Sağlık ve Güvenlik Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri İşletmecileri Derneği Yayın Organı
02
Sayı: 02 Mayıs Hairan Temmuz 2016
RÖPORTAJ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu
“İnsan hayatı ihmale kurban edilmemeli” GÜNDEM
OSGBDER Genel Başkanı Cengiz İMECİ
“OSGB’ler Kısa Zamanda Kaderine Terk Edildi!” Kamuda İSG Hizmetleri Sorunlar ve Çözüm Yangını Önlemek Elinizde
Kiralık İşçi Yasası Kabul Edildi İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Hayat Kurtarır! Sürdürülebilir İş Sağlığı ve Güvenliği Sisteminin Kurulmasında OSGB’lerin Önemi
DOSYA
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uygulaması 1 Temmuz’da Resmen Başladı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uygulaması Mercek Altında
rak ER ola D B G OS muz 15 Tem imini Giriş Darbe LE
T ŞİDDE Z... RU KINIYO
Gündem
maske arkasına saklanma! yıllık deneyimle
tozsuz, dumansız bir hayat...
Yalnızca maske kullanmak meslek hastalıklarından sizi korumaz. Üretim esnasında oluşan tozu, dumanı, gazı ve yağ buharını kaynağından toplayıp ltre ediyoruz.
www.bomaksan.com 2
Sağlık ve Güvenlik
Temiz ve ferah bir çalışma ortamı ile iş kazaları ve iş gücü kaybı azalır. Üretim verimliliği, kalite ve çalışanların motivasyonu artar. Makina bakım ve servis maliyetleri azalır.
BAŞKAN’DAN
Yola devam… Merhaba Sektörümüzün sesi olan dergimiz “Sağlık ve Güvenlik”in ikinci sayısıyla bir kez daha karşınızdayız. Sektörümüzde yaşanan gelişmelere, uzmanlarımızın bilgilendirici yazılarına, yönetmeliklerdeki değişikliklere ve pek çok habere yer verdiğimiz dergimizin 2. sayısını sizlerin hizmetine ve beğenisine sunuyoruz. 1 Temmuz 2016’da resmen uygulanmaya başlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulaması yakın zamanda sektörde yaşanan en önemli gelişmelerden biri oldu. Bu uygulama ile birlikte hem OSGB’ler, hem de işverenler için yepyeni bir dönem başladı. Bizler de bu uygulamanın tüm ayrıntılarına dergimizde yer verdik ve sizler için ayrıntılı bir dosya konusu hazırladık. Uygulamanın sağlıklı bir şekilde nasıl hayata geçirileceğini hep birlikte göreceğiz. Sektörü temsil eden tek sivil toplum kuruluşu, Ortak Sağlık ve Güvenliği Birimleri İşletmecileri Derneği (OSGBDER) adına, resmen başlatılan bu uygulamanın da takipçisi olacağız. Kısa süre önce sektörümüzde faaliyet gösteren tüm OSGB’leri yakında ilgilendiren bir etkinlik gerçekleştirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun da katılımıyla gerçekleştirilen 8. Uluslar arası İş sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nda sektörün tüm sorunları sektör mensupları tarafından anlatıldı, uzmanların görüşleri dile getirildi. İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının gelecek dönemde çok daha titizlikle uygulanacağına dikkat çeken Bakan Soylu ile sizin için bir röportaj gerçekleştirdik. Dergimizde yer verdiğimiz röportajı keyifle okuyacağınızı umuyoruz. Her sektör için iş güvenliği önlemlerinin ne kadar hayati olduğunu hepimiz biliyoruz. Yıllardır işverenlere ve işçilere OSGB’lerin gerekliliğini, risklerin azaltılmasının ve alınacak önlemlerin hayat kurtardığını anlatıyoruz, anlatmaya çalışıyoruz. Dergimizin 2. sayısında inşaat sektöründeki iş güvenliğini ele aldık, konuyu tüm ayrıntılarıyla inceledik ve sizler için hazırladık. Her sayımızda farklı bir sektörü ele almaya devam edeceğiz. İş sağlığı ve güvenliği sektöründe ilk ve tek olan sivil toplum kuruluşu olarak hem dergimizde hem de derneğimizde yaptığımız çalışmalarımızla sektörümüzü anlatmaya, OSGB’lerin sesi olmaya ve seslerini duyurmaya devam edeceğiz. Sektörün gelişmesi ve doğru adımların atılması için iyi değerlendirilmesi gereken önemli bir dönemden geçiyoruz. Bizler sektörümüzün önünü açacak, işverenlerin ve işçilerin OSGB’lerin gerekliliğine ikna olacakları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sorunlarımıza eğileceği bir gelecek için çalışmaya devam edeceğiz. Bu dönemde sizlerin desteğini yanımızda hissetmek bizler için çok değerli. Hep birlikte sorunları çözüme kavuşturup, sektörümüzü istediğimiz noktaya taşıyabiliriz. Bir arada olmaya, çalışmaya ve umutlu olmaya devam etmeliyiz… Cengiz İMECİ OSGBDER Genel Başkan
3
Sağlık ve Güvenlik Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri İşletmecileri Derneği Yayın Organı
İÇİNDEKİLER 03 06
Yıl:2 Sayı: 2 Mayıs Haziran Temmuz 2016 para ile satılmaz. İmtiyaz Sahibi Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri İşletmecileri Derneği adına Genel Başkan • Cengiz İMECİ
08
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü • Yusuf GEDİK Yayın Koordinatörü • Fevzi Kemal TORUN Editör Kevser DEVECİOĞLU Bu Sayıda Katkıda Bulunanlar • Yrd. Doç. Ayla TORUN • Dr. Sebahat Dilek POLAT • Op. Dr. Namık Kemal COŞKUN • Bülent ORAL • Sinan GÜL • Mehmet Göksel IŞIKLI Yapım Afiş İletişim I DBYR Tel: 0.535. 711 41 37
16
e-posta: afis@afisiletisim.net www.afisiletisim.net Baskı
20
Yönetim Yeri Eğitim Mahallesi Ünal Sokak Royal Center İş Merkezi No: 5 A Kadıköy İSTANBUL Web: www.osgbder.org Mail: bilgi@osgbder.org Gsm: 0 532 334 33 58 Tel: 0 216 573 67 81 Dernek Kütük No= 34-210-053
4
Sağlık ve Güvenlik
22 22
BAŞKAN’DAN • Cengiz İmeci OSGBDER’DEN HABERLER • OSGBDER’den profesyonel eğitim • Stajyer Öğrencilere İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Verildi • İnşaat Sektörüyle Buluşma toplantısı SEKTÖRDEN HABERLER • Cumhurbaşkanı, İş Güvenliği Konferansı’nda • Alışan Lojistik’e Ödül • Boyner’de İş Güvenliğini Tiyatro İle Anlattılar • Japonlar Uzay İçin İnşaat Makinesi Yapıyor • Kombassan’da İş Güvenliği Kültürü Eğitimi • Mezarsız İşçiye 200 Bin TL Manevi Tazminat • TANAP’ın Önceliği İş Güvenliği • Gazetecilere İş Güvenliği Eğitimi • Mitsubishi’den Çinli İşçiler İçin Özür ve Tazminat • Scania’dan Sürücüsüz Kamyon RÖPORTAJ • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu “İnsan hayatı ihmale kurban edilmemeli” DOSYA • İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uygulaması 1 Temmuz’da Resmen Başladı • İş Sağlığı ve İş güvenliği Uygulaması Mercek Altında HABER • İş Güvenliği Uzmanı Yetiştirme Projesi (İŞGÜP) Başladı GÜNDEM • OSGBDER Genel Başkanı Cengiz İMECİ “OSGB’ler
•
Kısa Zamanda Kaderine Terk Edildi!” Mesleki Yeterlilik Belgesi Alma Şartı Ertelendi
28
GÖRÜŞ • Kamuda İSG Hizmetleri Sorunlar ve Çözüm Önerileri
30
İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ • Yangını Önlemek Elinizde • Kiralık İşçi Yasası Kabul Edildi • İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Hayat Kurtarır!
37
BAKIŞ AÇISI • Sürdürülebilir İş Sağığı ve Güvenliği Sisteminin Kurulmasında OSGB’lerin Önemi
38
HOBİ • Güzel Fotoğraf Çekmenin 12 Püf Noktası
40
EĞİTİM • İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Artık Üniversitede
41
HABER • Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı Komisyonda Kabul Edildi
42 44
SAĞLIK • Ofiste oturup kalmayın!
46
ÜLKE • Endüstrisi ile zengin, gün batımıyla büyüleyici bir ülke: Finlandiya
48 50
OTOMOBİL • 2016’nın otomobilleri
TEKNOLOJİ • 2016’nın Teknoloji Trendleri
KİTAP
MİLLİ İRADEYE DARBE VURULAMAYACAĞINI MİLLETİMİZ BİR KEZ DAHA GÖSTERMİŞTİR Ülkemiz, 15 Temmuz Cuma gecesi önce karanlığı; ortaya konan büyük inanç ile de aydınlığı yaşadı.
15 Temmuz, demokrasinin kazandığı bir gündür. Mili iradeye darbe vurulamayacağını Milletimiz içerideki ve dışarıdaki tüm düşmanlarımıza bir kez daha göstermiştir. 15 Temmuz, ülkemizi bölmek ve parçalamak maksadıyla darbeye girişenlerin, milletinin üzerine hiç çekinmeden bomba atanların, tereddüt etmeden milletine silah sıkanların, düşman ile mücadele etmesi için alınan tankları ve jetleri acımasızca milletine çevirenlerin kurşun atanların, karanlık planlarının aydınlığa çıkmasını sağladı. Milletin iradesinden başka irade tanımıyoruz…
Darbecileri lanetliyor, hükümetimizi destekliyor ve milletimizin iradesinden başka bir irade tanımıyoruz. Güçlü millet iradesi her türlü zorlukla baş edebileceğimizi, ülkemizin uluslararası arenada da siyasi ve ekonomik gücünün kat be kat artacağını ortaya koymuştur. Çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz…
Bundan sonra da bizler daha çok çalışarak ve üreterek ekonomimizi büyütmeye devam edeceğiz. Artık darbe kelimesinin literatürden kalkmasını istiyoruz.
Meclis’ te siyasi partiler arasında takdir edilen bir yaklaşım varken toplumda ayırımcılık yapılması teröristlerin amacına ulaşmasına sebep olur. Sağduyu içerisinde hareket etmeliyiz. Milli İradeyi korurken şehit düşen vatandaşlarımıza ve güvenlik görevlilerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Gün birlik günüdür. Demokrasimize sahip çıkan necip milletimize, halkımıza kararlılığı ile cesaret veren Başkomutanımız ve Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Başbakanımız ile hükümetimize, darbe girişimine destek vermeyen ve karşı mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza, polisimize ve güvenlik güçlerimize, darbeye kalkışanlara bir ağızdan karşı çıkan parti liderlerinin sağduyulu açıklamalarına ve basınımızın darbe karşıtı tutumuna sonsuz teşekkür ediyoruz.
Gündüzleri işimizin başında olup geceleri Demokrasi nöbetine devam edeceğiz… OSGBDER YÖNETİM KURULU ADINA Cengiz İMECİ OSGBDER Genel Başkan
OSGBDER’DEN HABERLER
OSGBDER’den profesyonel eğitim OSGBDER, İstanbul Bilgi Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirdiği İş Güvenliği Uzmanlarına Özel Mesleki Gelişim Sertifika Programı ile uluslar arası standartlarda iş güvenliği yapabilecek profesyonelleri sektöre kazandırdı.
O
rtak Sağlık ve Güvenlik Birimleri İşletmecileri Derneği (OSGBDER) İstanbul Bilgi Üniversitesi işbirliği ile İş Güvenliği Uzmanlığı belgesine sahip kişileri Mesleki Gelişim Sertifika Programı ile iş sağlığı ve güvenliği konusunda profesyoneller yetiştirdi. 120 saat süren sertifika programına katılan iş güvenliği uzmanları uluslararası standartlarda iş güvenliği uzmanlığı yapabilecekler. Tamamen saha uygulama örneklerinin ve vaka çalışmalarının yapıldığı eğitimde iş güvenliği uzmanlarına yönelik Kimya, Maden, İnşaat sektörlerinin içinde yer alan ve iş koluna özel risk analizi, acil eylem planı, patlamadan korunma dokümanı, yangın
ile mücadele eğitimleri gerçekleştirildi. Oldukça kapsamlı gerçekleştirilen programda katılımcılara çalışanlara verilecek eğitim içerikleri, iş hukuku eğitimleri de verildi. İş güvenliği uzmanlarının kişisel gelişimlerine yönelik eğitimcinin eğitimi, müşteri memnuniyeti, zaman yönetimi, stres yönetimi gibi eğitimlerde programda yer aldı. Katılımcılara sertifikaları İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından verildi. Ayrıca iş güvenliği uzmanları İlkyardımcı sertifikası ve İSO 9001, 14001, 18001 Kalite Yönetimi iç tetkikçi belgelerine de sahibi oldular. Bu program sonunda isteyen katılımcılara OSGBDER üyesi işyerlerinde işe yerleştirme imkanı sunuldu.
Stajyer Öğrencilere İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Verildi Adnan Menderes Üniversitesi’nde staj yapmak üzere başvurusu kabul edilen öğrencilere 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında verilmesi zorunlu olan “İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG)” eğitimleri gerçekleştirildi.
S
taj başvurusu kabul edilen öğrencilere yönelik İSG eğitimleri, Atatürk Kongre Merkezi Maiandros Salonu’nda 620 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirildi. Adnan Menderes Üniversitesi’nde İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi’nce düzenlenen etkinliklerde İSG uzmanları ve işyeri hekimleri tarafından verilen eğitimlerin akabinde stajyer öğrencilerin işe başlama muayeneleri gerçekleştirildi. 6331 sayılı Kanuna istinaden ADÜ çalışanı statüsü kazanan öğrencilerin, bu etkinliklerle güvenli ve sağlıklı bir şekilde işe başlaması sağlandı.
ADÜ’de staj yapmak üzere başvuran binin üzerindeki öğrenci için düzenlenen İSG Eğitim ve İşe Başlama Muayeneleri’nin ilki gerçekleşirken, bundan sonra yapılması planlanan diğer eğitimler ve muayeneler için hazırlıklar devam ediyor. Eğitim ve İşe Başlama Muayeneleri 11 - 12 Temmuz 2016, 25 - 26 Temmuz 2016, 8 - 9 Ağustos 2016 tarihlerinde de tekrarlanacak. Bu eğitim ve muayeneler sayesinde, ADÜ’de staj yapmak üzere başvuran öğrencilerin, hem İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında bilinçlendirilmeleri hem de kendileri için en uygun görevlere yönlendirilmeleri sağlanıyor.
İnşaat Sektörüyle Buluşma toplantısı İstanbul Ticaret Odası 47 Nolu Komitenin düzenlemiş olduğu Yapı İşlerinde İş Sağlığı Uygulamaları ve OSGB’lerin önemi konulu zümre toplantısı gerçekleştirildi.
S
ürdürülebilir iş güvenliğinin ürün kalitesini artırdığını söyleyen Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Derneği Genel Başkanı Cengiz İmeci, bu tespitini İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleşen “Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları” konulu zümre toplantısında dile getirdi. İstanbul Ticaret Odası Restorasyon ve İzolasyon Meslek Komitesi’nin öncülüğünde düzenlenen toplantıda konuşan İmeci, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin üzerinden 4 yıl geçmesine karşın hâlâ bazı düzenlemelere ihtiyaç olduğunu dile getirdi. İş sağlığı ve güvenliğinin bir parçası olarak artık mesleki yeterliliği olmayanların çalışamayacak olması konusuna da değinen İmeci, “Bu çok önemli bir uygulama ancak hâlâ belge almayan 100 binlerce çalışan var” diye konuştu. 6
Sağlık ve Güvenlik
7
SEKTÖR’DEN HABERLER
Cumhurbaşkanı, İş Güvenliği Konferansı’nda 8. Uluslararası İş Güvenliği Konferansı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “İnsanı merkeze alan bir anlayışı iş hayatına hakim kılmalıyız” dedi.
C
umhurbaşkanı Erdoğan, 8’inci Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nın açılışını gerçekleştirdi. Konferans’ın açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Biz insana makine gibi ham madde, sermaye gibi salt bir üretim aracı olarak bakmayız, bakamayız. Bizim anlayışımızda insan homoekonomikus değildir. İş kazalarının azaltılması, can kayıplarının ve emek sömürüsünün önünü geçilmesi için öncelikle bu konuda kendimizi düzeltmeli; insanı merkeze alan bir anlayışı iş hayatına hakim kılmalıyız” dedi. Konuşmasında meslek hastalıklarına ve iş kazalarına maruz kalan işçilerin oranının fazlalığına değinen Erdoğan, “Dünyada her yıl 160 milyon işçinin işle ilgili meslek hastalıklarına yakalandığına üzülerek şahit
8
Sağlık ve Güvenlik
oluyoruz. Bu kayıpların yüzde 98’i şayet gerekli tedbir alınsa, var olan düzenlemeler tam olarak uygulansa önlenebilir kazalardan kaynaklanıyor. Ben burada meselenin imkan, para, teknoloji veya düzenleme eksikliği olduğu kanaatinde değilim. Bu utanç verici manzaranın ortaya çıkmasının esas nedeni insana yönelik çarpık bakış açısıdır. İnsanı sadece bir üretim aracı olarak gören mevcut anlayış, insanı araçsallaştırarak insan hayatını değersizleştirmektedir. Bir fabrikanın üretim sürecinde makineyle insanı aynı değerde gören anlayışı ben asla kabul etmiyorum. İnsana bu şekilde yaklaşanlar üretim maliyetlerini düşürmek, kar marjlarını artırmak için insan hayatını hiçe sayan adımları atmaktan elbette çekinmezler” ifadelerini kullandı.
www.sahinosgb.com www.sahinosgb.com
BİR TEK İNSANIN BİZE “ BİR TEK İNSANIN BİZE “ İYİ Kİ VARSIN İYİ Kİ VARSIN DEMESİ DEMESİ VAR OLDUĞUMUZ İÇİN VAR OLDUĞUMUZ İÇİN MUTLU OLMAMIZI MUTLU OLMAMIZI SAĞLAR.
GÜVENİLİR BİLGİ GÜĞRVEUNÇÖ İLİR DO ZÜMBİLGİ
DOĞRU ÇÖZÜM
“ SAĞLAR.“ C.Yücel
C.Yücel
İŞYERLERİMİZİN DENETÇİSİ, DANIŞMANI VE ÇALIŞANI OLARAK; ÇALIŞANLARIMIZIN GÜVENİNİ VE SAYGISINI KAZANIP İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ OLUŞTURUYORUZ.
İŞYERLERİMİZİN DENETÇİSİ, DANIŞMANI VE ÇALIŞANI OLARAK; ÇALIŞANLARIMIZIN GÜVENİNİ İŞ GÜVENLİĞİ TÜMCESİNİ HUKUKSAL SORUMLULUK, VERİMLİLİK VE KALİTE KAVRAMLARIYLA VE SAYGISINI KAZANIP İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ OLUŞTURUYORUZ. BİRLEŞTİRİP YÖNETEN VE ÇALIŞANLARI DEĞERLİ İNSANLARLA TANIMLIYORUZ.
