--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 1:04 AM Page 1
YIL: 1 SAYI: 6 EYLÜL 2018 Fiyatı 15 TL
BAŞKANLIK SİSTEMİNDE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MODELİ
YOZGAT VALİSİ
KEMAL YURTNAÇ:
HİZMET
MİLLET
İÇİNDİR
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
‘BİR OLMAMIZ BATIYA EN BÜYÜK CEVAP’
SELMAN ÖĞÜT:
POLEMİK BİTTİ İCRAAT VE PROJE SİYASETİ BAŞLADI
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 2
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 3
İmtiyaz Sahibi:
editörden
Türkidare Yayın ve Yapımcılık Medya Film Sanayi Dış Ticaret Ltd. Şti. Ticaret Sicil No: 39649-5 ISSN: 1306-1193 Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü
Hüseyin Akkaş Yayın Kurulu Prof. Dr. Erdoğan Köse, Prof. Dr. Zeki Taştan, Yard. Doç. Dr. Adem Yıldırım, Bahadır Yenişehirlioğlu Görsel Yönetmen Güngör Yılmaz Musahhih İlhan Aküzüm Röportaj Burak Çolo Hukuk Müşaviri Av. Murat Kurnaz
A
Abone ve Dağıtım Ebru Okanlar Muhasebe Davut Çetin Yayın Türü: Aylık Reklam: TEL: 0 216 606 40 86 GSM: 0 505 079 38 43 reklam@turkidare.net Abonelik: Fiyatı: 12 TL Yıllık abonelik: 144 TL Telefon: 0 216 606 40 86 abone@turkidare.net TÜRKİDARE YAYIN VE YAPIMCILIK MEDYA FİLM SAN. DIŞ. TİC. LTD. ŞTİ KUVEYTTÜRK KATILIM BANKASI-GÜNEŞLİ ŞUBESİ Hesap No: 94052129-1 IBAN -TR94 0020 5000 0940 5212 9000 01
Basım: Sonsöz Gazetecilik, Reklam İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. İvedik O.S.B. Matbaacılar Sitesi 1341 Cad. 56-58 Yenimahalle/İstanbul Tel: 0312 394 57 71
Hüseyin Akkaş T ü r k i d a r e G e n e l Ya y ı n Yö n e t m e n i
İLETİŞİM VE YÖNETİM: Yenişehir Mh. Menekşe Sk. 13/2 39 PENDİK /İSTANBUL mail: haber@turkidare.net Dergimizde yayınlanan bütün yazıların hakları Türkidare’ye aittir. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Yazarların sorumluluğu yazarlara, reklamların sorumluluğu reklam sahiplerine aittir.
03
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 4
İÇİNDEKİLER
14
10
YOZGAT VALİSİ
KEMAL YURTNAÇ:
VALİ BEKTAŞ’TAN
HİZMET
İMAR UYARISI
MİLLET İÇİNDİR
2018 MİA KARARNAMESİNDEN NOTLAR
06
ORDU’YA İLK KAYMAKAM
NERİK’TE 3 BİN YILLIK
38 BİRLİĞİMİZ
FINDIK KABUĞU
BATIYA EN BÜYÜK CEVAP
36 PET ŞİŞEYİ MAKİNEYE AT
44
KARTINI DOLDUR 04
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 5
‘ALLAH'A ŞÜKÜR YANLIŞ ÜNİFORMA GİYMİŞ KİMSE GÖ̈RMEDİM’
46
48
BAŞKANLIK SİSTEMİNDE
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MODELİ 40
GÖNÜL YOLUYLA DOKUNMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ
MAHMUT ESEN
Muş / Bulanık İlçesi Kaymakamı/ Belediye Başkan V. Hacı Arslan Uzan devletin yanında durmaktan çekinenlere karşı “Bunu duygusal bağlılığa çevirmek için herkesin organize olarak çalışması gerekir” dedi.
PKK SİVİL CİNAYETLERLE
26
NEYİ HEDEFLİYOR?
POLEMİK BİTTİ İCRAAT VE PROJE SİYASETİ BAŞLADI Türkiye siyasetinde hantallaşmış vesayet anlayışı yerini hız kazanmış Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bıraktı.
32
05
08
t
BİTLİS BELEDİYESİ KADINLARI UNUTMADI
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 6
BELEDİYE HABER
ANTİK KENT
‘NERİK’TE 3 BİN YILLIK
FINDIK
KABUĞU
BULUNDU
Samsun'un Vezirköprü ilçesindeki Oymaağaç Höyüğü'nde Hititlerin kutsal şehri Nerik'te yürütülen kazı çalışmalarında 3 bin yıllık fındık kabuğu ile yine 3 bin yıllık bronz aletlerle kesilmiş ahşap parçalar bulundu. SAMSUN şak Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Rainer Czichon yönetiminde, Hititlerin hava tanrısı Nerik'e ait olduğu netleşen antik kentte 11 yıldır yürütülen, ABD, Avustralya, Almanya ve Türkiye'den uzmanların da katıldığı kazı çalışmalarında geçmişe ait izler gün yüzüne çıkarılıyor. Antik kentte bu yıl yapılan kazı çalışmalarında Hititlerin kutsal suyu olarak bilinen 52 basamaklı tünelin içinde 3 bin yıllık fındık kabuğu ile yine 3 bin yıllık bronz aletlerle kesilmiş ahşap parçalar ortaya çıkarıldı.
U
"Bölgede 3 bin yıl önce de yetiştirildiğine dair bir kanıt" Samsun Valisi Osman Kaymak, Büyükşehir Belediye Başkanı Zihni Şahin, kazı çalışmalarını yerinde inceleyerek buluntular hakkında bilgi aldı. İl Kültür ve Turizm Müdürü Adnan İpekdal, basın
mensuplarına, Oymaağaç köyündeki höyükte kazı çalışmalarında çok önemli eserler ortaya çıktığına işaret etti. İpekdal, "Üç bin yıllık bir seramik parçası bulundu. Hatta Karadeniz Bölgesi'nin en önemli geçim kaynağı olan fındığın bu bölgede 3 bin yıl önce de yetiştirildiğine dair önemli bir kanıt sunan bir fındık kabuğu ortaya çıkarıldı. TÜBİTAK raporunda, incelenen fındık kabuğunun yaklaşık 3 bin yıllık olduğu belirlendi. Bu da bölgede fındığın çok eski tarihte bile üretildiğini gösteren bir gerçeği bize gösterdi." dedi. Kazı başkanı Prof. Dr. Rainer Czichon, höyüğün bugüne kadar çıkan tarihi buluntularla kutsal şehir 'Nerik' olduğununun kesinleştiğini belirtti.
06
Hitit coğrafyasında birkaç kutsal şehir olduğuna işaret eden Czichon, "Çorum'daki Boğazkale kazılarında da kutsal bir şehirden bahsediliyor. Buradaki mabedin çok uzun yıllar kullanıldığını tahmin ediyoruz. Eski Hitit'te, yani MÖ 16. yüzyıldan 12. yüzyıla kadar kullanıldığını höyükte görüyoruz." diye konuştu. Czichon, Hitit Kralı III. Hattuşili'nin yılda birkaç kez Hattuşa'dan Nerik'e geldiğini, hava tanrısına saygı göstermek için özel ziyaretlerde bulunduğunu tahmin ettiklerini dile getirdi. Nerik'te bu yıl sadece kutsal suyun bulunduğu tünelde kazı çalışması yürütüldüğüne işaret eden Czichon, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mabedin üzerinde bir tünel bulmuştuk, tüneli kazdıkça suya doğru ilerledik. Yaklaşık 8 metre derinlikte Hititlerin 'kutsal su' olarak adlandırdığı bölgeye ulaştık. Nerik'in 3 bin 500 yıllık bir tarihe sahip olduğunu tespit ettik. Kazı yöntemleri değişti. Çok ince çalışma yapmaya başladık ve tünelin içinde ahşap buluntu bulduk. Havuzun içinde ahşap kalıntıları bulunca şoke olduk. Çünkü Anadolu'da ıslak malzeme hiç bulunmuyor. O bölgeyi biraz daha kazınca fındık kabuğu da bulduk. Karadeniz Bölgesi'nin fındık üretim merkezi olduğunu 3 bin yıllık kabuğu tescilledi." FİSKOBİRLİK'in belki ilk şubesinin Nerik'te olduğu esprisini yapan Czichon, TÜBİTAK'ın laboratuvarında ahşap buluntular ile fındık kabuğuna karbon testi yapıldığını ve yaklaşık 3 bin yıllık bir tarihin ortaya çıktığını sözlerine ekledi.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 7
SİVAS
BU OTELDE SADECE HAYVANLAR KALACAK Sivas'ta, Türkiye'nin en büyük barınaklarından biri olarak planlanan ve yapımı tamamlanan yeni Sokak Hayvanları Yaşam, Rehabilite Merkezi ve Hayvan Oteli düzenlenen törenle açıldı. ivas'ta, Türkiye'nin en büyük barınaklarından biri olarak planlanan ve yapımı tamamlanan yeni Sokak Hayvanları Yaşam, Rehabilite Merkezi ve Hayvan Oteli düzenlenen törenle açıldı. Kentte 2005 yılında yapılan hayvan barınağının yetersiz kalmasından dolayı yeni bir proje hazırlayan Sivas Belediyesi, başıboş hayvanların hem doğal bir ortamda yaşamlarını sürdürmesi hem de rehabilite edilmesini amaçladı. Proje için Seyfebeli mevkisinde 22 dönüm arazi üzerine kurulan Sokak Hayvanları Yaşam, Rehabilite Merkezi ve Hayvan Oteli kısa
S
BİLECİK
süre önce hizmete alındı. Başıboş hayvanların dışında, sahipleri şehir dışına çıkacak evcil hayvanları da misafir edecek tesiste hayvan hastanesi, hayvan oteli, otoparklar ve yeşil alanlar da yer alıyor. Sosyal alanlarıyla dikkat çeken tesiste, ziyaretçiler için dinlenme ve çay-kahve içebilecekleri mekanlar da bulunuyor. Kompleks toplam 7 milyon liraya mal oldu. Tesis için bugün resmi açılış programı düzenlendi. Açılış törenine Sivas Valisi Davut Gül, AK Parti Sivas milletvekilleri Habip Soluk, Semiha Ekinci, Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Nurettin Taş, Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Sivas İl Temsilcisi Özge Çubukçu Yıldızlı ve çok sayıda hayvansever katıldı. Açılışta konuşan Sivas Valisi Davut Gül, projenin hayata geçirilmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, "Sık sık dile getiriliyor. Büyük devlet olma iddiası. Büyük devlet
olurken arabalarla, binalarla, harcamalarla olunmuyor. Eğer devlet olarak siz hayvanlarınıza sahip çıkıyorsanız, çocuklarınıza sahip çıkıyorsanız, doğanıza sahip çıkıyorsanız, şehrinize sahip çıkıyorsanız ve buna para harcıyorsanız siz büyük devletsiniz demektir. Buraya 7-8 milyon para harcandığından bahsedildi. Aslında bu rahat harcanan bir para değil. Sivas ölçeğindeki bir şehre çok büyük bir para. Ama demek ki hayvanlara verilen değer öncelik sıralamasında verilen önemi de gösteriyor" dedi. AK Parti Milletvekilleri Habib Soluk ve Semiha Ekinci de, böyle bir hizmetin kente kazandırılması nedeniyle belediyeye teşekkür etti. Belediye Başkanı Sami Aydın ise "Bu dünya sadece insanlar için var edilmedi. Bu dünyanın sahibi sadece insanlar değil. Allah'ın yaratmış olduğu bütün canlıların bu dünyada bizler gibi huzur içerisinde, refah içerisinde yaşama hakkı olduğunu unutmamalıyız" dedi.
ÇOCUKLAR İÇİN ‘SURVİVOR’ YARIŞMASI Bilecik Belediyesi ile Avcılık ve Atılıcılık İhtisas Kulübü Derneği işbirliğinde bu yıl ilki gerçekleştirilen ''Pelitözü Survivor''da çocuklar, yarışma heyecanı yaşadı. Pelitözü Gölpark'ta 6-15 yaşındaki 50 çocuk, izcilik eğitiminin ardından kamp çadırı kurdu. Olta kullanma ve balık tutma eğitiminden geçirilen çocuklar, Pelitözü Göleti'nde balık tutma yarışmasına katıldı. Babalarıyla balık avlayan çocuklar, tutulan küçük balıkları tekrar gölete bıraktı. Gölet etrafında çevre temizliği de yapan çocuklar, "Survivor" adı altında oluşturulan parkurlarda kıyasıya mücadele etti. Çocuklar parkurlarda rakibini geçebilmek mücadele ederken, aileleri de onlara destek oldu. Çocuklar, "halat altında sürünme, lastiklerden zıplama, denge koşusu ve halatlardan oluşturulan
07
labirentlerden geçme" gibi parkurlarda zorlanırken, bazıları yarışmayı tamamlamak için mücadeleyi sürdürdü. Yarışmayı kazanamayan veya yarıda bırakan çocukları, aileleri teselli etmeye çalıştı. Belediye Başkanı Nihat Can, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukları doğa ile buluşturmak, paylaşmayı, dayanışmayı ve ortak hareket etme anlayışını oluşturmak amacıyla ekinlik düzenlediklerini söyledi. Bunun yanında çevreyi koruma ve sağlıklı yaşamı özendirme adına yaptıkları etkinliğin önemine değinen Can, ''Çocuklarımızı internet bağımlılığı gibi tehlikeli alışkanlıklardan uzaklaştırmak istiyoruz. Amacımız doğa içinde spora katmak, sportif faaliyetlere yöneltmektir. Bu etkinlikleri çoğaltarak, devam ettireceğiz'' dedi.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 8
KAYYIM HABER
BELEDİYE
itlis'te kadınlar, ev ve kurslarda yaptıkları el işlerini belediyenin oluşturduğu mağazada satarak hem sosyal yaşama katılıyor hem de aile bütçesine katkı sağlıyor. İçişleri Bakanlığınca görevlendirme yapılan Bitlis Belediyesi, alt ve üst yapı çalışmalarının yanı sıra kentte ihmal edilen sosyal belediyecilik hizmetlerine de ağırlık veriyor. Kadınların sosyal hayata katılarak vakitlerini en güzel şekilde değerlendirmesi için ücretsiz kurslar düzenleyen belediye, Kadın Yaşam ve El Sanatları
B KADINLARI UNUTMADI BİTLİS
Bitlis'te kadınlar, evde ve kurslarda yaptıkları el işlerini görevlendirme yapılan belediyenin oluşturduğu mağazada satarak hem sosyal yaşama katılıyor hem de aile bütçesine katkıda bulunuyor.
08
Evi'nde el işi ürünlerinin satışının yapıldığı mağaza açtı. Kadınlar evde ve kurslarda yaptıkları el işlerini bu mağazada satarak hem sosyal yaşama katılıyor hem de aile bütçesine katkıda bulunuyor. Kadın Yaşam ve El Sanatları Evi Koordinatörü Leyla Derse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, el sanatları evinin Vali ve Belediye Başkan Vekili İsmail Ustaoğlu ile eşi Şenay Ustaoğlu'nun girişimleri sonucunda faaliyete geçirildiğini söyledi. Projenin Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında yürütüldüğünü anlatan Derse, "Kadınlarımızın rahat edebileceği bir mekan oluşturduk. Kendi pazarlarını kuruyorlar." dedi. Kadınlardan hiç bir ücret talep etmediklerini anlatan Derse, yapılan el emeği göz nuru ürünleri burada sattıklarını, tüm kadınların ürünlerini getirip satabildiğini dile getirdi. Derse, "Halk Eğitim Merkezi ve belediye bünyesinde açılan kurslarla kadınların evlerinde yaptıkları tüm el emeği göz nuru ürünler burada pazarlanıyor. Kadınlar çarşıya indiklerinde artık rahat edebilecekleri bir mekanları var. Kafe, mescit, lavabolar, oturma ve dinlenme odalarımız bulunuyor. Çocukları için de bir oyun alanı yaptık." dedi.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 9
HAKKARİ
TARİHİ MEDRESE HALKIN KULLANIMINA AÇILACAK Hakkari'de, Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilen Meydan Medresesi'nin restorasyon ve çevre düzenlemesinin ardından turizme kazandırılması ve halkın kullanımına açılması amaçlanıyor. akkari'de, Osmanlı Devleti döneminde inşa edilen 317 yıllık geçmişe sahip Meydan Medresesi, 2 milyon 300 bin liralık proje ile ayağa kaldırılacak. Biçer Mahallesi'nde 1700-1701 yıllarında dönemin Hakkari bölgesinin yöneticisi İzzeddin oğlu İbrahim Bey tarafından yaptırılan tarihi Meydan Medresesinde, Vakıflar Genel Müdürlüğünce 1984 yılında onarım çalışması gerçekleştirildi. Kentin sembolü olarak nitelendirilen iki katlı medresenin alanının genişletilmesi ve çevresinin yeniden düzenlenmesi için Hakkari Üniversitesince proje hazırlandı. Doğu Anadolu Kalkınma Ajansınca da (DAKA) desteklenen ve 2 milyon 300 bin liraya mal olması beklenen proje kapsamında medresenin çevresindeki
H
eski yapılar kaldırılarak, yerine yeni binaların yapılması için çalışma başlatıldı. Medresenin alanı etrafındaki arazilerin istimlak edilmesi ile 4 bin 300 metrekareye çıkarılırken, yeni oluşturulan alanda kentin kültürünü yansıtacak ve içinde kafeterya, sergi salonu gibi bölümlerin yer alacağı iki katlı kültür evi yapılacak.
"Anıtsal bir özellik taşıyor" İl Kültür ve Turizm Müdürü İdris Ağacanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yürütülen çalışmaların medrese için önemli olduğunu söyledi. Kültür varlıklarının korunması için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vali Cüneyit Orhan Toprak'ın destekleri sayesinde önemli bir mesafe katettiklerini anlatan Ağacanoğlu, "Osmanlı'nın son döneminde yapılmış ve anıtsal bir özelik taşıyan mimarı yapımız şu an halen ayakta. Meydan Medresesi'ni 2015 yılında Hakkari Üniversitesine tahsis ettik. Çevre düzenlemesi yapılacak medrese, etrafında kafeterya, kültür evi ve içerisinde
09
İslam sergisi gibi bölümlerin yer alacağı bir yapıya kavuşacak inşallah." dedi. "Bizler çok asil bir medeniyetin evlatlarıyız, ecdadımız uzun bir süre dünyaya hükmetmiştir" diyen Ağacanoğlu, "Biz de ecdadımızın vefasına yakışır bir şekilde bu mirasa sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu çalışmalar gerçekleştirilirken yöre halkının ve sivil toplum kuruluşlarımızın desteği ile Hakkari inşallah tarihte bulunduğu kendi öz kimliği ile yeniden buluşacak ve gerek kültürü ile gerek tarihi ile gerekse de turizmi ile bölgesine hitap edecek bir konuma erişecektir." ifadelerini kullandı. Hakkari Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Proje Koordinatörü Murat Adıyaman da medresenin proje sayesinde halkın kullanımına açılacağını ifade etti. Medrese içinde bulunan mescitlerden birinin eskiden kullanıldığı şekle dönüştürülerek sergi amaçlı faydalanılacağını aktaran Adıyaman, şunları kaydetti: "Sınıflardan ikisi Hakkari el yazmaları ve arşiv kütüphanesi olarak araştırmacıların hizmetine sunulacak. Yine sınıflardan biri Seyyid Taha İslami Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak kullanılacak. Üniversitemizin istimlak ettiği alanla birlikte medrese 4 bin 300 metrekarelik bir alana kavuşacak ve bu alan içinde Hakkari Kültür Evi kurulacak. Kültür evinde sergi salonu ve kafeterya bulunacak. Buraya gezmeye gelen vatandaşların oturup zamanlarını geçirmeleri sağlanacak. Alanın etrafına tarihi dokuya uygun nişli taş duvar yapılacak. 34 nişin bulunacağı taş duvar Hakkari mirlerini temsil edecek."
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 10
MÜLKİ HABER
VALİ BEKTAŞ’TAN
İMAR UYARISI
RİZE'DE ŞİDDETLİ YAĞIŞLARIN ETKİSİYLE OLUŞAN SEL VE HEYELAN HASARLARI, DERE YATAKLARI ÜZERİNE YA DA KENARINA İNŞA EDİLEN YAPI TARTIŞMALARINI DA YENİDEN GÜNDEME GETİRDİ.
RİZE
entte, dere yatakları üzerine inşa edilen kurs binası ve kahvehane çarpık yapılaşmayı gözler önüne seriyor. Merkeze bağlı Karasu köyünde yıllar önce Kuran kurs binası Salarha Deresi üzerine inşa edildi. Kız Kuran kursu binasında bugün 50 dolayında öğrenci eğitim görüyor. Yiğitler köyünde ise kahvehane olarak kullanılan bir binanın ana taşıyıcı kolonları dere yatağı içerisine oturtuldu. Binanın yarısı da dere yatağı üzerinde yer alacak şekilde inşa edildi. Kahvehaneye günde yüzlerce kişi girip çıkıyor. Rize'de sel ve heyelanlar sonrası vatandaşlar da "SALGIN özeleştiri ŞEKİLDE BİNA, YOL
K
YAPMA HASTALIĞIMIZ VAR"
Sel ve heyelanları önlemede kamu ve vatandaşa düşen görevler olduğunu kaydeden Vali Bektaş, şunları dedi: "Kamu, yüksek kodlara doğru dere ıslah çalışmalarını yapmak zorunda. İtilaflı yerleri çözmek zorundayız. Vatandaşlara da düşen görevler var. Yeryüzünün şekli ile oynamadan bir bilene sormak, mühendisten bilgi almak gerekiyor. Suyun yönü değiştiriliyor. Ufacık dereciğin yönü değişince, yağmurda yamaçlardan çağlayan fışkırıyor. Bunlar nereden geliyor, şaşırıyorsunuz. Bunlar, araziye bilinçsiz müdahalelerle oluşuyor. Vatandaşa düşen arazideki doğal su yollarına müdahale etmemektir. Eski aktığı gibi akmasını sağlamak ve önüne engel koymamaktır. Tıkalı menfez varsa vatandaş açacak, açamıyorsa ilgili kuruma haberverecek. Bu iletişimi sağlayarak altyapımızı biraz daha iyi şartlara getirmeliyiz. Salgın şekilde bina, yol yapma ve doğaya müdahale etme hastalığımız var. Bunu biraz sınırlı tutabilirsek, bu coğrafya çok güzel bir coğrafya. Bu coğrafya, insanlarına mutluluk ve huzur verir. Değil bizim insanımıza, dışarıdan gelen turistlerimize huzur verir. Biz burada huzur bulamıyoruz. Bunun üzerine kafa yormalıyız."
