Etbir Krımızı Dergi 24 sayı

Page 1

ETBİR

Et Üreticileri Birliği, Kırmızı Et Sektör Yayını 2012 / Yaz

Et sektöründe sıcak gündem:

Et mamülleri üretiminde taklit ve tağşiş

Ramazan’da bol kepçe yemekten uzak durun

Yeni Türk Ticaret Kanunu artık yürürlükte!

İTO’dan ‘Hayvancılığın ve Kırmızı Etin Geleceği’ toplantısı

Gıda katkı maddeleri neden kullanılıyor?

Karkas Sınıflandırma Sistemi ülkemizde de kurulurken Riskler dikkate alınmalı!

Kırmızı et sektörüne ‘Kesim Hayvanlarının Refahı’ eğitimi


2


3


BU SAYIDA NELER VAR? Et Üreticileri Birliği, Kırmızı Et Sektör Yayını Yıl: 6 Sayı: 24 Yaz 2012 Para ile satılmaz.

İmtiyaz Sahibi Et Üreticileri Birliği adına Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet YÜCESAN

Yayın Koordinatörü

DOSYA Et sektöründe sıcak gündem: Et mamülleri üretiminde taklit ve tağşiş

30

Ayla TORUN

Yönetim Yeri Atlantis İş Merkezi C Blok K: 5 No: 14 Osmanlı Bulvarı Kurtköy İSTANBUL Tel: 0216 478 62 79 Fax: 0216 478 62 76 e-mail: etbir@etbir.org www.etbir.org

Yapım Afiş İletişim I DBYR Tel: 0535. 711 41 37 @: afis@afisiletisim.com www.afisiletisim.com

06 08

Sorumlu Yazi İşleri Müdürü Ergün GÖÇER

Yayın Kurulu Prof. Dr. Dilek BOYACIOĞLU Prof. Dr. Mustafa TAYAR Vet. Dr. Ahmet YÜCESAN Vet. Dr. Can DEMİR Mustafa ALBAYRAK

Katkıda Bulunanlar Aslan Sarızeybek Kerem Demirel Ferdi Barüşük

Baskı Armoni Nuans Görsel Sanatlar, İletişim Hiz. San. ve Tic. A.Ş. Tel: 0216 540 36 11 pbx Fax: 0216 540 42 72

ETBİR Kırmızı Dergi’de yayınlanan yazı ve fotoğraflar yazılı izin alınmadan kullanılamaz, alıntı yapılamaz.

4

ETBİR I KIRMIZI

ETBİR’DEN HABERLER • Et mamülleri sanayiinin köklü markaları ETBİR’de • ETBİR üyelerine Petrol Ofisi’nden indirimli akaryakıt

18

FUAR Gıda ve İçecek Üreticilerinin Yatırım İhtiyaçları için İstanbul Gıdatek 2012

20

SEMİNER Kırmızı et sektörüne ‘Kesim Hayvanlarının Refahı’ eğitimi

10

SEKTÖRDEN HABERLER 2012 yılı Hayvancılık Desteklemeleri belirlendi

22

12

SEKTÖRDEN HABERLER • Çiftçilere Tarımsal Danışmanlık Desteği • Çanakkale’de ‘Kadın Çiftçi Mucizesi’

SEMİNER/RÖPORTAJ RSPCA, pek çok ülkede Hayvan Refahı eğitimleri düzenliyor

30

14

SEKTÖRDEN HABERLER MULTIVAC Türkiye yeni binasına taşındı

DOSYA Et sektöründe sıcak gündem: Et mamülleri üretiminde taklit ve tağşiş

38

TEKNO HABER Gıda katkı maddeleri neden kullanılıyor?

40

GÜNDEM Karkas Sınıflandırma Sistemi ülkemizde de kurulurken Riskler dikkate alınmalı!

43

HABER AHK, Bavyera Eyaleti’ne “Kırmızı Et İmalat Endüstrisi” seyahati düzenledi

Reklam Rezervasyon Tel: 0216 478 62 79-324 62 64 Fax: 0216 478 62 76 e-mail:etbir@etbir.org

BAŞKANDAN

40 GÜNDEM Karkas Sınıflandırma Sistemi Ülkemizde de kuruluyor


Tüm işletmeniz için Ticari BT çözümleri

38 44

KAMU İTO’dan ‘Hayvancılığın ve Kırmızı Etin Geleceği’ toplantısı

48

TEKNOLOJİ Şeffaf İzlenebilirlik ve Verimlilik CSB-System, GS Schmitz’de ideal prosesleri sağlıyor.

50

İŞ DÜNYASI Yeni Türk Ticaret Kanunu artık yürürlükte!

58

SAĞLIK Ramazan’da bol kepçe yemekten uzak durun

60

LEZZET Anadolu’nun mutfak lezzetleri kayıt altına alınıyor

62

ÜLKE RAPORU POLONYA; Avrupa’nın dördüncü büyük hayvancılık ülkesi

64 66

OTOMOTİV Yeni Isuzu D-Max Türkiye’de SEKTÖRÜN ETKİNLİK TAKVİMİ

64

Başarı sistemin sonucudur

Wolf - Echt gute Wurst

Daha hızlı. Daha güvenilir. Daha verimli. Et sektörünün dünyadaki lider firmaları CSB-System’i başarıyla kullanıyorlar. „CSB-System sayesinde işletmelerimizdeki prosesler birbirleriyle tam uyumlu bir şekilde çalışıyor. Avantajlarımız: Daha fazla şeffaflık, otomatikleştirilmiş süreçler ve zamandan ve maliyetlerden sürekli tasarruf.“ Thomas Karl, Firmengruppe Wolf, BT ve Organizasyon Yöneticisi CSB-System Türkiye Hasan Önel Cad. No:69 34325 Firuzköy - İstanbul info@csb-system.com  www.csb-system.com 5


BAŞKANDAN

Merhaba,

Y

eni bir sayı ile karşınızdayız. Kırmızı et imalat sektörümüz bahar aylarını hareketli geçirdi. Et mamülleri üretiminde kullanılan kanatlı karışımları nedeniyle yaşanan bulaşma olayı, sektörümüzü üretimlerimizi tekrar düşünmeye sevk etti. Bakanlığın firmaları taklit ve tağşiş yaptığı gerekçesiyle ilan etmesiyle, et ürünleri tebliğinde değişiklik taleplerimiz gündeme taşındı. Bu doğrultuda kanatlı ve kırmızı et karışımı mamüllerin üretimden kaldırılması yönünde gıda kodeksinde düzenleme çalışmaları sürüyor. Bu konuda ‘karışımlar kaldırılmalı’ uyarımızı dergimizin kış sayısında ve çeşitli ortamlarda da yapmıştık. Bu sayıda bu konu detaylı olarak işlenirken, çeşitli soru işaretleriyle birlikte sektör için faydalı olacak, devam eden başka bir çalışma olan karkas sınıflandırma sisteminin ne olduğuna yer verdik. Mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz önemli bir eğitim programı “Kesim Hayvanlarının Refahı ve Kesimhanelerde Hayvan Refahı Uygulamaları Eğitimi” özellikle kesimhanelerde aktif olarak çalışan veteriner hekimler ve yardımcı personelden oldukça ilgi gördü. Veteriner Halk Sağlığı Derneği’nin işbirliğiyle düzenlenen semineri İngiltere merkezli RSPCA-Royal Society for the Prevention of Cruelty to Animals kuruluşunun uzmanları tarafından gerçekleştirildi. Yeni gıda mevzuatı kapsamında değişen uygulamalarla bu eğitimin önemli bir ihtiyacı gidereceğini düşünüyoruz. Türk Ticaret Kanunu Temmuz ayı itibarıyla yürürlüğe girdi. Bu konuda şirketler bakımından yaşanacak değişiklikler ve önemli tarihler hakkında sizleri bilgilendirmek istedik. Yeni ticaret kanununun devreye girmesine herkes hazırlık yapmalı. Sağlıklı bir işleyiş için kontrol ve düzen mutlaka olmalıdır. Birliğimize yeni üyelerin katılımı sürüyor. Et mamülleri sanayinin önemli firmaları bu dönemde aramıza katıldılar. Kendilerine bu vesileyle hoş geldiniz diyor, birlikte daha güçlü bir şekilde meselelerimizi çözeceğimize olan inancımızı yineliyorum. Ramazan ayının tüm halkımıza ve sektörümüze bolluk, bereket getirmesi dileğiyle, yönetim kurulumuz adına şimdiden Ramazanı ve bayramınızı kutlarım. Saygılar, Dr. Ahmet YÜCESAN ETBİR Yönetim Kurulu Başkanı

6

ETBİR I KIRMIZI


7


ETBİR’DEN HABERLER

Et mamülleri sanayiinin köklü markaları ETBİR’de

Yeni üyelerimizle büyüyoruz

E

t mamulleri sanayinin köklü markalarının üye olmasıyla ETBİR daha da güç kazandı. Beşler Sucukları’nın ardından Coşkun Et ve Şahin Sucukları da ETBİR çatısı altında buluştular. Karizma Beşler Et Gıda San. Ltd. Şti., Coşkun Et ve Mamulleri, Şahin – Melek Et ve Et Mamulleri Gıda San.Tic. Ltd. Şti. yeni üyeler olarak kırmızı et sanayinde görüşlerinin aktarılması ve sorunların çözümü için ETBİR’in sözcülüğünde buluştular. 1953 yılında kurulan Beşler, İstanbul Kağıthane’deki üretim tesislerinde faaliyetini sürdürüyor. Coşkun Et ve Mamulleri, 1975 yılında kuruldu ve 10 yıl sonra, 1985 yılında özel et kombinası ruhsatını aldı. Coşkun Et, İstanbul ve Afyonkarahisar’daki 5000 büyükbaş kapasiteli doğal besi çiftlikleri ile hayvanlarının yetiştiriciliğini de yapıyor. Türkiye’nin ikinci en büyük 500 firması arasında yer alıyor. Kayseri merkezli Şahin Sucukları 1923‘ten bugüne dededen toruna intikal eden bir gelenekle pastırma ve sucuk üretiyor. 2002 yılında Melek Et ve Et Mamülleri Gıda San. Tic. Ltd. Şti. adını alan firma 2004 yılından itibaren ise Şahin – Melek Et ve Et Mamülleri Gıda San. Tic. Ltd. Şti. olarak Kayseri Karpuzatan’da yerleşik bulunuyor.

AutoMatic

“Filo Yöntimi”

ETBİR üyelerine Petrol Ofisi’nden indirimli akaryakıt

G

eçtiğimiz yıllarda başlatılan ETBİR üyelerine indirimli akaryakıt çalışması Nisan ayından itibaren Petrol Ofisi ile devam edecek. Üye firmaların önemli sarfiyat giderlerinden olan araç yakıt ihtiyacını azaltabilmek amacıyla yapılan anlaşmadan, 1 ile 50 arasında aracı olan tüm firmalar faydalanabilecek. Fiyatta oldukça avantaj sağlayacak İndirim oranları firmaların araç sayısına göre değişecek. İndirim oranları Türkiye genelinde 1771 Petrol Ofisi istasyonundaki otomatik filo yönetimi sistemiyle pompa satış fiyatları üzerine yansıyacak. Sisteme dahil olan firmaların alımları ayda iki kez olmak üzere ayın 15 ve 30. günleri faturalandırılacak. Ödemeler bir ay vadeli olarak yapılacak. Otomatik filo yönetiminde alım yapan üye firmalardan cihaz kullanım bedeli alınmayacak ve

8

ETBİR I KIRMIZI

cihazların montajı ücretsiz olarak yapılacak. Sisteme dahil olan firmalar bu sistem sayesinde filoya ait araçlarının hareket ve harcamalarını internet üzerinden takip edebilecekleri gibi anında müdahale de edebilecekler. Sistemle akaryakıt alımlarının takibinin yanı sıra, araç veya filo ve TL veya litre bazında limit atama ve limit iptali, yine araç veya filo bazında bölge kısıtlaması ve gün, saat, tarih ve vardiya kısıtlamaları yapabilecekler. Ayrıca araç çalınması durumunda, akaryakıt alımını anında durdurabilecekler. Petrol Ofisi anlaşması ile indirimli alım yapmak isteyen üyeler ETBİR ile bağlantı kurarak Petrol Ofisi yetkilisine ulaşabilirler. Başvuru ve Detaylı bilgi için Petrol Ofisi Satış ve Müşteri Hizmetleri Bölümü Tel: 212 329 17 00 - www.automatic.com.tr


9


SEKTÖRDEN HABERLER

2012 yılı Hayvancılık Desteklemeleri belirlendi Hayvancılık desteklemelerinde 2012 yılında uygulanacak esaslar; hayvancılığın geliştirilmesi, üretimde sürekliliğin sağlanması, kayıt sistemlerinin güncel tutulması, hayvancılık politikalarının etkinliğinin arttırılması ve hayvan hastalıklarıyla mücadele için, anaç sığır, anaç manda, anaç koyun ve keçi, tiftik keçisi, ipekböceği, arıcılık, buzağı, çiğ süt, besilik erkek sığır, hayvan hastalıkları tazminatı, hastalıklardan ari işletmeler ve programlı aşı uygulayıcılarının desteklenmesini amaçlıyor.

G

ıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın konuya ilişkin tebliği 15 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı.

Anaç sığır ve manda yetiştiriciliği 31 Aralık 2012 tarihi itibarıyla en az beş baş anaç sığıra sahip, örgütlü yetiştiriciler yılda bir kez olmak üzere hayvan başına desteklemeden yararlandırılacak. Anaç sığır ve manda yetiştiriciliği desteklemelerinden yararlanmak isteyen yetiştiriciler üyesi bulunduğu örgüte dilekçe ile başvuracak. Yetiştirici/üretici örgütleri, kooperatifler bölge veya il üst örgütleri aracılığıyla olmak üzere üyeleri adına 1-31 Aralık tarihleri arasında il/ilçe müdürlüklerine müracaat edecek. Buzağı desteklemesinden yararlanmak isteyen üreticilerden, soy kütüğüne kayıtlı olanlar Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği aracılığı ile önsoy kütüğüne kayıtlı olanlar ise şahsen veya üyesi olduğu yetiştirici/üretici örgütleri aracılığıyla il/ilçe müdürlüklerine 1 Ekim-31 Aralık 2012 tarihleri arasında dilekçe ile müracaatta bulunacak. Koyun ve keçi yetiştiriciliği yapan, damızlık koyunkeçi yetiştiricileri birliklerine üye, hayvanları Koyun Keçi Kayıt Sistemi (KKKS) ve Koyun-Keçi Bilgi Sistemine

10 ETBİR I KIRMIZI

(KKBS) kayıtlı yetiştiriciler, anaç hayvan başına yılda bir kez olmak üzere desteklemeden yararlandırılacak. Anaç koyun ve keçi desteklemesinden yararlanmak isteyen yetiştiriciler, üyesi bulunduğu örgüte ekinde, hayvanlarının kulak numaraları listesi bulunan dilekçe ile 1 Eylül-15 Ekim 2012 tarihleri arasında başvuruda bulunacak. Tiftik keçisi yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve tiftik üretiminin artırılması için üretmiş oldukları tiftiği, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanuna göre kurulmuş Tiftik ve Yapağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Tiftik Birlik) ve/veya Kooperatiflerine satan üreticilere destekleme primi ödenecek.

Besilik erkek sığır desteklemesi Kesim tarihinden itibaren, besi süresinin son 90 gününü müracaatçının işletmesinde tamamlamış, Türkvet’e kayıtlı erkek sığırlarını (manda dahil), Bakanlıktan çalışma izni almış kesimhanelerde kestiren üreticilere, Kırmızı Et Kayıt Sistemi veri tabanına kaydettirmek şartıyla, belirlenen dönemlerde hazırlanan ödeme icmalleri esas alınarak hayvan başına destekleme ödemesi yapılacak. Kesilen sığırların karkas ağırlığı en az 190 kg olacak. Desteklemeden yararlanmak isteyen üreticilerden; yıllık beş baştan fazla sayıda destekleme şartlarını karşılayan erkek sığır kestirenler kırmızı et üretici birliklerinin kurulu olduğu yerlerde bu birliklere, olmayan yerlerde ve yıllık en fazla beş baş kesim yaptıranlar il/ilçe müdürlüklerine, gereken belgeler bulunan dilekçe ile müracaat edecek. Son başvuru tarihi; 2012 yılının ilk 6 aylık döneminde kesilen erkek sığırlar için 31 Temmuz 2012, 2012 yılının ikinci 6 aylık dönemindeki kesimler için ise 31 Ocak 2013 günü olacak. 1 Ocak 2012 tarihinden geçerli olan Desteklemeler için gerekli kaynak, bütçede hayvancılığın desteklenmesi için ayrılan ödenekten karşılanacak ve Bakanlık tarafından gerekli paranın aktarılmasını müteakip banka aracılığı ile ödenecek.


ETBİR I KIRMIZI 11


SEKTÖRDEN HABERLER

Çiftçilere Tarımsal Danışmanlık Desteği

G

ıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, çiftçilerin bilgi, teknik ve yöntemler konusundaki ihtiyaçlarının zamanında ve yeterli düzeyde karşılanmasını sağlamak amacıyla çiftçilere Tarımsal Danışmanlık Desteği vermek üzere çalışma başlattı. Yürürlüğe giren Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmelik ile ulusal yayım politikasının ana hatları belirlenirken, danışmanlık sisteminin hukuki altyapısı oluşturularak, ilk defa yayım/ danışmanlık hizmetleri yasal olarak tanımlandı. Yönetmeliğin getirdiği bir yenilik de tarımsal danışmanlık hizmetlerinin düzenlenmesi, denetlenmesi ve desteklenmesi oldu. Yönetmeliğin yayımlanmasından sonra Bakanlık danışmanlık sisteminin altyapısını oluşturmak amacıyla sistem içerisinde yer alacak kurum ve kuruluşlarının yetkilendirilmesi işlemlerini

yürütürken, yayımcı ve danışmanları da sertifikalandırıyor. Gelişmiş dünya ülkelerinde yapılan uygulamalardan hareketle oluşturulan tarımsal yayım ve danışmanlık sistemi içerisinde sivil toplum örgütleri, danışmanlık şirketleri ve serbest tarım danışmanlarının daha aktif rol alması, ancak sistemin desteklenmesi ile mümkün olacağı düşüncesinden hareketle, ilk defa 2009 yılında tarımsal yayım ve danışmanlık desteği verilmişti.

12 Haziran 2012 tarih ve 28321 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerine Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ (2012/41) ile çiftçilere tarımsal danışmanlık hizmeti sunan tarımsal danışmanlık şirketleri, serbest tarım danışmanları, üretici örgütleri, ziraat odaları ve tarımsal danışmanlık dernek/vakıflara ve tebliğ kapsamında belirtilen kriterlere sahip tarımsal işletmelere 600 TL destekleme ödemesi yapılacak. Çalışmayla tarımsal yayım ve danışmanlık hizmetlerinin yasal bir çerçevede yürütülerek desteklenmesi, tarladan sofraya gıda güvenliğinin sağlanması, danışmanlık hizmetlerinin konu uzmanı kişi ve kuruluşlar tarafından yürütülmesi, üretim ve bilgilendirmenin her safhasının kayıt altına alınması, istihdamın arttırılması ile ürün çeşitliliği ve kalitenin arttırılmasına katkı sağlanması hedefleniyor.

Çanakkale’de ‘Kadın Çiftçi Mucizesi’ Çanakkaleli kadın çiftçi örnek projesinde kurduğu sistemle, hem sulama yapıyor hem enerji üretiyor.

G

ıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın geleneksel hale getirdiği “Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi ve Proje Yarışması” meyvelerini veriyor. Yarışmanın 2011 yılı Türkiye birincisi Çanakkaleli Hatice Gezer, Bakanlıktan aldığı destekle örnek bir projeyi hayata geçirdi. Hatice Gezer, 18 dönümlük tarlasına diktiği yarı bodur elma ağaçlarını sulamak için güneş enerjisiyle çalışan damla sulama sistemini kurdu. Güneş enerjisinden ürettiği elektrikle tarlasının yanındaki kanaldan su getirten Gezer, sıfır maliyetle sulama ihtiyacını karşılıyor. Gezer, taşınabilir özelliğe sahip bu sistemi sulama yapılmayan dönemlerde evinde enerji kaynağı olarak kullanıyor. 53 yaşında olan kadın çiftçi Gezer, işe uygun alanı belirleyerek başlamış. Toprak tahlillerinden sonra bodur elma fidanlarını dikmeye başlayan Gezer, “neden elma” sorusuna “Elma daha dayanıklı. Ayrıca elmanın saklanması ve pazarlaması kolay” cevabını veriyor. Birçok çiftçi kadına örnek olan Hatice Gezer, projenin uygulama aşamasında eşi ve çevresinden büyük destek aldığını söylüyor. “Temiz enerjiyle sulamayı yapıyoruz. Bu sistem için sadece kurulum masrafı ödedik. Sistem 4-5 yıl içinde kendini amorti eder” diyen Gezer, projenin

12 ETBİR I KIRMIZI

Çanakkale’de bir ilk olduğunu dile getiriyor. Öte yandan hayata geçirdiği projeyi onlarca kişinin görmeye geldiğini anlatan Gezer’in geçen hafta da Ankara’dan konukları vardı. Çanakkale’de düzenlenen Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi ve Proje Yarışması sonrası Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri ve kadın çiftçiler Gezer’in bahçesini gezdi. Gezer, konuklarına elma bahçesi hakkında bilgi verdi. Yenilenebilir enerji sistemiyle yarı bodur elma bahçesini nasıl kurduğunu konuklarına anlatan Gezer, kurdukları sistemin doğayı kirletmediğini dile getirdi.


ETBİR I KIRMIZI 13


SEKTÖRDEN HABERLER

MULTIVAC Türkiye yeni binasına taşındı Multivac; 2.480 m2’den oluşan 3 katlı yeni binasında geniş kapsamlı yedek parça, sarf malzemeleri ve makine depoları ile müşterilerine hızlı ve kaliteli hizmet sağlıyor.

M

ultivac Türkiye’nin Mayıs ayında gerçekleşen yeni binasının açılışına Türkiye’nin bir çok yerinden ve farklı sektörlerden misafirler katıldı. Açılışta, Avrupa’dan gelen partner firmaların yetkilileri de hazır bulundu. 2007 yılında, İstanbul merkezli olarak kurulan MULTIVAC Türkiye, 2009 yılında İzmir’de satış /servis ofisini açtı. 2010 yılından itibaren Ankara, Konya ve Gaziantep bölgelerinde servis veren çalışanları ile Multivac Türkiye ekibi toplam 27 kişilik bir ekipten oluşuyor. 2011 Aralık ayında müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek için Istanbul’da yeni binasına taşınan MULTIVAC, 2.480 m2’den oluşan 3 katlı yeni binasında geniş kapsamlı yedek parça, sarf malzemeleri ve makine depoları ile müşterilerine hızlı ve kaliteli hizmet sağlıyor. Yeni binada yaklaşık 800m2’lik üretim ve montaj alanı öngören Multivac kısa vadede bu planını da hayata geçirecek. Yeni bina açılış töreninin açılış konuşmasını yapan MULTIVAC CEO’su Hans-Joachim Boekstegers, Türkiye pazarının ne

14 ETBİR I KIRMIZI

kadar önemli olduğunu vurguladı. Türkiye pazarı için yakın zamanda üretime geçeceğini açıklayan Hans-Joachim Boekstegers yerel üretim sayesinde daha rekabetçi bir konuma geleceklerini ifade etti. MULTIVAC Türkiye Genel Müdürü Bahri Yağımlı ise yaptığı konuşmada, 2008 yılından bu yana yıllık cirolarını altı katına çıkardıklarını belirtti. Yeni binalarında hem üretim imkanlarıyla hem de almış oldukları yeni temsilciliklerle agresif büyüme politikalarının devam edeceğini söyledi. Amaçlarının Türkiye’yi bir üretim üssü yaparak istihdam yaratmak olduğunu ve bu anlamda ülke ekonomisine katkı sağlayacaklarını açıkladı. MULTIVAC, başta gıda olmak

üzere medikal, endüstri ve tüketim ürünleri gibi sektörlere yönelik paketleme ve etiketleme çözümleri sunuyor. Ürün portföyünde termoform paketleme, hazır tabak kapatma, hazneli vakum paketleme ile “MULTIVAC etiketleme ve kodlama” cihazlarını bulunduran MULTIVAC Türkiye, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları dahilinde, satış ve satış sonrası servis hizmetleri veriyor. Üretime büyük değerler katan ambalaj çözümleri geliştirerek müşterilerinin büyüme oranını, yenilikçi gücünü ve başarılarını destekleyen MULTIVAC, geliştirdiği ürünler; teknoloji kullanımı, verimlilik ve güven konularında sektörün standartlarını belirlemekte öncülük ediyor.


