14 minute read

I HABERLER

Next Article
I THE POINT

I THE POINT

© Photo by munshots on Unsplash

George Floyd protestoları ABD’yi karıştırdı

Advertisement

ABD’nin Minneapolis kentinde Afro-Amerikalı George Floyd’un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden halk, tüm ülkede gösterilere devam ediyor.

ABD’de Afro-Amerikalı George Floyd’un polis tarafından öldürülmesi ülke genelinde eylemlerin fitilini ateşledi. 46 yaşındaki George Floyd, dolandırıcılık şüphesiyle Minneapolis’te polisler tarafından gözaltına alınırken, polis memuru Derek Chauvin’in uzun süre ensesine diziyle basması nedeniyle dakikalarca “Nefes alamıyorum” diye yalvarmış ve olay yerine gelen acil sağlık ekipleri tarafından kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.

Yoldan geçenlerin cep telefonlarıyla kaydettiği olayın görüntülerinin sosyal medyada büyük tepki toplamasıyla, ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmalarını tekrar alevlendi. Minneapolis başta olmak üzere birçok şehirde başlayan protesto gösterileri nedeniyle Minnessota eyaletinde acil durum ilan edilirken, protesto gösterileri tüm ülkeye yayıldı.

Koronavirüs salgınında dünyada en yüksek sayıda can kaybının yaşandığı ülke olan ABD, pandeminin yarattığı moral ve ekonomik çöküntünün patlaması protestolara yansıdı.

Pandemiyi unutturan kalabalık protestolarda bir araya gelen halk, Beyaz Saray’ın önü de dahil olmak üzere pek çok şehirde gösteriler yaptı ve şehirleri tahrip etti. Protestolar ülke genelinde şiddetini arttırarak devam ederken, başkent Washington’da Beyaz Saray önünde toplanan binlerce gösterici ile polis arasında gergin anlar yaşandı.

New York’un yanı sıra Miami, Chicago ve Los Angeles gibi ABD’nin önde gelen kentlerinin de aralarında bulunduğu onlarca şehirde düzenlenen eylemlerde pek çok bina ateşe verildi. Onlarca işyerlerinin camları kırılırken mağazalar yağmalandı. Gösterileri durdurmak için pek çok kentte sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, çok sayıda kişi de gözaltına alındı.

İngiltere’ye de yayılan gösterilerde eylemler özellikle 1700’lü yıllardaki köle ticaretiyle ilgisi olan şahsiyetlerin heykellerine protesto etmeye yöneldi. Londra Belediyesi bu heykellerin meydanlardan kaldırılması için bir komisyon kurdu. Ülkedeki milliyetçi kesim ise bu tahribatları, geçmişlerine saygısızlık olarak değerlendiriyor.

© Photo by John Cameron on Unsplash

Birleşik Krallık ekonomisi 2008’den bu yana en hızlı daralmayı yaşıyor

Birleşik Krallık Merkez Bankası Bank of England ekonominin bu yıl % 14 küçüleceğini öngörerek, koronavirüs salgınının Birleşik Krallık ekonomisini kayıtlardaki en kötü ekonomik durgunluğa sokacağı uyarısında bulundu.

Birleşik Krallık ekonomisi 2020’nin ilk çeyreğinde, 2008’deki finansal krizden bu yana en hızlı daralmasını yaşadı. Ulusal İstatistik Kurumu’nun verilerine göre yılın ilk üç ayında ekonomi % 2 daraldı. Birleşik Krallık’ta 2019’da da Brexit belirsizlikleri nedeniyle ekonomik büyüme kaydedilememişti. Uzmanlar, ekonomi yeniden toparlanmadan önce, ikinci çeyrekteki düşüşün ilk çeyrekten daha büyük olacağını tahmin ediyor.

Maliye Bakanı Rishi Sunak, İngiltere’de ekonominin küçülmesinin sürpriz olmadığını, koronavirüs salgınının İngiltere’yi, dünyadaki başka birçok ülke gibi büyük oranda etkilediğini söyledi. Bakan Sunak, “Bu sebeple insanların işleri, gelirleri ve temel ihtiyaçları için, iş yerlerini desteklemek için eşi görülmemiş adımlar atıyoruz. Bu şekilde bu süreci atlatabiliriz, daha güçlü olarak çıkabiliriz” dedi.

Merkez Bankası’ndan uyarı

Birleşik Krallık Merkez Bankası Bank of England da ekonominin bu yıl % 14 küçüleceğini öngörerek, koronavirüs salgınının Birleşik Krallık ekonomisini kayıtlardaki en kötü ekonomik durgunluğa sokacağı uyarısında bulundu.

