05 2014
Ekonomi Araştırması
Doğalgaz tüketimi artıyor, depolama kapasitesi yerinde sayıyor TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu;
Türkiye ekonomisi büyüme sürecine devam ediyor RÖPORTAJ
Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut; Yeni Türk Ticaret Kanunu
NELER GETİRDİ
Pazarlama karması ve
pazarlamanın 4P’si… Evde gıda güvenliğini sağlamanın temel kuralları İzmit tarihinin tanığı
“Sırrıpaşa Konağı”
Yeni bir yönetim ve yeni bir vizyon ile yeniden merhaba u
u
1
2
u
u
BU SAYIDA NELER VAR?
KÖRFEZ VİZYON Körfez Ticaret Odası (KTO) Süreli Yayın Organı 2014 / 1 Yıl: 5 Sayı: 5
04
KÖRFEZ TİCARET ODASI • Yeni, misyonumuz ve politikalarımız
31
İNOVASYON&ARGE • İşletmelerin sırat köprüsü: İNNOVASYON ve ARGE
06
BAŞKANDAN • Yeni bir yönetim ve yeni bir vizyon ile merhaba
34
TÜKETİCİ • Tüketicinin Korunması Kanunu Neler getiriyor?
08 10
MECLİS BAŞKANINDAN
36
TOBB BAŞKANI YAZIYOR • Türkiye ekonomisi büyüme süreci devam ediyor
HUKUK • TİCARET KANUNU’NA GÖRE Ticari Defterler Tutma Yükümlülüğü, Defter Türleri ve Tasdikleri
12
HABERLER • TOBB Akredite yolculuğumuz başladı • TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu 24 Saat Körfez İlçenin Yanındayım • Dış Paydaş Çalıştayımızı Tamamladık • İç Paydaş Çalıştayımızda Üyelerimize Odamızı Sorduk • Odamız Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran’ı Ağırladı • Dış Ticaret Eğitimimi • Kocaeli Vergi Dairesi Başkanı Ziyaretimiz • Üyelerimizi ziyaret ediyoruz • Odamızda göz sağlığı konuşuldu • Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarına gezisi • Körfez Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı’na Ziyaret • Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ı ziyaret ettik • Meslek Komitelerimizle Performans Değerlendirme Eğitimimizi Tamamladık • Körfez Ticaret Odası Üyelerine İmar Yönetmeliği Anlatıldı • Gebze Orhangazi İzmir Otoyolu İzmit Körfez Geçiş Köprüsü Gezimiz • Körfez İlçe Kaymakamı Mahmut Şirinoğlu’na Veda Ettik
39
GÜNCEL • Yeni Türk Ticaret Kanunu NELER GETİRDİ • 6552 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırılma 1 Aralık 2014 tarihine kadar yapılması gerekiyor.
42
TARİH • İzmit Tarihinin Tanığı “Sırrıpaşa Konağı”
44
KİŞİSEL GELİŞİM • Kişisel gelişim ve özgüven için 14 öneri
46
MARKA • MARKAYA DEĞER KATMA, Kurum Kimliği Oluşturma
49 50
KİTAP
AKTÜEL HABER • Evde gıda güvenliğini sağlamanın Temel kuralları
52
İŞ DÜNYASI • Pazarlama karması ve pazarlamanın 4P’si…
55
YEŞİL ÇEVRE • Yüksek performanslı Çevre Dostu Yeşil Binalar
58
BESLENME • Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay’dan Karatay Diyeti’yle 24 saat
60
SAĞLIK • Günümüzün en yaygın rahatsızlıklarından biri Bel ve sırt ağrıları
62
SAĞLIK • Ticari araçlarda yeni opsiyonlar Ford Transit Custom ve Tourneo Custom modellerinde
64
GEZİ • Tarihle içiçe bir sonbahar tatili için Dubrovnik
66
SUDOKU
İMTİYAZ SAHİBİ KÖRFEZ TİCARET ODASI Adına Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa EFE
YAYIN KURULU Güngör AYHAN Sedat ZIMBA Veli YILDIZ Yasemin SEZER SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Yasemin SEZER EDİTÖR Yrd. Doç. Dr. Ayla TORUN TASARIM VE UYGULAMA Afiş İletişim www.afisiletisim.net e-posta: afis@afisiletisim.net BASKI CNR BASIM Çınar Tanıtım Matbaacılık Ltd. Şti. Sanayi Mah. Ömer Türkçakal Bulv. Gökmavi Sok. No: 3 41040 İzmit Kocaeli / Türkiye Tel: 0.90.262.325 56 56 www.cnrbasim.com.tr bilgi@cnrbasim.com.tr
24
Bu dergi içeriğindeki tüm yazı ve resimler kaynak gösterilmeden ve izin alınmadan kullanılamaz. Tüm yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Körfez Vizyon Dergisi Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir.
27 28
KÖRFEZ TİCARET ODASI Hacı Osman Mah. Hızır Reis Cad. No: 130 P.K: 41780 Körfez/KOCAELİ Tel: 0 262 528 48 00 Faks: 0 262 528 83 22 www.korfezto.org.tr e-posta: korfezto@tobb.org.tr
RÖPORTAJ • Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut; “Öncelikli hedefimiz Tüpraş’ın bölgesel ve küresel rekabet gücünü en üst düzeye çıkarmak” BİLİYOR MUSUNUZ? • Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) ve E - İmza Uygulamaları EKONOMİ ARAŞTIRMASI • Doğalgaz tüketimi artıyor, depolama kapasitesi yerinde sayıyor
RÖPORTAJ Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut;
24
u
u
3
u
KÖRFEZ VİZYON
u
Üyelerimiz ile birlikte, ekonomiye yön veren bir kent olmanın gururunu yaşıyoruz VİZYONUMUZ
• Çevreye duyarlı sanayi kültürünü oluşturmak,
İnsan kaynağına ve üye profiline özenilen yönetişim (katılımcı yönetim) anlayışı ile ilçenin sosyal ve ekonomik hayatını canlandırarak toplumsal memnuniyeti artırmak.
• Bölgedeki ve yakın ilçelerdeki yatırım alanlarını teşvik etmeye yönelik çalışmalar yapmak, • Küçük ölçekli firmaların şirket ortaklıkları yapması konusunda teşvikte bulunmak, • Teknolojik ve fiziksel altyapıyı sürekli iyileştirmek,
MİSYONUMUZ
• Üyelerine dış ticaret konusunda destek olmak,
5174 Sayılı TOBB Kanununun verdiği yetkiler ışığında;
• Yerel kurumlarla ortak hareket platformu oluşturmak,
• Paylaşmak ve gelişmek, üyelerinin ve ticari faaliyette bulunan tüm kuruluşların ihtiyaçlarını doğru algılamak, bu ihtiyaçların karşılanmasında planlayıcı ve uygulayıcı olarak aktif rol almak,
• Üyelerin yasal gelişmeler hakkında bilgilendirilmesini sağlamak,
• Kurumsal yapılanma sürecini iyileştirmek,
• Üye ve personel memnuniyetini ve gelişimini artırarak hizmet kalitesini sürekli iyileştirmek.
• Yeni yatırımlar için özendirici şartların oluşmasına liderlik etmek,
• Üyelerin haklarının ve çıkarlarının korunmasını sağlamak,
TEMEL DEĞERLERİMİZ
ETİK DEĞERLERİMİZ
• Kanunlara Uyan
• Ulaşılabilirlik
• Yalın
• Çalışkan
• Vakıflık
• İyi niyetli
• Etkili
• Yaratıcılık
• Güler yüzlü
• Önyargısız
• Önderlik
• Pozitif
• Samimi
• Kişisel Verilerde Gizlilik
• Adil
• Sorumluluk Sahibi
• Güncellik
• Dürüst
• Nitelikli
• Girişimcilik
• Tarafsız
• Çevreye duyarlı
• Katılımcılık
• Saygın ve saygılı
• Güvenilirlik
• İnsan haklarına saygılı
KALİTE POLİTİKAMIZ
• Hesap Verebilirlik
• Azimli
• Şeffalık
• Demokrat
• Üyelerinin memnuniyeti ve gelişimini arttırmak,
• İnovasyon
• Güvenilir
4
u
u
• Çalışanların mutluluğu ve kalifikasyonunu arttırmak,
• Oda bünyesinde gerçekleştirilen tüm işlerin hızlı ve hatasız olmasını sağlamak, • Teknolojik gelişmeleri takip ederek sisteme dahil etmek • İş Sağlığı ve Güvenliği konularında faaliyetler gerçekleştirmek
• Odanın yatırımlarını en ideal şekilde değerlendirmek, • Mali açıdan risk teşkil edecek olan hususları belirleyip ve periyodik olarak gözden geçirip önleyici faaliyetler planlamak, • Odanın mali gücünü sürekli olarak iyileştirmek,
• Çevreyi korumak ve bu bilinci yaygınlaştırmak
Politikamızın esaslarını oluşturmaktadır
• Bölgede sosyal sorumluluk projeleri geliştirerek üye dışı olan yurttaşlara hizmet verebilmek
ÜYE İLİŞKİLERİ POLİTİKAMIZ
Kalite Politikamızın temelini oluşturmaktadır.
İNSAN KAYNAKLARI POLİTİKAMIZ • Yapılan işin niteliğine uygun olan aday personeli belirlediği ve karar verdiği seçme & değerlendirme süzgecinden geçirerek işe almak,
• Üyelerin sorunlarını ilgili kanunun verdiği yetkilere dayanarak çözmek, • Üyelerin ilçe, şehir ve ülke erklerinden olan talepleri konusunda lobicilik yaparak seslerinin duyurulmasını sağlamak, • Üyelerin eğitim ihtiyaçlarını tespit ederek giderilmesini sağlamak,
• Tüm bölümlerde oryantasyonunu sağlamak,
• Üyelere güler yüzlü ve kaliteli hizmet verebilmek,
• İş ve kişisel gelişimini sağlayıcı periyodik eğitimlere dahil etmek,
• Üyelerin yurt içi ve yurt dışı yatırımlar yapmalarını teşvik etmek ve bunların kurumlarla ilişkilerini sağlamak,
• Adaletli bir yöntem uygulayarak performanslarını değerlendirmek ve mutlu bir çalışan profili yaratarak personel devir hızını azaltmak.
• Üyelerinin dış ticaret konusundaki eksikliklerini tespit etmek ve destek olmak,
HABERLEŞME VE İLETİŞİM POLİTİKAMIZ • Üyelerin menfaatine yönelik ve odayı tanıtıcı yönde her türlü doğru ve tarafsız haberi en etkin iletişim araçlarını kullanarak yayınlamak • Üyelerin iletişim konusunda tercih ettikleri yöntemleri tespit ederek haberleşmeyi bu yöntemlere uygun şekilde gerçekleştirmek • Oda ile ilgili çıkan tüm haberleri takip etmek ve gerekli durumlarda ilgili kurumlara bilgilendirmeler yapmak Politikamızın esaslarını oluşturmaktadır.
BİLGİ İŞLEM POLİTİKAMIZ • Yapılan işe ve teknolojiye uyumlu donanım ve yazılım altyapısını sürekli güncelleyerek üyelere hızlı ve hatasız şekilde hizmet vermek, • Bilgi güvenilirliğini ve bunun sürekliliğini sağlamak • Dijital arşivleme sistemini kurarak geriye doğru izlenebilirliği sağlamak
Politikamızın esaslarını oluşturmaktadır.
• Üyelerin proje yapabilme yeteneğini geliştirmek ve Mutlu Üye kazanımını sürekli arttırmak,
• Web sayfasını kullanıcı dostu haline getirerek ve sürekli güncelleyerek ilçe genelinde her kesimin faydalanabileceği bir veri tabanı oluşmasını sağlamak
MALİ POLİTİKAMIZ
Politikamızın esaslarını oluşturmaktadır.
Politikamızın esaslarını oluşturmaktadır.
5174 sayılı kanun gereklerine uygun olarak; • Oda gelirlerini zamanında ve eksiksiz olarak tahsil ederek, tüm harcamaları onaylanmış yasal bütçeye uygun olarak gerçekleştirmek,
KÖRFEZ TİCARET ODASI www.korfezto.org.tr u
u
5
u
u
BAŞKANDAN
Yeni bir yönetim ve yeni bir vizyon ile
yeniden merhaba Ülkemizin her yerinde Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 hedeflerini gerçekleştirmek için seferberlik devam ediyor. Daha ötesine ulaşmak için yeni bir bakış açısına ihtiyaç duyuyoruz. Artık sadece klasik üretim ekonomisi rekabette öne çıkmak için yetmiyor.
K
örfez Ticaret Odası’nın değerli üyesi, kıymetli okurumuz; Sizleri şahsım ve yönetim kurulumuz adına saygıyla selamlıyorum. Körfez Ticaret Odası’ndaki değişim ve dönüşüm sürecinde bir yıllık süreyi geride bıraktık. Odamız yeni döneminde kentimizin ve ülkemizin gelecek vizyonuna uygun çalışmalara öncelik vermeye devam ediyor. Körfez Ticaret Odası, artık sadece bürokratik işlemler yapan bir kurum izlenimden çıktı. Körfez’de ve Kocaeli’de kentin ticaretine, sanayisine, eğitimine ve sağlığına kadar her alanda kente fayda sağlamaya çalışıyoruz. Projelerimiz başta üyeleriniz olmak üzere tüm kentin ortak aklı ile birlikte şekilleniyor. Kritik bir eşiğe geldik. Türkiye’nin bugüne kadar başarıyla devam eden büyüme yolculuğunda kritik bir eşikteyiz. Konvansiyonel üretim ve klasik ticaret anlayışı ile geldiğimiz bu noktada daha da yükseğe çıkmamız ve ayağımız bir şeylere takılmadan ilerlemeye devam etmemiz gerekiyor. Tüm gelişmekte olan ekonomilerin önünde engel olan orta gelir tuzağı engelini aşabilmemiz ve yeniliklere ayak uy-
durmak, inovasyon ve markalaşmaktan geçmektedir. Ülkemizin her yerinde devam eden Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 hedefine ulaşabilmek için bu kaçınılmazdır. Kamu ve özel sektör 2023 hedefleri için seferber oldu. Daha ötesine ulaşmak için yeni bir bakış açısına ihtiyaç duyuyoruz. Artık sadece klasik üretim ekonomisi rekabette öne çıkmak için yetmiyor. Türkiye dünyada üretimde 10. sırada, inovasyon da 36. sırada. Hem sanayi hem de ticaret alanında AR-GE ve yenilikçiliğe dayalı bir konuma yükselmezsek, eski ezberlerimiz ile yarını kurgulamamız mümkün olmayacaktır. Kocaeli Türkiye’nin önemli markalarını bulunduran bir kenttir. Ancak bu yetmez. Kendimize ait markalar çıkarmamızın zamanı geldi de geçiyor. Firmalar artık sadece kalite değil, farklı ürünler üretmeli ve farklı markalar yaratmalı. Önümüzdeki en büyük ve en önemli mesele, farklılaşmak ve markalaşmaktır. Artık sadece iyi olmak yetmiyor. Herkes kaliteli mal ve hizmet üretebiliyor. Bizim bir şeyleri farklı yapmamız gerekiyor. Firmalarımızın farklılaşması, yeni ufuklar kazanması, kentimize ve ülkemize yeni markalar kazandırması çok önemli. Oda olarak biz üyelerimizin yanındayız. Ne gerekiyorsa onu da yapmaya hazırız. Körfez’de iş dünyasının çatı kuruluşu olarak çalışmalarımızı üyelerimizden aldığımız güçle ve ortak bir gelecek hedefiyle önümüzdeki dönemde de yoğun bir şekilde sürdüreceğimizi ifade ederek; sizlere huzur ve mutluluklar temenni ediyor işlerinizde kolaylık, kazancınızda bereket diliyorum. Saygılarımla.
MUSTAFA EFE Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ticaret Odaları Konsey Üyesi Körfez Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı
6
u
u
Güçlü ve modern araç filomuz, tecrübeli kadromuz ve yılların verdiği birikimimiz ile yanınızdayız...
Mimar Sinan Mah. Adnanacarlar Sok. No: 9/2 Körfez / KOCAELİ Tel: + 90 (262) 528 17 04 - 527 96 77 Faks: + 90 (262) 528 17 05 e-posta: info@batuhantasimacilik.com web: www.batuhantasimacilik.com
“Güvenin Eseri” u
u
7
u
u
KTO MECLİS BAŞKANI’NDAN
Körfez şimdi daha da güçlü Körfez ilçemiz, ekonomik, sosyal ve kültürel değerler bakımından oldukça zengin bir ilçe. Bu değerlerin çok iyi bir şekilde harmanlanıp ilçemize katma değer sağlanması gerekiyor.
Güngör Ayhan Körfez Ticaret Odası Meclis Başkanı
8
u
u
2
013 yılında Odamız seçimlerini Odamıza yakışır bir şekilde gerçekleştirdik. Öncelikle bu süreçte bizlere destek veren tüm üyelerimize Körfez Ticaret Odası Meclis Divanı ve Meclis Üyelerimiz adına gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. Sizlerden aldığımız güç ile ayaklarımızı yere daha da sağlam basarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Hepimize düşen en önemli görev, bundan sonraki süreçte Körfez ilçemizi ve bölgemizi ilgilendiren her platformda birlik ve beraberlik tablosunu ortaya koymaktır. Bu doğrultuda, çalışmalarımızda bu birliktelik tablosunu en kısa zamanda kentimize yansıtmamız gerektiği düşüncesi ortaya çıkmıştır. Körfez ilçemiz ekonomik, sosyal ve kültürel değerler bakımından oldukça zengin bir ilçe. Bu değerlerin çok iyi bir şekilde harmanlanıp ilçemize katma değer sağlanması gerekiyor. Körfez Ticaret Odası olarak, kentteki tüm dinamikleri, ‘Körfez İlçeyi Nasıl Daha Da İyi Bir Noktaya Getiririz?’ gayesi için harekete
geçirmek gerekiyor. Bunun için de Körfez ilçedeki tüm sivil toplum örgütlerinin birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesini arzu ediyoruz. Odalar; üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere mesleki disiplin, ahlak ve dayanışmayı korumak ve bu kanunda yazılı hizmetler ile mevzuatla odalara verilen görevleri yerine getirmek amacıyla kurulan, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Odamız da, kanunla belirtilen bu görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmek amacı ile sürekli hedeflerini büyütmekte, vizyonunu genişleterek daima şehrin bir adım önünde yer alarak her alanda ilimizi geleceğe taşıma gayretini göstermektedir. Çağın gereklerine uygun çağdaş ve kalite hizmetin altyapısı düzgün, modern ve her türlü donanıma sahip bir ortamda verilebileceği düşüncesinden hareketle yeni bir oda binası inşa edilmiştir. Böylelikle Körfez’in değişen ve gelişen yüzü de dış dünyaya en güzel şekilde gösterilme hedefine ulaşılmıştır. Odamız, üyelerinin her alandaki sorunlarıyla ilgilenerek çözümü yönünde büyük gayretler sarf etmektedir. Körfez Vizyon dergimizin değerli okuyucuları, Körfez Ticaret Odası Meclisi olarak sizlerden gelecek görüş ve önerilere her zaman açık olduğumuzu belirterek iş hayatlarınızda başarılarınızın daimi olmasını diliyorum. Saygılarımla
öncü hizmet, öncü kalite...
Sıvı kimyasal madde ve gıda maddeleri taşımacılığında yanınızdayız... Hizmetlerimiz • • • • •
Yurtiçi Taşımacılığı Yurtdışı Taşımacılığı Tren-Vagon Tahliyesi Gemi Tahliyesi Proje Taşımacılığı
• • • •
Dökme Sıvı-Kimyevi Madde Taşımacılığı Evrak Düzenleme ve Bilgi Desteği Tanker İç / Dış Yıkama Araç Takip Sitemi
Araç filomuz’da 40 adet kamyon ve tır bulunmaktadır.
T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’ndan alınmış tanker yıkama belgemiz ile lisanslı olarak faaliyet göstermekteyiz.
Yüksek basınçlı, insansız tanker içi yıkama • Soğuk su yıkama • İstim • Sıcak su yımama
• Dış yıkama • İlaçlı yıkama • Yağlama
* Saat 19:00’dan sonraki yıkamalar için randevu alınız.
GSM: (549) 270 06 41
BAŞKENT NAKLİYAT D 100 Karayolu üzeri Yaman Sokak Shell Yanı Şirinyalı Hereke Buradayız
BAŞKENT NAKLİYAT PETROL SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
D 100 Karayolu üzeri Yaman Sokak Shell Yanı Şirinyalı Hereke /KOCAELİ Telefon: (262) 528 42 42 (PBX) 528 42 44 Faks: (262) 528 66 02 u u e-mail: info@baskentnakliyat.com.tr www.baskentnakliyat.com.tr
9
u
u
TOBB BAŞKANI YAZIYOR
Türkiye ekonomisi büyüme sürecine devam ediyor 2015 yılında yeni bir büyüme hikâyesi hazırlamaya başlamalıyız. Yüksek hızda nasıl büyüyeceğimize ve rekabet gücümüzü nasıl koruyabileceğimize ilişkin gündeme geri dönmeliyiz.
M. Rifat Hisarcıklıoğlu TOBB Başkanı
K
üresel kriz 2013 yılında ABD ve Avrupa’dan sonra Asya’daki gelişen ülkeleri etkisi altına aldı. Böylece üçüncü ve muhtemelen son aşamasına geldi. Başlangıç noktası olan ABD ekonomisinde ise giderek daha güçlü canlanma sinyalleri geliyor. Bunun sonucunda ABD Merkez Bankası FED 5 yıldır uyguladığı genişletici para politikalarına son vermeyi planlıyor. Avrupa’daysa ülkelerin dağınık politik yapısı ve farklı öncelikleri hızlı adımlar atılmasını geciktirdiğinden toparlanma daha yavaş gerçekleşiyor. Yine de yaklaşık 2 sene sonra Euro bölgesinde ilk ekonomik büyüme rakamlarının görünmesi olumlu bir gelişme oldu. Türkiye’de ekonomide çarklar yeniden hızlandı. Rekor düzeye ulaşan dış açığın neden olduğu kırılganlığın sürdürülemeyecek boyuta ulaştığının görülmesiyle alınan ön-
10
u
u
lemler 2012 yılında ekonomiyi yavaşlatmıştı. Böylece ilk defa cari açık bir kriz sonrası değil, uygulanan ekonomi politikası ile düşürülebilmişti. Ancak ticaret ve yatırım da yavaşlamıştı. Ekonomideki makro temellerin sağlam tutulması, temkinli büyümeye ağırlık verilmesi sayesinde iş dünyasının güveni yeniden yükseldi. En büyük ihracat pazarımız Avrupa ekonomilerinde toparlanma da olumlu etkiledi. Böylece yılın ikinci yarısından itibaren ekonomideki büyüme hızlandı. 2014’e baktığımızda iş dünyasının beklentileri daha olumlu. Küresel iktisadi ortamdaki düzelmelerin devam edeceğini, petrol fiyatının mevcut düzeyini koruyacağını ve çevre ülkelerdeki siyasi gerginliğin bugünkünden fazla olmayacağını varsaydığımızda, 2015’in, 2014 ve 2013’e kıyasla daha iyi bir yıl olmasını bekliyoruz.
2014 yılı bizim açımızdan fırsat yılı olabilir. Küresel kriz sonrasında hızla toparlanan ekonomimiz, Avrupa ile aradaki farkı biraz daha kapattı. Ancak arkamızdan gelen diğer gelişen ülkeler de en az bizim kadar ve hatta daha faza büyüyerek bize yaklaştı. Şimdi onlar da bir süre yavaşlayacak, bu arada gelişmiş ülkelerdeki durgunluk sona yaklaşacak. Büyüme tempomuzu yükseltip muhafaza edersek dünya ligindeki konumumuzu daha ileri taşıma fırsatını yakalayabiliriz.
renebilmesinden geçiyor. 2015 yılında yeni bir büyüme hikâyesi hazırlamaya başlamalıyız. Yüksek hızda nasıl büyüyeceğimize ve rekabet gücümüzü nasıl koruyabileceğimize ilişkin gündeme geri dönmeliyiz. Düşük tasarruf oranı engelini nasıl aşacağız? Kamu idaresinde kurumsal yapıyı nasıl yerleştireceğiz? İşgücü maliyetlerine dayalı ve giderek kaybettiğimiz rekabet gücümü-
zün yerine, kaliteye ve yenilikçiliğe dayalı rekabeti getirebilecek miyiz? İşte bu soruların cevapları yeni büyüme hikâyemizin başlangıcıdır. Önümüzdeki yeni döneme dair tutarlı, inandırıcı ve hayata geçebilir yeni bir büyüme hikâyesi ortaya koyabilmeliyiz. Bu hikâye 2023 hedefleri için gerekli atılımları yapabilmek için de bir yol haritası işlevi görecektir.
Ama bu fırsatı değerlendirebilmek için yapmamız gereken ev ödevlerimiz bulunuyor. Türkiye’nin küresel ekonomide başarıya ulaşmış ve bunu sürekli kılabilen şirketlere ihtiyacı var. İhracatımız içinde orta teknolojili ürünlerin payı artarken ileri teknoloji gerektiren ürün ihracatının payının azalması, özellikle sanayimizdeki yapısal dönüşüm ihtiyacını gösteriyor. Yapılması gereken, reel sektöre ağırlık vererek, üretim ve ihracatı milli mesele olarak algılamak ve artırmaktır. Üretim ve ihracat maliyetlerinin azaltılması, reel sektörün üzerindeki yüklerin indirilmesi, girdi maliyetlerinin makul seviyelere çekilmesi öncelikli hedeflerimiz olmalı. Vergi reformunu, eğitim reformunu, yargı reformunu, kamu yönetimi reformunu, firmaların sağlıklı büyümelerine elverişi hale getirecek şekilde tasarlamak gerekiyor. Bunları başarmanın yolu, kamu ve özel sektörün bir arada çalışabilmeyi, kararları ortak tasarlamayı öğu
u
11
u
u
HABERLER
TOBB Akredite
yolculuğumuz başladı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından 2001 yılında başlatılan “Oda Geliştirme Modeli” çalışmaları kapsamında gündeme gelen, 2002 yılında pilot 10 Oda’ya uygulanan akreditasyon sistemine Odamız da dahil edildi.