15


Et endüstrisinin lider tedarikçisi Kurulduğumuz 1982 yılından bu yana, et ve süt endüstrisine yönelik en kaliteli hammaddeleri, her biri kendi alanında lider olan, dünyanın pek çok ülkesindeki temsilcisi olduğumuz firmalardan ithal edip, üstün hizmet anlayışımızla sanayicilerimizle buluşturmaktayız. Sektördeki pek çok yeniliğe öncülük etmiş olan firmamız, sürekli gelişim içinde olan et ve süt endüstrilerimizin ihtiyaçlarını öngörüp, bu alanlardaki yenilikçi çalışmalarını sürdürmektedir. Geniş bir ağ aracılığı ile sektördeki en yeni ürünleri taramakta, değişen ve gelişen ihtiyaçlara en uygun ürünler ve makineler bulunmakta, pek çok pilot fabrikada denemeler yapılmakta ve içlerinden en başarılı olanlarını, siz sanayicilerimizle buluşturmaktayız. Bu sayede, sanayimizin gelişmesindeki yerimizi almakla kalmayıp, aynı zamanda endüstriyel çözümler de sunmaktayız. Plastik, fibrus ve kolajen barsaklardaki hizmet kalitemizi arttırmak ve taleplere daha hızlı bir şekilde cevap verebilmek amacıyla, bu ürünleri kendi tesislerimizde şirtlemekteyiz. Sevk edilen tüm ürünlerimiz takip edilmekte, olası bir şikayet durumunda en uygun çözüm bulunmaktadır. Misyonumuz, sektördeki en kaliteli hammaddelere sanayicilerimizin kolayca ulaşmasını sağlamak, hızlı ve kaliteli bir hizmet sunarak, verimliliklerini ve üretim performanslarını arttırırken maliyetlerini düşürmelerini sağlamak, bilgi birikimimizi paylaşmak ve karşılıklı güvene dayalı uzun süreli iş ilişlileri kurmaktır. Vizyonumuz, et ve süt endüstrisinde endüstriyel çözümler üretmek için yenilikleri sürekli takip ederken, müşterilerimize beklentilerinin üzerinde hizmet ve ürün sunmaktır. Değerlerimiz; n Her müşterimizi bir referans olarak algılayarak bu doğrultuda hareket etmemiz ve bu bağlamda müşteri odaklılık n Güvenilirlik n Yenilikçilik, ileri görüşlülük n Liderlik n Araştırmacılık n Girişimcilik n Samimiyet n Dinamizm

Kılıflar

i r e l e d ı Mad

Katk

r

la j a l a b Am

r e l e n i k Ma


Hizmetlerimiz Şirtleme Plastik, fibrus ve kolajen barsaklardaki hizmet kalitemizi arttırmak ve taleplere daha hızlı bir şekilde cevap verebilmek amacıyla, bu ürünleri kendi tesislerimizde şirtlemekteyiz. Her çeşit suni kılıf, yarı ve tam otomatik şirt makinelerimizde şirtlenmekte olup, sevk edilen tüm ürünlerimiz takip edilmekte, olası bir şikayet durumunda en uygun çözüm bulunmaktadır. Baskı Plastik barsaklarda 8+8 renk baskı yapılabilmektedir. UV boya kullanılan bu baskılarda fotoğraf baskı da yapılabilmektedir. Fibrus barsaklarda ise 6+6 renge kadar baskı yapılabilmektedir. Bu baskıda su ve alkol bazlı boyalar kullanılmakta olup, son derece net baskılar elde edilmektedir. Dağıtım İstanbul içerisinde sevkiyatları kendi araçlarımızla gerçekleştirmekteyiz. Siparişleriniz, en kısa sürede fabrikanıza teslim edilmektedir. İstanbul dışındaki müşterilerimiz için ise diledikleri ambar veya kargo şubesine kadar teslimat yapmaktayız.

SELKA GIDA VE KİMYEVİ MADDELER SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.

Hamidiye Mah. Soğuksu Cad. Özer İş Merkezi No: 5 Kat:7 PK. 34408 Kağıthane / İSTANBUL Tel: 212 321 18 00 Faks: 212 321 18 09 e.mail: info@selkagida.com web: www.selkagida.com

17


FUAR

GIDA VE İÇECEK ÜRETİCİLERİNİN YATIRIM İHTİYAÇLARI İÇİN İSTANBUL GIDATEK 2012 20-23 EYLÜL 2012 TARİHLERİNDE TÜYAP’TA…

İstanbul Gıda-Tek 7. Gıda ve İçecek Teknolojileri, Gıda Güvenliği, Katkı ve Yardımcı Maddeler, Soğutma, Havalandırma, Depolama Sistemleri ve Lojistik Fuarı; 20-23 Eylül 2012 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul’da gerçekleştirilecek.

B

u yıl Avrasya Ambalaj 2012 İstanbul Fuarı ile birlikte düzenlenecek olan İstanbul Gıda-Tek Fuarı’nda Yurtiçi ve yurtdışından gelecek alım heyetleri ve ziyaretçiler, Ekmek, Pasta, Çikolata, Bisküvi, Şeker, Şekerleme, Kafeterya sektörüne yönelik makine ve ekipman tedarikçilerine yeni pazar fırsatları yaratacak. Gıda ve İçecek sektörünün tüm ürün gruplarına teknoloji ve hizmet sunan firmaların yer alacağı İstanbul Gıda-Tek 2012, 20-23 Eylül 2012 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul’da gerçekleştirilecek. Sektörün güçlü fuarlarının birlikteliğinden doğacak sinerji, ziyaretçilerin üretim aşamasından, tüketiciye ulaşmasına kadar geçirdiği evredeki tüm ihtiyaçlarını tedarik etmesine olanak tanıyacak.

İstanbul Gıda-Tek 2012 Fuarı’nda neler olacak • Üretiminden son kullanıcıya kadar hizmet veren bütün süreçlerin yer aldığı bir platform olacak. • Yeni teknolojilerin sergilenecek. • Üretim standartlarına uyum, geniş ürün gamı, rekabet gücü ve inovasyon konusundaki farklılıklarını gösterecek. • Firmaların ileri teknoloji gücünü yerli ve yabancı hedef kitlelere tanıtma fırsatı yaratacak. • Uluslararası boyutta alıcı ve satıcıların bir araya geldiği pazarlama ortamını sağlayacak.

18 ETBİR I KIRMIZI


doğadan sofranıza lezzetli, sağlıklı ve güvenilir kızmızı et şirin et

“güvenerek tercih edin” Kocatepe Mah. Mega Center A Blok No: 913 Bayrampaşa - İstanbul Tel: (212) 640 10 71 Fax: (212) 640 16 29

19


SEMİNER

Kırmızı et sektörüne ‘Kesim Hayvanlarının Refahı’ eğitimi 7-10 Mayıs 2012 tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi’nde düzenlenen seminer; “Hayvan Refahı Sorumlusu Temel Eğitimi” ve “Kesimhanelerde Hayvan Refahı Değerlendirmesi Eğitimi” olarak iki aşamalı gerçekleştirildi.

E

t Üreticileri Birliği-ETBİR, Veteriner Halk Sağlığı Derneği ve İstanbul Veteriner Hekimler Odası’nın organizasyonuyla düzenlenen seminere kesim yapılan et tesislerinde aktif olarak çalışan veteriner hekimler ve kesimhane yardımcı personeli katıldı. İngiltere merkezli RSPCA-Royal Society for the Prevention of Cruelty to Animals kuruluşu tarafından desteklenen eğitimi yine İngiliz Animal Welfare Training firmasının uzmanları Alexandra HammondSeaman, Paul Whittington, Prof. Dr. Haluk Anıl ve Kasia Kilvington verdiler. 7-10 Mayıs 2012 tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi’nde düzenlenen seminer; “Hayvan Refahı Sorumlusu Temel Eğitimi” ve “Kesimhanelerde Hayvan Refahı Değerlendirmesi Eğitimi” olarak iki aşamalı gerçekleştirildi. Yapılan eğitim ve uygulama sertifika ile belgelendirildi. ETBİR, VHSD ve İVHO işbirliği ve RSPCA’ın (Royal Society for the Prevention of Cruelty to Animals) Eğitim Dairesi Başkanlığı ile anlaşmasıyla, uluslararası geçerliliği olan sertifikalı eğitim semineri düzenlendi.

20 ETBİR I KIRMIZI

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü himayesinde

KESiM HAYVANLARININ REFAHI ve KESiMHANELERDE HAYVAN REFAHI UYGULAMALARI EĞiTiM PROGRAMI Eğitimin Ana Destekçisi:

ROYAL SOCIETY FOR THE PREVENTION OF CRUELTY TO ANIMALS

23.12.2011 k tarihli Çiftli ının Hayvanlar tmeliği ne Yö ı Refah erlerinde gereği işy Hayvan sertifikalı rumlusu Refahı So mecburi k ma tır çalış olacaktır.

07 – 10 Mayıs 2012

Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi • Eğitim kontenjanı; kesimhanelerde çalışan 20 veteriner hekim ve 20 yardımcı personel olmak üzere toplam 40 kişidir. • Tüm eğitimler; İngilizce olup, simultane tercüme yapılacaktır. • Katılımcılara teorik ve pratik eğitim için uluslararası geçerliliğe sahip olan iki ayrı sertifika verilecektir.

KAYIT İÇİN: ETBİR I Et Üreticileri Birliği

Tel: (216) 478 62 79 Faks: (216) 478 62 76 E-posta: etbir@etbir.org

www.etbir.org

31 Mart 2012 tarihine kadar kayıt yaptırılması gerekmektedir. Eğitimin Veren Kuruluş

Düzenleyenler

Animal Welfare Training Ltd. www.awtraining.com

ETBİR

Et Üreticileri Birliği

İVHO

İstanbul Veteriner Hekimler Odası

VHSD

Veteriner Halk Sağlığı Derneği

Eğitime kırmızı et sektöründe, mezbahanelerde çalışan 35 veteriner hekim ve yardımcı personel katıldı. Eğitimin birinci aşaması; Hayvan Refahı Sorumlusu Temel Eğitimi olarak 07 – 08 Mayıs 2012 günlerinde gerçekleştirildi. Programın ilk gününde hayvan refahı


eğitimi, eğitimin çerçevesi ve değerlendirme, neden hayvan refahı ve yararları, tesise alış (ilk temas), kesimhane öncesi uygulamalar, üretim sürecindeki bakıcılık, uygulamalar ve hayvan davranışları konuları öğleden önceki bölümde anlatıldı. Öğleden sonraki bölümünde ise bakım ve hayvanların uygun yönlendirilmesi metotları, kesimhane padokları, dinlendirmeden kesim için zaptı-rapta kadarki süreç, stres, karkas ve et kalitesi, zaptı-rapt konuları Paul Whittington tarafından anlatıldı. Eğitimin ikinci günü Kesimhanelerde Hayvan Refahı Değerlendirmesi Eğitimi’nde öğleden önce şok/ bayıltma yapılmaksızın kesim metotları, şok/bayıltma/ stunnıng uygulama nedenleri, mekanik şoklama sistemleri, elektrikli sistemler; Prof. Dr. Haluk Anıl ve Dr. Paul Whittington tarafından aktarıldı. Günün ikinci bölümünde ise elektrikli şoklamanın etkinliğinin belirlenmesi kontrollü atmosfer sistemleri ve acil kesim metotlarına değinildi.

Eğitimin 2. aşamasının ilk gününde Kesimhanelerde Hayvan Refahı Değerlendirilmesi Eğitimi yapıldı. Eğitimde AWOP akışın gözden geçirilmesi, gözlem ve değerlendirme becerileri ile değerlendirme planlama/ oluşturma ve değerlendirme formu düzenleme konuları işlendi. Eğitimin son gününde ise Özlem Et kombinasında gruplar halinde ante-mortem ve postmortem refah kalite değerlendirmesi yapıldı. Son günün öğleden sonraki bölümünde rapor yazımı ile katılımcıların oluşturduğu grupların yaptığı inceleme ve değerlendirme sırasında toplanan verilerin grup sözcüleri tarafından sunulduğu tartışma bölümü ile eğitim sona erdi. Programın sonunda, düzenleyen kuruluşlarca katılımcılara bir katılım belgesi verildi. Katılımcılara uluslararası geçerliliği olan sertifika ise RSPCA tarafından verilecek.

Neden bu eğitime gerek duyuldu? Hayvan sağlığı ile hayvan ıslahı ve refahını, tüketici menfaatleri ile çevrenin korunması da dikkate alınarak korumayı ve sağlamayı hedefleyen 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” 11.06.2010 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte hayvan refahı terimi de mevzuatımızda yerini almıştı.

Kanunun “Hayvan Refahı “başlıklı 9. maddesinde “Hayvan sahipleri veya bakımından sorumlu kişiler, hayvan refahının sağlanması amacıyla, hayvanların barınma, bakım, beslenme, sağlık ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak, sorumluluklarındaki hayvanların insan, hayvan ve çevre sağlığı üzerinde oluşturabilecekleri olumsuz etkilere karşı gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.” hükmü ile birlikte maddenin son bendinde “Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir.“ hükmü yer almakta. Kesimhaneye kabul edilen her bir hayvanın veya uygun durumlarda her bir hayvan partisinin; kesimhaneye geldiğinde hayvan refahı açısından uygun durumda olması, Kesimhanelerdeki hayvan bekleme yerlerinin büyüklüğü ve bölümlerinin hayvan refahını sağlayacak şekilde olması, bu yerlerin hayvanların tanımlanması ve kesim öncesi muayenesine imkân verecek şekilde yapılmış olması, hayvanlar kesimhaneye getirildikten sonra gereksiz yere bekletilmeden kesilmesinin ancak, hayvan refahını sağlamak amacıyla gerektiğinde kesimden önce bir dinlenme süresi verilmesi gerektiği Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliğinde hüküm altına alınmış durumda. Ayrıca; ürün ve hizmetinden yararlanılan çiftlik hayvanlarının, gelişmesi, uyumu ve evcilleşme durumları ile fizyolojik, etolojik ihtiyaçları ve davranışları dikkate alınarak bakıldıkları ve yetiştirildikleri koşulların asgari standartlarını belirlemeyi amaçlayan “Çiftlik Hayvanlarının Refahına İlişkin Yönetmelik” ile Canlı omurgalı hayvanların yurt içindeki nakilleri sırasında korunmalarını ve hayvan refahı kurallarına uyulmasını güvence altına almak ve bu kapsamda yapılacak olan resmî kontrollerde uygulanacak esas ve usulleri belirlemeyi amaçlayan “Hayvanların Nakilleri Sırasında Refahı ve Korunması Yönetmeliği” 24 Aralık 2011 tarih ve 28152 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş durumda. Bu yasal mevzuat gereğince hayvan refahının sağlanması ve uzman personelce bu işlemlerin takip edilmesi gereği doğrultusunda seminer, dünyanın çeşitli ülkelerinde bu eğitimi veren uzman ekip tarafından gerçekleştirildi.

ETBİR I KIRMIZI 21


SEMİNER/RÖPORTAJ

RSPCA, pek çok ülkede

Hayvan Refahı eğitimleri düzenliyor Kesimhanelerde Hayvan Refahı eğitimini dünyanın pek çok ülkesinde düzenleyen RSPCA organizasyonu Eğitim Koordinatörü Aleksandra Hammond-Seaman ve eğitmenlerden Prof. Dr. Haluk Anıl seminerlerin kapsamı ve çalışmaları hakkında sorularımızı cevapladı. ROPÖRTAJ: Aslan Sarızeybek

E

ğitimler için İngiltere’den gelen Cardiff Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Anıl ile yaptığımız röportajda konunun detayları hakkında bilgi aldık. Bu eğitim seminerlerindeki amaç nedir? Prof. Dr. Haluk Anıl: Avrupa Birliği’nde uygulanan ‘Hayvan Refahı’ esaslarının anlatılmasını, bu konuda bir eğitim verilmesini ve sonunda da dünyanın her yerinde geçerli olan bir sertifika verilmesini amaçlamaktadır. Hayvanın çıkacağı rampadan, ısı kontrolüne kadar yenilikler var. Kesim sırasında da hayvan refahı öncelikle ele alınıyor. Burada hayvanların kesim sırasında acı duymalarını önlemek amaçlanıyor. Nakil, bayıltma ve kesimde, hayvan refahının bilimsel standartları ve yönetmelikleri anlatılıyor.

22 ETBİR I KIRMIZI

Bu toplantı, kırmızı et üreticileri için özellikle kesimhanelere hayvanların getirilmesi ve kesim metodlarını içeriyor. Özellikle hayvan refahı ile ilgili uygulamalar (Animal Welfare) hakkında birbirini takip eden iki kurs yapılıyor. Birincisi hayvan refahı elemanı yetiştirilmesi ikincisi ise denetimin yapılması. Bu eğitimler uygulamalı olarak yapılıyor. Kursun şu andaki destekleyicisi RSPCA (Royal Society for the Prevention of Cruelty to Animals) Birleşik Krallık içinde faaliyetlerini sürdüren bir sivil

toplum kuruluşu. Hayvan refahı için kurulmuş en eski kuruluştur bu. Avrupa Hayvan Refahını geliştirmeye çalıştırıyorlar. Türkiye de aday olduğu için destekleniyor. ETBİR, Bakanlık, Veteriner Halk Sağlığı Derneği tarafından organize ediliyor. Hayvan refahı tüketiciler için de önemli olmaya başladı. Büyük kuruluşlar bünyelerinde hayvan refahı sorumlusu bulundurmak zorunda artık. 2013 Ocak ayına kadar bu çalışmaların hepsinin bitmesi gerekiyor. Büyük süpermarketler et alımı yaparken üreticilerin bu tip sertifikasyonunun olmasını istiyorlar. Bu kursta da Türkiye’deki katılımcılara eğitim ve sertifika veriliyor. Bu sertifikayı alan kişiler dünyanın her tarafında kullanabilirler. AB içindeki tüm uygulamaların aynı seviyede olması istendiği için bu bu çalışmalar yapılıyor ve sertifika veriliyor. Bu sertifika ile AB içinde istediği herhangi bir ülkede çalışabilir. Her yerde geçerlidir. Bu sertifika AB ve dünyada tanınan kullanılan bir belgedir. Ayrıca AB ülkelerinde 2013’ten itibaren zorunlu eğitim ve sertifikalar gerekecek. Program da çok iyi hazırlanmış. Seminerlere katılım sayısı sınırlı tutuluyor. 40’ın üzerinde katılımcı alınmıyor.


Kırmızı et ürünlerinde “Çiftlikten Sofranıza” izlenebilirlik…

www.afisiletisim.com

Özlem Et Mamülleri; üretimlerinin tüm aşamalarını kayıt altına almak üzere ‘Çitflikten Sofranıza İzlenebilirlik Sistemi’nin altyapısını oluşturuyor.

Özlem Et Mamülleri bilgi sistemlerinde etin temin edildiği hayvanın orijini, kesiminin ve parçalamanın yapıldığı yer gibi bilgileri kayıt altına almak üzere altyapıyı kurdu. Bu bilgi sistemiyle, herhangi bir istenmeyen durumda geriye dönerek sorunun kaynağının saptanması, ileriye doğru izleyerek kriz yönetim mekanizmalarının çalıştırılması sağlanarak, gıda güvenliğinde önemli bir adım gerçekleştirilecek.

Kaliteyi Güvenle Tüketin!

Özlem Et ve Et Mamülleri San. Tic. Ltd. Şti.

Tepeören Mah. 34959 Akfırat - Tuzla / İSTANBUL Tel: (0216) 304 23 00 Faks: (0216) 304 23 06 e-posta: ozlemet@ozlemet.com.tr

www.ozlemet.com.tr

Alo Özlem: (0216) 304 23 00

Özlenen Kalite... Özlenen Lezzet...


SEMİNER/RÖPORTAJ Ne gibi yenilikleri kapsıyor bu uygulamalar? Prof. Dr. Haluk Anıl: Diğer AB ülkelerinde olduğu gibi, Hayvan Refahı sorumlusu yetiştirilmeye çalışılıyor. Sadece hayvan refahı açısından değil ürün kalitesi açısından da önem taşıyor. Hayvanların nakilleri, transferler sırasındaki durumlar da önem kazanıyor. Türkiye’ye getirilen hayvanlarda da bu konular ortaya çıkıyor. Hayvan sağlığı etkilendiği gibi, ürün kalitesini de etkiliyor. Bu sertifikaya sahip olanların bu konuda eğitimli ve kalifiye olduğu belirleniyor. Veteriner hekimler ve sorumlu kişiler katılıyor seminerlere. AB de 1993 yılından beri bu kurslar veriliyor. Sadece kırmızı ette değil, Besd-Bir ile birlikte geçen yıl bir eğitim semineri yaptık ve kanatlı sektörüne de eğitim verdik. Hayvan refahı dendiğinde kıstlı bir şekilde bakılmaması gerekiyor. Hayvanın taşınmasından, nakil şartlarına, indirilmesi, Nasıl yapılmalı, sorunlar nedir, bu sorunlar nasıl giderilir anlatılıyor. Kesimhanelerdeki hayvan bekleme yerlerinin büyüklüğü ve bölümlerinin hayvan refahını sağlayacak şekilde olması, bu yerlerin hayvanların tanımlanması ve ölüm öncesi muayenesine imkân verecek şekilde yapılmış olması, hayvanlar kesimhaneye getirildikten sonra gereksiz yere bekletilmeden kesilmesinin ancak, hayvan refahını sağlamak amacıyla gerektiğinde

24 ETBİR I KIRMIZI

kesimden önce bir dinlenme süresi verilmesi gerektiği gibi bilgiler veriliyor. Helal kesimin AB’deki durumu nedir? Sertifikasyon nasıl yapılıyor? Prof. Dr. Haluk Anıl: Türkiye, müslüman bir ülke olduğu için helal kesim ilgi çekiyor. Helal kesim dünyada da büyümekte olan bir pazar. Helal Sertifikasyonu konusu zor bir konu. Belirli bir denetim de oluşturulmadığı için sorunlar olabiliyor. İngiltere’de bile bazı firmalar var ama bunlar kendi kendilerini atıyorlar. Üreticilerle kendileri görüşüyor ve ürünlere helal sertikası veriyor. Malezya’da devlet kontrolünde yapılıyor bu ama Avrupa’da böyle değil. İslam ülkeleri organizasyonu bu amaçla bir komite kurdu. Sanırım TSE de bu organizasyona katılarak sertika verebiliyor.

