30 Haziran 2011

Page 1

Güvenlik paranoyasýnýn ilâcý:

MÜSBET HAREKET HER HAL VE ÞARTTA ASAYÝÞ VE EMNÝYETÝN MUHAFAZASINI ESAS ALAN MÜSBET HAREKET PRENSÝBÝ, MÝLLÎ GÜVENLÝK ÝDEOLOJÝSÝ KÂZIM ÜZERÝNE BÝNA EDÝLEN HER TÜRLÜ BASKI, DAYATMA, N GÜLEÇYÜZ’Ü ada yf sa MANÝPÜLASYON, TAHRÝK VE ÞÝDDET PROJELERÝNÝ TEMELDEN ÇÖKERTÝYOR. yazýs dizisi 11.

Y GERÇEKTEN HABER VERiR

Gazze filosu inançlarý buluþturdu HABERÝ SAYFA 7’de

ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR

YIL: 42

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE/ 75 Kr

SAYI: 14.852

www.yeniasya.com.tr

FAÝZLER

DIÞ TÝCARET

CARî AÇIK

RÝSKLERE DÝKKAT ÝÞ DÜNYASI EKONOMÝ ÝÇÝN UYARIYOR: ÖDEMELER DENGESÝNDEKÝ BOZULMA ARTTI. FAÝZLERDEKÝ YÜKSELÝÞLE ÜRETÝM VE TÜKETÝMÝN MALÝYETÝ YÜKSELDÝ. KOBÝ’LER ZORLANIR, ÝÞSÝZLÝK ARTABÝLÝR Tür­ki­ye­ Ýþ­ve­ren­ Sen­di­ka­la­rý­ Kon­fe­de­ras­yo­nu­ (TÝSK): u­ ''Sa­na­yi­sek­tö­rü­ye­ni­dö­nem­i­çin­en­di­þe­li.­Ö­de­me­ler den­ge­sin­de­ki­bo­zul­ma­art­tý.­Câ­rî­a­çýk­29,6­mil­yar do­la­ra,­ dýþ­ ti­ca­ret­ a­çý­ðý­ 28,3­ mil­yar­ do­la­ra­ çýk­tý. Ban­ka­lar­fa­iz­o­ran­la­rý­ný­art­týr­dý,­ü­re­ti­min­ve­tü­ke­ti­min­ma­li­ye­ti­yük­sel­di.­A­lý­nan­ön­lem­ler­KO­BÝ'le­ri­zor­la­ya­bi­le­ce­ði­gi­bi­iþ­siz­li­ði­de­art­tý­ra­bi­lir.''

SURÝYE’DEKÝ OLAYLAR ÇALIÞMALARI YAVAÞLATTI

uBir le þik Ka mu- Ýþ Ge nel Baþkaný Hasan Kütük, asgarî ücretten vergi alýnmasý uygulamasýna son verilerek, ücretin, asgarî hayatî ve sosyalkültürel ihtiyaçlarý karþýlayabilecek gerçekçi bir düzeye getirilmesini istedi. n11’de

uLüb­nan­sý­ný­rýn­da­ki­Be­ka­a­va­di­sin­den­do­ðup,­Ha­tay’ýn­Sa­man­dað­il­çe­sin­den­Ak­de­niz’e­dö­kü­len­A­si­neh­ri­ü­ze­rin­de,­Tür­ki­ye­i­le Su­ri­ye­ a­ra­sýn­da­ su­la­ma,­ taþ­kýn­ ön­le­me­ ve­ e­ner­ji­ ü­re­ti­mi­ a­maç­lý o­la­rak­ te­me­li­ a­tý­lan­ ‘’Dost­luk­ Ba­ra­jý’’ndaki­ ça­lýþ­ma­la­rýn­ Su­ri­ye’de­ki­o­lay­lar­dan­olumsuz­et­ki­len­di­ði­bil­di­ril­di. Haberi sayfa 7’de

Meclis Baþkaný Cemil Çiçek mi? u­ CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Cemil Çiçek ve AKP Genel Baþkan Yardýmcýsý Haluk Ýpek ile yaptýðý görüþmede, Çiçek'in TBMM Baþkanlýðýna aday gösterileceði izlenimi edindiðini söyledi.

FOTOÐRAF: AA

Hükümeti kurma görevi Erdoðan’da

Ülkelerindeki karýþýklýk sebebiyle Türkiye’ye sýðýnan ve Kýzýlay tarafýndan Hatay’da oluþturulan geçici çadýrkentlere yerleþtirilen Suriyeliler, Mi'rac Kandilini kutladý. 3500 Suriyelinin kaldýðý geçici çadýrkentte Kýzýlay tarafýndan çardak kuruldu. Suriye’den kaçan bir imam tarafýndan namaz kýldýrýlmasýnýn ardýndan dualar okunup ilâhiler söylendi.

uMÜSÝAD:­“Ge­liþ­miþ­ül­ke­ler­de­ki­ký­rýl­gan­lýk­de­vam­e­di­yor. ABD­ ken­di­si­ni­ tam­ o­la­rak­ dü­zel­te­me­di.­ AB'de­ çal­kan­tý­lar hâ­lâ­ sü­rü­yor.­ Yu­na­nis­tan,­ Por­te­kiz­ ve­ Ýs­pan­ya'nýn­ du­ru­mu bi­li­ni­yor.­ Ja­pon­ya'nýn­ kre­di­ no­tu­ dü­þü­rül­dü.­ Böy­le­ risk­li­ bir or­tam­da­biz­de­ki­is­tik­rar­bo­zul­ma­ma­lý.­Câ­rî­a­çýk­so­ru­nu­nun ken­di­li­ðin­den­ çö­züm­ bek­len­ti­siy­le­ pi­ya­sa­ a­ký­þý­na­ bý­ra­ký­la­rak­ö­te­le­ne­cek­bir­bo­yu­tu­kal­ma­dý.”­Haberi sayfa 11’de

Asgarî ücretten vergi almayýn

Olaylar Dostluk Barajýný da vurdu

Çadýrkentte Mir’ac

DÜNYADAKÝ KIRILGANLIK HÂLÂ SÜRÜYOR

uBaþbakan Erdoðan’ý 61. hükümeti kurmakla görevlendirildi. Cumhurbaþkanlýðý Basýn Merkezinden yapýlan açýklamada, Gül’ün Adalet ve Kalkýnma Partisi Genel Baþkaný, Ýstanbul Milletvekili Erdoðan’ý Çankaya Köþkünde kabul ederek, 61. Cumhuriyet Hükümetini kurmakla görevlendirdiði bildirildi. n4’te

Not: Müsaadenizle yýllýk iznimin bir bölümünü kullanacaðým. Ý.Ö

JÝTEM donduruldu, ama devam ediyor u‘’Er­ge­ne­kon’’­dâ­vâ­sý­sa­ný­ðý­e­mek­li­al­bay­A­rif­Do­ðan,­“Þu­an­da­JÝ­TEM­ya­pý­lan­ma­sý­ha­len­de­vam­et­mek­te­dir.­Ýh­ti­yaç­ol­du­ðun­da­be­nim­söy­le­mem­le­JÝ­TEM’in­fa­a­li­yet­le­ri­ni­de­vam­et­ti­re­cek, bu­i­þin­yö­ne­ti­ci­li­ði­ni­ya­pa­cak­ki­þi­ler­var­dýr”­þek­lin­de­ko­nuþ­tu.­Do­ðan,­ay­rý­ca,­“Be­nim­ka­yýt­la­rý­ma­gö­re­10­bin­JÝ­TEM­ü­ye­si­bu­lun­mak­tay­dý.­Bu­ki­þi­le­rin­Jan­dar­ma­Ge­nel­Ko­mu­tan­lý­ðý­nýn­ar­þiv­le­rin­de­ka­yýt­la­rý­mev­cut­de­ðil­dir.­Bun­la­rýn­ka­yýt­la­rý­JÝ­TEM’de­var­dýr”­de­di. Haberi sayfa 5’te

ORG. BALANLI’NIN TUTUKLANDIÐI DÂVÂDA

8 generale yakalama u“Bal­yoz­ Pla­ný”­ so­ruþ­tur­ma­sý­ kap­sa­mýn­da Harp­A­ka­de­mi­le­ri­Ko­mu­ta­ný­Or­ge­ne­ral­Bil­gin Ba­lan­lý'nýn­ da­ a­ra­la­rýn­da­ bu­lun­du­ðu­ 15’i­ tu­tuk­lu­28­sa­ný­ða­i­liþ­kin­a­çý­lan­dâ­vâ­da,­mu­vaz­zaf­8­a­mi­ral­ve­ge­ne­ral­hak­kýn­da­da­ha­ya­ka­la­ma­ka­ra­rý­çý­ka­rýl­dý.­­Haberi sayfa 5’te

DÖRT AY GÝRÝÞ YASAÐI UYGULANACAK

IMF’nin yeni baþkaný kadýn uHaberi sayfa 11’de ISSN 13017748

Yeni güvenlik bölgeleri u­ Ge­nel­kur­may­Baþ­kan­lý­ðý­ba­zý­yer­le­ri­‘’ge­çi­ci gü­ven­lik­böl­ge­si’’­i­lân­et­ti.­Ge­nel­kur­may­Baþ­kan­lý­ðý­nýn­in­ter­net­si­te­sin­de­ki­bil­gi­no­tu­na­gö­re,­1­Tem­muz-1­E­kim­ta­rih­le­rin­de­bu­böl­ge­le­re gi­riþ­ya­sa­ðý­uy­gu­la­na­cak.­Haberi sayfa 5’te




4

HABER

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

Y HABERLER

Soranlara söyleyin diye… D Yunanistan’ýn yaþadýðý gerçek kriz ir zamanlar Yunanistan’da iktidar partisi PASOK’un yýldýz üyesi ve Baþbakan Yorgo Papandreu’nun çok yakýnýnda bulunan bir siyasetçi olan Anna Karamanou, ülkesinin iflâsa sürüklenmesine çarpýcý yorumlar getirmiþ. “Yunanistan ne oldu da bu duruma geldi?” sorusuna, “Þu anda Yunanistan’da liderlik eksikliði var. Siyasî sorun ekonomik sorundan daha da kötü” diyen Anna Karamanou’nun Yunanistan ile ilgili açýklamalarý hem bilgilendirici hem de ibret verici. Bu tesbitlerin bir kýsmýný özetleyelim: 2004’e kadar ülkemin siyasî ve ekonomik durumu ciddî biçimde denetim altýndaydý. Derken merkez saðdaki Nea Demokratia partisi iktidara geldi. Beþ yýl içinde de Yunanistan’ýn borçlarýný iki misline çýkarma becerisini gösterdi. 2004’te 150 milyar Avro olan borçlar 2009’da 300 milyar Avro’nun üzerine çýkmýþtý. Akýl almaz, astronomik bir artýþ. Tartýþmamýz gereken Yunan siyasetinde yandaþ ve akraba kayýrmanýn mý, yoksa doðru ve düzgün yöneticiliðin mi öne çýktýðýdýr. Ülkede iki büyük siyasî aile var. Bunlar Papandreu ve Karamanlis aileleridir. Siyasetin içine giren herkes kendi siyasî ömrünü uzatmak için elinden geleni yapar. Bugün bütün baþarýsýzlýklara raðmen Papandreu’yu insanlar hâlâ seviyor. Yunan halký büyük siyasî ailelere adeta tapar. (Yunanistan’da) Durum ümitsiz. Borçlarý yeni borçlarla kapatmaya çalýþýyoruz. Tam bir kýsýrdöngü. Bu durumdan çýkýp çýkamayacaðýmýzdan hiç emin deðilim. Þu anda iflâs etmiþ durumdayýz. Ülke çok yanlýþ yönetildi. 19. yüzyýla kadar gitmek istiyorum. 19. yüzyýlda Yunanistan bir ulus devlet olarak baðýmsýzlýðýný ilân etmiþti (Osmanlý Ýmparatorluðu’ndan). Her zaman halkla devlet arasýnda karþýlýklý bir güvensizlik vardý. Bu da ülkede yolsuzluklarýn oluþmasýna yol açtý. Ýnsanlar vergilerini ödememek için her türlü yola baþvurdu. Benzer bir durum Türkiye’de de söz konusu deðil mi zaten? Yunanistan’da namuslu, dürüst olmak prim yapmýyor. Dürüst, namusluysanýz size aptal gözüyle bakarlar. Her þeyin üzerinde ülkemde deðerler sisteminde bir kriz var. Yunanistan’ýn yaþadýðý gerçek kriz budur. Yunanistan’da bürokrasi gýrtlaðýna kadar yolsuzluða batmýþ durumda. Rüþvet almýþ baþýný gitmiþ. Bu koþullar altýnda ülkenin geliþmesini bekleyebilir misiniz?

B

PADÝÞAH FERMANINA ATIF YAPAN KÝLÝSE!

(Yunanistan’da) En zengin kurum kilisedir. Onun da elinde çok geniþ araziler, mülkler var. Kilisenin hedefi hep iktidar ve para elde etmektir. Kilise o kadar zengin olduðu halde papazlar, rahipler, piskoposlar devletten aylýk maaþ alýrlar. (Yunan kilisesi nasýl bu kadar zengin olabiliyor?) Çünkü Osmanlýlar onlara arazi vermiþlerdi. Osmanlý Ýmparatorluðu döneminde kilise ve papazlar padiþahla bu bölge halký arasýnda koordinasyonu saðlardý. Bugün bile kilise, padiþah fermanlarýna atýf yapar. Papazlar padiþaha çok saygýlýydý. Osmanlý döneminde padiþah, papazlarý bölgenin vergilerini toplamakla görevlendirmiþti. Dolayýsýyla Osmanlý döneminde kilise son derece ayrýcalýklý konumdaydý. Yunanistan’ýn baðýmsýzlýðýný ilân etmesinden sonra kilise bu mallarýný korudu. Aynaroz Manastýrý hâlâ ortaçaðda yaþamaktadýr. Manastýrýn keþiþlerine göre kadýnýn hiçbir hakký yoktur. O sebeple de oraya sadece erkekler girebilmektedir. Bizim politikacýlar kilisenin hiçbir uygulamasýna karþý çýkmazlar. Çünkü kilise çok güçlüdür. Kiliseyi eleþtirenler ve kilisenin çýkarlarý aleyhinde faaliyet gösterenler siyasî hayattan silinirler. Benim siyaset dýþý býrakýlmamýn nedeni de budur sanýrým. Keþiþlerden biri Meryem Ana’nýn olduðunu söylediði bir kemeri insanlara teþhir ederek milyonlar kazandý. Dini kullanarak zengin oldular. Bu beni çok kýzdýrýyor. (Konuþan: Leyla Tavþanoðlu, Cumhuriyet, 26 Haziran 2011) Komþumuz Yunanistan’ýn durumunu can yakýcý tesbitlerle ortaya koyan Anna Karamanou, Türkiye ile ilgili olarak da þunlarý söylemiþ: “Bir de bugün Türk ekonomisine bakýyorum. Ýnsanlar banka kredileriyle hayatlarýný sürdürüyorlar. Kredi kartý borçlarý almýþ baþýný gitmiþ. Yunanistan’da da durum aynýydý. Dilerim Türkiye Yunanistan’ýn akýbetine uðramasýn.” Yunanistan’daki kilise papazlarýnýn, padiþah fermanlarýna atýf yapmasý çarpýcý deðil mi? Neticeten, kredi kartlarýyla cebimize giren iflâs tehlikesine karþý uyanýk olalým!

girmesin” fikirleri ve daha çok da “benim fikirlerimi temsil etmeye en yakýn parti barajý geçemiyor, bari þu parti iyi oy alsýn” yaklaþýmý hâkim oldu. Diðer partilere oy vermek isteyenler ya da destek isteyenler, bir taraftan “Ergenekonu süpürenlere engel olmaya kalkmayýn” denerek, diðer taraftan “Ýslâmcýlar geliyor, aman dikkat” denerek, vicdanî baský altýna alýndýlar. Böylece siyaset “þimdilik” dört partiye indi. Peki, bu dört parti ülkemizdeki dört siyasî ana damarý mý temsil ediyor? Hayýr. Ama bir demokrat anayasa lâfýdýr almýþ baþýný gidiyor. Bunu isteyenlere “siyasî irade”yi soruyorum. Ümitli deðiller maalesef. Herhalde bu yüzden, “demokrat ana-

BBP Genel Baþkaný Hakký Öznur, CHP ve baðýmsýz milletvekillerinin TBMM’de yemin etmemelerine iliþkin ‘’TBMM’yi boykot, çözüm deðil çözümsüzlüktür’’ dedi. Öznur yaptýðý açýklamada, CHP ve baðýmsýz milletvekillerinin bu kararýný ‘’milli saygýsýzlýk’’ olarak niteledi. Hakký Öznur, ülkenin acilen sivil ve demokratik bir anayasaya ihtiyaç duyduðu bir ortamda, kriz ve kaos yaþama lüksünün bulunmadýðýný söyledi. ‘’TBMM, çözümsüzlük deðil, çözüm yeridir’’ diyen Öznur, Meclis’i týkamaya kimsenin hakkýnýn olmadýðýný belirtti. Öznur, ‘’Meclis dýþý arayýþlar demokrasi dýþý güçlere hizmet eder. Meclis, þimdi bir imtihanla karþý karþýyadýr. Ýnþallah bu sýnavý da Meclis saðduyuyla aþacaktýr’’ diye konuþtu. Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim öncesinde aday belirleme sürecinde ve sonrasýndaki kararlarýný ‘’çeliþkili’’ olarak niteleyen Öznur, þunlarý kaydetti: ‘’YSK da kaosun bir parçasý olmuþtur. YSK, seçim öncesi verdiði çeliþkili kararlarla, kaos ortamýnýn oluþmasýna zemin hazýrladý. YSK, problem çözmüyor. Problemin parçasý haline geliyor. YSK ve BDP el ele demokrasiyi sabote ediyor. Adým adým geliyorum diyen kriz, KCK dâvâsýndan tutuklu Hatip Dicle ve diðer tutuklularýn olayýnda doruða çýktý. YSK, sorumlu ve basiretli bir tutum izleyemedi. Hatip Dicle olayý adeta planlanýp piþirilip BDP ve YSK tarafýndan önümüze konulmuþtur.’’ Ankara / aa

BDP: Eksik girmeyeceðiz

Devlet Bakaný Çiçek ile AKP Genel Baþkan Yardýmcýsý Ýpek , MHP Grubunu ziyaret ederek, grup Baþkanvekili Vural ve Genel Baþkan Yardýmcýsý Bal ile görüþtü.

Muhalefet ile ilk temas AKP, MECLÝS BAÞKANI SEÇÝMÝ KONUSUNDA MUHALEFETÝN DÜÞÜNCELERÝNÝ ALMAK ÜZERE CHP VE MHP’YÝ ÝLK KEZ ZÝYARET ETTÝ. DEVLET Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Cemil Çiçek, Meclis Baþkaný seçimi konusunda muhalefetin düþüncelerini almak üzere CHP Lideri Kemal Kýlýçdaroðlu ile MHP Grup Baþkanvekili Oktay Vural ve MHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Faruk Bal ile görüþtü. Çiçek, görüþmede isim konusunun gündeme gelmediðini belirtti. Kýlýçdaroðlu, Çiçek ve beraberindeki AKP Genel Baþkan Yardýmcýsý Haluk Ýpek’i, Meclis’teki makamýnda kabul etti. Bakan Çiçek, görüþmesinin ardýndan gazetecilerin sorularýný cevaplarken þunlarý kaydetti: ‘’Bu ziyaretin maksadýnýn ne olduðunu genel baþkan yardýmcýmýz randevu talebinde bulunurken ifade etmiþti. 24. dönem Parlamento çalýþmalarý dünden (önceki gün) itibaren baþlamýþ oldu. Anayasa ve Ýçtüzük gereði önümüzdeki Pazartesi günü Meclis Baþkanlýk seçimi yapýlacak. Tabiatýyla biz de muhalefet partilerimizin bu konudaki tavsiyelerini, telkinlerini, düþüncelerini almak üzere bu ziyareti gerçekleþtirmek istedik. Kendilerine teþekkür ediyoruz. Fýrsat verdiler, ilk görüþmeyi yapmýþ olduk. Bu çerçevede yaptýðýmýz görüþmedir. Ziyaretin maksadý budur. Konuþtuðumuz konu da budur.

Onun dýþýnda isimler noktasýnda bir þey yok.’’ Çiçek, yaklaþýk 25 dakika süren MHP ile görüþmenin ardýndan yaptýðý açýklamada ise 4 Temmuz Pazartesi günü Meclis Baþkanlýðý seçiminin yapýlacaðýný ifade ederek, ‘’Biz de seçimden evvel, parti olarak kendi temayülümüzü ortaya koymadan evvel, Meclis’te grubu bulunan partilerimizin yetkililerini ziyaret etmek suretiyle onlarýn tavsiyelerini, telkinlerini alacaðýmýzý ifade ettik. Bu manada Meclis takvimi ile ilgili bir deðerlendirme yaptýk. Ýþin özü, esasý, çerçevesi budur. Bunun dýþýnda baþka bir konu yok. Onun Ýçin çok fazla açýklanacak bir konu da yok. Konuþtuðumuz konu, iþin bu kýsmýdýr’’ dedi. Cemil Çiçek, bir gazetecinin, ‘’tutuklu vekillerinin durumu...’’ sözleri üzerine, ‘’Hayýr hayýr. Ben bir þeyi çok net söylüyorum ama siz onun dýþýna çýkýyorsunuz. Konuþtuðumuz konu, Meclis Baþkanlýðý ve bu takvimle ilgili bir konudur. Bunun dýþýnda baþka hiçbir konu konuþulmuþ deðildir. Onun için, lütfen bunun dýþýnda bir soru sormayýn. Zaten bu konunun da soru sorulacak bir yaný yok. Biz sadece muhalefet partilerimizin düþüncelerini, tavsiyelerini almak üzere geldik’’ dedi.

TANRIKULU: CHP’NÝN BÝR TEKLÝFÝ YOK CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Sezgin Tanrýkulu, kendisinin de bulunduðu görüþmeye iliþkin gazetecilere bilgi verdi. Görüþmede yemin krizinin gündeme geldiðini belirten Tanrýkulu, bir soru üzerine CHP’nin bir önerisinin olmadýðý kaydetti. Genel Baþkan Kemal Kýlýçdaroðlu’nun, Meclis çalýþmalarý açýsýndan Meclis Baþkanlýðýnýn önemine iþaret ettiðini vurgulayan Tanrýkulu, isim bazýnda hiçbir þey konuþulmadýðýný bildirdi. CHP’nin tutuklu milletvekillerinin tahliyesi konusunda yasa teklifi verip vermeyeceðine iliþkin soruya karþýlýk da Tanrýkulu, bu aþamada herhangi bir çalýþmalarýnýn bulunmadýðýný kaydetti. Tanrýkulu, henüz yargýnýn karar vermediðini, geliþmelere göre yeniden deðerlendirme yapacaklarýný ifade etti. Ankara / aa

Karar vatandaþýn tercihi deðil

Çevrecilere siyanür dâvâsý TMMOB Çevre Mühendisleri Odasý Baþkaný Murat Taþdemir, Eti Gümüþ A.Þ’nin, Kütahya’daki maden iþletmesinde hakkýnda yaptýklarý açýklamalar dolayýsýyla odalarýna 30 bin liralýk manevî tazminat dâvâsý açtýðýný belirtti. Taþdemir, odada düzenlediði basýn toplantýsýnda, bilimsel bilginin toplumla buluþturulmasý, kamuoyunun sorunlara karþý bilgilendirilmesi ve önlem alýnmasý için çaba harcanmasýnýn zorlu bir süreç olduðunu söyledi. Odalarýnýn Kütahya’da yaþanan siyanür sorununa dair görevini yerine getirdiðini, doðayý ve insanlarý kendisine dert edindiðini ifade eden Taþdemir, þunlarý söyledi: ‘’Kamuoyunu bilgilendirdiði, halka haklarýný hatýrlattýðý, kamu kurumlarýna sorumluluklarýný hatýrlattýðý için 30 bin liralýk tazminat dâvâsýna ve saldýrýlara maruz kalan odamýz, geçmiþte bu tavýrlara karþý boyun eðmemiþtir bugün de eðmeyecektir.” Ankara / aa

drbattal@yahoo.com

TBMM’yi boykot çözüm deðil, çözümsüzlüktür

yasa” bir türlü dilden gönüle ve gönülden icraata geçemiyor. Hele AKP’nin içindeki aktif bir grup var ki onlar, Anayasa’yý deðiþtirme isteðini yem yapýp ve anayasayý deðiþtiremediklerini bahane edip her tür iktidar nimetinden yandaþlarýný yararlandýrmaya çalýþýyorlar, kadrolaþma da dahil. Örneklerini isteyenler eski yazýlarýma baksýnlar yeter. Kötü Anayasanýn nasýl sonuçlar verdiðini gösteren güzel bir kötü örneði ise bu günlerde yaþýyoruz. Nurtopu deðil de ateþtopu gibi bir yemin krizimiz var. Bu da geçer elbette. Ama ne kadar yara açar ve daha da önemlisi bu yaranýn izi ülkede ve millette ne kadar kalýr? Bu arada bir not: Son yazýmýn baþlýðý “Balocu Hakimler Ülkesi” idi. Bazý hukukçu dostlarým, sadece bu son dönemin hakim-savcý stajyerlerinin balo organize etmek hususunda bölünüp birbiriyle yarýþa girmesinin genellenmemesi gereken bir problem olduðunu ve dolayýsýyla baþlýðýn aðýr kaçtýðýný söylediler. Saygý duydum. FOTOÐRAF: AA

cakir@yeniasya.com.tr

ün sabah Ankara’da Stratejik Düþünce Enstitüsü adlý düþünce kuruluþunun Yeni Anayasa konulu Arama Konferansýna katýldým. Konuþulanlarý deðil, konuþmalar sýrasýnda aldýðým bir notu paylaþacaðým. “Bu meclis yeni anayasayý yapabilir ve yapmalý” diyenlerin bir kýsmý yanlýþ bir noktadan baþlýyorlar. Giderek yerleþen yanlýþ kanaat þu: Akil adamlar “bu meclis, temsil kapasitesi en yüksek meclis, yüzde on barajý temsile zarar vermedi” diyorlar. Bu meclisin yeni anayasa yazmasýný en çok bizler istiyoruz. Ama bu gerekçe maalesef yanlýþ. Zira meclisin “temsil gücü” gerçekte yüksek deðil. Tepki gücü yüksek olabilir, ama yetmez. Neden? Seçimde, meclisteki dört partiden birine oy veren “fikir sahibi” seçmenin genel tutumu, “bu benim partim” ya da “bu benim destekleyebileceðim parti” biçiminde, sahiplenici ve katký yapýcý bir tavýr deðildi. Aksine “aman þu parti meclise girsin”, “sakýn bu parti meclise

“Yargýda Reform Grubu” üyesi bazý avukatlar, tutuklu milletvekilleri dolayýsýyla CHP’nin TBMM’de yemin kararlarýný protesto etti. FOTOÐRAF: AA

‘’YARGIDA Reform Grubu’’ üyesi bazý avukatlar, tutuklu milletvekilleri dolayýsýyla CHP’nin TBMM’de yemin etmeme kararýný protesto etti. Sultanahmet’teki Ýstanbul Adalet Sarayý önünde toplanan grup adýna açýklama yapan avukat Serhat Þendilmen, sorunun çözümü adýna atýlacak adýmlarýn rasyonel olmasý gerektiðini belirterek, alýnan kararýn, çözümün en önemli adresi olan TBMM’yi by-pass etmeye yönelik olduðunu öne sürdü. Alýnan kararýn vatandaþýn tercihi olmadýðýný belirten Þendilmen, þunlarý kaydetti: ‘’Vatandaþ, vekillerini Meclise sorunlarý kriz haline getirsin diye deðil, kendi sorunlarýna çözüm bulsun diye göndermiþtir. Sorumsuz davranýþlarý, halký aldatarak kýþkýrtmaya ve seçmenin iradesini sakatlamaya yöneliktir. Halk, iradesini sakatlayan partileri ve temsilcilerini ‘Gün olur devran döner’ anlayýþý içerisinde bir sonraki seçim dönemini sabýrsýzlýkla bekleyecek ve sandýkta cezayý kesecektir. Alýnan bu kararlarýn arkasýnda karanlýk odaklarýn bulunduðu kuþkusu yoðundur. YSK’nýn hazýrladýðý ortama

BDP ve arkasýndan CHP renk katmýþtýr. Birbirinden çok farklý tabanlarý ve siyasî söylemleri olan bu iki partinin ayný yolun yolcusu olmasý ironiden daha baþka anlamlar taþýmaktadýr.’’ Bu yapýlanlarýn meclisin yeni bir anayasa yapmasýný engellemek için olduðunu iddia eden Þendilmen, ‘’Anamuhalefet liderinin mevcut sorunun çözümü için ‘Kanuna gerek yok. Baþbakan isterse çözer’ demesi vicdanlarý yaralamýþtýr. Millî irade kavramý suç þüphesi yoðun olan veya mahkûmiyet kararý almýþ olanlarý aklayacak bir deterjan markasý deðildir. Yarýn öbür gün böyle bir pozisyona terör örgütü lideri de girdiði zaman onu da meclise almak için yargýya dayatma mý yapacaksýnýz?’’ dedi. Milletvekillerinin yemin etmeleri ve yapýsal sorunlarla ilgili ortak akýl çalýþtýrmasý gerektiðini söyleyen Þendilmen, ‘’Kimse mahkemelere ne yapmasý gerektiðini söylememeli. Ancak mahkemelerin temel hak ve hürriyetlere aykýrý uygulamalarý varsa bunu meclisten çýkarýlacak kanunlarla düzenlemelidir’’ diye konuþtu. Grup, açýklamanýn ardýndan olaysýz daðýldý. Ýstanbul / aa

BDP Genel Baþkaný Hamit Geylani, ‘’Halkýn doðru iradesi bir bütün olarak Meclis’e yansýmadýðý müddetçe Meclis’te yer almayacaðýz’’ dedi. Þeyh Said’in idamýnýn yýl dönümü dolayýsýyla Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesince düzenlenen etkinliðe katýlan Geylani, bir gazetecinin sorusu üzerine, kalp krizi sonucu vefat eden eski Muþ milletvekili Nuri Yaman’ýn cenaze töreninde bulunmasý sebebiyle Meclis’teki yemin törenini izleyemediðini söyledi. Ülkenin demokratikleþmesine, toplumsal barýþa yakýþmayan, uygun düþmeyen bir Meclis tablosunun bulunduðunu savunan Geylani, ‘’Grup ne zaman oluþacak?’’ sorusu üzerine Meclis’te grup kurulabilmesi için þekil þartýnýn bulunduðunu dile getirdi. Geylani, þunlarý söyledi: ‘’Bu nedenle Meclis’te gruplarýn kurulmasý, komisyonlara üye verilmesi, grup baþkanvekillerinin seçilmesi, kâtip divanýn oluþmasý, bu kapýnýn hýzlýca oluþmasýna baðlýdýr. Halkýn doðru iradesi bir bütün olarak Meclis’e yansýmadýðý müddetçe bu Meclis’te yer almayacaðýz. Grup, temel iþlevini Diyarbakýr’da da Hakkâri’de de yapar, Meclis’in çatýsý altýnda da yapar. Çünkü grubun iþlevi bu ülkenin demokratikleþmesi, kalýcý hukuk normlarýnýn yaþam bulmasý, temiz ve ak bir siyasetin, 30 yýllýk ezberlerin bozulmasý noktasýnda bir siyasî tablonun, anlayýþýn, kültürün orada bulunmasý lâzým.’’ Diyarbakýr / aa

Mahkeme Balbay’ýn dokunulmazlýðýný sordu

ÝKÝNCÝ ‘’Ergenekon’’ dâvâsý kapsamýnda tutuklu yargýlanýrken CHP’den milletvekili seçilen gazeteciyazar Mustafa Balbay’ýn ‘’gizli tanýðýn kimliðini açýkladýðý’’ iddiasýyla yargýlandýðý davada, sanýðýn Anayasa’nýn 83. maddesinde belirtilen yasama dokunulmazlýðýndan yararlanýp yararlanamayacaðý konusunda TBMM Baþkanlýðýndan bilgi istendi. Þiþli 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruþmaya, ikinci ‘’Ergenekon’’ dâvâsý kapsamýnda tutuklu bulunan bu dâvânýn tutuksuz sanýðý Balbay katýlmadý. Balbay’ýn mahkemede hazýr edilmesi için cezaevine yazý yazýldýðýný belirten hakim, sanýðýn 12 Haziran’da milletvekili seçildiðinin basýn yayýn kuruluþlarý tarafýndan dile getirildiðini kaydetti. Hakim, Anayasa’nýn 83. maddesi hükmü ile milletvekili seçilenlerin yasama dokunulmazlýðý kapsamýnda sorgulanamayacaklarý belirtildiði için bu hüküm sebebiyle sanýðýn duruþmada hazýr edilmemesi yönünde 15 Haziran’da cezaevine yeniden yazý yazýldýðýný bildirdi. TBMM Baþkanlýðýna yazý yazýlarak, Balbay’ýn milletvekili seçildiði yönündeki bilgilerin resmî olarak doðru olup olmadýðý, sanýðýn Anayasa’nýn 83. maddesinde belirtilen yasama dokunulmazlýðýndan yararlanýp yararlanamayacaðý konusunda bilgi verilmesini isteyen hakim, duruþmayý erteledi. Þiþli Cumhuriyet Baþsavcýlýðýnca hazýrlanan iddianamede, Mustafa Balbay’ýn ‘’Silivri Toplama Kampý-Zulümhane’’ isimli kitabýnda ‘’gizli tanýk Kýskaç’’ýn gerçek kimliðini bütün kamuoyunun bilgi edinmesini saðlayacak þekilde yazdýðý gerekçesiyle ‘’göreve iliþkin sýrrýn açýklanmasý’’ suçundan 1 ile 4 yýl arasýnda hapis cezasýna çarptýrýlmasý isteniyor. Ýstanbul / aa

Gül, hükümeti kurma görevini Erdoðan'a verdi

CUMHURBAÞKANI Abdullah Gül, AKP Genel Baþkaný ve Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ý Çankaya Köþkü’nde kabul etti. Çankaya Köþkü’ne 12.12’de giriþ yapan Baþbakan Erdoðan saat 14.25’de ayrýldý. Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün, 61. Hükümeti kurma görevini Baþbakan Erdoðan’a verdi. Ankara / aa

CHP, yeni grup baþkanvekillerini seçti

CHP Grup Baþkanvekilliklerine Akif Hamzaçebi, Muharrem Ýnce ve Emine Ülker Tarhan seçildi. CHP Grubu, grup yönetimini belirlemek üzere basýna kapalý toplandý. Seçime üç aday katýldý. Toplantýda Hamzaçebi ve Ýnce yeniden grup baþkanvekili seçilirken üçüncü isim Tarhan oldu. Ankara / aa


HABER

Y

Genel Yayýn Müdürü

Yayýn Koordinatörü

Haber Müdürü Recep BOZDAÐ Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK

Kâzým GÜLEÇYÜZ

Abdullah ERAÇIKBAÞ

Abone ve Daðýtým Koordinatörü: Adem AZAT

Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi

Mehmet KUTLULAR Genel Müdür

Recep TAÞCI

Yazý Ýþleri Müdürü (Sorumlu) Mustafa DÖKÜLER Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN Spor Editörü Erol DOYURAN

Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.

Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Yeni Asya Matbaacýlýk Daðýtým: Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.

Yayýn Türü: Yaygýn süreli

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

NAMAZ VAKÝTLERÝ

ISSN 13017748

Hicrî: 28 Recep 1432 Rumî: 17 Haziran 1427

Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta

Ýmsak 3.28 3.19 3.47 3.41 3.32 3.03 3.02 2.45 3.29 3.20 3.43

Güneþ 5.15 5.16 5.34 5.37 5.30 4.53 4.54 4.42 5.26 5.07 5.32

Öðle 12.49 12.59 13.08 13.19 13.14 12.30 12.34 12.25 13.08 12.41 13.08

Ýkindi 16.38 16.55 16.57 17.14 17.10 16.21 16.27 16.21 17.04 16.30 16.59

Akþam 20.11 20.30 20.29 20.49 20.46 19.54 20.01 19.56 20.39 20.03 20.33

Yatsý 21.49 22.17 22.07 22.35 22.34 21.34 21.43 21.43 22.25 21.41 22.12

Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa

Ýmsak 3.26 3.52 3.04 3.17 3.34 2.55 3.13 2.43 2.47 3.11 3 .46

Güneþ 5.28 5.44 5.07 5.09 5.24 4.58 5.01 4.45 4.38 5.15 5.28

Öðle 13.15 13.22 12.55 12.49 13.01 12.45 12.35 12.32 12.17 13.03 12.56

Ýkindi 17.13 17.14 16.54 16.42 16.52 16.44 16.25 16.30 16.09 17.02 16.42

Akþam 20.49 20.48 20.31 20.16 20.25 20.21 19.58 20.06 19.43 20.39 20.13

5 Yatsý 22.40 22.30 22.23 21.58 22.05 22.12 21.36 21.57 21.25 22.32 21.46

“Kötü senaryolar” deðil, âcil çözüm… cevher@yeniasya.com.tr

illetvekillerinin çoðu yemin etti ama Ankara’da “tutuklu milletvekilleri krizi” devam ediyor. Kulislerde iktidarla muhalefet arasýnda gizli formül arayýþlarýnýn sürdüðü söyleniyor, lâkin henüz bir formül belirmiþ deðil. Anamuhalefet, iktidar partisinde çözüm irâdesi belirmediði sürece yemin etmeyeceði tavrýnda ýsrarlý. Halkýn seçtiði vekillerin yemin etmesine izin vermeyen hukuk dýþý uygulamalara karþý çýktýklarýný ifade eden Kýlýçdaroðlu’nun “Yeminleri engellenen milletvekilleri arkadaþlarýmýza yemin etme yolu açýlana kadar yemin etmeyeceðiz” sözleri, bunun açýk ifâdesi. Muhalefetin eli güçlü. Zira mahkemenin kararý yok ve “tutuklu sekiz milletvekili”nin seçilmelerine hiçbir yasal engel bulunmuyor. Daha-

M

4 bin 410 Suriyeli geri döndü BAÞBAKANLIK Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý (AFAD), Suriye’deki olaylar sebebiyle ülkelerinden Türkiye’ye gelenlerin sayýsýnýn 10 bin 659 olduðunu bildirdi. AFAD’tan yapýlan açýklamada, bugüne kadar Türkiye’ye 15 bin 69 Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaþý geldiði, bunlardan 4 bin 410’unun geri döndüðü belirtildi. Dün itibariyle Türkiye’deki Suriyeli sayýsýnýn 10 bin 659 olduðu ifade edilen açýklamada, önceki gün ve dün Türkiye’ye giriþ yapan 139 kiþinin kendi isteðiyle Suriye’ye döndüðü, 46 Suriye vatandaþýnýn da Türkiye’ye kabul edildiði kaydedildi. Geçici çadýrkentlerde kalanlarýn kimlik tesbitlerinin yapýldýðýný, geçici tanýtma karnelerinin düzenlendiði ifade edilen açýklamada, 11’i ateþli silahla yaralý olmak üzere toplam 48 kiþinin, 23 refakatçiyle hastanede tedavi gördüðü belirtildi. Ýlgili kurum ve kuruluþlarca, çadýrkentlerde barýnma, yiyecek, saðlýk, güvenlik, sosyal aktivite, eðitim, ibadet, tercümanlýk, haberleþme gibi hizmetlerin verilmesine devam edildiði kaydedilen açýklamada, çadýrkentte uzmanlarca psikososyal destek hizmeti verildiði, ayrýca burada kalanlarýn sportif faaliyette bulunmalarý amacýyla çeþitli branþlarda spor tesisleri kurulduðu ve gerekli malzemelerin temin edildiði, bu kapsamda çadýrkentte satranç turnuvasý düzenlendiði bildirildi. Ankara / aa

Yeni güvenlik bölgeleri GENELKURMAY Baþkanlýðý bazý yerleri ‘’geçici güvenlik bölgesi’’ ilân etti. Genelkurmay Baþkanlýðýnýn internet sitesindeki bilgi notuna göre, Küpeli Daðý, Cudi Daðý, Yazlýca Daðý güneyi, Mehmet Yusuf ve Meydan daðlarý, Ýncebel Daðlarý, Altýn Daðlar, Çaðlayan/Pirinçeken, Buzul Daðý, Rejgar Daðý/Alandüz, Ýkiyaka Daðlarý, Balkaya Daðý, Karadað/Gedik Tepe/Çimendaðý, Kurþunlu/Dicle/Diyarbakýr, Yassýdað, Yazlýca Daðý kuzeyinde 1 Temmuz- 1 Ekim tarihlerinde giriþ yasaðý uygulanacak. Deniz seviyesine göre azami mermi yolu tepe yüksekliðinin 14 bin feet olduðu belirtilen bilgi notunda, giriþ yasaðý konulan bölgelere ait coðrafi koordinatlara da yer verildi. Ankara / aa

Üsküdar’da banka soygunu ÜSKÜDAR’DA bir banka þubesi, silâhlý kiþi tarafýndan soyuldu. Alýnan bilgiye göre, Libadiye Caddesi Baraj Yolu Sokak’taki bir banka þubesine dün saat 12.30 sýralarýnda gelen silâhlý kiþi, soygunu gerçekleþtirdikten sonra yaya olarak Bulgurlu yönüne kaçtý. Soygunun ardýndan bölgeye sevk edilen polis ekipleri, þapka ve gözlük taktýðý belirtilen esmer tenli, 20’li yaþlardaki zanlýnýn yakalanmasý için çalýþma baþlattý. Ýstanbul / aa

Hakkâri'de operasyon HAKKÂRÝ-ÇUKURCA karayolunda bir askerî aracýn geçiþi sýrasýnda meydana gelen patlamada, ölen ve yaralanan olmadýðý bildirildi. Edinilen bilgiye göre, Hakkâri-Çukurca karayolu Geçimli Köyü civarýnda bir askeri aracýn geçiþi sýrasýnda patlama meydana geldi. Konuyla ilgili olarak bilgi veren Hakkâri Valisi Muammer Türker, patlamada herhangi bir can kaybý veya yaralanmanýn olmadýðýný belirterek, güvenlik güçlerinin bölgede arazi arama ve tarama çalýþmalarýna baþladýðýný bildirdi. Hakkâri / aa

sý, henüz hüküm almamýþ, halkýn oyuyla seçilmiþ vekillerin görev yapmalarýnýn sözkonusu “yargýnýn emr-i vakisi”yle engellenmesi, Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesine ve demokratik kriterlere aykýrý. Bu açýdan sorunun çözümünde Anayasa’nýn 100. maddesinin deðiþmesinden Adalet Bakaný’nýn devreye girip bizzat baþvurusuna kadar birçok seçenekten bahsediliyor… “DEMOKRASÝ TUTULMASI” AÞILMALI BDP’nin tavrý belli. Meclis’i bütünüyle boykot ederek dýþ dünyaya “Kürtlerin dýþlandýðý” mesajý verme peþinde. Diyarbakýr’da toplanan “BDP’li baðýmsýzlar”ýn, “Meclis’in tutuklu KCK milletvekilleri için yasal düzenleme yapma” þartýný “Dicle’nin yerine seçilen AKP’li vekilin çekilmesi”yle birlikte koþup, Meclis’i topyekûn boykotu çeliþkili. Ancak bütün bunlara mukabil, “Dicle’nin durumunun kendisinden farklý olduðunu” vurgulayarak, “Ben cezamý çektim, onun daha çekecek cezasý var” diyen Baþbakan’ýn, bilhassa

“tutuklu milletvekilleri” hakkýnda topu taca atýp “Onlar önce tekliflerini ortaya koysunlar, sonra biz söyleyelim” çýkýþý ile AKP sözcülerinin “AKP’nin sorunu deðil, biz niye çözelim” diye çözümden kaçýþlarý, daha baþtan çözüm yolunu kapatýyor. Oysa baþta “yeni demokratik sivil anayasa” olmak üzere halkýn büyük beklentilerinin olduðu “yeni Meclis”in bu tür faydasýz ve anlamsýz krizlerle zaman kaybetmeyip demokratikleþme ve özgürlüklere dair reformlarý yapmasý gerekiyor. Aslýnda, Türkiye tarihinde ilk kez milletvekili koltuklarý tutuklularýn tahliye edilmemesi dolayýsýyla boþ kalýyor; ve Meclis, seçilen milletvekillerinin “yemin” etmemesi ve boykot krizinin gölgesinde açýlýyor. Bu durum, içte ve dýþta “demokrasi tutulmasý” olarak yorumlanýyor… MECLÝS’ÝN MESELESÝ… Bu arada, CHP’nin yemin etmeme kararýnýn riskli olduðu, yemin eden AKP’li milletvekillerinin hükûmeti kurup “ara seçime” gidebileceði

“kötü senaryolar”ýndan söz ediliyor. Baþbakan’ýn ve iktidar partisinin alttan alýp müstenkif kalmasýnýn amacýnýn, her an oldubittiye getirilebilecek bir siyasî manevrayla Türkiye’yi ara seçime götürebileceði tahminleri yürütülüyor. Ve en son merakla beklenen Cemil Çiçek’in Kýlýçdaroðlu ve MHP grup yöneticileriyle görüþmesinin “bu konuyla ilgili olmadýðý”, Çiçek’in Meclis Baþkanlýðý hakkýnda olduðu açýklamasý, “sorun”un yine yüzüstü býrakýldýðýný gösteriyor. Dýþ basýnda sembolik de olsa ciddî olarak deðerlendirilen özellikle BDP’lilerin Meclis’i topyekûn boykotunun Türkiye’nin baþýný aðrýtacaðý sinyalleri veriyor. Bunun için, iktidar partisinin “sorun”u “muhalefetin meselesi” olarak görmeyip, en azýndan bu süreçte “sorun”un çözüm rotasýný ortaya koymasý gerekiyor. Çünkü mesele, muhalefetin meselesi deðil, halkýn irâdesinin tecelli etmesi meselesidir, bütün Meclis’in meselesidir… Türkiye’nin “kötü senaryolar”a deðil, âcilen demokratik çözüme ihtiyacý var…

8 komutana yakalama emri ‘’BALYOZ PLANI’’ soruþturmasý kapsamýnda Harp Akademileri Komutaný Orgeneral Bilgin Balanlý ve Hava Harp Okulu Komutaný Tümgeneral Ýsmail Taþ’ýn da aralarýnda bulunduðu 15’i tutuklu 28 sanýða iliþkin açýlan davada, haklarýnda yakalama kararý çýkarýlan 8 saðýnýn ismi de belli oldu. Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcývekilliðince hazýrlanan iddianameyi kabul eden Ýstanbul 10. Aðýr Ceza Mahkemesi tensip zaptýný da düzenledi. Buna göre mahkeme heyeti, Tümamiral Ahmet Sinan Ertuðrul, tümgene- Ýstanbul 10. Aðýr Ceza Mahkemesi, Orgeneral Bilgin raller Beyazýt Karataþ, Bülent Ko- Balanlý (solda) ve Tümgeneral Ýsmail Taþ’ýn da (saðda) cababuç ve Nedim Güngör Ku- aralarýnda bulunduðu 15’i tutuklu 28 þüpheliye iliþkin hazýrlanan iddianameyi kabul etti. Dâvânýn ilk duruþmasý, rubaþ, tuðgeneraller Mehmet El- 15 ve 16 Aðustos’ta Silivri Ceza Ýnfaz Kurumlarý dem ve Mustafa Erhan Pamuk, Yerleþkesinde oluþturulan salonda yapýlacak. Korgeneral Turgut Akman ve Albay Mehmet Örgen hakkýnda, 8 sanýk hakkýnda bu gerekçeler‘’suçun vasýf ve mahiyeti, mevcut delillere göre le yakalama kararý çýkarýldýðýný ikuvvetli suç þüphesini gösteren olgularýn bu- fade ederek, sanýklarýn mahkemelunmasý, delillerin tam olarak toplanýlmamýþ ol- nin yargý çevresi dahilinde yakalanmasý, sanýklarýn konumlarý itibarýyla delillere et- malarý halinde en kýsa zamanda mesai ki yapma ihtimalinin olmasý, atýlý suçun saatleri içinde mahkemeye getirilmesi, yargý CMK’nýn 100. maddesindeki katalog suçlardan çevresi dýþýnda yakalanmalarý halinde ise mesai olmasý, sanýklar hakkýnda tutuklama þartlarýnýn saatleri içinde yol tutuklamasý yapýlarak mahkeoluþtuðu’’ gerekçesiyle adli kontrol hükümleri- mede hazýr edilmesine karar verdi. Tutuksuz 5 nin yetersiz kalacaðýný belirtti. Mahkeme heyeti, sanýðý da dâvetiye ile çaðýrarak, gelmemeleri ha-

linde zorla getirileceði konusunda uyarý yapýlmasýna kararlaþtýran mahkeme heyeti, Balanlý’nýn da aralarýnda bulunduðu 15 tutuklu sanýðýn tahliye talebini de ‘’suçun vasýf ve mahiyeti, mevcut delillere göre kuvvetli suç þüphesini gösteren olgularýn bulunmasý, delillerin tam olarak toplanýlmamýþ olmasý, sanýklarýn konumlarý itibarýyla delillere etki yapma ihtimalinin olmasý, atýlý suçun CMK’nýn 100. maddesindeki katalog suçlardan olmasý’’ gerekçesiyle reddetti. Tüm sanýklarýn 2002 yýlýndan bugüne kadar nerede görev yaptýklarý, görev yaptýklarý süre içinde izin ve rapor durumlarý ile yurt dýþýnda görev yapýp yapmadýklarý hususlarýnýn da Genelkurmay Baþkanlýðýna müzekkere yazýlarak sorulmasýna hükmeden mahkeme heyeti, tutuklu sanýk emekli Albay Hakan Büyük’ün Eskiþehir’deki evinde ele geçirildiði iddia edilen dijital verilerle ilgili TÜBÝTAK’tan bilirkiþi raporu aldýrýlmasýna ve TÜBÝTAK’a sorulacak sorularýn yazýda ayrýntýlý olarak belirtilmesini karara baðladý. Ýstanbul / aa

Doðan’ýn ifadesi “JÝTEM” dâvâsýnda DÝYARBAKIR, Mardin, Batman ve Þýrnak’ta çeþitli tarihlerde birden fazla adam öldürme, kundaklama ve bombalama eylemi gerçekleþtirdikleri iddiasýyla yargýlanan ve aralarýnda ‘’Yeþil’’ kod adlý Mahmut Yýldýrým ve itirafçý Abdulkadir Aygan’ýn da bulunduðu 16 sanýklý ‘’JÝTEM’’ davasýna devam edildi. Diyarbakýr 6. Aðýr Ceza Mahkemesindeki duruþmada baþka bir suçtan tutuklu bulunan Adil Timurtaþ ve avukatlarý hazýr bulundu. Sanýk Timurtaþ, iddianamede yer alan, 1990’lý yýllarda Diyarbakýr ve Nusaybin’de iki gazete bürosunun kundaklanmasý ve bir kiþinin öldürülmesi olayýyla ilgili olarak atýlý suçlamalarý reddetti. Mahkeme heyeti, Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýlýðýndan istenilen ‘’Ergenekon’’ davasý sanýðý emekli albay Arif Doðan’ýn 4 ayrý ifade tutanaðýnýn dâvâ dosyasýna konulduðunu bildirdi. Doðan’ýn ifade tutanaklarý talep üzerine avukatlara daðýtýldý. Mahkeme heyeti, adresleri tesbit edilemeyen ve savunmalarý alýnmak için hazýr edilemeyen sanýklar Mahmut Yýldýrým, Ýbrahim Babat, Mehmet Zahit Karadeniz, Lokman Gündüz ve Muhsin Gül hakkýndaki yakalama emrinin sonucunun beklenilmesine karar verdi. “10 BÝN JÝTEM ÜYESÝ VARDI” Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýlýðýnca Eylül ve Ekim 2010 tarihinde 4 kez alýnan ve önceki gün yapýlan duruþmada dosyaya konulan ‘’Ergenekon’’ dâvâsý sanýðý emekli albay Arif Doðan ifadesinde, JÝTEM’in deneme amacýyla kurulduðunu anlattý. JÝTEM’in her ilden bir temsilci,

telendirdiðimiz arþiv sorumlusunda bulunuyordu. Kayýtlar bu kiþi tarafýndan saklanmýþtýr.’’ ‘’Ergenekon’’ davasý sanýðý emekli albay Arif Doðan

her ilçeden, her köyden birer eleman katýlarak örgütlenmesinin yapýldýðýný belirten Doðan, ifadesinde þunlarý kaydetti: ‘’Bu þahýslara resmî kimlik verilmedi. Bu þahýslar, Doðu ve Güneydoðu bölgelerinde JÝTEM’in yaptýðý operasyonlarda kullanýldý. Bu operasyonlar ferdi operasyonlar olmayýp, PKK gruplarýna yönelik yapýlan operasyonlardý. Benim kayýtlarýma göre 10 bin JÝTEM üyesi bulunmaktaydý. Bu kiþiler vatan sevgisi ile çalýþan kiþilerdi. Bir yerden maaþ almayýp, zenginden fakire geçen paralarla geçiniyorlardý. Bu kiþilerin Jandarma Genel Komutanlýðýnýn arþivlerinde kayýtlarý mevcut deðildir. Bunlarýn kayýtlarý JÝTEM’de vardýr. Kayýtlar, JÝTEM bünyesinde görevli beþinci kiþi olarak ni-

“JÝTEM DONDURULDU, AMA DEVAM EDÝYOR” Doðan, hiçbir zaman çatýþma dýþýnda kimseye kurþun atmadýðýný ve herhangi bir kimseye de bu yönde emir vermediðini belirterek, ifadesinde þöyle devam etti: ‘’Biz, JÝTEM olarak terör örgütü PKK gruplarýyla ilgili herhangi bir bilgi aldýðýmýzda ve bu gruba operasyonel müdahale yapmayý planladýðýmýzda bölgedeki tüm icracý birimlerin baþýndaki görevlilere operasyon yapmayý planladýðýmýz alanýn koordinatýný veririz ve bu bölgede kendi çalýþmamýz olduðunu söyler, kesinlikle o bölgeye hiç kimsenin girmemesini söyleriz. Daha sonra biz operasyonumuzu icra ederiz. Ben 1990 yýlýnda bu görevden alýndýktan sonra JÝTEM tamamen dondurulmuþtur. Þu anda hiçbir faaliyeti yoktur. Bu süreç içerisinde arþiv sorumlularý JÝTEM’e yeni genç elemanlar temin etmeye devam ederler. Bu yeni temin edilen kiþilerin kod isimleri bana gelir, kod isimlerde eskiden verilen kod isimlerinin aynýsý kullanýlýr, sadece þahýslar deðiþir. Bana gelen bu bilgileri inceledikten sonra imha ederim. Þu anda JÝTEM yapýlanmasý halen devam etmektedir. Ýhtiyaç olduðunda benim söylememle JÝTEM’in faaliyetlerini devam ettirecek, bu iþin yöneticiliðini yapacak kiþiler vardýr. Fakat bu yapý bölgedeki yetkili komutanla görüþmeden, onlardan talimat almadan hiçbir þekilde o bölgede faaliyet göstermezler.’’ Diyarbakýr / aa

irtibat@yeniasya.com.tr

Çözümiçin... atip Dicle’nin seçilir seçilmez vekilliðinin düþürülmesi, onunla birlikte seçilen diðer beþ tutuklu BDP’li ile Ergenekon tutuklusu iken CHP’den seçilen Haberal ve Balbay’ýn ve de MHP’li Balyoz tutuklusu Engin Alan’ýn tahliye taleplerinin reddi üzerine baþlayan kriz sonrasýnda en çok seslendirilen söylemlerden biri, “Çözüm Mecliste,” bir diðeri de “Bu krizi fýrsata dönüþtürmeliyiz” lâfý oldu. Seçildikleri halde yargý engeline takýlarak içeride tutulmaya devam edilen ve çýkýp Mecliste görev yapmalarýna izin verilmeyen vekillerin bu durumu, partilerini deðiþik tepkilere yöneltti. BDP “Sorun çözülünceye kadar Meclisi boykot” kararý alýrken, CHP tepkisini “Meclise girme, ama yemin etmeme” þeklinde ortaya koydu. MHP ise iþi o noktaya vardýrmadan, reaksiyonunu söylem düzeyinde býrakmayý tercih etti. Sonuçta yeni döneme dokuz fireyle girmek durumunda býrakýlan muhalefet bundan iktidarý sorumlu tutuyor. Firelerin dayandýðý yargý kararlarýnýn arkasýnda iktidarýn izlerini arýyor. Ýktidar ise muhalefete “Seçimden önce uyardýðýmýz ve onlar da bu sorunlarýn çýkacaðýný bildikleri halde, problemli isimleri aday göstermekte inat ettiler, þikâyete haklarý yok” diyor. Peki, bu tartýþma nasýl bir neticeye baðlanacak? Herkesin çözüm adresi olarak gösterdiði Mecliste bu krizi aþmak için iktidar ve muhalefetin uzlaþmasýyla bir formül üretilebilecek mi? Muhalefetin talebi þu: “Seçildikleri halde yargý engeline takýlan milletvekillerimizin önü açýlsýn, bir an önce serbest býrakýlýp Meclise gelsinler, yeminlerini edip çalýþmalarýna baþlasýnlar.” Ýktidar ise bir taraftan “Asýl olan millet iradesidir” söylemlerini sürdürürken, diðer taraftan klasik “Yargýnýn iþine karýþamayýz” tavrýyla ipe un seriyor. Bu tavýrdan bir uzlaþma çýkar mý? Bu arada yargý içinde de tartýþma sürüyor. Hatip Dicle’nin durumu için hemen herkes “Artýk yapýlabilecek birþey yok, milletvekili olamaz, olabilmesi için tekrar seçime girmesi lâzým” görüþünü seslendiriyor. Ama iþin bu noktaya gelmesinde etkili olan skandallar zincirine ve özellikle “Madem milletvekili olamayacaktý, o zaman adaylýðýna neden geçit verildi?” sualine hâlâ mantýklý ve tutarlý bir izah getirilemiyor. Ve en “mantýklý” cevap gibi görünen, “Dicle hakkýndaki karar ve tebliði geciktiði için böyle oldu” açýklamasý, teknik anlamda yapýldýðý söylenen bütün iyileþtirmelere raðmen, iþleyiþteki eski hantallýðýn hâlâ devam ettiðini gösteriyor. Dicle’nin son anda yargý engeline takýlmasý ise, bir yönüyle, böyle bir sonucun doðacaðýný bilerek yapýlan kasýtlý bir provokasyon tezgâhýnýn parçasý olarak yorumlanmaya müsait iken, diðer yönüyle Ýmralý eksenli projeler açýsýndan çok önemli bir hasar oluþturduðu ifade ediliyor. Diðer tutuklular için ise, HSYK 1. Daire Baþkanýnýn “Ben olsam tahliyeleri için oy kullanýrdým” sözünde olduðu gibi, farklý görüþler var. Sonuç olarak, seçildikleri halde hapiste tutulmaya devam edilen vekillerin durumuna odaklanan bir krizle karþý karþýyayýz. Yargý kaynaklý bu kriz, yine yargý sürecinde alýnacak farklý kararlarla mý aþýlacak, yoksa Meclisteki uzlaþmalarla yapýlacak yeni yasal düzenlemelerle mi? Sorunu çözecek uzlaþmalarýn saðlanýp saðlanamayacaðý ayrý konu, ama “Krizi fýrsata çevirelim” diyenlerin kastý ne? Ve seçimden beri gündem onlara odaklandý ise de, Türkiye’nin tek sorunu tutuklu vekillerin durumu mu? Onlar serbest kalýrsa herþey sütliman mý olacak? Böylesi ilk kez yaþanýyor ise de tutuklu vekiller sorunu yine sistemin ürettiði problemlerden sadece biri. Özel formüllerle þu veya bu þekilde çözülebilir. Ama artýk Türkiye’nin ihtiyacý, sürekli sorun ve kriz üreten sistemi deðiþtirmek. Perakende ve parça buçuk çözümlerle yetinip esas reformlarý erteleyerek bir yere varýlamaz. Bu bakýmdan, kalýcý ve saðlam çözüm için, anayasadan baþlayýp, A’dan Z’ye herþey sýfýrdan yenilenmeli. Meclis bunu yaparsa düze çýkarýz.

H


EKONOMÝ

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

29 HAZÝRAN 2011

MERKEZ BANKASI DÖVÝZ KURLARI Cinsi 1 ABD DOLARI

CEVAP 1: Evinde iþ yapan kadýnlar vergiden muaf kadýnlar olarak kabul edilmektedir. Vergiden muaf kadýnlarýn çok düþük miktarlarda SGK’ya prim ödeyerek sigortalý olmalarý ve ardýndan emekliye ayrýlmalarý mümkün olabiliyor. Bunun için bir an önce size en yakýn vergi dairesine gidip oradan yaptýðýnýz iþin vergiden muaf olduðuna dair bir yazý alýn. Vergi dairesi size böyle bir yazý vermezse, size en yakýn SGK’ya giderek 5510 sayýlý kanunun geçici 16'ncý maddesi kapsamýnda ev hanýmý sigortasý yaptýrmak istiyorum diye dilekçe verin. Bu þekilde sigortalýlýðýnýz baþlamýþ olacaktýr. Ev hanýmlýðý sigortasý bir tür isteðe baðlý sigortalýlýk olduðundan, primlerinizi ödemediðiniz takdirde sigortanýz devam etmez. Evinde dikiþ nakýþ gibi el iþlerini para karþýlýðý yaparak satan ev hanýmlarý günümüz itibariyle yaklaþýk olarak aylýk 152,93 TL prim ödeyerek isteðe baðlý sigortalý olurken, diðer isteðe baðlý sigortalýlar günümüz itibariyle aylýk 254,88 TL prim ödemektedirler. Arada aylýk 101,95 TL fark prim bulunmaktadýr. Böyle avantajlý bir imkândan yararlanýlmasýný önemle tavsiye ediyoruz. Eþi Bað-Kur’lu olanýn 65 yaþ aylýðý kesilir SORU 2: Büyükannem 2022 sayýlý kanun kapsamýndan 65 yaþ aylýðý alýyor. Ancak büyük babamýn birkaç yýl öncesinden baþlayýp gelen tarým Bað-Kur’u var. Büyükbabamýn tarým Bað-Kur’unun olmasý büyük annemin 65 yaþ aylýðýna engel olur mu? CEVAP 2: 65 yaþ aylýðý 2022 sayýlý kanun kapsamýnda muhtaç vatandaþlara baðlanan bir aylýk türüdür. 65 yaþ aylýðý alabilmenin en önemli þartý kiþinin her türlü gelirlerinin toplamýnýn aylýk tutarý yaklaþýk 99 TL’nin altýnda olmasýdýr. Karý ile koca birbirine bakmakla mükellef kiþilerdir. Kocasý tarým Bað-Kur’lusu olan kadýnýn geliri olduðu kabul edilmekte ve 65 yaþ aylýðý kesilmektedir. Çünkü, devlet sosyal güvenceye sahip olmayý belirli bir gelire sahip olduðu anlamýnda kabul etmektedir. Evde bakým parasý kararýna itiraz edebilirsiniz SORU 3: Ben yaþlý anneme bakým ücreti için SHÇEK Ýl Müdürlüðüne baþvurdum. annem Parkinson hastasý tek baþýma bakmak zorundayým. Evimiz ahþap diye teftiþ için gelen heyet tarafýndan baþvurum reddedildi. Bu durumda ne yapabilirim yardýmcý olmanýzý istirham ediyorum? CEVAP 3: Evde bakým parasý alabilmeniz için hakkýnýzda verilen karar kesin bir karar deðildir. Bunu unutmayýn. Bakým hizmetleri deðerlendirme heyetinin vermiþ olduðu karara, Sosyal Hizmetler Ýl Müdürlüðü’ne baþka bir heyetin bakmasý talebiyle itiraz edebilirsiniz. Ýtirazýnýz üzerine sizin hakkýnýzda durum deðerlendirmesi yapmak üzere ikinci bir bakým hizmetleri deðerlendirme heyeti oluþturulur ve bu heyet hakkýnýzda karar verir. Ýkinci heyet de sizin hakkýnýzda olumlu bir karar vermediði takdirde Sosyal Hizmetler Ýl Müdürlüðü aleyhine idare mahkemesine dâvâ açabilirsiniz. Stajyer Sigortasý olanlar doðum borçlanmasý yapabilir Son zamanlarda e-posta adresimize stajyer sigortalýlýðý olanlarýn doðum borçlanmasý yapýp yapamayacaðý sorulmaktadýr. Ortaokul, lise ve yüksek öðrenim yýllarýnda staj yapan bayan öðrenciler kendilerine verilen stajyerlik sigorta numarasý sayesinde doðum borçlanmasý yapabilirler. Çünkü, bilindiði üzere doðum borçlanmasý yapabilmenin en önemli þartlarýndan birisi, doðumdan önce sigorta baþlangýcýnýn bulunmasýdýr. NOT: Sorularýnýz için e-posta: sosyalguvenlik@yeniasya.com.tr , ahmetarican34@gmail.com

Ülker’in Komili’sine Ýsveçli ortak ÝSVEÇLÝ hijyen ve kâðýt devi SCA (Svenska Cellulosa Aktiebolaget), Yýldýz Holding’in kiþisel bakým markalarýnýn üretiminden ve satýþýndan sorumlu Komili Kâðýt A.Þ.’nin yüzde 50’sine, 77 milyon TL bedel karþýlýðýnda ortak oldu. Türkiye’nin dördüncü büyük bebek bezi ve hijyenik ped üreticisi konumunda olan ve operasyonlarý içerisinde þampuan, duþ jeli, sabun, ýslak havlu ve ýslak mendil gibi ürünler bulunan Komili, bu anlaþma sonrasýnda SCA ve Yýldýz Holding ortaklýðý altýnda üretim ve pazarlama faaliyetlerini sürdürecek. Komili Kâðýt A.Þ.’nin güçlü daðýtým aðý ve yerel üretim gücü, SCA’nýn AR-GE ve marka geliþtirme potansiyeli ile birleþecek. Türkiye pazarýnda gelecek vadeden kategoriler için konusunda uzman ve dünyanýn saygýn þirketleriyle ortaklýklar kurma stratejilerini hatýrlatan Yýldýz Holding Grup Baþkaný Dr. Zeki Ziya Sözen “SCA, kiþisel bakým alanýnda ulaþmak istediðimiz hedefleri anlayan ve bu hedeflere ulaþmak için gerekli uzmanlýða sahip dünya çapýnda bir organizasyon. Libresse, Libero gibi 50’den fazla markasý ile dünya üzerinde kendine hak ettiði yeri açmýþ, tüketicilerin her anlamda güvendikleri markalarý üreten SCA’nýn katkýlarýyla birlikte Komili’nin, Türkiye pazarýn daki potansiyelini en iyi þekilde deðerlendireceðimize inanýyoruz” dedi. Ýstanbul / Yeni Asya

EFEKTÝF SATIÞ

1 ÝSVÝÇRE FRANGI 1 ÝSVEÇ KRONU

SATIÞ

1.9550 0.25062

1.9676 0.25323

1.9521 0.25044

1.9706 0.25381

1.6541 5.8979

1.6616 5.9756

1.6480 5.8094

1.6679 6.0652

1.6433 1.7164

1.6343 1.6974

1.6458 1.7267

1 KANADA DOLARI

0.31117 2.3211

0.31270 2.3323

0.31095 2.3195

0.31342 2.3358

1 NORVEÇ KRONU

1 EURO

1 SUUDÝ ARABÝSTAN RÝYALÝ

0.29674 0.43740

0.29874 0.43819

0.29653 0.43412

0.29943 0.44148

1 ÝNGÝLÝZ STERLÝNÝ

2.6103

2.6239

2.6085

2.6278

100 JAPON YENÝ

2.0219

2.0353

2.0144

2.0430

1 DANÝMARKA KRONU

1 KUVEYT DÝNARI

SERBEST PÝYASA

DOLAR

EURO

ALTIN

DÜN 1,6350 ÖNCEKÝ GÜN 1,6430

DÜN 2,3560 ÖNCEKÝ GÜN 2,3480

DÜN 79,50 ÖNCEKÝ GÜN 79,50

C. ALTINI

DÜN 535,000 ÖNCEKÝ GÜN 535,50

SORU 1: Eþim devlet memuru. Ben ev hanýmýyým. Evde paspas, çocuk yeleði ve nakýþ gibi el iþleri yaparak aile bütçemize katký saðlamaya çalýþýyorum. Benim için sigortalý hakký var mý? Lütfen yardýmcý olunuz?

ALIÞ

EFEKTÝF ALIÞ

Ev hanýmlarý düþük prim ödeyerek emekli olurlar

DÖVÝZ SATIÞ

DÖVÝZ SATIÞ

ALIÞ

1.6354 1.7052

1 AVUSTRALYA DOLARI

ahmetarican34@gmail.com.