T
ürkiye genelinde yürütülen akreditasyon projesindeki temel amaç, odalar arasında kalite bilinci yaratmak, oda ve borsaların kapasite ve yeterliliklerini artırarak üyelere sunduğu hizmet kalitesini iyileştirmek, oda ve borsaların profesyonelliklerini ortaya koymasını sağlamak, iş dünyasında oda ve borsaların güvenilirliğini artırmak, Türk ve Avrupa sistemleri arasında uyum sağlamaktır. Tüm Oda ve Borsa’larda aynı hizmet kalitesini sağlamayı amaçlayan Akreditasyon sürecinde Odamız da 10. Dönem grubu içinde çalışmalarına başlayacak. Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe, 2013 yılında yaptıkları çalışmalar ile Kalite Yönetim Sistemi belgelerini aldıklarını belirterek, “TOBB tarafından akreditasyon sürecine dahil edildik. Akredite Oda olmak için çalışmalarımızı hızlandıracağız. Üyelerimize etkin hizmet sunmak; Körfez ilçemizin ticaret alanında alt yapısının oluşturulması, her sektörün üretim, hizmet ve kalite düzeylerinin arttırılması için uygun ortamlar hazırlamak ve Körfez ilçemizin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımını sağlamak her zaman önceklerimiz arasında yer aldı. Körfez Ticaret Odası olarak akreditasyon sürecinde çalışmalarımızı titizlikle devam ettireceğiz. Akreditasyon yolculuğumuz tüm Üyelerimiz için hayırlı olsun.” açıklamasında bulundu.
Tobb Akreditasyon Sistemi Nedir? • Oda Sistemimizin iş dünyası nezdindeki saygınlığının artırılmasını, • Odalarda sunulan hizmet türlerinin genişletilmesini, hizmet kalitesinin iyileştirilmesini • Türk Oda Sisteminin Avrupa Oda Sistemine uyumunun sağlanmasını amaçlayan Akreditasyon Sistemi;
12
u
u
• Üyeler; profesyonel biçimde, yüksek kalitede hizmet sunulmasını temin etmek amacıyla çok sıkı bir denetim sürecinden geçirilen bir dizi ana hizmetlere erişim sağlayabileceklerdir. • Odaların üyelerine “Beş Yıldızlı Hizmet” vermesi için fırsat oluşturan Akreditasyon Sistemi; Odaların yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası platformlarda markalaşmasında öncü rol üstlenmektedir.
Tobb Akreditasyon Sistemi’nin Yararları Akredite Odalar ve Borsalar aşağıdakilerden yararlanacaklardır: • Kalitesi teminat altında olan oda/borsaların bölgesel ve ulusal ağın bir parçası olarak elde edecekleri güç ve profil. • Finans fırsatları, bilişim, iletişim ağı kurma ve kişisel gelişim için uluslararası oda/borsalar ağının bir parçası olma. • Yapılandırılmış, etkin bir danışmanlık ve iletişim süreci vasıtasıyla üye görüşlerinin bölgesel ve ulusal düzeyde karar alıcılara ulaştırılacağından emin olma. • İş performansını ve verimliliğini artırmak için tüm ağ içindeki oda/borsalarda iyi uygulamaların paylaşılmasına yönelik bir mekanizmanın yer alması. • Personelin sürekli mesleki gelişimine yardımcı olacak destek bir yapı. Bu kazanımların sonucunda üyeler; profesyonel biçimde, yüksek kalitede hizmet sunulmasını temin etmek amacıyla çok sıkı bir denetim sürecinden geçirilen bir dizi ana hizmetlere erişim sağlayabileceklerdir.
TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu
24 Saat Körfez İlçenin Yanındayım TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nu makamında ziyaret ettik
Y
önetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe, Meclis Başkanımız Güngör Ayhan, Meclis Başkan Yardımcımız Bilal Atak, Meclis Katip Üyemiz Hamza Küpeli, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılarımız Recep Öztürk, Sedat Zımba, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Mustafa Gülçan, Mustafa Genç, Erkan Çağlayan, Ahmet Kırcı, Oda Genel Sekreterimiz Kenan Mintaş’ın aralarında bulunduğu heyeti TOBB Başkanımız Sayın M.Rifat Hisarcıklıoğlu ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Arif Parmaksız karşıladı. TOBB Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Odamız yönetimini ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, kendilerine hayırlı olsun dileklerinde bulundu. Başkan Hisarcıklıoğlu, “Zor bir görevi üstlendiniz. Allah utandırmasın. Önümüzdeki dört yıl boyunca daha önce de olduğu gibi Körfez ilçemizdeki bütün tüccarın temsilcisi sizsiniz. Bu çerçevede ana amacımız üyelerimize hizmet olacaktır. Bu görev insanı kendi işinden ayırır. Diğer taraftan ise Körfez ilçemiz esnafı için yapacağınız her katkı da size ayrı bir değer katar.” açıklamasında bulundu.
Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’nin gözbebeği ilçelerinden biri olan Körfez’in her zaman yanındayım.” Ziyarette TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe’yi Oda olarak sağladıkları birliktelikten dolayı tebrik ederek, “Körfez Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe ile daha önceki çalışmalarımızda da Odalar Birliği’ndeki tanışıklığımız dışında aramızda bir kardeşlik bağı oluştu. Önceki dönemdeki arkadaşları da yeni dönemdeki arkadaşları da kutluyorum. Öncelikle muhteşem bir binanız var. Hizmet verdiğiniz yer her zaman çok önemli. 24 saat Körfez’in yanındayım. Birlikten rahmet ve bereket doğar. Birlikte hareket edip, farklı düşünüp, ortak akılda birleşirsek yapamayacağımız hiçbir şey yok. Körfez Ticaret Odası da Türkiye’nin gözbebeği bir ilçe olduklarını her zaman çalışmalarına yansıtıyor.” dedi. u
u
13
u
u
HABERLER
Dış Paydaş Çalıştayımızı Tamamladık Odamızın 2014-2017 Stratejik Plan çalışmaları kapsamında Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İl ve İlçe Protokolünün katılımı ile dış paydaş çalıştayımızı tamamladık.
T
oplantı salonumuzda gerçekleştirilen Çalıştay’a Kocaeli Vali Yardımcısı Şükrü Çakır, Körfez İlçe Kaymakamı Mahmut Şirinoğlu, Körfez Belediye Başkan Yardımcısı Faruk Denli, Körfez İlçe Emniyet Müdürü Cenk Özmen, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr.Fatih Akbulut, Sosyal Güvenlik İl Müdürü Nurettin Nacar, KOSGEB İl Müdürü Ertuğrul Çetinkaya, Türkiye İstatistik Kurumu Bölge Müdürü Zeki Bostancı, Körfez Vergi Dairesi Müdürü Abdullah Cesar, Körfez İlçe Gıda,Tarım ve Hayvancılık Müdürü Semra Koşumcu, Körfez Malmüdürü Mustafa Ergül, Körfez
14
u
u
Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Ali Karadeniz, Körfez Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yahya Öztürk, banka müdürleri, medya temsilcileri katıldı. Dış paydaş toplantısında açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe, akredite olmak için çalışmaları hızlandırdıklarına değinerek, “Son seçimimiz 13 ay önce oldu. Yeni bir döneme başladık. Bu dönemde arkadaşlarımızla akredite Oda olmak için karar aldık. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından da başvurumuzun kabul edilmesiyle çalışmalarımıza başladık. Şu anda eğitimlerimiz devam ediyor.
Bizim için çok önemli olan, değer verdiğimiz görüş ve düşüncelerinize ihtiyacımız var. Sizlerin düşünce ve görüşleri bizim için yol haritası olacaktır.” açıklamasında bulundu. Düzenlenen çalıştayda, katılımcılardan Odamızın güçlü, güçsüz olduğu konular, varoluş nedeni, tehditler, fırsatlar, yapısı, işleyişi ve değiştirilmesi gereken yönleri hakkında görüşler alındı. Çalışma verileri incelenerek rapor haline getirilecek ve Odamız 2014-2017 Yılı Stratejik Plan çalışmasında yol haritası oluşturacak.
u
u
15
u
u
HABERLER
İç Paydaş Çalıştayımızda Üyelerimize Odamızı Sorduk Stratejik Planımız çalışmaları kapsamında Yönetim Kurulu, meclis, meslek komiteleri ve Odamız üyeleri ile iç paydaş çalıştayımızda bir araya geldik.
T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde başlatılan akreditasyon çalışmalarımızın en önemli basamaklarından birini oluşturan 2014 – 2017 yılı Stratejik Planımız çalışmaları kapsamında Yönetim Kurulu, meclis, meslek komiteleri ve Odamız üyeleri ile iç paydaş çalıştayımızda bir araya geldik. Üyelerimiz ile bilgi paylaşımı fırsatı bulduğumuz çalıştayımızda, Körfez ilçemizin temel sorunları, bu sorunlara çözüm önerileri, Odamızın yapısı ve işleyişi ve geliştirilmesi gereken yönleri üzerinde geniş çaplı bir çalışma yapma fırsatı elde ettik. Tüm bu çalışmalarımız neticesinde akreditasyon çalışmalarımıza yön verecek Stratejik Planımızı elde edeceğiz ve bu detaylı çalışmamızı üyelerimiz ile paylaşacağız.
16
u
u
Odamız Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran’ı Ağırladı Odamız Meclis Toplantısı’nda Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran’ı ağırladık.
Y
önetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe, “30 Mart yerel seçimlerinde oyunuzu artırarak Körfez İlçemiz Belediye Başkanlığına seçildiniz. Seçimlerden önce Meclis toplantımıza katılmış, görüş ve önerilerimizi almıştınız. Seçim sonrasında da aynı heyecanla yolunuza devam ettiğinizi görüyoruz. Siz de esnaf olduğunuz için bizim sıkıntılarımızı çok iyi biliyorsunuz. Önemli gördüğümüz bazı sorunlarımızı sizlerle paylaşmak istiyoruz.” açıklamasında bulundu.
Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran, “Körfez Marka Kent Olacak” Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran, Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “25 yıl Körfez ilçemizde esnaflık yaptım, uzun zaman da siyasetin içinde olduk. İlçemizin eksiklerini, sıkıntılarını ve çözüm yollarını biliyoruz. Körfez’e sevdamız var; biz Körfezliyiz. Biz çok güzel çalışmalara imza atacağımıza inanıyoruz. Sanayi kentiyiz; aynı zamanda turizm kenti de olacağız. Körfez İlçemizi sadece Kocaeli’de değil Türkiye’de marka kent yapacağımıza gönülden inanıyorum.” açıklamalarında bulunduktan sonra Meclis üyelerinin Körfez ilçe hakkındaki sorularını cevapladı.
u
u
17
u
u
HABERLER
Dış Ticaret Eğitimimizi Tamamladık Odamız ve Doğu Marmara Kalkınma Ajansı işbirliği ile düzenlenen Dış Ticaret Eğitimi tamamlandı.
D
oğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) ve Odamız işbirliği ile düzenlenen; ihracat yapan veya ihracat yapma isteğinde olan firmaların dış ticarete ilişkin bilgilerini geliştirmek üzere düzenlenen ve üç gün süreyle devam eden “Ücretsiz Sertifikalı Dış Ticaret Eğitimi” ev sahipliğimizde yapıldı. Eğitimde, pazar araştırmasının yöntemleri, dış ticarette teslim şekilleri, dış ticaretin finansmanı, dış ticarette ödeme şekilleri, uygulamalı akreditif açılması, genel
dış ticaret mevzuatı gibi daha birçok konuda eğitim katılımcılarına uygulamalı bilgiler verildi. Eğitimin oldukça verimli geçtiğini ifade eden katılımcılar, söz konusu eğitimde uygulamaya dönük bilgilerin verilmesinin, işletmelerinin dış ticaret operasyonlarında kendilerine büyük fayda sağlayacağını ifade ettiler. Eğitmen Bahar Karalar ise, dış ticaret eğitimlerinin, işletmeler için önemine değinerek, “Dış Ticaret Eğitim Programları” nda amaçlanan firma temsilcilerini ve
Kocaeli Vergi Dairesi Başkanı Erhan Coşkun’a Ziyaretimiz
Y
önetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Sedat Zımba, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Veli Yıldız, Mustafa Genç, Erkan Çağlayan ve Ahmet Kırcı, Kocaeli Vergi Dairesi Başkanı Erhan Coşkun’u makamında ziyaret etti. Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa EFE, Körfez Ticaret Odası olarak her zaman Vergi Dairesi Başkanlığıyla iş birliği içinde çalıştıklarını ve bundan sonraki dönemde de bu iş birliğinin devam etmesinin önemine vurgu yaparken Vergi Dairesi Başkanı COŞKUN’ a yeni görevinde başarılar diledi. Kocaeli Vergi Dairesi Başkanı Erhan Coşkun, ilimiz ve ilçemiz ekonomisinin gelişimi için her iki kurumun işbirliği içerisinde olması gerektiğini belirterek, Yönetim Kurulu Başkanı EFE’ ye ve Yönetim Kurulu Üyelerine nazik ziyaretleri için teşekkür etti.
18
u
u
yöneticilerini dış ticaret konusunda bilgilendirmek ve yeniliklerden haberdar etmektir. Bu eğitim programında Türk Dış Ticaret Rejimi, İhracata Yönelik Devlet Yardımları, Gümrük Mevzuatı Uygulamaları, Dahilde ve Hariçte İşleme Rejimleri, Eximbank Kredileri ve Kredi Sigorta Garanti Programları, İhracatta KDV İstisnası, Dış Ticarette Ödeme Şekilleri ve Bankacılık İşlemleri gibi çeşitli konular işlenmektedir.” açıklamalarında bulundu.
Üyelerimizi ziyaret ediyoruz Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe ve Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte üyelerimizi ziyaretlere devam ediyoruz.
Meclis Üyemiz Sibel Moralı’yı Ziyaret Ettik Odamız Meclis Üyesi Sibel Moralı’yı iş yerinde ziyaret ederek çalışma hayatında başarılarının devamını diledik.
Meclis Üyesi Bahar Baykal’ı Ziyaretimiz Odamız Meclis Üyesi Bahar Baykal’ı Yönetim Kurulu üyelerimiz ile birlikte ziyaret ederek çalışmalarımız hakkında bilgi verdik ve Odamızdan istek ve taleplerini dinledik. Meclis Üyemiz, Kimaş Plastik ve Promosyon San.Tic.Ltd.Şti.’ nin yöneticisi Bahar Baykal’ı ziyaretimizde iş yerini gezerek faaliyetleri hakkında bilgi edinme fırsatı elde ettik.
Odamız Yöneticilerinden Üyelerimizden Soner Tekgül’e Ziyaret Odamız Yönetim Kurulu ve Meclis Üyelerinden oluşan heyet üyelerimizden Soner Tekgül’ü iş yerinde ziyaret etti. Üyemiz Soner Tekgül’e gerçekleştirdiğimiz ziyarette Odamız çalışmaları hakkında bilgi paylaşımında bulunuldu ve üyemizin bizden beklentileri dinlendi. u
u
19
u
u
HABERLER
Odamızda Göz Sağlığı Konuşuldu Odamız ve Dünya Göz Hastanesi İzmit Şubesi işbirliği ile Oda üyelerine yönelik “Ofiste Göz Sağlığını Bozan Tehlikeler” konulu bilgilendirme toplantısı düzenlendi.
O
damız üyelerine yönelik, ofis ortamlarında ekran karşısında çalışmalara bağlı olarak daha çok artan göz hastalıklarına yönelik Dünya Göz Hastanesi İzmit Şubesi işbirliği ile Prof.Dr.Orhan Elibol’un sunumu ile gerçekleşen bilgilendirme toplantısı düzenledi. Üyelerimizin katılımının yoğun olduğu toplantıda sunum yapan Elibol, “Göz sağlığı ihmale gelmez.
Bu doğrultuda göz sağlığının nasıl korunması gerektiği konusunda halkımızı bilinçlendirmeye ve erken teşhis için düzenli göz kontrolünün önemini anlatmaya çalışıyoruz.” açıklamasında bulundu. Bilgilendirme toplantısından sunum sonrasında Prof.Dr.Orhan Elibol, katılımcıların göz sağlığına yönelik sorularını cevaplandırdı.
İstanbul Fuar Merkezi CNR EXPO’da gerçekleştirilen WorldFood İstanbul 22. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı’na gezi düzenledik Türk gıda sektörünün uluslararası buluşma noktası olan ve 1000’den fazla markanın katılım sağladığı Worldfood İstanbul Gıda Fuarı’na Odamız üyelerinin katılımı ile düzenlediğimiz gezide Üyelerimiz, gıda dünyasını birçok yeni ürünle tanışma imkanı elde etti. 22. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı Worldfood 2014, Çikolata, Şekerleme, Bisküvi, Zeytin ve Zeytinyağı Ürünleri, Bal, Pekmez, Reçel, Çay, Kahve Ürünleri, Yumurta, Süt ürünleri, Bakliyat, Baharat, Yöresel ürünler, Meyve suyu ve Meyve suyu Konsantre Ürünleri, Paketlenmiş ve Hazır gıdalar başta olmak üzere pek çok ürünün yer alacağı katılımcı profiline ev sahipliği yaptı. Düzenlenen fuara üyelerimizin ilgisi de yüksek oldu.
Körfez Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yahya Öztürk’ü İş Yerinde Ziyaret Ettik Odamız Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe ve Yönetim Kurulu üyelerimiz Körfez Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yahya Öztürk’ü ziyaret etti.
O
damız Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sedat Zımba, Yönetim Kurulu Üyeleri Mustafa Genç, Ahmet Kırcı, Hetem Karahancı, Meclis Üyelerimiz Şener Söğüt, Türkay Kaya ve Fatih Fidan’ın aralarında bulunduğu heyet, Körfez Esnaf ve Sanatkarlar
20
u
u
Odası Başkanı Yahya Öztürk’ü iş yerinde ziyaret etti. Körfez İlçe Ağadere Caddesi esnaflarından olan Yahya Öztürk’e çalışmalarından başarılar dileyen Odamız yöneticileri, cadde esnafının sıkıntıları hakkında kendisi ile görüş alışverişinde bulundu.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Tahir BÜYÜKAKIN’ı Ziyaretimiz Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ı Ziyaret Etti
K
ocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç Dr. Tahir Büyükakın’a gerçekleştirilen ziyarette Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe’ye, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Sedat Zımba, Recep Öztürk, Yönetim Kurulu Üyeleri Erkan Çağlayan, Mustafa Genç, Veli Yıldız ve Mustafa Gülçan eşlik etti. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter’i Doç. Dr.Tahir Büyükakın’a görevinde başarılar dileyerek, “Bir önceki görevinizde ilimize önemli katkılarınız olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu gün bu başarılı çalışmalarından dolayı kendisi büyükşehir belediyesi
genel sekreterliği görevine getirilmiştir. Aynı şekilde başarılı çalışmalarına burada da devam edeceğine olan inancımız tamdır. Bu gün kendisine hem tebrik ziyaretinde bulunup görevinde başarılar diliyoruz.” dedi. Yapılan ziyaretten dolayı büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tahir Büyükakın, ziyaretleri için Yönetim Kurulu Üyelerimize teşekkür etti. Ziyaret devamında Kocaeli’ de ve Körfez ilçede yapılacak projeler hakkında karşılıklı bilgi alışverişinde bulunuldu.
Meslek Komitelerimizle Performans Değerlendirme Eğitimimizi Tamamladık Yönetim Kurulu, Meclis ve Meslek Komiteleri Üyelerimiz ile Odamızda düzenlediğimiz “Meslek Komiteleri Performans Değerlendirme” eğitimimizde bir araya geldik.
A
kreditasyon çalışmalarımız kapsamında düzenlenen eğitimde Danışmanımız Banu Yüksel tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği akreditasyon standardı ve meslek komitelerinin performans değerlendirme çalışması hakkında katılımcılara sunum yapıldı. Odamızda düzenlediğimiz eğitim programı çalışmalar konusunda soruların cevaplandırılması ile sone erdi. u
u
21
u
u
HABERLER
Körfez Ticaret Odası Üyelerine
İmar Yönetmeliği Anlatıldı Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Zekeriya Özak ve İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gökmen Mengüç’ün katılımları ile Körfez Ticaret Odası’nda düzenlenen ve Oda üyelerinin katılımlarının yüksek olduğu toplantıda imar mevzuatı ile ilgili bilgi verildi.
K
örfez Ticaret Odası 1. ve 15. Meslek komitesi Meclis Üyeleri Recep Öztürk, Şener Söğüt, Rıfat Bekir Bekiroğlu, Turan Kurtaran ve diğer komite üyeleri Özcan Atalay, Göksal Uzunoğlu, Latif Hürtürk, Mesut Göçer, Aydın Uzunoğlu ve Razinihan Hacet tarafından düzenlenen toplantıda planlı alanlar tip imar yönetmeliği ile ilgili Körfez’de faaliyet gösteren firmalar bilgilendirildi. Düzenlenen toplantıya KTO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe, Körfez Belediye Başkan Yardımcısı Selahattin Kabadayıoğlu, KTO Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis Divanı, Meclis Üyeleri ve Oda üyeleri katıldı. Körfez Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe, toplantı açılış konuşmasında Oda üyelerine göstermiş oldukları yoğun katılım için teşekkür ederek, “İmar mevzuatı bütün sektörlerimizi yakından ilgilendiriyor. Körfez ilçemizin imar planı ile ilgili Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Zekeriya Özak ve İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gökmen Mengüç değerli bilgilerini bizlerle paylaştı. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Zekeriya Özak, Körfez ilçenin ilimizin Ülkemiz ekonomisine yaptığı katkıda önemli bir yere sahip olduğuna değinerek,
22
u
u
“Kocaeli 12 ilçesi ile son derece dinamik bir kent. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak bütün imkanlarımız ile kentimize hizmet için çalışıyoruz. Kocaeli, sanayi kimliğinin yanında ticaret, kültür ve turizmin de gelişmekte olduğu bir kent. Bizler kentin dört bir yanına hizmet etmek için çalışıyoruz. Ülkemiz ekonomisinin önemli bir gelirini ilimiz karşılıyor. Körfez ilçemizin de burada önemli bir katkısı var. Körfez ilçemizin yerleşim alanları ve diğer alanlarının birbirine uygun bir şekilde entegre edilmesini istiyoruz. Sizlerle paylaşmak istediğim bir diğer konu da Körfez ilçemizin ulaşım sorunu. Bunu da ulaşım master planında ele aldık ve şu anda çalışmalarımız devam ediyor.”dedi. İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gökmen Mengüç İmar Yönetmeliği ile getirilen kolaylıklar, önceki ve sonraki uygulamalar arasındaki farklar, vatandaşa ne gibi yararları olacağına dair katılımcılara bilgi verdi. Mengüç konuşmasında, “Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İmar Planı Yönetmeliği, Plan notları çalışmalarımızı titiz bir şekilde sürdürüyoruz. Yönetmelikte belli başlı düzenlemeler yapıldı. Örneğin artık konut alanlarında plan değişikliklerine gerek kalmadan yurt yapılabilecek. Ticaret alanları ile ilgili kat yüksekliklerinde değişiklikler yapıldı. Genelinde tanımlar kısmında
radikal değişiklikler yapıldı diyebiliriz.” açıklamalarında bulundu. Sunumlar sonrasında soru cevap bölümünde katılımcıların soruları cevaplandırıldı. Komite üyelerinin T1 İmar yönetmelikleri ticari alanlarda kat sayılarına ilişkin sorularını cevaplandıran Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Zekeriya Özak, “T1 konusu Derince, İzmit ve Gebze’de de uygulanan bir konu. T1, binanın tamamının ticari amaçlı kullanılması durumunda ilave bir kat veriliyordu. Eğer içinde her hangi bir katında konut yaparsanız bir kat ilaveden yararlanamıyorsunuz. Sosyal donatı ayrımı yapmaksızın ne yapabilir diye düşündük ve binanın tamamının ticari amaçlı kullanılıyor olması şartını koyduk. Körfez Belediyesi T1 ile ilgili tekrar bir çalışma yapıp Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne getirirse biz onu yeniden değerlendirmeye alırız. ” dedi. Bilgilendirme toplantısı sonrasında Körfez Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Zekeriya Özak ve İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gökmen Mengüç’e toplantıya katılımları ve toplantıda vermiş oldukları değerli bilgiler için bir teşekkür plaketi takdim etti.
Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu İzmit Körfez Geçiş Köprüsü Gezimiz Odamız tarafından İzmit Körfez Geçişi Köprüsüne 1. ve 15. Meslek gruplarının katılımı ile çalışmaları yerinde incelemek amacıyla bir teknik gezi düzenlendi.
K
omite üyelerinin katılımının yoğun olduğu gezide, komite üyelerini Şantiye Baş Mühendisi Yüksek İnşaat Mühendisi Erdoğan Dedeoğlu karşıladı ve proje hakkında bilgilerini aktararak, “Yapım çalışmaları devam eden projenin, otoyol uzunluğu 433 km. olan 9 milyar dolara mal olacak ihalede 1 adet asma köprü, 37 adet viyadük 3 adet tünel bulunmaktadır. Yapılacak olan köprü sayesinde yılda 650 milyon dolar tasarruf sağlanacağı öngörülmüştür. Otomobil ile 1 saat 20 dk.’lık yol 6 dakikaya indirilecektir. zmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü 1550 m orta açıklığı ve toplam 2682 m uzunluğu ile dünyanın en büyük orta açıklıklı
asma köprüler arasında 4. sırada yer almaktadır.” açıklamalarında bulundu. Teknik gezi program dahilinde ilk olarak köprü ve güzergah hakkında görsel bilgi aktarıldı. Daha sonrasında tekne ile köprü ayaklarının yerine gidilerek inceleme yapıldı ve Yalova tarafına geçilerek diğer kıyının çalışmalarını yerinde incelendi. Gezi devamında ise, köprü halatlarının ankraj edileceği bölgede gezilerek bilgi sahibi olundu. Odamızın ilgili meslek gruplarının üyelerinin katıldığı gezi, çalışmalar hakkında karşılıklı bilgi alışverişinin yapılması ile sona erdi.
Körfez İlçe Kaymakamı Mahmut Şirinoğlu’na Veda Ettik Trabzon’un Ortahisar ilçesine Kaymakam olarak atanan Mahmut Şirinoğlu için düzenlenen veda programına katıldık.
İ
lçemizde beş yıldır Kaymakamlık görevinde bulunan ve son atamalar ile Trabzon’un Ortahisar ilçesine Kaymakam olarak atanan Mahmut Şirinoğlu için düzenlenen veda programına katıldık. Veda programı dahilinde Kaymakam Mahmut Şirinoğlu da Odamıza veda ziyaretinde bulundu.
Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe, Trabzon Merkez ilçesi Ortahisar Kaymakamlığı’na atanan Körfez eski Kaymakamı Mahmut Şirinoğlu’na görevinde başarılar dileyerek Körfez Ticaret Odası adına plaket ve hediye takdim etti.
u
u
23
u
u
RÖPORTAJ
Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut
“Öncelikli hedefimiz Tüpraş’ın bölgesel ve küresel rekabet gücünü en üst düzeye çıkarmak.” Koç Topluluğunun en büyük yatırımlarını arasında sayılan 2,7 milyar dolarlık Fuel Oil Dönüşüm Projesi’nin başındaki kişi Tüpraş Genel Müdürü sayın Yavuz Erkut ile proje hakkında röportaj yaptık. Petrol sektöründe performansına özenilen, çevre ve yaşam değerlerine saygılı öncü şirket olmak hedefi, yenilikçi uygulamalarla sektörümüzü yönlendirmek ve ülkenin petrol ürünleri ihtiyacını karşılama amacı, insana saygılı, dürüst, şeffaf, etik, çalışana değer veren, müşteri odaklı, yaratıcı ve yenilikçi, çevreye duyarlı 6 değer ile güven ve saygı, açık iletişim, etkin iş birliği, performans odaklılığı, deneyimli kuşakların geliştiren koçluk yaptığı, çalışanların iş süreçlerimizi aktif katılımı ile desteklediği 6 çalışma kültürü prensibi ile üreten Koç Topluluğu Enerji Grubu şirketidir.
Sayın Erkut, Tüpraş’ı Genel Müdür olarak bizim için tanımlarmısınız? Rafinericiliğin her alanında operasyonel mükemmelliği hedefleyerek güçlendirdiğimiz şirket hedeflerimiz ve 2015 yılının Tüpraş’ını çalışanlarımız ile birlikte tasarladığımız biçimde tanımlayayım. Tüpraş petrol sektörünün, ham petrol temini, gerektiğinde petrol ürünleri ihracı, petrol ürünleri üretimi, depolanması, taşıma, dağıtım ve pazarlaması faaliyetlerini yürüten 28,1 milyon tonluk kapasitesiyle ülkemizin öncü, Avrupa’nın yedinci, dünyanın yirmi sekizinci büyük rafineri şirketidir.
24
u
u
Bölgemiz, Ülkemiz ve Tüpraş için çok değerli bir yatırım olan Fuel Oil Dönüşüm Projesinin son yılına giriyorsunuz. Tüpraş kavşağı araç, insan akını ile müthiş bir hareketlilik yaşıyor. Bu projede hangi aşamadasınız? Haklısınız bu nedenle iş ve işçi sağlığı kurallarımıza özenle uyum sağlayan tüm çözüm ortaklarımıza, bölgede ikamet eden yurttaşlarımıza tüm Tüpraşlılar olarak teşekkür ediyoruz. Körfez kavşağında bulunan geri sayım panomuzu tüm Körfez ve Kocaeli’nin izlediğini biliyoruz. Ölçümlememize göre on bine yaklaşan insan ve iş trafiği sahaya akıyor. Projenin tamamlandı. Şu ana kadar harcanan yatırım tutarı 2,7 milyar dolar. Ülkemizin ve bir parçası olmaktan gurur duyduğumuz Koç Topluluğunun en büyük yatırımlarını arasında sayılan projeye 2008 krizi sonrası başladık. 2011’de de Avrupa’da en iyi
finansman ödülünü adı. Avrupa’da 2008 sonrası yapılan bizden daha büyük bir yatırım bulunmuyor. Proje hedeflendiği gibi 2014 Kasım ayı başında tamlandı. Hedefte şaşma olmadı. Dönüşüm Tüpraş için nasıl bir değer yaratacak? İzmit Rafinerisi B Bölgesinde geçmiş yıllarda Yarımca Petkim Kompleksinin bulunduğu, şirketimize devredilen alanda kuracağımız, neredeyse bir rafineri yatırımına eşdeğer Fuel Oil Dönüşüm Projesi’nin devreye girmesiyle birlikte beyaz ürün verimimizi maksimize etmenin yanı sıra kapasite kullanımı noktasında yüzde 100’lere ulaşacağız. Proje devreye girdiğinde kendi ürettiğimiz 4,2 milyon ton siyah ürünü kullanacağız. 4,2 milyon tondan yaklaşık 2,9 milyon ton motorin, 500 bin ton civarında benzin, 700 bin ton civarında petro kok üretiyor olacağız. Öncelikli hedefimiz siyah ürünümüzü motorin ve benzine çevirmek. Şu anda yüzde 70’lerin üzerinde olan daha değerli beyaz ürün oranı yüzde 90’lara doğru çıkmış olacak. Bu sonuçlarının yaratacağı kârlılık artışına gelince fizibilitede bu rakam 550 milyon dolar faiz ve vergi öncesi kâr olarak gözüküyor. Temel katma değer, motorin jet ve benzinin fiyatıyla, fuel oil’in fiyatı arasındaki fark kadar olacak. Keza biz fuel oil’i ihraç ediyoruz. Türkiye de motorin ithal ediyor. Türkiye’nin 10 milyon ton civarında motorin ithalatı var. Buradan projenin Türkiye’nin cari açığına yaklaşık 1 milyar dolar civarında pozitif etki oluşturacağız. Bu arada alanda yaptığımız çalışmalar sırasında geçmiş dönemde ülkemiz ekonomisine büyük hizmetler veren, Tüpraş’ın ürettiği hammadde naftayı işleyerek petrokimya ürünlerinin üretildiği fabrikalarda görev yapan tüm Petkim’lilerin u
u
25
u
u
RÖPORTAJ
Projesi’nin yanı sıra birçok önemli yatırım projesi için çalışmalarımız sürüyor. Enerji verimliliğinden işletme güvenirliği, operasyonel mükemmelliğe birçok önemli projeyi tamamladık ve iyileştirme çalışmalarımız devam ediyor. Enerji verimliliğinde en gelişmiş rafinerilerin yer aldığı Solomon endeksinde İlk çeyrekte yerimizi almış olacağız. Hedefimiz sektörde her alanda operasyonel mükemmelliği yakalamış, lojistiği güçlü, sürdürülebilir başarı için araştırmacı, yenilikçi bir Tüpraş’ı ülkemize kazandırmak ve her bakımdan donanımlı insan kaynağımızla Tüpraş’ı dünyadaki öncü rafineriler seviyesine çıkarmak.
emeklerine saygı ve anı için sembolik olarak Karbon Siyahı Fabrikasının bir duvarını muhafaza ediyoruz. Önümüzdeki sürede Tüpraş’ı büyütecek farklı yeni yatırımlar var mı? Öncelikle büyük yatırımımızı zamanında ve başarıyla bitirme çabasındayız. Biz rafinericiler için mesleki yaşamımızın en büyük eseri olacağından, görev yapan tüm gruplarımız için gurur kaynağı olacak. Ülkemiz ekonomisi ve üreteceğimiz enerjinin
26
u
u
kalitesi açısından önemi daha da büyük. Bir takım projeler her zaman var, ama açık konuşmak gerekirse zor bir süreçten geçiyoruz. Projeyi 4.. gün sonra ilk ürünlerin tanka gidecek şekilde devreye almak ilk hedefimiz. Gelecek 5-10 yıl içinde Tüpraş’ı nereye taşımayı düşünüyorsunuz? Öncelikli hedefimiz Tüpraş’ın bölgesel ve küresel rekabet gücünü en üst düzeye çıkarmak. Bunun için ülke tarihinin en büyük özel sektör yatırımlarından birisi olan Fuel Oil Dönüşüm
Körfez Ticaret Odamıza ilişkin değerlendirmenizi alabilirmiyiz? Tüpraş olarak yüksek katma değer yaratan, sürdürülebilir ve gelişmeye açık rekabet gücü olan, gelişmiş pazarlara ihracatı hedefleyen, ARGE ve teknoloji geliştirme yeteneği bulunan ve yenilikçiliğe endekslenmiş bir şirket hedefi ile çalışıyoruz. Genel yaklaşımımız, ülke ve şirketimiz ortak değerlerinin tasarruf altına alınıp, işbirliği kültürünü gerek şirket, sektör ve örgütlü sivil toplum kuruluşları ile geliştirmek. Koç Topluluğu ve Tüpraş’ın sürdürülebilir başarısı ve geleceği için ilişki yönetimi ile deneyimlerimizi paylaşmak bizim için büyük önem taşımaktadır. Son seçim ile kendini ve hedeflerini yenileyen Körfez Ticaret Odamızın Yönetim Kuruluna bir Tüpraş yöneticisinin girmesi, deneyimlerimizi aktarmamız için fırsat ile iletişim ve işbirliğinde yepyeni köprüler kurmamızı sağlayacaktır. Bu vesile ile tüm üyeleriniz, bölgemiz ve ülkemiz için yeni yönetiminize Başkan Mustafa Efe’nin şahsında üretken, verimli, başarılı bir çalışma dönemi diliyoruz. Sayın Erkut dergimize verdiğiniz röportaj için teşekkür ederiz.
u
u
BİLİYOR MUSUNUZ?
Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) ve E - İmza uygulamaları Yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte bilişim uygulamaları devreye girdi. Dijital şirketlerin, genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarına elektronik ortamda katılım mümkün hale geldi. Ayrıca ticaret sicili işlemleri, MERSİS Projesi üzerinden 16 haneli, benzersiz bir numarayla yapılıyor.
2
013 yılı itibariyle ülke genelinde uygulamaya alınan MERSİS, üç temel veri tabanı olan Kişi Kayıtları (MERNİS), Tapu Kayıtları (TAKBİS), Adres Kayıtları (AKS) veri tabanlarına ilave olarak ülkemizin dördüncü elektronik veri tabanı olarak hizmete girdi.
16 Haneli Benzersiz Numara MERSİS İlk önce Mersin’de pilot bölge olarak uygulandı. 2013 yılında da Türkiye genelinde uygulamaya başlandı. 16 haneli, benzersiz, tekil, anahtar bir numarayla öncelikle ticaret sicili kapsamındaki bütün işletmeleri projeye dahil edildi.
MERSİS Nedir ?
MERNİS vatandaşlar için neyse Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) de işletmeler için aynı şeydir. MERSİS Ticaret sicili kapsamındaki, sermaye şirketleri, kooperatifler, şahıs işletmeleri, dernek ve vakıf işletmeleri ile şube kayıtlarının elektronik ortamda, merkezi olarak, ortak bir veri tabanında tutulmasıdır. Ayrıca tüm sicil müdürlüklerinin işlemlerini bu sistem üzerinden gerçekleştirmesi, üçüncü kişilerin ilgi ve yetki seviyesine göre bu bilgilere anlık güvenli erişim sağlayabilmesidir. MERSİS kapsamında ilk etapta ticaret sicili, vakıflar ve dernekler var. 2010’dan bu yana Mersin’de bir uygulama yapılıyor. İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün çalışma alanı da uygulamaya alındı. Yılbaşından itibaren de MERSİS Türkiye’de uygulamada olacak. 2014 ve sonrasında da
tüm meslek örgütleri, serbest meslek mensupları, esnaf sicili, kamu kurum ve kuruluşları ve hatta apartman yöneticilikleri bile bu sistem üzerinden izlenebilecek durumda olacak.
Şirketler MERSİS’te hangi işlemleri gerçekleştirebilecek?
İşletmelerimiz veya onların vekilleri ticaret sicil müdürlüğüne gitmeden ofislerinden, evlerinden MERSİS üzerinden güvenilir e-imzalarını kimlik doğrulama yöntemiyle; şirket kuruluş, şube kuruluş, rehin-acenta, tasfiye, terkin, ana sözleşme değişikliği işlemlerini gerçekleştirebilirler. Bu sistem üzerinden bir şirketin kuruluş süresi yaklaşık 10 dakikadır.
•
•
MERSİS sisteminin faydaları neler?
Merkezi bir ticaret sicili veri tabanı olacak. Yani İstanbul’daki ticaret sicil müdürlüğü, Hakkari’deki ticaret sicil müdürlüğünün verilerine hızlı bir şekilde ulaşabilecek. Maliye Bakanlığı’nın ilgili birimleri ve diğer kamu kurumları ile de bu bilgiler paylaşılacak. Örneğin mali suçlar araştırma birimi şirketlerle ilgili suç bilgilerine çok hızlı bir şekilde erişebilecek. Emniyet, Adalet Bakanlığı, UYAP, Kamu İhale Kurumu, TÜİK, SGK bu projenin hizmete sunulmasını bekliyor. • İnternet üzerinden e-imza ile kısa sürede işlem yapılabilecek. • Ortak anahtar numaralandırma sistemi gelecek. İşletmelerin
• •
•
de bir kimlik numarası olacak. Şahıs işletmelerinde TC kimlik numarası, tüzel kişilerde ise vergi numarası üzerine giydirilmiş 16 haneli bir numara olacak. Tescil işlemlerinde standart iş akışları ve uygulama birliği sağlanacak. Tüm ticaret sicil müdürlükleri aynı uygulamayı yapacak. MERSİS, kayıt dışılık ile mücadelenin en önemli projelerinden birisi. Bu proje Maliye Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütülen Kayıt Dışı Ekonomi ile Mücadele Eylem Planı kapsamında izleniyor. AB Şirketler Hukuku direktiflerine uyum ve kurumlar arası entegrasyon sağlanacak. Daha etkin bir ticaret sicil hizmeti sunulacak. Şirketin temel bilgilerine ulaşılması mümkün hale gelecek. Özellikle ünvanı, türü, kayıtlı olduğu ticaret sicil müdürlüğü ve yetkili temsilcilerine üçüncü kişiler tarafından ulaşılabilecek. Ticaret sicilinde uluslararası bir işbirliği sağlanacak. Avrupa Sicil Teşkilatı’na üye 17 AB üyesi ülkenin yaklaşık 22 milyon işletmesinin bilgisine Türk işletmeleri erişebilecek. u
u
27
u
EKONOMİ ARAŞTIRMASI
u
Doğalgaz tüketimi artıyor,
depolama kapasitesi yerinde sayıyor Avrupa’nın doğalgaz tüketimini en hızlı arttıran ülkesi Türkiye’de doğalgaz depolama kapasitesi yok denecek kadar az.
T
ürkiye’de kış yine sert geçiyor. Aralık 2013’te İstanbul, Ankara ve Anadolu’nun büyük bölümünde sıcaklık mevsim normallerinin altındaydı. Kış şartları bu kadar sert olunca, elektrik talebi rekor kırmaya başladı. Artan elektrik talebi, Türkiye’nin enerji altyapısındaki aksaklıklar nedeniyle karşılanamadı ve kesintiler başladı. Önce sanayi tesisleri elektriksiz kaldı, demir çelikten başlayarak üretim aksadı, sanayiciler isyan etti. Daha sonra konutlara elektrik verilemedi, kombiler çalışmadı, elektrikli aletler bozuldu, vatandaş şikayetleri başladı. Aslında bu ilk değildi. Türkiye Şubat 2012’de de benzer bir durumu yaşamıştı, doğalgaz arz kaynaklarında sıkıntı olmuştu. Kış yine sert geçmişti ve elektrik arzı talebi karşılamaya yetmeyince elektrikler kesilmişti. Hava soğuduğu zaman elektriksiz kalmak normal mi? Yoksa bizde bir anormallik mi var? Bu kısa değerlendirme notunda cevabını arayacağımız soru bu.
Ozan ACAR
Analist, Ekonomi Etütleri, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı
Şekil 1: Avrupa ülkelerinde doğalgaz tüketimi ve doğalgaz tüketimindeki artış Avrupa’nın en fazla doğalgaz tüketen 15 ülkesindeki doğalgaz tüketimindeki değişim (%, 2000-2012) Türkiye
217
İspanya
86
Polonya
50
Belçika
14
Avusturya
12
Fransa
8
İtalya
6
Çek Cum.
-2
46 31 17 17 9
42 69 8
Almanya
-5
75
Hollanda
-6
36
Slovakya
-8
6
-9
10
Macaristan İngiltere
-19
78
Romanya
-21
13
Ukrayna
-30
Kaynak: BP İstatistik Yıllığı, 2013
28
Doğalgaz tüketimi (2012, milyar m 3)
u
u
50
Sorunun adını doğru koyarak başlayalım isterseniz. Bu sefer, Şubat 2012’de olduğu gibi arz kaynaklarında bir sıkıntı yaşanmadı. Doğalgaz satın aldığımız ülkeler talebimizi karşılamaya hazırlardı. Ama biz yine elektriksiz kaldık. Bu seferki kesintilerde, Türkiye’deki doğalgaz talebinin 197 milyon m3/gün’e çıkarak, 195 milyon m3/gün’lük iletim kapasitesini zorlaması etkili oldu. Elektrik piyasasındaki tasarım hatalarının da son yaşananları tetiklediği doğrudur ama bu yazıda konumuz doğalgaz. Yurtdışından gelen doğalgazı Türkiye’ye dağıtan kompresörlerin soğuk hava nedeniyle tam kapasite çalıştırılamaması sorunu tırmandırdı. Bu sayede, doğalgaz altyapımızda ciddi problemler olduğunu hatırlamış olduk. Kompresör altyapısındaki yetersizliğe ek olarak, benim bu yazıda dikkat çekmek istediğim, doğalgaz depolama kapasitemizin, elektrik üretiminde ve ısınmada doğalgaza, doğalgaz tedarikinde ise ithalata olan yüksek bağımlılığımıza rağmen çok sınırlı olduğudur. Tükettiğimiz enerjinin yüzde 70’den fazlasını yurtdışından ithal ediyoruz. Enerjide dışa bağımlılık sadece bizim sorunumuz değil. Dünyanın birçok ülkesi benzer bir durumda. Enerjide ithalata bağımlılık oranı, Japonya, Kore, İtalya ve İspanya’da, Türkiye’de olduğundan çok daha yüksek. Enerjide ithalata bağımlı gelişmiş ülkelerle Türkiye arasındaki temel fark, enerji politikalarının bizde günü kurtarmaya yönelik, oralarda
ise uzun vadeli bir planlama perspektifiyle tasarlanmasıdır. Bu ülkelerde, ithalata yüksek bağımlılığa rağmen, enerji arz güvenliği sorunlarının bizde olduğu kadar sık yaşanmaması bundandır. Türkiye’de ise havalar mevsim normallerinin altına düşünce elektrikler kesilmektedir. Türkiye, doğalgaz tüketimi en hızlı artan Avrupa ülkesidir. Avrupa ülkeleri içerisinde doğalgaz tüketimini en hızlı arttıran ve beşinci en fazla doğalgaz tüketen ülke Türkiye’dir. Türkiye’nin doğalgaz tüketimi 2000 yılında 14,6 milyar metreküpten, 2012 yılında 46,3 milyar metreküpe çıktı (Şekil 1). Avrupa’nın en fazla doğalgaz tüketen ülkelerinin hiçbirinde, tüketim artış hızı, Türkiye’dekinin yarısı kadar bile olmadı. Avusturya ve Belçika gibi önemli doğalgaz tüketicileri ise aynı dönemde doğalgaz tüketimlerini azalttılar. Avrupa’nın en fazla doğalgaz tüketen ülkeleri arasında elektrik üretiminde doğalgaza, doğalgaz tedarikinde ise ithalata bağımlılığı en yüksek olan ülke yine Türkiye’dir (Şekil 2). 2000-2012 döneminde gerçekleşen ekonomik büyüme ile birlikte, Türkiye’deki elektrik üretimi 125 bin GWh’dan, 240 bin GWh’e ulaştı. Aynı dönemde doğalgazın elektrik üretimindeki payı yüzde 37’den yüzde 43,6’ya yükseldi. Son 10 yılda artan elektrik üretiminin önemli bir bölümünün, nispeten kolay devreye alınabilen ve sayıları artan doğalgaz çevrim santralleri ile karşılanması, elektrik üretiminde doğalgaza olan bağımlılığı arttırdı. Doğalgaza olan bağımlılığımız artarken, bu kritik üründe arz güvenliğini sağlayacak adımları atabildik mi? Cevabı aşağıda bulabilirsiniz. Öncelikle doğalgaz ithalatı yapılan ülkelerin çeşitliliğinde Türkiye’nin durumuna bakalım. Doğalgaz, boru hatlarıyla ya da sıvılaştırılmış formda (LNG) tankerlerle taşınabilen bir üründür. Bu nedenle, coğrafi konum, doğalgaz zengini ülkelere uzaklık ve LNG terminali altyapı imkanları ülkelerin doğalgaz ithalatı yaptıkları ticaret partnerlerinin
Şekil-2: Avrupa ülkelerinde doğalgazın elektrik üretimindeki payı ve doğalgazda ithalata bağımlılık oranı Avrupa’nın en fazla doğalgaz tüketen 15 ülkesinde, doğalgazın elektrik üretimindeki payı (2012, % ) Hollanda
Doğalgazda ithalata bağımlılık Oranı (%, 2012)
54
İtalya
46
0 90
Ukrayna
44
63
Türkiye
44
99
İngiltere
48
28
Macaristan Belçika İspanya
27
72
27
93
99
25
Romanya
74
23
Avusturya
86
15
Almanya
80
11
Slovakya
90
10
Polonya
4
68
Fransa
4
97
Çek Cum.
90
2
Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı, Doğalgaz İstatistikleri ve TEPAV hesaplamaları
belirlenmesinde etkili olan unsurlar arasındadır. Türkiye, 2012 yılındaki doğalgaz ithalatının yüzde 58’ini Rusya’dan yapmıştır. Avrupa’nın en fazla doğalgaz tüketimi yapan ve doğalgazda ithalata yüksek oranda bağımlı olan ülkelerinden İspanya, İtalya ve Almanya’da doğalgaz ithalatında ülke çeşitliliği Türkiye’de olduğundan yüksektir. Avusturya ise ülke çeşitliliği performansında, Türkiye’den geridedir (Şekil 3). Bu çerçevede, doğalgaz tedarikinde ülke çeşitliliği düşük olan tek ülkenin Türkiye olmadığı görülmektedir. Gelelim Türkiye’nin doğalgaz
arz güvenliğindeki asıl temel zayıflığına. Doğalgazda ithalat bağımlılığı yüksek olan ülkelerde arz güvenliğini sağlamak için gerekli olan unsurların başında yıllık tüketimin yüzde 20-30’u kadar depolama kapasitesine sahip olmak geliyor. Ancak, Avrupa ülkeleri içinde, doğalgaz depolama kapasitesi, tüketim büyüklüğüne göre en yetersiz olan ülke Türkiye. Talebin düşük olduğu zamanlarda doğalgaz alımı yapıp depolamak, talebin yüksek ve de arzın sorunlu olduğu dönemlerde, kesintisiz doğalgaz iletimine devam edebilmek için
u
u
29
u
u
EKONOMİ ARAŞTIRMASI
Şekil-3: Doğalgazda ithalata yüksek oranda bağımlı olan ülkelerde, doğalgaz ithalatının tedarikçi ülkelere dağılımı Doğalgazda ithalata bağımlılık Oranı (%, 2012)
Doğalgaz ithalatının ana ticaret partnerlerine dağılımı (%, 2012)
Rusya
%99 %99 %90
58
Cezayir
9
18
7
5 3
Nijerya Katar Norveç Trinidad ve Tobago Diğer
42
15
Cezayir
12
12
7
12
Rusya Libya Katar Hollanda Norveç Diğer
32
%93 %80
İran Cezayir Azerbaycan Diğer Nijerya
28
10
9
7
7
8
Rusya
Norveç
Diğer
72
15
14
Rusya
Hollanda
Norveç
Diğer
36
26
25
13
Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı, Doğalgaz İstatistikleri ve TEPAV hesaplamaları
kritik önem taşıyor. Türkiye, elektrik üretiminde doğalgaza, doğalgaz tedarikinde ise yüksek miktarda ithalata bağımlı olsa da doğalgaz depolama kapasitesi yıllık tüketimin sadece yüzde 5’i kadar. Macaristan, Avusturya ve Slovakya’da yıllık doğalgaz tüketiminin yarısından daha fazla doğalgaz depolama kapasitesi bulunuyor. Fransa, Almanya ve İtalya’da ise depo kapasitesi yıllık tüketimin yüzde 20’sinin üzerinde. İngiltere ve Belçika ise Türkiye gibi depo kapasitesi yetersiz olan ülkeler arasında (Şekil-4). Ancak, doğalgaz, İngiltere ve Belçika için, Türkiye için olduğundan daha az önemli bir ürün. Elektrik üretiminde doğalgazın payı, Türkiye’de yüzde 44, İngiltere ve Belçika’da ise sırasıyla yüzde 28 ve 27’dir. Türkiye’nin, doğalgaz arz güvenliğini sağlamak için depolama tesisi yatırımlarına ihtiyaç duyduğu son derece açık bir biçimde görülüyor. Doğalgaz bağımlılığımız, 1990’lı yıllardan bu yana görevde olan hükümetlerin politika tercihlerinin sonucunda arttı. Politika tasarımında kısa vadeli düşünüldü ve arz güvenliği için gerekli olan depolama kapasitesi inşa edilmedi. Türkiye’nin bu kritik altyapı eksikliğini vakit kaybetmeden tamamlaması
30
u
u
gerekiyor. Enerjinin, Türkiye’nin iktisadi gelişiminin önünde bir kapasite kısıtı olmaktan çıkarılması için alınması gereken kısa vadeli tedbirlerin içinde doğalgaz depolama tesisi inşası önemli bir yer tutuyor. Türkiye’nin yıllık doğalgaz ihtiyacının yüzde 20’sinin depolanabilmesi için halihazırda kullanılabilir durumda olan 2,6 milyar ve inşası devam eden 1 milyar metreküplük (bcm) depolama kapasitesinin üzerine 7 bcm’lik ek yatırım gerekiyor. İlave yatırım büyüklüğünün, tesis yer seçimine bağlı olarak, 4-7 milyar ABD doları aralığında olacağı tahmin ediliyor2. İhtiyacın aciliyeti ve kamunun bütçe imkanları göz önünde bulundurulduğunda, bu kritik yatırımın kamu-özel işbirliği modeli ile gerçekleştirilmesinin en doğru tercih olacağı görülüyor. Türkiye’deki doğalgaz piyasasının mevcut yapısı, özel sektörün doğalgaz depolama tesisi yatırımı yapması için elverişli değil. Fiyatın BOTAŞ tarafından belirlenmesi ve talebe bağlı olarak değişmemesi, doğalgaz depolama tesisi yatırımlarının özel sektör için cazibesini azaltıyor. Mevcut piyasa yapısında, depolama tesisi yatırımı yapan özel sektörişletmesinin elde edeceği gelirin, doğalgaz
fiyatına endeksli olduğu bir sistemin işlemesi mümkün değil. Doğalgaz depolama tesislerinin sahip olduğu stratejik önem dikkate alındığında, kamunun böyle bir yatırımı gerçekleştiren özel sektör kuruluşlarına, makul bir getiri oranını sağlayacak bir düzenlemeye gitmesi yerinde olacaktır. Avrupa’nın doğalgaz tüketimini en hızlı arttıran ülkesi Türkiye’de, doğalgaz arz güvenliğini sağlayacak altyapı bulunmaması ekonomik kalkınma önünde ciddi bir tehdittir. Türkiye doğalgaz tedariki yaptığı ülkeleri çeşitlendirme yolunda önemli adımlar atıyor. Azerbaycan’la yapılan Şahdeniz 2 anlaşması, Kuzey Irak’la kurulan enerji işbirliği ve somut bir adım atılmasa da halen masanın üzerinde olan Doğu Akdeniz’deki doğalgaz kaynaklarının Türkiye’ye getirilmesi, enerji arz güvenliğinin sağlanması için önemlidir. Ancak, kaynak ülkeleri çeşitlendirirken, yurtiçindeki enerji altyapısının da sağlıklı bir şekilde inşası enerji arz güvenliği için son derece kritik. Daha fazla vakit kaybetmeden ilave doğalgaz depolama kapasitesi inşasına hız vermemiz gerekiyor tabi soğuk havalarda elektriksiz kalmak istemiyorsak. Kaynak: www.tepav.org.tr
u
u
İNOVASYON&ARGE
İşletmelerin sırat köprüsü:
İNNOVASYON ve ARGE Sektörlerinde ‘innovatif’ olan şirketler mutlaka pazara yenilikler getiren firmalardır. Bu yenilikler, o şirketleri zirveye taşıyan temel nedeni oluşturur. Gerçek öncü şirketler pazara sundukları yenilikler ile yetinmeyerek, sektörlerine ve tüketicilerine sürekli farklılıklar getiren işletmelerdir.
