ÝNTÝHAR EYLEMLERÝ NEDEN YANLIÞ? Dinin yasakladýðý intiharýn, sivilleri hedef alan ve nizamî harp kurallarýna da uymayan bir terör eylemine dönüþtürülmesinin “þehadet” adý altýnda yüceltilmesi, kabulü imkânsýz bir yaklaþým. KÂZIM GÜLEÇYÜZ’ÜN YAZI DÝZÝSÝ SAYFA 11’DE
Y GERÇEKTEN HABER VERiR
ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR
YIL: 42
1 TEMMUZ 2011 CUMA/ 75 Kr
SAYI: 14.853
www.yeniasya.com.tr
YOL HARÝTASI Risale-i Nur’da SAÝD NURSÎ’NÝN 1911’DE ÞAM’DA VERDÝÐÝ MESAJLAR, YÜZ YIL SONRA DEÐÝÞÝM SANCILARININ ÞÝDDETLENDÝÐÝ MÜSLÜMAN ARAP ÂLEMÝNE YOL GÖSTERÝYOR. EMEVÎ CAMÝÝNDEKÝ DETAYLI ANALÝZ
ÞAHIS ÝSTÝBDADINI DEMOKRASÝ BÝTÝRÝR
ÖNEMLÝ PARALELLÝK: ÞÝDDETE HAYIR
u“YüzyýlönceSuriye,Ýslâmtoplumununsorunlarýnýntartýþýlmasýiçinevsahipliðiyapmýþtý:Emevî CamiindeÝslâmâleminindurumunundetaylýanaliziyapýlmýþ,yenilikarzusudilegetirilmiþ;Said NursîMüslümantoplumlarýnsýkýntýlarýnýnneler olduðunuvebukötügidiþatasonverebilecekçözümlerinnelerolabileceðinitesbitetmiþti.”
u“Despotkarakterebürünmekleithamettiðirejim veyönetimlerisertbirdilleeleþtirenNursî,hürriyet vemeþveretedayalýbirhalkegemenliði,birbaþka deyiþlegerçekmânâdabirdemokrasiprensibini savunmuþ;kuvvetinitekbirþahsadayandýran istibdadýnbuyollaortadankalkacaðýnývetoplumsalyaralarýndaböyleiyileþeceðinibelirtmiþtir.”
u“HemArapülkelerindekisonhalkhareketlerinde,hemdeSaidNursî’ninsöylemlerindeþiddet unsurununbarýnmýyorolmasý,önemlibirparalellik.Nursî’ninþiddetsizeylemtürünüsavunduðu, Þam’dayaptýðýyenilenmeçaðrýsýndabunadair hiçbirunsurarastlanmamasýndandaanlaþýlýyor.”
Dýþ ticaret açýðý ikiye katlandý uTÜÝK verilerine göre, bu yýlýn ilk 5 aylýk döneminde dýþ ticaret açýðý yüzde 90,3 artarak ikiye katlandý ve 43 milyar 754 milyon dolara ulaþtý. Bu arada, ihracatýn ithalâtý karþýlama oraný ise, yüzde 66,3’ten yüzde 55,3’e geriledi. n6’da
MÜÞERREF YARDIM’IN YAZISI MEDYA-POLÝTÝK’TE
BAÞBAKAN: BÝZDE BÝR EKSÝKSÝK OLMAZSA, KOMÝSYONLAR BAL GÝBÝ ÇALIÞIR
BÜLENT ARINÇ YENÝ ANAYASA ÝÇÝN BÖYLE KONUÞTU
Erdoðan: Meclis CHP’siz de çalýþýr
Þimdi olmazsa bir dahaki sefere
uBaþbakanRecepTayyipErdoðan,gruptakitoplantýdayaptýðýkonuþmasýnda,“Televizyonlarda diyorki;‘Eðerbizkomisyonlardaolmazsakkomisyonçalýþmaz.’SayýnKýlýçdaroðlu,komisyonbal gibiçalýþýr.Yeterkibizimarkadaþlarýmýzýnkatýlýmýndabireksiklikolmasýn.Herkeskatýlsýn,bak nasýlçalýþýyor,göreceksin.Amagönlümüz,demokrasimuhalefetlegüçkazanýr,onuniçinsizinde oradaolmanýzýistiyoruz,gelirsinizgelmezsiniz,osizinbileceðiniziþ’’dedi.Haberi sayfa 4’te
u“Umarým,CHPveMHPileortayolbuluruz”diyenBaþbakan YardýmcýsýBülentArýnç,yenianayasanýnilkeleriüzerindeanlaþmanýnönemliolduðunu,bununyapýlmamasýdurumundasorumlununAKPartiolmayacaðýnýbelirterek,“Þimdi336’yýbulamazsak milletbizeþikâyetetmez.Önümüzdekiseçim2015’te.Ozaman milletederizki‘Bizebunuyaptýrmadýlar,hadikendinigösterbakalýmbirdaha.’Artýk60mýolur,70miolur,aðanýnelitutulmaz’’þeklinde,ilginçbirdeðerlendirmedebulundu. Haberi sayfa 5’te
Elektriðe zam yok/ n6’da
Dilenciler: Ayda 1500 lira yetmiyor uAksaray’da zabýtalarca yakalanan dilenciler, kiþi baþýna ayda ortalama 1200 ilâ 1500 lira para toplatýklarýný, ancak bu para ile geçinemediklerini söylediler. Dilenciler, “Günde en az 40-50 lira kazanýyoruz. 10 lira yol parasý, 10 lira çay, ekmek parasý, geri kalan da sigaraya gidiyor” dediler. n6’da
Yine tüketimle büyüdük
ISSN 13017748
uTürkiye Ýstatistik Kurumu verilerine göre, bu yýlýn ilk çeyreðinde ulaþýlan 284,9 milyar liralýk Gayri Sâfi Yurtiçi Hasýlanýn yüzde 76,6’sý iç tüketimden kaynaklandý. Diðer bir ifadeyle büyümemiz yine tüketim kaynaklý oldu. n6’da
FOTOÐRAF: AA
Kýlýçdaroðlu: Gül, katký sözü verdi
Kendilerini iktidar karþýtý olarak tanýmlayan maskeli göstericiler, savaþ alanýný andýran baþkent merkezinde güvenlik ekiplerini taþ yaðmuruna tutuyor.
Atina adeta savaþ meydanýna döndü
Bir Gazze gemisine daha sabotaj
uYunanistan’ýnbaþkentiAtina’dahükümetinMeclistengeçirdiðitasarrufprogramýnýprotestogösterilerindensonraparlamentonundabulunduðuSintagma,adeta bombalanmýþbirmeydanýandýrýyor.Kaldýrým,sokakvedükkânlarbüyükzarargördü, maddîhasarçokaðýr.Haberi sayfa 7’de
uGazzeÞeridineyönelikÝsrailablukasýný denizdendelmeyiamaçlayanÖzgürlükFilosunakatýlacakgemilerdenbiridahasabote edildi.Organizatörler,PirelimanýndademirlibulunanÝrlandagemisiMVSaoirse’nin motorunuhedefalansabotajdanÝsrailajanlarýnýsorumlututtu. Haberi sayfa 7’de
uCumhurbaþkanýAbdullahGülileCHPGenelBaþkanýKemal KýlýçdaroðluarasýndaKöþkteyapýlan‘yeminboykotu’nailiþkin görüþmesonrasýaçýklamayapanCHPlideri,Gül’ünçözümekatkýsaðlayacaðýnýsöylediðinibelirtti. Haberi sayfa 4’te
2
LÂHÝKA
1 TEMMUZ 2011 CUMA
Y
Zulümden sakýnýp kaçýnýnýz; çünkü zulüm, kýyamet gününde zâlimin karþýsýna zifiri karanlýklar olarak çýkacaktýr. Cimrilikten de sakýnýnýz; zira, cimrilik sizden önceki ümmetleri helâk etmiþ, onlarý haksýz yere birbirlerinin kanlarýný dökmeye ve haramlarýný helâl saymaya sürüklemiþtir.
‘‘ Kur’ân'ý anlama metodu Tesettür kadýnlar için fýtrîdir
‘‘
Kur’ân’ýn tesettür emri fýtrî olmakla beraber, o maden-i þefkat ve kýymettar birer refika-i ebediye olabilen kadýnlarý, tesettür ile sükûttan, zilletten ve mânevî esaretten ve sefaletten kurtarýyor.
“E
y Peygamber! Hanýmlarýna, kýzlarýna ve mü'minlerin hanýmlarýna söyle, evlerinden çýktýklarýnda dýþ örtülerini üzerlerine alsýnlar." (Ahzâb Sûresi, 33:59) (ilâ âhir) âyeti, tesettürü emrediyor. Medeniyet-i sefihe ise, Kur’ân’ýn bu hükmüne karþý muhalif gidiyor. Tesettürü fýtrî görmüyor, bir esarettir diyor. Haþiye Elcevap: Kur’ân-ý Hakîmin bu hükmü tam fýtrî olduðuna ve muhalifi gayr-ý fýtrî olduðuna delâlet eden çok hikmetlerinden yalnýz dört hikmetini beyan ederiz. Birinci Hikmet: Tesettür, kadýnlar için fýtrîdir ve fýtratlarý iktizâ ediyor. Çünkü kadýnlar hilkaten zayýf ve nazik olduklarýndan, kendilerini ve hayatýndan ziyade sevdiði yavrularýný himaye edecek bir erkeðin himaye ve yardýmýna muhtaç bulunduðundan, kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale mâruz kalmamak için fýtrî bir meyli var. Hem kadýnlarýn on adetten altý yedisi, ya ihtiyardýr, ya çirkindir ki, ihtiyarlýðýný ve çirkinliðini herkese göstermek istemezler. Ya kýskançtýr, kendinden daha güzellere nisbeten çirkin düþmemek veya tecavüzden ve ittihamdan korkar; taarruza mâruz kalmamak ve kocasý nazarýnda hýyanetle müttehem olmamak için, fýtraten tesettür isterler. Hattâ dikkat edilse, en ziyade kendini saklayan, ihtiyarlardýr. Ve on adetten ancak iki üç tanesi bulunabilir ki, hem genç olsun, hem güzel olsun, hem kendini göstermekten sýkýlmasýn. Malûmdur ki, insan sevmediði ve istiskal ettiði adamlarýn nazarýndan sýkýlýr, müteessir olur. Elbette açýk saçýklýk kýyafetine giren güzel bir kadýn, bakmasýna hoþlandýðý nâmahrem erkeklerden onda iki üçü varsa, yedi sekizinden istiskal eder. Hem tefahhuþ ve tefessüh etmeyen bir güzel kadýn, nazik ve serîü’t-teessür olduðundan, maddeten tesiri tecrübe edilen, belki semlendiren pis nazarlardan elbette sýkýlýr. Hattâ iþitiyoruz, açýk saçýklýk yeri olan Avrupa’da çok kadýnlar, bu dikkat-i nazardan sýkýlarak, “Bu alçaklar bizi göz hapsine alýp sýkýyorlar” diye polislere þekvâ ediyorlar. Demek, medeniyetin ref-i tesettürü hilâf-ý fýtrattýr. Kur’ân’ýn tesettür emri fýtrî olmakla beraber, o maden-i þefkat ve kýymettar birer refika-i ebediye olabilen kadýnlarý, tesettür ile sukuttan, zilletten ve mânevî esaretten ve sefaletten kurtarýyor. Hem kadýnlarda ecnebî erkeklere karþý, fýtraten korkaklýk, tahavvüf var. Tahavvüf ise, fýtraten, tesettürü iktiza ediyor. Çünkü, sekiz dokuz dakika bir zevki cidden acýlaþtýracak sekiz dokuz ay aðýr bir veled yükünü zahmetle çekmekle beraber, hâmisiz bir veledin terbiyesiyle, sekiz dokuz sene, o sekiz dokuz dakika gayr-ý meþrû zevkin belâsýný çekmek ihtimali var. Ve kesretle vâki olduðundan, cidden þiddetle nâmahremlerden fýtratý korkar ve cibilliyeti sakýnmak ister. Ve tesettürle, nâmahremin iþtahýný açmamak ve tecavüzüne meydan vermemek, zayýf hilkati emreder ve kuvvetli ihtar eder. Ve bir siperi ve kalesi, çarþafý olduðunu gösteriyor. Mesmûâtýma göre, merkez ve payitaht-ý hükümette, çarþý içinde, gündüzde, ahalinin gözleri önünde, gayet âdi bir kundura boyacýsý, dünyaca rütbeten büyük bir adamýn açýk bacaklý karýsýna bilfiil sarkýntýlýk etmesi, tesettür aleyhinde olanlarýn hayâsýz yüzlerine bir þamar vuruyor! Haþiye: Mahkemeye karþý ve mahkemeyi susturan Lâyiha-i Temyizin müdafaatýndan bir parça: “Ben de Adliyenin mahkemesine derim ki: Bin üçyüz elli senede ve her asýrda üç yüz elli milyon insanlarýn hayat-ý içtimâiyesinde en kudsî ve hakikatlý bir düstûr-u Ýlâhîyi, üç yüz elli bin tefsirin tasdiklerine ve ittifaklarýna istinaden ve bin üçyüz elli sene zarfýndan geçmiþ ecdadýmýzýn itikadlarýna iktidâen tefsir eden bir adamý mahkûm eden haksýz bir kararý, elbette rûy-i zeminde adalet varsa, o kararý red ve bu hükmü nakzedecektir.” Lem’alar, 24. Lem’a
LÛGATÇE:
cibilliyet: Yaratýlýþtan olan, huy, tabiat, karakter. delâlet: Ýþaret. fýtrat: Yaratýlýþ. fýtrî: Yaratýlýþtan, yaratýlýþla ilgili, yaratýlýþa ait. hamî: Himaye eden, koruyan, sahip çýkan. hilâf-ý fýtrat: Yaradýlýþ maksadýna zýt. hilkat: Yaratýlýþ. hilkaten: Yaratýlýþ yönüyle. istiskal: Sakîl görme, aðýr bulup hoþlanmadýðýný belirtme. kesretle: Çoklukla. mâden-i þefkat: Þefkat madeni, kaynaðý. medeniyet-i sefihe: Gayrimeþrû zevk ve eðlencelere sevk edici medeniyet.
mesmuât: Duyulanlar, iþitilenler. müttehem: Suçlanan. payitaht-ý hükümet: Hükümetin, devletin merkezi; baþþehri. ref-i tesettür: Tesettürün kaldýrýlmasý. refika-i ebediye: Ebedî hayat arkadaþý. semlendirmek: Zehirlemek; kirletmek. serîü’t-teessür: Çabuk müteessir olan, çabuk üzülen. sukut: Alçalma. tahavvüf: Korkuya düþme, korkma. tefahhuþ: Fuhþa girme, ahlâksýzlýk. tefessüh: Bozulma, kokuþma. tesettür: Örtünme.
Müslim, Birr 56, (2578).
üzerine bir deneme ur’ân talebesi olma gayretindeki bir insanýn, ondan ve onu anlamaya çalýþanlardan istifade ettiði satýrlardýr.. Son üç yýldýr tedricen Kur’ân-ý Kerime yakýnlaþtýðýmý hisseder bir haldeyim. Ve bu hal hâlâ devam ediyor, Elhamdülillah. Devam etmesini istiyorum. Bu yakýnlaþma devresinden önce, zaman zaman sorguladýðým bir durumu bir köþe yazarýnýn * gündeme taþýdýðýný görünce bir þeyler karalamak istedim. Sorguladýðým durum derken, kastettiðim; bu yazarýn da üzerine yazdýðý konu olan, Kur’ân’daki âyetlerin tarihî boyutu. Ýlk önce, Kur’ân’daki mânâlarla aramdaki en büyük engellerden birinin mahiyetini ortaya koymaya çalýþacaðým. Ve daha sonra bu engeli, yine “Kur’ân’ýn rehberliðinde bu engeli” nasýl aþabilirim”i kendi penceremden ifade etmeye çalýþacaðým. Her ne kadar düzenli bir ‘Kur’ân’ý anlama çalýþmasý’ yapmamýþ olsam da, âyetleri her okuyuþumda “bu tarihî olayý tekrar tekrar okumanýn mânâsý ne?” sorusu ile zihnim yorulurdu. Bu sorunun temelini oluþturan iki önemli noktayý da ifade etmek gerekiyor. Birincisi; Kur’ân’daki kýssalarýn tarihte bir zamanda meydana gelmiþ olaylar olduðunu düþünmek… Ýkincisi; bu olaylarýn gerçekten olup olmadýðý konusunda kesin bir karara varamamak. Nuh Aleyhisselâmýn gemisi veya Ýbrahim Aleyhisselâmýn ateþe atýlmasý... Bunlar ‘þu tarihlerde, þurada vuku buldu’ denilemeyecek olaylardý. Bu min val de ki düþüncelerimin, Kur’ân’ýn maksadý ile hiç ilgisi olamadýðýný daha son ra an la ya caktým.
K
YARATICININ KELÂMINA ÝHTÝYAÇ! Yukarýda izah etmeye çalýþtýðým halle ri yaþarken, Risâle-i Nurlarý soruþturarak okuyan insanlarýn derslerine katýldýðým sýralarda, bu sorularýmýn da cevap bulduðunu fark ettim. Öncelikle insanî bir hali takýnmak gerekiyordu, Kur’ân’a muhatap olurken. Onun ‘iddiasý’, Kelâmullah olduðunu söylemesi idi. Ve öyle kabul edilip mânâlarýna o nazarla bakmak gerekiyordu. Ýnsanî hal derken, herhangi bir kitaba muhatap olma halini kastediyorum. Geometri kitabý olarak piyasaya sürülmüþ bir kitap, geometri bilgisi için, tarihî olaylarý anlatan bir kitap, tarih bilgisi için okunmasý gerektiði gibi, Yaratýcýnýn kelâmý olduðunu ifade eden kitap da o gözle okunmalý idi. Bu konuya bir iki satýr ara verdikten sonra devam edelim. Kur’ân ile buluþmaktan önce, insan olarak; yani konuþan, anlayan, sorgulayan, ebediyet isteyen, sevinen, üzülen, yaþlanan, hastalanan, ölen... bir varlýk olarak konuþan, beni bilen, anlayan, sorularýma cevap veren, ebediyet isteðimi cevaplayan, ebedî olan... kýsacasý beni ‘var eden’in kelâmýna ihtiyacýmý fark etmem gerekiyor. Bu ihtiyacýn verilmesi bir gereklilik olduðu gibi, bu ihtiyacý karþýlamanýn da, yani Yaratýcýmýn bana konuþmasýnýn da, bir gereklilik oldu ðunu fark etmem lâzým. Kâinatý yaratanýn, onu niçin yarattýðýný, maksadýnýn ne olduðunu bildirmesi gerekiyor. Bu beklenti içinde olmak Kur’ân’la buluþmanýn ilk adýmýdýr. Þimdi yukarýda býraktýðýmýz yerden devam edersek… Kur’ân’a ‘beni ve þu bulunduðum âlemi Yaratan’ýn kelâmý’ olarak muhatap olduktan sonra, tasdik, yani doðrulama çalýþmasý baþlamalý. Bizden iman etmemizi, yani emin olmamýzý bekleyen bir mesajdan, biz de ikna olmayý bekleriz. Ýnsan böyle yaratýlmýþtýr. Peki, Kur’ân’daki âyetleri tasdik etmek için elimizde ne var? Kur’ân’daki âyetleri neye bakarak doðrulayacaðýz? Ýþte bu noktada fiziksel ve ruhsal dünyamýz ile birlikte bütün kâinat bizim laboratuvarýmýz hükmüne geçer. Çünkü elimizdeki Kelâm, önümüzdeki kâinatýn Yaratýcýsýnýn kelâmýdýr. Kelâmý ile konuþuyor, san’atý ile konuþtuðunu delillendiriyor.
Bir kitabý yorumlamak veya bazý bölümlerinin tarihî arka planýný açýklamaya çalýþ mak, anlama kolaylýðý saðlamak için olsa gerek. Veya buna o kitabý okuyanýn anladýðýný paylaþmasý da diyebiliriz. Fakat mesele Yaratýcýnýn kelâmý, yani Kur’ân olduðu za hfzoglu@gmail.com man, “Acaba kýssalarý tarihsellik boyutu ile anlamaya çalýþmak veya anlatmaya çalýþKur’ân dogmayý reddeder. Yani delilsiz mak Kur’ân’ýn tanýmýna zýt düþen bir algý bir iddiayý kabul etmek Kur’ân’ýn muhata - oluþturuyor mu?” diye de sormak gereki býna önerdiði bir þey kesinlikle deðildir. yor. Belki de öncelikle bir Kur’ân tarifi yapKur’ân, kendi cümlelerini âyet diye ifade e- mak gerekiyor. (Her bir kelimesinin üzeder. Ayný Kur’ân, varlýklarý da âyet diye ta- rin de u zun ca dü þü ne bi le ce ði miz bir bir eder. Bildiðimiz gibi, âyet demek ‘delil’ Kur’ân tarifi için bakýnýz: Risâle-i Nur Küldemektir. Bu gerçekten çok dikkat çekici liyatý, Sözler, On Dokuzuncu Söz, On Dörbir tariftir. O halde Kur’ân’da bize konuþan düncü Reþha). Zat’ýn söylediklerini delillere bakarak tasdik Bu konuda Risâle-i Nurlarýn metodunun edeceðiz. çok farklý olduðu görülüyor. Benim gördü ðüm kadarý ile, Esbab en Nuzul (âyetlerin TARÝHTE MÝ, ÞU ANDA MI? Peygamberimiz Aleyhisselâma gönderiliþ Bu baþlýk altýnda bir örnek vermeye çalý- sebepleri, olaylar) de dahil, Risâle-i Nur þacaðým. Bu örnekle hem Kur’ân’ýn þimdi, böyle bir yaklaþým sergilememiþ. Yani kýsþu anda konuþuyor olduðunu, hem de bazý salarý kesinlikle tarihselleþtirmemiþ. Çaðýmeal çalýþmalarýnýn Kur’ân’ýn mânâlarýný mýz insanýný ikna eden Kur’ân yorumu da tarihselleþtirdiðini göreceðiz. Özellikle, bu... Olmasý gerektiði gibi… çaðdaþ bir tefsir metodu olan Risâle-i Nur metodunun, Kur’ân’ý insaniyete yakýþýr, HER AN YARATILAN KÂÝNAT ÝÇÝN, makul bir þekilde anladýðýný göreceðiz. HER AN KONUÞAN KUR’ÂN Enbiya Sûresi dokuzuncu âyet (21:9) Kur’ân’daki kýssalarýn temsiller olduðuYa na rukuni berden ve selamen/ “Ey a- nu, yani tarih itibari ile bizi ilgilendirmediteþ serin ve selâmetli ol” mânâsýndadýr. ðini, O’nun þu anda þimdi bizimle konuþKur’ân’da konuþan Zat, varlýk âleminde tuðunu ifade etmek, Kur’ân’ýn Ezelî ve Etemel bir yer tutan ateþin Kendi emrinde bedî olan bir Zat’ýn kelâmý olmasý durumu olduðunu ifade ediyor. Ateþ veya sýcak- ile birebir baðlantýlýdýr. Kýssalarýn ne zalýk, sebepler silsilesinde Kâinattaki hassas man ve coðrafî olarak nerede dengelerin en önemlilerinden birisi. meydana geldiði hususu Arzýmýzda, hayatýn devam et‘Yaratýcýnýn kelâmý me sin de ol maz sa olan Kur’ân ool maz bir kumalarý’ i-
denge unsuru. Bizim görebildiðimiz en büyük ýsý kaynaðý ise Gü neþ. Hem küt le si ba ký mýn dan hem de enerjisi bakýmýndan çok büyük bir kuvvet. Her sabah ve akþam, Bir’isi nasýl emrediyorsa, o þekilde hareket ettiðini müþahede ediyoruz. Isýsýnýn yakýp kavurma potansiyeli taþýmasýna raðmen, incecik yapraklarý incitmeden, hassas bir þekilde ýsýsýný gönderdiðini müþahede ediyoruz. Þimdi Kur’ân diyor ki gördüðün bu ýsý kaynaðý bir emir dairesinde hareket ediyor. Kendi baþýna bunlarý yapamaz. Hararetli ateþini kendi baþýna oluþtu ra ma ya ca ðý gi bi, var lýk â le min de ki dengeyi de kendi baþýna oluþturamaz. Herþey, güneþi yaratan Kim ise O’nun elinde. Bunu gör ve tasdik et! “Ve o sigara kâðýdý gibi ince nazenin yapraklar, birer aza-i Ýbrahim Aleyhisselâm gibi, ateþ saçan hararete karþý “Ey ateþ! Serin ve selâmetli ol” âyetini okuyorlar.” (Risâle-i Nur Külliyatý, Sözler, Birinci Söz, s. 13 YAN) Bu âyeti (delili) aklý olan her bir insan tasdik eder. Evet, gözümle görüyor ve tasdik ediyorum. Ayný âyetin bazý açýklamalý meallerde, Ýbrahim Aleyhisselâmýn ateþe atýlma aný üzerinden açýklandýðýný görüyoruz. Burada hangi mealler olduðunu yazmaya gerek yok. Zaten maksadýmýz da bu deðil. Ateþin hazýrlanma safhasýndan bahsedip, ateþin þiddetini anlatan açýklamalar var. Böyle bir okuma Kur’ân okumasý, yani Yaratýcýmýz ile konuþma sayýlabilir mi? Anlatmaya çalýþtý ðýmý ifade edebildim mi, bilmi yorum. Bir arkadaþýmýn ifadesi, belki bize daha çok yardýmcý o lur: “Kur’ân’daki peygamber kýssalarý tarihî olaylardan ders çýkarýr gibi okunmaz, oradaki roller bizzat bizlerizdir. Nemrut, Firavun, Ýbrahim, Musa...”
çinde dikkate a lý na cak bir hu sus deðildir. Kýssalarýn tarihî yönünü incelemek akademik bir çalýþma di ye ka bul e di le bi lir. Fa kat Kur’ân’ýn maksadý okuyucusunu u budiyete dâvettir. Akademik çalýþma namýna Kur’ân’daki kýssalara muhatap olmak farklýdýr, abd olarak kýssalara muhatap olmak farklýdýr. Birinde zaman ve mekân olarak tarihte yaþarsýn, diðerinde bulunduðun an içinde Yaratýcýn ile konuþursun...
VE BÝR ÇAÐRI Aslýnda bu konu, vaktini Risâle-i Nur üzerine teksif etmiþ olan tahkik ehl-i insanlarýn geniþ çaplý bir biçimde çalýþ masý gereken bir konudur. Zira “Müs lümanlarýn Risâle-i Nur gibi bir esere ye te rin ce mu ha tap o la ma ma sý nýn ö nün de ki en gel ler den bi ri, ‘Ri sâ le-i Nur’un Kur’ân’ý anlama metodu nasýldýr?” sorusunun cevabýnýn muðlak olu þudur, diyebiliriz. En azýndan þahsen hissettiðim budur. Her an yenilenen kâinat için her an ko nu þan bir Kur’ân yo ru mu Ri sâ le-i Nurlarýn satýrlarýnda mevcuttur..
* Tarihte tanrý fikrinin doðuþu, Özdemir Ýnce, Hürriyet, 28 Kasým 2010.
ekzile44@yahoo.com
Küsmek yok aþka meslekleri bilmiyorum; ancak, bildiðim tek þey; bizim gittiðimiz yolda küsmek olmadýðýdýr! Ýnsan, çeþitli duygularýnýn zorlamasý ile bir müddet kýrgýnlýk hâli yaþayabilir. Fakat dînimizde, bu fýtrî hissin üç günlük bir süre içinde teskîn edilmesi gerektiðine dâir bir kural vardýr. O vakitten sonraki davranýþlarda akýl, kalb, vicdan galebe etmeli; içerideki kötü duygularý yatýþtýrýp uzaklaþtýrmalýdýr. Kendi nefsimizdeki hatâlardan, hattâ neredeyse cinâyet sayýlabilecek hareketlerden dolayý nasýl ki, benliðimizden küsmüyorsak; bin bir cihetle yüksek ve kuv vetli baðlarla baðlý olduðumuz karþýmýzdaki insana da baþka türlü bir muâmeleyi revâ görmemeliyiz. Hele hele, bize göre kötü olan, affedilmez sandýðýmýz, düzeltilmesi ebediyyen kàbil deðil diye telâkkî ettiðimiz þu mes’eleyi iyice bir inceleyelim; kendimizde, âilemizden birinde, bizimle ilgisi gàyet az bir dostumuzda olsaydý; nazar-ý müsâmaha ile bakmayacak mý idik? Bize göre o suçlunun tek suçu, ayný yolda yürümemiz midir? Yâ Hû, ayaðý sürçtü ve düþtü ise onu kaldýrmak kime düþer? Bataklýða yuvarlandý ise bir el, bir dal uzatmak mý kolaydýr; üzerine bir kütük yuvarlamak mý? Hatâsýz kimse var mý ki, hattan ayrýldý diye dönüþ raylarýný söküp, gideni ebedî çýkmaza mahkûm ediyoruz! Geçmiþteki birlikte olduðumuz bunca zamanlar, fikirler, hisler, hizmetler –hezîmetler, acýlar– tatlýlar, gülmeler – aðlamalar, sýkýntýlar – ferahlar bir çizgi ile kapandý mý? Ayný, ayný, ayný.. diye saymakla bitiremediðimiz temellerimize dinamit mi baðlandý? “Vefânýn o yerde nâmý yok mu?” Kur’ânî usûlde “aforoz” olmadýðý gibi, düþmanlýkta hiçbir açýk kapý býrakmayacak kadar þiddet de yok… Hele, binde bir mesâbesinde bir anlaþmazlýk için karþýdakini tahkîr, tasðîr, evsâfýný taðyîr hiç yok… Bizden önce yaptýðý güzel hizmetleri yok saymaya yetkili mercî biz miyiz? Hani, bir sinek kanadý bir daðýn görülmesini engellerdi! Hani, çok sýký tutmayacaktýk! Hani, tahakkümle deðil, afv ve safh ile muâmele edecektik! Bu hanileri yazmaya kalksak Diyarbakýr’dan Hani’ye duble-yol olur… Kur’ân ve îman hizmeti koskoca bir çýnar gövdesi gibidir. Her bir dalý bir büyük aðaçtan büyüktür. O dallarýn her birinde asýl çekirdeðe uygun özellikler vardýr. Hattâ firdevsî Tûbâ aðacýnýn hâsiyeti onda in’ikâs etmiþtir; her dalýnýn, her uzantýsýnýn ayrý bir meyvesi yetiþmiþtir. Bizde olmayanýn onda olmasýndan üzüntü deðil, memnûniyet duyalým. Þu kara gözlükleri çýkarýp, iþin hakîkatine bakalým… Maddî Âl-i Beytin dünyevî iþlerde muvaffak kýlýnmamasýnýn sebeplerini tezekkür ve mânevî bir mensûbiyetin mensûplarýnýn da ayný netîceye dûçâr edilmesindeki hikmeti tefekkür ile “esâs-ý velâyet, esâs-ý tak vâ, esâs-ý azîmet, esâsât-ý Sünnet-i Seniyye”nin muhâfazasý mes’elesini tahattur edelim! Geçici ârýzalar ve aslî vazîfemiz olmayan meþgaleler bizi oyalamasýn! Her iþi halletmiþiz gibi, afra – tafra yapýp, beþ – on yýlda bir þu safra atma huyundan vaz geçelim… Yapýlan iþler bir danýþma sonunda olmuþsa, hatânýn da sevab kadar meþrû olduðunu hâtýrdan çýkarmayalým. Üstelik, sâfiyetimizi çoktan yitirdiðimiz den, kimse istiþâre netîcesinde kendisini eli – kolu baðlý hissetmezken… Bir âile içinde bile fertlerin ayrý ayrý düþündüðü, ayrý ayrý karar verdiði, ayrý ayrý irâdesini kullandýðý zamanda yaþýyoruz. En küçük dâirede birliði saðlayamayanlarýn en uzak, vazîfesiz ve fâidesiz dâirede ayrý düþünmelerini bu kadar yadýrgamayalým. Mânen görevli bulunduðumuz sâhada nöbetimizi aksatmadan, dümenci neferi gibi, yalnýz kendi iþimizi îtinâ ile görelim; umûm netîceyi tahayyülle tüllenen görüþümüz yüzünden buzdaðlarýna toslamayalým. Gelin, Müzdelife’de topladýðýmýz þu taþlarý yanlýþ yerlere atmayalým!
