20 minute read
I GÜNDEM
AB ile kara sınırı oluşturan Kuzey İrlanda Brexit’in son açmazı
Geçtiğimiz günlerde Cornwall’de düzenlenen G7 Zirvesi’nde gündemdeki birçok dünya meselesi arasında sıkça dile getirilen konulardan biri de Kuzey İrlanda Protokolü oldu. Brexit müzakereleri sırasında, tüm tarafl ar Kuzey İrlanda Barış Anlaşması’nın (Good Friday Agreement / Hayırlı Cuma Anlaşması) korunmasının mutlak bir öncelik olduğu konusunda hemfikir oldu ancak uygulamada sorunlar yaşanıyor. Peki Kuzey İrlanda Protokolü ve AB ile ticaretin seyriyle ilgili çekinceler neler?
Advertisement
*G7 (Yedili Grup), dünyanın en büyük yedi gelişmiş ekonomisi olan Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’nden oluşan bir organizasyondur. Bahsedilen bu ülkelerin liderleri, 11-13 Haziran tarihlerinde bu yılki G7 Zirvesi için İngiltere’nin güneybatısındaki Cornwall’da bir araya geldi. Geçen ay 11-13 Haziran günlerinde İngiltere’de toplanan G7 Zirvesi’nin gündemi, “hepimizi gelecekteki salgınlardan koruyabilecek daha güçlü bir küresel sağlık sistemi”, iklim değişikliği ve ticaret dahil olmak üzere Covid-19 ve sonrası iyileşme konularını kapsıyordu. Ancak bunların yanı sıra dikkat çeken başlıklardan biri de Brexit sonrası Kuzey İrlanda gümrük sınırı konusuydu. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ABD Başkanı Joe Biden ile yüz yüze görüştü ve Biden, İrlanda sınırındaki kontrolleri önleyen Brexit Anlaşması olan Kuzey İrlanda Protokolü üzerindeki bir anlaşmazlığın barış sürecini tehdit edebileceğinden endişe duyduğunu dile getirdi.
Biden’ın bahsettiği Kuzey İrlanda Protokolü, Brexit’ten bu yana İngiltere, İrlanda ve Avrupa Birliği arasında sorun olmaya devam ediyor. Brexit müzakereleri sırasında, tüm tarafl ar Kuzey İrlanda Barış Anlaşması’nın (Hayırlı Cuma Anlaşması) korunmasının mutlak bir öncelik olduğu konusunda hemfi kir oldu. Anlaşma 1998’de imzalandığında, kilit konulardan biri İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda arasında açık bir sınır ihtiyacıydı.
Bunu çözmek kolaydı çünkü her iki ülke de Avrupa Birliği’nin bir parçasıydı ve ticaretle ilgili aynı AB kurallarına bağlıydılar. Bu nedenle bir ülkeden diğerine seyahat eden mallar için herhangi bir kontrole gerek yoktu. Bununla birlikte, Brexit’ten sonra Avrupa Birliği, AB üyesi olmayan ülkelerden gelen birçok malın muayene edilmesini şart koşarken, bazı ürünlerin girişine hiç izin verilmedi. AB ve Birleşik Krallık, sınır kontrollerinin olmamasını sağlamak için yeni bir yol bulmak zorunda kaldılar, bu yüzden Kuzey İrlanda Protokolü’nü müzakere edip imzaladılar.
Kuzey İrlanda Protokolü nedir?
Brexit’in ardından, Büyük Britanya (İngiltere, İskoçya ve Galler) artık ürün standartları ve gümrüklere ilişkin AB kurallarına uymamaktadır. Ancak bir AB üyesi olan İrlanda Cumhuriyeti ile kara sınırını paylaşan Kuzey İrlanda için durum daha karmaşık. 10 Nisan 1998’de imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması, Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasında imzalanmış bir barış anlaşması ve bu anlaşma iki ülke arasında sınırın belirli bir kısmının açık olacağını kayıt altına alıyor. İngiltere ve AB arasındaki Brexit Anlaşması’nın önceliklerinden biri, bu Hayırlı Cuma Anlaşması’nın bozulmadan kalmasıydı. Brexit müzakereleri sırasında, tüm tarafl ar 1998 Barış Anlaşması’nın (Hayırlı Cuma Anlaşması) korunmasının mutlak bir öncelik olduğu konusunda anlaştılar.
Ancak anlaşma Brexit ile karmaşık bir hale geldi, çünkü Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınır artık Birleşik Krallık ile AB arasında bir sınır oluşturmuş oldu ve AB hukuku, AB üyesi olmayan ülkelerden gelen malların denetlenmesini gerektiriyordu. Brexit anlaşması imzalanırken aşılması en zor sorunlardan biri haline gelen Kuzey İrlanda sınırı için geçici bir çözüm üretildi. Brexit ile birlikte AB’den ayrılan Birleşik Krallık ülkelerinden olan Kuzey İrlanda ve AB üyesi olan İrlanda Cumhuriyeti arasındaki kara sınırı boyunca kontrollerin önlenmesini geçici olarak sağlayan “Kuzey İrlanda Protokolü” yapıldı.
