MODERN ÇAÐIN KÖLELÝÐÝ:
‘Engelsiz cami’ / 3’TE
ÝNTERNET BAÐIMLILIÐI
Ramazan bereketi / 4’TE Fahiþ farka kýnama / 4’TE
Ýnternet kullanýmýndaki artýþ ve sosyal medyanýn önlenemez yükseliþi bazý kullanýcýlar için ‘internet baðýmlýlýðý’ný gündeme getirdi.
Fransa’da sýfýr büyüme / 11’DE
HABERÝ SAYFA 12’DE
Y GERÇEKTEN HABER VERiR
HAFTA SONU ekimizi bugün bayinizden isteyiniz.
ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR
YIL: 42
www.yeniasya.com.tr
13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ / 75 Kr
SAYI: 14.896
SOMALÝ’YE YARDIMLARI ULAÞTIRMADI
BM’YE AÐIR SUÇLAMA SOMALÝ'DEN AÇ ÇOCUKLARIN ÇIÐLIKLARI YÜKSELÝRKEN, BÝRLEÞMÝÞ MÝLLETLERÝN TOPLANAN YARDIMLARI YERÝNE ULAÞTIRMADIÐI ÝDDÝA EDÝLÝYOR. DR. AYÞE AHMED SAÐLIK FAALÝYETLERÝ ÝÇÝN TOPLANAN 1 MÝLYAR DOLARI SORDU. BÝR TERCÝH YAPMAK ZORUNDALAR
BÝRLEÞMÝÞ MÝLLETLER SUÇ ÝÞLÝYOR
Ülkede iç savaþ patlak verdiðinde babasýnýn vurulmasýyla Avrupa'ya giderek týp eðitimi alan Ayþe Ömer Ahmed, Birleþmiþ Milletleri yardým paralarýna el koymakla suçladý. Paralarýn Somali'ye ulaþtýrýlmadýðýný savunan Dr. Ahmed, "BM çalýþanlarý insanlýk suçu iþliyor" diye konuþtu.
Somalili annenin dramý
1 MÝLYAR DOLAR NEREDE?
Son 20 yýlda Somali'de saðlýk ve aþýlama faaliyetlerine iliþkin uluslar arasý kuruluþlarýn topladýðý kaynaðýn yaklaþýk bir milyar dolar civarýnda olduðunu belirten Ayþe Ahmed, “Peki Somali'de hâlâ çocuklar kýzamýk ve sýtma yüzünden ölüyorsa, bu bir milyar dolar nerede?” diye sordu. Haberi 7’de
Somali’de anneler, dünyada bir annenin yapabileceði en zor seçimle karþý karþýya kalýyor. Ellerindeki kýt yiyecekleri ve sularý tükenmek üzereyken Somalili anne “hangi çocuðun yaþama ihtimali daha fazla” ise onunla yola devam etmek gibi korkunç bir seçimle yüzyüze kalýyor. Haberi 7’de
DÝYANET ÝÞLERÝ BAÞKANLIÐI:
Seyirci kalamazdýk
ULUSLAR ARASI KURULUÞLAR
Afrika’da açlýk ‘Geliyorum’ dedi
Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Din Ýþleri Yüksek Kurulu Baþkan Vekili Zeki Sayar, Afrika ülkelerinde yaþanan drama, halkýn duyarsýz kalmadýðýný belirterek, “Bu yardým kampanyasý milletimizin ilgisini çekmiþ olacak ki sadece SMS sayýsý 2 milyonu aþmýþ durumda. Kampanyaya destek giderek artýyor” dedi. Haberi sayfa 4’te
Uluslar arasý kuruluþlar ve uzmanlar, Somali ve Afrika Boynuzu’ndaki diðer ülkelerde milyonlarca kiþinin hayatýný tehdit eden açlýðýn, aylar önce “Geliyorum” dediðini, ancak ulus lar arasý toplumun tedbir almakta geciktiðini belirtiyor. Haberi sayfa 7’de
Kutuplardaki ayý, Somali’deki insan /
Faruk Çakýr’ýn yazýsý sayfa 4’te
HAMA’DA SURÝYE ORDUSUNUN YAPTIÐI DEHÞETÝ
MERKEZ BANKASI’NDAN
Dünyaya çocuklar duyurdu
Dövize müdahale
Cihan Haber Ajansý kameramaný Ünal Aydýn, Hama’ya gittiklerinde hayalet bir þehirle karþýlaþtýklarýný, sanki þehre kimyasal bir silâh atýldýðýný belirterek, “Orada askerlerin düzenlediði operasyonlarý çocuklar anlattý. Hama’nýn sesi çocuklar oldu” dedi. Haberi sayfa 7’de
Merkez Bankasý Baþkaný Erdem Baþçý, gerekli görülmesi halinde günlük döviz satýþ ihale tutarlarýnýn kademeli olarak arttýrýlabileceðini bildirdi. Haberi sayfa 11’de
Emekli askerler Suriye sýnýrýna ISSN 13017748
Today’s Zaman’ýn haberine göre, Genelkurmay Baþkanlýðý son 5 yýlda emekli olan tam askerlere seferberlik görev emri gönderdi. Askerlere, ikinci celp emriyle birlikte nerede görev yapacaklarýný da bildirdi. Haberi 4’te
Yargýtay dâvâ yorgunu Haberi sayfa 5’te
RONA YIRCALI’DAN KRÝZ YORUMU
Durum belirsiz
Ýþ adamý Yýrcalý, dünyadaki kriz ile ilgili, “Beklemekten baþka çaremiz yok. Kimse ne olacaðýný bilmiyor” dedi. Haberi 11’de
2
LÂHÝKA
13 AÐUSTOS CUMARTESÝ
‘‘ Ramazan’da evrad ve ilmî derslerle meþgul olmak
‘‘
Ramazan-ý Þerifte hayrý birden bine çýkan evradlarýmýzla meþgul olup, ilmî derslerimizle bu cüz’î, geçici sýkýntýlara ehemmiyet vermemeye çalýþmak büyük bir bahtiyarlýktýr.
Aziz, sýddýk kardeþlerim, übarek Ramazan-ý Þerifinizi bütün ruh u canýmýzla tebrik ediyoruz. Cenâb-ý Hak bu Ramazan-ý Þerifin Leyle-i Kadrini umumunuza bin aydan hayýrlý eylesin. Âmin. Ve seksen sene bir ömr-ü makbul hükmünde hakkýnýzda kabul eylesin, âmin. Saniyen: Bayrama kadar burada kalmamýzýn bizlere çok faydasý ve hayrý olduðuna kanaatim var. Þimdi tahliye olsaydýk, bu medrese-i Yusufiyedeki hayýrlardan mahrum kaldýðýmýz gibi, sýrf uhrevî olan Ramazan-ý þerifi, dünya meþgaleleriyle huzur-u mânevîmizi haleldar edecekti. “Elhayrü fî mahtârahullah” (Allah’ýn, kullarýný sevkettiði ve onlar için seçtiði her þeyde hayýr vardýr) sýrrýyla, inþaallah bunda da hayýrlý büyük sevinçler olacak. Mahkemede siz de anladýnýz ki, hattâ kanunlarýyla da hiçbir cihetle bizi mahkûm edemediklerinden, ehemmiyetsiz, sinek kanadý kadar kanunla temasý olmayan cüz’î mektuplarýn cüz’î hususiyâtý gibi cüz’î þeyleri medârý bahis edip büyük ve küllî mesâil-i Nuriyeye iliþmeye çare bulamadýlar. Hem gayet küllî ve geniþ Nur Talebeleri ve Risâle-i Nur’un bedeline yalnýz þahsýmý çürütmek ve ehemmiyetten iskat etmek bizim için büyük bir maslahattýr ki, Risâle-i Nur ve talebelerine kader-i Ýlâhî iliþtirmiyor. Yalnýz benim þahsýmla meþgul eder. Ben de size, bütün dostlarýma beyan ediyorum ki, bütün ruh u canýmla hattâ nefs-i emmâremle beraber Risâle-i Nur’un ve sizlerin selâmetine, þahsýma gelen bütün zahmetleri mânevî sevinç ve memnuniyetle kabul ediyorum. Cennet ucuz olmadýðý gibi, Cehennem de lüzumsuz deðil. Dünya ve zahmetleri fâni ve çabuk geçici olduðu gibi, bize gizli düþmanlarýmýzdan gelen zulüm ve mahkeme-i kübrâda ve kýsmen de dünyada yüz derece ziyade intikamýmýz alýnacaðýndan, hiddet yerinde onlara teessüf ediyoruz. Madem hakikat budur. Telâþsýz ve ihtiyat içinde kemâl-i sabýr ve þükürle, hakkýmýzda cereyan eden kaza ve kader-i Ýlâhî ve bizi himaye eden inâyet-i Ýlâhiyeye karþý teslim ve tevekkülle ve buradaki kardeþlerimizle de hâlisâne ve tesellikârâne ve samimâne ve mütesânidâne hakikî bir ülfet ve muhabbet ve sohbetle Ramazan-ý Þerifte hayrý birden bine çýkan evradlarýmýzla meþgul olup ilmî derslerimizle bu cüz’î, geçici sýkýntýlara ehemmiyet vermemeye çalýþmak büyük bir bahtiyarlýktýr. Ve Nurun pek ehemmiyetli bu imtihanýndaki tesirli dersleri ve muarýzlara kendini okutturmasý, ehemmiyetli bir fütuhat-ý Nuriyedir. Þuâlar, s. 792 *** ..bu þuhûr-u selâse çok kýymettardýr; leyle-i Kadrin sýrrýyla seksen sene bir ömrü kazandýracak bir vakitte, en iyi, en efdal þeylerle meþgul olmak lâzým geliyor. Ýnþaallah, Kur’ân’a ait mesâille iþtigal, bir nevî mânevî mütefekkirane Kur’ân okumak hükmündedir. Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kýraat-i Kur’ân mânâlarý risâlelerin istinsah ve mütalâalarýnda vardýr itikadýndayýz. Barla Lâhikasý, s. 530
M
LÛGATÇE:
evrad: Virdler, duâlar. inâyet-i Ýlâhiye: Allah’ýn yardýmý. mütesânidâne: Dayanýþma içerisinde. uhrevî: Ahiretle ilgili, ahirete ait. þuhûr-u selâse: Üç aylar. leyle-i Kadr: Kadir Gecesi. mesâil: Meseleler. iþtigal: Meþgul olma. mütefekkirâne: Te-
fekkür ederek, düþünerek. kýraat-i Kur’ân: Kur’ân okumak. istinsah: Çoðaltma. medrese-i Yusufiye: Hz. Yusuf’un (a.s.) iftira, haksýzlýk ve zulüm ile hapiste kalmasýndan kinaye olarak, iman ve Kur’ân’a hizmetinden dolayý tevkif edilenlerin hapsedildiði yer mânasýnda, hapishane.
Y
Ramazan ayýnýn baþý rahmet, ortasý maðf iret, sonu ise Cehennem ateþinden kurtuluþtur. Câmiü's-Saðîr, No: 1523 / Hadis-i Þerif Meâli
Ýnsanlýk þefkat ve merhamete hasret ugün insanlýk in“Harab iller, çökmüþ kasanca davranmayý, nallar, yolcusuz yollar insanca yaþamayý Gaza namýyla dindaþ ölve insanca hissetmeyi udüren biçare dindaþlar nutmuþ gibi görünüyor. Ip ýssýz aþiyanlar, kimsesiz Ýnsanlar habis ruhlarýn köyler, çökük damlar yyasar@yeniasya.com.tr ve belki de þeytanýn bile Emek mahrumu günpes dediði iþler yapýyor. ler, fikr-i ferda bilmez akÝnsan aklý yýkýmda kullanýlýyor. þamlar” Bütün bu manzaralar karþýsýnda insan inkisara Ýntikam, kin, nefret köpürüp duruyor. Etrafý yakýp yýkma, ezme, küçük görme, açlýða uðruyor. Ve “Hep böyle birbirini yiyecek mi insanlýk?” diye düþünüyor. mahkûm etme, talan etme, öldürme v.s. Yoksa bu kâinatýn sahibi, ‘yeter’ deyip, büDünyadan mazlûmlarýn ahlarý, zalimlerin naratün bütün fabrikayý daðýtmak nevinden kýyalarý yükseliyor. Farklý düþünceler, farklý ýrklar, farklý dinler ihtilâf meti mi koparacak? Çözüm, hakikî insan olmaktan geçiyor. ve iftirak sebebi oluyor. Zira insanlýk; sevgi, þefkat, merhamet, fedaBirileri masumlarý öldürüyor, birileri açlýktan ölenleri seyrediyor, birileri vicdansýzca ta- kârlýk, vefa, kardeþlik duygularýnýn hakim ollan ediyor, beyinleri yýkanan birileri zehirli fi- duðu mertebenin adýdýr. Biraz daha þefkat, merhamet ve sevgiye ihtikirlerle ocaklar söndürüyor. yaç var. Çünkü þefkat, Ýlâhî ahlâkýn bir tecellisidir. Rahim isminin bir burcu olan þefkat, dünya üzerindeki bir çok sýkýntýnýn ve zulmün panzehiri olacaktýr. Karþýlýk beklemeden sevgi ve merhamete muhtaç herkese þefkat elini uzatmak insaniyetin bir gereðidir. Þefkat ve sevgide öyle bir güç vardýr ki, inatçý ruhlarý dize getirir. En katý kalpleri yumuþatýr. Köpürüp duran kin ve nefreti söndürür. Þiddet, hiddet ve düþmanlýðý yok eder. Ýnsan þefkat hisleri ile enginleþir, kemâle eriþir. Çünkü þefkatin hakim olduðu bir yürek, sorumluluk bilinci en yüksek olan bir yürektir. Fedakârlýk, sýkýntýlarýn önünü kesme, acýlarý göðüsleme, yardým etme, duâ etme, þefkatli bir kalbin hissediþleridir. Hakikî þefkatin menbaý imandýr. Þefkat imanýn bir hassasýdýr. Yaratýlaný, yaratandan ötürü sevmek düsturu ile hareket eden bir insan ancak karþýlýksýz fedakârlýk ve þefkat gösterecektir. Bu hislerin çok yoðun yaþandýðý veya yaþanmasý gereken bu mübarek günlerde, açlarýn halini belki de anlayabileceðimiz bu zaman dilimlerinde zulme uðrayan din kardeþlerimizin acýsýný yürekten paylaþacaðýmýz, kalpleri hassaslaþtýran bu mübarek zamanda insanlýk adýna bolca duâ ve yardým yapmak gereklidir. Aksi halde insanlýk treni, önümüzden geçer gider ve biz bu trenin yolcusu olamayýz. Ýnsan, burada biriktirip durduðunu, ahiret menzillerinde harcayacaktýr. Ya cennetin ya cehennemin akçelerini biriktirmekteyiz. Zira Cennet þefkat Ýnsânî ruh ölüyor. yeri, Cehennem de kin ve nefret zindanýdýr. CenVicdan mekanizmalarý felce uðruyor. net sahiplerini beklediði gibi, Cehennem de müsÝradeler kirli duygulara teslim oluyor. Ve neticede þefkat ve merhamet merkezi olan tehaklarýný beklemektedir. Hâsýlý, insanî duygularý ihtizaza getiren, gönüllegönlün bütün ýþýklarý söndürülüyor ve insanlýk kari heyecanlandýran þefkattir. Þefkat ve merhamet, ranlýkta kalýyor. Sefih medeniyet, geliþen teknolojiye, artan refa- insan onur ve saygýnlýðýnýn çiðnenmesine karþý durmaktýr. ha raðmen bir kez daha müzahrefatýný kusuyor. Ýnsaniyete, sevgi ve þefkate çok ihtiyaç duyulan Nereye baksak, ürpertici, yakýcý, iç kanatýcý habu günlerde yüreklerimizin bu hislerle dolup, diðer berlerle karþýlaþýyoruz. insanî duygularýmýzý da harekete geçirmesi ve inKalp ve ruhlarýmýzda yeni yeni yaralar açýlýyor. sanlýk kalitesinin gösterilmesi duâsýyla… Mehmet Âkif’in dediði gibi,
B
VECÝZE Zîhayatýn vücuduna terettüp eden semereler, yalnýz kendisine, menfaatine, bekasýna, kemaline mahsus deðildir. Ancak o semerelerden bir hisse kendisine aittir. Bâki kalan kýsm-ý âzamý Hâlýk’a râcidir. Mesnevî-i Nuriye, s. 119
HABER
Y
Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Haber Müdürü Recep BOZDAÐ Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Kâzým GÜLEÇYÜZ
Abdullah ERAÇIKBAÞ
Abone ve Daðýtým Koordinatörü: Adem AZAT
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Mehmet KUTLULAR Genel Müdür
Recep TAÞCI
Yazý Ýþleri Müdürü (Sorumlu) Mustafa DÖKÜLER Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN Spor Editörü Erol DOYURAN
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Yeni Asya Matbaacýlýk Daðýtým: Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
ISSN 13017748
13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 13 Ramazan 1432 Rumî: 31 Temmuz 1427
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 4.15 4.13 4.34 4.34 4.27 3.52 3.53 3.40 4.23 4.06 4.31
Güneþ 5.46 5.51 6.05 6.11 6.05 5.25 5.28 5.17 6.00 5.38 6.04
Öðle 12.51 13.01 13.09 13.21 13.16 12.31 12.35 12.27 13.10 12.43 13.10
Ýkindi 16.34 16.48 16.53 17.07 17.03 16.16 16.21 16.14 16.57 16.26 16.54
Akþam 19.43 19.58 20.01 20.18 20.14 19.25 19.30 19.25 20.07 19.35 20.03
Yatsý 21.07 21.28 21.25 21.46 21.44 20.50 20.57 20.54 21.36 20.59 21.29
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Ýmsak 4.24 4.42 4.03 4.07 4.23 3.53 4.00 3.41 3.37 4.11 4.28
Güneþ 6.04 6.16 5.44 5.42 5.56 5.34 5.32 5.21 5.11 5.52 5.57
Öðle 13.16 13.24 12.57 12.50 13.02 12.47 12.37 12.33 12.19 13.05 12.58
Ýkindi 17.04 17.09 16.46 16.36 16.47 16.35 16.21 16.22 16.04 16.54 16.39
Akþam 20.16 20.18 19.57 19.45 19.56 19.47 19.29 19.33 19.13 20.06 19.47
3 Yatsý 21.47 21.45 21.30 21.12 21.21 21.19 20.54 21.05 20.40 21.38 21.08
Engelliler için ‘engelsiz cami’ ANKARA’NIN Keçiören ilçesinde bir caminin cemaati bedensel engelli vatandaþlarýn camiye gelmediðini fark edince el ele verip camiyi engellilere göre düzenledi. Keçiören Kuyubaþý Cami Yaptýrma ve Yaþatma Derneði Baþkaný Ömer Atakan, yaptýðý açýklamada, birkaç ay önce engelli bir vatandaþýn namaz kýlmak için cami-
ye geldiðini, ancak caminin içine giremediði için geri döndüðünü, o sýrada buna þahit olan cemaatin de duruma üzülerek böyle bir karar aldýðýný söyledi. Atakan, camiye tekerlekli sandalyelerin geçebileceði rampalar, engellilerin abdest alabileceði bir lavabo, engelliler için duþ ve tuvaletler eklediklerini belirterek, bütün ta-
dilatlarýn hayýrseverler tarafýndan yaptýrýldýðýný bildirdi. Deðiþikliklerin 3 ay önce gerçekleþtirildiðini kaydeden Atakan, o günden bu yana camiye gelen engelli sayýsýnýn arttýðýna dikkati çekti. 1956 yýlýnda yapýlan 4 katlý Kuyubaþý Camii’nin özel günlerde 2-3 bin kiþiyi aðýrladýðýný anlatan Atakan, ‘’Saðlýklý insanlarýn olduðu ka-
dar saðlýðýný kaybetmiþ diðer arkadaþlarýmýzýn da ibadetlerini diledikleri gibi yapmaya hakký olduðunu düþünüyoruz. Elimizden geldiðince cemaat olarak camimizi daha da güzelleþtirmek herkesin ibadetlerini rahatça yapacaðý bir yer haline getirmek istiyoruz. Bu yönde çaba göstermeye devam edeceðiz’’ dedi. Ankara / aa
irtibat@yeniasya.com.tr
Gösteriþ iftarlarýna son österiþli ve pahalý iftar davetlerinin de galiba sonu geliyor. Bir taraftan Meclis Baþkaný ile Hükümet Sözcüsünün bu iftarlara yönelttiði eleþtiriler; diðer taraftan beþ yýldýzlý bir otelin önünde, içerideki þatafatlý iftara karþý Emek ve Adalet Platformu mensuplarýnýn gerçekleþtirdiði “sade iftar” eylemiyle ortaya konulan sivil toplum tepkisi ve bunlarýn toplumdan aldýðý sessiz onay ve destek, artýk böyle iftar davetleri verilmesini zorlaþtýracak gibi görünüyor. Öyle de olmasý lâzým. Çünkü orucun ve Ramazan’ýn ifade ettiði anlam ve deðerlerle hiç örtüþmeyen davetler bunlar. Pahalý yemeklerle mideyi týka basa doldurup, artanlarý çöpe dökmek; iftarý kurumsal propaganda, gösteriþ, statü ve rekabet aracý haline getirmek; iktidar ve rant iliþkilerini geliþtirmenin yeni bir alanýna dönüþtürmek... Bunlarýn hangisi Ramazan’a uygun düþer? Ayný þey, belediye iftarlarý için de geçerli. Kýþýn mesaiden çýkýp evindeki iftara yetiþemeyenler için kurulan iftar çadýrlarýný, böyle bir gerekçenin söz konusu olmadýðý bir mevsimde, yeni Guinness rekorlarý kýrma gibi iddialarý da iþin içine katarak bir yarýþ konusu yapmanýn izahý ne? O iftarlara gelenlerin kaçý ihtiyaç sahibi? Konunun, iftar yemeklerini hazýrlayan yemek firmalarýna bakan rant boyutu, iþin ayrý bir yönü. Evet, artýk iyiden iyiye ölçüsü kaçan bu iftar yarýþýna bir nokta konulup, bunlara giden kaynaklarý gerçekten muhtaç durumda olanlara ulaþtýracak projeler geliþtirilmeli. Ve bunlar da reklam edilip propagandasý yapýlmadan, yardýmýn hikmet ve maslahatýna uygun þekilde, gayet sessiz ve mütevazi bir þekilde hayata geçirilmeli.
G
Yine “oruç dayaðý” provokasyonu
Erzurum’da iftara yakýn saatlerde sokakta sigara yaktýðý için saldýrýya uðrayýp bu Ramazan’daki ilk “oruç dayaðý”nýn “kurban”ý olan bayan, “Ben imam hatibi bitirdim, Kur’ân’ý hatmettim” demiþ. Ama burada iç içe geçmiþ tuhaflýklar var. Bir defa hiçbir imam hatipli, özel olarak “Ben Kur’ân’ý hatmettim” vurgusu yapmaz. Ýkincisi, yine hiçbir imam hatipli, Ramazan günü ortalýk yerde sigara yakmaz. Herhangi bir sebep veya gerekçeyle oruç tutamamýþ olsa bile bunu, hele sigara yakmak gibi bir davranýþla açýða vurmaz. Ve bunun için imam hatipli olmak da gerekmez. Oruçlulara saygýnýn insanî ve asgarî bir nezaket icabý olduðunu bilen herkes, ona göre davranýr. Bayanýn bir taraftan “Erzurum gibi bir yerde açýkta sigara içilemeyeceðini bilirim” derken, diðer taraftan kendisine göre kuytu bir köþede bu iþi yapmasýndaki çeliþki, bir baþka garabet. Kýlýk kýyafete ise hiç girmiyoruz. Velhasýl, olayda tipik ve bayat bir provokasyon kokusu var. Tabiî, bunlarýn hiçbiri, bayana karþý kullanýldýðý söylenen kaba kuvveti haklý çýkarmaz. Ýnsanlar böylesi saygýsýzlýklara karþý tepkilerini daha medenî yöntemlerle göstermeyi öðrenmeliler.
General sayýsýnda rekor artýþ
Son YAÞ toplantýsýnýn, yeterince üzerinde durulmayan sonuçlarýndan biri, general sayýsýnýn daha da arttýrýlmýþ olmasý. Lale Kemal’in tesbitine göre, þûrâda alýnan kararlarla generallerin toplam sayýsý 376’ya ulaþmýþ. Oysa Hüseyin Kývrýkoðlu’nun etkin olduðu 2002 YAÞ’ýnda 366 olan sayý, Hilmi Özkök’ün göreve gelmesinden sonra 2003’te 356’ya, 2004’te 353’e, 2005’te 349’a ve 2006’da 348’e inmiþ. Ama bu trend, ondan sonra yine tersine dönmüþ. Yaþar Büyükanýt döneminde 2007’de 357’ye, 2008’de 364’e çýkan sayý, Ýlker Baþbuð’un geldiði 2009’da 372’ye týrmanmýþ. Ve Necdet Özel’in Genelkurmay Baþkaný olduðu bu yýlki YAÞ’ta ise bu sayýya 4 daha eklenmiþ (Taraf, 8.8.11). Özellikle son beþ þûrâdan ve bilhassa da son YAÞ’tan çýkan sonuçlarýn ortaya koyduðu tablo, çokça sözü edilmeye baþlanan sivilleþme reformlarý açýsýndan pek iç açýcý görünmüyor. Hele AKP’nin “ustalýk dönemi”nde general sayýsýnýn, soðuk savaþ yýllarýný dahi geride býrakan bir rakama ulaþmasýnýn mantýklý bir izahý var mý?
13
4
HABER
13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
Sonuçlar haftaya açýklanacak
cakir@yeniasya.com.tr
Kutuplardaki ayý, Somali’deki insan... frika genelinde devam eden açlýk ve susuzluk, Somali’de yaþanan göç ve ölümler sonrasý büyük ölçüde dünya gündemine yerleþti. Yeterli olmasa da baþta Ýslâm ülkeleri olmak üzere BM öncülüðünde yardým kampanyalarý yürütülüyor. Fakirlik, yolsuzluk ve kargaþa içinde yüzen baþka ülkeler gibi Somali’nin de asýl derdi ülke tarihinin bir anlamda ‘darbeler tarihi’ olmasýdýr. Eline silâh alan, kendisini güçlü ve kuvvetli hisseden herkes, ilk iþ olarak darbe yapýp ülkeyi yönetmek istemiþ. Neticede istikrarsýz, ‘erken kalkanýn darbe yaptýðý’ bir devlet görüntüsü ortaya çýkmýþ. Böyle olmakla birlikte; asýl sorumlular darbe yapanlardan ziyade derbecilere destek veren, onlarý el üstünde tutan ‘büyük devlet’lerdir. Bu durumu kýsaca, “Asya münafýklarý ile Avrupa’nýn dessas zalimleri” olarak isimlendirebiliriz. ‘Büyük devlet’ler istese Somali ya da benzer ülkeler istikrara kavuþmaz mý? Kavuþur, ama böyle ülkelerin istikrara kavuþmasý büyük devletlerin ve uluslar arasý þirketlerin iþine gelmez. Çünkü o durumda ne Somali’yi ne de Afrika’daki baþka ülkeleri sömürme imkânlarý kalmaz. “Sömürme” tabirinin bir slogan olduðu akla gelmesin. Somali ya da benzer ülkelerin kendilerine yetecek ‘maden’leri var, ama bunlar o ülkelerin elinde kalmýyor. Üstad Bediüzzaman’ýn ifadesiyle Asya münafýklarý ile Avrupa’nýn dessas zalimleri onlarýn elindekini ya çalýyor, ya da gasbediyorlar. Dolayýsýyla Somali örneðinde olduðu gibi, açlýktan, ölümden ve kargaþadan baþta ‘büyükler’ olmak üzere bütün dünya ülkeleri sorumludur. Bildik bileli Afrika ülkelerinde bu problemler yaþanýyor. Bazen Somali’de, bazen baþka ülkelerde... Peki, bu insanlýk ayýbýný, daha doðrusu hükmen ‘insanlýðýn ölümü’nü ortadan kaldýrmak mümkün deðil mi? Bugünkü imkânlarla ‘ölüm’ hariç; açlýða, susuzluða ve fakirliðe çare bulmak mümkün. O halde kalýcý çareler niçin aranmýyor? Bu noktada her þeyi menfaatine göre planlayan “Asya münafýklarý ile Avrupa’nýn dessas zalimleri” suç üstü yakalanýyor. Dünya ülkelerinin, ‘komþu’larýnda yaþanan felâketlere ilgisiz kalmasý elbette ilk defa olmuyor. Umalým ki son olsun. Nitekim, 2008 yýlýnda benzer bir dram Demokratik Kongo Cumhuriyetinde yaþanmýþ. UNICEF iyiniyet elçisi ABD’li aktris Mia Farrow, Batý baþþehirlerini Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki savaþ ve zulüm karþýsýnda ‘vurdumduymaz’ olmakla eleþtirmiþ. Bölgeyi üç gün dolaþtýktan sonra Cenevre’de konuþan Farrow, “Kuzey-Kivu ahalisi gorillerden oluþsaydý çoktan çözüm bulunmuþtu! Goriller ya da özellikle yavru köpekler söz konusu olsaydý, Batýlý ülkeler durumun böyle devam etmesine izin vermezdi” diyen oyuncu, bölgede kendisine anlatýlanlar karþýsýnda dehþete düþtüðünü hatýrlatmýþ. (Radikal, 17 Aralýk 2008) UNICEF iyiniyet elçisi ABD’li aktris Mia Farrow haksýz mý? Geçmiþte, Kutuplardaki buz daðlarýnýn arasýna sýkýþan ‘kutup ayýsý’ný kurtarmak için ‘büyük devletler’in seferber olduðuna þahit olmadýk mý? Tamam, ‘ayý’lar da kurtarýlsýn, ‘kelaynaklar’ da... Ama ‘insan’lar da unutulmasýn... Ýnsanýn ve insanlýðýn deðerini bu kadar düþürmek, devam eden zulme, haksýzlýða, adaletsizliðe, fakirliðe, susuzluða, felâketlere sessiz kalmak hayra alâmet deðil. Ýnþaallah insanlýk uyanýr ve ‘insan’a sahip çýkar. Aksi halde ölen ‘insan’ deðil, ‘insanlýk’ olur...