B
HABER
Y
Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Haber Müdürü Recep BOZDAÐ Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Kâzým GÜLEÇYÜZ
Abdullah ERAÇIKBAÞ
Abone ve Daðýtým Koordinatörü: Adem AZAT
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Mehmet KUTLULAR Genel Müdür
Recep TAÞCI
Yazý Ýþleri Müdürü (Sorumlu) Mustafa DÖKÜLER Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN Spor Editörü Erol DOYURAN
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Yeni Asya Matbaacýlýk Daðýtým:Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
1 TEMMUZ 2011 CUMA
NAMAZ VAKÝTLERÝ
ISSN 13017748
Hicrî: 29 Recep 1432 Rumî: 18 Haziran 1427
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 3.29 3.19 3.48 3.42 3.33 3.04 3.03 2.46 3.30 3.20 3.43
Güneþ 5.15 5.16 5.34 5.37 5.31 4.53 4.55 4.43 5.26 5.07 5.32
Öðle 12.49 12.59 13.08 13.19 13.15 12.30 12.34 12.26 13.09 12.41 13.09
Ýkindi 16.39 16.55 16.57 17.14 17.11 16.21 16.27 16.21 17.04 16.31 16.59
Akþam 20.11 20.30 20.29 20.49 20.46 19.54 20.01 19.56 20.39 20.03 20.33
Yatsý 21.48 22.16 22.06 22.34 22.33 21.34 21.43 21.43 22.25 21.41 22.12
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Ýmsak 3.27 3.53 3.05 3.17 3.35 2.55 3.14 2.44 2.47 3.12 3 .46
Güneþ 5.28 5.44 5.08 5.10 5.24 4.58 5.01 4.46 4.39 5.16 5.28
Öðle 13.15 13.22 12.56 12.49 13.01 12.45 12.36 12.32 12.17 13.04 12.57
Ýkindi 17.13 17.14 16.54 16.42 16.52 16.44 16.25 16.30 16.10 17.02 16.42
Akþam 20.49 20.48 20.31 20.16 20.25 20.21 19.58 20.06 19.43 20.39 20.13
3 Yatsý 22.40 22.30 22.23 21.58 22.05 22.12 21.36 21.57 21.25 22.32 21.46
Çukurova yaylalarýnda vaaz zamaný ADANA MÜFTÜLÜÐÜ,YAYLALARDA VAAZ VE ÝRÞAT PROGRAMI BAÞLATTI. YAZ mevsiminin gelmesiyle yaylalara göç eden vatandaþlarý dinî yönden aydýnlatmak millî birlik ve beraberliði pekiþtirmek için Adana Müftülüðü tarafýndan özel vaaz ve irþat programý düzenlendi. Ýl
müftüsü, müftü yardýmcýlarý, merkez ilçe müftüleri ve vaizlerin tamamýnýn katýldýðý bu program, Adana’nýn bütün yaylalarýný kapsayacak þekilde planlandý. Pozantý, Aladað, Kozan, Feke, Saimbeyli,
Tufanbeyli ve Karaisalý yaylalarýndaki camilerde yapýlacak vaazlar ve sohbetlerle halkla iç içe hizmet verilecek. 18 Temmuza kadar devam edecek programda, kardeþlik, Kur’ân eðitimi, ibadetler, üç aylar
ve ramazana hazýrlýk, vatan sevgisi, birlik ve beraberlikle ilgili konularý iþlenecek. Ayrýca vatandaþlarla yapýlacak sohbetlerde birebir problemler dinlenip sorulara cevap verilecek. Adana / cihan
irtibat@yeniasya.com.tr
Yeminayýbýbitmeli eni Meclisin açýlýþýnda ilk krizin, o mâlûm ve ucube yemin metnini okumak istemediklerini beyan eden milletvekiller tarafýndan çýkarýlacaðý yönünde bir beklenti vardý. Gerçi o yemine itiraz eden vekiller, bilâhare metni okumama gibi bir yola gitmeyeceklerini, ama tören öncesinde konuyla ilgili görüþlerini kamuoyuna deklare edip, daha sonra sýrf bir þekil þartýný yerine getirmek için kürsüye çýkarak yemin metnini kerhen okuyacaklarýný söylediler. Derken, baþka geliþmeler oldu, metne sýra gelmeden yemin töreninin kendisi krize dönüþtü. Özellikle “Atatürk ilke ve inkýlâplarýna baðlýlýk” ifadesine yönelik itirazlarýn tartýþmalara yol açmasýnýn beklendiði bir noktada, o ilke ve inkýlâplarý simgeleyen altýoku amblem olarak taþýyan CHP, yemin törenini tamamen boykot etti. Ve sonuç olarak, yeni Meclisin toplandýðý gün farklý bir gerekçeyle de olsa ilke ve inkýlâplara baðlýlýk yemini etmeyenler, siyasette onlarýn asýl sahibi konumundaki bir partinin vekilleri oldu. Kaderin manidar cilvelerinden biri daha... Yaþanan kriz, yemin metni ve törenine bakan yönüyle önemli tartýþmalarýn da kapýsýný araladý. Bir defa, “Böyle bir yemin töreni niye yapýlýyor, buna ne gerek var?” sualine cevap isteniyor. Dahasý, halkýn seçmesiyle milletvekili sýfatý kazanan insanlarýn Meclisteki görevlerini yapabilmelerini, bu yemin törenine katýlýp o ucube metni okumalarý þartýna baðlayan anayasal dayatmanýn mantýksýzlýðý, temelden sorgulanýyor. Çünkü insanlarý inanmadýklarý þeylere baðlýlýk yemini etmeye zorlamak, ancak istibdat rejimlerinde görülecek türden bir ilkellik ve saçmalýk. Ancak bu kadar senedir devam ediyor. Ve her seçimin ardýndan, Meclisin sadece ve münhasýran millete hizmet için deðerlendirilmesi gereken sayýlý ve çok kýymetli günlerinden biri bu abesiyete tahsis edilerek resmen boþa harcanýyor. Üstelik okutturulan yemin metni de baþtan sona problemli. Hem muhtevasý, hem Türkçesi berbat. Ve o yüzden, yemin etmek için kürsüye çýkan epeyce milletvekili, metni düzgün okumakta zorlanýyor, tekliyor, hata yapýyor. Hattâ yanlýþ okuduðu için, düzeltinceye kadar defalarca tekrarlamak durumunda kalan vekiller oluyor. Dolayýsýyla, bu garabete artýk bir son verilip, yemin töreni de, metni de iptal edilmeli. Meclis, protokolden olabildiðince arýndýrýlmýþ sade bir açýlýþla iþbaþý yapýp, þimdiki iþleyiþte öngörülen ve anlamsýz þekilde uzun tutulan bekleme süreleri de kýsaltýlarak en kýsa zamanda toplanmalý ve kendisini bekleyen görevlere odaklanabilmeli. Keza, cumhurbaþkaný baþta olmak üzere, askerlerden öðretmenlere, saðlýk görevlilerinden bilumum memurlara kadar, kamuda vazife yapan herkese, göreve baþlarken, benzer þekilde, içerikleri üç aþaðý beþ yukarý ayný olan ucube yemin metinleri okutturma garabeti de bitirilmeli. Konunun bir baþka önemli boyutu da þu: Ýnsanlar günlük hayatlarýnda yemine, ancak muhataplarýný inandýrmakta güçlük çektikleri iddialarýný kuvvetlendirebilmek için baþvururlar. Bunun dýþýnda, özüyle sözünün bir olduðuna güvenilen, sözüne itibar edilen ve birþey söylediðinde baþkaca bir delil ve hüccete gerek duyulmayan insanlarýn ayrýca yemine ihtiyacý olmaz. Bu itibarla, insanlarý yemin etmeye zorlamak, onlara kuþkuyla bakan ve güvenmeyen müstebit zihniyetin marifetlerinden biri. Yemin ettirerek güya onlarý baðlayýcý bir taahhüt altýna sokuyor. Ama sadece baský rejimlerinde görülen bu zoraki uygulamanýn, özgürlüklerin geçerli olduðu demokrasilerde kesinlikle yeri yok ve olmamalý. Bu bakýmdan, Türkiye’nin yemin dayatmasýndan ve ürettiði zincirleme krizlerden kurtulmasý, herþeyden önce bir demokrasi sorunu ve sýnavý. Ýnsan onuruyla da baðdaþmayan bu utandýrýcý uygulama artýk bitmeli ki, sýnavý geçmiþ olalým. Bakalým, yeni döneme tam da yemin meselesinde odaklanan bir krizle giren TBMM, bu utancý bitirecek dirayet ve kararlýlýðý göstererek demokrasimize bir basamak atlatabilecek mi?
Y
4
HABER
1 TEMMUZ 2011 CUMA
Y
‘Eylem’ için deðil ‘hizmet’ için cakir@yeniasya.com.tr
Yorganýmýzý büyütelim aksadýmýz ‘piþmiþ aþa su katmak’ deðil, ama riskleri görmeden yola devam etmenin tamiri zor ‘kaza’lara sebep olabileceðini de bilmeliyiz. Türkiye, bütün dünyanýn etkilendiði ekonomik krizden, nisbeten az zarar gördü. Ýyi ki de öyle oldu. Çünkü, faturayý bir kiþi ya da sadece Türkiye’yi idare edenler deðil; milyonlarca fakir fukara ödeyecekti. Krizin sosyal bünyemizde meydana getirdiði tahribatý ayrý bir konu... Tam “Kriz atlatýldý, düzlüðe çýkýlacak” denilen noktada hem Türkiye’den hem de uluslar arasý kuruluþlardan ikazlar, tehlike sinyalleri gelmeye baþladý. Aslýnda bu ikazlarý dile getirenlere kýzmak deðil, teþekkür etmek lâzým. Nasýl ki önümüzdeki ‘uçurum’u bize haber veren kiþilere kýzmayýz, ayný þekilde muhtemel krizlerin olabileceðini hatýrlatýp “Aman, tedbir alýn” diyenlere de kýzmamak lâzým. Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirliði Örgütü, [OECD, 14 Aralýk 1960 tarihinde imzalanan ‘Paris Sözleþmesi’ne dayanýlarak, 1961’de kurulmuþtur. Üyelerinin büyük bir bölümü AB üyeleridir, çoðunluðu da gözlemci üyelerdir. OECD ülkeleri sanayileþip zengin olmuþ ülkelerdir. (Kaynak: http://tr.wikipedia.org)] küresel ekonominin büyük þoklara daha sýk maruz kalacaðý ve bunlarýn ekonomik ve sosyal açýdan daha ciddî sonuçlarý olacaðý ikazýnda bulunmuþ. OECD’nin ‘’Gelecekteki Þoklar’’ raporuna göre, salgýn hastalýk, kritik altyapýlara düzenlenecek siber saldýrý, finansal kriz, sosyo-ekonomik çatýþma, jeomanyetik fýrtýna gibi beþ büyük potansiyel risk bulunuyor. (Yeni Asya, 29 Haziran 2011) Dýþarýdan bu ikâzlar yapýlýrken, Türkiye Ýþveren Sendikalarý Konfederasyonu (TÝSK) da uluslar arasý likidite hareketlerindeki deðiþimlerin, yüksek carî açýk dolayýsýyla Türkiye’yi tehdit ettiðini bildirmiþ. Sanayi sektörünün önümüzdeki dönem için ekonomiye yeterince güven duymadýðý ve istikrarýna iliþkin þüpheleri bulunduðu kaydedilen açýklamada, ‘’Ödemeler dengesindeki bozulma arttý. Carî açýk 29,6 milyar dolara, dýþ ticaret açýðý 28,3 milyar dolara yükseldi. Bankalar faiz oranlarýný arttýrdý, üretimin ve tüketimin maliyeti yükseldi. Alýnan önlemler, KOBÝ’leri zorlayabileceði gibi iþsizliði de arttýrabilir’’ denilmiþ. Benzer þekilde MÜSÝAD da, Çarþamba günü genel merkezinde açýkladýðý ‘’2011 Türkiye Ekonomisi Raporu’’nda, cari açýk probleminin kendiliðinden çözüm beklentisiyle piyasa akýþýna býrakýlarak ötelenecek bir boyutunun kalmadýðý tesbitini yaptý. Tabiî ki “hal ve gidiþ”le ilgili yapýlan tesbitler, sadece bunlarla sýnýrlý deðil. Tesbitlerin tamamýnda bir endiþe, bir tehlike, bir ikâz havasý seziliyor. O halde Türkiye’yi idare edenlerin yapmasý gereken þey, bu tesbit ve ikâzlara karþý itiraz deðil, ciddiye alýp çare aramak olmalýdýr. “Faiz ve rant lobisi” harisinde hiç kimse Türkiye’nin yeniden krizlere yuvarlanmasýný istemez. Dolayýsý ile bu ikaz ve uyarýlarý “fesat çýkarma, piþmiþ aþa su katma” olarak deðerlendirmemek lâzým. Ekonominin önünde riskler varken bunlarý görmeyip, ya da ikaz edenleri dinlemeyip, hep birlikte, 70 milyon insan “Her þey yolunda” dese netice deðiþir mi? Elbette iyimser olalým, ama muhtemel tehlikeleri de görelim. Görelim ve bugünlerini deðil, yarýnlarýný bankalara ipoket eden milyonlarý ciddî ikaz edelim. Çünkü fýrtýnada en çok zarar gören, tedbirsiz olarak denize açýlanlar olur. Aman ha, yorganýmýzý büyütmeden ayaklarýmýzý fazlaca uzatmayalým!
M
Ailenin korunmasý için 11 bin kiþiyle görüþüldü
BAÞBAKANLIK Aile ve Sosyal Araþtýrmalar Genel Müdür Yardýmcýsý Musa Acar, ailenin korunmasý için “Aile Eðitimi Projesi” hazýrladýklarýný söyledi. Bunu yaparken 63 ilde sýkýntý yaþayan, 4 bin 33’ü kadýn 7 bin 311 kiþi olmak üzere toplam 11 bin 344 kiþiyle görüþtüklerini belirten Acar, þimdi de projeyi iller bazýnda yapýlandýrmaya gittiklerini ifade etti. Sosyal problemlerin tesbiti ve çözümüyle Türk ailesinin korunmasý, güçlendirilmesi ve sosyal refahýn yükseltilmesini planladýklarýný anlatan Genel Müdür Yardýmcýsý Acar, söz konusu projenin ikinci aþamasýnda “Aile Eðitim Müfredatý” hazýrladýklarýný, üçüncü aþamada ise eðitim materyallerini belirlediklerini kaydetti. Proje ve müfredat hazýrlama aþamasýnda 70’in üzerinde kurum ve sivil toplum kuruluþuyla üniversitelerden 150’yi aþkýn uzman ve akademisyenin emek sarfettiðini vurgulayarak, “Yaklaþýk 3 yýl süren çalýþmalar sonucunda eðitim, iletiþim, iktisat, saðlýk, hukuk ve medya alanlarýnda aile eðitim programý hazýrlandý” dedi. Ýzmir / cihan
ESKÝ Adalet Bakanlarýndan Hikmet Sami Türk, CHP’ye mensup milletvekillerinin, Genel Kurul’a girdiði halde yemin etmemesini anlamakta güçlük çektiðini ifade ederek, “Millet onlarý ‘gidin eylem yapýn’ diye deðil, ‘hizmet edin’ diye oraya gönderdi” dedi. CHP’li milletvekillerinin, Ergenekon tutuklusuyken milletvekili seçilen Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ýn salýverilmemesini protesto etmek için Genel Kurul’a girdikleri halde yemin etmemelerine tepkiler gelmeye devam ediyor. Eski bakan Türk, CHP’nin bu tavrý ile yanlýþ bir yola girdiðini söyledi. Türk, yargýnýn yanlýþ karar verdiði bir karar varsa bunun Meclis’i boykot ederek deðil, Parlamento’ya girip gerekli düzenlemelerin yapýlmasýna katýda bulunmakla olacaðýný ifade etti.
“CHP’nin bu tavrýný anlamakta güçlük çekiyorum” diyen Türk, þunlarý söyledi: “Yargý bu konuda yanlýþ bir karar veriyorsa CHP’nin yargýnýn doðru karar vermesini saðlayacak bu yanlýþý giderecek yasa tekliflerini verebilirler o nedenle CHP’nin bu tavrýný anlamakta güçlük çekiyorum. Bu tavýr kesinlikle doðru bir tavýr deðil. Girerler, görevlerini yaparlar, yasalardaki deðiþikliklerle ilgili bu konuda milletvekili olarak parti olarak grup olarak gerekli giriþimlerde bulunabilirler. O þekilde sorunun çözümüne katkýda bulunabilirler. Böyle yapmazlarla grup olarak bir anlamý olmayacak sadece orada oturmuþ olacaklar. Kanun teklifi bile veremezler. Milletvekili, ondan sonra diyelim ki bir kanun çýktý, anayasa aykýrýlýðý yüzünden grup ola-
rak Anayasa Mahkemesi’ne bile götüremezler. Çünkü bunu ancak grup olarak götürebilirler. O nedenle bu tutum yanlýþtýr. Bir an önce ant içerek görevlerine baþlamalarý gerekiyor. Millet onlara gidin protesto için orada oturun diye göndermedi. Hizmet etsinler diye gönderdi.” Eski Bakar Türk Türkiye’nin en zor günlerinde bile sorularýnýn çözüm yerini Meclis’te arandýðýna dikkat çekti. Halkýn iradesi ile Meclis’in girenlerin böyle davranma lüksünün olamayacaðý uyarýsýnda bulunan Türk, “Böyle duygusal tepkilerle bir yere varýlmaz. Halen tutuklu bulunan sanýklara da bir faydasý yok. Bu karar yanlýþ olabilir eleþtirilebilir ama bunun düzeltilmesinin yolu CHP’nin yaptýðý gibi olmaz” eleþtirisinde bulundu. Ankara / cihan
Ýster gel, ister gelme BAÞBAKAN ERDOÐAN, TBMM’YE GELÝP YEMÝN ETMEYEN CHP'NÝN ONTOLOJÝK SORUNLAR ÝÇERÝSÝNDE OLDUÐUNU ÝFADE EDEREK, "ÝSTER GELÝN, ÝSTER GELMEYÝN MECLÝS BAL GÝBÝ ÇALIÞIR" DEDÝ. AKP Genel Baþkaný ve Baþbakan Erdoðan, CHP’nin Meclis’e gelip yemin etmemesinin anamuhalefet tarihine kara bir leke olarak geçtiðini belirterek, “CHP ontolojik sorunlar içerisinde. Ýster gelin, ister gelmeyin Meclis bal gibi çalýþýr. CHP’nin þaþkýnlýktan kurtulup anamuhalefet görevini devralmasýný bekliyoruz” dedi. AKP Genel Merkezi’nde ilk grup toplantýsýnda konuþan Erdoðan, CHP’lilerin ant içmemesi ile BDP destekli baðýmsýzlarýn boykot kararýný deðerlendirdi. Kendi iktidarlarý döneminde kapatýlma dâvâsýna maruz kaldýklarýný hatýrlatan Erdoðan, o durumda dahi mücadelelerini hukuk içinde verdiklerini, baþka yola tevessül etmediklerini ifade etti. Erdoðan, “AK Parti iktidarýný çoðunluðun azýnlýða tahakkümü olarak sorgulamak isteyenler, acaba bugün azýnlýðýn çoðunluða tahakkümünü sorgulamayacaklar mý?” diye sordu. Þu anda azýnlýðýn çoðunluða tahakküm etmesinin istendiðini dile getiren Erdoðan, þunlarý kaydetti: “Böyle bir þey olabilir mi? O zaman biz bu milletin iradesini nereye koyacaðýz? Ne diyorlar:
“KARA BÝR LEKE OLARAK GEÇTÝ”
AKP Genel Baþkaný ve Baþbakan Erdoðan
Baþbakan bu iþi çözsün. Baþbakan ne yapacak? Mahkemeleri, hakimleri arayýp talimat mý verecek? Baþka iktidarlar döneminde bunlar yaþanmýþ olabilir? Yaþandýðýný da biz çok iyi biliyoruz. Bunlar kayýtlarýmýzda var, ama bu kayýtlar onlarýn anladýðý manada kayýtlar deðil. Maðduriyetini yaþayanlar olarak bunlarý biliriz. Ama bizim dönemimizde bunlar yaþanmaz ve yaþanmayacak. Yargý kararlarýndan dolayý TBMM’ye gelmeyenler, yemin etmeyenler, yasama, yürütme, yargý güçlerinin ayrýmýný hâlâ kabullenemeyenlerdir. Hiç kimsenin hukuku da kanunlarý da hiçe sayma, yok sayma, çiðneme hakký yoktur.” Ankara / aa
ANTÝÇME töreni sýrasýnda yaþananlarý anlatan Erdoðan, þunlarý söyledi: “Ey sevgili milletim, TBMM çatýsý altýnda Genel Kurula girmek suretiyle geçici baþkanýn da yoklamayý yaparken, ismini andýðý kiþi, Genel Kurulda olduðu halde yok demesini acaba hangi dürüstlük anlayýþýnýn içerisine sýðdýrýyorsunuz. Soruyorum, dürüstlük kavramýyla yalan ne zamandan beri arkadaþ oldular. En önde oturacaksýn, ondan sonra kendini yok yazdýracaksýn. Bu nasýl dürüstlük. Bu anamuhalefetin tarihine kara bir leke olarak geçmiþtir. CHP ontolojik sorunlar içerisindedir. Dün sandýðý, bugün Meclisi boykot edenler, bilsinler ki millî iradenin önünde engel AK Parti olmayacak, bizzat kendileri olacaktýr,”
“KOMÝSYONLAR BAL GÝBÝ ÇALIÞIR” ERDOÐAN, bundan sonra Meclis çalýþmalarýnýn normal þekilde süreceðini vurgulayarak, þöyle devam etti: “Meclisi çalýþtýrmaya devam edeceðiz. Muhalefetin hem mevcut sorunlarý, hem ülkenin genel sorunlarý aþma noktasýnda sorumlu davranýp yemin edip Meclis çalýþmalarýna katýlmasý en büyük arzumuzdur. Ama olmadý. Bu olmadýðý takdirde millî iradenin boykot yoluyla engellenmesine asla müsahade etmeyeceðiz. Muhalefet ister gelsin, ister gelmesin, parlamentonun çalýþmasýna mani bir hal yoktur. Anamuhalefetin Genel Baþkaný televizyon televizyon dolaþýyor. Diyor ki, ‘Biz komisyonlarda olmazsak, komisyonlar çalýþmaz’. Sayýn Kýlýçdaroðlu, komisyon bal gibi çalýþýr. Yeterki bizim arkadaþlarýmýzýn katýlýmýnda bir eksik olmasýn. Meclis divaný ayný þekilde çalýþýr. Demokrasi muhalefetle güç kazanýr. Onun için sizin de orada olmanýzý istiyoruz, bizim derdimiz o. Gelirsiniz, gelmezsi niz, o sizin bileceðiniz bir þey. CHP kendisine yeni sýfatýný yakýþtýrmýþ, ne yazýk ki eski kafayla yola devam ediyor.”
Milletvekilinin boykot hakký yok
AVRUPA Komisyonu Parlamenter Meclisi Baþkaný (AKPM) Mevlüt Çavuþoðlu, CHP’li ve DTP’nin deteðiyle seçilen baðýmsýz milletvekillerinin TBMM’de yemin etmemelerine iliþkin, ‘’Seçilmiþ milletvekillerinin boykot hakký yoktur’’ dedi. Kazakistan’ýn baþkenti Astana’da gerçekleþtirilen Ýslâm Ýþbirliði Teþkilâtý (ÝÝT) 38’inci Genel Kurul toplantýsýna katýlmak üzere þehre gelen AKPM Baþkaný Mevlüt Çavuþoðlu, Türk gazetecilerin sorularýný cevapladý. Çavuþoðlu, CHP’li ve DTP’nin deteðiyle seçilen baðýmsýz milletvekillerinin TBMM’de yemin etmemeleriyle ilgili, ‘’Biz boykotu olgun bir siyasî davranýþ olarak görmüyoruz’’ dedi. Daha önce Arnavutluk ve Moldova gibi ülkelerde de boykot eylemlerinin yapýldýðýný, o ülkelere de ayný tavsiye de bulunduklarýný anlatan Çavuþoðlu, ‘’Þimdi Türkiye’deki boykot kararý alan siyasetçilere de ayný þeyi söylüyoruz. Boykot olgun bir siyasî davranýþ deðildir. Milletin seçtiði milletvekillerini görevi meclise gelerek burada milletin verdiði oylarýn gereðini yerine getirmektir’’ diye konuþtu. Var olan sorunlarýn çözüm yerinin meclis olduðunu ifade eden Çavuþoðlu, ‘’Grev, boykot tabiî ki bir demokratik haktýr. Sendikalarýn, çalýþanlarýn bazý konularda grev yapma, boykot yapma hakký elbette vardýr. Ancak biz seçilmiþlerin boykot etme hakký yoktur. Bizim görevimiz meclis içinde var olan sorunlara çözüm üretmektir. Dolayýsýyla bu arkadaþlara çaðrýda bulunuyorum. Meclise gelsinler, meclis çatýsý altýnda sorunlara çözüm üretmek için çalýþsýnlar’’ diye konuþtu. Astana / aa
AKP Grubu Pazartesi toplanacak
AKP Grup Baþkanvekili Nurettin Canikli, AKP TBMM Grubu’nun, grup baþkanvekillerini seçmek amacýyla pazartesi günü toplanacaðýný açýkladý. Nurettin Canikli, grup toplantýsýnýn ardýndan parti genel merkezinden ayrýlýrken basýn mensuplarýnýn sorularýný cevapladý. Canikli, bir soru üzerine, ‘’AK Parti TBMM Grubu, grup baþkanvekillerini seçmek amacýyla Pazartesi günü saat 11.00’de TBMM’de toplanacak’’ dedi. TBMM Baþkan adaylýðý konusunun toplantýda gündeme gelip gelmediðine iliþkin soru üzerine Canikli, partilerin Meclis Baþkaný adayý konusunu gündeme getiremeyeceði hükmünü hatýrlatarak, milletvekillerinin kendi özgür iradeleriyle aday olacaðýný ve TBMM Baþkaný’nýn yine milletvekillerinin özgür iradeleriyle seçileceðini söyledi. Bu arada, TBMM eski Meclis Baþkaný Mehmet Ali Þahin, Meclis Baþkanlýðý için yeniden aday olmayacaðýný bildirdi. Ankara / aa
CHP PM toplantýsý 9 Temmuz’a ertelendi
CUMHURÝYET Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi’nin (PM) 4 Temmuz Pazartesi günü yapýlacaðý duyurulan toplantýsý, 9 Temmuz Cumartesi gününe ertelendi. CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylýgil, 22 Haziran’daki Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantýsýnýn ardýndan CHP PM’nin 4 Temmuz’da toplanmasýnýn kararlaþtýrýldýðýný açýkladý. Toplantýda seçimin ardýndan parti içi muhalefetin yükselttiði kurultay çaðrýsý ile MYK’daki deðiþikliklerin gündeme geleceði belirtiliyordu. Ancak Ergenekon davasý kapsamýnda tutuklu bulunan CHP Milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ýn tahliye taleplerinin reddedilmesi üzerine TBMM’de yemin edilmemesi kararýyla birlikte yaþanan geliþmelerin ardýndan PM toplantýsý hafta baþýndan hafta sonuna kaydýrýldý. CHP PM toplantýsý, 9 Temmuz Cumartesi günü yapýlacak. Toplantýda, CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’nun “Kimsenin yeri garanti deðil” diyerek iþaretini verdiði MYK deðiþikliði ile kurultay tartýþmalarýnýn gündeme gelmesi bekleniyor. Ankara
ABD Elçisi Ricciardone: Demokrasinize inanýyoruz
Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’nu Çankaya Köþkü’nde kabul ederek bir süre görüþtü. FOTOÐRAF: AA
KÖÞK’TE YEMÝN ZÝRVESÝ CUMHURBAÞKANI Abdullah Gül, milletvekillerinin yemin etmemesine dair CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’nu Çankaya Köþkü’nde kabul etti. Gül bugün de baðýmsýz vekiller Þerafettin Elçi ve Ahmet Türk’le görüþeþecek. Cumhurbaþkaný Gül, CHP milletvekillerinin partilerinden milletvekili seçilen Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ýn tutuklu yargýlandýklarý dâvâlarda tahliye taleplerinin reddine tepki olarak TBMM’nin 24. Dönem açýlýþýna katýlmasý ancak yemin etmemesi; baðýmsýz milletvekillerinin de Hatip Dicle’nin milletvekilliðinin düþürülmesine tepki olarak TBMM Genel Kurulu’na katýlmamasýyla ortaya çýkan sorunda devreye girdi. Gül, bu baðlamda son yaþanan
geliþmeleri deðerlendirmek üzere dün CHP Genel Baþkaný Kýlýçdaroðlu’nu kabul etti. Yaklaþýk 40 dakika süren görüþmenin ardýndan kýsa bir açýklama yapan Kýlýçdaroðlu, Cumhurbaþkaný Gül’le yemin krizini deðerlendirdiklerini söyledi. Kýlýçdaroðlu, “Sayýn Cumhurbaþkaný sorunun çözümü konusunda CHP’nin görüþlerini sordu. Görüþlerimizi aktardýk. Uzun tutukluluk süresinin yarattýðý rahatsýzlýðý dile getirdi. Sorunun çözümü için katký vereceðini, düþüncelerimizi deðerlendireceðini ifade etti” diye konuþtu. Gül, bugün de baðýmsýzlar adýna Türk ve Elçi’yi Çankaya Köþkü’nd kabul edecek. Cumhurbaþkaný Gül, Türk ve Elçi ile cuma günü saat 11.30’da bir araya gelecek. Ankara / aa
BAHÇELÝ, KÖÞK DÂVETÝNÝ NÝYE GERÝ ÇEVÝRDÝÐÝNÝ AÇIKLADI PROGRAMININ yoðunluðunu gerekçe göstererek Cumhurbakaný Abdullah Gül’ün davetini geri çeviren MHP Genel Baþkaný Devlet Lideri Bahçeli, gerekçesini açýkladý. MHP Lideri yaptýðý açýklamada, þunlarý söyledi: “Milliyetçi Hareket Partisi’nin, yemin ve boykot krizinin taraflarýyla ayný kategoride deðerlendirilmesi ve süren siyasî krizin sanki bir parçasýymýþ gibi sunulmasý çok çirkin ve yakýþýksýz olmuþtur. Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhurbaþkaný Sayýn Abdullah Gül’ün kamuoyunu oyalamak için pozisyon aldýðýna inandýðýndan ve Meclis’te cereyan eden krizin tarafý olmadýðýndan dolayý Çankaya Köþkü’nden gelen görüþme talebini geri çevirmiþtir. Sayýn Cumhurbaþkaný’nýn; Baþbakan Erdoðan’la girdiði rol paylaþýmýndan ve AKP’yi önceliðine alarak yaptýðý görevinden dolayý; inandýrýcýlýðý, birleþtirici özelliði ve objektif sorun çözme niteliði iflâs etmiþtir.” Ankara / aa
ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, ‘’Demokrasiniz güçlüdür, demokrasinize inanýyoruz. Bunun için sizleri, devlet olarak, halk olarak destekliyoruz’’ dedi. Ricciardone, Gaziantep Büyükþehir Belediye Baþkaný Dr. Asým Güzelbey’i makamýnda ziyaret etti. Güzelbey tarafýndan kapýda karþýlanan büyükelçi, daha sonra Belediye Þeref Defteri’ni imzaladý. Gaziantep’in yemeklerinin güzel olduðunu ve bu sebeple konuklarýna genelde yemekle ilgili yöresel hediyeler verdiklerini belirten Güzelbey, Büyükelçi Riccirdone’ye, bakýrdan pilavlýk hediye etti. Burada bulunduðu süre içerisinde birkaç kilo aldýðýný söyleyen Riccirdone ise Dr. Asým Güzelbey’e, ABD’ye özgü ürünlerin yer aldýðý bir sepet hediye etti. Ricciardone, bir gazetecinin ‘’TBMM’de sorun var. Tutuklular, milletvekili seçildi ama Meclis’e giremedi. Bu konuda görüþleriniz nedir?’’ demesi üzerine, ‘’Demokrasiniz güçlüdür, demokrasinize inanýyoruz. Yüzde 100 þüphesiz saðlam bir demokrasi. Bunun için sizleri, devlet olarak, halk olarak destekliyoruz’’ cevabýný verdi. Gaziantep / cihan
TAZÝYE Muhterem aðabeyimiz Mehmet Arý'nýn babasý Sabit Numan ve Kübra Arý'nýn dedesi
Nurettin Arý
'ýn vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hâk'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
Karabük Yeni Asya Okuyucularý
HABER
Y
1 TEMMUZ 2011 CUMA
5
Siyasî diyalog zemini... çözmede peþinen güçsüz ve ârýzalý hali, her haliyle kriz üretiyor… cevher@yeniasya.com.tr
ürkiye’nin önünde riskleri gittikçe büyüyen ekonomiden yanýbaþýnda alevleri yükselen “Suriye sorunu”na kadar birçok iç ve dýþ problem var. Ancak Ankara hâlâ iç siyasî tartýþmalarla oyalanýyor. Bu yüzden baþta “yeni anayasa” ve “demokratikleþme” olmak üzere büyük beklentilerin olduðu yeni döneme, “tutuklu milletvekilleri”nin önündeki engellerin kaldýrýlmamasýyla, krizlerle baþlanýyor. Gelinen safhada, yeni hükûmet kuruluyor, lâkin hâlâ Meclis’in üçte birine yakýnýný teþkil eden 170 milletvekili yemin etmiþ deðil. Bu tablo, anamuhalefet partisinin ve Meclis’in dördüncü partisinin yasama faaliyetlerine katýlmamasý anlamýna geliyor. Ýktidar cânibi, bunu “mühimsemiyor” görünüyor; fakat on milyonlarca seçmenin temsil hakkýný kullanmadýðý Parlamentonun problemleri
T
Koramiral Cora ifade verdi
AMÝRALLERE suikast iddiasýyla yürütülen soruþturma kapsamýnda Deniz Kuvvetleri Komutanlýðý Kurmay Baþkaný Koramiral Deniz Cora’nýn talimatla ifade verdiði öðrenildi. Gölcük Donanma Komutanlýðý Ýstihbarat Þube Müdürlüðü’nde yapýlan aramalarda ele geçirilen belgelerde, eski Deniz Kuvvetleri Komutaný Oramiral Metin Ataç ile þimdiki Deniz Kuvvetleri Komutaný Ormairal Eþref Uður Yiðit’e suikast iddiasýyla ilgili yürütülen soruþturmayla baðlantýlý dokümanlar bulunduðu belirtilmiþti. Bu dokümanlarla ilgili savcýsý Salim Duran, belgelerde isminin geçtiði belirtilen Koramiral Deniz Cora’nýn þüpheli sýfatýyla ifadesinin alýnmasý için Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’na talimat gönderdi. Talimat üzerine Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’na giden Cora’nýn, ifade verdiði öðrenildi. Ýfadede Koramiral Cora’ya adýna imzaya açýlan ve isminin geçtiði belgelerin sorulduðu belirtildi. Cora’nýn da söz konusu belgelere iliþkin bir bilgisinin olmadýðýný söylediði ifade edildi. Devam eden soruþturmada 27 Mayýs 2011 tarihinde Beþiktaþ’taki Ýstanbul Adliyesi’nde savcý Salim Duran’a ifade veren Albay Ümit Metin tutuklanmýþtý. Ýstanbul / cihan
“Balyoz”da yakalama emrine itiraz
ÝKÝNCÝ ‘’Balyoz Planý’’ dâvâsý kapsamýnda haklarýnda yakalama emri çýkartýlan 8 kiþiden 5’i karara itiraz etti. Alýnan bilgiye göre, Ýstanbul 10. Aðýr Ceza Mahkemesinin tensip incelemesi sýrasýnda haklarýnda yakalama emri çýkartýlmasýna karar verdiði 8 kiþiden Korgeneral Turgut Atman, Tümgeneral Nedim Güngör Kurubaþ, Tümgeneral Beyazýt Karataþ, Tuðgeneral Mehmet Eldem ve Tuðgeneral Mustafa Erhan Pamuk’un avukatlarý, karara itirazda bulundu. Yakalama emri kararýnýn düzeltilmesi yönündeki itirazýn, Ýstanbul 10. Aðýr Ceza Mahkemesi tarafýndan deðerlendirileceði öðrenildi. Ýstanbul / aa
Türkiye, ‘Arap Baharý’nda umut
ALMANYA’NIN Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, ‘’Türkiye, ‘Arap Baharý’nda bir umuttur. Suriye’den kaçan mülteciler için güvenilir bir limandýr” dedi. Türkiye’deki görev süresi sona eren Almanya’nýn Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz resepsiyon düzenledi. Almanya’nýn Ankara Büyükelçiliðindeki resepsiyondaki konuþmasýný Türkçe yapan Cuntz, 5 yýlý aþkýn zamandýr Türkiye’de bulunduðunu ve bu sürecin sonunda ‘’büyük bir misafirperverliðe tanýk olan yeni bir insan’’ olduðunu söyledi. Türkiye’nin kiye’nin, bütün bölgesini de siyasî olarak etkileyebildiðini söyledi. Büyükelçi Cuntz, ‘’Türkiye, ‘Arap Baharý’nda bir umuttur. Suriye’den kaçan mülteciler için güvenilir bir limandýr. Türkiye geleceðe umutla bakýyor. Bu güzel ülkeden ve dostlarýmdan ayrýldýðým için çok hüzünlüyüm. Ancak biz gelecekte de birlikte olacaðýz, çünkü biz birbirimize aitiz’’ diye konuþtu. Ankara / aa
Emekliler, Ýntibak Yasasý’ný bekliyor
TÜRKÝYE Emekliler Derneði Adana Þubesi Baþkaný Seyfi Ýyiyürek, seçim öncesinde bütün partilerin söz verdiði gibi Ýntibak Yasasý’nýn bir an önce çýkartýlmasýný beklediklerini söyledi. Emekliler Günü dolayýsý ile dernek binasýnda düzenlenen programda konuþan Ýyiyürek, kendileriyle ilgili yargý sürecinin uzamasýný protesto ettiklerini kaydetti. Ýyiyürek, “2002-2006 yýllarý tüfe farklarý ile ilgili 20 Ekim’de görülecek mahkemenin sonlandýrýlmasýný istiyoruz” dedi. Adana / cihan
YÝNE “POLÝTÝK HESÂPLAR” MI? Oysa daha ilk günde, “uzlaþma ve kucaklaþma mesajlarý”ný verdiði son “balkon konuþmasý” gereði Baþbakan’ýn ve partisi yetkililerinin sözde de olsa, YSK’nin adaylýklarýný onaylayýp mazbatalarýný verdiði “tutuklu milletvekilleri” önündeki engellerin kaldýrýlmasýna dair “irâde beyâný”nda bulunmalarý, peþinen krizin derinleþmesini önler ve çözüm çýkmaza sürüklenmesini engellerdi. Seçimden sonra Erdoðan artýk salt “AKP Genel Baþkaný” deðil, siyasî diyalog zemininin oluþmasýna öncülük edip ülkenin önünü açmasý gereken “Baþbakan” olarak meseleye sahip çýksa, çözümsüzlük bu raddeye varmazdý… Baþbakan ve iktidar partisi yöneticileri, en azýndan Anayasa Mahkemesi Baþkaný’nýn “Yargý sürecinin sonuçlanmasýndan sonra bizim de söyleyeceklerimiz var” cümlesiyle konunun çözümüne cesaret verip, “yasal düzenleme” önerilerine sýcak baktýklarýný açýkça ifâde etselerdi,
þüphesiz kriz bu noktaya gelmezdi. Ne var ki geçen sürede, baþta Baþbakan olmak üzere iktidar sözcüleri, bu hususta hiçbir “çözüm önerisi”nde bulunmadýklarý gibi, sürekli sorunu muhalefetin üzerine attýlar. Erdoðan, “Onlar önerilerini getirsinler bakalým” diye iþin içinden sýyrýlmaya çalýþtý. Partisinden peþpeþe, “Bizim meselemiz deðil” tepkileri açýklandý… Belli ki bu son krizde de AKP yine günübirlik basit politik rant devþirme taktiðiyle “kýsa dönem hesâbý” yapýldý; politik atraksiyonlarla siyasî rakiplerinin yýpranmasýna heveslenildi… Halbuki geçmiþte “tutuklu milletvekilleri”nin serbest býrakýlmasýna dair onlarca emsal var. En son cezaevinde tutuklu iken milletvekili seçildiði için serbest býrakýlan BDP’li Tuncel örneði ortada…
SORULAR VE “ÝRÂDE BEYÂNI” Peki neden göz göre göre iktidar partisi verdiði onca “uzlaþma” sözüne raðmen hâlâ bir “çözüm önerisi” ortaya koymayýp gerginliklerin azmasýna, siyasî kamplaþmaya, en vahimi toplumun etnik ve bölgesel tefrikayla kutuplaþmaya itilmesine sebebiyet verdiriyor? Niye için için yanan fit-
ne ateþinin körüklenmesine seyirci kalýnýyor? Gerçekten, “CHP’nin protestosu” bir yana, bütün dünyanýn gözü önünde “BDP’li baðýmsýzlar”ýn “Meclis’i boykot”la bir nevi “dýþlandýklarý” ya da “ayrýldýklarý” iftirak intibâýna neden fýrsat verdiriliyor? Hangi sâikle, BDP’lilerin Diyarbakýr’da üslenip âdeta TBMM’den ayrý “bölge parlamentosu” oluþturma provalarýna meydan veriliyor? Dýþ basýnda Güneydoðu’nun KCKPKK-BDP’ye terk edildiði yorumlarýna yol açýlýyor; neden? Hâlen iþ iþten geçmiþ deðil, zararýn neresinden dönülse kârdýr. Ýktidar partisi, bu emsallerden hareketle hiç olmazsa açýk irâde beyânýnda bulunarak demokratik siyasî diyaloðun kapýsýný açabilir. Ve bu iyi niyet beyâný, Türkiye’nin bu aslýnda yapay krizden kurtulmasýný saðlayýp, yeni sivil anayasa ve demokratikleþme sürecindeki mutabakat ve iþbirliði sürecini baþlatabilir… Meclis Baþkanlýðý seçimindeki uzlaþma bunun ilk adýmý olabilir. Açýk bir “irâde beyâný” yeter; ve siyasî diyalog zeminini inþa, en evvel iktidara düþer…
STK, yeni anayasada aktif rol almak istiyor
aziantep’de faaliyet gösteren 35 sivil toplum örgütleri, yaptýklarý ortak açýklamada, yeni anayasa için bütün sivil toplum temsilcilerinin aktif katýlýmýnýn saðlanmasý gerektiðini bildirdi. Gaziantep’te MAZLUMDER, Bülbülzade Vakfý, Anadolu Tevhid Vakfý, ÝHH, GAÝMDER gibi 35 sivil toplum örgütünün katýlýmýyla yeni anayasa konulu istiþare toplantýsý gerçekleþtirildi. Toplantýnýn açýlýþ konuþmasýný MAZLUMDER GYK Üyesi Mehmet Alkýþ yaptý. 1960 ve 1980 anayasasýný eleþtiren Alkýþ, özgürlüklerin darbeciler eliyle kýsýtlandýðýný söyledi. Bugüne kadar yapýlan anayasalarýn hep darbe sonucu askerlerden oluþan bir komisyonla yapýldýðýný hatýrlatan Alkýþ, “Ýlk defa halkýn katýlýmýyla yapýlabilecek bir anayasa söz konusudur. Bu anayasanýn yapýcýlarý tüm toplum kesimleri olmalýdýr. Yeni anayasanýn yapýlmasý sürecinde tüm toplum kesimleri bu anayasa yapýmý sürecinde aktif olarak rol almalýdýr” dedi.
