, çerezler, sekmelilik, güvenli sörf v.b. gibi öðelere bakarýz. Günümüzde tarayýcýlar arasýndaki rekabet kýzýþmýþtýr. Ýnternette tarayýcý savaþlarý adýna birçok yazý ve resim bulmak mümkündür. Ýþte onlardan bazýlarý: DÜNYANIN En çok kul lanýlan 5 Web tara yýcýsý ve logolarý. Rekabetin en keskini de bu tarayýcýlar arasýnda oluyor elbette.

3

1

Google Chrome GOOGLE Chrome, Google tarafýndan geliþtirilen, açýk kaynak kodlu bir að tarayýcýsýdýr. Chrome geliþtiricisi Google’in sadeliði ve hýzý ile ünlenerek kýsa zamanda Safari ve Opera'yý geri planda býrakarak en çok kullanýlan 3. Tarayýcý olmuþtur. Bütün tarayýcýlarýn ayrýca Chrome ile yarýþta olduðunu gösteren bir çizim.

MOZÝLLA tarafýndan geliþtirilen açýk kaynak kodlu bir að tarayýcýsýdýr. Firefox tarayýcýsýnýn Internet Explorer karþýsýndaki yükseliþini ifade ediyor.

2 5 4

OPERA, gömülü sistemler de dâhil olmak üzere pek çok iþletim sistemi ve düzlem için Opera Software tarafýndan geliþtirilen að tarayýcýsýdýr. Opera tarayýcýsý 10 sürümüyle ve diðer tarayýcýlarda olmayan orijinal özellikleriyle tarayýcý pastasýndan kapabildiði en büyük payý kapmaya çalýþýyor. Resim, Opera'nýn Firefox ile rekabetini temsil ediyor.

OPERA güvenli olmasýyla ve diðer tarayýcýlarda olmayan özel likleriyle iddiasýný sürdürüyor. Resimde Opera’nýn Firefox ve Internet Explorer tarayýcýlarýnýn büyümesini engel lemesi gösteriliyor.

DÜNYANIN en çok kullanýlan 5 tarayýsýndan dördü olan Firefox, Safari, Internet Explorer ve Opera arasýndaki rekabet devam ederken bu kavgaya Chrome da katýlýyor.

PROGRAM TANITIMI Hazýrlayan: UMUT AVCI

Phone Security ile (tele fon güvenliði) telefonunuzun çalýnmasýný önleyin! ANDROÝD iþletim sisteminde hazýrlanan bu yazýlým, cep telefonun sim kartý ile Phone Security yazýlýmýný bir kereye mahsus olmak üzere senkronize ediyoruz. Bu saatten sonra, program tamamen arka planda çalýþýyor. Telefon her açýldýðýnda, program kendisini arka planda baþlatýyor ve sim kartýnýzý kontrol ediyor. Eðer içerisindeki takýlý sim kart, doðru sim kart ise, herhangi bir iþlem yapmýyor. Eðer yanlýþ bir sim kart ise (yani baþkasýnýn), arka planda bizim daha önce kayýt ettiðimiz telefon numarasýna SMS mesajý gönderiyor. SMS’i alan telefonun asýl sahibi; karþý tarafýn telefon numarasýný, SIM serial numarasýný, operatörü, IMEI gibi bil gileri öðrenmiþ oluyor. Ve bu bilgilerle savcýlýða baþvurabiliyor. Tüm bu iþlemler esnasýnda, yeni sim kartý takan kiþi herhangi bir þeyi fark edemiyor. Çünkü program, ne programlar menüsünde gözükmektedir ne de herhangi bir kýsa yolu vardýr. Ve androidin bir nevi görev yöneticisi gibi çalýþan “task kil ler” programý tarafýndan da gö rüntülenememektedir. Ýndirme: Android Market üzerinden, PhoneSecurity ismini aratarak indirilebilir. (Program tanýtýmýnda www.bg.org.tr adresinden faydalanýlmýþtýr.)

www.bediuzzamanvakfi.org ÝSLÂMÝYET'ÝN büyük hýzla yayýlýþýndan sonra Müslümanlar birer þefkat ve iyilik abidesi olan vakýf müesseselerin kurmuþlardýr. Ýlk vakýf kurucusu bizzat Peygamberimiz Efendimizdir (asm). Onun Medine’de þahsi arazisi olan Fedek arazisini vasiyet yoluyla vakfetmesiyle ilk Ýslâmî vakýf ortaya çýkmýþtýr. Müslümanlarýn en köklü müesseselerinden biri olan vakýflar ilmin, medeniyetin ve sanatýn koruyucusu olmuþ, muhtaçlarýn, yoksullarýn, gariplerin ve öðrencilerin elinden tutmuþ, kanadý kýrýk kuþlarýn bile barýnaðý olmuþtur. Bunlardan biri olan; “Bediüzzaman Eðitim Kültür ve Sanat Vakfý, cihanþümul olan Risâle-i Nur Külliyatýný ve onun müellifi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerini elden

Ders sonrasý bilgisayar, öðrenilenin yüzde 70'ini unutturuyor

geldikçe geniþ insan kitlelerine tanýtmak ve ulaþtýrmak amacýyla kurulmuþtur. Dünyada ilk Bediüzzaman isimli vakýf Urfa’da kurulmuþtur.” Ýlk vakýf sitelerinden olan www.bediuzzamanvakfi.org yenilenerek yeniden hizmete baþladý. Sizlerde sýk kul lanýlanlara ekleyerek, vakfýn sitesini takip edebilirsiniz. -Vakýf tarafýndan yayýnlanan haberleri ve her türlü güncel Nur haberlerini okuyabilirsiniz. -Çevrenizde olup biten Nur’dan Haberleri yol layabilirsiniz. -Duyuru bölümünde güncel etkinlikleri takip edebilirsiniz. -Web baðlantýlarý bölümünde tavsiye ettiðimiz linkleri görebilirsiniz.

Ders çalýþtýktan sonra bilgisayar ile meþgul olan öðrenci öðrendiklerinin yüzde 70’ini unutuyor. Pedagog Fatih Kalkýnç, ders çalýþtýktan sonra bilgisayar ve televizyon ile meþgul olan öðrencinin çalýþtýðý dersin yüzde 70’ini unuttuðunu söyledi. (Haberin tamamý için http://sentezhaber.com/haber_detay.asp?haberID=7391)

MÝCROSOFT tarafýndan geliþtirilen ve tarayýcý piyasasýnýn çoðuna hakim olan (yaklaþýk % 60) tarayýcý. IE6 sürümünde yer alan hatalar Internet Explorer sürümüne karþý olan resimlerin artmasýna yol açtý. (ilk resim) IE8 sürümüyle itibarýný tekrar elde etmeye çalýþýyor.

bilisim@yeniasya.com.tr

Ücretsiz Anti virüs ister misiniz? WINDOWS kullanýcýlarý için bir antivirüs yazýlýmý kullanmak olmazsa olmazlarýmýzdan. Avast HOME EDITION, ev kullanýcýlarý için ücretsizdir. avast! Bedava Ev Antivirüs programý otomatik güncellemeleri ile deðerli veri ve programlarýnýzý devamlý korur. Normalde 60 gün olan kullaným süresini Avast’ýn web sayfasýndan kayýt olarak 1 sene boyunca ücretsiz kullanabiliriz. http://www.avast.com/tur/home-registration.php adresindeki forma bilgilerimizi gireriz. Lisans kodu e-mail adresimize gelecektir. Ardýndan bu kodu indirdiðimiz programa girerek 1 yýl boyunca ücretsiz antivirüs kullanmanýn keyfini yaþayabiliriz. (Yeni versiyon 5.0 için Türkçe dil seçeneði þu anda mevcut deðildir. Þimdilik Ýngilizce versiyonu kullanabilir. Ya da 4.8 sürümü Türkçe olarak http://www.avast.com/tur/avast_4_home.html adresinden indirilebilir.)

BÝLÝÞÝM SÖZLÜÐÜ Hazýrlayan: MESUT YÜKSEKDAÐ HOSTÝNG: Web sitesi hazýrlamak isteyen kiþi ya da kuruluþlara verilen bir hizmettir. Hosting hizmeti veren ser vis saðlayýcýlar, sunucularýnda bel li bir alaný kul lanýcýya rezer ve ederler ve web sitesi bu alanda depolanýr. Rezer ve edilen alanýn büyüklüðü çoðu zaman ödenen ücretlerle doðru orantýlý olarak artar. IMAP: “Internet Mobil Access Protocol” teriminin kýsaltýlmasýdýr. Bu protokol, uzaktaki elektronik posta kutularýný, sanki yerel bir posta kutusuymuþ gibi kul lanmamýzý saðlamaktadýr. FTP: “File Transfer Protocol” teriminin kýsaltýlmasýdýr. Ýnter net üzerinde birbirine baðlý olan bilgisayarlarýn dosya veya prog ram alýþveriþini yapmalarýna izin veren protokolü belirtmek için kul lanýlýr. Dosya Uzantýsý: Dosya uzantýsý, bir dosyanýn türünü tanýmlayan ve adýndan sonra gelen üç karakterlik kýsaltmadýr. Ýþletim sistemi ayarlarýna göre bu kýsaltma görülebilir ya da görülmeyebilir. En çok karþýlaþýlan dosya uzantýlarýnýn bazýlarý þunlardýr: TXT: Metin dosyalarý; DOC: MS Word dosyalarý; XLS: MS Excel tablolarý; PPT: MS Power point dosyalarý; JPEG, BMP, GÝF: Resim dosyalarý; HTM, HTML: Ýnternet dosyalarý.


siyahbeyaz:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:02 PM

Page 1

13

RÖPORTAJ YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

ha sýcak geliyor ve bu benim kendi adýma çizdiðim çerçevede Ýslâmýn adalet ve özgürlük ilkelerine çok daha yakýþan, öncü adýmlardan biri olarak deðerlendirilebilir. Keþke II. Meþrutiyet dönemindeki bu zengin mirastan istifademiz bu kadar gecikmeseydi-ki hâlen o devrin düþünce mirasýna tam anlamýyla hakkýný verebildiðimiz söylenemez. Ve keþke bu mirasý bütün dünyanýn istifadesine daha çok ve daha erken sunabilseydik.

