10’DA HABERÝ SAYFA
razý mýsýn?
Rabbinden
Ýlâhiyatçý yazar Hidayet Þefkatli Tuksal: Yasaðýn karþýsýnda duran aktif bir kitle yok
HÜKÜMET YASAKLARI KALDIRMADA BECERÝKSÝZ ELÝF NUR KURTOÐLU’NUN RÖPORTAJI SAYFA 13’TE
GERÇEKTEN HABER VERiR
Y ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR 9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE/ 75 Kr
SAYI: 14.831
FOTOÐRAF: AA
YIL: 42
Tahsin Þahinkaya’nýn ifadesi, Özel yetkili Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcý Vekili Fikret Seçen tarafýndan alýndý.
EVREN’DEN SONRA, ONUN DA ÝFADESÝ ALINDI
www.yeniasya.com.tr
KÜRTÇE EZAN SAHÝPSÝZ KALDI
Þahinkaya da piþman deðil
SURUÇ’TA KÜRTÇE EZAN OKUTULMASI PROVOKASYON OLARAK YORUMLANIP YOÐUN TEPKÝ ALINCA, BDP GERÝ ADIM ATMAK ZORUNDA KALDI. ÝSLÂM ÞEAÝRÝNE HÝÇ KÝMSE DOKUNAMAZ
u AnkaraCumhuriyetBaþsavcýlýðýtarafýndanyürütülen12EylülsoruþturmasýylailgilidöneminHava Kuvvetleri Komutaný ve darbeci ekipten Tahsin Þahinkaya’nýnifadesiÖzelYetkiliÝstanbulCumhuriyet BaþsavcýVekiliFikretSeçentarafýndanalýndý.12soru sorulan Þahinkaya, darbenin lideri Kenan Evren gibi,piþmanolmadýðýnýsöyledi.Haberi sayfa 4’te
Þanlýurfa'nýnSuruçilçesindeKürtçeezanokutulmasýna u DiyanetveSTK'larserttepkigösterdi.“Þeairdemek,dünya varoldukçaMüslümankalmaþuurumuzudiritutacakve kaybolmayacakbirsemboldemektir”diyenDÝBMehmet Görmezþeairvasfýnývurguladýðýezanýnbaþkabirdildeki çevirisininaslýyerinegeçemeyeceðiniifadeederken,STK temsilcileriolayýbirprovokasyonolarakdeðerlendirdiler.
BDP'LÝLER: BÖYLE BÝR KARAR ALMADIK
ORG. BALANLI TUTUKLU KALACAK
u TepkilerüzerineBDPgeriadýmatarken,ÞanlýurfaÝlBaþkanVekiliMüslümKaplan,“ÝslâmýnþartlarýnasýlbeþiseezanýnArapçadýþýndahiçbirdildeokunmayacaðýdahepimiztarafýndançokiyibiliniyor"dedi.EskiBDPGenelBaþkanýveHakkaribaðýmsýzmilletvekiliadayýSelahattinDemirtaþda,''Kürtçeezannebizimtarafýmýzdankonuþulmuþ, neuygulanmýþ,netartýþýlmýþtýr''dedi.Haberi sayfa 5’te
Tutukluluða itiraz reddedildi u “BalyozPlaný’’soruþturmasýkapsamýndatutuklananHarpAkademileriKomutanýOrgeneralBilginBalanlý’nýntutukluluðunayapýlanitirazreddedildi.Ýstanbul14.AðýrCezaMahkemesi,Balanlý’nýnavukatýnýn, müvekkilinintutukluluðunayaptýðýitirazýincelediveitirazýnoybirliðiylereddinekararverdi.Haberi sayfa 5’te
Giresun’da feci kaza
TOPLAM BORÇ MÝKTARI 473.5 MÝLYAR LÝRA
2010’da faize 42 milyar daha
ISSN 13017748
u ATOYönetimKuruluBaþkanýAliGizer,12Haziranseçimlerininardýndankurulacakyeni hükümetinenöncelikligündemmaddelerinden birini Avrupa Birliðine tam üyelik konusundakigörüþmelerincanlandýrýlmasý ve hýzlandýrýlmasýnýn oluþturmasý gerektiðinisöyledi.Haberi sayfa 4’te
Simav’da yine panik u Kütahya’nýnSimavilçesindeöncekigecemeydanagelen3,9büyüklüðündeki deprem,halkýyinesokaðadöktü.n4’te
ÇADIRKENTE YERLEÞTÝRÝLDÝLER
Yeni Suriyeli dalgasý u CisreþÞuðurkasabasýndankaçan,aralarýndakadýnveçocuklarýndabulunduðu 122 Suriyeli, Hatay’ýn Altýnözü ilçesindenTürkiye’yegeçti.n5’te
FOTOÐRAF: AA
u Merkezîyönetimbrütborçstoku2010yýlýsonuitibariyle 473,5 milyar lira olarak gerçekleþti. Söz konusuborcun352,8milyarlirasýiç,120,7milyarlirasý dýþborçlardanoluþtu.Devletborçlarýfaiz,iskontove genelgiderlerineiliþkingeriödemeleriçin2010yýlý bütçesinde iç borçta kullanýlmak üzere 47,6 milyar lira olarak ayrýlan ödeneðin 42,1 milyar lirasýný iç borçfaizödemesiolarakharcadý.Haberi sayfa 6’da
AB sürecini yeniden canlandýrmalýyýz
3.9 BÜYÜKLÜÐÜNDE YENÝ DEPREM OLDU
OTOBÜS KAZASINDA YANARAK CAN VERDÝLER u Ýstanbul’danTrabzon’unOfilçesinegidenyolcuotobüsü,Giresun’unGöreleilçesiyakýnýndatrafik uyarýiþaretlerineçarparakdevrildi.Sonrasýndameydanagelenpatlamasonucundaalevalanyolcu otobüsünde8kiþiyanarakcanverirken,birkiþidekaldýrýldýðýhastanedeöldü.Kazadayaralananlar GiresunveTrabzon’dakiçeþitlihastanelerdetedavialtýnaalýndý.GiresunValisiDursunAliÞahinyaralýlarýndurumlarýnýnaðýrolduðunuveölüsayýsýnýnartmasýndankorktuklarýnýsöyledi.n5’te
4
HABER
9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE
drbattal@yahoo.com
Eski kafayasa yeni anayasaya karþý B
u günlerde herkes anayasanýn deðiþmesinden bahsediyor. Güzel. Ama “kafayasa”nýn deðiþmesinden pek söz eden yok. Kötü. Devlet bir üstyapý kurumudur, anayasa da bir yönüyle onun anahatlarýný düzenler, korse giydirir, güzelleþtirir. Ama toplumun altyapýsý olan fertler, kemikler ve kaslar gibidir. Onlar saðlam olmazsa “üstyapý”yý oluþturan devlet ve hükümet saðlam kalamaz, faydalý bir yapý da olamaz. Gerekliliði de tartýþýlýr hale gelir. O halde anayasayla birlikte kafalarýn da deðiþmesi lâzým. Yoksa eski kafalara yeni devlet fayda vermez. Neden derseniz, cevabým yine bir örnek içinde. “I. Yazarkasa vak’asý”ndan sonra Ankara’nýn en sýký korunan kamu binalarýndan biri Baþbakanlýk. Ama bu günlerde sýký korumaya gerek yok! Zira korunacaklar seçim meydanlarýnda… Onlarý koruyanlar da öyle. Buna raðmen geçen günlerde binanýn giriþinde ilginç bir güvenlik vak'asý oluyor. Bir eski bürokrat, bir dostunu ziyaret için Baþbakanlýk binasýna girmek istiyor. Ama o da ne? Cüzdaný da kimliði de evde unutmuþ. Kapýdaki polisler “alamayýz” diyorlar. Yani bürokrat biliyor kendisinin patlamaya hazýr “darý tanesi” olmadýðýný da, fakat güvenlik bilmiyor onun “bürokratavuk” olduðunu da! Ýlginç olan þu: Bürokrat ýsrarcý olmuyor, biraz bekliyor, bir tanýdýðý gelince onunla beraber ve onun himayesinde giriyor içeri. Ya bir tanýdýðý gelmeseydi… Þimdi size bir soru: Devletle münasebet kurmak bir hak mý bir yükümlülük mü? Ya da devletin verdiði kimliði sahiplenip taþýmamak, bir keyif mi bir risk mi? Ya da þöyle soralým: Kimliðiniz olmazsa ya da kimlik taþýmayý ve göstermeyi prensip olarak reddediyor olsanýz, neleri yapamazsýnýz? Kimliði “takmayan” bir eþ adayý bulmadýkça evlenemezsiniz meselâ! Bir otelde konaklamanýz zordur. Zira otel görevlisi “beyan esasý” denilen insanî ve umumî prensibi bilmez. Zaten ona gecenin hesabýný soran jandarma ya da polis de bilmez, bilse de iþine gelmez. Hatta bankadan nakit havale bile gönderemezsiniz. Havale almanýz zaten mümkün deðil. Paranýzla rezil olursunuz yani. Cennete kimliksiz girilir mi bilmem, ama cehenneme girmenize bir mani çýkarmazlar! O yüzden olsa gerek, yolsuza, “cehenneme kadar yolun var” deniyor. Dernek kurabilir misiniz? Meselâ, Nüfuz Cüzdanýna Karþý Olanlar Derneði… Ya da Köprü Altý Sevenler Derneði. Anayasa, “dernek kurmak izne deðil beyana tabidir” diyor. Peki Valilikteki dernekler masasý þefinin kafayasasý ne diyor? “Önce kimlik al, sonra ikametgâh sahibi ol, sonra dernek için bir iþ yeri kirala. Sonra dernek kurmak için izin almaya gel. Öyle kafana göre takýlmak olmaz. Burasý imparatorluk bakiyesi karrrdeþiiiim”. Siz cevap veriniz: “Biz kimlik kavramýný reddedenleriz, haymatlosluðu seviyoruz, kimliklerimizi yýrttýk. Býrakýn kimlik numaramýzý, ayakkabý numaralarýmýzý da bilmiyoruz. Aksaray’daki köprü altýný da çok seviyoruz, baþka adresimiz yok. Zaten bizim gibileri çoðaltmak ve desteklemek için dayanýþma derneði kuruyoruz. Bizden bunlarý isteyemezsiniz”… Gelecek cevap belli: Gidin iþinize kardeþim, kafa mý buluyorsunuz bizimle… Liste uzar, isterseniz deneyin, görün. Neden böyle? Böyle, zira devlet “her þeyimiz” olmuþ.
Her þeyi ‘biz biliriz’ dememiz yanlýþ
MÝLLÎ Savunma Bakaný Vecdi Gönül, ‘’Her þeyi ‘biz biliriz’ dememiz yanlýþ. Demokrasi danýþmak ve karar aldýktan sonra kesinlikle uygulamaktýr.’’ dedi. Bakan Gönül, Antalya’nýn Serik ilçesindeki Akçaalan Mahallesi, sanayi sitesi ve Belkýs beldesinde mahalle toplantýlarýna katýlarak, vatandaþlarla sohbet etti. Türkiye’deki demokrasi mücadelesinde kimilerinin canýný kimilerinin de servetini kaybettiðini dile getiren Gönül, bu mücadeleyi verenlere teþekkür etti. Partisinin 8.5 yýldýr iktidarda olduðunu belirten Gönül, ‘’Her þeyi ‘biz biliriz’ dememiz yanlýþ. Demokrasi danýþmak ve karar aldýktan sonra kesinlikle uygulamaktýr. AK Parti’nin baþarýsý buradadýr’’ þeklinde konuþtu. Göreve geldiðinde Millî Savunma Bakanlýðýnýn, ‘’TSK’nýn silâhlarýný üretme” kararý aldýðýný ifade eden Gönül, ‘’Þimdi hepsi Türkiye’de yapýlýyor. Ýsrail’le hiçbir iþimiz kalmadý. Ýlk eðitim uçaðýmýz Hürkuþ’u bu sene sonunda göklerde göreceksiniz’’ diye seslendi. Antalya / aa
Y
6 yeni bakanlýk geliyor YENÝ BAKANLAR KURULU BAÞBAKAN DAHÝL 25 ÜYEDEN OLUÞACAK. YENÝ YAPIDA, 4 ADET BAÞBAKAN YARDIMCILIÐI VE 20 ADET DE ÝCRACI BAKANLIK BULUNACAK. 6 YENÝ BAKANLIK KURULACAK. BAÞBAKAN Recep Tayyip Erdoðan, ‘’Yeni Bakanlar Kurulu Baþbakan dahil 25 üyeden oluþuyor. Yeni yapýda, 4 adet baþbakan yardýmcýlýðý ve 20 adet de icracý bakanlýk bulunuyor’’ dedi. Erdoðan, bakanlýklarýn yeniden yapýlandýrýlmasýna iliþkin, parti genel merkezinde basýn toplantýsý düzenledi. Yeni Bakanlar Kurulu’nun Baþbakan dahil 25 üyeden oluþtuðunu, yeni yapýda, 4 adet baþbakan yardýmcýlýðý ve 20 adet de icracý bakanlýk bulunduðunu söyleyen Erdoðan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlýðý, Avrupa Birliði Bakanlýðý, Ekonomi Bakanlýðý, Gençlik ve Spor Bakanlýðý,
Gümrük ve Ticaret Bakanlýðý, Kalkýnma Bakanlýðý olmak üzere 6 yeni bakanlýk kurulacaðýný bildirdi. Erdoðan, Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý yerine Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlýðý, Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý yerine Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý kurulacaðýný, Çevre ve Orman Bakanlýðý ile Bayýndýrlýk ve Ýskân Bakanlýðý’nýn birleþtirilerek Çevre, Orman ve Þehircilik Bakanlýðý oluþturulacaðýný kaydetti.
HER BAKANA BÝR BAKAN YARDIMCISI Baþbakan Erdoðan, ‘’Artýk Bakan
yardýmcýlýðý görevi ihdas edilecek. Yani her bakan ile Müsteþar arasýnda bir bakan yardýmcýlýðý ihdas edilecek. Ýcracý bakanlarýn her birine, birer bakan yardýmcýsý atanacak. Yani 20 tane. Milletvekilleri dýþýndan, atama yoluyla görevlendirilecek. Bu yardýmcýlar, hükümetle gelecek ve hükümetle gidecek. Bakan yardýmcýlarý, iþlerinin uzmaný, sektörü bilen, bakanlýk faaliyetlerinin daha verimli ve sür'atli yürütülmesini saðlayacak kiþilerden seçilecek. Özel sektörden de bu makama atama yapýlabilecek’’ dedi. Ankara / aa
35. MADDE BANA GÖRE ÇOK MUÐLAK BAÞBAKAN Recep Tayyip Erdoðan, Kanaltürk ve Bugün Televizyonunda canlý yayýnlanan ‘’Merkez Siyaset’’ programýnda gazetecilerin sorularýný cevapladý. Erdoðan,Türk Silâhlý Kuvvetleri Ýç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin çok muðlak bir ifade olduðunu belirterek, yeni Anayasa ile bunun netleþeceðini söyledi. ‘’Kenan Evren, ‘Niçin darbe yaptýnýz’ sorusuna, Ýç Tüzüðün 35. maddesini gerekçe göstermiþ. Yeni Anayasa projesi içine böyle bir maddeyi kaldýrmayý da koyar mýsýnýz?’’ sorusu üzerine Baþbakan Erdoðan, “Bu 35. madde aslýnda bana göre çok muðlak bir madde. ‘Silâhlý Kuvvetlerin vazifesi Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiþ olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktýr’ diyor. Çok muðlak bir ifade, istediðin yere çek. Þimdi bunun gerçekten yeni Anayasa’da çok farklý bir þekilde ele alýnmasý, deðerlendirilmesi, ona bunun bir yere net olarak, somut ifadelerle, yeni ben, biz, vatandaþ olarak bunu okuduðumuz zaman anlamalýyým. Ama ben bunu anlamýyorum.’’ Ankara / aa
Sözleþmeli askerlik yönetmeliði yürürlükte
Simav’da yine panik
‘’SÖZLEÞMELÝ Erbaþ ve Er Yönetmeliði’’ Resmî Gazete’de yayýmlanarak yürürlüðe girdi. Türk Silâhlý Kuvvetlerince (TSK) ihtiyaç duyulan erbaþ ve er kadrolarýnda kritik ve uygun görülen görevlerde yetiþmiþ personel ihtiyacýnýn karþýlanmasý maksadýyla istihdam edilecek sözleþmeli erbaþ ve erlerin niteliklerini belirleyen yönetmelik, Millî Savunma Bakanlýðý ve Ýçiþleri Bakanlýðýnca yürütülecek. Yönetmeliðe göre, kanun ile en az ilköðretim mezunu, askerliklerini erbaþ ve er olarak tamamlayan, terhislerinin üzerinden 3 yýldan fazla süre geçmeyen ve 26 yaþýndan gün almayan Türk vatandaþlarý sözleþmeli er olabilecek. Baþvurularýn nasýl yapýlacaðý konusunda da bilgi verilen yönetmelikte, terhis belgelerinde ‘’sözleþmeli
4 aday tekrar LYS’ye girecek
erbaþ ve er olur’’ kaydý olanlarýn tercih sebebi olacaðý belirtildi. Ön sözleþme yapýlarak askerî eðitime alýnan sözleþmeli er ve erbaþ adaylarýnýn askerî eðitimde baþarýlý olmalarý durumunda sözleþme imzalanacak. Yetkili komutanlýklarca 4 yýldan fazla olmamak kaydýyla en az 3 yýllýk sözleþme yapýlýrken sözleþmeler bir yýldan az, 3 yýldan fazla olmamak þartýyla 29 yaþýn bitirildiði yýlýn Aralýk ayý sonuna kadar uzatýlabilecek. Sözleþmeli erlikte en az iki yýlýný tamamlayanlar liyakat durumu da dikkate alýnarak gerekli þartlarý karþýlamalarý durumunda sözleþmeli onbaþýlýða, sözleþmeli onbaþýlýkta en az iki yýlýný tamamlayanlar ise yine ayný þartlarý karþýlamalarý durumunda sözleþmeli çavuþluða geçebilecek. Ankara / aa
AB süreci canlandýrýlsýn ADANA Ticaret Odasý Yönetim Kurulu Baþkaný Ali Gizer, 12 Haziran seçimlerinin ardýndan kurulacak yeni hükümetin en öncelikli gündem maddelerinden birisini Avrupa Birliði’ne tam üyelik konusundaki görüþmelerin canlandýrýlmasý ve hýzlandýrýlmasýnýn oluþturmasý gerektiðini söyledi. Gizer, þimdiye kadar hem AB’den, hem de Türkiye’den kaynaklanan sorunlar dolayýsýyla ivmesini yitiren üyelik müzakerelerine kararlý ve kapsamlý bir þekilde yeniden aðýrlýk verilmesinin zorunlu olduðunu da vurguladý. Baþkan Ali Gizer, Türkiye’nin Avrupa Birliði tam üyeliði için baþlatýlan müzakerelerin beþ yýlý geride býraktýðýný, Türkiye’nin bu beþ yýllýk süreçte önemli ilerlemeler kaydetmesine karþýn, baþta Fransa ve Almanya gibi ülkelerin olumsuz bakýþ açýsý dolayýsýyla bu geliþmelerin üyelik müzakerelerine yansýtýlmadýðýný kaydetti. Ali Gizer þu görüþlere yer verdi: “Avrupa için Türkiye’nin üyeliðinin bir dönüm noktasý oluþturacaðýný günümüzde tüm dünya biliyor. Dolayýsýyla AB üyesi ülkeler de Türkiye’nin üyeliðiyle birlikte neler yaþanabileceðinin hesabýný yapýyor.” Adana / cihan
Meral: Askerî darbeler Türkiye’yi geri býraktý TÜRKÝYE Ýþadamlarý ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Baþkaný Rýzanur Meral, ‘’Maalesef her 10 yýlda bir siyasete demokrasi dýþý yapýlan aðýr müdahaleler nedeniyle Türkiye bugün hakkettiði yerde deðil’’ dedi. Meral, Eskiþehir Giriþimci Sanayiciler ve Ýþadamlarý Derneðince (EGSÝAD) dernek binasýnda düzenlenen ‘’TUSKON ve Dünya Ekonomisi’’ adlý toplantýda yaptýðý konuþmada, dünyanýn birçok ülkesini gezdiklerini ve bunun sonucunda Türkiye’nin deðerini daha iyi anladýklarýný söyledi. Türkiye’de yaklaþýk 35 bin üyelerinin olduðunu belirten Meral, TUSKON’un birçok ülke ile iþbirliði içinde olduðunu ifade etti. Meral, þöyle konuþtu: ‘’Maalesef her 10 yýlda bir siyasete demokrasi dýþý yapýlan aðýr müdahaleler nedeniyle Türkiye bugün hakkettiði yerde deðil. Bazý noktalarda çok iyiyiz, ama maalesef bazý noktalarda hakkettiðimiz yerde deðiliz. Artýk demokrasilerde her þeyi devletten beklemenin zamaný geçti. Devlet bazý þeyleri ya çok pahalý yapýyor ya eksik yapýyor ya da yapýsý gereði yapamýyor. Tüm demokrasilerde bu boþluðu sivil toplum kuruluþlarý dolduruyor.’’ Eskiþehir / aa
KÜTAHYA’NIN Simav ilçesinde, 19 Mayýs’ta yaþanan 5,9 büyüklüðündeki depremin artçý sarsýntýlarý devam ederken, saat 01.52’de meydana gelen 3,9 büyüklüðündeki deprem, vatandaþlarý tedirgin etti. Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araþtýrma Enstitüsü verilerine göre, saat 01.52’de, merkez üssü Simav ilçesi olan 3,9 büyüklüðünde deprem kaydedildi. Daha sonra saat 05.23’e kadar 2,7 ile 3,0 arasýndaki büyüklüklerde 4 sarsýntý daha oluþtu. 3,4 ile 5,0 kilometre arasýndaki derinliklerde oluþtuðu belirlenen depremler, Simav’da, özellikle saðlam binalara girmeye baþlayan ve çadýr kentlerde yaþayan vatandaþlarý tedirgin etti. Bazý vatandaþlar ev ve çadýrlarýndan çýkarak bir süre sokakta bekledi. 25 bin nüfuslu Simav’da vatandaþlarýn yaklaþýk 10 bini çadýr kentlerde, 15 bini ise evlerinin bulunduðu mahalle ve sokak aralarýna kurduklarý çadýrlarda yaþýyor. Kütahya / aa YÜKSEKÖÐRETÝME Geçiþ Sýnavý’na (YGS) ait cevap kâðýtlarý ÖSYM’ye ulaþmayan dört adayýn, olasý bir hak kaybýna uðramamalarý için LYS’ye girmelerine izin verileceði bildirildi. ÖSYM, 27 Mart 2011 tarihinde yapýlan YGS’ye, Diyarbakýr’da ayný salonda giren dört adayýn cevap kâðýtlarýnýn, ÖSYM’ye ulaþmadýðýnýn tesbit edildiðini açýkladý. Açýklamada, cevap kâðýtlarýnýn ÖSYM’ye ulaþmadýðý tesbit edilen bu adaylara puan verilmesinin söz konusu olmadýðý ifade edilerek, ‘’Adaylarýn durumu incelenmekte olup olasý bir hak kaybýna yol açmamak amacýyla, adaylarýn LYS’ye girmelerine izin verilmiþtir. Ýncelemeler sonucunda, ÖSYM Yönetim Kurulunun adaylar hakkýnda vereceði karar doðrultusunda iþlem yapýlacaktýr’’ denildi. Ankara / aa
KPSS’ye baþvuruda ikinci ek süre verildi
Orgeneral Tahsin Þahinkaya’nýn avukatý Ömer Nihat Özgün
Þahinkaya da piþman deðil ÖZEL yetkili Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcývekili Fikret Seçen tarafýndan ‘’12 Eylül darbesi’’ ile ilgili soruþturma kapsamýnda ifadesi alýnan dönemin hava kuvvetleri komutaný emekli orgeneral Tahsin Þahinkaya’nýn avukatý Ömer Nihat Özgün, Þahinkaya’ya Kenan Evren’e yöneltilen sorularýn aynýsýnýn sorulduðunu bildirdi. GATA Haydarpaþa Eðitim Hastanesinden ayrýlýrken basýn mensuplarýnýn sorularýný cevaplayan emekli orgeneral Tahsin Þahinkaya’nýn avukatý Ömer Nihat Özgün, ifade alma iþleminin 1,5 saat sürdüðünü belirtti. Özgün, þunlarý söyledi: ’’Kenan Evren’e sorulan sorularýn aynýsý soruldu. Rahat bir þekilde cevapladý sorularý. Sorularýn içeriði zaten yansýmýþtý. 12 baþlýk altýnda 12 soru soruldu.
Toplam 6 sayfa ifadesi oldu. Þimdi ikinci süreç baþlýyor. Dâvâ açýlacak ya da takipsizlik kararý verilecek. Soruþturma aþamasý bugünden itibaren sona ermiþtir. Evren ile Þahinkaya’nýn ifadeleri birbirine özdeþ. Müvekkilim Þahinkaya piþman olmadýðýný söyledi. Savcýnýn hastaneye kadar gelmesine teþekkür etti. Düzgün ve rahat bir ortamda hareket edildi. Darbe döneminde Ýç Hizmetler Kanun’un 35. maddesine göre yetkilerini kullandýklarýný söyledi.’’ Avukat Özgün, Þahinkaya’ya iþkence ve mal varlýðýyla ilgili sorular sorulmadýðýný kaydetti. ‘’Bence bu olay bugünden itibaren bitmiþtir’’ diyen Özgün, Millî Güvenlik Konseyi üyelerinin hukukî gerekçelerle yargýlanmasýnýn mümkün olmadýðýný söyledi. Ýstanbul / aa
ÖSYM, Millî Eðitim Bakanlýðýna (MEB) gelen yoðun müracaatlar dolayýsýyla 2011KPSS A Grubu ve Öðretmenlik Sýnavý’na baþvuru için bugün saat 17.00’ye kadar ikinci ek süre tanýdý. ÖSYM’den yapýlan açýklamada, 2011-KPSS A Grubu ve Öðretmenlik Sýnavý’na baþvurularýn 25 Mayýs 2011 tarihinde tamamlandýðý belirtildi. Sýnav ücretini yatýrdýðý halde baþvuru yapamayanlara 31 Mayýs-1 Haziran’da baþvurularýný tamamlama imkânýn tanýndýðý hatýrlatýlan açýklamada, MEB’e gelen yoðun müracaatlar dolayýsýyla 2011-KPSS A Grubu ve Öðretmenlik Sýnavý’na yeniden baþvuru yapabilme imkâný saðlandýðý bildirildi. Ankara / aa
Mýsýrlý gençler, CHP’yi ziyaret etti
MISIR’DA Tahrir Meydanýndaki gösterilere katýlan gençler, CHP Genel Merkezini ziyaret etti. CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Gülsün Bilgehan, gençlere, CHP ve Türkiye’deki demokratik sistem hakkýnda bilgi verdi. Tahrir Meydanýnda özgürlük hareketini baþlatan gençleri aðýrlamaktan mutluluk duyduklarýný vurgulayan Bilgehan, Mýsýr’ýn, Türkiye için dost ve kardeþ bir ülke olduðunu söyledi. Mýsýrlý bir gencin, ‘’CHP, Filistin halkýna karþý neden Ýsrail’i destekliyor’’ sorusuna karþýlýk Bilgehan, ‘’CHP’nin Ýsrail’i desteklediðini her halde AKP ziyaretinde duydunuz. Çünkü biz CHP olarak Ortadoðu’da her zaman dengeli bir politika izlemek gerektiðine inandýk. Filistin halkýna uygulanan zulmü insanlýk suçu olarak görüyoruz, ama Ortadoðu’ya barýþýn gelmesi için bütün taraflarýn, Ýsrail dahil, uzlaþmasý gerektiðine inanýyoruz. Mýsýr’da da böyle düþünen pek çok aydýn, siyasetçi olduðunu biliyoruz’’ cevabýný verdi. Bilgehan, seçim sonucu ne olursa olsun Türkiye’nin Ortadoðu için model olmaya devam etmesine gayret edeceklerini belirtti. Ankara / aa
HABER
Y
Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Haber Müdürü Recep BOZDAÐ Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Kâzým GÜLEÇYÜZ
Abdullah ERAÇIKBAÞ
Abone ve Daðýtým Koordinatörü: Adem AZAT
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Mehmet KUTLULAR Genel Müdür
Recep TAÞCI
Yazý Ýþleri Müdürü (Sorumlu) Mustafa DÖKÜLER Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN Spor Editörü Erol DOYURAN
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Yeni Asya Matbaacýlýk Daðýtým: Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
BDP’den Kürtçe ezanda geri adým BDP, tek parti dönemindeki uygulamalarý örnek alýyor. ‘Camilerde namaz kýlmayýn’ çaðrýsý yapan BDP þimdi de ezaný Arapça yerine Kürtçe okuttu. Þanlýurfa’nýn Suruç ilçesinde BDP ilçe teþkilâtýnýn organize ettiði Demokratik Çözüm ve Barýþ Çadýrý’nda 20 Mayýs günü Cuma vaktinde Kürtçe ezan okundu. Kürtçe ezaný doðrulayan BDP Þanlýurfa Ýl Baþkaný Müslüm Kaplan, bir gazeteye yaptýðý açýklamada bundan sonra ezanlarýn Kürtçe okunacaðýný söylemiþti. Ancak Kürt halkýndan gelen yoðun tepki üzerine geri adým attý. BDP Þanlýurfa Ýl Baþkan Vekili Müslüm Kaplan, ‘BDP Kürtçe Ezan’ okuttu haberlerini yalanladý. Kaplan, “Ýslâm’ýn þartlarý nasýl 5 ise ezanýn Arapça dýþýnda hiçbir dilde okunmayacaðý hepimiz tarafýndan çok iyi bilinmektedir” dedi. Ýl Baþkan Yardýmcýsý ve Parti Avukatý Bekir Benek’de parti olarak böyle bir politikasýnýn olmadýðýný söyledi. Anadilde yaþamýn heralana yayýlmasý gerektiðini savunan Benek, ancak parti olarak ezanýn Kürtçe okunmasý adýna alýnan bir kararýn olmadýðýný kaydetti. Þanlýurfa / cihan
ISSN 13017748
9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE
NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 7 Recep 1432 Rumî: 27 Mayýs 1427
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 3.26 3.17 3.45 3.39 3.30 3.01 3.00 2.43 3.27 3.17 3.40
Güneþ 5.12 5.13 5.31 5.34 5.27 4.50 4.51 4.39 5.23 5.03 5.29
Öðle 12.45 12.55 13.03 13.15 13.10 12.25 12.29 12.21 13.04 12.37 13.04
Bizi dinimiz birleþtiriyor
Doðuinsanýnýn inancý güçlüdür
ÖNCEKÝ gün Þanlýurfa’nýn Suruç ilçesinde bazý bölgelerde ezanýn Kürtçe okunmasýna Güneydoðu’daki sivil toplum örgütü temsilcilerinden ve iþadamlarýndan tepki geldi. Açýklamalarda, Kürtçe okuna ezanýn ülkeyi bölmek isteyen karanlýk güçlerin bir oyunu olarak nitelendiriliyor. Gaziantep’te faaliyet gösteren Güneydoðu Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði (GÜNSÝAF) Yönetim Kurulu Baþkaný Cahit Erbalcý, bu giriþimi Ergenekon’un bir oyunu olarak nitelendirdi. Türk ve Kürt halkýnýn bulunduðunu hatýrlatan Erbalcý, “Ancak bizim birleþtiðimiz bir nokta var, o da dinimiz. Þimdi bu birleþtiðimiz noktayý da parçalamak istiyorlar.” dedi.
