Turkish British Magazine " promotional edition"

Page 1

N° 0 / MAYIS 2019

TANITIM SAYISI

TÜRKÇE VERSİYON

TBMAG.CO.UK

TurkishBritish TÜRK VE İNGİLİZ İŞ İNSANLARININ DERGİSİ

İNGİLTERE’DEN

İŞ DÜNYASI

ŞEHİR&YAŞAM

AJANDA

Bir kördüğüm; Brexit

İngiltere’den dünyaya satış operasyonları

Londra’nın tadı tuzu

2. Türk Filmleri Haftası

Dünyanın en güzel yürüyüş rotalarından biri: Likya Yolu...

Olcay Bayır’dan yeni albüm RÜYA

Türkiye - İngiltere arasıdaki yatırım ve ticaret fırsatları

Sağlık hizmetlerinin parlayan yıldızı; Türkiye

19 Mayıs’ın 100. yılı

Ankara Anlaşması

Umut vadeden Ankara Anlaşması’nın mağdurları hak arayışında

İngiltere’deki Yatırım Fırsatları Tartışıldı İngiliz-Türk Yatırımcılar ve Müteahhitler Birliği - ABTIC

Merhaba İngiltere, Merhaba Türkiye... Türkçe konuşan toplumun yeni iş ve yaşam dergisi “Turkish British”

#TurkishBritishMag


tbmag.co.uk

TurkishBritish Türk ve İngiliz İş İnsanlarının Dergisi

Merhaba İngiltere, Merhaba Türkiye... Türk ve İngiliz iş insanlarının iş ve yaşam dergisi; “Turkish British” yayın hayatına başlıyor... Tanıtım sayımızı Türkçe olarak yayınlıyoruz. Dergimizin baskılı versiyonu İngilizce olarak yayınlanacak ve dağıtıma çıkacaktır. Reklam rezervasyonlarınız ve basın bültenleriniz için: contact@tbmag.co.uk

contact@tbmag.co.uk


TurkishBritish

EDİTÖRDEN Türkiyeli iş insanlarının sesi olacağız... Değerli Okurlar, Çok uzun ve yorucu bir kışın sonunda ulaştığımız bir bahar gününde sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Evet çok uzun ve emek gerektiren bir işe koyulduk. Oldukça yoğun bir süreçte yepyeni bir yayın çıkarmak için uğraştık durduk. Ama başardık. Şu anda okumakta olduğunuz bu dergi bir çok kişinin yoğun emekleri ile ortaya çıktı. “Turkish British” Dergisi İngiltere’de yaşayan girişimci iş insanlarının iş dünyası ve yaşamları ile ilgili konuların yer aldığı bir dergidir. Halihazırda İngiltere’de ikamet etmekte olan Türkçe konuşan toplumun büyüklüğü 400 bini geçmekte. Özellikle son 10 yılda Ankara Anlaşması ve girişimci vizesi ile İngiltere’ye gelmiş ve farklı alanlarda işler yapan, büyük bir girişimci topluluktan söz etmek mümkündür. Bizler de girişimci olarak geldiğimiz bu ülkede birikimlerimizi kullanarak Tükiye ve İngiltere arasında ekonomik bir değer olabilecek ve her iki ülke arasında köprü vazifesi görecek bu dergiyi çıkarıyor ve sizlere ulaştırıyoruz. Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan İngiltere aynı zamanda en fazla göç alan ülkelerinden de biri. Son 3 yıldır Avrupa Birliği’nden ayrılma süreci ile ilgili tartışma ve belirsiz yapı İngiltere’deki ekonomik hareketliliği etkiliyor. Brexit (Britain+Exit), yani İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma süreci, bir çok ülkeyi etkileyeceği gibi Türkiye’yi de olumlu ve olumsuz yönlerde etkileyebilecek. En önemlisi ise, 1964’ten bu yana yürürlükte olan ve son 10 yıldır vize kategorisinde yoğun bir şekilde kullanılan Avrupa Ekonomik Topluluğu Ortaklık Anlaşması olan Ankara Anlaşması da Brexit süreci ile birlikte sona erecek.

Türk iş insanları yaptıkları yatırımlarla ve kurdukları şirketlerle, İngiltere ekonomisine önemli girdiler sağlıyorlar. Farklı uzmanlık alanlarında İngiltere’de yaşayan iş insanları ve aile bireyleri bilgi teknolojileri, finans, gayrimenkul, inşaat, perakende, yeme içme, sağlık, sinema, reklam, sanat ve siyaset alanında başarılara imza atıyorlar. Biz “Turkish British” Dergisi olarak bu kişileri sizlerle tanıştırmak istiyoruz. İngiltere’nin aktif ekonomisi herkese iyi fırsatlar yaratıyor. Bunun için de B2B networking etkinlikleri çok önemli. Hem Türkiye’den gelenler hem de İngiltere’de yaşayanlar neredeyse her gün farklı eventler düzenleyerek B2B bağlantılar yapıyorlar. Biz dergi olarak İngiltere’deki Tükçe konuşan sosyal gruplar, sivil toplum kuruluşları ve İngiltere’de yaşayan iş insanlarının tanıtımlarına destek olmak ve yeni bağlantılar kurmalarına katkı sağlamak amacındayız. Ayrıca İngiltere ve Türkiye arasındaki ekonomik köprü de görünür kılmak istiyoruz. Tanıtım sayısı olan bu sayımızı Türkçe olarak yayınlıyoruz. 1. sayımız 1 Haziran’da İngilizce olarak yayınlanacak ve dağıtıma çıkacaktır. Yayın periyodumuz bir ay Türkçe ve bir ay İngilizce olmak üzere yıllık 6 sayı Türkçe ve 6 sayı İngilizce olarak sizlere ulaştırılacaktır. Bizi takip etmeye devam ediniz... Saygılarımızla, Turkish British Dergisi

Neden bir dergi çıkarıyoruz? İngiltere’de yaşayan girişimci iş insanları olarak bizler yaptığımız işler, oluşturduğumuz networkler ve yürüttüğümüz ilişkiler çerçevesinde baktığımızda; burada yaşayan Türkçe konuşan toplumu temsil edecek bir derginin yayın hayatına başlamasının tam yeri ve zamanı olduğunu gördük. Bu dergi hem iki ülke arasındaki ekonomik köprülerin sağlamlaşması hem de girişimci iş insanlarının kendilerini tanıtmasında çok etkili olacaktır. Ayrıca ülkemizin tanıtımına katkı sağlayarak, Türkiye’deki iş dünyasına yeni pazarlar açma konusunda da destek verecektir. 3


Turkish British’ British’de de bu ay neler var? 26 I HABERLER • • • • •

16

• •

İngiltere’deki Yatırım Fırsatları Tartışıldı Türk Taşları Londra’da... İngiliz-Türk Yatırımcılar ve Müteahhitler Birliği - ABTIC İngiltere’nin en iyi kebapçıları belli oldu! Lambeth ilçesinin Belediye Başkanı İbrahim Doğuş İngiltere’nin en iyi 10 şehri Liberty London satılıyor

BUSINESS 34 I PORTRE

03 I EDİTÖRDEN •

Turkish British’ten merhaba

06 I BAŞLARKEN •

Türkçe konuşan toplumun yeni iş ve yaşam dergisi “Turkish British”

08 I İSTATİSLİKLER •

Rakamlara İngiltere

10 I KISA KISA • • • • • • • • •

Ortaçağ eserleri sanal ortamda... Coca-Cola Türkiye’ye, Londra’da ödül Gaziantep Teknokent İngiltere’de TBCCI Networking Evening Pladis Global Londra’da büyüyor Sterling Partners Londra Ofisi açıldı Köşebaşı Restaurant Londra’da Türkler, Londra’dan ev alıyor Nef Brentford Londra satışa çıktı

İNGİLTERE’DEN 16 I DOSYA •

Umut vadeden Ankara Anlaşması’nın mağdurları hak arayışında. Türkiye’den İngiltere’ye zor bir yol! Türkiye vatandaşlarına Birleşik Krallık’ta iş kurma, çalışma ve oturum hakkı tanıyan Ankara Anlaşması vizesinde yapılan değişikliklerle süresiz oturum oldukça zorlu bir hale getirildi.

24 I GÜNDEM •

Br (Britanya) ve Exit (çıkış) Bir kördüğüm; Brexit

Önder Şahan. Önce başardı şimdi başarılı gençler yetiştiriyor!

38 I TEKNOLOJİ •

Segmentify dünyadaki 200 müşterisi ile başarısını kanıtladı!

40 I PAZARLAMA •

İngiltere’den dünyaya satış operasyonu yönetimi

Satışta başarının sırrı; İnsanı ve kültürü tanımak! Birleşik Krallık’ta Online Satış Yapmak Pointis İngiltere’nin başarılı yatırımcıları arasına girdi Talent For Biz Londra’da Londra’nın Yeni Nesil Göçmen İş Platformu STEP UP London Original Spirits Club’den kişiye özel viski taşları Kraliyet gelininin tercihi yine bir Türk!

• • • • • • •

İngiliz yatırımcılar yönünü Gürcistan’a çevirdi...

Sağlıkta B Planı “yurtdışında tedavi”

50 I SAĞLIK • • •

Bupa Cromwell Hastanesi’nden çok önemli bir sağlık işbirliği Global Sağlık Konferansı Londra’da Londra’da bir Türk Kliniği; Mediwell Uluslararası sağlık hizmetlerinin parlayan yıldızı; Türkiye

50

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma anlaşma sürecinden gelinen nokta. Brexit’in 31 Ekim’e ertelendi.

4

24


TurkishBritish

54 I BUSINESS WOMEN NETWORK İngiltere’deki kadın girişimcilerin hikayeleri Business Women Network sayfalarında

Türk ve İngiliz İş İnsanlarının Dergisi

Katkısız yiyin, sağlıklı kalın! Kadın girişimciden sağlıklı atıştırmalıklar

Özel günleriniz güzel hatıralara dönüşsün!

The Cake Boutique’ten el yapımı lezzetler

Yayıncı

Afiş İletişim I Doruk Ltd. Adına Dr. Ayla Torun

58 I 5 ÇAYI •

Genel Yayın Yönetmeni

Güniz Kocakaya; Londra kararını iç sesimi dinleyerek verdim!

Fevzi Kemal Torun

Haber ve İçerik Koordinatörü

ŞEHİR VE YAŞAM

Kevser Devecioğlu

60 I GURME LEZZETLER •

Editörler

Londra’da Türk yemeğinin en iyi adresleri Londra’nın tadı, tuzu sayfalarında

66 I LONDRA •

Baharda Londra’da Görmeniz Gereken En Güzel Yerlerİ

68 I TATİL VE SEYAHAT •

Dünyanın en güzel yürüyüş rotalarından biri: Likya Yolu...

Herkesin yolunu düşürmek istediği yer; Bozcaada

74 I TARİH •

Londra’da Çanakkale Savaşı’nın İzleri

47

54

Rahşan Gül Özge Gözke Ayten Abbaslı Ebru Atlan Teciroğlu Leyla Sali Janina Zehra Aydın

Bu Sayıda Katkıda Bulunanlar Ayşegül Yeşildağlar Barış Çimen Bülent Fidan Didar Arslan Doruktan Türker Hakan Lamper Kemal Sidar Mustafa Dermanlı Murat Buyurgan Seral Çelik Serdal Güzel Umut Gündüz

Reklam ve Pazarlama

Serdar Şahin: +44 (0) 75 9291 5289 M. Yusuf Çoban: +44 (0) 74 3695 6978

Hukuk Danışmanı Ecem Gündüz

76 I AJANDA • • • • • • • • • • •

Londra’daki çocuklar 23 Nisan’ı kutladı… 2. Türk Filmleri Haftası Ece Temelkuran’dan İngilizce yeni bir kitap Stanley Kubrick Exhibition Londra’da Cem Yılmaz ile kahkaha tufanı “Taurus” tablosu Venedik’te Onur “Yeni Bin Yıl” ile dikkatleri üzerine çekti “İstanbul’un 1001 Gece Tangoları” Londra’da... Olcay Bayır’ın yeni albümü Rüya Yenı Türkü 7 Haziran’da Londra’da Berksan ve Hande Ünsal’dan Londra’da konser

Ara Güler Fotoğrafları Londra’da

19 Mayıs 1919’un 100. yılı

Çeviriler

Leyla Janina Sali - Zehra Aydın M. Yusuf Çoban - Y. Ali Özkan

Tasarım ve Uygulama

AFS Communication I Afiş İletişim www.afscomms.com www.afisiletisim.net

İletişim

UK Tel: +44 (0) 20 8870 0565 +44 (0) 74 7117 9662 +44 (0) 74 9322 9001 TR Tel: +90 (0) 850 355 50 44 Manfret Cord 9, Manfret Road, London, UK SW15 2RT e-mail: contact@tbmag.co.uk

www.tbmag.co.uk

5


BAŞLARKEN

Türkçe konuşan toplumun yeni iş ve yaşam dergisi

“Turkish British”

Birleşik Krallık’ta yaşayan Türkçe konuşan toplumu görünür kılmayı hedeflediklerini belirten ‘Turkish British’ Dergisi Genel Yayın Koordinatörü Fevzi Kemal Torun’a göre; ‘‘Böyle bir derginin yayın hayatına başlamasının tam yeri ve zamanı!’’

T

Topluluklar arası entegrasyon medyada da devam etmeli

ürkçe konuşan toplumu ve İngiltere’de entegre oldukları diğer toplulukları hedef kitlesinde bulunduran ‘Turkish British’ Dergisi, uzun yıllar Türkiye’de kurumsal yayıncılık ve reklamcılık alanında çalışmalar yapan ve iki yıl önce Londra ofisini açan Afiş İletişim tarafından yayınlanıyor. Derginin yayın politikasını ve çıkış nedenini Genel Yayın Koordinatörü ve Afiş İletişim’in Ajans Başkanı Fevzi Kemal Torun şöyle özetliyor: “Bizler Afiş İletişim olarak ilk sayısını gördüğünüz ‘Turkish British’ Dergisi ile ekonomik olarak İngiltere’ye entegre olma sürecinde önemli yol kat etmiş topluluğumuzda yaşananları paylaşmak, dergide yer alacak Türkçe konuşan topluma ve Birleşik Krallık’a ait haberlerle iki toplumun birbiriyle olan ekonomik ve kültürel ilişkilerine medya kanalıyla katkı sağlamayı amaçlıyoruz.” İngiltere’de hem dijital hem de konvansiyonel medyanın oldukça güçlü olduğunu söyleyen Torun, İngiltere’de yaşayan toplumların da kendi gazete ve dergilerini yayınladığını ve kendi yurttaşlarına ulaştırdığını belirtiyor. Türkçe konuşan toplumun, son yıllardaki yatırımları ve hizmet verdikleri müşteri kitlesi ile yerellikten oldukça uzaklaştığını, ülke ekonomisine ve sosyal yapısına uyum sağlamış durumda olduğunu söyleyen Torun; “Ancak kendilerini ifade edebilecekleri bir medya bulmakta zorlandıkları göze çarpıyor. Artık Türkçe konuşan toplumun da başarısını paylaşabileceği, hem Türkçe hem de İngilizce konuşan toplum tarafından takip edilebilecek ulusal bir yayına ihtiyacı var. Biz bunu gördük ve bu boşluğu doldurmaya karar verdik” diyor. Torun, ‘Turkish British’ Dergisi’nin, tüm gruplara ve görüşlere aynı mesafede duran bağımsız bir yayın olarak çalışmalarına devam edeceğini özellikle belirtiyor. 6

Dünyadan, Birleşik Krallık’tan ve Türkiye’den güncel konular, ekonomi haberleri, farklı sektörlerden özel röportajlar ve yaşama dair her şey Turkish British Dergi’de olacak.

Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan İngiltere’nin en fazla göç alan ve en kozmopolit ülkelerinden biri olduğuna dikkat çeken Fevzi Kemal Torun, göç edenlerin günümüzde yaptıkları girişimlerle gerek İngiliz toplumuyla gerek diğer ülkelerden gelen topluluklarla entegre olarak, ülke ekonomisine önemli katkılar sağladıklarını ve sosyal zenginlik oluşturduklarını ifade ediyor. Bu topluluklar arasında en etkin ve aktif gruplardan birinin “Türkçe konuşan toplum” olduğunu belirten Torun, neden böyle bir yayın çıkarmaya karar verdiklerini ise şöyle özetliyor:


TurkishBritish “Nüfusu 70 milyona yaklaşan İngiltere’de, 400 bine yakın Türkçe konuşan insan yaşıyor. 1970’lerden itibaren çeşitli nedenlerle İngiltere’ye göç etmiş ve uzun yıllardır iş dünyasında yer edinmiş bir topluluk var. Son 10 yıldır ise özellikle Ankara Anlaşması vizesi ve yatırımcı vizesi ile İngiltere’ye gelerek yerleşmiş olan azımsanamayacak sayıda bir girişimci topluluktan söz etmek mümkün. Yaptıkları yatırımlar ve kurdukları şirketler ile, İngiltere ekonomisine önemli girdi sağlayan ve diğer toplumlarla başarılı bir entegrasyon kurmuş olan bu topluluk, başarılı iş ilişkileri sürdürmeye ve yeni gelenlerle genişlemeye devam ediyor. Bizce bu topluluğun artık ulusal düzeyde de bir yayın organı olmalı. Entegrasyon medyada da devam etmeli. Afiş İletişim olarak yaptığımız işler, oluşturduğumuz network ve yürüttüğümüz ilişkiler çerçevesinde baktığımızda, burada yaşayan Türkçe konuşan toplumu temsil edecek bir derginin yayın hayatına başlamasının tam yeri ve zamanı!”

Dergiye emeği geçen kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkürler Torun, dergi projesinin başlaması ile birlikte yoğun bir dönem geçirdiklerini, İngiltere’de ve Türkiye’de birçok kişi ve kurum ile görüşmeler yaptıklarını ifade etti. ‘Görüştüğümüz tüm kişi ve kurumlar İngiltere’de böyle bir boşluk var ve siz çok büyük bir işe kalkışmışsınız’ diyorlar. Özellikle de derginin tanıtım sayısının görmek istediklerini belirtiyorlar. Başta Ankara Anlaşmalı arkadaşlarımız ve dostlarımız olmak üzere hem İngiltere’deki hem de Türkiye’deki iş insanları çok büyük ilgi gösteriyor ve destek veriyor. İngiliz markarından da marka ve basın sorumluları ile PR ajansları bize dergi hakkında sorular sorarak detaylı bilgiler almaya başladılar. Basın bültenleri akışı ve hatta basın toplantısı davetleri de gelmeye başladı. Bu da bizim doğru yolda olduğumuzu gösteriyor” diyen Torun, “Bu vesile ile dergimize katkı veren başta kurum ve kuruluşlar olmak üzere herkese çok teşekkür ediyoruz.” diye ekledi.u

Uluslararası girişimcilik için köprü olacak Türkiye ile İngiltere’deki girişimciler ve şirketler arasında köprü olması hedeflenen dergide; dünyadan, İngiltere’den ve Türkiye’den güncel konular, ekonomi haberleri, farklı sektörlerden özel röportajlar, tarihi ve turistik yerlerin tanıtımları, sağlık, eğitim, kültür sanat haberleri, start up şirketler, özel tatlar kısaca insana ve yaşama dair her şey yer alacak. Dergi, oldukça yaygın bir dağıtım ağı ile İngiltere ve Türkiye ekonomisinde etkin kurum ve kuruluşlara ücretsiz olarak ulaştırılacak. Basılı olarak okuyucularıyla buluşacak Turkish British, derginin web sitesinden ve dergi platformlarından da online olarak da okunabilecek.

Afiş İletişim Hakkında Afiş Afiş İletişim 1991 yılında kuruldu ve o tarihten bu yana pazarlama iletişimi, reklamcılık ve kurumsal yayıncılık alanında çalışmalara devam ediyor. Özellikle dijital pazarlama, kurumsal yayıncılık ve sağlık iletişimi en ileri düzeyde uzmanlaştığımız alanların başında geliyor. Afiş İletişim 2017 yılında yurtdışına açıldı ve Londra ofisini kurdu. Hem Londra’da hem de İstanbul’da çalışmalarına devam ediyor. En büyük ayrıcalığı ise yayıncılık, reklamcılık, pazarlama ve içerik üretimi alanındaki çeyrek asırdan fazla tecrübesi. 7


İSTATİSTİKLER

Rakamlara İngiltere Çekici, ışıltılı, büyüleyici, uzun metinler zaman zaman yorucu ve sıkıcı olabilir. İşte rakamlarla İngiliz başkentinin kalbine bir yolculuk ...

274

%37

Londra’da 274 metro istasyonu bulunuyor. En kalabalık metro istasyonu Waterloo’dur ve yılda 100 milyon yolcusu vardır.

Londra’da yaşayan nüfusun yüzde 37’si İngiltere dışında farklı bir yerde doğmuştur.

15 milyon

% 22.5

2018 yılında İngiltere’de tiyatroyu ziyaret eden insanların toplamı toplam 15 milyondan fazladır.

Londra Birleşik Krallık nüfusunun %12.5’ğunu oluşturmasına karşın gayri safi yurtiçi hasılasının %22.5’inin kaynağıdır. Hello

420.00

Londra’daki bir mülkün ortalama satın alma fiyatı 420.000 Sterlin. 8

Ciao

300

8.500

Londra’da ikonik kırmızı otobüslerin sayısı 8.500’den fazladır. Bu otobüsler 700’den fazla farklı hatta çalışmaktadır.

8,69 milyon

Neredeyse 9 milyon nüfusuyla Londra, Paris’ten üç kat daha kalabalık.

HOLA

Londra, etnik olarak dünyanın en kozmopolit şehirlerinden biridir. Londra’da yaklaşık 300 farklı dil konuşulmaktadır.

1,37 milyar Her yıl tren ve metroları kullanan yolcuların sayısı 1,37 milyardır.


TurkishBritish

1,3 milyon

Her gün İngiltere genelinde 1.300.000’den fazla kebap satılıyor. Her hafta 2.500 tonluk kuzu ve tavuk döner tüketiliyor.

2,8 Milyar

Kebap endüstrisinin İngiliz ekonomisine katkısı yılda 2,8 milyar Sterlin değerinde. Sektör yaklaşık 200,000 kişiyi istihdam ediyor.

19.88 milyon 11,5 milyar

1863

Geçtiğimiz yıl Londra’ya yaklaşık 20 milyon turist geldi. İş seyehatleri ve aile ziyaretleri ile bu sayı 38,9 milyonu buluyor.

İngilizler yılda 11,5 milyar sandviç tüketiyorlar. Sandviçlerin uzunluğu 44 kez dünyayı dolaşabiliyor.

Londra metrosu, dünyanın en eski metrosudur. 1863 yılında “Metropolitan Railway” (Metropolitan Demiryolu) ismiyle açılmıştır.

170 müze

80.000

3 bebek

Londra’da 170’ten fazla müze ve sanat galerisi bulunmaktadır. Dünyanın en çok ziyaret edilen 10 müzesi ve galerisinden 3 tanesi Londra’da buluyor.

Londra’da her yıl 80.000 şemsiye satılmaktadır. İngiltere gelelinde bu rakam 2 milyonu aşıyor.

1924’ten beri Londra Metrosu’nda üç kadın doğum yaptı. Küçük çocukların simleri Victoria, Warren ve James.

9


KISA KISA Ortaçağ eserleri sanal ortamda...

M

üzelerin, sanat galerilerinin ve kütüphanelerin girişimiyle, çok değerli kültür ve sanat mirasları birer birer internet üzerinden erişilebilir hale geliyor. Ortaçağ döneminden kalma, İngiltere ve Fransa’ya ait yaklaşık 800 el yazması eser sanal ortama taşındı. İngiltere’deki milli kütüphane The British Library ile Fransa’daki Bibliotheque Nationale de France, el yazmalarına erişim sağlayan internet sitesini hizmete açtı. İki yıl süren çalışmaların ardından hayata geçirilen proje, İngiltere ve Fransa arasında 500 yıllık kültür alışverişine açılan pencere olarak tanımlanıyor. Söz konusu el yazması metinler VIII. yüzyıla kadar uzanıyor. XII. yüzyıldan kalma Aziz Thomas Becket’in kendi eliyle kaleme aldığı mektuplarla 1000’li yıllardan kalma tezhipler, erişime açılan parçalar arasında öne çıkıyor. Proje, Polonsky Vakfı tarafından finanse ediliyor.u

Gaziantep Teknopark kuruluşları İngiltere’de

G

aziantep Teknopark’ta yer alan 18 yazılım ve teknoloji şirketi yetkililerinin yer aldığı heyet, İngiltere’yi ziyaret etti, İngiliz firmalarıyla işbirliği fırsatlarını görüştü. 29 Nisan - 1 Mayıs 2019 tarihleri arasında düzenlenen, “İngiliz İşletmelerin Türk Teknoloji Şirketleriyle İşbirliği Yapma Olanakları” olarak adlandırılan etkinliğine katılan heyet, İngiliz şirketleri hakkında bilgi aldı, kendi firmalarını tanıttı ve işbirliği olanaklarını konuştular.

Coca-Cola Türkiye’ye, Londra’da iki sosyal sorumluluk ödülü

C

oca-Cola Türkiye’nin sosyal sorumluluk projelerinden “Kız Kardeşim” ve “Geleceğin Tarımı” ödüle layık görüldü. Uluslararası Kurumsal Sosyal Sorumluluk Mükemmellik Ödülleri (The International CSR Excellence Awards) Londra’da düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. Ödül töreni aralarında Antony Hopkins, John Hurt, Timothy Dalton, Joan Collins gibi İngiltere’nin ve dünyanın ünlü oyuncularını yetiştiren Kraliyet Drama Sanatları Akademisi’nde (RADA) gerçekleştirildi.

Coca-Cola Türkiye’nin, kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılımlarına destek olmak amacıyla yürüttüğü “Kız Kardeşim Projesi” ödül kazanan projeler arasında yer alırken, tarımsal uygulamalarda sürdürülebilir arazi ve su kullanımını esas alan ve Konya Kapalı Havzası’nda yürütülen “Geleceğin Tarımı Projesi” de ödüllendirilen bir diğer proje oldu.u

10

Turkish British Chamber of Commerce and Industry (TBCCI), Iron Arrow Consulting ve IDETEK UK tarafından düzenlenen buluşmada çeşitli etkinlikler ve network toplantıları gerçekleştirildi. B2B Busines Networking kapsamında düzenlenen ilk etkinlik 29 Nisan’da Kensington’daki Hilton Olympia Hotel’de, 2. etkinlik 30 Nisan’da Turkish Trade Centre’da, 3. etkinlik ise 1 Mayıs’ta, Castle House, Sheffield gerçekleştirildi.u

Metro Bank desteği ile “TBCCI Networking Evening”

Türk İngiliz Ticaret Odası (TBCCI) ve Metrobank tarafından ortaklaşa düzenlenen “TBCCI Networking Evening” 09 Mayıs 2019 Perşembe günü gerçekleştirilecek. Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçisi Ümit Yalçın, Türk İngiliz Ticaret Odası Başkanı Alderman Emma Edhem ve Metro Bank Earl’s Court Lokal Direktörü Daniel Bell’in katılacağı etkinlikte, önemli konuşmacılar ilham veren sunumlar yapacak. TBCCI direktörleri ve üyelerinin, Metro Bank temsilcilerinin ve Türk-İngiliz iş dünyası üyelerinin katılacağı etkinlik saat: 18.30’da başlayacak. Kayıt ve bilgi için: info@tbcci.org www.tbcci.org


TurkishBritish Türk ve İngiliz İş İnsanlarının Dergisi

Heyecanımıza sizi de ortak etmek istiyoruz.

Özgün içerikler, özel ebat ve tasarımıyla Turkish British Magazine tanıtım sayısı karşınızda. Bize katılın, destek verin, sesimizi birlikte yükseltelim... Reklam rezervasyonlarınız ve basın bültenleriniz için: contact@tbmag.co.uk contact@tbmag.co.uk


KISA KISA

Sterling Partners’in Londra Ofisi faaliyetlerine başladı.

İ

Pladis küresel bir şirket ve Londra küresel bir şehir

Y

ıldız Holding, Londra merkezli kurduğu Pladis şirketi ile holdingin uluslararası pazarda rekabet gücünü artıracak. Yıldız Holding, yurt dışında genişlemek için kurduğu İngiltere merkezli Pladis’i birkaç yıl içinde Londra’da halka arz etmeyi planlanıyor. Godiva çikolata ve McVitie’s bisküvilerinin sahibi Yıldız Holding, uluslararası piyasalar ve yatırımcılara daha yakın olabilmek için Londra merkezli kurduğu Pladis Global ile holdingin uluslararası pazarda rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Şirket, Ocak 2016’da Yıldız Holding’in United Bisküvi, Ülker, Godiva Çikolata ve DeMet’in Şeker Şirketi’ni bir dünya şirketi olarak bir araya getirmesiyle kurulmuştu. 13 ülkede 34 fabrikası bulunan ve tamamı şimdilik Yıldız Holding’e ait olan Pladis Global’in birkaç yıl içerisinde Londra’da halka açılarak bir FTSE 100 şirketi haline gelebilmesi planlanıyor. Ülker, McVities ve Godiva tablet ve barları bünyesinde bulunduran Pladis’in en büyük iki pazarını Türkiye ve İngiltere oluştururken, dünya genelinde büyümeyi sürdürüyor. Şirketin dünya çapında 26 bin çalışanı bulunuyor. Pladis, Candy Industry’nin açıkladığı dünyanın en büyük 100 çikolata ve şeker şirketleri araştırmasında 7. sırada yer alıyor. Şirketin CEO’su Cem Karakaş, yaptığı açıklamada, “Pladis küresel bir şirket ve Londra küresel bir şehir” diyerek, Pladis’in Londra Borsası’ndaki en önde gelen atıştırmalık yiyecek hissesi olmayı hedeflediğini belirtti. “Bence piyasada bir kıtlık var” diyen Karakaş, halka arzın ne kadar büyüklükte olacağı hakkında detay vermedi.u 12

ran Tebriz Kökenli Ali Mokhtassi’nin sahibi olduğu Sterling Partners muhasebe ofisinin Manchester’dan sonra Londra ofisi de faaliyetlerine başladı. Çok iyi derecede Türkçe’de konuşabilen Ali Mokhtassi Londra’daki yeni ofisinde, dünya genelindeki müşterilere çok çeşitli muhasebe, vergi ve ilgili finansal hizmetler sağlayan bir Yeminli Mali Müşavirlik ve Yeminli Vergi Danışmanlığı firması olarak hizmet sunuyor. Ali Mokhtassi “Hem İngiltere’deki ve Galler’deki Yeminli Mali Müşavirler Enstitüsü hem de Yeminli Vergi Enstitüsü’nün üyesiyiz. Muhasebe ve vergilendirme konusunda tanınmış, tam nitelikli profesyonellerden yüksek kaliteli tavsiyeler aldığınızdan emin olabilirsiniz”diyor.u

Köşebaşı Restaurant Londra’da açıldı Türkiye’nin tanınmış restoran zinciri Köşebaşı Restaurant, yurtdışındaki şubelerine bir yenisini daha ekledi. Köşebaşı Restaurant, en son şubesini geçtiğimiz günlerde Londra’da açtı. Müşterilerine sunduğu eşsiz lezzetlerin yanı sıra verdiği hizmetle de adından sıkça söz ettiren Köşebaşı Restaurant’ın Londra şubesinin hazırlık süreci titizlikle yürütüldü ve şube, Nisan ayının son günlerinde hizmet vermeye başladı. Köşebaşı’nın Arap bölgesi Körfez ülkelerinde 9 ve Azerbaycan Bakü’de bir olmak üzere yurtdışında 10 şubesi bulunuyor. Putney, Upper Richmond Road üzerindeki Londra şubesi, Köşebaşı’nın yurtdışındaki 11. ve Avrupa’da ise ilk şubesi oldu. Ancak Köşebaşı’nın kardeş markası Ali Ocakbaşı, Londra’nın turistik merkezlerinden Leicester Square’de “Ali Ocakbaşı London” adıyla geçen yıl bir restoran açmıştı. Restoranın açılışında, Londra’da toplumun restoran sektöründe yoğunlaşması ve başarılı restoranlar açmasından çok memnun olduğunu vurgulayan Ali Akkaş; “Restoran sektörü aynı zamanda Türkiye’nin, Anadolu mutfağının da tanıtımıdır. Restorancılık belki de zor olanı başararak, kültürlerin ortak bir tatta buluşmasını sağlamaktır. Londra’daki toplumun başarısı bizim övüncümüz olduğu kadar, bizim başarımız da onların övüncü olacaktır…” demişti.u


tbmag.co.uk TurkishBritish

TurkishBritish Türk ve İngiliz İş İnsanlarının Dergisi

Türk ve İngiliz iş insanlarının iş ve yaşam dergisi Sesimizi birlikte büyütelim! Başarılı iletişim ve pazarlama projelerinizi birlikte hayata geçirmekten mutluluk duyarız.

contact@tbmag.co.uk


KISA KISA Son 5 yılda 85 bin Türk, Londra’dan ev aldı

A

llytta Emlak Danışmanlığı Üst Yöneticisi (CEO) Neşe Jenkins, son yıllarda Türklerin Londra’ya ilgisinin ciddi şekilde arttığını söyledi. Pek çok Türk yatırımcının geçici fiyat düşüşünü fırsat olarak de-ğerlendirdiğini ve alıma geçtiğini belirten Jenkins, son 2 yılda emlak almak için kendilerine ulaşan Türk yatırımcı sayısında yüzde 297 artış yaşandığını vurguladı. Jenkins, “Kaç Türk’ün Londra’dan konut aldığını kesin olarak bilmiyoruz. Ancak araştırmalarımıza göre, son 5 yılda 85 bin Türk’ün Londra’dan ev aldığını düşünüyoruz” dedi. Brexit sonrası için herkesin çok büyük beklentisi olduğunu belirten Jenkins, “Ekim 2019’da bu sürecin bitmesi bekleniyor. 2020 ve sonrası için fiyat artışı olabilir. Londra’da emlak yatırımı yapmak isteyenler için gerçekten çok avantajlı bir dönem içerisindeyiz. Önümüzdeki 5 yıl boyunca ciddi artış bekleniyor” dedi.u

Nef Brentford Londra satışa çıktı

B

irbirinden yenilikçi projeleri ile gayrimenkul sektöründe fark yaratan Nef; Ocak 2018’de yurt dışı yatırımları için hayata geçirdiği Nef Global ile dünyaya açıldı. Kuruluşunun üçüncü ayında 62 farklı iş birliği teklifi alan Nef Global; ilk projesini Brentford Londra’da hayata geçirdi. Batı Londra’da yer alan Nef Brentford Londra projesinde yer alan evler Kasım 2108’de satışa çıktı. Geçtiğmiz aylarda İngiltere Konsolosluğu’nda düzenlenen basın toplantısıyla evleri tanıtan Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, Nef Global ile gayrimenkulde bir dünya markası olma hedefine adım adım yaklaştıklarını ifade etti. Erden Timur, “Çok büyük çoğunluğu yabancılara satılacak bu projeyi Nef olarak markalayıp Foldhome konseptini veriyoruz ve sürdürülebilir bir modelle ülkemize döviz getiriyoruz. Hedefimiz 2023’te 10 ayrı metropolde olmak” dedi. Nef Global Genel Müdürü Kahraman Yiğit ise ‘‘Proje, Heathrow’a arabayla 15 dakika, şehir merkezine ise metroyla 20 dakika uzaklıkta olan ve son yıllarda Londra’nın en hızlı gelişen bölgelerinden birisi olarak göze çarpan Brentford bölgesinde yer alıyor” diye konuştu. Londra’nın batısında, hızlı gelişen bölgelerden birinde yer alan ve metro istasyonuna 6 dakikalık yürüme mesafesinde konumlanan Nef Brentford London projesinde toplam 73 adet; stüdyo, 1+1 ve 2+1 yaşam seçenekleri sunuluyor. İç dekorasyonu tamamlanmış olarak mobilyalı bir şekilde teslim edilecek daire fiyatları 380 bin Sterlin’den başlıyor.u 14


tbmag.co.uk

TurkishBritish Türk ve İngiliz İş İnsanlarının Dergisi

İngiltere’ye odaklanıyoruz! İngiltere pazarında bağlantı yapmak için bizimle bağlantı kurun.

contact@tbmag.co.uk


İNGİLTERE’DEN

DOSYA

Umut vadeden Ankara Anlaşması’nın mağdurları hak arayışında

Türkiye’den İngiltere’ye zorlu bir yol!

Türkiye vatandaşlarına Birleşik Krallık’ta iş kurma, çalışma ve oturum hakkı tanıyan Ankara Anlaşması vizesinde yapılan değişikliklerle süresiz oturum oldukça zorlu bir hale getirildi. 15 Haziran 2018’de yapılan değişiklikler geriye doğru da uygulanmaya başlayınca mağduriyetler arttı ve binlerce insanın imzaları ve bağışlarıyla gönüllü olarak katıldığı bir hukuk mücadelesi başladı. İlk davanın sonucu Türk toplumu için hayal kırıklığı ile sonuçlanmış olsa da, hukuki mücadele henüz bitmedi. Davanın avukatları kararı temyize götürdüler.