10
yapmaya başladı. Yiğitler köyünde oturan İdris Kabil, dere yataklarının kenarlarına bıraktıkları ağaç kütükleri ve diğer malzemelerin taşan dere ile birlikte sürüklendiğini belirerek, "Taşan derenin önü malzemelerle tıkanıyor, su yollara ve bize zarar veriyor. Dedelerimizden kalma arazilerde su kanalları vardı. Bu kanalları kendi menfaatimiz için kapattık. Ne yaptık, fasulye, lahana diktik. Hep kabahatler bizim. Yağmurun bir kabahati yok." dedi.
"GELİŞİGÜZEL YOLLAR DOĞAYI BOZDU" Yiğitler Köyü Muhtarı Zeki Kabil ise eskiden ev yapılırken büyüklerin arazinin su kanallarına yakınlığına, uzaklığına, zeminine baktığını belirterek, 'Şurada ev olur, burada olmaz' dediğini hatırlattı. Kabil, "Şimdi öyle bir şey yok. Dere yataklarına ev yapılıyor. Gelişigüzel yapılan yollar doğayı bozdu. Yollarla araziyi ortadan bölüyoruz. Toprakları dere yataklarına boşaltıyoruz" diye konuştu.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 11
‘YÜZYILLAR BOYUNCA ARAZİNİN ALIŞTIĞI DÜZEN DEĞİŞTİRİLMİŞ’ Rize Valisi Erdoğan Bektaş, yaşanan sel ve heyelanların nedenlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Ana dereler ve kollarında alınan önlemlerle aşırı yağışa rağmen sel taşkını yaşanmadığını ifade eden Vali Bektaş, "Problemler, bizim henüz çeşitli nedenlerle çözemediğimiz noktalarda oldu. Bu sebepler içerisinde hukuki ve fiili itilaflar var. Vatandaş dirençleri var. Salarha Vadisi'nde hiç hak etmediğimiz bir tablo ile karşılaştık. İşi araştırınca bakıyorsunuz ki; yapmak istemişiz, yapamamışız. Çeşitli sebeplerden dolayı işler yaptırılmamış. Bunları yapmamız lazım. Sırayı getiremediğimiz işlerden oluşan sıkıntılar oldu. Ana dere yataklarında gerekli yatırımların yapıldığını söyleyebiliriz. Peki afet nasıl oluşuyor? Bizim ana derelere ulaşan yan derecikler, hatta akıntıcıklar var. Yamaçlarda yağan yağmurun derelere ulaşması gerekiyor. Yüzyıllar boyunca arazinin alıştığı düzen değiştirilmiş. Bunu bazen biz, bazen vatandaş değiştiriyor. Yağmur sularının biriktiği dereciklerin ana dereye ulaşmasının önüne engeller konmuş. Bu engel bir bina, yol, köprü, menfez ya da tarla oluyor. Arkasından su kendi mecrasıyla ana yatağa ulaşamayınca birikiyor ve diğer taraftan patlıyor ve afet oluşuyor" dedi.
11
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 12
Ä°NFO HABER
12
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:33 AM Page 13
FOTO HABER
TERÖRDEN TEMİZLENEN
TUNCELİ TURİZM KENTİ OLDU 13062017 tarihinde Tunceli’ye Kayyım olarak atanan Tuncay Sonel ile yaklaşık bir yılda Tunceli’de yaşanan değişim.
13
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 14
RÖPORTAJ HÜSEYİN AKKAŞ
‘
KEMAL YURTNAÇ
HİZMET
MİLLET
İÇİNDİR
MÜLKİ İDARE AMİRLERİ İÇİN ANKARA’DA DEĞİŞİK SÖYLEMLERİN BULUNDUĞU BU DÖNEMDE YOZGAT VALİSİ SAYIN KEMAL YURTNAÇ İLE BAŞKANLIK SİSTEMİ’NDE MÜLKİ İDARE YAPILANMASI VE VALİ ATAMALARI HAKKINDAKİ TEKLİFİNİ KONUŞTUK. RÖPORTAJIMIZDA VALİ YURTNAÇ’IN TEKLİFİ OLAN “İL MECLİSLERİ” ÖNERİSİ VAR Kİ BU GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİRSE İŞTE O ZAMAN ÇÖZÜME ULAŞMASI UZUN SÜREN SORUNLAR KISA ZAMANDA ORTADAN KALKMIŞ OLACAK...
14
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 15
VALİ KEMAL YURTNAÇ
KİMDİR? n 1965 yılında Tokat’ta dünyaya geldi ilk-orta ve lise öğrenimini Tokat’ta tamamladı. 1987 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Sosyal Politika Bölümünden mezun oldu. n 1988 yılında Şanlıurfa Kaymakam Adayı olarak atandı. n 1989 yılında bir yılık süre ile bilgi, görgü artırmak ve dil eğitimi için İngiltere’ye gönderilen Kemal YURTNAÇ, daha sonra Denizli- Çardak ve Honaz ilçelerinde kaymakam vekili olarak görev yaptı. n 1991-1993 yılları arasında Sinop-Dikmen ; n 1993-1995 yılları arasında Bingöl-Solhan ve Siirt-Tillo; n 1995-1997 yılları arasında Samsun- Ladik İlçelerinde kaymakamlık yaptı. n 1997-2000 yılları arasında Erzincan Vali yardımcılığı, n 2000-2003 yılları arasında Giresun Vali yardımcılığı, n 2003-2006 yılları arasında Denizli Vali yardımcılığı görevlerinde bulundu. n 2007 yılında İçişleri Bakanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanı ve Hukuk Müşavirliği görevlerini yaptıktan sonra, Başbakanlıkta Devlet Bakanı Prof. Dr. M. Said YAZICIOĞLU ve Faruk ÇELİK’in Bakan danışmanlığı görevlerini ifa etti. n Bu süre zarfında yurtdışında yaşayan vatandaşların sorunları konusunda strateji geliştirme çalışmalarını yürüttü ve Başbakanlığa bağlı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının kuruluşu, yasasının yazılması ve faaliyete geçirilmesinde aktif olarak görev aldı. 2014 yılına kadar bu kurumun başkanlığını yürüttü. n Bu görevi esnasında ulusal ve uluslar arası alanda bir çok ziyaret ve çalışma toplantılarına katılarak, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunları, Türk dünyası ve Osmanlı coğrafyası ile ilişkilerin geliştirmesi, yurtdışında lobi gücünü oluşturan sivil toplum örgütlerinin harekete geçirilmesi ve yabancı öğrencilerinin Türkiye’de üniversite eğitimi almaları konularında detaylı çalışmalarda bulundu. n 2014 yılından 2016 yılına kadar Başbakanlık Müşavirliği görevini yürüten Kemal YURTNAÇ 30.05.2016/8864 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Yozgat Valiliğine atandı. 10 Haziran 2016 tarihi itibariyle de Yozgat Valiliği görevine başlamıştır. n Kemal YURTNAÇ evli ve iki çocuk babası olup, İngilizce, orta seviyede Arapça ve Gürcüce bilmektedir.
Sayın Valim, ilk olarak şu soruyu sormak istiyorum; Türk idari sisteminde valilik kurumu kaldırılırsa ne olur? Valilik kurumu bin yıllık geleneğimizde var olan bir müessesedir. Peygamber Efendimiz (sas) döneminde de Selçuklu’da da Osmanlı’da da vardı, günümüzde de var. Valilerin atama yöntemleri, yetki görev ve sorumlulukları dönemlere göre yeniden yorumlanıp değiştirilebilir ancak valilik kurumunun tamamen kaldırılması söz konusu olamaz diye düşünüyorum. Valilik müessesi köklü bir kurum olarak halkın gönlünde haklı bir yer etmiştir. Valilerin adil yöneticiler olmaları, hem onu atayan iradenin ve hem de halkın istediği, murad ettiği bir şeydir. Yeni sistem kurulurken de bu geleneğe sadık kalındığı, Valilerin, Devleti ve Devlet Başkanını temsil eden ve idari yürütme vasıtası olarak Türk idari sistemindeki yerini koruduğunu görüyoruz. Sistemdeki doğruları devam ettirmek ancak aksayan yönleri de düzenleyerek gitmek en doğrusu.
DEVLETİN YÖNETİCİ SINIFI MÜLKİ İDAREDİR Ankara merkez bürokrasisinin mülki idareye soğuk baktığına dair görüşler var, bunun temel sebebi ne olabilir sizce? Bence öyle bir konu söz konusu olmayıp, bazı kişisel değerlendirmelerden ibaret bir konu diyebiliriz. Ancak, Merkez ile taşra arasında bir yetki mücadelesi geçmişten günümüze süregelmiştir. Merkez yetkinin kendisinde toplanmasını
15
isterken, taşra da yetkileri yerinde kullanmak ister. Kurum taassubu ve alışkanlıklar bazen merkez-taşra arasında örtülü bir mücadeleye neden olabilir. Merkez ve taşra teşkilatları uyum ve işbirliği içinde çalışılarsa ahenk bozulmaz. Merkez teşkilatları yerinden kullanılması gereken yetkileri üzerinde tutmakta ısrar etmezse işler daha hızlı ve az maliyetle yürütülür kanaatindeyim. Ben mülki idareyi devletin Enderun’u gibi görüyorum. Enderun neydi? Osmanlı döneminde gayrimüslim çocuklarının alınıp yetiştirilmesiydi. Ve devlete üst kademe yönetici sınıfını yetiştiriyorlardı. Şimdi de devletin yönetici sınıfı mülki idaredir. Yakın dönemde bu gelenek Sultan II. Abdülhamid Han tarafından açılan mülkiye mektebi ile başlamıştır. Bu geleneğin de etkisi ile usta çırak ilişkisiyle yetişen Mülki İdare Amirleri her zaman zor görevlerin insanı olmuşlardır. Güneydoğu’daki belediyelere kayyım olarak atanan mülki amirler bir yandan terörle mücadele ederken, diğer taraftan da göz dolduran hizmetlere imza atmışlardır. Niye mülki idare amirleri kayyım olarak atandılar; çünkü devleti en küçük birimine kadar bilen tecrübeli insanlar onlar. Taşrada iyi bir yönetimi devam ettirmek isteniyorsa, ki istiyoruz, mülki idare amirlerinin desteklenmesi gerekir. Dünyanın neresine giderseniz gidin yetişmiş nitelikli idareciler her kuruma gereklidir. Şirketlerin CEO’ları olduğu gibi il ve ilçelerin de yetişmiş yöneticileridir mülki amirler.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 16
RÖPORTAJ Çukur terörü ve FETÖ’nün 15 Temmuz hain darbe girişiminde Mülki İdare Amirleri olmasaydı neler yaşanabilirdi? Şüphesiz ki, bu ihanetlere karşı başta Türk milleti olmak üzere vatansever herkes elini, bedenini ve ruhunu taşın altına koymuştur. Başta asıl kahraman, liderimiz Cumhurbaşkanımızdır. Mülki idare her şeydir demek istemiyorum ancak halkın hayatında ve devletin hayatında önemli bir noktada olduğu yadsınamaz bir gerçektir ancak sistemi tamamıyla sadece mülki idare üzerine kurmak da yanlıştır. Biz burada çok paydaşlı bir sistemden bahsediyoruz.
HİZMET MİLLET İÇİNDİR Hazırlamış olduğunuz “Yönetim Modeli Teklifini” yaşanmış sorunların yansıması olarak görebilir miyiz? Kurucusu olduğunuz ve uzun süre başkanlığını YTB tecrübenizin de modele katkıları olmuştur sanırız. Şüphesiz ki geçmiş tecrübeler ışığında oluşturduk bu modeli. Bürokrasiden ve oligarşik yapısından şikâyet etmeyenimiz yoktur. Bürokrasi halka sunduğu hizmetin kalitesinden ziyade, kurumsal taassupları ve kurumlarını ön plana aldığında bu şikâyetler ortaya çıkıyor. Oysaki kurumlar değişebilir ancak devletin kamu hizmeti politikası devam eden bir süreçtir. Örneğin geçmişte Orman Su İşleri Bakanlığı vardı, bugün yerine Tarım ve Orman Bakanlığı kuruldu. Burada mesele kurum adı değil halka verilen hizmettir. Çalışanlar, kendilerini bakanlıklarını varlık sebepleri gibi
gördükleri için, bakanlık teşkilatlarını kutsuyorlar. Hâlbuki kutsamamız gereken şey halk ve halka sunulan hizmettir. Burada hizmet millet içindir.. Ben esnaf çocuğuyum zamanında maliyede memurun maaşlarının kaynağı olan vergiyi ödemek için çok sıra bekledim. Her esnaf gibi son ana kadar paramızı çalıştırmak istediğimiz için genelde ödemeleri son güne bırakırdık biz de, oradaki memurlar o son gün orda birikmeden dolayı esnafı suçlardı “Niye zamanında getirmiyorsun kardeşim.” gibi çıkışlar yapardı. Memurlar belli mesaisi olan ve her ayın 15 inde ücretini peşin alan güvenceli bir meslek gurubu olduğu için empati kurmalarını beklemezdik. Biz oralardan geldiğimiz için devlet memuriyetini ve kamu hizmetini sorgulayarak geldik vazifeye, biz bunu düzelteceğiz diye başladık. Rahmetli Yazıcıoğlu’nun Tokat Valisi olması, bizim de o günlerde Tokat’ta yaşıyor olmamız, yıllar sonra kendisiyle
16
beraber çalışma arkadaşı fırsatını bulmamız gibi etkenler bizdeki bu sorgulamayı daha da artırdı. Bu sayede her alanda sorgulayan adam olduk. Başbakanlık’ta bakan danışmanı olarak görev yapıyordum, bana “Yurtdışında yaşayan vatandaşların sorunları” isimli bir kitapçık verdiler. İlk kez 1961’de yurtdışına gönderdiğimiz vatandaşların yıllardır birikmiş sorunlarının yazılı olduğu bir kitapçıktı bu. Bizim bürokrasi o dönem o kadar heyecansız ve ruhsuzmuş ki, vatandaşını gönderiyorsun anlaşma yapıyorsun ancak protokolde birçok eksik var. Bu insanların manevi ihtiyaçları neler, eğitim ihtiyaçları neler farklı bir kültürden gelen bu kişiler, dinini dilini bilmediği örfünü bilmediği bir memlekete gidiyorlar, o inanları sadece karın doyurmak için gönderirseniz birçok uyumsuzluk ortaya çıkar. O zaman bizim insanlarımızın işe, Avrupalıların ise işçiye ihtiyacı vardı. Bizim vatandaşlarımızı davul zurna ile karşıladılar o yıllarda. Şimdi ise Türk düşmanlığı yapmaya başladılar. Eğer o dönem bu işin ciddi bir politikası olsaydı, örneğin; o günkü hükümetler o insanları oraya gönderirken “Biz size işçi gönderiyoruz ancak bunların insani ve manevi ihtiyaçları da var, onları da karşılamalısınız diyen bir idare olmamış. Eğer denilseydi durum daha farklı olabilirdi. Ancak bunun ifade edilmediğini görüyoruz. Birikmiş sorunlar 50 yıl sonra bizim önümüze geldi. Her dönemde gurbetçi vatandaşlarımıza dönük çeşitli söylemler ortaya atılmış olsa da gerçek manada buraya dönük icraatlar 2010 yılında, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 17
Başkanlığı’nın (YTB) kurulması ile başladı. Bu konulara kafa yoran biri olarak YTB gibi kurumun kurucu Başkanı olmak da kaderin bir cilvesi. YTB’yi nasıl kurduk? İşte bürokrasiye eleştirel bir gözle baktık, tıkanan noktaları açacak öneriler geliştirdik ve daha önce yapılamayan çalışmaları ortaya koyduk. Biz kurumun stratejisini oluşturmaya başladığımızda “öyle şey olmaz hükümet bürokrasiyi azaltmak istiyor, bürokratik kurumları azaltmak istiyor siz yeni bir kurum ihdas ediyorsun.” diyenler çıktı. Oysaki eski hantal kurumları kapatmak bir gereklilikken, ihtiyaca göre yeni verimli kurumlar açmak da bir gereklilikti. Biz buna inanarak çalıştık. O yıllarda Başbakanımız olan, Recep Tayyip Erdoğan’a konuyu arz ettik ve sonucunda bizzat talimatları ile YTB’yi kurduk. YTB’nin kuruluş kanununa ilişkin çalışmalarında bizzat yer aldım ve TBMM’de yasalaştıktan sonra son derece aktif ve dinamik bir kurum olarak çalışmaya başladı kurum. YTB çok önemli çalışmalara imza attı ve şu anda yine aynı heyecanla çalışmalarına devam ediyor. Avrupa’da el konulan ve ailelerinden zorla alınan Türk çocukları konusu vardır, Almanya’da Nazi partisine sokulmaya çalışılan Türk çocukları vardı, zorla domuz eti yedirilen Müslüman Türk çocukları vardı, ifade hürriyeti engellenen, seçme seçilme
hürriyeti elinden alınan dinini dilini öğrenmesi baskılanan bir topluluk vardı ve YTB ile yeni bir dönem açıldı ve 50 yıllık sorunlar çözülmeye başlandı. Sonuç olarak her devletin bir bürokrasisi vardır. Bürokrasi olmadan olmaz. Alman sosyolog Weber, “Bürokrasi millete hizmet, halkın hayatını kolaylaştırmak için kurulan bir mekanizmadır eğer bunun içinde liyakate dikkat edersen çok önemli hizmetler sunar sana…” der. Ama gel gör ki ağır hantal bürokrasiye sahip ülkelerde de bürokrasi halka eziyet olarak gelir. Ondan sonra da bizim gibi Anadolu çocukları çıkar biz bu eziyeti
17
nasıl ortadan kaldırırız diye araştırmaya başlar işte bizim tüm bu çalışmalarımız da bürokratik oligarşiyi ortadan kaldırmaya yöneliktir, ancak çok kolay olmadığını da biliyorum. Bizim gurbetçilerimizin 50 yıl önceki sorunlarını bugün yoluna koyarken acaba biz 5 sene önce bu topraklara dışarıdan gelen Suriyelilere ilişkin aynı hataları yapıyor olabilir miyiz? Onları neye göre aldık, aldıklarımızı nasıl istihdam ettik, tasnif ettik mi eğitimlerine göre? Suriye’den gelenlerin büyük çoğunluğu Müslüman. Bizim işçilerimizin Avrupa’ya gidişi, Hıristiyan bir topluma Müslümanlar’ın gidişi şeklinde oldu ve burada bir uyumsuzluk kaçınılmazdı. Bugün Suriye dediğimiz ülke eski Bilad-ı Şam’dır (Şam Beldesi) 100 yıl öncenin Osmanlı toprağıdır hepsi. Ürdün’e gidersiniz orası da Osmanlı toprağıdır ve buradaki insanlarla yaklaşık yüzyıllık bir ayrılığımız var. Ancak tabii ki bu zaman zarfında farklı yönetimler altında yaşayan bu insanlar kendi kültürlerini oluşturmuşlar, her ne kadar Müslüman olsalar da dilde örfte çeşitli farklılıklar olduğu da bir gerçek. Bununla birlikte bizim insanımız Hakkâri’de, Gaziantep’te, Hatay’da, Adana’da ve Türkiye’nin her bölgesinde bu insanları ensar-muhacir kardeşliği içinde kabullenmişlerdir. Yozgat’ta dahi Iraklı, Afgan ve Suriyeli 8 bin mülteci aile var ve biz düzenli olarak
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 18
RÖPORTAJ mültecilerin sorunları ile ilgileniyoruz. Toplumun bazı kesimlerinde muhacir olmuş bu kişilere, ilişkin bazı eleştiriler oluyor. “Bunlar nerden geldi” gibi söylemlere de rastlıyoruz. Tüm kaygıları gidermek adına AFAD başta olmak üzere tüm Devlet kurumları bu insanlar için seferberlik halinde. İçişleri Bakanlığımız bünyesinde Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kuruldu bu işlerin takibi için.
