renkli:Mizanpaj 1
3/19/2010
3:48 PM
Page 1
C M YK
40 SAYFA TAMAMI RENKLÝ 23 MART SALI GÜNÜ GAZETENÝZLE BÝRLÝKTE HERKESE ÜCRETSÝZ
Y GERÇEKTEN HABER VERiR
ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR 20 MART 2010 CUMARTESÝ/ 75 Kr
YIL: 41 SAYI: 14.386
www.yeniasya.com.tr
Ýsrail’in Cuma zulmü
Taha Akyol Milliyet yazarý
Said Nursî bir ‘teceddüt’ gerçekleþtirdi Sevan Niþanyan Taraf yazarý
Resmî ideolojiye yaranmadý Necmiye Alpay Radikal yazarý
Gelen tepkiler üzerine Kudüs’teki sýnýrlamalarý önceki gün kaldýran Ýsrail, dün Cuma namazýna gelen Filistinlilere yine yaþ sýnýrý getirdi. Ýsrail polisinin Cuma provokasyonu, gerginliðin had safhada olduðu Kudüs'te yeni protestolara yol açtý. FOTO: AA
DOÐU KUDÜS’TEKÝ ÝÞGALÝNÝ SÜRDÜREN ÝSRAÝL, ÖNCEKÝ GÜN SERBEST BIRAKTIÐI EL AKSA CAMÝÝNE GÝRÝÞLERÝ YENÝDEN SINIRLANDIRDI. ÝSRAÝL POLÝSÝNÝN CUMA PROVOKASYONU
Kudüs polisinin, Haremüþþerif’te Cuma namazýna giriþleri erkeklerde 50 yaþ ve üstüyle sýnýrlandýr masý ortamý yine gerdi. Camiye kadýnlar serbestçe girebilirken, erkeklerde Ýsrail kimliðine sahip olmalarý, 50 ve üstü yaþta bulunmalarý þartý konuldu. Bu provokatif sýnýrlama, Kudüs’teki gerginliði iyice arttýrdý.
BÝDEN: BAZILARI BARIÞI DÝNAMÝTLÝYOR
Kudüs’te bulunduðu sýrada Ýsrail’in açýkladýðý Doðu Kudüs’e bin 600 yeni konut projesine yeterince tepki göstermediði için eleþtirilen ABD Baþkan Yardýmcýsý Joe Biden, ABD televizyonuna yaptýðý açýklamada Ýsrail’in provokasyon yaptýðýný söyledi. Biden, Ýsrail’deki bazý kiþilerin barýþ sürecini dinamitlediðini belirtti.
ORTADOÐU DÖRTLÜSÜ ÝSRAÝL’Ý KINADI
Rusya’nýn baþþehri Moskova’da bir araya gelen Birleþmiþ Milletler, Avrupa Birliði, ABD ve Rusya Ýsrail’in yerleþim birimi inþaatlarýný derhal durdurmasý çaðrýsýnda bulundu. Ortadoðu Dörtlüsü, Ýsrail’in son anda açýkladýðý Doðu Kudüs’e bin 600 yeni konut projesini de kýnadý. Açýklama, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon tarafýndan yapýldý. Haberi sayfa 7’de
9. CUMHURBAÞKANI DEMÝREL:
Sözlerim çarpýtýldý
15. madde kalkmalý
DÝYARBAKIR SPOR BÝLEÞENLERÝ:
Bizi oyun dýþýna itmeyin HERKES TAVIRLARINA DÝKKAT ETMELÝ
‘Diyarbakýr Spor Bileþenleri’ adýna açýklama yapan Metin Kýlavuz, herkese Diyarbakýr’ýn ve bölgenin güzide takýmý Diyarbakýrspor’u oyun dýþýna itebilecek tutum ve davranýþtan kaçýnma çað rýsý yaptý. Kýlavuz, “Adalete olan güveni sarsacak ve Diyarbakýrspor’u oyun dýþýna itecek yönde bir karar alýnmamasý gerektiðini” belirterek, pozisyonlarýný buna göre alacaklarýný söyledi. ISSN 13017748
A. Turan Alkan Zaman yazarý
Büyük bir þahsiyet abidesi Ian Markham
BAÞBAKAN ERDOÐAN’DAN ÖZÜR YOK
BÝZ KÝMDEN ÖZÜR DÝLEYECEÐÝMÝZÝ BÝLÝRÝZ Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, kaçak çalýþan Ermenilerle ilgili sözlerini saptýrmak isteyenlere seslenerek þunlarý söyledi: “Bana ‘özür dilemelidir’ tavsiyesinde bulunanlara da sesleniyorum: Biz kimden özür dileyeceðimizi çok iyi biliriz. Sen kimin avukatýsýn ya. Bir defa dürüst ol. Doðru sözün, doðrunun avukatý ol. Yanlýþýn veya yanlýþlýðýn deðil.” Haberi sayfa 4’te
Ona karþý derin bir saygý duyuyorum
ESASEN ORADA BULUNMASI YANLIÞ Dokuzuncu Cumhurbaþkaný Süleyman Demirel, Anayasa deðiþikliði çalýþmalarý hakkýndaki görüþlerini açýklarken, “Anayasa’nýn geçici 15. maddesinin esasen orada bulunmasý yanlýþ. Kalkmýþ olmasý gayet yerinde olur’’ dedi. Haberi sayfa 4’te
TASLAK, MUHALEFETE GÖNDERÝLECEK
12 Eylül’e yargý yolu STK'LAR VE MEDYAYA DA ULAÞTIRILDI Baþbakan Erdoðan, Anayasa’nýn taslak çalýþmasýný bütün siyasî partilere, STK’lara ve medyaya ulaþtýrýldýðýný söyledi. Geçici 15. maddenin taslak içine eklenmesi ise, 12 Eylül darbesini yapanlara karþý yargý yolunun açýlmasý anlamýna geliyor. Haberi sayfa 4’te
Hartford Seminary
En etkili Müslüman düþünür Resul Tosun Yeni Þafak yazarý
Cesur bir dâvâ adamý
Anayasa Mahkemesi: Kur’ân kurslarý laik eðitimi engellemez Haberi sayfa 16’da
KAFES ÝDDÝANAMESÝ KABUL EDÝLDÝ
Haberi sayfa 5’te
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/19/2010
2:05 PM
Page 1
2
LÂHÝKA
YENÝASYA / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
Ermeniler Said Nursî’ye hayran kaldý
.. Bediuzzaman Said Nursi
‘‘
Molla Said, Ermeni çoluk çocuðunu serbest býraktý; onlar da, Ruslarýn içerisindeki ailelerinin yanýna döndüler. Bu hareket Ermeniler için büyük bir ibret dersi olup, Müslümanlarýn ahlâkýna hayran kalmýþlardý.
O
muharebeler (1. Dünya Savaþý) esnasýnda, Ermeni fedâileri bazý yerlerde çoluk çocuðu kesiyorlardý. Buna karþý Ermenilerin çocuklarý da bazan öldürülüyordu. Bediüzzaman’ýn bulunduðu nahiyeye binlerle Ermeni çocuðu toplanmýþtý. Molla Said askerlere, “Bunlara iliþmeyiniz!” diye emretti. Daha sonra bu Ermeni çoluk çocuðunu serbest býraktý; onlar da, Ruslarýn içerisindeki ailelerinin yanýna döndüler. Bu hareket Ermeniler için büyük bir ibret dersi olup, Müslümanlarýn ahlâkýna hayran kalmýþlardý. Bu hadise üzerine, Ruslar bizi istilâ ettiklerinde, fedai komitelerin reisleri Müslüman çoluk çocuðunu kesmek adetini býrakýp, “Madem Molla Said bizim çoluk çocuklarýmýzý kesmedi, bize teslim etti; biz de bundan sonra Müslümanlarýn çocuklarýný kesmeyeceðiz” diye ahdettiler. Molla Said, bu sûretle o havalideki binlerle masumlarýn felâketten kurtulmasýný temin etmiþ oldu. Bir müddet sonra, Ruslar, Van ve Muþ tarafýný istilâ edip, üç fýrka ile Bitlis’e hücum ettiði sýrada, Bitlis Valisi Memduh Bey ile Kel Ali, Bediüzzaman’a, “Elimizde bir tabur asker ve iki bin kadar gönüllünüz var; biz geri çekilmeye mecburuz,” dediler. Bediüzzaman onlara, “Etraftan kaçýp gelen ahalinin ve hem de Bitlis halkýnýn mallarý, çoluk ve çocuklarý düþman eline düþecek; biz mahvoluncaya kadar dörtbeþ gün mukavemete mecburuz,” demesi üzerine; onlar, “Muþ’un sukut etmesi dolayýsýyla otuz topumuzu askerler bu tarafa kaçýrmaya çalýþýyorlar. Eðer sen, o otuz topu gönüllülerinle ele geçirebilirsen, birkaç gün o toplarla mukabele ederiz ve ahali de kurtulur” dediler. Bediüzzaman, “Öyle ise ben, ya ölürüm veya o toplarý getiririm,” diyerek üç yüz gönüllünün baþýna geçti. Geceleyin, Nurþin tarafýna, toplarýn getirildiði cihete gitti. Toplan takip eden bir alay Rus Kazaðýna kendi muhbirleri, “Bitlis’i müdafaa eden gönüllü kumandaný üç bin adamla ve daðdaki meþhur Mûsa Bey bin kiþi ile toplarý kurtarmaya geliyorlar” diyerek, pek ziyade mübalâða ile ihbar etmeleri üzerine, Kazak kumandaný korkmuþ, ilerleyememiþti. Bediüzzaman da, beraberindeki üç yüz gönüllüyü rast geldikleri toplara birer ikiþer taksim edip Bitlis’e gönderir; kendisi ise ilerleyerek toplarý birer birer kurtarýp, en son topu da üç arkadaþýyla birlikte ele geçirir. Bu þekilde, otuz topun Bitlis’e gelmesini temin eder. O toplarla, üç-dört gün, asker ve gönüllüler düþmana mukabele edip, bütün ahali ve cihâzât ve mallar kurtulur. Bediüzzaman, o harbde, gönüllülere cesaret vermek için, sipere girmeyerek, avcý hattýnda dolaþýrdý. Avcý hattýnda en ileride atýný saða sola koþtururken, birden hatýrýna gelir ve rûhuna iliþir ki, “Þu anda þehit olsam; bu vaziyetim, yani en ilerde göze çarpan þu halim, sakýn, mertebe-i þehadetin bir esasý olan ihlâsýma zarar vermesin, bir hodfüruþluk mânâsý olmasýn” diyerek, birden atýný döndürür ve arkadaþlarýnýn yanýna gelir.HAÞÝYE HAÞÝYE: Ýþte, muharebenin þiddetli anýnda, hayat-memat meselesi vaktinde “Benim zahiren kahramanlýk gibi görünen bu vaziyetim hakîki ihlâsa aykýrý olmasýn?” diye düþünmesi, kemâlât-ý insaniyenin bir misâlidir, denilebilir. Meydan-ý harbde, düþman karþýsýnda, gülleler içerisinde, talebelerine cesaret vermek için en elzem bir kahramanlýðý fiilen göstermek emeliyle avcý hattýnda atýný saða sola döndürürken, bu sûretle cesaret-i îmaniye ve þehamet-i Ýslâmiyeyi en ala bir derecede, bir kumandan mânâsýyla îfa ederken, rûhunda ve niyetinde en alî ve safì bir mertebe-i kemal olan sýrr-ý ihlâsý kaçýrmamayý ehemmiyetle düþünmesi ve dikkat kesilmesi, onun zahiren takdire þayan hizmet-i dîniyesi, fedakârâne mücahedesi kadar, belki daha ziyade, rûhunun kemaline de delâlet eder. Ýþte, Molla Said bütün hayatýnýn þehadetiyle gerçi beyne’l-Ýslâm “Bediüzzaman”, “Sahibüzzaman”, “Fahrüddeveran”, “Fatînülasýr” ünvanlarýyla yad edilmiþ; fakat bu, hiçbir zaman hakîkatsiz ve bir sözden ibaret deðildir. Risâle-i Nur ile yaptýðý muazzam hizmet-i îmaniye ve Kur’âniyesi ve teþkil ettiði hamiyet-i dîniye ile serfiraz milyonlar fedakâr talebelerin kudsî þahs-ý mânevîsi, bir þahid-i sadýk ve bir delil-i kat’îdir.
Tarihçe-i Hayat, s. 99, (yeni tanzim, s. 177)
‘‘
Dünyanýn kapýlarý size açýlacaktýr. Öyle ki siz evlerinizi Kâbe'nin süslendiði gibi süsleyeceksiniz. Fakat siz bu gün, o günden daha hayýrlýsýnýz. Câmiü's-Saðîr, No: 2335 / Hadis-i Þerif Meâli
HARAM YEMEK YORUMLUYORUM
YASEMÝN YAÞAR yyasar@yeniasya.com.tr
C
lahika@yeniasya.com.tr
enâb-ý Hak sayýsýz nimetler vermiþ ve insanlýðýn hizmetine sunmuþtur. Bunlardan ancak az bir kýsmýný yasaklamýþtýr. Âyet ve hadislerin ortaya koyduðu hükümlerle yapýlmasý kesin olarak yasaklanan þeylere haram denir. Haramlarý tayin eden Allah’týr. Fakat netice itibariyle bakýldýðýnda da Allah’ýn haram kýldýklarý gerçekten insan için zararlýdýr. Haram kýlýnan þeylerin arkasýnda birçok hikmet bulunmaktadýr. Haramlar insana maddî ve manevî zararlar getirebilecek kapýlar hükmündedir. Hiç kimse, helâlleri haram, haramý da helâl yapamaz. Kur’ânKerim’de de bu hususta pek çok ihtar bulunur. Bundan baþka hadis-i þeriflerde de bu mesele hassasiyetle vurgulanmýþtýr. Resul-i Ekrem (asm) bir hadislerinde þöyle der: “Ýbadet on parçadan müteþekkildir; bu on parçanýn dokuzu helâl rýzkýn aranmasýndadýr.” Mü’min harama düþmeme konusunda azamî dikkat göstermelidir. Ýnsan kalbine akýp gelen kan, helâl rýzkýn ürünü ise, onunla hem maddî kalp, hem mânevî kalp saðlýklý olacaktýr. Necis kanýn deveraný ile meþgul olan bir kalp, bozulmaktan kurtulamayacaktýr. Bu mesele ile ilgili Ýbrahim Hakký, Marifetnamesinde þöyle söyler: Ýnsanýn fiilî hareketleri yeme içmesine göredir. Eðer haram yerse, hareketleri ve sözleri harama yönelir. Helâlinden fazla yerse, söz ve hareketleri lüzumsuz ve yersiz olur. Dolayýsýyla haramlar kalbi katýlaþtýrýr ve ibadetlerdeki huzur ve huþuyu alýr. Özellikle de, teheccüd ve gece namazýndaki tembelliðin asýl sebeplerinden birisi de, haram lokma olduðu söylenir. Bediüzzaman, bu mesele ile ilgili Mesnevî-i Nuriye’de þöyle bir tesbitte bulunur: “Hem senin mahiyetine öyle mânevî cihazat ve lâtifeler vermiþ ki, bazýlarý dünyayý yutsa doymuyor. Bazýlarý bir zerreyi kendinde yerleþtiremiyor. Baþ bir batman taþý kaldýrdýðý halde göz bir saçý kaldýramadýðý gibi, o letâif bir saç kadar bir sýkleti kaldýramýyor. Yani gaflet ve dalâletten gelen küçük bir hâlete dayanamýyor. Hatta bazen sönüyor ve ölüyor. Madem öyledir, hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem’a, bir iþarette, bir öpmekte batma. Dünyayý yutan büyük letaifini onda batýrma.” Haram lokma duâlarýn bile kabulüne manidir. Resûlullah
bir hadis-i þeriflerinde, “Dualarýnýzýn kabul olmasýný istiyorsanýz, helâl lokma ile besleniniz! Çok kimse vardýr ki, haram yer, haram giyinir, sonra da ellerini kaldýrýp dua eder. Böyle birinin duasý nasýl kabul olunur?” Sahabeler bu konuda o kadar titiz davranmýþ ki, þüphelendikleri zaman, ellerini boðazlarýna atarak kusmuþlardýr. Çünkü Peygamber Efendimiz (asm) “Vücudunda bir tek haram lokma bulunan bir kimsenin ancak Cehennemle temizleneceðini söylemiþtir.” Mevlânâ, “Ýlim de, hikmet de helâl lokmadan doðar. Aþk da, merhamet de helâl lokma ile meydana gelir. Bir lokma haset ve hileyi, cehalet ve gafleti, kin ve adaveti netice verirse, bil ki o haram lokmadandýr. Kalbe ekilen tohumlar ne ise, ürün de o olacaktýr.” Helâl lokmanýn iffetle de çok alâkasý vardýr. Helâl yiyecek azalýrsa, marifet ve hakikat kaybolur. Bir mânâsýyla hikmet olan marifetin kaybolmasý, þehvet ve gadabýn bozulmasýný netice verir. Gayr-i meþrû yollarla gelen kazançlar çocuklarý da gayr-i meþrû yollara sevk edecektir. Dolayýsýyla zamanýn deðiþmesi, asrýn baþkalaþmasý, herkesin öyle olmasý hakikî Müslümanlarý etkilemez. Büyük zatlar, haramla beslenen anne babalarýn çocuklarýnýn mânevî yapýsýnýn bozulabileceðini söylerler. Ýmam-ý Gazali, haram yiyen bir kadýnýn sütüyle beslenen çocuðun, ileride habis þeylere ve çirkin iþlere meyledeceðini söyler. Anne ve babalarýn damarlarýndaki bir parça haram, çocuðun muvakkat veya müebbed kayma sebebi olabilir. Ebû Vefa Hazretleri, kendi hayatýndan bir kesitle bu meselenin önemini anlatýr. Ebu Vefa Hazretlerinin oðlu, sürekli elinde bir çuvaldýzla dolaþmaktadýr ve su tulumlarýný delmektedir. Konu komþu bir süre sonra babasý olan hazrete durumu bildirirler. Ebu Vefa buna çok üzülür ve eþine gider, bu durumun sebebinin, ikisinden birinin olduðunu söyler. Hamileyken yanlýþ bir hareketi olup olmadýðýna dair düþünmesini ister. Haným düþünür ve þöyle söyler: “Çocuðun doðmasýndan birkaç ay evvel komþuya gittim. Orada portakal ve nar gördüm. Caným çekti, isteyemedim. Ben de komþu görmeden elimdeki örgü týðýný meyvelere saplayýp saplayýp aðzýma götürdüm.” der. Ebu Vefa Hazretleri bunu duyunca, “Ýþte týðýný meyveye saplayýp birkaç damla da olsa, izinsiz ve haram olan meyve suyunu tatman, evlâdýmýzda tulumlarý delme þeklinde tezahür etti. Þimdi Allah’a dön ve af dile, komþundan da helâllik iste” der. Bir süre sonra çocuðun içine bir piþmanlýk gelir ve bir daha böyle bir þey yapmayacaðýna dair kendi kendine söz verir. Hâsýlý ibadetlerin muteber, duâlarýn makbul, çocuklarýn salih olmasý ve mânevî hayatýn saðlýklý olmasý için helâl dairesinden ayrýlmamak gerekir.
Ulu Cami’de, Bediüzzaman’a Fatiha okumaya bekliyoruz! OSMAN ZENGÝN osmanzengin@yeniasya.com.tr emleketimizin dört bir tarafýnda ulucamiler çok tur, Al lah’a þükür. Ama, “ulucami” denildiðinde akla gelen ilk þehrimiz de Bursa’dýr her halde. Bundan on sene kadar önce, bir günde üç vilâyetteki (Bur sa, Diyarbakýr ve Mardin) ulucamilerimizde namaz kýlmayý nasip etmiþti Cenâb-ý Hak. Ondan dolayý, Anadolu’nun muhtelif þehirlerindeki ulucamilerimizi de biliriz. Tabiî, bizim ulucamiden bahsetmemizin en büyük sebebi de malûmunuz, ecdat þehri, Osmanlý’nýn ilk baþþehri olan ve Üstadýmýzýn “Ýslâmiyet gömleðini yýrtmamýþ” diye, med hettiði Bursa’mýzda; Üstadýmýz Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri için okutulacak mevlidden dolayýdýr. Geçen sene ilk defa yaptýðýmýz ve Al lah nasip ederse an’ane, gelenek haline getireceðimiz mevlidin bu sene ikincisini, Üstadýmýzýn “nevruz-i sultânî” dediði, ilkbaharýn baþlangýç gününde, 21 Mart 2010 Pazar günü yapacaðýz Ýnþâal lah. Bugün, bizim þahsýmýz için de bir özel lik arz ediyor ayrýca. Çünkü, bugün bizim doðum günümüz. Yani “mevlid” ismiyle müsemmâ bir gün. Bediüzzaman mevlid lerinin bir sembol olduðu bilinmektedir. Bu vesile ile; yýl lardýr görüþemeyen veya gýyâben birbirini tanýyýp da, müþerref olmamýþ kimselerin de þereflendiði mekânlar oluyor mevlid yapýlan camiler. Adeta cennetî bir hâlet ile hal lenen kardeþlerimizin oralarda birbirine sarýlýp, muhabbetle kucaklaþmalarý, sohbet etmeleri, görülmeye deðer. Bizim bu mevlid lere ilk iþtirak ediþimiz, 1974’te Urfa ile baþlayýp; Van, Isparta ile 12 Eylül 1980 hareketine kadar devam etmiþ, ondan sonra inkýtaaya uðrayan ve meþhur Ankara Kocatepe Camii ile kesildiði yerden baþlayarak devam etmiþtir. En son da iþte bu Bursa Ulucami mevlidimi ze geçen sene iþtirak ettik þükürler olsun. Bu sene tekraren ve devamýnda da her sene, Üstadýn vefat günü olan 23 Mart gününe yakýn uygun tarihlerde yapýlacak olan “Bediüzzaman Mevlidi”ne siz aziz kardeþlerimizi bekliyoruz. Ýnþâal lah, dâvetimize icabet ederek; baþta Peygamberimiz (asm) olmak üzere bütün peygamberlerin, sâir büyük zat larýn ve vefat etmiþ Risâle-i Nur Talebeleriyle, hâssaten de Üstad Bediüzzaman’ýn aziz ruhlarýna ithaf edilecek, onlara Fatihalar göndereceðiz buradan. Bizden dâvet etmesi, sizlerden de “Dâvete icabet sünnettir“ deyip, iþtirak etmeniz olacaktýr. Bekliyoruz…
M
Risâle-i Nur ve þefkat MÝNE TÜRÜDÜ ACAR ediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin acz, fakr, þefkat ve tefekkür yolu olarak tarif ettiði îman ve Kur’ân hizmetinin dört büyük esasýndan birisi de þefkattir. Bu esaslardan biri olan þefkat; merhamet, hamiyet, ihsan ve kerem gibi yüksek seciyelerin müjdecisidir. Þefkat, insaný Rahîm ismine ulaþtýran en büyük vesiledir.1 Fazilet sahibi ve takva ehli insanlarýn bir kýsmý toplum hayatýndan uzak durmuþ, þahsî ibadetleri ve tefekkürleriyle baþ baþa kalmýþlardýr. Nur Kül liyatý’nda bu yol bir çeþit velâyet yolu olarak tarif edilmektedir. Diðer bir kýsmý ise insanlar arasýna girmiþ, mânevî dertleriyle hemhâl olmuþ lardýr. Risâlet yolu olarak tarif edilen bu yol ise hizmet-i mâneviyemize en ehemmiyetli meþrep olarak sunulmuþtur: “Ehl-i faziletin en mühim meþrebi; acz, fakr ve tevazu ile hayat-ý içtimaiye-i beþeriyeye karýþmak tarzýndadýr. Lillâhil hamd bu meþrep üstüne hayatýmýz gitmiþ ve gidiyor” ifadeleri ise bu konuyu tey’id eder niteliktedir. Ýnsanýn mahiyetine baktýðýmýzda fýtratýnda bulunan rikkati cinsiye itibariyle bütün kâinatla, özellikle de eþref-i mahlûkat olan insanla alâkadardýr. Kur’ân ve îman hizmetkârlarý baþkalarýnýn hatalarýna, isyanlarýna, günahlarýna seyirci kalmayý insanlýk dýþý görürler. Çünkü Allah’a karþý iþlenen suçlara, günahlara, haramlara seyirci kalmak yani kimsenin yanlýþlarýna karýþmamak görünüþü nezaket, insancýl; hakikati ise muhatabýn ebedî cehenneme gitmesini gülerek karþýlamaktýr. Bu gibi hallerde “efkârý hakâik cihetinde tevcih, teþvik, tembih etmek”2 vazifesi mukaddes addedilmiþ ve Kur’ân’da ümmet-i Muhammed’in diðer ümmetlerden daha hayýrlý olmasýnýn en büyük bir sebebi olarak haber verilmiþtir. Al lah ve Resûlul lah’ý (asm) sevdirmeyi en büyük ideal ve vazife bilen Bediüzzaman ve ekolü, günümüz fýrtýnalý de nizinde pusulasýný kaybetmiþ, yol ve yönünü bir türlü tayin edememiþ, kalpleri bulanýk, beyinleri sarsýlmýþ insanlarýn hizmetine koþma, el lerinden tutma, aydýnlýða kavuþturmayý Risâle-i Nur’daki þefkat esasýna dayanarak vazife addetmektedirler. Günümüzde nesil lerin özel likle de gençlerin ifsad edildiði, günah ve haram taarruzunun yoðunluðu altýndaki insanlarýn Kur’ân’a ve îmana yönelmeleri gösteriyor ki, insanlýk fýtratýnda olan gerçek hakikati arýyor. Bu yüzden “rahmet, sevgi, þefkat” odaklý Kur’ân’ýn bu asýrdaki dersi Risâle-i Nur’a insanlýðýn þimdi daha çok ihtiyacý var…
B
Dipnotlar: 1- Sözler, s. 438, 2- Muhakemat.
renkli:Mizanpaj 1
3/19/2010
2:28 PM
Page 1
3
C M YK
HABER
YENÝASYA / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa DÖKÜLER
Mehmet KUTLULAR
Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN
Genel Müdür
Recep TAÞCI Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Kâzým GÜLEÇYÜZ Abdullah ERAÇIKBAÞ
Spor Editörü Erol DOYRAN
Haber Müdürü Faruk ÇAKIR Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN
Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24,Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Ýhlas Gazetecilik A.Þ.Tel (0212) 4543000Daðýtým:DoðanDaðýtýmSat.vePaz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
ISSN 13017748
NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 4 R.Ahir 1431 Rumî: 7Mart 1426
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 4.14 4.20 4.33 4.41 4.35 3.54 3.57 3.47 4.30 4.06 4.33
Güneþ 5.36 5.46 5.55 6.06 6.01 5.16 5.20 5.12 5.55 5.28 5.55
Öðle 11.53 12.03 12.12 12.23 12.18 11.34 11.38 11.30 12.13 11.45 12.13
Ýkindi 15.17 15.26 15.35 15.46 15.41 14.57 15.01 14.52 15.35 15.09 15.36
Akþam 17.58 18.08 18.17 18.28 18.24 17.39 17.43 17.35 18.18 17.50 18.18
147 bin hurda araç trafikte TRAFÝKTEN çekilmeleri halinde motorlu taþýt vergisi borçlarý affedilecek ve piyasa deðerinin üzerinde ödeme yapýlacak 30 yaþ üstü yaklaþýk 147 bin hurda araç hâlâ trafikte seyrediyor. Can ve mal güvenliðinin arttýrýlmasý, enerji tasarrufu saðlanmasý, çevre kirliliðinin azaltýlmasý ve ekonomik canlýlýk oluþturulmasý amacýyla yürürlüðe giren ve 30 Haziranda baþvuru süresi sona erecek uygulamadan bugüne kadar sadece 16 bin 645 taþýt sahibi yararlandý. Alýnan bilgiye göre, Ulaþtýrma Bakanlýðý Kara Ulaþtýrmasý Genel Müdürlüðünün trafikten çekilmeleri halinde motorlu taþýt vergisi borçlarýnýn affedilmesi ve ortalama 6 bin TL ödeme yapýlmasýna yönelik düzenlemesinde, hedeflenen araç sayýsýnýn sadece yüzde 10’una ulaþýlabildi. Ankara / aa
Hasta yakýnlarýna þefkat evi ONDOKUZ Mayýs Üniversitesi (OMÜ) Týp Fakültesi Hastanesi’nde uzun süreli yatarak tedavi gören hasta yakýnlarýnýn hastanede barýnma ve çeþitli ihtiyaçlarýný karþýlamalarý amacýyla Þefkat Evi adý altýnda çok amaçlý misafirhane kurulacaðý bildirildi. OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, yaptýðý açýklamada, hazýrladýklarý proje kapsamýnda hasta yakýnlarý için kurulacak çok amaçlý misafirhanenin Türkiye’de ilk ve örnek bir çalýþma olacaðýný söyledi. Akan, misafirhanede kalan hasta yakýnlarý için çok düþük bir ücret uygulanacaðýný da bildirdi. Samsun / aa
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Ýmsak 4.34 4.45 4.15 4.12 4.25 4.05 4.00 3.52 3.40 4.22 4.24
Güneþ 6.01 6.09 5.42 5.35 5.47 5.32 5.22 5.18 5.04 5.50 5.44
Öðle 12.19 12.26 12.00 11.53 12.05 11.49 11.40 11.36 11.21 12.08 12.01
Ýkindi 15.41 15.49 15.21 15.16 15.28 15.11 15.03 14.58 14.44 15.29 15.25
Akþam 18.24 18.31 18.05 17.58 18.10 17.55 17.45 17.41 17.26 18.13 18.06
Yatsý 19.44 19.48 19.25 19.15 19.26 19.15 18.59 19.01 18.43 19.33 19.19
TAHLÝL
FÝLÝSTÝNLÝ ÇOCUKLAR, ARTIK GÜLÜMSEYECEK YERYÜZÜ DOKTORLARI DERNEÐÝ “GÜLÜMSEYEN ÇOCUKLAR” PROJESÝ KAPSAMINDA FÝLÝSTÝNLÝ ÇOCUKLARA AMELÝYAT YAPMAK ÜZERE DÜN YOLA ÇIKTI. ELÝF NUR KURTOÐLU ÝSTANBUL
Doðuda donduran soðuklar DOÐU Anadolu Bölgesi’nde gece yaþanan en düþük hava sýcaklýðý sýfýrýn altýnda 11 dereceyle Ardahan’da ölçüldü. Meteoroloji Erzurum Bölge Müdürlüðünden alýnan bilgiye göre, Sibirya üzerinden gelen soðuk hava akýmýnýn etkisi altýndaki bölgede, özellikle gece yaþanan hava sýcaklýklarýnda ani düþüþ oldu. Bölgede gece en düþük hava sýcaklýklarý, sýfýrýn altýnda olmak üzere, Ardahan’da 11, Erzurum’da 10, Kars ve Aðrý’da 8, Erzincan’da 5 ve Iðdýr’da 2 derece olarak kaydedildi. Mevsim normallerinin altýnda seyreden hava sýcaklýklarýnda, bugünden itibaren 4-5 derecelik bir artýþ olacaðý tahmin ediliyor. Erzurum / aa
Yatsý 19.13 19.27 19.32 19.46 19.42 18.55 19.00 18.53 19.36 19.05 19.33
YERYÜZÜ Doktorlarý Derneði ‘’Gülümseyen Çocuklar’’ projesi kapsamýnda, 12 kiþilik gönüllü doktor ekibi, Filistinli çocuklarý ameliyat etmek için Filistin’e gitti. dün yola çýkan doktorlar grubu, bir hafta boyunca dudak-damak yarýðý ve doðumsal anomali hastalýklarý olan Filistinli çocuklarý tedavi edecek. Yolculuk öncesi Hayat Vakfý Genel Merkezinde bir basýn toplantýsý düzenleyen gönüllü doktorlar, Filistin’de yapacaklarý çalýþmalarý anlattýlar. Yeryüzü Doktorlarý Derneði Türkiye Þubesi Baþkaný Prof. Dr. Ýhsan Karaman, hastalýklar sebebiyle gülemeyen Filistinli çocuklarý ve onlarýn ebeveynlerinin yüzlerini güldürmek amacý taþýdýklarýný söyledi. ‘’Gülümseyen Çocuklar’’ projesi kapsamýnda Filistin’e 5. kez gidileceðini kaydeden Karaman, daha önce özellikle yetim çocuklar baþta olmak üzere çok sayýda Filistinli çocuðun muayene edildiðini, ülkedeki ekipman eksikliði dolayýsýyla yapýlamayan ameliyatlarýn gerçekleþtirildiðini ifade etti. Gittikleri ülkelerde olumlu sonuç-
Yeryüzü Doktorlarý, Filistin'e hareketlerinden önce Hayat Vakfý Genel Merkezi'nde bir basýn toplantýsý düzenledi.
lar elde ettiklerini söyleyen Karaman, kendilerine duyulan memnuniyeti El Halil Aliya Devlet Hastanesi Haþhekiminin sözleriyle aktardý: “Baþhekim, gönüllü doktor grubumuzu uðurlarken þöyle dedi: ‘Filistin’e dünyanýn her ülkesinden doktorlar gelir ve ameliyat yaparlar. Ancak, siz Türklerin bize davranýþý ile diðer doktorlarýn davranýþlarý arasýnda çok anlamlý bir fark var. Onlar bizim halkýmýz üzerinde adeta eðitim yapar gibiler. Deneme ameliyatlarý yapýyorlar ve bizi aþaðýlýyorlar. Oysa siz Türkler, bize insan gibi davranarak yaklaþýyorsunuz. Bize saygý duyuyorsunuz.
