3/4/17
10:50 PM
Page 1
a ktüel ŞANLIURFA
MART 2017 YIL:1 SAYI: 3
ŞANLIURFA’NIN KALBİNDEN DÖRT BİR YANINA GEZİ
ADRES
30 ŞANLIURFA MUTFAK MÜZESİ
Abdülhakim Ayhan; HER ZAMAN HALKIMLA BERABERİM KÜLTÜR: URFA ŞİVESİ SAĞLIK: METABOLİK SENDROM YAŞAM: TÜRK KAHVESİ TARİH: KİM BU 12’LER? ŞANLIURFA FEN LİSESİ;
GELECEĞİN LİDERLERİNİ YETİŞTİRİYORUZ
www.sanliurafaaktuel.com
01-KAPAK.QXD:Layout 1
ŞEHRİN YAŞAM DERGİSİ
Çiğdem Kendirci
KADIN OLMAK EN BÜYÜK
HAKTIR
Sultan KÖMLÜ AMACIM, KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNİN ÖNÜNÜ AÇMAK
İstatistiklerle
KADIN
ŞANLIURFA PONY CLUB; BİNİCİLİK ARTIK PAHALI BİR SPOR DALI DEĞİL ABDÜLHAMİT ÇİFTÇİ; 2017, TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN DÖNÜM NOKTASI OLACAK
02-ILAN-MEY AJANS.QXD:Layout 1
3/4/17
7:07 PM
Page 1
AJANSINIZ OLABİLİR MİYİZ ? Konusunda uzman, ödüllü görsel yönetmenlerimiz ile hizmetinizdeyiz
BROŞÜR
PROMOSYON
KATALOG
E-BÜLTEN
GAZETE
E KATALOG
DERGİ
LOGO
Paşabağı Mah. Cumhuriyet Cad. 776 Sok. Ofis 414 İş Mrk. Kat:1 No:4 Haliliye / ŞANLIURFA Cep: 0532 236 02 27 Ofis: 0414 317 03 33 www.meyproduksiyon.com
03-ILAN-MEM.QXD:Layout 1
PHPELOJH FRP
3/4/17
7:08 PM
Page 1
PHPELOJH
(PQL\HW &DGGHVL $UDS +RFD SDUN <DQÃ&#x2022;
04-05-ILAN SIVEREK TSO.QXD:Layout 1
3/4/17
7:08 PM
Page 1
Gelişen Bir Siverek İçin Çalışıyoruz...
Cumhuriyet Caddesi İspahi Pazarı Üzeri K:1 No:44-45 SİVEREK/ŞANLIURFA (414) 552 10 23 (414) 552 23 51 siverektso@tobb.org.tr siverek@siverektso.org.tr www.siverektso.org.tr
04-05-ILAN SIVEREK TSO.QXD:Layout 1
3/4/17
7:08 PM
Page 2
SİVEREK TİCARET VE SANAYİ ODASI
06-07-ILAN-CULCUOGLU.QXD:Layout 1
3/4/17
7:08 PM
Page 1
Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı No:13 ( Ticaret Lisesi Yanı ) - / Şanlıurfa 0(414) 312 95 95 info@culcuoglurestaurant.com www.culcuoglurestaurant.com
culcuoglurestaurant culcuoglukebap culcuoglukebap culcuoglurestaurant
06-07-ILAN-CULCUOGLU.QXD:Layout 1
3/4/17
7:08 PM
Page 2
Çulcuoğlu, 1965 yılında Şanlıurfada küçük bir mekânda baklavacılık alanında kurulmuş, siz halkımızın güvenini kazanmış günümüze kadar dimdik ayakta durarak alanındaki başarısı ile yoluna devam etmektedir.
Çulcuoğlu, Baklava Restaurant; yarım asırlık zaman içinde kendi kimliğini koruyarak, ileriye dönük adımlarla hedeflerini her geçen gün genişleten öncü bir işletmedir.
Çulcuoğlu, Baklavacılığın yanı sıra Şanlıurfa yöre mutfağında kebap kültürünün en kaliteli örneklerinin sunulduğu bir işletmedir.
Çulcuoğlu, özüne uygun kebap ve tatlı çeşitlerinin kalite, ucuzluk, hijyenin bir araya geldiği bir işletmedir.
Çulcuoğlu,
Şanlıurfa kültürünün gelişimi, tanıtılması ve ilimizin turizmde hak ettiği hedefe ulaşmasında yaptığı çalışmalarla marka bir işletmedir.
Tatlının ve acının buluştuğu mekân:
08-EDITOR.QXD:Layout 1
3/4/17
7:10 PM
Page 1
editör
@
MEHMET EMİN YEŞİL
mehmetemin@sanliurfaaktuel.com sanliurfaaktuel sanliurfaaktuel sanliurfaaktuel
ŞANLIURFA DERGİSİNİ SEÇTİ Sevgili Okurlarımız, Öncelikle Şanlıurfa Aktüel’i benimsediğiniz ve sahip çıktığınız için sizlere çok teşekkür ederiz. Bizler, Aktüel ekibi olarak şehrimize bu güzel yayını kazandırmış olmaktan o kadar mutluyuz ki, yorgunluğumuzu hissetmiyoruz bile… Henüz dergi kurma fikri akıllarımızda iken, akıl ve tecrübe sahibi büyüklerimize danıştığımız bu fikirlerimizi takdir ile karşılayıp destekleyenler oldu. Huzurunuzda o güzel insanlara teşekkür etmek istiyoruz. Heyecanımızı anlamakta zorlanan, hatta saçma bulan insanlar da oldu. Elbette ki onlara da saygı ile yaklaştık. Ancak öyle biri vardı ki; özellikle yüzüme karşı yaptığı bir yorumu küstahça ve ahlaksızca buldum. Akil sandığım, ancak aklını ekmek arasına düşürüp yediğini fark ettiğim o zatın yorumunu sizlere olduğu gibi aktarıyorum; “Emin bey, boş ver dergiyi falan! Bir sürü masraf yapacaksın, risk alacaksın, geceni gündüzüne katacaksın yapma bence değmez. Zaman insanlara bilgi ve kültür hizmeti sunma zamanı değil, basit düşünme zamanıdır. İnsanların kafasına hizmet edersen aç kalırsın, kafasından aşağısına yani midesine hizmet edersen kazanırsın.” Yüzüne acıyarak baktığım ve sadece “senin karnın bu yüzden kafandan büyük galiba” diyerek yanından ayrıldığım o zihniyetteki insanlardan eminim sizler de bıktınız… Evet, kolay değil yaptığımız iş ama zaten kolay iş isteyen de yok ki! Bildiğiniz gibi dergimizi ücretsiz dağıtıyoruz ve bu bir pazarlama stratejisi değildir. Çıkış yaptığımız ilk gün ki kararlılığımızla söylediğimiz gibi; Şanlıurfa Aktüel Dergisi ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 08
ücretsiz dağıtılmaktadır ve hep ücretsiz kalacaktır! Biz ne yapıyoruz? Sizi yazıyoruz... Tüm odak noktamız sizsiniz... Hayatınıza bir fayda unsuru katmaya, yüzünüzde ufacık bir tebessümün sebebi olmaya gayret ediyoruz. Bütün öneri, yorum ve eleştirilerinizin hepsini kutsal görüp dikkate alıyor ve kendimizi geliştirmek için birer fırsat olarak kabul ediyoruz. İşte size önemli bir haber... Tirajımızı tam ikiye katladık. Herkes okusun, herkese ulaşsın diye dergimizin baskı adedini arttırarak ilerliyor ve dağıtım noktalarımıza ilçelerimizi de bir bir ekleyerek okur kitlemizi genişletmeyi sürdürüyoruz. Baskı ve tasarım kalitemiz, sizler ve tecrübeli yayıncılar tarafından takdir görüyor. Baskı, tasarım ve dağıtım giderlerini karşıladığımız reklam anlaşmalarımız da her geçen gün biraz daha artıyor. Bu sayımızda 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe özel olarak kadınlarımıza ayrıca ağırlık verdik. Çünkü biliyoruz ki; bir toplumun gelişmesi ancak kadınlarına hak ettikleri değeri vermekle mümkün olabilir. Ayrıca Şanlıurfa’yı dört taraftan saracak gezi yerlerini belirledik. Unuttuğumuz bir yer varsa affola... Gelecek sayının hazırlıkları sürerken haberlerinizle, reklamlarınızla ve görüşlerinizle bize sunduğunuz katkılarınız için; Şahsım ve Ekibim adına hepinize teşekkür ederim… Cemrelerin düşmeye başladığı şu günlerde, baharın müjdecisi Nisan ayında görüşmek umudu ile… Hoşçakalın…
09-ILAN-KITAP MEHMET YESIL.QXD:Layout 1
3/4/17
7:09 PM
Page 1
İNSANLAR NE SÖYLEDİĞİNİZİ UNUTABİLİR AMA NASIL SÖYLEDİĞİNİZİ ASLA UNUTMAZLAR
!
Satış noktaları: facebook: mehmeteminyeşil instagram: mehmeteminyeşil twitter: mehmeteminyeşil linkedin: mehmeteminyeşil
www.mehmeteminyesil.com Peded/Bahçelievler www.kitapyurdu.com www.dr.com.tr
10-KUNYE.QXD:Layout 1
3/4/17
7:10 PM
Page 1
a ktüel ŞANLIURFA
YAYINCI Mehmet Emin Yeşil mehmetemin@sanliurfaaktuel.com
MEY BASIN YAYIN LTD. ŞTİ. ADINA İMTİYAZ SAHİBİ VE SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Derya Yaman derya@sanliurfaaktuel.com
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
YAZI İŞLERİ Mehmet Emin Yeşil mehmetemin@sanliurfaaktuel.com
GENEL KOORDİNATÖR
Güngör Yılmaz gungor@sanliurfaaktuel.com
GÖRSEL YÖNETMEN
Sibel Bülbül sibel@sanliurfaaktuel.com
EDİTÖRLER
Ümran Doğan umran@sanliurfaaktuel.com Ayşe Öztürkeri ayse@sanliurfaaktuel.com Ruşen Cumhur Çelik rusen@sanliurfaaktuel.com
MUHABİR
Haluk Badıllı haluk@sanliurfaaktuel.com
REDAKSİYON
İsmail Şahinalp ismail@sanliurfaaktuel.com
FOTOĞRAFLAR
Hanifi Aydın hanifi@sanliurfaaktuel.com Sibel Bülbül sibel@sanliurfaaktuel.com
REKLAM SORUMLULARI
Ümran Doğan umran@sanliurfaaktuel.com Ayşe Öztürkeri ayse@sanliurfaaktuel.com Bahar Gülderen bahar@sanliurfaaktuel.com
OKUR TEMSİLCİSİ
Mehmet Emin Yeşil, Haluk Badıllı, Derya Yaman
YAYIN KURULU
Abdülhamit Çiftçi, Cevahir Asuman Yazmacı, Hasan Gülel,
KATKIDA BULUNANLAR
Salih Serdal Bucak, Yeliz Akın, Birsen Beyazkuş, Abdülhakim Ayhan, Mustafa Güçlü, Ahmet Akay, Abdullah Sökmen, Rahime Karageçili, Hüseyin Murat Özkatar, Hamit Ataman
MATBAA HİZMETLERİ Metin Çay metin@sanliurfaaktuel.com
BASKI UZMANI
CB Basım Evi Litros Topkapı 2. Matbaacılar Sitesi ZA 16
BASKI VE CTCP KALIP
Topkapı/İSTANBUL YEREL SÜRELİ
YAYIN TÜRÜ YAYIN SÜRESİ
AYLIK
BASKI TARİHİ
MART 2017 BOTEB TANITIM
DAĞITIM
www.sanliurfaaktuel.com
DİJİTAL YAYIN
YÖNETİM ADRESİ PAŞABAĞI MAH. CUMHURİYET CAD. 776. SOK. OFİS 414 İŞ MERKEZİ KAT:1 NO:4 HALİLİYE/ŞANLIURFA TELEFON: 0414 317 0 333 / 0532 236 02 Şehrin en çok okunan yayınlarından Şanlıurfa Aktüel Dergisi’ni okuduktan sonra, henüz okumamış birine hediye edebilirsiniz. Çünkü bilgi halkındır. Ayrıca dergimizi okuduktan sonra geri dönüşüme göndermeniz geleceğimizi korumak için doğru bir adım olacaktır. Şanlıurfa Aktüel Dergisi, tüm okurlarını geleceğimiz için geri dönüşüme katkıda bulunmaya çağırıyor. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 10
11-ILAN ELMIRA.QXD:Layout 1
3/4/17
7:11 PM
Page 1
VEYSEL KARANİ MAH. Y. EMRE CAD. ŞEL APT. ALTI NO: 118/B ŞANLIUFRA
0414 314 56 38
12-13-ICINDEKILER.QXD:Layout 1
3/4/17
7:58 PM
Page 1
İÇİNDEKİLER KAPAK
22
TAKINTILI MISINIZ?
46
KADIN OLMAK EN BÜYÜK HAKTIR 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe özel, kapak röportajında başarılı bir Hukukçu olan Çiğdem Kendirci’yi ağırladık.
28
66
Abdülhamit Çiftçi 2017 YILI TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN BİR DÖNÜM NOKTASI OLACAK!
ŞANLIURFA’NIN KALBİNDEN DÖRT BİR YANINA GEZİ
18 ŞANLIURFA PONY CLUB;
BİNİCİLİĞİ PAHALI BİR SPOR OLMAKTAN ÇIKARDIK
Abdülhakim Ayhan: HER ZAMAN HALKIMLA BERABERİM ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 12
32
12-13-ICINDEKILER.QXD:Layout 1
3/4/17
7:59 PM
Page 2
ŞANLIURFA MUTFAK MÜZESİ
OTO Yakıt maliyetinde Türkiye Avrupa’da ilk 5’te
34
GELECEĞİN LİDERLERİNİ YETİŞTİRİYORUZ Şampiyon, Şanlıurfa Fen Lisesi Voleybol Takımı Antrenörü Mete KAVŞUT, Eşi Beden Eğitimi Öğretmeni Esra ÖZEL KAVŞUT ile konuştuk.
??
96 İNSANLARIN HAYALLERİNE ULAŞMALARINA ÖNCÜLÜK EDİYORUZ
SANAT SANAT ENGEL TANIMAZ
38
14
TEKNO
90
TÜRK KAHVESİ Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır. Türk kahvesinin Osmanlı’da ne denli vazgeçilmez olduğunu, tarihini inceleyince görüyoruz. Bir açılıp bir kapatılan kahvehanelerden bugüne gelen bol köpüklü kahvemizi ne kadar tanıyoruz?
42
16
İşte 2017’de beklenen AKILLI TELEFONLAR
86
SPOR
Türklerin % 80’İ işi kırıp maça gidiyor
88
AMACIM PARA KAZANMAK DEĞİL, KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNİN ÖNÜNÜ AÇMAK
SAĞLIK
74
DÜĞÜN ADETLERİMİZ Kız istemekten, kına gecesine, düğünlerden, düğün yemeklerine kadar Şanlıurfa’nın düğün adetlerini merak edenlere güzel bir araştırma yazısı.
Modern çağın hastalığı METABOLİK SENDROM
94
60 İstatistiklerle KADIN
ÇİKOLATA TUTKUSU VE KISA TARİHİ ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 13
52
14-15-SANAT ENGEL TANIMAZ.QXD:Layout 1
3/4/17
7:11 PM
Page 1
HABER
SANAT ENGEL TANIMAZ
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi Engelli Kursiyerlerin el işi sergisini açtı. Açılışa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, Vali Yardımcısı Fatih Çelikkaya, Ak Parti İl Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, STK Temsilcileri ve Engelli Kursiyerler katıldı. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 14
14-15-SANAT ENGEL TANIMAZ.QXD:Layout 1
3/4/17
7:11 PM
Page 2
İbrahim Halil Polat, Kursiyer
Büyükşehir Belediyesi Sergi Salonunda gerçekleştirilen Engelli Kursiyerlerin el işi sergisi açılışında konuşan Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi: "Engelli koordinasyon merkezimizde kurs gören kardeşlerimizin yaptığı el işi ürünlerin sergilenerek satıldığı sergimizin açılışını yaptık. Kursiyerleri yaptıkları güzel ürünlerinden dolayı tebrik ediyorum" dedi. Geçtiğimiz aylarda Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ve Limak Şanlıurfa Çimento tarafından hayata geçirilen ve 14 bin metrekarelik bir alana inşa edilen Engelliler Koordinasyon Merkezi kursiyerlerinin "Sanat Engel Tanımaz" sloganıyla ürettiği el işi ürünler ilgililer için dört gün boyunca sergilendi. Açılışa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, Vali Yardımcısı Fatih Çelikkaya, Ak Parti İl Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, STK Temsilcileri ve Engelli Kursiyerler katıldı. Başkan Nihat Çiftçi: "AK Parti Hükümetleri döneminde birçok sosyal haklar, şehri engellilere uygun hale getirme, sosyal destek ve meslek edindirme noktasındaki eğitim programları geliştirildi. Engelli kardeşlerimize hizmet etmek bizim için önemli bir vazifedir. AK Belediyeler olarak 3 ay önce açmış olduğumuz Engelli Yaşam Merkezimiz kardeşlerimize bir güç kaynağı oldu. Engelli Koordinasyon Merkezindeki kardeşlerimizin, atölyelerde ürettiği ürünler bugün burada sergileniyor. Ben emeği geçen eğitmenleri, görevlileri ve kursiyerleri kutluyor, teşekkür ediyorum" diyerek katılımcılara teşekkür etti. Başkan Çiftçi ve beraberindekiler açılıştan sonra sergiyi gezerek ürünleri incelediler ve üretilen el işi ürünler hakkında kursiyerlerden bilgi aldılar.
Ben bu kursa bir ay önce katıldım ve bu sergiye özel olarak bir kemer yaptım. Kendimi hiç olmadığım kadar mutlu hissediyorum. Başta Eğitmenlerim olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Seval Koçerhan, Eğitmen Ben Engelliler Koordinasyon Merkezinin deri atölyesinde görev yapıyorum. Kursiyerlerimizle birlikte ham deriden; kemerler, çantalar, aksesuarlar ve tablo gibi çalışmalar yapıp sergimizde satışa sunuyoruz. Elde edilen gelirler de öğrencilerimize aktarılıyor. Kursiyerlerimiz burada hem meslek sahibi oluyorlar, hem de ailelerinin bütçesine katkı sağlamış oluyorlar. Bence bu projenin hayata geçirilmiş olması çok isabetli oldu çünkü kursiyerlerimizin hepsi çok yetenekliler.
Ayfer Karakurt, Kursiyer Bence çok verimli bir çalışma oldu bizim için. Hem el kaslarımızı geliştirdik. Hem de boş zamanlarımızı değerlendirerek kendimizi yetiştirme fırsatı bulduk.
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 15
16-17-SULTAN KOMLU.QXD:Layout 1
3/4/17
7:12 PM
Page 1
KADIN GİRİŞİMCİ
Sultan KÖMLÜ
(
Başarılı Kadın Girişimcilerden Sultan KÖMLÜ; “Kadının en büyük destekçisi babası, evli ise eşi veya erkek kardeşidir. Benim en büyük destekçim babam olmuştur. Hangi işe elimi atsam başaracağıma inandı, hiçbir zaman maddi ve manevi desteğini esirgemedi.”
(
AMACIM PARA KAZANMAK DEĞİL, KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNİN ÖNÜNÜ AÇMAK ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 16
16-17-SULTAN KOMLU.QXD:Layout 1
3/4/17
7:12 PM
Page 2
Türkiye’de kadın girişimcilerin olması ülke ekonomisini ve kadının kendisine olan güvenini arttırıyor. Kadınlarımız, kendilerini yaptıkları işlerdeki başarılarıyla gösteriyorlar. Bunun güzel bir örneği olan Sultan KÖMLÜ oldukça başarılı bir kadın girişimci… Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünden mezun olup yüksek lisansını tamamlayan Sultan KÖMLÜ, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde doğmuş 10 çocuklu bir ailenin altıncı çocuğudur. Yüksek Lisans eğitimini sürdürürken İngilizceye merak saran Kömlü, Anadolu üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü tamamlamıştır. Halen Anadolu Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulunda eğitimini sürdürmekte olan Kömlü, eğitim hayatının yanı sıra girişimcilik ve ticaret alanlarında yeteneğini geliştirip birçok alanda faaliyet göstermektedir. Kömlü, Dergimize yaptığı açıklamada; “Kadının eğitim ve ticaret hayatındaki başarısı toplumun başarısını yansıtır. Kadının en büyük destekçisi babası, evli ise eşi veya erkek kardeşidir. Benim en büyük destekçim babam olmuştur. Hangi işe elimi atsam başaracağıma inandı, maddi ve manevi hiçbir zaman desteğini esirgemedi. ” dedi. “HEDEFİMİZ TÜRKİYE’DE MARKA OLUP YURT DIŞINA AÇILMAK” Sultan KÖMLÜ, şu anda birçok alanda çalışmalarının sürdüğünü belirterek şöyle konuştu; “Şu anda üç farklı alanda çalışmalarımız devam etmektedir. URFA’S adında domates salçası ve biber salçası fabrikası olarak hizmet verecek olan işletmemiz aynı zamanda pul biber ve kurutulmuş domates üretimi yapacak. Bu fabrikalarımızda da kadınlar için iş istihdamı yaratılacaktır. İlk aşamada 100 kişilik bir istihdam sağlanacak ama ileride bu sayının artmasını hedefliyoruz. Hedefimiz Türkiye’de marka haline gelip yurt dışına açılmaktır. Şu an bile yurt dışından talepler alıyoruz. Aynı zamanda Siverek’te bir Ocak Başı açmayı hedefliyoruz ve Mart ayında açılışını yapıyor olacağız. Çok yakında hayata geçirmeyi planladığımız bir diğer organizasyonumuz ise Yemek Fabrikası… Bu organizasyonda da yine kadınları istihdam edeceğiz. Yemek fabrikasındaki hizmet amacımız ise mevlüt, davet ve okul yemekleri gibi toplu yemekleri üretmek olacaktır.”
bunu icraatlarımla da ispatladım.
GİRİŞİMCİLİK, KADIN PROFİLİNİ DEĞİŞTİRİR! Başarılı Girişimci Sultan KÖMLÜ iş hayatında oldukça etkin. Yukarıda bahsettiklerinin yanı sıra kuruculuğunu yaptığı Özel Siverek Farabi Sağlık Lisesinin Müdürlüğünü de üstlenerek, eğitim hayatında hem yönetici, hem de öğretmen olarak mesleğini aşkla sürdürmeye devam ediyor. Sultan Hanım, bunlarla da yetinmeyip İngilizceye olan merakını “Özel İngilizce Kursu” açarak topluma hizmette adeta zirveye ulaşmış durumda… Sultan Hanım’daki bu enerjinin kaynağını sorduğumuzda ise cevabı şöyle oluyor; “Bütün bu faaliyetleri gerçekleştirdikten sonra bendeki enerjinin burada bitmemesi gerektiğine inandım. Toplumumuzda kadına olan bakış açısını bilirsiniz; kadınlar geri planda kalmalı, çünkü onlar bir şey yapamazlar! Ben bu baskı ve ayrımcılığın karşısında hayatım boyunca dimdik durdum ve ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 17
“KİŞİSEL MİSYONUM ÖRNEK BİR KADIN OLMAK” Girişimciliğin büyük bir risk olduğunu ve kaybetsek bile deneyimler kazanabileceğimizi söyleyen Kömlü, şu ifadelerine yer verdi: “Herkese örnek olmaya çalışıyoruz. Ticaret risk demektir ve herkeste ticaret zekâsı olamaz. Ben ilk işimde babamdan büyük destek gördüm. Sonrasında da manevi anlamda her zaman yanımda oldu. Bir işe giriştiğinizde belki her zaman kazanamayabilirsiniz ama zarar etseniz bile potansiyelinizi ve kapasitenizi görmüş olursunuz. İnsanlar diyor ya ‘’iş yok, ekmek yok!’’ Evet, ülke olarak biraz sıkıntıda olabiliriz ama ekonomiyi canlandırmak da bizim elimizde” Şanlıurfa Aktüel Dergisi olarak, Sultan KÖMLÜ gibi gözü kara girişimci kadınların hayatımızda hep olmasını ve gelecek nesillerimiz için birer Rol Model olmalarını dileyerek, sözü Sultan Hanım’ın ifadeleri ile bitirmek istiyoruz; “Amacım çok para kazanmak veya yükselmek değil, toplum için örnek bir kadın olmaktır. Kadın girişimciler hiçbir zaman korkmasınlar. Bir işe girişmek istediklerinde cesur davransınlar. Çünkü insan bir işe cesaretle başladığı zaman başarılı olabilir. Ben kadın girişimcilere sizin aracılığınızla seslenmek istiyorum; Her kim olursa olsun, her alandaki iş fikirlerini destekliyor ve önemsiyorum. Kimin hayata geçirmeyi düşündüğü bir hayali veya projesi varsa bize ulaşsınlar. Hem maddi hem de manevi anlamda elimden geleni yapmaya ve destek olmaya hazırım…
18-19-20-BINICILIK KULUBU.QXD:Layout 1
3/4/17
7:12 PM
Page 1
HOBİ
Esra Nur Ay
BİNİCİLİĞİ PAHALI BİR SPOR OLMAKTAN ÇIKARDIK Tecrübe etmiş olanlar çok iyi bilirler. Atların gözlerine bir kez baktığınız, dokunduğunuz ve onlarla yol almaya başladığınız zaman hayata bakış açınız değişebilir. Özgürlük, güven, sabır... Atlar, neye ihtiyacınız varsa onu size verecek kadar cömertler. Bu deneyimi yaşamak isterseniz işte at binmeniz için Şanlıurfa’da hizmet veren ŞANLIURFA PONY CLUB harika bir yer...
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 18
18-19-20-BINICILIK KULUBU.QXD:Layout 1
3/4/17
Şehrin en çok okunan yayını Şanlıurfa Aktüel Dergisi olarak, Mardin yolu üzeri TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonu yanında hizmet veren “Şanlıurfa Pony Club Binicilik Kulübünü” siz okuyucularımız için ziyaret ettik. Kulübün kurucusu Hasan Dildaş ve Ekibini, kentimize bu güzel tesisi kazandırdıkları için gönülden kutluyoruz Kulübün binici eğitmenlerinden Esra Nur Ay ile yaptığımız keyifli söyleşimizle sizleri baş başa bırakıyoruz.