HÜR Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði (HÜRSÝAD) Yönetim Kurulu Baþkaný Kasým Fincan ise, aslen Þanlýurfa Birecik doðumlu olduðunu ve doðu insanlarýnýn dini inançlarýnýn güçlü ve kuvvetli olduðunu söyledi. Fincan, Kürtçe Ezan’ýn duyunca þaþýrmadýðýný adeta bir þok geçirdiðini belirterek, “Dini inançlarý en kuvvetli olan bir Þanlýurfa yöresinde böyle bir tahrik yapýlmasý benim de oralý olmam beni çok üzdü. Ben bu iþin içinde þu veya bu örgüt var demiyorum.” dedi. Bir baþka Þanlýurfalý olan iþ adamý Mehmet Iþýk da, yapýlan olayýn dünyanýn neresinde olursa olsun üzüleceðini ifade ederek, “Bu konuda daha hassas olunmalý. Geçmiþte de ezanýmýzýn Türkçe okutulmasý ile ilgili zorlu bir evre geçirmiþtik. Þimdi de Kürtçe Ezan ile bizi ayýrmak istiyorlar” dedi. Gaziantep / cihan
Kürtçe ezan sahipsiz kaldý DÝYANET ÝÞLERÝ BAÞKANI GÖRMEZ, ÝSLÂMÝYETÝN ÞEAÝRÝ OLAN EZANIN HERHANGÝ BÝR DÝLE ÇEVÝRÝSÝNÝN ASLA MÜMKÜN OLMADIÐINI SÖYLEDÝ. BDP VE STK’LAR DA KÜRTÇE EZANA TEPKÝLÝ. DÝYANET Ýþleri Baþkaný Mehmet Görmez, ‘’ezanýn herhangi bir dile ve lehçeye çevirisinin Müslümanlarýn ortak inancý ve bilincini ifade eden ezan sayýlmasýnýn asla mümkün olmadýðýný’’ kaydetti. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Basýn Merkezinden yapýlan yazýlý açýklamada, Baþkan Görmez’in Kürtçe ezan konusunda görüþlerine yer verildi. Görmez, açýklamaya göre, ezanýn farklý bir dile ve lehçeye çevrilmesinin kabul edilemez olduðunu ifade etti. Ezanýn bütün Müslümanlarý birbirine baðlayan ortak bir inancýn sembolü ve özgürlüðün ve baðýmsýzlýðýn simgesi olduðunu görüþüne vurgu yapan Görmez, þunlarý belirtti: ‘’Ezan-ý Muhammedi Sevgili
Peygamberimizin ilk mescidi inþa ettiði günden bu güne kadar bütün zamanlarda, bütün coðrafyalarda, bütün Müslümanlarýn ortak inancýnýn sembolü ve simgesi olmuþtur. Ezan-ý Muhammedi’nin her kelimesi ve cümlesi Þeair-i Ýslamiye’dendir. Þeair demek, dünya var oldukça Müslüman olma bilincimizi ve Müslüman kalma þuurumuzu diri tutacak ve kaybolmayacak bir sembol demektir. Binaenaleyh, ezanýn herhangi bir dile ve lehçeye çevirisinin Müslümanlarýn ortak inancý ve bilincini ifade eden ezan sayýlmasý asla mümkün deðildir.’’ Baþkan Görmez, Türk Milletinin ezan konusunda tarih içerisinde acý bir tecrübe yaþadýðýný ve bunun toplum tarafýndan kabul görmediðini, bu nedenle de devletin bu hassasiyeti görerek bu yanlýþtan vazgeçtiðini de ifade etti. Ankara / aa
Türkiye bu zihniyeti daha önce görmüþtü DÝYANET-SEN Doðu ve Güneydoðu Anadolu Þube Baþkanlarý tarafýndan yapýlan ortak açýklamada, evrensel bir çaðrý olan ezanýn Türkçe, Kürtçe veya herhangi bir dilde okunmasýný istemenin kafatasçýlýktan baþka hiçbir þey olmadýðý bildirdi. Ortak yazýlý açýklamada, þu görüþlere yer verildi: ‘’Ezan, Müslümanlarý tüm dünyada ayný anda evrensel bir mesaj olarak bir araya getiren, deðiþtirilmesi sadece kafatasçý zihniyetlerce düþünülmüþ Arapça mesajdýr. Herhangi bir Müslüman, dünyanýn herhangi bir yerinde ezaný duyunca bunun Ýslâm’ýn namaza, Allah’a ve ibadete çaðrýsý olduðunu bilir. Hiçbir dinde, bu çaplý bir çaðrý olmamasý Ýslâm’ýn kendine özgü güzelliðidir. Tür-
kiye’de 1932-1950 yýllarý arasýnda ezan Türkçe okutulmuþ, halk buna karþý olsa da baskýcý rejim bu yanlýþýnda ýsrar etmiþtir. 18 yýl boyunca bu zulüm devam etmiþtir. 18 yýl boyunca yaþanmýþ bir tecrübe olarak Türkçe ezan felâketi dururken, böyle bir iddianýn Kürtçe ezan ile gündeme getirilmesi bile sýkýntý doðurmak için yeter sebeptir. Kendisinden þikâyet edilen ideolojik hareketlerin uygulamalarýný taklit etmek ne kadar savunulabilir. Herkesin anadilinde hutbe, vaaz ve duâa isteme talebi olabilir, bunlar tamamen insanî isteklerdir. Fakat, evrensel bir çaðrý olan ezanýn Türkçe, Kürtçe veya herhangi bir dilde okunmasýný istemek kafatasçýlýktan baþka hiçbir þey deðildir.’’
Tutukluluðun itirazýna red ‘’BALYOZ PLANI’’ soruþturmasý kapsamýnda tutuklanan Harp Akademileri Komutaný Orgeneral Bilgin Balanlý’nýn tutukluluðuna yapýlan itiraz reddedildi. Ýstanbul 14. Aðýr Ceza Mahkemesi, Balanlý’nýn avukatýnýn, müvekkilinin tutukluluðuna yaptýðý itirazý inceledi. Mahkeme heyeti, itirazýn oy birliðiyle reddine karar verdi. ‘’Balyoz Planý’’ soruþturmasý kapsamýnda, 30 Mayýs’ta, Beþiktaþ’taki Ýstanbul Adliyesine gelen Harp Akademileri Komutaný Orgeneral Bilgin Balanlý, nöbetçi aðýr ceza mahkemesince tutuklanmýþtý. Orgeneral Balanlý, daha sonra, rahatsýzlýðý dolayýsýyla Haydarpaþa GATA Eðitim Hastanesinde tedavi altýna alýnmýþtý. Ýstanbul / aa
Danýþtay, Baþkanýný seçti DANIÞTAY Baþkanlýðýna Danýþtay Birinci Daire Üyesi Hüseyin Hüsnü Karakullukçu seçildi. Danýþtay’dan yapýlan yazýlý açýklamada, Mustafa Birden’in 1 Haziran 2011 günü yaþ haddinden emekliye ayrýlmasý nedeniyle boþalan Danýþtay Baþkanlýðýna, bugün Danýþtay Genel Kurulunca yapýlan seçim sonucunda, Karakullukçu’nun seçildiði ifade edildi. 15 Haziran 1948’de Görele’de doðan Karakullukçu, Ankara Gazi Lisesi’ni bitirdi ve 1970’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Danýþtay Yardýmcýsý unvanýyla 17 Þubat 1973’te mesleðe baþlayan Karakullukçu’nun görev unvaný, 14 Mayýs 1981’de Danýþtay Tetkik Hakimi olarak deðiþti. Sivas Ýdare Mahkemesi Baþkanlýðý, Adalet Müfettiþliði, Adalet Baþmüfettiþliði, Baþbakanlýk Personel ve Prensipler Genel Müdürlüðü, Adalet Bakanlýðý Müsteþar Yardýmcýlýðý görevlerinde bulunan Hüseyin Hüsnü Karakullukçu, 6 Eylül 2000’de Danýþtay üyeliðine seçilmiþti. Paris Uluslararasý Kamu Yönetimi Enstitüsü’nü bitiren ve Fransýzca bilen Karakullukçu, bir çocuk babasý. Ankara / aa
Giresun'un Görele ilçesinde dün meydana gelen feci kazada 9 kiþi vefat ederken 33 kiþi de yaralandý. Yaralýlar hastanelerde tedavi altýna alýndý. FOTOÐRAF: AA
Giresun Görele’de feci kaza: 9 ölü, 33 yaralý GÝRESUN’UN Görele ilçesi yakýnlarýnda trafik uyarý iþaretlerine çarparak devrilen yolcu otobüsünün alev almasý sonucu ilk belirlemelere göre 9 kiþi öldü, 33 kiþi yaralandý. Ýstanbul’da Trabzon yönüne giden 61 S 0886 plâkalý yolcu otobüsü Soðuksu Mahallesi’nden geçen çevre yolunda trafik uyarý iþaretlerine çarptý. Çarpmanýn etkisiyle devrilen otobüs alev alýrken, kýsa sürede büyüyen yangýna Görele Belediyesi’ne baðlý itfaiye ekipleri müdahale etti. Yolcu otobüsünde 4’ü personel toplam 43 kiþinin bulunduðu bildirildi. Giresun Valiliðinden yapýlan açýklamada, kazanýn ardýndan yaralý ve ölülerin hastanelere sevk edildiði bildirildi. Valilik açýklamasýnda, þu bilgilere yer verildi: ‘’Görele Devlet Hastanesi morgunda 8 kiþinin kimlik tesbiti çalýþmalarý yapýlýyor. Görele Devlet Hastanesine sevk edilen 33 kiþiden 4’ü ayakta tedavi edildi. 22 kiþinin
tedavisi burada devam ediyor. Kazada yaralanan 4 kiþinin Giresun Prof. Dr. Ýlhan Özdemir Devlet Hastanesi, 1 kiþinin Bulancak Devlet Hastanesi, 2 kiþinin ise
KTÜ Týp Fakültesi ile Trabzon Numune Hastanesinde tedavileri sürüyor.’’ Yetkililer, ölü ve yaralýlarýn kimlik tesbit çalýþmalarýnýn sürdüðü bildirildi. Giresun / aa
Ýkindi 16.34 16.50 16.52 17.09 17.06 16.16 16.22 16.16 16.59 16.26 16.55
Akþam 20.06 20.24 20.24 20.43 20.40 19.49 19.55 19.51 20.33 19.58 20.27
Yatsý 21.42 22.10 22.00 22.28 22.27 21.28 21.36 21.36 22.18 21.34 22.06
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Ýmsak 3.24 3.50 3.02 3.15 3.32 2.53 3.11 2.42 2.44 3.10 3 .44
Güneþ 5.25 5.40 5.04 5.06 5.21 4.55 4.58 4.42 4.35 5.12 5.24
Öðle 13.10 13.18 12.51 12.44 12.56 12.41 12.31 12.27 12.13 12.59 12.52
Ýkindi 17.08 17.10 16.49 16.37 16.47 16.39 16.20 16.25 16.05 16.58 16.37
Akþam 20.43 20.43 20.25 20.10 20.19 20.15 19.52 20.00 19.38 20.34 20.07
5 Yatsý 22.33 22.23 22.16 21.52 21.59 22.05 21.29 21.50 21.19 22.25 21.39
irtibat@yeniasya.com.tr
“Baþbakan emriyle” andýç enelkurmay’ýn basýnla, medyanýn karargâhla olan yakýn ve yoðun iliþkisi öteden beri konuþulan ve tartýþýlan konulardan biri. Nitekim son olarak Mehmet Ali Birand’ýn bu hususta “özeleþtiri ve itiraf” niteliðindeki yazýlarý çok ilgi çekti ve gündem oluþturdu. Özellikle 28 Þubat döneminde medya yöneticilerine karargâhta verilen irtica brifingleri, generallerin gazetelere açtýðý telefonlarla attýrýlan manþetler, “aykýrý” bir duruþ sergileyen yazar ve yorumculara savrulan tehditler, hâlâ hafýzalarda. Medya ile kurulan bu anormal iliþkinin internete de yansýdýðý; bir taraftan “irticaî” yayýn yapmakla suçlanan internet siteleri fiþlenirken, diðer taraftan onlara karþý manipülatif yayýnlar yapmak üzere “alternatif” siteler kurdurulduðu, kýsa bir süre önce ortaya çýkarýlan andýçlarla anlaþýldý. Meselâ 2009 Kasým’ýnda kamuoyuna yansýyan bir Genelkurmay andýcý, Yeni Asya ile irtibatlý Risale-i Nur Enstitüsü ve sentezhaber sitelerini irticaî siteler arasýnda zikrederken, nursi.info adlý sitenin Said Nursî, Risale-i Nur ve Nurculuk hakkýnda yanýltýcý bilgiler verip kara propaganda yapmak üzere kurdurulduðunu göstermekteydi. Bu haber gündeme geldiðinde Genelkurmay sözcüsü, “Türk Silâhlý Kuvvetlerinin, Baþbakanlýðýn ilgili plan ve direktifleri çerçevesinde irticaî ve bölücü tehdit unsurlarýný izlemek üzere kurulmuþ, iþletilmiþ internet siteleri bulunmaktadýr’’ þeklinde, doðrulayan bir açýklama yapmýþtý. Hadisenin, dikkat gerektiren iki boyutu var. Biri, TSK’nýn sivil alanda yayýn yapan internet sitelerini “irticaî ve bölücü tehdit unsurlarýný izlemek” gerekçesiyle takibe almasý, fiþlemesi, yaftalamasý; diðeri ise bizzat kendisinin alternatif siteler kurarak “karþý yayýnlar” gerçekleþtirmesi. Hal böyle iken, hükümet sözcüleri her fýrsatta kalkýp “Türkiye’de basýn hürdür, hattâ bu konuda Batý ülkelerinden daha ileriyiz” diyebiliyorlar. Dahasý, Genelkurmay bu “hiç üstüne vazife olmayan” anormal faaliyeti yaparken, gerekçe ve dayanak olarak Baþbakanlýðýn “ilgili plan ve direktifleri”ni gösteriyor. Yani, Baþbakanlýða dayanarak siteleri fiþliyor ve alternatif siteler kuruyor. Millî Savunma Bakaný Vecdi Gönül’ün son açýklamalarý, bu garabeti bir kez daha gözler önüne serdi. Önce MSB, irtica.org ve irtica.net gibi sitelerin yayýn yaptýðý IP adresinin Genelkurmay’a Bakanlýk tarafýndan “ihtiyaç nedeniyle” tahsis edildiðini söyledi. Ardýndan Bakan Gönül, Genelkurmay’ý kastederek, “Ýhtiyaç makamýnýn gösterdiði gerekçeyle, ki onlar da Baþbakanlýðýn bir tamimini gerekçe gösterdiler, o þekilde kaynak tahsisi yapýlarak emirlerine verildi” dedi. Ve bu açýklama þunu ortaya çýkarýyor: Genelkurmay, en baþta aðýr bir basýn özgürlüðü ihlâli olan fiþleme ve yaný sýra baðlý göründüðü hükümetin de altýný oymaya yönelik “kara propaganda” faaliyetlerini, Baþbakanlýðýn plan, direktif ve tamimine dayanarak gerçekleþtiriyor. Ve bu anormal faaliyetlerin masrafý, Baþbakanlýðýn emriyle, Millî Savunma Bakanlýðýnýn millete ait bütçeden ayýrdýðý tahsisattan karþýlanýyor. Allah aþkýna, bu nasýl bir iþ? Bu nasýl bir demokrasi? Ve bu nasýl bir sivil irade üstünlüðü? Ve eðer Millî Güvenlik Siyaset Belgesinde yapýldýðý söylenen deðiþiklikle irtica tehdit olmaktan çýkarýldý ise, irtica.org sitesi niçin hâlâ aktif? Açýlýþ sayfasýnda M. Kemal resmiyle birlikte ”Atatürk, irticaî tehditle ilgili olarak milletimizi þu sözlerle uyarmýþtý: ‘Milletimiz çok büyük bir devrim gerçekleþtirmiþtir. Gerçekten yüzyýllardan beri uymaya alýþtýðýmýz bir yönetim þeklinin dýþýna çýkarak dünyada benzeri bulunmayan bir devlet kurduk. Fakat bu yeniliðin kesinlikle tersine bir hareketi gerektireceðini hatýrýmýzdan çýkarmamak gerekir. Bu harekete irtica derler’ ” ifadelerinin yer aldýðý bu site niye hâlâ yayýnda? Bu durum, reform öncesi MGK Genel Sekreterliðinin, bakanlýklarý, devlet dairelerini, üniversite ve okullarý “Baþbakan adýna” denetlediði sistemin farklý biçimde sürdüðünü mü gösteriyor? “Baþbakan adýna” asker yine bildiðini mi okuyor?
G
6
EKONOMÝ
9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE
MERKEZ BANKASI DÖVÝZ KURLARI
SERBEST PÝYASA
CEVAP 1: Niþanlýnýzýn vefat eden babasý üzerinden aldýðý yetim aylýðý memuriyet kapsamýnda alýnan aylýk olarak kabul edilmektedir. Memurlarýn sosyal gü venceleri 1 Ekim 2008’den önce Emekli Sandýðý kapsamýnda saðlanýrken 1 Ekim 2008’den sonra SGK (4/c) kapsamýnda saðlanmaya baþlamýþtýr. Bu sebeple, niþanlýnýzý sizinle evlenirse SGK’dan çeyiz parasý alabilir. Eðer niþanlýnýz 1 Ekim 2008 tarihi öncesinden beri yetim aylýðý alýyorsa çeyiz parasý miktarý son aldýðý aylýðýn 12 katý tutarýdýr. Eðer niþanlýnýz 1 Ekim 2008 tarihinde sonra aylýða baðlanmýþsa, çeyiz parasý miktarý son aldýðý aylýðýn 24 katý tutarýnda olacaktýr.
Esnafýn Bað-Kur’u (4/b) askerdeyken devam eder SORU 2: 01.01.1984 tarihinden 25.12.1989 tarihine kadar Bað-Kur sigortalýsýydým. 25.12.1989 tarihinden bugüne kadar emekli sandýðýna tabi olarak memurluk yapmaktayým. Hizmet birleþmesi yaptýrmak için kurumuma müracaat ettiðimde altý senelik Bað-Kur hizmetimin içinde olan sekiz aylýk askerlik dönemi dahil edilmedi. Halbuki askerdeyken hem vergi kaydým hem de Bað-Kur’luluðum devam ediyordu. Son okuduðum yazýlarýnýzda askerde geçen Bað-Kur hizmetinin vergi kaydý devam etmesi halinde borçlanma yapýlmamasý gereðinden bahsetmiþsiniz. Bu durumda benim bu sekiz aylýk askerlik dönemi hizmete nasýl saydýrabilirim? CEVAP 2: Sosyal güvenlik hukukunda her iþ ve iþlemin yapýldýðý tarihte mevcut olan geçerli mevzuata göre çözümlenmesi ve deðerlendirilmesi bir ilkedir. Sizin Bað-Kur hizmetlerinizin ait olduðu yýllarda Bað-Kur mevzuatý geçerliydi. Bað-Kur’un 279 sayýlý genelgesine göre, Bað-Kur sigortalýsý olanlardan vergi kaydý devam ederken askere gidenlerin BaðKur’unun sona erdirilmemesi gerekmektedir. Çalýþtýðýnýz Kurum Bað-Kur hizmetlerinizi dosyanýzýn bulunduðu SGK Ýl Müdürlüðü’nde istemiþtir. Siz, çalýþtýðýnýz Kuruma bir dilekçe yazarak askerde iken sigortalý olmanýzý gerektiren vergi kaydýnýzýn devam ettiðini, bu sebeple Bað-Kur sigortalýlýðýnýzýn da devam etmesi gerektiðini belirten bir dilekçe yazýn. Çalýþtýðýnýz Kurum söz konusu dilekçeye istinaden hizmetlerinizi yeniden istesin. Bu þekilde sýkýntýnýzýn gi derileceði düþündeyiz. Esnaf ve þirket ortaklarýnýn askerdeyken bile sigortalýlýklarýnýn devam ettirilmesi uygulamasý halen devam etmektedir.
Eþiniz SSK þartlarýnda 1261 günü tamamlarsa emekli olur SORU 3: Eþimin, 1 Mart 1989 ila 30 Haziran 1989 aylarý arasýnda 4 aylýk, 506 sayýlý Kanuna tabi SSK hizmeti bulunmaktadýr. 4 çocuk var. Doðum tarihleri; 1. Çoçuk 10.09.1986, 2. Çocuk 06.07.1989, 3. Çocuk 15.01.1997, 4. Çocuk 31.03.2001. 1 Aðustos 2000 tarihinden, 31 Mart 2011 tarihine kadar Bað-Kur Ýsteðe baðlý sigortalýsý. 16 Nisan 2011 tarihinden itibaren ise sigortalý olarak çalýþmaktadýr. Bu bilgilere göre, eþim 2 doðum borçlanmasý yapýp SSK’dan hemen emekli olabilir mi? CEVAP 3: Vermiþ olduðunuz bilgilere göre, eþinizin SSK’ya ilk giriþ tarihine göre emeklilik þartý; 20 yýl sigortalýlýk süresi, 45 yaþ ve 5300 gün prim gün sayýsý na sa hip ol ma sý dýr. E þi niz do ðum ta rih le ri 06.07.1989 ve 15.01.1997 olan çocuklar için doðum borçlanmasý yapabilir. Doðum borçlanmasý yaptýðýnda emekli olma gün sayýsýný tamamlýyor. Ancak, son üç buçuk yýlý yani 1261 günü SSK þartlarýnda geçirmesi gerektiðinden, bu koþulu tamamlarsa yaþý da tamamsa emekli olur. Doðum borçlanmasý son üç buçuk yýlýnda hesabýna sayýlmýyor. NOT: Her hafta Perþembe günleri bu köþede olacaðýz. Sorularýnýz için e-postalarýnýzý bekliyoruz. E-posta: sosyalguvenlik@yeniasya.com.tr , ahmetarican34@gmail.com
TAZÝYE
C. ALTINI
DÜN 1,5870 ÖNCEKÝ GÜN 1,5820
DÜN 2,3180 ÖNCEKÝ GÜN 2,3180
DÜN 78,50 ÖNCEKÝ GÜN 78,80
DÜN 529,00 ÖNCEKÝ GÜN 530,80
ALTIN
MERKEZÝ yönetim brüt borç stoku 2010 yýlý sonu itibariyle 473,5 milyar lira olarak gerçekleþti. Söz konusu borcun 352,8 milyar lirasý iç, 120,7 milyar lirasý dýþ borçlardan oluþtu. Hazine’nin 2010 Yýlý Faaliyet Raporu yayýmlandý. Rapora göre, 2010’da toplam 159 milyar lira iç borçlanma gerçekleþtirildi. Bu çerçevede, nakit bazda toplam iç borçlanmanýn yüzde 44,7’si TL cinsi iskontolu, yüzde 24,9’u TL cinsi sabit kuponlu, yüzde 15,1’i enflasyona endeksli, yüzde 12,8’i deðiþken faizli devlet iç borçlanma senedi (DÝBS) ihracý ile saðlanýrken, TL cinsi gelire endeksli DÝBS ihracý yüzde 0,9 oldu. Geçen yýl yapýlan 58 ihaleyle iç borçlanmanýn yüzde 99,1’i saðlandý, borçlanmanýn kalan yüzde 0,9’u doðrudan satýþ yoluyla yapýldý. 2010’da 138,8 milyar lira anapara, 42,1 milyar lira faiz
KAR ÞI LAÞ TIR MA si te si ‘’E nuy gun.com’’un analizine göre, Türkiye’de kredi kartýna olan her 5 liralýk borcun 2 lirasýný taksitli borçlarýn oluþturduðu belirlendi. Enuygun.com Baþ Analisti Betül Sungurlu, yazýlý açýk la ma sýn da,
1 EURO 1 ÝNGÝLÝZ STERLÝNÝ
1.5811 1.6919 0.31087 2.3179 2.5970
EFEKTÝF SATIÞ
1.5724 1.6732 0.30913 2.3052 2.5817
ödemesi olmak üzere toplam 180,9 milyar lira tutarýnda iç borç servisi yapýldý. Anapara ödemelerinin 136,2 milyar lirasý nakden, 2,5 milyar lirasý mahsuben, faiz öde melerinin ise 41,9 milyar lirasý nakden, 0,3 milyar lirasý mahsuben gerçekleþtirildi. Bu kapsamda, devlet borçlarý faiz, iskonto ve genel giderlerine iliþkin geri ödemeler için 2010 yýlý bütçesinde iç borçta kullanýlmak üzere 47,6 milyar lira olarak ayrýlan ödenekten 42,1 milyar lirasý iç borç faiz ödemesi, 95 milyon lirasý iskonto gideri ve genel gider olmak üzere toplam 42,2 milyar lira tutarýnda harcama yapýldý. Geçen yýl 5 milyar 982 milyon lira faiz ödemesi, 73 milyon lira iskonto gideri, 21 milyon lira dýþ borç genel gideri ve 10 milyar 697 milyon lira anapara ödemesi olmak üzere toplam 16,7 milyar lira tutarýnda dýþ borç servisi yapýldý.
Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ile Bankalararasý Kart Merkezi (BKM) verilerinden derledikleri analize göre, 2011 Mart-2010 Mart arasýnda Türkiye’deki kredi kartý sayýsýnýn 3,2 milyon adet artarak 47,86 milyona ulaþtýðýný bildirdi. Sungurlu, 2011
Nisan ayýndaki artýþ da eklenince toplam kart sayýsýnýn 48 milyonu geçtiðini, kredi kartý sayýsýnýn yaný sýra kredi kartý borcunun da artýþ gösterdiðini belirtti. Taksitli alýþ veriþin toplam kullaným içindeki payýnýn yükseldiðine dikkat çeken Sungurlu, yapýlan analize göre 2010 Mart-2011 Mart arasýnda sektörde bireysel kredi kart borç bakiyesinin yüzde 20 artarak 44,65 milyar liraya yükseldiðini, ayný dönemde taksitli bireysel kredi kart borcunun yüzde 33,5 artarak 19,64 milyar liraya çýktýðýný vurguladý. Sungurlu, kredi kartlarýna olan her 5 liralýk borcun 2 lirasýný taksitli borçlarýn oluþturduðunu belirtti. Sungurlu, 2011 Mart ayý itibariyle toplam bireysel kredi kart borç bakiyesinin yüzde 44’ünün taksitli borçlardan oluþtuðunu belirttti. Adana / a a
Mayýs ayýnda açlýk ve yoksulluk arttý MEMUR-SEN tarafýndan yapýlan araþtýrmaya göre, açlýk ve yoksulluk sýnýrlarý, Mayýs ayýnda, bir önceki aya göre artýþ gösterdi. Nisan’da 931.060 TL olarak hesaplanan 4 kiþilik bir ailenin açlýk sýnýrý 27.987 TL artarak 959.047 TL’ye yükseldi. 4 kiþilik ailenin yoksulluk sýnýrý ise, Nisan ayýna göre, 25.571 TL artýþ göstererek 2 bin 492.852 TL olarak tespit edildi. Mayýs ayýnda Nisan ayýna göre gýda madde fiyatlarýnda ortalama deðiþim yüzde 1.59’luk bir azalýþ gözlendi. Mayýs ayýnda
Nisan ayýna göre giyim madde fiyatlarýnda ortalama yüzde 3.05’lik bir artýþ yaþanýrken, yüzde 10.06’lýk artýþla kadýn tiþörtü, yüzde 9.24’lük artýþla gömlek, yüzde 8.81’lik artýþla kadýn gömleði ve yüzde 7.77’lik artýþla tiþört fiyatlarýnda tespit edildi. Mayýs ayýnda Nisan ayýna göre barýnma madde fiyatlarýnda ortalama yüzde 0.28, saðlýk madde fiyatlarý ortalama yüzde 0.82, ulaþým madde fiyatlarýnda ortalama yüzde 0.92’lik bir artýþ olarak gözlendi. Recep Gören / Ankara
Muhterem kardeþimiz
ZAYÝ
1 DANÝMARKA KRONU
1.5735 1.6809 0.30935 2.3068 2.5835
ALIÞ
1.5835 1.7021 0.31159 2.3214 2.6009
1 ÝSVÝÇRE FRANGI 1 ÝSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DÝNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 SUUDÝ ARABÝSTAN RÝYALÝ 100 JAPON YENÝ
ALIÞ
DÖVÝZ SATIÞ
1.8835 0.25460 1.6137 5.6892 0.29365 0.42084 1.9579
1.8956 0.25725 1.6210 5.7641 0.29563 0.42160 1.9709
ALIÞ
EFEKTÝF SATIÞ
1.8807 0.25442 1.6077 5.6039 0.29344 0.41768 1.9507
1.8984 0.25784 1.6272 5.8506 0.29631 0.42476 1.9784
MERKEZÝ YÖNETÝM BRÜT BORÇ STOKU 473,5 MÝLYAR LÝRA Merkezi yönetim brüt borç stoku, 2010 yýlý sonu itibarýyla 473,5 milyar lira olarak gerçekleþti. Söz konusu borcun 352,8 milyar lirasý iç borçlardan, 120,7 milyar lirasý dýþ borçlardan oluþtu. 2010 yýlý sonu itibarýyla merkezi yönetim borç stokunun, yüzde 56’sýný sabit faizli, yüzde 44’ünü deðiþken faizli borçlar, yüzde 73,3’ünü TL ve yüzde 26,7’sini ise döviz cinsi borçlar o luþturdu. Diðer taraftan IMF’ye olan borç stoku 2009 sonunda 8 milyar dolarken, 2010 sonunda 2,3 milyar dolar azalarak 5,6 milyar dolara geriledi. Bu arada 2010 yýlý geçici verileri uyarýnca nakit bazda toplam 240,4 milyar lira gelir elde edildi, 234,2 milyar lira faiz dýþý harcama yapýldý ve 6,2 milyar lira faiz dýþý fazla oluþtu. Toplam 47,9 milyar lira faiz ödemesinden sonra Hazine nakit dengesi 34,9 milyar lira açýk verdi. Borçlu kuruluþlar bazýnda en büyük payý mahalli idarelerden olan vadesi geçmiþ Hazine alacaklarýnýn oluþturduðu görüldü. Mahalli idarelerin ardýndan KÝT’ler ve diðer borçlu kuruluþlardan olan vadesi geçmiþ alacaklar geldi. Ankara / aa
Yýldýz Holding Þok Marketlerini aldý
Her 5 liralýk borcun 2 lirasý taksitli borç
Niyazi Baþaran'ýn
Ýstanbul Üniversitesinden aldýðým Öðrenci Belgesini ve TC Nüfus Cüzdanýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Erdinç Kürekçi Nüfus Cüzdanýmý Kaybettim. Hükümsüzdür. Abdülhamid Öztürk
1 AVUSTRALYA DOLARI
DÖVÝZ SATIÞ
Cinsi
2010 YILI BÜTÇESÝNDE ÝÇ BORÇTA KULLANILMAK ÜZERE 47,6 MÝLYAR LÝRA OLARAK AYRILAN ÖDENEKTEN 42,1 MÝLYAR LÝRASI ÝÇ BORÇ FAÝZ ÖDEMESÝNE GÝDERKEN, DIÞ BORÇ ÝÇÝN DE 6 MÝLYAR LÝRA FAÝZ ÖDEMESÝ YAPILDI.
TAZÝYE
Adapazarý Yeni Asya Okuyucularý
1 ABD DOLARI
ALIÞ
8 HAZÝRAN 2011
Faize 48 milyar lira
Muhterem kardeþimiz Av. Cemal Baþaran'ýn amcasý vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hak'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
Cinsi
SORU 1: Benim niþanlým þehit kýzýdýr. Babasý asker þehidi. Annesi ve kendisi babasý üzerinden dul aylýðý alýyor. Niþanlým 22 yaþýnda. Benimle evlenirse çeyiz parasý alabilir mi? Alýrsa ne kadar alýr?
EURO
Þehit kýzý evlenirse çeyiz parasý alýr
DOLAR
ahmetarican34@gmail.com.
Y
Nano Borx’e 2011 AB kalite ödülü 3. ULUSLARARASI AB kalite zirvesi kapsamýnda AB normlarýna uygun mal ve hizmet üretimi gerçekleþtiren Nano Borx 2011 AB kalite ödülüne lâyýk görüldü. Çýraðan Sarayýn da düzenlenen ödül töreninde, bu ödüle her zaman lâyýk kalacaklarýný ve ödülün verilmesinden dolayý büyük bir gurur duyduklarýný belirten Gelecek Nano Genel Müdürü Aydýn Baran konuyla ilgili yaptýðý açýklamada, ‘’Kaliteli ürünler üretip bunu müþterilerimizle paylaþmak þirketimiz için bir görevdir. Kaliteli hizmet ve ürün ilk günden beri hedefimizin en baþýnda yer alýyordu. Tüketici akademisinin yaptýðý araþtýrmaya dahil olduk ve þimdi bu ödülü aldýðýmýz için çok gururluyuz. Kendi sektörümüzde sürekli fark oluþturmak istedik. Azmettik, þimdi meyvelerini topluyoruz’’dedi. Ýstanbul / Yeni Asya
Sanayide çarklar hýz kesti TÜR KÝYE Ýs ta tis tik Ku ru mu (TÜÝK) verilerine göre, toplam sanayi üretimi Nisan’da yüzde 8.3 artýþ gösterdi. Sanayi üretimi bir önceki yýl ayný döneme denk gelen Nisan 2010’da yüzde 16.9 artmýþtý. Mevsim ve takvim etkilerinden arýndýrýlmýþ sanayi üretim endeksi bir önceki aya göre yüzde 0.6 azaldý. Takvim etkisinden arýndýrýlmýþ endeks Nisan 2011’de 2010’un ayný ayýna göre yüzde 8.4 artýþ kaydetti. Ana Sanayi Gruplarý Sýnýflamasýna göre, Nisan ayýnda geçen yýlýn ayný ayýna göre en yüksek artýþ yüzde 21.7 ile sermaye malý imalatýnda kaydedildi. Bunu yüzde 12.1 ile dayanýklý tüketim malý imalatý, yüzde 8.7 ile enerji, yüzde 6 ile ara malý imalatý ve yüzde 2.8 ile dayanýksýz tüketim malý imalatý izledi. Ýmalat sanayi alt sektörlerine bakýldýðýnda artýþta ilk sýrayý
TAZÝYE Muhterem kardeþimiz
Adem Irakýn anneannesi
Meryem Uluata
'nýn
vefatýný teessürle öðrendik. Merhumeye Cenâb-ý Hak'tan rahmet
Hüseyin Özbey'in kayýnpederi, Aziz, Þevket ve Halil Özbey'in babasý
Abuzer Özbey
'in
ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hâk'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
Çekmeköy Yeni Asya Okuyucularý
Y
yüzde 26.6 ile motorlu kara taþý tý, treyler (römork) ve yarý treyler (yarý römork) imalatý aldý. Kayýtlý medyanýn basýlmasý ve çoðaltýlmasýnda yüzde 25.7, baþka yerde sýnýflandýrýlmamýþ makine ve ekipman imalatýnda yüzde 23.9, mobilya imalatýnda yüzde 22.1, kauçuk ve plastik ürünlerin imalatýnda yüzde 14.1, kimyasallarýn ve kimyasal ürünlerin imalatýnda yüzde 13.3 artýþ gözlendi. Söz konusu dönemde, diðer ulaþým araçlarýnýn imalatýnda yüzde 19.9, tütün ürünleri imalatýnda yüzde 16.4 oranýnda düþüþ kay dedildi. Sanayi ve Ticaret Bakaný Nihat Ergün, Türkiye’nin sanayi ü retimindeki artýþý dünyadaki ge liþmeler ve iç pazardaki geliþmeleri de dikkate alarak kontrollü bir þekilde arttýrmasýnýn olumlu bir þey olduðunu söyledi.
MÝGROS Ticaret A.Þ, Þok Marketler Ticaret Anonim Þirketi’ndeki hisselerinin tamamýnýn, Þok Marketler Ticaret Anonim Þirketi’ne özgülenen malvarlýðý ile birlikte 600 milyon lira bedelle Gözde Finansal Hizmetler Anonim Þirketi ve Bizim Toptan Satýþ Maðazalarý Anonim Þirketi’ne satýþýna iliþkin hisse devir sözleþmesinin imzalandýðýný bildirdi. Migros’tan yapýlan ve benzeri Ka muyu Aydýnlatma Platformu’nda da (KAP) yayýmlanan açýklamada, önceki gün yapýlan Yönetim Kurulu toplantýsýnda alýnan karar gereðince, þirketin yüzde 99,60 hissedarý olduðu Þok Marketler Ticaret Anonim Þirketi’ndeki 99 bin 600 lira nominal deðerli hisselerinin tamamýnýn, Þok Marketler Ticaret Anonim Þirketine özgülenen malvarlýðý ile birlikte 600 milyon lira bedelle Gözde Finansal Hizmetler Anonim Þirketi ve Bizim Toptan Satýþ Maðazalarý Anonim Þirketine satýþýna iliþkin bir Hisse Devir Sözleþmesi imzalandýðý duyuruldu. Satýþ bedelinin 40 milyon lirasýnýn imza tarihinde peþin ödendiði, bakiyesinin kapanýþ tarihinde tahsil edi leceði belirtildi. Ýstanbul / aa
DB’den büyüme ve enflasyon uyarýsý
DÜNYA Bankasý, finansal krizi geride býrakan geliþmekte olan ülkelerin, aþýrý ýsýnmayý engellemek, yapýsal reformlarla birlikte dengeli büyümeyi saðlamak ve enflasyonu baský altýna almak konusunda kendi ekonomilerine odaklanmalarý gerektiðini bildirdi. Dünya Bankasý yayýmladýðý Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nda, geçen yýl yüzde 3,8 olan küresel ekonomik büyüme tahminini 2011 yýlý için yüzde 3,3’ten 3,2’ye çekerken, 2012 ve 2013 için büyüme beklentilerini yüzde 3,6 olarak korudu. Ekonomik büyümelerinde görülen yavaþlamaya karþýn geliþmekte olan ülke ekonomilerinin geliþmiþ ülke ekonomilerine göre daha dinamik bir yapýlarý olduðuna dikkat çeken Dünya Bankasý, geliþmekte olan ülkeleri sürdürülebilir büyüme ve enflasyonu baský altýna almalarý ko nusunda uyardý. Dünya Bankasý Baþekono misti Justin Yifu Lin, artan petrol ve gýda fiyatlarýnýn büyümeyi sýnýrlayabileceði ve yoksulluðu arttýrabileceði uyarýsýn da bulundu. Dünya Bankasý, küresel görünüm için en büyük risklerin gýda fiyatlarýnda devam eden artýþ, geliþmiþ ülkeler de devam eden bütçe açýðý ve ülke borcu sýkýntýlarý ile petrol fiyatlarýnda yeni bir yükseliþ yaþanmasý o la sý lý ðý ol du ðu nu vurgulayarak, Ortado ðu’da ki po li tik kargaþa, Japonya’da 11 Mart’ta meydana gelen deprem ve tsunami felaketinin de küresel büyüme üzerinde baský oluþturdu ðu nu be lirt ti. Dünya Bankasý, daha ön ce 2011 yý lý i çin yüzde 4,1 olarak a çýkladýðý Türkiye için bü yü me tah mi ni ni yüzde 6,1’e yükseltti. Washington / aa
DÜNYA
Y
Ýslâm barýþ dinidir ÝSLÂMI TERÖRLE ÖZDEÞ GÝBÝ GÖSTEREN MEDYA KURULUÞLARINI KINAYAN NAZARBAYEV, ÝSLÂMIN BARIÞ VE HUZUR DÝNÝ OLDUÐUNU BELÝRTTÝ. KAZAKÝSTAN Cumhurbaþkaný Nursultan Nazarbayev, ‘’Ýslâm’ý terörle özdeþ gibi gösteren uluslar arasý medyayý kýnýyorum’’ dedi. Nazarbayev, Ýslâm ülkeleri arasýndaki iþbirliðinin arttýrýlmasý gerektiðini söyledi. Cumhurbaþkaný Nazarbayev, Kazakistan’ýn baþþehri Astana’da düzenlenen Dünya Ýslâmî Ekonomik Forumu’nun (WIEF) resmî açýlýþýnda yaptýðý konuþmada, son yýllarda Ýslâm ile terörün birlikte anýlmaya baþlandýðýný, bunun büyük bir haksýzlýk olduðunu, Ýslâm’ýn teröre ve þiddete karþý bir din olduðunu, siyasî þiddet ve aþýrýlýktan uzak durulmasý tav-
siyesinde bulunduðunu bildirdi. Ýslâm dini ile terörü birlikte gösterme gayreti içinde olan uluslar arasý medyayý kýnadýðýný ifade eden Nazarbayev, ‘’Bütün dünya dinlerinin ortak bir çaðrýsý vardýr. Bu da barýþ ve huzurun saðlanmasýdýr. Her yýl dünyanýn dört bir yanýnda Müslüman kadýnlar, yaþlýlar ve çocuklar hunharca öldürülmektedir. Terör dünyanýn dört bir yanýný vurmaktadýr. Bundan da en büyük payý Ýslâm dünyasý almaktadýr. Þimdi Ýslâm ile terörü birlikte anmak adil mi?’’ dedi. Ýslâmýn barýþ ve huzur dini olduðunun dünyaya yeniden anlatýlmasý gerektiðini ifade eden Nazarbayev, bunun için Ýslâm ülkelerinin küresel ve bölgesel güçte bir Nursultan medya düzeniNazarbayev
ni kavuþmasý zorunluluðuna dikkati çekti. Ýslâm dünyasýnýn modern bilimlere ve yeni teknolojilere daha fazla önem vermesi gerektiðini anlatan Nazarbayev, bu sebeple Ýslâm Ülkeleri arasýnda bir diyalog platformu kurulmasý teklifinde bulundu. Ýslâm dünyasýnýn büyük yer altý ve yer üstü kaynaklara sahip olduðunu belirten Nazarbayev, ‘’Ümmetin kaynaklarý yatýrým ve iþbirliði için kullanýlabilir’’ dedi. Kazakistan’ýn önümüzdeki yýllarda önemli birçok projeyi hayata geçireceðini Müslüman yatýrýmcýlarýn 10 milyar dolar deðerindeki bu yatýrýmlara katýlmasýný isteyen Nazarbayev, iþbirliðinin çeþitlendirilerek arttýrýlmasý gerektiðini söyledi. Nazarbayev, Ýslâm ülkeleri arasýnda kurulacak, karayolu ve demiryolu baðlantýlarýnýn önemine deðinerek, yapýmý devam eden Kazakistan-Türkmenistan-Ýran demiryolu inþaatýna Ýslâm Kalkýnma Bankasýnýn finans desteði saðlamasý gerektiðini kaydetti. Astana / aa
Gýda krizine son vermek için anlaþma
Kanada’da toplanan gýda uzmanlarý, ayaklanmalara ve bazý hükümetlerin düþmesine sebep olan gýda krizine son verme konusunda anlaþamadý. Montreal’de düzenlenen Uluslararasý Amerika Forumu’nda bir araya gelen uzmanlar ve bazý ülkelerin liderlerinin uzlaþmasý, halkýn daha ucuz gýda, üreticininse “dürüst kazanç” taleplerine takýldý. Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirli ði Örgütü’nün (OECD) Genel Sekreteri Angel Gurria, Montreal’daki toplantýda yaptýðý konuþmada, “gýda fiyatlarýnýn, gelirlerinin yüzde 80-90 kadarýný gýdaya harcayan özellikle yoksullar için ölüm kalým meselesi olduðunu” belirt ti. “Sorun, fiyatlarýn uzun süre yüksek kalma riski” diyen Gurria, ülkelere pa-
nik yapmamalarý ve ihracatlarý durdurarak fiyatlarý yükseltmemelerini tavsiye etti. Gurria, geliþmiþ ülkelerdeki tarýmcýlarýn ürünlerini arttýrmak için teknoloji ve ekonomik ortamlarý olduðunu da vurguladý. Dünya Bankasý’ndan John Baffes de meteorolojik þartlar, enerji fiyatlarýnýn yükselmesi, dolarýn düþmesi ve biyoyakýt üretimi için tarým ürünlerine talebin artmasýnýn 10 yýlda fiyatlarýn yükselmesine sebep olduðunu, ihracatýn sýnýrlanmamasý gerektiðini ifade etti. Bir diðer uzman Marcel Mazoyer, yoksulluðun öncelikle kýrsal kesimlerde yaþayanlarý etkilediðini, gýda üretiminin tüketim ihtiyaçlarýný karþýlamak için yüzde 30 arttýrýlmasý gerektiðini savundu. Montreal / aa
122 Suriyeli çadýr kente yerleþtirildi SURÝYE’NÝN Türkiye sýnýrýna yakýn Cisr eþ Þuður kasabasýnda yaþayan ve ülkelerindeki olaylardan kaçtýklarýný iddia eden 122 Suriyeli’nin, Hatay’ýn Altýnözü ilçesinden Türkiye’ye geçtikleri bildirildi. Önceki gece geç saatlerde ilçeye baðlý Karbeyaz beldesi sýnýrýna gelen, aralarýnda kadýn ve çocuklarýn da bulunduðu 122 Suriye’linin bir süre bekledikten sonra Türkiye tarafýna geçtikleri belirtildi. Suriyeliler, daha sonra minibüslerle Türk Kýzýlayý tarafýndan nisan ayý sonunda Suriye’deki olaylardan kaçýp Türkiye’ye sýðýnanlar için Yayladaðý ilçesinde kurulan çadýr kente yerleþtirildi. Bu ara-
da, Suriye’nin Türkiye sýnýrýna yakýn yerlerde çok sayýda uriyelinin beklediði ve muhtemel bir karýþýklýkta bu kiþilerin de Türkiye tarafýna geçebilecekleri öðrenildi. Türk askerlerinin de Suriye sýnýrý boyunca tedbirlerini arttýrdýðý kaydedildi. Yayladaðý ve Antakya esnafý, Türkiye sýnýrýna yakýn yerlerde bekleyen Suriyeliler için yiyecek ve giyecekten oluþan yardým malzemesi topladý. 300 kiþiye yetecek kadar yiyecek ve giyecekten oluþan yardým malzemesi, gerekli izinlerin alýnmasýnýn ardýndan iki gündür Türkiye sýnýrýna yakýn noktada bekleyen Suriyelilere teslim edilecek. Hatay - Yayladaðý / aa
TAZÝYE
HÜKÜMET GÜÇLERÝ CÝSR EÞ ÞUÐUR'A YÖNELDÝ SURÝYELÝ insan haklarý eylemcisi Mustafa Osso, hükümet güçlerinin muhtemel bir operasyon için kuzeydeki Cisr Eþ Þuður kasabasýna yöneldiklerini belirtti. Osso, görgü þahitlerinin kendisine, tanklar ve binlerce askerin dün Cisr Eþ Þuður’a doðru hareket ettiklerini söylediðini aktardý. Halen Suriye’de olan Osso, Beþþar Esad’ýn kardeþi Mahir’in komutanlýðýný yaptýðý 4. Tümen’den bazý askerlerin de kasabaya ilerleyenler arasýnda olduðunu ifade etti. Þam yönetiminin 120 polisin öl dürüldüðünü bildirdiði Cisr Eþ Þuður’da, iktidarý hedef alan ayaklanmaya askerlerin de katýldýðý ileri sürülmüþtü. Ýnsan haklarý örgütleri, Suriye’de hükümet karþýtý protestolarýn baþladýðý Mart ayýndan beri þiddet olaylarýnda vefat edenlerin sayýsýnýn 1300’ü geçtiðini bildiriyor. Beyrut / aa
TEBRÝK Deðerli kardeþimiz Çetin Özgen ile Kezban Lale Polat Hanýmefendinin izdivaçlarýný tebrik eder, iki cihan saadeti dileriz. Tebrik için tel: (0532) 211 62 52
Muhterem kardeþimiz
Aziz Özbey'in babasý
Fatsa Yeni Asya Okuyucularý
Abuzer Özbey
Karamürsel Yeni Asya Okuyucularý
TAZÝYE Yeniasya Research Publicatýon Center Of America (Yarpca) Kurucu Genel Baþkaný, kýrk beþ yýldan beri Risâlei Nur Dâvâsýnýn Amerika'daki sarsýlmaz müdafisi ve naþiri muhterem dâvâ ve ilim adamý Prof. Dr. Süleyman Kurter'in kayýnvalidesi, Eþi Havva Ablamýzýn annesi, Selahaddin, Hasan, Süleyman ve Ýmran'ýn anneannesi, 25 Ekim 2010 Pazar günü 84 yaþýnda Kelime-i Þahadet getirerek Ýslâmiyetle müþerref olan
Manuele
Haným Hakkýn rahmetine kavuþmuþtur. Cenazesi Mýlwaukee'deki camide kýlýnan cenaze namazýndan sonra Müslüman mezarlýðýna defnedilmiþtir. Merhumeye Allah'tan maðfiret, deðerli aðabeyimiz ve ailesine de sabr-ý cemil niyaz ederiz.
Antalya Yeni Asya Okuyucularý
7
Srebrenitsa’nýn 550 kurbaný daha topraða verilecek
BOSNA-HERSEK’ÝN Srebre nit sa þeh rin de Tem muz 1995 yýlýnda iþlenen soykýrýmýn 16. yýlý anma törenleri kapsamýnda, cesetleri toplu mezarlarda bulunan 550 kurbanýn cenazesi topraða verilecek. Kurbanlarýn mezarlarýnýn bulunduðu Potoçari’de, Srebrenitsa Soykýrýmý 16. Yýl Dönü mü Organizasyonu Komitesi toplantý yaptý. Komite Baþkaný ve Sreb re nit sa Be le di ye Baþkan Vekili Çamil Durakoviç, yaptýðý açýklamada, bu yýl 11 Temmuz’da yapýlacak anma töreninde, politikacý ve diðer yetkililerin mezarlýk ala nýnda konuþma yapmamasý kararý alýndýðýný bildirdi. Siyasetçilerin ve devlet yetkililerinin, cenazelerin topraða verileceði alanda önceki yýllar yaptýklarý konuþmalardan kurbanlarýn yakýnlarýnýn þikâyetçi olduðunu belirten Durakoviç, kendilerinin de bu þikâyetleri göz ö nün de bu lun du ra rak, böyle bir karar aldýklarýný kaydetti. Saraybosna / aa
Tunus’ta seçimler ertelendi
TUNUS’TA Zeynelabidin bin Ali’nin devrilmesinin ardýndan seçimlerin 24 Temmuz’da yapýlmasý kararlaþtýrýlmýþtý. Ancak geçen ay seçim komisyonu, yeni siyasî oluþumlara hazýrlanmalarý için daha fazla zaman tanýmak amacýyla seçimin Ekim ayýna ertelenmesini önermiþti. Baþbakanlýktan bugün yapýlan açýklamada bu önerinin dikkate alýndýðý ve seçimlerin 23 Eylül’e ertelendiði açýklandý. Açýklamada gerekçe olarak seçimlerin özgür ve þeffaf olmasýnýn saðlanmasý gösterildi. Tunus’ta, yeni bir anayasa hazýrlayacak olan kurucu meclis için yapýlacak seçimlerin ardýndan sýra genel seçim ve devlet baþkanlýðý seçimine gelecek. Tunus / aa
ABD, Irak’tan çekilmek için iki seçeneði düþünüyor
ABD’NÝN Irak’taki Amerikan askerlerinin çekilmesiyle ilgili olarak iki seçenek düþündüðü bildirildi. El Sabah gazetesinin Iraklý bir yetkiliye dayanarak verdiði haberde, taraflarýn, halihazýrda Irak’ta bulunan 50 bin dolayýnda muharip askerin geleceðini müzakere ettiði belirtildi. Iraklý yetkili, görüþmelerde iki konunun tartýþýldýðýný; bunlardan birinin Amerikan askerlerinin bu yýlýn sonuna kadar çekilmesi, diðerininse eðitim ve destek için askerlerin çekilme takvimini uzatmak olduðunu kaydetti. Baðdat ile Washington arasýnda 2008 yýlýnda imzalanan güvenlik anlaþmasý, Amerikan askerlerinin Irak’tan bu yýlýn sonuna kadar çekilmesini öngörüyor. Baðdat / aa
Pakistan’da Amerikan saldýrýsý: 20 ölü
PAKÝSTAN’IN Afganistan sýnýrý yakýnýnda düzenlenen Amerikan füze saldýrýsýnda 20 kiþi öldü. Pakistan istihbaratý yetkilileri, saldýrýnýn Kuzey Veziristan vilayetinin Þaval bölgesinde düzenlendiðini belirtti. Pakistan yönetimi, Amerikan insansýz uçaklarýyla düzenlenen füze saldýrýlarýný resmen protesto ediyor. Peþaver / aa
Ýsviçre de nükleeri býrakýyor
'in
vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hâk'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE
ÝSVÝÇRE meclisi, hükümetin nükleer enerji kullanýmýna son verilmesini öngören planýný onayladý. Parlamentonun alt kanadýnda yapýlan oylamada 101 milletvekili plana destek verirken, 54’ü ise karþý çýktý. Oyla mada 30 milletvekili de çekimser kaldý. Hükümetin planýna göre ülkedeki 5 nükleer santral orta vadede devreden çýkarýlacak. Ýsviçre’deki nükleer san traller 50. yýlýný doldurduktan sonra kapatýlacak. Böylelikle Ýsviçre 2019 ila 2034’te nükleer santrallerini kapatarak, kullanmaktan vazgeçecek. Bern / aa
Obama ve Merkel, Beyaz Saray’da biraraya geldi.