SİSTEMLE SON DERECE UYUMLU BİR TEKLİF Ülkemize kabul ettiğimiz Suriyeli mülteciler için meslek tasnifi yapılarak nitelikli olanların iş gücüne katılmaları sağlanamaz mıydı, neden meslek tasnifi yapmadık? Bu konuda hiçbir çalışma yapılmıyor değil, güzel örnekler verilebilir. Ancak bu konuda istenen düzeyde bir aşama kat edilemediyse sorumluluğun yine bürokraside olduğunu belirtmem gerekir. Mültecilerin yoğun olarak geldiği dönemde Başbakanlık müşaviriydim. Mülteciler arasında profesörler, her alanda uzman eğitimli insanlar tanıdım, aralarında 6-7 dil bilenler vardı, “Bize bin lira maaş verseniz biz Türkiye’de kalsak” diyenler de vardı. Ama o dönemde bürokrasi hazretlerinin mevzuatı buna uygun değildi. Sizce bu konuya nasıl bir çözüm getirilebilir? Yüzyıl öncesine kadar aynı ülkenin vatandaşı olan bir toplumun entelektüel seviyede birleşmesini sağlayacak
adımları hızlı bir şekilde atmamız gerekiyordu. Avrupa ve Amerika’nın göçmenler konusundaki insanlık dışı tutumunu biliyoruz buna rağmen nitelikli göçmenleri de herkesten önce bünyelerine kattılar. Bizim bürokrasi bu konuları zamanında hükümetin önüne getiremedi. Getirdikleri zaman da nitelikli mültecilerin %80’i Türkiye üzerinden Batı’ya geçmişti. Onlara asgari ücret dahi verebilseydik nitelikli insanlar burada kalabilirlerdi. Biraz geç de olsa nitelikli insanların vatandaşlığa kabul edilmesi ile ilgili düzenlemeler yapıldı ve elimizden henüz kaçırmadıklarımızı vatandaş yapabildik. Keşke o gün kapılar açıldığında nitelikli olanları 5-6 dil bilen ve iki toplumu temelde birleştirecek insanların keşke burada kalmasını sağlayabilseydik. İşte bürokrasinin bu tür ani gelişmeleri hızlı okuması ve pratik çözümler üretmesi ve hükümetlerin önüne politika teklifleri koyması gerekir. Başarısız işlerin arkasında siyasilerden önce bürokrasiyi aramak gerekir. Heyecansız üretmeyen
bürokrasi, işlerin gecikmesine ve fırsatların kaçmasına neden oluyor. Geciken işte de hayır gelmez. Biz bürokrasiyi daha güçlü daha etkin hale getirerek sonuç alıcı hale gelmesini istiyoruz. Hantal bürokrasi ile yönetilen Devlet, göbeği şişkin bir insana benzer, hareket kabiliyeti azalır. Göbeği eridikçe insanın hareket kabiliyeti arttığı gibi bürokratik hantallıktan kurtulan devletin de hareket kabiliyeti artar. 2018 yılı Haziran ayı itibari ile tam olarak yürürlüğe girmiş olan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yapılan tam da budur, hızlı karar alan, hesap veren, sorumluluğu üzerine alan bir bürokrasi şekillenmeye başlıyor. Bizim hazırladığımız idarenin yeniden yapılanması modeli, yeni sistem ile son derece uyumlu bir tekliftir. Bir burada merkez taşra dengesinin yeniden kurulmasını teklif ediyoruz, böylece Ankara politika belirleyecek taşraya bütçe gönderecek, taşra ise yerinden yönetim ve yetki genişliği esasına göre ortak akıl ile yerel ihtiyaçları göz önüne alarak akılcı ve hızlı çözümler üretecek. Bunu halledebilirsek yukarıda örneğini verdiğimiz hantal göbekli insan modeli olan devlet, slim fit sporcu insan görünümüne kavuşacak. Bunun için uğraşıyoruz biz. Bu tarz iddialı çalışmayı kamuoyu ile paylaşırken alacağınız tepkilere ilişkin herhangi bir endişe duyuyor musunuz? Bu konuda endişe edilecek bir şey yok. Bir şeyler üretirseniz, eleştiri de alabilirsiniz övgü de. Ortaya koyduğumuz modele ilaveler de gelebilir ya da belli kısımlar revize edilebilir biz tüm bunlara açığız ancak önemli olan konunun tartışılmasıdır. Burada esas olan
18
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 19
niyetimizin sağlamlığıdır biz bunları tamamen ülkemizin geleceği için yapıyoruz, tecrübelerimizi gelecek nesillere aktarmak istiyoruz. Şu an geldiğimiz noktaya gelindiğinde geçmişteki fikirlerimin uygulama alanı bulduğunu görmek beni ayrıca mutlu ediyor. Bundan 30 sene önce, 1983-1987 yılları arasında Siyasal öğrencisiyken başkanlık sistemini savunuyordum. Rahmetli Özal döneminde biraz hareketlilik oldu, şimdi anlıyoruz ki rahmetli Özal da bu sistemi istemiş ancak yapma imkânı olmamış. Niye çünkü baskı grupları, vesayet odakları, devlete derinden ayar veren ekipler varmış Türkiye’de. Vesayetlere son vermek 2010’lu yılların sonuna doğru mümkün oldu ancak. Türkiye’de halkın iktidara ortak olduğu sistem, tam anlamıyla yeni ortaya çıktı. Biz de bu sistemin daha efektif daha verimli olması için çalışacağız. Diğer meslek grupları arasında da valilerin atanmasına ilişkin teklifiniz var, sizce bu sistem Türkiye’de çalışır mı? Ayrıca önerdiğiniz il meclisi modeli ile vali ilişkileri nasıl yürür? Biz üst düzey görevlerde bulunmuş bürokratlardan ve tecrübeli siyasiler arasından ve hatta özel sektörden Vali atamaları olabilmesi gerektiğini savunuyoruz. Üst Kademe Yöneticilerinin Atanmasına Dair Usul ve Esasları Belirleyen Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine bakıldığında bu teklifimizin işlerlik kazandığını görüyoruz. Henüz bir Valiler Kararnamesi çıkmamış olmakla birlikte yeni sistemde bu tarz atamalara rastlayabileceğimizi düşünüyorum. Uygulama gerçekleşirse başarılı örnekler ortaya çıkacaktır kanaatindeyim. İl meclislerine gelince bizim önerdiğimiz modelde, içinde belediye başkanları, kaymakamlar, rektörler, il müdürleri, önemli sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşlarının temsil edildiği geniş tabanlı bir il meclisinin kurulmasından bahsediyoruz. Demokrasilerde önemli olan, karar mekanizmalarıdır. Olmazsa olmazı da meclislerdir. Bugün 1930’ların valiliğini yapmak zorunda değiliz. İl
meclislerinde oluşacak ortak akıl sonucu alınan kararlara göre, icraat yapacak olan bir valinin daha güçlü olacağı kanaatindeyim. Buradaki önemli nokta il meclisinin, il yatırımlarını ve il memurlarını atama konusunda yetkilendirilmesi ve bütçe ile donatılması hususudur. Bu konuda eksikleri olmasında rağmen iyi işleyen il özel idaresi modeli olduğunu söyleyebiliriz, yine belediye meclisleri var. Ancak bunlar yerel yönetimlerdir. Biz yerel yönetimin yanında ayrıca, yerinden yönetime ilişkin yeni bir model öneriyoruz daha yeni bir sistem ortaya
koyalım istiyoruz. Atama ile gelen valinin şehrin geleceğiyle ilgili kısa uzun ve orta hedeflerini, ortak akıl ile oluşturabileceği ve ilin tüm yatırımlarına ilişkin bir bütçeye sahip meclisin olması son derece önemlidir diye düşünüyorum. Vali profesyonel yöneticidir, Kaymakamlar da öyledir. Eğitim ve yetişme serüvenlerine baktığınızda Türkiye’de mülki idare amirlerinden daha iyi yetişen bir meslek grubunu göremezsiniz. 20 küsur yaşında en küçük ilçeden başlayıp ülkeyi karış karış gezen bir meslek gurubudur mülki idare... Zorda kaldığında yararlanılan tam bir kriz yönetici olan meslek grubudur. Bu maksatla bu kişileri il meclisi ile güçlendirmek daha verimli hale getirebilir. Teklifiniz doğrultusunda il meclisleri oluşturulursa vali yerel ağırlıklı olan meclis karşısında güçsüz kalmaz mı? Amacımızı güce sahip olmak değil. Sonuca ve sürece odaklı hesap verebilir, heyecanla üreten bir yapı tesis etmektir. Bizim önerdiğimiz il meclisin özelliği teknokratlardan ve zaten seçilmiş Belediye başkanlarından oluşmasıdır. Yani seçilmiş kişilere ekstra bir görev daha vermiş olacağız. Bu yaptıkları görevden dolayı halktan bir oy istemeyecekler. Bizim buradaki meclis belli meslek gruplarından oluşan bir yapıya sahip olduğu için burası ikinci işleri olacak. Yani seçilmek için halka gitme durumunda olmayacaktır. Mesela Avrupa’da belediye meclis üyeleri maaş almazlar. Belediye başkanları maaş
19
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 20
RÖPORTAJ
almazlar. Sadece temsil ödeneği kullanırlar. Bizde maaş olduğu için sanki bu meslek gibi görülür. Bizim önerdiğimiz sistemde bu rafine bir görevdir üst bir görevdir, örneğin ben bir doktorum parayı mesleğimden kazanıyorum, ama şehrin yönetiminde de onure olarak görev verilirse oradan para istenmez zaten, bu sizin hayrınızdır, mesleğinizin sadakasıdır, ilminizin zekâtıdır. Normalde adamın işi olacak. Ayda 3 gün, senede 60 gün toplanacak. Eğer böyle olursa meclisleri geçim kapısı olmaktan kurtarırız.
MÜHENDİS KAFASIYLA DÜŞÜNEN BİR KAYMAKAM Sayın Valim, Mülki idarenin zayıflatılacağı hep söylenir ancak gördüğümüz kadarı ile yeni sistemde de mülki idare ana aktör olarak Türk İdari Sistemi’nde yerini koruyacak, sizin önerdiğiniz sistemi bu açıdan nasıl değerlendirirsiniz? Mülki idarenin zayıflatılması düşünülüyor iddiasına ben de katılmıyorum. Sadece bazı insanlar sesli
düşünüyorlar. Sesli düşünürken de karşı taraf bu kaldırılmalı da diyebilir ancak mülki idareye başka meslek gruplarından kişilerin alınmasını kastediyorsak bu durum mülki idareyi zayıflatmaz aksine güçlendirir diyorum. Önceki mevzuatımızda valilik istisnai memuriyetken şimdi ise 5 yıl kamu ve özel sektör tecrübesi olanlar arasından atanabilecek. Ama bir teamül var ki o da bugüne kadar yüzde doksan dokuz mülki idare kökenliler vali olarak atanmış. Yeni sistemde Kaymakamlık için şu anda sosyoloji, mühendislik mezunları da sınava müracaat edebilecek bence bu güzel bir şey. Aramızda mühendis kafasıyla düşünen bir kaymakam olması, devamında bu kaymakamların vali olarak atanmaları idareye zenginlik getirir. Kaymakamlık, konsolosluk bir meslektir valilik ve büyükelçilik ise bir pozisyondur ve bu pozisyona farklı insanları da atayabiliriz. Kaymakamlık mesleğine alımda sınav sisteminin devam ettirilmesi doğru olmuştur. Bir mühendis sınav ile alınıp Kaymakam olarak yetiştirilirse doğru bir iş yapılmış olur yoksa bir mühendisi
doğrudan kaymakam koltuğuna oturtursanız bocalar. Örneğin Üsküdar’a atadığınız kaymakamın Şemdinli tecrübesi de olması lazım ki Üsküdar’ı rahat yönetsin. Bunu gözden kaçırmamak lazımdır. Zira kaymakamlık bir yönetici kaynağıdır. Dış işlerinde de meslek memurluğu ve konsolosluk gibi görevler böyledir. Ancak Büyükelçilik Valilik gibi pozisyonlara bu alanda yetkin olan yüksek tecrübeli kişiler atanabilir. Yeni sistem bu şekilde oluştu. Kaymakamlar sınav ile mesleğe kabul edilip yetiştirilip atanacaklar. Ben Vali atamaları ile ilgili kriterleri çalışmaya yazdığımda şunu demek istedim. Vali atamalarında hükümet serbest olmalı, istediğini vali olarak atayabilmeli ve başka meslek gruplarından da atama yapılarak meslek zenginleştirilmeli şeklinde detay bir öneride bulundum. Önerdiğiniz sistemde kadrolu memurluğa yer yok, bir vatandaş olarak bu durum benim hoşuma gider ancak mevcut 657’liler ne olacak sizin teklifinize göre? 657’yi tamamen ortadan kaldırmayı teklif ediyoruz. Eski memurları kapsamayacak tabii ki. Bunlar kazanılmış haktır ancak bundan sonra yapılacak tüm alımların sözleşmeli olmasını teklif ediyoruz. Yönetim teklifinizde aslında “liyakat” ön plana çıkıyor gibi. Yerel yönetim mi yoksa yerinden yönetim mi teklif ediyorsunuz? Yerinden yönetim ve yerel yönetim iki farklı pozisyondur. Bunları iyi ayırmamız lazım. Yerel yönetimler anayasanın 127. Maddesinde yerini bulan belediyeler, özel idareler ve köylerdir ve bunların karar organları seçimle gelir. Yerinden yönetim kuruluşları ise merkezi idarenin taşra uzantılarıdır. Anayasamızın 126.
20
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 21
Maddesinde yerini bulan yetki genişliği kavramına göre illerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır ve il idaresinin başı olan vali merkeze sormadan bazı konularda kararlar alabilir ve genel emirler çıkarabilir. Hali hazırdaki sistem budur. Bizim önerimizde; yerinden yönetim sistemine il meclisinin eklenmesi ve ili ilgilendiren yatırımlara bu mecliste karar verilmesi ve kaynakların bakanlıklar aracılığı ile değil çanak bütçe uygulaması ile hazine tarafından doğrudan il meclisi bütçesine aktarılması şekline getirilmesini istiyoruz. Yine il memurlarının ve yöneticilerinin kadro sayısının ve atama standartlarının bakanlıklarca belirlenip, bu meclislerce atanması hususlarını içeriyor. Tabii ki havaalanları, şehir hastaneleri, büyük enerji yatırımları vb. gibi dev projeler stratejik yatırımlar ile adalet tapu nüfus diyanet güvenlik gibi huşular yine merkezden yapılmaya devam edilsin istiyoruz.
DOĞRU KARAR VE TECRÜBE Herhangi birisi lisans mezunu ve 5 yıllık tecrübesi var ama devlet yönetiminde tecrübesi yok Hakkâri’ye gönderildi. Hakkâri’deki kritik bir dönemde neye göre yönetecek? Bunu bir fıkra ile açıklamak lazım. Ustaya sormuşlar sen demişler nasıl doğru kararlar veriyorsun altındaki sebep ne demiş. Demiş ki; iki kelime.. Doğru kararlar... Peki, bu doğru kararları nasıl oluşturdun demişler. Demiş; tek kelime… Tecrübe. Peki tecrübeyi nasıl edindin dediklerinde ah yok mu o yanlış kararlarım, demiş. Tecrübe kolay oluşmuyor. Babacanlık güzel bir şey olmakla beraber tecrübesiz olmuyor. Devlet adına çalışırken, birçok yanlış yaptık bu güne kadar. O yanlışlarımız bize tecrübe oldu. Bir söylentiye göre Amerika’da bir şirkete CEO alırken kaç kere iflas etmiş diye de bakılırmış. Yani burada devlet yönetici yetiştirecek kişinin illa memuriyette yetişecek diye bir şartı olamaz. İnsanlar uluslararası bir STK da çalışmış olabilirler, ulusal ve uluslararası tecrübeler edinmiş olabilirler. Turizm sektöründe çalışmış, ticaret yapmış olabilirler. Bu kişilerin tecrübelerinden istifade etmek gerekir. Tecrübenin sadece mülki idarede ya da kamuda edinilmiş olması de gerekmez. Tecrübe her yerde tecrübedir ama vizyon sahibi bir insanı da bulmak lazım bu manada. Diyelim bir akademisyen, İdari refleksleri gelişmiş bu insandan yararlanabilirsiniz.
Bir turizmciye Muğla gibi turistik bir yörede görev verebilirsiniz. Örneğin ticari manada çok başarılı birisini, ticaretin merkezi bir ülkeye Büyükelçi olarak atayabilirsiniz.
REKABETİN OLMADIĞI YERDE BAŞARI OLMAZ Bürokrasiyi, işleyişi değiştirelim diyorsunuz aslında? Türkiye’nin Başkanlık sistemine geçmesi ile birlikte bizim de 30 yıllık hayallerimizin birçoğu gerçekleşmeye başladı aslında. Yapılan reformların büyük oranda önerilerimizle uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. Sabah 08:00 akşam 17:00 memurluğu denilen bir anlayış vardı bu ülkede, performansı yüksek olanın da düşük olanın da aynı maaşı aldığı bir sistemdi bu. Bunlar bizim sistemimizin yanlışlarıydı bu yanlışlar görüldü ve şimdi teker teker değişiyor. Değişmek istemeyen ve değişime direnen tek şey var o da egeme bürokratik yapıdır. Elindeki gücü vermek istemiyor bürokrasi, her şekilde ayakta durmak istiyorlar. Rekabetin olmadığı yerde başarı da olmaz. Ankara’daki bürokratların bir kısmının yerelde çalışmaları ve taşrayı görmeleri yerinde olur. Birçoğu taşradan habersiz. Anadolu’yu bilmek güçtür. Ben vali olarak buraya geliyorum, başka meslektaşım Hakkâri’de Van’da bu ülke için taşın altına elini koyuyor. Mardin Valimiz ve Kayyumumuz olan meslektaşıma; Belediye bütçesindeki önceki dönemle şimdiki Personel giderini sorduğumda, yüzde seksen olan personel
21
giderini yüzde 17’ye düşürdüklerini ifade etti. Kayyum uygulaması hizmetlerdeki başarıyı arttırmıştır. Hem terörle mücadele ediyorsunuz ve hem de belediye teşkilatı teröre destek vererek uyguladığı personel politikası ile mücadeleyi baltalıyor. Hiçbir devlet buna müsaade etmez. Ederse sonu olur… Valilik gibi önemli bir mevkide bulunan kişiler arasından sizin gibi yeni sistem önerisi yapanlar ve bu şehre kafa yoranların sayısı çok değildir sanırız. Sitem öneriniz gerek sizin çalışmalarınız gerekse de Türk İdare Dergisi aracılığı ile kamuoyuna hızla yayılmakta. Sıra dışı fikri olan valiler için ya merkeze alınır ya da bir üst göreve gelir gibi yaygın bir algı vardır siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Öncelikle teşekkür ediyorum. Çalışmalarımız konusunda bilgilenen herkes farklı yorumlar yapıyor tabi. Hepimizin bir tarzı var. Bense sistem kurmayı, çözüm odaklı olmayı buna ulaşırken de risk almayı seviyorum. İşimizi yaparken vatan sevgisi halkın erine kendimizi koymayı yani empatiyi yapmayı öne alıyorum. 53 yaşındayım ve bugüne kadar doğruları bir şekilde ama kırmadan söylemekten hiç korkmadım. Biz tek varlıktan Yaradan’dan korkacağız. Bir de bilerek yanlış yapmaktan korkacağız, halkın ve ailemizin huzurunda yüzümüzü kızartacak işler yapmaktan kaçınacağız... Samimi görüşleriniz için çok teşekkür ederiz Sayın Valim. Ben teşekkür ediyorum, yayın hayatınızda başarılar diliyorum.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 22
BAŞKAN YARDIMCISI
FUAT OKTAY ürokrasi ve siyasetin merkezi Yozgat geçmişten günümüze önemli isimleri hem bürokrasimize hem siyasetimize kazandıran ilimizdir. Başkan Recep Tayyip Erdoğan kendisine yardımcı olarak Fuat Oktay’ı seçti.
B
Fuat Oktay Kİmdİr? n 1964 yılında Yozgat-Çekerek’te doğdu. Oktay, 1985 yılında, Çukurova Üniversitesi, İşletme Bölümü'nden mezun olduktan sonra üniversitede araştırma görevlisi olarak çalıştı. n 1990 yılında, ABD'de otomotiv sektörünün merkezi Detroit'teki Wayne State Üniversitesi'nde imalat mühendisliği ve işletme alanlarında yüksek lisans programlarını tamamladı. Aynı üniversitede endüstri mühendisliği alanında doktora derecesini alarak, havacılık ve otomotiv endüstrisi alanlarında uzmanlaştı. n Beykent Üniversitesi’nde İşletme Bölüm Başkanlığı ve Dekan Yardımcılığı yaptı. Hem kamu, hem de özel olmak üzere, birçok şirkete danışmanlık hizmetlerinde bulundu, bu şirketlerin bazılarında Genel Müdür, Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstlendi. n 2008-2012 yılları arasında Türk Hava Yolları (THY) Stratejik Planlama ve İş Geliştirme, Satış ve Pazarlama, Üretim Planlaması ve Bilgi Teknolojilerinden sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. Bu görevi boyunca çok sayıda ortak girişim projesini hayata geçirdi. n Fuat Oktay, 2 Ocak 2012 tarihinden 19 Haziran 2016 tarihine kadar T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı görevini yürüttü. 19 Haziran 2016 tarihinden bugüne kadar Başbakanlık Müsteşarlığı yaptı. n Oktay, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.(TAI) yönetim kurulu üyeliği görevinde bulunmuştur. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. yönetim kurulu üyeliği ve Türk Telekom A.Ş. yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevlerini sürdürmektedir. n Fuat Oktay, çok iyi derecede İngilizce bilmekte olup 3 çocuk babasıdır.
22
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 23
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI
BEKİR BOZDAĞ ozgat’ın siyasetimize kazandırdığı isimlerden olan Bekir Bozdağ ülkemizin en zor döneminde Adalet Bakanlığı görevini yerine getiren isimdir.
Y
BEKİR BOZDAĞ Kİmdİr? n Bekir Bozdağ, 1 Nisan 1965'te Yozgat Akdağmadeni'nde doğdu. Babasının adı Mehmet Duran, annesinin adı Nuriye'dir. n Avukat; Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. Yüksek lisansını Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dinler Tarihi Anabilim Dalında tamamladı. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. n Serbest avukat olarak çalıştı. n 22, 23 ve 24. Dönemde Yozgat Milletvekili seçildi. 22. Dönemde Adalet Komisyonu Üyeliği, 23. Dönemde AK PARTİ Grup Başkanvekilliği yaptı. 61. Hükümette Başbakan Yardımcısı, 61, 62 ve 64. Hükümette Adalet Bakanı, 65. Hükümette Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı. n Bozdağ 27. Dönem TBMM de Anayasa Komisyonu Bşk. olarak görev yapmaktadır n Orta düzeyde İngilizce ve Arapça bilen Bozdağ, evli ve 3 çocuk babasıdır.