7:13 PM
Page 2
önce hizmete açıldı. Çay bahçemiz ve kafeteryamızla birlikte bir sosyal tesis olarak faaliyet gösteriyoruz. Kulübümüzde koşulara katılmış, binicilik dersleri vermeye hazır olan iki adet “Arap cinsi” yetişkin atımız var. Ayrıca 1 adet shetland Pony, 2 adet Avrupa pony olmak üzere 3 adet Pony diye adlandırılan, çocukların rahatlıkla binebileceği eğitimli atlarımız var. Bu ponyler
Merhabalar sizi biraz tanıyabilir miyiz? Merhaba ben Esra Nur Ay. Jeoloji mühendisiyim. Hobi olarak başladığım binicilik serüvenimi şu an Şanlıurfa Pony Club’ta binici eğitmeni olarak sürdürüyorum. Burada hem yetişkinlere hem de çocuklara binicilik eğitimi ve Engelli Vatandaşlarımıza “Atlı Rehabilitasyon” hizmeti veriyoruz. Bize biraz Binicilik Kulübünüzden bahseder misiniz? Pony Club Binicilik Kulübü bir yıl ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 19
çocuklar için hem hipoterapi (atlı terapi), hem de gezintiler yapmak için uygun olan atlardır. At binmenin çocuklar ve yetişkinler üzerindeki faydalarından bahseder misiniz? Atlar özgürlüğü sembolize ettiği için stres atmaya yardımcı oluyorlar. Bu nedenle psikolojik sorunları olan çocuklara ve yetişkinlere kesinlikle at binmelerini tavsiye ediyorum. Atlar;
18-19-20-BINICILIK KULUBU.QXD:Layout 1
3/4/17
özellikle engelliler, sosyal anlamda iletişim güçlüğü çeken insanlar, konuşma zorluğu yaşayan çocuklar, içine kapanık veya özgüven problemi olan insanlar üzerinde çok etkililer çünkü onlara özgüven veriyorlar. Atlar ve yunus balıkları, duyguları birebir iletme özelliğine sahip oldukları için hissettiğiniz duyguların aynısını hissedebilir ve sizlere iletebilir. Bu sebeple rehebilitasyon açısından bu hayvanlar çok etkilidirler. Özellikle bedensel engellilerin kas ve eklem yapısında gözlemlenebilen önemli gelişmeler sağladıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.
7:13 PM
Page 3
Şehirdeki tek binicilik kulübüsünüz. Halkın ilgisi nasıl? Halkımızın ilgisinden oldukça memnunuz. İnsanlara doğanın tadına varabilecekleri, atlar ile vakit geçirebilecekleri ve binicilik derslerinin dışında gezinti yapabilecekleri bir alan sunuyoruz. Urfa için farklı ve tek yer diyebiliriz. Rehabilitasyon olarak da çok fazla ilgi çekiyoruz. Atları seven ya da ilgisi olan herkesin uğradığı bir tesis olmamızla birlikte, özellikle hafta sonları büyük bir yoğunluk yaşıyoruz.
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 20
İlerleyen zamanlarda yapmayı planladığınız etkinlikler olacak mı? Şöyle ki; biz kendimizi sürekli geliştirmeyi hedefliyoruz. Profesyonel bir binicilik hizmeti sunmak adına tabi ki güzel planlarımız var. Özellikle rehabilite edilebilecek çocuklara ulaşmak istiyoruz. Bununla birlikte biniciliğin pahalı bir spor dalı olduğu konusunda halkımızda hâkim bir görüş var ama biz bu algıyı ortadan kaldıracak şekilde hizmet vererek, herkesin ulaşabileceği bir spor haline getirmeyi hedefliyoruz.
21-ILAN-LAVANTAPARK.QXD:Layout 1
3/4/17
7:13 PM
Page 1
“Güvenin Adresi”
Lavanta Park Evleri
Çankaya Mah. 2011 Sk. Alican Apt. No: 16/1 (Karaköprü Belediye Karşısı) Karaköprü/ Şanlıurfa
22-23-24-25-KAPAK ROP.QXD:Layout 1
3/4/17
10:53 PM
Page 1
KAPAK
KADIN OLMAK EN BÜYÜK HAKTIR Şehrin en çok okunan yayını Şanlıurfa Aktüel Dergisi olarak; 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe özel, Mart sayımızın kapak röportajında başarılı bir Hukukçu olan ve hem iş hayatı, hem de 65 yıllık erkek egemen bir kurum olan Şanlıurfa Barosu Yönetim Kurulu Üyeliğine hatırı sayılır bir oyla seçilerek yaptığı faaliyetleri ile adından söz ettirmeyi başaran Çiğdem Kendirci’yi ağırladık RÖPORTAJ: MEHMET EMİN YEŞİL Fotoğraflar: Haşim Kırgın
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 22
22-23-24-25-KAPAK ROP.QXD:Layout 1
3/4/17
“Benim lügatimde durmak yok, hayatım boyunca hiç yerimde saymadım. Çünkü duruyorsam aslında geriliyorumdur” diyen Kendirci, halk tarafından da kabul gören ve özellikle kadınların hayatına dokunmak için gecesini gündüzüne katarak çalışan biri. Çiğdem Kendirci ile kadınların iş dünyasındaki başarılarından; sosyal yaşamdaki duruşlarına dek yaptığımız bu keyifli sohbetimizle sizleri baş başa bırakıyoruz…
10:54 PM
Page 2
büyük ve sonsuz teşekkürüm; hayat arkadaşım, yol arkadaşım ve meslektaşım olan İbrahim Bülent Kendirci’ye… 3 çocuk annesiyim. İki kızım ve bir oğlum var. Aslında hayatta en çok anne olmayı sevenlerdenim. Annelik bir kadına en çok yakışan meslektir. Hukukçu olarak Şanlıurfa’da başladığım
Merhabalar sizi biraz tanıyabilir miyiz? Merhaba, 1981 Osmaniye doğumluyum. 2005 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni burslu olarak bitirdim. Üniversite hayatımı “Şeref, Yüksek Şeref Öğrencisi” olarak başarılı bir şekilde tamamladım. Ayrıca kendi üniversitemde beş yıl boyunca “Asistan” olarak çalıştım. Diş hekimi olan bir babanın ve ev hanımı bir annenin iki çocuğundan biriyim. 2006 yılında benim gibi Avukat olan eşim İbrahim Bülent Kendirci ile evlenerek Şanlıurfa’ya gelin olarak geldim. Hayatta insanların hep birilerine teşekkürleri vardır. Benim de en ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 23
Sürekli hakkı gözeten ve doğrunun peşinde koşan bir karaktere sahiptim. Beni tanıyanların; “Sen avukat olmalısın” dediklerini hep işitirdim. Bu sözlerin bir gün gerçekleşeceğini hep hissettiğim zamanlarda kendimi Avukatlığa yönelirken bulurdum.
22-23-24-25-KAPAK ROP.QXD:Layout 1
3/4/17
10:54 PM
Page 3
mesleki hayatımda 11 yılı geride bıraktım. Şu an Şanlıurfa Barosu Yönetim Kurulu Üyesi olmakla birlikte; Çocuk Hakları, Kadın Hakları ve Staj Eğitim Komisyonu Koordinatörlüğü görevlerini de sürdürmekteyim.
Hâkim veya savcı olmayı aklımdan hiç geçirmedim. Çünkü hâkim veya savcı olursam karar veren taraf olacaktım, oysa ben daha çok karara etki eden taraf olmayı istemişimdir.
Avukat olmaya nasıl karar verdiniz? Aslında avukat olmaya karar verilmezmiş, avukat olarak doğulurmuş. Ben avukat olarak doğmuşum. Çevremdeki insanlar benim hep kararlı ve mücadele ruhuna sahip bir insan olduğumu söylerdi. Gerçekten de çocukluk yıllarımdan beri inandığım doğrularımdan hiçbir zaman taviz vermedim. Sürekli hakkı gözeten ve doğrunun peşinde koşan bir karaktere sahiptim. Beni tanıyanların; “Sen avukat olmalısın” dediklerini hep işitirdim. Bu sözlerin bir gün gerçekleşeceğini hissettiğim zamanlarda kendimi avukatlığa yönelirken bulurdum. Bende yanlış ve haksız durumlara müdahale etme içgüdüsü hep baskın çıkardı. Zihnimde sürekli dolaşan “Ben hukuk okumalıyım ve insanların haklarını savunmalıyım, kimse aciz kalmamalı” gibi düşüncelerim sayesinde Avukatlığı seçtim. Hâkim veya savcı olmayı aklımdan hiç geçirmedim. Çünkü hâkim veya savcı olursam karar veren taraf olacaktım, oysa ben daha çok karara etki eden taraf olmayı istemişimdir. Şimdi ne kadar doğru bir karar verdiğimi mesleğime olan tutkumdan
anlayabiliyorum, çünkü işimi severek yapıyorum. Mesleki hayatınıza memleketinizden uzak bir yerde başlamış olmanız sizi nasıl etkiledi? “Doğduğun yeri unutma ama doyduğun yeri memleketin bil” anlayışı ile büyütüldüğümüz için pek bir zorluk yaşamadım. Ben kendimi Şanlıurfalı olarak görüyorum, burası sadece eşimin değil artık benim de memleketim. Çünkü bu güzel şehirde hem maddi, hem de manevi anlamda çok güzel şeyler yaşadım. Zaten müvekkillerim, arkadaşlarım, komşularım ve akrabalarımın bana hep söyledikleri bir söz var; “Çiğdem, sen bir Urfalıdan daha çok Urfalı oldun”. İnanın bununla gurur duyuyorum. Belli bir yaştan sonra ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 24
22-23-24-25-KAPAK ROP.QXD:Layout 1
3/4/17
10:54 PM
Page 4
Erkek egemen bir toplumda ve meslekte, sayı olarak ne kadar çoğalırsak o denli güçleniriz ve güçlendikçe sesimizi daha çok duyurabiliriz.
memleket değiştirmek, orada kabul görmek ve orayı sevmek çok zordur aslında ama ben bunu başarabildiğime inanıyorum. Şanlıurfa’nın yeri bende çok özeldir. Bir kadın olarak mesleğinizi icra etmenin zorluklarını yaşadığınız oluyor mu? Evet, zaman zaman bazı zorluklar yaşadığım olmuştur. Tabi mesleğe ilk başladığım yıllara oranla bu zorluklar azaldı ama avukat olarak kadın meslektaşlarımın daha çok olmasını arzuluyorum. Çünkü biz kadınlar girdiğimiz her yere hayat veririz. Hem erkek egemen bir toplumda ve meslekte, sayı olarak ne kadar çoğalırsak o denli güçleniriz ve güçlendikçe sesimizi daha çok duyurabiliriz. Kadınlarımız için yaptığınız veya yapmayı planladığınız projeleriniz var mı? Evet, var. Şu an da İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile beraber “El ele verelim, çocuk gelin vermeyelim” diye bir proje başlatıyoruz. Bu proje, Şanlıurfa merkezi ve ilçelerinde bulunan lise ve dengi okullarda; bir sosyolog, bir psikolog ve bir avukat öncülüğünde seminerler vermeyi planlıyoruz. Çocuk gelin dramı, maalesef kabul etsek te etmesek te toplumumuzun bir gerçeğidir. Bizim amacımız; Lise ve dengi okullardaki çocukların başlarına böyle bir durumun gelmesi halinde ne yapmaları, nasıl davranmaları, kime başvurmaları, yasal haklarının ne olduğu ve neler yapabilecekleri konusunda çocuklarımızı ve ailelerini bilinçlendirmektir. Oldukça başarılı bir hukukçusunuz, seminer veya konferans davetleri aldığınız oluyor mu? Türkiye genelindeki bütün Barolar güçlü birer Sivil Toplum Kuruluşlarıdır. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 25
Şuan da toplumun en çok maruz kaldığı konulardan biri de yasal haklarının ihlalidir. Bu konularda bizlerden talep olması durumunda bilinçlendirme amaçlı seminer ve konferans davetlerini kabul ediyorum. Çünkü bu bir sosyal sorumluluktur, bu bağlamda insanlara yasal haklarını hatırlatmak bir hukukçu olarak bizim asli vazifelerimizdendir. Son olarak 1 Mart 2017 tarihinde Doğu Akdeniz Üniversitesi tarafından “Kariyer Günleri” kapsamında “Avukat Olmak, Kadın Olmak” konulu bir seminere konuşmacı olarak katıldım. Üniversitede henüz eğitim hayatlarının başında olan arkadaşlarımıza mesleğimizle ilgili neler yaptığımızı ve neler yapabileceklerimizi anlattım. Benim için çok keyifli ve gurur verici bir tecrübeydi. Bunların dışında yakın zamanda Harran Üniversitesi Şanlıurfa Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Programı Bölümündeki Öğrencilerimize “Çocuk Bedenime Dokunma” adlı bir seminer düzenledik. Bu seminerimizin konusu Cinsel istismar/Çocuk istismarı idi. Ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün ve belediyelerimizin düzenlediği seminerlere katılarak hukuki anlamda destek vermeye çalışıyorum. Peki, son olarak neler söylemek istersiniz ve özellikle kadınlarımıza vermek istediğiniz bir mesajınız var mı? Öncelikle Şanlıurfa Aktüel Dergisi olarak bizleri hatırlamanız ve çok öncesinden bu özel günümüzde bizleri ağırlamanız onur verici bir duygu. Bunun için şahsım ve hemcinslerim adına sizlere teşekkür ederim. Ben kadınlarımıza her zaman şunu söylemeye çalışmışımdır; Kadın olduğunuzu his ettirin, kendiniz olun, erkek gibi davranmaya, erkeklere özenmeye çalışmayın. Bir kadın gibi giyinin, bir kadın gibi konuşun. Kadınlığınızı kaybetmeyin ve kendinizi taşımayı bilin… Bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum ve kadın olmak en büyük haktır diyorum. Son olarak 1,5 yıl önce kaybettiğim ve “hayatta ne öğrendiysem ondan öğendim” dediğim; Babam Dr. Fevzi KARABORAN’I rahmetle anıyor ve bu röportajımı ona ithaf ediyorum.
26-27-ILAN-PARLAK UNLU MAMULLER.QXD:Layout 1
3/4/17
7:15 PM
Page 1
PARLAK Unlu Mamülleri
26-27-ILAN-PARLAK UNLU MAMULLER.QXD:Layout 1
3/4/17
7:15 PM
Page 2
N Mutluluk içeren lezzetler N Doğanın enfes ürünleri
BURADA!
İbrahim KAYMAZ HÜRRİYET MAH. İSTASYON CAD. NO: 40 AKÇAKALE /ŞANLIURFA TEL: 0544 403 06 63
28-29-30-HAMI CIFTCI.QXD:Layout 1
3/4/17
10:49 PM
Page 1
SÖYLEŞİ
2017 YILI TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN BİR DÖNÜM NOKTASI OLACAK! Abdülhamit Çiftçi, hizmet sektöründe önemli başarılara imza atmış bir iş adamı… Profesyonel hayatı boyunca edindiği tecrübelerini resmi ve tüzel kurumların en önemli ihtiyaçlarının başında yer alan, veri hazırlama ve hizmet personeli olmak üzere insan kaynağı temini alanında değerlendiriyor.
Abdülhamit Çiftçi
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 28
28-29-30-HAMI CIFTCI.QXD:Layout 1
3/4/17
10:49 PM
Page 2
Çiftçi ile yaptığımız röportajda girişimciliği, iş dünyasını ve ekonomiyi konuştuk… Merhaba, sorularımıza geçmeden önce bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Tabii ki, 1979 Şanlıurfa doğumluyum. Ticareti çok seven biriyim, bu nedenle okul okurken bile ticaretle uğraşırdım. Türkiye’nin birçok ilinde resmi kurumların personel ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Genellikle en önemli ihtiyaçlarının başında yer alan, veri hazırlama ve hizmet personeli olmak üzere insan kaynakları alanında faaliyet gösteriyoruz. Başarılı bir girişimci olarak sizce Türkiye’de girişimci ruha hak ettiği değer veriliyor mu? Türkiye’de girişimcilik yükselen bir değer, bu da çok güzel bir gelişme, herkes elinden geldiğince girişimcilikle ilgili bir şeyler yapmaya çalışıyor. Tabi bu da girişimci olmayıp, girişimciliği anlatan insanların sayısını çoğaltıyor. Birde yapılan bazı projelerde, projeden ziyade reklama para harcanıyor; bunun sonucu olarak da kalite düşüyor. Ama zamanla bunları aşacağımıza inanıyorum. Türkiye girişimciliğe çok önem veriyor, bu da bizi umutlandırıyor ve gelecekte laftan çok icraatların konuşulacağı görüşündeyim. 2017 yılını ekonomi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Bence bu yıl ülke ekonomimiz çok güçlenecek. Zaten bütün olumsuzluklara rağmen hükümetimiz yatırımlarından asla vazgeçmedi. Ama ileride çok daha büyük yatırımların art arda geleceğini düşünüyorum. Biliyorsunuz, Türkiye tarihi bir referanduma gidiyor. 16 Nisan 2017 günü yapılacak yeni anayasa referandumu için geri sayım başladı. Türkiye açısından 2016, nasıl 15 Temmuz’dan öncesi ve sonrası olarak değerlendirildiyse bu defa 2017 de referandumdan öncesi ve sonrası diye anılacak. Çünkü 2017 yılında yurtiçi piyasalarının en önemli beklentisi referandum sonuçlarıdır. Beklenen anayasa değişikliği için referandum, piyasalar açısından önemli olacak. Önümüzdeki yılı referandum öncesi ve sonrası olarak iki ayrı kategoride değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye adeta şaha kalkacak ve bütün zincirlerini kırıp geleceğe doğru emin adımlarla ilerleyecektir. Bence büyük bir çoğunlukla yeni model yönetim sistemi kabul görecektir. Yani referandum sonuçlarına göre piyasalarda ciddi bir değişiklik olacağını mı öngörüyorsunuz? Kesinlikle öyle. Sonuç ne çıkarsa çıksın ülkemizde büyük değişiklikler olacaktır. Bu seçim öncekilerine benzemiyor. Türkiye için bir kader süreci diyebiliriz. Referandum sonucunun “hayır” çıkması durumunda bütün dengeler alt üst olabilir. Son 15 yıldır bütün ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 29
olumsuzluklara rağmen devam eden istikrar bir anda yerle bir olabilir. “Evet” sonucunun çıkması durumunda ise devam eden istikrar milletimizin teminatı altına alınmış olacak. İşte o zaman Türkiye’nin büyük atılımlar yapmasının önündeki engeller kalkmış olacaktır. Hem ekonomimiz, hem sosyal yaşantımız, hem de demokrasimiz açısından daha özgür ve güçlü bir ülke olacağımızı düşünüyorum. Türkiye adeta şaha kalkacak ve bütün zincirlerini kırıp geleceğe doğru emin adımlarla ilerleyecektir. Bence büyük bir çoğunlukla yeni model yönetim sistemi kabul görecektir. Zaten yapılan anket ve araştırmalar da bunu gösteriyor. Yeni model yönetim sistemi ile hayatımızda somut anlamda neler değişecek? Her şeyden önce ülke istikrarı sağlam temellere dayandırılmış
28-29-30-HAMI CIFTCI.QXD:Layout 1
3/4/17
olacaktır. Yatırımcılar, girişimciler, yabancı sermayeler önlerini net olarak görecekleri için daha cesur adımlar atabilecekler. Bürokrasimiz, kendisini frenleyip duran engellerinden kurtulacak ve en önemlisi yeni anayasayla birlikte yasama, yürütme ve yargıda yapılacak düzenlemelerle daha hızlı kararlar alınabilecektir. Türkiye'nin yüz yılı aşkın bir zamandan beri bir anayasa sorunu var. Neden? Çünkü milletin boyuna posuna göre bir elbise dikilmiyor. Bütün mesele budur. Ayrıca tarihe baktığımız zaman bütün anayasalar olağanüstü dönemlerde ya da darbelerden sonra yapılmış. 1921 Anayasası normal dönemde çıkmış gibi görünüyor ama Millî Mücadele verilmiş, toprağımızın büyük kısmını kaybetmişiz. Yine de en millîleri 1921 ve 1924 anayasaları. Egemenlik vurgusu en net bu anayasalarda var. 1961 ve 1982 Anayasaları millete rağmen yapılmıştır. Vesayet, oligarşi dediğimiz hususlar hep buradan kaynaklanıyor. İrili ufaklı 15 darbe olmuş Türkiye'de. Yani 6,5 yıla bir darbe düşüyor! Ama şu an eleştirdiğimiz şeylerin hiçbiri başkanlık sisteminde yoktur. Zannedildiği gibi her şey, bütün yetkiler bir kişinin elinde olmayacak. İstenildiği zaman Anayasa
10:49 PM
Page 3
Genç girişimcilere tavsiyem; inovatif projeler üretsinler ve inandıkları hayallerinin peşinden koşsunlar. Eğer bir hedefiniz varsa ve kendinize güveniyorsanız asla vazgeçmeyin. Mahkemesi'ne gidilebilecek. Meclis, bakanlar hakkında soru önergeleri hazırlayarak onları denetleyebilecek. Araştırma önergeleri çıkartıp, araştırma komisyonları kurdurarak aldığı sonuçları başkanlığa bildirebilecek. Şu alanlarda şu sıkıntılar var, filan bakanlıkta şu sorunlar var diye bildirip gerekli önlemler alınabilecektir. Türkiye sadece kendi bölgesinde değil, dünyada söz söyleyecek güce sahip olacak. Ülke olarak daha hızlı işleyen bir bürokrasiye ve idareye kavuşacağız. İlerlememizi yavaşlatan ağır bürokrasiden kurtulup, çok başlılığı ortadan kaldırmış olacağız. Hem meclisimizin hem de milletvekillerimizin daha da güçleneceği bir sisteme sahip olacağız. Hem Cumhurbaşkanına, hem de meclise seçimleri yenileme ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 30
yetkisi verilecek. Meclis ilk defa HSYK’ya üye seçecek. En önemlisi vesayet kavramı ortadan kalkacak. Kısacası milletin temsil iradesi gücüne güç katacak. Bence iyi düşünüp ülkemizin menfaati için doğru karar vermeliyiz. Peki, son olarak girişimcilere neler söylemek istersiniz? Bence girişimcilerin yapmak istedikleri işi aramak yerine, nasıl bir iş kurabilirim diye düşünmeleri gerekir. Hangi sektör olursa olsun; ister hizmet, ister endüstri olsun girişimcilik anlayışı bunu gerektirir. Var olan bilgileri kullanmayı öğrenmek lazım. Başka insanların tecrübelerinden faydalanıp hayatı ve çevreyi iyi okumak gerekiyor. Mümkün olduğu kadar farklı kültürlerin içinde bulunmanın ve başarılı insanları araştırmanın çok faydalı olacağını düşünüyorum. Genç girişimcilere tavsiyem; inovatif projeler üretsinler ve inandıkları hayallerinin peşinden koşsunlar. Eğer bir hedefiniz varsa ve kendinize güveniyorsanız asla vazgeçmeyin. Başarı bir defada gelmiyor ve zaten başarı bir sonuç değil süreçtir. Sizi yolunuzdan vazgeçirecek, hedefinizden saptıracak insanlar, olaylar ve şartlar hep olacaktır ama önemli olan sizin bunlar karşısında nasıl tavır sergilediğinizdir.
31-ILAN-URFA KAMERA.QXD:Layout 1
3/4/17
7:16 PM
Page 1
URFA VİDEO En Mutlu Anlarınızı Ölümsüzleştiriyoruz…
Nişan Ömür boyu sürecek bir beraberliğe attığınız ilk adımı profesyonel hizmetimiz ile daha anlamlı ve farklı kılın.
Düğün Hayatınızın en özel anlarını, profesyonel ellerden çıkan bir sanat ürünü haline getiriyoruz
Aile Baktıkça içinizi ısıtacak, sizi “o günlere” götürecek aile fotoğrafları… Aile albümlerinizi profesyonel fotoğraflar süslesin.
Doğum Günü Bebeklerinizin ilk yaşı, çocuklarınızın gençliğe adımları, arkadaşlarınızın en mutlu günü yaratıcı ve ilgi çekici karelere sığdırılıyor.
Çocuk Rengarenk kostümler, eğlenceli fotoğraf kurguları… Çocuğunuzun en değerli anları fotoğraf karelerinde anlamlanıyor.
Mezuniyet Çocuklarınızla gurur duyacağınız anları profesyonel çekimlerimizle ölümsüzleştirin…
Sünnet Çocuğunuzun bireysel portre çekimlerinden aile ile birlikte yer aldığı hatıra fotoğraflarına kadar uzman fotoğrafçılık hizmeti.
İsmail ŞAHİNALP İletişim: 0542 660 62 63
32-33-BELEDIYE BASKANI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:16 PM
Page 1
RÖPORTAJ
Akçakale İlçe Belediye Başkanı Abdülhakim Ayhan
HER ZAMAN HALKIMLA BERABERİM ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 32
Şehrin en çok okunan yayını Şanlıurfa Aktüel Dergisi olarak, Akçakale İlçe Belediye Başkanı Sayın Abdülhakim Ayhan’ı makamında ziyaret ettik. Ayhan, Mart 2009’dan beri yürüttüğü Başkanlık görevini ilçe halkının günden güne artan desteği ve sevgisi ile sürdürmeye devam ediyor. Kendisi ile yaptığımız samimi sohbetimizde başarısının sırrından, gençlik hayallerine; Suriyeli Misafirlerden, ilçe sorunlarına kadar birçok konuyu konuştuk.