A
Ramazan bereketi MARMARA Bölgesi’nde iki gündür devam eden yaðmur çiftçinin yüzünü güldürdü. Türkiye’nin önemli meyve-sebze üretim merkezi Bursa’da yaðýþlar özellikle zeytin ve siyah incire olumlu etki yaptý. Türkiye’nin önemli zeytin merkezlerinden Bursa’da son iki gündür yaðan yaðmur üreticiye umut oldu. Özellikle zeytin rekoltesinde bu sene artýþ beklediklerini belirten Osmangazi Ziraat Odasý Baþkaný Ahmet Doðan, siyah incir ve þeftalinin de yaðmurdan olumlu etkilendiðini söyledi. Zeytinin yaný sýra siyah incir ve þeftalide de bu sene rekolte artýþý beklediklerine iþaret eden Doðan þunlarý kaydetti: “Yaðmurla birlikte adeta bereket yaðdý. Çiftçinin yüzü tam anlamýyla güldü. Yaðmurla birlikte adeta aðaçlar kendine geldi. Yapraklarý temizlendi, yeniden çiçekler filizlendi. Çok bereketli günler yaþýyoruz. Ramazan ayýnda yaðmurun gelmesi tam anlamýyla bir rahmet ve berekettir. Bu yaðmurlar meyve sebze hasadýna olumlu etki yapacaktýr. Þimdiye kadar bize yaðmurun zarar yol açtýðý yönünde herhangi bir müracaat gelmedi.” Þeftalinin geçen yýl olduðu gibi bu sene de bol olduðuna dikkat çeken Osmangazi Ziraat Odasý Baþkaný Ahmet Doðan, yaðmurun devam etmesi için dua ettiklerini söyledi. Meyve ve sebzenin bol olmasý sebebiyle çarþý-pazarda Ramazan’a özel fiyat artýþý olmadýðýný belirten Doðan, “Çiftçi son yaðmurla birlikte umutlanmýþtýr. Keþke biraz daha yaðmur yaðsa” dedi. Bursa / cihan
ÖSYM Baþkaný Prof. Dr. Ali Demir, üniversiteye yerleþtirme sonuçlarýnýn 19 Aðustos 2011 Cuma günü açýklanacaðýný bildirdi. Üniversiteye yerleþtirme sonuçlarýnýn açýklanmasýna iliþkin açýklamada bulunan Prof. Dr. Demir, ‘’Yüzlerce gencimizin ve ailelerinin heyecanla beklediði 2011 ÖSYS Yerleþtirme Sonuçlarýný açýklama aþamasýna geldik’’ dedi. Adaylarýn sabýrsýzlýkla bekledikleri sonuçlarý hýzlý bir þekilde tamamlamak için ÖSYM olarak özverili ve yoðun bir çalýþma temposundan geçtiklerini vurgulayan Demir, ‘’Bu süreçte sistemli olarak kurumumuzu yýpratma gayreti güden yalan haberler de yapýlýyor ne yazýk ki. Buna raðmen biz, bir gencimizin bile
hayallerine kavuþmasýný geciktirmemek, adaylarý ve yakýnlarýný bekletmemek için sadece iþimize odaklandýk’’ diye konuþtu. Üniversiteye yerleþtirme sonuçlarýný 19 Aðustos 2011 Cuma günü açýklayacaklarýný bildiren Demir, adaylarýn sonuçlarýn açýklandýðý gün, saat 15.00 itibariyle ÖSYM’nin ‘’http://sonuc.osym.gov.tr’’ internet adresinden sonuçlara ulaþabileceklerini söyledi. ÖSYM Baþkaný Demir, adaylarýn sonuçlarý T.C kimlik numaralarý ve þifreleri ile öðrenebileceklerini belirterek, ‘’Bu yýl yerleþtirme sonuç belgesi basýlmayacak ve adaylarýn adreslerine gönderilmeyecek’’ diyerek adaylara hatýrlatmada bulundu. Ankara / aa
Y
ÜDS’ye baþvurular 15 Aðustos’ta Üniversitelerarasý Kurul Yabancý Dil Sýnavý’na (ÜDS) baþvurular 15 Aðustos Pazartesi günü baþlayacak. ÜDS, Alman, Fransýz ve Ýngiliz dillerinde fen bilimleri, saðlýk bilimleri ve sosyal bilimler olmak üzere üç ayrý alanda, yýlda iki kez mart ve ekim aylarýnda; Adana, Ankara, Antalya, Balýkesir, Bursa, Denizli Diyarbakýr, Elazýð, Erzurum, Eskiþehir, Isparta, Ýstanbul, Ýzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Mersin, Samsun, Sivas, Trabzon ve Van illeri ile Lefkoþa ve Biþkek’te (Kýrgýzistan) Ölçme, Seçme ve Yerleþtirme Merkezi Baþkanlýðý (ÖSYM) tarafýndan yapýlýyor. ÜDS’nin Sonbahar Dönemi sýnavý 9 Ekim 2011 tarihinde yapýlacak. Bu sýnava baþvurular, 15-24 Aðustos 2011 tarihleri arasýnda alýnacak. Ankara / aa
HABERLER
Drama seyirci kalmadýk
DÝYANET Ýþleri Baþkanlýðý Din Ýþleri Yüksek Kurulu Baþkan Vekili Zeki Sayar, Afrika ülkelerinde yaþanan drama, halkýn duyarsýz kalmadýðýný belirterek, ‘’Bu yardým kampanyasý milletimizin ilgisini çekmiþ olacak ki sadece SMS sayýsý 2 milyonu aþmýþ durumda. Kampanyaya destek giderek artýyor’’ dedi. Sayar, Sabancý Merkez Cami’sinde, cuma namazý öncesi cemaate hitap etmek üzere geldiði Adana’da Ýl Müftülüðünde düzenlediði toplantýdaki konuþmasýnda, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnca, son 60 yýlýn en büyük kuraklýðýnýn yaþandýðý ‘’Afrika’ya Yardým’’ ve ‘’Önce Komþum’’ projelerinin baþlatýldýðýný hatýrlattý. Afrika’daki kuraklýða baðlý olarak milyonlarca insanýn açlýkla karþý karþýya kaldýðýný ve bu sebeple özellikle yaþlýlar, çocuklar ve kadýnlarýn yaþamlarýný kaybettiðini belirten Sayar, bunun için baþlatýlan yardým kampanyasýna halkýn kayýtsýz kalmadýðýný ifade etti. Sayar, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý, Türkiye Diyanet Vakfý, Kýzýlay ve diðer sivil toplum örgütlerince bu konuda saðlanan yardýmlar sayesinde Afrika halkýna önemli katkýda saðlandýðýný belirterek, ‘’Bu yardým kampanyasý milletimizin ilgisini çekmiþ olacak ki sadece SMS sayýsý 2 milyonu aþmýþ durumda. Kampanyaya destek giderek artýyor’’ dedi. Adana / aa
Koramiral Cora için yakalama kararý
SuriyesýnýrýndakigüvenliktedbirleriKörfezSavaþý’ndansonrailkkezartýrýldý.Genelkurmay,son5yýldaemekliolantamaskerlereseferberlikgörevemrigönderdi. FOTOÐRAF: AA
Emekli askerler Suriye sýnýrýnda SURÝYE’DEKÝ OLAYLARIN BÜYÜK BÝR MÜLTECÝ DALGASINA SEBEP OLACAÐI ENDÝÞESÝ DOLAYISIYLA SINIRDA OLAÐANÜSTÜ TEDBÝRLER ALDIRDI. YENÝDEN GÖREVE ÇAÐRILAN EMEKLÝ ASKERLER SINIR ÝLLERÝNDE GÖREVLENDÝRÝLDÝ. SURÝYE'DEKÝ olaylarýn büyük bir mülteci dalgasýna sebep olmasýndan endiþe eden Türkiye’nin sýnýrda olaðanüstü önlemler aldýðý belirtildi. Ýngilizce yayýn yapan Today’s Zaman gazetesinin haberine göre, yeniden göreve çaðrýlan emekli askerler sýnýr illerinde görevlendirildi. Genelkurmay Baþkanlýðý son 5 yýlda emekli olan tam askerlere seferberlik görev emri gönderdi. Askerlere, ikinci celp emriyle birlikte nerede görev yapacaklarýn da bildirdi. Stratejik konumdaki üsler ve karakollar takviye edildi. Ýskenderun’daki Deniz Üssü’nün güvenlik tedbirleri iki katýna çýkarýldý. Türkiye- Suriye sýnýrýndaki güvenlik tedbirleri Körfez Savaþý’ndan sonra ilk kez artýrýldý. Haberde þu ana kadar sadece Hatay üzerinden yönelen göç dalgasýnýn bir süre sonra Mardin ve Kilis’e de sýçrayabileceði belirtildi. Seferberlik görev emri alýnan kiþilerin önemli bir kýsmý Suriye-Irak sýnýrýndaki bölgelere gönderildi. Bu durum Türkiye’de en son 1991 Körfez Savaþý sýrasýnda yaþanmýþtý. 1. Körfez Savaþý sýrasýnda 3 binden fazla Iraklý Peþmergeye kapýlarýný açmýþtý. Suriye’den de çoðu kadýn ve çocuk 16 bin kiþi, operasyonlardan kaçarak Türkiye’ye geldi. Türkiye’deki kamplarda ise halen 7 binden fazla Suriyeli bulunuyor. Sýnýrýn öte yakasýnda ise 17 bin kiþiye yakýn mültecinin Türkiye’ye sýðýnmaya hazýrlandýðý haberleri geliyor.
KOORDÝNASYON MERKEZÝ 2 AYDIR ÇALIÞIYOR Hükümet, Baþbakanlýk Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý, bünyesinde bir koordinasyon merkezi de oluþturarak, Türkiye- Suriye sýnýrýndaki iller olan Hatay, Kilis ve Mardin’de olaðanüstü tedbirlerin alýnmasýný saðladý. NATO’nun Suriye’ye yönelik doðrudan ve dolaylý bir þekilde müdahalesi durumunda bundan en fazla zarar görecek ülkenin Türkiye olacaðýna inanan hükümet, bu müdahale gerek kalmaksýzýn sorunlarýn çözümünü istiyor. Türkiye, NATO’nun Suriye’ye yönelik müdahalesinin bu noktadan sonra Ýslam dünyasýnda ters tepebileceðini düþünüyor.
HAYVAN KARANTÝNA MERKEZLERÝ OLUÞTURULDU Baþbakanlýk Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý bünyesinde Dýþiþleri Bakanlýðý, Ýçiþleri Bakanlýðý, Tarým Bakanlýðý, Saðlýk Bakanlýðý, Gümrük Müsteþarlýðý, Jandarma Genel Komutanlýðý, Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüðü, Hýfzýssýhha Baþkanlýðý, Çevre ve Orman Bakanlýðý’ndan temsilcileri geliþmeleri an be an takip ediyor. Muhtemel bir NATO müdahalesi halinde sýnýrda sadece insanlarýn yýðýlmayacaðýný, beraberlerinde çok sayýda hayvaný da Türkiye’ye getirecekleri öngörülüyor. Öncelikle Hatay’ýn Yayladaðý, Altýnözü ve Reyhanlý Ýlçelerinde mülteci kamplarýný yaný sýra hayvan karantina merkezleri de kuruldu. Kilis ve Mardin’de bulunan merkezler sýnýrdan hayvan geçiþlerini engelleyecek ve olasý hastalýklý hayvanlarýn Türkiye’ye girmemesini saðlayacak tedbirler almaya baþladý.
DOÇ. AYHAN: 1990’LI YILLARA GERÝ DÖNDÜK Todays Zaman’a konuþan Suriye konusunda uzman isimlerden Bolu Abant Ýzzet Baysal Üniversitesi Öðretim üyelerinden Doç. Dr. Veysel Ayhan, Suriye’ye yönelik bir NATO müdahalesinin bölgeyi cehenneme çevireceðine kesin gözüyle bakýyor. Ayhan, þu ifadeleri kullandý: “Türkiye, 1990’lýk yýllardaki konumuna geri döndü. Proaktif bir dýþ politika izliyor. Körfez Savaþý’nda Irak’tan Türkiye’ye yönelen göç dalgasýndan daha büyük bir dalganýn Türkiye’ye beklediðini öngörebiliriz. Çünkü yakýn bir gelecekte Suriye’de çözümün bulunup, çatýþmalarýn durmasý mümkün görünmüyor. NATO ise Afganistan ve Libya’da iþi eline yüzüne bulaþtýrdý. Batýlý ülkelerin NATO’nun benzer operasyonlarýna vereceði katký kalmadý. Bu nedenle Türkiye’nin çabalarý ile sorun çözülürse çözülebilir. NATO uzun vadede Suriye’ye müdahale ettiði takdirde çok daha vahim tablolar yaþanabilir.” Ýstanbul / cihan
Zeybek: Askerî müdahalenin konuþulmasý bile felâket DP Genel Baþkaný Namýk Kemal Zeybek, ‘’Türkiye’nin Suriye’ye askerî müdahalesinin konuþulmasý bile bir felâkettir’’ dedi. Zeybek, partisinin Eskiþehir Ýl Baþkanlýðý tarafýndan düzenlenen iftarýn ardýndan yaptýðý konuþmada, DP’nin genel seçim öncesinde vatandaþlardan yoðun ilgi gördüðünü, ancak bu ilginin oya dönüþemediðini kaydetti. ‘’Türkiye Cumhuriyeti tarihinde herhangi bir baþbakanýn bir baþka ülkede ola gelen iþlerle ilgili olarak ‘bunlar bizim iç meselemizdir’ dediðine tanýk oldunuz mu?’’ diyen Zeybek, sözlerini þöyle sürdürdü: ‘’Türkiye Cumhuriyeti’nin Baþbakanýnýn baþka bir ülkede olan iþlerle ilgili olarak ‘bu iþler bizim iç meselemizdir. Süre veriyoruz. Sabrýmýz taþýyor. Yoksa biliriz ha. Bizi kýzdýrmayýn’ tarzýnda bir
konuþma yaptýðýný duydunuz mu? Hayýr, böyle bir þey olamaz. Suriye’de bir tanzim var. Suriye’de bir devrim gerçekleþtirmek üzere kitleler harekete geçirildi. Kitlelerin haklý olup, olmamasý, Suriye iktidarýnýn yanlýþ olup, olmamasý baþka bir konu. Suriye hükümeti, kendi devletinin yasalarýna uygun davranmayan insanlara karþý büyük yanlýþlar da yapmýþ olsa bile Türkiye Cumhuriyeti Baþbakaný, Ortadoðu’nun jandarmasý mýdýr, polisi midir? Peki, öyleyse... Görevi, Müslümanlara yapýlan yanlýþlarý, zulümleri önlemekse, Irak’ta yüz binlerce insan öldürülürken, bu Baþbakan nerelerdeydi? Türkiye’nin Suriye’ye askerî müdahalesinin konuþulmasý bile bir felâkettir. Böyle bir saçmalýk olur mu? Böyle bir þeye izin vermeyeceðiz.’’
MÜTTEFÝKLERÝMÝZ BÝZE OY VERMEDÝ ZEYBEK, DP’nin kökleri çok güçlü bir parti olduðunu belirterek, ‘’Artýk, ‘ittifak’ gibi laflarý duymak istemiyorum. Bizim bunlara ihtiyacýmýz yok. Sonunda yanlýþ bir ittifak yaptýk ve sýkýntýsýný çektik. Müttefiklerimiz bize oy vermedi. Onlarý yolu onlara, bizim yolumuz bizlere. 10 gün sonra bu yanlýþýmýzý anladýk. Teþkilâtýmýza ve fikriyatýmýza müdahaleye baþladýlar. Kimseyle ittifak yapmadan öz gücümüzle millete ulaþacaðýz’’ diye konuþtu. Eskiþehir / aa
ÝSTANBUL 12. Aðýr Ceza Mahkemesi, ikinci ‘’Amirallere suikast giriþimi’’ dâvâsýnýn 2 sanýðýndan biri olan Koramiral Deniz Cora hakkýnda yakalama emri çýkarttý. Mahkeme heyeti, dosya üzerinde yaptýðý tensip incelemesi sonucu, Koramiral Deniz Cora hakkýnda yakalama emri çýkartýlmasýný kararlaþtýrdý. Mahkeme, Cora hakkýndaki yakalama emrini, ‘’kuvvetli suç þüphesinin varlýðýný gösteren olgularýn bulunmasý, devam etmesi’’ ve ‘’iddiaya konu belgelerin yargýlama sürecinde ele geçirilmesi nedeniyle delilleri karartma þüphesinin olmasý’’ gerekçeleriyle çýkarttý. Koramiral Cora hakkýnda, Gölcük Donanma Komutanlýðýnda yapýlan aramada ele geçirilen belgelerden birinde ‘’Amirallere suikast giriþimi’’ iddiasýna iliþkin adý geçtiði gerekçesiyle iddianame hazýrlanmýþ ve bu iddianame mahkemece kabul edilmiþti. Ayný davanýn diðer sanýðý olan Kurmay Albay Ümit Metin ise soruþturma kapsamýnda 27 Mayýs’ta tutuklanmýþtý. Ýstanbul / aa
Polise linç giriþimine müebbet hapis
HAKKâRÝ'DE 2009 yýlýnda DTP’nin kapatýlmasýný protesto etme bahanesiyle çýkan izinsiz gösterilerde, bir polis memuruna linç giriþiminde bulunan ve silâhýný gasbeden sanýk, müebbet hapis cezasýna çarptýrýldý. Alýnan bilgiye göre, 12 Aralýk 2009 tarihinde, DTP’nin Anayasa Mahkemesi tarafýndan kapatýlmasý bahanesiyle çýkan izinsiz gösterilerde, polis memuru M.Ü’ye linç giriþiminde bulunduðu ve polisin silâhýný gasbettiði gerekçesiyle tutuklanan Kinyas Atiman hakkýnda, Van 4. Aðýr Caza Mahkemesinde açýlan davanýn karar duruþmasý yapýldý. Duruþmada, sanýk Atiman’a, TCK’nýn 302/1 maddesi gereðince, ‘’devletin birliðini bozmaya ve devletin hakimiyeti altýnda bulanan topraklardan bir kýsmýný devlet idaresinden ayýrma amacýna yönelik eylemde bulunma’’ suçundan müebbet, ‘’silâhlý terör örgütü PKK’nýn faaliyeti çerçevesinde nitelikli yaðma’’ suçundan ise 6 yýl 3 ay hapis cezasý verildi. Atiman, ‘’silahlý terör örgütü propagandasý yapmak’’ suçundan ise beraat etti. Sanýk avukatlarý kararýn temyize götürüleceðini bildirdi. Van / aa
13 katlýk fiyat farkýna kýnama
ANKARA Sanayi Odasý (ASO), milletvekili genel seçimlerinde 3 gün arayla tekrarlanan oy pusulasý ihalesinin ilkini 11,9 milyon lira, ikincisini ise 899 bin lirayla alan Korza Yayýncýlýk Basým Sanayi ve Ticaret Ltd. Þirketi için disiplin mekanizmasýný iþletti. Edinilen bilgiye göre, 12 Haziran’da yapýlan genel seçimlerde kullanýlmak üzere bastýrýlacak oy pusulalarýyla ilgili ihalede yaþanan geliþmeler, Korza Yayýncýlýk Þirketinin üyesi olduðu ASO’yu da harekete geçirdi. Ýlk ihaleyi 11,9 milyon lira bedelle kazanan Korza Yayýncýlýk Þirketinin, bu ihalenin iptal edilmesi sebebiyle 3 gün sonra gerçekleþtirilen ikinci ihalede bu defa 899 bin lira bedel teklif etmesi ve bu bedelle de ihaleyi almasý üzerine konu ASO Disiplin Kuruluna intikal ettirildi. ASO Disiplin Kurulu, oy pusulasý basým olayýný görüþmek üzere 3 kez toplandý. Bu süreçte Kaðýt Ürünleri ve Baský Ýþleri Sanayi Meslek Komitesinin konuyla ilgili görüþüne baþvuruldu ve Korza’nýn savunmasý alýndý. Deðerlendirmelerin sonunda Ankara Sanayi Odasý Disiplin Kurulunca hazýrlanan tutanak daha sonra Oda Meclisine sunuldu. Disiplin Kurulu tutanaðýnda, Disiplin Kurulunun ‘’açýklanan suçlar sebebiyle ve eylemin etkili ve kapsamýnýn geniþ olmasý dikkate alýnarak, Korza Yayýncýlýk Basým Sanayi ve Ticaret Ltd. Þirketi ile Baþak Matbaacýlýk ve Tanýtým Hizm. Ltd. Þirketine oybirliðiyle kýnama cezasý verilmesine’’ hükmettiði bildirildi. Söz konusu karar, daha sonra ASO Meclisine gönderildi. Oda Meclisi de kýnama cezasýný onayladý. Ankara / aa
HABER
Y
13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
5
Türkiye, “Suriye oyunu”na dikkat etmeli… cevher@yeniasya.com.tr
ürkiye-Suriye münâsebetleri, özellikle 1989’da teröristbaþý Öcalan’ýn teslimiyle baþlayan olumlu iliþkiler, daha birkaç ay öncesinde iki ülkenin bakanlar kurulu ortak toplantýlar yapmasýna kadar vardý. Ne var ki bu süreç çok sürmedi. Tunus, Mýsýr, Yemen, Bahreyn ve Libya’nýn ardýndan Suriye’de de “demokrasi talepleri”yle baþgösteren kýyamlara, Þam yönetiminin abartýlý kanlý askerî müdahâlesine Ankara’nýn tepkisiyle araya âdeta “kara kedi” girdi. AKP iktidarýnda Ankara’nýn iki milyon sivilin katledildiði Irak’a ve bir milyondan fazla Müslümanýn öldürüldüðü Afganistan’a bigâne kaldýðý, dahasý lojistik ve askerî birlik desteði verdiði, NATO bünyesinde Libya’ya müdahâleye katýldýðý vasatta, Ankara’nýn Þam’ý “ikna süreci”nde, azan olaylara operasyonlarýn ve baskýlarýn artmasý kýrýlganlýðýnda, Baþbakan’ýn son “Suriye’de sabrýn sonuna geldik” çýkýþý, iki ülke arasýndaki gerginlikte tavan yaptýrdý. Bundandýr ki “Suriye’deki mesele iç iþimiz” sert tepkisinin sorgulandýðý sýrada,
T
Dýþiþleri Bakaný Davutoðlu’nun son Þam ziyareti, fevkalâde önem taþýmaktaydý. Baþta Devlet Baþkaný Esat olmak üzere altý buçuk saat Suriye yetkilileriyle görüþen Davutoðlu’nun bir gün sonra “Þam temaslarý”nýn neticesi olarak Hama’da inceleme yapan Türkiye’nin Þam Büyükelçisinin gözlemlerine dayanarak, Suriye yönetiminin “ilk adýmý attýðýný”, Hama’dan tanklarýn çekilmeye baþladýðýný, aðýr silâh seslerinin þehirde sona erdiðini ve basýn mensuplarýnýn kente götürüleceði açýklamasý, kayda deðer… MÜDAHÂLEYE ZEMÝN HAZIRLAMA! Dýþiþleri Bakaný bunlarý, baþta Amerikan Dýþiþleri Bakaný Clinton olmak üzere görüþtüðü dünya liderlerince takdirle karþýlandýðýný belirttiði “Türkiye’nin inisiyatifinin etkisi” olarak aktarýyor. Görünen o ki Suriye’de mevcut yönetimin söz verip bir kýsmýný baþlattýðý demokratik reformlarýn sýkboðaz etmeden baþarýlmasýnýn beklenmesi fevkalâde önem taþýyor. Esasen Ankara’nýn baþtan beri tembihlediði gibi Þam’ýn bu yönde teþvik edilmesi ve ülkedeki muhalefetin dýþ tahrikler-
‘‘
Esasen Ankara’nýn baþtan beri tembihlediði gibi Þam’ýn bu yönde teþvik edilmesi ve ülkedeki muhalefetin dýþ tahriklerden azâde iç dinamiklerle demokrasi ve özgürlüklerin geliþtirilmesine olgunlukla katkýda bulunup sabýr ve ihtiyatla sürecin iþlemesini saðlamasý gerekiyor.
den azâde iç dinamiklerle demokrasi ve özgürlüklerin geliþtirilmesine olgunlukla katkýda bulunup sabýr ve ihtiyatla sürecin iþlemesini saðlamasý gerekiyor. Ancak “demokratik talepleri”in silâhlý çatýþmaya, yakma ve yýkmaya vardýrýlma-
sý, yönetimin yeniden sert müdahâleye dönmesi, tehlikesi devam ediyor. Bütün ikazlara raðmen kargaþa ve kaosun sürmesi ve Suriye’de iç çatýþmanýn avdet etmesine karþý, “Türkiye’nin inisiyatifi”nin etkisiz kaldýðýna hükmedilip bölge dýþý güçlerin bu Müslüman komþu ülkeye “müdahâlesi” gündeme getiriliyor. Bu durum, Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da olduðu gibi ecnebilerin öteden beri Suriye üzerindeki emperyal emelleri uðruna küresel hegemonya ve çýkarlarý hesabýna bu ülkeye müdahâleye zemin hazýrlama ve “dýþ müdahâle” oyununu gündeme getiriyor… Bunu için “Türkiye üzerinden dýþ müdahâleyle Suriye’de akan kanýn duracaðý” propaganda ediliyor. “Süreci kontrol eden” dýþ güçlerce dünya medyasýnda Türkiye’nin gücü kasten abartýlýyor. Washington ve Londra’dan Ankara’ya övgüler yaðýyor. Ankara dikkat etmeli; ecnebilerin “uluslar arasý câmia” ve “uluslar arasý sistem” maskesiyle, aynen Irak’ta olduðu gibi “demokrasi ve özgürleþtirme” paravanýnda Suriye’ye müdahâleye “aracý” ve “âlet” olmaktan sakýnmalý…
Nazýmiye'de bir köy korucusu öldürüldü
TUNCELÝ’NÝN Nazýmiye ilçesinde bir köy korucusu öldürüldü. Edinilen bilgiye göre, Nazýmiye’den Ramazan köyüne gitmekte olan otomobil, Doðantaþ köyü mevkisinde bir grup terör örgütü PKK’lý tarafýndan durduruldu. Araçtan indirilen 3 kiþiden, köy korucusu olduðu öðrenilen Mustafa Akçiçek (65), teröristler tarafýndan uzun namlulu silâhla öldürüldü. Nazýmiye Entegre Hastanesine götürülen Akçiçek’in cenazesinin, yapýlacak otopsinin ardýndan Ramazan köyünde defnedileceði öðrenildi. Olay yerinden kaçan teröristlerin yakalanmasý için de bölgede geniþ kapsamlý operasyon baþlatýldý. Bu arada Akçiçek’in CHP Miletvekili Kamer Genç’in akrabasý olduðun belirtildi. Tunceli / aa - cihan
Bir grup muvazzaf ifade verdi
“BALYOZ PLANI” soruþturmasý kapsamýnda bir grup muvazzaf asker ifade verdi. Ýstanbul Merkez Komutanlýðýna baðlý sivil plâkalý bir araçla Çýraðan Caddesi’ndeki hakim ve savcý la rýn kul lan dý ðý ka pý dan Be þik taþ’taki Ýstanbul Adliyesine giriþ yapan askerler, daha sonra savcýlýk katýna çýktý. Muvazzaf askerlerin, ‘’Balyoz Planý’’ soruþturmasý kapsamýnda ö zel yet ki li Ýs tan bul Cum hu ri yet Savcýsý Hüseyin Ayar’a ifade verdiði öðrenildi. Ýstanbul / aa
5 özel harekâtçý tutuklandý
ÖZEL Yetkili Ankara Cumhuriyet Baþsavcý Vekilliðinin yürüttüðü bazý faili meçhul cinayetlere iliþkin soruþturma kapsamýnda gözaltýna alýnan 5 kiþi tutuklandý. Eski özel harekâtçýlar Ayhan A, Seyfettin L, Enver U, Ayhan Ö. ve Uður Þ, Ankara 11. Aðýr Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliðine çý karýldý. Mahkeme, zanlýlarýn tutuklanmasýna karar verdi. Ankara / aa
DP Genel Merkezine iþ merkezi yapýlýyor
DEMOKRAT Parti’nin (DP) Genel Merkez binasýnýn yerine iþ merkezi yapýlýyor. Anavatan Partisi’nin DP ile birleþmesiyle birlikte kullanýlma ya baþlanan Balgat’taki genel mer kez bi na sý nýn he men ya ný na çok katlý bir iþ merkezi inþa ediliyor. 14 dönüme yakýn bir araziye sahip olan DP Ge nel Mer ke zi’nin 7 dö nümlük alanýnda iþ merkezi yükse lecek. DP, iþ merkezinin tamamlanmasýyla önemli bir gelir kaynaðýna sahip olacak. Kat karþýlýðý yapýlan ihalede yapýlacak 20 katlý iþ merkezinin bir ka tý nýn a lýþ ve riþ mer ke zi þeklinde tasarlanacaðý öðrenildi. DP bahçesinin içine yapýlan iþ merkezinin bir yýl i çin de ta mam lan ma sý bekleniyor. DP, iþ merkezinin yapýl masý için geçen Þubat ayýnda ihaleye çýkmýþtý. Ankara / cihan
Yargýtay, 2010-2011 adlî yýlýnda, geçen yýldan kalan 453 bin 855 dosyaya bu yýl gelen yeni 644 bin 630 dosyanýn da eklenmesiyle toplam 1 milyon 98 bin 485 dosya yüküyle karþý karþýya kaldý.
Yargýtay’ýn iþ yükü aðýr YARGITAY CEZA VE HUKUK DAÝRELERÝ, 2010-2011 ADLÎ YILINDA TOPLAM 1 MÝLYON 98 BÝN 485 DOSYA YÜKÜYLE KARÞI KARÞIYA KALDI. TÜRKÝYE’DE dâvâlarýn sonuçlanmasýnýn çok uzun sürmesi dolayýsýyla sýk sýk eleþtiri konusu olan yargý, büyük iþ yüküyle karþý karþýya bulunuyor. Ceza ve hukuk dâvâlarýnýn son karar merci konumundaki Yargýtay da her yýl sonuçlandýrdýðý yüz binlerce dosyaya karþýn bir o kadar dosyayý da gelecek adlî yýla devretmek zorunda kalýyor. Yargýtay Baþkanlýðý istatistiklerinden derlenen bilgiye göre, 11 ceza dairesi ve 21 hukuk dairesiyle ceza ve hukuk genel kurullarýndan oluþan Yargýtay, 2010-2011 adlî yýlýnda, geçen yýldan kalan 453 bin 855 dosya ya bu yýl gelen yeni 644 bin 630 dosyanýn da eklenmesiyle toplam 1 milyon 98 bin 485 dosya yüküyle karþý karþýya kaldý. Yargýtay ceza ve hukuk daireleriyle genel kurullarý ta rafýndan bu adlî yýl içerisinde 562 bin 171 dosya görüþülerek karara baðlanýrken, 536 bin 314 dâvâ dosyasý ise gelecek adlî yýla devredilmek zorunda kalýndý. Bu çalýþma temposuyla ayda ortalama 46 bin 847 dosyayý karara baðladýðý görülen Yargýtayda, yýllýk toplam toplam 248 iþ günü dikkate alýndýðýnda, günlük ortalama 2 bin 266 dâvâ dosyasý karara baðlanmýþ oldu.