23
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 24
n ŞEHİR HASTANESİ
n POLİS MESLEK EĞİTİM KURUMU
BOZOK YAYLASININ KADİM ŞEHRİ YOZGAT HİZMETTE
n SÜREYYABEY BARAJI
n ADLİ TIP KURUMU
OLAN
YATIRIMLAR
n TARİHİ ROMA HAMAMI
n YENİ CEZAEVİ
n YOZGAT VALİLİĞİ n DİYANET EĞİTİM MERKEZİ
n YOZGAT VALİLİĞİ
24
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 25
n ADALET EĞİTİM MERKEZİ
n SPOR VADİSİ SU KAYAĞI
YAKINDA
AÇILACAK YATIRIMLAR
n SPOR VADİSİ
ZGAT VALİLİĞİ n HIZLI TREN RAY DÜZENLEME DEVAM EDİYOR
n HIZLI TİREN VİYADÜĞÜ
25
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 26
ANALİZ
ğrı’nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Çiftlik köyünün Türkmen mezrasında bakkal dükkânı işleten ve AK Parti’ye yakınlığıyla tanınan Mevlüt Bengi 26 Haziran’da PKK’lı teröristler tarafından evinden kaçırıldıktan sonra Yaygınyurt köyü kırsalında öldürüldü. 24 Haziran seçimlerinde AK Parti’nin sandık müşahidi de olan Bengi’nin seçimlerden iki gün sonra katledilmesi, PKK’nın doğu ve güneydoğu illerindeki “ideolojik jenosit” eylemlerinden sadece birisi. PKK’nın sivillere dönük saldırılarını başlı başına ideolojik bir gerekçe üzerinden okumak da yeterli bir değerlendirme olmaz. Örgütün kırsal alanlardaki taktik ve operatif saldırı açmazları ve şiddeti kendine müzahir siyasi partiler vasıtasıyla kurumsal bir siyasi kimliğe büründürme çabası da göz ardı edilmemeli.
A
PKK SİVİL CİNAYETLERLE
NEYİ? HEDEFLİYOR
PKK GEÇTİĞİMİZ ÜÇ YIL İÇİNDE TOPLAM 943 SALDIRI GERÇEKLEŞTİRDİ. BU SALDIRILARIN YÜZDE 68,8’LİK KISMI DEVLETİN GÜVENLİK KURUMLARINA KARŞI DÜZENLENİRKEN, YÜZDE 31,2’LİK KISMI SİVİL HEDEFLERE YÖNELİKTİ. n NECDET ÖZÇELİK
26
PKK NE YAPMAK İSTİYOR? PKK geçtiğimiz üç yıl içinde toplam 943 saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırıların yüzde 68,8’lik kısmı devletin güvenlik kurumlarına karşı düzenlenirken, yüzde 31,2’lik kısmı sivil hedeflere yöneldi. Sivil hedefler arasında en dikkat çekenleri ise özel girişim ve yatırımlar, özel mülkiyete konu olan şahsi varlıklar ve sivil şahısların doğrudan yaşam hakları oldu. Yol kesme ve kundaklama, suikast, adam kaçırma, cinayet, kundaklama, bombalı araç saldırısı ve intihar yeleğiyle yapılan saldırılar, PKK’nın sivillere yönelik gerçekleştirdiği saldırıların başında geldi. Sivilleri günlük yaşam seyirlerini değiştirmeye, kaygılı, endişeli ve
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 27
gelecekten ümitsiz bir hayat yaşamaya ve ideolojik değişime zorlayan bu saldırılardan suikast ve adam kaçırma/öldürme yöntemleri, PKK’nın kent terörü stratejisinin çökmeye başladığı 2016 yılının ortalarından itibaren hız kazandı. 13 Ağustos 2016'da Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde AK Parti ilçe gençlik kolları başkanı Naci Adıyaman'ın öldürülmesi, 9 Ekim 2016’da Van Özalp’a bağlı Aşağı Mollahasan köyünde AK Parti Özalp ilçe başkan yardımcısı Aydın Muştu’nun evinde öldürülmesi, 16 Ekim 2016'da Van'ın Erciş ilçesinde belediye meclis üyesi ve Latifiye mahallesi muhtarı Mehmet Şerif Doğu’nun öldürülmesi ve 16 Nisan 2017’de AK Parti Muradiye ilçe başkanı İbrahim Vanlı'ya yönelik gerçekleştirilen saldırı, PKK’nın şehir stratejisindeki çöküşün ardından gerçekleştirdiği saldırılardan sadece bir kaçı. Ağrı bölgesinde bulunan Ağrı dağı ile Tendürek dağı ve Kars bölgesinde bulunan Madur dağı Çemçe alanı PKK’nın Doğu Anadolu bölgesinde örgütsel varlığını sürdürebilmesi için stratejik bir öneme sahip. Ağrı dağı ve Tendürek dağındaki PKK varlığı, lojistik, ikmal ve istihbarat bakımından Doğubayazıt ve çevresindeki yerleşim alanlarındaki PKK’nın işbirlikçileri tarafından sağlanıyor. PKK’nın Tendürek’teki varlığına yönelik son iki yıl içindeki operasyonlar oldukça etkili sonuç verdi. Geçtiğimiz son iki yıl içindeki askeri operasyonlar Tendürek dağı bölgesindeki PKK varlığına karşı önemli bir etki doğurdu. Aynı zamanda Tendürek’teki PKK ile Doğubayazıt arasındaki irtibat da önemli ölçüde engellendi. Şimdi
aynı şey Ağrı dağındaki PKK ile Doğubayazıt ve çevresindeki alanlar için uygulanıyor. Güvenlik kuvvetleri bir taraftan Ağrı dağındaki PKK varlığına son verirken diğer taraftan PKK ile örgütün kentsel irtibatını kesiyor. 2018 yılında sadece Ağrı’da 26 terörist öldürüldü, üç terörist yakalandı ve çok sayıda işbirlikçi de gözaltına alındı. Bununla birlikte, Afganistan’dan Avrupa ülkelerine yönelen uyuşturucu kaçakçılığının güzergâhlarından biri olan Balkan rotası üzerinde, Türkiye’ye giriş kapaklarından biri olan Doğubayazıt’taki narko-terör operasyonları da etkili sonuçlar üretti ve PKK’nın finansal kaynak akışını bu bölgede önemli derecede önledi. PKK’nın Ağrı’daki kapasite yetmezliğini örtbas etmek için bir hikâyeye ihtiyaç duyabileceği göz ardı edilmemeli. Dolayısıyla örgüt hem yerel alanlarda kendi ideolojisine müzahir olmayan sivilleri öldürerek bu başarısızlığı “devlet ajanı” olarak nitelediği kişilere karşı nefret geliştirmek suretiyle örtbas etmeye hem de geliştirilen nefret duygusuyla kendine müzahir kitleyi bir arada tutmaya çalışıyor. Bununla birlikte PKK, terör stratejisindeki başarısızlığın getireceği çözülmeyi önlemek için ihtiyaç duyduğu muarız ideoloji kaldırıcını, hükümet partisinin kurumsal kimliği üzerine inşa ederek nefreti devlet-hükümet ekseninde derinleştirmeyi hedefliyor.
27
Suikast, adam kaçırma ve infaz eylemlerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki AK Parti’ye mensup ya da yakın kişilerle güvenlik korucularını hedef alması bir rastlantı olarak görülmemeli. AK Partili kişileri “ajan”, güvenlik korucularını da “kontra” olarak tanımlayan PKK, AK Parti ve güvenlik koruculuğu karşıtlığı üzerinden, sosyolojik alan hâkimiyetine yönelen bir durumu muhafaza etmek istemektedir.
TERÖR SALDIRILARINDAN SADECE PKK MI SORUMLU? PKK 30 Haziran’da yaptığı açıklamada Mevlüt Bengi’yi kaçırarak öldürmesini de “ajanlaşma” argümanıyla meşrulaştırmaya çalışıyor ve yerel halk üzerinde korku ve baskı oluşturarak, devlet kurumlarıyla halk arasındaki vatandaşlık bağını zayıflatmayı hedefliyor. Bengi’nin 2015 yılından bu yana devlete bilgi sağladığı için öldürüldüğünü iddia eden PKK’nın, bu eylemi 24 Haziran seçimlerinden iki gün sonra gerçekleştirmiş olmasını, Ağrılılar da terör propagandasının ötesinde değerlendirmiyor. Örneğin isminin saklı kalması koşuluyla konuşan Ağrılı bir vatandaş, PKK’nın önümüzdeki yıl gerçekleşecek yerel seçimlerde Ağrı ve ilçelerinde PKK ideolojisine yakın partinin belediye seçimlerini kazanması için, şiddete
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:34 AM Page 28
YORUM
dayalı bir stratejiyle etki oluşturma çabasına şimdiden giriştiğini söylüyor. HDP’li bir milletvekilinin, cinayeti önce faili meçhul bir saldırı olarak kınaması, fakat failin PKK olduğu öğrenildikten sonra terör örgütünü kınayamaması, etnik kimliğe dayalı siyaset yapan oluşumların, PKK’nın şiddet stratejisine bakışındaki terör tahakkümünü bir kez daha gözler önüne koydu. HDP’li yöneticilerin, saldırı sonrasında hükümet yetkilileri tarafından kendilerine yöneltilen eleştirileri, partileriyle örgüt arasındaki ideolojik bağı kesmek için bir davetten ziyade tehdit olarak değerlendirmesi, kendilerinden beklenilen siyasi sorumlulukla da uyuşmuyor. PKK açısından bakıldığında, yerel yönetimler örgütün hayatta kalabilmesini sağlayan insan ve finans kaynağına aracılık etmesi bakımından hayati derecede önemli görülüyor. Örgütsel büyüme sürecini sağlayan sosyal alanlara erişebilmesi ve bu alanları kontrol edebilmesi için belediyelerin lojistik ve ikmal imkânlarını kullanması, PKK terör örgütü için operatif anlamda ayrıca önemli. PKK ile ideolojik ortaklıkları bulunan siyasi partilere ait belediyelerde, ölen teröristlerin yakınlarının istihdam edildiği, belediye bütçelerinden PKK yanlılarına yardım verildiği, öldürülen PKK’lıların ve onları ideolojik olarak destekleyenlerin isimlerinin sokaklara verildiği, belediye yönetimlerine kayyum atanmadan önceki süreçlerde görülmüştü. Bu hamlelerle, PKK’nın siyasi partiler aracılığıyla sürekli olarak canlı kalmasının amaçlandığı malum. Böylelikle siyasi partinin kendine ait kitle tabanı ile PKK destekçiliği özdeşleştirilebilmekte ve PKK ideolojisi de yerleşik hale getirilebilmektedir. Öte yandan, aynı belediyelerin çeşitli gençlik faaliyetleri, sosyal organizasyonlar ve eğitim programları düzenleyerek örgüte eleman, PKK ideolojisine de sempatizan devşirdiği geçmiş yıllarda görülmüştü. Bütün bunlarla birlikte belediyeler, örgüt ideolojisinin yerel yönetimlerin siyasi kimliği üzerinden uluslararası ortamlara
taşınması için de rol almıştı. Önümüzdeki yıl gerçekleşmesi planlanan yerel seçimlerin öncesinde, PKK’nın kendisine müzahir siyasi partinin adaylarının seçilmesi ve yerel yönetimler üzerindeki etkinliğini artırmak için, siyasi ve demografik dinamikleri hassas olan bölgelerde, sivilleri hedef alacak silahlı eylemlerde bulunması muhtemel. PKK’nın sivillere yönelik saldırılarında göze çarpan iki temel argümanının, taktik ve operatif başarısızlıklarını örtmek ve şiddet stratejisini siyasi parti kimliğiyle örtüştürmek olduğu rahatlıkla görülüyor. Bununla birlikte, PKK’nın sivillere ve siyaset yapan yerel aktörlere saldırması, örgütün hedef seçiminde ahlaki bir sınırının olmadığını da ortaya koyuyor. Bu saldırıların en önemli sonuçlarından biri de PKK ile etnik kimliğe dayalı siyaset yapan Kürt siyasal oluşumların ilişkisinin sürdürülemezliğidir. Etnik kimliğe dayalı siyaset yapan yasal Kürt siyasal oluşumlarının iki temel problemi, Türkiye partisi olamama ve PKK ile olan ilişkileridir. Etnik temelli siyasi hareketlerin bir büyüme sınırı olacağı kabul gören bir yaklaşımdır. Ancak burada etnik kimlik tarifinin nasıl
28
yapılacağı ve bu kimliğin siyasi ve sosyal sınırlarının nasıl belirleneceği üzerine yapılan tartışmalar meseleyi daha da muğlaklaştırmaktadır. PKK ile paylaşılan siyasal hedef, taban ve kitle, milliyetçi Kürt siyasal hareketlerinin yasallığı sorununu sıklıkla gündeme getirmektedir. Zira PKK’nın mı milliyetçi Kürt siyasal hareketlerinin kontrolünde, yoksa milliyetçi Kürt siyasal hareketlerinin mi PKK’nın kontrolünde olduğu önemli bir ikilem oluşturmaktadır. Bu ikilem, PKK’nın terör eylemleri bağlamında Türkiye’deki seçim süreçlerinin analizi yapıldığında, PKK ile hedef ve taban ortaklığına sahip olan milliyetçi Kürt siyasi partilerini de analiz birimlerine dâhil etme zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Öyle ki bu hareketlerin terör örgütüyle olan ilişkisi hukuken yargı müktesebatında, ahlaken de kamu algısında sorun olarak varlığını sürdürmektedir.
[Necdet Özçelik SETA Güvenlik Çalışmaları bölümünde araştırmacı olarak görev yapmaktadır] “Görüş” başlığıyla yayımlanan makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Türk İdare’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:37 AM Page 29
İNFO HABER
SÖZDE ÜST DÜZEY
YÖNETİCİLER ÖN Ö ETKİSİZ HALE
GETİRİLDİ
29
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:37 AM Page 30
ANALİZ
SETA'DAN
OHAL
ANALİZİ
SETA, CEM DURAN UZUN VE MERT HÜSEYİN AKGÜN TARAFINDAN KALEME ALINAN "OLAĞANÜSTÜ HALİN İKİ YILI VE SONRASI" BAŞLIKLI ANALİZ YAYIMLADI. iyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) "Olağanüstü Halin (OHAL) İki Yılı ve Sonrası" başlıklı analizinde, "gereksiz yere uzatılan OHAL'in devletin işleyiş yapısına kötü yönde etkileri olacağı için kaldırılmasının doğru bir karar olduğu" belirtilerek "OHAL'in ilan edilmesinin gerekçesi olan FETÖ ile mücadele devam etmekte, ilk günkü kadar ağır olmasa da anayasal düzene yönelik tehditler varlığını sürdürmektedir." denildi. SETA, Cem Duran Uzun ve Mert Hüseyin Akgün tarafından kaleme alınan "Olağanüstü Halin İki Yılı ve Sonrası" başlıklı analiz yayımladı. Analizde, Türkiye'nin yakın süreçte içinden geçtiği PKK-DEAŞ terörü, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi nedeniyle ülkede teröre karşı daha etkili mücadele verme, darbe girişimi sonrası düzeni sağlama ve faillerin kısa sürede yargı önüne çıkarılması amacıyla ilan edilen ve iki yıl süren OHAL'in nedenleri, işleyiş şekli, bitmesi ve sonrasında terörle mücadele noktasında neler yapılabileceği konuları ele alındı. Analizde, OHAL, "15 Temmuz Sonrası OHAL İlanı ve Gerekçeleri", "OHAL'in Düzenleyici İşlemleri: OHAL KHK'leri", "Yargının FETÖ ve 15 Temmuz ile Mücadelesi", "OHAL'in Kaldırılması ve Devam Eden Terörle
S
Mücadele" başlıklarıyla incelendi. OHAL'in, Anayasa'da belirlenen ilkelerle ilan edildiği ve burada yer alan kurallar çerçevesinde uygulandığı belirtilen analizde, OHAL'in Fransa, ABD ve Almanya gibi kalkınmış ülkelerdeki uygulanışı ve Türkiye'deki ile benzerliklerine değinildi. Analizde, OHAL rejiminde kullanılacak yetkilerin hepsinin yargısal denetime tabi olduğu ve bu dönemde çıkarılan kararnamelerin TBMM'de kabul edilerek kanun haline dönüştürüldüğü, böylece Anayasa Mahkemesi'ne dava yolu açıldığının altı çizildi.
"Bakanlar Kurulu 32 OHAL KHK'si çıkarmıştır" OHAL'in ülkenin birlik ve beraberliği için ne denli önem arz ettiği somut örneklerle ortaya koyulan analizde, şunlar kaydedildi: "1982 Anayasası'nda OHAL KHK'si adı verilen bu düzenlemeler, kanunlardan ve o olağan dönem KHK'lerinden birçok yönden ayrışmaktadır. OHAL KHK'leri, cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından ve Meclis'in herhangi bir yetki kanununa ihtiyaç duyulmaksızın çıkarılır. Anayasa, OHAL KHK'leri ile yürütmeye sınırsız ve keyfi bir düzenleme yapma yetkisi tanımamıştır. OHAL KHK'lerinin Meclis'in onayına sunulmasıyla TBMM'nin yapacağı siyasi denetim kalmaktadır. Anayasa kararnameleri Meclis'in onayına sunulacağını öngörmesine rağmen 'Bunların Meclis tarafından onaylanmasına ilişkin süre ve usul'ün Meclis İçtüzüğü'nde düzenleneceğini
30
belirtmiştir. OHAL'in ilan edildiği 20 Temmuz 2016'dan bugüne kadar geçen iki yıllık sürede, Bakanlar Kurulu 32 OHAL KHK'si çıkarmıştır. 15 Temmuz sonrasında çıkan KHK'ler, ihraç etme, yurt dışına çıkış yasağı, mal varlığına el koyma, kayyum atanması ve kapatma gibi tedbirleri içermektedir. Ayrıca KHK'ler ile kanunlarda da değişiklik yapılmış ve birçok farklı alanda yeni düzenlemeler getirilmiştir. Kanunlardaki bazı değişikliklerin OHAL sürecinde geçerli olacağı ilgili KHK'de belirtilmiştir. Ancak yasalarda yapılan diğer düzenlemeler kalıcı olacak, bir başka deyişle OHAL'in kalkmasından sonra da varlığını koruyacaktır." Yargının FETÖ ve 15 Temmuz ile mücadelesi konusunu ayrıntılı verilerle ele alan analizde, yargı süreci ve işleyiş şekli hakkında geniş bilgilere yer verdi. Analizde, 13 Temmuz 2018 itibarıyla darbe girişimine yönelik açılan 289 davanın 195'inde ilk derece yargılamalar tamamlanıp nihai kararların verildiği belirtildi. Analizin "OHAL'in Kaldırılması ve Devam Eden Terörle Mücadele" başlığı altında, gereksiz yere uzatılan OHAL'in devletin işleyiş yapısına kötü yönde etkileri olacağından dolayı kaldırılmasının doğru bir karar olduğu vurgulandı. Analizde, "OHAL'in ilan edilmesinin gerekçesi olan FETÖ ile mücadele devam etmekte, ilk günkü kadar ağır olmasa da anayasal düzene yönelik tehditler varlığını sürdürmektedir." denildi. SETA analizinde, olağan döneme geçiş sürecini düzenleyen kanun da ele alındı.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:37 AM Page 31
Ä°NFO HABER
31
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:37 AM Page 32
RÖPORTAJ
POLEMİK BİTTİ İCRAAT VE PROJE SİYASETİ BAŞLADI Türkiye siyasetinde hantallaşmış vesayet anlayışı yerini hız kazanmış Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bıraktı. Koalisyonlarla kurulan güçsüz hükümetlerin yerine halkın yarısından fazlasının oyunu alan Cumhurbaşkanı yürütmenin başına geçerek güçlü bir hükümet kuruyor. Milletvekillerinin bakan olmadığı sistemde bakanlıklar alanında uzman, tecrübeli ve pratikte başarılı kişilerden oluşuyor.
4 Haziran seçimleriyle birlikte Türkiye yönetim sisteminde yeni bir sayfa açıldı. Milletin iradesinin sandıkta aldığı karar ile Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Başkanı seçildi. Yeni sistemle beraber Türkiye nasıl bir sisteme geçti? Türkiye’yi neler bekliyor? Ve tüm merak edilen soruları, Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selman Öğüt’e sorduk.
2
BİZ SES ÇIKARMADIK Kİ İLİŞKİLER YÜRÜDÜ Türkiye bir sistem tıkanması mı yaşadı? Cumhurbaşkanlığı Sistemi Türkiye’ye ne sağlayacak? Türkiye bir sistem tıkanması yaşadı. 2002 yılına kadar kurulan hükümetlerin ömrünün ortalaması 16 ay. Çok kısa süreli kurulan ve dağılan hükümetler mevcut. Bir proje gerçekleştirmek istediğiniz zaman en az 4 seneye ihtiyacınız var. Bununla ilgili Ulaştırma Bakanlığı yapmış Binali
Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da beyanatları var. Başarılı ve uzun soluklu çalışmalar yapmak için kısa zamanlı değil uzun zamanlı hükümetlerin olması gerekiyor. Ar-Ge BURAK ÇOLO çalışmaları, ekonomik finans çalışmaları gibi projenin geliştirilmesi için birçok çalışma yapılması gerekmekte. 3 aylık hükümetlerde bu çalışmaları nasıl yapacaksınız? Bakanlık görevine getirilen kişi ilk defa getiriliyor olabilir ki çoğunlukla böyle oluyor. Sistemin çalışmasını nasıl öngörecek. Bakanlığın bürokratlarla verdiği mücadele. 16 senelik AK Parti döneminde durumun böyle olmaması milletin teveccühüydü. AK Parti hükümete ilk geldiğinde
RÖPORTAJ
32
dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile çok uğraştı. Kaldı ki çok başlılık söz konusuydu. Güçlü bir Başbakan olmasına rağmen Başbakanlık döneminde Recep Tayyip Erdoğan bürokratik vesayetten çok çekti. Ahmet Necdet Sezer ile açıklamaları var. “Biz ses çıkarmadık ki, ilişkiler yürüdü.” Atamalar, rektörlük ve valilik gibi 3’lü kararnamenin gerektiği durumlarda sıkıntılar yaşandı. Parlamenter sistem çok başlı bir sistemdi bakanlıklar kendi içerisinde, Başbakan, Cumhurbaşkanı ve birde bunun üzerine kurulan koalisyon hükümetleri olduğunda tam anlamıyla bir sistem tıkanması yaşanıyordu. Hatta garabet vardı sistem işlemiyordu. İşleyen olduğu zamanda tek başına iktidar olan hükümetler döneminde oluyordu. Adnan Menderes, Turgut Özal gibi. Merhum Necmettin Erbakan Hoca dönemindeki gibi ülkeye çalışıldığı zaman hemen birilerinin kuyruğuna basmış oluyorsunuz. Faiz lobisi oluyor, içerdeki dışardaki birleşiyorlar. Denk bütçe vardı Erbakan Hoca döneminde ve hemen indiriyorlar bu şekilde.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 1:06 AM Page 33
Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde yetki tek elde mi toplanacak? Bu sistem tek adam yönetimi mi? Tek adamdan kasıt eğer hükümetse evet hükümeti bir kişi yönetecek ve sorumlu olacak. Hak, hukukta her zaman arkasından sorumluluğu getirir. Hiçbir hak yoktur ki bunun bir sorumluluğu olmasın. Size bir yönetme hakkı verildiyse bunun da beraberinde getirdiği sorumluluklar vardır. Hükümet açısından tek kişidir fakat bir insan tek başına zaten yönetemez. Hiç kimse bir yandan ekonomi bakanlığını, bir diğer yandan adalet bakanlığını yönetemez. Bakanlıklar, yakın çalışma grubu ve partinin kendisi olur. Eğer kastedilen erklerin birliği ise bu değil. Erkler ayrılığı ilkesi aslında bu sistemde daha fazla pekişmiştir. Önceki sistemde koalisyon hükümetlerinin çıktığı sistemde ve seçimden sonra hükümetin kurulduğu sistemde milletvekilleri ve hükümet arasında çok yakın ve gereğinden fazla ilişki vardı. Doğrudan bakanlıklardan gelen yasa tasarıları oluyordu. Doğrudan milletvekili bakan olarak seçiliyordu. Ve hükümetin düşürülmesi söz konusu olmuyordu. Meclis kendi çıkardığı hükümeti neden düşürsün? Koalisyon olacak ki anlaşmazlık anında hükümet düşsün. Bu eski sistem mi erklerin birliğiydi? Yoksa yeni sistem mi?
