Kemalpaşa Aktüel Dergisi Sayı-12

Page 1

19 MAYIS ŞEHİR TURU VE BANDO KONSERİ İLE KUTLANDI

Sayfa/5

MAYIS - HAZİRAN 2020

Yıl:3 Sayı: 12

AĞAR KONGREDE ADAY OLACAK Yahya Ağar, Ak Parti Kemalpaşa İlçe Başkanlığı Kongresinde Başkanlığa aday olacağını açıkladı. Sayfa/49

İHRACATA İLK GİDEN KİRAZ

Fiyatı: 20 TL

www.kemalpasaaktuel.com

"GÜNÜMÜZÜN EN POPÜLER YATIRIM ARACI GAYRİMENKUL"

KEMALPAŞA’DAN

Kiraz üreticisi ve ihracatçısı olan Kemalpaşa Bld. Meclis Üyesi Dr. Ahmet Özken 2020 yılı kiraz sezonunda Türkiye’den ihracata giden ilk kiraz sevkiyatını Kemalpaşa’dan gerçekleştirdiklerini söyledi. Sayfa/14

Rahim Sağ Yazdı...

NiF ADI NEREDEN GELiYOR? Sayfa/46

RÖPORTAJ

AKİF GÜZEL




KÜNYE

YAZARLARIMIZ

KEMALPAŞA

Filiz EROĞLU

aktüel

Kemalapaşa Aktüel Dergisi İmtiyaz Sahibi

Mayıs-Haziran 2020 Yıl:3 Sayı: 12

Av. Ayşe UNGANER

Kemalpaşa Aktüel Dergisi İmtiyaz Sahibi Fadime Filiz EROĞLU

Avukat Ayşe Unganer "KAT MÜLKİYETİ KANUNU ile TİCARİ İŞE BAĞLANAN SONUÇLAR VE MÜTESELSİL KEFALET" konularında yazdı... Sayfa 10-11-16

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fadime Filiz EROĞLU Yayın Türü 2 Aylık Yerel Süreli Yayın Yönetim Merkezi Sekiz Eylül Mh. 131.Sk. No:38 D:4 Kemalpaşa - İZMİR Tel: 0 533 426 20 60

Gülay ENGİN Kocatürk Okulları Kemalpaşa Kampüsü Kurucu Müdürü Gülay Engin'in "UZAKTAN EĞİTİM" başlıklı yazısı sayfa 38'de...

Makale Yazarları Halil Şenol HAMARAT Gülay ENGİN Arif GEMİCİ Ayşe UNGANER Rahim SAĞ Ekrem KARAGÖL Basım Yeri Şener Ofset Matbaacılık 1202/2 Sk. No:99 Z - 06 Yenişehir / İZMİR 0 232 449 00 02

Av. Özlem Kanay BALYELİ Avukat Özlem Kanay Balyeli'nin "AYNA" başlıklı yazısı sayfa 40'da.

Halil Şenol HAMARAT Mali Müşavir Halil Şenol Hamarat'ın "BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ" başlıklı yazısı sayfa 42'de.

Baskı Tarihi 30 Mayıs 2020

Arif GEMİCİ

Bu dergide yer alan yazılar eser sahiplerine aittir. İzinsiz kullanılması ve yayınlanması yasaktır.

İş Adamı ve Siyasetçi Arif Gemici'nin "DÜNYA'NIN AĞIR İMTİHANI" başlıklı yazısı sayfa 44'de.

www.kemalpasaaktuel.com

RAHİM SAĞ Tarihçi Yazar ve Öğretmen Rahim Sağ'ın "NİF ADI NEREDEN GELİYOR" başlıklı yazısı sayfa 46'da.

02

KEMALPAŞA Aktüel



Yerel Yönetim

PAZARYERLERİNE

DEZENFEKSİYON TÜNELİ KEMALPAŞA BELEDİYESİ İLÇEDE KURULAN PAZARYERLERİNDE KORONAVİRÜS SALGININA KARŞI ÖNEMLERİ ÜST SEVİYEYE ÇIKARDI. Vatandaşların sağlığına olumsuz etkileri azaltmaya yönelik tedbirlerin alındığı pazar yerlerini denetleyen Kemalpaşa Başkanı Rıdvan Karakayalı vatandaşları sosyal mesafeye dikkat edilmesi yönünde uyarıda bulundu. Kemalpaşa Belediyesi, koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında çeşitli tedbirler aldı. Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı’nın talimatıyla ilçede kurulan pazaryerleri için dezenfeksiyon tüneli kuruldu. Vatandaşlara maske ve eldiven dağıtıldı. Salgınla mücadele için pazaryerlerine girişler, sadece dezenfeksiyon tünelinin olduğu kısımdan giriş sağlandı. Tünel önünde belediye personeli tarafından vatandaşların ateşi ölçüldü. Sosyal mesafeni korunmasına yönelik uyarıların bulunduğu afişlerin asıldığı Pazar yerlerinde, gün içerisinde ise yetkililer tarafından vatandaşların dikkatli olması yönünde sık sık uyarılarda bulunulmakta.

EKOLOJİK SOLİSYON KULLANILDI 360 derecelik açıyla ve otomatik sensörler

04 KEMALPAŞA

Aktüel

aracılığı ile devreye giren tünel solüsyon buharı salgılayarak vatandaşları dezenfekte ediyor. Yüzde 100 ekolojik ürünlerden üretilen solüsyon ve buharının insan sağlığına hiçbir zararlı etkisi bulunmayan dezenfekte tüneli yetkililer tarafından titizlikle kullanıldı.

BİZİM İÇİN HEMŞEHRİLERİMİZİN SAĞLIĞI ÇOK ÖNEMLİ Vatandaşların salgından etkilenmemeleri için her türlü önemli aldıklarını belirten Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, “Kemalpaşa’da çok yoğun bir şekilde kullanılan Pazar yerlerimizde önlemlerimizi en üst seviyeye çıkardık. Denetim için giriş ve çıkışları kontrol altına aldık. Bizim için hemşehrilerimizin sağlığı çok önemli. Bu konuda elimizden geleni yapıyoruz. Hemşehrilerimden de kendi sağlıkları için tüm bu önlemlere uymalarını rica ediyorum. Lütfen evlerinizde kalın ve aldığımız tedbirlere uyun ve uygulayın. Bu hepimizin mücadelesi; bu felaketi her birlikte aşabiliriz” diye konuştu.


KEMALPAŞA’DA 19 MAYIS

ŞEHİR TURU VE BANDO KONSERİ İLE KUTLANDI KEMALPAŞA BELEDİYESİ, 19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMINDA “BALKONDA BAYRAM VAR” SLOGANI İLE ŞEHİR TURU VE BANDO KONSERİ DÜZENLEDİ.

C

oronavirüs tedbirleri dolayısıyla 19 Mayıs kutlamaları ve resmi törenler tüm Türkiye’de olduğu gibi Kemalpaşa’da da yapılmadı. Kemalpaşa Belediyesi düzenlediği Şehir Turu ve Bando Konseri ile ilçede 19 Mayıs coşkusunu balkonlara taşıdı. Ulucak mahallesinden başlayan Şehir Turu ve Bando Konseri Kemalpaşa merkezinde ve beldelerde devam etti. Bando eşliğinde yapılan şehir turunda Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı üzeri açık otobüsten Kemalpaşa halkının bayramını kutladı. Başkan Karakayalı’ya CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, CHP Kemalpaşa İlçe Başkanı Ahmet Cemil Balyeli, Kemalpaşa Belediye Başkan Yardımcıları Arzu Altıntoz ve Şahin Özdemir eşlik etti.

KARAKAYALI’DAN 19 MAYIS MESAJI ‘Bu ruhu her zaman yaşatacağız’ Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla bir kutlama mesajı yayınladı. Kutlama mesajında birlik ve beraberlik vurgusu yapan Başkan Karakayalı şu ifadelere yer verdi:

"Bağımsızlığımızın ilk adımlarının atıldığı bu özel günümüzün 101. yıl dönümünde, milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum. 19 Mayıs, milletimizin vatan sevgisiyle topyekun harekete geçerek, yokluklar içinde Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini attığı en özel günlerden biridir. Türk Milletinin Kurtuluş mücadelesinin başladığı gün olan 19 Mayıs 1919, zafere giden yolda ülkemiz ve milletimiz adına atılan en önemli adımdır. Ve bu önemli gün Atatürk'ün gençlere armağanıdır. 19 Mayıs,

yaşanan günler ne kadar karanlık, içinde bulunulan durum ne kadar zor olsa da, inancı kaybetmeden, mücadeleyi bırakmadan yola devam etmek gerektiğinin mesajıdır. Bu sene dünyada büyük bir drama neden olan korona virüs salgını nedeniyle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda sokaklarda kutlama yapamıyoruz. Elbette bu zorlu günler geride kalacak, hep birlikte kutlayacağımız günler de gelecek. Bu yıl 19 Mayıs ruhunu yaşatmak adına bayraklarımızı alıp, bayramımızı balkonlarda büyük bir coşkuyla kutlayalım. Bu vesileyle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını kutluyorum. Bu eserin mimarları başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnetle ve şükranla anıyorum"

KEMALPAŞA Aktüel

5


Yerel Yönetim

KEMALPAŞA BELEDİYESİ'NDEN VATANDAŞA FİDE DESTEĞİ

Tarıma verdiği desteği arttırarak devam ettiren Kemalpaşa Belediyesi, vatandaşa 30 bin adet domates, biber ve patlıcan fidesini ücretsiz dağıtıyor. Kemalpaşa’da tarımın önemine vurgu yapan Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, “Tarım için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Bu kapsamda kendilerine ücretsiz fide dağıtıyoruz” dedi.

H

er fırsatta tarıma büyük önem veren Kemalpaşa Belediyesi sosyal bir projenin daha altına imza attı. Aile ekonomisine katkıda bulunmak, organik üretime ve tüketime destek olmak amacıyla tüm olanaklarını seferber eden Kemalpaşa Belediyesi, bu kez vatandaşı 30bin adet fide dağıtarak sevindiriyor. Tarımın önemli bir gelir kaynağı olduğu Kemalpaşa’da, Kırsal Hizmetler Müdürlüğü tarafından domates, biber ve patlıcan fideleri kentin dört bir yanına koordineli bir şekilde dağıtılıyor. Fideler ilçede kurulan tüm pazarlarda koronavirüs salgınına karşı tedbirler kapsamında 4 güne yayılarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak.

TARIM İÇİN İMKANLARIMIZI SEFERBER EDİYORUZ

Bir kentin kalkınmasında üretimin önemine vurgu yapan Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, “Tüm dünyayı etkisi altına alan koronovirüs salgının

06

KEMALPAŞA Aktüel

bir gerçeği daha gözler önüne serdi. O da Tarım! Tarım için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Her zaman tarımda gelişmeyi nasıl sağlarız, vatandaşımızı daha fazla nasıl refaha ulaştırırız bunun derdindeyiz. Bu kapsamda kiraz hasadının sorunsuz geçmesi için önlemlerimizi aldık. Üreticimizi mağdur etmeden bu sezonu da atlatacağız. Kentimizdeki üretimi arttırmak için hemşehrilerimizkendi domates, biber ve patlıcanını eksin diye fide dağıtıyoruz. Böylelikle hem aile ekonomisine katkı sağlanacak hem de vatandaşlarımız doğal sebzeye ulaşımını kolaylaşacak. Hemşehrilerimizin aldığı fidelerden yetişecek

domates, biber ve patlıcanları sağlıklı ve iyi günlerde tüketmelerini diliyorum” diye konuştu. Başkan Karakayalı konuşmasını vatandaşların fide alımı sırasında sosyal mesafeye dikkat etmeleri uyarıda bulunarak sonlandırdı.





KAT MÜLKİYETİ KANUNU AVUKAT AYŞE UNGANER "KAT MÜLKİYETİ KANUNU" HAKKINDA MERAK EDİLENLERİ YAZDI...

Ş

ehirleşmeyle birlikte kişilerin oturacakları binaların hem tapudaki hukuki durumları hem de bina sakinle rinin birbirleriyle ilişkilerinin de ayrı özel bir kanunla düzenlenmesi gerekti. Bu da Kat Mülkiyeti Kanunudur.

AYŞE UNGANER / Avukat

10

KEMALPAŞA Aktüel

Arsaların üzerine yapılan evler arsa maliklerinin tamamına ait olmakta evi maliklerden biri de yaptırsa diğerlerinin de bunda hakkı olmaktaydı. Kat mülkiyetine geçilmekle binadaki her daire için Kat Mülkiyeti Kütüğünde bir sayfa açılır ve

her bağımsız bölüm (daire) için onun sahibine arsa payını ve bağımsız bölümün ada, parsel, numarasını gösteren bir tapu verilir. Böylece daire sahipleri ana gayrimenkulden bağımsız bir mülkiyet hakkına ve hukuki korunmaya kavuşurlar. Henüz bina yapılmamış veya inşaat tamamlanmamış olan bir arsa üzerinde de ana gayrimenkuldeki bağımsız bölümleri, ortak alanları, arsa paylarını gösteren, onaylı mimari proje ve kat maliklerinin tümü tarafından imzalanmış yönetim planını tapu müdürlüğüne vermeleri ve talepleri ile arsanın tapusunun beyanlar hanesine kat irtifakı işlenir. Böylece ileride tamamlanacak yapının arsa payları ve malikleri de bir bakıma tapuda gözükür. Kat irtifakı sahipleri yapının sözleşmede yazılı sürede başlayıp bitmesi için kendilerine düşen borçları yapmak için karşılıklı dava hakkına sahiptirler. Uygulamada bir kısım binalar kat irtifakı halinde kalmakta malikler bağımsız bölüm tapusu almayı ihmal etmektedirler. Asıl mülkiyet hakkı veren yapının tamamlanmasından sonra Yapı Kullanma İzin Belgesini alınmasından itibaren 60 gün içinde kat irtifakının kat mülkiyetine dönüşmesi için tapuya başvurmaktır.