İŞ GÜVENLİĞİ TÜMCESİNİ VERİMLİLİK VE KALİTE KAVRAMLARIYLA İŞYERLERİNİZ BİZİM İÇİNHUKUKSAL ÖNEMLİDİR,SORUMLULUK, KORUMAK KOLLAMAK VE GELİŞMESİNE KATKIDA BİRLEŞTİRİP YÖNETEN VE ÇALIŞANLARI DEĞERLİ İNSANLARLA TANIMLIYORUZ. BULUNMAK VARLIK NEDENİMİZDİR. İŞYERLERİNİZ BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR, KOLLAMAK ŞAHİN OSGB İş Sağlığı veKORUMAK Güvenliği Ortak Hizmet Birimi TİC. LTD.VE ŞTİ. GELİŞMESİNE KATKIDA BULUNMAK VARLIK NEDENİMİZDİR. İmes Sanayi Sitesi 3.Sosyal Tesisler No:11 Ümraniye İSTANBUL / TÜRKİYE t: + 90 (216) 364 03 23 m: info@sahinosgb.com
ŞAHİN OSGB İş Sağlığı ve Güvenliği Ortak Hizmet Birimi TİC. LTD. ŞTİ. İmes Sanayi Sitesi 3.Sosyal Tesisler No:11 Ümraniye İSTANBUL / TÜRKİYE t: + 90 (216) 364 03 23 m: info@sahinosgb.com
9
SEKTÖR’DEN HABERLER
İş Güvenliğinin Önemli Markası Ege Bölgesinde faaliyete başladı.
6
331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yürürlüğe girdikten sonra çalışmalarına hız veren Prizma OSGB müşterilerinden gelen talepler üzerine önemli bir sanayi şehri olan Manisa’da ilk şubesini açtı. Manisa haricinde İzmir ve Balıkesir in de aralarında olduğu 7 ilimizde faaliyetlerini sürdürecektir. Prizma OSGB tecrübeli ve bilgi birikimi yüksek kadrosu ile İŞ Güvenliği alanında Manisa’da hızlı bir başlangıç yaptı. 2014 yılında temeli atılan Ahmetli Kelebek Barajı’nın İş Güvenliği ve İşyeri Hekimliği hizmetini devraldı. Silindirle sıkıştırılmış beton (SSB) tipinde projelendirilen baraj temelden 60 metre yüksekliğinde inşa edilecek. Çalışmaların hızla devam ettiği projenin tamamlanmasıyla 24 bin 270 dekar zirai arazi modern sulama sistemine kavuşacak.
Mado İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinde Prizma OSGB yi tercih etti.
T
ürkiye’nin lider kuruluşu olan MADO, İş Sağlığı ve Güvenliği sisteminin kurulması için sektörün öncü firmalarından Prizma OSGB ile anlaşma yaptı. Mado nun çalışanlarına İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri başta olmak üzere, çalışma sahası ile ilgili risklerin belirlenmesi ve karşılaşılan riskler ile ilgili önlem alınması için çalışmaların Prizma OSGB tarafından yapılacağı bildirildi.
Alışan Lojistik’e Ödül
10
Sağlık ve Güvenlik
Boyner’de İş Güvenliğini Tiyatro İle Anlattılar
B
oyner 2013 yılında satış danışmanları, depo çalışanları, call center çalışanları ve merkez ofis ekipleri için bir İş Sağlığı ve Çalışan Güvenliği El Kitabı’nı çalışanlarla birlikte hazırladı. El kitabında ergonomi, depo güvenliği, işyeri hijyeni, kişisel bakım, atık yönetimi, sağlıklı beslenme, stres yönetimi gibi farklı konular yer aldı. Bu yıl da Altınyıldız’da yapılan İSG eğitimleri kapsamında çalışanların da dahil olduğu bir tiyatro oyunu sahnelendi. Grup şirketleri içerisinde yapılan bir diğer uygulama da Boyner Büyük Mağazacılık tarafından düzenlenen ‘Güvenli Depo’ yarışması oldu. Boyner ve YKM mağazalarından gelen farklı uygulama ve çözüm önerilerinin değerlendirildiği yarışma sonucunda ilk üçe giren mağazalar ödüllendirildi.
A
lışan Lojistik, İngiltere’nin prestijli ödüllerinden olan British Safety Council “Uluslararası İş Güvenliği” ödülünü kazandı. Alışan Lojistik; kendi personeli ve kendi geleceğini koruyan, yüksek standartlarda hizmet sunan firmalara verilen, İngiltere’nin en prestijli iş güvenliği ödülü olan British Safety Council “Uluslararası İş Güvenliği” ödülünü; Londra’da düzenlenen törenle aldı. 2015 yılı boyunca iş sağlığı ve güvenliği, çevre ve kalite kurallarına uygun olarak sunduğu hizmetler neticesinde Alışan Lojistik, bu değerli ödüle layık görüldü. İngiltere’nin İş Güvenliği otoritesi olarak kabul edilen British Safety Council tarafından verilen 2016 Uluslararası İş Güvenliği Ödülü’ne (2016 International Safety Award) sahip olan Alışan Lojistik; aldığı ödül ile Avrupa standartlarında hizmetler sunduğunu ve iş güvenliği konusundaki kriterleri eksiksiz bir biçimde yerine getirdiğini gösterdi.
Da nış ma nlı
k
İNSAN KAYNAKLARI & YÖNETİM DANIŞMANLIĞI
im
it Eğ Dış Ku Kayn lla nım ak ı
tim
e en
D
Outsourcing
a am i l o rdr ler Bo zmet Hi
Consulting - Training - Payroll - Audit Prizma-HR İnsan Kaynakları & Yönetim Danışmanlığı Tel: 0 216 573 67 81 Faks: 0 216 573 67 81 E-posta: info@prizma-hr.com
www.prizma-hr.com
11
SEKTÖR’DEN HABERLER
Japonlar Uzay İçin İnşaat Makinesi Yapıyor Japonlar uzay için inşaat makinesi yapmak için kolları sıvadı. Hedef Mars ve Ay…
T
eknolojide dünya devleri arasında olan Japonlar, bir ilke daha imza atmak için hazırlanıyor. Japon Uzay Araştırma Ajansı (JAXA), Mars ve Ay’da insanların yaşam sürmesine yardımcı olmak amacıyla inşaat makineleri yapmak için düğmeye bastı. Japon Uzay Araştırma Ajansı (JAXA), gelecek süreçte insanlığın uzayda yaşam sürmesini sağlayacak adımlar atmaya hazırlanıyor. Japonlar, Mars ve Ay odaklı olmak üzere insanlığın uzayda yaşamlarını devam ettirebilmelerine elverişli ortamlara uygun olarak inşaat makineleri yapmayı planlıyorlar.
İnşaat firması Kajima ile ortaklaşa bir çalışma yürüten Japon Uzay Araştırma Ajansı’nın, bu konuda özerk bir yapı hazırlığı da bulunuyor. Kajima İnşaat Şirketi’nden yapılan açıklamada, işi kolaylaştırma adına makineler arasındaki iletişim kopukluğu olmayacağını, tümünün etkileşim halinde bulunacağını ifade etti. Gelecek süreçte uzaya yönelik olarak kullanılacak makinelere yönelik olarak özel bir yazılım geliştirileceği de belirtildi.
Kombassan’da İş Güvenliği Kültürü Eğitimi Kombassan, “Yönetim Geliştirme Programları” kapsamında yöneticilerinin, iş sağlığı ve güvenliği sorumlularının katılımıyla “İş Sağlığı ve Güvenliği” eğitimi gerçekleştirdi.
P
rogramın açış konuşmasını yapan Kombassan Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erol Kaya, “iş sağlığı ve güvenliği için; işyerinde, çeşitli nedenlerden kaynaklanan sağlığa zarar verebilecek koşullardan korunmak amacıyla yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır diyebiliriz, ancak biz bununla birlikte işin manevi sorumluluk yönünü daha çok önemsiyoruz” dedi. Kaya, iş yerlerinde riskleri minimize eden bir güvenlik kültürü bilinci sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Eğitimin sunumunu yapan iş sağlığı ve güvenliği
uzmanı Halil Çelik de iş kazalarının % 88’inin tehlikeli hareketlerden, %10’unun tehlikeli durumlardan, %2’sinin ise kaçınılmaz ve sebebi bilinmeyen ortamlardan kaynaklandığını belirterek, “yapılan istatistikler, kazaların %50’sinin kolayca önlenebileceğini, %48’inin ancak etüt ve metotlu bir çalışma ile önlenebileceğini göstermiştir. Bunun yolunun da, bütün işletmeyi kapsayan ve işletmenin her bireyi tarafından doğru algılanan bir güvenlik kültürünün sağlanmasından geçtiğini söyleyebiliriz” dedi.
Mezarsız İşçiye 200 Bin TL Manevi Tazminat Kahramanmaraş Elbistan’da kömür madeninde 50 milyon metreküp toprağın altında kalan işçi Muhsin Koşan’ın ailesine 200 bin TL manevi tazminatın faiziyle ödenmesine karar verdi.
K
ahramanmaraş Elbistan’da Şubat 2011’de meydan gelen ve 11 işçinin yaşamını yitirdiği göçük nedeni ile açılan davalardan ilk karar çıktı. Mahkeme, cenazesi 50 milyon metreküp toprağın altında kalan işçi Muhsin Koşan’ın ailesine 200 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. 9 işçinin cenazesi halen göçük altında bulunurken, 23 sanıklı ceza davasında ise sona gelindi. Milyonlarca metreküp toprağın oluşturduğu heyelan, Afşin- Elbistan Termik Santrali B Ünitesi’ne kömür tedarik eden Çöllolar Açık Kömür Maden İşletmesi’nde meydana geldi. 6 Şubat 2011’de meydana gelen ilk göçükte Yaşar Alkaya isimli kamyon şoförü yaşamını yitirdi. Asıl büyük facia ise 10 Şubat günü yaşandı. Anılan gün, ilk göçük nedeni ile toprak altında kalan makineleri çıkarmak için sahaya inen işçilerden 10’u göçük altında kaldı. Toplam 11 kişinin yaşamını yitirdiği faciada 9 işçinin cenazesine ulaşılamadı.
12
Sağlık ve Güvenlik
Baþlýksýz-1.pdf 1 05.09.2015 21:18:01
13
SEKTÖR’DEN HABERLER
TANAP’ın Önceliği İş Güvenliği Azerbaycan’dan Türkiye ve Avrupa’ya doğalgaz taşıyacak Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nde (TANAP) öncelik, işçi sağlığı ve güvenliği.
T
ürkiye’ye ve Avrupa’ya Azerbaycan’dan doğalgaz taşıyacak olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nde (TANAP) zamana karşı yarış devam ediyor. Ancak bu yarışta işçi sağlığı ve güvenliği göz ardı edilmiyor. TANAP Genel Müdürü Saltuk Düzyol, projede çalışan herkesin eksiksiz eğitimden geçirildiğini ve işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda asla taviz vermediklerini vurguladı. TANAP’ın çevreye, insana saygılı ve iş güvenliği ile
bölgedeki doğal yaşamı dikkate alan bir proje olduğunu belirten Düzyol, “Zamana karşı yarışılan projede hiçbir zaman işin kolayına kaçmadık. Her gün mesai başlamadan önce işçilerle o gün sahada yapılacakların ve çalışılacak alanın taşıdığı iş güvenliği riskleri ile ilgili bilgilendirme toplantıları yapılıyor. Önceden risk değerlendirmesi yapılmamış yerlerde çalışılmasına kesinlikle izin verilmiyor. Projede çalışan herkes eksiksiz gerekli eğitimleri alıyor” dedi.
Gazetecilere İş Güvenliği Eğitimi TGS, İstanbul ve Kocaeli’nin ardından İzmir’de çalışan gazeteciler ve gazeteci adayları için de seminer düzenledi.
T
ürkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) tarafından düzenlenen seminerde ilk sunumu gerçekleştiren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hukuk Danışmanı Avukat Gökhan Küçük, meslek hastalıkları ve iş güvenliğine dair yaptığı sunumda, ülkemizde meslek hastalığı kayıtlarının tutulmadığına dikkat çekti. Gazetecilerin haber izlemek için gittikleri yerlerde geçirdikleri kazaların iş kazası olduğunu ifade eden Küçük, “Polis ya da göstericiler tarafından darp edilmek, Can Dündar’ın yanındaki muhabirin kurşun yemesi de iş kazasıdır. Yapılan iş ruhen
özre uğratıyorsa o da iş kazası içerisinde değerlendirilir” dedi. Basın kanununda gazetecilerin haklarını anlatan TGS Hukuk Müşaviri Meliha Selvi, fazla mesai, yayının tatile girmesi veya kapatılması durumunda gazetecilerin hakları, hizmet akdinin sona ermesi, gazete ve televizyonların yayın politikalarının değişmesi, feshe itiraz gibi gazetecileri yakından ilgilendiren konular hakkında hukuk eğitimi verdi. TGS Genel Sekreteri Mustafa Kuleli’nin “Yeni Medya” konulu bir sunum gerçekleştirdi.
Mitsubishi’den Çinli İşçiler İçin Özür ve Tazminat
M
itsubishi Materials Corporation, 2. Dünya Savaşı sırasında Japonya’ya götürülerek kötü koşullarda zorla çalıştırılan Çinli işçiler için özür diledi. Şirket tazminat ödemeyi de kabul etti. Çinli işçilerden “içtenlikle özür dilediğini” belirten Mitsubishi, 3 bin 765 Çinli işçinin her biri için 100 bin yuan (15 bin dolar) tazminat ödeyecek. Hayatını kaybeden Çinli işçiler için Japonya’da anıt inşa edilecek. Hayatta kalan 200 Çinli işçi 1990’lı yıllarda Mitsubishi hakkında dava açmış, özür ve tazminat talep etmişti. Bugün bu işçilerden çok azı hayatta bulunuyor. İşçiler tazminat miktarının önemli olmadığını, Japon şirketin gerçeği tanıması ve suçunu kabul ederek özür dilemesininin önemli olduğunu ifade ediyor.1943-1945 yılları arasında yaklaşık 40 bin Çinli işçi Japonya’ya götürülerek son derece ağır şartlarda zorla çalıştırıldı.
14
Sağlık ve Güvenlik
Scania’dan Sürücüsüz Kamyon
H
azırladığı kamyon, otobüs ve tır gibi ticari araçlarla bilinen Scania firması, “Gelecek burada” başlığı ile Facebook’ta yeni bir video yayınladı. Videoda, Scaina’nın test ettiği kendi kendine yol alabilen kamyonu tanıttı. Kamyon, üzerinde yer alan sensörler ve kameralar sayesinde yolu ve etraftaki cisimleri algılayarak rotasını belirleyebiliyor. Böylelikle bu araçlar, özellikle madenler gibi tehlikeli iş sahalarında insansız kullanılabilecek ve iş güvenliği artabilecek.
15
RÖPÖRTAJ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu;
“İnsan hayatı ihmale kurban edilmemeli” 8’inci Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nın açılış konuşmasını yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, çalışma hayatının öznesinin insan olduğunu belirterek, “İnsan hayatı bir ihmale kurban edilemeyecek kadar değerlidir” dedi.
Ç
alışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca Haliç Kongre Merkezi’nde 8’inci Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı düzenlendi. Konferansın açılış konuşmasını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu yaptı. Çalışma hayatının öznesinin insan olduğunu belirten Bakan Soylu, “İş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatının asli bir unsurudur. Her şeyin ötesinde, insan hayatı bir ihmale kurban edilemeyecek kadar değerlidir. Bu yüzden, iş sağlığı ve güvenliği bilincini arttırmak, dünyadaki tüm gelişmeleri özümseyerek global bir ortak aklı hayata geçirmek zorundayız” dedi. Türkiye’de 4-10 Mayıs tarihlerinin 1987 yılından beri 16
Sağlık ve Güvenlik
İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası olarak kutlandığını anlatan Soylu, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için hafta boyunca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere; sendikalar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşlarınca birçok etkinlik düzenlendiğini söyledi. İş sağlığı ve güvenliği konusuna AK Parti hükümetleri döneminde ayrı bir önem verildiğine değinen Soylu, 2003 yılında İşçi Sağlığı Daire Başkanlığı’nın, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’ne dönüştürüldüğünü de hatırlattı.
633 Ulusal Meslek Standardı Yayınlandı Yeni yaklaşım doğrultusunda, dünyada iş sağlığı ve güvenliği konusunda yaşanan gelişmeler ve süreçlerin yakından takip edildiğini belirten Bakan Soylu, “59 uluslararası nitelikte ILO sözleşmesi Türkiye tarafından imzalandı. İş sağlığı ve güvenliği konusunda, Avrupa Birliği mevzuatına uyum kapsamında da pek çok mevzuat hazırlığı yapıldı. 2012 yılında düzenleme yapılarak, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yürürlüğe girdi” dedi. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte önleyici, koruyucu ve iyileştirici bir anlayışın benimsendiğini, “işçi” tabirinin yerine “çalışan” kavramı getirildiğini vurgulayan Süleyman Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
296’dır. 2016 yılının ilk dört ayında 445 iş müfettişimiz tarafından yapılan teftiş ise 4 bin 814 civarındadır” diye konuştu.
uygulama örneklerinin tüm çalışma hayatımıza yansımasının en önemli süreci ve etkeni olarak ortada durmaktadır.”
“Tüm çalışanlar ve tüm iş yerleri aynı kanun altında toplandı. Ferdi koruma yerine toplu koruma tedbirlerine öncelik verildi. Mevzuat çalışmalarının yanı sıra 2002-2016 yılları arasında yapılan 39 ulusal ve 11 uluslararası projeyle, iş sağlığı ve güvenliği konusunda farkındalığın arttırılmasına da çalışılmıştır. İş kazalarının önlenmesinde en önemli etkenlerden birisi de hiç şüphesiz ki; o mesleği icra edecek olan kişilerin mesleki nitelikleri, bilgi ve becerilerinin yüksekliğidir. Bu alanda 2006 yılında, Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu çıkarılarak, önemli bir adım atılmıştır. Kurumumuz öncülüğünde, bugüne kadar toplam 633 ulusal meslek standardı yayınlanmıştır. Bunların 462 tanesi tehlikeli ve çok tehlikeli işler sınıfında olup bu meslekleri icra edecek olan kişiler için mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu da getirilmiştir.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, iş kazalarının oluşumu noktasında, insan faktörü üzerinde çalışan birimlerin yanı sıra işlerin teknik alt yapısını inceleyecek birimlere de ihtiyaç olduğuna da değindi. Son yıllarda risk yönetimine dayalı yeni yaklaşımın hayata geçmesiyle, profesyonel bir birim olan İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Başkanlığı’nın, yaptığı ölçüm ve analizler, verdiği eğitimler, danışmanlık hizmetleriyle, iş sağlığı ve güvenliği konusunda yetkinliğini ortaya koyduğunu ifade eden Soylu, “Önemli bir adım olarak iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili politika ve stratejilerin belirlenmesi için Ulusal İş Sağlı ve Güvenliği Konseyi kuruldu. Ayrıca, 2006-2018 yılları arasını kapsayan dörder yıllık dönemler halinde üç politika ve eylem planı da hazırlandı” dedi.
İş sağlığı ve güvenliğinin farkındalığını arttırmak için, bu hafta kapsamında yapılan etkinliklerin 2001 yılından itibaren uluslararası platforma taşındığını, Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı olarak iki yılda bir düzenlenmeye başlandığını anlatan Soylu, bu konferansın konusunun da “Sürdürülebilir iş sağlı ve güvenliği” olarak belirlendiğini aktardı.