Deðer vererek ameliyat yaparak baþarýlý oluyorsunuz.” Ýstanbul Ýl Saðlýk Müdürü Prof. Dr. Ali Ýhsan Dokucu da, konuþmasýnda dünya devleti olmanýn bazý gereklilikleri olduðuna inandýðýný vurguladý. Dokucu, ‘’Ülkemizin, sýnýrlarý dýþýna taþýp bazý aktiviteler yerine getirmesi dünya devleti olmanýn bir gerekliliðidir. Bu, ayný zamanda vicdanî ve insanî bir sorumluluktur’’ dedi. Göz yaþlarýný tutamayan Dokucu, ‘’Sayý itibarýyla belki sadece birkaç yüz hastaya þifa olunacak, ama sembolik de olsa yapýlan hadisenin çok önemli yansýmalarýnýn
olacaðýna inanýyorum. Ýþimizi çok iyi yapmaya çalýþacaðýz. Ýnþallah önümüzdeki günlerde Filistin’in bu tecrit halinden kurtulduðu, hizmetlerin daha kapsamlý verildiði özgür bir Filistin’in olduðu günlere kavuþuruz’’ þeklinde konuþtu. Eczacý-yönetmen Faysal Soysal da proje kapsamýnda gönüllü doktorlarla birlikte Filistin’e gidip belgesel çekimi yapacaðýný bildirdi. Soysal devletlerin açtýðý yaralar ne kadar büyük olursa olsun bunu saracak olanýn önce insanýn inancý, sonra da san'at ve kültür olduðunu dile getirdi.
Dünyaya mirasýn aðaç olsun! BÝRÝKÝM Okullarý 2. Bahar Þenliði 28 Mart 2010 Pazar günü Çekmeköy’de yapýlacak. 2009’daki 1. Bahar Þenliði’nde Pendik’te Birikim Ormaný için fidanlarýný diken Birikimliler, 2010 2. Bahar Þenliði’nde yeni fidanlarýný Çekmeköy’de dikecekler. “Kýyamet kopmaya yakýnken elinizde bir aðaç fidaný varsa ve onu dikmeye
vakit bulabilirseniz onu dikin!” þiarýndan hareket eden Birikimliler, Ceviz, Badem, Dut, Ýncir, Ihlamur, Kestane, Fýndýk, Çamfýstýðý fidanlarýnýn dikileceði þenlikte bir araya gelecekler. Birikimliler, birikimden olsun olmasýn bütün gönül dostlarýný þenliðe dâvet ediyorlar. Bilgi için (0-212) 634 89 18 Ýstanbul / Said Temur
“O kadar”mý?
KÂZIM GÜLEÇYÜZ irtibat@yeniasya.com.tr
umhurbaþkaný Gül, mâlûm geliþme ve tartýþmalarý sona erdireceðini düþündüðü formülü þu ifadelerle dile getirmiþ: “Her kurum, kendi içerisinde yanlýþ yapaný ayýracak, alacak, kenara koyacak. O kadar...” Ne kadar yalýn ve basit bir çözüm, deðil mi? Ama tatbiki, söylemek kadar kolay deðil. Olsaydý, senelerdir vaktimizi, enerjimizi ve kaynaklarýmýzý tüketen iç sürtüþmeler olmazdý. Þimdiye kadar olamadý ve halen de olamýyor. Çünkü neyin doðru, neyin yanlýþ olduðunda, kurumlar arasýnda bir uzlaþmaya varýlmýþ deðil. Genelkurmay Baþkanýnýn, özel olarak karargâha davet ettiði gazetecilere, kurmaylarýyla birlikte verdiði tartýþmalý mesajlar bunun son örneði. Org. Baþbuð, hakkýnda iddianame düzenlenip dâvâ açýlan 3. Ordu Komutaný için “Arkasýndayýz” diyerek yargýya müdahale etmiþ olmadý mý? Bu yanlýþ deðil mi? TSK’nýn en tepesindeki kiþinin yapmasý, bunu yanlýþ olmaktan çýkarýr mý? Gül’ün söyleyip geçtiði “ayýrýp alma ve kenara koyma” yaptýrýmý bu olayda nasýl uygulanacak? Peki, yine Baþbuð’un “Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonlarda üst rütbeliler býrakýlýyor, alttakiler tutuklanýyor” þeklinde oluþan algýyla ilgili olarak basýna Askerî Ceza Kanununun “Ast-üst münasebetlerini zedelemek suçtur” diyen ve ihlâline 3 ilâ 6 yýl arasýnda hapis cezasý öngören 95. maddesini hatýrlatarak “aba altýndan sopa” göstermesi de bir baþka vahim yanlýþ deðil mi? Askere sivil yargý yolunun açýlmaya çalýþýldýðý bir süreçte, artýk çoktan geride kalmýþ olmasý gereken, sivilleri ve dahasý basýný askerî yargýnýn önüne çýkarma niyetini açýða vurur tarzda Askerî Ceza Kanunu ile korkutmanýn anlamý ne? Ve bu fâhiþ yanlýþýn da bir yaptýrýmý yok mu? Gül bu sorularýn da cevabýný verir mi? Baþbakan Erdoðan da Gül’ü tamamlarcasýna “Her kurum tanýmlanmýþ görev alaný içerisinde hareket ederse problem kalmaz” demiþ. Bu da, Gül’ünki gibi söylem olarak doðru, ama uygulamada bir türlü hayata geçirilemeyen bir kural. Ve bunun önemli sebeplerinden biri, kurumlarýn görev tanýmlarýnýn evrensel demokrasi ilkelerine göre net çizgilerle yapýlmamýþ olmasý. Tam tersine, “Hakimiyet kayýtsýz þartsýz milletindir” prensibine 27 Mayýs anayasasý ile konulan “Millet bu hakimiyetini yetkili organlar eliyle kullanýr” kaydýnýn geçerliliðini hâlâ sürdürmesi. Birtakým bürokratik kurumlara milletin vermediði, ama onun adýna darbecilerin bahþettiði yetkiler yarým asýrdýr kullanýlmaya devam ediyor. Yani, problemin kaynaðý bu sistem ve yapý. Böyle olunca yine Baþbakanýn “Kurumlar arasý çatýþma yok. Kurumlarý temsil edenlerin gönül dünyalarýnda çatýþma varsa onu bilemem” sözleri, hem bu temel gerçeði ya göremediðini ya da gördüðü halde ifade etmek istemediðini, hem de sebep ve gerekçesi ne olursa olsun, olayý yine kiþiselleþtirerek yanlýþ yaptýðýný ortaya koyuyor. Kaldý ki, ayný Erdoðan’ýn sýk sýk bürokratik oligarþiden yakýndýðý ve bu çerçevede evvelce “Ciðerimize kadar kan kusturuyorlar” diyerek yaka silktiði yargýya itiraz ve isyanýný “Yasama ve yürütme sizin kuþatmanýz altýnda” çýkýþýyla bir kez daha seslendirdiði unutulmuþ deðil. Eðer kurumsal çatýþma yok idiyse, bu feveranlar niye? Türkiye’nin ihtiyacý, kurumlarýn baþýnda kim olursa olsun ve gönüllerinden ne geçerse geçsin, bunlarýn iþleyiþi olumsuz yönde etkileyemeyeceði ve de hepsinin uymak mecburiyetinde olduðu saðlam bir sistem. Sýkýntý bunun yokluðundan. Bu sistemin dayandýrýlacaðý esaslar evrensel hukuk ve demokrasi prensipleri. Kurumlarýn görev tanýmlarýnýn bunlara göre yapýlýp, uygulamanýn da bu çerçevede þekillendirilmesi gerekiyor. Bu yapýlmadýðý, özellikle asker-sivil iliþkileri demokrasiye uygun hale getirilmediði ve esaslý bir yargý reformu hayata geçirilmediði müddetçe, Gül’ün sözü temennî olmaktan öteye gitmez. Ve bürokratik oligarþi de, Meclis ve hükümet üzerindeki yargý kuþatmasý da bertaraf edilemez.
C
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/19/2010
3:58 PM
Page 1
4
HABER
YENÝASYA / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
FARK
Önce paket, sonra ziyaret
Ýyi ihtilâlci, kötü ihtilâlci
FARUK ÇAKIR cakir@yeniasya.com.tr
on aylarda ortaya çýkarýlan darbe plan ve iddialarý bir anlamda ‘turnusol kâðýdý’ vazifesi de gördü. Darbelerin tamamýna karþý olmak gerekirken, maalesef; “Benim darbem iyidir” anlayýþýyla bazý darbelere sahip çýkýlýyor. ‘Fýkra’ gibi insanlarý güldüren ve düþündüren nokta ise, ‘fiilî darbe olmadýðý, dolayýsý ile plan yapanlarýn suçlu olmadýðý’ þeklindeki iddia. Ýyi de zaten ‘plan’lar fiiliyata dökülüp darbe yapýldýktan sonra çare bulmak mümkün mü? Türkiye’nin yapmaya çalýþtýðý ve bugüne kadar yapamadýðý þey, darbecilerle, ihtilâlcilerle hesaplaþamamak olmuþtur. Her darbeden sonra iktidara gelen siyasetçiler bu konuyu gündeme getirmiþler, ama çeþitli sebeplerle bu hesaplaþma olamamýþtýr. Tabiî ki bahsettiðimiz hesaplaþma kanun önünde olmasý gereken hesaplaþmadýr. Yoksa, darbecilerle sandýkta hesaplaþma yapýlmakta ve her defasýnda da darbeciler hezimete uðramaktadýr. Bu durum Türkiye’nin darbecileri desteklemediðini ortaya koyar. Fakat darbecilerde insaf ve iz’an olmadýðý için her defasýnda millet için ‘darbe’ yaptýklarýný iddia ederler. “Memleket uçurumun kerarýndayken” onu kurtarýrlar! Türkiye ve dünya þartlarý artýk darbelere müsaade etmiyor. Bu sebeple darbe planlarý uygulama safhasýna konulmadan deþifre edilebiliyor. Bu geliþmeler elbette hayra alâmet, ama uzun vadede darbecilerle hukuk önünde hesaplaþmadan Türkiye’nin sýkýntýlarýný geride býrakmasý da mümkün deðil. Hiç kimse bu hesaplaþmayý ‘þahsî hesaplaþma’ olarak da görmemeli. Bundan sonra daha demokrat ve daha hür bir ülke olmak istiyorsak bu hesaplaþma yapýlmalýdýr. Çünkü darbe sebebiyle milyonlarca insan maðdur olmuþ, bir o kadarý da çeþitli þekillerde haksýzlýða uðramýþtýr. Bunlarýn hesabý sorulmalý deðil midir? Köklü olmasa da kýsmî bir anayasa deðiþikliði yeniden gündeme geldi. Bu deðiþiklik gerçekleþebilirse 12 Eylül ihtilâline imza atanlarýn kanun önüne çýkarýlmasý ve hesap sorulmasý mümkün olacak. Þu ana kadar bunu yapmak mümkün deðildi, çünkü yürürlükteki ihtilâl anayasasý darbecileri koruyordu. Hakikaten insanýn havsalasý almýyor: Darbeciler darbe yapýyor, kendilerine uygun bir anayasa hazýrlýyor ve yaptýklarýnýn suç olduðunu bildikleri için anayasadaki bir madde ile kendilerini de korumaya, garantiye alýyor. Neymiþ? Darbe döneminde yapýlanlardan sorumlu tutulamazlarmýþ! Hadi darbeciler böyle bir maddeyi anayasaya koydu ve millete de zorla kabul ettirdi. Ondan sonra gelen siyasî iktidarlar niçin ilk fýrsatta bu maddeyi deðiþtirip darbecilerden hesap sorma yoluna gitmedi? Darbenin üzerinden neredeyse 30 yýl geçti, darbeciler hâlâ anayasanýn korumasý altýnda. Darbe yapanlarý anayasa ile koruyan bir ülkede, yeni darbe planlarý yapanlar azalýr mý? Azalmaz ve nitekim azalmadý da. Açýk ya da gizli þekilde müdahaleler hep devam edip bu günlere gelindi. Uluslar arasý þartlarýn da deðiþmesiyle yeniden gündeme gelen anayasa deðiþikliðinin gerçekleþmesini temenni ediyoruz. Anayasadaki ilgili maddeler deðiþsin ki, darbecilere hesap sorulabilsin. Darbecilere kanun önünde hesap sorma devri baþlatýlmýþ olursa, yeni darbecilerin ortaya çýkmasý da engellenebilir. Aksi halde darbe heveslileri kendilere “anayasal destek” bulmuþ olur ve Türkiye’nin baþýna yeni çoraplar örmeye devam eder. Tez elden darbe anayasýndan kurtulalým ki darbe hevesi olanlar da buna cesaret edemesin...
S
TAZÝYE Deðerli kardeþimiz Abdurrahman Iþýkdoðan'ýn kýzkardeþi
Ayþe Iþýkdoðan
'ýn
vefatýný teessürle öðrendik. Merhumeye Cenâb-ý Allah'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli aile si ve yakýnlarýna sabrý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
BATMAN YENÝ ASYA O KU YU CU LA RI
AKP Genel Baþkaný ve Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, Anayasa deðiþikliðine iliþkin paketin, muhalefet partilerine göndereceklerini açýklayarak, gelecek hafta da muhalefetin ziyaret edileceðini bildirdi. Erdoðan, AKP Genel Merkezi’nde partisinin geniþletilmiþ il baþkanlarý toplantýsýnda yaptýðý konuþmada, anayasa deðiþikliðine deðindi. Toprak, hava, su ýsýndýðý kadar, siyasetin de ýsýndýðýný müþahade ettiklerini belirten Erdoðan, ‘’Ýþte Anayasa’da kýsmi bir deðiþiklik çalýþmasýyla bel li bir noktaya gelindi’’ dedi. Erdoðan, þöyle konuþtu:
‘’Arkadaþlarýmýz, muhalefet partilerinden randevu talep edecekler ve çalýþmalarýn içeriklerini paylaþacaklar. Burada þu hususu hatýrlatmakta fayda görüyorum. Kýsmî olarak bir Anayasa deðiþikliði hiç tartýþmasýz, hiç tereddütsüz tabiî gönül bunu çok daha geniþ kapsamlý yapmayý arzu eder ama ne yazýk ki diðer siyasî partilerin hiç mi hiç yakýn olmadýklarýný görüyoruz. Hatta hatta ‘býrakýn sadece bir geçici madde ile bu iþi bitirelim’ diyenler de var. Bakýn bugün (dün) arkadaþlarým, bu taslak çalýþmayý, bütün siyasi partilere - parlamento içi, parlamento dýþý - ilgili STK’lara bunlarý u-
laþtýracaklar, medyaya ulaþtýracaklar. Ýstiyoruz ki bu taslak hepsine ulaþsýn ve bu taslak hepsine ulaþtýktan sonra da arkadaþlarýmýz, Pazartesi, Salý gerekirse Çarþamba kendilerini ziyaret etmek suretiyle, onlarýn bu noktada nereleri eleþtiriyorlar, ilaveleri, çýkmasýný istedikleri neler varsa, bunlarý kendilerinden arkadaþlarýmýz bu ziyaretlerle alacaklar. Yani bugünden verip, üç günlük bir onlarýn taslak üzerinde çalýþma imkânlarýný hazýrlayalým. Ve sür'atle de bu tasarýyla alâkalý þu anda 110 imza toplanmýþ vaziyette ve bu TBMM’ye getirilsin.’’ Ankara / aa
“ROMANLARDAN DEVLET ADINA ÖZÜR DÝLÝYORUM” BAÞBAKAN Erdoðan, geçen hafta sonunda Roman vatandaþlarla yaptýklarý toplantýya deðinerek, tarihi nitelikte bir buluþma gerçekleþtirdiklerini kaydetti. Erdoðan, þöyle devam etti:
‘’Toplantý boyunca coþku bir an eksilmedi. Burada salona iliþkin iki tesbitimi paylaþmak istiyorum. Buna girmeden önce bir þeyi daha paylaþmak istiyorum çünkü köþe yazarý olarak medyada yazan çizenlerin, bakýyorum ki Romanlarla, kaçak olarak Türkiye’de bulunan Ermenileri birbiriyle mukayese ediyorlar. Bu bir defa benim Roman vatandaþlarýma saygýsýzlýktýr. Bunu bir defa çok iyi tesbit etmek lâzým. Bunun yanýnda benim Ermeni vatandaþým var ona da saygýsýzlýktýr. Vatandaþlýk hukuku içerisinde deðerlendirmek ayrý þey, kaçak ola rak benim ülkemde bulunmak ayrý bir þey. Bir defa Roman vatandaþlarým benim vatandaþýmdýr ve bu ülkede 10 yýllardýr vatandaþlýk hukukundan dahi bu vatandaþlar istifade edememiþlerdir. Bu tesbiti de yapacaðýz. Eðer özür dilenmesi gereken varsa, benim Roman vatandaþlarýmdýr ve ben onlardan bu devlet adýna özür diliyorum.’’
Demirel: 15. madde kaldýrýlmalý
DOKUZUNCU Cumhurbaþkaný Süleyman Demirel, ‘’Anayasa’nýn geçici 15. maddesinin esasen orada bulunmasý yanlýþ. Kalkmýþ olmasý gayet yerinde olur’’ dedi. Demirel, Baþkent Öðretmenevi’nde düzenlenen ‘’Dünyada ve Türkiye’de Su: Gündemi ve Geleceði Yö netmek’’ sempozyumunda yaptýðý konuþmanýn ardýndan gazetecilerin sorularýný cevapladý. Bir gazetecinin, Anayasa deðiþikliði çalýþmalarý hakkýndaki görüþünü sormasý üzerine Demirel, ‘’Anayasa deðiþikliði yapýlsýn, gayet tabiî. Ýhtiyaç olduðu takdirde her ül kede yapýlýr. Bizim ül kemizde de yapýlýr. Bir fevkalâdelik görmüyorum Anayasa deðiþikliði konusunda’’ cevabýný verdi. A nayasa’nýn geçici 15. maddesinin kaldýrýlmasý konusunun Anayasa deðiþikliði paketinde yer aldýðýnýn belirtilmesi üzerine Demirel, ‘’Geçici 15. maddenin esasen orada bulunmasý yanlýþ. Kalkmýþ olmasý gayet yerinde olur’’ dedi. Geçici 15. maddenin kaldýrýlmasýndan sonra yargýlanmada bir zaman aþýmýnýn söz konusu olup olmayacaðýnýn sorulmasý üzerine Demirel, ‘’O mesele ayrý mesele. Kalkmýþ olmasý iyi olur. Ondan sonrasýný bilmem’’ diye konuþtu. Ankara / aa
Uslu: Kaçak iþçilere hukukî ayar yapýlsýn
Demokrasi virajýndayýz ESKÝ Cumhuriyet Savcýsý Gültekin Avcý,Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasa hazýrlayarak demokratikleþme sürecini hýzlandýracaðýný söyledi. Avcý, “Türkiye Cumhuriyeti olarak bir gündönümündeyiz. Demokrasi virajýndayýz” diye konuþtu. Gültekin Avcý, Eðitim-BirSen Ýzmir Þubesi’nin organizasyonuyla Ödemiþ ilçesinde, “Sivil Anayasa Ýhtiyacý” konulu bir konferans verdi. Avcý, konferansta cum huriyet tarihi, sivil anayasa, demokratik açýlým ve diðer güncel konular üzerinde durdu. Türkiye’deki demokratikleþme süreciyle ilgili çarpýcý açýklamalarda bulunan Avcý, Adnan Menderes döneminde milletin kendi soluðunun baþkentte hissedildiðinin altýný çizdi. Yeni ve demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti için AKP’nin kendini aþmasý gerektiðini vurgulayan eski Savcý Avcý, “Bu ise tarihî bir misyondur. Politik bakýþ olarak temel asgarî eksenlerde ortaklýk saðlanabilecek liberallerin, sosyalistlerin, Alevilerin, sosyal demokratlarýn, gayri-
müslimlerin ve Kürtlerin siyasal olarak temsil edilebilmesini saðlamak, AK Parti’nin bu süreçteki en önemli manevrasý olacaktýr”diye konuþtu. Avcý, Türkiye’nin yýllardan bu yana biriken problemlerin çözüm aþamasýnda olduðunu vurgulayarak, þunlarý kaydetti: “Türkiye Cumhuriyeti olarak bir gündönümündeyiz. Yýllardan bu yana millete raðmen politika üretenler, millet iradesini görmezden gelenler bugün infilâk etmiþ durumdadýr. Demokrasi virajýndayýz. Jakoben darbelerle milletimize yara açan zihniyet yüzünden deðiþim ve dönüþüm sancýlarý yaþamaktayýz. Demokrasi rüzgârlarý karþýsýnda rahatsýz olan kitleler var. Bu zihniyete karþý ülkemizde pek çok fikir yelpazesi, demokrasiyi savunan güçler olarak birlikte hareket etmektedir. Demokrasinin iþlevsel kýlýnmasý için ülkemizin en büyük ihtiyaçlarýndan birisi de sivil soluklu bir anayasadýr.” Ýzmir / cihan
Rektör Büyükkasap için tören ERZÝNCAN'DAKÝ lojmanýnda intihar eden Erzincan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdoðan Büyükkasap için cenaze töreni düzenlendi. Rektörlük bahçesindeki törene, Erdoðan Büyükkasap’ýn eþi Gülten, kýzý Nisa, oðlu Çaðrý Büyükkasap ve yakýnlarý ile Ulaþtýrma Bakaný Binali Yýldýrým, YÖK Baþkaný Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Vali Abdul kadir Demir, Belediye Baþkaný Yüksel Çakýr, Garnizon Komutaný Tümgeneral Ergüder Topbaþ, Erzincan mil letvekil leri Sebahattin Karakel le, Erol Týnastepe, Erzincan Üniversitesi personeli ile çok sayýda öðrenci ve vatandaþ katýldý. Tören, Rektör Prof. Dr. Büyükkasap’ýn cenazesinin bulunduðu ay yýldýzlý bayraða sarýlý tabutun, polis memurlarýnýn omuzlarýnda Rektörlük binasýna getirilmesiyle baþladý. Cenaze tören alanýna getirilirken Büyükkasap’ýn kýzý ile bazý öðretim üyeleriProf. Dr. Erdoðan Büyükkasap için nin aðladýðý görüldü. rektörlük bahçesinde cenaze töreni Daha sonra, kürsüye düzenlendi. FOTOÐRAF: AA çýkan Büyükkasap’ýn oðlu Çaðrý Büyükkasap, kendisinin de babasý gibi olmak istediðini söyledi. YÖK Baþkaný Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan da Rektör Büyükkasap’ýn çok çalýþkan birisi olduðunu belirterek, ‘’Erdoðan Büyükkasap’ýn YÖK’teki sicili çok temiz. Böyle güleryüzlü, baþarýlý ve fevkalâde iyi olan bir hocamýzýn aniden gidiþi bizi son derece rahatsýz etmiþtir’’ dedi. Erzincan Üniversitesi’ndeki törenin ardýndan, Büyükkasap’ýn cenazesi Terzibaba Camisi’ne kadar omuzlarda taþýndý. Büyükkasap’ýn naaþý, cenaze namazýnýn kýlýnmasýnýn ardýndan topraða verilmek üzere memleketi Tosya’ya gönderildi. Erzincan / aa
Bakan Ergün, ÝÜ Fen Fakültesi'nde bir grup öðrenci tarafýndan protesto edildi. FOTOÐRAF: AA
Bakan Ergün’e üniversitede protesto SANAYÝ ve Ticaret Bakaný Nihat Er gün, Ýstanbul’da ÝÜ Fen Fakültesi’nde bir grup öðrenci tarafýndan protesto edildi. Bakan Ergün, ‘’2. Ulusal Çalýþma Ekonomisi ve Yönetim Kongresi’’nde yaptýðý konuþmanýn ardýndan protesto sebebiyle arka taraftaki Su Ürünleri Fakültesinden dýþarý çýkarýldý. Çýkýþta bekleyen, protestocu öð rencilerden bir grup, þemsiyelerle dýþarý çýkarýlan bakana yumurta fýrlattý. Yumurtalar Bakan Ergün’ün makam aracýnýn yanýna isabet etti. Kongrenin açýlýþýnda Ýstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nden bir grup öðrenci, burada konferansa katýlacak olan Sanayi
ve Ticaret Bakaný Nihat Ergün’ü protesto etti. Fen Fakültesi bahçesinde toplanan ve üzerinde ‘’Üniversitenin kapýsý AKP’ye kapalý...’’ yazan pankart taþýyan yaklaþýk 40 kiþilik öðrenci gru bu, konferansa katýlmak üzere bina içine girmek istedi. Çevik Kuvvet e kipleri kapý önünde öðrencilerin içeri girmesine izin vermezken, al kýþ ve ýslýklarla protestolarýna devam öðrenciler, slogan atan Fen Fakültesinin ana giriþine kadar ilerledi. Burada protestolarýna devam eden öðrencilere, dýþarýdan da bazý öðrencilerin al kýþ ve düdüklerle destek verdiði gözlendi. Ýstanbul / aa
HAK-ÝÞ Genel Baþkaný Salim Uslu, ‘’Kaçak yabancý iþ çiliðin önlenmesi, politik nedenlerle deðil, ül ke gerçeklerine ve hukuka uygun düzenlemelerle olmalýdýr’’ dedi. Uslu, yaptýðý yazýlý açýklamada, Türkiye’nin geliþmekte olan bin merkez ül kesi ve göç kavþaðý olduðunu ifade ederek, ‘’Küresel aktör konumunda olmasý da cazibesini arttýrmaktadýr. Doðal olarak da ül kemize geliþ ve gidiþlerin olmasý normaldir’’ dedi. Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn ‘’Türkiye’de yaþayan kaçak Ermeni iþçiler’’ ile ilgili açýklamasýna deðinen Uslu, bu açýklamanýn ‘’2010 tehciri’’ gibi politik bir tartýþma konusu yapýlmasýnýn yanlýþ olduðunu kaydetti. Kaçak iþçilerin ül keye giriþinin politik bir tercih olmadýðýný belirten Uslu, kaçak iþçilerin çýkýþýnýn da politik gerekçelere dayandýrýlamayacaðýný ifade etti. Sadece Ermenistan’dan deðil, diðer ül kelerden kaçak iþçilerin geliþlerinin de yürürlükteki iþ kanunlarýna uygun olmadýðýný savunan Uslu, ‘’Kaçak yabancý iþçiliðin önlenmesi politik nedenlerle deðil, ül ke gerçeklerine ve hukuka uygun düzenlemelerle olmalýdýr. Hukuka uygun düzenlemelerin gereðinin yapýlmasý da hiçbir biçimde yadýrganamaz, politik yorumlar yapýlamaz’’ dedi. Ankara / aa
“Sýnýr dýþý” Kasýmpaþa kriterlerine sýðmaz
MAZLUM-DER Genel Baþkaný Ahmet Faruk Ünsal, ‘’Bir ül kede yasal süresi geçtikten sonra kalmaya devam eden bir kimse ya devlet onu yakalayamadýðý için kaçaktýr, ya da devlet onun yerini bildiði halde dokunmadýðý için misafirdir. Misafire ikramý baþa kakmak Kasýmpaþa kriterlerine sýðmaz” dedi. Ünsal, yaptýðý yazýlý açýklamada, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn BBC’ye verdiði mülâkatta Türkiye’de kayýt dýþý yaþayan 100 bin Ermeninin “sýnýrdýþý edilmesi”ne yönelik sözlerinin, bu kiþilerde tedirginlik oluþturduðunu ifade etti. Sözü edilen kaçak 100 bin Ermeni’nin yaþlý ve çocuk bakýcýlýðý, ev içi iþçilik, tezgahtarlýk, inþaat iþçiliði, vasýfsýz iþçilik gibi ucuz iþ gücü olarak uzun yýl lar ül kelerine gidemeden çalýþtýðýný anlatan Ünsal, þöyle devam etti: ‘’Bir ül kede yasal süresi geçtikten sonra kalmaya devam eden bir kimse ya devlet onu yakalayamadýðý için kaçaktýr, ya da devlet onun yeri ni bildiði halde dokunmadýðý için misafirdir. Sözü edilen 100 bin Ermeni hemen sýnýr dýþý edilebileceðine göre yer leri biliniyor demektir. Yerleri biliniyor ve dokunulmuyor ise kaçak deðil misafirdir. Kasýmpaþa kriterlerine göre misafire yapýlan ikram ve ihsan baþa kakýlmaz. Kasýmpaþa kriterlerine göre fakirlerin, sahipsizlerin, kimsesizlerin el lerinden ekmekleri ve umutlarý alýnmaz, korkutulmaz, tehdit edilmez.’’ Ankara / AHMET TERZÝ
TEBRÝK Deðerli kardeþimiz Gülþen Alaþahan ile Mustafa Alaþahan'ýn
Zeynep ismini verdikleri evlâtlarý dünyaya gelmiþtir. Anne ve babayý tebrik eder, minik Zeynebe Allah'tan hayýrlý uzun ömürler dileriz.
MERSÝN YE NÝ AS YA O KU YU CU LA RI
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/19/2010
3:26 PM
Page 1
5
HABER
YENÝASYA / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
HABERLER
ANKARA
“Televizyonlarý kapatýp kitap okuyalým” MEHMET KARA mkara@yeniasya.com.tr
e güzel bir slogan… Televizyon kanallarý haftanýn her günü insanlarý televizyon karþýsýna esir etmenin yolunu dizilerle buldu. Yapýlan araþtýrmalar insanlarýn saatlerce televizyonun baþýndan kalkmadan dizi müptelâsý olunduðunu gösteriyor. Yapýlan bir ankete göre Türk halkýnýn yüzde 29.6’sý günde en az 5 saat televizyon izlerken, yüzde 25.3’ü en az 3 saat, yüzde 19.1’i en az 2 saat, yüzde 17.3’ü ise 5 saatten fazla televizyon izliyor. Yani, 100 kiþiden 17 kiþi günde 5 saatten fazla televizyon baþýnda zamanýný geçiriyor. Ne kadar vâhim bir tablo… Van’da Beyüzümü Ýlköðretim Okulunca örnek bir kampanya düzenlenmiþ. “Televizyonlarý kapatalým kitap okuyalým kampanyasý”… Bu kapsamda Beyüzümü Mahallesi sakinleri her akþam televizyonlarýný 1 saat kapatarak kitap okuyormuþ. Hem de televizyonlarýn en çok izlendiði saat olan 19.0020.00 saatleri arasýnda. Yine, Namaz Gönüllüleri Platformu’nun “Haftanýn belli akþamlarý televizyonlarý kapatýp, yarým saati Kur’ân okumak için ayýralým, ikinci akþam, Peygamberimizin hayatýný anlatan siyer
N
kitabý okuyalým, üçüncü akþam ibadetlerin nasýl yapýlacaðýný anlatan bir ilmihal okunsun” kampanyasý ile Diyanet Ýþleri Baþkaný Ali Bardakoðlu’nun “Akþamlarý yarým saat televizyonu kapatýn, Kur’ân bilen ev halký okusun. Evde Kur’ân bilmeyen var ise ses kayýtlarýndan yardým alsýn” sözünü eklersek okuma alýþkanlýðý kazanmaya ne kadar ihtiyacýmýz olduðunu görmüþ oluruz. Bir sendikanýn geçen yýl yaptýðý bir çalýþmada ortaya çýkan tablo da bunu ispatlýyor. Kitap okuma alýþkanlýðý sýralamasýnda 173 ülke arasýnda Türkiye 86. sýrada yer alýyor. Araþtýrmada, Türkiye’de bir kiþinin kitap okumak için ayýrdýðý zamanýn; 300 katýný bir Norveçli, 210 katýný bir Amerikalý, 87 katýný bir Ýngiliz ayýrýyor. Ders ve okul kitaplarý hariç ABD’de yýlda 72 bin kitap basýlýrken, Rusya’da 58 bin kitap, Japonya’da 42 bin kitap, Türkiye’de ise 7 bin kitap basýlýyor. Bir Japon’un yýlda ortalama 25, Ýsviçreli’nin 10, bir Türk’ün ise 10 yýlda ortalama ancak 1 bir kitap okuduðu ortaya çýkmýþtý. Burada küçük bir not düþelim. Gazetemizin Ankara temsilciliðini ziyaret eden Japonya’nýn Ankara Büyükelçiliði Müsteþarý Keisuke Yamanaka, “Ben sizin gibi okuyan ve düþünen gruplar sayesinde bu imajýn düzeleceðine inanýyorum” diyerek Risâle-i Nur okuyucularýný bu sýralamadan ayrý tutmak gerektiðini vurgulamýþtý. Burada birkaç tavsiyemizi baþta kendimiz olmak üzere siz okuyucularýmýza iletmek istiyoruz: “Çocuðunuz muhakkak sizi ve diðer aile bireylerini kitap okurken görmelidir. Çocuðunuza her fýrsatta kitap hediye etmeye çalýþ-
‘‘
BÝR MEKTUP…
Kitap okuma alýþkanlýðý sýralamasýnda 173 ülke arasýnda Türkiye 86. sýrada yer alýyor. Bu, bizi utandýrmalý.
malýyýz. Her çocuðun odasýnda bir kütüphanesi olmalý. Çocuklarýmýzý kitap fuarlarýna ve kütüphanelere götürmeliyiz. Evimize her gün mutlaka bir gazete almalýyýz. Çocuðunuza harçlýk verirken ‘Þunu da kitap almak için biriktir’ demeliyiz. Çocuklarýmýzla birlikte kitap saati koyup ve o saatte kitap okumalýyýz…”
AKM’YE KÝTAP FUARINA BEKLÝYORUZ Bu vesileyle, bugün baþlayan ve 28 Mart’a kadar Ankara AKM’de devam edecek olan kitap fuarýný hatýrlatalým. Kitap okuyucularýný 20-28 Mart tarihlerinde 10.00-20.00 saatleri arasýnda Yeni Asya Neþriyat standýnda bekliyoruz. Stantta kitaplar yüzde 30-35’lere varan indirimlerle okuyucunun istifadesine sunulacak. Yeni çýkan kitaplarýmýzla birlikte özellikle yeni tanzimli Risâle-i Nur Külliyatýný alabilmek için bütün “kitap okuyucularýný” bekliyoruz.