Banka, kısıtlamaların Haziran ayında gevşetilmesi halinde ekonominin bu yıl yüzde 14 daralacağını söyledi. Bankanın Covid-19’un ekonomik etkisiyle ilgili belirlediği senaryolarda, Covid-19’un ülkede “istihdam ve gelirleri önemli oranda azalttığı” kaydedildi. Banka ayrıca, faiz oranlarını yüzde 0,1’lik rekor düşük düzeyde tutmaya karar verdi.

Merkez Bankası, 10 yıldan uzun süredir ilk kez durgunluğa girecek İngiltere ekonomisinin 2020’nin ilk çeyreğinde yüzde 2,9, Haziran’a kadar olan üç aylık dönemde ise yüzde 25 küçüleceğini belirtti. Bunun da teknik olarak üst üste iki çeyrekte ekonomik küçülme olarak tarif edilen resesyona neden olacağı vurgulandı.

“Bu sebeple insanların işleri, gelirleri ve temel ihtiyaçları için, iş yerlerini desteklemek için eşi görülmemiş adımlar atıyoruz. Bu şekilde bu süreci atlatabiliriz daha güçlü olarak çıkabiliriz.”

Maaş yardımı Ekim’e kadar devam edecek

İş Koruma Planı kapsamında işe gidemeyenlere verilen aylık 2 bin 500 sterline kadar maaş yardımı ödemesi Ekim’e kadar uzatıldı.

Birleşik Krallık hüküğmetinin koronavirüs salgını nedeniyle kapanan işyerlerini ve çalışanları korumak üzere başlattığı maaş desteğinin Mart, Nisan ve Mayıs ayı ödemeleri yapıldı. İş Koruma Planı kapsamında yapılan ödemeler, belirsizliğin devam etmesi nedeniyle kademeli olarak Ekim ayına kadar uzatıldı.

İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak, koronavirüs nedeniyle işe gidemeyen çalışanların 2 bin 500 sterline kadarki maaşlarını Ekim’e kadar ödemeye devam edeceklerini açıkladı. İlk açıklanan plana göre maaş yardımı Haziran sonunda sona erecekti. İngiliz hükümeti, bu durumdaki çalışanların maaşlarının yüzde 80’ini ödüyor.

Sunak, Haziran’dan sonra ödenecek paranın bir kısmının da işverenlerin cebinden çıkacağını söyledi. Avam Kamarası’nda konuşan Sunak, “Çalışmanın itibarına inanıyoruz ve çalışamayan insanları korumak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” dedi.

Birleşik Krallık’ta 8 bine yakın şirketin 6 milyon çalışanı bu şekilde maaş alıyor. Ana muhalefetteki İşçi Partisi de hükümetten bu yardımı uzatmasını talep ediyordu.

© Photo by Jusdevoyage on Unsplash

Dünya Bankası: Koronavirüs salgını 60 milyon kişiyi aşırı yoksulluğa itebilir

Dünya Bankası Başkanı, koronovirüs yüzünden 60 milyon kadar insanın “aşırı yoksulluğa” itilebileceğini söyledi.

Koronavirüs salgını, şimdiden milyonlarca kişinin işlerinden olmasına, işletmelerin batmasına ve daha yoksul ülkelerin asıl büyük darbeyi almasına yol açtı. Dünya Bankası Başkanı David Malpass, hükümetler salgınla mücadele ederken küresel ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 5 azalmasını beklediğini belirtti. Malpass “Milyonların geçim kaynağı yok oldu ve dünya genelindeki sağlık sistemleri baskı altında. Tahminimiz, 60 milyon kişinin aşırı yoksulluğa itileceği yönünde. Bu durum, yoksulluğu azaltma programlarında üç yıldır elde ettiğimiz tüm kazanımların yitirilmesi demek” diye konuştu. Dünya Bankası “aşırı yoksulluğu” kişi başına günlük 1,90 ABD Doları’ndan az (12.90 TL) bir parayla yaşamak olarak tanımlıyor. Dünya Bankası, yoksul ülkelere krizle başa çıkabilmeleri için 160 milyar dolar hibe ve düşük faizli kredi imkanı sağlıyor. Dünya nüfusunun yüzde 70’ine ev sahipliği yapan 100 ülkeye acil yardım yapıldığını belirten Malpass; “Dünya Bankası önemli ölçüde kaynak sağlıyor ama bu yeterli olmayacak” diye sözlerine ekledi.