UMUT YAVUZ yavuz@yeniasya.com.tr

3 ÝSLÂMÝYET HERKESE ÖZGÜRLÜK ÖNGÖRÜR

BEDÝÜZZAMAN'IN ASRIN MÜSLÜMANINA UYARISI

Ýslâmiyetin Müslümanlara imtiyaz saðlayan bir rejim deðil de herkesin özgürce yaþayabileceði bir düzen öngördüðünü söyleyebilir miyiz? vet, aslýnda ben de baþýndan beri buna benzer þeyler söyleyebilmek istiyorum, ama fýkýhla felsefenin tam da birbirine eklemlenememiþ olmasý, iþin felsefe kýsmýna daha hâkim bendenizi çok kesin hükümler sarf etmekten alýkoyuyor. Gene de þunu söylarý lemek istiyorum: Tarihî uygulamalarla eleri ve durum tmeyen geliþm gi a nd . lu or yo liy a bi çok daha üretken bir iliþkiye geçebiliriz; ve dünyad lara sürükleye ðlamasý, ülkede ha farklý mecra en kendisine ba tçilik gibi çok da et ye as illi siy m ý onlar bizi ebediyen esir almamalý. Ýlk a ýn ýn ad am dil bulmak rdeyse tam ini bir muhalif âmî kesimin ne devir, yani Meþrûtiyet dönemi Ýslâmcýlaen gençlik kesim na raðmen Ýsl ey bu ist ve ek ðý m tir klý la liþ jik muð rçevesi ge AKP'nin ideolo bir muhalefet çe rý Osmanlý'daki gayrimüslimlerin siyaseve onlara karþý lamlandýrmak an ten Müslüman ve dolayýsýyla eþit vatandaþlar olduðu gibi, akýl almaz yenilikçi fikirleri öne sürebilmiþken biz de kendi devrimizde, o kadar olmasa bile, Ýslâmdaki adalet ve hakkaniyet prensipleri nasýl hayata geçirilebilir üzerine çok daha verimli, fýkýhtan öte ahlâk ve siyaset felsefesinden çok daha beslenen düþünceler üretebiliriz. Ben fýkýh konusunda uzmanlaþmadýðým için ve Ýslâmî kaynaklara gereðince hâkim olmadýðým için sýnýrlarýmý biliyorum, ama aklýselimimiz ve Allah'ýn içimize koyduðu vicdan ve adalet duygumuz kendimizi aksi yönde çok zorlamazsak hemen hepimize ikinci sýnýf vatandaþlýða karþý bir itiraz uyandýrýyor diye düþünüyorum. Kimi fýkýhçýlar da diyor ki Medine Sözleþmesindeki eþitlikçi yapý, müteakip birtakým hadiseler yaþanmasa belki de hiç bozulmayacak ve zimmet hukukuna hiç geçilmeyecekti. Bu muhakeme tarzý bana çok yanlýþ gelmiyor. Zimmet hukukunun bile serbestçe Mecusîlere ve Hindulara teþmil edildiðini biliyoruz, resmen ehl-i kitap olmadýklarý hâlde. O yüzden ilmî mirasýmýzý reddetmeden ahlâk ve siyaset felsefesindeki eski ve yeni birçok açýlýmý gözetmeli ve yaþadýðýmýz dünyaya daha çok hitap eden bir anlayýþtan kenkendilerine dindar sýfatýný, Ýslâmýn temsilcisi sýfatýdimizi mahrum etmemeliyiz. Dolayýsýyla adalet ný izafe etmeleri ne kadar mahzurluysa ve ahlâksýzben de yürekten alkýþladým. duygumuza çok daha fazla hitap eden eþit vatanlaþma riski barýndýrýyorsa, grup ve partilerin de aybundan önceki ifadelerimden her halde açýktýr, SÝYASÎ PARTÝLER DÝN daþlýk fikri bana çifte standartçý bir Ýslâm devleti ný yakýþtýrmayý yapmasý en az o kadar mahzurlu ve fikrinden çok daha fazla Ýslâmî geliyor. Keþke bence þeriat devletleri deðil zulüm devletleri üret- TEMSÝLCÝSÝ OLAMAZLAR bizzat dine zarar verme potansiyeli barýndýran Müslümanlar dinî özgürlüklerini bile yaþamak için meye teþnedir. Ýran'la Suudi Arabistan arasýnda "Siyasal Ýslâm" kavramý dinin siyasete alet davranýþlardýr diye düþünüyorum. diðer düzenleri tercih edeceði yerde tarihte de ör- mahiyete iliþkin temel farklar olduðunu herhalde edilmesi mânâsýnda doðru bir yaklaþým BEDÝÜZZAMAN HÜRRÝYET VE nekleri görüldüðü gibi bizim ülkelerimiz bugün fark edebiliyoruz. Ýran, ýslâhçý, bir bakýmdan ilerici mýdýr? Din siyasete alet edilebilir mi? DeMEÞRÛTÝYET ÝÇÝN MÜCADELE ETTÝ dahi diðer din ve görüþ mensuplarýnýn yaþamayý olmaya çalýþan, ama acemice ve erken doðumlu bir mokratik bir düzende bir siyasî parti kentercih edeceði teorik modeller geliþtirip hayata ge- teorinin kötü bir tatbiki iken Suud'sa Vahhabî ya- disini Ýslâmý temsil eden yegane parti ilan Ýslâm ve demokrasi kavramlarýna Ýslâm âliçirebilse... Bence adaletimizle böyle bir cazibe mer- pýsý itibariyle doðrudan gerici bir din tasavvuruna edebilir mi? mi Bediüzzaman Said Nursî'nin getirmiþ olkezi olmayý baþarabiliyorsak, asýl o zaman Ýslâmî dayanýyor. Biraz daha açayým: Ýran, teorik yenilikduðu farklý yaklaþýmlarý nasýl deðerlendiriDinin siyasete alet edilmesi, elbette teorik bir vadevletler kurduðumuzu iddia edebiliriz, sistematik çiliklerden istifadeyle modern bir dünya için Ýslâm yorsunuz? zulüm üreten, ama sýrf hukuk sisteminden dolayý geleneði içinden modern bir devlet yapýsý geliþtir- kýa olarak tahayyül edilebiliyor, ama gözlemlenebiÜç Said'in her birinin farklý siyasî tavýrlar aldýðýkendine þeriat sýfatý yakýþtýran devletler kurunca meye çalýþýp da gerek teori düzlemindeki zaaflar- lir bir olgu olarak bunun nerede nasýl olup bittiðiný biliyoruz. Yalnýz 2. Said'deki sivil itaatsizlik ve ni tahlil etmeye çalýþmak nihayetinde niyetler iþin dan ve köklü sorunlardan, gerek iç ve dýþ güç dendeðil. Kemalist iç sömürgeciliðe karþý antikolonyal diregelerinden, gerekse siyaset pratiðinin kendisinden içine girdiði için bizi içinden çýkýlmaz gailelere soÝSLÂMDA DEVLET niþ örnekleri bana bir örneklik olarak þahsen çok kabilir. Dindarlarýn dinî taleplerinin bir partide doðan sorunlar dolayýsýyla akim kalmýþ bir proje. TÝRANLIÐINA YER YOKTUR temsiline gelince, bu normal bir siyasî düzende el- hitap etmiþtir. Devletlû-resmî siyasetten sivil siyaSUUD REJÝMÝ, ÝSLÂM bette rastlanabilecek bir durum, Hýristiyan De- sete geçmenin nasýl olabileceðinin canlý misalleri"Dinde zorlama yoktur" hükmü gayet açýk- DIÞIDIR DENÝLEBÝLÝR mokratlar gibi oluþumlardan bildiðimiz üzere. Di- dir bunlar bence. Ayrýca siyasî ontoloji çerçevesinken, Ýslâmî kurallarýn devlet eli ve gücüyle de deðerlendirdiðimde Ýkinci Said'den alýnacak öSuud ise pek de bir ýslâha açýk olmaksýzýn ve te- nin temsili ise zaten mütenakýz bir ifade. Dinin zorla uygulatýlmasý Ýslâmýn ruhuna uygun nemli dersler olduðunu da ifade etmek istiyorum. temsilini dünyada herhalde olsa olsa peygamberler mel kaynaklarla sahici ve þuurlu bir aklî iliþki gedüþer mi? Bence siyasetle ahlâk ve akidenin baðýný çok iyi ve Allah'ýn kullandýðý anlamda halifeler, yani kenliþtirmeksizin, içinde elbette Ýslâmýn da bulundukavrayan Bediüzzaman, akidenin ýslâhý üzerindilerine yüklenen halifelik misyonunu benimseHemen bu noktada bu sorunuz bence çok