CEZA DAÝRELERÝ GÜNDE ORTALAMA 70 DOSYAYI SONUÇLANDIRDI Yargýtayda en büyük iþ yükünün oluþtuðu ceza daireleri esas alýndýðýndaysa 11 ce za dairesiyle Ceza Genel Kurulunda, bu ay sona eren adlî yýl içerisinde 304 bin 71’i geçen yýldan, 269 bin 505’i de bu yýl gelen, toplam 573 bin 576 dosya yükü oluþtu. Yargýtay ceza daireleri ve genel kurulu, adlî yýl süresince bu dosyalardan 209 bin 76’sýný karara baðlarken, 364 bin 500 dosya ise gelecek adlî yýla devroldu. Ortalama ayda toplam 17 bin 423, günde de 843 dosyanýn karara baðlandýðý ceza dairelerinde, günde daire baþýna sonuçlandýrýlan dosya ortalamasý ise 70 olarak dikkati çekti. Ayný þekilde 21 hukuk dairesi ve Hukuk Genel Kurulu, bu adlî yýl içerisinde 149 bin 784 geçen yýldan devir, 375 bin 125 de bu yýl gelen yeni dosyalarla 524 bin 909 dosya hakkýnda karar vermek için çalýþtý. Bu dosyalardan 353 bin 95’ini karara baðlayabilen hukuk daireleri, 171 bin 814 dosyayý da 6 Eylül’de baþlayacak olan yeni adlî yýla devretmek zorunda kaldý. Ayda ortalama top lam 29 bin 424 dosyanýn karara baðlandýðý
hukuk dairelerinde, daire baþýna 65 dosya ortalamasýyla günde ortalama toplam bin 424 dosya hakkýnda karar verildi. YARGITAY ÝÞ YÜKÜNE ÝSTÝNAF MAHKEMELERÝ ÇÖZÜM OLACAK Ýzmir Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Baþsavcýsý Celal Kocabaþ, yaptýðý deðerlendirmede, Yargýtayýn çok aðýr bir iþ yüküyle karþý karþýya olduðunu ifade ederek, bu iþ yükünün azaltýlmasý amacýyla istinaf mahkemelerinin kurulduðunu hatýrlattý. Ýstinaf mahkemelerinin kurulmasýyla artýk baðlý illerdeki birinci derece mahkemelerden çýkan kararlarýn itiraz ve temyizlerinin bölge adliye mahkemelerine geleceðine iþaret eden Kocabaþ, ‘’Örneðin Muðla, Aydýn, Denizli, Uþak, Manisa ve Ýzmir olmak üzere 6 vilayette, mahkemelerde çýkan kararlar itiraz ve temyiz için Ýzmir Bölge Adliye Mahkemesine gelecek. Dolayýsýyla dosyalar Yar gýtaya gitmeden iþ yükü azalmýþ olacak. Böylece dosyalar Yargýtaya gitmeden ka rara baðlanacak. Bu da Yargýtayýn iþ yükünü azaltacak’’ dedi. Ýzmir / aa
Gül’den Esat’a mektup: Hayýflanmanýzý istemem CUMHURBAÞKANI Abdullah Gül, Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu aracýlýðýyla Suriye Devlet Baþkaný Beþþar Esad’a gönderdiði mektupta, ‘’Bir gün geriye baktýðýnýzda yap týklarýnýzýn çok geç ve çok az kaldýðý þeklinde hayýflandýðýnýzý görmek istemem’’ dedi. Gül, geçen Salý günü Suriye’ye giden Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu aracýlýðýyla Esad’a, Suriye’nin içinde bulunduðu ortam dan çýkmasýna iliþkin deðerlendirmeleri ve
çaðrýlarýný kaleme aldýðý bir mektup göndermiþti. Alýnan bilgiye göre, Gül mektubunda, Suriye’de akan kardeþ kanýnýn Türk insanýnýn yüreðini sýzlattýðýný belirtti. Suriye’nin kritik ve tarihî bir dönemden geçtiðine dikkati çeken Gül, Esad’a, ‘’liderliðini cesaretle ortaya koyma vaktinin çoktan geldiði’’ mesajýný iletti. Halkýn demokrasi yönündeki meþrû taleplerinin samimiyet ve sür'atle yerine getirilmesine yönelik çaðrýlarýný
yineleyen Gül, bu durumda Suriye’deki olumsuz þartlarýn ayný hýzla iyileþeceði kanaatinde olduðunun altýný çizdi. ‘’Deðiþim rüzgârlarýnýn önünde savrulmak yerine deðiþimi yönlendiren bir lider olmanýn Esad’ý tarihî bir konuma oturtacaðýný’’ ifade eden Gül, ‘’Bir gün geriye baktýðýnýzda yaptýklarýnýzýn çok geç ve çok az kaldýðý þeklinde hayýflandýðýnýzý görmek is temem’’ dedi. Ankara / aa
mkara@yeniasya.com.tr
Sayýn Mehmet Görmez’in dikkatine ürkiye’de kitap okuma alýþkanlýðýnýn çok düþük olduðu yapýlan araþtýrmalarda net þekilde ortaya çýkýyor. Görüyoruz ki Türk halký artýk okumuyor. Nüfusu 5 milyon civarýnda olan Ankara’da kütüphanelere üye olanlarýn sayýsý sadece 37 bin. Bir örnek olmasý açýsýndan, Almanya’da 7 bin 500 kiþiye 1 kütüphane düþerken Türkiye’de 68 bin 500 kiþiye bir kütüphane düþüyor. Buna karþýlýk Türkiye’de 95 kiþiye bir kahvehane düþüyor. Kiþi baþýna düþen kitap sayýsý Almanya’da 25 bin, AB ortalamasý 16 bin iken Türkiye’de kiþi baþýna düþen kitap sayýsý 6 bin olarak ortaya çýkýyor. Peki, milletimiz kitap okumuyorsa ne yapýyor? Ya televizyon baþýnda, ya da internet karþýsýnda gününü geçiriyor. Bunlar da yapýlan araþtýrma neticeleri… Televizyon ve internetin baþýndan kalkýlmadýðý için okumayan bir toplum olduk. Okunmadýðý, televizyonlardaki “sahte kahramanlar”a özenildiði için de aile yapýsý iyice bozuldu. Araþtýrmalar gösteriyor ki, çocuklarýn yýlda yaklaþýk 900 saati okulda, bin 200 saati ise televizyon karþýsýnda geçiyor. Ýlköðretim çaðýný tamamlamýþ bir çocuk yaklaþýk 100 bin kadar þiddet sahnesi ve 8 bin ölüm ya da öldürme sahnesi izlemiþ oluyor. *** Peki, ne yapmak lâzým ki, insanlarý okumaya teþ vik edelim? Ýnsanlarýn internet ve televizyonlarýn zararlý ya yýnlarýndan korunmalarý için faydalý kitaplar okumasý gerektiðine kimse itiraz etmez her halde… Okuyucularýn kitaplarla buluþmasýnýn en kolay yollarýndan birisi de kitap fuarlarýdýr. Orada neredeyse bütün kitaplarý bulma imkânlarý olur. Hem de indirimli bulabildikleri için genel de insanlar fuarlarý takip ederler. Fuarlarý organize edenlerden de yayýncýlarýn iþlerini kolaylaþtýrmalarý beklenir. Her Ramazan olduðu gibi, bu Ramazan ayý dolayýsýyla birçok ilimizde kitap fuarlarý düzen leniyor. Ankara’da neredeyse bütün ilçelerde bu türden fuarlar var. Ama en büyük fuar Kocatepe Fuarý… Havalarýn sýcak olmasý ve öðrencilerin Ankara dýþýnda olmalarý dolayýsýyla fuara neredeyse hiç ilgi yok. Bu ilgisizliðin baþka sebepleri de var. Ge çen yýl yazdýðýmýz bir yazýda bu sebeplerini söylerken, fuarý organize eden Diyanet Vakfý’nýn uyguladýðý fiyat politikasýný eleþtirmiþ, böyle giderse fuara katýlan yayýnevi sayýsýnýn düþeceðini söylemiþtik. Ama dikkat eden olmadý. Her sene fuara katýlan yayýnevi sayýsýnda neredeyse yüzde 30-40 dolayýnda bir düþüþ yaþanýyor. Bunun sebebini ise anlaþýlan kimse araþtýrmamýþ. Böyle giderse önümüzdeki yýl fuara katýlacak yayýnevi kalmayacak gibi görünüyor. Þimdi ise, yayýncýlar bu sene imza toplayýp gelecek yýl bu fiyat politikasý devam ederse fuara katýl mayacaklarýný bildirmeye hazýrlanýyor. Geçen sene 90’a yakýn yayýnevi fuara katýlýrken bu sene stant sayýsý 50’lerin altýna düþtü. Bütün yayýnevleri stant ücretleri ve tanýtým yapýlmamasý konusunda þikâyetçi. Ve okuyucuyu oraya çekecek bazý faaliyetlerin olmamasý da fuarýn sakin geçmesinin sebeplerinden biri… *** Eminiz ki, okuma konusunda çok hassas olan Baþkan Görmez, bu konuyu araþtýrýp gerekenleri yapacaktýr. Zira, fuarýn açýlýþýnda Sayýn Görmez, yayýnevlerinden isteklerini sýralamýþ ve yayýnevleri ne “Medeniyetimizin bilgi ve kültür elçileri” þeklinde hitap ederken de dijital ortamlarýn kitabýn önüne geçirilmemesi gerektiðini söylemiþti. “Bizim medeniyetimiz oku diye baþlayan bir kitabýn medeniyetidir” derken de, yayýncý lara þöyle seslenmiþti: “Özellikle bütün sanal ortamlarýn dijital ortamlarýn yaygýnlaþmasýna raðmen, lütfen kitabý yüceltmeye devam ediniz. Bizim medeniyetimiz bir söz medeniyeti, biz hiçbir zaman görselliði ve imajý sözün önüne geçiremeyiz.” Görmez, ayrýca, “Bir yayýnevi sadece kitap basan yer deðildir. Yayýnevleri ayný zamanda bir okula, bir mektebe, bir üniversiteye dönüþtüðü ve ülkemizin, milletimizin ve bütün insanlýðýn irfan hayatýna, hikmet hayatýna katkýda bulunduðu zaman çok daha faydalý olur. Böyle olan yayýnevlerimiz var. Ancak bunlarýn sayýsýnýn az olduðunu ifade etmek istiyorum” demiþti. Yayýnevlerinin bir üniversite niteliði kazanmasý için herkese düþen görevler olduðu da muhakkak. Kocatepe Camiinde açýlan fuara neredeyse her gün gidip birkaç saat kalýyorum ve insanlarla konuþtuðumda bu ve benzer sorunlarý dile getiriyorlar. Bu vesile ile bunlarý Sayýn Görmez’in dikkatine sunalým istedim.
T
6
13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
HABERLER
YURT HABER
Y
Dünyamýz merhamate muhtaç ÝZMÝR VALÝSÝ KIRAÇ, ‘’DÜNYAMIZ HER ZAMANKÝNDEN DAHA FAZLA BARIÞA, HOÞGÖRÜYE, TOPLUMSAL ADALETE, MERHAMETE VE BÝRBÝRÝMÝZÝ ANLAMAYA ÝHTÝYAÇ DUYMAKTADIR’’ DEDÝ.
Dernek yoksulluðun vurduðu Afrika'da sosyal yardýmlar yapýyor.
BÝSEG Derneði umut oluyor BÝSEG (Bir Ýnsan Dünyaya Bedeldir, Saðlýk ve Eðitim Köyleri Gönüllüler Derneði) gönüllüleri Afrika’da açlýk ve susuzluk yaþayan kardeþleri için umut olmayý hedefliyor. Yarýn Somali’ye, 10 Eylül’de ameliyat için Nijer’e, Kasým ayýnda da Mali’ye gidecekler. Dernek, 20 Aðustos’ta ise Afrika’ya yardým iftarý düzenliyor. “Artýk bir umut olduk Afrikalý için” sloganýyla yola çýkan BÝSEG, “1.000.000 kiþiye bir göz doktoru, 724 bin kiþinin yaþadýðý iki yerleþim yerine bir cerrah, iki pratisyen hekimin düþtüðü, binlerce katarakt hastasý ve cerrahi müdahaleye ihtiyacý olan hastanýn olduðu Nijer’e gönüllü doktorlarýný götürüyor. Derneðin esas hizmeti saðlýk olmasýna raðmen, Afrika’daki açlýða ve fakirliðe de umursamaz kalmamýþlar. BÝSEG, hayýrseverlere aracýlýk ederek 30’dan fazla su kuyusunun açýlmasýna vesile oldular. Dul ve yetim ailelere emanet kardeþ aile formatý ile keçi projesi de baþlatan dernek, devlet tarafýndan tesbit edilen ailelere iki diþi, bir erkek keçiyi emanet verip, altý ayda çift yavrulayan bu keçilerden 18 ile 22 ay arasýnda yeni bir grup oluþunca zimmetle teslim edip geri alýyor, tesbit edilen baþka bir aileye vererek insanlarý muhtaç olmaktan kurtarýp diðer insanlara faydalý olmayý amaçlýyor. Ýstanbul / Nagehan BAYRAM
ÝZMÝR Valisi Cahit Kýraç, Ramazan ayýnýn toplumsal barýþýn, birlik ve beraberliðin, kardeþliðin, dayanýþmanýn ve yardýmlaþmanýn zirvede olduðu bir ay olduðunu belirterek, ‘’Dünyamýz her zamankinden daha fazla barýþa, hoþgörüye, toplumsal adalete, merhamete ve birbirimizi anlamaya ihtiyaç duymaktadýr’’ dedi. Ýzmir Müftülüðünün düzenlediði iftar programý Balçova Termal Tesisleri Kardelen Salonu’nda yapýldý. Bazý sivil toplum kuruluþlarýnýn da destek verdiði iftarda konuþan Vali Cahit Kýraç, Müslümanlarýn Ramazan ayýnýn manevî atmosferinde hasletlerini daha fazla ön plana çýkardýklarýný söyledi. Kýraç, dünyanýn bir çok yerinde insanlarýn birbirine merhametli davranmadýðý ve birbirini anlamaya
çalýþmadýðý için toplumsal huzursuzluk ve kargaþa yaþandýðýný belirtti. Vali Kýraç, þunlarý söyledi: ‘’Günümüz dünyasý saðlýk, beslenme, açlýk, sefalet, çevre sorunlarý, güvenlik, terör, þiddet, savaþ lar, geri kalmýþlýk ve haksýzlýklarýn çekildiði ve bunun için aðýr faturalarýn ödendiði bir dönemden geçmektedir. Bu nedenle dünyamýz bugün her zamankinden daha fazla barýþa, hoþgörüye, toplumsal adalete, merhamete ve birbirimizi anlamaya ihtiyaç duymaktadýr. Bu ihtiyaçlara çare olarak yüce dinimizin öðretilerinin, Ramazan ayýnýn ön plana çýkardýðý deðerlerin büyüm önem arz ettiðini düþünüyorum. Bu öðretilerin, ahlâkî prensiplerin, bu temel deðerle rin, farklý kültürlere, farklý dinlere mensup toplumlar arasýndaki diyaloðun pekiþmesi-
ne büyük katkýlar saðlayacaðýna ve uluslar arasý arenada günümüz dünyasýný daha yaþanabilir kýlacaðýna inanýyorum.’’ Ramazan ayýnýn bolluðun, bereketin, dayanýþma ve yardýmlaþmanýn sembolü olduðunu vurgulayan Vali Kýraç, ‘’Ramazan ayý iyiliksever ve faziletli milletimizin özünde, kültüründe, inancýnda var olan, onun gönül zenginliðini yansýtan, hoþgörü, yardýmlaþma, paylaþma ve dayanýþma gibi kavramlarýn ve vasýflarýn kendini göstermesine, bu kavramlara anlam katmasýna vesile olmaktadýr’’ dedi. Ýzmir Müftü Vekili Ýlyas Öztürk ise Ramazan ayýnýn manevî atmosfe ri zen gin bir ay ol du ðu nu, bu tür faaliyetlerle bu zenginliðin paylaþýldýðýný söyledi. Vali Cahit Kýraç, geceye katký saðlayanlara plaket verdi. Ýzmir / aa
Vatan topraklarý üzerinde herkes kardeþçe yaþasýn
Doðalgaz boru hattýnda yangýn
AÐRI'DA, Ýran’dan Türkiye’ye doðal gaz taþýyan boru hattýnda henüz belirlenemeyen bir sebeple yangýn çýktý. Alýnan bilgiye göre, þehir merkezine yaklaþýk 2 kilometre uzaklýktaki Baloluk ile Çamurlu köyleri arasýnda, Ýran’dan Türkiye’ye doðalgaz taþýyan boru hattýnda, gece saatlerinde henüz belirlenemeyen bir sebeple yangýn çýktý. Alevlerin yükseldiði bölgeye çok sayýda itfaiye aracý ve ambulans sevk edildi. Vali Ali Yerlikaya, can ve mal kaybýnýn olmadýðýný, güvenlik güçlerinin bölgeye gönderildiðini belirterek, Eleþkirt ve Taþlýçay ilçesindeki vanalarýn kapatýldýðýný ifade etti. Aðrý Valiliðinden yapýlan açýklamada, ‘’Olayýn terör saldýrýsý olduðu deðerlendirilmektedir’’ denildi. Doðalgaz boru hattýnda meydana gelen patlamanýn ardýndan çýkan yangýn, gaz akýþýnýn kesilmesinin ardýndan söndürüldü. Olayla ilgili soruþturmanýn devam ettiði bildirildi. Aðrý / aa
Buca'nýn Kaynaklar Mahallesinde bulunan tarihî çýnar aðacýnýn altý, her Ramazan ayýnda mahalle sakinlerinin iftar buluþmasýna sahne oluyor.
600 kiþi, bin yýllýk çýnar aðacýnýn altýnda iftar yaptý ÝZMÝR'ÝN Buca ilçesi Kaynaklar Mahalle si’nde, 600 kiþi, bin yýllýk çýnar aðacýnýn altýnda iftar yaptý. Kaynaklar Çevreyi ve Doðayý Koruma Derneði ile Kaynaklar Merkez Mahalle Muhtarlýðý, mahalledeki tarihî çýnar aðacýnýn altýnda iftar düzenledi. Ýftar öncesi ilahiler okundu. Muhtar Erkan Þen, mahallede birlik ve beraberli-
ði arttýrmak amacýyla son yýllarda iftar geleneði oluþturduklarýný, faaliyet yeri olarak da Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Yüksek Kurulunca korunmaya alýnan bin yýllýk çýnar aðacýnýn altýný tercih ettiklerini belirtti. Faaliyete katýlýmýn her yýl arttýðýný ifade eden Þen, ‘’Birlik ve beraberliðe ihtiyacýmýz var. Bu anlamda
kökleri bin yýl öncesine dayanan çýnar aðacýnýn altýný en doðru yer olarak düþündük’’ dedi. Genç yaþlý 600 kiþiyi buluþturan iftara Buca Kaymakamý Þenol Bozacýoðlu da katýldý. Ýftara ilgi gösteren mahalle sakinleri de yýlda bir kez de olsa bir araya gelmenin memnuniyet verici olduðunu söyledi. Ýzmir / aa
Yangýnýn Türkiye’ye sýçrama ihtimaline karþý tedbir alýndý.
Sýnýrda yangýn alarmý
SURÝYE'DE çýkan, 50 hektar çam ormanýný etkileyen yangýnýn Türkiye’ye sýçrama ihtimaline karþý tedbir alýndý. Alýnan bilgiye göre, Suriye’nin Lazkiye ili sýnýrlarýnda, Türkiye sýnýrýna yakýn bölgede henüz belirlenemeyen sebeple yangýn çýktý. Yangýndan 50 hektar çam ormaný etkilendi. Rüzgârýn etkisiyle yayýlan yangýna karþý Suriyeli yetkililer harekete geçti. Yangýna yaklaþýk 500 metre uzaklýktaki Hatay’ýn Yayladaðý ilçesi Güveççi köyü Belengöz mevkiine Antakya Orman Ýþletmesi arazözleri ve Yayladaðý Belediyesi itfaiye araçlarý gönderilerek, yangýnýn Türkiye’ye sýçrama ihtimaline karþý tedbir alýndý. Araçlarýn yardým talep edilmesi halinde Suriye’ye gönderileceði bildirildi. Yayladaðý / aa
Çobandede Türbesine iftar vakti yoðun ilgi
Tanker þoförünün dikkati, faciayý önledi
MANÝSA'DA freni boþalan tankerin þoförü, kýrmýzý ýþýkta bekleyen araçlara çarpmamak için yoldan çýkýnca elektrik direðine çarptý. Son anda tankerin ka pýsýný açýp kendini dýþarý atan þoför aðýr yaralandý. Alýnan bilgiye göre, Manisa-Ýstanbul yolunda, Hasan Tura’nýn (44) kullandýðý 06 TJ 066 plâkalý süt yüklü tanker, Anemon Oteli Kavþaðý yakýnlarýnda kontrolden çýktý. Þoför Tura, yoldan çýkan aracýn kapýsýný a çarak kendini dýþarý attý. Freni boþaldýðý bildirilen tanker, yol kenarýndaki elektrik direðine çarptý. Aðýr yaralanan Tura, Manisa Devlet Hastanesine kaldýrýldý. Tura’nýn saðlýk durumunun ciddî olduðu öðrenildi. Tankerin çarpmasý sonucu elektrik direðinden yola düþen teller dolayýsýyla Manisa-Ýstanbul yolu bir süre trafiðe kapandý. GEDAÞ görevlilerinin çalýþmasý sonucu elektrik telleri kaldýrýlarak yol ulaþýma yeniden açýldý. Görgü tanýklarý, Manisa-Ýstanbul yolunda seyreden 06 TJ 066 plâkalý tankerin Anemon Oteli Kavþaðý’na hýzla yaklaþtýðýný, kavþakta kýrmýzý ýþýkta bekleyen araçlara çarpmamak için þoförün tankeri yoldan çýkarýp kendisini dýþarý attýðýný, böylece bir faciayý önlediðini söyledi. Manisa / aa
Ýzmir Valisi Cahit Kýraç
Ýstanbul ve Ankara’da saðanak etkili oldu ÝSTANBUL'DA önceki gün akþam saatlerinde baþlayan saðanak, trafiði olumsuz etkiledi. Saðanak, özellikle Avrupa yakasýndaki ilçelerde etkili oldu. Yaðýþýn iftar vaktinden yarým saat önce etkisini arttýrmasý trafikte yoðunluða yol açtý. E-5 Karayolu ile TEM Otoyolu’nda uzun araç kuyruklarý oluþurken ana arterlerde de trafik sýkýþýklýðý yaþandý. Meteoroloji Ýstanbul Bölge Müdürü Mustafa Yýldýrým, hafta sonu yaðýþ beklemediklerini, hava sýcaklýðýnýn artarak tekrar mevsim normallerine ulaþacaðýnýn tahmin edildiðini bildirdi. Bu arada Ankara’da da akþam saatlerinden itibaren saðanak ve dolu etkili oldu. Ýftardan sonra baþlayan ve zaman zaman þiddetlenen gök gürültülü saðanak, ilerleyen saatlerde yerini saðanakla birlikte dolu yaðýþýna býraktý. Þiddetli dolu yaðýþý dolayýsýyla açýk alanda çalýþmak zorunda olan polis ekiplerine, kapalý alanlarda beklemeleri anons edildi. Dolu yaðýþýna trafikte yakalanan sürücülerin, araçlarýnýn doludan zarar görmemesi için köprü altlarýnda beklediði görüldü. Ýstanbul - Ankara / aa
ADANA’DA orucunu manevî havayý hissederek açmak isteyenler ve dilekte bulunanlar Çobandede Türbesi’ne adeta akýn ediyor. Seyhan Baraj gölü kenarýnda yaklaþýk 50 metre yükseklikteki bir tepede bulunan Çobandede Türbesi’ne iftardan saatler önce gelen ziyaretçiler, Ku r'ân-ý Kerim okuyarak ve duâ ederek iftar saatini bekliyor. Ziyaretçilerden bazýlarý türbe içinde namaz kýlýp dilekte bu lunuyor. Ýftar sýrasýnda manevî havayý hissedebilmek adýna türbeye gelen vatandaþlar, ezanýn okunmasýyla türbenin bulunduðu tepenin eteklerine kurduklarý sofralarýnda oruçlarýný açýyorlar. Bazý vatandaþlar sadece su ve hurma ile orucunu açmayý tercih ederken, bazýlarý da mangal yakýp Adana kebabý piþirerek if tarýný yapýyor. Orucunu açmak için türbeye gelen Mehmet Aðca, ‘’Allah dostunu ziyaret etmeye geldik. Bu mübarek ayda onu ziyaret edip, onun mekânýnda orucumuzu açmak için geldik’’ dedi. Eþi Deniz Aðca da, Ramazanda manevî duygularýn en üst seviyeye çýktýðýný söyleyerek, ‘’Bu türbede Allah’a duâ etmeye geldim. Bu mübarek Ramazanda iftar yaklaþýrken edilen duâlarýn reddedilmeyeceðini düþünüyorum. Çobandede’yi vesile kýlarak elimizi semaya açýp bol bol duâ ediyoruz’’ diye konuþtu. Adana / aa
DENÝZLÝ Valisi Yavuz Erkmen, “Ülkemizde birlik, beraberlik olsun diliyoruz. Bu güzel vatan topraklarý üzerinde herkes kardeþçe yaþasýn istiyoruz” dedi. Denizli Polisevinde þehit aileleri ve gazilere iftar verildi. Ýftara Denizli Valisi Yavuz Erkmen, Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý Hasan Erbil, AKP Denizli Milletvekili Nihat Zeybekci, Denizli Belediye Baþkaný Osman Zolan, þehit aileleri ve gaziler katýldý. Denizli Valisi Erkmen, iftarýn ardýndan yaptýðý konuþmada, birlik ve beraberliðin önemine deðindi. Erkmen, þunlarý söyledi: ’’Her zaman ifade ettiðimiz gibi, güzel ay yýldýzlý bayraðýmýz bu topraklar üzerinde hür olarak dalgalanýyorsa bu, þehitlerimiz ve gazilerimiz sayesindedir. Ülkemizde birlik, beraberlik olsun diliyoruz. Bu güzel vatan topraklarý üzerinde herkes kardeþçe yaþasýn istiyoruz. Yalnýz ül kemizde deðil tüm dünyada bütün insanlarýn kardeþçe yaþamasýný istiyoruz. Ama bu bir dereceye kadar geçerli oluyor. Bakýyorsunuz bu dileklerimizi kabul etmeyen kiþiler de çýký yor. Biz onlara da ‘Allah akýl fikir versin’ diyoruz. Bizim için ülkemizin dört bir tarafý birbirinden deðerli. Bizler birlik ve beraberlik içerisinde olduðumuz sürece bizi kimse birbiri mize düþüremez, bayraðýmýz hür olarak dalgalanmaya devam eder.’’ Denizli / aa
7 köyde arsenik tesbiti
AYDIN'IN Koçarlý ilçesine baðlý 7 köyde arsenikli suya rastlanýldýðý, tehlike arz eden kuyularýn kapatýldýðý bildirildi. Aydýn Valisi Hüseyin Avni Coþ, yaptýðý açýklamada, ilçeye baðlý 7 köydeki içme suyunda yapýlan tahlillerde arsenik belirlendiðini söyledi. Durumun mevsimsel ve yüzeysel koþullardan kaynaklanabileceðini ifade eden Vali Coþ, söz konusu köylerdeki kuyularda bir yýl önce tahlillere baþlandýðýný, daha önce aðýr metal kalýntýlarý ile ilgili tahliller yapýldýðýný, son yapýlan tahlillerde yüzey memba sularýný kullanan 7 köyde arseniðe rastlandýðýný ifade etti. Vali Coþ, ‘’Yedi köyde sorunla karþýlaþýlan, tehlike arz eden kuyularý kapattýk. Köylere tankerle su taþýnýyor. Yeni su kaynaklarý bulunmasý için çalýþma yapacaðýz. Arýtma cihazý konulabilir mi, ona bakacaðýz. Köylerde sondajdan gelen kuyularda sorun yok. Yüzeyden gelen sularda problem var’’ dedi. Vali Coþ, köylerde herhangi bir olumsuz lukla karþýlaþýlmadýðýný, rahatsýzlanan olmadýðýný sözlerine ekledi. Aydýn / aa
Kardemir’de 24 iþçi sýzan gazdan zehirlendi
KARABÜK De mir ve Çe lik Fab ri ka la rý (KARDEMÝR) AÞ’de sýzan gazdan zehirlendiði belirtilen 24 iþçi hastaneye kaldýrýldý. Alýnan bilgiye göre, KARDEMÝR Çelikhane Ünitesi Gaz Konverteri’nde bakým yapýldýðý sýrada gaz sýzýntýsý meydana geldi. Zehirlenen iþçilerin baygýnlýk geçirdiðini fark eden diðer iþçiler durumu fabrika yetkilileri ve 112 Acil Servisine bildirdiler. Saðlýk ekipleri tarafýndan gaz olan bölgeden çýkartýlan iþçiler ambulanslarla Karabük ve Þirinevler Devlet Hastanesine kaldýrýldý. Tedavi altýna alýnan iþçilerden ikisinin durumunun aðýr olduðu bildirildi. Karabük Valisi Ýzzettin Küçük ve AKP Karabük Milletvekili Osman Kahveci hastanelere gelerek yetkililerden iþçilerin durumlarý hakkýnda bilgi aldýlar. Ýl Saðlýk Müdürü Korkut Eren’den bilgi alan Küçük, olayla ilgili gazetecilere yaptýðý açýklamada, KARDEMÝR’de üzücü bir hadisenin yaþandýðýný, tek tesellilerinin can kaybýnýn yaþanmamasý olduðunu söyledi. Zehirlenen iþçilerden 16’sýnýn Karabük Devlet Hastanesi, 8’inin de Þirinevler Devlet Hastanesinde tedavi altýna alýndýðýný anlatan Küçük, þöyle dedi: ‘’Bunlardan 2 iþçinin durumu kritik. Yapabileceðimiz tek þey duâ etmek. Doktorlarýmýz onlar için ellerinden gelen her þeyi yapýyor.’’ Karabük / aa
DÜNYA
Y
13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
7
OXFAM: ÝNSANÎ KRÝZ “GELÝYORUM” DEDÝ ULUSLAR ARASI kuruluþlar ve uzmanlar, Somali ve Afrika Boynuzu’ndaki diðer ülkelerde milyonlarca kiþinin hayatýný tehdit eden açlýðýn, aylar önce “geliyorum” dediðini, ancak uluslararasý toplumun önlem almakta geciktiðini belirtiyor. Kalkýnma, çevre, insan haklarý ve sivil toplum konusunda önemli haber ajanslarýndan “Inter Press Service”de (IPS) yer alan analizler, baðýþçý ülkelerin, 8 ay önce uyarýlara baþlayan “erken ikaz sistemine” kulak vermesi durumunda binlerce kiþinin hayatýnýn kurtarýlabileceðini ortaya koyuyor. Ýngiliz yardým kuruluþu Oxfam sözcüsü Anna Ridout, Somali’deki çatýþmalara raðmen, “eðer tedbir çaðrýlarýna yeterli cevap verilmiþ olsaydý, böl-