G
ünümüzün yoğun rekabet ortamında ve ‘Yeni Ekonomi’nin önüne geçilemez baskısı karşısında bir şirketin varlığını sürdürebilmesinin tek bir koşulu vardır: Farklı olmak! Günümüzde ‘farklılık’ var olmak ile yok olmak arasındaki çok ince çizgiyi simgelemektedir. Tüketiciler geçmişe oranla çok büyük bir seçim olanağına sahiptirler. Çünkü ilk defa üreticilerin hedef kitlesi haline gelmişlerdir. Çünkü günümüze dek dünyadaki hiçbir pazarlama stratejisi kendine hedef olarak tüketicileri seçmemiştir. Konvansiyonel Pazarlama yöntemleri satış için sürekli olarak kendilerine tüketicileri değil, satıcıları hedeflemişlerdir. Strateji olarak parayı ödeyerek satın almayı gerçekleştirecek tüketici yerine, ürünü satacak satıcının hedef olarak alınması günümüz koşullarında garip görünse de, gerçeği yansıtmaktadır. Bunun tipik örneği mahalle bakkallarıdır.
Tüketici’nin adı yok Tüketici, sokak arasındaki herhangi bir bakkala gidip bir mal istediğinde, kendisine satın almak istediği ürünün hangi markası bakkal da mevcut ise o marka satılır. Tüketicinin herhangi bir marka tercih hakkı yoktur. Satılan mal, bakkalın tercihine kalmıştır. Bu nedenle klasik pazarlama anlayışı, doğrudan tüketicileri değil, satıcıları hedef alır. Satıcının şu ya da bu nedenle tercih ettiği marka, bölgesel olarak tüm tüketicilerin
satın almak zorunda kalacağı marka haline gelir. Oysa günümüzde durum oldukça değişmiştir. Artık çağdaş pazarlama stratejileri doğrudan tüketicileri hedeflemektedir. Tüketici herhangi bir bakkala gittiğinde, satın almak istediği markayı doğrudan talep etmekte ve satın almak istediği markaya ait ürün mevcut değilse satın alma kararından vazgeçmektedir. Finans ve mekan açısından bakkalların potansiyeli, her marka ürünü bulundurmaya yetmediği içindir ki, her geçen gün bakkallar yerlerini super ve hiper marketlere bırakmaktadırlar. İşte günümüzün temel sorunu burada kendini göstermektedir. Bir tüketici bir hipermarkette, satın almak istediği ürünün her markasını bulabilmektedir. Peki bu durumda tercihini nasıl yapacaktır? Ya da başka bir deyişle, bir tüketicinin,
bir malı tercih etmesinin temel etkenleri nelerdir?
Tüketici nasıl seçer? Bir tüketici hangi kriterlere göre mal alır? Bu sorunun cevabı bir firmanın mevcudiyeti açısından hayati öneme sahiptir. Tüketicilerin satın alma kriterleri farklılık gösterir. Bazı kesimler tercihlerini doğrudan fiyata endeksli kullanırlarken diğer bir kesim fiyat faktörünü göz önüne almadan yalnızca kaliteye yönelik satın alma yönüne gider. Bazıları satın aldıkları ürünlerde temel tercih nedeni olarak teknolojik üstünlüğü ele alırken, bazıları ise marka tanınmışlığını temel tercih faktörü olarak algılarlar. Sonuç olarak satın alma kriteri hangi neden olursa olsun, her bir tüketici kesimine farklı stratejilerle yaklaşmak zorunluluğu ortaya çıkar. Bu u
u
31
u
u
İNOVASYON&ARGE
olarak giren Arçelik, farklılığını tüm ülkeye yayılan geniş bir servis teşkilatı ile yakalayıp yabancı şirketleri yenerken, Uno pazara ilk ‘dilimlenmiş ve ambalajlanmış’ ürün sunan şirket olarak liderlik koltuğuna oturmuştur.
İnnovasyon
zorunluluk bizi yepyeni bir kavrama götürür:’Konumlanma’. Her ürünün hedef aldığı kitle farklı pazarlama yöntemlerin uygulanmasını zorunlu kıldığından, ilk yapılacak şey, hedef kitlenin belirlenmesi ve uygun konumlanmanın gerçekleştirilmesidir. Konumlanmanın ardından gerçekçi satış ve pazarlama stratejilerinin yürürlüğe konulması gelir.
Neden? Bir Pazarlama yetkilisinin kendisine ilk soracağı soru ‘Neden?’ olmalıdır. ‘Neden?’ tüketiciler bizim malımızı alsınlar? Bu sorunun cevaplandırılması demek, pazarlama sorununun büyük ölçüde çözülmesi anlamına gelir. Bir şirket, tüketicilerin, piyasadaki çok sayıda benzer ürün içerisinden niçin kendisine ait olanı seçmeleri gerektiğini algılayabildiği anda satışları patlar. Çünkü tüketiciler yalnızca ‘farklı’ olan ürünü satın alırlar. Peki o halde ‘farklı’ olmak nedir? Farklılık, piyasada yer alan çok sayıdaki benzer ürün karşısında seçilme kriteri demektir. Bir otobüse bindiğimizde, eğer otobüsün içerisinde oturacak yer sayısı sınırlı ise hiç düşünmeden boş bulunan koltuklardan birine otururuz. İşte bu eski ekonomiyi yani mahalle bakkalındaki ürün tercihimizi simgeler. Seçenek söz konusu değildir. Oysa otobüsün tamamen boş olduğu bir durumda nereye oturacağımız konusunda
32
u
u
tereddüt ederiz. Seçim yapmak zorlaşır. Çoğunlukla bir yere oturduktan sonra kalkıp yer değiştiririz. İşte bu davranışımız da yeni ekonomiyi sembolize eder. Önümüzde seçim için çok sayıda seçenek vardır ve biz, kendimize özgü bir kriterle bunlardan birisini seçmek zorunluluğunda kalırız. Sonuç olarak seçimimiz sona erdiğinde, beğenimize sunulan ürünleri, belirli bir özelliği nedeni ile satın almışız demektir.
Öncüler ve taklitçiler Hedef kitlesini seçerek kendini iyi konumlandıran şirket çoğunlukla farklılığını yakalamış demektir. Bu farklılık kendisini başarıya götürür. Kısa bir süre sonra açılan satış adetleri ve büyüyen pazar payı nedeniyle başarılı şirketler taklit edilirler. Piyasa ‘taklitçiler’ ile dolup taşar. Ama en iyi durumda bile bir taklitçinin şansı yoktur. Bir şirket, pazardaki ‘öncü’ firmayı son derece başarılı taklit etse bile, tüketici gerçeğini tercih eder. Öncü olmak farklı olmaktır. Örneğin ABD’de fast food pazarına giren ‘Arbys’ başarılı örnekleri oluşturan ‘McDonald’s’ ve ‘Burger King’i taklit etmek yerine, hamburgerin içinde köfte yerine salam ya da jambon gibi incecik dilimlenmiş et (roast beef) kullanarak farklı olmayı tercih etmiş ve kısa sürede en büyükler arasına girmiştir. Bu konuda verilecek örnek sayısı adeta sınırsızdır. Yıllar önce pazara bir yerli ürün
‘Öncülük’ ya da ‘yenilikçilik’ tüm dünyada innovasyon (innovation) olarak adlandırılır. Sektörlerinde ‘innovatif (öncü/yenilikçi) olan şirketler mutlaka pazarlara yenilikler getiren firmalardır. Bu yenilikler, o şirketleri zirveye taşıyan temel nedeni oluşturur. Rakipleri bu başarıyı kendilerine uyarlasalar bile ‘taklitçi’ sıfatını yemekten kurtulamazlar. Gerçek öncü şirketler, liderliklerini, pazara sundukları yenilikler ile yetinmeyerek, sektörlerine ve tüketicilerine sürekli farklılıklar getiren işletmelerdir. Başka bir deyişle ‘innovasyon’ günümüzde başarının tek koşulu olmak üzeredir. İnnovasyon sadece tek bir kelime ile birlikte anılır: ‘Arge’. ‘Araştırma ve geliştirme’nin kısaltılmış hali olan Arge kelimesi, pazarda öncü kalmanın temel ve ‘olmazsa olmaz’ koşuludur. Arge çoğunlukla yanlış anlaşılan bir kavramdır. Çoğunlukla arge denilince akla, sokağa atılan para olarak algılanan büyük harcama kalemleri ve bütçeler ile, laboratuarlar gelir. Oysa arge sadece laboratuarlarda oluşturulmaz. Bir bakkalın vitrinini ya da dükkanını, başka bir semtte gördüğü rakibine benzetmesi de bir tür arge’dir. Ya da bir şirketin ambalajını daha albenili hale getirmesi de bir arge çalışmasıdır. Özetle bir işletmenin ürün ya da hizmetlerinin kalitesini arttıracak herhangi bir yenilik arge olarak nitelendirilebilir. Çoğu zaman arge ve innovasyon birlikte kullanılan kavramlardır. Gerçek anlamda arge’ye önem veren kuruluşlar, genelde sektörlerinde innovatif yani öncü kuruluşlardır. Örneğin ülkemizin elektronik
devi Vestel bu başarısını kesinlikle yoğun arge faaliyetleri ile sağlamıştır. Tüm dünyada %5’lere ulaşan bir Pazar payı yakalamak, ancak dünya çapında innovatif olmakla mümkündür. Vestel Avrupa’da da %10’ların üzerlerine çıkan Pazar payını Manisa, İzmir ve ABD’de kurduğu arge merkezlerine ve araştırma ve geliştirme amacıyla görevlendirdiği yüzlerce mühendise borçludur.
Birim maliyetler: işin püf noktası Arge pahalı bir faaliyettir. Bir ürünün fiyatı, arge giderleri, komponent maliyeti (ürünü oluşturan malzeme fiyatları), genel giderler (işletme giderleri, maaşlar, genel giderler v.s.), reklam harcamaları ve kar’dan oluşur. Buradaki temel konu arge harcamalarıdır. Bu nedenle, bir ürünün fiyatını oluşturan kalemler içerisinde temel unsur olan arge giderlerinin, birim fiyat bazında düşürülebilmesi için, üretim adetlerinin yükseltilmesini zorunludur. Somut bir örnek vermek gerekirse, günümüzde bir savaş uçağı geliştirmek için yapılması zorunlu olan arge harcaması 18-20 milyar ABD dolarına eşittir. Halen ABD Hava Kuvvetleri iki yeni savaş uçağı siparişi vermiştir. Bunlar F-22 ve F-35’tir. Her iki uçak için de yaklaşık aynı miktarlarda arge
harcaması yapılmışken F-22 nin birim fiyatı 180 milyon dolar, F-35’inki ise 30 milyon dolardır. Bu korkunç fiyat farkının temel nedeni birim fiyata düşen arge harcamalarıdır. Çünkü tanesi 180 milyon dolar olan F-22’den 335 adet sipariş verilmişken, birim fiyatı 30 milyon dolar olan F-35’ten şimdiden 3.300 adet uçak için kesin sipariş alınmıştır. Böylece birim adede düşen arge paylarında büyük bir uçurum oluşmuş ve bu da doğrudan fiyatları etkilemiştir. Yukarıdaki örnekten de görülebileceği gibi birim maliyetleri düşürmenin temel yolu, üretim adetlerini arttırmaktır. Hepimizin çok iyi bildiği gibi Avrupa, ABD ya da Japonya’daki sanayi ürünleri ülkemizdekilerden çok daha ucuzdur. Bu otomobil fiyatlarında da, beyaz ve elektronik eşya bedellerinde de somut olarak görülmektedir. Peki, işçilik ücretleri ve maliyetlerin karşılaştırılamayacak kadar yüksek olduğu batı toplumlarında fiyatlar niçin ucuzdur? Sorunun cevabı birim maliyetlerle ilgilidir. Bizim otomobil fabrikalarımız 100.000 adetlik rakamlarda üretim yaparlarken, batılı üreticiler, tesislerinde 4-5 milyon adet otomobil üretmektedirler.
Ya innovasyon ya ölüm Burada bir kısır döngü ile karşılaşılmaktadır. Madem ki arge
maliyetleri ciddi anlamda arttıran bir unsurdur, o halde bu harcama gereksiz değilmidir? Bu sorunun cevabı kısa vadede evettir. Ancak tüketiciler daha ne kadar süre ile eski teknolojinin ürünlerini satın almaya devam edeceklerdir? Rakiplerimiz yeni teknolojileri daha ucuza sundukları zaman, satış faaliyetlerimiz ne kadar süre ile çarkımızı döndürmeye devam edebilecektir? Kısa süre içinde işletmemiz ya kapanmak, ya da yok pahasına satılmak zorunda kalınacaktır. Arge’ye kaynak ayırmamak yalnızca uzatmaları oynamak anlamına gelmektedir. İnnovasyon ve arge sadece ürün kalitesi ve teknolojisiyle ilişkili değildir. Satış öncesi ve sonrası servisler, müşteri bilgilendirme hizmetleri v.s. gibi çok sayıda yenilik ile piyasada öncü rolü üstlenilebilir. Burada önemli olan öncelikle niyet etmek ve yeniliklere başlamaktır. Daha da önemlisi yenilikçi fikirlere direniş göstermemek, uzlaşı ile öncü fikirleri akılcı bir biçimde hayata geçirmeye çalışmak olmalıdır. Bir şirketin faaliyet alanı konusunda getireceği en somut yenilikler, mevcut ürünlerin çok amaçlı hale getirilerek diğer sektör ve iş kollarında kullanılmasının sağlanması, farklı sektörlerdeki firmalar ile iş birlikleri ve konsorsiyumlar kurularak entegre satış politikaları oluşturulması, özel finansman kolaylıkları sağlanarak, tüketici nezdinde talep yaratılmasıdır. Laboratuar ve tasarım boyutlarındaki arge faaliyetleri işin en uç noktasıdır. Bu aşamada bile, işletmenin arge çalışmaları için kendi arge merkezlerini kurması son aşamadır. TUBİTAK’ın desteğiyle bazı üniversitelerimizde açılan ‘Teknoparklar’ (Teknoloji Parkları), KOSGEB tarafından bazı illerdeki organize sanayi bölgelerinde oluşturulan ‘Tekmer’ (Teknoloji Merkezleri)inde her türlü laboratuar ve araştırma desteği ücretsiz veya sembolik bir fiyatlandırma ile şirketlerin kullanımlarına sunulmuştur. u
u
33
u
u
TÜKETİCİ
Tüketicinin Korunması Kanunu
Neler getiriyor? 1995 yılında yürürlüğe giren 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da değişiklik yapmak üzere Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan tasarı, aradan geçen süreçte tüketicinin korunması hukukunda yaşanan gelişmeler ve tüketici hareketinin kazandığı ivmeyi yasal düzenlemeye aktarmayı hedefliyor.
G
eçen yıl kamuoyunun görüşüne açılan ve başta sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri olmak üzere pek çok kurum ve kuruluşun görüşlerinin alındığı 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı, mevcut kanunun hemen hemen tüm maddelerinde değişiklik öngörürken, mevcut kanunda yer almayan birçok alanda da yeni düzenlemeler getiriyor.
Tüketicinin hak araması kolaylaşıyor Yeni düzenleme, tüketicinin hak arama yollarını kolaylaştırmayı ve değişen yeni satış yöntemleri karşısında tüketici haklarına koruma sağlamayı amaçlıyor.
34
u
u
Bir süre önce yenilenen Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanununa uyum sağlanması ve AB Yönergelerine uyum sağlanması da yeni düzenlemenin amaçları arasında yer alıyor. Yeni Kanun’la bürokratik işlemlerin azaltılması ve uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi hedeflenirken, cezalar da güncelleniyor.
Yeni kanunla neler değişecek? Tüketicilerin bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalar artırılıyor. Örneğin radyo ve televizyonlara 7-23 saatleri arasında, ayda 10 dakikadan az olmamak üzere tüketiciyi bilinçlendirici program yayınlama
zorunluluğu getiriliyor.
Karşılaştırmalı reklam yapılabilecek Kanun ile reklamlarda yeni bir uygulama da hayata geçecek. Kanunun “Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar” başlıklı 6. Kısmında, yapılacak ikincil düzenlemelerle birlikte dünya uygulamalarında olduğu gibi marka ismi vererek karşılaştırmalı reklam yapılmasına imkan tanınıyor. Bunun yanı sıra reklamlarla ilgili bazı yasaklar da yer alıyor. Tüketiciyi aldatıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç
işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve engellileri istismar edici ticari reklam yapılması yasaklanıyor. Yeni düzenlemede de örtülü reklam yasaklanıyor. Örtülü reklam tanımı ise şöyle: “Reklam olduğu açıkça belirtilmeksizin yazı, haber, yayın ve programlarda, mal veya hizmetlere ilişkin isim, marka, logo veya diğer ayırt edici şekil veya ifadelerle ticari unvan veya işletme adlarının reklam yapmak amacıyla yer alması ve tanıtıcı mahiyette sunulması örtülü reklam olarak kabul edilir. Her türlü iletişim
aracında sesli, yazılı ve görsel olarak örtülü reklam yapılması yasaktır.” Kanun, ticari reklam cezalarında reklamın yayınlandığı mecra türüne göre farklı cezalar belirleneceğini de kayıt altına alıyor.
Reklam Kurulu’nun üye sayısı 29’dan 11’e düşürülüyor 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı ile Reklam Kurulu yeniden yapılandırılıyor. Reklam Kurulu’nun
üye sayısı 29’dan 11’e düşürülüyor. Hem ticari reklamları hem de haksız ticari uygulamaları denetleyecek olan Kurulun yetki vermesi halinde, Kurul Başkanı tüketicilerin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşüren reklamları tedbiren durdurmaya yetkili kılınıyor. Kurul kararları, tüketicilerin bilgilendirilmesi, aydınlatılması amacıyla Bakanlıkça kamuoyu ile paylaşılacak. Bunun yanı sıra Reklam Kurulunun karar almasına yardımcı olacak sektörel özel ihtisas komisyonları oluşturulacak.
Reklam Konseyi kuruluyor Yasa ile reklam politikalarının oluşturulması ve uygulanmasıyla ilgili olarak ilk defa reklam konseyi kurulması da öngörülüyor. Konseyin başlıca görevi; Reklam politikalarının oluşturulması ve uygulanması ile ilgili olarak çağdaş iletişim uygulamalarını takip etmek ve reklam sektörünün ve reklam denetim işlevinin geliştirilmesine yönelik araştırma ve çalışmalar yapmak olacak. Reklam Konseyi, bu alandaki görüş ve önerilerini ilgili mercilere iletmek amacıyla, yılda en az bir kez Bakanlığın koordinatörlüğünde toplanacak. u
u
35
u
u
HUKUK
TİCARET KANUNU’NA GÖRE
Ticari Defter Tutma Yükümlülüğü, Defter Türleri ve Tasdikleri Tacir, ticari işletmesinin ekonomik ve mali durumunu, borç-alacak ilişkilerini ve her iş yılı içinde elde edilen sonuçları belirlemek amacıyla defter tutmak zorundadır. Defterler, tacirin ticari işlemleri ile malvarlığı durumunu, Türkiye Muhasebe Standartlarına ve TTK. hükümlerine göre tutulmalıdır. Prof. Dr. Mehmet BAHTİYAR Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi
Giriş 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu (kısaca TTK), ticari defter tutma yükümlülüğü bakımından önemli bazı düzenlemeler içermektedir. Yazımızın amacı, yeni TTK’nın sözkonusu hükümlerini anahatlarıyla tanıtmaktır.
I. Defterlerin Yararı ve Hukuki Önemi Tacir, ticari işletmesinin ekonomik ve mali durumunu, borç-alacak ilişkilerini ve her iş yılı içinde elde edilen sonuçları belirlemek amacıyla defter tutmak zorundadır (TTK. 18/1, 64 vd). Defterler, tacirin ticari işlemleri ile malvarlığı durumunu, Türkiye Muhasebe Standartlarına ve başta m. 88 gelmek üzere TTK. hükümlerine göre, açıkça görülebilir ve üçüncü kişi uzmanlara, makul sürede fikir verebilir şekilde tutulmalıdır (TTK. 64/1). Kanunda, ticari defter tutma yükümlülüğünden bahsedilmiş; hangi defterlerin nasıl tutulacağı, düzenleme ve değerleme ilkeleri, defterlerin saklanması, mahkemeye teslimi ve ibrazı ile 660 Sayılı KHK. ile kurulan, kısaca,
Kamu Gözetimi Kurumu’nun yetkileri, ayrıntılı olarak düzenlenmiştir (m. 64-88). Tacirin defter tutması öncelikle kendi yararınadır. Tacir, düzgün şekilde tutacağı defterler aracılığı ile işletmesinin gerçek durumunu anlamak, işlerinin gelişimini izlemek ve geçmişte yapmış olduğu işlemleri saptamak imkanı bulur. Tüzel kişi tacirlerin ortakları ve yöneticileri bakımından da defterler büyük öneme sahiptir. Şirket tarafından tutulan defterler ve bu defterlere uygun şekilde çıkarılan hesaplar ile bilanço, ortakların şirketin gerçek durumunu, kar mı yoksa zarar mı ettiğini anlamalarına ve kar dağıtımı esaslarını belirlemelerine yarar. Bunların incelenmesinden sonra, şayet şirketin mali durumu bozulmuş ise düzeltilmesi için gerekli tedbirlerin alınması yoluna gidilmesi gerekir (bkz. TTK. 376 vd.). Tacirlerin defter tutması devlet açısından da çok önemlidir. Defterler, vergi yükümlüsü ve özellikle vergi matrahının tam ve doğru şekilde saptanabilmesine hizmet eder. Üçüncü kişiler ve alacaklılar açısından da defterler önem taşır. Alacağın varlığı ve miktarı yönünden defterler, sahibi (tacir) aleyhine de delil olabilmektedir (Hukuk Muhakemeleri Kanunu=HMK. 222). Sayılan bu yarar ve çıkarlar nedeniyle, defter tutmanın çeşitli hukuk dalları açısından öneme sahip olduğunu ve düzenlendiğini görmekteyiz : • Medeni Usul Hukuku ve Ticaret Hukuku açısından, defterler mahkemede delil olarak kullanılabilir (HMK. 222). • Vergi Hukuku açısından, vergi yükümlüsü ve matrahının saptanabilmesinde defterler büyük önem taşır (Vergi Usul Kanunu=VUK. 171 vd.) • İcra-İflas Hukuku açısından bir tacirin iflas etmesi durumunda hileli veya taksiratlı iflas durumu araştırılırken bakılacak temel belgelerden birisi ticari defterlerdir (bkz. İcra ve İflas Kanunu=İİK. 310, b. 5 vd).
36
u
u
II. Defter Tutmakla Yükümlü Olanlar ve Tutuluş İlkeleri Öncelikle tacirler defter tutmakla yükümlüdür (TTK. 18/1, 64/1), esnafın defter tutma yükümü TTK açısından yoktur. Birden çok işletmesi bulunan tacirin, her bir işletme için ayrı defter tutması gerekmektedir. Buraya, tacir sayılanlar ile tacir gibi sorumlu olanları eklemek gerekir. TTK. 17 gereğince, tacir hükümlerine tabi tutulan donatma iştiraki de defter tutma yükümlüsüdür. Eğer bir ticari işletme adi şirket aracılığı ile işletiliyorsa, adi şirketin tüzel kişiliği bulunmadığı için, defter tutma yükümü adi şirketin ortaklarına aittir. Defterler ve gerekli diğer kayıtlar, Türkçe tutulur. Kısaltma, harf ve rakamlar kullanılmış ise bunların anlamları açıkça belirtilir. Kayıtların tam, doğru, zamanında ve düzenli tutulması gerekir. Bir yazı veya kayıt, ancak, önceki içeriği de belirlenebilecek şekilde olmak şartı ile çizilebilir ve değiştirilebilir. Ne zaman yapıldığı anlaşılmayan değiştirmeler yasaktır (TTK. 65/1-3). Defterler ve diğer kayıtlar, ilgili belgelerin dosyalanması yoluyla veya veri taşıyıcıları aracılı ile tutulabilir; yeter ki, bu yöntemler, Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olsun. Saklama süresinde ulaşılması ve her zaman kolayca okunabilmesi mümkün kılınnmak şartı ile, defter ve diğer kayıtlar, elektronik ortamda da tutulabilir (TTK. 65/4).