ye- ðu ama özünde yedinci yüzyýl Arap toplumunun den çok orijinal bir ahlâk ve siyaset üretme çabayenler üstlenmiþtir denebilir, ama bu ikinci kategorinde oldu. Demokrasiyle Sokratik felsefenin de kültürü olan tarihî olguyu hortlatarak 20. yüzyýla sý göstermiþtir. Bu durumda onun akide tecdidi ri de ideal olmaktan öteye çok fazla gidemiyor. Sosorunu, Farabî'nin de sorunu erdem etrafýnda dö- taþýmaya çalýþmýþ bir gerici teorik projenin tatbiprojesini benimsemiþ takipçileri ondan belli bir nuçta kimse bu sýfatý hakkýyla üstlenebildiði hissinüyor. Demokrasi bir üst deðer olarak erdemi de- ki görülebilir. Demek istediðim, ortada sadece þeahlâk ve siyaset tarzýný bütün tabiîliðiyle kendine kapýlamaz, ki kapýldýðý anda dinî temsile kifaðil özgürlüðü amaçlýyor. Demokratlar için siyase- riatýn ayrýmcý tatbikinden doðan uygulama soruliklerinden geliþtirebileceklerdir. Bediüzzaman, yetsiz olduðunu göstermiþ olur. Yani bu subjektif tin ve devletin amacý halký erdemli kýlmak deðil, nu yok, doðrudan doðruya dinin anlaþýlmasý ve "þu zulme karþý þöyle yap" demez, ama onun deðil, objektif bir kategoridir, ama gözlemi de onlarýn özgürlüðünü temin etmek. Modern Batý yaþanmasý üzerine idrak sorunu var. Dolayýsýyla belirttiði akideyi hazmeden kiþi bir karakter, bir mümkün deðildir, çünkü kimsenin niyetini tam ofelsefesi ve hususen liberalizm paternalist (baþka- bütün dünyanýn kanunî köleliði kaldýrdýðý bir vameleke olarak o siyasî tutumu ahlâkî bir tavýr olarak bilme imkânýmýz yok. Dolayýsýyla Müslülarýnýn özgürlüðüne onlarýn kendi iyilikleri için satta 1962'ye kadar, o da ABD'nin baskýsýyla, kölarak hemen alacaktýr. Tabiî ki pratikte bu nasýl manlar için dinî kimin temsil ettiði herhalde ancak müdahalecilik) erdemciliðe karþý açýlmýþ bir bay- leliði resmî olarak kaldýrmamakta dinî bir beis olmuþtur o ayrý bir konu ve deðerlendirmesi daötedünyada belli olacak. Bu durumda Peygamberirak. Bence bize gereken bu anti-paternalist kaza- görmemiþ bir siyasî sisteme adil devlet veya þeriha zor. Eðer daha bir siyasî aktivist olan Birinci miz kiþinin bile kendine dindar demesini yasaklanýmla kendi dinî geleneðimizi, hususen nehyi an'il at devleti demek çok trajikomik kaçýyor. Ben þahSaid'in meþrutiyetçiliðini soruyorsanýz, o noktamýþken ve meselâ Berre gibi dindarlýk iddiasý taþýmünker'i insanî tecrübelerimizin ýþýðýnda yeniden sen sistematik olarak zulüm üreten, zenginin da bildiðim, týpký Afganî mektebindeki diðer yan isimleri deðiþtirmiþken, parti gibi birçok kuyorumlayacak bir þekilde diyaloða geçirmek. Biz yoksulu ezdiði, insanlarýn resmî olmasa da f iilen Türkiye Ýslâmcýlarý gibi onun da hürriyet ve meþrumsal zaafa ve çürümeye açýk bir yapý elbette kenf iilen bunu zaten yapýyoruz, kimse namaz kýlma- efendi köle diye ayrýldýðý, "tebaa"nýn dinî seçimlerutiyet için mücadele ettiði, halk iradesine, þûradisini dinîn temsilcisi göremez. yan çocuðunu hapse atmýyor veya dövmüyor; ve- rini yapamadýðý bir sosyal sistemi, hukukî sistemi ya onlar gibi vurgu yaptýðý, ama ayrýntýlarýný bileya baþörtüsü örtmeyenlere zor kullanýlmasýný he- ne olursa olsun Ýslâmdýþý bir rejim olarak adlan- Bu noktada bir parti veya grubun dinî decek kadar konuya vakýf deðilim maalesef. men hepimiz zorbalýk olarak deðerlendiriyoruz. dýrmakta çok rahatým. ðerleri tek baþýna temsil edemeyeceðine Ýran için konuþacak olursak, iþin müstekbirlik dönük daha kesin bir þey söylenebilir mi? Fiilî olarak da Ýran gibi ülkelerden biliyoruz ki bu Bediüzzaman Said Nursî'nin "Asyanýn bahtür tutumlar riyakârlýk ve münafýklýk, sonuçta da ve zulüm yönünü bir tarafa býraksak bile sonuçta týnýn miftahý meþveret ve þûradýr" sözünü Gene haddimi çok aþmak istemiyorum. Yalnýz dinden daha uzak ve daha ahlâksýzlaþtýrýlmýþ ve bildiðimiz gibi laik idareli Mýsýr'ýn sivil toplum eliybu mânâda nasýl deðerlendiriyorsunuz? erdemsiz bir toplum doðuruyor. Yani devletin ve- le dindar ürettiði ölçüde Ýran devlet eliyle dine düþ- söylediklerimden sonuç çýkarmaya çalýþacak olurGazetenizin bu sözü bir amblem altý þiar olarak ya çoðunluðun tiranlýðý kendi kuyusunu kazan bir man veya en azýndan dinle sorunlu kitleler üreti- sam, din istismarý bir mayýnlý alan olarak hem kiþibunu benimsediðini biliyorum ve 1. Said'in bunu lerin, hem dinî örgütlenmelerin, hem de partilerin yor. Ortada en hafifinden son derece baþarýsýz bir tutum. söylediðini tahmin ediyorum. Bediüzzaman'ýn tecproje duruyor. Pakistan, Sudan ve Nijerya gibi ül- imtihaný. Sýrf Ýslâmî niyetlerle yola çýktýðýmýz için, did projesinin o devirde böyle bir siyasî ýslah proSUUDÝ ARABÝSTAN VE ÝRAN, zaaflarýmýzý unutarak, kendi þahýs veya grup maskelerde de sözde þeriat uygulamalarýnýn ne denli jesini de ihtiva ettiði az çok bilinen bir gerçek. GeÞERÝAT DEVLETLERÝ DEÐÝLDÝR lahatlarýmýzý veya menfaatlerimizi hiç farkýnda olzulümler ürettiði sanýrým idrakleri açýk gözlerden ne o dönemdeki Müslüman mütefekkirlerin ihyamadan Ýslâmýn idealleri ile özdeþleþtirmiþ olabili"Þeriat" dediðimiz kurallar bütününün bu- kaçacak gibi deðil. Zaten geçen yýllarda Tarýk Ratecditçi kolunda, Bediüzzaman ve arkadaþlarýnca, yoruz. Bu da iyi niyetimize raðmen din istismarý, gün dünya üzerinde uygulamalarý doðru uy- mazan, tam da bu gerekçelerle, yani adalet üretAkif gibi isimler de buna dahil, meþrutiyet talebikendi adýmýza ahlâksýzlaþma ve sonuçta dine zarar gulama biçimleri midir, Sözgelimi Suudi A- mesi gereken þeriat uygulamalarýnýn sistematik onin Ýslâm üzerinden böylece savunulduðu üzerine vermiþ olma vebali taþýyor. Buna karþý daima uyalarak zulüm üretmesi dolayýsýyla Ýslâm ülkelerine rabistan ve Ýran örnekleri için ne dersiniz? benim de bahsettiðim gibi çok söz söylendi. Ýslânýk olmalýyýz, ki sonuçta kendi yaptýðýmýz hatalarý þeriatýn düzgün bir tatbik yolu bulununcaya kadar Dinamizmini kaybetmiþ ve aþýrý legalize edilmiþ, moratoryum ilân edilmesi çaðrýsýnda bulundu ki dine mal etmiþ olmayalým. O açýdan kiþilerin sýrf mýn saltanatçý yorumuna mukabil böyle bir yoruahlâkî ruhu boþaltýlmýþ þeriat kavramlaþtýrmalarý, Ýslâmî þiarlarý ve ritüelleri benimsemekten ötürü mu tabii ki bizim gibi günümüz insanlarýna çok da-