gede durumun bu kadar kötü olmayacaðýný” vurguladý. Birleþmiþ Milletler, Somali’de iki yýl süren kuraklýðýn sonunda, 20 Temmuz’da kýtlýk ilân etti ve bölgede gýda yetersizliði dolayýsýyla çocuk ölümlerinin hýzla arttýðýný duyurdu. Oxfam’a göre, BM’nin bu yüzyýlda bölge için yaptýðý ilk kýtlýk ilânýnýn, “dünyanýn kalaný için bir uyandýrma alarmý” olmasý gerekiyordu. Örgüt, dünyanýn krize müdahale etme konusundaki ortak sorumluluðunun “felç olduðu” bu dönemde, her gün binlerce kiþinin Somali’den, son 50 yýlýn en kurak yýllarýndan birini yaþayan Etiyopya ve Kenya’ya sýðýndýðýný, gýda, su ve yardým malzemesine büyük bir ihtiyaç olduðunu kaydetti. Ankara / aa
Filistin’in kalbi, El Aksa’da atýyor Ýslâm âleminin kutsal ayý Ramazan’da Kudüs’ün Eski Kenti içindeki El Aksa Camii, her gün binlerce Müslüman’ý iftarda buluþturuyor. Haremüþþerif yerleþkesi içindeki iki cami El Aksa ile Kubbetüssahra’nýn etrafýný çevreleyen avlu ve bahçelerde, iftar öncesi hummalý hazýrlýklar göze çarpýyor. Onlarca metre uzunluklarla yan yana dizilen sofralara oruç açmak için önce hurma ve su konulmasýyla baþlayan hazýrlýklar sürerken, kimileri caminin içinde iftar saatini bekliyor, kimileri de cami dýþýnda çocuklarýyla oyalanýyor. Bu arada, Eski Kent’in Müslüman mahallesinin dar sokaklarýndaki dükkânlar, iftar öncesi alýþ veriþlerin yoðunluðunu yaþýyor. Ýftar saati yaklaþtýkça, müstakbel Filistin devletinin baþþehri olarak görülen Doðu Kudüs’ün caddelerinde de alýþ veriþ hýzlanýyor. Yol kenarlarýnda manav tezgâhlarý, çoðu Türk firmalarýnýn ürünleriyle dolu þekerleme stantlarý ve fýrýnlar, bir an önce eve gidip iftar sofrasýný donatmak isteyenlerin uðrak yerlerinden. Ezan sesinin duyulmasýyla El Aksa Camii bahçesinde iftar için bekleyenler de hazýrlanmýþ yer sofralarýna oturuyor; buralara oturma imkâný bulamayanlara hazýr yemek paketleri daðýtýlýyor. El Aksa’da çoluk çocuk binlerce kiþi, bir oruç gününün daha sona ermesinin keyfini yaþýyor. Kudüs / aa
Somali'deki kamplarda durum trajik ve korkunç. Ýnsanlarýn sefalet içinde bulunduðu kamplarda açlýk ve hastalýk kol geziyor. FOTOÐRAF: AA
BM, Somali halkýna yardýmlarý ulaþtýrmadý DR. AYÞE ÖMER AHMED, BM'NÝN ULUSLAR ARASI KURULUÞLARIN TOPLADIÐI YAKLAÞIK BÝR MÝLYAR DOLAR CÝVARINDA KAYNAÐI SOMALÝ'YE ULAÞTIRMAYARAK, "KRÝMÝNAL SUÇ ÝÞLEDÝÐÝNÝ" SÖYLEDÝ. UZUN yýllar süren iç savaþ ve terörün yaný sýra Doðu Afrika’da baþgösteren kýtlýktan en çok etkilenen ülkelerden Somali’de çocuklar okula gitmek yerine yokluk, açlýk ve hastalýklarla mücadele ediyor. Ülkede iç savaþ patlak verdiðinde babasýnýn vurulmasýyla Avrupa’ya giderek týp eðitim alan Ayþe Ömer Ahmed, Somalili çocuklarýn durumuna iliþkin sorularý cevapladý. Son 20 yýlda Somali’de saðlýk ve aþýlama faaliyetlerine iliþkin uluslar arasý kuruluþlarýn topladýðý kaynaðýn yaklaþýk bir milyar dolar civarýnda olduðunu belirten Ayþe Ahmed, “Peki Somali’de hala çocuklar kýzamýk ve sýtma nedeniyle ölüyorsa, bu bir milyar dolar nerede?” diye sordu. Somali’deki insanlýk krizinin yýllardýr Kenya’nýn baþþehri Nairobi’den yönetilmeye çalýþýldýðýný, uluslar arasý kuruluþlarýn çalýþanlarýnýn bu yardýmlarý Somali’ye ulaþtýrmadýðýný savunan Dr. Ahmed, “BM çalýþanlarý kriminal suç iþlemekte” diye konuþtu. “Somali’de kamplarda ya da kamplarýn dýþýnda çocuklar acý çekiyor” diyen Dr. Ahmed, aðitim al-
malarý, normal bir hayat sürmeleri gereken küçücük çocuklarýn her gün sokaklarda 3-5 litre aðýrlýðýnda su bidonlarý taþýdýðýna iþaret etti. Baþkent Mogadiþu’da Afrika Birliði tarafýndan kurulan hastanede gönüllü olarak çalýþan Dr. Ahmed, hasta kabul bölümüne her gün 400 kiþinin geldiðini söyledi. “Acil olarak hastaneye ihtiyaç var” diyen Dr. Ahmed, Somali’deki çocuklarda enfeksiyon hastalýklarý, tüberküloz ve cüzzamýn çok yaygýn olduðunu sýtma, kýzamýk ve baðýrsak enfeksiyonlarýnýn da önemli sorunlar olarak öne çýktýðýný anlattý. Dr. Ayþe Ömer Ahmed, sözlerini þöyle sürdürdü: “Somali’de hastalar tedavi görmüyor. Ýlâç yok, hastane yok, diyaliz yok. Somali’de bir diyaliz ünitesi bile yok. Ýnsanlar böbrek yetmezliði nedeniyle ölüyor. Eðer haftada bir ya da iki kere diyalize gidebilseler normal hayatlarýný sürdürebilirler, ama Somali’de iki üç ay içinde ölüyorlar. Kamplardaki durum trajik ve korkunç. Ýnsanlar sefalet çekiyor. Açlýk ve hastalýk kol geziyor.” Mogadiþu / aa
Somalili annenin dramý AÇLIÐIN pençesindeki Somali’de anneler, dünyada bir annenin yapabileceði en zor seçimle, hangi çocuklarýný ölüme terk etmeleri gerektiðine karar veriyorlar. Yanlarýnda, bazýlarý çok sayýda çocuklarýyla yayan yürüyen anneler, ellerindeki kýt yiyecekleri ve sularý tükenmek üzereyken “hangi çocuðun yaþama ihtimali daha fazla, hangisi arkada býrakýp yola devam etmeli” þeklinde korkunç bir seçimle karþý karþýya kalýyorlar. Wardo Mahmud Yusuf adlý kadýn, Somali’deki kuraklýk ve kýtlýktan kaçmak için iki hafta boyunca sýrtýnda bir yaþýndaki kýzý ve yanýnda 4 yaþýndaki oðluyla yürümek zorunda kaldý. Yolculuðun sonuna doðru çocuk iyice bitkin düþtü ve annesi serinletmek için oðluna su verdi, ancak çocuk bilinçsiz vaziyette, su içecek halde deðildi. Yusuf, kendisiyle birlikte kaçan diðer ailelerden yardým istedi, ancak kendi canlarýnýn derdine düþmüþ insanlardan durup yardým eden olmadý. Bunun üzerine 29 yaþýndaki kadýn, çok zor bir karar vermek zorunda kaldý. Þu anda Kenya’daki mülteci kampýnda kalan Yusuf, “Sonunda onu yolda býrakarak, Allah’a emanet ettim. O anda hayatta olduðundan eminim. Bu içimi burkuyor. Þimdi ne zaman onun yaþýnda bir çocuk görsem fena oluyorum” diye anlattý. Ankara / aa
TCG Gemlik firkateyni, Japonya’dan ayrýldý
Londra'da isyancýlarýn yaktýðý binalarýn enkazlarý kaldýrýlmaya baþlandý. FOTOÐRAF: AA
Ýngilizler, yaðmalamanýn ardýndan yaralarýný sarýyor ÝNGÝLTERE'DE yaðmalama, kundaklama ve þiddet olaylarýnýn yaþandýðý baþþehir Londra, yaralarýný sarýyor ve hayat normale dönüyor. Türk vatandaþlarýnýn da yoðun olarak yaþadýðý Tottenham bölgesi ile özellikle Tottenham High Caddesi üzerinde bulunan, olaylarda kundaklanan birçok binanýn enkazý, iþ makineleri ve kamyonlar yardýmýyla temizleniyor. Yanan binalarýn birçoðunun önü kapatýlarak polis kordonuna alýnýrken, bölgede çok sayýda polis memuru göze çarpýyor. Cadde üzerinde olaylarda hasar görmeyen dükkanlar ve restoranlar ise açýk. Basýnýn bölgeye ilgisi devam ediyor. Çok sayýda basýn mensubu, özellikle yanan ve hasar gören binalarýn önünde canlý yayýnlar yapýyor. Tottenham semti baþta olma
üzere bazý semtlerde belediyeler özellikle yangýnzedeler için kriz masalarý oluþtururken, spor salonlarý çevredeki halkýn yangýnzedelere erzak yardýmý yapabileceði alanlara dönüþtürüldü. Londra genelinde binden fazla, ülke genelinde ise 1500 kiþinin gözaltýna alýndýðý olaylarda, þimdiye kadar 500’e yakýn kiþi tutuklandý. Gözaltýna alýnan kiþiler arasýnda 11-12 yaþýnda çocuklarýn olmasý dikkati çekti. Olaylar, 29 yaþýndaki Mark Duggan isimli siyahi bir kiþinin Tottenham semtinde geçen hafta polis tarafýndan vurularak öldürülmesiyle baþlamýþtý. Protesto gösterileri, kýsa zamanda önce Londra’nýn baþka semtlerine, daha sonra ülke geneline yaðmalama, kundaklama ve þiddet olaylarý olarak yayýlmýþtý. Londra / aa
JAPONYA kýyýlarýnda batan Ertuðrul firkateyni þehitlerini anmak ve Tokyo’ya liman ziyareti yapmak üzere gelen TCG Gemlik firkateyni, Japonya’dan ayrýldý. Geminin uðurlama törenine, Japonya Deniz Öz Savunma Kuvvetleri Komutanlýðý Dýþ Ýliþkiler Dairesi Baþkaný Albay Haruhiko Moriþita ve Türkiye’nin Tokyo Büyükelçiliði görevlileri katýldý. TCG Gemlik firkateyni, Japonya’nýn güneyindeki Kuþimoto kentinde Ertuðrul þehitlerini andýktan sonra Tokyo’da liman ziyareti yapmýþ ve burda bazý ikili görüþmelerin yaný sýra Sendai’deki depremzede çocuklara he diyeler götürmüþtü. Gemi, Japonya’nýn ardýndan Güney Kore’nin Pusan kentine gidecek ve oradaki Türk þehitliðini ziyaret edecek. Tokyo / aa
Kaddafi’nin Dýþiþleri Bakaný Yunanistan’da
LÝBYA'DA Muammer Kaddafi yönetiminin Dýþiþleri Bakaný Abdülati El Ubeydi, Atina’da Yunanistan Dýþiþleri Bakaný Stavros Lambrinidis ile görüþtü. Görüþme talebinin Libya tarafýndan geldiði bildirildi. Yunanlý diplomatik kaynaklar görüþmenin, Libya’daki iç çatýþmanýn sona erdirilmesi yolunda Yunanistan’ýn sürdürdüðü çabalar çerçevesinde gerçekleþtirildiðini belirtti. Yunanistan Dýþiþleri Bakanlýðý görüþmenin içeriðine iliþkin ayrýntýlý bir açýklama yapmazken, Ubeydi’nin Yunanistan’dan bir baþka ülkeye geçip geçmeyeceði konusunda da bilgi vermedi. Lambrinidis görüþme öncesinde AB Dýþ Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve BM Genel Sekreteri’nin Özel Temsilcisi Abdelilah El Hatip’in ile görüþtü. Atina / aa
Hama'ya giren gazeteciler, þehirde bombalanmýþ, yanmýþ, yýkýlmýþ, binalarý ve araçlarý görüntüledi. FOTOÐRAF: AA
HAMA’NIN SESÝ ÇOCUKLAR OLDU SURÝYE Devlet Baþkaný Beþþar Esad’ýn tanklarý ve aðýr silâhlarý çekeceðini söylemesinin ardýndan yerli ve yabancý gazeteci grubu Hama’da incelemelerde bulundu. Beþþar Esad yönetimi bir süre önce sýký yönetim uygulamasýný kaldýrdýðýný ilân etse de Hamalýlar ilan edilmemiþ sýký yönetim altýnda yaþamaya çalýþýyor. Hama’ya giden gazeteci grubu arasýnda bulunan Cihan Haber Ajansý kameramaný Ünal Aydýn, Hama’ya gittiklerinde hayalet bir þehirle karþýlaþtýklarýný ve sanki þehre kimyasal bir silâh atýldýðýný söyledi. Suriyeli yetkililerin kendilerine sadece göstermek istedikleri yerleri gezdirdiðini ifade eden Aydýn, Hama’daki gerçeði çocuklardan öðrendiklerini belirtti. Aydýn, “Orada Hamidiye Camiinde meydana gelen olaylarý, askerlerin düzenlediði operasyonlarý çocuklar anlattý. Hama’nýn sesi çocuklar oldu” dedi. 700 bin nüfuslu Hama’nýn büyük bölümünün þehirden kaçtýðýný, kalanlarýn dýþarý çýkamadýðýný kaydeden Aydýn, insanlarýn korku ve panik içerisinde olduðunu söyledi. Yol boyunca uzun araç kuyruklarý olduðunu ve halkýn akaryakýt sýkýntýsý çektiðini kaydeden Aydýn, “Ýnsanlar periþan yollarda, sýkýntý, bir baský rejimi. 20–30 kilometrede bir arama kontrol noktasý. Tam bir sýkýyönetim, iç savaþ hali söz konusu” dedi. Suriyeli görevlilerin gazetecilere sadece göstermek istedikleri þeyleri gösterdiklerini kaydeden Aydýn þöyle devam etti: “Halký suçlu gösteren, askerleri halklý gösteren: iþte yýkýlmýþ hükümet binalarý, karakollar sürekli buralarý göstermek istediler. Tam biz ümidi kesmiþken, bize çocuklar, bastýrýlmýþ halkýn sessizliðini bozup duygularýný ifade ettiler. Orada Hamidiye Camiinde meydana gelen olaylarý, askerlerin düzenlediði operasyonlarý çocuklar anlattý. Hama’nýn sesi çocuklar oldu.” Hama / aa - cihan
Clinton: Suriye için ses çýkartýn ABD Dýþiþleri Bakaný Hillary Clinton, Suriye Devlet Baþkaný Beþþar Esad’ýn istifa etmesiyle ilgili olarak, Washington yönetiminin diðer ülkelerin seslerini çýkarmasýný istediðini söyledi. Amerikan CBS televizyonunda Scott Pelley ile mülakat yapan Clinton, “ABD’nin henüz niçin Esad’a istifa etmesi çaðrýsýnda bulunmadýðý” sorusuna, diðerlerinin seslerini çýkarmasýný beklediklerini belirterek, ABD’nin, Esad’ýn meþruiyetini kaybettiði hakkýndaki açýklamalarýn “çok açýk” olduðunu vurguladý. Clinton burada önemli olanýn sadece ABD’nin sesini çýkarmasý olmadýðýný, bu seslerin dünya genelinden gelmesinden emin olmak istediklerini kaydetti. Esad’a baskýnýn gerekli olduðunu bildiren Clinton, Avrupa’nýn bu yönde daha fazla adým atmasýný, Çin’in Washington’la beraber hareket etmesini görmeyi istediklerini belirterek, ABD’nin durduðu yer hakkýnda kimsenin þüphesi olmadýðýný bildirdi. Clinton, Suriye’de bir organize muhalefetin Esad’a baský için gerekli olduðunu, ABD’nin muhaliflerin birleþmesini desteklediðini açýkladý. Washington / aa
8
13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
MEDYA POLÝTÝK
Y
KAPÝTALÝZM YIRTILIYOR vehbihorasanli@ttmail.com
Meclis Baþkaný Çiçek’in acemiliði BMM Baþkaný Cemil Çiçek, TBMM yerleþkesi içindeki Muhafýz ve Tören Tabur Komutanlýðý’nda askerlerle birlikte orucunu açtý. Tabura geliþinde Tabur Komutaný Piyade Binbaþý Mehmet Ali Þenkara tarafýndan törenle karþýlanan Çiçek, Þenkara’dan taburla ilgili brifing aldý. Daha sonra Çiçek, taburun yemekhanesine geçerek askerlerle birlikte orucunu açtý. Tabur Þeref Defterini de imzalayan Çiçek, Binbaþý Þenkara tarafýndan törenle uðurlandý. Þimdi “Ne olmuþ yani, burada eleþtirilecek ne var?” diyebilirsiniz. Bunu garipsemem, zira askerî vesayetin devam ettiði bir ülkede böyle fotoðraflarý görmek mümkündür. Fakat bu resimdeki hatalarý ve yanlýþlýklarý dile getirecek olursam bana hak vereceðinize inanýyorum. Meclis Baþkaný’nýn kendisini ve meclis üyelerini korumakla görevli bir birliði ziyaret etmesi hatta Ramazan ayýnda orucunu askerlerle birlikte açmasý gayet güzel görünüyor. Lâkin bu birlik komutaný olan binbaþýnýn eðitim kýyafeti ile kendisini karþýlamasý yanlýþ bir davranýþtýr. Her þeyden önce TBMM Baþkaný olan Cemil Çiçek, Türkiye Cumhuriyeti protokolünde Cumhurbaþkanýndan sonra ikinci sýrada yer almaktadýr. Ne birlik komutaný ve ne de askerler, kendilerine verilen tören kýyafetlerini giymemiþlerdir. Törene eðitim kýyafeti ile katýlan birlik komutaný saygýsýzlýk etmiþ, fakat Sayýn Çiçek acemice davranarak birlik komutanýna hediye vermiþtir. Hâlbuki karþýsýna eðitim kýyafeti ile çýkan birlik komutanýný geriye çevirmeli, bu kýyafetle törene katýlmamalýydý. Bu hususu askerlik yapan herkes gayet iyi bilir. Hele hele benim gibi 15 yýl askerlik yapmýþ birisi çok iyi deðerlendirecektir. Meclis’e baþkan seçilen Çiçek, daha önce yaptýðý açýklamalarda askerî vesayeti kabullenmiþ bir tavýr sergiliyordu. Fakat þimdi Türkiye’nin en önemli kurumuna baþkan seçilmiþtir. Þahsî düþüncesi ne olursa olsun temsil ettiði makamýn hakkýný vermek zorundadýr. Bu çirkin fotoðraf ile demokrasi için çýrpýnan insanlarýn gözü önünde sýnýfta kalmýþtýr. Askere lâyýk olduðu þekliyle muamelede bulunmak, seçilmiþ insanlarýn atanmýþ insanlara göre daima daha önemli olduðunu göstermek gerekir. Biz yýllarca üst düzey komutanlarýmýzýn iþtirak ettiðimiz törenlerde, hatta iftar yemeklerinde en güzel kýyafetlerimizle iþtirak ettik. Þahsý kim olursa olsun temsil ettiði makam bizim için önemliydi. Aldýðýmýz askerî terbiye bunu gerektiriyordu. Lâkin bu olayý askerî nezaket kurallarýnýn hiçbirisine yakýþtýramadým. Maalesef bir askerî darbe olacaðý zaman ilk ele geçirilen yer Meclis Muhafýz Taburu olmuþtur. Buradaki askerlerimiz gerekirse hayatýný ortaya koyup milletvekillerini koruyacak yerde, onlarý kolayca tutuklayýp enterne etmek için görev yapmýþlardýr. Bu acý gerçeði bile bile böyle bir fotoðrafla yani eðitim kýyafeti ile Meclis Baþkanýnýn karþýsýna çýkmak Türkiye’de bazý þeylerin deðiþmediðini ve askerî vesayetin hâlâ kuvvetli bir þekilde devam ettiðini göstermektedir. Yýllarca hükümetlerde bakanlýk yapmýþ biri olan Çiçek’in bu fotoðraflarýný görünce çok ama çok üzüldüm. Darbelerden, Ergenekon ve Balyoz yargýlamalarýndan sonra gelmiþ olduðumuz nokta burasý olmamalýydý. Meclis Baþkanýmýz baþta olmak üzere bütün hükümet üyelerinin ve milletvekillerinin temsil ettikleri makama uygun vakar ve ciddiyet içinde bulunmasýný bekliyorum. Zira 21. yüzyýla girdiðimiz halde hâlâ askerî vesayetten kurtarýlamamýþ bir ülkede yaþamak beni çok utandýrýyor, vesselâm… (Fotoðraflarla ilgili link þudur: http://www.askerhaber.com/haber/4478/muhafiz-taburu-nda-Ýftar.html)
T
GEÇMÝÞ OLSUN Kardeþimiz Celal Baðcý'nýn kayýnpederi
Ali Kösekul
'un baþarýlý
bir ameliyat geçirdiðini öðrendik, acil þifalar diliyoruz.
Kahramanmaraþ Yeni Asya Okuyucularý
KÜRESEL finansal kriz artýk üstü örtülmeyecek hale geldi. Devletlerin beceriksizliðinden kaynaklanan borçlar artýk halýnýn altýna süpürülmeyecek kadar kabardý. ABD’nin gizlenemeyen trilyon dolarlýk bütçe açýðý ve borçlanma ihtiyacý örtülemeyince hafta sonu Standart&Poors’un ABD ekonomisi için aldýðý not düþürme kararý tüm dünya piyasalarýný etkiledi. Aslýnda ABD’nin kredi notu geçen yýl düþürülecekti. Muhtemelen kredi kuruluþuna yapýlan baskýlar sonucunda bu not indirimi ertelendi. Portekiz, Yunanistan, Ýspanya ve Ýtalya, perde arkasýnda Ýngiltere, Fransa ve dünya devi ABD’nin devasa borçlarý, mali yardýmlar, tasarruf paketleri, sokaklara dökülen insanlar derken küresel kriz artýk ötelenemez duruma geldi. (...)Þimdi basýnda ve televizyon programlarýnda ‘Kapitalizmin sonu mu geldi’ sorusu yeniden sorulmaya baþlandý. Akademisyenlerin ve ekonomi uzmanlarýnýn her biri fili tanýmlamaya çalýþan körler gibi. Herkes kendi penceresinden krizi ve küresel
sistemi deðerlendiriyor. Prof. Dr. Erinç Yeldan, artýk eskiye dönüþün olmayacaðýna inananlardan; Dünya kapitalizm sisteminin 1950 sonrasý sosyal refah devleti biçimde evrimleþmesi mümkün görünmüyor. Çünkü bu pahalý bir modeldi, kendine özgü bir süreçti ama yaratýlan kar, sistemi sürdürmeye yetmedi ve 1970’lerde týkandý; bu týkanýklýk da 2008 krizini doðurdu. Aslýnda 1990’larda sosyalizm çökünce kapitalizmin ilk yýllarýna, vahþi dönemine dönüldü. Artýk yeni sömürü merkezleri var, Sahra altý Afrika gibi... 2. Dünya Savaþý sýrasýnda kazanýlan iþ güvencisi gibi sosyal haklarýn çalýþanlarýn elinden alýnacaðý acýmasýzca bir sömürüye doðru bir süreç baþlýyor. Dolar milyonerlerinin arttýðý öbür tarafta 14 saat çalýþanlarýn olduðu iki kutuplu bir dünya kabul görmez. Kâr hýrsý olduðu sürece bu sorunlar olacaktýr. Ekonomist Mustafa Sönmez kapitalizmin böyle krizlerle köþeye sýkýþýr tam ‘sonu geldi’ derken baþka bir çýkýþ bulup hayatýný devam
‘‘
Bediüzzaman “insanoðlu esir olmak istemediði gibi ecir (ücretli) olmak da istemez” diyerek yeni dönemin özelliðini vurguluyor.
ettirdiðini söylüyor.
Ekonomi de tek baþýna kapitalizmin sonunu getirecek bir neden deðil. Kapitalizmin sonunun gelmesi için toplumsal bir hareket olmasý gerekir; doðayý çürüterek, insanlarý çürüterek hayatýný sürdürüyor. Daha önce de yaptýðý gibi köþeye sýkýþtýðýnda savaþ çýkarýyor, þimdi de bölgesel düzeyde de olsa böyle bir savaþ ihtimali belirliyor. Doç. Dr. Öztin Akgüç’e göre krizler kapitalizmin doðasýnda var. Yeniden sosyal devlet dönemine geçilir, çalýþanlar ve zenginler açýsýndan bir orta yol bulunabilir. 1960’larda ki gibi sosyal devlet uygulamasý
mantýklý görünüyor. Zaten krizlerin en büyük nedeni demokrasinin olmamasý. Kemer sýkmak gerekiyor denildiðinde dünyanýn her tarafýnda maaþla geçinen, emekçilerin kemer sýkmasý anlaþýlýyor. Krizlerin yükü çalýþanlarýn üzerine yýkýlýyor. Sistem her zaman büyükleri kurtarýyor, bu yaklaþým devam ederse var olan sorunlar çözülmez... Bu asrýn yorumcusu Bediüzzaman toplumsal hayattaki deðiþimi anlatýrken insanlýðýn geliþimini 5 evreye ayýrýyor: Vahþet ve bedeviyet, memlukiyet, esaret, ecir, malikiyet ve serbestiyet. Ecir dediði kapitalist dönemin sonunun geldiðini ve onunda öncekiler gibi yýrtýlarak, mülk ve serbestliðin daha çok öne çýkacaðý dönemin geleceðini söylüyor. Bir baþka eserinde de “insanoðlu esir olmak istemediði gibi ecir (ücretli) olmak da istemez” diyerek yeni dönemin özelliðini vurguluyor. Þu anda kapitalizmin yýrtýlýþýna tanýk oluyoruz. Görünen bu... Yaþar Süngü, Yeni Þafak, 12 Aðustos 2011
On beþ gün hapis
Hukuk ve demokrasi standardý olmayan bir ülke BANA dost sohbetlerinde “Yahu adamlar suç iþleyecek olsalar, bu kadar açýk açýk konuþurlar mýydý bunlarý” diye soruyorlar... Onlara “Konuþurlardý” diyorum... “Fütursuzca konuþurlardý... Çünkü bu ülkenin bir hukuk ve demokrasi standardý yok... Bu ülkede 10 yýl önce kutsanan bir davranýþ modeli, 10 yýl sonra yerin dibine batýrýlýyor... Bundan 10 yýl önce bu ülkede 10. Yýl Marþý söyleyemeyene vebalý diye bakýlýyordu... Þimdi durup dururken 10. Yýl Marþý söyleyeni, þüpheli diye endiþeli bir tedirginlikle izlerler çevresindekiler...” Bir ülkenin hukuk, demokrasi, rejim ve makbul adam standartlarý bu kadar çabuk deðiþmez... Bu kadar çabuk deðiþebiliyorsa eðer tüm standartlar, “dün kutsanan, yere göðe sýðýdýrýlamayan davranýþlar bugün mahkum oluyorsa, yarýn neyin nasýl deðiþeceðini de kimse kestire-
mez ve endiþeli bir bekleyiþ hakim olur herkese...” Dün yüceltilen her “davranýþ modeli” bugün yerin dibine batýrýlýyor... Bugün “kutsanan” her davranýþ modelinin yarýn yerin dibine batýrýlmayacaðý ne malum... Bu ülkenin vatandaþlarý hangi kýstaslarý temel alarak “iyi ve saygýn birer yurttaþ” olmaya çalýþacaklar? Avrupa Birliði’nin hukuk, demokrasi, insan haklarý ve kültürel sistemine bütünüyle entegre olmamýz gerektiðini söylediðimizde, temel önceliðimiz bu ülkenin, evrensel standartlara kavuþma özlemidir... Yoksa ekonomik olarak iflas etmiþ bir Yunanistan, ne yapacaðý bilinmeyen bir Portekiz, Ýspanya, Ýtalya hatta Fransa’nýn “ekonomi politiðine yamanmak” deðil elbette ki arzumuz...(...) Evrensel deðerlerde bir demokrasi, bir hukuk, bir insan haklarý, bir ülke, bir cumhuriyet standardý lazým her birimiz için... Reha Muhtar, Vatan, 12 Aðustos 2011
Arend Van Dam
Somali’yi düþünmek... “BÝLMEDÝÐÝM o kadar çok þey var ki, Somali eksik kalsa olmaz mý?” diye sordu arkadaþým. O sýrada cep telefonundan mesaj gönderip açlara yardým parasý aktarmaktaydý. “Gönder” tuþuna bastýðýnda yüzünü tatlý bir ferahlýðýn ýþýðý aydýnlatmýþtý. Sonra ben Somali’den söz etmeye baþlayýnca yüzü tekrar karardý. Üstelik de, sanki açlara üzülmek mubah açlarý düþünmek harammýþ gibi bir hal takýnmýþtý. Öyle ya... Eðer iþini gücünü veya hobisini doðrudan ilgilendirmiyorsa bilgi edinmek ve gerçekleri sorgulamak çabasý günümüz insanýna yük gibi geliyor! Üstelik herkesin öyle ezberleri var ki, kimse o ezberler bozulsun istemiyor. Asýl konfor baðýmlýlýðý tam da bu noktada! Hiç kimse kafa konforunun bozulmasýný istemiyor. Oysa biliyoruz, gerçek rahatsýz edicidir. Çoðumuz Somali’den laf açýldýðýnda... Sýnýr kapýlarýmýza dayanan kara mültecilere hem acýyýp hem tiksinen “Beyaz Türk”lere benziyoruz. Acýyalým, yardým edelim ama çarçabuk unutalým istiyoruz alttan alta. Biraz bilgilensek diyorum ya, atla deve deðil...