UZUN SOLUKLU PROJELER ÜRETİLECEK BÜROKRATİK VESAYET SONA ERECEK Mİ? Yeni kabineye bakın. Herkes kendi alanında başarılı işler ortaya koymuş kişiler. Örnek verecek olursak Berat Albayrak’a baktığımız zaman daha öncesinde özel sektör tecrübesi muazzam. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda ortaya koyduğu pratik ortada. Bir diğer örnek Sağlık Bakanımız. Çok başarılı bir sağlık grubu Medipol Üniversitesi’nin sahibi. Milli Eğitim Bakanımız eğitimin doğrudan içerisinden gelen okullar kurmuş bir kişi. Baktığımız zaman bu isimler uzman taife. Kendi alanlarında uzman, pratiği bilen, sektörü bilen, uygulamadaki yanlışları bilen kişiler. Ben bir akademisyenim. Bir hukukçu olarak mahkemelerde, toplumda sorunları görmeden hukuki anlamda yorum yaparsam bu yanlış olur. Önemli olan bunu uygulamada yapabilmektir. Bir diğer taraftan bakanlar milletvekilliğini yitirdiklerinden dolayı bakanlıktan ayrıldıklarında milletvekilliğine devam ederim düşüncesini taşıyamayacaklar. Cumhurbaşkanı istediği zaman tutar istediği zaman uzaklaştırır. Her şeye hukuki açıdan da bakmamak gerek. Ülkelerin siyasi, iktisadi kültürleri vardır. Örnek verecek olursak bakan demek belirli bir şehrin belirli bir bölgenin temsilcisi. İnsanlar bizim bakanımız var diye bakıyorlardı. Artık böyle bir şey olmayacak. Belirli bir şehrin bakanı kültürü kalkacak. Çünkü o şehrin milletvekili değil. Böyle olunca herkesin bakanı kültürü oturacak. Bu AK Parti dönemiyle ilgili değil hep böyleydi. Baktığım zaman şu ana kadar AK Parti dönemlerinde en nitelikli Bakanlar Kurulu oluşturuldu. Doğrudan sektörden gelen, doğrudan problemleri bilen, alanında uzman buradan döndüğümde milletvekilliğim devam ediyor kaygısı olmayan insanlar değil. İşi ehline vereceğiz emaneti ehline tam anlamıyla verebilmiş olacağız. Bürokratik yapıda buna göre düzenlenecek. En önemlisi bürokratik vesayetin bitmesinde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez biz hükümet çıktı; 5 yılık plan yaparak “Benim 100 Günlük Eylem Planım var, 400 tane projem var” dedi. Bunu merhum Erbakan Hoca nasıl yapacaktı ki? Pamuk ipliğine bağlı koalisyon. Artık bu yok. Sadece meclis erken seçime giderse hükümetler değişebiliyor. Cumhurbaşkanı seçilen kişi istediği gibi seçime de gidemiyor çünkü gittiği halde bir dönemini kaybediyor. Artık uzun soluklu istikrarları dönemler olacak. Eskiden bürokratlar sayın bakanım senin gibi 5 tane eskittim ben diyordu. Bunu diyemeyecek. Bürokrat gelen bakanın artık orada 5 sene olacağını bilecek.
Yeni sistemde neler var? Yeni sistemde milletvekili bakan olamıyor. Milletvekili yasama organı için seçiliyor. Bakanlarda milletvekillerinden olsa bile, milletvekilliğini kaybediyor. Tam anlamıyla yasamanın ve yürütmenin birbirinden ayrıldığı bir sistem var. Yargı zaten bağımsız Türkiye yargısı.
HÂKİM VE SAVCI SAYIMIZI ARTMASI GEREKİYOR Peki, kuvvetler ayrılığı Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde nasıl bir hal alacak? Burada tekâmül etmiş hali oldu. Bundan önce yasama ile yürütme arasında samimi bir ilişki vardı. Artık bu yok. Bununla beraber yargıda da ihtiyaçlar karşılanarak yargı erkinde reformlar yapılarak mesela AK Parti’nin yaptığı reformlardan birisi yargıda çift başlılık; bir askeri mahkemeler bir tarafta sivil mahkemeler. Asker ile sivilin yaşadığı sıkıntı askeri mahkemede görülüyordu. AK Parti’nin bunu çözmesi
33
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:37 AM Page 34
RÖPORTAJ demokratikleşme açısından çok önemliydi. Bundan sonra AK Parti yasama, yürütme, yargı ayrımını oturturken iyileştirmelerde yapmalı. Yargı’da hâkim ve savcı sayısı artmak zorunda. Türkiye’den birkaç milyon fazla nüfusu olan Almanya’da 42, 43 bin hâkim ve savcı var. Türkiye’de sayı 14-15 bin civarında. Hâkim ve savcı sayımızı artırmamız gerekiyor. FETÖ temizliği yapılması gerekiyordu. 4 bin civarında da FETÖ ile irtibatı tespit edilenler görevden uzaklaştırıldı. Ayrıca eğitim bu konuda çok önemli. Staj ve hukuk eğitimi verme noktasında sınavların farklı kategorilerde yapılması çalışmaları yapılmalı. Savcı ve hâkimler farklı kurumlar, fakat savcı yargılamayı yapan birisi gibi görülmemeli. Türkiye’de böyle bir bilgi kirliliği var maalesef. Savcı bir iddia makamıdır. Kararı veren hâkimdir.
MECLİS SIRTINDAKİ YÜRÜTME KÜFESİNDEN KURTULDU Yeni sistemde Meclis’in durumu ne olacak? Meclis daha güçlü mü olacak? Milletvekili sayısı mecliste 600’e çıkarıldı. Sayı olarak bu gerekiyordu. Bir diğer taraftan daha genç bir meclis. AK Parti, milletvekili seçilme yaşını 18’e indirdi. Seçen kişi seçile de bilir. Yürütme ile meclis arasındaki bağ tam anlamıyla iş paylaşımı olarak ortaya çıktı. Önceden meclis sen düşürdün gen soruyla, güvenoyuyla vs. baskıya da maruz kalıyordu. Tarihimize baktığımızda bir tane gensoru var. Çünkü meclis kendisi çıkarıyor zaten. Hükümetin başarısızlığı aynı zamanda meclise mal edilme durumu vardı. Bundan sonra kimse kusura bakmasın mecliste çalışmalar yaparlarsa, yasa yaparlarsa bu doğrultuda yürütmeye yardımcı olurlarsa halktan da teveccüh göreceklerdir. Yapamazlarsa o zaman kaybedecekler. Polemik siyaseti bitti; icraat, fiiliyat ve proje siyaseti başladı. Meclis araştırmaları, komisyonları istediği zaman harekete geçirebilir. Yürütmeden bilgi istersin. Bunu işletmeyen meclis suçlu olacak. Meclis kesinlikle daha güçlü. Tabiri caizse
SELMAN ÖĞÜT KİMDİR? 1984 Mekke doğumlu olan Selman Öğüt, lisans eğitimini İstanbul Kültür Üniversitesi'nde tamamladı. Temmuz 2014 itibari ile İstanbul Medipol Üniversitesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. BM Güvenlik Konseyi'nin Yeniden Yapılandırılması ve Uluslararası Örgütlerin Sorumluluğu adlı kitapların yazarı olan Öğüt'ün uluslararası hukukun farklı konuları ile ilgili yayınlanmış muhtelif makaleleri vardır. 2013 yılı içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Anasaya Uzlaşma Komisyonu'nda uzman olarak görev yapmış olan Selman Öğüt, halen İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Doçent olarak öğretim üyesi görevini yapmaktadır. Meclis sırtındaki yürütme küfesinden kurtuldu tek başına yasa yapmayla ilgili fiiliyatını yapacak. Gerektiği noktada yürütmeye denetim de uygulayacak.
İSTİKRAR, KALKINMA, SORUMLULUK… Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin en önemli faydası ne olacak? Bence her şeyden önce istikrar. Devletin malum iki temel görevi var. Özgürlükleri güvence altına almak ve toplumun güvenliğini sağlamak. Ekonomik güvenlik diyoruz hep. Çok özgürlükçü bir sistem olduğu zaman güvenlikte problem olabilir, çok güvenlilik üzerinde bir sistem uygulandığı zaman
34
özgürlüklerde problemler olur. İstikrarlı bir yönetim biçimiyle bu dengeyi sağlamak en önemlisi. Kalkınma için de devletin istikrara ihtiyacı var. Bunu inşallah bu modelde görebileceğiz. Sermaye, siyaset ve akademi. Para, bilgi ve bunu işletebilecek siyaset. Bu çok önemli. Bunu yeni sistem yapacak inşallah ve mükemmel bir atılım gerçekleşeceğini düşünüyorum. Yen sistemden beklentim 5 senelik hükümetlerde kesinlikle sorumluluğu da kimseye atamadan yürütmeye gelen iyide yönetse kendi yönetmiş olacak başarısızda olsa kendisi yapmış olacak. Yeni sistemde anahtar kelimelerimiz istikrar, kalkınma ve sorumluluk.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:37 AM Page 35
FOTOĞRAF
TARİHE NOT DÜŞÜLEN FOTOĞRAF ABD Başkanı Donald Trump'ın kabinesinden rahip Andrew Brunson serbest bırakılana dek Türkiye'ye yaptırım uygulama politikasında yeni adımlar atılacağına dair açıklamalar geldi. Bu açıklamanın ardından Trump sosyal medya hesabından attığı tweet nedeniyle doların tarihi zirvesi görmesi ile ekonomik saldırı altına girdik. Tam bu sırada Katar Emiri Şeyh El Temim Türkiye’ye ziyarette bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılan görüşmenin ardından Katar’ın Türkiye’ye 15 milyar dolar doğrudan yatırım yapacağı bildirdi. 15 Ağustos 2018
35
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:38 AM Page 36
ÖRNEK PROJE
PET ŞİŞEYİ AT KARTINI
DOLDUR
ürkiye'nin mega kenti İstanbul'da Büyükşehir Belediyesi çevreci bir hizmeti daha devreye sokmaya hazırlanıyor. Belediyenin iştiraklerinden olan İSBAK'ın yaptığı makineler içine attığınız pet şişe karşılığında İstanbulkart'a yükleme yapacak. İSBAK'ın resmi twitter hesabından duyurulan yenilikle beraber, çevreye büyük zararı olan pet şişeler de böylece geri dönüşümde kullanılmış olacak. İstanbul'da günlük yaklaşık 17 bin ton evsel atık ortaya çıkıyor. Bu atıklardan 6 bin tonu Büyükşehir Belediyesi'ne ait çöp toplama ve geri dönüşüm merkezlerinde işlenerek ekonomiye tekrar kazandırılıyor. Ekonomik değeri olan atıkların otomatlar aracılığıyla toplanması hedeflenen projede geri dönüşüm kültürünün oluşması da amaçlanıyor.
T
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, pet şişelerin sokağa atılarak doğaya zarar vermesini önlemek için yeni bir uygulama başlatıyor. Pet şişeyi otomata atan İstanbulkart'a dolum yapacak.
36
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:38 AM Page 37
İNFO HABER
B
r
Ş
37
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:38 AM Page 38
2018 MİA KARARNAMESİNDEN NOTLAR İçişleri Bakanlığından, 2018 yılı Mülki İdare Amirleri Atama Kararnamesiyle 471 mülki idare amirinin yerinin değiştirildiği bildirildi. Vali yardımcılarının kaymakamlıklara atanmasıyla vali yardımcılığı sayısında azaltılmaya gidildi.
çişleri Bakanlığından, 2018 yılı Mülki İdare Amirleri Atama Kararnamesiyle 471 mülki idare amirinin yerinin değiştirildiği bildirildi. Vali yardımcılarının kaymakamlıklara atanmasıyla vali yardımcılığı sayısında azaltılmaya gidildi. İçişleri Bakanlığından, 2018 yılı Mülki İdare Amirleri Atama Kararnamesiyle 471 mülki idare amirinin yerinin değiştirildiği duyuruldu. İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, 2018 Yılı Mülki İdare Amirleri Atama Kararnamesiyle bulundukları yerlerde görev sürelerini tamamlayan ya da hizmet ve mazeretleri gereğince kararname kapsamına alınan 471 mülki idare amirinin görev yerleri, liyakat ve kıdemleri dikkate alınarak değiştirildi. Buna göre, İçişleri Bakanlığı merkez teşkilatında görevli 8 mülki idare amiri başka bir göreve atanırken, 8 kaymakam ve bir vali yardımcısı merkezde değişik görevlere getirildi. Merkezde görev yapan 11 mülki idare amirinin, vali yardımcılığı ve kaymakamlığa atamaları yapıldı.
İ
Vali yardımcısı sayısı azaltıldı Vali yardımcılarının kaymakamlıklara atanmasıyla vali yardımcılığı sayısında azaltılmaya gidildi. Böylece 610 olan vali yardımcısı sayısı, iki yıllık süreçte 314'e indirildi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki ilçelere tecrübeli ve başarılı kaymakamların atamaları planlandı. Yapılan atamalarla söz konusu bölgelerdeki tüm ilçelere kaymakam ataması gerçekleştirilerek kaymakamsız ilçe bırakılmadı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde kayyum olarak çalışan ve görev süresi biten
ORDU’YA İLK KADIN KAYMAKAM
İçşleri Bakanlığı, 2018 yılı Mülki İdare Amirleri Atama Kararnamesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre Ordu'ya 3 yeni kaymakam ve bir hukuk müşaviri atanırken 8 ilçenin kaymakamı başka bölgelere tayin edildi. Kararname kapsamında Ordu ili tarihinde ilk kez kadın kaymakam ataması yapıldı. Buna göre Antalya’nın Gündoğmuş İlçe Kaymakamı Nursel Karahan, Ordu-Gürgentepe Kaymakamlığına atandı. 2015 yılında Kaymakamlık sınavını kazanarak mesleğe başlayan Nursel Karahan, çeşitli ilçelerde stajını tamamladıktan sonra 31 Mayıs 2017 tarihli kararnamesiyle Antalya-Gündoğmuş Kaymakamlığına asaleten atandı. Gürgentepe ilçesi Kaymakam Nursel Karahan’ın ikinci görev yeri olacak. kaymakamların başka il ve ilçelere atamaları yapıldı. Kayyum olarak görev yapan kaymakamlardan Doğubayazıt Kaymakamı Ulaş Akhan'ın Antalya'nın Kaş ilçesine, Kızıltepe Kaymakamı Ahmet Odabaş'ın İstanbul'un Arnavutköy ilçesine, Nusaybin Kaymakamı Ergün Baysal'ın Antalya'nın Finike ilçesine ve Malazgirt Kaymakamı Soner Kırlı'nın Yalova'nın Çınarcık ilçesine atanmaları, söz konusu atamalara örnek olarak gösterildi.
38
Yapılan atamalarla İstanbul'da 12, İzmir'de 10 ve Ankara'da 3 ilçenin kaymakamı değiştirildi. İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyükşehirlerin ilçelerine ve stratejik durumu bulunan ilçelere daha genç kaymakamlar atandı. Büyükşehir ilçelerine kadın kaymakam atama prensibine de devam edildi. Merkezde görev yapan mülki idare amirlerinin kaymakamlık ve vali yardımcılıklarına atanmasıyla da taşra teşkilatı güçlendirildi.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 39
CUMHURBAŞKANLIĞI İDARİ İŞLER BAŞKANLIĞI
GÜVENLİK İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE YUSUF KARALOĞLU ATANDI
4 Haziran seçimleri sonrası devlet kurumlarına atamalar devam etmekte. Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararlarına göre, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğüne Yusuf Karaloğlu atandı. Karaloğlu; 1979 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Yusuf Karaloğlu aslen Rizelidir. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul'da tamamlamıştır. 1996 yılında Şişli Lisesi'ni bitirdikten sonra Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme
2
bölümüne girmiş, 2001 yılında mezun olmuştur. 2004 yılında İçişleri Bakanlığı'nda 91. dönem Trabzon Kaymakam Adayı olarak göreve başlamıştır. 2005 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından İngiltere'ye gönderilmiştir. 2007 yılında kaymakamlık stajını dönem birinciliği ile bitirip asaleten Kaymakamlığa atanmıştır. 2007-2009 Sivas İmranlı Kaymakamlığı 2009-2011 Erzincan
39
İliç Kaymakamlığı görevlerinde bulunmuştur. 29 Ağustos 2011 tarihinde 2011/646 kararname ile Erzincan Refahiye Kaymakamlığı'na atanmıştır. Karaloğlu son olarak Cumhurbaşkanlığı Strateji Strateji Başkanı olarak görev yapıyordu. Karaloğlu, 10 Ağustos 2018 tarihi itibariyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğüne atanmıştır.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 40
ANALİZ
BAŞKANLIK SİSTEMİNDE MAHMUT ESEN
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MODELİ 40
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 41
I-GİRİŞ 1 - 6771 sayılı Anayasa’da Değişiklik Yapılması Hk. Kanun 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu %51,41 oranı ile kabul edilmiştir. Bu suretle Türk seçmeni 140 yıllık parlamenter sistem uygulamasını/deneyimi bir yana bırakarak, tercihini “başkanlık/ cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi “olarak adlandırılan yeni sistemden yana kullanmıştır. Bilindiği üzere yeni sistemde Cumhurbaşkanının yetkileri artırılmıştır. Yürütme yetkisi tümüyle Cumhurbaşkanına bırakılmıştır. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı; Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları ve üst düzey kamu yöneticilerini atayabilmekte ve görevlerine son verebilmektedir. Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda ( açıkça kanunla düzenlenmesi gereken/düzenlenmiş konular dışında) Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilmektedir. 2 - 10.05.2018 gün ve 7142 sayılı Kanunla; Anayasa’da yapılan değişikliklere uyum sağlanması amacıyla çeşitli kanun/KHK değişiklik yapılması konusunda Bakanlar Kuruluna KHK çıkarma yetkisi verilmiştir. Kanunun verdiği yetkiye dayalı olarak Bakanlar Kurulunca; 14.06.201802.07.2018 tarihleri arasında 698, 699,700, 702 ve 703sayı ile (5) adet KHK kabul edilmiştir. Kabul edilmiş olan 698 ve 700 sayılı KHK lerde: Çok sayıda kanun/KHK yer alan “Başbakanlık”/ “......Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca”/ “Bakanlar Kurulu” vb. ibarelerde, “ Cumhurbaşkanlığı” şeklinde bazı rutin/teknik değikliklere gidilmiştir. 703 sayılı KHK’de ise kamu idarelerinin teşkilat kanunları başta olmak üzere (203) adet kanunda ek/değişiklikler yapılmıştır. 698,700 ve özellikle 703 sayılı KHK ile, “başkanlık/ cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişin alt yapısı hazırlanmış, bu bağlamda bir tür “ mıntıka temizliği” yapılmış, yeni sistemin temelleri atılmıştır. 3 - 703 sayılı KHK yapılmış köklü değişiklikler, Cumhurbaşkanın andiçerek göreve başlamış olması nedeniyle Anayasa’nın halkoylaması sonucu kabul edilmiş olan tüm hükümlerinin yürürlüğe girmiş olması, Cumhurbaşkanının Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlarını ataması, bakanlıkların sayısının 16’ya düşürülmesi, yürütme alanına ilişkin (12)
adet Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarılmış olmasından; yürütme organının Anayasa’nın değişik 104. maddesi uyarınca yeniden düzenlendiği görülmektedir. Bu amaçla kamu idarelerinin büyük bölümünün kuruluş, görev/yetkilerine, kadro ve atama usulleri vb. konulara ilişkin köklü değişikler yapılmıştır. Bu suretle yeni sistemin oluşturulmaya/yerleştirilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Cumhuriyet yönetimi döneminde kamu yönetiminde bu kapsamda/çok yönlü/ayrıntılı bir değişim olayı ilk kez yaşanmaktadır. Bunun yanı sıra yeni yapılanma çok hızlı bir şekilde ve bilinenlerin dışında (KHK/ Cumhurbaşkanlığı kararnameleri gibi ) farklı yöntem/yaklaşımlarla hızlı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bu yüzden yeni yapılanmanın/değişikliklerin niteliğini, yasal dayanaklarını, ortaya konulan modeli kavramak kolay değildir. Bu nedenle, emekli/deneyimli mülkiye başmüfettişi olarak; kamuoyunun aydınlatılmasına katkı sağlamak , değişikliklerin niteliği hakkında hakkında somut bilgi vermek için İçişleri Bakanlığındaki yapılanma baz alınmış, İçişleri Bakanlığı teşkilatının kuruluşu, görev ve yetkileri; Bakanlık personelinin kadro/atama/görevden alma durumlarındaki değişiklikler, araştırmacı/uygulayıcılara da kolaylık olması bakımından, dayanakları da gösterilmek suretiyle incelenerek bir rapora bağlanmıştır. Ulaşılabilen tespitler özet halinde aşağıya çıkarılmıştır.