32-33-BELEDIYE BASKANI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:16 PM
Page 2
Ayhan; “Halkım bana destek verdikçe ben onlara hizmet etmeye, yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırmaya kararlılıkla devam edeceğim.” dedi. Abdülhakim AYHAN Kimdir? 1974 Yılında Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Akçakale’de tamamladıktan sonra, yükseköğrenimini Kırgız Devlet Tıp Akademisi’nde yaptı. Lisans Programını İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde tamamladıktan sonra, 2004 yılında Akçakale’de serbest eczacı olarak çalışmaya başladı. Mart 2009’dan bu yana Akçakale Belediye Başkanı olarak görev yapmaktadır. Evli ve 3 çocuk babası olan Ayhan, iyi derecede Arapça, Kürtçe ve Rusça bilmektedir. Sayın Başkan, siyasete atılmaya nasıl karar verdiniz? Çocukken yaşıtlarım gibi sokakta oyunlar oynamak yerine büyüklerin bulunduğu meclislere katılmaya çalışırdım. Bizim “Oda Kültürümüzü” bilirsiniz. Sorunların çözüm bulduğu, hayırlı işlerin konuşulduğu, büyüklerin nasihatlerde bulunduğu bu meclislere katılarak, adabı muaşereti ve hitabeti öğrenmeye çalışırdım. Özellikle hitabete çok ilgim vardı ve topluluk içerisinde biri konuştuğunda pür dikkat dinler, bir şeyler öğrenmeye çalışırdım. Ailem bana “Sen çok olgun bir çocuksun, seninle gurur duyuyoruz” derdi ve bu benim çok hoşuma giderdi. Yaşımdan büyük şeyleri düşünmeye başladığım bu zamanlarda Akçakale sokaklarında gezerken ilçemizin sorunlarını daha çok görmeye başlamıştım. Siyasete atılmaya o zaman mı karar verdiniz? Evet. 17 yaşındaydım ve bir gün Akçakale Belediyesi’nin önünden geçerken belediye binasına baktım ve dedim ki; “Bir gün Akçakale Belediye Başkanı ben olacağım.” Belediye başkanlığını o zaman hayal etmeye başladım. Tabi kuru bir hayalden ibaret değildi bu. Bakımsız sokaklarda yürüyüp ayaklarım çamura bulandıkça bu hayalim hedefe dönüşmeye başladı. Eczacılık Fakültesini bitirip ilçeye döndüğümde mesleğimi yapmaya başladım ama hedefimi unutmamıştım. Zamanı geldiğinde kolları sıvayıp işe koyuldum ve sağ olsun halkımız bizi bu göreve layık gördü.
engellemeye çalışanlar her zaman hüsrana uğradılar.
hayata geçirdim. Tabi ki belediyeciliğin sadece yol ve kanalizasyon gibi hizmetlerle sınırlı olmadığını biliyordum. Bu nedenle Partimizin özünde de var olan sosyal belediyecilik anlayışı ile hareket ettik. Eğitimden sağlığa kadar ilçemiz için birçok hizmeti hayata geçirdik. Örneğin okullarımızda sayısız tadilatlar yaptık; çünkü geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız nezih ortamlarda yetişsin istiyoruz. 2009’dan bugüne kadar görevinizin başında kalmanızın sırrı nedir? Başarılar, etrafı gizli duvarlarla örülü sır küpleri değildir. Bir sır varsa o da sadece çalışmaktır. Ben hizmet aşığı olan biriyim. Bugüne kadar ne koltuk sevdam oldu ne de koltuk arkadaşlarım. Hayatta en nefret ettiğim şey koltuk arkadaşlığıdır. Amacım her zaman halkımın yaşam standartlarını yükseltmek olmuştur. Halkımın desteği ile kendimi hep güçlü hissettim ve kişisel çıkarları uğruna halkıma hizmet etmemi
Görevinizin başına geçtikten sonra ilk ne yaptınız? Önce altyapı çalışmalarını gözden geçirip, çocukken yapmak istediğim hizmetleri ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 33
Sınır ilçeleri arasında en çok Suriyeli Misafiri siz ağırlıyorsunuz. Bu durum ilçeye ve ilçe halkına nasıl yansıdı? Öncelikle ilçe nüfusunda büyük ölçüde bir artış yaşandı. Burada yaklaşık 35 bin Suriyeli Misafirimizi ağırlıyoruz. Ayrıca kampların dışında 70 bine yakın Suriyeli Misafirlerimiz var. İlçenin kendi nüfusu 100 bin. Bunun yanında sayısı artan ve kayıt için sırada bekleyen çok sayıda Suriyeli Misafirlerimiz var. Bunların hepsi bir araya geldiğinde ciddi manada bir yoğunluk söz konusudur. Tabi artan nüfus ile beraber ihtiyaçlar da çoğaldı. Sürekli sahadayız ve eksiklikleri gidermek için hizmet vermeye devam ediyoruz. Akçakale’nin sınır ilçesi olması itibari ile Suriyeli Misafirlerimiz ve kendi halkımız arasında sıkıntıların yaşanmıyor olması bizim için bir şans. Son olarak neler söylemek istersiniz? İlçemizin yaşam standartlarını muasır medeniyet düzeyine yükseltmek için eğitime çok önem veriyoruz. Özellikle okuyan kız öğrenci sayısını arttırıp gelecek nesillerin bilinçlenmesini hedefliyoruz. Suriyeli Misafirlerimize ve halkımıza kaliteli hizmet için elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Ülke olarak zor zamanlar yaşıyor olabiliriz ama birbirimize destek olup bu süreci atlatmamız gerekiyor. Bununla beraber bölgemizdeki savaş ortamının bir an önce son bulması temennisi içerisindeyiz. Görev sürecimiz boyunca da adil bir şekilde hizmet vermeye devam edeceğiz. Buradan sizlerin aracılığı ile Şanlıurfalı ve Akçakaleli vatandaşlarımızı saygı ile selamlıyorum.
34-35-36-FEN LISESI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:17 PM
Page 1
SÖYLEŞİ
N İ Ğ E C E L E G İ N İ R E L LİDER Z U R O Y İ YETİŞTİR Şanlıurfa Fen Lisesi Voleybol Takımı Antrenörü Mete Kavşut
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 34
Badminton sporunda yedi yıl üst üste şampiyonluk kazanan ve voleybolda Şanlıurfa Spor Lisesini geçerek şampiyon olmayı başaran, Şanlıurfa Fen Lisesi Voleybol Takımı Antrenörü Mete KAVŞUT, Eşi Beden Eğitimi Öğretmeni Esra ÖZEL KAVŞUT ve Takım Kaptanı Yuşa BAYRAKTAR ile Şanlıurfa Fen Lisesi Öğrencilerinin başarılarını konuştuk.
34-35-36-FEN LISESI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:17 PM
Page 2
RÖPORTAJ: SİBEL BÜLBÜL Fotoğraflar: İSMAİL ŞAHİNALP Eşi ile birlikte sporla iç içe bir hayat yaşayan Ziraat Mühendisi Mete KAVŞUT, lise yıllarından beri voleybol oynuyor. 11 yıl ulusal düzeyde voleybol hakemliği yapan Kavşut, eşi Esra Hanım ve Şanlıurfa Fen Lisesi öğrencileri el ele verip büyük başarılara imza atıyorlar. Şanlıurfa Aktüel Dergisi olarak, bu başarıya nasıl ulaştıklarını hem takım antrenörü Mete Kavşut’tan, hem de eşi Esra Özel Kavşut’tan ve takım kaptanı Yuşa Bayraktar’dan dinledik. Mete Bey, bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 1971 doğumluyum. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden 1999 yılında mezun oldum. 2000 yılından bu yana mesleğimi yapıyorum. 2000 yılında Murat Kimya’da işe başladım, ardından aynı firmada ortaklık yaptım. 2011 – 2015 yılları arasında Poler Tarım’da çalıştım. Ardından Gündem Tarım’da Ziraat Mühendisi olarak çalışmaya başladım. 17 yıldır bu sektörde hem ticaret yaptım, hem de bayiliklerimiz oldu. Bir ziraat mühendisi olarak spora olan ilginiz nereden geliyor? Üniversite ikinci sınıfta iken voleybol takımına seçildim. Spor hayatına oradan başladım. Bursa’da lise yıllarımda da voleybol oynuyordum. Üniversiteden sonra kulüplerde oynadım. Şu anda Şanlıurfa Fen Lisesi voleybol takımını çalıştırıyorum. Kulüplerde oynadığımız dönemlerde hakemlik yaptım. 11 yıl kadar voleybol hakemliği yaptım ve ulusal seviyeye kadar çıktım. Ardından hakemliği bıraktım. Oyun oynamaya da yaşımız artık müsait değildi. Ne yapabilirim derken antrenörlük fırsatı doğdu. Eşim de oradaydı ve O da voleybol ile uğraşıyordu.
şampiyonluk hedefi koymadım önlerine ama şampiyon olacağımızdan emindim. Final maçına çıkarken bir tarafta fiziken daha güçlü olan spor lisesi, bir tarafta sizin zekânız var dedim. Maça öyle çıktılar ve gereğini yaptılar. Takıma öğrencileri nasıl seçiyorsunuz? Takıma alınacak öğrencinin sporda olduğu kadar eğitimde de başarılı olması lazım. Bir yıl katılması yeterli olmuyor, devamlılık gerekiyor. Öğrenci hem okul takımında oynar,
Başında olduğunuz takım çok şanslı olmalı… Benim hedeflerim hep büyüktü. Bu yıl üçüncü olduk ama benim için büyük bir eksiklikti bu. Hep zirveye oynadık ama bu bana yetmiyor. Takımdaki çocukların zekâsına güveniyorum. Bana göre spor zekâ işidir. Bu anlamda güvenimi hiç boşa çıkarmadılar. İkinci yılımızda ben ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 35
hem de kulüpte oynar. Her maç bir tecrübe olur. Bir yıl oynar, ikinci yıl daha iyi olur. Takım Kaptanı Yuşa Bayraktar’a soralım. Şampiyonluk nasıl geldi? Şampiyonluğumuz ikinci sene geldi. Bu yıl ise üçüncü olduk. Ama biz yine şampiyonluk hedefiyle yola çıktık. Geçen sene karşımızda bir spor lisesi vardı. Mete Hoca “Ben maçı kafamda oynattım, biz bu maçı alıyoruz. Siz çıkacaksınız ve kazanacaksınız” dedi. Çıktık ve kazandık. Herkes çok şaşırdı çünkü
34-35-36-FEN LISESI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:17 PM
Page 3
kimse beklemiyordu. Öyle olunca biz güçlü bir takım olduğumuzu daha çok hissettik. Bu yıl şampiyonluğu kaçırmanızın sebebi üniversite hazırlıkları mıydı? Bu tamamen bizden kaynaklandı. Bu yıl da idmanlarımız haftada iki gündü ve şampiyonluğu kaçırmamız maçtaki konsantrasyon eksikliğinden kaynaklandı. Kendi hatalarımız vardı. Herkes yine şampiyon olacağımızı düşünüyordu. Ama maç psikolojisi, o anki konsantrasyon eksikliği ve rakibimizin geçen yılın rövanşını alma isteğiyle karşımıza çıkması etkili oldu. Şanlıurfa Fen Lisesi Öğrencilerinin başarısını bir de Esra Özel Kavşut’tan dinleyelim… Biz, Fen Lisesi olarak çok takım çalıştırdık. Geçtiğimiz yedi yıl üst üste salon sporlarında birinciliğimiz var. Yedi yıl üst üste birinci olmak tesadüf değildir. Burada zeki çocukları takıma dâhil ettiğimizin farkındayız ama spor bizim için bir amaç değil, araçtır. Bazı okullar bunu amaç haline getirip hayatlarının merkezine koyuyorlar. Bizim için temel prensip; çocukların derslerden sonra kafalarını dağıtabilmelerini ve hafta sonları sınavların yoğun temposundan uzaklaşıp
dinlenebilmelerini sağlamaktır. Spor, öğrencilerinizin derslerdeki başarısını nasıl etkiliyor? Öncelikle spor yapan çocuklar, ahlaki değerleri daha gelişmiş insanlar oluyorlar. Bu çocuklar gelecekte ülkemizin her alanda gelişmesine öncülük edecekler. Dolayısı ile yarınlarımızın liderlerini yetiştiriyoruz. Biz onların hayatlarına ne kadar dokunabilirsek, o kadar iyi olur. Onlar da bunun farkındalar ve
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 36
“Ben şu kulüpte oynamak istiyorum” diye gelmiyorlar. Hepsinin bir hedefi var. Özellikle belirtmek istiyorum ki üniversite kazanma oranında Şanlıurfa Fen Lisesi olarak yüzde yüz başarımız var. Çok deneyimli ve donanımlı bir eğitmen kadromuz var. Bu kadro içerisinde hayatı sadece sınav başarısından ibaret olmadığını göstermek için, biz branş öğretmenleri de en üst seviyede çaba gösteriyoruz.
37-ILAN YASAR MOBILYA.QXD:Layout 1
3/4/17
7:17 PM
Page 1
Özgün Ofislere, Özgür Ofisler...
Modern, estetik, fonksiyonel ve ekonomik ürünleri ile kısa sürede dikkatleri üzerine çekmiş ve Marwood markası ile iç pazarda geniş bir dağıtım ağı kurmuştur.
YASAR OFİS MOBİLYALARI
YAŞAR OFİS MOBİLYALARI MERKEZ: Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı Şair Nabi Mah. Şair Nabi İlköğretim Okulu Yanı Kanarya Apt. Altı No:40/A Haliliye/ŞANLIURFA 0543 734 80 19 E-mail: marwoodsanliurfa@gmail.com ŞUBE: Halepli Bahçe Cad. Müze Karşısı No:50 ŞANLIURFA 0543 440 80 34
38-39-MEHMET INAT.QXD:Layout 1
3/4/17
8:05 PM
Page 1
GİRİŞİMCİLİK
Anadolu Girişimcileri İş Birliği ve Eğitim Derneği (AGİED) Başkanı Mehmet İNAT
İNSANLARIN HAYALLERİNE ULAŞMALARINA ÖNCÜLÜK EDİYORUZ ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 38
Hepimiz biliyoruz ki girişimcilik Türk insanının kanında var. Hemen herkes bir gün kendi işinin patronu olmayı hayal eder. Bu girişimci ruh, ülke ekonomisinin belkemiğini oluşturan KOBİ’lerde hayat buluyor. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) girişimcilerin hayallerini gerçeğe dönüştürmek için büyük bir fırsat.
38-39-MEHMET INAT.QXD:Layout 1
3/4/17
8:05 PM
KOSGEB, hibe desteklerinin dışında girişimcilere; iş kurma ve proje eğitimleri de vererek bilinçli ve kurumsal bir yapılanmayı teşvik ediyor. KOSGEB girişimci eğitmenlerinden biri olan ve 2011 yılında kurulan Anadolu Girişimcileri İş Birliği ve Eğitim Derneği (AGİED) Başkanı Mehmet İNAT; “Samimiyetle söylemek gerekirse biz insanların hayallerine ve hedeflerine ulaşmalarına öncülük ediyoruz” dedi. Mehmet İnat Kimdir? 1984 yılında Şanlıurfa’nın Hilvan ilçesinde doğdu. İlkokul ve lise eğitimini Şanlıurfa’da tamamladı. 2008 yılında İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyasal Bilimler bölümünden mezun oldu. 2012 yılında Selçuk Üniversitesi Basın Yayın Halkla İlişkiler ve İletişim Uzmanı olarak yüksek lisansını tamamladı. Doktora için aynı alanda çalışmalarını sürdürmekte olan İnat, Anadolu Girişimcileri İş Birliği ve Eğitim Derneği (AGİED) Kurucu Başkanıdır.
Page 2
projelerde iş deneyimleri, işyeri açma noktasında yol gösterici bazı eğitimler ve programlar düzenliyoruz. Sadece eğitimler vermiyoruz aynı zamanda hibe veren uluslararası hibe kuruluşlarına Kobiler, Sivil Toplum Kuruluşları, Kulüpler, Kooperatifler, Belediyeler gibi kamu kurum ve kuruluşlarına proje hizmetleri de veriyoruz. Şanlıurfa merkezi ve ilçelerinde verdiğimiz eğitimler, danışmanlığını yapmış olduğumuz projeler ve çok sayıda faaliyete geçmiş iş yerleri var. Biz, Kalkınma Ajansları, KOSGEB, TDK, SODES, UNIDO, AB Fonları gibi kurum ve kuruluşlara projeler hazırlıyoruz. Kişilere de genellikle mesleki hayatlarında kendi rakipleri ile sahadaki güçlü ve zayıf
Vatandaş Devletin Verdiği Hibelerden Haberdar Değil Mehmet İNAT; “Şanlıurfa’da 22 yıldır eğitim ve danışmanlık hizmetleri veren KOSGEB, kişi ve kurumların mesleki ve kişisel gelişimine yönelik destekler vermektedir. Girişimcilerin hayata geçirmek istediği ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 39
yönlerini görmelerini, güçlü yönlerini desteklemek ve zayıf yönlerini telafi etmeleri için profesyonel destek sağlıyoruz. Verilen desteklerde proje yönetimi döngüsü, satış ve pazarlama, kurumsallaşma, kurum içinde görev ve sorumluluk alanları, insan kaynakları yönetimi gibi çalışmalar yer almaktadır.” dedi. Devletin verdiği hibe ve kredilerden birçok vatandaşın haberi olmadığını belirten İnat; “Girişimcilerimize ve yatırımcılarımıza destek olmak için devletin kurumları, STK’lar ve Meslek Örgütleri ile uyumlu bir çalışma içerisindeyiz. Maalesef birçok vatandaşımız devletin verdiği hibe ve kredilerden haberdar değil. Bazı vatandaşlarımız ise profesyonel olmayan kaynaklar tarafından yanlış bir şekilde bilgilendiriliyorlar. Bu durum bizi rahatsız etmektedir. Bu tarz yanlışlıkları ortadan kaldırmak istiyoruz. Tabi bu konularda danışman kisvesi altında bazı art niyetli kişiler olabilir. 2011 - 2016 yılları arasında Şanlıurfa’da 17 danışmanlık firması açıldı ama kurumsal hizmet veren bir firma olarak sadece biz varız. İnsanları doğru bir şekilde bilinçlendirmek ve yönlendirmek için kapımız bütün girişimcilere açıktır” diyerek görüşlerini dile getirdi.
40-ILAN-URFAS FABRIKA.QXD:Layout 1
3/4/17
7:18 PM
Page 1
Kadın eliyle tarladan sofranıza
Siverek’ten dünyaya... KATKISIZ DOĞAL LEZZET
41-ILAN-URFAS OCAKBASI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:18 PM
OCAKBAŞI
Page 1
Lezzet ı s a y n ü D
Camikebir Mah. Sevil Figen Erol Cad. 32. Sok No:4/B Üst Kat SİVEREK / ŞANLIURFA
42-43-44-MUTFAK MUZESI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:19 PM
Page 1
KÜLTÜR MEKAN
ŞANLIURFA MUTFAK MÜZESİ Sevgili Okurlarımız, Şanlıurfa’daki müzelerimizden biri olan “Geleneksel Mutfak Müzesini” sizler için ziyaret ettik. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 42
42-43-44-MUTFAK MUZESI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:20 PM
Page 2
Mutfak Müzesi Müdürü Şevket Yardımcı
Urfa mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan yaklaşık 200 yıllık geçmişe sahip Tarihi Hacıbanlar Evi, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilip, Urfa Mutfak Kültürünü Türkiye ve dünyaya tanıtmak amacıyla yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılmış tam manasıyla mükemmel bir mekân. Haftanın 6 günü ziyaretçilerine hizmet veren Geleneksel Mutfak Müzesi, içeri girer girmez ziyaretçilerini büyülemeyi başaran ender mekânlardan biri. Zira geçmişi günümüze taşımak maksadıyla yapılmış olan yöresel kıyafetlerle zenginleştirilmiş bal mumu heykelleri ve asırlar öncesinin mutfak gereçleriyle tarihi solumamızı sağlayan bu ihtişamlı mekân yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekmeye devam ediyor. Bu mekânda, her yıl mutfak müzesi ve mutfak kültürünün tanıtılması amacı ile Ekim ayında ‘’isot’’, Mayıs ayında ise ‘’çiğ köfte’’ yarışmaları düzenleniyor. Turizm haftasında ise art arda birçok etkinlik yapılıyor. Ayrıca yurt dışında Şanlıurfa yöresel mutfak ve yemek kültürünün tanıtılması için faaliyetlerde bulunan Mutfak Müzesi, Dünya Kültür Mirasının görüşüldüğü UNESCO’da lobi faaliyetlerinde
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 3
42-43-44-MUTFAK MUZESI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:20 PM
Page 3
bulunup, orada bulunan delegasyona Şanlıurfa Mutfak Kültürünü tanıtarak “Şanlıurfa’ya Gelin” sloganı ile insanları şehrimize davet ediyor. Geleneksel Mutfak Müzesi; Yaşam odası, Yemek odası, Gelin Odası, Şark Odası, Misafir Odası, 2 eyvanlı (YazlıkKışlık), Süs Havuzu, Zerzembe ve Tandırlık olmak üzere toplam 14 bölümü ile Şanlıurfa Mutfak kültürünü sergiliyor. Yemek Kursu Ayrıca bir kurs merkezi olarak da faaliyet gösteren Mutfak Müzesinde, ev hanımlarına Urfa mutfağının yöresel yemeklerinin öğretildiği kurslar da veriliyor. Hafta içi ve hafta sonu devam eden kurslara 17-55 yaş arası hanımlar katılıyor. Eğitmen Ayşe Açalan’ın vermiş olduğu yemek kursunda; Tiritli Köfte, Ekşili Mercimek Çorbası, Çağla Aşı, Kenger Aşı, Has Dolması, İsot Aşı, Bakla Boranisi, Keme Boranisi ve Acur Annaziği gibi Şanlıurfa’nın unutulmaya yüz tutmuş yemekleri öğretiliyor. Tatlılardan ise; Şıllık, Küncülü Akit, Paluza, Katmer ve Hırtlevik gibi çeşitler öğretiliyor. Her aşama kursiyerler ile beraber yapılıyor ve bayanlara malzeme bilgisinden, hazırlanmasına; pişirilmesinden, sunumuna kadar verilen eğitimlerin
sonunda kursiyerlere katılım belgeleri veriliyor. Örnek Menü; Bakla Aşı, Bulgur Aşı, Sarmısaklı Yoğurt. Ayşegül Ölmez, Kursiyer; 2 çocuk annesiyim. Boş zamanlarımı değerlendirmek için buraya gelmeye karar verdim. Birçok yemeği yapmasını biliyorum ama buraya yöresel yemeklerin inceliklerini öğrenmek için geldim. Mesela hiç Bakla Aşı yapmamıştım, benim için bir ilk oldu ve çok keyifliydi. İnşallah katılım belgesini alıp diğer kurslara da katılmaya devam edeceğim. Sevgili Okurlarımız; Şanlıurfa Aktüel Dergisi olarak, Şehrimizin mutfak ve kültür tarihinin yaşandığı Mutfak Müzesini mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 44
45-ILAN-PEDED.QXD:Layout 1
3/4/17
7:21 PM
Page 1
‘‘ Psikologlar
DELİ DOKTORU değildir
Bireysel Terapi Aile Danışmanlığı Evlilik Danışmanlığı Çocuk Terapisi ve Testleri Ergen Danışmanlığı Cinsel Terapi MMPI Kişilik Envanteri EMDR
0414 313 50 63 destek@peded.org www.peded.org Şair Şevket Mah. (Bahçelievler) 119. Sokak Mahmut Nedim Atlas Apt. Kat:1 No:2 HALİLİYE / ŞANLIURFA
46-47-SAGLIK 2.QXD:Layout 1
3/4/17
7:22 PM
Page 1
SAĞLIK
TAKINTILI MISINIZ?
Takıntı hastalığı tıp dilinde Obsesif Kompülsif Bozukluk olarak tanımlanır. Saplantı hastalığı da denir. Nedeni tam olarak anlaşılmamış olsa da, araştırmalar biyolojik ve çevresel faktörlerin OKB ile ilişkili olabileceğini göstermiştir.
Takıntılar, insanın aklına istenmeden ve elinde olmadan gelen rahatsız edici düşüncelerdir. Bu düşünceler geldiği YRD. DOÇENT.DR. zaman kişide büyük FİLİZ KARALAR bir sıkıntı oluşur ve kişi bu sıkıntıları ortadan kaldırmak için uygunsuz ve saçma bulduğu halde kendini yapmaktan alıkoyamadığı bazı hareketleri yinelemeye başlar. Bu hareketlere de kompülsiyon (zorlantı) adı verilir. Mesela kirlilik düşünceleri olan kişilerin sık sık ellerini yıkaması kompülsiyona bir örnektir. Bu ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 46
düşünceler ve eylemler zamanla şiddetini artırır ve kişinin günlük hayatının büyük bir kısmını işgal etmeye başlar. Sonuçta kişinin işlevselliği önemli ölçüde etkilenir. Obsesif-kompülsif bozukluğu olan kişiler saplantılarının ve zorlantılarının gerçek dışı veya manasız olduğunun farkındadırlar. Fakat bu düşünceler ve tekrarlayıcı hareketlerden alıkoyamazlar kendilerini . Yaygın obsesyon belirtileri: Pislik veya mikrop bulaşmasından korkma Başkasına zarar vermekten korkma Hata yapmaktan korkma Rezil olmaktan veya sosyal açıdan
46-47-SAGLIK 2.QXD:Layout 1
3/4/17
7:22 PM
Page 2
kabul edilemez bir şekilde davranmaktan korkma Şeytanca veya günahkar düşünmekten korkma Düzen, simetri, kusursuzluk ihtiyacı Aşırı kuşku ve sürekli güvence ihtiyacı Yaygın kompülsiyon belirtileri: Tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya ellerini yıkama El sıkışmayı veya kapı tokmağına dokunmayı reddetme Kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme Rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma Sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme Belirli bir sıraya göre yemek yeme Genellikle rahatsız edici olan, akıldan çıkmayan ve uykuyu bölen kelimelere, görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma Belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları tekrarlama İşleri belirli bir sayıda yapma ihtiyacı Değeri olmayan şeyleri toplama veya biriktirme. Obsesif-kompülsif bozukluğa ne neden olur? Nedeni tam olarak anlaşılmamış olsa da, araştırmalar biyolojik ve çevresel faktörlerin OKB ile ilişkili olabileceğini göstermiştir. Biyolojik faktörler: Beyin karmaşık bir yapıdır. Bedenin normal işleyişi için ihtiyaç duyulan, nöron adı verilen milyarlarca sinir hücresi vardır. Nöronlar elektrik sinyalleri yoluyla iletişim kurar. Nörotransmiter adı verilen kimyasallar bu sinyallerin nörondan nörona iletilmesine yardım eder. Araştırmalar serotonin adı verilen nörotransmiterin seviyesinin düşmesi ile OKB gelişimi arasında bir bağlantı saptamıştır. Serotonin dengesizliğinin ebeveynden çocuğa geçtiğine dair kanıt da vardır. Bu da obsesif-kompülsif bozukluğun genetik olabileceğinin göstergesidir. Ayrıca beynin belirli bölgeleri serotonin dengesizliğinden etkilenir, bu da OKB’ye yol açar. Bu problemin, beynin sağduyu ve planlama ile ilgili bölgeleri ve bedensel hareketleri içeren mesajları süzen bölgeleriyle bağlantılı olan beyin yolaklarıyla alakalı olduğu görülür.