G
“VESAYET SÝSTEMÝNE SON VERÝLMELÝ” Anadolu Tevhid Vakfý temsilcilerinden Sadýk Paksoy ise “Ýdeolojik devlet bizleri bir forma sokmuþ bizler de bu form çerçevesinde yaþýyoruz” diye konuþtu. Toplumsal bir bilinçlenmeye ihtiyaç olduðunu kaydeden Paksoy, “Askerî vesayet, siyasetin de toplumun da üzerinde bir konumdadýr. Bu vesayet, toplumu ve siyaseti yeri geldiðinde hizaya sokabilmektedir. Artýk yeni anayasa ile vesayet sistemine son verilmelidir” ifadelerini kullandý.
Gaziantep’te 35 STK’nýn katýlýmýyla yeni anayasa konulu istiþare toplantýsý gerçekleþtirildi. FOTOÐRAF: CÝHAN
“ÞÝMDÝ ÇALIÞMA ZAMANI” TOPLANTININ ardýndan sunulan sonuç bildirgesinde ise þu ifadelere yer verildi: “Bu çalýþmanýn Türkiye geneline yayýlmasý gerekir. Bunun için tüm sivil toplum örgütlerinin aktif katýlýmý ve görev paylaþýmý gerekmektedir. Her cemaat, dernek, STK, elini taþýn altýnda koymalýdýr. Bu iþ sadece bir komisyonun iþi deðildir. Bu iþi hep birlikte sahiplenmemiz gerekmektedir ve görev-konu paylaþýmý yapýlmalý ve bu þekilde iþbirliði içerisinde bir çalýþma yapmalýyýz. Birkaç kiþiye býrakýlýrsa bu iþ, bu toplantýlardan bir sonuç çýkmaz.” Gaziantep / cihan
Arýnç: Þimdi olmazsa bir dahaki sefere DEVLET Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý mamasý gerektiðini de söyledi. Yeni bir aBülent Arýnç, anayasanýn yapýlmamasý du- nayasada ilk üç maddeyi deðiþtirmenin rumunda sorumlunun AKP olmayacaðýný teorik olarak mümkün olduðunu dile gesavunarak, ‘’Þimdi 336’yý bulamazsak mil- tiren Arýnç, þunlarý kaydetti: ‘’Ama pratik olarak bu konuda hassasilet bize þikâyet etmez. ‘Siz vazifenizi yaptýnýz’ der, biz de ‘Bize bu kadar milletvekili yet taþýyacak pek çok siyasî parti vardýr, vermiþtiniz, senin önüne bile getireme- pek çok siyasetçi vardýr, baþka þeyler vardim.’ Önümüzdeki seçim 2015’te. O za- dýr. Tek korkumuz þu; Biz maalesef fikir man millete deriz ki ‘Bize bunu yaptýrma- tartýþmasý, görüþmesi deðil kavga yapýyodýlar hadi kendini göster bakalým bir da- ruz. Bazý yerlere takýlýyoruz. Meha.’ Artýk 60 mý olur, 70 mi olur aðanýn eli selâ türbana takýldýðýmýz gibi zamanýnda. 411 oyun tutulmaz’’ dedi. Özel bir TV kanalýnda gündeme iliþkin kabul ettiði anayasa desorularý cevaplandýran Arýnç, yeni anaya- ðiþikliði içinde ‘T’ harsanýn ilkeleri üzerinde anlaþmanýn önemli olduðunu vurguladý. Arýnç, ‘’Daha demokratik, daha özgürlükçü, darbe anayasalarýnýn izlerini taþýmayan daha demokratik, daha insan odaklý bir anayasa yapabiliriz. Ýlk üç maddeye girersek sanýyorum bu konuda bir uzlaþma saðlanamaz. Kendimizi oraya hapsetmeyelim onlar kalacaksa yine kalsýn. Daha az maddeli, ideolojisi olmayan bir anayasa yapmamýz lâzým. Umarým ki CHP seçim öncesi bazý konuþmalarýný ve raporlarýnda açýkladýðý ilkelere baðlý kalýr. MHP bu konuda kendi anayasa hazýrlýðýný ortaya koyar ve bir orta yol buluruz’’ diye konuþtu. Arýnç, bir soru üzerine Devlet Bakaný ve yeni anayasada Baþbakan Yardýmcýsý etnik kelimeBülent Arýnç lerin yer al-
fini bile barýndýrmýyordu. Ama ‘Burada türban korkusu, kokusu var’ dediler, CHP Anayasa Mahkemesine gitti, þekilden inceleyeceði yerde esasa girdi ve iptal etti. Þimdi Anayasa Mahkemesi yine yerinde duruyor, CHP de yerinde duruyor. Bazý konulardaki aþýrý duyarlýlýðýný ya da hassasiyetini tekrar bir refleks olarak ortaya koyacaksa biz anayasa yapamayýz demektir. Benim 327 milletvekili ile bunu referanduma götürme imkaným bile yok. Ya MHP katkýda bulunacak ya BDP katkýda bulunacak veyahutta CHP katký saðlayacak. Onlarýn da hassasiyetlerini dikkate alarak ortak, herkesin ‘benim’ diyebileceði bir anayasayý hazýrlayabiliriz diye düþünüyorum.’’ Bunun yapýlmamasý durumunda sorumlunun AK Parti olmayacaðýný belirten Arýnç, ‘’Þimdi 336’yý bulamazsak millet bize þikâyet etmez. ‘Siz vazifenizi yaptýnýz’ der, biz de ‘Bize bu kadar milletvekili vermiþtiniz, senin önüne bile getiremedim.’ Önümüzdeki seçim 2015’te. O zaman millete deriz ki ‘Bize bunu yaptýrmadýlar hadi kendini göster bakalým bir daha.’ Artýk 60 mý olur, 70 mi olur aðanýn eli tutulmaz’’ dedi. Ankara / aa
mkara@yeniasya.com.tr
Þimdi ne olacak? nkara’ya tam bir “kriz havasý” hâkim. Seçimlerin üzerinden henüz üç hafta bile geçmeden yaþanan bu krizin nasýl aþýlacaðýný kimse kestiremiyor. Muhalefet partilerinden birisi yemin etmek için Meclis’e gelmezken, bir diðeri geldi, ama yemin etmedi. Muhalefet partileri meselenin çözüm adresini iktidar partisi olarak görürken, iktidar yemin törenine saatler kala “önce onlar teklif getirsin” dedi. CHP önce teklif hazýrlýðý içinde olduðunu söyledi. Ayný gün çark edip, “Ýktidar teklif hazýrlasýn biz görelim” dedi. Meselenin çözümü için iktidar, muhalefet partilerini Meclis’te ziyaret etti. Buradan da sonuç çýkmadý. Sonra Köþk devreye girdi. Cumhurbaþkaný, Erdoðan’ý Köþk’e çaðýrýp yeni hükümeti kurma görevini verdi. Bu görüþmede de bu krizin nasýl aþýlacaðý da muhtemeldir ki görüþüldü. Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, dün Kemal Kýlýçdaroðlu ile görüþtü. Bugün ise BDP destekli baðýmsýz seçilen, ama Meclis’e dahi gelmeyen milletvekilleri ile görüþecek. Seçimler öncesinde YSK’nýn iki-üç gün arayla verdiði iki ayrý kararla bu “krizin” o zaman ayak seslerinin gelmeye baþladýðý görülmedi. Seçimler oldu. Millet büyük bir ekseriyetle sandýða gitti. Demokratik olmayan bir seçim kanunu ile yapýlan seçimde üç parti barajý geçti. 35 baðýmsýz da Meclis’e girdi.
A
*** Tam da bu sýrada demokrasinin bayramý sayýlan seçimlerin hemen ardýndan baðýmsýz seçilen bir milletvekilinin, milletvekilliði düþürüldü. Yerine baþka birisine mazbata verilip milletvekili yapýldý. Ýþte “kriz” de burada baþladý. CHP’den 2, MHP’den 1, baðýmsýzlardan da 5 vekil mahkemelere baþvurup, milletvekili seçildiklerini ve Meclis’te yemin etmek istediklerini söylediler. Ancak bu mahkemelerin hiçbirisi bu vekillerin dýþarý çýkmasýný onaylamadý. Lâkin önlerinde bir örnek vardý. 2007’de cezaevinde iken baðýmsýz milletvekili seçilip Meclis’te yemin eden Sebahat Tuncel örneði herkesin önünde durduðu için, hiç kimse böyle bir sonucun çýkacaðýný tahmin dahi etmemiþti. Bu safhaya gelinmesinde baþta anayasa ve ceza kanunlarý olmak üzere pek çok suçlu bulunabilir. Þu anda cezaevinde olan milletvekillerini aday gösteren de, seçimler öncesinde “Adaletin dediði olur” deyip þimdi tam tersini söyleyip hukuku suçlayanlar da, bu insanlarýn adaylýðýný kabul eden sonrasýnda da baþka çeliþkili kararlar veren YSK da hatalý olarak görülebilir. Hatta, “Millî irade üzerinde hiçbir engeli, hiçbir vesayeti, hiçbir gölgeyi asla kabul etmiyoruz, tasvip etmiyoruz. Türkiye bir hukuk devletidir. Gelin uzlaþalým, anayasayý deðiþtirelim” deyip sonra “önce onlar” diyenler de. *** Geldiðimiz safhada artýk suçlu aramanýn býrakýlýp meselenin halledilmesi ve derhal milletin dertlerine çözüm aranmasý gerekiyor. Öncelikle de bu krizin nasýl aþýlacaðýnýn bulunmasý lâzým. Gerçi bu kriz nasýl aþýlýr onu da bilen yok ya! Bu açmazýn nasýl halledileceðinin yollarý derhal bulunmalýdýr. Çünkü, Türkiye uzun süre bu krizle yürüyemez. Çünkü, bu süreçte demokrasi büyük yara alýr. Diyelim ki, hükümet kuruldu, Meclis baþkaný seçildi. Komisyonlarýn oluþumundan tutun da, Meclis’te kanun görüþmelerine kadar birçok sorun yaþanacaktýr. Bunun için krize sebep olanlar bu krizden nasýl çýkýlacaðýnýn yolunu bulmalýdýr. Sonrasýnda krizin ana kaynaðý olan anayasa ve kanunlar son yýllarda yaþanan kötü tecrübeler ýþýðýnda deðiþtirilip daha demokrat bir Türkiye kurulmalý. Bu krizlere bir daha meydan verilmemelidir. Siyasetin bu kilidi mutlaka en kýsa zamanda çözülmeli ve kriz fýrsata dönüþtürülmelidir. Yeter ki, siyasetçiler bu krizin nasýl aþýlacaðý konusunda görüþ birliði içine girebilsinler, bu iradeyi gösterebilsinler.
6
EKONOMÝ
1 TEMMUZ 2011 CUMA
HABERLER
30 HAZÝRAN 2011
MERKEZ BANKASI DÖVÝZ KURLARI Cinsi
ALIÞ
1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANÝMARKA KRONU
1.6406 1.7479 0.31717 2.3640 2.6286
1.9549 0.25350
1.9675 0.25614
1.9520 0.25332
1.9705 0.25673
1.6697 5.8857
1.6772 5.9632
1.6635 5.7974
1.6836 6.0526
1 SUUDÝ ARABÝSTAN RÝYALÝ
0.30079 0.43599
0.30282 0.43678
0.30058 0.43272
0.30352 0.44006
100 JAPON YENÝ
2.0071
2.0204
1.9997
2.0281
1 ÝSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DÝNARI 1 NORVEÇ KRONU
SERBEST PÝYASA
DOLAR
EURO
ALTIN
DÜN 1,6240 ÖNCEKÝ GÜN 1,6350
DÜN 2,3490 ÖNCEKÝ GÜN 2,3560
DÜN 79,00 ÖNCEKÝ GÜN 79,50
C. ALTINI DÜN 532,19 ÖNCEKÝ GÜN 535,000
1.6291 1.7183 0.31467 2.3476 2.6093
1 ÝSVÝÇRE FRANGI
SATIÞ
1.6381 1.7375 0.31644 2.3605 2.6247
EFEKTÝF SATIÞ
EFEKTÝF ALIÞ
1 ÝNGÝLÝZ STERLÝNÝ
1.6302 1.7262 0.31489 2.3492 2.6111
ALIÞ
DÖVÝZ SATIÞ
ALIÞ
1 EURO
DÖVÝZ SATIÞ
Cinsi
Y
Dilenciler: Bin 500 lira ile geçinemiyoruz
YAKALANAN dilenciler, kiþi baþýna ayda ortalama bin 200 ila bin 500 lira topladýklarýný, ancak bu para ile geçinemediklerini söyledi. Aksaray Belediyesi Zabýta Müdürlüðü’ne baðlý ekipler, vatandaþlarý rahatsýz eden dilencileri yakalayarak haklarýnda yasal iþlem yapmaya devam ediyor. Belediye Zabýta ekipleri düzenledikleri operasyonla özellikle çarþý merkezinde ve cami önlerinde duygu sömürüsü yaparak vatandaþlarda para isteyen biri kadýn üç dilenciyi suçüstü yakaladý. Zabýta merkezine getirilen C. Y. (29), N. D. (62) ve B. Ç. (64) adlý dilencilerin üzerinde yapýlan aramada toplam 100 TL’ye yakýn bozuk para çýktý. “Neden çalýþmýyorsunuz da dilencilik yapýyorsunuz? þeklindeki soruya “Yaþlý ve sakatýz” cevabýný veren dilenciler, günde en az 40-50 TL kazanmalarýna raðmen geçinemediklerini öne sürdü. Dilenciler, “10 lira arabaya yol parasý veriyoruz. 10 lirada çay, þeker, ekmek parasý derken geriye bir þey kalmýyor. Kalan da zaten sigara parasý” dedi. Dilenciler, kiþi baþýna ayda ortalama 1.200 ila 1.500 TL toplamalarýna raðmen geçim sýkýntýsý çektiklerini iddia ettiler. Dilenciler hakkýnda yasal iþlem yapan zabýta ekipleri, bir daha dilenmemeleri konusunda uyarýda bulundular. Aksaray / cihan
THY, AACO’ya üye havayolu olarak katýldý
TÜRK Hava Yollarý (THY), “Partner Havayolu” statüsüyle bölgesel bir havayolu kuruluþu olan Arap Hava Taþýyýcýlarý Birliði’ne (Arab Air Carriers Organization-AACO) katýldý. Ýþbirliði ile ilgili açýklamada bulunan THY Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil: “AACO iþbirliði açýsýndan deðerli bir kuruluþ ve bu kuruma üye olmamýz büyük önem taþýyor. Bu iþbirliðinin pekçok imkânlar sunacaðýna, kurumumuz ve diðer tüm üye havayollarý için faydalý olacaðýna inanýyorum.“ dedi. AACO Genel Sekreteri Abdul Wahab Teffaha da: “Yüzyýllardýr Türkiye ve Arap ülkeleri arasýnda coðrafya ve dostluk iliþkileri sayesinde kurulmuþ bir yakýnlýk var. Türk Hava Yollarý ve Arap Havayollarý arasýndaki iþbirliðinin geliþmeye devam etmesi bu sürecin doðal bir devamý olarak görülebilir. Türk Hava Yollarý, Arap Havayollarý’nýn büyük bir partneri iken þimdi AACO’nun büyük bir partneri olacaktýr. AACO Türk Hava Yollarý’nýn “Partner Havayolu” olarak bünyesine katýlmasýndan gurur duymaktadýr.” diye konuþtu. Ýstanbul / Yeni Asya
Elektriðe zam yok
ENERJÝ Piyasasý Düzenleme Kurulu (EPDK), pera kende elektrik satýþ tarifelerini deðiþtirmedi. EPDK dünkü Kurul toplantýsýnda, 21 elektrik daðýtým þirketinin 1 Temmuz 2011 tarihi itibariyle 3 aylýk dönem için uygulamaya baþlayacaðý perakende elektrik satýþ tarifesini onayladý. Buna göre Kurul, Temmuz, Aðustos, Eylül dönemi kapsayan ve nihai tüketiciyi ilgilendiren perakende satýþ fiyatlarýný deðiþtirmedi. Ankara / aa
ZAYÝ
Ýstanbul Üniversitesinden aldýðým Öðrenci Kimliðim ve Pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. Öðrenci No: 1310070087 Bayram Kaya
38501107836 Nolu kimliðimi Kaybettim. Hükümsüzdür. Sebayet KARA
Dýþ ticaret açýðý ikiye katlandý MAYIS AYINDA YÜZDE 43 ARTARAK 21 MÝLYAR LÝRAYA ÇIKAN DIÞ TÝCARET AÇIÐI, OCAK-MAYIS DÖNEMÝNDE ÝSE YÜZDE 90.3 ARTIÞLA 43.75 MÝLYAR DOLAR DÜZEYÝNE ULAÞTI. ÝHRACATIN ÝTHALATI KARÞILAMA ORANI MAYIS'TA YÜZDE 66,5'TEN YÜZDE 52,1'E GERÝLEDÝ. TÜRKÝYE Ýstatistik Kurumu ve Gümrük Müsteþarlýðý iþbirliði ile oluþturulan geçici dýþ ticaret verilerine göre; 2011 yýlý Mayýs ayýnda, geçen yýlýn ayný ayýna göre ihracat yüzde 11,7 artarak 10 milyar 948 milyon dolar oldu. Ýthalat ise yüzde 42,6 artarak 21 milyar 5 milyon dolar olarak gerçekleþti. Ayný dönemde dýþ ticaret açýðý 4 milyar 926 milyon dolardan, 10 milyar 57 milyon dolara ulaþtý. 2010 Mayýs ayýnda yüzde 66,5 olan ih racatýn ithalatý karþýlama oraný, 2011 Mayýs ayýnda yüzde 52,1’e geriledi. Bu oran Türk ekonomisinin önemli sorunlarýndan olan carî açýðýn da büyümesine
etki ediyor. Ocak-Mayýs döneminde ise ihracat yüzde 20.1 artarak 54.26 milyar dolar olurken ayný dönemde ithalat yüzde 43.8 artarak 98.02 milyar dolar olarak gerçekleþti. Dýþ ticaret açýðý OcakMayýs döneminde yüzde 90.3 artýþla 43.75 milyar dolar düzeyine ulaþtý. EN ÇOK ÝHRACAT ALMANYA’YA 2010 Mayýs ayýnda yüzde 42,3 olan Avrupa Birliði’nin (AB) ihracattaki payý, 2011 Mayýs ayýnda yüzde 46,8’e çýktý. AB’ye yapýlan ihracat, 2010 yýlýnýn ayný ayýna göre yüzde 23,6 artarak 5 milyar 120 milyon dolar olarak gerçekleþti.
2011 Mayýs ayýnda en fazla ihracat yapýlan ülke Almanya oldu. Bu ülkeye yapýlan ihracat 2010 Mayýs ayýna göre yüzde 35,3 artarak 1 milyar 103 milyon dolara çýktý. Almanya’yý sýrasýyla Ýtalya 709 milyon dolar, Irak 640 milyon dolar, Ýngiltere 624 milyon dolar ve Fransa 601 milyon dolar ile takip etti. Almanya ithalatta da, ilk sýrada yer aldý. Bu ülkeden yapýlan ithalat yüzde 71,2 artarak 2 milyar 295 milyon dolar olarak gerçekleþti. Almanya’yý sýrasýyla Çin 1 milyar 930 milyon dolar, Rusya Fedarasyonu 1 milyar 712 milyon dolar ve ABD 1 milyar 594 milyon dolar ile izledi.
ÝHRACATTA MOTORLU KARA TAÞITLARI ÝLK SIRADA 2011 Mayýs ayýnda fasýllar düzeyinde en büyük ihracat kalemi, 1 milyar 274 milyon dolar ile “motorlu kara taþýtlarý ve aksam parçalarý” oluþturdu. Bu fasýlý “kazanlar, makina ve cihazlar, aletler ve bunlarýn aksam-parçalarý” 989 milyon dolar ile “demir ve çelik” 978 milyon dolar ile, “elektrikli makina ve ci hazlar, bunlarýn aksam-parçalarý” 650 milyon dolar ile ve “örme giyim eþyasý ve aksesuarlarý“ 650 milyon dolar ile izledi. Mayýs ayýnda en yüksek ithalatý olan fasýl 4 milyar 370 milyon dolar “mineral yakýtlar ve yaðlar” oldu. Bu kalemi “kazanlar, makina ve cihazlar, aletler ve bunlarýn aksam-parçalarý” 2 milyar 478 milyon dolar ile, “demir ve çelik” 1 milyar 586 milyon dolar ile, “motorlu kara taþýtlarý” 1 milyar 572 milyon dolar ile ve “elektrikli makine ve cihazlar, bunlarýn aksam-parçalarý” 1 milyar 459 milyon dolarla izledi. Ankara / aa
YÝNE TÜKETÝMLE BÜYÜDÜK TÜRKÝYE ekonomisi yýlýn ilk çeyreðinde yüzde 11’le dünyanýn en hýzlý büyüyen ekonomisi oldu. Türkiye ekonomisinde büyüme hýzý ilk çeyrekte de artarak devam etti. Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) verilerine göre, ekonomi ilk çeyrekte yüzde 11 büyüme kaydetti. Türkiye böylece ilk çeyrek itibariyle dünyanýn en hýzlý büyüyen ekonomisi oldu. Türkiye ayný zamanda ilk çeyrekte çift haneli büyüyen tek ülke olarak belirlendi. Türkiye’yi yüzde 9.9’la Arjantin ve yüzde 9.7’yle Çin takip etti. Ekonomi yýlýn son çeyreðinde yüzde 9.2, 2010’un tamamýnda ise yüzde 8.9 büyümüþtü. Mevsim ve takvim etkilerinden arýndýrýlmýþ Gayri Safi Yurtiçi Hasýla (GSYH) deðeri ilk çeyrekte bir önceki döneme göre yüzde 1.4 artýþ göstererek, ilk çeyrekte, carî fiyatlarla GSYH 284 milyar 868 milyon lira oldu. Ýlk çeyrekte en hýzlý büyüyen sektör yüzde 17.2’yle toptan perakende ve ticaret oldu. Onu yüzde 17.1’le vergisübvansiyon, yüzde 14.8’le inþaat, yüzde 12.3’le imalat sanayi, yüzde 12.3’le elektrik, gaz buhar ve sýcak su üretimi, yüzde 12.2’yle ulaþtýrma ve haberleþme izledi. Büyüme rakamlarýnýn açýklandýðý anda CNBC-e’ye konuk olan dýþ ticaretten sorumlu Devlet Bakaný Zafer Çaðlayan, yýlýn tamamýnda büyümenin yüzde 7’nin altýnda olmayacaðýný söyledi. Ankara / aa
ASKON: Dýþ açýk endiþe verici ANADOLU Aslanlarý Ýþadamlarý Derneði (ASKON) Genel Baþkaný Mustafa Koca, “Büyüme büyük oldu, ama dýþ açýk endiþe verici boyutlara ulaþtý” dedi. Yaptýðý yazýlý açýklamasýnda 2011 yýlý ilk çeyrek büyüme rakamlarýný deðerlendiren ASKON Genel Baþkaný Koca, þunlarý kaydetti: “Bu rakamlar bize nasýl bir büyüme içinde olduðumuzu gösteriyor. Korkunç boyutlarda büyüyen ithalata dayalý bir mekanizma geliþiyor. Bu durum yerli üretimi engelliyor, iþsizliði ve carî açýðý büyük boyutlarda arttýrmaya devam ediyor. Tabiî ki GSYH rakamlarýmýz da yükseliyor. Bu geliþim düzeninin gelir daðýlým dengesine de olumlu katký verdiðini söylemek mümkün gözükmüyor. Eðer yeni dönem ekonomi yönetimi, gerçekten köklü deðiþiklikler yapmaz ise, bu büyük oranlý büyüme rakamlarý da baþýmýza iþ açacaktýr. Çok boyutlu bir dengeye ve büyüme stratejisine olan ihtiyacýmýz, her geçen dakika daha acil hale gelmektedir. Büyümeyi özellikle iki temeli saðlamlaþtýracak þekilde yeniden dizayn etmek gerekir. Bunlardan birisi istihdamýn arttýrýlmasý, di ðeri yerli aramal üretiminin gerçekleþtirilmesidir.”