Çözüm iki devlet ABD Baþkaný Barack Obama, Ýsrail-Filistin barýþ müzakerelerine baþlanmasý için iki tarafýn da zor seçimler yapmasý gerektiðini belirtti. Obama ve Almanya Baþba kaný Angela Merkel, Beyaz Saray’daki görüþmelerinin ardýndan ortak basýn toplantýsý düzenledi. Obama, Ýsrail-Filistin barýþ müzakerelerinin baþlamasý için geçen ay altýný çizdiði ilkelere desteði dolayýsýyla Merkel’e teþekkür ederek, hem Ýsrail ve hem de Filistin’in zor seçimler yapmasý gerektiði noktasýnda Merkel ile hem fikir ol duklarýný söyledi. Obama, Filistin’in, BM Genel Kurulunda baðýmsýz devlet ilânýný gündeme getirmesi gibi tek taraflý eylemlerin engellenmesi konusunda da Merkel ile ayný görüþü paylaþtýklarýný açýkladý. Merkel de ABD ile Ortadoðu ve Kuzey Afrika’da, Tunus ve Mýsýrlýlara yardým etmek için birlikte çalýþtýklarýný söyledi. Ýsrail-Filistin meselesinde, iki devletli çözüm istediklerini belirten Merkel, “Tek taraflý tedbirler, bu yola gelinmeye yardýmcý olmuyor” dedi. Washington / aa
El Fetih-Hamas Kahire’de buluþacak EL FETÝH ile Hamas hareketi arasýnda, gelecek Salý günü Mýsýr’ýn baþþehri Kahire’de yeni bir toplantý yapýlacak. Hamas hareketinin Þam’daki siyasi liderlerinden Ýzzet ElRiþk yaptýðý açýklamada, iki grubun temsilcilerinin Kahire toplantýsýnda Filistin ulusal birlik hükümetinin kurulmasý ve siyasî tutuklular dosyasýnýn yaný sýra uzlaþma anlaþmasýnýn uygulamalarýný deðerlendireceðini kaydetti. Öte yandan, El Fetih ile Hamas’ýn Kahire’de Filistinliler arasý uzlaþma anlaþmasýný imzalamalarýnýn üzerinden bir ay geçmesine raðmen, her iki taraf kurulmasý öngörülen yeni hükümetin üyeleri konusunda hâlâ anlaþamadý. El Hayat, Filistinli kaynaklara dayanarak, yeni hükümetin oluþturulmasýnýn Eylül sonuna kalabileceðini bildirdi.
Refah kapýsý yeniden açýldý GAZZE Þeridi’nin dünyaya açýlan kapýsý, komþu Mýsýr ile varýlan anlaþma uyarýnca yeniden açýldý. Filistinli yetkili Eyüp Ebu Þar, Hamas’ýn Mýsýr’la yaptýðý anlaþmanýn ardýndan Gazze Þeridi yöneticilerinin sýnýr kapýsýný yeniden açtýðýný belirtti. Ebu Þar, geçiþ için önceliðin týbbî vak'alara ve geçen hafta Gazze’den ayrýlamayanlara verileceðini söyledi. Mýsýr’ýn yeni askerî yönetimi, geçen hafta Refah sýnýr kapýsýný açarak Ýsrail ile iþbirliði yapan eski Mýsýr Cumhurbaþkaný Hüsnü Mübarek’in Gazze’ye uyguladýðý 4 yýllýk kuþatmayý kaldýrmýþtý. Ancak Hamas, Pazar günü birden bire kapýyý kapatmýþ, Mýsýr da bir gün önce haber vermeden geçiþi durdurmuþtu. Gazze / aa
Ýran ve Ýsrail arasýnda ticari iþbirliði iddiasý RAK For All News Ajansý, Ýran ve Ýsrail arasýnda ticari iþbirliði bulunduðunu iddia etti. Ajans, Ýsrail’in Haaretz gazetesinin iki ülke arasýndaki ticari iþbirliðini yalanlamasý na raðmen, Ýsrailli firmalarýn Ýranlý 200 kadar þirketle ticari faaliyetinin olduðunu ileri sürdü. Ajansýn haberinde ayrýca Ýran’daki firmalarla iþbirliði yaptýðý iddia edilen Ýsrailli þirketlerden bazýlarýnýn tarým alanýnda faaliyet gösterdiði, söz konusu þirketlerin Ýran’da 800 milyon dolar civarýnda yatýrýmýnýn olduðu kaydedildi. Ýddialar arasýnda geçen hafta ölen Ýsrailli iþadamý Sami Ofer’in de Ýran’a petrol tankeri sattýðý yer aldý. Ankara / aa
TAZÝYE Kardeþlerimiz;
Necdet ve Necmi Atlas'ýn babasý Hacý Ýsmet Atlas'ýn vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hak'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
Yalova Yeni Asya Okuyucularý
8
MEDYA POLÝTÝK
9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE
DARBENÝN ASIL DAYANAÐI, DERÝN ANAYASA
mikailyaprak@gmail.com
Büyük seçimin küçük hesaplarý
GÜNDEM 367 hokkabazlýðý ve sonrasýnda dönen dolaplara, bir de ayný hokkabazlýðýn 27 Mayýs’tan sonra baþarýya ulaþmýþ ikinci örneðinden yeni bir yazýlý Anayasa çýkaran Kenan Evren’in yargýlanmasýna kilitlenmiþ vaziyette. 367 konusunda maðdur Cumhurbaþkaný’nýn “hepsinden haberdarým, ancak yüzlerine vurmadým” ifadesine, bu sürecin içinde olan veya yakýndan tanýklýk eden diðer aktörler de “Evet, ben de çok þeyden haberdardým, ‘bu iþi engellemeden postallarýn baðýný çözdürmeyeceðiz’ tehditlerinden de...” diye eþlik edebilir. Lakin Cumhurbaþkaný yüzlerine vursa da deðiþen bir þey olmayacak. Çünkü bu hokkabazlýðý üretenler, dayatanlar, tehditle bunu bir Anayasa Mahkemesi karar formatýna dönüþtürenler yanlýþ bir þey yaptýklarýný düþünmediler.
ugün yeryüzünde ve bilhassa Ýslâm ülkeleri arasýnda Türkiye’nin konumunda olan bir baþka ülke gösterilemez. Tarihten üstlendiði bir misyonun takipçisi olma iddiasýnda olan bir ülkeye ve bu ülkenin milletine ve bu milletin vekillerine büyük hesaplarýn, büyük projelerin ve ciddî adýmlarýn sahibi olmak yakýþýr. Ama vakýanýn hiç de öyle olmadýðýný dünya âlem biliyor. Seçim döneminde ortaya atýlan “çýlgýn projeler” ise bu kategoriden sayýlmaz. Neden mi? Birincisi: Seçim döneminde açýklandýðý için. Ýkincisi: “Çýlgýnca” olduðu için. Üçüncüsü: Gerçekleþse bile, Türkiye’de zaten var olan gelir, eðitim, fýrsat ve nüfus daðýlýmýndaki dengesizliði daha da arttýracaðý için.. Bize, “çýlgýnca” deðil, akýllýca atýlan adýmlar ve ortak aklýn ürünü olan projeler lâzým.
B
SÝSTEM ÝRADESÝNÝN REFLEKSÝ Hatýrlayýn. Bir Cumhurbaþkaný, bu ülkenin namlý Anayasa hukuku hocalarý, baro baþkanlarý, yüksek mahkeme baþkanlarý ve üyeleri, bürokratlar, genelkurmay baþkanlarý, namlý medya aktörleri bu iddiayý destekledi. Her bir kriz ve karar anýnda ortaya çýkan koalisyonun varlýk nedenidir bu. Peki, parti kapatma sürecinde durum farklý mýydý? Bu soruyu ilerletelim. 28 Þubat sürecinde, 12 Eylül 1980’e doðru giderken, 12 Mart 1971’e, 27 Mayýs 1960 karanlýðýna doðru giderken farklý mýydý? 1909’a, 1925 takriri sükûn felaketine veya 1930 sonrasýna giderken? Kuþkusuz farklý deðildi. Küçük sapmalar dýþýnda, bu koalisyon deðiþmiyor. Her defasýnda ayný görüntülerle karþýlaþmak bu nedenle þaþýrtýcý olmuyor. Çünkü burada irade ayný ve deðiþmiyor. Sistem iradesidir bu. Her defasýnda ayný refleksleri verir. Sistem kendini korumak ister ve bu-
Hesaplarýn “büyüklük”(!) boyutunu, seçim meydanlarýnda gördünüz. Sivil bir anayasa için yapýlan hazýrlýk ve teklifler mi milletle paylaþýldý? Uzun süredir tartýþýlan “demokratik açýlým” projesinin sosyal ve “siyasal” gerekçeleri ve uygulanabilir safhalarý mý anlatýldý? AB adaylýðýnda, alýnan (veya alýnmayan) mesafe hususunda mý millet bilgilendirildi? 28 Þubat uygulamalarýndaki haksýzlýklarýn ne ölçüde giderildiði mi söylendi veya giderilmediyse çaresizlikleri mi itiraf edildi? Bütün liderler, hep bir aðýzdan kardeþlik, birlik ve beraberlik çaðrýlarý mý yaptýlar?
nun için ne gerekiyorsa yapar ve yaptýrýr. Kenan Evren’in “bugün olsaydý ayný þekilde davranýrdým” biçimindeki cevabý bu yüzden þaþýrtýcý deðil. Hayatý boyunca sistem iradesi tarafýndan formatlanmýþ veya ekonomik ayrýcalýklarla donatýlmýþ “mahalle”lere mensup olanlarýn farklý düþünmesi beklenmemeli. Eðitim düzeyi en yüksek olanlarýnýn önemli bir kýsmýnýn “ordu gerektiðinde darbe yapabilmeli” demesi de bu nedenle þaþýrtýcý olmamalý. Asýl þaþýrtýcý olan Kenan Evren cuntasýna küfrederken, 27 Mayýs karanlýðýný bir kurtuluþ olarak görenler, 27 Mayýs karanlýðýnýn temsilcileriyle bir arada bulunmaktan rahatsýzlýk duymayanlar ve bu karanlýðýn Türkiye’yi yeniden sarmasý çabasýna destek verenler. Kimler bunlar? Sistemin 27 Mayýs’ta sempatiyle bakýp, 12 Eylül’de dýþladýklarý, 12 Eylül’de sempatiyle bakýp 28 Þubat’ta dýþladýklarý; kendilerini maðdur eden sistemi farkýnda olmadan yüceltenler ve bu psikolojiyle sistemin en önemli operasyonel silahlarýna dönüþenler; kimi zaman da sistemin gücünü, kendi muarýzlarý olan diðer maðdurlara üstünlük saðlamak için kullanma hayali kuranlar... Despotun tebessümüne ram olup diðer maðdurlara dil uzatmayý muhalefet sanan, ancak despot karþýsýnda hiçbir güvencesi olmayanlar, olamayacak olanlar... Kötülük yapma ihtimali bulunan diðer bir kitle ile müzakere yapmak yerine, katletmeme ihtimali bulunmayan 100 yýllýk sisteme sýðýnanlar...
35. MADDENÝN 'DERÝNLÝÐÝ' Soru þu: Kenan Evren’in kendini savunurken “Bana darbe yapma yetkisini TSK Ýç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesi verdi” demesine kýzacak mýyýz? Sahi ne diyor bu madde? “Silahlý Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu
‘‘
Bu “derin anayasayý” yazýlý anayasalarýn baþlangýç kýsmýnda, 27 Mayýs darbe gerekçesinde, 12 Mart muhtýrasýnda, her sabah öðrencilere okutulan “Andýmýz”da görebilirsiniz.
ve Anayasa ile tayin edilmiþ olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktýr.” Anayasa ile tayin edilmiþ bir cumhuriyeti koruma ve kollama görevi, bu anayasayý tepeleme yetkisi vermiyor. Tam aksine Anayasaya itaat görevi veriyor. Kenan Evren ve þürekâsý 12 Eylül 1980’de anayasayý ihlal etmekle kalmadý, tepeledi. 27 Mayýs Çetesi’nin darbe yapýp anayasayý tepelerken, iktidardan düþürdükleri Demokrat Parti’yi anayasayý ihlalle suçlamalarýnda olduðu gibi... O gün de karanlýk zihniyetli profesörler “caizdir” dediler; 12 Eylül sonrasýnda da, 28 Þubat’ta da ve 27 Nisan’da da... Peki ya bu madde ile kastedilen Anayasa, göbeðini kaþýyanlarýn eline alýp okuduklarý 176 maddelik metin deðilse? Soruyu þöyle soralým: 27 Mayýs çeteleri ile 12 Eylül cuntasý anayasa metni ile anayasanýn farklý olduðunu, yazýlý metinde ne yazarsa yazsýn, esas olanýn bu derin anayasa olduðunu mu düþünüyorlar? Olmaz mý? Olur! 30’lu ve 40’lý yýllarda zihniyetleri büyük Nasyonal Sosyalist hukukçu Carl Schmitt tarafýndan formatlanmýþ olan Türk hukukçularýnýn, Schmitt’in “anayasa ile anaya-
KÜRT halkýnýn haklarý ve talepleri için mücadele ettiðini söyleyen BDP’lilerin kredileri giderek azalýyor. Biri bana anlatsýn: 1930 model Türk ulusalcýlýðýný taklit eden bir zihniyete niye hoþgörüyle bakmalý? Apo, Kürt çocuklarýnýn baþöðretmeni olacak filan derken iþ ‘Kürtçe Ezan’a dek vardý iþte. Geçenlerde, “Kürt ulusalcýlarý Kemalist oldu” dediðimde sinirli mesajlar aldým. Bana niye kýzýyorlar ki? Baksanýza, Kemalistleþmek için adeta özel çaba harcanýyor. Felsefe fukarasý apoletlilerin, “Atatürkçü Düþünce Sistemi” diye, dünyada kimsenin yemediði bir salata yarattýklarýný yazýyorum ya... Yanýlmýþým.
Bu sorularýn cevabý “hayýr” ise, öyleyse bu seçim birilerine hayýrlý olsun. Geliniz biz, sadece günü kurtaran küçük hesaplara deðil; yüzyýl öncesinde bugünümüzü gören ve daha öteleri gösteren nazarlara müteveccih olalým. Siyaset arenasýndaki, þimdilik geri planda býrakýlan misyonun “nokta-i istinad”ý olma vasfýyla sadece üzerimize düþeni yapýp, hizmetlerimizle meþgul olalým! Bu imtihan dünyasýnda her lâhza karþý karþýya olduðumuz daha büyük seçimlerin büyük hesaplarýna müteveccih olalým! Ýlmen, fikren, zihnen ve fiilen o büyük tercihlere dikkat edelim. Söz gelimi: Dünya mý, ahiret mi? Hizmet mi, siyaset mi? Maddî ve dünyevî makamlar mý, manevî ve uhrevî makamlar mý? Marifetullah mertebeleri mi, cennet mertebeleri mi? Rýza-i Ýlâhî makamý mý, yoksa diðer manevî makamlar mý? Þahsî kemalât mý, hizmetkârlýk mý?
NOT: Avusturya okuyucularý olarak, hizmet yolunda iken uðradýklarý müessif kazada vefat ederek manevî þehitlik mertebesine eriþen Seyfullah Bahar ve oðlu Faruk ile diðer kardeþlerimize Cenâb-ý Haktan rahmet ve maðfiret, geride kalanlarýna sabr-ý cemîl niyaz ediyor; yaralananlara hayýrlý ve âcil þifalar diliyoruz.
sa metni ayný þey deðildir” tezinin farkýnda olmamasý mümkün mü? Peki, nedir bu “yazýlý olmamakla birlikte” her daim geçerli olan ve daima birilerinin koruma ve kollama yetkisiyle donatýlmýþ olduðu varsayýlan anayasa? “Özgürlük”, “eþitlik”, “sosyal haklar”, “iþ ve aþ” meselesine deðinen kurallar mý? Bu “derin anayasayý” yazýlý Anayasalarýn baþlangýç kýsmýnda, 1935 tarihli devlet partisi tüzüðünde, 27 Mayýs darbe gerekçesinde, 12 Mart Muhtýrasý’nda, 27 Nisan Muhtýrasý’nda, tüm siyasi parti kapatma kararlarýnda, her sabah öðrencilere okutulan ve nasyonal sosyalist ruhla üretilen “Andýmýz”da görebilirsiniz. Bu topraklardaki yýkýmlarda, iþkencelerde, sürgünlerde ve asimilasyonlarda imzasýný görebilirsiniz. Kendini keskin inançlar ve iktidar ayrýcalýklarý üzerine kurulu “mahalle”lerde üreten derin yapýdýr bu. Ýþin doðrusu 100 yýllýk bürokratik icraatlarýn tamamýndan okunabilen sistem kodlarýndan baþka bir þey deðildir bu. Kenan Evren’e darbe yaptýran da bu, Anayasa Mahkemesi’ne Anayasa deðiþikliklerini iptal ettiren de bu... Her ikisi de yazýlý anayasayý ihlal etti, ama derin anayasayý korudu! Eðer bu karanlýk ve derin Anayasa’nýn yansýma bulduðu sistemi tasfiye edip, yerine halkýn demokratik iradesini egemen kýlacak bir anayasa koymayý düþünmüyorsanýz, anayasa yapýmýný “özgürlük”, “eþitlik” veya “kimliklerin tanýnmasý” gibi sistemin insafýna kalmýþ konularla sýnýrlý bir çalýþma olarak görüyorsanýz, bilin ki, yalnýzca 27 Mayýs veya 12 Eylül’leri meþrulaþtýrýyorsunuz. Ve bunu yaparken, bir yandan da Kenan Evren’e kýzamazsýnýz! 12 Haziran seçimi ve sonrasý, bunu test edeceðimiz dönem olacaktýr. Osman Can, Star, 8.6.2011
‘Kürtçe’ ezan: 1930’lara dönüþ
Jimmy Margulies / The Record Of Hackensack, NJ
Seçim öncesi, seçime ramak kala sarf ettiðimiz bu sözler, seçim sonrasýnda da geçerliliðini sürdürecektir. Zira bu seçim, mevcut tabloyu deðiþtirmeye yönelik bir izlenim vermiyor. Hesaplar da “çözüm”e endeksli yapýlmadý zaten. Öyle olsaydý, seçim sistemi deðiþtirilir, baraj kaldýrýlýr, ya da baraj yüzdesi (% 2 gibi) makul seviyeye indirilir, sonra seçime gidilirdi. Mecliste var olan partiler, kendi konumlarýný koruma ve varlýklarýný sürdürme derdine düþtüler. Sivil olmayan bir anayasanýn öngörüleriyle, “yüksek barajlý” bir sistemle seçime gidildi. Büyük seçim öncesi “küçük hesaplar” yapýldý. Ýktidara göre bu hesaplar “büyük” olabilir. Hayýr, dünyanýn neresinde olursa olsun, kendi iktidarýný korumaya ve süresini uzatmaya yönelik bütün hesaplar “küçük”tür. Var olan problemlere radikal çözümler içermeyen bütün hesaplar “küçük”tür.
Y
Meðer ulusalcý Kürtler o salataya bayýlmýþ. “Takma kafana; ne yaparlarsa yapsýnlar” diyeceksiniz. Ýyi ama “baðýmsýz devlet” kurup, ayrýlmak istemiyorlar ki... Hayalleri otonomi, federasyon, falan filan... Yani Türklerin baþöðretmeni yetmiyormuþ gibi, bir de Kürtlerin baþöðretmeniyle uðraþacaðýz. Apo Caddesi, Apo Spor Salonu, Apo Havaalaný, Apo Stadý, Apo Parký, Apo Kültür Merkezi, Apo lisesi... Bir Kürt dünyaya bedeldir... Ne mutlu Kürdüm diyene... Ezaný da Kürtçe okudun mu, hoþ geldin 1930’lar. Bunlar güzellik kraliçesi de seçer deðil mi Engin Abi? Emre Aköz, Sabah, 8.6.2011
Evren’in yargýlanmasý yetmez 12 EYLÜL darbesi 31 yýl sonra adalet karþýsýna çýkarýldý. Evren piþman olmadýðýný ve yine yapabileceðini söyledi ve 35. maddeye atýf yaptý. 1960 yýlýndan beri Türkiye’nin tepesinde darbecilerin kýlýcý sallanmaktadýr. Sürekli yazdým ve söyledim asker darbelere ve darbe teþebbüslerine yasal -hukuki deðil- çerçeve içinde giriþmiþtir. Yani askerlere yasalara aykýrý hareket etmemiþlerdir, hep yasal haklarýný kullanmýþlardýr. Nitekim Evren paþa da 35. maddeye gönderme yapmýþtýr. Altýný kalýn çizgilerle çizelim ki 12 Eylül darbecilerinin yargý önüne çýkarýlmasý Türk demokrasisi adýna fevkalade güzel bir geliþmedir. Ancak bu geliþme darbe hevesini ve ihtimalini ortadan kaldýrmamaktadýr. Ordunun mevcut yapýlanmasý ve oluþturulan yasal çerçeve askerin sivillere müdahale etmesine imkân veren bir fotoðraf arz etmektedir. Darbecileri yargýlamak önemlidir ama daha da önemlisi darbe ortamýný ortadan kaldýrmaktýr. Kestirmeden gidiyorum darbe, ortamýný
ortadan kaldýrmak için: 1. Askerin milli iradeye karþý anlayýþý deðiþmelidir. Askeri okullarda milletin orduya sadakati deðil ordunun millete sadakatini esas alan ve milli iradeye saygýyý önemseyen bir eðitime ihtiyaç vardýr. 2. Çaðdaþ demokrasilerde olduðu gibi ordu mutlaka Milli Savunma Bakanlýðý’na baðlanmalý ve milli iradeye hesap verebilir hale getirilmelidir. 3. Anayasa ve yasalardaki haksýz imtiyazlar kaldýrýlmalý ve çaðdaþ demokratik ülkelerdeki yapýya kavuþturulmalýdýr. (Bu baðlamda 35. madde de yeniden düzenlenmelidir. Ben 35. maddenin kaldýrýlmasýndan yana deðil darbe teþebbüsüne imkan vermeyecek þekilde yeniden düzenlenmesinden yanayým.) 4. Çaðdaþ demokrasilerde olduðu gibi asker, sivil hayatýn tamamen dýþýnda konuþlandýrýlmalý ve tamamen yurt savunmasýna odaklý hale getirilmelidir. 5. Jandarma mutlaka Emniyet’e devredilmelidir. Türkiye’de darbeleri kolaylaþtýran yapýlanma jandarma yapýlanmasýdýr. Türkiye yüzölçümünün yüzde 90’ýnda güvenlik
‘‘
Önemli olan darbe ortamýný tamamýyla ortadan kaldýrmaktýr.
jandarmadan sorulur ve ordu darbeyi jandarma eliyle gerçekleþtirir. Türkiye’de darbe ortamýnýn tamamen ortadan kalkmasý için Jandarma’nýn polise dönüþtürülmesi þarttýr. Kýrklý yýllardan beri tevhidi zabýta namýyla tartýþýlan bu konu askerin sivil idare üstünde oluþturduðu vesayet rejimi sayesinde aðza bile alýnmaz olmuþtur. En son geçen hafta Milli Savunma Bakaný “ya tamamen Genelkurmay’a ya da tamamen Ýçiþleri’ne baðlanmalý” diyerek soruna parmak basmak ihtiyacý hissetmiþtir. Jandarma kýr polisi olarak görev yapmakta, Ýçiþleri Bakanlýðý’na baðlý gibi görünmekte ama fiilen Genelkurmay’ýn emri altýnda çalýþmaktadýr. Bu da hem sivil idareyi tehdit
eden hem de Emniyet ile yetki kargaþasýný beraberinde getiren bir yapýlanmadýr. Darbecilerin de iþtahýný kabartmaktadýr. Hülasa darbecileri yargýlamak iyidir güzeldir ama yeterli deðildir. Önemli olan darbe ortamýný tamamýyla ortadan kaldýrmaktýr. Darbe ortamýnýn kaldýrýlmasý kýsaca, Anayasa ve yasalardaki askere tanýnan haksýz imtiyazlarýn ilgasý ve jandarmanýn polise devredilmesiyle gerçekleþir. Aksi takdirde milletin paþasý milletin baþbakanýna aðýz dolusu küfreder, önünden geçerken ayaða bile kalkmaz, halký fiþler, askeri iþlerden ziyade siyasi iþlerle meþgul olur ve kendisini hiç de suçlu hissetmez. Çünkü düzen böyledir. Çünkü bu düzeni 1960 yýlýndan beri hep kendisi kurgulamýþtýr. Yaklaþýk on yýldan beri yapýlan reformlarla asker siyasetten peyderpey çekilmiþtir ama hâlâ içindedir. Evet darbeciyi yargýlamalý ama önce onu darbeye sevk eden ortam ortadan kaldýrýlmalýdýr. Resul Tosun Yeni Þafak, 8.6.2011
10
KÜLTÜR SANAT
9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE
Y
SORUYOR:
RABBÝNDEN RAZI MISIN?
alioktay@alioktay.net
Adýný Üsküdar Musýkî Cemiyetine veren bestekâr: Emin Ongan enç bir üniversite öðrencisi olarak Ýstanbul Üniversitesi Türk Müziði Korosu’nun kapýsýndan çekingen adýmlarla girdiðimde, yýl 1992-93’dü sanýrým. O güne kadar Türk Müziði adýna bildiðim tek þarký Dede Efendi’nin ‘’Yine bir Gülnihal’’ isimli bestesiydi. Onu da rahmetli Barýþ Manço’nun albümünden öðrenmiþtim. Hocamýz Süheyla Haným’ýn o gün bize geçtiði þarký kürdilihicazkâr bir eserdi. Ama ne güzel, ne hoþ bir melodi. Sözleri þöyleydi: ’Hicri canan kan getirdi dide-i giryanýma /Vermesin Allah bu derdi dostuma düþmanýma /Yýldýrýmlar indi sandým sine-i suzanýma /Vermesin Allah bu derdi dostuma düþmanýma. Ýþte bu müthiþ þarkýnýn bestekârýydý Emin Ongan. Bu ismi, o gün, ilk kez iþitmiþtim. Daha sonra pek çok güzel bestesini öðrendik. Bu vesileyle adý yýllarca hocalýðýný yaptýðý Üsküdar Musýkî Cemiyeti ile özdeþleþen hocanýn hayat hikâyesine kýsaca da olsa deðinelim dilerseniz: Merhum Emin Ongan 1906 yýlýnda Edirne’de doðmuþ. 12 yaþýnda iken kemana ilgi duyup müziðe baþlamýþtýr. 1927 yýlýnda o zamanki adý Dar’ülFeyzi Musikî olan Üsküdar Musikî Cemiyeti’ne intisap etmiþtir. Tekel Ýdaresinde idarî görevde bulunmuþ, daha sonra Konservatuar Türk Musýkî Ýcra Heyeti azalýðýna tayin edilmiþtir. 2 Þubat 1985 yýlýndaki vefatýna kadar 50 yýlý aþkýn bir süre hocalýk vazifesini sürdürmüþtür. Ardýnda birbirinden güzel besteler býrakan Emin Ongan, bugün ün kazanmýþ pek çok sanatçýya da hocalýk yapmýþtýr.
G
uhaban sayýsýnda “m ne t sözleriyle Hazir isi vg yre se ga n ve nu â O’ du ve ek , bu Bizim Aile Dergisi kapaðýna taþýrken, “Allah’ý sevm nu su nu ko . betullah” kat çekiyor ek” cümlesine dik mazhar olabilm
AYLIK kadýn aile dergisi Bizim Aile, Haziran sayýsýyla okoyucu karþýsýnda... Mübarek aylarýn manevî havasýný teneffüs etmeye baþladýðýmýz þu günlerde duâmýz O’nun rýzasýný kazanabilmek. Manevi kirlerden arýnmak için önümüze sunulan bu deðerli zamanlarda gayretimizde bu yönde þekillenebilmeli… Bizim Aile Dergisi, bu duâ ve gayret sözleriyle Haziran sayýsýnda “muhabbetullah” konusunu kapaðýna taþýrken, “Allah’ý sevmek ve O’nun sevgisine mazhar olabilmek” cümlesine dikkat çekiyor. Dergide, Selim Gündüzalp, Elest meclisinde Allah’a verdiðimiz sözü anlatarak baþladýðý çalýþmasýnda, insanýn bu sözün sýnavýný vermek üzere dünyaya gönderiliþini anlatýyor. Yaradana duyulan hürmet ve yaradýlana duyulan merhametin ele alýndýðý bu yazý, aþkýn özünü anlamaya da
Diclekent’teRisâle-i NurBilgiyarýþmasý
ASIRLIK BÝR MÜZÝK OCAÐI
Üsküdar Musýkî Cemiyeti enüz, müzik eðitimi vermek için konservatuarlarýn olmadýðý dönemde Osmanlý musikiþinaslarýnýn himmet ve gayretiyle oluþturulan müzik cemiyetleri çok önemli bir görev ifa etmiþlerdir. Halen bir çok yerde mevcut bulunan bu fahri müzik okullarý, her yaþtan farklý kesimlere Türk Müziðini öðreten, sevdiren baþlýca mekânlar haline gelmiþtir. Bu yazýmda bir asra yaklaþan mazisiyle Üsküdar Musikî Cemiyeti’nin tarihçesinden bahsetmek istiyorum. 1918 yýlýnda ‘Anadolu Musikî Cemiyeti’ adýyla telgrafçý Ata Bey tarafýndan kurulmuþ, 1919 yýlýnda Darü’l-Feyzi Musikî Cemiyeti’ ismini almýþtýr. Cumhuriyetin ilâný ile birlikte ‘Üsküdar Musikî Cemiyeti’ adýyla 1934’e kadar varlýðýný sürdürmüþtür. Ýmkânsýzlýklar dolayýsýyla evlerde devam eden çalýþmalardan sonra 1939 yýlýnda tekrar kurumsal kimliðine kavuþmuþtur. Cemiyetin ilk hocalarý arasýnda Besim Þerif Bey, Selahattin Pýnar, Hafýz Mehmed Bey gibi isimleri görüyoruz. 1927 yýlýndan 1985 yýlýna kadar Emin Ongan’ýn çalýþtýrdýðý Üsküdar Musikî Cemiyeti Ahmet Özhan’dan Tarkan’a kadar bugün þöhret sahibi olan pek çok sanatçýnýn yetiþmesine önemli katkýlarda bulunmuþtur. Cemiyetin eðitim öðretim sistemi þu þekildedir: Ýlk yýl solfej, usûl, edebiyat, musýkî kültürü, nazariyat ve repertuarla ilgili konular gösterildikten sonra sýnavý baþaranlar ikinci sýnýfa geçerler. 4. sýnýfa kadar bu eðitimleri alýrlar. Cemiyetin Ýcra Heyeti’ne ise korist ve solist olarak bu eðitimleri alan baþarýlý kursiyerleri alýrlar.
