10 minute read
I KÜLTÜR SANAT
Galataport İstanbul, iki eşsiz sergiyle açıldı
Karaköy limanındaki Galataport, İstanbul’un kültür ve sanat yaşamına da katkı sağlayacak olan sergi salonu ile etkinliklerine başladı. ‘Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin başlangıç noktası olan Galataport İstanbul’da ilk sergiler açıldı.
Advertisement
İstanbul’un tarihi limanını yeniden canlandıran Galataport İstanbul, Monet & Friends Dijital Sanat Sergisi ile usta fotoğrafçı Ara Güler’in gözünden Beyoğlu’nun görüleceği Denize İnen Yol Sergisi’ni sanatseverlerle buluşturdu. Galataport’un kısmı olarak kullanıma açılmasıyla entegre edilen bu iki sergiyle, “Beyoğlu Kültür Yolu Festivali”nin de açılışı yapıldı. İstanbul Modern’in de içinde bulunduğu Karaköy’deki Galataport’tan başlayan Kültür Yolu, Şişhane ve devamında İstiklal Caddesi üzerinden ilerleyerek İstanbul’un önemli müze, sergi salonları ve kültürel etkinlik merkezlerinden geçtiği ve yeniden inşaa edilerek açılışı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nında yapılan Taksim’in simge yapısı Atatürk Kültür Merkezi’nde sona erdiği varsayılan hayali bir yolu tanımlıyor. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ilki gerçekleştirilen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin, artan uluslararası katılımla geleneksel bir kültür ve sanat etkinliği olarak önümüzdeki senelerde de devam etmesi planlanıyor.
Monet & Friends Dijital Sanat Sergisi
Galataport sergi salonlarının ilk iki etkinliğinden biri olan Monet & Friends Sergisi, 1860-1890 yılları arasında dönemin en önemli
ressamlarının ve sanatçılarının eserlerinin dijital olarak sunulduğu bir çalışma. 19. yüzyıl Paris’ini Monet, Pissarro, Renoir, Cézanne ve daha birçok ressamın fırça darbeleriyle, ressamların gözünden gezme olanağı sunan Monet & Friends Dijital Sanat Sergisi; Debussy, Tchaikovsky, Ravel ve Offenbach gibi bestecilerin eserleriyle duyuları eş zamanlı olarak harekete geçiren sürükleyici bir deneyim sundu. Dijital sergi, 19. yüzyıl empresyonizminin hikayesini deniz altındaki performans salonununda dev dijital ekranlara yansıtarak hem görsel hem işitsel olarak bir deneyim yaşattı. 15 sanatçıyı kapsayan uygulama sadece o dönemin resimlerini değil, aynı zamanda müziklerini de aktarıyor. Dijital formatta sergi dünyayı gezmeye devam ediyor.. Ara Güler - Denize İnen Yol Sergisi
Unutulmaz fotoğraf sanatçısı Ara Güler’in gözünden Beyoğlu fotoğrafl arından oluşan Denize İnen Yol Sergisi; Beyoğlu Kültür Yolu aksında yer alan Tophane, Karaköy, Galata, Galata Mevlevihanesi, Galata Kulesi, Tünel, İstiklal Caddesi, Galatasaray ve Taksim Meydanı’nı ve adı geçen yerlerin yakın çevrelerinden kareleri barındırıyor. Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi’nden yeni fotoğrafl arın ikonik kareler ile birlikte yer aldığı sergide, ayrıca bir video odasında Ara Güler’in 1970’li yıllarda yapmış olduğu ve Yavuz Zırhlısı’nın sökümünü konu alan 17 dakikalık “Kahramanın Sonu” isimli belgesel de gösteriliyor. Sergi; Galataport İstanbul’un Beşiktaş tarafındaki G Blok binasında 31 Aralık’a kadar görülebilecek.
Galataport İstanbul Genel Müdürü Tolga Engin, Beyoğlu Kültür Yolu’nun bir parçası olmaktan duydukları mutluluğu; “Yaklaşık 200 yıldır halka kapalı olan 1.2 km’lik sahil şeridini erişime açan, şehrin yeni mahallesi Galataport İstanbul, yıl boyunca düzenleyeceğimiz etkinliklerle şehrin kültür sanat hayatına önemli katkı sağlayacak” sözleriyle dile getirdi.
TA London/Turkish Art Week, Türk modern sanatının seçkin örneklerini Saatchi Galeri’de İngiltere sanat dünyasıyla buluşturdu.