Kuzey İrlanda Protokolü adı verilen Brexit Ticaret Anlaşması’nın bir kısmı, resmi olarak 1 Ocak 2021’de yürürlüğe girdi. Altı aylık bir ertelemeyle, 1 Temmuz’dan itibaren uygulamaya geçmesi gereken protokolle, Büyük Britanya’dan Kuzey İrlanda’ya girecek olan malların denetime tabii tutulması gerekiyordu. Bu süre şimdi 30 Eylül’e kadar uzatıldı, ancak anlaşmazlığın uzun vadede nasıl çözüleceği konusunda hala bir anlaşma yok. Muayene edilmesi gereken mallar arasında et, süt, balık ve yumurta gibi hayvansal ürünler bulunuyor ve bunlar için gümrük beyannamelerinin doldurulması gerekiyor.
Yeni bir “düzenleyici” sınır
Artık uluslararası hukukun bir parçası olan Protokol uyarınca, Kuzey İrlanda artık AB’nin bir parçası olmasa da kurallarının çoğuna uymaya devam edecek. Bu, kamyonların denetlenmeden kara sınırını geçmeye devam etmesini sağlayacak. Bu arada İngiltere, İskoçya ve Galler artık bu kurallara uymuyor ve bu da Büyük Britanya ile Kuzey İrlanda arasında yeni bir “düzenleyici” sınıra yol açıyor. İngiltere, İskoçya veya Galler’den Kuzey İrlanda’ya girdiklerinde artık mallar üzerinde yeni kontrollerin yapılması gerekiyor.
Kuzey İrlanda limanlarında denetimler yapılıyor ve gümrük belgelerinin doldurulması gerekiyor. Bu durum, İrlanda Denizi’nde etkin bir şekilde yeni bir sınırın oluşturulduğu yönünde eleştirilere yol açıyor.
Hangi sorunlar ortaya çıktı?
Yeni yılla birlikte sarsıntılı bir başlangıç yapan yeni sistem, Kuzey İrlanda’daki süpermarket rafl arına ulaşan taze ürünlerde aksamalara neden oldu. AB, Şubat ayında, kontrol noktalarının henüz tam olarak faaliyete geçmediğini ve
bazı malların uygun şekilde beyan edilmeden Kuzey İrlanda’ya girdiğini söyledi.
Ticaretle ilgili sorunların yanı sıra siyasi ve güvenlik kaygıları da vardı. Kontroller Şubat ayının başında geçici olarak askıya alındı. Ancak Mart ayında Birleşik Krallık, bu ek süreyi süpermarketler için Ekim ayına kadar uzatmaya karar verdi ve İngiltere’den Kuzey İrlanda’ya ticareti kolaylaştırmak için tek tarafl ı hamlelerini açıkladı. AB ise İngiltere’nin bu kararlarının uluslararası hukuku çiğnediğini çünkü kendisine danışılmadığını söyleyerek, Avrupa Adalet Divanı’nın İngiltere’ye önemli para cezaları vermesiyle sonuçlanabilecek yasal işlem başlattı.
Öte yandan sendikacılarsa Kuzey İrlanda’nın Birleşik Krallık’ın geri kalanından farklı muamele görmesine da şiddetle karşı çıkıyorlar. Mart ayında bir grup, Hayırlı Cuma Anlaşması’na verdiği desteği geri çekmesi için Başbakan’a mektup yazdı. İrlanda Denizi’nde herhangi bir sınır fi krine karşı bir dizi gösteri ve protesto da yapıldı.
10 Haziran’da Başkan Biden ile görüşmesinin ardından konuşan Boris Johnson, “devam etme, çözüm bulma ve Belfast Hayırlı Cuma Anlaşması’nı desteklediğimizden emin olma konusunda tam bir uyum” olduğunu söyledi.
Brexit Anlaşması’nın kilit konularından biri olan bu anlaşmazlık çözülemezse, AB ile İngiltere arasında bir ticaret savaş tehdidi bulunuyor. Bu nedenle ABD başkanı, ilk yurtdışı ziyaretinde Kuzey İrlanda Protokolü’nün “arkasında durma” gereğini vurguladı. Zirve öncesinde Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında, Avrupa Komisyonu başkanı Ursula von der Leyen, protokolün Cumhuriyet ile sert bir sınırı önlemek için “tek çözüm” olduğu ve tam olarak uygulanması gerektiği konusunda bir kez daha ısrar etti. Esneklik gösterdik, esneklik göstereceğiz ama protokolün ve Geri Çekilme (Brexit) Anlaşması’nın eksiksiz uygulanması gerekiyor” dedi.
Leyen, zirvede konuyla ilgili hassasiyetlerini de dile getirdi. Şimdi ise İngiltere, Brexit’teki son hassas düğümü çözmek için çok önemli bir dönüm noktasında.