II-İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ KURULUŞ, GÖREV VE YETKİLERİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER 4- 1984 yılından itibaren yürürlükte olan Bakanlıkların Kuruluş Görev ve Çalışma
41
Esaslarına İlişkin 3046 sayılı Kanun’un adı “Bakan Yardımcılarının Mali Hakları ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun” olarak değiştirilmiştir. Kanunun; yeniden düzenlenmiş olan “ bağlı/ ilgili/ ilişkili kamu kurum ve kuruluşlarının Cumhurbaşkanlığı veya bakanlıklarla ilgilendirilmesi konusunda Cumhurbaşkanının yetkili olduğuna, bakan yardımcılığı konusuna ilişkin düzenlemeler dışında diğer (bakanlıkların kuruluş/görev ve çalışma esaslarına ilişkin) hükümleri tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bakanlıkların teşkilat görev ve çalışma usul ve esaslarını düzenleyen kuruluş kanunları yürürlükten kaldırılmış veya korunan/kaldırılmayan bazı hükümler paralelinde adı değiştirilmiştir. Bu bağlamda 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat Kanunu’nun da adı değiştirilmiş; yüksek disiplin kurulu, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı aracılığıyla yürütülmekte olan il yatırım hizmetleri dışındaki hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır. İçişleri Bakanlığının merkez ve taşra yapılanmasında, görev ve çalışma esaslarında da köklü değişikler yapılmıştır. İçişleri Bakanlığı ve bağlısı kuruluşlar; yasal düzenlemeler (703 s. KHK) ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri (CBK) ile yeniden yapılandırılmıştır. Bu bağlamda; 4.01-İçişleri Bakanının, kuruluşun en üst amiri olduğu, bakanlık hizmetlerinin yürütülmesinden sorumlu olduğu, görev ve yetkileri konusunda yasal düzenleme kaldırılmıştır. Bu konuya ilişkin CBK’ de bakanın görev/yetki ve sorumlulukları vb. düzenlemelere yer verilmemiştir. 4.02-Mahalli idarelerin düzenlenmesi/yönlendirilmesine ilişkin çalışmalar Bakanlığın görev alanından çıkarılmıştır. Mahalli İdareler Gn. Md. lüğü, ( Yerel Yönetimler Gn. Md. adıyla) Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredilmiştir. Görevde olan Mah. İd. Gn. Md. görevi yasa ile sona ermiştir. MİGM görev yapan memurlar ( MİAHS personeli hariç) Çevre ve Şehircilik Bakanlığına halen bulundukları kadro derecesi üzerinden atanmış sayılmıştır. [1] Yerel Yönetimler Gn. Md. lüğünde kontrolör istihdam edilebilecektir. (İçişleri Bakanlığına mahalli idareler kontrolörü istihdamı sağlayan CBK-4 ile yapılmış değişiklikten sonra Mahalli İdareler Kontrolürlüğü Başkanlığının, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devrinden
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 42
ANALİZ vazgeçildiği ve Bakanlık bünyesinde bırakıldığı anlaşılmaktadır.) Bununla birlikte Anayasa’nın 127 md. uyarınca İçişleri Bakanlığının mahalli idareler üzerindeki vesayet yetkisinden kaynaklanan görev ve yetkileri devam edecektir. Bu bağlamda mahalli idarelerin seçilmiş/atanmış organ ve üyeleriyle diğer kamu görevlileri hakkında inceleme/araştırma ve soruşturma işleri mülkiye müfettişleri tarafından yapılacaktır. Ayrıca mahalli idarelerin hesap ve işlemlerinin teftiş/denetim/soruşturmaları konularında da mülkiye müfettişlerine görev verilmiştir. 4.03-Diğer bakanlıklar gibi İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hk.Kanunundaki Bakanlığa bağlı ( EGM/J.Gn.K/Sahil Güv.K./Kamu Düzeni ve Güv. Müs./Göç İdaresi Bşk.) kuruluşları gösteren madde yürürlükten kaldırılmıştır. Bağlı kuruluşlardan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri Hk. Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Müsteşarlik İçişleri Bakanlığına devredilmiştır. 6458 sayılı Kanunun Göç İdaresi Gn. Md. kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarını içeren hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır. 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hk. Kanunun adı değiştirilmiş; kuruluş/görev ve yetkilerine ilişkin hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır. Bu arada Afet Bölge Koordinatörlüğü ile il koordinatörlüklerince yürütülen görevlerin ilgili mevzuat hükümlerine göre, il valilerince sürdürüreceklerine ilişkin 3152 Kanuna ek madde de yürürlükten kaldırılmıştır. EGM/J.Gn.K/Sahil Güv.K. kuruluş, görev ve çalışma esaslarına ilişkin hükümlere dokunulmamıştır. Bağlı/ilgili/ilişkili/diğerleri olmak üzere toplam (54) kurumve kuruluşun, kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin düzenlemeleri içeren CBK -4 çıkarılmıştır. Bu kararname kapsamında İçişleri Bakanlığına bağlanan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Göç İdaresi Gn.Md. kuruluş, görev ve yetkileri de düzenlenmiştir. 4.04-Bakanlık bünyesinde kurulu sürekli
kurullar ( Bakanlık Encümeni, Kaçakçılık İstihbarat ve Koordinasyon Kurulu )kapatılmıştır. Bu tür kurullardan görevlerine devam edecek olanlar CBK gösterilecektir. CBK gösterilmeyen kurul/komisyon vb. ilişkin görev ve yetkler Cumhurbaşkanlığı politika kurullarına veya CB/ yetkilendirilecek kurum veya makama devredilmiş sayılacaktır. 4.05- 3046 sayılı Kanunun bakanlıkların taşra teşkilatlarının kurulmasını düzenleyen temel hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır. (Merkezi yönetimin taşra yapılanması, Anayasa’nın 126/2 maddesinde yer alan “İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır.” kuralı yönünden de önemlidir.) Bu arada İçişleri Bakanlığı taşra teşkilatı olarak, 703 sayılı KHK ile büyükşehir belediyelerinin olduğu illerde kurulu tüzel kişiliğe haiz ve özel bütçeli Yatırım ve İzleme Koordinasyon Başkanlıkları (YİKB), yeniden yapılandırılmıştır.YİKB tüm illerde kurulmaktadır. YİKB tüzel kişiliği ve özel bütçeli olma özelliği kaldırılmıştır. Kamu idarelerince her türlü yatırım/onarım/yardım işleri de YİKB aracılığıyla yapılabilecektir. İlde kamu idarelerince yürütülmesi gereken yatırım ve hizmetlerde aksadığının kamu düzeni ve güvenliğinin olumsuz etkilendiğinin tespiti halinde söz konusu yatırım ve hizmetler YİKB aracılığıyla yapılabilecektir.
III-KADRO KURULMASI/İPTALİ İŞLEMLERİ 5-1983 yılından beri yürürlükte olan (mahalli idareler hariç) 383 bini İçişleri Bakanlığı personeli olmak üzere toplam
42
3,4 milyon kamu personelini yakından ilgilendiren; tüm çalışanların kadro unvanı/sınıfı/kadro derecesi/kadro adedini gösteren; kurulmasının (ihdasının) ancak kanunla olabileceğini ve değişikliklerin bakanlar kurulu kararıyla yapılacağını düzenleyen 190 sayılı KHK yürürlükten kaldırılmıştır. 657 sayılı DMK/34 md. yer alan kadro ihdasına ilişkin hükümde yürürlükten kaldırılmıştır. 190 sayılı KHK eki cetvelerde yer alan kadrolar yeniden düzenlenerek altı ay içinde CBK eklenecektir. Bu arada müsteşar/müsteşar yrd. ve merkez valiliği kadroları iptal edilmiş; iptal edilmiş bu kadrolar bakanlıkların kadro cetvelinden çıkarılmıştır. CBK-2 de yapılmış düzenleme ile, bundan böyle kamu kurum ve kuruluşlarında kadro/pozisyon ihdası, iptali/değiştirilmesi ve kullanılması (doldurulması) işlemleri CB tarafından yapılacaktır.
IV-ATAMA/TERFİ/GÖREVDEN ALMA İŞLEMLERİ Yürürlükten Kaldırılan veya Ek/Değişiklik Yapılmış Yasal Düzenlemeler 6-703 sayılı KHK ile yürürlükten kaldırılan, ek/değişiklik yapılmış yasal düzenlemeler aşağıya çıkarılmıştır. 6.01-1981 yılından beri yürürlükte olan bakanlıklar ve bağlı kuruluşlarda atama esaslarını düzenleyen 2451 ve 2477 sayılı kanunlar yürürlükten kaldırılmıştır. 6.02-1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanununundaki (Kaymakamlık adayı sınavına giriş için bitirilmesi gereken fakülteler; mensupların sınav/atama usullerine yönelik) özel hükümler içeren düzenlemeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 43
6.03-1949 yılından itibaren yürürlükte olan 5442 sayılı İller İdaresi Kanununda bulunan valiliğe/ vali yrd/il idare şb. başkanlıklarına /kaymakam atamalarına ilişkin (mülki idare amirlerinden valiliğe atanacakları 1.sınıf mülki idare amiri olması, merkez valiliğe atanma vb.) hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır. Bunun yanı sıra valilerin hukuki durumları, görev ve yetkilerine ilişkin Kanunun 9. maddesinde bazı ek/değişiklikler yapılmıştır. Bu bağlamda, (“Vali; ilde Devletin ve hükümetin temsilcisidir” ibaresi yerine) Valilerin; ilde Cumhurbaşkanının temsilcisi ve yürütme vasıtası olduğu; ilin genel idaresinden Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olduğu,” ilçede kaymakamın (“hükümet temsilcisi” ibaresi yerine) “ Cumhurbaşkanının idari yürütme vasıtası” olduğu şeklinde düzenlemeye gidilmiştir. 6.04-657 sayılı DMK da yapılmış “ucu açık” bazı ek/değişiklikler ile CBK ile yapılacak düzenlemelerin önü açılmıştır. (Cumhurbaşkanı onayı ile yapılacak atamalarda Cumhurbaşkanı kararnamesinde öngörülen hizmet süresinin geçerli olacağı, taşra teşkilatında uzman çalıştırılabileceği, iş mevzuatına tabi veya sözleşmeli istihdamı, denetim elememanı istihdamı, kurumlar arası geçici görevlendirmeler, yerli/yabancı sözleşmeli personel istihdamı,iş mevzuatına tabi personel istihdamı, huzur hakkı ödemeleri; kadro/pozisyonları kaldırılan üst düzey yöneticileri atamaları hakkında CBK hükümlerinin uygulacağı; Üst düzey kamu yöneticiliğine atanabilmek için CBK öngörülmüş koşulların taşınması gerektiği, Kadroların CBK gösterildiği şekilde düzenleneceği vb. düzenlemeler yapılmıştır.) 6.05-3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunundaki ( genel md. yrd. sayısı ve bu kadrolardan birine mülki idare amiri atabileceğine, EGM personelin seçim ve atanmalarına ilişkin özgün) bazı hükümler yürürlükten kaldırılmıştır. 6.06-KHK yayımlandığı tarihte Bakanlıkta, bakanlık müşaviri/danışmanlık kadrolarında bulunanların görevleri sona ermiştir. (Bakan müşavirinin bakanın görev süresi ile sınırlı olarak görev yapacaklarına ilişkin yasal düzenleme yapılmıştır.)
6.07-Belediyelerin kuruluşu/tüzel kişiliklerini yitirmeleri konusunda Danıştay görüşü alınması kaldırılmıştır Atama ve Görevden Alma 7-703 sayılı KHK ile yapılmış yasal düzenlemelerden sonra yürütme alanda atama usul ve esaslarına ilişkin konuları içeren CBK-3 çıkarılmıştır. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile getirilmiş düzenlemeler uyarınca: 7.01- İçişleri Bakanlığında bakan yardımcısı; merkez teşkilatındaki birim başkanları ( genel müdürler, teftiş kurulu başkanı, kurul başkanları vb.) ve valiler; Cumhurbaşkanı kararıyla atanacak ve görevden alınacaktır. (Dolaysıyla bakanların bakanlığın en üst amiri olma, bakanlık hizmetlerinin yürütülmesi konularında yetkili ve sorumlusu olmaktan uzaklaştıkları; üst düzey yöneticilerden sadece müşavirlerini atama konusunda tam yetkili oldukları, dolaysıyla bakanlıkların “genel sekreteri” konumuna getirildikleri görülmektedir.) Üst düzey yöneticilerin görev süresi Cumhurbaşkanının görev süresi ile sınırlandırılmıştır. Görev süresi bitenler yeniden atanabilecektir. Bu görevlilerin sözleşmeli çalıştırılaması olanağı da bulunmaktadır. Daire başkanı, 1.hukuk müşaviri, mülkiye müfettişleri, genel md. yrd., yali yrd., kaymakam, bakanlık il md. ve il emniyet md. atamaları ise Cumhurbaşkanı onayı ile yapılacaktır. Diğer görevlilerin atamaları ise Cumhurbaşkanı yrd., bakan veya diğer atamaya yetkili amirlar tarafından yapılacaktır. Diğer yandan üst düzey yöneticilik ile il/bölge md. kadrolarına, kamu personeli dışında beş yıllık özel sektör deneyimi olanlar da atanabilecektir. 7.02-Görevleri sona eren ve görevden alınan üst düzey kamu görevlileri ile daire başkanları, genel md. yrd.,il/ bölge
43
md.leri daha önceki kadrolarına, müfettişlik/ uzmanlık veya araştırmacı vb. kadrolarına (uygun boş kadro olmasa dahi) atamaları yapılacaktır. Atama ile bu görevliler için kadro ihdas edilmiş (kurulmuş) sayılacaktır. Görevden alınan ve emeklilik hakkını kazanmış üst düzey kamu görevlileri, yaşhaddinden önce emekliliklerini talep etmeleri halinde, emeklilik ikramiyeleri yüzde 50 fazlasıyla ödenecektir. Bu oran Cumhurbaşkanında artırılabilecektir. 7.03-Kaymakam adaylığına giriş koşulları CBK ile ile yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemede bitirilmesi gereken fakülteler (hukuk hariç) yerine, fakültelerin belli bölümleri sayılmıştır. Bu arada kaymakam adayı alımı yapılacak alan genişletilmiştir. Bu bağlamda fakültelerin uluslarası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, işletme, iktisat bölümlerinin yanı sıra; maliye ve finans, sosyoloji, halkla ilişkiler ve tanıtım, psikoloji bölüm mezunlarına veya üniversitelerin sosyal bilimler, mühendislik fakülteleri ile tarih bölümlerinden lisans eğitimi aldıktan sonra kamu yönetimi vb. alanlarda lisansüstü eğitimi yapmış olanlara da kaymakamlık yolu açılmıştır. Konuya ilişkin usul ve esaslar yönetmelik ile düzenlecektir. Jandarma Gn.K/Sahil Güv.K. ve EGM Personeli 8-Jandarma Gn.K./Sahil Güv.K. atamaları Cumhurbaşkanınca yapılacaktır. Jandarma Gn.K/Sahil Güv. K. atanabilmek için general veya tuğamiral olma koşulu kaldırılmıştır. Albaylıktan tuğgeneral/tuğamiraliğe terfiler, general ve amirallerin bir üst rütbeye terfileri, Jandarma/SGK yardımcıları, bölge komutanları, il jandarma k. atamaları Cumhurbaşkanın onayı ile yapılacaktır. Astsb/subay terfileri Bakan tarafından yapılacaktır. Jandarma ve Sahil Güvenlik personelinden teğmen- albay rütbesinde olanlar yetersizlikleri halinde TSK mensupları gibi hizmet süresine bakılmaksızın T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Jandarma ve Sahil Güvenlik K. personellerinin askeri görevleri sırasında işledikleri suçlar hakkında emrinde görev yaptığı askeri birlik personelini muhakeme etmekle görevli/yetkili mahkemede yargılanacaktır.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 44
PROTOKOL HABER
BİRLİĞİMİZ BERABERLİĞİMİZ BATI'YA EN BÜYÜK CEVAP OLACAK Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Faiz lobilerine sesleniyorum, boşuna heveslenmeyin. Bu milletin sırtından kazanamayacaksınız, bu milleti çökertemeyeceksiniz." ürkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dolar molar bizim yollarımızı kesmez, hiç endişe etmeyin." dedi. Başkan Erdoğan, teşekkür ziyaretlerine 24 Haziran seçimlerinde yüzde 82 ile en yüksek oyu aldığı Bayburt'tan başladı. Erdoğan, Cumhuriyet Caddesi'nde gerçekleşen "Bayburt Buluşması"nda yaptığı konuşmaya, "De get Bayburt" türküsünün sözlerini okuyarak, başladı.
T
"Bayburt bir başka, Bayburt bambaşka" Erdoğan, "Bizim de Bayburt'ta gönlümüz, kalbimiz kaldı. Yüreğimizde Bayburt'un izi kaldı. Onun için ilk fırsatta hemen çıktık Bayburt'a geldik. Turlarımıza Bayburt'tan başladık. Hem sizlerle kucaklaşalım, hasret giderelim, hasbihal edelim hem de teşekkür edelim istedik." diye konuştu. Alandaki kalabalığı selamlayan Erdoğan,
Cuma'nın mübarek olmasını diledi. Bayburt'un 24 Haziran Cumhurbaşkanı seçiminde kendisine verdiği yüzde 82,1 oranındaki destekle yine ilk sırada yer aldığını hatırlatan Erdoğan, "Bayburt bir başka, Bayburt bambaşka. Şahsıma gösterdiğiniz bu sevgi, güven, verdiğiniz destek için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum." ifadelerini kullandı. Geçen yıl kasım ayında partisinin il kongresi vesilesiyle Bayburt'u ziyaret ettiğine değinen Başkan Erdoğan, seçim sonuçlarını görür görmez teşekkür için Bayburt'a gelmeye karar verdiğini, nasibin bugüne olduğunu anlattı. Ordu'da yaşanan sel felaketinden etkilenenlere geçmiş olsun dileğinde bulunan Erdoğan, "Rabbim, ülkemizi ve milletimizi bu tür felaketlerden muhafaza eylesin." dedi. Devletin bütün imkanlarıyla, evleri, iş yerleri, mahsulleri zarar gören vatandaşların yanında olacağını, endişe edilmemesi
44
gerektiğini kaydeden Erdoğan, "Yarın inşallah Ordu'dayım. Hem çalışmaları yerinde inceleyecek hem de vatandaşlarımıza bizzat geçmiş olsun diyeceğim. Ardından Rize'de hemşehrilerimle bir araya geleceğim. Pazar günü Trabzon'da programlarımız var. Bugün, buradan Gümüşhane'ye geçecek ve yaklaşık 1 milyar liralık bir yatırım olan Gümüşhane Çevre Yolu'nun resmi açılışını yapacağız. Bayburt'a da hizmet verecek bu yolun sizin için de hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.
"Bu bir milli, yerli mücadeledir" Başkan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dolar molar bizim yollarımızı kesmez, hiç endişe etmeyin. Ama buradan yine söylüyorum, yastığının altında doları, avrosu, altını olan varsa bunu gitsin Türk lirası ile bankalarımızda bozdursun. Bu bir milli, yerli mücadeledir. Bu, bize karşı ekonomik savaş ilan edenlere
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 45
milletimin cevabı olacaktır. Bugün için değil de ne zaman? Onun için yerli paramızla, inşallah bunlara cevabı verelim. Bayburt; ovasıyla, kalesiyle, nehriyle, dağlarıyla, en önemlisi de bileği çelik gibi sert, yüreği pamuk gibi yumuşak insanımızla kadim bir şehrimizdir. Tarihin her döneminde Bayburt kritik bir konumda yer almıştır. Türk tarihinde de Bayburt'un ayrı bir yeri vardır. Malazgirt'ten çok önce ecdadımız Bayburt'ta kendini göstermiş ve kendine buraları yurt haline getirmiştir. Burası edebiyatımızın büyük ismi Dede Korkut başta olmak üzere pek çok önemli şahsiyetimizin sembol şehridir. Osmanlı döneminde devletin doğu illerinin sancak merkezi olan bu şehir, işgali de özgürlüğü de tatmıştır."
" Beraberliğimiz Batı'ya en büyük cevap olacak" Bayburt'un, istiklalin ve istikbalin önemini çok iyi bildiğini ifade eden Erdoğan, "Bu bakımdan yastık altındaki dövizleri, dolarları, avroları, varsa altınlarınızı gelin yerli parayla değiştirin ve bunlara karşı en önemli cevabı milletçe hep beraber verelim."