New York’ta 4 kişiden 1’inin gıda yardımına ihtiyacı var

New York Belediye Başkanı Bill de Blasio, yaklaşık 3 aydır devam eden koronavirüs salgınının yüzbinlerce kişiyi işsiz bırakması nedeniyle, kentte 4 kişiden 1’inin gıda yardımına ihtiyacı olduğunu açıkladı.

Eşi benzeri görülmemiş bir krizle karşı karşıyayız” diyen Bill de Blasio, koronavirüsten önce kentte 1 milyon kişinin gıda güvencesinin olmadığını, şimdi gıda güvencesi olmayan kişi sayısının 2 milyondan daha fazla olduğunu söyledi. Bu sayı, New York’da yaşayan her 4 kişiden 1’inin gıdaya ihtiyaç duyduğu anlamına geliyor. Yetkililer, her gün dağıtılan yemek sayısının 1.5 milyona çıkarılacağını, 500 bin yemeğin de okullarda paket servis şeklinde dağıtılacağını açıkladı. Son haftalarda gıda yardımı çalışmalarına hız verildiğini söyleyen Blasio, şimdiye kadar 32 milyon birim yemeğin dağıtıldığını açıkladı. Bu açıklamalar, dağıtılan bazı yemeklerin besin açısından zenginliğine ilişkin eleştirilerin ardından geldi.

ABD’de işsiz sayısı 38 milyona ulaştı

ABD’de işsiz sayısı her geçen gün artıyor. Nisan ayı başından itibaren son dokuz haftada eklenenler ile birlikte, ülkede işsizlik yardımına başvuranların sayısı 38 milyona ulaştı.

Nüfus Bürosu tarafından yapılan bir araştırmada, ankete katılan yetişkinlerin yarısı, kendilerinin veya hane halkından birinin Mart ortasından sonra işsiz kaldığını ifade etti. ABD Merkez Bankası’nın (Federal Reserve) yaptığı başka bir araştırmada ise hane halkı geliri 40 bin doların altında olan işçilerin yüzde 40’ının işlerini kaybettiği görüldü. ABD’nin 50 eyaletinde kısıtlamalar kaldırıldı. Ancak uzmanlar ekonominin düzelmesinin uzun süreceği ve işsizliğin uzun yıllar yüksek seviyede seyredeceği uyarısında bulunuyor.

© Photo by James Yarema on Unsplash

Avrupa’da Mart’tan bu yana gözlenen 159 bin ekstra can kaybı koronavirüs kaynaklı

Dünya Sağlık Örgütü - WHO, Avrupa’da Mart ayından bu yana gözlenen 159 bin ekstra can kaybının koronavirüs salgınından kaynaklandığını açıkladı.

WHO acil durum yetkilisi Katie Smallwood, “Ekstra ölüm sayısının zirveye çıktığı dönemin Covid-19’un o ülkelerde zirve yaptığı dönemle örtüştüğünü görüyoruz” dedi. Söz konusu dönemde bu yılki can kaybı geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında fazladan 159 bin ölüm olduğu gözleniyor. Smallwood, ekstra ölümlerde tüm ölüm nedenlerinin dikkate alındığını, ancak zamanlamanın İtalya, Fransa, İspanya ve İngiltere gibi ülkelerde yoğun bakımlarda binlerce insanın öldüğü dönemle örtüştüğünü, bunun da koronavirüsten kaynaklandığını belirtti.

İngiltere futbol klüpleri batabilir

İngiltere’de Premier Lig’in altında yer alan Championship ligi ekiplerinden Huddersfield’ın sahibi Phil Hodgkinson, Covid-19’un önümüzdeki sezonlara finansal etkisine dair şimdiden bir hazırlık yapılmaması durumunda liglerin çökebileceği uyarısında bulundu. 50-60 kulübün bu yüzden batabileceğini söyleyen Hodgkinson, önümüzdeki sezon tribünlere seyirci alınmaması senaryosuna da hazırlandıklarını belirtti. Hodgkinson, “Esas problem bu sezonu bitirip bitirememiz değil, bu sezonun ardından ne olacağı” dedi ve ekledi; “Bazı kulüplerin hı enüz iflas etmemiş olmasının tek nedeni maaşlarını ve borçlarını ertelemesi. Ama bir noktada ödeme yapmaları gerekecek.”