Covid-19 etkisinde 30 yıl geriye giden DÜNYA TURİZMİNİN UMUDU AŞILAMA
Ülkelerin çeşitli önlemlerle Covid-19’un yayılımını önleme çabası, birçok ülkenin sınırlarını ziyaretçilere kapatması, seyahat yasakları dünya turizmini vurdu. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün raporuna göre, küresel ekonomi turizmde 4 trilyon doların üzerinde kayba uğrarken, dünya turizminde %74 küçülme yaşandı. Turizm gelirlerinde en fazla kayıp yaşayan ülkeler listesindeyse Türkiye ilk sırada... İngiltere’nin halen kırmızı listede tuttuğu Türkiye, aşılamaya hız verirken yerli tatilcileri yanı sıra Rus ve Alman turistleri ağırlıyor
Tüm dünyayı derinden sarsan koronavirüs salgınının en çok etkilediği sektörlerden biri de turizm oldu. Ana kuralı kişiler arası temasın azalması olan Covid-19 döneminde, öncelikle ağırlama ve ulaşım sektörleri ve bunlarla birlikte turizm durma noktasına geldi. Ülkelerin aldığı çeşitli önlemler kapsamında mobilitenin azaltılması, birçok ülkenin sınırlarını ziyaretçilere kapatması, seyahat yasakları ile vaka sayılarını kontrol altına alma çabası dünya genelinde turizm sektöründe küçülmeye neden oldu.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)’nün verilerine göre, küresel ekonomi Covid-19’un turizm üzerindeki etkisi nedeniyle 4 trilyon doların üzerinde kayba uğradı. 2020 sonu itibarıyla dünya turizminde %74 küçülme yaşandı, bu da 30 yıl öncesinin turizm hacmine geri döndüğümüz anlamına geliyor. 2021’in ilk aylarında yeni varyantların tespit edilmesi ile dünya genelinde destinasyonların %32’si sınırlarını tamamen kapatırken %34’ü kısmi kapatmalarla yetindi. 2021’in ilk çeyreğinde 2019’un aynı dönemine oranla turizm sektöründe %85 küçülme yaşandı.
Ancak, üretilen aşıların uygulanmaya başlaması ve aşılanma hızındaki artış turizm sektörü için 2021 yaz aylarının umut vaadetmesi demekti. Hatta, pandemi sonrası dönem için öngörülerde turizmde aşırı talep beklentisi ön plana çıkarken, üretilen yeni kavramlar arasına “turizmde aşırılık” ya da “tatil oburluğu” da girdi. Aylarca evlerinde veya ülkelerinde kapalı kalan insanların yaz aylarıyla birlikte tatil bölgelerine akın etmesi bekleniyor. Fakat devam eden seyahat kısıtlamaları ve aşılamanın tüm ülkelerde gereken seviyeye gelmesinin zaman alacak olması nedeniyle bu henüz mümkün görünmüyor. BM Dünya Turizm Örgütü’nün de raporuyla ortaya koyduğu kayıp kısa sürede kapanacak gibi bir açık değil. Turizm sektörünün toparlanması, büyük ölçüde küresel olarak COVID-19 aşılamanın yaygınlaşmasına bağlı olacak.
Türkiye “Kırmızı” listeden çıkamadı
İngiltere “trafik ışığı sistemi” adını verdiği seyahat listesinde güncelleme yaptı. Aşılama çalışmalarına son bir ayda hız verildiyse de bahar aylarında günlük 60 binlere ulaşan vaka sayıları bugün ancak 5000’ler civarına indi ve Türkiye’yi kırmızı listeden çıkarmaya yetmedi. Asya ve Afrika ülkelerinden yapılan uçuşlarda çokça kullanılan bir aktarma merkezi konumundaki İstanbul Havalimanı da Türkiye’nin kırmızı listede kalmasında etkili olmuştu. Kırmızı listedeki ülkelerden gelenlerin 10 gün boyunca, masrafl arını kendileri karşılayarak bir otelde karantinada kalmaları gerekiyor.
İngiltere “kırmızı listeyi” güncelledi... İngiltere Ulaştırma Bakanı Grant Shapps, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, yeni tip coronavirüs (covid-19) salgınıyla mücadele kapsamında oluşturdukları ve “trafi k ışığı sistemi” adını verdikleri seyahat listesinde güncelleme yapıldığını belirtti. Son yapılan güncellemede Bulgaristan ve Hong Kong “yeşil” listeye eklendi. Bu ülkelerden 19 Temmuz’dan itibaren İngiltere’ye gelecek yolculara zorunlu karantina uygulanmayacak. Hırvatistan ve Tayvan da yeşil listeye geçebilecek ülkeler olarak gözlem listesine alındı. Türkiye ise kırmızı listede kaldı. Bahar ayları boyunca Covid vaka sayılarındaki yüksekliğin yanı sıra, kırmızı listede kalmanın asıl sebebin İstanbul Havalimanı olduğu anlaşılıyordu. 2019 yılbaşında faaliyete geçen İstanbul Havalimanı, Asya ve Afrika ülkelerinden yapılan uçuşlarda çokça kullanılan bir aktarma merkezi konumunda. Ülke genelinde aşılamayı neredeyse tamamlayan Birleşik Krallık, aşılamanın etkinliğini sürdürmek üzere Asya ülkelerinden gelişleri, dolayısıyla Hindistan varyantını kontrol altında tutmak için Türkiye’yi kırmızı listeye almıştı. Ancak, turizm hareketliğinin devam ettiği yaz aylarında da İngiliz turistlerin en çok tercih ettiği ülkelerden olan Türkiye’yi kırmızı listede tutmaya devam ediyor.