Kanunda ayrıca, envanter, düzenlenme zamanı ve envanteri kolaylaştırıcı yöntemler düzenlenmiş (m. 66-67); açılış bilançosu ve yılsonu finansal tabloları düzenleme yükümü, ilkeleri, içerikleri ve değerleme kuralları ayrıntılı denebilecek tarzda hükme bağlanmıştır (m. 68-81).
III. Yükümlülüğe Aykırılığın Yaptırımları Defter tutma yükümüne dair TTK. hükümlerine aykırılık, özel cezai yaptırıma bağlanmıştır (TTK. 562/1 ve 2). Hüküm uyarınca, defterleri hiç veya gerektiği şekilde tutmamak, gerekli onayları yaptırmamak, hileli envanter çıkarmak, belgelerin kopyasını sağlamamak ve belgeleri ibraz edememek, dörtbin TL. idari para cezası gerektirmektedir (TTK. 562/1). 660 Sayılı KHK. ile kurulan Kamu Gözetimi Kurumu’nun yetkilerini düzenleyen TTK. 88’e aykırılık da ise, dörtbin TL. idari para cezası yaptırımına bağlanmıştır (TTK. 562/2). İflas eden bir tacir, defterlerini hiç veya kanuna uygun tutmamış ise, taksiratlı müflis sayılmakta ve cezalandırılmaktadır (İİK. 310/5, TCK. 162). Ayrıca, defterlerin tutulmamış olması, konkordato talep eden borçlunun mühlet talebinin de reddine yolaçmaktadır (İİK. 285/I, 286). Açılış ve kapanış onayları
yapılmamış olan veya içerikleri birbirini doğrulamayan defterler, sahipleri aleyhine delil olabilmektedir (HMK. 222/4). Defterlerin sahipleri lehine delil oluşturabilmesi için gerekli şartlar arasında da, defterlerin kanuna uygun tutulmuş olması ve içeriklerinin çelişkili bulunmaması da yer alır (HMK. 222/2).
IV. Ticari Defterlerin Türleri 6762 Sayılı eTK. döneminde, tutulması zorunlu olan defterler içerisinde ismen belirli olan (onaya tabi) defterler yanında, işletmenin mahiyet ve önemi gereği tutulması zorunlu olan, fakat ismen belirsiz oldukları için hangileri olduğu ve kim tarafından belirleneceği tereddüt yaratan defterler söz konusu idi. TTK., eTK’da tutulması zorunlu defterler yönünden yapılmış olan, ismen belirli olan (onaya tabi) /ismen belirsiz (işletmenin nitelik ve önemi gereği tutulacak, beyana tabi) defter ayrımını kaldırmış; ayrıca, gerçek kişi tacirin, işletmesinin durumuna göre, yevmiye defter, defter kebir ve envanter defter yerine sadece işletme defteri ile yetinme kolaylığına da olanak tanımamıştır (TTK. 64/5, karş. VUK. 193 vd.). Bir tacirin tutması söz konusu olacak defterler, zorunlu ve ihtiyari biçiminde iki ana gruba ayrılabilir. Asıl önemli olan zorunlu defterler olduğu için, aşağıda yalnızca bu gruba giren defterlere değinilecektir. Zorunlu defterler de iki gruba ayrılır:
Defterler elektronik ortamda tutulabilir 82 nci maddesi 3 ncü fıkrasından da, birinci fıkrada sayılan belgelerden(yukarıda saydım), açılış ve ara bilançoları, finansal tablolar ve topluluk finansal tablolar haricindeki belgelerin, TMS’na uygun olmak kaydıyla görüntü ve veri taşıyıcılarda saklanabilecek.
A
ncak belgelerin görüntü ve veri taşıyıcılarında saklanabilmesi için; • Okunur hale getirildiklerinde, alınmış bulunan ticari mektuplar ve defter dayanaklarıyla görsel ve diğer belgelerle içerik olarak örtüşmesi gerekmekte, • Saklama süresi boyunca kayıtlara her an ulaşılabilmeli ve uygun bir sürede kayıtlar okunabilir hale getirilebiliyor olmalı. 82 nci maddenin 4 ncü fıkrasına
göre, kayıtlar elektronik ortama alınıyor ise, bilgiler; bilgisayar yerine basılı olarak da saklanabilir. Bilgisayar ve muhasebe 150x150 Muhasebe Defter ve Belgelerin Yeni TTKna Göre Saklanması Defterler elektronik ortamda tutulabilir Yeni TTK’nun “Defterlerin Tutulması” başlıklı 65 nci maddesi 4 ncü fıkrasına göre “”Defterlerin ve gerekli diğer kayıtların elektronik ortamda tutulması durumunda,
bilgilerin saklanma süresince bunlara ulaşılmasının ve bu süre içinde bunların her zaman kolaylıkla okunmasının temin edilmiş olması şarttır.” u
u
37
u
u
HUKUK
TTK. 64/3 ve 4’te sayılmış olan defterler, yevmiye (günlük) defter, defteri kebir (büyük defter), envanter defteri, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteridir. Mevcut (eTK) uygulamasında, muhasebe ile ilgisiz oldukları için bazı defterler, ticari defter sayılmıyordu. TTK. 64/4’ün ticari defterleri sayan açık hükmü ile, uygulamada özellikle ispat bakımından sıklıkla gündeme gelen bu defterlere belirli bir disiplin kazandırılması amaçlandığı gibi, bu defterler için de hangi onayların ne zaman yaptırılması gerektiği düzenlenmiştir. Ticari defterlerin fiziki ortamda tutulması halinde, kullanılmaya başlanmadan önce açılış onayları, noter tarafından yapılır. Bu defterlerin izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılır. Pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devam edilebilir. Yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin üçüncü ayının sonuna kadar notere yaptırılır. Ticaret şirketlerinin ticaret siciline tescili sırasında defterlerin açılışı ticaret sicili müdürlükleri tarafından da onaylana-
38
u
u
bilir. Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır (TTK. 64/3). Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması hâlinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanışında noter onayı aranmaz (TTK. 64/3). Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir (TTK. 64/3).
TTK. 64/5 uyarınca, bu Kanuna tabi gerçek ve tüzel kişiler, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleri ile aynı Kanunun 175 inci ve mükerrer 257 nci maddelerinde yer alan yetkiye istinaden yapılan düzenlemelere uymak zorundadır. Bu Kanunun defter tutma, envanter, mali tabloların düzenlenmesi, aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar, değerleme, saklama ve ibraz hükümleri, VUK. ile diğer vergi kanunlarının aynı hususları düzenleyen hükümlerinin uygulanmasına, vergi kanunlarına uygun olarak vergi matrahının tespit edilmesine ve buna yönelik mali tabloların hazırlanması-
na engel oluşturmaz. Ayrıca, Kamu Gözetimi Kurumu’nun yetkilerini düzenleyen TTK. 88’e göre, 64 ilâ 88 inci madde hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişiler münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken, bu Kurum tarafından yayımlanan, Türkiye Muhasebe Standartlarına, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara uymak ve bunları uygulamak zorundadır. 514 ilâ 528 inci maddeler ile bu Kanunun ilgili diğer hükümleri saklıdır. Bu düzenlemeler, uygulamada birliği sağlamak ve finansal tablolara milletlerarası pazarlarda geçerlilik kazandırmak amacıyla, uluslararası standartlara uyumlu olacak şekilde, yalnız Kamu Gözetimi Kurumu tarafından belirlenir ve yayımlanır. Kamu Gözetimi Kurumu, değişik işletme büyüklükleri, sektörler ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için özel ve istisnai standartlar koymaya ve farklı düzenlemeler yapmaya yetkilidir. Bu standart ve düzenlemeler, Türkiye Muhasebe Standartlarının cüz’ü addolunur. Kanunlarla, belirli alanları düzenlemek ve denetlemek üzere kurulmuş bulunan kurum ve kurullar, Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olmak şartıyla, kendi alanları için geçerli olacak standartlar ile ilgili olarak ayrıntıya ilişkin sınırlı düzenlemeleri yapabilirler.
u
u
GÜNCEL
Yeni Türk Ticaret Kanunu NELER GETİRDİ 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) iş dünyası ve ticaret dünyası için yeni bir döneminde kapısını araladı.
Y
eni TTK’ya göre şirketler uluslararası standartlarda defter tutabilecek, tek kişi, bir anonim şirket veya limited şirket kurabilecek. Şirket toplantıları elektronik ortamda yapılabilecek. Geçtiğimiz yıl yasalaşan, ancak pek çok maddesi 1 Temmuz’da yürürlüğe giren TTK’da iş dünyasındaki beklentilere uygun olarak çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Birçok maddenin değişmesi ile birlikte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ( TOBB) hesabına göre KOBİ’ler ağırlıklı olarak 6 milyar 126 milyon TL bulacak ek maliyetten kurtulmuş olacaklar.
Yeni TTK ile gelen başlıca değişiklikler; Şirketten Borçlanma; Ortaklar şirketten borçlanma yapabilecek, ancak sanıldığının aksine, bu sınırsız bir hak olarak tanımlanmıyor. Ortağın sermaye taahhüt borcunu ödemeden, borçlanma yapmasına halen izin verilmiyor. Bu şarta ilave olarak, ayrıca ortaklar şirketin serbest akçelerle birlikte karı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde ise şirkete borçlanabilecekler. Ayrıca pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarının şirkete nakit olarak borçlanmaları da yasaklanmıştır.
Sözleşme Değişikliği; Daha önceki düzenleme gereğince 14 Ağustos’a kadar yapılması gereken ana sözleşme değişiklikleri, yapılan son düzenleme ile 1
Temmuz 2013 tarihine kadar yapılabilecek.
Sermaye Artırımı; Anonim şirketlerde asgari sermaye 50.000 TL olması gerekmekte, ancak kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan, halka açık olmayan anonim şirketlerde başlangıç sermayesi 100.000 TL’den aşağı olamayacak. Limited şirketlerde ise asgari sermaye tutarı 10.000 TL olacak. Anonim ve limited şirketler, 14.02.2014 tarihine kadar, sermayelerini bu tutarlara yükseltmesi gerekmektedir.
Ticari Defterler; TTK’na göre tutulması zorunlu defterler yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterinin açılış onayları, kullanılmaya başlanılmadan önce noter tarafından yapılması gerek. Bu defterleri izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılması gerekiyor.
Diğer önemli değişikliklere ait konu başlıkları; Tek pay sahipli şirketler kurulacak, her KOBİ’nin web sayfası olacak, Gözetim Yetkisi, Bilançolarda TMS’ye uyum sağlanması, Defter Kolaylığı sağlandı, İşlem Denetçiliği kaldırılması gibi KOBİ’ler başta olmak üzere tüm ticari hayatı değiştirecek düzenlemeler getirilmiştir. u
u
39
u
u
GÜNCEL
6552 sayılı Kanun kapsamında
yeniden yapılandırmaların 1 Aralık 2014 tarihine kadar yapılması gerekiyor. Bazı alacakların 6552 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırılmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Yapılandırmadan yararlanmak isteyenlerin, 1 Aralık 2014 mesai saati bitimine kadar borçlu bulundukları idareye başvurmaları gerekiyor.
B
azı kamu alacakların, 6552 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırılmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen tebliğ, Resmi gazete’de yayımlandı. Yapılandırmadan yararlanmak isteyenlerin, 1 Aralık 2014 mesai saati bitimine kadar borçlu bulundukları idareye başvurmaları gerekiyor. Maliye Bakanlığının, Bazı Alacakların 6552 sayılı Kanun Kapsamında Yeniden Yapılandırılmasına Dair Genel Tebliği, Resmi Gazete’de yayımlandı. Söz konusu tebliğle, 6552 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinin uygulamasına dair usul ve esaslar belirlendi. Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen bazı amme alacakları ile belediyelerin ve büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin ve belediyelerin bazı alacaklarının yeniden yapılandırılması ile Bakanlığa bağlı tahsil dairelerince takip edilen bazı amme alacaklarının terkinine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı tebliğe göre, 6552 sayılı Kanun’un 73. maddesi kapsamında herhangi bir alacağın yeniden yapılandırılabilmesi için kesinleşmiş alacak olması, kanun yayımlandığı tarih olan 11 Eylül 2014 itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olması gerekecek.
Kapsama giren alacaklar Vergi daireleri ve gümrük idareleri tarafından tahsil edilen vergiler, vergi cezaları ve diğer alacaklar (YURTKUR’a olan öğrenim ve katkı kredisi borçları, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu’na olan borçlar, çiftçilerin Doğrudan Gelir Desteği borçları gibi), belediyelerce tahsil edilen emlak vergisi, çevre temizlik vergisi, vergi cezaları, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ve diğer alacaklar, Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) sosyal güvenlik primi, idari para cezası ve genel sağlık sigortası primleri, kapsama giren alacaklar içerisinde yer alıyor.
İdari para cezaları Ayrıca trafik para cezaları, seçim para cezaları, nüfus para cezaları, askerlik para cezaları, köprü ve oto yollardan usulsüz geçişler nedeniyle kesilen cezalar, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) kestiği para cezaları, belediyelerin su kullanımından kaynaklı alacakları, Büyükşehir Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdarelerinin su ve atık su alacakları, TEDAŞ’ın veya hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacakları da kapsam dahilinde bulunuyor. TOBB, TESK, TÜRMOB üyelik aidat alacakları, kalkınma ajanslarının mahalli idareler ve odalardan olan alacakları, sulama birliklerinin tarımsal sulama faaliyetlerinden kaynaklanan alacakları, yurt dışına eğitime gönderilen öğrencilerden veya memurlardan yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle adlarına döviz veya lira cinsinden borç çıkarılanların söz konusu borçları, kapatılan belediyelerin diğer belediyelere ve kamu kurumlarına devredilen borçları da yeniden yapılandırma kapsamına alınıyor. Tebliğle, Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ve vergi cezaları, 30 Nisan 2014’ten önceki dönemler, beyana dayanan vergilerde aynı tarihe kadar verilmesi gereken beyanname-
40
u
u
ler, bu yıla ilişkin yine aynı tarihten önce tahakkuk eden Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) gibi vergi alacakları, 30 Nisan 2014’ten önce yapılan tespitlere ilişkin vergi aslına bağlı olmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları, bu yıl için tahakkuk eden MTV ikinci taksidi ile 2014’te ödenecek gelir vergisi ikinci taksidi kapsam dışında tutuldu. Ancak 30 Nisan 2014’ten önce verilen, askerlik para cezaları, seçim para cezaları, nüfus para cezaları, trafik para cezaları, karayolları Kaçak geçiş ücreti cezaları, Karayolu Taşıma Kanunu’na göre verilen para cezaları, RTÜK tarafından verilen para cezaları, vadesi kanunun yayımlandığı tarihten önce olan ya da kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödeme süresi başlamış henüz vadesi geçmemiş olan asli ve fer’i amme alacakları, tahsil için vergi dairelerine intikal etmiş olan ecrimisil, öğrenim kredisi, katkı kredisi, KKDF, haksız yere yararlanılan destek ödemeleri, Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Hazine alacakları düzenleme kapsamına giriyor.
Belediye alacakları Vadesi 30 Nisan 2014’ten önce olan emlak vergisi ile çevre temizlik vergisi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları ve emlak vergisi üzerinden hesaplanan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ile buna bağlı gecikme zammı, yine vadesi aynı tarihten önce olan su kullanımından kaynaklanan alacaklar ile fer’ileri de yeniden yapılandırılacak. Büyükşehir Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdarelerinin vadesi 30 Nisan 2014’ten önce olan su ve atık su bedeli alacakları ile fer’ileri de yine bu kapsamda değerlendirilecek.
Yararlanma şartları Vergi, vergi aslına bağlı cezalar ve diğer amme alacaklarının asıllarının tamamı, gecikme faizi, gecikme zammı ve gecikme cezası yerine güncelleme oranı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) esas alınarak belirlenecek tutar ödenecek, gecikme zammı,
gecikme faizi gibi fer’i alacakların tamamı ise terkin edilecek. Alacak aslına bağlı olmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yüzde 50’si ödenirken, alacak aslına bağlı olmayan bu cezaların kalan yüzde 50’si terkin edilecek. İştirak, teşvik, yardım fiilleri nedeniyle kesilen vergi cezalarının tamamı, bu cezalara uygulanan gecikme zammı yerine güncelleme oranı (YİÜFE) esas alınarak belirlenecek tutar ödenecek, bu cezalara uygulanan gecikme zammının tamamı ise yine terkin edilecek. Kapsam dahilindeki idari para cezalarının tamamı ile fer’ileri yerine güncelleme oranındaki (Yİ-ÜFE) tutar ödenirken, bu cezalara uygulanan gecikme cezası, gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların tamamı terkin edilecek. İhtirazi kayıtla verilen beyannamelere göre tahakkuk eden vergiler kesinleşmiş alacak kabul edilerek kanundan yararlanabilecek. Ayrıca 31 Aralık 2013’ten önce verilen ve genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken 120 liranın altında kalan idari para cezaları (sigara kullanımından kaynaklananlar hariç), 12 lira ve altında kalan kaçak geçiş ücretleri, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen vadesi 31 Aralık 2007’den önce olan 50 lirayı aşmayan asli alacaklar ile bu alacağa bağlı fer’i alacaklar, aslı ödenmiş 100 lirayı aşmayan fer’i alacaklar da silinecek.
Başvuru ve ödeme süreleri Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyenler, 1 Aralık 2014 mesai saati bitimine kadar borçlu bulundukları idareye (vergi dairesi-belediye) başvuruda bulunmaları gerekiyor. Vatandaşlar, 31 Aralık 2014’e kadar peşin ödeme yapılabilecek, taksitle ödeme seçeneğini tercih eden borçluların ilk taksit ödemesi ise yine bu tarihe kadar olacak. Taksitler ikişer aylık dönemler halinde azami 18 eşit taksitte ödenebilecek, belediyeler yapılandırılan borçlarını 36 taksitte, spor kulüpleri 42 taksitte ödeyebilecek. Peşin ödemelerde ödenecek tu-
tarda bir artırım olmayacak. 6 taksitte 12 ayda yapılacak ödemelerde 1,05, 9 taksitte 18 ayda yapılacak ödemelerde 1,07, 12 taksitte 24 ayda yapılacak ödemelerde 1,10, 18 taksitte 36 ayda yapılacak ödemelerde ise 1,15 katsayısı esas alınacak. Borçlular başvuru sırasında altı, dokuz, oniki veya onsekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih edebilecek. Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerinde borçların, kredi kartıyla da ödenebilmesine de imkan sağlanacak. Vergi dairelerine ödenmesi gereken taksitler, vergi dairelerinden olan alacaklar ile mahsup edilmek suretiyle de ödenebilecek.
Süresinde ödeme şartı Tebliğ kapsamında yapılandırılan alacağın, gelir veya kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi, kurum (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi olması halinde, bu vergi türleri ile ilgili olarak kanuni süresinde verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergilerin süresinde ödenmesi şartı aranacak. Cari ödemeler için getirilen bu şart, ödemelerde çok zor duruma düşen mükellefler için aranılmayacak.,
Kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar Kurumlar vergisi mükelleflerine, işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklarını gerçek duruma uygun hale getirilmelerine imkan veriliyor. Bilanço esasına tabi kurumlar vergisi mükellefleri 31 Aralık 2013 itibarıyla işletmede olmayan kasa mevcutlarını ve ortaklardan alacak/ ortaklara borç hesapları arasındaki net alacak tutarını düzeltebilecek. Düzeltilen tutarlar için 31 Aralık 2014’e kadar beyanda bulunulacak ve beyan edilen tutarlar üzerinden yüzde 3 oranında hesaplanan vergi, aynı sürede ödenecek. Ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmeyecek ve gider olarak dikkate alınmayacak. u
u
41
u
u
TARİH
İzmit Tarihinin Tanığı
“Sırrıpaşa Konağı” İzmit Hacı Hasan Mahallesi Yeni Çeşme sokakta bulunan Sırrıpaşa Konağı, 19.yy’ın ikinci yarısında İzmit Mutasarrıfı Sırrı Paşa tarafından yaptırılmıştır. Konağın bahçe duvarı antik heykel ve mimarî parçalar ile süslenmiştir. Yapı, bugün ayakta kalan 19. yüzyıla ait bir sivil mimarlık örneği oluşu, bahçe duvarındaki arkeolojik eserler ve içindeki kalemişi bezemeler ile ilimizin önemli bir tarih hazinesidir.
K
ocaeli’nde, kaybolmaya yüz tutmuş tarihi eser ve yapıtlar, Büyükşehir Belediyesi’nin katkı ve hizmetleriyle yeniden eski günlerine döndü. Tarihi Kentler Birliği üyesi olan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, sınırları içindeki cami, hamam, okul, kilise, külliye, çeşme, köprü, kale, deniz feneri, mezarlık, tümülüs, gar binası, fabrika, türbe, ağaç, mağara, sivil mimarlık örnekleri ve benzeri toplam bin 844 korunması gerekli kültür varlığıyla tarihi açıdan önemli bir potansiyele sahip. Kentteki kültür hazinesine sahip çıkan Büyükşehir Belediyesi kaybolmaya yüz tutmuş tarihi eserleri gün yüzüne çıkarmaya başladı.
Yok Olan Malzemeler Tekrar Yapıldı
Kentin en önemli kültür miraslarından olan Sırrı Paşa Konağı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin restore ederek kentin tarihi kültürüne yeniden kazandırdığı önemli eserlerden. 19. yüzyıla ait konakta tamamen yok olan ve hasar gören ahşap malzemeler ve özel süslemeler kurulan atölyede hazırlandı. Çalışmalara KOMEK kursiyerleri de
42
u
u
SIRRI PAŞA KİMDİR?
katkı sundu. 19. yüzyılın ikinci yarısında İzmit mutasarrıfı (valisi) Sırrı Paşa’nın yaşadığı Sırrı Paşa Konağı restorasyonunda özellikle ilk iki katındaki yangın nedeni ile tamamen yok olan süslemeler ve kalem işlerine de özel önem verildi. Sıva, bez ve ahşap üstü işlemelerin bulunduğu konakta her biri konusunda tecrübeli sanatkârlar tarafından yapılan işleme ve süsleme çalışmaları titiz bir şekilde gerçekleştirildi. İşleme çalışmaları birçok analiz ve yöntem uygulanarak hayata geçirildi. Temizleme işlemlerinde kimyasal ve mekanik-raspalama yöntemleri uygulandı. Bu yöntemler ile üzerine yapılan boya ve badanayla tahrip olan işlemeleri dahi aslına uygun olarak korunabildi. Temizleme işleminden sonra ise orijinal tonların bulunması için renk analizi yapıldı. Kalem işi yapılan alanlarda orijinal zemin rengini elde edebilmek için astarlama yapılıp motifler duvarlara işlendi. Motiflerin renklendirilmesi, kontürleme ve varaklama işlemleri ise eşsiz güzellikteki süslemelerin ortaya çıkarılmasını sağladı.
Mimari Özellikler
19. yüzyıla ait bir sivil mimarlık örneği olan Sırrı Paşa Konağı, İzmit Mutasarrıfı Selim Sırrı Paşa tarafından İzmit Hacı Hasan Mahallesi Yeni Çeşme Sokak’ta yaptırıldı. Planını bizzat mutasarrıf Selim Sırrı Paşa’nın çizdiği, Körfez’e yönelik manzarası olan konağın iç duvarları; çeşitli manzara resimleri ve zengin kalem işleriyle süslendi. Konak, zemin kat, normal kat, ara kat bir de cihannüma olmak üzere toplam 4 katlı olarak, ahşap karkas yapı tekniğinde inşa edildi. Yapı, haremlik ve selamlık olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Konakta ve müştemilatında, Fransa’dan özel olarak getirilen tuğla, kiremit gibi bazı malzemeler de kullanıldı.
2011 Uygulama Ödülü
Sırrı Paşa Konağı’nın iç mekân duvar bezemelerinin, Dolmabahçe Sarayı’nın restorasyonu için gelen ressamlar tarafından tezyin edildiği rivayet ediliyor. Süslemeler; manzara resimleri, bitkisel ve geometriksel karakterli kalem işlerinden oluşuyor. Süslemelerin bir bölümünde altın varak da kullanılarak görsel etki ve estetik değer artırıldı. Konağın bahçesi, yöresel taşların kullanıldığı yüksek bir bahçe duvarına sahip. Duvarda İzmit’in antik dönemine ait devşirme malzemeler de kullanıldı. Kocaeli’nin en görkemli yapılarından birisi olan konak, zarif mimarisi ve zengin kalem işi süslemeleriyle dikkat çekiyor.