ATO: Kýrýlganlýklarý unutmayalým ANKARA Ticaret Odasý (ATO) Baþkaný Salih Bezci, Türkiye ekonomisinin 2011 yýlýnýn ilk çeyreðinde kaydettiði büyüme hýzýnýn göz kamaþtýrýcý olduðunu, ancak bu parlak tablonun iç talepteki hýzlý büyüme ve carî iþlemler açýðý gibi kýrýlganlýklarý unutturmamasý gerektiðini belirtti. ATO Baþkaný Bezci þunlarý söyledi: “Yaný baþýmýzdaki ülkeler çok aðýr ekonomik krizler yaþarken ve bir milletvekili genel seçimine doðru giderken Türkiye ekonomisinin bu ölçüde bir büyüme sergilemesi takdire þayandýr. Ancak bu büyümede iç talepte gözlenen hýzlý büyümenin önemli bir payý olduðunu unutmamalýyýz. Ýç talep artýþý ithalatý ve dolayýsýyla carî iþlemler açýðýný büyüterek önemli bir kýrýlganlýk alaný yaratýyor. Yýlýn ilk çeyreðindeki yüzde 11 oranýndaki büyü meyle sonuçlanan parlak tabloya bakýp bu kýrýlganlýklarý unutmamak gerekiyor. ”
T. C. MANAVGAT 2. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN ESAS NO DAVALILAR
: 2010/300 : 1- MALÝYE HAZÝNESÝ 2- SARILAR BELDESÝ TÜZEL KÝÞÝLÝÐÝ Davacý Þükrü Yýldýrým vekili tarafýndan Davalý Maliye Hazinesi ve Sarýlar Beldesi Tüzel kiþiliði aleyhine mahkememizde açýlan Tescil davasýnýn yapýlan açýk yargýlamasýnda verilen ara kararý uyarýnca; Dava konusu Manavgat ilçesi, Sarýlar Beldesi, Þelale Mahallesi mevkiinde 690 parsel sayýlý taþýnmazýn doðusu sýnýrýnda DSÝ kanalý batý sýnýrýnda Hüseyin Karateke taþýnmazý, güney sýnýrýnda Hüseyin Çoraman Taþýnmazý bulunan yer Þükrü Yýldýrým'ýn zilliyetliðinde bulunan tapulama harici yerdir. Tarifi Kadastrocu ve Ormancý Bilirkiþi Mehmet Salih Koç ve Cengiz Aslan'ýn raporunda belirtilen bu yer hakkýnda davacý Þükrü Yýldýrým'ýn kendi zilliyetlilik ve tasarruflarýnda bulunduklarý iddiasý ile tescil davasý açtýklarýný mevkii ve hudutlarý yazýlý bu taþýnmaz üzerinde hak iddia eden her hangi bir kiþi veya kurum var ise duruþmanýn atýlý bulunduðu 06/10/2011 günü saat 10:35'de mahkememiz duruþma salonunda hazýr bulunmalarý veya yazýlý olarak dosyaya müracaat etmeleri ilan olunur. www.bik.gov.tr B: 43372
ASLAN PAYI TÜKETÝM VE YATIRIMDAN- Bu yýlýn ilk çeyreðinde ulaþýlan 284,9 milyar liralýk GSYH’nin yüzde 76,6’sý iç tüketimden kaynaklandý. Carî fiyatlarla yerleþik ve yerleþik olmayan hanehalklarýnýn yurtiçi tüketimi 218 milyar 213,4 milyon lira oldu. Söz konusu tutar geçen yýlýn ayný döneminde 186 milyar 314 milyon lira düzeyindeydi. Buna göre iç tüketimdeki artýþ, yüzde 17,1’i buldu. Yerleþik hanehalklarýnýn yurtiçi tüketimi 211,6 milyar lira, yurtdýþý tüketimi de 1,9 milyar lira olarak hesaplandý. Yabancýlarýn Türkiye’deki tüketimi de yaklaþýk 6,6 milyar lira oldu. Buna göre ülke ekonomisinin yüzde 11 büyüme gösterdiði ilk çeyrekte, yerleþik ve yerleþik olmayan hanehalklarýnýn yurtiçi tüketimindeki büyüme yüzde 11,6 oldu. Yerleþik hane halklarýnýn yurtiçi ve yurtdýþý tüketim toplamýndaki büyüme ise yüzde 12,1’e ulaþtý. Söz konusunu dönemde yatýrým-üretim için ayrýlan harcamalara bakýldýðýnda, 2010 yýlý ilk çeyrekte 7,4 milyar lira olan kamu sektörünün harcamalarý 8,4 milyar liraya çýktý. Bu harcamalarýn, yak laþýk 8 milyar lirasýný inþaat, 437 milyon lirasýný da makine ve teçhizat oluþturdu. Özel sektörün tüketiminde ise daha belirgin bir artýþ gözlendi. Tüketim harcamasý yaklaþýk yüzde 52 artýþla 55,4 milyar liraya ulaþtý. Makine, teçhizat bunun 37,4 milyar lirasýný, inþaat da 18 milyar lirasýný oluþturdu. Gayri Safi Sabit Sermaye Oluþumunun 43,8 milyar liradan 63,8 milyar liraya yükselmesi de dikkati çekti. Verinin ayrýntýlarýna bakýldýðýnda net ihracatýn büyümeye negatif katkýsý devam ederken, özel sektör yatýrým ve tüketim harca malarýndaki artýþlarýn devam ettiði görülüyor.
Kredi kartýna aylýk limit geliyor BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), ekonomideki ýsýnmaya karþý aldýðý tedbirleri kredi kartýna taþýyor. BDDK, bankalarýn kredilerini ve kredi kartlarý risklerini yeniden ölçüp deðerlendirecekleri Kredi Riski Yönetimi Tebliði’ni sektörün görüþüne açtý. Teblið taslaðýnda en çok dikkat çeken düzenleme kredi kartlarýna iliþkin düzenlemeler oldu. Çünkü halen toplam limit uygulamasý bulunan kredi kartlarýna þimdi bir de aylýk limit getiriliyor. Böylece meselâ 3 bin lira toplam kredi kartý limiti olan vatandaþýn aylýk harcama limiti yarýya inebilecek. Taksitlerle fazla borçlanmýþ kiþiler ay içinde borçlanmak istediðinde toplam limiti aþmasa bile aylýk limite takýlacak. Ya da toplam limiti herhangi bir beyaz eþyayý almaya uygunken bu alýþ veriþi yaptýktan sonra aylýk taksit tutarýna göre aylýk kredi kartý kullaným limiti de düþecek. BDDK aylýk limitin toplam limite oranýný bankalarýn görüþünü aldýktan sonra belirleyecek. Ancak aylýk limitin oraný her müþteriye göre deðiþecek. Burada da müþterilerin ödeme alýþkanlýklarý ve gücü dikkate alýnacak.
ASGARÝYÝ ÖDEYENÝN LÝMÝTÝ KISILACAK Habertürk’ün haberine göre, taslakta ayrýca bankalarýn, kredi kartý hesaplarýný risklilik seviyesine göre (meselâ yüksek, makul, düþük gibi) sýnýflandýracak hesap sistemi oluþturacaklarý, risklilik seviyesine göre yapýlacak sýnýflamada limit kullaným düzeyi, nakit çekim sýklýðý, asgarî ödeme tutarý düzeyinde ödeme yapma sýklýðý, ödemelerde gecikme sýklýðý ve ödenmemiþ borçlarýn varlýðýnýn esas alýnacaðý belirtiliyor. Risk seviyesi yüksek bulunan vatandaþlarýn da uygunluðu ölçüsünde dönem borcu limiti ile kredi kartý kullaným limitlerinin azaltýlacaðý, kalan limitlerinin dondurulacaðý veya kredi kartýnýn kullanýmýnýn durdurulmasýný saðlayacak etkin yönetim mekanizmalarýnýn iþletileceði ifade ediliyor. Böylece ödemesini geciktiren, asgarî tutarý ödeyen veya fazla nakit para çekenler riskli grubu oluþturduðu için bu kiþilerin limitleri azaltýlacak. Daha da ilerisi kredi kartlarý dondurulabilecek.
DÜNYA
Y
Bir Gazze gemisine daha Ýsrail sabotajý
1 TEMMUZ 2011 CUMA
7
KADDAFÝ ÝÇÝN ÇEMBER DARALIYOR ABD Baþkaný Barack Obama, “Kaddafi’nin etrafýndaki çember daralýyor” dedi. Obama, Beyaz Saray’da basýn toplantýsý düzenleyerek, gazetecilerin gündeme dair sorularýný cevapladý. Obama, Kongre’de, yönetimin, Lib ya operasyonu Kongre’ye danýþmadan yaptýðý ve bunun Savaþ Yetkileri Kanunu’nun ihlali anlamýna geldiðine yönelik eleþtiri ve bu yönde tasarýlarýn görüþülmesine yönelik soruyu da cevapladý. Kongre üyelerinin bu eleþtirilerini “yaygara” ve “politika ürünü” olarak nitelendiren Obama, Libya operasyonunun boyut ve süre açýsýndan sýnýrlý nitelik taþýdýðýný ve bütün süreçte Kongre ile istiþare halinde olduklarýný söyledi. Bu sebeple, Savaþ Yetkileri Kanunu’nu ihlâl etmediklerini ifade eden Obama, Libya lideri Muammer Kaddafi baþta kaldýðý müddetçe Libya halkýnýn tehlike içinde olacaðýna iþaret ederek, Kaddafi’nin iktidardan ayrýlmasý gerektiðini yineledi. “Kaddafi’nin etrafýndaki çember daralýyor” diyen Obama, Libya operasyonunun baþarýlý olduðundan emin olmanýn tek yolunun, Kaddafi’nin iktidardan gittiðini görmek olduðunu dile getirdi. Washington / aa
GÖCEK LÝMANINDA BEKLEDÝÐÝ SIRADA PERVANE ÞAFTI SABOTE EDÝLEN ÝRLANDA GEMÝSÝ MV SAOÝRSE, ARIZA DOLAYISIYLA YUNANÝSTAN'IN PÝRE LÝMANINA DEMÝRLEDÝ. GEMÝ ÖZGÜRLÜK FÝLOSU'NA KATILMIYOR. ORGANÝZATÖRLER, ÝSRAÝL AJANLARINI SUÇLADI. GAZZE Þeridi’ne yönelik Ýsrail ablukasýný denizden delmeyi amaçlayan Özgürlük Filosu’na katýlacak bir gemi, sabotaj sebebiyle Gazze’ye gidemiyor. Ýrlandalý organizatörler, geçtiðimiz haftalarda Göcek limanýnda beklediði sýrada geminin pervane þaftýnýn sabote edildiðini tespit etti. Göcek’ten Yunanistan’a geçerken gemide bir sorun olduðunun farkýna varan organizatörler, dalgýçlarýn incelemesi sonucunda pervane þaftýnýn tahrip edildiðinin ortaya çýktýðýný açýkladý. Organizatörler, þu anda Pire limanýnda demirli bulunan Ýrlanda gemisi MV Saoirse’nin motorunu hedef alan sabotajdan Ýsrail ajanlarýný sorumlu tuttu. Ýrlandalý akti vistler, yaptýklarý yazýlý açýklamada, geminin büyük hasar aldýðý ný ve yo la çýkmadan önce fark edilmemiþ olmasý durumunda yolcularýn hayatlarýnýn tehlikede olacaðýný vurguladý. Hasarýn birkaç günde tamir edilemeyecek olmasýndan dolayý MV Saoirse, Özgürlük Filosu’na katýlamayacak. Organizatörler, Ýrlanda’daki Ýsrail Büyükelçiliði önünde gösteri düzenlenmesi çaðrýsýnda bulundu. Organizatörler, “Ýsrail Büyükelçiliði’nin kapatacaðýz” dedi. Pire limanýnda bekleyen Özgürlük Filosu gemilerinden Juliano’nun uskuru da geçtiðimiz günlerde dalgýçlar tarafýndan tahrip edilmiþti. Dublin - Atina / cihan
ÝSRAÝL, HER TÜRLÜ SENARYOYA HAZIR ÝSRAÝL Enformasyon Bakaný Yuli Edelstein, Gazze ablukasýný delmek ve bölgeye yardým malzemesi ulaþtýrmak için gelen filoyu engellemek için “en kötüsüne hazýrlýklý olduklarýný” söyledi. Ýsrailli Bakan, filo organizatörlerini de yolculuklarýný iptal etmeye ve taþýdýklarý yardýmlarý Ýsrail limaný üzerinden Gazze’ye ulaþtýrmaya çaðýrdý. Gazze filosunun bu hafta sonuna doðru Yunanistan’dan yola çýkmaya hazýrlanýyor. Filo, Ýsrail’in 2007’den beri Gazze’ye uyguladýðý ablukayý delmeyi amaçlýyor. Kudüs / cihan
BERÝÞA: ARNAVUTLUK, ÝKÝ DEVLETLÝ ÇÖZÜMDEN YANA ARNAVUTLUK Baþbakaný Sali Beriþa, Filistin-Ýsrail sorunuyla ilgili olarak, ‘’Ortadoðu’da, uluslar arasý topluluðun da desteklediði iki devletli çözümden yanayýz’’ dedi. Beriþa, çeþitli temaslar için Arnavutluk’da bulunan Ýsrail Dýþiþleri Bakaný Avigdor Lieberman’ý kabul etti. Sali Beriþa kabulde, ‘’Ortadoðu’da barýþ çabalarýný dikkatle izlemekteyiz. Bu süreç, Ýsrail ve Filistin halklarýnýn çýkarlarý doðrultusunda geliþmelidir. Arnavutluk, Ortadoðu’da, uluslar arasý topluluðun da desteklediði iki devletli çözümden yanadýr’’ diye konuþtu. Tiran / aa
Bosna Hersek’te hükümet kurulamadý SEÇÝMLERDEN yaklaþýk 9 ay geçtikten sonra, Bosna Hersek’te devlet seviyesindeki hükümetin kurulmasýna yönelik çalýþmalar hâlâ devam ediyor. Bosna Hersek Üçlü Devlet Baþkanlýðý Kon seyi’nin 14 Hazirandaki toplantýsýnda devlet seviyesindeki Bakanlar Kurulu Baþkanlýðýný yapmasý için 3 Ekim 2010 tarihinde yapýlan seçimlerde baþarýlý olan partilerin önerdiði 3 adayýn arasýndan seçilen aday Slavo Kukiç, devlet parlamentosunu oluþturan 2 meclisten biri Temsilci-
ler Meclisi’nin önceki günkü toplantýsýnda yapýlan oylamanýn sonucunda onaylanmadý. 42 milletvekilinden oluþan Temsilciler Meclisi’nin önceki günkü toplantýsýna katýlan 36 milletvekilinin oylamasý sonucunda, Slavo Kukiç’in seçilmesi için 21, seçilmesine karþý 14 ve 1 kararsýz oyla onaylanmadý. Anayasa gereði Temsilciler Meclisi’nde bir kararýn alýnmasý için ‘’genel çoðunluðun’’ yaný sýra ‘’entite çoðunluðun’’ da saðlanmasý gerekiyor. Saraybosna / aa
BÝNGAZÝ'DE BÝR SÝLÂH DEPOSUNDA YANGIN ÇIKTI— Libya’da muhaliflerin kalesi Bingazi þehrinde bir silâh deposunda yangýn çýktýðý bildirildi. Bingazi’nin 30 kilometre kadar doðusundaki Rajma’da bulunan depoda çýkan yangýnda can kaybý olmadýðý belirtilirken, itfaiye ekiplerinin yangýný söndürmeye çalýþtýðý kaydedildi. Yangýnýn çýkýþ sebebi henüz bilinmezken, görgü þahitleri, yeraltýna gizlenmiþ 48 depo ve Sovyet yapýsý onlarca tankýn bulunduðu bölgede çok sayýda cephaneliðin de olduðunu söyledi. Rajma / aa
Muhaliflere havadan silâh LE FIGARO GAZETESÝ, ‘’FRANSA, LÝBYALI MUHALÝFLERE PARAÞÜTLE SÝLÂH ATTI’’ DÝYE YAZDI. FRANSIZ GENELKURMAYI, HABERÝ DOÐRULADI. FRANSIZ Le Figaro gazetesi, Paris’in Libyalý muhaliflere bu ayýn baþýnda havadan paraþütle hafif silâh attýðýný yazdý, haber Fransýz Genelkurmay Baþkanlýðýnca doðrulandý. Fransa Genelkurmay Baþkanlýðý sözcüsü Albay Thierry Burkhard, Trablus’un güneydoðusundaki daðlýk Cebel Nefise bölgesinde bu ayýn baþýnda insanî durumun kötüye gitmesi üzerine, bölgeye havadan insanî yardým, yiyecek, su ve ilâcýn yaný sýra sivillerin kendilerini korumalarý amacýyla silâh ve özellikle mühimmat attýklarýný belirtti. Paraþütle atýlan silahlarýn siviller tarafýndan kullanýmý kolay piyade tipi hafif tüfek olduðunu belirten Sözcü, bölgede güvenlik durumunun giderek bozulmasý üzerine insanî yardýmý bir miktar silâh atarak tamamladýklarýný kaydetti. Konuya yakýn ismini açýklamayan yetkili bir kaynak da, Fransa’nýn muhaliflere paraþüt aracýlýðýyla ve komþu ülkelerle kara sýnýrý üzerinden silâh saðladýðýný belirterek, bu bölgeye aralarýnda birkaç hafif tankýn da bulunduðu 40 ton silah ulaþtýrýldýðýný söyledi. Ayný yetkili, bölgeye silâh yardýmý kararýnýn, Nisan ayý ortasýnda Cumhurbaþkaný Nicolas Sarkozy ile Libyalý muhaliflerin “genelkurmay
baþkaný” General Abdülfettah Yunus ve kendisine eþlik eden muhalif yetkililer arasýnda yapýlan toplantýda alýndýðýný belirtti. Le Figaro gazetesi üst düzey bir Fransýz askerî yetkiliye dayanarak verdiði haberde, Fransa’nýn muhaliflere destek amacýyla özellikle roketatar, taarruz tüfeði, mitralyöz ve Milan tanksavarlarý olmak üzere bu bölgeye havadan silâh attýðýný yazmýþtý. Fransýz askerî yetkili ler, Fransýz silâhlý kuvvetlerinin paraþütle havadan malzeme atmada çok etkin ve çok isabetli bir sisteme sahip olduðunu belirterek, bu konuda müttefiklerinin özellikle Ýngiltere’nin yardýmýna ihtiyacý bulunmadýðýný ve münferit hareket ettiðinin altýný çiziyorlar. Bingazi’yi muhaliflerin elinden almak üzereyken Muammer Kaddafi güçlerini durdurmak için 19 Mart’ta baþlatýlan askerî müdahalenin kararlaþtýrýcýsý Fransa ile birlikte Ýngiltere ise Paris’in aksine muhaliflere silâh verilmesine sýcak bakmadýðýný açýkladý. Öte yandan, Ýngiltere Dýþiþleri Bakaný William Hague, Libyalý muhaliflerin siyasî organý Ulusal Geçiþ Konseyi’ne (UGK) özel bir fon aracýlýðýyla 100 milyon dolar yardým saðlandýðýný açýkladý. Paris / aa
Hugo Chavez’in durumu ‘’kritik’’
LATÝN Amerika ülkelerinin 5-6 Temmuzda Venezuela’da yapýlmasý planlanan zirvesinin, Venezuela Devlet Baþkaný Hugo Chavez’in saðlýk durumu dolayýsýyla askýya alýndýðý bildirildi. Venezuela Dýþiþleri Bakanlýðý tarafýndan yapýlan yazýlý açýklamada, ‘’Chavez’in nekahat döneminde olduðu ve bu dönemde uymasý gereken tedavinin sürdüðü’’ belirtilirken, hükümetin bu önemli gerekçeyle zirvenin düzenlenme tarihini erteleme kararý aldýðý ifade edildi. Söz konusu zirvede yeni bir bölgesel blok ortaya çýkmasý bekleniyordu. Chavez, Küba’da 10 Haziran’da pelvis apsesi dolayýsýyla ameliyat olmuþtu. Durumunun ‘’kritik’’ olduðu iddia edilen Venezuela Devlet Baþkaný Hugo Chavez’i yürürken gösteren görüntüler yayýmlanmýþtý. Caracas / aa
SUDAN’DA, kuzeylilerle güneyliler sýnýrda askerden arýndýrýlmýþ bir bölge oluþturulmasý konusunda anlaþmaya vardý. Afrika Birliði’nden yapýlan açýklamada, Güney Sudan’ýn baðýmsýzlýðýnýn ilânýna günler kala Addis Abeba’da, Afrika Birliði arabulucusu Thabo Mbeki himayesinde imzalanan anlaþmanýn, her iki tarafýn da askerlerini sýnýrýn 10 kilometre gerisine çekmesinin öngördüðü ve taraflarýn bunu kabul ettiði belirtildi. Yazýlý açýklamada, imzalanan anlaþmanýn Kuzey ve Güney arasýndaki sýnýr boyunca istikrarýn saðlanmasýna katkýda bulunmasýnýn beklendiði ifade edildi. Hartum / aa
Özbekistan ile Rusya yakýnlaþmasý sürüyor
ABD, Suriye’ye yaptýrým kararý aldý
ABD Hazine Bakanlýðý, Suriye’ye insan haklarý ihlâlleri dolayýsýyla yaptýrým kararý aldý. Suriye rejimini desteklemesinden ötürü Ýran’a da yeni yaptýrýmlar baþlatýldý. ABD Hazine Bakanlýðý, Suriye güvenlik güçlerinin 4 ayrý branþýný belirleyerek, bu kuruluþlarýn ABD hukukuna tabi herhangi bir mal varlýðýnýn tesbit edilmesi halinde, bunlarýn dondurulacaðýný açýkladý. Yaptýrýmlarýn, söz konusu bu kuruluþlarla iþ yapan uluslar arasý firmalarýn ve iþ adamlarýnýn faaliyetlerini de kýsýtlayacaðý kaydedildi. Washington / aa
AFRÝKA Birliði, Fransa’nýn Libyalý muhaliflere paraþütle silâh atmasý konusunda, ‘’bu silâhlarýn adam kaçýrmak için kullanýlacaðý’’ açýklamasýnda bulundu. Afrika Birliði Komisyon Baþkaný Gabonlu Jean Ping, silâh teslimatýyla ilgili sorulan bir soruya doðrudan cevap vermedi, ancak ‘’Bizi endiþelendiren kime ne verdiði deðil, sadece her taraftan her tarafa daðýtýlan silâhlar var ortada. Bu silâhlar çoktan El Kaide’nin, uyuþturucu ya da silâh kaçakçýlarýnýn elinde. Bu silâhlar Afrika ülkelerini istikrarsýzlaþtýrmak, sizler fidye ödeyesiniz diye turistlerinizi kaçýrmak için kullanýlacak’’ diye konuþtu. Ping, Malabo’da yapýlan Afrika Birliði devlet baþkanlarý 17. zirvesi öncesindeki konuþmasýnda, ‘’Afrika’nýn kaygýlarýndan biri, birilerinin birilerine teslim ettiði silâhlar konusudur. Buna Kaddafi’nin halka daðýttýklarý da dahil. Bu silâhlar hali hazýrda çölde ve teröristleri beslemek, kaçakçýlýðý teþvik için kullanýlacak’’ ifadesini de kullandý. Bu silâhlarýn Afrika’da bulunmasýnýn bütün dünya için bir sorun olduðuna iþaret eden Ping, bu sorunun en baþta Batýlý ülkeler için bir sorun oldu ðunu vurguladý ve ‘’Ýnsanlar, turistleri kaçýrýyor, yerlileri deðil’’ diye konuþtu. Fransa’nýn BM nezdindeki Büyükelçisi Gerard Araud ise söz konusu teslimatýn BM Güvenlik Konseyi kararlarýna uygun olduðunu savundu. Büyükelçi, bu ibareden hareketle ‘’sivillere savunma amaçlý silâh teslim etmeye karar verdiklerini çünkü halkýn tehdit altýnda olduðunu düþündüklerini’’ söyledi. Malabo-New York / aa
Arabistan, Ýran ile nükleer yarýþa girebilir
Ýki Sudan’ýn sýnýrý askerden arýndýrýlacak
ÖZBEKÝSTAN Cumhurbaþkaný Ýslam Kerimov, temaslarda bulunmak üzere Taþkent’e gelen Rusya AskerîTeknik Ýþbirliði Federal Kurumu Direktörü Mihail Dmitriyev’i kabul etti. Görüþmede, iki ülke arasýndaki askerîteknik iþbirliði ve bu alandaki öncelikli konular ele alýndý. Görüþme sýrasýnda taraflar, Özbekistan ile Rusya’nýn, askerî-teknik iþbirliðinin daha da geliþtirilmesinden yana olduðunu kaydederken, bu iþbirliðinin çaðdaþ askerî araç ve malzemeler, cephane ve donatým alýmý, askerî araç ve gereçlerin tamiri gibi konularý içerdiði ifade edildi. Dmitriyev ayrýca, Rusya’nýn, Özbekistan ile olan askerî-teknik iþbirliðinin daha da geliþtirilmesi ve ülkenin savunma potansiyelinin daha da arttýrýlmasýný desteklemeye hazýr olduðunu söyledi. Taþkent / aa
BU SÝLÂHLAR ADAM KAÇIRMADA KULLANILACAK
Atina savaþ meydaný gibi YUNANÝSTAN’IN baþkenti Atina’da hükümetin önceki gün meclisten geçirdiði tasarruf programýný protesto gösterilerinden sonra parlamentonun da bulunduðu Sintagma, adeta bombalanmýþ bir meydaný andýrýyor. Belediye, her þeyin yerle bir edildiði meydaný onlarca aðýr makine eþliðinde eski haline getirmek için çalýþmalarýný sürdürüyor. Dükkanlarý yaðmalanan maðaza sahipleri ise tamirat çalýþmalarýna baþladý. Yunan hükümetinin AB ve IMF’nin istediði 28,4 milyar Euro’luk tasarruf paketi ile 50 milyar Euro’luk Orta Vadeli Program’ý meclisten geçirirken, yüzü maskeli gruplar, göstericiler ve polis arasýnda çýkan çatýþmalar, Atina’nýn kalbi Sintagma’yý savaþ alanýna döndürdü. Maddi hasar çok büyük. Göz yaþartýcý bomba ve kimyasal gazýn etkisi þehirde dün bile nefes almayý zorlaþtýrdý. Maðaza sahipleri vitrinlerini biran önce yenilemek için çalýþýyor. Çatýþmalarýn Atina turizmine büyük darbe vurmasý bekleniyor. Atina / cihan
SUUDÝ Arabistan’ýn, Ýran ile nükleer yarýþa girebileceðinin sinyalini verdiði bildirildi. Ýngiliz ‘’The Guardian’’ gazetesinin haberinde, Suudi Arabistan’ýn NATO’ya, Ýran’ýn nükleer silâh elde etmesi durumunda, kendisinin de nükleer silâh elde etmek için çalýþmalara baþlayacaðýnýn iþaretini verdiði belirtildi. Gazetede yer alan haberde, ABD ve Ýngiltere’de büyükelçilik görevlerinde bulunmuþ, Suudi Arabistan’ýn eski istihbarat þefi Prens Türki El Faysal’ýn, adý açýklanmayan bir Ýngiliz hava üssünde NATO yetkililerine, Ýran’ýn nükleer silâh elde etmesinin ‘’çok büyük ve belki de dramatik sonuçlarý olacaðý’’ yönünde uyarýda bulunduðu kaydedildi. Londra / aa
8
MEDYA POLÝTÝK
1 TEMMUZ 2011 CUMA
s.bulut@saidnursi.de
Anneciðim nnemin olgunluk mevsiminin son meyvelerinden olduðumdan, çocukluðumda sýk sýk rahatsýzlanmalarýna ve bazen günler süren hastalýklarýna þahit oluyordum. Hastalýðýn ölümü tedaî ettirdiði cihetiyle ondan ayrýlmayý çok dehþetli bir firak olarak tasavvur ediyordum. Onun ölmesi, beni dünyada yalnýzca býrakýp gitmesi düþüncesi derûnî acýlarla kývrandýrýrdý beni… Ona refakat ederek onunla ahirete gitme fikri o kadar munis gelirdi ki bana… Fakat bu nasýl olacaktý? Ýntihar, ahirete imansýz gitmemi ve anneciðimle orada buluþamayacaðýmý netice verecekti… Fakat bir baþka cazip düþüncem daha vardý ki, itiraz edilmezdi… Cihadda þehit olmak… Zaten her gün bir Ýslâm diyarýna düþmanlar akýnlar düzenliyorlardý… En iyisi, annem ölecek olursa oradaki cihada katýlýp anneciðimin gittiði ülkeye hemen gitmekti… Annesini çok seven her çocuðun hayaliydi belki çocukluk hayallerim… O garip ve çocuksu hayallerimin üzerinden onlarca yýl geçti ve ölüm hakikati beni muvakkaten anneciðimden ayýrdý… Efendimizin 63 yýl yaþadýðýný bilen nefis, kendisi için daha fazla istiyor. Ýsterken de Bektaþîce bahaneler bulmaya çalýþýyor. Rabbim bir asýr ömür verecek olsa ötede duyduðu veya bizzat gördüðü 125’lik nineyi iþaret edecek. Abdulmuhsin Al-Konevî aðabeyin Köln anma toplantýsýndaki duâsý da nefse azýcýk hak veriyor muydu acaba… Muhsin Aðabey “Ellerimi Rabbimin dergâhýna açtýðýmda sað elimde 81, sol elimde 18 sayýsýný çizgiler halinde görerek 99 senelik bir ömür istiyordum. Sonra, gazetelerden öðrendim ki, 146 yaþýna kadar yaþamak da normalmiþ. Yaþayanlardan bahsediyorlar… Neden olmasýn dedim ve bu kez de Rabbimden 146 yýllýk bir ömür istemeye baþladým” diyordu. Annelerine çok muhtaç olduklarý yaþlarýnda öksüz kalan çocuklara nazaran þanslýydým. Fakat henüz onun kokusuyla yatýp kalktýðým dokuz yaþýmda iken tahsil için ondan ayrýlýp þehre gelmek zorunda kalmýþtým. Burnumun kemik sýzýsýný hâlâ duyuyorum. Hele onun peþ peþe pembe yanaklarýndan dökülen gözyaþlarýný gördükçe, yürek burkuntusuna yakalanýr, siyah siyah þeyler göðsümü kaplardý. Bu inkýbaz haliyle “Þehre, tahsile gitmiyorum” dediðimde metanetini takýnýr; “Yavrum, ben seni Allah yoluna gönderiyorum. Gözyaþlarýma bakma… Aslýnda ben üzülmüyorum” derdi.… Güneydoðu Toroslarýn kucaðýnda bir dað köyü… Güneye yürüsen on iki, kuzeye yürüsen on saat sonra þehire ulaþabiliyorsun. Gecelerle arkadaþ, yaðmurlarla sýrdaþ olurduk bu yolculuklarýmýzda… Yüksek daðlardan ovalara giden yollarda bazen beyaz tipiler kilitler bizi, bazen çýðlarýn korkunç sesleri vadiyi doldurur ve daðlar derelere yürürlerdi… Doðduðum köy, sýra daðlarýn zirveleþtiði tepelerin altýnda kurulu olduðundan, o tahsil için köyü terk etmek mecburiyetimiz vardý. Eðitim yýlýnýn tamamýný kucaklamayan vekil köy öðretmeni ilköðretimin beþ sýnýfýný damevinin bir odasýnda topluyordu. Bu þartlarda ilkokulu bitiren öðrencinin orta mektebe devam edemeyeceðini annem de biliyordu. Köyden Malatya'ya, Gaziantep'e, Ýzmir'e, Bur sa'ya, Erzurum'a ve Ýstanbul'a derken ayrýlýðýn kýt'alar boyu uzayacaðýný annem de bilmiyordu. Son zamanlarda Ýstanbul'da olmam ile yetinir gibiydi. Ýstanbul mekân olarak yakýn görünüyordu. Veya Ýstanbul'u sevmiþti. Siz herþeyinizi annenizle paylaþýr mýsýnýz? Bazý insanlar babalarýyla, bazýlarý eþleriyle veya çocuklarýyla paylaþýr; sevdiklerini, hayretlerini, taaccüplerini, ýztýrap ve dertlerini… Ben ise en çok an nemle paylaþmýþým… Bir rüyaya dalarcasýna ayrýldýðý bu fânî dünyadan onu uðurladýðýmda, ilk refleksim bu büyük paylaþmanýn yokluðunu hissetmem olmuþtu. Onu sevindirecek ve memnun edecek haberlerim ve sözlerim baþkalarýný heyecanlandýrmayacaktý. Rahatsýzlýklarýmý, küçük küçük dertlerimi kendisine anlatarak beni nazlayacak kimsecikler kalmadý çevremde… Onunla ahireti de konuþurduk, ölümü de… Zaten hatýrdan çýkardýðýna hiç þahit olmadým. Herkes gibi o da ölmekten çekinirdi. Fakat Keremkâr Rabbimiz, son on günde ona ahiret yurdundan pencereler açmýþtý. Oraya geçmiþ salih ve güzel insanlarla az da olsa konuþuyordu. Yeni âlemin pencereleri açýldýkça, dünyaya bakan pencereler tek tek kapanýyordu. Birbine gayet muhalif, uzak ve benzemeyen âlemler arasýndaki gidiþ geliþ heyecan ve helecanýný son ana kadar gözle rinden okudum annemin… Henüz annesini kaybetmeyenler bu yazýyý garipseyebilirler… “Annesi ölmüþlerin!” halini ancak öksüzler bilir. Kader, Efendiler Efendisinin bir sünnetine daha ulaþtýrdý bizi: Öksüz ve yetim Geç de olsa onun gibi öksüz ve yetim kaldýk. Kýymetli okuyucularýmýz müsaade ederlerse birçok merhume anneye rahmet niyetiyle birkaç yazý daha yazmak istiyorum.