13 Bin 296 işyeri Teftişi
“Ölümlü iş kazası ve mesleki hastalıklarda, yüzde 27 azalma”
Bugüne kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca verilen meslek yeterlilik belge sayısının 47 bin 122 olduğunu ve bunların 29 bin 117′sinin tehlikeli ve çok tehlikeli işler sınıfında verildiğini anlatan Bakan Soylu, bu sayede mesleğin getirdiği niteliklerden yoksun olmaktan kaynaklanan iş kazalarının önüne geçilmesinin hedeflendiğini belirtti. İş kazalarının önlenmesi hedefine ulaşmada, önemli bir sac ayağının da yapılan saha denetimler olduğunu ifade eden Soylu, “2015 yılında sadece iş sağlığı ve güvenliği yönünden Bakanlığımızın 522 iş müfettişi tarafından yapılan teftiş sayısı 13 bin
2002’den 2014 yılına kadar iş yeri sayısında yüzde 131, çalışan sayısında yüzde 153 artışın meydana geldiğine dikkati çeken Bakan Soylu, sözlerine şöyle devam etti: “İş gücü piyasasında sağlanan büyüme rakamlarına rağmen, yapılan çalışmalar neticesinde aynı dönemde ölümlü iş kazası ve mesleki hastalıklarda yüzde 27 oranında azalma sağlanmıştır. 2015 yılı rakamını kamuoyu ile paylaşmadık ama azalma 2002’ye göre yüzde 47’ye çıkmıştır. Bu da Türkiye’nin iş sağlığı ve güvenliği konusunda ortaya koyduğu politikaların, aldığı tedbirlerin, uygulamaların, iyi
En çok üzüldüğüm “iş kazası haberleri” Soylu, çalışma hayatının öznesinin, insan olduğunu belirterek, “İş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatının asli bir unsurudur. Her şeyin ötesinde, insan hayatı bir ihmale kurban edilemeyecek kadar değerlidir. Bu yüzden, iş sağlığı ve güvenliği bilincini arttırmak, dünyadaki tüm gelişmeleri özümseyerek global bir ortak aklı hayata geçirmek zorundayız” dedi. Yaklaşık 5 aydır Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevini yürüttüğüne işaret eden Soylu, “Beni en çok sıkıştıran, en çok üzen, gecenin bir yarısında telefonuma ve e-malime gelen veya sabah erken gördüğüm, iş kazası mesajlarıdır. Bir insana, haşa, bir can verebilme kabiliyetine sahip değiliz ama alacağımız önlemlerle, Türkiye’deki bütün sivil toplum örgütlerini, sendikaları, iş yerlerini harekete geçirip, iş kazaları konusunu alt noktalara getirebilme başarısını elde edebiliriz” diye konuştu. Bakan Soylu, konuşmasını Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri İşletmecileri Derneği ve yayın organı olan OSGBDER’e çalışmalarında başarılar dileyerek bitirdi. 17
DOSYA
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uygulaması
1 Temmuz’da Resmen Başladı 1 Temmuz’dan itibaren az tehlikeli ve 50’den az çalışanı olan kamu, özel tüm işyerlerine iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu getirildi. Kanun bir çalışanı olan işyerlerini dahi kapsıyor.
M
anavından fırınına, pastanecisinden, taksicisine, mobilyacısından giyim eşyası satanlara kadar bir kişi bile çalıştırsa binlerce işyeri için yeni dönem başlıyor. 1 Temmuz’dan itibaren az tehlikeli ve 50’den az çalışanı olan kamu, özel tüm işyerlerine iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu geldi. 1 Temmuz’da, on binlerce işletmeyi ilgilendiren önemli bir uygulama başladı. Bu tarihten itibaren, bir kişi bile çalıştıran işyerlerine, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu getirildi. 18
Sağlık ve Güvenlik
İlk olarak iş kazalarını önlemek amacıyla 2012 yılında, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkartıldı. Her iş yerinde bir iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu getiren kanun kapsamında da işyerleri; az tehlikeli, tehlikeli, çok tehlikeli olmak üzere üç gruba ayrılarak işletmelere, zorunlu uygulama için geçiş süresi tanındı. 50 kişinin altında çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için hekim ve iş güvenliği uzmanı istihdam etme zorunluluğu, 2014’ün Ocak ayında başladı. Kanunda öngörülen geçiş sürecinin son aşaması da 1
Temmuz’da tamamlandı ve bu tarihten itibaren ister kamu olsun ister özel, az tehlikeli ve 50’den az çalışanı olan tüm işyerleri için zorunluluk başladı. Böylece, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da resmen uygulamaya girmiş oldu. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) verilerine göre, bu yılın Mart ayında toplam işyeri sayısı 1,7 milyonun biraz üzerinde. 50’den az çalışanı olan işletme sayısı ise, 1 milyon 654 bin. Bunların yarısının az tehlikeli işlerde faaliyet gösterdiği varsayıldığında hekim ve iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğu 500 bin işletmeyi yakından ilgilendiriyor.
Cezası 13 Bin Lira Yeni düzenlemede, 10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli işyerlerine bazı esneklik de tanınıyor. İşverenin kendisi ya da görevlendireceği bir kişi, gerekli eğitimleri almak kaydıyla; işe giriş ve periyodik muayeneler, tetkikler hariç, iş sağlığı ve güvenliği hizmetini kendi yürütebilecek. Kanunda belirtilen kurallara uymamanın cezası 5 bin lira ila 10 bin lira arasında değişiyor, ancak hem iş güvenliği uzmanı hem de hekim için ayrı ayrı ve istihdam edilmeyen her ay için ceza katlanarak artıyor; aylık 13 bin liraya kadar çıkabiliyor.
Yüzlerce Meslek, Binlerce İşyeri 1 Temmuz’da zorunlu olarak iş güvenliği uzmanı ve hekim istihdam edecek az tehlikeli işyerleri; tarımdan gıdaya, mobilyadan otomotive, elektronikten taşımacılığa kadar yüzlerce mesleği kapsıyor. Belli başlıları ise şöyle sıralanıyor: Meyve-sebze yetiştiriciliğidepolanması-satılması, tohumculuk, ormancılık, tahıl ürünleri ile ilgili tüm işyerleri, dondurulmuş gıda üretimi, ekmek fırınları, pastaneler, manavlar, makarna üreticileri, çikolata-kakao ve şekerleme ürünleri imalatı-depolanması-satışı, çay ve kahve üretimi, tüm içecek ürünlerinin üretimi-satışı, halıcılar, mobilyacılar, tüm tekstil-konfeksiyon üretimi ve satışı yapan işyerleri, ayakkabıcılar, müzik aleti üreticileri, elektrikçiler, oto bayileri, oto yedek parçacıları, nalburlar, bilgisayar ile ilgili tüm işler, oyuncak üretici ve satıcıları, müzayede şirketleri, su ticareti yapan şirketler, eczaneler, taksiler, araç kiralama şirketleri, her türlü nakliye işi yapan şirketler.
İŞ Sağlığı ve Güvenliği Uygulamasının Getirdikleri: • Kamu ve özel tüm işyerleri, iş güvenliği uzmanı ve hekim çalıştırmak zorunda. • İşyerleri faaliyetlerine göre; tehlikeli, çok tehlikeli, az tehlikeli olmak üzere üç gruba ayrılıyor. • Tüm işyerleri iş kazası ve meslek hastalığına karşı risk değerlendirmesi yapacak. • 10’dan az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işyerlerinin iş güvenliği konusundaki giderlerini devlet destekleyecek. • İşverenler Ortak Sağlı ve Güvenlik Birimlerinden (OSGB) hizmet alabilecek. • Tüm işyerleri acil eylem planı hazırlayacak. • Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitim verilmesi zorunlu. • Çok tehlikeli işlerde çalışanlar mesleki eğitim ve belge alacak. 19
DOSYA
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uygulaması Mercek Altında 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 1 Temmuz 2016 itibarı ile yürürlüğe girdi. Kanuna göre; kamu kurum ve kuruluşlarında ve 50’den az çalışanı olan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi hizmeti zorunluluğu başladı. Peki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kazalar ve hastalıklarla oluşan can kayıplarının önüne geçmek için hayata geçirdiği kanun neler getiriyor ve nasıl uygulanacak? İşte uygulamanın ayrıntıları…
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uygulaması Sektöre ve Çalışanlara Neler Kazandıracak? • Her çalışan düzenli sağlık kontrolünden geçirilecek, (Tehlike sınıfına göre 1-3-5 yılda bir) • Her işyerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri verilecek, (Az tehlikeli işyerinde 3 yılda bir 8 saat, tehlikeli işyerinde 2 yılda bir 12 saat, çok tehlikeli işyerinde her yıl 16 saat) • İSG konusunda çalışanların görüşleri alınacak, • Acil durum planları ve yılda en az bir kere yapılan tatbikatlarla kayıplar en aza indirilecek, • Kazalar olmadan önce Risk Değerlendirmesi yapılarak tedbirler alınacak, (Tehlike sınıfına göre 2- 4 - 6 yılda bir) • Çalışanlar hayati tehlike içeren durumlarda çalışmaktan kaçınabilecek, • Nitelikli ve verimli bir iş ortamının oluşması sağlanacak, • Önleyici bir yaklaşımla çalışanların sağlık ve güvenliği sağlanacak.
İSG Hizmetleri Nerelerden Sağlanabilir? Kurumun yapısı ve personel niteliklerine uygun olan model seçilerek iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yerine getirmesi sağlanacak. • 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren vekili, eğitim alarak iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendisi üstlenebilecek. • Bünyesindeki çalışanlar içerisinde iş sağlığı ve güvenliği belgesi olan uzmanlardan hizmet sağlanabilecek. • Çalışanların sertifikalandırılması sağlanacak. • Kısmi süreli sözleşme yapmak suretiyle İş Sağlığı ve Güvenliği profesyonellerinden hizmet alınabilecek. • Yetkilendirilmiş kurumlardan (OSGB ve TSMB) hizmet alınabilecek.
OSGB Nedir? Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri; iş sağlığı ve güvenliği hizmeti vermek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen birimlerdir.
TSMB Nedir? Toplum Sağlığı Merkezi Birimi; iş sağlığı ve güvenliği hizmeti vermek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı hizmet sunan kamu kurumlarıdır.
İSG Hizmetlerini Kendi Yürütecek İşverenler Nasıl Eğitim Alacak? 01 Temmuz 2016 tarihinden itibaren, 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde işveren veya işveren vekili, eğitim almak şartıyla iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendisi yürütebilecekler. Anadolu Üniversitesi ile 9 Ekim 2015 tarihinde imzalanan protokol çerçevesinde 81 ilde eğitimler düzenleniyor. Yılda en az iki kez gerçekleştirilen eğitimlerden bugüne kadar binlerce kişi faydalandı, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebilecek belgeyi almaya hak kazandı.
Kanunun Az Tehlikeli İşyerlerine Getirdiği Kolaylıklar Nelerdir? • 10’dan az çalışanı olan 906.000 işyeri için işveren veya işveren vekilinin (İşveren adına hareket eden işin ve işyerinin yönetiminde görev alan çalışanlar) eğitim alarak kendi İSG hizmetlerini yerine getirebilecek. • 10’dan az çalışanı olan işyerlerinde çalışanların beş yılda bir işe uygunluğuna dair alınan sağlık raporları kamu hizmet sunucularından veya aile hekimlerinden alınabilecek. 20
Sağlık ve Güvenlik
İSG Kanunu Kamu Kurumlarında Nasıl Uygulanacak? 6331 sayılı İSG Kanunu’na göre kamuya ait her işyerinde profesyonel iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunumu hayata geçmiş olacak.Kamu kurumları bu yükümlülüklerini yerine getirebilmek için; • Kurumda görevli mevcut belgeli personel yoksa eğitime gönderip belge aldırarak görevlendirme yapılabilecek, • Diğer kamu kurumlarından belgeli personel görevlendirilebilecek, • Yetkili OSGB veya TSMB’den hizmet alabilecek.
• 50’den az çalışanı olan az tehlikeli işyerlerinde görevlendirilen İSG profesyonellerine esnek çalışma imkânı getirildi. Buna göre işveren ve görevlendirilen kişilerin karşılıklı onayı halinde aylık çalışma süreleri birleştirilerek bir yılı geçmeyecek dönemler halinde düzenlenebilecek. Örnek Uygulama: Az tehlikeli sınıfta yer alan ve 3 çalışanı olan bir işyerinde süreler iş güvenliği uzmanı için ayda 30 dk ve işyeri hekimi için aylık 15 dk hizmet süresi gerekiyor. Ancak tarafların anlaşması halinde bu periyotlar yılda bir, altı ayda bir ve üç ayda bir gibi farklı şekillerde uygulanabilecek. • Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri (C) sınıfı iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimini kısmi olarak bünyesinde görevlendirilebilir. Uygun nitelikte çalışanı olmayan işyerleri yetkili birimlerden hizmet alarak yükümlülüklerini yerine getirebilir.
Kanuna Uymayan İşyerlerine Nasıl Yaptırımlar Uygulanacak? İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirmeyen veya hizmet almayan az tehlikeli iş yerlerinde her bir İSG profesyoneli için işverene 6.511 TL. idari para cezası uygulanacak. Türkiye’deki İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi uzmanı sayıları Durum
İş Güvenliği Uzmanı
İşyeri Hekimi
Belgesi Olan Kişi
98.096
28.974
Fiilen Çalışan Kişi
28.846
12.419
Gerekli Kişi
19.717
8.709
Dünyadaki İşyeri Hekimi Çalışma Süreleri Ülke
Az Tehlikeli (dakika/kişi/ ay)
Tehlikeli (dakika/kişi/ ay)
Çok Tehlikeli Ülke (dakika/ kişi/ay)
Türkiye
5
10
15
Az tehlikeli işyerlerine getirilen kolaylıklar Unvanı
Az Tehlikeli
Tehlikeli
Çok Tehlikeli
Dakika/kişi/ay İş Güvenliği Uzmanı
10
20
40
İşyeri Hekimi
5
10
15
İSG Hizmetlerinde Devlet Desteği Sunulacak mı?
Japonya
10
20
6
Avusturya
6
7.5
40
Yunanistan
2
3
15
Almanya
1.25
3
40
Hollanda
Sıfır zamanlı sözleşme
Sıfır zamanlı sözleşme
Sıfır zamanlı sözleşme
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda alınması zorunlu olan İSG hizmetinin küçük işletmelerde maddi bir yüke neden olmaması için 10’dan az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için devlet desteği bulunuyor. 10’dan az çalışanı olan tehlikeli sınıftaki işyerlerine %2 olan kısa vadeli sigorta priminim %1,4’ü, çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde ise %1,6 ‘sı iade edilecek.
21
HABER
İş Güvenliği Uzmanı Yetiştirme Projesi (İŞGÜP) Başladı İş Güvenliği Uzmanı Yetiştirme Projesi (İŞGÜP) Avrupa Birliği işbirliği ile hayata geçirildi. İŞGÜP sayesinde pilot bölge seçilen Samsun’da 20-29 yaş arasında üniversite mezunu 60 genç, hem ücretsiz olarak iş güvenliği uzmanlığı sertifikası eğitimi alacak hem de kurs süresince günde 10 avro cep harçlığı kazanacak. Proje Trabzon’da da uygulanacak.
K
ısa adı İŞGÜP olan “İş Güvenliği Uzmanı Yetiştirme Projesi”, Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) kapsamında Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, “Sektörel Yatırım Alanlarında Genç İstihdamının Desteklenmesi Operasyonu” kapsamında İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Program Otoritesi (İKG) tarafından başarılı bulunarak uygulanmaya başlandı. Proje ile Samsun ve Trabzon’da meslek eğitimi düzenlenerek işsiz gençlerin mesleki niteliklerinin ve istihdam edilebilirliklerinin artırılması hedefleniyor. Projenin ilk adımı 60 genç ile Samsun’da atıldı.
Proje Katılanlara İş Fırsatı Proje kapsamında Samsun ve Trabzon’da yaşayan 2029 yaş arasındaki mühendislik, mimarlık, fen edebiyat fakültelerinin fizik, kimya biyoloji bölümü mezunu, teknik öğretmenleri, iş sağlığı ve güvenliği teknikeri mezunu 120 genç işsize 220 saat “C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı”, 24 saat “Genel Beceri Eğitimi” ücretsiz olarak verilecek. Verilen eğitimler ile gençlerin bu konuda mesleki bilgi ve beceri kazanmaları sağlanacak, 22
Sağlık ve Güvenlik
istihdam edilebilirlikleri arttırılacak. Bu proje kapsamında 120 genç işsizden eğitim programlarını başarıyla tamamlayanların en az yüzde 50’si istihdam edilerek genç işsizliğin azaltılmasına katkıda bulunulacak.
İşe Yerleştirme Danışmanlığı Projeye dahil olan 120 genç işsize “İşe Yerleştirme Danışmanlığı” hizmeti verilerek, gençlerin iş arayışı, iş bulma ve iş başvurusu ile ilgili bilgi, beceri ve bilinç düzeyleri arttırılarak işsiz gençlerin istihdam edilmesi ve istihdamda tutulması da hedefleniyor. “İşe Yerleştirme Danışmanlığı” hizmeti verilen 120 genç işsizin iş arayışı, iş bulma ve iş başvurusu ile ilgili bilgi, beceri ve bilinç düzeylerini arttırmak suretiyle işe geçiş sürecinde iş bulmalarına yardımcı olunacak sistemin eksikliğinin giderilmesine katkı sağlanacak. “İş Dünyası-Eğitim Kurumu İşbirliğini Geliştirme Platformu” oluşturmak suretiyle, Samsun ve Trabzon’daki işverenler ile üniversite arasında işbirliği tesis edilerek; gençlerin iş bulma aşamasında iş dünyasının desteğini almalarının sağlanması da projenin hedefleri arasında yer alıyor.
İşveren Sendikaları ve Esnaf Odaları Başkanı baskı yaparak kanunu ertetmek istemekteler. TESK Başkanı İş Güvenliğinin Uygulanmasına Engel Olmaya Devam Ediyor Palandöken: “İş Güvenliği Uygulamalarında Sıkıntı Bitmedi”
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulamalarında bazı sıkıntıların yaşandığını belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “1 Temmuz 2016 tarihinde uygulanmaya başlayacak İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulamalarında esnaf ve sanatkarımızın hazırlıklarını tamamlayamadığı için uygulamanın 1 yıl ertelenmesi çok olumlu olacaktır” dedi. 1 Temmuz 2016 tarihinde Kamu kurumları ve 50 kişinin altında çalışanı bulunan az tehlikeli işyerlerinde İş Güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu başlamıştır. Ancak TESK Başkanı hükümete baskı yaparak kanunun ertelenmesini talep etmektedir. Erteleme talebinin gerekçesine baktığımızda gerçeklikten çok uzak olduğunu sadece kanunu uygulamak istemedikleri anlaşılmaktadır. Kanunu erteleme baskısı yapmak yerine İş Güvenliği hizmetlerinin desteklenmesi konusunda taleplerde bulunmaları daha gerçekçi olacaktır. Kanunun ertelenmesi halinde sisteme olan güvenin azalacağı, iş kazaları ve meslek hastalıklarının artacağı ve on binlerce iş güvenliği profesyonelinin işsiz kalacağını dikkate alarak hem OSGBDER olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına hem de TBMM de bir takım girişimlerde bulunduk. Çalışma Bakanlığına gönderdiğimiz dilekçeler ile birlikte TBMM Dilekçe komisyonuna dilekçe göndererek çekincelerimizi bildirdik. E-dilekçe sisteminde gönderdiğimiz dilekçemizi duyarlı meslektaşlarımızın da imzalayarak destek olduklarını görmek doğru yolda olduğumuzu göstermiştir. Dilekçeyi aşağıda sizlerle yeniden paylaşıyoruz. Umarım sesimize kulak verenler olur ve mevzuat yara almadan daha fazla iş kazası yaşanmadan tam anlamıyla mevzuat uygulamaya alınır.
