KÜNYE KEMALPAŞA
aktüel Temmuz - Ağustos 2020 Yıl: 3 Sayı: 13 Kemalpaşa Aktüel Dergisi İmtiyaz Sahibi Fadime Filiz EROĞLU
YAZARLARIMIZ Filiz EROĞLU Kemalpaşa Aktüel Dergisi İmtiyaz Sahibi
Av. Ayşe UNGANER SOSYAL MEDYA VE BİLİŞİM SUÇLARI Sayfa 10-11
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fadime Filiz EROĞLU Yayın Türü 2 Aylık Yerel Süreli Yayın Yönetim Merkezi Sekiz Eylül Mh. 131.Sk. No:38 D:4 Kemalpaşa - İZMİR Tel: 0 533 426 20 60 Makale Yazarları Halil Şenol HAMARAT Gülay ENGİN Arif GEMİCİ Ayşe UNGANER Rahim SAĞ Ekrem KARAGÖL Basım Yeri Şener Ofset Matbaacılık 1202/2 Sk. No:99 Z - 06 Yenişehir / İZMİR 0 232 449 00 02
Av. Özlem Kanay BALYELİ KORONA GÜNLERİNDE AŞK Sayfa 16
Halil Şenol HAMARAT VERGİ BARIŞI GELECEK Mİ? Sayfa 20
GÜLAY ENGİN HAYATA ÇOCUK GÖZÜYLE BAKABİLMEK Sayfa 34
Baskı Tarihi 28 Temmuz 2020 Bu dergide yer alan yazılar eser sahiplerine aittir. İzinsiz kullanılması ve yayınlanması yasaktır.
Arif GEMİCİ ADİL DÜZEN, MASKELİ YAŞAM Sayfa 36
www.kemalpasaaktuel.com
RAHİM SAĞ KEMALPAŞA'NIN KELİMELERİ Sayfa 44
02
KEMALPAŞA Aktüel
Yerel Yönetim
KEMALPAŞA BELEDİYE MECLİSİNDE FİKİR BİRLİĞİ Kemalpaşa Belediyesi Temmuz ayı olağan Meclis Toplantısı’nın ikinci oturumu gerçekleşti. Oturumda, ilk toplantıda konuşulup gündemde bırakılan Aşağı Kızılca Mahallesindeki arsanın Kemalpaşa Belediyesi’ne tahsisine karar verildi. Kemalpaşa Belediyesi Temmuz ayı olağan Meclis Toplantısı’nın ikinci oturumu, Belediye Meclis Salonu’nda gerçekleşti. Temmuz ayının ikinci oturumunda, salgın nedeniyle mart ayından bu yana gündemde kalan Aşağı Kızılca Mahallesi’ndeki arsanın akıbeti konuşuldu. Toplantı sonunda 25 yıl önce Gençlik ve Spor Bakanlığı’na verilen arazinin yeniden belediyeye tahsis edilmesine karar verildi. Meclis’in ilk gündem maddesi faaliyet raporu görüşüldü. Faaliyet raporu, görüşülme yetkisinin verildiği AK parti Grup Başkan Vekili Metin Yaşar başkanlığında görüşüldü. Konuşmaların ardından 2019 Yılı Faaliyet Raporu oy birliği ile kabul edildi.
TARTIŞMALI ARSADA FİKİR BİRLİĞİ SAĞLANDI
Meclis’in ilk oturumda görüşülerek ikinci oturumda karara bağlanmak üzere gündemde bırakılan Aşağı Kızılca Mahallesi’ndeki arsanın belediyeye tahsisi oturumun en önemli konusu oldu. Oylama ya sunulan madde 4 ay sonunda meclis üyeleri tarafından oy birliği ile kabul edildi. Başkan Karakayalı, Temmuz ayı Meclis’inde plan projesi hakkında bilgi verdiği tesisin Belediye’ye tahsisinin onaylanmasının ardından, “Bu Kemalpaşa halkının malıydı. Ha Kemalpaşa halkı ha
04 KEMALPAŞA
Aktüel
bakanlık... İkimiz de aynı amaca hizmet eden kurumlarız. Kemalpaşa da Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ilçesi, devlet bizim de devletimiz. Ben burada kendi üzerime bir al almıyorum. Halk adına alıyoruz. Devletten devlete geçiyor. Hizmet için varız. 25 yıldır gençlik ve Spor Bakanlığı bu arsayı değerlendirememiş. Geçtiğimiz Meclis’te projesini sunmuştuk. Bu arsaya meyve işleme, kurutma ve soğuk hava deposu olan bir tesis yapacağız. Kiraz konusunda yaylalardaki üreticilerin sorunları var. İlçenin aşağı kesimlerinde üretici memnun ama yaylalardaki üreticilerin sorunları var. Bu tesisle ve kooperatifleşmeyle bu sorunları ortadan kaldıracağız” şeklinde konuştu.
KOOPERATİFLEŞMEDE AVRUPA ÖRNEĞİ
Başkan Karakayalı kooperatifleşme konusunda Avrupa modelini örnek vererek, “Orada çiftçiden hiçbir şey alınamaz. ‘Kooperatiften al’ derler. Kooperatif demek güvende emektir. Artık dünya üç bileşenin etrafında dönüyor. İklim, gıda
ve yenilenebilir enerji. Bu tesis sadece çiftçilerimiz için hayırlı olmayacak. Burada istihdam alanı da yaratmış olacağız, işsiz olan vatandaşlarımız için de hayırlı olacak. Bizim burada yapacağımız tek şey halka hizmet etmek. Hepinize halk adına teşekkür ederim. Halk bizi hizmet için seçti. Verdiği yetkiyi doğru yerde doğru yatırımlara kullanacağız. Artık belediyeler yerelde kalkınmaya önem vermek zorunda. Çöp toplamak, park yol yapmak değil sadece. Biz yerelde kalkınmayı nasıl sağlarız, çiftçimize nasıl yardımcı oluruz, dar gelirlinin cebine nasıl para girmesini sağlarız. Biz bunları düşüneceğiz” dedi.
KOMİSYON KURULACAK
Komisyon önerisinin yerinde bir karar olduğunu belirten Karakayalı, “Teknoloji çok hızlı ilerliyor. En önemlisi de enerji. Biz de bu enerjiyi en iyi nasıl sağlar ve kullanırız üzerine eğiliyoruz. Bu nedenle tesisle ilgili olarak konunun uzmanlarından oluşan bir komisyon kurulacak. Bu işi bilenlerle çalışacağız. Herkese ‘buyur gel kardeşim’ dememiz gibi bir durum söz konusu değil. Her işin uzmanı ayrı. Tesisle ilgili çalışmalarımızda oluşturulacak komisyonda konunun uzmanları yer alacak. Hep birlikte görüşlerimizi paylaşıp en iyisi nasıl olur onu konuşacağız. Bu tesisin işlenmesi ve daha verimli bir hale getirilmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız” diyerek yol hartası hakkında bilgi verdi.
Yerel Yönetim
ASKIDA DAYANIŞMAYA BÜYÜK İLGİ Kemalpaşa Belediyesi tarafından faaliyete geçirilen dayanışma askısı uygulaması vatandaşlar tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Kemalpaşa Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü bünyesinde gerçekleştirilen proje kapsamında, ilk olarak Kemalpaşa Merkez Pazaryerinde oluşturulan askında dayanışma köşesi vatandaşların büyük ilgisiyle karşılandı. Koronavirüs nedeniyle dayanışma çalışmalarını artıran Kemalpaşa Belediyesi, ilçede cuma günleri kurulan Kemalpaşa halk pazarı içerisinde dayanışma standı kurdu. Ekonomik olarak güçlük çeken vatandaşların haftalık sebze ve meyve ihtiyaçlarını karşılanması amaçlanan ‘dayanışma askısı’ projesine birçok ilçe sakini ve esnaf katıldı. Pazaryeri içerisinde bulunan tezgahlardan alışveriş yapan vatandaşlar aldıkları ürünleri askıya koyarak projeye destek oldu. Merkez Pazar yerinde belediye hoparlörlerinden yapılan anonsla vatandaşla-
ra duyurulan dayanışma askısı projesi, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı’nın yaptığı alışverişi dayanışma standına asmasıyla başladı. Tüm dünyada ve ülkemizde Covid 19’un yarattığı ekonomik sıkıntıların vatandaşlar üzerinde yarattığı sorunların bir nebze olsun hafifletip, haftalık gıda alışverişini yapabilmeleri adına başlatılan proje gün boyu devam etti. Dayanışma askısı projesinin toplum içerisinde yardımlaşma ve paylaşma duygusunu ortaya çıkardığını söyleyen Başkan Karakayalı "Mümkün olduğunca vatandaşlarımızın bu projeye katılmasını istiyorum, en kısa zamanda diğer pazaryerlerimizde de bu uygulamayı faaliyete geçireceğiz" dedi.