Yazýmýzý bu konuda mail gönderen Abdüssamed Temel isimli okuyucumuzun ifadeleri ile bitirelim: “Okumak, aklý ve kalbi okuduklarýyla dokumak ve ömür sermayesini hak ettiði anlam çerçevesi içerisinde yaþamaya dokunmak. Kimi kâinat kitabýyla baþlar okumaya, kimi hadiselerdeki derunî inceliklerin verdiði mesajlarla. Kimi de daha kolay bir yol olarak izlemekle bir þeyler öðrendiði zannýyla okumaya çalýþýr! “Sanal âlemdeki hýzlý geliþmeler insanlar arasýnda büyük kuþak farklýlýklarýna neden olmuþtur. Çocuða “En çok anne babanla mý yüz yüzesin yoksa tv ve bilgisayar monitörü ile mi?” diye sorduðumda vahim cevap ortaya çýkýyor: “Tv ve bilgisayar!” Genç; ebeveyniyle ayný çatý altýnda ama ayrý odalarýn sakinleri konumunda çaðýmýzda. Dünyanýn ana temelini oluþturan ailede þahsiyetler beraber oturup günün deðerlendirmesi, yarýnýn planlanmasý üzerine fikir alýþ veriþinde bulunmaktan çok uzaklar. Bunun deðiþmesi için haftada bir de olsa televizyon ve bilgisayarýn kapatýlýp kitaplarýn açýldýðý yuvalar kurulmalý. Kitaplarla konuþma, kitap üzerine konuþma ve hayata dair kitabî okumalar… Herkesin ruhundaki arayýþýn isabetli buluþmalara sahne olmaya vesile olacak çare; ciddî okumalar, ciddî eserlerle beslenmedir…” Ne mutlu televizyonunu yarým saat kapatýp kitap okuyanlara… Kampanyaya desteði bugünden baþlatmaya ne dersiniz…
“Kafes”te ilk duruþma 15 Haziran’da yapýlacak
“KAFES Eylem Planý’’ soruþturmasý kapsamýnda 3’ü tutuklu 33 þüpheli hakkýnda hazýrlanan iddianame, Ýstanbul 12. Aðýr Ceza Mahkemesi tarafýndan kabul edildi. Ýstanbul 12. Aðýr Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Savcýlarý Murat Yönder ve Ercan Þafak tarafýndan 3’ü tutuklu 33 þüpheli hakkýnda hazýrlanan 65 sayfalýk iddianame ve 6 klasör ek üzerindeki incelemelerini tamamladý. Mahkeme, iddianamenin kabulüne karar verdi. Ýstanbul 12. Aðýr Ceza Mahkemesi, davanýn ilk duruþmasýnýn 15, 17 ve 18 Haziran 2010 tarihlerinde yapýlmasýný kararlaþtýrdý. Mahkeme, savcýlýðýn Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmata iliþkin açýlan dava ile bu davanýn birleþtirilmesi yönündeki talebini ise duruþmada karara baðlayacak. Mahkeme, ayrýca tutuklu sanýklar Mücahit Erakyol, Levent Gülmen ve Halil Özsaraç’ýn tahliye taleplerini de reddetti. Ýstanbul / aa
Siirt'te KCK'ya 5 tutuklama
SÝÝRT’TE terör örgütü PKK’nýn þehir yapýlanmasý KCK’ya yönelik düzenlenen operasyonda gözaltýna alýnan 14 kiþiden, aralarýnda BDP Ýl Baþkaný Sýddýk Taþ’ýn da bulunduðu 5’i tutuklandý. Edinilen bilgiye göre, Siirt Emniyet Müdürlüðü ekiplerince terör örgütü PKK’nýn þehir yapýlanmasý KCK’ya yönelik düzenlenen operasyonda gözaltýna alýnan 14 kiþi önceki gün Si irt Ad liyesine çýkarýldý. Savcýlýkta ifadeleri alýnan 14 kiþiden 7’si serbest býrakýlýrken, 7 kiþi tutuklanmalarý talebiyle mahkemeye sevk edildi. Gece saatlerinde devam eden mahkeme sonucunda, BDP Siirt Ýl Baþkaný Sýddýk Taþ, ÝHD Siirt Þube Baþka ný Vetha Aydýn, BDP yöneticisi Kadriye Cengiz, Ýl Genel Meclisi Üyesi Bel kýza Epözdemir ve Tüm Bel-Sen Þube Baþkaný Ferit Epözdemir tutuklanarak cezaevine gönderildi. Siirt / aa
Yarýn trafiðe dikkat!
ÝSTANBUL’DA Kazlýçeþme Meydaný’nda yarýn gerçekleþtirilecek Nevruz kutlamalarý dolayýsýyla bazý cadde, sokak ve noktalar araç traf iðine kapatýlacak. Ýstanbul Emniyet Müdürlüðünden yapýlan açýklamaya göre, yarýn 10.00-17.00 saatleri arasýnda Zeytinburnu’ndaki Kazlýçeþme Meydaný’nda yapýlacak toplantý sebebiyle saat 07.30’dan itibaren bazý yol larda traf ik geçiþine izin verilmeyecek. Buna göre, Onuncuyýl Caddesi (Sahil kuzey gü ney giriþleri ve Belgratkapý arasý), Zeytin burnu Varyanttan Zeytinburnu’na giriþ, Taþhanlar Varyanttan Zeytinburnu Abay Caddesi giriþi, Zeytinburnu Önleyici Hiz metler Ekipler Amirliði önünden geçen Abaya Caddesi ve Zakir Baþý sokak, Yedi kule Göðüs Hastalýklarý Hastanesi önü, Balýklý Rum Hastanesi önü, Kazlýçeþme Pazar önü (Muammer Aksoy Caddesi) traf iðe kapatýlacak. Ýstanbul / aa
Cumhurbaþkaný Gül aleyhinde açýlan 1 tazminat davasý reddedildi.
‘Cumhurbaþkaný görevinden dolayý sorumsuz’
CUMHURBAÞKANI Abdul lah Gül’ün, geçen yýl Karaman’dan Ankara’ya dönüþü sýrasýnda otoyol larýn kapatýlmasý sebebiyle seyahat özgürlüðünün engel lendiðini öne süren bir kiþinin Gül aleyhinde açtýðý 1 TL’lik manevi tazminat da vasýný reddeden mahkeme, Anayasa’nýn 105. maddesinde, cumhurbaþkanýnýn, görevi sýrasýndaki iþlemlerden ötürü sorumsuzluðu ve yargý baðýþýklýðý bulunduðuna dikkati çekti. Edinilen bilgiye göre, davacý Onur Çanta, dava dilekçesinde, ‘’Cumhurbaþkaný Gül’ün 23 Haziran 2009’da Karaman’dan Ankara’ya dönüþü sýrasýnda otoyol larýn kapatýlmasý nedeniyle seyahat özgürlüðünün engel lendiðini’’ ileri sürdü. ‘’Olaydan büyük üzüntü duyduðunu’’ ifade eden Çanta, Cumhurbaþkaný Gül aleyhinde 1 TL’lik manevi tazminat davasý açtý. Davanýn görüldüðü Ankara 11. Sulh Mahkemesi, Çanta’nýn manevi tazminat talebini reddetti. Anayasa’nýn 105. maddesine göre, cumhurbaþkanýnýn, görevi sýrasýndaki iþlemlerden ötürü sorumsuzluðu ve yargý baðýþýklýðýnýn bulunduðuna iþaret edilen gerekçeli kararda, Cumhurbaþkaný Gül’ün, 21 Haziran 2009’da Karaman’ý ziyaret ettiði, kendisi için alýnan güvenlik tedberleri konusunda dahlinin olmadýðý, güvenlik tedbirlerinin þahsýndan deðil, temsil ettiði makamýn öneminden ve gereklerinden kaynaklandýðý, tedbirlerin de görevlilerce alýndýðý belirtildi. Gerekçeli kararda, somut olayda manevi tazminat talebinin þartlarý oluþmadýðýndan, yersiz açýlan davanýn reddine karar verildiði bildirildi. Ankara / aa
Büyükelçiler istiþare için geldi
AKP Genel Baþkan Yardýmcýsý ve Dýþ Ýliþkiler Baþkaný Kürþad Tüzmen, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namýk Tan ve Stockholm Büyükelçisi Zergün Korutürk’ün istiþare için Türkiye’ye çaðrýldýðýný, istiþare bitince görevlerinin baþýna geri döneceðini bildirdi. Tüzmen, yaptýðý açýklamada, 1915 olaylarýna iliþkin tasarýlarýn kabul edilmesinin ardýndan Washington Büyükelçisi Tan ile Stockholm Büyükelçisi Korutürk’ün çaðrýlmasýný ‘’Türkiye’nin haklý tepkisi’’ olarak niteledi. Türkiye’nin her iki ül keye karþý tepkisini açýk açýk bel li etmeye gayret ettiðini vurgulayan Tüzmen, ‘’Dolayýsýyla, bunlar Türkiye’nin kabul edeceði kararlar deðil. Türkiye’nin de bu konuda haklýlýðýný zaman içerisinde herkes görecektir. Büyükelçilerimiz buradaki istiþareleri bittikten sonra görevlerinin baþýna geri dönmelerine karar verilecek ve onu da zaten Dýþiþleri Bakanýmýz açýklayacaktýr’’ diye konuþtu. Mersin / aa
Büyükelçi Marc Pierini, Eskiþehir Sivil Toplum Geliþtirme Merkezinde sivil toplum kuruluþlarýnýn temsilcileriyle bir araya geldi. FOTOÐRAF: CÝHAN
ASKERÎ REJÝMÝN AB’DE YERÝ YOK AVRUPA KOMÝSYONU TÜRKÝYE DELEGASYONU BAÞKANI PÝERÝNÝ, “ASKERÎ REJÝMÝN YA DA ASKERÎ REJÝMDEN YOLA ÇIKARAK OLUÞTURULAN ANAYASANIN VEYA DÝN DEVLETÝNÝN AB’DE YERÝ YOK” DEDÝ. AVRUPA Komisyonu Türkiye Delegasyonu Baþkaný Büyükelçi Marc Pierini, “askerî rejimin ya da askerî rejimden yola çýkarak oluþturulan bir anayasanýn veya din devletinin AB’de yeri olmadýðýný” söyledi. Pierini, Eskiþehir Sivil Toplum Geliþtirme Merkezinde sivil toplum kuruluþlarýnýn temsilcileriyle bir araya geldi. Burada tercüman aracýlýðýyla yaptýðý konuþmada, AB’ye katýlýmýn yavaþ ve karmaþýk bir süreç olduðunu belirten Pierini, birliðe katýlan bütün ül kelerin bu süreçten geçtiðini kaydetti. AB’ye 1972-1973’te ve 2007’de katýlan ül keler olduðunu ifade eden Pierini þöyle konuþtu: “AB’ye katýlan bazý ül keler sürecin kolay olacaðýný düþünüyordu. Ancak süreç hiçbir ül ke için kolay olmadý. AB’nin birtakým siyasî kriterleri ve müktesebatý var. Türkiye’nin 2010 yýlýnda AB’nin kanunlarýný ve politikalarýný uygulamasý gerekiyor. AB’nin 2010’daki politi-
kalarý ve kanunlarý 1972 yýlýndakinden çok daha fazla ve farklý. Ýngiltere 1972 yýlýnda AB’ye girdiðinde o dönemdeki mevzuat ve politikalar çok daha farklýydý. Bu dönemdeki mevzuat ve politikalar çok daha fazla ve derin. Çünkü AB, sürekli bir geliþim içinde. ‘Türkiye’ye ayrýmcý davranýldýðýný ve diðer ül kelerle ayný þansýn verilmediði’ sözlerini çok sýk duyuyoruz. Elbette biz de mükemmel deðiliz. Ancak 550 milyon kiþiyle dünyanýn en büyük demokrasisini ve liberal ekonomisini temsil ediyoruz. Türkiye’nin AB’ye katýlým sürecinde uygulamasý gereken kural lar diðer ül kelerle ayný. Ancak þöyle bir durum var: Bizim politikalarýmýzýn sayýsý giderek artýyor. Önümüzdeki 510 yýlda AB’ye girmek için uygulanmasý gereken politikalarýmýzýn sayýsý daha da artacak. Uygulanmasý gereken koþul lar ül keye büyük faydalar da saðlýyor.” Eskiþehir / aa
“TÜRKÝYE REFORMLARA DEVAM ETMELÝ” PIERINI, Türkiye’nin kendi içinde de toplumunun geleceðiyle ilgili tartýþmalar bulunduðunu belirterek, laiklik ve dini muhafa zakârlýkla ilgili tartýþmalarýn toplumda sürdüðünü bildirdi. AB’nin laiklik ve dini muhafazakârlýkla ilgili reçetesi bulunmadýðýný anlatan Pierini, þöyle devam etti: “Meselâ AB’nin baþörtüsüyle ilgili bir politikasý yok. AB içinde 10-15 milyon Müslüman nüfus var. Görüþlerin ifadesi için çoðulculuðun olmasý ve herkesin bir arada yaþamasýnýn temin edilmesi gerekir. Askerî rejimin ya da askeri rejimden yola çýkarak oluþturulan bir anayasanýn veya din devletinin AB’de yeri yok. Yunanistan, Ýspanya veya Portekiz gibi ülkeler askerî rejimlerini ortadan kaldýrýncaya kadar AB’nin kapýsýnda bekletildi.” Pierini, Türkiye’nin, AB ülkelerindeki algýlamalarýný da deðiþtirmesi gerektiðini belirterek, “Müzakere sürecinin yaný sýra Türkiye’nin imajýnýn deðiþtirilmesi konusunda da çaba sarf edilmelidir. Realitenin AB vatandaþlarýna ve siyasetçilerine anlatýlmasý gerekir. Çünkü Türkiye’nin realitesi, imajýndan çok daha farklý. Türkiye’nin AB yolunda reformlarý ve müktesebatý benimsemeye devam etmesi gerekir. Çünkü Türkiye, ne kadar bu yolda ilerler, ne kadar çok reform gerçekleþtirirse o zaman üyeliðine karþý çýkanlarýn ortaya argüman koymalarý zor olur. Bu noktada Türkiye de reformlarý sürdürerek elindeki hazineyi iyi kullanýr” diye konuþtu.
Akdað: Sür'atle yargýçlar devleti oluyoruz
SAÐLIK Bakaný Recep Akdað, Türkiye’nin, hukuk devleti olmaktan yargýçlar devleti olmaya doðru sürüklendiðini söyledi. Bakan Akdað, anayasal erklerin 3 ana gruba ayrýlmasýnýn çaðdaþ demokrasilerde bulunmasý gereken bir husus olduðunu belirterek, Türkiye’de hem yasama hem yürütmenin, milletin egemenliði ile oluþtuðunu ve mil lete hesap verdiðini, bu hesabýn en belirgin þeklinin de yapýlan seçimler olduðuna dikkati çekti. Türkiye’de yargýnýn, kurgulanýþý itibariyle hal ka karþý hiç bir sorumluluðunun olmadýðýný anlatan Akdað, þunlarý söyledi: ‘’Bu kurgulama mil letin egemenliðinin yasama, yürütme ve yargý üzerinde olmasý gerektiði þeklindeki ana prensibe uymamaktadýr. Bundan, ‘yasama ve yürütme yargý erki üzerinde olsun’ anlamý çýkarýlmasýn. Mutlaka mil let adýna hareket eden bir yargý varsa ki öyle olmasý gerekir, mil letin o yargý erki üzerinde bir iradesinin olmasý lazým. Türkiye’de bir kiþinin yargýç olmasý, emekli oluncaya kadar, onun, kendi yargý kurumlarý içerisinde, korunmasýný saðlayabilmektedir. Yargýnýn hesap verdiði hiçbir merci yoktur. Türkiye, hukuk devleti olmaktan, süratle yargýçlar devleti olmaya doðru sürüklenmektedir. Bir anayasanýn deðiþip deðiþmeyeceðine býrakalým da halk karar versin.” Ankara / aa
Ýsveç'ten reformlara maddî destek
ÝSVEÇ hükümeti, Avrupa Birliði’ne üyelik yolunda Türkiye’de yapýlan reformlara yalnýzca siyasî deðil maddî anlamda da katkýda bulunacaðýný açýkladý. Ýsveç hükümetinin 21 Ocakta Türkiye ile stratejik iþbirliðini arttýrmaya yönelik kararý ile il gili yaptýðý ve internet sitesinde yayýmladýðý açýklamada, Türkiye’nin Avrupa Birliði’ne üyeliðine güçlü destek verildiði kayde dildi. Uluslararasý Kal kýnma ve Yardým Bakaný Gunil la Carlsson’un görüþlerine de yer verilen açýklamada, Ýsveç’in demokrasi, eþitlik ve insan haklarý konularýnda Türkiye’ye destek vereceði bildirildi. Türkiye’nin Ýsveç için önemli bir ortak olduðunun kaydedildiði açýklamada, reformlarýn önemine iþaret edilirken, bu alanda daha fazla çalýþma yapýlmasýnýn gereðine dik kat çekildi. Kamu sektörü ile hukuk alanýnda yapýlmasý gere ken reformlarýn yaný sýra kadýnlarýn demokratikleþme sürecine katýlýmlarýnýn artýrýlmasý ve azýnlýklarla ilgili projelerde de Ýsveç’in desteðinin önemli olduðu vurgulandý. Ýki ül ke arasýnda ki iþbirliði stratejisinde koordinasyon görevini de Ýsveç’in Uluslararasý Kal kýnma Ýþbirliði örgütü SÝDA ile Ýsveç’in Ýstanbul Baþkonsolosluðu Ýsveç-Türk dostluk biriminin üstleneceði bildirildi. Ýstanbul Baþkonsolosluðunun Türkiye’de demokrasi, kültür ve insan haklarý konularýnda ortak iþbirliði projelerine destek saðlamasý planlanýrken, SÝDA’nýn da ortak iþbirliði konularýna destek vereceði açýklandý. Stockholm / aa
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/19/2010
2:31 PM
Page 1
6
MEDYA - POLÝTÝK YENÝASYA / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
Nurs-Urfa hattýndaki Nur’lu menzillere seyahat ORHAN GÜLER orhanguler66@hotmail.com
apak yazýsýndaki tabirle, “Risâle-i Nur Külliyatýnýn yazýldýðý, Said Nursî’nin hayatýnda iz býrakan, hatýralarýnda yer alan, Nur Risâlelerinde adý geçen yerler” hakkýnda bir rehber. “Rehber” dediðimize bakmayýn; bildik gezi kitaplarýndan farklý, kuru bilgiyle yetinmeyen, duygusu da olan bir “seyahat rehberi” bu. Türdeþleri gibi sýkýcý da deðil, aksine bir roman gibi akýcý. Þimdilik burada keserek, üslûp konusuna aþaðýda deðineceðiz. Pek tabiî ki esere konu olan geziler, Üstad’ýn doðduðu Nurs (Bitlis/Hizan) Köyünde baþlýyor, vefat ettiði Urfa þehrinde sona eriyor. Arada ise, fevkalâde hareketli bir hayat yaþamýþ olan Üstad’ýn çoðu zorunlu uðrak yerleri var: Pasinler, Doðubeyazýt, Cizre, Tillo, Diyarbakýr, Van, Trabzon, Ýstanbul, Burdur, Barla (Isparta), Kastamonu, Denizli, Emirdað (Afyon), Afyon, Isparta vb. þehir merkezleri… Keza onlardan daha fazla sayýda ilçe, bucak, köy, yayla, dað/tepe, ova, nehir vs. (içindeki cami, dergâh, medrese, kabristan, pýnar, otel, ev vb. mekânlarýyla birlikte) ziyaret edilerek notlar tutulmuþ. Bu arada, söz konusu yerlerin, hattâ Türkiye’nin Üstad sayesinde cümleâlem tarafýndan bilinip tanýndýðý vurgulanmýþ ki, katýlmamak elde deðil (s. 43-44)! On yýllarý içine alan fasýlalý gezilerde elbette Üstad’ýn Nur hizmetindeki, “saff-ý evvel” tabir edilen arkadaþlarý ve hizmetkârlarý da unutulmamýþ; “ilk Nur Talebeleri”nin yaþadýðý mekânlara gidilerek yaþayanlarýn duasý alýnmýþ, müteveffa olanlarýn kabirlerinde dualar edilmiþ. Bu kadar mý? Deðil elbette. Malûm yerleri “Nur menzili” hâline getiren olaylar ve þahýslar da anlatýlmýþ. Hattâ ulaþýlamayan ya da ulaþýldýðý hâlde yerinde yeller esen mekânlarla ilgili hayalî yazýlar vasýtasýyla, oralarda nelerin nasýl yaþanmýþ olabileceði hakkýnda fikir verilmiþ (s. 164). Eserin en etkileyici kýsýmlarý, Nurs ve Ankara bölümleri olmuþ. Üstad’ýn daha dokuz yaþýndayken ayrýldýðý Nurs’a bir daha dönememiþ olmasý, anne-baba ve oðulun karþýlýklý hasret çekerek ahirete irtihâlleri, Nurs ve insanlarýnýn hâla bozulmayan safiyeti, Nurslu çocuklarýn olgunluðu ve annelerinin hicabý, Nurslularýn köyün giriþinde karþýlama ve uðurlama yapmasý göz yaþartýcý! Nurs’un adýnýn “Kepirli” olarak deðiþmiþ olmasý (yüzlerce yýllýk Tillo da “Aydýnlar” olmuþ!); babacan tavýrlý komutanýn Üstad’ýn adýný duyar duymaz öfkelenmesi; “gündüz külâhlý, gece silâhlý”larýn þüpheli süzüþleri, fakat risaleleri görünce kenara çekilmeleri gibi sahneler ise düþündürücü. Ankara bölümünü size býrakýrken, Afyon’la ilgili ibretlik bir hatýrayý nakledelim: “Üstad’ýn hapishaneden çýktýktan sonra bir süre kaldýðý eve doðru giderken girdiðiniz dar sokak büyük bir meydana açýlýnca, ferahlama ümidiyle derin birkaç nefes aldýk. Fakat ruhumuzu saran kasvetin daha da aðýrlaþmasý üzerine meydanýn macerasýný sorduk. ‘Eskiden þurada büyük bir cami varmýþ.’ diyerek söze baþladý orta biraz geçkin mihmandarýmýz. Ardýndan, cumhuriyetin ilk yýllarýnda o muazzam caminin yýktýrýldýðýný, enkazýndan elde edilen parayla da yerine heykel dikildiðini anlattý. O zaman, taðutlarýn tahribatýndan yalnýz Said Nursî’nin ve Nur Talebelerinin deðil, Karahisar’ýn da nasibini aldýðýný anladýk. Memleketin pek çok yerinde bunun baþka örneklerine defalarca þahit olduðumuz için fazla þaþýrmadýk ve hýzlý adýmlarla oradan uzaklaþtýk.” (s. 180) 1878’den itibaren günümüze kadar bir asrý aþan süreçte, esere konu olan mahallerdeki sadece ve sadece saraylar ve bazý camiler ayakta kalmýþ; fakat mescit, medrese, köþk/konak gibi nispeten küçük binalarýn ekseriyeti zaman içinde türlü sebeplerle yýkýlmýþ gitmiþ, harabezara dönmüþ. Burada müellifin bir teklifini hatýrlatmanýn tam sýrasý: Üstad’ý hatýrlatan Nur menzilleri pek kalmasa da, hiç olmazsa hâlen ayakta olanlar (meselâ Eskiþehir’deki ev) “onun adýna [satýn] alýnýp, aslý korunarak onarýlmalý ve ayný zamanda müze vazifesini de ifa edecek bir hizmet merkezi hâline getirilmeli.” (s. 188) Doðru söze ne denir? Gelelim küçük notumuza: *Yukarýda deðindiðimiz gibi, akýcý üslûp, eserin baþta gelen özelliði. Keza bilgi zenginliði, gözlem/yorum gücü artý hayal ufku kendisini gösteriyor. Bunda müellifin bilinen yaný itibarýyla “romancý” olmasýnýn rolü olsa gerek. Ve son söz de yine kapak yazýsýndan: “Nur Menzilleri’ni bir seyahat rehberi olarak kabul edenler, her menzile uðradýklarýnda, zihinlerindeki zaman kaydýný koparýp kendilerini nuranî bir iklimin içinde bulabilirler.” ***
K
NUR MENZÝLLERÝ
Yazan: Ýslâm Yaþar Sayfa Sayýsý: 240 Ebatlarý: 13,5x21 cm Türü: Gezi Yayýnlayan: Yeni Asya Neþriyat Yayýn Tarihi: Mart 2008.
Müslümanlýk ve milliyetçilik BU ülkenin “kimliðinin” belirlenmesinde önemli bir yeri olan “muhafazakârlarýn” tercihlerini iyi anlayabilmemiz için bizim Müslümanlýkla “milliyetçilik” arasýndaki iliþkileri tartýþmamýz, bu konudaki sorularý aydýnlýða kavuþturmamýz gerekiyor. Özellikle “din vurgulu” siyasi partilerin bilinçli bir þekilde birbirine karýþtýrdýðý, birlikte sahip çýkmaya çalýþtýðý bu iki kavram gerçekten de “birlikte” var olabilirler mi? Daha açýk ve net sorarsak... Müslüman biri milliyetçi olabilir mi? Eninde sonunda biz bunu tartýþmak zorunda kalacaðýz. Çünkü Türkiye’nin çizdiði zikzaklarýn en önemli nedenlerinden biri, bizim bu kavramlarý açýklýða kavuþturmamamýz. Siyasilerin bu “iki kavramý” hep bulanýk tutmasý. Bir kere, bu ülkenin kimliðini bulmasýný, ne siyasilerin, ne askerlerin, ne yargýçlarýn, ne aydýnlarýn saðlayabileceðini düþünüyorum, bu ülke, “kimliðini” burada yaþayan insanlarýn “ortak deðerleri ve ortak vicdanýyla” bulacak. O “ortak vicdan” bizim nasýl bir toplum olduðumuzu belirleyecek. Görünürde biz “Müslüman” bir toplumuz. Ama gerçekte “milliyetçiliðimiz” aðýr basýyor. Ben milliyetçiliðin “vicdanla” biraraya kolayca gelemeyeceðini ama Müslümanlýðýn bir vicdaný olduðuna inanýyorum. Din, dünyevi bir çýkara dayanmaz çünkü.
Milliyetçilik ise “bir grup” insanýn diðer insanlardan üstün olduðuna, o “grubun” çýkarýnýn dünyadaki bütün diðer insanlarýn çýkarýndan daha önemli olduðuna inanýr. Milliyetçiliðe göre “bir grubun” çýkarýný savunmak en “kutsal” deðer ve haktýr. Din, bilebildiðim kadarýyla herhangi bir “grubun’
‘‘
“Milliyetçilik, insanlarý “böler”, gruplara ayýrýr, kendi grubunu, ýrkýný, soyunu yüceltir. Din ise insanlarý bölmez. Irklarýna göre gruplamaz.
diðerinden daha üstün olduðunu kabul etmez. Eðer bir tanrýya inanýyorsanýz, yeryüzündeki bütün insanlarý yaratan o “kudretin” bazý insanlarý diðerlerinden daha üstün yarattýðýna inanmak, o “yaratýcýnýn” hakkaniyetini, adaletini, þefkatini, “rahmetini” daha baþtan yaralamak anlamýna gelmez mi? Bir Türk milliyetçisi için en yüce deðer “Türk olmaktýr”, Türklerin çýkarlarý ve haklarý diðerlerinden üstündür ona göre, Türkleri diðer insanlardan ayý-
rýr. Türkleri diðer insanlardan ayýrmýyorsa, Türkleri diðerlerinden daha farklý ve üstün görmüyorsa, zaten “Türk milliyetçisi” olmasýna, “Türklerin çýkarlarýný” diðerlerinden üstün tutmasýna gerek yoktur. Bütün insanlar eþitse, bütün insanlar ayný haklara sahiplerse neden kendi “ýrkýmýzý” önde tutacaðýz, kendi ýrkýmýzýn çýkarlarýný diðer insanlarýn çýkarlarýndan daha önemli göreceðiz, neden insanlarý “ýrklarýna” göre tanýmlayacaðýz? “Milliyetçilik, insanlarý “böler”, gruplara ayýrýr, kendi grubunu, ýrkýný, soyunu yüceltir. Ýnsanlarý birbirinden ayýrdýðýnýz, böldüðünüz, bir grubu diðerinden üstün bulduðunuzda da zaten vicdanýnýz yaralanýr, kararlarýnýzdaki hakkaniyet kuþkulu hale gelir. Din ise insanlarý bölmez. Irklarýna göre gruplamaz. Hatta dinlerine göre bile ayýrmaz, böyle bir ayýrýmý yapmak hakký yalnýzca Yaradan’ýndýr. “Irk” zaten bir tercih deðildir ve bizzat “Yaradan” tarafýndan insanlarýna doðuþtan baðýþlanmýþtýr, kimse “tanrýnýn” verdiði bir özelliði küçümseyemez, aþaðýlayamaz. Böyle bir hakký yoktur. Bir Müslüman, bir ýrký nasýl olur da diðer bir ýrktan üstün görür? Bir grubu nasýl bir baþka gruptan daha ayrýcalýklý kabul eder? Bir ýrký ya da bir grubu diðerlerinden daha “ö-
Askerî ihaleler ve çöpe giden millî servet (...) Ýki askeri ihalede yaþanan büyük fiyasko, Türk Silahlý Kuvvetleri’nde þeffaflýðýn ne kadar önemli olduðunu ortaya koydu. M60 tanklarýnýn modernizasyon için Ýsrail’e ihalesi, 700 milyon dolarýn çöpe gitmesine neden oldu. Türkiye’nin 2002’den bu yana kaybettiði zaman da eklendiðinde tablo daha korkunç hale geliyor. 170 adet tankýn yarýdan fazlasý geri vites ve güç kaynaðý sorunu yaþýyor. Bir kýsmýnýn periskopu bile hatalý. Saðlam görünenler de yerlerinden oynatýlmaktan korkuluyor. Dahasý M60’larýn baþarýsýz olacaðý görüldüðü için 2004’ten itibaren Almanya’dan 298 adet Leopard 2A4 tipi ikinci el tanklar alýnýyor. Yazýk deðil mi? *** BUGÜN’ün ortaya çýkardýðý ikinci savunma ihalesi skandalý da en az diðeri kadar tüyler ürpertici. Türkiye, 1993’ten bu yana denizlerinde “keþif ve gözetleme” yapamýyor. Tam 17 yýldýr ‘karakol uçaklarý’ndan yoksun. Yani üç tarafý denizlerle kaplý ülkemin, sahillerine bir denizaltý sokulsa haberimiz olmuyor. Kýyýlarýmýza kadar sokulup bayrak göstermese düþman gemilerinin bize doðru geldiðini bilemeyeceðiz. DenizKuvvetleri1999’dahaklýgerekçelerle9adet CASA uçaðý sipariþ ediyor. Keþif ve gözetleme amacýyla kullanýlmak için alýnan uçaklara 147 milyon ödeniyor. Uçak mühendisleri ve teknik uzmanlar alýma karþý çýkýyor. Bu özelliklerin bu uçaklara yüklenemeyeceðini, alýnmamasý gerektiðini ýsrarla söylüyorlar.