İngiltere, ülkeleri aşılama oranları, vaka sayıları ve yeni türlerin yaygınlığına bağlı olarak “yeşil”, “sarı” ve “kırmızı” olmak üzere 3 gruba ayırdığı ve “trafi k ışığı sistemi” adı verdiği listeyi üç haftada bir güncelliyor. “Sarı” listede bulunan ülkelerden gelen yolculardan tam aşılı olan, yani 2 doz Covid-19 aşısını da
yaptıranların 19 Temmuz’dan itibaren artık karantinaya girmesi gerekmiyor. Ancak, sarı listedeki ülkelerden gelen yolculardan yine de 2. gün PCR testi istenmesine devam edilirken, 8. gün testi kaldırıldı. İngilizlerin tatile gittiği ülkeler arasında ön sıralarda yer alan İspanya, İtalya, Portekiz ve Yunanistan, “sarı” listede yer alıyor.
10 gün karantina turizmi sekteye uğratıyor
Türkiye gibi kırmızı listede yer alan ülkelerden gelenlerin 10 gün boyunca, masrafl arını kendileri karşılayarak otelde karantinada kalmaları gerekiyor. Bu otel konaklamasının 1750 sterlinlik (yaklaşık 21 bin 250 liralık) masrafını da yolcuların karşılaması gerekiyor.
Yaz dönemi için Türkiye ile İngiltere arasındaki en önemli trafi ğe yol turizm faaliyetleri, geri dönüşte 10 gün süreyle karantina otelinde konaklama mecburiyeti nedeniyle sekteye uğruyor. İngiltere, Türkiye turizmi için de en önemli üç ülkeden biri. Turistik amaçlı havayolu şirketleri geçen ay, Türkiye’ye uçuşlarını Ağustos’a kadar durdurduğunu ilan etmişti. Türkiye’nin Ağustos’ta sarı listeye alınması bekleniyor. Ancak bu belirsizlikten sonra Ağustos ayında ilan edilecek değişikliğin, tatil planları için geç kalınmış bir tarih olacağı açık.
Türkiye’ye girişte aşı ve negatif sonuçlu PCR testi zorunlu
Birleşik Krallık, İran, Mısır ve Singapur’dan Türkiye’ye gelen kişilerden, girişten azami 72 saat önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test raporu ibrazı isteniyor. Bangladeş, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan, Nepal ve Sri Lanka’dan gelen uçuşlarsa tamamen durduruldu. Bu ülkelerden doğrudan seyahat edilmesine izin verilmiyor. Başka bir ülkeden gelmekle birlikte son 14 günde bu ülkelerde bulunduğu anlaşılan kişiler, girişten azami 72 saat önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test raporu ibraz edecek ve valiliklerce belirlenecek yerlerde 14 gün süreyle karantinaya alınacak.
Diğer ülkelerden gelenlerden tüm sınır kapılarından (kara, hava, deniz, demiryolu) girişlerde, girişten en az 14 gün önce aşı yaptırıldığına ve/veya ilk PCR pozitif test sonucunun 28. gününden başlamak üzere son 6 ay içinde hastalığı geçirdiğine dair ilgili ülke resmi otoritelerince düzenlenen belgeyi ibraz edenlerden ayrıca negatif sonuçlu PCR/hızlı antijen testi raporu talep edilmeyecek ve bu kişilere karantina tedbiri uygulanmayacak. Bu ülkelerden girişlerde aşı sertifi kasının veya hastalığı geçirdiğine dair belgelerin ibraz edilememesi durumunda girişten azami 72 saat önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test raporu veya girişten azami 48 saat içerisinde yapılmış negatif hızlı antijen test sonucunun ibrazı yeterli olacak. Ayrıca, tüm sınır kapılarından giriş yapacak kişiler, varış noktalarında PCR testine tabi tutulabilecek.