1

963 yılında yürürlüğe giren Ankara Anlaşması uzun yıllardır Türkiye’den Birleşik Krallık’a gidenlere umut oldu. Binlerce Türkiyeli Ankara Anlaşması’ndan yararlanarak Birleşik Krallık’a taşındı, yatırım yaptı ve yepyeni hayatlar kurdu. Ancak son bir yılda Ankara Anlaşması kabul şartlarında ve vatandaşlığa giden süreçteki koşullarda değişiklikler yapıldı ve bu değişikliklerin geriye dönük olarak da uygulanması talep edildi. Yeni düzenlemeyle birlikte Ankara Anlaşması 16 Mart 2018’den önce anlaşmadan yararlanmaya başlayanlar için umut olmaktan çok, ciddi mağduriyetlere yol açan bir anlaşmaya dönüştü. Değişikliklere itirazlar edildi, imzalar toplandı, davalar açıldı... Henüz kazanılmış haklarını kaybetme tehlikesi olanlar için iç açıcı bir sonuca varılmış değil. Hukuki süreç devam ediyor. Peki son bir yıldır neler oluyor? Neler değişti? Davalarda neler oldu? Bundan sonra neler olacak? Sürecin takipçilerine sorduk ve sizler için yazdık... Önce tam olarak neler olduğunu, İngiltere gündemindeki davanın Türk tarafını temsil eden Redstone Solicitors hukuk bürosundan Avukat Yaşar Doğan’dan öğreniyoruz. Doğan ilk olarak tartışma konusu olan değişiklikleri şöyle anlatıyor:

“İngiltere’de iş kurmak isteyen Türk vatandaşları önce 1 yıl, sonra 3 yıl geçici oturumlar aldıktan sonra İngiltere’de süresiz oturum için başvurabiliyorlar, eşlerini ve çocuklarını da getirebiliyorlardı. Home Office (İngiltere İçişleri Bakanlığı) kuralları değiştirerek eşlerin en az 2 yıl İngiltere’de yaşamış olma şartını getirdi. Bu değişiklik belli bir dönem sadece kağıt üzerinde kaldı. Sonra aniden uygulanmaya başlayınca pek çok kişi ret almaya başladı. Ret alanlardan biri de Hacer Aydoğdu idi. Aydoğdu ailesi pek çok aile ile birlikte dava açtı. Bunun Ankara Anlaşması’na aykırı olduğu iddia edildi. Pek çok dava içinden Hacer Aydoğdu davası öncül dava olarak seçildi.” 16

Ani bir kararla Ankara Anlaşması şartları değişti Hacer Aydoğdu İngiltere’de yaklaşık bir yıldır büyüyerek devam eden hukuk mücadelesinin de simge ismi haline geldi. Avukat Doğan, davanın konusu olmamasına rağmen hakimin sadece eşlerin değil Türk vatandaşlarının süresiz oturum haklarını korumadığına yönelik bir karar verdiğine ve ailenin de maddi imkansızlıklardan dolayı kararı temyize götüremediğine dikkat çekiyor. Bu karardan sona süresiz oturum başvuruları da durduruldu. Bir süre sonra değişiklik olmadan başvurular alınmaya başlandı. Ancak bu kez de 16 Mart 2018’de ansızın yapılan ve derhal yürürlüğe konulan bir kararla Ankara Anlaşmalıların süresiz oturum hakları durduruldu. Sonrasında 16 Haziran 2018’de süresiz oturum hakkını yeniden düzenleyen bir kılavuz yayınlandı. Bu kılavuzda yer alan yeni düzenlemelerle ikamet süresi 5 yıla çıkarıldı, dil ve kültür sınavı zorunlu hale getirildi ve tüm bunların yanında her bir aile ferdi için ödenmesi gereken 2389 Sterlin başvuru ücreti getirildi. Ayrıca bu değişikliklerin 16 Mart 2018 yılından önce Ankara Anlaşması’na başvuranlara ve bu vizeyle Birleşik Krallık’ta işini ve yaşamını kuranlara da uygulanacağı duyuruldu.


TurkishBritish “Bu durum bir çok mağduriyetlere neden oldu. Bu değişikliklerin geriye doğru uygulanacak olması bariz bir şekilde adaletsizlik” diyen Avukat Yaşar Doğan sonrasında yaşanan süreci şöyle anlatıyor:

“Mağdur olan Türk iş insanları Leni Candan önderliğinde Türk İş İnsanları Birliği’ni kurdular. Ben de gönüllü olarak avukatlık görevini kabul ettim. İlk önce ihtar mektubumuzu verdik. İstediğimiz sonucu alamayınca İngiltere Yüksek Mahkemesi’nde davamızı başlattık. Hem Aydoğdu ailesi kararının hukuken yanlış ve Avrupa Adalet Divanı kararlarına aykırı olduğunu, hem de kural değişikliklerinin bu vizeden yararlananların meşru beklentilerine aykırı olduğunu iddia ettik. Yüksek Mahkeme’de 7 Mart 2019’da davamız gerçekleşti. Hakim davadaki yasal argümanların zorluğu nedeniyle kararı erteledi. 18 Mart 2019’da mahkeme kararını açıkladı.”

Değişikliklerin geriye dönük uygulanması gereksiz, adaletsiz ve orantısız Yüksek Mahkeme kararında, 16 Mart 2018’den önce İngiltere’de bulunan Ankara Anlaşmalıların kural değişikliklerinden etkilenmeyecekleri yönündeki beklentilerin meşru olduğunu, meşru beklentinin Home Office tarafından kural değişiklikleri nedeniyle ihlal edildiğini ve mağduriyetlerin oluştuğunu kabul etti. Ancak yapılan değişikliklerin kamu yararı için meşru ve dengeli değişiklikler olduğu da karara bağlandı. Avukat Doğan, bu kararın hayal kırıklığına neden olduğunu, hakimin karar metninde mağduriyetlere yer vermiş ve ciddi mağduriyetlerin yaşandığını kabul etmiş olsa da, kamu yararı ile karşılaştırıldığında durumun yetirince vahim olmadığına karar verdiğini ifade ediyor. Doğan kararı şöyle yorumluyor:

“Eğer değişiklikler hali hazırda İngiltere’de yaşayan Ankara Anlaşmalıları etkiliyor olmasaydı hakime katılmak mümkün olabilirdi. Zira kural değişiklikleri sonrası İngiltere’ye gelen insanlar yeni gereksinimlerin ne olduğunu bilecekti. Burada yaşayanlara geriye dönük uygulanması orantılı ve meşru olarak görülemez. Home Office elbette göçmenlik kurallarını değiştirebilir. Ancak bu değişiklikleri geriye dönük uygulayabilmesi için çok ciddi sebepleri olması gerekir. Bunun için sadece teorik denebilecek göçmenlik sisteminin idaresi gerekçe olarak gösterilemez. Avrupa Adalet Divanı kararlarına da aykırı olduğunu düşünüyorum. Uygun olsa bile bunların geriye dönük olarak uygulanması gereksiz, adaletsiz ve orantısızdır. Yüksek Mahkeme’nin kararının yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bu kararları temyize götürme kararı aldık.”

Davanın konusu... Ankara Anlaşması kapsamında Birleşik Krallık’a gelmiş ya da gelmek üzere hazırlık yapan pek çok insanın ve ailenin mağduriyetlerine neden olan davanın konusunu Türk tarafının avukatlarından Redstone Solicitors ofisinden Yaşar Doğan şöyle sıralıyor:

Türk toplumunun iddiaları: • 16 Mart 2018 itibariyle Ankara Anlaşması altında İngiltere’de bulunan Türkiyeli iş insanlarının eski kurallar altında değerlendirilerek (yani 4 yıl sonunda, dil ve vatandaşlık sınavına tabi tutulmadan, ve başvuru ücreti ödemek zorunda olmadan) süresiz oturum alacaklarına dair meşru bir beklentileri vardır. • Home Office 16 Mart 2018 ve sonrasında kurallarda değişiklikler yapıp yeni gereksinimler getirerek ve bu değişiklikleri geriye doğru uygulayarak yukarıda belirttiğimiz meşru beklentiyi ihlal etmiştir. • Bu meşru beklentinin ihlali neticesinde bu durumdan etkilenen insanlara ciddi mağduriyetler yaşatılmıştır ve yaşatılmaktadır. • Sebep olunan mağduriyetler göz önünde tutulduğunda, Home Office’in bu tavrı demokratik bir düzende ‘orantısızdır’ ve ‘yetkiyi kötüye kullanma’ niteliğindedir.

Mahkemenin kararı: • Davacı grubun kural değişiklerinden etkilenmeyecekleri (yani 4 yıl sonunda, dil ve vatandaşlık sınavına tabi tutulmadan ve başvuru ücreti ödemek zorunda olmadan süresiz oturum alacakları) yönündeki beklentileri haklıdır ve meşrudur. • Home Office 16 Mart 2018 ve sonrasında yaptığı değişikliklerle bu meşru beklentiyi ihlal etmiştir. • Bu ihlal neticesinde davacı grubun mensupları birçok mağduriyetler yaşamışlardır. • Ancak, Home Office’in bu değişiklikleri yapmak için gösterdikleri sebep, davacı grubun yaşadığı mağduriyetlerle kıyaslandığında daha ağır bastığından, yapılan değişiklikler kamu yararına alınmış orantılı tedbirlerdir ve meşrudur. Bu sebeple, yapılan uygulama ‘yetkiyi kötüye kullanma’ olarak değerlendirilemez (Home Office’in değişiklikleri meşrulaştırmak adına gösterdikleri sebep şu olmuştur: bir taraftan Türk iş insanlarını mağdur etmemeye çalışırken, bir taraftan da göçmenlik sisteminde idareyi sağlamak). 17


uuu Avukat Yaşar Doğan:

“Kararı adil bulmuyoruz!” Davanın Türk tarafının temsilcilerinden Redstone Solicitors hukuk bürosundan avukat Yaşar Doğan, mahkemenin kararını şöyle yorumladı:

Şimdilerde Aydoğdu davası etkisiyle Türkiye vatandaşlarına yapılan bu haksızlığın giderilmesi için davanın temyize götürülmesine hazırlanılıyor. Bu dava sürecini yürütebilmek üzere, Leni Candan öncülüğünde kurulan Türk İş İnsanları Birliği tarafından gönüllü yapılan bağışlarla dava masraflarını ödemek üzere 100.000 Sterlin civarında para toplandı. Süreç oldukça uzun ve karmaşık görünüyor... Her geçen gün daha fazla insanın ilgi gösterdiği davada bundan sonra neler olacağı ise merak konusu...

“Elbette bu karar hem bu davanın konusundan etkilenen ve sonucunu bekleyen binlerce insan, hem de bu süreci yürüten biz davacı avukatları için büyük hayal kırıklığına neden olmuştur. Home Office’in yaptığı kural değişikliklerini ve bunların geriye doğru uygulanışını meşrulaştırmak için sunduğu sebep olan ‘göçmenlik sisteminin idaresi’ gibi teorik bir unsur karşısında gerçek insanların yaşadıkları gerçek mağduriyetlerin yeteri oranda vahim olarak görülmemiş olmasını ‘adil’ bulmuyoruz. Bu kadar bariz bir haksızlığın ve mağduriyetler silsilesinin Yüksek Mahkeme’den geri dönmesini beklerdik. Hele de tüm yasal argümanlarımızın mahkemece kabul edildiği bu durumda.”

Ankara Anlaşması, İngiltere’yle değil AB ile imzalandı Peki tüm bu kaosun temelinde yer alan Ankara Anlaşması neleri kapsıyor? Detayları neler? Bize hangi hakları tanıyor? Biraz da bunlara bakalım... Londra eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi Ayşegül Yeşildağlar “Ankara Anlaşması, Türkiye’nin AB’ye üyeliğini sağlamak üzere 1963 yılında Türkiye ile o zamanki Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) arasında imzalanan Ankara Ortaklık Anlaşması’dır. Ancak bu tanımlama İngiltere’de, temelinde Türk vatandaşlarına tanınan serbest dolaşım hakları ve vizelerinden bahsederken kullanılmaktadır” şekline özetliyor. Yeşildağlar şöyle devam ediyor: “Diğer AB ülkelerinde görev yaparken bu haklardan hep Türkiye-AB hukukunun sosyal boyutu olarak bahsederdik. Bu ülkeye geldiğimde Ankara Anlaşması tanımlamasına şaşırmıştım, zira bildiğiniz üzere Ankara Anlaşması sadece kişilerin serbest dolaşımını değil, üyelik ile ilgili tüm düzenlemeleri içeren bir anlaşma. Örneğin; ülkemizin üyesi olduğu Gümrük Birliği de bu anlaşmanın bir parçası. Ankara Anlaşması, genelde zannedilenin aksine Türkiye ile İngiltere arasında özel bir anlaşma olmayıp AB’ye bağlı bir anlaşma. Bu nedenle de, İngiltere’nin AB’den çıkması halinde bu ülkede son bulsa da diğer AB ülkelerinde geçerliliğini sürdürecek.” 18

Ankara Anlaşması 60 yıldır değişiyor... Türk vatandaşlarının Birleşik Krallık’a kabul koşullarında yapılan değişikliklerle gündemde olan Ankara Anlaşması’nda bugüne kadar pek çok değişiklik yapılmış ve kapsamı genişletilmiş. Ankara Anlaşması ile başlayan ve neredeyse 60 yıldır devam eden üyelik sürecinde tarafların, kişilerin serbest dolaşımını düzenleyen ilave anlaşmalar yaptıklarını ve Türk vatandaşlarının AB ülkelerinde çalışma koşullarının giderek genişletildiğini belirten Yeşildağlar, bugün gelinen noktada Türk vatandaşlarının üye ülkelerdeki çalışma koşullarının AB ülkeleri vatandaşlarıyla aynı düzeyde olmasa da diğer 3. ülke vatandaşlarına kıyasla daha imtiyazlı bir konumda olduğunu ifade ediyor. Örneğin; bir üye ülkeye yasal giriş yapan ve bir işveren nezdinde çalışan Türk vatandaşlarına çalışma izinlerini tedricen uzatma hakkı veriliyor. Bu anlaşmalar eşlerin çalışma koşullarını da ayrıntılı ve ayrıcalıklı bir şekilde düzenlemiş, buna ilaveten, Türk vatandaşlarına çalışma koşullarında ayrımcılık yapılamayacağı, işe alımlarda Türk vatandaşlarına diğer 3. ülke vatandaşlarına göre öncelik verileceği, çocuklarının bulundukları ülkelerde o ülkenin va-


TurkishBritish Türk İş İnsanları Birliği Kurucusu Leni Candan

“Bu davanın peşini bırakmayacağız” Aydoğdu kararı sonrasında dava açılması için imza ve bağış kampanyası başlatan Türk İş İnsanları Birliği (AOTB) Kurucusu Leni Candan mahkeme kararını değerlendirdi:

Ankara Anlaşması vizesi sahibi kişiler tarafından bizzat kurulmuş Alliance of Turkish Businesspeople olarak Ankara Anlaşması davasında kulanılmak üzere £100.000 Sterlin’den fazla bağış toplandı.

“Hakimin kanunen haklı olduğumuzu, Home Office’in bize meşru beklentiye yol açacak bir söz verdiğini ve daha sonra bu beklentimizi ihlal ettiğini kabul etmesine ve yasal olarak tüm konularda bizi haklı bulmasına rağmen ‘yeterince mağdur olmadığımızı’gerekçe göstererek verdiği bu karar bizi çok üzdü ve hayal kırıklığına uğrattı. Ancak haklı olduğumuza inanmaya devam ediyoruz. Bir meşru beklenti ihlali gerçekleştiğinin Yüksek Mahkeme tarafından da teyit edilmiş olması bizce bu davanın peşini bırakmamamız gerektiğine işaret ediyor. Bu kararı en üst mahkeme olan Temyiz Mahkemesi’ne taşıyabilmek için gerekeni yapmalıyız diye düşünüyoruz. Davaya destek verenlerin genel kanaati de bu işi gidebileceği son noktaya kadar götürmek şeklindedir.’’ Türk İş İnsanları Birliği, Yüksek Mahkeme’nin adaletsiz ve kanunen yanlış olarak yorumladığı kararına karşı 26 Mart’ta temyiz başvurusunu yaptı. Temyiz duruşması için izin sürecinin izlenmesinden sonra Temyiz Mahkemesi’nin nihai kararının belli olmasının yaklaşık bir yıl süreceği tahmin ediliyor.

tandaşlarıyla eşit eğitim haklarından yararlanacağı ve bu haklara kamu güvenliği, kamu yararı ve kamu sağlığı dışındaki gerekçelerle halel gelmeyeceği güvence altına alınmış.

“Böylece Türkiye, AB ülkesi olmadığı halde vatandaşlarının AB ülkelerindeki davaları yorum için Adalet Divanı’na gönderilebilen yegane ülke olmuştur. Bunun başka bir örneği yoktur” şeklinde yorumluyor.

60 yıllık süreci anlatmayı sürdüren Yeşildağlar şöyle devam ediyor:

“Bugüne kadar Adalet Divanı’nın vatandaşlarımızla ilgili olarak aldığı birçok karardaki olumlu yorumlar, üye ülkelerdeki haklarımızı anlaşmalardan da daha ileri bir boyuta taşımıştır” diyen Yeşildağlar süreçte yaşananları anlatmaya devam ediyor:

“Türkiye-AB ilişkisi çok inişli çıkışlı bir şekilde seyretmiş ve 1980 ihtilali vb. politik nedenlerle zaman zaman uzun süreli kesintilere uğramıştır. Ankara Anlaşması’yla sağlanan haklar da üye ülkeler tarafından doğrudan teslim edilmemiştir. Anlaşmalara göre Türk vatandaşları için AB ülkelerinde en geç 1986 yılında başlaması öngörülen serbest dolaşım, sürecin kesintiye uğraması nedeniyle gerçekleşememiştir. Bunun üzerine, AB ülkelerindeki Türk vatandaşlarının karşılaştıkları haksız uygulamalara Ankara Anlaşması ve buna bağlı olarak çıkarılan mevzuat çerçevesinde çözüm aramak üzere AB Adalet Divanı yolu denenmiştir”

Türklere Adalet Divanı yolu açıldı Almanya’da ulusal mevzuat uyarınca sınır dışı edilmesine karar verilen bir vatandaşımızla ilgili bir dava ilk kez Divana gönderilerek Ankara Anlaşması’nın AB hukukunun bir parçası sayılıp sayılmayacağı ve bu çerçevede vatandaşımızın serbest dolaşım hakkına sahip olup olmadığı hususlarında yorum istenmiş. Adalet Divanı, Türk vatandaşlarının AB ülkelerinde serbest dolaşımının anlaşmalar uyarınca henüz başlamadığına hükmetse de, vatandaşlarımızın davalarının bundan böyle Ankara Anlaşması çerçevesinde Adalet Divanı’nda görülebileceğine karar vererek vatandaşlarımıza Divan yoluyla haklarını arama yolu açılmış. Yeşildağlar bu durumu

“Örneğin 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı sadece çalışma koşullarını düzenlerken, Divan’a gönderilen bir dava vesilesiyle, çalışma izni ile oturma izni arasında ilişki kurularak çalışma izninin, oturma izninin de verilmesini gerektirdiği hükme bağlanmıştır. Divan süreci genellikle vatandaşlarımızın yoğun olduğu Almanya ve Hollanda mahkemeleri tarafından gönderilen davalarla devam etmiş ve 2000 yılına kadar görülen 50 dolayında davada, sadece işçi olarak çalışmanın koşulları ayrıntılı olarak yorumlanmıştır. Bu tarihten sonra Divan’a İngiltere’den gönderilen bir dava ile ilk kez kendi namına çalışanların durumlarının da yorumlanmasıyla çok önemli bir açılım sağlanmıştır.”

‘Savaş kararı’ kendi namına çalışanlar için süreci lehimize değiştirdi Yeşildağlar’ın dikkat çektiği açılımı örneklendirmek gerekirse; Divan, İngiltere’den intikal eden Abdülnasır Savaş davasıyla ilgili kararında, kendi işini yapan veya hizmet sunan vatandaşlarımıza uygulanan koşulların bu ülkelerin AB’ye üye olduğu tarihten itibaren ağırlaştırılamayacağına hükmetmiştir. Örneğin, İngiltere AB’ye üye olduğu 1973 yılında kendi işini kurmak isteyenlere hangi kuralları uyguluyorsa vatandaşlarımız 19


uuu Home Office’in web sayfalarında adı geçmeyen Ankara Anlaşması vize kategorileri web sayfalarına ilave edildi. 2009 yılında getirilmeye çalışılan ve diğer vize kategorilerinden Ankara Anlaşması vizesine geçmeyi engellemeyi amaçlayan kısıtlamalar yoğun bir lobi ile engellendi. Londra’da konuyla ilgili bir panel düzenlediğimiz gün Home Office bu niyetinden vazgeçtiğini açıklayan bir mektubu Başkonsolosluğumuza gönderdi”

bakımından da aynı uygulamanın sürdürülmesi gerekecektir. Böylece o zamana kadar işçilerle ilgili olarak sürdürülen hak arayışı, Savaş kararı sonrası kendi namına çalışanları da kapsama alarak devam etmiştir. Abdülnasır Savaş kararı alındığı dönemde Brüksel’de görev yapan Yeşildağlar, kararın hukuk dünyasında çok büyük ses getirdiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Çeşitli konferanslar düzenlenerek kararın üye ülkelerde önemli sonuçları olacağı, hatta İngiltere’de vatandaşlarımız için 80’li yıllarda uygulanmaya başlanan vize uygulamasının bile kendi işini kurmak isteyenler açısından geçersiz sayılabileceği tartışıldı. Ben 2000 yılında Türkiye’ye döndüm ve AB Koordinasyon Dairesi Başkanı olarak mevzuat uyum çalışmaları ile meşgul olduğum için bu dönemde üye ülkelerdeki gelişmelerden haliyle uzak kaldım. 2005 yılında İngiltere’ye döndüğümde ise kendimi Savaş kararının bu ülkedeki uygulanması ile ilgili tartışma ortamının içinde buldum.” Yeşildağlar, Savaş kararından sonraki süreçte İngiltere’nin ulusal mevzuatının bu karar ile uyumlaştırıldığına dikkat çekiyor. Uyumlaştırılma sonrasında yaşananları Yeşildağlar anlatıyor: “Mevcut işçi vizesinin (ECAA1) yanı sıra vatandaşlarımız için ECAA2 olarak adlandırılan yeni bir vize kategorisi açıldığını fark ettim. Ancak uygulamanın başlamasından sonra Türk vatandaşlarının bu vizeye çok yoğun olarak başvurmaları nedeniyle ciddi bir sorun yaşanıyordu. Home Office’te (İngiltere İçişleri Bakanlığı) bu işle ilgili sadece 2 memur görev yapıyordu. 2 yıldır başvurusu sonuçlandırılmayan vatandaşlarımız bulunuyordu. Başkonsolosumuz Bahadır Kaleli’nin de yol açması ile Home Office ile daimi diyalog sürecini başlattık. Bu görüşmeler halen sürdürülmektedir. İngiltere’deki hukukçularla da yakın bir işbirliği yaparak 20052010 yılları arasında aktif bir mücadele sergiledik. Ankara Anlaşması’nı görünür kılmada önemli mesafeler kaydettik. Home Office’te Ankara Anlaşması masasında görev yapanların sayısı ciddi oranda arttı. 20

Savaş kararı sonrasında yaşananlar bunlarla da sınırlı değil. Bu saydığımız gelişmelere ek olarak bir Divan kararına dayanarak Türkiye’den vize başvuruları yapılabilmesi imkanı açıldı. Zaman zaman güncellenen Ankara Anlaşması Kılavuzu’na ilave edilmek istenen haksız hükümler, görüşmeler ve toplantılar yoluyla engellendi. Ankara Anlaşması vizesine sahip vatandaşlarımızın çocuklarının “home student” olarak değerlendirilerek eğitim ve burs imkanlarından eşit koşullarda yararlanması sağlandı. Savaş Kararı sonrası “part time” çalışanlar, “aupairler” ve “iltica eden vatandaşlarımız”a dair İngiltere’den Divan’a gönderilen davalar desteklendi, bu davalarda alınan ve söz konusu grupların haklarını genişleten kararlar, avukatlık büroları ile işbirliği halinde toplumumuza anlatılarak Ankara Anlaşması konusunda duyarlılık arttırıldı.

Aydoğdu kararı ve sonrası... Savaş kararı sonrasında Ankara Anlaşması’nın ulusal mevzuata uyumlaştırılması sürecinde Çalışma Ataşesi olarak resmi görevine devam eden Yeşildağlar, Aydoğdu kararı döneminde görevinden ayrılmış olsa da yaşananları yakından takip ediyor. İngiltere’de Aydoğdu Kararı ile birlikte gerek Ankara Anlaşması vizesi (ECAA2) sahipleri gerekse aile bireylerinin daha önce Home Office tarafından 4 yıl olarak kabul gören süresiz yerleşme iznini (ILR) yeniden tartışmaya açan olumsuz bir süreç başladı. Home Office, 16 Mart 2018 tarihinde yayınladığı bir genelge ile, bu tarihten sonra ECAA2 vize başvurusu yapan vatandaşlarımız için öngörülen süresiz yerleşme hakkının daha sonra ilan edilecek kurallar ile tanımlanacağını ilan etti. Bunu takiben 16 Haziran 2018 tarihinde getirdiği yeni “Göçmenlik Kuralları” (Appendix ECAA) ve 6 Temmuz 2018 tarihlerinde yayınladığı “Göç Kuralları Kılavuzu” ile Ankara Anlaşması hak sahiplerini de kapsamına alan yeni kuralları kabul etti. Buna göre, Ankara Anlaşması vizesi sahiplerine İngilizce dil sınavı, vatandaşlık sınavı, yüksek vize ücreti, ECAA2 için 4 yılda verilen süresiz oturma izninin 5 yıla çıkarılması gibi daha önce olmayan yeni hükümler getirildi. Yeşildağlar bunların yanı sıra, Ankara Anlaşması işçi kategorisinde eskiden 10 yılda alınan süresiz oturma izninin 5 yılda alınabilmesi gibi bazı iyileştirmeler de yapıldığını belirtiyor.


Türk toplumu ilk kez bir araya geldi Yeşildağlar “Devlet temsilcilerimizin tartışmalara katılmadıkları ve taraf olmadıkları gözlemlenen bu aşamada İngiltere’deki Türk toplumu ilk kez bir araya gelerek Aydoğdu Kararını takiben getirilen kısıtlamalara karşı hukuki bir hak arama mücadelesine girişti” diyor. Bunda, son yıllarda İngiltere’ye gelen toplum profilinin hem bilgi hem de finansal bakımından daha donanımlı olmasının da payı olduğunu vurgulayan Yeşildağlar, karar sonrası yaşanan süreci anlatmayı sürdürüyor: “Bu süreçte farklı yaklaşımlar oldu. Bir grup vatandaş ve hukukçu, Home Office’in tüm çalışanlar için çıkardığı ve Ankara Anlaşması vize sahiplerini de içine alan yeni göç kurallarının çok da olumsuz olmadığı ve dava yoluna gidilmesi halinde getirilen bazı iyileştirmelerin de kaybedilebileceği görüşünü benimserken, diğer bir grup hukuk mücadelesine devam edilmesi görüşünü sürdürdü. Mücadeleyi sürdüren vatandaşlarımız, sosyal medya üzerinden yürütülen çok yoğun ve kapsamlı bir lobi faaliyeti ile 100.000 Sterlin civarında bir bağış toplayarak açılacak davanın finansal olarak desteklenmesini sağladılar.” 18 Mart 2019 tarihinde bu davanın sonucu açıklandı ve mahkeme vatandaşlarımızın talep ettikleri hakları konusundaki beklentilerinin meşru olduğunu, bu meşru beklentinin ihlal edildiğini ve bu ihlal neticesinde mağdur edildiklerini kabul etmekle birlikte, yapılan kural değişikliklerinin kamu yararına olduğu gerekçesiyle, itirazı reddetti. Bu kararın hayal kırıklığı yarattığını söyleyen Yeşildağlar “Şu anda karar temyiz sürecinde. Merakla temyiz sonucunu bekliyoruz” diyor. Dava olumsuz sonuçlandıktan sonra bazı olumsuz yorumlar okuduğunu ve bu yorumlara üzüldüğünü anlatan Yeşildağlar “Dava olumlu sonuçlansaydı bu açıklamalar yapılır mıydı ya da bu açıklamalar neden dava öncesi değil de sonrasında yapıldı? Bunu anlamakta zorlandığımı ifade etmeliyim. Dava tereddütsüz açılmalıydı. İmkanlar dahilinde temyiz süreci de izlenip sonuç görülmeli” şeklinde konuşuyor.

TurkishBritish Türk toplumu için sadece hukuk değil bir varoluş savaşı... Açılan davanın sadece hukuki bir süreç değil aynı zamanda Türk toplumunun güçlü bir duruşu olduğu görüşünde olan Yeşildağlar, yaşananları şöyle yorumluyor: “Toplum olarak genellikle haksızlıklar karşısında fazlasıyla söyleniyoruz ancak bir araya gelip gerekli tepkileri gösteremiyoruz. Bu durum da bizim zayıf olarak algılanmamıza yol açıyor ve maalesef yabancılar bu zaafımızın farkındalar. Yapanın yaptığının yanına kar kalmaması ve tepki vermemiz çok önemli. Kaybedebilirsiniz ama toplum olarak ve o toplumun bireyleri olarak daha güçlü bir duruşunuz olur. Bunun yanı sıra hak ihlali yapan makamlara karşı caydırıcılığınız olur. ‘Bu toplum bir araya gelip £100.000 topladı ve hukuk mücadelesi verdi, bir dahaki sefere daha dikkatli olalım’ derler. Bence temyiz süreci olumsuz sonuçlansa bile toplumumuz ilk kez devletin öncülüğü olmadan ve devletten bir şey beklemeden böyle bir inisiyatif almıştır. Bu önemli bir gelişmedir. Toplanan bağış zorla toplanmadı. Her şey açıkça, herkesin gözü önünde yapıldı.” Ankara Anlaşması sürecine değerli bürokratların, üniversite hocalarının ve uzmanların büyük katkılar sağladığını ifade eden Yeşildağlar “Devletimize de haksızlık etmeyelim. Devletin finansman ve öncülük sağladığı davalar da olmuş, özellikle Almanya’da ve Hollanda’da görev yapan çalışma ataşelerimiz hakların Divan kararlarıyla genişletilmesi sürecinde büyük rol oynamışlardır” diyor. Ancak Yeşildağlar’a göre en büyük eksiğimiz, bütün yapılanların sistematik ve devamlılık arz edecek şekilde değil, kişilere bağlı olarak gerçekleştirilmiş olması. Yeşildağlar AB’de yaşayan vatandaşlarımızın hukuki sorunları ile ilgili olarak bireylerden bağımsız kalıcı ve temelli politikalara ihtiyacımız olduğuna dikkat çekiyor. Yeşildağlar sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bu vesile ile Türkiye’de ilk AB Bölümü’nü kuran ve Brüksel’de birlikte görev yaptığım AB duayeni Prof. Haluk Kabaalıoğlu’na, Müşavirim Güngör Başaran’a, Daimi Büyükelçimiz Nihat Akyol’a, İngiltere’deki mücadelemizde desteğini esirgemeyen Başkonsolosumuz Bahadır Kaleli’ye, birçok davanın Hollanda’dan Divan’a intikalini sağlayan Çalışma Ataşesi meslektaşım Mehmet Sevim’e, görev yaptığım sürede yakın işbirliği yaptığımız avukatlık bürolarına özel şükranlarımı sunarım. Kazanılan her mevzinin arkasında pek çok gizli kahramanın bulunduğunu hatırlayarak haklarımıza sahip çıkalım.”

21


GÜNDEM

Br (Britanya) ve Exit (çıkış)

Bir Kördüğüm; Brexit İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma (Brexit) anlaşmasının İngiltere Kabinesi tarafından onaylanması için Mart ayı boyunca yapılan oylamalardan sonra gelinen nokta, Brexit’in 31 Ekim’e ertelenmesi oldu. Daha önce belirlenen takvime göre Avrupa Birliği’den ayrılma tarihi 29 Mart 2019’du. Ancak, anlaşmalı veya anlaşmasız çıkışa karar vermek üzere Mart ayında yapılan 3 tane oylamayla Brexit için yol haritası belirlenmeye çalışılırken, ortaya çıkan en net sonuç; Theresa May’in AB ile yaptığı çıkış anlaşmasının hiçbir şekilde kabul görmediğiydi. Dergimizin hazırlık sürecine başladığımızdan bu yana her gün değişim gösteren ve ECAA vize kategorisini de ilgilendiren Brexit sürecinde gelinen son noktayı sizler için özetledik.

A

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB liderleri ile İngiltere’nin, ülkenin AB’den çıkışının (Brexit) 31 Ekim 2019’a kadar uzatılması konusunda anlaştıklarını açıkladı. AB üyesi İngiltere haricindeki 27 ülke liderinini Donald Tusk’ın davetiyle 11 Nisan’da yaptıkları 5 saat süren özel Brexit Zirvesi’nde uzlaşıya varıldı. Tusk, AB liderler zirvesinin ardından yaptığı açıklamada, ertelemenin “esnek” olduğunu ve Haziran ayında kararın yeniden gözden geçirileceğini belirtti. Tusk “İİngiliz dostlarıma mesajım şudur: lütfen bu zamanı boşa harcamayın” dedi. AB daha önce de İngiltere’nin erteleme talebini kabul etmiş ve Brexit tarihini 29 Mart’tan 12 Nisan’a uzatmıştı.

İngiltere’de bundan sonra ne olacak? AB liderleri ve İngiltere Brexit’in 31 Ekim 2019’a ertelenmesinde uzlaştı. İngiltere’de bundan sonra ne olacağı konusunda çok fazla senaryo var ve her gün herşey değişebiliyor. Olası senaryoların belli başlılarını sıralarsak; 1. İngiltere ileri bir tarihte anlaşma olmadan AB’den ayrılabilir Brexit’in ertelenmesi, AB’den anlaşmasız olarak çıkma ihtimalinin tamamen gözardı edildiği anlamına gelmiyor. Brexit’i destekleyenler, ‘anlaşmasız çıkmanın’ AB’de kalmaktan daha iyi bir seçenek olduğu görüşünde. Eğer İngiltere ile AB uzatma sürecinde yine bir anlaşmaya varamazsa “anlaşma olmadan ayrılma” ihtimali yine varsayılan tek seçenecek olarak görülüyor. 2. Yeniden müzakereler

AB liderleri Hükümet, AB ile önerilen mevcut anve İngiltere laşmadan daha yakın ilişkiler kurulmaBrexit’in sını öngören “Norveç modeli” gibi diğer anlaşma modellerinden birini öne 31 Ekim’e sürebilir. ertelenmesinde uzlaştı. Ama AB, yeniden müzakere sürecine Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker da, Tusk ile yaptığı ortak basın toplantısında, İngiltere’nin bu süre içinde AB üyesi olmaya devam edeceğini ama bazen İngiltere hariç 27 üye ülkenin kendi arasında toplantılar yapabileceğini belirtti. Juncker, İngiltere’nin 23-26 Mayıs’ta yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerine de katılabileceğini söyledi. Seçimlerde tüm AB üyesi ülkelerin vatandaşları oy kullanabiliyor. 22

girmeyi reddebilir. O zaman hükümetin diğer seçeneklerden birine yönelmesi gerekir.

3. Yeni bir referandum Bir diğer seçenek yeniden referanduma gidilmesi olabilir. İşçi Partisi, “ülkeye zarar verecek bir Brexit’tense yeni bir referandum seçeneğini destekleyeceğini” duyurdu.


TurkishBritish

Brexit nedir?

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması anlamına gelen Brexit, İngilizce Br (Britanya) ve Exit (çıkış) kelimelerinin kısaltılmış birleşiminden oluşuyor.

Ama referandum kendiliğinden yapılamaz. Bunun olabilmesi için, kimlerin oy kullanabileceği gibi kuralların belirleneceği yeni bir yasa gerekiyor. Bunun da hemen olması mümkün değil. Çünkü Seçim Komisyonu’nun bu seçeneği değerlendirip referandumda sorulacak soruları belirlemesi için zamana ihtiyacı olacak. AB’de kalınmasından yana olanlar ikinci bir referandum düzenlenmesi çağrısı yapıyor. 4. Brexit’in iptal edilmesi Avrupa Adalet Divanı, İngiltere’nin Brexit’in iptali için 50. Madde’yi (diğer 27 AB ülkesinin onayı olmadan) tek taraflı hükümsüz kılmasının yasal olduğunu açıkladı. Eğer İngiltere böyle bir adım atarsa, Brexit tamamen iptal edilmiş olur. Hükümet’in Brexit konusunda ısrarcı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, AB’den çıkışın iptalinin gerçekleşmesi için ya bir referandum yapılmalı ya da hükümet değişmeli. Brexit’in ertelenmesi, 2016’daki referandumda alınan kararın bozulup bozulmayacağı gibi birçok soruyu da beraberinde getirebilir. Sürecin ne olacağı tam olarak net değil. Ama Brexit’in iptali için parlamentonun 50. Madde’nin hükümsüz kılınması çağrısı yapması yeterli olabilir.