ALIÞ

Cinsi

Y

6

TÝSK: Risklere dikkat TÝSK’ÝN HAZÝRAN AYI EKONOMÝ BÜLTENÝ’NDE ULUSLAR ARASI LÝKÝDÝTE HAREKETLERÝNDEKÝ DEÐÝÞÝMLERÝN, YÜKSEK CARÎ AÇIK DOLAYISIYLA TÜRKÝYE’YÝ DE TEHDÝT ETTÝÐÝ BELÝRTÝLDÝ. TÜRKÝYE Ýþveren Sendikalarý Konfederasyonu (TÝSK), uluslar arasý likidite hareketlerindeki deðiþimlerin, yüksek carî açýk dolayýsýyla Türkiye’yi de tehdit ettiði görüþünü savundu. TÝSK’in Haziran Ayý Ekonomi Bülteni açýklandý. Bül te nin ge nel de ðer len dir me ler bölümünde, öngörülen büyüme azalýþýnýn iþsizliðe yansýmamasý için istihdam tedbirlerinin þimdiden belirlenmesi gerektiði kaydedildi. Bültende, ulus la r a ra sý li ki di te ha re ket le rin de ki de ði þim le rin, yük sek ca rî a çýk dolayýsýyla Türkiye’yi de tehdit ettiðine dik ka ti çe ki le rek, TCMB i le BDDK’nýn aldýðý tedbirlerin carî açýðý ve büyümeyi azaltmaya yönelik olduðu belirtildi. Yeni hükümetin de bunlara ek tedbirler getirebileceðinin anlaþýldýðý ifade edilen bültende, zayýflatýlacak büyümenin iþsizliði arttýrmasýný önleye cek is tih dam teþ vik ted bir le ri nin þimdiden oluþturulmasý gerektiði vurgulandý. Sanayi sektörünün önümüzdeki dönem için ekonomiye yeterince güven duymadýðý ve istikrarýna iliþkin þüpheleri bulunduðu kaydedilen bültende þu deðerlendirmelere yer verildi: ‘’Ödemeler dengesindeki bozulma arttý. Carî açýk 29,6 milyar dolara, dýþ ticaret açýðý 28,3 milyar dolara yükseldi. Dýþ ticarette AB’nin payý arttý. Mayýs’ta enflasyon artýþ eðilimi gösterdi. TCMB ve BDDK para politikasý açýsýndan önemli kararlara imza attý. Bankalar faiz oranlarýný arttýrdý, üretimin ve tüketimin maliyeti yükseldi. Alýnan tedbirler, KOBÝ’leri zorlayabileceði gibi iþsizliði de arttýrabilir.’’ Ankara / aa

MÜSÝAD’dan carî açýk uyarýsý MÜSTAKÝL Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði’nin (MÜSÝAD) ‘’2011 Türkiye Ekonomisi Raporu’’nda, carî açýk sorununun kendiliðinden çözüm beklentisiyle piyasa akýþýna býrakýlarak ötelenecek bir boyutunun kalmadýðý tesbiti yapýldý. MÜSÝAD Genel Baþkaný Ömer Cihad Vardan’ýn katýlýmýyla derneðin genel merkezinde düzenlenen toplantýda açýklanan raporda, bundan sonra Türkiye’nin 2010’da yakaladýðý ivmenin kaybedilmemesi ve 2011-2013 dönemini kapsayan Orta Va deli Malî Program’daki hedefleri gerçekleþtirmek suretiyle yüksek büyümenin sürdürülebilirliðinin saðlan masýnýn önemli olduðu vurgulandý. Raporda, 2010 yý lýnda büyük oranda yüksek büyümenin beraberinde getirmiþ olduðu bir sorun olan carî açýðýn, iktisadi faaliyetlerin bir hayli hareketli olarak devam ettiði 2011’de de artýþ eðilimini sürdüreceðinin beklenmesi gerektiði, Türkiye’de Mart 2011 sonu itibariyle, zaten yüksek olan 2010 yýlýndaki carî açýðýn iki katýna, 22 milyar dolar bandýna kadar çýktýðý kaydedildi. Raporda, ‘’Kendiliðinden çözüm beklentisiyle konunun piyasa akýþýna býrakýlarak ötelenecek bir boyutunun kal madýðý anlaþýlmaktadýr. Bu baðlamda carî açýk þu an için finanse edilebilir olarak gözükse de, konuyla ilgili olarak TCMB’nin aldýðý tedbirlerin yaný sýra, özellikle yapýsal problemleri çözücü ek önlemlerin de alýnmasý önem arz etmektedir’’ denildi. Ýstanbul / Yeni Asya

REEL EKONOMÝYE GEÇÝLMELÝ MÜSÝAD Genel Baþkaný Vardan, Türkiye’nin para ekonomisinden reel ekonomi önceliklerine kaymasý gerektiðini, bu sebeple yeni dönemin 4-i formülünü içermesi gerektiðini, bir baþka ifadeyle ‘’istikrar ortamýnda, istihdam saðlayan, inovasyon odaklý imalatý önceleyen bir dönem’’ olmasý gerektiðini vurguladýklarýný söyledi. Vardan, 12 Haziran 2011 seçimlerinde halkýn istikrar ortamýný ‘’bir altýn tepsi’’ içinde sunduðunu belirterek, ‘’Buna raðmen herkesin bu istikrar beklentisi yönünde oy kullanarak geniþ katýlýmlý bir Meclis çýkardýðý ortamý bozmak için huzursuzluk çýkartmaya çalýþanlar da, ülkemiz için birlik olup yeni hedeflere koþmamýz gereken þu kritik zamanda büyük bir tarihî hataya imza atmaktadýrlar’’ dedi.

Memurun ek zam umudu DEV LET me mur la rý, söz leþ meliler ve memur emeklilerinin gözü, ek zam için Haziran ayý enflasyon rakamýna çevrildi. Enflasyon bu ay sýfýr bile çýksa, memurlar yüzde 1’e yakýn ek zam alacak. Enflasyonda dü þüþ yüz de 0.88 o lur sa zam olmayacak. Türkiye Ýstatistik Kurumunun (TÜÝK) yýlýn ilk 5 ayý için tüketici fiyat artýþýný yüzde 4,93 olarak ilan et me si nin ar dýn dan, dev let me mur la rý, söz leþ me li ler ve me mur e mek li le ri ne enf las yon far ký ve ril me si ih ti ma li ortaya çýktý. 4 Temmuz Pazartesi günü açýklanacak olan Haziran ayý enflasyon rakamý yüzde sýfýr olsa bile, Ocak-Haziran döne minde yüzde 4 zam alan kamu gö rev li le ri ve me mur e meklileri, yýlýn ilk yarýsý için yüz de 0,93 o ra nýn da enf las yon farkýna hak kazanacak.

IMF’ye yeni baþkan ULUSLARARASI Para Fonu’nun (IMF) yeni baþkaný Fransa Maliye Bakaný Christine Lagarde (55) oldu. IMF’den yapýlan açýklamada “IMF Yönetim Kurulu Christine Lagarde’yi, 5 Temmuz’dan itibaren baþlamak üzere 5 yýllýðýna IMF ve IMF Yönetim Kurulu Baþkaný olarak seçmiþtir” denildi. Washington / cihan

Motorinde 8 kuruþ indirim AKARYAKIT ürünlerinden motorinin perakende satýþ fiyatýnda, dünden geçerli olmak üzere 4-8 lira arasýnda deðiþen fiyatlarda indirim yapýldý. 28 Mayýs’tan beri 3,63-3,56 lira olan motorinin litre fiyatý, dün 3,59-3,48 lira aralýðýnda satýlmaya baþlandý. Ankara / aa

MAAÞLARA YÜZDE 4 TEMMUZ ZAMMI Bu arada 2011 Yýlý Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu uyarýnca, memur, sözleþmeli ve memur emeklilerine 1 Temmuz tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 4 oranýnda ikinci yarý zammý da yapýlacak. Haziran ayý enflasyon rakamýna göre, kamu görevlileriyle emeklilere enflasyon farký verilmesi halinde, enflasyon farkýna paralel Temmuz’daki zam oraný da artacak. Enflasyon sýfýr olursa, memur, sözleþmeli ve memur emekli maaþlarýndaki artýþ yüzde 4,93’ü bulacak. Enflasyonda yarým puanlýk artýþ, toplam zammý yüzde 5,45’e, enflasyonda yüzde 1’lik artýþ da, toplam zammý yüzde 5,98’e çýkaracak. Yüzde 0,93’lük enflasyon farký, Müsteþar maaþýna 47,8 lira, Genel Müdür maaþýna 43,8 lira, 13’ün 1’indeki memurun maaþýna 13,9 lira, iþe yeni baþlayan bir öðretmenin maaþýna 16 lira, 8’in 1’indeki polis memurunun maaþýna da 21 lira ek zam olarak yansýyacak. Yüzde 4’lük Temmuz zammý da enflasyon farký olmasa bile aile ve çocuk yardýmý ile birlikte memur maaþlarýný 58,4 lira ile 205,8 lira arasýnda arttýracak. Ankara / aa

Asgarî ücretten vergi alýnmasýn BÝRLEÞÝK Kamu Ýþ Görenleri Sendi kalarý Konfederasyonu (Birleþik Kamu-Ýþ) Genel Baþkaný Hasan Kütük, asgari ücretten vergi alýnmasý uygulamasýna son verilerek, ücretin, asgari yaþamsal ihtiyaçlarý ve sosyal-kültürel gereksinimleri karþýlayabilecek gerçekçi bir düzeye getirilmesini istedi. Kütük, yaptýðý yazýlý açýklamada, Türkiye’de asgarî ücretin, ‘’Ýnsanca yaþamanýn, yaþayabilmenin asgarî standardý’’ olmaktan çýktýðýný savundu. 2011’in ilk 6 ayý için yüzde 4’lük maaþ zammýnýn ardýndan, Temmuz ayýndan itibaren geçerli olmak üzere memur ve emekli maaþlarýna yüzde 4’lük

artýþ yapýlmasýnýn öngörüldüðünü hatýrlatan Kütük, bununla, en düþük memur aylýðýnýn yaklaþýk 60 lira, SSK emeklisinin maaþýnýn yaklaþýk 30 lira, Bað-Kur emeklisinin maaþýnýn ise yaklaþýk 20 lira artacaðýný belirtti. Kütük, þunlarý ifade etti: ‘’Asgarî ücret; insanca yaþamanýn, yaþayabilmenin asgarî standardý olmalýdýr. Asgarî ücretten vergi alýnmasý uygulamasýna öncelikle ve kesinlikle son verilmeli ve yiyecek, giyecek, barýnma, eðitim, saðlýk, ýsýnma gibi asgarî yaþamsal ihtiyaçlarý ve sosyal-kültürel gereksinimleri karþýlayabilecek gerçekçi bir düzeye getirilmelidir.’’ Ankara / aa

Bank Asya'ya ödül BANK ASYA, Word Finance tarafýndan her yýl finans ve iþ dünyasýnda performans gösteren baþarýlý kuruluþla ra verilen ödüller kapsamýnda Türkiye’de 2011 yýlýnýn En Ýyi Ticarî Bankasý seçildi. Ödülünü, Bank Asya Genel Müdürlüðü’nde düzenlenen törende, alan Bank Asya Genel Müdürü Abdullah Çelik, yaptýðý açýklamada; "Önümüzdeki dönemde de Bank Asya, sunduðu inovatif ürünlerle ve hýzlý, kaliteli hizmetiyle almýþ olduðu bu ödüle layýk olmaya devam edecektir” dedi. Ýstanbul / Yeni Asya


DÜNYA

Y

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

7

Olaylar “Dostluk Barajý”ný da etkiledi

LÜBNAN sýnýrýndaki Bekaa vadisinden doðup, Suriye’den geçerek Türkiye’de Afrin ve Karasu çayý ile birleþip Hatay’ýn Samandað ilçesinden Akdeniz’e dökülen Asi Nehri üzerinde, Türkiye ile Suriye arasýnda sulama, taþkýn önleme ve enerji üretimi amaçlý olarak temeli atýlan ‘’Dostluk Barajý’’nda çalýþmalarýn Suriye’deki olaylardan etkilendiði bildirildi. Devlet Su Ýþleri (DSÝ) 63. Þube Müdürlüðü yetkililerinden alýnan bilgiye göre, Hatay’ýn Altýnözü ilçesine bað lý Zi ya ret Kö yü mev kiin de Asi Nehri’nin teþkil ettiði Türkiye-Suriye sýnýrýnda 6 Þubat tarihinde temeli atý lan barajda çalýþmalar çok yavaþ ilerliyor. Suriye ile ortak yapýlacak ve yaklaþýk 8 bin hektar tarým arazisinin sulamasýný gerçekleþtirecek barajla ilgili teknik detaylarýn yer aldýðý protokol, Suriye’deki olaylar dolayýsýyla imzalanamýyor. Suriye’ye tarafýnýn ülkede yaþanan olaylar sebebiyle yapýlmasý gereken protokolü sürekli ertelediði barajla ilgili þu an, Türkiye tarafýnda DSÝ ekipleri 10 kamyon, 2 dozer ve yaklaþýk 25 kiþilik ekiple, kil ocaklarýna giden 4,5 kilometrelik yolu tamamlanmaya çalýþýyor. Hatay / aa

ABD’nin gözü Þam’da

ABD, Suriye’nin muhaliflerin siyasî deðiþimi görüþmek için toplanmasýna izin vermesini olumlu bir adým olarak nitelendirdi, ancak hükümetin gerçek reformlarý baþlatmak için daha fazla þey yapmasý gerektiðini bildirdi. Dýþiþleri Bakanlýðý Sözcüsü Victoria Nuland, “Muhalefet mensuplarýnýn on yýllardýr ilk kez Suriye’de toplanmasýna izin verilmesi, gördüðüm kadarýyla bir geliþme, yeni bir þey ve Suriye’de görmek istediðimiz demokratik geliþme açýsýnda önemli” dedi. Bunun doðru yönde atýlmýþ bir adým olduðunu düþündüklerini belirten Nuland, ancak daha fazlasýnýn yapýlmasý, þiddetin durmasý ve geniþ bir kamusal sürecin baþlamasý gerektiðini söyledi. Suriyeli muhalifler dün büyük çaplý siyasî deðiþim çaðrýsýyla toplantý yapmýþtý. Hükümet de Devlet Baþkaný Beþþar Esad tarafýndan söz verilen ulusal diyalog için çerçeve belirlemek amacýyla 10 Temmuz’da muhalefetle görüþme yapýlacaðýný duyurmuþtu. Washington / aa

Tahrir Meydaný tekrar hareketli

MISIR’IN baþþehri Kahire’deki ünlü Tahrir Meydaný’nda toplanan göstericilere, polis ve askerî polisin müdahalesi sonucu baþlayan çatýþmalar, sabahýn ilk ýþýklarýna kadar devam etti. Halk ayaklanmasý sýrasýnda yakýnlarýný kaybedenlerin, Mýsýr eski Cumhurbaþkaný Hüsnü Mübarek ile Ýçiþleri eski Bakaný Habib El Adli’nin hýzlý bir þekilde yargýlanmasý isteðiyle baþlattýklarý gösterilerde kan döküldü. Edinilen bilgilere göre çatýþmalarda 25’in üzerinde muhalif yaralanýrken, 20 kiþi olaylara karýþtýklarý iddiasýyla askerî polis tarafýndan gözaltýna alýndý. Hastaneye kaldýrýlan yaralýlardan bazýlarýnýn durumlarýnýn ciddî olduðu öðrenildi. Muhaliflerin gece yarýsý Tahrir Meydaný’na gelmesinin ardýndan, önce ‘’Baltacý’’ tabir edilen suç gruplarý ardýndan da polis müdahalede bulundu. Sabah saatlerine kadar süren çatýþmalarda polis ve askerî polis, göstericileri daðýtabilmek için önce göz yaþartýcý gaz kullandý daha sonrada havaya ateþ açtý. Muhalif Muhammed El Ghad ise polisin göstericilere yönelik orantýsýz güç kullandýðýný ileri sürdü. Çatýþmalar, bazý muhalif gruplarýn saðduyu çaðrýsý ve göstericilerin askerî polis ile anlaþmasý sonucunda sona erdi. Kahire / aa

mikailyaprak@gmail.com

Millî irade iþte böyle tecelli etti!

Bir Yunan adasýnda Gazze yolculuðu için hazýrlanan Kanada gemisine aktivistler, Gazze'ye götürecekleri ilâç kolilerini yükledi. FOTOÐRAF: AA

ÝNANÇLAR ZULME KARÞI BÝRLEÞTÝ GAZZE’YE GÝTMEYE HAZIRLANAN “ÖZGÜRLÜK FÝLOSU 2” FARKLI ÝNANÇLARI BULUÞTURDU. KANADA GEMÝSÝNDE MÜSLÜMAN, HIRÝSTÝYAN, YAHUDÝ VE BUDÝST AKTÝVÝSTLER BULUNUYOR. GAZ ZE’YE doð ru yo la çý ka cak “Özgürlük Filosu 2”ye katýlacaðý açýklanan Kanada gemisinde yolculuk e de cek ak ti vist ler a ra sýn da Müslüman, Hristiyan, Yahudi ve Budist aktivistlerin bulunduðu açýklandý. Bir Yunan adasýnda yola çýkmayý bekleyen Kanada gemisiyle Gazze’ye götürülecek ilâçlarýn limana geldiðinin öðrenilmesinin ardýndan, Avustralya, Danimarka, Almanya, Kanada, Belçika, Rusya ve Türkiye’yi temsilen seçilen aktivistler ilâçlarý gemiye taþýdý. Ýlâçlarýn bulunduðu kutularý inceleyen ve gemide aktivist olarak bulunan doktorlardan Kanadalý Bachar Elsolh ve Belçikalý Guýdo Gorissen, ilâçlarýn özellikle parkinson, kalp, þeker ve yüksek tansiyon hastalarý için hayatî öneme sahip olduðunu gazetecilere açýkladý. “Gaz ze Ý çin Ka na da Ge mi si” Or ga ni zas yon Ko mi te si ü ye si Stephan Carriven, gemide Avustralya, Danimarka, Almanya, Kanada ve Belçika’da yaþayan insanlarýn gönderdiði yardýmlarla alýnan 30 bin dolarlýk ilâç olduðunu belirterek, “Ayrýca bir miktar baðýþ olarak gönderilen ilâcýmýz mevcut. Ýlâçlarý alýrken Gazzeli doktorlarýn bize gönderdiði listeyi gözönünde bulundurduk ve öncelikle Gazze’de temin edilmesi imkânsýz ve çok pahalý olan ilâçlarý aldýk. Bunlar, Filistinlilerin acil ihtiyacý olan ilâçlar. Filistinli doktorlara bu ilâçlarýn ulaþmasý halinde birçok kadýn, çocuk ve yaþlýnýn tedavisine baþlanmýþ olacak. Gazze’ye götüreceðimiz ilâçlarýn son kullanma tarihleri 2014. Bu konuda

ortaya atýlan iddialar yalan” dedi. Carriven, Yunanlý liman yetkililerin Kanada gemisinde inceleme yaptýðýna da iþaret ederek, “Geminin yola çýkmasýyla ilgili kararlarýný bize bildirecekler. Gazze’ye gitmeye hazýrlanan bir geminin pervane kýsmýnýn sabote edildiðini öðrendik. Bu sebeple gemide her gün 4’er aktivist 3’er saat arayla kesintisiz nöbet tutacak. Biz bütün engellemelere raðmen Gazze’ye gitmeye kararlýyýz” diye konuþtu.

FARKLI ÝNANÇLARI BULUÞTURAN YOLCULUK “Gazze Ýçin Kanada Gemisi” Organizasyon Komitesi üyesi David Heap, Gazze’ye gitmeyi hedefleyen Kanada gemisinde Avustralya, Danimarka, Almanya, Kanada, Ýsrail, Belçika, Rusya ve Türki ye’den yaklaþýk 50 aktivist ve gaze tecinin bulunacaðýna iþaret ederek, “Aktivistlerin arasýnda Müslüman, Hristiyan, Yahudi ve Budist olanlar var. Bu insanlarý buluþturan, Gaz ze yol cu lu ðu ve o ra da yaþayan Filistinlilere yardým etme inancý. Ýnsanlar, iki kuþak ön ce de Ýspanya’da yaþanan iç savaþta ayný duyarlýlýðý göstermiþlerdi. Bugün ise dünyanýn farklý yerlerinden insanlar yeniden ‘insanlýk sýnavý’ veriyor. Gemide biri Türk 10 ga ze te ci bu lu nu yor. Türkiye’den de bir gazetecinin bizimle yolculuða çýkacak olmasý ö nem li. Biz a ma cý mý zý bütün dünyayla paylaþmaya çalýþýyoruz” ifadesini kullandý. Heap, Kanada gemisine “Tahrir” adýný verdiklerini söyledi. Atina / aa

ÝSRAÝLLÝ BAKANDAN GAZETECÝLERE TEHDÝT ÝSRAÝL Telekomünikasyon Bakaný Yuli Edelstein, Gazze’ye doðru yola koyulmak üzere gün sayan Gazze filosunun “provokasyon” olduðunu öne sürdü. Ýsrail radyosunun haberine göre Edelstein, “Filo, Ýsrail’den nefret edenlerin düzenlediði bir provokasyondur” dedi ve organizatörlerin Ýsrail’in diplomatik çabalarý dolayýsýyla zorluklarla karþý karþýya bulunduklarýný belirtti. Bakan Edelstein, filoda yer alacak basýn mensuplarýna da uyarýlarda bulundu. Edelstein, Ýsrail’in, yerli ve yabancý basýn mensuplarýnýn gemilerin durdurulmasýný çok yakýndan izlemesi için çaba gösterdiðini dile getirerek, “Çünkü, bizim saklayacak bir þeyimiz yok” dedi. Edelstein, basýn mensuplarýnýn kendilerini tehlikeye atmasýný istemediklerini ve kimseyi konvoya katýlmasý için teþvik etmediklerini söyledi. Ýsrail Telekomünikasyon Bakaný, “gemideki katýlýmcýlardan birinin, Ýsrail askerlerine zarar vermek için kendisini havaya uçurmasý ve gazetecilerin ölmesi halinde, durumun çok iyi olmayacaðý” ifadesini de kullandý. Tel Aviv / aa

ALÝYEV'DEN BAÐIMSIZ FÝLÝSTÝN'E DESTEK MESAJI AZERBAYCAN Cumhurbaþkaný Ýlham Aliyev, Filistin Devlet Baþkaný Mahmud Abbas ile ortak düzenlediði basýn toplantýsýnda, ‘’Baðýmsýz, egemen Filistin devleti kurulmalýdýr ve onun baþþehri Doðu Kudüs þehri olmalýdýr’’ dedi. Cumhurbaþkaný Ýlham Aliyev’in resmî dâveti üzerine Azerbaycan’ýn baþþehri Bakü’ye gelen Filistin Devlet Baþkaný Mahmud Abbas, Azerbaycan ve Filistin heyetleri arasýnda yapýlan görüþmelerden sonra Azerbaycan Cumhurbaþkaný Ýlham Aliyev ile ortak basýn toplantýsý düzenledi. Basýn toplantýsýnda konuþan Cumhurbaþkaný Aliyev, Mahmud Abbas’ýn Azerbaycan’ý ilk defa ziyaret ettiðini hatýrlatarak, Mahmut Abbas’ýn Azerbaycan ziyaretinin büyük önem taþýdýðýný belirtti. Aliyev konuþmasýnda, Azerbaycan ve Filistin arasýnda siyasî iliþkilerin çok yüksek seviyede olduðunu ifade ederek, ‘’Sizin Azerbaycan’ý ziyaretiniz bunun en iyi örneðidir’’ dedi. Filistin Devlet Baþkaný Abbas ise, görüþmede Filistin sorununu ele aldýklarýný, çözümün barýþ ile mümkün olacaðýný söyledi. Bakü / aa

Öfkeli ‘Býkkýnlar’, yollarý kapattý

Salih’in oðlundan “geri adým” sinyali

YEMEN Devlet Baþkaný Ali Abdullah Salih’in oðlu Ahmed Salih, babasýnýn tedavi için Suudi Arabistan’a gitmesinden sonra ilk kez yönetimin devrine yönelik ‘’geri adým’’ sinyali verdi. Cumhuriyet Muhafýzlarýnýn baþýnda bulunan Ahmed Salih, devlet televizyonuna verdiði demeçte, Devlet Baþkanlýðýna vekâlet eden Abdu Rabbu Mansur Ha di’ye desteðini yinelerken, ülkenin içinde bulunduðu kargaþadan çýkarýlmasý için çaba sarf edeceðini Suudi Arabistan ve ABD’nin yoðun baskýsý altýndaki Ahmed Salih, Cumhuriyet Muhafýzlarýnýn sokaklardan çekilmesi ve hükümetin devri sürecinin baþlatýlmsýna yönelik giriþimlerde bulunmaktan kaçýnmakla suçlanýyor. Yetkililer, Ahmed Salih’in TV’de yayýmlanan açýklamasýný Riyad ve Washington’un baskýsý olarak yorumladý. Sana / aa

YUNANÝSTAN’DA hükümetin malî reformlarýný protesto eden halk, bu sabah eylemlere yeniden baþladý. Yeni kemer sýkma tedbirleri içeren ve bugün öðleden sonra mecliste oylanacak Orta Vadeli Programý bir aydan fazla süredir protesto eden ‘’Býkkýnlar’’, milletvekillerinin geliþini engellemek amacýyla parlamentoya giden yollarý kapattý. Parlamento binasýnýn bulunduðu Sindagma Meydaný’nda ise meclis giriþine giden yolda bulunan polis barikatýný aþmak isteyen gruplar ile güvenlik birimleri arasýnda arbede çýktý. Polis, göstericileri cop ve göz yaþartýcý gazla daðýtmaya çalýþtý. Bazý göstericilerin yaralandýðý öðrenildi. Güvenlik güçlerinin, yollara çelik çit yerleþtirdiði gözlendi. Bu arada, Atina’daki “Býkkýnlar”a Selanik’ten gelen “Býkkýnlar” da katýldý. Atina / aa

Diyorlar ki: “Bu seçim millî iradeyi yansýtmamýþtýr.” Hayýr! Millî irade, milletin iradesiyle oyun oynayanlara karþý, onlarý þaþkýna çevirecek þekilde, iþte böyle tecelli etmiþtir! Sandýk sonuçlarý, Meclisi cezalandýrmýþ, kaosa sürüklemiþtir... Bu bir erken seçimdi. Bakalým bu sonuçlar, gelecek seçimi ne kadar erkene aldýracak! Ama bu hata milletin hatasý deðil, Meclisin hatasýdýr. Yani Meclis kendi hatasýyla baþ baþa býrakýlmýþtýr. Millet; millî iradeyi yansýtamayacak olan bir seçim sistemiyle, köhnemiþ siyasî partiler kanunuyla meclisi seçime götürmenin cezasýný ve vebalini yine meclise yüklemiþtir. Millet; 12 Eylül’ün tortularýyla, 28 Þubat’ýn vesayetiyle seçime gitmenin cezasýný meclise yüklemek suretiyle kendi iradesini göstermiþtir... Kýsacasý millet; meclisi cezalandýrmýþ, ýrkçýlýk yapanlarý cezalandýrmýþ, sivri dilli Silivri’yi cezalandýrmýþtýr! Millet, bir yandan; Ergenekon sanýklarýný seçmek suretiyle “siyasallaþtý” iddialarýna hedef olan hukuku cezalandýrýrken; öbür yandan (yandaþ ve ýrkçý yaklaþýmlarla) KCK’yý, Ergenekon’u ve Balyoz’u seçime sokanlarý da nasipsiz ve hissesiz býrakmamýþ, bir yönüyle onlarý kazandýrýrken, baþka bir alanda onlara kaybettirmiþtir... Birincilik payesine lâyýk gördüðü partiyi de hem mükâfatlandýrmýþ, hem cezalandýrmýþtýr. Büyük oy oranýna raðmen, milletvekili sayýsýný, seçim öncesinin altýna düþürmüþtür... Kim ne derse desin, seçimler millî iradeyi acaip þekilde yansýtmýþtýr. Herkes ve her kesim, kendi ameline göre payýna düþeni almýþtýr! Hele bakýn, bu nasýl bir sonuç ki, herkes ve her kesim “millî irade”ye sýðýnýr hale gelmiþtir. Hükümeti devirmek adýna darbe planlarý yaptýklarý gerekçesiyle yargýlananlar bile, millî irade þemsiyesi altýna sýðýnmak zorunda kalmýþlardýr.. Gözünü sevdiðim “millî irade”!.. Millet; darbeler sonrasýnda güçlenip palazlanan ve stratejilerini, meclisteki yerlerini korumaya hasreden partilere, unutamayacaklarý dersler vermiþtir. Bu partileri; sevinmek ile üzülmek, gülmek ile aðlamak arasýnda þaþkýna çevirmiþtir. Hakkaniyet ölçülerinin, hukukun, adaletin ve dürüstlüðün dibe vurduðu bir siyaset anlayýþýnda “çözümsüzlük” baþ köþeye oturmaz mý hiç? Hani “baþýna þu kadar taþ düþsün” ifadesi var ya.. Þimdi Meclisin baþýna “Meclis” kadar taþ, hatta “sandýklar” kadar taþlar düþmüþtür. Ayýklasýnlar bakalým pirincin taþýný.. Öyle Meclisten kaçmaya falan da yeltenmesinler! Zira millet onlarý, kozlarýný mecliste paylaþmaya, uzlaþýncaya kadar tartýþmaya mecbur etmiþtir. Seçim meydanlarýnda mesnetsiz ve desteksiz konuþmalarýn neye mal olduðunu þimdi görsünler bakalým. Ya mecliste bir araya gelip, demokratikleþme ve sivil bir anayasa hususunda tam ittifak ederler, ya da giderler!.. Halbuki seçime büyük ümitler baðlanmýþtý. Seçim yapýlacak, dertler bitecek zannedilmiþti. Þimdi seçim sonrasý, seçim öncesini aratýr oldu! Bakalým, bu iþin içinden nasýl çýkýlacak?

Þeyh Raed Salah, Londra’da tutuklandý ÝSRAÝL’DEKÝ Ýslâmî Hareket liderlerinden, hareketin kuzey bölgesi sorumlusu Þeyh Raed Salah’ýn, dün gece Londra’da tutuklandýðý bildirildi. Haaretz gazetesinin haberinde, Salah’ýn geceyi cezaevinde hücrede geçirdiði ve sýnýrdýþý edilmesinin beklendiði belirtildi. Ýslâmî Hare ket’in kuzey bölgesi sözcüsü Zahi Nüceydat, Salah’ýn Ýngiltere’nin Leicester þehrinde bir konuþma yaptýktan sonra kaldýðý otelde tutuklandýðýný ifade etti. Salah’ýn neden tutuklandýðý konusunda herhangi bir açýklama olmadýðýný belirten Nüceydat, ancak bunun büyük ölçüde Ýngiltere’deki Yahudi toplumu üyeleri ile Ýsrail’in lobi faaliyetlerinden kaynaklandýðýna inandýðýný ifade etti. Nüceydat, Þeyh Raed Salah’ý temsil etmek üzere bir avukat gönderdikle rini de bildirdi. Þeyh Raed Salah’ýn, “radikal görüþleri” gerekçesiyle Ýngiliz hükümeti tarafýndan ülkeye giriþinin yasaklandýðý öne sürülüyor. Tel Aviv / aa


8

MEDYA POLÝTÝK

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

AB’ninönemi GENEL seçimler sonrasý ortaya çýkan yeni siyasal kriz, Türkiye’de seçim esaslý demokrasinin çok da arzu edilmediði dönemden kalma yasal mevzuat ile zihniyetin, seçim esaslý demokrasiye adapte olmasýnýn imkansýzlýðýný yeniden ortaya koyuyor. Suç tanýmý, suç ile ceza arasýndaki baðýntý, adli süreçlerin iþleyiþi ve tüm bu anti-demokratik süreçlerden kendi lehine siyaset üretmeye kalkýþan kesimler, sistemin kilitlenmesine neden oluyor. Belki de iyi ki oluyor demek gerek, zira dibe vurmadan yukarý çýkmak zor. Demokratik hukuk devletlerinde anayasadan yasalara, kurumlardan iç düzenlemelerine, merkezi yönetimlerden yerel yönetimlere kadar her alan “in-

‘‘

Türkiye gibi aday ülkeler için üyelik, insan hak ve özgürlükleri ile istikrarlý hukuk devleti konusunda birlikteki asgarî müþtereklere dahil olmaktýr.

san”ý, hem devletten öncelikli, hem de diðer “insan”a eþit kýlan bir düzenlemeye tabidir; ya da sistem bunu zorlamak üzerine inþa edilmiþtir. Doðrusu inþa süreçleri de hiç barýþçýl geçmemiþ, büyük ve kanlý mücadelelerle öðrenmek mümkün olmuþtur.

Özü Öðrenenlerin bir kýsmý, deneyimlerden yine de ders almayanlar olur diye, bir araya gelerek görünen ve görünmeyen kurallarýný kalýcý kýlacak bir oydaþma ortamý kurmuþ, adýný da AB koymuþlardýr. AB mevzuatý da deðiþen yaþam koþullarýna baðlý olarak sürekli yenilenen, her seferinde hak ve özgürlük alaný geniþleten bir norm dünyasý ortaya koymuþtur. AB’de “Bisikletteki üç kiþi trafik kazasýnda öldü” türü bir haberin yazýlmasýna olanak tanýmayan bir sistem kurulmuþ, bisiklet üreticisi, kullanýcýsý, kazaya yol açaný, yollarýn durumu, trafik düzeni ve neden en az üç kiþinin bir bisiklete binemeyeceði ayný zihni çerçeve içinden kurulu bir sistemde deðerlendirmeye tabi

tutulmuþtur. Bu, AB vatandaþlarýnýn bisiklete üç dört kiþi binmeyecek kadar “akýllý” olduklarý anlamýna gelmez. Sadece bu tür bir akýlsýzlýðýn kiþilere býrakýlamayacak kadar içselleþmiþ toplumsal düzenlemeleri ve adil cezalandýrmalarý olduðu anlamýna gelir. AB’yi kuran ülkeler, kendi uygulamalarýnýn en mükemmel olduðunu iddia ederek sonradan katýlanlara bunlara uyma zorunluluðu getirmeyi denedilerse de, süreç bu biçimde çalýþmamýþtýr. Her katýlan ülke, asgari müþterek konusunda uzlaþmýþ ve her geçen gün bu asgari müþterek geniþlemiþtir. Kurucu ülkelerden olan Fransa, Almanya ve Ýtalya bile kendilerini bu geliþen ve geniþleyen “asgari müþterek”e uyarlamakta zorlanmýþlar, kurallarýný, yasalarýný ve uygulamalarýný sancýlý da olsa deðiþtirmiþlerdir.