Pandemi öncesi Türkiye’ye ilgi artmıştı
İngiltere Türkiye’yi kırmızı listede tutmaya devam ederken İngiliz Mirror Gazetesi’nde yayınlanan bir haberde uzmanlar, İngiltere’nin kırmızı listesinde yer alan Türkiye’de tatillerin yakında yeniden gündeme gelebileceğini iddia etti. Pandemi öncesinde Türkiye, İngiliz turistler arasında giderek daha popüler hale gelmişti. 2019’da yılında İngiltere’den 2,29 milyon kişi Türkiye’ye seyahat etti. Türkiye’nin denizi, kumu, güneşi bol plajları, tarihi şehirleri pandeminin ilk döneminde büyük ilgi görmeye devam etmişti. Ancak İngilizler, coronavirüs oranları, varyantları ve pandemi verilerinin ne kadar doğru olduğu konusundaki endişeler nedeniyle sonbahardan beri Türkiye’yi ziyaret edemiyor. Pandemi sonrası dönem öngörülerinde turizmde aşırı talep beklentisi ön plana çıkarken, üretilen yeni kavramlar arasına “turizmde aşırılık” ya da “tatil oburluğu” da girdi. Aylarca evlerinde veya ülkelerinde kapalı kalan insanların yaz aylarıyla birlikte -aşılama ve seyahat kısıtlamaları elverdiği ölçüde- tatil bölgelerine akın etmesi bekleniyor.
Öte yandan İngiltere’de yaşayan Türk asıllı kişilerin yaz aylarında yurt dışına çıkmak için Türkiye’nin kırmızı listeden çıkarılmasını talep ettikleri dilekçe de reddedildi. Parlamento’nun Dilekçe Komisyonu tarafından incelenen başvuru sonucunda başvuruyu reddeden Hükümet; “Türkiye’ye ek önlemler alma kararı, endişe verici varyantların ithalatını önlemek ve COVID-19 aşı programının kritik bir zamanda yayılmasını korumak için alındı” dedi.
Almanya ve Rusya seyahat kısıtlamalarını kaldırdı
İngiltere’de kırmızı listeden çıkamayan Türkiye, bugünlerde en çok yabancı turist aldığı Almanya ve Rusya’dan turistleri ağırlıyor. Haziran ayına kadar salgındaki seyrin kötüleşmesiyle Avrupa ve Rusya pazarından umudunu
Turizmdeki çöküşün dünyaya maliyeti 4 trilyon dolar
Yaz sezonunda seyahat kısıtlamalarının devam ediyor olması, pandemi sonrası turizmle toparlanmayı bekleyen ülkeler içinde önemli gelir kaybına neden oldu.
30 Haziran’da yayınlanan Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı - UNCTAD ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü -UNWTO’nun ortak raporuna göre, koronavirüs pandemisi nedeniyle uluslararası turizmde yaşanan çöküş, 2020 ve 2021 yılları için küresel GSYİH’de 4 trilyon dolardan fazla kayba neden olabilir. Tahmini zararın hesaplanmasında, pandeminin turizm üzerindeki doğrudan etkisi ve onunla yakından bağlantılı diğer sektörler üzerindeki dalgalanma etkisine de yer verildi. Ortaklaşa sunulan raporda, uluslararası turizmin ve bağlantılı sektörlerin, uluslararası turist varışlarındaki keskin düşüşün doğrudan ve dolaylı etkileri sonucu, 2020’de tahmini 2,4 trilyon dolar zarar oluştuğu belirtildi.
Raporda, turizm sektörünün toparlanmanın büyük ölçüde küresel olarak covid-19 aşılarının alımına bağlı olacağı konusunda uyarıya da yer verildi. UNWTO’ya göre; 2023 veya sonrasına kadar Covid-19 öncesi uluslararası turist ziyaret seviyelerine geri dönüş beklenmiyor.
Başlıca engeller seyahat kısıtlamaları, virüsün yavaş kontrol altına alınması, düşük yolcu güveni ve kötü ekonomik ortam turizm düşüşlerinde başlıca nedenler arasında sayılıyor.
Global turizm kayıpları tahminlerin üstünde
Geçen yıl Temmuz ayında BM Dünya Turizm Örgütü - UNWTO, uluslararası turizmde 4 ila 12 aylık bir durgunluğun küresel ekonomiye dolaylı maliyetler de dahil olmak üzere 1,2 trilyon ila 3,3 trilyon dolar arasında bir kayba neden olacağını tahmin etmişti. Ancak, UNWTO’nın geçen yıl öngördüğü en kötü durum senaryosu bile günümüz koşullarında iyimser kaldı. Pandemi başladıktan 15 ay sonra uluslararası seyahatin hala çok düşük seviyelerde olması nedeniyle kayıplar önceden beklenenden daha yüksek rakamlara ulaştı. UNWTO’ya göre, uluslararası turist sayısı Ocak ve Aralık 2020 arasında yaklaşık 1 milyar, ortalama yüzde 73 azaldı. 2021’in ilk çeyreğinde, UNWTO Dünya Turizm Barometresi ise
kesen sektörde, Rusya ve Almanya’nın seyahat kısıtlamalarını kaldırmasıyla hareketlenme başladı. Almanya’nın Türkiye’yi kırmızı listeden çıkarması 1 Temmuz sonrası rezervasyonlarını artırdı.