1
2
Türk sanatının önde gelen isimlerinin katılımı ile gerçekleşen TA London / Turkish Art Week, 27 – 31 Ekim tarihlerinde Londra’daki Saatchi Galeri’de yapıldı. Türkiye, Azerbeycan, Kuzey Kıbrıs ve Avrupa’da yaşayan Türk asıllı sanatçıların eserlerinden oluşan sergi özellikle Türk toplumunun yoğun ilgisiyle karşılandı. Online Türk Sanat galerisi ve sanat platformu olan Renko London’un organizasyonuyla düzenlenen sergide, 20 sanatçının resim, heykel ve enstalasyondan oluşan 88 eseri yer aldı. Türk Modern sanatını Avrupa’ya taşıma vizyo3
nu ile tasarlanan TA London her yıl değişen ve gelişen bir içerikle Londra’da gelenekleşecek bir organizasyon olmayı hedefl iyor ve her yıl bir sanatçının organizasyonun “Featuring“ yani baş sanatçısı olması tasarlanıyor. TA London’ın bu ilk sergisinde baş sanatçısı resmin şairi Devrim Erbil oldu. 1960’lardan günümüze özellikle İstanbul temalı çalışmaları ile Türkiye’de ve dünyada çağdaş sanatın efsane isimlerinden biri olan Devrim Erbil, TA London sergisine geniş bir koleksiyon ile katıldı. İstanbul serileri ile sanat dünyasında tanınan Devrim Erbil, TA London kapsamında ilk kez ürettiği “Londra Rüya Gibi” isimli yağlı boya tablosu ve bu eserin limitli sayıdaki serigraf baskılarının orjinal ve NFT versiyonları birlikte, NFT platformlarından Nifty Gateway işbirliğiyle dijital açık artırmaya sunuldu. Erbil böylece, 60 yıllık modern sanatçı olarak ilk kez NFT dünyasına adım atmış oldu. Azerbaycanlı ünlü ressam Sakit Mammadov ve Kuzey Kıbrıslı sanatçı Emin Çizenel‘in de katıldığı TA London organizasyonunda önde gelen Türk çağdaş sanatçılar dışında iki misafi r sanatçı da yer aldı. Farklı kültürlerin kesişme noktası olan Londra’nın çok renkli yapısını temsilen Joana Gilbert ve Eva Sonaike, TA London’nın misafi r sanatçıları olarak sergiye katıldılar. TA London / Turkish Art Week’e sanatçılar; Bahri Genc, Barış Sarıbaş, Başak Cansu Güneykaya, Cengiz Yatağan, Çiğdem Erbil, Devrim Erbil, Ece Clarke, Emin Çizenel, Esra Meral, Eva Sonaike, Joanna Gilbert, Mehmet Günyeli, Mine Zabcı, Nuri Battal, Renk Erbil, Rina Bakış, Sakit Mammadov, Sina Mirel, Sümer Erek, YamKarkai, Yiğit Yazıcı oldu. Fotoğrafl ardaki eserler
1. Red Istanbul / Tapestry Rug
Devrim Erbil 2. Atatürk
Bahri Genç 3. Silence
13. yüzyılda Anadolu’da yaşamış Türk tasavvuf edebiyatının en önemli şairlerinden olan Yunus Emre, vefatının 700. yıldönümü anısına Edinburgh’da düzenlenen etkinliklerle anıldı. Edinburgh Başkonsolosluğu, Londra Yunus Emre Enstitüsü ve ATAS (İskoçya Türk Öğrenci ve Mezunlar Derneği) ortaklığında 20-23 Ekim günlerinde düzenlenen üç günlük anma etkinliklerinde, Oudist Baha Yetkin yönetimindeki Yunus Emre’den Sesler konseri, sanatçı Esma Uğurluoğlu ile Ebru atölyesi ve yönetmen Kürşat Kızbaz’ın katıldığı soru-cevap oturumu ile Yunus Emre: Aşkın Sesi fi lm gösterimi yer aldı. Kendi çağından günümüze Türk dili, kültürü ve tasavvuf edebiyatı üzerinde çok büyük bir etkiye sahip olan Yunus Emre’nin vefatının 700. Yıl dönümü olması nedeniyle, 2021 yılı UNESCO tarafından Yunus Emre Yılı ve ardından Türkiye Cumhuriyeti tarafından ise Yunus Emre ve Türk Dili Yılı olarak ilan edilmişti. Etkinlik dizisi, Sufi Ensemble’nin Yunus Emre’den Sesler konseriyle başladı. Udî Baha Yetkin Yunus Emre ilahilerini seslendirdiği gecede, kemençede Alexandros Koustas, neyde Alp Genç ve perküsyonda Muammer Sağlam sanatçıya eşlik etti. Dinleyiciler, Türk tasavvuf