Öze uyum Türkiye gibi aday ülkeler için üyelik, insan hak ve özgürlükleri ile istikrarlý hukuk devleti konusunda bu asgari müþtereklere dahil olmaktýr. Demokrasi, hukuk devleti, insan öncelikli adil sistem konusunda asgari kriter, bugün çok yukarýlara çýkmýþ bir eþiktir ve Türkiye için neredeyse azami ölçek özelliði gösterir. Bununla birlikte buradaki kilit sözcük, müþterektir; yani ortak, elbirliði. AB, üyeliðe atlama çýtasýnda aday ülkeleri kendi baþýna býrakma mantýðýna dayanmaz, zaten aday ülke de bu yüksek çýtayý kendi baþýna aþamadýðý için AB’ye baþvurur. Dolayýsýyla aday ülke, kendisini dahil olacaðý kuruluþun kurallarýna baðlarken, ayný zamanda bu sürecin ortak olmak anlamýna geldiðini de bilir. Bu ortaklýk, kurallar, normlar ve mekanizmalar olarak görülebilir. Ancak tüm kural, norm ve mekanizmalar “insan” öncelikli olduðuna göre, ortaklýktan kasýt aslýnda aday ülke vatandaþlarýyla AB vatandaþlarý arasýndaki ortaklýktýr. Türkiye yeniden yapýlanýrken baþkalarýnýn çektiði acýlarý deðil bu acýlardan çýkarýlan sonuçlarý örnek alabilir; AB’nin sadece kurallarýyla deðil devletleriyle de ortaklaþacaðýný belli edebilir. Zira AB’de devlet demek bizdeki gibi bir þey deðildir, orada devlet demek daha fazla “insan” demektir. Beril Dedeoðlu Star, 29.6.2011

Y

ANAYASADADEÐÝÞTÝRÝLEMEZ HÜKÜMLEROLMAMALI lar. Bizim yaptýðýmýz anayasa bizden sonra gelenler tarafýndan deðiþtirilebilmelidir. Çünkü hiçbir neslin kendinden sonra gelecek nesiller için ilânihaye baðlayýcý hükümler vazetmek gibi bir hakký olamaz. Böylesi bir durum hem tarihe hem de beþeriyete aykýrýdýr. Hiçbirimiz gelecekte nasýl koþulla-

OLMAMALI çünkü anayasalar tarihsel vakýalardýr ve tarihte deðiþmezlik yoktur. Tarihi olgular zaman ve mekân içinde oluþurlar ve zamana ve mekâna baðlýdýrlar. Yani zaman ve mekân sürecinde deðiþirler.Mecelle’de ifade edildiði gibi “ezmanýn tagayyürü ile ahkâmýn tagayyürü inkâr olunamaz.” Zamanýn deðiþmesi ile hükümler de deðiþir. Öyleyse tarihsel bir vakýa olan anayasalarýn tarih içinde deðiþmesi de tabiidir. Nitekim yeryüzünde deðiþikliðe uðramamýþ anayasa yoktur. Anayasada deðiþtirilemez hükümler ihdas etmek ona tarih-dýþý ve tarih-ötesi bir vasýf atfetmektir ki, bu onlarý doða-üstü ve tanrýsal bir konuma yerleþtirmek demektir. Çünkü tarih-dýþýlýk insani deðildir, tanrýsal bir durumdur. Kim ki anayasada deðiþtirilemez hükümleri savunmaktadýr, o aslýnda tanrýsal bir konum iddiasýnda bulunmakta ve aseküler bir tutum takýnmaktadýr. Olmamalý çünkü anayasalar insani vakýalardýr/dokümanlardýr. Ýnsani vakýalar doðal olaylar gibi deðildirler, tarihle baðýmlýdýrlar. Dahasý insani vakýalar doðal olgularýn aksine tamamen insani kararlar ve faaliyetlerle meydana gelir. Ýradi bir varlýk olan insanýn müdahalesiyle oluþurlar. Kendi iradesi ile anayasa yapabilen insanýn sonradan bunu deðiþtiremeyeceðini söylemek mantýksal ve tarihsel bir tutarsýzlýktýr. Ýnsani bir doküman olan anayasayý insanlarýn deðiþtiremeyeceðini düþünmek bizatihi insaný inkâr etmek, onun iradi bir varlýk olduðunu reddetmek demektir. Her kim ki anayasada deðiþmez maddelerden bahsetmektedir, o aslýnda gayri-insani bir tutum almakta ve insan iradesine tahakküm hakkýný kendinde bulmaktadýr. Olmamalý çünkü anayasalar anlýk ve günü-birlik dokümanlar deðildir. Anayasayý yapan kiþi ya da nesil onu sadece kendisi için yapmaz. Anayasalar toplumlar için yapýlýr ve toplumlar da belli bir sürekliliðe sahiptirler. Yani anayasalar gelecek nesilleri bað-

‘‘

Bir tane deðiþtirilemez maddeniz varsa, yorumlarla anayasanýn tümünü deðiþtirilemez kapsamýnda mütalâa etmek mümkündür.

rýn ortaya çýkacaðýný ve böylesi bir durumda neler yapýlmasý gerektiðini bilecek ve tayin edecek konumda deðiliz. Bizden sonraki neslin tarihsel þartlarý ve iradi beyan ve faaliyetleri bizimki gibi olmayabilir. O zaman onlarýn kendi þartlarýna ve kendi iradelerine göre hareket etmesi ve isterlerse de anayasayý deðiþtirmeleri hem tabiidir hem de insanidir. Eðer birisi anayasada deðiþmesi mümkün olmayan kurallar talep ederse, o aslýnda kendinden sonra gelecek nesillerin hakkýný gasp etmekte, onlarýn iradesine ipotek koymakta ve otoriter bir tutum almaktadýr. Olmamalý çünkü anayasalar toplumun iyiliði için yapýlan metinlerdir. Bir anayasanýn toplumun menfaatine hizmet etmesi ve olasý sorunlarý çözmesi beklenir. Bir toplum için bütün zamanlarda geçerli olacak bir iyilik tanýmlamasýnda bulunamayýz, toplumun menfaatinin ne olduðuna ancak toplumun kendisi karar verebilir. Günümüzde ve gelecekte bir toplumun ne tür sorunlarla karþýlaþacaðýný da bilemeyiz. Toplumun iyiliðine hizmet etmesi ve sorunlarýný çözmesi

beklenen bir anayasanýn deðiþtirilemezlik hükümleri barýndýrmasý, bizatihi toplumun iyiliðine engel teþkil edebilir. Toplum kendi iyiliðini deðiþik þekilde tanýmladýðý zaman ya da öngörülemeyen sorunlarla karþýlaþtýðý zaman, anayasanýn deðiþtirilemezliði bir bariyer olarak karþýsýna çýkabilir. Kim ki anayasada deðiþtirilemez hüküm ihdas etmek istemektedir, o aslýnda kendi iyilik anlayýþýný empoze etmekte ve toplumun menfaatine halel getirmektedir. Olmamalý çünkü anayasalar toplumun geneli için yapýlýr, belli bir grup için deðil. Anayasada deðiþtirilemez maddelerin olmasý belli gruplarýn ve iktidar sahiplerinin o maddeleri kendi ideolojik ve sekteryen çýkarlarý için manipüle etmesi imkânýný verir. Böylesi bir yoruma ve manipülasyona maruz kalan maddeler baþkalarý aleyhine kullanýlabilir. Ayrýca deðiþtirilemez maddeler kendi kapsamlarý dýþýna çýkarýlabilir ve anayasanýn diðer maddeleri de böylesi bir yorumla deðiþtirilemez statü kazanabilirler. Bir tane deðiþtirilemez maddeniz varsa, yorumlarla anayasanýn tümünü deðiþtirilemez kapsamýnda mütalaa etmek mümkündür. Türkiye’de mevcut anayasanýn ilk üç maddesi deðiþtirilemez statüsünde iken, eðitim öðretim hakkýný düzenleyen 42. maddenin de Anayasa Mahkemesi’nin zorlama yorumuyla deðiþtirilemez addedildiði ve yine deðiþtirilemez hükümlerden yola çýkarak siyasi partilerin kapatýldýðýný hepimiz biliyoruz. Her kim ki deðiþtirilemez hükümler savunuyorsa, o aslýnda kendi ideolojik ve sekteryen iktidarýný ve çýkarýný savunmaktadýr. Olmamalý çünkü anayasanýn demokratik olacaðýný ve demokrasiyi yerleþtireceðini umuyoruz. Demokratik bir toplumda bir þeyin deðiþtirilemeyeceðini söylemek bizatihi demokrasi mantýðýna aykýrýdýr. Çünkü demokrasi herkesin yönetimi demektir ve herkes karar verdikten sonra her þey deðiþebilir. Sýk sýk dile getirilen “demokrasilerin kendilerini koruma hakký” olduðu savý de-

mokratik bir argüman deðildir. Demokrasiler birtakým deðiþtirilemez hükümlerle pratikte korunmadýðý gibi bu argüman mantýksal olarak da doðru deðildir. Daha açýk söylersem demokrasi kendini yok etme imkânýný veren rejimdir. Çünkü demokrasi özgürlük rejimidir ve bu özgürlük bizatihi demokrasiyi sorgulama ve inkâr imkânýný da içinde barýndýrmak durumundadýr. Aksi durumda, o zaman demokrasinin diðer rejimlerden, yani otoriter rejimlerden, temelde bir farký kalmayacaktýr. Varsayalým ki demokratik bir toplumda bütün üyeler bir araya geldiler ve monarþiye geçme kararý aldýlar. Bu durumda yapýlacak hiçbir þey yoktur. Tabii ki bu hipotetik bir durum, ama herkesin özgürlüðü demek olan demokrasi böylesi bir hipotetik duruma açýktýr. Burada demokrasinin kendini yok etme imkâný veren tek rejim olduðunu söylerken þiddet içeren yöntemleri kastetmediðimi belirtmeme gerek yok. Þiddet demokrasiye deðil toplumsallýða, yani toplumun varlýðýna yönelik bir tehdittir. Dolayýsýyla þiddet kullanýlmadýðý sürece demokrasi bizatihi kendisinin sorgulanmasýna ve inkârýna imkân vermek durumundadýr, aksi takdirde diðer rejimlerden temelde bir farký kalmadýðý gibi, kendi tanýmý olan özgürlük rejimi olma karakterine de aykýrý olacaktýr. Demokrasinin kendisini korumak için demokratik rejimi deðiþtirilemez bir madde olarak ortaya koymasý aslýnda kendisini inkâr etmesidir. Onun içindir ki geliþmiþ demokratik ülkelerin anayasalarýnda, demokrasi dâhil, deðiþtirilemez hükümler yoktur. Bu hususta verilen Almanya örneði var. Lakin bu Almanya’nýn geliþmiþ bir demokrasi olmadýðýnýn örneðidir. Özetle, eðer birisi anayasada deðiþtirilemez hükümler isterse, o aslýnda geliþmiþ çaðdaþ bir demokrasi istememektedir. Prof. Dr. Nuri Yurdusev Zaman, 29.6.2011

Yemini kaldýrmayý niçin kimse akýl edemiyor? mýngýr bakkal dükkânýný açardý! (Daha sonra frak “gece davetlerine” býrakýldý, gündüz gözüyle bugünkü ceketin atasý olan redingot tercih edildi.) Demek ki zamanla deðiþiyor her þey. Türkiye de deðiþiyor ama bürokrasi deðiþmemekte direniyor. Resmi törenlerden ve meclis baþkanlýðý kürsüsünden þu frak saçmalýðýný artýk kaldýrmak kimsenin aklýna gelemiyor... Yemin töreni de böyle iþte. 1920 yýlýnda toplanan “asýl” Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yemin töreni falan yoktu. 1921 Anayasasý’nda da yoktu böyle bir þey. Yemini, “çýkýntýlardan arýndýrýlmýþ” 1924 meclisine koydular, 1924 anayasa

BU iþin magazini de ilginçtir: Bu adamlar niçin silindir þapka ve frakla dolanýrlar, karikatür gibi? Atatürk devrinde moda bu olduðu için... “Batýlý” görünmek için. Batýlýlara “bakýn ne kadar size benzedik” diyebilmek için. Oysa bugün nasýl fötr þapka giyilmiyorsa, frak da ancak konserlerde orkestra þefi ve müzisyenler tarafýndan giyilir. (Buna muhalefet edenler de vardýr. Örneðin ünlü besteci ve orkestra þefi Pierre Boulez, “ben modern müzik yapýyorum” diyerek dinleyici karþýsýna hep takým elbiseyle çýkar.) On dokuzuncu yüzyýlýn baþlarýnda da frak törenlerde falan deðil, gündelik hayatta giyilirdi! Yani Fransýz ya da Ýngiliz burjuvasý, sabah frakýný giyer ve evinden çýkar gider týngýr

BÜROLAR TOPLANTISINA DÂVET

Gündem: Ramazan ayýnda gazetemizle verilecek olan hediye Kur'ân kampanyasý Yer : Yeni Asya Merkez Binasý/Güneþli Tarih: 2 Temmuz 2011 Cumartesi

MEHMET KUTLULAR VE KÂZIM GÜLEÇYÜZ'ÜN KATILIMI ÝLE GÖLCÜK KIR TOPLANTISINA DAVET! TARÝH: 17.07.2011 PAZAR SAAT: 11.00 YER: GÖLCÜK (ÖDEMÝÞ) ÝZMÝR-GÖLCÜK GÝDÝÞ DÖNÜÞ YOL ÜCRETÝ: 15,00 TL BAYANLAR ÝÇÝN YER AYRILMIÞTIR. BÜTÜN TÜRKÝYE YENÝ ASYA OKUYUCULARI DAVETLÝDÝR MÜRACAAT: 0 506 492 06 33 (Abdülbasir ÞEKER)

Saat : 09:30

Program 08:30-09:30 Kahvaltý 09:30-14:00 Toplantý 15:00-17:00 Boðaz Gezisi

Not: Tüm il ve ilçe gazete temsilcilerinin katýlýmýný bekliyoruz.

Y

deðiþikliðiyle... Ama o yemin de “vallahi” diye ediliyordu! Sonra, her darbede, her anayasa deðiþikliðinde o yemin metni maþallah uzadýkça uzadý. 1961 meclisinin açýlýþýnda, seçilmiþlerin yanýsýra atanmýþlar ve kendi kendilerini senatör etmiþ cunta üyeleri, “milletin kayýtsýz þartsýz egemenliðine baðlý kalacaklarýna” yemin ettiler. Kara mizahtý bu, kara mizah... 1982 yýlýnda Kenan Paþa iþin içine laikliði falan da kattýrdý. (Hani þu, birçok milletvekilinin “laayýklýk” diye telaffuz ettiði laiklik.) Yemin metnine, “toplumun huzuru” gibi bulanýk ve abuk laflar da eklendi. Yemin de, “büyük Türk milleti önün-

PÝKNÝÐE DÂVET Geleneksel olarak düzenlediðimiz “Uludað Mezunlarý Pikniðine” tüm mezunlarýmýzý ve de dostlarýmýzý bekliyoruz.

BURSA YENÝ ASYA DERNEÐÝ Tarih Yer

: 3 Temmuz 2011, Pazar : Kirazlýyayla-Uludað

Ýrtibat Telefonlarý: Hasan ÝLHAN (Genel koordinasyon) : (0532) 267 58 55 Süleyman Zihni ÞEN (Konaklama) : (0505) 656 77 01 Ahmet KUTLAY (Ulaþým) : (0535) 829 05 14 Dernek : 0 (224) 222 12 84 Not: Minibüsler 08:30-09:30 arasýnda Fomara-Akuður AVM önünden hareket edecektir.

de” ediliyor. Küçük Fransýz milleti duymasa da olur. Bugün, milletvekillerimiz “Atatürk ilke ve inkýlaplarýna” baðlý kalacaklarýna yemin ediyorlar. Yani altý oktan biri olan “devletçilik” ilkesine, örneðin! Ne güzel muhabbet bu yahu, AKP milletvekiline, ana muhalefet partisi CHP’nin ilkelerinden birine baðlý kalmaya zorla yemin ettiriyorlar! Yaaa, bu hiç aklýnýza gelmemiþti, deðil mi? Yeni anayasada gereksiz bir “81. Madde” olmasýn. Yemin kaldýrýlsýn. Böylece kimse maraza da çýkaramaz meclis açýlýþlarýnda. Aha da size reform tasarýsý ve de önerisi! Engin Ardýç / Sabah, 29.6.2011

KÝTAP SERGÝSÝNE DÂVET 38. Uluslararasý Silifke Kültür Haftasý münasebetiyle düzenlediðimiz Yeni Asya Kitap sergisine bütün kitapseverler davetlidir. Tarih : 01.07.2011 Saat : 12:00-24:00 Yer : Göksu Nehri Kenarý, Memur-Sen SÝLÝFKE bitiþiði/S Organizasyon: SÝLÝFKE YENÝ ASYA BÜROSU Telefon: 0324 714 36 31 0537 969 99 98 0505 725 54 96

GEÇMÝÞ OLSUN ve TEBRÝK Amasya eþrafýndan ve Amasya temsilcimiz

Engin Þahin'in gözünden baþarýlý bir operasyon geçirdiðini öðrendik ve ayný zamanda

Elif Gülru ismini verdikleri bir kýz evlâtlarýnýn dünyaya geldiðini öðrendik, anne Nurefþan ve baba Engin Þahin'i tebrik eder, geçmiþ olsun dileklerimizi sunarýz.

Suluova, Merzifon, Amasya Yeni Asya Okuyucularý


MAKALE

Y

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

9

Çaðlarý tarayan hakikatlere tam sadakat fersadoglu@yeniasya.com.tr

azneli Mahmud, bir gün, emirlerini dinleme derecelerini anlamak için vezirlerini imtihandan geçirir. Elindeki deðeri biçilmez mücevheri vezirlerine gösterdi ve deðerini sorar. Hepsi, “Paha biçilmez!” olduðunu söyler. Bunun üzerine hepsine teker teker: “Bu mücevheri kýr!” diye emreder.

G

KASIM FERÞADOÐLU

Onlar da: “Bu paha biçilmez bir cevherdir, onu kýrarsam sana kötülük etmiþ olurum. Bu kötülüðü sana yapamam!” meâlinde cevaplar verir. Sultan Mahmud hepsinin sözünü beðenir ve mükâfatlandýrýr. Sýra en sadýk bendesi Ezar’a gelir. Ona da deðerini sorar; çok deðerli olduðu cevabýný alýr. Bunun üzerine: “Onu kýr!” diye emreder. Ezar hiç tereddüt etmeden mücevheri yere atýp kýrar. Herkes þaþkýnlýkla ona bakar ve “Ne yaptýn Ezar, bu kadar kýymetli bir cevheri nasýl kýrdýn?” diye sitem etmesi üzerine þöyle der: “Evet bu mücevher çok deðerliydi, ama padiþahýn emri daha da deðerlidir.” Bu cevabý çok beðenen Gazneli Mahmud þöyle dedi: “Sadakat imtihanýný Ezar kazandý!” ***

Zaman zaman kendimizi, “Dâvâma sadakatim nedir? Risâle-i Nur’un meselelere yaklaþým tarzýný ne derece biliyorum?” diye test etmeliyiz. Bediüzzaman, “Neþrettiðim umum makalâtýmdaki umum hakaikte nihayet derecede musýrrým (ýsrar ediyorum) . Þayet zaman-ý mazi cânibinden, Asr-ý Saadet mahkemesinden adaletnâme-i þeriatla dâvet olunsam; neþrettiðim hakaiki aynen ibraz edeceðim. Olsa olsa, o zamanýn ilcaatýnýn modasýna göre bir libas giydireceðim. Þayet müstakbel tarafýndan üç yüz sene sonraki tenkidât-ý ukalâ (akýllý eleþtirmenler) mahkemesinden tarih celbnâmesiyle celb olunsam, yine bu hakikatleri, tevessü ve inbisat ile çatlayan bazý yerle-

G

VECÝZE Gýybet odur ki, gýybet edilen adam hazýr olsaydý ve iþitseydi, kerahet edip darýlacaktý. Eðer doðru dese, zaten gýybettir. Eðer yalan dese, hem gýybet, hem iftiradýr; iki katlý çirkin bir günahtýr. Mektubat, Yirminci Mektup, s. 267

Bu, hem haksýz, hem çok aðýr bir isnattýr. Bakýnýz, sýrf tarif için söylüyorum ki, ben Sayýn Önkibar. Sizin yazýnýzda öncelik- de "Kürt kökenli" bir vatandaþým. Ama, asla le ve ö zel lik le na za ra ver di ði niz "Sa id–i Kürtçülüðe meyletmedim. Irkçýlýk veya böKürdî" þeklindeki isim ve ünvan, vaktiyle lücülüðe teþne olan fikir ve hareketlerin hiçBe di üz za man Haz ret le ri ta ra fýn dan da birine zerrece olsun itibar etmedim, etmem kullanmýþ; fakat, bu imza þekli 1923 yýlý de. Üstelik, Nursî ve Nur Risâleleri sâyesinde baþlarýndan itibaren yine kendileri tara- hem Türk çe'yi se vip öð ren dim, hem de fýndan kat'î sûrette ve bir daha geri dö- Türklere olan muhabbetim ziyadeleþti. nülmemek üzere terk edilmiþtir. (*) Sizi temin ederim ki, ayný durumda olan Dahasý, Bediüzzaman, bilâhare kendisi daha yüzlerce, hatta binlerce dostum, akraiçin "Said–i Kürdî" denilmesini istememiþ bam, arkadaþým veya hemþehrim var. ve hatta mahkemede dahi buna þiddetle i "Böyle bir þey nasý olabilir?" tarzýndaki tiraz etmiþtir. suâlin cevabýný da, yine Üstad BediüzzaÝþte, Bediüzzaman'ýn 1935'teki Eskiþehir man'dan dinleyelim. Hakkýndaki iddia ve Aðýr Ceza Mahkemesinde bu hususla ilgili is nat la ra mu ka bil, ay ný mah ke me de ki yapmýþ olduðu müdafaadan ibretâmiz bir müdafaasýnda yüksek bir nidâ ile þunlarý bölüm: "...Adliye memurlarý, hissiyattan ve söylüyor: tesirat–ý hariciyeden bütün bütün azade ve "Ey efendiler! ser best ol maz sa, sû re ten a dâ let i çin de "Ben, herþeyden evvel Müslümaným ve müt hiþ gü nah la ra gir mek ih ti ma li var. Kürdistan’da dünyaya geldim. Fakat, TürkHem, canilerin, kimsesizlerin ve muhalifle- lere hizmet ettim ve yüzde doksan dokuz rin dahi bir hakký var. Ve hakkýný aramak i- menfaatli hizmetim Türklere olmuþ ve en çin, gayet bîtarafane bir mercî isterler. A- çok hayatým Türkler içinde geçmiþ ve en dalet noktasýndan tarafgirlik fikrini verip, sâdýk ve en hâlis kardeþlerim Türklerden adâletin mahiyetini zulme çeviren, hak- çýkmýþ. Ve Ýslâmiyet ordularýnýn en kahramaný Türkler olduðundan, meslek–i Kur’âniyem cihetiyle, her milletten ziyade Türkleri sevmek ve taraftar olmak kudsî hizmetimin muktezasý olduðundan, bana Kürd diyen ve kendini milliyetperver gösteren adamlarýn bini kadar Türk milletine hizmet et ti ði mi, ha kî ki ve ci van mert bin Türk gençlerini iþhad edebilirim." (Age, s. 202) Ýþte, bu ve benzeri ifadeleri okuyan bizim gibi Müslüman vatandaþlarýn mutlak ekseriyeti þöyle düþünüyor: Samimi ve dürüst olmalý. Madem ki biz hakiki Müslümanýz ve bütün benliðimizle Kur'ân'a inanýyoruz. O halde, Kur'ân'a hakkýyla hizmet eden ve bin yýl müddetle kahramanca Ýslâmýn bayraktarlýðýný yapan Türklere de hürmet ve muhabbetle bakmamýz lâzým. Kur'ânî mes1923 yýlý baþlarýnda Ankara Ali Þükrü lek ve meþrebimiz, bunu iktiza ediyor. Matbaasýnda tabedilen Hubab isimli risâlenin Kýrk kü sûr yýl dýr "Nur cu la rýn med ya kapaðýnda "Said Nursî" imzasý yer alýyor. sý"nda çalýþanlar olarak da, kendi aramýzda ayný duygu ve düþüncelerle hareket ettiðikýmda sarf edilen bir tabirdir ki, Isparta’da mizi, bilvesile hatýrlatmak isterim. (ilk sorgulamada) ve burada bazý isticvab............................................... larda ismim Said Nursî iken, her tekrarýnda 'Said Kürdî' ve "Bu Kürd' diye beni öyle (*) Üstad Bediüzzaman'ýn imza ve ünvan yâd ediyorlar. Bununla, hem âhiret kardeþ- yerinde "Kürdî"yi terk ile "Nursî"yi kullan lerimin hamiyet–i milliyelerine iliþip aley- maya baþlamasý, tam da II. Lozan görüþ hime bir his uyandýrmak, hem mahkeme melerinin baþladýðý günlere rastlýyor. O göve adaletinin mahiyetine bütün bütün zýt rüþmeler esnasýnda, ecnebi delegasyon tave muhalif bir cereyan vermektir." (Tarih- rafýndan "Yeni Türkiye'nin siyasî haritasýný, çe–i Hayat, s. 201) Kürtleri Türklerden ayýrarak þekillendirme" Sayýn Önkibar. Ýnançlý, vicdanlý ve insaflý konusu ýsrarla gündemde tutulmaya çalýþýbir meslektaþýmýz olarak, bundan böyle si- lýyordu. Hayatý boyunca her türlü ayrýmcýlýzin de bu ö nem li ko nu da da ha dik kat li ða karþý olan Bediüzzaman, dahilî ve haricî davranmanýzý bekliyoruz. bazý çevrelerce istismar edilmesi kuvvetle

ÝKÝ: Kürdî'den Nursî'y e geçiþ

Kadýn, önce insan

ALLAH KORKUSUNUN ALÂMETLERÝ: Semerkand âlimlerinin ileri gelenlerinden olan ünlü fakih Ebülleys, Allah korkusunun alâ met le ri nin þu ye di þey i le bel li ol du ðu nu þöyle ifade etmiþtir: 1) Dilde belli olur: Dilini yalandan, gýybetten, fuzûlî sözlerden ciddî olarak gayret gösteren insanda Allah korkusunun varlýðý anlaþýlýr. 2) Midesiyle belli olur: Böyle bir kimse haram kazanmaktan ve haram yemekten son derece korkar. 3) Gözüyle belli olur: Harama bakmaktan rahatsýz olur. Gözünü ve diðer lâtifelerini harama yaklaþtýrmaz. 4) Eliyle yaptýðý iþlerde belli olur: Elini asla harama uzatmaz. Haram ile iþtigal etmez. 5) Ayaðýyla gittiði yerle belli olur: Böyle bir kimse haram iþlenen yerlere asla adýmýný atmaz. 6) Kalbiyle belli olur. 7) Ýbadet ve iyilikleri arasýnda korku ve ümit arasýnda oluþuyla belli olur.

Dipnotlar: 1- Divan-ý Harb-i Örfî, s. 50. 2- Kastamonu Lâhikasý, s. 187. 3- Kastamonu Lâhikasý, s. 88/163.

Kürdî yerine Nursî'yi tercih

kasimfersadoglu53@hotmail.com

ünümüzde önceden kurgulanmýþ ve adý belli edilmiþ günlerde yazýp çizmek bir alýþkanlýk haline gelmiþtir. Allah’ýn günleri adeta parsellenerek bir sektör durumuna getirildi. Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü ve kadýnlar günü gibi. Her halükârda randevularýnýz bu günlere denk gelirse randevunun gerçekleþmesi zor gözükür. Zira senede bir iki kere böyle fýrsatlarla karþý karþýya kalanlar, randevularýna cevap vermezler. Aslýnda hergünkü hayat insana verilmiþ bir sermayedir. Güzel þeylerin vesile edilerek o günlere hasredilmesi güzel olsa bile, aslýnda mânâya bakýlsa ve özel olmayan gün ayýrýmý yapýlmasa çok daha önem kazanacaktýr. Burada önemli olan günlere atfettiðimiz önemden çok, günü nasýl deðerlendirdiðimiz ve netlendirdiðimiz önemlidir. Kadýn olmak önce insan, sonra dünya hayatýný etkileyen ve ahiret hayatýnýn þifrelerini gizleyen bir kimliktir. Oysa bazý basit þeyleri öne sürerek varlýðýndan ziyade, hep birey olarak vardýðý ve olduðu noktayý hedef alýrýz. Kadýn, hayat arkadaþýmýz payesini lütfettiðimiz eþimiz mi, ailevi kazanýmlardan mah rum ettiðimiz kýz kardeþimiz mi? Çocuklarýmýzýn veya bizzat kendimizin annesi midir, yoksa yaþlandýðýmýzda sýðýnacaðýmýz bir liman gözüyle yetiþtirdiðimiz kýz evlâdýmýz mý? Ücretsiz, sosyal güvencesiz, karýn tokluðuna hizmetçimiz midir, yoksa geçim derdi için çalýþtýrarak erkekleþtirerek sömürdüðümüz iþ arkadaþýmýz mý? Eve mi kapalýdýr yoksa sokaða açýk mý? Kadýnlara hiç de adil ve sosyal olmayan roller biçeriz. Ünvanlarý bile vardýr, ‘saçý uzun, aklý kýsa’ diye. Medeniyet ileri sürülerek onlar açýk saçýklýða teþvik edilir. Oysa kadýn söz konusu olduðunda, ilk aklýmýza gelen, kul olduklarý, bir yürek ve beyin taþýdýklarý ve bir imtihan ile Allah’a muhatap olduklarý ve insan olduklarýdýr. Evet, kadýn anne, eþ, evlât, kýz kardeþ, teyze, hala, ev hanýmý, komþu, öðretmen, mühendis, doktor, lâkin bir kadýn, ama aslýnda kadýn bir insan!

rini yamalamakla beraber, taze olarak orada da göstereceðim” 1 der. Bir asra yakýndýr doðruluk ve isabetleri yüzde yüz ispat edilen Risâle-i Nur’un ölçülerine, prensiplerine baðlýlýðýmýzý da test etmeliyiz. Yani, hizmet, meslek ve meþrebimizdeki sebat ve metanetimiz 2 ne durumdadýr? Zira, Risâle-i Nur, kendi sadýk ve sebatkâr þakirtlerine kazandýrdýðý çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kýymettar neticeye mukabil fiyat olarak, o þakirtlerden tam ve halis bir sadakat ve daimi ve sarsýlmaz bir sebat ister. 3

latif@yeniasya.com.tr

eni çað gazetesinin en popüler milliyetçi yazarlarýndan Sabahattin Önkibar'ýn yazýlarýný, herþeye raðmen okumaya deðer buluyorum. Mümkün olduðunca da, günü gününe takip etmeye çalýþýyorum. Dünkü köþe yazýsýný okurken, bizim açý mýz dan hay li ö nem li o lan bir hu su su sizlerled e paylaþacak derecede dikkat çekici bulduk. Sa yýn Ön ki bar, H ü r r i y e t'in baþ ya za rý Ertuðrul Özkök'e "yakýþtýramadým" dediði nok ta la rý sý ra lar ken, Nur cu lar, Sa id Nur sî ve Yen i As y a i le bað lan tý lý o la rak þu ifadeleri kullanýyor: "Haksýzlýk etmek istemiyorum ama, son olanlarý Özkök’e yakýþtýramadým! "Ne le ri mi? Um re ye git me si ni, Sa id–i Kürdî ya da Nursî’yi güya yeni keþfediyor görünmek istemesini ve Ahmet Kaya’nýn mezarýna gidip özür fotoðraflarý çektirmesini! "Umre olayý saygýdeðer; lâkin Özkök için o sefer siyasî; zira, fotoðraflarla ile sabit ki ihrama bile girmedi; yani bir yerlere mesaj adýna yapýldý o seyahat... "...Ayný þekilde, 60 küsur yaþýndan sonra Said–i Nursî’yi güya keþfetmesi inandýrý cý olabilir mi? Nur cularýn medyasýnda verdiði o mesajlar, tüluat deðil mi? "Bakýn, ben saðdan biriyim. O camialarý, sem bol le ri ni ve ri tü el le ri ni i yi bi li rim..." (Agg, 29 Haziran 2011) *** Sa yýn Ön ki bar. Te mas et ti ði niz bi zim dýþýmýzdaki hususlarý es geçiyoruz. Ancak, Said Nursî ve "Nurcularýn medyasý"ndan kast ettiðiniz Yeni Asya ile baðlantýlý olarak sarf ettiðiniz "yanlýþ anlaþýlmaya müsait" sözleriniz sebebiyle birkaç noktaya nazar–ý dikkatinizi çekmek istiyoruz.

Y

BÝR: Yeni keþifler Sa id Nur sî, bir çok yö nüy le Türk ve dünya aydýnlarý tarafýndan cidden keþfedilmeyi bekleyen bir þahsiyet. Keza, eserleri de öyle. Dünyanýn hemen her yerinde, eserleri tercüme edilen Üstad Bediüzzaman'ýn fikriyatý ve Nur Külliyatý ile ilgili ilmî araþtýrmalar yapýlýyor, akademik tezler hazýrlanýyor. Dolayýsýyla, kim olursa olsun, ileri yaþlarda da olsa Said Nursî'nin bazý özelliklerini keþfetmesini ve bunu takdir hisleriyle ifade etmesini yadýrgamamak lâzým.

ÜÇ: Türklere muhabbetle hizmet Sayýn Önkibar. Sizin de içinde bulunduðunuz camiadan bazý kimseler, Said Nursî'den ýsrarla "Said–i Kürdî" diye söz etmenin ötesinde, onu özellikle "Türklere düþman" bir þahsiyet olmakla itham ediyorlar.