RSPCA Eğitim Koordinatörü Aleksandra Hammond-Seaman bu eğitim için emek harcayan bir diğer organizasyon yöneticisi. RSPCA Eğitim Koordinatörü sorularımızı şu şekilde yanıtladı:

RSPCA organizasyonunu tanıtır mısınız? Yapısal oluşumu ve çalışmalarından bahsedermisiniz? Aleksandra Hammond-Seaman: RSPCA, bir devlet kuruluşu değil. Mali kaynaklarını kendisi yaratan bir sivil toplum kuruluşudur. İngiltere’de devletden hiçbir destek almıyor. 260 yıl önce kurulmuş en eski hayvan refahı kuruluşudur. Üyeleri gönüllü olarak görev alır. Denetçilerimiz vardır. İlk kuruluş amacımız hayvanlara kötü davranışlarının cezalandırılması çalışmaları idi. İlginç yanı ilk kurulduğu zaman denetleme için polisiye bir kurum gibi denetleyiciler çalışıyordu. Denetçilerin üniformaları vardır. İngiliz Polis teşkilatı bizi örnek alarak kurulmuştur. İlk kurulduğu zaman denetleyiciler gönüllü çalışanlardı ve


ETBİR I KIRMIZI 25


SEMİNER/RÖPORTAJ

pazarlarda marketlerde denetimler yapıyorlardı. Denetçilerin yaptırım gücü var mı? Aleksandra Hammond-Seaman: Herhangi yasal bir yaptırım yetkimiz yok ancak gerektiği zaman suç duyurusunda bulanabiliyoruz. RSPCA’ın bugünkü durumuna gelince, ilk kurulduğumuzda da olduğu gibi çoğu gönüllü olan üniformalı elemanlarımız var. Ayrıca bilimsel konularda çalışan elemanlarımız var. Sadece hayvanlara yapılan eziyetlerle ilgili değil eğitimler, hayvan refahı gibi konularda çalışıyoruz. Uluslararası eğitimler veriyoruz. %99 ilgi alanımız Birleşik Kralllık içinde ama uluslararası çalışmalarda yapıyoruz. Özellikle ülke içinde aktivitelerimiz var. Hayvan

barınakları verebiliyoruz. Her şey küreselleşti artık herkes başka ülkelerde olanlarla da ilgilenebiliyor. Uluslarası yasalar ve standartlar da bu konularda ilgilenmeyi gerektiriyor. Avrupa Birliği içindeki çalışmalarımızın ana amacı, AB standartaları ve uluslararası yasa ve standartların uygulanmasını sağlamak ve bu konularda destekler vermek. Coğrafik olarak uluslararası çalışmalarımız kısıtlı bir kaynak olmasına rağmen Avrupa haricinde, Asya, Kore, Uzak Doğu, Çin, Endonezya Tayland, gibi bir çok ülkede sürüyor. Çin çok büyük ülke ve önem arz ediyor. Limitli bir şekilde de Afrika ülkelerine destek vermeye çalışıyoruz. Avrupa Birliği’nde çalışıyoruz ama küresel uluslararası örgütlerin de standartları var. OIE (World

Organization for Animal Health) gibi. AB yasaları uygulamalarının benimsenmesi konusunda son 15 senedir yardımcı oluyoruz ülkelere. Avrupa Birliği’ne sonradan katılan Balkan ülkeleri Bulgaristan ve Romanya’da yaptığımız çalışmalar oldu. Türkiye’ye de odaklanıyoruz şimdi. Bulgaristan ve Romanya’da daha önce deneyimlerimizle gördük ki Doğu Avrupa ülkeleri standartları olması ve gerektiği gibi uygulamadılar. Büyük farklar olmaması için Türkiye içinde ne kadar erken başlarsak o kadar iyi olur düşüncesindeyiz. Avrupa Birliği standartları hazırlanırken onlara hayvan refahı konularında tavsiyeleriniz oldu mu? Aleksandra Hammond-Seaman: RSPCA, Euro Grup üyesidir. Hayvan refahı konusunda tüm ülkeleri temsil ediyoruz. Şemsiye organizasyonu gibi bir organizasyon içerisindeyiz. RSPCA, sadece büyükbaş hayvan refahı ile ilgili mi? Aleksandra Hammond-Seaman: Küçük hayvan, evcil hayvanlar, sokak hayvanları, kanatlı ve büyükbaş türleri, genel hayvan refahı ile ilgiliyiz. Büyükbaş hayvan refahı ve kesim sistemleri alanını daha önemli görüyoruz şu anda. Türkiye’de sokak köpekleri konularında da çalışmalar yapıyoruz.

(Not: RCPCA Hayvan Refahı Standartlarını görebilmek için internet siteleri ziyaret edilerek hindi, besi sığırı, koyun, somon balığı, piliç, yumurta tavuğu, kuluçkahane, süt hayvancılığı konularında ayrı ayrı hazırlanmış standartlar konularında bilgiler alınabilir. PDF dosyaları mevcut http://www.rspca. org. uk/sciencegroup/farmanimals/ standards )

26 ETBİR I KIRMIZI


ETBİR I KIRMIZI ETBİR I KIRMIZI 2702


THE BEST SYSTEMS Bir aile şirketi olan Schröter 60 yıldır Borgholzhausen/Almanya‘da üretimlerini gerçekleştiriyor. Dumanlama, pişirme ve kurutma odalarında uluslararası pazar lideri olan Schröter, kırmızı et sektörünün her türlü ihtiyacına cevap verebilecek geniş bir ürün portföyüne sahiptir. Schröter markasının arkasında en üstün teknolojiyi ve kaliteyi bulacağınıza emin olabilirsiniz.

Multivac

Daha fazla bilgi için lütfen bizimle irtibata geçiniz.

Ambalaj Makineleri San. ve Tic. A.Ş. DOSB Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 1. Cadde No: 3 34776 Ümraniye – Istanbul Türkiye Tel.: +90 (0) 216 526 00 33

Schröter Technologie GmbH & Co. KG

28 ETBİR I KIRMIZI

Bahnhofstraße 86 D-33829 Borgholzhausen www.schroeter-technologie.de


F100

F200 KALİTEYİ KALİTE‘DE PAKETLEMENİN EN HESAPLI YOLU MULTIVAC Ambalaj Makineleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. DOSB - Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 1. Cadde No: 3 34776 Ümraniye/Istanbul Tel: 0216 526 00 33 Faks Satış: 0216 526 00 05 Faks Yedek Parça & Servis: 0216 526 03 83 info@tr.multivac.com

YENİ BASELINE SERİSİ http://tr.multivac.com

ETBİR I KIRMIZI 29


DOSYA

Et sektöründe sıcak gündem:

Et mamülleri üretiminde taklit ve tağşiş Sıcak gündem çok önceden yapılması gereken bir tartışmayı bugüne taşıdı. Sektör, et mamülleri üretiminde karışımların kaldırılması için yasal düzenlemede uzlaşıyor.

30 ETBİR I KIRMIZI


E

t sektöründe son ayların en sıcak konusu taklit ve tağşiş konusu oldu. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yaptığı gıda denetimlerinin sonuçlarını açıklamaya başlamasıyla birlikte gıdada taklit ve tağşiş konusu ülke gündemine oturdu. Yoğurttan peynire, pideden tereyağına, baldan zeytinyağına kadar pek çok gıdanın üretiminde hile olduğu ilan edilirken, et mamülleri de bundan nasibini aldı. Özellikle köklü ve marka bilinirliği olan firmaların adının geçmesi ise sektörün çok önceden yapması gereken bir tartışmayı şimdi gündeme getirdi. Sektör, et mamulleri üretiminde karışımların kaldırılması için yasal düzenlemede uzlaşıyor.

bu nedenle karışımın oranının da açıklanmasını talep ediyor. Bu oranı belirlemek için ise Gıda Kodeksi et ürünleri tebliğinde değişikliğe gidilmesi gerekiyor. Kodeks değişikliği çalışmaları yoğun bir şekilde sürerken adı ilan edilen firmalardan itiraz ve açıklamalar geldi. Köklü marka Apikoğlu, radikal bir kararla karışım ürün ve kanatlı et mamülü üretimini tamamen kaldırdı.

Apikoğlu hindi, tavuk ve karışım ürün üretmeyecek Türkiye’nin ilk et ürünleri imalatçısı olarak 102 yıldır sektörde birçok ilke imza atan Apikoğlu, hindi, tavuk ve karışım ürünlerin (dana-tavuk, dana-hindi) üretiminden çıkma kararı aldı. Apikoğlu‘nun Tuzla’daki tesislerinde bundan sonra sadece ve sadece yüzde 100 dana etli ürünler üretilecek. 102 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin çok az sayıdaki asırlık markalarından biri olan Apikoğlu, hindi, tavuk ve karışım ürün (dana-tavuk, dana-hindi) üretmeyecek. Dünyanın en önemli marka hikayelerinin yer aldığı “Markaların Öyküsü” adlı kitaba giren 10 Türk markasından biri olan Apikoğlu, Tuzla’daki tesislerinde bundan sonra sadece yüzde 100 dana etli ürünleri üretme kararı aldı. Kararı web sitesinde tüketicilerine de ilan eden Etsan A.Ş., “Bir asırdır sofraların vazgeçilmez markası olarak sizlere sadece lezzetle değil güvenle de bağlı olduğumuzu çok iyi biliyoruz. Bize duyduğunuz bu güveni korumak için bu tarihi kararı alıyoruz” diyor.

Firmalar tağşiş ve bulaşıklık ayrımının yapılmasını istiyor Taklit ve tağşiş konusunda et sanayicileri esasen analiz yöntemine itiraz ediyor. Yapılan denetimlerde adı gündeme gelen firmalar, bakanlığa karışımın oranının açıklanması ile ilgili ciddi itirazlarda bulunmuşlardı. Bu itirazların altında üretim tekniği yatıyor. Türkiye’de genelde et tesislerinde kırmızı ve beyaz et üretimi aynı çatı altında yapılıyor. Kırmızı et-tavuk karışık ürünlerin üretimi yapıldıktan sonra makinelerin tamamen yıkanması ve arkasından yüzde 100 dana üretimine geçilmesi gerekiyor. Ancak bu işlemden sonra çok küçük miktarlarla da olsa bulaşmalar yaşanabiliyor. Üretimi ayrı makinelerde yapmak iki katı yatırım maliyeti gerektiriyor. Bakanlığın ilgili test yönteminde ise ürünün içindeki kanatlı oranı tespit edilemiyor, sadece ‘var’ ya da ‘yok’ denilebiliyor. Ürün içinde binde bir kanatlı ürün olsa dahi testte ‘var’ sonucu çıkabiliyor. Firmalar

Pınar Et ise yaptığı açıklamada, yine bakanlığa bağlı bir laboratuarda yaptırdığı analiz raporuna göre ürünlerinin yüzde100 dana eti içermekte olduğunu ve herhangi bir uygunsuzluk bulunmadığını söyleyerek; “Bütün ürünlerimiz etiketlerinde belirtilen içerik bilgileriyle uyumlu olarak üretilmekte olup, hiçbir ürünümüzde “Taklit” ve “Tağşiş” olarak nitelendirilebilecek bir durum sözkonusu değildir. Tüketicilerimiz, hiçbir şüpheye kapılmadan tüm ürünlerimizi her zaman olduğu gibi gönül rahatlığıyla tüketmeye devam edebilirler” dedi. Bakanlık ise bu açıklamanın üzerine yeni bir açıklama yaparak kesin bulgularla hareket ettiklerini duyurdu.

ETBİR I KIRMIZI 31


DOSYA

ETBİR uzun zamandır dile getiriyordu:

“Et mamülleri üretiminde karışım kaldırılmalı!” ETBİR Kırmızı Dergi’nin Ocak 2012 sayısında yayınlanan yazıda ve muhtelif ortamlarda karışım uygulamasına artık son verilmesi gerektiğini ifade etmişti. Dergi’de konu “ETBİR’den kamu sağlığı için önemli bir uyarı: Et Mamülleri Üretiminde Karışım Kaldırılmalı!” başlığıyla yer almıştı. Aradan geçen kısa sürede yaşanan tartışmalarla, bu önerinin yerindeliği ortaya çıktı. GÜNDEM

GÜNDEM

ETBİR’den kamu sağlığı için önemli bir uyarı:

otoriteyi ikna etmiş ve tebliğe koyulmuştur. Ve bu tebliğin tekrar değiştirilmesi uzun ve zor bir sürede olmuştur. Bunlar tamamen ayrı üretilmeli ve satılmalıdır. Yönetmelikler de buna uygun hale getirilmelidir. Bu şekilde tüketici kendi bütçesine göre yemek istediği ürünü bilecek, üretici ise ürettiği mamulün maliyetine göre fiyatlandırma ile haksız rekabetle karşı karşıya kalmayacaktır. AB konsey kararlarından referans alınarak geçilen bu uygulamada metnin tam anlaşılamadığını düşünüyoruz. MDM’in sadece ısıl işlem görmüş ürünlerde ve % 10’dan fazla kullanılmayacağı referans aldığımız kararlarda özellikle belirtiliyor. Bizde ise Konsey kararlarının sadece beyaz et sektörünün lehine olacak maddeleri tercüme edildi ve resmi otorite eliyle tebliğ haline getirildi. Bu tür uygulamalar AB konsey kararlarından alınırken ülkenin şartları da göz önüne alınmalıdır. İngiltere ne para biriminde vazgeçti ne de sokakta satılan çiğ sütten, Fransa ise peynir imalathanelerinde kullanılan ağaç kütüklerden. Demek ki ülke ve geleneklere göre de düzenleme olabiliyor. Karışım uygulaması yapan AB üye ülkelerinde kemiksiz dana eti ile kemiksiz piliç eti fiyatları arasında % 300 fark yok. Her ikisinin de birim fiyatları aynı. Bu durumda niye karışımda hile yapılsın? Ayrıca işyerinin denetimini yapan yetkili otorite hem tesis bazında hem de ürün bazında kontrollerini yapabilmektedir. Piyasada sosis, sucuk ve salam içinde yüksek miktarda beyaz et kullanımı ne oranda yaygın? İşlenmiş et mamullerinin yıllık üretim miktarı yaklaşık 130.000 tondur. İstatistik verilerde karışım miktarlarını net bilmek mümkün değil. Ülkemizde sayılı markaların dışında başta ilk 15 büyük firma olmak üzere tamamında karışım ürün yapılmaktadır.Bu karışım ürünler aynı zamanda pazara hakimdir.

Et Mamulleri Üretiminde Karışım Kaldırılmalı! ETBİR, sektörde yüksek fiyatlar nedeniyle başlayan et mamullerinde karışım uygulamasının artık sona ermesi gerektiğini belirtiyor: “Tüketici beyaz etten elde edilen et mamulü ile kırmızı etten elde edilen et mamulünü raflarda ayrı ayrı bulabilmeli ve hangisini tercih ediyorsa onu alabilmelidir.”

K

anatlı üretiminden elde edilen yan mamuller, kırıntı diye tabir edilen kemik ve kıkırdak dokuların unu ve diğer karışımlar artık bir sanayi ürünü olarak bolca ve çok uygun bedellerle elde ediliyor. Et fiyatları yükseldikçe bu maddelerin et yerine ikame edilmesi, ticari olarak çok daha karlı hale gelmiş durumda ve yasal düzenlemeler de buna elverişli hale getirildi. Merdiven altı üretimin de et ürünlerinde çok yaygın olmasıyla çarşıda pazarda 2-3 TL’ye sosis, sucuk satılıyor ve bu ekonomik şartlarda alıcı buluyor. Kâr marjlarının düştüğü ve tüketicinin bütçesine göre lüks bulduğu gıda maddelerini kıstığı bir dönemde, sektörün çözüm olarak fiyatı uygun olan beyaz eti, et mamulleri üretiminde kullanılmaya başlandığını belirten ETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Yücesan, artık bu uygulamaya son verilmesi gerektiği söylüyor. Yasal düzenlemelerin de süreç içinde buna uygun hale geldiğini belirten Yücesan “Kanatlı hayvan yan ürünlerinin de çok ucuz olmasıyla, bu uygulama kırmızı et ve tabii nihai tüketici aleyhine bir uygulamaya dönüştü. Karışım susitimal edilir hale gelmiş durumda.” diyor.

Sucuk, salam ve sosis gibi ürünlerde beyaz et karışımına izin veren yönetmeliğin hangisidir ve bu uygulama neden doğmuştur? İleri işlem et ürünleri ve ısıl işlem görmüş et ürünlerinde farklı türden elde edilmiş etlerin kullanılabilmesine 17/03/2001 tarih ve 24345 nolu tebliğ ile müsaade edilmiştir. Bu tebliğin hazırlanmasından önce özellikle 1995-96 yıllarında büyüme gösteren beyaz et sektörünün pazar arayışı başlamıştır. Kanatlı sektörü spesiyal satış yapabilmesi için pazarlama sonrası elde kalan kırpıntı ve MDM’i (Mecanical Deboning Meat) bir şekilde et mamullerine hammadde olarak kullandırılmak üzere piyasaya sürmek istemesiyle başlayan uygulama zaman içerisinde tüm gıda kodeksine işlenmiştir. Market raflarında %100 dana eti ve %100 beyaz et ayrımına gidilmesi gerektiren sebepler nelerdir? Bu ayrımın sağlanması için neler yapılmalı? Ülkemizde tür karışımının fiili olarak uygulanmaya başladığı 1998 yılından itibaren 2001 yılında tebliğe girmesi ve günümüze kadar geçen

süre içinde hiçbir laboratuarda tür tayininin miktarsal analizi yapılamamaktaydı. Ancak son bir yıldır birkaç laboratuar, %20 yanılma ile kanaat oluşturabilecek düzeyde analiz yapabilmektedir. Bizler kırmızı et sektör temsilcileri olarak yaptığımız çalışmalar ve görüşmelerle 06.02.2009 tarih, 27133 sayılı Çiğ Kırmızı Et ve Hazırlanmış Kırmızı Et Karışımları Tebliği’nde ileri işlem görmüş et ürünlerinde (döner, köfte, hamburger, hazır kıyma, gibi) farklı tür etlerin karışım yapılmasını tebliğ düzeyinde iptal ettirdik. Yine bir tebliğ düzenlemesiyle et mamulleri üretiminde de aynı değişiklik yapılabilir.

Kırmızı et sektörü konuya yaklaşımı ve AB’de konuyla ilgili düzenlemeler nasıl? Kırmızı ette kaliteli ve markalı et mamulleri üreten firmalar bunu böyle olması gerektiğini düşünüyor ve üretimlerini buna göre yapıyor. Kırmızı et sektörü son 50 yıldır beri belli düzen içerisinde işlem yapıyorken, beyaz et sanayiinin kırmızı et üzerinden kazanç elde etme hırsı bütün dengeleri bozmuş, zaten zayıf olan sektörümüz istikrarsız bir hale gelmiştir. 1998 yılında beyaz et sektörü tavuk etinin parçalanmasından çıkan tavuk derisinin kırmızı et mamullerinde kullanılabileceğine maalesef resmi

26 ETBİR I KIRMIZI

ETBİR I KIRMIZI 27

Yasal düzenleme çalışmaları sürüyor Et mamulleri üretiminde kullanılan karışımlar konusunda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın başlattığı Kodeks değişikliği çalışmaları sürüyor. Sektör ilgililerinin görüş, öneri ve sorularını ilettiği toplantılarda et mamullerinin içeriği konusu tüm yönleriyle tartışılarak, yeni mevzuat için altyapı hazırlanıyor. ETBİR de bu toplantılarda üyelerini ve sektörü temsilen görüşlerini sunarak, kırmızı et mamullerine kanatlı eti karışımı yapılmaması görüşünü savunuyor.

Küçük ve büyükbaş hayvan etleri ile Kanatlı hayvan etlerinin, et ürünleri içerisinde karıştırılarak üretim yapılmaması gerekmektedir. Miktar tayini yapılamaması ürünlerin üzerinde belirtilen yüzde bileşenlerinin bildirimlerinin ispatlanamaması ve tüketicinin bu konuda yanılmasına sebep olmaktadır. Aynı şekilde, etiketler üzerinde %100 şeklinde belirtilen işaretlerin dahi tüketiciyi yanıltması söz konusudur. Üretim kaynaklı bulaşmaların tespitleri hususunda, toksik ve kanserojen maddelerde olduğu gibi, en çok bulaşma veya kullanım miktarı belirtilmelidir. Bu kapsamda tür tayinlerinde %1 benzeri bir limit tanımlanması

32 ETBİR I KIRMIZI

Tüketiciyi en çok tedirgin eden konulardan biri de 2-3 TL gibi fiyatlara satılan et mamulleri. Bu konuda ne yapılmalı? Market raflarında veya pazarlarda çok ucuz fiyata satılan et mamulleri halk sağlığı için en önemli sorunlardandır. Et fiyatı belliyken, kıyma fiyatından bile daha ucuz fiyatla et mamulü satın alınmamalıdır. Üretim denetlenemiyorsa satış noktasından geriye doğru denetimlerle bu ürünlerin içeriği belirlenmeli ve özellikle merdivenaltı üretimin önüne geçilmelidir. Söz konusu bu ürünlerde beyaz etin yaygın olarak kullanılmasında yükselen et fiyatlarının en önemli faktör olduğunu belirttiniz. Yüksek et fiyatları ile ilgili olarak üreticilere yönelik alternatif çözüm önerileriniz var mı? Ülkemizde kırmızı et fiyatlarının makul olduğunu düşünürsek insanların beyaz et talepleri çok alt sevilere düşer. Halkımız geleneksel olarak kırmızı et tüketimini benimsemiş bir millettir. 2009-2010

yıllarında kırmızı et fiyatları aşırı artmış ve kırmızı et tüketimi % 20 azalmıştır. Alternatif olarak insanımız beyaz ete yönelmiştir. Bu yöneliş tamamen ekonomiktir. Hatırlanacağı gibi o dönemde beyaz et fiyatlarında hiçbir maiyet girdisi yükselmemişken tavuk satış fiyatları da aşırı talepten dolayı fevkalade yükselmiştir. Yükselen et fiyatlarıyla ilgili çözümler ise uzun zamandır tartıştığımız ve çözümü için ithalattan üretimi arttırmaya kadar çeşitli yöntemlerin devreye girdiği bir konu. Sonuç olarak ülkemizde kırmızı et; girdi maliyetlerinin yüksekliği, üretim ve işleme zorluğu, yetiştirme şartlarına bağlı zorluklar gibi nedenlerle pahalıdır. Hayvancılığımızı geliştirmek adına etçi ırkların yetiştirilmesi, işletme ölçeklerinin büyütülmesi, bilinçli yatırım ve yenileme yapılması, orta vadede ülke hayvancılığını geliştirmek, meralarımızı ıslah ile küçükbaş hayvancılığımızın gelişmesi üretimi arttıracaktır.

28 ETBİR I KIRMIZI

uygundur (nişasta, nitrit, aflatoxin gibi). •

PCR analizi ile yapılan veya histoloji uzmanlığı gerektiren, doku- organ tespiti analiz metotlarının, ileri uzmanlık gerektirdiği bilinen bir gerçektir. Bu analizleri yapacak kişilerin en az 4 yıllık uzmanlık seviyesinde eğitim almış olmaları veya bu analizlerin üniversiteler vasıtası ile gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Fermente ürün olan, sucuğun rutubet miktarının; protein miktarı x 2,5 = rutubet miktarı olarak düzenlemeye alınması; ayrıca pastırma ürünü için de bu değerin, protein x2 = rutubet miktarı = olarak düzenlemesi gerekmektedir. Böylece üretim sonrası ürün kuruması ile yağ veya rutubet kaynaklı tağşiş yapılıp yapılmadığı daha net değerlendirilecektir.

Üretiminde mekanik olarak elde edilmiş kıyma kullanılmış olan ürünlerin, etiketlerinde tür adının başında bildirilmesi ve yabancı doku, organ analizi, kalsiyum miktarı, hidroksiprolin analizi gibi yöntemlerin bu konuda ayırıcı yöntemler olması gerekmektedir.

Et ürünleri tebliğinin yeniden değerlendirilmesi ve güncellenmesi hususunda acil davranılması gerekmektedir. ETBİR bu belirtilen hususlarda, akademik ve saha aşamalarında üzerine düşeni mesleki samimiyet ve sorumluluk ile yerine getirecektir.

ETBİR’in Kodeks değişikliği için yapılan toplantılarda verdiği öneriler şöyle: •

Isıl işlem görmüş et mamullerinde kafaların karışmaması için halkımızın içeriğinde ne olduğunu bilerek; beyaz etten imal edilmiş sucuk, salam satın almak istiyorsa beyaz et mamulünü, kırmızı etten ürün tercih ediyorsa da bunu satın alabilmelidir. Neyin ne kadar katıldığını asla bilemeyeceği bir karışım sucuğun, salamın, sosisin pazarda bulunmasının hiçbir anlamı yoktur.