OKB (Obsesif Kompülsif Bozukluk) teşhisi nasıl konur? OKB için laboratuvar testi yapılmaz. Doktor hastanın ritüellere ayırdığı zaman da dahil olmak üzere hastanın belirtilerini değerlendirerek teşhisini koyar. OKB (Obsesif Kompülsif Bozukluk) nasıl tedavi edilir? OKB kendi kendine geçmez, bu yüzden tedavi edilmesi önemlidir. En iyi tedavi yöntemi ilaç ve bilişsel davranış terapisidir. Bilişsel davranış terapisi: Bilişsel davranış terapisinin hedefi, obsesif-kompülsif bozukluğu olanların ritüellerini gerçekleştirmeden korkularıyla yüz yüze gelmelerini ve anksiyetenin azaltılmasını sağlamaktır. Bu terapi obsesif-kompülsif bozukluğu olanlarda sıkça görülen abartılmış veya felaketler içeren düşünceleri azaltmaya da odaklanılır. İlaç tedavisi: Trisiklik antidepresanlar, selektif serotonin geri alım inhibitörleri OKB tedavisinde yardımcı olabilir. Hastaların ilaç ve bilişsel davranış terapisine cevap vermedikleri şiddetli vakalarda Eloktrokonvulsif Terapi (EKT) veya cerrahi tedavi kullanılabilir. EKT esnasında hastanın başına elektrotlar takılır ve beyne nöbete sebep olan bir dizi elektrik şoku verilir, bu nöbetler beyinde nörotransmitterlerin salınmasına sebep olur. Sürekli tedavi sonucunda hastalar normal veya normale yakın yaşam sürerler. Erken teşhis her zaman tedavi süresini azaltır.
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 47
48-49-ILAN-HILGIL FUDUL.QXD:Layout 1
3/4/17
7:22 PM
Page 1
HILFUL FUDUL ERDEMLİLER İTTİFAKI Türkçe anlamı; Erdemliler İttifakı olan Hılful Fudul, 580'li yıllarda Arap kabileleri arasında süregelen başta Ficâr savaşları sonrasında ortaya çıkan anarşi ortamında, can ve mal güvenliğinin sağlanması, zayıf ve güçsüzlerin korunması, zulmün önlenmesi gibi amaçlarla, toplumda sözü geçen, saygın ve iyi niyetli kişilerin önderliğinde kurulan ve Peygamber Efendimizin’de (s.a.v) toplantılarına katıldığı barış cemiyetinin adıdır.
48-49-ILAN-HILGIL FUDUL.QXD:Layout 1
3/4/17
7:22 PM
Page 2
Acılara ortak ol
HILFUL FUDUL SOSYAL DAYANIŞMA DERNEĞİ
İletişim Adresimiz: Fatih Sultan Mehmet Mh. Yalçın Sk. No:4 Akçakale Telefon : 0542 414 74 20 Email : bilgi@hilful-fudul.com Website : http://www.hilful-fudul.com Banka Hesap Numaralarımız TR67 0006 4000 0026 7150 0053 23 KWD TÜRKİYE İŞ BANKASI TR90 0006 4000 0016 7150 0380 88 TRY TÜRKİYE İŞ BANKASI TR78 0006 4000 0026 7150 0053 19 EUR TÜRKİYE İŞ BANKASI TR95 0006 4000 0026 7150 0053 04 USD TÜRKİYE İŞ BANKASI TR50 0006 4000 0026 7150 0053 38 SAR TÜRKİYE İŞ BANKASI
50-51-ILAN-IKRAM YEMEK.QXD:Layout 1
3/4/17
7:23 PM
Page 1
50-51-ILAN-IKRAM YEMEK.QXD:Layout 1
3/4/17
7:23 PM
Page 2
EN SEÇKİN USTALARIN EN GÖZDE MENÜLERİ ÖZEL TOPLU YEMEK ORGANİZASYONLARI DÜĞÜN - SÜNNET HAC - TAZİYE Yenişehir Mah.Yurt Sokak No:17/A1 Akçakale, Şanlıurfa TELEFON: 0544 843 43 95
52-YOGURT.QXD:Layout 1
3/4/17
7:23 PM
Page 1
4
PÜF NOKTASI
FARKLI ŞEKİLDE
YOĞURT
Besleyici ve ferahlatıcı bu yiyeceği, alıştığımızdan çok farklı şekillerde yemeklerde ya da dip soslarda kullanabilmeniz için öneriler. CACIĞA FARKLI YORUM
Bir orta boy salatalığı küp küp doğrayın. 4 sap yeşil soğan ile 2’şer yemek kaşığı taze nane ve dereotunu ince doğrayın. Yağ oranı düşük 500 gr yoğurdun içine 1 diş dövülmüş sarımsağı, 1 limonun kabuklarını ve tüm yeşillikleri ekleyin. Taze çekilmiş karabiber ve tuz ilavesi yapıp iyice karıştırdıktan sonra, üzerinde zeytinyağı gezdirin.
TAHİNLİ LAHANA SALATASI Büyükçe bir kasede 4 yemek kaşığı yoğurt, 1 yemek kaşığı yağ oranı düşük mayonez ile 1 yemek kaşığı tahini karıştırın. İçine ince doğranmış beyaz lahanayı, kırmızı lahanayı, kırmızı turpu ve havucu ekleyip iyice karıştırın. SEZAR SOSU Geleneksel, bol yağlı tarif yerine daha hafif bir Sezar salatası sosu yapmak için; 4 yemek kaşığı yoğurt ile 2 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 diş dövülmüş sarımsağı ve yarım limonun suyunu karıştırın. İçine 4 adet doğranmış ançüez ile 2 yemek kaşığı toz parmesan ilave edin. 30 dakika dinlendirerek tatların karışmasını bekleyin. Doğranmış marul, kızarmış küp ekmekler ve kuşbaşı ızgara tavuğu bir kasede sosla karıştırınca, salatanız servise hazır. BAHARATLI MAĞRİBİ ÇORBASI 2 sap pırasayı, 2 havucu, 1 taze rezene kökünü, 3 diş sarımsağı ince ince doğrayıp, büyükçe bir tavada zeytinyağı, birer çay kaşığı toz kişniş ve kimyon ile yumuşayıncaya kadar çevirin. Tencereye önceden hazırladığınız 1,5 litrelik sebze suyunu koyup kaynatın. İçine tavadaki sebzeleri ekleyip 15 dakika kaynattıktan sonra, yıkayıp süzdüğünüz 400 gr mercimeği ve 250 gr doğranmış ıspanağı ekleyin. Çorba kıvamını aldığında, 1 sıkımlık limon suyu ve 6 yemek kaşığı yoğurt ekleyerek bekletmeden servis edin. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 52
53-ILAN-HILVAN YEM.QXD:Layout 1
3/4/17
7:23 PM
Page 1
Büyükbaş Küçükbaş Kanatlı
KALİTEDE SÜREKLİLİK GÜVENCESİ
Adres: İnönü Cad. No: 57 - Hilvan / ŞANLIURFA Telefon: ( 0414 ) 681 21 57 - 58 Fax: ( 0414 ) 681 20 83 info@ramasyem.com.tr www.ramasyem.com.tr/
54-55-56-57-COBAN STILIST.QXD:Layout 1
3/4/17
7:24 PM
Page 1
BAŞARI ÖYKÜSÜ
‘Çoban Stilist’ Mustafa Şahin
BEN KUMAŞA
AŞIĞIM! RÖPORTAJ: MEHMET EMİN YEŞİL Fotoğraflar: HANİFİ AYDIN ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 54
Sevgili Okurlar, Şanlıurfa Aktüel Dergimizin bu ayki sayısında şehrimizi ulusal ve uluslararası arenada her fırsatta tanıtan, bütün faaliyetlerinde Şanlıurfa’nın çıkarlarını gözeten ve hem moda tasarımlarında kullandığı malzemeler konusunda, hem de diğer birçok alanda Urfa ile ilişkisini sürdürmeye devam eden “Çoban Stilist” unvanı ile ünlü Mustafa Şahin’e konuk olduk.
54-55-56-57-COBAN STILIST.QXD:Layout 1
3/4/17
Bir çobanın moda dünyasına uzanan serüvenini biliyorsunuz ama merak edenler için biz kısaca hatırlatalım; “Çobanken modelleri dağa taşa çizerdim” Ailesi çiftçilikle uğraşan, çocukluğu Şanlıurfa Siverek’e bağlı Hamo köyünde geçen Mustafa, 8 kardeşin en küçüğü... Tarlaların içinde bir kulübede yaşıyordu ve ilkokul ikinci sınıfta bir şeyler çizmeye başladı. Öğretmenleri, “Nedir bunlar, sen ne çiziyorsun?” deyince; “Gelinlik çiziyorum, hatta bazı çizimlerimi satıp para da kazanıyorum” der. İlkokul 5. Sınıftan
7:24 PM
Page 2
sonra okulu bırakmak zorunda kalır ama kumaşa ve çizime olan ilgisi git gide artar. Artık televizyonlarda gördüğü mankenlerin üzerindeki giysileri çizmeye başlar. Tarlada çalışırken, koyunları otlatırken bir yandan da çizimler yapar. Öyle bir aşkla doludur ki, kâğıt bulamadığında çizimlerini pantolonuna, eline, avucuna, taşlara yapar. Çizdiklerine bir anlam veremeyen ailesi “Mustafa normal değil, delirdi” der. O ise “Bir gün basın buraya beni çekmeye gelecek. Ben televizyonlara çıkacağım!” der… Bir gün bir kafede çizim yaparken biriyle tanışır ve ona ne çizdiğini sorar. Çiziminden etkilenmiştir ve onu ulusal bir gazetenin muhabiri ile tanıştırır. Derken haberi yapılır ve gazetede çizimlerini gören Şanlıurfalı ünlü modacı Faruk Saraç, Mustafa’yı İstanbul’a çağırır. Ona “Bir çizim yap” der. Mustafa çizimi yapar ve Faruk Saraç ona; “Sınıfı geçtin, dünyanın en ünlü modacılarıyla yarışacaksın” der… 2002 yılında keşfedilen Çoban Stilist Mustafa Şahin; Hülya Avşar, Demet Akalın, Esra Ceyhan, Ebru Destan, Ebru Yaşar, Nur Ertürk gibi ünlülere kıyafetler hazırlar. İlk defilesini dönemin Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın desteği ile Balıklı Göl’de yapar. Tuğba Özay, Aysu Baceoğlu, Tuğba Altıntop, Ece Gürsel podyumda onun yaptığı kıyafetleri sunar. Mustafa; “Alis Harikalar Diyarında gibiydim” diyordu ve bir zamanlar ona inanmayanlar, şimdi çılgınca alkışlıyorlardı. Semra Özal, İsveç Başkonsolosu, Gönül Yazar izleyenler arasındaydı. Yurtdışından aldığı davetler üzerine Kuveyt’e, Bahreyn’e, Dubai’ye, Çin’e ve Hindistan’a gider. Hong Kong’da ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 55
‘Mega Life’ adlı büyük bir firma için uzun bir süre tasarım çalışmaları yapar…
Şimdi sizi Çoban Stilist Mustafa Şahin ile baş başa bırakıyoruz… Öncelikle merhabalar. Derginizi inceledim ve çok beğendim. Şanlıurfa’mız için hayırlı uğurlu olsun, daha nice sayılar dilerim. Bana, “Neden Şanlıurfa?” diye birçok kişi soruyor. İlk keşfedildiğimde köyde çiftçilik yapıyordum. Sonra İstanbul’a gittim. Faruk Ağabey’in vesilesi ile modacı oldum. Bu serüvenimin en başından beri memleketime olan vefa borcumu ödeme isteğim vardı. Urfa 12 bin yıllık bir tarihe sahip, şehrimiz için bir şeyler yapmak benim bir hayalimdi ve çok şükür bunu
54-55-56-57-COBAN STILIST.QXD:Layout 1
3/4/17
yaptım, yapmaya da devam ediyorum. Yakın zamanda yapmayı planladığınız bir projeniz var mı? Aslında bir değil birkaç proje var. Bahar aylarında Viyana’da yapmayı planladığım ve görüşmelerimizin devam ettiği bir projemiz var. Bir de hiçbir ücret talep etmeden, Şehit Aileleri yararına yapmayı planladığım bir projemden bahsedeyim. Benim 50 parçalık özel bir koleksiyonumun açık arttırma ile satılacağı ve bütün gelirlerini Şehit
7:24 PM
Page 3
Ailelerine bağışlayacağım bir proje… Bunun dışında Halfeti’de Karagül konseptli bir projemiz olacak. 50, 60 parçadan oluşan bir koleksiyon ile hem Halfeti’mizi hem de karagülleri tanıtacağımız bir projemiz var. Ayrıca Harran’da bir defile yapmayı hep hayal etmişimdir. Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yürüttüğümüz bir projemiz var. Sayın Nihat Çiftçi, Değerli Eşleri Sema Çiftçi ve Sibel Toptan Hanımefendi’nin katkıları ile Harran’da 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde “Âdem’den Akademiye ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 56
Harran” adlı bir defilemiz olacak. Bu defilede hangi mankenler yer alacak? Çağla Şikel, Ece Gürsel, Elif Ece Uzun gibi 20 ünlü mankeni düşünüyorum. Tasarımlarınızda kullandığınız kumaşları Şanlıurfa’dan aldığınız söyleniyor, bu doğru mu? Evet, doğru. Kumaşların dışında keçe gibi kullandığım aksesuarların bir kısmını da buradan alıyorum. Yurt dışından dönerken biraz kumaş
54-55-56-57-COBAN STILIST.QXD:Layout 1
3/4/17
7:24 PM
Page 4
getirmiştim. Paris ve Londra’dan da getirmeyi düşünmüştüm ama pek ilgimi çekmediği için getirmedim. Hindistan’dan getirdiğim kumaşları çok beğendim ama tabi ki Urfa kumaşları vazgeçilmezim! İnsanlar bu kumaşları Urfa’dan getirdiğime inanmakta zorlanıyorlar ama onlarda haklılar. Çünkü kumaşları olduğu gibi kullanmıyorum, tasarlıyorum. Faruk Saraç bana demişti ki “Bir kere kumaşa âşık olmalısın”. Ben kumaşa aşığım. Örneğin metresi 1000 liralık bir kumaşla 5 liralık bir kumaşı harmanlayıp, ortaya farklı bir tasarım çıkarıyorum. Bize bu yüzden modacı ya da stilist diyorlar… Projelerinizde veya tasarımlarınızda en çok nelere dikkat ediyorsunuz? Ben işimi severek ve aşk ile yapıyorum. Her şeyden önce yapacağım işi sevmek benim için son derece önemlidir. Bir defile, proje veya özel bir firma için hazırlayacağım bir koleksiyon çalışmasında, 5 katmam gerekiyorsa 10 katıyorum. O anda parayı düşünmüyorum ve şimdiye kadar asla önceliğim para olmamıştır. Yurtdışı çalışmalarımda bile bana ücret sorduklarında ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 57
onlara diyorum ki; her şey para değil, benim önce orayı görmem, o havayı solumam lazım. Çalışacağım kişileri sevmem lazım. Çünkü tek başıma çalışmıyorum. Benimle birlikte çalışan başarılı bir ekibim var. Zaten ben kelimesini sevmiyorum, ekibimle birlikte hareket etmeye ve emin adımlarla yürümeye gayret ediyorum. Ekip ruhu ile hareket ettiğimizde ortaya harika işler çıktığı için para zaten kendiliğinden geliyor. Peki, son olarak neler söylemek istersiniz? Öncelikle genç nesillere şunu söylemek istiyorum; Eğer bir hayaliniz varsa mutlaka peşinden gidin. Bana deli dediler, dalga geçtiler ama asla hayalimden vazgeçmedim. Evet çok zorlandım. İstanbul’a gitmek için yol parası bile bulamadım. Rahmetli Annem parmağındaki yüzüğü çıkarıp verdi. Onu sattım ve yol parası yaptım. İstanbul’un girişinde bir yazı görmüştüm “Her zorluğun altında bir fırsat yatar” diye. Bu yazıdan çok etkilendim ve sanki 10 yıldır İstanbul’da yaşıyormuşum gibi bir güven geldi bana. Eğer bir hedefiniz, hayaliniz varsa pes etmeyin. Gözü kara olun ve sonuna kadar savaşın
58-59- MODA GELINLIK.QXD:Layout 1
3/4/17
7:24 PM
Page 1
MODA
Gelinlik seçme rehberi Yıllardır hayalini kurduğunuz düğününüze sayılı günler kaldı ve gelinliğinize hala karar veremediniz mi? İşte sizi gecenin parlayan yıldızı yapacak gelinlik seçme önerileri... ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 58
58-59- MODA GELINLIK.QXD:Layout 1
3/4/17
7:25 PM
Page 2
Gelinlik dükkanlarını gezmeden önce ne istediğinizi, kendinizi nasıl bir gelinlik içerisinde görmek istediğinizi düşünün. Vintage mı, modern mi, romantik mi yoksa seksi mi? Planlamadan ve hayal etmeden dükkanları gezmeye başlarsanız kafanız onca modelin içerisinde oldukça karışabilir. Bu süreçte gelinlik dışında başka telaşlarınız da olacağını unutmayın ve kısıtlı vaktinizi boşa harcamamak adına plan yapın.
1
Evet, hayal ettiniz ama gerçeklerden de uzaklaşmayın. Vücut tipinizi ve bütçenizi kabullenin, öne çıkarmak istediğiniz yerlerden ölçülü dekolteler verip, beğenmediğiniz yerlerinizi ise kapatın. Bu kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Örneğin; sırt dekoltesi gelinlikte çok şık bir görüntü verir ancak herkese de yakışmaz. Olmayacak şeyleri zorlamayın.
2
fotoğraf çektirmek bile işkence olur. Abartmaktan korkmayın. Bu sizin gününüz... Allı pullu modelleri seçmek istiyorsanız seçin. Çünkü her gelinlik giyen kişiye özeldir.
5
Duvak, gelinliği gösteren önemli detaylardan biri. Mutlaka gelinlikle birlikte deneyin. Uzun ve kısa duvağı bir arada kullanabilir, düğünün eğlence kısmına geçildiğinde uzun duvağınızı çıkarabilirsiniz.
6
Alışverişe size enerji verecek, pozitif kişilerle birlikte çıkın. Baskın karakterler, isteğiniz dışında bir seçim yapmanıza yol açabilir. Yorumları dikkate alın ancak unutmayın son karar her zaman sizin olmalı. Doğru gelinlik sizin kararınızla gelir.
3
Gelinliğinize karar verdikten sonraki süreç de oldukça önemli. Tüm provalara eksiksiz gitmeli, düğün günü karşılaşacağınız şeylerin küçük de olsa provasını yapmalısınız. Yürürken, dans ederken gelinliğin üzerinizde duruşunu kontrol edin.
7
Dans etmeyi seven biriyseniz, gelinliğinizin rahat olması da önemli kriterlerden biri. Son zamanların trendlerinden siz de yararlanın ve içerisinde kendinizi hem şık hem de rahat hissedeceğiniz gelinliklere yönelin. Ayakkabı ve saç modelinizi de rahatlıktan yana seçebilirsiniz. Unutmayın, kendinizi rahat hissetmediğiniz bir gelinlikle
4
Geç kalmayın! Zaman su gibi akıp geçiyor. Düğün tarihinizden en az 5-6 ay öncesinde bu kriterleri göz önünde bulundurarak araştırmalara başlayın.
8
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 59
60-61-KADIN.QXD:Layout 1
3/4/17
7:25 PM
Page 1
KADIN
KADIN
İSTATİSTİKLERLE
TÜRKİYE NÜFUSUNUN %49,8’İ KADIN Türkiye nüfusunun (78 milyon 741 bin 53 kişi) %50,2’sini erkek nüfus (39 milyon 511 bin 191 kişi) ve %49,8’ini kadın nüfus (39 milyon 229 bin 862 kişi) oluşturdu. Kadınlar daha uzun yaşadığı için bu oran yaşlı (65 ve daha yukarı yaş) nüfusta değişmekte olup bu nüfus grubunun %43,8’ini erkek, %56,2’sini kadın nüfus oluşturdu.
L
Kadınların sosyal ve ekonomik konumlarını iyileştirmek için sorumluluğu bulunan tüm taraflarca çalışmalar yapılması ve olumsuz göstergelerin işaret ettiği alanlarda iyileştirilmelerin yapılması gerekliliği bir gerçektir. Bu alanda gerekli politikaların oluşturulması için TÜİK’in yaptığı araştırmada çarpıcı detaylar yeralmakta.
BEKLENEN YAŞAM SÜRESİ 80,7 YIL L
Doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için 78, erkeklerde 75,3 ve kadınlarda 80,7 yıldır. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yıldır. Ülkemizde, kadınlarda doğuşta beklenen yaşam süresinin en yüksek olduğu il 85,7 yıl ile Tunceli iken erkeklerde 77,7 yıl ile Muğla’dır. Doğuşta beklenen yaşam süresinin en düşük olduğu il kadınlarda 77,5 yıl ile Ağrı, erkeklerde 72,3 yıl ile Kilis’tir.
HER DÖRT KADINDAN BİRİ OBEZ L
Sağlık Araştırması verilerine göre, 2012 yılında Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki bireylerin %17,2’si obez iken 2014 yılında bu oran %19,9’a yükseldi. Kadınların 2012 yılında %20,9’u obez iken 2014 yılında bu oran %24,5 oldu. Obez kategorisinde yer alan erkek nüfus oranı ise 2012 yılında aldığı %13,7 oranından 2014 yılında %15,3’e yükseldi.
OKUMA YAZMA BİLMEYEN KADIN NÜFUS ORANI ERKEKLERDEN 5 KAT FAZLA L
Türkiye’de 2014 yılında 25 ve daha yukarı yaşta olan ve okuma yazma bilmeyen toplam nüfus oranı %5,6 iken bu oran erkeklerde %1,8, kadınlarda %9,2’dir. Lise ve dengi okul mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştakilerin toplam nüfus içindeki oranı %19,1 iken bu oran erkeklerde %23,2, kadınlarda %15’dir. Yüksekokul veya fakülte mezunu olan toplam nüfus oranı %13,9 olup bu oran erkeklerde %16,2 kadınlarda ise %11,7’dir. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 60
60-61-KADIN.QXD:Layout 1
3/4/17
7:25 PM
Page 2
İLK EVLENME YAŞI 23,9 OLDU L
Resmi olarak ilk evliliğini 2015 yılında yapmış olan kadınların ortalama evlenme yaşı 23,9 iken, bu yaş erkeklerde 27’dir. İlk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, erkeklerde (29,4) ve kadınlarda (26,6) Tunceli oldu. İlk evlenme yaşının en düşük olduğu il ise erkeklerde Afyonkarahisar (25,1), kadınlarda Ağrı (21,2) illeri oldu.
KADINLARIN HANEHALKI VE AİLE BAKIMINA AYIRDIĞI SÜRE 4 SAAT 17 DAKİKA L
Zaman Kullanım Araştırması, 2014-2015 sonuçlarına göre Türkiye genelinde 10 ve daha yukarı yaştaki fertlerin bir günde hangi faaliyetlere, ne kadar süre ayırdıkları incelendiğinde uykudan sonra kadınların en çok 4 saat 17 dakika ile hanehalkı ve aile bakımı faaliyetine zaman ayırdığı, erkeklerin 3 saat 58 dakika ile istihdam faaliyetine zaman ayırdığı görüldü.
HER 10 KADINDAN 4’Ü ŞİDDET GÖRÜYOR L
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması 2014 sonuçlarına göre; ülke genelinde yaşamının herhangi bir döneminde eşinden veya birlikte yaşadığı kişiden fiziksel şiddete maruz kalan kadın nüfus oranı %35,5’dir. Orta Anadolu bölgesi %42,8 ile yaşamın herhangi bir döneminde fiziksel şiddete maruz kaldığını belirten kadınların en fazla olduğu bölgedir. Yaşamın herhangi bir döneminde fiziksel şiddete maruz kaldığını belirten kadınların en az olduğu bölge %26,8 ile Doğu Karadeniz bölgesidir.
KADINLAR TÜM EĞİTİM DÜZEYLERİNDE ERKEKLERDEN DAHA DÜŞÜK ÜCRET ALIYOR
EĞİTİMLİ KADINLARIN İŞGÜCÜNE KATILMA ORANI DAHA YÜKSEK
L
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2014 sonuçlarına göre, yüksek öğretim mezunu düzeyinde bir kadın çalışanın ortalama yıllık ortalama esas iş geliri, aynı eğitim düzeyinde bir erkek çalışanın yıllık ortalama esas iş gelirinden %1,3 oranında düşük gerçekleşirken, bu farkın en fazla olduğu eğitim düzeyi %1,8 ile lise altı oldu.
Türkiye’de 2014 yılında 25 ve daha yukarı yaşta olan ve okuma yazma bilmeyen toplam nüfus oranı %5,6 iken bu oran erkeklerde %1,8, kadınlarda %9,2’dir. Lise ve dengi okul mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştakilerin toplam nüfus içindeki oranı %19,1 iken bu oran erkeklerde %23,2, kadınlarda %15’dir. Yüksekokul veya fakülte mezunu olan toplam nüfus oranı %13,9 olup bu oran erkeklerde %16,2 kadınlarda ise %11,7’dir.
KADIN İSTİHDAM ERKEKLERİN YARISI L
Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde istihdam oranı 2014 yılında %45,5 olup, bu oran erkeklerde %64,8, kadınlarda ise %26,7 oldu. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 61
62-ILAN 8 MART KADIN.QXD:Layout 1
3/4/17
7:25 PM
Page 1
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLARIZ...
a ktüel ŞANLIURFA
63-ILAN AKCAKALE.QXD:Layout 1
3/4/17
7:26 PM
Page 1
AKÇAKALE
ÖĞRETMENEVİ
konforu ve kalitesi ile kendi eviniz gibi... TEL: 0414 411 23 29 http://akcakaleogretmenevi.meb.k12.tr Yeni Şehir Caddesi Mega Sokak No:1 Akçakale/Şanlıurfa
64-65-AYIN FOTOGRAFI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:26 PM
Page 1
AYIN FOTOĞRAFI
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 64
64-65-AYIN FOTOGRAFI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:26 PM
Page 2
Şanlıurfa'daki terör saldırısı Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde bomba yüklü araçla düzenlenen ve 2 kişinin yaşamını yitirdiği, 15 kişinin yaralandığı terör saldırısı sonrası oluşan tahribat, gün aydınlanınca ortaya çıktı. Yenişehir Mahallesi'nde yer alan Savcılar Sitesi'nde akşam saatlerinde yaşanan olay nedeniyle yaklaşık 2 metre derinliğinde çukurun oluştuğu bölgedeki onlarca bina ve araç kullanılmaz hale geldi. Terör saldırısı bazı binalarda da hasara yol açtı.