GÜN GÜN TARÝH

Turhan Celkan

muh te mel o lan "Kür dî" lâ ka bý ný 1923 yýlý baþlarýnda terk ile onun yerine "Nursî"yi ika me et miþ ve ha ya tý nýn so nu na ka dar da—imza ve soyadý yerinde—bunu kullanmaya devam etmiþtir. NOT: Ýlk "Nursî" lâkabý için, 1923 yýlý Mart'ýnda Ankara'daki Ali Þükrü Matbaasýnda basýlan Hubab, Beyannâme ve sair broþürlere bakýlabilir.

turhancelkan@hotmail.com

fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info (0 505) 648 52 50

Kur'ân-ý Kerim'i okuma âdâbý

Ýstanbul’dan bir okuyucumuz: “Kur’ân-ý Kerim’i okuma âdâbý nasýldýr?” ur’ân-ý Kerim’in, “Allah’ýn bizimle konuþmasý” olduðunu hatýrlamamýz, aslýnda Kur’ân-ý Kerim’i okuma âdâbýný kavrama konusunda bize yeterli ön bilgi verir. “Kimin kitabýný okuyoruz? Neden okuyoruz? Bu okuyuþtan ne umuyoruz? Ne bekliyoruz?” Sorularýna içten likle cevap verdiðimiz an, “Nasýl okumalýyýz ?” sorusunun cevabýný da vicdanýmýzda bulmuþ oluruz. Kur’ân-ý Kerim’i okuma âdâbýný þöyle sýralamak mümkündür: 1- Kur’ân’ý mümkün mertebe yüzünden okumalýdýr. Ezberimizde olan âyet ve sûreleri de yüzünden okumak ezbere okumaktan daha efdaldir. Peygamber Efendimiz (asm): “Gözlerinize ibâdetten nasibini veriniz” buyurmuþtu. Ashab-ý Kiram: “Gözlerin nasibi nedir yâ Resûlallah?” dediler. Allah Resûlü (asm): “Mushaf’a bakmak, âyetleri üzerinde tefekkür etmek ve inceliklerinden ibret almaktýr” buyurdu. 1 2- Kur’ân-ý Kerim’i derin bir tefekkür içinde okumak ve okurken kendimizi Allah’a muhatap bilmek. Ýbn-i Mes’ud (ra) anlatýyor: Resûlullah (asm) bana hitaben: “Bana Kur’ân oku!” buyurdu. Ben: “Yâ Resûlallah! Kur’ân sana indirildiði halde, sana Kur’ân’ý ben mi okuyacaðým?” dedim. Allah Resûlü (asm): “Ben Kur’ân’ý kendimden baþka birisinden dinlemeyi hakikaten severim.” buyurdu. Bunun üzerine, Resûl-i Ekrem’e (asm) Nisâ Sûresinden okumaya baþladým. Nihâyet; “Her ümmetten birer þâhit getirdiðimiz ve ey Muhammed, onlarýn üzerlerine de seni þâhit olarak getirdiðimiz zaman onlarýn hâli nice olur?” 2 âyetine geldiðimde, Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm): “Þimdilik yeter!” buyurdu. Dönüp baktýðýmda, bir de ne göreyim, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in (asm) iki gözünden yaþlar akýyordu. 3 3- Kur’ân’ý huþû ve ürperti içinde okumak, dinlemek ve onu anlamak için susarak bütün dik kat le ri mi zi o na ver mek. Ce nâb-ý Hak: “Kur’ân okunduðu zaman onu dinleyin ve susun ki, merhamet olunasýnýz” 4 buyurur. 4- Kur’ân’ý abdestli olarak okumak. 5- Kur’ân’ý sesli veya sessiz okuyabiliriz; ama onu muhakkak dilimizle okumalýyýz. Yalnýz göz ile takip etmek tam bir okuma sayýlmaz. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm) Kur’ân’ý bazen yüksek sesle, bazen de kýsýk sesle okurdu. 5 6- Kur’ân’ý, gereði ile amel etmek için okumak. Peygamber Efendimiz’in (asm); “Onlar Kur’ân okurlar; fakat okuduklarý boðazlarýndan aþaðýya geçmez” 6 sözündeki sitemden kaçmalýdýr. 7- Kur’ân’ý isteyerek ve sýrf Allah rýzâsý için okumak. Usanýncaya kadar okumaktan kaçýnma lý; yorulduðunda dinlenmeli, sonra tekrar okumalýdýr. Peygamber Efendimiz (asm) “Kur’ân ile kalpleriniz birleþtikçe onu okuyunuz. Kalben ondan ayrýldýðýnýzda (yorulduðunuzda) okumayý býrakýnýz.” 7 buyurmuþtur. 8- Kur’ân’ý ücretle okumamalý ve ücretle okutma ma lý dýr. Pey gam ber E fen di miz (asm): “Kur’ân’ý okuyunuz ve onu menfaat vesilesi yap mayýnýz.” 8 buyurmuþtur. 9- Kur’ân’ý mümkün mertebe güzel sesle okumalýdýr. Peygamber Efendimiz (asm): “Kur’ân’ý sesinizle süsleyiniz.” 9 buyurmuþtur. 10- Kur’ân’dan ezberimizde bulunan âyet ve sûreleri unutmamak için belirli aralýklarla tekrar etmeyi ihmal etmemeliyiz. Özetlemek gerekirse; Kur’ân’a hiçbir yöneliþ ve hiçbir teveccüh istifâdesiz ve feyizsiz kalmaz. Yeter ki, okuduðumuz Kur’ân olsun! Fakat en istifâdeli ve en feyizli okuyuþ, mümkün olan bütün duygularýmýza âdetâ emzirerek okumaktýr. Hem gözle, hem dille, hem iþiterek, hem dokunarak, hem tefekkür ederek, hem düþünerek, hem ibret alarak, hem Allah’ýn huzurunda olduðumuzun idrâkiyle Allah’ýn vahyine kendimizi muhatap bilerek, hem korkarak, hem ümit duyarak, hem zevkle, hem haþyetle, hem huþû ile; Bedîüzzaman Hazretlerinin i fâ de siy le, o ku du ðu muz sa týr la rýn Peygamber Efendimiz’in (asm) mübârek dudaklarýndan çýktýðýný iþitircesine; yahut Hazret-i Cebrâil’in (as) Allah Resûlüne (asm) teblið ediþini duyarcasýna; veya Allah’ýn (cc) Hazret-i Cebrâil’e (as) tâlim ediþini hissedercesine okumak veya dinlemek hiç þüphesiz istifâdeyi ve feyzi arttýracak okuyuþ ve duyuþ halleridir. 10

K

Dipnotlar: 1- Umdetü’l-Kârî, 9/336. 2- Nisâ Sûresi, 4/41. 3R. Sâlihîn, 1005. 4- A’râf Sûresi, 7/204. 5- Ebû Dâvûd, 1/305. 6- Buhârî, 6/115. 7- Buhârî, 6/114. 8Ahmed bin Hanbel, Müsned, 3/428. 9- Nesâî, 2/139. 10- Bediüzzaman, Mesnevî-i Nûriye, s. 120.


10

KÜLTÜR SANAT

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

Y

LefkaraiþiyadaDaVinci KIBRIS’TA7YÜZYILLIKGEÇMÝÞÝOLANBUELSANATI,DÜNYADA‘’DAVINCI’’OLARAKBÝLÝNÝYOR. alioktay@alioktay.net

Vefatýnýn 11. yýl dönümünde Cinuçen Tanrýkorur eçen yýl tam da bu zamanlarda, gazetede yine bu sütunda merhum Cinuçen Bey’den bahsetmeye çalýþmýþtým. Ayný akþam da edebiyatçý yazar ve ESKADER (Edebiyat Sanat ve Kültür Araþtýrmalarý Derneði) üyesi Ali Hakkoymaz’ýn hem dâveti, hem de hatýrlatmasý üzerine düzenledileri anma programýna katýlmýþtým. Yaðmurlu bir ikindi sonrasý olmasýna raðmen anma programý için tahsis edilen mütevazi salon dolmuþtu. Hocanýn arkadaþlarý, dostlarý, yakýnlarý ve sevenleri hep buradaydý. Katýlýmcýlardan müzik araþtýrma-

G

cýsý Zeki Yýlmaz, “Bazý kiþilerin yaþarken kýymetleri bilinmez; bazýlarý da vardýr ki arkalarýndan övgüler yaðdýrýlýr. Müzik camiasý Cinuçen Tanrýkorur’un kýymetini daha çok biliyor; saðlýðýnda yeterince anlaþýlmamýþtý. Büyük müzik adamlarýný küçük bir çerçeveye sýkýþtýramayýz. O, yurt dýþýndan gelen cazip tekliflere vatanýna baðlýlýðýndan dolayý ‘hayýr, ben ülkeme borçluyum. O borcumu ödemek için geri dönmek zorundayým’ demiþti” derken, Gönül Paçacý, “Râuf Yekta Bey, ‘Mimarlar taþlarla bina yapar, ressamlar renkleri konuþturur; biz mûsikîþinâslar yaptýðýmýz iþle havaya düðüm baðlarýz’ der. Cinuçen Bey gayreti ve ilhamýyla çok deðerli eserler vermiþti. Belâgati yüksekti. O birçok dile hâkim gerçek bir entelektüeldi.‘’ diyerek kanaatlerini paylaþmýþlardý. Toplantýya katýlan Eþi Barihüda Haným ise Cinuçen Bey için þöyle demiþti: “Bir eser ortaya çýkarmak için uzun araþtýrmalar yapar, detaylarýna kadar inerdi. Çok az uyku uyur, çok çalýþýrdý. Eser ortaya çýkmasý için sanatçý ilham bekliyor sanýr bazý kiþiler; ama Cinuçen Bey hep çalýþýr; hep oturur, yazardý. Asla ilhamý beklemezdi. Bir mimar gibi planlardý büyük eserlerini. ‘Vefatýnýn onuncu yýldönümünde ‘Türk Müziðinin El Kitabý’ adlý bir kitap hazýrladýk, fakat yayýnlatamadýk. Beþ cilt halinde beþ yüz beþ eser yayýna hazýrladýk, onu da bastýramadýk. Mektuplarý ve mülâkatlarý yine yayýna hazýr. Bütün bu eserler himmet sahibi müzikseverleri bekliyor.” Evet, Barihüda Hanýmýn bahsettiði bu basýlmayý bekleyen çalýþmanýn müzik ve kültür dünyamýza kazandýrýlmasý bir borçtur. Hamiyetperver yayýnevlerine bu konuda büyük bir iþ düþüyor bence. Anma toplantýsý Kur’ân-ý Ke-

rim’den okunan aþr-i þerifler ve Topkapý Çinili Camii Ýmam Hatibi Ahmet Yüter Hoca’nýn nefis üslûbuyla yaptýðý duâyla son bulmuþtu. Yahya Kemal “Eski Mûsýkî” þiirinde Dede Efendi için þöyle der:

“Bu mûsýkîyi O, son kudretiyle parlattý Ölünce, ülkede bir muhteþem güneþ battý.” Ýþte o muhteþem güneþlerden biriydi bence merhum Cinuçen Bey. 2000 yýlýnýn 29 Haziraný idi hayata gözlerini kapadýðýnda. Ertesi gün ce-

naze namazý için Altunizade’deki Ýlahiyat Fakültesi Camiinde idik. Dönemin Kültür Bakaný Ýstemihan Talay’dan Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný R. Tayyip Erdoðan’a, Orhan Gencebay’dan Ahmet Özhan’a kadar bütün sevenleri, öðrencileri cenaze namazýnda saf tutmuþtu. Sanatta taviz vermeyen çizgisi, eleþtirmekten çekinmeyen tavrýna raðmen sevmeyeninden kat be kat fazla sevenlerinin olduðunu iþte cenazesine katýlan cemaat ispatlýyordu. Bekir Sýtký Sezgin Hoca’dan bir süre sonra Cinuçen Hoca’nýn da kaybý müziðimiz adýna pek çok kiþiyi üzmüþtü. Birkaç dil bilen, muhteþem bir ud virtüözü. Konservatuardaki hocalýk görevinin yaný sýra yine bir çok öðrenci yetiþtiren bu pek titiz insan artýk yoktu. Öðrencisi ve iyi bir tanbur icracýsý olan Dr. Murat Tokaç’ýn konserinde izlemiþtim onu. Ýçinde yabancýlarýn da olduðu salonu dolduran dinleyicilerden biri de bendim. Konser boyunca tanburun ve udun dýþýnda duyulan tek ses arada bir salonda yankýlanan öksürük sesleriydi. Konserin bitiminde Cinuçen Hoca’nýn tatlý sert ikazýyla karþýlaþtý izleyenler. Konser boyunca salonu çýnlatan öksürük sesleri rahatsýz etmiþti haklý olarak. Hocanýn “acaba kýrýlýrlar mý?” diye içinden geçenleri söylemekten kaçýnmayan tavrý, yazdýðý yazýlar, yaptýðý konuþmalarda da kendini gösteriyordu. Sanýrým 19992000 yýllarý idi. “Müzik Kimliðimiz Üzerine Düþünceler” isimli kitabý yeni çýkmýþ hemen alýp okumuþtum.—Hâlâ da gerektiðinde ilgili makaleleri okur, radyo programý ve müzik yazýlarýný yazarken yararlanýrým—Yazdýðý pek çok makaleyi ve kitabýný okudum. Yahya Kemal’in dediði gibi “öldüðünde muhteþem güneþlerden biri daha battý.” Vefat yýldönümünde Cenâb-ý Allah’tan (c.c) rahmet dilerim.

Cinuçen Bey’in hayat hikâyesi 1938’de Ýstanbul’da doðdu. Ýtalyan Lisesini ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlýk Bölümünü bitirdi. Müzik kariyerine 4 yaþýnda baþladý. Kendi kendine nota, usul, beste yapmasýný ve ud çalmasýný öðrendi. Þeddisaba Zavilaþiran, Gülbuse isimli yeni makamlar buldu. 500’e yakýn beste yaptý. 1982'de TRT’den ayrýldý. Konservatuar’da dersler verdi. Pek çok Avrupa ve Arap ülkesi ile ABD'de konserler verdi. Hem Türk, hem de yabancý pek çok öðrencisi oldu. 5 dil bilen Cinuçen Tanrýkorur, hayatýnýn önemli bölümünde aðýr hastalýklarla mücadele etti. Defalarca ameliyat oldu. Bütün bu saðlýk problemlerine karþýn gazete ve dergilerde makaleler yazdý, konferans ve konserler verdi. 29 Haziran 2000 yýlýnda Ýstanbul’da vefat etti. Yine bir müzik adamý Yalçýn Çetinkaya’nýn dilinden vefat anýyla ilgili kýsmý aktaralým: ‘’Vefatýndan iki gün önce tedavi gördüðü hastane odasýnda kendisini son kez görmek nasip oldu. Ellerinden öptüm. Helâlleþtik. Tam o sýrada öðle ezaný baþladý. Merhum Cinuçen Bey ezan bitene kadar ‘La ilahe illallah Muhammedun Resulullah’ zikriyle ezana eþlik etti.’’

dantel ile yerli halkýn nakýKIBRIS’A Venedikliler zamanýnda þýnýn karýþýmýndan Lefkara geldiði ve 7 yüzyýllýk geçmiþi olduÝþi ortaya çýktý. Yani halk, ðu sanýlan Lefkara Ýþi, turistik eþya ‘’göz hýrsýzlýðýyla’’ dantelin olarak dünyaya açýlmayý bekliyor. tekniklerini kendi nakýþýna Büyük el emeði göz nuru isteyen, iþledi. Bir diðer görüþ ise Kýbrýs’ta yapýlan yerel el sanatlarýVenedik asilzadelerinin nýn en önemlilerinden olan Lefkara eþleri köyde kurs düzenleiþi, 14. yüzyýlda Kýbrýs’a gelen Leodiði ve köylülerin motiflenardo Da Vinci’nin de ilgisini çekre kendi nakýþlarýný kattýðý miþ ve Da Vinci bu el iþini Papaya þeklinde. Ekingen, Lefkara hediye olarak Ýtalya’ya götürmüþ. Ýþi’nin tabiattan alýnan deLeonardo Da Vinci, Lefkara Ýsenlerden olduðunu, güþi’nin ‘’dere motifi’’ olarak bilinen nümüze kadar 7-8 modeörneðini, ‘’Son Akþam Yemeði’’ adlin ulaþtýðýný, el iþinin her lý tablosunda da kullanmýþ. iki tarafýnýn da düz olarak Kýbrýs’da Lefkara Ýþi, dünyada da kullanýldýðýný anlattý. ‘’Da Vinci’’ olarak bilinen 7 yüzyýlLefkara Ýþi’nin dünyada lýk geçmiþi olan el iþi, günümüzde bilinen isminin ‘’Da Vinci’’ turistik eþya olarak tanýtýlmaya çaolduðuna iþaret eden Ekinlýþýlýyor. Lefkoþa’da aðýrlýklý olarak gen, 14. yüzyýlda Kýbrýs’ý Büyükhan ve Arasta Çarþýsý’nda ziyaret eden Da Vinci’nin, satýlan Lefkara Ýþi’nin günümüzde Lefkara adýný, 1974 öncesi Türklerle Rumlarýn birlikte yaþadýðý Larnaka’ya baðlý Lefkara Köyünden alan el iþinin, Ada’ya 14. yüzLefkara Köyü’nden geçtiðini 8 kadar deðiþik modeli bulunuyor. yýlda Venedikliler tarafýndan getirildiðine inanýlýyor. FOTOÐRAF: AA ve Ada’dan ayrýlýrken Papaya Lefkara adýný, 1974 öncesi Türklerhediye olarak Lefkara Ýþi götürdüðünü, Papa’ya vermele Rumlarýn birlikte yaþadýðý Larnaka’ya baðlý Lefkara ortaya çýktýðý hakkýnda bilgi verdi. Ekingen’in verdiði bilgiye göre, Lefkara Köyü 14. yüz- den öncede de ‘’Son Akþam Yemeði’’ tablosunda kulKöyünden alan el iþinin, Ada’ya 14. yüzyýlda Venedikliler tarafýndan getirildiðine inanýlýyor. Kýbrýs Türk Ýþ Ka- yýlda Venedik asilzadelerinin tatil beldesiydi. Lefkara Ý- landýðýný söyledi. Þenay Ekingen, Lefkara Ýþi’ni günüdýnlarý Derneði Baþkaný Þenay Ekingen, Büyükhan’da þi’nin oluþumuyla ilgili iki farklý görüþ var: Bunlardan müzde orijinaline uygun olarak yaþatmaya çalýþtýklarýel iþi satýþý yaptýðý dükkânýnda Lefkara Ýþi’nin nasýl biri, tatil için gelen Venediklilerin yanlarýnda getirdiði ný belirtti. Lefkoþa / aa

Nurla dolu Ýnebolu HAYAT hýzýna bir türlü yetiþemediklerini, göz açýp kapayýncaya kadar bir yýlý daha bitirdiklerini belirten gençler, uhuvvet meclislerinde Nur sohbetleriyle dolu bir dönemi daha geride býraktýklarýný söylediler. Gençler, acýsýyla tatlýsýyla bir dönemi bitirmenin en güzel yanýnýn belki de dönem sonunda yapýlan “okuma programlarý” olduðunu ifade ederek, Türkiye’nin dört bir yanýnda iki hafta öncesinden baþlayan programlarýn halen devam etmekte olduðuna dikkat çektiler. Her yaþtan gruplarýn büyük bir gayret ve þevkle yaptýklarý programlarýn ümit kaynaðý olduðunu da kaydeden gençler, ayrýca yýlý güzel bir þekilde sonlandýrmaya vesile olan programlarýn, tatile girerken tembelliðe uðramadan, yeni bir gayret ve taze bir þevk verdiðini kaydediyorlar. Özellikle baþka bir diyara gidip oradaki arkadaþlarla tanýþmanýn ayrý bir þevk ve ümit verdiðine dikkat çeken bu gençlerden, Ýzmirli hanýmlar, okuma programý yapmak üzere, “Üstad Bediüzzaman’ýn ‘ikinci Isparta’ diye isimlendirdiði; Risâle-i Nurlarýn ilk kez teksir makinasý ile çoðaltýldýðý; Üstad’ýn bu

BULMACA Hazýrlayan: Erdal Odabaþ (erdalodabas@mynet.com)

1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

haber karþýsýnda bayram edip ‘sevinçten aðladým’ ve ‘bana bütün acýlarýmý unutturdu’ dediði; Ahmet Nazif Çelebi, Ýbrahim Fakazlý gibi Nura en büyük hizmetleri yapan has Nur Talebelerinin olduðu bir menzil olan Ýnebolu’da Nurlu bir programa dahil olduklarýný aktardýlar. “Rabbimizin harika san'atýnýn tefekkürüne doyulmayan bir menzil. Yeþili böylesine hayal bile etmemiþtim derken uçsuz bucaksýz mavisiyle buluþtuðunuz bir menzil. Güneþin denizin üzerinden grubunu seyrederken deðiþen manzaralarda en büyük Sanii olan Zat-ý Zülcelalin san'atýný temaþa edeceðiniz bir menzil” þeklinde tarif ettikleri Nur menzilinde programlarýný gerçekleþtiren Ýzmirli hanýmlar, böylesi bir programda arkadaþ ve kardeþleriyle görüþmenin herþeye deðdiðini vurguladýlar. Ýnebolu’da programda emeði geçen herkese teþekkür eden Ýzmirli hanýmlar, yine bu Nur menziline gelmek üzere anlaþtýklarýný tekrar tekrar ifade ettiler. Hatice Akkaya - Azize Ünlü - Ýzmir

SOLDAN SAÐA— 1. Erdem. - Ermiþ. 2. Rüzgârýn hýzýný ölçen araç. 3. Resulü Ekrem (asm) dev-

rinde Habeþistan hükümdarý. - Lâhika. - Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayý baðýþlama. 4. Amonyaktaki hidrojen yerine, tek deðerli hidrokarbonlu köklerin geçmesiyle oluþan ürünlerin genel adý. - Akdeniz’de bir ada. 5. Farsçada ok. - Cehennem bekçisi. 6. Çoðu kýldan dokunmuþ, büyük çuval. - Maden Teknik Arama’nýn kýsa yazýlýþý. 7. Para veya deðerli eþya saklamaya yaralan çelik dolap. - (Tersi) Cennet kýzý. 8. Gölge. - Nicelik, nitelik, güç, süre, sayý bakýmýndan eksik. - Aðaçlýklý yol. 9. Kuþ kapanýna dökülen yem. - Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla. 10. Þiir ve nesirde uyum saðlamak için söz baþlarýnda ve ortalarýnda ayný ünsüzün veya ayný hecelerin tekrarlanmasý.

YUKARIDAN AÞAÐIYA— 1. Baðnaz. - Rusça’da evet. 2. Kansýzlýk. - Esasla ilgili, asýl ve temel olanla ilgili, esasi. 3. Yaptýrmama, yasaklama. - Bostan ile Gülistan'ýn yazarý. 4. Ýnanç. - Canlý, sað olma durumu. 5. Yeterince aydýnlýk olmayan, yarý karanlýk, az ýþýk alan. - Güney Afrikanýn trafikteki iþareti. - Kimi yörelerimizde hala. 6. SubaylaBÝR ÖNCEKÝ BULMACANIN CEVABI rýn dýþarý iþlerini gören asker. - Ezgi, türkü, naðme. 7. Sýhhî tesisatta su borusunu üç 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 yönlü kullanabilme durumuna getiren 1 H A S E T E H A L Ý T A parça. -Tahta, çinko vb. hafif þeylerden yapýlmýþ, temelsiz eðreti yapý. 8. Sayrýmsama. 2 A S A L E T M T A B A K 9. Bir topluluðun ileri gelenleri, büyükler, 3 L A H Ý K A A Ý T Ý N A üstler. - Birdenbire duyulan acý, aðrý, þaþýr- 4 Ý T A M K R E K A B E T ma, ürkme veya sevinç anlatan bir nida. 10. 5 F A L B S H M A A Ý L P Gam dizisinde do ile mi arasýndaki ses. - 6 E N E E E Ý E L A K E M Küçük limon. - (Tersi) Rusya’da nehir. 11. 7 R E K Ý L E A Ý M L M E Binme, yük çekme, taþýma vb. hizmetlerde 8 A R E E A M A A A D E T kullanýlan, tek týrnaklý hayvan. - Yaðma, ça9 D A L A M A N Y S A K A pul. 12. Geçinmek için gerekli olan þeyle10 A T E R Ý N A A A R T L rin bütünü, geçimlik. - Rütbesiz asker.


DÝZÝ

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

11

ÝSRAÝL’E KARÞI FÝLÝSTÝN CÝHADI

T E K E R A H T E B S Ü M

ÝDEOLOJÝSÝ ÝK L N E V Ü G Î L ÝL ET PRENSÝBÝ, M K E R A H T ÖKERTÝYOR. E Ç B N S E Ü D L M E N M A E L T A Ý AZASINI ESAS ET PROJELERÝN F D A ÝD H Þ U E M V ÝN ÝK T R E H ÝY A ÝPÜLASYON, T ASAYÝÞ VE EMN N A A T M T , R A A Ýþte Gazalî, iþte Bediüzzaman... M Þ T E A V Y L A A D I, K S A HER H B Onun için, Ü L R Ü Diðer Ýslâm büyükleri gibi bu iki müceddid T EN HER ÝL D E A ona ve talebelerine yöneltilmek istenen “emniÝN B E ÝN de Kur’ân’a ve Peygambere yöneltilen saldýrý ve ÜZER kezlerini vuran 11 Eylül saldýrý- yeti ihlâl” suçlamasý, ancak “Böyle bir ihtimal o-

KÂZIM GÜLEÇYÜZ irtibat@yeniasya.com.tr

-2-

MÜSBET HAREKET VE GÜVENLÝK anevî cihad kavramý gibi, müsbet hareket prensibini de ilk telâffuz eden kiþi, Said Nursî. “Patent hakký” ona ait. Uygulamadaki güzel örneklerini de onun mücadele dolu hayatýnda görmemiz mümkün. O, hem Doðudaki Rus ve Ýstanbul’daki Ýngiliz iþgaline karþý en cesur ve kararlý mücadeleyi verenlerden biri olup zalimlerin zulmünü yüzlerine çarparak gaddar ve cebbarlara meydan okumuþ; hem de asayiþ bozulup masumlar zarar görmesin diye, bir savcýnýn veya karakol baþçavuþunun keyfî tavýrlarýný sineye çekmiþti. Müsbet hareket esasýný doðru anlayýp yerli yerinde, isabetli bir þekilde uygulayabilmek için, onun hayat çizgisini ve fikirlerini, orijinal bütünlüðü içinde kavramaya ihtiyacýmýz var. Bu prensip, Ýslâmýn izzetiyle baðdaþmayan bir acziyet, teslimiyet ve pasifizmi deðil; þartlarý dikkate alýp, tuzaklara düþmeme ferasetini ve manevî hizmetler için de þart olan toplum huzurunun korunmasýný ifade ediyor. Bu çerçevede müsbet hareketin güvenlikle iliþkisinin de özellikle irdelenmesi gerekiyor. Bilindiði gibi, hak ve özgürlükleri kýsýtlayýp demokrasiyi daraltan uygulamalarýn en önemli, hattâ yegâne gerekçesi güvenlik. Güvenliði tehlikeye sokan tehditler mütemadiyen gündemde tutulmak suretiyle özgürlük ortamý sýnýrlanýyor. Bunun en yakýcý örneklerinden biri, yýllardýr PKK teröründen bîzar olan ülkemizde yaþanýyor. Çeyrek asrý aþkýn zamandýr bir türlü bitmeyen ve bitirilmeyen bu terör, bölgeyi yýllarca OHAL düzenine mahkûm etmiþken, ülke genelinde zaten aðýr aksak giden demokratikleþme sürecinin ilerleme kaydetmesini de engelliyor. Kendi vatandaþýný iç tehdit olarak gören deðerlendirmelerin yer aldýðý gizli belgelere millî “güvenlik” siyaset belgesi denilmesi de manidar. Ýdeolojik yaklaþýmlarla ihdas edilen hayalî tehditler, bu þekilde devletin güvenlik politikalarýnýn tayininde belirleyici kriterler haline geliyor. Dahasý, o tehditlerin “gerçek”liðini “ispatlamak” adýna birtakým düzmece örgütler ve onlarýn rol aldýðý senaryolar dahi tezgâhlanabiliyor. Sonuçta “millî güvenlik ideolojisi” her türlü demokratik açýlým teþebbüsünün önünü týkýyor. Dünyadaki durum da ülkemizdekinden çok farklý deðil. New York’taki Dünya Ticaret Mer-

M

larýndan sonra sürekli gündemde tutulan El labilir” formatýnda gündeme getirilebildi ve bu Kaide heyûlâsý ve onun adý kullanýlarak gerçek- “ihtimal eksenli” itham da Bediüzzaman’ýn susleþtirilen terör saldýrýlarý, neredeyse bütün dün- turucu cevaplarýyla hep püskürtüldü. ya devletlerini sonu gelmez bir güvenlik paraDolayýsýyla, onun her hal ve þartta asayiþ noyasýna sürükledi. ve emniyetin muhafazasýný esas alan müsbet ABD baþta olmak üzere demokrasileriyle ö- hareket prensibi, güvenlik ideolojisi üzerine vünen Batý ülkelerinde özellikle Müslümanlara bina edilen her türlü baský, dayatma, maniyönelik fiþleme ve gözaltýlar, havaalanlarýndaki pülasyon, tahrik ve þiddet projelerini temelolaðanüstü güvenlik tedbirleri ve insan onuru- den çökertiyor. nu incitecek düzeylere vardýrýlan sýký kontroller Buna karþýlýk, müsbet hareket esasýný kaabu anormal ruh halinin tezahür ve yansýmalarý. le almayan mücadele yöntemleri, hele iþin iAyný paranoyanýn had safhada yaþandýðý ülke- çine silâh da girerse, bilumum sýzma ve saplerden biri de hiç þüphe yok ki Ýsrail. Netice itiba- týrmalara açýk yapýlar oluþturarak ve baskýrýyla kendi zalimane politikalarýnýn ürettiði so- dayatma sistemlerini tahrik edip ellerine koz nuçlarý “tehdit” olarak ilân edip, onlarla bitmeyen ve malzeme vererek, onlarýn ömürlerini de bir “mücadele”ye giriþerek, sonu gelmez bir fâsit uzatmýþ oluyor. daire içinde dönüp duruyor. Böylece ne kendisi Çare çok sade ve çok etkili: Müsbet hareket... rahat ediyor, ne de zulmettiði Filistinlilere ve hat tâ kendi halkýna rahat yüzü gösteriyor. PROVOKASYONLARA Umumî harbin, yani Birinci Dünya Savaþýnýn KARÞI PEYGAMBER METODU bütün dünyada askerî istibdat rejimlerini güçBatýda bazý mihraklar tarafýndan zaman zalendirdiðini ve dalâletten çýkan merhametsizli- man gündeme getirilen Þeytan Âyetleri ve Peyðin o rejimler altýnda dehþetli zulümlere yol aç- gamberimizin karikatürünü çizmek gibi karantýðýný vurgulayan Bediüzzaman, bu durumun, lýk provokasyonlar bir kýsým Müslümanlarý soehl-i hakka mücakaða döküp haklý idelesinde kuvvete ken haksýz duruma baþvurma yolunu düþürebilen sonuçkapattýðýna iþaret lara yol açarken, ediyor. (Þuâlar, s. böyle durumlarda 464) cevabý aranmasý geProvokasyonlara karþý takýnýla Said Nursî’nin reken sual þu olmalý: cak doðru tavýr: Ciddîye almayýp din adýna iktidar Hz. Peygamber kavgasýna girmek(a.s.m.) hayatta olbir an önce gündemden düþür ten ve silâhlý mükendisine yömek. Ve aslî hizmetleri ziyadeleþ - saydý, cadeleden kaçýnneltilen hakaretler tirmek. Ýslâm bugüne Þeytan  ma noktasýndaki baþta olmak üzere ýsrarýnýn çok öböyle durumlar karyetlerine cevap yetiþtirerek deðil, nemli gerekçeleri þýsýnda nasýl bir tavýr Kur’ân âyetlerine sarýlarak geldi. vardý. Bunlardan takýnýr ve ne tarz bir biri, hak namýna mukabelede buluyola çýkýldýðý halde nurdu? çok dehþetli haksýzlýk ve zulümlere sebebiyet Onun örnek hayatýndan çýkardýðýmýz cevap verilebileceði gerçeði idi. Ve bunu Afyon mek- þu: Kureyþ ve Taif müþrikleriyle Medine münatuplarýndan birinde þöyle açýklýyordu (mealen): fýklarýnýn aðýr suçlama, hakaret ve iftiralarýna Ehl-i hak, hakkýný kuvvet kullanarak müdafa- aldýrmayýp sabýr, sebat, kararlýlýk ve þefkatle a etse, ya o da þiddetli zulümler irtikâb edecek hakký tebliðe devam eden o Rahmet Peygamveya maðlûp olacak. Çünkü mücadele ettiði ta- beri, hiç þüphe yok ki, böyle hadiselerde de ayný raf, bir-iki kiþinin hatasýyla yirmi-otuz kiþiyi vu- tavrý ortaya koyardý. rur, periþan eder. Eðer ehl-i hak, hak ve adalet Onun hayatýnda ölçüsüz taþkýnlýklarýn, yakýp uðruna sadece orayý vursa, otuz zayiata muka- yýkmalarýn, hedef ayýrmaksýzýn vurup kýrmabil yalnýz biri kazanýr, maðlûp durumunda ka- nýn, kör þiddetin asla yeri yok. lýr. Buna karþýlýk, misliyle mukabele etmeye Ve ancak zaruret hallerinde ve meþrû müdakalksa, hak namýna dehþetli bir haksýzlýk etmiþ faa ile sýnýrlý olarak cevaz verdiði savaþlara da, olur. (a.g.e. 260) zayýf ve güçsüzleri koruyan bir hukuk ve nizam Halbuki Kur’ân’a göre bir kiþinin hatasý veya getirmiþti o. zulmüyle baþkasý sorumlu olmaz. Bir gemide Dolayýsýyla, günümüzde bazý Müslümanladokuz cani, bir masum bulunsa, canileri ceza- rýn, “haksýzlýk, saldýrý ve hakaretlere tepki” adýlandýrma adýna o gemi batýrýlamaz. Bir masu- na ortaya koyduklarý taþkýnlýklarýn, ölçüsüz eymun hakký, yüz cani için feda edilmez. lemlerin, yakýp yýkmalarýn, Rahmet ve Hikmet Bilhassa bu sebeple Said Nursî hak mücadele- Peygamberinin çizgisiyle hiçbir alâkasý yok. sinde kuvvet kullanma þýkkýný reddediyor, asayiþ Peygamber vârisi olan büyük Ýslâm âlimlerive emniyetin muhafazasýna büyük önem veriyor, nin bu tür saldýrýlar karþýsýndaki tavrýna baktýmüsbet hareket prensibine vurgu yapýyor. ðýmýzda da ayný hikmetli çizgiyi görüyoruz.