Türkiye’de salgında aşılamanın hızlanması ve yeni normalleşmeye geçilmesiyle, önce 6 Haziran’da Almanya risk kategorisini düşürerek Türkiye’ye gidenlere karantina uygulamasını kaldırdı. Ardından Rusya, Türkiye’ye uyguladığı uçuş kısıtlamasını kaldırarak 22 Haziran’da uçuşları serbest bıraktı. Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Kuşadası Otelciler Birliği Başkanı Tacettin Özden, bu ülkelerin Türkiye’yi karantina listesinden çıkarmasıyla sektörün rahatladığını söyledi. Özden, “Rus pazarı şu anda tamamen açılmış durumda. Herhangi bir kısıtlama olmaksızın geliyorlar. Dolayısıyla bu Türkiye pazarı için son derece önemli. Özellikle Antalya bölgesinde Rus turistler çok ağırlıklıydı. Bu, Antalya pazarını kısmen rahatlattı” dedi.
Covid-19 salgını tedbirleri kapsamında yabancı turist konusunda yaşanan sıkıntının telafi edilmesi için harekete geçen turizmciler iç pazarı hareketlendirecek tanıtım ve pazarlama çalışmalarına ağırlık verdi. Türkiye vatandaşlarının tatil tercihlerinin deniz, kum ve güneşin yanında kültür turizmine de yönlendirilmesi amacıyla çok daha fazla sayıda alternatif turlar düzenlenmeye başlandı. Türkiye’nin turizminde önde gelen Akdeniz ve Ege bölgelerindeki tesislerdeki fi yatlar, yerli turist için tatilini döviz ile ödeyen turistlerle karşılaştırıldığında oldukça pahalı. Anca yabancı turist sayısının artmasıyla birlikte fi yatların biraz daha uygun hale gelmesi bekleniyor.
yüzde 84’lük bir düşüşe işaret ediyor.
Salgının turizm üzerindeki etkisinin en büyük yükünü gelişmekte olan ülkeler çekti. 2020’de turist girişlerinde tahminen yüzde 60 ile 80 arasında düşüşleri yaşadılar. En çok etkilenen bölgeler Kuzey-Doğu Asya, GüneyDoğu Asya, Okyanusya, Kuzey Afrika ve Güney Asya iken, en az etkilenen bölgeler Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Karayipler oldu.
Turizm gelirlerinde en büyük kayıp
Türkiye’de
Rapora göre; Fransa, Almanya, İsviçre, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri gibi aşılama oranlarının yüksek olduğu ülkelerde turizm sektörünün daha hızlı toparlanması bekleniyor. Turizm gelirlerinde en fazla kayıp yaşayan ülkelerin listesindeyse Türkiye ilk sırada yer alıyor. Rapordaki işgücü kaybının da dahil edildiği tahmini örnekleye göre; uluslararası turizm Türkiye’de GSYİH’nın yaklaşık yüzde 5’ine katkıda bulunuyor. 2020’de uluslararası turist ziyaretinde yüzde 69’luk bir düşüş yaşandı. Turizm talebindeki düşüşün maliyetinin 33 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu düşüş yiyecek, içecek, perakende ticaret, iletişim ve ulaşım gibi yakından bağlantılı sektörlerde de kayıplara yol açıyor. Tek başına turizmdeki düşüş, yaklaşık yüzde 9’luk bir reel GSYİH kaybına neden oluyor. Ekonomiyi canlandırmak için alınan mali tedbirlerle yaşanan bu düşüşün kısmen dengelendiği ifade ediliyor.
Kaynak: GTAP simülasyonlarına dayalı UNCTAD
Aşılamayı ilerleten İngiltere, kısıtlamaları kaldırmaya hazırlanıyor
Birleşik Krallık’ta aşılanan yetişkinlerin sayısı yaklaşık 80 milyona ulaştı. Hızlanan aşılamayla birlikte kısıtlamalar da adım adım kalkıyor. Tam açılma planındaki son adımın 19 Temmuz’da atılması bekleniyor. Son aşamada; yüz maskesi takma zorunluluğu, mesafe kuralları kaldırılacak, tecrit kuralları değişecek. Aşıları tamamlananlar aşı pasaportu alabilecek, Birleşik Krallık dışında da seyahat edebilecek.
Şimdiye kadar yaklaşık 80 milyon yetişkinin aşılandığı Birleşik Krallık, kısıtlamaların büyük bir kısmını kaldırmaya hazırlanıyor. Hükümetin günlük rakamlarına göre şimdiye kadar (7 Temmuz) toplam 81 milyon 439 bin adet aşı yapıldı. Bunun 46.097.464’ü ilk doz ve 35.341.428’i ikinci doz aşı. Bu rakamlara göre, yaklaşık 70 milyon nüfusu olan Birleşik Krallık’ta nüfusun neredeyse 2/3’sinin, yetişkin nüfusun ise büyük kısmının aşılanması tamamlanmış durumda. Her iki doz aşıyı da yaptırmış olanlarınsa kendini tecrit etme kuralları Ağustos’ta değişecek.