Konağa adını veren Sırrı Paşa’nın asıl adı Selim’dir. Vidin kasabasında Balcı Kenanoğulları olarak anılmış bir aileye mensuptur. Babası Seyyit Bey, annesi Pembe Hanım’dır. 1851 yılında Vidin’ de doğmuştur. İptidaî ve rüştî eğitimini Vidin’de yapmıştır. Bu sırada babasını kaybetmiştir. Daha sonra Vidin hükümet dairesine kâtip olarak girmiş; bir süre sonra da Vidin’de vali bulunan Hakkı Paşa’nın maiyetinde İstanbul’a gelmiştir. Onun yardımı ile eğitimini tamamlamış ve Hakkı Paşa’nın yeğeni Melek Hanım’la evlenmiştir. Yeniden devlet hizmetine girerek Sivas ili mektupçuluğuna oradan da Sivas merkez mutasarrıflığına yükselmiştir. Bu sırada uygulamaya giren bir kanunla Osmanlı Devleti’nin ilk Genel Yol İşleri Gezici Müfettişliği’ne atanmıştır. Gösterdiği başarı üzerine 1888’de İzmit mutasarrıflığına atanmıştır. Selim Sırrı Paşa, Bayındırlık’ tan yetiştiği için Kocaeli mutasarrıflığı sırasında yol yapım işlerine hız vermiştir. Göreve başlar başlamaz Ankara’ya doğru yapılmakta olan şose bitmemiş olduğundan sancak içinde yol seferberliği ilan etmiştir. İzmit Garı’ndan Taraklı’ ya kadar olan 18 saat devam eden şose onun eseridir. Demiryolu boyunca sıralanan ve İzmit’in bir özelliği olan çınar ağaçlarını bu esnada diktirmiştir. Yetişmelerine dikkat etmiş zararı dokunanlara ceza verdirmiştir. Bu arada İzmit ovası bataklıklarının kurutulması için Tavşantepe yöresinden toprak getirterek bataklıkların kısmen kurutulmasını sağlamıştır. Bu kurutma sonucunda Çuhane-Sapak yolunu tamamlamıştır. 1894 yılında Fransız Koleji’nin yapımı sırasında kulesine Fransız bayrağı çekildiğinden bayrağı indirtmiş, inşaata engel olmuştur. Çarşıbaşı Caddesi’ni daraltan duvarını yıktırmıştır. Bu olay üzerine Fransız elçisinin şikayet ve müdahalesi ile görevinden alınmıştır. Uzun süre açıkta kalmış 1913 yılında Balkan Harbi sırasında iskân işlerini idareyle görevlendirilmiştir. İlk milletvekili seçimlerinde bağımsız olarak İzmit’ten adaylığını koymuş ise de kazanamamıştır. Son yıllarını Yukarı Pazar’da yaptırmış olduğu köşkünde geçirmiştir. 1924 yılında ölmüş, cenazesi Fevziye Camii yanına gömülmüştür. Daha sonra 1943 yılında Belediye Başkanı Kemal Öz’ün çabalarıyla kemikleri Namazgâh Şehitliği’ne kaldırılmıştır. u
u
43
u
u KİŞİSEL İŞ DÜNYASI GELİŞİM
Kişisel gelişim ve özgüven için 14 öneri Kişisel gelişim için ve özgüven duygusu önemli bir kişisel özelliktir; yaşamla baş etmemizi ve zorluklara dayanmamızı kolaylaştırıyor. İşte, insana güç verip, enerjisini artıran ve daha fazla çaba göstermeye özendiren özgüveni kazandıracak kişisel gelişim için 14 öneri...
1 Kendinizle iletişiminiz çok önemli
“Sen bunu yeneceksin” gibi cümleler kurmayın. Yani kendinize iç sesinizle “sen” diyorsanız bu sorundur. İlk olarak kendinizle “iletişim”e geçip, “ben bunu yaparım” deyin.
2 Çevrenizi iyi gözlemlediniz mi? İsmail Karasu Yaşam Koçu
www.ismailkarasu.com
Başarılı ve mutlu insanlar genellikle “çözüm”e odaklıdır. Bu insanlar yüzde 20 problemlere, yüzde 80 çözümlere odaklanır. Bazı sorunlar aslında sizin “büyüttüğünüz” kadar değil. Siz ona “odaklandıkça” o büyüyor, büyüyor ve çözülmez bir hale geliyor. Bu sorunlarda çıkmaza girdiğinizde bir “örnek” bulun. Yani sorunu çözmüş bir insan örneği. O, nasıl çözdü? Tamamen bu yönteme odaklayın kendinizi.
3 Önce bütün olumsuz tecrübeleri unutun
Durup dururken güveniniz yitirmeniz, başarısızlık duygusunu yaşamanız bundan olabilir. O yüzden ilk adim olarak geçmişteki bütün kötü deneyimleri yok edin. Beyninizden silin gitsin!
44
u
u
4 Erteleme olayına bir son verin
Bir şeyi sonlandırmayıp, yarım bırakma, başarılı olamama korkusuna dayanabilir. “Şu an” yapacağınız ne varsa “hemen şimdi” yapın. Bir not edin bakalım, “yarım” bıraktığınız işler çok fazla mı? Onları tamamlamak güven duygunuzu rehabilite edecektir. Çok basit şeylerde bile bunu uygulayın.
5 Kesin olarak istediğiniz şeyin ne olduğunu düşünün.
Tam olarak neyi, ne kadar, nerede ve nasıl elde etmek istiyorsunuz? Bunu dakikalarca düşünüp, o çok istediğiniz şeye odaklanın. Adrenalinizin arttığını, istediğiniz şeye kavuşmayı “düşünmenin” sizi pozitif bir ruh haline soktuğunu göreceksiniz.
6 Enerjinizi çoğaltın
Çünkü enerji bize sadece fiziksel güç olarak gerekli değildir. Duyu organlarımız da enerji ile çalışır. Bu enerji sesinize, bakışınıza, görünüşünüze etki eder. Spor yaptığınızda serotonin ve endorfin hormanları artacak. Bu iletişimde çok önemli; Bakışlarınız da bu hormonların etkisiyle karşı tarafa daha kolay “olumlu” mesajlar göndermenizi sağlayacak. Kendinizi “iyi” hissetmek, güne gülümseyebilmek için spor çok önemli. Unutmayın, egzersizden uzak kaldığınızda, adeta benzinsiz bir araba gibisiniz!
7 Geleceği “belirsiz” bırakmayın
Planlayın. O gerçekleştiğinde neler hissederseniz, sürekli bunu düşünün. Artık o ideale, o “plan”a nasıl ulaşacağınızı düşünün ve kendinizi orada hayal edin sık sık. Unutmayın; Geleceğinizi düşünmezseniz asla bir geleceğe sahip olamazsınız.
8 Kötü tecrübeleri beyninizin bilgisayarını çöp kutusuna atıp, silmiştiniz ya.
Eh şimdi, arkadaşlarınızla beraberken biraz sıkılıyorsunuz değil mi? Onlara hep “dertlerinizden” söz ederdiniz hani! Canım, biraz düşünün, sizin hiç başarınız olmadı mı geçmişte. Dost sohbetlerinde arada sırada bu başarılarınızdan da söz edin. Anlatırken bunu nasıl yaptığınızı yeniden hatırlayacaksınız. Belki de bu yöntem, başka ulaşmak istediğiniz idealleriniz için de işe yarar!
9 Telkin çok önemli
Her ne istiyorsanız onu olmuş gibi hayal edin: Alt bilinciniz sadece şim-
diki zamanı bilir. O yüzden gelecek zamanlı cümleler kurmayın. Örneğin, “zayıflayacağım” derseniz asla zayıflayamazsınız. Belirsiz bir gelecek yerine, “şu anda yapıyorum” deyin. Bu mesajı yolladığınızda, alt bilinciniz sizi o amaç için bazı tutumlara davet edecektir. Siz farkında bile olmadan... Enerjiniz çoğalacak, yavaş yavaş zayıflama isteği artacaktır.
10 Renkler çok önemli
Giysilerde renk tonajlarına dikkat edin. Seçtiğiniz her renk sizi anlatıyor çünkü. Canlı renkler mutluluk ve neşeyi, koyu renkler ise ciddiyeti temsil ediyor. Bu tarz olarak size en yakışanı seçin. Bu giysileriniz canlı renklere sahipse güveninizin kendiliğinden geliştiğini göreceksiniz. (Tabii yerine göre... ) Şu açık ki, asıl olarak “ten giysiniz”, yani solgun olmayan bir cilt, parıltılı bakışlar giysilerden daha önemlidir. Olumlu düşündükçe farklı bir ten renginin ve bakışların sizde oturduğunu fark edeceksiniz.
11 “Evet” ve “hayır”lara dikkat
Hiç kimse size istemediğiniz bir şeyi yaptıramaz. Bazı insanlara da hayır demeyi öğrenin. Hoşlanmadığınız bir mekana sizi götürmek isteyen arkadaşınıza karşı rahatlıkla “hayır” kelimesini kullanın. Birlikte keyif alacağınız mekanları seçecek arkadasınız mutlaka vardır. Sizi rahatsız eden, olumsuz ruh halinizi çoğaltan insanlarla ilişkinizi de gözden geçirin. Sizi üzen bir insanla yola devam etmek sizden sürekli götürecektir.
12 Hayatinizi yönlendirin
Ne eksikse yasaminizda ona kanalize olun. Sevgi mi yok, sevgi birlikteligine kanalize olun. O boslugu bir sevgili dolduracaksa, yani ona
gereksinimiz varsa bunu planlayin. Bir takim duygusal bosluklarin yerini baska seylerle kapatmayin. Zaten olumluya ve basariya kanalize olmus bir ruh hali, baska arayislariniza cözüm bulmak üzere de konumlanacaktir. Basari ve sevgiyle birlikte donanmis benliginiz, size enerjiyi ve mutlulugu da cagiracaktir.
13 Geleceği planlamak; kendinize güveni, kendinize güvenmek de size bazı “formüller” de getirecektir
Örneğin zayıflamak istiyorsunuz ama neden şişmanladığınızın “formülü”nü dikkate almıyorsunuz. İşte olumlu bir şekilde başarıya odakladığınızda beyniniz size “neden şişmanladığınızı da anımsatacak. Ve sizi kilo almaya götüren nedenleri de hayatınızdan kaldırmak üzere planlar yapıyor olarak bulacaksınız kendinizi...
14 Bir de, “olumlu” anlam içeren kelimelere dikkat edin
Olumsuz olarak beyninize yerleştirdiğiniz cümleler size baskı yapar. Orada “beslenir” ve daha güçlü olarak geri dönebilir.” Bir örnek vermek gerekirse, “asla televizyon seyretmiyorum” demeyin. Beyniniz sizi daha istekli olarak TV seyretmeye zorlar. İnsanların “kötülükleriyle” uğraştığınızda da ters tepki verir. Kötü bir kelimeyi kullandığınızda ona yüklediğiniz anlamı bilincinize çağırırsınız! Bu kelimeyi çok sık hatırlamaya başlarsınız. Hatta yıllar sonra o eylemin içinde bile görebilirsiniz kendinizi. O nedenle “olumsuz” herhangi bir kelimeyi (Her ne olursa olsun) beyninize yerleştirmemeye özen gösterin.
u
u
45
u
u
MARKA
MARKAYA DEĞER KATMA,
Kurum Kimliği Oluşturma Kurumsal kimlik, firmanın diyalog kurmak istediği kişi veya kurumlara gösterdiği yüzüdür. Başarılı bir kurumsal kimlik firmanın tamamen geleceğe yatırımıdır.
K
urum kimliği yaratma veya yeniden oluşturulması her büyüklük ve küçüklükteki firmaların sorunudur. Kurum kendi kimliği ile hem kendisinin hem de ürünlerinin sektördeki rakiplerinden farklı olduğunu göstermektedir. Kurum kimliği stratejisine bir bütün olarak bakmak firmanın iş hayatındaki stratejisi oluşturmak için ve geleceğini planlamak için elzemdir. Günümüzde her iş veya ürün için yoğun bir rekabet ortamının varlığından söz etmekteyiz. Piyasaya mevcut ürünlere eş değerde birçok ürün girmektedir. Bu ürünler arasından sıyrılıp yer bulmak gerçekten çok zordur. İşte bu yoğun rekabet ortamında firmaların ve bunların ürettikleri mal ve hizmetlerin bir ‘marka’ olmaları gerekliliği ortaya çıkmıştır. Kurumlar sosyal yapılardır. Her sosyal varlık gibi bunlar da kurulur, hizmet eder ve yaşlanıp yetersizleşirler. Bu yetersizleşmeyi durdurmanın en önemli yolu kurumu yeniden yapılandırmak ve ona yeni bir kimlik kazandırmaktır. Bir kurum kimliği firmayı, ürünü o kadar farklı tanıtmalı ki mevcut ürünler arasından firmanın ürünü ön plana çıkmalı ve tercih sebebi olmalıdır. Bu bakımdan kurum kimliği artık ticari yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Firmalar, müşterileri veya tüketiciler tarafından tercih edilmek için kendilerini tanıtıcı logolar, amblemler, isim ve renkler ile birer kimlik edinme ihtiyacı duymaktadır. İşte bu noktada kurum kimliği devreye girer.
46
u
u
Kurumsal Kimlik firmaya ne kazandırır? Kurumsal kimlik, bir kurumun, şirket içi/şirket dışında duruşunu ve davranışlarını temsil etme biçimlerinin tümüne verilen addır. Günümüzde birçok kuruluş, artık kalite anlayışı çerçevesinde kurumsal bir stratejiyle faaliyetlerini sunma gayretine girmiştir. Başarılı bir kurumsal kimlik oluşturulması için, öncelikle kurumla ilgili tüm veriler eksiksiz ortaya konmalıdır. Her kurum; bir anlayış, bir kültür, bir geçmiş ve bir hedef içerir. Kurumsal kimlik, firmanın diyalog kurmak istediği kişi veya kurumlara gösterdiği yüzüdür. Başarılı bir kurumsal kimlik firmanın tamamen geleceğe yatırımıdır.
Kurum kimliği kavramı Günümüz firmaları zaman zaman yaşadıkları iniş - çıkışları, hatta çevrelerindeki çöküşleri gördükçe bir firmanın sadece yaptığı işi, o yıl elde edeceği kârı değil, onu etkileyen diğer yan etkileri de düşünmeli, çünkü hem çalışanlarına, hem müşterilerine hem de kamuoyunu oluşturan kitlelere karşı toplumsal sorumlulukları vardır. Bu nedenle firmalar kendi ve markalarının kimliğini iyi planlamalı, çünkü iyi bir kimlik hedeflenen kitlelere o kuruluşu iyi bir şekilde tanıtma olanağı sağlar. Bu da kuruluşun daha sağlam bir şekilde ayakta durabilmesi için şarttır. Kurum kimliğine ihtiyaç duymayan bir şirket değişen koşullar nedeniyle bir kurum kimliğine gereksinim duyabilir
Böylece kendilerini diğerlerinden ayıran ve farklı kılan özellikler yaratarak hem kendi içlerinde bütünleşme sağlamışlar hem de hedef kitle üzerinde bir imaj oluşturma yoluna gitmişlerdir.
AMBLEM
LOGO
Z
NU A RK ĞU MA TALO KA
KURUMSAL
MARKANIZ
KİMLİK
Bir firmanın kurumsal kimliğinin üç ana kimlikten oluştuğunu söyleyebiliriz;
RENK
RET
İŞA R
• İşletme kimliği: • İşletme/ Yönetim • Üretim / Hizmet • Pazarlama / Satış/ Servis İşletme kimliğini yönetim de iş yaparken uygulanan sistem ve standartlar ile çalışanların sistem içindeki davranışları olarak tanımlayabilir. • Tanıtım kimliği: • Görsel kimlik • Reklam • Halkla İlişkiler Tüketiciyi ürün almaya sevk eder ürünün rakiplerinden ayrılmasını sağlayan bir kimlik çeşididir. • Davranış Kimliği Firmanın kendi içindeki çalışanları veya müşterileri ile nasıl iletişim kuracağını belirler.
Algılanma, tanınma ve hatırlanma veya zaten bir kurum kimliğine sahip olan bir kurum, meydana gelen değişliklerden dolayı kurum kimliğinin gözden geçirilmesini isteyebilmektedir. Dünyadaki ekonomik, sosyal ve politik baskılar arttıkça kurumların ve kuruluşların adresleri ve işlevleri de sık sık değişmektedir. Örgütlerin de kendi kimlikleri bulunmaktadır. Değişen teknolojiler, ticaretin büyümesi üretilen ürün veya hizmetlerin dünya pazarlarına aynı anda sunulması onların da değişmesini gerektirir. Kuruluşun sunduğu ürün veya hizmet ne olursa olsun her işin karar mekanizmalarına ilişkin yönetsel, stratejik veya destekleyici bir işlevi bulunmaktadır.
Hem kurum içi hem de kurum dışında etkin olmak için Kurum kimliği bir işletmenin, organizasyonun kimliğini ifade eder. Kuruluşta çalışanların davranışları, kuruluşun iletişim biçimleri, felsefesi ve görsel unsurlarından oluşur. Bir işletme bir çok işletme arasından fark edilmek istiyorsa Kurum Kimliği oluşturması gerekir. Kurum başarılı bir politika izlemek istiyorsa hem kurum içi hem de kurum dışında etkili olmak istiyorsa bu konuyu atlamamalıdır. Kurum topluluk anlamına gelmektedir. Aynı zamanda birlik olma anlamına da gelmektedir. Kimlik biz sorusuna da cevap veren bir kavramdır. Çalışanlar ne kadar birlik içinde olurlarsa işletmenin kimliği de o kadar geniş olmaktadır. Farklı görüşlerin söz konusu olması kesin bir kimliğin olmadığının göstergesidir. Günümüzde çağdaş kurumlar da yine aynı nedenden ötürü yalnızca kendilerinde ait logolar, kurum renkleri, davranış biçimleri ve iletişim modelleri oluşturmuşlardır.
Kurum Kimliği kavramı ve buna verilen önemin gelişimi pazarın, işletmenin ve toplumun değişiminden kaynaklanmaktadır. Kimlik işletmenin ve ürünlerin algılanmasını, tanınmasını ve hatırlanmasını sağlamaktadır. Bir firmanın ismi ve logosunun dışında ürettiği ürünlerin markaları da önemlidir. Kurum kimliği bize bu bilgileri sunmanın yanı sıra kurumun ne şekilde organize olduğu, merkezi olup olmadığı hakkında da bazı ipuçları vermektedir. Eğer kuruluş çok fazla alandan oluşuyor, fakat hepsini tek bir çatı altında topluyorsa basit ve merkezi görünüm üzerinde yoğunlaşmaktadır. Her alan için farklı sunumlar söz konusuysa bir merkezden söz edilmez. Kimlik bir organizasyon yapısını açıklayabilmekte ve saptadığı hedeflerle şeklini net bir şekilde ortaya koyabilmektedir. Kurum kimliği yapıları üçe ayrılmaktadır:
Monolitik kimlik: Kuruluş her yerde tek bir kimlik kullanmaktadır. Faaliyet alanları çok çeşitli olsa da tek bir kimlik ile kendini ifade etmektedir. Bu nedenle firma ve ürünleri kolayca hatırlanıp algılanabilir (Shell, THY, Mc Donalds gibi). Bu gibi kuruluşlar ürünleriyle birbirleriyle bağlantılı olarak düzenli gelişirler. Desteklenmiş kimlik: Bir ana firmaya bağlı olan kuruluşların kimlikleri yanında bu ana kuruluşa bağlı yan kuruluşlarında kendi kimlikleri bulunmaktadır. Böyle bir kimlik anlayışına desteklenmiş kimlik denmektedir. General Motors: Opel, Altınyıldız: Beymen, Benetton, Koç: Arçelik, Beko, Tofaş, Aygaz gibi. Bunlarda ana kuruluşun hangi firma olduğu hatırlanabilir şekilde belleklere yerleştirilir.
Marka kimliği: Günümüzde markalı ürünler üreten kuruluşlar kendi kimliklerinden ziyade sahip oldukları u
u
47
u
u
MARKA
markaların kimlikleri ile ön plana çıkarlar. Unilever’den Sana, Lipton’dan Calve gibi. Tüketici sadece ürünle ilgilenmekte ana kuruluşla ilgilenmemektedir. Ürünü belli bir işaretle belirleme politikası bir ürünün satışını desteklemek için güçlü bir araçtır. Marka ile tüketici arasındaki bağ kimlik ile oluşmaktadır. Marka kimliği rekabetçi ortamda markanın gelişimini sürdürmesi ve kârlı bir büyüme sağlaması için sıçrama tahtası olacaktır. Ürün veya işletmenin fiziksel ve fonksiyonel farklılıklarından çok psikolojik farklılıklar marka kimliği ile ön plana çıkabilir. Marka kimliği ile hareket eden şirketlerin ayrı bir yaşam eğrileri vardır. Aynı şirket ürünleri pazar içerisinde rakiptirler.
Kurum kimliği süreci
www.bizimmarka.com.tr
Kurumsal Kimlik Bileşenleri Kurumsal kimlik çalışması kapsamında düşünülmesi gereken materyaller iki bölümde incelenmelidir;
Kurum İçi • • • • • • • •
Amblem / Logoteyp Antetli kağıt tasarımı Zarf Kartvizit Dosya Bloknot Haberleşme formları Kurum içi yönlendirmeleri Muhasebe dokümantasyonlarının tasarımı (Fatura, İrsaliye, Makbuz vb...) • Dijital materyallerin tasarımı
48
u
u
Kurum Dışı
• Araç / filo tasarımları • Bina cephesi ve iç tasarımı • Tanıtım materyalleri: Katalog, broşür, insert, kit vb... • Gazete, dergi ve/veya diğer tanıtım materyalleri
Web siteleri
• Kurumsal web sitesi de artık bir firmanın kurumsal kimliğinin ayrılmaz bileşenidir. Kurumsal materyallerin hazırlığında renk seçimi önemlidir. Sektör, hedef kitle ve kurumun psikolojik olarak vermek istediği mesaj gibi hususlara dikkat etmek gerekir.
Bir işletmenin tanınması, şekillenmesi, iletilmesi ve kimliğinin denenmesi bir süreç alacaktır. Bu uzun süreli ve zor bir süreçtir, • Kurum kimliği süreçleri pazardaki işletmelere ve kurumlara paralel olarak değişmektedir. Kurumun riskleri ve olanakları öğrenmesi açısından uzun süreli planlama önemlidir. Bu yüzden kimlik planlı ve sıralı bir şekilde yapılmalı ve sadece değişimlere ayak uydurmamalıdır. • Kurum iç ve dış istekleri, beklentileri ele almalı ve nasıl kullanılması gerektiğini belirlemeli. Sadece kendi problemleri ile uğraşmak gerçek problemlere ulaşmada zorluklar yaratmaktadır. Bütün katılımcıları da içine alan bir planlama risk oranını azaltmaktadır. • Kurum kimliği kurumun güçlükleri ve zayıflıklarına karşı tedbirli olmalıdır. Karakterini, özelliklerini, bakış açısını dikkate almalıdır. Bir işletme sadece sözünü tutabileceği şeyler için söz vermelidir. Kurum kimliği düzeni bir kez oluştuğunda baskı işlerinden, reklamdan, iş görenlerin giyiminden, binanın dekorasyonu ve boyanmasından, taşımacılıktan ve fiziki kimlikle ilgili diğer tüm işlerden sorumlu herkes, bu kimliğin gerekliliklerinin bilincinde olmalı ve bu hususu dikkatle takip etmelidir.
u
u
KİTAP
Kapitalizmin Çöküşü
Richard A. Posner Bizim Kitaplar Çevirmen: Nurcan İnce Ateş 240 sayfa
Apple Mucizesi
Adam Lashinsky İnkılâp Kitabevi / Ekonomi - Ticaret Dizisi 160 sayfa Dünyanın En Kârlı Şirketinin ve Steve Jobs’un Başarı Sırrı İşletme ve ekonominin temel kavramlarını alt üst eden Apple nasıl dünyanın en kârlı şirketi haline geldi? Willy Wonka’nın çikolata fabrikasının Silikon Vadisi’ndeki karşılığı olan Apple büyülü kapıları arkasında ne saklıyor? Dünyanın en ünlü CEO’su Steve Jobs’un kendine özgü stratejileri ve 100 milyar dolardan fazla gelire sahip Apple’ın gizli işleyişi Adam Lashinsky ile gün yüzüne çıkıyor. Apple ürünlerine hayran olan, Steve Jobs’u bir idol olarak gören ve şirketten dışarı sızdırılmayan bilgileri merak eden herkes, Apple yöneticilerinin gizli sos olarak adlandırdıkları sistemin ne olduğunu ve Apple çalışanlarının neler düşündüğünü bu kitapta bulacak.
Sadece örtmeceden yana zengin kısır bir kelime dağarcığı, ekonominin başına gelenleri “ekonomik durgunluk” adını veriyor. Oysa bunun çok ötesinde bulunmaktayız. 1930’ların Büyük Bunalımı”ndan bu yana en büyük ekonomik krizin ortasında bulunuyoruz. Ben bir konjektör tahmincisi değilim. Bu bunalımdan çıkma aşamasının ne zaman başlayacağını bilemem; ama eğer yarın başlarsa, hükümetin iyileştirmeyi hızlandırmak, bankacılığı yeniden yapıandırmak ve reformunun beraberinde getireceği sayısız problem ve belirsizlik için harcadığı trilyonlarca dolar, tıpkı pahalı bir tedavinin ölümcül bir hastalığa çare bulması ama hastayı mecalsiz bırakması gibi, ekonomiyi gelecekte yıllar boyunca tehdit edecektir.gayreti içinde olduk.
Marka Kültürü
(Seth Godin’den Malcolm Gladwell’e Birçok Ustanın Görüşü) Debbie Millman MediaCat Kitapları / İş Kitabı Dizisi 376 sayfa Marka Kültürü, Debbie Millman’ın konusunda uzman isimlerle yaptığı söyleşilerden oluşuyor. Reklam ve pazarlama profesyonellerinin yakından tanıdığı dünyaca ünlü bu isimlerin arasında Seth Godin, Malcolm Gladwell, Daniel Pink ve Alex Bogusky de yer alıyor. Eğer “Marka nedir?” sorusuna bir cevap bulunacaksa, bu cevap kesinlikle bu kitabın satırları arasında gizli. Marka ve markalamaya dair pek çok farklı görüş belirtiliyor bu kitapta. Her usta ayrı açıdan ele alıyor marka konusunu ve tecrübelerini aktarıyor. Önsözünün ilk cümlesinde “marka diye bir şey yoktur” cümlesiyle açılan kitap, Malcolm Gladwell’in “Umarım marka değilimdir, ben bir insanım” sözüyle bitiyor. Millman okurlarını bu söyleşilerle markanın tanımına ilişkin heyecanlı bir maceraya çıkarıyor.
İş Hayatında Kolay İletişim Kurma Yöntemleri Sonya Hamlin MediaCat Kitapları 312 sayfa
Bu kitap giriş seviyesindeki çalışandan yöneticiye kadar herkes için yazılmıştır. Sonya Hamlin, bu gün ABD’nin önde gelen iletişim uzmanları arasında, kitabı da en çok satan kitaplar listesinde yer almaktadır. Hamlin, işyerindeki sorunları irdeliyor ve bugünkü koşullarda işyerinde istediğinizi elde etmenin yolları hakkında yeni yöntemler sunuyor. İş dünyasında iletişim kurmak için gereksinim duyabileceğiniz tüm konulardan bahsederek, kendinizi veya fikirlerinizi sunmak için tekrar tekrar başvurabileceğiniz bir yapıt ortaya koyuyor. Kuşak farklılıklarını aşmak, çeşitli kültürlerin olduğu bir işyerinde bütünlüğü sağlamak, fikirleri organize edip görselleştirmek ve bu günkü dinleyicileri neyin motive ettiğini anlamak gibi günümüz iş dünyasında karşılaşılan iletişim sorunları hakkında çığır açan kavram ve çözümlerle dolu bir kitap.