Sayın TBMM Dilekçe Komisyonu Üyeleri;
Malumunuz 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 1 Ocak 2013 tarihinde kısmen yürürlüğe girmişti. Kamu işyerleri ve 50 kişinin altında çalışanı bulunan işyerlerinde İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi bulundurma zorunluluğu iki kez ertelenerek 1 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Az tehlikeli 1 ila 50 çalışanı olan işyerleri bu kanuna duyarlı davranmış apartman yönetimleri, küçük esnaf, banka şubeleri, önemli markaların mağaza şubeleri, kısacası tüm işverenler 1 Temmuz tarihini çok önemseyip Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri (OSGB) ile anlaşmalarını yapmaya başlamışlardır. Buna istinaden Türkiye nin değişik illerinde faaliyet gösteren yaklaşık 2400 ü bulan OSGB firmaları talebi karşılamak için
kadrolarına ilave olarak C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimleri ile sözleşme imzalayarak istihdamlarını sağlamıştır. Beraberinde yatırımlarını arttırarak bilgisayara, yazılım programı, araç satınalması veya kiralaması gibi satınalmaları yaparak borç yükünün altına girmişlerdir. ÇSGB Sayın Süleyman Soylu 2 Temmuz’’da basın açıklaması ile İş Sağlığı ve Güvenliğinde yeni dönem hakkında bilgilendirme yaparak 1 Temmuz da artık Türkiye de yeni bir dönemin başladığı İş Sağlığı ve Güvenliğinin tüm işyerlerinde uygulanmasının önünde bir engel olmadığı alt yapının tamam olduğunu anlatmıştır. İzleme süreci olacağı için Ocak 2017 tarihine kadar şikâyet ve iş kazası olmaması halinde denetim yapılarak idari para cezası uygulanmayacağını bahsetmiştir. Yerinde bir karar olduğunu düşünmekteyken, 4 Temmuz tarihinde Sayın Başbakanımızın basın açıklaması kafaları karıştırmıştır. Sayın Başbakanımız henüz alt yapı hazır olmadığı için bazı kısımların 1 yıl ötelenmesine karar verdik demiştir. 2 gün ara ile yapılan farklı açıklamalar çelişki doğurmuştur. 1 yıl ötelemenin hem bu sisteme güvenip anlaşma yapan işyerlerinde güvensizliğe neden olacaktır. Hem de ciddi yatırım yapan OSGB ler ekonomik anlamda sıkıntı yaşayacak olup iflas etme ile baş başa kalacaklardır. Ayrıca OSGB ler istihdam ettikleri binlerce C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri hekimini işten çıkartmak zorunda kalacakları için işsizliğin artmasına neden olacaktır. C Sınıfı İŞ Güvenliği uzmanları Az tehlikeli işletmelerin dışındaki işletmelere bakamayacak olması sayıları 25 bini geçen C Sınıfı İş Güvenliği uzmanını başka mesleklere yönelmeye itecek olup, İş Güvenliği profesyonellerinde 3 yılda yeterli sayıya ulaşması sağlanmasına rağmen bir erteleme kararı ile yetişmiş İSG Profesyonelini kaybetmek zorunda kalabileceğiz. Bu sebepler ile ÇSGB lığının kararlı bir şekilde 1 Temmuz 2016 tarihinde geri adım olmayacak açıklamasının arkasında durulmasının önemli olduğunu TBMM gündemine gelecek torba kanuna ek madde ile ilgili sürenin ötelenmemesini talep eder, gereğini bilgilerinize sunarım. Not: ÇSGB’lığının ilgili sunumunu Bakanlığın resmi sayfasından incelenebilir. Saygılarımla, Cengiz İMECİ Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri İşletmecileri (OSGBDER) Derneği Genel Başkanı 23
Gündem
OSGB’ler Kısa Zamanda Kaderine Terk Edildi! OSGB’lerin sayıları her geçen yıl katlanarak artarken, mevzuat değişikliklerinde OSGB’lerin görüşlerinin sorulmaması sorunları da beraberinde getiriyor. OSGB’lerin sahada yaşadıkları sorunların çözümüne ilişkin, hem mevzuatta hem de uygulamaya yönelik pek çok düzenleme yapılması gerekiyor. Cengiz İMECİ OSGBDER Genel Başkanı
3
0 Haziran 2012 tarihi Türkiye’de çalışma hayatında bir dönüm noktası olmuştu. Devlet, işçi-işveren yani çalışma hayatının tüm tarafları çok umutlanmıştı. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ilk kez iş güvenliğinin bağımsız bir kanun ile ele alınması iş güvenliğine verilen önemi anlatıyordu. Yapılacak çalışmalar ile meslek hastalıklarının ve iş kazalarının azalacak olmasına, işçilerin insani şartlarda çalışacak olmasına, hatta işçiler iş güvenliği tedbirlerini yetersiz gördüğü işyerlerinde çalışmama hakkını kullanacaklarına ülke olarak çok sevinmiştik. Zaman çok çabuk geçiyor, 6331 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinin üzerinden 4 yıl geçti. Geçen 4 yılda biri Anayasa Mahkemesi iptal kararı olmak üzere toplam 5 kez ana kanunda değişiklik ve ertelemeler yapıldı. 40’ın üzerinde yönetmelik hazırlandı ve bu yönetmeliklerde onlarca değişiklik yapıldı. Geldiğimiz noktada 24
Sağlık ve Güvenlik
halen eksikliklerin olduğu uygulama sırasında ortaya çıkmaktadır. Bu süreçte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yetki alarak kurulan Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri yani OSGB’ler iş güvenliğinin yükünü omuzlamaktadır. 2012 öncesinde OSGB sayısı 100’ün altındayken bugün 2 bin 400’ün üzerinde OSGB’nin faaliyet yaptığını görmekteyiz. OSGB’ler mevzuat çerçevesinde hizmetlerini yürütürken ve uygulamanın içinde yer olan kurumlar olmasına rağmen yayınlanan hiçbir mevzuat değişikliğinde kendilerinden görüş alınmaması kaderlerine terk edildiğinin göstergesidir diyebiliriz. İşçi- İşverenDevlet üçgeninde tüm taraflarla sürekli temasta olan kurumlar olarak, sahadaki sorunları OSGB’lerden fazla yaşayacak bir taraf olduğunu düşünmüyorum. Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri kuruluşunda aranan şartların değiştirilmesi gerekmektedir. OSGB’ler sanayi sitesinde sağlık ocağı gibi düşünülmüş ve buna göre standartlar oluşturulmuştur. Hatırlayın, ilk yönetmelik yayınlandığında yeşil reçeteli ilaçlar ve buzdolabı şartı
vardı. OSGB açmak isteyenlerin, yasal olmayan yollardan yeşil reçeli ilaç alıp denetim personeline göstermek zorunda kaldığını, bu ilaçları gösteremeyenlerin belge alamadıklarını unutmamak lazım. Neyse ki hata fark edildi ve listeden yeşil reçeteli ilaçlar ve buzdolabı kaldırıldı. OSGB’ye giren bir kişi sanki sağlık ocağına girmiş gibi hissetmektedir. Düşünün şehrin ortasında kurulan bir OSGB var, yönetmelik gereği komşu bir ile hizmet verebiliyorsunuz, ne zaman ve hangi şartta müşterinizin bir çalışanı size gelip kendisine oksijen vermek zorunda kalacaksınız veya muayene odasında çalışanı muayene edip işe girişini onaylayacaksınız? Kaç OSGB bugüne kadar tekerlekli sandalyeyi hastası için kullanmıştır? Bunun bir istatistiği var mı? Ancak şunu sayısal olarak biliyoruz: Türkiye genelinde kurulan OSGB firmalarında 2 bin 400’ün üzerinde tekerlekli sandalye, EKG cihazı, oksijen tüpü var ve kimisi daha ambalajından dahi çıkartılmamış. OSGB’ler sağlık ocağı değildir, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini işyerlerinde veren kuruluşlardır. 2012 tarihinden önce bu standartlar normaldi çünkü sanayi sitesi içerisinde kurulup site içerisindeki işletmelere ortak hizmet veriliyordu. Zaten OSGB ismi de buradan gelmektedir. Aslında OSGB adının da değişmesi gerekir çünkü kelime anlamıyla güncelde yapılan işle örtüşmüyor. OSGB firmalarında hiçbir sektörde olmadığı şekilde istihdam zorunluluğu şart koşuluyor. Yeni açılan OSGB müşteri sahibi olabilmesi için en az 3 aylık bir zamana ihtiyacı vardır. Bu süreçte hiçbir şekilde faydalanamayacağı işyeri hekimi, diğer sağlık personeli ve iş güvenliği uzmanını tam zamanlı çalıştırmak zorunda bırakılıyor. Bakanlığa karşı, bir tam zamanlı sorumlu müdür istihdamı ile OSGB açılışı gerçekleştirmelidir. Yeni açılan bir OSGB işyeri hekiminin veya iş güvenliği uzmanının saatlerini doldurabilmesi zaman almaktadır. Bu süreçte tam zamanlı bir sorumlu müdür olmak şartıyla, işyeri hekimini ve/veya iş güvenliği uzmanını ihtiyaç halinde isterse part time çalıştırma hakkı olmalıdır. Aynı şekilde son düzenleme ile çok tehlikeli ve 10 kişinin üzerinde ki işyerlerinde diğer sağlık personeli bulundurma zorunluluğu varken, OSGB açılışında tam zamanlı DSP çalıştırma zorunluluğu bulunmaktadır. Düşünün, OSGB’nin 10 kişinin üzerinde çok tehlikeli işletmesi yok ise gereksiz bir kişiye maaş vermek zorunda kalıyor
veya sadece iş güvenliği uzmanlığı vermeyi planlıyor, işyeri hekimliği hizmeti vermeyecek ancak işyeri hekimi istihdam etmek zorunda kalıyor. Şu anda OSGB’ler kurulduğu ilde ve komşu illerde hizmet verme zorunluluğu olması ve başka bir OSGB ile işbirliği yapmasının yasaklanması nedeniyle adeta OSGB enflasyonu ile karşı karşıya kalınmıştır. OSGB’lerin tüm Türkiye’de hizmet vermesinin önü açılmalıdır. 2012 yılında 8 bin TL iken aradan geçen 4 yılda 16 bin TL’nin üzerinde OSGB Belge ücreti yeniden değerlendirme oranlarını veya enflasyonu dikkate alındığında ne denli yüksek bir tutara çıktığını görmekteyiz. 2017 yılında bu tutarın ne olacağını şimdiden merak etmekteyiz. Belge ücretinin bu denli yüksekliği adres değişikliği yapan OSGB’leri zora sokmaktadır. İş güvenliği uzmanlığında yer alan sınıf ayrımı kaldırılmalıdır. 2013 yılından bu yana C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanları B Sınıfına, B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanları A Sınıfına baktığını ve aksama olmadığını düşünürsek sınıf ayrımı sistemi karmaşıklaştırmaktan ve zorlaştırmaktan öteye gitmemektedir. Şayet bir üst sınıfa bakmaya yeterli değilseler neden 4 yıldır bu uygulanıyor, sorgulanmalıdır. Ortada bir çelişki var. Bir an önce üniversitelerde “İş Güvenliği Mühendisliği” bölümlerinin açılması için girişimde bulunulmalıdır. Özellikle az tehlikeli ve şubeleri olan işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin uzaktan eğitim modülüyle almaları sağlanmalıdır. Artık günümüzde teknoloji çok ilerledi. Konferansların uzaktan yapıldığını düşünürsek, 8 saatlik bir eğitimin uzaktan verilmemesi çok zor olmasa gerek. Tam zamanlı haricinde part time olarak yapılan bireysel diye adlandırılan iş güvenliği ve işyeri hekimliği yapılması yasaklanmalıdır. Kanunda belirtilen maddeyi hatırlamak gerekirse; “Çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve on ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirir. Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması halinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilir” denilmektedir. Yani ‘işletmede başka bir görev yapan ve belgesi olan bir çalışan var ise bu kişiyi bu hizmeti yapmak üzere görevlendirebilirsin’ diyor. Dışarıdan birini ‘part time çalıştır’
demiyor. Bu hatadan bir an önce vazgeçilip, vergi ödemeden onlarca firmaya part time atama yaparak haksız rekabet yapan iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimliğine son verilmelidir. Şunu unutmamak lazım ki; çevre elemanları kanun gereği çevre danışmanlık şirketlerinde çalışabiliyor veya işletmeden tam zamanlı görev alabiliyorlar. Çevre elemanları tek başına part time işletmelerde çalışıp kazanç elde edemiyorlar. Bu uygulama iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri için de gelmelidir. Temmuz 2016’da kamu ve 50 kişinin altında çalışanı olan az tehlikeli işyerleri de kanun kapsamına giriyor. Böylelikle tüm işyerleri kanun kapsamına alınmış oluyorlar. Bazı işveren sendikaları halen hazırlıklarının olmadığını ve erteleme yapılması için hükümete baskı yaptıklarını duymaktayız. 4 yılda hazırlık yapamayan bir işletme zaten iş güvenliğine inanmamıştır ve iş güvenliğini işyerinde uygulamak istemiyordur. Bakanlık çalışmalarında tüm altyapının hazır olduğunu ve iş güvenliği profesyoneli anlamında da hazır olduklarını belirmektedir. Kanunda geri adım atılmadan 1 Temmuz 2016 tarihinde uygulamaya girmeli, ancak makul bir süre işletmelere ceza uygulamadan rehberlik ve bilgilendirme denetimleri yapılmalıdır. Unutmamak lazım gelir ki; 4 yılda hazırlanmayan bir firmaya 4 yıl daha süre verseniz yine hazırlanmaz.
25
Gündem
Mesleki Yeterlilik Belge Zorunluluğu Geldi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, “Mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu konusundaki süreci ertelemedik. Ama başka bir şey getirdik. 1 Ocak 2017 tarihine kadar, bakanlığımız inisiyatif alarak bu 5-6 aylık süreci, izleme, kontrol süreci olarak değerlendiriyoruz.” dedi.
B
akan Soylu, Mesleki Yeterlilik Kanunu kapsamı ve uygulama süreci hakkında kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve bu geçiş sürecinde kafalarda oluşacak soruları gidermek adına toplantısı düzenledi.
Bakan Soylu, şunları kaydetti: “Mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu konusundaki süreci ertelemedik. Ama başka bir şey getirdik. 1 Ocak 2017 tarihine kadar, bakanlığımız inisiyatif alarak bu 5-6 aylık süreci, bir izleme kontrol süreci olarak değerlendiriyoruz. 1 Ocak 2017 tarihine kadar müeyyidelerle ilgili izleme ve değerlendirme sürecimiz olacak. Biz iki türlü teftiş yapıyoruz. Birincisi program, ikincisi şikayet üzerine. Programlı teftişlerde mesleki yeterlilik belgesi ile ilgili bir süreç söz konusu değildir. Ancak şikayete yönelik bir denetleme olabilir. Bu konuda 26
Sağlık ve Güvenlik
yayınladığımız genelgeyle, bu konuda sadece rehberlik edici, yol gösterici, müeyyideden yoksun bir denetleme ortaya konacaktır 1 Ocak 2017’ye kadar. ‘Siz bunu ne kadar süre içinde yapabilirsiniz’ diyen bir bilgilendirme, izleme ve kontrol süreci söz konusu olacaktır.” Mesleki Yeterlilik Belgesi’nin 25 Haziran’dan itibaren kanunen zorunlu olduğunu anımsatan Soylu, “Orada 1 Ocak 2017 tarihine kadar bir izleme ve kontrol sürecini ortaya koymuş bulunuyoruz.” diye konuştu. 848 meslek standardı hazırlıklarının bulunduğunu, bunların 644’ünün Resmi Gazete’de yayımlandığını bildiren Soylu, 11 meslek standardının da yayımlanmak üzere hazırlandığını anlattı. Şu ana kadar 65 bin belgenin verildiğini, bunun 46 bin 80’inin çok tehlikeli ve tehlikeli işler için olduğunu kaydeden Soylu, yaklaşık 47 kuruluşun belge vermeye yetkili bulunduğunu sözlerine ekledi.
Sıra Yeterlilik Adı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48
Ahşap Kalıpçı Alçı Levha Uygulayıcısı Alçı Sıva Uygulayıcısı Alüminyum Kaynakçısı Asansör Bakım ve Onarımcısı Asansör Bakım ve Onarımcısı Asansör Montajcısı Asansör Montajcısı Bacacı Bacacı Betonarme Demircisi Betoncu CNC Programcısı CNC Programcısı Çelik Kaynakçısı Direnç Kaynak Ayarcısı Doğal Gaz Altyapı Yapım Kontrol Personeli Doğal Gaz Çelik Boru Kaynakçısı Doğal Gaz Isıtma ve Gaz Yakıcı Cihaz Servis Personeli Doğal Gaz İşletme Bakım Operatörü Doğal Gaz Polietilen Boru Kaynakçısı Doğal Gaz Polietilen Boru Kaynakçısı Duvarcı Endüstriyel Boru Montajcısı Hidrolik-Pnömatikçi Hidrolik-Pnömatikçi Isı Yalıtımcısı Isıtma ve Doğal Gaz İç Tesisat Yapım Personeli İnşaat Boyacısı İskele Kurulum Elemanı Kaynak Operatörü Makine Bakımcı Makine Bakımcı Makine Bakımcı Metal Sac İşlemeci Metal Sac İşlemeci Otomotiv Elektromekanikçisi Otomotiv Mekanikçisi Otomotiv Montajcısı Otomotiv Sac ve Gövde Kaynakçısı Panel Kalıpçı Plastik Kaynakçısı Seramik Karo Kaplamacısı Ses Yalıtımcısı Sıvacı Su Yalıtımcısı Tünel Kalıpçı Yangın Yalıtımcısı
Seviye
Sektör
Seviye 3 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 4 Seviye 3 Seviye 4 Seviye 3 Seviye 4 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 4 Seviye 5 Seviye 3 Seviye 4 Seviye 4 Seviye 3 Seviye 4
İnşaat İnşaat İnşaat Metal Elektrik Elektronik Elektrik Elektronik
Seviye 4 Seviye 3 Seviye 4 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 4 Seviye 5 Seviye 3 Seviye 3
Enerji Enerji Enerji İnşaat İnşaat Metal Metal İnşaat Enerji
Seviye 3 Seviye 3 Seviye 4 Seviye 3 Seviye 4 Seviye 5 Seviye 3 Seviye 4 Seviye 5 Seviye 4 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 3 Seviye 3
İnşaat İnşaat Metal Otomotiv Otomotiv Otomotiv Metal Metal Otomotiv Otomotiv Otomotiv Otomotiv İnşaat Enerji İnşaat İnşaat İnşaat İnşaat İnşaat İnşaat
Kimleri kapsıyor? Enerji Enerji İnşaat İnşaat Metal Metal Metal Metal Enerji Enerji Enerji
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununa göre ustalık belgesini almış olanlar ile Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı mesleki ve teknik eğitim okullarından ve üniversitelerin mesleki ve teknik eğitim veren okul ve bölümlerinden mezun olup, diplomalarında veya ustalık belgelerinden belirtilen bölüm, alan ve dallarda çalıştırılanlar için mesleki yeterlilik şartı aranmıyor.
Kanuna göre mesleki yeterlilik şartı aranmayacak belgeler • Mesleki Yeterlilik Belgesi • Ustalık Belgesi • Mesleki Eğitim Lise Diploması (mezun olduğu alanda çalışanlar için) • Üniversite ve Yüksekokul Diploması (mezun olduğu alanda çalışanlar için).