Sucuk ve salamda bir devir kapanıyor Et ürünlerinde dana, tavuk ve hindi karışımını önlemek için yürütülen çalışmada gıda güvenliği için mekanik kıymanın yasaklanması da gündemde. Et üreticileriyle bir araya gelen Bakanlık temsilcileri, kemik unundan yapılan mekanik kıyma uygulamasını tartışıyor. Düşük fiyatla satılan mekanik kıymanın sucuk, salam ve sosise katılmasının önlenmesi üzerinde duruluyor. Sektör temsilcilerinin bir kısmı konuya ilişkin itirazlarını iletse de önümüzdeki günlerde kemik unundan salam, sosis yapılması döneminin kapanması bekleniyor. Et sektörü temsilcilerinin görüşlerinin alınmasının ardından çalışmaya son şeklini Bakanlık verecek.

baharat ve ne kadar yağ kullanıldığı bilgisi etikette kesinlikle yer alacak. Etiketlerin okunabilmesi için puntolar büyütülecek. Örneğin 1 kilo sucuğun içerisinde kaç gram dana veya tavuk eti, kaç gram yağ ve ne kadar baharat olduğu bilgisi etiketine yazılacak. Bu sayede vatandaş sucuk, salam, sosis gibi ürünlerde ne kadar et veya baharat tükettiğini anında görebilecek. Bu düzenleme uygulamaya geçtiğinde sektördeki haksız rekabetin de önüne geçmesi bekleniyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı başta olmak üzere sektör temsilcileri ve üniversite temsilcilerinden oluşan alt komisyonun çalışması devam ediyor. Yeni etiket yönetmenliğine göre, tüketici sağlığına yönelik alınan tüm uluslararası belgeler ve özellikle TSE’den Helal Gıda Sertifikası alan firmalar, gıda güvenliği ve tüketici sağlığını geliştirmeye yönelik faaliyetler ortaya koyması şartıyla bu tür belgeleri, logo ve işaretleri imal ettikleri ürünlerin etiketlerinde kullanabilecekler.

Etiketlerde baharat oranı belirtilecek ve puntolar büyüyecek Et Ürünleri Tebliği’nde değişiklik çalışmaları sürerken, etiket yönetmeliğinde de yapılacak değişiklik ile tüketicinin etiketlerden ürün bilgisine ulaşması kolaylaşacak. Buna göre, yüzde 100 dana veya tavuk eti olarak satılan sucuğun içerisinde ne kadar kıyma,

ETBİR I KIRMIZI 33


DOSYA ETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Yücesan;

“Bakanlık katkı oranlarını ilan etmeli”

G

ıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yaptığı çalışmanın, başka ülkeler tarafından da uygulanan ve rağbet gören bir sistem olduğunu belirten ETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Vet. Dr. Ahmet Yücesan bu yönetimi başından beri desteklediklerini, fakat yol doğru olsa da işleyişte bazı eksiklikler bulunduğunu söylüyor. Özellikle yapılan tahlillerin içeriği konusunda endişeler olduğunu ifade eden Yücesan; “Yapılan testlerde, yüzde yüz dana etinden üretilen üründe beyaz et kalıntısı bulunuyor. Ancak ‘var-yok’ testiyle yapılan analizlerde bu sonucun çıkması gayet normaldir” diyor. Bakanlığın yedi yıl önce firmalara, yapılan ürünü etikette ilan etmek koşuluyla kanatlı etiyle kırmızı eti karıştırarak ürün yapma ruhsatı verdiğini söyleyen Yücesan sorunun kaynağını şöyle açıklıyor: “Ancak şu detay gözden kaçmamalı. Bir bina içerisinde önce tavuk etini işlediniz, makineleri yıkadınız, yerleri temizlediniz. Ama eser miktarda hücre kalıntısı, kromozom kalıntısı oldu. Bu olabilir. Ama yapılan analizler gen testi şeklinde olduğu için bir hücre, miligram düzeyinde bir kalıntı dahi olsa bu ‘var’ şeklinde sonuçlanır. Sucuk üretiminde, geçmişte de bugün de nişasta kullanmak yasaktır. Nişastayı ancak pişmiş ürünlerde kullanabilirsiniz. Şu anda yaşadığımız olayın benzeri geçmişte nişasta konusunda oldu. Aynen bu şekilde ‘üretimde nişasta kullanmışsınız’ mazeretiyle firmalara cezalar geldi. Bunun oranı sorulduğunda ise, ‘biz bunu bilemeyiz, var yok testi yaptık ve çıktı’ cevabı verildi. Sektör bir araya geldi, akademisyenlerle bir çalışma yapıldı. Zira sucukta kullanılan kimyon, kişniş, yenibahar, zencefil gibi birçok baharatın özünde nişai madde olduğuna dair bir rapor tanzim edildi. Nişai madde çıkacak diye sucuğa kimyon koymamak olmaz. Bunu anlattık ve dönemin gıda kontrol yöneticilerini ikna ettik. Bundan sonra ‘sucukta tahlil yaparken yüzde miktarını koyun’ dedik. Sonuçta sucuktaki nişasta miktarını belirledik; yüzde 1.5 oranında nişai madde sınırı getirmiştik. Aynı olayı yaşıyoruz. Tekrar başa döndük. ‘Ürününüzde tavuk eti bulduk’ deniyor. Tamam, miktarını söyleyin, ‘söyleyemeyiz var yok testinden bu sonuç çıktı’ sonucuyla karşı karşıyayız. ETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yücesan’ın konuya ilişkin soruları cevapladı: Firmalar bu şekilde ilan edilmeli mi? Bu test yöntemiyle kimseyi suçlu ya da masum ilan etmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Sadece

34 ETBİR I KIRMIZI

bir oran konmasını istiyoruz. Açıklanan firmalar köklü, bu işe emek vermiş firmalar. Ama biz bu ilan ve afişe edilmenin yanlış olduğunu söylemiyoruz. Bizim itirazımız işin oranlarla belirlenememiş olmasınadır. Yoksa doğru bir yol olduğunu başından beri savunuyoruz. Ayrıca yapanın yanı sıra satan, sattıran, tezgahına koyanlar da ilan edilmeli. Yabancı madde hangi oranlarda kullanmış, niye kullanmış, bütün bunlar araştırılmalı ve sonuçlar net olmalı. Bu sektörlerin kendine çeki düzen vermesi anlamında uygulanabilecek metotlardan bir tanesi. Ama bu arada ne kazanıp kaybettiğimize dikkat ederek biraz daha hesaplı gidilmesi, katkı oranlarının ilan edilmesi gerekiyordu. Markalı ürünler bu şekilde denetlenir ve ilan edilirken, açıkta satılan ürünler özellikle katkı maddeleri konusunda ne durumda? Katkı maddesi konusunda kesin konuşabiliriz. Mahallenin kasabı sucuk yaparsa ‘nitrat’ı içerisine avucuyla atabilir, bunu bilemez. Ama marka olan firmalar bunu yapmaz. Bir endüstri birçok kar kapısını zorlar ama insan sağlığını tehdit eden, toplum sağlığına tehdit oluşturacak uygulamalar içine giremez. Kurumsal hiçbir firmanın bunu yapması mantıklı değil. Düşünün köklü geçmişi olan, bugününe milyonlarca dolar yatırım yapan ve gelecek için yatırım hedefleyen hangi marka sonunu hazırlayacak böyle bir çılgınlığı göze alabilir? Ancak, kontrolden uzak küçük işletmelerde ya da merdivenaltı tabir edilen üretim sisteminde bu risk her zaman vardır ve çok fazladır. Denetim doğru, sistemli ve istikrarlı yapılmalı. Sektörün en az yüzde 30’u kayıtdışı çalışıyor. Temmuz ayında yeni ticaret kanunu devreye giriyor. Herkes buna hazırlık yapmalı. Sağlıklı bir işleyiş için kontrol ve düzen mutlaka olmalı. Gıda güvenliği konusundaki yeni çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bakanlığın gıda güvenliği konusunda umut verici çalışmaları var. Bakanlık bu işte bir düzen oturtmaya çalışıyor. Özellikle, Bakanlığın yapısı ve buna bağlı olarak müdürlüklerin yapısında gerçekleşen son değişikliklerden itibaren olumlu anlamda ciddi tedbirler alınıyor. Metodun doğru olduğunu söylüyoruz. Bu sürecin arkasındayız ve devamını bekliyoruz. Konu gıda olunca tüketicinin etiket bilgisine dikkat etmesi lazım. Markaların güvenilirliğine dikkat etmesi gerekiyor. Bir et mamulünün içeriği iyi açıklanmalı ve iyi araştırılmalı. Bunun yanında sertifikalar, üretim izin belgeleri yine tüketicinin dikkate alması gereken konulardır. Üretici ürün içeriğini etikette/ambalajda uygun puntolarla ilan edecek, tüketici de bunlara dikkat ederek ürün tüketecek. Gıda satışa uygun ortamlarda satılmalı. Et ürünlerinin nasıl satılacağı tebliğde belirlidir. Dışarıda satılan ürünlerin bu standartlara uymadığı aşikardır.


Ulusal Kırmızı Et Konseyi;

“Bulaşma ve tağşiş birbirinden ayırt edilmeli”

Y

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker;

“Gıdada teşhir sürecek”

G

ıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker gıdada sağlıksız ya da yanıltıcı ürün üreten ve satanların teşhirine devam edeceklerini belirterek, “Türkiye gıda güvenliği açısından artık başka bir ülke. Herkes kendisine çekidüzen verecek” dedi. Gıda denetimlerinin 4 bin 500-5 bin kişilik ekip tarafından belirli periyotlarla yapıldığını ifade eden Eker, “Apikoğlu’nun iyi bir firma olduğunu biliyorum tüketici olarak. Ama üretim etiketinde ‘yüzde 100 dana demişsin. Pınar da öyle. Yüzde 100 dana dediysen yüzde 100 dana olacak. Bunun içine tavuk eti katmayacaksın arkadaş. Bunun lamı cimi yok. Yüzde 100 dana deyip yüzde 30, 40, 50 tavuk eti koyacaksın. Bu tüketiciyi kandırmaktır. Bunun hijyenle, sağlıkla ilgisi yok. Ürüne katılmaması gereken bir şey katmaktır” diye konuştu. Bakan Eker, ‘teşhir edilen firmaların ürünleri almayın’ gibi bir mesajları olmadığını da vurguladığı konuşmasında, “Ben demiyorum ki bu hastalık yapıyor, mikrop bulaştırıyor. Bu, etiket bilgisine uymuyor. Bu böyle bir suç” diye konuştu. Denetimlerde vebal duygusuyla son derece titiz ve hassas davrandıklarını belirten Eker, “Eskiden para cezası, faaliyetten men, toplatma gibi cezalar veriliyordu. Teşhir olmayınca bilinmiyordu. Herkes kendine çeki düzen verecek. Teşhir edilen firmalar mesela üretim hatlarını değiştiriyorlar. Eskiden tavuk ve kırmızı et ürünlerini ayna bantta yapanlar, şimdi bulaşmasın diye ayırıyor. Böyle olmalı” dedi.

aşanan taklit ve tağşiş tartışmaları ile ilgili olarak Ulusal Kırmızı Et Konseyi ise, doğru ile yanlışın ayırt edilmesi gerektiğini söyledi. Konsey açıklamasında şunlara değindi: “Ülkemizde insan sağlığı ve gıda güvenliğinin temin edilmesi amacıyla Bakanlığımız 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 31. maddesinin 6. fıkrası uyarınca Bakanlığımız bünyesindeki laboratuarlarda yaptığı kontroller sonucunda taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen firmalara ait bilgileri, kamuoyunun bilgisine sunmaktadır. Bakanlığın bu uygulamaları Konseyimiz tarafından da yerinde bulunmaktadır. Sektörümüz yapısı itibarı ile üretimden tüketime kadar her aşamada gıda güvenliğini ön planda tutmaktadır. Bu nedenle özellikle insan sağlığını tehlikeye atan ve tüketiciyi yanıltan üretim yapan işletmelerin en ağır cezaya çarptırılması ve kamuoyuna açıklanması tüketicimiz kadar sektörümüz açısından da son derece önemlidir. Alınacak önlem ve tedbirler dahilinde art niyetli üretim yapan firmaların üretimden çekilmesi orta vadede sektörümüze olan güveni artıracağı gibi sektörümüzü global ölçekte rekabet edebilir seviyeye getirecektir. Kırmızı et sektöründe taklit ve tağşişin engellenmesi için, Konseyimiz 16 Haziran 2011 tarihli Yönetim Kurulu kararına binaen, Akademisyen ve Bakanlık görevlilerinin katılımı ile bir komisyon oluşturmuştur.”

ETBİR I KIRMIZI 35


DOSYA

GKGM Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kavak; “Bakanlığımıza bağlı

laboratuvarlarda uluslararası geçerliliği olan analiz metodları kullanılmaktadır.”

GKGM Genel Müdür Yardımcısı Ahmet KAVAK’tan, et mamüllerinde taklit ve tağşiş konusunda yaşananların kaynağı ve yeni gıda mevzuatının bu sonuca etkileri konusunda bilgi aldık.

E

t Üreticileri Birliği kırmızı et mamüllerine kanatlı karışımına karşı olduğunu dile getirirken yaşanan taklit ve tağşiş ilanı sürecinde, karışımların yasaklanması kabul görür hale geldi. Bu konuda yapılan çalışmalar hakkında detayları ve neden bu noktaya gelindiğini Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Sayın Ahmet Kavak’a sorduk. Etbir Kırmızı Dergi: Et mamulleri üretiminde karışımlar artık yasaklanacak mı? Devam eden mevzuat değişikliği çalışması hakkında bilgi verir misiniz? Türk Gıda Kodeksi Et Ürünleri Tebliği, Çiğ Kanatlı Eti ve Hazırlanmış Kanatlı Eti Karışımları Tebliği ve Çiğ Kırmızı Et ve Hazırlanmış Kırmızı Et Karışımları Tebliği’ne dair revizyon çalışmalarımız devam ediyor. Detaylar tüm tarafların katıldığı çalışmalar neticelenince aydınlanacaktır. Etbir Kırmızı Dergi: Sorun analiz yönteminden mi kaynaklanıyor? Bu yöntemlerin yani var yok testinin

36 ETBİR I KIRMIZI


değişmesi ve oran ve bulaşan madde tespiti yönüne gidilmesi gerekli mi? Ahmet Kavak: Bakanlığımıza bağlı laboratuvarlarda konuyla ilgili olarak uluslararası geçerliliği olan analiz metodları kullanılmaktadır. Karışım et ürünlerinin miktar ve oran tespitinde dünya üzerinde uygulanabilir hiçbir analiz metodu bulunmamaktır. Bu nedenle, Bakanlığımıza bağlı laboratuvarlarda moleküler biyoloji metodu olan PCR ve immünolojik metod olan ELİZA testleri ile var/yok analizleri yapılmaktadır. Etbir Kırmızı Dergi: Taklit ve tağşişin ifşa edilmesi gıda mevzuatındaki değişiklikten sonra başladı. Ancak bu şekilde üretim muhtemelen geçmişte de sözkonusuydu. Neden şimdi bunları duyuyoruz? Daha önce denetim mi yapılmıyordu yoksa sonuçları mı ilan edilmiyordu? Ahmet Kavak: Bilindiği üzere, 5179 sayılı Kanun’da taklit ve tağşiş yapan işletmelerin kamuoyuna açıklanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakta idi. Ancak, 5996 sayılı Kanun’un 31/6 bendi gereğince; “Bakanlık, uygun gördüğü hallerde yapılan kontroller sonucunda sahip olduğu bilgileri kamuoyunun bilgisine sunabilir” denmektedir. Gerek 560 sayılı Kanun ve gerekse 5179 sayılı Kanun hükümleri gereğince denetim kontroller yapılmaktaydı. Ancak sonuçların açıklanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamaktaydı. Dolayısı ile 5179 sayılı Kanun ve bu Kanun’a dayanılarak çıkarılan “Gıda ve Yemin Resmi Kontrollerine Dair Yönetmelik” hükümleri gereği denetim ve kontroller yapılmaktadır. Etbir Kırmızı Dergi: İşyeri ve ürün denetimleri hakkında bilgi verir misiniz? Denetim ekipleri kaç kişi ve neler denetleniyor?

Ete yönelik Resmi Kontroller : 1- Gıda Hijyeni Yönetmeliği 2- Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği 3- Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik 4- Gıda ve Yemin Resmi Kontrolleri Dair Yönetmelik 5- Hayvansal Gıdaların Resmi Kontrollerine İlişkin Özel Kuralları Belirleyen Yönetmelik 6- Canlı Hayvanlar ve Hayvansal Ürünlerde Belirli Maddeler İle Bunların Kalıntılarının İzlenmesi İçin Alınacak Önlemlere Dair Yönetmelik, hükümleri doğrultusunda gerçekleştiriliyor.

Ahmet Kavak: Gıda işletmelerinin resmi kontrolleri, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun ekinde yer alan EK–2 sayılı listeye uygun olarak gıda üretim yerleri için en az 2 (iki) kontrol görevlisinden oluşan kontrol ekibi tarafından gerçekleştirilir. Ancak il müdürlüğündeki şube müdürlüğü veya yetkilendirilmiş ilçe müdürlüğü bünyesinde fiilen görev yapan sadece tek 1 (bir) kontrol görevlisi varsa bu durumda 1 (bir) kontrol görevlisi resmi kontrolü yapabilir. Gıda satış ve toplu tüketim yerlerinde ise resmi kontrol 1 (bir) kontrol görevlisi tarafından gerçekleştirilebilir. Denetim sonuçları yukarıda belirtilen mevzuatlar ile Türk Gıda Kodeksi yönetmelik ve tebliğ hükümlerine göre değerlendirilmektedir. Gıda güvenilirliğinin temini, tüketici menfaatlerinin korunması ile taklit ve tağşişin önüne geçilmesi için Bakanlığımız risk esasına göre, ön bildirim gereken hâller dışında, önceden haber verilmeksizin, yıllık denetim programlarının yanı sıra şüphe, şikâyet, ihbar, inceleme, izlenebilirliğin sağlanması, izleme, gözetim ve tetkik amaçlarının yanı sıra BİMER ve 174 ALO GIDA HATTI kapsamında şikayet edilen ürün ve firmalara yönelik olarak piyasa denetimleri yürütülmektedir. 81 İl Müdürlüğünün kendi bünyesinde yürüttüğü rutin denetim ve kontrollere ek olarak, Bakanlığımızca merkezi ve bütüncül bir yaklaşımla, gıda zincirinin tüm aşamalarında, tüketici sağlığının korunması ve güvenilir gıda arzının sağlanması amacıyla ürün ve risk bazında değerlendirmeler yapılarak Yıllık Gıda Kontrol Planı hazırlanmaktadır.

ETBİR I KIRMIZI 37


TEKNO HABER

Gıda katkı maddeleri

neden kullanılıyor? Gıda katkı maddeleri kullanımı ile gıdalara istenilen özelliklerin verilmesinin yanı sıra, insan sağlığını tehdit edebilecek unsurları da ortadan kaldırmak gerekir. Gıda katkı maddeleri de Gıda Tüzüğü’nde belirtilen miktarlarda ve alanlarda kullanılmadığı takdirde bir çok olumsuzluklara neden olabilir. Ferdi BARÜŞÜK

Gıda Yüksek Mühendisi Elit Mümessillik Ltd. Şti.

38 ETBİR I KIRMIZI


ADVERTORIAL

G

ıda katkı maddelerinin kullanımı, besinlere bir takım yardımcı maddelerin katılması, insanlık tarihi kadar eskidir. Bu tarih insanın eti tuzla koruması (prezarvasyon) ile başlar ki ilk katkı maddeleri olarak bitki materyalleri de sayılabilir. Gıda katkı maddelerinin kullanımı, nüfusun artması ve endüstriyel üretimin yaygınlaşması ile özellike 20. yy başlarından itibaren önlenemez bir artış göstermiştir. Geleneksel tüketimde gıdalarda katkı kullanılması sınırlı iken, endüstriyel bazlı üretimlerde gıda katkılarının kullanımı bölgesel ve uluslararası ihtiyaçlar neticesinde artmıştır. Uygulanan üretim teknikleri sayesinde gıda sektöründe verim artışı kayıpların en aza indirilmesi, ürün kalitesinin artırılması ve standartlara uygun hale getirilmesi, ürünlerin dayanma sürelerinin artırılması, değişik formüllere sahip yeni gıdaların üretilmesi gibi uygulamalar gerçekleşmiştir. Gıda katkı maddelerinin belli başlı kullanım amaçları aşağıda kısaca belirtilmiştir. 1. Gıdanın besleyici değerini korumak ve artırmak. 2. Gıdanın üretim, işleme, hazırlama, ambalaj, depo ve taşıma aşamalarında kolaylık sağlamak. 3. Gıdanın her türlü bozulmaya karşın dayanıklılığını artırmak. 4. Gıdanın duyusal (organoleptik) özelliklerini tüketiciyi yanılgıya düşürmeden düzeltmek. 5. Özel beslenmeye ihtiyacı olan tüketiciler için, gıdalarda gerekli bileşimleri sağlamak. 6. Gıdaya istenilen yapının kazandırılmasına yardımcı olmak.

kullanımı ile gıdalara istenilen özelliklerin verilmesinin yanı sıra, insan sağlığını tehdit edebilecek unsurları da ortadan kaldırmak gerekmektedir. Gıda katkı maddeleri de Gıda Tüzüğü’nde belirtilen miktarlarda ve alanlarda kullanılmadığı takdirde bir çok olumsuzluklara neden olabilir, insanlarda alerjik, mutajenik ve karsinojenik etkileri ortaya çıkabilir. Tüketicinin aklında ‘’katkı maddeleri’’ sözcüğü ile ilgili yanlış bir algı söz konusudur. Doğal olmayan ya da katkı maddesi ihtiva eden ürünlerin tüketilmemesi gerektiği, günümüz dünyasının gerçekleri ile örtüşmemektedir. Burada bize düşen görev, öncelikle üreticilerimizi bilgilendirmek, doğru üründe doğru katkı maddelerini kullandırmaktır. Elit Mümessillik Ltd. Şti. ola-

rak vizyonumuz öncelikle insan sağlığını korumak, faaliyet gösterdiğimiz et ürünleri sektörüne çözümler sunmak ve destek olmaktır. Mümessilliğini yapmakta olduğumuz firmalar ile ortak Ar-Ge çalışmaları yaparak, Türkiye’deki et ve et ürünleri üreticilerine sürekli değişmekte olan ihtiyaçlara istinaden doğru reçeteler ve prosesler uygulamaktayız. Buradaki temel prensibimiz hem üreticiyi hem de tüketiciyi kollamaktır. Firmamız uzman personeli ve yurtdışı teknik desteği ile güncel gelişmeleri yakından takip ederek et sektöründe üreticileri bilgilendirmekte, ülkemiz kanunlarına ve güncel mevzuatlarına uyarak üretici firmalar için danışman firma görevi üstlenerek ürün reçetelerine yardımcı olmaktadır.

Gıda katkı maddelerinin sağlık açısından önemi Gıdaları, kalite ve tüketici sağlığı açısından pek çok riskler beklemektedir. Gıda katkı maddeleri

ETBİR I KIRMIZI 39


GÜNDEM

Karkas Sınıflandırma Sistemi ülkemizde de kurulurken

Riskler dikkate alınmalı! Karkasların etlilik ve yağlılığına göre derecelendirilerek sınıflandırılmasını öngören Kalite Standardı-Karkas Derecelendirme (Grading) Sistemi’nin ülkemizde de kurulması kırmızı et sektörü için çok önemli. Fakat sektör temsilcileri sistemin AB’den birebir kopyalanması yerine, ülke özellikleri dikkate alınarak düzenlenmesinin önemine dikkat çekiyor.