H
Bir bestenin hikâyesi enâb-ý Hak kimseyi evlât acýsýyla imtihan etmesin. Ederse de sabýr ve dayanma gücü ihsan etsin. Aþaðýda sözlerini okuyacaðýnýz bestenin hikâyesi de iþte böyle bir acýyla ilgili. Müziðimizin zirvesi Dede Efendi’nin ilk çocuðu Salih 1802 yýlýnda doðmuþtur. Ne var ki, Salih henüz 3 yaþýnda iken vefat eder. Yenikapý dergâhý kabristanýndaki bu çocuðun mezar taþýnýn kitâbesi þöyledir: “Musâhib-i Þehryâri Hammâmîzade Ýsmâil Dede’nin oðlu merhûm ve maðfûr Mehmed Salih Dede’nin ruhýyçün el-Fatiha’’. Ýþte Dede Efendi aþaðýdaki Beyâti makamýndaki bestesini oðluna, mersiye olarak bestelemiþtir. Eserin sözleri þu þekildedir: “Bir gonca–femin yaresi vardýr ciðerimde Ateþ dökülürse yeridir serimde Her lâhza hayali duruyor dîdelerimde Takdire nedir çâre bu varmýþ kaderimde..’’ (Ciðerimde, bir tomurcuk aðýzlýnýn yarasý vardýr. Ateþ dökülse yeridir baþýmda. Hayali her an gözlerimde duruyor. Takdire ne çare ki, kaderimde bu varmýþ.)
C
GÖNÜLDEN DÝLE “Mûsýkî hikmete dair fendir, Bilene bilmeyene rûþendir. Nice esrarý var idrak edecek Yeri gelir sîneleri çâk edecek.’’ Erzurumlu Ýbrahim Hakký
‘‘
Bizim Aile Dergisi, mübarek aylarýn manevî havasýný teneffüsetmeyebaþladýðýmýz þugünlerde,Haziransayýsýnda “muhabbetullah” konusunu kapaðýna taþýyor.
kapý aralýyor. Allah’a dayanmanýn, O’nun varlýðýyla huzur bulup O’na teslim olmanýn hayatý nasýl güzel gösterdiðinin örneklerine deðinen Muzaffer Karahisar, bunun en fazla huzurevlerinde fark edildiðine dikkat çekiyor. Ýman etmenin beraberinde salih a-
meli gerektirdiðini anlatan Nesibe Boz, Bediüzzaman’ýn “din yalnýz iman deðil, belki ameli salih dahi dinin ikinci cüz’üdür” ifadesinin üzerinde duruyor. Nur Hacýnebioðlu yaþanmýþ bir hayattan kesitleri kaleme aldýðý yazýsýnda, Rabbin rýzasýný kazanma yolundaki zorluklarý da hatýrlatýyor. Gönül Hurmalý ile yapýlan röportaj rýza-i Ýlâhî gayesinin mutluluðunu hissettirirken, Merve Yalçýn hidayete erenlerde Allah’a imanýn verdiði huzura þahit olanlarý anlatýyor… Ve dergide, kapak konularý dýþýnda ilgiyle okunacak birçok bölüm de mevcut. Kadýn Dünyasý sorunlarýnýn kadýnlarý eðittiðini anlatýlýrken, Nedime Kekeçoðlu annelik psikolojisi üzerinde duruyor. Çocuk Dünyasý, Ýlham, Beslenme ve hikâye sayfalarýnýn renklendirdiði Bizim Aile Haziran sayýsýyla yine dopdolu… Kültür Sanat Servisi
Geçmiþe sýrtýmýzý döndük “ZEYTÝNBURNU’NUN Ebedî Sâkinleri” adlý sohbet programýnýn konusu asýl adý, Nizâmeddîn Ahmed Ebâ Nesîm olan Seyyid Nizam Hazretleri oldu. Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleþtirilen programda konuþan gazeteci ve yazar Mevlüt Özcan, bireylerin ve özellikle gençlerin geçmiþlerine yabancý olduklarýný vurgulayarak Seyyid Nizam Hazretleri’nin ve daha birçok önemli kiþinin yeteri kadar bilinmediðini belirtti. Edebiyat Sanat ve Kültür Araþtýrmalarý Derneði (ESKADER) Baþkaný Mehmet Nuri Yardým’ýn moderatörlüðünde gerçekleþen programda; Seyyid Nizam’ýn hayatý ve yaptýklarýný anlatan Mevlüt Özcan ebeveynlere çocuklarýna geçmiþle olan baðlarý kurmalarý konusunda büyük görev düþtüðüne iþaret ederek þunlarý söyledi: “Geçmiþe sýrtýmýzý dönmek ve asýl kayna-
ðýmýzdan beslenmemek kendin olmayan bir hayatý yaþamandýr. Bu durumun zaman içerisinde kiþide mutsuzluk ve kendine yabancýlaþ-
mayý getirir. Bizler kendini yaþayan Avrupa’yý taklit ederken bir dönemler ilim kaynaðý olan kitaplarýmýz trenlerle baþka ülkelere taþýnmýþ, manevî ve tarihî deðeri olan birçok mezar taþý ve önemli eserler özenilen ülkelerin müzelerini süslemiþ. Onlar bu eserleri tanýyýp öðrenirken bizlerin de yeni nesillere Seyyid Nizam gibi önemli deðerli þahýslarý tanýtmamýz gerekir.” Said Temur / Ýstanbul
2010-2011 Risâle-i Nur Sezon Sonu Þöleni’ne Yeni Asya okuyucularý ve öðrenciler büyük ilgi gösterdi.
DÝYARBAKIR Diclekent Yeni Asya okuyucularý 2010-2011 Risâle-i Nur Sezon Sonu Þöleni’ni gerçekleþtirdi. Ýrfan Turan’ýn açýlýþ konuþmasýyla baþlayan program, çeþitli faaliyetlerle devam etti. Þölen, Yeni Asya okuyucularý ve 80’den fazla ilköðretim ve lise öðrencileri katýlýmlarýyla gerçekleþti. Þölende lise ve ilköðretim gruplarýndan oluþan Risâle-i Nur yarýþmasý da düzenlendi. Yarýþmada iman hakikatlerinden 12, Hz. Muhammed’in (asm) hayatýndan 5, Hz. Bediüzzaman (ra) hayatýndan 5 , fýkýh konularýndan da 3 olmak üzere toplam 25 soru soruldu.
Ýlköðretim öðrencilerinin Risâle-i Nur’dan okuduklarý vecizelerle þölene devam edildi. Ýlköðretim öðrencileri vecizeleri okurken Yeni Asya Okuyucularý duygulu anlar yaþadý. Yarýþmada birinci Sezer Tanrýkulu, ikinci Veysel Pasin ve üçüncü olan Berat Okçu’ya çeþitli hediyeleri verildi. Daha sonra bütün öðrencilere 1 yýl boyunca süren katýlýmlarýndan dolayý sertifikalarý daðýtýldý. Bu arada, þölene katýlanlara çeþitli ikramlar yapýldý. Öðrenciler Risâle-i Nur Sezon Sonu Þöleni’nden ayrýlýrken duygulu anlar yaþadý. Diclekent / Yeni Asya
BULMACA
Bütün öðrencilere 1 yýl boyunca süren katýlýmlarýndan dolayý sertifikalarý daðýtýldý.
Hazýrlayan: Erdal Odabaþ (erdalodabas@mynet.com)
1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
Ailede deðerler önemlidir PENDÝK Vaizi Yasemin Daðcý, Pendik Mehmet Âkif Ersoy Kültür Merkezi’nde düzenlediði konferansýnda “Ailede Deðer Eðitimi” konusuna deðindi. Daðcý, aile kurumunun yýprandýðý günümüz þartlarýnda bütün aile bireylerinin sahip olmasý gereken Ýslâmî deðerlerin ve ahlâkî donanýmýn kazanýlmasýnýn, öncelikle eþlerin hak ve sorumluluklarýný iyi bilmesine baðlý olduðunu vurguladý. “Çocukta Allah inancýnýn ve Ýslâmî yaþantý ruhunun kazandýrýlmasý için doðduðunda kulaðýna okunan ezandan ilk söyletilecek kelâmýn La ilahe illallah olmasýnýn önemine dikkat çeken Daðcý, sað el sol el kullanýmýndan inþallah, maþallah gibi duygularýn i-
fadesinde kullanýlacak Ýslâmî tabirlere, büyüklere hürmetten hizmet etmenin kýymetine, çevreye, hayvanlara karþý Müslüman yaklaþýmýna, duâ kadar
hayatýn her hususunda, þükür, kanaat, temizlik, sabýr, doðruluk gibi faziletlerin elde edilmesinde çocuða sünnete göre model olmanýn ve sünneti öðretmenin gerekliliðine dair çeþitli örnekler verdi. Kültür Sanat Servisi
SOLDAN SAÐA — 1. Anlayýþlýlýk, çabuk seziþ, kavrayýþ, anlama. - Bir konutun, bir mülkün veya taþýt gibi herhangi bir þeyin belli bir bedel karþýlýðýnda, bir süre için sahibi tarafýndan baþkasýna verilmesi. 2. Su deðirmenlerinde suyun basýncýný çoðaltmak için yapýlan, büyük bir huni þeklindeki hazne. - Birine geçici olarak býrakýlan ve teslim alýnan kiþice korunmasý gereken eþya. 3. Taþ kýrmakta kullanýlan büyük çekiç, balyoz, varyoz. - Hangi kiþi mânâsýnda soru. - Resimde kara kalemle yapýlan bir çalýþma. 4. Ayý barýnaðý. - Kutsal bir Hint destaný. 5. Mayi, sývý. - Dinleme, kulak asma. - Nikelin simgesi. 6. Herhangi bir konuda yapýlan inceleme, araþtýrma. - Ama, fakat, ancak, þu kadar var ki. 7. Gösteri için yapýlan ibadet. - Meram kelimesinde orta. 8. Bir þeyin bütünü, tamamý, hepsi. - Tibet öküzü. - Tuzak, kapan. 9. Alman gümüþü. - Çaðrý, çaðýrma. - Arapçada su. 10. Kansýzlýk hastalýðý ile ilgili olan. - Eli sýký, cimri. YUKARIDAN AÞAÐIYA — 1. Ýnsan yaradýlýþýndaki bütün iyi huylar, erdem. - Nazi hücum kýtasý. 2. Vulkanize edilmiþ, siyah, sert kauçuk. - Arapçada incir. 3. Boyun eðen, kendini baþkasýnýn buyruðuna býrakan. - Kürümek iBÝR ÖNCEKÝ BULMACANIN CEVABI þi. 4. Utanma duygusu. - Bir kompozisyonda farklý ögele1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 rin sýra ile ve belli aralýklarla birbirlerini izlemesi. 5. Vücudunda hasta veya eksik bir yaný olan, engelli, özürlü. - 1 F E R A G A T S N A R A Bir hikâye eki. 6. Ýþaret, alâmet. - Bir kýþ sporu. 7. Bulu- 2 A B A N A L E M E R Ý L þup görüþme, iliþki kurma, münasebet. - Yabani hayvan 3 Z O R A L I M E V A S Ý yakalama iþi. 8. Yelin fazla estiði yer. 9. Mürekkep balýðý- 4 Ý N A L A L A P A Þ A T nýn bir türü. - Sýhhî tesisatta su borusunu üç yönlü kulla5 L Ý K Ý T A S E Z Ý L Ý nabilme durumuna getiren parça. 10. Bir kimse veya þe6 E T Ü T D H L L Ý K E N yin doðruluðunu, büyüklüðünü ve gücünü sarsýlmaz bir duygu ile benimseme. - Masal daðý. 11. Yumurta ve ir- 7 T E N Ý S A K E L A S Ý mikle yapýlan, fýrýnda kabarýp piþtikten sonra üzerine þer- 8 A Ç E K E V A R A T E K bet dökülen bir tür tatlý. - Divit hokka ikilisi. 12. Gelecek, 9 L Ý F E N A R Ý N L M A 10 A N E M O N A N E F Ý S istikbal. - Iþýk veya sesin bir þeye çarpýp geri gelmesi.
EÐÝTÝM
Y Yeni Asya-Demokrat Eðitimciler Derneði iþbirliðiyle hazýrlanmýþtýr
9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE egitim@yeniasya.com.tr
11
Risâle-iNurlarýndili
SEMÝNER NOTLARI nacitepir@hotmail.com
Ýslâmda eðitim
bbasiler zamanýnda (750 –1258) cami dýþýndaki eðitim ve öðretim yerlerinin geliþtiðini görüyoruz. Bu devirde okullarýn çokluðuna dikkati çeken Ýbn-i Batuta, o zamanýn küçük bir köyü olan Dimyat’da bile okul olduðundan söz ederek, hayretini gizleyememiþtir. Abbasi halifesi Me’mun zamanýnda (813–833) Baðdat’ta kurulan bir eðitim ve öðretim sistemi de “beytülhikme”dir. Daha sonraki yýllarda sayýlarý arttýrýlan bu okullarýn dikkat çeken tarafý, Müslüman, Hýristiyan ve Yahudi bilginlerin bu okullarda birlikte ders okutmalarýydý. Bu okullarda Eski Yunan, Hint ve Ýran kültürlerine ait kaynaklar incelenerek, Sokrat, Eflatun ve Aristo gibi bir çok bilgin ve düþünürün eserleri Arapça’ya çevriliyordu. Bu okullar, yüksek öðretim kurumlarýydý. Baðdat’ta açýlan beytülhikme’nin baþýna, Arapça ve Süryanice eserleri bulunan Yahya bin Masiveyh (vefatý H: 243 – M: 858) getirilmiþtir. Yine ayný devirde Baðdat’ta açýlan “beytül ilim” ve “darül ilim” okullarý da medreselerin doðmasýna sebep olan birer eðitim ve öðretim merkezleridir. Ýslâm hakimiyetinin bir uzantýsý olan Ýberya (Ýspanya) yarýmadasýndaki Endülüs Emevi devleti de eðitim ve öðretim konusunda büyük bir ilerleme göstermiþtir. Endülüs bilginlerinden El Kabisi bir eserinde “Herhangi bir toplumda bir çocuðun velisi ya da vasisi (çocuðun her türlü hak ve hukukunu koruyan) yoksa, hatta bu emri (görevi) yerine getirecek hükümdar da yoksa, bütün toplum o çocuðun eðitim ve öðretimini saðlamak mecburiyetindedir” diyor. Bu da Müslüman toplumlarýn eðitim ve öðretim konusunda benzeri olmayan bir duyarlýlýða sahip olduklarýnýn ispatýdýr. Büyük Selçuklu Devleti zamanýnda (970–1092) eðitim ve öðretim sistemi medrese adýyla esaslý bir geliþme göstermiþtir. Selçuklular 1055 yýlýnda Irak’ý fethedip Baðdat’a yerleþtikten sonra, eðitim ve öðretim iþine önem vermiþlerdir. Selçuklu Sultaný Melikþah’ýn ünlü veziri Nizamül Mülk, Baðdat’ta ilk olarak bir medrese kurmuþtur (13 Ekim 1065). Kurulan bu ilk medreseye kendi isminden dolayý “Nizamiye Medresesi“ adýný vermiþtir. Yüz bin dinara mal olan bu ilk Nizamiye Medresesi zamanla geliþme göstererek daha da olgunlaþtýrýlmýþ ve yaygýnlaþtýrýlmýþtýr. O devrin deðerli âlimleri Nizamiye Medreselerinde müderris (profesör) olarak görev yapmýþlardýr. Baðdat’ta açýlan Nizamiye Medresesinin ilk müderrisliðine ünlü Ýslâm bilgini Ebu Ýshak Þirazi atanmýþtýr. Bundan baþka bir çok kýymetli eserleri olan ve Osmanlý medrese sistemi üzerinde büyük etkisi bulunan Saadettin Teftazani (H: 722–792; M: 1322–1390) bu medreselerde müderris olarak görev yapmýþtýr. Yine vezir Nizamül Mülk tarafýndan Baðdat’tan sonra Belh, Niþabur, Herat, Ýsfehan, Basra, Amil, Rey ve Musul þehirlerinde de Nizamiye Medreseleri açýlmýþtýr. Yalnýz, bunlarýn çoðu, ilk olarak açýlmýþ olan Baðdat Nizamiye Medresesinin “muzýla” ismi verilen ilk kýsmý düzeyinde idi. Daha sonraki tarihlerde Nizamiye Medreseleri örnek alýnarak, çeþitli isimler altýnda Anadolu, Mýsýr, Kuzey Afrika, Endülüs (Ýspanya) ve Türkistan’da medreseler kurulmuþtur. Selçuklu medreselerinde dinî ilimlerin yaný sýra, astronomi, týp ve fen ilimlerinin de okutulduðunu görmekteyiz. Hatta, bazý sanatlarla ilgili derslerin de zamanla ilâve edildiði kayýtlarda belirtilmiþtir. Yine Selçuklular zamanýnda görülen lonca teþkilâtýndaki “ahiler” ve bunlarýn baðlý bulunduklarý “ahi babalar” sanat kurumlarýnýn geliþmesinden ve sanatkârlarýn yetiþmesinden sorumlu idiler. Medrese sistemi Anadolu Türk beylikleri zamanýnda geliþmesine devam ederek, genel medreseler ve uzmanlýk medreseleri olarak iki bölüm altýnda toplanmýþtýr. Bunlardan; 1. Genel medreseler, Ýslâm ilimleriyle (tefsir, fýkýh, hadis, kelâm v.b.) ulum-u dahile denilen müsbet ilimlerin (fizik, kimya, matematik, astronomi, v.b.) birlikte okutulduðu medreselerdir. Genel olarak kadý, müftü ve müderrisler bu medreselerden yetiþirlerdi. 2. Uzmanlýk (ihtisas) medreseleri ise darül hadisler (hadis ilmi okutan yüksek okullar) ve týp medreseleri (týp öðrenimiyle tedavinin birlikte yürütüldüðü yüksek okullar) dir. Týp medreseleri de özel uzmanlýk alanlarýna göre, kendi aralarýnda baþlýca þu bölümlere ayrýlmýþtý: a) Darü't Týp, b) Darü'þ Þifa, c) Darü's Sýhha, d) Darü'l Merza, e) Darü'l Afiye, f) Maristan, g) Bimaristan. Uzmanlýk medreselerinin diðer bir türü de “Darül Kurra”lardýr. Bunlar da Kur’ân okuma ve meharic (tecvit) ilmi öðreten medreselerdir. Kur’ân okuyucularý ve cami görevlileri bu medreselerden yetiþirlerdi. Sübyan mektebinden mezun olan çocuklar, önce bir alt düzeydeki medresede hafýz olduktan sonra, yüksek düzeydeki darül kurra’ya devam ederek ilmi kýraat ve ilmi meharici huruf (Tecvit ilmi = Kur'ân harflerini orijinal özellikleriyle okumak) derslerini okurlardý.
A
Eðitimci-yazar Ahmet Dursun’un Demokrat Eðitimciler Derneðinde vermiþ olduðu seminer özetidir:
(2)
DÝL, insanlar arasýnda anlaþmayý saðlayan sosyal ve tabiî bir varlýktýr ve milleti meydana getiren maddî ve manevî unsurlarýn baþýnda gelir. Tabiatý gereði toplu halde yaþamaya ihtiyaç duyan insan, içinde yaþadýðý toplumla ayný deðerleri oluþturmak, paylaþmak ve bu deðerleri nesilden nesile aktarmak için dile ihtiyaç duyar. Bu baðlamda, bir milletin sahip olduðu maddî ve manevî birikimlerinin tamamý olarak kabul edebileceðimiz kültürün de doðmasý ve geliþmesi dile baðlýdýr. Dilin maddî ve manevî deðerleri nesillerden nesillere aktaran “kültür taþýyýcýlýðý” görevi de düþünüldüðünde, bir milletin varlýðýnýn devam etmesindeki önemli rolü ortaya çýkar. Bir milletin yaþadýðý kültür ve medeniyet buhraný, fikir ve edebiyat sahalarýnda çöküþ yaþamasý o milletin dilinin bozulmasýyla yakýndan ilgilidir. Türkçe dünyada pek az dile nasip olabilecek “imparatorluk dili” nitelemesine sahip zengin bir dildir. Türkçemizin bu zenginliðini bin yýllýk bir medeniyetin de izlerini taþýyan edebî eserlerimizde görmek mümkündür. Bununla birlikte, Ýslâm ile müþerref olmamýzdan bu yana zenginleþerek günümüze kadar gelen dilimizin bazý kýrýlma noktalarýyla bu zenginliðini yitirmeye baþladýðýný kabul etmek ve bunun üzerinde hassasiyetle durmak gerekir. Dilimizle ilgili ilk deðiþim Ýslâm ile müþerref olmamýzla baþlar. Ýslâmý kabulümüzle birlikte Göktürk alfabesi býrakýlýr, Kurân’ýn yazý dilini ifade eden Arap alfabesine geçilir. Ýslâm’ýn kabülüne kadar dýþ etkilere kapalý, saf bir dil olan Türkçeye bu andan itibaren Arapça, Farsça kelimeler girmeye baþlar. Yavaþ yavaþ inþa edilen medeniyetin diline uygun Ýslâmî bir dil de oluþmaya baþlar. Bu bir zenginliktir. Son derece zengin bir kültür ve medeniyetin yeni nesillere tanýtýlmasý, devamlýlýðýn saðlanmasý bu yeni dille olur. Ýslâm kültür ve medeniyetini temsil eden zengin bir dil 19. asra kadar her alanda kendini gösterir.
Eðitimci-yazar Ahmet Dursun'un Risale-i Nurlarýn dili üzerine verdiði seminer katýlýmcýlar tarafýndan dikkat ve ilgiyle dinlendi.
19. Asýr Batýlýlaþma hareketleri kültür ve medeniyet sahasýnda da köklü deðiþikliklere yol açar. Yeni bir dil oluþturma meselesi o günün aydýnlarýný önemli bir tartýþma konusudur. Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan makalesi yeni bir kýrýlma noktasýdýr. Bu dönemde dili sadeleþtirme, konuþtuðumuz gibi yazma, herkesin anlayabileceði bir dil mevzularý etrafýnda dönen tartýþmalarda kendi dil bilgisi kurallarýmýza göre dilimizi oluþturma arzusu daha çok ön plandadýr. Ancak, Cumhuriyet projesi her alanda olduðu gibi dilde de yýkýcý bir depreme imza atar. Tek bir medeniyet vardýr o da Batý medeniyetidir anlayýþýnýn hakim olduðu zihniyet bizi hafýzasýzlaþtýracak, köklerimizden koparacak öldürücü iþlere imza atmaktan çekinmez. Harf inkýlâbý, güneþ Dil teorisi, öztürkçecilik, uydurmacýlýk hareketleriyle kemale erdirilmeye çalýþýlýr. Dilin nesiller arasýnda köprü olma vazifesi ortadan kaldýrýlýr. Düþünemeyen, düþündüklerini ifade edemeyen
tek tip toplum oluþturulur. Bu Ýslâmdan beslenen bir kültür ve medeniyetin her yönüyle tasfiyesidir. Hasýlý, Tanzimat’la birlikte baþlayan dil ile ilgili tartýþmalar, 1928 Harf Ýnkýlâbý ve devamýndaki “öztürkçecilik” hareketiyle farklý bir noktaya gelecektir. Gelinen noktada dilimizin zedelendiðini, edebiyatýmýzýn kýsýrlaþtýðýný, ruhumuzun ve dünya görüþümüzün yansýdýðý temel eserlerimizi yeni nesillerin anlayamadýðýný, eski ile yeni arasýndaki köprülerin yýkýldýðýný görmek ve bu durumun sebeplerini tesbit etmek gerekir. Bu yýkýlýþý önlemek için tedbirler almak, gelecek nesillerle aramýzda saðlam baðlar kurabilmek için yeni bir dile ihtiyaç vardýr. Ýþte; tarihî, dinî ve kültürel deðerlerimize yabancýlaþmanýn hýz kazandýðý böyle bir dönemde telif edilen Risâle-i Nurlarýn dili bu yönüyle bile bize birçok ipucu sunacaktýr. Kültür ve dil sahasýnda da bütün kýrýlmalara þahit olan Bediüzza-
FETHÝN ÞÝFRELERÝ
man yeni bir dil kurarak tamamen bir çöküþün ve yok oluþun önüne geçmiþtir. Onun kurduðu dil, yok edilmek, unutturulmak istenen bir medeniyetin yeniden inþasýný saðlayacak niteliktedir. Bununla birlikte Risâle-i Nurlarýn dili, ihtiva ettiði anlam ve ifade ettiði deðerler bakýmýndan da incelenmeye deðerdir. Kabul etmek gerekir ki, “Risâle-i Nur” gibi eserler bir “ruh ve karakter”i temsil ederler. Bu eserlerin dikkatle incelenmesi o milletin karakterini ifade eden dili hakkýnda saðlam ipuçlarý verir. Bu tür eserlerin yeni nesillerce anlaþýlamamasý gibi bir problem ise bu ruh ve karakterin yok olduðunun veya yok olmaya baþladýðýnýn önemli bir göstergesi sayýlabilir ki bu da baþlý baþýna büyük bir probleme iþaret etmektedir. Bu baðlamda Risâle-i Nurlarýn ihtiva ettiði mana ile birlikte kullandýðý dilin de yaygýnlaþtýrýlmasý, bu dile sahip çýkýlmasý yeniden diriliþin önemli bir adýmý olacaktýr. Zira, bugün Ýslâmî bir dil kurabilme ve yeni bir söyleyiþ biçimi geliþtirebilme ihtiyacý her alanda kendini göstermektedir. Bu sebeple Osmanlý’dan Cumhuriyet’e geçiþ sürecinde düþüncesini kuran ve bu geçiþ sýrasýnda dil, kültür ve medeniyetle ilgili bütün kýrýlmalara þahit olan Bediüzzaman’ýn dili bu noktada bir anahtar kabul edilebilir. Risâle-i Nurlarýn dili bizim dilimizdir, bizim özümüzdür, þanlý bir medeniyetin ve kültürün dilidir. Bununla birlikte, Risâle-i Nurlarýn Kur’ânî ve Nebevî terminolojiyi konuþma diline aktarmasý, onun dilini incelemeye deðer kýlan bir baþka husustur. Bu dil, Ýttihad-ý Ýslâmýn kapýsýný aralayacak, gönül birliðimizi pekiþtirecek, bizi bize anlatacak bir dildir. Risâle-i Nur’un dili üzerindeki tartýþmalarda, “Risâle-i Nurlarýn dili ‘edebi dil’ bakýmýndan mý deðerlendirilmelidir; yoksa alfabe deðiþikliði, öztürkçecilik gibi hareketler neticesinde ortaya çýkan ‘Yeni Türkçe’ açýsýndan mý incelenmelidir?” sorularý cevap bekleyen hususlardýr. Bu bakýþ açýsýyla Risâle-i Nurlarýn editöryal bir incelemeden ziyade, bu dilin bir dünya görüþünü kuran yönü de incelenmeyi beklemektedir.