Hangi belgeler geçerli değil? • Mesleki eğitim kurslarından alınan belgeler • UMEM ve İŞKUR kurslarından alınan belgeler • Çıraklık ve kalfalık belgeleri 27
GÖRÜŞ
KAMUDA İSG HİZMETLERİ Sorunlar ve Çözüm Önerileri Ülkemizde Devlet Personel Başkanlığının 31 Aralık 2015 tarihli Kamu Personeli İstatistiklerine göre 3.339.086 kamu Personeli istihdam edilmektedir. 1 Temmuz 2016 tarihinde Kamuda İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetleri kapsamında çalışmalar başlayacaktır. Ancak daha başlamadan Kamu yöneticilerinin ve çalışanlarının konu hakkında detaylı bilgiye sahip olmadıkları anlaşılmaktadır. Bu sebepten dolayı Çalışma Bakanlığının aşağıda belirtilen konular hakkında kamuoyunu bilgilendirmesi gerekmektedir. Op.Dr.Namık Kemal COŞKUN Genel Cerrahi Uzmanı/İş Yeri Hekimi COŞKUN OSGB Şirket Müdürü 1. İSG Hizmetlerinin Kamu Kurumlarında uygulanması Bildiğiniz gibi; 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin desteklenmesini düzenleyen 7’nci, işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarını düzenleyen 8’inci maddeleri gereği, kamu işyerleri için 01. 07. 2016 tarihinden sonra uygulanacağına yer vermiştir.Ancak “İşverenlerin Görev, Yetki ve Yükümlülükleri” başlığını taşıyan ikinci bölümde yer alan iş sağlığı ve güvenliği alanında işverenin genel yükümlülüğünü içeren 4’üncü, risklerden korunma ilkelerini düzenleyen 5’inci, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini düzenleyen 6’ncı, risklerin değerlendirilmesi, kontrolü, ölçümü ve araştırılmasını düzenleyen 10’uncu, acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardımı düzenleyen 11’inci, tahliyeyi düzenleyen 12’nci, iş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimini düzenleyen 14’üncü, sağlık gözetimini düzenleyen 15’inci, çalışanların 28
Sağlık ve Güvenlik
bilgilendirilmesi ve eğitimini düzenleyen 16 ve 17’nci, çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanmasını düzenleyen 18’inci, çalışan temsilcisinin atanmasını düzenleyen 20’nci, iş sağlığı ve güvenliği kurulunu düzenleyen 22’nci, iş sağlığı ve güvenliğinin koordinasyonunu düzenleyen 23’üncü, idari para cezaları ve uygulamasını düzenleyen 26’ncı, maddeleri Kanunun yürürlük tarihi olan 31. 12. 2012 tarihinden beri uygulamadadır. Sonuç itibariyle kamu kurumu işyerlerine 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 7 ve 8’inci maddeleri hariç diğer maddeleri 31.12.2012 tarihinde uygulanmaya başlanmıştı. Sözü edilen “7.(İSG Hizmetlerinin Desteklenmesi) ve 8.(İş yeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı Çalıştırma) maddelerinin uygulamasına ise 01.07.2016 tarihinde geçilecektir”denildiğinden;Bakan lıklar yada Valilikler tarafından Bu güne kadar Kamuya ait işyerlerinin tamamında 6331 sayılı kanunun 4., 5., 6., 10., 11., 12., 14., 15., 16., 17., 18., 20., 22.,
23. meddelerinin gereğinin yapılıp yapılmadığının tespiti gerekmektedir. Ülke genelinde uygulamada birlik beraberliğin sağlanması, Ülkemizde Kamu Özel Sektör ayırımı olmaksızın İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünün oluşabilmesi amacıyla yöneticilere Genelge, iç yazışma, Konferans, Sempozyum çalışmaları ile konu hakkında farkındalık çalışmaları yapılmalıdır. Tüm çalışmalar sonucunda Kanuni yükümlülüklerini yerine getirmeyen yöneticilere 657 sayılı Devlet memurları Kanununun 125. maddesine ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 26. maddesine göre idari işlem ile karşılaşacağının bildirilmesi gerekmektedir.
2. Kamu Kurumlarında İşveren ve İşveren vekili: 6331 sayılı Kanun, bu kanunu uygulamaktan sorumlu kişilerin işverenler olduğuna vurgu yapmıştır (md. 1-6, 10-20, 22-23, 26, 29). “Tanımlar” kenar başlığını taşıyan 3 üncü maddesi,işvereni, “çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar” olarak tarif etmiştir. Yine Kanun “Tanımlar” kenar başlığını taşıyan 3’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında “işveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işveren vekilleri, bu Kanunun uygulanması bakımından işveren sayılır” demek suretiyle işveren vekillerini de işveren olarak nitelemiştir. Kanun, işveren vekilini, işveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan kişi olarak tanımlamış olmakla (6331/3-2); 4857 sayılı
Kanunda yapılan tanımı tekrarlamıştır.O halde, işveren vekilinin, işveren adına hareket eden, işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan genel müdür (murahhas üye hariç), müdürler, şefler, amirler, ustabaşılar,formenler vs. olması gerekmektedir. Kamu kurumlarında bir (iş) sözleşmesine dayalı işçi çalıştırılması halinde, ister statü hukukuna tabi atanmış (memur, subay, vs.), ister seçilmiş (bakan,belediye başkanı, vs.) kamu görevlileri olsun, iş kanunları anlamında işveren/işveren vekili sıfatı taşıyabilirler.
3. Kamu da İSG profesyonellerinin Görevlendirilmesi: Kamuda yeteri kadar görev yapacak iş yeri hekimi ve İş Güvenliği uzmanı var mıdır? Yoksa 01.Temmuz.2016 tarihinde İSG Hizmetlerinin yerine getirilmesi için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?Kamuda İSG Hizmetlerinin yerine getirilmesi için İş Güvenliği Profesyonelleri İstihdam çalışmaları yapılmakta mıdır? yada OSGB ler aracılığı ile mi hizmetin verilmesi düşünülmektedir.OSGB ler aracılığı ile hizmet alınması söz konusu ise kurumların ödeme kalemlerine bütçe den aktarım yapılmış mıdır? Zira Kamu kurumları ödeneği olmayan hiçbir alım için ihale süreci başlatamayacaklarından.Kamu işverenleri/İşveren vekilleri 01 Temmuz 2016 tarihi itibari ile 657 sayılı Kanunun 125. ve 6331 sayılı kanunun 26.maddesine göre idari yaptırımla karşı karşıya kalacaklardır.
4. Sonuç: Kamu kurumları tarafından iş sağlığı ve güvenliği konusunda ilgili kanun, yönetmelik ve tebliğ hükümlerine göre gerekli çalışmaların yapılması son derece önem arz etmektedir. Kamu kurumlarının bulundukları yerlerde özellikle diğer işyerlerine örnek olarak bu yükümlülükleri yerine getirmesi gerekmektedir. Kamu işvereni/İşveren Vekili, kendi işyerinde 6331 sayılı Kanunun 7 ve 8 inci maddeleri dışındaki maddelerin 31.12.2012 tarihi itibariyle uygulanacağını bilmelidir. Öncelikle işyeri ile ilgili risk değerlendirmesi yapmalı ve olası riskleri belirlemelidir. Risklerin ortadan kaldırılması bir maliyeti gerektiriyorsa, yeterli ödeneği sağlayarak gereken önlemleri almalıdır. Bununla birlikte, yükümlülüğün doğması halinde iş sağlığı ve güvenliği kurulunu kurmalı; aynı mekânda birden fazla işveren/alt işverenin olduğu yerlerde iş sağlığı ve güvenliğinin koordinasyon görevini yapmalıdır. Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilgilendirilmeli ve eğitilmelidir. Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardıma ilişkin düzenlemeleri yerine getirmelidir. Yine, yasada öngörülen normların yerine getirilmemiş olması, idari para cezasını gerektirecek,kusuru olması halinde kamu maliyesinden ödenen idari para cezası, işverene/İşveren vekiline rücu edilebilecektir. Risklerin giderilmesi için, kamu maliyesinden ödenek istenmesi ve ödeneğin sağlanamaması veya eksik sağlanması, kamu işvereni ile kamu maliyesini yönetenlerin aynı tüzel kişiliğin (Devlet tüzel kişiliği) bir organı olması nedeniyle; kamu işverenine/İşveren Vekiline,idari para cezasının uygulanmasına engel teşkil etmeyecek; ancak, işverene/ İşveren Vekiline rücu edilmemesine gerekçe teşkil edebilecektir.Kasten veya taksirle iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmamış olması nedeni ile çalışanın vücut bütünlüğüne zarar gelmesi halinde, kamu işvereni, TCK’na (md. 81-89; 257) göre, suçlanabilecektir.Bu sebepten dolayı Kamu işyerlerinde görev yapan işveren/İşveren vekillerinin de 6331 sayılı Kanunun amacı doğrultusunda belirlenen sorumluluklarını eksiksiz ve zamanında yerine getirmesi gerekmektedir. 29
İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ
Yangını Önlemek Elinizde Canınızı ya da aylarca çalışıp hazırladığınız emeklerinizi bir yangına kurban vermek istemiyorsanız çözüm sizin elinizde. Bunun için iş yerinize yangın ihbar sistemini kurdurun.
Y
angın, can ve mal kaybına neden olan büyük bir felakettir. Yangının yayılma hızı düşünüldüğünde, ilk müdahalenin en kısa sürede yapılması önemlidir. Yangın Algılama ve İhbar Sistemleri’nin temel işlevi yangının kaynağının kısa sürede bulunarak söndürülmesidir. Yangın algılama ve alarm sistemleri her türlü yapı, bina, tesis ve işletmelerde çıkabilecek yangınları daha başlangıç aşamasında tespit etmek, binada yaşayanları bu durumdan haberdar etmek, gerekli güvenlik birimlerine ve itfaiyeye haber vermek amacıyla kurulan hem can hem de mal korumaya yönelik sistemlerdir. Bütün güvenlik sistemleri önemli olmasına rağmen yangının bir binaya ve yaşayanlarına verebileceği zararlar düşünüldüğünde yangın algılamanın gerekliliği daha net anlaşılabilir. Yangın algılama sistemleri, yürürlükteki yangından korunma yönetmeliklerine ve ilgili standartlara uygun olarak tasarlanıyor. Binalarda farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek çok çeşitli uygulamalar yapılabiliyor. Günümüzdeki teknolojik yapılaşmada yüksek binalar, fabrikalar, iş merkezleri, hastaneler ve insanların yoğun olarak bulunduğu binalarda yangın algılama sistemleri ile 30
Sağlık ve Güvenlik
diğer güvenlik ve kontrol sistemleri arasında entegrasyon ihtiyacı ve seviyesi her geçen gün artıyor.
Uygulama Alanları Genişliyor Hem can hem de mal güvenliğini garanti altına alan yangın alarm sistemleri son yıllarda giderek yaygınlaşıyor. Özellikle Avrupa Birliği’ne uyum yasaları ve Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliği’nin yayınlanması ile hem kamu hem de özel sektörde yangın alarm sistemlerinin uygulama alanları genişliyor. Türkiye’de yangın alarm sistemleri, Konvansiyonel Sistemler ve Adresli Yangın İhbar Sistemleri olmak üzere iki kategoride üretiliyor ve uygulanıyor. Konvansiyonel yangın ihbar sistemleri daha çok küçük ölçekli veya noktasal adresleme ihtiyacının az olduğu açık alan uygulamalarında tercih ediliyor. Tercih edilmesinin başlıca sebepleri arasında ise ekonomik oluşu yer alıyor. Adresli yangın ihbar sistemleri ise bölünmüş alanların fazla olduğu yapılar ile orta ve büyük ölçekli projelerde tercih ediliyor.
Can ve Mal Güvenliği İçin Yangın ihbar sistemleri oteller kapalı diğer büyük alanlar çeşitli hammaddeler veya mamül mal bulunduran pamuk, plastik, ahşap polyester ve kağıt gibi yanıcı parlayıcı madde gaz kaçağı riski bulunan yerler sanayi tesislerinden evlere kadar ihtiyaç olan her mekanda can ve mal güvenliğini yangına karşı erken uyarı sağlayarak koruyan sistemlerdir. Çeşitli dedektörlerden oluşan sistemler aynı zamanda başka birkaç sisteme entegre olarak çalışabiliyor. Alarm anında havalandırmayı açabilir asansörü istenen yere getirip tekrar çalışmamasını sağlayabilir yangın söndürme sistemlerini devreye sokabiliyor. Ayrıca tüm önlemleri otomatik olarak alınmasına olanak sağlıyor.
Periyodik Bakım Zorunlu
Otomatik Adres Adresli yangın alarm sistemleri içinde de adresleme teknolojilerine göre alt kategorileri bulunuyor. Adresleme teknolojileri, gelişim sırasına göre, manuel ve otomatik adresli sistemler olarak sıralanıyor. Manuel adresli sistemler, dipswitch, rotary switch veya el tipi adresleme üniteleri ile adresleniyor. Otomatik adresli sistemlerde tüm saha ekipmanları panel tarafından otomatik olarak adresleniyor. Manuel olarak adresleme anahtarları ile veya el tipi programlama cihazları ile adreslenen sistemlerde kurulum aşamasında her bir adresli cihaz tek tek manuel olarak adreslenmesi gerekiyor. Manuel adresleme işlemi esnasında harcanan zaman ve adreslerin karışması riski de kurulum sürecini uzatma yönünde bir etki oluşturuyor.
Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliği ve Uluslararası standartlar, yangın alarm sistemlerinde periyodik bakım yapılmasını zorunlu kılıyor. Bakım esnasında, kontrol paneli test moduna alındıktan sonra, bakım periyoduna bağlı olarak, dedektörlerin belirli bir oranına test aparatları ile alarm verdirilmelidir. Loop cihazlarda, dedektörün tipi, çalışma hassasiyeti, adresi, üretim tarihi, son bakım tarihi gibi gerekli tüm bilgiler dedektör hafızasında saklanıyor. Dolayısıyla elektronik haritalama yazılımı üzerinden alınan raporda cihazların bakım tarihleri de kaydedilmiş ve raporlanmış oluyor. Dedektörlerin geçmişe dönük hafızaları olması, geriye dönük raporlama olanağı da sağlanıyor. Dedektörlere ilişkin güncel ve geçmiş durum alarm / arıza / kirlilik eğrileri grafik olarak izlenebiliyor ve bu sayede raporlar da hazırlanabiliyor. Adresleme teknolojisi, grafik topoloji özelliği ile cihazlar teknoloji ve kalite açısından adresli yangın alarm sistemleri segmentin en üst sınıfında yer alıyor. Siz de hem canınızı hem de malınızı tehlikeye atmak istemiyorsanız; işyerinize mutlaka yangın alarm sistemi taktırın. 31
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
Kiralık İşçi Yasası Kabul Edildi Uzun zamandır üzerinde çalışılan kiralık işçi ve esnek çalışmaya ilişkin düzenlemeler Meclis’ten geçti. Buna göre maden ve kamuda kullanılamayacak kiralık işçiler 4+4 aylık kiralanabilecek.
2
Kimler Kiralanacak?
Nasıl Kiralacak?
• Doğum izni ve doğum sonrası kısmi çalışma hakkı kullanan, askerlik hizmetini yapan ve iş sözleşmesi askıya alınan çalışan yerine geçici işçi kiralanabilecek.
• İşçi kiralama, özel istihdam büroları aracılığıyla yapılacak. • Kiralık işçinin işvereni özel istihdam bürosu olacak. • Bu bürolar, işçilerini geçici olarak başka işverene devredecek.
32
• İstihdam bürolarının genel olarak iş arayanlardan ve kiralanan işçilerden hizmet bedeli almaması öngörülüyor.
009’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Emeğin istismarı, insan onuruna yakışmayan durumların doğması ve çalışma barışının bozulmasına yol açabileceği” kaygısıyla Meclis’e iade ettiği “kiralık işçi ve esnek çalışma” düzenlemesi, 7 yıl sonra bazı eklemeler ve değişikliklerle yeniden yasalaştı. Çalışma hayatına getirilen yeni sistemde, özel istihdam büroları portföylerindeki işçileri işletmelere kiralayacak. Kiralama süresi bazı alanlarda süreli, bazılarında süresiz olacak. Kiralık işçiler, ücret ve haklarını istihdam bürolarından alacaklar. İş hacminin artışı gerekçesiyle de toplam istihdamın dörtte biri kiralık işçiden oluşturulabilecek.
Sağlık ve Güvenlik
• Bürolar, istisna tutulan meslekler ve pozisyonlar için hizmet bedeli alabilecekler. • Holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir iş yerinde görevlendirme yapılarak da kiralık işçi kullanılabilecek.
• Mevsimlik tarım işlerinde veya temizlik işleri, hasta, yaşlı ve çocuk bakım hizmetleri gibi ev hizmetlerinde kiralanan işçiler için süre sınırı aranmayacak. • İşletmenin günlük işlerinden sayılmayan ve aralıklı olarak gördürülen işlerde, iş sağlığı ve güvenliği bakımından acil olan işlerde veya üretimi önemli
ölçüde etkileyen zorlayıcı nedenlerin ortaya çıkması; işletmenin iş hacminin öngörülemeyen şekilde artması; mevsimlik işler hariç dönemsellik iş artışları halinde, 4 ay geçici işçi kiralanacak. Bu süre 4 aylık uzatmayla 8 aya kadar çıkarılabilecek. Sürenin sonunda aynı iş için 6 ay geçmedikçe geçici işçi çalıştırılamayacak.
Yasal Sınırlar Nedir? • İşletmenin iş hacminin öngörülemeyen ölçüde artması halinde geçici işçi sayısı, toplam işçi sayısının dörtte birini geçemeyecek. • 10 ve daha az işçi çalıştırılan iş yerlerinde bu sayı 5 işçiye kadar çıkabilecek. • Geçici işçiler, engelli işçi çalıştırma kontenjanlarının hesaplanmasına dahil edilmeyecek. • İşveren, işten çıkardığı çalışanını, 6 ay geçmeden kiralık çalıştıramayacak. • Aynı holding veya şirketler topluluğu içinde 6 aylık kiralama yapılacak. Ancak bu süre iki kerelik uzatmayla 18 aya çıkarılabilecek. • Sözleşme süresinin dolmasına rağmen geçici iş ilişkisi devam ederse, belirsiz süreli iş sözleşmesi kurulmuş sayılacak.
Hangi Alanlarda Yasak?
Yasadaki Cezalar Neler?
• Toplu işçi çıkarılan iş yerlerinde 8 ay süresince, grev-lokavt uygulamasında, kamu kurum ve kuruluşlarında, yer altında maden çıkarılan iş yerlerinde kiralık işçi çalıştırılamayacak.
• Türkiye İş Kurumu’ndan izin almadan iş ve işçi bulmaya aracılık yapanlara, iş arayanlardan ücret alan veya menfaat sağlayanlara 20 bin lira idari para cezası uygulanacak.
• Geçici sözleşmede işçinin ne kadar süre içerisinde işe çağrılmazsa haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebileceği belirtilecek, bu süre üç ayı geçemeyecek. Kiralık işçinin ücretini işveren değil, özel istihdam bürosu ödeyecek.
• İstihdam bürosu kurma izni; iş arayanlara ilişkin bilgilerin iş ve işçi bulma faaliyetinden başka bir amaçla toplanması, çalışma izni bulunmayan yabancı işçi çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde de iptal edilecek ve 3 yıl süreyle izin verilmeyecek.