M60 tanký ihalesine karþý çýktýðý için sürülen 3 uzman gibi burada da ihaleye karþý çýkan uçak mühendisleri sürgün ediliyor. Anlaþma imzalanýyor. Ardýndan da Fransýz Thales firmasýna “soykýrýmý ambargosu” delinerek 390 milyona teçhizat ve donaným sipariþi veriliyor. Yani maliyet 540 milyon dolara çýkýyor. Uçaklardan birisi teçhizat monte edildiði halde Fransa’da deneme uçuþu yaparken gövdesi üzerine çakýlýyor. Diðerleri de Türkiye’de delik-deþik halde monte edilecek cihazlarýn testi geçmesini bekliyor. *** Türkiye yine zaman kaybediyor. Paralar maalesef yine çöpe gidiyor. Gerçek aslýnda bir süre sonra fark ediliyor. Farklý bir firmaya ATR72-500 tipi 10 adet “keþif ve gözetleme” uçaðý daha 219 milyon dolara sipariþ veriliyor. Bu uçaklara donaným yükleme iþi yapacak Alenia firmasý 50 milyon dolar daha ek bütçe istiyor. Bu projenin de týkanma noktasýna geldiðini iddia eden uzmanlar var. Nitekim NATO da bu uçaklarý teslim edilme takvimine raðmen tatbikat planlarý içerisine almýyor. *** Her iki projenin de baþarýlý olduðunu varsayalým. Bu durumda da 17 yýldýr tek bir keþif ve gözetleme uçaðý olmayan Türkiye’nin, 19 adet karakol uçaðý olacak! Komedi gibi... Madem bu kadar elzemdi þimdi niye yok? Bu ihmalin ve halkýn paralarýnýn bu þekilde is-
El ele ‘millî cephe’ye 27 Mayýs askerî darbesinin ardýndan gerçekleþtirilen gençlik eylemlerinin sloganlarýndan birisi de, ‘Ordu-Gençlik El Ele Milli Cephede’ydi. Yani yarým kaldýðýný düþündükleri darbenin böyle bir ittifakla tamamlanacaðýna inanan gençler vardý. Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn Ýsveç Parlamentosu’nda ‘soykýrým’ tezinin kabul edilmesi üzerine yaptýðý açýklamayý dinleyince bu sloganý hatýrladým ve bugüne adapte etmeyi denedim: “Canan Arýtman-Tayyip Erdoðan el ele milli cephede.” Tezin gerçek sahibi, CHP’nin her gerginlikte öne çýkan ünlü milletvekili Canan Arýtman. Patent ona ait. Baþbakan’ýn “100 bin Ermeni’yi sýnýr dýþý ederim haa!” dediðini duyunca, haklý olarak “Bunu daha önce biz söylemiþtik” karþýlýðýný verdi... Gerçekten, ‘þunlarýsýnýr dýþý edelim’ diyen ilk o olmuþtu. ‘Ermeni Soykýrýmý’ tasarýsý ABD Temsilciler Meclisi Dýþ Ýliþkiler Komitesi’nde gündeme geldiðinden ve kabul edildiðinden beri, hükümetin kimyasýnda bir deðiþme görülüyor. Baþta Baþbakan olmak üzere hükümet sözcüleri bütün güçleriyle bu tasarýlarýn geçtiði ülkeleri tehdit ediyorlar. Ellerindeki imkânlarý sonuna kadar kullanýyorlar. Dýþ siyasette, geri dönülmesi çok kolay olmayacak bir ‘gerginlik dili’ aðýrlýk kazanýyor. *** Etrafa gerilim saçma yoluyla Ermeni tezlerinin reddedilmesinin saðlanabileceði düþüncesi rasyonel deðil. Soykýrým kararý, hali hazýrda, Avrupa’nýn birçok ülkesinin parlamentosunda kabul edilmiþ durumda. Bundan sonra da benzer kararlar çýkmaya devam edecek. Zaten, dünyanýn
çok büyük bir bölümü, çok uzun bir süreden beri, 1915 Ermeni Tehciri’nin soykýrým olduðu inancýný taþýyor. Örneðin ABD Baþkaný Barack Hüseyin Obama, bu inancý paylaþanlardan biri. Ancak siyasi nedenlerle ve özellikle de Türkiye-Ermenistan iliþkilerinin normalleþeceði konusundaki beklentilerden ötürü ‘þimdilik’ bu kararýn ABD senatosundan geçmesinden yana olmadýðýný ifade ediyor. Benzer þekilde düþünen ve Türkiye ile iliþkileri iyi tutmak istediði için bu konuyu gündeme getirmemeyi tercih eden birçok politikacýnýn var olduðu biliniyor. ‘Öfke gözünü bürümüþ’ tabiriyle tanýmlanabilecek bir psikoloji içinde olduðu izlenimini veren Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn üslubu ve ruh hali üzerine çeþitli analizler yapýlabilir. Ayrýca, Baþbakan’ýn kullandýðý bazý verilerde de hatalar var. Örneðin Türkiye’de kaçak iþçi olarak çalýþan Ermeni sayýsý, iddia edildiði gibi 100 bin deðil. Bu konuda yapýlan bir araþtýrmada rakamýn 10 bin civarýnda olduðu ortaya çýktý. Fakat politikacýlar önce 30-40 bin diye baþladýklarý rakamlarý açýk artýrma yoluyla 100 bine kadar çýkardýlar. Daha çok Ermeni’yi çaresiz durumda býrakarak Ermenistan’a daha büyük zarar verecek ve acý çektirecek güçte olduklarý mesajýný iletmek istedikleri izlenimini veriyorlar. Ýsveç Parlamentosu’nda bir karar çýkýyor, Erdoðan da faturayý ülkemizdeki gariban, çaresiz Ermenistanlý kaçak iþçilere kesiyor, onlarý tehdit ediyor... Bu durumlarda birileri kalkýp “Bugün 100 bin kiþiyi sürgün edeceðini söyleyenler, 95 yýl
raf edilmesinin hesabý sorulmayacak mý? Yaþanan skandallar açýk bir ders veriyor. Savunma ihaleleri de denetime açýk ve þeffaf olmalý. Maliye müfettiþleri tarafýndan incelenmeli. Sayýþtay tarafýndan denetlenmeli. Kamuoyu ve basýnla da detaylarý paylaþýlmalý. “Fiyaskonun üstünü örtün” baskýsý... Skandal ihalelerin faturasýnýn tek baþýna ilgili komutanlara kesilmesi de doðru deðil. Kararlarýn altýnda imzasý bulunan dönemin siyaset adamlarýna da hesap sorulmalý. Bu sebeple, Türkiye Büyük Millet Meclisi bir Soruþturma Komisyonu oluþturmalý. Meclis Baþkaný Mehmet Ali Þahin’e büyük iþ düþüyor. En azýndan son 20 yýlýn ihaleleri mercek altýna alýnmalý. Milli servetimizi bu þekilde havaya saçmak, kimsenin hakký olamaz. Her iki ihale ile ilgili son bir uyarýya daha yer vermekte fayda var. Ýhale skandalýna neden olanlarýn, teslim komitelerine baský uyguladýðý ve þartnameye uymadýðý halde teslim iþlemlerini tamamlayýp dosyayý kapatmaya zorladýklarý ileri sürülüyor. Savunma Bakaný Vecdi Gönül’e de sesleniyorum. Her ne kadar ihaleler kendi dönemlerinde gerçekleþmediyse de, M60 tanký ve CASA uçaklarýyla ilgili nihai sürecin saðlýklý ve baskýlardan azade iþlemesi için devreye girmelerinde büyük fayda var. Türkiye’nin daha fazla servet ve zaman kaybetme lüksü olduðunu düþünmüyorum. Erhan Baþyurt, Bugün, 19 Mart 2010 önce neler yapmýþ olamazlar...” derlerse çok haksýz sayýlmazlar. *** AK Parti hükümeti Ermeni meselesindeki ‘belirsiz’,‘bulanýk’ siyasetleri nedeniyle dýþ siyasette tam anlamýyla þaþkýn bir görüntü veriyor. Bu þaþkýnlýðýn artmasýna paralel olarak, daha önce çokça sözü edilen ‘sýfýr sorun siyaseti’ yerine ‘kabadayý dýþ politika’ stili öne çýkýyor. Gerginlik ve ‘çevremiz düþmanlarla dolu’ söylemi üzerinden yürütülen siyaset, geleneksel Türk dýþ politikasýnýn ana rotasýdýr. “Türk’ün Türk’ten baþka dostu yoktur” diyen, komþulara karþý büyük bir güvensizlik besleyen, içe kapanmacý bir siyasettir bu. AK Parti hükümeti bunu deðiþtirme iddiasýyla ortaya çýkmýþtý. Ýlk baþlarda önemli adýmlar da attýlar, dünyada saygýn bir yer kazanmaya baþladýlar ve etkili oldular. Þimdi sanki tersine doðru bir gidiþle yüz yüzeyiz. Hükümet, dünyayý korkutarak, oraya buraya tehditler yaðdýrarak 1915 Ermeni Tehciri’nin soykýrým olduðu tezinin tersini kabul ettirmeyi baþaramaz. Buna gücü yetmez. Ermenistan’la iliþkiler normalleþtirilse, bütün bu konulardaki ön yargýlarýn yýkýlmasý ve dünyaya umut dolu yeni mesajlarýn iletilmesi olasýlýðý doðabilirdi. Azerbaycan’dan gelen baskýlara ve muhalefetin de bastýrmasýna teslim olarak hareket ettiði izlenimini veren hükümet, geleneksel Türk dýþ politikasýna dönüþ yaptýðý izlenimini veriyor. *** Baþbakan Tayyip Erdoðan, CHP’li Canan Arýtman’la el ele milli cephede. Bu manzara sizce ne anlam ifade ediyor? Oral Çalýþlar, Radikal, 19 Mart 2010
nemli” görmeden de milliyetçi olunmaz. Bu nedenlerle ben Müslümanlýkla milliyetçiliðin baðdaþamayacaðýný düþünüyorum. Bu ülkenin “muhafazakâr” insanlarý hangi deðeri benimseyecekler, Müslümanlýðý mý milliyetçiliði mi? Biraz daha keskin soralým. Bir Müslüman, Türklerin, Kürtlerden ya da Ermenilerden daha önemli olduðuna inanýr mý? Ben, gerçek Müslümanlýðýn “vicdana, adalete, hakkaniyete” sahip olduðunu, eþitliði savunduðunu, ýrklarý birbirinden asla ayýrmadýðýný, “inançlarýn” ya da “inançsýzlýklarýn” cezasýnýn Allah tarafýndan verileceðini kabul ederek bu dünyada kendini “cezalandýrýcý” konumunda göremeyeceðini, bütün bu özelliklerinden dolayý da “eþitliðe” ve özgürlüðe önem veren demokrasiyle bir sorunu olmayacaðýný düþünüyorum. Buna karþýlýk milliyetçiliðin “eþitliði” kabul edemeyeceðine ve asla demokrat olamayacaðýna inanýyorum. Kabul edeyim ki bunlar benim çok da iyi bildiðim konular deðil. Din hakkýnda yanlýþ þeyler söylemiþ olabilirim. O zaman, bu iþi daha iyi bilenler “Müslümanlýkla milliyetçilik” arasýndaki iliþkiyi anlatsýnlar. Anlatsýnlar ki Müslümanlýkla milliyetçilik birarada olur mu yoksa birileri bizi kandýrýyor mu net bir þekilde öðrenip anlayalým. Ahmet Altan Taraf, 19 Mart 2010
Tehcir gibi DÜNYA huzurunda neyle suçlanýyor Türkiye? 90 küsur yýl önce suçlu-suçsuz ayýrmadan, çoluk çocuk demeden Ermenileri yerinden yurdundan koparýp tehcire tabi tutmakla... Sürgün yolunda da onlara (Ankara’ya göre “karþýlýklý kýyým”, Erivan’a göre) soykýrým uygulamakla... Ve Ankara kendini savunmaya çalýþýyor: “Mecburduk. Onlar da bize saldýrdý. Her yerde tehcir uygulanmadý. Soykýrým söz konusu deðil. Kaldý ki biz kardeþiz; bize el kaldýrmayana zulmetmeyiz.” Sonra Baþbakan çýkýp ne diyor: “Türkiye’de 100 bin kaçak Ermeni iþçi var. Þimdilik idare ediyoruz. Yarýn gerekirse bunlara ‘Hadi memleketinize’ deyip sýnýr dýþý edeceðim.” Yani? “Onlarý elimizde rehin tutuyoruz. Diaspora, Avrupa parlamentolarýna baskýdan vazgeçmezse acýsýný onlardan çýkarýrýz.” Türkiye’nin savunageldiði tezleri, “yüce gönüllülük, misafirperverlik, merhametlilik” efsanelerini, evrensel hukuk ilkelerini yerle bir eden bir yaklaþým bu... Adeta yeni bir tehcir kararlýlýðý... *** Ermenistan depreminin sillesini yiyip Türkiye’ye sýðýnmýþ ve Dink cinayetinden sonra hepten korkmuþ insanlardan söz ediyoruz. Hemen hepsi kadýn.. Burada ev temizleyip çocuk bakýyorlar. Ayda 100 ila 600 dolar kazanýyorlar. Araþtýrmalara göre, öyle Baþbakan’ýn dediði gibi 100 bin filan deðil, 10 bin kiþi civarýndalar. Kimseye bir zararlarý yok. Tersine, iki komþu ülke arasýnda ince bir bað da kuruyorlar. Ve Erdoðan, bu çaresiz insanlarý pazarlýk masasýna koz olarak sürüyor. Kendi ülkesinin ekmeðini yiyen bir avuç insaný rehinesiymiþ gibi kullanýyor. Alenen onlar üzerinden þantaj yapýyor. *** Üstelik ne zaman yapýyor bunu?.. Tam da Dýþiþleri’nin basýna brifing verip “Ermenistan’la iliþkilerde masadan çekilme yanlýsý deðiliz, süreci sonuna kadar zorlayacaðýz” dediði gün... Ondan birkaç saat sonra... Peki nerede söylüyor bunu? BBC televizyonunda... Yani bütün dünyanýn duyacaðý bir mecrada... “Ayaküstü bir açýklama” mý? Deðil. “Dil sürçmesi” mi? Yoo! Daha önce de birkaç kez söylemiþti. Bu sefer adeta Çankaya’nýn ve Dýþiþleri’nin ýlýmlý yaklaþýmýný tekzip edercesine kararlý ve “geleneksel Türk konukseverliði” efsanesini yerle bir edercesine hasmane bir tonlamayla, elini sallayarak, “Hadi memleketinize” diyebildi. Asýl acýklý olan, danýþmanlarýnýn Baþbakan’ý dizginleyemeyip bu sözlerin medyada yer almamasý için sarf ettiði nafile çabaydý. Tabii sonuçsuz kaldý. *** Günahsýz 10 bin Ermeni iþçinin rehineymiþ gibi pazarlýk kozu yapýlmasý, Türkiye’ye yöneltilen asýrlýk suçlamalara yeni bir örnek ekleyecek kadar önemli... Diplomatlar, Türkiye’nin Ermenilerle insancýl ve iyi iliþkiler geliþtirdiðine dünyayý inandýrmak istiyorlarsa, iþe Baþbakan’ý frenleyerek baþlamalýlar. Can Dündar, Milliyet, 18 Mart 2010
M
Bir sünnî mezheb Kabaca evet Kýssa
M
Çalýþma sehpasý Hayatî içecek
Asya'da bir göl Küçüklü büyüklü
M
M
Takým'ýn kýsasý Ýlgi göstererek Su, mâ
M
M
M
M
Renk Akýl deðiþtiren Hayvanî bir sürüngen bir gýda
M
B
Filozoflar Zirve, yüksek dað
M
M
Eksiksiz
Þifâlý bir nebat
M
Kulübe
Finale kalan yarýþçý
M
T A R A Z A N Ü M Z T
M
M
M
Fýkýhta yolcu, misafir Oy
R E Ý V E N S E M C Y
M
Azim,cehd Tropikal bir çerez Düzlük
Konuþma, hitab Selen'in sembolü
M
M
Ý R K E Þ I Ü E Ü Ý A
Yara En azýndan, en aþaðý
M A L E M A L A R A A
Bir tür pasta Et satan esnaf
M
A'daki Nur Talebesi Rüyâ yorumlamak
ESERLER: RÝSALEÝNUR, SÖZLER, MEKTUBAT, LEMALAR, ÞUALAR, LAHÝKA, MESNEVÝ, ASAYI MUSA, TARÝHÇEÝ HAYAT, TÝRYAK, MÜNACAT, ÝHLAS, MUHAKEMAT, MÜNAZARAT, ÝÞARATÜL ÝCAZ, LEMAAT, ÞUAAT.
Yanda Bediüzzaman hazretlerinin bazý eserleri gizlidir. Bunlar yandan, üstten, çapraz veya ters olup kesiþen harfler de olabilir.
KELÝME BUL
M
M
M M
M
M
M
Yetersiz Lâhza B'deki Nur Talebesi (... Badýllý)
M
M
M
Lenf'in sessizleri Kahr tecellisi
M
M
S K S T C U K R N L H
Lezzet Edepli, görgülü
M
M
M
M
M
Arazi þartlarýna göre gizleme
M
Dair, ilgili Topun kale tarafýndan dýþarý çýkmasý
M
Boru sesi
Parola
L R N Ü H B Ý L C T E
Köpek
A Ü E Þ U A A T A Ü Ý
M
Ýkiþer ikiþer Neodim'in sembolü
M
Ý L M E H H A T T R H
Milattan önce'nin kýsasý Torunlar, nesiller
M
E E U U Ý K A S A A Ç
M
M
Ýnsan tartýsý Bir element (Ru)
M
Bir cins iri at
M
N Z N A Ý A L Y N A Ý
M
Prenses
Maç sahasý
M
U Ö E K A E T A R Þ R
M
2. Murad'ýn bir zaferi
Yeme
Acele Fransiyum'un sembolü
M
M
Ünvan, nam
Erler
M
Sözleþme En inanýlan, en vüsuk sahibi
M
Bir su taþýma kabý Bir baðlama edatý
M
A
M A S A Y I M U S A T
Güvence, garanti Sopayla dayak
R S A N E T Ý K S Ý A
M
M
M
M
M
M
M
M
M
Bir baðlama edatý En küçük ortak kat
M
Amel, fiil, çalýþma Gök gürültüsü
M
M
M
Nikel'in sembolü
M
Tokat, sille
M
Ýnciler, lü'lü'ler
Komþu bir devlet Küçük bitki M Din düþmaný
E L Ý F
Bursa'nýn bir ilçesi Bütün, tüm Yurtta
M
M
M
M
M
N
doðru yerleþtirirseniz yandan ve üstten mânâlý kelimeler bulacaksýnýz. Ýpucu olarak kutulardan birini biz yerleþtirdik.
LA
ET M A
AR AK
KUTU BULMACA Harf kutularýný üstteki karelere
A
M
D E Ð Ý Þ T Ý R
AV RK
Ýlk kelimeden baþlayýp her basamakta bir harf deðiþtirerek mânâlý kelimeler yazýn ve son kelimeye ulaþýn.
VERÝM
YEMEK
EKÝM, PUMA, EYER, MUSA, LÝVA, CARÝ, YAZI, SLAV, SPOT, RAHM, TAPU. 5Harfli: CENAH, ENDAM, SAKAL, RAHÝM, TRUVA, ÝRMÝK, OLGUN, ÜSTAD, FERDA, ERÝKE, ESANS, ÝNSAN, UYGUR, ISLIK, TORNA, PÝLAV, PAZAR, ARIZA, ASTIM, YAMUK.
3Harfli: KUT, ABA, GÜN, SÖZ, TOK, ÝÞA. 4Harfli: ELÝF, ETAP, ASIR, KÜRK, HAÝN,
KELÝME YERLEÞTÝRME
C E N A H
BULMACA...BULMACA...BULMACA...BULMACA...BULMACA...BULMACA...BULMACA.............Hayreddin EKMEN
CEVAPLAR:
ÇENGEL BULMACA: Soldan Saða: 1- Ýt 2- Tabir etmek 3- Hanefi- MÖ 4- Hikaye- Ait 5- Aral- Rahne 6- Ýrili ufaklý 7- Masa- Tat- Erat 8- Su- TamStad 9- Tk- Kek- Baskül 10- Alakadarane- Ve 11Bukalemun- Kova 12- Us- Nutuk- Kül 13- Felasife- Ývedi 14- Tepe- Lnf- Akd 15- Gayret- Ýþ 16- Kaju- Varna 17- AzMesna 18- An- Kadana 19- Abdülkadir. Yukarýdan Aþaðýya: 1- Ha- Ab 2- Tahiri Mutlu- Et 3Baraka- Kakule 4- Finalist- Kasap 5- Rey- Laakal- Se- Ka 6- Seferi- Medeni- Gazab 7- Ti- Aut- Kamuflaj- Nd 8- ÝmAhfad- Rutenyum 9- Teminat- Banu- Fr- Ekl 10- KötekSan- Ki- Evsak 11- lesteK- Vatanda 12- Irak- OKEK- Raad 13- Adüvvüddin- Ni 14- Ot- Leali- Þamar. KUTU BULMACA: Soldan: AVLAMA, AKARET. Yukarýdan: AVANAK, MARKET. DEÐÝÞTÝR: YEMEK, YELEK, KELEK, KELEM, KEREM, KERÝM, VERÝM.
M
Urfa'da vuslat ABDULKADÝR MENEK'ÝN ÞÝÝRÝ SAYFA6’DA
Bana yardým eder misin? OKUDUKÇA SAYFA 3'TE FURKAN DEMÝR'ÝN YAZISI SAYFA 2 'DE
EKREM KILIÇ'IN YAZISI SAYFA 4-5’TE
elif@yeniasya.com.tr
Buz-su ayrýþýmý
20 MART 2010 CUMARTESÝ
YENÝ ASYA’NIN HAFTALIK ÝLÂVESÝDÝR
41
3:03 PM
M
3/19/2010
M
siyahbeyaz:Mizanpaj 1 Page 1
Page 1 3:13 PM 3/19/2010 siyahbeyaz:Mizanpaj 1
2 ELÝF / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
Beyda ÖZSOY
Zeynep MENTEÞE
Karanlýk akþamda gafletle birlikte uyandýk bel ki de? Sessizlik çýðlýklarla bu sefer daha aðýr bastý Dün artýk hakikatýný aramaya baþladý Nef is kendisini zorladý Gönül yaralarýný sarmaya Gün aðýr aðýr gölgesini düþürmeye baþladý. Aðlayan gözler bu sefer kalbe indi Gafletten kurtulmaya çalýþtý Aciz olduðunun farkýna vardý Bel ki de herþey yeniden baþlýyor kimbilir Sessizlik yine sürdü Umut, sabýr, duayla...
Gaflet
Sýkýþtýn mý kirli giyisilerin için de ey ruh? Terk etmek, çýkýp gitmek mi istiyorsun? Ýlk gün verdiðin sözü unutup; Kaderinden kaçýp kurtulmayý mý ümit ediyorsun? Aðýr mý geldi bu yük? Kul luðu yapamam mý sanýyorsun? Vakit geldi mi diyorsun? Bunu nereden biliyorsun? Gitmek isteme ey ruh! Gidebilecek yüz iste! Daha çok, daha çok imân iste! Kararmýþ kalbini, aydýnlatmak iste! Hz. Muhammed’in (asm) þefaatini iste! Yaradanýn rýzasýný iste! Yaradýlandan helâl lik iste! Çýrpýnma isyan denizinde; Neden geldim deme... Nasýl affettirir, nasýl sevdiririm kendimi de... Nasýl daha iyi yaþarým de... Ey ruh! Sil kele varlýðýný... Varlýðýnýn sebebini hisset, býrakma kendini... Sev Rabbini, O’na hazýrla bedenini... O istediðinde alacaktýr merak etme, o aðýr gelen yükünü... Yeter ki sen unutma, ateþlerden kurtaracak sözünü, Af dile, kýbleye dön yüzünü... Sakýn ha sakýn unutma, o mübarek özünü... Ey ruh! Al lah’ a emanet ol...
Ey ruh!
GENÇ KALEMLER
Dipnot: 1- Lem’alar, s. 159.
perde bulunmamalýydý. Zira perdeli bir þekilde erimesi, poþete geçirilmiþ ufacýk bir buzun suya dönüþmesi gibi olacaktý. Su, su dolu poþeti yine kabul etmiyordu ve üstte býrakýyordu. Buz, suda erimeye baþlamýþtý artýk. Rengini suya vermemek için çaba sarf ediyordu. Eridikçe daha çok alana daðýlýyor ve koskoca havuzu kazandýðýnýn farkýna varýyordu. Çok sürmedi, ‘fark edilebilme’ korkusu. Çünkü suda tamamen eridikten sonra suyun seviyesi deðiþmemiþti! Bir buz parçasý olan kaskatý kesilmiþ enaniyetimizi, tevazuya niyet ederek (poþet içerisinde) deðil, tevazuya sahip olarak eritebilmek için, kendimizi suyun (þahs-ý manevinin) sýcaklýðýna býrakabilmek duasýyla... Evet, bahtiyar (odur ki), kevser-i Kur’ânî’den süzülen tatlý, büyük bir havuzu kazanmak için, bir buz parçasý nevîndeki þahsiyetini ve enâniyetini o havuz içine atýp eritendir.1
Buz-su ayrýþýmý FURKAN DEMÝR furkan@furkandemir.com
Buz, bütün katýlýðýyla etrafa soðukluk saçýyordu. Bencil ve kibirli duruþuyla, “ene” edasýyla etrafý rahatsýz ediyordu. Hâlbuki su; berraktý, sakin ve sýcak bir tavýr içerisindeydi. Bu ayrýþýmýn en etkili faktörü ise, suyun buza göre renksiz oluþuydu. Ýçerisinde ne kadar buz erirse erisin renksizliðine halel vermiyordu. Birbiri ardýnca dizilmiþ molekülleriyle “Nahnü” deyip, üstünde duran buz parçacýklarýný da “Nahnü”ye katma isteðindeydi. Buz ne kadar “Ben kendime yeterim” de dese, suyun aðýrlýðýna ulaþamýyor, her zaman suya göre hafif kalýyordu. Hafif kalmasý normaldi tabiî, milyonlara mukabil, ferd kalmak elbette hafif olacaktý... Buz, sadece ben birinci olayým, herkes benim arkamda kalsýn isteðindeydi. Fakat su, bir inci olabilmenin telâþýna düþmüþ, geride kalanlarý kendi yanýna çaðýrýyor, hatta daha ileriye nasýl gideceklerini hesap ediyordu. Buz, zamanla erimeden bir þeyler yapamayacaðýný anladý. Sonunda erimeden kendine de bir faydasý bulunmadýðýný idrak etti. Buz, suyun içerisinde erimeliydi, arada hiçbir
Bu asrýn sultaný ediyor veda. Kýyamete kadar baki bu sada. Cemiyetin imanýna hizmetkâr. Bir büyük dâvâda eylemiþ karar. Hiç tereddüt göstermemiþ hizmette. Hep geride kalmýþ lezzet, ücrette. Bu dünyadan fani beden gidiyor. Manevî bir hizmet devam ediyor. Mart’ýn yirmi üçü, sahur zamaný. Hakka kavuþacak, huzur zamaný. Kadir Gecesinin nuru var gibi. Bu beden, bu ruha artýk dar gibi. Eliyle dokunur son kez Bayram’a. Ardýndan kavuþur, Rabb-ül Azam’a. Göðsünde birleþmiþ halde kol larý. Bu dünyada sona erer yol larý. Bir ömür sürgünde, zindanda geçmiþ. Bir otelde ecel þerbetin içmiþ. Bayram habersiz bu büyük vuslattan. Namaz vakti bir ses bekler Üstad’tan. Ses çýkmayýnca çaðýrýr Zübeyr’i Namaza kaldýrmak için o eri. Uhrevî âleme gitmiþ o Bedî. Hakkýn gani rahmetine, ebedî. Ramazanýn yirmi beþi bu gece. Nur âleminin güneþi bu gece. Kavuþmuþ âlemin Büyük Rabbine. O sonsuz maðf iret ve rahmetine. Muayene eder sabah bir doktor. Vefatýyla ilgili yazar rapor. Ýlâve de eder: ‘’Vücut çok sýcak.’’ ‘’Hemen defnetmeyin, bekleyin ancak.’’ Telgraflar çekilir her tarafa. Haberi alanlarla dolar Urfa. Tesbit yapar bir tereke hakimi: ‘’Seccadesi ve Kur’ân-ý Kerim’i,’’ ‘’Bir saati, çaydanlýk, birkaç bardak.’’ ‘’Cübbesiyle yirmi lira var ancak.’’ ‘’Sarýk, birkaç kitap tüm sermayesi.’’ Al lah’ýn rýzasý, bir tek gayesi.
Çiseliyor yaðmur, rahmet misali. Karþýlar kâinat, kutlu visali.
Garip kuþlar tabuta eþlik eder. Beyaz güvercinler ardýndan gider.
Parmaklarýn üstünde gider tabut. Gönül lere mahbup yapmýþ ol Mabud.
Ýki saatte alýnýr kýsa yol. Bu tabuta uzanýr binlerce kol.
Katýlýrlar duayla merasime. Hürmet gösterilir, bu nur isime.
Bütün ekâbirle, vali, binler can. Belediye Baþkanýyla, tüm ihvan.
Perþembe gününün ikindi vakti. On binlerce mü'min dergâha aktý.
Kur’ân’lar okunur sabaha kadar. Dualar, niyazlar göklere çýkar.
Dergâhýn üstünde misaf ir kuþlar. Beyaz güvercinler devamlý uçar.
Buradan Ulu Camiye alýnýr.
Yýl lar önce eylemiþti vasiyet. ‘’Mezarým gizli kalsýn,’’ da var hikmet.
Bindirirler tabutu bir uçaða. Gizli bir yerde verirler topraða.
Yeni vefat etmiþ gibi bedeni. Çoðunluðu beyaz kalmýþ kefeni.
‘’Yýkýlmýþ bir mezarým ki’’ demiþti. Bu zulmü önceden haber vermiþti.
Çýkarýrlar mezarýndan Üstad’ý. Nurlarýyla yaþar þerefli adý.
Askerlere kýrdýrýrlar mermeri. Emirle iner balyoz darbeleri.
Sokaða çýkma yasaðý konulur. Naaþ alýnýnca biter sanýlýr.
Zorla imzalatýlmýþ bir dilekçe. Boðazýna geçmiþ sanki bilekçe.
Hukuk tanýmazlar bir kýlýf bulmuþ. Abdulmecid Nursî hüzünle dolmuþ.
Yüz on bir gün geçer, vefattan sonra. Bir gece saldýrý olur mezara.
Üzülür, içine kapanýr mil let.
ELÝF / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
Defnedilir dergâhtaki mezara. Tevdi edilir ebedî diyara.
‘’Alet edilmesin kabrim dünyaya. Yanlýþlara, bid’alara, fenaya.’’
ÞÝÝR
Üstad yatar kabrinde gufran ile Þakirtler hizmet eder, iz’an ile.
‘’Ýki üç talebem bilsin sadece. Hep nura çalýþýn gündüz ve gece.’’
Ýnanca hürmet edince iktidar, Ýhtilâl yapmaya verirler karar.
Risâleler, insanlýða mirasý. Bu baþarýsýnýn sýrrý; ÝHLÂSI.