Türk Oyun Şirketi Peak Games 1,8 milyar dolara satıldı

Dünyanın en büyük oyun şirketlerinden Zynga, Türkiye’nin önemli oyun şirketlerinden Peak’i 1,8 milyar dolara satın aldı.

Elinde Toon Blast ve Toy Blast adında uygulama marketlerinin tepesinde yer alan popüler 2 oyunu olan Peak’in, Zynga tarafından satın alındıktan sonra sahip olduğu ekiple Peak şirketi altında oyun geliştirmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Şirket 1,8 milyar dolara satılırsa bu satışın en büyük payı Earlybird’ün olacak. Avrupa merkezli fon, satın alma bedelinin yüzde 43’ünden fazlasını yani yaklaşık 780 milyon doları kasasına koyacak. Şirketin kurucu ortağı ve CEO’su Sidar Şahin 384 milyon dolar, aynı şekilde ilk yatırımcılardan Hummingbird Ventures da yaklaşık 362 milyon dolar alacak. Zynga 1,8 milyar dolarlık satın almanın bir bölümünü nakit, bir bölümünü ise Zynga hissesi ile ödeyecek. 2017 yılında Peak’in sahip olduğu bazı oyunları 100 milyon dolara satın alan Zynga, 2018 yılında da Türk oyun şirketi Gram Games‘i 250 milyon dolara satın almıştı.

İş Bankası’nın “Geleceğe Öde” platformu işletmeleri destekliyor

Türkiye İş Bankası, Covid-19 pandemisi nedeniyle ticari faaliyetleri kesintiye uğrayan işletmeleri desteklemek üzere, Bankanın teknoloji iştiraki Softtech aracılığıyla “Geleceğe Öde” platformunu hayata geçirdi.

İşletmelerle bireyleri bir araya getiren, sunduğu deneyimle pandemi sonrası dönemde de yaşamaya devam edecek şekilde tasarlanan platform ile pandeminin yarattığı ekonomik zorluklar sonucu işletmelerin yaşadığı nakit akışı zorluğuna çözüm sağlanması hedefleniyor.

“Geleceğe Öde” bir dayanışma platformu

Küçük işletmelerin hayatta kalmalarına destek olmayı amaçlayan “Geleceğe Öde”, bu yönüyle bir dayanışma platformu olarak niteleniyor ve kullanıcılarına ücretsiz olarak sunuluyor. www.gelecegeode.com platformu üzerinde bireyler, müdavimi oldukları işletmelerin site içerisindeki ürün ve hizmetlerini kupon kurgusu üzerinden önden satın alıyor ve sonrasında satın almış oldukları ürün veya hizmetleri bu kuponlar karşılığında işletmelerde kullanabiliyor. Platform üzerinde yer alan işletmeler de ön satış yaptıkları müşterilerine indirimli fiyatlarla kupon satışı yapıyor. Böylece bireyler avantajlı fiyatlardan yararlanırken, işletmeler de hiçbir komisyon ödemeden ön satış yaparak nakit akışlarına süreklilik kazandırıyor.

“Geleceğe Öde” platformu, sunduğu çözüm ile bireyler ve işletmeler için pandemi dönemi sonrasında da talep görecek uzun soluklu bir hizmet sunmayı hedefliyor.

OPET ve Denizbank’tan tarıma destek

OPET, COVİT19 salgını nedeniyle gıda zincirinde aksama yaşanmaması ve tarımsal üretimin devamlılığı için çiftçiye desteğini sürdürüyor. OPET, Denizbank ile yapılan işbirliği kapsamında Üretici Kart sahiplerine tarımsal faaliyetlerinde ihtiyaç duyulan akaryakıt harcamalarını 6 ay vade ile faizsiz ödeme imkanı sağlıyor.

OPET, akaryakıt alımlarında çiftçilere ödeme kolaylığı sağlamak amacıyla yürüttüğü kampanyalarına devam ediyor. Bu kapsamda tarım bankacılığı alanında en yüksek pazar payına sahip banka olan Denizbank ile OPET yeni bir işbirliğine imza attı. OPET, 30 Haziran’a kadar Opet ve Sunpet istasyonlarından Üretici Kart ile akaryakıt alışverişi yapan çiftçilere faizsiz 6 ay vade imkanı sunuyor.