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 65
66-67-68-69-70-71-URFA GEZI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:28 PM
Page 1
KENT TURİZM
NEREYE GİTSEM? Şanlıurfa tarihinin Paleolotik çağa kadar uzandığı tespit olunmuştur. Kazılarda Neolitik çağ, Kalkolitik çağ ve İlk Tunç çağına ait çok sayıda değerli eserlere rastlanmıştır. Bölge; Arami, Part, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Selahattin Eyyubi, Moğol, Memlük ve Osmanlı hâkimiyetinde yaşamıştır.
NE YENİR? Yemek kültürü oldukça zengin olan Şanlıurfa’da; Ayran çorbası, çağala aşı, pakla aşı, hıttı bastırması, sarımsak aşı, isot çömlegi, erik tavası, semsek, has (marul) dolmasi, mimbar, acur bastırması, masluka, lebeni, boranı, duvakli pilav, çiğ köfte, haş haş kebabı, kemeli kebap, tike kebabı, tepsi kebabi, frenkli (domatesli) kebap, kemeli cacık, bostana, koruk
ŞANLIURFA
salatası, katmer, aşır aşı, palıza, şıllık, haside, kuymak ve zingil geleneksel yöresel yemekleri arasında sayılabilir.
NE ALINIR? Şanlıurfa’da tarihi çarşı ve pazarlarda; el dokumacılığı, tarakçılık, ağaç oymacılığı, saraçlık (dericilik), kürkçülük, bakırcılık, kuyumculuk ve taş süslemeciliği ürünleri bulunmaktadır.
YAPMADAN DÖNMEYİN! Çiğ köfte yemeden, Harran’ı görmeden, Mırra içmeden, Atatürk Barajını gezmeden, Balıklı Gölü gezmeden, Kelaynakları gözlemeden, Kapalı çarşıdan alışveriş yapmadan DÖNMEYİN!
a
AKTÜEL 66
66-67-68-69-70-71-URFA GEZI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:28 PM
Page 2
ŞANLIURFA’NIN KALBİNDEN DÖRT BİR YANINA GEZİ
Saklı Cennet Halfeti Göbeklitepe – Dünyanın En Eski Tapınağı İnsanlık tarihi adına şimdiye kadar bildiğiniz tüm bilgileri tekrar gözden geçirmenize ve yerleşik tarih anlayışını ve bilgilerini değiştirip, dinler tarihini sorgulamanıza sebep olan Dünya’nın İlk Tapınağı Göbeklitepe Şanlı Urfa’ya 15 km uzaklıktadır. Arkeolojik site üzerinde yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkan sonuca göre Göbeklitepe günümüzden tam 12.000 yıl önce inşa edilmiştir!
Deyr Şebek Harabeleri (Keloşk) Birecik
Güneydoğu’nun Bodrum’u olmaya aday Halfeti; Şanlıurfa’nın Fırat nehri kenarında bulunan şirin bir ilçesidir. Birecik barajının yapılmasından sonra evlerinin çoğu suyun altında kalmıştır. Buna rağmen güzelliğinden hiç bir şey kaybetmeyen Halfeti, dünyada siyah gülün nadir yetiştiği yerlerden birisidir. Temiz havası ve kalesi ile ziyaretçilerine hem doğa, hem de tarih turizmi imkânları sağlayan Halfeti, özellikle son zamanlarda çekilen dizi ve filmler ile ilçenin cazibesini gün geçtikçe arttırmaktadır.
Rumkale
Birecik ilçemizin İnceler Köyü sınırları içinde yer alan Deyr Şebek, yöre halkı tarafından “Kalecik’’ anlamına gelen “Keloşk’’ olarak bilinmektedir. Roma Dönemine tarihlenen alanda iki yapı kalıntısı ve bir kaya mezarlığı yer almaktadır. Alanda çevreyi gözetleyecek bir konumda inşa edilmiş olan yapının ‘Keçiburcu’ ve ‘Harapsor’ kalıntıları gibi Roma Dönemine ait bir karakol olduğu tahmin edilmektedir.
Rumkale, Birecik Ovası'nın ve Halfeti'nin kuzeyinde, Fırat Nehri'nin kıyı kesiminin doğusunda, Şanlıurfa yoluna bakan bir tepe üzerindedir ve Birecik'i kuzeyinden ve kuzeydoğusundan sınırlar. Rumkale, Asurlular döneminde Şitamrat ismiyle tanınmıştır. Rumkale'de bugün gezilip görülebilecek eserler şunlardır: Kale harabeleri, Aziz Nerses Kilisesi harabeleri ve Barşavma Manastırı harabeleri...
Şuayb Antik Şehri Harran’a 45 km mesafede bir ören yeri olup mevcut kalıntılar Roma Devrine aittir. Yüzlerce kaya mezarı üzerine kesme taşlardan yapılar inşa edilmiştir. Bu yapıların bazı duvar ve temel kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir. Şuayb şehri harabeleri arasında bir mağara, Şuayb Peygamberin makamı olarak bilinmektedir. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 67
Bazda Mağaraları Soğmatar turizm yolunun sağ ve solundaki dağlarda bulunan tarihi taş ocaklarının yakınlarındaki bir köy içerisinde bulunan Bazda Mağaraları görülmeye değer özellikler taşımaktadır. Çevredeki Harran, Şuayp şehri ve Han el-Ba‘rur yapıları için yüzlerce yıl taş alınması neticesinde her iki mağarada çok sayıda meydan, tünel ve galeriler meydana gelmiştir. Çok geniş bir alana yayılan dağın dış cephelerinde taş kesilmesi nedeniyle büyük oyuklar meydana gelmiştir. Anadolu'nun belki de en büyük ve en gizemli, gezilmeye değer bu tarihi taş ocağının belli bölümlerinin 13. yüzyılda "Abdurrahman elHakkâri", "Muhammet İbn-i Bakır", "Muhammed el-‘Uzzar" gibi şahıslar tarafından işletildiği kayalara yazılmış Arapça kitabelerden anlaşılmaktadır.
66-67-68-69-70-71-URFA GEZI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:28 PM
Page 3
Soğmatar Antik Şehri Roma dönemine tarihlenen bölge, Abgar Krallığı döneminde Harranlıların Tektek Dağları bölgesinde; ay ve gezegen tanrıları için tapındıkları bir kült merkezi olduğu bilimsel olarak tespit edilmiştir. Soğmatar kült yerinde; Ay tanrısı Sin’e tapınılan bir mağara (Pognon Mağarası), yamaçlarında yer yer tanrı kabartmalarının ve zemine kazılmış yazıtların olduğu bir tepe (Kutsal Tepe), 6 adet kare ve yuvarlak planlı mozole (Anıt Mezar), iç kale ve ana kayaya oyulmuş çok sayıda kaya mezarı bulunmaktadır.
Reji Kilisesi Şanlıurfa Elli Sekiz Meydanı’nda Nimetullah Camii yakınında bulunan kilisenin kitabesinden öğrenildiğine göre; Patrik II.Yakup ve Metropolit Aziz Gregorius döneminde, 1861’de Süryaniler tarafından yaptırılmıştır. Kilise, Hz. İsa’nın iki havarisinin anısına inşa edildiğinden onların ismini taşımaktadır. Urfalı Süryanilerin 1924 yılında Halep’e göç edişlerine kadar kilise ve okul olarak kullanılmıştır.
Kızlar Sarayı Viranşehir yolu üzerinde bulunan Kızlar Sarayı Şanlıurfa’da görülmeye değer tarihi yapılar arasında. Kayalardan oluşan bir tepe üzerine kurulu olan Kızlar Sarayı’nın görmeniz gereken en önemli iki bölümü yeraltı çarşısı ve kalıntıların kuzeyinde yer alan mağaralar.
Şanlıurfa Kalesi Kentin güneybatı kesiminde, Halil-ür Rahman ve Ayn-ı Zeliha göllerinin güneyindeki Damlacık Dağı üzerinde yer almaktadır. Doğu, batı ve güney tarafı kayadan oyma, derin savunma hendeği ile çevrilidir. Kuzey tarafı ise sarp kayalık olan kalenin 814 yılında (Abbasiler Dönemi) şehir sularının yeniden inşa edilmesi sırasında, Seleukoslar dönemine ait kalıntılar üzerine inşa edildiği sanılmaktadır. Kale üzerinde Seleukoslar, Bizans ve İslam devirlerine ait çok sayıda yapı kalıntısı bulunuyor. Selçuklular, Eyyubiler, Memlükler, Akkoyunlular ve Osmanlılar dönemlerinde çeşitli onarımlar geçiren kalenin kuzey, güney ve doğu cephesindeki duvarlarında toplam beş kitabe mevcuttur.
Der-Yakup Kilisesi (Nemrut’un Tahtı)
Nevali Çori
Urfa Kalesinin batısında Damlacık sırtlarında kurulmuş olan bu yapının Hıristiyanlık dininin doğuşundan sonra yaptırılan ilk kiliselerden olduğu bilinmektedir. M.S. 38 yılında Hıristiyan olan Süryaniler tarafından kurulmuş olduğu tahmin edilmektedir. Buraya Nemrut’un tahtı da diyenler olduğu gibi Nemrut’un mezarı diyenler de vardır. Halk arasında Apgarın Dağı da denir. Süryaniler buraya “Ruhların Manastırı” demişlerdir.
Nevali Çori, Şanlıurfa ili Hilvan ilçesine bağlı Kantara köyünün sınırları içerisinde, Fırat nehrinin sağ tarafında ve onun bir yan kolu olan Katara deresinin yanında yer almaktadır. Kalıntıların bulunduğu alan, uzunluğu 100 m. genişliği 50 m. olan ve iki kuru dere tarafından sınırlanan terası bir kireç tepesinin altında bulunmaktadır. Nevali Çori, insanların yerleşik hayata geçmeye başladığı, yoğun avcılığın yanı sıra bitki ve hayvanların evcilleştirilmeye çalıştığı bir dönemi yansıtmaktadır. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 68
66-67-68-69-70-71-URFA GEZI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:28 PM
Page 4
Balıklıgöl Hz. İbrahim (A.s), devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye ve tevhit inancını savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından Urfa Kalesinin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Bu sırada Allah tarafından ateşe “Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selamet ol” emri verilir. Bu emir üzerine, ateş suya ve odunlar da balığa dönüşür. Hz. İbrahim bir gül bahçesinin içerisine sağ olarak düşer. Hz. İbrahim’in düştüğü yer ise Halil-ür Rahman gölüdür.
Hz. İbrahim'in (A.S) Doğduğu Mağara Şanlıurfa Kalesinin kuzey kesiminde iki mağara bulunmaktadır. Bunlardan biri Hz. İbrahim’in doğduğu mağaradır. Şanlıurfa’nın en çok turist çeken ve Dergâh olarak ta adlandırılan bu mağaranın yakınında mescit, hücre ve havuzlarla birlikte küçük bir cami ve önünde havuzlu avlusu yer almaktadır.
Sipahi Pazarı Şanlıurfa Balıklı Göl platosu içerisinde yer alan Sipahi Pazarı, halıcılar ve kilimciler çarşısı olarak bilinir. Dar bir han olup içerisinde sağlı sollu olarak toplam 30 kadar taş dükkân vardır. Dükkânlar nahit taşı ile yapılmış olup, hanın içi ve dükkânlar kışın sıcak yazın ise serin bir havası vardır. Sipahi Pazarı içerisinde yer alan esnaflar yoğunlukla; el işi halı, el işi kilim, hakiki deri yelek, şark köşesi gibi ürünleri uygun fiyata satmaktadırlar. Sipahi Pazarı'nın bir özelliği ise 400 yıldır her sabah saat 10'da dua ile açılmasıdır. Hanın en yaşlı büyüğü elini Allaha açıp günün hayırlı ve kazançlı geçmesi için dualar eder, El Fatiha demesinin ardından herkes Fatiha okur.
Kazaz Pazarı (Bedesten) Şanlıurfa il merkezinde, Gümrük Hanı’nın güneyine bitişik olarak 1562 tarihinde yapılmıştır. Rızvan Ahmet Paşa’nın vakfiyesinde Bezzazistan olarak ismi geçmiş ve 1740 yılında da onarılmıştır. Çarşı doğu-batı yönünde uzanmakta olup, üzeri arka arkaya dört kubbe ile örtülmüştür. Batı kısmında güneye doğru uzanan üzeri tonozlu ikinci bir bölüm daha bulunmaktadır. Pazarın; doğuda Han Önü Çarşı’sına uzanan ana giriş kapısı, Sipahi Pazarı’na açılan batı kapısı, Pamukçu Pazarı’na açılan güney kapısı ve Gümrük Hanı’na açılan kuzey kapısı bulunmaktadır.
Gümrük Hanı
Sakıb’ın Köşkü
Şanlıurfa’yı gezip görmeye gelen yerli ve yabancı turistlerin yorgunluk attığı oturup dinlendiği bir mekândır. Şanlıurfa merkezdeki Haşimiye Meydanının hemen yanında Sipahi pazarı ile Bedesten çarşılarının bitişiğindedir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında 1563 yılında Urfa Sancakbeyi Halhallı Behram Paşa tarafından yaptırılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde “Yetmiş Hanı” olarak anılan Gümrük Hanı, Şanlıurfa’daki hanların en güzel ve anıtsal örneklerindendir.
1796–1876 yılları arasında yaşayan Şair Sakıp Efendi tarafından yaptırılan bu konak, Halepli Bahçe içerisinde bulunur. Mahmut Nedim Konağı gibi haremlik ve selamlık olarak geniş bir alana yayılır. İki katlı olan köşk, doğu ve batı yönünde dikdörtgen planlıdır. İkinci katın doğusunda yer alan odanın duvarlarını Sakıp Efendi’nin mavi boyalı ahşap üzerine 1263 tarihli (M 1845) Ta'lik hattıyla yazılmış şiiri dolaşır. Köşkün de bu tarihte yapıldığı tahmin edilmektedir. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 69
66-67-68-69-70-71-URFA GEZI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:28 PM
Page 5
Halepli Bahçe Mozaik Müzesi Türkiye'nin en büyük müzesi olan Şanlıurfa Müzesi'nin hemen yanında bulunmaktadır. En az Zeugma Mozaik Müzesi kadar ilgi çeken müzede, özellikle Amazon Kadınları mozaiği tüm turistlerin ilgi odağı olmuş durumda…
Fırfırlı Camii Yapı kilise olarak inşa edilmiştir. Hristiyanlık açısından büyük önem taşıyan Varak Haçı 1092 yılında Urfa’ya getirilerek bu kiliseye konulmuştur. Daha önce “Aziz Havariler Kilisesi” adını taşıyan ilk Ermeni Protestan kilisesi iken, 1956 yılında camiye çevrilmiştir. Fırfırlı Camii, üç nefli bazilika türünde ve kesme taştan inşa edilmiştir.
Hasan Padişah Camii Şanlıurfa il merkezinde bulunan bu cami, iki değişik zamanda yapılmıştır. Önündeki tek kubbeli bölüm Tokdemir isimli bir Türk Beyi tarafından, ana yapı ise Uzun Hasan olarak tanınan Şeyh Yakup tarafından 1499 yılında yaptırılmıştır. Bu camiinin, Akkoyunluların Şanlıurfa’ya egemen olduğu dönemde yapıldığı düşünülmektedir. Cami kesme taştan yapılmış olup, geniş bir avlunun ortasındadır.
Dünyanın İlk Üniversitesi Tarihi belgelerden anlaşıldığına göre, Harran adı 4000 yıldan beri değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Harran adı Sümerce ve Akatça “Seyahat-Kervan” anlamına gelen “Harran-u” dan gelmektedir. Diğer bir görüşe göre de “Kesişen Yollar” anlamındadır. Antik Kültürünün temsilcileri Sabiiler, Hiristiyanlar ve Müslümanlar Harran’da büyük bir uyum içerisinde birlikte yaşamışlardır. Buradaki okullardan dünyaca ünlü âlimler yetişmiştir. İlk çağ Helenizminin İskenderiye’deki bilim ve felsefe okulu dağıtılınca buradaki âlimler Hz. Ömer zamanında Antakya ve Harran’daki okullara yerleştiler. İslamiyet’ten önce varlığı bilinen Harran Okulu, İslami dönemde de ününü devam ettirmiştir.
Kazane Şanlıurfa merkeze bağlı Kazane (Uğurcuk) yerleşim alanının tarihi MÖ 5000-3000’e dayanmaktadır. Çalışmalar sırasında mimari buluntular, evler, sokaklar ve bu döneme ait eserler bulunmuştur. Bu yerleşim alanında höyüğün tepesinde su deposu inşa edilmiştir. Ayrıca Sümerce’yi Akadça’ya çeviren bir alfabe bulunmuştur.
Selahaddin Eyyubi Camii Eskiden Selahaddin Eyyubi Camii’nin bulunduğu yerde Aziz Yuhannes (Vaftizci Yahya) Kilisesi bulunuyordu. Selahattin Eyyubi döneminde bu kilisenin üzerine 900–1250 yılları arasında camii yapılmıştır. İbadet alanı, epeyce geniş ölçüde pencerelerle aydınlatılmıştır. Bu pencerelerin kenarlarında yarım sütunlar ve birbirlerine dolanmış ejder kabartmaları bulunmaktadır. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 70
66-67-68-69-70-71-URFA GEZI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:28 PM
Page 6
Hz. Eyyûb Peygamber (A.s) Sabır Makamı Yaşadığı musibetler ve hastalıklar ileri safhaya gelince Hz. Eyyûb (A.s); “Ya Rabbi! Bana zarar dokundu. (Bu hastalık) Lisanen zikrime ve kalben ubudiyetime zarar veriyor. Sen merhametlilerin en merhametlisisin” diye niyaz edince Cenab-ı Hakk, Cebrail (A.s) ile gönderdiği vahiyde “Ayağını yere vur.” diye emretti. Hz. Eyyûb gelen bu ilahi emirle hemen ayağını yere vurdu ve yerden latif bir su fışkırmaya başladı. Kuran-ı Kerim’de “İşte sana yıkanılacak ve içilecek bir su” diye nitelenen şifalı su ve sabır makamı Şanlıurfa’nın Eyyubiye ilçesinde bulunmaktadır.
Harran Evleri MÖ. 2000 yılında Ur şehrinin bir ticari kolu olarak kurulduğuna inanılan Harran’ın Sümerce veya Akatça kervan veya geçit yeri anlamına gelen “HarranU” kelimesinden türediği düşünülmektedir. Bu tarihi kentte, Moğol İstilasında yıkılan tarihi Harran Üniversitesinin harabeleri ile tarihi Harran evleri vardır. Harran evlerinin yıllardır sahibi olan kişiler, hem o evlerde yaşayıp hem de gelen turistlere evlerini gezdirerek rehberlik ediyorlar.
Harran Kalesi Neredeyse bütün kaynaklar, kalenin yerinde bir Sabii Mabedinin bulunduğundan söz etmektedir. İslâm kaynaklarında kaleden ilk kez bahseden el Mukaddesi (h. 4.-m. 10. asır) buranın Kudüs Kalesi gibi taştan yapıldığını, güzel ve sağlam olduğunu söylemektedir. XVII. yüzyılın ortalarında Harran'ı ziyaret eden Evliya Çelebi Harran Kalesi için, "Urfa'dan güney tarafına 9 saat giderek Harran Kalesi'ne geldik. Burayı da Nemrut yapmıştır. Çöl içinde gayet sağlam bir kaledir. Beşgen şeklinde olup sanki usta elinden yeni çıkmış gibidir" demektedir.
Şeyh Yahya Hayat El-Harrani Türbesi
Hz. Eyyüp, Hz. Elyasa ve Rahime Hatun Türbeleri
Şeyh Yahya Hayat el-Harrânî Hazretleri, XII. yüzyılda Harran’da yaşamış ve 1185 tarihinde burada vefat etmiş büyük bir İslâm âlimi ve mutasavvufudur. Bu sultana Yahya Hayati demelerinin aslı, bir seccade üzerinde tahiyyatta oturur gibi oturduğundandır. Hayat el- Harrani hazretleri vefatından sonra da tasarrufu devam eden 4 büyük evliyadan biri olarak kabul edilmektedir. Şeyh Yahya Hayat’ın türbesi ve bunun güneyine bitişik olan camiisi, Harran şehir surlarının kuzeybatısındaki mezarlık alanındadır.
Hz. Eyyüp Peygamberin mezarının, Viranşehir ilçesinden 12 km uzaklıkta Eyyüp Nebi Köyü’nde olduğu rivayet edilmektedir. Hz. Eyyüp 7 yıl çile çektikten sonra kendisine Allah tarafından nail olunan şifalı su ile yıkanıp yaralarından kurtulur. Daha sonra eşi Rahime Hatun ile birlikte Eyyüp Nebi Köyünde yaşar. Her ikisinin türbesi de bu köyde bulunmaktadır. Eyyüp Peygamberi görmek için 3 ay yol yürüyen ve çok yakınına geldiği halde göremeden ölen Hz. Elyasa’nın kabri de aynı köydedir.
Şeyh Mes’ud Türbesi Şanlıurfa’da yaşamış mübarek zatlardan olan ve halk tarafından Şeyh Maksut olarak bilinen Şeyh Mes’ut Hazretlerinin türbesi Eyyübiye ilçesine bağlı, ismini türbeden aldığı Şeyh Maksut Mahallesinde yer almaktadır. Şanlıurfa'daki türbelerin en eski tarihlisi olan bu yapı, dört eyvanlı kapalı Selçuklu medrese¬leri tarzında inşa edilmiş bir medrese yapısıdır. Doğudaki eyvanın alt kısmındaki odada Şeyh Mesut'un mezarı, eyvan içerisinde de sandukası bulunmaktadır. Türbe özelikle Cuma günü ve hafta sonları ziyaretçi akınına uğruyor. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 71
72-URFA SIVESI.QXD:Layout 1
3/4/17
8:06 PM
Page 1
KÜLTÜR
URFA ŞİVESİ
Halk Dilinde Dualar Ağ baht, altın taht göresen Ağ baht göresen, saraylara sultan olasan Ağbatı siye ola Allah ataşiy anaya babaya göstermiye Allah siye baht vere, taht ayağiya gele Allah bereketini içine koysun Allah biri bin ede Allah bol rızk vere Allah ciğer ataşı vermiye, verene de Eyyüb sabrı vere Allah darlığı geniş, zorluğu kolay ede Allah diziye takat, göziye nur vere Allah ele ayağa düşürmiye Allah siye merhemet ede Allah eliden tutsun Allah eviye huzur vere Allah uşaklari ümürlü ede Allah göyniye iman nuru vere, aydınlığa çıkara Allah hayırlı kaderler yaza Allah heriy vere Allah heri bari anaya yidire Allah huri gözünde göstere Allah İbrahim Halilullah bereketi versin Allah islah etsin Allah işi rast getire Allah kapıyi açık etsin Allah herli kaderler açsın Allah kazanciy anaya babaya yidire Allah kazayı belayı def’ede
K a y n a k : e
ŞANLIURFA HALK DİLİNDE ATASÖZLERİ
Halk Dilinde Beddualar
Acı işeletme toku tepretme Ar eden kâr etmez Asil at yemini arttırır Bal kohmaz, asil azmaz Bir gülnen bahar gelmez Bir sürü devenin başını, eşşek çeker Cömerdin eli tutulmaz Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme Daş yerinde ağırdır Deli sevilir, densiz sevilmez Elin atına binen tez iner Gönül kimi severse gözzel odur Gönül umduğu yerden küser Gün var ayı besler, ay var günü besler Hazıra dağ daş dayanmaz Horozu çoh olanın sabahı geç olur Kırk inne bir çuvaldız etmez Kuşdan korhan darı ekmez Laligin dilinden sehebi anlar Şirinnen şor, keçelden kör olmaz
Allah siye dert vere derman vermiye Alti aha gözi baha, dört ayaği haviya baha Betrey söne Betreye şiş çahıla Caniya ataş düşe Canidan bulasan Canidan bizar olasan Ciğeri el el töküle Ciğeri ağziya gele Ciğeri yüreği hestehana slepçesini doldura Deli olasan dağlara düşesen Deli olasan derman bulamayasan Dermansız derde düşesen Epriyesen çüriyesen lop lop tökülesen Dert çekesen ölmeyesen Diş dırnak bulamayasan Eski derdiye dönesen evvel derman buldi, şimdi bulamayasan Felç olasan yerde kalasan Gidesen bi zalımın eline düşesen Göziyin elifi söne Her tikey bi dağda kala Hespe tökesen hespiri yiyesen İki gözi avcuma düşe Işıği söne İnce derde düşesen Kan ağliyasan kara bağliyasan Kan kusasan irin akıtasan
h t t p : / / w w w . a b u z e r a k b i y i k . c o m . t r / ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 72
73-TARIH.QXD:Layout 1
TARİH
3/4/17
8:06 PM
Page 1
KİM BU 12’LER?