TOPLANTI
Van’dangezinotlarý MUSTAFA ÖZTÜRKÇÜ m.ozturkozturkcu@hotmail.com
ethin maddî ve manevî kodlarýna girdiðimiz zaman, fethin bir süreç olduðunu görürüz. Eðitim, tekâmül, strateji en önemli basamaklarý teþkil eder. Ýþte fethin þifreleri bu kodlarda gizlidir. Ýnsanýn önüne ulaþýlmasý gereken büyük hedefler koyan Yaratýcý Kudret, onu bu amaca götürecek istidad ve kabiliyetlerle donatmýþtýr. Fethin þifrelerinin saklý olduðu bu projeyi anlamak için ihtiþamiyle çaðlarý açan, kaynaðýný vahiyden alan bir medeniyet tasavvuru olduðu gün gibi aþikârdýr. Eðitiminin temel kitabý Kur'ânî bir anlayýþ, elbette fýtrat eksenli bir tekâmülü esas alýr. Vahyin ýþýðýnda þekillenen bu durum Müslümanlara enerji kaynaðý olmuþtur. Ýki günü eþit olan zarardadýr," Nebevi emrinin gereðidir. Her gün kýrk defa okuduðumuz Fatiha Sûresinin mânâsýný yaþamaktan baþka bir þey deðildir. Onun için fetih insaný baþarýya götüren bir lokomotif gibidir. Asr-ý Saadet'in Kur'ân'ýn nazil olduðu ve yaþandýðý bir laboratuvar iþlevi gördüðünü söyleyebiliz. Ben muallim olarak gönderildim. Bu süreçte eðitimin önemini vurgulamýþtýr. Hicreti baþlatan da, öncülük yapan da kendisi olmuþtur. Fethin en büyük fatihi Hazreti Muham-
E
F
med'dir (asm). Fatihe yol haritasý gösteren de odur (asm). "Mahbub-u kulûb, muallimu'l ukul, mürebbiyu'l nufus, sultanü'l ervah" dört tarafý mamur bir vicdan eðitimi yaparak iradeyi güçlendirmiþ, zihinleri marifetle donatmýþ, kalpleri muhabbetullahla aydýnlatmýþ, ruhlarý imanla inþiraha sevk etmiþtir. Ýnsaný insan eden bu deðerler iç fethin manevî dinamikleri bütün fatihler ve fetihlere model oluþturmaktadýr. Fethin rüyasýný görmeden fatih olamazsýnýz. Kendisine sorulan "Ýstanbul'u neden fethettiniz?" sorusuna "O benim gönlümü
ELEM VE LEZZET
Y
ine hasret ve gurbetin gönlünü yaktýðý bir günde, Uzadýkça uzayan yollar, duruyor iþte önünde. Bitmeyen bu yollarýn iki yanýnda türlü þekiller, Ýnsan sonsuz bir þey görmedi, görmeyecek ömründe.
K
imi zaman elem ve ýztýrapla dolu günlerin, Kimi geliyordu uzaktan, kokusu sümbüllerin. Her ýztýrap ve elemin bitiþinde bir lezzet vardý, Her zevk ve lezzetin sonunda yine baþlar elemlerin.
R
ðitimi alâkadar eden bir toplantý vesilesiyle Van’a gittik. Toplantýdan arta kalan zamanýmýzý dost ziyâretlerinin yaný sýra, zât-ý âlilerinden çok þeyler öðrendiðim aziz Üstadýmýn Van’da makamý olmuþ mübârek mekânlarýný gezdik. Van için “vataným” diyen Üstad’a makam olmuþ yerlerden bazýlarý þunlardýr: Van Kalesi, Akdamar Adasý, Nurþin Camii, kardeþi Abdülmecid’in kaldýðý Akköprü’deki evi, Van Kalesindeki ‘maðara’ olarak isimlendirilen yer, kale dibindeki Horhor Medresesi, Erek Daðý, Çoravanis Köyü. Ýlk defa 1897 yýlýnda Van’a teþrif erden Üstad, Van’ýn Eskiþehri’nde bulunan Horhor Medresesinde ara sýra Vali Tahir Paþa’nýn konaðýnda ve Erek Daðý’nýn doðu yamaçlarýnda bulunan “Çilehâne” adý verilen yerlerde kalmýþtýr. Birinci Cihan Harbi’ne, talebeleriyle beraber kaldýðý Horhor Medresesinde 1914 yýlýnda Pasinler cephesinde katýlýr. Bir müddet sonra tekrar Van’ýn savunmasý için yeniden gelerek Gevaþ’a (Vatsan) çekilir. Muþ, Bitlis ve Hizan mýntýkalarýnda Rus ve Ermenilerle çarpýþýrken Bitlis deresinde Ruslara esir düþerek Rusya’ya götürülür. Esaret dönüþü ve Ýstiklâl Savaþýndan sonra tekrar Van’a gelerek Erek Daðý’nda bir müddet kaldýktan sonra da Anadolu’ya sürgüne gönderilir. Ýlk Van’a geliþinin ardý sýra çeþitli aralýklarla Van’a gelip giden Üstad’ýn toplam yirmi yýlý aþkýn bir Van hayatýnýn olduðu görülüyor. Van’da bulunduðumuz beþ günlük müddet zarfýnda Akdamar Adasýný, Van Kalesini, Erek Daðý’ný, Nurþin Camii ile birlikte, þimdilerde tamamen yýkýlarak yerinin boþ olduðunu gördüðümüz kardeþi Abdülmecid Aðabeyin evi ile beraber Tahir Paþa’nýn konaðý kalýntýlarýný da gezerek Hazret-i Üstadýmý yâd eylemeye ve ona ve eserlerine olan hasretimizi tazelemeye koyulduk. Aziz Üstad’a mekân olmuþ yerleri gezdikten sonra Üstad’ý çok iyi anlamak gereðini, Doðu’da cerayan eden olumsuzluklar aynasýnda onun fikirlerinin tazeliðini koruduðu kanaat ve düþünceleri teyid edildi. Zira “Milletimiz bir vücuttur, ruhu Ýslâmiyet, aklý iman ve Kur’ân’dýr” diyerek olumsuzluklarýn giderilmesine sebep olacak hakikat kapýlarýný en doðru þekliyle aralamýþtýr. Ve bu Van gezisinin ardýndan hasret ve iþtiyakýmýz dinmeden Bursa’ya geri dönüverdik.
üzgâr uðultularýnda saklanan, gizli bir mânânýn, Kaplýyor iþte neþ’eyle keder, tamamýný zamanýn. Pembe, al güllerin hoþ kokusu, tatlý rengi ne güzel, Lâkin çekilmez kahrý, baðrýna diken gibi batanýn! ÝSMAÝL HAKKI AVCI
fethettiði için" diye cevap verir. Boþuna dememiþler ulu çýnarlar fýrtýnalý diyarlarda yetiþir diye. Kendini fetheden çaðlarý da devirir, daðlarý da. Ýyi bir eðitim süreci geçiren genç Mehmed, Osmanlý eðitim sisteminin baþarýsýnda olduðunu da vurgulayabiliriz. Lisan eðitimi fevkalâdedir. Fatih altý lisan konuþuyor. Hakaik-i imaniyeyi, ahlâk-ý Ýslâmiyeyi hayatýyle yoðuran, teknikte mahirleþen, maddî ve manevî donanýmlara sahip büyük bir serdar, eþsiz bir komutan, divan sahibi bir þair, basiretli bir devlet baþkaný yapan sýr bu manevî kodlarda aranmalýdýr. Ýstanbul'u fethetmek için, Osmanlý Devleti gibi bir devlet, maddî ve manevî deðerlerini öðrenen ve yaþýyan bir insan tipi gerekir. Böyle bir medeniyet projesinin dört tarafý mamur bir anlayýþ olmazsa sistem iþlemez olur. Son derece iyi deðerle bezenmiþ bir insan modeli var. Bu durum Osmanlýnýn zaferidir. Bu yapý devam ettiði sürece kimse onun karþýsýnda bir varlýk gösterememiþ belini bükememiþtir. Fethin ruhunu anlamadan Fatihi anlamayýz. Çaðýmýzda yeni bir fetih tasavvuruna ihtiyaç vardýr. Medenilere galebe etmek ikna iledir… Çünkü kaleleri fethetmek kolaydýr, ama gönülleri fethetmek zordur. Fetih ruhuyla "Nezihane nazikane kavlýleyyin" ile kalpleri fethederek yeni inþa sürecine muhabbet fedailerinin ihtiyacý var. Fethin þifrelerine girerek kendimizi çevremize bu hakikatý kâinata haykýrmak için bize büyük görevler düþüyor.
12
9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE
ANTALYA ÝLÝ BELEK BELEDÝYE BAÞKANLIÐI ÝLK DEFA ATANACAK ÝTFAÝYE ERÝ ALIM ÝLANI Belek Belediye Baþkanlýðý bünyesinde 657 Sayýlý Devlet Memurlarý Kanununa tabi olarak istihdam edilmek üzere, 21.10.2006 tarih ve 26326 sayýlý Resmi Gazetede yayýnlanan Belediye Ýtfaiye Yönetmeliðinin 15, 16 ve 17. maddeleri ile 11.04.2007 tarih ve 26490 sayýlý Resmi Gazetede yayýnlanan Belediye Ýtfaiye Yönetmeliðinde Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Yönetmelikte belirtilen hükümler çerçevesinde Baþkanlýðýmýzda münhal bulunan aþaðýda sýnýfý, unvaný, derecesi, âdeti, KPSS taban puaný ve türü belirtilen Ýtfaiye Eri kadrolarýna; Merkezi sýnavdan (KPSS) komisyonca belirlenen aþaðýdaki taban puaný alýp baþkanlýðýmýza müracaat eden adaylar arasýndan, en yüksek puandan baþlamak üzere ilan edilen kadro sayýsýnýn 3 katý aday belirlenerek sözlü sýnava çaðýrýlacaktýr.
Toplam: 6 (altý) Adet Ýtfaiye Eri ARANAN ÞARTLAR 1- Genel Þartlar 1- Türk Vatandaþý olmak, 2- Kamu haklarýndan mahrum bulunmamak, 3- Türk Ceza Kanununun 53'üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiþ olsa bile; kasten iþlenen bir suçtan dolayý bir yýl veya daha fazla süreyle hapis cezasýna ya da affa uðramýþ olsa bile devletin güvenliðine karþý suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin iþleyiþine karþý suçlar, milli savunmaya karþý suçlar, devlet sýrlarýna karþý suçlar ve casusluk, zimmet, irtikap, rüþvet, hýrsýzlýk, dolandýrýcýlýk, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas ihaleye fesat karýþtýrma, edimin ifasýna fesat karýþtýrma, suçtan kaynaklanan mal varlýðý deðerlerini saklama veya kaçakçýlýk suçlarýndan mahkûm olmamak. 4- Erkek / Kadýn olmak, 5- Erkek adaylar için askerlikle iliþiði olmadýðýna dair beyan, 6- Eðitim durumu itibariyle; a) Lise, Meslek Lisesi veya dengi okul mezunu olmak, b) Önlisans düzeyinde eðitim veren meslek yüksekokullarýndan mezun olmak, (Öðrenimlerini yurtdýþýnda tamamlayan adaylarýn diplomalarýnýn YÖK tarafýndan onaylanýþ olmasý gerekmektedir.) c) Lisans düzeyinde eðitim veren fakültelerden mezun olmak. (Öðrenimlerini yurtdýþýnda tamamlayan adaylarýn diplomalarýnýn YÖK tarafýndan onaylanmýþ olmasý gerekmektedir.) 7- Saðlýk açýsýndan kapalý mekân, dar alan ve yükseklik gibi fobisi olmamak kaydýyla Ýtfaiye teþkilatýnýn çalýþma þartlarýna uygun olmak, 8- Tartýlma ve ölçülme aç karnýna, soyunuk ve çýplak ayakla olmak kaydýyla erkeklerde en az 1.67 m, kadýnlarda en az 1.60 m boyunda olmak ve boyun 1 m. den fazla olan kýsmý ile kilosu arasýnda (+,-) 10 kg dan fazla fark olmamak, 9- Sýnavýn yapýlacaðý 16.06.2011 tarihi itibariyle 30 yaþýný doldurmamýþ olmak, 16.06.1981 tarih veya daha sonraki tarihlerde doðmuþ olanlar baþvurabilecektir.) 10- 18 yaþýný tamamlamýþ olmak, 11- Öðrenci Seçme ve Yerleþtirme Merkezi (ÖSYM) tarafýndan yapýlan 2010 yýlý Kamu Personeli Seçme Sýnavýna (KPSS) girmiþ ve yukarýda belirtilen puan türleri itibariyle 100 tam puan üzerinden; lise mezunu adaylar için KPSSP94 puan türünde 60, önlisans mezunu adaylar için KPSSP93 puan türünde 65, lisans mezunu adaylar için KPSSP3 puan türünde en az 45 puan almýþ olmak. 12- Herhangi bir kamu kurum ve kuruluþunda 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununa tabi memur olarak çalýþmýþ veya çalýþýyor olmamak, 13- Görevini devamlý yapmasýna engel olacak bir engeli bulunmamak, SÖZLÜ MÜLAKAT KONULARI -Türkiye Cumhuriyeti Anayasasý, -Atatürk Ýlkeleri ve Ýnkýlap Tarihi, -657 Sayýlý Devlet Memurlarý Kanunu, -Mahalli Ýdareler ile ilgili temel mevzuat, -Mesleki bilgi ve becerilerine yönelik sorular ve uygulamalar, -Genel kültür. SINAV ÞEKLÝ VE DEÐERLENDÝRME 1- Ýtfaiye Eri giriþ sýnavý, dayanýklýlýk testi ve sözlü mülakat olarak iki aþamada yapýlacaktýr. 2- Sözlü sýnavda deðerlendirme, 100 tam puan üzerinden yapýlýr. Deðerlendirme sonucunda, belirtilen puanýn altýna düþmemek kaydýyla en yüksek puandan baþlamak üzere atama yapýlacak kadro sayýsý kadar asil ve kadro sayýsýnýn yarýsý kadar (yarýmlar tama iblað olunur) yedek aday sýnavý kazanmýþ sayýlýr. 3- Kurum sýnavý baþarý puaný, dayanýklýlýk testi ve sözlü sýnav sonucu esas alýnarak belirlenir. 4- Memuriyete giriþe esas teþkil edecek sözlü sýnav sonucunda baþarýlý olabilmek için 100 tam puan üzerinden en az 70 puan almak gerekir. 5- Sýnav sonuçlarý, baþarý sýrasýna göre kurumun internet sitesinde ilan edilir ve kazananlara yazýlý olarak bildirilir. 6- Atamasý yapýlanlardan göreve baþlamayanlarýn yerine yedek adaylar arasýndan baþarý sýrasýna göre atama yapýlýr. BAÞVURU YERÝ VE ÞEKLÝ Baþvurular 13.06.2011 günü saat 08.30 da baþlayýp 14.06.2011 günü saat 16.30 da sona erecektir. Adaylar baþvurularýný, Belek Beldesi Çamlýk Mah. Molla Fevzi Cad. No: 10 Serik/ANTALYA adresinde bulunan Belek Belediyesi Yazý Ýþleri Müdürlüðüne þahsen yapacak olup posta ve e-mail yolu ile yapýlan müracaatlar kabul edilmeyecektir. Baþvurusunu yapan adaylar kendileri için düzenlenen Sýnav Giriþ Kartlarýný sýnavýn yapýlacaðý gün saat 09:00 da ayný yerden teslim alacaklardýr. Eksik bilgi ve belgelerle baþvuru yapan, ya da nitelikleri uygun olmadýðý sonradan tespit edilen baþvurular idaremizce deðerlendirilmeye alýnmayacak sýnavý kazansalar dahi memuriyetleri daha sonra iptal edilecek ve ilgililer hakkýnda Serik Cumhuriyet Baþsavcýlýðýna suç duyurusunda bulunulacaktýr. BAÞVURU ÝÇÝN GEREKLÝ BELGELER 1- T.C. Vatandaþlýk Nolu Nüfus cüzdan fotokopisi, 2- Öðrenim durumunu gösterir belgenin noter onaylý sureti. 3- Son üç ay içinde çekilmiþ 2 adet vesikalýk fotoðraf, (Bir adedi baþvuru formuna yapýþtýrýlacaktýr.) 4- KPSS sýnav sonuç belgesinin noter onaylý sureti. 5- Erkek adaylar için askerlik ile iliþiðinin olmadýðýna dair belge. (Tecil ya da terhis belgesi) 6- Cumhuriyet baþsavcýlýðýndan alýnacak adli sicil belgesi (Son bir ay içinde alýnmýþ) 7- Resmi saðlýk kurumlarýndan alýnmýþ adayýn boy ve kilosunun yazýlý olduðu tam teþekküllü saðlýk raporu. Not: Baþvuru esnasýnda adaylardan talep edilen yukarýdaki belgeler aday sýnava çaðrýlsýn ya da çaðrýlmasýn, sýnavý kazansýn ya da kazanmasýn arþivlenerek kurumumuzda saklanacaktýr. Dolayýsý ile adaylara hiçbir evrak geri verilmeyeceðinden adaylarýn noter tasdikli evraklarla baþvuru yapmasý yararlarýna olacaktýr. SINAV YERÝ VE SAATÝ Sözlü mülakat sýnavý, 16.06.2011 günü Belek Belediye Baþkanlýðýnda saat 09:30 da baþlayýp ayný gün saat 12:00 da sona erecektir. Dayanýklýlýk testi saat 13:30 da belediye hizmet binasý önünde yapýlacaktýr. (Adaylarýn sýnava gelirken spor ayakkabýsý, eþofman, sýnav giriþ kartý ve Nüfus Cüzdanýný yanlarýnda bulundurmalarý gerekmektedir.) www.bik.gov.tr B: 38050
T. C. KARTAL 1. SULH HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2011/48 Esas. KARAR NO: 2011/816 Mahkememizin yukarýda dosya ve karar numarasý yazýlý kararýyla, Trabzon ili, Düzköy ilçesi, Çalköy mah/köy nüfusuna kayýtlý, Yusuf oðlu, 1993 doðumlu MÝNE SAMAST hacir altýna alýnarak, kendisine 1939 doðumlu annesi FATMA SAMAST VASÝ OLARAK ATANMIÞTIR. Ýlan olunur. www.bik.gov.tr B: 38393
T. C. KADIKÖY 3. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN ESAS NO: 2011/151 03/06/2011 KARAR NO: 2011/192 Davacý, Hüseyin Ferikoðlu vekili Av. Cemal Özel tarafýndan Nüfus Müdürlüðü Aleyhi ne açýlan soyadý düzeltmesi davasý sonunda; Mahkememizin 18/05/2011 gün, 2011/192 sayýlý kararý ile "FERÝKOÐLU" olan soyadýnýn "FERÝK" olarak düzeltilmesine karar verilmiþtir. Duyurulur. 03/06/2011 www.bik.gov.tr B: 38510
ÝLAN KARAMAN BELEDÝYE BAÞKANLIÐINDAN BÝLDÝRÝLMÝÞTÝR
Y
TAZÝYE-GEÇMÝÞ OLSUN Aydýn Ortaklar Ýlçesine Baðlý Çamlýkta
1- Mülkiyeti Belediyemize ait; yukarýda mahallesi, ada, parsel, imar durumu, cinsi, yüzölçümü,TL/m2 muhammen bedeli ve geçici teminatý belirtilen emsal: 2 ticaret ve konut alaný arsalarý, Belediyemiz Encümeninin 26.05.2011 tarih 437 sayýlý kararý gereðince, 2886 Sayýlý Devlet Ýhale Kanununun 45. Maddesi gereðince Açýk Teklif Artýrma Usulü ile ilanat yapýlmak suretiyle satýlacaktýr. 2- Satýþý yapýlacak, emsal: 2 ticaret ve konut alaný arsalarýnýn % 25'i peþin geri kalaný 4 eþit (dört ay) taksit halinde satýlacaktýr. 3- Ýhaleye katýlacaklardan istenilecek belgeler; Teminat makbuzu veya teminat mektubu (ihale günü saat 15:00'a kadar yatýrýlmýþ olmalý), tastikli T.C.numaralý nüfus cüzdaný fotokopisi, þirket adýna ihaleye gireceklerin noter tastikli imza sirküsü ve yetki belgesini ibraz etmeleri gerekir. 4- Ýhale 23 Haziran 2011 tarihinde saat 16:00'da Belediye Sarayý Meclis Salonunda Encümen huzurunda basýna açýk olarak yapýlacaktýr. 5- Satýþý yapýlacak gayrimenkulün tapu teslimi borç bitiminde yapýlacaktýr. 6- Ýhale ile ilgili þartname hakkýnda detaylý bilgi mesai saatleri içerisinde Mali Hizmetler Müdürlüðü Gelir Þefliðinden ücretsiz olarak imza karþýlýðýnda temin edilebilir veya Belediyemizin www.karaman.bel.tr adresinden ulaþýlabilir. 7- Her türlü Vergi, Resim, Harç ve diðer tüm masraflar alýcýya aittir. 8- Ýhale Komisyonu ihaleyi yapýp yapmamakta ve uygun bedeli tespitte yetkilidir. 9- Ýhale Ýta Amirince 15 gün içerisinde onaylanýr veya iptal edilir. 10- 2886 Sayýlý Yasaya mani hali olmayan herkes ihaleye katýlabilir. Ýlan olunur. www.bik.gov.tr B: 38028
BAKIRKÖY 6. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2010/258 Esas. KARAR NO: 2011/154 Davacýlar BAHRÝ YILMAZ, MÜRVET GELDÝ, GÜNEÞ YILMAZ aleyhine mahkememizde açýlan Nüfus (Ana-Baba Adýnýn Düzeltilmesi/Deðiþtirilmesi istemli) davasýnýn yapýlan açýk yargýlamasý sonunda; HÜKÜM: Açýlan davanýn KABULÜ ÝLE, davacý BAHRÝ YILMAZ'ýn velayeti altýnda bulunan çocuklarý; a-) Bitlis Ýli, Hizan Ýlçesi, Ürünveren Köyü, Cilt No: 32, Hane No: 63, BSN: 65 de nüfusa kayýtlý bulunan Bahri kýzý, Valide'den olma, 01/04/1994 doðumlu, T.C.Kimlik Numarasý: 25276381622 olan EBRU YILMAZ'ýn "VALÝDE" olan anne isminin iptali ile "AYÞE" olarak düzeltilmesine, nüfusa bu þekilde tesciline, b-) Bitlis Ýli, Hizan Ýlçesi, Ürünveren Köyü, Cilt No: 32, Hane No: 63, BSN: 68'de nüfusa kayýtlý bulunan Bahri oðlu, Valide'den olma 18/09/1999 doðumlu, T.C.Kimlik Numarasý: 25267381914 olan RAMAZAN YILMAZ'ýn "VALÝDE" olan anne isminin iptali ile "AYÞE " olarak düzeltilmesine, nüfusa bu þekilde tesciline, c-) Bitlis Ýli, Hizan Ýlçesi, Ürünveren Köyü, Cilt No: 32, Hane No: 63, BSN: 66'da nüfusa kayýtlý bulunan Bahri kýzý, Valide'den olma, 15/05/1996 doðumlu, T.C.Kimlik Numarasý: 25273381786 olan MÜNEVVER YILMAZ'ýn "VALÝDE" olan anne isminin iptali ile "AYÞE "olarak düzeltilmesine, nüfusa bu þekilde tesciline, d-) Bitlis Ýli, Hizan Ýlçesi, Ürünveren Köyü, Cilt No: 32, Hane No: 63, BSN: 67'de nüfusa kayýtlý bulunan Bahri kýzý, Valide'den olma, 21/05/1998 doðumlu, T.C.Kimlik Numarasý: 25270381840 olan KADER YILMAZ'ýn "VALÝDE" olan anne isminin iptali ile "AYÞE " olarak düzeltilmesine, nüfusa bu þekilde tesciline, Ayrýca Bitlis Ýli, Hizan Ýlçesi, Ürünveren Köyü, Cilt No: 32, Hane No: 63, BSN: 41'de nüfusa kayýtlý bulunan Bahri kýzý, Valide'den olma, 01/02/1992 doðumlu, T.C.Kimlik Numarasý: 25348379236 olan GÜNEÞ YILMAZ'ýn "VALÝDE" olan anne isminin iptali ile "AYÞE " olarak düzeltilmesine, nüfusa bu þekilde tesciline, Bitlis Ýli, Hizan Ýlçesi, Ürünveren Köyü, Cilt No: 32, Hane No: 63, BSN: 40'da nüfusa kayýtlý bulunan Bahri kýzý, Valide'den olma, 10/03/1989 doðumlu, T.C.Kimlik Numarasý: 25351379162 olan MÜRVET YILMAZ'ýn "VALÝDE" olan anne isminin iptali ile "AYÞE olarak düzeltilmesine, nüfusa bu þekilde tesciline karar verilmiþ olduðundan iþ bu ilanýn yayýnlanmasýndan itibaren 22 gün içinde temyiz edilmediði takdirde kesinleþeceði ilan olunur. 07/06/2011 www.bik.gov.tr B: 38521
ÝZMÝR 5. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN 2011/261 ESAS. TEÝAÞ Genel Müdürlüðü vekili Av. Ebru KUMBAS tarafýndan, hakkýnda kamulaþtýrma kararý verilen taþýnmazda tesis edilecek irtifak hakký deðerinin tespiti ile irtifak hakkýnýn tapuya tescili için 2942 sayýlý Kamulaþtýrma Kanununun 10. ve 30. maddesi gereðince Mahkememize açýlmýþ bulunan davayla ilgili aþaðýda Mahkeme esas numarasý, taþýnmazýn bulunduðu yer, maliki, kamulaþtýrma alaný ve duruþma tarihi belirtilen tarla vasfýndaki taþýnmaza iliþkin olarak; 1- TEK Türkiye Elektrik Kurumu Yönetim Kurulunun 06.03.1984 tarih ve 13-253 sayýlý kamu yararý kararý gereðince bir kýsmýnýn kamulaþtýrýlmasý, bazýlarýnýn üzerinde irtifak hakký tesisine karar verildiði ve kamu yararý kararýnýn Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlýðýnýn 06.06.1984 tarih ve 8064 sayýlý kararý ile onandýðý, 2- Kamulaþtýrma bedelinin hak sahipleri adýna Vakýfbank Adliye Þube Müdürlüðü'ne yatýrýlacaðý, 3- Konuya ve taþýnmaz malýn deðerine iliþkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde Mahkemeye yazýlý olarak bildirilmesi gerektiði, 4- Yasanýn 14. Maddesinde belirtilen süre içerisinde tebligat veya ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaþtýrma iþlemine karþý Ýdari Yargýda iptal davasý veya maddi hatalara karþý Adli Yargýda düzeltim davasý açýlabileceði, açýlacak davalarda husumetin TEÝAÞ Genel Müdürlüðüne yöneltileceði, 5- 14. maddede öngörülen süre içerisinde kamulaþtýrma iþlemine karþý Ýdari Yargýda iptal davasý açanlarýn dava açtýklarý ve yürütmenin durdurulmasý kararý aldýklarýný belgelendirmedikleri takdirde kamulaþtýrma iþleminin kesinleþeceði ve Mahkemece tespit edilen kamulaþtýrma bedeli üzerinden taþýnmaz malýn kamulaþtýrma yapan Ýdare adýna tescil edileceði, 6- Aþaðýda adý geçen davalýnýn duruþmalara gelmediði veya kendini bir vekille temsil ettirmediði takdirde yargýlamaya yokluðunda devam edileceði ayrý ayrý ihtar olunur. Keyfiyet ilanen teblið olunur. KAMULAÞTIRILAN TAÞINMAZ Ýrtifak Mülkiyet Alaný Davalýlar D.No Duruþma Parsel Alaný (TarihSaat) Ýzmir Ýli, Bornova Ýlçesi, Altýndað Mahallesi 296 4200,00 m2 --- Hafize ÜLÇAY mirasçýlarý 2011/261 E. 27.06.2011 10:45 (Yusuf Ýzzettin ÜLÇAY, Ýsmet ÜLÇAY, Nusret ÜLÇAY, Sebahat KÝRÝÞ, Hikmet ÜLÇAY, Nurten BAYSAL, Aynur AKOVA, Muammer ÜLÇAY, Cemal ÜLÇAY, Gülþen KÜÇÜK) Hayriye ÇÝFTÇÝ mirasçýlarý (Makbule ÇÝÇEKSOY, Ramiz BÜYÜK, Raþit BÜYÜK, Aysel DURUKAN, Aysun ÖZASLAN) www.bik.gov.tr B: 38277
T. C. BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2010/169 Davacý Cengiz Caba vekili Av. Haluk Öcal Ünüvar tarafýndan davalýlar Fatma Zor, Arif Zor vs. aleyhine açýlan ortaklýðýn giderilmesi davasýnda; Çeliktepe Mah. Gaziosmanpaþa Cad. No: 39 Levent. Beþiktaþ adresinde ikamet ettikleri bildirilen davalýlar FATMA ZOR ile ARÝF ZOR'a yapýlan aramalara raðmen tebligata yarar adresi tesbit edilemediðinden dava dilekçesinin ilanen tebliðine karar verilmiþ olup, iþ bu davanýn duruþmasý 29/09/2011 günü saat 10:10'da yapýlacaðýndan muayyen gün ve saatte duruþmada hazýr bulunmanýz veya vekille temsil ettirilmeniz, gelmediðiniz veya vekille de temsil ettirilmediðiniz ve dosya hakkýnda ibraz edilen belgeler karþýsýnda beyanda bulunmadýðýnýz takdirde HUMK.nun 509 ve 510. maddesi gereðince gýyabýnýzda duruþmanýn devam olunacaðý bu suretle karar verileceði hususu teblið yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 06/06/2011 www.bik.gov.tr B: 38506
T. C. KULP ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN Sayý : 2010/107 Esas. 05.05.2011 Konu :. Davacýlar Vekili Av. Þahin Can tarafýndan Mehdin ve Senie oðlu, 09/03/1975 Kulp doðumlu, Diyarbakýr Ýli, Kulp Ýlçesi, Yeþilköy Mahallesi nüfusuna kayýtlý Zafer Özgen'in gaipliðine karar verilmesi hakkýnda Mahkememizde açýlan davanýn yapýlan yargýlamasý sýrasýnda verilen ara karar uyarýnca; 1994 yýlýndan bu yana kayýp olduðu bildirilen Zafer Özgen isimli þahsýn ölü ya da sað olduðu konusunda bilgisi ve görgüsü olanlarýn 4721 Sayýlý TMK'nýn 31 vd maddeleri uyarýnca iþbu ilan tarihinden itibaren 6 ay içerisinde Mahkememizin 2010/107 Esas sayýlý dosyasýna bilgi verilmesi ilan olunur. www.bik.gov.tr B: 8446
Hz. Üstadýn Talebesi Ahmed
Feyzi Kul'un Mevlidine
giderken elim bir trafik kazasý sonucu vefat eden muhterem
Seyfullah Bahar, Faruk Bahar, Özcan Ören, Aziz Eren, Uður Taner Tan, Ahmet Irmak, Kerem Koç'un vefatlarýný teessürle öðrendik, kardeþlerimiz
ayrýca kazada aðýr yaralanan
Mehmet Ceren, A. Ýhsan Dikmen ve Musab Yalçýn'a geçmiþ olsun der, Cenâb-ý Hak'tan acil þifalar dileriz.