Gene çok vakýf olmadýðým konuda haddimi çok aþmak istemiyorum. Ama ilk intibamý söyleyecek olursam, Bediüzzaman, benim bildiðim kadarýyla burada Müslümanlarýn siyaset temelli bir ýslâh projesindense akide ve ahlâk temelli bir projeyi öne çýkarmaya çalýþýyor. Yani dar anlamýyla siyaseti, "devletli ve resmî" alaný bu denli merkeze almamamýz gerektiðini kastediyor olabilir. Bu tavýr ile Bediüzzaman'ýn çaðdaþý Ali Abdurrazýk gibilerinin açtýðý Ýslâm içinden lâikliði savunma çýðýrýný ayýrt etmeliyiz bence. Burda geniþ anlamýyla siyasetin Ýslâmdaki deðerinin önemsizleþtirilerek zamanla dinden tamamen kopartýlmasý çabasýný deðil, dar anlamýyla politikanýn Müslümanlarýn tek derdi hâline gelmesine karþý Bediüzzaman'ýn bir ikazda bulunduðunu anlýyorum. Yani siyaseti lâikleþtirme deðil din idrakinin siyaset merkezli olmaktan çýkarýlmasýna bir çaðrý diye yorumluyorum.

N Ý D R E L Ý T R A P SÝYASÎ R A L Z A M A L O Ý S Ý C L Ý S TEM

AKP SÝVÝL ÝSLÂMÎ MUHALEFETÝ BÝTÝRDÝ

Bugün AKP'nin temsil etmiþ olduðu

Ýslâm anlayýþýnýn handikaplarý ZAAFA VE ýlýmlý L A S M U nelerdir? R U K Ý GÝBÝ BÝRÇOK T R A P : N Ü Söylediklerimden AKP'ye iliþkin sonuç ÝG N GÖREMEZ. Ý E Y ÝS C ÝM ÝL H S A M R E T ÝB ÝL ÎN L ÝN A çýkarma iþini kendim üstlenmektense okuD H CÝ ÝSÝNÝ D Ü N R E Ü K T E Ö T N T E E T SÝYASET BÝLÝM B yuculara býrakmayý tercih edeceðim sanýK L API E SEME Y ÝM ÝR N B E B IK Ý Ç R A E L E rým. Gene de Türkiye'deki Ýslâmî hareket E L Y N E LERÝ RÝTÜ E E ÇÜRÜME M V I T E R A E L F R A ÝA ve eylemliliðin AKP ile geldiði nokta üstüÝZ I Þ ATIN LÂMÎ IF ÝS S Ý F ÝS IR C S ÝL S E ÝN V R M ne tabii ki bazý þeyler söylenebilir. Burda E E P T KÝÞÝL , GRU A ÂMIN L S R ÝS O I, IY IN IR T D A avantaj deðil handikap dediðiniz için IF IN S Ý BAR DAR K ÝN ÝS D R E A E ÝN V M R Þ U E A L ÝL L AKP'nin kendi bakýþýmdan Ýslâmî siyaseR D U IZ KEN AHZ LÂKS M H A R A E D V A A K S O Y te maliyetlerine odaklanacaðým... U Z L R PMASI EN A A Y I LARDIR. Y Öncelikle 30 yýlý aþkýn bir zamanda KADAR MAHZU IÞ A N M A IR R T V IÞ A K D A N Y A I N IR Y D A IN belli bir kývam tutmuþ son dönem Ýslâmî E R D LÝ BA E ÝY S N A PARTÝLERÝN T O P düþünce ve eyleminin hem kadrolar hem de düE VERM R A R A Z E ÝN þünce mihveri bakýmýndan bu iktidar döneminde D BÝZZAT devlet ve bürokrasi tarafýndan emildiðini söylemek herhalde çok abartý olmasa gerek. Bu noktada onyýllardýr devletten ve devletçilikten baðýmsýz bir muhalif siyasî düþünce geliþtirmiþ kesimler AKP'nin kendi adýna maharetle saðladýðý iç-ittifak dolayýsýyla bir kalemde devlet ve iktidar merkezli bir düþünce yapýsýna kapýlabilmiþlerdir. Bunun sivil bir Ýslâmî muhalif düþünceye maliyetleri herhalde söylemeye deðmeyecek kadar açýktýr.

AKP ÝLE ÝSLÂMCILIK SOSYALLÝKTEN UZAKLAÞTI Gene Ýslâmcýlýðýn sosyal bir hareket olmaktan, temelde dar kadro f ikir hareketi olmaya tenzil olunmasý bu iktidar döneminde olmuþtur diyebiliriz. Sosyalizmin Türkiye'deki kaderi gibi Ýslâmcýlýðýn da artýk geniþ kitleleri cezbeden, onlara sahici bir özgürlük ve adalet projesi vaad eden ve onlarý bu proje için seferber edebilen bir ideoloji olmaktan çýkarak dar bir çevrenin son derece çetref il ve derinlikli ama geniþ kesimleri ateþlemekten aciz bir uðraþýsý hâline gelmesi Ýslâmcýlýk adýna sonuçlarý henüz çok fark edilmeyen bir zayiattýr diye düþünüyorum. Ama uluslararasý dengeler, Türkiye'de pek moda olmuþ tabiriyle "Büyük Ortadoðu Projesi" ve benzeri konularda söz söylemek karanlýða taþ atmak hükmüne girebilir kendi adýma. Bu tür konularda çok net verilerle konuþmanýn daha saðlýklý sonuçlar ve eleþtiriler üreteceðine inanýyorum. Ortada büyük güçlerle Türkiye arasýnda çeþitli manevralar var ama bunlarýn muhtevasýna yeterince sahip miyiz, þüpheliyim. Ve bundan kim kazançlý çýkar, bunu da þimdiden kestirmek zor. Son olarak, iktidarýn gençlik kollarý olmak, iktidarýn siyasî ve kamu projelerine eklemlenmek hemen her ülkede deðiþim ve reform unsuru olmaya bir numaralý namzet olan gençliðe çok da tatminkâr gelmiyordur diye tahmin ediyorum. AKP'nin ideolojik muðlaklýðý ve buna raðmen Ýslâmî kesimin nerdeyse tamamýný siyaseten kendisine baðlamasý, ülkede ve dünyada yolunda gitmeyen geliþmeleri ve durumlarý anlamlandýrmak ve onlara karþý bir muhalefet çerçevesi geliþtirmek isteyen gençlik kesimini bir muhalif dil bulmak adýna milliyetçilik gibi çok daha farklý mecralara sürükleyebiliyor. Burada AKP'nin yol açtýðý "Ýslâmî muhalefet zemininin kaybý"ndan rahatlýkla söz edebiliriz bence. Ýslâmî akidenin ve tevhidin yoðurduðu ahlâkî hassasiyetlerle adalet ve özgürlük mücadelesine giriþmiþ sivil bir muhalif eylemlilik her zaman muhtaç olduðumuz ama þu an bir o kadar mahrum olduðumuz bir eksiklik.

{

SON

{

E

Bediüzzaman, "Þeriatýn yüzde doksan dokuzu iman, ibadet, ahlâk ve fazilettir, yüzde biri siyasete mütealliktir" diyor. Bediüzzaman'ýn bu görüþlerini nasýl yorumluyorsunuz?


renkli:Mizanpaj 1

14

3/15/2010

2:53 PM

Page 1

C M YK

SPOR

YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

VALÝDEN HAKEME SUÇLAMA

HAFTANIN GÖRÜNÜÞÜ

ÝSTANBUL VALÝSÝ MUAMMER GÜLER, ÝSTANBUL BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESPOR-DÝYARBAKIRSPOR MAÇINI TATÝL EDEN HAKEM HÜSEYÝN GÖÇEK'E TEPKÝ GÖSTERDÝ. GÜLER, ''HAKEMÝN BU KATI YORUMU, PROVOKASYONLARIN ÖNÜNÜ AÇACAK BÝR YORUMDUR. PROVOKASYON YAPMAK ÝSTEYENLERÝN EKMEÐÝNE YAÐ SÜRMÜÞTÜR. KEÞKE TALÝMATLARA ÝTÝBAR EDÝLECEÐÝNE, TEMÝNATLARA ÝTÝBAR EDÝLSEYDÝ'' DEDÝ.

Süper Lig'de Diyarbakýrspor taraftarlarýnýn bir bölümünün çýkardýðý olaylarýn ardýndan Ýstanbul Büyükþehir Belediyespor ile oynanan karþýlaþma 87. dakikada tatil olurken çýkan olaylara Diyarbakýrspor yönetimi tepki gösterdi. FOTOÐRAF: A.A

Diyarbakýrlý "provokasyon" var diyor DÝYARBAKIRSPOR'UN son 2 maçýnda yaþanan olaylarýn provokasyon olduðuna inanan Diyarbakýrlýlar, yaþananlardan büyük üzüntü duyuyor. Diyarbakýrlýlar olaylarýn takýmýn ligden düþmesi için provokasyon olduðunu düþünürken, olaylara ortam saðladýðý düþüncesiyle Futbol Federasyonu'nu sorumlu tutuyor. Diyarbakýr Ticaret ve Sanayi Odasý Baþkaný Galip Ensarioðlu, "Bursa'da, Diyarbakýr'da ve Ýstanbul'da yaþanan olaylar doðru deðildir. Seyircinin görevi olay çýkarmak ve sahaya inmek deðildir. Dünkü maçta ertelenecek bir durum yoktur. Toplam 2 bin seyirci var. Ýstanbul Valisinin açýklamalarý önemlidir. Bursaspor'a ceza verilseydi bunlar yaþanmazdý'' dedi.

KÜME DÜÞMEZ DÝYARBAKIRSPOR olaylardan sonra talimatlara göre küme düþer mi? Futbol Federasyonu büyük ihtimalle yarýda kalan Diyarbakýrspor-Bursaspor maçýyla ilgiErman Toroðlu li yeþil kýrmýzýlýlar aleyhine hükmen maðlubiyet verecek. Ýstanbul BÞB maçý için de ayný karar alýnýrsa o zaman Diyarbakýrspor küme düþer. Ama, Futbol Federasyonu bu maçlarla ilgili yeniden oynatma, hükmen maðlubiyet veya maçýn o anki skorunu tescil etme gibi kararlar verebilir. Ayrýca, futbolculara ve hakeme yönelik fiili bir olayýn gerçekleþmemesi de hükmen maðlubiyet kararý alýnmasýný etkiler. Diyarbakýrspor küme düþürülürse, bundan sonra oynayacaðý maçlarda da otomatikman rakipleri 30 galip gelir. O ana kadar oynadýðý maçlar da tescil edilir. O zaman da ortaya büyük bir haksýzlýk çýkar. Bence federasyon, Ýstanbul BÞB maçýný 1-0 tescil eder, Diyarbakýrspor da bu kararla küme düþmez. Bir daha da güvenlik açýsýndan çok zor olan Atatürk Stadý gibi yerlerde Diyarbakýr oynamayacaðýna göre, güvenliði iyi olan, tel örgüleri olan statlarda maçlarýný yaptýrýr, sahaya taraftar deðil kedi bile giremez. Futbolcu zaten etliye sütlüye karýþmaz, geleceðinden korkar. Futbol Federasyonu da üzerine yük almaktan kurtulur. Erman Toroðlu / Hürriyet

ÝSTANBUL Valisi Muammer Güler, Turkcell Süper Lig'de son dakikalarýnda yaþanan olaylar nedeniyle tatil edilen Ýstanbul Büyükþehir Belediyespor-Diyarbakýrspor maçýnýn hakemi Hüseyin Göçek'e eleþtirilerde bulundu. Güler, ''Hakemin bu katý yorumu, provokasyonlarýn önünü açacak bir yorumdur. Provokasyon yapmak isteyenlerin ekmeðine yað sürmüþtür'' diyen Güler, maçta Türk futbolu adýna üzüntü verici olaylar yaþandýðýný aktardý. Kendilerinin maçtan önce aldýklarý bazý duyumlar nedeniyle önlemleri artýrdýklarýný anlatan Muammer Güler, normalde bu tip maçlara 300 kiþilik polis ekibi verilirken, bu sayýnýn 925'e çýkarýldýðýný, ayrýca içeride 200 kiþilik özel güvenlik ekibinin de bulunduðunu anýmsattý. Vali Güler, Karþýlaþmayý izlemek için 2 bin 925 Diyarbakýrspor, 150 de Ýstanbul Büyükþehir Belediyespor taraftarýnýn Olimpiyat Stadý'na geldiðini, 87. dakikada atýlan golün ardýndan da, kendisinin provokatör olarak tanýmladýðý bazý kendini bilmez kiþilerin sahaya girdiðini hatýrlatýrken, 5-6 dakika içinde sahaya giren kiþilerin güvenlik güçlerince alýnmasýna karþýn, hakem