Kurtuluş Savaşında Urfa Mondros Mütarekenâmesi’nin 7. maddesinde yer alan “Müttefikler, güvenlerini tehdit edecek bir durum ortaya çıktığında herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkına haiz olacaklardır” hükmü, Urfa’yı işgale gerekçe yapılarak 24 Mart 1919 (bazı kaynaklara göre 7 Mart 1919) tarihinde Urfa, İngilizler tarafından işgal edildi. Bir İngiliz yarbayı, iki subay ve bir zırhlı otomobille geldikleri Urfa’da İngiliz Kumandan, ziyaret ettiği Mutasarrıf Nusret Bey’e “Galip bir hükümetin askeri neden karşılanmıyor?” diye sorduğunda ondan “Haksız yere memleketi işgal eden bir kuvveti karşılamaya çıkmak bir Türk mutasarrıfına yakışmaz. Bir misafir gibi gelseydiniz, sizi Birecik’de karşılardım” cevabını alıyordu. 200 kişilik bir piyade bölüğü, bir zırhlı, 6 yük ve 3 binek olmak üzere 10 otomobil ve 50 yük arabasıyla Urfa’yı işgal eden İngilizler, ertesi gün Urfa’da bulunan 1. Süvari Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Bey’den Alay’ın Urfa’yı terketmesini istediler. Durum, üst makamlara bildirilerek ve Urfa’da bir subay komutasında bir süvari takımı bırakılarak Alay, Karaköprü’ye, daha sonra da Siverek’e çekildi. İngilizler, yörede bulundukları süre içerisinde özellikle aşiretlerle ilişki kurmaya çalıştılar. Özel bir önem verdikleri Milli Aşireti reisi İbrahim Paşa’nın oğlu Mahmud Bey’e, Kürt Lawrence’ı olarak adlandırılan Binbaşı Noel ve Yüzbaşı Woolley’i gönderip Kafkasya ile Mezopotamya arasında kurulabilecek bir tampon bölge için yoklamalar yaptılar. Bununla da yetinmeyerek Halep’deki İngiliz Generali Barrow, Mahmud Bey’i 30 Haziran’da Urfa’ya davet etti. Mahmud Bey, nasıl davranması gerektiğini sorduğu 13. Kolordu’dan aldığı talimat çerçevesinde buluşmaya gitmedi. Suruç civarında aşiretle yapılan toplantıda ise Ketkanlı aşiret reisi Basravi, kendisiyle aşiretinin Osmanlı tebaası
olmayacağını, eski dostu bulunan İngilizler kabul etmediği takdirde herhangi bir ecnebi devletin tebaası olacağını ve bunlar da kabul etmediği takdirde Arap hükümetlerine katılacağını söyledi. İngilizlerin şehir merkezindeki Ermenilere duyduğu ilgi, onlara Ermeni mahallelerinde silah talimi yaptırmaya kadar gidiyordu. İngilizlerle birlikte Urfa’ya gelen Ermeni gönüllülerinin üstlendiği bu talimlerden başka Ermeniler ikide bir dükkânlarını kapatıp evlerine çekiliyor, çanlar çalıyorlar, asayişsizlik havası yaratmaya çalışıyorlar ve İngilizlere istihbarat çalışmalarında yardımcı oluyorlardı. Mutasarrıf Nusret Bey’in davranışı, İngilizlerin hoşlarına gitmediği için tehcir bahânesiyle görevinden azledilerek İstanbul’a gönderildi. Ancak Nusret Bey’in 6. Ordu Kumandanı Ali İhsan Paşa’nın tavsiyesiyle oluşturduğu milis kuvvetlerinin silahları henüz toplanmamıştı. Erzurum Kongresi için yapılan davete katılabileceğini mutasarrıfa tebliğ eden Müftü Hasan Efendi’ye hayranlık duyan Jandarma Kumandanı Binbaşı Ali Rıza Bey, Erzurum Kongresi’nin beyannamesini Milli aşiret reisi Mahmud Bey’den elde edince, dağılan milis kuvvetlerini bir cemiyet olarak örgütlemek düşüncesini, mutasarrıf olarak Nusret Bey’in yerine atanan Ali Rıza ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 73
Bey’e açmış ve Meclis-i İdare azasından Hacı Kâmilzâde Hacı Mustafa aracılığıyla kurulan temas sonucu 4-5 Eylül 1919 gecesi Güllüzâde Hacı Osman Efendi’nin evinde toplanan eşraf ve aydınlar, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin temellerini atmışlar ve bu toplantıda bulunanlar, halk arasında Onikiler olarak adlandırılmışlardır. Kurtuluşa kadar mücâdele edileceğine Kur’ânı Kerim üzerine and içen ve Jandarma Kumandanı Binbaşı Ali Rıza Bey başkanlığında toplanan 12 Reis şunlardı: 1. Mecli-i İdâre eski azalarından Belediye Reisi Hacı Kâmilzâde Hacı Mustafa Efendi. 2. Barutçuzâde Hacı İmam Efendi 3. Eşraftan Tüccâr Hacı Kâmilzâde Hacı Mustafa Reşid Efendi. 4. Mollazâde Mahmud Efendi. 5. Polis Komiserliğinden Mustafi Arabikâtibizâde Şakir Efendi. 6. Güllüzâde Osman Efendi. 7. Esnaftan Şellizâde Ali Ağa. 8. Tüccârdan Nebozâde Hacı İmam Efendi. 9. Eşraftan Hacı Bedirağazâde Halil Ağa. 10. Jandarma Tabur mülhakı İzmirli Adil Hulusi Efendi. 11. Takım kumandanlarından Mülazım-ı Evvel Hüseyin Pertev Efendi. 12. Jandarma Çavuşu Sofi oğlu Hacı Mustafa Çavuş. Kaynak: T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı
74-75-76-77-KULTUR -DUGUN.QXD:Layout 1
3/4/17
8:06 PM
Page 1
KÜLTÜR
L E S E R Ö Y N I N ’ A F R U I NL
İ R E L T E D A N Ü DÜĞ ŞA
Gelin Hamamı Cumartesi veya perşembe gününe denk gelen evliliğin on beşinci günü gelin, yine davetliler ve akrabalarla birlikte hamama götürülür. Hamama akrabalar tanıdıklar davet edilir. Gelin babasının evinden getirdiği hamam takımlarını bir bohça içerisinde getirir. Bu bohçayı açan kaymelerden biri kaynanasından bahşiş alır. Gelin için hamamdaki taht özel olarak hazırlanır, üzerine halılar serilir, camsireden yapılmış minderler serilir el işlemeli örtüler atılır. Zeytin dalları ve mumlarla süslenir. En güzel elbisesini giyen gelin tahtta oturur. Tebrikleri kabul eder. Hamam yapıldıktan sonra davet edilen misafirlere yemek verilir. (Kayme: Hamama gelenlere ücret karşılığı hizmet eden kadın)
Duvak Günü Evliliğin ikinci günü duvak günüdür. O gün gelin duvağını takıp gelinliğini giyerek bir sandalyeye oturur. Yakın akraba ve tanıdık kadınlar duvağa gelirler. Bu, gelini ilk görme anlamını da taşır. Oğlan evinden giden bir çocuk gelinin duvağını kaçırır ve damada götürür. Damat duvağı kaçıran çocuğa bahşiş verir. Duvağı kaçırılan gelin elbisesini değiştirir. Başına bir taç takarak gelip yerinde oturur. Duvak kaçırma sabah yapılır. Duvağa gelen akrabalar, tanıdıkları geline çeşitli altın veya giyim eşyası gibi hediyeler verirler. Duvak günü sabah başlar akşama kadar devam eder. Öğlen üzeri Duvak Yemeği ile gelenlere ziyafet verilir. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 74
74-75-76-77-KULTUR -DUGUN.QXD:Layout 1
3/4/17
8:06 PM
Page 2
Güveği Hamamı Güveği, evliliğin sabahı arkadaşları tarafından evden alınarak hamama götürülür. Güveği hamama gitmeden bir gün önceden hamamcıya haber verilir. Hamamcı da Damadın oturacağı tahtı hazırlar, tahtın etrafını bezer. Tahtın başlarına zeytin dalları ve mumlar koyar. Güveği gelince tahta oturur ve burada misafirlerinin tebriklerini kabul eder. Hamam faslı bittikten sonra bütün arkadaşları ile birlikte hamam yemeği yenir.
Gelin Getirme Asbap arkası: Damadın giyim eşyaları düğün esnasında kız evinden törenle getirilir, buna asbap arkasına gitmek denir. Bir tepsiye konulmuş damadın elbisesi, iç çamaşırları, ayakkabısı, mendil ve çorabı, asbap arkasına giden gençler tarafında çalgıcılarla birlikte güle oynaya getirilir. Konvoyun başında bulunan çocuklar gelin getirme esnasında tekerlemeler söyler. Çalgıcılar ve oyuncular her köşe başında durup fasıl yaparlar. Elbise gelen tepsinin içinde çiçek, meyve ve şeker bulunur. Damadın bulunduğu yere gelindiğinde bozuk para, şeker ve meyve yere atılır. Gelin Getirme: Şanlıurfa’da gelin gece veya gündüz getirilebilir. Gece getirilecekse, birlikte kına gecesinin yapıldığı eve gidilir. Buradan alınan gelin, erkek evine şenliklerle getirilir. Bu arada yine maniler, türküler ve hoyratlar söylenir. Gelin gündüz getirilecekse; otomobillerle konvoy oluşturularak, kız evinden alınıp damadın evine getirilir. Çoğu zaman kız evinin kapısı kapalıdır. Kızın küçük kardeşi veya kapıyı tutan her kimse bahşişi almadan kapıyı açmaz.
Süpha Yemeği Düğün bittikten sonra düğüne katılanlara yemek verilir buna “süpha” yemeği denir. Misafirlere pirinç ve kuru üzümden hazırlanan üzmeli pilav, pirinç ve etten hazırlanan kuzu içi, pirinç ve şekerle hazırlanan zerde ikram edilir. Bu yemekleri yörede tanınan aşçılar düğün evine gelerek hazırlar. Yemekten sonrada acı kahve, çay ve sigara ikram edilerek misafirler uğurlanır. Süphanın yapıldığı gün mahallenin fakirleri de yemek yer, ayrıca konu komşuya da yemek dağıtılır. Düğünden önce düğün sahibinin yakınları, düğün evine pirinç veya şeker göndererek sini sürerler, işte süpha yemeğinden bunlara yemek gönderilir. "Sini" diye tabir edilen tepsiler içerisinde süpha yemekleri sahanlara konularak damat evine "sini sürmüş" olanlara gönderilir. Evine yemek gelen de siniyi getirene bahşiş verir.
Kına Gecesi Düğün yapılmadan bir gece önce, kadınlar kendi aralarında bir gece eğlencesi yapar. Bu geceye "Kına gecesi" denir. Bu eğlencede geline kına yakılır, yedirilip içirilir ve çeşitli oyunlar oynanarak eğlenilir. Geline kınayı kirvenin hanımı yakar. Kirvenin hanımı gelinin sağ avucunun içine altın koyarak kınayı yakar. Daha önce yüzüne örtülen pembe duvak açılarak, gelinin kına yakılan eline bağlanır. Kına yakılırken gelin ağlar. Ağlamazsa ayıplanır. Bu esnada; “Kalk gidelim, Kınayı yak gidelim, Gözzelden doymak olmaz, Yüzüne bak gidelim” gibi maniler okunur. Kına yakarken, çocukların ellerinde tepsilere dikilmiş mumlar yakılır, gelinin başı üzerinde gezdirilir. Bu esnada hep birlikte türküler söylenir. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 75
74-75-76-77-KULTUR -DUGUN.QXD:Layout 1
3/4/17
8:06 PM
Page 3
Avrat (Kadın) Düğünü
Düğün yapılmadan bir gece önce erkekler de kendi aralarında, bilhassa damadın arkadaşları ve yakınları toplanarak eğlenirler, bu geceye “Asbap gecesi” denir. Bu gecede damada elbisesi giydirilir. Asbap geceleri Şanlıurfa’nın en güzel müziklerinin icra edildiği gecelerdir. Çeşitli gruplar, sazları ile birlikte geceye katılıp türküler ve hoyratlar okurlar. Gece geç saatlere kadar eğlenilir. Çiğköfte ve kadayıf gibi tatlılar, yemekler yenilerek gece bitirilir.
Düğünler; erkek ve kadınlar için ayrı olarak yapılır. Kadınlar için yapılan düğüne "Avrat düğünü" denir. Kız ve erkek tarafının kadınları katılır ve birlikte eğlenirler. Şanlıurfa ilçe ve köylerimizde yapılan düğünlerle, şehir merkezinde yapılan düğünler arasında farlılıklar vardır. Biz burada şehir merkezinde yapılan düğünlerden bahsedeceğiz. Kadınların düğünü birkaç gün önceden yakın komşu ve akrabalara duyurulur. Bu duyuru indekçiler (kadın işçi) vasıtasıyla yaptırılır. Düğüne çağırılan, indekçiye bahşiş verilir. Kadınlar düğüne en güzel ve alımlı kıyafetlerinin ve Bilezik, ahıtma, gerdanlık, beşibirlik, kelep gibi en pahalı takılarını takarak gelirler. Takılar ve elbiseler için düğünler adeta bir gösteriş yeridir. Eskiden kadınlar düğününde çalgı çalan kişiler genellikle âmâ kişilerdi. Eğer gözü gören çalgıcılar tutulmuşsa çalgıcıların önüne perde çekilirdi. Düğünler geniş avlulu evlerde yapılırdı. Şimdi bu adet devam etse de çoğunlukla kadın düğünleri düğün salonlarında yapılmaktadır. Düğün salonlarında yapılan kadın düğünlerinde orkestra veya ince saz denilen keman cümbüş gibi sazlar çalınır. Son zamanlarda çalgıcılara perde çekme âdeti kalkmıştır.
Erkek Düğünü
Nişan-Nikâh
Erkek düğünleri halk oyunlarımızın yaşatıldığı en güzel ortamlardır. Köylerimizde yapılan düğünlerle şehirde yapılan düğünler arasında farlılıklar vardır fakat biz burada köy düğünlerinden çok şehirlerde yapılan düğünlerden bahsedeceğiz. Erkek düğünü bambaşka bir coşkuyla kutlanır. Düğünden birkaç gün önce dostlara ve akrabalara düğün günü haber verilir. Düğün geniş ve düzgün hayatlı (avlulu) evlerde yapılır. Düğün sahibinin evi müsait değilse bir tanıdığın evinde yapılır. Düğüne akraba ve tanıdıklardan başka maharetli oyuncular bilhassa çağrılır. Bu kişilerin gelmediği düğünler sönük geçer. Mahalli kıyafetler olan; gabardin şalvar, kırk düğme yelek ve kırmızı postal giymiş bu meşhur oyuncular, düğün evine girince veya oyuna kalkınca damlardan erkek düğününü seyreden kadınlar zılgıt çalar. Düğün sahibi meşhur oyuncuları ve hatırlı kişileri başköşeye oturtur. Düğün biraz ilerleyince, daha önceden hazırlanan mendiller oyunculara verilir ve biraz da ısrarla oyuncular oyuna kaldırılır. Oyuncular, davul zurna eşliğinde dörtlü değnek, daha sonrada mahalli oyunlardan Düz, İki ayak, Derik, Abravi gibi halay çeşidi oyunları oynarlar.
Evlenmeleri uygun görülen gençler için yapılan törenlerden biri de nişandır. Yalnız Şanlıurfa’da yapılan nişanların tipik özellikleri vardır. Görücü usulü ile evlenmelerde nişan törenleri kız evinde, kız için oğlan evinde ayrı ayrı yapılır. Nişanlılık dönemi çoğu zaman uzun sürer, bu süre içerisinde bayram olursa nişanlı oğlan nişanlısına, üzeri süslenmiş koç gönderir. Yine nişanlılık yaz aylarına rastlarsa sırğa* ile has** üzerine de çeşitli hediyeler konularak kız evine gönderilir. Kız evine gelen bu haslar konu komşuya dağıtılır. Nişan töreni sırasında kız evi ve oğlan evinde çeşitli oyunlar oynanır yemekler yenir. Nişan müddeti içerisinde nikâh günü kararlaştırılır ve eş, dost ve akrabalara haber verilir. Dini nikâh kız evinde veya büyük bir salon kiralanarak yapılır. Resmi nikâh ise bütün yörelerde olduğu gibidir. Dini nikâha kız ve oğlan gelmez vekâlet verdikleri kişiler vasıtasıyla nikâh kıyılır. Resmi nikâh ile dini nikâh, aynı anda da yapılabilmektedir. * Sırğa: Hayvanların üzerine eşya taşımak üzere konulan büyük heybe **Has: Marul
Asbap gecesi
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 76
74-75-76-77-KULTUR -DUGUN.QXD:Layout 1
3/4/17
8:06 PM
Page 4
Kız İsteme ve Sakal Öpümü Erkek tarafı, oğullarının evlenme yaşına geldiğini sezdiklerinde veya oğlanın isteği yahut çevrenin baskısıyla kız aramaya başlarlar. Önce ailedeki kızlara bakılır, daha sonra mahalleye, buralarda bulunmazsa dostların tavsiyesine göre başka mahallelere bakılır. Bakılan kız komşulardan sorulur, ailesi araştırılır. Kızın çok özel bir durumu yoksa genellikle sorulan kız için kimse kötüdür demez. Hiçbir komşu, komşu kızının kısmetine mani olmak istemez. Oğlan, annesi ve yakınları kız evine haber vermeden giderler. Kızın boyuna, yürüyüşüne bakarlar. Ayrıca ev sahibine sezdirmeden pencere kenarlarına, halının altına, kapı üstlerine kir olup olmadığına bakarlar. Kirliyse kız için iyi puan değildir. Kız beğenilirse “Allah’ın emri Peygamberin kavliyle” istenir. Kız tarafı uygun görürse, oğlan tarafına ziynet ve diğer isteklerini içeren bir kâğıt gönderir. Buna “Kesim kâğıdı” denir. Bu kâğıdı getirene bahşiş verilir. Oğlan tarafı ya tamamını kabul ettiğini veya kendi önerilerini bildirir. İki taraf ta anlaşırsa, oğlan tarafı kız evine bir ziyarette bulunur ve kızlarını verdikleri için teşekkür eder. Buna yöremizde "sakal öpümü" veya "teşekkür" ziyareti denir. Bu ziyaret esnasında oğlan evi ailesi ile kız evi ailesi birbirleri ile tanışmış olurlar. Kız evi sakal öpümüne gelen misafirlere çiğköfte, tatlı, meyve gibi ikramlarda bulunur.
Evlenmeye Hazırlık Şanlıurfalı genç kızlar geleneksel olarak 16-20, erkekler ise 18-25 yaşları arasında evlenirler. Ama son zamanlarda gerek kızlardan, gerekse erkeklerden okula gidenlerde daha yüksek yaşta evlendikleri görülmektedir. Eskiden bilhassa okul okumayan genç kız 20 sini geçince evde kalmış gözüyle bakılırdı. Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı Şanlıurfalı ailelerde görücü usulü ile evlilik yapılır. Kız ve erkek birbirlerini görmeden evlenirler, fakat bazı aileler gerek kız tarafı, gerekse oğlan tarafı gençlerin birbirlerini görmelerine müsaade ederdi. Eskiden yabancılara kız vermezlerdi, dışarıdan da kız almazlardı. Bu adet son zamanlarda gurbete kız vermeme şeklinde sürmektedir. Şanlıurfa’da daha çok akraba evlilikleri yapılır. Zaten köklü aileleri araştırdığımızda birbirleri arasında ya anadan, ya babadan taraf mutlaka bir akrabalık bağı çıkar. Köylerimizde; iki erkekle iki kız kardeşin birbirleriyle değiştirilmesi suretiyle “Berdel” diye tabir edilen evlenme türüne de rastlanır. Kaynak: İl Kültür Müdürlüğü ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 77
78-79-80-COCUK.QXD:Layout 1
3/4/17
7:30 PM
Page 1
YAŞAM
Çocuğumu
kime emanet edeceğim?
Çalışma hayatına dönmek isteyen ya da buna zorunlu olan anne için en önemli konu bakıcı ya da bebeği kime emanet edeceği sorusudur. Sırf bu bile anneler için yeterince zorken bu konu beraberinde; doğru bakıcıyı seçmek, çocuğun anneden çok bakıcıya bağlanması korkusu, bakıcı ya da aile büyüklerinin çocuğun gelişimini nasıl etkileyeciği gibi binlerce soruyu akıllara getirir. Kreş ve yuva da akla gelen bir diğer çözümdür. Ancak tum bu çözümler beraberinde pek çok soruyu yaşama geçirir. oğum sonrası izin süresi annenin kendini toparlaması için yeterli olmadığı gibi, kadının annelik rolünü benimsemesi ve anneliğin zevkine varabilmesi için yeterli değildir. Çocuğun ilk aylarda gerek biyolojik, gerek psikolojik açıdan annesine duyduğu ihtiyaç büyüktür. Çocuğun anne sütü ile beslenmesi, sağlığı açısından ne kadar önemliyse,
duygusal gelişimi de o kadar önemlidir. Ünlü uzman Bowlby’nin dediği gibi; “yaşamın ilk yıllarında çocuğun beden gelişimi için vitamin ve protein ne kadar gerekli ise, bedensel, zihinsel ve duygusal gelişimi için anne sevgisi de o kadar gereklidir.” Bebeğin hem anne sütüyle düzenli olarak beslenebilmesi, hem de fiziksel olarak biraz kendini toparlayıp, en ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 78
azından başını tutabilecek duruma gelmesi için ilk üç ay anneyle birlikte olması önemlidir. İşte bu süreden sonra çalışmaya başlayacak annenin çocuğunu başkasına “emanet etme” zorunluluğu doğar ve aile önemli bir sorunla karşı karşıya kalır. Bebeğe kim bakacak? Bebek nerede ve nasıl bakılacak?
78-79-80-COCUK.QXD:Layout 1
3/4/17
7:30 PM
Page 2
BÜYÜKANNELER Bebeği bir başkasına emanet etme zorunluluğu karşısında akla gelebilecek ilk seçenek elbette büyükannelerdir. Özellikle bizimki gibi aile bağları kuvvetli toplumlarda anneanne ya da babaanne en güvenilir “emanetçi” olarak düşünülür. Bebeğe aile büyükleri bakacaksa bunlara dikkat: Bebeğin bakımının aile büyükleri ya da yakın akrabalar tarafından dönüşümlü olarak (örneğin birer hafta birer ay) paylaşılması sağlıklı bir çözüm değildir. Özellikle ilk yıl, çocuğun kişiliğinde güven duygusunun gelişmesi için anne ile birlikte, çocuğun bakımını üstlenen kişinin “sürekli” olması gerekir. Bebeğe bakan kişinin davranış biçimi açısından mümkün olduğu kadar anneye benzemesi tercih edilen bir durumdur. Çocuğunun bakımının ilk 1-1,5 yıl kendi evinde olması daha uygundur. Bebeğin bulunduğu mekanı sahiplenmesi, aynı ortamda kendini güvende hissetmesi açısından önemlidir. Büyükannenin bebek sahibi olan çiftin yanında yatılı kalması (hayatta ise büyükbaba da beraberinde) çalışan annenin işini fazlasıyla kolaylaştırabilir. Ancak bu durum, annenin sorumluluk duygusunu azaltırken, çocuk üzerindeki etkisini de kaybetmesine neden olabilir. Bebek eğer büyükannenin evinde bakılacaksa, çocuğun o evde bakıldığı ortamı “sabitlemek” gerekiyor. Çocuğun sevdiği bazı eşyalar ve oyuncakların onunla birlikte taşınması, onun “süreklilik” duygusunu yaşayarak kendini güvende hissetme
gereksinimini karşılaması açısından önemlidir Sıklıkla yapılan yanlışlardan biri de, annenin çocuğunu sadece hafta sonları görmesi, geri kalan 5 geceyi çocuğun büyükanne yanında geçirmesidir Bebeğin özellikle bir yaşını dolduruncaya dek anneden ayrı olarak bir başka evde sahiplenilmesi ve gece yatıya bırakılması pek sağlıklı değildir. Bebeğin anne ile ilişkileri ve güven duygusunu zedeleyebilir Diğer bir yanlışta, çocuğun sürekli bakıcı değiştirmesi ya da büyükanne, hala ve teyze gibi farklı kişilerin yanında büyütülmesidir. Bazı hallerde de büyükanne ile annenin eğitim ve disiplin konusunda aynı görüşü paylaşmadıkları görülür. Bu hallerde, ya iki kuşak arasında çatışma olur; çocuk da bundan ustaca yararlanır, kime nazı geçiyorsa ona sığınır, ya da anne bulduğu çözümü kaybetmemek için, uygun bulmadığı bir eğitim biçimine boyun
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 79
eğmek zorunda kalır. Çocuğu büyükanneye emanet etmenin dezavantajlarından biri de, büyükannenin geliniyle ya da damadıyla yaşayacağı çatışmaları direkt olarak çocuğa yansıtma olasılığıdır. Bu durumda, genellikle, çocuk ortada kalır ya da sağlıksız bir etki altında büyür. Büyükannenin bakımındaki çocuk, özellikle ilk yaşlarda bir tür “aynalama” süreci yaşadığı için onun konuşma biçimini, aksanını, kullandığı terimleri ya da tepki biçimini anında öğrenip yansıtması çok doğaldır. Anne baba genellikle bu durumdan kaygı duyabilirler. Ancak bu gibi etkilenmeler ana okulu ya da ilköğretime başlayınca kolaylıkla düzeltilebilir.
KREŞ VE YUVALAR Çocuk bakımında çalışan annelerin düşünebileceği bir başka seçenek de 2 yaşından küçük çocukların bakımını üstlenen kreşler ile 2-4 yaş arası çocuklar için yuvalardır. Yuva ya da anaokulunun seçimi son derece önemlidir. Bu seçimin çocukla birlikte gerçekleştirilmesi, ön görüşmelere çocukla gidilip, gözlem yapılması önerilir. Elbette çocuğun yuvaya ya da anaokuluna bırakılmaya hazır olup olmadığı çok önemlidir. Bu yüzden bir çocuğun yuvaya verilmeden önce günde 1-2 saat için bile olsa kendisini bakım veren kişiden ayrı kalmaya alışmış olması gereklidir. Ayrıca çocuğun yaşıtlarıyla iletişim kurabilme yeteneğinin de gelişmiş olması gereklidir. Bu açılardan hazır olan çocuk için evden yuvaya geçiş çok daha rahat olur.
78-79-80-COCUK.QXD:Layout 1
3/4/17
7:30 PM
Page 3
Bakıcı konusunda yapılan yanlışlar
BAKICI Annenin bebeğinin bakımı için başvurabileceği ikinci çözümse, güvenilir bir bakıcı bulmaktır. Anne babalar çocuğun birlikte olacağı bakıcıyı yeterince tanımaya çalışmalıdır. Öncelikle iyi bir referansa sahip olup olmadığına bakmak gereklidir. Ayrıca işin eğitimini almış bir bakıcıyı tercih etmek çok daha sağlıklı olacaktır. İşte bakıcı arayışında gözardı edilemeyecek bazı noktalar: Çocuğa bakacak dadının, mümkünse, kendisinin de anne olması tercih edilir. Evli olup, bir aile hayatı sürdüren bakıcının düzenli yaşama alışkanlıklarına sahip olması ona olan güveni artıracak nedenlerden biridir.