Milyonlarca insan nura kavuþmuþ. Ýnkâr zihniyeti sinmiþ, savuþmuþ.
Mü'min kardeþlerin gönlünde yaþar. Ehli dünya bu muhabbete þaþar.
Görevini yapmýþ asrýn âlimi. Kolaylaþmýþ onunla din ilmi.
Varlýðý olmamýþ, dünya adýna. Kulak vermiþ gençliðin feryadýna.
Nur hizmeti yayýlýr tüm dünyaya. Ýhlâs sýrrýyla yol vermez riyaya.
Talebeler devam eder hizmete. Mazhar olup Ýlâhî inayete.
Þahýslar fanidir, dâvâ sürüyor. Hakka hizmet eden ker van yürüyor.
Her gün biraz daha parlýyor bu nur. Naf ile, ne kadar eyleseler dur.
Hatýrlanýr nebbaþlar nefret ile. Üstad gönül lerde muhabbet ile.
‘’Dostlar uzaktan okusun Fatiha.’’ Ýltica edilsin Rahim Al lah’a.
Mezara büyük bir alaka olur. Halk dualar eder, ünsiyet bulur.
Üstad sað iken rahatsýz bu halden. Þöhret, hürmet, ilgi türü ahvalden.
Vasiyeti: ‘’Mezarým gizli kalsýn.’’ ‘’Dostlarým þevk ile nurlara dalsýn.’’
‘’Bu hal mevtten sonra devam etmeli’’ ‘’Mezarý birkaç þakirdim bilmeli.’’
Bu arzuyu yazar, vasiyet eder. Beþer zalim, kader adalet eder.
Yirmi Yedi Mayýs bir kara gündür. Mil lete verdiði elem, hüzündür.
Mil lî iradeye karþý bir darbe Tezgâhlanýr, ‘’kubbe yapýlýr habbe.’’
Dessas komiteler f itne peþinde. Vatandaþ habersiz, kendi iþinde.
Alýnýr mübarek naaþ dergâha. Avuçlar açýlýr, Rahim Al lah’a.
Ufak tefek bahaneler bulurlar. Sonra idareyi ele alýrlar.
Rahat durmaz, kaynatýrlar kazaný. Kabul lenemezler aslî ezaný.
Dergâhta yýkanýr ve kefenlenir. Abdul hamid Hoca bunu üstlenir.
Devleti öfkeye ederler alet.
Evlenmemiþ, çoluk, çocuk yok ama. Milyonlarla hizmet etmiþ Ýslâm’a.
Yakýn þakirtleri hazýr bulunur.
7
6
Çamurlu bir yaðmur yaðar bu saat Bu ulvî vedaya aðlar kâinat.
Yirmi Bir Mart günü öðleye yakýn. Urfa’ya varýrlar, izniyle Hakkýn.
Bir Aziz Misaf ir gelmiþ Urfa’ya. Hiç önem vermemiþ, fani dünyaya.
Hizmet, meþakkatle geçmiþ bir hayat. Zalimler O'na hiç vermemiþ rahat.
Abdullah Yeðin’i bulurlar önce. Buruk sevinç duyar, böyle görünce.
Ýpek Palas Otel’inde bir oda. Ýki gün misaf ir kalýr burada.
Yirmi Yedi Nolu Oda, son makam. Hizmetinde itina ile Bayram.
Urfalýlar duyunca bu haberi. Otelin önü andýrýr mahþeri.
Üstad kabul eder gelen herkesi. Dua, þefkat dolu, çok kýsýk sesi.
Tahir Küçük, Üstad’la gelir aþka. Ahmet Rüzgar’da heyecan bambaþka.
Aylardan mübarek Ramazan Ayý. Dostlara açýktýr gönül sarayý.
Farklý her zamandan bugünkü hali Sanki veda eden yolcu misali.
Zübeyr, Bayram þaþýrýrlar bu hale. Üstad yönelmiþ bir kutlu visale.
Emniyette büyük bir telâþ baþlar. Haber duyulunca çatýlýr kaþlar.
Amirlerden emir alýr polisler. Otele gelirler, karýþýk hisler.
Yorgun düþmüþ, altmýþ yýl bu çileyle. Boðuþmuþ bir ömür; inkâr, hileyle.
Cesaretle, bir kale gibi durmuþ. Dessas hücumlara, Kur’ân’la vurmuþ.
Hep müstakim durmuþ; sebat, þiarý. Ýmana hizmette bütün nazarý.
Dünya zevki diye bir þey tatmamýþ. Kaygýsýz, telâþsýz bir gün yatmamýþ.
‘’Bu gençler kurtulsun, yansam da ne gam.’’ Hep bunu düþünmüþ, sabah ve akþam.
Hep duacý olmuþ ehl-i imana Büyük vazifedar, ahir zamana.
Her sürgün diyarý, vataný olmuþ. Nur aþýklarýyla ünsiyet bulmuþ.
Bütün dünyalýðý, bir tek elinde Müsbet hizmet tarzý, daim dilinde
Isparta’da yataðýnda yatýyor. Kalbi, vuslat aþký ile atýyor.
Aldýrmamýþ sürgünlere, cefaya. ‘’Hazýrlanýn, gidiyoruz Urfa’ya’’
Bu emri ýsrarla verince Üstad. Hazýrlýk yapýlýr, hemen son sür'at.
Yirmi Mart sabahý yolculuk baþlar. Tahiri uðurlar, gözünde yaþlar.
Ev sahibi Fitnat Haným çok üzgün. Isparta’da kalan dostlarda hüzün.
Yola çýkýlýr yaðmurlu zamanda. Polisler yaðmurdan kaçar o anda.
Yoldaþ olur; Zübeyir, Hüsnü, Bayram. Dillerde dualar, gönüllerde gam.
Bir manevî hava çökmüþ odaya. Kapanmýþ kapýlar, sanki dünyaya. Zübeyr çýkar, Bayram kalýr Üstad’la. Maziyi düþünür bir ulvî yadla.
Urfalýlar tepki gösterir buna. Toplanýrlar otelin etrafýna.
Kýzgýnlýkla gelirler galeyana. Sahip çýkarlar Manevî Sultan’a.
Kardeþine veda eder Konya’da. Maddeten uzak kaldýlar dünyada.
Abdülmecid üzgün, gözünde yaþ var. Seyda’sýna bakar, hasret kalpte bar.
Yola devam ederler aranmadan. Emniyet ile geçerler Konya’dan.
Sürekli üstünden atar yorganý. Uçacak faniden artýk bu caný.
Ateþi daha da yükselir akþam. Ona pervanedir, Zübeyir ve Bayram.
Yirmi Ýki Mart günü böyle geçer. Ýftarda sadece biraz su içer.
‘’Bu halde dönemem, ben Isparta’ya.’’ ‘’Belki de ölmeye geldim buraya.’’
‘’Isparta’ya dönün büyük baský var.’’ ‘’Ankara’da hükümet vermiþ karar.’’
Görevliler tekrar otele gider. Kendileri Üstad’a rica eder.
‘’Gönderemez kimse burdan bu zatý.’’ ‘’Urfa, kabul etmez, bu icraatý.’’
Mehmet Hatiboðlu çeker silâhý. ‘’Ýþlemeyin böyle büyük günahý.’’
Müdür bu ricaya kulak vermez pek. ‘’Kesin talimat var, gitmesi gerek.’’
‘’Misaf irimizi rahat býrakýn.’’ ‘’Çok hasta, vefatý belki de yakýn.’’
Oradan da emniyete gidiyor. Müdüre saygýyla rica ediyor.
Haberi duyunca otele koþar. Üstad’ý bu halde görünce þaþar.
Mehmet Hatiboðlu bir aziz insan. Demokrat Partiye Urfa’da baþkan.
Göndermek isterler, rapora raðmen. ‘’Ambulans da tahsis edelim hemen.’’
Hazýrlar, vererek yetkililere. ‘’Bu ateþle dayanamaz sefere.’’
Dâvet edilir otele bir doktor. Seyahat edemez diye bir rapor,
Odada sükûnet, dillerde dua. Hemen hissedilir manevî hava.
Ankara’ya bir telgraf yaðmuru: ‘’Bozmayýn Urfa’da mevcut huzuru.’’
‘’Hem yaþlý, hem hasta, hem de âlim zat.’’ ‘’Son zamanlarýnda eylesin rahat.’’
‘’Üstad’ý göndermeyiz hiçbir yere.’’ ‘’Kýymetli bir misaf irdir bizlere.’’
Arka arkaya gelince emirler. Ýstemeden emri teblið ederler. ‘’Ankara’dan talimat var Urfa’ya.’’ ‘’Döneceksiniz hemen Isparta’ya.’’
Korunurlar mücessem rahmet ile. Yaðmur himayeye olur vesile.
Yaþlý bir âlim zat hasta yatýyor. Burada kalpler sevgiyle atýyor.
Antep’e sabah erkence varýlýr. Burada kýsa bir mola verilir.
Bütün hayatýný adamýþ nura. Mü'minler kavuþmuþ böyle huzura.
Konya’ya biraz tedirgin girerler. Saðnak yaðmur ile devam ederler.
Yollarýnýn üstünde ‘’Gâvur Daðý.’’ Bundan böyle ismi olur ‘’Nur Daðý.’’
Annem herkesin bir günü var derdi, bu dünyada. Yani o günü kastederdi. Hayatýn son gününü… O kitabýn son cümlesinin, son noktasýný. Yazdýðýmýz hayat kitabý kapanacak, kaldýrýlacak ve ötede açýlacak bir gün. Bel kisi yok, muhakkak o gün. Nereye gidersen git o gün seni bulacak. Ölüm bekliyor. Ölüm ve ecel seni bulacak. Selim Gündüzalp
DÜNYADA BÝR GÜN
Gönül verme herkese Kulak asma her sese Dünya yalan dünyasý Düþürürler kafese
MANÝ
Özlüyorum, kimsenin hiç gitmediði bir yer, Bir yer, ne gülüþ, ne de gözyaþlarýyla dolu; Bulunayým orada yalnýz Rabbimle beraber Uyuyayým çocukken uyuduðum uykuyu Dokunmadan ne kimse bana, ne ben kimseye Altýmda çimenler ve üstümde gök kubbeyle… John Clare (1793 -1864) Çeviren: Þavkar Altýnel
ÖZLÜYORUM
Ýnanmayan için korku: “Ya varsa?...” Þüphesidir. Ýnanan için þüpheye yer olsaydý, felâketli korku: “Ya yoksa?” suâli olurdu. Necip Fâzýl Kýsakürek
EÐER ÞÜPHEYE YER OLSAYDI
Gökkubbe altýnda her þeyin mevsimi olduðu gibi her arzunun hakikat olmasý için de bir zaman vardýr: Doðmak ve ölmek için bir zaman... Ekin için bir zaman ve ekilen þeyin hasadý için de bir zaman vardýr… Al lah her þeye ancak vakti geldiði zaman kemal ve Ýlâhî güzel liðini verir.
HER ÞEYÝN BÝR ZAMANI VAR
Bir saray, güzel bir kâþane yalnýz müzeyyen ve muhteþem kýsýmlardan ibaret deðildir. Onun içinde izbesi, kömürlüðü, helâsý ve her türlü süflî kýsýmlarý da vardýr. Eðer Bütün bunlar olmazsa o bina tam ve iþe yarar mahiyette olabilir mi? Demek ki pis ve fena görünen þeyler de iyi ve faydalýymýþ. Bir ev için bir bil lur bardak ne kadar lâzýmsa, çöp tenekesi, yerleri silen bir paçavra da o kadar lâzýmdýr. Fakat birliðe yetiþemeyen göz bunu böyle göremez ve bu mânâyý idrak edemez. Hâlbuki dünyanýn kývamý zýtlarla muhafaza olur. Samiha Ayverdi, Batmayan Gün, s. 96
ÇÝRKÝNLÝK GÜZELLÝÐÝN BÝR DERECESÝ
Ben kendi hayatýmda bana etkili bir hayatýn temel prensiplerini gösteren bir kavþaða geldiðimde, doðru yolu iþaret eden birçok akýl hocasýyla tanýþtým. Ben bu özel insanlarýn çoðunu Ýngilizcenin en sevdiðim güçlü sorularýndan birini sorarak buldum: Lütfen bana yardým eder misin? Yanýna vardýðým insanlardan bir tanesi bile sahip olduðu bilgiyi ve tecrübeyi benimle paylaþmayý reddetmedi. Akýl hocalarýmdan birçoðu zaman içinde deðerli dostlarým oldular. Robin Sharma, Sen Ölünce Kim Aðlar, s. 121
LÜTFEN BANA YARDIM EDER MÝSÝN?
Eþlerin kavgasý, eðer huylarýn çarpýþmasý deðilse, geçici bir saðanaktýr. Geçtikten sonra hava daha güzel açýlýr. Cenab Þehabettin
EÞLERÝN KAVGASI
Gerçek hükümdarlar ebediyen hükümrandýrlar. Hazineleri yaðma edildikçe zenginleþirler. Cemil Meriç - Bu Ülke
GERÇEK HÜKÜMDARLAR
Ebu Umame’ye, “Bana Rasulullah’tan duyduðun bir söz söyle” dedim. O da “Rasulullah (asm), Kur’ân’dan baþka sözü aðzýna almazdý. Allah’ý çok anar, kýsa ve öz konuþur, namazý uzatýrdý. Bir yoksulla, bir zayýfla gidip iþlerini görmekten kat’iyyen arlanmaz, kibirlenmezdi.” dedi. Neserî, el-Bidaye: 6/45.
RASÛLULLAH’IN (asm) AHVÂLÝ
Bilen söyler nikât-ý râz-ý hüsnü, bilmeyen söyler…(Güzelliðin sýrrýndaki incelikleri, bilen de söyler, bilmeyen de…) Nâbî
GÜZELLÝK
Kaderinizin ne olacaðýný bilmiyorum fakat bir þeyi biliyorum: Aranýzdan nasýl hizmet edildiðini arayýp bulmuþ olanlar mutlu olacaklardýr. Albert Schweitzer
HÝZMET ETMEK
Bilirsin ki günahým çok Ýlâhî! Ümidim senden ayruk yok Ýlâhî! Kadý Burhaneddin Ahmed
ÜMÝT
Yaðýna kýymayan çöreðini kuru yer.
ATASÖZÜ
Korkma. Iþýðýn ve ýsýn vermekle bitmez. Uzun dönemde verdiðinden daha fazla aldýðýný görebilirsin. Cengiz Alkýþ
IÞIÐIN VERMEKLE BÝTMEZ
Mazlûmun zalime karþý günü zalimin mazlûma karþý gününden daha þiddetlidir. Hz. Ali
O GÜN GELECEK BÝR GÜN
Bütün dünya sizsiniz. Yine de baþka bir þey var sanmaya devam ediyorsunuz. Hsijeh – Feng
DÜNYA SÝZSÝNÝZ
Kelimeler cama benzer: Görmeye yardým etmedikleri zaman, görüþe engel olurlar. J. Joubert
KELÝMELER
3
4:22 PM
Tamamlanmýþ ulvî ve nurlu hizmet Kur’ânî bir cadde bahþetmiþ rahmet.
Sýkýntý çekmeyen insanda hayýr yoktur. Sýkýntýlar Al lah’ýn kýrlangýç kuþlarýdýr. Ýmtihana tabi tutulmak olmasaydý, insanlarýn çoðu veli olduðunu iddiâ ederdi. Salihlerden biri þöyle dermiþ: “Ýlâhî! Ýnsanlar seni nimetlerin için sevdi, ben ise belâlarýn için sevdim.”
ABDÜLKADÝR GEYLANÝ HAZRETLERÝ’NDEN
sgunduzalp@yeniasya.com.tr
SELÝM GÜNDÜZALP
OKUDUKÇA ELÝF / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
3/19/2010
ABDULKADÝR MENEK
URFA’DA VUSLAT
ÞÝÝR
ELÝF / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
siyahbeyaz:Mizanpaj 1 Page 1
Page 1 2:52 PM 3/19/2010 siyahbeyaz:Mizanpaj 1
4
Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretleri, “Ölüm, nevrûz günümüzdür, baharýmýzdýr” derken, sanki kendi vefât târihine iþâret ediyordu. Bu ifâdesi ile iki hakîkati birden belirtiyordu. Gerçekten, ölüm insan için yeniden diriliþin, baharýn baþlangýcýydý. Ayrýca, kendisi 21 Mart ve 22 Mart gecelerini, Þanlýurfa’da, hasta olarak geçirmiþ, 23 Mart 1960 Çarþamba günü saat 03.00 civarýnda Rahmet-i Rahmân’a kavuþmuþtu. Eserlerinde nevrûzdan þöyle bahsetmiþti: “Gel, bugün nevrûz-i sultanîdir. Bir tebeddülât olacak; acîp iþler çýkacak. Þu baharýn þu güzel gününde, þu güzel çiçekli olan þu yeþil sahrâya gidip bir seyran ederiz. Ýþte, bak, ahâlî de bu tarafa geliyorlar. Bak, bir sihir var: O binalar birden harap oldular. Baþka bir þekil aldý. Bak, bir mu’cize var: O harap olan binalar, birden burada yapýldý. Âdetâ bu hâlî bir çöl, bir medenî þehir oldu; bak, sinema perdeleri gibi her saat baþka bir âlem gösterir, baþka bir þekil alýr. ...Bu Suretin remzini Dokuzuncu Hakikatte göreceksin. Meselâ, nevrûz günü, bahar mevsimine iþarettir. Çiçekli yeþil sahrâ ise, bahar mevsimindeki rû-yi zemindir. Deðiþen perdeler, manzaralar ise, fasl-ý baharýn iptidâsýndan yazýn intihâsýna kadar, Sâni-i Kadîr-i Zülcelâlin, Fâtýr-ý Hakîm-i Zülcemâlin kemâl-i intizamla deðiþtirdiði ve kemâl-i rahmetle tâzelendirdiði ve birbiri arkasýnda gönderdiði mevcudât-ý bahâriye tabakàtýna ve masnûât-ý sayfiye tâifelerine ve erzak-ý hayvaniye ve insaniyeye medâr olan mat’ûmâta iþarettir.” “Üstad gezmeyi, bilhassa bahar ve yaz aylarýnda kýrlarda dolaþmayý çok severdi. Mahlûkatla, mevcudatla baþbaþa kalýp, derin derin tefekkür ederdi. Ýstanbul’da, nevrûz günü (21 Mart) kýra giderken, bizi de yanýnda götürdü. Kýrda, “Bugün mahlûkatýn bayramýdýr” diye nevrûzun önemini bize anlatmýþtý. Kýrdaki köpeklere ekmek parçasý verdi. "Bugün, bu nevrûz bayramýndan, bu köpeðin bile bir hissesi vardýr. Bahar mahlûkatýn bayramýdýr. Biz de onlarýn bayramýna iþtirak edelim” demiþti. Çok sevinçli bir hâli vardý, nevrûz günü... Bilindiði gibi, güneþin “koç burcu”na girdiði gün olan, Mîlâdî 22, Rûmî 9 Mart “gündönümü”, “bahar”, “yeni yýl” olarak kabûl edilmektedir. Bu kabûlün Doðu Türkistan’dan, Anadolu üzerinden, Balkanlar’a kadar ayný olduðunu görüyoruz. Bu geniþ coðrafya üzerinde yaþayan Türk ve diðer unsurlardan gelen milletlerde baharla, yeni yýlla ilgi kültürlerin ayný veyâ çok benzer bulunmasý, konunun târîhin derinliklerine inen köklerini araþtýrma mecbûriyeti doðurmuþtur.
ELÝF / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
AKTÜALÝTE
EKREM KILIÇ
ASYA HUNLARI Asya Hunlarý (M.Ö. 220–M.S. 216) zamanýndan beri Türk kavimlerinde kullanýldýðý bilinen en eski Türk takvîmi, “12 hayvanlý Türk takvîmi”dir. Göktürkler’de, Uygur Türkleri’nde, Tuna Bulgarlarý’nda, Ýdil Bulgarlarý’nda ve daha önceleri de büyük ihtimalle Hun Türkleri’nde kullanýlmýþ olup, Türkler arasýnda çok yaygýn bir sistem olmuþtur. Kâþgarlý Mahmûd, Divân-ý Lügàti’t-Türk isimli eserinde bu takvîmin nasýl doðduðunu anlatmaktadýr. On iki hayvanlý Türk takvîmi, güneþ yýlýna göre hesaplanmýþtýr. Günün baþlangýcý olarak, gece yarýsý kabûl edilmektedir. Türklerin kullandýðý takvîmlerden birisi de “Celâlî Takvîmi”dir. Takvîm, adýný Büyük Selçuklu Sultâný Melikþâh’ýn “Celâleddîn” lâkàbýndan almaktadýr. Sultan tarafýndan Isfahân ve Baðdâd’da kurdurulan rasathânelerde, devrin astronomi âlimleri görevlendirilmiþtir. Bu astronomlar milâdî 1074-1075 / hicri 467 yýlýnda muhtelif rasatlardan sonra bir takvîm meydana getirmiþlerdir. Bu takvîm 1092 yýlýna kadar devlet iþlerinde kullanýlmýþtýr. Ancak, halk arasýnda ya 12 hayvanlý Türk takvîmi veyâ Ýslâmîyetin mânevî te’sîriyle hicrî takvîm kullanýlagelmiþtir. Ýþte, gerek 12 hayvanlý Türk takvîminde, gerek güneþ yýlýna göre sonradan düzenlenen Türk takvîmlerinde yýlýn baþlangýcýnýn hep 22 Mart’a, gündönümüne, bahâra dayandýðý görülmektedir. Hattâ, Selçuklulardan sonra bölgeye hâkim olan Ýlhanlýlar zamanýnda takvîm ýslâh çalýþmalarý devâm etmiþ, Gazan Han’ýn devrinde Celâlî takvîmi ýslâh edilerek 13 Mart 1302’den îtibâren “Târîh-i Ýlhân” nâmiyle kullanýlýr olmuþtur. Bu iki takvîm son zamanlara kadar Ýrân ve Afganistan’da kullanýlmýþtýr. Araplarda güneþ yýlý kullanýlmadýðý için, bahar veya yeni-güne dayalý yýlbaþý da görülmemektedir. Ýslâmiyetten önce Mûsevî komþularýnýn tesirinde olan Arap kavimlerinde yýlbaþýnýn sonbahara rastladýðý tesbît edilmiþtir. Nevrûz geleneði Araplara, Sâsânî Devletinin Müslümanlarca ortadan kaldýrýlmasýndan sonra, Ýrân’dan geçmiþtir. ÝRANLILAR Zerdüþt dîninde olan eski Ýrânlýlar, Ferverdî ayýnýn ilk gü-
nü olan Nevrûz’u, yeni yýlýn ilk günü olarak kabûl ederler ve bugünü bayram olarak kutlarlardý. Halk, nevrûz dolayýsýyla büyük þenlikler yapar; ateþler yakýlýr, birbirinin üzerine su serpilir, hükümdârlarca hediyeler daðýtýlýrdý. Ýranlýlarda nevrûz, bazý vergilerin toplanma dönemi idi. Bu gelenek, Ýran’ýn fethinden sonra da devâm etmiþ, vergilerin râhat toplanabilmesi için, Abbâsî’lerin döneminde nevrûzun, yâni vergi toplamaya esâs olan sene baþýnýn yaz aylarýna alýnmasýna kadar varmýþtýr. Ancak, halk tarafýndan îtibâr görmediðinden yýlbaþý, yeniden eski yerine getirilmiþtir. Ýrân geleneði, zamanla Ýslâmî bir hüviyete bürünmüþ, bugünle ilgili yeni rivâyetler ortaya çýkmýþtýr. Hadîs-i Þerîflerde 10 Muharrem (Aþura) günü meydana geldiði bildirilen mukaddes olaylarýn, bu rivâyetlerle, nevrûzda olduðu iddiâ edilmiþtir. Bunlar: dünyânýn yaratýlmasý, Hz. Âdem’in yaratýlmasý, Hz. Âdem’le Havvâ’nýn piþmanlýklarýnýn kabûl edilip Arafat’ta buluþmalarý, Hz. Nûh’un gemisinin karaya oturmasý, Hz. Yûsuf’un kuyudan çýkarýlmasý, Hz. Mûsâ’nýn Kýzýldeniz’den geçmesi, Hz. Yûnus’un balýðýn karnýndan kurtulmasý gibi kutlu olaylardýr. Türk destanlarýnda ise, nevrûz hakkýnda en önemli rivâyet bugünün Ergenekon günü oluþudur. Bu konu, Þecere-i Türk adlý kitabýnda Ebu’l- Gàzî Bahâdýr Han tarafýndan teferruatýyla anlatýlmaktadýr. Bu gelenekler Anadolu’da kurulan Akkoyunlularda ve Osmanlýlarda da devâm etmiþtir. Hattâ Osmanlýlarda daha da geliþmiþ, saray an’aneleri arasýnda yer almýþtýr. Sarayýn da bu iþi benimsemesi sebebiyle “Nevrûz-i Sultânî” tamlamasý kullanýlýr olmuþtur. Osmanlýlarda bu geleneðin erken dönemlerde görünmesi bu kültürün devâmlýlýðýna iþârettir. Osmanlý sarayýndaki nevrûz törenleriyle ilgili olarak Sultan II. Abdulhamîd’in kýzý Ayþe Osmanoðlu, hâtýralarýnda þu bilgiyi vermektedir: “Nevrûz, bahârýn ilk günü olduðundan, bir gün önceden eczâhâne-i hümâyûnda hazýrlanmýþ olan “nevrûz mâcûnu” denilen, üzerine altýn tozu dökülmüþ, kýrmýzý renkte nevrûz þekeri hâzýrlanýr, tüllere baðlý güzel kâseler içinde hânedân âzâsýna, vükelâya, mevkî sâhiplerine, bendegâna daðýtýlýrdý. Lezzeti pek güzeldi. Sabah erken, aç karnýna yenmesi þifâlý imiþ. Bunun için gümüþ tepsilere konur, yanýna da “s” ile baþlayan yedi türlü yiyecek dizilir, getirilirdi. Bunlar: Susam, süt, simit, su, sâlep, safran ve sarýmsak idi. Bunlardan birer parça yalanýnca þifâ getireceðine inanýlýrdý.”
ÇEÞÝTLÝ TOPLULUKLARDA ÝSÝMLERÝ Türklerin Anadolu’ya ayak bastýklarý zaman karþýlaþýp tanýþtýklarý, orada yaþayan pek çok kadîm kavîmden biri de Kürdler idi. Arab fetihleri sýrasýnda Müslüman olan Kürdler, Ýslâmiyetin bu kahraman evlâdý olan Türklerle kaynaþmakta gecikmedi. Fars mitolojisinde yer alan Kâveh Âhengîr (Demirci Kâve) efsânesi, Kürdlere göre kendi kavimlerinin baþlarýndan geçen olaylarý anlatmaktadýr. Firdevsî’nin Þehnâme’sinde daha sonra kayda geçirildiði hâliyle, halkýn temsilcisi demirci Kâveh’in zâlim Bâbil kralý Dahhâk’a karþý isyân baþlatmasý, baharýn baþlangýcý olan nevrûz gecesine rastlamýþtýr. Bu kavmin târihinde nevrûz, baðýmsýzlýðý ve maddî ve mânevî bahârý müjdelemektedir. Bu mitolojik hâdisenin 4-5 bin yýl öncesine, Zerdüþt dînîne kadar dayanmakta olduðu; Gûtiler, Hurriler, Kassitiler, Mitanniler, Urartular, Asûriler, Medler ve müteâkib kavimler tarafýndan çeþitli þekillerde devâm ettirilmiþ bulunduðu kaydedilmiþtir. Bu gün Farslar, Anadolu Türkleri, Kürdler, Zazalar, Azeriler, Afganlar, Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikler, Özbekler, Kýrgýzlar’la beraber neredeyse bütün kuzey yarýmküre tarafýndan kutlanan geleneksel yeni yýl, tabîatýn uyanýþý ve bahar bayramýdýr. Nevrûz geleneði, Anadolu’nun çeþitli yerlerinde hâlen þöyle kutlanýlmaktadýr: Toros Türkmenlerinde, yayla ve köylerde 22 Mart’ta, þehir ve kasabalarda Mart ayýnýn üçüncü Pazar gününde “Nevrûzunuz kutlu, dölünüz hayýrlý, bereketli olsun!” ifâdeleriyle kutlanmaktadýr. Ege bölgesinde yaþayan Tahtacý Türkmenlerinde, Rûmî yýla göre Mart’ýn 9’u Sultan Navrûz adýyla kutlanmaktadýr. Nevrûzdan sonra yaylalara çýkýlýr. “Mart dokuzundan sonra daðlar misafir alýr.” darb-ý meseli halk arasýnda söylenmektedir. Alevî-Bektâþî Türk topluluklarý nevrûzu, Hz. Alî’nin doðduðu gün olarak kabûl ederler. Büyük törenlerle kutlarlar. Bugünde “âyîn-i cem” yapýlýp, nefesler okunur. Güneydoðu Anadolu’da, Gâzîantep ve Diyarbakýr çevresinde 22 Mart gününe Sultan Navrýz denmekte ve kutlamak için kýrlara çýkýlmaktadýr. Doðu Anadoluda bu gelenek biraz daha geç, eski hesap 17 Mart’ta, ziyafetlerle, ateþ çevresinde eðlenerek kutlanmaktadýr. Bu bölgede Mart ayýnýn ilk Çarþambasýna “Kara Çarþamba” denmekte ve âdetâ, nevrûz eðlenceleri bu tarihte baþlamaktadýr. Ege’de ve Orta Anadolu’da, Manisa ve Amasya’da “Mart Dokuzu” nevrûz olarak kutlanmakta, biraz daha dînî bir hüviyet kazanmaktadýr. Mesir mâcûnunun yapýldýðý gün, nevrûza en yakýn Pazar günüdür. Bir milletin fertleri tarafýndan ortaklaþa paylaþýlan sevinçler, hâtýralar, duygular, âdetler bayramlarý meydana getirmiþtir. Bunlar dînî veyâ millî kaynaklý olabilirler. Ayrýca, bir toplum tarafýndan yeni kabûl edilen dinler, o toplumun önceki dönemlerine âit âdetlerine bir takým yasaklar koymuþtur. Fakat, toplumun içine yerleþmiþ, maddî ve mânevî kültürüne karýþmýþ geleneklerin, dînî emirlere raðmen yaþamaya devâm ettiði, hattâ dînî bir kýlýða bürünerek meþrûlaþtýðý da vâkîdir. Ýþte, eski Türklerde yeni-yýl, yýlbaþý, yeni-gün gibi adlarla ifâde edilen ve köklü olarak yerleþmiþ bulunan âdetler, Ýslâmiyetin yaygýnlaþmasiyle þekil deðiþtirmiþ, tâbir câizse, Müslümanlaþmýþtýr. Bundan ayrý olarak, toplumun yaþadýðý coðrafî bölgenin iklîm þartlarýna göre, baharýn baþlangýcý da deðiþik târihlere kaymýþtýr. Genellikle Mart ayýnýn 21’i kýþýn sonu ve 22’si baharýn baþlangýcý olarak kabûl edilmiþse de, güneye inildikçe, baharýn erken geldiði yerlerde Þubat ayýnda bile bahar þenlikleri yapýldýðý görülmektedir. Meselâ: Siirt ilinde bu, “Cigor” an’anesi hâlinde hâlâ yaþamaktadýr. Bundan bir müddet öncesine kadar “Re’su’l-hacer” denilen yeþillik ve çiçekli mevkie gidilip, ilkbaharýn müjdecisi olan nergis çiçeklerinin toplandýðý orta yaþlýlarýn hâtýrlarýndadýr. Baharýn geliþini kutlamak için, bugün bile damlarda meþ’aleler yakýlmakta, Asya-Balkanlar hattýnda süregelen geleneðin bâzý unsûrlarý tekrarlanmaktadýr. Kýþýn biraz daha geç bittiði, yeþilliðin ve çiçeklerin biraz daha sonra görüldüðü yerlerde bu âdet “Hýdýrellez” þekline bürünmüþ ve Mayýs ayýna kaymýþtýr.