KEMALPAŞA Aktüel
05
Yerel Yönetim
PANDEMİ SONRASI İLK MECLİS YAPILDI Koronavirüs salgını nedeniyle ülke genelinde belediye meclis toplantıları bir süre askıya alınmıştı. Normalleşmenin başlamasıyla belediye meclis toplantıları art arda yapılmaya başlandı. Kemalpaşa Belediye Meclis’i Kemalpaşa Belediyesi Meclis Salonu’nda salgın tedbirleri kapsamında üç ayın ardından yeniden toplandı. Meclis salgın döneminde canla başla çalışan ve hayatlarını kaybeden sağlık çalışanları, polisler ve bu önemde şehit olan askerler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
KARAKAYALI’DAN PANDEMİ SÜRECİ RAPORU
Meclis açılış konuşmasını yapan Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, salgın döneminde Kemalpaşa Belediyesi tarafından yapılan hizmetlerin raporunu sözlü olarak paylaştı. Karakayalı, “Corona yüzünden uzu süre toplanamadık. Umarım virüs son zamanlarını yaşıyordur en kısa sürede ülkeyi ve dünyayı terk eder ve rahat bir nefes alırız. Salgın döneminde ki çalışmaları detaylı olarak açıklayan Karakayalı, ‘’Bu süreçte belediye olarak birçok yatırımı durdurup virüsle mücadeleye ve halkımıza faydalı olmaya yöneldik. 7 bin 900 haneye erzak yardımı yapıldı ve devam ediyor. Bin çift ayakkabı, 5 bin kg piliç dağıtıldı. İlçemizdeki 100’e yakın toplu taşıma aracı rutin olarak dezenfekte edildi. Aynı zamanda ilçemizdeki bütün resmi daireler de rutin olarak dezenfekte
KEMALPAŞA BELEDİYESİ ARAÇ FİLOSUNU GENİŞLETTİ 06
KEMALPAŞA Aktüel
Ve bu maskeler de çiftçilerimize ve işçilerimize dağıtıldı. Vefa grubuna 4 adet araç takviyesiyle destek olduk. 1 adet minibüsümüzü de devlet hastanemizin hizmetine sunduk ve LGS ve YKS için tüm okulları dezenfekte ettik” dedi.
BÜYÜKŞEHİRDEN 200 GÖNÜLLÜ DESTEĞİ
edildi. Belediye olarak 4 bin kg dezenfektan alımı yapıldı. Ayrıca 250 bin adet maske alınarak pazar ve kiraz alım merkezlerinde vatandaşa ücretsiz olarak dağıtıldı. Üç adet dezenfekte tüneli alınarak pazar yerlerimizde ve belediye binamızda kullanıldı. Düğün salonlarında ve Pazar yerlerinde kullanılmak üzere 23 adet ateş ölçer alınarak halkın hizmetine sunuldu. Salgın sürecinde maddi imkanı yerinde olmayan ailelere 350 adet bebek paketi dağıtımı yapıldı. Salgın döneminde 8 bin 65 üstü vatandaşın ihtiyacı sorularak istekleri doğrultusunda yardımlarda bulunuldu. Çiftçilerimize 30 bin sebze fidanı ücretsiz olarak dağıtıldı. Maalesef pandemi süreci kiraz hasadı zamanına denk geldi. En büyük kiraz alanımız da Bağyurdu. Buraya çevre il ve ilçelerden gündelik işçiler geldi. Bu işçilerin barınma ihtiyaçları belediyenin spor alanında yapıldı. Gıda ve odun ihtiyaçları da karşılandı. Bütün bu hizmetler gelen işçilerin hijyen koşulları gözetilerek yapıldı. Kız meslek lisesi müdürlüğümüzle iş birliği yaparak okulumuza 50 bin maske diktirdik.