AB

’de ticareti yapılan ürünlerin tamamına yakını Ortak Tarım Politikası uygulama araçlarından birisi olan Ortak Piyasa Düzenine göre yapılıyor. Ortak Piyasa Düzeni’ne dahil olan 22 adet üründen birisi de ‘sığır ve dana eti ortak piyasa düzeni. Türkiye’nin AB’ne uyum kapsamı içinde sığır ve dana eti ortak piyasa düzenlemesine de uyum sağlaması gerekiyor. Söz konusu düzenler içerisinde yer alan ve karkasların etlilik ve yağlılığına göre derecelendirilmesi suretiyle sınıflandırılmasını öngören Kalite Standardı-Karkas Derecelendirme (Grading) Sistemi’nin ülkemizde de kurulması kırmızı et sektörü için önemli konulardan biri. Amerika Birleşik Devletlerinde 1960’lı yıllarda başlayan sığır eti, domuz eti ve koyun etini kapsayan ticaret sınıfı düzenlemeleri AB’de 1968 yılında 805/68 sayılı tüzük ile 6 kurucu üye devlet ülke arasında yürürlüğe girdi. Yine AB’nin 28 Nisan 1981 tarihli ve 1208/81 sayılı düzenlemesi ile yetişkin kasaplık sığırların eti için ticaret sınıfı şeması kararlaştırıldı. Avrupa Birliği’nde karkas sınıflandırması, sığır eti rejiminde pazar fiyatını belirlemede önemli rol oynuyor. Karkas sınıflandırmasının başlıca amaçları; • AB içinde fiyat karşılaştırmaları yapabilmek, • Karkas için kesim ağırlığına göre fiyat belirlemek, • Müdahaleye uygun her kalitedeki et için, AB içinde tek bir müdahale fiyatı belirlemektir. Avrupa Birliği’nde Karkas

40 ETBİR I KIRMIZI


Sınıflandırma, sığır ve koyun karkaslarının, belli bir amaç için kullanılacakları durumlarda uygunluk ve değerlerinin doğru olarak tanımlanmasında kullanılıyor (örn. Perakende satış, catering, işleme vs). Karkas sınıflandırmada yaş-cinsiyet, konformasyon ve yağlılığa göre değerlendirme yapılıyor. Et satın alanlar, ihtiyaç duydukları özellikleri bu sınıflandırma tabirlerini kullanarak tarif ederler. Neredeyse bütün satın alma süreçlerinde, sınıflandırma fiyatla direk olarak bağlantılıdır ve genelde yetiştirici ile kesimhane arasındaki bağlantıyı sağlar. Sınıflandırma tablosundaki hedef bölgeleri bilmek, işletmecinin ödeyeceği miktarı anlaması açısından önemli. Sığır ve dana etlerinin sınıflandırılması öncelikle sığırın niteliğine (yaş ve cinsiyet) göre, sonra karkas şekli ve yağ içeriğine göre ayrılıyor. Buna göre sığır karkasları şu şekilde belirlenmiş durumda: A. Kastre edilmemiş 2 yaşından küçük erkek karkası “Tosun” B. kastre edilmemiş 2 yaşından büyük erkek karkası C. Kastre edilmiş erkek sığır karkası “Öküz” D. Doğurmuş dişi karkası “İnek” E. Doğurmamış dişi karkası “Düve”

Karkas Sınıflandırma Çizelgesi t----------------Yağlılık Durumu------------------u 1. Düşük Yağlı

2. Hafif Yağlı

3.Orta Yağlı

4.Yüksek Yağlı

5.Çok Yüksek Yağlı

S (En Üst)

Karkas Konformasyonu (Şekli)

Fiyat istikrarının sürdürülmesinde kritik öneme sahip olan Karkas Sınıflandırma Sistemi’nin ülkemizde uygulanmaya başlanmasıyla; kırmızı et ve et ürünleri işleyen sanayici hangi kalitedeki hayvanı ne kadar ücret karşılığı alacağını bilecek ve besi üreticileri de buna göre daha verimli ırkların üretimine yönelecektir. Avrupa Birliği’ne uyum kapsamında sığır ve dana eti ortak piyasa düzeni içerisinde kalite-fiyat ilişkisi kurulacaktır. Söz konusu sistem sayesinde tüketicinin daha kaliteli ete ulaşması mümkün olabilecektir. Ulusal Kırmızı Et Konseyi’nin çalışmaları sonucu Avrupa Birliği Ortak Piyasa Düzenleri içerisinde yer alan Karkas Sınıflandırma Sistemi’nin ülkemizde de kurulması için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla gereken çalışmalar başlatıldı.

E (Mükemmel) U (Çok İyi) R (İyi) O (Vasat) P (Kötü)

(S) en iyi sınıf (superior), (P) ise en zayıf (poor) şekilli karkası ifade ediyor. Yine (1) numaralı karkaslar en düşük yağ içeriğini, (5) numaralılar da en yağlı karkasları göstermektedir. Buna göre (S-1) sınıfı karkas en iyi ve değerli karkas anlamına gelmekte.

Ülkemizde kırmızı et sanayinde, Avrupa Birliği’nde olduğu gibi kesim standardı, karkas sınıflandırması ve derecelendirmesi işlemi yapılmamakta, dolayısıyla hayvansal ürün tüketiminde kalite-fiyat ilişkisi yeterince kurulamamakta ve bu bakımdan haksız rekabet ortamı doğmaktadır. Türkiye’deki karkas tanımının olmamasından ötürü böbrek yağı ve yağsız kesim standardı olmadan başka EBK olmak üzere kesimhaneler tarafından kesim yapılmaktadır.

ETBİR I KIRMIZI 41


GÜNDEM Karkas yağ sınıflandırması

Bu sınıflandırmaya göre belirlenen ortalama karkas fiyatları her hafta düzenli olarak Avrupa Birliği Komisyonu’na bildiriliyor. Söz konusu fiyatlar ülkenin ulusal üretimine ilişkin temsili fiyatlar olarak kabul ediliyor. Pazar fiyatı bir ülke veya bölgede 2224€/ton’un %103’ünün altına düşerse ihtiyari depolama yardımı uygulanıyor. Sığır dana eti için pazar fiyatı iki hafta boyunca 1560€/ton’un altına düştüğünde ise komisyon müdahale alımı açma yetkisine sahip. Müdahale alımından faydalanacak karkasların en az R3 kalitede erkek hayvanlardan elde edilmesi gerekiyor. Bu amaçla Nisan ve Mayıs aylarında başta Bakanlık üst düzey yetkilileri olmak üzere sektörün tüm kesimlerinden temsilcilerin katılımı ile çalışma toplantıları düzenlenerek, bu toplantılar sonucunda sistemin kurulmasına dönük altyapı üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu. Avrupa Birliği’nin ilgili mevzuatı tercüme edilerek, Bakanlık uzmanlarınca AB’ye uyumlu bir mevzuat taslağı oluşturma çalışmaları başlatıldı. Ancak tüm bu çalışmalar sürerken sektör ve ilgili sivil toplum kuruluşları temsilcileri Türkiye’de altyapının henüz hazır olmadığı konusunda

Şekilde görüleceği üzere etikette belirtilen DO-2+ Doğurmuş Dişi (İnek) O Kalite (Vasat) ve Hafif Yağlı Karkası belirtmekte.

42 ETBİR I KIRMIZI

uyarılarda bulunuyorlar. Sistemin birebir AB’den tercüme edilmek yerine ülke şartları gözönünde bulundurularak uyarlanması gerektiğini belirten sektör mensupları; Avrupa’da özellikle Fransa’da karkas derecelendirme sisteminin çok güzel işlediğini, tamamen otomasyona dayalı olarak, bilgisayar tarafından gelen karkasın yağlılık ve et kalitesine göre sınıflandırıldığını, bandrollediğini ve fiyatlandığını ifade ediyorlar. Ülkemizde ise hayvan varlığının, verimliliğin, hayvan kalitesinin ve mezbaha koşullarının bu sistemin birebir uyarlanmasına hazır olmadığını belirtiyorlar. Et kalitesine göre fiyatlandırma yapacak kurum olmadığına dikkat çekerken, güçlünün zayıfı ezdiği, suistimale açık bir konu haline gelmemesi gerektiğini vurguluyorlar. Karkas Derecelendirme Sistemi ile ilgili olarak oluşturulan çalışma grubu, toplantılarına devam ediyor. Sektörün Karkas Derecelendirme Sistemi hakkında doğru ve detaylı bilgilere sahip olabilmesi için Ekim ayında, Bakanlık himayesinde sektörün tüm kesimlerinin davet edileceği “Türkiye’de Et Sektörünün Geleceği-Karkas Sınıflandırma” isimli bir panel düzenlenecek. Söz konusu panelde İngiltere ve ABD’den yabancı uzmanlar ile sektör ve üniversitelerin temsilcileri konuşmacı olacaklar.


HABER

AHK, Bavyera Eyaleti’ne “Kırmızı Et İmalat Endüstrisi” seyahati düzenledi

A

lman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK), 2 - 6 Temmuz 2012 tarihlerinde Almanya’nın Bavyera Eyaleti’ne “Kırmızı Et İmalat Endüstrisi” konulu bir iş seyahati organize etti. Türk iş adamlarına yönelik bu iş seyahati, Herbertz Dairy Food Service Danışmanlık Kurumu ve Bayern International desteği ile Bavyera Eyaleti Ekonomi, Altyapı, Ulaşım ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlendi. Bu etkinlik, yapılan uzman sunumlar ile Türk girişimcilerine Bavyera Eyaleti’nde sektörle ilgili bilgi edinme, sektör firmalarını ziyaret etme, kurum ve fabrika ziyaretleri sırasında çeşitli ürünler hakkında bilgi edinme ve yetkililer ile yerinde fikir alışverişinde bulunma imkanları sundu. Ayrıca programda düzenlenen ikili işbirliği

görüşmeleri ile iş bağlantıları kurma fırsatı sunuldu. Kırmızı et imalat endüstrisi alanında Bavyeralı firmalar ile Türk firmalarının iş bağlantıları kurmayı amacıyla düzenlenen seyahate Cumhuriyet Sucukları - Afyon Et Entegre, Metro Cash & Carry Türkiye, Migros, Ölmezler,

AHK, Bavyera Eyaleti’ne “Kırmızı Et İmalat Endüstrisi” Seyahati düzenledi Alman-­‐Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK), 2 -­‐ 6 Temmuz 2012 tarihlerinde Almanya’nın Bavyera Eyaleti’ne “Kırmızı Et İmalat Endüstrisi” konulu bir iş seyahati organize etti. Türk iş adamlarına yönelik bu iş seyahati, Herbertz Dairy Food Service Danışmanlık Kurumu ve Bayern International desteği ile Bavyera Eyaleti Ekonomi, Altyapı, Ulaşım ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlendi. Bu etkinlik, yapılan uzman sunumlar ile Türk girişimcilerine Bavyera Eyaleti’nde sektörle ilgili

Pınar Entegre Et ve Un, San Et ve Endüstrileri, Sultan Et ve Gıda, Şahin - Melek Et ve Et Mamul Gıda, Vahdet Et ve Gıda (DANET), Yayla Et Gıda firmaları katıldı. Dünya’da lider ihracatçı ülkeler arasında Almanya 3. sırada, sadece Bavyera Eyaleti ise tek başına 20. sırada yer alıyor.

ETBİR I KIRMIZI 43


KAMU

İTO’dan ‘Hayvancılığın ve Kırmızı Etin Geleceği’ toplantısı İstanbul Ticaret Odası 28 Haziran’da “Hayvancılığın ve Kırmızı Etin Geleceği” konulu bir toplantı düzenledi. 3 No’lu Et Ürünleri Meslek Komitesi’nin düzenlediği toplantının dönemsel olarak tekrar edilerek, hayvancılık ve et sektöründe yaşanan sorunların belirlenmesi ve devlet kurumlarına iletilmesi hedefleniyor.

E

t Ürünleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi Ç. Ali Kopuz’un başkanlık ettiği ve Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Şubesi’nin organizasyonuyla yapılan toplantıya İTO’dan 3 No.’lu Et Ürünleri Meslek Komitesi Başkanı Alitaş Gülen ve 18 No.’lu Lokanta ve Kafeler Meslek Komitesi Meclis Üyesi Fatih Güner katıldılar. Kırmızı et sektöründen katılımcılar ise İstanbul Perakendeci Kasaplar Esnaf Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Şahin, ETBİR Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mustafa Albayrak ve üye Mustafa Mühsürler, Ulusal Kırmızı Et Konseyi Genel Sekreteri Kerem Demirel, İstanbul Ticaret Borsası 16 No’lu Et Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Erkan Özefe, İstanbul Deniz Kara Büfecileri Esnaf Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şimşek ve İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Yasa Çeliktaş oldu.

Ç. Ali Kopuz; Türkiye’de aile besiciliğinin teşvik edilmesi şart! Toplantının açılış konuşmasını yapan Ç. Ali Kopuz; yaşanan en büyük sıkıntıların başında besiciliğin geldiğini belirterek, besiciliğin genişletilmesinin gerekliliği üzerinde durdu. Türkiye’de aile besiciliğinin teşvik edilmesinin şart olduğunu belirten Kopuz, 50-100 tane hayvan almak isteyen çiftçinin

44 ETBİR I KIRMIZI

kredi alamadığını çünkü ahır tutarı ve verdiği teminatın alacağı parayı karşılamadığını ifade etti. Hayvanların yetiştiriciliğinde bölgeler arası farklılıklara dikkat çeken Kopuz, Konya ve Afyon gibi bölgelerde besiciliğin çoğaldığını, doğu bölgesinde ise hiç yapılmadığını vurguladı. Kopuz besicilikle ilgili bölgesel farklılıkların kaldırılmasının ve her bölgeye gerekli desteğin verilmesinin önemli olduğunu belirtti.

Kopuz’un dikkat çektiği bir diğer konu ise Borsa tescil ücretlerinin makul bir seviyeye düşürülmesi oldu. Bunun için İSTİB’e zamanında başvurulduğunu da belirten Kopuz, tescillerle ilgili İstanbul Ticaret Borsası Meclis Üyelerinin toplanıp bir karar çıkartmasının gerekli olduğunu ifade etti. 1-2 TL’ye satılan salam, sucuk ve ekmek arası dönerlerle ilgili de düşüncesini belirten Kopuz, bu ürünlerin içinde et olmadığını, alıcının da bunu bildiğini ve bu yüzden satıcı kadar alıcının da suçlu olduğunu dile getirdi.

Şahin; “Et sanayi siteleri merdiven altı çalışmaları engelleyecektir.” İstanbul Perakendeci Kasaplar Esnaf Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Şahin, 1980’lerde Türkiye nüfusunun 50-55 milyon, küçük ve büyükbaş hayvan sayısının ise bir o kadar olduğunu belirterek, 2010 senesinde nüfusun 75 milyona çıktığını, hayvan sayısının ise 30 milyon seviyesine düştüğünü ifade etti. Şahin, askeriyenin, kamu kuruluşlarının ve yemek sanayicilerinin ihtiyaçları için ithal etin getirilmesini, akabinde ise besilik hayvanın gelmesini ve hayvan sayısının arttırılmasını Bakanlığa önerdiklerini belirterek, Bakanlığın çalışmalar yaparak bu


işi özel sektöre devrettiğini ifade etti. Özel sektörün iki senedir hem canlısı hem buzağısı olmak üzere çeşitli hayvanları getirmesine rağmen, etin başta 18,5 TL’den 12 TL’ye düştüğünü, yerli besicilerin zarar etmesinden dolayı ise bu fiyatların 13-13,5 TL’ye çıktığını vurgulayarak, ithalata rağmen et fiyatlarının 15-16 TL olduğunu belirtti ve ithal et alımının tamamen kesilmesi halinde, fiyatların 25 TL’ye çıkacağını dile getirdi.

Neticede, iki senedir devamlı ithal et gelmesine rağmen daha fiyatlar düşmediyse, hayvan sayısı artmadıysa ve tüketip üretilemiyorsa bu soruna çare bulunmasının şart olduğunu ifade eden Şahin, ilgili kurumların işbirliği ile yapılacak çalışmaların bir sonuç ortaya koyacağı inancında olduğunu sözlerine ekledi. Kayıt dışılığın başlı başına bir sorun olduğunu da belirten Şahin, et sanayi sitelerinin kurulmasının ve üreticilere iskan müsaadesinin verilmesinin merdiven altı çalışmaları engelleyeceği fikrinde olduğunu ifade etti.

Albayrak; ‘Canlı hayvan sektörünün geleceği konusunda endişeliyiz.’ Konuşmasına canlı hayvan sektörünün nasıl ileriye doğru gideceği ve buna paralel olarak

kırmızı et sektörünün nasıl gelişeceği konusunda endişe duyduklarını ifade ederek başlayan Et Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mustafa Albayrak, kayıt dışılığın da çözümlenmesi gereken öncelikli sorunlardan biri olduğunu belirtti. Günümüzde hayvancılık sektöründe küçükbaş hayvan varlığının kayıt altına alınmışlık oranının ne olduğunun bilinmediğini dile getiren Albayrak, kayıt sisteminin bugünkü durumunun ilerisi için sektöre ışık tutmadığını vurguladı. Üretimin tüketimi gerekli seviyede karşılamadığına da dikkat çeken Albayrak, ithalat kapısının

kapanması halinde tekrar sıkıntı yaşanacağı üzerinde durdu. Kayıt altına alınma konusunda; kanatlı et sektörü ve Avrupa’yı örnek gösteren Albayrak, tek başına kanatlı et ve kırmızı etin kıyaslanmasının haksızlık olduğunu belirterek, Avrupa’da bu işin nasıl gerçekleştiğinin incelenmesinin fayda getireceğini ifade etti. Ayrıca, kırmızı etin nasıl kayıt altına alınabileceği ve nasıl tama yakın canlı hayvan varlığının tespit ve tutanak altında bulunabileceğine dair fikirlerinin de bulunduğunu dile getirdi. Toptan ette KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e çekildiğini, ancak perakende de bu oranın halen yüzde 8 olduğunu belirten Albayrak, perakende de bu oranın devam etmesinin kırmızı etin kayıt altına alınması açısından büyük engel olduğunu ifade etti. Sektör olarak düşük marjlarla hareket edildiğini, bu kadar dar marj içerisinde perakende satıştan elde edilen karın iki katını devlete vermek zorunda olduklarını vurgulayarak, bu durumun sonucunun kayıtdışılığı teşvik ettiğini belirten Albayrak, “Birileri KDV’siz mal satabiliyorsa o zaman bir yerlerden kayıtsız hayvan geliyor” dedi. Albayrak ayrıca Ulusal Kırmızı Et

ETBİR I KIRMIZI 45


KAMU

Konseyi’nde kırmızı et sektörünün tam anlamıyla temsil edilemediğini, Konsey seçimlerinde bir firmadan 5-10 üyenin oy hakkına sahip olabilmesi sebebiyle yalnızca büyük firmalardaki kişilerin Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilebildiğini, böylelikle Konsey’de kırmızı et sektörünü temsilde sorun çıktığını vurguladı. Sorunun çözümü için yönetmelik değişikliği talebinde bulunduklarını, ancak olumlu sonuç alamadıkları ifade etti. Albayrak, ikinci büyük sorun olarak borsa tescil ücretlerinin yüksekliğine değinmiştir. Kırmızı

46 ETBİR I KIRMIZI

etten kesilen her fatura üzerinde çok ciddi miktarda borsa yükleri olduğunu ifade eden Albayrak, kırmızı etin üzerindeki vergisel yüklerin sırf kayıt altına alınması için bile perakende de KDV oranının yüzde 1’e indirilmesinin kayıtdışılığı engellemede birinci basamak olduğunu belirtti. Avrupa’da Almanya’yı örnek gösteren Albayrak, Almanya’da mezbaha sayısının ülkemize göre az sayıda olmasına rağmen çok iş yaptığına değinerek, bu durumu kurum başına düşen ölçeğin doğru planlanıp, doğru şekilde

kurgulanmış olmasına bağladı. Türkiye’de 800’e yakın mezbahadan 600 tanesinin aktif olduğunu, gerçek bir denetlemeden geçtiği zaman yüzde 80’inin hizmet vermekten muaf tutulması gerektiğini düşündüklerini vurguladı. Türkiye’de geçmiş rakamlara bakılarak, canlı hayvan kesimleri dikkate alınarak illere ve ilçelere göre mezbaha kurulum planlamalarının yapılması gerektiğine değinen Albayrak, Sağlık ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile belediyeler nezdinde birer yetkili ile mezbahaların birebir malın çıkış noktalarında kontrol edilmesinin şart olduğunu belirtti. Özel sektörün mezbahaları işletmesine karşı olmadığını ifade eden Albayrak, belli bir kapasite öngörülerek belli noktalarda Türkiye’ye satılan kesilmiş etlerin sevkedilme akreditesinin mezbahalara verilmesinin gerekli olduğunu dile getirdi. Kasap reyonlarında Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüklerinin yaptığı ciddi denetlemelere de dikkati çeken Albayrak, Avrupa’da daha alt düzeyde uygulamaların olduğunu belirterek, tek farkın Avrupa’da malın çıktığı noktada çok sıkı denetlemesi olduğunu ifade etti. Ayrıca üretim noktalarında kesilmeyen cezaların kasap dükkanlarında kesildiğine de değinen Albayrak, müessesenin büyüklüğü gözetilmeden aynı cezaların kesildiğini ve bu duruma el atılarak ilgili mercilere bu sorunların iletilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Albayrak, et sanayi sitesinin kurulmasının, alış kanallarının ve satış yerlerinin denetlenmesi açısından önem teşkil ettiğini ifade etti. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın personel yapısına da dikkati çeken Albayrak, bu yapı içerisinde veteriner hekimler, gıda mühendisleri ve benzeri mesleki kollardan insanların olduğunu ifade ederek, özel sektöre dair çözümler getirilmesi açısından bu yapıda işletmeci ve özel sektörden danışmanların da olmasının gerekli olduğunu vurguladı.


belirten Mühsürler, kapasiteye göre ruhsat verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Halde yapılan et denetlemelerinin Anadolu’dan yola çıkmadan önce mezbahalardan yüklenirken yapılmasının şart olduğunu belirten Mühsürler, dünya’da ve Avrupa’da eti bir yerden bir yere naklederken halde kontrol noktasının olmadığını ifade etti. Mühsürler ayrıca, hayvanın geldiği bölgede kesilirken devlet veterinerlerince kontrol edilmesinin doğru yöntem olduğunu dile getirdi.