A
Y
1911’den 2011’e, hürriyet ve demokrasi mücadelesi BÝRKAÇ kaç aydýr dünya gündemini Arap coðrafyasýnda meydana gelen geliþmeler meþgul ediyor. ‘Arap Baharý’ olarak adlandýrýlan ve ilk olarak Tunus’ta baþlayan bu olgu, Mýsýr ve diðer Kuzey Afrika ve Ortadoðu ülkelerinin bu ülkeyi, yani Tunus’u takip etmesiyle geniþ bir coðrafyada kendisini gösterdi. Aslýna bakýlacak olursa, uzun yýllar boyunca bu coðrafya hep belli konular çerçevesinde gündeme geldi. Bölge, iktidar odaklý gerginlikler, insan hak ve özgürlüklerine yönelik ihlaller, despot ve baskýcý rejimler ve sindirilmiþ halklar gibi baþlýklarla insanlarýn dikkatine sunuldu. Bugünse son olaylarla birlikte rüzgârýn artýk baþka yönden estiði gerçeði ile karþý karþýyayýz. Bir süredir bölgenin adý halklarýn özgürlük talepleriyle birlikte anýlýr oldu. Kuzey Afrika ve Ortadoðu halklarý, özgürlük serüvenlerinde her ne kadar birbirlerinden farklýlaþmýþ olsa da, bu halklar ortak bir tavýr olarak, modern teknolojinin imkânlarýndan faydalanarak, özgürlük, eþit muamele, ekonomik ferah, insanca yaþam gibi taleplerde bulunuyorlar. Tunus ve Mýsýr’da halk ayaklanarak despotlukla suçladýklarý liderlerini ülke yönetiminden uzaklaþtýrmayý baþardý. Ancak ayný durum Libya ve epeyce zamandýr halk gösterilerine þahit olunan Suriye için söz konusu deðil. Libya’da Kaddâfî’nin iktidarý býrakmamaktaki kararlýlýðý ve buna karþýlýk NATO’nun askerî müdahalesiyle birlikte bu ülkede tansiyonun yükseldiðine þahit olmaktayýz. Bu durumdan en çok etkilenen hiç þüphesiz Muammer Kaddâfî rejiminin iþbirlikçisi silahlý güçlerinin þiddet uygulamalarý ve Amerika, Fransa ve Ýngiltere öncülüðünde yapýlan NATO saldýrýlarý ortasýnda kalan Libya halkýnýn olduðunu görmekteyiz. Öbür tarafta da bir yandan mevcut rejimi korumaya niyetli bir yönetim, diðer yönden özgürlüklerde ýsrarlý Suriye halký. Sonuç ise son günlerde çatýþmalarýn iyice alevlendiði gerçeði. Ne gariptir ki yaklaþýk yüz yýl önce Suriye, içerisinde yer aldýðý Ýslam toplumunun sorunlarýnýn tartýþýlmasý için ev sahipliði yapmýþtý: Suriye’deki Emevî Camii’nde Ýslam âleminin içinde bulunduðu durumun detaylý bir analizi yapýlmýþ, yenilik arzusu dile getirilmiþ. Said Nursi’nin bu toplantýda, yaptýðý analizde Müslüman toplumlarýnýn sýkýntýlarýnýn neler olduðunu ve bu kötü gidiþata son verebilecek çözümlerin neler olabileceðini tesbit ettiðini görmekteyiz. Kendi ifadesiyle “Müslümanlarýn altý hastalýðýna” uygulanacak en müessir reçetenin ümitvar olmak, dürüstlük ve samimiyet, muhabbet, hürriyet, meþveret ve þûraya dayalý köklü bir deðiþim olabileceði vurgusunu yapmaktadýr (1). Biz bu makalede Said Nursi’nin birçok eserinde odak noktasýna yerleþtirdi-
rete dayalý bir halk egemenliði , bir baþka deyiþle gerçek mânâda bir “demokrasi“ prensibini savunduðu anlaþýlmaktadýr (5). Diðer yandan Nursi‘nin bu konulardaki görüþlerini yaymak için, yazdýðý makaleler ve gerçekleþtirdiði nutuklarýn yaný sýra baþka yöntemlere baþvurduðu da bilinmektedir. Bu çabalarýn en önemlisi olarak Nursi‘nin ülkenin doðusundan batýsýna kadar uzanan geniþ bir alanda toplumu bilgilendirme ve bilinçlendirme olarak nitelendirilebilecek faaliyetlere giriþmesi gösterilebilir. Burada belki de en dikkate deðer husus Said Nursi‘nin savunduðu deðerleri þark aþiretlerine telgraf yoluyla haberdar etmeyi yeterli görmemesi (6) , yanlýþ algýla ra sebebiyet vermemek için bu aþiretlerle daha yakýndan ilgilenmeyi tercih ederek, soru-cevap þeklinde geçen görüþmeler yoluyla onlarý meþNe gariptir ki Suriye yüz yýl rûtiyetin güzellikleri ve istibdadýn fenalýklarý konusunda aydýnlatma çabasýna girmesidir (7). önce Ýslam âleminin Kuvvetini kanundan alan meþrûtiyet prensibisorunlarýnýn tartýþýldýðý nin bütün toplumsal yaralarý iyileþtirici olduðutoplantýnýn evsahibiydi. nu belirten Said Nursi‘nin, kuvvetini tek bir þahsa dayandýran istibdadýn da bu yolla ortadan kalkacaðýný savunmakta olduðunu görmekteyiz (8) . likesinin bulunduðu bir durumda padiþah II. Emevî Camiinde yaptýðý konuþmadan bir süre Abdülhamid’e muhalefet etmesi bunun en ö- önce Kürt aþiretleriyle gerçekleþtirdiði bu görüþnemli örnekleri olarak sayýlabilir. Her ne kadar melerde Said Nursi halka çaðrý yapmýþ, halk cedönemin koþullarýnda “hür insan” denince akla saret gösterip istibdâdlara karþý çýkmadýðý, hürriilk gelen “siyasî hürriyet” olsa da, Said Nursi’ye yete ve demokrasiye yönelmediði takdirde bu göre aslýnda bunun baþta “ilmî hürriyet” olmak durumun yüz yýl daha süreceðini belirtmiþtir (9). üzere bütün hürriyetleri kapsadýðý görülmekte- Nitekim Arap halklarýnýn ülkelerindeki baþlýca dir: “Zîrâ meþrûtiyet hükümete düþtüðü vakit, benzerlik olurken bu ayaklanmalarýn büyük bir fikr-i hürriyet meþrûtiyeti her vecihle uyandýrýr. coþkuyla yürütülmesi de yine Said Nursi‘nin iHer nevide, her taifede onun san’atýna ait bir ne- çinde bulunulan durumdan çýkýlmasý için ilk vi meþrutiyeti tevlid eder. Hattâ ulemâda, medâ- ‘hastalýk‘ olan ümitsizliðin üstesinden gelinmesi riste, talebede bir nevi meþrûtiyeti intâc eder “(2). gerektiði sözlerini akla getirmektedir. Said Nursi‘nin ifadesiyle, “taklîdin pederi ve isDanton‘un “cesaret, daha da cesaret, hep cetibdâdý siyâsînin veledi olan istibdâdý ilmîdir“ (3). saret“ sözünü hatýrlarsak, þimdiye kadar karþýNursi‘nin istibdada dayanan rejimlerin ve yöne- mýza, özgürlükler, insan haklarý ve demokrasi timlerin toplumumun her katmanýna yayýlan is- konularýnda üzerlerine yapýþan olumsuz imajýn tibdadýn sorumlusu olduðu ve bu istibdâdlarýn kurbaný olarak çýkan Arap halklarýnýn, kendilerihayatý zehirlediði (4) tesbitinden yola çýkarsak, A - ne biçilen bu rolden sýyrýlýp hürriyetleri uðruna rap ülkelerinde meydana gelen halk ayaklanma- her þeyi göze alma cesaretinde bulunduklarýný larýnýn yukarýda belirttiðimiz sebeplerinin içinde, gözlemlemekteyiz. Said Nursi’nin deðiþim ve yeneden özgürlüklerin kýsýtlanmasýnýn yanýnda e- nilenmeye giden yolda ilk adýmýn irade gösterilkonomik ve sosyal adaletsizliðe de vurgu yapýldý- mesi olduðu tesbitini göz önünde bulundururðýný anlamak zor olmayacaktýr . sak, Arap coðrafyasýnda meydana gelen geliþmeNursi‘nin otokratik ve despot diye adlandýrdý- lerin baþ aktörü olan ve uzun yýllar hürriyetlerinðý döneminin rejimlerine karþý hürriyet odaklý den ve temel haklarýndan mahrum býrakýlan halmücadelesinin en somut örneði olarak yukarýda kýn alýþa gelmiþ duruma son verme çabasý ve iradeðindiðimiz Hürriyete Hitap nutuklarý zikredidesi, kendisi hakkýndaki ezberlerin bozulmasýnda lebilir. Said Nursi‘nin istibdada karþý takýndýðý önemli faktör olarak deðerlendirilmektedir. muhalif tutumunu açýk ve kesin bir dille ifade etBelki de en önemli paralellik ise hem son halk tiðini söylemek mümkündür. Despot karaktere hareketlerinde hem de Said Nursi’nin söylemlebürünmekle itham ettiði rejim ve yönetimleri rinde þiddet unsurunun barýnmýyor olmasýdýr. sert bir dille eleþtiren Nursi, hürriyet ve meþveYukarýda da deðinildiði gibi genelde gerginlik ve ði ‘hürriyet’, ‘demokrasi’ gibi anahtar terimlerden yola çýkarak Arap dünyasýnda dalga dalga yayýlan ‘deðiþim’ sürecini analiz etmeye çalýþacaðýz. Hiç kuþkusuz, Said Nursi’nin sarf ettiði “Ekmeksiz yaþarým, hürriyetsiz yaþayamam” sözleri, onun hürriyete bakýþ açýsýný anlamak için önemli bir referans olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Nursi’nin Ýstanbul Sultanahmet meydanýnda ve Selanik’te gerçekleþtirdiði Hürriyete Hitap nutuklarý, deðiþik gazetelerde kaleme aldýðý makaleler; hapsedilme, týmarhaneye gönderilme teh-
‘‘
BÜROLAR TOPLANTISINA DÂVET
þiddet olaylarý özelinde gündeme gelen bölgede halk hareketleri þiddetten uzak bir karakterde gerçekleþmiþtir. Mesela Tunus ve Mýsýr yönetimi silahsýz pasifist halk hareketleriyle devrilmiþ tir. Halen devam eden eylemlerde de yine halkýn þiddetten uzak durduðu görülmektedir. Arap halkýnýn özgürlük sürecini, düþüncelerinden ha reketle analiz ettiðimiz Said Nursi’nin de þiddetsiz eylem türünü savunduðu, Þam’daki Arap ve Müslüman toplumlarýna yaptýðý yenilenme çaðrýsýnda buna dair hiç bir unsura rastlanmamasýndan da anlaþýlmaktadýr. Sonuç olarak, herhangi bir deðiþim fikrinin dahi “imkânsýz” veya “düþünülemez” olarak görüldüðü Arap coðrafyasýnda, artýk hiçbir þeyin eskisi gibi olamayacaðýný tahmin etmek zor deðil. Bir kaç zamandýr duraklamýþ veya sekteye
‘‘
Tunus ve sonra Mýsýr‘da yaþanan deðiþim, Said Nursi’nin önerdiði gibi barýþçýl yollarla oldu.
uðramýþ olarak deðerlendirilmiþse de, Arap dünyasýný saran özgürlük rüzgârlarýnýn etkilerinin farklý biçimlerde karþýmýza çýktýðý görülmektedir. Birkaç Arap ülkesinde baþlatýlan “Arap Baharlarýnýn” baþarýya ulaþmasý uzun zaman gerektirebilir. Uzun yýllar hayatýn her alanýna kök leþmiþ baskýlardan birkaç hafta içinde kurtulmayý istemek bölgenin gerçeklerine uymamaktadýr. Arap halklarýnýn despot rejimlere ve yöneticile rine karþý hayatlarý pahasýna da olsa hürriyet ve demokrasi mücadelesinde sergiledikleri cesur tavýr sonrasý, 1789 devrimi sonrasý Hegel‘in vurguladýðý gibi “muhteþem bir güneþ” doðmuþtur. Ancak doðan bu güneþin önündeki bulutlarýn daðýlmasýnýn ne kadar sürebileceði, onlarý daðýtacak bu rüzgârlarýn ömürlerinin ne kadar olduðu ve neleri deðiþtirecekleri, neleri yenileyecekleri her ülkenin kendi iç dinamiklerinde saklýdýr . 1) Bakýnýz Hutbe-i Þâmiyye, s. 1961-1980, 2) Mü nâzarât, Ýfâde-i Meram ve Uzunca Bir Mâzaret, s. 31, 3) Bakýnýz a.g.e., s. 22, 4) Bakýnýz a.g.e., s. 34, 5) Daha fazla detay için bakýnýz Dîvân-ý Harb-i Örfiî s. 19321935, 6) Bakýnýz a.g.e, s. 1921, 7) Münâzarât, ss. 19411943, 8) "Nutk-u Sabýkýn Neticesi“, Kürt Teâvün ve Terakki Gazetesi, 6 (9 ocak 1909), s. 44, 9) Münâzarât, Ýfâde-i Mâzeret, s. 29.
Müþerref Yardým Taraf, 29.6.2011
AÇILIÞA DÂVET KAHVALTILI Tarih SAAT YER
: 2 TEMMUZ 2011 /Cumartesi : 11:00 : YENÝ UFUK HANIMLAR DERNEÐÝ BEÞEVLER MAH. MERTOÐLU SOK. NO: 75 BURSA NÝLÜFER/B (Beþevler Muhtarlýðý Karþýsý
Gündem: Ramazan ayýnda gazetemizle verilecek olan hediye Kur'ân kampanyasý Yer : Yeni Asya Merkez Binasý/Güneþli Tarih: 2 Temmuz 2011 Cumartesi Saat : 09:30
Program 08:30-09:30 Kahvaltý 09:30-14:00 Toplantý 15:00-17:00 Boðaz Gezisi
Not: Bütün il ve ilçe gazete temsilcilerinin katýlýmýný bekliyoruz.
Y
KÝTAP SERGÝSÝNE DÂVET 38. Uluslararasý Silifke Kültür Haftasý münasebetiyle düzenlediðimiz Yeni Asya Kitap sergisine bütün kitapseverler dâvetlidir. Tarih Saat Yer Organizasyon Telefon
: 01.07.2011 : 12:00-24:00 : Göksu Nehri Kenarý, Memur-Sen bitiþiði / SÝLÝFKE : SÝLÝFKE YENÝ ASYA BÜROSU : 0(324) 714 36 31 (0537) 969 99 98 (0505) 725 54 96
MAKALE
Y
1 TEMMUZ 2011 CUMA
9
Babalarýn kýymetini bilmek rasityucel-19@hotmail.com
Ben de bir babayým. Bu zamanda babalýk daha zordur. Evlâtlarýn ihtiyaçlarý, terbiyesi, eðitimi. Bunlardan birici derecede babalar sorumludur. Ah o evlâtlar… Evdeki eðitimi sokakta harcayan, okuldaki birikimi hoyratça sarf eden çocuklar. Her baba evlâtlardan az veya çok çileler çeker. Dünyaya geldiðine piþman ederler.
Ama, evlâttýr. Atýlmaz. Ne acýlarý kalplerden çýkar, ne de sevgileri kalplerden silinir. Ýstisnalarý elbette vardýr. Ben geneli konuþuyorum. Bir babanýn en önemli arzusu, evlâtlarýn saðlam bir hayata sahip olmalarýdýr. Bunun þartlarýný evlâda veren babalar, evlâtlarýndan bunlarý beklerler. Haklýdýrlar. Hayatlarýný onlar için feda eden babalarýna karþý elbette yapacaklarý en güzel hediye budur. Dinimizce bunlar geniþ ve mükemmel öðretiler ile belirlenmiþtir. Fakat, ah o evlâtlar. Ne çileler çektirirler babalara.
Ýtaatsizlikler, bir babanýn dünyasý baþýna yýkýlýr. Onun baþýný yere sokacak hareketler yaparlar. Bu hale muhatap olan baba yýkýlýr, biter. Hayat böylesine akýp gider. Sonra kendisini bir baþka âleme atar baba. Dünyaya küsmüþtür. Zaman geçer, yýllar yýllarý kovalar. Evlâdýn aklý baþýna gelmiþtir. Ama, iþ iþten çoktan geçmiþtir. Nitekim böyle bir olay yaþanmýþ geçmiþte. Böyle asi ve haylaz bir evlât babasýnýn vefat edeceði zaman artýk iyi bir evlât olarak yanýna gelerek, yataktan kalkamayacak olan babasýna þöyle seslenmiþ: “Babacýðým bak ben artýk
senin istediðin gibi evlât oldum.” Ölüm döþeðindeki baba evlâdýna mahzun ve göz yaþý ile þöyle cevap vermiþ: “Çok iyi evlâdým, sen iyileþtin, ama beni bitirdin” demiþ. Bu zamanda evlâtlar, babalara büyük bir imtihan vesilesi. Sonra hizaya geliyorlar, ama iþ iþten çoktan geçmiþ oluyor. Halbuki dinimiz onlara “öf” bile demeyi men ediyor. Buna karþýlýk hatalý babalar yok mu? Elbette onlar da vardýr. Ama, inanýn en kötü baba bile evlâdýnýn iyi ve ahlâklý olmasýný arzu eder.
Kýbrýs'ý 70 yýl sonra kýsmen geri alabildik haliluslu1951@hotmail.com
Dünya bir þehir halinde u baþlýðý yýllar önce Hz. Bediüzzamanýn nurlu eserlerinden okundukça ve okudukça hayret ve hasretle bakar ve tefekkür ederdim. Vakta ki zaman seylinde dünyadaki müthiþ inkiþaflar ve geliþmeler bu sözün tefsiri ve haþiye mânâsýnda dipnotu olmuþtur. 2011 itibarýyla irili ufaklý 200 devletlik 7 milyarlýk büyük dünya ailesi, bir çok cihetlerle “dünyayý bir þehir haline getirmiþtir.” Geçtiðimiz haftaki bir geliþme ile bunu biraz daha açalým: Prof. M. Akay, Diyarbakýr Çüngüþlüdür. Uzun yýllar Türkiye üniversitelerinde hizmet verdikten sonra, hizmet aþký onu Ýrlanda üniversitelerine götürmüþ ve orada Müslüman olan bir bayan eðitimci ile evlenmiþtir. Ondan doðan çocuklarýndan Mevlüde Amine ABD’de okur. Bunun karþýlýðýn da Konya’mýzýn Tavþançalý kasabasýnda tüccar ve hizmet erbabý Rahim Alp Beyin evlâtlarýndan Bilal Alp'de ABD'de tahsil yaparlar. Ýþte böyle bir zaman zemin ve vakitte tanýþan bu iki genç evlenmeye karar verirler, fakat Amerika’da deðil, kendi yörelerinde yani oðlan evinin mekâný olan Tavþançalý kasabasýnda ve dâvetlilerin huzurunda.. Gördüðüm manzara, uzun yýllardýr üzerinde çalýþtýðým Hz. Bediüzzaman'ýn Kur’ân’dan ve Efendimizden (asm) aldýðý ilhamlarla, bizlere ve çaðýmýza takdim ettiði müjdeler üzerinde çok mesailer sarf ettim ve etmekteyim. Düðün evinin halka açýk büyük çadýrlý bahçesinde toplanan hazirun, yukardaki sözün anlamýný gösteriyor du Ame rika’dan, Ýr lan da’dan, Ýs veç’ten, Norveç’ten, Diyarbakýr’dan, Ankara’dan, Konya’dan, Sivas’tan, Aksaray’dan gelen misafirler vardý. Ayrýca her iki tarafýn can dostlarýndan Aksaray ve Sivas milletvekilleri, belediye reisleri ve seçim öncesindeki adaylar vardý. Özellikle dýþ ülkelerden gelen bir çok zevatla görüþme ve konuþmalarýmýz oldu. Oralardaki Ýslâmî fütuhatlarý anlattýlar. Camiler, medreseler, okullar, yurtlar, vakýflar, vesaireler. Eðer doðru Ýslâmý ve Ýs lâmýn gönüllere vuran hakikatlerini anlatabilirsek geliþmelerin daha çok olacaðýný ifade ediyorlardý. Özellikle üçüncü nesil olan torunlarýn artýk Türkiye’ye bir seyyah ve bir turist olarak geldiðini ve gerçek vatanlarýnýn doðduklarý, o ülkeler olduklarýný ve oralara hakim olacaklarýný söylüyorlar. Kur’ân-ý Kerim tilâvetiyle baþlayan böyle bir düðünde, düðün sahibi muhterem Rahim Alp bizim de “Aile hayatý ve Hz. Peygamber (asm)“ baþlýklý bir konuþmamý önceden istemiþlerdi. Onlarý da sýcak ve açýk havada fazla sýkmamak üzere hitabede bulundum. Özel sohbetlerdeki konuþmalarýn âlem çarþýsýna yansýyan hakikatlerini, âyetlerle, hadisler ve gönül sultanlarýmýzýn sözleriyle süslemeye çalýþtýk. Ýsra Sûresi 23. ve 25. âyetlerini nasýl bahsetmeyelim. Kur’ân’ýn “öf” bile deme irþadýný nasýl anlatmayalým. Efendimizin (asm) “Evleniniz çoðalýnýz” ve “Cennet annelerin ayaklarý altýndadýr" hadislerini niçin bahsetmeyelim. Ve bütün bunlara vesile olan “Sen olmasaydýn kâinatý yaratmazdým”1 hadis-i kudsîsini ve Ali Ulvi Kurucu merhumun "Levlake Ya Muhammed (asm)" ve “Bir ben deðil, âlem sana hayrandýr Efendim” 2 þiirini nasýl okumayalým. Bütün Batý dünyasý adýna ayaða kalkýp Mekke ve Medine’ye dönerek biat eden Prens Bismarkýn tarihî hitabý olan: “Ya Muhammed, Ya Muhammed (asm) Sana muâsýr olamadýðýmdan çok müteessirim. Beþeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüþ, bâdema göremeyecektir. Binaenaleyh, senin huzurunda kemâl-i hürmetle eðilirim” 3 sözlerini nasýl büyük bir avazla seslenmeyelim? Ve nihayetinde ve özetinde, bu nevî düðünler âlem çarþýsýnda numune-i imtisaldýr. Emeði ge çen, gayret ve himmet gösterenler muhtereme anne ve babalarý tebrik ediyor ve böyle bir manevî havada evlenen kardeþlerimiz Mevlüde Amine ve Bilâl Alp kardeþimize iki cihan saadeti niyaz ediyor ve Amerika’da baþarýlar diliyoruz.
B
Dipnotlar: 1. Keþfü’l-Hafâ: 2: 164. 2. Gümüþ Tül ve Alevler, 3. R. N. K. Emirdað Lâhikasý, shf. 234.
latif@yeniasya.com.tr
da ki Os man lý top rak la rý ný iþ gal et ti. Bu top rak lar dan A na do lu'ya ta ri hin en bü yük muhacereti yaþandý. Keza, toprak kaybýnýn yaný sýra, sayýlarý yüz bin le ri bu lan in san kay bý mey da na geldi. Balkanlarý aþan Rus ordularý, Trakya'yý da geçerek Edirne'yi iþgal etti ve ilerlemeyi sürdürerek tâ Yeþilköy'e kadar geldi. Burada yapýlan Ayastefanos Antlaþmasýyla, Rus kuvvetleri durdurulmaya çalýþýldý. (3 Mart 1878) Ne var ki, bu antlaþmanýn þartlarý çok aðýrdý. Genç Padiþah Sultan Abdülhamid, yapýlan antlaþmayý içine sindiremedi. Bu handikaptan kurtulmak için, Avrupa devlet le ri nez din de ye ni ba zý gi ri þim ler de bulundu. Çabalar iþe yaradý ve neticede Berlin'de ye ni bir ant laþ manýn ya pýl ma sý i çin, Al manya ve Ýngiltere ikna edildi. Rusya da bu ye ni du ru mu ka bul et me ye mec bur kaldý. 13 Temmuz'da imzalanan ve Ayastefanos Antlaþmasýnýn þartlarýný kýsmen hafifletip Osmanlý lehine çeviren bu antlaþma öncesinde ise, Ýngiltere, Osmanlý devleti
Ýngiltere, her vesileyle koruyup kolladýðý Rumlar'la bir müddet sonra anlaþmazlýða düþtü. Aralarýndaki sýkýntýlarýn artmasý sebebiyle, Ýngiltere, 1950'li yýllarýn ortalarýnda adadan çekilme sinyalleri verdi. Bu ise, Türkiye ile Yunanistan'ýn karþý karþýya gelmesi demekti. Bu fýrsatý ganimet bilen Yunanistan, adanýn tamamýna göz diktiði için, Kýbrýs'ý ilhak (ENOSÝS) etmek istiyordu. Rumlarýn nüfus yoðunluðunu da gerekçe gösteren Yunanistan, konuyu BM'nin Genel Kuruluna kadar taþýdý. Türkiye'nin takip ettiði yol ise farklýydý. DP hükümeti, meseleye ciddiyetle eðildi ve Kýbrýs'ta yaþanan ihtilâflarýn önce lik le il gi li ül ke ler (Tür ki ye, Yu na nis tan, Ýngiltere) nezdinde yapýlacak diplomatik görüþmeler yoluyla bir esasa baðlanmasýný istiyordu. 1954'te yaptýðý giriþimlerden bir netice a la ma yan Yu na nis tan, ay ný me se le yi 1957'de tek rar BM'ye gö tür dü. BM Ge nel Ku ru lun da ya pý lan gö rüþ me ler ne ti cesinde, Yunanistan'ýn tezi kesin sûrette red edildi. Böylelikle, Türkiye'nin eli da ha da güç len miþ ol du. Mesele dönüp dolaþtý ve neti ce de NA TO'nun da gün demine gelmiþ oldu.
kûn olduðu yeni bazý vilayetleri de kaybetmek durumunda kalýrsýnýz. Osmanlý hükümeti, asýrlarca dost elini uzattýðý Ýngiltere'nin bu dayatmasýna bo yun eðmek ve isteklerini kabul etmek durumunda kaldý. Kýbrýs'ýn idaresini Ýngiltere'ye verdi. Adayý iþgal eden Ýngiliz kuvvetleri, Birinci Dünya Savaþýnýn çýkmasýyla birlikte, Kýbrýs'ýn toprak mülkiyetini de ilhak etti.
mak sa dýy la Lon dra'da ye ni bir top lan tý yapma kararýna vardýlar. Baþ ba kan Men de res'in bin di ði u ça ðýn ye re ça kýl dý ðý bu se fer ki gö rüþ me de i se, masaya Ýngiltere temsilcisi ile Kýbrýs'taki Türk ve Rum ce ma at le ri nin li der le ri de dâvet edildi. Ýþ te, en bü yük dip lo ma tik za fer, bu toplantý esnasýnda elde edildi. Türkiye için ga ran tör lük, it ti fak, yar dým, a da da as ker bu lun dur ma ve ge rek ti ðin de mü dahale etme hakký tanýyan bu antlaþma, halen uluslar arasý hukukî geçerliliði olan yegâne dayanaktýr.
arih boyunca Türklerin, Osmanlýlarýn ve hemen bütün Müslüman kavimlerin Ýngilizlere yardýmý olmuþ ve faydasý dokunmuþtur. Ancak, Ýngilizler bunun tam tersini yapagelmiþlerdir. Müslüman devletlerin çoðu, Ýngiltere'ye hep "dost ülke" nazarýyla bakmýþlardýr. Ýngiltere (veya Birleþik Kýrallýk) ise, yine bunun tam tersini yaparak, Ýslâm âlemini hep "düþ man blok" þek lin de gör müþ ve öyle de göstermeye çalýþmýþtýr. Bu gerçeðin bir ifadesi þudur: Ýslâm coðrafyasýný her fýrsatta iþgal eden ve yaklaþýk 200 se ne müd det le Müs lü man ül ke le rin ço ðu nu sö mür ge leþ ti ren devletlerin baþýnda Ýngiltere geliyor. Hem öyle ki, uzun müddet bu za lim ve gad dar dev le tin bir "Sö mür ge ler Bakanlýðý" dahi olmuþtur. NATO devrede Bir zamanlar bu bakanlý ðý da yö net miþ o lan es ki NA TO, ken di ü ye si o lan baþ ba kan lar dan Wil li am her i ki ül ke ye de a ra bu lu Ewart Gladstone (1809–19 cu luk tek li fin de bu lun du. Mayýs 1898), Ýngiliz ParlaTa bi î, yi ne BM'nin bil gi si mentosunda Kur'ân'ý elinve kon tro lü da hi lin de ol de göstererek þunu söylemak üzere... ye bil miþ tir: “Bu Ki tap, Neticede, Türkiye ve Müslümanlarýn elinde olYu na nis tan'ýn dý þiþ le ri ba duk ça on la ra hâ kim o la - Çarlýk Rusyasýyla yapýlan Ayastefanos Antlaþmasý, Osmanlý devleti açýsýndan tarihin kan la rý 18 A ra lýk 1958'de en aðýr muahedelerinden biri oldu. mayýz. Ne yapýp etmeliyiz, Pa ris'te ya pý lan bir NA TO ya Kur'ân'ý ortadan kaldýrnez din de bir ta kým gi ri þim ler de bu lun du top lan tý sý ve si le siy le bi ra ra ya ge le rek, ma lý yýz, ya hut Müs lü man la rý on dan so - ve bazý þartlarý ileri sürdü. ye ni bir mü za ke re sü re ci ni baþ lat mýþ ol ðutmalýyýz." Ýþte, ileri sürülen bu þartlarýn en aðýr o- du lar. Kur'ân'ýn ve Müslümanlarýn onlara hiç- laný Kýbrýs adasýnýn istenmesiydi. Bu nu ta kip e den sü reç te i se, i le ri ye bir zararý dokunmamasýna raðmen, ÝngiÝngiltere, adanýn mülkiyeti Osmanlý'da doðru bir adým daha atýldý ve iki ülkenin lizlerin Ýslâma olan bu kaskatý düþmanlýðý- kal mak ü ze re, bu ra nýn yö ne ti mi ne ta lip baþbakanlarý biraraya geldi. nýn sebebi nedir? Þubat 1959’da Zürih’te buluþarak Kýboldu. Talipliðin ötesinde, Osmanlý hüküBir yan dan bu ö nem li su â lin ce va bý ný me ti ne þu da yat ma da bu lun du: Kýb rýs'ý rýs’ýn dev let ler a ra sý hu ku kî sta tü sü nü düþünürken, bir yandan da bugünkü ko- vermezseniz, size deðil Rusya'ya yardým e- belirleyen Türkiye ve Yunanistan'ýn hünumuz olan "Kýbrýs'ýn iþgali" sürecine kýsa de riz. Böy le lik le, Ba tum, Kars ve Ar da - kü met baþ kan la rý, he men ar dýn dan bu bir nazar gezdirelim. han'a ilâveten, bilhassa Ermenilerin mes- du ru mu pe kiþ tir mek ve sað la ma al mak
T
Kýbrýs'ýn yeni hakimi Birleþik Krallýk 1 T em m u z 187 8: Bu ta rih te, Kýb rýs'ýn toprak mülkiyeti Osmanlýlarda kalmak üze re, yö ne ti mi–mu vak ka ten–Bir le þik Krallýða devredildi. Ýþin bu noktaya gelmesinin sebebi þudur: Tarih kayýtlarýna "93 Harbi" diye de geçen Osmanlý–Rus Harbi (1877–78) esnasýnda, Osmanlý Devleti, tarihinin en büyük maðlûbiyetini yaþadý. "Kü çük Ký yâ met" di ye de ad lan dý rý lan bu çetin savaþ sebebiyle, Çarlýk Rusya'sý, ge rek Kaf kas lar da ve gerek se Bal kan lar-
Ýbrenin lehimize deðiþmesi Kýbrýs'ta tâ 1878'de inisiyatifi ele geçiren ve bilâhare burayý resmen iþgal eden
GÜN GÜN TARÝH
Turhan Celkan
turhancelkan@hotmail.com
fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info (0 505) 648 52 50
Kur'ân öðrenme seferberliði ilyarlarý aydýnlatan “okunan kitap” Kur’ân, Allah kelâmýdýr. Hazret-i Cebrâil’in (as) bin dört yüz yýl önce, Peygamber Efendimiz’in (asm) pâk kalbine âyet âyet ilka’ buyurduðu son ve tek Ýlâhî Kitaptýr. Kur’ân’ý lisân ile okumak, göz ile takip etmek, üzerinde düþünmek, mânâsýný tefekkür etmek, ezbere almak, namazda kýraat etmek ibâdettir. Kur’ân’ý doðru yorumlamak ibâdettir. Kur’ân’ý anlamak ibâdettir. Kur’ân’ý yaþamak ibâdettir. Kur’ân’ýn hükümlerini öðrenmek ibâdettir. Kur’ân’ýn doðru yorumlarý olan tefsirleri mütalâa etmek ibâdettir. Kur’ân’ý hatim niyetiyle baþtan sona okumak, bitirip yeniden baþlamak, okudukça tefekkürü arttýrmak, okudukça feyiz almak, okudukça kulluðun sýrrýna ermek, ibadetin inceliðine vâkýf olmak ibadettir. Kur’ân ile A’dan Z’ye meþgul olmak ibâdettir. Nihâyet, Kur’ân’ý öðrenmek ibadettir. Çünkü Kur’ân, yerin ve göðün sahibi olan Allah’ýn tenezzül buyurup bizimle konuþmasýdýr. Çünkü Kur’ân Üstad Bediüzzaman Said Nursî’ye göre, Arþ-ý Azam’dan, Ýsm-i Azam’dan, her ismin mertebe-i azamýndan gelmiþ; bütün âlemlerin Rabb’i unvanýyla Allah’ýn kelâmýdýr; bütün mevcûdatýn Ýlâhý sýfatýyla Allah’ýn fermanýdýr; bütün semâvât ve arzýn Hâlýk’ý nâmýna insanlara müteveccihen söylenmiþ bir hitaptýr, bir mükâlemedir, bir ezelî hutbedir, Rabb-i Rahîm’in bir iltifat defteridir.1 Bundandýr ki, namaz Kur’ân’la mümkündür, niyâz Kur’ân’la mümkündür, her türlü yakarýþ Kur’ân’la mümkündür, duâ Kur’ân’la mümkündür, her türlü ibadet Kur’ân’la mümkündür. Bundandýr ki, namazda Kur’ân okumak farzdýr. Kur’ân’sýz namaz sahih deðildir. Hazret-i Âiþe (ra) validemiz anlatýr: Resûlullah E fen di miz (asm) þöy le bu yur muþ tur: “Kur’ân’ý mahir olarak (mahrecini, tecvidini, sesini, kýraatini bilerek) okuyan, þerefli, itaatkâr elçiler olan meleklerle beraberdir. Kur’ân’ý kendisine zor geldiði halde kekeleyerek okuyan kimseye ise iki kat sevap vardýr.”2 Ýbn-i Mes’ud (ra) anlatýyor: Bana Peygamber Efendimiz (asm): “Bana Kur’ân oku!” buyurdu. Ben de: “Yâ Resûlallah, Kur’ân sana indirildiði halde; ben mi sana Kur’ân okuyacaðým?” dedim. Resûl-i Ekrem (asm): “Ben, Kur’ân’ý kendimden baþka birinden dinlemeyi severim.” buyurdu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem’e (asm) Nisâ Sû resini okumaya baþladým. Nihâyet, “Her ümmetten birer þâhit; onlarýn üzerine de Habîbim, seni bir þâhit olarak getirdiðimiz zaman onlarýn hâli nice olur?” meâlindeki 41. âyete geldiðimde Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm): “Yeter; kâfi!” buyurdu. Dönüp baktýðýmda ne göreyim; iki gözünden yaþlar akýyordu!” 3 Berâ b. Âzib (ra) diyor ki: Üseyd b. Hudayr (ra) iki uzun iple atýný baðlamýþ, evinde Kehf Sûresini okuyordu. Okuyup dururken, üzerinde bir bulut peydah oldu, bulut yaklaþtýkça yaklaþtý. Nihâyet atý ürktü, deprenmeye baþladý! Üseyd: “Yâ Rab, âfetten emîn kýl!” diye duâ etmeye baþladý. Sabah olduðunda Peygamber E fendimize (asm) geldi ve bu hâli anlattý. Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm): “Oku ey adam! Durma oku! Bu tecellî sekînedir (Allah’ýn sekînet, vakar ve rahmet yüklü bir mahlûku). Kur’ân’ý dinlemek için, Kur’ân’a hürmeten inmiþtir.” buyurdu.4 Kur’ân’la meþguliyet, Allah katýnda makbul ibadetlerin baþýnda geliyor. Þimdi yaz geldi; Kur’ân öðrenimi dönemi baþladý. Çocuklarýmýza Allah kelâmýný öðrete bileceðimiz, öðrenmelerine kapý açabileceðimiz altýn günlerin içinde bulunuyoruz. Bu günlerde dönemin yorgunluðunu da attýlar üzerlerinden. Mutlaka deðerlendirelim. Çocuklarýmýz, kendi Yaratýcýlarýnýn öz kelâmýyla bire bir muhatap olsunlar; okusunlar, öðrensinler. Camilerimiz, Kur’ân Kurslarýmýz hizmete hazýr. Birbirinden deðerli din görevlilerimiz çocuklarýmýzý altýn kalpleriyle kucaklayacaklar. Yeter ki biz gönderelim, ihmal etmeyelim, ilgimizi eksik etmeyelim. Yarýn mahþerde, “Annem veya babam bana dinimi öðretmedi, Kur’ân’ýmý öðretmedi. Allah’ým, senin kelâmýný öðretmedi.” Þikâyeti bizi mahcup eder. O günün mahcubiyeti, -Al lah muhafaza- bizi periþan eder. Spor kursuna, resim kursuna, müzik kursu na, tiyatro kursuna, balo kursuna zaman ayýrýp pa ra, fýr sat ve im kân bu lur ken; Kur’ân kursunu ihmal etmek akýllý bir davranýþ deðildir. Yalnýz Mahþerde deðil; dünyada bile bizi mahkûm ve mahcup etmeye yeter. Öyleyse, buyurun; Kur’ân öðrenmeyi bir seferberlik haline getirelim.