Birleşik Krallık, 1973’te üyesi olduğu Avrupa Birliği’nden 2016’da yapılan referandumla ‘boşanma’ kararı aldı. İngiliz halkının yüzde 52 oranında ayrılmadan yana oy kullandığı referandumun ardından Lizbon Anlaşması’nın 50’nci maddesi hayata geçirildi. Devamında Londra - Brüksel hattında çetin pazarlıklar başladı. Çeşitli senaryolar masaya yatırıldı, karşılıklı sert söylemler sarfedildi, ağır faturalar çıkarıldı ve bu süre zarfında İngiltere’de bakan ve bürokrat seviyesinde çok sayıda üst düzey isim istifa etti. Nihayetinde İngiltere Başbakanı Theresa May, AB üyesi ülkelerin liderleriyle bir anlaşma üzerinde mutabık kaldı. Ancak yapılan oylamalarda İngiltere Parlamentosu, AB ile varılan Brexit aAnlaşması’nı üç kez reddetti. İngiltere’nin Brexit sonrası Gümrük Birliği’nde kalmasına ilişkin öneri ise yalnızca 3 oy farkıyla reddedildi. Brexit Anlaşması’nın İngiltere Parlamentosu’ndan geçmemesinin en önemli nedeni, May’in azınlık hükümetine dışarıdan destek veren Kuzey İrlanda’nın Demokratik Birlik Partisi’nin (DUP) ve iktidardaki Muhafazakar Parti’den çok sayıda milletvekilinin “backstop” olarak tarif edilen düzenlemeye karşı çıkması. Bir acil durum mekanizması olan “backstop”, Brexit sonrası AB ile İngiltere arasındaki serbest ticaret anlaşması müzakereleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Birleşik Krallık’ın parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziki sınır olmamasının garanti altına alınmasını amaçlıyor. İngiltere ile AB arasında varılan anlaşma, taraflardan herhangi birinin bu sürece tek taraflı olarak son verememesini öngörüyor. İngiltere’de anlaşmaya karşı çıkanlar da bunun, Birleşik Krallık’ın tamamında gümrüklerin kontrol edilememesi anlamına geleceğini vurguluyor. 23


uuu

May’den İşçi Partisi’ne çağrı:

Halk Brexit’i protesto ediyor

Başbakan May, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkışının (Brexit) 31 Ekim’e kadar uzatılması konusunda AB ile varılan anlaşmanın ardından, ana muhalefetteki İşçi Partisi’ne çağrı yaparak bu süre içinde Brexit’i sağlayacak bir anlaşmada mutabakata varmak üzere taviz vermeye çağırdı.

Dilekçede İngiltere hükümetinden, Lizbon Antlaşması’nın üye ülkelerinin birlikten ayrılmasını düzenleyen 50’nci maddesinin işletilmesinin geri çekilmesi ve AB’den çıkma planının yeniden gözden geçirilmesi isteniyor.

İki tarafın da taviz vermesi gerekiyor!

Anlaşmanın ardından parlamentoyu bilgilendiren May, mevcut çıkmazdan kurtulmak için iki tarafın birlikte çalışması gerektiğini vurguladı. May “Anlaşmaya varmak kolay olmayacak, bunu başarmak için iki tarafın da taviz vermesi gerekiyor” dedi. May, milletvekillerinin AB ile varılan çıkış anlaşmasını onaylamaları halinde İngiltere’nin gelecek ay yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılmasının gerekmeyeceğini söyledi. Bu anlaşma daha önce üç kez parlamentoda oylamaya sunulmuş, üçünde de reddedilmişti. İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn ise Brexit konusundaki gecikmeyi “diplomatik başarısızlık” olarak yorumladı. Partiler arası görüşmelerin “ciddi ve ayrıntılı bir şekilde sürmekte olduğunu” ifade eden Corbyn, anlaşma için hükümetin “taviz vermesi gerektiğini” vurguladı. Corbyn, anlaşmaya varılamaması halinde ise “halk oylaması da dahil olmak üzere tüm seçeneklerin masada olması gerektiğini” belirtti. 24

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkmasını istemeyenler, İngiltere Parlamentosu’nun dilekçelere ayrılan internet sitesinde 5 milyondan fazla imza topladı.

Britanya Avrupa Birliği’ni anlaşmasız bir şekilde terk ederse, Türkiye’nin Britanya’yla olan ticaret dengesi bozulabilir. Rapora göre Türkiye, sert bir Brexit halinde ihracatta 2.4 milyar dolarlık kayıp yaşayarak, Güney Kore ve Pakistan’ın ardından bu durumdan en çok etkilenen üçüncü AB üyesi olmayan ülke olacak.

5 milyon 106 binden fazla kişinin imzaladığı “50. Maddeyi geri çek ve AB’de kal” başlıklı kampanya dilekçesi, Guardian Gazetesi’ne göre petition.parliament. uk sitesinde şu ana kadar en çok imza alan kampanya olarak yer aldı. Dilekçede “AB’den çıkışın halkın tercihi olduğu” söyleniyor. “Dilekçeye güçlü bir destek verip bu iddiayı çürütelim” deniyor. 23 Mart’ta yapılan Brexit protesto yürüyüşüne de 1 milyona yakın kişinin katıldığı tahmin ediliyor. “Halka Bırakın” isimli kampanya için bir araya gelen kalabalıklar, Londra’nın merkezi caddelerini doldururken, İngiltere tarihindeki en büyük protesto olarak tanımlanan yürüyüşe katılımın beklentilerin çok üzerine çıktığını belirtildi.


TurkishBritish İngiltere, anlaşma olmadan AB’den ayrılırsa Türkiye’yi neler bekliyor?

İKV: Her iki ülke de önlem planları hazırlamalı

Brexit’in anlaşmasız gerçekleşmesi (Sert Brexit) halinde ekonomik ve ticari ilişkiler bakımından Türkiye de son derece olumsuz şekilde etkilenecek. İngiltere’nin anlaşma yapmadan Avrupa Birliği’nden ayrılması durumunda Türkiye’nin yıllık ihracatında 2,4 milyar dolarlık kayıp yaşayacağı tahmin ediliyor. Eğer İngiltere ikinci kez ertelenen ayrılık tarihi olan 31 Ekim 2019 kadar AB ile bir anlaşmaya varamaz ve ticari anlamda gümrük birliği dışında kalırsa, Türkiye de uzun bir süre boyunca en büyük ikinci ihracat pazarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak.

Reuters’a konuşan İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Çiğdem Nas’a göre her iki ülkenin de belirlenen tarihten önce bu meselenin üstesinden gelmek için önlem planlarını hazırlaması gerekiyor. Nas şunları söylüyor: “Örneğin firmalar belli bir süre durumu idare etmek için diğer ülkede depolar kiralayarak stoklama yapabilir ancak bu kalıcı bir çözüm oluşturmaz elbette. Sert Brexit durumunda var olan ticari ağı değiştirmek çok zor olacaktır.”

Özellikle otomobil ve tekstil alanında yaşanacak ekonomik kayıp, Türk iş dünyasını derinden etkileyecek. Her yıl Türkiye’de üretilen 170 bin otomobil İngiltere’ye gidiyor. Tekstil ve giyimde de yıllık ihracat rakamı 2 milyar dolar düzeyinde.

Türkiye milyarlarca dolarlık ihracattan olacak Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan bir rapora göre Türkiye, sert Brexit’in gerçekleşmesi durumunda ihracatında yıllık 2,4 milyar dolarlık kayıp yaşayarak Güney Kore ve Pakistan’ın ardından en kötü etkilenen üçüncü AB üyesi olmayan ülke olacak. AB ile Gümrük Birliği Anlaşması içerisinde olan Türkiye, AB ve İngiltere kendi aralarında yeni bir ticaret anlaşmasına varmadan, İngiltere ile özel bir ticaret anlaşması yapamayacak. Bu durumda AB ile İngiltere arasında bir ticaret anlaşmasına varılana kadar Türkiye ve İngiltere birbirlerine gümrük vergisi uygulamak zorunda olacak anlamına geliyor ki 2018’de 18,6 milyar dolar seviyeye gelen ticaret hacmi için bu olumsuz bir durum. Her iki ülke de birbirinin pazarına serbest erişimi kaybedecek. İki ülkenin karşılıklı mallarının fiyatı artacak, rekabet gücü düşecek.

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri ise konuya ilişkin şöyle konuştu: “Eğer anlaşmasız bir Brexit olursa Türkiye ve Britanya ticaret anlaşmalarını ancak AB’yle yapılması gerekenden sonra gerçekleştirebilir. Bu da yıllar alır.”

Türkiye İngiltere’nin en büyük 19’uncu ticaret ortağı Öte yandan, Türkiye’nin AB dışında kalacak İngiltere ile AB üyesi olmayan bir ülke olarak, daha geniş ticari ilişkiler kuracağı görüşü de dile getiriliyor. İngiltere Gelir ve Gümrük İdaresi’nin verilerine göre, Türkiye İngiltere’nin en büyük 19’uncu ticaret ortağı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı verilerine göreyse, İngiltere ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 2018 yılında 18,6 milyar dolara ulaştı ve Türkiye’de 3 binden fazla İngiliz şirketi faaliyet gösteriyor. İngiltere Dış Ticaret Bakanlığı’nın geçtiğimiz aylarda yayınladığı rapora göre, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasının ardından Türkiye, Andorra, San Marino, Japonya ve Cezayir ile ticaretin kesintiye uğramaması için öngörülen ticaret sürekliliği anlaşmalarının eertelemeden önce belirlenen Brexit tarihine kadar imzalanması için zaman kalmadı. Raporda, “Brexit sonrası ticarette kesintiyi önlemenin en iyi yolu AB’den elinde bir anlaşmayla çıkmak. Bu, AB ile ticari ilişkilerimizi ve mevcut AB anlaşması kapsamında diğer ülkelerle gerçekleştirilen ticareti korumaya yardımcı olacak” dendi. Bakanlığın, Brexit sonrası ticaretin devam etmesi konusunda görüşmelere devam ettiği kaydedildi. Yeni Brexit tarihine kadar Ingiltere’yi pek çok cephede düzenlemesi gereken detaylarla dolu yoğun ve zor bir süreç bekliyor.

25


HABER

İngiltere’deki Yatırım Fırsatları Tartışıldı “Invest In Turkey Forum” ve “UK Turkish Overseas Investment Forum” 25-26 Nisan’da Londra’da gerçekleştirildi. İki gün süren oturumlar EEL Events, British Chamber of Commerce in Turkey (BCCT), Department for International Trade (DIT), British Consulate General ve Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği ev sahipliğinde yapıldı. Türkiye Yatırım Forumu 2019, 25 Nisan’da Londra’da yapıldı. Forumun açılışına British Chamber of Commerce in Turkey (BCCT) Başkanı Chris Gaunt ve Birlieşik Kırallık Türkiye Ticaret Elçisi Rt Hon. Lord Janvrin katılarak birer konuşma yaptılar. TUSİAD Londra Direktörü Dr. Hasan Turunç; Brexit Sonrası İngiltere-Türkiye İlişkileri ile ilgili sunumunda; ‘‘Türkiye ve İngiltere’nin arasındaki ticareti kolaylaştırmak için atılması gereken adımlar var mı?’’ sorusuna cevap ararken, ‘‘AB dışında kalan iki ülke olarak herhangi bir ikili anlaşma geliştirilebilir mi?’’ ve ‘‘Gümrük Birliği’nin modernleşmesi gelecekteki İngiltere-Türkiye ilişkilerini nasıl etkileyecek?’’ gibi soruların cevaplarını aktardı.

Chris Gaunt

Hasan Turunç

A. Emma Edhem

Ümit Yalçın

Judith Slater

Murat Kosal

“Yatırım Ortamı ve Altyapısı Sektörü Görünümü” başlıklı oturum Murat Özdemir moderatörlüğünde yapıldı. Oturuma konuşmacı olarak Sule Kılıç, Mehmet Sami, Simten Öztürk, Ian McGrath konuk oldular. Sağlık alanındaki fırsatlar ve sağlık yatırımları başlığı altında yapılan sektörel bakış oturumunun moderatörlüğünü Bloomberg HT’den Başak Ünalan yaptı. Konuşmacı olarak Pietro Crescini, Idil Gursel, Barry Francis katıldılğı oturumda, Türkiye’de sağlık altyapısı projeleri yoğun bir şekilde teşvik edilmiş PPP finansman modeli ve sağlık yatırımlarının büyümesi gibi konular tartışıldı. Oturumların ev sahipliğini yapan BCCT Başkanı Chris Gaunt konuklara, Acıbadem Sigorta’nın İngiliz BUPA Grubu’na satışını hatırlattı ve bu gibi fırsatların yatırımcıların çok ilgisini çektiğini belirtti. “Yenilenebilir Enerji Üretimi ve Fırsatlar” ile ilgili oturumun moderatörlüğünü Daily Sabah’tan Klaus Jurgens yaptı. Oturuma sektörde önemli söz sahiplerinden Anduvap Servet Akgün, Şule Kılıç ve Yasemin Kuytak katıldılar. Etkinliğin sponsorlarından Otoyol A.Ş’nin Genel Müdür Yardımcısı Murat Kosal tarafından Gebze-İzmir Otoyolu Projesi hakkında özel bir sunum yapıldı. Bu sunumdan sonra moderatörlüğünü Martı Balamir’in yaptığı ‘Türkiye Sürdürülebilir Ulaştırma Altyapısının Finanse Edilmesi’ konulu oturum ile ilk gün oturumları sona erdi. Oturuma Tunca Ataoğlu, Murat Soğancıoğlu, Ashley Blows, Tamsyn Mileham ve Müfit Arapoğlu konuşmacı olarak katıldı. UK Turkish Overseas Investment Forum başlığında yapılan ikinci gün etkinliklerinin ev sahipliğini “British Chamber of Commerce in Turkey” yaptı. Açılış konuşmaları Oda Başkanı Alderman Emma Edhem, Birleşik Krallık Büyükelçisi Ümit Yalçın ve Britanya İstanbul Başkonsolosu ve Ticaret Komiseri Judith Slater tarafından yapıldı. “Türk şirketlerinin küresel büyümesine bir sıçrama tahtası olarak İngiltere” başlıklı oturumun moderatörü Ya26

vuz Sökmen oldu. Turkish Trade Center İngiltere Direktörü Dilara Yardımcı, Moris Kastro, Kemal Sidar, Murat Soysal ve Aaron Saraç’ın konuşmacı olarak katıldıkları oturumda İngiltere’deki e-ticaret fırsatları ve Brexit’in olası etkileri, İngiltere’de e-ticaret, kârlılığı arttırmak ve rekabet gücünüzü artırmak gibi konular ele alındı. Gün boyu süren etkinliklerde finans, kamu, gayrimenkul, inşaat, enerji, otomotiv, sağlık, perakende ve teknoloji alanlarında farklı oturumlar gerçekleştirildi. 200’den fazla kişinin katıldığı etkinlikler yoğun ilgi gördü. u


TurkishBritish

Türk Taşları Londra’da...

Turkish Stone in Projects – Business Matchmaking Event” Türkiye’den 14 taş şirketinin katılımıyla 2 Mayıs 2019‘da Portland Place’te gerçekleştirildi. Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı tarafından desteklenen, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (IMIB) ve Uluslararası Tasarım Derneği (SBID) tarafından organize edilen etkinlik yoğun ilgi gördü. Türk tedarikçiler ve İngiliz mimarisi, tasarım ve inşaat endüstrisi için ürünlerini sergileyen firmalar verimli B2B görüşmeleri yaptı ve yeni işbirliklerinin ilk adımını attı. Döşeme, kaplama, sert peyzaj, mutfak, banyo, çatı kaplamaları, şömine, anıt ve heykeller için kullanılan 14 doğal taşın kurulum ve tedarik şirketinin yer aladığı etkinlikte Türkiye’deki doğal taşlar sergilendi ve bu taşların kullanım alanları tanıtıldı. Sergilenen malzemeler arasında mermer, granit, kalker, oniks ve traverten ilk sıralarda yer alıyor. Etkinlik, Türkiye doğal taş endüstrisi hakkında bilgilerini geliştirmek, iş ilişkileri kurmak ve profesyonellerle işbirliği yapmak isteyenler için buluşma noktası oldu.

Türkiye’nin 2023 ihracat hedefi 6 milyar dolar Dünyanın en zengin mermer yataklarının bulunduğu Alp Kuşağı üzerinde yer alan Türkiye, Marmara Adası ile başlayan dört bin yıllık üretim geçmişine sahip dünyanın en eski doğal taş üreticileri arasında yer alıyor. Marmara ve Ege bölgeleri ağırlıklı olmak üzere neredeyse Trakya’dan Doğu Anadolu’ya kadar tüm coğrafi bölgelerde, dünya pazarlarında beğeni kazanacak nitelikte yüzlerce farklı renk ve dokuda doğal taş desenleri bulunuyor. Bunlar arasında granit, oniks, kireç taşı, bazalt, andezit, kayrak taşı ve diyabaz, mermer ve traverten üretimde lider konumdaki taş türleri... Türkiye aynı zamanda gelişen sanayi ve üretim teknolojisi ile dünyadaki en önemli doğal taş üreticileri arasında bulunuyor. Türkiye doğal taş sektörü, çeşitlilik ve rezerv zenginliği, sektör tecrübesi, hammadde bolluğu, deniz taşımacılığındaki sevkiyat kolaylığı, dinamik sektör yapısı, kullanılan yeni teknolojiler ve geniş renk yelpazesiyle dünyada önemli bir yere sahip. 2016 yıl sonu 1.8 milyar dolarlık ihracat değeri ile mermer ve traverten bazında dünyanın en büyük ihracatçısı olan Türkiye, 2023 yılında doğal taştan 6 milyar dolarlık ihracat geliri elde etmeyi hedefliyor. u 27


HABER

İngiliz - Türk Yatırımcılar ve Müteahhitler Birliği - ABTIC,

‘Brexit sonrası Türkiye-İngiltere yatırım ve iş fırsatlarını değerlendirdi’

İngiliz - Türk Yatırımcılar ve Müteahhitler Birliği’nin (ABTIC) geleneksel toplantılarının adresi bu kez Canary Wharf oldu. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması (Brexit) durumunda Türkiye - İngiltere arasıdaki yatırım ve ticaret fırsatlarının değerlendirildiği toplantıda, Ankara Anlaşması’nın getirileriyle birlikte; istihdam ve yetişmiş eleman sorunları tartışıldı. lantıda, yeni katılan üyeler için Birlik’in hedeflerini; İngiltere’de yatırım yapmak isteyen üyeler ve denizaşırı yatırımcılar arasındaki ağı ve girişimleri teşvik etmek, mesleki standartları ve etik ticareti teşvik etmek, yüklenici ve yatırımcıların çıkarlarını desteklemek ve savunmak, üyelerini çok çeşitli temas, kaynak ve rehberlikle bilgilendirmek, inşaat sektörünü ilgilendiren konularda bilgi vermek ve bilinçlendirmek olarak açıkladı. Hayvacı, “Geliştirme projeleri ve mümkün olan en iyi uygulamalarla üyelerimizin gelişimine yardımcı olarak, topluluğumuzun Büyük Britanya pazarında rekabet edebilir hale gelmesini istiyoruz” dedi. Bunun için üyelerle bilgi paylaşımını sürekli hale getirerek gündemdeki gelişmeleri takip edeceklerini de sözlerine ekledi.

2

018’in sonlarında Kerem Yavuzarslan’in başkanlığında kurulan ABTIC, Büyük Britanya’daki Türkiye kökenli olan ve özellikle inşaat ve yatırım alanında çalışan iş insanlarını yerel, ulusal ve uluslararası yatırımcılarla bir araya getirerek, yatırım konusundaki fırsatları ve topluluklarını geliştirmeyi hedefliyorlar. 23 Nisan’da yapılan toplantıya Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayarak sözlerine başlayan Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Yavuzarslan, İngiliz-Türk Yatırımcılar ve Müteahhitler Birliği’nin amacını, aynı fikirde olan iş insanlarını bir araya getirmek, fırsatlar yaratmak ve İngiltere ile Türkiye arasındaki yatırımları ve ortak girişimleri teşvik etmek olarak ifade etti. İngiltere’ye yatırım yapmayı düşünen, yeni veya mevcut bir projede kendileriyle birlikte çalışmak üzere yatırımcı veya kontraktör arayan firmalar için, ABTIC üyelerinin bu alanda yardımcı olabilecek profesyoneller olduğunu belirten Yavuzarslan, “6 ay içinde küçük toplantılarla kendimizi üyelerimize tanıtarak bugüne geldik. Önümüzdeki günlerde büyük çaplı bir toplantı ile geniş katılım sağlayarak kuruluşumuzu büyüteceğiz” dedi. Başkan Yardımcısı Okay Hayvacı top28

ABTIC hakkında

Yavuzarslan; ‘‘Hedefimiz, Britanyalı ve Türk yatırımcıları ve müteahhit bir araya getirerek, sektörlerimizi ve toplumumuzun rekabet gücünü geliştirmek.

İngiliz-Türk Yatırımcılar ve Müteahhitler Birliği (The Association of British-Turkish Investors & Contractors) kısa adıyla ABTIC, Birleşik Krallık ülkeleri (İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda) ile Türkiye arasındaki inşaat ve yatırım ve diğer alanlardaki işbirliğini geliştirerek, sektörü gelecekte daha iyi hale getirmek üzere üyeleriyle birlikte çalışıyor. Aktif olarak inşaat ve yatırım ile uğraşan kişiler ve şirketler tarafından kurulan ve kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olan İngiliz-Türk Yatırımcılar ve Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu; Başkan Kerem Yavuzarslan (Katrin Properties Ltd), Başkan Yardımcısı Okay Hayvacı (Tramar Group), Genel Sekreter Onur Levent (Fulham Timber Merchants ve Alven Contractors Ltd) ve yönetim kurulu üyeleri Bülent Kandemir (Intra Private Finance), Can Yavuzarslan (Altitude Contractors Ltd), Kurtuluş Sarak (Arlington Crown Solicitors), Metin Susuz (Met Development Ltd) ve Soner Akman (Ackman Architecture + PM)’dan oluşuyor. www.abtic.org


TurkishBritish

İngiltere’nin en iyi kebapçıları belli oldu! İngiliz yemek kültüründe sarsılmaz bir yere sahip olan kebabın en lezzetli yapıldığı restoranlar seçildi. İngiltere ekonomisine 2.8 milyar Sterlin katkıda bulunan kebap endüstrisine bir teşekkür niteliğindeki “British Kebap Ödülleri” bu yıl 7. kez sahiplerini buldu.

T

ürk mutfağının belki de en ünlü lezzeti kebap... Dünyanın neresine giderseniz gidin kebap dükkanlarına ve en lezzetlisini arayan kebap tutkunlarına rastlamak mümkün. İngiltere de bu ülkelerden biri. Farklı kültürlere ait lezzetlerin çokça meraklısının olduğu İngiltere’de, Türkiye yemek kültürü en çok rağbet görenler arasında ilk sırada yer alıyor. Bu kültürün baş tacı olan kebap ise İngiltere’deki her kültürden insanın keyifle tattığı, tutkuyla bağlandığı bir lezzet... Londra başta olmak üzere İngiltere’nin pek çok şehirindeki caddelerde sıkça rastladığımız kebap dükkanları ve bu dükkanlara olan ilgi, Türkiye yemek kültürünün İngiliz yemek kültürüne, ülke ekonomisine ve günlük hayata etkisini ortaya koyuyor. Sadece kebap restoranları değil Türkiye mutfağında önemli yeri olan pek çok yemek çeşidinin, meze, tatlı veya hamur işinin lezzet meraklılarıyla buluştuğu sayısız işletme, İngiliz yemek kültüründe, ülke ekonomisinde yer bulmuş durumda ve giderek yaygınlaşıyor. Bu işletmelerin İngiltere’de yaşayan her etnik gruptan müdavimleri bulunuyor. Bu durum da gösteriyor ki; kebap artık sadece Türkiyelilerin yediği bir yemek olmaktan çıkmış durumda. Ülkenin her yerinde değişik restoranlar ve paket servis işletmelerinde hızlı tüketimden keyifli akşam yemeklerine kadar tercih edilen bir lezzet.

Türk kebabından İngiltere ekonomisine 2,8 milyar Sterlin katkı Gördüğü yoğun ilgi ile geniş bir restoran ve paket servis ağının oluşmasını sağlayan kebabın ülke ekonomisine ve yemek kültürüne etkisinin en önemli göstergesi

ise her yıl büyük bir katılımla gerçekleştirilen “British Kebap Awards” JUST EAT sponsorluğunda CEFTUS tarafından kurulan British Kebab Awards tarafından düzenlenen ve 7 yıldır devam eden “British Kebap Awards” ödülleri ile en başarılı kebap restoranları ve paket servis işletmeleri seçiliyor.

“British Kebap Ödülleri” JUST EAT sponsorluğunda CEFTUS tarafından kurulan British Kebab Awards tarafından düzenleniyor.

Yemek tutkunları en lezzetli kebabın peşinden gitseler de, kebap endüstrisinin İngiltere ekonomisine etkisine baktığımızda oldukça dikkat çekici bir tablo ortaya çıkıyor. Kebap endüstrisi, İngiliz ekonomisine yıllık ortalama 2,8 milyar Sterlin katkıda bulunuyor. Restoranlarda, take away dükkanları ve tedarikçilerde çalışanların sayısı dikkate alındığında yaklaşık 200 bin kişiye iş imkanı sağlayan kebap endüstrisi, Birleşik Krallık’taki en geniş gıda endüstrisini oluşturuyor. İngiltere’de her gün tahmini olarak 1.3 milyon kebap satılıyor. 20 bin’den fazla kebap mağazası haftada yaklaşık 2.500 ton kuzu ve tavuk döner satıyor. Ayrıca İngiltere’de yaklaşık 200 döner kebap üreticisi bulunuyor ve 750 milyon sterlinin üzerinde ciro gerçekleştiriyorlar. 29


uuu

Rakamlarla kebap British Kebab Awards kurucusu CEFTUS, kebap tüketicilerin eğilimlerinini ortaya koyan bir anket gerçekleştirdi. Anket kebaba olan ilgiyi rakamlarla da ortaya koydu. Gençlerin tercihi kebap

Ankette ‘Son bir ay içinde kebap yediniz mi?’ sorusuna olumlu cevap veren gençler oldu. Anket kebabın gençler tarafından öncelikle tercih edildiğini gösterdi. Son bir ayda kebap yiyenlerin oranı şöyle;

• 18-24 yaş arasındakilerin % 63’ü • 25- 34 yaş arasındakilerin % 59’u • 35-44 yaş arasındakilerin % 46’sı • 45-54 yaş arasındakilerim % 30’u • 55-64 yaş arasındakilerin % 14’ü • 65 ve üstündekilerin % 6’sı En çok Londralılar kebap yiyor

Yine anket sonuçlarına göre en fazla kebap yenilen şehir %56 ile Londra. İkinci sırada ise % 42 ile North West ve Wales geliyor. Üçüncü sırada % 41 ile West Midlands yer aldı. Döner 1 numara

Ankete katılanlara hangi kebap türünü tercih ettikleri de soruldu. Anket sonuçlarına göre; en favori kebap % 41 ile döner. İkinci sırada % 18 ile şiş kebap, % 5 ile köfte 3. sırada yer alıyor. Tercihte bulunmayanların oranı ise % 31. Kebap en çok eve sipariş ediliyor

Ankette son bir ayda kebap yiyenlere, kebap satın alırken hangi yöntemi tercih ettikleri de soruldu. Anket sonuçlarında göre; % 46’sı sipariş vermeyi ve yiyeceklerinin bulundukları yere teslim edilmesini tercih ediyor. % 23’ü sipariş veriyor ve kendisi teslim alıyor. % 15’i restoranda oturup yemeyi tercih ediyor. 30

İngiliz Kebap Ödülleri’nde 7. yıl Bu büyük kebap endüstrisinin en ilgi çeken etkinliği olan ve her yıl merakla beklenen British Kebab Awards bu yıl 7. kez sahiplerini buldu. İngiltere’nin en büyük online yemek sipariş sitesi olan Just Eat’in yanı sıra Cobra biraları, Big K, Bira London, Holland Bazaar, Unilever, Quandoo, Toyota ve Altan&Co gibi firmaların sponsorluğunda gerçekleştirilen British Kebab Awards, yaklaşık üç ay boyunca kamuoyundan gelen adaylık önerileri ve oylamaların ardından siyaset, medya ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin yer aldığı bir jüri tarafından 16 kategoride belirlendi. Jüride milletvekilleri Nadhim Zahawi, Tracy Brabin ile Londra Belediye Meclis Üyesi Jennette Arnold ve Başkan Yardımcısı Joanne McCartney, City AM gazetesinin kurucusu Lawson Muncaster, işadamları Mustafa Topkaya, Altan Kemal ve Ali Matur ile Cobra Biraları Direktörü Samson Sohail yer aldı. Kebapların lezzeti, hijyen derecesi, kullanılan malzemelerin kalitesi, müşteri memnuniyeti ve adayların değerlendirildiği kriterlerden sadece bir kaçı... Kebap endüstrisinin İngiltere ekonomisine ve genel olarak İngiliz kültürüne olan katkısının bir yansıması olarak, ödüller bir dizi ünlü, tanınmış politikacı, gazeteci ve en önemlisi ülkenin özveriyle çalışan restoran işçilerinin katıldığı bir kutlama gecesinde kazananlara verildi.


TurkishBritish Kebap endüstrisindeki binlerce çalışana teşekkür British Kebab Awards, kebap endüstrinin içinde yer alan çeşitli restoranları, tedarikçilere ve işçilere tanıtmayı, İngiltere’ye yaptığı kültürel ve ekonomik katkıya dikkat çekmeyi amaçlıyor. British Kebab Awards kurucusu CEFTUS Direktörü İbrahim Doğuş, bu ödüllerin kebapların Birleşik Krallık’ta yayılmasına olan tutkuyu artırmaya yardımcı olduğunu, kebap endüstrisindeki tüm bireylerin özveriyle yoğun çalışmalarına ve bağlılıklarına olan bir teşekkür olduğunu ifade ediyor. Ödüllerin, kebap endüstrisinin İngiltere’ye katkısını değerlendirmeyi amaçladığını ifade eden Doğuş, “Endüstrinin İngiltere üzerindeki ekonomik ve sosyal etkilerini analiz ederken, piyasanın boyutunu da sürekli ölçmeye çalıştık. Ödüllerin amacı, yerel üreticiler, restoranlar, şefler, lokantalar ve take away işletmeler de dahil olmak üzere, İngiltere’nin dört bir yanındaki kebap endüstrisinin en iyisini vurgulamak ve onaylamaktı” dedi.

İşçi Partisi lideri ve aynı zaman da vejetaryen olan Jeremy Corbyn, British Kebab Awards’ın ödüllerini verirken yaptığı konuşmada;“Gerçekten garip, et yememeyi seçen biri olarak, kebap dükkanlarını seviyorum. Ne yaptıklarını seviyorum. Ben kebap dükkanlarında falafel olmasını seviyorum” dedi.

Doğuş şöyle devam etti: “Küçük kebap paketlerinin ve restoranlarda yoğun bir tempoda çalışan insanlara, isimsiz kahramanlara teşekkür ediyoruz. Dahası, insanlara en iyi kebap restoranına sahip olduklarını kesin olarak söyleme şansı veriyoruz. Yerel kebap servislerimiz ve restoranlarımız, ana caddelerin kalpleridir. Giderek daha fazla sayıda kebap restoranı hayatımızın bir parçası oluyor. Halkın algısında da bir dönüşüm yaşandı. Bir zamanlar gece geç saatinde sağlıksız bir atıştırmalık olarak görülen kebabı şimdi birçok formda ve çeşitte zevkle tüketiyorlar.” Ödüllerin açıklamasının ardından İngiltere Başbakanı Teresa May ve onlarca İngiliz parlamento üyesi kebap endüstrisinin ülke ekonomisine katkısına dikkat çekerek, ödüllerini alan firmaları ve organizasyona katkı verenleri tebrik etti.u

2019 British Kebab Awards sahipleri • • • • • • • • • • • • • • •

Just Eat Best Delivery İşletmesi Ödülü: Wallington Express, Batman Grill Cobra Fine Dining Restaurant: Skewd Kitchen Quandoo Müşteri Memnuniyeti Ödülü: Uni Kebab Ben & Jerry’s En İyi Yeni Açılan Kebap İşletmesi Ödülü: Antep Kitchen, Usta Restaurant, Doner&Gyros Booker/Makro En Ekonomik Restaurant: Veysos Restaurant Romford, Rüyam Restaurant Kuzey ve Batı Londra’da En iyi Kebap Restaurant: Testi Restaurant Bira London Güney ve Doğu Londra’nın En İyi Kebap Restoranı: Lara Grill Altan&Co. Londra’nın En İyi Takeaway İşletmesi: Archway Kebab En İyi Kebap Vanı: Ahmed’s Bar-B-Q Londra Dışında En İyi Takeaway Ödülü: Knaphill Charcoal Grill, Masters Kebab Kuzey İrlanda’da En İyi Kebap Restoranı: Chaska Enniskillen İskoçya’da En İyi Kebap Restoranları: Verdo Turkish BBQ, Ada Restaurant Galler’de En İyi Kebap Restaurantı: Golden BBQ Big K En İyi Bölgesel Kebap Restoranları: Alim-Et Restaurant, Turknaz Restaurant Duncan Lewis En İyi Şef Ödülü: Bekzod Khamratulov (Hazev Restaurant) Ahmet Kabayel (Pircio Restaurant) 31


uuu

İbrahim Doğuş, Londra’nın 350 bin nüfuslu Lambeth ilçesinin belediye başkanlığını devraldı Türkiye’de 31 Mart’ta yapılan yerel seçimler sonrasında yeni belediye başkanları göreve başlarken, bir başkanlık haberi de Londra’dan geldi. Mayıs 2018’de düzenlenen seçimlerde Lambeth bölgesinden İşçi Partisi adayı olan İbrahim Doğuş, rekor bir oyla belediye meclisine girmeyi başarmıştı. Son bir yıldır belediye başkan yardımcılığı görevini sürdüren Doğuş, düzenlenen bir törenle görevi devraldı.

L

ondra’nın merkez ilçelerinden biri olan ve Waterloo bölgesini de içinde barındıran Lambeth Belediyesi’nde, yerel yönetim seçimlerinin üzerinden geçen bir yıl sonunda görev teslimi yapıldı. Lambeth Belediye Meclis Üyesi olan ve bir yıldır başkan yardımcılığı görevini sürdüren İbrahim Doğuş, Lambeth Belediye Sarayı’nda düzenlenen törenle başkanlığı devraldı. Törene bölge milletvekilleri Helen Hayes, Kate Hoey, Lambeth ve Southwark Emniyet Müdürü Simon Messinger, Londra Belediyeler Birliği Başkanı Clare Whelan, İngiltere Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan askeri yetkililer, İngiliz İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn’in eşi Laura Alvarez, Enfield Belediye Meclis Üyesi Sabri Özaydın, iş insanları ve gazeteciler katıldı.

Lambeth sakinlerinin sesi olacağım Lambeth Belediye Başkanı Chistopher Wellbelove’dan görevi devralan İbrahim Doğuş yaptığı konuşmada; “Türkiye’den Londra’ya geldiğimde 14 yaşındaydım, ilk işim bulaşık temizlemekti. Şimdi Lambeth’in belediye başkanıyım. Londra ve özellikle Lambeth, işte bu anlamda fırsatlar bölgesi. Lambeth’te ‘herkesin başkanı’ olacağıma söz veriyorum. Okulları, camileri, kiliseleri, toplum merkezlerini, kulüpleri, kolejleri, Windrush jenerasyonu kahramanlarını ve her etnik kimlikten Lambeth sakinlerinin sesi olacağıma söz veriyorum. Güveniniz için teşekkür ederim” dedi.

32

İbrahim Doğuş Kimdir?

Bir yıl görevde kalacak Doğuş’un ismi son haftalarda, milletvekili Joan Ryan’ın istifasından sonra İşçi Partisi milletvekili adaylığı için de gündemde.

14 yaşında Türkiye’den gelen İbrahim Doğuş 15 yaşından itibaren Londra’da garson olarak çalışmaya başladı. Ardından bir restoranda asistan yönetici olarak çalıştı ve 23 yaşında kendi restoranını kurdu. 19 yaşında İşçi Partisi’ne giren Doğuş 1997’den beri aktif siyasetin içerisinde. 2012’de CEFTUS - Türkiye Araştırmaları Merkezi’ni kuran Doğuş 2015’de İşçi Partisi’nin küçük ve orta ölçekli girişimcileri ve serbest meslek sahipleri arasındaki dayanışmayı desteklemesi için SME4Labour’u kurdu.

Doğuş, geçen yıl Westminster Bridge’de düzenlenen terör saldırısı sırasında restoranının kapılarını polislere açarak ülke gündemine girmişti.u

Haziran 2017 seçimlerinde Londra ve Westminster bölgesinden milletvekili adayı olan Doğuş seçimleri kazanamamıştı. İbrahim Doğuş aynı zamanda İngiltere’de her yıl düzenlenen British Kebab Ödülleri’nin de kurucusu.