Konseyler işbirliği yapmalı Aile besiciliği ile göç engellenir ETBİR üyesi Mustafa Mühsürler, Ulusal Kırmızı Et Konseyi’nin et maliyetini hesap etmesi gerektiğini belirterek, besiciliği korumak adına et maliyetinin bilinmesini ve o fiyatın altına inilmemesi gerektiğini ifade ettiği konuşmasında, borsa tescil ücretlerine değinerek, Türkiye’de borsa tescil ücretlerinin binde 1 iken İstanbul’da binde 2 olduğunu belirtti. Düve kesimleri hususunda özellikle doğmamış düvenin kesilmesinin yasak olmasına rağmen Anadolu’daki mezbahalarda kesildiğini vurgulayan Mühsürler, bakanlığın bu konuda sıkı denetimler yapmasının şart olduğunu ifade etti. Mühsürler, özellikle İstanbul’da yapılan sıkı denetimlerin aynı şekilde Türkiye’nin heryerinde de uygulanmasının gerekli olduğunu dile getirdi. Ayrıca aile besiciliğinin önemini de vurgulayan Mühsürler, bu yolla göçün engellendiğini ve ailelerin geçimlerini daha rahat sağladığını belirtti. Kayıtdışılığın engellenmesi için öncelikle köylüden kesilen stopaja da dikkat çeken Mühsürler, köylüden ürettiği hayvan başına stopaj alınmazsa, bunun faturaya dönüşeceği ve kayıt altına alınacağını ifade etti. Türkiye’de mezbahaların kapasitelerinin illere göre belirlenmesinin şart olduğunu

Ulusal Kırmızı Et Konseyi Genel Sekreteri Kerem Demirel mezbahalar konusuna değinerek, 2013 yılında eylem planı yapamayan mezbahaların kapanacağını belirtti ve bununla ilgili olarak Bakanlık ve destek veren kurumlar arasında bir koordinasyonsuzluk olduğunu vurguladı. Katılım öncesi mali yardım aracı (IPARD) ve bu yardım aracılığını veren kurum (TKDK) arasındaki ilişkiye değinen Demirel, mezbahaları mali olarak destekleyecek tek kurumun IPARD olduğunu belirtti. İstanbul Ticaret Borsası 16 No’lu Et Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Erhan Özefe ise hayvancılık ve kırmızı etin birden fazla alt sektörü kapsadığı için, sosyal ve ekonomik etkileri de beraberinde getirdiğini ifade ettiği konuşmasında; Besi maliyetleri, besi hayvanlarının modern mezbahalarda kesilmesi ve nakledilmesi gibi ticari faaliyetlerin üzerinde durulması gereken konular olduğunu dile getirdi. Özefe, köyden kente yapılan göçler, tarım ve hayvancılıkla uğraşan nüfusun azalması, üreten değil tüketen bir yapıya yönelme gibi sorunların da sektörün ilgi alanı ve çözüm gerektiren konuları olduğunu belirtti. Özefe, Ulusal Süt Konseyi’nin çalışmalarının sektörlerine önemli ölçüde yarar sağladığını ifade ederek, bu konsey ve Ulusal

Et Konseyi’nin ortak çalışmalar yapmasının kaçınılmaz bir gereklilik olduğu üzerinde durdu. Kayıtdışılık ve denetim eksikliğini ortadan kaldıracak radikal kararların alınmasının önemli olduğunu belirten Özefe, İstanbul Ticaret Borsası olarak her türlü katkıyı vermeye hazır olduklarını dile getirdi.

Toplantı seri hale getirilerek sonuçları Bakanlığa iletilecek • Hayvancılığın ve kırmızı etin geleceği ile ilgili yapılan bu toplantıların ilgili sektör temsilcileri ile birlikte seri hale getirilmesi, • Sözkonusu toplantı raporunun Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na sunulması, • İstanbul Veteriner Hekimler Odasının 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” kapsamında koyduğu 4.500 TL taban maaşlarının düşürülmesi için ilgili merciler nezdinde girişimde bulunulması, • Bakanlığı’nın personel yapısında, veteriner hekimleri, gıda mühendisleri ve benzeri mesleki kollardan insanların yanı sıra, özel sektörden danışmanlar ve işletmecilerin de yer alması için ilgili Bakanlık nezdinde girişimde bulunulması, • Ulusal Kırmızı Et Konseyi’nde sektör ile ilgili alınan resmi kararlarda sektör temsilcilerinin de yer alması, • Ulusal Kırmızı Et Konseyi seçimlerinde bir firmadan sonucu etkileyecek kadar sayıca fazla üyenin (1 firmadan 5-10 adet seçmen) oy hakkına sahip olabilmesi sebebiyle yalnızca büyük ölçekli firmalardaki kişilerin Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilebilmesi sorununun çözümlenebilmesini teminen T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nezdinde girişimde bulunulması hususları kararlaştırıldı.

ETBİR I KIRMIZI 47


TEKNOLOJİ

Şeffaf İzlenebilirlik ve Verimlilik

CSB-System, GS Schmitz’de ideal prosesleri sağlıyor GS Schmitz 1995 yılından bu yana, modern et işleme tesislerinin sektörel tüm gereksinimlerini karşılayan, CSB-System’in ERP-yazılımını kullanıyor. Özellikle kalite yönetimi ve izlenebilirlik alanında CSB-System firmaya profesyonel çözümler sunuyor.

B

irinci sınıf et ve et ürünlerinin üretim ve dağıtımını gerçekleştiren Köln merkezli GS Schmitz GmbH & Co. KG. firması, 180 personeli ile (sezonda 220 personel) aylık 1.500 ton et ve et ürünleri üretimi yapıyor. Bu yenilikçi şirketin en güçlü özelliği tüm gıda perakendecilerine ve hazır yemek endüstrisine tam zamanında teslimat yapabilmesi. Bu başarının altında, 24’ten fazla soğutuculu aracı ve dört nakliye firması ile günlük teslimatları gerçekleştirmesi yatıyor. GS Schmitz 2010 yılında, özellikle sosyal, geleceği parlak ve ekonomik olarak başarılı işletmelere verilen, Köln şehrinin “Saygın İşletme Ödülü” nü almaya hak kazanmış durumda.

Kalite yönetimi ve İzlenebilirlik gerçekleştirildi GS Schmitz 1995 yılından bu yana, modern et işleme tesislerinin sektörel tüm gereksinimlerini karşılayan, CSB-System’in ERPyazılımını kullanıyor. Özellikle kalite yönetimi ve izlenebilirlik alanında CSB-System firmaya profesyonel çözümler sunuyor. GS Schmitz’de şeffaf kalite güvenliği doğrultusunda, etlerin ve diğer hammaddelerin nereden geldiğinin tam olarak belgelenmesi büyük önem taşımakta. Firma

48 ETBİR I KIRMIZI

Genel Müdürü Astrid Schmitz bu konuda: “Hammaddelerimizin Köln tesisimize kadar tam olarak hangi yolu izlediğini, işletmemizde hangi ürünün ne zaman işlendiğini net olarak bilmek zorundayız” diyor. GS Schmitz’de bu bilgiler, tam olarak belgelenmekte ve tüm detayları ile kontrol edilebiliyor. Harici denetçiler tarafından yapılanlar da dahil olmak üzere, sürekli yapılan kontroller yüksek güvenlik, yüksek derecede kalite ve lezzeti getiriyor. Astrid Schmitz: “Tüm süreçlerle bütünleşmiş kalite yönetimiyle ilgili verilere en hızlı

GS Schmitz için CSB-System’in kesintisiz şeffaf izlenebilirlik ve kalite yönetimi kullanarak elde ettiği avantajlar şunlar: • İşletme içi malzeme akışında şeffaflık • Kesintisiz parti izleme • İhtiyaç halinde tüm verilere ve ürünlere hızlı erişim • Müşteriden hedefe yönelik ve hızlı geri çağırma • Tedarikçilere somut yaptırımlar uygulama • Menşei ve yükümlülükler hakkında detaylı açıklamalar


elektronik arşivleme sistemi ile işletmemizdeki idari giderlerden ölçülebilir bir tasarruf sağlıyoruz. Belgelere basit erişim zamandan tasarruf sağlıyor ve günlük işlerimizde verimliliğimizi arttırıyor”.

şekilde erişebiliyoruz. Böylelikle müşterimize hangi partinin gittiğini net olarak izleyebiliyoruz. Bu sayede ürünü geri çağırmak problemsiz ve hızlı bir şekilde mümkün olabiliyor“ diyor. Kölnlü işletme CSB-System ile tüm işletme süreçleri boyunca

oluşan verileri, ek bir işleme ve ilave çözümlere gerek kalmadan, çevrimiçi olarak kaydediyor.

Doküman Yönetim Sistemi ile maliyetleri düşürken verimlilik artıyor

GS Schmitz, bilgilerin kâğıtsız arşivlenmesi için CSB-System’in Doküman Yönetim Sistemini (DMS) seçti. CSB-System’in entegre DMS’nin avantajları hakkında Astrid Schmitz: “Eskiden belgelerin bilgisayarda oluşturulması yeterliydi. Bugün ise belgeler kâğıtsız olarak kanuna uygun arşivlenip, bir tuşa basıldığında bulunmak zorunda. CSB-System bunu çok konforlu bir şekilde sunuyor ve bunu bizim günlük 300 – 400 belgemizde başarıyor“. DMS bilgilerin elektronik kaydı için tüm teknik ve kanuni gereklilikleri kapsamlı bir şekilde karşılayabiliyor. Oluşturulan faturalar, hesap hareketleri, yazışmalar ve sözleşmeler gibi çeşitli belgeler sistem tarafından arşivleniyor Arşivleme işlemi kullanıcı normal işlemini yaparken, doğrudan arka planda gerçekleştiriliyor. Tüm gerekli bilgiler sistem tarafından hazırlanıp, arşive aktarılıyor ve arşivleme işlemleri raporlanıyor. Arşivlenmiş belgeler resmi onaylı ortamda her zaman erişim sağlanabilecek şekilde saklanıyor.

ETBİR I KIRMIZI 49

ADVERTORIAL

Astrid Schmitz elektronik arşivlemenin avantajlarını şöyle özetliyor: “CSB-System’in


İŞ DÜNYASI

Yeni Türk Ticaret Kanunu

artık yürürlükte!

Yeni Türk Ticaret Kanunu 1 Temmuz’da yürürlüğe girdi. ‘Yeni kanun şirketlerin kuruluşu ve yönetim kurullarıyla ilgili ne gibi değişiklikler getiriyor, mükelleflerin öncelikle dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir?’ sorularının cevaplarını başlıklar halinde sıraladık. 50 ETBİR I KIRMIZI


ANONİM ŞİRKETLER BİR KİŞİ DE A.Ş. KURABİLECEK

5.

Anonim Şirketler (A.Ş.) en az kaç kişi ile kurulabilir? Yeni TTK’ya göre; anonim şirketler, bir veya birden fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından kurulabilecek. Ayrıca bu düzenleme kapsamında mevcut A.Ş.’lerin paylarının tek elde toplanması halinde de tescil ve ilan ile şirketin mevcudiyetinin devamına imkan yaratıldı.

A.Ş.’ler asgari ne kadar sermaye ile kurulabilir? Sermayenin ödenmesi için öngörülen süre nedir? Yeni TTK’ya göre, esas sermaye sistemini benimseyen anonim şirketlerde başlangıç sermayesinin 50 bin TL olması esası korunurken, kayıtlı sermaye sistemini benimseyen anonim şirketlerde bu sermaye miktarı 100 bin TL olarak belirlendi. Kuruluşta nakit ödeneceği kabul edilen en az yüzde 25 ile payların çıkarma primlerinin tamamının tescilden önce ödenmesi koşuluyla pay bedellerinin şirketin tescilinden itibaren 24 ay içinde ödenmesi gerekir.

A.Ş.’lerin kuruluş aşamaları nelerdir? 1. Ayni sermaye konuluyor ise Asliye Ticaret Mahkemesi’nce atanacak bilirkişiden “Değerleme Raporu” alınmalı. 2. Esas sözleşme hazırlanarak, imzaları noterden tasdik edilmeli. 3. Noter esas sözleşmeyi inceleyerek, sermayenin tamamının taahhüt edildiğine ilişkin şerh düşmeli. 4. Esas sermayeyi oluşturan payların tamamının nakden ödenmesi taahhüt edilmiş ise payların itibari değerinin

6.

7.

8.

9.

yüzde 25’inin şirket adına bir bankaya yatırıldığına dair banka mektubu alınmalı. Ayni sermayeye konuyorsa, tapu, trafik vb. ilgili sicile şerh konulduğuna dair belge alınmalı (Kuruluşu, Bakanlık iznine bağlı bir şirket ise bu aşamada izin için başvuru yapılmalı). Kurucular beyanı hazırlanmalı, işlem denetçisi atanmalı (ve kuruluşu Bakanlık iznine tabi bir şirket ise bu izin alınmalı). Kuruluş belgeleri, işlem denetçisi tarafından incelenerek rapor düzenlenmeli. Esas sözleşmenin imzalarının noterce tasdikinden (veya Bakanlık izni gereken şirketlerden ise izin tarihinden) itibaren 30 gün içinde tescil ve ilan için şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne başvurulmalı. Esas sözleşmedeki imzaların onayı ile kurulan şirket, tescil ile tüzel kişilik kazanmaktadır.

KİMLER İŞLEM DENETÇİSİ OLABİLİR Kimler işlem denetçisi olabilir? İşlem denetçisi hangi konuları denetleyecek? Kimlerin işlem denetçisi olabileceği, onların çalışma esasları, düzenleyecekleri raporlar ve bu raporların içeriği Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca çıkarılacak bir tebliğle düzenlenecek ve Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından kamuoyuna duyurulacak. İşlem denetçisi: • Payların tamamının kurucular tarafından taahhüt edilip edilmediğini, • Nakdi sermaye konuluyorsa yüzde 25’inin şirket adına

• •

bir bankaya yatırıldığına dair banka mektubunun kuruluş belgeleri arasında olup olmadığını, Ayni sermayeye konuluyorsa bunların değerlerine ilişkin değerleme raporlarının mahkemece onaylanıp onaylanmadığını, Kuruluş belgelerinin hazır olup olmadığını, Noterden alınması gereken onaylar ve izinlerin eksik olup olmadığını, Kurucular beyanı ile ilgili uygunsuzluğun olup olmadığını inceleyecek.

TESCİLİ YAPILMAYANLARA ÖZEL DÜZENLEME Yeni TTK’ya göre kurulacak A.Ş.’ler hangi tarihte tüzel kişilik kazanmış sayılacak? Eski kanuna göre kurulmasına başlananların durumu ne olacak? Anonim şirket, esas sözleşmedeki imzaların noterce onaylanmasıyla kurulmuş sayılıp, ticaret siciline tescille tüzel kişilik kazanacak. Yeni kanunda kuruluş işlemlerine 1 Temmuz 2012 tarihinden önce başlanıp, bu tarihten önce tescili yapılmamış şirketler bakımından özel bir düzenleme getirildi. Buna göre eğer bir anonim şirketin esas sözleşmesi 1 Temmuz 2012 tarihinden önce yapılmış, kurucuların imzaları da bu tarihten önce noterden onaylatılmışsa ve anılan onay tarihinden itibaren bir ay içinde şirketin tescili için başvuru yapılmışsa, bu şirketin kuruluşuna 6762 sayılı önceki kanun hükümleri uygulanacak.

Ultra vires nedir? Yeni TTK’da uygulaması nasıl olacak? Şirketlerin esas sözleşmedeki işletme konuları dışında da işlem yapabilmeleri esası (ultra vires yasağının kaldırılması)

ETBİR I KIRMIZI 51


İŞ DÜNYASI geçerli olacak. Yeni TTK ile “ultra vires” olarak adlandırılan bu kural kaldırıldı. 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren şirketler işletme konuları dışında işlemler yapabilecek. Yeni TTK’ya göre, anonim şirketlerde işletme konusu dışındaki işlemlerin de şirketi bağlayacağı düzenlendi ve bu kurala bir istisna getirildi. İşlemi şirketle yapan üçüncü kişi, bu sırada işlemin işletme konusu dışında kaldığını biliyorsa veya bilebilecek durumdaysa, bu durumda işlem şirketi bağlamayacak. Şirketin esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından tek başına yeterli değil.

YÖNETİM KURULU A.Ş.’lerde yönetim kurulu en az kaç kişiden oluşacak ve kimler yönetim kurulu üyesi olabilecek? Yeni TTK ile getirilen tek kişiyle şirket kurulabilmesi esasına uygun olarak yönetim kurulu da bir veya daha fazla kişiden oluşabilecek. Bu kişi veya kişilerin pay sahibi olması zorunlu değil. Ayrıca yeni TTK ile tüzel kişiler de yönetim kurulu üyesi olabilecekler. Bu halde tüzel kişinin yönetim kurulunda oy kullanabilmesi için tüzel kişiyi temsil edecek gerçek kişinin ticaret sicilinde tescil ve ilan ve ayrıca internet sitesinde bu temsilcinin ilan edilmesi gerekir.

TÜRKİYE’DE YERLEŞİK OLMA ZORUNLULUĞU Yönetim kurulu üyelerinin yüksek öğrenim görmüş ve T.C. vatandaşı olmaları zorunlu mu? Yeni TTK kurumsallaşmayı temin etmek gayesiyle anonim şirket yönetim kurulu üyelerinden en az dörtte birinin yükseköğrenim (önlisans) mezunu olmasını şart koşuyor. Ancak yönetim kurulunun

52 ETBİR I KIRMIZI

tek üyesi varsa bu zorunluluk aranmayacak. Yine yeni kanun uyarınca şirketi temsile yetkili en az bir yönetim kurulu üyesinin Türkiye’de yerleşik bulunması ve Türk vatandaşı olması gerekir. Dolayısıyla tek kişilik bir anonim şirkette yönetim kurulunun tek üyesinin yükseköğrenim mezunu olması şart değil; ancak bu kişinin Türk vatandaşı olması ve Türkiye’de yerleşik olması zorunlu.

Yönetim kurulu görev süresi ne kadardır? Yönetim kurulu üyeleri eski kanunda olduğu gibi en çok üç yıl süreyle görev yapmak için seçilebilecek. Ancak esas sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı sürece aynı üyeler yeniden seçilebilecekler. Yeni TTK yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmalarıyla ilgili ne gibi değişiklikler getiriyor? Yeni TTK uyarınca yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ile ilgili olarak genel kurulda gündeme bağlılık ilkesine istisna getirildi. Dolayısıyla esas sözleşmeyle atanan veya genel kurul kararıyla seçilen yönetim kurulu üyeleri genel kurul gündeminde görevden almaya ilişkin bir madde bulunmasa dahi haklı bir sebebin varlığı halinde genel kurul tarafından görevden alınabilecek. Yeni kanun ile tüzel kişi de yönetim kurulu üyesi olabileceğinden, tüzel kişinin temsilcisi olarak tescil ettirdiği gerçek kişiyi istediği an görevden alabileceği esası getirildi. Ayrıca yönetim kurulu üyesine azli halinde tazminat isteyebilme hakkı tanındı.

MEVCUT YÖNETİM KURULU DEVAM EDEBİLİR Eski TTK döneminde atanan yönetim kurulu üyeleri görevlerine devam edebilecek mi?

Yeni kanunun yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan yönetim kurulu üyeleri, görevden alınmaları veya yönetim kurulu üyeliğinin başka bir sebeple boşalması hali hariç, görev süreleri sonuna kadar görevlerine devam edecekler. Ancak tüzel kişinin temsilcisi olarak yönetim kurulu üyeliği yapan gerçek kişinin yeni kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde (1 Ekim 2012 tarihine kadar) istifa etmesi, onun yerine tüzel kişinin ya da başkasının seçilmesi gerekecek.

Yeni TTK’da yönetim kurulu toplantı ve karar yeter sayısı nasıl düzenlendi? Yönetim kurulunun toplantı nisabı, esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde üye tam sayısının çoğunluğu, karar nisabı ise toplantıda hazır bulunanların çoğunluğu olacak. Oylarda bir eşitlik bulunması halinde ilgili önerinin görüşülmesi bir sonraki toplantıya bırakılacak, eğer bu ikinci toplantıda da çoğunluk sağlanamazsa öneri reddedilmiş sayılacak.

ELEKTRONİK ORTAMDA TOPLANTI Yönetim kurulu toplantıları elektronik ortamda yapılabilecek mi? Bu şekilde yapılan yönetim kurulu toplantılarında vekil aracılığıyla oy kullanılabilir mi? Yeni kanun uyarınca esas sözleşmede öngörülmüş olması kaydıyla yönetim kurulu toplantıları elektronik ortamda yapılabilecek. Bu şekilde yapılan toplantılarda alınan kararların geçerli olabilmesi için üyelerin fiziken mevcut olduğu toplantılarda aranan nisapların aynı şekilde sağlanması gerekir. Eski kanunda olduğu gibi, yönetim kurulu üyeleri ne


fiziken mevcut bulundukları toplantılarda, ne de elektronik ortamda yapılan toplantılarda birbirleri yerine oy kullanamayacaklar ve toplantılara vekilleri aracılığıyla katılamayacaklar.

Yönetim kurulu üyelerinin hakları nelerdir? Yeni kanun uyarınca yönetim kurulu üyelerinin şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında, a. Bilgi isteme b. Soru sorma c. İnceleme yapma hakları bulunuyor. Bu bağlamda üyeler yönetim kurulu toplantılarında ve toplantılar dışında yönetim kurulu başkanının izniyle şirket yönetiminde görevlendirilen kişi ve komitelerden bilgi alabilir, bunlara soru sorabilir. Yönetim kurulu üyeleri ayrıca yönetim kurulu toplantısına şirketle ilgili herhangi bir defter veya defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin getirilmesini isteyebilir. Yönetim kurulu üyesinin yazılı olarak başkandan yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını isteme hakkı yeni kanunda da korundu. Bununla birlikte, yönetim kurulu üyelerinin tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak kaydıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık paydan kâr gibi mali hakları bulunuyor.

YÖNETİM KURULU ÜYESİ BİLGİ ALAMAZSA… Bir yönetim kurulu üyesi bilgi alma ve inceleme hakkı engellendiği takdirde hangi yolu izleyecek? Yönetim kurulu başkanı bir üyenin bilgi alma ve inceleme istemini reddederse, konu iki gün içinde yönetim kuruluna getirilir. Kurul toplanamaz yahut bilgi alma veya inceleme istemini reddederse ilgili üye şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne

başvurabilecek. Mahkemenin bu konudaki kararı kesindir.

GENEL KURUL Olağan genel kurul toplantıları hangi süre içinde yapılacak ve bu toplantılara kimlerin katılması zorunlu olacak? Olağan genel kurul toplantılarının her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içerisinde yapılacağı esası yeni kanunda da korundu. Ayrıca yeni TTK ile tüm yönetim kurulu üyelerinin genel kurula katılma hakkı korunarak, murahhas üyeler ile en az bir yönetim kurulu üyesine genel kurul toplantısında hazır bulunmaları şartı getirildi. Bunun yanında, bağımsız denetçi ile kendilerini ilgilendiren konularda işlem denetçileri de genel kurulda hazır bulunacaklar.

PAY SAHİPLERİ GÜÇLENİYOR Yeni kanunda genel olarak pay sahibinin hakları nelerdir? Yeni kanun getirdiği düzenlemelerle, pay sahiplerinin konumunu güçlendiriyor. Mevcut pay sahipliği haklarına eklenen birleşme dışı şirketten çıkma hakkı ile bilgi alma ve inceleme hakkının yanı sıra şarta bağlı sermaye artırımında önerilme hakkı, özel denetçi atanması talep hakkı, şirketin feshini talep hakkı, birleşme, bölünme ve tür değiştirme iptali veya bu işlemler açısından sorumluluk davası gibi yeni haklar, pay sahibinin konumunu güçlendiriyor.

Yeni kanun ile azlığa hangi haklar tanındı? Yeni TTK kapsamında azlığa tanınan en önemli hak, haklı nedenle şirketin feshini talep hakkıdır. Bunun yanında genel kurulu olağan toplantıya çağırmayı isteme veya zaten

toplanacak ise gündeme madde ekleme hakkı, özel denetçi atanmasını talep hakkı ile nama yazılı pay senetlerinin bastırılmasını talep hakkı azlığa tanınan diğer haklardır.

ŞİRKET VARLIĞININ TOPTAN SATIŞI Yeni TTK’da genel kurulun görev ve yetkilerindeki temel değişiklik nedir? Yeni kanun genel kurulu, önceki kanundaki yetkilerinin yanında, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı konusunda da yetkilendiriyor ve genel kurulun bu yetkisini devredemeyeceğini öngörüyor.

Yeni kanun genel kurul kararlarında aranan nisaplara ilişkin bir değişiklik öngörüyor mu? Yeni TTK, genel kurulun sermayenin dörtte birini karşılayan pay sahiplerinin varlığıyla toplanacağı prensibini muhafaza ediyor, ancak bu nisabın toplantı süresince korunması şartını getiriyor. Bunun yanında, ilk toplantıda bu çoğunluğa ulaşılamadığı takdirde ikinci toplantının yapılması için nisap aranmayacağı esası korunuyor. Esas sözleşme değişikliklerine ilişkin kararların da kural olarak şirket sermayesinin en az yarısının temsil edildiği genel kurulda oyların çoğunluğu ile alınacağı esası yeni kanunda da korunuyor. Buna karşılık, şirketin işletme konusunun tamamen değiştirilmesi, imtiyazlı pay oluşturulması ve nama yazılı pay devrinin sınırlandırılabilmesi kararlarının ancak esas sermayenin yüzde 75’inin olumlu oyu ile alınabileceği kabul edildi. Ayrıca rüçhan haklarının sınırlandırılması için aranan çoğunluk yeni kanunda esas sermayenin yüzde 60’ı olarak belirlendi. Bu nisaplar esas sözleşme ile ağırlaştırılabilecek.