Bir bakıcıda aranması gereken en önemli niteliklerden bazıları; temiz, düzenli, güler yüzlü ve sorumluluk sahibi olmasıdır. Bir dadıya güvenebilmek ve emin olarak ona çocuğu emanet edebilmek için ilk görüşmeyi onun evinde yapmak ve onu kendi ev ortamında görmek anneye bir fikir verebilir. Bakıcıyla beraber çalışmaya karar vermeden önce en az iki hafta (tercihen bir ay) kadar bir süre boyunca ona çocuğun bakımında refakat edip, davranışlarını gözlemlemek yerinde bir uygulama olur. Daha sonra anne tekrar çalışmaya başladığında çocuğun davranışlarını iyi gözlenmeli ve bakıcı ile çocuk arasındaki etkileşimin yolunda gidip gitmediğine ilişkin ipuçları değerlendirilmelidir. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 80
Sık sık bakıcı değiştirmek yapılan en büyük hatadır. Üstelik bakıcı değiştirme işlemi, annenin bebeğinin bakıcısına bağlandığını hissettiği ve buna engel olmak için yapılıyor ise, sonuçları çok daha vahim olur. Çünkü bebeğin bağlanma mekanizmaları koparılmış olur ve bebek depresyona girer. Bakıcılar bebeğe sıcak davranamıyorlar ya da bağlanma geliştirecekleri yeterli sürede bebekle birlikte kalamadan ayrılıyorsalar; bebekte besleyene bağlanma mekanizmaları gelişemediğinden bebek kendini emin zeminde hissedemeyecektir. Çocuğa aynı anda birden fazla kişinin bakıyor olması da bebek bakımında başvurulan, fakat sakıncalı bir yaklaşımdır. Çalışan anne, çocuğunu bir bakıcıya bırakmaktansa anne ve kayınvalidesinden ya da diğer yakınlarından dönüşümlü bakım talep eder. Bu sakıncalıdır, çünkü; beyinde yüz kayıtları önemlidir. Annenin yüzü beynin bir alanına, yakın çevredekilerin yüzü başka bir alanına ve yabancıların yüzleri yine başka bir beyin alanına kaydolur. Dahası, ağız, göz, kulak gibi ayrıntılar yine anne, yakınlar ve yabancılar için ayrı ayrı beyin alanlarına, en önemlisi olan mimikler yine aynı kategorilerle başka alanlara kaydolurlar. Annenin, yani bebeği besleyenin yüz kayıtlarının diğerlerinden ayrı ve özellikli kodlanıyor olmasının nedeni, bebeği onu besleyene yönelmesini garanti etmek içindir. Buradan bebeğin bakımını yapanın tek olmasının gereği açıktır. Yani bebek tek elden bakılmalı, dönüşümlü bakıcı sisteminden uzak durulmalıdır. Annelerin bebeklerini teslim ederken sık olarak başvurdukları bir diğer yöntem de, bebeği bir aile yakınının gözetiminde bir bakıcıya teslim etmektir. Burada dikkat edilmesi gereken ise, bebeğin temel ihtiyaçlarını hep aynı kişinin yapıyor olması, diğerinin ise temel ihtiyaçları karşılayana yardımcı olmasıdır. Yani, eğer bebeğe bakan aile yakını onun altını alabilecek, besleyecek ve uyutabilecek güçte ise bu ihtiyaçları bizzat kendisi üstlenmeli, bakıcı ona diğer işlerde yardımcı olmalıdır.
81-FAL.QXD:Layout 1
3/4/17
7:31 PM
Page 1
FAL
AYIN BURCU İKİZLER
ASTROLOJİ Koç Gelişmelere göre bazı fikirlerde yön değişiklikleri görülebilir. Ortaya çıkan haberlere göre bazı görüşler yeniden biçimlenebilir veya gerçekçi olmayan yaklaşımlar hedef değişikliklerine neden olabilir. Beklenmedik açıklamalar, ani olaylar veya sert çıkışlar gündeme gelebilir.
Aslan Çok sıkı aile bağlarınız var. Bu ilişkileri biraz daha verici olarak götürmek istiyorsunuz. Hayatınızı yeniden şekillendirmeniz için doğan bir fırsatı tutucu davranıp göz ardı ediyorsunuz. Bu fırsatı değerlendirmeniz için size yapılan baskılar var. Onları dikkate almanızda yarar var. Geçmişte yaşadığınız böyle bir denemenin üzerinizdeki olumsuz etkileri sizi cesaretsizleştiriyor.
Yay Partneriniz bazı kararları almak için acele ediyor. Onun ısrarlarına direnmeye çalışmayın. Birbirinizi biraz daha yakından tanımaya ihtiyacınız olabilir. Gelişigüzel teşebbüsler, düşünce ve davranışlardan sonra pişmanlık duymak istemiyorsanız, şimdiden tedbirinizi almalısınız.
İkizler Burcu kadar ilginç ve karmaşık başka bir burç yoktur. Çünkü bu burçta doğanlar, termometredeki civa gibi bir yükselir, bir alçalırlar; hava kadar değişebilirler. Normal bir İkizler burcu mensubu, ileri geri, sağa sola ve aşağı, yukarı aynı kolaylıkla hareket edebilir. Her şeye yatkındırlar, değişkendirler, anlayışlıdırlar, hayâl gücü ve sezme yetenekleri vardır. Zeki ise, aynı amaca ulaşan iki faaliyet gösterir.
Boğa
İkizler Vergi, kredi gibi bir ödemeniz veya bu amaçlı bir başvurunuz varsa eğer, önceden hesaplamadığınız bazı detaylarla uğraşmanız gerekebilir. Sizden yana gibi görünen kişilerin gerçek anlamda bir desteği olmayacak. Yani lafta olan lafta kalacak. Kontrolü elden bırakmayın.
Çok fazla hoşgörülü davrandığınız bir arkadaş ilişkinizde, arkadaşınızın zaaflarının artmasına neden oluyorsunuz. Siz de bunun farkında olmanıza karşın onu üzmemek için taviz veriyorsunuz. Aile ilişkilerinizi sıcaklaştırmak için küçük bir projeniz var. Aileniz buna çok memnun olacak.
Başak
Terazi İş ortamındaki gelişmelere ve değişikliklere zaman ayırmanız gerekiyor. Yeni bir düzen kurmak için ofis ortamında yenilenmelere ayak uydurmalısınız. Daha fazla fedakarlık yapmanız ve hızlı hareket etmeniz gerekecek. Kendinizi yıpratmamaya bakın. Zira altınızda çalışan kişilerle yaşayacağınız sorunlar size beklemediğiniz engeller çıkarabilir.
Özel hayatınızdaki sıkıntılardan şikâyetçisiniz.Çünkü bunlar size çok büyükbir sorunmuş gibi geliyor. İşinizeverdiğiniz önem, kimi zaman kararlarınızıuygulamanızı erteliyor. Mesleğinizin bu kadarkıymetli olması tabii ki çok güzel. Ama hayatınızındiğer alanlarına etki etmesine izin vermeyin.
Kova
Oğlak
Birtakım planlarınızı bekletmek ve istediğiniz gibi sürdürmekte zorlanacaksınız. Bazı çözülmeler ve kararsızlıklar sizi bocalamaya itebilir. Hakim olamayacağınız olaylar karşısında sakin kalmalı ve sabır göstermelisiniz. Kendi kendinize kalmak ve geçmişi sorgulamak belki doğru olabilir fakat, gereksiz kuruntulardan özellikle kaçınmalı ve işlerinizle ilgilenmelisiniz.
Aile ilişkilerinin her zamankinden uyumlu olacağı bir gündesiniz. Varsa sorunları çözmek için gayet elverişli. Herkes hoşgörülü ve fedakâr davranacaktır. Şifa bulmak adına, doktor kontrolü ve tedavi başlangıcı için de iyi bir gün. Huzurlu ortamı bozacak çekişmelere girmeyin.
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 81
Yengeç Son derece tempolu olacak ve günlük işlerin organize edilmesi gereken şartları aşmaya çalışacaksınız. Ofis ortamınızda düzen gerektiren konular oldukça oyalayıcı olabilir. Eksiklerinizi tamamlamak ve yeni beceriler edinmek için daha fazla çaba göstermeniz gerekli. Sizi aşabilecek konuların üstesinden yardımlaşarak gelmeye çalışırken, sağlığınızı korumalısınız.
Akrep İyi ilişkiler içindesiniz. Doyumlu birliktelikler ve yararlı dayanışmalar size zengin bir sosyal yaşam sunuyor. Bu sıralar alacağınız bazı davetlerde, ilginç bulacağınız kişilerle yeni başlangıçlara adım atabilirsiniz. Yakın geçmişte bir konuyla ilgili olarak gözden kaçırdığınız ayrıntılar, bugün dikkat gerektiren görüşmelerde ortaya çıkabilir.
Balık Maddi konularda çok şanslı bir gündesiniz ve aileniz size büyük maddi destek sağlıyor. Onun sayesinde çok rahat bir yaşantınız oldu fakat bu durumun bir yere kadar süreceğini de bilmelisiniz. Hareket isteğiniz uluslararası çalışmalara ağırlık vermenize neden olabilir. Yeni fırsatlar yakalayabilirsiniz.
82-83-84-85-CIKOLATA.QXD:Layout 1
3/4/17
7:31 PM
Page 1
AKTÜEL
ÇİKOLATA TUTKUSU ve KISA TARİHİ HER NE KADAR ÇİKOLATAYA BİR ZAMANLAR İHTİYAÇ DUYMASAK DA AMERİKA’NIN KEŞFİ SONRASINDA HAYATLARIMIZA GİRİNCE, ÇOK SEVDİK. BU HARİKULADE ARMAĞANIN, TARİHTEKİ SERÜVENİNE GÖZ ATMAYA NE DERSİNİZ? ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 82
82-83-84-85-CIKOLATA.QXD:Layout 1
3/4/17
7:31 PM
Page 2
Çikolatanın yüksek besleyici değeri ve uyarıcı özelliği göz önüne alındığında, neden “tanrıların yiyeceği” adını aldığını anlamak zor değil. Hem içecek, hem yiyecek olarak tüketilebilen bu sıra dışı gıdanın değerini ilk anlayanlar, tabii ki Latin Amerika ormanlarındaki maymunlardı. Onlardan, kakao çekirdeklerinin yenilebilir olduğunu görenler ise Mayalar oldu. M.S. 300-900 yılları arasında Orta Amerika’da (yani bugünkü Meksika’da) altın çağını yaşayan ve piramit şeklinde sayısız tapınak inşa eden, çok karmaşık bir yazı sistemine ve 21. yüzyılda sona eren bir takvime sahip Mayalar, kakaonun değerini gerçek anlamda ilk keşfedenler oldular. Tazeleyici ve enerji verici özelliğinden dolayı kakao, toplumlarının ve törenlerinin ayrılmaz bir parçası oldu; hatta kutsal kitaplarındaki yaratılış efsanesinde de İncil’deki elma ağacının yerine, bir kakao ağacı vardı.
KIRMIZI BİBERLİ SICAK ÇİKOLATA Meksika topraklarında yaşamış Maya ve Aztek uygarlıkları zamanında çikolata sıcak olarak ve içine kırmızıbiber gibi çeşitli baharatlar eklenerek tüketilirdi. İşte Orta Amerika usulü çikolataya modern bir yorum: Sos tavasına sütü dökün ve içine bir adet taze, acı Meksika biberi atın. Yavaşça sütü kaynama noktasına getirdikten sonra hemen ateşten alın ve 10-15 dakika dinlenmeye bırakarak, biber aromasının süte nüfuz etmesini bekleyin. Biberi sütten çıkarıp tekrar ateş üzerine yerleştirin; içine kakao oranı yüzde 69-70 olan tatlı çikolata parçaların atın ve tamamıyla eriyinceye kadar yavaş yavaş karıştırmaya devam edin. Bolca süt köpüğüyle, içine muskat (hintcevizi) rendeleyerek servis edin. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 83
82-83-84-85-CIKOLATA.QXD:Layout 1
3/4/17
Tabii ki onlar bizim gibi çikolatayı kalıp halinde, ısırarak tüketemiyorlardı. Kakao çekirdekleri öğütülerek önce bir tür macun kıvamına getiriliyor; ardından içine baharatlar, acıbiber ve su katılarak, sıcak ve soğuk tüketilen bir tür içeceğe dönüştürülüyordu. Bazen de kakao çekirdekleri mısırla karıştırılarak lapa kıvamında bir yemek yapılıyordu. M.S. 14.-16. yüzyıllar arasında yaklaşık olarak aynı bölgelerde 15 milyonluk bir imparatorluk kuran Aztekler de bu geleneği sürdürdüler. Hayli aristokratik bir toplum olan Aztekler’de çikolata zengin soyluların yiyeceği idi. Hatta kakao çekirdeği öylesine değerliydi ki bir bölümünden soylulara içecek yapılır; kalanı ise kurutularak para olarak kullanılırdı. Bu gelenek, Orta Amerika’da 1850’lere dek devam
7:32 PM
Page 3
edecekti. Aztek aristokratları çok fazla miktarda çikolata tüketirdi; Montezuma adlı krallarının, günde 50 bardak içtiği söylenir. İspanyolların kıtaya gelişine dek, Aztekler çikolatayı soğuk ve bol köpüklü, acımsı bir sıvı olarak tükettiler. Onlarda, çikolatayı bir kaptan diğerine yüksekten dökerek köpürtme işlemi bazen saatler sürerdi. Bu içeceğe şeker eklemeyi akıl eden ve yeni buluşlarını Avrupa saraylarıyla tanıştıranlar ise İspanyollar oldu. Avrupa’da da uzun süre içecek olarak tüketilen çikolatanın tarihindeki asıl sıçrama, Hollandalı bir kimyager sayesinde
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 84
82-83-84-85-CIKOLATA.QXD:Layout 1
3/4/17
oldu. Çikolata içeceğini yaparken en temel sorunlardan biri, kaynatırken kakao çekirdeklerinin içindeki kakao yağının ayrılıp yüzeyde toplanmasıydı. Bu yağı ya zorla bir kenara ayırmak, ya da buharlaştırmak gerekiyordu. 1815’te Hollandalı kimyager Conrad Van Houten, çekirdekteki kakao yağını çikolata liköründen ayrıştırmanın ve sonra bu likörü besin değerini kaybetmeden kakao tozuna dönüştürmenin bir yolunu buldu. Bununla da kalmayarak, suyla daha iyi karışması için bu tozun içine alkali ekledi. Buda kakao tozunun renginin koyulaşmasına, fakat tadının daha arzu edilen şekilde hafiflemesine neden oldu. Artık kakao tozu, uzun karıştırma ve köpürtme işlemlerine gerek kalmadan suyla daha rahat karışabiliyordu. Kutulanıp kolayca taşınabiliyor, alınıp satılabiliyordu. Bu da çikolatanın artık daha geniş kitleler tarafından kullanılması demekti. 1847’de Joseph Fry, kakao tozu ile kakao yağını yeniden birleştirip içine şeker katarak kremsi bir karışım elde etmeyi ve bunu kalıplara dökmeyi akıl etti. Böylece artık kakao katı bir yiyecek olarak; yani bildiğimiz çikolataya en yakın şekilde tüketilmeye başlandı. Philippe Suchard ve Rudolphe Lindt gibi İsviçreli bir dizi çikolata yapımcısı ise bu karıştırma sürecini daha mükemmel ve nihai ürünü daha da pürüzsüz hale getirdikleri için, çikolata İsviçre’nin simgelerinden biri oldu. Çikolatanın takip eden yıllardaki kullanım biçimlerinin ne kadar çeşitlendiğini biliyoruz. Günümüzde uzmanlar, kakao ağacını iklim değişikliğinden etkilenecek ve türü tehdit altına girecek ilk bitkilerden biri olarak gösteriyor. Yaşadığımız çağın refah toplumlarının müptelası olduğu bu yiyeceği, yüz yıl sonra belki sadece rüyamızda görecek olsak da çikolata tutkusundan vaz geçmeye şimdilik kimsenin niyeti yok!
7:32 PM
Page 4
RAKAMLARLA ÇİKOLATA
1
Aztekler zamanında kakao çekirdekleri para olarak da kullanıldı. 30 çekirdeğe 1 küçük tavşan, 3 çekirdeğe bir yumurta, 1 çekirdeğe 1 irice domates alınıyordu.
3
ŞANLIURFA
Bugün dünyada tüketilen çikolata için gerekli kakaonun yüzde 70’i Afrika’dan geliyor.
a
AKTÜEL 85
2 4
İngilizler’in Jamaika’da dünyaya gelen ilk nesil temsilcilerinden olan Albay Montague James, 104 yaşına kadar yaşamış ve hayatının son otuz yılında sadece kakao ve çikolata tüketmişti.
Çikolataki kafein miktarı, çay ve kahveye göre çok daha azdır: 28 gramlık bir çikolata barında, 5-6 mg kafein bulunur.
86-87-TEKNOLOJI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:32 PM
Page 1
TEKNOLOJİ Elektronik cihazlar kablosuz olarak şarj edilebilecek
Facebook üzerinden para transferi yapılacak Transferwis, Facebook Messenger üzerinden uluslararası para transferi hizmeti vermeye başlıyor. Para transferi yapan Facebook Messenger chatbot’unu tanıtan Transferwise, bu servisiyle bir ilki gerçekleştirme iddiasında. Transferwise chatbot’u, Facebook Messenger üzerinden kullanıcıların aile ve arkadaşlarına para göndermesini sağlıyor. Facebook’un Messenger üzerinden para transferi hizmetini bugüne kadar yalnızca ABD’de sunuyordu. Yeni girişim ile bu özellik ABD, Kanada, Avustralya, Britanya ve Avrupa’da kullanılabilecek. Söz konusu özelliğin Türkiye'ye gelip gelmeyeceği konusunda henüz resmi bir açıklama bulunmuyor.
ABD'de Walt Disney Şirketinin araştırma birimi Disney Research, bir oda içinde kablosuz elektrik aktarımı sağlayan ve bu sayede kullanıcıların elektrikli cihazlarını bir WiFi ağını kullanır gibi iletim kablosuna veya şarj yuvasına ihtiyaç duymadan şarj edebilmelerine yarayan teknoloji geliştirdi. Araştırmacılar, özel olarak inşa edilmiş 5 metrekarelik bir odanın içini, yakın alan durgun manyetik dalgalarla kaplayarak odadaki cep telefonu, vantilatör ve ışık aygıtlarının aynı anda şarj olmasını sağladı. Yeni yöntemin kablosuz elektrik aktarımını WiFi gibi pratik ve yaygın bir uygulama haline getirebileceğini vurgulayan Disney Research bilim şubesi baş araştırmacısı Alanson Sample, "Bu uygulama sayesinde ileride şarj etme veya pil değiştirme ihtiyacı duymayan robot ve benzeri küçük aygıtlar üretilebilir" dedi.
İşte 2017’de beklenen AKILLI TELEFONLAR Mitsubishi Electric 5 tenis kortundan büyük Full HD LED kuracak Mitsubishi Electric, Hong Kong'da beş tenis kortundan daha büyük bir Diamond Vision ekranı kuracak. Ekranın, Hong Kong'un en büyük ve en yüksek çözünürlüklü Full HD LED ekranı olması bekleniyor. Hong Kong'un en büyük alışveriş merkezi SOGO'nun dış cephesine kurulacak olan Diamond Vision, yaklaşık 19 metreye 72 metrelik ölçüleriyle beş tenis kortundan daha büyük olacak. Ekran, 6 dikey görüntüyü Full HD olarak (G 1.080 piksel x Y 1.920 piksel) gösterebilecek olmasıyla dikkati çekiyor.
Dünya genelinde geçtiğimiz yıl yaklaşık 1,5 milyar akıllı cep telefonu satışı gerçekleştirildi. Her yıl bir öncekine oranla daha fazla cihaz satmak için kıyasıya bir rekabetin içinde olan şirketler yeni modelleri ile 2017'ye damga vurmak için yoğun mesai harcıyor. İşte 2017'nin merakla beklenen cihazları ve muhtemel özellikleri; iPhone 8: 16 MP arka kamera, 8 MP ön kamera, 3 GB RAM, hızlı şarj özelliği, yüz tanıma teknolojisi. Galaxy S8: 5.8 inç ve 6.2 inç olmak üzere iki farklı seçenek, 6 GB RAM, 8 MP ön ve 16 MP arka
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 86
kamera, 4K ekran çözünürlüğü, 64 ve 128 GB hafıza. Asus Zenfone AR: 5.7 inç ekran, çizilmeye dirençli cam, 23 MP kamera, 8 GB RAM, 256 GB dahili depolama, Qualcomm Snapdragon 821 işlemci. OnePlus 4: 256 GB depolama alanı, 23 MP kamera, 8 GB RAM, Snapdragon 830 işlemci, OLED ekran. BlackBerry Mercury: 8 MP ön, 18 MP arka kamera, 3 GB RAM, Qualcomm Snapdragon 625 işlemci. HTC U Ultra: 5.7 inç ekran, 64 GB dahili depolama, QHD ekran çözünürlüğü, 4 GB RAM.
86-87-TEKNOLOJI.QXD:Layout 1
3/4/17
7:32 PM
Page 2
Legrand hareket sensörleri tasarruf sağlıyor
Gmail kullanıcıları hackerların hedefinde Hackerların Google'ın elektronik posta servisi Gmail'i hedef alan yeni bir e-dolandırıcılık saldırısı başlattığı ortaya çıktı. Söz konusu dolandırıcılık numarasını Wordfence CEO'su Mark Maunder açıkladı. Son zamanlarda pek çok kullanıcıya gönderildiği belirtilen bu e-postalara kullanıcıların şüphe duymayacağı resimler ekleniyor. Kullanıcının bu resmi ön görüntüleme seçeneğini devreye sokmak için resmin üzerine tıklamasıyla birlikte yeni bir sekme açılıyor ve bu sekmede kullanıcıdan yeniden giriş yapması isteniyor. İşin aslı söz konusu resimlerde kötü amaçlı yazılımlar saklanıyor. Yeni sekmede kullanıcı bilgilerini giren kişiler kendi elleri ile şifresini hackerlar ile paylaşmış oluyor.
Koridorlardan depolara, otoparklardan yaşam alanlarına kadar birçok yerde hayatı kolaylaştıran Legrand hareket sensörleri, eşsiz algılama teknolojisiyle hem yenilikçi çözümler sunuyor hem de enerji tasarrufu sağlıyor. Canlılar üzerindeki ışınları algılayan pasif kızılötesi hareket sensörleri, vücut ısısı ve hareket gibi kızılötesi enerji kaynaklarına reaksiyon vererek 4590 metrekare ve daha küçük alanları rahatlıkla aydınlatabiliyor.
İnternette güvenli alışverişin yolları Huawei P10 ve Plus baharda geliyor Huawei P10 için kullanıcıların beklediği müjdeli haber geldi. Huawei P10 ve Huawei P10 Plus modellerinin çıkış tarihi şirketin CEO'su Mr. Yu Chengdong tarafından açıklandı. Chengdong’un yaptığı paylaşıma göre, yeni cihazlar Mart veya Nisan ayında kullanıcılar ile buluşacak. P10 eğimli bir ekrana sahip olmayacak. Ancak Huawei P10 Plus'ın eğimli ekran seçeneği bulunacak. İddialara göre, Huawei P10 gücünü HiSilicon Kirin 960'tan alacak. 5.5 inçlik QHD ekrana sahip olacak cihazın 6GM RAM'e sahip olması bekleniyor.
İnternetten alışverişin tehlikeleri hemen herkesin malumu. Ancak bu tehlikelere rağmen internetten alışveriş de kaçınılmaz. İnternette güvenli alışverişin yolları var. E-ticaret sitesi incehesap.com'un İş Geliştirme Müdürü Nurettin Erzen tüketicilerin dikkat etmesi gereken noktaları açıkladı. İşte internette güvenli alışverişin yolu: Sitenin SSL sertifikası var mı mutlaka kontrol edin. SSL, verdiğiniz bilgilerin şifrelenmesini ve başkaları tarafından görülmesini engeller. Alışveriş yapacağınız sanal mağaza telefonunu, adresini, elektronik posta adresini ve adını tam olarak açık ve net bir vermeli.
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 87
Ortak kullanılan bilgisayarlarda bankacılık işlemleri ve online alışveriş yapmayın. Lisanslı bir anti-virüs güvenlik programı kullanın ve sürekli güncel tutun. Sanal kart oluşturarak güvenliğinizi artırın. Kredi kartı bilgilerinizin dışında, annenizin kızlık soyadı gibi bilgiler isteniyorsa işleme devam etmeyin. Alışverişlerde, kredi kartınızdan 3D güvenli ödeme yöntemi kullanın. İnstagram, facebook gibi sosyal medya sitelerinden satış yapan kişilere, eğer SSL sertifikalı başka bir siteleri yoksa kesinlikle güvenmeyin.
88-89-SPOR.QXD:Layout 1
3/4/17
7:33 PM
Page 1
SPOR
TÜRKLERİN
% 80‘İ
%
İŞİ KIRIP MAÇA
80
Spor karşılaşması için seyahat ediyor.
%
54
GİDİYOR Hotels.com’un yeni araştırmasına göre Türkler tuttukları takıma işlerinden daha fazla önem veriyor. Katılımcıların yüzde 80’i maça gitmek için işten kaytardığını söylüyor. Yurtdışında maç izlemek için en çok tercih ettiğimiz ülkelerse İspanya ve İngiltere...
Spor karşılaşması için Yurtdışına çıkmayı göze alıyor.
%
48
Maç izlemek için en iyi ülke Türkiye olarak görüyor.
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 88
88-89-SPOR.QXD:Layout 1
3/4/17
7:33 PM
Page 2
YÜZDE 40’I YILDA BİR VEYA İKİ KEZ SEYAHAT EDİYOR Araştırmaya katılan her 10 kişiden dördü, “Yılda bir veya iki kez maç izlemek için seyahat ediyoruz” diyor. Bu kişilerin yüzde 30’u otel rezervasyonlarını, önceki maçın skoruna bakarak son dakikaya bırakıyor.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18
Türklerin spora meraklı olduğu, spor müsabakalarını yerinde izlemekten keyif aldıkları malum… Peki ya maçlar şehir dışında veya başka bir ülkede olduğunda spor tutkunları nasıl bir tavır sergiliyor dersiniz? Mesela kaçı, spor karşılaşmalarını işlerine tercih ediyor? Veya maç için gittikleri yerde otel rezervasyonu yaparken nelere dikkat ediyorlar? Online seyahat sitesi Hotels.com™’un Spor Seyahatleri Puan Cetveli, Türk spor tutkunlarının seyahat alışkanlıklarına ışık tutuyor… İŞİN İÇİNE SPOR GİRİNCE SINIR TANIMIYORUZ Söz konusu araştırmaya göre, Türklerin yüzde 80’i spor karşılaşması için seyahat ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 54’ü, tuttukları takımın maçını izlemek için yurt dışına çıkmayı göze aldıklarını söylerken, yüzde 77’i ülke içinde seyahat etmekten geri durmadıklarını belirtiyor. Elbette futbol ve basketbol, Türklerin en çok ilgisini çeken spor dalları. Yüzde 88’lik bir kesim futbol, yüzde 47’lik bir kesimin ise basketbol maçı izlemek için yollara düşmekten imtina etmiyor.