Otobüsten İndim, BMW’ye Bindim Baybars Altuntaş Destek Yayınları 208 sayfa
Öğretmen bir annenin ve emekli asker bir babanın çocuğu olarak şunları rüyamda görsem inanmazdım: Cebimde beş para yokken kurduğum şirket, Türkiye’nin en önemli 100 franchising markasından biri olacak, girişimciliğin beşiği olan Amerika Birleşik Devletleri’nin Başkanı beni girişimciliği konuşmak üzere Beyaz Saray’a davet edecek, dünyanın 16. Büyük ekonomisinin en başındaki insan olan Başbakanımız, Obama’ya yazdığı özel mektubu benimle gönderecek, CNN International, Washington’da Obama’nın zirvesini canlı yayında benimle değerlendirecek, dünyanın en önemli girişimcilik şov programında 22 ülkenin 110 Dragon’undan biri de ben olacağım... Torpilim yoktu, param yoktu, çevrem yoktu. Ama bunların hepsi oldu. Şuna gönülden inanıyorum: Güzel ülkemiz herkesin rüyalarını gerçeğe dönüştürebileceği bir ülke. Yeter ki isteyelim. Ben istiyorum ki herkes benim baktığım pencereden baksın dünyaya. Çünkü bir öğretmen çocuğu olarak ben yaptıysam ve başardıysam, daha iyilerini siz de kolaylıkla yapabilirsiniz. Bu kitapta, yaptığım her şeyi ve nasıl yaptığımı bütün samimiyetimle anlattım. u
u
49
u
u
AKTÜEL HABER
Evde gıda güvenliğini sağlamanın Temel kuralları Gıdayı satınaldıktan sonra saklama, pişirme ve depolamada güvenliği sağlamak, gıda kaynaklı hastalıkları önlemek için gereklidir. Görünmeyen, kokmayan yada tadı kötü gelmeyen bakteriler hastalığa yol açabilir.
Ü
retimden sofraya kadar gıda güvenliği zincirini devam ettirmek sağlıklı beslenmenin temel kritelerinden birini oluşturuyor. Gıdayı üreten ve satan işletmeler kadar tüketicinin de gıda güvenliğinde sorumluluğu bulunuyor. Çünkü satın alınan gıdanın tüketimine kadar olan süreç artık tüketicinin sorumluluğunda. Yiyeceği hazırlamak, pişirmek, saklamak, mutfak koşulları en az üretim süreci kadar önem taşıyor. Gıda hazırlamanın her aşamasında güvenliği sağlamak için aşağıdaki dört temel işlemin uygulanması gerekiyor: • Temizle – elleri ve yüzeyleri yıka • Ayır – çapraz bulaşmaya yol açmaması için • Pişir – uygun sıcaklıkta pişir • Soğut – derhal buzdolabına koy
50
u
u
Alışveriş • Bozulmayan gıdaları aldıktan sonra dolapta bulunan yada donmuş gıdaları alınız. • Parçalanmış ve akıtan paketlerdeki et ve tavuk ürünlerini almayınız. • Son kullanma tarihi geçmiş gıdaları satın almayınız.
Saklama • Kolay bozulabilecek gıdaları en geç 2 saat içinde tekrar buzdolabına koymalısınız. Eğer gıdanın sıcaklığı 32°C nin üstündeyse, 1 saat içinde tekrar buzdolabına koymalısınız. • Buzdolabınızın ve dondurucunun sıcaklığını uygun bir termometre ile doğrulayınız. Buzdolabı 4°C ve altında; dondurucu -18°C
•
•
•
•
de çalıştırılmalıdır. Çoğu gıda kaynaklı hastalık yapan bakteri 4 °C de(güvenli buzdolabı sıcaklığı) yavaş bi şekilde çoğalır. -18C dondurucu soğukluğunda ise bakteriyel çoğalma durur. Taze tavuk, balık, et, kıymayı 2 gün içinde; diğer sığır eti, dana eti, kuzu etini ise 3-5 gün içinde ya dondurun yada pişiriniz. Et sularının diğer gıdalara bulaşmaması için et ve tavuk gibi kolay bozulabilen gıdaların uygun bi şekilde sarılarak paketlenmesi gerekir. Et ve tavuk orjinal paketinde dondurulduğunda kalitesinin bozulmaması için, paketin tekrar folya yada plastik paketle sarılması önerilir. Genelde, domates, greyfurt, ananas gibi yüksek asitlikteki
konserveler 12-18 ay saklanabilir. Et, tavuk, balık ve çoğu sebze gibi düşük asitlikteki konserveler 2-5 yıl arasında saklanabilir. Konserveler serin, temiz ve kuru alanlarda saklanmalıdır. Çöküntü, çatlak, kapakta şişme gibi durumlar varsa konserveler çöpe atılmalıdır.
Hazırlama • Gıdaları ellemeden önce ve sonra, mutlaka ellerinizi ılık su ve sabunla 20 saniye yıkayınız. • Çapraz bulaşıyı engelleyiniz. Çiğ et, tavuk ve balıkları diğer gıdalardan uzak tutunuz • Çiğ eti kestikten sonra, bıçağı, kesme tahtasını, kabı ve mutfak tezgahını sıcak sabunlu su ile yıkayınız. • Kesme tahtası, kabı ve mutfak tezgahını, 4 lt su ve bir çorba kaşığı unscented, sıvı klorlu ağartıcı solusyonu kullanılarak sanite ediniz.
• Et ve tavuk, kapaklı bi kap içinde buzdolabında marinate edilmelidir.
• Bütün kümes hayvanları pişirilirken, minimum 74°C iç sıcaklığa ulaşmalıdır.
Çözülme
Sunum
• Buzdolabı: Buzdolabı yavaş ve güvenli çözülme sağlar. Çözülen et ve tavuğun suyunun diğer gıdalara damlamadığından emin olunuz.
• Sıcak gıdalar 60°C veya daha yüksek sıcaklıkta tutulmalıdır. • Soğuk gıdalar 4°C veya daha düşük sıcaklıkta tutulmalıdır. • Gıdalar açık büfe sunulduğunda, gıdaları sıcak tutmak için alttan ısıtmalı kap (chafing), yavaş ocak ve ısıtma tablası kullanınız. Soğuk tutmak için ise, buz dolu bir çukur kab içine oturtarak servis yapınız. • Kolay bozulabilen gıdalar oda sıcaklığında 2 saatten fazla bekletilmemelidir (Eğer odanın sıcaklığı 32°C nin üstündeyse, 1 saat).
• Soğuk su: Daha hızlı çözülme için, gıdayı sızdırmaz plastik poşete koyarak, soğuk su içine daldırınız. Her 30 dakikada suyu değiştiriniz. Çözülmenin ardından hemen pişiriniz. • Mikrodalga: Mikrodalgada çözdürdükten sonra, et ve tavuğu hemen pişiriniz.
Pişirme • Kuşbaşı, kavurma ve pirzola yapılan sığır eti, dana eti, kuzu etini 71°C de pişiriniz. • Dövülmüş et ve kıymayı 71°C de pişiriniz.
Ürün
Tür
Sığır ve dana eti
Çekilmiş, dövülmüş Biftek ve rosto Az pişmiş Biftek ve rosto
71
Göğüs Çekilmiş, dövülmüş
74
Yumurta
Her türlü
71
Balık ve deniz ürünleri
Her türlü
63
Kuzu eti
Çekilmiş, dövülmüş Biftek ve rosto Az pişmiş Biftek ve rosto
71
Her türlü
74
Tavuk ve hindi
Artan yemekler
İç sıcaklığı (°C) 71 63 74
71 63
Artanlar • Yiyecekler 2 saatten fazla oda sıcaklığında kalmamalıdır (Eğer odanın sıcaklığı 32°C nin üstündeyse, 1 saat). • Gıdaları saklama kabı içine koyunuz ve hemen buzdolabına kaldırınız yada hızlı soğutma için dondurucuya koyunuz. • Artan pişmiş yiyecekleri 3 gün içine tüketiniz.
Tekrar dondurma Buzdolabında buzları çözülen et ve kümes hayvanları pişirilmeden önce veya sonra tekrar dondurulabilir. Eğer diğer yöntemler ile çözülmüşlerse, tekrar dondurmadan pişirilmeleri gerekir. u
u
51
u
u İŞ DÜNYASI
Pazarlama karması ve pazarlamanın
4P’si…
Pazarlama müşterilerin gereksinimlerini ve beklentilerini anlama ve bu çerçevede hizmetlerin nasıl tasarlanıp sunulabileceğini planlama işlemidir. Tüm sektörlerde ürün yelpazesinin genişlemesi yeni ürünleri bilimsel yöntemlerle pazara sunmayı zorunlu hale getirmiştir.
4P
Pazarlamanın 4 ilkesi Pazarlama karması denilince akla gelen ilk şey 4P’dir. Dünyada pazarlamanın önemli teorisyenlerinden olan Philip Kotler tarafından literatüre kazandırılan “4P” adını Ürün (Product), Fiyat (Price), Dağıtım (Place), Tutundurma (Promotion)’dan almaktadır. Pazarlama müşterilerin gereksinimlerini ve beklentilerini anlama ve bu çerçevede hizmetlerin nasıl tasarlanıp sunulabileceğini planlama işlemidir. Pazarlamanın tanımına başlarken önce bir ürün ortaya koymalı, sonra bu ürünü piyasa şartlarına göre fiyatlandırmalı, daha sonra tüketiciye ulaştırmalı ve son olarak da piyasada ürünümüzü tutundurmayı sağlamalıyız. Günümüzde sanayi sektörlerindeki gelişmeler rekabet ortamını canlandırırken, firmalar sadece ulusal değil uluslararası pazarlarda da satış yapmaya başlamıştır. Ayrıca tüm sektörlerde ürün yelpazesinin genişlemesi yeni ürünleri bilimsel yöntemlerle pazarlamayı zorunlu hâle getirmiştir. Bu olumlu gelişmeler pazarlamanın önemini daha belirginleştirirken bu alandaki mesleklerin saygınlığını da arttırmıştır. Philip Kotler de bu değişim sürecini önceden sezip bu ezici rekabet ortamında pazarlamaya nasıl başlanacağını, ürünün hangi evrelerden geçip piyasa şartlarında nasıl tutunacağını göstermek için literatüre “4P - Pazarlama Karması”nı adeta armağan etmiştir.
52
u
u
Promno d Tutu
t Prodüunc Ür
Pla
Dağ
Ürün (Product) Hammaddelerin çeşitli işlemlerden geçirilerek bir araya getirilmesiyle oluşturulan yeni bir bütündür. Bir pazarlama faaliyetinin yapılabilmesi için öncelikle bir ürüne ihtiyaç duyarız. Ürün planlaması yapılarak başlanan pazarlamada pazara ne ile ulaşacağımızı faaliyet konumuzun ne olduğuna karar vermek bunun özelliklerinin ne olacağını belirlemek 4P içersinde ürünün (Product) görevidir. 4P’nin genel kabul gören bir olgu olduğunu söylemekle birlikte eleştiri aldığı tarafı eksik ve yetersiz kaldığı yönündedir. Örneğin Kotler’in kendi ifadeleriyle: “parfüm” şirketleri beşinci “P” olarak ambalajın (packaging) eklenmesi istediler, satış müdürleri satış gücünün “P” ile başlamadığı için mi eklenmediğini, hizmet müdürleri aynı şekilde “hizmet”in de aynı sebepten mi pazarlama karması dışında kaldığını sordu. Bu ve benzeri eleştirileri çoğaltmak
otion
durma
ace
ğıtım
Pricint g
içerisinde barındırdığı şeklindedir. Örneğin neden ambalaj 5. bir “P” olarak yok sorusunun cevabı, “ambalaj ürünün bir parçası” şeklinde oldu. Gerçekten de üründen devam edersek, ürün denilince; içeriğinde bulunan maddeler, mekanik yapısı, şekli ve dayanıklılığı, tadı, kokusu, ambalajının özellikleri vb. anlaşılmalıdır. Bir pazarlama çalışması içerisine girdiğimizde öncelikle bir ürünümüz olmalı ve bu ürünün özelliklerini, içeriğini doğru şekilde belirlemeli ve kendimizin de bunu iyi anlaması gerekir. Kısacası sağlayacağı faydanın farkında olmak gerekir.
Fiyat (Pricing) Artık bir ürünümüzün olduğunu düşünürsek bu ürüne bir bedel belirlenmesi gerektiği açıkça görülmektedir. Ürünün dolaşımını sağlayan sahip olduğu parasal değerdir. Ürünü fiyatlandırırken üretim maliyetleri önemli bir karar değişkenidir. Ancak burada pazarlamanın değişkenliği, geniş vizyonu, araştırmacılığı, geniş kapsamı ve yaratıcılığı ortaya çıkmalıdır. Daha kesin ifadeyle pazarlamanın gerekliklerinden biri de buradadır. Üretim maliyeti ürünü fiyatlandırmak için yeterli olsaydı, fiyatlandırma sürecinde pazarlamacılara gerek kalmazdı.
Fiya
mümkün, hatta “4P”ye çok kez de alternatifler yaratılmıştır: Temelinde müşteriyi (customer) içeren “4C”, ambalajın, personelin eklendiği “6P” vs. vs… Kimileri de pazarlamanın yapısı gereği böyle bir sınırlandırmaya gidilemeyeceğini savunarak “4P”yi reddeder. Ancak 4P’nin bu tarz eleştirilere cevabı; her bir pazarlama karmasının bu eksik olduğu savunulan yönleri kendi u
u
53
u
u İŞ DÜNYASI
Oysa fiyatlandırmada; tüketicilerin ödemeye razı oldukları fiyat aralığı, hedef kitlenin özelliklerine göre farklı fiyatlandırma, izlenecek pazarlama stratejisinde fiyatın rolü (pazarın kaymağını alma veya pazara nüfuz etme gibi) vb rollerde pazarlama görev alır. Fiyatlandırmayı yaparken en hassas nokta; arz edenin satmak istediği nokta ile talep edenin ödemek için razı olduğu noktayı tespit edebilmektir.
Dağıtım (Place) Bir ürünümüz var ve bunun artık fiyatını da tespit ettik; tüketicilerinde bu ürüne ihtiyaçları var. Peki, nerede bulabilirler? İşte pazarlama karmasının 3. “P”si olan ‘Dağıtım’ın görevi, ürünü doğru yere, doğru zamanda ulaştırmaktır. Dağıtım pazarlama karması içinde yaratıcılığın kısıtlı olduğu, genellikle yalnızca zorunluluk içeren bir unsur olarak düşünülse de, çoğu pazarlama başarısının ve aynı şekilde başarısızlığının altında dağıtım kararları yer alır. İstediğiniz kadar mükemmel bir ürüne sahip olun ve tanıtımını istediğiniz kadar iyi yapın, eğer tüketici onu bulmakta zorlanıyorsa, o ürüne olan isteği kırılacak ve alternatifine yönelmekte geç kalmayacaktır. Kuşkusuz burada zamanlama da son derece önemlidir. Tüketiciyle, ihtiyacın ve isteğin duyulduğu zaman buluşmak gerekir. Dağıtımı da Peter Drucker’ın ifadesiyle sonlandıralım: “En büyük değişiklik, yeni üretim veya tüketim yöntemlerinde değil, dağıtım kanallarında olacaktır.”
Tutundurma (Promotion) Fiyatlandırdığımız ve olması gerektiği yerlere doğru zamanda ulaştırdığımız üründen acaba tüketiciler haberdar mı? Özellikle günümüzde hat safhadaki alternatifler içerisinde kendinizi, ürününüzü gösterebilmeniz çok önemli. Dağıtımı anlatırken yaptığımız kurgunun benzerini tutundurma için de yapabiliriz. Ürünümüz var, doğru fiyatladık ve olması gerektiği yere ulaştırdık; ancak tüketici böyle bir ürünün
54
u
u
farkında değilse başarılı olmanız pek olası değildir. Ürüne ihtiyacı olan bireyler ilk aşamada ürününüze bir şekilde ulaşmış ve kullanmış da olabilir. Ancak ürününüzü tanıtmamışsanız bu bir şanstır ve devamını beklemek çok daha büyük bir şansı gerektirir. Ürününüzü ilk aşamada tanıtmak sonrasında beklemekte yeterli değildir. Sürekli zihinlerde, dillerde canlı tutabilmek için tutundurma çalışmalarına daima devam etmek gerekir. Sürekli yenilediğimiz üzere günümüz rekabet ortamı ve alternatif bolluğunda sizin ürününüzün tercih edilebilmesi
için tutundurma faaliyetlerine sıkı sıkıya tutunulmalıdır. Tutundurma içerisindeki araçlardan ilk akla gelenler; “reklam, kişisel satış, halkla ilişkiler, duyurum ve indirim, çekiliş, yarışma vb. unsurlardan oluşan tanıtım çalışmaları tutundurma”dır. Her biri farklı araçlarla, farklı yollarla gerçekleştirilebilir. Pazarlamanın en yaratıcı yönü, sürekli gelişim içerisinde olan tarafı ağırlıklı olarak tutundurmadır. Yeni pazarlama anlayışlarının yer aldığı pazarlama karması tutundurmadır: Amaca yönelik pazarlama, doğrudan pazarlama, nostalji pazarlama, ağızdan ağza pazarlama gibi.
u
u
YEŞİL ÇEVRE
Yüksek performanslı Çevre Dostu Yeşil Binalar Günümüzde binaları çevresel etkilerine göre değerlendiren pek çok sistem geliştirilmiş ve geliştirilmektedir. Bu sistemler, yeşil dönüşüm sürecinde etkili bir araç, önemli bir ilk adımdır.
Y
Dr. Duygu Erten Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
üksek performanslı yeşil binalar, yapının arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü çerçevesinde değerlendirildiği, sosyal & çevresel sorumluluk anlayışıyla tasarlandığı, iklim verilerine ve o bölgeye özgü koşullara uygun, ihtiyacı kadar tüketen, tercihen yenilenebilir enerji kaynakları da kullanan, doğal ve atık üretmeyen çevre dostu malzemelerin kullanıldığı ekosistemlere duyarlı yapılar olarak tarif edilebilir. Yeşil bina, enerji ve suyun tasarrufunu ve doğaya saygılı bir inşaat türünü benimser. Binaya ‘yeşil bina unvanını enerji ve su kullanımı, yer seçimi, tasarım, inovasyon, binada kullanılan
ekolojik yapı malzemeleri, yapım tekniği, atık malzemelerin yeniden kullanımı konularındaki seçici yaklaşımlar verir. Amerika’da yapılan bir çalışma, “yeşil” binaların enerji tüketiminde %24-50, CO2 salımında %33-39, su tüketiminde %40 ve atıklarda %70’e varan bir düşüş sağladığını ortaya koymaktadır. Türkiye’de yeni binaların çevre dostu bina kriterlerine göre inşa edilmesi ve mevcut binaların da bu kriterlere uygun dönüştürülmesi ile hem çevreye etki azalacak hem de büyük oranda tasarruf edilecektir. Yeşil binaların avantajları şöyle sıralanabilir: u
u
55
u
u
YEŞİL ÇEVRE
• Kentsel yaşam alanlarına değer katması • Binanın değerini artırması • Yapım aşamasında doğal çevre tahribatının en aza indirilmesi • Temiz teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesine ortam sağlaması • Deprem, sel, heyelan vb. doğal afetlere karşı gerekli önlemlerin alınması • Hafriyat ile ortaya çıkan atık malzemenin değerlendirmeye alınması • Yeşil çatı uygulaması ile yağmur sularının arındırılması • Yağmur sularının kullanımı ile kanalizasyon sisteminin yükünü azaltma • Güneş enerjisinden yaralanma • Doğal ışıktan yararlanma • Yeşil katmanların güneş ışınlarını yansıtmaması ile sera etkisini oluşturan yansımaları azaltması • Enerji tasarrufu sağlaması • İzolasyon sistemleri ile ısıtma soğutma maliyetlerinin ve karbondioksit salınımının azaltılması • Az su tüketen armatürlerin kullanılması • Binada tüketilen atık suyun arıtılması ve sulama amaçlı kullanılması • Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması Yeşil bina, sertifikası ile binanın tasarım, inşaat ve kullanım sürecinde sürdürülebilirlik kriterlerine odaklanarak çevreye verilebilecek en az zararı verdiğini belirtir. Sertifika yatırımcıların, mal sahiplerinin ve kullanıcıların ulusal ve küresel rekabette çevre dostu olduklarını ve sürdürülebilirliğe katkı sağladıklarını belgelendirmiş olur. Günümüzde binaları çevresel etkilerine göre değerlendiren pek çok sistem geliştirilmiş ve geliştirilmektedir. Bu sistemler, yeşil dönüşüm sürecinde etkili bir araç, önemli bir ilk adımdır. Dünyada bazı ülkeler ülkenin koşullarına uygun sertifika sistemi geliştirmiştir, bazı ülkeler ise uluslar arası sertifika sistemlerini kullanmaktadır. Yeşil bina sertifika sistemlerinin başlıcaları 1990’da İngiltere’de ortaya çıkan BREEAM (Building Research
56
u
u
Establishment Environmental Assessment Method), 1998’de Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), 1998’de gelişmiş ülkelerin biraraya gelmesiyle kurulan kurulan IISBE (International Initiative for Sustainable Built Environment), 2003’de BREEAM’den uyarlanarak Avustralya’da oluşturulan Greenstar, 2004’de Japonya’da ortaya çıkan CASBEE (Comprehensive Assessment for Building Environmental Efficiency) ve 2009’da Almanya’da ortaya çıkan DGNB (Deutsche Gesellschaft fur Nachhaltiges Bauen)’dir. Yeşil bina sertifika sistemi oluşturmuş ülkelerde yeşil bina sektörü hızla gelişmektedir. Ülkemizde KONUT’da yeşil alanında en önemli uygulamalardan ilki İzmir’de yapılan 35. Sokak projesidir. Bu proje çevreci yaklaşımı, enerji verimliliği ve güvenli yapı malzemeleriyle alanında inovatif bir yapı modeli oluşturuyor. Türkiye’yi çelik yapı sistemleriyle tanıştıran Akşan Yapı’nın İzmir’de hayata geçirdiği ve uluslararası yeşil bina sertifikası BREEAM’e sahip ilk konut projesi 35. Sokak, konutların çevre dostu olarak inşa edilip, yaşam alanlarının çevresel izlerini azaltması, iç mekan hava kalitesini doğal ışık ve doğal havalandırmayla sağlaması, konut sakinlerine, daha sağlıklı, konforlu ve ekonomik yaşam koşulları sunmasıyla dikkat çekiyor. 35.Sokak’ta kullanılan 3 bin 600 ton çeliğin % 90’nı geri dönüştürülebilir özellikte. Proje, minimum inşaat atığıyla çevreye verilecek zararı ortadan kaldırarak, gelecek için daha yaşanabilir bir çevre vaadediyor. Öte yandan, Türkiye’de ilk defa kullanılan
solar elektrik enerjisi sistemiyle yılda 400 bin kWh elektrik üreterek 290 ton daha az karbon salımı gerçekleştirmesi ve ayrıca proje evlerinde kullanılacak yüksek verimli ısıtma ve soğutma sistemi (hava kaynaklı ısı pompası) sayesinde de her yıl 376 bin kWh elektrik tasarrufu sağlanarak 272 ağaç kurtarılması hedefleniyor. Ülkemizin öncü rafineri şirketi Tüpraş ise TURKECO danışmanlığında Ar-Ge Projesi için LEED Sertifikası almayı hedefliyor. Projenin başlangıcından bitimine kadar insana saygılı, çevre dostu bir bina yapmak en önemli hedefti. İzmit Rafinerisi B Bölgesinde yeni bir rafineri yatırımına eşdeğer Fuel Oil Dönüşüm Ünitesi’nin de bulunduğu yerleşkede şantiye kurulumundan başlayarak alınan çevre kirliliğinin önlenmesine yönelik önlemler kamyon yıkama, yağmur sularının filtrasyonu, rögar kapaklarının korunması ve yolların temizlenmesi gibi önlemler, projenin çevreye olan saygısının örnekleridir. Binanın inşaatında kullanılan cam, beton, prekast beton, çelik, CTP, seramik v.b. malzemelerin yerel kaynaklardan kullanılmasına dikkat edilmiştir. Bu sayede ulaşım kaynaklı CO2 emisyonları sınırlanmıştır. Ayrıca uygun malzemeler geri dönüştürülmüş içeriğe sahip olanlardan tercih edilerek, malzeme ve kaynakların dikkatli kullanımına azami ölçüde önem verilmiştir. Bina kabuğunun izolasyonu uluslararası standartların üzerine çıkmıştır. Binada kullanılacak enerji tüketen aydınlatma, HVAC gibi ana sistemler ve teçhizatlar tasarım aşamasından itibaren enerji verimliliğini en üst seviyeye çıkaracak şekilde tasarlanmış ve
esnasında da aynı performansı korumasını sağlayacaklardır.
seçilmiştir. Bu sistemlere ek olarak, binanın cephe tasarımı ve yalıtım performansı değerlendirilerek, binanın enerji modellemesi ve simülasyonu yapılmıştır. Bu sayede binanın sağladığı enerji tasarrufu uluslararası standartlarla karşılaştırılmıştır. Binada yapılan otomasyon ve sayaçlama çalışmaları ile binanın enerji tüketen sistemleri detaylı bir şekilde incelenecek, olası aksaklıklar ve yetersizliklere anında müdahale edilebilecektir.
valı sistemlerin kullanıldığı, bina dahilindeki mekanlara verilen taze hava miktarları, uluslararası standartların (ASHRAE 62.1) oldukça üstünde tutulmuştur. Klima santrallerinde F7 tipi yüksek performanslı filtreler kullanılmış, imalat sırasında çok dikkatli korunan hava kanallarının içlerine herhangi bir kir ve toz girmesi engellenmiştir. Ayrıca yapılan flush-out çalışmaları ile olası kirlilik binaya yerleşim olmadan temizlenecektir.
Tüpraş Ar-Ge Projesinde, sistemlerin devreye alınması ve kontrolleri uluslararası commissioning standartlarına göre yapılacaktır. Bu sayede zamanında ve yerinde yapılan testler, kontrolve ayarlar, bu sistemlerde ileride karşılaşabilecek olası sorunların en aza indirgenmesi hedeflenmiştir. Tüpraş Binası su verimliliği konusunda da önemli bir performans sergilemektedir. Proje dahilinde yağmur suyunun toplanması ve sulamada geri kazanımı, binada verimli su armatürlerinin ve susuz pisuarların tercih edilmesi, peyzajda yerel ve aşırı su tüketmeyen bitkilerin kullanılması günümüzde en hayati kaynaklardan olan suyun korunmasına yönelik önemli stratejilerdir.