• Büro, ücret bordrosunu aylık olarak işverene gönderecek. İşveren, istihdam bürosunun ücreti ödemediğini tespit ederse, büroya borcundan mahsup edip kiralık işçinin ücretini kendisi yatıracak. • Özel istihdam büroları, kamu kadroları için aracılık yapamayacak. • İstihdam bürosunun, 12 ay boyunca hiçbir işe yerleştirmeye aracılık yapmaması halinde izni iptal edilecek.
• Kurumdan izin almamasına veya yetkisi iptal edilmesine rağmen geçici iş ilişkisi düzenleyen kişilere 50 bin lira, fiilin tekrarı halinde 100 bin lira, bu kapsamda hizmet alan işverenlere 20 bin lira, iş arayanlardan ücret alan veya menfaat sağlayan kişilere 20 bin lira, geçersiz anlaşmaların herhangi birini düzenleyen özel istihdam bürosu ve geçici işçi çalıştıran işverene ayrı ayrı 5 bin lira idari para cezası verilecek.
Uzaktan Çalışma da Yasaya Eklendi “Çağrı üzerine çalışma” ve “uzaktan çalışma” da yasaya eklendi. Uzaktan çalışma, “İşçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile iş yeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi” olarak tanımlandı. Uzaktan çalışmada işçiler, esaslı neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamayacak.
33
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENİĞİ
İnşaat Sektöründe İş Güvenliği Hayat Kurtarır! İnşaat sektörü tüm dünyada ölümlü iş kazalarının en fazla görüldüğü sektörlerin arasında yer alıyor. İnşaat sektörüyle birlikte kazaların sayıları da büyüyor. İş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyulması ve gerekli önemlerin alınması ölümlerin, yaralanmaların ve hastalıkların azaltılmasında önemli rol oynuyor.
İ
nşaat sektörü son yüzyılda gelişen teknoloji ile birlikte önemli değişiklikler geçirdi. Eskiden çok daha uzun zaman alan işler, makinelerin ve özel inşaat malzemelerinin kullanılmaya başlaması ile birlikte çok daha kısa sürer hale geldi. İnsanoğlunun belki de bundan 150 yıl önce hayal bile edemeyeceği büyüklükte binalar, barajlar, havaalanları, gökdelenler ve sanayii tesisleri, kısa zaman dilimlerinde, yapılmaya başlandı. Teknoloji de yaşanan gelişmeler elbette inşaat sektöründe kullanılan malzemelerin de çeşitlenmesine yol açtı. Isı izolasyonunun yapıldığı, depreme, rüzgara, fırtınalara karşı çok daha dayanıklı yapılar inşa edilmeye başlandı. Bugün inşaat sektöründe ve inşaat sektörünün beslediği diğer yan sektörlerde pek çok insan çalışıyor. Bunların çok büyük bir kısmını vasıfsız işçiler oluşturuyor. Ancak vasıflı işçilerin sayısı da azımsanamayacak kadar çoktur. İnşaat işkolunun faaliyet alanları maden ocakları hariç olmak üzere, yerüstü veya yeraltında, su üstü veya su altında yapılan bina, set, baraj, yol, demiryolu, havai hat, tünel, metro, köprü, çelik yapı ve montajı, iskele, liman, gemi inşaatı, dalgakıran, kanalizasyon, lağım, kuyu, kanal,
34
Sağlık ve Güvenlik
duvar ve benzeri inşaat, tamirat tadilat ve yıkım işlerini; toprak kazı, yarma ve doldurma işlerini; elektrik, sıhhi tesisat ve kalorifer tesisatı işlerini; dülgerlik, marangozluk, sıva, badana ve boya işlerini; bu işlerde kullanılan sabit ve hareketli makine ve tesislerin kullanılmasını kapsıyor. Binlerce insanın çalıştığı, beslendiği inşaat sektörü aynı zamanda tehlikeli iş grubunda yer alıyor. Her yıl pek çok ülkede ölümle ya da yaralanma ile sonuçlanan kazalar meydana geliyor.
Ölümcül Kazalar İnşaat sektörü, dünyanın hemen her yerinde en çok ölümlü iş kazasının görüldüğü sektörlerden biridir. ABD’de işgücünün yüzde 5’i inşaat sektöründe çalışırken, görülen iş kazası sonucu ölümlerin yüzde 15’i inşaat sektöründe gerçekleşiyor. Japonya’da ise işgücünün yüzde 10’u inşaat sektöründe çalışıyor, ölümlerin yüzde 42’si ise inşaat sektöründe görülüyor. İstatistiklerin de gösterdiği gibi, en yüksek ölüm oranları, inşaat sektörüne aittir. İnşaat sektöründe görülen iş kazası sonucu ölümlerin
• Akciğer kanseri, asbestle çalışan işçiler, çatıcılar, ahşapla çalışanlar ve kaynakçılar arasında daha fazla görülür. • Kurşun zehirlenmesi, köprü tamir işçilerinde ve boyacılarda görülür. • Beyaz Parmak ya da diğer adıyla Raynaud Sendromu(dolaşım bozukluğundan kaynaklanan bir hastalık) titreşimli (sarsıntı yapan) makinaları kullanan işçilerde görülür.
Fiziksel Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar
yüzde 30’u düşmelerden, yüzde 26’sı taşıma(yüksekten düşen nesneler) sırasındaki kazalardan, yüzde 19’u ise makinelerin arasına sıkışmaktan ve çarpmalardan, yüzde 18’ise elektrik çarpması gibi tehlikelere maruz kalmaktan kaynaklanıyor.
Kimyasal Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar Kimyasal tehlikeler, genellikle hava yolu ile insanlara ulaşıyor. Dumanlar, sisler, buğular ve kokulardan kaynaklanıyor. Solumak yoluyla ya da deriye temas (organik solvanlar ve pestisitler) yoluyla kimyasallar tehlike yaratıyor. Tabii bunlarla birlikte sıvı-yarı sıvı kimyasallar (zamk, tutkal, yapıştırıcı, asfalt, katran) ve tozlarda (toz çimento) tehlikeli oluyor.
Sık görülen hastalıklar: • Silikoz (silika içeren tozların solunmasından ve temasından kaynaklanan bir hastalık) Genellikle kum karanlar, kaya delme makinelerini kullananlar ve tünel kazanlarda görülür. • Asbestoz (asbest içeren tozların solunmasında kaynaklanan akciğer hastalığı) Asbest ile çalışan işçilerde sıklıkla görülür. • Bronşit, kaynakçılar arasında sıkça görülür. • Deri allerjileri, çimento ile çalışanlar ve duvar ustaları arasında yaygındır. • Nörolojik(sinir sistemi) rahatsızlıkları, organik solvanlar ve kurşunla çalışan işçiler ve boyacılarda görülür.
Fiziksel tehlikeler bütün inşaat projelerinde bulunuyor. Gürültü, sıcak, soğuk, radyasyon, vibrasyon ve barometrik basınç bunlardan en önemlileri arasında yer alıyor. Gürültü inşaat sektöründe kullanılan makinelerin sayısının artması ile önemli tahribatlara yol açmaya başlamış buluyor. Özellikle binaların yıkımı sırasında kullanılan makineler, vinçler, grayderler ve kepçeler sadece makineleri kullanan işçiler için değil, çevredeki işçiler ve diğer insanlar için de işitme sorunlarına neden oluyor. İnşaat işleri doğası gereği meteorolojik koşullara (dış havaya) bağımlı olarak yapılıyor. Havanın çok soğuk olması ya da havanın çok sıcak olması özellikle inşaatta dış ortamda çalışan işçiler için önemli riskleri de beraberinde getiriyor.
Sık görülen hastalıklar: • Güneş çarpmaları, hipotermi, soğuktan donmalar, tansiyon yükselmesi ve düşmesine bağlı bazı rahatsızlıklar dış havaya maruz kalındığı için görülüyor. • İyonize olmayan mor ötesi ışınım (UV radyasyon) kaynakları, güneş ve elektrikli kaynak makineleridir. Radyoaktif izotop kullanan aygıtlar da mor ötesi ışınıma(iyonize UV radyasyonuna) maruz kalınmasına neden oluyor. • Basınçlı tünellerin içinde çalışanlar, dalgıçlar ve derin sularda çalışanlar yüksek barometrik basınca maruz kalıyor. Dekompresyon hastalığı, soygaz narkozu* ve aseptik nekroz*(kanlanma azalmasına bağlı doku ölümü) barometrik basınca bağlı görülen hastalıklardır. • En çok görülen rahatsızlıklar ise burkulmalar, ezilmeler ve morarmalardır.
35
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENİĞİ İnşaat İşçileri İçin Sağlık ve Güvenlik Önlemleri • Kişisel Koruyucu Donanım kullanımı inşaat sektöründe de diğer sektörlerde olduğu gibi kazaları ve hastalıkları önleyebilmek konusunda çok önemlidir. ABD’de kazaların ve hastalıkların ekonomik maliyeti yıllık 10-40 milyar dolar arasında değişiyor. İnşaat sektöründe yaşanan bazı ölümler ve ağır yaralanmalar düşen cisimlerin kafaya çarpmasından kaynaklanıyor. Bu tür kazalara karşı inşaat sahası içerisinde sürekli olarak baş koruyucu donanımlar olan baretler, başlıklar ve kasklar kullanılmalısı önem taşıyor.
Biyolojik Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar Enfeksiyona neden olan mikroorganizmalar, zehirli maddeler ve yırtıcı hayvanlar bu tehlikelerden bazıları arasında yer alıyor. Hafriyat işiyle uğraşan işçilerde toprakta yaşayan bazı mantarlar histoplazmoza(akciğer enfeksiyonu) neden oluyor. Ayrıca birçok işçinin yan yana çalışıyor olması tüberküloz, hepatit ve grip gibi bulaşıcı hastalıkların kişiden kişiye taşınmasına neden oluyor. Sıtma, ateş ve Lyme hastalığı ise çevredeki haşerelerin ısırması sonucu bulaşıyor.
• Daha önceki bölümlerde anlatıldığı gibi inşaat sektöründe çalışan işçiler zamklar, yapıştırıcılar, tutkallar, asfalt, katran ve solvanlar gibi kimyasallara maruz kalıyor, bunlarla birlikte silika ve asbest içeren tozlar ve kumların içinde çalışıyor. Bütün bu tehlikelere karşı solunum koruyucu donanımlar olan maskeler ve respiratörlerin(solunum cihazları) kullanılmasu gerekiyor. Tersi durumda çalışanlar, silikoz ve asbestoz gibi son derece tehlikeli hastalıklara yakalanılabiliyor. Bu nedenle tozlara ve gazlara maruz kalınan ortamlarda ölçümlerin yaptırılması gerekiyor.
Zehirlenmelerin bitkisel kaynakları arasında zehirli sarmaşıklar, ısırgan otları ve zehirli meşeler bulunuyor. Bazı tahta tozları karsinojendir(kansere neden olma). Batı tipi kırmızı sedir ağacı ise allerjendir.
• Gürültü, inşaat sektöründe kullanılan makinelerin sayısının artması ile önemli tahribatlara yol açmaya başlamış durumda. Özellikle binaların yıkımı sırasında kullanılan makineler, vinçler, grayderler ve kepçeler sadece makineleri kullanan işçiler için değil, çevredeki işçiler ve diğer insanlar için de işitme sorunlarına neden oluyor. Bu nedenle kulak koruyucu donanımlar olan kulaklıklar ve kulak tıkaçları kullanılması gerekiyor. Gürültü yönetmeliğinde belirtilen önlemlerin alınması ve ölçümlerin yaptırılması önem taşıyor. • İnşaat işleri soğuk, sıcak, kuru ve nemli ortamlarda yapılıyor. Bu nedenlerle ortama uygun koruyucu elbiselerin kullanılması gerekiyor. Sıkça yapılan kaynak işleri sırasında çapaklardan ve iyonize olmayan mor ötesi ışınımdan (UV radyasyonundan) korunmak için göz koruyucu gözlükler, maskeler ve kalkanlar kullanılmalı. • Ayrıca inşaatlarda çalışılırken görülen kazaların bir kısmı da düşmelerden kaynaklanıyor. Düşmeler son derece tehlikedir ve sonunda sakatlıklar ve ölümler meydana gelebiliyor. Bunun için yüksekte çalışırken mutlaka emniyet kemerleri kullanılmalı.
Öldürücü Hastalıklar Standardize Edilmiş Ölüm oranlarının(SMR) aşıldığı ve Standardize Edilmiş Görülme Oranlarının(SIR) diğer mesleklere göre aşıldığı öldürücü hastalıklar şunlardır:
Meslek
Yüksek SMR’lar
Yüksek SIR’lar
Tuğla döşeyenler
-
Periton Tümör*^
Beton İşçileri
Kanserler*^, korkunç ölümler^, kaza düşmeleri
Dudak kanseri*^, akciğer kanseri*¹
Vinç operatörleri
Vahşi ölüm^
-
Şoförler
Kardiovasküler^
Dudak kanseri*
İzolasyoncular
Akciğer kanseri, Pnömokonyoz*², vahşi ölüm^
Periton tümör*, dudak kanseri*
Makine Operatörleri
Kardiovasküler
-
Tesisiatçılar
Kanserler*, Akciğer kanseri*, Pnömokonyoz*
Kanserler*, Akciğer kanseri*
Taş işçileri
Kardiovasküler
-
Metal İşçileri
Kanserler*, akciğer kanseri*, düşmeler
Kanserler*, Akciğer kanseri*
Marangozlar
-
Burun ve nazal sinüs kanseri*
^Kanserlerin veya ölümlerin diğer mesleklere göre oldukça yüksek olduğu durumlar ¹Akciğer kanseri olma riski beton işçileri için marangozlara göre 2 kat daha fazladır. ² Tozların solunumu sonucunda gelişen akciğer hastalığı(fibrozisi) 36
Sağlık ve Güvenlik
BAKIŞ AÇISI
Sürdürülebilir İş Sağlığı ve Güvenliği Sisteminin Kurulmasında
OSGB’LERİN ÖNEMİ Uygulama ve sorun çözümleri sektörleri iyi tanımakla, çalışanın ve işverenin yerine kendinizi koyarak çok boyutlu düşünce sistemleri içerisinde ve adil olarak gerçekleşmelidir. BÜLENT ORAL Maden Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Şahin OSGB Genel Koordinatörü
6
331 Sayılı kanun çalışma yaşaminda bir devrin başlangıcı, ekonominin, iş hukukunun, iş adaletinin, çalışanın öne çıktığı, kalite sistemlerinin anlam kazandığı, uygulanabilir olduğu bir yasa.
Devlet yasal mevzuatı hazırlamak ve denetlemekle yükümlüdür. Kurallar olmazsa ve işlevsellik içermezse sorunlar nasıl çözülür? Uygulama ve sorun çözümleri sektörleri iyi tanımakla, çalışanın ve işverenin yerine kendinizi koyarak çok boyutlu düşünce sistemleri içerisinde ve adil olarak gerçekleşmelidir. Ülkemiz gerçeklerini dile getirmek istersek bazı saptamalar yapmak zorunda kalmaktayız. Bu görüşleri kabul etmeyecek bir çok kurum çıkacaktır. İşin doğası böyle. İşyerlerimiz kar amaçlı kuruluşlar, bu böyle olmak zorunda. Ama sınırsız bir özgürlüğe sahip olmaları gerekmiyor. Onlar kabul etmesede çok fazla denetlenmemişler. Biraz üzerlerine gidildiğinde seslerini fazlaca çıkartıp sorunlarını çözmeyi bilmişler. Ancak 6331 işi yani sistemi bi raz değiştirdi.Kimi işverenlere göre yeni bir yükleri oldu. Reel anlamda ise yurt dışı bağlantıları olanlar çalıştıkları ülkelerin isteklerini yapıp şirin gözüktüler, iç piyasada ise görmezden gelmeye devam ettiler. Kalite sertifikasyonlarınıda genellikle kağıt üzerindeki senorya aksiyon uygulamaları ile hallettiler. Çalışanlar ise işlerini kaybetme tehlikesini göze alamayıp, kendilerine tanınan imkanları işverene sorun çıkartma, işşi z kalma endişesi ile elleriyle geri ittiler. Duyarli işverenler ve çalişanlar azinlikta kaldilar. Devletin denetim mekanizmaları kadrosuzluk ve çeşitli nedenler sonrasi sistemde hizmet almadiklarini bildikleri işyerlerine henüz tamamen ulaşamadilar. İşverenler bu yasadan kaçışın olmadığını biliyorlar, ancak sektör sorunlarınıi bütünlükle ortaya koyamadıkları, çözüm yollarını bilmediklerini kabul etmek istemiyorlar. Çünkü onlar başkası ne bilirki biz nasılsa hallederiz, işi niye büyütüp başımızı derde sokmayalım düşüncesindeler. Yaptıkları ama kabul etmedikleri bir çok faaliyet niye başkaları tarafından bilinsin, bunu nasıl açıklarlarki hem ne gerek varki diye
düşünüyorlardı. Ama deniz bitti. Aslında sektör sorunlarını oturup yüksek sesle konuşabilseler . Artık tüm çalışmalar kayıt altına alınıyor, çalışanların yeterlikleri tespit ediliyor, eğitim ve sağlık hizmetleri, üretim prosesleri inceleniyor. Olmayan veya sanal olan organizasyon şemaları gerçekleşiyor. OSGB’ler bu sistemin olmazsa olmazı devlet ve işverenler arasındaki bağlantı elemanlarıdır. Yasaları işverene anlatan, yönetmelikleri ve yasal mevzuatları işyerlerinde uygulamaya teşvik eden, patronuna ulaşamayan çalışanın sesi olan, kalite sistemlerinin alt yapısını hazırlayıp büyük boşlukları dolduran, çalıştığı işyerinin adeta danışmanı olan birimler olmaya başladılar. Yasa koyucular uygulamayı düşündükleri değişikleri paylaşabilecekleri, böylece yapboz yapılmadan saygı yitirmeden ülke ve toplum yararına işlerin yapılabileceği osgb ortamını kullanabilirler. İşverenler ve yasa denetleyiciler OSGB’leri destekleyerek ülke ekonomimize katma değer yaratmamıza imkan vermeliler. Sadece yasaların olduğu iş güvenliği kültürünün oluşmadığı günümüzde adım adım birşeyler yapılıyorsa bu hakir gördüğümüz iş güvenliği gönüldaşları ile gerçekleşiyor. Bir çoğumuz devlette çalışırken öğrendiğimiz, sonrasında da kendimizi sürekli günceleyerek olgunlaşan yorumlarımızla yön verdiğimiz değer ve yaptırımlarla doküman ve çalışma imkanlarımızı oluşturduk. Birtek amacımız var ülkemize hizmet etmek. Gösterilmeye çalışıldığiı gibi kapkaççı ordusu değil iş sağlığı ve güvenliği ordusu olmak ortak paydamızdır. Genç meslektaşlarımızın azimli, çalışkan ve disiplinli yaklaşımları sistemin artık geri dönüşü olmayan güzel günlere yöneldiğini gösteriyor. Hep birlikte ülkemizi hak ettiği daha üst konumlara taşımalıyız. İş sağlığı ve güvenliğine aklını, yüreğini, becerilerini koyan meslekdaşlarıma ve önce insan diyerek ülkemize katma değer yaratan firmalarımıza selam olsun.
37
HOBİ
Güzel Fotoğraf Çekmenin 12 Püf Noktası Son yılların en gözde hobilerinden biri fotoğraf çekmek… Ancak etkileyici fotoğraflar çekmek için sadece iyi bir makinenizin olması yeterli değil. Fotoğraf çekerken güzel sonuçlar almak için dikkat etmeniz gerekenleri sizler için derledik.