ELÝF / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
AKTÜALÝTE
Görüldüðü üzere, Türklerde ve târih boyuncu birlikte olduklarý diðer kavîmlerde yýlbaþý, bahârýn baþlangýcýndan hesap edilmekte ve bugün için özel merâsimler yapýlmaktadýr. Asya’da yaþadýklarý zaman temâs ettikleri medeniyetlerin kayýtlarýnda: “Türklerin, yýllarý aðaçlarýn yeþermesiyle hesap ettikleri” belirtilmektedir. Türk topluluklarýnda nevrûz, noruz, navrýz, Ergenekon, bozkurt, çaðan gibi adlarla kutlanan baharýn geliþi ile ilgili olarak çeþitli gelenekler meydana gelmiþtir. Orta Asya’dan Balkan Türklerine kadar bu gelenekler ve törenler tesbit edilmiþ ve ilim dünyâsýnda yayýmlanmýþtýr. Buraya kadar îzâh etmeye çalýþtýðýmýz husûslardan anlaþýlýyor ki, baharýn baþlamasýyla ilgili törenler, insanlýk kadar eskidir. Asya’da Türk kültürünün hüküm sürdüðü bütün topraklarda, Anadolu’da, Balkanlar’daki soydaþlarýmýz arasýnda, Avrupa karasý içine giren Kafkasya’da, Kýrým’da hâlâ çeþitli isimler altýnda hâtýrlanýyor, kutlanýyor. Ýnsanlarý millet hâline getiren temel unsûr kültürdür. Dil, dîn, örf ve âdetler, san’at ve edebiyât kültürün maddî ve mânevî yönlerini teþkîl eder. “Parçalandýk önce kalben, sîreten; Kaldý ölmüþ, rûhu gitmiþ bir beden. Tilki, kurt, sýrtlan, çýyan.. saldýrdýlar; Kaç asýrdýr bitmiyor hâlâ þölen…”
PAYLAÞILAMAYAN AN’ANE
Bugün, çeþitli siyâsî sebeplerle paylaþýlamayan bu an’anenin birbiri ile komþu olmuþ, ayrý unsurlardan meydana gelen topluluklarda veyâ farklý inançlara sâhip kitlelerde deðiþik þekiller ve mitolojik rivâyetlerde nakledilmesi tabiî bir hâldir. Netîce îtibâriyle, insanlarýn birbirinden maddî alýþ veriþleri olduðu gibi mânevî konularda da ilgilerinin bulunduðu bir gerçektir. Daha önce belirtildiði gibi, Mezopotamya’nýn kadîm ahâlisinden Kürtlerde Demirci Kâve, Ýrân’da Pers Kralý Cemþîd ve Zerdüþt efsâneleri nevrûzla ilgilidir. Afganistan’da Yýlýn Son Çarþambasý nevrûz kutlamalarýnýn baþlangýcýdýr. Ýnsanlarýn þahsî, âilevî, içtimâî hayâtýnýn idâmesi için asgarî müþtereklerde birleþmeye çalýþtýklarý bir çaðda, bizlerin fitne-fesât içinde birbirimizi yememiz kimlerin iþine yarayacaktýr; hiç düþündük mü? Halbuki, ayný kan, ayný din, ayný vatan, ayný mâzî, ayný hâl, hattâ ayný istikbâle sâhip insanlarýn, tâbir câizse: “Kardeþ kere, kardeþ kere, kardeþ kere kardeþ!” olanlarýn, el için birbirine düþmelerinden acý ne olabilir? “El için dostluk bozulmaz! Kan döküp, insan vurulmaz! Vurduðun öz kardeþindir;
Müslümanlýk böyle olmaz!”
5
Yukarýda arz ettiðimiz gibi, asgarî deðil, bâzý toplumlarýn aslâ bulamayacaklarý, âzâmî müþtereklerimiz, binlerce ortak noktalarýmýz vardýr. Hepimizin Rabb’i bir, Peygamberi bir, Kitâbý bir, Kýblesi bir, ibâdeti bir.. bir, bir.. bine kadar bir! Milletimiz bir, vatanýmýz bir, bayraðýmýz bir, târîhimiz bir, tasamýz-kývancýmýz bir.. bir, bir yüze kadar bir! Ýlimiz bir, ilçemiz bir, köyümüz bir, komþumuz bir.. bir, bir ona kadar bir! Bu kadar birlikler içinde, biz niçin birleþemeyelim? Niçin baþkalarýnýn oyununa gelelim? “Ey inananlar! Allâh’ýn ipine, dînine toptan, hep birlikte sýmsýký sarýlýnýz!” “Birlik olunuz! Allâh’ýn rahmeti topluluk üzerinedir!”
“Hani milliyyetin Ýslâm idi… Kavmiyyet ne?.. Sarýlýp sýmsýký dursaydýn a milliyyetine! “Arnavudluk” ne demek? Var mý þerîatte yeri? Küfr olur, baþka deðil, kavmini sürmek ileri! Arab’ýn Türk’e, Lâz’ýn Çerkes’e yâhut Kürd’e, Acem’in Çinli’ye rüçhâný mý varmýþ? Nerde! Müslümanlýkta anâsýr mý olurmuþ? Ne gezer! Fikr-i kavmiyyeti tel’în ediyor Peygamber. En büyük düþmanýdýr rûh-i Nebî tefrikanýn. Adý batsýn onu Ýslâma sokan kaltabanýn!”
Özetlersek, nevrûz geleneði Anadolumuzun her tarafýnda bugün de yaþanmakta, bayramlar tarzýnda, birlikte neþ’elenmeye, birlikte eðlenmeye, yardýmlaþmaya, kardeþliðe vesile olmaktadýr. Biz de, bu ve bundan sonra gelecek nevrûzlarýn, vatandaþlarýmýz ve dindaþlarýmýzla birlikte bütün insanlýða birlik, beraberlik, kardeþlik ve barýþ getirmesini diliyoruz.
“Verelim kuvveti hakkýn eline; Ezelim fitneyi, birlik olalým! Kapýlýp biz de bu gayret seline, Ele bel baðlamadan kurtulalým…”
Kaynaklar: 1- Bedîüzzaman Saîd Nursî, Sözler. 2- Dr. Müjgân Cumbur, Klâsik Edebiyâtýmýzda Nevrûz. 3- Erzurumlu Ýbrâhim Hakký, Mârifetnâme. 4- Firdevsî, Þehnâme. 5- M. Âkif Ersoy, Safâhat. 6- N. Þâhiner, Son Þahitler. 7- Prof. Dr. A. H. Çay, Nevrûz. 8- Prof. Dr. E. Artun, Nevrûz. 9- Wikipedia.
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/19/2010
4:01 PM
Page 1
11
DÜNYA
YENÝASYA / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
Sosyal demokratlardan Almanya’da cami desteði ALMAN Sosyal Demokrat Parti Genel Baþkaný Siegmar Gabriel, aþýrý saðcý “Pro NRW” adlý grup tarafýndan 26-28 Mart tarihleri arasýnda Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki bazý camilerin önünde cami inþaatlarýna karþý yapýlacak gösteriler dolayýsýyla eyaletteki Diyanet Ýþleri Türk Ýslâm Birliði’ne baðlý cami dernek temsilcileri ile görüþtü. Gabriel, görüþmeden sonra “Pro NRW”nin gelecek hafta sonunda, önünde gösteri yapacaðý camilerin dernek temsilcilerini davet ederek kendilerine, gelecek hafta sonunda
bu camileri ziyaret etmeyi teklif ettiðini belirtti. Bu ziyaretlerle bu camilerde ibadet eden ve buluþan insanlarýn yalnýz olmadýðý yönünde bir iþaret vermek istediðini ifade eden Gabriel, aþýrý saðcýlarýn camilere karþý planladýðý gösterileri skandal olarak nitelendirdi. Almanya’nýn din özgürlüðü olan hür bir ülke olduðunu ve dinin, insanlarýn güven ve iyi iliþkiler içinde olmalarýna yardýmcý olduðunu belirten Gabriel, bu sebeple bu tür kötü gösterilere karþý din özgürlüðünü savunacaklarýný kaydetti. Berlin / aa
“Eþcinsellik Hollanda ordusunu zayýflattý!” Srebrenitsa þehrinde aralarýnda çocuklarýn da bulunduðu 8 bin Boþnak erkeðin öldürüldüðünü hatýrlatan Sheehan, Birleþmiþ Milletler barýþ gücü bünyesinde þehri korumakla sorumlu Hollandalý askerleri yetersiz teçhizata sahip olmakla eleþtirdi. Sheehan, “Hollanda askerleri güçten düþmüþtülerdi, zayýf idare ediliyorlardý, Sýrplar þehre geldi, askerleri telefon direklerine baðladý ve Müslümanlarý öldürdü. Bu olay, II. Dünya Savaþý’ndan beri Avrupa’daki en büyük katliâmdý” dedi. Washington / cihan
ABD’LÝ emekli NATO generali John Sheehan, 1995’te Bosna Savaþý sýrasýnda meydana gelen Srebrenitsa katliâmýnýn, eþcinsel askerlere kýsmen açýk Hol landa ordusunun zayýflýðý dolayýsýyla engellenemediðini söyledi. 1997’de emekli olan Sheehan, Senato Silahlý Hizmetler Komitesi’nde, ABD ordusu içinde eþcinsel askerlere karþý olduðunu anlatýrken komite üyelerini þoke eden ifadeler kullandý. Komite baþkaný Senatör Carl Levin, John Sheehan’ý, “hedefi tamamen saptýrmakla” suçladý. Bosna’nýn
Ortadoðu Dörtlüsü çaðrýsýný yineledi Rusya’nýn baþþehri Moskova’da bir araya gelen Birleþmiþ Milletler, Avrupa Birliði, ABD ve Rusya Ýsrail’in yerleþim birimi inþaatlarýný derhal durdurmasý çaðrýsýnda bulundu. Ortadoðu Dörtlüsü, Ýsrail’in son anda açýkladýðý Doðu Kudüs’e bin 600 yeni konut projesini de kýnadý. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon tarafýndan okunan açýklamada, Dörtlü’nün Ýsrail’e bütün yerleþim birimi inþaatlarý ile ilgili eylemleri durdurmasý, Filistinlilere ait evlerin yýkýlmasý ve tahliye edilmesine de son verilmesi çaðrýsýnda bulunduðu vurgulanýyor. Toplantýya Ban’ýn yaný sýra ABD Dýþiþleri Bakaný Hillary Clinton, AB Dýþ Politika Komiseri Catherine Ashton ve Rusya Dýþiþleri Bakaný Sergey Lavrov katýldý. Moskova / cihan
Haremüþþerif’te namaz kýlanlara 50 yaþ sýnýrý ÝKÝ GÜN HAYATIN NORMALE DÖNDÜÐÜ KUDÜS’TE YÝNE ÝSRAÝL PROVOKASYONU YAÞANDI. EL AKSA'DA NAMAZ KILMAK ÝSTEYEN 50 YAÞ ALTINDAKÝLERE GEÇÝT VERÝLMEDÝ. KUDÜS polisi, Haremüþþerif’te Cuma namazýna giriþleri dün yine erkeklerde 50 yaþ ve üstüyle sýnýrlandýrdý. Son iki gündür normale döndürülen El Aksa Camii’ne giriþler, özel likle Dünya Müslüman Âlimler Birliði’nin Doha’dan yaptýðý açýklamada, dün Cuma namazlarý sýrasýnda Ýsrail’e karþý “öfke” ve Kudüs’e karþý “dayanýþma” gösterileri yapýlmasý çaðrýlarýnýn ardýndan, muhtemel þiddet olaylarýna karþý yine sýnýrlandýrýldý. Camiye kadýnlar serbestçe girebilirken, erkeklerde Ýsrail kimliðine sahip olmalarý, 50 ve
üstü yaþta bulunmalarý þartý arandý. Ýsrail Ordu radyosu, Cami etrafýnda ve Doðu Kudüs’te 2500 polisin konuþlandýrýldýðýný bildirdi. Geçen Salý günü, Eski Kent’in Yahudi mahal lesinde, eski Hur va Sinagogunun yeniden inþa edilip açýlmasý ve camiye giriþlerin sýnýrlandýrýlmasýný protesto amacýyla bütün Doðu Kudüs mahal lelerinde Filistinli gençlerle Ýsrail güvenlik kuvvetleri arasýnda þiddet olaylarý meydana gelmiþ, 100’e yakýn Filistinli, 15 de Ýsrail polisi yaralanmýþtý. Kudüs / aa
BEÞÞAR ESAD: MEVCUT ÝSRAÝL HÜKÜMETÝYLE BARIÞ ÝMKÂNSIZ
Suriye Devlet Baþkaný Beþþar Esad
TEBRÝK Muhterem kardeþimiz Ýsmail Kartal ile Gülay Hanýmefendinin
Elif Hüma ismini verdikleri bir kýz çocuklarý dünyaya gelmiþtir. Anne ve babayý tebrik eder, minik yavruya Cenâbý Hak'tan hayýrlý uzun ömürler dileriz.
y
SURÝYE Devlet Baþkaný Beþþar Esad, Orta Doðu’da barýþýn mevcut Ýsrail hükümetiyle “imkânsýz” olduðunu söyledi. El Arabiye’nin haberine göre, Esad, dün ülkesini ziyaret eden Ýtalya Cumhurbaþkaný Giorgio Napolitano ile görüþmesinden sonra yaptýðý açýklamada, “Orta Doðu’da barýþ, Ýsrailli bir muhatap olmadýðý için imkânsýz” dedi. Suriye’nin, Türkiye’nin aracýlýðýnda yapýlacak müzakereler vasýtasýyla Ýsrail ile adil ve kapsamlý bir barýþý gerçekten istediðini belirten Esad, ancak mevcut ortam yüzünden bu türden görüþmelere giremeyeceklerini kaydetti. Esad, Ýsrail’in yerleþim yeri inþaatlarýna devam etmesi ve Arap topraðýný iþgal etmesinin barýþýn önündeki “gerçek engel” olduðunu, bu durumun, bölgeyi “daha çok savaþ ve gerginliðe” sürüklediðini vurguladý. Beþþar Esad, “Netanyahu hükümeti, yerleþim birimleri ve kutsal yerlerin Yahudileþtirilmesine karþý çaðrýlara cevap vermediði sürece, bir muhatap olarak görülemez” dedi. Ankara / aa
TAZÝYE Personelimiz Sadullah Özen'in dedesi
Ramiz Biçer
'in
vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hak'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
y
BÝDEN’DEN SERT ELEÞTÝRÝ KUDÜS’TE bulundu ðu sýrada Ýsrail’in açýk ladýðý Doðu Kudüs’e bin 600 yeni konut projesine yeterince tepki göstermediði için eleþtirilen ABD Baþkan Yardýmcýsý Joe Biden ABD televizyonuna yaptýðý açýklamada Ýsrail’in provokasyon yaptýðýný söyledi. Biden, temsilcileri George Bitchell tarafýndan sürdürülen barýþ sürecinin de Ýsrail’deki bazýlarý tarafýndan dinamitlenmeye çalýþýldýðýný da vurguladý. Ancak yine de ABD’nin klâsik “Ýsrail’in güvenliði bizim güvenliðimizdir” açýklamasýný da tekrarlayan Biden, ABD ve Ýsrail arasýnda baþ gös terdiði öne sürülen krizin de bir an önce sona erdirilmesi çaðrýsýnda bulundu. Kahire / cihan
Kalabalýk aileye dönen Amerikalýlar
GENÝÞ AÇI HALÝL ÝBRAHÝM CAN hibrahimcan@windowslive.com
ürkiye çekirdek aileye doðru gidip, yaþlýlarý huzur evlerine ya da kendi baþlarýna kalacaklarý evlere terk ederken, Amerikalýlar ikiden çok kuþaðýn bir arada yaþadýðý geniþ aile tipine doðru kayýyor. PEW Araþtýrma Merkezinin Amerika’da yaptýðý geniþ çaplý araþtýrmaya göre; 2008 yýlý itibariyle 49 milyon kiþi (nüfusun yüzde 16,1’i) en az iki kuþak ayný evde birlikte yaþýyor. Bu Amerika’nýn modern tarihinde bir rekor. Bu sayý 1940 yýlýnda yalnýzca 32 milyon idi. 1980’li yýllara kadar çocuklarýn büyüdüðünde evi terk ettikleri, yalnýzca yýlbaþý ya da yaz tatilinde ziyarete gelmeleri, dedeler ve ninelerin huzurevlerine ya da kendi eski evlerine yerleþtirildikleri bir aile tipi egemendi. Araþtýrma Projesinin yöneticisi Paul Taylor’a göre; “Amerikalýlarýn kültürel normlarý deðiþti’. Artýk 25-34 yaþ arasý beþ Amerikalýdan biri ile 65 yaþ üstü beþ Amerikalýdan birisi, anne ve babadan oluþan çekirdek aile ile birlikte ayný evde yaþýyor. Peki neden? Amerikalýlar ataerkil aile tipinin çocuklarýnýn eðitimi ve yetiþmesine çok yararlý katkýlar saðladýðýný mý keþfettiler? Yoksa yaþlýlara saygý ve hizmetin önemini mi idrak ettiler? Maalesef sebebi bunlar deðil. Araþtýrmaya göre; Amerikalýlarýn ikiden çok kuþak halinde ayný çatý altýnda yaþamaya baþlamasýnýn sebepleri; aniden yükselen iþsizlik, çok sayýda ev sahibinin kredi taksitlerini ödeyemediði için evlerini kaybetmesi, yaþlý nüfusun hýzla artmasý, nüfus içinde göçmenlerin oranýnýn artmasý ve ilk evlilik yaþýnýn yükselmesi. Gençler iþ bulamýyor. Orta yaþlýlar ev kredilerini ödeyemiyor. Yaþlýlarýn emekli maaþlarý geçinmelerine yetmiyor. Ýlginç olaný; küresel krizle birlikte bir yýlda 2,6 milyon insanýn daha bu çok kuþaklý evlerde yaþamaya baþlamasý. Halen 23,1 milyon kiþi üçten fazla kuþaðýn birlikte olduðu evlerde yaþýyor. Bu kaf ileye Baþkan Obama’nýn kayýnvalidesi Marian Robinson da katýldý. O da Beyaz Saray’a taþýndý. Bu arada Amerikalýlar geç evlenmeye baþladýlar. Erkeklerin evlenme yaþý 28’e, kadýnlarýn evlenme yaþý ise 26’ya yükseldi. Bunda iþsizliðin payý büyük. 2009 yýlýnda 18 ila 29 yaþ grubu gençlerin yüzde 37’si iþsiz. Onun için çoðu ailesinin yanýnda yaþamayý tercih ediyor. Bu iþten en çok kim memnun biliyor musunuz? 65 yaþ üstü yaþlý ebeveyn. Tek baþýna yaþamak onlarý ailesiyle birlikte yaþamaya göre daha saðlýksýz ve mutsuz kýlýyor. O yüzden bu çok kuþaklý yeni aile yapýsý en çok onlarý mutlu etti. Yani krizin kârlýsý onlar. Ama olumlu bir geliþme de, Amerikan toplumunun yüzde 56’sý, kendileriyle yaþamak isteyen büyüklerini eve almanýn “ailevî bir sorumluluk” olarak görmeye baþlamasý. Bu durum, yaþlý kuþaðý büyük ölçüde huzurevlerine hapseden ve yalnýzca üç haftalýk Noel tatilinde yanlarýna gelmesi bile büyük sosyal sorunlara sebep olan Ýngiltere’ye göre tam bir zýtlýk oluþturuyor. 2007 yýlýnda dörtyüzbine yakýn 65 yaþ üstü insanýn bu ülkede evinden hiç çýkmadýðýný öðrenmiþtim oradayken. Umarýz bu küresel krizden Amerikan toplumu için hayýrlý bir sonuç doðmuþ olur. Umarýz geleneksel deðerlerine gençlerden daha fazla sahip çýkan yaþlýlarýn, gelecek kuþaklarýn yetiþmesindeki önemini biz de daha çok idrak ederiz. Zira; Amerika çok kuþaklý aileye yeniden dönerken, bizler köylerde kasabalarda býraktýðýmýz anne ve babalarýmýzdan uzakta, nohut oda bakla sofa evlerde çekirdek aile halinde yaþamaya heves ediyoruz. Çocuklarýmýzý büyüklerimizin bilgeliði ve eðiticiliðinden yoksun býrakýyoruz. Amerika’daki bu yeni trendin ülkemize de Batýnýn modasý olarak kýsa sürede gelmesini diliyoruz.
T
TAZÝYE Muhterem aðabeyimiz Hacý Þeyhmus Bulut'un eþi, Masum, Hazbi, Tahir ve Veysi kardeþlerimizin annesi
Aliye Bulut Hakk'ýn rahmetine kavuþmuþtur. Merhumeye Allah'tan rahmet, ailesine sabr-ý cemil dileriz.
MARDÝN YENÝ ASYA OKUYUCULARI
12
YENÝASYA / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
ÝLAN
y seri ilânlar ELEMAN n ALÝBEYKÖY
Yeþilpýnardaki þarküterimize þarküterici ön muhasebe, temizlikçi bay/bayan aranýyor. Adresimize 1 adet resimle þahsen: Karadolap Mahallesi Belgin Sokak No: 22 Yeþilpýnar Tel: 0 (212) 627 42 10 0 (212) 627 12 10 n 25 YAÞINI GEÇMEMÝÞ Toptan Kýrtasiyeye Eleman aranýyor Ýrtibat: 0 (312) 384 06 58
ÝÞ ARIYORUM
2003 Fiat Doblo Dizel 2003 Ford Connect Dizel 2004 Hyundai Starx açýk kasa kamyonet 2005 Albea Dizel 2006 Albea Dizel 2006 Renault Laguna 2008 Ford Fiesta Her türlü araç alýnýr-satýlýr Adres: Yeni Yalova yolu oto koop. 13.blok No: 50 BURSA Tel: 0 (224) 211 58 89 0 (224) 211 58 99 Gsm: (0 533) 519 77 00 www.altinyildizotomotiv.com nSATILIK ÝLK SAHÝBÝNDEN Era - 22.500.-TL 2009 model 1.4 team abs modelidir. Fabrika çýkýsý lpg'lidir. 22.000 km temiz araçtýr. Farlar ve sisler zenon daha yeni alýnmýþ. 15 jant lastik müzik tesisatý herþeyiyle temiz araç 25 000 liraya kadar 2006 üstü otomatik araçla takas olur. Panjur ve tampon serviste deðiþti. Gsm: (0532) 740 43 96 nKELEPÝR ORJÝNAL 4.000.-TL + 1.250 TL bandrol borcu alýcýya ait araç orjinal. Fabrika etiketleri dahi duruyor. Deðiþen hiçbir parçasý yok. Tüp dahi hiç takýlmadý. 3'üncü sahibiyiz, motoru ilk defa biz açtýrdýk, komple yenilendi. Baský balata sýfýr takýldý. Gsm: (0545) 522 44 30 n 33.000 KM GOLF pasifik - 33.750.-TL 2004 model 33.000 km çok temiz golf pasifik (21143022) sahibinden araç ilk günkü gibi temiz ve bakýmlý kullanýlmadýðýndan dolayý satýyorum. Kaza vuruk çizik gibi hasarlarý yoktur. Aracýn 28.000
SATILIK DAÝRE n SATILIK DAÝRE
Isparta/Keçiborlu kaloriferli 1. Kat 2+1 odalý Örnek Evler (0 537) 647 6440 0 (332) 581 0481 n SATILIK DAÝRE acil Sahibinden pazarlýklý 3+1 Güney cephe ful yapýlý 82.000 / Sincan Ýrtibat: (0 532) 774 37 76 0 (312) 268 21 80
SATILIK ARSA n ÝZNÝK YENÝÞEHÝR
mezunu E sýnýfý ehliyetli þoförüm Ýstanbul'u iyi biliyorum. Coþkun Acar Tel: (0 536) 266 48 50 n ANKARADA % 50 Özürlü Kadrolu Sigortalý Ýþ arýyorum. Mehmet Erim Tel: (0 532) 365 06 37 n ÝÞ ARIYORUM Mustafa Gürbüz Tel: (0 545) 804 65 39
arasýnda müstakil tapulu bahçeli parseller 847 m2 5.000 TL 2.327 m2 12.000 TL 2.956 m2 14.000 TL 3.232 m2 15.000 TL 0 (212) 249 37 61 (0 532) 400 82 85 n ARNAVUTKÖY'de YARI PEÞÝN yarýsý taksitle arsalar 250 m2 17.000 TL, 822 m2 25.000 TL, 900 m2 45.000 TL, otoyla takas yapýlýr. 0 (212) 597 06 07 (0 532) 407 90 88
KÝRALIK DAÝRE
VASITA
n ÝÞ ARIYORUM lise
n SAHÝBÝNDEN KÝRALIK
daire. Haznedar'da; 2 oda 1 salon. 1. kat kombili, Cadde üzeri, kira 650 TL depozite 2 aylýk kira bedeli. Tel: (0 531) 575 59 67
n SAHÝBÝNDEN SATILIK 2005 model Albea 1.3 dizel 115.000 km yolcu hava yastýðý klima 13.500 Tel: 0(212) 655 88 59 Dahili: 419 Gsm: (0 536) 417 56 16 n ALTINYILDIZ OTOMOTÝV
km bakýmý yapýlmýþ olup bir sonraki bakýmý 38.000 de yapýlacaktýr. Gsm: (0532) 310 13 29 nÝLK SAHÝBÝNDEN emsalsiz vip modeli 17.950.-TL 2004 model doblonun en lüks modeli olan (VÝP) modeli araç ilk sahibinden olup 2 airbag camlarý ruhsata iþlenmiþ orijinal filmlidir. Orijinal cd çalarlý orijinal çelik jantlý 4 lastik sýfýr ayarýndadýr. Arka koltuk camlarý orijinal açýlýrkapanýr desi marka alarm vardýr. Tel: 0(212) 220 30 27 nSAHÝBÝNDEN 3.30ia 2001 model - 44.500.-TL borusan çýkýþlýdýr. Tiptronik Þanzuman araçta brc marka lpg mevcuttur. En ufak bir problemi yoktur. Sol çamurluk deðiþmiþ ve sol ön kapýda boya vardýr. Bixenon ve ev takip (farlar) far yýkama otomatik kararan dikiz aynasý sun roof elektrikli arka perde elektrikli ýsýtmalý aynalar spor koltuklar deri döþeme. Gsm: (0532) 739 09 09 nDACÝA LOGAN 1.6 mpi laureate - 18.900.-TL arka kapýlarda çocuk kilidi yüksekliði ayarlanabilir. Sürücü koltuðu ön panjur krom sýralý five star Ýtalyan lpg yolcu okuma lambasý 3 noktadan baðlý arka emniyet kemeri anahtarla devre dýþý býrakýlan yolcu ön hava yastýðý 3 noktadan baðlý ve yükseklik ayarlý ön emniyet kemerleri. Gsm: 0(212) 470 10 95 nYAKIT TASARRUFU benzin ve motorin kullanan bütün araçlarda yüzde 10-30 tasarruf. Güçte
T. C. FATÝH 1. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ MENKULÜN (ARAÇ )AÇIK ARTTIRMA ÝLANI DOSYA No : 2009 / 3330 Tal. Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve kýymeti ve Plakasý yazýlý ARAÇ satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci arttýrma: 15/04/2010 günü saat : 13.30 - 13.40‘da KEMÝKLÝ BURUN SOK. N0: 5/A TOPKAPI OTOPARKI - MEVLANAKAPI - FATÝH / ÝSTANBUL adresinde yapýlacak ve o günü kýymetlerinin % 60‘ýna istekli bulunmadýðý takdirde: 20/04/2010 günü ayný yer ve saatte Ýkinci arttýrma yapýlarak satýlacaðý, Þu kadar ki arttýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40‘ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklýnýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden mevzuatta belirtilen oranda K.D.V’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile Dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 04/03/2010 Muhammen kýymeti LÝRA Adedi C Ý N S Ý ( Mahiyeti ve önemli özellikleri) 20.000.00 TL. 1 06 BS 9582 Plaka sayýlý 2009 Model Peugeot marka Gri Aliminyum renkli Otomobil. (Anahtar mevcut, ruhsatý yok.)
T. C. ÜSKÜDAR 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI DOSYA NO: 2010/397 Tal. ÖRNEK NO: 25 Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 31.03.2010 günü saat: 11:00-11:10’da Güzeltepe Cad. No: 15/3 Net Otoparký Çengelköy Üsküdar'da yapýlacak ve o günün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 05.04.2010 günü ayný yer ve saatte 2. Artýrma yapýlarak satýlacaðý. Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklýnýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði taktirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, satýþa iþtirak etmek isteyenlerin muhammen bedelin % 20’si oranýnda nakit para ya da eþ deðerde banka teminat mektubu vermeleri þarttýr. Fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 04.03.2010 Muhammen kýymeti LÝRA ADEDÝ CÝNSÝ 10.000,00 YTL 1 34 JGN 83 Plakalý, 2006 Model, Gazelle Marka Beyaz Renkli, Arkalar Çift Tekerlekli, Muhtelif 10.000,00 YTL Toplam Çizikleri Bulunan Koltuklu Minibüs.
NOT: Ýhaleye iþtirak için % 20 Teminat miktarý olan (4.000,00 TL.)'nin yatýrýlmasý gereklidir. B: 15160
(ic.Ýf.K.114/1, 114/3) Yönetmenlik Örnek No: 25
T. C. SAKARYA 6. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI Dosya No: 2010/167 TAL. Örnek No: 25 Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup; Birinci artýrmanýn 14.04.2010 günü Saat 14.35-14.45 DR. SABAHATTÝN ZAÝM BULVARI EVRENKÖY MEVKÝÝ NO: 335 SAKARYA yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60 ‘ ýna istekli bulunmadýðý takdirde 19.04.2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý; þu kadar ki artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu; mahcuzun satýþ bedeli üzerinden K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýndan görülebileceði; gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderebileceði; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla Dairemize buþvurmalarý ilan olunur. 12.03.2010 S. No Bedeli (YTL) Adedi - 25.000,00 YTL 1 Adet
Cinsi 41 AZ 277 plakalý RENAULT MARKA 2004 MODEL LAGUNA araç. Yeþil renkli. Araç çalýþýr durumda.
fark edilir artýþ. Yüzde 80 eksoz emisyonunda azalma, siyah dumaný azaltma, motor ömrünü uzatma vb...Made in USA. 230 ülkede kullaným, nasa patentli, epa ve tuv onaylý. garantili zararsýz mucize ürünler. Gsm: (0533) 665 66 17 nYAKIT TASARRUFU ve performansda devrim 200.-TL nanocharger nano teknolojisiyle üretilen özel bor film filtresi ve nano-tube ile donatýlmýþ bir sistemdir. Nanocharger tüm 4 zamanlý motorlar için vakum üreten hava besleme sistemidir. Nanocharger sürücünün kullaným alýþkanlýklarýna baðlý olarak 8 ile arasýnda yakýt tasarrufu saðlayan bir sistemdir. Tel: 0(212) 280 35 39
ÇEÞÝTLÝ n TOPTAN ve
PERAKENDE pazar çantalarý Salih Kaya / Niksar-Tokat Tel: 0(356) 527 89 03
ZAYÝ 34 TCU 24 Plakalý Ticarî Taksimin Belediye Ruhsatýný kaybettim. Hükümsüzdür. Halil Ýbrahim Korkut 34 TDP 48 Plakalý Ticarî Taksimin Belediye Ruhsatýný kaybettim. Hükümsüzdür. Sinan Kadýoðlu Ýstanbul Üniversitesinden aldýðým kimlik kartýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Furkan Özgül T. C. GAZÝOSMANPAÞA 1. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Taþýnýrýn Açýk Artýrma ÝLANI 2009/3693 Ta. Örnek No: 25 Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup: Birinci artýrmanýn 25.03.2010 günü saat 10.45 -10.55 arasýnda SULTANGAZÝ Sultançiftliði Mah., Ordu Cad., 165/1 Sok., No: 1 adresinde yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde 30.03.2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý, þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 oranýnda KDV'nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dosyasýnda görülebileceði, gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 05/03/2010 TAKDÝR EDÝLEN DEÐERÝ Lira Kuruþ Adet Malýn cinsi (Önemli nitelÝk ve özellikleri) 4.500.00 34 DSL 92 plakalý. 2006 model, gaz marka ruhsatsýz, anahtarsýz. öntorpido hasarlý, muhtelif yerleri çizik, kamyonet.