Ýnternetteki az çok güvenilir kaynaklardan Somali’nin yakýn siyasi tarihine bakmak bile bize çok þey öðretebilir. Geçenlerde bir duayen yazarýmýzda rastladým... Somali’de açlýk patlak verince insanlar için “ötekileþtirme”nin, kamplaþmanýn anlamýnýn kalmadýðýný ve bizim bundan ibret almamýz gerektiðini söylüyordu. Ezbere saçmalýktý bu! Çok yanlýþtý! Çünkü yazarýmýz biraz araþtýrsa görecekti ki... Somalililer bir yandan yiyecek bulamýyor; bir yandan da birbirini yemeye devam ediyor. Neredeyse her þehir ayrý bir silahlý siyasi örgütün elinde... Bir okurum da dünkü yazýma facebook’ta þöyle bir yorum yapmýþ: “Tek yapabileceðim birkaç kez sms atmak ve arkadaþlarýmý da bunun için hareketlendirmek!” Okurumun temiz kalbini ve yardým çabasýný büyük takdirle karþýlýyorum ama.. Neden “tek yapabileceðimiz” sms atmaktan ibaret olsun? “Gidelim Somali’de devrim yapalým” demiyorum. Azýcýk durup düþünelim, biraz öðrenelim, diyorum. Þimdi zihnimizin bir köþesine kaydedilmiþ basit bir bilgi gibi görünen þeyler gün gelir bizi “taraf” kýlar. Vicdanýmýzý canlý tutan sadece duygular deðil, bilgiye dayalý sorgulamalardýr! Haþmet Babaoðlu, Sabah, 12 Aðustos 2011
KASIM ALÝ GÜNGÖR ene 1961. Ýstanbul’daki birliðimizin Yassýada emrinde görevi bitince, birliðimiz Bursa-Mudanya’ya nakledildi. Haliyle biz de Mudanya’ya geldik. Birkaç ay sonra, Ýstanbul-Harbiye muhabere merkezinden beni Ýstanbul’a Birinci Ordu Muhabere Merkezi’ne geçici görevle istediler. Hemen gidip, Birinci Ordu Muhabere Merkez Amirliðinde vazifeye baþladým. Bekâr olduðum için, Muhabere Merkezi’ndeki müsait bir odayý bana tahsis ettiler. Artýk orada yatýp kalkacaktým. 1962 yýlýnýn Þubat ayýnýn 6’sý idi, Ramazan gelmiþti. Gece nöbetçi astsubay arkadaþlarla saat 02.30 sularýnda sahur için sofrayý hazýrlamýþtýk. Soðuk kýþ gecesi, bir haber geldi. 1. Ordu Komutaný Cemal Tural teftiþe geliyordu. Biz de “Gelirse gelsin, gece vakti bu saatte ne yapacak?” diye bekleþirken, tuhaf ses ve gürültüler iþitmeye baþladýk. Derken, Ankara’dan bir astsubay arkadaþ (kurye) geldi. Paþa, ona nereden ve niçin geldiðini sordu. Kara kuvvetlerinden kurye olarak geldiðini söyledi. Hiç sebepsiz yere arkadaþa hakaret etti. Beþ on dakika sonra tekrar tuhaf sesler gelmeye baþladý. Bu sefer bir askeri ayaðýnda takunya var diye tokatlýyor. Sýra ile koðuþlara ve yemekhanelere giriyor. Neymiþ, elbisesinin düðmesi açýkmýþ, yok ayaðýnda terlik varmýþ gibi bahanelerle sahura kalkmýþ o vatan evlâtlarýnýn isimlerini, yanýndaki nöbetçi amiri yüzbaþýya yazdýrýyor. Derken, bizim Muhabere Merkez Amirliðinin kapýsý açýldý. Yanýndaki yüzbaþý ile içeri girdiler. Masada sahur yemeklerimiz hazýrdý. Biz nöbetçi astsubay arkadaþýmla, ayaða kalktýk. Þöyle bir durduðu yerde muhabere merkezine göz gezdirdikten sonra, bana bakarak, “Ne bu vaziyet?” dedi. Ben normal giyinik idim, yalnýz ayaðýmda terlik var idi. Bu sebeple kýzdýðýný anlayýp, hemen, “Ben nöbetçi subayý deðilim komutaným” dedim. “Ne olursan ol, bana askerlik mi öðreteceksin?” dedi. Yanýndaki yüzbaþýya, “Yaz bunu” dedi. Cemal Tural bana sordu: “Senin adýn ne? Nereden geldin? Mesleðin ne?” gibi sorular... Daha sonra da muhabere merkezinden ayrýldý. Biraz sonra, haber geldi. Cemal Tural beni nöbetçi amirliðine çaðýrdý, hemen vardým. Elinde biraz evvel dolaþtýðý yemekhane ve yatakhanede isimlerini yazdýrdýðý, genelde hep çavuþ ve onbaþýlarý hâvî 40 kiþilik liste vardý. Listede bulunan tek astsubay olarak ben 15 gün hapis ve birliðine yani Bursa-Mudanya’ya geri gönderilmesi ve 40 askerin uzak birliklere sürülmesi diye yüzbaþýya talimat verip elindeki listenin, üstünü altýný saðýný solunu imzaladý. Böyle tuhaf hareketlerinin sebebini ertesi gün öðrendik. Mübarek Ramazan’da, kafayý çekip teftiþe çýkýyor. Koskoca Müslüman bir devletin 1. Ordu Komutaný sýfatýný taþýyordu bu kiþi... Kamuoyunun ordumuz hakkýnda fikirlerini olumsuz etkileyen bu ve benzeri davranýþlar ve rahmetli Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüþtü Zorlu gibi deðerli devlet adamlarýnýn keyfî olarak idamlarýnýn ardýndan, Ýslâm’a ve Müslümanlara karþý menfî tutumlar da müteakip senelerdeki hainane iftiralarýný su yüzüne çýkarmýþ oldu. Ýnþâallah baþka bir makalede o hain iftiralarýný dile getirmeye çalýþacaðým. Ertesi sabah harbiyede tabiri caizse kýzýlca kýyamet koptu. Muhabere Merkez Amiri pozisyonundaki Asts. Kd. Bþçvþ. Mustafa Tümen Aðabey (öldüyse Allah rahmet eylesin) “Bundan sonra benden hiç kimse muhabere beklemesin” diyerek büyük bir infialle 1. Ordu Kurmay Baþkanýna direkt çýkarak, benim 15 gün hapis ve 15 gün istirahat ile huzur içinde Ramazan orucumu tutmama vesile oldu. Birliðime dönmemi müteakip bir iki ay sonra, tekrar geçici görevle Bandýrma’ya gittim. Cenâb-ý Hak, bir iki ay sonra Risâle-i Nur’u tanýmamý nasip etti. Elfü Elfi Elhamdülillah...
S
MAKALE
Y
13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
9
Ramazan yeme, içme, eðlenme ayý mý, yoksa…
fersadoglu@yeniasya.com.tr
amazan, yeme, içme, eðlenme ayý deðil, bilâkis, yememe, eðlenmeme ayýdýr. Zira, Ramazan bir uhrevî pazar, bir Ýlâhî fuardýr. Bu pazar ve fuarda ebedî hayatý kazandýracak çok kârlý ticaret yapabiliriz. Ancak, bazý yayýn organlarý, tv kanallarý, Ra mazaný “çal oynasýn, vur patlasýn!” havasýna büründürüyor. Hiç þüphesiz mü’min, meþrû dairede eðlenir, eðlenmeli. Fakat, iþ gezisine çýkan bir iþ adamýnýn,
R
bir diplomatýn ana düþüncesi iþine odaklanarak sonuç almaya çalýþmak deðil midir? Ancak, bu, tâlî meþgaleler bulmasýna engel teþkil etmez. Hedefinden saptýrmayacak uðraþlar, hobiler bulabilir. Ki, ana mesele için aþk ve þevk unsuru olabilir. Bu örneklerden hareketle dünyaya gönderiliþimizin asýl gayesi “imtihan, ibadet, duâ ve ilim” vasýtasýyla geliþmek þeklinde özetlenebilir. Tabiî ki, bu temel görevin yanýnda meþrû çerçevede eðlence gibi bazý tâlî meþgalelerimiz de olabilir ve hatta olmalý. Dünya meþgaleleri, iç içe yaþadýðýmýz maddîmanevî sýkýntýlar bizi bunaltýr. “Kalbimiz yorulur; fikir kendisini eðlendirmek için rastgele bir þeyle meþgul olmak ister” ve hemen hayallerin renkli, pembe dünyasýna dalarýz. Öte yandan, uçmak, hesapsýz mal/mülke sahibi olmak, sonsuz lezzet ve zevklere dalmak, hatta sonsuza dek yaþamak isteriz. Ancak ahirete iman ve Kur’ân’ýn bahsettiði
‘‘
Hiç þüphesiz mü’min, meþrû dairede eðlenir, eðlenmeli. Fakat, iþ gezisine çýkan bir iþ adamýnýn ana düþüncesi iþine odaklanarak sonuç almaya çalýþmak deðil midir?..
gerçekleri, Cennette yaþama imkânýna kavuþacaðýmýzý düþünüp dünyanýn faniliðini, hayal kýrýklýklarýný tamir ve tedavi edebiliriz. Eðlenceye meyletmenin diðer psikolojik temeli,
insan olarak “geçmiþ, þimdiki ve gelecek” olmak üzere üç boyutlu zaman dilimlerinde yaþamamýzdýr. Yani, geçmiþten hazin üzüntüler, istikbalden endiþe oklarý, bulunduðumuz andan çeþitli problemler hücum eder. Düþmanlarýmýz sayýsýz; ihtiyaçlarýmýz ise her tarafa daðýlmýþ. Buna mukabil, son derece aciz, zayýf, güçsüz yaratýklarýz. Öte yandan, þuurlu fakat aklýmýz, fikrimiz kýsa varlýklar olmamýz yanýnda, “Nereden geldim, kim gönderdi, sonum ne olacaktýr; bütün sevdiklerimden, sahip olduðum güzelliklerden sonsuza dek ayrýlacak mýyýz?” gibi sorular zihnimizde yankýlanýr. Ýþte, sonsuz kudret, merhamet Sahibine lâyýkýyla inanýp tevekkül edemeyen insan; gerçeklerden, problemlerden ve sýkýntýlardan kaçmak ister. Bu çerçevede, kimilerince oyun, eðlence ve gayr-i meþrû vasýtalardan olan alkol veya uyuþturucu bir kaçýþ kapýsý olarak görülür.
Eþrefoðlu Camii’nde teravih m.ozturkozturkcu@hotmail.com
Bir tercih meselesi narþiyi netice veren tohumlarýn çabuk ýslâh edilememesi sonucu, ülke nin a ley hin de ce re yan e den menfî hadiselerin varlýðý vahim olmuþtur. Uzun yýllar önce yaptýðý tahlil ve deðerlendirmelerini zamanýn ayan beyan tasdik ettiði Bediüzzaman Hazretlerinin anarþi ve ülkedeki bunalýmlarla ilgili teþhis ve tesbitlerinden bahsediyorum. Yýllar önce öðretmen yetiþtiren yüksek mektepte yaþadýðýmýz bir hadisenin ýþýðýnda konuyu arz etmeye çalýþacaðým. Ýki grubun olumsuz tutum ve davranýþý sonucu aniden alevlenen hadise sýnýfý birbirine katmýþtý. “Polis!” diyenlerin sesine mukabil, okulda beklemekte olan Polis’in sýnýfa girmesiyle birlikte bütün sýnýfý apar topar nezarete götürmesi bir olmuþtu. Ýçlerinde biz de dahil, gittiðimiz nezarette tam dokuz saat bekletilmiþtik. Bu bekletilme anýnda Polis telsizine ge len bir ses garipti: “Ýçlerinde kaç solcu ve kaç saðcý var?” diyerek soruyordu. Saðcý–solcu terim le ri i ki si ya sî gru ba yönelik olarak deðerlendirilirken, sýra bize gelince “Kastettiðiniz siyasî anlamdaki belirginlikleri soruyorsanýz, ben Risâleleri okuyorum Komiser bey” demiþtim. Biraz daha bekletilmenin ardýndan “Sen çýk!” diyerek beratýmýzý (!) vermiþlerdi. Bu hadisenin yaþanmasýndan evvel de solcu olduklarý netleþen gruptan pos býyýklý, heyecan ve hýrs dolu bir babayiðit (!) bize “Yerin neresi?” deyip üstümüze gelince, yine “Ben Nurcuyum, yerim burasý” demiþtim. Or ta lýk i yi ce a lev len miþ ti. Ü ze ri mi ze hýnçla grup halinde saldýrmaya tam yönel diklerinde, sýnýfýn açýk penceresinden dýþarýya fýrlamýþtým. Yýl 1978. Mekân Van Eðitim Enstitüsü’ydü. Temel maksadýmýzýn okumak ol duðunu ve okula bu amaçla geldiðimizi her halükârda beyan etmemize raðmen, her fýrsatta cereyan eden anarþi olaylarýnýn içine çekmeye çalýþýyorlardý bizleri. Biz ise, tercihimizi müsbet hareket esasýndan yana kullandýðýmýzdan rahat ediyorduk. Defalarca bir araya sa kin zamanlarda geldiðimizde, anarþi ve karmaþa çýkartarak bir yerlere varmanýn mümkün olamayacaðýný, fikir bazýnda konuþup meselelerin izalesi yönüne gidilmesinin en saðlýklý bir metod olduðunu söyleyerek, beslendiðimiz kaynak olan Risâle-i Nur’daki hakikatleri nazarlara vermeye çalýþýyorduk. Si ya si le rin ve ba zý o lum suz fi kir le rin girdabýna düþen, böylece de doðru istikameti bulmada zaafiyete maruz kalanlara, en doð ru is ti ka me tin Be di üz za man’ýn müsbet hareket anlayýþýyla çizdiði süreçte olduðunu söyleyerek, çizgimizden asla ödün vermemeye çalýþýyorduk. Zaman içinde þahit olduðumuz olaylar zincirinin akabinde anarþi ve siyasetin kirli yönüyle hayatýný öðrencilik yýllarýnda kazanmaya çalýþanlarýn, okullarýný doðru düzgün bitiremediðine þahit oluyorduk. Biz ise öðretmen olarak atanýp ülkemize hizmet etmeye devam ediyorduk. Tercihimizi müsbet hareket anlayýþýndan, yani Risâle-i Nur’un hakikatli mese leleriyle hayatýmýzý tanzime yönelik kul landýðýmýzdan baþarýlý olmanýn yollarýný aralýyorduk. Hayat ve hadiseleri yaþarken, tercihimizi doðru olandan yana kullanmalýyýz diyoruz. Allah’a emanet olunuz.
A
Selçuklularýn Beylikler Devri’nde Eþrefoðlu Beyi Süleyman Bey tarafýndan yaptýrýlan Eþrefoðlu Camii, Anadolu’daki ahþap direkli camilerin en büyüðü ve orijinalidir.
nýlarla kar ve buz taþýnýp buraya doldurulur muþ. Ýnsanlar yaz sýcaklarýnda bile serin bir ortamda ibadet edebilirlermiþ. 6 metre yüksekliðinde, çini mozaik ile kaplý çok muhteþem bir mihraba sahiptir. Abidevî bir taç kapýsý vardýr. Minberi tamamen ceviz mehmet0cetin@gmail.com aðacýndan, oymalý ve çatmalý tutkalsýz yapýlmam, teravih namazýnda Allah’ýn askerle- mýþtýr. Ýnanýlmaz bir düzgünlük ve incelikte rinden bahseden âyetlerden okuduðunda yapýlan minber geometrik þekiller ve bitkisel bulunduðum caminin bânisi olan Eþrefoð- bezemelerle kaplýdýr. Minber tamamen masif aðaçtan, oyma ve kakma tekniði ile çivi kullalu Beyi Süleyman Bey hatýrýma geldi. Selçuklularýn Beylikler Devri’nde Eþre- nýlmadan yapýlmýþ. Minber kapýsýnýn üstünfoðlu Beyi Süleyman Bey tarafýndan yaptýrý - deki ahþap hat yazýsýnýn ortasýnda Lafzullah, lan bu cami, Anadolu’daki ahþap direkli ca- dört köþesinde ise dört halifenin isimleri iþlenmi le rin en bü yü ðü ve o ri ji na li dir. Kon - miþ. Ahþap sütunlar sedir, baþlýklar ise abanoz ya’nýn Beyþehir ilçesinde yer alýr. Bugünkü aðacýndan olup, altý ay Beyþehir Gölünün iadýyla “Beyþehir” ya da geçmiþteki isimle - çinde yatýrýlarak, kimyasal madde kullanýlmariyle “Süleymaniye”, “Süleymanþehir”, “Bey- dan, tabiî yollarla koruma özelliði kazandýrýl þehir”, “Beyþehri”; 1243 yýlýnda Eþrefoðlu mýþ. Caminin tavaný renkli kalem iþi süslemelere sahiptir. Özellikle konsollardaki kök boSüleyman Bey tarafýndan kurulmuþtur. Eþrefoðlu Camii, 1296-1299 yýllarý arasýnda yalý motifler dikkat çekicidir. Caminin güneybatý köþesinde mukarnas yapýlmýþtýr. Orta Asya’da Semerkant, Buhara gibi eski Türkistan þehirlerinde yer alan aðaç baþlýklý iki ahþap sütunun taþýdýðý on üç basadirekli camilerin ülkemizdeki bir örneði olan makla üzerine çýkýlan 2 m. yüksekliðinde hünEþrefoðlu Camii, çok sayýda ahþap sütun üze- kâr mahfili bulunmaktadýr. Hünkâr mahfili ce rinde yükselir. Yüzyýllar boyu kýþ aylarýnda ca- viz aðacýndan dantel gibi iþlenmiþ þebekelerle minin damýndaki kar, çatýnýn ortasýndaki boþ- çevrilidir. Mihrap önü kubbesi önünde bululuktan ortadaki havuza atýlmýþ ve ortamý nan hünkâr mahfili Mustafa Bey isimli bir venemlendirerek yakýlan sobalardan ötürü ah- zir oðlu tarafýndan 1574-1575 yýlýnda Osmanlý þap sütunlarýn çatlayýp kurumasýný engelle- döneminde yapýlmýþtýr. Mahfilin kiriþleri ve tamiþtir. 1965 yýlýnda karlýðýn üstü camla kapa- banýný alt yüzü nakýþ ve oymalarla bezelidir. týlýnca o tarihî vazifesini yapamaz olmuþ. Ay- Giriþin üzerinde yer alan kadýnlar mahfili çinirýca bu karlýðý yaz aylarýnda serinlemek için lerle kaplý olup ahþap korkuluklarý ve iki yan kullanýrlarmýþ. Caminin ortasýndaki dörtköþe duvarlara kadar uzanan parmaklýklarý ile ahþap çukura bahar baþlarken yakýn daðlardan kað- iþçiliði yönünden de ilginç bir bölümüdür.
Ý
GÜN GÜN TARÝH
Turhan Celkan
Caminin üstü önceleri toprak damla örtülü iken tamirlerle çinko kaplý kýrma çatý haline getirilmiþtir. Bu tamiratlar sonucu toprak çatý, önce kiremitle örtülmüþ; sonra bakýrla kaplanmýþtýr. Sanki içinde yüzyýllýk aðaç direkleri saklamak istercesine cepheler moloz taþlarla örtülmüþtür. Uzunlamasýna dikdörtgen planlý olan yapý, altý sýra halinde mu kar nas baþ lýk lý 48 a ðaç di rek ü ze ri ne mihraba dikey uzanan kiriþlerle yedi nefli olarak yapýlmýþtýr. Yüzyýllara meydan okuyan ahþap direkler cami içine girildiðinde sükûnet verici bir atmosferin sizlere eþlik etmesine sebep oluyor, gezilen bir sütun ormanýn sakinliðiyle... Ahþap tavanlar, yer döþemesinin ahþap seçilmesi güzelliði tamamlayýcý elemanlar. Tabiatýn, insanýn, sevginin biraradaki güzelliðini yaþadýðýmýz Eþrefoðlu Camii, Selçuklu Ulu Camilerinde görülen özellikleri ile tek örnektir. Eþrefoðlu Camii, Eþrefoðlu Türbesi ve Eþrefoðlu Hamamý’nýn da bulunduðu tarihî Eþrefoðlu Mahallesi ise adeta “Yaþayan Selçuklu Çarþýsý” hüviyetinde. Bu camiyi ziyarete gidemiyorsanýz bile internetteki alâkalý sitelerini ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Anadolu’daki pek çok tarihî eserlerimiz gibi burasý da yardým beklemekte. Vazifelilerin veya koruma derneðinin imkânlarý ile bu e ser le rin ih ti yaç la rý nýn kar þý lan ma sý mümkün deðildir. Elbetteki devletin imkâný gereklidir. Ýþittiðimiz kadarýyla Sayýn Baþbakanýn yardýmcý olmada sözü de varmýþ. Bu sütunlardan hatýrlatmayý vazife biliriz.
turhancelkan@hotmail.com
fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info (0 505) 648 52 50
Somali’ye yardým Zülfikar Balpetek, Hayri Tütüncüoðlu: “Fitre ve zekâtlarýmýzý Somali, Sudan, Kenya gibi ülkelerde yaþayan fakir ve aç kardeþlerimize göndersek olur mu?” ömürü vahþeti dünyada varsa, sömürülen, ezilen, hakký gasp edilen masumlar ve günahsýzlar hep olacaktýr! Ve hakký gasp edilen masumlar ve günahsýzlar dünyada varsa, bu hak dönüp gasp eden canavarý vahþetinin içinde bir gün-–âhirete kalmadan—mutlaka boðacaktýr! Bugün Somali, Sudan, Kenya açlýktan kývranýrken, ölürken; beþ yüz yýldan beri bu ülkelerin önce insanlarýný köleleþtiren, sonra da ellerindeki zenginlikleri—altýný ve elmasý—çalan ve gasp eden Batýlý canavarlarýn, þimdilerde ekonomik krizle periþan bir döneme girmeye hazýrlanmasýnýn baþka izahý var mý? Afrika’dan altýný ve elmasý aþýrýp kaçýranlar þimdi altýn krizine tutuldular? Demek altýna o kadar taptýnýz ki, rezervlerinizde de tutamadýnýz ve dolarlarýnýzý karþýlýksýz bastýnýz? Aç gözlü canavara zulmünün hesabý bir gün mutlaka sorulur, faturasý bir gün mutlaka kesilir! Halk sormazsa, Hâlýk sorar! Halk kesmezse, Hâlýk keser! Çünkü halk adil deðilse, Hâlýk Âdildir! Deniyor ki, Somali’deki açlýðýn sebebi kuraklýk! Hayýr, hayýr! Kuraklýk sadece yüzeysel bir senfoni! Kuraklýk varsa, yer altý ve yer üstünün baþka zengin kaynaklarý ne güne duruyor? Ama bu kaynaklara ulaþacak tekniðin yoksa, gücün kudretin yoksa, topraklarýný baþka güçler istilâ etmiþse, açlýk ve çaresizlikten baþka çare var mý? Afrika’nýn içine düþürüldüðü bu vahim durumu Kenya’nýn ilk cumhurbaþkaný Jomo Kenyetta ne güzel özetliyor: “Hristiyanlýk, Afrika’ya geldiðinde Afrikalýlarýn elinde topraklarý, Hristiyanlarýn ise incilleri vardý. Hristiyanlar bize gözlerimizi kapatarak duâ etmemizi öðretti. Gözlerimizi açtýðýmýzda topraklarýmýz onlarýn elinde, bizim ellerimizde ise inciller vardý…” Google’a ‘Somali’ yazan herkes görür ki: Somali bugün uranyum, bakýr, boksit, demir gibi yer altý kaynaklarý açýsýndan zengin olmakla birlikte; petrol ve doðalgaz açýsýndan da zengin kaynaklara sahiptir. Somali’de yýllardýr ne devlet var, ne polis! Ve dört Amerikan petrol firmasý (Conoco, Amoco, Chevron ve Philips) Somali’de faaliyetler yapmaktadýr. Bütün bunlar acý gerçekler! Dünyada adaletsiz bir daðýlým var. Yüz yýllardýr güçlü olanlar güçsüz olanlarý ezmiþler. Ýslâm âlemi de çaresiz. Kendi baþýnýn derdinde! Onlarýn oyunlarýný ters yüz edecek kudretten ve inisiyatiften yoksun! Tablo bu! Bu tablodan zayýflarýn açlýðý, çaresizliði ve ölüm çýkar! Hiç þüphesiz bize düþen, zayýflara destek olmak, açlarý doyurmak, masumlarýn yanýnda yer almak, çaresizlere çare olmak. Nitekim bizim inancýmýzda, “Komþusu açken tok yatan bizden deðildir” insicamý vardýr! Bizim medeniyetimizde, “Mü’min mü’min için bir binanýn taþlarý gibidir. Birbirine sýmsýký sarýlýrlar” anlayýþý vardýr. Böyle zor ve dar zamanlarda mü’minlerin birbirlerine sýmsýký sarýlmalarý ve gerekli yardýmlaþmayý kendi aralarýnda hiç teklif ve destur konusu bile yapmadan saðlamalarý imanlarýnýn kendilerine getirdiði bir yükümlülüktür. Allah’a ve ahiret gününe iman edene yakýþan davranýþ da böyle zor zamanlarda kenetlenmek derecesinde yardýmlaþmak ve elinde avucunda ne varsa paylaþmaktýr. Bediüzzaman Said Nursî’nin þu uyarýsýný unutmayalým: “Eskide ekser Ýslam filcümle aç deðildi. Tenauma ihtiyar bir derece var idi. Þimdi ise ekseri açlýða düþtü kaldý. Telezzüze ihtiyar izn-i þer’î kalmadý.” 1 Ýslâm âleminde bir yerde bir açlýk ve ölüm varsa, Müslümanlarýn tenaumu ve telezzüzü býrakarak, yani nimetler ve lezzetler içinde yüzmeyi terk ederek, elbirliði içinde o bölgeye derhal yoðunlaþmalarý ve yardýmlaþmalarý imanlarýnýn gereðidir ve emridir. Bu konuda doðru iletiþimi ve nakliyeyi saðlayan kurumlara da ihtiyaç olduðu muhakkaktýr. Diyanet’in ve Kýzýlay’ýn bütün Türkiye’de baþlatýp yürüttüðü yardým kampanyasý bu açýdan takdire þayandýr. Ama yeterli deðildir. Muhtelif yardýmlaþma dernekleri veya vakýflarý da bu konuda inisiyatif alabilir ve almalýdýr. Her Müslüman’ýn felâket bölgesine bilfiil gidip yardýmcý olmasý mümkün deðildir. Ama her Müslüman’ýn böyle sivil veya resmî inisiyatiflere katký vermesi pekâlâ mümkündür. Bu yollar iþletilebilir ve iþletilmelidir. Fitrelerimizi de, zekâtlarýmýzý da þüphesiz bu topraklardaki insanlar için kullanabiliriz. Ama bu topraklarda daha büyük yardýmlara ihtiyaç olduðu anlaþýlýyor. Dolayýsýyla fitre ve zekât ölçüsünü de aþýp, ciddî manada yardýmlaþmaya ve paylaþmaya katký vermemiz lâzým. Allah kabul etsin. Âmin.
S
Dipnot: 1- Sözler, (yeni), Lemaat, s. 1178.
10
KÜLTÜR SANAT
13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
Y HABERLER
Neyzen ve semazenler Sivaslýlarý mest etti
mehmetkaplan@hotmail.com.tr
Sað omuz ve sol omuz... Hani: Çocukken annelerimiz bizi uyarýrdý… -Evlâdým… derlerdi. -Sakýn kötü yola gitme… Ýyi yola git! -Ýyi yola gidersen sað omuzundaki melek senin hep iyiliklerini yazar. Þayet hata eylersen sol cenahýndaki melek de sevap yerine günah yazar… Aman aman evlâdým sen, sen ol hatalý yola veya yollara sapma!.. ***
Mevlânâ Hazretleri: “Ayýp ve günahý örtmede “Gece gibi ol!” bu yuruyor… Ama… Nerdeeeeeeee… Devir kamera devri. Bir de; dikkat buyurunuz: Kameralar melekler gibi omuzlarýmýzýn üstündeler. Amma: Sað omuz meleði ile sol omuz meleði birbirine karýþmýþ (!) Galiba ahirzaman… Ne kimse kimsenin derdi ile ilgileniyor! Ne de, kim ne vaziyetlerde… Bilmiyoruz. *** Câným insanoðlu inatla gülmekte; aðlamasý gereken hâline! Hatalarýmýz gýrla giderken… Dünya hayatýna yönelik kameralarý bunca ciddiye alýrken… Peki; asýl hayatýmýzý geçireceðimiz ahiret hayatý içine ne tür görüntüler verdiðimizi düþünmekte miyiz hiç? Hiç korkuyor muyuz yarýn vereceðimiz hesabýn ederini tutarýný karþýlaþtýrýr iken? Aðlanacak halimize mi gülmekteyiz? *** Hepimiz bir gün toprak altýna girip hesap verdiðimizde… Perdeler açýldýðýnda: Kimin veya kimlerin... Kime veya kimlere ne yaptýðý ortaya dökülünce; Yaratanýn kulu olduðumuza ve buyruðuna... Ýsrafil (as) Sur’a üflediðinde, kaçýmýz açýk alýnla “Buyur” diyebileceðiz? Allah encamýmýzý hayreyliye… Malûmunuz, “ENCAM”; bir iþin sonu demektir! Sonlarýmýz hayrola! En iyisi; Bediüzzaman Hazretlerinin tavsiye ettiði gibi kendimizi ölmüþ hissetmek! Hayalen kabre girmek… Teþyiciler gittikten sonra da amelleri ile baþ baþa kalmak. Aman Allah’ým… Sana sýðýnmaktan baþka çaremiz mi var?
Evliya Çelebi’nin dünyasý Türkiye’yi gezecek
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlýðý, Evliya Çele bi’nin gezdiði yerler, bu yerlerin özellikleri ve ziyaret tarihlerini belirten detaylý haritalardan oluþan bir sergi hazýrladý. Bakanlýktan, ‘’Evliya Çelebi Seyahatnamesi" ile ilgili bu þekilde bir kartografik çalýþmanýn ilk defa gerçekleþtirildiðine vurgu yapýlarak, bu çalýþmayla Türkiye ve dünya için büyük bir deðer olan yazar ve eserinin sadece 2011 yýlýnda deðil bundan sonra da genç nesiller için her zaman yararlanýlan bir kaynak olarak görülmesinin amaçlandýðý bildirildi. Ankara / aa
TSK Genelkurmay Baþkanlýðý bünyesindeki Mehteran Birliði, ücretsiz olarak Apollon Tapýnaðýnda, iki gece üst üste mehter konseri verecek.