TurkishBritish İngiltere’nin en iyi 10 şehri

H

alifax tarafından her yıl düzenlenen ‘’İngiltere’de Yaşamak için En İyi Yerler’’ yarışmasının kazananları belli oldu. Değerlendirmeler yapılırken; kentlerin iş imkanları, konut, sağlık, suç oranları, hava durumu, trafik ve internet erişimi gibi faktörler göz önüne alınıyor. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, İngiltere’de yaşamak için en cazip ilçe, Hart oldu. Londra’nın güneybatısında bulunan Hart ilçesi, bu unvanı uzun süredir elinde bulunduruyor. Rapora göre; ortalama haftalık gelirin 629 Sterlin olduğu Britanya genelinden önde görünen Hart ilçesinde, haftalık ortalama gelir 839 Sterlin. Hart sağlık kuruluşlarından alınan bilgilere göre, ilçe sakinlerinin %97’sinin hiçbir sağlık problemi bulunmuyor. İngiltere’nin en iyi 10 şehri 1. Hart, Hampshire 2. Elmbridge, Surrey 3. Winchester, Hampshire 4. Rutland, East Midlands 5. Chiltern, Buckinghamshire 6. Uttlesford, Essex 7. South Northamptonshire 8. Rushcliffe, Nottinghamshire 9. Wokingham, Berkshire 10. Waverley, Surrey

Bu arada, Birleşik Krallık’ın en mutlu şehirlerinin listelendiği bir başka araştırmaya göre Ada’nın orta bölgesinde yer alan Sheffield, İngiltere’de en mutlu şehirler listesinde başı çekiyor. İşte En Mutlu İlk 10 Şehir 1. Sheffield 2. Edinburgh 3. Brighton 4. Cardiff 5. Liverpool 6. Leeds 7. Londra 8. Belfast 9. Southampton 10. Plymouth

Liberty London satılıyor

L

ondra’nın meşhur alışveriş merkezlerinden Liberty London, 350 milyon Sterlinlik bir potansiyel fiyat etiketi ile piyasaya sürüldü. Arthur Lasenby Liberty tarafından 1875 yılında, kayınpederinin 2.000 Sterlinlik kredisi ile kurulan alışveriş merkezi, dünya çapındaki en paha biçilmez özel kumaşları ve lüks deri ürünlerini satan uluslararası bir marka haline geldi. Liberty London, 2010 yılında BlueGem firması tarafından 32 milyon Sterlin’e satın alınmıştı. Firma, alışveriş merkezinden 300 milyon Sterlin gelir elde etmeyi hedeflediğini açıklamıştı.u 33


BUSINESS

PORTRE

Önce başardı şimdi başarılı gençler yetiştiriyor! Londra’da bugün 23 şubeye ulaşan TAS Restoran zincirinin kurucusu Önder Şahan, 2011 yılında kurduğu Docklands Academy ile eğitim alanında da başarıyı yakaladı. Bugünlerde ise tarihi bir kütüphaneyi butik otele dönüştürmenin heyecanını yaşayan Şahan, girişimcilere hayal kurmalarını, doğruluktan ayrılmamalarını ve kararlı olmalarını tavsiye ediyor. Bir de çokça güzel türküler dinlemelerini...

K

ars doğumlu olan Önder Şahan 14 yaşına kadar Kars’ta yaşamış. Daha sonra Ankara’ya göç etmişler ve 2 yıl işletme eğitimi almış. 24 yaşında ise Londra’ya gelmiş. Londra’da 30 yılı geride bırakan ve sadece yol parasıyla geldiği Londra’da artık başarılı bir girişici olan tanınan TAS restoran zincirinin kurucusu Önder Şahan kendini “2 kız babasıyım. Çok iyi derecede Türkçe bilirim, kendimi iyi ifade etmeye çalışırım ve yeryüzündeki tüm insani dillerden çok iyi anlarım. Çokça türkü dinlerim, severim ve onları dost bilirim” sözleriyle tanımlıyor. Şahan’ın Londra’daki 30 yıla sığdırdıkları, yaşadıkları bir kitap olacak nitelikte. Ama özetle anlatmak gerekirse Şahan’ın hikayesi Londra’da bir fabrikada ütücülük yaparak başlıyor. Daha sonra, bir İngiliz kafesinde bulaşıkçılık ve kahvaltı şefi olarak çalışmaya devam ediyor. Restoranlarda komilik, garsonluk, müdürlük derken 1999 yılında ortaklarıyla birlikte bugün artık bir restoran zincirine dönüşmüş olan TAS’ın ilk şubesini Londra’nın Waterloo Bölgesi’nde açıyor. Ardından yaşadıkları süreci Önder Şahan anlatıyor: “Daha sonralarda her sene bir restoran, bir kafe daha derken şu ana kadar 23 tane restoran - kafe - bar işletmesi oluşturduk. Bununla birlikte, kendi toptancı depomuzu kurduk. Şu anda et ve süt hariç her malzememizi Türkiye’den getirtiyoruz. Kendi TAS markamız adı altında su, organik meyve suları ve şaraplar üretip kendi mağazalarımızda tüketicilerimize sunuyoruz.”

34


TurkishBritish Docklands Academy’da parlak nesiller yetiştiriyoruz TAS’ı İngiltere’de bir marka haline getiren Şahan, yeme-içme sektörünün hemen her alanında büyümeye devam ederken farklı sektörlerde de başarılı girişimlerde bulunmaya devam ediyor. Şahan “British Council ve British Accreditation Centre onaylı, İngiltere mevzuatına göre yüksek eğitim veren bir eğitim kurumumuz var. Bu yaz da tarihi bir kütüphaneden dönüştüğümüz butik otelimiz hayata geçecek, onun heyecanı içerisindeyiz” diyor. Londra’da Önder Şahan tarafından açılan Docklands Academy yüksek öğrenim seviyesinde eğitim veriyor. 2011 yılında kurulan Docklands Academy’de Mesleki İngilizce, Genel İngilizce, IELTS ve Cambridge sınavlarına hazırlık derslerinin yanı sıra Turizm ve Otelcilik, Gastronomi ve Mutfak Sanatları aynı zamanda da İşletme Yönetimi konularında eğitim veriliyor. “Eğitim, insanın yaşamında öğrendiklerini, deneyimlerini ve birikimlerini yeni kuşaklara aktarmanın en güzel ve etkili yoludur” diyen Şahan şöyle devam ediyor: “Bir şekilde bu sistemin içinden bir pay alıp, katkı sağlamak benim için çok önemli oldu. Yeni kuşaklara, sevgili gençlerimize bunu aktarmanın en etkili yolu eğitim ile sağlanmalıdır. Biz de beraber gönül verdiğimiz dostlarımızla kar amacı gütmeden hem hizmet hem de finans sektörüne parlak nesiller yetiştirmek için eğitim kurumumuzu açtık.” Eğitime katkı sağlamayı çok önemseyen Şahan memleketi Kars’ın Sarıkamış ilçesinde 5 derslikli Güllüce Köyü Önder Şahan İlköğretim Okulu’nu yaptırdı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na devretti.

Hiç tarihi bir kütüphane de konakladınız mı? Önder Şahan’ın şimdilerdeki heyecanı ise hazırlıkları hızlı bir şekilde devam eden butik otel... Ancak sıradan bir otel aklınıza gelmesin. Tarihi bir kütüphane otele dönüştürülüyor. Hazırlıkları Önder Şahan anlatıyor: “Tarihi bir kütüphaneyi 80 odalı bir butik otele dönüştürdük. Gastronomi mutfağımızı oraya taşıyacağız. Kendi alanında dünyadaki en seçkin otellerden birisi olması yönünde çalışıyoruz. Otel menümüzün haricinde Kars’ın özel yemeklerini sunacağız değerli misafirlerimize. Ayrıca özel toplantılar için ayrı bir salon, bar bunun yanında Türk hamamı ve SPA salonu da mevcut olacak.” 35


uuu “İşle alakalı bilgi, beceri, donanım sağlandıktan sonra sabırla hareket edilip hayallere ulaşılabileceğine inanıyorum. Dediğim gibi sabır çok önemli bir rol oynuyor. Aynı zamanda inatçı değil kararlı olmak gerekir. Gençlere tavsiyem güleç yüzlü olmaları, yüreklerinde hem neşe hem huzur barındırmaları ve bol bol güzel türkülerden dinlemeleri olur. Her ne olursa olsun doğrunun peşinden ayrılmamalılar. Her şeyin insan için olduğunu ve başka hiçbir şeyin kıymeti olmadığını bilmeliler”.

Doğru bir yatırım detaylı analiz gerektirir

Başarının olmazsa olmazı hayal kurmak Bugüne kadar kurduğu hayallerini birer birer hayata geçiren Şahan “TAS’tan değerli dostlarımızla birlikte hep çok güzel hayaller ve hikayeler çıkacağına inandık. Bizim aşımızdan yiyip suyumuzu, çorbamızı ikram ettiğimiz güzel insanlar oldukça bu hayallerimizi dünya döndüğü sürece gerçekleştireceğiz” diyor. Ancak başarı için hayal kurmak tek başına yeterli değil. Uluslararası alanda başarılı bir girişimci olarak tanınan Önder Şahan başarılı bir girişimci olmak için öncelikle başarılı bir insan olmak gerektiğine dikkat çekiyor. Sonrasında gerekli olanları ise Şahan anlatmayı sürdürüyor:

36

Başarılı bir girişimci olarak izlediği yolu anlatan Şahan, edindiği tecrübelerin ışığında gençlere de önemli tavsiyelerde bulunuyor: “Sevgili gençler güzel hayaller kurun. Daha deneyimli kişilerin deneyimlerinden ve enerjilerinden her fırsatta faydalanın. Hayallerinizin peşinden gidin. Ancak size en büyük tavsiyem şudur ki; kendinize kılavuz olarak Mustafa Kemal Atatürk’ü bilin.” Şahan gençlerin yanı sıra yurtdışında özellikle İngiltere’de yatırım yapmak isteyen bunun hayalini kuranlara da önemli hatırlatmalarda bulunuyor. “Yatırım yapılacak alanları karar vericiler çok dikkatli tahlil etmeliler. Bu alanlarda çalıştırılacak eleman potansiyeli, vergiler, alt yapı ve iş sürekliliğine dair yapılacak araştırmalar ve detaylı iş planları çok büyük önem taşımaktadır. Her koşulda kanunlara uygun hareket edilmeli ve iş sürekliliğinin ve başarının ancak bu şekilde sürdürülebilir olduğu unutulmamalı”


TurkishBritish ta çocuklara ve ailelerine yönelik yardım fonlarının artırılmasına destek olmak için Great Ormond Street Hospital (GOSH) Çocuk Yardım Kurumu ile ortak çalışmalar yürütmekteyiz. Bu amaçla Great Ormond Street Hospital Children’s Charity (GOSH) adı altında bir dernek kurduk. Çalışanlarımızla birlikte hastaneyi düzenli aralıklarla ziyaretler yapıyoruz. Menümüzdeki ürünlerden satın alanlar yardım kampanyasına da bağış yapmış oluyorlar. Bu amaçla sürdürdüğümüz bağış toplama ve kampanya etkinliklerimiz de ayrıca devam ediyor.”

Geldiğim coğrafyaya katkı sağladım Londra’da 30 yılını dolduran, ilk geldiği yıllarda oldukça zor koşullarda yaşamını sürdürmek zorunda kalan Şahan’ın başarısındaki bir başka püf noktası da kararlı bir şekilde hep ileriye doğru bakması... “Hiç geri dönmeyi düşündüğünüz oldu mu?” diye sorduğumuz Şahan “Hiçbir konuda arkama bakmam. Sadece ileriyi ve bir sonraki adımımı düşünürüm. Hayatım boyunca üzerinde çalıştığım konuların ve yaptığım işlerin mümkün olduğu kadar verimli ve insanlar için faydalı olmasına büyük özen gösterdim. Geldiğim coğrafyaya katkımın olması için geri dönmeme hiç gerek olmadı. Hatta burada sağladığım imkanlar sayesinde orada olacağımdan çok daha faydalı olduğumu düşünüyorum” cevabını veriyor.

Hem yatırım yapıyor hem yardım ediyor Önder Şahan bulunduğu coğrafyaya sadece yatırımlarıyla değil sosyal yardım faaliyetleriyle de fayda sağlıyor. “Son 20 yıldır, TAS Restaurant Grubu olarak Londra’nın merkezinde, Southwark’tan Westminster’e kadar topluma karşı sorumluluklarımızı yerine getirmekten, toplum yararına faaliyetlerde bulunmaktan her zaman gurur duyduk” diyen Şahan “Toplumun bir parçası olmak, hayır kurumlarını, yereldeki sosyal faaliyetleri desteklemek temel değerlerimiz oldu ve bugüne kadar hiç değişmedi” şeklinde konuşuyor. Şahan, sürdürdükleri yardım faaliyetlerini şöyle özetliyor: “2016’nın başından bu yana, TAS Restaurant Grubu olarak has37


uuu TEKNOLOJİ

Segmentify dünyadaki 200 müşterisi ile başarısını kanıtladı! 2015 yılında kurulan Segmentify’in bugün İngiltere’de yaklaşık 30, tüm dünyada ise 200 civarında müşterisi bulunuyor. Geçtiğimiz yıl ‘makine öğrenmesi’ alanında öne çıkan 25 girişimden biri seçilen Segmentify, uluslararası alanda güçlü rakiplerini geride bırakarak büyümeye devam ediyor.

E

-ticaret artık hepimizin hayatına girmiş durumda... Hepimiz az ya da çok internet üzerinden alışveriş yapıyoruz. Alışveriş sitelerinde gezerken, site de bir taraftan bizim ilgimizi çekeceğini düşündüğü ürünleri göstermeye, öne çıkarmaya devam ediyor. Peki ‘‘web sitesi bunları nasıl düşünüyor, beni nereden tanıyor?’’ diyorsanız, işte bunun sırrını Segmentify’nin kurucusu Murat Soysal veriyor. Soysal “Bu site benim zevklerimi nereden biliyor?” dedirten işlerini şöyle tanımlıyor: “Biz e-ticaret şirketlerine, sahip olduğumuz makine öğrenmesi algoritmalarını kullanarak, müşterilerini ve ziyaretçilerini tanıma ve onlara kişiselleştirilmiş bir alışveriş deneyimi sunmalarını sağlıyoruz. Sayfalarında gösterdikleri ürün ya da promosyonları o an sitede bulunan kullanıcının geçmiş davranışlarını kullanarak en doğru şekilde seçmelerini sağlıyor böylece gelirlerini artırıyoruz.” ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu olan Soysal, uzun yıllar ağ ve bilgi güvenliğinde makine öğrenmesi üzerine bilimsel çalışmalar yürüttü, çok uluslu projelerde proje yöneticiliği yaptı. Soysal, 2015 yılında kurduğu Segmentify’ın, 2018 başından itibaren İngiltere pazarına açılma çalışmalarına başladı. Yılın ilk yarısında kısa dönemli seyahatleri olan Soysal, İngiltere iş ortağı olan London Bridge Project’le (LBP) çalışmaları sırasında ürün-pazar uyumunu gördükten sonra İngiltere pazarındaki büyümeyi yerinde yönetmek adına İngiltere’ye taşındı ve müşteri sayısını yaklaşık iki katına çıkardı.

38

İngiltere bizi en iyi karşılayan pazar

“Uzun dönem çok uluslu çalışanların olduğu projeleri yönetmiştim. O yüzden bugün İngiltere ekibimizde yer alan iki İngiliz, bir Fransız ve bir de Türk arkadaşımızla çalışma konusunda daha rahat hissediyorum ancak burada bir kültür oluşturmanın zorluğu yadsınamaz.”

Soysal, Türkiye’deki tecrübeleri dolayısıyla İngiltere’de yatırım yapan pek çok kişiye göre daha avantajlı... “Segmentify’ı İstanbul pazarında 3 yılda 100’e yakın müşteriye ulaştırırken hiç bir ağımızın olmadığı e-ticaret pazarında tanınmak ve marka değerimizi oluşturmak için çok fazla yöntem denemiştik. Geçtiğimiz 8 ayda da Londra’da benzer yöntemleri uyguluyoruz” diyen Soysal İngiltere pazarını şöyle yorumluyor: “Tabii ki bilinmeyen bir marka için bu pazarda satış yapmak, toplantı almak, kendinizi anlatmak zor. Ancak biz bunu daha önce Dubai, Berlin ve Paris’te deneyimlemiş bir ekibiz. Bu pazarlar içerisinde İngiltere bizi en iyi karşılayan, iş anlamında profesyonelliğin en üst düzeyde olduğu, hız konusunda bizim beklentilerimize en yaklaşan pazar diyebilirim. Hazır ve kaliteli bir ürününüz varsa buradaki yüksek rekabet seviyesi bir avantaja dönüşüyor. Özellikle Londra, global bir şehir. Birçok farklı kültürden insan yaşıyor ve çalışıyor. Bu da dışarıdan gelen şirketler için bir avantaj.”


TurkishBritish

“Bizim için İngiltere pazarında en önemli konu marka değerimizi oluşturmak, ilk grup büyük müşterilerimizi elde ederek “Kiminle çalışıyorsunuz?” sorusuna sosyal kanıt oluşturmaktı” diyen Soysal bu süreci şöyle özetliyor :

Başarımızı somut olarak kanıtladık İngiltere’deki rakiplerinin bir kısmının zaten Berlin ve Paris’te de rakipleri olduğuna, ayrıca İngiltere’de Amerika merkezli daha büyük rakiplerin varlığına da dikkat çeken Soysal “İçinde bulunduğumuz pazar oldukça rekabetçi. Segmentify’ın en büyük artısı ise algoritmalarının kanıtlanmış gücü. Bugün İngiltere’de yaklaşık 30, tüm dünyada ise 200 civarında müşterimiz var. Bu müşterilerimizin neredeyse tamamını rakiplerimizle girdiğimiz A/B testi çalışmaları sonrasında onlardan müşterilerimize daha çok ciro sağlayarak elde ettik. Geçtiğimiz yıl makine öğrenmesi alanında en öne çıkan 25 girişimden biri seçilerek de bir anlamda algoritmalarımızın kalitesini teyit etmiş olduk” şeklinde konuşuyor.

“Bu tabii ki çok kolay bir süreç değil, ne kadar kaliteli ürününüz olursa olsun yeni ve yabancı bir pazarda bunu sağlamak kolay olmadı. Ancak hem İngiltere ekibimizin doğru hedeflemeleri ve satış sürecini iyi yönetmesi hem de özellikle fuar pazarlama çalışmalarında yakaladığımız sonuçlarla Virgin ve Mothercare gibi büyük müşterileri kazandık.” İngiltere’de yatırım yapmak isteyen girişimcilere tavsiyelerde bulunan Soysal “Hazır ve kaliteli bir ürün İngiltere pazarı için önemli. Sonrasında ilk yatırım, hedef pazara hakim, daha önceden hedef müşterilerinizin karar vericilerine ürünler satmış bir İngiliz satışçıyı ekibe katmak olmalı. Ayrıca gerekli satış ve pazarlama bütçesi olmadan İngiltere pazarına açılmaya çalışmak ise para, zaman ve fırsat kaybına yok açacaktır. Satış ekibi sektöre uygun pazarlama çalışmaları ile mutlaka desteklenmeli” diyor.u

39


uuu PAZARLAMA

İngiltere’den dünyaya satış operasyonu yönetimi

Uluslararası satış operasyonda başarının anahtarı: LBP

Türkiye, Romanya ve Güney Afrika’dan Ukrayna’ya kadar farklı ülkelerden 20’den fazla firmanın İngiltere satış operasyonlarını yöneten London Bridge Project’in, sadece Türk müşterilerinin İngiltere pazarı için yönettiği teşvik büyüklüğü 800 bin Sterlin’e ulaştı. LBP, 3 ülkede 9 şehirde...

K

emal Sidar, 2007 yılında kurduğu Etkin Proje ile 12 yılı aşkın süredir birçok önder ve yenilikçi sanayi ve yazılım şirketi ile çalıştı ve zaman içerisinde bu şirketlerin yurtdışı açılımlarında da rol aldı. Yurtdışına yönelik yapılan bu çalışmalardaki başarılar ve güven sonucunda 2017 yılında London Bridge Project (LBP) ortaya çıktı. Sidar, bugün LBP’nin “satış yönetimi” işinde başarılı bir marka olma yolunda ciddi mesafeler kat ettiğine dikkat çekiyor. Ana faaliyet alanı satış ve satış operasyonu yönetimi olan London Bridge Project’in hizmetlerini Kemal Sidar anlatıyor: “LBP’yi kendi müşterilerinin outsource satış departmanı olarak düşünebilirsiniz. Bu nedenle bir şirketin satış departmanı ne yaparsa biz de müşterilerimiz adına bu faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Amacımız; İngiltere’nin alanında en büyük kurumsal satış yönetim şirketi olmak ve sonrasında da uluslararası operasyonlara başlayarak; sadece İngiltere ya da İngiltere’den değil tüm büyük pazarlar için satış yönetim hizmetleri sunabilecek kapasiteye erişebilmek.” 40

LBT, şu anda Türkiye, Romanya, Güney Afrika, Ukrayna gibi farklı ülkelerden, 20’den fazla müşterinin İngiltere satış operasyonlarını yönetiyor.

LBP’yi anlatmayı sürdüren Sidar İngiltere satış kültürüne ve satış deneyimine sahip 12 kişilik bir kadroya sahip olduklarını ifade ediyor. LBP İngiltere’de London-Merkez ofis, Maidenhead - Operasyon ofisi, Cardiff-Bölge temsilciliği olmak üzere 3 farklı şehirde hizmet veriyor. Sidar “Kardeş şirketimiz Etkin Proje ile birlikte 60’ın üzerinde nitelikli çalışanımız ve 9 farklı şehirde, 3 farklı ülkede ofislerimiz bulunuyor. Şu anda Türkiye, Romanya, Güney Afrika, Ukrayna gibi farklı ülkelerden, 20’den fazla müşterimizin İngiltere satış operasyonlarını yönetiyoruz. Türk müşterilerimiz için sadece İngiltere pazarı için yönettiğimiz teşvik büyüklüğü ise 800.000 Sterlin büyüklüğüne erişmiş durumda” şeklinde konuşuyor.


TurkishBritish Satışta başarının sırrı; İnsanı ve kültürü tanımak!

Satış hizmetlerinin, offline (saha satış-direkt satış) ve online (e-ticaret-Pazar yeri) olarak ikiye bölündüğüne dikkat çeken Sidar, şöyle devam ediyor: “Yazılım, donanım, internet hizmetleri, medya, tekstil, gıda, alkollü içecek ya da otomotiv gibi farklı sektörlerden, B2B veya B2C satış yapan, KOBİ’leri veya büyük kurumsalları hedefleyen müşterilerimiz var. Geliştirdiğimiz ekosistem içerisinde dijital pazarlama, muhasebe, hukuk, relokasyon gibi farklı alanlardan uzman şirketlerin katkısını alarak anahtar çözümler sunabiliyoruz.”

Düşünmeyin, aksiyona geçin! Uluslararası deneyimlerinden yola çıkarak İngiltere pazarını değerlendiren Sidar, “Dünyanın en rekabetçi pazarlarından bir tanesi! Avrupa kıtası için ise bence en rekabetçisi. Tüm dünyadan en iyi, en yetenekli, en ucuz, en hırslı, en büyük firmaları bu pazarda bulabilirsiniz. Ayrıca doymuş bir pazar da olduğu için İngiltere’de başarı hikayesi yaratmak gerçekten zaman, sabır, para ve sürdürebilirlik istiyor” diyor. Başarı ile başarısızlık arasındaki en büyük farkın çok iyi hazırlanmak ya da şansa bırakmak olarak özetleyen Sidar, “Pazara çıkmadan önce mutlaka hem kendinizi hem de ürünlerinizi test etmeniz ve ciddi bir analiz süreci yaşamanız gerekiyor. Özellikle Türkiye pazarında ne kadar iyi, büyük veya güçlü olduğunuz İngiltere pazarı için çok bir şey ifade etmiyor. Yeniden başlamaya ve bu sefer daha hızlı ve uzun koşmaya hazır olmanız lazım” şeklinde konuşuyor. Sidar girişimcilere tavsiyeler vermeyi sürdürüyor: “İngiltere’de iş yapmayı düşünen tüm girişimciler için ilk sözüm geç bile kaldıkları olur! Düşünmesinler, aksiyona geçsinler. Ancak çok sıkı çalışmadan, pazarı-müşteriyi bilmeden ve özellikle sadece bugüne kadar Türkiye’de kazandıkları başarılara ve pazar bilgilerine güvenerek asla yola çıkmasınlar.” London Bridge Project’in kurucusu Sidar kurduğu şirketlerin yanı sıra Ar-Ge proje yönetimi ve teşvikler konusunda bir de kitap yayınladı. Gazeteler, dergiler, bloglar ve web siteleri için çeşitli makaleler yazdı. 2012 ve 2013 yıllarında Fortune Türkiye’ye “40 yaşın altındaki ümit vaat eden yöneticiler” arasında yer alan Sidar, “En Hızlı Büyüyen 100 Şirket”, “Bilgi Teknolojisi Şirketleri 500” ve Umut Verici Girişimci Ödüllerini de aldı.u

“Satış 4.0” kitabının yazarı Koray İnan, İngiltere’de satış, iş geliştirme ve kültürlerarası iletişim konularında eğitim ve koçluk hizmetleri veriyor. İnan’a göre İngiltere’de başarılı olmak için girişimcinin kendi kültürel farklılığını anlaması ve farkında olması, İngiltere’deki kültür farklılığına uyum sağlayabilmesi için de değişikliklere açık olması gerekiyor.

T

ürkiye’den İngiltere’ye gelenler bir taraftan yaşamlarını devam ettirecekleri girişimlerinin başarılı olması için çalışırken bir taraftan da İngiltere’deki yaşama ve kültüre uyum sağlamaya çalışıyorlar. Girişimcilerin pek çok farklı kültürden insanın bir arada yaşadığı İngiltere’de başarılı olabilmek için kültürlerarası farklılıkları doğru okumaları, iş yapış biçimlerini, satış ve pazarlama stratejilerini de buna göre şekillendirmeleri gerekiyor. Bu beceriyi en kısa sürede kazanmanın yolu ise; işin uzmanından profesyonel destek almak... “Satış 4.0” kitabının yazarı Koray İnan, İngiltere’de yaşayan ve farklı kültürlerden gelen girişimcilere satış, iş geliştirme ve kültürlerarası iletişim konularında eğitim ve koçluk hizmetleri veriyor. “Amacımız, girişimcilerin İngiliz kültürüne ve İngiltere satış iklimine olabildiğince erken zamanda adaptasyonu ve başarı kazanmasıdır” diyen İnan, Satış ve pazarlama bilimi teknik konular gibi gözükse de; özünde iletişim, psikoloji ve sosyoloji gibi farklı disiplinlerin olduğu bir alandır. Dolayısıyla, insanı ve toplumu tanımak satış ve pazarlama için olmazsa olmazlardandır. Makro anlamda bir kültürü tanımadan ve mikro anlamda da insanı tanımadan satışta ve pazarlamada başarılı olamazsınız” şeklinde konuşuyor.u

Eğer piyasaya sunduğunuz ürün veya hizmet herhangi birinin sorununu çözmüyor veya birine fayda sağlamıyorsa, girişimcinin hayatta kalması çok zor olacaktır. 41


uuu E-TİCARET

Birleşik Krallık’ta Online Satış Yapmak Kendi siteniz, Amazon, Ebay, ETSY... Ürününüze uygun her yerde satış yapabilirsiniz. Hepsinin kendine göre avantajları ve dezavantajları olacaktır. Bir web siteniz mutlaka olsun.

B

u dergiyi eline alanların bir kısmı, belki de bir çoğu, benim gibi İngiltere’de birkaç yıldır yaşıyor. Benim gözlemlediğim kadarıyla İngiltere’ye yeni yerleşen ve yaşamaya başlayan herkesin kısa bir süre sonra aklına üç iş modeli düşüyor; “Cafe açmak”, “Pazar’da satış yapmak”, “Amazon ve/ veya Ebay’de satış yapmak”. Cafe açmak nispeten daha yüksek bir giriş sermayesi gerektirmekte. Pazarda veya internette satış işine giriş bariyerinin düşük olması sebebiyle, yeni gelir kapıları arayan girişimciler için ürün satışına başlamak çok daha kolay. Türkiye’de 20 yılı aşkın dijital pazarlama ve e-ticaret danışmanlığı deneyimine ve İngiltere’de fiilen Amazon ve Ebay satışı yapan birisi olarak, online satış işine girmek isteyenler için faydalı olacağını düşündüğüm bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sermaye Ne Kadar Önemli? Sermaye yapısı ve finansman, küçük veya büyük her şirket için çok önemlidir. Satışını yapmayı planladığınız ürün için detaylı bir analiz yapmanız gerekmektedir. Satın alacağınız ürünler için ödeyeceğiniz ücretlerin yanı sıra lojistik, pazarlama ve işletme giderlerinizi iyi analiz ederek en az 6 ay kar etmeden işinizi ayakta tutacak sermayeye ve kendi yaşamsal giderlerinizi sağlayabilecek birikime sahip olduğunuzdan emin olmadan yola çıkmamalısınız. Eğer doğru adımlar atarsanız muhtemelen birinci ayın sonunda satışını yaptığınız ürünlerden kar etmeye başlayacaksınız. Ancak; ürün birim fiyatı üzerinden karlı olmak sizin için yeterli olmayacaktır. Önemli olan toplam cironuzun ve kârınızın artmasıdır.

Amazon’da satışlarınızı kendi eviniz/deponuz üzerinden yapabilirsiniz. Benim tavsiyem Amazon FBA modelini tercih etmeniz olacaktır. Murat Buyurgan 42

https://www.muratbuyurgan.com/

Internette Nerede Satış Yapmalıyım? Kendi siteniz, Amazon, Ebay, ETSY... Ürününüze uygun her yerde satış yapabilirsiniz. Hepsinin kendine göre avantajları ve dezavantajları olacaktır. Bir web siteniz mutlaka olsun. Online satış yapmasanız dahi, potansiyel müşterilerin size ulaşabilmeleri için basit bile olsa bir site yapın. Online satış yapacaksanız Shopify üzerine kurulacak bir siteyle yola çıkabilirsiniz. Amazon, Ebay ve ETSY müşterilerinin satın alma alışkanlıkları farklı olduğu için, ürünleriniz için en fazla potansiyel olan pazaryerini öncelikli satış kanalınız haline getirmelisiniz.

Satacak Ürünü Nasıl Bulurum? Brexit’e rağmen İngiltere ekonomisi çok kırılgan değil. Makro seviyede negatif bir eğilim olsa da, bu sizin yapacağınız iş için bir engel teşkil etmiyor. Hatta; yeni bir girişimci için fırsatlar çok daha fazla. Bu sebeple, pazarda daralma sebebiyle ürünü satamamak gibi bir durumla karşılaşmayacaksınız. Ebay’de satılan ürünlerin satış adetlerini siteden görebilirsiniz. Bu adetler size fikir verecektir. Ancak bu adetlerin ne sürede oluştuğunu dikkatli analiz etmeniz gerekir. Örneğin; 5.000 adet satış yaptığını gördüğünüz bir ürünün, ne sürede belirtilen satış adedine ulaştığını tespit etmelisiniz. Amazon’da ise analizler daha belirgin ve çok daha tahmin edilebilir şekilde yapılabiliyor. Bazı teknik yazılımlar kullanarak Amazon’da herhangi bir ürünün aylık satış adedini öğrenmeniz mümkün.


TurkishBritish

Yüksek satış adetleri bir fırsat gibi gözükmekle birlikte, düşük adetli ürünlerin rekabetinin de düşük olacağını söylebiliriz. Eğer elinizde bir ürün yoksa; hangi ürünü satayım diye bir araştırma yapacaksınız, Amazon ve Ebay gibi pazaryerleri için dikkat etmeniz gereken en önemli konu şu olacak; çok yeni, hiç olmayan bir ürünle başlamayın. Amazon ve Ebay müşterisinin genel eğilimi, zaten kullandığı bir ürünü aramak ve bulduktan sonra satın almak şeklindedir. Bu sebeple; satan ürünleri tespit edip, başlangıç için kaç adet stokla başlamanız gerektiğine karar vermelisiniz.

Amazon’da Satışa Nasıl Başlayabilirim? Bir Ltd şirket veya şahıs olarak Amazon UK’de satıcı hesabı açabilirsiniz. Satıcı hesabı ücretli veya ücretsiz olabilir. Eğer el yapımı bir ürün satacaksanız “Amazon Handmade” hesabına başvurabilirsiniz. Ücretsiz bir hesabı ücretli bir hesaba çevirmek veya şahıs firması olarak başlayıp Ltd şirkete dönüştürmek gibi değişiklikler bazen zor olacağı bazense performans kaybı yaşatabileceği için “Deneyip görelim, sonra gerekirse değiştiririz” yaklaşımı, Amazon satıcılığı için doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Fulfilment by Amazon (FBA), satılan ürünlerin tüm işlemlerinin Amazon çalışanları tarafından Amazon depolarından yapılmasıdır. Satılacak ürünler öncelikle toplu olarak Amazon deposuna gider. Depoya giren ürünler Amazon’da satışa sunulur. Müşteri

ürünü satın aldığında Amazon bu ürünü paketler ve müşteriye ulaştırır. İade olması durumunda tüm iade sürecini yönetir. Ödemeyi müşteriden tahsil eder. Komisyon kesintileri sonrası kalan parayı, belirli aralıklarda banka hesabınıza otomatik olarak yatırır. Neden FBA modeliyle satış yapmanız gerektiği aslında başlıbaşına bir yazı konusu. Bu sebeple ben kısaca şunu söylemek isterim; depo kiralamak zorunda kalmayacağınız, sipariş geldikçe tek tek ürünleri kargolamakla uğraşmayacağınız, zamanınızın büyük çoğunluğunu bilgisayarınızın başında geçirerek tek başınıza işinizi yönetebileceğiniz, çok daha fazla satış fırsatına sahip olacağınız FBA modeliyle satış yapmanız, çok daha doğru bir başlangıç olacaktır. Bu yazıda size internette satışa başlamadan önce temel olarak nelere dikkat etmeniz gerektiğini anlatmaya çalıştım. Her ürünün, her satış kanalının en önemlisi ise her girişimcinin potansiyeli farklıdır. İşini bilen ve tecrübeli insanlardan fikir ve görüş almanız mutlaka faydalı olacaktır. Unutmayın ki, bir girişimcinin en önemli özelliği fazla vakit kaybetmeden yola çıkması ve yolda edindiği tecrübelerle işini büyütmesidir. Bu sebeple benim de size tavsiyem bir an önce harekete geçmeniz olacak... Bu sayfayı bana ayıran ve ilk sayısında yer almaktan çok memnun olduğum Turkish British dergisine ve ekibine yayın hayatlarında başarılar diliyorum.u

43


uuu E-TİCARET

E- ticaret’te tam gaz ileri...

Aaron Sarac, Pointis ile İngiltere’nin başarılı yatırımcıları arasına girdi Aaron Sarac tarafından 2016’da İngiltere’de kurulan Pointis Solutions, kısa sürede bir başarı hikayesine dönüştü. Son 1 yıl içinde, aralarından Türkiye, Avrupa ve Amerika’dan firmaların da yer aldığı 12’den fazla müşteri için Amazon operasyonu yönetimi gerçekleştiren Pointis, 4 milyon Sterlin’den fazla ticaret hacmi yarattı.

P

ointis Solutions, 3 yıl önce İngiltere’de hizmet vermeye başladı. Özellikle e-ticaret yönetiminde öne çıkan firmanın kurucusu Aaron (Harun) Sarac, uzun yıllar uluslararası projelerde edindiği tecrübesini ve bilgi birikimini aktardığı Pointis’te dikkat çeken bir başarı yakaladı. Yurtdışına ilk adımını, 2002 yılında Zürih Üniversitesi’ne eğitim için giderek atan Aaron Sarac, 2004’te Türkiye’ye döndü ve Ankara’da küçük bir reklam ajansı kurdu. 3 yıl sonra Çin’in Shanghai kentine İş Geliştirme Danışmanı olarak kısa süreli bir proje için gitti ve 2009 yılı başında Türkiye’ye döndü. 2014 yılına kadar Türkiye’nin iyi bilinen telekomünikasyon şirketlerinde ürün ve proje yöneticiliği yaptı. Ardından, dünyanın önde gelen telekomünikasyon gruplarından olan Katar merkezli Ooredoo’da Katma Değerli Servisler (VAS) ve API Business Development grubunun başına danışman olarak transfer oldu. Sarac, Ooredoo bünyesinde Google, Facebook, Samsung, Huawei, Amazon gibi şirketlerle birlikte ortak projeler geliştirdi ve 2016 yılı başında projeyi tamamlayarak Türkiye’ye dönmek yerine İngiltere’ye taşındı. Böylece, 2004 yılında başladığı girişimcilik hayatına, 2016 yılında İngiltere’de Pointis Solutions’ı kurarak devam etti. Sarac, “Mevcut iş network’üm bana bu alanda bana ciddi bir avantaj sağladı. Ayrıca, Katar’daki iş ve arkadaş çevrem ile birlikte çalıştığımız partnerlerin birçoğunun İngiliz olması önemli bir rol oynadı” diyor.