F
otoğraf çekmek hem rahatlatan hem stres attıran hem de kendinizle baş başa zaman geçirebileceğiniz güzel bir hobi. Fotoğraf çekimi yaparken kullanılan makinenin kalitesi ve özellikleri tabi ki önemli ama öncelikle fotoğraf çekenin makineden çok fotoğrafçının kendisi olduğunu da unutmamak gerekiyor. Ancak teknik bilgilere dikkat ederek çok daha güzel fotoğraflar çekebilir, fotoğraf çekmekten çok daha keyif alabilirsiniz. Bir fotoğrafı düşünerek, çerçevesini kafanızda şekillendirildikten sonra ve en önemlisi ışık şartlarına dikkat ederek etkileyici sonuçlar elde edebilirsiniz.
Siz de daha güzel fotoğraflar çekmek ve sergilemek istiyorsanız önereceğimiz birkaç püf noktasına kulak verin. •
38
1
. Işık bir fotoğrafçı için oldukça önemlidir çünkü fotoğrafın en iyi hali ışığı en güzel almış halidir. Bir fotoğraf sadece çok ışık
Sağlık ve Güvenlik
altında bozulmaz, az ışık alınca da bozulur. Ne çok fazla, ne çok az ışık. Işığı doğal yollardan azaltamıyorsanız makinenizin pozlama süresi ve diyaframı ile oynayarak azaltabilirsiniz. Özellikle ters ışıkta ve güneş ışığının çok parlak olduğu yerlerde fotoğraf çekmeniz gerekiyorsa mutlaka objektifinizin parasoleyini (güneşliğini) kullanın. Zor ışık şartlarında fotoğraf çekiyorsanız RAW formatını kullanabilirsiniz.
2 3
•
. Karanlık ortamlarda fotoğraf çekiyorsanız 3-4 metreden uzak mesafelere flaşınızın gücünün yetmeyeceğini göz önünde bulundurarak daha yakın mesafeden çekim yapmanızda fayda var.
•
. Güneşin tam tepede olduğu saatlerde mümkünse fotoğraf çekmemeye çalışın. İdeal fotoğraf çekme zamanı gün ışığı için ikindi saatleri, akşam saatleri içinse özellikle günbatımı zamanıdır.
•
•
•
•
4
. Bazen güneş ışığının çok fazla olduğu zamanlarda flaş kullanmak iyi bir sonuç verebilir. Özellikle portre çekimlerinde ışık, çekilen kişinin arkasından geliyorsa bu kişi ters ışıkta kalacaktır ve bu nedenle de yüzü çok karanlık çıkacaktır. Daha aydınlık bir çekim istiyorsanız dolgu flaşı kullanabilirsiniz. Dolgu flaşı, az bir ışık etkisiyle gereksiz gölgeleri yok etmeye yarar. Dolgu flaşın anlamı gölgeleri aydınlatıp, oradan da detay almak ve yüksek ışıktaki kontrast fazlasını düşürmektir.
5 6 7
•
•
•
. Özellikle insan fotoğrafları ve portre çekiyorsanız arka planların sade olmasına dikkat edin. Karışık bir arka plan portre fotoğrafı çekerken hoş bir görünüm vermeyebilir. . Yakından çektiğiniz portre fotoğraflarda göze netlik yaparsanız daha hoş bir kare yakalayabilirsiniz.
. Çekeceğiniz karenin yatay mı yoksa dikey mi daha hoş görüneceğine doğru karar verin. Bazı objeler ve görüntüler yatay çekildiğinde, bazıları ise dikey çekildiğinde daha güzel bir fotoğraf oluştururlar.
• •
•
8 9 10
. Eğer hızlı ve hareketli bir fotoğraf çekecekseniz hızlı fotoğraf karelerini kaçırmamak için makinenizin drive modunu önceden seri çekime getirin. . Ufuk çizgisinin fotoğraf karesinin alt kenarına paralel olmasına dikkat edin.
. Bebek ve çocuk fotoğrafları çekerken ayrı bir özen göstermek gerekir. Yeni doğmuş bir bebek fotoğrafı çekecekseniz kesinlikle flaş kullanmayın. Çocuk fotoğrafları çekerken sürekli hareket etmelerini önleyebilmek için ellerine onları oyalayacak bir şeyler verin.
11 12
. Çekeceğiniz objeyi fotoğraf karenizin tam ortasına getirmeyin. Objeyi karenin alttan, üstten, sağdan veya soldan 1/3’üne yerleştirmek çok daha hoş bir fotoğraf çekmenizi sağlar. . Çiçek fotoğrafları çekerken rüzgarın hızını dikkate alın.
39
EĞİTİM
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Artık Üniversitede Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de oldukça önemli bir konu olan iş sağlığı ve güvenliği alanına akademi eli değiyor. Türkiye’de ilk defa İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde açılan ’İş Sağlığı ve Güvenliği’ bölümü lisans programı bu sene ilk mezunlarını veriyor.
T
üm çalışanları kapsayan 6331 sayılı kanunun 1 Temmuz itibariyle kapsamı genişliyor. Daha önce özel sektörde yer alan kurumların uyguladığı, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği ile sağlık personeli bulundurma zorunluluğu tüm kamu kurumlarında da zorunlu hale geliyor. İş sağlığı ve güvenliği konusunda atılan bu adımlara üniversiteler de katkıda bulunuyor. Bu kapsamda İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi tarafından Türkiye’de ilk kez iş sağlığı ve güvenliği alanında açılmış 4 yıllık lisans programı bu sene ilk mezunlarını veriyor.
Amaç Kaza Olmadan Önlemlerin Alınması Öncelikle 1 Temmuz’da kapsamı genişleyecek 6331 sayılı kanunla ilgili konuşan bölümün öğretim görevlilerinden Aliye Kaşarcı Hakan, “Haziran 2012’de yürürlüğe giren 6331 sayılı bu kanun tüm çalışanları kapsayan önemli bir kanundu. Bu kanun, sadece kamu veya özel sektör değil tüm çalışanlar, stajyerler ve çırakların da dahil olduğu bir çatı kanun olarak değerlendirilebilir” dedi. Temmuz 2016 itibariyle artık kamu sektöründe de 6331 sayılı kanunun tüm hükümlerinin geçerli olacağına dikkat çeken Hakan “Bu zamana kadar tehlikeli yerler esas alınarak kamu devam edilmişti ancak 1 Temmuz 2016 itibariyle tüm Türkiye bu kanun kapsamında olacak. Bu kanunun bize getirdiği çok önemli şeyler var. 6331 ile kaza olmadan önce önlemlerin alınmasını esas alıyoruz. Bu da gerek kazaların azaltılması gerek canların yanmaması adına çok önemli. Kazalar olduktan sonra alınmış olan önlemlerin çok da bir
40
Sağlık ve Güvenlik
anlamı olmuyor. Daha önceden önlem alınırsa ne can ne de mal kaybı olur. Bu sayede de biz ülke olarak daha iyi bir raddeye gelebiliriz’’ diye konuştu.
Mezunlara Yüzde 100 Burslu Yüksek Lisans Şansı İş sağlığı ve güvenliği alanındaki akademik bilgi birikimini arttırmak ve bunu seneler içinde bir tecrübe ile bilimin karması haline getirmek istedikleri için üniversitede böyle bir bölüm açamaya karar verdiklerini ifade eden İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Cüneyt Ulutin, bu alanda 4 yıllık eğitim veren ilk üniversite olduklarına dikkat çekti. Üniversite olarak bu sene uygulamaya koyacakları bir hizmetten de söz eden Ulutin, ‘’Bu alandaki lisans eğitimi sadece piyasadaki işlerin görülmesini sağlayacak ama akademisyen yetişmesi anlamında biraz daha sınırlı olacak. Biz de bu yüzden hem bu sene ilk kez bölümümüzden mezun olan öğrencilerimize hem de bundan sonra bu bölümden mezun olacak gençlerimize yüzde 100 burslu bir şekilde İş Sağlığı ve Güvenliği alanında yüksek lisans yapma fırsatı sunacağız. Bu aynı zamanda iş dünyasına atıldıklarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın belirtmiş olduğu kurallara göre en yüksekten bir önceki B derecesinde sertifika alabilmelerini de sağlayacak. Türkiye’de A ve B sertifikalı iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının sayısının azlığı düşünülürse bu öğrencilerimize bir maddi kaynak ve iş bulma olanağı sağlayacaktır’’ diyerek sözlerini noktaladı.
HABER
Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı Komisyonda Kabul Edildi Yabancıların kayıtdışı çalışmalarının önlenmesi, yerli-yabancı işgücü dengesi kurularak nitelikli yabancı işgücünden de yararlanılmasını düzenleyen “Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı” TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda kabul edildi.
G
eçtiğimiz günlerde hükümet tarafından yatırımın önündeki engellerin kaldırılması, yatırım ortamının iyileştirilmesini düzenleyen tasarı ile Türkiye’de nitelikli yabancıların çalışmasını kolaylaştıran tasarı ilgili komisyonda kabul edildi. Komisyon’da kabul edilerek Genel Kurul gündemine alınan tasarı uluslararası işgücüne ilişkin politikaların belirlenmesi, uygulanması, izlenmesi, yabancılara verilecek çalışma izni ve çalışma izni muafiyetlerine dair iş ve işlemlerde izlenecek usulleri, yetki, sorumlulukları, uluslararası işgücü alanındaki hak ve yükümlülükleri düzenliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, yabancı istihdamı taleplerini almak, değerlendirmek ve uluslararası işgücünün etkilerini izlemek üzere yabancı başvuru, değerlendirme ve izleme sistemi kuracak. Çalışma izni, tasarıyla belirlenen uluslararası işgücü politikası esas alınarak bakanlıkça verilirken, tasarı kapsamında yer alan yabancılar çalışma izni olmadan Türkiye’de çalışamayacak veya çalıştırılamayacak.
Turkuaz Kart Uygulaması Tasarıyla, uluslararası işgücü politikası doğrultusunda, eğitim düzeyi, mesleki deneyimi, bilim ve teknolojiye katkısı, Türkiye’deki faaliyetinin veya yatırımının ülke ekonomisine ve istihdama etkisi ile Uluslararası İşgücü Politikası Danışma Kurulu önerileri ve Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara göre başvurusu uygun görülen yabancılara “Turkuaz Kart” verilecek. İlk 3 yılı geçiş süresi olmak kaydıyla verilecek olan kartın sahibi yabancı tasarıyla düzenlenen süresiz çalışma izninin sağladığı haklardan yararlanacak. Tasarıya göre Bakanlar Kurulu, ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde ülke, kişi, coğrafi bölge, süre, sayı, oran, tür, nitelik, sektör, iş ve meslek itibarıyla çalışma izni veya çalışma izni muafiyeti verilmesini belirleyebilecek, sınırlandırabilecek, kısmen veya tamamen durdurabilecek veya yasaklayabilecek.
Merkez Bankası da “Bej Kitap” yayımlamayı planlıyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenen ve uluslararası işgücü politikasına uygun, eğitim düzeyi, ücreti, mesleki deneyimi, bilim ve teknolojiye katkısı ve benzeri özellikleri itibarıyla nitelikli işgücü olarak değerlendirilen yabancılara çalışma izni verilmesinde istisnai hükümler uygulanacak.
Tasarıya göre, Türkiye’de uzun dönem ikamet izni veya en az sekiz yıl kanuni çalışma izni olan yabancılar, süresiz çalışma iznine başvurabilecek. Çalışma izni veya çalışma izni muafiyeti, ikamet izni yerine geçecek.
Tasarının Ramazan Bayramı sonrasında Genel Kurul’da ele alınması bekleniyor. 41
SAĞLIK
Ofiste oturup kalmayın! “Ofiste bütün gün oturuyorum, her yerim ağrıyor” diyenlerseniz çaresi var… İşinizi aksatmadan gün içinde yaratacağınız küçük egzersiz dakikaları hem ofiste zinde kalmanızı sağlayacak hem de gününüzü renklendirecek.
U
zun saatler ofiste oturarak çalışmak zorunda kalanlar bir süre sonra çeşitli ağrılara ve ofis hastalıklarına yakalanıyorlar. Özellikle sırt, boyun ve bilek ağrıları, dizlerde yaşanan yıpranmalar ofiste uzun süre oturarak çalışmanın getirdiği sağlık sorunlarının başında geliyor. Ancak ofis içinde yapılabilecek küçük egzersizler ile ofiste zinde kalmak mümkün. Bu egzersizler için daha aktif bir ofis yaşamını alışkanlık haline getirmek yeterli. İşte bu egzersizlerden bir kaçı…
1
Işyerinize yürüme mesafesini arttırın!
İşle eviniz arasındaki mesafe yakınsa otomobile binmek yerine yürümeyi tercih edin. Toplu taşıma araçlarını kullanıyorsanız bir durak önce ya da sonrasını kullanın. Sabahları işe geç kalma telaşı yaşıyorsunuz akşamları iş dönüşü uygulamaya özen gösterin. Böylece her gün düzenli yürüyüş yapmış olursunuz. Otomobille
42
Sağlık ve Güvenlik
gidiyorsanız park yerinin en uzak köşesine bırakın.
2
Ofiste ayakta durma fırsatı yakalayın!
Ayakta iken yakılan kaloriler otururken yakılanlardan daha fazladır. Ofiste ayakta durma fırsatları yaratın. Telefonla konuşurken ayakta durun. Diğer masalarda veya ofislerde çalışan iş arkadaşlarınızla iletişiminizi mail göndermek veya telefonla haberleşmek yerine onların yanına giderek sağlayın.
3
Öğle aralarını hareketli geçirin!
Öğle tatilinde fırsat yaratıp tempolu bir yürüyüş veya kasları germe egzersizleri yapmaya çalışın. Öğle molalarını değerlendireceğiniz bir yürüyüş grubu organize edin. Etrafınızda, size eşlik edecek çok sayıda arkadaş bulabilirsiniz. Yanınızdakileri öğle yürüyüşleri yapmak için teşvik edin.
4
Stres topu ile kaslarınızı çalıştırın!
Masanızda otururken stres topunuz elinizin altında olsun. Kaslarınızı korumak için bu topla egzersiz yapabilirsiniz.
5
Vücudunuzu hareketsiz bırakmayın!
Gün içerisindeki çay molalarınızda ise çenenizi göğsünüze değdirme ve omuzlarınızı yavaşça kulaklarınıza doğru kaldırma, bacaklarınızı germe gibi sürekli oturma pozisyondaki vücudu hareketlendirecek bazı hareketler yapın.
6
Gevşeme veya meditasyon yapın!
Gün içinde arada bir, kendinize birkaç dakika ayırın, rahat bir yere oturun ve ayaklarınızdan başlayarak sırayla yukarı doğru yüz ve ağız kaslarınıza kadar bütün kaslarınızı tek tek gözünüzün önüne getirin ve onları tamamıyla gevşetin, rahatlatın. Gözleriniz kapalı, rahat nefes alarak birkaç dakika hiçbir şey düşünmemeden bu gevşemiş pozisyonda kalın.
7
Ofis dışında hareketli olun!
8
İş seyahatlerinizde spor salonu olan otelleri seçin!
Bir yere gitmeniz gerekiyorsa zamanınızı ayarlayıp yürüyerek gidin ve biraz tempolu yürüyün; sağlığınız yerindeyse merdiven kullanın.
İş seyahatlerini de ‘ofis’ olarak kabul edersek, bu tip organizasyonlarda fitnes salonu, koşu bantları, ağırlık çalışma aletleri veya havuzu olan bir otel seçin. Böyle bir otel yoksa yay ve atlama ipi gibi taşınması kolay spor aletlerinizi bavulunuza koyun. Tabii ki mekik, şınav ve benzeri basit egzersizler için alete gerek yok. Bunları her yerde yapabilirsiniz. Havaalanında ise bekleme salonunda oturmak yerine tempolu bir yürüyüş yapın.
43
TEKNOLOJİ
2016’nın Teknoloji Trendleri 2016 yılında öne çıkan teknoloji trendlerini sizler için derledik. Bakalım 2016 yılına damgasını vuran teknolojilerden siz en çok hangisine ilgi duyacaksınız?
T
eknoloji tüm dünyada herkesin hayatına yön verir duruma geldi. Geleceği şekillendirecek dört 4 megatrend: Bulut Sistemler, Big Data, Nesnelerarası İletişim ve Sosyal Medya... Ancak önümüzdeki 15 yılın dört ana trendinin, sadece teknolojiyi değil, ekonomik bütün alanlarla birlikte, sosyolojiyi ve yaşam biçimlerimizi de etkileyecek. Hatta siyasetin bile yeniden şekilleneceği iddiasında bulunuluyor. Yeni dönemde ileri teknoloji ürünleri mobil kadar konuşacağız ve pazarda etkin olacak. 2016 yılının teknoloji trendlerine baktığımızda ise başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz:
Sanal Gerçeklik Gözlükleri Oculus olarak tanımlanan sanal gerçeklik veya artırılmış gerçeklik ürünlerinde, yeni dönemde yeniliklerde sıçrama yaşanabilir. Başta oyun sektörü olmak üzere, tanıtım, sunum ve pazarlama alanında kendini gösterecek olan gözlükler için telefonumuzu kullanmak yeterli olabilir. Oculus Rift ve Samsung Gear VR gibi cihazlar, önümüzdeki yıl pazara yeni versiyonlarıyla gelirken başka markaları piyasaya girmesini bekleyebilirsiniz. Sistemin eğitim ve öğretimde de kullanılması mümkün hale gelecek.
44
Sağlık ve Güvenlik
Ödeme sistemleri Apple Pay, PayPal gibi ödeme sistemlerini daha çok konuşacağız. Daha uyumlu tasarımlar, daha fazla mobil uygulama, yeni mobil girişimler ve mobil ödemelerdeki artış dolayısıyla mobilin popülerliği artacak. Bitcoin’in altyapısı olan Blockchain defalarca zedelenmesine rağmen, işlemlerin bütünlüğünü sağlamak için daha uygun bir hale gelebilir. Bankalar da bu altyapıyı kullanabilir.
Yeni medya deneyimleri İçerik internet medyasında önem kazanmaya devam edecek. İçerik yönetimi konusunda uzmanlık ve içerik yönetim yazılımları artacak. Kullanıcı deneyimini ve süreçleri daha keyifli hale getirmek ve etkileşimi artırmak için kullandığımız video içerik yükselişini sürdürecek. Video içeriklerin, toplam tüketici içeriği baz alındığında gelecekte yüzde 70’lere ulaşması öngörülüyor. Üç yıl önce huffingtonpost.com satışı ve bu yıl da Business Insider’ın satışı gibi internet medyasında yeni satışları tetikleyecek ve gündem oluşturacak. YouTube, Netflex, Periscope veya benzeri yeni mecralar bekliyor.
Sürücüsüz araçlarda yenilikler Her ne kadar bütün otomobil markaları 2017 ve sonrasına hazırlansa da, yıl boyu sürücüsüz araçlar gündemden inmeyecek. Bütün bilişim ve otomobil fuarlarının gözdesi bu araçlar olacak.
Dijital reklam her yerde Led sistemlerin yaygınlaşması ve akıllı sensörler bilboard ve mağaza vitrinlerini interaktif hale getirecek. Giyilebilir ürünler ve mobil uygulamalarla entegre olan reklamcılık örnekleri her yerde karşımıza çıkacak. Bu arada sosyal medyadaki reklam yoğunluğu için reklam brokerlerı uzmanlığına ilgi artacak.