M
Dipnotlar: 1- Ýþârât’ül-Ý’câz, s. 15, 2- Buhârî ve Müslim, 3- Buhârî ve Müslim, 4- Buhârî, c.9, s. 306.
10
KÜLTÜR SANAT
1 TEMMUZ 2011 CUMA
Y
nesriyat@yeniasya.com.tr
ÝNSANI VE KÂÝNATI OKUMAK ÝÇÝN rifatokyay@hotmail.com
Yazarlara önemli duyuru!
Ýnsanlýkiçinmuhteþem birþerefvelütuf ütün zamanlardaki bütün beþerî fikirlerin, bütün akýllarýn birleþmesiyle va’z edecekleri hikmet ve düþüncelerin üst üste konmasýyla bile ulaþýlamayacak bir hakikat: Mi'rac ve Mi'rac’ýn meyveleri... Mi'rac hakikatýnýn hikmetinin yüksekliðindendir ki akl-ý beþeri anlamakta ve kavramakta acze düþmüþtür. Ýnsan yine aczin aczini ifade etmesiyle, Mi'rac’ýn hikmet-i Ýlâhiyyesiyle tenezzülat-ý Rabbaniye lütfuna mazhar olmuþtur. Dakik akýllar ve hassas ruhlar yanýnda, muhabbet dolu kalblerin bir incelik ve lâtiflik gýlafýný, elbisesini giydirdiði bir hakikat olarak Mi'rac mü’minleri hem hikmeten, hem aklen, hem de kalben kuþatmakla evc-i alâya çýkaran bir vesile olmuþtur. Ýlimlerin inkiþaf ettiði þu zamanýmýzda Mi'rac’ýn vukuu daha da iyi ve kolay olarak anlaþýlabilmektedir. Hikmetleri ise yine kullarýn kulluðunun omuzlarý üzerinde anlaþýlabilecek þekilde konumunu muhafaza etmektedir. Rabbimizin bizleri muhatap kabul ederek kesret tabakalarýnýn en sonundan bizlere vahdetini ve tecelli-yi ehadiyetini göstermesi, ihsan ettiði bütün nimetler kadar büyük ve kýymetli bir nimettir. Bütün mahlûkatýn ve bütün ziþuurun namýna Resulu Ekrem’i (asm) muhatap kabul ederek isteklerini ve maksadlarýný Rububiyet-i Ýlâhiyesinin bir kýsmýný göstererek, müþahade ettirmesi elbette ki bütün mahlûkat hesabýna insan için, sonsuz büyüklükte bir þeref ve mazhariyettir. Bu þeref ve mazhariyete kulluk noktasýndan Rabbimizin emirlerine itaat ederken, O’nun cemal ve kemaline göstereceðimiz muhabbette, O’na vasýl olacaðýmýz hususî Mi'rac’ýmýzýn merdiveni, kapýsý olacaktýr inþaallah... Kelâmýyla iltifat ederek, emirleriyle vazifelendirdiði Resulüne itaat etmek yolunu açýk býrakan Rabbimiz, hepimiz için kulluðumuzda ve özellikle de namazlarýmýzda birer Mi'rac’ý bizlere merhamet ve þefkatiyle ihsan ve mümkün kýlmýþtýr... Rububiyet-i mutlakasý karþýsýnda kemerbeste-i ubudiyetle uluhiyetini anlayacaðýmýz ve vasýl olacaðýmýz namazlar misillü bütün ibadetlerimizde muvaffak olmayý Rabbimizden niyaz ediyor ve geçmiþ Mi'rac’ýnýzý tebrik ediyorum.
B
Ankara'da “Kat’ý ve Karma Resim Sergisi” PTT Genel Müdürlüðü çalýþaný Aysel Hýzar ile Sevgin Özlem Ýþeri’nin eserlerinin yer aldýðý ‘’Kat’ý ve Karma Resim Sergisi’’ açýldý. TBMM Mustafa Necati Kültür Evi’ndeki serginin açýlýþýný PTT Genel Müdürü Osman Tural yaptý. Tural, açýlýþýn ardýndan sergiyi gezerek eserler hakkýnda bilgi aldý. Aysel Hýzar, yaklaþýk 2 yýldýr Kat’ý (kâðýt oyma sanatý) ile uðraþtýðýný belirterek, ‘’Kat’ý çok farklý bir sanat dalý. Mesai saatlerimin dýþýnda gece gündüz çalýþýyorum ve dersler alýyorum. Ben bu sanatta kendimi buldum. Bu 4’üncü sergim. Sergide 36 çalýþmam yer alýyor’’ dedi. Sergide, Ýþeri’nin yaðlý boya ve kara kalem çalýþmalarý da yer alýyor. Sergi, 3 Temmuz’a kadar ziyaret edilebilecek. Ankara / aa
B
e s y e d e r e n
Sivas’ýn unutulan halaylarýbelgeseloldu BÝR YIL SÜREN ÇALIÞMALAR NETÝCESÝNDE, SÝVAS’TA UNUTULMAYA YÜZ TUTAN 150 HALAY KAYIT ALTINA ALINDI. SÝVAS’TA unutulmaya yüz tutmuþ yöresel halay türleri, profesyonel bir ekip tarafýndan belgesel film haline getirildi. Ýl merkeziyle birlikte 16 ilçe ve bu ilçelere baðlý köylerde yaklaþýk 1 yýldýr sürdürülen çalýþmalar sonunda kayýt altýna alýnan 150 halay türü, CD ve DVD’de toplanarak müzik marketlerdeki yerini aldý. Kültür Bakanlýðý, Sivas Valiliði, Sivas Fasýl Heyeti Aþýklar ve Halkoyunlarý Derneði tarafýndan, halk oyunlarýnýn derin bir tarihi olan Sivas’ta bir ilk gerçekleþtirilerek yöreye ait halk oyunlarýnýn biyografisi çýkartýldý. Bu önemli proje için Sivas Valiliði tarafýndan 50’ye yakýn isimden oluþan bir kurul oluþturuldu. Merkez ilçeyle birlikte 16 ilçe ve bu ilçelere baðlý yüzlerce köye gidilerek, yörelere ait unutulmuþ halaylar gün yüzüne çýkartýldý. Video kayýtlarý alýnan
eski halaylar hakkýnda bilgisi olan insanlarla da röportajlar yapýldý. Halaylarýn hikâyeleri anlatýlýrken, halaylara adý verilen yörelere gidilerek halaylar bizzat oralarda kayýt altýna alýndý. 2010 yýlýnýn ilk aylarýnda baþlayan çekimler, 2011 yýlýnýn Ocak ayýnda tamamlanabildi. Sivas halaylarý belgesel filmi için yaklaþýk 500 saatlik görüntü ve 5 bin civarýnda
fotoðraf çekildi. Belgesel ekibi de 10 bin kilometreyi aþan yol kat etti. Sivas’ýn baþarýlý prodüksiyon firmasý Ak Ajans tarafýndan hazýrlanan belgesel filmin montaj çalýþmalarý ise 5 ay sürdü.
ANTALYA’NIN Manavgat ilçesinde yerleþik yaþayan Ýngiliz yazar Paul Zarraga, Nasrettin Hoca fýkralarýný Ýngilizceye uyarlayacak. Nasrettin Hoca’nýn mizahdaki ince zekâsýna hayran olduðunu ifade eden Zarraga, hazýrlayacaðý kitapla Ýngiliz çocuklarýn hem Nasrettin Hoca’yý yakýndan tanýyacaðýný, hem de zekâ ürünü fýkralarla güldüreceðini ifade etti. Zarraga, Nasrettin Hoca’nýn yaný sýra Hacivat-Karagöz, Ýsmail Dümbüllü ve Ýncili Çavuþ gibi mizah ustalarýný da tanýta-
Yabancý gözünden “Er Meydaný” ÜRETTÝÐÝ projelerle yaþadýðý kültüre sahip çýkan Bahçeþehir Üniversitesi, spor ve kültürün yüzyýllardýr kaynaþarak geleneksel bir festivale dönüþtüðü “Kýrkpýnar Güreþleri”ni konu alan bir fotoðraf sergisi açýyor. Sergi, “Kýrkpýnar Yaðlý Güreþleri”nin yapýldýðý Edirne’de, Ekmekçizade Kervansarayý’nda düzenlenecek. Dünyaca ünlü fotoðraf sanatçýsý Pari Dukovic’in fotoðraflarýnýn yer alacaðý sergide “er meydaný”ndaki güreþlerin yaný sýra, katýlýmcý portreleri, saha dýþýnda gerçekleþen duâ ve þenlikleri de içeren fotoðraf kareleri de yer alýyor. Kültür Sanat Servisi
BULMACA Hazýrlayan: Erdal Odabaþ (erdalodabas@mynet.com)
1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
150 HALAY KAYIT ALTINA ALINDI ARAÞTIRMALAR sonunda, yaklaþýk 150 deðiþik halay türü kayýt altýna alýndý. Bu halaylardan birçoðu gün yüzüne çýkmamýþ, daha çok kahramanlýk ve yaþanmýþ hikâyelerin anlatýldýðý halaylar olduðu belirtildi. Ayrýca, Sivas’a ait halaylarýn dýþýnda görsellik ve þov amaçlý yapýlan birçok halayýn da olduðu belgelenmiþ oldu. Sivas halaylarý belgeseli, 2 saatlik CD ve DVD olarak “Çalsýn Davullar” ismiyle bütün müzik marketlerde yerini aldý. Sivas halaylarý belgeseli beklenenin üzerinde bir ilgiyle karþýlaþtý. Belgesel, yakýn zamanda ulusal kanallarda da ekranlara gelecek. Bu projenin Kültür Bakanlýðý tarafýndan diðer illere de örnek olarak gösterileceði ifade edildi. Sivas Kültür ve Turizm Müdürlüðü yetkilileri, Sivas halaylarý belgesel film çalýþmasýyla gün yüzüne çýkmamýþ ya da unutulmaya yüz tutmuþ halaylarý araþtýrarak hayata kazandýrmayý amaçladýklarý belirtti. Yetkililer, bundan sonraki halk oyunlarý yarýþmalarýnda bu halaylarýn da kullanýlabileceðini ifade etti. Sivas / cihan
Ýngilizçocuklarda NasrettinHoca fýkralarýnagülecek
Ýngiliz yazar Paul Zarraga
2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
u hafta köþemizde, Yeni Asya Neþriyat’ýn (YAN) çok özel bir yönü hakkýnda, “mutfak” tabir edilen “yazý iþleri”yle ilgili “içeriden” bilgi ve haberlere yer vereceðiz. Her müessesenin olduðu gibi -YAN dâhil olmak üzereyayýnevlerinin de kendi içinde bir iþleyiþi ve prosedürü (yol, metot, vs.) olduðu, herkesin malûmudur. Yayýnevimiz, yazarlarýn kitap çalýþmalarý gibi kendi projelerini de kitaplaþtýrýp daðýtýyor (toptan satýþ)—video ve ses kasetleri de ayný þekilde. Hemen hemen yurdun her mahallinde bulunan perakende satýcýlar (kitapçýlar, vs.) vasýtasýyla da, ürünlerimiz siz okuyucularýmýzýn ellerine ulaþýyor. “Yeni Asya Neþriyat Araþtýrma Merkezi” ismi altýnda kendi projelerimizi, yazarlarýn veya hazýrlayanlarýn isimleriyle de onlara ait çalýþmalarý yayýnlýyoruz. Yayýnevimizin “sadýk” okuyucularý da bilir ki, YAN birkaç yýl öncesine kadar uzunca bir dönem, “çaðýn tefsiri” Risâle-i Nur Külliyatý”nýn yeni versiyonuyla meþguldü. Tabiî olarak da sair kitap neþriyatýmýzý asgariye indirmiþtik. Fakat yeni tanzim Risâle-i Nur’larýn yayýmý tamamlanýnca, birkaç yýldýr diðer kitap çalýþmalarýný yayýnlamaya hýz verdik. Üretimdeki artýþ, tabiî olarak, kitaplaþmasý maksadýyla yayýnevimize gönderilen dosyalarýn sayýsýnda azýmsanmayacak ciddî bir artýþa yol açtý. (Bugün itibarýyla elimizde, “yayýn kararý” alýnmýþ, yani önümüzdeki aylarda yayýna hazýrlanacak 50 civarýnda kitap dosyasý, ondan birkaç kat fazla da “deðerlendirme”ye alýnmayý bekleyen kitap projesi mevcut.) Elbette YAN olarak biz, öncelikle, “ön deðerlendirme” dediðimiz, kendi bünyemizdeki ilk incelememizde beðendiðimiz çalýþmalarý “esas deðerlendirme”ye alýyor ve gerekirse müessese dýþýndan çeþitli sahalarda uzman raportörlere incelettiriyoruz. Bilâhare raporlarý müzakere ediyor ve serdedilen kanaatler çerçevesinde, “pazarlama ve satýþ” birimimizin de görüþlerine baþvurarak, “yayýn kararý” ya da “iade kararý” alýyoruz. “Yayýn kararý” aldýðýmýz dosyalarý yayýna hazýrlayýp neþrederken, ilk veya ikinci elemeden geçemeyen çalýþmalarý ise geriye yolluyoruz! (Hemen hemen bütün yayýnevlerinde “deðerlendirme” süreci aþaðý yukarý böyle.) Yayýn süreci, yukarýda anlattýðýmýz gibi. Sonrasý tabiî ki basým ve daðýtým süreçleri oluyor ki, bu kýsým þimdilik mevzu dýþý. Bu noktada, çalýþmalarýný yayýnlamamýz için yayýnevimize gönderen yazarlara—müsaadenizle—“önemli” addettiðimiz birkaç uyarýmýz olacak: * Kitap projeleri olabildiðince orijinal (özgün, farklý, deðiþik) ve objektif kriterlere sahip olmalý. * Projeler mümkün mertebe “kitap tekniði”ne (biyografi [yazarýn kimliði ve çalýþmalarý], “içindekiler” [keza bölümleme], “ön söz,” “kaynakça,” vs.) uygun olmalý. Takdir edersiniz ki, bu “asgarî” ölçüler doðrultusunda hazýrlanan kitap projeleri sadece YAN deðil, bütün yayýnevlerince ciddiye alýnýr. Ýþ ve faaliyetlerin inanýlmaz biçimde çeþitlendiði böyle zamanlarda, kýsaca özetlediðimiz ölçülere uymayan dosyalarla uðraþarak zaman kaybýna uðramayý YAN dâhil hiçbir yayýnevi istemez çünkü. Bu ölçülere ilâveten zikretmemiz gereken bir husus daha var ki, bize teklif edilen kitap çalýþmalarýnýn bizi biz yapan prensiplere (meselâ Risâle-i Nur ölçüleri, asgarî ortak müþtereðimiz olan millî ve manevî deðerler) münasip olmasý. Bu baðlamda, kýsaca “hizmete müteallik” dediðimiz iman ve Kur’ân hakikatleriyle ilgili çalýþmalarý her zaman öncelediðimizi bilmenizi istirham ederiz. Bu sahayla ilgili çalýþmalarý kýlý kýrk yararcasýna tetkik ediyoruz; ki bizi refiklerimizden farklý kýlan bâriz özelliðimiz de bu olsa gerek. Bu haftalýk yazýmýza da son verirken yeni ve özgün çalýþmalara her zaman açýk olduðumuzu tekrarlýyor, yeni çýkan güzel mi güzel eserlerimizi haftaya burada tanýtmayý ümit ediyoruz. Lütfen eserlerimizle ilgili görüþ ve tekliflerinizi iletiniz. Kalýn saðlýcakla…
caðýný belirtti. Türkiye’de bir yayýn evi tarafýndan basýlan 25 Ýngilizce hikâye ve roman kitabýnýn bulunduðunu belirten Paul Zarraga, Türk ve Ýngiliz çocuklarýnýn kitap okurkan gülmesi ve gülerken düþünmesi için yeni bir kitap hazýrladýðýný kaydetti. Zarraga, 11 yýldýr Türkiye’de Türk tarihi, Nasrettin Hoca, orta oyunu, geleneksel Türk tiyatrosu ve Türklerin mizah anlayýþý üzerine araþtýrma yaptýðýný hatýrlattý. Nasrettin Hoca’nýn bütün zamanlarýn gülmece ustalarýndan biri olduðunun altýný çizen Zarraga, Ýngiliz çocuklarýnýn da gülmece ustasýný yakýndan tanýmasý ve gülerken düþünmeleri için kitap çalýþmasý yaptýðýný kaydetti. Antalya / cihan
SOLDAN SAÐA— 1. Allah ile insan arasýnda aracýlýk yaptýðýna ve nurdan olduðuna inanýlan manevî varlýk, feriþte. - Osmanlýlarda týmar sahibi bir sýnýf atlý asker. 2. Tadý acý duruma gelmek, acýlaþmak. - Ürün kaldýrma, ekin biçme iþi. 3. Bir eðrinin yanýndan geçen ve ona ancak bir noktada deðen doðru, mümas. - Tarým iþçisi. 4. Kanýn rengi, kýzýl. - Küçük limon. - Tantal elementinin simgesi. - Kolun bilekten parmak uçlarýna kadar olan, tutmaya ve iþ yapmaya yarayan bölümü. 5. Gam dizisinde “sol” ile “si” arasýndaki ses. - Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiþ bir oyun türü. 6. Kýsýr, verimsiz, döl veremeyen. - Litrenin kýsa yazýlýþý. 7. Hýristiyanlarda genellikle manastýrda yaþayan evlenmemiþ papaz. - Yaratýlmýþ bütün canlýlar. 8. Açýklama. - Varlýklarýn, tabiattaki görünüþlerinin kalem, fýrça gibi araçlarla kâðýt, bez vb. üzerinde yapýlan biçimleri. 9. Alalamaktan emir. - Boða güreþi, yarýþ, oyun vb. gösteriler yapýlan alan. 10. Yemeðe tuz biber vb eklemek. - Topraðýn kaymasýný veya suyun akmasýný önlemek için yapýlan kalýn duvar. YUKARIDAN AÞAÐIYA— 1. Ünlü Alman bayan casus. 2. Hayatýn sonu, ölüm zamaný. - Baþtan geçirilerek giyilen, genellikle kollu, örme üst giysisi. 3. Alüvyon. - Sofrada kullanýlan, tencere, çaydanlýk veya tava altlýðý. 4. Gerçekleþtirilmesi zamana baðlý istek. Bizans imparatorluðunda yaygýn bir erkek ismi. 5. Ýnsan öldüren kimse, cani. - Latin alfabesinin on beþinci harfinin adý, okunuþu. 6. Bir kimsenin, bir tüzel kiþinin mülkiyeti altýnda bulunan, taþýnýr veya taþýnmaz varlýklarýn bütünü. - Eksiksiz, kesintisiz. 8. Kuþatma. - Misvak aðacý. 9. Yýldýrýmsavar. 10. Bazý ülkelerde, hükümdarlarýn, mareþallerin, din adamlarýnýn güç sembolü olarak törenlerde taþýdýklarý bir tür aðaç veya metalden deðnek. - Osmanlý Devleti'nde Yeniçeri Ocaðýnýn kaldýrýlmasýndan önceki güvenlik görevlisi. 11. Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi. - Metal eþya üzerine vurulan renkli cam katmaný. 12. Eðik yazý. - Satranç oyununda taraflardan birinin yenilgisi.
1 2 3 4 5 6 7 8 9
10
1
BÝR ÖNCEKÝ BULMACANIN CEVABI
F A N A T Ý K A D A
2
3
A N E M Ý N A S A L
Z E C Ý R E S A D Ý
4
5
Ý L M O A Þ N K B Z H A A L Y E A M T E
6
7
8
E M Ý R E R Ý M I R
T E A E B A R A K A
A T E M A R U Z Y S
9 10 11 12
E R K A N A H A A Y
R E Ý L Ý M L A K O
E A A T L T A L A N
N A F A K A E E R L
DÝZÝ
1 TEMMUZ 2011 CUMA
BAZILARININ “ÞEHADET” SAYIP YÜCELTTÝÐÝ
Ýntihar eylemleri neden yanlýþ? DÝNÝN YASAKLADIÐI ÝNTÝHARIN, SÝVÝLLERÝ HEDEF ALAN VE NÝZAMÎ HARP KURALLARINA DA UYMAYAN BÝR TERÖR EYLEMÝNE DÖNÜÞTÜRÜLMESÝNÝN “ÞEHADET” ADI ALTINDA YÜCELTÝLMESÝ, KABULÜ ÝMKÂNSIZ BÝR YAKLAÞIM.
Filistin eðer Ýsrail’e karþý cihadýnda baþarýlý olmak istiyorsa, evvelâ kendi içindeki üç düþman olan cehalet, fakirlik ve ihtilâfý alt etmek zorunda. Diðer bütün Ýslâm toplumlarý gibi...
KÂZIM GÜLEÇYÜZ irtibat@yeniasya.com.tr
-3-
ÝNTÝHAR EYLEMLERÝ srail vahþetine bahane olarak gösterilen intihar eylemleri gerçekten Filistinlilerin iþi mi? Yoksa iþin içinde, eylemci Filistinlileri kullanarak bir taþla birden fazla kuþ vurmayý hesaplayan daha baþka güçler mi var? Muhalif kimlikle ortaya çýkan örgütlerin “sýzma”ya açýk nitelikleri, bilinen bir gerçek. Bunu, Türkiye’deki tecrübelerle de yakînen bilmekteyiz. Bilhassa silâhlý örgütler için bu husus çok daha fazlasýyla geçerli. Çünkü silâh kolayca temin edilebilen birþey deðil. Ýþin içine silâh girince, ordu, polis ve istihbarat teþkilâtlarý da mutlak bir þekilde devreye giriyor. Bu da faaliyetine devam edebilmek için silâha ihtiyaç duyan örgütlerin zayýf noktasýný oluþturuyor. Böylece, silâh kaynaklarý þu veya bu þekilde söz konusu örgütlere sýzarak yönlendirme imkânýný bulabiliyorlar. PKK ve Hizbullah baþta olmak üzere “yerli” terör örgütlerinin önde gelen isimleri hakkýnda ortaya atýlan “ajanlýk” iddialarý bunun sonucu. Söz geliþi, bugün Ýmralý’da tutulan Apo’nun, henüz üniversitede öðrenci iken karýþtýðý eylemler sebebiyle gözaltýna alýndýðýnda, MÝT’ten gelen talimatla serbest býrakýldýðý; kayýnpederinin ve karýsýnýn MÝT elemaný olduðu; kendisinin de Kenya’da paketlenip Türkiye’ye getirilirken Türk devletine hizmetten bahis açtýðý unutulmamalý. Ayný þey çizgisi ve tandansý ne olursa olsun, bütün terör örgütleri için de söz konusu. Nitekim Hizbullah’ta da lider kadrosu arasýnda adý geçen bazý þahýslarýn, sonradan “itirafçý” kimliðine bürünerek arz-ý endam ettikleri bilinmekte. Türkiye’deki irili ufaklý örgütler için geçerli olan bu husus, haliyle dünyanýn diðer coðrafyalarýndaki örgütler için de geçerli. Cezayir’deki direniþ örgütlerinden Filistin’deki Hamas ve Ýslâmî Cihad’a; Orta-Güney Amerika’daki cuntalarla mücadele etmek için kurulan gerilla teþkilâtlarýndan Afganistan’daki El Kaide’ye varýncaya kadar. Sýzmalara, manipülasyona ve yönlendirmeye açýk yapýlarýyla bu örgütler, ideolojilerini birtakým hamasî söylemlerle parlatýp mensuplarýný “yüksek idealler” uðruna ölüme gönderirken, sonuçta çok daha baþka güçlerin karanlýk emellerine hizmet etmekten baþka bir iþ yapmýþ olmazlar. Nitekim El Kaide örgütü ve Usame bin Ladin olmasaydý, ABD Afganistan’a hangi gerekçeyle müdahale edecek ve nasýl bir bahaneyle Orta Asya’ya üsler kurup asker tahkimatý yapacaktý? Hal böyle olunca, Ýsrailli sivilleri hedef alan intihar saldýrýlarý ve bunlarýn Hamas-Ýslâmî Cihad gibi örgütlere mal edilmesi, ister istemez ayný senaryoyu akla getiriyor. Cezayir’deki
Ý
kafa kesme ve boðazlamalarý, Türkiye’deki domuz baðý cinaBuna meydan vermemek için evvelemirde yapýlmasý gereyetlerini sözümona “Ýslâmcý terör” örgütlerine mal eden ken þey, cehaletin ilim ve eðitimle, fakirliðin kalkýnma hamlemihraklar, Filistin’de de Ýsrailli sivilleri vuran intihar eylemle- leriyle, ihtilâflarýn da sýký bir ittifak ve dayanýþma ile izale edilriyle karþýmýza çýkýyorlar. mesidir. Aslýnda Hamas’ýn çýkýþ noktasý bu deðildi. Tümüyle eðitiÝlim ve eðitimle aydýnlanmýþ, kalkýnarak zenginleþmiþ, orme, sosyal faaliyetlere ve Filistin nesillerinin þuurlu bir þekilde tak hedef ve idealler etrafýnda kenetlenmiþ bir toplumu hiçyetiþtirilmesine yönelik çalýþmalarýyla bilinen bu örgütün adý, bir dýþ güç yýkamaz. neden sonra silâhlý eylemlerle de anýlmaya baþlandý. Aslýnda Filistin halký, Arap toplumlarý içerisinde eðitim Ayný tecrübeyi Mýsýr kaynaklý Ýhvan-ý Müslimîn hareketi düzeyi en yüksek olanlardan biri olarak biliniyor. Ve bunda de yaþamýþ ve bunun bedelini bilhassa Mýsýr ve Suriye’de çok Hamas’ýn da, ilkokuldan üniversiteye kadar kurduðu eðitim aðýr bir þekilde ödemiþti. kurumlarýyla son derece önemli katkýlarý söz konusu. Filistin’deki intihar eylemlerini “istiþhad, þehadet eylemi” Ancak tek baþýna eðitim, sorunu çözmüyor. Diðer þartlaolarak niteleyip, fetvalarýyla bu eylemleri beraat ettirmeye ça- rýn da tamamlanmasý gerekiyor ki, bütününden saðlam ve lýþanlar var. Ama bu çabalara hak vermek mümkün deðil. muhkem bir yapý çýksýn. Dinin yasakladýðý intiharýn, sivilleri hedef alan ve nizamî Filistin eðer Ýsrail’e karþý cihadýnda baþarýlý olmak istiyorsa, harp kurallarýna da uymayan bir terör eylemine dönüþtürül- evvelâ kendi içindeki üç düþmaný alt etmek zorunda. mesinin “þehadet” adý altýnda yüceltilmesi, kabulü imkânsýz Diðer bütün Ýslâm toplumlarý gibi... bir yaklaþým. Bu eylemlerin, Ýsrail’e yeni vahþetler irtikâbý için koz verip NURCULAR, ÝHVAN, SÝYASET barýþý sabote etmesi de olayý yeterince açýklýyor. Tarihçe-i Hayat’ýn sonundaki “Risale-i Nur ve hariç mem leketler” bölümünde yer alan dikkat çekici yazýlardan biri, Ýsrail kurulalý beri devam eden Filistin meselesi, Bedi- Baðdat’taki ed-Difa gazetesinde Ýsa Abdülkadir imzasýyla yaüzzaman’ýn yüz yýl önce dile getirdiði tesbitin haklýlýðýný yýnlanan ve Nur talebeleriyle Ýhvan-ý Müslimîn arasýndaki bir kez daha gösteriyor: Cehafarklarý açýklayan makale. Yazýnýn en baþýnda evvelâ, alet, zaruret ve ihtilâfa karþý saralarýndaki ortak nokta vurgunat, marifet ve ittifak silâhlalanýyor: “Kur’ân ve iman hakirýyla cihadýn önceliði. katleri ile, ittihad-ý Ýslâm daireBaský, zulüm ve sömürüye sinde Müslümanlarýn dünya ve maruz her insanda ve dolayýsýyÇýkýþ Bediüzzaman modelinde: ahiret saadetlerine hizmet etla bu durumdaki MüslümanlarDevleti yönetmeye ve iktidara mek.” da da hakim olan psikoloji, bu talip olmayýp, siyaset karþýsýnda Sonrasýnda altý madde halinbaský, zulüm ve sömürüyü yade sýralanan farklardan biri, sipan “düþman”larý suçlamaya mesafeli bir duruþa konumlanayasete bakýþ olarak izah ediliyöneliktir. rak, demokrasi ve hürriyetin de yor: Ve hiç þüphe yok ki, bu suçla“Nur talebeleri siyasetle iþtima haklýdýr. altyapýsýný oluþturacak manevî gal etmez, siyasetten kaçýyorlar. Ama tek baþýna meseleyi çözhizmetlerde yoðunlaþmak. Eðer siyasete mecbur olsalar, mez. Elinde bulundurduðu güce siyaseti dine âlet yapýyorlar; tâ dayanarak zulmeden düþman, ki siyaseti dinsizliðe âlet edensuçlama ve yakýnmalarla bertaraf lere karþý dinin kudsiyetini göstersinler. Siyasî bir cemiyetleri edilemeyeceði gibi, onun insafa gelmesine de yardýmcý olmaz. Olsa olsa, zulme boyun eðmeme ve direnme bilinç ve ka- asla mevcut deðil. “Ýhvan-ý Müslimîn ise, memleket ve vaziyet sebebiyle, siyararlýlýðýnýn ifadesi olarak iþe yarar. Ancak bu direniþin baþarýlý olmasýnýn da þartlarý var ve Said setle din lehinde iþtigal ediyorlar ve siyasî cemiyet de teþkil ediyorlar.” (s. 1131) Nursî’nin tesbitinde bu þartlar gayet özlü þekilde ifade ediliyor: Bununla baðlantýlý bir diðer fark da þu: Bu tesbitle Müslümanlara deniliyor ki: Hariçteki düþmanlarýn hücum ve taarruzlarýna maruz ka“Nur talebeleri, meslekleri siyaset ve cemiyet olmadýðýnlabilirsiniz. Ama siz asýl düþmaný kendi içinizdeki cehalet, fa- dan, hükümetlerden izin almaya kendilerini mecbur hissetkirlik ve ihtilâflarda arayýn. Gücünüzü ve enerjinizi tüketip si- miyorlar. Ýhvan-ý Müslimîn ise, vaziyetleri itibarýyla siyasete zi haricî düþmanlar karþýsýnda da zaafa düþüren asýl tehlikeler temas etmeye, cemiyet teþkiline ve þubeler ve merkezler açbunlardýr. Evvelâ bunlara çare bulun. maya muhtaç bulunduklarýndan, hükümetten ruhsat almaya Gerçekten de, cehalet karanlýðýnda, fakirliðin pençesinde muhtaçtýrlar.” (a.g.e., s. 1132-3) ve ihtilâflarla bölünüp parçalanmýþ bir toplumun, dýþarýda En iyi müfessir olan zaman ilerledikçe ve ibret dersleriyle baþka düþman aramasýna gerek yok. Çünkü o kendi içinde dolu tecrübeler biriktikçe, bu farklarýn önemi çok daha net çökmüþtür. bir þekilde anlaþýlýyor. Ve hariçteki düþman da, bu durumundan istifade ederek Ve Risale-i Nur hizmetinin gerek siyasetten, gerekse resmî hücum edip taarruzunu þiddetlendirir ve o toplumu boyun- yapýlanmalardan uzak, rejimlerin ve þartlarýn çok elveriþsiz duruðu altýna alýr. olduðu yerlerde dahi günlük hayatýn fýtrî akýþý içinde geliþme-
‘‘
YARIN: SAÝD NURSÎ FARKI
ye müsait vasfýnýn ne kadar hayatî bir önemde olduðu da... Risale-i Nur’da ölçüleri verilen hizmet metodu sayesindedir ki, Türkiye en baskýcý ve tahripkâr icraatlarla ortaya çýkan ve çeyrek asýrdan fazla iktidarýný sürdüren bir dikta rejimini, kimsenin burnu bile kanamadan barýþçý bir geçiþle aþarak çok partili demokrasiye intikal edebildi. O devirde Nurcular rejimin bir numaralý hedefi olarak aðýr baskýlara maruz kalsalar, karakol ve zindanlarda süründürülseler de, bütün bunlarý müsbet hareket prensibiyle aþmayý bildiler. Tüm provokasyon planlarýný boþa çýkararak. Ve Bediüzzaman’ýn hayatýnýn son yýllarýnda baþlayan “risalelerin dünyaya açýlmasý” süreci, vefatýndan sonra her geçen gün daha da hýzlanýp yaygýnlaþarak devam etti; eserler yeryüzünün her köþesine ulaþtý; çok farklý rejimlerle yönetilen ülkelerde dahi külliyatý okuyan cemaatler teþekkül etti. Þu anda, bizdeki 30’lu yýllarýn rejimine benzer bir tek þahýs diktasýnýn hüküm sürdüðü Özbekistan’la, bazý mevziî sýkýntýlarýn yaþandýðý Rusya dýþýnda, Nur hizmetleri dünyanýn her tarafýnda problemsiz bir þekilde geliþmeye devam ediyor. Doðduðu Mýsýr baþta olmak üzere Ortadoðu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaygýn olan Ýhvan-ý Müslimîn ise, siyasetle iliþkisini doðru bir temele oturtamamanýn aðýr bedellerini ödeyegeldi. Devleti ve iktidarý önceleyen stratejilerle hareket etmesi, ister istemez iþbaþýndaki rejimlerle çatýþýp, çoðunlukla da ezilmesini netice verdi. Çatýþtýklarý rejimleri devirmek için iþbirliði yaptýklarý darbecilerin de hedefi olmaktan kurtulamadýlar. Mýsýr’da Kral Faruk’a karþý destekledikleri Nâsýr’ýn, iktidarý ele geçirdikten sonra onlarý ezmeye yönelmesi örneðinde olduðu gibi. Keza yýllar önce Yeni Asya’nýn yayýnladýðý Hekimoðlu Ýsmail imzalý “Sosyalistler Suriye’yi nasýl ele geçirdi?” broþüründe anlatýldýðý gibi Mýsýr’dakilere benzer þekilde oyuna getirilen Suriye Ýhvan’ýnýn, Hama’da olduðu üzere, vahþice katliâmlarýn hedefi yapýlmalarý da bir baþka acý örnek. Bütün bunlar olup biterken, Ýhvan-ý Müslimîn’in, ta Kral Faruk döneminden baþlayarak, geçmiþten bugüne yaþadýðý ve son olaylarda yeni örnekler de eklediði tecrübe birikimini dikkate alarak, konumunu, duruþunu, çizgisini, istikametini dikkatle gözden geçirmesi gerekiyor. Bu noktada en önemli husus, Ýhvan’ýn bu süreçte bir siyasî aktör olarak rol üstlenme tavrýndan uzak durup, aslî hizmet ve iþtigal alanlarýna yoðunlaþmasý. Said Nursî’nin ýsrarla vurguladýðý gibi, nur ve topuz bir arada olmaz. Nurla dine hizmet etmek isteyenin, siyaset topuzunu býrakmasý þart. Ýlâveten, temel parametreleri yabancý mahfiller tarafýndan belirlenen günümüz siyasetinin, hele þu anda Mýsýr ve Suriye gibi ülkelerde olduðu gibi her adýmý tuzaklarla dolu çok kaygan bir zemin haline gelmesi, Ýhvan için çok daha riskli bir durum ortaya çýkarýyor. Ve þartlarýn kaçýnýlmaz kýldýðý gelgitler ve çeliþkiler, öncelikle Ýhvan’ý yýpratýyor. Ýhvan için de çýkýþ Bediüzzaman modelinde: Devleti yönetmeye ve iktidara talip olmayýp, siyaset karþýsýnda mesafeli bir duruþa konumlanarak, demokrasi ve hürriyetin de altyapýsýný oluþturacak manevî hizmetlerde yoðunlaþmak.