Bir bağımsız bölümün dışında olup doğrudan doğruya o bölüme tahsis edilmiş olan kömürlük, su deposu, garaj gibi eklentiler de o bağımsız bölümün bütünleyici parçası sayılır ve bağımsız bölümün sahibi eklentinin de sahibi olur. Eğer arsa tapusunun üzerinde bina yapılmışsa ve taşınmaz kat mülkiyetine konu olmaya elverişli ise mirasçılardan veya hissedarlardan biri ortaklığın giderilmesi davası açarak aynen taksim yani satış değil ortaklığın kat mülkiyetine çevrilmesi yoluyla giderilmesini isteyebilir. Davalı tarafta olanlar da aynı talepte bulunabilirler. Bu durumda yine kat mülkiyeti için gerekli belgeler mahkemece toplatılarak her malike en az bir bağımsız bölüm düşecek şekilde gerekirse birbirlerine bedel ilavesiyle hatta en son noktada kura çekilerek ortaklık, bağımsız bölüme çevrilerek giderilir. Kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin 4/5’inin onayı olmadan ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım, tesis, değişik renkte badana boya yaptıramaz. Ana yapıya zarar verecek şekilde kendi bağımsız bölümünde de tadilat ve değişiklik yapamaz. Kat malikleri gerek kendi bölümlerini gerek ortak yerleri kullanırken birbirlerini rahatsız etmemek, birbirlerinin haklarını çiğnememek ve yönetim planına uymak zorundadırlar. Aksi halde haklarında Meni Müdahale, Eski Hale Getirme, Tazminat davaları açılabilir. Kat Mülkiyetinden kaynaklı davalar Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülür. Ana gayrimenkulün kütükte mesken, iş veya ticaret yeri olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde hastane, dispanser, klinik, poliklinik, ecza laboratuarı gibi müesseseler kurulamaz. Dispanser, klinik, poliklinik niteliğinde olmayan muayenehaneler bu hükmün dışındadır. Ana gayrimenkulün kütükte mesken olarak gözüken bağımsız bir bölümünde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, kulüp, dans salonu gibi eğlence ve toplantı yerleri ve fırın, lokanta, pastane gibi gıda ve beslenme yerleri ve imalathane, boyahane, basımevi, dükkân, çarşı ve galeri gibi yerler, ancak kat malikleri kurulunun oy birliği ile verecekleri kararla açılırlar. Özellikle işyeri açacak olanların ve bina sahiplerinin bu konuda dikkat etmesi gereklidir. Uygulamada dükkânlarını kiraya vermek isteyen mal sahipleri komşularından bu konuda rıza almaya çalışmaktadır. Bina

sahiplerinin atacakları imzalara dikkat edip konuyla ilgili yeterince bilgi almaları önemlidir. İşyeri sahipleri de ilk etapta kat maliklerinden muvafakat almakta buna göre işyeri için masraf da etmekte fakat daha sonra başka sorunlarla karşılaşabilmektedirler. Yine işyeri için ana gayrimenkulde yapılacak en küçük değişiklik için de kat maliklerinden yazılı onay almak da önemlidir. Uygulamada lokantadan gelen yemek kokularından rahatsızlık duyulduğu için lokantalara açılmış tahliye davaları vardır. Mahkemeler bu tahliye taleplerini iddia kanıtlanırsa kabul etmektedirler. Yine apartmanda beslenen hayvanların komşulara rahatsızlık vermesi durumlarında da bu hayvanların apartmandan uzaklaştırılması gibi kararlar da verilebilmektedir. Kat maliklerinden biri bu kanuna göre kendisine düşen hak ve yükümlülükleri yerine getirmemek suretiyle diğer kat maliklerinin haklarını, onlar için çekilmez hale getirecek derecede ihlal ederse diğer kat malikleri sayı ve arsa çoğunluğuyla karar alarak mahkemede dava açıp o dairenin belirlenen değerini mahkemenin belirleyeceği vadeli banka hesabına yatırarak arsa payları oranında bu dairenin mülkiyetini alabilirler. Ortak giderlerden kendine düşen kısmı ödemediği için 2 yılda 3 defa hakkında icra takibi veya dava açılanlar, kat malikleri kurulunun kararlarına uymayarak diğer maliklere zarar vermekte 1 yıl ısrar edenlerin çekilmez hale getirir derecede ihlal ettiği kabul edilir.

tılmayan kat maliki toplantı veya öğrenme tarihinden itibaren 1 ay içinde sulh hukuk mahkemesinde iptal davası açabilir, ayrıca bir kat maliki diğerinin bu kanundaki yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı zarara uğruyorsa yine aynı şekilde sulh hukuk mahkemesinde tazminat davası açabilir. Mahkemeler bu durumda sadece uğranılan zarar bedelini değil, bilirkişi raporu ile zararın giderilmesi için neler yapılması gerektiğini belirler ve bunu kararlarına eklerler. Örneğin üst kat banyosundaki arızanın alt kata zarar vermesi durumunda hem maddi zarar belirlenir hem de teknik olarak yapılması gerekenler bilirkişilerce tespit edilerek karara eklenir. Yine çatı da apartmanın ortak yerlerindendir ve çatı akmasından oluşan zarar ve tadilat masraflarını bütün malikler paylaşırlar.

Kat malikleri kurulu yılda en az bir kere toplanır. Ve toplantılarda bir karar defteri tutulur. Az daireli bile olsa her apartmanın kat malikleri toplantısı yapması ve defter tutması sorumlulukları dağıtma bakımından önemledir. Kat malikleri toplantısında aleyhe oy kullanan veya ka

KEMALPAŞA Aktüel

11




İHRACATA İLK GİDEN KİRAZ

KEMALPAŞA’DAN KİRAZ ÜRETİCİSİ VE İHRACATÇISI OLAN KEMALPAŞA BELEDİYESİ MECLİS ÜYESİ DR. AHMET ÖZKEN 2020 YILI KİRAZ SEZONUNDA TÜRKİYE’DEN İHRACATA GİDEN İLK KİRAZ SEVKİYATINI KEMALPAŞA’DAN GERÇEKLEŞTİRDİKLERİNİ SÖYLEDİ.

K

emalpaşa Tarımı Destekleme ve Geliştirme Derneği Başkanı olan Özken “ Kemalpaşa Bağyurdu-Yiğitler-Ören havzası Kuzey yarımkürenin ilk kirazlarının çıktığı topraklar. Türkiye yıllık 650.000 ton kiraz rekoltesi ile dünyanın birinci Kiraz üreticisi konumunda, Kemalpaşamız ise Türkiye kirazının yaklaşık %12’sinin yetiştirildiği Kirazın başkenti konumunda olan tarım kenti. Türkiye üretimde dünya birincisi olmasına rağmen yurt dışı pazarlarındaki ihracat rakamlarında maalesef Amerika ve Şilinin ardından üçüncü sırada yer almaktadır. Bizler de bu topraklarda yerleşik üreticiler olarak yıl boyu emek vererek yetiştirdiğimiz kirazlarımızı değerinde satma gayesi ile çalışmalar sergiliyoruz” dedi. Uluslararası alanda farklı kıtalarda bir ülkede görev yapmış olan E.Albay ve aynı zamanda Kemalpaşa Tarımı Destekleme ve Geliştirme Derneği (KEMTAR) Genel Sekreteri Zafer ÖZKEN “Bu yıl erkenci kiraz olarak adlandırılan “Burlent ve Early Bearly” cinsi kirazlarımızı hem Türkiye’nin hem de Kuzey yarımkürenin ihracata gönderilen ilk kirazları olarak

14

KEMALPAŞA Aktüel

havayolu ile Uzakdoğu’ya gönderdik. Tüm dünyayı saran Covid-19 virüs tehlikesi birçok sektörü olumsuz etkilemiştir. Ancak bu musibetin tarımın ve toprağın önemini çok daha fazla hissetmemize vesile olduğu da aşikârdır. “Tarım varsa hayat var” düsturu ile yetiştirdiğimiz ürünleri “Tüm hijyen ve sağlık kurallarına uyarak” bahçelerimizde toplayıp işleyerek tüketici ve yurtdışı alıcılara ulaştırmaktayız. Tüm bahçeler ve tesiste çalışan tarım işçilerimizin maske, eldiven, siperlikleri temin edilmiş olup, titizlikle toplanan kirazlarımızın sevkiyatı gerçekleştirilmektedir” dedi.

Birçok Uluslararası firmada yönetici konumunda görev yapan ve ardından “İyi Tarım Uygulamaları” ile tarım sektöründe aile şirketinde faaliyet gösteren Endüstri Mühendisi Dr. Ayşe ÖZKEN “Tarımda özellikle kadının emeği ve gücünün çok önemli olduğunu burada amaçlarının öncelikle emektar üretici, çiftçi kardeşlerimizin ürünlerini hak ettikleri değerde piyasaya satmak ardından da kiraz diyarı Kemalpaşa’mızın meşhur kirazlarının tüm dünya raflarına ulaştırmak olduğunu beyan etti. İçinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntıların tek çözümün tarıma hak ettiği değeri vermekten ve katma değerli ürünlerin ihracatını artırmaktan geçtiğini bilmekte ve bu doğrultuda çalışmalar yapmaktayız. Kemalpaşa kirazının Uzakdoğu, Ortadoğu, Avrupa ve Rusya’da alıcıları ile buluşmaya devam edeceğini söyleyen Dr. Ahmet ÖZKEN “bu kiraz sezonunda Kuzey yarım kürenin ilk çıkan kirazlarını Bağyurdu Kemalpaşamız’dan tüm dünyaya ihracatını gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz” dedi.







BAKAN PAKDEMİRLİ KİRAZ ÜRETİCİSİYLE TELEKONFERANSTA BULUŞTU KİRAZ HASADININ DEVAM ETTİĞİ KEMALPAŞA’DA ZİRAAT ODASI BAŞKANLIĞI VE İLÇE TARIM MÜDÜRLÜĞÜ EV SAHİPLİĞİNDE BİR TOPLANTI GERÇEKLEŞTİRİLDİ. TARIM BAKANI DR. BEKİR PAKDEMİRLİ TOPLANTIYA TELEKONFERANS İLE BAĞLADI.

Toplantıya Ak Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Kemalpaşa Kaymakamı Dr. Kemal Kızılkaya, İzmir İl Tarım Müdürü Mustafa Özen, Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray, Kemalpaşa İlçe Tarım Müdürü Ali Bal, Kemalpaşa Belediyesi Ak Parti Meclis Üyesi Türcel Çark, muhtarlar ve kiraz üreticileri katıldı. Toplantıda İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpı-

20

KEMALPAŞA Aktüel

nar’ın yönettiği ve Tarım Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ile Manisa, Afyon, Amasya, Malatya, Muğla İl Tarım Müdürlerinin katılım gösterdiği telekonferans görüşme gerçekleştirildi. Telekonferans yöntemi ile gerçekleştirilen toplantıda konuşan Ak Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar kiraz hasadının başladığı bu dönemde yaşadıkları heyecana ortak oldukları için Tarım Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’ye şükranlarını sundu. Telekonferans görüşmede Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli ile konuşan Kemalpaşalı Kiraz Üreticisi Mehmet Akdemir bu salgın döneminde yanlarında oldukları için Bakan Pakdemir-

li’ye teşekkürlerini sundu. Kiraz Üreticisi Akdemir “Kiraz sezonu öncesi oldukça telaşlıydık. Malımız ne olacak? İşçilerimiz gelecek mi? İşçilerimiz gelemeyecek diye tereddüt içerisindeydik. Tarım İl Müdürümüz, İlçe müdürümüz, vekillerimiz ve bakanlığımız ile birlikte gerekli çalışmaları yapılarak sorunlar halledildi. Şu anda işçilerimiz sorunsuz bir şekilde çalışıyorlar. Bu süreçte işçi ile beraber ihracat problemi de önemli bir sorundu. Şu an ihracatta da bir sıkıntı yok. Kargo uçakları ile kirazlarımız hızlı bir şekilde ihraç oluyor. Kiraz Üreticisi Akdemir Tarım Bakanı Pakdemirli ile konuşmasında çiftçinin elektrik sayaçlarının sezon sonuna kadar okunmamasını, hasat bitiminde okunarak çiftçinin ödeme yapmasının uygun olacağını belirtti. Telekonferansta Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli ile konuşan Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray “sıkıntılı bir bekleyiş ile başlayan kiraz hasadı çalışmalarımız için milletvekilimiz Yaşar Kırkpınar’a, İlçe


Kaymakamımız Sayın Kemal Kızılkaya ve İlçe Tarım Müdürümüze siz sayın bakanım huzurunda teşekkür ediyorum. Bu yıla kadar iç piyasaya ve yurtdışına gönderdiğimiz hiçbir üründe sıkıntıyla karşılaşmadık. İlçe Tarım Müdürlüğünden arkadaşlarımız denetimlerini yapıyorlar. Kalıntı problemi olmadığından ürünlerimizi gönül rahatlığıyla sunma imkânı buluyoruz. Üretim aşamasında yaşadığımız sıkıntılar Türkiye genelinde olduğu gibi tarımsal sulamada elektrik fiyatlarının yüksek olması. Elektrik sayaçlarının her ay okunması üreticiler için sıkıntı yaratıyor. Kredi borçları sizin de önerinizle ertelendi. Yalnız bizim bölgemizde kullanılan krediler bu dönemlerin dışında kaldığı için bunun tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Rekoltenin yüksek olduğu bir hasat dönemi bekliyoruz. Sezon öncesi işçi konusunda sorunlarımız vardı. Başta kaymakamımız ve vekilimiz olmak üzere bu sorunları da aştık. Üretim için her şeyimiz hazır. Sahadayız. Çalışıyoruz” dedi.

kullanımında dekarda 280 lira, mazot desteğimiz dekarda 15 lira, gübre desteğimiz dekarda 4 lira, mineral gübre desteğimiz dekarda 10 lira bunun yanında organik tarım desteği iyi tarım uygulamaları desteği, toprak analizi desteği, biyolojik ve biyoteknik mücedele desteği, düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılması kalemlerinde üreticimizin yüzünü güldüren özel destekler ve teşvikler verdik. Biz her zaman diyoruz. Destek bizden, kiraz için gayret sizden, bereket Allah’tan. Pandemi tedbirleri çiftçimizin lehine gelişti. Bu konuda çiftçimiz nasıl taşın altına elini koyuyorsa, bizde devlet olarak bu süreç-

te çiftçimizi mağdur etmemeye kararlıyız. Bildiğiniz gibi pandemi tedbirleri sebebiyle illerimizde giriş çıkış yasağı ve işçi temininde sıkıntı yaşanması ihtimali vardı. Fakat bu konuya hemen el ettik ve tarımsal üretimin bu yasaklardan muaf tutulmasını sağladık. Çevre illerden işçi getirilmesi konusunu sonuca bağladık” dedi. Telekonferans, Bakan Pakdemirli’nin konuşmasının ardından katılımcıların karşılıklı konuşmaları ile devam etti.