Bina dahilinde iklimlendirme sistemlerinin tasarımında uluslararası standartlar (ASHRAE 55) ön planda tutulmuş, termal konfor kriterleri en uygun şekilde sağlanmıştır. Ayrıca bina çalışanlarının termal konforu sağlayan sistemleri kontrol edebilmeleri de yüksek oranda sağlanmıştır. Bina dahilinde iç mekanlarda kullanılan boya, astar, yapıştırıcı, epoxy, poliuretan v.b. yapı kimyasalları, insan sağlığına zararlı olmayanlardan seçilmiş, bu malzemelerin LEED’te belirtilen standartlara uygun olanları tercih edilmiştir.
Proje uluslararası standartlara (EPA) göre değerlendirildiğinde % 30’lara varan kullanım suyu verimliliği, % 50’nin oldukça üzerinde peyzaj sulama suyu tasarrufu sağlamaktadır. Tüpraş AR-GE Binasının en önemli özelliklerinden biri bina kullanıcılarının sağlık ve konforuna verilen önemdir. LEED değerlendirme sistemi kapsamında da büyük önem verilen bu konu, proje kapsamında da dikkatle ele alınmıştır. % 100 taze ha-
Türkiye’de yeşil bina kavramı Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK)’nin kurulmasıyla tanınmıştır ve konuya olan ilgi her geçen gün daha çok artmaktadır. 2007 yılında Dünya Yeşil Binalar Konseyi (WGBC: World Green Building Council) altında kurulan Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği yeşil binaların Türkiye’de yaygınlaşması için çalışmalar yürütmektedir. Haziran 2012’de Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği, Dünya Yeşil Binalar Konseyi Tam Konsey statüsünü kazandı. 93 ülkede temsilciliği bulunan WGBC networkünde en üst üyelik statüsü olan bu üyelik, ülkelerinde yeşil dönüşüme damga vuran derneklere veriliyor. World Green Building Council, dünyada C40 projesi ve IFC gibi krumlarla iyi niyet anlaşmaları yaparak konunun kamu binalarında da yayılmasını hedefliyor. C40, dünyadaki kırk önemli şehirde belediyelerle yapılan bir anlaşma. Burada belediyelerin karbon salımlarını düşürmesi için her türlü önlemi alacak şekilde strateji kurgulamaları ve günlük hayata geçirmeleri hedefleniyor. IFC ise yeşil finansmanda dünyanın en önemli kuruluşlarından bir tanesi. Ekim 2013 sonunda ÇEDBİK ABD menşeyli LEED ve İngiliz menşeyli BREEAM’e eş değer Türkiye menşeyli bir ULUSAL Yeşil Bina Sertifikasını hayata geçirecektir.
İnşaat esnasında ciddi bir atık yönetim planı uygulanmaktadır. Projenin inşası esnasında çıkan atıkların %90 dan fazlası geri dönüşüme gönderilmiş veya geri kazanılmıştır. Buna ek olarak bina içerisinde, binanın operasyonu sırasında kağıt, cam, plastik, metal v.b. atıkların geri kazanımı için ayrıca bölümler ayrılmıştır. Binanın yeşil özelliklerini anlatan bir kullanıcı kılavuzu hazırlanarak bina kullanıcılarına sunulacaktır. Bu sayede binaya gelecek olan kullanıcılar, bu özellikleri kendi kısımlarına da adapte ederek binanın operasyonu u
u
57
u
u
BESLENME
Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay’dan
Karatay Diyeti’yle 24 saat Geçtiğimiz sayılarda kımızı etin beslenmedeki önemine yaptığı vurgu nedeniyle geniş yer verdiğimiz Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay’ın ikinci kitabı “Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık” yayınlandı ve yine büyük ilgi gördü. Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık, bilimsel araştırmalar ışığında doğru beslenme ve sağlıklı kilo verme ile ilgili kapsamlı bilgiler içeriyor.
İ
şte Karatay Diyeti’nin özeti niteliğindeki 24 saatlik beslenme programı!
01.00 Uyku önemlidir. Vücudunuzun gecenin karanlığından faydalanmasına izin verin.
02.00 Siz uykunun derinliklerine dalarken zayıflatan hormon leptin uyanıyor ve en yüksek düzeyde salgılanmaya başlıyor.
03.00 Organizmada görev yapan bütün hormonlar ara-
sında en son keşfedilen leptin hormonu, bir gemiyi yüzdüren birinci kaptanın görevini yürütür. Birikmiş olan yağlarımızın yakıt olarak kullanılabilmesi ve enerji sağlayabilmesi için, leptin hormonunun salgılanması şarttır. Gece ve gündüz, leptin hormonunun salgılanmasına fırsat verdiğimiz zaman kilolarımızı rahatlıkla verebiliriz. Çünkü böylece organizmamızda birikmiş ve depo edilmiş yağlarımızın, ara öğün olarak kullanmasını sağlıyoruz. Güçlü ve dinç kalıyoruz.
04.00 Sağlık için son derece önemli olan bir yapı taşı da kolesteroldür.
05.00 Her türlü kolesterol kuvvetli bir antioksidandır,
bakteri ve virüsleri de yok etmekle görevlidir. Unutmayalım kolesterol yağ değildir, güçlü bir steroiddir. Hücreleri, serbest oksijen radikallerinin tahribatına karşı koruyarak; kalp-damar hastalıklarının, kanserin ve dejeneratif hastalıkların gelişmesini önler. Beynimizde bulunan ‘serotonin’ (mutluluk hormonu) reseptörlerinin normal bir şekilde çalışmaları kolesterol sayesindedir. Aynı zamanda bütün seks hormonları ve stres hormonlarının yapımında da kolesterol kullanılır.
58
u
u
06.00 Bu diyet ile doğru bildiğiniz yanlışları düzeltecek-
siniz. Kahvaltıda köy tereyağında yumurta, arzu edilirse pastırmalı olarak… Yanında 8-10 adet zeytin, bir avuç içiniz kadar beyaz peynir, 1 çay bardağı ceviz içi, arzu edildiği kadar domates, biber, salatalık, turp, maydanoz, nane, roka veya tere ve limonlu çay.
08.00 Herhangi bir ekmek, poğaça, simit vb yenmeyecek!
09.00 Kuvvetli, bol protein ve sağlıklı yağ (örneğin tere-
yağı) içeren bir kahvaltının hızlandırdığı metabolizma sonucu, harcanan kalori miktarı 4-5 kilometrelik bir koşuda harcanan kalori-enerji miktarına eş değerdir.
10.00 Ara öğün şart değil! Acıkma hissi oluşanlara şe-
kersiz bitki çayı ile birlikte bir avuç içi kadar ceviz içi yeter ve artar.
11.00 Her gün bir antioksidan vitamin ile birlikte mutlaka 2-3 gr katkısız Omega-3 tüketmenizde fayda var.
12.00 Öğle yemeği. Bir tabak zeytinyağlı taze yeşil fa-
sulye, 3-4 adet ızgara köfte, 1 kâse yoğurt, turp ve havuç ile hazırlanmış salata ve bir tatlı kaşığı ketentohumu olabilir.
13.00 Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir. Geleneksel usulde hazırlanmış sirke, mide hazmını ve midenin boşalmasını yavaşlatır. Bu nedenle son derece faydalıdır.
14.00 Öğle yemeği sonrası işe başlamadan önce 15-20 dakika yürümek, siz çalışırken yağlarınızın yıkılmasını, göbeğinizin erimesini veya selülitlerinizin yok olmasını kolaylaştırır.
15.00 Ara öğün şart değil! Yine acıkma durumu olanlar bir elma ve bir avuç tuzsuz yerfıstığı ile taze limon eklenmiş su ya da şekersiz çay tüketebilir.
kersiz bitki çayı, limonlu suya izin var…
21.00 Aşırı miktarda meyve ve meyve suyu tüketildiğin-
de, vücudumuzun kan şekerinde aşırı miktarda yükselme görülür. Kan şekerleri, kan yağlarına dönüşür ve yağ olarak birikirler. Selülit nedenidirler. Selülit, insülin ve leptin direncinin önemli bir belirtisidir.
22.00 Sakın bir şeyler atıştırmayın! İnsülini yükseltmeyin. Leptin hormonun salgılanmasını engellemeyin!
23.00 Yatmadan önce 30 dakikalık bir yürüyüş harika olur.
24.00 Eğer kilo vermek ve verdiğiniz kiloda kalmak isti-
yorsanız; kilo verirken halsizlik, bitkinlik, isteksizlik ve yorgunluk hissetmeden, mutlu ve enerjik bir şekilde yaşamayı arzuluyorsanız; unutkanlık şikâyetlerinden kurtulmayı, düşüncelerinizin berraklaşmasını ve yaptığınız işe kolaylıkla konsantre olmayı hedefliyorsanız, Karatay Diyeti’ni mutlaka deneyin.
16.00 Her gün 2-3 litre sıvı almaya dikkat edilmeli. Öğünler arasında bol limonlu su, limonlu şekersiz çay ve ayran içilebilir.
17.00 Üzerinde diyet yazsa dahi kurabiye, bisküvi, çiko-
lata, şeker vb yenilmeyecek. Hiçbir şekilde gazlı içecekler kullanılmayacak. İnsülin ve leptin direncini başlatır ve giderek artırırlar.
18.00 Akşam yemeği. 3-4 kalem kuzu pirzolası, mevsim salatası, zeytinyağlı enginar yenebilir.
19.00 Yemeklerde ve salatalarda ısıl işlem görmemiş
soğuk sıkım zeytinyağı kullanılabilir. Mısırözü ve ayçiçeği yağları yemek pişirme ve kızartmalarda kesinlikle kullanılmayacak! Margarin haline dönüştürülmüş olan sıvı yağlarda da fazla miktarda trans yağ meydana gelmektedir. Bu sebeple margarin kesinlikle yasak!
20.00 Bu saatten sonra meyve dâhil her şey yasak! Şeu
u
59
u
u
SAĞLIK
Günümüzün en yaygın rahatsızlıklarından biri
Bel ve sırt ağrıları Bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte görülme sıklığı gün geçtikçe artan, bel ve sırt ağrısı, kimi zaman kas incinmesi gibi basit bir nedenle oluşurken, kimi zaman ise fibromiyaljiden, kemik erimesine kadar çeşitli ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor.
S
ırt ağrısı; boyun bölgesinden başlayarak, omuzların arka kısımları, kürek kemikleri ve bele kadar uzanan geniş bir bölgeye yayılır. Genel araştırmalara göre her beş kişiden birinde sırt ağrısı problemine rastlanırken genç, orta ve ileri yaştaki kişilere kadar hemen her yaş grubunda görülebiliyor. Sırt ağrıları kimi zaman kas incinmesi gibi basit bir nedenle oluşabilirken, kimi zamanda fibromiyaljiden (inatçı adale ağrıları, yorgunluk ve vücutta bazı hassas ağrılı noktalarla karakterize bir hastalıktır) kemik erimesine kadar pek çok ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor. Bilgisayar başında çalışan veya uzun zaman geçiren, ağır işlerde çalışıp gün içerisinde bel bölgesine fazla oranda yük bindiren, nakış, dikiş gibi eğilerek, boyundan omuriliğe eğik bir pozisyonda uzun süre kalan insanların boyun, sırt ve bel bölgesinde şiddetli ağrılar söz konusu oluyor. Yukarıdaki hastalıklardan veya yaşam, hatta yatış biçiminden kaynaklanan bu durum, yaşam kalitesini yüksek oranda düşürüyor. Ağrılar arttığında çeşitli krem ve losyonlar, biraz eski usul olsa da yakılar ve korseler işe yarayabiliyor. Ancak bunlar, sorun anında çözüm odaklı ve anlık uygulamalar. Bunların haricinde, sürekli kullanım için uygun aparatlarla yaşamak çok daha kalıcı çözümler getirebiliyor.
60
u
u
Belirtisi sırt ağrısı ile başlayan çok önemli beş hastalık bulunuyor; 1. Myofasiyel Ağrı Sendromu: Uzun süreli sırt ağrıları başlangıç semptomları olabiliyor. 2. Boyun Fıtığı: Boyun ağrısına kollarda uyuşukluk, her zamanki gücünde yetersizlik eşlik ediyorsa, boyun fıtığı için bir kontrole girmeniz doktorlar tarafından tavsiye ediliyor. 3. Fibromiyalji: Kadın hastalarda daha sık görülen ve boyun ile sırt bölgesi başta olmak üzere, yaygın vücut ağrısına neden olan bir tablo.
Bel Yastığı Sandalyeye takılan, bel dolgusu aparatlar günlük kullanımda faydalıdır. Ancak oturarak çalışmıyorsanız veya gün içerisinde hareketli iseniz sabit bir ürün olduğundan verim açısından yetersiz kalabiliyor.
Manyetik Sırt Destek Yeleği Sıcak havalarda kullanımı pek mümkün olmasa da kıyafetlerin içine giyilebilecek bir yelek bu. Çok ağrılı dönemlerde özellikle klimalı ortamlarda giysi üstüne de takılabilir. Manyetik disklerin de ağrılara uyguladığı etkiyle bir rahatlık söz konusu oluyor. Bu tıpkı spa taşları gibi. Ağrı vücudun, kas ve kemik sistemi arasında oluşan bir enerjidir temelinde ve akupunktur, SPA, masaj ya
da manyetik ürünlerin faydası da buradan ileri gelir. Ama bunun dışında, gömlek üstünden de kullandığı zamanlarda, sırt ve beli destekleyip dik tutmaya yardımcı olduğu için, hem kambur, eğik durarak zayıflayan bel kaslarını kuvvetlendiriyor hem de ağrıların yüksek oranda azalmasına sebep oluyor. Yani sadece dik tutması için bile kullanılabilir bir ürün. Artık günlük yaşamda sırt, bel ve boyun sağlığına, duruş pozisyonlarına dikkat etmek çok önemli. Bu çözümler günlük olası sırt ağrıları için olumlu çözümler. Eğer ciddi bel, sırt, omurilik problemleri için öncelikle bir doktora başvurmak gerekiyor. Çünkü omurilik kemik sistemimizdeki en önemli yapı ve tüm sağlık sorunları gibi ihmal etmemek gerekiyor.
4. Skolyoz: Omuz, kürek kemikleri ve kalçalardaki asimetrik yapılar bu hastalığın belirtileri arasında sayılıyor. Çocuklarda ağrısız olabiliyor. 5. Osteoporoz: Yaşlı ve sıklıkla kadın hastalarda kemik erimesi işaretini, sırt kemiklerinde kırılmalar ve buna bağlı boy kısalması ile sırt ağrısı olarak verebiliyor. Nadiren de olsa omurgaları tutan kötü huylu hastalıklar da sırt ağrısına neden olabiliyor. Bu yüzden ağrılarınız sıksa, sürekli ya da şiddetli ise, kilo kaybı varsa zaman kaybetmeden doktora başvurmalısınız. u
u
61
u
u
OTOMOTİV
Ticari araçlarda yeni opsiyonlar
Ford Transit Custom ve Tourneo Custom modellerinde
Ford’un yeni ticari modelleri Transit Custom ve Tourneo Custom satışa çıktı. 2013 model yeni ürün ailesinde minibüs, van ve kombi gövde tipleri ve geniş donanım seçenekleri bulunuyor.
T
ürkiye pazarının yakından tanıdığı Transit ailesi genişledi. Bugüne kadar hep orta ticari araç sınıfında üretimi bulunan Transit modeli, aileye yeni eklenen Transit Custom ve Tourneo Custom modelleriyle hafif ticari sınıfında da temsil edilecek. Transit Custom ve Tourneo Custom modelleri, tümüyle Ford Otosan tarafından geliştirildi ve üretim Kocaeli fabrikasında yapıldı. Bu proje için 315 milyon dolar yatırım yapılırken, yan sanayiye de 150 milyon dolar yatırım gerçekleştirilmiş. Araçlardan Transit Custom 43 bin 750 TL’den başlayan fiyatlarla, Tourneo Custom ise 59 bin 925 TL’lik başlangıç fiyatıyla pazara girdi.
Binek otomobil teknolojileri Transit Custom ve Tourneo Custom modellerinde binek otomobillerde görmeye alıştığımız ESP, Şerit Takip Sistemi, Yokuş Kalkış Sistemi, Dinamik Tork Kontrolü, geri görüş kamerası gibi teknolojileri de beraberinde
62
u
u
getiriyor. Ayrıca Aktif Devrilme Kontrolü, Yüke Duyarlı Kontrol, Aktif Savrulma Kontrolü gibi ticari araçların sürüş güvenliğini artıran donanımlar da Transit Custom ve Tourneo Custom modellerinde bulunacak. Transit Custom ve Tourneo Custom sahip olduğu 2.2 litre geliştirilmiş, Duratorq TDCi dizel motoru ile sınıfının en düşük yakıt tüketimini sunma iddiasında. 100PS, 125PS ve 155PS’lik güç versiyonlarıyla sunulan bu motor, Euro 5 normunu karşılayan araçlarda standart olarak Otomatik Start/Stop sistemi ile birlikte satılacak. Fabrika verilerine göre motor ortalama 6,6 litre/100 km yakıt tüketimini sunarken, kilometrede 174 gr CO2 salımı yapıyor. Transit Custom ve Tourneo Custom, zengin donanım ve motor seçeneklerine sahip. Van Trend, Kombi Trend ve Kombi Deluxe versiyonlarına sahip Transit Custom’ın Trend versiyonunda ESP ve Dinamik Tork Kontrolü, elektrikli yan aynalar, yol
bilgisayarı, yükseklik ve derinlik ayarlı direksiyon gibi donanımlar standart olarak yer alıyor. Trend, Titanium ve Titanium Plus donanım seçeneklerine sahip Tourneo Custom’ın giriş seviyesindeki Trend versiyonunda ise Ford SYNC, perde ve yan hava yastıkları, ön ve arka park sensörü, önden ve arkadan üflemeli klima, entegre yan perdeler ve karartılmış arka camlar, yatabilen arka koltuklar, ısıtmalı ve bel destekli sürücü koltuğu, 16 inçlik alüminyum jantlar ve halı taban kaplaması gibi özellikler standart olarak bulunuyor. Sekiz ya da dokuz koltuklu düzenlemelerle sunulan Tourneo Custom, 4.97 metrelik kısa şasi ve 5.34 metrelik uzun dingil mesafeli iki versiyona sahip ve her ikisi de hem yolcular hem de bagajlar için geniş alan sağlıyor. Transit Custom ise kullanıcılara kendilerine en uygun yük alanını seçebilme imkanı sunuyor.
İç dizaynda yenilikler Transit Custom ve Tourneo Custom modellerinin iç bölümü
de yenilikler sunuyor. Modern ve şık görünümlü kokpitte şişeler, telefonlar ve belgeler için akıllı eşya yeri çözümlerinin yanı sıra şık bir gösterge paneli de bulunuyor. Uygun sürüş pozisyonunun bulunabilmesi için kolay ayarlanabilir koltuklara ilave olarak direksiyon kolonu derinlik ve yükseklik ayarları da yeni araçlarda mevcut. Araçların öne çıkan en önemli donanımlarından birisi hiç kuşkusuz SYNC sistemi. Basit sesli komutlarla çalan müziği yönetme, telefonla arama yapma, gelen aramaları yanıtlamanın yanı sıra sürücünün cep telefonunu gelen yazılı mesajları sesli olarak okuyan SYNC sistemi, herhangi bir çarpışma durumunda sürücünün Bluetooth bağlantılı cep telefonunu üzerinden 112 acil yardım servisini lokal dilde, otomatik olarak arıyor. SYNC sayesinde sunulan bu özellik, araç içindekilerin kaza halinde Acil Yardım Hizmeti ile bağlantıya geçmesine olanak tanıyarak, kaza yerinin GSP koordinatlarını yetkililere bildiriyor.
u
u
63
u
u
GEZİ
Tarihle içiçe bir sonbahar tatili için
Dubrovnik
Dubrovnik, doğal ve tarihi yapısını yeniden inşa edip doğal haliyle korumayı başaran nadir şehirlerden biri. Ziyaretçilerine bir rüyanın içindeymiş hissini uyandıran şehir, tarihle iç içe geçen bir deniz tatili yapmak için ideal bir rota.
S
onbahar ayları Dubrovnik’i keşfetmek ve tarihle iç içe geçen bir deniz tatili yapmak için en ideal tatil rotasıdır. Balkanların en eski şehirlerinden biri olan Dubrovnik, Dalmaçya kıyılarının güneyinde denize uzanan bir burun üzerinde kuruludur. Dubrovnik, hem tarihi hem de denizi bir arada bir tatil yaşamak isteyenler için idealdir. Dubrovnik, doğal ve tarihi yapısını yeniden inşa edip doğal haliyle korumayı başaran nadir şehirlerden biri. Sırplarla süre gelen savaş sonrası yoğun bombardıman altında kalmış olmasına rağmen UNESCO’nun da çabasıyla yeniden inşa edilen Dubrovnik, ziyaretçilerine bir rüyanın içindey-
64
u
u
miş hissini uyandıran bir şehir. Hayranlık uyandıran mimarisi, doğal dokusu ve doğasıyla Dubrovnik’i keşfetmeye şehri kuşbakışı görmenizi sağlayan surlardan başlayabilirsiniz.
Dubrovnik’te görmeden dönmeyin! • Ortalama 2 saat süren 1940 metre uzunluğundaki surlarda yürüyün! Bu yürüyüş size Dubrovnik’i kuşbakışı keşfetme fırsatı verecek. • Eski Dubrovnik’i keşfedin. Eski Dubrovnik limanına gidin ve Stradun caddesinde yürüyün. Dubrovnik’in farklı izlerini sürmek
ve tarihini keşfetmek için Stradun caddesini kesen ara sokaklar idealdir. • Elafiti Adaları’na düzenlenen günlük turlara katılın. Dubrovnik’in kuzeybatısında konumlanan takım adaların tamamı Elafati Adaları olarak bilinmekte. Toplam 13 takım adanın sadece üçünde yerleşim bulunur. En büyük yüzölçümüne sahip olan Sipan Adası, 15. yüzyıldan kalan tarihi yapıları ve şaraplarıyla ünlü. Sipan Adası’nda hem tarihi güzellikler keşfedip hem de denize girebilirsiniz. Eğer iyi bir plaj arayışındaysanız Lopud Adası güzel kumsallarıyla tercih edilmelidir.
• Franciscan Manastırı içinde konumlanan katedral zaman içinde müzeye dönüştürülmüş. Tarihi 1500’lerin başına kadar uzanan denizcilik haritaları, eski para ve dönemin tablolarını görmek isterseniz Hvar Adası’nı da Dubrovnik tur programınıza eklemeyebilirsiniz. • Vukasinovic Sarayı, Gargurovic Sarayı ve şehrin adeta simgesi olan Stjepan Katedrali Dubrovnik’in kuzeyinde yer alıyor. Katedralin etrafından dolaşılarak kaleye uzanan yol ise manzarasıyla görülmeye değer. Ayrıca dönüş yolunda yol üzerindeki kafelerde dinlenebilir, eski evleri görebilirsiniz. • Dubrovnik’in kuzeydoğusunda yer alan Jelsa ve Vrboska daha çok doğa ile baş başa vakit geçirmek
isteyenler için ideal. Burada hem denize girebilir hem de bisiklet kiralayarak çevreyi keşfe çıkabilirsiniz. • Marco Polo’nun doğum yeri Korcula, Dubrovnik’te görülmesi gereken bir diğer adres. Burada Marco Polo’nun evini gezebilir, şehir müzesi ve St. Marco Katedrali’ni görebilirsiniz. • Bembeyaz kumsallarda güneşlenmek istiyorsanız bir gününüzü bembeyaz kumsallarıyla ünlü Brac Adası’na ayırmalısınız. • Alışveriş meraklıları, özel moda tasarımlarını sergileyen çok sayıda mağazayı St Dominic Caddesi’nde bulabilirler. Siroka Caddesi ise çok çeşitli ürünleri bulabileceğiniz diğer bir adres.
u
u
65
u
u
BULMACA
Sudoku Bulmaca Japonca “Sayılar tek olmalı” anlamına gelen “Suu wa dokishin ni kagiru” kelimelerinin kısaltılması olan Sudoku, günümüzde Asya’dan, Avrupa ve Kuzey Amerika’ya da yayılan oldukça popüler bir oyundur. Oyun alanında 3x3’lük dokuzar kutudan oluşan 9 eşit blok mevcuttur. Oyunun amacı her bloğa sayılar tekrar etmeyecek şekilde yerleştirmeyi başarmaktır. Her bir blok içerisinde 1’den 9’a kadar olan sayılar sadece bir kez kullanılmalıdır. Aynı zamanda, her satır ve sutunda 1 den 9’a kadar olan sayıları sadece bir kez kullanabilirsiniz. Her sudoku’nun sadece bir çözümü vardır ve bu çözümü tahmin ederek bulmak oldukça zordur. Hücre, satır ve sütunları sistematik bir şekilde tarayarak sayıları yerleştirmeye çalışmanızı öneririz. Daha fazla bulunan sayıları kullanarak diğer bir sayının hangi satır, sutun ya da hücrede olamayacağını ya da olabileceğini saptayacak şekilde akıl yüretmek size kolaylık sağlar.
6 1 4
5
5
8
6 4 6
8 3 9
4 8
5
2
8 7
8 66
u
u
6 9 5
7
1
9 6
7 1 4
2 9
6
7
1 2 3
5
1 7
5
1 7
3
2 9 1 2
4
4 3 2
1 4
9
7
9 2
2
9 1
3
8
5 8
9 4 6
8 7
4 1
3 4 6
9 5
2
5 4
2 6
9
1
1 8 2 3
4
5
4 3
8
1 8 7
3 9
3 7 4
8
1
1
4 3 9
6 5 4 9 3 8 5
8
2 9
7
2 7
6
4 5
2 5
8 9 4 3
9
7 1 6 8 3 1
3
5
1 2
9 4
6
5 7
DOĞALGAZ İÇ TESİSAT SERVİS HATTI PROJE ve YAPIMI KONTROL ve DENETİM
Kuzey Mahallesi Ağadere Caddesi No: 7 Körfez / Kocaeli Tel& Faks: (262) 527 39 99 www.gencmuhendislikkocaeli.com
u
u
67
68
u
u