Mehteran Side’den seslenecek DÜNYADA bütün ordu bandolarýnýn atasý olarak kabul edilen “Mehter”, Side 11. Uluslararasý Kültür ve Sanat Festivali kapsamýnda, 16-17 Aðustos 2011 tarihlerinde saat 21:30’da, TSK Genelkurmay Baþkanlýðý bünyesindeki Mehteran Birliði ile ücretsiz olarak iki gece üst üste, Apollon Tapýnaðý’nda konser verecek. Osmanlý Ýmparatorluðu’nun kurucusu Osman Gazi’ye 1289’da beylik yetkisi veren Anadolu Selçuklu Hükümdarý II. Gýyasettin Mesut’un, özel boru timi ile kurduðu kabul edilen mehter; savaþ alanlarýnda askerlerin millî ve manevî duygularýný kuvvetlendirerek, onlara moral verirken, düþ-
maný da korkutmak amaçlý kullanýldý. Okuyucu adý verilen çevgen grubu ile zurna, boru, nakkare, zil, davul ve kös olmak üzere 7 enstrüman grubundan oluþan mehter takýmýnýn büyüklüðü, onun kat sayýsýna baðlýdýr. Bir kat mehter; bir zurnazen, bir boruzen, bir nakkarezen, bir zilzen, bir davulzen ve iki çevganiden oluþur. XVIII. yy. Osmanlý Ýmparatorluðu Dönemi mehterini temsil eden Türk Silâhlý Kuvvetleri Genelkurmay Baþkanlýðý bünyesindeki Mehteran Birliði; görkemini Side 11. Uluslararasý Kültür ve Sanat Festivali kapsamýnda Sidelilere sunacak. Kültür Sanat Servisi
IRCICA’dan hat sergisinde 4. þehir IRCICA VE EÝT'ÝN DAHA ÖNCE DUÞANBE, KABÝL VE TAHRAN'DA DÜZENLENEN SERGÝ, 15 AÐUSTOS'TA ÝSTANBUL'DA AÇILIYOR. ÝSLÂM Tarih, Sanat ve Kültür Araþtýrma Merkezi (IRCICA) ve Ekonomik Ýþbirliði Teþkilâtý (EÝT) Kültür Enstitüsü iþbirliðiyle düzenlenen Hat Sergisi 15 A ðus tos 2011, Pa zar te si gü nü sa at 16.00’da Dol ma bah çe Sa nat Ga le ri si’nde ziyarete açýlacak. E ko no mik Ýþ bir li ði Teþ ki lâ tý (E ÝT) böl ge sin de yer a lan ül ke le rin sa n'at mirasýnýn gündeme getirilmesi amacýyla baþlatýlan EÝT Hat Festivali çerçevesindeki sergilerin birincisi 13-27 Ekim 2010 tarihlerinde Tacikistan’ýn baþþehri Duþanbe’de, ikinci ayaðý olan Afganistan sergisi de, baþþehir Kabil’de açýlmýþtý. Son olarak “Güneþ Ülkesi” temalý sergi de Ýran’ýn baþþehri Tahran’da 15-26 Haziran 2011 tarihlerin-
BULMACA Hazýrlayan: Erdal Odabaþ (erdalodabas@mynet.com)
1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
MAZ LUM DER Kay se ri Þu be si, So ma li’de ya þa nan in san lýk dra mý na dik kat çekmek amacýyla, bölgedeki açlýk ve kuraklýðý gösteren fotoðraflardan oluþan bir fotoðraf sergisi açtý. Bölgedeki manzaraya ý þýk tut mak i çin Maz lum der Kay se ri Þubesi de, þehir merkezinde bir fotoðraf sergisi açtý. Fotoðraf sergisinde bölge insanýnýn yaþadýðý sýkýntýlar ve açlýðý gösteren karelerden oluþan 40 fotoðraf sergile ni yor. A çý lýþ ta ko nu þan Maz lum der Kayseri Þubesi Baþkaný Atalay Þahin, acýlar ve sýkýntýlarýn ancak paylaþma ve dayanýþma ile azaldýðýný söyledi. 21 Aðustos ta ri hi ne ka dar a çýk du ra cak ser gi ya ký nýn da So ma li’ye ya pý la cak ba ðýþ lar i çin de bir stant oluþturuldu. Kayseri / cihan MEDYA takibinin öncü þirketi Ajans Press, AMEC (Uluslararasý Ýletiþim Ölçme ve Deðerlendirme Birliði / The International Association for Measurement and Evaluation of Communication) üyeliðine imza atarak, dünyanýn önde gelen medya takibi þirketlerinin arasýna girdi. Medya Takibi sektörünün uluslar arasý ölçekte geliþmesini saðlamak amacýyla 1996 yýlýnda Ýngiltere’de kurulan AMEC, bugün 38 ülkedeki üyeleriyle bilgi ve deneyimlerini paylaþan global bir meslek örgütüdür. AMEC üyesi tek Türk þirketi olarak ülkemizi temsil eden Ajans Press’in Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Ali Özkan “1953 yýlýndan bu yana Türkiye çapýnda müþterilerimize verdiðimiz hizmeti dünya standartlarýna taþýmak üzere AMEC üyeliðine imza attýk. Müþterilerimize dünya medyasýnýn da kapýlarýný açarken, dünyanýn en hýzlý geliþen ekonomilerinden birine sahip ülkemizin deneyimlerini de AMEC üyelerine aktarabileceðiz” dedi.
de Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluþmuþtu. Festivalin dördüncü ser gisi ise kültür baþþehri Ýstanbul’da gerçekleþtiriliyor. Ekonomik Ýþbirliði Teþkilâtý üye ülkelerinden baþta Türkiye ve Ýran olmak üzere Afganistan, Ýran ve Pakistan’dan 65’in üzerinde san'atçý, yüzün üzerinde eserle sergiye katýlacak. San'atçýlarýn sülüs, nesih, nestalik gibi çeþitli yazý türlerinde kendi üslûpla rý ný ser gi le dik le ri bir bi rin den kýy metli hat san'atý eserlerinin birada sunulacaðý sergi 15 Aðustos 2011, Pazarte si gü nü sa at 16.00’da Dol ma bah çe Sanat Galerisi’nde ziyarete açýlacak ve 26 Aðustos 2011 tarihine kadar 9.30 ile 17.00 saatleri arasýnda gezilebilecek. Ýstanbul / Recep Bozdað
me kâný, 2011 yýlýnýn ilk 6 aylýk diliminde toplam 657 bin yerli ve yabancý turist ziyaret etti. 2010 yýlýnýn ilk altý ayýnda toplam 565 bin ziyaretçi tarafýn dan zi ya ret e di len Mil lî Sa ray lar, 2011 yýlýnýn ayný döneminde 657 bin ziyaretçiyi aðýrlayarak toplam ziyaretçi
Mazlumder’den Somali fotolarý
Ajans Press dünya liginde
Pendik’te kurs kayýtlarý baþlýyor
Millî Saraylar doldu taþtý MÝLLÎ Sa ray lar Da i re Baþ kan lý ðý na baðlý tarihî mekânlara yerli ve yabancý ziyaretçilerin ilgisi 2011 yýlýnýn ilk yarýsýnda da artarak devam etti. Dolmabahçe ve Beylerbeyi Saraylarý baþta olmak üzere, Millî Saraylar Daire Baþkanlýðý envanterinde yer alan 9 tarihî
SÝVAS Belediyesi tarafýndan Ramazan’da her gece düzenlenen ‘Buruciye Yaz Akþamlarý Ramazan Etkinlikleri’ kapsamýnda neyzen resitali ve semazen gösterileri sunul du. Prog ram da ilk o la rak, Nas ret tin Hoca, Meddah ve Karagöz-Hacivat gösterileri sahne aldý. Nasrettin Hoca’nýn anlattýðý fýkralar ve daðýtýlan çeþitli hediyeler özellikle çocuklarýn ilgi odaðý oldu. Med dah’ýn ardýndan Yusuf Duru tarafýndan hazýrlanan Karagöz-Hacivat gösterisi sahne aldý. Programda daha sonra, Sivas Belediye si Kül tür ve Sos yal Ýþ ler Mü dür lü ðü Konservatuvarý’nda eðitim gören neyzenler sahneye çýktý. Program, Þef Yýlmaz Yýldýrým’ýn yönetiminde tasavvuf müziði resitaliyle devam etti. Programda ayrýca, Sivas Mevlânâ Tasavvuf Kültürü ve Sema Derneði semazenleri de sema gösterisi yaptý. Neyzen ekibi ve semazenler vatandaþlar tarafýndan ilgiyle takip edildi. Sivas / cihan
sayýsýnda % 15 oranýnda artýþ kaydetti. 30 Ha zi ran 2011 ta ri hi ne ka dar 342 bin yerli 315 bin yabancý olmak üzere toplam 657 bin turisti aðýrlayan Millî Saraylar Daire Baþkanlýðý bu ziyaret lerden 5.5 milyon TL gelir elde etti. Kültür Sanat Servisi
PENDÝK Belediyesi Kurslarý, 2011-12 eðitim yýlý kayýtlarý baþlýyor. 15 Aðustos–25 Eylül tarih leri arasýnda kayýt iþlemleri gerçekleþtirilecek olanlar, Pendik Belediyesi web adresi ‘www.pendik.bel.tr’ den kurs kayýt formunu doldurarak online olarak iþlemlerini gerçekleþtirebilecek. Her fýrsatta ilçede san'atý ve san'atçýyý destekleyen Pendik Belediyesinin açmýþ olduðu 4 ayrý kategorideki kurslar ise þöyle; Müzik Kurslarý, El Sanatlarý Kurslarý, Hobi Kurslarý, Sahne Sanatlarý Kurslarý. Ýstanbul / Said Temur
SOLDAN SAÐA— 1. Yüksek düzeydeki devlet adamlarýYUKARIDAN AÞAÐIYA— 1. Bir süreç içindeki dunýn kurduðu büyük meclis. - Arap alfabesiyle yazýlmýþ rumlardan her biri, basamak, aþama, rütbe. - Büyük, metinlerde üstüne ve altýna konduðu ünsüzlerin birer yetiþkin, yaþlý, kart. 2. Geçindirmekle mükellef buluünlü ile okunmasýný saðlayan iþaret. 2. Çoðunlukla valinan aile fertleri. - Çocuk. 3. Orta. - Sivas iline baðlý illerce yönetilen ve yönetim bakýmýndan bir tür baðýmçelerden biri. 4. Balýk avlamakta veya yük taþýmakta sýzlýðý olan büyük il. - Acýmasýz ve haksýz davranan, kullanýlan, tek veya iki direkli ve açýk güverteli, büyük zulmeden. 3. Gözlemevi. - Denizli aðzýnda çelimsiz, zakayýk. - Bir besin maddesi. 5. Bütün çizgileri belirgin yýf. 4. Eski Mezopotamya uygarlýðý. - Erkek kardeþ. 5. olan, gözün bütün ayrýntýlarýyla algýlanan, iyi görüSaçlarýn, sakalýn, hayvan tüylerinin karýþýklýðýný gidernen. - Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil meye veya kadýnlarýn saçlarýný tutturmaya yarayan diþli olmayan hayvanlarý vurma veya yakalama iþi. 6. Kataraç. - Parlaklýk, aydýnlýk. 6. Yalnýz bir ailenin oturabileman. - Ýþaret. 7. Yüz örtüsü. - Lâtin alfabesinin beþinceði biçimde yapýlmýþ yapý. - Bazý bölgeleri sulamak, ci harfinin adý, okunuþu. 8. Hz. Ýbrahim’in babasýnýn kurutmak amacýyla veya gemilerin iþlemesine elveriþli, adý. - Baþ, kafa. 9. Radyum elementinin simgesi. - Uinsan eliyle açýlmýþ su yolu. 7. Üzme, sýkýntý verme. fuklar. - Nazi hücum kýSu. - Yeni Zelanda’da yaþayan, katasý. 10. Savurgan, harnatlarý küt olduðu için uçamayan, BÝR ÖNCEKÝ BULMACANIN CEVABI camalarýnda olanüstü bacaklarý güçlü bir kuþ. 8. Gözde 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 sarýya çalan kestane rengi. - Atarcömert kiþiye halk ara1 A N O N Ý M E S E R K Y damar ve toplardamarlarýn içinde sýnda verilen isim. 11. dolaþarak hücrelerde özümleme, 2 K A B Ý R A Z A B I A A Evlerde yiyecek, içecek yadýmlama görevlerini saðlayan ve erzakýn saklandýðý o3 Ü T Ü A E R A K A Z A M plazma ve yuvarlardan oluþmuþ R A da, ambar veya dolap. 4 M E R A M B N A S A kýrmýzý renkli sývý. 9. Tatlý su istaÝki dað arasýndaki çu5 Ü M L Y N K Þ T Ü N E L kozu. - Gam (II) dizisinde “si” ile kurca arazi veya geçit, 6 L E M A L A R Ý T U N A “re” arasýndaki ses. 10. Tek baþýna koyak. 12. Buyruk, koanlamý olmayan, sonuna geldiði 7 A L Ý Z E E A T A R A M mut, talimat, ferman. sözle cümledeki diðer kelimeler a8 T Ý L A K A E A T K E A Türkiye’nin Karadeniz rasýnda iliþki kuran kelime türü. 9 Ö Ý A Ð Y K A Z I M A K Bölgesi’nde yer alan illeKademeler, dereceler, mertebeler. rinden biri. 10 R Ý N A B A L I Ð I A K
EKONOMÝ 11 AÐUSTOS 2011
MERKEZ BANKASI DÖVÝZ KURLARI
AB bankalarýnýn sýkýntýya düþmesi bizi de etkileyecek
1 ABD DOLARI
ALIÞ
DÖVÝZ SATIÞ
ALIÞ
EFEKTÝF SATIÞ
1 ÝSVÝÇRE FRANGI 1 ÝSVEÇ KRONU
ALIÞ
DÖVÝZ SATIÞ
EFEKTÝF ALIÞ
SATIÞ
2.3887 0.26834
2.4041 0.27113
2.3851 0.26815
2.4077 0.27175
1.7816 6.4235
1.7897 6.5081
1.7750 6.3271
1.7965 6.6057
1.7754 1.8173
1.7657 1.7972
1.7781 1.8282
1 KANADA DOLARI
0.33672 2.5093
0.33838 2.5214
0.33648 2.5075
0.33916 2.5252
1 NORVEÇ KRONU
1 EURO
1 SUUDÝ ARABÝSTAN RÝYALÝ
0.31963 0.47256
0.32179 0.47341
0.31941 0.46902
0.32253 0.47696
1 ÝNGÝLÝZ STERLÝNÝ
2.8536
2.8685
2.8516
2.8728
100 JAPON YENÝ
2.302
2.3174
2.2936
2.3262
1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANÝMARKA KRONU
1 KUVEYT DÝNARI
DOLAR
EURO
ALTIN
DÜN 1,7820 ÖNCEKÝ GÜN 1,7990
DÜN 2,5360 ÖNCEKÝ GÜN 2,5370
DÜN 100,55 ÖNCEKÝ GÜN 103,40
C. ALTINI DÜN 674,64 ÖNCEKÝ GÜN 693,47
1.7669 1.8055
11
SERBEST PÝYASA
ÝSTANBUL Ticaret Odasý (ÝTO) Yönetim Kurulu Baþkaný Murat Yalçýntaþ, AB bankalarýnýn sýkýntýya düþmesinin Türkiye’ye gelecek yabancý sermayenin zora düþmesi anlamýna geldiðini belirterek, ‘’Bu þekilde biz etkileniriz. Bizim etkilenmemiz bir kriz boyutunda olur mu? Hayýr’’ dedi. Yalçýntaþ, ÝTO Aðustos ayý meclis toplantýsýndaki konuþmasýnda, dünyada þu anda iki büyük ekonomik sýkýntýyý, ‘’AB üyele rinde gittikçe derinleþen devlet borçlarý krizi’’ ve ‘’ABD’nin notunun düþürülmesiyle baþlayan dünya borsalarýndaki tehlike çanlarý’’ þeklinde sýraladý. AB’deki krizin, Yunanistan, Portekiz ve Ýrlanda ile sýnýrlý görünürken, Ýtalya’ya, arkasýndan da Ýspanya’ya sýçrama tehlikesi belirdiðine iþaret eden Yalçýntaþ, ‘’Eðer bu kriz Ýtalya’ya sýçrarsa, AB’nin altýndan kalkamayacaðý bir kriz haline gelir. Dolayýsýyla da tüm AB’ye, oradan da bir ihtimal dünyaya yayýl ma tehlikesi var’’ dedi. Ýstanbul / aa
Cinsi
Cinsi
HABERLER
13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
Y
KOBÝ’ler reform istiyor TOSYÖV’ÜN RAPORUNDA, KOBÝ’LER LEHÝNE KABUL EDÝLEBÝLÝR KAPSAMDA YENÝ BÝR VERGÝ DÜZENLEMESÝ, KAMU ALIMLARINDA KOBÝ’LERÝN AÐIRLIÐININ ARTTIRILMASI ÝSTENDÝ.
AB'de açýða satýþ yasaðý
AB piyasa denetçisi, piyasalarýn karýþýk olduðu bir dönemde Fransa, Ýtalya, Ýspanya ve Belçika’nýn açýða satýþ yapýlmasýný yasakladýðýný bildirdi. AB denetleme otoritesi ESMA’dan yapýlan açýklamada, dört ülkenin açýða satýþla ilgili bir açýklama yaptýklarý ve yeni yasaklarla ilgili kýsa sürede açýklama yapacaklarý belirtildi. Açýða satýþ, ‘’kâr saðlamak amacýyla bir hisse senedini satmak ve onu daha düþük bir fiyatla geri satýn almak’’ anlamýna geliyor. Paris / aa
ABD, Avrupa’nýn borç krizini yakýndan izliyor
ABD, Avrupalý kuruluþlarýn küresel finansal piyasalarý vuran Avro Bölgesi’nin borç krizinin üstesinden gelebileceðini ve Avrupa’nýn bu durumunu yakýn dan izlediðini bildirdi. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, ABD Baþkaný Barack Obama’nýn Michigan’da bir fabrika ziyaretinde gazetecilere yaptýðý açýklama da, ‘’Avrupalý kuruluþlarýn bu durumun üstesinden gelme kapasitesine sahip olduðuna inanýyoruz ve Avrupa’nýn borç krizini çok yakýndan takip ediyoruz’’ dedi. Carney, açýklamasýnda, ‘’ABD’de gördüðümüz çalkantýnýn Avrupa kaynaklý ekonomik sýkýntýlar yüzünden olduðu açýk’’ ifadesini de kullandý. Baþkan Obama, küresel borsalardaki büyük kayýplara yol açan geliþmeleri deðerlendirmek için son günlerde Almanya, Fransa, Ýtalya, Ýngiltere ve Ýspanya liderleri ile görüþmüþtü. Hollanda / aa
Fransa'da sýfýr büyüme
FRANSA ekonomisinin yýlýn ikinci çeyreði için büyüme oraný yüzde 0. Fransa Ulusal Ýstatistik Ofisi’nin (Insee) açýkladýðý verilere göre, bu yýlýn ilk çeyreðinde yüzde 0,9 büyüyen gayri safi yurt içi hasýladaki (GSYH) artýþ oraný ikinci çeyrekte bir önceki çeyreðe göre yüzde 0’da kaldý. Fransa Merkez Bankasý geçtiðimiz pazartesi günü açýkladýðý tahminlerinde, Nisan-Haziran dönemini kapsayan yýlýn ikinci çeyreði için ekonominin yüzde 0,2 oranýnda büyüyeceðini öngörüyordu. Paris / aa
Altýn kazandýrdý
KÜLÇE altýn, temmuz ayýnda yatýrýmcýsýna en fazla getiri saðlayan finansal yatýrým aracý oldu. Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK), ‘’Finansal Yatýrým Araçlarýnýn Reel Getiri Oranlarý Temmuz/2011’’ sonuçlarýný açýkladý. Buna göre, temmuz ayýnda en yüksek reel getiri, ÜFE ile indirgendiðinde yüzde 6,46, TÜFE ile indirgendiðinde de yüzde 6,87 oranlarýyla külçe altýnda gerçekleþti. ÜFE ile indirgendiðinde yatýrým araçlarýndan Amerikan Dolarý yüzde 3,42, avro yüzde 2,61 yatýrýmcýsýna reel getiri saðladý. Buna karþýlýk, Finansal yatýrým araçlarý ÜFE ve TÜFE ile indirgendiðinde, külçe altýn 3 aylýk, 6 aylýk ve yýllýk deðerlendirmelerde en yüksek reel getiri saðlayan yatýrým aracý oldu. Ankara/aa
TÜRKÝYE Küçük ve Orta Ölçekli Ýþletmeler, Serbest Meslek Mensuplarý ve Yöneticiler Vakfý (TOSYÖV) Bursa Þubesince hazýrlanan, ‘’Türkiye’nin Geleceðinde KOBÝ’lerin Çýkýþ Yolu’’ baþlýðýndaki raporda, Bursa ve Türkiye’deki KOBÝ’ler için yapýlmasý gerekenler ve çözüm yollarý ele alýndý. Küresel krizden sonra dünya ekonomisinin, klâsik algýlarý deðiþtiren ve geleneksel stratejileri geçersiz kýlan bir kökten deðiþim sürecinin baþladýðýna dikkat çekilen raporda, KOBÝ’leri deðiþtirecek, güçlendirecek küresel deðiþimin bir parçasý haline getirmek suretiyle dayanýklý kýlacak yaklaþýmlara yoðunlaþýlmasý gerektiði belirtildi. Çözüm için seçilen diðer bir noktanýn da Türkiye’de deðiþimin ancak kendini deðiþtiren KOBÝ’ler temelinde süreklilik kazanabileceði belirtilen raporda, bu sebeple ülke genelinde ‘Lider Ülke Türkiye’ olarak tanýmlanan 2023 yýlý hedeflerine, KOBÝ’lere dönük stratejik bir eylem planý ile ulaþýlabileceðinin bilinciyle acil eylem planý hazýrlanmasý ge rektiðinin altý çizildi. Türkiye için hazýrlanan yeni Sanayi Strateji Belgesi’ne vurgu yapýlan raporda, KOBÝ’lerin daha etkin ve iyi bir sonuca ulaþabilmesine iliþkin çözüm teklifleri
þöyle sýralandý: ‘’-Türkiye ekonomisinde 2001 krizinden sonra uygulamaya sokulan ve küresel sýcak parayý cezbeden ‘düþük kur, yüksek faiz’’ uygulamasý, ithalatý özendiren bir sonuç doðurmakta. Bu nedenle Türkiye hýzla üretimi odaðýna oturttuðu bir makro ekonomik politikaya geçiþ yapmalý, üreteni el üstünde tutulacak politikalar öne çýkarýlmalý. -AB ülkelerine yönelik vize uygulamasýnýn kalk ma sý i çin ge re ken ça lýþ ma lar TBMM çatýsý altýnda yürütülmeli. -Ticarette ve iþ dünyasýnda haksýz rekabete neden olan vize sorununa acil çözüm bulmak için özel çaba gösterilmeli. -KOBÝ’lerin kurumsallaþmasý ülke ekonomisine güç ve deðer katma anlamýnda önemli bir yapýlanma sorunudur. Bu düþünceden hareketle; -Deðiþime ayak uydurmada önemli güçlüklerle karþýlaþan KOBÝ’ler için Ar-Ge ve Ýnovasyon, Bilgi ve Ýletiþim Teknolojileri, kaliteli, hýzlý ve düþük maliyetle üretim ile giriþimcilik gibi temel unsurlarýn ele alýnacaðý yeni devlet politikalarý oluþturulmalý. -Dünya üretim ve ticaretinde özellikle rekabetçilik ekseninde oluþan yeni denge ve aðýrlýklar bize KOBÝ’lerimizi güçlü, dayanýk -
lý kýlacak kapsamlý, kalýcý politikalarýn gerekliliðini dayatmakta. Bu nedenle bu konuda politikacý sanayici birlikteliðini meydana getirerek kalýcý komisyonlar oluþturulmalý.’’ KOBÝ EYLEM PLANI TOSYÖV’ün raporunda, ‘’KOBÝ Eylem Planý’’na da yer verildi. Büyüme hedefi olan ileri teknoloji KOBÝ’lerin, bir baþka ifadeyle ‘Vizyoner KOBÝ’lerin’ kanunla tanýmlanmasý istenen eylem planýnda, bu iþletmelere saðlanan desteklerin arttýrýlmasý da istendi. Ayrýca, projelerin ürüne dönüþmesi ve dünya pazarlarýna arzý konusunda pazarlama dahil her türlü desteðin saðlanmasý, bu konuda düzenlemeler yapýlmasý talep edildi. KOBÝ’lerin profesyonel yönetim sistemleri çerçevesinde kurumsallaþmasýna dönük programlarýn geliþtirilmesi, yaygýnlaþtýrýlmasý, KOBÝ’lerin en az yararlandýklarý ama derin ihtiyaç duyduklarý danýþmanlýk hizmetlerinin belli bir akreditasyon sistemine kavuþturulmasý da öngörüldü. KOBÝ Eylem Planý’nýn diðer baþlýklarý ise þöyle: -KO BÝ’ler le hi ne ka bul e di le bi lir kap samda yeni bir vergi düzenlemesi, -KOBÝ’lerin yenileþtirici makine-teçhizat
SÝÝRT ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜNDEN (TAÞINMAZIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI)
Çaðlayan’dan Koreli CEO’lara: “Yarýn bugünden daha zor olacak”
Yýrcalý:Beklemekten baþka çaremiz yok
DÜNYA Odalar Federasyonu Baþkaný ve Balýkesir Sanayi Odasý (BSO) Meclis Baþkaný Rona Yýrcalý, ABD ve Avrupa ekonomilerine yönelik borç krizi sebebiyle borsa, döviz ve altýn piyasalarýnda yaþanan sert dalgalanmalar hakkýnda, “Beklemekten baþka çaremiz yok. Bu kriz, benim için tamemen sürpriz oldu. Ekonomik çalkantýda, kimse ne olacaðýný bilmiyor” dedi. BSO aðustos ayý toplantýsý, Yýrcalý baþkanlýðýnda yapýldý. Toplantýda söz alan BSO Meclis Baþkaný Yýrcalý, sanayicilerin kriz beklentilerin yorumlayarak, durumu “Ekonomik çalkantýda, kimse ne olacaðýný bilmiyor” diye özetledi. Balýkesir/cihan
Merkez döviz satýþýný arttýracak
MERKEZ Bankasý Baþkaný Erdem Baþçý, gerekli görülmesi halinde günlük döviz satýþ ihale tutarlarýnýn kademeli olarak artýrýlabileceðini bildirdi.Merkez Bankasý Baþkaný Erdem Baþçý yazýlý açýklamasýnda, ‘’Önümüzdeki günlerde gerekli görülmesi halinde günlük döviz satýþ ihale tutarlarý kademeli olarak artýrýlabilecektir’’ dedi. Ankara/aa
ZAYÝ
Nüfus cüzdanýmý kaybettim hükümsüzdür. Hatice KIZILTEPE VEZÝRKÖPRÜ / SAMSUN Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. Ercan ARIDORU
ve donaným yatýrýmlarýna KDV istisnasý getirilmesi, -Üretim zincirinin daha geniþ bir bölümünü ülke içerisinde tutacak ve KOBÝ’leri öne çýkaracak tedbirlerin alýnmasý, -Offset anlaþmalarla yabancý yatýrýmlarda yerli alým oranlarýnýn KOBÝ’ler adýna yükseltilmesi, -KOBÝ alacaklarýna öncelik tanýyan yasal düzenlemelerin titizlikle uygulanmasý, takibi ve bir ticaret kültürü haline getirilmesi, -Kamu alýmlarýnda KOBÝ’lerin aðýrlýnýn, þeffaf bir sistemle desteklenerek arttýrýlmasý -Ýhracata dönük yerel kaynaklarý harekete geçiren KOBÝ’lerin ödüllendirilmesi, -Ýhracatçýya verilen desteklerin ayný zamanda üretici olan KOBÝ’lere kaydýrýlmasý, - Rekabet Hukukunun KOBÝ’lerin maðduriyetine yol açan eksikliklerinin giderilmesi, -Hakim durumdaki iþletmelerin bu durum larýný kötüye kullanmalarýnýn engellenmesi, -Birleþme ve devralmalarýn sýký denetimi, -Kalkýnma planlarýnýn, KOBÝ’leri daha çok dikkate alan revizyonlarla tazelenmesi, -AVM raflarýnda yerli KOBÝ ürünlerinin artan oranda yer alabilmesini saðlayacak düzenlemelerin yapýlmasý.’’ Bursa / aa
EKONOMÝ Bakaný Zafer Çaðlayan, Güney Koreli þirketlerin üst yöneticilerine (CEO), ‘’Eðer küresel olmak istiyorsanýz, güvenli bir liman arýyorsanýz geç kalmayýn’’ çaðrýsýnda bulundu. Bakan Çaðlayan, Güney Koreli þirketlerin CEO’larýyla bir araya geldiði toplantýnýn açýlýþýnda yaptýðý konuþmada, Kore ile Türkiye’yi birbirine baðlayan çok önemli tarihî köprüler olduðunu söyledi. Türkiye’nin Asya ile Avrupa arasýnda önemli bir köprü olduðunu belirten Çaðlayan, Türkiye’nin hem medeniyetler köprüsü hem enerji koridoru hem de önemli bir lojistik merkez, ciddî manada iþ fýrsatlarýnýn bulunduðu bir ülke olduðunu kaydetti. Türkiye ekonomisi hakkýnda bilgi veren Çaðlayan, Türkiye’nin toplam borcunun millî gelire oranýnýn yüzde 40 olduðunu, yýl sonunda bu oranýn yüzde 40’ýn altýna ineceðini dile getirdi. Bütçe disiplininden taviz verilmeyeceðini ifade eden Çaðlayan, bütçe açýklarýnýn millî gelire oranýnýn
da yýl sonunda yüzde 2’ye ineceðini, yýl sonunda büyüme oranýnýn da yüzde 7 olacaðýný kaydetti. Bakan Çaðlayan, toplantýya katýlan CEO’lara kartvizitini daðýttýrarak, kartvizitte þahsî mailinin de yer aldýðýný söyledi. ‘’24 saat bana ulaþma imkânýna sahip olacaksýnýz. Beni 24 saat bulabilirsiniz, saat farkýna aldanmayýn ben o saatte belki Japonya’da belki ABD’de olabilirim’’ diyen Çaðlayan, Güney Kore ile çok ciddî iþbirliði olabileceðine inandýðýný söyledi. ‘’Eðer küresel olmak istiyorsanýz, güvenli bir liman arýyorsanýz, geç kalmayýn’’ çaðrýsýnda bulunan Çaðlayan, rekabetin giderek zorlaþtýðýný, daha fazla agresif bir hâlâ geldiðini ve yarýnýn bugünden daha zor olacaðýný ifade etti. Bakan Çaðlayan’ýn bir araya geldiði CEO’larýn temsil ettiði þirketler þöyle: ”Samsung Electronics, Hyundai Motor, Korea Elektric Power, Samsung CT, GS Engineering, Posco Engineering, SK Engineering, Hyundai Rotem.” Seul / aa
Dosya No : 2011/23 TLMT. Bir borçtan dolayý satýlmasýna karar verilen taþýnmazýn; TAPU KAYDI : Siirt Merkez , Yeni Mh Mahallesi, 296 ada- 36 parsel, yüzölçümü: 384,00 m2, ikinci kat, baðýmsýz bölüm no: 3, arsa pay/payda: 5/18, Mesken nitelikli taþýnmaz. ÖZELLÝKLERÝ : 296 ada, 36 nolu parsel üzerinde bulunan dört katlý apartman olarak inþa edilmiþ taþýnmazýn daire olarak kullanýldýðýný, ikinci kattaki dairenin yaklaþýk 120 m2 olduðu, yapýda kaliröfer ve asansörün bulunmadýðý, yapýnýn dört katlý olduðu ve Belediye imar planýnda arsanýn imar durumunun ayrýk nizam gözüktüðü, yapýnýn bu haliyle sýnýf olarak 3. sýnýf A grubu yapýlar arasýna girdiði tespit edilmiþtir. Taþýnmaz hakkýndaki detaylý bilgi dosyasýnda mevcuttur. ÝMAR DURUMU : Ayrýk nizam 5 kattýr, % 35 Kullaným alaný olup, Konut alanýna tahsislidir. DEÐERÝ: 72.277,00 YTL Satýlarak paraya çevrilecektir. Satýþ Þartlarý : 1- Satýþ 27.09.2011 Salý günü saat 10:00-10:10 arasýnda Siirt Ýcra Müdürlüðü'nde adresinde açýk artýrma suretiyle yapýlacaktýr. Bu artýrmada tahmin edilen kýymetinin % 60'ýný ve rüçhanlý alacaklýlar varsa alacaklarý mecmuunu ve satýþ masraflarýný geçmek þartý ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alýcý çýkmazsa en çok artýranýn taahhüdü baki kalmak þartýyla 07.10.2011 Cuma günü saat 10:00- 10:10 arasýnda Siirt Ýcra Müdürlüðü'nde adresinde ikinci artýrmaya çýkarýlacaktýr. Bu artýrmada da bu miktar elde edilememiþse taþýnmaz en çok artýranýnýn taahhüdü saklý kalmak üzere artýrma ilanýnda gösterilen müddet sonunda en çok artýrana ihale edilecektir. Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasý ve satýþ isteyeninin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýnýn toplamýndan fazla ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesi lazýmdýr. Böyle fazla bedelle alýcý çýkmazsa satýþ talebi düþecektir. 2- Artýrmaya iþtirak edeceklerin, tahmin edilen kýymetinin % 20'si nispetinde pey akçesi (Yeni Türk Lirasý ve devlet tahvili dýþýndaki döviz kabul edilmeyecektir) veya bu miktar milli bir bankanýn teminat mektubunu vermeleri lazýmdýr. Satýþ peþin para iledir, alýcý istediðinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satým harcý satýþ bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masraflarý ile % 1 KDV, tapu alým harcý alýcýya aittir. Birikmiþ vergiler satýþ bedelinden ödenir. 3- Ýpotek sahibi alacaklýlarla diðer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarýný hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarýný dayanaðý belgeler ile on beþ gün içinde dairemize bildirmeleri lazýmdýr, aksi takdirde haklarý tapu sicili ile sabit olmadýkça paylaþmadan hariç býrakýlacaklardýr. 4- Ýhaleye katýlýp daha sonra ihale bedelini yatýrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alýcýlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasýndaki farktan ve diðer zararlardan ayrýca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardýr. Ýhale farký ve temerrüt faizi ayrýca hükme hacet kalmaksýzýn dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alýnacaktýr. 5- Þartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açýk olup masrafý verildiði takdirde isteyen alýcýya bir örneði gönderilebilir. 6- Satýþa iþtirak edenlerin þartnameyi görmüþ ve münderacatýný kabul etmiþ sayýlacaklarý, baþkaca bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasý ile Müdürlüðümüze baþvurmalarý ile satýþ ilanýnýn teblið edilemeyen alakadarlara ilanen teblið yerine kaim olacaðý ilan olunur. 27.07.2011 (*) Ýlgililer tabirine irtifak hakký sahipleri de dahildir. www.bik.gov.tr B: 50600
12
13 MART 2011 CUMARTESÝ
AÝLE - SAÐLIK
MODERN ÇAÐIN KÖLELÝÐÝ:
Ýnternet baðýmlýlýðý ÝNTERNET KULLANIMINDAKÝ ARTIÞ VE SOSYAL MEDYANIN ÖNLENEMEZ YÜKSELÝÞÝ BAZI KULLANICILAR ÝÇÝN 'ÝNTERNET BAÐIMLILIÐI'NI GÜNDEME GETÝRDÝ.