B: 18112
B: 18105
T. C. SAKARYA 6. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI Dosya No: 2010/168 TAL. Örnek No: 25 Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup; Birinci artýrmanýn 14.04.2010 günü Saat 14.50-15.00 DR.SABAHATTÝN ZAÝM BULVARI EVRENKÖY MEVKÝÝ NO: 335 SAKARYA yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60 ‘ ýna istekli bulunmadýðý takdirde 19.04.2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý; þu kadar ki artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40‘ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu; mahcuzun satýþ bedeli üzerinden K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýndan görülebileceði; gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla Dairemize buþvurmalarý ilan olunur. 12.03.2010
T.C. ÜSKÜDAR 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI DOSYA NO: 2010/306 TAL. ÖRNEK NO: 25 Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 31/03/2010 günü 10:30 - 10:40 saatleri arasýnda Hilal otoparký Çavuþdere cad. No: 29 Üsküdar yapýlacak ve o günün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 05/04/2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlacaðý. Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklýnýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dos yasýnda görülebileceði, masrafý verildiði taktirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, satýþa iþtirak etmek isteyenlerin muhammen bedelin % 20’si oranýnda nakit para ya da eþ deðerde banka teminat mektubu vermeleri þarttýr. Fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla dairemize baþvurmalarý ilan olunur. (Ýc.Ýf.K. 114/1, 114/3) Yönetmelik Örnek No: 25
S.No -
Bedeli(YTL) Adedi 17.000,00 YTL 1 Adet
Cinsi 54 ZH 162 plakalý RENAULT MARKA 2006 MODEL kapalý kasa kangoo express 1,5 DCÝ Gri renkli, araç çalýþýr durumda.
Toplam: 17.000,00 YTL
Toplam: 25.000,00 YTL
SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN e-mail: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81
B: 17915
B: 17914
T. C. BEYOÐLU 2. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ Taþýnýrýn Açýk Artýrma ÝLANI 2007/1005 TAL. ÖrnekNo: 25 Bir borçtan dolayý hacizli bulunan ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup: Birinci artýrmanýn 26/03/2010-CUMA günü saat 09.20-09.30 arasýnda HASKÖY-BEYOÐLU/ÝSTANBUL PÝRÝPAÞA MAH. ÞABANDARASÝ SOKAK-HASKÖY-ÇÝHAT OTOPARKI adresinde yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60'ýna istekli bulunmadýðý takdirde 31/03/2010-ÇARÞAMBA günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý, þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 oranýnda KDV’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin Ýcra dos yasýnda görülebileceði, gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasiyle dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 09/03/2010 TAKDÝR EDÝLEN DEÐERÝ Adet Malýn cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri) Lira Kuruþ 8.000,00 1 Adet 34 YLY 12 PLAKALI, GAZ MARKA 2006 MODEL, BEYAZ RENKLÝ, MÝNÜBÜS, SAÐ ARKA ÇAMURLUK EZÝK, SAÐ B: 18103 ÖN KAPI EZÝK.
T. C. FATÝH 3. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLÂNI Dosya No : 2010/93 Tal. Örnek No: 25* Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup: Birinci artýrmanýn 25/03/2010 günü saat 10:20-10:30’da Kahraman 2 Otoparký - Veledi Karabaþ Mah. Tekke Maslaðý Sok. No: 12 Silivrikapý - Fatih / Ýstanbul adresinde yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde 30/03/2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý; þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40’ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu; mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði; gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla Dairemize baþvurmalarý ilân olunur. 05.03.2010 Takdir Edilen Deðeri Lira Krþ. Adedi 18.000,00 1
Cinsi, Niteliði ve Önemli Özellikleri 34 NLZ 08 plakalý, CITROEN Jumper marka, beyaz renkli araç. Aracýn lastikleri inik vaziyette. Anahtar ve ruhsat yok.
B: 18124
Muhammen kýymeti LÝRA (YTL) ADEDÝ 20.000.00 YTL 1
CÝNSÝ 34 BZ 2699 Plakalý Renault Megan Marka 2008 Model Siyah Renkli Muhtelif Yerlerinde Çizikler Mevcut Ön Sað Tampon Hafif Çizik H. Oto. B: 18121
T. C. SAKARYA 6. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ TAÞINIRIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI Dosya No: 2010/166 TAL. Örnek No: 25 Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar satýþa çýkarýlmýþ olup; Birinci artýrmanýn 14.04.2010 günü Saat 14.15-14.25 DR. SABAHATTÝN ZAÝM BULVARI EVRENKÖY MEVKÝÝ NO: 335 SAKARYA yapýlacaðý ve o gün kýymetlerinin % 60 ‘ ýna istekli bulunmadýðý takdirde 19.04.2010 günü ayný yer ve saatte 2. artýrmanýn yapýlarak satýlacaðý; þu kadar ki artýrma bedelinin malýn tahmin edilen deðerinin % 40'ýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma giderlerini geçmesinin þart olduðu; mahcuzun satýþ bedeli üzerinden K.D.V.’nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýndan görülebileceði; gideri verildiði takdirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla Dairemize buþvurmalarý ilan olunur. 12.03.2010 S.No Bedeli (YTL) Adedi Cinsi - 16.000,00 YTL 1 Adet 54 UE 305 plakalý PEUGEOT MARKA 2002 MODEL minübüs beyaz renkli boxer araç. Araç çalýþýr konumda. Toplam: 16.000,00 YTL
B: 17916
siyahbeyaz:Mizanpaj 1
3/19/2010
4:13 PM
Page 1
13
EKONOMÝ
YENÝASYA / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
Fýndýk fiyatý, yýlýn rekor seviyesinde
Çeyrek altýna, alternatif geldi
ALTIN f iyatlarýnýn yükselmesi üzerine Kahramanmaraþ’ta bir kuyumcu çeyrek altýna alternatif ‘gramlýk’ altýný piyasaya sürdü. Çeyrek altýn 90 TL’ye satýlýrken ‘gramlýk’ altýn ise 53 TL’den satýþa su nuluyor. Altýn f iyatlarýndaki artýþ kuyumcu esnafýný da farklý arayýþlara yöneltiyor. Kahramanmaraþ’ta 30 yýldýr kuyumculukla uðraþan Ýsmail Hatipoðlu, çeyrek altýna alternatif olarak ‘gramlýk’ altýný piyasaya sürdü. Yaklaþýk 1 yýldýr bu konu üzerinde çalýþtýðýný söyleyen Hatipoðlu, bir aydan bu yana da kuyumculara toptan gramlýk altýn satýþýna baþladýðýný ve gelen tepkilerin olumlu olduðunu kaydetti. Hatipoðlu, piyasada çeyrek altýnýn 90, yarým altýnýn 179, tam altýnýn 358 ve tüm altýnýn da 890 TL’ye satýldýðýný sözlerine ekledi. Kahramanmaraþ / aa
Gelir vergisi 2 deðil, 6 taksitte ödensin
TÜRKÝYE Esnaf ve Sanatkârlarý Konfederasyonu (TESK) Genel Baþkaný Bendevi Palandöken, gelir vergisi ödemelerinin 2 deðil, 6 taksitte yapýlmasýný önerdi. Palandöken, esnaf ve sanatkârlarýn büyük bölümünün, 2009 yýlýna ait kazançlarýný beyan etmeye baþladýklarýný ve verginin ilk taksitinin de bu ay içinde ödeyecekleri ni hatýrlattý. Esnaf ve sanatkârlarýn büyük bir kýsmýnýn, 2008-2009 yýl larýna ait vergi borçlarýný dahi ödeyeme diklerini, bunun üstüne bir de 2009’un ödemeleri eklenince sorunun kartopu gibi büyüyerek devam edeceðini belirten Palandöken, gerçek iþsizlik rakamlarýnýn yüzde 20’lere çýktýðýný savundu. Palandöken, iþsiz kalan vatandaþýn esnaftan alýþ veriþ yapmasýnýn mümkün olmayacaðýný belirtti ve ‘’Ýþ yapamayan esnaf, bu krizde nasýl para bulup da vergisini ödeyecek’’ sorusunun cevabýnýn olmadýðýný ifa de etti. Ankara / aa
YENÝ fýndýk stratejisine göre serbest piyasa þartlarýnda oluþan fýndýk fiyatý, yýlýn rekor seviyesine ulaþtý. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alým yapmadýðý bu yýl, Eylül ayýnda pazara ilk ürünün inmesiyle serbest piyasada 3,30 liradan iþlem gören 50 randýman kabuklu Giresun kalite tombul fýndýk, 4,90 lira, 3,20 liradan iþlem gören levant kalite fýndýk ise 4,70 liradan satýlýyor. Piyasada az fýndýk bulunmasýnýn etkisiyle fiyatlarýn yükseliþe geçtiði belirtilirken, Mart ayýnda etkili olan beklenmedik kar yaðýþýnýn, muhtemel don olaylarýna sebep olabileceði, bu-
nun da rekolteyi düþüreceði öne sürülerek, fiyatlarýn daha yükselmesinin beklendiði belirtildi. Trabzon Ticaret Borsasý (TTB) Meclis Baþkaný Mehmet Cirav, yaptýðý açýklamada, bu yýl fýndýk rekoltesinin düþük olduðunu, bu aylarda üreticinin elinde az ürün kalmasý dolayýsýyla, fiyatlarýn, bu sezonki en yüksek seviyeye ulaþtýðýný söyledi. Cirav, elinde fýndýk bulunan üreticinin, fiyatlar yükselirken ürününü pazara indirmek istemediðini ifade ederek, ‘’Böyle durumda üretici daha büyük beklenti içinde olur. Fiyatlar de yükselir’’ dedi. Trabzon / aa
SERBEST PÝYASA
DOLAR
EURO
DÜN 1.5320 ÖNCEKÝ GÜN 1.5210
DÜN 2.0790 ÖNCEKÝ GÜN 2.0820
Küresel rekabet uyarýsý ÝSO BAÞKANI KÜÇÜK, ‘’KRÝZLE MÜCADELENÝN YANINDA, KÜRESEL REKABETE YÖNELÝK ÇALIÞMALARA DA ARA VERMEDEN DEVAM ETMEMÝZ GEREKMEKTEDÝR’’ DEDÝ. ÝSTANBUL Sanayi Odasý (ÝSO) Yönetim Kurulu Baþkaný Tanýl Küçük, krizle mücadelenin yanýnda, yeni yönetim tekniklerini benimseme gibi, küresel rekabete yönelik çalýþmalara da ara verilmeden devam edilmesi gerektiðini söyledi. Tanýl Küçük, Ýstanbul Üniversitesi (ÝÜ) Fen Fakültesinde düzenlenen ‘’2. Ulusal Çalýþma Ekonomisi ve Yönetim Kongresi’nde yaptýðý konuþmada, son dönemde hayatýn her alanýnda, hýzlý, kapsamlý ve çok boyutlu deðiþimlere þahitlik ettiklerini belirterek, üretim, tüketim, ticaret, rekabet, bölüþüm gibi süreçlerin hýzla deðiþtiðini, üretim iliþkilerindeki deðiþimin, rekabetin bileþenlerini de deðiþtirdiðini vurguladý. Küçük, 19. ve 20. yüzyýl larda ulus larýn, tabiî kaynaklarý, bulunduklarý coðrafyanýn imkânlarý doðrultusunda rekabet gücü kazandýðýný, bugün ise mukayeseli üstünlüðün odaðýna insan unsurunun oturduðuna iþaret ederek, artýk, rekabet üstünlüðüne giden yolun, bilgi üretme yeteneði, eðitimli, nitelikli ve kalif iye insan gücünden geçtiðini ifade etti. Ýstanbul / aa
KRÝZDEN SONRA REKABETE KALDIÐI YERDEN DEVAM EDECEK
Küçük, ’Türkiye’de yeni yönetim tekniklerini uygulama konusunda, bazý önemli eksikliklerimiz bulunmaktadýr" dedi. FOTOÐRAF: CÝHAN
TANIL Küçük, Türk iþ dünyasý, özel sektörü olarak, küresel rekabet yarýþýna devam edebilmek için çalýþma hayatý ve yönetim anlayýþýndaki yenilikleri takip etmek durumunda olduklarýný vurgulayarak, þöyle devam etti: ‘’Türkiye’de yeni yönetim tekniklerini uygulama konusunda, bazý önemli eksikliklerimiz bulunmaktadýr. Ancak, tüm dünya ile birlikte yaþadýðýmýz aðýr krizde, sanayi kuruluþlarýmýz doðal olarak, önceliði, üretimi devam ettirmek, ayakta kalmak mücadelesine vermek zorunda kalmýþtýr. Ancak, her zaman ifade ettiðimiz gibi, tüm krizler gibi bu kriz de bir gün bitecek, ki bunun iþaretleri gelmeye baþlamýþtýr ve rekabet yarýþý kaldýðý yerden aynen devam edecektir. Dolayýsýyla, bizlerin, krizle mücadelenin yanýnda, yeni yönetim tekniklerini benimseme gibi, küresel rekabete yönelik çalýþmalara da ara vermeden devam etmemiz gerekmektedir.’’ Küçük, Türkiye’deki temel sorunlardan birinin üniversite ve iþ dünyasý arasýndaki baðýn yeterince güçlü olmamasý olduðunu kaydetti.
HABERLER
ALTIN DÜN 55.500 ÖNCEKÝ GÜN 55.200
C. ALTINI DÜN 370.000 ÖNCEKÝ GÜN 368.000
4/C’liler memurluk istedi
BÜRO Memur-Sen tarafýndan düzenlenen 4/C çalýþanlarýn sorunlarý ve çözüm teklifleri konulu Çalýþtay’ýn sonuç bildirgesi açýklandý. Türkiye Ýstatistik Kurumu’nda düzenlenen toplantýda 4/C’li personelin memur statüsüne geçirilmesi istendi. Büro Memur-Sen Ge nel Baþkaný Yusuf Yazgan, 4/C’li personelin maðduriyeti son bulana kadar çabalarýnýn süreceðini belirtti. Ankara / RECEP GÖREN
IMF, Avrupa’ya batýk banka kurumu önerdi
IMF Baþkaný Dominique Strauss-Kahn, Avrupa Birliði’ne (AB), batýk bankalarla ilgilenebilecek bir kurum oluþturmasýný önerdi. Dominique Strauss-Kahn, yaptýðý açýklamada, AB’nin mevcut batýk bankalarla ilgili planýnýn yetersiz ve gereðinden fazla maliyetli olduðunu belirterek, bu bankalarla ilgilenebilecek bir ‘’itfaiye takýmý’’nýn kurulmasýný önerdi. IMF Baþkaný, bu tür bankalarla uðraþacak yeni bir kurumun gerekli olduðunu kaydetti. Brüksel / aa
TOKÝ yeni bir indirim kampanyasý baþlatýyor
TOPLU Konut Ýdaresi (TOKÝ) tarafýndan 2008 sonuna kadar satýþlmýþ konut ve iþyerleri için indirim baþlatýlýyor. TOKÝ’den yapýlan açýklamaya göre, uygulama kapsamýnda konut ve iþyeri alýcýlarý, baþvuru tarihi itibariyle hesaplanacak borç bakiyelerini, peþinde yüzde 20, 3 ay vadelide yüzde 17 indirimli kapatabilecek. Uygulamadan yararlanmak isteyenler, 22 Mart19 Nisan 2010 tarihleri arasýnda ilgili banka þubelerine baþvuracak. Ankara / aa
Teþvik sistemi, gözden geçiriliyor DEVLET Bakaný Zafer Çaðlayan, bölgesel teþvik sistemini yeniden gözden geçirildiðini belirterek, 2011 yýlýna yeni teþvik sistemi ile gireceklerini söyledi. Çaðlayan, Ýngiltere’deki temaslarýný tamamlayýp Türkiye’ye dönerken uçakta
ÝSPARK ÝSPARK ÝSTANBUL OTOPARK ÝÞLETMELERÝ TÝC. A. Þ. YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐI’ NDAN, OLAÐAN GENEL KURULA ÇAÐRI METNÝ VE GENEL KURUL GÜNDEMÝ SAYIN HÝSSEDARLARIMIZ Þirketimizin 2009 yýlýna ait olaðan Genel Kurul Toplantýsý 08/04/2010 Perþembe günü saat 15:00’ de Fevzipaþa Cad. Emir Buhari Sokak No: 4-4/1 Fatih / ÝSTANBUL adresinde bulunan Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Kaynak Geliþtirme ve Ýþtirakler Daire Baþkanlýðý Toplantý Salonunda aþaðýdaki gündem maddelerini müzakere edip karara baðlamak üzere yapýlacaktýr. Olaðan Genel Kurula ait evraklar ortaklarýmýzýn tetkiki için þirket merkezinde incelemeye hazýr hale getirilmiþtir. Ortaklarýmýzýn, Olaðan Genel Kurul toplantýsýna, belirtilen tarih, saat ve yerde, varsa tüzel kiþiliklerini temsil eden yetkililerine örneðine uygun bir vekâlet (temsil belgesi) vererek katýlmalarýný arz ederim. Saygýlarýmýzla,
Konferansa Davet T. C. ÝPSALA SULH HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2006/469 Esas. Davacýlar GANÝME KARGI, SIDIKA BENZER, HAVVA TEKKARTAL tarafýndan davalýlar CEMAL GÜVEN, ÞÜKRAN ALTAY, NEDÝME CAMGÖZ, SÜHEYLA BALIK, PENBE GÜL SÖZERÝ, NURÝYE ERGÝN, ZEKERÝYA ÇETÝN, ZÝYNET BARUT, MELÝHA AK, YAÞAR BARUT, VEDAT BARUT, MESUDE BÝRÝNCÝ, MECBURE BARUT, MÝTHAT BARUT, FÝKRÝ BARUT, BURHAN BARUT, SEMRA ADALI, SEVÝNÇ ENGÝNAR, FATMA KIÞLAL, RAKÝBE ARSLAN, CAVÝDE ARSLAN, ÝLYAS ÝNAN, ÝRFAN ÝNAN, FATMA KESKÝN, FATMA KÖK, SANÝYE BARUT, OLCAY BARUT, SERAP ATAK, ÖZLEM BARUT, TALÝA OCAK, FAHRÝ BARUT, REMZÝ BARUT, YETER BABUÇ, YILMAZ BARUT, SEYÝDE GÜL ÇETÝN, FAHRETTÝN BARUT, BELGÝN TAK aleyhine açýlan ve Edirne ili, Ýpsala ilçesi, Ýbriktepe Beldesi sýnýrlarýnda bulunan 191 ada 10 parsel, 179 ada 42 parsel, 267 ada 13 parsel, 267 ada 14 parsel, 267 ada 17 parsel, 208 ada 36 parsel, 243 ada 85 parsel, 270 ada 7 parsel, 270 ada 8 parsel, 145 ada 44 parsel, 240 ada 9 parsel, 264 ada 10 parsel, 250 ada 16 parsel, 179 ada 43 parsel sayýlý taþýnmazlara iliþkin Ortaklýðýn Giderilmesi (Miras Nedenli) davasýnýn yapýlan açýk yargýlamasý sýrasýnda verilen ara kararý gereðince; DAHÝLÝ DAVALILAR; Cevdet ve Nazike oðlu FAHRETTÝN BARUT, Alaettin ve Emine kýzý MECBURE BARUT, Salih ve Gülsüm kýzý PENBE GÜL SÖZERÝ, Tahsin ve Rabiye kýzý SANÝYE BARUT, Nejdet ve Saniye kýzý ÖZLEM BARUT, Nejdet ve Saniye kýzý SERAP ATAK, Süleyman ve Leyla kýzý NURÝYE ERGÝN, Hilmi ve Nuriye oðlu ZEKERÝYA ÇETÝN ‘e gösterilen adreslerinde tebligat yapýlamamýþ ve geçerli adresleri de zabýta tahkikatýna raðmen bulunamamýþ olduðundan tebligatýn ilanen yapýlmasýna karar verilmiþ olup bu adý geçen dahili davalýlarýn duruþmanýn býrakýldýðý 14/04/2010 günü saat 09:30’da mahkememizde bizzat hazýr bulunmalarý veya kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri aksi takdirde yokluklarýnda yargýlamaya devam olunacaðý dava dilekçesi ve dahili dava dilekçesine esas olmak üzere ilanen teblið olunur. 05/03/2010 B: 4261
08/04/2010 TARÝHLÝ OLAÐAN GENEL KURUL GÜNDEMÝ 1- Açýlýþ ve Divan teþekkülü, 2- Toplantý tutanaðýnýn imzalanmasý hususunda Divana yetki verilmesi, 3- 2009 Yýlý Yönetim Kurulu faaliyet raporu ile Denetçi raporlarýnýn okunmasý ve müzakeresi, 4- 31.12.2009 tarihli Bilanço ve kâr -zarar hesaplarýnýn okunmasý, müzakeresi ve tasdiki, bilançoda belirli kârýn daðýtýlmasý hususunun görüþülmesi. 5- Yýl içinde meydana gelen Yönetim Kurulu üyeleri ile Denetçi deðiþikliklerinin Genel Kurulunun onayýna sunulmasý 6- Yönetim Kurulu üyelerinin ve denetçilerin 2009 yýlý faaliyetlerinden dolayý ayrý ayrý ibra edilmeleri, 7- Yönetim Kurulu Üyelerinin ve denetçilerin yeniden seçilmesi ve görev sürelerinin tespiti, 8- Yönetim Kurulu Üyelerinin huzur haklarýnýn ve Denetçi ücretlerinin tespiti, 9- TTK m. 334 ve m. 335’e göre Yönetim Kurulu üyelerine yetki verilmesinin görüþülmesi, 10- Dilek, temenniler ve kapanýþ. VEKÂLETNAME ÖRNEÐÝ ÝSPARK ÝSTANBUL OTOPARK ÝÞLETMELERÝ TÝC. A. Þ.’nin 08/04/2010 Perþembe günü saat: 15:00’de Fevzipaþa Cad. Emir Buhari Sokak No: 4-4/1 Fatih/Ýstanbul adresindeki, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Kaynak Geliþtirme ve Ýþtirakler Daire Baþkanlýðý Toplantý Salonunda yapýlacak Olaðan Genel Kurul Toplantýsýnda beni/bizi/þirketimizi temsile, oy vermeye, teklifte bulunmaya ve gerekli belgeleri imzalamaya yetkili olmak üzere...........................’yi vekil tayin ettim. VEKÂLETÝ VEREN ÝSÝM/ÝMZA/TARÝH ADI SOYADI UNVANI SERMAYE MÝKTARI HÝSSE ADEDÝ HÝSSE TUTARI ADRESÝ
gazetecilere yaptýðý açýklamada, bölgeler arasý, il ler arasý geliþmiþlik endekslerinin saðlýklý bir þekilde Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) tarafýndan tespit edildiðini, sektörel analizlerin yapýldýðýný söyledi. Ankara/aa
: : : : : :
Not: Vekâletnamenin noter tasdiksiz olmasý halinde vekâleti Verenin Noter tasdikli imza sirküleri/beyannamesi Vekâletnameye Eklenecektir. B: 18052
BÜYÜKCEKMECE 3. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜNDEN TAÞINIR AÇIK ARTIRMA ÝLANI Dosya No: 2010/5 Talimat. Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve deðerleri yazýlý mallar, satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci Artýrmanýn 24.03.2010 günü 11.00-11.10 Saatleri arasýnda Timur Otoparký Eskisilivri Cad. No: 1 Mimarsinan Büyükçekmece istanbul adresinde yapýlacak ve o günün kýymetinin % 60’ýna istekli bulunmadýðý takdirde, 29.03.2010 günü ayný yer ve saatte ikinci artýrma yapýlarak satýlacaðý, Þu Kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin yüzde kýrkýný bulmasýnýn ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklýlarýn toplamýndan fazla olmasýnýn ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 01 Oranýnda KDV'nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile dairemize baþvurmalarý ilan olunur. 04.03.2010 Muhammen Kýymeti : Tutarý-YTL Adedi Cinsi-Mahiyeti-Önemli nitelikleri 34 VIT 11 plakalý, 2002 model, Renault Clio Symbol marka hu13.000,00 YTL 1 susi otomobil, gri renkli, muhtelif çizikler mevcut,
B: 18113
Konu Konuþmacýlar Tarih Yer Organizasyon irtibat e-mail
ÝZMÝT
: Said Nursî, Toplum ve Gençlik : Mehmet Kutlular, Ýslâm Yaþar (Araþtýrmacý-Yazar) : 20 Mart 2010 Cumartesi Saat: 20.00 : Sabancý Kültür Merkezi ÝZMÝT / KOCAELÝ : Risale-i Nur Enstitüsü + Yeni Asya Ýzmit Temsilciliði : 0 (262) 321 67 71 - (0 532) 560 96 19 : yeniasya41@yahoo.com.tr
Seminere Davet
GÝRESUN
Konu : Risale-i Nur Mesleðinin Temel Esaslarý Konuþmacý: Sami Cebeci Saat: 19.30-21.00 Tarih : 20 Mart 2010 (Cumartesi) Yer : Yeni Asya Vakfý, Sarý Apt. No: 2 Merkez/ GÝRESUN Organizasyon: Risale-i Nur Enstitüsü Giresun Temsilciliði Ýletiþim : (0 542) 686 25 43
Se mi ne re Da vet
ANTAKYA
Konu : B. Said Nursî ve Demokratik Açýlým Konuþmacý : M. Latif Salihoðlu Tarih : 20 Mart 2010 Cumartesi Saat: 20:00 Yer : Antakya Þehir Stadyumu Karþýsý Organizasyon: Antakya Yeni Asya Temsilciliði Tel : (0 505) 591 47 87
Konferansa Da vet
ÇORUM
Konu : Demokrasi ve Ýnsan Haklarý Konuþmacý : M. Tahir Ünverdi Saat: 13.00 Tarih : 21 Mart 2010 Pazar Yer : Turgut Özal Ýþ Merkezi Konferans Salonu Organizasyon: Çorum Yeni Asya Temsilciliði Ýletiþim : 0 (364) 226 03 86- (0 537) 250 23 41
ÝSTANBUL VERGÝ DAÝRESÝ BAÞKANLIÐINDAN ÝLANEN TEBLÝÐ
Kâðýthane Vergi Dairesi Mükelleflerine ait olup yukarýda adý, soyadý ve unvaný yazýlý mükellefler adýna salýnan vergi ve cezalar nedeniyle tanzim olunan ödeme emirleri bilinen adreslerinde bulunmamalarý nedeniyle teblið edilemediðinden 213 sayýlý V.U.K nun 103-106. Maddelerine istinaden ilgililerin ilan tarihinden baþlayarak bir ay içerisinde vergi dairesine bizzat veya bilvekâle müracaatta bulunmalarý veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açýk adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayýtlý teblið yapýlacaðý, bir ayýn sonunda müracaatta bulunmayan veya açýk adreslerini bildirmeyenler hakkýnda iþbu ilanýn neþri tarihinden itibaren bir ayýn sonunda teblið yapýlmýþ sayýlacaðý ilan olunur.
B: 18024
renkli:Mizanpaj 1
14
3/19/2010
3:37 PM
Page 1
C M YK
SPOR
YENÝASYA / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
Ýspanya Bursaspor'u konuþuyor ÝSPANYOL SPOR GAZETESÝ MARCA, SÜPER LÝGDE EN YAKIN RAKÝBÝ G.SARAY'IN 2 PUAN ÖNÜNDE LÝDER OLAN BURSASPOR'U ÖVDÜ. MARCA, ''ORMANIN KRALI TÝMSAHLAR, 3 BÜYÜKLERÝN EGEMENLÝÐÝNE SON VERMEYÝ DÜÞLÜYOR'' DEDÝ. ÞAMPÝYONLAR LÝGÝ'NDE KURALAR ÇEKÝLDÝ
ARSENAL-BARCELONA B. MÜNÝH-M. UNÝTED AVRUPA Þampiyonlar Ligi'nde çeyrek final kuralarý, Ýsviçre'nin Nyon kentinde çekildi. Avrupa Þampiyonlar Ligi çeyrek ve yarý final kuralarýna Ýspanya'dan Barcelona, Fransa'dan Bordeaux ve Lyon, Ýngiltere'den Arsenal ve Manchester United, Almanya'dan Bayern Münih, Ýtalya'dan Ýnter ve Rusya'dan CSKA Moskova takýmlarý katýldý. Kura çekiminde çeyrek final eþleþmeleri þöyle oluþtu: Lyon-Bordeaux, Bayern Münih-Manchester United, ArsenalBarcelona, Ýnter-CSKA Moskova. Çeyrek final ilk maçlarýnýn 30-31 Mart'ta oynanacaðý ''Devler Ligi''nde, rövanþ karþýlaþmalarý 6-7 Nisan'da yapýlacak. Yarý final ilk karþýlaþmalarý 20-21 Nisan, rö vanþlarý 27-28 Nisan'da oynanacak. Final maçý ise 22 Mayýs'ta Ýspanya'nýn baþkenti Madrid'de Santiago Bernabeu Stadý'nda yapýlacak.
ÝSPANYOL spor gazetesi Marca, Turkcell Süper Lig'de 25. haftanýn sonunda en yakýn rakibi Galatasaray'ýn 2 puan önünde lider olan Bursaspor'a övgüler yaðdýrdý. ''Bursaspor Türkiye'de devrim yapýyor'' baþlýðý altýnda verilen haberde, ''25. haftanýn sonunda Timsahlar ormanýn kralý oldular ve þimdiden Rijkaard'ýn Aslanlarýnýn 2, Kartal Beþiktaþ'ýn 4, Dani Güiza'nýn Kanaryalarýnýn 6 puan önünde. Bursaspor, 3 büyükler olan Galatasaray, Fenerbahçe ve Beþiktaþ'ýn egemenliðine son vermeyi düþlüyor'' denildi. Bursaspor'un, 3 büyüklere nazaran çok daha az bir bütçesi olduðuna dikkat çeken Marca gazetesi, Anadolu kulübünün baþarýsýnda en büyük paylardan birinin 40 yaþýndaki teknik dirketör Ertuðrul Saðlam'a ait olduðunu bildirdi. Bu arada Bursaspor'un
Arjantinli golcüsü Pablo Martin Batal la, Ýspanyol gazetesine verdiði demeçte, ''Sezon baþýnda en büyük hedef imiz Þampiyonlar Ligi'ne kalmaktý. Baþlarda, içimizden herhangi biri sezonu ikinci veya üçüncü bitireceðimiz üzerine imza atardý ama þimdi sadece þampiyonluðu kazan-
mayý ve tarih yazmayý düþünüyoruz. Bursa þehri þu anda bir rüyayý yaþýyor. Alçakgönül lü bir takýmýz ama umarým lig þampiyonluðunu kazanýp gele cek yýl Þampiyonlar Ligi'nde oynayabiliriz'' dedi. Ba tal la, her yerde hücuma yönelik bir futbol oynadýklarýný ve gerek sahalarýnda gerek se deplasmanda en fazla puan kazanan takým olduklarýný belirterek, Fenerbahçe karþýsýnda 2-0'dan sonra gelen 3-2'lik galibiyete Türk gazetecilerin bile inanamadýðýný ifade etti. Deportivo Cali'den Bursaspor'a ilk geldiðinde uyum sorunu yaþadýðýný, ancak þu andaki pozisyonunda kendini çok rahat ve özgür hissettiðini anlatan Batal la, ''De vamlýlýk olunca gol lerin gelmesi fazla za man almadý'' þeklinde konuþtu.