135 99 97 72 56 50 45 38 32 31 30 28 25 22 21 16 16 11
Premier League LaLiga Serie A 1.Bundesliga Ligue 1 Liga NOS Süper Lig Premier Liga Eredivisie Jupiler Pro
İngiltere İspanya İtalya Almanya Fransa Portekiz Türkiye Rusya Hollanda Belçika
4.5 milyar 3.4 milyar 2.6 milyar 2.4 milyar 1.5 milyar 902 milyon 828 milyon 792 milyon 591 milyon 487 milyon
%
38
İLK TERCİH YİNE TÜRKİYE Peki Türklere göre hangi ülke spor karşılaşmalarını izlemek için en uygunu? Türklerin yüzde 48’i, maç izlemek için en güzel ülkenin Türkiye olduğunu düşünüyor; Türkiye’yi yüzde 9 ile İspanya ve yüzde 7 ile İngiltere takip ediyor.
a
AKTÜEL 89
Her zaman sporu işe tercih edenler.
Euro
Avrupa’nın en değerli 10 ligi
TAKIMIM İŞTEN DAHA ÖNEMLİ Hotels.com™’un Spor Seyahatleri Puan Cetveli’nin ortaya çıkardığı bir başka gerçek de, Türklerin tuttukları takıma işlerinden daha fazla önem veriyor olmaları. Katılımcıların yüzde 80’i, spor müsabakası izlemek için işten kaytardıklarını itiraf etti. Yüzde 38’i her zaman sporu işlerine tercih ettiklerini vurgularken, yüzde 42’si maça gitmek için en azından bir kez işi ‘kırmış’.
ŞANLIURFA
Fenerbahçe Galatasaray Beşiktaş Trabzonspor M. Başakşehir Bursaspor Osmanlıspor Kasımpaşa Antalyaspor Akhisar Konyaspor Gençlerbirliği Çaykur Rizespor K.Karabükspor Alanyaspor Gaziantepspor Kayserispor Adanaspor
Milyon Euro
Süper Lig’deki takımların değeri
90-91-92-93-KAHVE.QXD:Layout 1
3/4/17
7:34 PM
Page 1
KÜLTÜR
TÜRK KAHVESİ ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 90
90-91-92-93-KAHVE.QXD:Layout 1
3/4/17
7:34 PM
ünyada Türk adının sık sık geçtiği bir konu da kahvedir. Türk kahvesinin adını ve ününü duymayan azdır. Fakat gerçek tadını bilenlerin sayısının fazla olduğunu söylemek zordur. Kahve alışkanlığını Türklerden alan Avrupa ülkeleri sonradan kendi tarzlarını geliştirmişlerdir. Geleneksel Türk kahvesi hazırlanışı, pişirilmesi, sunulması, araç ve gereçleriyle ayrı bir kültürdür. Kahvenin Türkiye’den önce Arap yarımadasında, Mısır ve Hindistan’da yayıldığını biliyoruz. Zaten kelime olarak arapça “kahwa” dan geliyor. Bu sözcüğün de Habeşistan’da kahve üreten Kaffa yöresinden alındığı sanılıyor. Önceleri, dövülüp toz haline getiriliyor, böylece bir nevi ezmesi yapılarak ekmek üstüne sürülüp yeniyormuş. Kahvenin Türkiye’ye ilk kez, Hükm ve Şems isimli iki Suriyeli tarafından 1555’de getirildiği rivayet edilir. Diğer bazı kaynaklarda ise Kanunî Sultan Süleyman zamanında (1520-1566) Habeşistan Valisi Özdemir Paşa tarafından getirildiği kaydedilir. Tahtakale’de açılan ilk kahvehane yalnız halkın değil müderris ve kadı gibi okumuş kesimin de ilgisini çekmiştir. Ne olduğu tam olarak bilinmeyen bu yeni madde bir uyuşturucu muamelesi görmüş ve sözde kömürleşme derecesinde kavrulan herşeyin Müslümanlıkta haram sayılacağı bahanesiyle din
Page 2
GÜZEL KAHVE PİŞİRMEK İÇİN Her şeyden önce kahve için kullanılan su, klorsuz içme suyu olmalıdır. Kireçli bir su olursa, kahveniz tortulaşır ve acır. adamlarınca yasaklanmıştı. Bir rivayete göre bu dönemde kahve taşıyan gemiler dipleri delinerek batırılmıştı. Herşeye rağmen kahvenin sevilip yaygınlaşması önlenememiş ve Sultan III. Murat (1546-1595) zamanında İstanbul’da kahvehane sayısı 600’ü geçmişti. Kahvehaneler, manzaralı yerlere, köşk şeklinde inşa edilir, çoğu kez verandaları olurdu. İçlerinde yaşmaklı bir kahve ocağı, çepeçevre kerevetler ve bazen orta yerde bir havuz yer alırdı. Buralarda kahveden başka nargile ve çubuk servisi de yapılırdı. Eski kahvehaneler edebiyat, müzik faaliyetleri için klüp niteliğinde merkezler haline gelmişti. Bu yönleriyle Fransız kahvelerinin atası sayılırlar. Türk kahvesinin çekirdek durumundan pişirilme ve sunulma aşamasına kadar kullanılan araç ve
TÜRK KAHVESİ’NİN ÖZELLİKLERİ Yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta en uzun süre tadını devam ettiren kahve türüdür. Birkaç dakika şekli bozulmadan kalabilen bu leziz köpüğü sayesinde, uzun süre sıcak kalabilir. İnce kenarlı fincanda sunulduğu için, diğer kahve türlerine göre daha yavaş soğur ve böylece daha uzun süren bir kahve keyfi sunar. Yoğun şurupsu kıvamı ile ağızdaki lezzet tomurcuklarını aşırı uyararak hafızada yer eder. Diğer kahve türlerine göre, daha kıvamlı, yumuşak ve aromatiktir. Kendine özgü enfes kokusu ve özel köpüğü ile diğer kahvelerden kolaylıkla ayırt edilebilir. Kahve tutkunları tarafından, kaynatılarak içilebilen tek kahve
olarak kabul edilir. Kahve Falı ile geleceği anlatmak için kullanılan tek kahve türüdür. Eşsizdir çünkü kahvesi fincanın içindedir ancak telve olarak dibe çöktüğünden filtre edilmesine ve süzülmesine gerek kalmaz. Hazırlanırken şeker ilave edildiğinden diğer kahvelerde olduğu gibi sonradan tatlandırmaya gerek yoktur. Sağlıklıdır çünkü fincanın dibinde biriken telvesi içilmez. Sıklıkla içildiği halde, miktar olarak fazla olmadığından şişkinlik yapmaz. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 91
Cezveye kaç kişilik kahve yapıyorsak o miktara göre fincanla su koyun. Bir kişilik kahve için 1 fincan suya, 2 çay kaşığı kahve yeterlidir. Eğer kahvenizin az şekerli olmasını istiyorsanız 1, orta şekerli olmasını istiyorsanız 2, şekerli istiyorsanız 3 çay kaşığı şeker koyabilirsiniz. Cezve, ateşin üzerine yerleştirildikten sonra içindeki su karıştırılmaz. Fakat kaynamaya başladığı anda kaşıkla karıştırırsanız, kahvenin köpük yaptığını görürsünüz. Kenardaki köpükleri ortaya alıp, karıştırma işlemine son verin. Kahvenin taşmasına yakın, yani kahve cezve içinde yükselmeye başladığı anda, cezveyi indirip köpüğü fincanlara pay edin. Bu arada cezveyi hafifçe sallayıp telvenin çökmesini engelleyin. Geriye kalan kahveyi bir taşım daha kaynatıp fincanlara doldurabilirsiniz.
90-91-92-93-KAHVE.QXD:Layout 1
3/4/17
7:34 PM
gereçleri gerçek bir müze oluşturacak zenginliktedir. Bakır ve pirinçten yapılan su ibriği, cezve fincan zarfları ve pişmiş kahveyi taşımak için kullanılan kahve askılarının karakteristik özellikleri vardı. Bunlar bazen gümüş ve altından da olabiliyordu. Fincanlar tamamen Türk zevkine uygun biçim ve motiflerle gerek ülke içindeki İznik ve Kütahya atölyelerinde gerekse Avrupa’nın ünlü porselen merkezlerinde imal ediliyordu. Daha sonra bu takımlar Avrupa ülkeleri tarafından kendi piyasaları için de imal edilmiş ve “ala turque” diye isimlendirilmiştir. Soğutma kabı, muhafaza kutusu gibi bazı araç ve gereçler ise ağaçtan yapılmakta ve oymalarla dekore edilmekteydi. Bursa ve İstanbul’da yapılan nakışlı, yazılı ve ahşap aplikasyonlu kahve değirmenleri de ünlüdür. Tiryakiye yakışır bir kahve ağır ateşte 15-20 dakika pişirilmeli, cezve sık sık ateşe sürülüp geri
Page 3
çekilmelidir. Eskiden böyleydi. Her fincan kahve için bir kaşık kahve ve bir kaşık şeker günümüzde kural haline gelmiştir. Nasıl pişirilirse pişirilsin köpüksüz bir Türk kahvesi düşünülemez. Eski Türk kahvesi ise genellikle şekersiz olurdu. Bunun yerine kahve öncesinde veya sonrasında tatlı bir şey yemek veya içmek geleneği vardı. Tatlı olarak şerbet gibi içecekler ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 92
alındığı gibi reçel, şekerleme veya lokum da yenirdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun etkisindeki Yunanistan, Makedonya, Yugoslavya gibi yerlerde ve Türkiye’de kadınlar tarafından Türk kahvesi genellikle şekerli olarak alınırdı. Bu bakımdan sade, yandan çarklı, orta vBulletin. gibi isimlerle kırkı aşkın kahve pişirme şekli bulunmaktadır. Şayet kahvenin değişik ve güzel bir koku taşıması isteniyorsa fincanların dibine yerleştirilen bir mahfaza içine kokulu maddeden bir parça konulurdu. En çok yasemin, amber, karanfil ve kakula kullanılırdı. Türk kahvesinin sunuluşu gerçek bir geleneksel tören havasında olurdu. Bu tören çekirdek kahvenin kavrulmasından, pişirilip fincanlara konulması ve konuklara ikramına kadar uzun, seyirlik safhaları
90-91-92-93-KAHVE.QXD:Layout 1
3/4/17
7:34 PM
Page 4
TÜRK KAHVESİ’NİN ÇEŞİTLERİ NELER? SÜVARİ KAHVESİ İyi bir Türk Kahvesinde fincan yerine çay bardağının kullanılmasıdır. Özellikle Ege Bölgesi’nde yaygın olan bir kültürdür. Ege’deki Efeler nargilenin yanında mutlaka sade süvari kahve içer.
DEVEBATMAZ KAHVESİ Çok bol köpüklü kahvenin adı. Zarflı (kapaklı) fincanlarla sunulur.
OKKALI KAHVE Bol malzemeyle hazırlanmış kahvedir. Özellikle; yuvarlak gallavi fincanla sunulur.
YANDAN ÇARKLI KAHVESİ Sade hazırlanmış kahvenin yanında kesme şekerle birlikte sunulmuş halidir.
LAMBASIZ KAHVE Kahvehanelerde kahvenin karıştırıldığı kaşık, çoğunlukla dibinde soda olan bardakda saklanır. Bu, kahvenin bol köpüklü olmasını sağlar, bunu bilen bazı tiryakiler, kahve siparişlerini “lambasız” diye belirtirler.
ACI KAHVE Derin ve uzun cezvede saatlerce kaynatılan şekersiz yapılan mevlütler büyük cemiyetlerde yemeklerden sonra herkese kulpsuz fincanlarda ikram edilen kahve “acı kahve”dir.
OSMAN AĞA KAHVESİ Yeşil kahve, bir kahve tavasında kıvamında kavrulur. Değirmene soğutulduktan sonra yerleştirilir. Her değirmene 3-5 tane karanfil ve biraz da hindistan cevizi ilave edilerek çekilir.
kapsamaktadır. Gerçek Türk misafirperverliği ve konuğa olan sıcak saygının bir örneğini bu törenlerde izlemek olanağı vardır. Günümüzde kız istemeye gidildiğinde kahveyi evlenecek kızın taşıması ve onun taşımadaki ustalığı, ayrıca pişirdiği kahvenin lezzeti bu törenlerden kalan önemli bir gelenek olarak hâlâ sürdürülmektedir. Geçmişte Türkiye’yi ziyaret eden gezginler, diplomatik kişiliği olan büyük elçiler ve aileleri hatıralarında Türk kahvesinin bütün özelliklerinden ve bu törenlerden mutlaka söz etmişlerdir. Türk kahvesinin içiminden sonraki başka bir geleneği herkes bilir. Bu kahve falıdır. Kahve telvesinin fincan içinde ve fala bakmak üzere fincan çevrildiği için tabağında oluşturduğu çeşitli izler ve işaretler “uzmanları” tarafından yorumlanarak anlatılır. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 93
94-95-SAGLIK.QXD:Layout 1
3/4/17
7:35 PM
Page 1
SAĞLIK
Modern çağın hastalığı
METABOLİK SENDROM
Metabolik sendrom, sosyoekonomik şartların düzelmesi ile tüm dünyada artan ciddi bir sağlık problemidir. Artan sosyo ekonomik düzey, beraberinde hazır gıdaların tüketimini ve daha hareketsiz durağan yaşamı getirmiştir. Böylelikle bir dizi metabolik sorunun bir arada görülme sıklığı artmaya başlamıştır. Bu sorunlar şeker metabolizması, yağ metabolizması bozuklukları ve kan basıncındaki yükselme şeklinde olup “Metabolik Sendrom” olarak tanımlanır.
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 94
94-95-SAGLIK.QXD:Layout 1
3/4/17
7:35 PM
Page 2
Metabolik Sendrom kalp krizi geçirme ihtimalini arttıran bütün risk faktörlerini içeren bir hastalık YRD. DOÇENT. DR. grubudur. OSMAN CANTEKİN Metabolik Sendrom başlığı altında toplanan bu hastalıkların en önemli olanı şişmanlıktır. Tıpta obezite olarak adlandırılan şişmanlık, önüne geçilmez ise kalp krizi başta olmak üzere ölümcül hastalıklara neden olacak aşırı kilo fazlalığı demektir. Bu nedenle obeziteyi tedavi edilmesi gereken şişmanlık olarak tarif ediyoruz. Metabolik Sendrom’un en sık görülen özellikleri? Genç nüfusta çok daha sık görülen bu hastalık, ilerleyen yaşlarda etkisini daha net bir biçimde gösterebilmektedir. Zayıflayan bünye direncini kaybeder ve hastalıkla mücadele etmek daha da zorlaşabilir. Metabolik Sendrom hastalığına sahip kişilerde kalp damar tıkanıklığı ve kalp rahatsızlıklara normal bireylere göre çok daha sık görülebilmektedir. Şeker hastalığı ve yüksek tansiyon riski normal bireylere oranla 10 kat daha fazladır. Yazının başında da belirttiğim gibi bu hastalık farklı türde hastalıkları da beraberinde getirmektedir. Doğurganlık dönemindeki ve bu yaşlardaki kadınların hazır besinlerden uzak durması şiddetle tavsiye ediliyor. Etkileri ise; Adet düzensizliği, kısırlık, doğumda meydana gelebilecek sıkıntılar. Uyku sırasındaki solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına neden olan uyku apnesi, çağımızın en önemli rahatsızlıklarından biri. Uyku apnesi Metabolik Sendrom’a bağlı olarak gelişiyor. Bunun yanı sıra kalp, karaciğer ve böbreklere sıçrayabilecek olan birçok rahatsızlıkta Metabolik Sendrom’un olumsuz etkileridir. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırmalar son yıllarda gerçekleşen insan ölümlerinin kalp ve damar tıkanıklığından
1
2 3
4
5
meydana geldiğini gösteriyor. Hazır gıdaların ve sağlıksız besinlerin tüketimi bu ölümlerde en büyük paya sahip. Hastalığın tedavisi nasıldır? Metabolik Sendrom’a sahip bir hasta genel olarak obez hastalardır. İlk aşamada mutlaka bir dahiliye doktoruna gitmek gerekir. Dahiliye doktoru sizden genel kan tahlilleri isteyecektir. Bunlar arasında glukoz, insülin düzeyi, HOMA karaciğer fonksiyon testleri, böbrek fonksiyon testleri, troid testleri gibi testler vardır. Bu aşamadan sonra uzman bir diyetisyen eşliğinde diyet programı uygulanmalıdır ve sağlıklı bir şekilde zayıflama programı yürütülmelidir. İnsülin direnci diyet ile düşmez ise, insülin direnci düşüren ilaçlarla zayıflamaya katkıda bulunulur. Hastalığın başlıca tedavisi zayıflamak ve tüketilen gıdalara dikkat etmekten geçiyor. İlaç tedavisi bünyeye zarar verebilir bunun yanı sıra uyku düzeninizi bozabilir bu da kilo almanıza ve yaptığınız diyetin ters yönlü olarak etki etmesine neden olur. Uzman bir diyetisyen eşliğinde verilen programa uymak en iyi tedavi yöntemidir. ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 95
Metabolik sendromdan korunmak için beslenme Şerbetli tatlılar, beyaz ekmek, patates ve kek gibi şeker oranı yüksek besinler tüketilmemelidir. Unlu yiyecekler, yağ oranı yüksek süt ürünleri (süt, peynir, yoğurt gibi) ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır. Besinlerin pişirilirken bitkisel yağlar tercih edilmelidir. Aşırı tuz tüketiminden kaçınılmalıdır. Beyaz et, yağsız ya da yarım yağlı süt ürünleri, tam tahıllı ekmek, kuru baklagiller, lif yönünden zengin sebzeler ve taze meyve gibi yiyecekler tüketilmelidir. Gün içerisinde alınan sıvının miktarına ve türüne de dikkat edilmeli, asitli ve gazlı içecekler yerine bolca su içilmelidir. Bitki çayları tüketimi de oldukça faydalıdır ancak hastalar uzman bir hekim kontrolünde kendilerine uygun olan bitkisel ürünleri tüketmelidir.
96-97-OTOMOBIL.QXD:Layout 1
3/4/17
7:35 PM
Page 1
OTOMOBİL Honda Civic RS Türkiye yollarında
2016’nın en güzel konsept otomobili: Renault TREZOR Renault TREZOR, 32. Uluslararası Otomobil Festivali'nde "2016'nın En Güzel Konsept Otomobili Ödülü"nü kazandı. Renault TREZOR’un ön kısmında son derece iddialı C formunda far imzası bulunuyor. TREZOR’un iç tasarımı sürüş keyfine vurgu yapıyor. Aracın iç mekânında kokpit konseptine sahip büyük bir dokunmatik ekran yer alıyor. Bu kişiselleştirilebilir, internet bağlantılı ara yüz, ahşap ve deri olmak üzere prestijli malzemelerle çevrili. Trezor’da en dikkat çekici tasarım detayı araca erişim sağlayan kapıların açılış geometrisinde. İki kapı şeklinde tasarlanan sürücü sütununa erişim tavanın yukarı doğru kaldırılması ile sağlanıyor. Renault Tasarım Direktörü Laurens van den Acker, “TREZOR'un taşıdığı güçlü ve duygu dolu hatlar, gelecekteki modellerimize ilişkin tasarım ve teknoloji konusunda ipuçları veriyor” dedi.
Toyota Corolla 1 milyon sattı Toyota Corolla, 2016 yılında 150 ülkede satılan 3 bin 500'ün üzerinde model arasında zirvede yer aldı. Bu modeller arasında listede ilk sırayı 1 milyon 316 bin adet satışla Corolla aldı. Corolla gerçekleşen satış adetiyle tüm dünyada en yakın rakibini 320 binin üzerinde farkla geride bıraktı. Otomobil, Türkiye'de de aynı başarıyı göstererek 2016 yılındaki filo hariç perakende satışlarda tüm binek otomobiller arasında birinci sıraya yerleşti. Perakende olarak 22 bin 841, filo olarak 10 bin 383 adetlik satış rakamına ulaşan Corolla, toplamda 33 bin 224 adetle Toyota'nın Türkiye'deki satışlarının yarısından fazlasını oluşturdu.
Honda'nın Türkiye fabrikasında üretilen Civic RS, Türkiye yollarına çıktı. 1,5 litrelik turbo beslemeli VTEC motor, yerini adlığı 1,8 litrelik VTEC motora göre fabrika verilerine göre hem daha güçlü hem de daha fazla tork üretiyor. Maksiumum 182 HP gücü 5,500 d/dk veren otomobil, 220 Nm torku ise 1700 d/dk ile 5,500 d/dk aralığında veriyor. Ülkemizde yalnızca CVT otomatik şanzımanla sunulacak otomobilin fabrika verilerine göre ortalama yakıt tüketimi ise 5,8 lt/100 km. Otomobilin ön ve arka tampon tasarımı standart versiyondan farklılık gösterirken, daha sportif marşpiyeller ve 17 inçlik jantlar dikkat çekiyor. Honda Civic RS'in Türkiye satış fiyatı ise 109 bin 900 TL.
Yakıt maliyetinde Türkiye Avrupa’da ilk 5’te LeasePlan’in 2016 CarCost (Otomobil Maliyeti) Endeksi açıklandı. Çalışmanın 2016 sonuçlarına göre en yüksek otomobil sahipliği maliyeti, benzinli otomobillerin aylık 708 Euro’luk ortalaması ile Norveç oldu. Norveç, bu sonuç ile aylık 364 Euro’luk ortalama benzinli otomobil sahipliği maliyeti en ucuz ülke unvanına sahip Macaristan’ı ikiye katladı. Hollanda, aylık 695 Euro’luk dizel araç sahipliği maliyeti ile Avrupa’nın bu alanda en pahalı ülkesi oldu. Avrupa’nın en ucuz aylık dizel otomobil sahipliği maliyeti unvanı ise 369 Euro ile yine Macaristan’ın oldu. Türkiye, düşük bakım ve
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 96
onarım maliyetlerinin etkisiyle toplam aylık araç sahipliği maliyetinde, araştırma yapılan 24 Avrupa ülkesi içinde 19. sırada bulunarak ekonomik ülkeler arasında yer aldı. Ortalama otomobil sahipliği maliyeti, araştırma yapılan en pahalı ve en ucuz Avrupa ülkeleri arasında küçük/kompakt sınıf otomobil kategorisinde ayda 344 Euro’ya kadar farklılığın olabileceğini ortaya koyuyor. Öte yandan Türkiye aynı araştırma kapsamında yapılan yakıt maliyeti sıralamasında ise İtalya, Yunanistan ve Portekiz’in ardından en yüksek maliyetli dördüncü ülke olarak dikkat çekti.
96-97-OTOMOBIL.QXD:Layout 1
3/4/17
7:35 PM
Page 2
İsveçliler 55 yıl sonra araç tercihini değiştirdi
Volkswagen, Camper’ı yeniden canlandırıyor
İsveç'in dünyaca ünlü otomotiv devi Volvo, ülkede 1962 yılından beri ilk kez en çok satan araç modeli koltuğunu Alman otomotiv devi Volkswagen'e kaptırdı. Golf modeli ülkedeki tüm satışların yüzde 5,9'unu oluşturdu. Yani neredeyse İsveç'te 2016 yılında otomobil alan 100 kişiden altısı aynı modeli tercih etti. Volvo ise bu sene yüzde 5,7'de kalarak ikinci oldu. 1962 yılında da Vosvos/tosbağa olarak bilinen Volkswagen'in Beetle modeli ülkede en çok satan araç olmuştu.
Volkswagen, I.D. Buzz isimli yeni prototipiyle 1950'lerde üretimine başlanan efsanevi Camper modelini yeniden canlandırıyor. Volkswagen’in 1950-70 yılları arasına damga vuran ikonik van modeli Camper bu kez elektrikli olarak üretilecek. Yeni Camper 2022 yılında yollarda olacak. ABD'de düzenlenen Detroit Otomobil Fuarı'nda görücüye çıkan model, Volkswagen'in "Aile boyu Golf" konsepti "I.D'den sonra MEB platformu kullanan ikinci modeli olacak. I.D. Buzz'ın bataryaları, yaklaşık yarım saatte yüzde 80 oranında doluyor.
2016'da hangi marka kaç araç sattı? “Otomobil pazarı yüzde 10 daralabilir” Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış CEO’su Ali Haydar Bozkurt, kurlardaki artışın etkisiyle fiyatların yükseldiği otomobil pazarında 2017 yılında yüzde 10 daralma yaşanabileceğini bildirdi. 2017 yılının sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi için ilk çeyreğin önemli ipuçları vereceğine işaret eden Bozkurt, “Kurlardaki artışın maliyetlere etkisini göz önüne aldığımızda ocak ayından itibaren otomobil fiyatlarında artışlar meydana geldi. Bu gelişmeleri dikkate aldığımızda 2017 yılında sektörümüzde bir miktar düşüş olabilir” dedi.
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,62 artarak 983 bin 720 adet olarak gerçekleşti. 2015 yılında 968 bin 17 adet toplam pazar gerçekleşmişti. Otomobil satışları, 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 4,32 artarak 756 bin 938 adete ulaştı. Hafif ticari araç pazarı, 2016 yılında geçen yıla göre yüzde 6,45 oranında azalarak 226 bin 782 adede geriledi. Binek ve ticari araç bazında bakıldığında en fazla satış Volkswagen’den geldi. Volkswagen, 101 bin 763’ü binek, 32 bin 772’si ticari
ŞANLIURFA
a
AKTÜEL 97
olmak üzere toplamda 134 bin 535 araç sattı. İkinci olarak Renault, 106 bin 616’sı binek, 15 bin 91’i ticari olmak üzere 121 bin 707, üçüncü olarak Ford ise 41 bin 370’i binek, 68 bin 234’ü ticari olmak üzere toplamda 109 bin 604 araç satışı gerçekleştirdi. Lüks araç sınıfına giren Lamborghini’den 2016 yılında yedi adet, Bentley’den ve Tata’dan dokuz adet, Ferrari’den 18 adet, Aston Martin’den 29 adet, Proton’dan 51 adet, Lexus’dan 65 adet, Maserati’den ise 72 adet satıldı.
98-99-ILAN-CEVAHIR.QXD:Layout 1
3/4/17
7:36 PM
Page 1
KAHVALTI, ÖĞLE YEMEĞİ, VE AKŞAM YEMEKLERİNDE EŞŞİZ LEZZET
98-99-ILAN-CEVAHIR.QXD:Layout 1
3/4/17
7:37 PM
Page 2
Sandığınızdan daha ucuz daha rahat daha lezzetli daha kaliteli
SIRA GECELERİ İÇİN EN UYGUN MEKAN
Kadıoğlu Mah. Vali Fuat Cad. No 5 Eyyübiye Şanlıurfa www.cevahirhan.cominfo@cevahirhan.com
0 414 215 93 77 - 0 533 208 35 99
100-ILAN BOTEB.QXD:Layout 1
3/4/17
7:37 PM
Page 1
KD]DQG×UPDN ·ÁLQ
¡DO×Ø×\RUX]