Kiraz hasadımız hayırlı bin bereketli olsun. İzmir’in bereketi ve coşkusu diğer şehirlerimize de taşsın diyerek bu toplantıya bağlandık. Kemalpaşa’da yaklaşık bir haftadır kiraz hasadı devam ediyor. Dünyada kiraz üretiminde birinci sıradayız. Kirazı o kadar çok seviyoruz ki iç piyasadaki talep nedeniyle kiraz ihracatında dördüncü sıradayız. Kiraz üretiminde 2018-2019 yeterlilik derecemiz yüzde 114,8. Bu rakam kiraz işini doğru yaptığımızı gösteriyor. Bakanlık desteklerine gelince. Biz üreticimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Kiraz konusundaki desteklerimiz. Standart fidan kullanımında dekarda 100 lira, sertifikalı ve fidan

KEMALPAŞA Aktüel

21






Röportaj:

AKiF GÜZEL KEMALPAŞA AKTÜEL DERGİSİNİN BU SAYIDAKİ KAPAK KONUĞU, KURUMSAL YAPISI VE GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNDEKİ BAŞARILI ÇALIŞMALARI İLE ADINI SIKÇA DUYURMAYI BAŞARAN İZMİR KENT GAYRİMENKUL VE YATIRIMIN SAHİBİ AKİF GÜZEL OLDU.

26

KEMALPAŞA Aktüel

"GÜNÜMÜZÜN EN POPÜLER YATIRIM ARACI GAYRİMENKUL" İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım’ın sahibi Akif Güzel ile günümüzün en popüler yatırım aracı olan gayrimenkul yatırımı ile firmaları bünyesinde gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında bir röportaj gerçekleştirdik. 4 yıldan bu yana Kemalpaşa’da İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım adı altında Ege ve Marmara Bölgelerine hizmet veren Akif Güzel, uzun vadede ileriye dönük en iyi yatırım aracının gayrimenkul yatırımı olduğunu söyledi. Güzel “çeşitli amaçlarla kullanılmak üzere satın alınan ev, dükkân, arsa ve arazi gibi gayrimenkul türlerine yapılan yatırımların hepsi gayrimenkul yatırımıdır. Gayrimenkul piyasası sürekli yükselme halinde olan bir piyasa. Bu sebeple gayrimenkule yapılacak olan yatırımlar insanlar için oldukça önemli olmakla birlikte hayatlarını şekillendirme noktasında önemli bir araçtır. Gayrimenkul halen tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde ve özellikle Kemalpaşa’da bir numaralı yatırım aracı olma özelliğini korumakta” dedi.


SEKTÖRDEKİ ÇALIŞMA ALANLARINIZ NELERDİR? İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım olarak bulunduğumuz bölgede konut, sanayi ve konut arazileri, fabrika, depo, arsa, bağ-bahçe, iş yerlerinin satış ve kiralanması noktasında “kentin en güvenilir gayrimenkul adresi” sloganımız ile hizmet veriyoruz. Bölgemizdeki gayrimenkul fiyat endeksi analizlerini uzman kadromuzla yaptığımız toplantılarda değerlendiriyor ve elde ettiğimiz veriler doğrultusunda danışanlarımızı bilgilendiriyoruz. Kurumsallık bizim en önemli değerimiz. Kurulduğumuz günden bu yana kurumsal kimliğimizden taviz vermeden çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanlığı alanında gerçekleştirdiğimiz başarılı çalışmalarla Kemalpaşa’nın güvenilir bir limanı haline geldik”

SEKTÖRÜNÜZDE KURUMSAL BİR FİRMASINIZ. KURUMSALLIĞIN ÖNEMİNİ AÇIKLARMISINIZ? Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım bünyesinde hizmet veren her çalışanımızın mesleği Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanlığıdır. Kurumsal olmak bu işi profesyonel bir ekip ile yapmakla başlar. Biz gerek ekibimiz ile gerekse çalışma

Çalışanlarımız ve danışanlarımız ile güven esasına dayalı bir anlayış ile çalışıyoruz. Bünyemizde çalışan tüm danışman arkadaşlarımız sektörün getirdiği tüm yenilikleri ve gelişmeleri yakından takip ederek çalışmalarını bu yönde sürdürmektedirler.

yöntemlerimiz ve işimize verdiğimiz önem ile kurumsallıktan taviz vermeyen bir gayrimenkul ve yatırım danışmanlığı firmasıyız. Çalışanlarımız ve danışanlarımız ile güven esasına dayalı bir anlayış ile çalışıyoruz. Bünyemizde çalışan tüm danışman arkadaşlarımız sektörün getirdiği tüm yenilikleri ve gelişmeleri yakından takip ederek çalışmalarını bu yönde sürdürmektedirler. Danışmanlarımız, uzman oldukları alan ve bölgelerde gerçekleştirdikleri saha analizleri ile danışan müşterilerimizi talepleri doğrultusunda

en doğru şekilde yönlendirmektedirler. Bu sebeplerle kısa bir sürede gerek Kemalpaşa’da gerekse Ege ve Marmara Bölgesinde sektörde adından sıkça söz ettiren bir konuma geldik. İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım olarak, uzman bir kadroya, modern ve şık bir ofise, kullanışlı bir web sitesine sahibiz. Web sitemizin pazarlama ağımızda büyük bir payı var. Ayrıca etkili bir internet pazarımız ile birlikte sosyal medyayı da aktif şekilde kullanıyoruz. Kurumsallığın önemine değinecek olursak, bahsetmiş olduğumuz tüm bu kurumsal yapının çarklarının düzgün bir şekilde işlemesi güvenilirlik ve başarının beraberinde gelmesi demektir.

GAYRİMENKUL HER ZAMAN KAZANDIRIR MI? Günümüz sermaye piyasasında faizlerin düşmesi, doların ve altının yükselmesi ile elde edilecek gelirden çok daha fazlası gayrimenkul yatırımlarıyla her zaman kazanılabilir. Gayrimenkul almadan önce piyasa hakkında detaylı bir araştırma yapmak, bu konu da uzman kişi ve kuruluşlara danışmak ve edinilen bilgiler doğrultusunda gayrimenkul yatırımlarına karar verilmesi gereklidir.

KEMALPAŞA Aktüel

27


KEMALPAŞA YATIRIM İÇİN DOĞRU BİR ADRES Mİ? İlçemizde gayrimenkul üzerine ne alırsanız alın, hep kazançlı çıkarsınız. Kemalpaşa bulunduğu konum itibariyle İzmir’in göz bebeği haline gelmiş olan bir ilçe. Bu sebeple yatırımın da doğru adresi. Tarımı, sanayisi, doğası, lojistik köyün gelmesi, İzmir-İstanbul otoyolunun açılması, kargo havalimanı projesi gibi çok ciddi yatırımlar ilçemizin değer kazanmasında önemli rol oynuyor. Kemalpaşa, gayrimenkul de yükselen bir değer. Konut, villa, sanayi arsası, fabrika, verimli toprakları ile tarım arazileri, tarım ve sanayi depoları, hobi bahçeleri ile Kemalpaşa, gayrimenkul sektörünün hareketli olduğu bir bölgedir.

CORONAVİRÜS GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNÜ NASIL ETKİLEDİ? Coronavirüs, gayrimenkul sektöründe şehir dışı yaşam alanı taleplerini bir hayli artırdı. Sektör, bu salgın krizinde bile oldukça hareketli. Doğası, yeşili, verimli

Fahrettin GÜZEL

Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanı

28

KEMALPAŞA Aktüel

tarım arazileri ile İzmir ve şehir dışında yaşayan vatandaşların bir numaralı tercihi olan Kemalpaşa’da villalar, arsa ve araziler ile hobi bahçelerine rağbet giderek daha da çok arttı. Kent merkezi yerine kırsal alanlarına tercih edilmesinde Kemalpaşa zaten tercih ediliyordu, coronavirüs sonrasında rağbet daha da artacak. Salgın gayrimenkul satışların önüne geçemedi diyebiliriz. Sektörün süreci iyi okunması ve doğru şekilde danışanlarına aktarması gerekli. Vergi düzenlemeleri, KDV oranları, sektörün can suyu konut kredi faizlerinin daha makul seviyelere düşürülmesi, tapu harçlarının indirilmesi gibi destekler gayrimenkul sektörüne süreç sonrası bir nebzede olsa katkı sağlayacaktır.

Hülya SAYGILIER

Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanı

Cansu TÜRK

KEMALPAŞA’NIN İMAR SORUNU İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİZ NELER? Kemalpaşa’da uzun yıllardan beri süregelen bir imar konusu var. Henüz imar açılmış değil. Kemalpaşalıların bu yönde yoğun bir taleplerinin olduğu aşikar. İmarın açılmaması sebebiyle artan arsa payları, ev fiyatlarının ve kiraların yükselmesine sebep olmakla birlikte yatırım yapmak isteyen girişimcilerin arsa bulamaması veya buldukları arsaların fiyatlarının yüksekliği yatırımların önünü kesiyor diyebiliriz. İmar sorununun yetkili kurumlar tarafından çözüme kavuşturulması hem ilgili sektörlerin hemde Kemalpaşalıların faydasına olacaktır diye düşünüyorum.

Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanı

Coşkun ÇETİN

Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanı


BAŞARILI BİR GAYRİMENKUL YATIRIM DANIŞMANI NASIL OLUNUR? Başarının tek bir seçeneği yoktur. Mesleğimiz öncelikle girişimci ve güvenilir bir ruhu sahip olmayı gerektiriyor. Portföy ve finans bilgisi, uzmanlık bölgesi, yönetmelik, satış ve pazarlama tekniklerini geliştirmek, eğitim ve teknoloji kullanmak, portföyünüzle ilgili reklam ve pazarlama oluşturmak. Bunlar oldukça önemli konular. Biz firma olarak uzman danışman kadromuzla bu başlıklara önem vermekteyiz. Haftalık ve günlük toplantılar yapıyoruz. Geniş bir yatırımcı müşteri portföyümüz bulunmakta. Yatırımcılarımız adına gayrimenkulleri değerlendirip, zamanı geldiğinde alış ve satışlarını yapıyoruz. Böylece uygun zamanda karlı yatırım yapmalarını sağlıyoruz.

GAYRİMENKUL YATIRIM DANIŞMANI OLMAK İSTEYENLERE NE TAVSİYE EDERSİNİZ?

İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım'ın yeni ofisi kısa bir süre önce Kemalpaşa Kaymakamı Dr. Kemal Kızılkaya ve çok sayıda davetlinin katıldığı bir törenle gerçekleştirildi.

Türkiye’nin en güçlü sektörlerinden biri olarak kabul edilen gayrimenkul sektörü aynı zamanda gelecek vadeden iş kolları arasında da bulunmakta. Sayıları her geçen gün artan gayrimenkul yatırım danışmanları arasında öne çıkmak isteyen kişiler gayrimenkul sektörünü yakından tanımalı, gayrimenkul piyasası hakkında bilgi edinmeli, kendilerine uzmanlık konusu ya da uzmanlık bölgesi edinmeli, sektörün tüm bilgilerini edinmeye çalışırken aynı zamanda mesleki eğitim kursları ile kendilerini geliştirmeye de devam etmelidirler. Teknolojiyi iyi kullanmalı, hedef kitlelerine yönelik reklam politikasını iyi belirleyebilmeli, sosyal ağları iyi kullanmalı ve yaşadıkları dünyadan, Türkiye’den ve bölgelerinden haberdar olmalıdırlar. Ve en önemlisi danışanlarına karşı seffaflık ve dürüstlük ilkelerinden taviz vermemelidirler.

1984 İzmir doğumlu olan Akif Güzel 2006 yılında başlayan iş yaşamını 2017 yılında kurduğu İzmir Kent Gayrimenkul ve Yatırım ile sürdürerek kısa zamanda sektörün önde gelen güvenilir adreslerinden birisi oldu.

KEMALPAŞA Aktüel

29




250 Gönüllüyle Kiraz Hasadı

İZMİR’İN KİRAZI İMECEYLE TOPLANIYOR

İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NİN “ÜRETİCİNİN ÜRÜNÜ DALINDA KALMASIN” DİYE 250 GÖNÜLLÜYLE KEMALPAŞA’DA KİRAZ HASADINA KATILDI. SOYER, “GÖNÜLLÜ ÇAĞRIMIZA 647 KİŞİ BAŞVURMUŞ. BUGÜN 18 KÖYDE 46 ÜRETİCİNİN BAHÇESİNDE 252 GÖNÜLLÜ İLE HASAT YAPIYORUZ” DEDİ.

i

zmir Büyükşehir Belediyesi’nin koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında “Üreticinin ürünü dalında kalmasın” diyerek başlattığı meyve hasadında ilk durak Kemalpaşa oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer 250 gönüllüyle beraber Kemalpaşa’ya gitti. Kemalpaşa’da 18 mahallede 46 üreticinin bahçesinde eşzamanlı olarak başlayan bölgenin en önemli ürünlerinden kiraz hasadının ilk gününde Başkan Soyer, Bağyurdu Yeni Mahalle’de gönüllülerle beraber kiraz topladı. Sokağa çıkma yasağı nedeniyle mevsimlik işçi bulmakta zorlanan kiraz üreticilerinin yüzü güldü. Kiraz hasadına CHP milletvekilleri Sev-

32

KEMALPAŞA Aktüel

da Erdan Kılıç ve Mahir Polat, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı ile eşi Lütfiye Karakayalı, Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile eşi Öznur Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, Genel Sekreter Dr. Buğra Gökçe ve İzmir Köy Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer, Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı ve Kemalpaşa Merkez Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Bülent Oray, İzmir Bölgesi Sulama Kooperatifleri Birliği Başkanı Hüseyin İlhan Yavuz katıldı. Başkan Soyer, kiraz hasadından sonra Kemalpaşa Bağyurdu Kiraz Alım Merkezi’ni ziyaret etti ve sorunları dinledi.


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı

TUNÇ SOYER Gençler bugün bizimle ve üreticiyle beraber ürün hasadı yapacak. Onlarla iftihar ediyorum ve Türkiye’ye örnek olacaklarını düşünüyorum. Bugün Kemalpaşa Belediye Başkanımızın kiraz üreticisini korumak için yaptığı çalışmalara destek olmak için buradayız

İMECE RUHU

Hasat öncesi Bağyurdu Meydanı’nda üreticilerle ve Kemalpaşa halkıyla bir araya gelen Başkan Tunç Soyer, “Bu imece, bizim keşfettiğimiz bir şey değil. İmece bu topraklarda binlerce yıllık bir gelenek. Bizler o kadim kültürün evlatlarıyız. Bu, çok gurur verici bir şey. İnsanlık imeceyi, yani birlikte yaşadığın yeri iyileştirmek için emeğini, zamanını feda edebilmeyi bizden öğrendi. Biz bugün sadece hafızamızı tazeliyoruz. Gençler bugün bizimle ve üreticiyle beraber ürün hasadı yapacak. Onlarla iftihar ediyorum ve Türkiye’ye örnek olacaklarını düşünüyorum. Bugün Kemalpaşa Belediye Başkanımızın kiraz üreticisini korumak için yaptığı çalışmalara destek olmak için buradayız” dedi. Meyve hasadı gönüllü destek programına 647 kişinin başvurduğunu söyleyen Soyer, “Bugün 18 köyde 46 üreticinin bahçesinde 252 gönüllü ile hasat yapacağız. Korona gönlerinde üreticinin üretmeye devam etmesini sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz. Çünkü içine düştüğümüz tarım politikalarının bir kader olmadığını biliyoruz. Başka bir tarım mümkün diyoruz” şeklinde konuştu. Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı ise “Saygın döneminde üreticimizi rahatlatmak için çalışmalar ya-

pıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi de gönüllüler ile gelerek bize büyük bir destek sağladı. Başkan Tunç Soyer’e tarıma verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

“ÜRETİCİYE DESTEK OLMAK BİZİ MUTLU EDİYOR”

Bağyurdu Yeni Mahalle’deki kiraz üreticisi Nadir Öner, “Çok memnun olduk. Bu gönüllü projesi için özellikle teşekkür ediyoruz. Tarıma desteğin devam etmesini istiyoruz” dedi. Gönülü ekipten Ceren Sarıbayır da “CHP Karabağlar Gençlik Kolları’nda yöneticiyim. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin meyve hasadı için gönüllülere çağrı yaptığını duyunca başvurumuzu yaptık. Üreticiye yardımcı olmak bizi çok mutlu ediyor” şeklinde konuştu.

GÖNÜLLÜ BAŞVURULARI SÜRÜYOR

Program kapsamında hasada destek olmaya gönüllü 20-35 yaş arasındaki gençler Bizİzmir dijital platformlarının ana sayfasından “Katıl” yazısına, açılan sayfada da “Gönüllülük” başlığına tıklayarak üye olabiliyor ve “Gönüllü Formu”nu doldurabiliyor. Sağlık problemi olmayan ve arazi koşullarında çalışabilecek adayların kabul süreci kendilerine gönderilen hasat eğitim videosunu izledikten sonra “İzledim” onayıyla birlikte tamamlanıyor.

ÜRETİCİLER DE TALEPLERİNİ İLETİYOR Gönüllüler 10 Haziran’a kadar 07.3017.00 saatleri arasında üreticilerle meyve bahçelerinde olacak. Gönüllülerin çalışma programları kendilerine sms olarak gönderilecek. Maske, eldiven ve dezenfektan olmak üzere günlük hijyen setleri, ulaşım ve öğle yemekleri İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sağlanacak. Haftalık hasat desteğine küçük bir teşekkür olarak gönüllülerin İzmirim kartlarına günlük 5 biniş bedeli olmak üzere haftalık 35 biniş bedeli yüklenecek ve her hafta kendilerine gıda paketi hediye edilecek. Gönüllü desteği talep eden meyve üreticileri ise taleplerini mesai saatleri içinde (0232) 293 35 55 numaralı telefon üzerinden Büyükşehir Belediyesi’ne iletebiliyor. Başkan Tunç Soyer, koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında üreticinin ürünü dalında kalmasın diye gençlere ve İzmir gönüllülerine çağrı yapmış, bu çağrı üzerine gönüllü başvuruları başlamıştı. Kemalpaşa’da kiraz hasadına katılan 252 gönüllü de Bizİzmir dijital platformlarından başvuruda bulunmuştu. Program salgın önlemleri kapsamında çocuklara ve yaşlılara uygulanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle mevsimlik işçilerin bir kısmının meyve hasadına katılamayacak olması ve bu yüzden işgücü ihtiyacının doğacağı öngörüsüyle başlatılmıştı.

KEMALPAŞA Aktüel

33




Ak Partili Kırkpınar; DEVLETİMİZİN BÜTÜN İMKANLARI SEFERBER EDİLDİ AK PARTİ İZMİR MİLLETVEKİLİ YAŞAR KIRKPINAR, YENİ TİP KORONAVİRÜSLE (KOVİD-19) MÜCADELE KAPSAMINDA YAPILAN ÇALIŞMALARLA İLGİLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU. AK Parti İzmir Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Yaşar Kırkpınar, ülkemizin maruz kaldığı virüs tehdidinin bertaraf edilmesi için devletimizin tüm imkânlarımızı seferber ettiğine dikkat çekti. Kırkpınar, “Ülkemizin maruz kaldığı virüs tehdidinin en kısa sürede bertaraf edilmesi için Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde devlet olarak tüm imkânlarımızı seferber ettik. Bu süreçte en büyük görev hemşerilerimize düşüyor. Hemşerilerimizden istirhamımız, Kovid-19 tehdidi geçene kadar mümkün olduğu kadar evlerinden çıkmamalarıdır” ifadelerini kullandı. “İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN” Özellikle son 17 yılda ülkemizde temel hizmet alanlarında ve altyapısında gerçekleştirilen büyük dönüşüm sayesinde Türkiye’nin bu sürece olabilecek en hazırlıklı şekilde yakalandığına vurgu yapan Milletvekili Kırkpınar, Ülkemizin uyguladığı dengeli politikalar bir yandan özel sektörün üretim gücünü desteklerden, diğer yandan eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi alanlardaki hizmetlerin kamu garantisiyle kesintisiz sürmesini sağlamıştır. Ülke olarak en başından itibaren bu hastalıkla ilgili gelişmeleri yakından izlemiş, tedbirleri de süratle alarak hayata geçirilmiştir. Biz önce insan diyen öyle bir medeniyetin ve insanı yaşat ki devlet yaşasın diyen bir kültürün mensuplarıyız. Bunun için aldığımız her tedbir insanlarımızın hayatını ve gelece-

36

KEMALPAŞA Aktüel

ğini korumaya yöneliktir. Bu tür hastalıklar pek çok insanın farkında olmadan virüse maruz kalması ve yine farkında olmadan virüsü başkalarına bulaştırmasıyla yayılıyor. Sağlıklı insanlar hastalığı rahatça atlatırken, herhangi bir rahatsızlığı olan, bağışıklık sistemi zayıf kişiler ölümcül sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyor. Henüz aşısı ve kesin tedavisi olmayan bu hastalıktan en iyi korunma yolu, virüsün bulaşmasını engellemektir. Özellikle hükümetimiz tarafından 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız için başlatılan sokağa çıkma yasağına büyüklerimizin hassasiyet göstermesini istirham ediyoruz. Kurumlarımız ve güvenlik güçlerimiz büyüklerimizin her türlü ihtiyacını karşılama noktasında her türlü önlemi almış bulunmaktadır” diye konuştu. “SAĞLIK BAKANLIĞIMIZIN AÇIKLAMALARINI TAKİP EDELİM” Alınan ve tavsiye edilen tedbirlerin hem kendimizi, hem de diğer insanların sağlığını koruma amaçlı olduğunu belirten Kırkpınar açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Kovid-19 hastalığından en iyi korunma yöntemi, herkesin kendi kendine alacağı tedbirlerdir. Hiç kimse bencilliği veya özensizliği sebebiyle tüm toplumun sağlığını tehlikeye atma hakkına sahip değildir. Toplumun tamamının sağlığı ve huzuru için bireyler olarak her birimizin fedakârlıkta bulunma sorumluluğu vardır. Tedbirler de salgın riski

ortadan kalkana kadar geçici olarak uygulanacaktır. Açıklanan tedbirlere hep birlikte hassasiyetle riayet edersek, evde kalma süresini 3 haftayla sınırlı tutabiliriz. Bu süreçte en çok hassasiyet göstermemiz gereken husus bireysel temizliğimize ve diğer unsurlar, bunun yanında diğer insanlarla olan mesafemize dikkat etmektir. Bu süreçte, başta Sağlık Bakanlığımız olmak üzere resmi kurum ve kuruluşlarımızın açıklamalarını dikkatle takip etmelisiniz. Kamu hizmetlerinde, alışverişte, yakınlarımızla iletişimde ve daha birçok aktivitede internet teknolojisini ve telekomünikasyon imkanlarını kullanmaya, ibadetlerimizi evlerimizde eda etmeye, mümkün olduğunca ziyaretçi kabul etmemeye ve vaktimizi evlerimizde geçirmeye özen gösterelim.”

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA TEŞEKKÜR Koronavirüs ile mücadelenin özverili ve fedakâr kahramanları olan sağlık çalışanlarına da teşekkür eden AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, “Her türlü zorluğa ve sıkıntıya göğüs geren tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyorum. Sağlıkçılarımızın verdiği mücadele her şeyin üstündedir. Millet olarak sağlık çalışanlarımızın işlerini kolay kılalım. Gerekmediği müddetçe sağlık kurumlarımızı ve sağlık çalışanlarımızı meşgul etmeyelim” dedi.



UZAKTAN EĞİTİM U

zaktan eğitim okul çağında çocuğu olan her ailenin gündeminin ilk maddesi. Çocuğumun eğitimi ne olacak sorusu ise 10 puanlık soru. Ancak sürecin her geçen gün iyiye doğru gittiği şu günlerde bazı konuları tekrar konuşmak gerekli diye düşünüyorum. Öğrenme, çocuk için her an devam eder ve çocuklar için tüm dünya bir öğrenme alanıdır. Okul ortamında belirlenmiş bir müfredat ile kontrollü bir öğrenme ortamı sağlanır. Evde ve doğada zaman geçirebileceğimiz bu dönemde de çocuklarımız için öğrenilebilecek pek çok bilgi ve edinilebilecek pek çok beceri vardır. Uzaktan eğitim ve dijital içeriklerle çocuklarımızın formal eğitimi devam ederken ayrıca informal olarak öğrenebileceklerinin de farkında olmak gerekir. Dayanışma, sorumluluk, zorlukların üstesinden gelme, farkındalık her zaman gerekli becerilerdir. Bu dönemi bir kayıp olarak değil, farklı becerilerin edinildiği bir dönem olarak görün.

KENDİNİZİ ÇOCUĞUNUZUN ÖĞRETMENİ ROLÜNE SOKMAYIN Bu durum rol karmaşası yaratır. Sizin rolünüz rehberlik eden ve gerekli öğrenme ortamını sunan olmaktır. Öğretmenlik zor ve aşkla yapılması gereken bir meslektir. Bu dönemde çocuğunuzun öğretmenliğini yapmanıza değil süreci yönetmenize ihtiyacı var. Ailesi olarak gerektiği zaman destek olabileceğinizi bilmeye ve güvene ihtiyacı var. Özel bir durumu yoksa çocuğunuzun yanına oturarak ders çalışmayın, destek olmak yerine müdahaleleriniz ile onun kendi öğrenme sürecine zarar verirsiniz. Öğrenme sevgisini

destekleyin ve merak ettiği konularda araştırma yapmasını teşvik edin. Öğrendiklerini sizle paylaşsın. Sorduğu soruları bazen cevaplayın bazen de onun cevaplarını bulması için yol gösterici olun.

HER GÜNE DAİR PLANINIZ VE RUTİNLERİNİZ OLSUN Bu; eğitimcilerin her zaman vurguladığı bir konudur ancak bu dönemde bunu özellikle yapmamız gerekiyor. Bir salgın tehdidi ile karşı karşıyayız ve bizim kontrolümüz dışında yaşamlarımız değişiyor. Kontrol edemeyeceğimiz unsurları kontrol etmeye çalışmak kaygıyı artıran en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle bu dönemde kendiniz ve çocuğunuz için kontrol edebileceğiniz unsurlara odaklanmak yararlı olacaktır. Günlük yaşamınızda meydana gelen değişiklikler olabilir ancak her gününüz için bir planınız olsun. Rutinler oluşturun. Bu planı birlikte yapın. Eğer çalışan ebeveynler iseniz planı akşam oluşturabilir ve gün içerisinde yeterince iyi uygulandıysa akşam çocuğunuzla keyifli vakit geçirmek için bir etkinlik planlayabilirsiniz. İlkokul çağı çocukları gelişimsel olarak henüz planlarını kontrol etmede yeterli beceriye sahip değildir. Bu nedenle planı uygulamasını engelleyecek unsurları azaltmak ya da sınırlamak gerekir. Aşırı yapılandırılmış bir plan oluşturmaktan kaçının ve çocuğunuzun özelliklerini dikkate alarak bu planı oluşturun. Unutmayın; en iyi plan uygulanabilir olandır. Planda öğrenme saatlerine yer ayırdığınız gibi diğer sorumluluklara ve eğlenceye de yer ayırın. Evde öğrenmenin okulda öğrenmeden farklı bir yapıda olduğunu kabul edin. Bire bir okul saati kadar günlük ders saati içeren planlar oluşturmaktan kaçının.

ÇOCUĞUNUZUN CANININ SIKILMASINDAN KORKMAYIN Hatta canının sıkılmasına izin verin. Kişi canı sıkıldığında gerçek ilgi alanları neler ise onlara yönelip kimse yönlendirmese de bir şeyler yapmaya başlar. Evde çocuklar nasıl zaman geçirecek, ne yapacağız diye endişelenmekten vazgeçin. Bu dönem, onun kendi ilgi alanlarını fark etmek ve gözlemlemek

38

KEMALPAŞA Aktüel

adına bir fırsat bile olabilir.

TEKNOLOJİ KULLANIMI AMACA UYGUN VE SINIRLI OLSUN Uzaktan eğitim sürecinde çocuklarımız teknolojiyle zaten iç içe olacaklar. Öğrenme süreçleri haricinde teknoloji kullanımları ile ilgili kurallarınız olsun ve bu konularda tutarlı olun. Teknolojinin kullanım amacı, içeriği ve süresi önemlidir. Eğer siz sınır çizmezseniz çocuklar kendilerini kontrol etmekte zorlanabilirler. Çocukların her dediklerini yapan ebeveynlere değil onları koruyacak sınırları yapıcı bir dille çizen ebeveynlere ihtiyacı vardır.

AŞIRI KONTROL ETMEYE ÇALIŞMAYIN Çocuğunuzu kontrol edilmesi gereken biri olarak görmekten vazgeçip hayata dair rehberlik etmeniz gereken bir birey olarak görün. Kontrol etme duygusuyla sürekli eksik ve hatalara odaklanıp çocuğunuzu sık sık eleştirip düzeltirsiniz. Sürekli eleştiren bir ebeveyn de bir süre sonra çocuk tarafından duyulmamaya başlar ya da çatışmalar yaşanır. Her durumda çocuğun öz güvenini zedeler. Unutmayın sizin konuşmalarınız onun hayatı boyunca kafasında duyacağı iç konuşmalarına dönüşecek. Hata yapmaktan endişelenen, her şeyi mükemmel yapmaya çalışan ebeveynler olmaya çalışmak sizi gergin ve kontrolcü yapar. İlişkinizin eğlencesini kaçırmayın. Hataların öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu hatırlayın. Ebeveyn olarak kendi hatalarınıza ve çocuğunuzun hatalarına karşı hoşgörünüz olsun.

SON OLARAK ÇOCUĞUNUZLA DERSLER DIŞINDA DA ZAMAN GEÇİRMEYE DİKKAT EDİN Fırsat buldukça açık havaya çıkın, hareket etmesine izin verin. Kitap okuyun. Gereksiz haber kirliliğinden çocuğunuzu ve kendinizi koruyun. Sağlıklı ve umutlu kalın…



ÖZLEM KANAY BALYELİ Avukat

AYNA Bir Kemalpaşa aşığı olarak, Kemalpaşa’nın en çok takip edilen dergisinde yazmak, aynı havayı soluduğum gönüllerle bu sayfada buluşmak büyük bir keyif. Zorlu bir seyahatse yasamak; Aynı trendeki yolculuğumuzu birlikte nasıl daha keyifli hale getirebiliriz diye, umuda, sevdaya, güzelliklere dair minik ilham notlarını paylaşmak için buradayım. Uzun yıllardır kitabımın arasında çiçek kurutur gibi gönlümde sakladığım, bazen sosyal medyada anekdotlarla çoğu zaman da başucumdaki ajandamda kaydedilmiş gerçek masallarla, kendi gücünüzü size aynasız göstermek için buradayım. Sizde gördüğüm güzelliği, seyahatimin manzarası yapıp, mutlu sonlu hikâyeleri değil, mutlu sonsuzu yazmak için buradayım. Eh öyleyse: Kendi treninizde bana da bir koltuk verdiyseniz hoş geldiniz sayfama. Benim ışığa, aşka, insana aslında da kendime yolculuğum, 7-8 yaşlarında evdeki kocaman kitaplığımızda bulduğum bir dergiyle başladı. AYNA adındaki bu derginin künyesinde şu slogan yazıyordu. HAYAT BİR AYNADIR GÜLÜMSEYEREK BAKARSAK O DA BİZE GÜLÜMSER! ‘İyi’ dedim ‘ya, ne var ki kolaymış.’ Lakin aradan geçen yıllar, bunun o kadar kolay olmayacağını, tabi ki neşeyle kederin, hüzünle sevincin ayrı yoğurulmayacağını, yüzlerimize çarpan soğuk sert rüzgârlar gibi türlü engellerle önümüze getirecekti. Artık bütün mesele yaşadığımız acıları, bize şifa verecek olan doğa dengesi ve hayatın şefkatli elleri olarak görebilmekti. Bu uğurda hala devam eden mücadelemde, okuduğum, dinlediğim gezip gördüğüm nihayetinde öğrendiğim tek bir şey oldu ; Bütün Semavi Dinlerin, her tür den inanışların, kuantum enerji, kişisel gelişim vs. uğraşların ortak paydası tek bir şey..! HERŞEY SENDE BAŞLAR SENDE BİTER… Öyleyse senden sanadır yolculuğun; kalem yazmaz dil anlatamaz.

40 KEMALPAŞA

Aktüel

Yüreklerimizle yazacağımız, birbirimize AYNA olacağımız bu sayfaya; Covid19 salgınında birbirimizden ayrı kutlayacağımız, bu sayımıza denk gelen Bayram vesilesi ile sıcacık bir not bırakayım o zaman: Bayramları bekliyoruz, aramak, görüşmek sevdiğimizi göstermek için. Sevdiğimiz Sevildiğimiz her gün bayram değil mi bize? SENİ SEVİYORUM bu kadar zor mu söylemesi. E sevdiğimi bilmiyor musun? Hissetmiyor musun? Sevmesem böyle olur mu? Söylersem Şımarır mı? Kontrolümden çıkar mı? Her türlü ihmalkârlık, çekince, korku, kaygı, düşünememe, otoriterlik vs engellere takılan söyleyememe hali : olağan gibi sürer gider hayatımızda. Ta ki sevdiklerimiz ölene, gidene kadar. Sonra dilimiz çözülür aslında ne çok sevdiğimizi anlatırken başkalarına. Senin içinde saklı sevgiyi ben ne yapayım kocaman bile olsa. En büyük engelleri bile tanımadan coşup kalbinden taşmıyorsa Ha sevmiyorsundur o vakit ayrı. Söyleme zaten. Ama SEV yani kardeşim. Ben sevilmeyecek biri miyim? Sen sevilmeyecek biri misin? Allah bile bizi sevmiş ki yaratmış. O zaman söyle. Bunu duymayan kulak, söylemeyen dil neye yaramış. Bir Şifadır oysa Söyleyenin zehrini bala, söylediği kişinin dikenini güle çevirir. Korkmadan hesap kitap yapmadan bayram, seyran beklemeden amalara teslim olmadan tüm herkese söyleyelim SENİ SEVİYORUM...! Bunu söylediğiniz ve duyduğunuz her gününüz Bayram olsun. Ayrı bile olsak gönüllerimizin bir olduğu Mübarek Ramazan Bayramınız kutlu olsun.



BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ Halil Şenol HAMARAT Mali Müşavir

Tarih boyunca ülkeleri büyük ölümlere sebep olan salgınlarda ülkeler birçok kayıplar verdi. 1350 yıllarında Avrupa’ya vuran veba salgını 15.yüzyılda çiçek hastalığı, 1800 yıllarında Sarıhumma salgını ve 1888-1897 yıllarında Afrika Sığır Vebası olduğunu tarihi incelediğimizde görebiliyoruz. 2019 Aralık ayında Çin’in Vuhan şehrinde ilk vaka görüldükten sonra, hızla yayılarak tüm dünyayı tehdit eden korona virüs (COVİD-19) tüm dünyayı esir almıştır. Korona virüs salgını dünya çapında milyonlarca insanın yaşam şeklini önemli ölçüde değiştirmiş ve değişimlerin çoğu da kalıcı olarak tarihe not düşülecektir. 20.yüzyılda tarih olarak bundan sonra korona virüs öncesi ve sonrası olarak ayrılacaktır. Hani bir söz vardır ya ‘’Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!’’ Türkiye bu acımasız pandemi sürecini bugüne kadar her yönüyle dünyaya örnek bir şekilde götürdü. Ancak bir ülkenin başarılı olup olmadığı diğer ülkelerle kıyaslama yaptığımızda ortaya çıkar. Bu gün ise 2019 Aralık ayında Çin’deki ilk vaka sonrası, hemen tedbirleri alıp Çin uçuşlarını kapatması (22 Ocak 2020) ve bazı ülkelere uçuşu yasaklaması, karantina hastaneleri belirlemesi, tanı kiti, ilaç ve koruma ile ilgili malzemeleri depolaması yapılırken dünya devi dediğimiz Amerika ve gelişmiş ülkeler olan Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, Belçika ve İngiltere ne yapmış? Bize bir şey olmaz biz gelişmiş ülkeyiz deyip, daha sonra maske kavgasına düşmüşlerdir. İnsanlık acı çekerken, zulüm çekerken bir afet durumunda

42

KEMALPAŞA Aktüel

hep yaptığımız insani görevimiz; Irk, dil, din bakmadan yukarıdaki ülkelere başta Amerika olmak üzere yardım kolilerini uçakla göndererek dünyaya bir kez daha şunu söylemiştir: Biz bir karış toprak için savaşan millet olarak, afet durumunda barışa, sevgiye, dostluğa el uzatacak kadar büyük bir devletiz. Tabi ki yardımları maddi açıdan çok değerli olmasa da ihtiyaç durumunda o ülkelerin uzay füzeleri bile işe yaramamaktadır. Sağlık konusunda Türkiye ekip ve ekipman, solunum cihazı, yoğun bakım ünitesi, hastane ve yatak olarak yeterli olmasına rağmen daha büyük bir tehlike durumu karşısında tedbiri elden bırakmayayım diyerek İstanbul’un iki yakasına pandemi hastanesi yapımına kısa süre içerisinde başlanmış olup ve bayram sonrası hizmete girecektir. 40 günde bütün dünyaya göstermiş olacağız. Gönül ister ki hiçbir yatağını kullanmayalım. Türkiye bu illet korona virüs pandemisini dünya ile birlikte son bulduktan sonra korona virüs sonrası 20.yüzyıl dönemine daha güçlü olarak dünyada yerini alacaktır. Bu kriz dönemi içerisinde yapılan ekonomik ve sosyal yardımlar belki 85 milyon insanımızı memnun etmemiş olabilir. Şunu inanarak söyleyebilirim ki bu 85 milyon insanımızın her biri kendisi ve ailesinde hastalık taşıyan birisi olduğunda onun bedeli ne olursa olsun devletimizin iyileştirmek için hazır olduğunu biliyordur. Dünyanın ekonomik yönden gelişmiş gözüken ülkelerde tedavisi için 35.000 dolara kadar ücret isterken, ülkemiz dış ülkeden bir hastasını getirmek için ücret-

siz özel uçak gönderebilmektedir. Tabi ki; mal canın yongasıdır. Birçok işyeri bu süreçte ekonomik sıkıntı yaşamakta ve yaşamaya devam edecektir. Bu sıkıntılar eminim devlet-millet işbirliği içerisinde aşılacak ve daha güzel günleri birlikte göreceğiz. Gözle göremediğimiz virüs tüm dünyayı bir hizaya soktu. Gerektiğinde ülkelerin savaşsız ve barış içinde yaşayabileceğini biliyoruz. Tüm dileğim bu yaşanan kötü günlerin unutulmadan yeni Dünyaya barış ve huzur getirmesidir. BOYNU BÜKÜK RAMAZAN! Geçtiğimiz Ramazan ayında birisi çıkıp gelecek sene Ramazan’da camiler kapalı, teravih namazı kılınmayacak, 65 yaş üzeri dışarı çıkamayacak, anneniz babanız ve aile etrafı ile birlikte iftar yapamayacaksın, Ramazan sonrasında bayram namazı kılamayacaksın deseydi ‘’ya sen deli misin git başımdan ‘’derdim. Demek ki insan bazen hayal edemeyeceği şeyleri yaşayarak görüyormuş. Bu bayramı böyle geçireceğiz. Boynumuz bükük ve yüreğimiz acılı. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Hastalarımız biran önce şifa bulur ve Kurban Bayram’ını bayram gibi kutlarız. Bu vesile ile tüm okuyucularımın mübarek Ramazan Bayram’ını kutlar, sağlık ve huzur içinde nice bayramlar dilerim.


Ramazan Bayramınız


DÜNYA’NIN AĞIR İMTİHANI ARİF GEMİCİ İş Adamı

Mart ayında korona ile başlayan ekonomik, sosyal ve sağlık açısından ağır bir sınavdan geçiyoruz. İnsanlığın 2020 yılına girdiğinde depremler, sel felaketleri, tusunamiler derken açlıkla sınavı olanlarla zulüm yapanların arasında geçen bir mücadelenin adıdır korona. Ülkemizde korona virüsü belirdiğinden bu yana büyük bir sınav içerisindeyiz. Müslümanız ancak Müslümanız diyenlerin içinde çok zalimce davrananlardan çok çektik. Helalinden bahsedip haram yiyen, haktan bahsedip haksızlık yapan, kul hakkından bahsedip iftira eden, doğruluktan bahsedip yalan söyleyen, adaletten bahsedip adaletsizlik yapan, kanaatten bahsedip israf içinde yaşayan, ahlaksız Müslümanlardan çektiğini siyonizmden çekmedi. Malum ramazan ayını ifa ediyoruz. Çoğu zaman korona yüzünden evlerimizde vakit geçiriyoruz, ibadet ediyoruz. Teravihi evde kılıyoruz, oruçlarımızı tutuyoruz, Kuran okuyoruz, hatimlerimizi takip ediyoruz. Bu zaman zarfında aile olduğumuzu farkına varma imkânı bulduk. Gerçekten manen ve maddi olarak büyük bir sınavdan geçiyoruz. Korona sürecinde işsiz kalan insanımız, işyerlerini kapatmak zorunda kalan berber, lokanta, kafe işletmecileri vs. günübirlik garsonluk yapan yevmiyeci olarak çalışanlarımız gerçekten zor durum geçiriyor. Hayat devam ediyor, gelirleri kesilen insanımız geçim derdine düştü. Korona ile yerli üretimin önemi ortaya çıktı. COVID-19 salgınının ekonomiye etkileri bu süreçte yerli üretimin bir ülkenin sürdürülebilir ekonomik performansında ne kadar önemli olduğu anlaşılmıştır. Başka bir deyişle, ekonomik anlamda her açıdan kendi kendine yetebilen bir ülkenin bu tür problemlerle daha kolay bir şekilde başa çıkabildiği görülmüştür. Salgın sonrası süreçte de Ülkemizin ve Dünya’nın yerli üretime çok ciddi önem vermesi beklenmektedir. Umarız ders alınır ve tüm önlemler üretime dönük yapılır. Şimdi ilçemizde de kiraz sezonunun girmesiyle yevmiyeye giden kardeşlerimiz kirazını toplamaya çalışan çiftçilerimiz hummalı bir çalışma içindeler. Ramazan dolayısıyla yardımlaşmalar

44

KEMALPAŞA Aktüel

devam ediyor, derneklerimiz siyasi partilerin temsilcileri, belediyelerimiz, yoksullara erzak torbası ulaştırmak için çaba sarf ediyorlar. Bir taraftan ibadetleri yaparken, bir taraftan da Korona tedbirleri devam ediyor. Evde eğitim devam ediyor. Uzaktan eğitim istenilen düzeyde olmasa bile bu dönem böyle atlatılacaktır. Her halükarda ülkemizde üretimin artarak devam etmesi için seferberlik devam ediyor. Çiftçiler tarlasına, bahçesine gidebiliyor. Hayat mücadelesi devam ediyor. Bu arada Korona ile mücadele devam ederken piyasada fırsatçılarla da mücadele devam ediyor. Gıda ve dezenfektan ürünlerine fahiş zamlar yapan firmalara ceza kesiliyor, tedbirlere ve yasaklara uymayan vatandaşlara da ceza kesiliyor. Bu arada ekonominin daraldığı bir ortamda döviz ve altın fiyatlarının anormal yükselmesi de insanımızı ve iş dünyasını tedirgin ediyor. Moral bozukluğuna sebep oluyor. Ülkemiz 2017’den beri daralan ekonomide kriz atlatmaya çalışırken şimdi de Korona ile mücadeleyi başlatmış olup hem ekonomi hem de sağlıkla mücadeleye devam etmektedir. Korona tehlikesine karşı alınan önlemlerle beraber uzaktan eğitimde önceleri asenkron etkinliklerin yoğun olduğu uzaktan eğitim, iletişim hızındaki ve donanım erişim imkânların da ki artış ve öğretmen ve öğrencilerin, günlük hayatlarında video konferansın yaygınlaşmasıyla canlı ders uygulamaları öne çıkmıştır. Anlık iletişimin doğal iletişime yakınlığı, öğrenci, öğretmen etkileşiminin yoğunluğu ve uzaklık algısı üzerinde ki olumlu etkileri bu uygulamaların uzaktan öğretim ile ilgili mevzuda zorunlu bileşen olarak yer verilmesine kadar getirmiştir. Canlı dersler teknik bir ortamda ses ve görüntü iletişimine dayalı bir ders işletme şeklinde algılansada doğası itibariyle asıl farklılık teknik değildir. Öğrencilerin gözünden sınıfın ne hissettiğini anlamadan, derin düşüncelere dalmış bir öğrenciyi biraz sert ama şefkat dolu göz hareketleriyle uyarmadan daha derse başlarken sınıf içindeki sinerjiyi başlatan karşılıklı gülümsemeyi yaşamadan, herkesin aynı yere bakması için tebeşirle vuracak bir tahta olmadan aynı verimde bir ders işletmek için sınıf içerisinde artık otomatikleşmiş öğretim reflekslerinin canlı derste

ki teknopedagojik karşılıklarına da bakmak gerekir. Özellikle COVID-19 salgınıyla birlikte canlı derslerin kullanımının inanılmaz derecede arttığı bu günlerde bu sistemlerle ilk kez karşılaşan öğreticilerin hem teknik hem de pedagojik olarak kendi çözümlerini üretme gayretleri takdire şayandır. Ancak bu konuda gerek yükseköğretim gerekse ortaöğretim düzeyinde canlı derslerin işlenişine ilişkin sorulan sorular, destek taleplerini ve yapılan paylaşımlar canlı ders uygulamaları için bütüncül bir destek materyali ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Öte yandan sağlık, güvenlik, ekonomi gibi hemen her alanda pandemi sürecinin en iyi şekilde atlatılması için ülke olarak ciddi fedakârlıklar yapıldığına şahit olduk. Bu günlerde bayrama hazırlık yapıldığı dönemde daha dikkatli olarak yetkililere kulak vermek gerekir. Kurallar harfiyen uygulanmalıdır. Ülkemizin geleceği fertlerin yapacağı fedakârlıklarla orantılıdır. Bu süreci sağlıklı atlatmaktan başka seçeneğimiz olmadığının idraki içindeyiz. Ramazan ayında idrak edilmesi sebebiyle, manevi havasıyla ve şuuruyla yardımlaşmanın zirve yaptığı bir döneme gelmesi ülke olarak sahip olduğumuz bir şanstır. Hep beraber bu ekonomik ve sağlık imtihanını da atlatacağımıza yürekten inanıyoruz. Bu dönemde, arkadaşlıkların, dostlukların bir çay içmenin, nefes almanın, kafede oturmanın, özgür olmanın ne kadar büyük bir nimet olduğunun farkında olmanın mutluluğunu da yaşamaktayız. Tabi ki Korona sürecinde karlı olanlar olacak, zararda olanlar olacak, hep beraber toplum olarak yönetenlerle beraber yaralar sarılacak. Bu duygu ve düşüncelerle yarınlarımızın ve aydınlık geleceğimizin gençlerine büyük görevler düşüyor. Daha çok çalışmalıyız, üretmeliyiz, tüketimi azaltmalıyız, tasarruf tedbirlerini elden bırakmamalıyız. Ramazan bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, Vatanımıza ve Milletimize birlik ve beraberliğin pekiştiği bir bayram havasıyla geçmesi ümidiyle, Hoşçakalın, Allah’a emanet olunuz.


GÜZEL KEMALPAŞA KiRAZ TADINDA Kiraz, yaz aylarının sıcak günlerinde serin bir atıştırmalık olarak tüketilen; özellikle tatlı, şekerleme ve meyve salatalarında bolca kullanılan bir meyvedir. Anadolu ve Ege de birçok yerde simge meyve olarak bilinse de Kemalpaşa’mız için iyi bir geçim kaynağı olarak bilinmektedir. Yediden yetmişe sevilerek yenilen ve şifa dolu meyvelerden biri olan kiraz, sağlık alanında da birçok fayda sağlamaktadır. Pek çok insan meyve ve sebzelerin kabuğunu veya sapını atarak etli kısımlarını yemeyi tercih ediyor. Ancak doğa üzerinde amaçsız olarak yaratılan hiçbir şey yoktur. Bunlardan biri de kiraz sapıdır. Kiraz tüketilirken genelde sapını ve çekirdeğini çöpe atarız. Aslında bakıldığında yapılan araştırmalara göre bunun oldukça yanlış bir hareket olduğu kanısına varılmıştır. Yazımızın ilerleyen kısmında KİRAZ sapı ile ilgili güzel tarifler vereceğim. Bu kadar faydalı olan bir meyvenin zararları var mıdır? Diye soracak olursanız, Etkili bir zararı yoktur ancak gereğinden fazla tüketen bireylerde yan etkilere neden olabilir. İshal ve mide ekşimesi gibi durumlar yaratan aşırı kiraz tüketimi aynı zamanda bazı bireylerde alerjik reaksiyonlar da gösterebilir. Mutlaka gereği kadar tüketilmelidir. Yetiştiricilik ve çeşitlerinden bahsedecek olursak, Kiraz, ılıman iklim kuşaklarında iyi yetişir. Sıcaklığın - 20 derecenin altına sık sık düştüğü yerlerde kiraz yetiştiriciliği yapılmamalıdır. İlkbaharda çiçeklenme zamanı meydana gelen geç donlar tomurcuk ve açmış çiçeklerin donmasına neden olur. Kirazın kışın dinlenme isteği isteği elma armudunkinden daha az, çoğu şeftali çeşitlerinden daha fazladır. Kış soğuklama isteği kirazlar için önemlidir. Dinlenme zamanından çıkabilmesi için kışın yeteri soğuğu alması gerekir. Bu durum Lambert,

Bigarreçu, Napolyon, Bing ve Salihli gibi yüksek soğuklama isteği olan çeşitlerde çok belirgindir. Yağış düzeninin ise yıl içerisinde düzenli dağılışı kiraz için idealdir. Yalnız çiçeklenmeye ve olgunlaşmaya yakın devredeki yağışlar tehlikelidir. Kiraz çeşit bakımında ise yöre yöre değişiklikler gösterebiliyor. Napolyon, Burlent, Salihli, Bing, Kara bodur, Dalbastı vb. birçok çeşitleri mevcuttur. Aynı kiraz da olsa yörelere göre isimleri değişebiliyor. Mutfak kısmına gelecek olursak, Mutfakta özellikle pastacılıkta kullanılan kiraz dan; komposto, meyve salatası, dondurma, tart, sufle, kek, puding, likör ve kiraz şarabı da yapılır. Beyaz ve sarı kirazdan ise reçel yapılabilmektedir. Giresun ‘da “ Kiraz Kavurması”, “ Kirazlı Hibe “, “ Kiraz Tuzlusu Kavurması” gibi tatlı ve tuzlu pek çok yemeği yapılmaktadır kirazın. Mevsiminden dolayı kışın bulunmayan kiraz kurtularak da kullanılır. Meyvesi kadar yaygın kullanıma sahip olan yaprağı da sarma yapımında kullanılır.

Ekrem KARAGÖL / Mutfak Şefi

Kirazın Faydaları • Antioksidan etkisiyle kansere karşı korur. • Kalp ve damar sağlığını korur. • Hafıza sorunlarını giderir. • Nöroloji hastalıkların görülme riskini azaltır. • Diyabet riskini düşürür. • Cildi korur, bağışıklık sistemini güçlendirir.

100 gr tane kirazda • Kalori : 70 • Karbonhidrat : 17,5 gr • Protein : 1,3 gr • Demir : 0,4 mg • Fosfor : 19 mg • Kalsiyum : 22 mg • Sodyum : 21mg • Vitamin bakımından da oldukça güçlü bir meyvedir.

Anadolu da birçok ilde yaygınlaşmış kiraz, Kemalpaşa’mız için de güzel bir yemek ile tescillenebilir. Sizler için bu sayımızda; Kiraz Sapı Çayı ve Kiraz Kebabı tariflerim ile sofralarınıza KİRAZ konuk olmak is• 750 gr kıyma terim. • 1 kg kiraz • 3 adet tırnak pide Emek en yüce • 1 yemek kaşığı zeytin yağı değerdir. Sağlıklı • 1 adet soğan günlerde mutlu • 1 tatlı kaşığı domates salçası kalın. • 1 adet limonun suyu • Maydanoz • Tuz, karabiber, pul biber, yeni bahar

KiRAZ SAPI ÇAYI Etkili bir kilo verme yöntemidir. • Sapları ayırıp bol su ile yıkayalım. ( İster taze, ister kuru olarak kullanılabilir.) • 40 ya da 50 kadar sapı 3 su bardağı su ile 10 dakika kaynatalım. • Daha sonra soğumaya bırakalım. Her sabah aç karnına yarım çay bardağı kadar içelim. İdrar söktürerek böbrekleri temizleyecektir ve idrar yolu enfeksiyonları için tam bir şifa deposudur. Aynı zamanda hanımların regl ağrıları için tam bir ağrı kesici etkisi göstermektedir.

KEBABI

YAPILIŞI 1. Köftelik kıymaya tuz, karabiber ve yeni baharı ilave edip iyice yoğurun. 2. Minik parçalar koparıp elinizi suya batırdıktan sonra kiraz büyüklüğünde yuvarlayın. 3. Soğanı çok ince kıyın, zeytinyağında kavurun ve domates salçası ekleyin. 4. Yuvarlanan köfteleri ilave edin. Silkelemek suretiyle kavurun. 5. 1 kg kirazın yarısının suyunu ve tuzu köfte katılımına ekleyip pişirin. 6. Köfteler iyice piştikten sonra kirazların diğer yarısını etin üzerine alıp 1-2 dakika kaynatın. 7. Pideleri baklava dilimi şeklinde kesin. Servis tabağına yerleştirin. 8. Pidelerin üzerine kirazlı köfteleri alın. Üzerine ince kıyılmış maydanozu serpiştirip servis edin.

KEMALPAŞA Aktüel

45


“Nif ”Adı Nereden Geliyor? 1923 yılında adı “Kemalpaşa” olarak değiştirilen yerleşimin tarihte farklı adlarla anıldığı bilinmektedir. Bu adlandırmaların en yaygını ise buraya, çoğunlukla Türkler böyle kullandığı için, “Nif” denilmesidir. Peki“Nif” adının kökeni nereye dayanıyor ve bu ad hangi anlam ya da anlamları taşıyor?

T

arihte en çok anıldığı ve en bilindiği biçimiyle “Nif” olan bugünkü Kemalpaşa kentsel yerleşimin adı değişik dönemlerde ve değişik kaynaklarda “Nymphaion”, “Nimfayo”, “Nimfeon”, “Nimfeo”, “Nimfio”, “Nymphis”, “Nymphe”, Nifi”, “Nimfi”, “ “Nemfiyo”, “Nymphio”, “Nymphaeum” ve Osmanlı döneminde ise, 1923 yılına kadar değiştirilmeden önceki resmî adı olarak da daha çok Türk yerleşiklerince söylendiği gibi “Nif” şeklinde geçmektedir. “Nif” adının kökeni ve anlamı üzerinde farklı değerlendirmeler ve farklı akademik görüşler vardır. Nif adının anlamı hakkında en yaygın kanı “Nif” adının, Yunanca “gelin” anlamına geldiğine ilişkin olanıdır ki Ali Naili Erdem, çağdaşı ve sonraki dönemde yaşamış pek çok Kemalpaşalı’nın da inandığı ve kabul ettiği biçimiyle, “Nif, benim doğduğum ilçenin eski adıdır.” dedikten sonra “‘gelin’ anlamına geliyor.” diye yaygın bir kanaati dile getirir anılarında. “Nif” adı, Prof.Dr. Engin Berber’e göre, “Nimfeon” sözcüğünden türemiş, daha sonra “Nimfi” ve nihayet “Nifi”ye dönüşen “gelin” manasında bir isimdir.

46

KEMALPAŞA Aktüel

Engin Berber, “bahar aylarında çiçek açan kiraz ve meyve ağaçları doğayı pembe-beyaz renklerle donattığında, tepeler ve yamaçları gelinlik giymiş gibi olduklarından, kazaya bu isim verilmiştir.” demektedir. Öte yandan bu konuda “rivayetlere göre bahar aylarında kiraz ve meyve ağaçlarının çiçek açması ile Kemalpaşa (Nif) ovası pembe ve beyaz bir örtüye bürünür. Yüksek tepelerden bakıldığında gelinlik giymiş bir dağ görünümünde olması nedeniyle bu dağa Nif Dağı, yerleşim yerine de Nif denilmiştir.” değerlendirmesi “Nif” adının bu anlamdaki kullanımı için dikkate alınabilir niteliktedir. “Nymphaion” ise bilindiği üzere “anıtsal çeşme binası” yani şadırvan anlamına gelen bir addır. Nif’in su yönüyle zengin bir bölge olması, verimli su yolları üzerine anıtsal çeşmelerin yapılması ve bu anıtsal yapıların kentin mimarî görünüşüne baskın etkisi itibarıyla ve bu çeşmelerinin dışarıdan bile dikkat çekecek kadar çok sayıda olması nedeniyle de bu adla anıldığı pekâlâ düşünülebilir. “Adını zengin pınarları nedeniyle su perilerinden (Nymphe) alan Nif” adı da, anlamı

Rahim SAĞ da yine su ile bağlantılıdır. Nitekim Nikau Karara 1968 yılında Atina’da yayınlanan ΤΟ ΝΥΜΦΑΙΟ (ΝΥΦΙΟ) ΕΝΑ ΧΩΡΙΟ ΜΕ ΒΥΖΑΝΤΙΝΗ ΑΙΓΛΗ ΣΤΗΝ ΠΕΡΙΟΧΗ ΤΗΣ ΣΜΥΡΝΗΣ/ Nimfaion (Gelin) -İzmir Bölgesinde Bir Bizans Köyü başlıklı kitabında 1922 yılından önce kasabada mevcut bulunan 23 anıtsal çeşmenin varlığın-


dan, bu tür çeşmelerin çokluğunu özellikle vurgulayarak ve bu çeşmelerin bir kısmının özel adıyla anılacak kadar bilinirliğinden söz etmektedir. İzmir ve çevresi açısından son dönemde yayınlanan en önemli kaynak kabul edilen İzmir Kent Ansiklopedisi’nde yer alan “Kemalpaşa” maddesinde ise “Nif” kelimesinin anlamı için “bu adını su perilerinden alır.” bilgisinin yanı sıra “İlkçağ’da anıtsal çeşmelere de bu nedenle Nympaion denmektedir. Bu sözcüğün ‘Başı örtülü’ ya da ‘Gelin’ anlamına geldiği söylemi de vardır.(…) Nif adı Yunanca Nympheon sözcüğünden türer. Daha sonra Nimphi, Nimfi ve son olarak da Nifi’ye dönüşür. Bu isim gelin manasına gelir. Kemalpaşa olarak adı değiştirilmeden önce Rumların yazarken Nimfeo, konuşurken Nifio olarak kullandıkları ismi Türkler Nif olarak kullanır.” bilgisine yer verilmektedir. “Nif” adının, yerel halkın da benimsediği ve kabul ettiği biçimiyle, “gelin” anlamında olduğu düşüncesi yaygındır. Bu adlandırma, ister istemez Yunan mitolojisindeki “Nympha”ları akla getirmektedir. “Aslında başı örtülü, yani gelin anlamına gelen nympha kırlarda, sularda, ormanlarda yaşayan doğal ve tanrısal varlıkların dişi olanlarına verilen addır. Homeros’a göre nympha’lar Zeus’un kızlarıdır. Olympos’ta toplantıya çağrı-

lınca tanrılar, nympha’lar gelir katılırlar. (…) Nympha’lar ikinci derecede önemli tanrıçalar sayılmakla birlikte, doğa ve insanlar üstüne etkili ve güçlü bilinirler, bu yüzden de büyük tanrıçalar gibi ‘yüce’ ve ‘ulu’ sıfatlarıyla anılırlar. Doğadaki yerlerine göre adları değişir.” Yunan mitolojisine göre dişilik, gelin ve güzellik, iç içe geçmiş vaziyette Nympha’larda görülen ortak özellikler olarak çıkar karşımıza. Nif adının, -mitolojik kökenli de olsa- anlamına ilişkin bir diğer yaklaşım Nifli bir Rum olan Baburakis’in “Türkler de bu hikayeye (anlatıya) inanıyorlardı.” diye zikrettiği ve Kız Kulesi olarak adlandırılan sarayın yapılışına ilişkin aktardığı bir efsaneye dayalı yaklaşımıdır. Baburakis: “Kasabanın girişinde sol tarafta, hakim konumda bulunan bir saray vardır. Burası etrafından pınarların fışkırdığı, bizim Kulas dediğimiz rüya gibi bir yerdi. Dedelerimizden duyduğumuza göre, bu sarayı İyonya Prensi ile nişanlanmış olan Sard Prensesi yaptırmıştı… Evlenmek üzere düğün alayıyla birlikte İyonya’ya doğru hareket eden prensese, sarayın bulunduğu yere geldiğinde (nişanlısı olan) prensin öldüğü haberi ulaşmış, bunun üzerine prenses, hiçbir yere kımıldamayacağını söyleyerek, babasından buraya maiyetiyle birlikte yaşayacağı bir saray yaptırmasını rica etmişti. Nif’e adını veren işte bu gelindir.” diyerekNif adının “gelin” anlamına geldiğini söylemekte ve bunu yukarıdaki efsaneye dayandırmaktadır. Günümüzde de Kız Kulesi olarak adlandırılan Laskaris Sarayı’nın, milattan sonra 13. yüzyılda inşa edildiği göz önüne alınırsa, bu sarayın yapılış tarihinden yaklaşık bin beş yüz yıl önce kurulmuş olan bir yerleşim yerine “gelin” anlamına gelen “Nif” adının verildiğini düşünmek, olsa olsa bu anlatının, efsane çerçevesinde kabul edilebileceği derecede gerçektir. Ancak bu konuda vurgulanması gereken asıl nokta “Nif” adının tarihsel ve etimolojik kökeninin ne olduğu gerçekliği bir yana, bölgeyi yüzyıllarca kendilerine yurt bilmiş Müslüman Türkler ve Ortodoks Rumlar’ın bu konuda aynı inanışa sahip olmaları ve Nif’i her iki tarafın da ağız birliği etmişçesine “gelin” anlamında tanımlamalarıdır. Nitekim Sabri Sürgevil, Kemalpaşa üzerine yazdığı kitabında “Nif” adının “su perisi anlamına gelen (Nympha) ve gelin anlamına gelen (Nig)’den alındığına ilişkin görüşler bu-

lunmaktadır.” değerlendirmesini aktarmaktadır. Nif adının etimolojik kökenine ilişkin “su perileri” anlamına gelen “Nympaeion” ya da “peri pınarı” olarak “Nymphaion” biçiminde yazılabilen tanımına SevanNişanyan’ın çalışmasındagörüyoruz. Bu sözcüklerden yola çıkarak, anlamı daha da somutlaştırmak adına, günümüz Türkçesi’nde “hayrat” ya da “sebil” denilen ve kamunun kullanımına vakfedilmiş, ortak kullanıma özgü yapılar anlamını kastederek kullandığımız ancak anlam daralmasına uğrayarak sadece çeşmelerin anlaşıldığı, Yunanca “Nympaeion”lar akla gelmektedir. Bilindiği üzere “Roma’da insanların su gereksinmeleri ‘nympheion’ adı verilen güzel görünümlü, görkemli çeşmelerden sağlanmıştır. Su perisi anlamına gelen nympheion su ile ilgili inancın su yapısıyla birleştiği noktada adını verdiği mimari yapıdır.” Bilge Umar da Nif’in, “İlkçağdaki adı Nympaeion’dur. ‘Su perileri’ anlamına gelen bu isim, Kemalpaşa (Nif) dağının sıcak ve kurak yaz aylarında bile akımı devam eden pınarları, zengin bitki örtüsü ile ilgili olmalıdır.” görüşüne yer vermektedir. Bilge Umar, “Lydia” adlı kitabında yukarıda belirtilen bilgileri destekleyici mahiyette ve somutlayıcı bir yaklaşımla ele alarak “Nymphaeion, Hellen dilinde,

KEMALPAŞA Aktüel

47


yerlisi Niobe’nin adının dahi gerçekte bundan türediğini sanıyorum. Benzer bir sözcük, eski Hellen dilinde, “Kar” anlamında Nipha biçimiyle bulunduğu gibi; göreceğimiz üzere, İran’daki Nihavend kentinin adı, öz biçiminde, Niphawanda (Niphawanda, Karlı) idi.”

nympha/nymphe’ler (kır perileri) yeri demektir. Çağdaş kasabanın doğu bitişiğinde, kasaba ile dağ (Nif Dağı) arasında yer alan, ortasından bir derenin aktığı, çevresi koruluk, şirin vâdiye gidiniz, bu adın nereden geldiğini anlarsınız.” değerlendirmesini yapar. Umar tarafından gitmemizin söylendiği yani sözü edilen alan, Nif Ovası’ndan Turgutlu yönüne uzanan geniş bir ovadır. Bu alan, Nif Çayı’nın neredeyse, özellikle yaz aylarında, kurumaya yüz tutmasına rağmen, toprağın sahip olduğu su zenginliğinden olsa gerek, bahar aylarında inanılmaz güzellikte bir manzaraya sahip çiçeklerin açtığı doğal bir güzelliğin göz alabildiğince uzandığı bir yerdir. Şu halde “Nif” adına ilişkin “gelin/peri” ve “su/çeşme” tenasübünün (uyumluluğunun) varlığının, yaygın ve kabul edilmiş bir ortak yargı olduğu söylenebilir. Yerleşimin hâlen bulunduğu alana bakıldığında da, mevcut coğrafyanın XIV. yüzyıldan günümüze değin “bitkilerini sulayan bol yağmurlu bulutlar buradan geçtikten sonra o vadilere inerler.” diye yazan Şihabeddin El-Ömerî’den, Evliya Çelebi’ye, XIX. yüzyılda Nif’e gelen ve gözlemlerini yazan, gezgin Charles Texier’e kadar süregelen anlatımlarda “su” ve “su”ya bağlı olarak “çeşme” kavramının çok sıklıkla vurgulandığı özellikle dikkati çeker. “Nif” adının “gelin” ya da “su pınarı/ çeşme” anlamına geldiğine ilişkin farklı bir görüş ve itiraz “Nif’ adının, “Nymphaeion’dan bozma olduğunu sanmıyorum.” şeklinde bir yaklaşımla, yine Bilge Umar’dan gelir. Bilge Umar, “Türkiye'deki Tarihsel Adlar” adlı yetkin eserinde “Nif” adının kökeni ve anlamı üzerine farklı bir değerlendirmede bulunur: “Kanımca Nif adının kökeni Anadolulu’dur ve Nymphaeion, o Anadolulu ad dolayısıyle, Hellenleşme döneminde türemiş başka bir addır. Anadolulu adın “Kar” anlamında, Niuwa/Niwa gibi bir şey olduğunu ve destan kişisi, bu yörenin

48

KEMALPAŞA Aktüel

“Gerçek Niobe (aslında herhalde Niuwa/ Niwa), Nif Dağı’ndan başkası değildi kanısındayım. Bu dağ, içbükey yanı doğuya dönük bir hilâl biçiminde Manisa Dağı (Sipylos), Yamanlar Dağı (Amanara), Nif Dağı (Hellenleşme çağında: Olympos, (Nymphaeion) blokunun güney doğuya uzanmış ucunu oluşturur ve -dikkat edelim!- İzmir yöresinin, yıl boyunca doruğu yakınlarında en uzun süreyle (birkaç ay) kar tutan dağı, hatta uzunca süre kar tutan tek dağıdır. Eteğindeki Nif/Kemalpaşa kentçiğinin geç ilkçağdaki ve sonrasındaki adı Nymphaeion dahi; tıpkı İla (=”Boğaz, Geçit” anlamındaki Luwi dili sözcüğü) gibi Anadolulu adlara Hellenlerce, kendi dillerinde “-yeri” anlamına gelen –ion takısı vb. takılar ya da kendi dillerinden sözcükler eklenerek, İlion vb. adların oluşturulması gibi, ilk aşamada Niwa-ion, Nipha-ion, “Kar-yeri” edilmiş bir adın daha da çarpıtılmış biçimi idi kanısındayım. Böyle bir değişikliği, oradaki şirin vâdide koruluk arasında akan, gerçekten de Nymphaeion (Nymphe/ Kırperisi Yeri) olmağa lâyık derenin yâni Nif Çayı başlangıç bölümünün varlığı, kolaylaştırmış olsa gerek.” Bilge Umar, “Lydia” adlı kitabında “Nif” adının anlamına ilişkin daha detaylı ve Anadolu’daki yer adlarının anlamlandırılışına ilişkin genelleyici bir yaklaşım ortaya koyar. Umar, “Anadolu’da, devlet ve kilise belgelerinde hep Hellen dilinde veya Hellenleştirilmiş bir adla anılan nice kent, kasaba, kendi halkı tarafından binyıllar boyunca eski yerli adıyla anılmıştır ve Türkler de bu adı, yöreye geldikleri zaman yerli halkın söylediği biçimiyle benimseyip kullanmıştır.” şeklinde, yer adlarının anlamdırılışına ilişkin genel kanıyı ortaya koyar ve bunu, verdiği İzmir’deki Pergama/Bergama, İran’daki Niphawanda/ Nihavend örnekleriyle açıklama yoluna gider.

Bilge Umar, yukarıda ortaya koyduğu genelleyici yaklaşımın “Nif” yerleşiminin adlandırılması ve bu adın anlamlandırılması konusunda “Türklerce (buna bakılırsa, Rumlaşmış yerli halkça da) Nif diye söylenegelmiş adının kökeni konusunda, bu adın kökeninin Luwi dili olması ihtimalini göz önüne seriyor.” biçimindeki yukarıda belirtilen düşüncelerine paralel görüşünü dile getirir. Bu çerçevede, Umar’a göre “Nif” adının kökenini oluşturan aslında “Niwa” kelimesidir: “Niwa’nın aslında ‘kar’ anlamına geldiğini güvenle söyleyebiliriz. Aynı sözcük, eski Hellen dilinde, o anlamda, nipha biçimiyle bulunduğu gibi, İran’daki Nihavend kentinin, Luwi diline çok yakın hısım eski İran dilinden gelme adı, öz biçiminde Niphawanda (nipha-wanda, karlı) idi.” “Gerçek Niwa, hâlâ Nif Dağı diye anılan, İzmir’in doğu yanıbaşındaki, eteğinde Kemalpaşa kasabasının bulunduğu yüce dağdan başkası değildi sanırım. (…) İzmir yöresinin, yıl boyunca doruğu yakınlarında en uzun süreyle (ortalama iki-üç ay) kar tutan dağıdır. Sonuç olarak, gerek Nioba/Niobe adının gerek Nymphaion, Nif adlarının, Luwi dilinde ‘kar’ anlamına gelen niwa ile bağlantılı bulunması olasılığı vardır.” Bu çerçevede, bir yerleşim birimine ad verilirken en ilkel refleks olarak, o yerin benzer ve yakın bölgelerinden açıkça farklı yönlerinin ve özelliklerinin göz önüne alınması durumu yaygın olarak görülür. İzmir gibi, Akdeniz ikliminin aşırı sıcaklığını neredeyse yıl boyu yaşayan bir bölgede, iki-üç ay da olsa dorukları kardan arınmayan bir dağa “karlı” ve o dağa ait yerleşim birimine bu nedenle “karlı-yer” anlamına gelen bir adı vermek tarihsel ve coğrafî gerçekliğe aykırı bir durum değildir.


AĞAR, KONGREDE ADAY OLACAK Kemalpaşa Ak Parti olağan İlçe Kongresinin Covid-19 salgını sebebi ile ertelenmesinin ardından, Genel Merkez tarafından Kongre süresine kadar Ak Parti İlçe Başkanlığına Bülent Aksakal atanmıştı. Uzun süredir aday olup olmayacağı merakla beklenen ve Genel Merkez tarafından İlçe Başkanlığı için adaylar arasında adı geçen Yahya Ağar kongrede aday olacağını açıkladı. Yahya Ağar’ın Adaylık ile ilgili açıklaması; Kıymetli Kemalpaşalı hemşehrilerim ve partimize gönül vermiş Değerli dava arkadaşlarım. Öncelikle Dünya’yı tehdit eden Kovid-19 salgınından ötürü ülkemizde ve yurtdışında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ayrıca hastanelerde tedavi gören hastalarımıza da acil şifalar dilerim. Onbir ayın sultanı mübarek Ramazan ayının ülkemize ve tüm dünyaya hayırlar getirmesini Rab’imden niyaz ederim. Değerli dava arkadaşlarım bilindiği üzere 22 Mart’ta yapılacak olan AK Parti olağan kongresinde ilçe başkanı adayı olacağını ifade etmiştim. Tüm Dünyayı tehdit eden kovid-19 salgını ile etkin mücadele kapsamında tüm ilçelerimiz-

deki kongreler iptal edildi. Bu süreçte dönemin İlçe Başkanı ve yöneticilerinin bir kısmı nüfus kullanılarak istifa ettirilip ilçe yönetiminin düşmesine sebep olundu. Genel merkezde belirsizliğin ortadan kaldırılması için daha önce aday olarak önerdiği Sayın Bülent Aksakal’ı İlçe Başkanı olarak atadı. Atanan ilçe başkanı da yakın zamanda ilçe yönetimini oluşturup olağan kongre tarihine kadar görev yapacak. 31 Mart yerel seçimlerinde yaşanan seçim kaybı parti içinde ciddi üzüntüye sebep olmuş, gereken dersler çıkarılmış, alınması gereken önlemler ışığında, Parti üyelerimiz ve delegasyon tarafından irdelenerek, Önümüzdeki süreçte yapılacak olan ilçe kongresinde davamıza yürekten inanmış idealist arkadaşlarımla birlikte İlçe Başkanlığına adaylığımı tekrar açıklıyorum.

Amacımız, dünya liderimiz saygıdeğer Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde Kemalpaşa’ya yeniden Ak Parti Belediyeciliğini kazandırmak, güçlünün değil, haklının yanında hakkı el üstünde tutup sessiz çoğunluğun sesi olmaktır. Allah bizleri çıktığımız bu yolda utandırmasın. Hepinizi Sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Ümit YILDIZ / Nif Haber

CHP KEMALPAŞA’DA YENİ GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI OZAN YALÇIN CHP Kemalpaşa Gençlik Kollarının yeni başkanı Ozan Yalçın konu ile ilgili olarak sosyal medya hesabından bir açıklamada bulundu. Ozan Yalçın yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Öncelikle ekip kararlarımız doğrultusunda, böylesine kutsal olan Kemalpaşa Gençlik Kolları başkanlığı görevini, ilçe başkanımız, örgütümüz ve gençliğimizin öngörüsüyle, sevgili Gençlik Kolları genel başkanımız Emre Yılmaz, il başkanı-

mız ve yönetiminin onayı ile değerli yol arkadaşlarım ve dostlarıma açıklamaktan gurur duyuyorum. “Ben” demekten çıkıp “Biz” demek için, elimizi taşın altına koymaya her zaman hazırız. Bu kutsal görevi hakkıyla yerine getirmek ve Türkiye’nin her köşesinde olduğu gibi İzmir ve Kemalpaşa’da Cumhuriyet Halk Partisinin bayrağını bir adım daha öteye taşımak için kararlı gençler olarak tüm gücümüzle, yorulmadan çalışacağız. Parti örgütümüz ve gençlik kollarımız adına hayırlı olmasını diliyorum”

KEMALPAŞA Aktüel

49


CORONA COVİD-19

Ecz. Handan KULA

VİRÜSÜ NEDİR?

Corona (Korona) virüsü hayvanlar arasında yaygın olan büyük bir virüs grubudur. Nadir durumlarda, bilim adamlarının zoonotik olarak adlandırdığı durumdur, yani hayvanlardan insanlara bulaşabilirler. BELİRTİLERİ NELERDİR?

Koronavirüsün belirtileri arasında en sık karşılaşılan semptomlar birkaç gün boyunca devam eden yüksek ateş, baş ağrısı ve kuru öksürük olarak bilinmektedir. Fakat bazı hastalarda aşağıdaki semptomlarda gözlemlenmektedir; *Nefes darlığı, *Balgamlı öksürük, *Boğaz ağrısı, *Kas ve eklem ağrıları, *Mide bulantısı veya kusma, *İştahsızlık, *Baş ağrısı, *Ağır solunum yetmezliği, *Böbrek yetmezliği gibi durumlar koronavirüsün belirtileri arasında yer alabilmektedir. Koronavirüsü belirtileri gösteren kişilerin ilgili sağlık kurumlarına gitmeden önce, çevresindeki kişilere bulaştırmamak için

50

KEMALPAŞA Aktüel

maske takarak önlem alması gerekmektedir.

KORONAVİRÜS KULUÇKA SÜRESİ NE KADARDIR? Koronavirüs (Covid19) vakalarının MERSCoV, SARS-CoV epidemiyoloji bilgisine göre 14 güne kadar olabileceği düşünülmekte. Şu ana kadar yayımlanmış olan bilimsel yayınlara göre kabul edilen inkübasyon süresi 2-14 gün arasındadır. Nitekim yeni tip koronavirüsün (kovid19) kuluçka süresi insanlarda sıklıkla görülen grip ve soğuk algınlığı kaynaklı hastalıkların kuluçka süresinden çok daha uzun sürer. Hastalık kuluçka süresinde de bulaşıcılık gösterir.

NASIL BULAŞIR? Coronavirüsünün tam olarak insandan insana bulaşma yolunun moleküler mekanizması şu anda çözülmüş olmasa da,

genel olarak solunum yolları hastalıklarının bulaşma prensibi benzerdir. Solunum yolları hastalıkları, damlacık saçılması ile yayılır. Bu yayılma türünde, hasta bir insan öksürdüğünde ya da hapşırdığında etrafında bulunan kişiler, bu mikroba maruz kalmış olur. Bir başka bulaşma yolu ise, damlacık ile kirlenen bir nesneyi kullanma sonucunda oluşur. Damlacığın temas ettiği bir yüzeye el ile temas ettikten sonra ağız, burun, yüz ve göze değme de yine bulaş yollarından biridir.

CORONAVİRÜSTE RİSKLİ KİŞİLER KİMLERDİR?

Özellikle yaşlılarda, kanser ya da bağışıklığı baskılayan hastalıkları olanlarda, akciğer hastalıkları bulunanlarda bu tablo daha da ağır seyrediyor. Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin tamamında altta yatan farklı hastalıkların varlığının söz konusu olduğu söylenebilir.


Koronavirus herkesi etkileyebilir; ancak eldeki verilere göre Kovid-19'un ciddi komplikasyonlarına en duyarlı olduğu saptananlar; ileri yaştaki kişiler, bağışıklık sistemi zayıf olanlar, kanser hastaları, akciğer hastalığı olan kişiler, diyabet (şeker hastalığı) olanlar, hipertansiyon hastaları, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullananlar, kronik sağlık sorunu bulunanlardır. Henüz Kovid-19'u önleyebilecek bir aşı yoktur; ancak bağışıklık sistemi güçlendirilerek koronavirüse karşı vücut direnci artırılabilir..

GRİP, ALERJİ İLE YENİ KORONAVİRÜS HASTALIĞI (COVİD-19) BİRBİRİNDEN NASIL AYRILIR?

Alerji, oluşum mekanizmasıyla virüs enfeksiyonlarından oldukça farklı bir hastalık. Virüs enfeksiyonu grip de olsa, koronavirüs de olsa başta göreceğimiz ve enfeksiyonu bize anlatacak önemli ayırt edici belirtiler ateş, boğaz ağrısı, kas ağrıları gibi belirtilerdir.

KORUNMA İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Şunlara dikkat ederseniz hem kendinizi koruyabilir hem de virüsün başkalarına bulaşmasını önlemeye yardımcı olabilirsiniz: Dünya Sağlık Örgütü, *Enfekte olmuş kişilerle yakın temastan kaçınmanın, *El hijyenine dikkat etmenin, sık aralıklarla elleri en az 20 saniye sabun ve su ile yıkamanın; sabun ve su olmadığı durumlarda alkol bazlı el antiseptiği kullanmanın; özellikle hasta insanlar veya çevresi ile doğrudan temas ettikten sonra elleri mutlaka yıkamanın,

Ama belirti olarak bazı virüs enfeksiyonlarıyla karışabilir. Bunlardan en çok karışabilecek olanı saman nezlesi olarak bilinen, bahar aylarında, özellikle çeşitli ağaçların polenlerine karşı oluşan bir tür alerji. Bunlar göz mukozasıyla veya burun mukozasıyla temas ettiğinde aynı nezle olmuş bir kişi gibi kişinin gözleri yaşarabilir, kızarabilir, burnu akabilir ve hapşırık nöbetleri şeklinde belirtiler görülebilir.

*Çiftlik veya vahşi hayvanlarla korunmasız temastan kaçınmanın, *Enfekte olduysanız eğer, mesafeyi korumanın, öksürürken, hapşırırken tek kul-

lanımlık kağıt mendil ile ağızın ve burnun kapatılmasının; kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içinin kullanılmasının, ellerin yıkanmasının; gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmaktan kaçınmanın, *Enfekte olan kişilerin dokunduğu yüzeylerin dezenfekte edilmesinin, *Et, yumurta gibi hayvansal gıdaların iyice pişirilmesinin, *Hasta kişilerin mümkünse kalabalık yerlere girmemesinin, eğer girmek zorunda kalınıyorsa ağız ve burnun kapatılmasının, mümkünse tıbbi maske kullanılmasının önemli olduğunu belirtmiştir.

CORONAVİRÜS NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Coronavirüs bir bakteri olmadığı için antibiyotikler işe yaramaz. Şu anda coronavirüse özgü bir tedavi yoktur. Ana tedavi, semptomatik tedavidir. Coronavirüs tedavisi ve coronavirüs aşısı geliştirme çalışmaları sürmektedir. Her virüs gibi coronavirüste de bağışıklık sistemini güçlü tutmak (yeterli kaliteli uyku, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite) önemlidir.

Virüs enfeksiyonlarında saptanan bazı belirtiler bu alerjide bulunmaz. Ateş, aşırı halsizlik, yorgunluk, kas ağrıları, boğaz ağrısı gibi belirtileri alerjide saptanmamaktadır.

KEMALPAŞA Aktüel

51





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.