Kamunu gözü “Akıllı Şehir” sistemlerinde Bir şehirdeki bütün hizmetler ve birimlere yönelik akıllı uygulamalar hayata geçiyor. Birimlere ait uygulamalardan öte, artık Akıllı Şehir Sistemleri hayata geçmeye başladı. Kamu yönetimleri, bu sistemlere ilgisini artıracak. Bilişim sektörüne sıçrama
sağlayacak bir gelişme olarak bakabiliriz. Yakında sadece sistem satışları değil, pilot akıllı şehir projelerini de konuşmaya başlayacağız.
Eticaret’te yeni deneyimler Eticaret, geçmiş yıllardaki yükseliş trendini değiştirirken, mağaza içi deneyimleriyle uygulamalarını güçlendirecek. Diğer taraftan Facebook, Twitter ve Instagram gibi ünlü sosyal medya sitelerinin kendi platformlarında online satışa olanak tanıması ile birlikte sosyal medyanın gücü ciddi boyutlara ulaşacak.
Sosyal Medya Değişim Sosyal medyada reklamlar ve birbiriyle etkileşimler artırılacak. Anlık video ve fotoğraf paylaşım platformu olarak son zamanlarda ciddi kullanım boyutlarına ulaşan Snapchat uygulaması 2016 yılında çok daha popüler bir hale gelecek ve dijital trendler arasında bulunacak. Dünyanın en büyük gazete ve dergisi kabul edilen Medium da yükselen bir ivme kazanacak. Teknolojide yenilikler bunlarla sınırlı değil ve dar alanlarda yeni trendler bu listeye eklenecek. Bir de teknolojinin her sektörde etkin kullanımları da olacak.
45
ÜLKE
Endüstrisi ile zengin, gün batımıyla büyüleyici bir ülke: Finlandiya Kuzey Avrupa’da Baltık Denizi kıyısında yer alan Finlandiya, uzun yaz geceleriyle ülkeye gelenleri adeta büyülüyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası nüfusunun büyük bölümü tarım ve ormancılık ile uğraşan ülke, endüstrileşmeyi başarmış, dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alıyor.
F
inlandiya, Batıda İsveç, kuzeyde Norveç, doğuda Rusya ve güneyde Baltık Denizi ile sınırı bulunan bir kuzey Avrupa ülkesidir. Finlandiya’da irili ufaklı 188.000 göl bulunmaktadır. Ülkenin topraklarının %69’u orman, %10’u göller ile kaplı olup tarıma elverişli arazi toplamı, topraklarının ancak %18’i civarındadır. Topraklarının 1/3’ü kutup çizgisinin üstünde “kutup bölgesi”nde yer alan Finlandiya’da yaz aylarında, hava sıcaklığı +30°C’a kadar yükselebilmekte, günler uzun ve aydınlık geçmektedir. Buna karşılık, kış mevsimi oldukça soğuk (-30°C) ve karanlık geçer.
Nüfus ve İşgücü Finlandiya’nın nüfusu, 2014 yılı sonu itibariyle 5,4 milyon kişidir. Kadın nüfusu 2,8 milyon, erkek nüfusu ise 2,7 milyondur. Ülkede en çok yaşayan yabancı kökenli grup Rus vatandaşları olmakla beraber, Türk vatandaşları ülkede en çok yaşayan yabancı uyruklular sıralamasında sekizinci sırada yer almaktadır. Finlandiya, AB ülkeleri arasında oransal olarak en yüksek 65 yaş üstü nüfusa sahip ülkedir. 2014 yılında toplam nüfusun % 18,8’si 65 yaş üstü olup, OECD ülkeleri arasında en yüksek orandır. Helsinki’nin nüfusu yaklaşık 600,000 kişidir. Bunun yanı sıra Espoo ve Tampere nüfusu en fazla olan diğer şehirlerdir.
Yaşam ve Ekonomik Yapı Finlandiya sanayi altyapısının oluşmasında Dünya Savaşı ertesinde Rusya ile yapılan Barış Anlaşması çerçevesinde savaş tazminatının gemi ile makine ve ekipman olarak ödenme mecburiyeti önemli bir katkı sağlamıştır. Metal ve mühendislik sanayinin hammaddesi demirin ve sanayi için gerekli enerji kaynağı petrolün Rusya’dan temini, buna karşılık söz konusu ülke ile yapılan uzun vadeli ticari ve ekonomik işbirliği anlaşmaları ile sanayi üretiminin bu ülkeye
46
Sağlık ve Güvenlik
satışı ve üretim fazlasının da diğer batı ülkelerine pazarlanması sanayi altyapısının etkin kullanımını sağlamıştır. Finlandiya bugün büyük ölçüde endüstrileşmiş bir serbest piyasa ekonomisine sahiptir. 2014 yılında 221,3 milyar dolara ulaşan Gayrisafi Milli hasılası ile Avusturya, Belçika, Hollanda ve İsveç ile benzer bir büyüklüğe sahiptir. Ekonomide özellikle imalat sanayinde (ormancılık, metal işleme, tasarım/dizayn, telekomünikasyon ve elektronik) son derece rekabetçi sektörlere sahiptir. İklim koşullarından ötürü, tarımda sadece kendine yeterliliği hedeflemektedir. Ormancılık ile ilgili sektörler, özellikle kırsal kesimde en büyük 2. uğraş dalını oluşturmaktadır. Son yıllarda dünyayı etkisi altına alan ekonomik ve mali krizden etkilenmiş olsa da, Avrupa ekonomik alanında krizin etkisini en çabuk atlatan ülkelerin başında gelmektedir. Uzun dönemde Finlandiya ekonomisi için en önemli tehditler hızla yaşlanan nüfus yapısı ile rekabetçi piyasa koşullarına uyum sağlama hususlarında ortaya çıkmaktadır. Mobil telefon şirketi Nokia’nın 2013 yılında Microsoft’a satılması ve geleneksel ihracat dalı olan kağıt sektörü talebindeki zayıflama; 20 yıl boyunca bütçe fazlası veren Fin ekonomisini etkilemiştir. Finlandiya, Dünya İnnovasyon Endeksi’nde İsviçre, İsveç, Singapur ve Hong Kong’dan sonra 5. sırada bulunmaktadır. Finlandiya ekonomisi, ülke nüfusunun düşük olmasından kaynaklanan kısıtlı pazar potansiyeli dolayısıyla dış pazara yönelik oluşmuştur. Finlandiya’nin başlıca sanayi kolları Madencilik Ürünleri, Ormancılık, Kimyasal Ürünler, Gıda, İmalat Sanayi
Ürünleri, Tekstil ve Giyim, Elektrik, Gaz, Buhar, Sicak Su, Metal Ürünleri’nden oluşmaktadır. Finlandiya İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, 2012 yılının ilk çeyreğinde Finlandiya imalat sanayii gelirleri, bir önceki yılın ilk çeyreğine göre %1,2 oranında artış göstermiştir. Buna paralel bir şekilde, 2012 yılının ilk çeyreğinde iç satışlar % 4,8, ihracat gelirleri ise bir önceki yılının ilk çeyreğine göre %1,4 nisbetinde azalmıştır. Finlandiya’da uzun süren kış mevsimi nedeniyle kış turizmini tercih eden turistler için çeşitli imkanlar bulunmaktadır. 2012 yılında 7.3 milyon yabanci turist Finlandiya’ya turizm amacıyla gelmiştir. Bunun yanısıra Finlandiya’dan turizm amaçlı olarak giden Finli turist sayısı ise 4,3 milyon. 2012 yılında Türkiye’yi ziyaret eden Finli turist sayısı 1095,083 olmuş ve bu rakam ve 2011 yılına göre % 4,57 artış göstermiştir. Finlandiya’da bulunan binlerce göl ve ada, takım adalar, Lapon şelale ve nehirleri, güneşli gecesiz yazlar turistlerin ilgisini çekmektedir. Finlandiya Avrupa’da maden kömürü kullanımını 2025 yılına kadar adım
adım kaldırma hedefi koyan ilk ülke konumundadır. Hükümetin koyduğu hedef ile planlanan bütün ithal enerji kaynaklarıyla yerli enerji kaynaklarının değiştirilerek yeni iş olanakları yaratılması ve aynı zamanda karbon salınımını azaltıp cari dengenin düzelmesine katkı sağlanmasıdır. Ülkedeki hükümet ulusal iklim ve enerji stratejisine uygun olarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasını ve fosil yakıtların kullanımının azaltılmasını desteklemek için yeni teşvikler ve vergiler getirmektedir. Finlandiya ithalatının büyük kısmı miktar kısıtlamalarına tabi değildir. Ancak, AB Üyesi olmayan ülkelerden yapılacak balık ve su ürünleri ithalatında miktar kısıtlaması ve AB’nin ortak tarım politikası çerçevesinde, et, süt ve ürünleri ile sebze v.b. ürünlerin ithalatında lisans uygulaması bulunmaktadır. Diğer taraftan, bazı tarım ürünleri ithalatında tarife kotaları uygulanmaktadır. Finlandiya’nın ithalatında uyguladığı sağlık ve hijyenle ilgili düzenlemeleri AB’nin teknik düzenlemelerine ve Kuzey Avrupa Ülkeleri mevzuatına paralellik göstermektedir.
Türkiye ve Finlandiya Dış Ticareti YIL
İHRACAT (milyon ABD Doları)
İTHALAT (milyon ABD Doları)
2007
412.4
1,208
2008
367.1
1,180
2009
196.6
795.9
2010
296.0
1,115
2011
352.8
1,296
2012
301.5
1,114
2013
298.0
1,245
2014 329.6 Kaynak: Trademap, TUİK
1.138
47
OTOMOBIL
2016’nın otomobilleri Yılın ikinci yarısında ilerlerken her zaman olduğu gibi yeni otomobil modellerinde yeni yıla hazırlıklar hızla devam ediyor. 2015’e damgasını vuran süper otomobiller göz doldurmaya devam ederken, 2016 modeller de beğeniye sunulmaya başladı bile...
Jaguar XJ’ye 2015 Makyajı
O
tomobil dünyasında bir İngiliz asilzadesi olarak karşımıza çıkan Jaguar, 1968 yılından beri F segmentinin en özel modellerinden birisi olarak boy gösteren XJ’yi makyajla yeniledi. 2015 yeni Jaguar XJ’nin makyajdan sonraki en belirgin özelliği ise farlarında. Bu arada boyut olarak da değişime uğrayan yeni XJ 8 farklı dış renk seçeneği ile müşteriye sunuluyor. 2015 yeni Jaguar XJ’de farlar led bir görünüm alırken boyutsal anlamda 3 metre, yükseklik olarak ise 4 metre gibi bir artış sağlanmış. İç donanım özelliklerinde ise 4 bölgeli otomatik klima araç içindekilerin ayrı ayrı kontrolüne sunulurken,incontrol touch pro alt yapısında sunulan multimedya ve navigasyon sistemi, 8 inç dokunmatik ekran üzerinden
kontrol ediliyor. 12.3 inç dijital gösterge paneline sahip olan 2015 yeni jaguar xj, opsiyon listesinde 380 watt ses çıkış meridian ses sistemine sahip. Bu arada modelin 1300 watt’lık ses sistemi de isteğe gore mevcut. Ayrıca arka koltuklara da yine isteğe gore 10.2 inçlik lcd ekranlar alınabiliyor. Sürüş ve güvenlik sistemlerinde ise yaya algılama özelliği, geliştirilmiş adaptif cruise control ve 360 derece park özelliği gibi donanımlar öne çıkıyor. Makyajla birlikte 3.0 litre dizel ünitesinin gücü artırılarak daha güçlü ve daha verimli hale getirilmiş. Dizel motorun torku da 600’den 700 nm torka çıkmış. Bunla birlikte ortalama yakıt tüketimi 7.0 litreden, 5.7 litreye düşürülmüş.
Toyota Auris 25 Kilo Daha Hafif
H
atchback ve Touring Sports modellerini yenileyen Toyota Auris, tasarım olarak, Toyota markasının yeni nesil otomobillerinde uyguladığı Keen Look ve Under Priority tasarımının devamı niteliği özelliğini taşıyor. Yapılan değişiklikler ile Auris’in sürüş dinamikleri geliştirilmiş ve ağırlığı ortalama 25 kilo azalmış. Yeni Auris hatchback 55 mm’den 4.330 mm’ye, Auris Touring Sports ise 35 mm’den 4.595 mm’lik uzunluğa ulaşmış. Böylece yenilenme ile Toyota Auris eski tasarımına gore çok daha dinamik bir görünüme sahip bulunuyor. Otomobilin alt radyatör ızgarası daha büyük ve sis farlarının en dış noktalara
48
Sağlık ve Güvenlik
Carav
Modern, Şık ve Konforlu: VW Caravelle
T
icari araç sınıfında öne çıkan Volkswagen’in yeni Caravelle modeli dış tasarımında modern ve şık detayları ile dikkatleri üzerine çekerken, konforlu iç mekanı ile de keyifli bir sürüş zevki sunuyor. VW Caravelle’nin konfor sağlayan özellikleri arasında ilk sırada otomatik yanan farlar yer alıyor. Tünele girildiğinde ya da hava karardığında farlar otomatik olarak devreye giriyor ve yakıt tüketimini artırmıyor. Ayrıca yağmur yağdığında otomatik olarak aktif hale gelen silecekler. 7 ileri DSG otomatik vites teknolojiside, vites aralıklarını milisaniyeler içerisinde değişecek şekilde küçültüyor ve daha yumuşak vites geçişleri ile sürüş konforunu artırıyor. Güvenlik donanımlarında ise Prefill:Acil durumlarda fren yapabilmek için ayak aniden gaz pedalından çekildiğinden balatalar disklere yaklaşıyor, böylece fren süre ve mesafesi kısalıyor. Ön sileceklerin çalıştırılması ile balatalar her 5 dakikada 1 kez disk yüzeyine yaklaştırılarak kurutuluyor ve böylece yağmurda ani fren desteği sağlanmış oluyor. Caravelle’in iç mekanında kullanılan kaliteli malzemeler ve tasarım detaylarının yanında, üstün ses izolasyonu seyahat konforunu artrıyor. VW Caravelle dış donanım özellikleri arasında; sürüşe duyarlı ön sis farları, gövde rengi ön tampon, otomatik sağ kayar kapı, alüminyum alaşım jantlar, sol yan aynaya entegre anten, ön ve arka park mesafe sensörü ile karartılmış arka camlar bulunuyor.
konumlandırılması nedeniyle yolu kapsayan bir görüntü sunuyor. Ayrıca Toyota Auris Premium versiyonunda LED farlar bulunuyor. Avensis’in tüm versiyonlarında 7 hava yastığı yer alıyor. Toyota Auris’in tüm motor seçenekleri, Euro 6 emisyon standartlarına uygun. Toyota Auris benzinli motor seçenekleri arasında; 1329 cc hacminde, 99 PS gücünde 1.33 Dual VVT-i 6 İleri Düz Vites, 1598 cc hacminde, 132 PS gücünde 6 ileri düz 1.6 Valvematic 6 İleri Düz Vites ve CVT 1.6 Valvematic Multidrive S bulunuyor. Toyota Auris’de dizel motor seçeneği olarak 1364 cc hacminde, 90 PS gücünde 1.4 D-4D 6 İleri Düz Vites bulunuyor.
2016 Volvo S60 Cross Country Sedan, yıl sonunda Türkiye’de
V
olvo’nun ilk vrossover modeli olması ile tanınan 2016 Volvo S60 Cross Country Sedan’a ait özellikler ve fotoğraflar yayınlandı. 4638 mm uzunluğunda,1539 mm yüksekliğinde olan 2016 Volvo S60 Cross Country Sedan,18 ve 19 inçlik jantlar ile yollara çıkacak. Kaputunun altında ise iki dizel ve bir benzinli ünite bulunduracak olan 2016 Volvo S60 Cross Country Sedan,benzinli cephesinde 254 beygirlil 2.5 litrelik motora sahip olacak.Dizel tarafında ise 190 beygirlik 2.0 litrelik motor ve 190 beygirlik 2.5 litrelik motor bulunacak.2.0 litrelik dizel motoru ile 400 Nm tork 2016 Volvo S60 Cross Country Sedan,0-100 km/s hıza 7.7 saniyede ulaşabiliyor. 49
Markanızla Var Olun... MARKA TESCİL BELGESİ İLE FABRİKALARIN VE FİRMALARIN KAPATILDIĞINI BİLİYOR MUYDUNUZ? İSMİNİZİ BİR BAŞKASI TESCİLLEMEDEN KORUMA ALTINA ALIN! MARKA TESCİLİ HAKKINDA ÖNEMLİ UYARI! Ticaret Odası tarafından tescil edilen şirket ünvanınız, Türk Patent Enstitüsü tarafından, sizinle aynı sektörde faaliyet gösteren bir başka firma adına sizden önce MARKA olarak tescil edilmiş olabilir. Bu durumda isim hakkı ihlali sebebi ile; • Kullanılan ismin men edilmesi • Piyasadaki malların toplatılması • Tabela, reklam, kartvizit, broşür v.b. ürünlerden markanın silinmesi • Adli para cezası • İş yerlerinin 1 yıldan az olmamak üzere kapatılma ve ticaretten men cezası • Ticaret kanununun 1524. maddesi uyarınca şirketlerin markalarını / firma ünvanlarını tescil ettirmeleri gerekmektedir.
Böyle bir sorunla karşılaşmamak, şirket ünvanınızın marka olarak tescil edilip edilemeyeceğini öğrenmek için ücretsiz marka araştırma hizmetimizden yararlanmanızı ve MARKANIZI TESCİL ettirmenizi öneriyoruz. Hak sahibi iken TAKLİTÇİ DURUMUNA düşmemek için, MARKA TESCİLİNİZİ vakit kaybetmeden GERÇEKLEŞTİRİN!
İSG ve OSGB firmalarına özel tescil yapıldığını biliyor musunuz? OSGBDER üyelerine özel indirim!
HİZMETLERİMİZ • Marka Tescili • Danışmanlık • Ücretsiz Marka Araştırma • Uluslararası Patent • Yurtdışı Marka Tescili • Tasarım Tescili • Patent
• Faydalı Model • Barkod • Web Tasarım • Domain • ISO Belgelendirme • TSE - HACCP • CE Belgesi
Firmamız TÜMSİAD üyesidir M. Akif Mah. Şahinbey Cad. No: 75 Kalemkuş İş Merkezi Kat: 4 D: 8 Çekmeköy / İstanbul Tel: (216) 641 30 40 pbx Gsm: (542) 730 33 44 e-mail: info@markapatentalmak.com
www.markapatentalmak.com
50
Sağlık ve Güvenlik
önce sağlık ve iş güvenliği!
HİZMETLERİMİZ • İş Sağlığı Hizmetleri • İşyeri Hekimi Görevlendirme • Diğer Sağlık Personeli Görevlendirme • Portör Muayenesi • Çalışma Ortamı Sağlık Gözetimi • İş Güvenliği Hizmetleri • İş Güvenliği Uzmanı Görevlendirmesi • Risk Değerlendirmesi • Acil Durum Planı Hazırlama • İş Güvenliği Danışmanlığı
İK BİRİMLERİ İŞL NL VE
OSGBDER
2014
İD CİLER ERNEĞ ME İ ET
SAĞLIK V TAK EG OR Ü
Prizma İşyeri Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi Hizmetleri Tic Ltd Şti.
Üyesidir.
Esenkent Mahallesi Barajyolu Caddesi Erbap Sokak (Ateş Sokak) No:4 3 A Ümraniye İstanbul Tel: +90 (216) 573 67 81 E-posta: info@prizma-osgb.com www.prizma-osgb.com.tr
51