Kampanya kapsamında dönemsel faizsiz ödeme avantajından faydalanmak isteyen çiftçilerin, Üretici Kartları ile akaryakıt almaları gerekiyor. Üretici Kart; çiftçilerin akaryakıt, gübre, yem, tohum gibi tarımsal alışverişlerinde kullanabildiği 17 bin üye iş yerinde vade ve yüzde sıfır faiz avantajı sunan özel bir karttır. Üretici Kart’ı olmayan çiftçilerin cep telefonu ile “ÜRETİCİ” yazıp, boşluk bıraktıktan sonra “TC Kimlik Numarası” ve “Bulunulan ilin plaka kodu”nu yazarak 3280’e gönderilmesi yeterli oluyor.

Akaryakıt dağıtım sektöründe müşteri memnuniyetinin değişmez lideri OPET, Sunpet markası ile birlikte Türkiye’nin her yerindeki istasyonları ile 7 gün 24 saat sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına uygun bir şekilde hizmet vermeye devam ediyor.

Finans dünyasının yeni marketi ‘Açık Yatırım’ 1 yaşında!

119 yıldır süregelen faaliyetlerinde her zaman şeffaflık, güvenilirlik ve farklı bakış açısı gibi değerleriyle müşteri memnuniyetinde fark yaratan TurkishBank Group, 1 yıl önce Açık Yatırım markası ve hizmet modeliyle müşteri deneyimini farklı bir boyuta taşımaktan mutluluk duyuyor

Dünyada açık bankacılık modeli, üzerinde en çok konuşulan kavramlardan biri. Türkiye’de de 2020 yılında açık bankacılığın devreye girmesi bekleniyor. TurkishBank ve TurkishYatırım iş birliği ile temelinde ‘müşteri deneyimi’ olan Açık Bankacılık modelinden ilham alarak Açık Yatırım’ı hayata geçiriyor. Turkish Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi, TurkishBank Bireysel ve Özel Bankacılık Yönetimi Direktörü Berrin Cankay, tassarruf sahiplerine “tek merkezden, tüm finansal ürünlere ulaşabilecekleri “bir finansal market modeli sunduklarını anlatıyor. Berrin Cankay sorularımızı şöyle yanıtladı: Türkiye ve KKTC’de, yatırımcıların finansal yatırımlarını kolaylaştıran, sadeleştiren ve böylece daha verimli hale getiren benzersiz bir finansal hizmet modelini geliştirdik. Açık bankacılık nedir?

Avrupa Birliği ve özellikle İngiltere’nin öncülüğünde, 2017 yılı ortasında temelleri atılan ve tüm dünyada bankacılık sektörü için sessiz devrim olarak değerlendirilen Açık Bankacılık (Open Banking) konseptinin banka ve müşterilere sunacağı birçok fırsat var. Açık Bankacılık, teknolojinin de yardımıyla birden fazla bankanın hesap bilgilerini ve işlemlerini güvenilir platformlarda tek elden müşterinin kullanımına sunulabildiği, müşterilerin daha çok fırsatlara sahip olabileceği yeni bir bankacılık modeli.

Bu model hali hazırda İngiltere’de test aşamasında ve Nisan 2020’de uygulama başlıyor, Türkiye’nin de önümüzdeki yıl Açık Bankacılığı başlatması bekleniyor. Grubumuzun üyesi TurkishBank UK, bu alanda öncü ve sektörün önde gelen oyuncularından Token firması ile işbirliği yaptı. Başta İngiltere olmak üzere tüm Grup bankalarımız, Açık Bankacılık teknolojilerine yatırım yapmaya devam ediyor, bu konudaki öncü konumumuzu müşterilerimiz için daha katma değerli yeni ürün ve hizmetler sunma amacıyla değerlendiriyor olacağız. Açık Yatırım fikri nasıl ortaya çıktı?

Açık Bankacılık çok geniş bir alan. Ticari alanda da en uygun krediyi bulmak gibi işlevleri var. Biz kendimize, tüm tasarrufların odak noktası olarak değerlendirilmesini seçtik, adını Açık Yatırım koyduk. Açık Yatırım, temelinde ‘müşteri deneyimi’ olan Açık Bankacılık modelinden ilham alarak doğdu. Tassarruf sahiplerine “tek merkezden, tüm finansal ürünlere ulaşabilecekleri “ bir finansal market modelini TurkishBank ve TurkishYatırım iş birliği ile hayata geçirdik.

Şu anda sektörde öncü konumda yer alıyoruz. Bu hem bizi gururlandırıyor hem de müşterilerimize müthiş fırsatlar sunuyor. Önümüzdeki dönemde bu hizmet modeli dünyada ve Türkiye’de çok hızla herkesin kullandığı bir model haline gelecek. Açık Yatırım, müşterileri bu hizmete herkesten önce ulaşabilmiş olmanın konforunu yaşıyor. Açık Yatırım nedir?