Semavat Ýnþaat Ýzmir T. C. BEYOÐLU 1. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN Esas No: 2011/150 Esas. Davacý Adnan Erözer tarafýndan, davalý Nüfus Müdürlüðü ve Bülent Eröyer aleyhine açýlan gaiplik davasýnda: Davacýnýn babasý olan Ýstanbul Beyoðlu ilçesi, Kaptanpaþa mahallesi, cilt. 23, Hane no 462 de nüfusa kayýtlý, Recep ve Hatice'den olma, 07.08.1930 d.lu AHMET ERÖYER'den uzun zamandan beri haber alýnamadýðýndan gaip olmasý nedeniyle, hayat ve mematý hakkýnda malümatý olanlarýn dosyasýna M.K nun 32. maddesi gereðince bildirmeleri istenilmiþ, bu güne kadar dosyaya vaki bir müracaat olmadýðýndan, M.K.nun 32. maddesi gereðince gaipliðine karar verileceði ilan olunur . 17.05.2011 www.bik.gov.tr B: 38497
T. C. SAMSUN 1. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN ESAS NO : 2011/90 Esas. DAVALI : 1- NURÞEN KARAOÐLAN Davacý ORMAN GENEL MÜDÜRLÜÐÜ tarafýndan aleyhinize açýlan Tapu Ýptali ve Tescil davasýnýn yapýlan yargýlamasýnda; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruþma gününü bildirir davetiye çýkarýlmýþ olup, adresinizden ayrýldýðýnýz gerekçesiyle tebligat yapýlamamýþtýr. Adres araþtýrmasýndan da bir netice alýnamadýðýndan dava dilekçesi ve duruþma gününün ilanen tebliðine karar verilmiþtir. Duruþma Günü: 24/06/2011 günü saat: 09:00'da duruþmada bizzat hazýr bulunmanýz, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, Aksi taktirde H.U.M.K.'nun 3156 sayýlý yasa ile deðiþik 213/2 maddesi uyarýnca yargýlamaya yokluðunuzda devam olunacaðý hususu, Dava Dilekçesi ve duruþma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen teblið olunur. www.bik.gov.tr B: 38221
T. C. ÝZMÝR 6. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN Esas No: 2010/77 Karar No: 2010/312 Davacý/Davacýlar YILMAZ ERDURU ile davalý/davalýlar NÜFUS MÜDÜRLÜÐÜ arasýnda mahkememizde görülmekte olan Nüfus (Ad ve Soyadý Düzeltilmesi Ýstemli) davasý nedeniyle; Davanýn kabulü ile Niðde ili, Merkez ilçesi, Gümüþler Ksb/Yenigümüþ mah./köyü, C: 60, H: 107 BSN: 5'de nüfusa kayýtlý 24668439866 TC kimlik numaralý Ali ve Fatma'dan olma Niðde 03.04.1960 d.lu Yýlmaz Erduru'nun Yýlmaz olan adýnýn Ateþ Yýlmaz olarak DEÐÝÞTÝRÝLMESÝNE, Dair verilen 07.09.2010 tarihli kararýn TMK.nun 27. mad. gereðince 1 yýl içinde itirazý kabil olmak üzere gazetede ilan olunur. www.bik.gov.tr B: 38255
T. C. ÝZMÝR 6. AÝLE MAHKEMESÝ ÝLAN ESAS NO : 2011/103 Esas. DAVALI : ERSEN ÞAHÝN Muammer ve Atiye Gül oðlu, 19.07.1973 Ýzmir doðumlu, 14261657552 T.C. No ile nüfusa kayýtlý, Mehmet Akif Caddesi Pýnar Apt No: 74 Daire: 5 Þiriyer Buca/ ÝZMÝR Davacý AYDAN ÞAHÝN tarafýndan davalý ERSEN ÞAHÝN aleyhine açýlan Boþanma davasýnýn 31.05.2011 günlü oturumunda; Mahkememizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize dava dilekçesi ile duruþma gününü bildirir davetiye çýkartýlmýþ olup, tebligat yapýlamadýðý ve tüm aramalara raðmen adresiniz tespit edilemediðinden dava dilekçesi ve duruþma gününün ilanen tebliðine karar verilmiþtir. Duruþma Günü: 14/07/2011 günü saat: 09:15'de duruþmada bizzat hazýr bulunmanýz, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, Aksi taktirde H.U.M.K.'nun 3156 sayýlý yasa ile deðiþik 213/2 maddesi uyarýnca yargýlamaya yokluðunuzda devam olunacaðý hususu, Dava Dilekçesi ve duruþma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen teblið olunur. www.bik.gov.tr B: 38260
T. C. BERGAMA 1. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ (AÝLE MAHKEMESÝ SIFAT IYLA) NDEN/BAÞKANLIÐINDAN ÝLAN ESAS NO : 2009/683 Esas. DAVALI : ÖZEN AKÇAÖZ Gazi Mah. 28/32 Sok. No: 13 Kat: 3 D: 7 Gaziemir/ÝZMÝR Davacý Sevim Akçaöz tarafýndan davalý Özen Akçaöz aleyhine açýlan boþanma davasýnda davalýya tüm araþtýrmalara raðmen ulaþýlamamýþ ve dava dilekçesi teblið edilememiþtir. Bu nedenle duruþma günü olan 26/07/2011 günü saat: 10:45'de Bergama 1. Asliye Hukuk Mahkemesi duruþma salonunda bizzat hazýr bulunmasý veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi taktirde H.U.M.K'nun 213/2. maddesi uyarýnca yargýlamaya yokluðunda devam olunacaðý ve karar verileceði hususu, dava dilekçesi ve duruþma günü yerine geçerli olmak üzere davalýya ilanen teblið olunur. www.bik.gov.tr B: 38249
T. C. ALAPLI BELEDÝYE BAÞKANLIÐINDAN BÝLDÝRÝLMÝÞTÝR ARSA SATIÞ ÝLANI 1- Mülkiyeti Belediyemize ait aþaðýda tapu kaydý, muhammen bedeli ve geçici teminatý belirtilen taþýnmaz 2886 sayýlý Devlet Ýhale Kanununun 45. maddesi gereði açýk artýrma usulü ile ihale edilecektir. Ýhale Muhammen Geçici Pafta Ada Parsel Alan m2 Mevkii Saati Bedel Teminat 4 21 117 199,41 Okullar Caddesi 14:00 1.196.460,00 TL 40.000,00 TL 2- Ýhale 20/06/2011 Pazartesi günü saat 14:00'de Belediye toplantý salonunda encümen huzurunda yapýlacaktýr. 3- Ýhaleye katýlacak isteklilerin tekliflerini en son ihale günü ve saati olan 20/06/2011 Pazartesi günü saat 14:00'e kadar Belediyemiz Mali Hizmetler Müdürlüðüne vermeleri gerekmektedir. 4- Ýhaleye katýlacaklarda aranacak belgeler; a) Tebligat için adres göstermeleri, b) Nüfus Cüzdan Örneði, c) Ýkametgâh Belgesi, d) Geçici teminat yatýrdýðýna dair makbuz ya da teminat mektubu. e) Vekâleten katýlanlar için Noterden onaylý vekâletname, f) Þirket olmasý durumunda kanýtlayýcý belgeler, þirket adýna teklif verecek kiþinin yetki belgesi ile imza sirküleri noter tasdikli. g) Belediyemize borcu bulunmadýðýna dair gelir müdürlüðünden borcu yoktur yazýsý, 5- Daha geniþ bilgi almak isteyenlerin her gün mesai saatleri içinde Belediye Fen Ýþleri Müdürlüðüne müracaat etmeleri gerekmektedir. 6- Ýhaleye iliþkin þartname 1.000,00 TL bedel karþýlýðý Belediye Mali Hizmetler Müdürlüðünden temin edilebilir. 7- Ýsteklilere ilanen duyurulur. www.bik.gov.tr B: 38350
DÝZÝ
9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE
13
Hükümet yasaklar konusunda beceriksiz HÝDAYET ÞEFKATLÝ TUKSAL, HÜKÜMETÝN BAÞÖRTÜSÜ YASAÐIYLA ÝLGÝLÝ TUTUMUNU DEÐERLENDÝRÝRKEN, "'ANLAÞILMAZ' BULUYORUM. EN ÝYÝ NÝYETLÝ YORUMUMLA 'BECERÝKSÝZCE' BULUYORUM" DEDÝ. YASAÐIN KARÞISINDA DURAN AKTÝF BÝR KÝTLENÝN OLMADIÐINI SAVUNAN TUKSAL, "ARTIK BU YASAKLARDAN BAHSETMEK, SANKÝ BOZGUNCULUK YAPMAK GÝBÝ ALGILANIYOR. ÝÞTE, BU DAHA DA KÖTÜ BÝR DURUM, NE YAZIK KÝ” DÝYE KONUÞTU.
ðlu
7
Hidayet Þefkatli Tuksal feminist ilâhiyatçý yazar olarak tanýmlanýyor. Tuksal, baþörtüsü yasaðý ile ilgili sorularýmýzý cevaplarken hükümetin tutumu nu ‘be ce riksiz’ bul du ðu nu söyledi. Tuksal ile yasaklar üzerine konuþtuk…
Hidayet Þefkatli Tuksal: Hidayet Þefkatli Tuksal; Ýlk ve orta öðrenimini, çeþitli okullarda tamamladýktan sonra, 1980-1985 yýllarý arasýnda Ankara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi’nde yüksek öðrenim gördü. 1998 yýlýnda Hadis Anabilim Dalýnda “Kadýn Aleyhtarý Rivayetler Üzerinde Ataerkil Geleneðin Tesirleri” konulu teziyle doktorasýný verdi. 1994 yýlýndan be ri Baþ kent Ka dýn Plat for mu’nun aktif üyesidir. Halen Ýslâm ve kadýn sorunlarý üzerinde çalýþmalarýný sürdürmektedir.
Türkiye’de yýllardýr süren ve git gide kabullenilen bir baþörtüsü yasaðý var. Maðdurlarý ardýna takýp ilerleyen bu yasak, sizce bugün ne durumda? aha kötü bir durumda, çünkü artýk bu yasaðýn karþýsýnda aktif olarak duran bir kitle yok. Artýk bu yasaklar kalkmýþ gibi, ya da kimseye zararý dokunmayacak hale gelmiþ gibi davranan bir kitle var. Artýk bu yasaklardan bahsetmek sanki bozgunculuk yapmak gibi algýlanýyor. Ýþte bu daha da kötü bir durum ne yazýk ki. Üniversitelerin bir kýsmýnda baþörtüsü yasaðý kýsmen kalksa
D
‘‘ S
Yeni seçilecek iktidar, bu yasaklarý aþma konusunda nasýl bir politika izlemeli? Yeni seçilecek iktidar öncelikle baþörtüsü yasaklarýný bir “kadýn haklarý” ve “insan haklarý” ihlâli olarak görmeli ve mücadelesini de bu konsepte oturtarak planlamalý. Bu eksen üzerinde gidildiðinde bu meseleyi halletmek çok daha kolay olacaktýr.
Hidayet Þefkatli Tuksal
{ edat Simavi’nin 1930’lu yýllarda çýkardýðý Yedigün dergisinde yayýnlanan bir yazýnýn baþlýðý, tesettürü “Artýk hudutlarýmýz haricinde kalan bir mesele” olarak nitelemiþti. Tabiî ki, realiteden ziyade temennîyi ifade eden bir baþlýktý bu. Nitekim aradan yetmiþ yýl geçti, tesettür hâlâ gündemin ilk sýrasýnda. Yasakçýlar “türban” adýný verdikleri baþ örtme tarzý için “Otuz-kýrk sene evvel yoktu, þimdi nereden çýktý?” diye sorup duruyorlar. Cevabý, aksi yöndeki onca çabaya raðmen toplumun bir türlü önlenemeyen dine yöneliþinde. Eskiye göre camiler neden çok daha fazla genç nesillerle dolup taþýyorsa, tesettür de o sebeple yaygýnlaþmakta. Üstelik genç kýzlarý tesettürden uzaklaþýp açýlmaya teþvik ve tahrik için bilhassa medya kanalýyla yapýlan onca “cazip” propagandalara, tesettürün “nefse en aðýr gelen” dinî emir olmasýna ve ilâveten baþörtüsü yasaðýyla dünyevî anlamda birçok kapýnýn kapatýlmýþ olmasýna raðmen...
Baþörtüsü yasaðý konusunda hükümetin tavrýný nasýl buluyorsunuz? “Anlaþýlmaz” buluyorum. En iyi niyetli yorumumla “beceriksizce” buluyorum.
Kanunen bir yasak yok, hukukî bir engel söz konusu deðil, peki
Türkiye’de bu yasak, ancak “ayrýmcýlýk” cezaî müeyyidesi olan bir suç olarak tanýmlandýðý ve mahkemeler bu suça ceza verdiði zaman sona erer.
Tesettür ve devrim
da, bir çok okulda halen sürüyor bu konuda kalýcý bir düzenleme gerekmez mi? Tabiî ki kalýcý bir düzenleme gerekir.
ARÞÝVDEN
Doðrusu, “laik” izahlarla iþin içinden çýkýlmasý imkânsýz son derece ilginç bir durum bu. Aslýnda tesettürü kaldýrmak, M. Kemal’in en öncelikli hedeflerinden biriydi. Bunu, daha Kurtuluþ Savaþý sürerken arkadaþý Mazhar Müfit Kansu’ya yazdýrdýðý hedefler listesinde bu maddeye özellikle yer vererek göstermiþti. Bu hedefe yönelik mesajlarýný, fýrsat buldukça imamlara dahi vermekten kaçýnmýyordu. Güneri Cývaoðlu’nun aktardýðý anekdot bunun dikkat çekici bir örneði. Yine Kurtuluþ Savaþý yýllarýnda Ankara civarýndaki bir köye yolu düþen M. Kemal’i imam aðýrlar. Ýmamýn misafirperverliðinden memnun kalan M. Kemal, ona “Evlenirsem Ankara’da seni eþinle birlikte konuk etmek isterim, gelir misin?” der. Ama þartý vardýr: “Eþin peçesini çýkartýrsa!” “Aman paþam...” diye itiraza çalýþan imamý da “Bunlar olacak imam efendi. Bunlarýn hepsi olacak” diye susturur (Milliyet, 23.6.05). Nitekim Kurtuluþ Savaþý bitip “cumhuriyet” kurulduktan sonra, “tesettürü kaldýrma” hedefine yönelik icraatlar da tatbike konulur. Bizzat M. Kemal’in himayesinde güzellik
sizce baþörtüsü sorunu Türkiye’de ne zaman sona erer? Türkiye’de bu yasak ancak “ayrýmcýlýk” cezaî müeyyidesi olan bir suç olarak tanýmlandýðý ve mahkemeler bu suça ceza verdiði zaman sona erer. Sizce Mecliste baþörtülü milletvekili bulunmalý mý? Tabiî ki bulunmalý, bundan daha tabiî ne olabilir? Merve Kavakçý’nýn 1999’da fizikî güç kullanýlarak Meclis’ten atýlmasýnýn ardýndan 12 yýl gibi bir zaman geçti. Bu süre zarfýnda 2 genel seçim, 2 yerel seçim geçirdik. Fakat bu süreçte baþörtülü hanýmlar sandýk baþlarýnda bile görev alamadýlar. Bugün 28 Þubat sürecinin demokratikleþmeye zarar verdiði her kesim tarafýndan kabul ediliyor. Baþörtülü milletvekiline karþý muhalefetin tavrý da daha yumuþak. Buna raðmen hiçbir parti baþörtülü milletvekili adaylarýna, seçilebilecek sýralardan listelerde yer verilmedi. Bunu nasýl deðerlendiriyorsunuz? Bu soruyu “barajý aþmasý beklenen hiçbir parti seçilebilecek sýralardan aday göstermedi” þeklinde anlamayý daha doðru görüyorum. Çünkü DP, Has Parti, Saadet Partisi ve bildiðim kadarýyla BBP seçilebilecek sýralardan adaylar gösterdiler. Barajý aþmasý beklenen partilere gelince, her birinin gösterdiði farklý mazeretler söz konusu. CHP ve BDP bu i-
þin AKP’ye düþtüðünü söylüyorlar. MHP’nin ise tavrý belli: Baþörtülü vekil, mecliste baþýný açar. AKP ise, “bu konuda yapamadýklarýmýz þimdi de yapamayýþýmýzýn gerekçesidir” gibi bir suskunlukla bu iþi seçimlerden sonraya erteliyor. Çünkü baþörtülü kadýnlarýn sabrýna ve tahammülüne aþýrý derecede güveniyorlar. Sonuçta ortaya çýkan tepkisizliðe bakarsak, haksýz da sayýlmazlar. Baþörtülü milletvekili zamaný geldi ya da henüz zamaný deðil türünden yaklaþýmlara ne diyorsunuz? Ben bu mazereti þöyle tercüme ediyorum: Bakýn hanýmlar! Tabiî ki sizler de vekil olacaksýnýz, amma önce bir Kaf Daðýnýn ardýndaki devi öldürelim, ondan sonra inþallah! Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan ‘Baþörtülü aday yoksa oy da yok’ kampanyasý hakkýnda ‘yakýþýksýz’ nitelemesinde bulundu, savunanlarý ‘gerilim siyaseti’ yapmakla suçladý. Baþbakan neden böyle bir çýkýþ yaptý sizce? Çünkü sayýn baþbakanýmýz, kendisi sustuðu zaman herkes sussun istiyor. Susmayýp da, “Bi dakka! Noluyoruz? “ diyenlere acayip bozuluyor ve CHP aðzýyla karþýlýk vermekte hiçbir beis görmüyor. Bu çýkýþ bizim tanýdýðýmýz Erdoðan’a yakýþan bir çýkýþ deðildir, bu bir “statükocu” çýkýþtýr ve maalesef Erdoðan bu konuma düþmüþtür.
{
SON
{
r Kurto
{
Elif Nu
yarýþmalarý tertiplenir, kadýn-erkek karýþýk balo ve eðlenceler yapýlýr, 19 Mayýs törenlerinde kýzlar spor kýyafetleri giymeye zorlanýr. Dönemin basýn organlarýnda kara çarþaf ve peçe aðýrlýklý olmak üzere tesettüre karþý amansýz bir psikolojik harekât yürütülürken, açýlýp saçýlmalar ise alabildiðine teþvik edilir. Ayrýca okullarda ve kamu kurumlarýnda, adý konulmamýþ bir tesettür yasaðý uygulanýr. Hattâ Erzurum’daki Þalcý Bacý örneðinde olduðu gibi, çarþaflýlarýn Ýstiklâl Mahkemesi kararýyla daraðacýnda ipe çekildiði dahi olur. Bediüzzaman gibi bir Ýslâm âlimi sýrf Tesettür Risalesi’ni yazdýðý için mahkûm edilir. Ama bütün bunlara raðmen tesettür maðlûp edilemez. Geçtiðimiz günlerde 9. Cumhurbaþkaný Demirel’in Yavuz Donat’ýn köþesinde çýkan beyanlarý bunu çok iyi ifade etmekte: “Cumhuriyetin ilk yýllarýnda kadýnýn baþýnýn örtüsü açýlmýþ. Sorun jandarmayla çözülmüþ. Ama devrim, baþýný örten kadýnlarla baþedememiþ. Ve uzlaþýlmýþ. Olay görmezden gelinmiþ. Bugün Anadolu kadýnýnýn yüzde 60’ýnýn
baþýnda yazma var.” (Sabah, 25.6.05) Ýþte 12 Eylül’de baþlatýlýp 28 Þubat’ta çýðýrýndan çýkarýlan baþörtüsü yasaðýnýn arkaplanýnda, “devrimin tesettürle baþedemeyiþi” karþýsýnda duyulan hýnç ve hazýmsýzlýk yatmakta. Okullardaki yasaðýn “gerekçe”sini izah için yazýlan þu satýrlar da bu ruh halinin ifadesi: “Çaðdaþlaþmanýn, aydýnlanmanýn en büyük katkýsý, baþý örtülü Anadolu kadýnýnýn baþý açýk kýzýdýr. Okul okumak baþý açan bir süreçtir, kapatan deðil. Kýzlarýn baþýný kapattýðý bir okul süreci çeliþkidir.” (F. Bila, Milliyet, 23.6.05) Yazar, bu “çeliþki”nin sebebini “siyaset” olarak gösteriyor. Ancak çok yüzeysel, önyargýlý ve bilimsellikle de, hukukla da baðdaþmasý imkânsýz bir iddia bu. Örtünme gibi, kiþilerin derunî âleminde çok girift süreçlerle verilen zorlu bir kararýn böyle basmakalýp yorumlarla mahkûm edilmesi olacak þey mi? Reþit olmuþ, üniversite bitirmiþ, kariyer sahibi kadýnlar tesettürü seçiyorsa, bu tercihin sebeplerini anlamaya çalýþmak çok daha dürüst, hakperest ve insaflý bir tavýr olmaz mý? Kâzým Güleçyüz, 10.7.2005, Yeni Asya
14
SPOR
9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE
Y
TAFFAREL: G.SARAY'A EN ÝYÝ KALECÝYÝ GETÝRECEÐÝM
Beþiktaþ Kulübü Baþkaný Yýldýrým Demirören iddialý açýklama yaptý:
Yeni sezonda zirvenin tek sahibi biz olacaðýz BEÞÝKTAÞ Kulübü Baþkaný Yýldýrým Demirören, futbolda önümüzdeki sezonun en iyi takýmýný kurmak için yoðun bir çalýþma içerisinde olduklarýný, yaptýklarý transferlerle gelecek sezonun her kulvarda þampiyonluðu zorlayacak takýmýný kurduklarýný belirtti. Baþkan Demirören, Beþiktaþ Dergisi'nin haziran-temmuz sayýsýnda camiaya seslendiði baþ yazýsýnda, futbol takýmý teknik heyetinin verdiði rapor doðrultusunda iyi bir takým kurmak için yoðun bir çalýþma içinde olduklarýna iþaret ederek, þöyle devam etti: ''Her zaman dediðim gibi, biz bu sezon öncesi attýðýmýz adýmlar, yaptýðýmýz transferlerle gelecek sezonun her kulvarda þampiyonluðu zorlayacak takýmýný kurduk. Bunun için de yine hiçbir fedakarlýktan kaçýnmadan, yönetici arkadaþlarýmla, teknik heyetimizle yoðun bir mesai veriyoruz. Beþiktaþýmýzýn önümüzdeki sezondan itibaren Türk ve Avrupa futbolunda zirvenin tek baþýna sahibi olacaðýna sizlerin de, benim gibi caný gönülden inandýðýna eminim.'' TÜRKÝYE KUPASININ KAZANILMASI 2010-2011 sezonunu geride býraktýklarýný vurgulayan Demirören, ''Hiçbir fedakarlýktan kaçýnmadan dünya yýldýzlarý ile desteklediðimiz futbol takýmýmýz, Ziraat Türkiye Kupasý'ný bir
kez daha müzemize taþýyarak, önümüzdeki sezon UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele etme hakký kazandý. Futbolcularýmýz bu baþarýya, Beþiktaþ ruhuna sahip bir þekilde savaþarak ve kaybederken bile terlerinin son damlasýna kadar mücadele ederek ulaþmýþtýr'' ifadesini kullandý. TAYFUR HAVUTÇU'YA BAÞARI DÝLEÐÝ Yýldýrým Demirören, Bernd Schuster'in istifasýnýn ardýndan futbol takýmýný Tayfur Havutçu'ya emanet ettiklerini hatýrlatarak, þöyle dedi: ''Dergimizin bu sayfasýndan size seslendiðim bir yazýmda, bizlerin de desteðiyle, Tayfur Havutçu'nun teknik direktörlüðü döneminde futbol takýmýmýzýn bir ivme kazanmasýný dilemiþ, kalan maçlarýmýzda futbolcularýmýzýn siyah-beyaz formamýza yakýþýr bir þekilde terlerinin son damlasýna kadar mücadele edeceklerine olan inancýmý dile getirmiþtim. Ne mutlu ki, zaman bizi haklý çýkardý ve derbi zaferi baþta olmak üzere takýmýmýz, seyir zevki yüksek karþýlaþmalarla sezonu tamamladý. Biz de yeni bir teknik direktör arayýþýna girmek yerine, yönetim kurulu olarak aldýðýmýz kararla, Beþiktaþýmýzýn evladý Tayfur Havutçu ile gelecek sezondan itibaren iki artý bir yýllýk anlaþmaya vardýk. Tayfur Havutçu'ya görevinde baþarýlar diler, camiamýza hayýrlý olmasýný temenni ederim.''
GALATASARAY teknik heyetinde yeni dönemde teknik direktör Fatih Terim'in kaleci antrenörü olarak görev alacak Andre Claudio Taffarel, ''Evim'' diyerek nitelendirdiði Türkiye'ye dönmekten dolayý çok mutlu olduðunu söyledi. Sarý-kýrmýzýlý ekibin UEFA Kupasý'ný kazandýðý dönemde kaleyi baþarýyla koruyan, daha sonra 2004 yýlýnda da yine kaleci antrenörlüðü yapan Taffarel, NTV Spor televizyonuna yaptýðý açýklamada, Fatih Terim'in kendisiyle yeniden çalýþmak istemesinden duyduðu memnuniyeti
aktarýrken, ''Fatih Terim'in projeleriyle zor günlerdeki Galatasaray, havasýný yakalayacaktýr. Kötü dönemin sebebi ambians eksikliðiydi. Takým ambiansý her þeyden önemli. UEFA þampiyonu takýmýn arkadaþlýðý incelenmeli'' dedi. Taffarel, Galatasaray'da Terim'in diðer yardýmcýlarý Hasan Þaþ ve Ümit Davala ile birlikte geçmiþin baþarýlarýný takýma aþýlayacaklarýný ifade etti. TRANSFERE YARDIM EDECEÐÝM Sadece kaleci için deðil, Brezilya'daki baðlantýlarýyla birlikte her mevki için transfere yardým-
cý olacaðýný aktaran Taffarel, ''Transferde çok sakin olmalýyýz. Florya'da devamlý toplantý yapýyoruz. Futbolcu kasetleri izleyip, transferi konuþuyoruz. Gelecek oyuncular Fatih Terim'in istediði takým ruhuna sahip olmalý'' diye konuþtu. Ýtalya Ligi Serie A'da Lazio formasý giyen ve adý Galatasaray'la geçen Uruguaylý file bekçisi Fernando Muslera hakkýnda yöneltilen soru üzerine Taffarel, ''Muslera çok iyi bir kaleci. Birçok isim üstünde çalýþýyoruz. En iyi seçimi yapacaðýmýza inanýyorum'' cevabýný verdi.