11
12
ÝLAN
1 TEMMUZ 2011 CUMA
Y
ÝLAN Öz Gýda-Ýþ Sendikasý Giresun Þube 5. Olaðan Genel Kurulu 26 Haziran 2011 tarihinde yapýlmýþ olup; Giresun Merkez Ýlçe Seçim Kurulu Baþkanlýðýnýn 29.06.2011 tarih ve 140/01.129 sayýlý kararý ile kesinleþen Zorunlu Organlarý aþaðýdaki gibi teþekkül etmiþtir. 2821 sayýlý yasanýn ilgili maddeleri uyarýnca ilan olunur. YÖNETÝM KURULU Adý ve Soyadý Görevi Mesleði Ýþyeri Ýkamet Adresi Þube Baþkaný Ýþçi F.K.B. Entegre Hacý Miktat Mah. Alpaslan Cad. No:51/1 GÝRESUN 1- Mustafa ÇAKIR 2-Fahrettin ÝPEK Yön. Kur. Üyesi " F.K.B.-Fatsa Kurtuluþ Mah. Reþadiye Cd. No 253/2 Fatsa/ORDU 3-Ercan MEMÝÞ Yön. Kur. Üyesi " F.K.B.-Tirebolu Körliman Mah. Fiskobirlik Lojmaný Tirebolu/GÝRESUN DENETÝM KURULU Adý ve Soyadý Görevi Mesleði Ýþyeri Ýkamet Adresi Denetim Kur.Üyesi Ýþçi Efit A.Þ. BulancakMah.MustafaEriþSokNo25/1Bulancak/GÝRESUN 1-Kadriye BEKTAÞ 2-Dursun YILMAZ Denetim Kur.Üyesi " Meray YeniMah.AlparslanTürkeþCd.No15/3Merzifon/AMASYA 3-Tugay BIYIK Denetim Kur.Üyesi " Efit A.Þ. Gemilerçekeði Mah. Gedikkaya Cad. Meltem Sitesi C Blok Kat 7 D. 22 GÝRESUN DÝSÝPLÝN KURULU Adý ve Soyadý Görevi Mesleði Ýþyeri Ýkamet Adresi 1-Ýpek YILANCI Disiplin Kur.Üyesi Ýþçi Efit A.Þ. Çýnarlar Mah. Kalebayýrý Sok. No 25 GÝRESUN 2-K. Ali KORUCU Disiplin Kur.Üyesi " Meray Karatepe Köyü Merzifon / AMASYA 3-Ünal KALAFAT Disiplin Kur.Üyesi " F.K.B.-Ordu Kâzýmkarabekir cad. Fiskobirlik Lojmaný No: 40/ORDU
T. C. TEKÝRDAÐ 2. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN ESAS: 2011/135 Davacý Hazine vekili tarafýndan mahkememizde hasýmsýz olarak açýlan Gaiplik ve Tescil davasýnda; Tekirdað ili, Merkez ilçesi, Hürriyet Mahallesi, Deðirmenaltý Mevkii, 236 ada, 51 parsel sayýlý taþýnmazýn 1/6 hisse maliki Ýsmail oðlu Mehmet, 1/6 hisse maliki Fatma, 1/6 hisse maliki Saide, 1/6 hisse maliki Nadire, 1/6 hisse maliki Fazlý, 1/6 hisse maliki Rýza'nýn yapýlan adres araþtýrmalarýna raðmen kendilerinden herhangi bir haber alýnamamýþ olup, Gaipliði istenilenler hakkýnda bilgisi olan kiþiler var ise iþ bu ilanýn yayýmlandýðý tarihten itibaren 6 ay süre içerisinde mahkememize müracaat etmeleri, bu süre içerisinde herhangi bir baþvuru olmadýðý ve gaipliði istenilen þahýslardan haber alýnamadýðý takdirde T.M.K. 32. maddesi gereðince yukarýda ismi yazýlý kiþiler hakkýnda gaipliklerine ve taþýnmazýn Hazine adýna tesciline karar verileceði hususu ilan olunur. 24/05/2011 www.bik.gov.tr B: 36930
ESAS NO: 2009/189 KARAR NO: 2011/114 Davacý GÜLBEYAZ BASUT tarafýndan davalý Mehmet Hanifi Basut aleyhine mahkememizde açýlan Boþanma (Evlilik Birliðinin Temelinden Sarsýlmasý Nedeni Ýle Boþanma (Çekiþmeli)) davasýnýn yapýlan açýk yargýlamasý sonunda; HÜKÜM: 1- Davacýnýn davasýnýn kabulü ile, MALATYA ili, Pütürge ilçesi. Pazarcýk köyü. Cilt No: 55 Hane No: 145 BSN: 91'de kayýtlý Mehmet ve Güler'den olma, 24/12/1968 doðumlu, 46435581882 TC Kimlik Nolu GÜLBEYAZ BASUT ile ayný yer BSN: 57'de kayýtlý Hasan ve Sultan'dan olma, 10/04/1974 doðumlu, 46498579710 TC Kimlik Nolu MEHMET HANÝFÝ BASUT'un TMK 166/1. Maddesi uyarýnca BOÞANMALARINA, 2- Taraflarýn müþterek çocuklarý Nursel Irmak, Þevval Gözde ve Yaðýz Umut'un valeyetinin davacý annesine verilmesine, 3- Müþterek çocuklar ile babasý arasýnda her ayýn 1. ve 3. Haftasonlarý Cumartesi günü saat 09:00'dan Pazar günü 17:00'a kadar, dini bayramlarýn 2. Günü saat 09:00' dan 3. Günü saat 17:00'a kadar, her yýl 1 Temmuz günü saat 09:00'dan 31 Temmuz günü saat 17:00'a kadar þahsi iliþki tesisine, 4- Velayet tevdi edilene çocuða ait mal varlýðýnda bir deðiþim olduðu takdirde, aktifine herhangi bir mal girdiði takdirde mahkememize TMK 353. Maddesi gereðince bildirimde bulunmasý gerektiðinin ihtarýna, (ihtarat yapýldý) 18,40 TL Harcýn davalýdan TAHSÝLÝNE, Davacý tarafýndan yapýlan, 28 TL tebligat gideri, 25 TL müzekkere masrafýndan oluþan toplam 53 TL yargýlama giderinin davalýdan alýnarak davacýya verilmesine, Adli Müzaharet nedeniyle suç üstü ödeneðinden yapýlan 172,63 TL ilanen tebligat masrafýnýn davalýdan tahsiline, Davacý kendisini vekille temsil ettirdiðinden avukatlýk asgari ücret tarifesi gereðince 1100 TL vekâlet ücretinin davalýdan alýnarak davacýya verilmesine, karar verildiðinden, Davalý Mehmet Hanifi Basut adýna çýkarýlan tüm tebligatlara ve yapýlan adres araþtýrmalarýna raðmen adresi tespit edilemediðinden, ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde temyizi kabil olmak üzere, kararýn davalý MEHMET HANÝFÝ BASUT'a Karar yerine geçmek üzere ilanen teblið olunur. 06/06/2011 www.bik.gov.tr B: 42733
SAHÝBÝNDEN SATILIK ARSA Türkiye Diyanet Vakfý'na ait, SAKARYA Ýli, ADAPAZARI Ýlçesi, TEKELER Mahallesi KAVAKTARLA mevkiinde bulunan ada: 1332, Parsel: 11'de kayýtlý 396,37 m2 sahalý 35/96 hisseli 144,51 m2 arsa 08/07/2011 tarih ve saat 10:15'de kapalý teklif usulü yapýlacak ihale ile satýlacaktýr. Teklif verme süresi 08/07/2011 günü saat 10:00'da sona erecektir. Teklif veren iki kiþiden az olmasý ve müracaat olmamasý durumunda ihale bir (1) hafta sonra ayný yer ve saatte ayný þartlarda tekrar ihale edilecektir. Türkiye Diyanet Vakfý 4734 sayýlý Kamu Ýhale Kanunu'na tabi deðildir. Þartname ve konu hakkýnda bilgi aþaðýda yer alan adresten alýnabilir. Adres: Türkiye Diyanet Vakfý Sakarya Þubesi Milli Egemenlik Caddesi Sakarya Müftülük sitesi No: 31/1 ADAPAZARI Telefon: 0.264.277 36 62/120 snt. Telefaks 0.264.277 36 65 www.bik.gov.tr B: 43560
ÝSTANBUL GAZ DAÐITIM SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ. GENEL MÜDÜRLÜÐÜ ÝHALE ÝLANI Muhtelif Tipte Doðalgaz Sayacý Alýmý iþi açýk ihale usulü ile ihale edilecektir. BU ÝHALE 4734 SAYILI KAMU ÝHALE KANUNUNUN 3.G. ÝSTÝSNA MADDESÝ KAPSAMINDADIR. I- Ýdarenin a) Adresi : KÂZIM KARABEKÝR CAD. N0: 4 34060 ALÝBEYKÖY/EYÜP/ÝSTANBUL b) Telefon ve faks numarasý : 0 212 499 13 16 /0212 499 13 09 - 0 212 499 13 19 c) Elektronik posta adresi : agulcelik@igdas.com.tr ll- Ýhalenin: a) Ýhale Kayýt Numarasý : 2011/95311 b) Niteliði, Türü, Miktarý : Mal Alýmý, 4.095 adet muhtelif tipte sayaç c) Teslim Yerleri : Yerli istekliler için: ÝGDAÞ Ünalan Ambarý, Küçükçekmece Ambarý Yabancý Ýstekliler için: DDP/ÝGDAÞ Ambarlarý d) Teslim tarihi : Sözleþmenin imzalanmasýný müteakip iþe baþlanacak ve ara teslimat takvimine uygun olarak 180 (yüzseksen) takvim gününde teslimat tamamlanacaktýr. e) Ýhalenin yapýlacaðý yer : ÝGDAÞ GENEL MÜDÜRLÜÐÜ SOSYAL HÝZMET BÝNASI KÂZIM KARABEKÝR CAD. NO: 4 34060 ALÝBEYKÖY/EYÜP/ÝSTANBUL f) Ýhale ve son teklif verme tarihi ve saati : 14.07.2011 / 14:00 g) Ýhale dökümaný bedeli: 200,00 TL (KDV Dahil) III. Ýhaleye Katýlabilme Þartlarý ve Ýstenen belgeler: a) Mevzuatý gereði kayýtlý olduðu Ticaret ve/veya Sanayi Odasý veya Meslek Odasý belgesi; 1) Gerçek kiþi olmasý halinde, ihaleye iliþkin ilk ilanýn yapýldýðý yýl içerisinde alýnmýþ, Ticaret ve/veya Sanayi Odasý veya Meslek Odasýna kayýtlý olduðunu gösterir belge, 2) Tüzel kiþi olmasý halinde, mevzuatý gereði tüzel kiþiliðin siciline kayýtlý bulunduðu Ticaret ve/veya Sanayi Odasýndan, ihaleye iliþkin ilk ilanýn yapýldýðý yýl içerisinde alýnmýþ, tüzel kiþiliðin sicile kayýtlý olduðuna dair belge, b) Teklif vermeye yetkili olduðunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 1) Gerçek kiþi olmasý halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 2) Tüzel kiþi olmasý halinde, ilgisine göre tüzel kiþiliðin ortaklarý, üyeleri veya kurucularý ile tüzel kiþiliðin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi veya bu hususlarý tevsik eden belgeler ile tüzel kiþiliðin noter tasdikli imza sirküleri, c) Þekli ve içeriði Þartnamede belirlenen teklif mektubu, d) Þekli ve içeriði Ýdari Þartnamede belirlenen geçici teminat (istekliler teklif edilen bedelinin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri oranda geçici teminat vereceklerdir.) e) Vekâleten ihaleye katýlma halinde, istekli adýna katýlan kiþinin ihaleye katýlmaya iliþkin noter tasdikli vekâletnamesi ile noter tasdikli imza beyannamesi,
Merhum Hacý Ahmet Özkan'ýn aðabeyi 19. Dönem milletvekili Mehmet Özkan ve Ali Özkan'ýn amcasý Konya eþrafýndan
Geleneksel olarak düzenlediðimiz “Uludað Mezunlarý Pikniðine” tüm mezunlarýmýzý ve de dostlarýmýzý bekliyoruz.
Hacý Abdullah Bey
'in
BURSA YENÝ ASYA DERNEÐÝ Tarih Yer
vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hâk'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
: 3 Temmuz 2011, Pazar : Kirazlýyayla-Uludað
Ýrtibat Telefonlarý: Hasan ÝLHAN (Genel koordinasyon) : (0532) 267 58 55 Süleyman Zihni ÞEN (Konaklama) : (0505) 656 77 01 Ahmet KUTLAY (Ulaþým) : (0535) 829 05 14 Dernek : 0 (224) 222 12 84
Ödemiþ Yeni Asya Okuyucularý
Not: Minibüsler 08:30-09:30 arasýnda Fomara-Akuður AVM önünden hareket edecektir. ÝZMÝR VERGÝ DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI
KORDON VERGÝ DAÝRESÝ MÜDÜRLÜÐÜNDEN ÝLAN OLUNUR Kordon Vergi Dairesi mükelleflerinden olup aþaðýda adý soyadý (ünvanlarý) yazýlý bulunan mükelleflerimiz adýna düzenlenen vergi /ceza ihbarnameleri, teblið için Dairemizdeki bilinen adreslerine gönderilmiþ olmasýna raðmen teblið edilememiþtir. Bu itibarla bahsi geçen Vergi /Ceza ihbarnamelerine iliþkin teblið evraklarý; 213 Sayýlý V.U.K'nun 103, 104 ve 105. madde hükümlerine göre yapýlan bu ilanla ilgili olarak ilgililere ayný kanunun 106. maddesi gereðince ilan tarihinden itibaren 1 ay içinde Dairemize müracaat yapmamýþ ve adreslerini bildirmemiþ olanlara bir ayýn sonunda teblið edilmiþ sayýlýr. Ayrýca ilan tarihinden baþlayarak ilgililerin 1 ay içinde Dairemize bizzat veya bilvekâle müracaat etmeleri veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açýk adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayýtlý resmi teblið yapýlacaðý ilan olunur. Sicil No Adý Soyadý Dönemi Nevi Adres Miktar 1 7820114801 Tas.Hal.MerkumÝnþ.Ele.veTaah.San.Ltd.Þti. 2005/12 KDV,VergiZiyaiCezasý 1202/1Sok.No:69/209Bornova/Ýzmir 334.556,28 www.bik.gov.tr B: 43338
T. C. TEKÝRDAÐ 2. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN LÜLEBURGAZ 2. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ (AÝLE MAHKEMESÝ SIFATIYLA) NDEN ÝLAN
TAZÝYE
PÝKNÝÐE DÂVET
ESAS: 2011/136 Davacý Hazine vekili tarafýndan mahkememizde hasýmsýz olarak açýlan Gaiplik ve Tescil davasýnda; Tekirdað ili, Merkez ilçesi, Turgut Mahallesi, Derin Kuyu Sokak, 107 ada, 37 parsel sayýlý taþýnmazýn maliki Mehmet oðlu Hüseyin'in yapýlan adres araþtýrmalarýna raðmen kendisinden herhangi bir haber alýnamamýþ olup, Gaipliði istenilen hakkýnda bilgisi olan kiþiler var ise iþ bu ilanýn yayýmlandýðý tarihten itibaren 6 ay süre içerisinde mahkememize müracaat etmeleri, bu süre içerisinde herhangi bir baþvuru olmadýðý ve gaipliði istenilen þahýstan haber alýnamadýðý takdirde T.M.K. 32. maddesi gereðince yukarýda ismi yazýlý kiþi hakkýnda gaipliðine ve taþýnmazýn Hazine adýna tesciline karar verileceði hususu ilan olunur. 24/05/2011 www.bik.gov.tr B: 36929
T. C. ANKARA 10. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2010/520 Es. Davacýlar tarafýndan davalý Nüfus Müdürlüðü aleyhine açýlan isim tashihi davasýnýn Mahkememizce yapýlan yargýlamasý sonunda; Gümüþhane ili, Köse ilçesi, Salyazý mah/köy, cilt no: 15, hane no: 25, BSN: 55'de nüfusa kayýtlý Yaþar ile Lütfiye kýzý, 04/02/1958 Kelkit doðumlu 16334135882 TC kimlik numaralý Sebenen Önal'ýn nüfusta kayýtlý olan Sebenen isminin ÞEBNEM olarak TASHÝHÝNE, karar verilmiþtir. M.K. 26. maddesi gereðince ilan olunur. 23/06/2011 www.bik.gov.tr B: 43303
T.C.TEKÝRDAÐ2. ASLÝYEHUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN ESAS: 2011/137 Davacý Hazine vekili tarafýndan mahkememizde hasýmsýz olarak açýlan Gaiplik ve Tescil davasýnda; Tekirdað ili, Merkez ilçesi, Hürriyet Mahallesi, Ýstanbul Yalýkolu Mevkii, 1160 ada, 9 parsel sayýlý taþýnmazýn maliki Emine'nin yapýlan adres araþtýrmalarýna raðmen kendisinden herhangi bir haber alýnamamýþ olup, Gaipliði istenilen hakkýnda bilgisi olan kiþiler var ise iþ bu ilanýn yayýmlandýðý tarihten itibaren 6 ay süre içerisinde mahkememize müracaat etmeleri, bu süre içerisinde herhangi bir baþvuru olmadýðý ve gaipliði istenilen þahýstan haber alýnamadýðý takdirde T.M.K. 32. maddesi gereðince yukarýda ismi yazýlý kiþi hakkýnda gaipliðine ve taþýnmazýn Hazine adýna tesciline karar verileceði hususu ilan olunur. 24/05/2011 www.bik.gov.tr B: 36928
ESAS NO: 2011/45 Esas. KARAR NO: 2011/813 Mahkememizin yukarýda dosya ve karar numarasý yazýlý kararýyla, Sivas ili, Akýncýlar ilçesi, Elibüyük mah/köy nüfusuna kayýtlý, Halit ve Pakize'den olma, 1958 doðumlu ZEKERÝYE ÞAHÝN hacir altýna alýnarak, kendisine 1983 doðumlu SERKAN ÞAHÝN VASÝ OLARAK ATANMIÞTIR. Ýlan olunur. www.bik.gov.tr B: 43480
KOMBASSAN SANAYÝ TÝCARET VE YATIRIM HOLDÝNG ANONÝM ÞÝRKETÝ ANASÖZLEÞME 21 MADDE TADÝL TASARISI ESKÝ ÞEKLÝ Madde : 21-GENEL KURUL TOPLANTILARINDA TOPLANTI ve KARAR YETERSAYISI Ana sözleþmenin 8.(sekizinci) maddesi saklý kalmak ve Türk Ticaret Kanunu'nun emredici hükümleri gereði daha yüksek bir yeter sayýnýn öngörülmediði hallerde, 21.1- Olaðan ve olaðanüstü Genel Kurullara iliþkin ilk toplantý yetersayýsý Ortaklýk esas sermayesinin mutlak çoðunluðunu temsil eden pay sahiplerinin mevcudiyeti, karar yetersayýsý ise toplantýda temsil edilen Ortaklýk esas sermayesinin en az 3/4'ünü temsil eden hissedarlarýn olumlu oyu ile saðlanmýþ olacaktýr. 21.2- Olaðan ve olaðanüstü Genel Kurullara iliþkin ikinci toplantýlarda hazýr bulunan pay sahipleri temsil ettikleri esas sermayenin miktarý ne olursa olsun görüþme yapmaya ve hazýr bulunanlarýn çoðunluðu ile karar almaya yetkilidir. YENÝ ÞEKLÝ Madde: 21 - GENEL KURUL TOPLANTILARINDA TOPLANTI ve KARAR YETERSAYISI Ana sözleþmenin 8.(sekizinci) maddesi saklý kalmak üzere: 21.1- Olaðan ve olaðanüstü Genel Kurullara iliþkin ilk toplantý karar ve yetersayýsý TTK ve SPKn'nun ilgili hükümleri çerçevesinde belirlenecektir. 21.2- Olaðan ve olaðanüstü Genel Kurullara iliþkin ikinci toplantýlarda hazýr bulunan pay sahipleri temsil ettikleri esas sermayenin miktarý ne olursa olsun görüþme yapmaya ve hazýr bulunanlarýn çoðunluðu ile karar almaya yetkilidir. Ana sözleþmenin 21. maddesinin tadili ile ilgili olarak Sermaye Piyasasý Kurulu'ndan 01/06/2011 tarih ve B.02.1.SPK.0.13.00-110.03.02-1062 sayý ile, T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý Ýç Ticaret Genel Müdürlüðünden 24/06/2011 tarih ve B.14.0.ÝTG.0.10.00.01/35102.59262-70239-3473 sayý ile ön izin alýnmýþtýr.
f) Ýsteklinin ortak giriþim olmasý halinde standart formuna uygun olarak verilecek ortak giriþim beyannamesi, Ýsteklinin ortak giriþim olmasý halinde (a), (b) maddelerinde yer alan belgelerin her bir ortakça ayrý verilmesi zorunludur. g) Ýhale konusu alýmýn/iþin tamamý veya bir kýsmý alt yüklenicilere yaptýrýlamaz, IV. Mesleki ve Teknik Yeterliliðe Ýliþkin Belgeler: 4.3.1. G6 tip sayaçlar için: TS 5910 EN 1359/1999 standardýna uygunluk belgesi ve belge kapsamýndaki testlerin raporlarý. 4.3.2. Rotary tip sayaçlar için: TS EN 12480 (veya TURKAK tarafýndan teyit edilmiþ akredite bir kuruluþtan alýnmýþ EN 12480) standardýna uygunluk belgesi ve belge kapsamýndaki testlerin raporlarý. 4.3.3. Tüm sayaç tipleri için: Onaylanmýþ bir kuruluþtan alýnmýþ 2004/22/AT (MI-002) ölçü aletleri yönetmeliðine göre tip onay belgesi 01.01.2009 tarihinden önce alýnmýþ AT tip onaylarý, belge üzerinde belirtilen süre sonuna kadar geçerlidir, ancak her halükârda bu süre 29.10.2016 tarihini geçemez.) 4.3.4. G10, G16 ve G25 tip sayaçlar için: TS 5910 EN 1359/1999 (veya TURKAK tarafýndan teyit edilmiþ akredite bir kuruluþtan alýnmýþ EN 1359) standardýna uygunluk belgesi ve belge kapsamýndaki testlerin raporlarý. 4.3.5. Ýþ deneyim belgeleri Son beþ yýl içinde bedel içeren bir sözleþme kapsamýnda kesin kabul iþlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 40 oranýndan az olmamak üzere ihale konusu iþ veya benzer iþlere iliþkin iþ deneyimini gösteren belgeler 4.3.6. Bu ihalede benzer iþ olarak kabul edilecek iþler: Her türlü doðalgaz sayacý imalatý ve satýþý Ýhale dokümaný adresinde görülebilir ve 200,00 TL karþýlýðý ÝGDAÞ GENEL MÜDÜRLÜK BÝNASI SATINALMA MÜDÜRLÜÐÜ KÂZIM KARABEKÝR CAD. NO: 4 34060 ALÝBEYKÖY/EYÜP/ÝSTANBUL'dan temin edilebilir. Ýhaleye teklif verecek olanlarýn ihale dokümanýný satýn almalarý zorunludur. Teklifler, 14.07.2011. saat 14:00'a kadar ÝGDAÞ Genel Müdürlüðü Muhaberat Þefliði Kâzým Karabekir cd. No: 4. 34060 Alibeyköy Eyüp/Ýstanbul adresine verilebileceði gibi, iadeli taahhütlü posta vasýtasýyla da gönderilebilir. V- Ýstekliler tekliflerini, mal kalemi- kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. Ýhale sonucu, üzerine ihale yapýlan istekliyle her bir mal kalemi miktarý ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatlarýn çarpýmý sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleþme imzalanacaktýr. Bu ihalede kýsmi teklif verilebilir. Vl- Ýhale yerli ve yabancý tüm isteklilere açýktýr. Vll- Verilen tekliflerin geçerlik süresi, ihale tarihinden itibaren en az 60 takvim günü olmalýdýr. Vlll- Konsorsiyumlar ihaleye teklif verilemez. IX. Tüm Ýhaleler www.iqdas.com.tr internet sitesinde ilan edilmektedir. F-Y-03. .08.R0/Ýstisna Kapsamýndaki Ýhale Ýlaný
T. C. KARTAL 1. SULH HUKUK MAHKEMESÝNDEN
www.bik.gov.tr B: 43387
KOMBASSAN SANAYÝ TÝCARET VE YATIRIM HOLDÝNG A.Þ. YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐINDAN ORTAKLARA DUYURU ve DAVET Þirketimizin Ortaklar Genel Kurulu, ana sözleþmemizin 21. maddesinin tadilini görüþüp, gerekli kararlarý almak üzere aþaðýda yazýlý saat ve adreste Olaðanüstü olarak toplanacaktýr. Ortaklarýmýzdan Hamiline hisse senedi sahibi olanlar, toplantý gününden en geç bir hafta önce hisse senetlerini þirket merkez adresine teslim ederek katýlým belgesi alabilecekleri gibi, hisse senetlerini herhangi bir bankaya vererek bu bankadan alýnan ve bankaya teslim edilen hisse senetlerinin deðer, adet ve numaralarýný gösteren belgeyi en geç bir hafta öncesinden þirket merkez adresine bildirmeleri halinde de kendilerine katýlým belgesi verilecektir. Katýlým Belgesi olmayan Hamiline yazýlý hisse senedi sahiplerinin toplantýya katýlmalarýna kanunen imkân bulunmamaktadýr. Toplantýya bizzat iþtirak edemeyecek ortaklarýmýzýn vekâletnamelerini aþaðýdaki örneðe uygun olarak düzenlemeleri veya vekâlet formu örneðini þirket merkez adresinden temin etmeleri, imzasý noterce onaylanmýþ vekâletnamelerini veya vekâletnameye ekli imza beyannamelerini ibraz etmeleri gerekmektedir. OLAÐANÜSTÜ GENEL KURUL Toplantý Tarihi : 26/07/2011 Toplantý saati : 10.00 Toplantý Yeri : Yeniþehir Mah. Dr. M. Hulusi Baybal Cad. No: 12 Bera Ýþmerkezi 5. Kat Selçuklu/Konya GÜNDEM: 1. Açýlýþ, yoklama, Baþkanlýk Divanýnýn teþekkülü, 2. Baþkanlýk Divanýna Genel Kurul adýna tutanaklarý imzalamasý için yetki verilmesi, 3. SPK ile Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý onayýndan geçmiþ Anasözleþmemizin 21. maddesinin Tadilininin görüþülmesi, 4. Dilek ve temenniler, kapanýþ VEKÂLETNAME Kombassan Sanayi Ticaret ve Yatýrým Holding A.Þ.'nin 26/07/2011 tarihinde saat 10.00'da Yeniþehir Mah. Dr. M. Hulusi Baybal Cad. No: 12 Bera Ýþmerkezi 5. Kat Selçuklu/Konya adresinde yapýlacak Olaðanüstü Genel Kurul Toplantýsýnda aþaðýda belirttiðim görüþler doðrultusunda beni temsile, oy vermeye, teklifte bulunmaya ve gerekli belgeleri imzalamaya yetkili olmak üzere Sayýn ...................................................... .......................................................'ý vekil tayin ettim. A) TEMSÝL YETKÝSÝNÝN KAPSAMI: a) Vekil, tüm gündem maddeleri için kendi görüþü doðrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. b) Vekil, aþaðýdaki talimatlar doðrultusunda gündem maddeleri için oy kullanmaya yetkilidir. TALÝMATLAR:................................................................. c) Vekil, þirket Yönetiminin önerileri doðrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. d) Toplantýda ortaya çýkabilecek diðer konularda vekil, aþaðýdaki talimatlar doðrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. (talimat yoksa vekil oyunu serbestçe kullanýr) TALÝMATLAR:................................................................ e) Vekil, seçimli gündem maddelerinde birikimli oy yöntemi teklif edilirse, oyunu birikimli oy yöntemine göre kullanacaktýr. Not: a, b, c, e þýklarýndan biri seçilir, b ve d þýklarý için açýklama yapýlýr. B) ORTAÐIN SAHÝP OLDUÐU HÝSSENÝN a) Tertip ve Serisi : b) Numarasý : c) Adet-Nominal Deðer : d) Hamiline/Nama yazýlý Olduðu : ORTAÐIN ADI SOYADI VEYA ÜNVANI : ADRESÝ : ÝMZASI : Not: Ana sözleþmemizin 18. maddesine göre Genel Kurulda hisse sahipleri kendilerini yalnýz diðer hissedarlar aracýlýðý ile temsil ettirebilirler. Vekâletnameler Noter Tasdikli olacaktýr. Vekâletnamenin Noter tasdikli olmamasý halinde Vekâalet verenin Noterden Ýmza Beyannamesi veya Ýmza Sirküleri Vekâletnameye eklenecektir.