E-ticarette İngiltere’nin sayılı şirketlerinden biri olmayı hedefliyoruz Sarac’ın kurduğu Pointis Solutions, 3 ana alanda faaliyet gösteriyor; E-Ticaret Yönetimi (Özellikle Amazon’da uçtan uca pazar yeri operasyon yönetimi), Dijital Dönüşüm ve Telekom Alanında Katma Değerli Servis Konsolidasyonu. Her 3 faaliyet alanında da birçok ülke ile çalışma yürütülüyor ve bu başarının temelinde uluslararası satış becerisi ve teknik bilginin harmanlanması yatıyor. 44

Sarac, ‘‘İngiltere, özellikle iş hayatında, imparatorluk kültüründen kaynaklı kozmopolit bir ortam sunuyor.’’ Bu alanların içerisinde e-ticaret yönetiminin oldukça öne çıktığını ifade eden Sarac, “Rekabette önde olduğumuz ve kısa sürede birçok başarı hikayesi yarattığımız bir alan haline geldi. Son 1 yıl içinde 12’den fazla müşterimiz için, Amazon operasyonu yönetimi yaptık ve 4 milyon Sterlin’den fazla ticaret hacmi yarattık. Bu kapsamda sadece Türkiye’den değil Avrupa’nın farklı ülkelerinden, hatta Amerika’dan da müşterilere servis vermeye devam ediyoruz. E-ticaret üzerinde verdiğimiz satış ve operasyon yönetim hizmetlerimiz ile İngiltere’de kurumsal olarak bunu gerçekleştiren sayılı şirketlerden birisi olmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

İngiltere’de iş yapmanın anahtarı İngiltere’nin, şirket kurulumu ve bağlı bürokratik işlemler açısından giriş bariyerleri oldukça kolay bir ülke olduğuna dikkat çeken Sarac’a göre bu durum rekabeti de beraberinde getiriyor. “Burada dünyanın tüm renklerinden iş adamını ya da çok farklı iş kollarından danışmanlık projelerini görebilirsiniz” diyen Sarac şöyle devam ediyor: “Bu anlamda, girişimcilere önerim, bir alanda uzmanlaşmaları ve tecrübelerini ürün haline getirmeleri. Örneğin, Türkiye’de büyük projelere imza atmış, yüzlerce personelle büyük Telekom gruplarının projelerini yönetmiş olabilirsiniz ama bu projeler bir ürün halinde paketlenmemişse ve benim ürünüm diyemiyorsanız; İngiltere’de bir anlam ifade etmiyor. Kısacası, uzmanlaşma ve ürünleşme İngiltere’de iş yapmanın anahtarı diyebilirim”. u


TurkishBritish

Kariyer fuarı “Talent For Biz” Londra’da düzenlendi

G

enç ve gelecek vaat eden yetenekleri ortaya çıkarmak amacıyla Türkiye’nin önemli şirketlerinn katılımıyla yapılan “Talent For Biz” etkinliğinin Londra ayağı 27 Nisan’da gerçekleştirildi. TalentforBIZ’in Londra etkinliği 20 global Türk firmasını, 600’ü aşkın üniversite öğrencisi ve mezunla buluşturdu. Türkiye’nin dev firmaları ASELSAN, Havelsan, Netaş, TEİ, TRT World, Turkcell, Turkish Aerospace, Turkish Airlines’ın sponsor olarak destek verdiği kariyer fuarında Türkiye’nin önemli sanayi ve sivil toplum kuruluşları Arçelik, İş Bankası, MEB –YYEGM, Roketsan, Teknopark İstanbul, TİKA, Turkuvaz Media, TÜBİTAK, Vakıfbank, Vestel ve Londra’dan Yunus Emre Institute İngiltere’de eğitim alan gençlerle buluştu. ‘Türk Global Şirketlerinde Kariyerinize Başlayın’ sloganıyla tanıtımları yapılan ve Cologne, Londra, Taşknet ve Johannesburg’ta yapılack 4 ayrı ekinlikten biri olan Londra etkinliği Yönetim Enstitüsü’nde (IOD) gün boyu sürdü. Tükiye’nin önde gelen kurumlarının ve çeşitli sektörlerden firmaların üniversite öğrencileri ve mezunlarıyla bir araya geldiğini etkinlikteki stantlarda, İK yöneticileri katılımcılarla açık pozisyonları için yüz yüze görüşmelerde bulundu. Ayrıca seminerler de yapıldı.u

Londra’nın Yeni Nesil Göçmen İş Platformu STEP UP London

S

tep Up platformu üç kadın girişimci tarafından, pek çok farklı ortamda sorulan soruları gündeme taşımak ve uzmanlarından cevap alarak yeni nesil göçmenlere destek olmak amacıyla kuruldu. Özellikle son yıllarda değişen Türkiyeli göçmen profilini bir araya getiren bir iş platformunun mevcut olmadığı için, pek çok kişinin aynı soruları sorduğunu ve aynı sıkıntılara benzer çözümleri tekrar tekrar baştan bulduklarını fark eden Müge Acar, Seda Sak ve Zeynep Nil Suner, MetroBank’ın desteğiyle panel dizisini oluşturdular. Nisan 2018’de ‘Ne Yapsak Satar?’ sorusuyla yola çıkan Step Up London ekibi; ilk günden bu yana CV tasarımından ithalat süreçlerine, pazar ve festival peraknedeciliğinden dijital pazarlamayı etkin kullanmaya kadar pek çok konuyu ele aldılar. Hedeflerinde tüm katılımcıların etkinliklerden somut bir bilgiyle ve en az iki kişiyi tanıyıp iletişim bilgilerini alarak ayrılması var. Etkinlik, İngiltere’de ilgili konuda deneyim kazanmış girişimci ya da sektör profesyonellerinin tecrübe ve bilgilerini katılımcılara bir panel ortamında aktardığı bir formatta ilerliyor. Ayrıca panel öncesi ve sonrası katılımcılar ikramlar eşliğinde birbirini tanıma ve sohbet etme imkanı buluyorlar. Panel dizisinin yanı sıra eğitim, seminer ve workshop gibi farklı etkinliklerle de bilgi paylaşımı kadar yeni bilgiyle eyleme geçilmesi de hedefleniyor. Step Up’ın her ay düzenlediği etkinlikler Metro Bank’ın Holborn’daki merkezinde gerçekleşiyor. Panellerde yer alması istenilen konu ve sorulması istenen sorular, Facebook ve Instagram hesapları üzerinden mesaj ya da e-posta yoluyla gönderilebiliyor.u 45


uuu

Original Spirits Club’den

kişiye özel viski taşları.. Viski içerken bardağın içine attığınız buz küplerinin yerine üzerinde adınız ya da tuttuğunuz takımın armasının olduğu size ait soğutulabilir viski taşları kullanmayı hiç düşündünüz mü? Original Spirits Club, farklı renk ve şekillerde, istenirse kişiye özel hazırlanabilen viski taşlarıyla viski severlere daha keyifli anlar sunuyor. Ağırlıklı olarak Türkiye’den ithal edilen taşlar işlendikten sonra İngiltere dışında, Almanya, Belçika ve Türkiye’ye satılıyor.

İ

ngiltere tarihinin ayrılmaz parçalarından biri ve İngiltere’den tüm dünyaya yayılmış olan bir tutku da viski. Viskinin lezzetinin orijinal haliyle korunması ise viski severlerin hassasiyet gösterdikleri bir konu. Baskılı ve baskısız viski taşları üreten Original Spirits Club (OSC), bu tutkunun daha sofistike ve lezzetli olabilmesi için buz yerine kullanılan viski taşları üretiyor ve bunları bireysel ve kurumsal pazarda az adetli hediyelik veya çok adetli toptan şeklinde İngiltere pazarı ile buluşturuyor. OSC’nin ürettiği bu taşlar, viski dışında soğutucu olarak, buz yerine de kullanılabiliyor.

OSC’nin kullandığı taşlar Türkiye’den geliyor Nisan ayında yaptığı lansmanla sektöre giriş yapan Original Spirits Club sosyal medya ve dijital marka yöneticisi Tanem Buket Dervish, İngiltere dışında, Almanya, Belçika ve Türkiye gibi ülkelere de satış yapmaya başladıklarını ifade ediyor. OSC’nin kullandığı taşların ağırlıklı olarak Türkiye’den geldiğini belirten Dervish, “Hem Türkiye’nin ihracatına katkı sağladığımız için hem de taşa katma değer katarak uluslararası bir marka yarattığımız için mutluyuz” diyor.

46

Viski taşlarının alkollü içeceklerde buz yerine kullanılan, dondurularak kullanıldığı için de soğutucu etkisi olan aksesuarlar olduğunu belirten Dervish, sözlerine şöyle devam ediyor: “Biz viski taşlarımızın bir stil ürünü olması ve viski içmekten keyif alan insanların keyiflerine zevk ve fonksiyonellik katmasını istiyoruz. Öte yandan gıda uyumluluk sertifikaları da bulunan taşlarımızın; kaynağı bilinmeyen bir sudan yapılan ve eriyerek içkinin tadını bozan buzdan çok daha iyi olduğuna inanıyoruz. Kolaylıkla soğuması, yıkanarak tekrar tekrar kullanılabilmesi, farklı renk ve şekilleri ile kısa sürede viski severlerin ayrılmaz birer parçası olmayı hedefliyoruz.”

Viski taşları kişiselleştiriliyor OSC viski taşları farklı renk ve şekillerde, hatta kişiselleştirerek sipariş edebilebileceğini belirten Dervish, viski taşları konusunda kalıcı olduktan sonra alkollü içeceklere tamamlayıcı olan diğer stil ürünü aksesuarlar ile ürün portföylerini genişletmeyi hedeflediklerini ifade ediyor.u


TurkishBritish

MARKA

Kraliyet gelininin tercihi yine bir Türk! İngiliz Kraliyet Ailesi’ne girdiği ilk günden itibaren bir stil ikonuna dönüşen Kate Middleton, bu kez tarzında değişiklik yaptı. Middleton, çanta tercihini Türk markasından yana kullandı

İ

ngiliz Kraliyet Ailesi’nin gözde gelini Kate Middleton, çantası için bir Türk markasını tercih etti. Stiliyle pek çok moda dergisi tarafından övgüyle bahsedilen İngiltere’nin Cambridge Düşesi Kate Middleton, eşi Prens William ile birlikte İskoçya’nın Dundee kentindeki Victoria and Albert Müzesi’nin açılışına gitti. Ziyaret öncesi halkı selamlayan Dük ve Düşes, sempatik tavırlarıyla yoğun ilgi gördü. Daha önce Erdem Moralıoğlu’nun imzasını taşıyan bir palto giyen Middleton, yine tercihini bir Türk tasarımcıdan yana kullandı.

Kurucusu iki kız kardeş Düşes, bu kez Alexander McQueen imzalı elbisesini, dünya çapında bilinen Türk markası Manu Atelier’in çantasıyla tamamladı. Beste ve Merve Manastır kardeşlerin kurduğu markanın klasik ve şık modelini tercih eden Middleton’ın tarzı büyük beğeni topladı. Merkezi İstanbul Şişli olan markanın yaratıcıları, Beste ve Merve Manastır adlı iki kız kardeş. 2014 yılına uzanan bir geçmişi olan markanın bu yeşil çantası, markanın 2017 sonbahar koleksiyonuna ait.u

Atmaya kıyamıyor! Eski kıyafetlerini farklı aksesuarlarla kombinleyen Cambridge Düşesi Kate Middleton, geleneksel İskoç motiflerini yansıtan bu kareli kıyafeti 2013’te de Noel kutlamaları sırasında Sandringham’da giymişti. 47


uuu YATIRIM

FIRSATLARI

İngiliz yatırımcılar yönünü Gürcistan’a çevirdi... Coğrafi güzellikleri ve iklimi ile son yıllarda Doğu Karadeniz’in gözde şehri Batum’u ziyaret eden turist sayısı her geçen yıl artış gösteriyor. Batum, turizm dışında yatırım kolaylığı ve genç insan sermayesi ile de özellikle İngiliz yatırımcıların dikkatini çekiyor. Doğu Karadeniz’in incisi Metrocity, İngiliz yatırımcıları Gürcistan’a yatırıma davet ediyor.

İş yapmanın kolay olduğu 6. ülke Gürcistan

D

oğu Karadeniz’in turizm ve yatırım pazarında parlayan yıldızı olmayı sürdüren Batum şehri, 2018 yılında da yakın coğrafyadaki rakiplerinden daha başarılı adımlar attı. Turizm sektörüne yenilikçi yaklaşımı ve bulunduğu bölgedeki iklim şartlarının sonucunda oluşan yemyeşil doğasıyla Batum, uluslararası alandaki konumunu her geçen gün daha da yukarılara taşıyor. Uluslararası yatırımcıların gözdesi olan Batum, İngiliz yatırımcı ve girişimciler için gelişmekte olan ekonomiler arasında bulunmaz yatırım kolaylığı ve genç insan sermayesi ile sürdürülebilir fırsatlar sunuyor.

Batum merkezli Metro Avrasya Holding’in Uluslararası Yatırımlar Direktörü Kyle Inan, Gürcistan Turizm Bakanlığı verilerine göre, 2018 yılının Ocak ve Ekim ayları arasında Gürcistan’ın 7 milyon 500 bin turiste ev sahipliği yaptığını, 2017 yılının Ekim ayına göre 2018’de %15’lik bir artış olduğunu belirtti. Bu artışın 2019 yılında % 30’lara varacağına dikkat çeken Kyle Inan özellikle Doğu Avrupa ve İskandinav pazarı açısından huzurun başkenti Batum’un coğrafi rakipleri olan Varna ve Kavala’dan daha iyi turistik tesis ve yatırım altyapısına sahip olduğunu ifade etti. Dünya Bankası’nın 2018 yılında hazırladığı “İş Yapma Kolaylığı Açısından Ülkeler” sıralamasında Gürcistan 6. sırada olduğunu söyleyen Kyle Inan, Gürcistan’ın vergi ve iş mevzuatı açısından yönetimsel sürdürülebilirliğin küresel ölçekte sayılı olduğu ülkelerden biri olduğunu da vurguladı.

Gürcistan İngilizler için çok çekici Metrocity Uluslararası Pazarlama Direktörü Kyle Inan aynı zamanda Kafkasya coğrafyasındaki en büyük ve en lüks otel olan Euphoria’nın 455 odası ve 50.000 m2 kurulu alanı ile Metrocity Şirketler Grubu’nun en gözde yatırımlarından biri olduğunu ifade etti. Inan Avrasya Bölgesi’ne yatırım için gelen tüm İngiliz özel ve kamu sektörü temsilcilerini otellerinde ağırlamak istediğini belirtti. Şehrin turizmde can damarı konumunda bulunan Euphoria Otel, 25 Ağustos 2016 tarihinden beri misafirleri ağırlıyor. Kyle Inan özellikle turizm talebinin yoğunluklu olarak Orta Doğu pazarından geldiğini, buna mukabil mevcut pazar payının İngiliz yatırımcılar adına kaçırılmayacak derecede çekici olduğunu ekledi. u www.metrocity.ge/en 48


TurkishBritish

Sağlıkta B Planı “yurtdışında tedavi” Sağlık hizmetleri talebinde sınırlar kalktı. Dünyada pek çok konuda olduğu gibi sağlık ve kişisel bakım alanında da ülke dışında arayışlar giderek yaygınlaşıyor. İletişim ve ulaşımın getirdiği kolaylıklarla sınırların kalktığı dünyada: Plan B ‘sınırsız’ sağlık hizmeti sunuyor...

Sağlıkta B Planı “global pazar” Londra merkezli Plan B Health Travel Services, medical seyahatler için online bir dijital platform olarak çalışan bir start up. Dünyanın her yerinden hastaların, istedikleri her ülkedeki doktorlara, sağlık kuruluşlarına ulaşabilecekleri, şeffaf bir sağlık turizmi platformu oluşturmak üzere yola çıkan Plan B, öncelikle İngiltere’deki hastaların tercihlerini etkileyen önemli unsurlardan olan güven duygusunu inşaa etmek için çalışıyor. 100’ün üzerinde sağlık kuruluşunun temsilcisi olarak Londra’da faaliyet gösteren Plan B’nin kurucusu Ayla Torun start up projesi hakkında şu bilgileri veriyor. ‘‘İnsanlık her zaman sağlığın peşinden koştu... İşin ehli doktorlar nerede olursa oraya ulaşmaya çalıştı. Yaklaşık 40 yıldır da tedavi olmak amacıyla ülkeler arasında seyahat eden hastaların sayısında her geçen gün artış yaşanıyor. Ülkeler ve sağlık kuruluşları arasındaki rekabet giderek artıyor. İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte dünyayı değiştiren dijital devrim, sağlık sektöründe de önemli bir gelişmenin yolunu açtı. Dijital Sağlık alternatifi ile tedaviye ulaşım olanakları değişti. İnovatif çözümler sektörün ihtiyacı haline gelirken, sağlık hizmetleri pazarı globalleşti. Dünyanın her yerinden hastanın herhangi bir yerdeki en iyi hekime ve kaliteli sağlık hizmetine ulaşmasının hiç de zor olmadığını düşünerek; “dijital sağlık” kavramını start up projemize uyguladık. Dijitalleşen dünyada global yatırımın öneminin bilinciyle, dünyanın en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Londra’da Plan B Health Travel Services’ı kurduk.’’

Plan B nasıl hizmetler veriyor? Torun, Plan B Health Travel Services’in hizmetlerini şöyle sıralıyor; ‘‘Sınırları kaldırarak, ihtiyaç duyan herkese sağlık hizmetlerine erişimi fırsatı sunuyoruz. Dünyanın her yerinden hastaları, ihtiyaç duyduğu tedavi için en doğru adresteki en doğru doktorlarla buluşturuyoruz. Sağlık alanındaki tüm tarafları; dok-

tor, hasta ve hastaneyi bir çatı altında topluyoruz. Böylece sadece hasta için bir platform değil, doktor ve sağlık kurumunun görünürlüğünü sağlayıcı bir vitrin oluşturuyoruz. Hasta için de doktor, hastane ve tedavi arama sürecini kısaltıyoruz. Sağlık kuruluşlarının hedef pazarlarındaki tüm iletişim çalışmalarını yürütüyoruz.’’ Birleşik Krallık’ta sağlık hizmetlerine kendisi ödeme yaparak erişmek isteyen hastaların oluşturduğu 620 milyon GBP’lik bir pazar olduğunun öngörüldüğünü belirten Torun; ‘‘Bu potansiyel medikal seyahatler için yönlendirilmeye elverişli, önemli bir pazardır. Tüm dinamikleri takip ediyor ve değerlendiriyoruz.” dedi.

İlk Yatırım Dijital Sağlığa Ayla Torun; “Bir start up projesi olarak Plan B Health Travel Services iyi çalışılmış ve İngiltere merkezli konumuyla geleceği olan iyi bir proje. Dijital sağlık ve medikal seyahat projeleri yatırımcılar için en gözde projeler arasında. Biz de kendi projemiz için hem partnerlerimiz ile hem de yatırımcı gruplar ile görüşmelerimizi sürdürmekteyiz. İngiltere iyi bir pazar ve biz bu pazarda iyi bir oyuncu olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” diye sözlerini tamamladı.u www.planbhts.com 49


uuu SAĞLIK

Bupa Cromwell Hastanesi’nden BookaJet ve Athenaeum Hotel ile işbirliği Bupa Cromwell Hastanesi, BookaJet ve Athenaeum Hotel ile özel çalışma ortaklıkları başlattı.

L

ondra’nın en prestijli özel sağlık kuruluşlarından biri olan Bupa Cromwell Hospital, üst düzey hizmet ve istisnai bakım standartlarını daha da geliştirmek için üç yönlü yeni bir ortaklığa imza attı. Kensington merkezli hastane, İngiltere’nin önde gelen bağımsız özel jet kiralama ve yönetim operatörlerinden biri olan BookaJet ve Londra’nın en iyi bağımsız beş yıldızlı otellerinden biri olan Piccadilly’deki The Athenaeum’u, hastalarına ve ailelerine sundukları hizmeti geliştirmek için bir araya getirdi. Hastane, dünya çapında 140’tan fazla ülkeden hastaları ile dünya çapında bir üne sahip. Bupa Cromwell Hastanesi Müdürü Philip Luce üçlü anlaşma nedeniyle memnuniyetlerini dile getirerek; “Athenaeum ve BookaJet ile ortaklığımızı başlattığımız için mutluyuz. Dünya standartlarında tıbbi bakım ve lüks süitlerimizin yanı sıra, Londra’da olağanüstü sağlık gerektiren hastalar ve aileleri için mükemmel bir paket sunacağız” dedi.

İngiltere’deki en büyük ve lüks özel süitlere sahip olan Bupa Cromwell, Athenaeum Hotel’in yeni ortaklığıyla, şimdi hastaların ailelerine ve ziyaretçilerine de eşit derecede lüks otel konaklama hizmeti sunabiliyor. Athenaeum Hotel’in Genel Müdürü Bernard Murphy ise anlaşma hakkındaki değerlendirmesinde, BUPA Cromwell Hastanesi ve BookaJet gibi prestijli ortaklarla birlikte çalışma fırsatını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek WZ ^^ Z > ^ “müşterilerimizi kusursuz hizmeti deneĨŽƌ ŝŵŵĞĚŝĂƚĞ ƌĞůĞĂƐĞ yimlemeleri ϵiçin Athenaeum Otel ve Re Ɖƌŝů ϮϬϭϵ zidanslarına bekliyoruz” dedi. ƚŚ

Bu işbirliğiyle, 70 uzmanlık alanında ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ,ŽƐƉŝƚĂů ůĂƵŶĐŚĞƐ ĞdžĐůƵƐŝǀĞ ǁŽƌŬŝŶŐ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉƐ ǁŝƚŚ 500’ün üzerinde uzman ve danışmanla ŽŽŬĂ:Ğƚ ĂŶĚ ƚŚĞ ƚŚĞŶĂĞƵŵ ,ŽƚĞů͘ Bupa Cromwell Hospital’ın bu yeni üçlü sağlık hizmeti veren Bupa Cromwell, İn ortaklıkla, uçtan uca sağlık çözümlerinin giltere’de hastanenin resepsiyonunda bir One ofWZ ^^ Z > ^ London’s most prestigious private hĞĂůƚŚĐĂƌĞ ŝŶƐƚŝƚƵƚŝŽŶƐ ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ,ŽƐƉŝƚĂů ĨŽƌ ŝŵŵĞĚŝĂƚĞ ƌĞůĞĂƐĞ yanı sıra, hastaların konfor ve rahatlığını ŚĂƐ ƚŽĚĂLJ ĂŶŶŽƵŶĐĞĚ Ă ŶĞǁ ƚŚƌĞĞͲǁĂLJ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉ ƚŽ ĨƵƌƚŚĞƌ ĞŶŚĂŶĐĞ ŝƚƐ ŚŝŐŚͲůĞǀĞů ƐĞƌǀŝĐĞ Özel Jet ve Hava Ambulans Charter ma ϵ Ɖƌŝů ϮϬϭϵ ĂŶĚ ĞdžĐĞƉƚŝŽŶĂů ƐƚĂŶĚĂƌĚƐ ŽĨ ĐĂƌĞ͘ sağlama taahhüdünü mümkün olduğun sası bulunan ilk özel hastane haline geldi. dŚĞ <ĞŶƐŝŶŐƚŽŶͲďĂƐĞĚ ŚŽƐƉŝƚĂů ŚĂƐ teamed up with one of the UK’s lĞĂĚŝŶŐ ŝŶĚĞƉĞŶĚĞŶƚ ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ,ŽƐƉŝƚĂů ůĂƵŶĐŚĞƐ ĞdžĐůƵƐŝǀĞ ǁŽƌŬŝŶŐ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉƐ ǁŝƚŚ ƉƌŝǀĂƚĞ ũĞƚ ĐŚĂƌƚĞƌ ĂŶĚ ŵĂŶĂŐĞŵĞŶƚ ŽƉĞƌĂƚŽƌƐ͕ ŽŽŬĂ:et and one of London’s ĨŝŶĞƐƚ ca güçlendirmesi bekleniyor.u Farnborough Havalimanı’nda merkezi ŽŽŬĂ:Ğƚ ĂŶĚ ƚŚĞ ƚŚĞŶĂĞƵŵ ,ŽƚĞů͘ ŝŶĚĞƉĞŶĚĞŶƚ ĨŝǀĞͲƐƚĂƌ ŚŽƚĞůƐ͕ dŚĞ ƚŚĞŶĂĞƵŵ ŝŶ WŝĐĐĂĚŝůůLJ ƚŽ ĞŶŚĂŶĐĞ ƚŚĞ ƐĞƌǀŝĐĞ ƚŚĞLJ ŽĨĨĞƌ ƚŽ ƉĂƚŝĞŶƚƐ ĂŶĚ ƚŚĞŝƌ ĨĂŵŝůŝĞƐ͘ dŚĞ ŚŽƐƉŝƚĂů ĂůƌĞĂĚLJ ŚĂƐ ĂŶ ĞŶǀŝĂďůĞ ƌĞƉƵƚĂƚŝŽŶ ŐůŽďĂůůLJ ǁŝƚŚ bir konuma sahip olan BookaJet, Birleşik WZ ^^ Z > ^ ƉĂƚŝĞŶƚƐ ǀŝƐŝƚŝŶŐ ŝƚƐ ƐƚĂƚĞͲŽĨͲƚŚĞͲĂƌƚ ĨĂĐŝůŝƚŝĞƐ ĨƌŽŵ ŽǀĞƌ ϭϰϬ ĐŽƵŶƚƌŝĞƐ ǁŽƌůĚǁŝĚĞ͘ One ĨŽƌ ŝŵŵĞĚŝĂƚĞ ƌĞůĞĂƐĞ of London’s most prestigious private hĞĂůƚŚĐĂƌĞ ŝŶƐƚŝƚƵƚŝŽŶƐ ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ,ŽƐƉŝƚĂů Krallık CAA Ticari İşletme Lisansına sahip “We are delighted to launch our partnership with the Athenaeum and BookaJet.” said Bupa ŚĂƐ ƚŽĚĂLJ ĂŶŶŽƵŶĐĞĚ Ă ŶĞǁ ƚŚƌĞĞͲǁĂLJ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉ ƚŽ ĨƵƌƚŚĞƌ ĞŶŚĂŶĐĞ ŝƚƐ ŚŝŐŚͲůĞǀĞů ƐĞƌǀŝĐĞ ϵ Ɖƌŝů ϮϬϭϵ ƌŽŵǁĞůů͕ ,ŽƐƉŝƚĂl Director Philip Luce. “ ůŽŶŐƐŝĚĞ ŽƵƌ ǁŽƌůĚ ĐůĂƐƐ ŵĞĚŝĐĂů ĐĂƌĞ ĂŶĚ ůƵdžƵƌLJ ĂŶĚ ĞdžĐĞƉƚŝŽŶĂů ƐƚĂŶĚĂƌĚƐ ŽĨ ĐĂƌĞ͘ ve özel havacılık endüstrisinde yenilikƐƵŝƚĞƐ ƚŚŝƐ ǁŝůů ĚĞůŝǀĞƌ ƚŚĞ ƵůƚŝŵĂƚĞ ƉĂĐŬĂŐĞ ĨŽƌ ƉĂƚŝĞŶƚƐ ĂŶĚ ĨĂŵŝůLJ ƌĞƋƵŝƌŝŶŐ ŽƵƚƐƚĂŶĚŝŶŐ dŚĞ <ĞŶƐŝŶŐƚŽŶͲďĂƐĞĚ ŚŽƐƉŝƚĂů ŚĂƐ teamed with one of the UK’s lĞĂĚŝŶŐ ŝŶĚĞƉĞŶĚĞŶƚ healthcare inup London.” ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ,ŽƐƉŝƚĂů ůĂƵŶĐŚĞƐ ĞdžĐůƵƐŝǀĞ ǁŽƌŬŝŶŐ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉƐ ǁŝƚŚ çi yaklaşımlarıyla tanınmış bir havayolu ƉƌŝǀĂƚĞ ũĞƚ ĐŚĂƌƚĞƌ ĂŶĚ ŵĂŶĂŐĞŵĞŶƚ ŽƉĞƌĂƚŽƌƐ͕ ŽŽŬĂ:et and one of London’s ĨŝŶĞƐƚ ŽŽŬĂ:Ğƚ ĂŶĚ ƚŚĞ ƚŚĞŶĂĞƵŵ ,ŽƚĞů͘ Building on Bupa Cromwell’s exceptional medical care, provided by ŽǀĞƌ ϱϬϬ ůĞĂĚŝŶŐ ŝŶĚĞƉĞŶĚĞŶƚ ĨŝǀĞͲƐƚĂƌ ŚŽƚĞůƐ͕ dŚĞ ƚŚĞŶĂĞƵŵ ŝŶ WŝĐĐĂĚŝůůLJ ƚŽ ĞŶŚĂŶĐĞ ƚŚĞ ƐĞƌǀŝĐĞ ƚŚĞLJ ŽĨĨĞƌ markası konumunda. İşbirliği anlaşmasını ĐŽŶƐƵůƚĂŶƚƐ ĂĐƌŽƐƐ ϳϬ ƐƉĞĐŝĂůŝƚŝĞƐ͕ ƚŚĞ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉƐ ŵĞĂŶ ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ďĞĐŽŵĞƐ ƚŚĞ ĨŝƌƐƚ ƚŽ ƉĂƚŝĞŶƚƐ ĂŶĚ ƚŚĞŝƌ ĨĂŵŝůŝĞƐ͘ dŚĞ ŚŽƐƉŝƚĂů ĂůƌĞĂĚLJ ŚĂƐ ĂŶ ĞŶǀŝĂďůĞ ƌĞƉƵƚĂƚŝŽŶ ŐůŽďĂůůLJ ǁŝƚŚ ƉƌŝǀĂƚĞ ŚŽƐƉŝƚĂů ŝŶ ƚŚĞ h< ǁŝƚŚ Ă ĚĞĚŝĐĂƚĞĚ WƌŝǀĂƚĞ :Ğƚ ĂŶĚ ŝƌ ŵďƵůĂŶĐĞ ŚĂƌƚĞƌ ĚĞƐŬ ƉĂƚŝĞŶƚƐ ǀŝƐŝƚŝŶŐ ŝƚƐ ƐƚĂƚĞͲŽĨͲƚŚĞͲĂƌƚ ĨĂĐŝůŝƚŝĞƐ ĨƌŽŵ ŽǀĞƌ ϭϰϬ ĐŽƵŶƚƌŝĞƐ ǁŽƌůĚǁŝĚĞ͘ değerlendiren BookaJet Genel Müdürü One of London’s most prestigious private hĞĂůƚŚĐĂƌĞ ŝŶƐƚŝƚƵƚŝŽŶƐ ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ,ŽƐƉŝƚĂů within the hospital’s reception. ,ĞĂĚƋƵĂƌƚĞƌĞĚ Ăƚ &ĂƌŶďŽƌŽƵŐŚ ŝƌƉŽƌƚ͕ ŽŽŬĂ:Ğƚ ŚŽůĚƐ Ă ŚĂƐ ƚŽĚĂLJ ĂŶŶŽƵŶĐĞĚ Ă ŶĞǁ ƚŚƌĞĞͲǁĂLJ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉ ƚŽ ĨƵƌƚŚĞƌ ĞŶŚĂŶĐĞ ŝƚƐ ŚŝŐŚͲůĞǀĞů ƐĞƌǀŝĐĞ “We are delighted to launch our partnership with the Athenaeum and BookaJet.” said Bupa hŶŝƚĞĚ <ŝŶŐĚŽŵ ŽŵŵĞƌĐŝĂů KƉĞƌĂƚŝŶŐ >ŝĐĞŶĐĞ͘ dŚĞ ĐŽŵƉĂŶLJ ŝƐ Ă ǁĞůůͲƌĞĐŽŐŶŝƐĞĚ Chris Rooney, “BookaJet’te güvenilir, esĂŶĚ ĞdžĐĞƉƚŝŽŶĂů ƐƚĂŶĚĂƌĚƐ ŽĨ ĐĂƌĞ͘ ƌŽŵǁĞůů͕ ,ŽƐƉŝƚĂl Director Philip Luce. “ ůŽŶŐƐŝĚĞ ŽƵƌ ǁŽƌůĚ ĐůĂƐƐ ŵĞĚŝĐĂů ĐĂƌĞ ĂŶĚ ůƵdžƵƌLJ ďƌĂŶĚ ŝŶ ƚŚĞ ƉƌŝǀĂƚĞ ĂǀŝĂƚŝŽŶ ŝŶĚƵƐƚƌLJ ĐŽƵƌƚĞƐLJ ŽĨ ƚŚĞŝƌ ŝŶŶŽǀĂƚŝǀĞ ĂƉƉƌŽĂĐŚ͕ ƵŶƉĂƌĂůůĞůĞĚ ĞdžƉĞƌŝĞŶĐĞ ĂŶĚ ŝŵƉĞĐĐĂďůĞ ĐƵƐƚŽŵĞƌ ƐĞƌǀŝĐĞ͘ “At ŽŽŬĂ:Ğƚ͕ ǁĞ ƌĞĐŽŐŶŝƐĞ ƚŚĞ ŝŵƉŽƌƚĂŶĐĞ ŽĨ ƐƵŝƚĞƐ ƚŚŝƐ ǁŝůů ĚĞůŝǀĞƌ ƚŚĞ ƵůƚŝŵĂƚĞ ƉĂĐŬĂŐĞ ĨŽƌ ƉĂƚŝĞŶƚƐ ĂŶĚ ĨĂŵŝůLJ ƌĞƋƵŝƌŝŶŐ ŽƵƚƐƚĂŶĚŝŶŐ dŚĞ <ĞŶƐŝŶŐƚŽŶͲďĂƐĞĚ ŚŽƐƉŝƚĂů ŚĂƐ teamed up with one of the UK’s lĞĂĚŝŶŐ ŝŶĚĞƉĞŶĚĞŶƚ nek ve zamana duyarlı bir hava yolculuğu Ă ƌĞůŝĂďůĞ͕ ĨůĞdžŝďůĞ ĂŶĚ ƚŝŵĞ ƐĞŶƐŝƚŝǀĞ Ăŝƌ ƚƌĂǀĞů ƐĞƌǀŝĐĞ͘ dŚŝƐ ŝƐ ŝŵƉĞƌĂƚŝǀĞ ǁŚĞŶ ŝƚ ĐŽŵĞƐ ƚŽ healthcare in London.” ƉƌŝǀĂƚĞ ũĞƚ ĐŚĂƌƚĞƌ ĂŶĚ ŵĂŶĂŐĞŵĞŶƚ ŽƉĞƌĂƚŽƌƐ͕ ŽŽŬĂ:et and one of London’s ĨŝŶĞƐƚ ƉĂƚŝĞŶƚ ĐĂƌĞ͘ KƵƌ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉ ǁŝƚŚ ƚŚĞ ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ,ŽƐƉŝƚĂů ďƌŝŶŐƐ ĂŶ ŝŶĐƌĞĂƐĞĚ ůĞǀĞů ŽĨ hizmetinin önemini kabul ediyoruz. Hasta ŝŶĚĞƉĞŶĚĞŶƚ ĨŝǀĞͲƐƚĂƌ ŚŽƚĞůƐ͕ dŚĞ ƚŚĞŶĂĞƵŵ ŝŶ WŝĐĐĂĚŝůůLJ ƚŽ ĞŶŚĂŶĐĞ ƚŚĞ ƐĞƌǀŝĐĞ ƚŚĞLJ ŽĨĨĞƌ ĐŽŶǀĞŶŝĞŶĐĞ ĂŶĚ ƐƵƉƉŽƌƚ ƚŽ ƚŚŽƐĞ ƉĂƚŝĞŶƚƐ ǁŚŽ ŶĞĞĚ ƐƉĞĐŝĂůŝƐƚ ĂƐƐŝƐƚĂŶĐĞ ǁŚĞŶ ƚƌĂǀĞůůŝŶŐ Building on Bupa Cromwell’s exceptional medical care, provided by ŽǀĞƌ ϱϬϬ ůĞĂĚŝŶŐ ƚŽ ƉĂƚŝĞŶƚƐ ĂŶĚ ƚŚĞŝƌ ĨĂŵŝůŝĞƐ͘ dŚĞ ŚŽƐƉŝƚĂů ĂůƌĞĂĚLJ ŚĂƐ ĂŶ ĞŶǀŝĂďůĞ ƌĞƉƵƚĂƚŝŽŶ ŐůŽďĂůůLJ ǁŝƚŚ ĨƌŽŵ ŽǀĞƌƐĞĂƐ͘” – ƐĂŝĚ ŚƌŝƐ ZŽŽŶĞLJ͕ DĂŶĂŐŝŶŐ ŝƌĞĐƚŽƌ ŽĨ ŽŽŬĂ:Ğƚ͘ ĐŽŶƐƵůƚĂŶƚƐ ĂĐƌŽƐƐ ϳϬ ƐƉĞĐŝĂůŝƚŝĞƐ͕ ƚŚĞ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉƐ ŵĞĂŶ ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ďĞĐŽŵĞƐ ƚŚĞ ĨŝƌƐƚ bakımı söz konusu olduğunda bu zorunƉĂƚŝĞŶƚƐ ǀŝƐŝƚŝŶŐ ŝƚƐ ƐƚĂƚĞͲŽĨͲƚŚĞͲĂƌƚ ĨĂĐŝůŝƚŝĞƐ ĨƌŽŵ ŽǀĞƌ ϭϰϬ ĐŽƵŶƚƌŝĞƐ ǁŽƌůĚǁŝĚĞ͘ ƉƌŝǀĂƚĞ ŚŽƐƉŝƚĂů ŝŶ ƚŚĞ h< ǁŝƚŚ Ă ĚĞĚŝĐĂƚĞĚ WƌŝǀĂƚĞ :Ğƚ ĂŶĚ ŝƌ ŵďƵůĂŶĐĞ ŚĂƌƚĞƌ ĚĞƐŬ within the hospital’s reception. ,ĞĂĚƋƵĂƌƚĞƌĞĚ Ăƚ &ĂƌŶďŽƌŽƵŐŚ ŝƌƉŽƌƚ͕ ŽŽŬĂ:Ğƚ ŚŽůĚƐ Ă ludur. Bupa Cromwell Hastanesi ile olan “We are delighted to launch our partnership with the Athenaeum and BookaJet.” said Bupa hŶŝƚĞĚ <ŝŶŐĚŽŵ ŽŵŵĞƌĐŝĂů KƉĞƌĂƚŝŶŐ >ŝĐĞŶĐĞ͘ dŚĞ ĐŽŵƉĂŶLJ ŝƐ Ă ǁĞůůͲƌĞĐŽŐŶŝƐĞĚ ƌŽŵǁĞůů͕ ,ŽƐƉŝƚĂl Director Philip Luce. “ ůŽŶŐƐŝĚĞ ŽƵƌ ǁŽƌůĚ ĐůĂƐƐ ŵĞĚŝĐĂů ĐĂƌĞ ĂŶĚ ůƵdžƵƌLJ ďƌĂŶĚ ŝŶ ƚŚĞ ƉƌŝǀĂƚĞ ĂǀŝĂƚŝŽŶ ŝŶĚƵƐƚƌLJ ĐŽƵƌƚĞƐLJ ŽĨ ƚŚĞŝƌ ŝŶŶŽǀĂƚŝǀĞ ĂƉƉƌŽĂĐŚ͕ ƵŶƉĂƌĂůůĞůĞĚ ortaklığımız, yurtdışından seyahat ederƐƵŝƚĞƐ ƚŚŝƐ ǁŝůů ĚĞůŝǀĞƌ ƚŚĞ ƵůƚŝŵĂƚĞ ƉĂĐŬĂŐĞ ĨŽƌ ƉĂƚŝĞŶƚƐ ĂŶĚ ĨĂŵŝůLJ ƌĞƋƵŝƌŝŶŐ ŽƵƚƐƚĂŶĚŝŶŐ ĞdžƉĞƌŝĞŶĐĞ ĂŶĚ ŝŵƉĞĐĐĂďůĞ ĐƵƐƚŽŵĞƌ ƐĞƌǀŝĐĞ͘ “At ŽŽŬĂ:Ğƚ͕ ǁĞ ƌĞĐŽŐŶŝƐĞ ƚŚĞ ŝŵƉŽƌƚĂŶĐĞ ŽĨ in London.” ken özel yardımahealthcare ihtiyacı olan Ă ƌĞůŝĂďůĞ͕ ĨůĞdžŝďůĞ ĂŶĚ ƚŝŵĞ ƐĞŶƐŝƚŝǀĞ Ăŝƌ ƚƌĂǀĞů ƐĞƌǀŝĐĞ͘ dŚŝƐ ŝƐ ŝŵƉĞƌĂƚŝǀĞ ǁŚĞŶ ŝƚ ĐŽŵĞƐ ƚŽ hastalara Building on Bupa Cromwell’s ƉĂƚŝĞŶƚ ĐĂƌĞ͘ KƵƌ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉ ǁŝƚŚ ƚŚĞ ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ,ŽƐƉŝƚĂů ďƌŝŶŐƐ ĂŶ ŝŶĐƌĞĂƐĞĚ ůĞǀĞů ŽĨ exceptional medical care, provided by ŽǀĞƌ ϱϬϬ ůĞĂĚŝŶŐ ĐŽŶǀĞŶŝĞŶĐĞ ĂŶĚ ƐƵƉƉŽƌƚ ƚŽ ƚŚŽƐĞ ƉĂƚŝĞŶƚƐ ǁŚŽ ŶĞĞĚ ƐƉĞĐŝĂůŝƐƚ ĂƐƐŝƐƚĂŶĐĞ ǁŚĞŶ ƚƌĂǀĞůůŝŶŐ daha fazla kolaylık ve destek sağlıyor” ĐŽŶƐƵůƚĂŶƚƐ ĂĐƌŽƐƐ ϳϬ ƐƉĞĐŝĂůŝƚŝĞƐ͕ ƚŚĞ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉƐ ŵĞĂŶ ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ďĞĐŽŵĞƐ ƚŚĞ ĨŝƌƐƚ ĨƌŽŵ ŽǀĞƌƐĞĂƐ͘” – ƐĂŝĚ ŚƌŝƐ ZŽŽŶĞLJ͕ DĂŶĂŐŝŶŐ ŝƌĞĐƚŽƌ ŽĨ ŽŽŬĂ:Ğƚ͘ ƉƌŝǀĂƚĞ ŚŽƐƉŝƚĂů ŝŶ ƚŚĞ h< ǁŝƚŚ Ă ĚĞĚŝĐĂƚĞĚ WƌŝǀĂƚĞ :Ğƚ ĂŶĚ ŝƌ ŵďƵůĂŶĐĞ ŚĂƌƚĞƌ ĚĞƐŬ diye konuştu. within the hospital’s reception. ,ĞĂĚƋƵĂƌƚĞƌĞĚ Ăƚ &ĂƌŶďŽƌŽƵŐŚ ŝƌƉŽƌƚ͕ ŽŽŬĂ:Ğƚ ŚŽůĚƐ Ă ƚŚ