Hüseyin Göçek'in tüm giriþimlerine raðmen talimatlarý öne sürerek sahaya çýkmadýðýný söyledi. Yaþananlarda özel güvenlik elemanlarýnýn da bir anlýk gafleti olmuþ olabileceðini belirten Güler, maçýn kalan 3 dakikalýk bölümünün oynanabileceðine olan inancýna dikkat çekerek, ''Hem Türkiye Futbol Federasyonu temsilcisi, hem güvenlik amiri, hem 2 kulübün baþkaný, hem il emniyet müdürü, hem de ben can güvenliði açýsýndan teminat vermiþ olmama raðmen, karþýlaþma devam ettirilmedi. Olmamasý lazýmdý. Ben üzüntümü belirtiyorum. Kurumsal baðnazlýk içinde bir korumacýlýk yapmýyorum. Özel güvenliðin bir eksiði varsa, onu da soruþturacaðýz. (Soyunma odasýna giren hakem çýkmaz) diye bir yazýlý kural varsa, bunu da bilmek istiyoruz'' ifadelerini kullandý. Ayrýca, Ýstanbul'da daha önce güvenlik nedeniyle ertelenmiþ bir Süper Lig maçý olmadýðýný da dile getiren Güler, ''Hakem, çok katý bir yorumla, yazýlý olmayan kurallarý da maalesef çiðneyerek, böyle bir deðerlendirmede bulundu. Keþke talimatlara itibar edileceðine, teminatlara itibar edilseydi'' þeklinde görüþ belirtti.

Baros: Çok çalýþmalýyým UZUN BÝR SAKATLIK DÖNEMÝNDEN SONRA ANKARAGÜCÜ MAÇINDA TAKIMA KATILAN G.SARAY'IN GOLCÜSÜ MÝLAN BAROS, "ÖNCEKÝ DÜZEYE ULAÞMAK ÝÇÝN ÇOK ÇALIÞMAM GEREKLÝ" DEDÝ. GALATASARAY'DA uzun bir sakatlýk döneminin ardýndan Ankaragücü maçýnda takýma katýlan Milan Baros, sakatlýðýndan önceki düzeye gelmesi için çok çalýþmasý gerektiðini ifade etti. Ankaragücü karþýsýnda gol attýðý için de mutlu olduðunu ifade eden Baros, þunlarý söyledi: ''Her þeyden önemlisi 3 puaný almaktý. Yaþadýðým sakatlýk için 10 haftalýk bir süreden bahsedilir. Ama ben bu süre zarfýnda iyileþemedim. Mümkün olduðunca maç oynayarak takýma faydalý olmam gerekiyor. Rekabet, takým için her zaman iyidir. Sakatlýktan önceki düzeye ulaþmam için çok çalýþmam gerekli. Takým arkadaþlarým bu maçta görevlerini çok iyi yaptýlar. Ben þimdi takýma daha fazla katký saðlamak için çalýþmaya hazýrým.''

Ankaragücü maçýyla sahalara dönen Milan Baros attýðý golle Galatasaray taraftarlarýný sevindirdi. FOTOÐRAF: A.A

Baros ise kendisini sakatlayan Fenerbahçeli futbolcu Emre Belözoð-

lu'yla, Ali Sami Yen Stadý'nda yeniden karþýlaþacaklarý hatýrlatýlarak yö-

neltilen, ''Kendisine bir þey söyleyecek misin?'' sorusuna, ''Kendisine bir þey söylemeyeceðim. Sakatlandýðým pozisyondaki müdahale normal bir sertlikti. Oynadýðým maçlarýn yüzde 90'ýnda bu tip darbelere maruz kalýyorum. Zaten bu konuyla ilgili olarak Emre'yi ayýplamadým da. Verilecek bir cevap varsa, o da sahada verilecek cevaptýr. O maçý kazanmamýz gerekiyor'' þeklinde cevap verdi. Baros, gol kralý olma þansýna sahip olup olmadýðý sorusuna ise ''Benim hedefim gol kralý olmak deðil. Formda olup takýma faydalý olmak. Sezon sonunda þampiyonluk kutlayabilmek en önemlisi. Geçen sene gol kralý oldum ama bu sene olabileceðimi düþünmüyorum. Uzun bir zaman kaybým var'' cevabýný verdi.

Sercan: Denizlispor'u da puansýz göndereceðiz BURSASPOR'UN golcü futbolcusu Sercan Yýldýrým, ''Elimizden gelenin en iyisini yapacaðýz, þampiyonluk için yolumuza devam edeceðiz'' dedi. Yýldýrým, Manisaspor ile zorlu bir maç oynadýklarýný, rakibin de ligde kalma mücadelesi verdiðini belirterek, ilk yarýnýn son bölümünde penaltýdan da olsa üstünlük golünü bulduklarý-

ný söyledi. Sercan, ''Ýlk golü bulunca hem rahatlýyoruz hem de gerisi geliyor. Ýyi mücadele edip 3 puan aldýk. Haftaya da Denizlispor'u Bursa'da konuk edeceðiz. Ýnþallah iyi oynayýp, bu maçý da kazanacaðýz. Diyarbakýrspor maçýný da sayarsak puanýmýzý 55 yaptýk. Þampiyonluk yolumuza devam edeceðiz'' diye konuþtu.

Turkcell Süper Lig'de 25. haftaya bir maç fazlasýyla lider giren Galatasaray, Ankaragücü karþýsýnda 3 puaný 3 golle aldý.

F.Bahçe þampiyonluk yarýþýndan uzaklaþýyor urkcell Süper Lig'in 25. haftasýnda, sahasýnda Ankaragücü'nü konuk eden Galatasaray, rakibini 3-0 yenerek puanýný 53'e yükseltti ve bu haftayý da lider olarak tamamladý. Sarý-kýrmýzýlýlar, rakibi karþýsýnda 4. dakikada Jo'nun attýðý golle 1-0 öne geçerken, 37. dakikada Keita'nýn ayaðýndan bir gol daha buldu ve devreyi 2-0 üstün tamamladý. Sakatlýðý nedeniyle uzun süredir formasýndan uzak kalan ve maçýn 77. dakikasýnda oyuna giren Milan Baros, 90 3. dakikada attýðý golle skoru belirledi. Lig ikincisi Bursaspor ise sahasýnda Manisaspor'u 2-0'lýk skorla geçti. Yeþil-beyazlýlar, bu galibiyetle puanýný 52'ye çýkarýrken, 1 maç eksiðiyle 2. sýrada yer aldý. Fenerbahçe ise Ankara'da Gençlerbirliði deplasmanýnda 2 puan býrakarakr þampiyonluk yarýþýndan uzaklaþmaya baþladý. Zirve mücadelesi veren Kayserispor ise konuk ettiði Eskiþehirspor'a 2 - 1 yenilirken, düþme potasýný yakýndan ilgilendiren maçta Antalyaspor konuk ettiði Sivasspor'u 3 - 0 yenerek kendi rahatlarken rakibini de sýkýntýya soktu. Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi-Diyarbakýrspor maçý, çýkan olaylar nedeniyle tatil edildi.

T

TOPLU SONUÇLAR Ankaraspor - Kasýmpaþa : 0 - 3 (Hükmen) Gaziantepspor - Trabzonspor :1-1 Gençlerbirliði - Fenerbahçe :0-0 Antalyaspor - Sivasspor :3-0 Kayserispor - Eskiþehirspor :1-2 Bursaspor - Manisaspor :2-0 Ýstanbul B.Þehir Bld. - Diyarbakýrspor : (Maç tatil edildi) Galatasaray - Ankaragücü :3-0

GOL KRALLIÐI Kayserispor'un Portekizli forveti Makukula, Kadir Has Stadýnda oynadýklarý Eskiþehirspor karþýsýnda gol atamayýnca 25. haftayý 17 golde tamamladý ve gol krallýðý yarýþmasýnda ilk sýradaki yerini korudu.

HAFTANIN KARMASI Ivesa (Eskiþehirspor), Ali Tandoðan (Bursaspor), Neill (Galatasaray), Ömer (Bursaspor), Erman (Gaziantepspor), Cem Can (Gençlerbirliði), Koray (Eskiþehirspor), Keita (Galatasaray), Tita (Antalyaspor), Alanzinho (Trabzonspor), Necati (Antalyaspor).

HAFTANIN FUTBOLCUSU

Keita (Galatasaray) HAFTANIN HAKEMÝ

Kuddusi Müftüoðlu (Galatasaray - Ankaragücü)

HAFTANIN TAKIMI

Eskiþehirspor 26. HAFTANIN PROGRAMI 19 Mart Cuma: Kasýmpaþa - Beþiktaþ. 20 Mart Cumartesi: Diyarbakýrspor - Antalyaspor, Manisaspor - Ýstanbul Büyükþehir Belediye, Fenerbahçe Gaziantepspor. 21 Mart Pazar: Sivasspor - Gençlerbirliði, Ankaragücü - Kayserispor, Trabzonspor - Galatasaray. 22 Mart Pazartesi: Bursaspor - Denizlispor.

PUAN DURUMU Takýmlar

Saðlam: Takýmýmla gurur duydum BURSASPOR Teknik Direktörü Ertuðrul Saðlam, 2-0 kazandýklarý Manisapor maçýyla ilgili, ''Bu karþýlaþmada futbolcularýmla ve coþku ve heyecanlarýyla bizlere destek olan taraftarlarýmýzla gurur duydum'' dedi. Saðlam, Manisaspor maçýnýn bekledikleri gibi zorlu geçtiðini, ilk yarýda rakibi açmakta zorlandýklarýný, bu tür durumlarda beklendiði gibi golü duran toptan bulduklarýný söyledi.