ETBİR I KIRMIZI 53


İŞ DÜNYASI LİMİTED ŞİRKETLER KURULUŞ Yeni TTK’ya göre limited şirketler en az kaç kişi ile kurulabilir? Tek ortaklı limited şirket kurulabilmesi kabul edildi. Bu kişi gerçek veya tüzel kişi de olabilecek. Ancak ortak sayısı eski düzenlemede olduğu gibi üst sınır olarak 50’den fazla olamayacak.

Yeni TTK’ya göre limited şirketler asgari ne kadar sermaye ile kurulabilir? Sermayenin ödenmesi için öngörülen süreler nelerdir? Limited şirket esas sermayesi 10 bin TL’ye çıkarıldı. Asgari sermayesi 10 bin TL altında olan şirketlerin, 14 Şubat 2014 tarihine kadar sermayelerini 10 bin TL’ye yükseltmeleri gerekir. Yükseltmemeleri halinde infisah etmiş sayılacaklar.

Limited şirketlerin kuruluş aşamaları nelerdir? 1. Kurulacak şirkete ayni sermaye konuluyor ise (gayrimenkul, marka, patent, makine vb.) varlıklar sermaye olarak konuluyor ise değerlerinin bilirkişilerce belirlenebilmesi için Asliye Ticaret Mahkemesi’nden değerleme raporu alınmalı. 2. Ayni sermaye konulması halinde tapu, trafik vb. ilgili sicile şerh konularak şirket adına kayıt ettirilmeli. 3. Şirket sözleşmesi yazılı olacak şekilde hazırlanmalı, kurucular tarafından imzalandıktan sonra imzalar noter tarafından tasdik edilmeli. 4. Kurucular tarafından kurucular beyanı hazırlanmalı. 5. Esas sermayeyi oluşturan payların tamamının nakden ödenmesi taahhüt edilmiş ise

54 ETBİR I KIRMIZI

payların tamamı ve nakden ödenmeli. 6. Şirketin tescili için tüm ortakların ad soyadları veya ünvanları, yerleşim yerleri ile vatandaşlıklarını sermaye payları ve ödedikleri toplam tutar, müdürlerin kimlik bilgileri ile temsil yetkilerini içeren ve tüm müdürlerin kimlik bilgileri ile temsil yetkilerini içeren ve tüm müdürler tarafından imzalanan başvuru dilekçesi hazırlanmalı. 7. Şirket sözleşmesinin imzalarının noterce tasdikinden itibaren 30 gün içinde başvuru dilekçesi (ekinde kurucular beyanı, şirket sözleşmesi, müdürler ile denetçilerin seçimine ilişkin belge) ile tescil ve ilan için şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvurulmalı.

Limited şirketlerin kuruluş işlemleri denetlenecek mi? Yeni kanuna göre limited şirketin kuruluş işlemleri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca gerekli görülmesi halinde işlem denetçisi tarafından denetlenecek.

Yeni TTK’ya göre kurulacak limited şirketler hangi tarihte tüzel kişilik kazanmış sayılacak? Eski kanuna göre kurulmasına başlananların durumu ne olacak? Kurucuların şirket sözleşmesindeki imzalarının noterce onaylandığı ve taahhüt edilen ödemelerin yapılması ile kurulmuş sayılacak, ticaret siciline tescil ile de tüzel kişilik kazanacak. Kuruluş işlemlerine 1 Temmuz 2012’den önce başlayıp, bu tarihten önce tescili yapılmamış şirketler için özel bir düzenleme getirildi. 1 Temmuz 2012 tarihinden önce yapılmış, kurucuların imzaları

da bu tarihten önce noterden onaylatılmışsa ve anılan onay tarihinden itibaren bir ay içinde şirketin tescili için başvuru yapılmışsa, bu şirketin kuruluşu 6762 sayılı kanun hükümlerine tabidir. Eski TTK döneminde kurulmuş olan ve asgari sermaye sınırı altında kalan şirketlerin durumu ne olacak? Sermayenin ödenmesi için öngörülen süreler nelerdir? Limited şirket esas sermayesi 10 bin TL’ye çıkarıldı. Asgari sermayesi 10 bin TL altında olan şirketlerin, 14 Şubat 2014 tarihine kadar sermayelerini 10 bin TL’ye yükseltmeleri gerekir. Yükseltmemeleri halinde infisah etmiş sayılacaklar.

YÖNETİM VE TEMSİL Limited şirketlerde yönetim ve temsil için atanacak asgari müdür sayısı kaçtır? Kimler müdür olabilecek? Şirketi yönetmek ve temsil etmek için ortaklardan en az biri ya da şirket dışından biri müdür olarak seçilmeli; istenmesi halinde birden fazla kişinin müdür olarak atanması mümkün. Yeni düzenleme ile tüzel kişi ortakların müdür olarak seçilmelerine imkan tanındı. Şirket ortaklarından en az birinin, şirketi yönetme hakkının ve temsil yetkisinin bulunması, tek müdür mevcut ise o kişinin, birden fazla müdür var ise birinin yerleşim yerinin Türkiye olması ve bu müdürün şirketi tek başına temsile yetkili olması zorunluluğu getirildi. Şirketin birden fazla müdürünün bulunması halinde, bunlardan biri şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın, genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanacak.

Müdürlerin yüksek öğrenim görmüş ve T.C. vatandaşı olmaları zorunlu mu?


Şirket müdürlerinden en az birinin yerleşim yerinin Türkiye’de bulunması ve bu müdürün şirketi tek başına temsile yetkili olması gerekir. Müdürlerin yüksek öğrenim görmüş olma zorunluluğu bulunmuyor.

Müdürlerin görev süresi ne kadardır? Görevden alma süreci nasıl düzenlendi? Müdürlerin görev süreleri ile ilgili yeni ve eski kanunda herhangi bir düzenleme yapılmadı. Şirket müdürleri genel kurulda belirlenen süreler içinde görev yapabilir. Bu sürenin 1, 3, 5, 10 yıl olarak belirlenmesi mümkün.

Eski TTK döneminde atanan müdürler görevlerine devam edebilecek mi? Tüm ortakların müdür sıfatını haiz olduğu şirketlerde durum nasıl olacak? 1 Temmuz 2012 tarihi öncesinde, şirket sözleşmesi ile veya genel kurul tarafından müdür olarak seçilen kişilerin görevleri devam edecek. Eski kanunda müdür atanmadan da tüm ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare ve şirketi temsil etme hakları bulunmaktaydı. Yeni kanunda ise müdür veya müdürlerin şirket sözleşmesiyle ya da genel kurul tarafından atanması şartı getirildi. Tüm ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare ve şirketi temsil ediyorlarsa, bu durumda en geç 1 Ekim 2012 tarihine kadar şirket genel kurulunca müdür veya müdürlerin seçilmesi gerekir.

Birden fazla müdür olması halinde karar yeter sayısı nasıl düzenlendi? Yeni düzenlemede müdürler birden fazla ise biri, genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanmalı. Birden fazla müdürün olması halinde,

kararlar çoğunlukla alınacak, eşitlik halinde ise başkanın oyu üstün sayılacak.

Müdürler kurulu toplantıları elektronik ortamda yapılabilecek mi? Yeni düzenlemede şirket sözleşmesinde düzenlenmiş olması şartıyla müdürler kurulu toplantıları, tüm müdürlerin elektronik ortamdan katılımıyla yapılabileceği gibi, bazı müdürlerin fiziken mevcut bulundukları bir toplantıya diğer müdürlerin elektronik ortamdan katılımlarıyla da yapılması mümkün.

Müdürlerin bilgi alma ve inceleme hakkı nasıl kullanılacak? Müdürlerin şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi alma, inceleme ve soru sorma hakları düzenlendi. Bu haklarla ilgili müdürler kurulu başkanı veya diğer bir müdür tarafından engellenen müdürlere şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurma hakkı tanındı. Mahkemenin bu konudaki kararının kesin olduğu da hükme bağlandı.

GENEL KURUL Olağan genel kurul toplantıları hangi süre içinde yapılabilir ve bu toplantılarda ortakların temsili nasıl olacak? Yeni TTK’ya göre limited şirketlerde olağan genel kurul toplantısı, her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılır. Her ortak kendisini genel kurulda ortak olan veya olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilir.

Ortaklar bilgi alma ve inceleme hakkını nasıl kullanacaklar? Limited şirket ortakları, şirketin bütün işleri ve hesapları

hakkında bilgi vermelerini şirket müdüründen isteyebilecek ve belirli konularda inceleme yapabilecekler. Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verecek. Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir.

Genel kurulu toplantıya çağrı usulü nedir? Toplantılar elektronik ortamda yapılabilecek mi? Limited şirketlerde genel kurul, toplantı gününden en az 15 gün önce ortaklara haber verilmek kaydı ile şirket müdürleri tarafından toplantıya çağrılır. Şirket sözleşmesi bu süreyi uzatabilir veya 10 güne kadar kısaltabilir. Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla limited şirket genel kurullarına da uygulanır. Buna göre; genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan ilanla çağrılır. Pay defterinde yazılı pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir. Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı var olduğu

ETBİR I KIRMIZI 55


İŞ DÜNYASI sürece karar alabilirler. Ticaret şirketleri ile gerçek ve tüzel kişi diğer tacirlere ilişkin olarak, yeni TTK’nın zorunlu tuttuğu bütün işlemler elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile de yapılabilir. Bu işlemlerin dayanağı olan belgeler de aynı usulle elektronik ortamda düzenlenebilir. Bu anlamda, -esas sözleşmede düzenlenmiş olması şartıyla- limited şirket genel kurulları da elektronik ortamda yapılabilecek.

Borçlanma yasağı nedir? Yeni TTK, iştirak taahhüdünden doğan borç hariç, pay sahiplerinin şirkete borçlanmasını yasakladı. Ancak, bahse konu borcun şirketle, şirketin işletme konusu ve pay sahibinin işletmesi gereği olarak yapılmış bulunan bir işlemden doğmuş olması ve emsalleriyle aynı veya benzer şartlara tabi tutulması halini yasak kapsamı dışına çıkardı.

Borçlanma yasağına aykırı davranışın sonuçları nelerdir? Pay sahiplerinin şirkete karşı borçlanma yasağına aykırı davranışta bulunmaları durumunda, 300 günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılmaları söz konusudur.

gibi yönetim kurulu üyelerinin de şirkete karşı borçlanması yasaklandı. Bunun yanında, yönetim kurulu üyesinin kendisinin ya da alt ve üst soyundan birinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından birinin ortağı olduğu şahıs şirketleri ve en az yüzde 20’sine katıldıkları sermaye şirketleri, şirkete nakit veya ayın borçlanamazlar.

A.Ş.’lerde ‘kâr payı avansı’na getirilen yeni düzenleme nedir? Yeni TTK ile -daha evvel yalnızca halka açık anonim şirketler yönünden uygulanankâr payı avansına ilişkin getirilen düzenleme şu şekildedir: “Kâr payı avansı, Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olmayan şirketlerde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın bir tebliği ile düzenlenir.” Böylece, ilgili Bakanlıkça çıkarılacak tebliğ ile belirlenecek koşullar dâhilinde Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olmayan şirketler yönünden kâr payı avansı dağıtılması mümkün olacak.

Yeni TTK’nın yürürlüğe gireceği 1 Temmuz 2012 tarihinden önce, pay sahibi ve ortakların şirkete olan borçlarının, 1 Temmuz 2015 tarihine kadar nakdi ödeme yapılarak tasfiye edilmesi gerekecek.

İNTERNET SİTESİ ZORUNLULUĞU

A.Ş.’lerde yönetim kurulu üyelerinin şirkete borçlanmasına herhangi bir kısıtlama getirildi mi?

Yeni düzenlemeye göre; kanunun geneline hâkim olan “kamunun aydınlatılması ilkesi” gereği, her sermaye şirketi, bir internet sitesi açmak, şirketin internet sitesi zaten mevcutsa

56 ETBİR I KIRMIZI

İnternet sitesi kurma zorunluluğunun başlangıç tarihi nedir? Sermaye şirketleri, 1 Temmuz 2013 tarihine kadar internet sitesi kurma zorunluluğunu yerine getirecek.

Bu yükümlülüğe aykırı davranışların sonucu nedir?

1 Temmuz 2012’den önce alınmış olan borçların durumu ne olacak?

Anonim şirket pay sahipleri

bu sitenin belli bir bölümünü kanunda maddeler halinde sayılan; şirketçe kanunen yapılması gereken ilanlar, pay sahipleri ile ortakların menfaatlerini koruyabilmeleri ve haklarını bilinçli kullanabilmeleri için görmelerinin ve bilmelerinin yararlı olduğu belgeler, bilgiler, açıklamalar, genel kurullara ait olanlar dâhil her türlü çağrılara ait belgeler, raporlar, yönetim kurulu açıklamaları, finansal tablolar, kanunen açıklanması gerekli ara tablolar, özel amaçlarla çıkarılan bilançolar ve diğer finansal tablolar, pay ve menfaat sahipleri bakımından bilinmesi gerekli finansal raporlamalar, bunların dipnotları ve ekleri, denetçi, özel denetçi, işlem denetçisi raporları ile şeffaflık ilkesi ve bilgi toplumu açısından açıklanması zorunlu bilgiler gibi belli başlı hususların yayımlanmasına ayırmak zorundadır.

Anonim ve limited şirketlerde internet sitesi kurma zorunluluğu ve kapsamı nedir?

Yeni TTK’da öngörülen internet sitesi kurma yükümlülüğünü yerine getirmeyen anonim şirket yönetim kurulu üyeleri, limited şirket müdürleri ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirkette yönetici olan komandite ortaklar 6 aya kadar hapis ve 100 günden 300 güne kadar adli para cezasıyla ve aynı düzenleme uyarınca internet sitesine konulması gereken içeriği usulüne uygun bir şekilde koymayan yukarıda sayılan sorumlular, 3 aya kadar hapis ve 100 güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılabilecek.


YENİ TÜRK TİCARET KANUNU İLE İLGİLİ ÖNEMLİ TARİHLER 1 Temmuz 2012

6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihi.

15 Temmuz 2012

Herhangi bir sebeple bir anonim şirketin tek pay sahibi ve bir limited şirketin tek ortağı olan gerçek veya tüzel kişi, bu sıfatını, adını, adresini, vatandaşlığını, anonim şirketlerde yönetim kuruluna, limited şirketlerde müdüre veya müdürlere noter aracılığıyla bildirecektir. Bildirimin muhatapları, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde, Türk Ticaret Kanununun 338 ve 574 üncü maddelerinde öngörülen hususları tescil ve ilân ettirecektir; aksi hâlde anılan maddelerde öngörülen hukukî sonuçlar doğacaktır.

14 Ağustos 2012

Anonim şirketler yönünden esas sözleşme ve limited şirketler yönünden şirket sözleşmesi hükümlerinin Yeni Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu hale getirilmesi için son gün. (Belirtilen süre ilgili Bakanlıkça bir yıl uzatılabilecektir.)

1 Ekim 2012

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce atanan ve bu görevlerine devam eden tüzel kişi ortakların temsilcisi yönetim kurulu üyeleri ve müdürlerin istifa etmesi ve yeni atamaların yapılması için son gün. Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca, her iki tarafı tacir olmayan cari hesap sözleşmelerinden bileşik faiz öngören hükümlerin çıkartılması için son gün.

1 Ocak 2013 Anonim şirketlerin denetlenmesine ilişkin Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun 397 ilâ 406 ncı maddelerinin yürürlüğe girmesi. Finansal tabloların hazırlanmasında ve ticari defterlerin tutulmasında Türkiye Finansal Raporlama Standartları'nın (TMS/TFRS) uygulanmaya başlaması. Anonim şirket esas sözleşmeleri ile limited şirketlerin şirket sözleşmelerinde, Eski Türk Ticaret Kanunu’na göre düzenlenen genel kurul toplantı ve karar nisaplarının Yeni Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu hale getirilmesi için son gün. 14 Şubat 2013

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun 201. maddesinin 1. fıkrasında öngörülmüş bulunan oy haklarının kullanılmasına ilişkin sınırlamaya dair hükmün yürürlüğe girmesi. (Diğer haklarla ilgili sınırlamalar, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte uygulanmaya başlar.)

1 Mart 2013

Bağımsız denetçinin atanması için son gün.

1 Temmuz 2013

Her sermaye şirketi bu tarihe kadar bir internet sitesi açmak, şirketin internet sitesi zaten mevcutsa bu sitenin belli bir bölümünü Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda belirtilen hususlara tahsis etmek zorundadır.

1 Ekim 2013

Bu tarihe kadar internet sitesi açmamış, açılan internet sitesinin belli bir bölümünü Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen işlere özgülememiş yahut internet sitesine konulması gereken içeriği usulüne uygun olarak koymamış yönetim kurulu üyeleri, müdürler ve yönetici olan komandite ortaklar hakkında ceza hükümleri uygulama alanı bulacaktır.

14 Şubat 2014

Anonim ve limited şirket sermayelerinin Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen asgari sermaye tutarlarına yükseltilmesi için son gün. (Belirtilen süre ilgili Bakanlıkça en çok iki yıl uzatılabilecektir.)

1 Temmuz 2014

Bağlı şirketin, ana şirkette sahip olduğu oy haklarının kullanımına ilişkin Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun 201. maddesindeki kısıtlama uygulanmaya başlayacaktır. Bağlı şirketlerin, Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun 202. maddesi kapsamına giren kayıp ya da kayıpları var ise, hakim şirket tarafından denkleştirilmesi veya ilgili şirkete kaybı veya kayıpları denkleştirecek istem hakları tanınması için son gün.

1 Temmuz 2015

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlük tarihinden önce pay sahibi ve ortakların şirkete olan borçlarının nakdi ödeme yapılarak tasfiye edilmesi için son gün.

ETBİR I KIRMIZI 57


SAĞLIK

Ramazan’da bol kepçe yemekten uzak durun! Ramazan ayında gün boyu aç kalmaya bağlı olarak metabolizmanın yavaşlaması ve hareketsizlik genellikle kilo alınmasına yol açıyor. Ramazan ayını sağlıklı ve formda geçirmek içinse bu dönemde beslenme alışkanlıklarında birtakım değişiklikler yapılması şart!

K

işilerin beslenme alışkanlıkları ve besin tercihleri tatilde, mevsim değişimlerinde, iş değiştirince farklılaşabiliyor. Beslenmedeki farkılığın oluştuğu özel zaman dilimlerinden biri de Ramazan ayı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da uzun yaz sıcaklarına denk gelen Ramazan ayında tutulan oruçtan dolayı öğün sayısı günde ikiye düşüyor, aç kalınan saat sayısı da artıyor. Geçirilen bu uzun sü-

İftar menüsünde neler olmalı • Mutlaka sofralarımızda çorba olmalı. Çünkü mide hacmini dolduracağı için tokluk sağlıyor. • Bunun yanında et yemeği de olmalı. Çünkü günlük ihtiyacımız olan proteini belli miktarda her gün almamız gerekiyor. • Salata ya da sebze yemeği posa açısından zengin kaynaklar olduğu için hem doygunluğumuzu artırıp hem de bağırsaklarımızın düzenli çalışmasını sağlayacak. • Ardından misafir menüsü olarak tatlılar gelmeli. Bu tatlı çeşitlerini hamur tatlılarından değil sütlü tatlılardan seçmek daha doğru olacak.

58 ETBİR I KIRMIZI

reli açlığın sonucu olarak da besin tercihleri değişiyor. Daha kalorili, tatlı ağırlıklı ve bol kepçe bir beslenme alışkanlığı benimseniyor. Ancak Ramazan ayında şu üç yanlıştan uzak durulması gerekiyor: Bol kalori, bol kepçe ve bol tatlı. Ramazan ayının bu yıl temmuz-ağustos ayına gelmesi ile açlık süresinin uzayacağı da göz önüne alındığında oruç tutmak isteyenlerin tükettikleri besinlere daha özen göstermeleri gerekiyor.

Oruç tutarken sağlıklı beslenilebilir Öncelikle sahura kalkmadan oruç tutulmamalıdır. Sahurda kahvaltı sofrasında, peynir, zeytin, yumurta ve meyveyi mutlaka bulundurmamız gerekiyor. Bunlar hem tokluğu artırıyor, hem de kan şekerini hızlı yükseltmedikleri için açlık atakları yaşamamayı sağlıyor. İftar yemeğine hafif bir yemek olan çorba ve bir dilim ekmekle başlayıp, biraz ara verdikten sonra ızgara olarak hazırlanmış et, tavuk veya balık, zeytinyağlı bir sebze yemeği ve salata ile tamamlayabilirsiniz.


Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da uzun yaz sıcaklarına denk gelen Ramazan ayında tutulan oruçtan dolayı öğün sayısı günde ikiye düşüyor, aç kalınan saat sayısı da artıyor. Uzun süreli açlığın sonucu olarak da besin tercihleri değişiyor. Daha kalorili, tatlı ağırlıklı ve bol kepçe bir beslenme alışkanlığı benimseniyor. Uzun süren açlıktan sonra iftarda yemeğe ara vermek gerekir İftar sofrasında çorba salatadan sonra mutlaka ara verilmesi gerekiyor. Yemekten sonra yaklaşık 10 ya da 15 dakika ara vermek metabolizmamızın dinlenmesini sağlamanın yanısıra, doygunluk hissi oluşmasını da sağlayacaktır. Ayrıca iftardan sonra hemen tatlı yenmemelidir. İftardan 1–1.5 saat sonra ve küçük porsiyonlar halinde tatlı yenilmesi daha doğrudur.

İftarda ve sahurda su tüketilmeli Ramazan ayında su tüketimi havaların sıcak olması nedeniyle daha da önem kazanıyor. Günlük su ihtiyacımız 1,5–2 litreyken, sıcak aylarda bu gereksinim 2–2,5 litreye çıkabiliyor. Ramazan ayında ölçüsünü ayarlamak şartıyla kavun ve karpuz gibi sulu meyveler de yenilerek sıvı tüketimi artırılabilir.

Sahuru atlayarak oruç tutulmamalı Sahur öğününü kesinlikle atlamayın. Sahur öğününü atlamak hem metabolizmanızı daha da yavaşlatacak hem de açlık süresini yaklaşık 20 saate

çıkaracağından baş ağrısı ve kan şekeri düşüklüğü gibi sıkıntıların yaşanmasına sebep olacaktır.

Ramazanda kilo verildiği doğru mu • Bir anda öğün sıklığının azalmasına bağlı olarak kilo alabilirsiniz, Ramazan’da hareketsizliğe bağlı yağlanma artabilir. • Uzun süren açlık dönemlerinin, yavaşlayan metabolizmanın vücuda verdiği olumsuzlukları en aza indirmek için bu dönemde beslenmede birtakım değişiklikler yapılmalıdır. • Oruç tutmanın beslenme açısından en hassas yönü vücudun uzun süre besinsiz kalması nedeniyle, metabolizmada yavaşlamaya neden olabilir. • Sahur ve iftarda sıvı alımı çok önemli. Sıvı tüketimini artırmak için iftarda ilk yemek olarak çorba tercih edilebilir. • Bir anda fazla miktarda yemek yemenin vücuda yükleyeceği yükü azaltmak için iftar tek öğün yerine iki öğüne bölünerek tüketilmeli. • Gün boyu süren açlıktan sonra iftarda hızlı ve fazla yemek tüketilmemeli, yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yenmeli.

ETBİR I KIRMIZI 59


LEZZET

Anadolu’nun mutfak lezzetleri

kayıt altına alınıyor Dünyanın en tanınmış mutfakları arasında yer alan Türk Mutfağı’ndaki tarifleri kayıt altına almak ve yaşatmak üzere Kültür Bakanlığı çalışma başlattı.