Johnson, kısıtlama kurallarının çoğunun sona ereceğini açıkladı
Başbakan Boris Johnson, İngiltere’nin Covid-19 kısıtlamaları yol haritasının son aşamasında yüz maskelerinin artık yasal olarak gerekli olmayacağını ve mesafe kurallarının rafa kaldırılacağını açıkladı. 16 aylık açma-kapama kısıtlamasında sona yaklaşan İngiltere’de ev buluşmalarındaki altı kişi kuralı ve evden çalışmayı teşvik etmek de kaldırılacak. Başbakan Johnson, tüm kısıtlamaların kalkacağı son adımın planlandığı gibi 19 Temmuz’da atılacağını duyurdu.
Johnson, İngiltere’deki yasal kısıtlamaların büyük bir çoğunluğunun sona erdirilmesinin, vakalar ve ölümler arasındaki bağlantıyı zayıflatmada aşı uygulamasının başarısı sayesinde olduğunu söyledi. Ancak bu ayın sonunda vakaların yeniden yükseleceğinin tahmin edildiği konusunda da uyaran Johnson, yasal zorunluluk kaldırıldıktan sonra bile kendisinin “nezaket gereği” kalabalık yerlerde maske takmaya devam edeceğini söyledi.
Tecrit kuralları değişiyor
aşıları tam olanlar için kendi kendine tecrit kurallarının gevşetildiğini duyurdu. 16 Ağustos’tan itibaren, Covid-19 testi pozitif çıkan biriyle yakın teması olan herkes, aşıları tam olarak yapıldıysa artık kendini tecrit etmek zorunda kalmayacak.
Bunun yerine, pozitif bir vakayla yakın temasta olan yetişkinlere, enfekte olmadıklarından emin olmak için mümkün olan en kısa sürede bir PCR testi yaptırmaları tavsiye edilecek. Temaslı kişilerin, yeni kurallardan yararlanmaları için, ikinci doz aşının üzerinden yine aşının tam olarak etkili olması için gereken iki haftalık sürenin geçmiş olması gerekecek. 16 Ağustos’tan itibaren temas testleri pozitif çıkan çocuklar da artık kendilerini tecrit etmek zorunda kalmayacaklar ve bunun yerine test yaptırmaları gerekip gerekmediği konusunda tavsiye alacaklar. Bununla birlikte, test sonucu pozitif olan herkes, aşı durumu veya yaşı ne olursa olsun, yine de kendini tecrit etmek zorunda kalacak.
Javid ayrıca, her iki doz aşısı yapılmış kişilerin, sarı listedeki bir ülkeden döndüklerinde tecridin nasıl uygulanacağına dair ayrıntıların da yakında açıklanacağını ekledi. Halen, sarı listede bulunan ülkelerden Birleşik Krallık’a gelenlerin on gün süreyle kendi evlerinde, kırmızı listede bulunan ülkelerden gelenlerin ise karantina otellerinden birinde tecrit altında kalmaları gerekiyor.
Okullardaki balon grup uygulaması 19 Temmuz’da kaldırılıyor
Eğitim Bakanı Gavin Williamson, pozitif bir vakanın ardından okullarda uygulanan tüm balon grubun eve gönderilme sisteminin yaz döneminin sonunda sona ereceğini açıkladı. Covid kurallarının iptal edildiği doğrulayan Williamson, balon sistemi virüsün yayılmasını sınırlamak için gerekli olduğunu, ancak şimdi öğrencilerin eğitim yaşamlarında aksamalara neden olduğunu söyledi.
İngiltere’de yüz binlerce öğrencinin kendini tecrit nedeniyle eğitim dönemini kaçırdığı tartışmalarının geçtiğimiz günlerde alevlenmesinin ardından, resmi istatistiklere göre 641.000 öğrencinin tecrit nedeniyle okula gitmediği açıklandı. Rekor seviyeye ulaşan bu devamsızlık sayısından sadece 28.000’inde onaylanmış bir Covid-19 vakası bulunuyordu.
Okullardaki uygulama değişikliği yaz tatiline birkaç gün kala, 19 Temmuz’daki kısıtlamalarda 4. aşamaya geçişle birlikte yürürlüğe girecek.
AŞI PASAPORTU UYGULAMASI BAŞLIYOR
İngiltere’de her iki doz aşıyı olanlar NHS web sitesi veya NHS uygulaması aracılığıyla bir NHS Covid Pasaportu talep ederek, aşılı olduklarını kanıtlayabilecekler.
Temaslı kişilerle takibi sağlayan NHS Covid-19 uygulamasından farklı olan bu NHS uygulamasını kullanmak için bir sağlık merkezine (GP) kayıtlı olmak gerekiyor. Uygulamaya giriş yaptıktan sonra bir NHS Covid pasaportu talep edildiğinde sistem, 28 gün süren bir QR kodu üretiyor. Bu kodun PDF kopyası indirebiliyor veya eposta yoluyla gönderilebiliyor.
Kimler NHS Covid Pasaportu alabilir?