Açık Yatırım, her gün hızlanan yaşamamımızda kişiler açısından takibi neredeyse imkansız olan

onlarca banka ve kuruluşa ait yüzlerce hatta binlerce değişik yatırım ürününün, incelenmesi ve beklentilerinize en uygununun sizin kararınıza sunulmasıdır.

Türkiye ve KKTC’de tasarruf sahiplerinin finansal yatırımlarını kolaylaştıran, sadeleştiren ve böylece daha verimli hale getiren benzersiz bir finansal hizmet modelinden söz ediyoruz. İleride bu hizmeti diğer yurt dışı ülkelerine de yayma planlarımız var.

Çalışmamızın temelinde müşteriyi, piyasayı, ürünleri iyi tanımak ve analiz etmek, bağımsız ve güvenilir danışmanlık hizmeti sunarak tercih edebilecekleri doğru ürün alternatiflerini sunmak ve birlikte karar vermek modelini ön planda tuttuk.

Tam bir finansal market olarak konumlandırdığımız Açık Yatırım; müşterilerimizin hem mevduat, hem yatırım fonu hem de türev ürünler de dahil tüm finansal enstrümanlara tek elden ulaşmasını sağlıyor. Bu finansal marketin içerisinde Türkiye’nin önde gelen banka ve portföy yönetim şirketlerinin ürünlerinin tamamı mevcut. Sunacağımız finansal marketin içerisinde, Türkiye’nin önde gelen banka ve portföy yönetim şirketlerinin ürünlerinin tamamı mevcut.

AÇIK YATIRIM’IN MÜŞTERİYE SUNDUĞU KATMA DEĞERLER

n Yatırım Ürünleri Çok Çeşitlendi, tek merkezden ulaşım şart

oldu

Hepimizin hayatı artık çok yoğun ve çok hızlı. Bu yoğunluk ve hız içerisinde doğru yatırım kararlarını alabilmek için onlarca kurum, yüzlerce ürünü incelemek büyük zaman kaybı. Açık Yatırım işte bu noktada devreye giriyor ve sizin adınıza tüm araştırmaları yapıp size öneriler sunuyor. Böylece tek merkezden çok geniş ve iyi analiz edilmiş ürün ve hizmetlere hızlı ve konforlu ulaşabilme fırsatını yakalamış oluyorsunuz. Yani Açık Yatırım, yatırım dünyasının süpermarketi konumunu alıyor. Bu süpermarkette müşterilerimize, ülkemizin önde gelen 20’ye yakın bankasının mevduat ürünlerini, 500’e yakın yatırım fonunu , tüm yatırım ve türev ürünlerini sunabiliyoruz. n Risk algınıza göre verimli yatırım ürünleri bulmak zor değil Her bir müşterimizi “tek müşterimiz” gibi görüp, ürün ve piyasa analizlerimizi, müşteri risk profil çalışması ile birleştirerek doğru zamanda doğru kişiye doğru ürünleri sunuyoruz. Müşterilerimiz kendilerine özel sunulmuş analizleri değerlendirip yatırımına karar verirken kurumun ya da portföyün değil kendi hedeflerine yatırım yapıyor. n 500’e yakın yatırım fonu arasında kaybolmayın Sermaye piyasalarında işlem gören 500’e yakın yatırım fonu mevcut. Ve her geçen gün sayıları artıyor. Bir yatırımcının tüm fonları incelemesi ve en doğru yatırımı sürekli seçebilmesi neredeyse imkansız. Bizim modelimiz tüm yatırım fonlarının sürekli analizini yapar, yakından takip eder, bunu yatırımcıların risk/ verim beklentileri ile bir araya getirerek sürekli ve artan bir fayda sağlar. Bu sayede doğru zamanda doğru fon değişim önerileri ile müşteri verimliliğinde katmadeğer yaratır. n Bağımsız danışmanlık hizmeti bizden yatırım kararı sizden Açık Yatırım hizmetinde müşteri kararı ön planda. Amacımız müşterilerimize doğru analizlerle doğru kararlar alacakları önerileri sunmak. Hizmet modelimizin temelinde bağımsız duruş, doğru analiz ve müşteri memnuniyeti var. Müşterilerimiz hem analizler ile doğru ürünlere yatırım yapar, hem kurumlar arası transfer maliyetlerinden korunur hem de tüm bu hizmetleri ekstra bir maliyete katlanmadan en üst hizmet seviyesinde alır.

This article is from: