Atatürk’ün Kemalpaşa’ya ilk gelişinin Türk Tarihi ve Kurtuluş Savaşı açısından önemi /20
Kazak Vadisi olarak anılan arazi üzerine kurulan Kımız Çiftliği ilçe turizmine büyük katkı sağlıyor /42
KEMALPAŞA TEMMUZ - AĞUSTOS 2018
Sayı: 2
Fiyatı: 5 TL
aktüel “Ufku görmek yetmez, ufkun ötesini görmek lazım”
Ak Parti Kemalpaşa İlçe Başkanı Mehmet Ali Demirtaş oldu / 14
Kemalpaşa Belediye Başkanı Arif Uğurlu, şeffaf makam odasında Kemalpaşalıları ağırlıyor /16
Röportaj: Yeni sezon hazırlıklarına başlayan Kemalpaşaspor’da hedef Bölgesel Lig /52
Hamza Baba’nın ilgi çekici hayatı ve adını verdiği köyün günümüze ulaşan yansımaları /55
YAKUP KARACA
KÜNYE KEMALPAŞA
aktüel
.....................içindekiler Toplu ulaşımda yeni döneme doğru
Sayfa 6
Temmuz - Ağustos 2018 Yıl:1 Sayı:2 Kemalpaşa Aktüel Dergisi İmtiyaz Sahibi Fadime Filiz EROĞLU Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fadime Filiz EROĞLU Yayın Türü 2 Aylık Yerel Süreli Yayın Yönetim Merkezi Sekiz Eylül Mh. 131.Sk. No:38 D:4 Kemalpaşa - İZMİR Tel: 0 533 426 20 60 Hukuk Danışmanı Av. Zafer BİNİCİ Makale Yazarları Av. Şebnem KANDEMIR Bülent ORAY Halil Şenol Hamarat Sevcan NUZUMLAER Av.Zafer BİNİCİ Av. Özlem BALYELİ Recai DENİZ Basım Yeri Şener Ofset Matbaacılık 1202/2 Sk. No:99 Z - 06 Yenişehir / İZMİR 0 232 449 00 02
KOSBİ’nin enerji kaynağı Elektrik İşleri Şube Müdürlüğü
Sayfa 8
İş Adamı Hüseyin Yağcı’nın oğlu Bayram Derman sünnet oldu.
Sayfa 12
İzmir, Kemalpaşa’ya akın etti.
Sayfa 16
Kentin güvenilir gayrimenkul adresi İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanlığı
Sayfa 18
Mutlu etmek için bir çiçek yeter
Sayfa 26
Veyisoğlu Siemens ikinci mağazasını açtı
Sayfa 27
Baskı Tarihi
Hamarat ve Cebe ailesinin mutlu günü
Sayfa 34
Bu dergide yer alan yazılar eser sahiplerine aittir. İzinsiz kullanılması ve yayınlanması yasaktır.
Kahvaltının yeni adresi Palmiye Park
Sayfa 38
FERSAN Fabrika satış mağazasını açtı
Sayfa 48
KEMALPAŞA aktüel F.Filiz Eroğlu Kemalpaşa Aktüel Dergisi İmtiyaz Sahibi
Seçim Geldi, Kapıya Dayandı Bayram bitti seyran bitti, yerel seçimler geldi kapıya dayandı. 5 yılda bir gerçekleşen yerel seçimlerde meslek kariyerimin üçüncü yerel seçimlerini takip edeceğim. Seçim sürecinin şimdiden kazasız belasız geçmesini, hayırlar getirmesini diliyorum. Biz yerel gazeteciler en çok yerel seçimlerin havasını koklamayı severiz. Bir gazeteci ve Kemalpaşalı olarak, 2019 Mart ayında yapılacak olan seçimlerde, partilerimizden, eğlenceli, heyecanlı, hareketli, başarılı, cesur, yenilikçi ve ilginç seçim fikirleri olan ilçemize yakışır seçim kampanyaları düzenlemeleri umuyorum. Şu sıralar ilçemizin siyasetteki en sıcak gündemi Ak Parti İlçe Teşkilatı’nın yeni yönetimi. Ak Parti Genel Merkezi tarafından Kemalpaşa İlçe Başkanı olarak görevlendirilen Kemalpaşa’nın tanınmış ismi Mehmet Ali Demirtaş’ın yeni yönetim kadrosu merakla bekleniyor. Kamuoyuna sızan bazı isimler var, ancak dergimizin baskı tarihi itibariyle liste halen tam olarak kesinleşmiş değil. İlçe yönetimi kadrosu için adı geçenler listesinde önceki yönetimde de görev yapan 6 isim bulunurken, oldukça genç ve yenilikçi isimler de bulunuyor. Ak Par-
ti’nin yeni İlçe Başkanı Mehmet Ali Demirtaş’ı tanımayanlar yeni bir siyasetçi olduğunu düşünseler de Demirtaş aslında oldukça eski ve aktif bir siyasetçi. Bu güne kadar ilçemizde birçok siyasetçiye danışmanlık hizmeti vererek, her zaman Kemalpaşa’da siyasete yön veren önemli isimlerden birisi olmuştur. Demirtaş, 2004 yılında o zaman Belde olan Ulucak Mahallesinde Ak Parti’den Belediye Başkanı adayı olarak seçime girmişti. O dönemde ANAP’tan Ekrem Beşerler, DYP’den Mehmet Türkmen, Demirtaş’ın rakipleriydi ve bu seçimi Mehmet Türkmen kazanmıştı. Bugün de Kemalpaşa’da Ahmet Bektaş, Şener Yaşar, Yaşar Kırkpınar’dan sonra ilçe başkanı olan dördüncü isim. Bu göreve getirilen Demirtaş, başarılı bir iş adamlığı ve Mali Müşavirliği’nin yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarında aldığı görevler ile de Kemalpaşa’da birçok kesim tarafından tanınan bir siyasetçi. CHP Kemalpaşa İlçe Örgütünde ise yerel seçimler öncesinde Belediye Başkanı adaylığı için birçok isim telaffuz ediliyor. Bir önceki Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, Bağyurdu Eski Belediye Başkanı ve bir önceki
dönem meclis üyesi Rıdvan Üreten, Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray, Balcı Kuyumculuk’un sahibi Kudret Balcı, Kemalpaşa Esnaf Odası Başkanı Temel Küçük, Eski TEDAŞ Müdürü Mükremin Zülkadiroğlu, İş Kadını Sibel Bezci, Avukat Ahmet Cemil Balyeli, Belediye çalışanı Kubilay Aslan, iki dönemdir meclis üyesi iş adamı Talat Özışık, Okan Karlıdağ, iş adamı Muharrem Bayraktar, Eski İlçe Başkanı Ünsal Atmaca ve mevcut İlçe Başkanı, CHP Meclis Üyesi Mehmet Ayçil kulislerde konuşulan isimler arasında yer alıyor. İlçede, AK Parti, MHP ve CHP ile ismi geçen Mehmet Türkmen’in siyasetteki kararını herkes merakla bekliyor. Saadet Partisi’nden tanıdığımız Alaaddin Yılmaz, Belediye Başkanlığı adaylığı sürecinde hangi partiden aday olacağı merak edilen bir diğer isim. AK Partili Eski Belediye Başkanı Yakup Karaca, AK Parti’nin aday
adaylarından. Tabi ki mevcut AK Partili Belediye Başkanı Arif Uğurlu, henüz bir aday adaylık açıklaması yapmamış olsa da oda belediye başkan aday adaylarından.
TEŞEKKÜR EDERİZ Haziran ayında ilk sayısını çıkardığımız Kemalpaşa Aktüel Dergisi, esnaflar, sanayiciler, iş adamları, bürokratlar ve kamuoyu genelinde oldukça beğeni topladı. Aldığımız bu güzel tepkiler için tüm okurlarımıza teşekkür ederiz. 2 ayda bir süreli olarak yayımlanan dergimizi elimizden geldiğinde tamamen Kemalpaşa içerikli olarak hazırlamaya çalışıyoruz. Her sayımızda daha iyisini yapmak için çok çalışmamız gerektiğinin farkındayız. Dergimizin ikinci sayısı ile tekrar karşınıza çıkarken, ilk sayımızdaki heyecanı ve mutluluğu tekrar yaşıyoruz. Bize destek veren herkese teşekkür eder, iyi okumalar dileriz.
6
BÜYÜKŞEHİR
KEMALPAŞA aktüel
Toplu ulaşımda yeni döneme doğru Merkez dışındaki ilçelerde toplu taşıma hizmeti veren birlik ve kooperatifleri ESHOT çatısı altında toplamaya çalışan İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu süreci kente özgü “katılımcı ve paylaşımcı” yöntemlerle yürütüyor. Türkiye’ye örnek olacak yeni modelle ilgili çalışmaları bizzat yürüten Başkan Kocaoğlu, minibüsçü esnafıyla neredeyse “bire bir” görüşüyor.
İ
zmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun uzun süredir üzerinde çalıştığı ve 24 Haziran seçimleri öncesinde yayınlanan yeni kanun maddesiyle önü açılan “taşıma kooperatifi ve birliklerin Belediye toplu taşıma sistemine dahil edilmesi” sürecinde takvim işlemeye başladı. ‘Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun’un 14. maddesinde yer alan düzenlemeyle, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesine, Başkan Kocaoğlu’nun önerisiyle”Taşıma birlik veya kooperatiflerine, belediye bütçelerinden, toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli yaralanacaklara ilişkin gelir desteği ödemeleri yapılabilir” hükmü eklenmiş, böylece ilçelerde toplu taşıma hizmeti veren birlik ve kooperatiflerin ESHOT çatısı altında çalışmalarının önü açılmıştı. Bu süreci İzmir’e yakışan “katılımcı ve paylaşımcı” yöntemlerle sürdüren Büyükşehir Belediyesi, sık sık bir araya geldiği minibüsçü esnafını bilgilendirmeye devam ediyor. Son olarak Urla ve Seferihisar bölgelerinde çalışanminibüsçüleri davet eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, uygulamak istedikleri sistemi ve sürecin nasıl işleyeceğini anlattı. Büyükşehir Meclis Salonu’nda gerçekleşen buluşmada minibüsçü esnafının sorularını tek tek yanıtlayan Başkan Aziz Kocaoğlu, “Biz bu sistemi uygulayalım. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere bütün vilayetler de fazla
zaman kaybetmeden aynı sisteme geçecektir” dedi.
Türkiye’ye örnek olacağız
Uzun yıllardır toplu taşıma yapan birlik ve kooperatiflerin büyükşehir çatısı altında, ESHOT’un kriterleriyle; hem işlerinin bozulmayacağı hem de daha disiplinli, daha düzenli çalışacakları bir sistem kurmak ve ulaşım sistemine yeni bir soluk getirmek arzusunda olduklarını söyleyen Başkan Kocaoğlu, “Her ilçede tüzel kişilikle anlaşıp garajları, güzergahları, hareket saatleri ve ücretlerini bizzat Büyükşehir Belediyesi’nin belirleyip yöneteceği, vatandaşların belediyenin koyduğu kurallar içerisinde daha güvenli ve daha konforlu yolculuk yapacağı, aracın yaşı ve niteliğinden şoförün kıyafeti ve eğitimine kadar pek çok şeyin yine belediye tarafından denetleneceği bir sistem için çabalıyoruz. Bunu başardığımızda, Türkiye için örnek bir modele daha imza atmış olacağız” şeklinde konuştu.
Bıyık altından gülmüşlerdi ama..
Minibüsçülerin sorularını yanıtlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Kimsenin ekmeğiyle oynamak gibi bir niyetimiz yok. Hiç bir zaman da olmadı. Bizim iyi niyetimizi, samimiyetimizi 15 senedir öğrenemediyseniz, bundan sonra da zaten öğrenilmez. Biz bugüne kadar yaptığımız bütün işlerde, vatandaşımızın çıkarı varsa ‘evet’ dedik; yoksa ‘hayır’ dedik. Aynı durum bugün de geçerli” şeklinde konuştu.
Başkan Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarımı kalkındıracağım dediğim zaman bıyık altından gülüp inanmadılar ama bugün ‘Aziz söz verdiyse yapar ve bizim lehimize ise yapar’ diyorlar. Aynı durum ilk etapta 5 bin konut kapsayan kentsel dönüşüm projelerimizde de geçerli. Adaletten ayrılmadan, herkesin hakkı ne kadarsa onu vererek çalışıyoruz. Bu iş er geç olacak. Erken olursa biz karışmayacağız; vatandaşı sizinle başbaşa bırakacağız. Biz sadece denetleyici olacağız. Ama geç olursa, mecburen o hatlara araç koyacağız. Çünkü vatandaş toplu ulaşım istiyor. Bugüne kadar sizin ekmeğinizle oynanmasın diye bu işe karışmadık. Gerekirse 597 köye birden sefer başlatırız; belediyenin bu gücü var. Ama bunu yaparken, minibüsçüler, aileleri ve sektöre hizmet verenlerle birlikte yaklaşık 30 bin kişinin ekmeğiyle oynamış oluruz. Bu doğru mu? Bu vicdanlı mı? Bu bir belediye başkanına, yerel yönetime yakışır mı? Ben önce kendi vicdanıma göre hareket edeceğim. Bu yolda beraber yürüyelim istiyoruz.”
Adım adım çözüm
Uygulamak istedikleri yeni sistemin önündeki en büyük engelin “yasa gereği ücretsiz taşınan yolcular” olduğuna dikkat çeken Başkan Aziz Kocaoğlu, “Yeni yasal düzenlemeyle ‘taşıma birlik veya kooperatiflerine, belediye bütçelerinden, toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli yaralanacaklara ilişkin gelir desteği ödemeleri yapabilir’ hale geldik.Kooperatif ve birlik araçlarını maksimum verimlilikle ulaşım sistemimize entegre etmek istiyoruz. 11 merkez ilçe dışındaki toplu ulaşımı tamamen kooperatif ve birliklere bırakacağız. Böylece Belediye ve esnafın paralel çalışmaları nedeniyle yaşanan ‘kaynak israfını’ da önlemiş olacağız” dedi.
Minibüsçülerden “biz hazırız” mesajı
Toplantıya katılan toplu taşıma kooperatiflerinin temsilcileri, Büyükşehir Belediyesi’nin kurmak istediği yeni sisteme destek için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Minibüsçülerin önemli bir bölümü, sisteme “hemen” dahil olmak istediklerini beyan etti.
KEMALPAŞA aktüel Av. Özlem BALYELİ av.o@hotmail.com
Sevgiye çıkan yollar -Senin bacaklarını kırarım! Ne işin vardı kızım aşağı mahallelerde! -Üüühüüü babacıım keşfe gittik.. ühüüüüü… İşte böyle başladı efendim gezi hikâyelerim. 7 yaşında bir kız çocuğu iken, hayatımda babamdan ilk ve tek dayağımı yememe sebep olan, yeni yerler keşfetme, görme arzusu ta o zaman düştü içime. Kıyamam, annem ve babam beni bulamayınca meraktan deliye dönmüşler. Oysa niyetim, vallahi çok ulvi bir amaca hizmet ediyordu. Bergama’da yol çalışması yapan ekiplerin, kazarken yeni tarihi eserler bulduğunu duyup, heyecanla aşağıdaki mahallelerin sosyal coğrafi ve tarihsel yapısını incelemeye gitmiştim. O gün babamın yapmış olduğu şefkatli ve nazik! Uyarı engel olamadı tahmin edersiniz gezgin ruhumun yeni maceralarına. Önceleri çocukluğumun ve ön gençliğimin geçtiği yer olan, tarih ve mitolojide hatırı sayılır önem taşıyan Bergama’yı namı diğer Pergamon’u, layıkıyla gezip görüp inceleyip öğrendim. Ah ne kadar sevinirdim başka şehirlerden bir misafirimiz gelince. Dünya mirası kentimizi başkalarına da gezdirip tanıtmak, onlara anlatırken tarihe adeta yolculuk yapmak gibiydi. Pek tabi ki sizlere Bergama’mı da benim gözümden yazıp tanıtacağım. Fakat onu başka bir yol hikayesine bırakıyorum ki hem hakettiği değeri vermek, hem de yazılarımı takip edin diye az merak uyandırmak adına..:)) Bu sayı yazımın konusu gezdiğim yer ise Norveç Fiyordları. ‘Haydaa orası da nerden çıktı şimdi, yurdumuzun ya da Avrupa ülkelerinin güzelliklerini es geçip, neredeyse kutup dairesine niçin gidelim’ demeden evvel nedenini söyleyeyim. Norveç, kuzey buz denizi kıyılarında, buzul coğrafyasının bir armağanı olan fiyordlarıyla ünlenmiş, YALAN DÜNYANIN YERYÜZÜ CENNETİ namına hak kazanmış, Sular Ülkesidir efendim. Bireysel ve Toplumsal olarak hararetimizin yüksek olduğu şu
günlerde, içimize bir serinlik, yüreğimize su serpmek adına, ironi yaparak bile bir katkım olsun istedim. Vee Norveç macerası… : Tam bir hayaller ülkesi olacak kadar güzel, ancak dünyanın en pahalı ikinci yeri olan Norveç’i gezmek için, gemi turunu tercih etmek, bu seyahatle ilgili anladık ki en yerinde kararımız olmuş. Başka ülkelerde 1 euro olan küçük şişe suyu 5 euroya alınca, ülke gibi soğuk gerçekle de tanışmış olduk. İzmir’den uçakla başlayan yolculuğumuz, aktarmalar bittikten sonra, Fransa’nın kuzey limanlarından birinde gemiye yerleşmemizle asıl şeklini aldı. 1,5 gün hiçbir kara parçası görmeden açık denizde, kuzey buz denizi yönünde ilerledik. İlk durağımız Norveç’in büyük kentlerinden biri olan Stavenger şehri idi. Açık söyleyeyim klasik Avrupa kentlerine benzeyen, nispeten daha sakin ama şehir hayatıyla göze çarpan bu kenti görünce, ‘bunca yolu bunun için mi geldik’ endişesi sarmadı beni değil. Ama sorumun yanıtı gemiye tekrar binip, fiyordlar arasında süzülmeye başlayınca kendiliğinden geldi. Gemi dağlar arasında ilerlerken, zirvelerden başlayıp denize dökülen onlarca şelalenin arasında hangi tarafa bakacağını şaşırmak, paha biçilmez bir deneyimdi. Gündüzleri fiyord kasabalarında karaya inip, arzu edenler için otobüslerle, o manzarayı tepeden de seyretmek imkanı var. Geiranger en meşhur, Sognefjiord en derin ve en uzun fiyord. Ama bence en güzeli Hellesylt idi. İsimleri internetten görsellerine bakmak, ya da meraklısına, bilgi toplamak isteyen olur diye yazıyorum. Gezilen yerler içinde, benzer özelliklere sahip olmakla birlikte, kendine özgü niteliklerle farklı noktalarda vardı. Bunlardan biri olan Flam, kasaba olduğu halde ünü dünyayı aşmış. Zira tren İstasyonu çok meşhur. Burdan kalkan efsane Flambasa Treni ile dünyanın en fotojenik yolculuklarından
biri yapılabiliyor. Dalsinbba buzulu en yüksek olanı ve zirvede buz mavisi denen rengin, kot pantolon rengi değil de gerçekte varolduğunu görüyorsunuz. Zirveden otobüsle inerken, hem tehlikeli hem de nefes kesen manzara eşliğinde gemiye dönüş yapılıyor.Yine diğer yerlerden ayrılan bir bölge de Bergen sahil şehri. Burada fiyord coğrafyası yok ama kolkola girmiş, rengarenk, dik üçgen çatılı ahşap, Hansa evleri sahil boyunca sıralanmış sizi masallar ülkesine götürüyor. Ayrıca teleferikle de bu şirin kenti seyredebiliyorsunuz. Eveet ne yiyelim Norveç’te ? Tabi ki ve kesinlikle, bir servet de ödeseniz Somon. Dondurulmuş çiftlik somonlardan sonra, bu balığı aslında hiç yememiş olduğumuzu farkediyoruz. Ne alalım ? Vikinglerin ülkesi diye anıldığından Viking figürlü ya da Orman Perilerinin yaşadığına inanıldığı için, bu minik cine benzeyen objelerden, geyik memleketi olduğundan geyik postları, kafalarından, has yünden Norveç modeli kazaklar - ki annemin ilkokulda bize örüp giydiklerimize benziyor - hediyelik eşyalar alınabilir. Ya da yiyecek olarak kurutulmuş geyik eti – ki yenecek bişey değil benim açımdan – keçi peyniri vs gibi yöresel lezzetler getirilebilir. Bu keçi peyniri orda, Heidi’nin köyü gibi çizgi film güzelliğinde bir minik köyde üretilip, çok yüksek paralara dünyaya satılıyor. Pazarlama işte böyle bir olgu; Benim arkadaşın keçileri vardı, kendi de bu peynirin en nefislerini elleriyle yaptı ama ne çare. Oturup ailecek eş dost filan tükettiler sonra da ‘keçileri kaçırmadan’ keçileri sattılar. Bu arada bu kadar uzun süre Kutup Dairesine yakın bir yerde, açık denizde Gemide vakit geçirmenin de nasıl bir şey olduğuna değinmeden geçil-
mez elbette. Lakin o başlı başına bir hikaye çıkarır. Özet geçmek gerekirse çok renkli çok eğlenceli, keyifli, bazen tehlikeli, neticede muhteşem Anılar biriktirebilecek bir dünya gemi turu. Hele ki bu kadar büyük bir gemide çok uzun bir süreli tatil ise. İşte geldik seyahatin sonuna. Aklımızda ne kaldı ? - Norveç’in Unesco Dünya Mirası sayılan büyüleyici Fiyordları, - ‘Çok korkunç çok korkunç’ diye fiyordları zirveden görebilmek için otobüse bindiğimizde, dar uçurumlu yolların kenarlarında çığlık atan teyzeler, - ‘Geçen yıl Karadeniz’e gitmiştim vallahi memleketimiz daha güzel’ diyen amcalar, - Dünyanın öbür ucunda da bit kadar bir kasabada Türk Dönerciyi görmek, - Ekonomik refah düzeyinin yüksekliğinden, parayla işi kalmamış; kasabalarda ‘Cruise istemiyoruz’ diye pankart açan yerli halk, - Dünyanın en zengin ülkelerinden olduğu halde, toplumsal ve sosyal ilişkinin minimum düzeyde olmasından, intiharın en yüksek olduğu ülke olması gerçeği, - Dünyanın en zengin ülkelerinden olduğu halde, bir tane AVM, lüks tatil köyü olmadığı gibi, su kenarlarına karavanıyla gidip tatil yapan, arabada sürekli kitap okuyan, bisikletle bir yere giden insanlar, gibi gibi… Ama en çokta yeni bir yer görmenin sana kattığı inanılmaz zenginlik ve ufkun verdiği cesarete dayanarak, daha bu turun taksidi bitmeden, kendini pilot ilan edip, dönüş yolunda, eşin dostunla, yeni destinasyonlara uçuşlar hayal etmek. ‘Seyahat edin, Sıhhat bulun’ Hz.Muhammed (sav) diyerek bitireyim. Yolunuz, yolculuğunuz hep sevgiye çıksın efendim.
SANAYİ
8
KEMALPAŞA aktüel
KOSBİ’nin enerji kaynağı Elektrik İşleri Şube Müdürlüğü İki elektrik mühendisi, bir fizik mühendisi, bir tekniker, iki teknisyen, iki usta ve bir elektrik işçisinden oluşan KOSBİ Elektrik İşleri Şube Müdürlüğü, 7/24 hizmet esasına dayalı olarak çalışmalarını sürdürüyor.
Soldan Sağa: Faruk GEDİK (Elektrik Teknikeri), Tayfun YEŞİLIRMAK (Elektrik Teknisyeni), Muammer ŞEN (Ekip Şefi), İlknur MERT(Fizik Mühendisi Elektrik Satış ve Tüketici Hizmetleri Birim Sorumlusu), Mükremin ZÜLKADİROĞLU (Elektrik Mühendisi, Bölge Müdür Yardımcısı, Elektrik İşleri Şube Müdürü), Mustafa Orçun ÖZTÜRK (Elektrik Elektronik Mühendisi, İşletme Bakım Birim Sorumlusu), Hasan ŞEN (Elektrik İşçisi), Ali DURAK (Elektrik Ustası), Fuat TORTUMLUOĞLU (Elektrik Teknisyeni)
B
ugüne kadar 60 kilometre yeraltı kablosu çeken ve 55 Dağıtım Merkezi oluşturan KOSBİ Elektrik İşleri Şube Müdürlüğü, yapılan yatırımlar için 55 milyon TL ödemiştir. Yenilenebilir enerji kullanımı teşvik edilmiş üç katılımcının çatılarına GES tesisi kurmuş KOSBİ Atık Su Arıtma Tesisi’nin enerji ihtiyacı için de 500 kWp gücünde kurulan GES, yıllık ortalama 750 bin kWh elektrik üretiyor. Tesis yatırım maliyetini çıkarmış olup KOSBİ’ye katkı sağlamaya başlamıştır. Elektrik sayaçları yanında, doğalgaz ve atık su sayaçlarını da uzaktan okumak için kurulan ABYSİS (Abone Bilgi Yönetim Sistemi) ile Sanayi Bakanlığı’nın Enerji Verimliliği alanında açmış olduğu yarışmada 2015 yılı Kamu Kategorisi Türkiye Birinciliği ödülünü de aldıklarını ifade eden Elektrik Mühendisi, Bölge Müdür Yardımcısı, Elektrik İşleri Şube Müdürü Mükremin Zülkadiroğlu, “Abonelerimiz bu sistemden kendi tüketimlerini izleme ve
KOSBİ Elektrik İşl. Şb. Md. Mükremin ZÜLKADİROĞLU takip imkânına sahip olmasının yanı sıra sistemin uyarı yazılımları ile reaktif güç, harmonik gibi değerlerini kontrol altında tutabiliyorlar. Bu amaçla bu yapıya uygun elektrik sayaçlarımızıda ücretsiz yeniliyoruz. Müdürlüğümüzde katılımcı tesislerine ait elektrik proje onay ve tesis kabul işlemleri katılımcılarımıza ücretsiz olarak sunuluyor” dedi.
Ulusal tarifenin yüzde 10-14 altındaki bantta enerji tedariki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca açıklanan “Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı” çerçevesinde, eğitimlerini ve pilot bölge olarak hibe desteği aldıkları ölçüm cihazları ile bugüne kadar katılımcılarının tesislerinde ücretsiz olarak yaptıkları ölçüm ve etütlerin sayısını artırmak ve daha fazla katılımcıya ulaşarak Eylem Planı’nda açıklanan şekli ile kurumsallaştırmak istediklerini söyleyen Zülkadiroğlu, “Bütün bu hizmetlerimizin yanında enerji tedariki konusunda da yaptığımız piyasa çalışmaları ile bugüne kadar ulusal tarifenin yüzde 10-14 altındaki bantta enerji tedarik ederek katılımcılarımızın kullanımına sunduk. Ancak 01.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren Son Kaynak Tedarik Tarifesi Tebliğ kapsamında elektrik piyasasında saatlik bazda oluşan fiyatlar üzerinden elektrik tedarik etmek zorunda kalınacak” diye konuştu.
Toplam üç adet 100 MVA’lık trafo KOSBİ kullanımında TEDAŞ döneminde üç farklı trafo merkezinden havai hatlarla beslenen karmaşık yapıdaki ve eskimiş elektrik şebekesi OSB’nin arsasını temin etmesiyle TEİAŞ tarafından kurulan 154 kV Kemalpaşa Trafo Merkezi’ndeki müstakil 100 MVA trafodan yeraltı kablolarla 8+ 3 fiderle beslenen bir yapıya kavuşturuldu. Mevcut durumda üç ayrı ring devresinde oluşturulan 55 Dağıtım Merkezi’nden beslenen yapının genişleme yatırımları ile dört adet ring devresi ve 94 adet Dağıtım Merkezi’ne ulaşması planlanıyor. 154 kV İndirici Merkez’de de TEİAŞ tarafından iki adet 100 MVA, ilave trafo yapımının ihale aşamasındayken toplam üç adet 100 MVA’lık trafo KOSBİ kullanımında olacak. Dolayısıyla ileriye dönük enerji taleplerinin karşılanması anlamında kapasite yeterli olacak denebilir.
10
EĞİTİM
KEMALPAŞA aktüel
Evren Sürücü Kursundan Yine Bir İlk
Evren Psikoteknik Merkezi Kemalpaşa’da sürücü kursu hizmeti veren Evren Sürücü Kursu ilkleri gerçekleştirmeye devam ediyor. Son 2 yılda yatırım atağı yapan kuruluş yine Kemalpaşa’da ilk olan Psikoteknik Merkezi’ni Eylül ayında hizmete açacak.
S
ektörde gerçekleştirdiği yatırımlar ile örnek teşkil eden Evren Sürücü Kursu, Kemalpaşa’ya yeni yatırımlar yapmaya devam ediyor. Sürücü adayı eğitimlerinde, akıllı tahta, 3 boyutlu eğitim, uzaktan eğitim, simülatör eğitimi, C sınıfı kamyon, A sınıfı motosiklet, otomatik vites motosiklet, otomatik vites B sınıfı araç ehliyeti gibi yenilikleri Kemalpaşa’ya kazandıran kurum, 0 kilometre eğitim araçları ve yenilenen kurs binası ile hizmet veriyor. Evren Sürücü Kursu son olarak Psikoteknik merkezini Kemalpaşalılar ile buluşturmaya hazırlanıyor. Sürücü kurslarının kendi alanında ilkleri ve yenilikleri gerçekleştiren tek kurum olduğunu ifade eden Evren Sürücü Kursu’nun sahibi Ertan Şencan ”Yatırımlarımız hız kesmeden devam edecek ve Kemalpaşamız’ın yararına olacak birçok yeni projeyi hayata geçireceğiz” dedi.
“Kalite, Sosyal Sorumluluk, Heyecan Projesi”
Yatırım ve iş azminin temelinde kalite, sosyal sorumluk ve heyecan projesi olduğunu belirten Evren Sürücü Kursu sahibi Ertan Şencan işlerini yürütürken ki prensiplerinin öncelikle ‘hizmet etme aşkı’ olduğunu söyledi. Şencan, “Bizim işimiz halkımıza hizmet etmek. Mükemmeliyetçi bakış açımız ve her geçen gün yenilenen yapımız ve yeni işlerimizle kurumumuzu zirveye taşımak istiyoruz. Kemalpaşa’da bir ilk olarak kameralı sistem ve farklı düzenlemeler ile çok daha fazla ciddiyet kazanan psikoteknik merkezini halkımızın ayağına getirmenin gerekliliğini hissettik. Kemalpaşa halkını, ekibimizin kalitesi ile psikoteknik merkezimizle buluşturuyoruz. Bize teveccüh gösterip buralara taşıyan, halkımıza psikoteknik merkezimizle hizmet edecek olmanın heyecanı içerisindeyiz. Allah nasip ederse en kısa zamanda
SRC kursumuzu da açarak, halkımızı bu alanda da ekibimizin kalitesiyle buluşturacağız. İlerleyen dönemlerde açtığımız ve açacağımız kurumları, vizyonumuzu ve kalitemizi yansıtacağımız yeni bir isim altında toplayıp Türkiye’nin bu sektörde takdir edeceği bir marka haline geleceğiz. Evren Sürücü Kursu’nu devir aldığımızda 1 yılını görmeden bu kursun kapanır diyenler olmuştu. Ancak, kaliteli, dürüst ve kazandığını yatırıma çeviren bir hizmet anlayışı ile yüzde yüz müşteri memnuniyeti sağlamak bizi buralara taşıdı. Yaptığımız her hizmetin özünde ‘kalite, sosyal sorumluluk, heyecan projesi’ yatıyor. Durmadık, durmayacağız. Müşterilerimize
en kaliteli hizmeti, bu bilinçle ileride farklı alanlarda da vermeye devam edeceğiz. Çünkü kaliteli hizmet ve kaliteli yaşam herkesin hakkı, Kemalpaşalılar için tüm enerjimizle çalışmaya ve hizmet vermeye devam edeceğiz” dedi.
12
AKTÜEL
İş Adamı Hüseyin Yağcı’nın Oğlu
KEMALPAŞA aktüel
Bayram Derman Sünnet Oldu
Yağcılar A.Ş. Genel Müdürü Hüseyin Yağcı’nın oğlu Bayram Derman, görkemli bir sünnet töreniyle erkekliğe ilk adımını attı.
2
8 Temmuz Cumartesi günü Ulucak Aqua Park’ta yemek programıyla başlayan sünnet düğünü akşam eğlence ile son buldu. Sünnet çocuğu Bayram Derman’ın annesi Makbule ve Babası Hüseyin Yağcı, sünnet düğünlerine gelen misafirler ile tek tek ilgilendi. Sünnet düğününe, Yağcılar ailesi, Yağcılar A.Ş. çalışanları, çok sayıda sanayici ve iş adamının yanı sıra Kemalpaşa Organize Sanayi Başkanı (KOSBİ) Kamil Porsuk, Bağyurdu Organize Sanayi Başkanı (BAYOSB) Aydın Telseren, BAYOSB Bölge Müdürü Figen Özdemir ile ailenin yakın dostları ve sevenleri katıldı. İş Adamı Hüseyin Yağcı, oğlunun bu en mutlu gününde hazırlattığı dolu dolu bir sünnet düğünü programı ile gelen misafirlere unutulmaz bir akşam yaşattı. Oğlunun bu mutlu gününe kavuşmasından duyduğu mutluluğu dile getiren Hüseyin Yağcı “Allah herkese böyle mutlu günler göstersin. Bu güzel ve anlamlı günümüzde bizleri yalnız bırakmayan herkese teşekkür ediyoruz, inşallah oğlumuzun damatlık halini de görürüz” dedi. Sünnet düğününde davetliler canlı müzik eşliğinde gönüllerince eğlendi.
Yağcılar A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yağcı, yönetim kurulu üyeleri Veli ve Kadir Yağcı bu özel gününde yeğenleri Bayram Derman’ın yanında oldular.
14
SİYASET
KEMALPAŞA aktüel
Kemalpaşa Ak Parti’de Demirtaş Dönemi Başladı Genel Merkez görevlendirmesi ile Kemalpaşa Ak Parti İlçe Başkanı olan Mehmet Ali Demirtaş yeni yönetim listesini oluşturmak üzere çalışmalarına devam ediyor. 24 Haziran genel seçimleri sürecinde milletvekilli adaylığı için 3 dönemdir yürüttüğü İlçe Başkanlığı görevinden istifa eden Yaşar Kırkpınar’ın yeri-
ne atanan ve 3 ay boyunca vekâleten İlçe Başkanlığı yapan Burhan Aydın’ın ardından, Ak Parti Genel Merkezi Kemalpaşa Ak Parti ilçe başkanlığı için Mehmet Ali Demirtaş’ı görevlendirdi. Demirtaş, mazbatasını almasının ardından görevine başlayarak, yeni ilçe yönetimini oluşturmak üzere çalışmalara başladı. Kendisine verilen Ak Parti Kemalpaşa İlçe Başkanlığı görevini yeni oluşturacakları yönetim kadrosu ile layığıyla yerine getireceklerini ifade eden Mehmet Ali Demirtaş, yeni yönetimleri ile uyum içerisinde çalışarak 2019 yerel seçimlerinde Ak Parti
bayrağını tekrar Kemalpaşa Belediyesinde dalgalandıracaklarını söyledi. 2019 Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde hedeflerinin en yakın partiye açık ara fark atarak Belediye Başkanlığını devam ettirmek olduğunu belirten Demirtaş “Seçim sürecinde Belediye Başkanı aday adaylarımıza eşit mesafede yaklaşıp, parti içi demokrasiden taviz vermeden, aday adaylarımızla, partililerimizle, kadın ve gençlik kollarımızla birlikte kenetlenip seçimi zaferle sonuçlandıracağız. İlçe Başkanlığı için görevlendirilmemin tarafıma tebliğ edilmesinin ardından, yeni yönetim kurulu üyelerimizi belirleme talimatı verildi. Bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Yeni yönetimimizi oluştururken, kimsenin etkisi altında kalmadan, genç, dinamik, her kesime hitap edecek olan isimlere yer vermeye çalışıyoruz. Verilen bu önemli görevi layığıyla yerine getireceğiz, durmadan, yorulmadan çalışacağız” dedi.
MEHMET ALİ DEMİRTAŞ KİMDİR? 1965 yılında Bolu’da doğdu. Evli ve 3 erkek çocuk babası. İlk ve ortaokulu Ulucak’ta, Lise’yi Kemalpaşa’da okudu. 9 Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu. Socotab Yaprak Tütün Fabrikasında 15 yıl Mali İşler Müdürlüğünün ardından 2001 yılında kendi ofisini açan Demirtaş, Mali Müşavirlik mesleğine devam etmekte. Türkiye Meslekte Birlik Platform Başkan Yardımcılığı, İzmir Meslekte Birlik Platformu Başkanı, İzmir Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu üyesi, Kemalpaşa Sağlık Derneği Başkanlığı gibi birçok sivil toplum kuruluşunda görev almakta. Siyasete 2002 yılında AK Parti üyesi olarak başladı. 2004 yılında AK Parti Ulucak Belediye Başkan Adayı olarak seçime girdi, 2011 yılında İlçe Başkan Yardımcılığı ve AK Parti İl yönetim kurulu üyeliği görevleri ile AK Parti’de aktif siyaset yaptı.
KEMALPAŞA
16
KEMALPAŞA aktüel
İzmir Kemalpaşa’ya Akın Etti Gürültüden ve stresten uzak bir hafta sonu geçirmek isteyen İzmirliler, Kemalpaşa’da bulanan sosyal ve kültürel tesisler ile mesire alanlarına büyük ilgi gösteriyorlar.
K
emalpaşa’da özellikle hafta sonları büyük bir yoğunluk yaşanıyor. Kemalpaşa Belediyesi tarafından ilçeye kazandırılan Armutlu Sosyal Yaşam Kompleksi, Bağyurdu Sosyal Yaşam Kompleksi, Park Orman Kemalpaşa Sosyal Tesisleri, Yiğitler mesire alanı, park ve yeşil alanların yanı sıra Kazak Vadisi ve Nazarköy gibi sosyal ve kültürel yerlerinde ilçede bulunması vatandaşların tercih sebebi oluyor. On binlerce insanın temiz hava ve doğayla iç içe bir hafta sonu geçirmek için tercihettiği Kemalpaşa’da Belediye tarafından yapılan Park Orman Kemalpaşa sosyal tesisleri tertemiz serin havası, oyun
ve dinlenme alanları, ulaşım kolaylığı ve geniş otoparkı ile tercih sırasının en başında yer alıyor. Ayrıca içerisinde olimpik standartlarda yetişkin ve çocuk havuzu bulunan Armutlu ve Bağyurdu Sosyal Yaşam Kompleksleri de sıcaktan bunalan vatandaşların uğrak yerleri arasında yer alırken boncukları ile meşhur Nazarköy ve Kımız çiftliği de gerek İzmir’den gerekse çevre il ve ilçelerden gelen vatandaşlar tarafından ilgi görüyor.
“İzmir’i Kemalpaşa’da buluşturuyoruz”
İnsan sirkülâsyonunun çok fazla olduğu ilçede Kemalpaşa Belediyesi tarafından her geçen günyeni yatırımlar yapılırken,
belediye tarafından gerçekleştirilen rutin hizmetlerde sıkıntıyaşanmaması da vatandaşların takdirini topluyor. Kemalpaşa Belediye Başkanı Arif Uğurlu, ilçeye Millet Bahçesi olarak kullanılacak olan muhteşem bir eser daha kazandırmak için başlattıkları çalışmaların tamamlanmak üzere olduğunu müjdelerken Kemalpaşa’nın cazibeler merkezi haline geleceğini vurguladı. Başkan Uğurlu, “İlçemiz özellikle hafta sonları vatandaşlar tarafından yoğun ilgi görüyor. İlçemize kazandırdığımız Park Orman Kemalpaşa sosyal tesislerinde vatandaşlarımız sağladığımız ortam ile temiz ve doğayla iç içe bir hafta sonu geçirme fırsatı buluyorlar.
Armutlu ve Bağyurdu mahallelerimize kazandırdığımız Sosyal Yaşam Kompleksleri de vatandaşların uğrak yerleri arasında yer alıyor. Ayrıca Yiğitler mahallemizde bulunan mesire alanı ve Nazarköy ile Kımız çiftliğinin de ilçemizde olması ilçemize ayrı bir güzellik katıyor. Böylelikle insan sirkülâsyonunun oldukça fazla olduğu ilçemize, daha sorumlu bir anlayışla çok daha fazlahizmet etmeye gayret gösteriyoruz” dedi. Başkan Uğurlu, Kemalpaşa’ya çok daha farklı cazibe merkezleri kazandırmak adına başlattıkları birçok proje olduğunu vurgulayarak çalışmalarının ise devam ettiğini sözlerine ekledi.
KEMALPAŞA aktüel
KEMALPAŞA
17
İşte En Şeffaf Makam Odası Kemalpaşa Belediye Başkanı Arif Uğurlu, Türkiye’nin en şeffaf makam odasında hemşerileri ile bir araya gelmeye devam ediyor. Başkan Uğurlu, şeffaf belediyecilik anlayışı ile her alanda olduğu gibi belediye binasında bulunan makamında da en şeffaf şekilde Kemalpaşa’ya hizmet etmeye devam ediyor. Makamının kapısı cam olan ve bekleme salonu ile makamın bir arada olduğu odada hemşerileri ile bir araya gelen Başkan Uğurlu, makam masası ve koltuğu da kullanmıyor. Makam odasının ortasında
bulunan çalışması masasında vatandaşlarla bir araya gelen Başkan Uğurlu, “Bizim hemşerilerimiz ile aramızda duvarlar olamaz. Siyaset yapma gayemiz olan halkımız ile hiçbir zaman aramıza mesafeler koymadık. Bundan sonra da koymayacağız” ifadelerini kullandı. Makam odasının belediye binasının ikinci katının hemen girişinde
olduğunu vurgulayan Uğurlu, “belediye binamızın giriş katı hemşerilerimizin en çok uğradığı birimlerden oluşuyor. İkinci katının hemen girişinde ise bizim odamız var. Makam olarak kullandığımız yerde duvar yok sadece sekretarya ile bölümü ile aramızda cam var. Yani bizimle görüşmek isteyen vatandaşlarımız makama geldiklerinde ‘başkan burada mı diye’ sormuyor. Hemen içeri girip bizimle görüşebiliyor. İlçemizde belediyecilik hizmetlerini en şeffaf şekilde yürüterek hizmet üretiyoruz. Bizim halkımızla aramızda gizli saklı hiçbir konumuz yoktur” diye konuştu. Proje yaparken de halkla istişarelerde bulunduklarını hatta birkaç kez aynı konu için toplandı düzenlendiklerini dile getiren
Uğurlu, “Bir mahalleye hizmet yaparken ilk olarak projemizin taslakları ile birlikte halkımıza gidiyoruz. Hemşerilerimizle istişare edip, projelerimize onlardan bir şeyler katarak şekil veriyoruz. Öyle projelerimiz vardır ki yapılmadan önce üç-beş defa mahalle sakinleri ile konuyu enine boyuna görüşüp öyle karar almışızdır. Bizim başarımızdaki ana sebeplerden biri de budur. Siyaset amacımız halktır. Halka hizmet ederken de yine halkımızla birlikte kararlar alarak hizmet ediyoruz” dedi.
Sosyal Yaşam Kompleksleri Açılıyor Kemalpaşa Belediyesi birçok sosyal imkanı içerisinde barındıran Sosyal Yaşam Kompleksi projesini Bağyurdu ve Armutlu mahallelerine kazandırdı.
K
emalpaşa Belediyesi, vizyon projelerine bir yenisini daha ekledi. Yatırımlarına hız kesmeden devam eden Kemalpaşa Belediyesi test amaçlı açtığı Bağyurdu ve Armutlu sosyal yaşam komplekslerinin kısa bir süre sonra açılışlarını
yapacak. İlçe merkezi başta olmak üzere eski köy ve beldeler olan yeni mahallelere de devasa yatırımlar yapan Kemalpaşa Belediyesi, İzmir’in birçok ilçesinde bile olmayan sosyal yaşam kompleksi projelerini Bağyurdu ve Armutlu mahallelerine kazandırdı. Toplam 4 bin metrekare alanda yetişkin havuzu, çocuk havuzu, soyunma odaları, mini bar, havuzbaşı düğün salonu, aile çay bahçesi ile peyzaj ve yeşil alan çalışması olan
proje ile birçok sosyal imkanı bir arada topladıklarını belirten Başkan Uğurlu, “Özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz başta olmak üzere hemşerilerimizin keyifli vakit geçirebilmeleri için yeni bir
mekan inşa ettik. Kemalpaşa’da hep birlikte yapılamazları yaptık, değişemezleri değiştirdik. Hep daha iyiye, daha güzele odaklandık” dedi.
EMLAK
18
KEMALPAŞA aktüel
Kentin Güvenilir Gayrimenkul Adresi
İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanlığı Son yılların en önemli yatırım araçlarından birisi, hiç şüphesiz gayrimenkul. Bu sektördeki profesyonel hizmet anlayışı ve kurumsal yapısı ile hizmet veren İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanlığı, kentin en güvenilir adreslerinden birisi olmaya devam ediyor.
İ
zmir genelinde uzun süredir hizmet veren İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanlığı’nın sahipleri Akif Güzel ve Mehmet Arslan Kemalpaşa’da gerçekleştirdikleri işler ile sektöre yeni bir soluk getirmiş durumda. Sektörde alışıla gelmiş olan küçük emlak ofislerinden farklı olarak, modern çalışma ofisi, profesyonel danışmanları ve kurumsal yapıları ile marka haline gelen İzmir Kent Gayrimenkul ve Danışmanlık bu farklılıkları ile ön plana çıkıyor. Özellikle gayrimenkul alanında, önemli bir yere sahip olan danışmanlık hizmetleri, sahip olunan
MEHMET ARSLAN AKİF GÜZEL
gayrimenkullerin değerlerinde satılması ve zarar görmemesi için oldukça büyük öneme sahip. Gayrimenkul danışmanlığı konusunda uzman bir ekibe sahip olan İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanlığı müşterilerine güvenli bir aile dostu ve iş ortağı olarak hizmetlerine devam ediyor. Kemalpaşa çevre yolu belediye yüzme havuzları yanındaki ofiste, Kemalpaşalılara hizmet veren firmanın sahipleri Akif Güzel ve
İzmir Kent Gayrimenul ve Yatırım Danışmanlığı güleryüzlü ve profesyonel ekibiyle hizmet veriyor.
Mehmet Arslan, danışanlarına, yatırımlarına değer kazandıran, gayrimenkul konusunda tüm ihtiyaçlara cevap veren, yatırımların başarıya ulaşmasını sağlayan, en uygun çözüm yanında alternatif çözümler de sunan, sürekli bilgilendiren, yatırım dâhilindeki diğer organizasyonlarla organize çalışan, profesyonel danışmanlık hizmetleri verdiklerini belirttiler. Yetkin kadroları ve özenli çalışma sistemleri sayesinde müşterilerine gayrimenkul ve yatırım danışmanlığı alanında her zaman üst düzey hizmet
verdiklerini belirten firma yetkilileri benimsedikleri profesyonel yönetim anlayışı ve takım ruhları ile müşterileri için lider bir çözüm ortağı olarak yatırımlarına ve yaşamlarına değer katmanın öncelikli hedefleri olduğunu, satış öncesi ve sonrası yatırımların değerlenmesi ve ihtiyaca en uygun gayrimenkuller bulunması konusundaki tüm deneyimlerini müşterileri ile paylaşmayı ilke edinen İzmir Kent Gayrimenkul Yatırım Danışmanlığı ile müşterilerinin paralarının ve gayrimenkullerinin emin ellerde olduğunu belirtti.
TARİH
20
KEMALPAŞA aktüel
Atatürk’ün Kemalpaşa’yı Ziyaretlerinden - 1924
9 Eylül 1922, Nif/Kemalpaşa Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın, o zamanki adı henüz Nif olan Kemalpaşa’ya ilk gelişi aynı zamanda Türk Tarihi ve Kurtuluş Savaşı’mız açısından da çok önemli bir tarihte gerçekleşmiştir: 9 Eylül 1922.
B Rahim SAĞ
u tarih aynı zamanda muzaffer Türk Ordusu’nun, ülkesini işgal eden Yunanlılardan kurtardığı, son Yunan birliklerini İzmir’den kaçmak zorunda bıraktığı tarihtir. Bu tarih, İzmir’in kurtulduğu ve Milli Mücadele’nin zaferle sonlandırıldığı mutlu gündür. İşte Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın,“bütün hayatım-
da sevinçle geçirdiğim bir gece vardır.” dediği ve Türk tarihi açısından böylesine önemli gündür ve o günün gecesini Mustafa Kemal Paşa Nif’te yani Kemalpaşa’da geçirmiştir. Öte yandan Nif’te yaşayanlar, o gecenin ve kurtarıcılarının aziz hatırasına saygı olarak yaşadıkları yerin adını “Kemalpaşa”
olarak değiştirmişlerdir. Mustafa Kemal Paşa’nın 9 Eylül 1922 tarihinde Nif’e gelmesi ve geceyi Nif’te geçirmesi bir tesadüf değil; günlerce önceden yapılan bir planın gereği olarak gerçekleşmiştir. Şöyle ki, Büyük Taarruz’un ilk günlerinde, Mustafa Kemal Paşa ve Genel
KEMALPAŞA aktüel
TARİH
21
Kurmay Heyeti, 28 Ağustos 1922 günü akşam saatlerinde Afyonkarahisar’daki karargâha ulaşırlar. Her şey, o akşam saatlerinde Afyonkarahisar’da bulunan karargâha “Çok Gizli” kodlu bir telgrafın gelişiyle başlar. Telgraf, İzmir’de bulunan yabancı ülkelerin konsoloslarından gelmektedir. Konsoloslar, İzmir’i işgal altında bulunduran Yunanlı yöneticilerinden habersiz, gizlice toplanırlar ve kendi uyruğundaki yurttaşlarını Türk Ordu Birlikleri’nin İzmir’e ulaşması halindeki ve sonrasındaki oluşabilecek muhtemel durumları aralarında değerlendirirler. Bu gizli toplantı sonrasında, ilerleyişlerine bakılarak İzmir’i geri alması neredeyse kesin olarak görünen Türklerle ve başlarındaki Mustafa Kemal Paşa’yla bu durumu ve yurttaşlarının can güvenliğini müzakere etmek amacıyla gizli bir telgraf çekmeye karar verirler. İşte Afyonkarahisar’daki Genel Kurmay Karargâhı’na ulaşan ve gündemi birden bire değiştiren telgraf budur.
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Kemalpaşa’da 30 Ocak 1931
Mustafa Kemal Paşa, yıllar sonra o günü ve bu olayı Nutuk’ta “Bizzat bana verilen telsiz telgrafta da, İzmir’deki İtilâf Devletleri konsoloslarına benimle müzakeratta bulunmak salâhiyetini verdiklerinden, hangi gün ve nerede mülâkat edebileceğim soruluyordu. Buna verdiğim cevapta da, 9 Eylül 1922’de Nif’te mülâkat edebileceğimizi bildirmiştim. Filhakika dediğim günde ben Nif’te bulundum. Fakat mülâkat isteyenler orada değildi.” diye anlatacak ve kendi verdikleri randevu sözlerini tutmadıkları için onlara haklı olarak küçümseyecektir.
aynen şunları yazıyor anılarında: “Türklerin Afyon’a başarılı taarruzlarından sonra İzmir’de bulunan yabancı konsoloslar, bundan sonraki durumun ne olacağını tespit etmek üzere, konferans toplanması için Mustafa Kemal’e müracaat etmişlerdi. Mustafa Kemal bu müracaata birkaç kelime ile cevap veriyor ve belli bir günde Nif kasabasında kendileriyle buluşacağını söylüyordu. Bu kasaba ric’at (geri dönüş) halindeki Yunan birliklerinin çok gerisinde, yine Yunan işgal bölgesindeydi. Bu yüzden Mustafa Kemal’in cevabı ‘saçma’ olarak vasıflandırılmıştı. Halbuki bu cevap, Mustafa Kemal’in planlarını ne kadar bilerek ve derin bir görüşle hazırladığının yeni bir deliliydi. Mustafa Kemal’in konsoloslara verdiği randevunun tarihi 9 Eylül’dü ve Türk orduları 9 Eylül’de Nif’i geri almışlardı.”
Aynı olay, 1932-1933 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçisi olan Charles H. Sherrill’inTürkçe’ye “Bir Elçiden Gazi Mustafa Kemal” adıyla tercüme edilen anılarında yer almaktadır. Elçi
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Afyonkarahisar’daki Karargâh’tan İzmir’deki yabancı elçilere bu o sert ve “net” mesajı gönderdiği gün, Çalıkuşu romanını bitirir ve “çok beğendiğini” söyleyerek
kitabı İsmet Paşa’ya okumasını önererek verir. O gün elçilerin istediği görüşmeye olumlu cevap nihayet verilmiş ve bir çift mavi göz, günlerce ve kilometrelerce önce “o gece” için Nif’e dikilmiştir bile… Nif, 25 Mayıs 1919’dan başlayarak tam 3 yıl 3 ay 17 gün süren acı, kan, işkence ve gözyaşı dolu işgalden 8 Eylül 1922 Cuma günü, Fahrettin Paşa (Altay) komutasındaki Ordu Birlikleri’nin kahramanca mücadelesi sonucu kurtulur. 8 Eylül gecesini Salihli’de geçiren Gazi Mustafa Kemal Paşa ve Genel Kurmay Heyeti, 9 Eylül sabahı Salihli’den yola çıkarak Ahmetli ve Turgutlu’ya ulaşır. O zamanki adı Kasaba olan Turgutlu, Parsa (Bağyurdu) ve Armutlu üzerinden, Türk Süvarisi önde Piyadesi arkada, 2 otomobil halinde Nif’e öğleden sonra ulaşılır. Nif-Armutlu yolunda, Mustafa Kemal’in sözlerinde dile getirdiği çok ilginç bir olay yaşanır. Heyet’te bulunan gazeteci Ruşen Eşref Bey (Ünaydın) anılarında bu olayı, bir gazete-
ci gözlemciliğiyle olduğu gibi nakleder: “İzmir’e doğru yürürken Armutlu köyünden geçiyorduk. Köylüler askerlerimizin girişini seyrediyorlar, onlara kırık destilerle su taşıyorlar, yürekten minnetlerini anlatmak ihtiyacıyla paralanıyorlardı. Evleri yanmış ve dünyada üstlerindeki don gömleklerinden başka bir şeyleri kalmamış insanların ikram etme arzusuyla nasıl çırpındıklarını görseydi(niz). Tam yanlarına vardığımız sırada, bir nakliye kolu geçmemize engel oldu. Yol tıkandığından otomobilimiz durdu. Atatürk sigarasını yakarken gözündeki güneş gözlüğünü kaldırmıştı. O sırada otomobilin yakınına sokulan sakallı bir ihtiyar, koynundan muşamba rengini almış buruşuk bir kağıt çıkardı. Önce kağıdı, sonra dikkatle Atatürk’ü süzdü. Yine kağıda, yine Atatürk’e baktı. Bu hareketi üçüncü defa tekrarladıktan sonra, şimdi hatırladıkça tüylerimi ürperten bir sesle, O’nun yüzüne karşı: “Bu sensin!” diye adeta haykırdı. Ve arkasını dönerek,
22
TARİH
KEMALPAŞA aktüel
köylülere heyecan ile bağırdı: “Mustafa Kemal… Ey ahali, koşun koşun gelin, bu O’dur… Mustafa Kemal bu… Kemalimiz geldi.” Bu feryadı duyanların nasıl bir birine karıştığını tasavvur edemezsiniz. Biz bütün gayretimize rağmen onların bir birini çiğneyerek otomobile dolmalarına engel olamadık. Çünkü bu köylüler, bilincin dışına taşmış bir sevgiden kuvvet alıyorlardı. Başkomutanın yüzünü, ellerini öpüyorlar(dı). Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın, 1915 yılında bir gazetede yayınlanan, bir Alman ressamın elliyle çizilmiş resmini yıllarca koynunda taşıyacak kadar seven, değer veren ve geçişi sırasında tanıyan, otomobilinin önünü kesen kişi Armutlulu Eskicioğlu Mehmet Kemalettin Bey’dir. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Armutlu’da karşılaştığı bu beklenmeyen olaydan dolayı, biraz gecikerek de olsa 9 Eylül günü, öğleden sonraki saatlerde, birlikte olduğu kişilerle Nif’e ulaşır. Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Feyzi (Çakmak) Paşa, İsmet (İnönü) Paşa, yaver Salih (Bozok) Bey, yazar-onbaşı Halide Edip (Adıvar) Hanım, Ruşen Eşref Bey, Mahmut (Soydan) o gece oradadır. Mağrur ama tedir-
Mustafa Kemal Atatürk’ün 9 Eylül 1922 tarihinde Kemalpaşa’da geceyi geçirdiği oda.
gindirler. Zorlu bir yolculuğun son durağına gelmiş, ancak bir asker ve gözlemci tedirginliğiyle hâlâ şüphededirler. Az sonra ne olacağına ilişkin ciddî bir tereddüt ve korku, ister istemez hepsini sarmıştır. Gün kısalsa bile, önlerindeki uzun bir gecenin üzerlerine çöken tedirginliği vardır. O gece aynı zamanda, o anı yaşayan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın “9 Eylül 1922” tarihinde sevinçle geçirdiği gecesidir. Aynı zamanda o gece, Nif’in yıldızının parladığı ikinci an’dır… Tüm dünyanın gözü yüzyıllar sonra yeniden Nif’tedir artık.
Bugün; Belediye Caddesi 4 numaradaki, yakın zamana kadar Kemalpaşa Askerlik Şubesi Başkanlığı binası olarak kullanılan bu yapı “o yıllarda Belediye Dairesi”dir. 1884’de Nif Redif Tabur Karargâhı olarak inşa edilmiş olan bina, teşkilatın 1914 yılında kapatılmasından sonra belediye hizmet binası, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra da “Ahz-ı Asker (Asker Alma) Şubesi” olarak kullanılmıştır. Nitekim Mustafa Kemal, 12 Ekim 1925’teki Kemalpaşa ziyareti sırasında, tatbikatı izledikten sonra burada bir süre istirahat etmiştir. Bina 1945 yılında Askerlik Şubesi olarak hizmete açılmış, 1961 yılında bir onarımdan geçirilmiştir. 2012’de Kemalpaşa Askerlik Şubesi’nin kapanmasıyla bu bina Atatürk Müzesi yapılması amacıyla imza toplanmasına rağmen, hâlen Kemalpaşa Belediyesi’nin hizmet birimi olarak kullanılmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın, Nif’te, o geceyi geçirdiği oda Askerlik Şubesi’nde küçük ve mütevazi bir odadır. Bu oda, o günü yaşamış olan Nifli’lerin sözlü tanıklıkları ve yaşayanlarının yazılı anlatımlarının tam özeti olarak “imece” biçiminde
oluşturulur. Nifliler evlerinden bulabildikleri, Yunan işgalinin yakıp yıkmadığı, kullanılabilir en temiz, en nadide neleri varsa oraya adeta yığarlar. O kadar ki, evinden döşek, yorgan, yastığı olmayan örtüsünü, yastık olarak evinden çeyiz yastığını, kavun ve karpuz getireni ile sürahi hatta bardak getireni; üzüm, incir getireni, siniyle yemek getireni farklıdır. Karyola bile el yordamıyla taşınır ve bu mütevazi odaya kurulur. 9 Eylül1922 gecesi, artık Türkler tarafından İzmir’in tamamen geri alındığı ve Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın, “Bütün hayatımda sevinçle geçirdiğim bir gece vardır. O gece, ordumuzun İzmir’e girdiği günün burada geçirdiğim gecesidir. O vakit buradan geçerken bu muhterem halkın gördüğü zulüm ve teaddiye rağmen resmimi koyunlarından çıkararak beni tanıdıklarını ve otomobilime atılarak kucakladıklarını unutamam. Bugün o hatırayı yaşıyorum, bahtiyârım.” dediği gece, Nif’in Kemalpaşa olmasından önce burada geçirdiği, 9 Eylül 1922 Cumartesi gecesidir.
IRMAKLAR İNŞAAT
26
ESNAF
KEMALPAŞA aktüel
Mutlu Etmek İçin Bir Çiçek Yeter
Bazen sevdiklerinizi mutlu etmek için bir çiçek yeter. Beyaz Gelincik Çiçek Evi, bir nezaket ve sevgi göstergesi olan birbirinden renkli ve keyifli aranjmanları Kemalpaşalılarla buluşturuyor. 1992 yılından bu yana Kemalpaşa’da hizmet veren, İşadamı Erdem Yılmaz’a ait, dünyanın geniş ağına sahip çiçek organizasyonu Interflora üyesi ‘Beyaz Gelincik Çiçek Evi’ Türkiye’nin her yerine ve 160 ülkeye sizin adınıza çiçek gönderiyor. Beyaz Gelincik Çiçek Evi, seçkin çiçekçi olma sorumluluğu ile çiçekleri sahiplerine hızlı ve güvenilir bir şekilde teslim ediyor.
Doğum günü, sevgili, yeni iş/terfi, söz/ nişan/düğün, geçmiş olsun, özür dileme, yeni bebek, açılış/ tören ve içten gelen nezaket ve sevgi göstergesi olan birbirinden renkli ve keyifli aranjmanlar Beyaz Gelincik Çiçek Evi, göndericilerin adına en hızlı şekilde çiçekleri sahiplerine ulaştırıyor. Beyaz Gelincik Çiçek Evi’nde özel tasarım çiçekler, teraryumlar, minyatür bahçeler, butik güller, kutuda güller, dekoratif çiçekler, solmayan güller, orkide, sukulent, kır çiçekleri, butik buketler, kişiye özel çiçekler en renkli ve taze olarak bulunuyor. İşletme aynı zamanda Düğün arabası süsleme hizmeti de
vermekte. Uzunca bir süredir çiçekçilik mesleğini icra ettiğini belirten Beyaz Gelincik Çiçek Evi’nin sahibi Erdem Yılmaz, yaptığı mesleğin bir para ka-
zanma aracı olmasında ziyade çok özel ve anlamlı bir yanının olduğunu söyledi. Yılmaz “biz müşterilerimizin adına sevdiklerine çiçeklerini ulaştırıyoruz. Tüm siparişlerimizde her iki tarafında mutluluklarına ortak oluyoruz. Bu çerçeveden bakıldığında aslında oldukça sorumluluk isteyen bir iş. Bunu kusursuz, hızlı ve güvenilir bir şekilde yapıyoruz. Kemalpaşa’da birçok esnaf ve Organize Sanayiden birçok firma ile çalışmaktayız. Interflora üyesi olduğumuz için Türkiye’nin her yerine ve 160 ülkesine çiçek ulaştırıyoruz. Düğün, işyeri açılış ve cenaze gibi törenlerde çelenk ve çiçek siparişlerini geniş servis ağımızla tam zamanında teslim ediyoruz. İşimizin müşterilerimiz için öneminin farkında olarak büyük bir titizlikle çalışıyoruz” dedi.
KEMALPAŞA aktüel
ESNAF
27
Veyisoğlu Siemens İKİNCİ MAĞAZASINI AÇTI Kemalpaşa Sevgi Yolunda hizmet veren Veyisoğlu Dayanıklı Tüketim Malları (DTM), ikinci mağazasını Atatürk Bulvarı üzerinde hizmete açtı.
K
emalpaşa’da Siemens bayisi olarak hizmet veren Veyisoğlu Grup, Samsung, Profilo ve Silverline markalarını da bünyesine katarak büyüyor. Kemalpaşa Sevgi Yolunda hizmet veren Veyisoğlu Dayanıklı Tüketim Malları (DTM), ikinci mağazasını Atatürk Bulvarı üzerinde hizmete açtı. Daha önce Samsung ve Profilo mağazası olarak hizmet veren beyaz eşya mağazasını devir alan Veyisoğlu Grup, bu mağazada Siemens,
Samsung, Profilo ve Silverline markalarının satışını yapacak. Aynı zamanda bu markaların yanı sıra Delonghi, Kenwood, Braun, Karcher, Philips, Remington, Babyliss marka ürünler ile küçük ev aletleri ve kişisel bakım ürünleri satışı da yapılmakta. 1978 yılından beri İzmir’de sektöre hizmet veren Veyisoğlu Grup, Kemalpaşa’daki ilk mağazasını 2000 yılında açmıştı. Veyisoğlu DTM’nin ayrıca Bayıdır, Ödemiş ve Tire ilçelerinde de mağazaları bulunuyor.
Müşterilerinden aldıkları güvenle Kemalpaşa’ya yeni yatırım yapma kararı aldıklarını söyleyen Veyisoğlu DTM’nin sahibi Emrah Ergeneoğlu, açtıkları ikinci mağaza ile müşterilerine daha geniş bir ürün yelpazesi sunacaklarını belirtti. Ergeneoğlu “ İzmir ve ilçelerinde Veyisoğlu Grup olarak dayanıklı tüketim malları sektöründe hizmet vermekteyiz. Kemalpaşa’daki ikinci mağazamız ile birlikte toplamda beşinci mağazamızı açmış olduk. Firma olarak 1999 yılından bu yana Siemens markası ile İzmir ilçelerindeki en büyük bayiyiz. Güleryüzlü ve kaliteli hizmet anlayışımız iş potansiyelimizi kısa zamanda genişletmemizi sağladı. Kemalpaşa’da açtığımız ikinci mağazamız da Siemens markamızın yanında Samsun ve Profilo ürünlerinin de
satışlarını yapıyoruz. Böylece bol seçenekli ve her bütçeye uygun ürünleri müşterilerimize sunmuş olduk. Sürekli değişen teknoloji ve şartlar dâhilinde verdiğimiz hizmetin sürekliliğini sağlamak, hizmet ağımızı genişletmek ve kalıcı olmak her zaman en büyük amacımız oldu. Yeni teknolojileri tüketicilerimizle ‘en yüksek hizmet kalitesi anlayışı çerçevesinde’ buluşturarak ev teknolojileri sektöründe fark yaratıyoruz. Beyaz eşya sektöründe yılların tecrübesi, 5 mağaza ve işinde uzman ekibimizle hizmet vermeye devam ediyoruz. Aynı zamanda İzmir’de birçok inşaat projesinde yer alarak ankastre çözümlerimiz ile yeni dairelere de değer katıyoruz” dedi.
28
YAŞAM
KEMALPAŞA aktüel
İhsan Gülle’ye Doğum Sürprizi Yasemin Salamura kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Gülle’ye doğum günü sürprizi yapıldı.
Y
asemin Salamura Gıda firması bünyesinde turşu ve konserve markası olan Yaren’in sahibi İhsan Gülle’ye Kemalpaşa Armutlu sanayisin-
deki fabrikada doğum günü pastası kesildi. İş Adamı İhsan Gülle, oğlu Murat Gülle, kızı Ayşegül Gülle, torunları ve çalışanları ile
birlikte doğum gününü kutladı. Yasemin Salamura ailesi ve yakın dostları tarafından yapılan sürprizle doğum gününü kutlayan İhsan Gülle, herkese
teşekkür etti. Doğum günü pastasını üflerken dilek tutmayı ihmal etmeyen İhsan Gülle’nin doğum gününü kutluyor, nice sağlıklı mutlu yıllar diliyoruz.
Derin Şebnem’in İlk Doğum Günü Kutlandı Avukat Şebnem Kandemir Yıldırım ve eşi Doktor Gökmen Yıldırım’ın biricik kızları Derin Şebnem bir yaşına girdi.
Y
ıldırım ailesi, kızları Derin Şebnem için Su Perisi Butik Otel’de doğum günü partisi düzenledi. Uğur böceği konsepti ile hazırlanan doğum günü partisine Yıldırım ailesinin çok sayıda seveni katıldı. Eğlenceli geçen partide, katılan misafirler doyasıya eğlenerek, Derin Şebnem’in ilk doğum gününü kutladılar. Anne Avukat Şebnem Kandemir, katılan tüm misafirlere teşekkür ederek “Canım kızımın, uğur böceğimin 1. yaş doğum günü partisine katılan ve bu
anlamlı günü birlikte paylaştığımız tüm dost ve arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 04.08.2017 yani tam bir yıl önce bugün Derin Şebnem’i ilk kucağıma aldığımda bana tarifi olmayan duygular yaşatmıştı. Dünyanın en güzel duygularını bana tattırdığın için teşekkür ederim güzel kızım” dedi.
30
RÖPORTAJ
KEMALPAŞA aktüel
Röportaj: Yakup KARACA Hızlı yürümek istiyorsanız yalnız yürüyün ! Fakat; Uzun yürümek istiyorsanız birlikte yürüyün ! Dergimizin bu sayısında kapak konuğumuz olan Kemalpaşa önceki Belediye Başkanı Yakup Karaca ile sohbet ettik. Karaca, dergimize verdiği röportajda, siyasetteki geçmişini, başarılarını, pişmanlıklarını, yaptıklarını, yapamadıklarını ve hedeflerini anlattı.
A
k Parti bayrağını Kemalpaşa Belediyesine taşıyan ilk Başkan olmaktan dolayı onurlu ve gururlu olduğunu söyleyen Yakup Karaca, 2004-2009 yılları arasında Kemalpaşa’da Belediye Başkanlığı görevi yapmıştı. Belediye Başkanlığının ardından İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı (Yatırımlar, Strateji Geliştirme ve Hayırseverlerden sorumlu) yapan Karaca, daha sonra Kredi Yurtlar Kurumu Bölge Müdürlüğü yaptı. 2018 yılında emekli oldu. Belediye Başkanlığı görevinin üzerinde 10 yıl geçmesine rağmen Kemalpaşa’dan hiç kopmadığını söyleyen Karaca “ Biz hep halkın içinde, esnafın yanında olduk. Sivil Toplum Kuruluşları ile iç içe olduk. Çocuklarla gençlerle birlikte olduk. Demek ki Belediye Başkanlığımız döneminde vefalı dostlar, güzel anılar biriktirmişiz. Önemli olan, seçimlerden sonra da halkın içinde olabilmek” dedi. Beş yıllık Belediye Başkanlığı döneminin kendisine çok büyük deneyimler kattığını belirten Karaca ”Çok büyük projelerimiz, halka birebir dokunan hizmetlerimiz oldu. Kemalpaşamızın merkezinde ne varsa her yerinde aynı hizmet olacak dedik. Eksiklerimizle, yaptıklarımızla o zamana göre başarılı bir
belediye başkanlığı görevi icra etiğimizi düşünüyorum. Bizim yaptıklarımız sonradan anlaşıldı, reklam yapmayı sevmezdim. İkinci beş yılımız ustalık dönemi olacaktı, nasip olmadı. Belediye hizmetleri gerçekten kutsal bir görev. Bir insanın hayatında, doğumundan ölümüne kadar her türlü ihtiyacında yanında yer almayı gerektiren bir görev. Bu anlamda meşakkatli ama aynı zamanda da o kadar ecirli ve faziletli, kutsal bir görev” dedi.
Nasıl bir Belediye Başkanlığı yaptınız?
Belediye Başkanlığı büyük bir tecrübe işidir, kamuda çalışmamız, sivil toplum kuruluşlarında çalışmamız bunu bir nebze absorbe etti. Ama biz anladık ki belediye başkanlığında kazanılan tecrübe hiçbir yerde edinilemiyormuş. Diğer görevlerimizle birlikte daha da pekiştirdik. Biz Belediye Başkanı olduğumuzda tüm noksanlıkları, olması gerekenleri sıraladık. Sıraladığımız işlere göre hizmete başladık. Bizden önceki belediye başkanı da güzel hizmetler yapmıştı. Bir nebze o dönemle yarışıyor gibi, hızlı ve daha büyük projelere imza atmaya çalıştık. Çok daha detaylı işlerde yaptık, mesela dağlardaki kanalizasyonlar, yollar, zor işler de yaptık. Yukarı
mahallelere arabalar çıkmazdı, hatta çöp eşekle toplanıyordu. Belediye hizmet binası, pazar yeri, doğalgaz, yollar, kavşaklar, şu bu derken Kemalpaşa’ya yeni bir imaj kazandırmaya çalıştık. Ama ustalık dönemini yapabilseydik, Kemalpaşa çok farklı bir çehreye kavuşacaktı. Belediye Başkanlığındaki asıl hedefim Kemalpaşa’nın kültürel yapısını değiştirebilmekti. Eğitim seviyesine yönelik projeler, kaliteyi yükseltmek, sanata ve spora daha çok önem vermek. Bunlar için de 5 yıl yetmiyor tabiî ki. Elimizden gelen o kadardı. Sizde biliyorsunuz ki salonlarımız, kültürel faaliyetlerle, konferanslarla, seminerlerle, tiyatrolarla yoğun bir şekilde hizmet veriyordu.
Bu 5 yıllık süreçte, iyi ki yaptım dediğiniz projeler hangileri?
İyi ki Kemalpaşa Belediye binasını yaptık. Kemalpaşa merkezinin dışında, uzun vadede Kemalpaşa’ya hizmet edecek şekilde yaptık. İyi ki doğalgazı getirdik, iyi ki Kemalpaşa-Torbalı yolunu yaptırdık, iyi ki Ansızca yolunu, Örnekköy yolunu genişlettik İyi ki pazaryeri projesini yaptım. Bu projeyi hazırladığımızda katlı pazaryeri olmaz diyenler, eleştirenler vardı. Kemalpaşa’ya yakışan, bir pazaryeri oldu. Belediye binasını da o dönem çok eleştiren olmuştu, şehrin dışında diyenler vardı. Şehrin içinde bir yerde olsaydı, çok sıkıntı olurdu. Belediyenin tüm
KEMALPAŞA aktüel araçları 7 dönümlük araziye bugün anca sığıyor. Bizden önceki belediye başkanlarının yaptığı tüm binaları, bu belediye hizmet binasının alt kısmına sığdırabilirsiniz, öyle devasa bir alan. Hatırlarsanız, benim bir lafım vardı, Ufku görmek yetmez ufkun ötesini görmek lazım. Biz projelerimizi böyle yaptık. Biz belediye binasını yaptığımızda beldeler mahallelere dönüştü, bu yüzden Kemalpaşa’da en olabilecek bir yere konumlandırdık. Dönemimizde başlattığımız TOKİ çalışmaları her ne kadar bizden sonra sekteye uğramış olsa da şu anda konutlar yapılıyor. Kemalpaşamız’da bizden yedi yıl önce başlamış olan ancak bitirilemeyen hastanemizi bitirip hizmete açtık.
Nasıl bir belediye başkanıydınız?
Belediye başkanlığım süresince, samimi, güler yüzlü, içten bir belediye başkanıydım. Hiçbir vatandaşa surat asmadım, kızmadım. Sinirlerimle oynansa bile, herkesi olduğu gibi kabullendim. Herkese tebessümle baktım. Her sorunu çözmek için gayret ettim. Çünkü biz hizmetçiyiz. Bizim birde halk günümüz vardı, “Salı” günleri, çok yoğun olurdu. Sabah 7’den akşam 7 ye kadar. O gün hiçbir randevu kabul etmezdim. Sadece Kemalpaşa halkına açıktı, gelen herkesle de görüşürdüm. En mutlu olduğum gündü. Kemalpaşamızı beş yıl boyunca konseyleri ile sivil toplum kuruluşları ile birlikte yönettik. Beş yıllık hizmet sürecimiz de üretici, sanayici ve yatırımcılarla kavga etmedik bölgemize ekonomik ve sosyal olarak değer katacak ilçemizi modern kentleşmiş sanayileşmiş bir yaşam alanı olma yolunda katkısı olabilecek herkesin önünü açtık ve ülkemize gelmelerini teşvik ettik.
Belediye Başkanlığına tekrar aday mısınız?
Bugün bunu konuşmak belki erken olabilir. Şu anda AK Parti’den bir belediye başkanı var. Aday adayı olmak herkesin hakkıdır. Her halde bizimde böyle
RÖPORTAJ
31
Kemalpaşa Önceki Belediye Başkanı Yakup Karaca, Kemalpaşa Aktüel Dergisi İmtiyaz Sahibi Filiz Eroğlu’nun sorularını yanıtladı. bir hakkımız vardır. Vatandaşlarla karşılaşıyoruz ve aday adayı olup olamadığımı soruyorlar. Bir teveccüh var. Şu an erken olduğu için, böyle bir nezaketsizliği yapmak istemiyorum. Zamanı gelince. Aday olsam da olmasam da Kemalpaşalılarla görüşüp karar almak istiyorum. Vatandaş bizi tekrar isterse, bizde üstümüze düşen görevi yapmaya hazırız. Biz belediye başkanı iken 8 tane aday adayı çıktı, elbette önümüzdeki seçimlerde de belediye başkan aday adayları çıkacaktır.
Sizce, 2009’daki seçimi neden kaybettiniz?
Kazanmak nasıl hoş bir duyguysa, kaybetmekte o kadar doğal. Beldelerin mahalle olması, o dönemki seçimi çok etkiledi. İlçe merkezinde oylarımızı %50 artırmamıza rağmen, beldelerin merkezle birleşmesi, seçimi kaybetmemize neden oldu.
Nasıl bir Kemalpaşa düşünüyorsunuz?
Kemalpaşa’yı yemyeşil bir ilçe düşünüyorum. Kemalpaşa’nın ilk zamanlarını biliyorsanız eğer, yemyeşil bir ilçeydi. Birden yeşili unuttuk, yollar, onlar bunlar derken yeşil ortadan kalktı. Dikkat ederseniz kaldırım kenarlarını ilk defa biz ağaçlandırdık. 5 bin tane ağaç diktik. Top akasya
diktik, budamalar doğru yapılsa, çok güzel ağaçlar olduğunu göreceğiz. Biz çimleri ektiğimizde ya da parkları yaptığımızda “Lütfen çimlere basmayınız” tabelasını “çimlere basabilirsiniz” diye değiştirdik. Yaptığımız Osmanlı Parkında, parkın tamamı kullanılıyordu. Akşam çayını alan Osmanlı Parkına geliyor, çimlerde ailecek oturuyordu. Şimdi Osmanlı Parkı pek rağbet görmüyor. Rekreasyon alanı bizim zamanımızda çizilen bir projeydi. Bizden sonraki başkan bir hikmet görmüş ki, o projeyi değerlendirdi. Tabi o ortadaki sahne gibi olan şey neyse, bir anlam veremiyorum. Bizim projemizde sade insanların huzur bulacağı, çocukların oyun oynayacağı bir alandı. Kemalpaşa’nın bir de merkezi yoktu. Kenti simgeleyen meydan yani merkez olabilecek bir yer yapmaya başlamıştık. Hatırlarsanız çarşı caminin orası çınarların olduğu alanda birkaç yer satın alarak, bizim dönemizde genişletmeye başlamıştık, çevre düzenlemesi yapılmıştı. Bu alanda kafeterya, alışveriş merkezleri kadın-erkek çoluk-çocuk herkesin gezebileceği bir projemiz vardı. Hatta oradan dere mesire alanına rahatlıkla ulaşabileceklerdi. Bu yüzden arkadaki hamamı restore ettirdik. Bir parantez açalım orası hamam olarak ihtiyaca cevap vermez, orası müze olur,
sergi alanı olur. O bölgede eski evler var. 1500’lü 1600’lü yıllara dayanıyor. Onlarda restore edilip, Kemalpaşa’ya sunulması gerekiyor. Çarşı cami, hamam, arkada ki evlerle birlikte o alan açılacaktı. Orda Kuşlu bir çeşme var, onu da yaptırmıştık. Orda ki tarihi gün yüzüne çıkartmış olacaktık. Sonra biraz daha aşağı inelim, eski sinema salonu var, yeni yapılan kültür merkezini biz oraya düşünmüştük. Altı da otopark olacaktı. Eski belediye binasını da restore ederek bu kent meydanına dâhil etmiştik. Restore edilen eski belediye binası Butik otel olarak yapmıştık. Tüm odalarında banyo bu yüzden var. Butik otelin salonlarında Kemalpaşa’yı tanıtan figürler ve fotoğraflar olacaktı, bir mini müze yani. Bugün amacında kullanılmamaktadır. Biz bu kent meydanını düşünürken, Kemalpaşa’ya özgü neler yapabiliriz dedik. Elimizde ne var bir kiraz var. Kiraz’ın herhangi başka bir ürünü var mı, yok. Yağmur yağınca kirazları döktük, reçelini bile yapmadık. Kemalpaşa’yı temsil eden kiraz ise kiraz üzerinde çalışmalar yapmalıyız. Hatta kiraz halini biz yaptık, bugün atıl durumda sanırım iki yıldan beri kullanılmıyor. Kemalpaşa’yı marka şehir yapacak projelerimiz vardı.
32
RÖPORTAJ
KEMALPAŞA aktüel
En büyük projeniz neydi?
2007 yılında Doğalgaz’ı Kemalpaşa’ya getirdik. Doğalgaz’ı getireceğim dediğim zaman arkadaşlarım yapamayacağımız işi konuşmayalım derlerdi. İzmir’de doğalgazı ilk kullanan biziz.
Sizce, bugün Kemalpaşa’nın en büyük sorunu nedir?
Kemalpaşa’da otopark ve trafik sorunu olacağını 10 yıl önce öngörmüştük. Bu yüzden Rekreasyon alanının altına, eski sinema salonun yerine yapmayı düşündüğümüz kültür merkezinin altına ve pazaryerinin altına otopark yapmayı planlamıştık. Eski İtfaiye alanına ilk otoparkı yerleştirerek, gelirini de Kemalpaşaspor’a vermiştik. Bunun gibi başka alternatiflerimizde vardı. Böylece bugün Kemalpaşa’da bu kadar trafik sorunu olamayacak, otopark sıkıntısı yaşanmayacaktı.
Kemalpaşa’nın imarı ile ilgili çalışma yapmış mıydınız?
İmar planını 2008 yılında biz çizmiştik. Hatta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı planları meclise sunacaktı. Seçim gelince onayda kaldı. Bizden sonra gelen belediye başkanları, bu hazır olan planları, nasıl onaylatamadılar, anlamış değilim, bir muamma. Geç kalan İmar, Kemalpaşa’yı nasıl da sıkıntıya soktu, arsa fiyatları fahiş ve arsa yok. Ufku görmek yetmez ufkun ilerisini görerek Kemalpaşa’yı 50 yıl ileriye taşıyacak projeler yaptık.
İstihdam konusunda, neler yaptınız?
Kemalpaşa’da meslek kurslarına önem verdik, 5 yıl boyunca meslek kursları açtık. Nüfusu devamlı artan bir ilçede 800’e yakın sanayi tesisi olması rağmen, her zaman bir sorun olmuştur. Meslek kursları ile halkımızın koluna altın bilezik taktık. iki bine yakın insanımıza meslek kazandırdık. Belediye şirketleri iş üreteceği alanlar açmalı. Böylece Kemalpaşa halkının para kazanacağı alanlar oluşturarak, belediye iş istihdamı sağlamış olur.
Belediye Başkanı olduğunuzda işçi çıkardınız mı?
2004 yılında Belediye Başkanı olarak seçilip, göreve geldiğimiz de biz hiçbir belediye çalışanını işten çıkarmadık. Bizimle çalışmak istemeyen birkaç kişi oldu, onlar kendileri ayrıldı. Biz kimsenin ekmeğiyle oynamadık. Çalışanın partisi olmaz, işini iyi yapıyorsa Kemalpaşa halkına hizmet ediyorsa o Türkiye’nin en iyi partisidir.
Kemalpaşa’nın ihtiyaçları nelerdir?
Kemalpaşa’yı simgeleyecek bir camiye ihtiyaç vardır. Büyük kalabalık oluşturan cenazeleri kaldıracak bir camimiz yok. Selâtin dedikleri yani merkez bir cami olması için 10 dönümlük yanında yeşil alanı olan bir yer ayarlaşmıştık. Biri ben tam merkeze cami yapacağım, öteki yok ben kaldıracağım, böyle bir şey değil, bu konu ihtiyaçtır. Okullarımız sıkış tepiş, merkezin içine sıkışmış. Sınıflar kalabalık, servis saatlerinde trafik felç. Yani büyük alanlarda kurulu ferah okullara ihtiyaç vardır. Bizim dönemimizde 3 okul yeri yaptık. Anadolu lisesini getirdik, meslek lisesini, lisemize ek binayı yaptırdık. Tabi ki bunları hayırseverlere yaptırdık. İlgilenirsen koşturursan olacak projeler. Bizim planlarımızda yerleşke alanlarımızda bulunmakta. Yüz binliklere üniversiteyi yerleştirmiştik Torbalı yolu üzerinde. Üniversite gelsin demekle üniversite gelmiyor. Alt yapısını hazırlayınca, bak nasıl geliyor. 10 dönümlük, 20 dönümlük araziye okul olabiliyor. Üniversite gelmesi için 1000 dönümlük arazi olması gerekiyor. İlçemizin okullara, eğitim alanlarına, kültür salonlarına, alışveriş merkezlerine ihtiyacı var.
Kemalpaşa’nın eksiği nedir?
Belediye Başkanlığım döneminde çok uğraş verdiğim, titiz davrandığım bir konu vardı. O da kaldırım. Kemalpaşa’da kaldırım yok. Kaldırımla ile ilgili ilk hamlemiz esnafları toplayarak konuş-
KEMALPAŞA aktüel tuk anlaştık. Bir şehirde insanlar, çocuklar, engelliler kaldırımdan yürüyemiyorsa o şehirde yaşanmaz. Biz bunun denemesini 161, 163,164,165,162 sokaklarında yaptık. Hem araba geçişine izin verdik, hem de kaldırımları genişlettik, rampaları düzelttik, bütün kabloları yerin altına almıştık. Bizden sonra kaldırımlarla ilgili çalışma yapılmadı. Kemalpaşa’nın kaldırımsız kaldırımları ortada.
Kentsel dönüşüm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Kemalpaşa yeniden planlanmalı, alt yapısı, otoparkı, kaldırımları, her gün kazılan yolları. Şehrin güvenilirliği, sokakların düzeni. Bunlar yeniden gözden geçirilmeli. Sokaklar yaşanmaz halde. Gayrimenkul, ev ve dükkân kira fiyatları aldı başını gitti. Biran önce kent yenileme çalışmaları yapılmalı. Kentsel dönüşüm projesi gündemde. Bu kentsel dönüşüm projesi sert bir anlayış. Direkt vatandaşı karşınıza alıyorsunuz. Biz diyoruz ki yumuşak geçiş yapalım. Önce planı yapalım sonra vatandaşa diyelim ki bak kardeşim plan bu, bu evleri değiştireceksiniz. Bu evlere uygun projeler yapacaksınız. Vatandaş ne yapıyor bir iki kişi bir araya gelip, müteahhide veriyor. Siz kavga etmiyorsunuz, şehri planlayın bırakın. Vatandaş kendi evini kendi yapsın.
Bir şehri şehir yapan nedir?
Şehri şehir yapan, yöneticiler ve insanlardır. Ufku açık yöneticisi varsa, şehir anlam kazanır, mana kazanır. Şehirler canlı varlıklar gibidir. İnsanlar ne kadar aktif ise, şehir o kadar canlıdır. Şehirde estetik anlayışını iyi uyguladın mı çok güzel, çok şık bir şehir ortaya çıkar. Mesela şimdi İzmir için deniliyor ya “İzmir çok güzel bir kıza benziyor, ancak yüzü gözü kirli” Şimdi Kemalpaşa’da çok güzel, makyajı yok, estetik anlayışı geliştirilmesi lazım. Şehri güzelleştiren insanlardır. Şehrin bir kültürü, bir eğitimi, insanların diyalogu yardımlaşması varsa o şehirde yaşanır. Şehrin yaşam kalitesini artıran yardımlaşmadır. Nedir? İnsanların birbirine selam vermesidir. Birbirine anlayışla
RÖPORTAJ
davranması, o şehirde insanların güvenle yaşaması. Güven varsa, huzur varsa şehir güzeldir.
Son olarak ne söylemek istersiniz?
Yerel hizmetlerin ihtiyaçlara uygun, adaletli ve şehrin kültürel kimliğini koruyan biçimde sunulması gereklidir. Yaşayan projeler geliştirilip etkin ve ortak yönetim ile yeniliğin hedeflenmesi gerekir. Hizmet üretilirken engelli, yaşlı, düşkün ve dar gelirli insanlarımızın düşünülmesi gereklidir. İşleri yokuşa süren değil kolaylaştıran ve tüm çalışanların halka “sizin için buradayız” hissini veren bir anlayışı olmalıdır. Elektronik alt yapıyı geliştirerek her türlü takibi vatandaş kolayca yapabilmeli, doğru cevap verilmeli. Kent bilgi sistemini etkin kullanmalı, hızlı ve verimli bir ortam oluşturulmalıdır. Vatandaşı yormadan sinir katsayısını arttırmadan. Çalışan personelin huzuru ve güvenliği, eğitimi sağlanmalı, kamu zararına yol açmadan kaynaklar verimli ve etkin kullanılmalı. Amaç, yaşam kalitesi yüksek modern, huzurlu ve güvenli bir kent oluşturmak. Sosyal belediyecilik anlayışı ile sportif faaliyetlere ciddi destek vererek gerçek hedeflere ulaştırılmalı. İş imkânı sağlayacak projeler hayata geçirilmeli, kurslar verilmeli. Sürdürülebilir çevre, yaşanabilir sağlıklı şehir oluşturmak. Sokak hayvanlarına sahip çıkıp, halkın sağlık ve güvenliğini üst düzeye çekmek. Başta çocuklar, kadınlar ve gençler düşünülerek eğitim, spor, kültür, dinlenme ve eğlenme alanları oluşturmak. Memnuniyet esaslı hizmetleri sunulmalı, halk başkanına çok rahat ulaşmalı, derdini rahatlıkla anlatabilmeli. Halkın iyi gününde kötü gününde yanında olmalı, hesap verebilen bir başkan olmalıdır. Nif Dağına sırtını yaslamış olan Kemalpaşamız artık kabuğuna sığmaz. Nif ile Spil arasındaki alanda yeni bir açılım yeni planlama ile tarımı, planlı sanayi alanları, yeni konut alanları ile sadece İzmir’in değil bölgemizin ve ülkemizin önemli sanayi ticari ve yerleşim alanları olan ilçemiz çok daha büyük ve güzel hizmetleri hak ediyor.
33
KEMALPAŞA aktüel Bülent ORAY Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı
Akdeniz Meyve Sineği
Akdeniz meyve sineği Kemalpaşa bölgesinde şeftali bahçelerinde olumsuz etki yapan bir zararlıdır. Bu zararlının populasyonu meyvenin olgun döneminde ciddi yükselmektedir. Meyvenin kalitesini bozarak pazar değerinin düşmesine sebep olmaktadır. Etkin bir
mücadele ve aşırı ilaçlamanın önüne geçmek için Kemalpaşa Ziraat Odası olarak Akdeniz meyve sineği biyoteknik mücadelesini tarım danışmanlarımız Zir. Yük. Müh. Derya CANSOY ve Zir. Müh. Gülçin DÜMBEK vasıtasıyla üreticiye aktarmaktayız. Bu anlamda üreticilerimi-
zin feromon tuzakla mücadele etmeleri için tuzak temininde ve nasıl kullanılması gerektiği konusunda teknik destek sağlamaktayız. Zararlının ilk çıkış tarihini belirlemek amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesinin odamıza hibe ettiği erken uyarı sistemini de kullanarak, çıkış öncesinde asılmış tuzaklarında kontrolü ile zararlıyı tespit edip üreticilerin mücadeleye başlamaları konusunda yardımcı olmaktayız. Tuzak kullanan üreticilerimizin içinde bulunduğumuz şef-
tali sezonunda olumlu sonuçlar görmeleri gurur verici. Aynı zamanda devletten biyolojik ve biyoteknik mücadele desteğini de alacak olan üreticilerimiz az ilaç kullanarak doğayı korumaktadırlar.
GEZİ
38
KEMALPAŞA aktüel
Lezzet Durağı
Kahvaltının Yeni Adresi
Palmiye Park İlçe merkezine 10 dakikalık bir mesafede olmasına karşın, doğası, huzurlu ortamı, lezzet ve kalitesi ile Kemalpaşa’nın yeni mekânlarından biri olan Palmiye Park Kahvaltı ve Restaurant müşterilerine eşsiz deneyimler sunuyor.
K
ısa bir süre önce hizmet vermeye başlayan Palmiye Park Kahvaltı ve Restaurant, özellikle tamamı organik ürünlerden oluşan kahvaltısı ve sac kavurması ile dikkat çekiyor. Kahvaltı severlerin yeni gözde mekânlarından birisi olan işletme, bol seçenekli kahvaltı çeşitleri ile güne pozitif enerji ile başlamak isteyenlerin yeni adreslerinden.
Mert BACAKLI
Gülsüm BACAKLI
Müşterilerine, kendi evlerindeki huzuru ve rahatlığı sağlayan Palmiye Park Kahvaltı ve Restaurant’ın işletmeciliğini Gülsüm ve Mert Bacaklı çifti yapıyor. Özellikle kahvaltı menüsü ve sac kavurmaları ile iddialı olduklarını ifade eden Gülsüm Bacaklı “kahvaltılık olarak biber, domates, salatalık gibi kahvaltının vazgeçilmez birçok ürünü Palmiye Park içerisindeki kendi bahçemizde yetiştiriyoruz. Organik ürünlerimizi
kahvaltılarımızda ve yeyına, kahvesine gelen çok meklerimizde kullanıyoruz. sayıda müşterimiz oluyor. Aynı şekilde bahçemizdeki Ayrıca gün boyu yemek meyvelerden yaptığımız menümüzde gözleme, ev doğal reçelleri de kahmantısı, saç kavurma, pizza valtılarımızda sunuyoruz. menü, menemen ve ayvalık Organik ürünlerin ve ev tostumuz bulunmakta. Hayapımı reçellerin yanı sıra mur işlerimiz tamamen ev kahvaltılık olarak sunduğuyapımı ve katkısız. Çocuk muz diğer tüm ürünlerimizi oyun alanımız da mevcut. de en kaliteli ve doğal olan- Bu sayede aileler yemeklerilardan seçiyoruz. Palmiye ni yerken çocukları da oyun Park’a gelen müşterilerimize alanında eğlenceli vakit bol çeşitli bir kahvaltı ile geçirebiliyorlar. Aile olarak yemyeşil bir doğa içerisinde işlettiğimiz mekânımıza kahvaltı yapma imkânı sağgelecek olan misafirlerimiz, lıyoruz. Kemalpaşa-Torbalı huzur, lezzet ve kaliteyi bir yolu üzerindeki işletmemiz arada bulabilmekte” dedi. Kemalpaşa merkezine 10 dakikalık bir mesafede. Sabahın erken saatlerinde başlayan mesaimiz gecenin geç saatlerine kadar devam ediyor. Palmiye Park Kahvaltı ve Restaurant - Torbalı Özellikle Yolu Üzeri Havut İçi Mevki No:58 Kemalpaşa akşam ça0 543 585 90 63 - 0 552 201 38 68
KEMALPAŞA aktüel Zafer BİNİCİ Avukat
KUR ARTIŞININ SÖZLEŞMELER HUKUKUNA ETKİSİ : SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI DAVALARI
S
özleşmeler hukukunun en temel prensiplerinden biri Ahde Vefa ( Pacta Sunta Servande ) ilkesidir. Bu ilkeye göre taraflar, sözleşmenin yapıldığı andaki şartlara uygun borçlandıkları edimi ifa etmeli, başka bir deyişle sözleşme kurulduktan sonra meydana gelen hal ve şartlar, tarafların sözleşme ile üstlendikleri edimleri ve ifaları etkilememelidir. Ancak bu ilkenin katı uygulanması daha vahim sonuçlara neden olabilir. Ahde vefa ilkesinin istisnalarından biri sözleşmenin hakimin müdahalesi ile uyarlanmasıdır. Uluslararası hukukta sözleşmenin uyarlanması konusunda emprevizyon vb. birçok görüş bulunmaktayken Yargıtay’ın benimsediği genel görüş işlem temelinin çökmesidir. İşlem temeli “sözleşmenin asıl içeriğine dahil olmamakla birlikte sözleşmenin kurulması aşamasında ortaya çıkan ve işlem iradesinin dayanağı olan belirli koşulların varlığına veya gelecekte ortaya çıkmalarına ilişkin ortak tasavvurlar”1 olarak tanımlanmaktayken, hukuki işlemin üzerine inşa edildiği bu tasavvurların gerçeğe uygun olmadığı sonradan anlaşıldığı durumlarda işlem temeli çökmüş sayılacaktır. Gerçekten bazı durumlarda borç tamamen imkânsız olmamakla beraber, edimin ifası çok zorlaşmış ve sözleşme sonucu gerçekleşecek edimden çok daha ağır mali külfet getirecek bir hal almış olabilir. İşlem temelinin çökmesi kavramı altında değerlendirilen aşırı ifa güçlüğü, sözleşmenin yapılmasına temel oluşturan olguların, sözleşmenin kurulması sırasında tarafların
öngöremeyecekleri, hesaba katmalarının beklenemeyeceği olağanüstü durumların ortaya çıkmasıyla esaslı şekilde değişmesini, sözleşmede edimler arasında kurulan dengenin alt üst olmasını, borçlu için sözleşme koşullarında borcun ifasının dürüstlük kuralına aykırı düşecek ölçüde ağırlaşmasını ifade eder.2 Sözleşmenin ifası sırasında hal ve şartların değişmesi durumunda, doğruluk ve dürüstlük kuralı gereği sözleşmenin ve ifanın yeni koşullara uyarlanması gerekliyse, ahde vefa ilkesinin aksine sözleşme yeni hal ve şartlara göre değiştirilecektir. Bu duruma “sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması” ilkesi denmektedir.3 Sözleşmenin değişen şartlara uyarlanabilmesi için yasal düzenleme 6098 sayılı TBK’nın 138. maddesinde yer almakta olup, mülga 818 sayılı Borçlar Kanununda var olmayan yeni bir düzenlemedir. Sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması için gerekli koşullar; sözleşmenin kurulmasından sonra meydana gelen öngörülemeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durumun değişikliğin varlığı, işbu durum değişikliğinin borçlunun kusurundan kaynaklanmaması, tarafların edimleri arasındaki dengenin dürüstlük kuralına borçlu aleyhine aşırı ölçüde bozulmuş olması, değişiklikle işlem temelinin çökmesinin illiyet bağı içinde bulunması gerekmektedir. Hakim uyarlama miktarı ve yöntemini belirlemede serbesttir, davacının talep ettiği uyarlama tarzından farklı bir uyarlama yapmaya yetkilidir.
Burada sınırı belirleyen hakimin taraflar arasındaki çıkar dengesine hakkaniyet ölçüsünde en uygun olan uyarlama yöntemini seçmesidir. Piyasada yabancı para üzerinden yapılan kira sözleşmelerinin sıklıkla yapıldığı görülmektedir. Yabancı para üzerinden yapılan bir kira sözleşmesinde yapılacak uyarlamada, sözleşmedeki yabancı paranın Türk parası karşısındaki dava tarihi itibariyle değer artışının tespit edilmesi, böylece belirlenecek iki değer arasındaki farklılık miktarı, sözleşmedeki özel hükümler, kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, bölgede kira parasını da etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticari gelişmeler gibi değişikliklerin, emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışların somut olayda görülebilen objektif etkenlerle karşılaştırılıp, değerlendirilmesi, sonuçta işlem temelinin çöktüğü, sözleşmedeki çıkar dengesinin katlanılamayacak derecede davacı aleyhine bozulduğunun benimsenmesi halinde, kiracının ne miktar kira parasından sorumlu olacağının belirlenmesi, böylece sözleşmedeki kira parasını, tarafların amacına uygun objektif iyi niyet, hak ve nezafet ( TMK Md 4,2/1 ) kurallarının elverdiği ölçü ve düzeyde yine yabancı para olarak uyarlanması gerekmektedir.4
KAYNAKLAR 1- Baysal, Başak; İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası,İstanbul 2005, C.63, S. 1-2, sf 321-342, s. 321 2- Havutçu,Ayşe; “İfa Engelleri ve İfa Engellerine Bağlanan Hukuki Sonuçlar”, Prof. Dr. Cevdet Yavuz’a Armağan, İstanbul 2011, s. 335 3- Kaplan, İbrahim; Borçlar Hukuku Dersleri Genel Hükümler, 6. Baskı, Ankara 2012, sf. 95 4- Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 29.5.2003 gün 2003/3007 E.2003/7017 K.
42
TURİZM
KEMALPAŞA aktüel
KAZAK KÜLTÜRÜ, NİF DAĞI ETEKLERİNDE Kemalpaşa’da Nif Dağı’nın eteklerinde ‘Kazak Vadisi’ diye anılan arazi üzerine kurulan Kımız Çiftliği, ilçe turizmine büyük katkı sağlıyor. Konuklara, geleneksel Orta Asya yemeklerinin piştiği mutfaktan farklı bir Türk boyunun yemekleri sunulurken, atlar eşliğinde turlar düzenleniyor.
K
emalpaşa’daki Kımız Çiftliği, insanlara karşı sevecen tavrıyla bilinen ve affedici özelliği olan Haflinger cinsi atlarıyla bölgenin sembolü haline geldi. Kemalpaşa’da Rumca’da gelin anlamına gelen Nif Dağı’nın eteklerinde artık “Kazak Vadisi” diye anılan 300 dönümlük alanda Orta Asya Türk kültürünün en güzel örnekleri yaşatılıyor. Orta Asya’dan Kemalpaşa’ ya Türk varlığının
yansıtıldığı, tarihsel ve şirin bir yer olarak göze çarpan, zeytin, çam ve çeşitli meyve ağaçlarıyla çevrili doğasıyla her yıl Türk ve yabancı binlerce ziyaretçinin tercih ettiği bir yer olan Kazak Vadisi mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri... KAZAK VADİSİ’NİN TARİHÇESİ Çiftliğin kurucusu Şirzat Doğru, Doğu Türkistan işgal edildikten sonra, yurdundan ayrılmak zorunda kalan bir Kazak Türk’ü. “Büyük Kazak Göçü” denilen yürüyüşleri 1949 yılında başlamış ve iki yıl sürmüş. Taklamakan Çölü’nü ve Himalaya’ları aşarak Hindistan’a ulaşmışlar; 1954 yılında da Türkiye’ye gelmişler. Türkiye’de çok sıcak karşılanmışlar ve Şirzat Doğru da bir vefa borcu olarak, unutulmaya yüz tutmuş iki ata kültürünü, Türk halkına tekrar kazandırmak
Kımız istemiştir. Doğru, ata içeceği kımız ve tüm Türk boylarının doğup büyüdüğü Otağ, yani “Yurt” kurmak amacıyla; 1987 yılında Altay Dağları’nı andıran bu vadiyi satın almış. İlk olarak da, iç motifleri Türkistan’dan davet edilen ünlü Kazak ressam Aman Abzalbek tarafından çizi-
len bir Otağ inşa etmiş. Otağ’ın kendine özgü bir oturma düzeni olurmuş. Otağ töresini bilen kişiler, içeri girdiklerinde yaş ve mevkilerine göre, oturmaları gereken yerlere otururlarmış. Kazak Vadisi’ndeki Otağ, çok büyülü bir mekân. Göz atmadan sakın geçmeyin. Ayrıca milli giysileriyle at üzerinde gezen gençlerin oluşturduğu Kazakistan manzarası ve çiftliğin sahibinin de bir Kazak Türk’ü olması sebebiyle, Türk basını buraya “Mini Kazakistan” ve “Kazak Vadisi” isimlerini koymuş. OTAĞ: Çiftlikte, turistik amaçlı ve sabit olarak düşünüldüğü için betonarme inşa edilen bir “otağ” da bulunmaktadır. (Otağ Orijinalinde kıl ya da keçe çadırdır). Tamamen Kazakistan Türkleri’nin yerel özelliklerine göre düzenlenmiş Otağın içinde. Kazak kıyafetleri içindeki personel tarafın-
KEMALPAŞA aktüel
dan, yöresel el sanatı ürünlerinin tanıtımı ve satışı yapılmaktadır. ORTA ASYA LOKANTASI: Geleneksel Orta Asya mutfağı yemeklerinin servis edildiği bu lokantada; Kazak, Özbek ve Kırgız Türkleri mutfağından seçme yemekler bulmak mümkündür. Bunlar arasında en önemlileri; Özbek pilavı, bavursak, kaz sucuğu, dana etli sebze, kavurdak, şaşlık, buharda pişmiş mantı, kömürde tavuk budu, çiğ börek, kespe köje çorbasıdır. Çiftlikte; özel olarak beslenen koyun ve keçilerin sütünden üretilen leziz yoğurt ve peynirler de alıcıları için satışa sunulmaktadır. ATLAR: Orta Asya Türk kültürü içinde en baskın motif olan atlar, Kazak Vadisi’nin olmazsa olmazlarındandır. Çiftlikte, sadece Orta Asya atları değil, Avusturya orijinli Haiflinger cinsi oldukça uysal ve bol süt veren safkan kıs-
TURİZM
43
raklar da yetiştirilmektedir. Kımız Çiftliği’ne giden yola saptığınızda, solda havalı yeleleriyle atları görebilirsiniz. Burada, sakin huylu olmalarıyla ünlü ve binek olarak yetiştirilen Haflinger tayları var. Kımız Çiftliği’nin ziyaretçileri, ücreti karşılığı, isterlerse at binebilme imkânına da sahip oluyorlar. Manejde binilebildiği gibi, geniş çiftlik arazisinde ve ormanda da rehber eşliğinde ata binilebilmektedir. At binmekten ürken ziyaretçiler ise; binlerce gelincik, papatya ve çeşitli çiçeklerle, yemyeşil çim ve ağaçlarla bezeli orman içerisinde, doğa yürüyüşleri yapabilmektedirler. KIMIZ ÜRETME ÜNİTESİ: Bu Orta Asya köşesinin tartışmasız en orijinal figürü, çiftliğe adını da veren, Türklerin en eski milli içkisi at sütünden yapılan “kımız”dır. Kımız, sulu ayran kıvamında, mayalı ve hafif alkollü bir içki olup, tadı Kafkas Türkleri’nin mucizevî bir diğer içeceği kefiri andırır. Kımızın, sağlığa faydalı yönleri, bilimsel yayınlara geçmiş. En iyi kımız, en az iki defa yavrulamış kısrağın sütünden elde edilebiliyor. Kazak Vadisi-Kımız Çiftliği’nde bulunan Alaş Kımız Üretme Ünitesi, Türkiye’nin ilk ve tek kımız imalatı yapan birimidir. Bizde Kemalpaşa Aktüel olarak geçtiğimiz ay Hakka yürüyen Kımız Çiftliği kurucusu Şirzat Doğru’ya Allah’tan rahmet yakınlarına ve sevenlerine bu vesile ile bir kez daha baş sağlığı diliyoruz.
Şirzat Doğru kimdir? Alaş Kımız Çiftliğinin kurucusu Şirzat Doğru yakın tarihte “Büyük Kazak Göçü” olarak bilinen ve komünizmin gelişiyle 1949’da anayurtları Doğu Türkistan’dan Alibeg Hakim önderliğinde yarı hayvan sırtında yarı yaya olarak iki yıl süren yolculukta Taklamakan Çölünü geçip Himalaya Dağlarını aşarak çok sayıda insan kaybederek Hindistan’a ulaşan daha sonra da 1954 yılında Anadolu’ya gelen Kazak Türklerindendir. Türkiye’ye geldiğinde sağlık kaynağı ata içeceği kımızın ve tüm Türk boylarının doğup büyüdüğü Otağ’ın bir nevi unutulduğunu görür. Anadolu’da unutulmaya yüz tutmuş bu iki kültürü Türkiye’de yeniden kazandırmak ümidiyle çalışmalarına başlar. Bu amaçla İzmir-Kemalpaşa Nif Dağı eteklerinde Altay Dağları ve yaylalarına benzer etrafı ormanla kaplı bir arazi seçer ve burada aslına uygun bir otağ inşa eder. O tarihlerden günümüze kadar kurduğu Kazak vadisinde yaşamını sürdürmüş ve bu yıl yaşamını yitirmiştir.
KEMALPAŞA aktüel
Söz Meydanı Recai DENİZ recaideniz25@gmail.com
Değişim ve Dönüşüme Kendimizden Başlamalıyız İnsan yazmaya başlamadan önce düşünmeyi öğrenmeli ve düşündüklerini en yalın haliyle aktarmalıdır. Yazarken iyi bir hayat hikâyesi yazmanın iyi bir hayat yaşamak kadar zor olduğuna inanarak bazen konuşma ile anlatamayacaklarımızı yazı ile ifade edebileceğimizi düşünenlerdenim. Hele hele yazdıklarıyla farksız konularda fark yaratabilmenin önemini ve herkesin kullandığı kelimelerle herkesten farklı yazabiliyor olmanın kişiyi farklı kılacağından eminim. İnşallah bundan böyle her iki ayda bir bizlere yazmak sizlere okumak için ayrılan bu sütunlarda bir araya geleceğiz. Öncelikle kısa bir süre önce yayın hayatına başlayan Kemalpaşa Aktüel Dergisi’nin uzun soluklu olmasını temenni ediyor, imtiyaz sahibi değerli meslektaşım
Filiz Eroğlu’na ise başarılar diliyorum. Ayrıca bizlere de böyle bir imkân tanığı için kendisine saygı ve şükranlarımızı arz ediyorum. Bu yazımda siz çok kıymetli okuyucularımızı fazla sıkmadan insan ve toplumda yaşanan gelişim ve değişimden bahsetmek istiyorum. Değişim bir vakıadır; bizatihi iyi ya da kötü değildir. Doğrusu, insanoğlunda bunun olumlu, yapıcı cereyan etmesi, sürekli bir gelişim seyretmesi, merhale merhale istikrarlı bir akış göstermesi de mümkün değildir. Değişime en büyük engel kişinin kendisidir. İçimizdeki ilkel benliğimizdir. İnsan nefsinin egemenliği altındadır. Hayatın kontrolü kendisinde değil, nefsin tahakkümü altındadır. Nefsin doymak bilmez ihtiras-
ları, arzuları, istekleri peşinde koşan, ona esir olmuş insan, ruhun gelişim ihtiyacına cevap veremez. Bunların önüne geçmek için, onu dizginlemek, kontrol altına almak gereklidir. insanlar ve toplum öncelikle değişimi bir ihtiyaç, gereklilik olarak görmeli, bunu istemelidir. İstek ve niyet ardından bir gayret, istikrar ve sebatla birlikte hareket ederse dönüşüm safha safha gerçekleşir.Bu süreçte çeşitli plan ve programlar yapma, bunu sürdürme ve kararlılık, sağlam bilgi kaynakları, sağlıklı bir çevre edinme değişim ve dönüşümün ivmesini artırır. İç kontrol, sosyal ilişkilerde karnemizi görme, kendini değerlendirme, farkındalığı artırma, sağlam kaynaklardan beslenerek tefekkür ve derinlikli düşünme ile zihni ve manevi kirlerden arınma, güzele ve doğruya gönül verme ve sağlıklı
çevre oluşturma dönüşüm sürecinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Evet! Bir şeyleri değiştirmek istiyorsan ilk önce kendinden başlamalısın, kendi nefsinde yaşamadığın şeyleri başkalarına söylersen hiçbir tesiri olmaz. Merkez önce kendini, sonra aileni, yakın çevreni sonra diğerlerini almalısın. İradeni istediğin yönde kullanırsın, iyi de kötüye de kullanmak senin elindedir. “Sen kalbinle, aklınla, amelinle, gönlünle, kendi âleminin şeklini değiştirirsin. Ya aleyhinde, ya lehinde şahadet ettirebilirsin.” (SÖZLER, 21.Söz) Saygılarımla...
KEMALPAŞA aktüel Şebnem KANDEMİR Avukat av.sebnemkandemir@hotmail.com
Şufa (önalım) Davaları Ülkemizdeki taşınmazların önemli bir bölümü ortak mülkiyet şeklinde tescil edilmiş ve ortak maliklerce kullanılmaktadır. Ortak mülkiyete tabi taşınmazların kurulması, kullanılması, yararlanılması ve tasarrufu ile sona erişleri sırasında çıkan uyuşmazlıklar arasında, taşınmaz mülkiyetinin kısıtlamalarından olan önalım (şuf’a) hakkı ile ilgili uyuşmazlıklar da ciddi düzeydedir. Önalım hakkı, paylı taşınmaz mülkiyetinde paydaşlardan birinin payını tamamen veya kısmen üçüncü bir kişiye satması halinde kullanılabilir hale gelen bir haktır. Yine son zamanlarda Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile bu hakkın tarım arazileri bakımından komşu(sınır) parseller bakımından da önalım hakkının uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Toprak Koruma Kanunu 8/İ maddesine yönelik. İkinci fıkraya göre; “Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz. Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkim, tarımsal bütünlük arz eden
sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verir.”Kanundan da anlaşıldığı üzere sınırdaş parseller bakımından da önalım hakkı kullanılabilecektir. Ön alım hakkı halihazırda zor olan müşterek mülkiyet ilişkisine yabancıları katarak daha da zorlaştırmamak adına yapılan bir düzenlemedir, böylelikle satılan payı hissedarlardan birinin alması, parseldeki paydaş bütünlüğünü de koruyacaktır. Yine satılan komşu parselin sınırdaş parsel sahibi tarafından alınması ile toprakların bütünlüğünün korunması amaçlanmıştır. Önalım hakkı sadece dava yolu ile kullanılabilecektir. Medeni Kanun md. 733/3 gereği alıcı, tüm paydaşlara taşınmazı satın aldığını noter aracılığıyla bildirmek zorundadır. Bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen alıcı paydaşların açacağı şufa davası ile muhatap olur. Alıcı, paylı taşınmazdan pay aldığını bildirim yükümlülüğünü noterden değil, ama yazılı bir şekilde yerine getirse bile bu bildirim geçersizdir. Noter marifetiyle bildirim alıcı için mutlak bir yükümlülüktür. Ancak uygulamada sıklıkla bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, genellikle sözlü olarak teklifte bulunulduğunu görüyoruz.
Şufa hakkı (önalım hakkı)sahibi paydaşlara gayrimenkulün alıcısı tarafından satış noter aracılığıyla bildirilmişse, satışın bildirilmesinden itibaren 3 ay içerisinde şufa davasının açılması gerekir. Şufa hakkı sahibi paydaşlara satış noter vasıtasıyla bildirilmemişse her halde satış tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde şufa davasının açılması gerekir. Ancak, uygulamada bu hakkın gerek alıcı gerekse de satıcı ve ön alım hakkını kullanan paydaşlar/sınırdaş parsel malikleri yönünden çokça kötüye kullanıldığı görülmektedir. Özellikle günümüzde taşınmaz satışlarında tapuda gerçek değerinin çok altında Belediye’den alınan emlak değerine göre-ki bu değer genelde çok düşüktürbir değer gösterilmektedir. Bu itibarlapaydaş ya da komşu parsel maliki satıştan önce kendisine teklif edilen payı/taşınmazı almaktan imtina edip, payın/taşınmazın 3. Kişilere geçmesini bekleyip tapuda gösterilen düşük bedel üzerinden paya/taşınmaza sahip olmaya
çalışmaktadır.Bu hususta kanun hükmü oldukça açıktır; Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.O halde gerçek değeri çok yüksek olan ve önalım hakkında konu olabilecek bir taşınmaz tapuda bu şekilde vergiden kaçmak için düşük bir bedel ile satışa konu edilmiş ise, önalım hakkını kullanan paydaş ya da sınırdaş parsel maliki bakımından tapuda gösterilen düşük bedel ile iktisabı mümkün olabilecek ve ciddi mağduriyet teşkil edebilecektir. Bu nedenle önalım konusu olabilecek yerler bakımından alıcıların dikkatli davranmaları, bildirimi usulüne uygun şekilde gerçekleştirdikleri gibi tapuda gerçek değeri yansıtmalarında çok ciddi fayda vardır. Aksi taktirde önalım hakkının kullanılması halinde çok ciddi meblağlar ödeyip edindikleri taşınmaz ya da pay çok cüzi gösterilen bedel üzerinden ellerinden gidebilecektir.
48
SANAYİ
KEMALPAŞA aktüel
Fersan Fabrika Satış Mağazasını Açtı Sirke üretiminde pazar lideri olan Fersan, Kemalpaşa’daki fabrikasında satış mağazasını hizmete açtı. Tüketiciye doğrudan ulaşma hedefiyle kurulan mağaza, Perşembe günleri müşterilerine kapılarını açarak büyük indirim fırsatları sunacak.
K
emalpaşa Fersan Fabrikası’nda yapılan törenle hizmete giren fabrika satış mağazasında Fersan markasıyla piyasaya sürülen tüm ürünlerin perakende satışının yapılacağı belirtildi.
“Fersan, önce insan”
İzmir ve Kemalpaşa iş ve siyaset dünyasından çok sayıda ismin katıldığı açılış töreninde konuşan Fersan Yönetim Kurulu Başkanı Gürhan Güven, bu fabrika mağazasında kar amacında olmadıklarını belirterek “Biz tüketicinin sadece zihninde değil
kalbinde de olmak istiyoruz. Evet, özellikle bu fabrika satış mağazamızda kar peşinde değiliz. Her evin bir köşesinde, bir ürünümüzün olmasını istiyoruz. Bu amaçla tüketicilere hizmet vermek, aynı zamanda buraya gelen müşterilerimize yeni ürünlerimizi doğrudan sunarak onların görüşlerini almak istiyoruz. ‘Fersan, önce insan’ sloganımıza uygun olarak üretimimizin kalbinde müşterilerimize doğrudan satış yapmak da bize ayrı bir mutluluk verecek. Aynı zamanda şalgam suyu, nar ekşisi, limon sosu, jalapeno biber turşusu,
üzüm, elma ve beyaz sirke de uygun fiyatlarla bu mağazada tüketiciye doğrudan sunacağız.” diye konuştu.
“Önceliğimiz sağlık”
40 yıllık geçmiş ve Türkiye’de endüstriyel sirkeyi üreten ilk firma olmanın verdiği sorumluluk ile çalıştıklarını, bu sektörde yüzde 30 pazar payı ile açık ara pazar lideri olduklarını söyleyen Güven, “Lokomotif ürünümüz üzüm sirkesinin yanına sağlıklı bir beslenme hedefiyle insanların sabah balla karıştırarak tükettiği elma sirkesi dahil olmuştu. Şimdi
ise 3. bir ürün temizlik alanında hızlı gelişiyor: Beyaz sirke. Yüzde yüz doğal ve dezenfektan özelliği ile beyaz sirke o kadar yüksek talep görüyor ki biz de Ferfresh adıyla temizlik amaçlı kullanıma daha uygun olan bir ambalaj ile bu ürünümüzü piyasaya sürdük. Şekerpancarından fermente edilen alkolün sirkeleştirilmesi ile oluşan, yüzde yüz katkısız bir ürün beyaz sirke. Artık her hafta Perşembe günü saat 10.00 ile 16.00 saatleri arasında halkımızı fabrika satış mağazamıza bekliyoruz” diye konuştu.
KEMALPAŞA aktüel Halil Şenol HAMARAT Mali Müşavir
Sakın Kaçırmayın Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırmasına İlişkin 7143 Sayılı kanundan yararlanma süresi 31 Temmuz 2018 günü sondu. Hükümet bu süreyi 27 Ağustos 2018 gününe uzattı. Son 30 yılın en kapsamlı Yapılandırma ve İmar barışından birçok vatandaşımız faydalandı. Henüz müracaat etmeyen, kendi durumunu bilmeyen vatandaşlarımız için bu fırsatı değerlendirmesi, ileri günlerde mağduriyeti önlemesi adına önemli bir fırsattır. Söz konusu kanuna şöyle kısaca bakalım; •31.03.2018 tarih itibariyle gecikmiş vergi borçlarında Yurt içi ÜFE oranında güncelleme, •Motorlu Taşıtlar Vergisinde büyük oranda ödeme kolaylığı, •Trafik Para Cezaları ve diğer idari para cezalarında büyük oranda ödeme kolaylığı, •Peşin ödemelerde Yurt içi ÜFE oranında hesaplanan tutardan ayrıca %90 indirim, •Vergi aslına bağlı olmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının %50’sinin silinmesi, •Vergi ihtilaflarının sulh yoluyla sonlandırılmasında %80’e varan indirim, •İşletme kayıtlarının cezasız ve faizsiz olarak gerçek duruma uygun hale getirilmesi, •Eczanelerde cezasız faizsiz stok düzenleme, •Matrah ve vergi artırımında vergi incelemesinden muafiyet, •İnceleme ve tarhiyat safhasındaki borçlar için yapılandırma, •Beyan edilmemiş gelirler ve ka-
zançlar için pişmanlıkla cezasız ve faizsiz beyan, •Yurt içi ve yurt dışı bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması, •Yapılandırma borçları anlaşmalı bankaların banka kartı ve kredi kartı ile ödeme imkanı, •Vadesi 31.12.2013 tarihinden önce olan 100 TL ve altındaki borçların silinmesi. YAPILANDIRMA ÖDEMELER VE TAKSİTLER NASIL OLACAK? Vergi borcunu yapılandıran vatandaşlar borçlarının ilk taksit ödeme süresi içinde, tamamen ya da ikişer aylık dönemler halinde azami 18 eşit taksitte ödenmesi mümkün olacak. 18 taksit yanında 6, 9 ve 12 eşit taksitte ödeme seçenekleri de bulunacak. İlk taksit ödeme süresi 1 Ekim günü mesai saati bitiminde sona erecek. Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan prim borçlarının ise 31 Ağustos gününe kadar ödenmesi gerekiyor.Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden bir takvim yılında en fazla iki taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, Kanun hükmünde ihlal edilmiş sayılmayacak. Anapara’nın tahsilinden vazgeçilmiyor. Gecikme faizi ve cezası silinecek, bunun yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacak. Aylık Yİ-ÜFE tutarı yüzde 0,35 olarak uygulanacak. İlk taksit ödeme süresi içinde peşin ödeme yapanlardan Yİ-ÜFE esas alınarak hesaplanan tutarın yüzde 90’ının tahsilinden
vazgeçilerek taksit sayısına göre ödeme tutarları katsayı çarpımı ile artmış olacak. BELEDİYELERE OLAN BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI Tasarıyla, belediyelere olan borçlarda yapılandırılacaktır. Belediyelerin 31 Mart 2018 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi ve gecikme cezaları ile faizleri, düzenlemenin yayım tarihi itibariyle ödenmemiş su, atık su ve katı atık ücretleri alacakları da kapsam içindedir. DİĞER BAZI AVANTAJLAR •Yapılandırma şartlarını yerine getiren vatandaşların, yapılandırma borçları olsa da e-haciz uygulaması kapsamı dışında kalacaklardır. •Taşıtların Motorlu Taşıt Vergisi yapılandırma yapması ve ödemelerini aksatmadan ödemesi durumunda Fenni muayene izni verilecektir. •Sigortalıların bu düzenleme kapsamında borçlarını yapılandırmaları halinde, yapılandırılan
borç haricinde 60 günden fazla prim ilişkin borçlarının bulunmamakla birlikte bu borçlarını ilgili kanunlara göre taksitlendirilmiş veya yapılandırılmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları ve yapılandırma borçlarının ilk taksitini ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılacaklardır. Çok kapsamlı yapılandırmada hala müracaat etmeyen vatandaşlarımızın 27 Ağustos gününe kadar vergi dairelerine bizzat veya www.gib.gov.tr ile e-devletten müracaat yapmaları mümkün bulunmaktadır. Birden fazla vergi dairesine olan borçlar için her vergi dairesine ayrı başvuruda bulunmak gerekiyor. Bu başvurular internetten de yapılabiliyor.
Tüm okurlarımın Kurban Bayramını kutlar. Sağlık ve esenlikler dilerim, Her şey gönlünüzce olsun.
TEKNOLOJİ
Yasin BABAYİĞİT - Esnaf
Akıllı Telefonların Bataryası Neden Bozulur? Günümüz şartlarında hemen hemen herkesin batarya problemleriyle karşılaştığını görüyoruz. Telefon bataryalarının bozulmasına neden olan birçok etken sıralanabilir. Ancak alınacağımız birkaç basit önlem ile batarya sağlığını uzun süre koruyabiliriz. İşte akıllı telefon bataryalarının bozulmasına neden olan en yaygın 5 faktör. 1- Telefonun Sürekli Açık Tutulması Telefonumuzu sürekli açık tutmamız hatta yatarken bile kapatmamamız bataryanın ömrünü azaltan en önemli etkenlerden biridir. Telefonlarımız kapalı olduğu durumlar, bataryasının bittiği ve şarj aleti bulamadığımız zamanlardır. Gece uyurken telefonlarımızı kapatmamız hem kendi hem de batarya sağlığı bakımından çok önemlidir. 2- Aşırı sıcak ve soğuklar. Yaz aylarında aşırı sıcak havalar ve kış aylarındaki soğuk havalar bataryanın ömrünü ciddi derecede azaltır. Özellikle yaz aylarında bataryalarda aşırı sıcaktan şişmeler meydana gelebilir. 3- Kablosuz Şarj Kullanımı Son zamanlarda yaygın olarak duyduğumuz gördüğümüz ya da kullandığımız kablosuz şarjlar uzun süre kullanımlarda bataryanın ömrünün kısalttığını bilimsel olarak kanıtlanmıştır. 4- Eski veya Hasarlı Şarj Kablosu Kullanımı Eski, yıpranmış ve hasarlı şarj kabloları telefon batarlarına zarar verebiliyor. Ayrıca bu kabloların yangın, patlama ve daha başka sorunlara neden olabileceği göz önüne alındığında bu tür kablolardan uzak durmak doğru bir tercih olacaktır. 5- Ucuz ve Orijinal Olmayan Şarj Kablosu/Adaptörü Kullanımı Neden orijinal bir ürün değil? Aynı işimi görüyor? Aslında en önemli noktalardan bir tanesi de orijinal olmayan kabloların kullanılması belki o an işimizi görüyor fiyatı da cazip ama telefonlarımızın bataryasına en zarar veren şeylerden birisi kablolar ve adaptörler. Ucuz şarj kabloları ve adaptörleri fiyat olarak cazip olsa da bunlardan uzak durmamız gerekiyor.
SPOR
52
KEMALPAŞA aktüel
Kemalpaşaspor’da Hedef BAL Ligi 2016 yılında göreve gelen yeni yönetimi ile hızlı bir yükselişe geçen ve 2 sezon üst üste şampiyon olup tekrar Süper Amatör Lige yükselerek önemli bir başarı sağlayan Kemalpaşaspor’da hedef hiç ara vermeden BAL Ligine yükselmek.
T
eknik kadroda değişikliğe giden sarı lacivertli ekip, aslen Kemalpaşalı olan ve futbolculuk kariyeri başarılarla dolu eski futbolcu Cihan Bulut ve ekibi ile teknik direktörlük konusunda anlaştı. Bir Kemalpaşalı olarak Ke-
Cihan BULUT
malpaşaspor’a hizmet edecek olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Teknik Direktör Cihan Bulut, Kemalpaşaspor’un başarısı için elinden gelenin en iyisini yapacağını ifade etti. Bulut” Bir Kemalpaşalı olarak kendi memleketimin takımına
hizmet edecek olmam benim için ayrı bir önem taşıyor. Hedefleri olan bir takımın başına geldiğimi ve Kemalpaşalıların beklentilerini biliyorum. Ben ve ekibim bu sorumluluğun altından kalkacak bilgi ve tecrübeye sahip. İnşallah Kemalpaşalıların da destekleri ile takımımızı hedefi olan BAL ligine yükselteceğiz. Uzun vadeli planlarımız var. Hedefimiz BAL Ligi olarak sınırlı değil. Kemalpaşaspor’un yeri profesyonel liglerdir. En küçük köyünden en büyük mahallesine kadar tüm Kemalpaşa’nın etrafında kenetleneceği bir takım olacağız. Birlik ve beraberlik içerisinde hedeflerimizi gerçekleştirmek için gece gündüz çalışacağız. Bana güvenen Kemalpaşaspor yönetimine ve Kemalpaşalılara teşekkür ediyorum” diye konuştu. Gerek teknik kadro gerekse oyuncu kadrosu olarak iddialı bir kadro oluşturduklarını ifade eden Kemalpaşa Spor Kulübü Başkanı Ramazan Faal yeni se-
kapsamda önemli transferlerimiz oldu. Hem tecrübeli, hem de genç sporculardan oluşan dinamik bir kadromuz var. Ben şimdiden bizleri destekleyen tüm Kemalpaşalılara teşekkür ediyorum” dedi.
Ramazan FAAL
zonda da hedeflerinin her zaman olduğu gibi şampiyonluk olduğunu belirtti. Faal “ 1 yıl gibi kısa sürede 2. Amatör ligden aldığımız Kemalpaşasporumuz’u tekrar Süper Amatör Lige çıkardık. Çalışmalarımıza hiç ara vermeden devam ediyoruz. Bu sezonda hedefimiz şampiyonluk ve BAL Ligi. Kemalpaşalıların da destekleri ile inşallah başarıya ulaşacağız. İyi bir kadro oluşturduğumuzu düşünüyorum. Amacımız Kemalpaşaspor’u daha üst liglere taşımak ve Kemalpaşalılara güzel futbol izletmek. Bu
BAL Ligi hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Kemalpaşaspor, transfer çalışmaları kapsamında iç transferde birçok oyuncusunu yuvada tutarken, dış transferde de Teknik Direktör Cihan Bulut’un talepleri doğrultusunda önemli isimleri kadrosuna katarak yeni sezon öncesi iddialı bir kadro oluşturdu. İç transferde geçen sezonlarda takıma önemli katkılar sağlayan Enes Köylü, Ömer Yeşilyurt, Doğukan Faal, Tayfun Yılmaz, Mert Yılmaz, Cafer Can Erol, Bora Göymen, Ömer Güçlü ve altyapıdan Serhat Aksakal, Uğur Berke Faal, Alper Aras ve Ceyhun Arslan’ı kadrosunda tutan Kemalpaşaspor, dış transferde de üst lig tecrübeleri olan birçok başarılı isimleri kadrosuna kattı.
KEMALPAŞA aktüel
SPOR Çanakkale Dardanelspor, Şirinyerspor, Göztepe, Seferihisarspor, Bornova 1881, Yeni Çanspor ve Özçamdibispor’da forma giydi.
Transferde kimler geldi ? Doğan ŞAHİN (Forvet) Futbola Sakaryaspor’da başlayan ve bu kulüpte profesyonel olan Doğan Şahin, Daha sonra sırasıyla Çorluspor, Muğlaspor, Yozgatspor, Samsunspor, İlkadım Bld. Spor, Mustafa Kemalpaşaspor, Akhisarspor, Bandırmaspor, Konya Anadolu Selçukluspor, Tokatspor, Marmarisspor, Salihli Bld. Spor, Kocaçeşmespor, Burhaniyespor, Torbalıspor, Akşehirspor ve son olarak Kelkit Bld. Spor’da oynadı. Doğan Şahin, Akhisar Belediyespor’un 1. Lige yükselen kadrosunda yer alarak takımın başarısında önemli bir rol oynadı. Can KARABULUT (Orta Saha) Futbola Fenerbahçe altyapısında başlayan Can Karabulut, Eskişehirspor’da profesyonel oldu. Daha sonra sırasıyla Bağcılarspor, Ayvalıkgücü Spor, Modafenspor, Gebze Sultan Orhanspor, Batman Gerçüş Bağlarspor, Dalyanspor, Akşehirspor ve son olarak Acıpayam Belediyespor’da oynadı. Kazım Talha TAŞÇI (Defans)
Futbola Altınordu altyapısında başlayan genç oyuncu Kazım Talha Taşçı Altınordu’da akademi liglerinde oynadı. Daha sonra Bucaspor altyapısına geçen oyuncu burada da akademi liglerinde oynamaya devam etti. Son olarak Gaziemir Gençlikspor formasını giydi. Çağan KALAFAT (Orta Saha) Futbola Marmarisspor’da başlayan Çağan Kalafat, daha sonra Bucaspor, Milasspor, Marmarisspor, Dalyanspor ve Ortakent Yahşi Gençlikspor’da forma giydi. Umutcan İBOLAR (Forvet) Futbola Çamdibispor’da başlayan Umutcan İbolar daha sonra Karşıyaka’ya transfer oldu. Karşıyaka altyapısında 5 sezon oynayan oyuncu tekrar Çamdibispor’a geri döndü. Son olarak Zübeyde Hanım Kolejleri Çamdibi Altınokspor’da forma giydi. Deniz ÖZYEŞİLLER (Defans) Futbola Hüradaletspor’da başlayan Deniz Özyeşiller daha sonra
Numan YILDIZHAN (Orta Saha) Futbola Altay’da başlayan Numan Yıldızhan daha sonra Reo Atillaspor, Bornova 1881 ve Yamanlar Esen Spor’da forma giydi.
53 Ödemiş Bld. Spor, Reo Atillaspor, Edremit Bld. Spor, Kumluca Bld. Spor, Sındırgı Bld. Spor, Torbalıspor ve Dikili Çandarlı Gücüspor takımlarında forma giydi. Ahmet KIDIR (Orta Saha) Futbola İzmirspor altyapısında başladı. Daha sonra Bucaspor, Galatasaray, tekrar İzmirspor, Bartınspor, Yeni Çanspor, Akıncılar, Güraltay ve Çeşme Bld. Spor formalarını giydi.
Eren KARAKUYU (Defans) Reo Atillaspor’da futbola başlayan Eren KARAKUYU daha sonra Karşıyaka, Bornova 1881 ve İzmirspor’da forma giydi.
Gökhan YILMAZ (Orta Saha) 1990 doğumlu oyuncu Futbola Gençlerbirliği’nde başladı. Ardından sırasıyla Tigemspor, Türk Telekomspor, Keçiörengücü, Ankara Demirspor, Anagold 24 Erzincanspor, Silivrispor, Kırıkhanspor, Sancaktepe Belediyespor,Tatvan Gençlerbirliği, Sarıkamış Belediyespor, Artvin Hopaspor, Torbalıspor, Kırıkhanspor ve geçen sezonda Dikili Çandarlıgücü takımlarının formasını terletti.
Melih ERSOY (Defans) Göztepe altyapısında futbola başlayan ve bu takımda profesyonel olan Melih Ersoy daha sonra
Rıfat BOZKURT (Orta Saha) Futbola Ülküspor altyapsında başladı. Daha sonra Bucaspor’a transfer oldu.
alt yapı oyuncularının velilerinin yanı sıra, önceki Kemalpaşa Belediye Başkanı Yakup Karaca, Yaren Turşu’nun sahibi İhsan Gülle, Turkuvaz Co. Ceo’su Hakan Kandemir, Armutluspor Genel Sekreteri Emin Koyuncu, Kemalpaşaspor Eski Yöneticisi Ali Eroğlu, Kemalpaşa Kocatürk Koleji Müdiresi Gülay Engin, Kulüp Yöneticileri Murat Gülle, Mehmet Ali Yücel, Ishak Üstüm-
dağ, Ömer Gecekuşu, Ahmet Cemil Balyeli ve Filiz Tortumluoğlu katıldı. Açılışta konuşan Kemalpaşaspor Kulübü Başkanı Ramazan Faal katılan herkese ve yoğun programlarından dolayı programa katılamayıp çiçek gönderen Kemalpaşa Belediye Başkanı Arif Uğurlu ve Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray’a teşekkür etti.
Muhammed Gökmen ALTIN (Defans) Futbola Ulukent Gençlikspor’da başlayan Muhammed Gökmen Altın, daha sonra Çamdibispor, Karşıyaka, Ceyhan Altınyıldızspor, Bornova 1881 ve Yamanlar Esenspor’da forma giydi.
Sezon Törenle Açıldı Kemalpaşaspor, 16 Ağustos
A Takım ve alt yapı sporcularının
Perşembe günü, ilçe stadında
katılımı gerçekleştirilen törene,
sezon açılışı töreni gerçekleştirdi.
Kemalpaşaspor taraftarları ve
KEMALPAŞA aktüel Sevcan NUZUMLAER Özel Eğitim Öğretmeni ve Aile Danışmanı
DEVLEŞEN EKRANLAR! Televizyon- Tablet- Telefon Özelikle havaların sıcak olmasından ve gün içinde yapılacak aktivitelerin sınırlı olmasından kaynaklı çocukların ellerinden telefonu, tableti düşürmedikleri, ebeveynlerin televizyon karşısında çok vakit geçiriyor serzenişleri ile sıklıkla karşılaşır olduk! Peki ekran bağımlılığını önlemek, televizyon, tablet ve telefondan gerektiği kadar yararlanmak ve avantaja çevirmek için neler yapmalıyız.. *Öncelikle aileler olarak bağımlılığın her türlüsünün hastalık olduğunu kabul etmeli özellikle küçük yaşlarda televizyon, tel ve tabletin gelişimi ve konuşmayı olumsuz etkilediğini bilmeli ve başta kendimiz ekran bağımlısı olmadığımızdan emin olmalıyız. *Çocuğumuzla; kuralları açık ve
net olan bir anlaşma yapmalıyız!bu anlaşmada yaşına uygun programları izlemesi, ekran karşısındaki süresi, mutlaka belirlenmeli ve açıklanmalı,anlaşma dışına çıkılmamalıdır ( eğer eliniz de olmayan sebepten dolayı sınır aşıldı ise diğer bir tablet süresinden durumu açıklayarak kısın ya da uzadığı süre kadar kitap okuma ekleyin ) *Anlaşmada tablet günü ya da saati belirlemek okul öncesi çağında abartmadan ve alışkanlık yapmasına izin vermeden ödül olarak eğitici program izlemek yararlı olabilir. *Özellikle spor, müzik, resim gibi hem sosyal akran çevresi oluşturacak hem de eğlenceli zaman geçirecek aktiviteleri mutlaka yaptırmalı sevdirmelisiniz!
*Özellikle akşamları açık hava gezileri düzenlemeli ev de kaldığınız sürede asla televizyon izleme gibi bir model olmamalısınız bu durumda en iyi kurtarıcı ailece oynayacağınız sosyal oyunlar( tabu, jenga, monopoly gibi) ve akıl oyunlarıdır *Özellikle okul yaşında araştırma yaparak öğrenmek için kullanmasını sağlayın yaşına uygun olmayan bağımlılık oyun ve siteler maalesef tehlikeli! * Bazen çok basit bir cümle ya da yaptırım tamamen çözüm oluyor! Bu yüzden kendiniz halletmeye çalışmayın yaşadığınız
durumu sadece çocuğunuz ile ilgili olarak bir uzmana sorun. ÜZÜLMEYİN! Televizyon izlemez tablet oyunu oynamazsa Hiç bir zaman çocuğunuz teknolojiden ve arkadaşlarından uzak kalmayacak sevgili prof. Dr. Yankı Yazgan bir seminerinde “sevgili anne babalar sağlığınıza dikkat edin uzun yaşayın çünkü ektiğinizin meyvesini çocuğunuz büyüyünce toplayacaksınız” demişti. Bir eğitimci olarak ben de böyle düşünüyor destekliyor ve öğrencilerimde şahit oluyorum... Deneyimlerimi paylaşmanın huzuru ile sevgiler...
GEZİ
KEMALPAŞA aktüel
55
Gezi Notları
Bir inanç turizmi merkezi
Hamzababa Köyü Hazırlayan: F.Filiz EROĞLU
K
emalpaşa ilçe merkezine 30 km. mesafede olan Hamzababa bu açıdan merkeze en uzak köylerden. Hamzababa Köyü adını, İran Horasan’dan gelen Gazi Erenlerden olan Hamzababa’dan alıyor. Hamzababa, Seyhun havzasının kuzeydoğusundaki Yesiye’ye 2. Km. uzaklıkta bulunan Balhayır köyünde dünyaya gelmiş. Babası Oğuzların oymak beylerinden İlyas Bey, annesi Hatun anadır. Hamzababa annesinden saçlı olarak dünyaya geldiği için ‘Saçlı Hamzababa’ olarak anılmıştır. Hamza Baba’nın nesnel yaşamı 13. Yüzyıl ikinci yarısı ile 14. Yüzyıl ilk yarısıdır. 200 yıl yaşadığı iddia edilmektedir.
Kemalpaşa Aktüel dergimizin her sayısında bir köyümüzü tanıtmaya devam ediyoruz. Bu sayıdaki durağımız küçük bir orman köyü olan Hamzababa. Hamzababa, Kemalpaşa’nın birçok köylü gibi yemyeşil bir doğaya sahip olmasının yanı sıra inanç turizmi açısından da önemli bir köy. Hamza Baba’nın yetiştirdiği aynı zamanda yol arkadaşları olan 7 irşadının büyük bir kısmının ilçemiz sınırları içerisinde türbeleri bulunmaktadır. En bilindiklerinden Kızılca’da bulunan Tufan Baba, Sarıçalı köyünde Kurt Baba, Sarılar üstü Ovacık’ta Çal Baba (Topçu Baba), Sinancılar’da Sinan baba, Manisa Horuz köyünde Karaca Ahmet Sultan, Turgutlu Irlamaz’da Kandıran, Manisa’da Saruhan Baba’dır. Köye girildiğinde ilk göze çarpan, birçok evin duvarında dini motiflerin işlendiği duvar resimleridir. Türbenin bakımını Hamzababa soyundan geldiği söylenilen, bu konuda elinde hilafet fermanı bulunan postni-
şin yürütür. Köy, özellikle çevre il ve ilçelerden gelen alevi vatandaşlar tarafından ziyaret edilmektedir. Ziyaretçilerin çoğu kendini Çepni, Türkmen, Yörük, Abdal, Tahtacı olarak isimlendiriliyor. Her yıl Ağustos ayında geleneksel olarak Hamzababa anma törenleri yapılmakta. Köyde Cem evi bulunmaktadır. Köydeki okul faaliyette olmadığı için
köy çocukları taşımalı eğitim kapsamında Halilbeyli Mahallesine gitmektedirler. Köyde cami bulunmamakta. Ayrıca inanç turizmi yoğun olduğu için köyde şahısların işlettiği dinlenme tesisi, çay bahçeleri, piknik alanları bulunmakta. Türbe etrafında adaklarını adayanlar için ücretsiz kullanıma sunulan bulaşıkhane, kesim yeri, misafirhane, ocaklar ve aşevi bulunmakta.
56 HAMZABABA TÜRBESİNİN DUVARINDA HAMZABABA’NIN HAYATI İLE İLGİLİ ŞU BİLGİLER YER ALMAKTA. Hamzababa ilk eğitimini Hoca Ahmed-i Yesevi dergâhında görmüş, oradan Hacı Bektaşi Veli Dergahına gönderilmiştir. Hacı Bektaşi Veli dergâhında olgunlaşıp kemale erer ve çeşitli deliller göstermeye başlar. Bu durumu gören Hacı Bektaşi Veli Hamzababa için babalık töreni hazırlar ve kırklar miracceni düzenler. Kendisine taç ve hırka giydirir, teslim taşı takar, kemer bağlar, post, sofra, tuğ, taber, çerah gibi eşyalar verilir. İcazet ve Babalık beratı dergâh babaları tarafından imzalanıp mühürlenir. Beratı hünkâr tuğrası ile onaylar. Saruhanoğlu iline erşat ile görevlendirilen Hamzababa Hünkâr’dan destur alıp kırk dervişi ile Sulucakarahöyük’ten Manisa’ya doğru yola çıkar. Bu dönemde Saruhan Bey ile birlikte olmuş, torunlarının kurduğu beylikte dergâhını kurmuş ve Alevi Türk töresini yaymıştır. Sulucakarahöyük’ten çıkan Hamzababa dervişleri ile birlikte ilk olarak Baba dağına gelir, kırlar tepesinde kalır. Orada cem tutar, semah dönerler. Dervişlerinden Sümbül Arap hakka yürüdüğünde artık kalmanın gereği yok diyerek sırtını dayadığı kızıl kayayı ‘Ya Hak’ diyerek fırlatır ve düştüğü yeri yurt edinir. Kızıl kayanın parçalarından da hıdırlıktaki dergâhını inşa eder. Kendiside oradaki mağarada kırk gün çile çeker. Hamzababa dergâhı sevilmeye başlar. Yolcular, aç, sefil ve yoksul insanlar yiyip içerler, barınırlar. Burada ilim ve irfan öğrenirler. Kısa zamanda Hamzababa’nı Müslim ve Gayrimüslim binlerce müridi olur. Bu durumda rahatsız olan papaz ve Sünni ulemalar Hamzababa’yı Nif Bey’i Ali Paşa’ya şikâyet ederler. Ali Paşa durumu öğrenmek için dergâha gelir, dergâhta saygı ile karşılanır, şölen verilir. Ali Paşa’ya Yesevi – Bektaşi
GEZİ fikri anlatılır. Durumu gören Ali Paşa dergâhın faaliyetine izin vererek birkaç parça arazi ve ocaklık verir. Oradan memnuniyetle ayrılır. Ali Paşa’ya şikâyetten sonuç alamayan Sünni ulema ve papazlar bu defa Saruhan Bey’e şikâyette bulunurlar. Saruhan Bey Hamzababa’yı yakalayıp getirmeleri için bir manga asker gönderir. Hamzababa askerler geldiğinde tarlada bostan ekmekte, ekilen tohumlar hemen yeşerip ürün vermektedir. Bostanlardan askerlere ikram edilmiştir. Bunu gören askerler Hamzababa’nın gerçek hak ereni olduğunu anlar. Tövbe ederek mürit olurlar. Askerlerin gelmediğini gören Saruhan Beyi, saray muhafızı ile birlikte bir manga asker gönderir. Bu askerler Hamzababa ve müritlerini yakalayıp zincire vururlar. Hamzababa giderken arkasından kayalarda hareket eder. Bu durumdan korkan muhafız komutanı Hamzababa’yı çözer. Hamzababa’da kayalara bel verir ve durdurur. Yola devam ederler. Saruhan Bey’e gidildiğinde “senin keramet sahibi olduğunu duyduk. Bu mevsimde yaş üzüm olmaz bana bir sepet üzüm bul” der. Hamzababa “emredersiniz beyim” der. Nefes bizden, vermek Hak’tan diyerek bir güldenk okur ve “arka bahçedeki asmanın altında bir sepet üzüm var. Yaveriniz alsın” der. Bunu gören
KEMALPAŞA aktüel
Saruhan Beyi Hamzababa’nın gerçek bir hak ereni olduğunu anlar. Ona bağ, bahçe, tarla ve değirmen vakıf olarak verir. Dost olurlar. Hamzababa bir müddet sonra Manisa’da Saruhan Bey’i ziyaret edip ona Hakk’a kavuşacağını, vedalaşmaya geldiğini söyler. Ben gittikten sonra dergâhıma ve dervişlere zarar gelmesin der. Saruhan Bey’de söz verir ve yazılı ferman onaylar. Akşam vedalaşır, konuk odasına çekilir ve Hakk’a kavuşur. Saruhan
Bey Hamzababa için Manisa’nın en güzel yerinde türbe yapılmasını emreder. Dervişleri ise dergâha götürmek ister. Tartışmalar sonucu “Hamzababa ermiş kişidir. İki tabut yapalım, üzerlerine dergâh ve Manisa yazalım. Hangisinde istirahat edecekse o tabuta girsin” diye karara varırlar. Tabutlar ve odanın kapısı mühürlenir. Hamzababa dervişlerin tabutundadır. Şimdiki türbesinin bulunduğu yere defnedilir.
KEMALPAŞA aktüel
GEZİ HAMZA BABA’NIN EL YAZMA ESERLERİ Hamza Baba’nın el yazma eseleri; Makaamat-Evliya, Kitabü’l-Usul, Kitabü’l Ahval, Vilayetname’dir. Cumhuriyetin ilk yıllarında İzmir Valisi Kazım Dirik, Hamza Baba türbesini kapatmak ister. Halkın bu duruma karşı çıkması üzerine köye gelir ve türbedar Rıza Özer’in evinde kalır. Hamza Baba’nın menkıbelerini dinler ve türbenin kapatılmasından vazgeçer. Türbedar’dan Hamza Baba’yla ilgili çok sayıda el yazma eserlerini de incelemek üzere alarak İzmir’e götürür. Belgelerden bir daha haber alınamaz. Hamzababa’nın el yazması eseri Vilayetname’nin ise İzmir Valisi Kazım Dirik’in oğlu tarafından İngiliz Elçisine hediye edildiği ve halen Londra’da kütüphanesinde olduğu bilinmektedir. TÜRBENİN YAPIMI II. Murad, Hamza Baba’nın Türbesini (14211451) Rum bir mimara inşa ettirir. Rum mimar padişahın bir ölüye büyük değer
57 vererek çok para harcayarak masraflı bir türbe yaptırmasına içinden kızar. Mimarın bu kızgınlığı anında bir rüzgâr yel-yepenek gelerek onu havaya kaldırarak götürür. Hamza Baba’nın bu kerameti üzerine Rum Mimar, hatasını anlar ve Müslüman olur. Türbeyi yapar. Kendine de türbeye giriş eşiğinde sanduka yapar. Mimarın vasiyeti gereği ölünce buraya defnederler. Hatasından dolayı Hamza Baba’yı ziyarete gelenler mezarının üzerinden çiğneyerek geçsinler diye salık verir. Mimar buraya gömüldükten sonra kapı eşiği kırmızı damar damar olur. Bu nedenle de Mimar af edildiğinde inanılarak eşiğe basılmaz ve kutsal kabul edilerek niyaz edilir. Hamzababa Türbesi, sekizgen formdadır. Kubbeli taş bina, eski ve daha yeni mezarların yer aldığı bir alanın ortasına kurulmuştur.
58
GEZİ
TÜRBEDE YAPILAN DİLEKLER Türbede, çeşitli amaçlar için dilekte bulunulmakta. Kişilerin kendi başlarına yaptıkları dilekte bulunuşun dışında, postnişin tarafından yardım alınarak da dilekte bulunulabilmektedir. Türbenin içerisine giren ziyaretçi, niyaz etmek amacıyla sandukanın ayak, orta ve başucundan öpmekte, daha sonra diğer tarafa geçerek aynı işlemi burada da yapmaktadır. İnançları gereği insanlar; Hamza Baba’nın sandukasının etrafında dilek tutarak, 7 kez dolanıp, niyaz ederler ki dilekleri yerine gelsin, muratları hâsıl olsun. Türbenin içinde sandukanın başında oturan “Ana bacı” çocuğu olmayan kadınların beline dikiş ipliğinden bağlar. Kadın hamile kalıncaya dek ipi
KEMALPAŞA aktüel
belinden çözmez. Hamilelikten sonra ipi çıkarır. Sandukanın içine genç kızlar Yemenlerinin içine para koyarak sarkıtırlar. Yemenin içinden eğer para alınırsa dileklerinin yerine geleceğine inanılır. Bu delik niyaz edilir. Günümüzde mendil içine para koyup sarkıtmak, adet haline gelmiştir. Türbenin dışında tekkeşinlere ait küçük çocuk mezarlarının arasında iki küp vardır. Küplerden birinde toprak diğerinde yağ vardır. İnanışa göre ağrıyan yerlere bu yağdan sürüldüğü takdirde ağrılar sızılar gitmekte ve iyileşmektedir. Toprakta çıvher olarak kullanılmaktadır. Türbenin baş usunda ki; yeşil sancak, kılıç ve miğfer varlığı Hamza Baba’nın üçyüz gaip
eren ile fetihlere katıldığının göstergesi olarak kabul görmektedir. Osmanlı döneminde; Çanakkale ve Kurtuluş savaşında düşmana top atan gaip erenlerinden olduğuna inanılır. Askerlere gözükmüş ve yardım etmiştir. Kuluç Kaya (Hamza Baba’nın sırtını dayadığı kaya kütlesi) : Hamza Baba’nın sırtını dayadığı kayaya “sürtübeç” denir. Sürtübeç Kayasına sırt sürüldüğü takdirde, kulunç, sırt ve bel ağrılarına iyi geldiğine inanılır. Ağaçların dallarına kumaş parçaları bağlanarak dileklerde bulunulmaktadır. Hamzababa türbesi çevresinde yer alan bu inançlar, dileklerin yerine gelmesi sonucunda Hamzababa için adakta bulunulması ile son bulmaktadır.
Dergimizin bu sayısında Hamza Baba köyünü daha iyi tanıtabilmek için Hamza Baba Kültürünü Yaşatma ve Koruma Derneği Başkanı Fatma Taş’ın Sarıçalı köyündeki evine misafir olduk. 2014 yılında kurulan derneğin Kurucu Başkanı olan Başkanı Fatma Taş, Hamza Baba hakkında bilgiler verdi. Hoş sohbeti ve misafirperverliğinden dolayı kendisine teşekkür ederim.