1. GALATASARAY 2. BURSASPOR 3. FENERBAHÇE 4. BEÞÝKTAÞ 5. TRABZONSPOR 6. KAYSERÝSPOR 7. ESKÝÞEHÝRSPOR 8. ÝSTANBUL BÞ. BLD 9. ANTALYASPOR 10. GAZÝANTEPSPOR 11. GENÇLERBÝRLÝÐÝ 12. KASIMPAÞA 13. ANKARAGÜCÜ 14. MANÝSASPOR 15. SÝVASSPOR 16. DÝYARBAKIR 17. DENÝZLÝSPOR 18. ANKARASPOR

O

G

B

M A

Y

Av P

25 24 25 24 25 25 25 24 25 25 25 25 25 25 25 23 24 25

16 16 15 14 12 12 11 10 9 8 8 8 5 5 7 4 4 0

5 4 4 6 7 7 9 7 6 9 8 7 11 9 3 9 5 0

4 4 6 4 6 6 5 7 10 8 9 10 9 11 15 10 15 25

26 21 27 15 27 21 24 33 30 27 28 42 31 29 45 33 35 75

25 27 19 18 17 16 8 -3 6 2 1 -1 -5 -9 -18 -12 -16 -75

51 48 46 33 44 37 32 30 36 29 29 41 26 20 27 21 19 0

53 52 49 48 43 43 42 37 33 33 32 31 26 24 24 21 17 0


renkli:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:18 PM

Page 1

C M YK

15

AÝLE - SAÐLIK YENÝASYA / 16 MART 2010 SALI

Hazýrlayan: RECEP BOZDAÐ

Sigara, uyuþturucuya baþlamanýn ilk adýmý EMNÝYETÝN UYUÞTURUCU MADDE KULLANANLAR ÜZERÝNDEN YAPTIÐI ANKETE GÖRE, UYUÞTURUCUNUN ÝLK ADIMI SÝGARA. SAÐLIK Bakanlýðý’nca 19 Temmuz 2009 tarihinde baþlatýlan sigara karþýtý ‘Yüzde 100 Dumansýz Hava Sahasý’nýn ne kadar önemli olduðu, emniyetin yaptýðý bir çalýþma ile ortaya çýktý. Emniyetin madde kullanan þahýslar üzerinden yaptýðý ‘Madde Kullanýmý Risk Analizi Anketi’ne göre uyuþturucuya baþlamanýn ilk adýmý sigaradan geçiyor. Emniyet Genel Müdürlüðü Kaçakçýlýk ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Baþkanlýðý, 2009 yýlýnda madde kullanmaktan dolayý haklarýnda polis tarafýndan yasal iþlem yapýlan þahýslarýn profillerini inceledi. Ankete, maddeyle ilgili suçlardan dolayý haklarýnda yasal iþlem baþlatýlýp madde kullandýðýný beyan eden 2 bin 385 kiþi katýldý. Madde kullanýcýlarýnýn yüzde 2,3’ünü kadýnlar, yüzde 97,7’sini erkekler oluþturuyor. Baþlama sýrasýna göre kullanýlan maddelere bakýldýðýnda ilk sýrada sigara yüzde 73,1; ikinci sýrada alkol yüzde 1,3 ve üçüncü sýrada esrar yüzde 0,3 oranýnda yer alýyor. Anket verileri, madde kullanýcýlarýnýn büyük çoðunluðunun uyuþturucu madde kullanýmýna baþlamadan önce sigara kullandýðýný ortaya çýkardý. Madde kullanýcýlarýnýn

Gençleriçinproje MERSÝN’DE gençlerin uyuþturucu ve þiddetten uzak tutulmasý için “Sporda Açýlým Projesi” baþlatýldý. Gençlerin birbirleri ile kaynaþmasý ve yoksul öðrencilerin spor aracýlýðý ile kent hayatýna uyumunun saðlanmasýnýn da amaçlandýðý projede madde kullanan gençlerin sayýsýnýn azaltýlmasý hedefleniyor. Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Vakfý, Ýl Millî Eðitim Müdürlüðü, Gençlik ve Spor Ýl Müdürlüðü tarafýndan düzenlenen projenin Mersin Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’ndeki açýlýþýnda konuþan Vali Hüseyin Aksoy, projenin temel amacýnýn gençleri þiddetten ve uyuþturucudan uzak kalmasýný saðlamak olduðunu belirti. Gençleri kötü alýþkanlýktan uzaklaþtýrarak sporla buluþturmanýn projenin en temel görevlerinden birisi olduðunu ifade eden Aksoy, farklý bölgelerdeki öðrencilerin yapýlacak spor müsabakalarý ile kaynaþmasýnýn saðlanacaðýný kaydetti. Mersin / cihan

yüzde 44,7’sinin terk edilmiþ yerlerde, yüzde 31,9’unun kendi evinde, yüzde 7’sinin arkadaþýnýn evinde, yüzde 3,3’ünün ise eðlence yerlerinde maddeyi kullandýklarý tespit edildi. Kullanýcýlarýn yüzde 55,4’ünün hiç evlenmediði, yüzde 38’inin evli, yüzde 4,9’unun da boþanmýþ olduðu belirlendi. Madde kullanýcýlarýnýn yüzde 39,7 ilkokul mezunu ve yüzde 26,7 ortaokul mezunu olmak üzere toplam yüzde 66,4 ile ilköðretimde yoðunlaþtýðý görülüyor. Bunu yüzde 20’lik bir oranla lise ve dengi okul mezunlarý izliyor. Kullanýcýlarýn yüzde 35,1’i ailesiyle (anne baba, eþ ve çocuklar), yüzde 28’i eþ ve çocuklarýyla, yüzde 26,1’i yalnýzca anne veya babasýyla, yüzde 6,7’si de yalnýz yaþadýðý belirlendi. KOM Daire Baþkanlýðý’nýn yaptýðý araþtýrmaya göre uyuþturucuya baþlamanýn ana nedenleri merak ve arkadaþ etkisi. Madde kullanýcýlarý, ‘maddeyi neden kullandýklarý’ sorusuna yüzde 40,5 ile merak olduðunu söyledi. Ýkinci sýrada yüzde 23,6 ile arkadaþ etkisi, üçüncü sýrada yüzde 15,2 ile aile sorunlarý, dördüncü sýrada yüzde 12,1 ile kiþisel sorunlar yer alýyor. Ankara / cihan

Kolalý içecekler kemiklerin düþmaný KOLALI ÝÇECEKLER ÝÇÝNDEKÝ YÜKSEK MÝKTARDAKÝ FOSFORUN, KAN FOSFORUNU YÜKSELTEREK KEMÝKLERDEN KALSÝYUM KEMÝREN PARATÝROÝD HORMONU DÜZEYÝNÝ ARTTIRDIÐI VE BÝR SÜRE SONRA KALSÝYUMU AZALAN KEMÝKLERÝN SAÐLAMLIKLARINI YÝTÝRDÝKLERÝ ÖNE SÜRÜLDÜ.

Kolalý içecekler bir taraftan kan þekerini hýzlý bir þekilde yükselten, dolayýsýyla insülin hormonunu arttýrarak, vücudun yað depolamaya yönelmesine yol açan yüksek miktarda þeker içermesi sebebiyle, þiþmanlýk için risk oluþturuyor.

KOLALI içeceklerin içindeki yüksek miktardaki fosforun, kan fosforunu yükselterek kemiklerden kalsiyum kemiren hormonun düzeyini artýrdýðý ve bir süre sonra kalsiyumu azalan kemiklerin saðlamlýklarýný yitirmesine yol açtýðý belirtildi. Kocaeli Üniversitesi Týp Fakültesi Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Anabilim Dalý ve Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Þükrü Hatun, obezitenin her geçen gün hýzla artýðýný ve son yýllarda özellikle çocuklarýn saðlýðýný tehdit etmeye baþladýðýný söyledi. Obezitenin, sadece aþýrý þiþmanlýk olarak algýlanmamasý gerektiðini vurgulayan Hatun, zaman içerisinde obezitenin þeker, kalp gibi ciddî saðlýk sorunlarýna yol açabilen kronik hastalýklara zemin hazýrladýðý uyarýsýnda bulundu. Hatun, genetik etmenlerin yaný sýra hareketsiz yaþam ve beslenme þeklinin de obezitenin geliþmesinde en önemli faktörlerden biri olduðunu belirterek, un, þeker ve tuzun gereðinden fazla tüketilmemesi gerektiðini ifade etti. Þekerli gýdalar içerisinde kolalý içeceklerin çok fazla tüketildiðine, bunun da saðlýk üzerinde birçok olumsuz etkisinin olduðuna dikkati çeken Hatun, kolalý içeceklerin tüketiminin her geçen gün arttýðýný ve çocuklarda da en sýk tercih edilen içeceklerden biri haline geldiðini söyledi.