Mersin, Beþiktaþ'tan kaleci Hakan'ý transfer etti SÜPER Lig'in yeni ekiplerinden Mersin Ýdmanyurdu, Beþiktaþ'tan kaleci Hakan Arýkan ile resmi sözleþme imzaladý. Kulübün internet sitesinde yer alan açýklamaya göre, kulüp baþkaný Ali Kahramanlý'nýn ofisinde gerçekleþen görüþmede, Arýkan, kendisini Mersin Ýdmanyurdu'na baðlayan sözleþmeye imza attý. Hakan'ýn Mersin'de baþarýlý bir sezon geçirmesini dileyen Kahramanlý açýklamasýnda, ''Transfer çalýþmalarýmýz sürüyor. Hocamýzýn takip ettiði oyuncularla birebir temas halindeyiz. Kamp dönemine kadar tam kadro hazýr hale gelmeyi hedefliyoruz'' ifadesini kullandý.
Taffarel, Terim'in yardýmýcýsý oldu.
Ýlhan Cavcav'a kýzan Giray Bulak G.Birliði'ni býraktý
F.Bahçe eski baþkaný Ilgaz'ýn sevgisi
Alex'in posterini evinin balkonuna astý FENERBAHÇE Kulübü eski baþkanlarýndan Faruk Ilgaz, 2010-2011 sezonunda gol kralý olan Alex de Souza'ya olan sevgisini, posterini balkonuna asarak gösterdi. Faruk Ilgaz, Moda'daki evinin balkonuna, Fenerbahçe Dergisi'nin haziran ayý sayýsýnda verdiði Alex'li posteri astý. Ilgaz, bu sezon birçok rekora imza atan ve sezonu da gol kralý olarak tamamlayan kaptan Alex'in kral tacý ve peleriniyle fotoðrafýnýn yer aldýðý poster önünde Fenerbahçe'nin internet sitesine poz verdi.
FUTBOLDA yeni sezon açýlmadan, teknik direktörlerdeki ''yaprak dökümü'' þimdiden baþladý. Gençlerbirliði'nde yeni sezon öncesi teknik direktörlük görevine getirilen Giray Bulak ile yollar ayrýldý. Alýnan bilgiye göre, Giray Bulak ile yollarýn ayrýlmasýnda, transfer konusunda yaþanan görüþ ayrýlýklarý etkili oldu. Basýn önünde yapýlan imza törenin üzerinden henüz 1-2 hafta geçmesine karþýn Bulak ve Gençlerbirliði yönetimi, taraflar arasýndaki anlaþmayý karþýlýklý feshetme yoluna gitti. Böylece, Süper Lig'de yeni sezon henüz baþlamadan takýmýndan ayrýlan ilk teknik direktör, Giray Bulak oldu. Baþkent temsilcisi, Alman teknik adam Ralf Zumdick'in ardýndan Bulak ile 1 yýllýk sözleþme yapmýþtý.
Balkan ülkeleri Klasik Otomobil Rallisi yarýn start alýyor
BALKAN Ülkeleri arasýnda düzenlenen Interbalkanic klasik otomobil rallisi, bu yýl 10-12 Haziran tarihleri arasýnda yapýlacak. Retromobil Romania ve Athletic Club Selanik'in ortak organizasyonuyla gerçekleþecek yarýþta tüm hazýrlýklar tamamlandý ve geri sayým baþladý. Yunanistan, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan'dan yaklaþýk 50 aracýn katýlacaðý ralli Bükreþ'ten start alacak. BükreþSibiu, SibiuBraþov ve BraþovBükreþ olmak üzere toplam 3 etaptan oluþan organizasyonda, yarýþmacýlar üç günde 850 km'lik zorlu dað parkurlarýný katedecek. Rallide Türkiye'yi Sinan Evman ile Serdar Evman temsil edecek.
LÂHÝKA
Y
‘‘ Ezanýn mübarek lâfýzlarý deðiþtirilemez
‘‘
Namazda ve ezandaki gibi elfâz-ý mübarekeler, mânâ-yý örfîlerine alem ve nam olmuþlar. Alem ve isim ise deðiþtirilmez. (...) Baþka lisanla ifade etmek çok zararlýdýr. Sekizinci Mesele Yirmi Yedinci Sözün, içtihada mâni esbabýn Beþinci Sebebinin Üçüncü Noktasýnýn üçüncü misalinin haþiyesidir. ühim bir sual: Bazý ehl-i tahkik derler ki: “Elfâz-ý Kur’âniye ve zikriye ve sair tesbihlerin herbiri müteaddit cihetlerle insanýn letâif-i mâneviyesini tenvir eder, mânevî gýda verir. Mânâlarý bilinmezse, yalnýz lâfýz ifade etmiyor, kâfi gelmiyor. Lâfýz bir libastýr; deðiþtirilse, her taife kendi lisanýyla o mânâlara elfaz giydirse, daha nâfi olmaz mý?” Elcevap: Elfâz-ý Kur’âniye ve tesbihât-ý Nebeviyenin lâfýzlarý câmid libas deðil, cesedin hayattar cildi gibidir; belki mürur-u zamanla cilt olmuþtur. Libas deðiþtirilir; fakat cilt deðiþse vücuda zarardýr. Belki namazda ve ezandaki gibi elfâz-ý mübarekeler, mânâ-yý örfîlerine alem ve nam olmuþlar. Alem ve isim ise deðiþtirilmez. Ben kendi nefsimde tecrübe ettiðim bir hâleti çok defa tetkik ettim, gördüm ki, o hâlet hakikattir. O hâlet þudur ki: Sûre-i Ýhlâsý Arefe Gününde yüzer defa tekrar edip okuyordum. Gördüm ki, bendeki mânevî duygularýn bir kýsmý, birkaç defada gýdasýný alýr, vazgeçer, durur. Ve kuvve-i müfekkire gibi bir kýsým dahi, bir zaman mânâ tarafýna müteveccih olur, hissesini alýr, o da durur. Ve kalb gibi bir kýsým, mânevî bir zevke medar bazý mefhumlar cihetinde hissesini alýr, o da sükût eder. Ve hâkezâ, git gide, o tekrarda yalnýz bir kýsým letâif kalýr ki, pek geç usanýyor; devam eder, daha mânâya ve tetkikata hiç ihtiyaç býrakmýyor. Gaflet kuvve-i müfekkireye zarar verdiði gibi ona zarar vermiyor. Lâfýz ve lâfz-ý müþebbi’ olduðu bir meâl-i icmâlî ile ve isim ve alem bulunduklarý mânâ-yý örfî onlara kâfi geliyor. Eðer mânâyý o vakit düþünse, zararlý bir usanç verir. Ve o devam eden lâtifeler, taallüme ve tefehhüme muhtaç deðiller; belki tahattura, teveccühe ve teþvike ihtiyaç gösterirler. Ve o cilt hükmündeki lâfýzlarý onlara kâfi geliyor ve mânâ vazifesini görüyorlar. Ve bilhassa o Arabî lâfýzlar ile, kelâmullah ve tekellüm-i Ýlâhî olduðunu tahattur etmekle, daimî bir feyze medardýr. Ýþte, kendim tecrübe ettiðim þu hâlet gösteriyor ki, ezan gibi ve namazýn tesbihâtý gibi ve her vakit tekrar edilen Fâtiha ve Sûre-i Ýhlâs gibi hakaikleri baþka lisanla ifade etmek çok zararlýdýr. Çünkü, membaý daimî olan elfâz-ý Ýlâhiye ve Nebeviye kaybolduktan sonra, o daimî letâifin daimî hisseleri de kaybolur. Hem her harfin lâakal on sevabý zayi olmasý; ve huzur-u daimî bütün namazda herkes için devam etmediðinden, gaflet içinde, tercüme vasýtasýyla insanlarýn tabirâtý ruha zulmet vermesi gibi zararlar olur. Evet, nasýl Ýmam-i Âzam demiþ: “Lailahe illallah tevhide alem ve isimdir.” Biz de deriz: Kelimât-ý tesbihiye ve zikriyenin, hususan ezanda ve namazda olanlarýn ekseriyet-i mutlakasý, alem ve isim hükmüne geçmiþler. Alem gibi, mânâ-yý lügavîsinden ziyade, mânâ-yý örfî-i þer’îsine bakýlýr. Öyleyse deðiþmeleri þer’an mümkün deðildir. Her mü’mine bilmesi lâzým olan mücmel mânâlarý, yani muhtasar bir meâli ise, en âmi bir adam dahi çabuk öðrenir. Bütün ömrünü Ýslâmiyetle geçiren ve kafasýný binler mâlâyâniyatla dolduran adamlar, bir iki haftada, hayat-ý ebediyesinin anahtarý olan þu kelimât-ý mübarekenin meâl-i icmâlîsini öðrenmemesine nasýl mazur olabilirler, nasýl Müslüman olurlar, nasýl “akýllý adam” denilirler? Ve öyle heriflerin tembelliklerinin hatýrý için o nur menbalarýnýn mahfazalarýný bozmak kâr-ý akýl deðildir. Hem ‘Sübhanallah’ diyen, hangi milletten olursa olsun, Cenâb-ý Hakký takdis ettiðini anlar. Ýþte bu kadar kâfi gelmez mi? Eðer mânâsýna kendi lisanýyla müteveccih olsa, akýl noktasýnda bir defa taallüm eder. Halbuki günde yüz defa tekrar eder. O yüz defa, aklýn hisse-i taallümünden baþka, lâfýzdan ve lâfza sirayet eden ve imtizaç eden meâl-i icmâlî, çok nurlara ve feyizlere medardýr. Bahusus, tekellüm-ü Ýlâhî haysiyetiyle aldýðý kudsiyet ve o kudsiyetten gelen feyizler ve nurlar çok ehemmiyetlidir. Elhasýl: Zaruriyât-ý diniye mahfazalarý olan elfâz-ý kudsiye-i Ýlâhiyenin yerine hiçbir þey ikame edilemez ve yerlerini tutamaz ve vazifelerini göremez. Ve muvakkat ifade etseler de, daimî, ulvî, kudsî ifade edemezler. Amma nazariyât-ý diniyenin mahfazalarý olan elfazlar ise, deðiþtirilmeye lüzum kalmaz. Çünkü nasihatle ve sair tedris ve talim ve vaazla o ihtiyaç mündefi’ olur. Elhasýl, lisan-ý nahvî olan lisan-ý Arabînin câmiiyeti ve elfâz-ý Kur’âniyenin i’câzý öyle bir tarzdadýr ki, kabil-i tercüme deðildir, belki “muhaldir” diyebilirim. Kimin þüphesi varsa, i’câza dair Yirmi Beþinci Söze müracaat etsin. Tercüme dedikleri þeyler ise, gayet muhtasar ve nâkýs bir mealdir. Böyle meal nerede; hayattar, çok cihetlerle teþa’ub etmiþ âyâtýn hakikî mânâlarý nerede? Mektubat, Yirmi Altýncý Mektub, s. 326
M
9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE
Allahu Teâlâ þöyle buyuruyor: “Ben dünyada Müslüman bir kulumun örttüðüm bir kusurunu, âhirette ortaya çýkarýp onu rezil ve rüsvay etmeyecek kadar büyük kerem ve af sahibiyim.” Câmiü's-Saðîr, No: 2893 / Hadis-i Þerif Meâli
BURSA'DA OKUMA ZAMANI
mehmet0cetin@gmail.com
Nedir bu hayat? ir isyanýn haykýrýþý deðil bu ifade. Bir anlayamamanýn, fakat esas itibariyle belki anlaþýlamamanýn sesleniþi desem daha doðru mu söylemiþ olurum acaba? Her mükellef elbette kader hattýnda hareket eder. Ef’âlinin sorumluluðunu taþýr, çünkü fiilinin meyli, cüz-i iradesi ona aittir. Dolayýsýyla insanýn, baþýna gelenler hakkýnda þikâyete hakký yoktur. Zira baþýna gelenlerin ya doðrudan sorumlusudur veya dolayýsýyla sorumludur. Bu giriþten sonra ‘Nedir bu hayat’ý soruyorsunuz deðil mi? Haklýsýnýz. Yani bu açýklamalarýn ardýndan senin bu ifaden hangi gruba giriyor mu diyorsunuz? Yine de haklýsýnýz. Cevabý zor bir soru gibi gözüküyor. Evet bir kere daha haklýsýnýz. Evet hayatta cevapsýz hiçbir þey yok. Çünkü kâinatta tek baþýna negatif, yani menfîlik yok. Negatifin olduðu âlemde pozitif mutlaka vardýr. Ýþte onu bulmak imtihanýn içerisindeki sorucuklardýr. Hayat bu kadar zor duruma geliyorsa sorumlusu benim dedim. Çünkü ben insaným. Ama bu benim kaçýþ ve çýkýþým olmamalý. Evvelâ, olan bitenle ilgili ilk sorumlu olarak kendimi gördüm mü? Evet. Ardýndan olumsuzluða karþýlýk ne kadar olumlu olabildim? “Þu kadar” demem gerçekten yeterli mi? Deðilse devam için, deðil gayret niyet besledim mi? Bu niyeti kuvveden fiile çýkardým mý? Veya ne zaman çýkaracaðým? Tekrar ayný olumsuzluðun olmamasý için ne gibi tedbirlerim var? Düþünülen tedbirleri iyice düþündüm mü? Ölçülere göre deðerlendirebildim mi? Ýleriye yönelik artý ve eksilerini hesaba ne kadar dahil ettim? Tedbirlerin ömrünü düþündüm mü? Olumluluðun oluþumu için düþünce, gayret ve fiiliyatta bulunurken tekrar gelen ikinci bir olumsuzluða karþý da olumlu olmaya hazýr mýyým? “Üçüncü, dördüncü, beþincilere bitmez tükenmez bir sabrý nereden bulabileceðimi araþtýrmalýyým” gibi bir hazýrlýðým var mý? Sorular, sorular uzar gider.... Ama, aman uzayýp giden zaman olmasýn. Olumsuz geçen zamandan sorumluyuz. Olumlu zaten dert deðil, problem deðil. Burada söz konusu olan menfînin müsbete kazanýlmasý. Kazanýlanlar benimdir, kazanamadýklarým deðil! Toplumun temel taþý olan “aile”de yaþayan insan üzerine düþen sorumluluðunu devamlý hissederek yaþamalý. Doðru, ama bazen olmuyor. Nedir bu olmayan diye oturup iyice incelemeliyim. Olmayanýn bana bakan kýsmýnda neler var? Oradaki olmasý gerekenleri veya yapmam gerekenleri eðer ben hakkýyla yapabilseydim eminim ki bunlar olmayacaktý. Eðer yine de olduysa, artýk benim irademin bittiði yerde kaderin baþka bir hükmü var demektir, onun da hayýrlýsý olmasýný dilemeliyim. Ýslâm ferde emreder. Ferdi esas tutar, muhatap alýr, onun ferdî hayatýnýn istikamette olmasýný ister, tavsiye eder. Kur’ân’da fertten ziyade cemiyete hitap eden âyete çok az rastlarsýnýz. Ýnsan kendine sorumlu olduðu kadar topluma karþý sorumlu deðildir. Ferd olarak ýslâh olmuþ, sorumluluklarýný yerine getirmiþ insanlarýn oluþturduðu toplumun ancak teknolojik problemleri olabilir. Sosyal meseleleri elbette asgariye düþer. O halde iþ ve konunun muhatabý insanýn ta kendisidir. Bu gerçek yeni keþfedilen bir hakikat da deðildir. Ama ne var ki bu gerçeði sürekli olarak düþünmeliyiz; zihnimizdeki, hayatýmýzdaki yaptýrýcýlýðýn eðer devamýný istiyorsak biraz sonraya deðil “þimdi”ye lâzým olan tedbirleri almalýyýz. O tedbirlerin sýhhati için gerekenleri iyice düþünüp uygulamalýyýz. Hayat bir biri ardýnca devam eden “þimdi”lerin toplamýdýr. “Þimdiyi müsbet olarak deðerlendirmek için ne yapmam gerekiyor?” sorusunu devamlý sormalýyýz. Cevabý kesinlikle olumlu deðilse ziyandayýz ve zamana karþý bir sorumluluðumuz daha oldu demektir. O halde iþlerimizin en mühimini “þimdi”ye yakýn zamana alalým, yapalým. Yarýnýn “þimdi”si þu anki þimdi kadar kesin deðil. Þimdiki zaman kýymetle deðerlendirildikten sonra yazýmýzýn baþýndaki suâle gerek kalýr mý? Büyük ölçüde kalmaz düþüncesindeyim. Ya siz?
B fatsahasan@hotmail.com
(Risâle okumalarý için Antalya’dan gelip, Uludað’ýn serin gölgesinde kurulan yeþil Bursa’da zamaný güzelleþtiren bahtiyar gençlere ithafen…)
B
ursa’da zaman… Ya da bir baþka mekân… Fark eden ne olur ki? Telâkkileriniz nasýl teþekkül etmiþse zamaný öyle yaþarsýnýz. Ha geçmiþ zamanýn vehmiyle, ha þimdiki zamanýn… Önemli olan zaman kavramýnýn içerisine kattýðýmýz deðerdir. Ya da faniliðin yüzünü ne derece bâkiye tebdil eyleyebilme cehdinde bulunabildik? Her an ölümün kucaðýna serin serviler altýnda uzanmaya hazýr mýyýz meselâ? Bursa’da Zaman’ý bir eski zaman vehmiyle yazan Ahmet Hamdi Tanpýnar’ýn, aslýnda hissettiði hâlet-i ruhiye, içi bereketli kýlýnmýþ bir zaman diliminin “hatýra serinliði” deðil midir? “Güvercin bakýþlý sessizliðin” fýsýldadýðý þey bundan baþka ne olabilirdi ki? Asýrlar geçse bile, geçmiþ zamanýn hülyasýný kurarken hâlâ eski cedlerimizi “bir fecrin zafer aynasý”nda görebiliyorsak, “sabrýn acý meyvesi” olan timsaller hâlâ karþýmýzdaysa, binlerce erin þanlý menkýbesi ve arþa çýkan hengâmelerin sesi hâlâ kulaklarýmýzda çýnlýyorsa, bir musikî gibi çinilere sinmiþ Kur’ân sesini, fetih günlerinin saf neþesini bir tebessümle hâlâ duyabiliyorsak, velhâsýl geçmiþ zamanýn yekpare bir anýnda gün, saat ve mevsimin sihrini hâlâ yaþýyorsak, zaman kavramýna bir anlam derinliði kazandýrmýþýz demektir. Þehirleri anlamlý kýlan, bir medeniyet algýsýdýr aslýnda. Buhara’da, Semerkant’ta, Baðdat’ta, Endülüs’te, Ýstanbul’da ayný algýnýn reþhalarý, hakikatleri gizli deðil miydi? “Ceziretü'l-Arab’ýn minber-i saadetinden nev-i beþere hitaben yükselen nuranî hakikat, nev-î beþerin gecesini gündüze çevirerek âlemde yaptýðý inkýlâbla âlemin þeklini deðiþtirerek nuranî
‘‘
Her ne kadar felâket ve helâket asrýna sinen menhus bir ruh, bu nuranî hakikatin þeklini baþka bir yöne, baþka bir mecraya ve baþka bir mimsiz medeniyet anlayýþýna çevirmeye çalýþmýþsa da, asrý güzelleþtiren adam, ecdadýmýzý temsil rolüyle bir ulu çýnar gibi karþýsýna dikilmeyi bilmiþtir.
Gülmeyenler bahçesinde SEN Gülmek… Yaþamak için gülmek… Mutlu olmak için, Sevmek için, Sevilmek için, Gülmek için gülmek… Gül… Kýpkýrmýzý bir gül… Ýnsaný güldüren, Ýnsaný sevindiren, Ýnsaný sevdiren, Ýnsaný yaþatan gül… Yaþamak… Gülmek için yaþamak… Gül için, Her þey için, Senin için, Yalnýzlýk için yaþamak…
15
Yalnýzlýk… Sensiz olmaktýr yalnýzlýk… Sahipsiz kalmak, Kimsesiz kalmak, Unutulmak, Özlemektir yalnýzlýk… Her þey senin için iþte… Gül, gülmek, yaþamak ve yalnýz kalmamak… Bunlar sadece senin için, En sevgili için, Efendim için, Güllerin efendisi için…
AHMET FARUK KAYA
bir þekle sokmuþtur.” Her ne kadar felâket ve helâket asrýna sinen menhus bir ruh, bu nuranî hakikatin þeklini baþka bir yöne, baþka bir mecraya ve baþka bir mimsiz medeniyet anlayýþýna çevirmeye çalýþmýþsa da, asrý güzelleþtiren adam, ecdadýmýzý temsil rolüyle bir ulu çýnar gibi karþýsýna dikilmeyi bilmiþtir. Nur’un kahramanlarý, bu ulu çýnarýn gölgesinde, bu Kur’ânî hakikatlerin ikliminde nev-i beþeri irþad etmeye devam etmekteler. “Yapraklarýn yeþilliði, çiçeklerin taravet ve güzelliði ve semerelerin tazeliði, aðacýn canlý, hayatlý, hayy olduðuna þahittir.” Kur’ân medeniyeti, bir gün o eski satvet ve þevketlerine elbette kavuþacaktýr.
ÜMÝTVÂR OLUNUZ: ÞU ÝSTÝKBAL ÝNKILÂBI ÝÇÝNDE EN YÜKSEK GÜR SADÂ ÝSLÂMIN SADÂSI OLACAKTIR
Y 9 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE
Fidanlara þehit isimleri verildi
ERZURUM’UN Pazaryolu ilçesi 75. Yýl Yatýlý Ýlköðretim Bölge Okulu (YÝBO) öðrenci ve öðretmenleri okul bahçesine diktikleri fidanlara þehit ve gazi isimlerini verdi. Fidanlar öðrencilere zimmetlendi. Pazar yo lu YÝ BO Dün ya Çev re Günü dolayýsýyla okul bahçesine çeþitli cinslerde 135 fidan dikti. Vatanî görevini yaparken teröristlerce þehit edilen 3 asker ile 3 gazinin de isimleri düzenlenen törenle fidanlara verildi. Kaymakam lýkça yaptýrýlan kýrmýzý beyaz künyelerin üzerine þehit ve gazilerin isimleri yazdýrýldýktan sonra dikilen fidanlarýn dallarýna asýldý. Fidan dikim törenine Kaymakam Meh met Soðukpýnar, þehit ve gazi yakýnlarýyla öðrenciler katýldý. Erzurum / cihan
Harçlýklar yardým oldu
Farklý ülkelerin vatandaþý olan aktivistler, Ýngiltere'de bir araya gelerek 5 bin km. pedal çevirdikten sonra Türkiye'ye geldi.
Özgür Filistin için pedal çeviriyorlar FÝLÝSTÝN HALKINA DESTEK VERMEK ÝÇÝN ÝNGÝLTERE'DEN BÝSÝKLETLERÝ ÝLE YOLA ÇIKAN 15 AKTÝVÝST, 5 BÝN KÝLOMETRE PEDAL ÇEVÝRDÝKTEN SONRA TÜRKÝYE'YE ULAÞTI. AKTÝVÝSTLER TÜRKÝYE'DE GÖRDÜKLERÝ DAYANIÞMADAN ÇOK MEMNUN OLDUKLARINI DÝLE GETÝRDÝLER. GEÇTÝÐÝMÝZ yýl Mavi Marmara Gemisine yapýlan saldýrýnýn ardýndan, Haziran ayý sonunda yola çýkacak ‘‘2. Özgürlük Filosu’’na destek için 15 deðiþik ülkeden bisikletleri ile yola çýkan 22 aktivist, 5 bin kilometre pedal çevirerek Ýstanbul’a ulaþtý. Bisikletleri ile birlikte ÝHH’yý da ziyaret eden aktivistler, Filistin halký ile dayanýþma içinde olmak için böyle bir projeye imza attýklarýný söylediler. Aktivistlerden Ýngiliz Rachel Lawrence, uðradýklarý ülkelerde Ýsrail vahþetini anlattýklarýný ve halktan büyük destek gördüklerini söyledi. Ýstanbul / Yeni Asya
TÜRKÝYE’NÝN KARARLILIÐINI DESTEKLÝYORUZ FÝLÝSTÝN’E destek için bisikletleri ile yola çýkan aktivistler hedeflerinin Kudüs ve Batý Þeria’ya gitmek olduðunu dile getirdiler. Ýsrail’de olumsuz herhangi bir müdahale beklemediklerini ifade eden aktivistler, ’Eðer Ýsrail bizi ülkesine sokmamakta direnirse biz de Mavi Marmara’daki direniþin bir benzerini sergileriz’’ dediler. Filistin’e destek için 5 bin kilometre pedal çevirdiklerini ifade eden aktivistler, Türk halkýnýn Filistin ile dayanýþma anlamýnda gösterdiði kararlýlýðý ve 2. Özgürlük Filosu’nu sonuna kadar desteklediklerini de belirttiler.
BURSA Özel Nilüfer Ýlkbahar Ýlköðretim Okulu öðrencileri, harçlýklarýndan biriktirdikleri ile 8 aileye yardým eli uzattý. Okul bünyesinde kurulan “Biz Varýz Kulübü” öðrencileri, acýlarý dindirmek için fedakârca bir davranýþ örneði sergiledi. “Kimse Yok Mu” prog ram su nu cu la rý Cengiz Toraman ve Ahmet Bozkuþ ile okulun “Biz Varýz Kulübü” Bursa’da yardýma muhtaç 8 aileye yardým eli uzat tý. “Kim se Yok Mu” ve “Biz Varýz Kulübü” yardýma muhtaç ailelerin bütün ev ihtiyaçlarýný beraber gidermek için yola çýktý. Öðrencilerin cep harçlýklarýndan arttýrdýk larý paralar ile sosyal bir sorumluluk projesi geliþtirilerek karþýlanan ihtiyaçlar ailelere teslim edildi. Bursa / cihan
Engelli vatandaþtan tabelâyla mesaj
ZONGULDAK’TA doðuþtan engelli Muzaffer Kundakçýoðlu (42), evinin önüne as tý ðý ‘Ö lüm Sa na Ye ti þir Mülk Allah’ýndýr’ yazýlý tabelâ ile haksýzlýk yapanlarý uyar maya çalýþýyor. Ontemmuz Mahallesi’nde 67 yaþýndaki annesi Habibe Kundakçýoðlu ile yaþayan engelli vatandaþ, birileri tarafýndan haksýzlýða uðradýktan sonra, bu tabelâyý, diðer insanlara örnek olmasý için asmýþ. Evinin önünde oturup insanlarla konuþmak isteyen Kundakçýoðlu, “Ýnsanlar ölümü hatýrlasýn, dünya malýna tamah etmesin diye astým. 3 senedir burada asýlý. Gelen geçenler hep bakýyor, ‘acaba bu ne demek istiyor’ diyorlar. Bazýlarý durup bana soruyorlar. Kimisi de yurt ya da dini bir yer sanýyor. Dünya malýna tapýp da kimse kimsenin yerini çalmasýnlar diye yazdým. Bu dünya nasýl olsa geçiyor” þeklinde konuþtu. Zonguldak / cihan
Çevre Haftasý dolayýsýyla Sultanahmet Meydaný'nda faaliyetler düzenlendi.
Pet þiþelerden aðaç FATÝH Belediyesi, Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüðü tarafýndan Çevre Haftasý dolayýsýyla düzenlenen 1. Çevre Þenliði Sultanahmet Meydaný’nda çeþitli faaliyetlerle kutlandý. Fatih Belediye Baþkaný Mustafa Demir, Fatih’in adeta medeniyetin yarýþtýðý yer olduðunu ifade ederek, böylesine bir yerde çevre bilincinin ve duyarlýlýðýnýn oluþturulmasý için bütün eðitim kurumlarý ve sivil toplum kuruluþlarýyla birlikte çalýþtýklarýný kaydetti ve hedeflerinin çevre bilincinin insanlara yerleþtirilmesi olduðunu vurguladý. Faaliyetler çerçevesinde Sultanahmet Meydaný’nda atýk pet þiþelerden 8 metre yüksekliðinde bir aðaç da yapýldý. Ýstanbul / Yeni Asya