çağrısında bulundu. "Hazır mıyız buna?" diye soran Erdoğan'a vatandaşlar "Evet" cevabını verdi. Erdoğan, "İşte bizim bu birliğimiz, beraberliğimiz Batı'ya en büyük cevap olacaktır. İşte bu sebeple Bayburt, Türkiye'nin son yıllarda verdiği istiklal ve istikbal mücadelesinde en ön safta yer alıyor." dedi. 24 Haziran'da sandığa gidip tercihini kendisinden yana kullanan 26 milyon 330 bin vatandaşın mesajının çok açık ve net olduğunu anlatan Erdoğan, "81 milyon vatandaşın mesajı aynı." değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, "Milletimiz bizden Rabia'mıza sahip çıkmamızı istiyor. Bayburt'ta öyle bir ses verelim ki dünyanın dört bir yanında duymayan kalmasın,
45
tüm kurcular, dövizciler cevabı alsın." diyerek Rabia vurgusu yaptı. Başkan Erdoğan, bu anlayış çerçevesinde Türkiye'yi büyütmekle, güçlendirmekle, her gün daha ileriye taşımakla mükellef olduklarını bildirdi. Prof. Dr. Hüsamettin Koçan'ın kurucusu olduğu Baksı Müzesi'ni gezdiğini aktaran Erdoğan, "Bayburtlu bibilerimiz neler yaparmış, o çömlekleri gördük. Ya siz neler yapmışsınız. Onları gördük. Düşünün bir Bayburtlu hocamız, maşallah geldi kendi topraklarına muazzam bir eseri yaptı. Allah razı olsun. İşte milli olmak, yerli olmak bu. Biz de elimizden gelen desteği vereceğiz, orayı daha da geliştireceğiz." diye konuştu.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 46
PROTOKOL HABER
‘ALLAH'A ŞÜKÜR YANLIŞ ÜNİFORMA GİYMİŞ KİMSE GÖ̈RMEDİM’ S
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bir sevincim, bir mutluluğum var ki onu da burada paylaşmak isterim. İçişleri Bakanlığım süresince katıldığım onlarca mezuniyet töreninin hiçbirinde, Allah'a şükür yanlış üniforma giymiş bir kardeşimi görmedim.”
oylu, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Stadyumu'nda düzenlenen jandarma ve sahil güvenlik sınıfı sözleşmeli/muvazzaf subay öğrencilerinin diploma törenine katıldı. Bu mesleğin, tehditlerin savuşturulmasıyla ilgili olduğunu belirten Soylu, bu mesleğin, tek tek gu ̈n sayıp, omuzlarındaki yıldızların veya şeritlerin, go ̈̈ güsteki bro ̈velerin artmasını bekleyerek tatmin olunacak bir meslek olmadığını söyledi. "Bir sevincim, bir mutlulug ̈um var ki onu da burada paylaşmak isterim. İc ̈işleri Bakanlıg ̈ım su ̈resince katıldıg ̈ım onlarca mezuniyet to ̈reninin hic ̈birinde, Allah'a şu ̈ku ̈r yanlış ̈niforma giymiş bir kardeşimi u go ̈rmedim." diyen Soylu, "Helal su ̈t emmiş ̈ cocuklar go ̈rdu ̈m. Go ̈zleri ̈ cakmak ̈ cakmak, yu ̈reg ̈i vatan sevgisiyle
46
dolu aslanlar go ̈rdu ̈m. Çok şu ̈ku ̈r ki bugu ̈n bu alanda da sizleri ̈ oyle go ̈rdu ̈m." diye konuştu. Süleyman Soylu, tehdidin ̈ cok olduğunu ama her gec ̈en gu ̈n gu ̈̈ clendiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Tero ̈ru ̈n, uyuşturucunun, asayiş hizmetlerinde suc ̈lunun her tu ̈rlu ̈su ̈yle topyekun mu ̈cadele ediyoruz. Bugu ̈n teg ̈men ru ̈tbesiyle mezun olacak 636 kardeşimizin arasında havacılık grubunda eg ̈itim almış arkadaşlarımız var. İnşallah bunların sayılarını daha da artıracag ̈ız. Çu ̈nku ̈ insanlı ve insansız hava gu ̈cu ̈mu ̈ze ciddi yatırımlar yapıyoruz. Bu yıl jandarmamıza 3 atak helikopteri aldık. 6 taktik İHA'mız vardı, bu sayıyı 20'ye ̈ cıkarttık. Aynı şekilde Sahil Gu ̈venlik Komutanlıg ̈ımıza da hava aracı alımlarımız oldu ve bu yatırımlardan ̈ cok olumlu neticeler alıyoruz. Personel kapasitemizi de ̈ onemli ̈ olc ̈u ̈de artırdık."
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 47
Yeni mezun subayların ailelerine teşekkür eden Soylu, şöyle devam etti: "Allah sizlerden razı olsun. Bu güzel evlatları yetiştirdiniz, getirdiniz devlet hizmetine teslim ettiniz. Artık birlikte koskocaman bir ailenin üyeleriyiz. Aileler, çocuklarınızın üzerinden ellerinizi asla çekmeyin. Unutmayın, onların en büyük komutanı, en rütbeli komutanı sizlersiniz. Bir yanlışlarını gördügu ̆ n ̈ üzde ilk önce uyaracak, düstur verecek olan yine sizlersiniz. Hepinize tekrar teşekkür ediyor ve sizleri de tebrik ediyorum." Yeni mezunlara da seslenen Soylu, şunları söyledi: "Aranızda muvazzaf olanlar da var ama nihayetinde onlar da mesleğin farklı bir basamağına çıkmış oluyorlar. Konuşmamın başından beri size sorumluluklarınızı anlatmaya çalıştım ama bir de kendi iç dünyanızla mesleğinizin çatıştığı alanlar vardır. Genç arkadaşlarım, bu mesleği kanunla ve vicdanla yapmak zorundasınız. İkisinden biri eksik olursa topal kalırsınız. Başarısız olursunuz. Eliniz, kanun dışı hiçbir işe gitmesin. Karşılığı ne olursa olsun gitmesin. Vicdanınızı da asla kaybetmeyin. Elinizde silah olacak, emir ve komuta gücü olacak. Eğer vicdanınızı kaybederseniz, merhametinizi kaybederseniz, zalimlerden olursunuz. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu memleketin üzerine, milletimize büyük oyunlar oynamaya çalıştılar. Ne olursa olsun, bilmenizi istiyorum. Bu oyunları bitirmek için bir taraftan demokrasiyle bir taraftan hukuk devletiyle bir taraftan da yetişen şu evlatlarla yemin ettik, ant içtik, diz çökmeyeceğiz. Bu coğrafyaya uzanan tüm hain ellere gereğini yerine getireceğiz." dedi. Soylu, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Stadyumu'nda düzenlenen jandarma ve sahil güvenlik sınıfı sözleşmeli/muvazzaf subay öğrencilerinin diploma törenine katıldı. Son üç gündür katıldığı programlarda, göc,̧ terör, uyuşturucu, bunların uluslararası boyutları, maruz kaldıkları çifte standart, dünyada 21. yüzyılın yüzlerine tokat gibi çarptığı vahşi bir medeniyet anlayışı meselelerinden bahsettiklerini söyledi. Beytepe Şehit Korgeneral İsmail Selen Kışlası'na girerken, gördüğü bir ibarenin kendisine bütün bu meselelerinin özetini, çok farklı bir yönünü, farklı bir şekilde anlattığını belirten Soylu, "Kışlamızın ismi, Şehit Korgeneral İsmail Selen. Dikkat edin, şehit korgeneral. Bu ülkenin birliğine, beraberliğine kasteden, taşeron terörist
organizasyonların eliyle şehit edilmişti. Selefi olan Korgeneral Hulusi Sayın da aynı şekilde şehit edilmişti. Eşref Bitlisler, Aydoğan Aydın Paşa ve diğerleri." diye konuştu. Hepsinin isminin başında bir şehit payesi ve bir general rütbesi olduğunu dile getiren Soylu, şunları kaydetti:
"Paramızla satmadıkları silahları teröristlere hibe ediyorlar" "Tuğ, tüm, kor, or, albay, yarbay, binbaşı, yüzbaşı, teğmen, hepsinden var bizde. Çanakkale'de böyleydi, Kurtuluş Savaşı'nda da böyleydi, bugün de böyle. Bilesiniz ki bu memlekete had bildirmeye çalışanlara karşı 80 milyon aynı inançla, kararlılıkla Allah'a şükür böyledir. Tarzları, görüşleri, düşünceleri farklı olabilir ama nihayetinde vatan, bayrak ve millet için çalışılacak ve şehadet söz konusu olduğunda rütbeye bakılmadan, o şerbet içilecek. Er veya korgeneral, çavuş veya orgeneral. Hiç fark etmeyecek. Mesele, bu üniforma içinde rezil olmamaktır. 15 Temmuz'da olduğu gibi bir gece ansızın, aklı karışmışların talimatına uyup da bu millete silah çekerek rüsva olmamaktır. Vatandaşın üstüne tank sürüp, bomba atarak kepaze olmamaktır. Mesele, bu millete değil, bu millet için silah çekmektir. Bu millet için gögs̆ ünü bu üniforma içinde siper edebilmektir. 11 aylık bebekle annesini katleden hainlerin üzerine gidebilmek. Bugün Adıyaman'da şehit olan, 3'ü kazaen, biri el yapımı patlayıcıyla şehit oldu. O teröristin üzerine gidebilmek,
47
Kato'da, Gabar'da ay yıldızlı bayrağın dibinde yatabilmektir. İşte bu kapılara bu isimler böyle yazılır. Bu milletin gönlüne isimler böyle yazılır. Bu memleketin üzerine, milletimize büyük oyunlar oynamaya çalıştılar. Ne olursa olsun, bilmenizi istiyorum. Bu oyunları bitirmek için bir taraftan demokrasiyle bir taraftan hukuk devletiyle bir taraftan da yetişen şu evlatlarla yemin ettik, ant içtik, diz çökmeyeceğiz. Bu coğrafyaya uzanan tüm hain ellere gereğini yerine getireceğiz." Bakan Soylu, 3 gündür bir dünya düzenini ve bir mücadeleyi anlattığını ifade etti. Bugünkü dünya düzenini idare etmeye çalışanların kimseye acıması olmadığına dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti: "Dünya kamuoyu diye bir şeyden kimse medet ummasın. Vardır ama yoktur. Uluslararası normlar, adalet divanları, barış güçleri. Vardır ama yoktur. Varsa bile herkese yoktur. Adamlar bize paramızla satmadıkları silahları, PKK'lı, YPG'li teröriste hibe ediyorlar. Normal vatandaşa vermedikleri oturum hakkını, vatandaşlık hakkını, kırmızı bültenle aranan teröristlere veriyorlar. Caddelerinde açlıktan ölseniz bir lokma ekmek vermezler, PKK'nın dağ kadrosuna dernekler üzerinden milyon dolarlar gönderiyorlar. İlim tahsil ettiriyorlar, laboratuvarları yapıyorlar, o laboratuvarlarda kanser ilacı yapmak yerine uyuşturucuların en ölümcüllerini yapıp, edip dünyaya satıyorlar"dedi.
GÖNÜL YOLUYLA DOKUNMAKTAN
ASLA
MUŞ / BULANIK İLÇESİ KAYMAKAMI/ BELEDİYE BAŞKAN V. HACI ARSLAN UZAN
HÜSEYİN AKKAŞ
VAZGEÇMEYECEĞİZ
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 48
Kaybedilmiş nesil iddiasını doğru bulmayan Muş / Bulanık İlçesi Kaymakamı/ Belediye Başkan V. Hacı Arslan Uzan devletin yanında durmaktan çekinenlere karşı “Bunu duygusal bağlılığa çevirmek için herkesin organize olarak çalışması gerekir. Tek bir kişiyle yapılacak bir şey değildir, kaybedilmiş nesil diyerek tamamen boş bırakmak doğru değil mücadeleye devam etmeliyiz” sözleriyle daha çok çalışılması gerektiğinin altını çizdi. 48
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 49
Kaymakamım Kayyımların atanmasıyla beraber mülk idare sadece kaymakamlık değil devlet yönetiminde siyasi yatırım anlamında da rüştünü ispat etmiştir diyebilir miyiz? Kesinlikle katılıyorum şöyle ki kaymakamalar taşrada belediyecilik hizmetlerinden uzak insanlar değildi. Kayyum atamaları bunun için fırsat oldu. Kayyum, kaymakamlık için bir mesleğin ön plana çıkması kendini göstermesi için fırsat oldu, şu bir gerçek bu da bir fedakârlıktır her şeyinden fedakârlık yapıyorsunuz ailenizden çocuklarınızdan... Bulanık'ta 20 yıllık belediyecilik hizmetinde taş üstüne taş konmamış bununla beraber yirmi beş milyonda borç bırakılmış. Vatandaşların yüksek beklentisiyle iyi projeler üretmek bizi bekliyordu bizde elimizden geldiğince yapıyoruz.
NIK BULADİYESİ BELE LER
T HİZME
SOKAK SAĞLIKLAŞTIRILMASI Sokak Sağlıklaştırılması Projesinin hayata geçirilmesi ile İlçemizin çehresi değişti. Belediyemizin giydirmeyi üstlendiği ve esnaflarımızın Kapı çerçeveleri ile tabelalarını değiştirdiği ortak çalışma ile bambaşka görünüme sahip olan bir çarşı meydanı ortaya çıkartılıyor.
Başkanlık sisteminde bürokrasi hantallığı ortadan kalkacak denildi. Aslında 2-2,5 yıldır kayyımların atanmasıyla beraber belediye ile kaymakamlar arasında ki bürokrasi kalkmış oldu mu? Yani bir ilçede kaymakam ve belediye başkanı aynı kişi olunca işler daha hızlı mı yürüyor? Evet, daha hızlı yürüyor bu iş ekip işi, ekibinde senkronize olmuş şekilde ilerlemesi gerekir. Her birim müdürünün kendi alanında yetkin olması da önemli. Kaymakamlık ilçenin stratejik gelişimini şehrin vizyonunu çizen bir makamdır. Belediyecilik hizmet birimi, toplum nezdinde kaymakamlığın devleti temsil yönünde güzel bir yeri var. Bu yönün belediyle ile birleşmesiyle belediyeye güven arttı. Bu da kaymakam sayesinde oluyor. Bu coğrafyada vatandaş nezdinde baktığımızda bu kronik sorunlara çözüm bulunması iyi neticeler doğurduğunu gösteriyor.
51 TRİLYONLUK ALTYAPI PROJESİ İlçemizin en büyük sorunlarından olan altyapı çalışmaları ile vatandaşlarımızın sürekli şikayette bulunduğu ve Bulanığımızın 20 yıldan fazla problemi haline gelen Kanalizasyon, içmesuyu, yağmursuyu ve ishale hattı altyapı çalışmalarına başladık. İlçemizde 51 milyon bedelinde içme suyu, kanalizasyon ve yağmursuyu projesinin ihalesi iller bankası tarafından yapılarak çalışmalarına başlandı. İlçenin tamamında 132,5 km kanalizasyon hattı, 15 km içme suyu isale hattı, 156 km içme suyu şebeke hattı ve 4.5 km de yağmursuyu hattı, 4 bin m3 ve 2 bin m3 olmak üzere 2 adet içme suyu deposu yapılacak.
İyi dediğimiz netice nedir? Kayyımların olduğu yerlerde ciddi bir oy artışı görülmedi. Parantez açarsak ne ekleyebiliriz? İnsanların şöyle bir hakkı teslim etme yönü var teröre yakın olan vatandaşlarımızla konuştuğumuzda gerçekten çok güzel hizmetleriniz var
SEMT PAZARI PROJESİ Semt Pazarı Projesini İlçemize kazandırarak ilk defa Pazar kültürü temelini atmış olacağız İlçemizde önemli bir eksiklik olan Semt Pazarı ile dağınık halde olan manav kültürünü tek çatı altında toplayarak vatandaşlarımızın daha derli toplu ortamda alışveriş imkanı elde etmelerini sağlamış olacağız.
49
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 50
RÖPORTAJ memnunuz Allah razı olsun sıcak asfalt yaptınız, parke yaptınız bu şekilde bizim hizmetlerimizi sayıyorlar. Ancak bölgenin de gerçekliği var bizimde ailemizin gerçekliği var deyip bir takım sorunları dile getiriyorlar. Bu coğrafyanın değişmesini beklemek onlara mantıksız geliyor. Bu gün farklı bir erde durmak istemiyorlar. Bölgelerde aşiret güçlülüğü var, şeyhler, ağalar ayrı güce sahipler ister istemez korku psikolojisi var, bu da zamanla aşılacaktır. Kayyımlarımız çok güzel hizmetlerde bulunuyorlar ancak bunun hemen oya yansımasını beklemek çok doğru değil ama vatandaşla teması arttırdıkça geri dönüşte o kadar hızlı olur.
BAYRAKTEPE PROJESİ Bayrak Tepe Projemiz sayesinde ilçemizin kuşbakışı görünümüne hakim olan noktaya 25 m. Uzunluğunda dev bayrağımız dikilerek seyir tepe haline getirilip yeni bir sosyal tesis alanı daha oluşturularak vatandaşlarımızın hizmetine sunulacak.
Şöyle diyebilir miyiz bu gün dokunulan vatandaşlar henüz oy kullanacak yaşa gelmedi? Diyebiliriz, ancak söylemde vatandaşla kahvede oturduğunuzda, dükkânını ziyaret ettiğinizde şunu diyorlar koyu teröre müzahir insanlar ben seni yürekten destekliyorum diyerek hakkı teslim ediyorlar. Bizler bu söylemi icraata dökmenin gayretinde olmalıyız. Size göre “Kaybedilmiş nesil” iddiası doğrumu? Ben doğru bulmuyorum şöyle; kaybedilmiş nesil derken 40 yaş altı vatandaşlarımızda duygusal kopuş var. Bunu duygusal bağlılığa çevirmek için herkesin organize olarak çalışması gerekir. Tek bir kişiyle yapılacak bir şey değildir, Kaybedilmiş nesil diyerek tamamen boş bırakmak doğru değil mücadeleye devam etmeliyiz. Burada en büyük avantajımız vatandaşlarımızın dini hassasiyeti çok yüksek hassasiyetten girerek burada müftülerimizin çalışmasıyla terörün bıraktığı şeylerin anlatılması gerekir. Burada terör örgütü tarafından 96 gün kepenk kapattırılmış, kurtarılmış bölge ilan edilmiş. Özerklik açıklaması yapılmış. Ağustos 2015 yılında atadığınız vali ve kaymakamları kabul
KÖRSÜ DERESİ ISLAHI Körsu Deresi Islah Çalışmaları İl Dsi ile birlikte yürütülen çalışmalar ile alt zemin hale getirilerek Dere etrafında Mesire alanı, bisiklet yolu ve koşu yolu projesi ile ilçemize kazandırılacak olan proje ile ilçemizin yeşil alan ve rekreasyon alanı ihtiyacını karşılayacak. Kamelyaların, çocuk oyun grubunun ve yeni çöp kovalarının yer alacağı ve kilitli parke çalışmalarının tamamlanacağı proje, tamamlandıktan sonra vatandaşlarımızın hizmetine sunulacak.
AYDINLATMA DİREKLERİ İlçemizde ışıl ışıl bir görünüm yaratmak için Ana caddemiz Şehit Suat İshakoğlu caddemiz, Sultan Alparslan, Kazım Karabekir, Şehit Binbaşı Aslan Kulaksız caddelerimizde aydınlatma direklerini kurduk. Memleketimizin simgesi olan lale figürünün yanında bir tarafı Bayrağımız diğer tarafı Belediyemizin logosunu taşıyan, estetik görünümü ön planda olan ve bayrağımızı taşıyan direkler akşamları verilen enerji ile ışık şöleni sunuyor
50
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:39 AM Page 51
MESİRE ALANI YÖNLENDİRME LEVHALARI İLE ADRES ADRESLERİNE ULAŞIMI KOLAYLAŞTIRDIK İlçemizde numarataj çalışmasını gerçekleştirerek mahalle, cadde ve sokaklara ait adres bilgilerini sağlam bir donanımla tespitini yaptık. Yönlendirme Levhalarıyla vatandaşların adreslere daha hızlı ve güvenli ulaşabilmelerini sağladık. Ayrıca kayıt dışı vatandaşlarımızın tespiti yapılarak adres ve ikametgâh güncellemelerini gerçekleştirdik.
Şehir imar planı içerisinde Zafer mahallesi DSİ Sulama için 13000,00 m2’lik alan düzenlenerek mesire alanına dönüştürüldü. İçerisinde yer alan ahlat taşından çeşme, çocuk oyun grubu, piknik masaları, Wc, giriş kapısı ve etrafına çekilen çitlerle güvenlik tedbiri alınarak halkımızın piknik yapabileceği, dinlenebileceği güzel bir mekân kazandırıldı.
MODÜLER KESİMHANE DAP ve Belediyemizin eş finansmanıyla ilçemize ruhsatlı mezbahane kazandırıldı. İlçemizde hayvanların kesimleri daha hijyenik ortamlarda veteriner kontrolünde yapılarak vatandaşlarımıza ulaştırılacak.
AHLAT TAŞINDAN ÇEŞMELER İlçe Merkezinde yer alan çeşmeler Ahlat taşı ile kaplanarak çevreye otantik bir görünüm kazandırıldı. Merkez ve Mahallelerde olmak üzere toplam 9 adet Ahlat Taşından Çeşmeler vatandaşlarımızın hizmetine sunuldu. Ayrıca Ahlat taşının usta ellerinde güzel motiflerle işlenen çeşmeler, mimari dokunun içinde kültürel zenginliklerimizin sergilenmesi amaçlanmıştır.
SEMT SAHASI YAPIMI Belediyemizce hazırlanan semt Sahası projesi Spor Toto Teşkilat Başkanlığından ödeneği temin edilerek ilçemiz merkezinde bulunan okul bahçelerinde 5 adet diğerleri köy okullarında olmak üzere toplamda 10 adet olmak üzere İlçemize kazandırdık. Gençlerimizin sosyal aktivitelerde yer alıp kendilerini geliştirmelerini hedefliyoruz.
51
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:40 AM Page 52
etmiyoruz açıklamalarında bulunulmuş. Haraç kesilmiş bu bölge ciddi bir bedel ödemiş bu gerçekliği önümüze koyarak planlama yapmalıyız. Asla ye’se düşmemeliyiz. Sayın kaymakamım Bulanıkta en zor olan neydi ? Kayyım geldi ne olacak korkusu ve bir şeyin kırılması terörün baronluğunu yapanların aşılamaz dediği şeyi kırmamız lazımdı. Bunların etkinliğinin azaltılmasını istiyorlardı. Gariban HDP’li kardeşimin sözü geçmiyordu ama yine vazgeçmiyorlardı. Kendi içlerinde baronlar var ki her zaman sözü geçiyor ve bu baronlardan rahatsız durumdalardı. İmar ile ilgili yolsuzluklar kendi lehlerinde yapılıyor kat müsaadeleri veriliyor baktığınızda hep baronların lehine. Bizim burada yaptığımız en önemli şeyde 40 dönüm tescil harici alanı devletin hazinesine 18 uygulaması yaparak kazandırdık kıl çadırı da bunlardan bir tanesi şehrin en gözde yeridir. Aslında kendi içlerinde de adaleti istiyorlar dolaysıyla adaletsiz yönetim anlayışından kendileri de rahatsız durumdaydılar, bizimde o eski zihniyetle mücadelemizde olumlu etkiler veriyor. Mesela 5 bin kişilik teröre lanet yürüyüşü sonra 19 Mayıs’ta lanet yürüyüşü bunlar Bulanık'ın normalleşmesi için ve normalleşmeye başladığını gösteren şeylerdir. Bayrak sevgini aşılamaya çalışmaktır bu toplumu oluşturan herkesin bayrağa ait olduğunu göstermek amacımız. Devletinin karşısında olanlarla değil, devletinin yanında olmasını sağlamak.