Ýnternet kullanýmýyla ilgili aþýrý zihinsel meþguliyet, kullanýmý sýnýrlama ve kontrol etmeyle ilgili yineleyici düþünceler, eriþim isteðini durduramama, iþlevselliðin çeþitli düzeylerde bozulmasýna karþýn internet kullanmayý sürdürme, giderek artan sürelerde internette zaman geçirme, kullanma imkâný bulunamadýðý zaman arama ve aþerme gibi davranýþlar, internetin aþýrý ve kötü kullanýmýyla ilgili sorunlar olarak dikkat çekiyor.
SORUNLU internet kullanýmý psikiyatrinin en yeni ilgi alanlarýndan biri haline gelirken, ülkemizde genç nüfusun yüksekliði ve internet kafelerin kontrolsüzce yaygýnlaþmýþ olmasý bu henüz yeni tanýmlanmakta olan hastalýk için oldukça uygun bir zemin oluþturuyor. Ýletiþimi arttýrmak ve bilgi paylaþýmýný kolaylaþtýrmak için geliþtirilen internet, zaman içinde tahmin edilenin ötesinde yaygýnlaþýrken, bazý kullanýcýlar internete giriþlerini kontrol edemeyerek iþ, sosyal ve özel alandaki iþlevselliklerinde sorun yaþamaya baþladýlar. Ýnternet kullanýmýndaki artýþ ve sosyal medyanýn hýzlý geliþimi bu kiþiler için sorunlu kullaným hatta “baðýmlýlýða” dönüþtü. Ýnternet kullanýmýyla ilgili aþýrý zihinsel meþguliyet, kullanýmý sýnýrlama ve kontrol etmeyle ilgili yineleyici düþünceler, eriþim isteðini durduramama, iþlevselliðin çeþitli düzeylerde bozulmasýna karþýn internet kullanmayý sürdürme, giderek artan sürelerde internette zaman geçirme, kullanma imkâný bulunamadýðý zaman arama ve aþerme gibi davranýþlar, internetin aþýrý ve kötü kullanýmýyla ilgili sorunlar olarak dikkat çekiyor. Bütün bu geliþmelerde hareketle internet baðýmlýlýðý ya da sorunlu internet kullanýmý psikiyatrinin en
ÝNTERNET BAÐIMLILIÐI NASIL ANLAÞILIR? DÜNYADA internet baðýmlýlýðýnýn yaygýnlýðýnýn % 1,5-8,2 arasýnda deðiþtiðine, kültürler arasýnda internet baðýmlýlýðý sýklýðýnýn farklý seviyelerde seyrettiðine dikkat çekilen çalýþmada; sosyal fobi, M. depresyon, anksiyete bozukluklarý, utangaçlýk, içe dönüklük, kiþilik bozukluklarý ve dikkat eksikliði, hiperaktivite bozukluðunun internet baðýmlýlýðýnda en sýk rastlanan psikiyatrik teþhisler olduðu kaydedildi. Çalýþmaya göre internet baðýmlýlýðýnýn tedavisi için aðýrlýklý olarak psikoterapi ve bazý farmakolojik giriþimleri içeren çözümler tavsiye edilirken, tedavide alkol ve madde baðýmlýlýðý ve kötüye kullanýmýyla klinik benzerlikleri göz önünde bulundurularak benzer tekniklerden yararlanýlýyor. yeni ilgi alanlarýndan biri haline geldi. Bakýrköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Saðlýðý ve Sinir Hastalýklarý E. A. Hastanesi (BRSHH) doktorlarýndan Uzman Dr. Ömer Þenormancý ve Uzman Dr. Ramazan Konkan’ýn, bugüne kadar internet baðýmlýlýðý hakkýndaki araþtýrmalardan yaptýklarý derleme, internet baðýmlýlýðý ya da sorunlu internet kullanýmýnýn henüz diðer baðýmlýlýk tiplerindeki gibi çerçevesi tam çizilmiþ bir teþhis ve deðerlendirme ölçütüne sahip olmadýðýný ortaya koydu.
TÜRKÝYE’DE SORUN HALÝNE GELÝYOR TÜRKÝYE’DE de internet baðýmlýlýðý giderek daha önemli bir sorun haline geliyor. Genellikle aþýrý internet kullanan kiþilerin aileleri aracýlýðýyla psikolog ve psikolojik danýþmanlara baþvuru yapýlýrken, önümüzdeki yýllarda bu sorunun ülkemizdeki psikiyatri pratiðinde daha çok yer alacaðý öngörülüyor. Ýnternet baðýmlýlýðýnýn psikopatolojisi, deðerlendirilmesi ve delile dayalý tedavi yöntemlerinin geliþtirilmesi için standardize edilmiþ, geniþ ölçekli yeni çalýþmalara ihtiyaç olduðu vurgulanýyor.
SAHURDA SÜT ÝÇÝN BU yýl aðustos ayýna denk gelen ve yaklaþýk 16 saat süren oruç döneminin saðlýklý geçmesi için iftarýn meyve suyuyla açýlmasý, sahurda da süt içilmesi öneriliyor. Bir bardak süt 5 saat tokluk hissi verdiði için sahurda tüketilmesini tavsiye eden uzmanlar, iftarý meyve suyuyla açmanýn da uzun süren açlýktan sonra düþen kan þekerini en kýsa sürede yükselteceðini belirtiyor. Erciyes Üniversitesi Saðlýk Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Baþkaný Prof. Dr. Neriman Ýnanç, Ramazan ayýnda yapýlan yanlýþlara dikkat çekerek doðru beslenme konusunda tavsiyelerde bulundu. Bir bardak sütün mide boþluðunu hissettirmeden insaný 5 saat tok tuttuðunun bilimsel olarak da ispatlandýðýný belirten Ýnanç, sahurda süt içilmesini tavsiye etti. Saðlýklý bir oruç için mutlaka sahura kalkýlmasý gerektiðini belirten Ýnanç, sahurda mideyi daha geç terk eden, kan þekerini
çok hýzlý deðiþtirmeyecek besinlerin tercih edilmesini tavsiye ederek, þunlarý söyledi: “Protein içeriði yüksek olan besinler midenin boþalma süresini uzatarak acýkmayý geciktirir. Süt hem protein içeriði yüksek olan bir besin olmasý nedeniyle tokluk hissetmemize yardýmcý oluyor hem de sývý ihtiyacýnýn karþýlanmasýna destek saðlýyor. ABD’li bilim adamlarý, insan bünyesinin açlýða olan ihtiyacýný azaltan besinler arasýnda ilk sýrada sütü göstererek, bir bardak sütün mide boþluðunu hissettirmeden insaný 5 saat boyunca tok tuttuðu belirtiyorlar. Sütün þekeri laktoz, açlýkta kullanýlan glikojen depolarýna destek olarak vücudun enerji ihtiyacýnýn karþýlanmasýna yardýmcý oluyor. Sütün bileþimindeki yað da midede uzun sürede kalarak tokluk duygusunun uzun sürmesini saðlýyor. Ayrýca Ramazanda sýcaklarda terle kaybedilen kalsiyum baþta olmak üzere mineral ve vitamin gereksiniminin karþýlanmasýna destek oluyor.”
Gazlý içecek tüketmeyin RAMAZAN ayýnýn sýcaklara denk gelmesiyle su ihtiyacýnýn arttýðýný belirten uzmanlar, en son tüketilebilecek içeceklerin baþýnda gazlý içeceklerin geldiði uyarýsýnda bulundu. Medical Park Bursa Hastanesi’nden Uzman Diyetisten Nilgün Ýstek, sýcak havalarda vücudun daha fazla sývý kaybettiðini hatýrlatarak, günde 3 litre sývýya ihtiyaç duyulduðunu belirtti. Sýcaklarda sürekli su içmek yerine soðuk içeceklerin daha cazip gelerek tercih edildiðini belirten Ýstek, gazlý içecek uyarýsý yaptý. Çok faz-
la tüketilen maden sularýnýn ise hem serinleten, mineral içeren, hem de düþük sodyumlu bir içecek olduðu belirten Ýstek, þekersiz, soðuk meyve veya bitkisel çaylarýn da faydalý olduðunu kaydetti. Ýstek, þu bilgileri verdi: “Serinletici içecekler arasýnda bulunan meyve sularý, sýcak havalarda serinlemeye yardýmcý olan içeceklerin arasýnda yer alýr. Taze sýkýlmýþ meyve sularý içerdikleri geniþ vitamin ve mineral yelpazesiyle serinletmenin yaný sýra gerekli besin ögelerinin de alýmýný saðlamaktadýr. Sývý tüketimi hassas bir konudur ve mutlaka ciddiye alýnmalýdýr.” Bursa / cihan
Orucun faydalarý bilimsel bir gerçek olarak kabul edilmiþtir YOZGAT Bozok Üniversitesi Týp Fakültesi Araþtýrma ve Uygulama Hastanesi Baþhekimi Yrd. Doç. Dr. Hayrullah Yazar, oruç tutmanýn faydalarýnýn bütün dünyada bilimsel bir gerçek olarak kabul edildiðini, Müslüman olmayan bilim adamlarýnca bile birçok hastalýðýn tedavisinde orucun faydasýnýn görüldüðünü söyledi. Orucun obezite, hiperlipidemi, koroner arter hastalýklarý, hipertansiyon gibi hastalýklara iyi geldiðinin Müslüman ve yabancý bilim adamlarý tarafýndan açýklandýðýný Belirten Baþhekim Yazar,
“Orucun faydalarýný sýralayacak olursak saymakla bitiremeyiz. Buna ilâve olarak ise oruç insanda sabretme duygusunu geliþtirir ve bu sayede birçok kiþinin sigara, alkol gibi kötü alýþkanlýklarý bir daha baþlamamak üzere terk ettiði de herkes tarafýndan bilinmektedir. Son zamanlarda Dünya Saðlýk Örgütü’nün (WHO) ilân ettiði 1. derece saðlýk sorunlarýndan olan sigara içiciliði ve obezite hastalýðýndan, insanlarýn ibadet yaparak kurtulmasý dikkat çekici bir durum olsa gerek” dedi. Yozgat / cihan
2 SAAT GEÇMELÝ YAPILAN araþtýrmalar göstermiþtir ki, beynimizdeki doyma merkezi çiðneme süresinin uzun olmasý ile daha çok uyarýlýyor ve insanlar çok daha az gýda ile doyuma ulaþýyorlar, üstelik bu gýdalar mideye gerektiði kadar çiðnenmiþ olarak gidiyor. Sahurdan sonra tok karna uyumak yapýlmamasý gereken en önemli yanlýþlardan birisidir. Yenilen gýdanýn üzerinden en az 2 saat geçmeden uyumak, doðrudan gastro entestinal sistem (GÝS) hastalýklarýna dâvetiye çýkarmaktadýr. Ramazanda insanlar uykusuzluða karþý sabretmeyi baþarabilirlerse, gerek ruhî ve gerekse bedenî birçoðu konuda kendilerini geliþtirmiþ olarak bu kutsal ayý tamamlamýþ olurlar” þeklinde konuþtu.
SPOR
Y
13 AÐUSTOS 2011CUMARTESÝ
13
Beþiktaþ ‘gol’ çalýþmasý yaptý BEÞÝKTAÞ, UEFA Avrupa Ligi play-off turunda Rusya'nýn Alania takýmýyla 18 Aðustos Perþembe günü yapacaðý ilk maçýn hazýrlýklarýný gerçekleþtirdiði antrenmanla sürdürdü. Teknik direktör Carvalhal, Alania maçý öncesi taktik çalýþmalara aðýrlýk vermeye baþladý. Taktik çalýþmalarda defans, orta saha ve forvet hattý oyuncularý ayrý ayrý çalýþtý. Orta saha oyuncularý hücum organizasyonlarý üzerinde dururken, forvet hattý da gol noktalarýnda etkili pozisyonlar üzerinde çalýþtý. Savunma oyuncularý ise rakibi karþýlama ve topu tehlikeli bölgeden uzaklaþtýrma çalýþmalarý yaptý. Defans oyuncularý ayrýca, arkaya düþen toplara ilk müdahalede kimin yer alacaðý çalýþmalar üzerinde durdular. Antrenmanda kanat ve þut çalýþmalarý deðiþmeli olarak uygulandý. MUSTAFA YÜKLEMELERE DEVAM ETTÝ Beþiktaþ'ýn sakat oyuncularýndan Mustafa Pektemek, bugünkü antrenmanda takýmdan ayrý çalýþmalarýný sürdürdü. Kulüp doktoru Devrim Urgun, kulübün internet sitesine yaptýðý açýklamada, takýmdan ayrý koþu yapan Mustafa'nýn yüklemelere devam edeceðini ve takýmýn izinli olduðu yarýn da çalýþacaðýný açýkladý. Dr. Urgun, genç oyuncunun bu çalýþmalarýn ardýndan 14 Aðustos Pazar günü takýmla çalýþmalara katýlacaðýný ve Alania maçlarýnda oynayabileceðini söyledi. Madrid Barajas havaalanýnda çok sayýda gazeteci ve Atletico Madrid kulübü iletiþim departmanýndan iki yetkili tarafýndan karþýlanan Arda Turan'a kulüp tarafýndan Atletico Madrid atkýsý verildi. FOTOÐRAF: A.A
MADRÝD'DE ARDA RÜZGARI ATLETÝCO MADRÝD'ÝN YENÝ TRANSFERÝ ARDA TURAN HAVAALANINDA ÝSPANYA MEDYASININ YOÐUN BÝR ÝLGÝSÝYLE KARÞILAÞTI. DÜN SAÐLIK KONTROLÜNDEN GEÇEN TEMSÝLCÝMÝZ MADRÝD'DEKÝ ÝLK GÜNÜNDE YENÝ KULÜBÜNÜ TANIDI. ARDA'YI MUAYENE EDEN ÜNLÜ ÝSPANYOL DOKTOR PEDRO GUÝLLON, ''ARDA 3 HAFTA SONRA OYNAYACAK DURUMDA OLUR'' DEDÝ. GALATASARAY'DAN Ýspanya'nýn Atletico Madrid kulübüne transfer olan milli futbolcu Arda Turan, Madrid'e geldi. Madrid Barajas havaalanýnda Ýspanyol basýnýnýn çoðunlukta olduðu kalabalýk bir gazeteci grubu tarafýndan karþýlanan Arda, ingilizce olarak yaptýðý kýsa açýklamada "Atletico Madrid'e geldiðim için çok mutluyum. Atletico büyük bir takým" dedi. Ýspanyol gazeteciler özellikle Arda'nýn sakatlýk durumuyla ilgili sorular yöneltirken, Türk futbolcu "Ýyiyim. Ciddi bir sakatlýk deðil" açýklamasýnda bulundu. Atletico Madrid kulübü iletiþim departmanýndan iki yetkili tarafýndan karþýlanan Arda'ya kulüp tarafýndan Atletico Madrid atkýsý verildi. TAKIMLA SALI GÜNÜ TANIÞACAK Arda daha sonra normalde Atletico Madrid'in maç öncesi toplandýðý otel olan AC Finca'ya gitti. 24 yaþýndaki Türk futbolcu, dün sabah Madrid'deki FREMAP kiliniðinde saðlýk kontrolünden geçti. Haftasonunu Madrid kentini tanýyarak ve ev arayarak geçirecek olan Arda, 16 Aðustos salý günü TSÝ 13.30'da Vicente Calderon Stadý'nýn VIP salonunda basýna tanýtýlacak. Bu arada Atletico Madrid takýmýnýn hazýrlýk maçý kapsamýnda yapýlan bir turnuvada bu akþam Recreativo Huelva ile karþýlaþacak olmasýndan ve 15 Aðustos pazartesi gününün resmi tatil olmasýndan dolayý Arda, gelecek salý gününe kadar yeni takým arkadaþlarý ve teknik direktör Gregorio Manzano ile tanýþamayacak. SAÐLIK KONTROLÜNDEN GEÇTÝ Atletico Madrid'in anlaþmalý olduðu özel bir
kliniðe dün sabah getirilen Arda Turan, kulüp doktoru Villalon ve klinik doktorlarý eþliðinde saðlýk kontrolünden geçirildi. Kan tahlili de olduðundan sabah aç karnýna kliðine getirilen Arda'yý Türk ve Ýspanyol basýný da izledi. Arda, saðlýk kontrolü öncesinde Ýspanyol doktorlarla birlikte basýna fotoðraf verdi. YENÝ KULÜBÜNÜN TESÝSLERÝNÝ GEZDÝ Arda Turan, Madrid'deki ilk gününde bir dizi saðlýk kontrolünden geçti ve yeni kulübünü tanýdý. Ýlk olarak genel saðlýk kontrolünden geçen Arda, daha sonra Ýspanyol kulübünün antrenman tesislerini dolaþtý. Milli futbolcu, tesislerle ilgili olarak, ''Buradaki tesisler Avrupa'daki birçok kulüpte olduðu gibi gayet normal. Bizdeki tesisler daha iyi. Ancak burasý da bir futbolcuya gerekli bütün þartlarý saðlýyor. Ben memnunum'' dedi. Arda, tesislerdeki gezinin ardýndan, Estonya'ya karþý oynanan hazýrlýk maçýnda yaþadýðý sað üst adalesindeki sakatlýk sebebiyle, Ýspanya'nýn en ünlü spor doktorlarýndan Pedro Guillon tarafýndan muayene edildi. Guillon, basýna yaptýðý açýklamada, yýldýz oyuncunun hemen antrenmanlara baþlayabileceðini belirterek, ''Arda'nýn saðlýk durumu gayet iyi. 3 hafta sonra oynayacak durumda olur. Kaslarý mükemmel. Durumunda ciddi sayýlacak bir sakatlýk yok. Ben kaslarýný gayet güçlü gördüm'' dedi. Ýspanyol kulübü yetkilileri, gelecek salý günü yapýlacak basýn toplantýsý öncesinde Arda'nýn herhangi bir açýklama yap-
Egemen hýrsýyla göz dolduruyor BEÞÝKTAÞ'IN Trabzonspor'dan transfer ettiði Egemen Korkmaz, antrenmanlardaki hýrslý görüntüsüyle göz dolduruyor. Siyah-beyazlý takýmýn sezon için yaptýðý ilk kamp çalýþmalarýna sakatlýðý nedeniyle katýlamayan Egemen, form tutmaya baþladýðýný idmanlardaki performanslarýyla gösterdi. Tecrübeli futbolcunun hýrslý ve istekli görüntüsü teknik heyeti sevindirdi.
Cüneyt Çakýr çeyrek final yönetecek FIFA kokartlý Türk hakem Cüneyt Çakýr, Kolombiya'da devam eden FIFA 20 Yaþ Altý Dünya Kupasý'nda Meksika ile Kolombiya arasýnda yapýlacak çeyrek final maçýný yönetecek. Futbol Federasyonu'ndan alýnan bilgiye göre, baþkent Bogota'daki El Campin Stadý'nda 14 Aðustos Pazar günü TSÝ 04.00'de baþlayacak maçta Çakýr'ýn yardýmcýlýklarýný Bahattin Duran ve Tarýk Ongun yapacak. Ýsveç'ten Markus Strombergsson ise maçýn dördüncü hakemi olacak. Karþýlaþma TRT Spor'dan da naklen yayýnlanacak. Cüneyt Çakýr, daha önce gruplarda Brezilya-Mýsýr, Uruguay-Yeni Zelanda ve Ekvador-Kosta Rika maçlarýný yönetmiþ, 2. turda da Ýspanya-Güney Kore maçýnda 4. hakem olarak görev almýþtý.
Arda Turan, saðlýk kontrolü öncesinde Ýspanyol doktorlarla birlikte basýna fotoðraf verdi. FOTOÐRAF: A.A
masýný uygun görmediklerini bildirdi. MADRÝD'DE BAHÇELÝ EV ÝSTEDÝ Günün kalan kýsmýný dinlenerek ve kendisine ev bakarak geçireceðini kaydeden Arda'nýn, Ýspanyol kulübünün antrenman tesisleri yakýnýndaki Pozuelo veya Majadahonda mahallelerinde, diðer futbolcularýn da yoðun bulunduðu bölgede ev arayacaðý öðrenildi.
Madrid'de oturmak istediði evle ilgili açýklama yapan genç futbolcu, ''Burada bahçeli bir evimin olmasýný istiyorum'' dedi. Türk basýnýn yoðun ilgi gösterdiði milli futbolcu, Atletico Madrid'in karþýlaþmalarýný oynadýðý Vicente Calderon Stadý'ný da gezdi. Arda Turan, stat içerisindeki müzeyi ve maðazayý gezmeyi de ihmal etmedi.
Bursa-Anderlecht maçýna Çek hakem BURSASPOR'UN UEFA Avrupa Ligi playoff turunda 18 Aðustos Perþembe günü sahasýnda Belçika'nýn Anderlecht takýmý ile yapacaðý maçý Çek hakem Libor Kovariç yönetecek. Bursa Atatürk Stadý'nda saat 21.00'de baþlayacak karþýlaþmada Kovariç'in yardýmcýlýklarýný Patrick Flipek ve Krystof Menc yapacak. Maçýn dördüncü hakemi ise Roman Hrubes olacak.
ALEX TARAFTAR DESTEÐÝ ÝSTEDÝ
Fenerbahçeli futbolcular teknik direktör Aykut Kocaman yönetiminde yeni sezon hazýrlýklarýný sürdürdü. FOTOÐRAF: A.A
FENERBAHÇE Futbol Takýmý, yeni sezon hazýrlýklarýný yaptýðý günün ilk antrenmanýyla sürdürdü. Teknik direktör Aykut Kocaman yönetiminde, Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri'nde gerçekleþtirilen çalýþmada sarý-lacivertli futbolcular, iki grup halinde salonda ve sahada çalýþtý. Ýdmana salonda kuvvet ve dayanýklýlýk çalýþmalarýyla baþlayan futbolcular, daha sonra sahada çabukluk antrenmaný yaptý. Sakatlýðý devam eden Daniel Güiza'nýn tedavisine devam edildiði kaydedilirken, Brezilya Milli Takýmý kampýndan dönen Andre Santos ise takýmdan ayrý olarak koþu yapmakla yetindi. Öte yandan, þike iddialarýna yönelik soruþturma kapsamýnda Ýstanbul Adliyesi'ne giden ve bilgisine baþvurulan Semih Þentürk de antrenmanda yer almadý. Sarý-lacivertli ekibin bugün basýna kapalý olarak çalýþacaðý, Almanya kampý öncesi 14 Aðustos Pazar gününü ise izinli geçireceði belirtildi. LUGANO ALMANYA'DA KATILACAK Uruguay Milli Takýmý'yla Amerika Kupasý'nda þampiyonluða ulaþtýktan sonra izni devam eden Diego Lugano'nun takýma Almanya'da katýlacaðý bildirildi. Lugano'nun 15 Aðustos Pazar-
tesi günü Almanya'nýn Münih kentinde Fenerbahçe takýmýna dahil olacaðý ifade edildi. PALERMO'DAN MAÇ TEKLÝFÝ Ýtalya Serie A ekiplerinden Palermo'nun, sezon açýlýþý maçý için Fenerbahçe'ye teklifte bulunduðu açýklandý. Palermo ekibinin 21 Aðustos Pazar günü gerçekleþtireceði sezon açýlýþý maçýný Fenerbahçe ile oynamak için kulübe teklifte bulunduðu aktarýlýrken, bu tarihin Almanya kampýnda planlanan Aris maçýyla çakýþmasý nedeniyle, teklifle ilgili son kararý teknik direktör Aykut Kocaman'ýn vereceði ifade edildi. ALEX TARAFTAR DESTEÐÝ ÝSTEDÝ Fenerbahçe Futbol Takýmý Kaptaný Alex de Souza, Almanya kampýnda Nürnberg ile yapacaklarý ilk hazýrlýk maçýnda taraftarlarý yanlarýnda görmek istediklerini söyledi. Brezilyalý futbolcu, sarý-lacivertli kulübün resmi twitter hesabýna yaptýðý açýklamada, 15 Aðustos Pazartesi günü Almanya kampýnýn baþlayacaðýný belirterek, ''Bugüne kadar çok iyi çalýþtýk, orada da tüm gücümüzle çalýþmaya devam edeceðiz. Nürnberg ile oynayacaðýmýz ilk hazýrlýk maçýnda taraftarýmýzý yanýmýzda görmek istiyoruz'' ifadelerini kullandý.
LeBron lokavtýn kalkacaðýna inanýyor AMERÝKAN Ulusal Basketbol Ligi (NBA) takýmlarýndan Miami Heat'in yýldýz oyuncusu LeBron James, ligdeki lokavta raðmen 2011-2012 sezonunun oynanacaðýndan emin olduðunu söyledi. Tayvan'da bulunan LeBron James, gazetecilere yaptýðý açýklamada, ''NBA sezonu için çalýþmalarýmý sürdürüyorum. Sezonun oynanacaðýna inanýyorum, umarým taraflar bir araya gelir'' dedi. NBA'de oyuncular sendikasý ve takým sahipleri arasýnda gelirlerin paylaþýlmasý konusunda anlaþma saðlanamamasý üzerine 1 Temmuz'da lokavt kararý alýnmýþtý.Yetkililer, NBA'de 2011-2012 sezonunun oynanamayabileceðini açýklamýþtý.
14
SPOR
13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
Semih Þentürk ifade verdi, serbest býrakýldý
Halil:Trabzonspor UEFA'daturatlar TRABZONSPOR'UN MÝLLÝ FUTBOLCUSU HALÝL ALTINTOP, ''UEFA AVRUPA LÝGÝ'NDE TURUATLAYACAÐIMIZDAN EMÝNÝM.ÝSTEDÝÐÝMÝZPERFORMANSIORTAYAKOYABÝLÝRSEKBUNURAHATLIKLABAÞARABÝLÝRÝZ''DEDÝ.
FUTBOLDA ÞÝKE ÝDDÝALARINA YÖNELÝK SORUÞTURMA KAPSAMINDA SAVCI KARÞISINA ÇIKAN FENERBAHÇELÝ FUTBOLCU SEMÝH ÞENTÜRK, ÝFADESÝ ALINDIKTAN SONRA SERBEST BIRAKILDI. FENERBAHÇELÝ futbolcu Semih Þentürk, futbolda þike iddialarýna yönelik soruþturma kapsamýnda ifadesine baþvurulmak üzere Beþiktaþ'taki Ýstanbul Adliyesine geldi. Avukatýyla birlikte geldiði Adliyeye Çýraðan Caddesi üzerindeki savcý ve hakimlerin kullandýðý kapýdan özel aracýyla giriþ yapan Þentürk, daha sonra savcýlýk Semih Þentürk katýna çýktý. Þentürk'ün, futbolda þike iddialarýna yönelik soruþturmayý yürüten özel yetkili Ýstanbul Cumhuriyet Savcýsý Hakan Karali tarafýndan ifadesine baþvurulduðu öðrenildi. Soruþturma kapsamýnda özel yetkili Ýstanbul Cumhuriyet Savcýsý Hakan Karaali tarafýndan ifadesi alýndýktan sonra serbest kalan Semih Þentürk, adliyeden ayrýlýþý sýrasýnda basýn mensuplarýnýn sorularýný ''Gerekli açýklamayý yaptým'' diyerek cevapsýz býraktý. SPOR YAZARI ALAATTÝN METÝN ADLÝYEDE Spor yazarý Alaattin Metin, futbolda þike iddialarýna yönelik soruþturma kapsamýnda ifade vermek üzere Beþiktaþ'taki Ýstanbul Adliyesine geldi. Adliyeye geldikten sonra savcýlýk katýna çýkan Metin'in, futbolda þike iddialarýna yönelik soruþturma kapsamýnda ifadesine baþvurulacaðý öðrenildi.
ÞikeciVolu'yaUEFA'danihraç AVRUPA Futbol Federasyonlarý Birliði (UEFA), þikeye bulaþtýðý gerekçesiyle UEFA Avrupa Ligi'nden ihraç edilen Yunan takýmý Olimpiyakos Volu'nun yerine, 3. ön eleme turunda elenen Lüksemburg'un Differdange takýmýnýn play-off turunda oynamasýna karar verdi. UEFA'nýn kararýnda, Differdange'nin Fransa'nýn Paris Saint Germain takýmýyla 18 ve 25 Aðustos'ta play-off turunda karþýlaþacaðý belirtildi. Differdange, 3. ön eleme turunda Volu'ya elenmiþti.