‘‘

hakaretlere verdikleri cevaplarda hep fikrî zeminde kalmýþlar ve bunu yaparken de o hakaretlerin seviyesizliðine asla muhatap olmayan gayet vakur bir tavýr ortaya koymuþlar. Ayrýca, menfîyi hiç nazara vermeden müsbeti ikame etmeyi esas alan Kur’ânî metoda harfiyen uyarak, eserlerinde münhasýran hakikatlerin izah ve yorumunu öne çýkarmýþlar. Son çaðýn müceddidi Bediüzzaman’ýn eserlerinde de bunun güzel örneklerini görüyoruz. Said Nursî risâlelerinde dinsiz Avrupa feylesoflarýnýn Ýslâma yönelttikleri itiraz ve tecavüzleri cevapladýðýný her fýrsatta vurguluyor. Bu babda isim zikrederek verdiði Abdullah Cevdet ve Dr. Dozy örneklerine iþaret ederken de, bu kiþilerin serâpâ Ýslâm aleyhindeki dinsizce iftira ve tecavüzlerine ses çýkarmayan rejimin, bunlara cevap veren Risâle-i Nur’a da iliþmemesi gerektiðini belirterek, fikir platformunda verilecek mücadelenin eþit þartlara ve hür zemine ihtiyaç gösterdiðini kaydediyor. Özellikle karikatür kriziyle gündeme gelen tartýþmalara ýþýk tutan ilginç bir örnek de þu: Kastamonu mektuplarýndan birinde Bediüzzaman, “baþtan sona Kur’ân ve Peygamber (a.s.m.) aleyhinde, Kur’ân ve Peygamber Aleyhisselâmýn azamet ve haþmet-i maneviyelerini kýrmak ve hiçe indirmek ve âdileþtirmek niyetiyle yazýlan matbu bir eser”den söz ederken, “Hizbüþþeytanýn Peygamber (a.s.m.) ve Kur’ân hakkýnda mesleklerince söyledikleri tabiratý baþka bir tarzda o zýndýk herif istimal etmiþ. Beni çok müteessir etti” dedikten sonra þu dikkat çekici deðerlendirmeyi yapýyor: “Muannid mülhidlerin kurduklarý çürük ve vâhî hud’alarý (saçma, önemsiz hileleri) örümcek aðý ve yuvasý gibi kuvvetsiz ve o þeytanet perdeleri kýymetsiz ve mukavemetsizdir.” Ardýndan da söz konusu kitabý merak edip bakmanýn sâfi kalbleri bulandýrýp, en azýndan vesvese ve evham vereceði uyarýsýnda bulunarak, þu tavsiyeleri dile getiriyor Said Nursî: “Sakýn ona ehemmiyet vermekle halklarý meraklandýrýp bakýlmasýn. Belki ehemmiyetsiz, dinsizcesine bir paçavradýr bilinsin. Böyle þeylere karþý müteyakkýz davranmak ve faaliyetlerini ziyadeleþtirmek lâzým geliyor. Fena þeyle zihnen meþgul olmak da fena olduðu için kýsa kesiyorum.” (Kastamonu L., s. 112-3) Vaktiyle yýllarca gündemde tutulan ve Humeynî’nin idam fetvasýna konu olan Selman Rüþdi’nin Þeytan Âyetleri adlý hezeyannamesi ve Teslime Nesrin’in bazý Müslümanlarý sokaða döken provokatif zýrvalarý için olduðu gibi, karikatür tahrikine ve muhtemel benzer tertiplere karþý da takýnýlmasý gereken doðru tavrýn ölçüsü iþte bu sözlerde: Merak etmemek ve ettirmemek. Ciddîye almaya deðmeyecek önemsiz ve dinsizce paçavralar olarak görüp bir an önce gündemden düþürmek. Ve aslî hizmetleri ziyadeleþtirmek. Ýslâm bugüne Þeytan Âyetlerine cevap yetiþtirerek deðil, Kur’ân âyetlerine sarýlarak geldi.

{

YARIN: ÝNTÝHAR EYLEMLERÝ

{

bu lu nur du? bir mu ka belede ta kýnýr ve ne tarz

: I C Â L Ý N I N I S A Y O N A R A P K Ý L N E V GÜ

nasýl bir tavýr ret ler karþý sýnda yö neltilen ha ka ne si di n ke , dý ay a ol s (a.s.m.) ha yat t Hz. Pey gamber

Üç dinin kutsal mekânlarýný ve sâliklerini bünyesinde barýndýran Filistin, Osmanlý hakimiyetinde olduðu dört yüz yýl boyunca barýþ, huzur ve sükûnet içinde yaþamýþtý. Ne zaman ki Osmanlý çekildi; týlsým bozuldu, kaos ve kargaþa baþladý. Osmanlýnýn bu topraklara getirdiði huzur, fanatik Yahudiler tarafýndan da itiraf edilmekte ve bunlardan biri, tek gözünü kapatan siyah bantýn oluþturduðu korsan görüntüsüyle hafýzalarda iz býrakan bir Yahudi: Moþe Dayan. Lübnan’daki BM Barýþ Gücü Sözcüsü Timur Göksel Dayan’ýn þu sözünü nakletmiþti: “Biz Osmanlýnýn millet sistemini buralara alsaydýk, Filistin meselesi olmazdý.” Göksel, Ýsrail’in sonradan bu sistemi uygulamaya çalýþtýðýný, ama artýk Filistin’de milliyetçilik doðduðu için baþarýlý olunamadýðýný ifade ediyor. Ýsrail’in gerçekten böyle bir giriþimi oldu mu; araþtýrýlmasý icab eden bir konu. Ama Filistin meselesinin bu hale gelmesinden sosyalist Arap milliyetçiliðinin de sorumlu olduðu, bir vâkýa. Said Nursî Filistin meselesinde Yahudilerin kazandýðý muvakkat “baþarý”yý, Benî Ýsrail enbiyasýnýn mezaristaný olan Filistin’e millî ve dinî bir duyarlýlýkla sahip çýkmalarýna baðlýyor. “Çabuk tokat” yememelerinin sebebi bu. Yoksa, bizzat Kur’ân’ýn tesbitiyle, hayatý sevme ve dünyaperestlik noktasýndaki ifratlarý yüzünden her asýrda zillet ve meskenet tokadý yemeye müstehak olan Yahudilerin koca Arap âleminde dayanabilmeleri asla mümkün deðildi. Bediüzzaman’ýn Þuâlar’da yaptýðý (s. 435) bu tesbit ýþýðýnda Ýsrail’in dününü, bugününü ve yarýnýný deðerlendirdiðimizde þu neticelere ulaþýrýz: Ýsrail kurulmasýný, güçlenmesini ve bugüne kadar ayakta kalmasýný, söz konusu dinî ve millî duyarlýlýða borçlu. Filistinliler baþta olmak üzere Arap âleminin Ýsrail karþýsýndaki maðlûbiyeti ise, bu duyarlýlýða Ýslâmî þuurla deðil, temelsiz, çürük ve daðýnýk bir sosyalist Arap milliyetçiliði ideolojisi ile mukabele etmelerinden kaynaklanýyor. Ancak gelinen noktada, bu durum büyük ölçüde deðiþmiþ görünüyor. Ya hudileri ayakta tutan dinî ve millî du yarlýlýðýn yerini yine aþýrý hayat sevgisi ve dünyaperestlik aldýðý için, bu kavim tarihte alýþýk olduðu zillet ve meskenet tokadýný tekrar yemeye müstehak hale gelmiþ durumda. Ýsrail’in vahþi ve hunhar politikalarýyla kendisini gösteren saldýrganlýðý, kendi hayatýný ciddî tehlike içinde gören dünyaperest ve kronik bir ruh hastasýnýn yaþadýðý paranoyayý yansýtýyor. Ama bu paranoya ile irtikâb ettiði cinayet ve katliâmlar, kendi kaçýnýlmaz âkibetini biraz daha çabuklaþtýrmaktan baþka bir netice vermiyor. Sosyalist Arap milliyetçiliðinden büyük ölçüde uzaklaþan Filistin tarafý ve Arap âlemi, dinine, inançlarýna ve bunlarýn gereði olan saðduyu çizgisine yaklaþtýðý ve sarýldýðý ölçüde baþarýlý olacak; Ýsrail karþýsýndaki yarým asýrlýk maðlûbiyetine son verip zaferi göðüsleme imkânýný bulacak. Bu açýdan, bilhassa Filistinliler son derece akýllý, dikkatli, temkinli ve dirayetli hareket etmeleri gereken çok kritik bir kavþak noktasýndalar. Yarým asýrlýk tecrübe þunu gösterdi ve öðretti ki, bilhassa taraflar arasýnda kuvvet dengesinin bulunmadýðý bir durumda, tutarlý stratejilere dayanmayan ve körlemesine yürütülen silâhlý mücadelelerle netice almak mümkün deðil. Silâh, ancak dahilde tam bir ittifak, hariçte ise diplomasi ve kamuoyu desteði gibi unsurlar arkasýna konulabildiði ve sadece gerektiði zaman gerekli olduðu ölçüde kullanýldýðýnda etkili olabilir. Sivilleri hedef alan intihar eylemleri ise, masumlara zarar vermenin vebalini getirir; düþmanýn elinde koz olmaktan baþka iþe de yaramaz.


12

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

ÝLAN

Y

YERÝNÝZÝ AYIRTMAK ÝÇÝN ACELE EDÝN!

TAZÝYE

SÜLEYMAN KÖSMENE VE RECEP TAÞCI'NIN KATILIMI ÝLE ÝZMÝR KÜLLÝYESÝ YARARINA YAT GEZÝSÝNE DAVET!

Kýymetli dostumuz, ERPA Yönetim Kurulu Baþkaný,

TARÝH: 10.07.2011 PAZAR SAAT: 09.30 KALKIÞ YERÝ: ÇEÞME GEZÝ YERÝ: ÇEÞME KOY VE ADALARI ÜCRET: 30 TL (SABAH KAHVALTISI, ÖÐLE YEMEÐÝ -BALIK IZGARA- DÂHÝL) ÝZMÝR ÇEÞME GÝDÝÞ DÖNÜÞ YOL ÜCRETÝ: 10 TL. BAYANLAR ÝÇÝN YER AYRILMIÞTIR. BÜTÜN TÜRKÝYE YENÝ ASYA OKUYUCULARI DAVETLÝDÝR MÜRACAAT: 0 506 492 06 33 (Abdülbasir ÞEKER)

MAL ALIMI ÝÇÝN ÝHALE ÝLANI OYPAÞ FISTIKÇILIK ve FISTIK ENTEGRE TESÝSLERÝ TÝC. ve SAN. LTD. ÞTÝ. Doðu Akdeniz Kalkýnma Ajansý Ýktisadi Kalkýnma Mali Destek Programý (Kâr Amacý güden Kurumlara Yönelik) kapsamýnda saðlanan malî destek ile Saðlýklý ve Kaliteli Ýþlenmiþ Yerfýstýðý Kapasite Arttýrma Projesinde aþaðýda isimleri belirtilen makine ekipmanlar için bir mal alýmý ihalesi sonuçlandýrmayý planlamaktadýr. MAKÝNE EKÝPMANLAR : 1 Adet 60 Ton Çukurlu Vasýta Baskülü LOT 1 LOT 2 : Yer Fýstýðý Kýrma Hattý - 4 Adet Yerfýstýðý Kýrma Makinasý - 2 Adet Taþ ayýrýcý Makine - 2 Adet Seperatör - 2 Adet Fýstýk Kabuðu Öðütme Makinasý - 2 Adet Toprak Taþýyýcý Bant - 2 Adet Rutubet Makinasý - 1 Adet Tünel Bandý - 3 Adet Üst Taþýyýcý Bant Depo - 3 Adet Taþýyýcý Bant - 15 Adet Elavatör - 2 Adet Siklon Kabuk Toplama Makinasý - 4 Adet 10 Tonluk Fýstýk Deposu - 1 Adet Z Elavatör Ýhaleye katýlým koþullarý, isteklilerde aranacak teknik ve malî bilgileri de içeren Ýhale Dosyasý Karataþ Mah. Atatürk Bulv. No: 28 Cevdetiye / Osmaniye adresinden veya www.dogaka.org.tr internet adreslerinden temin edilebilir. Teklif teslimi için son tarih ve saati: 22.07.2011 - 14:00 Gerekli ek bilgi ya da açýklamalar; www.dogaka.org.tr internet adreslerinde yayýnlanacaktýr. Teklifler, 22/07/2011 tarihinde, saat 14:00'da ve Karataþ Mah. Atatürk Bulv. No: 28 Cevdetiye / Osmaniye adresinde yapýlacak oturumda açýlacaktýr. www.bik.gov.tr B: 43404

Hüseyin Erdem Ede'nin muhtereme annesi

Neriman Fikret Ede Hanýmefendinin vefatýný teessürle öðrendik. Merhumeye Cenâb-ý Hâk'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.

TAZÝYE Muhterem kardeþimiz

Cem Atilla Tiz'in babasý

Y

Necati Tiz

'in

vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hâk'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.

TAHSÝLAT DAÝRE BAÞKANLIÐINDAN ÝLANEN TEBLÝGAT

Y Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu tarafýndan yukarýda ad-soyad ve ünvaný yazýlý borçlular adýna tanzim olunan Ödemeye Çaðrý Mektuplarý ile bildirimler borçlularýn bilinen adreslerine tebligat yapýlamadýðýndan 213 sayýlý V.U.K.'nun 103 ve 106. maddelerine istinaden ilgililerin ilan tarihinden baþlayarak bir ay içerisinde Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na bizzat veya bilvekâle müracaatta bulunmalarý veya taahhütlü mektup vb. þekilde açýk adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayýtlý resmi teblið yapýlacaðý bir ay sonunda müracaatta bulunmayan veya açýk adreslerini bildirmeyenler hakkýnda iþ bu ilanýn neþri tarihinden itibaren bir ay sonunda teblið yapýlmýþ sayýlacaðý ilan olunur. www.bik.gov.tr B: 42645

ÝZMÝR VERGÝ DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI ÞÝRÝNYER VERGÝ DAÝRESÝ MÜDÜRLÜÐÜN'DEN

Þirinyer Vergi Dairesi Müdürlüðü'nün yukarýda kayýtlý vergi numaralarý ile ad ve soyadlarý, ünvanlarý yazýlý mükelleflerin isimleri hizalarýnda gösterilen vergi ve cezalara havi teblið evraklarýnýn bilinen adreslerinde gerek PTT ile gerekse memur eliyle tebliði mümkün olmamýþtýr. Muhataplarýn ilan tarihinden baþlayarak 1 ay içinde Müdürlüðümüze bizzat veya vekâletine haiz vekili vasýtasýyla müracaat etmeleri veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açýk adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayýtlý teblið yapýlacaðý, aksi halde 1 (bir) ayýn sonunda teblið yapýlmýþ sayýlacaðý ilanen teblið olunur. www.bik.gov.tr B: 42822

KOCAELÝ PÝKNÝÐÝ ÝPTAL EDÝLMÝÞTÝR Olumsuz hava þartlarý dolayýsýyla geçen hafta ertelenen pikniðimiz, ayný hava þartlarýndan dolayý iptal edilmiþtir. Tekrar buluþmak dileðiyle.

Ýzmit Yeni Asya Temsilciliði Ýrtibat : (0532) 560 96 19 : (0532) 626 38 46 : 0(262) 321 67 71

T. C. ÝSTANBUL ASLÝYE 13. TÝCARET MAHKEMESÝ BAÞKANLIÐINDAN ÝLAN DOSYA NO: 2007-413 KARAR NO: 2009-829 Davacý T. Halk Bankasý A.Þ. vekili Av. Ercan Alparslan tarafýndan davalýlar Hüsnü Özdem ve Ahmet Lütfü Soner aleyhine açýlan tasarrufun iptali davasýnda ilanen tebligat yapýlmasýna karar verildiðinden: Mahkememizce verilen 2007-413 esas, 2009-829 karar sayýlý 21.12.2009 tarihli karar T. Halk Bankasý A.Þ. vekili Av. Ercan Alparslan tarafýndan 16.02.2010 tarihinde temyiz edildiði, Yargýtay 17. Hukuk Dairesi Baþkanlýðýnýn 24.01.2011 tarih, 2010/12733 esas, 2011/354 karar sayýlý ilamý ile; davacý vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarýnýn reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 750,00 TL vekâlet ücretinin davacýdan alýnarak duruþmada vekille temsil olunan davalý Hüsnü Özden'e verilmesine, duruþmada vekille temsil olunmayan davalý Ahmet Lütfü Soner yararýna vekâlet ücreti taktirine yer olmadýðýna, 19.12.2005 gün ve 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 140. maddesi gereðince davacý harçtan muaf olduðundan harç alýnmasýna yer olmadýðýna 24.1.2011 gününde oybirliðiyle karar verildiði; Davacý T. Halk Bankasý A.Þ. vekili 23.03.2011 havale tarihli dilekçeleri ile Yargýtay 17. Hukuk Dairesinin 2010/12733 esas, 2011/354 karar sayýlý 24.01.2011 tarihli kararý hukuka aykýrý olup, söz konusu kararýn düzeltilerek, dava konusu taþýnmazýn batýl satýþýnýn iptaline dair davanýn haksýz reddine iliþkin 21.12.2009 tarihli yerel mahkeme kararýnýn yeniden incelenerek bozulmasýný talep ettiði nedenle; bu hususlarýn davalý AHMET LÜTFÜ SONER'e (Batýköy Mah. A92 Blok, D: 14 Mimarsinan B. Çekmece/Ýstanbul) teblið yerine kain olmak üzere; 7201 sayýlý kanunun 31. maddesine göre ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra teblið edilmiþ sayýlacaðý, bu tarihden itibaren kanuni süre içerisinde karar düzeltme talep edilmezse karar düzeltme dilekçesine cevabýn davalý yönünden kesinleþeceði hususu ilan olunur. 23.03.2011 www.bik.gov.tr B: 43062

T. C. SÝLÝVRÝ 1. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN Esas No: 2006/471 Karar No: 2008/484 Davacý Maliye Hazinesi vekili Av. Perihan Özcan tarafýndan davalý Lütfi Korkmaz, Adil Korkmaz, Kafiye Korkmaz, Safiye Sevik, Fahriye Düþmez aleyhine açýlan Tapu Ýptali ve Tescil davasýnýn sonunda verilen 12.06.2008 tarihli karar, Davacý Hazine vekili tarafýndan temyiz edilmiþ, dosya temyiz incelemesi yapýlmak üzere Yargýtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmiþ, Yargýtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/1000 Esas, 2011/4236 Karar sayýlý kararý ile Onanmasýna karar verilmiþ, Yargýtay 20. Hukuk Dairesinin kararý Hazine vekili tarafýndan 03.06.2011 havale tarihli dilekçe ile Karar Düzeltme Talebinde bulunulmuþ olup, Davalýlardan Kafiye Korkmaz'ýn bütün aramalara raðmen adresi tespit edilemediðinden Yargýtay Onama ilamý ve Karar düzeltme dilekçesinin davalý Kafiye Korkmaz'a teblið yerine kaim olmak üzere ilanen teblið olunur. 09/06/2011 www.bik.gov.tr B: 43114

BAKIRKÖY 4. ÝÞ MAHKEMESÝNDEN ÝLAN (31/05/2011 Tarihli kararýn ilanen tebliði) ESAS NO: 2006/36 Davacý : Erkut Uzunay Vekili : Av. Cihat Baþerli Davalý : Saim Büyükbayrak Þenlikköy Mahallesi Harman sokak No: 39-A4 B1 Daire 1 Bakýrköy/Ýstanbul Dava : Tazminat (Ýþ Kazasýndan Kaynaklanan) Taraflarý yazýlý bulunan iþ bu davada Mahkememizce verilen 31/05/2011 tarih, 2006/36 Esas, 2011/353 sayýlý karar ile Asýl dava yönünden 30.000 TL manevi tazminatýn davalý: Bayrak Tekstil San. ve Tic. Ltd. Þti.'den tahsili ile davacýya ödenmesine, Birleþen Bakýrköy 14. Ýþ Mahkemesinin 2009/1266 Esas sayýlý dosyanýn pasif husumet yokluðundan reddine karar verildiðinden, kararýn davalý adýna teblið yerine kaim olmak üzere iþbu karar ÝLANEN teblið olunur. www.bik.gov.tr B: 43125

T. C. SULTANBEYLÝ ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN ESAS NO: 2011/216 Esas. KARAR NO: 2011/416 Sultanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/02/2011 tarih, 2011/216 Esas, 25/04/2011 tarihli, 2011/416 karar sayýlý kararý ile, HÜKÜM: Bitlis ili, Tatvan ilçesi, Suboyu Cilt No: 48, Hane No: 20 Bsn: 64, T.C. NO: 10330889732'de nüfusa kayýtlý Yahya ve Mecbure'den olma Sultanbeyli 20/09/1992 doðumlu ÝSMAÝL ÝTGÜ'NÜN, ÝTGÜ olan soy isminin ÝPTALÝ ile nüfusa CAN olarak yazýlmasýna, Teblið yerine geçmek üzere ilanen teblið olunur. 28/06/2011 www.bik.gov.tr B: 43160

ÇEÞME ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2010/435 Esas. KARAR NO: 2011/74 Davacýlar HAKAN GÜROL, ÝLKNUR GÜROL aleyhine mahkememizde açýlan Nüfus (Ad Ve Soyadý Düzeltilmesi Ýstemli) davasýnýn yapýlan açýk yargýlamasý sonunda: HÜKÜM: Davanýn KABULÜNE, Ýzmir ili, Çeþme Ýlçesi, Çiftlik Mahallesi, Cilt no: 9, Hane no: 23, BSN: 120'de nüfusa kayýtlý Hakan ve Ýlknur oðlu 08.11.2010 doðumlu Güzgar Özcan Gürol'un nüfus kaydýnda yer alan adýnýn Rüzgar Özcan olarak düzeltilmesine. Teblið yerine geçmek üzere ilanen teblið olunur. 16/06/2011 www.bik.gov.tr B: 43051

T. C. KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN Esas: 2010/1335 Vas. Tayini. Mahkememizce verilen 24/05/2011 tarih, 2010/1335 Esas, 2011/756 Karar sayýlý kararý ile Ýmam ve Hayriye'den olma, 13/02/1937 d.lu, AZÝZ ATICI TMK'nun 405. maddesi gereðince VESAYET ALTINA ALINARAK TMK. 419. mad. gereðince kendisine eþi Memet kýzý, 1944 d.lu, YADÝGAR ATICI vasi olarak tayin edilmiþtir. 30/05/2011 www.bik.gov.tr B: 43098

BAKIRKÖY 8. ASLÝYE HUKUK HAKÝMLÝÐÝ ÝLAN Dosya no: 2010/562 E. - 2011/255 K. Davacý Abdulmecit Sevinç tarafýndan davalý Nüfus Müdürlüðü aleyhine açýlan Nüfus (Ad ve Soyadý Düzeltilmesi Ýstemli) davasýnýn yapýlan yargýlamasý sýrasýnda; Mahkememizin 2010/562 Esas - 2011/255 Karar sayýlý 06.06.2011 tarihli kararý ile Adil ve Sabahat oðlu, 10.10.1990 doðumlu davacý Abdulmecit Sevinç'in, Abdulmecit olan adýnýn Serkan olarak deðiþtirilmesine dair karar ilanen tebliði olunur. 27.06.2011 www.bik.gov.tr B: 43257

PENDÝK 1. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2011/137 KARAR NO: 2011/261 Davacý Yeter Yumuþak tarafýndan davalý Pendik Nüfus Müdürlüðü aleyhine mahkememizde açýlan Nüfus (Ad Ve Soyadý Düzeltilmesi Ýstemli) davasýnýn yapýlan açýk yargýlamasý sonunda; Davanýn kabulü ile Mersin, Akdeniz Ýlçesi, Mesudiye Mah. C: 19, H: 1598'de nüfusa kayýtlý bulunan Ali ve Hatice'den olma, 26/09/1986 doðumlu YETER YUMUÞAK'ýn isminin T.M.K. 27. maddesi uyarýnca YETER EYLÜL YUMUÞAK olarak tashihen düzeltilmesine karar verildiði ilan olunur. Ýþ bu ilanýn yayýnlandýðý tarihten itibaren 7 gün sonra teblið edilmiþ sayýlacaktýr. 24/06/2011 www.bik.gov.tr B: 43218

T. C. ÝZMÝR 6. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN Esas No: 2011/137 Karar No: 2011/315 Davacý/Davacýlar SEHER EROL ile davalý/davalýlar NÜFUS MÜDÜRLÜÐÜ arasýnda mahkememizde görülmekte olan Nüfus (Ad Ve Soyadý Düzeltilmesi Ýstemli) davasý nedeniyle; Davanýn kabulü ile Çorum ili, Çorum merkez, Üçköy mah./köyü, cilt no: 211, Hane no: 19, B.S.N: 70'de kayýtlý 32824306884 TC vatandaþlýk numaralý Þükrü ve Gülseren kýzý Ýzmir 07.08.1986 doðumlu SEHER EROL'un Seher olan isminin ERLÝN olarak DEÐÝÞTÝRÝLMESÝNE, Dair 14.06.2011 tarihli kararýn TMK.nýn 27. mad. gereðince 1 yýl içinde itirazý kabil olmak üzere gazetede ilan olunur. www.bik.gov.tr B: 43044

T. C. GAZÝOSMANPAÞA 3. AÝLE MAHKEMESÝ ÝLANEN TEBLÝÐ 2006/187-2007/84 Davacý CEMÝLE ALTUN tarafýndan davalý ERDAL ALTUN aleyhine açýlan boþanma davasýnýn yapýlan açýk yargýlamasý sonucunda,"ORDU CADDESÝ ÞEHÝTLER SOKAK, NO: 48/3 EYÜP/ÝSTANBUL ve ÞAVÞAT/ARTVÝN HANLI KÖYÜ" adreslerinde iken adresi meçhule giden davalý ERDAL ALTUN'a Mahkeme Kararýnýn ilan yolu ile tebliðine karar verilmiþtir. Mahkememizin 2006/187 Esas, 2007/84 Karar sayýlý boþanma davasýnýn yapýlan açýk yargýlamasý neticesinde, davalýnýn sadakatsizliði, alkol almasý, davacý eþini dövmesi ve evin giderlerini karþýlamamasý nedeni ile evlilik birliðinin onarýlmaz derecede temelinden sarsýldýðý kabul edilerek davanýn kabulüne, Artvin Ýli, Þavþat Ýlçesi, Hanlý Köyü, Cilt No: 29, Hane No: 31, BSN: 37'de nüfusa kayýtlý Hüseyin ve Elfida kýzý 1971 doðumlu CEMÝLE ALTUN ile ayný yer ve hanede BSN: 28'de nüfusa kayýtlý Bekir ve Muhibe oðlu 1971 doðumlu ERDAL ALTUN'un TMK. 166/1 maddesi uyarýnca BOÞANMALARINA, müþterek çocuklar 27/07/1991 doðumlu Selime Altun, 14/02/1993 doðumlu Kader Altun ile 27/04/1999 doðumlu Ýlayda Altun'un VELAYETÝNÝN davacý anneye verilmesine, davalý baba ile velayeti anneye verilen çocuklar arasýnda her ayýn 1. ve 3. haftasý Cumartesi Günü saat 10:00'dan Pazar Günü 18:00'e kadar, dini bayramlarýn 2. günü saat 10:00'dan saat 17:00'ye kadar ve Temmuz Ayýnýn 1'inci gününden 20'nci gününe kadar babanýn yanýnda kalmak þeklinde kullanmak üzere ÞAHSÝ ÝLÝÞKÝ TESÝSÝNE, velayet verilen anneye TMK. Madde 353 ve Türk Medeni Kanunununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasýna Ýliþkin Tüzük Madde 4 uyarýnca kararýn kesinleþmesini müteakip 15 gün içerisinde varsa çocuklarýn malvarlýðýnýn dökümünü gösteren bir defter vermek ve bu mal varlýðýnda veya yapýlan yatýrýmlarda önemli deðiþiklikleri bildirmesi hususunda ihtarat yapýlmasýna, (ihtarat yapýldý), alýnmasý gereken 13.10 YTL harçtan peþin alýnan 12.20 YTL harcýn mahsubu ile bakiye 0.90 YTL harcýn davalýdan tahsili ile hazineye gelir kaydýna, yargýlama giderlerinin talep olmadýðýndan davacý üzerinde býrakýlmasýna, Dair davacýnýn yüzüne karþý, davalýnýn yokluðunda davalý ERDAL ALTUN'a Mahkeme Kararý'nýn iþ bu ilandan itibaren (7) gün sonra teblið edilmiþ sayýlacaðýna ve teblið tarihinden itibaren (15) gün içinde davalý ERDAL ALTUN tarafýndan dosyanýn Yargýtay'a gönderilmesi için temyiz talebinde bulunulmadýðý takdirde hükmün kesinleþeceði hususu MAHKEME KARARI TEBLÝÐÝ yerine olmak üzere ÝLAN olunur. 20.03.2007 www.bik.gov.tr B: 43286

T. C. BAKIRKÖY 8. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN Sayý: 2010/475 Esas. 27/06/2011 Davacý Vedat Önoðul tarafýndan açýlan isim düzeltilmesi davasýnýn yapýlan yargýlamasý sonunda; Davacýnýn oðlu Mihrican Önoðul'un 27584632816 TC. Mihrican olan adýnýn Hüseyin Can olarak Düzeltilmesine karar verilmiþtir. Hüküm özetinin ilanen teblið olunur. 02/05/2011 www.bik.gov.tr B: 43130

T. C. BAKIRKÖY 9. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN Esas No : 2011/12 Karar No : 2011/195 Mahkememizin yukarýda esas ve karar numarasý yazýlý dosyasýnda 14/06/2011 tarihli ilamý ile Erzurum ili, Pasinler ilçesi, Camiikebir c: 3, h: 40, bsn: 23'de kayýtlý Abdullah ve Zeynep'ten olma, 13.03.1987 d.lu, 19198944690 TC kimlik nolu MUHAMMED MURAT MALCAN'ýn, bsn: 22'de nüf. kayýtlý Abdullah ve Zeynep'ten olma, 07.02.1986 d.lu, 19201944594 TC kimlik nolu FATMA SARENUR MALCAN'ýn ve bsn: 24'de nüf. kayýtlý Abdullah ve Zeynep'ten olma, 10.11.1991 d.lu 19195944754 TC kimlik nolu MERVE ESRANUR MALCAN'ýn kayden MALCAN olan soyisimlerinin MERCAN olarak DÜZELTÝLMESÝNE, karar verildiði ilan olunur. 28/06/2011 www.bik.gov.tr B: 43192

T. C. SÝLÝVRÝ KADASTRO MAHKEMESÝ ÝLAN T. C. BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2011/1175 Esas. KARAR NO: 2011/1692 Mahkememizin yukarýda dosya ve karar numarasý yazýlý kararýyla, Ýstanbul ili, Baðcýlar ilçesi, Merkez, 67 Cilt, 1140 Hane no'da nüfusa kayýtlý, Mustafa ve Fadime'den olma, 05/11/1927 doðumlu, AYÞE CAVA TMK. 405. maddesi gereðince vesayet altýna alýnarak kendisine TMK. 413. maddesi gereðince, Ýstanbul Ýli, Beyoðlu ilçesi, Kemankeþ mah/köy, 25 Cilt, 208 Hane no'da nüfusa kayýtlý, Satýlmýþ ve Ayþe'den olma, 07/06/1953 doðumlu, CEMÝLE DOÐDUAY VASÝ OLARAK ATANMIÞTIR. Ýlan olunur. www.bik.gov.tr B: 43212

Esas No: 1989/124 Karar No: 2000/260 Davacý Silivri Maliye Hazinesi tarafýndan davalýlar Orhan ASLITÜRK, v.s aleyhine açýlan komisyon kararýna itiraz davasý sonucu verilen karar temyiz incelemesi yapýlmak üzere Yargýtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmiþ Yargýtay 16. Hukuk Dairesi'nin 19.12.2005 tarih, 2005/13277 esas, 2005/12779 karar sayýlý kararý ile bozulmasýna karar verilmiþ, davalýlardan Emine GÜLÜVERECE, Semiha ORTANOÐLU, Haydar GÜLER, Muzaffer EREN'in tüm aramalara raðmen adresi tespit edilemediðinden adresleri tespit edilemeyen üstte yazýlý davalýlara yargýtay bozma ilamý teblið yerine kain olmak üzere teblið olunur. 07/06/2011 www.bik.gov.tr B: 43116


Y Yeni Asya-Demokrat Eðitimciler Derneði iþbirliðiyle hazýrlanmýþtýr

EÐÝTÝM

Osmanlýlarda eðitim - 2

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE egitim@yeniasya.com.tr

Örnek insan MUSTAFA ÖZTÜRKÇÜ m.ozturkozturkcu@hotmail.com

- Örnek Ýnsan olmak önce kendini bilmekten geçer. - Ýnsanýn iki boyutlu (ruh ve beden) bir varlýk olduðunu biliniz. - En güzel surette yaratýlan varlýðýn insan olduðu þuurunu iyi kavrayýnýz. - Kendinizi okuyun ve kendinizde yazýlanlarý bilin. - Ýnsanýn bir sanat eseri olduðunu bilerek düþünün ve insaný yaratan sanatkârýn mükemmelliðini idrak edin. - Bilgili ve kültürlü olmaya çalýþýn. - Kendinizin çok kýymetli bir varlýk ol-

Eðitim sistemi bozuldu, devlet çöküþe geçti istenmiþtir. Ýþte, baþlýcalarý yukarýda belirtilen ve buna benzer bazý sebeplerden dolayý Osmanlý medreselerinin, dolayýsýyla bilgin sýnýfýnýn eski deðeri korunamamýþ, gittikçe bozulmuþtur. nacitepir@hotmail.com

anzimat devrinde (1839 – 1876) ilk olarak, ilk tedrisat (ilkokul) programý hazýrlanmýþtýr. 8 Nisan 1847 günü çýkarýlan bir nizamname (yönetmelik) ile de hangi derslerin, kaç saat okutulacaðý tesbit edilmiþtir. 16 Mart l848 günü ilk olarak “muallim mektebi” (öðretmen okulu) açýlmýþtýr. Daha sonra 1858’i takip eden yýllarda kýz rüþtiyesi (kýz ortaokulu), tarým, orman, maden, telgraf, ticaret ve sanat okullarý açýlmýþtýr. Tanzimat devrinin maarif nazýrý (eðitim bakaný) Saffet Paþa, eðitim ve öðretim çalýþmalarýnda Avrupa’yý örnek alýyordu. Eylül – 1869’da çýkarýlan “maarifi umumiye nizamnamesi (eðitim ve öðretim genel yönetmeliði) ile sübyan mektepleri bir düzene sokuldu. Bu nizamnamenin 3. maddesinde “her mahalle ve karyede (köyde), gerektiðinde iki mahalle ve iki karye için laakal (en az) birer sübyan mektebi bulunacaktýr” denilmektedir. Yine ayný nizamnamenin 4. maddesinde, sübyan mekteplerinin masarýfý inþaiyye ve tamiriyyesi (yapým ve tamir masraflarý), muallimlerin muhassasatý (öðretmenlerin maaþý) ve masarýfý sairesinin (diðer masraflarýnýn) nasýl karþýlanacaðý belirtilmektedir. Bundan baþka 6. maddesinde de “mekatibi sübyaniyenin (sübyan mekteplerinin) öðrenim müddeti dört yýl olup, virde muharrer (yazýlý olarak) tedris olunacaktýr (ders verilecektir). Usul-ü cedide (yeni usule) göre Kur'ân-ý Kerim, tecvit (Kur’ân'ý usûlüne göre okuma ilmi), ahlâka müteallik resail (ahlâk ile ilgili risâleler-kitaplar), yazý talimi, muhtasar hesap (basit hesaplar), muhtasar Tarih-i Osmanî (kýsa Osmanlý Tarihi) ve malûmat-ý camiay-ý nafi risâle (genel ve faydalý bilgiler risâlesi) okutulacaktýr” denilmektedir. Birinci Meþrûtiyetin ilân edildiði yýl olan 1876’da ilköðretim mecburiyeti, hazýrlanan kanunî esasiye (Anayasa’ya) konmuþtur. Bunu takip eden yýllarda, “Tedrisatý Ýptidaiye Kanunu Muvakkati” (ilköðretime ait geçici kanun) ve ortaöðretime ait kanun yürürlüðe girdi. Fakat, o zamanki siyasî çalkantý ve huzursuzluklar bu uygulamanýn yaygýnlaþmasýna engel olmuþtur. Bu devirde de eðitim ve öðretimin etkisi, medreseden çýkan muallimlerin elindeydi. Osmanlý medrese sistemi baþlangýçta saðlam temeller üzerinde geliþme gösterdiði halde, çok çeþitli sebepler yüzünden giderek bu durumunu koruyamamýþ, hatta bozulmuþtur. Bu kötü geliþme, giderek Osmanlý Devletinin itibarýný kaybetmesinde ve dolayýsýyla yýkýlmasýnda da etken olmuþtur. Peki, baþlangýçta güçlü bir geliþme gösteren Osmanlý eðitim ve öðretim sistemi, daha sonraki zamanlarda niçin varlýðýný sürdürememiþ ve bozulmuþtur? Tarihî kaynaklar, medrese veya bilim kuruluþlarýnýn ve bilgin sýnýfýnýn bozulma sebeplerini üç büyük baþlýk altýnda toplamaktadýrlar: 1) Müderrislerin (Profesörlerin) fesadý, yani bozulmasý: Bunun önünü almak için devlet, zaman zaman vazifesinde ihmali görülen veya görevini terk eden müderrisleri çeþitli cezalara çarptýrmýþtýr. 2) Kadýlarýn fesadý: Eðitim ve öðretime olumsuz yönden etki eden bir durum da, kadýlarýn vazifelerini kötüye kullanmalarýdýr. Tarihî kaynaklar bu durumda olan kadýlarýn Yedikule’ye hapsedildiklerini belirtmektedir. 3) Medrese öðrencilerinin fesadý: Eðitim ve öðretime büyük ölçüde zarar veren medrese öðrencilerinin isyaný, ilk olarak 15. yüzyýlda Rumeli’de baþlamýþ olup, daha sonraki yüzyýllarda Anadolu’da görülmüþtür. Bu tarihlerde bir kadýya yazýlan emirnamede, kazanýn suhte ve leventlerinin (medrese öðrencilerinin), harami taifesinden (eþkýyalardan) korunmasý