T

üm illerde görev yapan Kültür Bakanlığı’nın İl Müdürlüklerindeki uzmanlar, yöredeki özel yemekleri tespit ederek bu konuda çalışma yapacaklar. Anadolu’nun çeşitli yörelerindeki lezzetler bugüne kadar kayıt altına alınmamış ve mutfaklarda kadınlar kanalı ile bugüne aktarılan yöredeki özel yemekler, Kültür Bakanlığı uzmanları tarafından kayıt altına alınacak.

Türkiye’nin lezzet haritası 2008 yılının başında Ankara Ticaret Odası (ATO) ile Ankara Patent Bürosu, Türkiye’nin lezzet haritasını çıkarmıştı. 81 ili kapsayan lezzet haritasına göre, Türkiye, 2 bin 205 çeşit yöresel yiyecek ve içecekten oluşan zengin mutfağıyla dikkat çekiyor. Örneğin, Amasya ve Afyon’un “sakala çarpan çorbası”, Aydın’ın “kulak çorbası”, Bolu’nun “kedi batmaz”ı, Denizli ve Çanakkale’nin “kaçamak”ı, Rize’nin “enişte lokumu”, Şanlıurfa’nın “şıllık tatlısı”, Kocaeli’nin “otur fatma tatlısı”, Kütahya’nın “tosunum”u, Tokat’ın “bacaklı çorbası”, Amasya’nın “kesme ibik çorbası” ve “eli böğründe”si, Balıkesir’in

60 ETBİR I KIRMIZI


“mafiş tatlısı”, Artvin’in “püşürük çorbası”, Bartın’ın “pumpum çorbası”, Malatya’nın “kurşun geçmez köftesi”, Kırklareli’nin “sulu kaçamak” ve “kuru kaçamak”ı, Isparta’nın “kuyruğu sulu”su ve “derdimi alan”ı, ilginç isimli yiyecekler arasında yer alıyor.

Gaziantep mutfağı başı çekiyor Çeşit açısından Türkiye’nin en zengin mutfağına sahip ili Gaziantep olarak belirlendi. Gaziantep mutfağı tam 291 çeşit yemek, tatlı ve içecekten oluşuyor. Malhıtalı (mercimekli) köfte, yoğurtlu ufak köfte, yağlı köfte, iç katması (kısır), tene katması, haveydi köftesi, omaç, sini köftesi, süzek yapması, cağırtlak kebabı, ayva kebabı, elma kebabı, lebeniye, öz çorbası, maş çorbası, şirinli çorba, beyran, topaç, Köse Sefer kabağı dolması, loğlazlı aş, çiğdem aşı, ekşili daraklık tavası, beyran, şiveydiz, acur oturtması, kakırdak böreği, loğlaz piyazı, yarpuz piyazı, at elması turşusu, çelem tur-

şusu Gaziantep’in ünlü yemeklerinden bazıları olarak sıralanıyor. İkinci sırada Elazığ geliyor. Elazığ mutfağı tam 154 çeşit yemek, tatlı ve içecekten oluşuyor. Fasulye çorbası, lobik çorbası, anamaşı, kelecoş, taraklık, kındık köfte, küncülü köfte, muhaşerli köfte, işkene, sapan dolması, kibe dolması, çaypalası, pirpirim boranı, tavşan üfelemesi, kırmanlı pilav, simit pilav, nohut ekmeği, fodula, zarafat, patila, heside, dolanger, hürriyet kadayıfı, orcik, pilit ve gah, Elazığ’ın ünlü yemekleri arasında yer alıyor. 93 çeşit yiyecekle Ankara da zengin bir mutfağa sahip iller arasında. Başkent’in ünü il sınırları dışına taşan Ankara Tavası’nın dışında alabörtme, calla, bici, ilişkik, sızgıç, siyel, pıtpıt pilavı, tohma, altüst böreği, entekke böreği, hamman, papaç, yalkı, carcıran, köremez, tamtak tiridi, öllüğün körü, bırtlak, bezdirme, gizleme, kartalaç ve saçkıran gibi ilginç yöresel yemekleri de bulunuyor. Bölgeler arasında İç Anadolu, 455 çeşit yiyecek ve içecek çeşidiyle ilk sırada yer alıyor. Bu bölgeyi 425 çeşit ile Doğu Anadolu, 398 çeşit ile Güneydoğu Anadolu ve 397 çeşit ile Karadeniz Bölgesi izliyor. Akdeniz ve Marmara Bölgesi 184 çeşit, Ege Bölgesi 162 çeşit yiyecek ve içeceğe sahip.

Çiğköfte, keşkek ve künefe paylaşılamıyor Türkiye’nin lezzet haritasında, pek çok ilin sahip çıktığı çok sayıda yiyecek de bulunuyor. Paylaşılamayan yiyeceklerin başında çiğ köfte ve künefe geliyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya özgü olup bütün Türkiye’nin tanıdığı bir yiyecek olan ‘çiğ köfte’ye, Urfa, Adıyaman, Batman, Mardin ve Osmaniye, ‘künefe’ye ise Hatay ve Elazığ sahip çıkıyor. ‘Mantı’ da pek çok ilin mutfağında yer almakla birlikte en ünlüsü Kayseri mantısı olarak görülüyor. Aşurelik buğday, nohut ve lola kemiğinin su ve tuz ilave edildikten sonra çömlekte ve odun ateşiyle ısıtılmış fırında pişirilmesiyle yapılan ‘keşkek’ ya da “helise” de çok sayıda ilimizin mutfağında yer alıyor. Afyon, Amasya, Ankara, Balıkesir, Bilecik, Bitlis, Bursa, Çankırı, Çorum, Denizli, Elazığ, Mardin, Muğla, Ordu, Samsun ve Tunceli, keşkek’in özel yemek sayıldığı iller arasında bulunuyor. Lor peyniri, irmik, un, şeker ve margarinle yapılan bir tatlı olan “höşmerim” ise Aksaray, Amasya, Ankara, Balıkesir, Bolu, Manisa ve Uşak’ın ortak lezzeti. Daha çok İç Anadolu’da bilinen ‘madımak’ da Amasya, Çorum ve Yozgat’ın yöresel mutfağı içinde önemli bir yere sahip bulunuyor.

ETBİR I KIRMIZI 61


ÜLKE RAPORU

POLONYA

Avrupa’nın dördüncü büyük hayvancılık ülkesi Avrupa kıtasının coğrafi merkezinde yer alan köprü konumundaki Polonya; nüfus bakımından Avrupa’da 8., dünyada 29. ve sahip olduğu alan bakımından da Doğu Avrupa’nın 3. büyük ülkesi durumunda. Yıllık nüfus artış oranı -% 0.03 olan ülkede çalışan nüfus 23.7 milyon. Çalışan kesimin % 27.4’ü tarım, % 22.1’i sanayi ve % 50.5’i hizmet sektöründe istihdam edilmekte. Polonya’daki işsizlik oranı ise % 15.

Polonya Ekonomisi

P

olonya, batısında Almanya, doğusunda Beyaz Rusya, Ukrayna ve Litvanya, güneyinde Çek Cumhuriyeti ve Slovakya, kuzeyinde Rusya Federasyonu olmak üzere toplam 2.888 km uzunluğunda kara sınırına sahip. Komşularıyla en uzun sınır 658 km ile Çek Cumhuriyeti ile, en kısa sınır ise 91 km ile Litvanya arasında. Ülkenin ayrıca, 491 km‘lik Baltık Denizi kenarında uzanan kıyıları da mevcut.

62 ETBİR I KIRMIZI

Polonya, 312.685 km’lik yüzölçümü ve 38.6 milyon nüfusu ile Avrupa kıtasının coğrafi merkezinde yer alan köprü konumundaki bir ülke. Ülke, nüfus bakımından Avrupa’da 8., dünyada 29. ve sahip olduğu alan bakımından da Doğu Avrupa’nın 3. büyük ülkesi durumun bulunuyor. Polonya’nın başkenti ve en büyük şehri Varşova (1.6 milyon), diğer önemli şehirleri ise Lodz, Krakov, Wroclav, Poznan, Katoviçe ve Gdansk.

Polonya yüzölçümü, nüfus ve ekonomik potansiyeli ile orta büyüklükte bir Avrupa ülkesi. GSYİH’da son yıllardaki artış nedeniyle dünya ekonomisindeki önemi ve payı yükselmekte. Özelleştirme uygulamaları neticesinde 1996 yılından beri ülke merkez ve Doğu Avrupa ülkeleri içerisinde en fazla doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına konu olan ülke durumunda. Polonya 1989 yılına kadar merkezi planlamaya dayalı bir ekonomik politika izlemişti. Karar mekanizmasını ise piyasa güçleri yerine devlet oluşturmuştu. Merkezi planlamaya dayalı sisteme 1989 yılında son verilmesini müteakiben göreve gelen hükümet serbest piyasa ekonomisine geçiş yönünde ekonomik politikalar izledi. Özelleştirme, ekonomik reformlar içerisinde önemli bir yer tuttu. 1990-1998 döneminde sayı olarak devlet işletmelerinin 6.129’una denk gelen %70’i özelleştirilmiş ve özelleştirme mülkiyet hisse


Başkent: Varşova Yüzölçümü: 312,7 bin km. Nüfus: 38,6 milyon (BM 2003) Dil: Lehçe Ortalama yıllık gelir: 4,570 $ GSMH: 240 milyar $ GSMH (kişi başına): 3.720 $ İthalat: 42.7 milyon $ İhracat: 28.4 milyon $ Dış Ticaret Hacmi: 78 milyar $ Dış Ticaret Dengesi: 18 milyar $

devri, direk satışlar ve çalışanlara devir şeklinde gerçekleştirilmiş. Toplam endüstriyel üretimin % 69,5’i, toplam istihdamın % 69,7’si, toplam yatırımların % 66,9’u özel sektör tarafından gerçekleştirilmekte. Polonya 1 Mayıs 2004’te Avrupa Birliği’ne üye oldu.

Tarım ve Hayvancılık Polonya’da tarım kesiminin sosyal ve politik ağırlığı devam ediyor. İşgücünün % 27,1’i (4,2 milyon) tarım kesiminde istihdam edilmekte. Bu oran toplam çalışan işgücünün 1/3’ünden daha fazlasına tekabül ediyor. Tarım kesiminin toplam istihdam GENERAL INFORMATION ABOUT POLAND

T\ <w wk <w9 (\k <3U \|Uwk< o o ±ÿð ʢɓʜ <NN<\Uɐ |w w9 N U \( wk <U 3k<ɪ(\\ hk\ | wo o wk <w<\U NN h\o<w< ɷ±ÿð ʛɓʝ <NN<\Uɸɓ ú9 hk< o \( kw <U hN Uw hk\ | wo k ow<NN 9<39ɓ ÅU |3|ow ʜʚʛʛɐ w9 h|k 9 o<U3 hk< \( 9 w o ʛʡʫ 9<39 k U \( k o ʟʚʫ 9<39 k w9 U <U ʜʚʛʚɓ U<T N hk\ | wo k No\ T\k h Uo< w9 U <U w9 hk <\|o kɒ wwN ʝʞʫɐ h\|Nwk U T<NK ʛʠʫ U h<3o ʠʫɓ

içerisindeki payı zaman içinde düşerken Polonya, tarımın yeniden yapılandırılması konusunda AB’nin desteğini almakta. Rusya ve Ukrayna hariç tutulduğunda tarımsal alan büyüklüğü açısından Avrupa’nın 3. büyük ülkesi olan Polonya’da toplam tarım arazisi büyüklüğü 18,4 milyon hektar ile ülke yüzölçümünün % 59’unu oluşturuyor. Toplam tarım arazisinin % 76’sını ekilebilir alanlar (14,1 milyon hektar), %12,9’unu çayır ve meralar (4 milyon hektar) ve % 0,9’unu meyve bahçeleri (0,3 milyon hektar) oluşturmakta. Polonya’nın tarımsal arazisinin %92,3’üne tekabül eden 17 milyon hektarın özel sektör mülkiyetin. Kalan 1,4 milyon hektar ise kamu sektörünün elinde bulunmakta. Tarım arazisinde en verimli topraklar ülkenin güney ve batı bölümlerinde bulunuyor. Ülkenin orta, kuzey ve doğu bölümlerinde ise hayvancılık yaygın. Polonya’daki hayvancılık esas olarak domuz ve sığır üretimine dayalı. Ortalama tarımsal işletme büyüklüğü 8,2 hektar olan ülkede aile işletmelerinin 1/3’ü kendi ihtiyaçları için üretim yapıyor. Yüksek miktardaki ucuz yem stokları ile büyükbaş hayvan varlığında Avrupa’nın dördüncü büyük ülkesi konumunda. Ülkenin

sığır varlığı 5.559.500 baş. Sığır ırklarının % 14,1’ini suckler oluşturuyor. Et işleme sektörü Polonya’daki en büyük imalat sanayi sektörlerinden biri ve sektörde aşırı kapasite mevcut. Hayvansal üretim 376.000 tona ulaşmış durumda. Polonya, AB’ye 2000 yılından başlamak üzere hassas ürünler olarak tanımladığı domuz eti, tereyağı ve buğdayda gümrük tarifelerinden muaf ithalat kotaları tanımış. Bu kotalar her yıl %10 artırılmakta. Sözkonusu anlaşma yaklaşık 870 milyon $’lık tarım ürünleri ticaretini kapsıyor. Ortak Tarım Politikası çerçevesinde, AB’nin çiftçilere tanıdığı tüm desteklerden Polonya çiftçileri de yararlanıyor.

ETBİR I KIRMIZI 63


OTOMOTİV

Yeni Isuzu D-Max Türkiye’de

Piyasaya çıktığı 2002 yılından beri tüm dünyada 2 milyonun üzerinde satış yapan Isuzu’nun güçlü pick-up’ ı D-Max, tüm dünyadaki kullanıcılarının beklentileri doğrultusunda daha güçlü olmak üzere yeniden tasarlandı.

İ

lk jenerasyon Isuzu D-MAX, Isuzu’nun yüzyılı aşkın süredir sahip olduğu araç üretim deneyimi ve dünyanın en kaliteli dizel motoru ile kısa zamanda zirveye tırmanmıştı. 2004 yılında pick up pazarını, arazi vitesi yerine 4x4’ e düğme ile geçiş sağlayan “Shift on the Fly” sistemiyle tanıştıran Isuzu D-MAX, otomatik vites seçeneğini de sunan ilk pick up olmuştu. Isuzu’nun yüzyılı aşkın araç

üretim deneyimiyle baştan yaratılan yeni Isuzu D-MAX şimdi bir öncekinden daha sportif, güvenli ve güçlü bir araç olarak pazara giriş yapıyor. Agresif ve sportif dış görünüş
 Sunduğu üstün performans, mükemmel oranlara sahip ve görsel uyum sergileyen akıcı tasarım çizgileri, yan profilden arka kısma kesintisiz uzanan karakter çizgileri ile “sportif” bir tarza sahip olacak

şekilde yeniden tasarlanan yeni ISUZU D-MAX, kaslı çamurluk ve kama şeklindeki dizaynı ile güçlü ve atletik bir görünüme sahip. Tümüyle yenilenen kabin tasarımı daha fazla alan ve daha fazla şıklık ile hoş bir seyahat keyfi sunuyor. Binek segmentinde görmeye alışık olduğumuz arka stop lambalarında kullanılan LED tipi aydınlatma ve projeksiyon tipi ön farlar ile ISUZU D-MAX kendi segmentinde bir ilke imza atıyor. Üstün aktif ve pasif güvenlik öğeleri
 Yeni ISUZU D-MAX üstün güvenlik sistemleriyle donatıldı. Tüm versiyonlarında standart olarak sunulan sürücü, yolcu, yan ve perde hava yastıkları, kilitlenmeyi önleyici fren sistemi (ABS), çekiş kontrol özelliğine (TCS) sahip elektronik stabilite kontrol sistemi (ESC), panik fren yardım sistemi (BAS) ve güçlendirilmiş yeni kabin iskeleti ile yeni ISUZU D-MAX daha güvenli sürüş keyfi sağlıyor.

64 ETBİR I KIRMIZI


Yeni ISUZU D-MAX • Üstün aktif ve pasif güvenlik özellikleri
 • Aerodinamik sportif tasarım
 • Twin turbo 163 ps dizel motor ve 400 Nm tork
 • Düşük yakıt tüketimi

4.000.000 km test edildi
 Isuzu için güvenlik kadar güvenilirlik de önemli. Bunun için yeni ISUZU D-MAX 4 milyon kilometre boyunca çok sayıda test sürüşüne tabi tutuldu. Bu mesafe dünya etrafında atılan 100 tura eşdeğer. Bu ise yeni D-MAX ile uzun yıllar boyunca büyük işler yapılabileceği anlamına geliyor. Yeni twin turbo, güçlü ve verimli motor
 Isuzu mühendisleri, yeni D-MAX’i geliştirirken motorun tepkisinden veya güç çıkışından ödün vermeksizin yakıt tüketimi ve emisyon konularına daha fazla odaklandı. Devir aralıklarında daha iyi tepki sağlayan “Twin Turbo” sistemi

ile tüm düşük motor devirlerinde daha fazla performans, daha fazla yakıt tasarrufu ve daha az egzoz emisyonu sağlandı. Yeni 4JK1-TCHi motor, daha iyi yanma performansı sağlayan, daha iyi yakıt ve hava karışımı gerçekleştiren “Yüksek Türbülans” özelliğine de sahip.
Yeni Isuzu D-MAX, ülkemizde 163 beygir gücünde ve 400 Nm torka sahip 2,5 lt dizel twin turbo motor ile satışa sunulacak. Sınıfının en düşük sürtünme katsayısı (Cd)
 Yeni Isuzu D-MAX selefine kıyasla % 5 daha az sürtünme katsayısı ile daha az yakıt tüketimi ve daha fazla performans vaad ediyor. Düşük sürtünme katsayısı ise daha az kabin gürültüsü

anlamına geliyor. Modernleşen 4x4’e geçiş sistemi ve kullanım kolaylığı
4x 4’e geçişleri şık tasarımlı bir düğmede toplayarak sürücüye kullanım kolaylığı sağlıyor.
Otomatik cam ana kontrol düğmeleri, sürücüye ergonomik bir kullanım sağlamak üzere direksiyon simidinin bitişiğine yerleştirilmiş. Daha büyük tasarlanan kontrol düğmeleri ergonomiyi arttırıyor. Yeni D-Max’taki iç kapı kolları, çok büyük ellere sahip kullanıcıların veya eldivenli kullanıcıların bile rahatlıkla kullanabileceği şekilde tasarlanmış.
Otomatik ayarlanabilen, katlanabilen ve ısıtmalı sinyalli yan aynalar ise hem güvenliği hem de konforu sağlıyor. Direksiyondan kumandalı live surround ses sistemi ve cruise control (hız sabitleyici) ise konforlu sürüş sağlıyor. Haziran 2012’de satış sunuldu Yeni Isuzu D-Max, ülkemizde çift kabinde 58.000 TL’den başlayan tavsiye edilen anahtar teslim perakende satış fiyatları ile Haziran ayının ikinci yarısında satışa sunuldu. 6 ileri manuel ve 5 ileri otomatik vites seçeneği, 4x2 ve 4x4 olarak farklı çekiş sistemlerinde çift kabinde beş farklı paket seçeneğine sahip olacak yeni ISUZU D-MAX’in 4x4 V-Cross paketinde deri koltuk, ısıtmalı ön koltuklar, elektrik kumandalı sürücü koltuğu, iklim kontrollü klima ve yan basamak öne çıkan özellikler.

ETBİR I KIRMIZI 65


SEKTÖRÜN ETKİNLİK TAKVİMİ

GIDA FUAR ve ETKİNLİKLERİ TEMMUZ 2012 4 – 6 Temmuz 2012 “Food Factory 2012, 6th International Conference on the Food Factory for the Future” / Laval, Fransa.

6 – 9 Eylül “27. Uluslararası Ambalaj, Paketleme ve Gıda İşleme Sistemleri Fuarı” İstanbul Fuar Merkezi/Cnr Expo, Yeşilköy, İstanbul Bilgi için: ITE TURKEY / E Uluslararası Fuar Tanıtım Hizmetleri A.Ş.

Gıda Fabrikası 2012, 6. Uluslararası Geleceğin Gıda Fabrikası Konferansı

Tel: (212) 291 8310 (pbx), Faks: (212) 240 4381,

Bilgi için: Laval Mayenne Technopole,

Web: www.ite-ipack.com, www.euf.com.tr

E.mail: info@ite-turkey.com,

LMT. 6, rue Léonard de Vinci – BP 0119 – 53001 Laval cedex, Fransa. Tel: +33 2 43 49 75 24, Faks : +33 2 43 49 75 72, E.mail: chomel@laval-technopole.fr,

20-23 Eylül İstanbul Gıda-Tek 2012

Web : www.food-factory.fr, www.food-factory.se

7. Gıda ve İçecek Teknolojileri, Gıda Güvenliği, Katkı ve Yardımcı Maddeler, Soğutma, Havalandırma, Depolama Sistemleri ve Lojistik Fuarı

22 – 25 Temmuz 2012

Tüyap Fuar Merkezi, Beylikdüzü, İstanbul

“The International Association for Food Protection, 2012 Annual Meeting, IAFP 2012”

Tel: (212) 867 11 00, Faks: (212) 886 66 98

Bilgi için: Tüyap Fuarcılık A.Ş.

Rhode Island Convention Center.

E.mail: tanitim@tuyap.com.tr,

Providence, Rhode Island. ABD.

Web: www.tuyap.com.tr

Uluslararası Gıda Güvenliği Derneği, 2012 Yıllık Kongresi Bilgi için: International Association for Food Protection.

24 – 27 Eylül

6200 Aurora Avenue, Suite 200W Des Moines, IA 50322-2864 ABD.

20. Uluslararası Gıda ve Gıda Teknolojileri-Makineleri Ambalaj Paketleme ve Fuarı

Tel: +1 (515) 276 3344, Faks: +1 (515) 276 8655

Riyad, S. Arabistan

E.mail: info@foodprotection.org,

Bilgi için: Faruk Köksal, MESSE TURKEY

Web: www.foodprotection.org/events/iafp-annualmeeting/

Bağdat Caddesi No:166/6 Çadırlı Apt B Blok, Kat:4 34730 Selamiçeşme, Kadıköy, İstanbul.

EYLÜL 3 – 7 Eylül “23rd International ICFMH Symposium, FoodMicro 2012” Grand Cevahir Hotel and Convention Center. İstanbul 23. FoodMicro2012 Kongresi Bilgi için: Tel: (312) 219 5700/375, Faks: (312) 219 5701, E.mail: info@foodmicro2012.com,

Tel: (216) 385 3264, 358 0103, (541) 547 6100, Faks: (216) 385 1653, E.mail: info@messeturkey.com, Web: www.messeturkey.com

EKİM 10 – 12 Ekim Türkiye 11. Gıda Kongresi

Web: www.zed.com.tr, www.foodmicro2012.com

Hatay

6 – 9 Eylül

Ankara Üniversitesi, Gıda Mühendisliği Bölümü. 06110 Dışkapı, Ankara.

“20. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı”

Tel: (312) 596 1180, Faks: (312) 317 8711,

İstanbul Fuar Merkezi/Cnr Expo, Yeşilköy, İstanbul

E.mail: hatay11gidakongresi2012@gmail.com,

Bilgi için: ITE TURKEY / E Uluslararası Fuar Tanıtım Hizmetleri A.Ş.

gida@gidadernegi.org,

Tel: (212) 291 8310 (pbx), Faks: (212) 240 4381, E.mail: info@ite-turkey.com, Web: www.ite-gida.com, www.euf.com.tr

66 ETBİR I KIRMIZI

Bilgi için: Gıda Teknolojisi Derneği

Web: www.gidakongresi2012.org


67


68

www.konet.com.tr


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.