15 TEMMUZ ETKİNLİKLERİ 15 Temmuz Etkinliklerinin sahne bukdupğu milli maneviyat ruhu ile ilçe halkıyla bir araya gelip tiyatro etkinliklerinin yer aldığı gösterim sayesinde hain darbe girişimini unutmadık.
SICAK ASFALT ÇALIŞMASI İlçemiz Mahallelerinde 7750 ton karışım agrega alınarak yollarımızda 7 km sıcak asfalt çalışması yaptık. Çamurlu, tahrip, kullanılmaz durumda olan yolların hizmet verebilir hale getirmek için yol yapım çalışmalarımızı tamamladık. Bunun Yanında İlçemizde ilk defa Köy grup yollarını da sıcak asfaltla buluşturarak Sağlıklı yol koşulları ile trafiği rahatlatıp vatandaşlarımızın ulaşım olanaklarını güvenli hale getirdik.
Yatırım yapılırken Belediye seçimlerinde kaybedersek boşa gidecek diye düşünce oluyor mu? “Biz insanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturuyla hareket ediyoruz. Burada ideolojik beklenti içerisinde değiliz. Burada insana faydalı olan projeleri öncelikli olarak yaptık. Hiçbir zaman hesap içerisine olmadık olmayı da uygun bulmuyoruz. Projelerimizi yaparken böyle hareket etmedik. Kaymakamım son olarak eklemek istediğiniz şeyler var mı?
MUHTAR OFİSLERİ VE TAKSİ DURAKLARI Yerinden yönetim anlayışımızın gereği olarak, muhtarlarımızın ve taksi şoförlerimizin daha verimli bir ortamda çalışmalarını sağlamak için Kardeş Belediyemiz Keçiören tarafından, İlçemize 5 adet Muhtar Ofisi ve 5 adet Taksi Durağı kazandırıldı. Hizmet noktasında, Kendi İlçe sınırlarının ötesinde toplumcu ve dayanışmacı belediyecilik anlayışıyla, Bulanığımıza desteklerini ve hizmetlerini esirgemeyen Kardeş Belediyemiz Keçiören Belediyesi’ne minnettarlığımızı sunarak canı gönülden teşekkür ederiz.
Evet, bizim burada yaptığımız
52
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:40 AM Page 53
RÖPORTAJ projelerimizden bahsedersek sokak sağlıklaştırması projemiz bu projeyle 986 gün kepenk kapatmış yeri yeni imajına kavuşturarak cepheleri kahverengi desenli tabelaları altın yaldızlı yaparak estetik bir görünüm kavuşturmaya çalışıyoruz. 51 Trilyonluk yağmur suyu, içme suyu, kanalizasyonu üçünü beraber iller bankası kanalıyla ihale ettirdik. Hızlı bir şekilde bitirilmeye çalışıyor 7 ekip kurulu olarak şantiyeye dönüşmüş şekildeyiz, proje bittiğinde saniyede 150 litre su girecek. 90 kilometre kanalizasyon hattı 100 kilometre içme suyu hattı 15 kilometrede isale hattı döşemiş olacağız. Bu çevre kirliliği de son bulacak. Maalesef %30 olarak foseptik çukuruyla idare ediliyordu, %70'inde kanalizasyon yoktu şehrimizde. Projelerimiz bittiğinde dolaysıyla bu sorunlar ortadan kalkmış olacak. Başka projemizde Körsuyu deremizi DSİ istinat duvarlarını yaparak ıslah etti. Ayrıca DSİ korkuluklarını da yapıyor. Bizde belediye olarak yürüyüş yolu bisiklet yolu kamelyalar yapılıyoruz. Proje bittiğinde vatandaşlarımızın nefes alabileceği bir alanları olacak. Şuanda Engelsiz yaşam merkezi yapıyoruz 220 metrekare, bölgede ciddi engelli vatandaşımız var, 40 tane akülü tekerlekli sandalye dağıttık. Hanım Kültür Merkezi yaptık. 5 tane taksi durağı 5 tane muhtar ofisi yaptık, tabii kardeş belediyemizin de katkıları oldu. Dekoratif aydınlatma çalışmaları yaptık 700 bin lira ile bitirdik. 100 bin yüz metrekareye kilitli parke taşı çalışmamız yapıldı. 7 kilometre sıcak asfalt çalışmamız oldu.
PARK YAPIM ÇALIŞMALARI İlçemizde Büyük bir eksiklik olan Park yapım çalışmalarını tamamlayarak 15 Temmuz Parkı, Şehit Ömer Halis Parkı, Ankara Büyükşehir Bulanık Kardeşlik Parkı ve Sultan Alparslan Parkı ile 4 yeni parkı İlçemize kazandırdık. Ayrıca Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından İlçemize Yeni bir Kardeşlik parkı Yapılarak vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Toplam da 4 yeni parkın yapımıyla vatandaşlarımızın yaşam kalitesine katkı da bulunduk böylece Vatandaşlarımızın huzur içinde ailece vakit geçirebilecekleri sosyal alanlar oluşturduk.
KİLİTLİ PARKE TAŞI YAPIMI 2016-2017 yılları arasında Toplamda 61 bin m2 kilitli parke çalışmaları yapıldı. 2018 yılı için 50 bin m2 Kilitli Parke yol çalışmalarına başlayarak yollarımızın, camii bahçelerimizin, okullarımızın kilitli parke taşı ihtiyacını karşıladık.
Bunları yaptınız da ne oldu? Yapmasanız ne olurdu? Tabii ki insanlar bir noktada, hayata ideolojik bakanlar bu hizmetleri görerek utanç duyacaklar ve kalbi ısınarak doğru yola yönelecekler. Biz şuna inanıyoruz, vatandaşa gönülden dokunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz, hanelerine gideceğiz dükkânlarına gideceğiz. Kalplerini ısındıracağız ama daha organize olmalı
HAYIR ÇARŞISI Hayır Çarşı’sının açılışını gerçekleştirerek İlçemizde bulunan mağdur ailelerinin giyim, gıda gibi ihtiyaçlarını karşılayarak yardım elimizi uzatıyoruz. Ekonomik durumu yetersiz olan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gidermek için hayır çarşısın uğrayarak seçim ücretsiz şekilde alışverişlerini tamamlıyorlar.
53
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:40 AM Page 54
sadece belediye başkanı ve kaymakam ile olacak şey değil bu dediklerim. Bize vatandaş diyor ki şu STK'lara ne zaman kayyım atanacak çünkü onlarda kendi içinde baronluk oluşturmuş durumdalar. Ben belediyeye geldiğimde sosyolog çalışıyordu ilk geldiğimde ne iş yapar diye düşünmüştüm ama sonra anladım ki toplum mühendisliği yaparak kadınları örgütlüyor, parti temsilciliğine geliyor, eğitim destek evine yönlendiriliyor. Burada eğitim destek evi vardı kapattık içerde akla gelecek bütün yasaklı yayınlar oradaydı, sözde şehitler kütüphanesi kurmuşlar, Cumhuriyet başsavcılığına da suç duyurusunda bulunduk orada zehirlendikten sonra hadi kardeşim dağa, böyle bir şey yok. Zararlı yerlerin kapatılması, yatırımların doğru yapılmasının meyvelerini alıyoruz. 1 Kasım seçimlerinde HDP’ye %86 destek vardı, 7 Haziran’da %92 çıktı. Ama şuanda %77. Destekte azalma var ama istediğimiz şekilde değil, daha iyi noktalara geleceğiz inşallah. Türk İdare sitesine ve Dergisine yayın hayatında başarılar diliyorum. Çünkü sesimizi duyurma konusunda ciddi faaliyetleriniz var.
HANIM KÜLTÜR MERKEZİ İlçede hanımların sosyal ve kültürel alanda kendilerini geliştirebileceği mekânlara ihtiyaç duyulması üzerine harabe alanlar temizlenerek hanımlarımızın hizmet sunuldu. Çevreye Mimari ve estetik yönden değer kazandıran Hanım Kültür Merkezimizde düzenli olarak sosyale kültürel etkinliklerimiz yürütülüyor.
AİLE DESTEK VE EĞİTİM MERKEZLERİ İlçe kadınlarımıza yönelik hizmet veren Aile Destek ve Eğitim Merkezimizi açtık. Bünyesinde Bilgisayar Destekli Kütüphane, Çocuk Eğlence Alanı, Resim Atölyesi içerisinde (tezhip, ebru sanatı, yağlı boya, seramik boyama, kokulu taş ve sabun yapımı, keçe süsleme kursları) yer alıyor. Ayrıca Dikiş Kursu, Geleneksel yiyecek ve içecekler için Butik mutfak, Bayan Kuaför Kursu, Dinlenme alanı ve Fitnes Merkezi içerisinde ( koşu bantları, koşu bisikletleri, step aerobi, plates minderleri, plates topları, plates masaları, yumuşak ağırlık topları, Tv, soyunma odası) bulunan, kurslarda yapılan eserlerin sergilenip satıldığı stantların da bulunduğu bir aktivite merkezidir.
BULANIK KAYMAKAMI/BELEDİYE BAŞKAN V. HACI ARSLAN UZAN KİMDİR? n Hacı Arslan UZAN, 1 Temmuz 1984 tarihinde Çorum / Sungurlu’da doğdu. İlköğretimini Mehmet Akif Ersoy İlköğretim okulunda, lise eğitimini Çorum Atatürk Lisesinde tamamladı. 2001 yılında Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin İşletme bölümünde eğitim hayatına devam etti ve 2006 yılında bu bölümden mezun oldu. 2007-2009 yılları arasında Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığında Vergi Denetmen Yardımcısı olarak görev yaptı. n 9 Eylül 2009 tarihinde Bitlis Valiliğinde Bitlis Kaymakam Adayı olarak kaymakamlık mesleğine
intisap etti. Valilik, Kaymakam Refikliği ve Teftiş stajını sırasıyla Bitlis Valiliğinde, Bursa / Mustafakemalpaşa Kaymakamlığında ve Konya Valiliği ve İlçelerinde tamamladı. Bir süre Konya / Emirgazi İlçesinde vekil kaymakam olarak görev yaptı. Yurtdışı stajı kapsamında Fransa’nın Besançon kentinde 1 yıl süreyle Franche-Comté Üniversitesinde Fransızca eğitim aldı. Toulouse Bölge Valiliğinde Fransız idari yapısı üzerine staj yaptı. Bu staj kapsamında, Toulouse Bölge Valisi ile birlikte mevcut idari sistemin güçlü ve zayıf yönlerini müşahede etme imkânı buldu. Karadeniz Teknik
54
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi alanında yüksek lisans yaptı. Halen Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsünde doktora yapmaktadır. n 2012-2014 yılları arasında Giresun / Alucra İlçesinde ve n 2014-2016 tarihleri arasında Erzurum / Uzundere İlçesinde görev yaptı n Hacı Arslan UZAN 01.12.2016 tarih ve 2016/861 sayılı müşterek kararname ile Bulanık’a atanmış, evli olup; 2 (İki) çocuk babası ve Fransızca bilmektedir.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:40 AM Page 55
L A Y S S O JELER PRO
SÜNNET ŞÖLENİ İlçe merkezimiz ve köylerimizden çocukların sünnet edilmesi için Belediyemize talepte bulunulmuş ve toplam da 140 çocuğumuz sünnet edilmiştir. Ayrıca Belediyemizce aldığımız karar gereği talepte bulunan vatandaşlarımız oldukça kayıtlarını alıp etkinliğimizi devam ettireceğiz.
RAFADAN TAYFA GÖSTERİMİ ÇOCUKLARA HEDİYELER
BİSİKLET DAĞITIMI 40 ADET AKÜLÜ SANDALYE DAĞITIMI İlçemizde ikamet eden 40 engelli ihtiyaç sahibi vatandaşımıza akülü tekerlekli sandalye dağıtımı yapıldı. Engelli vatandaşlarımızın moral ve motivasyonunu artırmak ve kendi ihtiyaçlarını karşılamak için 40 Akülü tekerlekli sandalyeyi dağıtma sevincini yaşadık. Artık bazı bireysel ihtiyaçlarını karşılamak için başkalarına ihtiyaç duymadan yaşamlarına daha huzurlu bir şekilde devam edecekler.
55
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:40 AM Page 56
15 TEMMUZ ETKİNLİKLERİ
L A Y S O S OJELER PR
SPOR MALZEMELERİ DAĞITIMI Belediye olarak Spora gönül veren genç yetenekli öğrencilerimizi desteklemek amacıyla masa tenisi, voleybol ve futbol topu, satranç takımı, ve spor kıyafetleri dağıtarak genç sporcularımızın yanında olduk. İlçemizde spor aktivitelerini arttırmak için gençlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.
TAZİYE PAKETİ Belediyemizde taziyesi olan ailelerimizi ziyaret ederek acılarını paylaşıyoruz. Ayrıca Belediyemizce taziye evlerine 2 kg çay ve 10 kg şekerden oluşan yardım paketleri hazırlayarak Küçük de olsa katkı da bulunduğumuz yardım paketlerimizin taziye evlerine ulaştırılmasını sağlanmaktayız.
56
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:40 AM Page 57
PROTOKOL HABER
HER MAHALLEYE ÇOCUK OYUN GRUBU
E P E T N ERE İYESİ BELED
ŞEHİTLER PARKI
15 TEMMUZ ŞEHİTLER PARKI
AYDINLATMA DİREKLERİ
BAYRAK DİREKLERİ
KİLİT PARKE ÇALIŞMALARI
57
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:41 AM Page 58
HER MAHALLEYE ÇOCUK OYUN GRUBU
PROTOKOL HABER
AYDINLATMA DİREKLERİ
İK D E G M E RÜST İYESİ BELED
PARK YAPIMI
YÖNLENDİRME LEVHALARI
KİLİT PARKE ÇALIŞMALARI
58
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:41 AM Page 59
Ä°NFO HABER
59
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:42 AM Page 60
TARİHTE İDARE
PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V) VALİ MUAZ B. CEBEL’E TAVSİYELERİ icret’in 10. senesinde İslam güneşi birçok beldede bütün haşmetiyle parlamaya başlamıştı. Bu sırada Peygamber Efendimiz, İslamiyetin yayıldığı bütün beldelere vâliler ve zekât, sadaka tahsil memurları gönderdi. Necran, Hadramut, San’a, Kinde, Sadif, Yemen, Zebid, Rima, Aden, Sahil, Cened [Yemen], vâli ve zekât tahsil memurlarının gönderildikleri yerler arasındaydı. [1] Muaz b. Cebel’in Yemen’e Gönderilişi Peygamber Efendimiz, Müslüman beldelere vâli ve zekât tahsil memurları gönderdiği sıradaydı. Bir gün, sabah namazından sonra cemaate dönerek, “İçinizden hanginiz Yemen’e gider?” diye sordu. Hz. Ebû Bekir istekli çıktı; “Ben giderim, yâ Resûlallah!” dedi. Peygamber Efendimiz, hiçbir cevap vermeyip sustu. Az sonra tekrar, “Hanginiz Yemen’e gider?” diye sordu. Bu sefer Hz. Ömer ayağa kalktı; “Ben giderim, yâ Resûlallah!” dedi. Peygamber Efendimiz, Hz. Faruk’a da cevap vermeyip sustu. Bir müddet bekledikten sonra tekrar, “İçinizden Yemen’e kim gider” diye sordu: Muaz b. Cebel (r.a.) kalkıp, “Yâ Resûlallah! Ben giderim!” dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, “Ey Muaz! Bu vazife senindir!” buyurdu. O sırada Yemen, üç vâliliğe ayrılmıştı. Hz. Muaz, vâliliklerin en büyüğü olan Cened Vâliliğine tayin edilmişti. Orada kadılık yapacak, halka İslamiyeti, Kur’anı Kerim okumayı öğretecek, Yemen ülkesinde tahsil edilen zekât ve sadakaları da vazifelilerden teslim alacaktı. Hz. Muaz, Medine’den ayrılacağı sırada Peygamber Efendimiz ona, “Sana herhangi bir dava halli için getirildiği zaman nasıl ve neye göre hüküm
verirsin?” diye sordu. Hz. Muaz, “Allah’ın kitabındaki hükümlerle hüküm veririm!” dedi. Resûl-i Ekrem, “Eğer Allah’ın kitabında onunla ilgili bir hüküm bulamazsan neye göre hüküm verirsin?” diye sordu. Hz. Muaz, “Resûlullah’ın sünnetine göre hüküm veririm” dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz bu sefer, “Resûlullah’ın sünnetinde de onunla ilgili bir hüküm bulamazsan ne yaparsın?” diye sordu. Hz. Muaz, “O zaman, kendi görüşüme göre ictihad eder, hüküm veririm!” dedi. Peygamber Efendimiz, bundan son derece memnun oldu. Bu memnuniyetini, “Allah’a hamdolsun ki Resûlullah’ın elçisini, Resûlullah’ın râzı olduğu şeye muvaffak kıldı!” buyurarak izhar etti. [2] Peygamberimizin Emir ve Tavsiyeleri Yola çıkacağı sırada ise Peygamber Efendimiz, Hz. Muaz’a şu emir ve tavsiyelerde bulundu: “Sen, ehl-i kitap bir kavme gidiyorsun. Onları, bir olan Allah’a imana ve benim de Resûlullah olduğuma şehâdete davet et. Eğer bunu kabul ederlerse, onlara, Allah’ın her gün ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Eğer bunu da kabul ederlerse, Allah’ın kendilerine, zenginlerinden alınıp fakirlerine verilecek zekâtı farz kıldığını bildir. Eğer bunu kabul ederlerse, sakın mallarının en kıymetlilerini alma! Mazlumun bedduasından sakın; çünkü bu dua ile Allah Teâlâ arasında perde yoktur.” [3]
60
Bu sırada Muaz b. Cebel Hazretleri de, Efendimizden bazı tavsiyelerde bu¬lunmasını istedi: “Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerde bulun.” Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Her ne halde ve nerede olursan ol, Allah’tan kork!” buyurdu. Hz. Muaz, “Yâ Resûlallah! Bana biraz daha tavsiyede bulun” dedi. Peygamber Efendimizi bu sefer, “Günahın arkasından hemen haseneyi [iyilik ve hayır] yetiştir ki onu yok etsin!” Hz. Muaz, “Yâ Resûlallah! Bana tavsiyeni artır” diye dileğini tekrarladı: Peygamber Efendimiz, “İnsanlara, güzel ahlâkla muamele et!” buyurdu. [4] Resûl-i Ekrem Efendimizin, Hz. Muaz ve beraberinde gönderdiği Ebû Musa elEş’arî’yi uğurlarken de son tavsiyesi şu oldu: “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin; ihtilâfa düşmeyin!” [5] [1] İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 246; Taberî, Tarih, c. 3, s. 167. [2] İbn Sa’d, Tabakat, c. 3, s. 584; Ahmed İbn Hanbel, Müsned, c. 5, s. 230; İbn Kesir, Sîre, c. 4, s. 199. [3] Ahmed İbn Hanbel, a.g.e., c. 1, s. 233; Buharî, Sahih, c. 3, s. 73; Müslim Sahih, c. 1, s. 150; Tir¬mi¬zî, Sünen, c. 3, s. 21; İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 568. [4] İbn Kesir, a.g.e., c. 4, s. 194-195. [5] Buharî, a.g.e., c. 3, s. 72.
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:42 AM Page 61
FOTOĞRAF
YAYLADA PİKNİK YAPMA HAYALİ GERÇEK OLDU Ordu'da, 13 yıl önce Multipl Skleroz (MS) teşhisi konulan Uysal Sessiz'in yaylada piknik yapma hayali gerçeğe dönüştürüldü. Kumru ilçesinde hastalığı nedeniyle tedavi gören ve yatağa bağımlı yaşayan 41 yaşındaki Uysal Sessiz, kendisini evinde ziyaret eden Kaymakam Deniz Kılınç'a yaylada piknik yapma isteğini iletti. Bunun üzerine harekete geçen Kaymakam Kılınç, Kaymakamlık ve İlçe Sağlık Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülen "Hayal Et" projesi kapsamında Sessiz'in hayalini gerçekleştirildi.
61
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:42 AM Page 62
ABONE FORMU Türkidare Dergisi’ni düzenli olarak takip etmek için abone olmak istiyorum o Kurumsal Abonelik
o Bireysel Abonelik
İlgili Kişi:
Adı Soyadı
Ünvanı
Firma Adı: Adresi: Şehir:
Posta Kodu
Telefon
Fax:
e-Mail:
(Online kullanım için mutlaka doldurulmalıdır)
Fatura Adres: (Firma adresi ile aynı ise lütfen boş bırakınız)
Vergi Dairesi:
Vergi No:
DERGİ ABONELİK BEDELİ (1 YIL=12 AY)
o 144 TL
ÖĞRENCİ VE ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ABONELİK BEDELİ
o 120 TL
TÜRKİYE DIŞINDAN ABONE OLACAKLAR İÇİN ABONELİK BEDELİ
o 144 EURO TL
ÖDEME ŞEKLİ
o BANKA HAVALESİ
TÜRKİDARE YAYIN VE YAPIMCILIK MEDYA FİLM SAN. DIŞ. TİC. LTD. ŞTİ KUVEYTTÜRK KATILIM BANKASI-GÜNEŞLİ ŞUBESİ Hesap No: 94052129-1 IBAN -TR94 0020 5000 0940 5212 9000 01
o KREDİ KARTI ÖDEMESİ
Lütfen aşağıdaki kredi kartı hesabımdan abonelik bedelini alınız.
o VİSA
Kredi Kartı Numarası
o MASTER
Son Kullanma Tarihi /
CSV NO: (AY/Yıl)
İmza
Abone formunu banka dekontuyla birlikte fakslayınız veya adresimize gönderiniz. Yenişehir Mh. Menekşe Sk. 13/2 39 PENDİK /İSTANBUL Telefon: 0 216 606 40 86 abone@turkidare.net
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:42 AM Page 63
--TURK IDARE-NORM copy_1-677726807_1-677704683.e$S_Layout 1 9/9/18 12:42 AM Page 64