T

MEDRESELERDE ÖÐRETÝM USÛLÜ VE DERSLER Osmanlý medreselerinde ders verme usûlü, yani eðitim ve öðretim metodu, Selçuklu medreselerinde uygulanan eðitim ve öðretim usûlünün aynýdýr. Buna göre öðrenciler öðretim elemanlarýnýn karþýsýnda halkalar halinde otururlardý. Bilgi yönünden daha üstün öðrenciler ön sýrada otururlardý. Ders kitaplarýyla beraber not defteri de bulundururlardý. Derslerin iþleniþ tarzý “cedel” denen tekrar ile uygulama þeklinde idi. Medreselerde okutulan ilimler genel olarak (1) Ýslâm ilimleri veya yüksek ilimler (tefsir, fýkýh, kelâm) ile tarih, coðrafya ve mantýk ilimleri; (2) fen ilimleri (edebiyat grubu bilimler, felsefe, fizik, kimya, matematik, geometri v.d.) dir. Diðer Müslüman toplumlarda olduðu gibi, Selçuklularda ve Osman-

‘‘

Osmanlý medrese sistemi baþlangýçta saðlam temeller üzerinde geliþme gösterdiði halde, çok çeþitli sebepler yüzünden giderek bozulmuþtur. Bu kötü geliþme, giderek Osmanlý Devletinin itibarýný kaybetmesinde ve yýkýlmasýnda da etken olmuþtur.

lýlarda da Ýslâm ilimleri dýþýndaki ilimler genel olarak “fen” sözcüðüyle ifade edilirdi. Osmanlý devletinin son zamanlarýna kadar medreselerde baþlýca þu ilimler okutulurdu: 1) Fenn-i bedî: Edebiyat ilmi olup, bütün bölüm ve dallarýnýn tamamýna “ulum-u bedia” da denirdi. 2) Fenn-i beyan: Edebiyat ilminin baþka bir dalý olup, belâgat (güzel konuþma). Hakikat (realitegerçek), teþbih (benzetme), istiare (bir kelime veya sözcüðü baþka bir anlamda kullanmak), mecaz (bir kelimeyi kendi anlamý dýþýnda baþka bir anlamda kullanmak) ve kinaye (maksadý doðrudan deðil de, dolaylý olarak anlatmak) gibi bölümlerden oluþmaktadýr. 3) Fenni hikmet: Felsefe ilmi. 4) Fenni hikmetül eþya: Tabiat bilgisi olup, bütün eþyadaki, yani varlýklardaki tam olgunluk, düzen ve insanlara ne gibi faydalý olduklarý hakkýnda bilgi veren ilim dalý. 5) Fenni iaþe: Ýnsanlarýn ve hayvanlarýn iyi beslenmesi ve yaþayýþlarý hakkýnda bilgi veren ilim dalý. 6) Fenni inþa: Güzel nesir (düz yazý) yazma sanatýna ait ilim dalý. 7) Fenni kýraat: Çeþitli okuma usulleri öðreten ilim dalý. 8) Fenni kitabet: Yazý çeþitlerine ait ilim dalý. 9) Fenni maani: Güzel konuþma ve yazma ilmi olup, ayný zamanda edebiyatýn bir koludur. 10) Fenni makine: Çeþitli makinelerin yapýsýný inceleyen bilim dalý. 11) Fenni menafiül aza: Ýnsan vücudunu organlarýný inceleyen bilim dalý (Anatomi). 12) Fenni sarf: Gramer veya dilbilgisi ilmi. 13) Fenni tesrih: Týpla ilgili olup, vücudun iç yapýsýný öðreten ilim dalý. 14) Fenni týp: Hekimlik ilmi. 15) Fenni ziraat: Tarýmla ilgili ilim dalý.

13

duðu gerçeðini görün. - Çok aciz bir varlýk olduðumuzu da kavrayýn. - Ýç ve dýþ duygularýnýzý tanýyýn. - Sorumluluklarýnýzý bilin. - Neci olduðunuzu? Nereden gelip nereye gideceðinizi bilin. - Ruhunuzu besleyen unsurlarý akýllýca bilin. - Bedeninizi iyi beslemenizi ihmal etmeyin. - Temiz giyinin. - Ýnsanlarýn kýyafetleriyle karþýlandýðý, fikirleriyle yolcu edildiðini anlayýn. - Güzel konuþunuz. - Az konuþunuz. - Tabiî olunuz. - Herkese faydalý olmaya çalýþýnýz.

- Sizi kýranlarý kýrmayýnýz. Hakaret edenlere de hakaretle mukabele etmeyiniz. - Sabýrlý olunuz. - Çilekeþ olmayý öðreniniz. - Yalnýz kalmayý tercih ediniz. - Çok okuyunuz. - Dýþarýda (ve hiçbir yerde) sigara içmeyiniz. - Lisân-ý hâl’in, çok tesirli olduðunu biliniz. - Manevî mesuliyetlerinizi iyi biliniz. - Hak ve hukuk kavramlarýný çok iyi öðreniniz ve uygulayýnýz. - Haram ve günahlardan çekininiz. - Ýnançlý olun ve dindarlýðý tercih ediniz. O zaman örnek insan olmamak mümkün deðildir. Hoþçakalýn.

Gerçek sevgili ÝSMAÝL HAKKI AVCI ismailhakkiavci@mynet.com

ertler çeþitlidir. Herkesin bir veya daha fazla derdi vardýr. Belki, ‘insan sayýsý kadar dert vardýr’ denilebilir. Aþký dert edinenler de az deðildir. Yâni onlarýn derdi ‘aþk’týr. “Aþk; þiddetli muhabbettir, sahibini dâim azap içerisinde býrakýr.” Aþk derdine düþenler, bu yüzden hep ýztýrâp çekerler. “Ah!” diye inlerler. Akýllarý hep sevdiðindedir. Her yerde mahbubunu görür ve kavuþmak emeliyle yanýp tutuþurlar. Ýþine ve çevresine faydalý olamazlar. Normalde yapýlamayacak iþlere ve davranýþlara meylederler. Tanýdýðým böyle bir âþýk vardý. O ve tutulduðu kýz, ayný okuldandý. Bir gün okula giderken sevdâlanacaðý kýzý görür. Cesaret edemediðinden tam olarak bakýp da göremez, ama birden meftûn olur. Yâni nasýl oluyorsa âþýk olur. Artýk onun derdi, günü hep o sevdiðidir. Onunla konuþmak ister, çareler arar. Bir haber göndermek ister, nerede oturduðunu araþtýrýr. Okuldaki iftihâr listesinde onun resmini görür. Liste okulun giriþinde ve ortalýk yerdedir. Ertesi sene liste oradan kaldýrýlmýþ yenisi asýlmýþ. “Eskisi neredeyse bulup onun resmini oradan kopartsam” diye düþünür. Bir gün kapýsý açýk olan hademe odasýnda asýlý olduðunu görür. Onu oradan almanýn yollarýný arar. Okulun müdürü çok serttir ve koridorlarda lastik copla dolaþmaktadýr. Bir gün ders boþtur ve konuyu arkadaþýna açar. Onu hademe kapýsý önünde bekletir, müdür gelirse kapýyý týklatýp haber versin diye. Odaya girer kapýyý kapatýr. Hademe yok, ama pencereden de bahçedeki öðrenciler görünüyor. Çerçeveli listeden resmi almak için bayaðý uðraþýr. Çerçevenin aralýðýndan ona ait resmi yakalayýp tam yýrtacakken kapýya vurulur. O telâþ ve heyecanla resmi yerinden koparamadan dýþarý çýkar. Mahbubunun resmine bile kavuþamamýþtýr.

D

‘‘

O sene okul bitip de memleketine gideceðini öðrenen bizim âþýk ayný arabadan bilet alýr. Kimseye haber vermeden otobüse biner. Isparta’dan tâ Tire’ye gider. Yolda, molalarda yaklaþýp konuþmak ister, ama diðeri kaçar. Anlayacaðýnýz karþýlýksýz bir aþktýr üstelik. Tire’de inince de onunla konuþmak ister, ama bu da gerçekleþmez. O köyüne bizimki de Tire’ye yönelir. Bir gün orada kalýr. Ertesi gün Isparta’ya dönmek için otobüse atlar. Bu arada üç gün geçmiþtir. Isparta’dakiler hâliyle merak içerisinde, hâttâ hayatýndan bile endiþe etmiþlerdir. Zaman akýp geçmiþ, okullar bitmiþ, baþkasýyla evlenilmiþ, ama sevgi devam etmiþ, hiç unutulmamýþ. O karþýlýk vermeyen mahbube ne mi olmuþ? O da Ýzmir’de okulun yükseðini bitirmiþ, rahmetli Ýsa Karaca’nýn haber verdiðine göre, bir kadir bilmeze kul olmuþ. Aþk da bir derttir. Dert varsa dermaný da vardýr elbette. Ama, aþk derdine kolay kolay çare bulunmaz. Zamana býrakýlmasý en uygunudur. Genellikle birkaç sene sürer. Diðer dertlerin ilâcý, belki bulunur. Baþ ve diþ aðrýsýna aðrý kesici haplar geçici olarak çaredir. Yaralar sarýlýr, tedavi edilir. Çeþitli arýzalar ameliyatla iyileþtirilmeye çalýþýlýr. Ama aþk ve sevdâ derdi bunlara benzemediðinden acil çaresi de yoktur. Mecazî ve fâni olana yönelik aþklar çoðu zaman hüsranla biter. Âþýk sevdiði için devamlý acý ve ýztýrap çeker. Her iki lâfýndan biri, derinden ve elemli bir ‘ah!’týr. Zira; ‘bütün âþýklarýn ah-u eninini toplayýp sýksan elemkârane bir feryat damlar.’ Âþýðýn derdi mahbubuna kavuþmakla biter denilir veya sanýlabilir. Fakat aþk ayrýlýkla, firakla sevdiðine kavuþamamakla, ondan uzakta ve çaresiz olmakla beslenir, yaþar. Âþýk, dâima ayrýlýktan ve sevdiðine hasretinden bahseder. Sevdiðiyle alâkalý her þey, en küçük bir haberle çok ilgilenir. Firak, ayrýlýk biter de kavuþulursa artýk aþktan bahsedilemez. Visâlde aþk biter, sevgi, saygý devam eder. Aþk ve sevdâ üzerine yazýlanlar, ulaþýlamayan sevgiliye söylenenler hep ayrýlýk üzerinedir ve sýzlanmalarla doludur. Evet, ‘Aþk þiddetli (muzaaf) muhabbettir.’ Fakat, aþktan da

Âþýðýn derdi mahbubuna kavuþmakla biter denilir veya sanýlabilir. Fakat aþk ayrýlýkla, firakla sevdiðine kavuþamamakla, ondan uzakta ve çaresiz olmakla beslenir, yaþar.

üstün bir his daha vardýr. Bu da þefkâttir. Evet þefkât, aþkýn (muzaaf) kat kat þiddetlisidir. Ýnsan ve hayvan annelerinde en yüksek derecededir. Þefkât, aþktan üstündür. Çünkü aþkta bir karþýlýk beklenir, sevdiðinden bir iltifat ümidedilir. Ama þefkât karþýlýk beklenmeden þiddetli ve fedâkârane sevmedir. Deðer verdiðim bir büyüðüm devamlý sabýr ve zamaný tavsiye ederdi. Evet, sabretmek ve zamana býrakmak bu derde bir derece devâ olabilir. Aþklar bazen evlilikle sona erer, bazen de zamanla sükûnet bulur. Eðer mümkün oluyorsa unutmak da ilâcý sayýlabilir. Hani hep denilir ya; ‘Göz görmeyince gönül arzu etmez’. Ama yine de aþk bitmez, tamamen sönmez, belki küllenir, unutulur gibi olur. Bir görme, yârdan bir haber mahbubu hatýrlatýr. Herhangi bir þey külleri savurur, altýndaki közü yeniden alevlendirebilir. Çok eskilerden günümüze kadar yaþana gelen aþk, hep gündemdedir. Bilhassa gençlerin baþ meselesidir. Âþýklar kavuþamayýnca veya sevgilisi baþkasýna yâr edilecekse; ya ölmek, ya da öldürmek akla gelir. ‘Seni kimseye yâr etmem, ya benimsin ya topraðýn, kaçacaðým, kaçýracaðým seni, öldürseler baþkasýna gitmem...’ Tabiî bunlar çare deðildir. Yapacak bir þey yoksa zamana býrakýlmalý ve mütevekkil olunmalýdýr. Belki sevdiðine kavuþmak kýsmet deðildir. Âþýðý, unutmaya sevk edecek iþlerle meþgul edilmelidir. Evet, zaman bu derdin yine de en iyi ilâcý olacaðý tecrübelerle sabittir. Hem insan unutmaya meyyâl bir yaratýlýþtadýr. Zaten hiçbir þey unutulmasaydý, (Yaratan unutturmasaydý) hayat çekilmez, yaþanýlmaz bir hâl alýrdý. Ve en mühimi bu çeþit mecazi ve fâni aþklarý, muhabbetleri, gerçeðine yâni hakikî aþka kanalize etmeye çalýþýlmalýdýr. Hakikî aþk yoluna giren mahbub veya mahbube sevdiðine deðer vermez ve görmez bir hâle gelir. Çünkü o gerçek sevgiliyi bulmuþtur. Fâni olanla meþgul olmaya lüzum görmez. Nasýl ki; Leylâ’sý için periþan olup çöllere düþen, türlü ýztýraplara düçar olan Mecnûn, bir gün Leylâ’sýna kavuþtuðunda onu tanýmaz ve onun için bir kýymeti de yoktur. Zira o, Hakikî Sevgili’yi bulmuþ ve aþk hissini Lâyýk Olan’a yöneltmiþtir, vesselâm.


14

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

SPOR

Y

Tolga Zengin kaptan oldu

TRABZONSPOR’UN yeni sezondaki takým kaptanlarý belli oldu. Bordo-mavili kulübün internet sitesinden yapýlan açýklamada, birinci takým kaptanlýðý görevine Tolga Zengin’in getirildiði belirtildi. Ýkinci kaptan olarak Serkan Balcý, üçüncü kaptan Giray Kaçar, dördüncü kaptan Gustavo Colman ve beþinci kaptan olarak da Burak Yýlmaz’ýn görev yapacaðý kaydedildi. Taffarel'in Brezilyalý kaleci ile anlaþtýðýný Abdürrahim Albayrak da doðruladý.

Trabzonspor Hollanda’da

TFF Seçimli Olaðan Genel Kurulu'na 300 delegeden 204'ü katýldý. 3 oyun boþ çýktýðý oylamada Aydýnlar, geçerli 201 oyun tamamýný aldý. FOTO: AA

KASITLI HATA OLMAYACAK

YENÝ sezon öncesi hazýrlýklarýnýn ilk etabýný 1 haftalýk çalýþmayla Trabzon’da tamamlayan Trabzonspor, yurt dýþý kampý için Hollanda’ya gitti. Hollanda’da iki aþamalý bir kamp gerçekleþtirecek olan bordo-mavililer, ilk olarak 11 Temmuz’a kadar Arnheim þehrine baðlý Hoendorloo kasabasýnda daha çok fizik-kondisyona yönelik çalýþmalar yapacak. Daha sonra Venlo þehrine baðlý Tegelen kasabasýna geçecek olan Karadeniz ekibi, 18 Temmuz’a kadar burada taktiksel antrenmanlar gerçekleþtirecek.

TFF YENÝ BAÞKANI MEHMET ALÝ AYDINLAR: GÖREV SÜREMÝZ BOYUNCA HATA OLABÝLÝR, AMA KASIT OLMAYACAK. TÜRKÝYE Futbol Federasyonu (TFF) baþkanlýðýna tek aday olan ve Seçimli Olaðan Genel Kurul’da 201 delegenin oyunu alarak baþkanlýða seçilen Mehmet Ali Aydýnlar, uzun süreden beri Türk futbolunun içinde yer aldýðýný belirterek, ‘’Türk futbolunda yöneticilik de dahil olmak üzere çeþitli kademelerde görev aldým. 3,5 yýllýk görev süresi içinde Türk futbolunu sorunlardan arýndýrarak, kurumsal bir kimliðe kavuþturabilmek için çalýþacaðým. Yönetime ve diðer kurullara aldýðýmýz arkadaþlar da bu sorumluluðu taþýyan ve yerine getirebilecek kapasitede isimler’’ dedi. Türk futbolunun en büyük sorunlarýndan birini hakem hatalarý olduðuna dikkati çeken Aydýnlar, ‘’Bu tür hatalarýn her zaman olabileceðini kabul etmekle birlikte, en aza indirilmesi için çaba harcayacaðýz. Güven, adalet ve eþitlik ilkeleri doðrultusunda görevlerimizi yerine getireceðiz’’ diye konuþtu. Aydýnlar, futboldaki þiddeti bitirmeye kararlý olduklarýný vurgulayarak, yasaya uymayan herkesin ayýrt edilmeksizin cezalandýrýlacaðýný söyledi. Aydýnlar ayrýca, TFF üyelerine görev sürelerinde kasýtlý hatalarýn olmayacaðýnýn sözünü verip; “Tüm kulüplere ayný mesafede olacaðýz, Renklerin deðil, futbolun çýkarlarýný gözeteceðiz” dedi.

Türkiye Futbol Federasyonu Seçimli Olaðan Genel Kurulu’nda, daha önce üyeliði askýya alýnan Ankaraspor’un, yapýlan oylama sonrasýnda üyeliðinin devamýna ve gelecek sezon Bank Asya 1. Lig’de mücadele etmesine oy çokluðuyla karar verildi.

GALATASARAY’IN kaleci arayýþlarýnda son viraja girildi. Galatasaray’da Fatih Terim’in teknik ekibinde yer alan ve kaleci transferinde tam yetkiyle görev yapan Taffarel, ülkesi Brezilya’da yayýn yapan “Radio Guaiba”da yaptýðý açýklamada, Lauro’da son aþamaya geldiklerini ifade etti. Galatasaray Yöneticisi Abdürrahim Albayrak da Lauro transferini doðruladý. Albayrak, “Lauro transferi doðru. Fatih hocamýz istedi. Yýl-

lardýr Galatasaray’ýn kalesini koruyan Taffarel gitti. Fatih hocamýzýn direktifi doðrultusunda baþkanýmýzýn da bilgisi dahilinde transfer oldu. Taffarel, bu kaleciyi çok inanarak ve güvenerek getirdi. Hocamýz tanýmasa bu transferin gerçekleþmesi mümkün deðildi. Galatasaray’ýn kaleci antrenörü Taffarel’dir onun getirdiði kaleci de kötüyse söylenecek söz yoktur. G.Saray’a hayýrlý uðurlu olsun” ifadelerini kullandý.

G. Saray'a Ýtalyan pasör Simao antrenmanda

ANKARASPOR BANKASYA’DA!

Cimbom’un yeni kalecisi Lauro

BEÞÝKTAÞ, yeni sezon hazýrlýklarýný gerçekleþtirdiði antrenmanla sürdürdü. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde Teknik Direktör Tayfur Havutçu yönetiminde yapýlan ve 1.5 saat süren antrenmanda, futbolculara kondisyon yüklenmesine devam edildi. Siyah-beyazlý futbolcular, ýsýnma hareketlerinin ardýndan, pas çalýþmalarý ve tempolu koþular yaptý. Antrenman antrenör Ronald Koch yönetiminde topla yapýlan açma germe hareketleriyle tamamlandý. Ülkesinden dönen Portekizli futbolcu Simao Sabrosa da çalýþmalara baþladý.

AROMA Bayanlar Voleybol 1. Ligi ekiplerinden Galatasaray Medicalpark, 2010-11 sezonunda Foppapedretti Volley Bergamo takýmýnda forma giyen Eleonora Lo Bianco ile 2+1 yýllýk sözleþme imzaladý. Galatasaray Kulübünün internet sitesi, Lo Bianco’nun transferini resmen duyurdu. Dünyanýn en önemli pasörlerinden olan 31 yaþýndaki Ýtalyan sporcu, Bergamo ile son 6 yýlda 3 kez CEV Avrupa Þampiyonlar Ligi’nde þampiyonluk yaþadý.

Bursaspor’da istifa yargý sürecinin devam BURSASPOR Genel ettiðine dikkati çekti. Müdürü Osman Nuri Ýstifasýný deðerlendiren Biçer, görevinden istiBiçer, ‘’Yargý süreci defa etti. Biçer, mahkevam ediyor. Mahkemelere Bursaspor Kumelere Bursaspor Kulübü Genel Müdürü lübü Genel Müdürü oolarak deðil, Osman larak deðil, Osman Nuri Biçer olarak çýkOsman Nuri Biçer Nuri Biçer olarak çýkmak için istifa ettiðini söyledi. Biçer, Bursaspor Kulübü mak için istifa ettim’’ dedi. Biçer, Yönetim Kuruluna istifasýný verdi- yürütülen soruþturma çerçevesinðini belirterek, kulüple ilgili yürü- de tutuklandýktan sonra, yapýlan itülen soruþturma çerçevesinde tiraz üzerine serbest býrakýlmýþtý.

Milliler yükseliþte ULUSLARARASI Futbol Federasyonlarý Birliði (FIFA), aylýk dünya sýralamasýný açýkladý. Türkiye’nin 7 basamak yükselerek 23. sýraya yerleþtiði listede, 2010 Dünya Kupasý þampiyonu Ýspanya liderliðini sürdürdü. Sýralamadaki yükseliþiyle en çok göze çarpan ülke, Meksika oldu. CONCACAF Altýn Kupa’da þampiyon olan Meksika, 19 basamak birden yükselerek 9’uncu sýrada yer almayý baþardý.

Rijkaard, Suudi Arabistan’la anlaþtý GALATASARAY’IN eski teknik direktörü Frank Rijkaard, Suudi Arabistan Milli Takýmý’nýn baþýna getirildi. Suudi Arabistan Futbol Federasyonu’ndan yapýlan açýklamaya göre, Hollandalý teknik adam ile yarýn Ýngiltere’nin baþþehri Londra’da 3 yýllýk sözleþme imzalanacak. Rijkaard’ýn 11 milyon dolara anlaþtýðý belirtildi. Bir dönem Asya’nýn en baþarýlý takýmlarýndan biri olan Suudi Arabistan Milli Takýmý, Ocak ayýnda Asya Kupasý’ndan elendikten sonra teknik direktörsüz kalmýþtý.


SiyahMaviKýrmýzýSarý

Y

‘‘ Sosyal yaralarýn merhemi

‘‘

Mesâil-i þeriatla Sünnet-i Seniyye düsturlarý, emrâz-ý ruhaniyede ve akliyede ve kalbiyede, hususan emrâz-ý içtimaiyede gayet nâfi birer devâdýr.

S

ekizinci Nükte: “E­ðer­sen­den­yüz­çe­vi­re­cek­o­lur­lar­sa­de­ki:­Al­lah­ba­na­ye­ter” (Tev­be­Sû­re­si,­9:129.) â­ye­tin­den­ev­vel­ki­o­lan­“Si­ze­ken­di­i­çi­niz­den­öy­le­bir pey­gam­ber­gel­di­ki... (i­lâ­a­hir)”­ (Tev­be Sû­re­si,­9:128.)­ â­ye­ti,­Re­sul-i­Ek­rem­A­ley­his­sa­lâ­tü­Ves­se­lâ­mýn­üm­me­ti­ne­kar­þý­ke­mâl-i þef­kat­ve­ni­ha­yet­re’fe­ti­ni­gös­ter­dik­ten­son­ra,­þu “E­ðer­sen­den­yüz­çe­vi­re­cek­o­lur­lar­sa...”­â­ye­tiy­le der­ki: “Ey­in­san­lar,­ey­Müs­lü­man­lar!­Böy­le­had­siz­bir þef­ka­tiy­le­si­zi­ir­þad­e­den­ve­si­zin­men­fa­a­ti­niz­i­çin bü­tün­kuv­ve­ti­ni­sarf­e­den­ve­mâ­ne­vî­ya­ra­la­rý­nýz i­çin,­ke­mâl-i­þef­kat­le,­ge­tir­di­ði­ah­kâm­ve­Sün­neti­Se­niy­ye­siy­le­te­da­vi­e­dip­mer­hem­vu­ran­þef­kat­per­ver­bir­zâ­týn­be­di­hî­þef­ka­ti­ni­in­kâr­et­mek­ve göz­le­gö­rü­nen­re’fe­ti­ni­it­ham­et­mek­de­re­ce­sin­de o­nun­sün­ne­tin­den­ve­teb­lið­et­ti­ði­ah­kâm­dan yüz­le­ri­ni­zi­çe­vir­mek­ne­ka­dar­vic­dan­sýz­lýk,­ne­ka­dar­a­kýl­sýz­lýk­ol­du­ðu­nu­bi­li­niz. “Ve­ey­þef­kat­li­Re­sûl­ve­ey­re’fet­li­Ne­bî!­ E­ðer se­nin­bu­a­zîm­þef­ka­ti­ni­ve­bü­yük­re’fe­ti­ni­ta­ný­ma­yýp­a­kýl­sýz­lýk­la­rýn­dan­sa­na­ar­ka­ve­rip­din­le­me­se­ler,­me­rak­et­me.­Se­mâ­vat­ve­ar­zýn­cü­nu­du taht-ý­em­rin­de­o­lan,­Arþ-ý­A­zîm-i­Mu­hi­tin­tah­týn­da­sal­ta­nat-ý­ru­bu­bi­ye­ti­hük­me­den­Zât-ý­Zül­ce­lâl­sa­na­kâ­fî­dir.­Ha­ki­kî­mu­tî­ta­i­fe­le­ri­se­nin­et­ra­fý­na­top­lat­tý­rýr,­se­ni­on­la­ra­din­let­ti­rir,­se­nin­ah­kâ­mý­ný­on­la­ra­ka­bul­et­ti­rir.” E­v et,­ Þe­r i­a t-ý­ Mu­h am­m e­d i­y e­ ve­ Sün­n et-i Ah­me­di­ye­de­hiç­bir­me­se­le­yok­tur­ki,­mü­te­ad­dit­hik­met­le­ri­bu­lun­ma­sýn.­Bu­fa­kir,­bü­tün­ku­sur­ ve­ ac­zim­le­ be­ra­ber­ bu­nu­ id­di­a­ e­di­yo­rum ve­bu­dâ­vâ­nýn­is­pa­tý­na­da­ha­zý­rým.­Hem­þim­di­ye­ka­dar­ya­zý­lan­yet­miþ­sek­sen­Ri­sâ­le-i­Nu­ri­ye, Sün­net-i­Ah­me­di­ye­nin­ve­Þe­ri­at-ý­Mu­ham­me­di­ye­nin­ (asm)­ me­se­le­le­ri­ ne­ ka­dar­ hik­met­li­ ve ha­ki­kat­li­ol­du­ðu­na­yet­miþ­sek­sen­þa­hid-i­sa­dýk hük­mü­ne­geç­miþ­tir.­E­ðer­bu­mev­zu­a­da­ir­ik­ti­dar­ol­sa,­ya­zýl­sa,­yet­miþ­de­ðil,­bel­ki­ye­di­bin­ri­sâ­le,­o­hik­met­le­ri­bi­ti­re­me­ye­cek. Hem­ben­þah­sým­da­bil­mü­þa­he­de­ve­zev­ken, bel­ki­bin­tec­rü­bâ­tým­var­ki,­me­sâ­il-i­þe­ri­at­la­Sün­net-i­Se­niy­ye­düs­tur­la­rý,­em­râz-ý­ru­ha­ni­ye­de­ve ak­li­ye­de­ve­kal­bi­ye­de,­hu­su­san­em­râz-ý­iç­ti­ma­i­ye­de­ga­yet­nâ­fi­bi­rer­de­vâ­dýr­bil­di­ði­mi­ve­on­la­rýn ye­ri­ni­baþ­ka­fel­se­fî­ve­hik­met­li­me­se­le­ler­tu­ta­ma­dý­ðý­ný,­bil­mü­þa­he­de­ken­dim­his­set­ti­ði­mi­ve­baþ­ka­la­rý­na­da­bir­de­re­ce­ri­sâ­le­ler­de­ih­sas­et­ti­ði­mi­i­lân­e­di­yo­rum.­Bu­dâ­vâm­da­te­red­düt­e­den­ler,­Ri­sâ­le-i­Nur­ec­za­la­rý­na­mü­ra­ca­at­e­dip­bak­sýn­lar. Ýþ­te­ böy­le­ bir­ zâ­týn­ Sün­net-i­ Se­niy­ye­si­ne­ el­den­ gel­di­ði­ ka­dar­ it­ti­bâ­a­ ça­lýþ­mak­ ne­ ka­dar kâr­lý­ ve­ ha­yat-ý­ e­be­di­ye­ i­çin­ ne­ ka­dar­ sa­a­det­li ve­ ha­yat-ý­ dün­ye­vi­ye­ i­çin­ ne­ ka­dar­ men­fa­at­li ol­du­ðu­ký­yas­e­dil­sin. Lem’alar, s. 60, (yeni tanzim, s. 183)

LÛGATÇE:

mesâil-i þeriat: Þeriat meseleleri. Sün net-i Se niy ye: Peygamberimizin (asm) söz le ri ve ya þantýsý. re’fet: Mer ha met etmek, acýmak. cünud: Ordu; askerler, neferler. taht-ý emr: Emir al tý. arþ-ý Azîm-i Muhit: Allah’ýn herþeyi kuþa tan büyük arþý. sal ta nat-ý ru bu bi yet: Al lah’ýn kâ i na tý terbiye ve idâre eden saltanatý, hâkimiyeti. mutî: Söz dinleyen,

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

LÂHÝKA

itaat eden. em râz-ý ru ha ni ye ve akliye ve kalbiye: Kalp, akýl ve ruh hastalýklarý. emrâz-ý içtimaiye: Toplumsal hastalýklar, sosyal yaralar. nâ fi: Men fa at li, faydalý, þifalý. bil mü þa he de: Biz zat þâhit olarak, görerek. ihsas: Hissettirme. bedihî: Ap açýk, bel li. þahid-i sadýk: Doð ru sözlü þâhid. kemâl-i þefkat: Tam bir þefkat.