Y
Geçtiðimiz günlerde umreye giden Futbol Federasyonu Baþkaný Mehmet Ali Aydýnlar iftar davetlerine de katýlýyor. FOTOÐRAF: A.A
ÞikedekararPazartesi FUTBOL FEDERASYONU BAÞKANI MEHMET ALÝ AYDINLAR, YÖNETÝM KURULU'NU PAZARTESÝ GÜNÜ SAAT 17.00'DE TOPLANTIYA ÇAÐIRDI. TÜRKÝYE Futbol Federasyonu þike ile ilgili kararýný Pazartesi günü verecek. 15 Aðustos tarihinden itibaren Türkiye, küme düþme kararýnýn alýnýp alýnmadýðýný öðrenmiþ olacak. Ýstanbul Emniyeti, 3 Temmuz 2011 tarihinde büyük operasyonu baþlatmýþtý. Ardý ardýna gelen dalgalarla birlikte 31 kiþi tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderilmiþti. Bu operasyonlardan sonra Futbol Federasyonu toplanmýþ, önce liglerin planlanan tarihte, yani 5-6 Aðustos tarihinde baþlayacaðýný, Fenerbahçe ile Beþiktaþ arasýnda 31 Temmuz’de oynanmasý gereken Süper Kupa Finali’nin zamanýnda yapýlacaðýný duyurmuþtu. ÝNCELEMELER BÝTTÝ Ardý ardýna gelen dalgalardan sonra kararýný deðiþtirmiþ, ligi 9 Eylül tarihine, Süper Kupa Fina-
li’ni de ileride belirlenecek bir tarihe ertelemiþti. Federasyon bu kararla birlikte þike konusunda görüþ bildirecek olan Etik Kurulu’nun da savcýlýktan kendilerine ulaþtýrýlan belgeleri inceleyeceðini duyurmuþtu. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Etik Kurulu incelemelerini bitirdi. Þimdi sýra inceleme raporunu yazmaya kaldý. Etik Kurulu, raporun yazýmýný en geç hafta sonu bitirecek ve hazýrladýðý raporu Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’na sunacak. DAVETÝNÝ GÖNDERDÝ Mehmet Ali Aydýnlar baþkanlýðýndaki kurul, þike konusunda karar almak üzere 15 Aðustos Pazartesi günü saat 17.00’de federasyonun Ýstinye’deki binasýnda toplanacak. Baþkan Mehmet Ali Aydýnlar, yönetici arkadaþlarýna pazartesi günkü toplantýnýn
davetini gönderdi. Bu toplantýda 4 karardan biri alýnacak. 1-Þike ve teþvik primine bulaþan takýmlar küme düþürülecek. 2-Þike ve teþvik primine bulaþmýþ takýmlar ligde kalacak ama eksi puanla lige baþlayacak. 3-Þike ve teþvik priminden dolayý takýmlar suçlu bulunmayacak. 4-Þike ve teþvik primine bulaþan takýmlar için mahkeme sürecinin beklenmesi kararý alýnacak. DONDURULACAK ÝDDÝASI Vatan'da yer alan habere göre, toplantý sonrasýnda 2010-2011 sezonu dondurulacak ve bu nedenle Avrupa Kupalarý’na hiçbir takým gönderilmeyecek. Ligden düþürme ve puan silme konusunda da mahkeme kararý beklenecek. Þike soruþturmasý kapsamýnda tutuklu bulunanlar hakkýnda ise tedbir kararý alýnacak.
TRABZONSPOR'UN milli futbolcusu Halil Altýntop, geçmiþi büyük olan bir camianýn her sene iddialý olmasý ve þampiyonluða oynamasý gerektiðini belirterek, bu sene de öyle olacaðýný söyledi. Halil Altýntop, Trabzonspor Dergisi'nde TrabzonCell soru-cevap köþesinde taraftarlarýn SMS yoluyla gönderdiði sorularý cevapladý. Trabzonspor ile sözleþme imzaladýktan sonra doðru karar verdiðini düþündüðünü belirten Halil, ''Özellikle imza törenimde bana gösterilen ilgi hayli özeldi. Coþkulu bir karþýlamaydý bizimkisi. Burada olduðum için mutluyum' dedi. Bordo-mavili kulübü, büyük bir camia olduðu için tercih ettiðini vurgulayan Halil, ''Hedeflerime burada ulaþabileceðimi düþündüm'' diye konuþtu. Halil, takýmýn bu yýlki hedefiyle ilgili soruyu, þöyle cevapladý: UEFA'DA TUR ATLAYACAÐIZ ''Geldiðimde de söylemiþtim, böyle geçmiþi büyük olan bir camia her sene iddialý olmalý ve þampiyonluða oynamalý. Bu sene de öyle olacak. Avrupa'da ise Benfica'ya þanssýz bir þekilde elendik. Ancak UEFA Avrupa Ligi'nde turu atlayacaðýmýzdan eminim. Ýstediðimiz performansý ortaya koyabilirsek bunu rahatlýkla baþarabiliriz.'' Halil, Trabzon hakkýnda, ''Denizi tek baþýna yeterli. Þu ana kadar olumsuz bir yanýný görmedim'' dedi. Takým kadrosu hakkýndaki so-
Halil Altýntop yeni sezondan umutlu.
ruya Halil, ''Þu an bu deðerlendirmeyi yapmak için erken. Geçen sezon ki performansý yakalamak kolay olmayacak, ancak o kalite bizde var. Burada bulunan bütün futbolcularýn kendilerine göre yetenekleri belirli seviyelerde zaten'' cevabýný verdi. HAMÝT'LE OYNAMAK ÝSTERÝM Halil, kardeþi Hamit ile her zaman beraber oynamak istediðini ifade etti. Bordo-mavili oyuncu, kendine ait bir gol sevinci olmadýðýný vurgulayarak, ''Ýlk golümü Borussia Mönchengladbach'a atmýþtým. Ýnsanýn hayalidir o seviyelere gelip baþarýlý olmak. Kelimelerle anlatýlacak bir þey deðil. Bir anlamda hedefinize ulaþmanýzýn birinci basamaðý gibi' diye konuþtu.
FABREGAS'A36MÝLYONAVRO ÝNGÝLTERE basýnýndaki haberlere göre Arsenal, takmýn Ýspanyol yýldýzý Cesc Fabregas'ý ýsrarla transfer etmek isteyen Barcelona'nýn yaptýðý 36 milyon avroluk teklifi kabul edecek.
Y Ey iman edenler! Kazandýklarýnýzýn helâl ve iyi olanlarýndan ve sizin için yerden rýzýk olarak çýkardýðýmýz þeylerden baðýþta bulunun. Kendinizin ancak göz yumarak alabileceðiniz kötü ve haram þeylerle baðýþta bulunmaya kalkýþmayýn! Bilin ki Allah ganidir, sizin baðýþlarýnýza ihtiyacý yoktur, hamd edilmeye lâyýktýr ve iyilik yapanýn mükâfatýný da daha güzeliyle verir. (Bakara / 2: 267)
Halkýn malýndan kendinize daha fazlasýný çekmek niyetiyle, karþýlýðýnda menfaat umarak yaptýðýnýz baðýþlar Allah katýnda ziyadeleþmez, size bir sevap býrakmaz. Allah’ýn rýzasýný isteyerek verdiðiniz zekâtlara gelince: Ýþte, onu verenler, mallarýnýn bereketini ve sevaplarýný kat kat arttýranlarýn tâ kendileridir. (Rum / 30: 39)
Derleyen: ORHAN GÜLER
13 RAMAZAN 1432 / 13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
Ýslâm âlimlerinin acbü’z-zeneb yorumlarý ACBÜ’Z-ZENEB DR. BAHRÝ TAYRAN
slâm âlimlerinin acbü’z-zeneb konusundaki görüþ ve yorumlarýnda kullandýklarý terimleri önce tesbit edip güncel açýklamasýný yaparak netleþtirmeye çalýþalým. * Hüseyn-i Cisrî (1845–1909) “Risâle-i Hamidiye” adlý meþhur eserinde acbü’z-zeneb konusunda âlimlerin görüþünü þöyle özetler: “Her insan cisminin, haþir gününde (ölümünden sonraki yaratýlýþý) ihyâ edilecek kýsmý ‘aslî eczasýndan’ ibarettir. Yani bundan kasýt, ömrünün baþlangýcýndan (evvel ömür) sonuna kadar (âhir ömre kadar) bâkî olan ecza (cüzler) olup, fuzuli ecza deðildir.” (R. Hamidiye/ 356)
Ý
* Prof. Y. Þ. Yavuz ise geçmiþ âlimlerin görüþlerini iki farklý yaklaþým içinde özetler: Birinci görüþ “acbü’z-zeneb”i, varlýðýný kýyamete kadar koruyacak olan ve insan bedeninin bütün özelliklerini taþýyan bir “maddî öz” kabul ediliþi, ikinci görüþ ise “Allah’tan baþka her þeyin fani olduðunu ve acbü’z-zeneb’in insan cesedinin en son çürüyen parçasý olduðunu benimsemiþtir. (TDV Ýslâm Ansiklopedisi, 1. cilt / 319–320) * Muhyiddin-i Arabî (1165–1240) “Fütuhat-ý Mekkiye” adlý ünlü eserinde “acbü’z-zeneb” konusunda önce hem Ýmam Gazali, hem de Ebu Zeyd er-Rakraký’nýn görüþlerine yer verir ve sonra kendi yorumunu yapar: Gazali hadiste geçen “acbü’z-zeneb”in “nefs” olduðunu
GEÇMÝÞ RAMAZAN OLUR KÝ... ADEM PALA
alamlar, teyzemler, dayýmlar geziyorduk Ramazan boyunca. Kâh onlar bize geliyor, kâh biz onlara gidiyorduk. Meðerse Ramazan’da özellikle iftarý sevdiklerinle birlikte yapmak çok sevap ve kültürümüzden gelen bir â-
H
söyler. Rakraký ise “bu dünya yaratýlýþýndan geriye kalan ve baþkalaþmayan ‘cevher-i fert’ olduðunu ifade etmiþtir. Muhyiddin-i Arabî ise “acbü’zzeneb”in yaratýlýþýn kendisi ile bilfiil varlýk kazandýðý þey olduðudur, söz konusu þey eskimez, baþka bir ifade ile eskimeye konu olmaz” þeklinde özetler. (Fütuhat-ý Mekkiye, 2. cilt /446) * Hamdi Yazýr: “Parmak uçlarýna kadar tesviye ederiz.” (75/4) âyetinin yorumunda kuyruk sokumundan bir zerre içinde bir insanýn bütün özelliklerini toplar. (Kur’ân Dili, 8. cilt / 439) Bir sonraki yazýmýzda, Bediüzzaman’ýn yorumlarýna yer verelim.
Sevdiklerinle iftar
detmiþ. Hep beraber ezaný beklemek, suyu yudumlamak... Ne güzel bir dinimiz ve kültürümüz varmýþ, elhamdülillah.. *** Okulun olmadýðý hafta sonlarýnda, üzerimize haliyle sahurdan sonra biraz aðýrlýk çöktü-
ðünden yatar ve bu sebepten geç kalkardýk. Dýþarýda öyle bir sessizlik vardý ki, “Herkes bizim gibi sanýrým” diye kendimi bu düþünceden alamaz; biraz da tedirgin olurdum “Nerede bunca insan?” diye. Çocukluk iþte, ne halde ve fikirde olacaðý belli olmuyor.
RAMAZANNÂME
Kader hakkýnda bilir bilmez konuþmak
ABDULLAH ÞAHÝN
BÝR HADÝS - BÝR YORUM DOÇ. DR. ATÝLLA YARGICI
Bak þimdi savm-ý Ramazan oldu on üç Ýsraf etme sakýn! Þükrederek ye iç! Kur’ân müjdesiyle versin bize güç Þeytan-ý lâin semtimize uðramasýn hiç
Hakikat-i Muhammediye (asm) nuru NUR ÂYETÝNÝN TEFSÝRÝ M. ALÝ KAYA
lem-i þahadet, âlem-i melekûta nispetle gölge, aðaca nispetle meyve ve sebebe nispetle sonuç gibidir. Sonuçlar ise sebeplerle bilinebilirler. Ýyi niyetin meyvesi iyilik ve kötü niyetin meyvesi kötülük olduðu gibi, iman ve hayýrlý amellerin meyvesi cennet, küfür ve þerli amellerin meyvesi de cehennemdir. Melekûtî nura en lâyýk olan nur “Hakikat-i Muhammediye” nurudur. Bu sebeple Yüce Allah, Peygamberimiz (asm) için “Sýrac-ý Münîr” unvanýný vermiþtir. (Ahzap, 33: 46) Peygamberlerin hepsi “sýrac”dýr, aydýnlatýr; ancak Hz. Muhammed (asm) “Sýrac-ý Münîr”dir, nurla aydýnlatýr. Nâr nura kuvvet verir. Ancak “Nebevî nur” ateþ dokunmaksýzýn ýþýk verir. (Nur, 24: 35) Bu sebeple Peygamberimizin (asm) nuru “Nurun alâ nûr” yani “Nur üstüne nurdur.” Hz. Ali (ra) Abdullah b. Abbas’dan (ra) haber verdi ki: “Allah’ýn öyle bir meleði vardýr ki, onun 70 bin baþý vardýr. Her baþýnda 70 bin yüzü, her yüzde 70 bin aðzý, her aðýzda 70 bin dili, her dilde 70 bin ayrý lisanla Allah’ý tesbih eder. Kýyamette o melek bütün meleklere racih gelir. ‘Kýyamette ruh ve melekler saf saf dururlar’ (Nebe, 78: 38) âyetindeki ‘Ruh’ bu melektir.” Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri bu hadisi ve bu hadise kaynak olan “Yedi gök ve yer ve onlarýn içinde olan her þey Allah’ý hamdle tesbih eder” (Ýsra, 17: 44) âyet-i kerimesi ile ilgili olarak þu açýklamayý yapar: “Hamele-i Arþ ve yer ve göklerin melâike-i müekkelleri ve sair bir kýsým melekler hakkýnda Muhbir-i Sadýk’ýn tasvir ettiði, meselâ kýrk bin baþlý ve her baþýnda kýrk binler dille ve her bir lisanda kýrk bin tarzda tesbih ettiklerini ve intizam ve külliyet ve vüs’at-i ubudiyetlerini ifade eden hadisin hakikati þudur ki: Bir bahr-ý müsebbih olan þu semâvâtýn kelime-i tesbihiyesi, güneþler, aylar, yýldýzlar olduðu gibi, bir tayr-i müsebbih ve hâmid olan þu zeminin dahi elfâz-ý tahmidiyesi, hayvanlar, nebatlar ve aðaçlardýr. Demek her bir aðacýn, her bir yýldýzýn cüz’î birer tesbihâtý olduðu gibi, zeminin de ve zeminin her bir kýt'asýnýn da ve her bir dað ve derenin de ve berr ve bahrýn da, göklerin her bir feleðinin de ve her bir burcunun da birer tesbih-i küllisi vardýr. Þu binler baþlarý olan zeminin her baþýnda yüz binler tarzda tesbihat çiçeklerini, tahmidat meyvelerini, âlem-i misâlde tercümanlýk edip gösterecek ve âlem-i ervahta temsil edip ilân ede-
Â
cek, ona göre elbette bir melek-i müekkeli vardýr. “Evet, müteaddid eþya bir cemâat þekline girse, bir þahs-ý mânevîsi olacaktýr. Eðer o cem’iyet, imtizaç edip ittihad þeklini alsa, onu temsîl edecek bir þahs-ý mânevîsi, bir nevi ruh-u mânevîsi ve vazife-i tesbîhîyyesini görecek bir melek-i müekkeli olacaktýr. Ýþte bak, misâl olarak bu Barla aðzýnýn, þu dað lisânýnýn bir muazzam kelimesi olan bu odamýzýn önündeki çýnar aðacýna bak, gör: Aðacýn þu üç baþýnýn her baþýnda kaç yüz dal dilleri var ve her dilde bak, kaç yüz mevzun ve muntâzam meyve kelimeleri var ve her meyvede dikkat et; kaç yüz kanatlý mevzun tohumcuk harfleri, Emr-i ‘kün feyekûn’e mâlik Sâni’i Zülcelâl’ine ne kadar belîð bir medih ve fasîh bir tesbih ettiðini iþittiðin, gördüðün gibi; ona müekkel melek dahi, ona göre âlemi mânâda müteaddid diller ile tesbihatýný temsîl ediyor ve hikmeten öyle olmak gerektir.” (Sözler, 2004, 14. Söz, s. 268-269) Burada Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri âlem-i þahadet dediðimiz þu görünen âlemin arkasýnda bulunan “melekût âlemini” Ýman ve Kur’ân Nuru ile “tenteneli bir perde” þeklinde görüp “Âlem-i Þahadet”in arkasýndaki melekût âleminin meleklerinin tesbihatýný bize haber vermektedir. Bu tesbihatýn âlem-i þahadet ile münasebetini de veciz bir þekilde izah etmektedir. Âlem-i þahadetin nasýl âlem-i melekût üzerinde tenteneli bir perde olduðunun bundan daha mükemmel izahý olamaz. Ýþte iman nurunun kalbin ve aklýn nuru olup bu âlemleri nasýl gösterdiði anlaþýlmaktadýr. Her þey nurunu bir üstten almaktadýr. Meselâ, aynaya akseden ayýn nurundan karanlýk bir yer aydýnlanýr. Ayna gökteki aydan nur aldýðý gibi, ay da nurunu güneþten almaktadýr. Aralarýnda büyük mertebeler vardýr. Güneþ de nurunu cennetten ve ýsýsýný cehennemden alýr. Bu sonsuz âlemden ýsý ve ýþýk aldýðý içindir ki ýsýsý ve ýþýðý hiç eksilmeden ve artmadan dengeyi koruyarak yansýtmaktadýr. Bütün nurlarýn membaý ise “Nure’n-Nur” “Münevvire’nNur” ve “Mukaddire’n-Nur” ve “Hâlýka’n-Nur” olan Allah’ýn “Nur” ismidir. Her þey nihayet O’nda son bulur ve O’ndan kaynaklanýr. Allah’ýn “Nur” isminin dýþýndakilere nur denmesi ise mecazendir. Ve Nurunu ondan alan hiçbir nur gerçekten “Nur” deðildir, Allah’ýn “Nur” isminin bir cilvesi ve tezahürüdür.
“Kader hakkýnda bilir bilmez konuþmak, ümmetinin ahirzamandaki kötülerine býrakýldý.” (Camiüssaðir, I, s.108) ader ilim nevindendir. Allah dünyada olacak her þeyi biliyor. Buna insanýn ne yapacaðý da dahildir. Ancak Allah’ýn ilmi ezelîdir. Yani Allah hem geçmiþi, hem de geleceði biliyor. Biz ise sadece geçmiþte olanlarý biliriz. Çünkü bizim ilmimiz ezelî deðildir. Bu yüzden Allah bildiði için biz bir fiili ve davranýþý yapýyor deðiliz. Biz nasýl yapacaksak öyle takdir ediliyor. Dolayýsýyla bizim yapacaðýmýz fiillerin hepsi Allah’ýn indinde bellidir. Bu durumda bir insanýn “Ben kaderimde ne varsa onu yapýyorum. Allah benim kötü olmamý, inançsýz olmamý istemeseydi, ben de kötü bir kimse olmazdým” deyip bütün yükümlülüðü kadere atmasý, sorumluluktan kurtulmanýn çok kolay bir yoludur. Ama bu o kadar basit deðildir. Yani insanýn böyle demeye hakký yoktur. Çünkü Allah insaný sorumlu tutmak için bir irade-i cüz'iye vermiþ. Ýnsanýn dünyada tek sermayesi de budur. Bizler, bu cüz'î irademizle bir þeyin olmasýný isteriz, meselâ bir kötülük yapmak isteriz, Allah da biz istediðimiz için bu kötülüðü küllî iradesiyle yaratýr. Biz de kötülüðü iþlemiþ oluruz. Çünkü eðer Cenâb-ý Hak bizim iþlediðimiz kötülüðü yaratmamýþ olsa o zaman imtihan sýrrý bozulurdu. Zaten Kur’ân’da Cenâb-ý Hak, dileseydi bütün insanlara hidayet verebileceðini bildirmektedir. Demek ki öyle dilemedi. Çünkü bizleri birer insan olarak yarattý. Ýyiliðe ve kötülüðe kabiliyetli olarak halketti. O halde kötülüðü irademizle isteyip yaptýðýmýzdan dolayý bundan sorumluyuz. Allah bize bunun hesabýný soracaktýr. Bu noktayý bilmeyen kimseler, özellikle hadiste bildirildiði gibi “ahirzamanda”ki -bizim yaþadýðýmýz zamanýn âhir zaman olduðunun birçok alâmetleri ortaya çýkmýþtýr- kötü olan insanlar, kader hakkýnda ileri geri konuþmalar yapacaklar ve þu anda da yapýyorlar. Bu konuþmalar insanlarý pervasýzca kötülük iþlemeye sevkediyor. Bizim Türk filmlerimizde bile bu yanlýþ kader anlayýþý yýllardýr bu Müslüman millete empoze edilmektedir. Arabesklerimizde ayný yanlýþ kader anlayýþýnýn izlerini görmek mümkündür. Allah bizi ümmetin þerlilirinden etmesin. Kaderi iyi anlayan, ona göre hareket edip konuþan insanlardan eylesin. Kaderin bir de ýztýrarî kýsmý vardýr ki, iþte insanýn onda hiçbir müdahalesi yoktur. Ýnsanýn rengi, cinsiyeti, ailesi, elinin, ayaðýnýn, yüzünün þekli vs. Bunlar bir ölçü dairesinde Allah tarafýndan takdir edilmiþtir, bizim hiçbir etkimiz yoktur. Bunda da Allah’ýn birçok hikmetinin olduðunu düþünmek gerekir. Meselâ fakir bir aileden gelmek de, zengin bir aileden gelmek de kaderin bir cilvesidir, ikisi de imtihan vesilesidir. Diðer taraftan insanýn baþýna gelen bir takým musîbetler, belâlar vardýr. Bunlar meydana geldikten sonra, “Bunlar Allah tarafýndan bizi imtihan etmek için takdir edilmiþtir” deyip hikmetlerini düþünüp sabretmek, teslimiyetle karþýlamak, asla isyan etmemek, razý olmak gerekir ki, sevabýný alalým. Bazen insan hasta olacak hiçbir þey yapmadýðý halde hasta olabiliyor. Bu da Allah’ýn takdiridir, bizim kaderimizle alâkalýdýr. Nitekim yaratýlmamýz bir takdir ile olduðu gibi, ölümümüz de bir takdir iledir, bizim ve yakýnlarýmýzýn ölümü de. Bunlarý da sabýr ve teslimiyetle karþýlamalýyýz. Peygamberimiz (asm), kýsaca paylaþmaya çalýþtýðýmýz kaderle ilgili mevzularý bilen insanlara sorup öðrenmeyi tavsiye ediyor. Yoksa kaderle ilgili olur olmaz, bilir bilmez þeyler söylemek, “kötü bir insan” olmanýn emaresidir. Bu yüzden “Eðer bilmiyorsanýz, bir bilenden sorunuz” âyetine uyarak kaderle ilgili meseleleri de bu iþin uzmanlarýndan sorup öðrenmeliyiz.
K
Y
Ey Hâlýk-ý Bâri’! Bana ve zürriyetime fýtrat borçlarýmýzý bildir! Beni ve zürriyetimi nankör eyleme! Bana ve zürriyetime namazý sevdir! Beni ve zürriyetimi þükürsüz eyleme! Beni ve zürriyetimi zat-ý akdesine muti kýl! Müsi’ kýlma! Beni ve zürriyetimi kulluðuna kabul eyle! Hatalarýmýzla noksanlarýmýzla birlikte namazýmýzý, niyazýmýzý, duâmýzý, itaatimizi kabul eyle! Âmin!
13 RAMAZAN 1432 13 AÐUSTOS 2011 CUMARTESÝ
Temel: “Kýz Fadime, habuni al, habuni yap diye baþýmýn etini yiyip dureydun. Sana ne oldi da hiç konuþmaysun?” Fadime: “Haçan, oruçlinun sükûtu tesbihtir pilmey misun?”
SEMA CEYHAN
SÜLEYMAN KÖSMENE
Ýftar ÞEÂÝR-Ý RAMAZAN OSMAN ZENGÝN
ýsýrlýlar sabah kahvaltýsýna “fatara” derler. Demek ki, oruç açmak için yenilen yemek de, bir nevî o kahvaltýya izafeten, “fatara” kelimesinden türeyen ve “bozmak” manâsýna da gelen “iftar” ile isimlendirilmiþ. Evet, gece yarýsý kalkýlýp yenilen sahur yemeðinden sonra, imsak vaktinde baþlayan oruç, akþam vaktinin girmesiyle, iftar ile de açýlýr. Ýftar, Ramazanýn en büyük þeâirlerinden biridir. Ve âlem-i Ýslâmda olduðu gibi, bizim memleketimizde de çok deðer verilen bir vakittir. Ve öyle bir kýymeti vardýr ki, hadis-i þerifte kulun Rabbine kavuþtuðu andaki aldýðý sevinçle birlikte zikredilmiþtir: “Oruçlunun iki sevinci vardýr: Biri iftar yaptýðý zaman, biri de Rabbine kavuþtuðu zamandýr.” Akþam vakti herkes, iftara bir an evvel kavuþabilmek için acele ile evlerine gider. Eve geldikten sonra o kadar çok acýkmýþtýr, susamýþtýr, sofraya oturur, daha bir kaç dakika vardýr iftara. Ama o zor hallerdeyken bile elini hiçbir þeye süremez. Rabbinin emrine uymanýn sevincini yaþar. Peygamberimiz (asm) iftar açma ile alâkalý olarak,
M
orucumuzu hurma ile açmamýzý, hurma bulunmazsa su ile açmamýzý buyurur. Ama bazý kimseler, zeytin ile açar orucunu. Tîn Sûresi’nde zeytin zikredildiðinden öyle yaparlar herhalde, "Kur’ân’da bahsediliyor" diye. Ama, sünnete uygun deðildir bu. Eskiden hurma bulmak zordu, ancak hacýlar getirirdi. Þimdi ise her tarafta ve bol miktarda var. Ama yine de bulunmazsa, su her yerde mevcut. Aslýnda orucun çok hikmetleri var. Ramazan Risâlesi’nde geniþ olarak okumuþuzdur. Sabra ve þükre alýþtýrýr insaný. Bu arada tabii, yemek yeme hususunda da mideyi dinlendirmek lâzýmken bizim memleketimizde maalesef, oruç açmak, iftar yapmak bir ziyafete dönüþmüþtür, aðýr ve çok yemekler ile... Son zamanlarda ihdas edilen “iftar mönüsü” adý altýnda milletin kandýrýlmasý hadisesi de var. Normal zamanlarda 10 TL’ye yenilebilen bir yemek, o ad altýnda 20-25 TL gibi fiyatlarla satýlarak, insanlar üzerinden haksýz kazanç saðlanýyor. Bir de biraz gösteriþe dönmüþ olan “iftar çadýrlarý” var ki, bu da tam maksadýna uyan bir þey deðil. Normalde oruç tutanlara, biraz da fakir kýsmýna hizmet için düþünülmüþse de, artýk iþ mecraýndan çýkmýþ, oruç tutmayan esmer vatandaþlar v.s ile dolmuþtur. Tabiî çoðu belediyeler bununla hava atmak için, protokole bir sürü zengin kimseleri de dâvet etmektedirler.
Nezaket kapýsý
“Yarým oruç”
RAMAZAN’DA AÇILAN KAPILAR
ÇOCUKLUÐUMUN RAMAZANLARI EKREM KILIÇ
ABDÝL YILDIRIM
ezaket, baþkalarýna karþý nazik davranma, edepli ve güzel huylu, yumuþak ve ince ruhlu olma hâlidir. Nazik insan, ayný zamanda nezih insandýr. Kabalýktan arýnmýþ, enaniyetten sýyrýlmýþ, kibir ve gururdan uzaklaþmýþ, tevazuu ile yükselmiþ kiþiler nazik insanlardýr. Bu sýfatlar ise, meleklere mahsus sýfatlardýr. Oruç insanlarý her türlü kötülükten, çirkinlikten ve kabalýktan arýndýrdýðý için, oruçlu insan bir melek safiyetinde ve nezaketinde olur. Ýþte oruç insanlara böyle bir kapý açar. Nezaket kapýsýndan içeri girenler, muhabbetten ayrýlmaz, kalp kýrmaz, gönül yýkmaz. Ýncinse de incitmez. Þahýslarýn Ramazanda gösterdikleri nezaket, sosyal hayata da müsbet bir þekilde yansýr. Ýnsanlar bir birlerine karþý daha nazik ve anlayýþlý davranýrlar. Oruçlu insan en medeni insandýr.
N
HAYATIN ÝÇÝNDEN NEVÝN ALAN
rendeyiz. Karþýmda yaþlý teyze oturuyor. Teyzemiz yanýndaki ve benim yanýmdaki gençlere torunlarýndan bahsetti: “Evlâdým. Eve gidince torunlarýma sizleri anlatacaðým. Onlarýn da ellerinden telefon düþmüyor. Küçük torunumdan çay isterim, o da hemen ablasýna seslenir. ‘Ablaaa babaannem çay istiyor.’ Biraz sonra tekrar ablasýna sesleniyor. ‘Ablaaa babaannemin çayýný getirdin mi?’ Torunlarýmýn ellerinde telefon týk týklayýp duruyorlar, sizin gibi. Demek gençlik hep böyle ömrünü týk týklarla geçiriyor, þimdi týk týklar var.”
T
ahûrda týka basa yiyemediðinden, kahvaltý saatinden bir müddet sonra acýkmaya baþlayan çocuklar, yiyeceklerin saklandýðý tel-dolaplarý, mutfaktaki raflarý kurcalamaya baþlarlardý. Yaþý oldukça küçük olup orucun kurallarýný bilmeyenler için kimsenin görmediði zamanlarda bir iki lokma atýþtýrmakta bir beis yoktu. Aklý az çok erenler ise günah olmasýn diye yemeseler bile, yiyecekleri ellemek, koklamak gibi ufak kaçamaklarla açlýklarýný yatýþtýrma teþebbüsünde bulunurlardý. Bütün gün aç kalmaya tahammül edemeyecekleri tahmîn edilen küçükler, büyüklerince, öðle vaktine kadar “yarým oruç” tutup, sonraki gün tutacaklarý diðer bir yarým oruçla birleþtirme çözümüyle cesâretlendirilir ve öðleye kadar dayanmalarý saðlanýrdý. Susayan çocuklara yutmamak þartiyle aðýzlarýný çalkalamak, yüzlerini yýkamak, baþlarýný ýslatmak yoluyla susuzluklarý giderme çâreleri öðretilirdi. Oruçlu olduðum günlerde dayanamayacaðým gerekçesiyle,
S
neresinde acýkýrsam, orada orucu düðümler; baþka bir günki ile birleþtirmek üzere bir köþeye (!) koyardým. Ýftara yakýn aðzýmda tuttuðum eriði yemekle yememek arasýnda bocalayarak güçbelâ tamamladýðým günü hâtýrlýyorum. Her yýl mevsimine göre ilk çýkan meyveler; ilkbahardan îtibâren kirazlar, can erikleri, bâdemler, zerdâliler, hazîran elma ve armutlarý, þeftâliler sofrada ”iftarlýk” olarak yer alýrdý. Bu iftarlýklar, akþam ezaný okunduðunda, top veya fiþek atýldýðýnda, yemeðe baþlamadan önce orucu açmak için besmele ile aðýza atýlan ilk yiyeceklerden meydana gelirdi. Þimdi her mevsim ve sofrada bulunabilen hurma gibi kutsal sayýlan yiyecekleri, o zamanlar bulmak çok zordu. Onun yerine oruçlar – ismi Kur’ân’da anýlan bir yiyecek olduðundan– bir zeytin tanesi ile açýlýrdý. Fakat bu, kesin bir kural olmayýp, herkes imkânýna ve ihtiyâcýna göre bir yiyecekle baþlamayý tercîh ederdi. Biz çocuklar için en iyi iftarlýk, her çeþidinden tatlý nîmetlerdi.