KOLA, KAN ÞEKERÝNÝ YÜKSELTÝYOR Hatun, yakýn zamanda yayýmlanan bütün araþ-

Hipertansiyona süt gerekli AMERÝKAN Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Tuðçe Aytulu, “Kalsiyum, hipertansiyonun kontrolü için gerekli bir mineraldir. Bu nedenle süt ve süt ürünleri tüketmeniz yararlý olacaktýr” dedi. , hipertansiyonun, geliþmiþ ülkelerde sýklýkla karþýlaþýlan bir halk saðlýðý problemi olduðunu hatýrlattý. Tedavi edilmeyen hipertansiyonun yanýnda birçok hastalýðý getirebileceðine dikkat çeken Tuðçe Aytulu, þöyle konuþtu: “Araþtýrmalar hipertansiyon oluþumunda diyetsel faktörlerin etkili olduðunu göstermekte. Yapýlan çalýþmalara göre uygun bir beslenme planý ile kan basýncý düþürülebiliyor. Son yýllarda hipertansiyonun tedavisinde kullanýlan ve DASH adý verilen bir beslenme modeli geliþtirildi. DASH’ýn açýlýmý ‘Hipertansiyonu düþürmede diyetsel yaklaþýmlar’ anlamýna geliyor. Bu beslenme planýnda hedef; gýdalarla alýnan sodyum miktarýný azaltýrken ayný zamanda yetiþkinler için yeterli ve dengeli bir beslenme planý oluþturmak. Sodyum, hipertansiyonun oluþumunda önemli bir mineraldir.” Ýstanbul / iha

týrmalarýn baþta çocukluk çaðý olmak üzere büyük yaþ gruplarýnda þiþmanlýk ile kola tüketiminin baðlantýlý olduðunun üzerinde durduðuna dikkati çekerek, ‘’Kolalý içecekler bir taraftan kan þekerini hýzlý bir þekilde yükselten, dolayýsýyla insülin hormonunu arttýrarak, vücudun yað depolamaya yönelmesine yol açan yüksek miktarda þeker içermesi sebebiyle, diðer taraftan süt ve süt ürünleri gibi saðlýklý beslenmenin temeli olan içeceklerin yerine geçtiði için þiþmanlýk için risk oluþturuyor’’ diye konuþtu. Bunlarýn dýþýnda kola içme alýþkanlýðýnýn fast-food beslenmeye eþlik ettiðini ve kola ile birlikte daha fazla yemek yendiðini belirten Hatun, þöyle devam etti: ‘’Bu nedenle de ABD’deki çocuk saðlýðý otoriteleri çocuklarýn kolalý içeceklerden uzak tutulmasýný öneriyor. Kolalý içeceklerin esas zararlý etkisi ise kemikler üzerinde oluyor. Amerikan Tabipler Birliði’nin Çocuk Saðlýðý Dergisi’nde kolalý içecek alýþkanlýðýnýn lise öðrencisi kýzlarda kemik kýrýklarý sýklýðýný 3 kat arttýrdýðýný gösteren bir araþtýrma yayýmlandý. Daha önce de benzer yazýlar yayýmlandý. Kolalý içecekler içindeki yüksek miktardaki fosforun kan fosforunu yükselterek kemiklerden kalsiyum kemiren paratiroid hormonu düzeyini artýrdýðý ve bir süre sonra kalsiyumu azalan kemiklerin saðlamlýklarýný yitirdikleri öne sürüldü. Týp literatüründe bu gözlemi destekleyen baþka insan çalýþmalarýnýn yaný sýra benzer etkinin farelerde olduðunu gösteren araþtýrmalar yayýmlandý.’’

SÜT ÜRÜNLERÝ TÜKETÝMÝNÝ AZALTIYOR KOLA içme alýþkanlýðýnýn en önemli kalsiyum kaynaðý olan süt ve süt ürünlerinin tüketimini azalttýðý ve ‘’Ergenlik döneminde günde 800-1200 mg olan kalsiyum ihtiyacýnýn karþýlanmasý önleyerek kemik saðlýðýný olumsuz etkilediðini’’ savunan Hatun, ‘’Bunlarýn dýþýnda kolalý içeceklerin böbreklerden kalsiyum atýlýmý arttýrdýðýný, mide mukoza hücre siklusunu bozduðu, diþ çürüklerini belirgin bir þekilde attýrdýðý, aþýrý içilmesinin hipokalemik miyopatiye neden olduðunu gösteren raporlar yayýmlandý’’ diye konuþtu. Hatun, British Medical Journal’da besin endüstrisinin tütün endüstrisine enzer zararlý etkilere neden olduðunu içeren bir yazýnýn da yayýmlandýðýný anlatarak, þunlarý söyledi: ‘’Bu durumda fast-food zincirlerinin saðlýk açýsýndan güvenli olmayan, yað oraný yüksek yiyecekleri çocuklara satmak için milyonlarca dolarlýk reklam kampanyalarý düzenlemesinin engellenmesi ve nasýl sigara reklamlarý yasaklandýysa bu tür reklamlarýn yasaklanmasý için hepimizin çaba göstermesi gerekiyor. Çalýþmalar, aralýklý ve önce yüksek yoðunlukta sonra düþük yoðunlukta yapýlan aktivitenin ayný miktarda kalori kaybýna yol açan orta yoðunluktaki aktivitelere göre daha fazla yað ve kilo kaybýna neden olduðunu göstermiþtir.’’ Prof. Dr. Þükrü Hatun, çeþitli ilâçlarýn iþtah azalttýðýný ve yüzde 5-20 oranýnda aðýrlýk kaybýna yol açtýðýný, ancak önemli yan etkilere sahip olduklarý için çocuklarda kullanýmýnýn ancak özel merkezlerde ve ‘süper þiþman’ çocuklarla sýnýrlý olduðunu bildirdi. Ankara / aa


renkli:Mizanpaj 1

3/15/2010

3:24 PM

Page 1

C M YK

St. Petersburg Camii 100. yýlýný doldurdu Rusya’nýn Batýya açýlan penceresi olarak adlandýrýlan ve 1703 yýlýnda Çar Petro tarafýndan kurulan St Petersburg þehrindeki tarihi cami, inþasýnýn 100. yýldönümünü kutluyor. Rusya Ýmparatorluðu’nun baþkenti St Petersburg’da cami yapýlmasýna 2. Nikolay’ýn izin vermesi ardýndan 1910 yýlýnda kentin merkezinde Petro Kalesi’nin hemen karþýsýndaki bir arazide temeli atýlan cami, 1913 yýlýnda tamamlandýðýnda zamanýn Avrupa’daki en büyük camisi sayýlýyordu. St PetersburgCamisi’nin 100. kuruluþyýldönümü bugün camide yapýlacak konferans ve törenle kutlanacak. Törene, Rusya Cumhurbaþkanlýðý ve Parlamentodan temsilciler, St Petersburg kentinin önde gelenleri, din adamlarý, Müslüman ülkelerin büyükelçiliklerinden temsilciler katýlacak. 34 yýldýr caminin imamlýðýný da yapan St Petersburg müftüsü Cafer Nasibullahoðlu, ikinci dünya savaþýnda depo olarak kullanýlan ve kapatýlan caminin 1955 yýlý sonunda tekrar açýldýðýný belirtti.

Ü M Ý T V Â R O L U N U Z : Þ U Ý S T Ý K B A L Ý N K ILÂBI ÝÇÝNDE EN YÜKSEK GÜR SADÂ ÝSLÂMIN SADÂSI OLACAKTIR

HABERLER

Y 16 MART 2010 SALI

CAMÝYÝ GÖRMEK ÝSTEYÝNCE Müftü Cafer Nasibullahoðlu'na göre caminin yeniden ibadete açýlmasýnda Endonezya’nýn ilk Cumhurbaþkaný Sukarno’nunkenteyaptýðýziyaret etkiliolmuþ.EndonezyaCumhurbaþkaný,Rusya’ya resmi ziyareti çerçevesinde o zamanki adýyla Leningrad’a gelmiþ ve camiyi ziyaret etmek istemiþ. Ancak kapalý olduðu için bu isteðini gerçekleþtirememiþ. Bu durumdan yakýnan Sukarno, caminin tekrar açýlmasý ricasýnda bulunmuþ. Bunun üzerine Kremlin, camiyi 18 Ocak 1956 tarihinde tekrar ibadete açtý.

Ara sýra aðlamak göz kuruluðunu önlüyor.

Aðlamanýn da faydasý var

ÝNSANOÐLUNA has bir özel lik olan ve duygularýn hakim olunmadýðý anlarda gerçekleþen aðlama olayýnýn normalinin faydalý olduðu be lirtildi. Daha çok olumsuz durumlarda gerçekleþen aðlamanýn göz kuruluðunu gidermesinin yaný sýra kalbe de iyi geldiði öðrenildi. Ýnsanýn en önemli organlarýndan biri olan göz rahatsýzlýklarýnýn baþýnda göz yaþý kanalý týkanýklýðýnýn geldiðini belirten Aydýn Göz Hastanesi hekimlerinden Harika Çevikel, gözyaþý týka nýklýðýnýn en sýk bebeklerde ve kadýnlarda görüldüðünü, göz yaþý kanalý týkanýklýðýnýn da gözde enfeksiyona sebep olduðunu belirtti. Göz yaþý kanalý týkanýklýðýnýn yanýnda gözde kuruluðun da göz saðlýðý için sorun olduðu kaydedilirken, yapýlan araþtýrmalarda zaman zaman aðlamanýn faydalarýnýn da olduðu öð renildi. Gözyaþýndaki bir madde eðer hiç akmazsa göz kuruluðu rahatsýzlýðýna neden oluyor. Ara sýra aðlayan kiþi böylece bu hastalýða yakalanmaktan kurtuluyor. Özel likle üzüldüðünüz zaman aðlamak kalbi daha az yoruyor. Çünkü gözyaþý dökmek ile üzüntülüyken sýkýþan kalp damarlarý açýlýyor. Aydýn / iha

AF: AA FOTOÐR

Petersburg / aa

Müftü Cafer Nasibullahoðlu

‘DÝNÝMÝZÝ ARTIK DAHA GÜZEL YAÞIYORUZ’ SOVYETLER Birliði’nin daðýlmasýnýn ardýndan Ýslamiyet’i daha iyi yaþabildiklerini ifade eden emekli Gufar Yakparov program ile ilgili duygularýný þöyle anlattý: “O zamanlar bu tür etkinlikler yoktu. Þu anda bunlarýn olmasý bize büyük mutluluk veriyor. Bence Mevlit Nebi ile Peygamber Efendimiz’e olan sevgimizi ve saygýmýzý göstermiþ oluyoruz. Maalesef bu güzel etkinliði herkes göremiyor. Daha fazla insanýn buradaki atmosferi solumasýný isterdim.” Üniversite öðrencisi Galiya Hayrulina ise programýn öncelikle kendisine moral verdiðini kaydederek, “Manevî bir huzur bulduk. Bütün Müslümanlarla birlikte sevinç, mutluluk duygularý paylaþ týk. Bu ayýn Arapça anlamý erken bahar. Dýþarýda da bahar havasý var. Moskova’da ilk güneþli günlerin bu aya denk gelmesi bizi çok mutlu ediyor” dedi.