VECÝZE Sultan-ý kâinat birdir. Her þeyin anahtarý O'nun yanýnda, herþeyin dizgini O'nun elindedir. Bediüzzaman, Hutbe-i Þamiye, shf. 82

15

Sizden­biri­içiyle­dýþýyla­Müslüman­olursa,­yaptýðý­herbir­hayýr­en­az­on­mislinden,­yedi­yüz misline­kadar­sevabýyla­yazýlýr.­Ýþlediði­her­bir­günah­da­sâdece­misliyle­yazýlýr.­Bu­hâl,­Allah'a kavuþuncaya­kadar­böyle­devam­eder. Buharî, Ýman: 31

BESMELE VE MEKTUP n­Dör­dün­cü­Le­ma’da­Hz.­Sü­ley­man’ýn­­(a.s.)­mek­tu­bun­da­ki “Bes­me­le”den­bah­se­di­lir.­Ýs­lâ­mýn­en­mü­him­þe­a­ir­le­rin­den­o­lan­“Bis­mil­la­hir­rah­ma­nir­ra­him”­ bü­tün­mev­cu­da­týn­dil­le­rin­den­dü­þür­me­dik­le­ri­bir zi­kir­ol­du­ðu­gi­bi,­ön­ce­ki­pey­gam­ber­le­rin­de­mü­him­ke­lâm­la­rýn­dan­i­di… Bi­lin­di­ði­gi­bi­Kur’ân-ý­Ke­rim’de­“Bes­me­le”­yüz­on­dört­de­fa­ge­çer.­Â­lim­le­re gö­re­Tev­be­Sû­re­si­i­kaz­ve­ih­tar­i­le­baþ­la­dý­ðý­i­çin­“Bes­me­le”­i­le­baþ­la­maz.­Ya­ni Ce­nâb-ý­Hakk’ýn­ce­ma­lî­i­sim­le­rin­den­o­lan­“Rah­man­ve­Ra­him”­is­mi­ye­ri­ne­ce­lâ­lî i­fa­de­ler­le­baþ­lar.­Bes­me­le,­Hz.­Sü­ley­man’dan­(as)­bah­se­den­“Neml”­Sû­re­sin­de­de­geç­ti­ði­i­çin­sa­yý­sû­re­sa­yý­sý­i­le­ay­ný o­lur…­Le­ma­lar’da­ki­ay­ný­ba­his­te­þöy­le bir­i­fa­de­ge­çer:­ “Ý­mam-ý­Þa­fiî­(r.a.)­gi­bi çok­bü­yük­müç­te­hid­ler­de­miþ­ler:­‘Bes­me­le­tek­bir­â­yet­ol­du­ðu­hal­de­Kur’ân’da yüz­on­dört­de­fa­nâ­zil­ol­muþ­tur.’” Þim­di­ay­ný­e­ser­de­ki­þu­i­fa­de­ye­ba­ka­lým: “Bis­mil­la­hir­rah­ma­nir­ra­hîm”in­bir cil­ve­si­ni­þöy­le­gör­düm­ki:­Kâ­i­nat­sî­ma­sýn­da,­arz­sî­ma­sýn­da­ve­in­san­sî­ma­sýn­da bir­bi­ri­i­çin­de­bir­bi­ri­nin­nu­mu­ne­si­ni­gös­te­ren­üç­sik­ke-i­ru­bu­bi­yet­var.”­ Be­di­üz­za­man­Haz­ret­le­ri,­ko­ca­kâ­i­na­tý­bir­mek­tup­gi­bi­e­li­ne­a­lýr,­te­fek­kür­e­der,­ü­ze­rin­de­ki­na­kýþ­la­rý­mü­hür­le­riy­le­be­ra­ber­in­ce­ler.­Týp­ký­Hz.­Sü­ley­man’ýn­(a.s.)­mek­tu­bu gi­bi…­Kâ­i­nat­sî­ma­sýn­da,­arz­sî­ma­sýn­da ve­in­san­sî­ma­sýn­da­Â­lem­le­rin­Rab­bi­nin Ru­bu­bi­yet­müh­rü­bü­tün­ih­ti­þa­mýy­la­ö­nün­de­par­la­mak­ta­dýr.­Þüp­he­siz­müh­rü gör­mek­i­çin­Be­di­üz­za­man­Haz­ret­le­ri­gi­bi­kâ­i­na­tý­e­li­ne­bir­mek­tup­gi­bi­a­la­cak­ka­dar­te­rak­ki­et­mek­ve­yük­sel­mek­ge­re­ki­yor.­An­cak­ay­ný­ders­hal­ka­sý­i­le­ta­le­be­nin de­ay­ný­ha­ki­kat­ten­his­se­si­bü­yük­tür.­ Kâ­i­nat­mek­tu­bu­nu­i­yi­o­ku­mak­ge­re­ki­yor.­Çün­kü­“Kâ­i­na­týn­sa­týr­la­rý­ný­dik­kat­le mü­ta­lâ­a­et.­Zi­ra­on­lar,­Me­le-i­Â­lâ­dan­sa­na­gön­de­ril­miþ­mek­tup­lar­dýr.”­Hz.­Sü­ley­man’ýn­(a.s.)­mek­tu­bu­nu­dik­ka­te­al­ma­mak­na­sýl­müm­kün­de­ðil­se,­kâ­i­nat­mek­tu­bu­da­ay­ný­þe­kil­de…­Dik­ka­te­al­ma­yan ve­ge­re­ði­ni­yap­ma­yan­i­ki­ci­han­da­ze­lil­dir ve­hüs­ran­da­dýr. Hz.­Sü­ley­man’ýn­(a.s.)­Sa­ba­me­li­ke­si­ Bel­kýs’a­ gön­der­di­ði­ mek­tup­ta­ el­bet­te­ meþ­hur­ “Hz.­ Sü­ley­man’ýn­ (a.s.) müh­rü”­ var­dý.­ An­cak­ mek­tup­ta­ mü­rek­kep­le­ ba­sýl­ma­mýþ­ sa­de­ce­ a­kýl­ gö­züy­le­ gö­rü­nen­ mü­hür­ler­ de­ var­dý­ ki, Sa­b a­ dev­l e­t i­n in­ güç­l ü­ kra­l i­ç e­s i­n i­ o mü­h ür­l er­ da­h a­ çok­ et­k i­l e­m iþ­t i.­ En dik­kat­çe­ki­ci­ve­þa­þýr­tý­cý­o­la­ný;­yüz­ler­ce­ mu­ha­fý­zýn­ ol­du­ðu­ ve­ ka­le­ler­ gi­bi ko­r u­n an­ bir­ sa­r a­y ýn­ i­ç i­n e­ kim­s e­y e fark­ et­tir­me­den­ gi­ri­le­rek­ mek­tu­bun bý­ra­kýl­ma­sýy­dý.­Böy­le­bir­mek­tup­an­cak­ in­san­la­ra­ ve­ cin­le­re,­ kurt­la­ra­ ve kuþ­l a­r a­ hük­m e­d en­ Hz.­ Sü­l ey­m an (a.s.)­ gi­bi­ bir­ zat­tan­ ge­le­bi­lir­di.­ Yi­ne mek­tup­ta­ki­“Bes­me­le”­de­ay­ný­þe­kil­de san­ki­o­nun­bir­müh­rüy­dü.­Â­lem­le­rin Rab­bin­den­o­na­tev­di­e­dil­miþ­bir­mü­hür…­ Bes­me­le­ hem­ bir­ mü­hür­ hem de­ her­ ka­p ý­y ý­ a­ç an­ bir­ a­n ah­t ar­d ýr. Mek­tu­bu­ Bel­kýs’ýn­ o­da­sý­na­ bý­ra­kan Hüd­hüd’ün,­að­zýn­da­ki­mek­tup­ka­dar ke­s in­ o­l an­ þey­ de­ o­n un­ li­s a­n ýn­d a, “Bes­m e­l e”nin­ ol­m a­s ýy­d ý.­ Bi­r in­c i Söz’de­ i­zah­ e­dil­di­ði­ gi­bi,­ bit­ki­le­rin­ i­pek­ gi­b i­ yu­m u­þ ak­ na­z e­n in­ kök­l e­r i “Bis­mil­lah”­ di­ye­rek­ ta­þý­ top­ra­ðý­ de­lip geç­me­si­gi­bi­Hüd­hüd­ku­þu­da­de­re­le­ri­ te­pe­le­ri­ a­þýp,­ sa­ray­ du­var­la­rýn­dan ge­çip,­ hü­küm­da­rýn­ ma­ka­mý­ný­ bu­la­rak­mek­tu­bu­bý­rak­mýþ­týr.­ “Mü­hür­kim­dey­se­Sü­ley­man­o­dur”­sö­zü­meþ­hur­dur.­Ma­lûm­bu­söz,­müh­rün Hz.­Sü­ley­man’dan­(as)­ça­lýn­dý­ðý­an­cak

O

hasangunes@hotmail.com

bü­yük­gay­ret­ler­so­nu­cun­da­tek­rar­sa­hi­bi­ne­dön­dü­ðü­þek­lin­de­ki­ri­va­yet­le­re­da­ya­nýr.­E­vet,­mad­dî­mü­hür­ge­çi­ci­de­ol­sa ça­lý­na­bi­li­yor­ve­ya­gas­be­di­le­bi­li­yor.­An­cak ma­ne­vî­mü­hür­ça­lý­na­mý­yor­ve­tak­li­di­de müm­kün­de­ðil!­Çe­þit­çe­þit­mah­lû­kat­tan mü­te­þek­kil­or­du­la­ra­hük­met­mek,­Bel­kýs’ýn­tah­tý­ný­göz­a­çýp­ka­pa­yýn­ca­ya­ka­dar nak­let­mek,­yer­de­ki­ka­rýn­ca­la­rýn­re­i­si­ne “Ey­ka­rýn­ca­lar­yu­va­la­rý­ný­za­çe­ki­lin.­Sü­ley­man'ýn­or­du­su­si­zi­bil­me­den­e­ze­bi­lir”­de­dir­te­cek,­her­bir­ne­fe­re,­at­ve­fi­le­ka­dar­u­za­nan­bir­a­da­let­ve­has­sa­si­yet­an­cak­Â­lem­le­rin­Rab­bi­nin­ha­lis­bir­ku­lu­nun maz­har­ol­du­ðu,­in­san­lýk­â­le­mi­ne­ve­be­þer­ta­ri­hi­ne­vu­rul­muþ­tak­lit­e­di­le­mez­bir mü­hür­o­lan­ha­ri­ka­lýk­lar­dýr…­ Þu­kâ­i­nat­her­bir­sa­tý­rýn­da­yüz­bin­ler ki­tap­bu­lu­nan­mu­az­zam­bir­mek­tup­tur…­Her­bir­te­cel­li,­her­bir­ha­di­se­san­ki­al­týn­pa­ra­la­ra­hâ­ki­mi­ye­tin­tes­ci­li­i­çin vu­ru­lan­mü­hür­ler­den,­sik­ke­ler­den­ve im­za­lar­dan­mü­te­þek­kil­bi­rer­sa­týr­dýr. E­vet,­“tah­ki­ki­i­man”­sa­hi­bi­bir­mü'­min na­za­rýn­da­þu­kâ­i­nat,­ça­lý­na­maz­ve­tak­lid­e­di­le­mez­mü­hür­ler­den­mü­te­þek­kil muh­te­þem­bir­mek­tup­tur.­O­nun­i­ma­ný­ný­hiçbir­hi­le­ve­de­si­se­sar­sa­maz…­ Mü­hür­ler­ bin­ler­dir­ an­cak­ Ce­nâb-ý Hak,­ a­kýl­la­rý­ kes­ret­te­ boð­ma­mak­ i­çin þef­kat­ ve­ mer­ha­me­tin­den­ kâ­i­nat­ ka­dar­ bü­yük­ ha­ki­kat­la­rý­ “Bes­me­le”de­ki üç­ke­li­me­ye­üç­mü­hür­þek­lin­de­sýð­dýr­mýþ­ve­derc­et­miþ­tir. On­Dör­dün­cü­Le­ma’dan­“üç­müh­rü” ta­kip­e­de­lim: “Bi­ri: Kâ­i­na­týn­he­yet-i­mec­mu­a­sýn­da­ki­te­a­vün,­te­sa­nüd,­te­a­nuk,­te­ca­vüb­den­te­za­hür­e­den­sik­ke-i­küb­ra-i­u­lu­hi­yet­tir­ki,­‘Bis­mil­lah’­o­na­ba­ký­yor.”­A­to­mal­tý­par­ça­cýk­lar­dan­he­sa­ba­gel­mez bü­yük­lük­te­ki­yýl­dýz­top­lu­luk­la­rý­na­ka­dar her­þe­yin­o­muz­o­mu­za­ha­re­ket­et­me­si, a­henk­i­çin­de­ça­lýþ­ma­sý,­yar­dým­laþ­ma­sý­ve da­ya­nýþ­ma­sý­Â­lem­le­rin­Rab­bi­nin­u­lu­hi­ye­ti­nin­ve­mut­lak­ha­ki­mi­ye­ti­nin­bir­te­cel­li­si­dir,­yýl­dýz­lar­ve­gü­neþ­ler­ka­dar­par­lak­bir­müh­rü­dür. Ý­kin­ci­mü­hür,­me­kâ­ný­mýz­ve­mes­ke­ni­miz­o­lan­þu­Yer­Kü­re’dir.­“Ý­kin­ci­si:­Kü­re-i Arz­sî­ma­sýn­da­ne­ba­tat­ve­hay­va­na­týn ted­bir­ve­ter­bi­ye­ve­i­da­re­sin­de­ki­te­þa­büh, te­na­süb,­in­ti­zam,­in­si­cam,­lü­tuf­ve­mer­ha­met­ten­te­za­hür­e­den­sik­ke-i­küb­ra-i Rah­ma­ni­yet­tir­ki,­‘Bis­mil­la­hir­rah­man’­o­na­ba­ký­yor.”­E­vet,­þu­ko­ca­kâ­i­nat­i­çe­ri­sin­de,­ce­hen­ne­mî­a­teþ­ler­le­ya­nan­dev­kü­re­ler­a­ra­sýn­da­cen­net­mi­sal­bir­me­kân­ha­li­ne­ge­ti­ri­len­þu­Yer­Kü­re­Rah­man’ýn­biz­le­re­mu­az­zam­bir­he­di­ye­si­dir.­Yap­rak­lar­dan­bu­lut­la­ra,­çi­çek­ler­den­a­rý­la­ra­ka­dar bir­a­henk,­bir­in­ti­zam,­bir­lü­tuf­ve­bir mer­ha­met­var­dýr.­Yer­de­ki­sa­yý­sýz­ka­rýn­ca top­lu­luk­la­rý­ný­ni­zam­sýz­ve­re­is­siz­bý­rak­ma­yan­Rah­man,­in­san­la­rý­re­is­siz,­sa­hip­siz­ve­pey­gam­ber­siz­bý­ra­kýr­mý?­Ka­rýn­ca­la­rý­ve­Hz.­Sü­ley­man’ý­(as)­bir­bir­le­riy­le ko­nuþ­tu­ra­rak­ka­rýn­ca­nýn­hu­ku­ku­nu­da mu­ha­fa­za­e­den­bir­Rah­man’ýn­müh­rü­þu Yer­Kü­re­ka­dar­bü­yük­ve­muh­te­þem­dir. Bit­ki­ve­hay­van­la­rý­bir­bir­le­ri­ne­ve­be­þe­re hiz­met­kâr­e­den­mer­ha­met­müh­rü­on­la­rýn­ta­ma­mý­ka­dar­ha­yat­do­lu­dur,­can­lý­dýr.­Her­bir­yap­rak,­her­bir­can­lý,­her­bir hâ­di­se­o­mu­az­zam­müh­rün­ya­bir­nok­ta­sý,­ya­bir­çiz­gi­si­ya­da­bir­har­fi­dir. Ü­çün­cü­mü­hür­i­se­in­san­si­ma­sýn­da­ki­ “Ra­him”­ is­mi­dir.­ Ay­ný­ ki­tap­tan­ ta­-

kip­ e­de­lim:­ “Son­ra­ in­sa­nýn ma­hi­yet-i­câ­mi­a­sý­nýn­sî­ma­sýn­da­ki­ le­ta­if-i­ re’fet­ ve­ de­ka­ik-ý­þef­kat­ve­þu­a­at-ý­mer­ha­met-i­ Ý­lâ­hi­ye­den­ te­za­hür e­den­ sik­ke-i­ ul­ya-i­ Ra­hî­mi­yet­tir­ki,­“Bis­mil­la­hir­rah­ma­nir­ra­hîm”de­ki­ “Er­ra­hîm”­ o­na­ ba­k ý­y or.”­ Ýn­s a­n oð­l u,­ Yer Kü­r e­ bü­y ük­l ü­ð ün­d e­k i­ bir müh­r ü­ an­l a­m ak­t a,­ id­r ak­ et­mek­te­en­a­zýn­dan­mu­ha­tap­ol­mak­t a­ ço­ð un­l uk­l a­ zor­l a­n ýr. An­cak­ Ce­nâb-ý­ Hak­ bu­ ka­dar kü­çük­in­sa­noð­lu­nu­“Ra­him”­is­miy­le­ mu­ha­tap­ a­lýr.­ O­nun­ si­ma­sý­ný­ mad­dî­ ve­ ma­ne­vî­ bin­ler­ce­ ka­bi­li­yet­ler­le­ do­na­ta­rak ve­ her­ bi­ri­ne­ ay­rý­ bir­ si­ma­ ve­re­rek­mu­ha­tap­al­ma­sý­“Ra­him” is­mi­nin­ in­san­lar­ a­de­din­ce­ si­ma­lar­da­par­la­ma­sý­dýr. Hz.­ Sü­ley­man’ýn­ (as)­ kuþ­lar­dan­ rüz­gâ­ra,­ in­san­lar­dan cin­le­re­ka­dar­u­za­nan­muh­te­þem­ or­du­su­nun­ ya­nýn­da­ bir ka­r ýn­c a­ ne­ ka­d ar­ kü­ç ük­s e, ins­ ve­ cin­nin­ gel­miþ­ geç­miþ bü­tün­ or­du­la­rý,­ ­lem­le­rin Rab­bi­nin­ güç­ ve­ kud­re­ti­ ve or­du­la­rý­ya­nýn­da­bir­ka­rýn­ca ka­dar­da­hi­kuv­ve­ti­yok­tur… An­c ak­ Ce­n âb-ý­ Hakk’ýn “Ra­him”­is­mi­o­ka­dar­muh­te­þ em­ ve­ mu­a z­z am­d ýr­ ki, ot­lar­a­ra­sýn­da­ki­kü­çük­bir ka­rýn­ca­yý­ da­hi­ ih­mal­ et­mez,­o­nu­mu­ha­tap­a­la­rak­ or­d u­l a­r ýn­ a­y ak­l a­r ý al­týn­da­ e­zi­lip­ git­me­si­ne­ mü­s a­a ­d e­ et­m ez. Ger­çek­te­ nak­le­di­len sa­d e­c e­ ta­r ih­t e kal­mýþ­bir­hâ­di­se­ de­ðil­dir.­ Bu­gün­ fil­ de­ ka­rýn­ca­da,­“Ra­him”­is­mi­sa­ye­sin­de­ay­ný­or­man­da­ya­þa­yýp­gi­der.­ Bir­ka­rýn­ca­yý­ih­mal­et­me­ye­rek­o­nun se­si­ni­ko­ca­bir­or­du­nun­ko­mu­ta­ný­na­i­þit­ti­ren­“Ra­him”­is­mi,­el­bet­te­in­sa­nýn­du­â­sý­ný,­ni­ya­zý­ný­ve­yal­va­rýp­ya­kar­ma­la­rý­ný­ih­mal­et­me­ye­cek­tir. Ý­þit­me­si­ve­is­tek­le­ri­ne­ce­vap­ver­me­si­se­be­biy­le­dir ki,­acz­ve­fakr­i­çe­ri­sin­de­ki in­s a­n oð­l u,­ ­l em­l e­r in Rab­bi­nin,­sa­yý­sýz­ni­met­le­r i­n e­maz­h ar­a­z iz­ve kýy­met­li­bir­mi­sa­fi­ri­dir. Ka­r ýn­c a­n ýn­ a­y ak­l ar al­t ýn­d a­ e­z i­l ip­ git­m e­me­si­ ve­ Hüd­hüd’e­ ka­pý­l a­r ýn­ a­ç ýl­m a­s ý­ i­ç in; na­sýl­ki­Rah­man­ve­Ra­him­i­sim­le­ri­nin­te­cel­li­si­ ve­ or­du­la­rýn­ ko­mu­ta­ný­na­bað­lan­mak­va­sý­ta­sýy­la­dýr.­Ay­ný­þe­kil­de, þu­ keþ­me­keþ­ dün­ya­ i­çe­ri­sin­de­ki­ za­val­lý­ in­sa­n oð­l u,­ ha­d i­s e­l er­ al­týn­da­ e­zi­lip­ git­me­me­si ve­ ö­nün­de­ cen­net­ sa­ray­l a­r ý­n ýn­ ka­p ý­l a­r ý­n ýn a­çýl­ma­sý­ i­çin­ pey­gam­ber­le­rin­re­i­si­ve­müh­rü o­lan­Hz.­Mu­ham­med’e (a.s.m.)­ve­sün­net-i­se­niy­y e­s i­n e­ ta­b i­ ol­m a­l ý, li­sa­nýn­da­ "Bis­mil­la­hir­rah­ma­nir­ra­hîm”­ ve­ sa­lâ­vat-ý­þe­ri­fe­ol­ma­lý…

hocazade68@hotmail.com

Fethe mazhar olmuþ gibi olmamak! ef­se­ ye­nik­ düþ­me­mek­ i­çin,­ din­dar­ ol­mak­ yet­mi­yor.­Hat­ta­din­dar­lar,­bu­var­ta­ya­da­ha­da­çok­dü­þü­yor;­“düþ­mem”­gü­ven­ce­siy­le.­ Ba­zý­ za­man­ o­lu­yor;­ bu­lun­du­ðu­ ko­nu­mu­ ce­sa­re­ti­ni art­tý­rýp,­ bir­ top­lu­mu­ et­ki­le­rim­ sa­ný­yor.­ Bu­ dü­þün­cey­le, böy­le­de­dav­ra­ný­yor.­U­nu­tu­yor­dün­le­ri,­dü­ne­da­ir­þey­le­ri.­ Bu­gün,­ gön­lü­ne­ hoþ­ gel­me­yen­ bir­ e­ma­re­ bu­lun­ca, yük­le­ni­yor­ gü­cü­nün­ yet­ti­ðin­ce,­ e­lin­den­ gel­di­ðin­ce­ bir kim­se­nin­üs­tü­ne.­Gös­te­ri­len­ge­rek­çe:­ Hak,­hu­kuk,­a­da­let… Gün­ge­li­yor;­“hak”­a­rar­ken,­hak­lar­he­ba­o­lu­yor! Ýn­san,­ ku­sur­ â­lûd­ bir­ var­lýk.­ Ya­ný­la­bi­lir,­ ya­nýl­tý­la­bi­lir; yan­lýþ­he­sap­ya­pa­bi­lir.­Ne­ti­ce­de,­in­san­bu!­Me­lâ­i­ke­vas­fý­ný­on­da­a­ra­mak­ol­maz. Pe­ki,­ben­ku­sur­iþ­le­rim­de,­sen­iþ­le­mez­mi­sin?­Ya­da se­nin­ma­ruz­kal­dý­ðýn­hâ­le,­gü­nün­bi­rin­de,­be­nim­ma­ruz kal­ma­ya­ca­ðým­ne­ma­lûm? Þu­dün­ya­da,­he­sap­sýz­lýk­yü­zün­den­çok­o­lay­lar­ya­þan­dý;­ço­ðu­na­da­ha­mi­le…­Hiç­bir­þey,­bi­te­vi­ye­git­mi­yor;­i­ni­li­yor­çý­ký­lý­yor,­bo­zu­lu­yor­ya­pý­lý­yor.­Ram­pa­sý­var,­vi­ra­jý var­bu­yo­lun. E­sas­o­lan­me­se­le,­bir­bi­ri­ne­o­lan­ih­ti­ya­cý­ný,­bir­di­ðe­ri­nin­lü­zu­mu­nu,­ken­di­sin­den­baþ­ka­in­san­lar­la­an­cak­“biz” ol­ma­nýn­ müm­kün­ o­la­bi­le­ce­ði­ni­ da­i­ma­ ha­týr­la­ma­lý,­ in­san.­Ya­ni­sen­var­san,­ben­“bir­þey”im;­yok­sa­yok,­“hiç­bir þey”im”­man­tý­ðýy­la­yak­laþ­mak­lâ­zým­in­sa­nî­i­liþ­ki­le­re.­ Biz­ kar­de­þiz!­ Kar­deþ­lik,­ gö­nül­daþ­lýk;­ dost­luk­ ve­ ar­ka­daþ­lýk­i­se,­to­le­rans­ge­rek­ti­rir;­ke­rim­ol­mak­ge­re­kir. Eð­ri­ var­sa,­ doð­lul­tu­lur;­ a­ma­ kýr­ma­dan,­ ký­výr­ma­dan. “Ben­den­ son­ra­ tu­fan”­ de­yip,­ ez­mek,­ boz­mak;­ kýr­mak dök­mek;­hat­ta­hat­ta­“linç”­et­mek,­han­gi­in­sa­fýn­i­þi?­Bir mes­lek­te­ye­tiþ­me­nin­bir­de­ðe­ri­yok­mu­dur? Ha­ta­dan­ dön­mek­ fa­zi­let­tir.­ Bu­na­ gö­re,­ ha­ta­sýn­dan dö­nen­kim­se­de,­fa­zi­let­li­kim­se­dir.­Bu­nu­göz­ar­dý­et­me­mek­ge­re­kir. E­ðer­ ha­ki­ka­ten,­ mak­sat­ bir­ yan­lý­þýn­ tas­hi­hiy­se,­ tav­zî­hâ­tý­ bir­ ke­nar­da­ tut­ma­lý,­ bir­ du­rak­ta­ dur­ma­lý,­ bak­ma­lý; ne­ti­ce­ye­ va­rýl­mýþ­sa,­ o­ra­da­ ka­lýn­ma­lý.­ Yok,­ mak­sat­ “Ü­züm­ ye­mek­ de­ðil,­ bað­cý­yý­ döv­mek­se”,­ bun­da­ da­ in­saf­lý o­lun­ma­lý.­Çün­kü, “Hak­lý­a­dam,­in­saf­lý­o­lur.” 1 Ba­ký­nýz;­ “bir­ öm­rün­ ha­se­nâ­tý”­ bir­ ka­re­de­ gö­rül­mez, bir­ ka­lem­de­ si­lin­mez.­ Kim­de­ ne­ var,­ kim­de­ ne­ yok­ bi­lin­mez.­Do­la­yý­sýy­la,­biz­le­re­hüsn-i­ni­yet,­hüsn-i­mu­â­þe­ret­ya­ký­þýr. Su­hu­let­le­so­nuç­lan­mýþ­iþ­le­re,­fet­he­maz­har­ol­muþ­gi­bi­bir­e­day­la­yak­laþ­ma­mak,­dü­nü,­dün­de­bý­rak­mak;­“Bu­gün­ye­ni­þey­ler­ko­nuþ­mak”­her­hâl­de­en­doð­ru­o­la­ný­dýr.­ Biz,­kar­de­þiz! Üs­ta­dý­mý­zýn­ di­lin­den­ kar­deþ­li­ðin­ ta­ri­fi:­ “Mes­le­ði­miz ha­lî­li­ye­ ol­du­ðu­ i­çin,­ meþ­re­bi­miz­ hýl­let­tir.­ Hýl­let­ i­se,­ en ya­kýn­dost­ve­en­fe­da­kâr­ar­ka­daþ­ve­en­gü­zel­tak­dir­e­di­ci yol­daþ­ve­en­ci­van­mert­kar­deþ­ol­mak­ik­ti­za­e­der.”­2 Sö­zün­ö­zü,­iþ­te­bu;­bi­ze­reh­ber­ke­lâm­lar!­He­pi­ni­ze­se­lâm­lar…

N

Dipnotlar: 1- Said Nursî, Þuâlar, 284. 2- Said Nursî, Lem’alar, 166.

SiyahMaviKýrmýzýSarý


Ü M Ý T V Â R O L U N U Z : Þ U Ý S TÝ K B A L ÝN K I L ÂBI Ý Ç Ý N D E E N YÜKSEK GÜR SADÂ ÝSLÂMIN SADÂSI OLACAKTIR

Y

30 HAZÝRAN 2011 PERÞEMBE

Duâlarla Mi’raca çýktýk PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN (ASM) MÝ’RACA ÇIKIÞINI ÝDRAK EDEN MÜSLÜMANLARLA, CAMÝLER DOLUP TAÞTI. KUR’ÂN-I KERÝM OKUNDU, ELLER SEMAYA KALDIRILARAK DUÂLAR EDÝLDÝ.

Açe’de Mi'rac coþkusu ENDONEZYA’DAKÝ tsunami felâketi sonrasý etrafýndaki bütün yapýlarýn yýkýlmasýna raðmen dalgalarýndan etkilenmeyerek ayakta kalan Baiturrahman Camii'nin Açelier için büyük bir anlamý var. Tusunami dalgalarýndan kaçan bir çok Açeli Baiturrahman Camii'ne sýðýnarak kurtulmuþtu. Þimdi ise adeta manevî bir sýðýnma yeri olarak gördükleri Baiturrahman Camii’ne Mi'rac Kandili’ni idrak için koþtular. Binlerce insanýn bulunduðu Mi'rac Kandili programýnda caminin içi gibi avlusunun da dolu olduðu görüldü. Cakarta / cihan

Avluda namaz kýldýlar MÝ'RAC Kandili’ni idrak etmek isteyen vatandaþlar Ýstanbul’daki tarihî camilere akýn etti. Kandile özel program düzenlenen Sultanahmet ve Eyüp Sultan camilerinde yoðun ilgiden dolayý birçok vatandaþ avluda namaz kýlmak zorunda kaldý. Müslümanlar, akþam namazýnýn kýlýnmasýnýn ardýndan yatsý namazýna kadar vaaz, Kur’ân-ý Kerim ve duâ programlarýyla bu önemli gecenin manevî atmosferinden yararlanmaya çalýþtý. Bu arada, Sultanahmet Camii’ne gelen çok sayýda turist de Mevlid-i Þerif’i dinledi.

123 yýldýr süren gelenek

Hatay çadýr kentte duâ sesleri

BURSALI Safiye Hatun’un 1888 yýlýnda hazýrladýðý vakfiye gereði Vakýflar Bölge Müdürlüðü tarafýndan sürdürülen gelenekte, Mi'rac kandillerinde Hoca Muslihiddin Mahkeme Camii’nde, Türk musikîsinin önemli eserlerinden olan ‘’Kutbü’n-nayi Osman Dede’’nin ‘’Miraciyesi’’ okunuyor. Bursa Vakýflar Bölge Müdürü Mürsel Sarý, Bursalý Safiye Hatun’un 1888 yýlýnda hazýrladýðý vakfiye gereði, Vakýflar Bölge Müdürlüðü olarak ‘’Miraciye Geleneði’’ni sürdürdüklerini söyledi. Kandil günü ikindi namazýndan sonra Miraciye okunurken de camide bulunan vatandaþlara süt ikramýnda bulunuluyor.

ÜLKELERÝNDEKÝ karýþýklýk dolayýsýyla Türkiye’ye sýðýnan ve Kýzýlay tarafýndan Hatay’da oluþturulan geçici çadýr kentlere yerleþtirilen Suriyeliler, Mi'rac Kandili’ni kutladý. Hatay’ýn Altýnözü ilçesine baðlý Boynuyoðun Köyünde 3 bin 500 Suriyeli’nin kaldýðý geçici çadýr kentte Mi'rac Kandili dolayýsýyla Kýzýlay tarafýndan çardak kuruldu. Suriye’den kaçan bir imam tarafýndan namaz kýldýrýlmasýnýn ardýndan duâlar okunup, ilâhiler söylendi. Altýnözü / aa

Kocatepe Camii'nde akþam ezanýyla birlikte camiyi dolduran cemaat, gecenin anlam ve önemine dari vaaz dinledi, dualara amin dedi.

Abdülhamid Han Camii'ne çevre illerden de geldiler Ýzmirliler, duâlarla ÝZMÝR’DE Mi'rac Kandili dolayýsýyla vatandaþlar camilere akýn etti. Tarihî Hisar Camii’ni dolduran vatandaþlar Mi'rac Kandilini duâlarla karþýladý. Akþam ezanýndan sonra Tarihî Hisar Camii'ni dolduran vatandaþlar okunan Kur’ân-ý Kerim’i ve Mevlid-i Þerifi dinledi. Ýzmir / cihan

KAHRAMANMARAÞ’TA, Mi'rac Kandili’ni Türkiye’nin üçüncü büyük camisinde ibadet ederek geçirmek isteyen vatandaþlar, Abdulhamithan Camii’ne akýn etti. Camiye çevre ilçe ve illerden de vatandaþlar geldi..

Antep’te camiler doldu taþtý

Silopi’nin ilk hafizeleri oldular ÞIRNAK’IN Silopi Ýlçe Müftülüðü’ne baðlý Kýz Kur’ân Kursu’nda hafýzlýk eðitimini tamamlayan 2 kýz öðrenciye diplomalarý verilerek taçlarý takýldý. Sözkonusu öðrenciler, Silopi’nin ilk hafizeleri olmalarý özelliðini de taþýyor. Kýz öðrenciler hafýzlýk taçlarýný takarken, törene katýlan aileler gözyaþlarýný tutama dý. Silopi Müftü Vekili Sadullah Aksoy, ilçede ilk defa gerçekleþen hafýzlýk merasimi dolayýsýyla mutlu olduklarýný söyledi. Konuþmalarýn ardýndan Kadriye Tatar ve Fatma Akyel’e ilçede 3 yýldýr görev yapan Kur’ân Kursu öðreticisi Zeynep Kirazaydýn tarafýndan taçlarý giydirilirken öðrenci aileleri tarafýndan da diplomalarý, altýn ve çeþitli hediyeler takdim edildi. Þýrnak / cihan

MÝ'RAC Kandili dolayýsýyla Gaziantep’teki camiler doldu. Ulu Cami’de mevlit okutuldu, vatandaþlara helva ve lokma tatlýsý daðýtýldý. Mi'rac Kandili dolayýsýyla camiye gelen çok sayýda vatandaþ yer bulmakta sýkýntý çekerken cami avlusunda saf tutuldu, avlu da doldu. Ulu Cami dýþýndaki pek çok camide de yoðunluk yaþandý.

Oruçlarýný camide açtýlar Simavlýlar, sokaklarda kutladý KÜTAHYA’NIN Simav ilçesinde 19 Mayýs 2011 tarihinde 5.9 þiddetindeki depremde camilerin hasar görmesi dolayýsýyla Mi'rac Kandili coþkusu sokaklara taþtý. Halil Aða Camii’nin avlusu ve belediye meydanýný dolduran her yaþtan yüzlerce Simavlý, Mi'rac Kandili’nde el açarak baþka depremlerin yaþanmamasý için duâ etti. Türk Kýzýlay’ý Simav Belediyesi önünde lokma döktürdü.

MÝ'RAC Kandili dolayýsýyla Sabancý Merkez, Yaðcami ve Ramaza noðlu Camilerinin de aralarýnda bulunduðu birçok camide mevlit okundu, duâlar edildi. Bu arada, bazý vatandaþlar Mi'rac Kandili dolayýsýyla tuttuklarý oruçlarýný Sabancý Merkez Camii bahçesinde açtý.

Malatya’da süt daðýtýldý MALATYA Kent Konseyi, Mi'rac Kandili dolayýsýyla, Mi'rac gecesi Hz. Peygamberin (asm) süt içtiðini hatýrlatarak vatandaþlara süt daðýttý. Malatya / cihan

Dünyanýn en büyük kubbesinin altýnda kutladýlar MÝ'RAC Kandili, “dünyanýn en büyük direksiz kubbesine” sahip olan Bursa’nýn merkez Nilüfer ilçesindeki Þeyh Edebali Camii’nde de kutlandý. Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Dr. Mehmet Görmez’in de katýldýðý programa her yaþtan Bursalý yoðun ilgi gösterdi. Akþam namazý öncesi camiye gelen her yaþtan Bursalý, camiyi kýsa sürede doldurdu.

Papa da Twitterdan mesaj geçti KATOLÝK Hýristiyan dünyasýnýn ruhanî lideri Papa 16. Benedict, sosyal að sitesi Twitter üzerinden ilk mesajýný geçti. Papa ilk mesajýyla Vatikan’ýn haber portalýný da baþlatmýþ oldu. Papa, dün geçtiði ilk mesajda “Sevgili dostlar. News.va sitesini açtým. Övgüler Yüce Ýsa’ya olsun. Duâ ve þükranlarýmla. Papa 16. Benedict” ifadelerini kullandý. Vatikan ise Papa’nýn mesajý göndermek için tablet bilgisayara dokunduðunu açýkladý. Vatikan’ýn haber sitesi olan news.va adresi 29 Haziran’a denk gelen St Peter ve Paul gününde baþlayacaktý, ancak ön hizmete dün baþlamýþ oldu. Vatikan / cihan


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.