ƚŚ

50

hŶŝƚĞĚ <ŝŶŐĚŽŵ ŽŵŵĞƌĐŝĂů KƉĞƌĂƚŝŶŐ >ŝĐĞŶĐĞ͘ dŚĞ ĐŽŵƉĂŶLJ ŝƐ Ă ǁĞůůͲƌĞĐŽŐŶŝƐĞĚ ďƌĂŶĚ ŝŶ ƚŚĞ ƉƌŝǀĂƚĞ ĂǀŝĂƚŝŽŶ ŝŶĚƵƐƚƌLJ ĐŽƵƌƚĞƐLJ ŽĨ ƚŚĞŝƌ ŝŶŶŽǀĂƚŝǀĞ ĂƉƉƌŽĂĐŚ͕ ƵŶƉĂƌĂůůĞůĞĚ ĞdžƉĞƌŝĞŶĐĞ ĂŶĚ ŝŵƉĞĐĐĂďůĞ ĐƵƐƚŽŵĞƌ ƐĞƌǀŝĐĞ͘ “At ŽŽŬĂ:Ğƚ͕ ǁĞ ƌĞĐŽŐŶŝƐĞ ƚŚĞ ŝŵƉŽƌƚĂŶĐĞ ŽĨ Ă ƌĞůŝĂďůĞ͕ ĨůĞdžŝďůĞ ĂŶĚ ƚŝŵĞ ƐĞŶƐŝƚŝǀĞ Ăŝƌ ƚƌĂǀĞů ƐĞƌǀŝĐĞ͘ dŚŝƐ ŝƐ ŝŵƉĞƌĂƚŝǀĞ ǁŚĞŶ ŝƚ ĐŽŵĞƐ ƚŽ ƉĂƚŝĞŶƚ ĐĂƌĞ͘ KƵƌ ƉĂƌƚŶĞƌƐŚŝƉ ǁŝƚŚ ƚŚĞ ƵƉĂ ƌŽŵǁĞůů ,ŽƐƉŝƚĂů ďƌŝŶŐƐ ĂŶ ŝŶĐƌĞĂƐĞĚ ůĞǀĞů ŽĨ ĐŽŶǀĞŶŝĞŶĐĞ ĂŶĚ ƐƵƉƉŽƌƚ ƚŽ ƚŚŽƐĞ ƉĂƚŝĞŶƚƐ ǁŚŽ ŶĞĞĚ ƐƉĞĐŝĂůŝƐƚ ĂƐƐŝƐƚĂŶĐĞ ǁŚĞŶ ƚƌĂǀĞůůŝŶŐ


www.planbhts.com TurkishBritish

Global Sağlık Konferansı Londra’da yapılacak OHSAD (Özel Hastane ve Sağlık Kuruluşları Derneği) ile birlikte Ekspoturk tarafından ortaklaşa organize edilen Global Sağlık Konferansı Londra’da yapılacak

T

ürkiye’nin 2023 stratejik vizyon eylem planında ve 10 yıllık kalkınma planlarında bahsedilen döviz kazandırıcı hizmet sektörlerinden bir tanesi de ‘Sağlık Turizmi’; ve bu alanda Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren girişimci sayısı günden güne artıyor. Sağlık turizmi alanında hizmet veren sağlık kuruluşlarının uluslararası rekabet gücünün geliştirilmesi, ihracatlarının ve hizmet gelirlerinin artırılması, dış pazarlara açılımı ve markalaşması amacıyla, 21-22 Mayıs 2019 tarihlerinde Londra’da Global Healthcare Konferansı ve B2B İş Görüşmeleri düzenleniyor. Instıtute of Directors’ta yapılacak olan konferansa Türkiye’nin önemli sağlık kuruluşlarının temsilcileri ile birlikte klinikler ve sağlık turizmi aracı firmalarının katılması bekleniyor. Global Sağlık Konferansı’nın sağlık alanında işbirliği fırsatları sunacağını belirten Proje Grup Başkanı B. Kemal Şahin; 21-22 Mayıs 2019 tarihleri arasında, Londra’da Türkiye ve İngiltere’nin sağlık sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlarını buluşturacak olan zirvede, Türkiye’nin marka hastanelerinin temsilcileri ile İngiltere’nin önde gelen sağlık sektörü firmaları, sigorta şirketleri, hastane yetkilileri ve uzman doktorların bir araya geleceğini söyledi. Konferansın açılış konuşmacıları arasında Türkiye Başkonsolusu Ümit Yalçın, TBCCI Başkanı: Emma Edhem, OHSAD Londra Türk Ticaret Danışmanı Mustafa Süleyman Beşli, LaingBuisson International Limited ve Uluslararası Sağlık Turizmi Gazetesi Genel Yayın Kordinaötü (IMTJ) Keith Pollard ve İngiltere’den ve Türkiye’den sektör profesyonelleri bulunuyor.

Etkinlik Bilgileri: 21-22 Mayıs 2019 IOD-Institute of Directors 116 Pall Mall, London, SW1Y 5ED http://globalhealthlondon.com/iletisim/

Londra’da bir Türk Kliniği Mediwell Klinik

Genel cerrahi uzmanı Dr. Turan Çömez, Türk ve İngiliz doktorlardan oluşan uzman kadrosu ile 2019’un başında hizmet vermeye başladı.

B

ir dönem aktif siyasette yer alan ve milletvekilliği yapan ve 10 yılı aşkın süredir mesleğini İngiltere’de devam ettiren genel cerrahi uzmanı Dr. Turan Çömez’in kliniği Londra’nın kuzeyinde Tottenham bölgesinde, Lansdowne Road üzerinde hizmet veriyor. Dr. Turhan Çömez kurmuş olduğu kliniği Türkler için anadilinizde hizmet veren ilk ve tek klinik diye tanımlıyor. Çömez “Anadolu sıcaklığı Londra’da, teşhis ve tedavi için aylarca beklemenize gerek yok. Deneyimli uzman hekimlerimiz, modern teşhis ve tedavi cihazlarımız, huzurlu ve konforlu hizmet alanlarımız ile Mediwell Clinic, Artık hizmetinizde.” diyor. Kliniğin verdiği hizmetler • 7 gün GP servis • Tüm kan tahlilleri, allerji testleri ve laboratuar hizmetleri • Check up Beslenme ve diyet merkezi • EKG • Holter Monitör • Ultrason • Anlaşmalı hastanelerde röntgen, tomografi ve MRİ scan Aile Planlaması Merkezi • Çocuk Sağlığı ve hastalıkları Kliniği • Kadın Doğum Uzmanı yönetiminde Kadın Sağlığı merkezi

• Üroloji Uzmanı yönetiminde Erkek Sağlığı Merkezi • Çocuk Sağlığı ve hastalıkları Kliniği • Genel Cerrahi Kliniği • İç hastalıkları Kliniği • Kardiyoloji Kliniği • Ortopedi Kliniği • Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği • KBB Kliniği • Dermatoloji Kliniği • Estetik Kliniği • Küçük cerrahi müdahalelerin yapıldığı modern ameliyathanesi • Sünnet Merkezi

http://mediwell-clinic.com


uuu SAĞLIK

Uluslararası sağlık hizmetlerinin parlayan yıldızı; Türkiye Dünyada her yıl 30 milyon insan tedavi olmak için farklı ülkelere seyahat ediyor. Bu rakam her yıl yükselmeye devam ederken ülkeler ve sağlık kuruluşları arasındaki rekabet de artıyor. Medikal seyahat için en çok tercih edilen ülkelerin arasında yer alan Türkiye, ileri teknolojik altyapıya sahip hastaneleri, profesyonel hekimleri, tecrübeli sağlık personeli ile bulunduğu bölgede liderliğe doğru ilerliyor.

S

on 20 yıldır tedavi olmak, koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlanmak için farklı ülkelere seyahat eden insan sayısında önemli artış yaşanıyor. Medikal seyahat olarak tanımlanabilecek dünyadaki bu yeni hareketlilik kapsamında her yıl yaklaşık 30 milyon insan yaşadığı ülkeden farklı bir ülkeye gidiyor. Bugün dünyadaki medikal seyahat için yapılan harcamalar 500 milyar dolara ulaşmış durumda ve bu rakamın 2023 yılında 1 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Ülkelerin sağlık alanında sahip oldukları teknolojik donanım, sunulan hizmetlerin kalitesi, ödeme koşulları vs. gibi daha pek çok neden sağlık turizminin oluşmasını sağlıyor. Medikal seyahat yapan hastalar, tedavi olmak için bir başka ülkeye gitmeyi tercih ettiklerinde tedavi hizmeti almanın yanı sıra havaalanına indikleri andan itibaren ülkelerine dönecekleri ana kadar pek çok özellikli hizmetten yararlanıyor. Globalleşen dünyada artık farklı bir ülkeye seyahat etmeyi hayatında sıradanlaştıran insanlar, sağlık sorunları söz konusu olduğunda yalnızca kendi ülkelerindeki doktorları ya da fiyatları değil; farklı ülkelerdeki alternatifleri de araştırıyor, en iyi çözüm ve en iyi fiyat seçeneklerini bulabilmek için alternatifleri oldukça ayrıntılı değerlendiriyorlar.

52


TurkishBritish

Kaliteli Sağlık Hizmetleriyle Öne Çıkıyor Son yıllarda tüm dünyada büyük bir hızla yaygınlaşan, verilen hizmetlerin her geçen gün çeşitlendiği medikal seyahatte dikkat çeken ülkelerden biri de Türkiye... Türkiye’nin özellikle Avrupa standartlarının üzerindeki teknik donanımı, uluslararası tecrübeye sahip dünya standartlarında operasyon gerçekleştirebilecek eğitime ve tecrübeye sahip doktorları, coğrafi konumu ve gelişmişlik düzeyi; medikal seyahat tercihlerinde dikkat çeken ülkeler arasına girmesini sağladı. Her yıl dünyanın pek çok ülkesinden binlerce insan tedavi olmak ya da medikal seyahat kapsamındaki diğer hizmetlerden yararlanmak amacıyla Türkiye’ye seyahat ediyor. Türkiye’de medikal seyahat sektörü her yıl yüzde 6 ile yüzde 12 arasında büyüme gösteriyor.

JCI akredite hastane sayısında dünyada ilk 3’te İleri teknoloji gerektiren tıbbi operasyonların Avrupa standartlarında ve hijyen koşullarda, sıra beklemeden Türkiye’de çok

daha uygun fiyatlarla yapılabiliyor olması da bu gelişmenin en önemli nedenlerinden birini oluşturuyor. Türkiye’de medikal seyahat hastanın kendini, evindeki kadar rahat hissetmesi ve evine mutlu dönmesi temeline dayanıyor. Özellikle Türkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa gibi önemli sağlık merkezlerine sahip modern şehirler her yıl binlerce yabancı hastaya ev sahipliği yapıyor. Türkiye, ABD’ye oranla yüzde 75-90’a, Avrupa’ya kıyasla yüzde 60’lara varan fiyat avantajı, dünyada ilk sıralarda yer alan termal yeraltı kaynakları ve JCI tarafından akredite edilmiş 44 sağlık kuruluşu ile dünyada tercih edilen sağlık merkezlerinden biri haline geldi. Sağlık hizmetlerindeki kalitenin bir göstergesi olarak Türkiye; JCI tarafından akredite edilmiş en fazla hastane bulunan ülkeler arasında ilk 3 sırada yer alıyor. Coğrafi konum itibariyle çevresinde yaklaşık 1 milyar insanın yaşadığı Türkiye’de sağlık turizmi bir devlet politikası olarak ele alınıyor. Türkiye’nin gelecek 10 yıllık kalkınma planında yer alan sağlık turizminde 2023 hedefi ise ülkeye 2 milyon yabancı hasta getirmek ve 30 milyar dolar gelir sağlamak.u 53


uuu BUSINESS

WOMEN NETWORK

Katkısız yiyin, sağlıklı kalın! Kadın girişimciden sağlıklı atıştırmalıklar Uzun yıllar uluslararası ilaç firmalarında kimya mühendisi olarak çalışan Betül Gürevin, ikiz bebekleri doğduğunda katkısız atıştırmalıklar üretmeye başladı. Aile çiftliğinde yetiştirilen meyvelerden yüzde yüz doğal atıştırmalıklar üreten Gürevin, patentini aldığı Pyrus ve NO/Na markalarıyla şimdi Londra’dan dünyaya ulaşmaya çalışıyor....

H

epimiz sağlıklı, vücudumuza zararlı katkı maddeleri içermeyen besinler tüketmek istiyoruz. Çocuklarımız söz konusu olduğunda hassasiyetimiz daha da artıyor. Evde pişirdiğimiz yemeklerde sağlıklı beslenmeye olabildiğince yaklaşırken, konu atıştırmalıklara gelince kendimizi marketlerde, bol katkı maddeli çeşit çeşit atıştırmalıkların olduğu rafların karşısında buluyoruz. İngiltere’deki başarılı kadın girişimcilerinden Betül Gürevin de, ikiz bebekleri doğduktan sonra katkı maddesi içermeyen besinler bulma serüveninde çok başarılı sonuçlar elde edemeyince bilinçli bir anne olarak başarılı bir girişime imza attı. Kimya mühendisi olan Betül Gürevin, 10 nesildir aile bahçelerinde yetiştirilen meyvelerden elde edilen, hiç şeker ve tuz eklenmemiş atıştırmalıkların üretildiği NOSUGARNOSALT firmasını kurdu. Gürevin yüzde 100 doğal atıştırmalıkları, patentini aldığı Pyrus ve NO/Na markalarıyla tüketicilerle buluşturuyor Başarılı bir kadın girişimcilik örneği olan NOSUGARNOSALT’da kadınlar istihdam ediliyor. Türkiye’de kimya mühendisi olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde MBA programını tamamlayan Betül Gürevin, kariyerine üniversite yıllarında Pfizer’de başlamış. Mezun olduktan sonra ise Ezcacıbaşı-Baxter’da Market Access Team Lideri olarak görev alan Gürevin, daha sonra İngiliz firması Reckitt Benckiser’ın İstanbul ofisine transfer edilmiş, sağlık ve kişisel bakım ürünlerinden sorumlu olarak pazarlama departmanında göreve başlamış.

İkizler kariyerde devrim yaptı Uluslararası firmalarda önemli tecrübeler kazanan Gürevin’in kariyerinde dönüm noktası ise ikiz bebeklerinin doğumu olmuş. Çok uluslu ilaç firmaları için bir kimya mühendisi olarak çalışırken, şeker ve tuz içeren katkı maddelerinin insan hücrelerinde yarattığı hasarlar hakkında bilgi sahibi olan Gürevin, bebekleri için katkı maddesi içermeyen sağlıklı atıştırmalıklar üretmeye başlamış. 54


TurkishBritish Bu dönemde “Pazarın iddia edildiği kadar doğal olmadığını anladım. Atıştırmalıkların içinde pek çok katkı maddesi bulunuyordu” diyen Gürevin, girişimci olma sürecini şöyle anlatıyor: “Yıllar boyunca bizi beslemeye devam ettiğinden dolayı aile çiftliğimize de değer katmak istedim. Aile çiftliğimizin armut, şeftali, zeytin bahçeleri ve domates tarlasında Ar-Ge’ye başladık ve sağlıklı atıştırmalıkta 2 farklı formülü tamamladık. Türkiye’de Pyrus ve NO/Na markalarıyla belli bir dağıtım ağı ve hacme ulaştık.” Sonrasında ise Gürevin bu eşsiz ve sağlıklı lezzetleri dünyaya tanıtmaya karar vermiş ve ailesiyle birlikte Aralık 2018’de Londra’ya taşınmış. Gürevin “Londra, çeşitliliği ve kültürel zenginliği nedeniyle dünyanın dinamiklerini anlamak için en iyi seçeneklerden biriydi” diyor.

Şekersiz kategori PYRUS

Vegan, glütensiz ve süt içermeyen, sadece düşük içerikli, aşırı düşük glisemik indeks ve yük içeren bir aperatiftir. % 100 geri dönüşümlü paketlerde, şeker, glikoz şurubu, hurma yağı, invert, şeker, tuz, koruyucular, koyulaştırıcılar gibi herhangi bir katkı maddesi içermeyen Pyrus, günlük liflerin % 50’sini ve lif alımının % 72’sini karşılayan, piyasadaki en düşük kalorili (24kcal) atıştırmalık, yeni nesil bir Türk lokumudur. Bu nedenle, katı gıdaya geçen bebeklerden başlayarak yaşlılara kadar şeker, çölyak hastaları dahil herkes için uygundur. Eşsiz formülasyonu endokrinologlar, çocuk doktorları ve beslenme uzmanları tarafından onaylanmıştır.

Sağlık topraktan başlar NOSUGARNOSALT olarak sağlığın toprakta başladığına inandıklarını ifade eden Gürevin “Eğer toprak yeterince sağlıklı ve besleyici ise, üzerindeki bitki ve hayvanlar da sağlıklı olabilir. Döngü insanla sona erer, bu yüzden toprak ve bitkiler bizi iyileştirecek kadar besleyici olmalıdır” şeklinde konuşuyor. Bu düşünceyle meyve bahçelerinde kendileri tarafından formüle edilmiş bitki beslenme çözümleri geliştirdiklerini belirten Gürevin, çiftçilerin böcek ilacı, kimyasal gübre kullanımını ortadan kaldıran 7 yeni bitki besleme formülasyonunu Tarım Bakanlığı’na kayıtlı hale getirdiklerini anlatıyor. Gerçekleştirdikleri girişimciliğin aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi de olduğunu vurgulayan Gürevin, “İnsanları özellikle ebeveynleri sağlıklı beslenmeleri konusunda eğitmek istiyorum. Toplumlar, yalnızca doğru miktarda tüketilen sağlıklı gıda ile daha sağlıklı olabilirler” şeklinde konuşuyor.u

Tuzsuz kategori – NO/Na

Siyah zeytin, salça, asma yaprağı, enginar gibi tuzsuz ürün yelpazesidir. Bütün meyve ve sebzelerin belirli bir miktarda sodyuma sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Tuzla işlem, sonuçta sağlığımızı doğrudan etkileyen ekstra sodyum alımına neden olur. Bu üründe meyve sebzelerdeki doğal sodyum miktarından yararlanılmaktadır 55


uuu

Özel günleriniz güzel hatıralara dönüşsün! Türkiye’de işletme ve pazarlama alanında edindiği tecrübelerinin ardından organizasyon firması kurma hayalini gerçekleştirmek için Londra’ya gelen Derya Kurt, Love Makes Events’i kurdu. Özel günleri unutulmaz kılan etkinlikler düzenleyen Love Makes Events kurumsal alanda da büyük projelerde yer alıyor.

L

ondra’da kadın girişimciler başarılarıyla da dikkat çekiyor. Bu isimlerden biri de Derya Kurt... Love Makes Events’in kurucusu Derya Kurt, Türkiye’de matematik bölümünü bitirdikten sonra işletme pazarlama alanında master yaptı ve uzun yıllar özel sektörde tecrübe kazandı. Kurt’un edindiği tecrübeleri bir bakıma kurmayı hayal ettiği organizasyon firmasının da temellerini oluşturdu. Artık hayalini gerçekleştirme vakti geldiğinde Derya Kurt, Türkiye’de edindiği tecrübeleri, elde ettiği başarılarıyla birlikte Londra’nın yolunu tuttu ve Love Makes Events’i kurdu.

Özel günlerin, kurumsal çözümlerin mimarı: Love Makes Events Love Makes Events, 2 farklı alanda hizmet veren bir organizasyon firması... Baby shower, doğum günü, nişan, düğün gibi özel etkinlikler düzenlenen firmada aynı zamanda kurumsal alanda da hizmet veriliyor. Networking, lansman, tanıtım, marka bilinirliği artırma, eğitim workshopları da kurumsal çalışmalar. Kurt çalışmalarını “Kurulduğu günden bugüne özel parti alanlarında kişiye özel konsept anlayışıyla, kurumsal alanda ise profesyonel, verim arttırmaya yönelik, ihtiyaçları karşılamaya yönelik hizmet vermeye devam ediyoruz” şeklinde özetliyor. 56

Her organizasyonun ihtiyaç ve gerektirdikleri farklıdır. Love Makes Events öncelikle müşterinin isteklerine ve hayallerine odaklanır. Müşterinin istediği, hayal ettiği şey tam olarak anlaşıldıktan sonra büyük titizlik ve özenle bu özel güne hazırlanmaya başlarız.

“Organizasyon kelime anlamından da bilindiği gibi fazla dikkat, plan ve program gerektirmektedir” diyen Kurt şöyle devam ediyor: “Her organizasyonun ihtiyaç ve gerektirdikleri farklıdır. Love Makes Events öncelikle müşterinin isteklerine ve hayallerine odaklanır. Müşterinin istediği, hayal ettiği şey tam olarak anlaşıldıktan sonra büyük titizlik ve özenle bu özel güne hazırlanmaya başlarız.” Kısa sürede çok yol kat ettiklerini belirten Kurt “Love Makes Events öncelikli olarak dürüstlük, ahlak ve etik olmayı benimsemiştir. Kurumsal alanda da büyük projelerde yer alan firmamız, ilerleyen süreçlerde kişilerin ihtiyaçlarına yönelik fayda vermeyi ilke edinen çalışmalarla yoluna devam edecektir” diyor.u


TurkishBritish

The Cake Boutique’ten el yapımı lezzetler Kişiye özel pastalarıyla ünlü The Cake Boutique’in kurucusu Banu Gül’ün Londra’daki ikinci markası Türk ev yemeklerinin anne eli lezzetiyle pişirildiği Rose’s Kitchen. Çocukluğundan beri pişirip yedirmeyi seven Banu Gül, farklı lezzetler sunduğu 2 markası ile müşterilerine unutulmaz lezzetler tattırıyor.

L

ondra’daki başarılı girişimcilerden Banu Gül’ün işi gücü; yeme içme... Londra’da kurduğu ilk markası The Cake Boutique London, butik ve ev yapımı lezzetler sunan bir pastane. Kişiye ve davete özel hazırlanmış pastalarıyla ve kekleriyle tanınıyor. Gül’ün Londra’da hayata geçirdiği ikinci markası ise ev yemeklerini özleyenlere, sağlıklı ve lezzetli Türk ev yemekleri pişiren Rose’s Kitchen... Burada her şey anne eli lezzetiyle pişiriliyor. Gül’ün pişirme ve yedirme hikayesi çok eskilere dayanıyor... İlkokul 3.sınıftayken mahallenin tüm çocuklarını eve toplayıp kek pişiren Gül, bir gün önce evi bayram için temizleyen annesinin, mutfağın toz şekerle kaplı zeminini ve ağızlarını şapırdatarak reçelli kek yiyen çocukları karşısında gördüğündeki yüz ifadesini hiç unutmuyor. Gül, “Ben pişirmeyi ve ikram etmeyi yani mutfağı her zaman çok sevdim” diyor. Lise ve üniversitede Turizm ve Otelcilik eğitimi alan Gül, 1993 yılından beri Türkiye’nin ünlü otel zincirlerinde bir çok departmanda, ağırlıklı olarak mutfak ve pastane bölümünde hem stajyer hem de profesyonel olarak görev aldı. Türkiye’nin ünlü şeflerinden ve pastacılarından eğitimler ve workshoplar alarak kendini geliştirmeye devam etti.

Renkli şeker hamurlu pasta şirket sahibi yaptı 2006 yılında eşiyle birlikte Londra’ya giden Gül, bir süre çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 2011’de oğlunun dünyaya gelmesiyle Türkiye’ye kesin dönüş yapmaya karar verdi ve eşinin memleketi Kayseri’ye yerleştiler. Bundan sonraki süreçte yaşadıkları ise Gül’ün Londra’da yatırım yapmaya giden yolun temelini oluşturdu... “Kayseri’de oğlumun İngiltere’deki renkli şeker hamurlu pastasını yapacak kimse bulamayıp sektördeki açığı farketmem ile beraber ‘Ben bu işi yapmalıyım” deyip kendi şirketimi kurdum ve kişiye özel kutlama pastası üretim ve dağıtımına başladık.’

2015’de eşi ve çocuklarıyla Londra’ya geri dönen Gül, önce evde pastane ürünlerini üretip satmaya başladı ve ardından BanuRose Ltd. çatısı altında The Cake Boutique London markasını kurdu. Müşterilerine butik ve ev yapımı lezzetler sunan bir pastane olduğunu belirten Gül hizmetlerini “Tamamen kişiye ve davete özel çalışılan pastalar, kekler, tuzlu ve tatlı çeşitlerini hijyenik bir ortamda pişirip, teslim ediyoruz. Sadece Türk mutfağıyla sınırlı değil, Akdeniz, Ege, Fransız, Amerikan ve hatta diğer dünya mutfaklarından da unlu mamüller yapabiliyoruz. Ayrıca coffee shop ve davet organizasyon şirketlerine de toplu ürün verme imkanımız var” şeklinde özetliyor.

Rose’s Kitchen’da yemekler anne eli değmiş gibi 2019 yılında ev yemeklerini özleyenlere, anne mutfağı tadında, sağlıklı ve lezzetli Türk ev yemekleri pişiren Rose’s Kitchen’i kuran Gül, “Türk ev yemekleri, mantı çeşitleri, sarma, sebze yemekleri çorba, börek, pilav çeşitleri gibi sıcak yemek ve dondurulmuş, pişirilmeye hazır gıdaları anne eli lezzetiyle yapıyoruz” diyor. Yemeklerde kullanılan tüm ürünlerin taze ve organik olmasına özen gösterdiklerini söyleyen Gül, özellikle süt, yumurta ve sebze için organik ve günlük üretim yapan lokal çiftlik ve üreticileri seçiyor. Tamamen anne elinden çıkma ve orijinal tatlara sadık kalmak için de Türkiye’den, direkt köyden kadınlarımızın ürettiği ürünleri getirtip yemeklerini bu ürünlerle pişirdiğini de ekliyor.u 57


5 ÇAYI

Güniz Kocakaya; Londra kararını iç sesimi dinleyerek verdim!

Bazı meslekler vardır; o meslek sahibi, kendine özel dikilmiş bir elbise gibi giymiştir onu. İşte bu röportajı yaparken, karşımda oturan zarif ve cesur kadın bu duyguyu yaşattı bana. O mesleğini söylemeseydi de, tahmin etmek hiç zor değildi. Duruşu, bakışı, yaklaşımı, özenle seçtiği kelimeleriyle tüm yanıtlarını sonuçta duyguların analizine odaklıyordu. O, bu noktaya odaklayınca, ister istemez Londra-İstanbul hattında “duygu dolu” bir röportaj ortaya çıktı… Röpörtaj: Seral Çelik

“BİR SÜRÜ DUYGU İÇİÇE GEÇİYOR”

Londra’daki hayatınıza dair neler düşünüyorsunuz, nasıl duygular var içinizde? Ya da umut dışında endişeleriniz, korkularınız olmuyor mu?

Bir psikoterapist olarak Londra – İstanbul arası yeni bir hayat kurmaya çalışıyorsunuz. Londra ne ifade ediyor sizin için? Aslında hayatımda deneyimlemek istediğim birkaç şeyden biriydi, iki ülkede birden yaşamak fikri, hem İstanbul’da hem Londra’da olmak. Ocak ayından beri sevdiğim bu iki kent arasında gidip gelmeye başladım. Neden Londra diye soruyorsunuz ama net ve tek bir cevabı yok. Ruhsal yaşımızla takvim yaşımızı dengelemeye çalışırken, ruhsal dönüşüm süreçlerinden geçerken dönüşümümün bir parçası sanıyorum. Biraz da terapi odasının dışına çıkma niyetim vardı, sanıyorum Londra bu vesilelerden biri. Varoluş yolculuğumda dönüşümün özel bir parçası anlamına geliyor.

58

Tabii ki yarı zamanlı da olsa başka bir ülkeye gitmek gelmek iyi bir duygu regülasyonu ve itici güç gerektiriyor... O itici güçler, beklettiğim yeni şeyleri deneyimlemeye üretmeye isteğimi dinlemem ve bana tüm varlıklarıyla destek olan ailem kardeşlerim ve dostlarım... Londra, yeni doğum sancısından çıkmış ve bu yeni bebeği büyütmeye çalıştığım bir hayat demek benim için. Farklı duygularım oluyor elbette; umutlarım da var kaygılarım da… Ruhumdaki tüm sesleri dinleyip anlamaya çalıştığım bir süreç. Psikoterapistler olarak biz buna kendilik aktivasyonu deriz. Gerçek kendiliğimizi varetme sürecinde dönüşümlere deneyimlere adım atabilme cesareti ve yaratım süreci benim için. Evet içimde çok fazla duygu var iki yerde yaşam kurma ve yeni başlangıçların belirsizlikleri bazen zor içiçe geçmiş bir sürü duygular... Ama kendimi merkezimde ve iyi hissediyorum yine de bu çok değerli bir duygu durumu benim için. Ve zaten tüm duygu durumları da insani değil mi...

KISA KISA NOTLAR:

İstanbul’da “kurulu bir düzeniniz” vardı. Ama valizi alıp yola çıktınız. Londra’ya gelmek planladığınız bir süreç miydi?

• Trakyalı öğretmen bir baba ve Egeli ev hanımı bir annenin kızı olarak Manisa’da dünyaya geldi. Baba mesleği olan eğitim alanını seçmiş bir kız kardeşi var. Kuzeni ile beraber üç kız kardeş gibi büyümüşler.

İşin tuhafı, planlamadığım bir süreçti. Ama yeni yolculuklara hazır olduğum bir süreç yaşadım diye düşünüyorum. Sanırım zamanı geldi ve ben de buna müsaade edebildim. Ruhsal olarak bir durma halinde olup, gözlemlediğim, üretime geçtiğim bir dönemdi ve sevgili Londra beni davet etti kendine. İkili bir hayatım var artık; uçak bileti takip ediyorum, valizimle yaşıyorum, bir göç halindeyim. Ama aslında göç denilen şey, fiziksel bir durum değil yalnızca. Fiziksel olarak gitmenin yanı sıra kendi içimizde de bir başka tarafa gitmiş oluyoruz. O anlamda, zor olsa da güzel şeyler katacağını düşünüyorum.

• Psikoloji okudu. Yetmedi, Klinik Piskoloji mastırı yaptı. • Yetmedi Psikoterapi Enstitüsü’nde merkezi Amerika’da olan Uluslararası Bütüncül Psikoterapi Birliği’nin (SEPI) dört yıllık eğitimlerini bitirdi. • Psikoterapide kendine zor bir alan seçti; ağırlıklı olarak ilişkiler üzerinde çalışıyor. Ayrıca Duygu odaklı çift terapisti. Evliyseniz, partreniz veya çocuğunuz ile sorunlar sorun yaşıyorsanız, tam size göre bir psikoterapist olabilir. • Atölyeler yapıyor; Sinema ve psikoloterapi ile ilgili, filmler ve dizi analizleriyle insanı ve ilişiklerini anlamlandırmaya çalışıyor.


TurkishBritish “KENDİMİ BU KENTE AİTMİŞİM GİBİ HİSSETMİŞTİM”

Londra’yı tanıyor muydunuz daha önce, daha önce anılarınız oldu mu bu kentte? Evet, 10 yıl önce, 3-4 ay kadar Londra maceram oldu. Hayatımın en hoş yazını geçirdim diyebilirim Londra’da. Öğrenciydim ve ailem bana bu olanağı tanımıştı. Kendimi çok iyi hissetmiştim ve bu kente aitmişim gibi güzel günler geçirmiştim. O yüzden Londra’nın hep özel bir yeri oldu içimde. Peki, başka Avrupa kentlerinin cazibesi yok muydu sizin için? Elbette pek çok ülke ve güzel kent gördüm Avrupa’da, sevdim de. Paris’i, Prag’ı, Viyana’yı, Budapeşte’yi, Brujü ama Londra farklıydı hep bir duygu bağım oldu , en uzun burda kaldığımdan da olabilir belki bilemiyorum. Bir gün ben Londra’ya gidiyorum dediniz ve gittiniz de… Çevreden nasıl tepkiler aldınız? Benimkisi İstanbul-Londra arası bir yaşam formu kurma hali olduğu için çok uç tepkiler almadım. “Bu saatten sonra ne yapıyorsun!” diyen de var, “Güniz harikasın ben cesaret edemezdim” ya da ”Sen git, biz arkandan geliriz” diyen de. Ama genelde desteklendiğimi hissettim hep, özellikle söylemek isterim ki ailemin ve dostlarımın desteği olmasaydı yapamazdım. Desteklenmek hissi çok değerli ve önemli.

• Kendinizi fazla kilolu ya da aşırı zayıf buluyorsanız, başvurabileceğiniz bir adres. Zira yeme bozukluklarına dair araştırmaları var ve hem bireysel çalışmalar hem de workshoplar düzenliyor. • Tangoseverlerin dikkatine; tango yapıyor. Ege zeybeği gibi tangoyu da seviyor. Hatta Çift Terapisi ile Tangoyu birleştirerek düzenlediği ilişki atölyeleri ve kampları var. • Kişilere ve şirketlere uygulanan, az zamanda hızlı yol alınıp farkındalık kazandıran ‘‘hücum terapisi’’ ve hem gruplara veya çiftlere hem de kurumsal şirketlere “Ben ve Biz Olmak” workshopları düzenliyor. Bu dengenin anlatıldığı atölyelere katılmak sizin için ilginç bir deneyim olabilir.