musikisinin örneklerini, akustiği ve ambiyansıyla göz dolduran Assembly Roxy çatısı altında Yunus Emre dizelerinden dinlediler. Sade dilli anlatımı, ritmik yapısı ve manevi derinliği ile tasavvuf musikisinde güfte denince ilk akla Yunus Emre dizeleri gelir. “Gel gör beni beni”, “Aşkın ile aşıklar” gibi halk arasında dilden dile dolaşarak günümüze kadar ulaşan bu besteler, Edinburgh’da yankılandı. Etkinliğin ikinci gününde, sanatçı Esma Uğurluoğlu ile Ebru atölyesi gerçekleştirildi. Kitapların iç kapaklarını süsleme sanatı olarak ortaya çıkıp, günümüzde bağımsız bir sanata dönüşen ebru, Geleneksel Türk sanatlarının en sevilenlerinden biri o gelmiştir. Ebru sanatçısı ve eğitmeni Uğurluoğlu, etkinlik boyunca ebru sanatının tarihi ve malzemeleri hakkında da katılımcılara bilgiler aktardı. Edinburgh Üniversitesi bünyesinde gerçekleştirilen bu atölyeye ilgi ve katılım büyük oldu. Etkinlik, büyük düşünür, şair ve mutasavvıf Yunus Emre’nin hayatını anlatan Yunus Emre Aşkın Sesi fi lm gösterimi ve ardından fi lmin senaristi ve yönetmeni Kürşat Kızbaz ile online olarak gerçekleştirilen soru-cevap ile sona erdi. Daha önce Mevlana Celaleddin-i Rumi üzerine bir fi lm de yöneten Kızbaz, fi lmin ilhamını, zorluklarını ve vermek istediği mesajları Edinburgh’lı seyircilerle paylaştı. Yunus’un dostluk, hümanizm ve ilahi aşk öğretileri çerçevesinde düzenlenen anma programı Anadolu’dan, Edinburgh sokaklarına bir köprü oluşturdu. Anma, Yunus’un kulakların aşina olduğu sevgi dolu bu dizeleriyle sona erdi: Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz.
“365 Günün Görsel Günlüğü” desen sergisi
Esra Kizir Gökçen, 24 Kasım - 5 Aralık 2021 tarihleri arasında LondraWestminster Charing Cross Kütüphanesi’nde 365 sayfa görsel günlüğünden 40 parçalık bir seçkiyi izleyiciyle buluşturuyor.
50. yaşını kutlamaya 365 gün kala her gün bir desen çizerek kendine unutulmaz bir 50. yaş hediyesi vermeye karar veren sanatçı Esra Kizir Gökçen, bu sürede çıkan 365 eserden oluşturduğu seçkiyi izleyicilerle buluşturuyor. A Visual Diary of 365 Days / 365 Günlük Görsel Günlük adlı çalışmasından oluşturduğu 40 parçalık seçkiyi Londra Charing Cross Kütüphanesi’nde sergiliyor. 24 Kasım – 5 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek olan sergide, 365 görsel günlükten seçilen 40 adet desen sergilenecek. Görsel günlüğün tamamından bir kitap hazırlandı ve 365 adet basıldı. Bu proje kitaplarının her biri sanatçı tarafından imzalanmış ve numaralandırılmış bir şekilde sergide yer alacak. Sanatın iyileştirici ve birleştirici gücüne inananan Gökçen, küresel pandeminin kaygı ve belirsizlikleri yaşanırken izleyicilerini teşvik etmek ve moral vermek amacıyla 50. yaş gününün anısına topluma bir hediye sunmak fi kriyle bu projeye başladı. 365 Desen Projesi, 12 Mayıs 2020’den 12 Mayıs 2021’e kadar her gün hiçbir plan ve ön hazırlık olmadan çizdiği desenlerinden oluşuyor. Serginin kuratörü Renee Rilexie, çalışmayı “Çoğu sanatçının sessiz yaratım sürecinin ardından açıklama yapacağı çapta bir proje için Esra tam tersini yaparak cesurca eleştirilere açık sosyal medya ortamında, bir yıl boyunca her gün desenleriyle izleyicileri günlük yaşamına davet etti. 365 Gün Projesi zihin ve gözler için bir şölen” sözleriyle yorumluyor. Sanatçı, İstanbul’dan Londra’ya göç etmesi sürecinin ardından başlayan küresel pandemi ile birlikte birey olarak kendi duygusal ve düşünsel akışına odaklandı. Evde kalarak bizleri sosyalleşmekten uzaklaştıran pandemi sürecinde aramızdaki iletişimi sürekli kılmak, ürettiklerini paylaşarak bu dönemi daha keyifl i geçirmemize katkıda bulunmak, yalnızlık hissini hafi fl etmek amacıyla harekete geçti. Her gün bir desen çizdi ve sosyal medyada paylaştı. İzleyicilerini desen çizmeye, kendilerini görsel çizimlerle ifade etmeye ve paylaşmaya, kendi deyimiyle 365 DRAWINGS CHALLENGE’a katılmaya davet etti: 24 Kasım – 5 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek olan sergide, 365 görsel günlükten seçilen 40 adet desen sergilenecek. Görsel günlüğün tamamından bir kitap hazırlandı ve 365 adet basıldı. Bu proje kitaplarının her biri sanatçı tarafından imzalanmış ve numaralandırılmış bir şekilde sergide yer alacak. Eserlerin ayrıca online olarak sanatçının internet sayfasından sanal versiyonu da yayınlanacak.
Büyüklere Masallar Londra’da devam ediyor
ÇYDD yararına klasik müzik konseri
Qbicart ve Storytelling Academy işbirliği ile gerçekleşen “Büyüklere Masallar”Londra’nın kalbi Soho’da seyirciyle buluşuyor.
Talent Unlimited yardım kuruluşu, ÇYDD Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yararına bağış toplama ve konser organizasyonu düzenliyor.
Büyükler için masallar; “Masallar çocuklara uyumaları, yetişkinlere uyanmaları için anlatılır” sözünden yola çıkan, iki girişimci kadın Eda Bayraktar ve Kübra Müjde pandemi süresince evlerine hapsolmuş büyüklere masallar anlatarak onları nostaljik bir yolculuğa çıkarmak için kolları sıvadı. Geçtiğimiz aylarda katılımcıların yoğun ilgisi ile karşılaşan Büyüklere Masallar, her ay farklı kültürlerden mit, masal ve hikayeleri Londra’daki izleyicilerle buluşturmaya devam ediyor. Qbicart organizasyonunda Hikaye Anlatıcısı Eda Bayraktar eşliğinde, her ay farklı temalarda düzenlenen etkinlik; sanat, masal, müzik, şiir, oyun, sohbetin iç içe geçerek katılımcılara etkileşimli bir deneyim yaşatıyor. Katılanlar sadece masal ve hikayeler dinlemekle kalmıyor aynı zamanda nasıl hikaye kurgulaya-
İngiltere’de faaliyet gösteren gönüllü yardım kuruluşu Talent Unlimited, 29 Ocak 2022’de ÇYDD yararına bir klasik müzik konseri gerçekleştirecek. Sussex Gardens, Paddington Otel Londra’da yapılacak klasik müzik konserde Erdem Mısırlıoğlu - piano & Emre Engin - violin ile katılacak. Müzik öğrencilerine fi nansal destek sağlama misyonuyla faaliyet gösteren Talent Unlimited, yetenekli gençlerin eğitimleri sırasında müzik alanında kısa süreli çalışmalarına olanak sağlıyor. Toplanan gelir ÇYDD’nin Türkiye’deki eğitim burslarına aktarılacak. Rezervasyon için telefon: 0 758 412 2810. E-posta: info@sectoralevents.com
caklarını ve anlatacaklarını oyunlar eşliğinde uygulamalı olarak öğreniyor.
“Hepimiz zorlu bir yıldan geçtik. Yüz yüze göz göze bir araya gelip sohbet etmeyi, aynı çatı altında biraraya gelip hikayeler anlatıp dinlemeyi çok özlemişiz. Qbicart Sanat Okulu ile birlikte düzenli olarak hikaye geceleri yapıyoruz. Doğduğumuz topraklardan uzakta kendi dilimizde hasret gidermek, sanatla, masalla, müzikle birbirimizin yalnızlıklarına dokunmak hepimize çok iyi geldi.” diyen Storytelling Academy Kurucu ortağı ve hikaye anlatıcısı Eda Bayraktar bu özel yolculuğa Londra’da yaşayan, başka dünyaları hayal etmeye ve yaratmaya cesaret eden tüm hikaye sever büyükleri, masalların dünyasına davet ediyor. Etkinlik, her ayın bir Cuma akşamı Soho’da yapılmaya devam edecek.