Gece alkol satýþ yasaðýna en büyük destek Rusya Halk Saðlýðý Dairesi'nden geldi. Rusya'nýn baþ hekimi Gennadi Oniþenko, gece 9:00'dan sabaha kadar bira dahil tüm alkollü ürünlerin satýþmalarýn yasaklanmasýný talep etti. FOTOÐRAF: CÝHAN

Mevlid Nebi gecesi Moskova’da kutlandý

Rusya’da alkol yasaðý geniþliyor RUSYA’DA ulusal tehdit olarak tanýmlanan alkol yasaðýna destek giderek büyüyor. Baþbakan Vladimir Putin, alkol tüketiminin 2020’ye kadar yarý yarýya azaltýlmasý için çalýþmalar yapýlmasýný isterken, parlamento da gece saatlerinde alkol satýþlarýný yasaklamaya hazýrlanýyor. Gece alkol satýþ yasaðýna en büyük destek Rusya Halk Saðlýðý Dairesi’nden geldi. Rusya’nýn baþ hekimi Gennadi Oniþenko, saat: 21.00’den sabaha kadar bira dahil tüm alkollü ürünlerin satýþlarýnýn yasaklanmasýný talep etti. Oniþenko, “Bu çok normal ve medeni bir davranýþ olur. Alkol yasaðýný destekliyorum” dedi. Baþbakan Yardýmcýsý Aleksander Jukov da geçen hafta yaptýðý açýklamada yeni bir yasa hazýrladýklarýný, buna göre gece 21.00’den sabah 8.00’e kadar alkol satýþlarýnýn yasaklanacaðýný ifade etmiþti. Jukov’a göre yeni düzenleme yýl sonundan önce uygulamaya geçecek. Havalimanlarýnda alkol tüketiminin yasaklanmasý, reklamlarýn sýnýrlandýrýlmasý ve bilgilendirici programlarýn artýrýlmasý gibi bir dizi tedbirler de planlanýyor. Rusya’nýn özerk cumhuriyetlerinden Çeçenistan’da benzer uygulama çoktan baþladý. Baþkent Grozni’de akþam 20.00’yle sabah 08.00 arasýnda alkol satýþlarý tamamen yasak. Putin 2020 yýlýna kadar alkol tüketiminin yarý yarýya indirilmesi ile ilgili çalýþmalarýnda temel hedefin insanlarýn hayat kalitelerinin artýrýlmasý olarak açýkladý. Baþbakanlýk internet sayfasýnda yer alan rapora göre alkol tüketimi kiþi baþýna 2012’ye kadar yüzde 15, 2020’ye kadar da yüzde 55 oranýnda azaltýlacak. Moskova / cihan

TV’yi kapatýp kitap okuyorlar

VAN’DA Beyüzümü Ýl köðretim Okulunca düzenlenen ‘’Televizyonlarý kapatalým kitap okuyalým’’ kampanyasý kapsamýnda Beyüzümü Mahal lesi sakinleri her akþam televizyonlarýný 1 saat kapatarak kitap okuyor. Van’da terör nedeniyle çevre il ve ilçelerden göç eden ailelerin yaþadýðý Beyüzümü Mahal lesi’ndeki Beyüzümü Ýl köðretim Okulu yöneticileri, ‘’Türkiye Oku yor’’ kampanyasýndan yola çýkarak ‘’Televizyonlarý kapatalým kitap okuyalým’’ kampanyasý düzenledi. Her gün saat 19.00 ile 20.00 arasýnda te levizyonlarýn kapatýlarak evde okuma yazma bi len herkesi kitap okumaya teþvik eden kampanyaya 7’den 70’e herkes ilgi gösterdi. Van / aa

10 adet yeni gölet oluþturulacak.

Rusya'nýn baþkenti Moskova'da 4.'sü düzenlenen 'Mevlit Nebi2010' büyük coþkuyla kutlandý. Törene, Rus, Tatar, Daðýstanlý Türk, Türkmen, Kýrgýz, Azeri, Kazak, Karaçay ve Çeçen vatandaþlardan oluþan binden fazla kiþi katýldý. FOTOÐRAF: CÝHAN

PEYGAMBERÝMÝZÝN DOÐUM GÜNÜ MOSKOVA'DA GÖRKEMLÝ BÝR ÞEKÝLDE KUTLANDI. RUSYA'NIN BÝRÇOK ÞEHRÝNDE BENZER PROGRAMLAR YAPILIYOR. RUSYA’NIN baþkenti Moskova’da dördüncüsü düzenlenen “Mevlit Nebi-2010” büyük coþkuyla kutlandý. Moskova’nýn Kosmos Oteli’de gerçekleþen törene; Rus, Tatar, Daðýstanlý, Türk, Türkmen, Kýrgýz, Azeri, Kazak, Karaçay ve Çeçen vatandaþlardan oluþan binden fazla kiþi katýldý. Kalabalýk otelin salonuna sýð mayýnca, bazý vatandaþlar programý ayakta izlemek zorunda kaldý. Rusya Müftüler Konseyi ve Nadejda Vakfý’nýn düzenlediði þiirli ve müzikli programda Rusya Parlamentosu alt kanadý Duma mil letvekil leri, Türkiye Moskova Büyükelçisi Halil Akýncý, Büyükelçilik Din Müþaviri Bekir Gerek ve yabancý büyükelçi ve diplomatlar katýldý. Törenin sunucusu Rusya Halk Sanatçýsý Vladimir Berezin, Hz. Muhammed’in

(asm) insanlara barýþ, sevgi ve huzur getirdiðini belirtti. Daha sonra konuþmak üzere kürsüye çýkan Rusya Müftüler Konseyi Baþkaný Ravil Gaynudin, Hz. Muhammed’i (asm) anlatýrken ünlü Rus yazar Lev Tolstoy’un sözlerine atýfta bulundu: “Tolstoy Peygamberimizi ‘Büyük yönetici ve insanlara barýþ ve sevgiyi armaðan eden Peygamber’ olarak tanýtmýþtý. Bugün dünyanýn her yerinde Hz. Muhammed’in (asm) doðum günü çeþitli þekilde kutlanýyor. Örneðin Türkiye, Mýsýr, Lübnan, Ýran ve baþka ülkelerde Mevlit kandili ile ilgili bilimsel konferanslar yapýlýyor” ifadesini kul landý. Moskova / cihan

HER ÞEHÝRDE HZ. MUHAMMED (ASM) ANILIYOR MÜFTÜ Gaynutdin, Rusya’da Hz. Muhammed’in (asm) doðum gününün coþkuyla kutlandýðýnýn altýný çizerek, “Rusya’nýn Çeçenistan, Tataristan, Baþkýrdistan ve Daðýstan gibi Müslüman cumhuriyetlerinde Hz. Muhammed’in doðum günü bayram havasýnda kutlandý. Burada Çeçenistan Cumhurbaþkaný Ramazan Kadirov’un büyük katkýlarý oldu. Artýk Moskova’da deðil, Rusya’nýn diðer þehirlerinde de bu bayram büyük coþkuyla kutlanýyor. Biz Rusya Müftüler Konseyi olarak ülkenin çeþitli kent ve bölgelerine ekip gönderiyoruz. Örneðin Saratov kentinde bu bayram vesilesiyle güzel tören gerçekleþtirdik. Buradaki amacýmýz, çok uluslu ve çok dinli Rus toplumunda kardeþliði, karþýlýklý anlayýþý, sevgiyi ve dayanýþmanýn artýrýlmasýna ciddî katký saðlamak” diye konuþtu. Daha sonra sahneye çýkan Daðýstan, Tataristan ve Kýrgýzistan müzik topluluklarý ilâhiler söyledi. Müzikli programýn ardýndan Hz. Muhammed’in hayatýný anlatan görüntü sunuldu. Lazer gösterisinin de yapýldýðý programda hac ibadeti için de kuralar çekildi.

Homeros Vadisi geniþliyor

ÝZMÝR Büyükþehir Belediyesi’nin, Bornova ilçesinde 2008 Mayýs ayýnda hizmete açtýðý Homeros Vadisi geniþletilecek. Türkiye’de ilk olan ve 7 kilometrelik vadi düzenlemesi yapýlan Homeros’ta, mevcut sekiz gölete ilaveten 10 tane daha yapýlacak. Bornova Deresi üzerindeki Kayadibi göletleriyle Vadi ve Veterinerlik arkasý olmak üzere üç bölgeden oluþan Homeros Vadisi’nde rekreasyon alaný geniþletilecek. ÝZSU Genel Müdürlüðü’nce yürütülecek çalýþmalar kapsamýnda mevcut yedi göletin kotlarýnda yeni düzenlemeler yapýlarak, su tutma alanlarý büyütülecek. Kayadibi göletlerinin olduðu bölgede dört, Homeros Vadisi göletlerinin olduðu bölgede iki, Veterinerlik arkasýnda dört yeni gölet alaný daha oluþturulacak. Daðlarýn içinden geçen yürüyüþ yol larýnýn bakýmý yapýlacak. Önümüzdeki günlerde baþlayacak çalýþmalar, 6 ayda tamamlanacak. Ýzmir / cihan

Toplumun % 12’si yaptýðý iþten memnun

ÝÞ ve insan kaynaklarý sitesi olan Yenibiris.com’un üyeleri arasýnda düzenlediði ‘Geçim derdi olmasa hangi iþi yapardýnýz?’ anketinden ilginç sonuçlar çýktý. Yenibiris.com, üyeleri arasýnda düzenlediði bir anket ile çalýþanlarýn hayal lerini süsleyen meslekleri ortaya çýkardý. 21 bin 384 kiþinin katýldýðý anket, ‘Geçim sýkýntýsý olmasa hangi iþi yapardýnýz?’ sorusuna cevap aradý. Ankete katýlanlarýn yüzde 25’i bu soruya ‘sporcu’ karþýlýðýný verirken, yüzde 22,1’lik bir kesim ‘tiyatrocu’ olmak istediðini belirtti. Ýþinden memnun olanlarýn ve ‘yine þu an yaptýðým iþi yapardým’ diyenler ise yüzde 12,1’lik bir oranla listenin üçüncü sýrasýnda yer aldý. Antalya / iha


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.