“ADETA LONDRA’YA İHTİYACIM VAR” Londra’da neler yapmayı hayal ediyorsunuz?

Birkaç seçenek var. Konsoloslukla ve derneklerle çalışıp bireysel terapilerin dışında çiftlere, kadınlara, gençlere ve şirketlere neler yapabiliriz diye araştırıyoruz. Birkaç arkadaşımla birlikte workshoplar ve eğitimler düzenlemeyi düşünüyoruz. Bildiğim kadarıyla 400 bin civarında Türk vatandaşımız var onlara yönelik birebir veya gruplar olarak verebileceğimiz hizmetleri düzenliyoruz. Türkiye’de düzenlediğim eğitimleri ihtiyaca göre burda da planlıyoruz. Sanat en beslendiğim alan, özellikle sinema, çalıştığım da bir alan. Sinema, müzik, edebiyat dans, resim, fotoğraf insan ruhunun en özel yansımaları. Anlatacaklarımı bir roman ya da film karakteriyle anlatmanın çok daha kolay olduğunu biliyorum. İnsan bağ kurarak varolan bir canlı, ilişkisel bir varlık. Doğduğumuz andan itibaren bir diğerine ihtiyaç duyuyoruz bağlanma, ilişki kurma, var hissedebilmemiz için en temel gereksinimlerden biri. Her insan gibi benim de böyle zamanlardan geçtiğimi düşünürsek Londra biraz da böyle anlamlara geliyor sanırım... Hem orada hem burada çalışan bir terapist olarak beni zenginleştirdiğini hissediyorum, hocamın hep ankattığı mesleki rölatifliği birebir deneyimliyorum mesela. Bakalım deneyimledikçe göreceğiz. Londra’da uzun vadede maddi olanakların sürdürülmesi konusunda kaygılarınız var mı? Bunun da net bir yanıtı yok. Baktığımız yere göre cevaplar değişir tabii. Londra benim için İstanbul gibi güvenlik, rahatlık ve lüks alanım değil. Fakat başlangıç olarak Londra’nın başka şeyler katacağı hissi öncelikli ve olabildiğim özel duraklardan biri olacak. Bu dualitenin zamanla kendi dengesini bulacağını umuyorum. Ama birkaç tane anım var tabii, mesela zor bir günden bir an; Türk lirası ve Paund elimde, bakıyorum ikisi de teknik olarak aynı ama alım gücü anlamında biri diğerinin 7 katı, tuhaf bir his, durdum öyle... ‘Güniz anı biriktirmeyi çok seversin ya, biriktirmeye devam et not et bunları, anlatılacaklara ekle, maceranın içinde hissinde kal’ dedim ve gülümsedim...u 59


ŞEHİR VE YAŞAM

uuu GURME

LEZZETLER

Londra’nın tadı, tuzu... Londra’da Türk yemeğinin en iyi adresleri

Londra dünyanın en zengin yemeiçme sahnesine sahip kentlerinden biri. Dünyanın hemen her mutfağından restoranlara rastlayabileceğiniz bu şehirde Türk restoranları da kendine önemli bir yer edinmiş. İngiltere’de gastronomi dünyasının sesini yansıtan pek çok dergi ve internet sitesi, yaptıkları araştırmalarla dönem dönem Londra’nın en iyi Türk restoranlarını seçiyor. Biz de bu çalışmalardan ilham alarak, Harringay’den Highbury’ye, Soho’dan Shoreditch’e Türk yemeğinin Londra’daki en iyi adreslerini sizler için derledik.

Ev Restaurant

Geleneksel Türk motifleriyle bezenmiş şık ve otantik atmosferiyle sıradışı bir Anadolu mutfağı deneyimi sunan Ev Restaurant, şehirdeki diğer Türk restoranlarından ayrışan menüsüyle de dikkat çekiyor. Geleneksel Türk tatlarının yanında tatlı ekşi gül soslu somon tava, patlıcan soslu kuzu kapama, kağıtta kılıç balığı, ezmeli kılıç ızgara, portakallı somon gibi alışılmışın dışında lezzetlere de menülerinde yer vermişler. Vejetaryenler için menüde bol seçenekli özel bir bölüm oluşturmuşlar ve hellimli brokoliden domatesli enginara leziz seçenekler hazırlamışlar u www.tasrestaurants.co.uk/ev-restaurant

Fez Mangal

Şehrin merkezinde, Ladbroke Grove’daki restoranlarında Akdeniz mutfağından esinlenerek hazırladıkları menüyle konuklarını karşılayan Fez Mangal’ın önünde her daim bir kuyruk var. Neyse ki restoran personelinin bekleyenler için birer masa ayarlaması fazla uzun sürmüyor. Zengin ocakbaşı menüsü ve benzerlerine nazaran uygun fiyatlarıyla iddialı olan mekanın en sevilen özelliklerinden biri de dışarıdan kendi içkinizi getirmenize müsaade etmesi ve bunun için ekstra bir ücret almaması. u www.fezmangal.com 60


TurkishBritish Cirrik

Antepliler

Green Lanes’te uzun yıllardır varlığını sürdüren Antepliler, döner ve lahmacundan kebap ve pidelere, Antep baklavası ve künefeden kendi yapımları dondurmalara kadar zengin bir lezzet çeşitliliği sunuyor. Türk mutfağından geleneksel lezzetleri Antep dokunuşuyla buluşturan mekan; dönercisi, baklavacısı ve künefeye adanmış ufak kafesinin yanında Antep mutfağından özel lezzetleri tadabildiğiniz ana restoranıyla dört farklı dükkanın birleşiminden oluşuyor. Pideleri ve lahmacunları ince hamurlu ve bol malzemeli, porsiyonları cömert, künefeleri çok beğeniliyor.

Adanalı bir kebap ustası tarafından kurulan Cirrik, geleneksel ocakbaşı konseptini zengin mutfağı ile Dalston’da yaşatıyor. Kebapların yanında sundukları kömür ızgarasında ısıtılmış lavaş ekmeği, başlangıç olarak mezelerle ikram ettikleri balon pideleri buranın sembolik lezzetleri haline gelmiş. Adana kebap, patlıcan kebap, tavuk beyti, kuzu beyti, kaburga gibi ocakbaşı lezzetleri ile mekan müdavimlerini yaratmış. Zengin menüleri kebaplarla sınırlı değil. Vejetaryenlere de hitap eden soğuk-sıcak meze çeşitleri ile güveçler, salata ve çorbaların yanında ızgara balıklar da menüden deneyebileceğiniz lezzetler arasında. Restoranın Stoke Newington, Hackney ve Tottenham’da şubeleri bulunuyor. u www.cirrik.co.uk

u www.antepliler.com

Haz Restaurant

Londra’da St Paul’s, Bishopsgate, Finsbury Square, Houndsditch, Plantation Place ve Premiere Place olmak üzere 6 farklı lokasyonda konumlanmış şubeleriyle hizmet veren Haz Restaurant, konuklarına Akdeniz mutfağından geniş bir seçki sunuyor. İçli köfteden zeytinyağlı enginara uzanan başlangıçlar ve mezeler, mangalda pişen kebap ve etlerin yanında taze balıklar ile kazandibi, kayısı tatlısı, poşe armut tatlısı gibi farklı tatlıların yer aldığı menüsü lezzet vadeden seçeneklerle dolu. 100’den fazla konuğu aynı anda ağırlayabilecek kapasiteye sahip şubeleri, aile ve arkadaş yemeklerinin yanı sıra iş toplantıları ve partiler için de uygun. u www.hazrestaurant.co.uk

Kilis

Kurucusu Kilisli Mehmet Kocakerim’in kökenlerinin mirasını Islington’daki mekanlarında yaşatan restoran; Türk mutfağını, Suriye ve Lübnan mutfaklarıyla kombine ederek otantik lezzetler sunuyor. Mangalda pişirilen et, tavuk ve balık sunumları oldukça bol seçenekli. Balon ekmekle sundukları humus, cacık ve mutabbal en sevilen başlangıçlardan. Zengin pide menüleri iştah açıcı lezzetlerle dolu. Lahmacunlarıyla da oldukça iddialılar. u

www.kilis.co.uk

61


uuu

Gökyüzü

Türk mutfağının Londra’daki en köklü adreslerinden biri olan Gökyüzü Restaurant, 20 yıllık bir aile işletmesi. Kahvaltılıklardan soğuk ve sıcak mezelere, pidelerden ızgara deniz mahsullerine, dönerden kebap çeşitlerine oldukça kapsamlı bir menüleri var. Tavuk kebabıyla hazırladıkları tavuk beyti mekanın sevilen lezzetlerinden. Ayrıca sebzelerle hazırladıkları vejetaryenlere özel beytileri ve kebapları da mevcut. Baklava, künefe, fırın sütlaç gibi geleneksel tatlar başta olmak üzere zengin bir tatlı menüsü sunuyorlar. Green Lanes’te açtıkları ilk şubelerinin yanında Walthamstow, Finchley ve Chingford’da da mekanları bulunuyor. u

www.gokyuzurestaurant.co.uk

Kyseri

Kıbrıs-Türk kökeninden aldığı ilhamla Shoreditch’te ilk restoranı Oklava’yı açan Selin Kiazim, ikinci girişimi Kyseri ile Londralıları farklı bir konseptle daha buluşturdu. Modern Türk mutfağının İngiltere’deki önemli temsilcilerinden olan şef ikinci restoranı Kyseri’de, başta Kayseri olmak üzere Türk mutfağının geleneksel lezzetlerini orijinal dokunuşlarla yorumluyor. Vişneli etli mantı, mantarlı peynirli mantı şefin sunduğu özel lezzetlerden bazıları. Menüye dönemsel olarak şefin yeni tarifleri ekleniyor. u www.kyseri.co.uk

Tas The Cut

Tas Restaurant’larının Southwark ve Waterloo yakınlarında yer alan bu şubesi zincirin ilk göz ağrısı. Anadolu ve Akdeniz mutfağını özel dokunuşlarla harmanladıkları menüleri modern Türk mutfağı çizgisinde. Hünkar Beğendi, Kuzu Tandır, Ekşili Köfte gibi geleneksel tatların yanında baklalı enginar, bamya, mantar güveç gibi vejetaryen damaklara uygun lezzetler de sunuluyor. Deniz mahsulleriyle hazırladıkları sunumlar da zengin. Ispanaklı somon, somon yahni, karışık deniz mahsulleri güveci, karidesli makarna bunlardan birkaçı. Old Vic Tiyatrosu’na yakınlığı sayesinde mekan, tiyatroseverlerin gösteri öncesi geldikleri uğrak noktalarından biri olmuş. u

www.tasrestaurants.co.uk/tas-the-cut

Iznik

Dekorasyonunda kullanılan etnik öğeler, çini fayanslar, renkli camlar ve özgün detaylarla İznik ruhunu yaşatan mekana girenlerin yüzünde tatlı bir tebessüm oluşuyor. Mekan eski bir aile işletmesi. Menülerinde İzmir köfte, karnıyarık, hünkar beğendi gibi fırın ve ocakta pişmiş et yemekleri ağırlıklı yer alsa da isteyenler için ızgara seçenekler de mevcut. Otantik bir atmosferde geleneksel lezzetler tatmak için iyi bir adres. u www.iznik.co.uk 62


TurkishBritish Oklava

Şık ve özgün dekorasyonuyla şehrin en havalı Türk restoranlarından biri olan Oklava, Kıbrıs-Türk mutfağından esinlenilerek hazırlanmış lezzetler sunuyor. Restoranın kurucusu şef Selin Kiazim, klasik lezzetlere kattığı yaratıcı dokunuşlarıyla tanınıyor. Baharatlı ekmekle sunduğu hurmalı tereyağı, çilili ricotta’lı deniz mahsullü pide, kekik, limon ve bal ile hazırlanmış soslu ızgara hellim, kırmızı soğan salatası eşliğinde sunulan şeftali kebabı menüdeki merak uyandıran lezzetlerden sadece birkaçı. u

www.oklava.co.uk

Hazev

Londra’nın finans merkezinin kalbinde, Canary Wharf’ta nehir kıyısında konumlanan restoranıyla Hazev; şık bir bar, elegan bir restoran ve hızlı servis veren, davetkar bir cafe’nin birleşiminden oluşuyor. Özel yemekler ve organizasyonlar için kiralanabilen mekan, bugün Londra’nın merkezinde 10 farklı restoranı yöneten Tas Restaurant Grubu ile Haz Restaurant Grubu arasındaki işbirliğinin ilk meyvesi. Zengin bir çeşitlilik sunan, Anadolu mutfağından esinlenilerek hazırlanan menüsünde çorbalar, soğuk ve sıcak mezeler, ızgaralar, vejetaryen lezzetler, fırında pişen et yemekleri, deniz ürünleri, makarnalar, salatalar ve pilavlar bulunuyor. Menüde acılı erikli karides, dana gulaş, mercimekli tavuk külbastı, pırasalı köfte, pancar köfte gibi merak uyandıran pek çok farklı seçenek var. u

www.hazev.com

Meze Mangal

Lewisham’da yenilenen dekorasyonu ile hizmet veren Meze Mangal, modern görünüşü ve şık dekorasyonu ile Green Lanes’teki Türk restoranlarından farklılaşıyor. Ütülü beyaz örtülerle kaplı masaları, parke zemini ve özenle düzenlenmiş oturma alanlarıyla oldukça şık bir konsepte sahip. Menüde klasik mangal lezzetlerinin ve mekanın favori yemeklerinden olan pide çeşitlerinin yanı sıra bıldırcın şiş, ızgara kılıç balığı gibi alışılmışın dışında lezzetler de var. İçecek menüsü için Türk şaraplarından güzel bir seçki oluşturmuşlar. u www.mezemangal.co.uk

Mangal 1

Jamie Oliver, Yotam Ottolenghi gibi ünlü İngiliz şeflerin favori restoranları listesinde üst sıralarda yer alan Mangal 1, 20 yılı aşkındır hizmet veren geleneksel bir ocakbaşı restoranı. Doğu Londra’nın en ünlü ocakbaşı olan mekan, Adana kebap, tavuk ve kuzu beyti, tavuk ve kuzu şiş gibi sevilen lezzetlerini yoğurtlu ve soslu olarak da sunuyor. Konuklarını sade bir dekorasyonla karşılayan mekanın yemekleri lezzet garantili. u www.mangal1.com

63


uuu

Diyarbakır

Green Lanes’in favori mekanlarından biri olan Diyarbakır, lezzetli, tam kıvamında pişmiş et ve kebap çeşitleri için en doğru adreslerden biri. Menüleri oldukça zengin. Kahvaltıya özel çılbır ve menemen çeşitlerinden mantı ve içli köfteye, sıcak ve soğuk mezelerden güveç çeşitlerine, ızgara levrek ve çipuradan ocakbaşı lezzetlerine menüde pek çok alternatif bulmak mümkün. Tüm yemekler hem gözleri hem de mideyi doyuran büyük porsiyonlar halinde ve zengin ikramlıklar eşliğinde servis ediliyor. Mekanda alkol satışı yapılmıyor. u www.diyarbakirrestaurant.co.uk

Sofra

Michelin Guide tarafından tavsiye edilen, Kraliyet Ailesi’nin ve pek çok bürokratla devlet adamının yemek yemek için seçtiği Londra’nın ünlü Türk restoranı Sofra, sahibi Hüseyin Özer’le anılıyor. Oldukça ilginç ve ilham verici bir yaşam öyküsüne sahip olan Özer, aynı zamanda bir beslenme uzmanı ve restoranları için hazırladığı menülerde sağlıklılık prensibini ön planda tutuyor. Türk mutfağının uluslararası damak tadına ustaca uyarlandığı menülerindeki her lezzet en taze malzemeler kullanılarak ve üzerinde büyük özenle çalışılarak hazırlanıyor. Londra’nın kalbi Oxford Street ve Mayfair’de iki farklı şubeleri bulunuyor.

Troia Southbank

u www.sofra.co.uk

Londra’nın merkezinde, London Eye’a yakın konumuyla turistler için kolay erişilebilir bir restoran olan Troia, Akdeniz ve Orta Doğu mutfağından seçme lezzetler sunuyor. Ocakbaşında pişen lezzetli kebap ve et seçeneklerinin yanı sıra paylaşımlık sıcak ve soğuk meze çeşitleri, güveçler, taze deniz mahsulleri tabakları, burgerler ve salatalarıyla 80’den fazla yemeğin yer aldığı zengin bir menü sunuyorlar. İskender kebapları oldukça iddialı. Dekorasyonunda kullanılan renkli camlı avizeler ve aksesuarlar mekanda Anadolu’dan otantik bir esinti yaratmış. u

www.troia-restaurant.co.uk

Efes

7 farklı şubesiyle Londra ve çevresinde hizmet veren Efes Restaurant, 1975’ten beri varlığını sürdüren eski bir aile işletmesi. Dönerleri, kebapları ve pideleriyle iddialı olan restoran zincirinde kaliteli malzeme seçimi ve tüm konukları memnun edecek servis anlayışı ön planda tutuluyor. Geleneksel lezzetinde Türk kebabı deneyimi yaşamak için iyi bir adres. u

64

www.efesgroup.co.uk


tbmag.co.uk TurkishBritish

Bu alanı si̇zi̇n i̇çi̇n ayırdık İletişim ve pazarlama projelerinizi birlikte hayata geçirmekten mutluluk duyarız.

TurkishBritish Türk ve İngiliz İş İnsanlarının Dergisi

contact@tbmag.co.uk


uuu LONDRA

Baharda Londra’da Görmeniz Gereken En Güzel Yerler Londra’nın en güzel zamanları şimdi başlıyor. Manolyalar, bahar dalları sonrasında gelecek olan mor salkımlar Londra sokaklarını bahar festivaline çeviriyor. Bu mevsimde Londra’nın herhangi bir sokağında baharın tüm güzelliğiyle karşılaşabilirsiniz ama bahar henüz başlamışken Londra’da muhakkak görülmesi gereken hem ikonik fotoğraflar çekebileceğiniz hem de keyif alabileceğiniz birkaç yeri sıraladık.

Kew Gardens

Kew Gardens üzerinde de sakuralarla kaplı benzer bir yol var. Bence Greenwich daha görkemli ama yolunuz Kew Gardens’a düşerse buradaki yanına sakuralar dizilmiş yolu da görmenizi tavsiye ederim. Ama zaten bu mevsimde Kew Gardens’ın her yeri muhteşem bir görüntüde oluyor.

Greenwich Park

Greenwich Park, Nisan başından Mayıs’a kadar ünlü sakura ağaçlarıyla çevrili bir yola ev sahipliği yapıyor. Mutlaka görmenizi, bahar dallarından oluşan bu tünelin içinden geçmenizi, mümkünse altında piknik yapmanızı tavsiye ederim. Bu yol tam olarak Greenwich Park’ın Blackheath Avenue Sokağı üzerinde, parkın tepeye doğru kıvrılan yolu üzerinde. Bu görüntüyü yakalamak için Nisan’da muhakkak uğrayın çünkü biliyorsunuz bahar dalları en iyi ortalama iki hafta kadar bir süre görülür sonrasında solmaya ve çiçekleri dökülmeye başlar. Şu anda da gitmenizi tavsiye etmem çünkü henüz sakura çiçekleri açmadı. (Siz bu yazıyı okurken açmış olabilir :)) Bunu en iyi Instagram’da Greenwich Park’ın lokal paylaşımlarında takip edebilirsiniz ben güncel halini görmek için öyle yapıyorum. 66


TurkishBritish Turkish

St Paul Katedrali

St Paul Katedrali’nin hemen önündeki sakura ağacı da bahar dallarını fotoğraflamak isteyenler için harika bir görüntü sunuyor. Tam Katedral’in dışında, Carter Lane Gardens olarak da bilinen küçük parkın içinde bu ağaç.

Chelsea Flower Show

Chelsea Flower Show Birleşik Krallık’ın en prestijli birkaç festivalinden biridir. Burayı gezmek de, katılımcı olarak yer almak da başlı başına bir deneyim. Bir kere bu tarz etkinliklerin pazarlamasının ve organizasyonunun nasıl yapıldığını görmek anlamında da iyi bir deneyim sağlıyor. Aslında bir çiçek ve bahçe düzenlemesi festivali fakat Britanyalıların bahçe düzenlemesini ne kadar sevdiğini gözlemlediyseniz bu tarz etkinliklere de ne kadar değer verdiklerini görebilirsiniz. Bu sene diğer senelerden farklı olarak Cambridge Düşesi Kate Middleton da bir bahçenin düzenlemesine ‘Doğaya Dönüş’ temasıyla katkıda bulunacak.

Chiswick House Gardens Kamelya Sergisi

Chiswick House Gardens, batı Londra’daki çok keşfedilmemiş ve çoğunlukla lokallerin takıldığı parklardan birisi. Mart’dan Eylül’e kadar çiçeklerin açtığı keyifli bir bahçesi var. Fakat özellikle baharda buranın en güzel etkinliklerinden biri, Conservatory bölümünde kamelya sergisi yapılması. Bir kısmı nadide olan bu kamelyaları sadece bahar aylarında olgun hallerinde görebileceğiniz için yolunuz düşerse mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. https://acemilondoner.com 67


uuu TATİL

VE SEYAHAT

Dünyanın en güzel yürüyüş rotalarından biri:

Likya Yolu...

Yeşilin ve mavinin nefes kesen bir güzellikte tarih ile buluştuğu Likya Yolu’nda zaman yok oluyor, zamanın getirdiği telaş yerini dinginliğe ve huzura bırakıyor. Sadece bir sırt çantası ile çıkabileceğiniz, her anında enfes manzaralarla karşılaşacağınız binlerce yıllık Likya Yolu’nda kendi hikayenizi yaşayın! 68


TurkishBritish

Sadece bir sırt çantasına ihtiyaç duyacağınız yolculukta sizi neler mi bekliyor? Akdeniz’in sonsuz maviliği, Tahtalı Dağı’nın zirvesi ve eşsiz manzarası, doğanın büyüleyici, dinlendiren yeşili, dağların kekik toplayıcı Yörükleri, binlerce yıllık tarihi izleri tadı damağınızda kalacak lezzetler, doğayla iç içe geceler ve gündüzler... Rota hem dağlardan görebileceğiniz eşsiz manzaralar, hem de inip yüzebileceğiniz yerlerden geçiyor.

Tarihi binlerce yıl öncesine dayanıyor

D

ünyanın en ünlü yürüyüş yollarından biri Likya Yolu... Nefes kesen manzaralar eşliğinde tarihin, doğanın ve denizin en güzel buluşmasına tanıklık edilen Likya Yolu her yıl dünyadan yaklaşık 40 bin doğa tutkununu ağırlıyor ve bir masal yolculuğunu tamamlamış yorgun birer kahraman olarak ülkelerine, yaşadıkları şehre dönüyorlar. Dünyanın en iyi 10 ve en güzel manzaralı 50 yürüyüş rotasından biri seçilen Likya Yolu yaklaşık 40-45 günde tamamlanabiliyor. Performansa göre bunu 20-25 güne kadar indirmek de mümkün. Bu sürenin tamamını bir yılda yürüyemeyecek olanlar ise her yıl parkurun bir kısmını yürüyerek de Likya Yolu’nu bir kaç yılda tamamlayabiliyorlar.

“Işık Ülkesi” anlamına gelen Likya’nın geçmişi binlerce yıl öncesine, M.Ö 13.YY’a kadar dayanıyor. Likya Yolu’nun bilinen en eski tarihi ise Likya Federasyonu ile başlıyor. Antalya’nın batısındaki Teke Yarımadası üzerinde kurulmuş Olimpos, Xantos, Patara, Antiphellos, Phaselis, Aperlae, Andriake, Myra ve Apollonia dahil 77 antik kentin oluşturduğu Likya Federasyonu tarihte özgürlük ve bağımsızlıklarına son derece düşkün bir halk olarak tanınıyor. Bugün Likya Yolu olarak bilinen yürüyüş rotası Muğla ili Fethiye ilçesi Hisarönü (Ovacık) mevkiinden başlıyor, 555 kilometrelik güzergah Antalya ili Geyikbayırı Köyü’nde sona eriyor. Rotayı Antalya’dan başlayıp Fethiye’de bitirebilmek de mümkün.

69


uuu Zaman zaman kıyı şeridinden zaman zaman da dağlardan geçerek devam eden Likya Yolu’nda yürüyüş yapanlar için yol gösterici işaretler yer alıyor. Aslında birbirinden bağımsız yollardan oluşan parkur ilk defa Romalılar döneminde birleştirilerek uzun ve geniş bir ağ şeklinde bir Likya Yolu oluşturulmuş ve o zamandan beri bu yolda insanlar yürümeye devam ediyor.

Tarihin içinde doğanın ve denizin tadını çıkarın Adını Likyalılardan alan yürüyüş rotası yirmiyi aşkın antik kentin yanı sıra Türkiye’nin en çok tercih edilen tatil yerleri olan Fethiye, Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu, Yediburunlar, 18 kilometre ile dünyanın en uzun doğal plajlarından biri olan Patara Kumsalı, Kalkan, Kaş, Kekova, Demre, Finike, Korsan Koyu, Türkiye’nin en güzel deniz feneri seçilen Gelidonya (Taşlık Burnu) Feneri, Adrasan Koyu, Musa (Olimpos) Dağı, Çıralı Plajı, Avrupa ve Türkiye’nin sahildeki en yüksek zirvesi olan Tahtalı Dağı (2366), Tekirova, Kesme Boğaz, Göynük Kanyonu, Göynük gibi doğal güzelliklerden geçerek Akdeniz kıyı şeridi boyunca uzanıyor. Parkur sadece kıyıyı takip etmekle kalmıyor, yer yer sarp yamaçlara çıkarak, kumsallara ve limanlara iniyor. Yaylalardan ve ormanlık alanlardan da geçen güzergah, Tahtalı Dağı’nda 1800 metredeki sedir ormanlarının yukarısında en yüksek noktasına ulaşıyor.

70

Dinlenmek, yüzmek veya güneşlenmek isteyenler için de alternatifler sunan Likya Yolu, pansiyon, restoran ve plaj olanaklarından yararlanabileceğiniz birçok sahil köyünün içinden veya yakınından geçiyor. Rota ayrıca Kalabantia, Sidyma, Pydnai, Letoon, Xanthos, Patara, Phellos, Antiphellos, Sebada, Apllania, Aperlai, Teimussa, Simena, Sura, Andriake, Myra, Belos, Gagai, Melanippe, Olimpos, Chimera (Yanartaş), Phaselis antik kentleri yanı sıra St Nicholas (Noel Baba) Kilisesi, Alakilise, Papazın Kayası, Gedelme Kalesi, Delikkemer ile Xanthos’a su götüren su kemerleri gibi tarihi mekanlara uğruyor. Xanthos ve Letoon ören yerleri aynı zamanda UNESCO dünya mirası listesinde yer alıyor.

İşaretleri kaçırmayın! Fransız Grande Randonnee sistemiyle işaretlenmiş ve kavşak noktalarına sarı yönlendirme tabelaları yerleştirilmiş olan Likya Yolu’nu doğayı ve yürüyüşü seven herkes rahatlıkla yürüyebilir. Patikalarda her 50, toprak yollarda ise yaklaşık her 200 metre aralıklarla işaretlenen kırmızı-beyaz çizgiler, Likya Yolu’nda devan eden serüvencilerin işini kolaylaştırıyor. Örneğin; Kırmızı boya ile çizilmiş ‘çarpı’ işaretleri patikadan sapıldığını, işaretin başında bulunduğu yola girmemeniz gerektiğini söylüyor. Üst üste çizilmiş kırmızı-beyaz işaretlerse, bir yol ayrımına geldiğinizi hatırlatıyor. Söz konusu işaretler periyodik aralıklarla gönüllüler tarafından yenileniyor.


TurkishBritish

En uygun zaman İlkbahar

Sırt çantasında 4 mevsimlik hazırlık

Likya yolu Akdeniz ikliminin hakim olduğu bir bölgede yer alıyor. Dolayısıyla da kış ayları oldukça yumuşak geçtiğinden, yürüyüş sezonu neredeyse yılın tamamına yayılıyor. Küresel ısınmanın da etkisiyle yılın on bir ayı yürünebilecek uygun koşullara sahip. Kişilere göre değişmekle birlikte yürümek için en uygun ve en güzel zaman ise karlarla kaplı tepeleri ve toprağın yüzünü örten çiçekleri bir arada görebileceğiniz ilkbahar mevsimi ile sıcak ve nemin giderek azaldığı Ekim ve Kasım ayları. Dağların doruklarında gün içinde dört mevsimin birden yaşanabileceğini de unutulmamak gerekiyor. Eğer yüksek kesimlerde yürümüyorsanız. Mayıs ortası ile Eylül ortası yürüyüş aktivitesi için oldukça sıcaktır. Aralık ve Ocak aylarında yağmur ve fırtına görülebilir. Ocak ayından Nisan başına kadar 1500 metrenin üzerinde genellikle kar vardır. Kasım-Şubat aylarında sağanak yağışlara sık sık rastlanıyor.

Likya Yolu’nda yürüyüşe çıkarken 4 mevsime uygun şekilde hazırlıklı olmak gerekiyor. Tüm yolculuğunuz boyunca sırtınızda taşıyacağınız sırt çantası hem 4 mevsime hazırlıklı hem de ayı zamanda hafif olmalı ama nasıl? Çantanızda olması gerekenler arasında, trekkingde önemli olan şeyin vücut sağlığı olduğunu düşünürsek, buna uygun rahatlıkta giyim malzemeleri başı çekiyor. Ayrıca yer yer kamp kuracağınız için de kamp malzemelerinizi de yanınıza almalısınız. Şöyle bir sıralayacak olursak; yürüyüş botu, su matarası, olur da gruptan ayrılır veya kaybolursanız diye düdük, çakı, şapka, rüzgarlık ve yağmurluk, sırt çantası, dudak ve güneş kremi, el feneri ve kafa lambası, uyku tulumu, mat, ilkyardım çantası, dayanıklı bir pantolon ve şort, kibrit ve tabi ki harita.u

Likya Yolu’nda çıkarken çantanızda olması gerekenler Su. En az 2 litre. Hatta 3 İlk yardım çantası Yürüyüş şortu Güneş gözlüğü Yürüyüş ayakkabısı. Kaymaz tabanlı • Yedek çoraplar • Yürüyüş tişörtü. Terlediğinizde de rahatsız etmeyecek özellikte • Uzun bir yürüyüş pantolonu. Özellikle dizden fermuarlı olanları güzel. Hava sıcak olunca fermuarı açıp şort olarak da kullanabilirsiniz. • • • • •

• • • • • • • • • • • • • •

Yağmurluk Çabuk kuruyan havlular Mayo Şapka Güneş kremi Küçük çanta Termos Islak mendil Peçete Akşam için uzun kollu polar Parmak arası terlik Sandviç ve abur cubur Baton Çakı

• • • •

Fener Çadır Işık ve el feneri Enerji barları. Proteine bolca ihtiyacınız olur. • Uyku tulumu ve mat. Uyku tulumu, özellikle soğuk havalara da dayanıklı olsun. • Diş fırçası ve macunu, şampuan gibi kişisel bakım malzemeleri • Fotoğraf makinası, yedek hafıza kartları ve bataryalar

71


uuu

Herkesin yolunu düşürmek istediği yer;

Bozcaada

Kuzey Ege’de yer alan Bozcaada, Türkiye’nin en özel yerlerinden biri. Her yıl yüzbinlerce insanın tatilini geçirmek istediği bu ada kurgulanmamış, doğal güzelliği ile adaya gelen herkesi adeta büyülüyor... Bugün adada yaşayan Rum nüfus çok azalmış olsa da mimariden mutfağa yaşamın her alanında Rum kültürünün izlerini görmek mümkün. Bozcaada, görenin ayrılmak istemediği, keşfedenin ise her mevsim yolunu düşürmek istediği büyülü bir coğrafya.

Caddenin bir tarafı Rum mahallesi bir tarafı Türk...

Mustafa Dermanlı

Ç

anakkale’ye yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki Geyikli’den kalkan feribot, yaklaşık yarım saatte sizi Bozcaada’ya ulaştırıyor. Yazın sık sık gerçekleşen feribot seferleri, kışın pek seyrek yapılıyor. Hem araç, hem de yolcu taşıyan feribot ada merkezine yanaşırken, sağ yanınızda yıllara meydan okuyan Bozcaada Kalesi ile sol tarafınızda kalan eski liman sizi karşılıyor. Tam karşınızda ise adanın klasik Türk ve Rum evleri, iki caminin minaresi ve adadaki tek kilisenin çan kulesi size “merhaba” diyor. Son yıllardaki yanlış avlanmalar sebebiyle balıkçılığın eskisi gibi revaçta olmadığı Bozcaada’da renk renk balıkçı tekneleri belki de günün birinde yeniden, hep birlikte mavilikleri yırta yırta kilolarca balık tutacakları günü bekliyorlar limanda. Yine de her akşam, akşam suyuna kalamarlar, ahtapotlar, biraz da balık, denize açılan teknelerin livarlarında adaya doğru yol alıyor. Tekneleri ve denizi kendilerine manzara yapan limandaki meyhaneler, hazırladıkları Ege’ye has mezeleri, adanın lezzetli şarapları ve elbette Türkiye’nin en çok sevilen içkisi rakı ile tadacağınız en güzel ambiansı yaratıyor. 72

Mitolojide de kendisine önemli bir yer edinen Bozcaada’nın, 3 bin yıl önce yaşanan bir olaya göre kilitli bir sandık içinde adaya ulaşan Thenes’in adası olduğu rivayet ediliyor.

Adanın merkezine yanaşan feribottan inip de birkaç adım attığınızda kendinizi zaman içerisinde turizm odaklı dizayn edilmemiş bir güzelliğin içerisinde bulacaksınız. Yürüdüğünüz Arnavut kaldırımlı yol, on yıllar önce adanın iki mahallesini birbirinden ayıran, bugün ise üzeri kapanarak yol olarak kullanılan bir dere aslında. Bir tarafınız her ne kadar bugün nüfusu çok azalsa da Rum mahallesi, diğer tarafınız ise Türk mahallesidir. İşletmelerin daha çok olduğu, hayatın daha hareketli seyrettiği Rum mahallesindeki meyhaneler ve pansiyonlara nazaran Türk mahallesinde arada işletmeler olsa da daha çok konutlar bulunuyor, hayat daha yavaş akıyor. Mitolojide de kendisine önemli bir yer edinen Bozcaada’nın, 3 bin yıl önce yaşanan bir olaya göre kilitli bir sandık içinde adaya ulaşan Thenes’in adası olduğu rivayet ediliyor. Zaten “Thenes’in Adası” anlamına gelen Tenedos ismi uzun yıllar kullanıldıktan sonra bu küçük ada, günümüzde Bozcaada ismi ile anılıyor.

Her plajın ayrı bir büyüsü, güzelliği var

Dillere destan denizi, koyları ve plajları, Bozcaada’ya yolunu yazın düşürenlerin ilk nedeni diyebiliriz. Türkiye’nin sayılı plajlarından biri olan Ayazma Plajı, hemen yanıbaşında yer alan Sulubahçe ve Habbele plajları, doğal yapısı sebebiyle bir akvaryumu andıran Akvaryum Pla-


TurkishBritish Turkish

jı, son yıllarda adı bir geminin karaya oturması ile anılan ve geçen yıl gemi kaldırılsa da popülaritesini kaybetmeyen Beylik Plajı adanın güneye bakan ve haliyle de hakim poyraz rüzgârına kapalı en revaçtaki plajları olarak göze çarpıyor. Lodosun estiği vakitler yahut dalgalı deniz sevenler içinse upuzun kumsalıyla, adanın en yüksek tepesi olan Göztepe (193 metre), manzarasıyla deniz meraklılarına kollarını açan Çayır Plajı, aynı zamanda windsurf ve kitesurf yapılan da bir plaj. Ana karaya yüzünü çeviren İğdelik, Tuzburnu, Sağırın Bahçe mevkileri de nispeten daha sakin koylar olarak yazın yükünü çekiyor. Denize girmek isteyenler için bir alternatif de merkez ve Salhane olarak dile getirilebilir. Çok özel bir manzaraya sahip Salhane mekânından kaleye sırtınızı verip, maviliklere kendinizi bırakabilir, kulaçlarınızı atabilirsiniz.

Şaraplarının lezzeti ülke sınırlarını aştı

Adanın tarihi boyunca anıldığı en büyük özelliği ise bağları olmuş. Kendine has Çavuş üzümünün lezzeti ada sınırlarının çok ötesine geçer, İstanbul piyasasında bile merakla beklenirmiş. Son yıllarda tarımın zorlaşması, turizm faaliyetlerinin daha gelir getirici bir alan olması sebebiyle ne yazık ki bağcılık adada biraz ikinci plana itildi. Çavuş üzümünün haricinde adanın yerli üzümleri Kuntra, Karalahna ve Vasilaki. Adanın özel şarapları hem iç piyasada, hem Türkiye’de, hem de az miktarda olsa da ülke sınırları dışında ilgilisine ulaşıyor ve çok beğeniliyor.