Her iki doz aşıyı da İngiltere’de olanlar ikinci doz Covid aşısını yaptırdıktan iki hafta sonra, iki doz aşısının da yapıldığını kanıtlayan NHS Covid Pasaportu alabilecekler. Ayrıca, NHS web sitesinde, son 48 saat içinde PCR testi veya yanal akış testi (lateral fl ow test) sonucu negatif kaydedilenler de Covid Pass geçiş talebinde bulunabilecekler. Bu geçiş izinlerinin, test sonucundan sonraki 48 saatte alınmış olması gerekiyor.
Alternatif olarak, son altı ay içinde pozitif bir PCR test sonucu olan ve kendi kendine izolasyonu tamamlayan kişiler de geçiş izni talebinde bulunabilecekler. Bu pasaport, test sonucundan sonraki 180 gün içinde geçerli olacak. Her iki aşısını da olan kişiler ayrıca 119’u arayarak da NHS Covid Pasaportu talep edebilecekler. Bu pasaportlar, test sonuçlarını değil, yalnızca aşı durumunu gösterecek ve son kullanma tarihi olmayacak. Çocuklar henüz aşılanmadığı için, 16 yaşından küçüklere NHS Covid Pasaportu verilmeyecek.
NHS Covid Pasaportu, kişilerin aşı durumunun kanıtını isteyen ülkelere tecrite gerek kalmadan girilmesine izin veriyor. Ziyaretçilerin tam olarak aşılanmış olmalarını isteyen Fransa, Malta ve Portekiz gibi bir ülkelerde bu pasaportlar kullanılabilecek.
Küresel aşı dağıtımı sekteye uğradı
Yıl sonuna kadar dünyada 2 milyar doz aşı sağlanması hedefl enirken bugüne kadar 131 ülkeye 90 milyon doz aşı dağıtıldı. En yoksul ülkelerin bir kısmı, nüfuslarının yüzde 1’ini aşılayabilmiş değilken DSÖ, Covid-19 aşılarının dağıtımını hızlandırmak için kurulan Covax programının yeterli miktarda aşıya sahip olmadığını açıkladı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Covid-19 aşılarının dağıtımını hızlandırmak için kurulan Covax programının faaliyetlerini sürdürebilmek için yeterli miktarda aşıya sahip olmadığını duyurdu. Yapılan açıklamada “Program kapsamındaki 80 yoksul ülkeden en az yarısının yeterli sayıda doza sahip olmadığı” belirtildi. Covax, düşük gelirli ülkelerin aşıya erişimini kolaylaştırmak için hükümetler ve üreticilerle birlikte çalışan tek küresel girişim konumunda bulunuyor. Fakat üretimdeki gecikmeler, tedarik kısıtları ve yeni varyantlar nedeniyle program sekteye uğruyor.
Yıl sonuna kadar dünya çapında 2 milyar doz sağlanması hedefl enirken bugüne kadar 131 ülkeye 90 milyon doz aşı dağıtıldı. Kırmızı alarm veren ülkeler Uganda, Zimbabve, Bangladeş, Trinidad ve Tobago son günlerde aşı stoklarının tükendiğini bildiren ülkeler arasında yer alıyor.
Covax’da revizyon planlanıyor
En yoksul ülkelerin bir kısmı, nüfuslarının yüzde 1’ini dahi aşılayabilmiş değilken Covax programının yeniden değerlendirilmesi üzerine tartışmalar gündeme geldi. Programının yürütücülerinden Gavi tarafından yayımlanan metne göre; revizyonun içeriğini fi nansal risklerin azaltılması, aşı ihtiyacı en yüksek olan ülkelere daha fazla odaklanılması ve daha zengin ülkelerin hem bağışçı hem de alıcı olarak katılımının kısıtlanması başlıkları oluşturuyor. Aynı metinde, Covax programı dahilindeki 190 ülkenin üçte birinin sağlanan dozları kullanmadığı ve yalnızca 40 ülkenin program bağlantılı aşı çalışmalarını başlattığı belirtiliyor. Yılın ikinci yarısında aşı arzında öngörülen artış ile en yoksul ülkelerde aşılananların payının, önümüzdeki yılın ilk aylarında yüzde 30’a çıkabileceği de ifade ediliyor.
ABD, Covax programına 60 milyon doz bağışlayacağını açıklamıştı; fakat yasal ve lojistik gereksinimler nedeniyle teslimatların gecikmesi bekleniyor. Dünya Bankası, Afrika Birliği ile yaptığı iş birliği kapsamında 400 milyon doz Johnson&Johnson aşısını satın alıp, aşıların dağıtımı için 12 milyar dolar kaynak sağladı.
ABD yaptırımları sonrasında küresel fi nansal sisteme erişimi kısıtlanan Venezuela, yerel özel bankaların yardımıyla Covax programı dahilinde 120 milyon dolar karşılığında 11 milyon doz aşı almak için anlaştı. Vietnam’a ise gelecek aydan itibaren Covax programı ve devlet alımları aracılığıyla 1 milyon doz AstraZeneca aşısının transferi gerçekleştirilecek.