Onur: Kalem kapalý TRABZONSPOR'UN BAÞARILI GENÇ KALECÝSÝ ONUR RECEP KIVRAK, ''GALATASARAY'IN O GÜÇLÜ HÜCUM HATTINA GOL ÞANSI VERMEYECEÐÝMÝZÝ DÜÞÜNÜYORUM'' DEDÝ. etmek istiyoruz. Takým arkadaþlarým, hocalarým, yönetim, hepsi kenetlenmiþ durumdayýz. Ýnþal lah en iyi þekilde mücadele edip kazanýrýz'' dedi. Bordo-mavili takýmýn kalecisi, Galatasaray'da Keita'nýn formda olduðunu, sakatlýðý düzelen Milan Baros'un takýma katýldýðýný, cezasý biten Arda'nýn da takýmda yer alacaðýný, ancak bu durumun kendisini endiþelendirmediðini kaydederek, ''Galatasaray'ýn hücum hattýnýn hepsi birbirinden kaliteli. Yetenekli futbolcular, ama derbi maçlarýn konsantrasyonu çok farklý olur. Takým arkadaþlarým da bunun bilincinde. Takým arkadaþlarýmla en iyi biçimde mücadele edip Galatasaray'ýn o güçlü hücum hattýna gol þansý vermeyeceðimizi düþünüyorum'' diye konuþtu. DERBÝLERÝ KAZANMALIYIZ Onur Recep Kývrak, bordo-mavili takýmýn en son büyük bir takým karþýsýndaki galibiyetini 10 Mayýs 2008 tarihinde ligin son haftasýnda Fenerbahçe'yi 2Onur Kývrak, Galatasaray forvetinden korkmadýðýný söyledi.FOTOÐRAF: A.A 0 yendiði karþýlaþmada aldýðýný anýmsa tarak, ''O maçta takýmýn kalesini koruKývrak, 12 maçta 8 gol (maç baþýna 0.67) kalesinde gör- mak bana nasip olmuþtu. Ýnþalllah, bu maçta da öyle odü. Onur Recep Kývrak, yaptýðý açýklamada, bordo-ma- lur. Derbilerde takým olarak ellerimizden geleni yapýyovili takýmýn uzun süredir bir derbi maçý kazanamadýðý- ruz, ama bir þansýzlýk yaþýyoruz. Bu þansýzlýðý kýrmak istiný belirterek, ''Bunun da bilincindeyiz. Bu hafta gerçek- yoruz. Derbi kazanamamanýn üzerimizde bir baský oluþten çok önemli bir hafta. Galatasaray maçýnda 3 puan turduðuna katýlmýyorum. Elimizden gelenin en iyisini alýp lig yarýþýný sürdürmek amacýndayýz. Uzun bir süre- yapýp artýk bu þanssýzlýðýmýzý da sona erdirmek istiyoruz'' den sonra derbi maçýný kazanýp taraftarýmýzý da mutlu ifadelerini kul landý. TRABZONSPOR kalecisi Onur Recep Kývrak, hafta sonu sahalarýnda karþýlaþacaklarý Galatasaray'ýn güçlü bir hücum hattýnýn bulunduðunu, ancak onlara gol þansý vermeyeceklerini düþündüðünü söyledi. Ligin 14. haftasýndaki Eskiþehirspor maçý öncesi kaleyi Senegal li Tony Sylva'dan devralarak teknik direktör Þenol Güneþ'in deðiþmez isimlerinden olan Onur Recep
Mehmet Okur'un heykeli Yalova'da liseye dikildi
NBA takýmlarýndan Utah Jazz'da forma giyen milli basketbolcu Mehmet Okur'un heykeli, Yalova'da bir lisenin bahçesine dikildi. Yalova Belediyesi tarafýndan yaptýrýlan yaklaþýk 3 metre boyundaki heykel, Þehit Osman Altýnkuyu Anadolu Lisesi'nin bahçesine yerleþtirildi. Kentin yetiþtirdiði önemli sporculardan biri olan Mehmet Okur'un heykeli için önümüzdeki günlerde bir açýlýþ töreni düzenleneceði, törene milli basketbolcunun da çaðrýlacaðý bildirildi. Heykelle birlikte açýlýþý yapýlacak okulun spor salonuna da Mehmet Okur'un isminin verilmesinin gündemde olduðu öðrenildi.
Gaziantep maçý hazýrlýklarýný dünkü antrenmanla tamamlayan Fenerbahçeli futbolcular neþeli göründü.
F.Bahçe Antep'i konuk ediyor TÜRKCELL Süper Lig'de bugün kendi sahasýnda Gaziantepspor ile karþýlaþacak olan Fenerbahçe, rakibini yenerek çýkýþa geçmek istiyor. Ligde geçen hafta deplasmanda Gençlerbirliði ile berabere ka larak 2 puan yitiren ve 4. sýraya gerileyen sarý-lacivertliler, bugün seyircisinin önünde Gaziantepspor'u yenerek, galibiyet serisi yakalamayý hedefliyor. Fenerbahçe'de Bilica, sarý kart cezasý sýnýrýnda bulunuyor. Brezilyalý futbolcu, bugünkümaçta sarý kart görürse, 4. sarý karta ulaþarak cezalý duruma düþecek ve gelecek hafta Galatasaray ile yapýlacak derbi maçta yer alamayacak.
Fenerbahçe'de geçen hafta Gençlerbirliði maçýnda yedek soyunan Güzia'nýn bu maçta ilk 11'de oynama ihtimali yüksek. Daum'un, Gençlerbirliði maçýnda forvette görev verdiði Gökhan Ünal'ýn yerine bu hafta Ýspanyol golcüyü oynatmasý, Özer'e de sol kanatta görev vermesi bekleniyor. Daum, dünkü idmanda, sakatlýðý bulunan Cristian'ýn yerine de Deniz'i as takýmda denedi. Kýrmýzý kart cezasý biten kaptan Alex, ilk 11'deki yerini alacak. Þükrü Saracoðlu Stadý'nda saat 19.00'da baþlayacak Fenerbahçe-Gaziantepspor maçýný hakem Kuddusi Müftüoðlu yönetecek.
Beþiktaþ Kulübü 107. yaþýný kutluyor
BEÞÝKTAÞ Kulübü Baþkaný Yýldýrým Demirören, siyahbeyazlý kulübün kuruluþunun 107. yýlý dolayýsýyla kutlama mesajý yayýmladý. Demirören, kulübün internet sitesinde yer alan mesajýnda þunlarý kaydetti: ''Beþiktaþýmýz, Serencebey semtinde 22 yürekli büyüðümüz tarafýndan kurulmuþ, 107 yýldýr nesillerden nesillere gururla taþýnmýþ, milyonlarýn sevgisiyle bugünkü çaðdaþ düzeyine ulaþmýþtýr. Beþiktaþ'ý 107 yýldýr tertemiz duygular, sevgi, aþk, fedakarlýk, emek, hizmet, dayanýþma, birlik beraberlik ayakta tutmuþtur. Demirören Bizim en büyük gücümüz, bu deðerlerimizdir. Beþiktaþýmýz'ýn bir semt takýmý olarak doðup, dünyanýn tanýdýðý bir kulüp haline getiren þanlý tarihine yeni zaferler, yeni þampiyonluklar, Avrupa ve dünya arenasýnda baþarýlarla dolu devamlýlýk, çaðdaþ vizyon kazandýrmak için hep beraber omuz omuza, yýlmadan, azimle çalýþmaya devam edeceðiz. Kulübümüzün 107. yýlýna girdiði bugünde, dünyadaki tüm Beþiktaþlýlar'ý en içten dileklerimle kutluyor, sevgi ve saygýlarýmý sunuyorum.''
Diyarbakýrspor'un Iraklý futbolcu Besam kayýp
DÝYARBAKIRSPOR, sezon baþýnda renklerine baðladýðý Iraklý futbolcu Besam Abbas'dan haber alamýyor. Teknik Direktör Güvenç Kurtar, "Besam kayýp. Nerede olduðunu, yaþayýp yaþamadýðýný bilmiyoruz." dedi. Kulübünün futbolcu için federasyona baþvurduðu öðrenildi. Diyarbakýrsporlu futbolculardan Basem Abbas, sýrra kadem bastý. Pazartesi günü idmanda olmasý gereken futbolcu aradan 5 gün geçmesine raðmen bulunamadý. Kulüp yöneticileri tüm çabalara raðmen sporcuya ulaþamayýnca Türkiye Futbol Federasyonu'na baþvurdu. Sezon baþýnda teknik direktör Ziya Doðan tarafýndan alýnan Iraklý futbolcu Besam Abbas, oynadýðý güzel futbol la dikkat çekiyordu. Basem'in Diyarbakýrspor'un Seyrantepe Tesisle ri'nde yaptýðý idmanlara katýlmamasý teknik direktör Güvenç Kurtar'ý da endiþelendirdi.
Þikeci Ukraynalý hakeme ömür boyu men cezasý
AVRUPA Futbol Federasyonlarý Birliði (UEFA), Avrupa'daki þike skandalýna karýþtýðý gerekçesiyle Ukraynalý hakem Oleh Orekhov'u ömür boyu müsabakalardan men cezasýna çarptýrdý. UEFA'nýn açýklamasýnda, Alman polisinin þike ve futbolda yolsuzlukla ilgili soruþturmasýndan edinilen bilgiler ýþýðýnda, Orekhov'un ''futbolla ilgili herhangi bir faaliyete katýlmasýnýn'' yasaklandýðý belirtildi. Açýklamada, 42 yaþýndaki Orekhov'un yönettiði hangi maçlarda þikeye karýþtýðý kaydedilmedi. Uluslararasý maçlarda da görev alan Orekhov, 2010 Dünya Kupasý elemelerinde Karadað'ýn evinde Bulgaristan ile 2-2 berabere kaldýðý ve Ýspanya'nýn evinde Estonya'yý 3-0 yendiði maçlarý da yönetmiþti. Temyize gidebilecek Orekhov, UEFA'nýn cezalandýrdýðý 3. hakem oldu.
UEFA'DA ÇEYREK FÝNALÝSTLER Olympique Marsilya - SL Benfica.........................: 1-2 Standard Liege - PanathinaikoS..................... ...: 1-0 Fulham - Juventus ................................................: 4-1 Werder Bremen - FC Valencia .............................: 4-4 Anderlecht - Hamburg SV....................................: 4-3 Vfl Wolfsburg - Rubin Kazan .............................: 2-1 Sporting Lizbon - Atletico Madrid.......................: 2-2 Liverpool - Lille .....................................................: 3-0 Not: Siyah puntolu takýmlar çeyrek finale yükseldi.
Bank Asya 1. Lig'de dev maç: Bucaspor-Karabükspor
BANK Asya 1. Lig'de lider Kardemir Karabükspor ile en yakýn takipçisi Bucaspor bugün Ýzmir'de karþý karþýya gelecek. Ligde 60 puanla lider durumda bulunan Kardemir Karabükspor ile 52 puanla ikinci sýrada yer alan Bucaspor, saat 13.30'da Yeni Buca Stadý'nda karþýlaþacak. Süper Lig'e doðrudan yükselme yolunda avantajlý olan iki ekipten Karabükspor, ligde en son maðlubiyetini 9. haftada deplasmanda Orduspor'a 3-1 yenilerek almýþtý. 9. haftadan bu yana oynadýðý 17 maçta 14 galibiyet ve 3 beraberlik alan Karabükspor'un rakibi Bucaspor, geçen hafta elde ettiði galibiyetle ligde büyük bir avantaj yakaladý.
HABERLER
TÜRKCELL SÜPER LÝGDE PROGRAM
MARDÝN'DE BEÞÝKTAÞ COÞKUSU: Mardin'de bulunan Beþiktaþ Kulübü Kadýn, Aile ve Çocuk Ýstiþare Heyeti, kulübün 107. kuruluþ yýldönümü dolayýsýyla Yeþilli ilçesine baðlý Dereyaný Köyü Ýlköðretim Okulu ek binasýnýn açýlýþ törenine katýldý. Beþiktaþ Kulübü Baþkaný Yýldýrým Demirören'in eþi Revna Demirören, okul bahçesinde toplanan öðrencilere hediyeler verip, sohbet etti. FOTOÐRA: A.A.
20 Mart 2010 Cumartesi 14:00 Manisa - Ý.B.B. (Halit Özkahya) 14:00 D. Bakýr - Antalya (Ýlker Meral) 19:00 F. Bahçe - G. Antep (Kuddusi Müftüoðlu) 21 Mart 2010 Pazar 14:00 Sivas - G. Birliði (Barýþ Þimþek) 14:00 A. Gücü - Kayseri (Aytekin Durmaz) 19:00 Trabzon - G. Saray (Yunus Yýldýrým) 22 Mart 2010 Pazartesi 20:00 Bursa - Denizli (Serkan Çýnar)
renkli:Mizanpaj 1
3/19/2010
2:24 PM
Page 1
C M YK
15
AÝLE - SAÐLIK YENÝASYA / 20 MART 2010 CUMARTESÝ
Hazýrlayan: RECEP BOZDAÐ
Sýnav kaygýsýný nasýl kontrol edebiliriz?
ÝÇÝNÝZDEKÝ UZMAN CANAN DEMÝRYÜREK /Özel Eðitim Uzmaný
Bebekler duyamadýklarýný söyleyemezler
canandemiryurek@turkuazpsikoloji.com
Merhaba; Uzun yýllar eðitim ve saðlýk sektöründe bir çok alanda çalýþýp gençleri ve ailelere seminerler&seanslar veren ve halen de vermeye devam eden bir eðitim uzmanýyým. En çok karþýlaþtýðým, ailelerden ve gençlerden gelen sorularla sizlerle birlikte olacaðým. Sürekli sözlü olarak birçok insanýn sorunlarýný beraber çözmeye çalýþtýk. Þimdi inþallah yazýlarýmla sizlerin de en çok karþýlaþtýklarýnýz sorunlarýnýzý çözmeye çalýþacaðýz. Bugün sizlere son zamanlarda gençleri en çok sýkan sýnav kaygýsýný açýklayarak nasýl baþa çýkacaðýmýzý anlatacaðým. En çok sorulan sorulardan bir tanesi “Hocam biz bu sorunu neden yaþýyoruz? Nasýl çözebiliriz? Neden kaynaklanýyor?” Ben de bu sorularla karþýlaþtýðýmda, gençlere, “Sorunumuzun ne olduðunu, neler yaþadýðýmýzý, hayatýmýzýn akýþýný nasýl deðiþtirdiðini biliyor musunuz?” diye cevap veriyorum. Ýsterseniz sýnav kaygýsýný açýklýyayým; Sýnav öncesinde öðrenilen bilgilerin, sýnav sýrasýnda etkili bir biçimde kullanýlmasýna engel olan ve baþarýnýn düþmesine yol açan yoðun kaygýya, sýnav kaygýsý denir. Kaygý, stresli durumlarda yaþanan fýtrî bir duygudur ve hayatýn tabiî bir parçasýdýr. Eðer; ders çalýþmaktan rahatsýzlýk duyuyorsanýz, ders çalýþmayý sürekli erteliyorsanýz, derslerle ilgili konuþmalardan kaçýnýyor veya geçiþtiriyorsanýz, saatlerce ders çalýþýyor, ancak çalýþtýðýnýz konuyu anlamýyorsanýz, kendinizden beklenen baþarýyý gösteremiyorsanýz.... Sýnav sýrasýnda; bir boþluk yaþýyor, bütün bildiklerimizi unuttuðumuzu zannediyor, kendimizde bazý rahatsýzlýklar hissediyorsanýz (terliyor, kalbiniz sýkýþýyor, elleriniz titriyor, nefesiniz daralýyor, çok heyecanlanýyorsanýz )... Bu sebeple baþarýnýz düþüyorsa “sýnav kaygýnýz var” demektir. Sýnav kaygýsý ile beraber görülen fiziksel, duygusal ve davranýþsal belirtilerden bazýlarý; mide kasýlmasý, bulanmasý, baþ aðrýlarý, aðýz kurumasý, çarpýntý, yoðun endiþe, gerginlik, tolerans azalmasý, korku, kaçma (ders çalýþmayý býrakma, sýnavý yarýda býrakma), ders çalýþmayý erteleme, sýnava girmeme... Sýnav kaygýsý yaþarken zihnimizden geçen olumsuz düþüncelerden bazýlarý ise genelikle ‘Ya baþarýsýz olursam’,‘Ya kazanamazsam’, ‘Eyvah, yine sýnav yaklaþýyor. Çalýþmamý yetiþtiremeyeceðim’,‘Bu sýnavda baþarýsýz olacaðým ve herkes aptal olduðumu düþünecek’, ‘Çalýþtýðým halde kendimi yeterli görmüyorum’, ‘Zaman kalmadý. Hiçbir þey bilmiyorum. Herkes çalýþmasýný bitirmiþtir’ gibi düþüncelerdir… Sýnav kaygýsý ile baþ etmek için, gerçekçi olun, olumsuz sonuçlarý genellemeyin, alternatiflerinizi gözden geçirin, kendinize güvenin, sýnav öncesi dinlemiþ olun, son dakika çalýþmasýndan kaçýnýn, sýnav öncesinde diðer adaylar hakkýnda sýnavla ilgili konuþmayýn. Sýnav kaygýsýný azaltmak için ise sýnavlara bir plan ve program dahilinde hazýrlanmak, çalýþmalarý “asla” ertelememek, zamaný verimli kullanmak, beklentiyi gerçekçi tutmak, olumsuz duygu, düþünce ve davranýþlardan kaçýnmak gerekmektedir. Eðer bu konuda kiþi zorluklar yaþamaya devam ediyorsa mutlaka konu ile ilgili uzmanlardan destek almasý gerekmektedir. Kaygý, yarýnýn faresinin bugünün peynirini yemesidir…
KULAK BURUN BOÐAZ UZMANI DR. ABDULLAH GÜNEN, BEBEKLERDE ÝÞÝTME KAYBININ ÝLK 3 AY ÝÇÝNDE TESBÝT EDÝLMEYE ÇALIÞILMASI GEREKLÝLÝÐÝNÝ VURGULADI.
MÜDAHALE SÜRESÝ 18 AY Dr. Günen, 1996’da yapýlan bir çalýþmada hafif-orta iþitme kayýplý risk faktörlü ailelerin ortalama çocuklarýnýn iþitme kaybýndan þüphelenme süresinin 8 ay, bunun doðrulanma süresinin 12 ay, müdahale süresinin de 18 ay olduðunun belirlendiðini dile getirdi.
Dünyanýn yüksek tansiyonu düþüyor AVRUPA Hipertansiyon Derneði (ESH) Baþkaný Prof. Dr. Krzysztof Narkiewicz, dünya genelinde yüksek tansiyonda düþüþ olduðunu belirterek, ‘’Ýnsanlar artýk modern hayatýn sýkýntýlarýna ve strese adapte olabiliyor’’ dedi. Yüksek tansiyon konusunun ele alýndýðý uluslar arasý bir toplantý dolayýsýyla Ýstanbul’da bulunan Narkiewicz, büyük tansiyonun kiþinin yaþýna göre yüksek olmasýna halk arasýnda ‘’yüksek tansiyon’’,týp dilinde ise ‘’hipertansiyon’’ denildiðini anýmsattý. Yüksek tansiyonun genellikle belirti vermediðini, tesadüfen bulunduðunu bildiren Narkiewicz, ‘’Düzensiz yaþam tarzý, aþýrý tuz tüketimi, stres de tansiyonu yükselten faktörler arasýnda. Hastanýn hayat tarzýný da deðiþtirme gerekliliði var’’ dedi. Son yýllarda dünya genelinde ortalama rakamlara bakýldýðýnda yüksek kan basýncý deðerlerinde, yani yüksek tansiyonda düþüþ olduðunu vurgulayan Narkiewicz, insanlarýn artýk modern hayatýn sýkýntýlarýna ve strese adapte olabildiðini belirtti.
UZMANLAR çocuklarýn, iþitme kaybý olup olmadýðýnýn belirlenmesi için ilk 3 ayda mutlaka doktor kontrolünden geçmesi gerektiðini belirtiyor. Bursa Özel Doruk Hastanesi’nden Kulak Burun Boðaz Uzmaný Dr. Abdullah Günen, çocuklarýn iþitme kayýplarýnýn nedenlerinin çeþitli olduðunu söyledi. Ýþitme kaybýnýn derecesi ne olursa olsun, çocuðun konuþma ve dil öðrenmesini etkilediðine iþaret eden Uzman Dr. Günen, iþitme kaybýnýn ayný zamanda sosyal ve duygusal sorunlara yol açtýðýný kaydetti. Ýþitme kaybý ne kadar az ise konuþmanýn o kadar iyi olduðunu anlatan Dr. Günen, 30 desibellik bir iþitme kaybýnýn bile çocuðun konuþmayý öðrenmesini olumsuz yönde etkilediðini vurguladý. ‘s,p,t,k,h’ gibi ünsüz harflerin çok düþük þiddette konuþma enerjisi taþýdýðýný açýklayan Dr. Günen, þu bilgileri verdi: “Konuþmayý ve dili öðrenmiþ olan eriþkinler dinleme sýrasýnda bu sesleri duyamamaktan oluþan ara boþluklarý beyinlerinde ta-
HÝPERTANSÝYONUN hâlâ dünya genelinde yeterince tedavi edilemediðini kaydeden Narkiewicz, þu bilgileri verdi: ‘’Hipertansiyon ile mücadelede hekim ve hastanýn koordineli çalýþmasý önemli. Piyasada yüksek tansiyon þikâyeti olanlarýn yüzde 90’ýna uygun ilâçlarý bulmak mümkün. Yine de hastalar yeterince tedavi almýyor. Hastaya uygun hipertansiyon ilâcý her zaman doktoru tarafýndan seçilmelidir. Tansiyon tedavisi sabýr gerektiriyor. Bir aylýk, iki aylýk, üç aylýk kýsa vadeli çözümler yerine
mamlar. Yeni öðrenmekte olan bebeklerin sesleri algýlayýp belleklerine kaydedebilmeleri için bütün seslerin açýk ve berrak olarak duyulmasý gereklidir. Frekanslara göre iþitme þekli, kaybýn sabit veya ilerleyici olmasý, baþlangýç zamaný, taný zamaný, iþitme cihazýnýn uygulama zamaný, verilen eðitimin þekli ve yoðunluðu konuþma ve dilin öðrenilmesinde önem taþýr. Çocukta iþitme kaybý gizli bir engeldir. Bebekler iyi duyamadýklarýný söyleyemezler. 6 haftalýktan itibaren, normal iþiten bebekler, insan sesine diðer seslerden daha fazla tepki verirler. 6 aylýk bir bebek dili analiz etmeye baþlar, onu parçalara böler, daha sonra tekrar birleþtirebilmek üzere dili belleðine kaydeder” diye konuþtu. Bebeklerde iþitme kaybýnýn ilk 3 ay içinde tesbit edilmeye çalýþýlmasý gerekliliðini vurgulayan Dr. Abdullah Günen, iþitme kaybý açýsýndan risk taþýyan bebeklerin tarama çalýþmalarýnda belirgin iþitme kaybý olanlarýn, ortalama yüzde 50’sinin teþhis edilebildiðini söyledi. Bursa / cihan
20-30 yýllýk dönemde etkin olacak tedavilere odaklanýlmalý. Uzun vadeli tedavi ileride görülebilecek inme, kalp rahatsýzlýklarý, böbrek yetersizliði risklerini azaltýr.’’ Kan basýncýnda ani iniþ çýkýþlarýn hastalarý korkutabildiðine dikkati çeken Narkiewicz, ‘’Önemli olan hastanýn ortalama tansiyonuna bakýp karar verebilmektir. Tansiyon, hava sýcaklýðý gibidir. Zaman zaman iniþ çýkýþlarý olabilir. Ortalama seyri dikkate almak önem taþýr’’ diye konuþtu.
renkli:Mizanpaj 1
3/19/2010
2:29 PM
Page 1
C M YK ÜM ÝT V Â R O L U N U Z : Þ U Ý STÝKBAL ÝNKILÂBI ÝÇÝNDE EN YÜKSEK GÜR SADÂ ÝSLÂMIN SADÂSI OLACAKTIR
Y 20 MART 2010 CUMARTESÝ
Anayasa Mahkemesinin, ilköðretimin 5. sýnýfýný bitirenler için tatil döneminde yaz Kur’ân kurslarý açýlabileceðini öngören kanun hükmünün iptal isteminin gerekçeli kararý, Resmî Gazete’nin dünkü sayýsýnda yayýmlandý.
Belçika danýþtayý, okulda baþörtü yasaðýný durdurdu FEDERE yapýlý Belçika’da nüfusun yaklaþýk yüzde 60’ýnýn yaþadýðý Flaman bölgesindeki devlet okul larýnda geçen yýl Eylül ayýnda kademeli olarak uygulamaya konan baþörtüsü yasaðý, Danýþtay tarafýndan askýya a lýndý. Bir öðrencinin baþvurusu üzerine konuyu gündemine alan Belçika Danýþtayý, devlet okul larýndaki baþörtüsü yasaðýný askýya alarak yetki karma þasýnýn çözülmesi için Anayasa Mahkemesinden görüþ istedi. Danýþtay, Flaman bölgesindeki o kul larda baþörtüsü yasaðýnýn ka-
nun yerine Flaman Eðitim Konseyi’nin genelgesiyle düzenlenmesinin Belçika anayasasýna uygun olup olmadýðýnýn açýklýða kavuþturulmasýnýn ar dýndan nihaî kararýný verecek. Flaman Eðitim Konseyi, 11 Eylüldeki genelgesinde, “öð rencilere özgür ve kaliteli bir eðitim imkâný sunmak için” din dersleri haricinde bütün resmî eðitim kurumlarýnda dinî simgeleri yasaklamýþ, baþörtülü öðrencileri bulunan okul lara 1 yýl geçiþ süresi tanýmýþtý. Brüksel / aa
Kazakistan’daki oteller ‘helâl sertifikasý’ istiyor KAZAKÝSTAN’DA bir çok otelin, Ýslâmî kural lara ve standartlara uyun olduðunu gösteren helâl sertifikasýný almak istediði belirtildi. Baþþehir Astana ve Almatý kentindeki otel lerin helal sertifikasýna büyük ilgi gösterdikleri kaydedildi. Kazakistan’ýn 2011 yýlýnda düzenlenecek 7. Asya Kýþ Oyunlarý ‘na ev sahipliði yapacaðýný hatýrlatan yetkililer, otel sahiplerinin Müslüman müþterileri için bu yola baþ vurduklarýný
söyledi. Sertifika alabilmek için Helal Standartlarý Komitesi’ne 22 otelin baþvuruda bulunduðu açýklandý. Kazakistan Helal Standartlarý Komitesi Baþkaný Marat Sarsenbekov, helal sertifikasý alabilmek için otel lerin uymasý gereken bir takým kural lara olduðunu söyledi. Sarsenbekov, “Otelde içki olmamalý. Her odaya Kur’ân-ý Kerim ve seccade koymak zorundasýnýz” ifadesini kul landý. Almatý / cihan
Yaz Kur’ân kurslarý eðitimi engellemez ANAYASA MAHKEMESÝ, YAZ KUR'ÂN KURSLARININ EÐÝTÝM FAALÝYETÝNÝ ENGELLEMESÝNÝN SÖZ KONUSU OLMADIÐINI AÇIKLADI: DÝN EÐÝTÝMÝ, KÜÇÜKLERÝN GELÝÞÝMÝNDE ÇOK ÖNEMLÝ. ANAYASA Mahkemesi, ‘’il köðretimin beþinci sý nýfýný bitirenler için, okul larýn tatil olduðu dönemde, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnca açýlýp, Mil lî Eðitim Bakanlýðýnýn gözetim ve denetiminde yürütülecek ve katýlýmýn kiþilerin kendi isteði, küçüklerin ise kanunî temsilcilerinin talebine baðlý olduðu yaz Kur’ân kurslarýnýn, sekiz yýl lýk zorunlu ve kesintisiz laik eðitim ve öðretim faaliyetini engel lemesinin söz konusu olmadýðýný’’ belirtti. Anayasa Mahkemesinin, il köðretimin 5. sýnýfýný bitirenler için tatil döneminde yaz Kur’ân kurslarý açýlabileceðini öngören kanun hükmünün iptal isteminin gerekçeli kararý, Resmî Gazete’nin dünkü sayýsýnda yayýmlandý. Danýþtay Ýdari Dâvâ Daireleri Kurulu, baktýðý bir dâvâda, 633 sayýlý Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnýn Kuruluþ ve Görevleri Hakkýnda Kanun’a 1999 yýlýnda eklenen Ek Madde 3’ün birinci fýkrasýnýn üçüncü tümcesindeki ‘’il köðretimin 5. sýnýfýný bitirenler için tatil lerde ve Mil lî Eðitim Bakanlýðýnýn denetim ve gözetiminde yaz Kur’ân kurslarý açýlýr’’ ibaresi ile ‘’Kur’ân kurslarýnýn açýlýþ, eðitim öðretim ve denetimleri ile bu kurslarda okuyan öðrencilerin
barýndýðý yurt veya pansiyonlarýn açýlýþ ve çalýþmalarýna dair hususlarýn yönetmelikle düzenleneceðini’’ öngören ikinci fýkrasýnýn Anayasa’ya aykýrý olduðunu ileri sürerek, Anayasa Mahkemesine baþvurmuþtu. Yüksek mahkeme, gerekçeli kararýnda, Mil lî Eðitim Bakanlýðýnýn gözetim ve denetiminde faaliyet gösterecek yaz Kur’ân Kurslarýný açacak olan Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnýn, Baþbakanlýða baðlý anayasal bir kuruluþ olduðu belirtildi. Anayasa’nýn 136. maddesinde, genel idare içinde yer alan Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnýn, laiklik il kesi doðrultusunda, bütün siyasî görüþ ve düþünüþlerin dýþýnda kalarak ve mil letçe dayanýþma ve bütünleþmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getireceðinin belirtildiði vurgulanan kararda, 633 sayýlý Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnýn Kuruluþ ve Görevleri Hakkýnda Kanun’un 1. maddesinde de Baþkanlýðýn görevlerinin ‘’Ýslâm Dininin inançlarý, ibadet ve ahlâk esaslarý ile ilgili iþleri yürütmek, din konusunda toplumu aydýnlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek’’ olarak düzenlendiði hatýrlatýldý. Ankara / aa
Facebook, varolan sistemi geliþtirecek SOSYAL ve toplumsal paylaþým sitesi Facebook, çocuk tacizcilerinin ihbar edilmesi için ana sayfasýna koymayý düþündüðü “panik tuþu”nu eklemeyeceðini, bunun ye rine var olan sistemi geliþtireceðini bildirdi. Facebook yetkilileri, Ýngiltere’den eriþimler için geçerli olacak uygulamada, ihbar sayfalarýna Çocuk Ýstismarý ve Online Esirgeme (CEOP) ad lý merkez dahil bu konuda faaliyet gösteren kuruluþlarýn linklerinin konacaðýný belirttiler. CEOP Direktörü Peter Chapman ise sitenin her sayfasýnda bir eriþim düðmesi olmasý gerektiðini kaydetti. Peter Chapman ad lý cinsel saldýrganýn Facebook üzerinden tanýþtýðý 17 yaþýndaki Ashleigh Hall’u öldürmekten hüküm giymesi, sosyal leþme sitesine “panik tuþu” eklenmesi çaðrýlarýný baþlatmýþtý. Ankara / aa
Deniz kaplumbaðalarý hýzla tükeniyor DÜNYA Doðayý Koruma Birliði tarafýndan hazýrlanan ‘’Kýrmýzý Liste’’ye göre, sýcak ve ýlýman deniz ve okyanus larda hayat mücadelesi veren yedi kaplumbaða türünden deri sýrtlý deniz kaplumbaðasý ve yeþil deniz kaplumbaðasýnýn hýzla neslinin tükendiði bildirildi. WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baþtak, denizdeki canlýlarýn birçok tehdit altýnda bulunduðunu söyledi. Risk grubundaki türler arasýnda deniz kaplumbaðalarýnýn da bulunduðunu belirten Baþtak, tehlikeleri þöyle sýraladý: ‘’Deniz ve karadaki kirlenme, üreme, beslenme ve kýþlama alanlarýnýn tahrip edilmesi, tilki, çakal ve yengeç gibi hayvanlarýn yuvalarýný tahribi, doðrudan besin maddesi olarak tüketilmeleri, yumurtalarýnýn bazý ülkelerde toplanýp marketlerde satýlmasý, bazý türlerin kabuðunun süs eþyasý yapýmýnda kullanýlmasý ve derisinin ayakkabý ve çanta yapýmýnda kullanýlmasýnýn deniz kaplumbaðalarýný dünyada ve Türkiye’de tehdit eden baþlýca etkenler.’’ Adana / aa
DÝN EÐÝTÝMÝ KÜÇÜKLERÝN GELÝÞÝMÝ ÝÇÝN ÖNEMLÝ DÝN eðitiminde büyüklerden farklý olarak küçüklerin geliþim psikolojilerinin büyük önem taþýdýðýna iþaret edilen kararda, þunlar kaydedildi: ‘’Dinî kavramlarýn bazýlarýnýn soyut olmasý, küçüklerin din eðitiminde zihinsel geliþim basamaklarýnýn dikkate alýnmasýný zorunlu kýlar. Ýtiraz konusu kural, küçüklerin zihinsel geliþim basamaklarýna uygun olarak somut kavramlar döneminden çýkarak so yut kavramlarý da anlama olgunluðuna eriþtiði düþünülen beþinci sýnýfý bitirenler için, zorunlu temel eðitimlerini de aksatmayacak þekilde sadece okullarýn yaz tatilinde Millî Eðitim Bakanlýðýnýn gözetim ve denetiminde yaz Kur’ân kurslarýnýn açýlmasýný öngörmektedir. Buna göre, ilköðretimin beþinci sýnýfýný bitirenler için, okullarýn tatil olduðu dönemde, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnca açýlýp, Millî Eðitim Bakanlýðýnýn gözetim ve denetiminde yürütülecek ve katýlýmýn kiþilerin kendi isteði, küçüklerin ise kanunî temsilcilerinin talebine baðlý olduðu yaz Kur’ân kurslarýnýn, sekiz yýllýk zorunlu ve ke sintisiz laik eðitim ve öðretim faaliyetini engellemesinin söz konusu olmadýðý açýktýr. Öte yandan, yasa koyucunun Anayasa’ya aykýrý olmamak koþuluyla düzenleme yapmasý yasama yetkisi içinde bulunduðundan, mahkeme kararlarýna konu olmuþ alanlarda da bu yetki geçerlidir. Ýptal isteminin reddi gerekir.’’