T. C. ÜMRANÝYE 1. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN Esas No: 2011/171 Esas. Muðla ili, Fethiye ilçesi, Kesikkapu Mahallesi/köyü Cilt No: 3, Hane No: 781, BSN: 13'de nüfusa kayýtlý, Kýlýç Arslan ve Gülsüm kýzý 23/08/1977 Doðumlu, Davacý Can Duygu Doðan (T.C. No: 63727104314)'ýn CAN DUYGU OLAN ÝSMÝ DUYGUCAN OLARAK Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/06/2011 tarih, 2011/171 Esas ve 2011/316 sayýlý kararý ile düzeltilmiþtir. www.bik.gov.tr B: 43445
T. C. KIRKLARELÝ ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ ÝLAN 2011/158 Karayollarý Genel Müdürlüðü adýna Kýrklareli ili, merkez Kýzýlcýkdere köyü, 3362 parsel sayýlý taþýnmazýn tapuda Malik Ali Güçlü'ye ait taþýnmazda 262,51 m2 sinin irtifak hakký olarak kamulaþtýrýlmasýna karar verilmiþ olup; Mahkememizde 2942 sayýlý kamulaþtýrma kanununun 4650 sayýlý kanunda deðiþik 10. maddesi gereðince bedel tespiti ve tescili davasý açýlmýþtýr. Teblið tarihinden itibaren 30 gün içerisinde Ýdari Yargýda iptal veya adli yargýda maddi hatalara karþý düzeltme davasý açýlabileceði, açýlacak davalarda husumetin Karayollarý Genel Müdürlüðü'ne tapu tescil davasý sonunda davacý kurum Karayollarý Genel Müdürlüðü adýna tesciline karar verileceði, Mahkememizce tespit edilecek Kamulaþtýrma bedeli malik adýna T.C. Ziraat Bankasý Kýrklareli Þubesine yatýrýlacaktýr. Konuya taþýnmaz malýn deðerine iliþkin tüm savunma ve delillerinizi teblið tarihinden itibaren 10 gün içinde Mahkememize yazýlý olarak bildirmeniz gerekmektedir. 2942 Sayýlý Kamulaþtýrma Yasasýnýn 10. maddesi gereðince ilgililere ilanen teblið olunur. www.bik.gov.tr B: 21579
PENDÝK 1. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2011/200 KARAR NO: 2011/253 Davacý Sadiye Kýzýldað ve Asim Kýzýldað tarafýndan davalý Pendik Nüfus Müdürlüðü aleyhine mahkememizde açýlan Nüfus (Ad Ve Soyadý Düzeltilmesi Ýstemli) davasýnýn yapýlan açýk yargýlamasý sonunda; Davanýn kabulü ile Trabzon, Araklý, Pervane Köyü, C: 31, H: 125'de nüfusa kayýtlý bulunan Asim ve Sadiye'den olma, 07/10/2006 Pendik doðumlu TAHA EMÝRHAN KIZILDAÐ'ýn isminin T.M.K. 27. maddesi uyarýnca EMÝRHAN KIZILDAÐ olarak tashihen düzeltilmesine karar verildiði ilan olunur. Ýþ bu ilanýn yayýnlandýðý tarihten itibaren 7 gün sonra teblið edilmiþ sayýlacaktýr. 27/06/2011 www.bik.gov.tr B: 43397
14
SPOR
1 TEMMUZ 2011 CUMA
Y
ÖZGENER'ÝN YAÞI GENÇ YÝNE BAÞKAN OLABÝLÝR
‘‘
Futbol Federasyonu yeni baþkaný Mehmet Ali Aydýnlar görevi devraldý. Aydýnlar, devir-teslim töreninde eski baþkan Mahmut Özgener'i överek, "Yaþý genç. Ýlerleyen yýllarda kendisini tekrar buralarda görebiliriz" dedi.
Arda Turan, Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'le Ýspanya transferini görüþeceðini söyledi. FOTOÐRAF: A.A
ARDA TURAN ATLETÝCO MADRÝD ÝÇÝN ÝZÝN ÝSTEDÝ G.Saray transfer haberlerinde birinci Sarý-kýrmýzýlýekipmedyada4bin232 transferhaberindeyeralarakbirinciliðialdý. HAZIRAN ayý transfer gündemine Sarý-Kýrmýzýlý takým damgasýný vurdu. Medya Takip Ajansý Interpress’in yazýlý basýný kapsayan araþtýrmasýna göre, Galatasaray ezeli rakiplerini geride býrakarak çýkan transfer haberlerinde en çok ismi geçen takým oldu. Ulusal, bölgesel ve yerel iki bine yakýn gazete ile derginin incelendiði raporda, geçen bir aylýk sürede Galatasaray Futbol Takýmý toplam 4 bin 232 transfer haberde yer alarak birinciliði aldý. Beþiktaþ Haziran ayý boyunca yayýnlanan 3 bin 577 haberle ikinci, Trabzonspor hakkýnda çýkan 3 bin 481 haberle üçüncü oldu. Ligi þampiyon bitiren Fenerbahçe ise toplam 3 bin 462 haberle dördüncü sýrada yer alýrken, Bursaspor 2 bin 257 haberle beþinci oldu. Ligde yer alan diðer takýmlar içinde Kayserispor bin 488 haberle, Eskiþehirspor’da bin 367 haberle ilk beþ içinde yer aldýlar.
YILDIZ FUTBOLCU, "TEKLÝF ALDIM. BEN ÇOK FEDAKÂRLIK YAPTIM. SIRA GALATASARAY KULÜBÜNDE" DÝYE KONUÞTU. GALATASARAY'IN yýldýz futbolcusu Arda Turan, katýldýðý bir televizyon programýnda, Atletico Madrid'den teklif aldýðýný doðruladý. Önceki gece yayýnlanan bir tartýþma programýnýn konuðu olan Yýldýz futbolcu, çarpýcý açýklamalarda bulundu. ArAda Turan, "Çok sýkýntýlar çektim; ama burasý benim yuvam. Ýsterim ki burada baþarýlý olayým; fakat bu sýkýntýlý günlerimde ben çok fedakârlýk yaptým. Kulübümün de bana fedakârlýk yapacaðýna inanýyorum. Atletico Madrid'den teklif aldým. Yoksa ben zaten Galatasaray'ý çok seviyorum, hocamla bu konuyu konuþup bir karara baðlayacaðýz." þeklinde konuþtu Bu arada, program sunucusunun, "Asla Fenerbahçe formasý giymem demiþsin, doðru mu? Fenerbahçe'de forma giyer misin?" þeklindeki sorusuna Arda, þu cevabý verdi: "Daha önceleri 'Allah bana Fenerbahçe formasý giymeyi nasip etmesin' dedim; fakat 'nasip etmesin' demek 'kesin giymem' demek deðil. Eðer zor durumda kalýrsam, þartlar deðiþirse her þey olabilir; fakat benim Galatasaraylý olduðumu herkes biliyor. Fenerbahçe gibi Beþiktaþ'a da saygý duyuyorum."
FUTBOL Federasyonu'nun önceki gün yapýlan Seçimli Olaðan Genel Kurulu'nda baþkanlýðýna seçilen Mehmet Ali Aydýnlar, Mahmut Özgener'den görevi devraldý. Futbol Federasyonu'nun Ýstinye'de bulunan merkez binasýnda gerçekleþtirilen devir teslim töreninde Çarþamba günü baþkanlýða seçilen Mehmet Ali Aydýnlar, eski baþkan Mahmut Özgener'e hizmetlerinden dolayý teþekkür plaketi verdi. Federasyon baþkanlýðýna seçilen Mehmet Ali Aydýnlar, Mahmut Özgener'i 1990'lý yýllarýn baþýndan beri tanýdýðýný belirterek, "Kendisiyle iliþkilerimiz yakýn deðildi. Daha sonra birlikte çalýþma fýrsatý yakaladým ve onu yakýndan tanýdým. Ýyi bir dönem geçirdik. Her geçen gün kendisine olan sevgim arttý. Þu anda bir görev deðiþikliði yaþandý.
Mehmet Ali Aydýnlar, eski baþkan Mahmut Özgener'e hizmetlerinden dolayý teþekkür plaketi verdi.
Kendisi futboldan kopmayacaktýr. Onun hizmetlerine devam edeceðine inanýyorum. Henüz yaþý genç ilerleyen yýllarda kendisini tekrar buralarda görebiliriz. Kendisine bundan sonraki yaþamýnda baþarýlar diliyorum." dedi. ÇITAYI YÜKSELTECEKLER Görevi Mehmet Ali Aydýnlara devreden Mahmut Özgener de, baþkanlýða seçilen ekipteki herkesi birkez daha kutladýðýný söyledi. Özgener, "3 yýlý baþkanlýk olmak
üzere 3.5 yýllýk süre içinde Futbol Federasyonu'na hizmet etmeye çalýþtým. Dünkü genel kurulda baþkanlýða seçilen Mehmet Ali Aydýnlar'a görevi devir ediyorum. Türk futbolundaki çýtayý yükselteceklerine inanýyorum. Futbola hizmet büyük bir fedakarlýktýr. Onlar bu hizmet için fedakarlýk yapýp hizmet edeceklerdir." diye konuþtu. Konuþmalarýn ardýndan Mehmet Ali Aydýnlar, Mahmut Özgener'e yaptýðý hizmetlerden dolayý teþekkür plaketi verdi.
M. ALÝ AYDINLAR BAÞARACAKTIR! aðlýk sektöründeki baþarýlarýný, Fenerbahçe Acýbadem' i sponsorluk anlaþmasýyla devralýp 3 sene gibi kýsa bir sürede, Avrupa ikincisi, Dünya Þampiyonu ve Avrupa üçüncüsü yaparak taçlandýrýnca spor kamuoyunun dikkatlerini üzerine çekti. Hasan Doðan ve Mahmut Özgener Federasyonlarýnda yönetim kurulu üyeliði yaptý. Özgener' in býrakma kararýnýn ardýndan herkes Göksel Gümüþdað' ýn etrafýnda toparlanýrken, Baþbakan' ýn Gaziantep mitingi sonrasý sohbet anýnda adýný telaffuz etmesiyle, Aziz Yýldýrým' a meydaný býrakmak istemeyen Yýldýrým Demirören ve birlikte hareket ettiði diðer kulüpler hemen o isme sarýldý. O kiþi Trabzonspor' un dýþýndaki tüm kulüplerin desteðini alarak TFF' nin 39. baþkaný olan Mehmet Ali Aydýnlar. Yeni baþkan saygýnlýðý, otoritesi, iþ bilirliði, tarafsýzlýðý, alçak gönüllülüðü ve daha sayamadýðýmýz birçok güzel hasleti noktasýnda taraflý tarafsýz bütün toplumun hemfikir olduðu çok baþarýlý bir kiþilik. Ýlk seçildiði günde, eski federasyonun büyük hatasýný, Aziz Yýldýrým' ýn da katkýlarýyla bertaraf edip, Ankaraspor' u tekrar Bank Asya 1. Lig' e kazandýrmasý da, küskünlüklerin ortadan kaldýrýlmasý hasebiyle önemliydi. Ayný zeytin dalýný Sadri Þener'e de uzatarak bir büyük camiayý daha arkasýna almanýn mücadelesini mutlaka verecektir.
S
mehmetilgaz@hotmail..com.tr
Trabzonspor' suz, Türk futbol sacayaðýnýn ayaklarýndan biri eksik kalacaktýr. Kadrosunu yaparken kimseye taviz vermeyen, bildiði doðrularýn arkasýndan giden Mehmet Ali Aydýnlar' ý aþaðýda bir kýsmýný dile getireceðimiz büyük problemler bekliyor aslýnda; 1. Eski federasyonun çýkmasý için büyük çaba sarf ettiði ancak uygulamada eksik kaldýðý, Sporda Þiddet Yasasý' nýn edimlerini eksiksiz yerine getirip tribün terörünün önüne geçecek tedbirler alýnmalý, 2.Futbolu +2 saçmalýklarýndan kurtarýp, hem Milli Takým'ýn hem de kulüplerin zarar görmeyeceði þekilde, yabancý oyuncu sayýsý kriterleri günümüze ve insan haklarýna uygun bir biçimde belirlenmeli, 3. TFF Kurullarý üzerinde geçmiþten beri bir türlü oluþturulamayan güven ortamý en kýsa sürede tesis edilmeli.( Yeni baþkanýn en çok gol yiyeceði, en ufak kurul ya da hakem hatalarýnda eleþtiri oklarýnýn üzerine boca edi-
leceði yer de tam burasý), 4. Kulüplerin ellerinde oyuncak olduðu menajerler için UEFA kriterlerini eksiksiz uygulayýp bunlara çeki düzen verilmeli, 5. Özgener Federasyonu' nun en büyük baþarýlarýndan biri olan naklen yayýn ihalesinden, kulüplere akan paranýn nerelere harcandýðýnýn hesabý sorulup, UEFA kriterlerine uymayanlarýn, yüksek borcu olanlarýn gözünün yaþýna bakmadan gerekli cezalar kesilmeli, 6. Altyapýya önem veren tüm kulüplere her türlü maddi destek verilip, ülkeye yeni yýldýzlarýn kazandýrýlmasý için, bu çocuklarýn önünü açacak bir sistem kurulmalý, 7.Þike ve bahis gibi liglerin marka deðerini düþüren olaylarýn içerisinde olan ya da bu tür söylemlerde bulunanlarýn üzerine gidilip, davalar sonuçlandýrýlmalý, 8.Milli Takým için, tüm þampiyonalara sürekli katýlan bir ülke ekibi haline gelecek alt yapý hazýrlanmalý. Bu problemler gibi daha niceleri vardýr sayýn baþkanýn kafasýnda. Bunlarý çözdüðü ve kendisinin de söylediði gibi tüm paydaþlarýna karþý mesafesini ayarlayabildiði ölçüde gücünü daha da artýrarak Türk Futbolu' nu çok daha iyi yerlere taþýyacaktýr. Yoksa kaygan zeminlerle dolu futbol ailesi içerisinde tek baþýna, yapayalnýz kalma ihtimali de bir hayli yüksek.
Yýldýrým: Þampiyon kadroyu koruyup, takviyeler yaptýk F.BAHÇE BAÞKANI AZÝZ YILDIRIM, YENÝ SEZON HAZIRLIKLARININ TOPUK YAYLASI'NDAGERÇEKLEÞTÝRiLECEÐÝNÝAÇIKLADI. FENERBAHÇE Kulübü Baþkaný Aziz Yýldýrým, gelecek sezonda þampiyon olabilmek için terlerinin son damlasýna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Fenerbahçe Dergisi’nin 101 no’lu Temmuz sayýsýndaki baþyazýsýnda Baþkan Yýldýrým, geçen yýl ligi þampiyon alarak tamamladýklarýný hatýrlatarak, "Geçen yýlý þampiyon tamamlayan ve kadrosunu koruyan takýmýmýza, teknik heyetimizin belirlediði doðrultuda takviyeler yapýlmýþtýr. Futbol takýmýmýz, yeni transferlerimiz ile önümüzdeki sezon da þampiyonluk için terinin son damlasýna kadar mücadele edecektir. Takýmýmýzýn, bizlere bir kez daha þampiyonluk mutluluðunu yaþatacaðýna tüm kalbimizle inanmaktayýz." diye konuþtu. YENÝ SEZON HAZIRLIKLARI DÜZCE'DE Aziz Yýldýrým, profesyonel futbol takýmýnýn geçmiþ yýllara aksine bu yýl sezon baþý hazýrlýklarýný Topuk Yaylasý'na gerçekleþtireceðini ifade etti. Baþkan Yýldýrým, yazýsýný þöyle tamam-
Baþkan Aziz Yýldýrým yeni þampiyonluklar bekliyor.
ladý: "Haziran ayýnýn son günlerinde yapýlan Türkiye Futbol Federasyonu Baþkanlýðý seçimlerinin arýndan baþkanlýk görevine gelen Sayýn Mehmet Ali Aydýnlar’a baþarýlar diliyorum. Kulüp üyemiz ve daha önce kulübümüzde yönetim kurulu üyeliði de yapmýþ ve bayan voleybol takýmýmýzýn sponsoru Acýbadem Saðlýk Grubu’nun Baþkaný Sayýn Aydýnlar’ýn bu görevde de baþarýlý olacaðýna yürekten inanýyorum. Sayýn Aydýnlar baþkanlýðýndaki yeni TFF yönetiminin Türk futbolu adýna hayýrlý uðurlu olmasýný temenni ediyorum."
D Smart'ýn yeni spor kanalý Eurosport 2 HAZÝRAN ayý süresince belgesel, spor ve sinema alanýnda 7 yeni kanalý yayýna baþladýðýný duyuran dijital yayýn platformu D-Smart’tan, yeni bir kanal daha: Eurosport 2, D-Smart’da yayýna baþladý. 2005 yýlýnda yayýna baþlayan yeni nesil spor kanalý Eurosport 2, 46 ülke ve 15 dilde, 43 milyon haneye ulaþan global bir fenomen haline geldi. Eurosport 2; Olimpiyat Oyunlarý, olimpik sporlar, futbol, tenis, motor sporlarý, kýþ sporlarý, dövüþ sporlarý, bisiklet ve snooker baþta olmak üzere 120 farklý spor dalýný ekranlara taþýyor. D-Smart Ýçerik Grup Baþkaný Baþar Baþarýr ise; “DSmart olarak hem içeriðimize, hem teknolojimize hem de hizmet kalitemize yatýrým yapmaya devam edeceðiz. Yaz boyunca D-Smart’taki spor içeriði her zamanki gibi vazgeçilmez olacak” dedi.
AÝLE - SAÐLIK
Y
1 TEMMUZ 2011 CUMA
15
Mükemmeliyetçi anne-baba Osman KANAT Psikolojik Danýþman Osmankanat_pdr@hotmail.com ükemmeliyetçi aileler, çocuktan her daim olduðundan daha yüksek bir baþarý bekleyen ve ona yetiþemeyen çocuðu baþarýsýz gören ailelerdir. Bunu teorik anlamda ne kadar kolay ifade etsek de, aile içinde bunun varlýðýný sezmek öyle kolay deðildir. Anne ve baba çocuða yönelik yüksek bir beklenti içine girer. Çocuk yapabileceði ile ailesinin beklentilerinin uyuþmadýðýný sezdiðinde, kendini baþarýsýz, deðersiz ve yalnýz hisseder. Bu tekrarlayan bir hal aldýðýnda, çocuk zamanla baþarýsýzlýk konusunda pekiþir ve hayal kýrýklýklarýyla boðuþmaya baþlar. Aile ise her baþarýsýzlýðýn sonucunda baþka bir yüksek beklentiyle çocuðu kaygýlandýrýr. Bu tür aileler, çocuðun gerçek baþarýsýný asla kabul etmez. Her zaman baþka sebepler bularak, çocuklarýnýn daha yetenekli, daha zeki olduðunu ifade ederler. Kimseyi dinlemeyip, kendilerini adeta tek doðruyu söyleyen olarak görürler. Maalesef böyle bir aile, ciddî bir deðiþime ihtiyaç duymaktadýr. Aksi halde, huzursuzluklar ve ileri de ciddî psikolojik problemler hem onlarý, hem de çocuklarýný rahatsýz edecektir. Unutulmamasý gereken bir nokta da, böyle ailelerin, anne ve babalarýn, mükemmeliyetçilikleri de yine psikolojik bazý sorunlardan kaynaklanabilmektedir. Burasý da iþin irdelenmesi gereken baþka bir yönüdür. Çevremizde mutlaka görmüþüzdür; benim çocuðum nasýl birinci olamaz, benim çocuðum her zaman birinci olmalýdýr, benim çocuðum, en iyi bölümü kazanacaktýr, gibi gerçek üstü beklentileri olan kiþileri. Benim çocuðum nasýl ikinci olur diye, okula gelen anne babalar biliyorum, maalesef. Bu sebeple, aileden beklenen, çocuklarýna yönelik gerçekçi beklentiler içine girmektir. Çocuðun kapasitesi belli olmakla birlikte gerçekçi beklentiler çocuðun olumlu yönde motive olmasýný saðlar. Çocuðu olaðanüstü baþarýlar bekleyerek sýkmak yerine, gerçek olaný, var olaný görerek, geliþtirmeye çabalamak daha verimli sonuçlar verecektir. Anne ve babalar çocuða yönelik beklentilerini bir kez daha gözden geçirmeli ve þuna dikkat etmelidirler; benim beklentilerim ile çocuðumun potansiyeli arasýnda bir denge söz konusu mu? Eðer bu soruya verilen cevap evet ise, korkulacak bir durum söz konusu deðildir. Aksi halde aile kendisini sorgulamalýdýr. Sizce derslerden zar zor geçen bir öðrenciden, týp fakültesi beklemek gerçekçi mi? Maalesef böyle beklentiler, sonuçsuz kaldýðýnda hem aile, hem de çocuk hüsrana uðramaktadýr.
M Tedavi süreçlerini ve baþarý öykülerini kendi aðýzlarýndan aktaran hastalar sergiledikleri tiyatro, halk oyunlarý gösterisi ve müzik dinletileriyle toplumu ‘Baðýmlýlýkla mücadele’ye dâvet etti. Program büyük ilgi gördü.
AMATEM’dehastalarsahnede!
Baþhekim Doç. Dr. Erhan Kurt
Klinik Þefi Doç. Dr. Defne Tamar
NAGEHAN BAYRAM ÝSTANBUL
Geçtiðimiz yýl 2135 kiþi baþvurdu
AMATEM’ÝN uyuþturucu ve alkol kullanýmýnýn giderek artýþ göstermesine karþý verdiði mücadelesinin 28’inci yýldönümünde kürsüye hastalar çýktý. AMATEM’in kuruluþundan bu yana alkol ve madde baðýmlýlýðýna dikkat çekmek ve kamuoyunu bilgilendirmek amacýyla kutladýðý “Alkol ve Madde Baðýmlýlarý Dayanýþma ve Ayýklýk Günü“ 28’inci yýlýnda hastalar baþrol oynadý. Bakýrköy Ruh Saðlýðý ve Sinir Hastalýklarý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Mazhar Osman Eðitim ve Toplantý Salonu’nda, baðýmlýlýkla mücadele kapsamýnda tedavi süreçlerini ve baþarý öykülerini kendi aðýzlarýndan aktaran hastalar sergiledikleri tiyatro, halk oyunlarý gösterisi ve müzik dinletileriyle toplumu ‘Baðýmlýlýkla mücadele’ye davet etti. Bakýrköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalýklarý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Baþhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt, alkol ve madde baðýmlýlýðýndan kurtulmanýn zorlu bir süreç olduðunu söyleyerek, “Ýþin temelinde katýlým,
GÜNÜMÜZDE giderek yaygýnlaþan madde kullanýmýnýn sadece madde kullanan kiþileri deðil ailelerini, çevrelerini ve bütün toplumu ilgilendiren, önemli kayýplara sebep olan ciddî bir hastalýk olduðunu ifade eden AMATEM Klinik Þefi Doç. Dr. L. Defne Tamar Gürol, geçtiðimiz yýl AMATEM’e 2 bin 135 kiþinin madde kullanýmý dolayýsýyla baþvurduðunu, bu kiþilerin tedavi süreçlerini ise psikiyatri uzmanlarý, aile hekimi uzmaný, psikolog, saðlýk eðitimcisi, hemþire, saðlýk memuru, sosyal çalýþmacý ve diðer çalýþanlardan oluþan bir ekiple gerçekleþtirdiðini belirtti.
Hastanede tedavi gören 17 yaþýndaki Murat, yýkýlmýþ bir ailenin çocuðu olmasý dolayýsýyla madde baðýmlýsý olduðunu ve tedaviden sonra kurtulduðunu söyledi.
irade ve baþarýyý istemek yatýyor. Sadece ilâç vererek ve hastanede yatarak tedavi mümkün deðil” dedi. Doç. Dr. Kurt, þöyle devam etti: “Alkol ve madde baðýmlýlýðýndan kurtulmak zorlu bir süreçtir. Hastalarýn çoðu tedavi olduktan sonra ‘dünyaya yeniden geldim’ diyor. Bizler hastalarýn ve onlarla ilgilenen merkez çalýþanlarýnýn baþarýsýný kutlamak için buradayýz.” “AMATEM, Çocuk Ergen Madde Araþtýrma Tedavi ve Eðitim Merkezi (ÇAMATEM) Klinik Þefi Doç. Dr. Defne Tamar Gürol da alkol ve uyuþturucu baðýmlýlýðýnýn tedavi edilebildiðini belir-
terek, “Baðýmlýlýk öyle bir hastalýk ki, hastanýn aile iliþkileri bozulur” dedi. Bu arada, hastanede tedavi gören 17 yaþýndaki Murat, yýkýlmýþ bir ailenin evlâdý olmasý dolayýsýyla madde baðýmlýsý olduðunu, madde baðýmlýlýðýndan dolayý intihar giriþiminde bulunduðunu ve bu duruma ailesinin çok üzüldüðünü söyledi. Murat, þu anki durumunu da þöyle özetledi: “Tedaviye baþladýktan 1 ay sonra madde baðýmlýlýðýný bitirdim. 2.5 yýldýr ayýðým. Kafamý dolduracak baþka þeylerle uðraþýyorum; þiir ve þarký yazýyorum kýsacasý kendimi yazarak ifade ediyorum.”
GÜNDE EN AZ 2-2.5 LÝTRE SU ÝÇMEYE ÖZEN GÖSTERÝLMELÝ
Sýcaklarda,sývýkaybýve gýdazehirlenmeleriartýyor ONDOKUZ Mayýs Üniversitesi Saðlýk Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Baþkaný Doç. Dr. Aliye Özenoðlu, yaz döneminde vücutta sývý kaybýna ve gýda zehirlenmelerine dikkat edilmesi gerektiðini söyledi. Özenoðlu, sýcak havada vücudun sývý ihtiyacýnýn arttýðýný vurgulayarak, yeterince sývý tüketilmediðinde çeþitli rahatsýzlýklarýn ortaya çýktýðýný ifade etti. Yaz aylarýnda az ve sýk beslenmeye özen gösterilmesi gerektiðini belirten Özenoðlu, ‘’Sindirim sistemini rahatlatmak amacýyla hafif ve sulu besinler tüketilmelidir. Günlük su ihtiyacý diðer mevsimlere göre artan terleme nedeniyle yaklaþýk 2 katýna yani 2,5-3 litreye ulaþýr. Bu nedenle yazýn daha fazla ve sýkça su tüketilmelidir. Sýcaklarda aþýrý terleme sonucu vücuttan suyla beraber sodyum, potasyum gibi mineraller de atýlýr. Bu durum halsizlik, nabýz
zayýflýðý, yorgunluk ve dolaþým bozukluklarýna yol açabilmektedir. Sývý kaybýný önlemek için günde en az 2-2.5 litre su içmeye özen gösterilmelidir.’’ Vücut direncini arttýrmak, vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral alýmýný saðlamak için günde Doç. Dr. birkaç porsiyon meyve ve sebze tüAliye ketilmesinin önemine iþaret eden ÖÖzenoðlu zenoðlu, ‘’Meyveler yoðun antioksidan içerikleri nedeniyle de sýklýkla tercih edilmelidir. Özellikle karpuz ve kavun vücuttaki toksinleri atmaya yardýmcý olur’’ dedi. Sýcakta kýsa sürede bozulan besinlerin gýda zehirlenmelerine sebep olabileceðine dikkati çeken Özenoðlu, özellikle açýkta satýlan gýdalardan uzak durulmasý uyarýsýnda bulundu. Samsun / aa
Çocuðunuzun kilosuna kontrol
Aþýrý sýcaklarda terlemeyle birlikte vücuttan atýlan sodyum ve minareller, halsizlik, nabýz zayýflýðý ve yorgunluða sebep oluyor. Sývý kaybýný önlemek için günde en az 2-2,5 litre su içilmeli.
ÝSTANBUL Medipol Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Baþkaný Prof. Dr. Muazzez Garipaðaoðlu, çocuklarda iþtahsýzlýk kadar obezitenin de önemli bir sorun olduðunu söyledi. Garipaðaoðlu, “Felsefemiz, ‘yeterli miktarda yiyin, fazla ya da az deðil’ olmalýdýr” dedi. Prof. Garipaðaoðlu, “Okul öncesi dönemdeki çocuklarýn þiþmanlýðýndan annebabalar ve bakýcýlar sorumludur” dedi. Çocukluk obezitesinin ülkemizde hýzla yayýldýðýna dikkat çeken Prof. Garipaðaoðlu, “Bu durumu genetiðe baðlayan aileler var. Oysa eskiden çocuklar okula yürüyerek giderlerdi. Þimdikiler servisle, eski çocuklar sokakta oynarlardý. Bugünküler PC baþýnda… Önemli olan nokta, beslenme ve orta derecede hareketi bir arada tutmak, bilinçli beslenmek, genetiði kontrol altýna almaktýr” diye konuþtu. Ýstanbul / Yeni Asya
ÜMÝTVÂR OLUNUZ: ÞU ÝSTÝKBAL ÝNKILÂBI ÝÇÝNDE EN YÜKSEK GÜR SADÂ ÝSLÂMIN SADÂSI OLACAKTIR
Y
1 TEMMUZ 2011 CUMA
‘TABANCAYI GETÝR, KÝTABI GÖTÜR’ MANAVGAT ÝLÇE HALK KÜTÜPHANESÝ MÜDÜRÜ OKTAY, "ÇOCUKLARIN DAHA ÝNSANCIL BÝR DÜNYADA YAÞAMASI ÝÇÝN SAVAÞMAYI DEÐÝL, BARIÞMAYI ÖÐRENMESÝ GEREKTÝÐÝNE ÝNANIYORUM" DEDÝ. ANTALYA’NIN Manavgat ilçesinde halk kütüphanesi tarafýndan düzenlenen, ‘’Tabancayý getir, kitabý götür’’ kampanyasý kapsamýnda, evlerindeki oyuncak tabancalarý kütüphaneye getiren çocuklara kitap hediye ediliyor. Manavgat Ýlçe Halk Kütüphanesi Müdürü Hidayet Oktay, gazetecilere yaptýðý açýkla mada, çocuklarýn daha insancýl bir dünyada yaþamasý için savaþmayý deðil, barýþmayý öðrenmesi gerektiðine inandýðýný söyledi. Erkek çocuklarýn çoðunlukla savaþ araçlarýný kendilerine oyuncak edindiðini belirten Oktay, bu oyuncaklarla oynayan çocuklarýn gelecekte savaþ yerine barýþý düþünmekte zorluk yaþadý-
ðýný ifade etti. Çýkan savaþlarýn ço ðunluðunda ‘’erkeklerin parmaðý olduðunu’’ kaydeden Oktay, ‘’Savaþý baþlatan, savaþan ve hatta savaþlarda ölenlerin büyük çoðunluðu erkeklerdir. Çünkü erkek çocuklarýn oyuncaklarýnýn bir çoðu silâhtýr. Çocuklarýmýza daha barýþçýl oyun araç larýný kullandýrmalýyýz’’ dedi. Oktay, çocuklarýn kitaplarla eðitilmesi için oyuncak tabancalarýný getiren çocuklara, ‘’Savaþ aletleriyle oynayacaðýna kitaplarla eðlen. Geleceðin aydýnlansýn’’ sloganýyla kampanya baþlattýklarýný, oyuncak tabancalarýný kütüphaneye getiren çocuklara kitap hediye ettiklerini sözlerine ek ledi. Manavgat / aa
Yýldýzýmsý gök cismi, Büyük Patlama'dan 770 milyon yýl sonra oluþmuþ.
En uzak ‘yýldýzýmsý gök cismi’ görüntülendi
AVRUPALI gökbilimciler, Büyük Patlama (Big Bang)’den sadece 770 milyon yýl sonra oluþmuþ bir quasar (yýldýzýmsý gök cismi) görüntüledi. Eþsiz bir parlaklýða sahip olan nesne, kütlesi Güneþ’in 2 milyar katýndan fazla olan bir karadelik tarafýndan güç alýyor. Avrupa Güney Yarýmküre Astronomik Araþtýrmalar Organizasyonu (ESO)’ya ait olan Þili’deki VLT teleskopunun tesbit ettiði quasar, þu ana kadar evrende keþfedilen en eski ve en parlak nesne. Bilim dergisi Nature’da yayýnlanan araþtýrma sonuçlarýna göre, ‘ULAS J1120+0641’ adý veri len quasar dünyaya öyle uzak ki, ýþýðý bize ancak 12,9 milyar yýl sonra ulaþabildi. ESO’dan araþtýrma lideri Stephen Warren, “Bu gök cismi, kâinatýn hayatî bir noktasý. Bu, Büyük Patlama’dan milyonlarca yýl sonra süper kütleli karadeliklerin nasýl büyüdüklerini anlamamýza yardým edecek çok nadir bir nesne” açýklamasýný yaptý. Bilim adamý Bram Venemans da, “Bu cismi bulmak 5 yýlýmýzý aldý. Bize, kâinatýn tarihinde 100 milyon yýllýk bir pence reyi keþfetmenin eþsiz bir fýrsatýný veriyor” dedi.
Pi sayýsýnýn tahtý sallanýyor
DÜNYANIN en önemli sayýsý olarak kabul edilen “ Pi” sayýsý artýk eskisi kadar da popüler olmayabilir. Matematikçilere göre pi sayýsý yanlýþ ve onun yerine doðru hesaplamalarla “Tau” sayýsýnýn gelmesi gerekiyor. “3,14159265 olan pi sayýsý bir dairenin özellikleriyle baðdaþmýyor” diyen matematikçiler okul kitaplarýnda da pi saysýnýn yerini deðeri 6.28 olan Tau sayýsýnýn almasý gerektiðini vurguluyorlar. Hatta pi günü gibi Tau günü de þimdiden belirlenmiþ: 28 Haziran çünkü Tau’nun deðeri 6.28. Matematikçi Kevin Houstan: “Bunca yýldýr pi sayýsýna bakarak yanýldýk. Pi, çemberle özdeþleþen bir sayý deðil, gerçek olaný 2 x pi yani Tau. Biz matematikçiler açýlarý derece olarak deðil radyan olarak hesaplýyoruz ve bi çemberde 2pi radyaný vardýr” diye konuþtu.
Kafasý, otobüse sýkýþtý!
ÇÝN’DE bir yolcu, sabýrsýz þoför yüzünden az kalsýn ölüyordu. Durakta inmek isteyen genç kadýn, kapýya gitti ancak inemeden otobüs þoförü kapýyý kapattý. Kafasý, iki kapý arasýnda kaldý... Þoför, yolcunun bu halini fark etmedi ve diðer duraða kadar gitti. Diðer yolcularýn baðýrmasý üzerine otobüsü durduran þoför, kapýlarý açarak kadýný sýkýþtýðý yerden kurtardý.