Gecesi ayrı, gündüzü ayrı güzel ada

Yürüyerek gezebileceğiniz Bozcaada merkezindeki sokakların büyüsüne kapılmak için kendinizi tutmayın. Gecesi de, gündüzü de ayrı güzellikler barındıran Bozcaada, sadece yazları değil ilkbahar ve sonbaharda da tüm güzelliklerini sunar. İlkbaharda rengârenk açan çiçekler, filizlenen bağlar, her yerden fışkıran ada otları ve bol bol yürüyüş yapabileceğiniz patikalarla muazzam kareler verir size. Sonbahar ise ada üzümlerine doyduğunuz, adalılarla çınar altında bol bol muhabbet edecek vakit bulacağınız, adanın belki de en özgün festivallerinden biri olan Uluslararası Bozcaada Ekolojik Belgesel Festivali (BIFED) ile tüm dünyadaki çevre konularıyla alakalı belgeselleri izlerken, şarabınızı yudumlayacağınız bir mevsim. Kısacası ada sizi bekliyor; Bozcaada’ya adım atmak için çok fazla sebebiniz var.

Amaranda Ada Evi sizi bekliyor!

Amaranda, adalıların verdiği adla mor çiçekler, Bozcaada’da yazın habercisi olarak çayırlara yayıldığında bahar pikniklerini renklendirirlerdi. Adalı kadınlar saçlarına iliştirmek için Amaranda ile taçlar örererek baharın tazeliğini paylaşırlar; kapılarına astıkları Amaranda çelenkleri ile yazın bereketini evlerine davet ederlerdi. Amaranda, adını masalların “hiç solmayan sihirli çiçek”inden alır. Amaranda Ada Evi Bozcaada’nın hiç bozulmayan güzelliğini, Kuzey Ege’nin cana can katan rüzgarını, bağların sihrini, temiz denizini, yalnız sahillerini ve geceleri aydınlatan yıldızlarını paylaşmak için kapıaçıyor.u larını size açıyor


uuu TARİH

Londra’da Çanakkale Savaşı’nın İzleri Yakın dönem Türk tarihinde Millî Mücadele’den sonra belki de en önemli dönemeç olarak kabul edilen Çanakkale Savaşı’nın izlerini, Gelibolu Yarımadası’ndan binlerce kilometre uzaklıktaki Londra’nın göbeğinde de sürmek mümkün. Dünya ve İngiliz tarihinde derin izler bırakan bu kanlı savaşın askeri ve siyasi aktörleri, en kritik anlarda en hayati kararları Westminster’da bulunan muhtelif tarihi binaların duvarları arasında almışlardı. Bugün turistlerin ve hatta Londralıların bizzat kendilerinin dahi farkına varmaksızın yanlarından geçip gittikleri bu tarihe şahitlik eden yapıları, gelin şimdi hep birlikte bu satırlar arasında ziyaret edelim.

W

estminster underground (metro) istasyonundan çıkış yapanların dikkatlerini ilk olarak, Parlamento Binası ve Big Ben Saat Kulesi çekiyor. Parlamento binasının tam karşısında konumlanan Parlamento Meydanı, Çanakkale Savaşı denilince ilk akla gelen isimlerden Sir Winston Spencer Churchill’in (WSC) heybetli heykeline de ev sahipliği yapıyor. Her ne kadar sonradan İngiltere Başbakanı sıfatıyla İkinci Dünya Savaşı sonunda çok büyük bir zafer kazanacak olsa da, 1915 yılı Churchill’in hiç hatırlamak istemediği bir dönem olarak tarih sayfalarına kazınmıştı. Bronzdan yapılmış olan bu heykel, Churchill’in ölümünden 8 yıl sonra 1973 tarihinde meydana dikildi. Churchill heykelinden meşhur Trafalgar Meydanı’na doğru yürüyüşe geçtiğinizde, sizi Birleşik Krallık siyaset ve bürokrasisinin kalbinin attığı Whitehall Caddesi karşılayacak. Buradaki en önemli yapı hiç kuşkusuz ‘Number 10’ yani Başbakanlık Ofisi. Yaklaşık 300 yıldır İngiliz başbakanlarına ev sahipliği yapan Downing Caddesi üzerindeki ‘Number 10’, Çanakkale Deniz Harekatı’nın başlatılmasına karar veren İngiliz Savaş Konseyi’ni de bünyesinde barındırmaktaydı. Her ne kadar Downing Caddesi bugün halka açık olmasa da, caddenin tam teçhizatlı İngiliz polislerce korunan yüksek parmaklıklı girişi, turistler tarafından Londra’da en sık fotoğraflanan noktalar arasında. 74

Kraliçe’nin Şahsi Muhafızları: Horse Guards

Whitehall Caddesi üzerindeki bir sonraki durağımız, giriş kapısında görkemli atları üzerinde tören kıyafetleriyle nöbet tutan askerlerin ziyaretçileri karşıladığı Atlı Muhafızlar (Horse Guards) binası. Bu binaya girmeden hemen önce caddenin karşısında, Çanakkale’deki bir diğer Yaklaşık 300 önemli İngiliz karar alıcı Lord Horatio yıldır İngiliz Herbert Kitchener’ın (dönemin Savaş başbakanlarına ev sahipliği yapan Bakanı) karargahına ev sahipliği yapan Savaş Bakanlığı (War Office) eski Downing Caddesi binasını da görebilirsiniz. Yakında bir üzerindeki otel olarak hizmet vermeye başlaya‘Number 10’, cak olan bu tarihi binanın çatısı altınÇanakkale Deniz da, Çanakkale Savaşı’nın kara harekatı Harekatı’nın safhası dakika dakika takip edilmişti.

başlatılmasına karar veren İngiliz Savaş Konseyi’ni de bünyesinde barındırmaktaydı.

Şu an Kraliçe 2. Elizabeth’in şahsi muhafızlarına ev sahipliği yapan Atlı Muhafızlar binası, Çanakkale’de müttefik birliklerin komutanı General Ian Hamilton’ın Çanakkale’ye doğru hare-


TurkishBritish ket etmeden önceki karargâhı durumundaydı. Londra’ya geldiğinizde, bu nadide binanın girişinde tören kıyafetiyle nöbet tutan muhafızlar ile resim çekilmeyi de ihmal etmeyin. Atlı Muhafızlar binasının kemerli giriş kapısının altından geçtiğinizde sizleri büyük bir meydan karşılayacaktır. Bu meydanda, Atlı Muhafızlar’ın saatleri önceden ilan edilen nöbet değişim seremonisini izleyebilir ve bu renkli anları kameranız ile kayıt altına alabilirsiniz.

Hezimetin Başlangıç Noktası: Amirallik Binası (The Admiralty) Meydana girdiğiniz zaman, Çanakkale Savaşı’nın izleri sizleri yine yalnız bırakmayacak. Uzun yıllar boyunca dünya deniz ve okyanuslarına hükmeden İngiliz Kraliyet Donanması’nın ana karargâhı Amirallik (Admiralty) eski binası, meydanın kuzey kenarı boyunca uzanmakta. 18 Mart 1915 günü Çanakkale’de ağır bir mağlubiyetle neticelenecek olan deniz harekatının son taslağı, işte bu binanın duvarları arasında şekillendirilmişti. Bina ile ilgili en önemli ayrıntı ise, dönemin Amirallik Birinci Lordu Winston Churchill’in makam odasına ev sahipliği yapması.

Çanakkale Savaşı boyunca İngiltere Savaş Bakanı olan ve Kasım 1915’te Gelibolu Yarımadası’nı bizzat ziyaret eden Kitchener, 1880 yılında Kastamonu vilayetinde kısa bir süre askeri konsolos olarak da görev yapmıştı.

Atlı Muhafızlar Meydanı’nda gözlemleyebileceğiniz Çanakkale’ye dair bir diğer iz ise, Amirallik binasının St. James’s Park’a bakan köşesinde bulunan ‘Royal Naval Division’, yani Kraliyet Deniz Tümeni savaş anıtı. Churchill tarafından Birinci Dünya Savaşı’nın hemen başında teşkil edilen bu seçkin birlik, Çanakkale’deki muharebelerin çeşitli cephelerinde görev almış ve büyük zayiatlar vermişti. Bu sebeple, Çanakkale çıkarmalarının 10. yıldönümüne denk gelen 25 Nisan 1925 günü, bizzat Churchill tarafından açılışı yapıldı.

Kastamonu’dan Gelibolu’ya Lord Kitchener Meydandaki son durağımız ise, Amirallik eski binasının tam karşısında Başbakanlık Ofisi’nin duvarına komşu olan ağaçların gölgesindeki Lord Kitchener heykeli. Çanakkale Savaşı boyunca İngiltere Savaş Bakanı olan ve Kasım 1915’te Gelibolu Yarımadası’nı bizzat ziyaret eden Kitchener, 1880 yılında Kastamonu vilayetinde kısa bir süre askeri konsolos yardımcısı (military vice-consul) olarak da görev yapmıştı. Kitchener sonradan, Rusya’ya yapacağı bir resmi ziyaret için bindiği savaş gemisinin Kuzey Denizi’nde bir Alman mayınına çarpıp batması sonucu 1916 yazında hayatını kaybedecekti. Atlı Muhafızlar Meydanı’ndaki bu kısa tarih ve kültür turunuzun ardından gününüzün geri kalanını, meydanın hemen bitişiğinde bulunan St. James’s Park’ın egzotik doğal güzelliklerini keşfederek değerlendirebilirsiniz. Şimdiden keyifli gezmeler dileriz efendim!u

OkurGezerRehber www.youtube.com/c/OkurGezerRehber www.instagram.com/okurgezerrehber/ 75


AJANDA

Londra’daki çocuklar da 23 Nisan bayramlarını kutladı…

L

ondra’da yaşayan Türk çocukları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı iki ayrı etkinlikle kutladılar. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 99. kuruluş yıldönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarının ilki resmi tatile denk gelen 22 Nisan’da Convey Hall’da yapıldı. Etkinlik, Londra Türk Okulları’nın katılımı ile şenliğe dönüştü. Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçiliği, KKTC Londra Temsilciliği ve Türk Dili ve Kültürü Konsorsiyumu tarafından birlikte düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliğinde çeşitli yörelere ait halk oyunları, müzik ve dans gösterileri sahnelendi. Törene Türkiye Londra Büyükelçisi Ümit Yalçın, KKTC Konsolosu Ülkü Alemdar’ın yanı sıra bir çok yetikili katıldı. Etkinliğe katılan çocuklar ve ailelerine seslenen Türkiye Londra Büyükelçisi Ümit Yalçın, “23 Nisan 1920 tarihimiz açısından bir dönüm noktasıdır. Seneye Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız. Yurt dışında sizler ve bizler, özellikle anne ve babalar, çocuklarımıza Türk tarihini ve kültürünü öğretmeli ve onlara bu kültürü aşılamalıyız” dedi.

76

Etkinlikte, resim ve kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Yoğun ilgi gösterilen etkinlik Türkiye’den gelen, çizgi film Rafadan Tayfa’nın kahramanlarının mini tiyatro gösterisi ile son buldu. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarının ikincisi, T.C. Londra Başkonsolosluğu’nun Hyde Park’ta düzenlediği piknikti. Londra’da yaşayan Türkiyeli ailelerin çocuklarıyla birlikte katıldığı piknik organizasyonu 28 Nisan Pazar günü yapıldı. Yoğun ilgi gören etkinliğin açılışında drama öğrencileri 23 Nisan temalı şiirlerle bir gösteri sundular. Bu gösterinin ardından Âşık ve Maşuk, Türkmen Kızı halk dansları gösterileri ve resim, uçurtma yapımı, masal, şapka, yüz boyama bayrak yapımı, çuval, ip çekme gibi geleneksel oyunlarla çocuklar eğlenceli bir bayram yaşadı. Pikniğe katılan aileler de toplulukla kaynaşma imkanı buldu. Organizasyonun evsahibi Londra Başkonsolosu Çınar Engin yayınladığı mesajda, serin havaya rağmen pikniğe katılan herkese teşekkür ederek; “Milli egemenliğimizi bizlere veren Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ve aziz şehitlerimizin hatıraları huzurunda özlem ve saygıyla eğiliyoruz. Tüm çocuklarımızın bayramı kutlu, ayrıca sağlık ve mutluluk içinde yolları hep açık olsun” dedi.u


TurkishBritish

2. Türk Filmleri Haftası, Türkiye Sineması’nı Londra’da seyirciyle buluşturdu Türkiye sinemasının son dönem filmleri, Londra 2. Türk Filmleri Haftası’nda seyirci ile buluştu. 24 – 30 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Türk Filmleri Haftası’nda 11 uzun metrajlı filmın yanı sıra kısa filmler çocuklar ve belgeseller gösterildi. Düzenlenen seminlerler ise büyük ilgi gördü. Ingiltere’de ilk film gösterimi olan Lumiere Kardeşler’in filminin gösterildiği Recent Street Sinema, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türk Sineması’nın başlangıç öyküsünü anlatan ve Türk Filmleri Haftası’nın açılış filmi olan belgesel film Bırak Çocuk Oynasın (2018, Saadet Özen, Hacı Mehmet Duranoğlu)’ın gösterimine de evsahipliği yaptı. Hafta’nın diğer belgesel filmi ise Meleklerin Koruyucusu (2018, Ensar Altay) oldu. Türk Filmleri Haftası kapsamında gösterilen 7 kısa filme ise King’s College ev sahipliği yaptı.

T

ürk sinemasının yeni üretimi olan filmler 2. Türk Filmleri Haftası kapsamında Londra’da izleyiciyle buluştu. Yunus Emre Enstitüsü’nün ikinci kez düzenlediği Türk Filmleri Haftası, film gösterimleri ve yan etkinliklerle ilgi topladı. Film haftasının açılışı nedeniyle Londra Büyükelçilik Rezidansı’nda verilen resepsiyonda sanatçılar, uluslararası film yapımcıları ve yönetmenlerle bir araya geldi. İlki geçen yıl 12-16 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen Türk Filmleri Haftası’nın gördüğü yoğun ilgi üzerine ikincisini de yapmaya karar verdiklerini söyleyen Londra Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Mehmet Karakuş, etkinliğin Türk sinemasını izleyiciler yanı sıra İngiliz yapımcılar ve dağıtıcılarla buluşturmayı da amaçladığını belirtti.

10 yeni uzun metraj film gösterildi

24 – 30 Nisan tarihleri arasında düzenlenen haftada 2017-2019 yapımı 10 film Ingiltere seyircisi ile buluştu. Bunlardan Türk İşi Dondurma (2019, Can Ulkay) festival kapsamında Avrupa Prömieri’ni gerçekleştirirken, Ö. Lütfi Akad’ın Türk Sineması’nın kilometre taşlarından biri olan Hudutların Kanunu (1966) filmi, uzun yıllar sonra onarılmış olarak İngiltere’de gösterim yaptı. Londra Türk Fimleri Haftası kapsamında yönetmenler Serdar Akar’ın “Çiçero”, Ömür Atay’ın “Kardeşler”, Fikret Reyhan’ın “Sarı Sıcak”, Mahmut Fazıl Coşkun’un “Yozgat Blues”, Murat Düzgünoğlu’nun “Halef”, Banu Sıvacı’nın “Güvercin”, Özgür Sevimli’nin “Murtaza”, Tayfun Pirselimoğlu’nun “Yol Kenarı”, Can Ulkay’ın “Türk İşi Dondurma” ve Ahmet Botacıoğlu’nun “Paranın Kokusu” fimleri Recent Street Sinema’da gösterildi.

Öğrencilerden Türk TV dizilerine yoğun ilgi

2. Türk Filmleri Haftası kapsamında çeşitli söyleşiler de düzenlendi. SOAS Üniversitesi Brunei Gallery’de düzenlenen Türk TV Dramaları söyleşinde, popülerliği tüm dünyada artan Türk dizileri konuşuldu. SOAS (School of Oriental and African Studies) Üniversitesi’den Dr. Idil Osman’ın yönetttiği söyleşiye oyuncular Perihan Savaş, Emre Kızılırmak, Esra Bilgiç Töre ve İngiliz televizyoncu Lauren Booth katılırken SOAS Üniversitesi öğrencileri, izleyicisi oldukları TV dizilerinin oyunculara yoğun ilgi gösterdiler. Panel oturumlarından birinde film izleme deneyimi olarak Netflix’in etkisi değerlendirilirken, 2. Türk Filmleri Haftası’nın kapanış filmi olarak King’s College’de gösterilen Hudutların Kanunu (1966)’nun ardından, Ö. Lütfi Akad’a ithafen bir söyleşi yapıldı. Söyleşiye Istanbul Şehir Üniversitesi’den Profesör Nezih Erdoğan, King’s College’den Dr. Iain Robert katıldı.u Smith ve film eleştirmeni Philip Bergson katıldı

77


uuu

Ece Temelkuran’dan yeni kitap Bir Ülke Nasıl Kaybedilir

G

azeteci-yazar Ece Temelkuran’ın İngilizce olarak yazdığı yeni kitabı ‘How to Lose a Country’ (Bir Ülke Nasıl Kaybedilir) İngiliz yayınevi 4th Estate Books tarafından yayımlandı. Kitap daha sonra 10 dile çevrilecek... Bir süredir Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’de yaşayan Ece Temelkuran, Twitter’dan yaptığı paylaşımda ‘How to Lose a Country’ (Bir Ülke Nasıl Kaybedilir) isimli kitabının ilk olarak İngilizce ve ardından farklı dillerde yayımlanacağını duyurdu. Kitabı basan İngiliz 4th Estate Books yayınevi ise Temelkuran’ın kitabını “Çok kabul gören siyasal düşünürlerin birinden acil harekete geçme çağrısı” olarak tanımladı. Yayınevi, Twitter’dan yaptığı paylaşımda kitaptan; “Artık akılcı insanlar kendini ‘burada olamaz’ diye teselli edemez. Oluyor, ve yakında çok geç olabilir” cümlesini de paylaştı. Ece Temelkuran’ın kitabının kapağında ‘’How to Lose a Country” başlığını yanı sıra “Artan popülizmin 7 uyarı işareti” alt başlığı yer alıyor. İlk kez İngilizce yayımlanan ve yaklaşık 10 dile çevrilmekte olan yeni kitabı ‘How to Lose A Country’yi (Bir Ülke Nasıl Kaybedilir) bir ülkeyi kaybetmemek adına yazdığını anlatan Temelkuran, “Sadece Türkiye için konuşmuyorum. Bütün dünyanın benzer bir politik karmaşa içinde olduğunu düşünüyorum. Bazı ülkelerin de kaybedilmeye başlandığını düşündüğüm için böyle bir kitap yazdım. Hiç kimse ülkesini kaybetmesin” diyor. Temelkuran, Şubat ayında İngiltere’de düzenlediği bir seri etkinlik ve imza günüyle kitabının tanıtımını yapmış ve özellikle Parlamento’daki oturuma katılan çok sayıda okuruyla kitabı hakkında tartışmıştı.u

Stanley Kubrick Exhibition

S

inemaseverler için tasarım ve sinemayı buluşturan, görülmeye değer bir sergi Design Museum’da devam ediyor. Ünlü yönetmen Stanlet Kubrick’in filmlerinin yapım sürecinin, dekor, kostüm, yazım süreci ve staoryboard tasarımlarıyla beraber düzenlendiği ‘‘Stanley Kubrick Exhibition’’ 15 Eylül’e kadar Design Museum’da devam edecek. UAL Üniversitesi organizasyonuyla düzenlenen çağdaş sanat sergisinin yan etkinlikleriyle, ünlü yönetmenin ölümünün 10. yılında anılmaya devam edecek.u

78

Londra’da Cem Yılmaz ile kahkaha tufanı

Londra’da Cem Yılmaz fırtınası esti. Ünlü komedyenin yeni gösterisi “Diamond Elite Platinum Plus”ı 3500 kişi izledi. ‘Londralı Türkler’ buluşmasını andıran gösteri izleyenlerden tam not aldı.

T

ürkiye’nin en ünlü komedyenlerinden Cem Yılmaz, 8 yıllık aranın ardından Londra’da sahne aldı. Ünlü komedyen, “Diamond Elite Platinum Plus” adlı yeni stand up gösterisinin prömiyerini Londra’da yaptı. Londra’nın batısındaki Eventim Apollo Gösteri Merkezi’nde İngiltere’de yaşayan Türk seyircilerle buluşan Yılmaz, izleyenleri kahkahaya boğdu. Gösteri için 3 bin 500 kişilik salonu dolduran seyirciler, öncesinde de salonun dışında uzun kuyruklar oluşturdu. Turkish Bank’ın sponsorluğunda gerçekleşen gösteriyi izleyenler arasında Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Ümit Yalçın da vardı. İzleyenleri kahkahaya boğan Cem Yılmaz; Elindeki katlanmış kağıdı açarken “Evet, Ankara Antlaşması iptal edilenleri açıklıyorum…” diyor ve salonun ilk kahkahası kopuyor. “Sizi sizi” diye seyirciyi göstererek ‘beyin göçü’ şakaları yapıyor Yılmaz. Oyunun adını, ‘Diamond Elite Platinum Plus’ı şaka ya vurarak açıklıyor, “Sizlersiniz işte…” diyerek. Londra’dan ev aldığını anlatıyor sonra ama, ‘yaşamak için değil’miş: “Aslında oyunun adını ‘mortgage’ (banka kredisi) koyacaktım da çok belli olur diye koymadım…” Yılmaz; “Zenginlik çok zor yahu; yapayalnız kalıyorsunuz. Aklınızdan çıkarın bence” diyor. “Mustafa Kemal’imiz nasıl” diye oğlunu soranlara: “Nasıl olsun valla; Samsun’a çıktı…” espirisini patlatıyor.u


TurkishBritish Yazılıkaya, Faure’ye ilham verdi...

Modern sanatçının “Taurus” tablosu Venedik’te sanatseverlerle buluşuyor.

U

luslararası modern resim sanatçısı Patrick Faure’nin Yazılıkaya temalı tablosu Venedik’te sanatseverlerle buluşuyor. Mayıs’ta başlayacak Venedik Bienali’ne paralel olarak 18 – 31 Mayıs tarihleri arasında Venedik’te Arte Spazio Tempo’da modern resim sanatçısı Patrick Faure’nin Yazılıkaya temalı “Taurus” tablosu ve “Gece Baskın Yaptılar” adlı tabloları sanatseverlerle buluşacak. Anadolu’nun ilk medeniyetlerinden Hititler’in başkenti Hattuşa’daki Yazılıkaya’dan ilham alan sanatçı, ‘Taurus’ adını verdiği eseriyle katıldığı sergilerde büyük ilgi topladı. İngiltere’de yaşamını sürdüren Monacolu modern resim sanatçısı Patrick Faure, geçtiğimiz Mart ayında Eskişehir’de gerçekleştirdiği Göbeklitepe ve Yazılıkaya antik kentlerinden esinlenerek yaptığı resimlerinin yer aldığı “Hepimiz İkarus’uz” temalı sergisiyle ve geçen yıl katıldığı Contemporary İstanbul’da sıradışı eserleriyle büyük beğeni toplamıştı. Patrick Faure Yazılıkaya’dan esinlenerek yaptığı resimlerle ilgili olarak Yazılıkaya’nın kendisi için anıttan daha çok meta fiziksel yansımanın bir katalizörü olduğunu belirtiyor. “Yazılıkaya temalı tablolarım, Yazılıkaya’nın gizemini yansıtan örnek

çalışmalardır. Resimler kasıtlı olarak izleyiciye Yazılıkaya’ya baktığına veya oraya ait bir açıklama getirdiğine dair bir ipucu sunmuyor” diyen Faure, resimlerinde yer alan simli, parlak gezegenlerin bize, evreni ne kadar az bildiğimizi ve Yazılıkaya gibi antik anıtların ve yerleşkelerin bizi dünya ötesi varlıkların da olabileceği ve onların bizi ulaşılmamış zenginliklerle tanıştırabileceği ihtimallerini de gözardı etmememiz gerektiğine bir gönderme olduğu şeklinde açıklıyor. Öncülük yaptığı çağdaş sanat formu olan “Faurizm”in kurucusu olan Patrick Faure, Faurism’i rüyalar, cinsel arzu, bilgi ve bilgelik olgularının çakışmasını anlatan bir görsel sanat türü olarak tanımlıyor. Sanatçının resimlerinde Faurizm, mitolojik fantaziyle modern insanın hayali durumlarının birlikte sıralanmasıyla, birbirlerine geçmesiyle şekil buluyor. Patrick Faure’nin bir başka koleksiyonu da 2 - 13 Mayıs tarihlerinde NewYork’ta S&V Galeri’deki karma sergide yer alıyor. Sanatçının eserleri ayrıca, Eylül ayında Londra’da dünyaca ünlü Saatchi Galeri’de başlayacak olan uluslararası Start Sanat Fuarı’nda sergilenmek üzere pek çok sanatçı arasından seçildi. Faure, Venedik Bienali’nin ardından yoğun bir şekilde Start’a hazırlanacağını belirtiyor.u

79


uuu

Onur “Yeni Bin Yıl” ile dikkatleri üzerine çekti

“İstanbul’un 1001 Gece Tangoları” Londra’da...

Londra’lı Onur yeni albümü “A Millenial Rhapsody” ile İngiltere ve Türkiye müzik listelerine girdi. Fransa’nın ünlü ‘Sound of Brit’ adlı bloğu da Onur’un özgün müziğine yer verdi.

Orients Ensemble tarafından Londra’da ilk defa gerçekleştirilen ve tamamı Türkçe tangolardan oluşan “İstanbul’un 1001 Gece Tangoları” konseri büyük beğeni topladı. Şimdi sırada diğer Avrupa ülkeleri ve Türkiye var.

G

eçtiğimiz yıl piyasaya çıkan üç şarkısının ardından yarattığı dalgalardan sonra Londra merkezli multi-enstrümantalist, şarkıcı, söz yazarı ve yapımcı Onur şimdi de yeni albümü ‘A Millennial Rhapsody’nin şarkıları ‘Move Too Soon’, ‘A Millennial Raphsody’ ve ‘Beautiful Mind’ı çeşitli medya platformlarında dinleyicilerle buluşturdu. Earmilk, Reprezent, Hoxton Radyosu da dahil olmak üzere birçok radyo ve müzik bloglarından ve dergilerinden beğeni alan Onur, EDM’nin öncüsü Martin Garrix’in de dikkatini çekti. Onur’un üç parçadan oluşan “Bir Millennial Rhapsody” adlı albümü güçlü bir çıkışla daha ilk günde Spotify’ın All New Indie, Solaris, New Music Friday İngiltere ve Türkiye play listelerine girdi. Fransa’nın ünlü ‘Sound of Brit’ adlı bloğu da ‘Kim bu Onur?’ başlığıyla Onur’un özgün müziğine yer verdi. Birçok radyo ve müzik bloglarından ve dergilerinden beğeni alan Onur, EDM’nin öncüsü Martin Garrix’in de dikkatini çekti. 22 yaşındaki Londra’lı genç sanatçı, hayal ve gerçeklerini tüm doğallığıyla duygusal notalar ve gitar aracılığıyla özgün melodilere dönüştürmeyi başarmış. Eskinin tınılarını modern müzikle birleştirerek etkisinde kaldığı üç ayrı akımı üç bestesine yansıtmış. “Move Too Soon” muhteşem bir gecenin fantezileri ve yaşanmışlıklarıyla cezbederken, albüme adını veren “A Millennial Rhapsody” ilhamını Brexit’den almış. Başarılı sanatçı Onur, “Ülke yaşlı insanların elinde. Tarih tekrar ediyor’ diyerek kaygısını belirtiyor ve ‘Biz gençler kültür, müzik ve sanatla özdeşleşiyor, kendimizi ifade ediyoruz. Bu şarkı kendimi ülkenin aptalca yönetiminden soyutlamamla ilgili. Haksız olduğunu açıklamaktan korkan yönetime orta parmağımı gösteriyorum” diyor. ‘A Millennium Rhapsody’nin lansmanı Londra The Social’da 4 Mayıs’ta gerçekleştirildi.u 80

“İstanbul’un 1001 Gece Tangoları” konserlerinin ilki, 6 Nisan Cumartesi günü Orients Ensemble’ın kendine özgü yorumuyla, St James’ Islington’da sanatseverlerle buluştu. Londra’da ilk defa gerçekleşen ve tamamı Türkçe tangolardan oluşan konsere, kalabalık bir dinleyici topluluğu katıldı. Projenin yaratıcısı ve grubun kurucusu, tenor Ethem Demir’in solist olarak bulunduğu konserden izleyiciler oldukça memnun ayrıldılar. Çalışmalarına Aralık 2018’de başlayan Orients Ensemble’ın diğer üyeleri, ud sanatçısı Baha Yetkin, klarnet sanatçısı Filiz Yılmaz, çellist Aylin Aybek ve piyanist Rasim Yağız İlhan. Konserde seslendirilen tangoların tamamı, Ethem Demir tarafından grup için yeniden düzenlendi. 1988 Yılında yeni kurulan Devlet Çoksesli Korosu’nda profesyonel müzik kariyerine başlayan Ethem Demir, koro sanatçılığı görevi yanında önemli solo eserlerde solist olarak yer aldı. Kalinka ve Hava Nagila adlı halk şarkılarını düzenleyerek koronun repertuarına kattı ve yabancı bazı eserlere çeviri söz yazarlığı yaptı. İstanbul Operası’nda geçici görevlendirmelerde korist, solist ve aktör olarak görev yaptı. Katıldığı 16 CD albümünün üçünde solist olarak yer aldı. İki yıldır bulunduğu Londra’da London Vox Çoksesli Korosu’nu ve Düşyeri Çoksesli Çocuk Korosu’nu kurdu. Demir aynı zamanda Londra Senfoni Korosu’nun da üyesi. Orients Ensemble aynı konseri Batı Londra’da da tekrarlayacak. Sonrasında ise konseri diğer Avrupa ülkelerinde hatta Türkiye’de gerçekleştirmeyi planlıyorlar. Orients Ensemble’ın gelecekteki projelerini www.orients.co.uk web adresinden takip edebilirsiniz.u


TurkishBritish Olcay Bayır, iyi bir dünya hayalini Rüya albümüyle dile döktü Olcay Bayır, yeni albümü Rüya’da Anadolu’dan bir yolculuğa çıkıyor. Umudu, barışı, sevgiyi, aşkı anlattığı albümünde farklı kültürlerin müzik miraslarını büyüleyici bir şekilde buluşturuyor.

Y

eni albüm Rüya (Dream), ilk kez Olcay Bayır’ın kompozisyonlarını sergiliyor. Rüya albümündedaha iyi bir dünya hayalini anlatan Olcay, albümü hazırlarken yeniden çocuk olduğunu, masum bir şekilde dünyada sevgi ve barış dileğini dile getirdiğini söyledi. Olcay Bayır’ın müziğindeki aşk, Arı Oldum şarkısında olduğu gibi baskın bir tema. Olcay “Arıları ve balları ayıramazsınız ve buna Alevi ve tasavvuf geleneğinde değinilir. İşler ayrıyken işe yaramaz. Birlikte, gerekli bağda çok güzel bir şey oluştururlar. Aşk romantik ya da platonik olduğunda da daha yüksek bir düzlemde bir aşka yol açar; ilahi aşk” şeklinde konuştu. Rüya albümü, kozmopolit Londra’dan 3.000 kilometreden fazla, dünyanın en eski sürekli yerleşim şehirlerinden birinde başlayan bir yolculuğun bir sonraki adımı. Anadolu’nun en saygın aşıklarından Âşık Veysel Şatıroğlu’ndan bir alıntı olan açılış şarkısı “Uzun İnce Bir Yoldayım”için Olcay; “İki kapı arasında uzun bir yoldayım. Bütün gün yürürüm, bütün gece yürürüm ”diyor. Şarkı Alevi metaforuna atıfta bulunarak, doğumdan öbür dünyaya, Olcay’ın yolculuğundaki paralellik gösteriyor. Klasik olarak bir soprano olarak eğitilmiş, dünyanın dört bir yanından gelen müzisyenlerle yapılan işbirlikleri, Olcay’ın müziğini, ürtçe ve Türk türkülerinin zengin geleneği kadar bilgilendirmiş...

Al MacSween ve Giuliano Modarelli tarafından düzenlenen ve üretilen bu albüm, dünyaca ünlü caz kolektifi Kefaya’nın müzikal damgasını taşıyor.u

Yenı Türkü 7 Haziran’da Londra’da

Berksan ve Hande Ünsal’dan Londra’da konser

Ünlü müzik grubu Yeni Türkü Live in London konseriyle 7 Haziran Cuma sevenleriyle Islington Assembly Hall’da sevenleiyle buluşacak. Konser biletleri www.dice.fm web sitesinden alınabilir.u

Türkiye’nin pop müzikte sevilen seslerinden Berksan ile son dönem hareketli şarkılarıyla gençler arasında sürekli yıldızı yükselen Hande Ünsal Londra’da konsere hazırlanıyor. 30 Haziran Pazar akşamı gerçekleşecek etkinlikte ikili aynı sahneyi paylaşacak. Konserin biletleri eventbrite üzerinden satılıyor.u

81


uuu Türkiye Brexit Britanya’yı Nasıl Görüyor? 14 Mayıs 2019 Saat: 18:00 - 19:30 Yer: Committee Room 12 House of Commons London SW1A 0AA Düzenleyen kuruluş: The Foreign Policy Centre ve Aston Centre for Europe Konuşmacılar: • Dr Yaprak Gürsoy, Öğretim Görevlisi, Aston Üniversitesi • Sir David Logan, Eski İngiltere Büyükelçisi • Güney Yıldız, Araştırmacı, Washington DC’de Orta Doğu Enstitüsü Detaylı bilgi: www.eventbrite.co.uk

Ara Güler Fotoğrafları Londra’da Londra Saatchi Galeri’de açılan Ara Güler Fotoğraf Sergisi, sanat çevreleri tarafından yoğun bir ilgiyle karşılandı.

19 Mayıs 1919’un 100. yılı

Ara Güler’in 39 İstanbul fotoğrafı ile 14 portenin yer aldığı fotoğraf sergisi İngiltere’nin Avrupa Bakanı Alan Duncan ve Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Ümit Yalçın tarafından 23 Nisan’da açıldı. Sergide İngiltere tarihine ve sanatına damga vurmuş Winston Churchill, Alfred Hitchcock ve Bertrand Russell gibi isimlerin portrelerine de yer verildi. Sergi açılışına katılan İngiltere’nin Avrupa Bakanı Duncan; ‘‘Ara Güler isabetli bir şekilde dünyanın en iyi fotoğrafçılarından biri. Kendisini hiçbir zaman sanatçı diye tanımlamadı. Kendisini bir görsel tarihçi, bir foto muhabiri olarak gördü. Çağdaşlarının kaderini kendi görsel tarihinin kalbine yerleştirdi. Özellikle de siyah beyaz İstanbul portrelerinde bunu yaptı” diye konuştu. Sergi, İngiltere’nin en saygın ve popüler yayınlarından Conde Nast Traveller Dergisi tarafından hafta sonu gidilecek en iyi 10 etkinlik arasında gösterildi.

5 şehirde daha açılacak T.C. Cumhurbaşkanlığı ile Doğuş Grubu Ara Güler Müzesi Arşiv ve Araştırma Merkezi işbirliğinde düzenlenen serginin, Londra’nın ardından sırasıyla Paris, Kyoto, New York, Roma ve Mogadişu’da sanatseverlerle buluşması öngörülüyor. Dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri olarak gösterilen, “Master of Leica” unvanına sahip Ara Güler’in sergisi açılacağı diğer ülkelerden önemli karakterlerin fotoğraflarını da içerecek. “Ara Güler Sergisi” yurt dışında önemli müze ve galerilerde yer alarak, uluslararası sanat platformlarında Güler’in anısını yaşatacak.u

82

#AtamGençlik100Yaşında

M

illi Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olan 19 Mayıs 1919’un 100. yılı ve 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, Londra’daki sivil toplum kuruluşlarının organizasyonuyla düzenlenecek bir şenlikle kutlanacak. Atatürkçü Düşünce Derneği ve +1 Türkiye Platformu’nun öncülüğündeki, çeşitli derneklerin birlikte hazırladıkları etkinlik 19 Mayıs Pazar günü Newington Green Parkı’nda gerçekleşecek. Etkinlik için, 19 Mayıs’ın 100. yılında 7’den 70’e tüm gençleri aynı karede buluşturacak bır hashtag açıldı. Üst ya da alt üç kuşaktan bir gençle bir araya gelen herkesin selfie fotoğraflarını #AtamGençlik100Yaşında etiketi ile paylaşmaya davet eden organizasyon komitesi, 100. yaşımızda milyonlarca genci aynı karede buluşmaya davet ediyor. Etkinlik Facebook sayfasından takip edilebilir. https://www.facebook.com/pg/AtamGenclik100Yasinda Ayrıca, Çanakkale Anma Platformu’nun düzenleyeceği yemekli program da 19 Mayıs Pazar günü Hilton Kensington London Hotel’de düzenlenecek. Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın katılacağı ‘‘Yüzüncü Yılında Milli Mücadelenin İlk Adımı’’ başlıklı konferans ile saat 18.30 ‘da başlayacak olan program, iftar yemeği ve müzik dinletisi ile devam edecek.u


tbmag.co.uk

TurkishBritish Türk ve İngiliz İş İnsanlarının Dergisi

Bizimle çalışmak ve işbirliği yapmak istermisiniz? Sesimizi birlikte büyütelim! İletişim ve pazarlama projelerinizi birlikte hayata geçirmekten mutluluk duyarız.

contact@tbmag.co.uk


tbmag.co.uk

TurkishBritish Türk ve İngiliz İş İnsanlarının Dergisi

İngiltere ve Türkiye arasında ekonomik köprü kuruyoruz...

contact@tbmag.co.uk


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.