Bu yıl kiraz hasadında bir ilkin yaşandığını ifade eden Karakayalı, “Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle 200 gönüllümüz çiftçilere hasat zamanında yardımcı oldu. Pandemi sürecini bu şekilde atlatmaya çalıştık. En büyük sevincim Kemalpaşa’da bütün birimlerimizle birlikte Kemalpaşa’da vaka sayılarında büyük bir patlamanın yaşanmamış olması oldu. Ayrıca bıraktığımızı söylediğimiz yatırımlarımızı da ilerleyen dönemlerde yeniden yapılacağını duyurmak istiyorum” diye konuştu. Kemalpaşa’ya yapılması planlanan üniversitenin de konuşulduğu Meclis’te Başkan Karakayalı, üniversitenin gelmesinin kendisinin değil tüm Meclis’in başarısını olacağını söyleyerek, “size çağrım bu işte hep birlikte hareket etmek. Hep birlikte konuyla ilgili ziyaretlerimizi gerçekleştirelim ve ilçemize üniversite getirelim. Önceki belediye başkanının yaptığı kültür merkezinin de okul haline getirilmesini istiyoruz. Bu sayede halkımız kalkınır, Kemalpaşa kalkınır” şeklinde konuştu.
Normalleşme sürecinde çalışmalarına hız veren Kemalpaşa Belediyesi, halka daha hızlı ve etkin hizmet sunabilmek amacıyla envanterine kazandırdığı araçlar Fen İşleri ve Park ve Bahçeler Müdürlüğü hizmetinde kullanılacak. Yeni araçlarla ilgili açıklama yapan Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, “Kemalpaşa Belediyesi Fen İşleri ve Park ve Bahçeler Müdürlüğüde kullanılmak üzere beş adet araç satın aldık. Kiralama yerine satın almayı tercih ettik. Çünkü eğer kiralasaydık her ay 30 bin lira kadar bir giderimiz olacaktı. Kendi filomuzu kendimiz oluşturalım, başkalarına para kazandıracağımıza belediyemiz kazansın diye düşündük. Uzun vadede belediyenin giderlerinden tasarruf etmiş olduk. Benim görev sürem bittiğinde de bu araçlar yine belediyenin kullanımına hazır olacaklar” dedi.
SOSYAL MEDYA VE BİLİŞİM SUÇLARI İnternet bilgilenme amacıyla kullanıldığında çok yararlı bir platform. Ancak sosyal medyaya bu kadar rahat ve yaygın ulaşıldığında kişiler yüz yüze yapamayacakları hakaret içerikli söylemleri sosyal medyada çok rahat yapabiliyorlar ve hakaretler kısa sürede çok sayıda kişiye ulaşıyor. T.C.K. 125 gereğince hakaret suçu 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda bir oranında arttırılır. İnternet yoluyla yapılan hakaret de aleni hakarettir. Savcılığa şikâyet halinde hakaret edenler hakkında ceza davası açılıp ceza alabilmektedirler. Yine T.C.K. gereğince hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır. Özellikle iş hayatında iki meslek sahibi birbirleriyle sosyal medyada paslaşarak bir meslektaşlarıyla belki adını vermeden fakat herkesin anlayacağı şekilde hakaretvari kelimeler kullanabiliyorlar. Bu da suçtur. Başkasının bir başkasına yaptığı
10
KEMALPAŞA Aktüel
hakaret içerikli söylem bizim hesabımıza da düşerse biz da hakaret etmiş sayılıyoruz. Örneğin; İki kız arkadaş araları iyiyken sosyal medyada paylaşımlarda bulunuyorlar. Sonra araları bozuluyor. Taraflardan birinin isteği üzerine diğeri paylaşımları kaldırmak zorundadır. Aksi takdirde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşur. Cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Pratikte maalesef
AV. AYŞE UNGANER
erkeklerin ayrıldıkları kız arkadaşlarına ait paylaşımları sosyal medyada paylaşması durumları ile karşılaşılmaktadır. Bu şekilde şantaj, hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal suçları oluşmaktadır Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca hakaret ve şantajdan da ceza alır.
Kişilik haklarını ihlal eden bu tür paylaşımlarda savcılığa başvurarak erişimin engellenmesi talebinde bulunulup Sulh Ceza Hâkimliği 24 saat içinde erişimin engellenmesi kararı vermektedir. Ancak Türkiye’de sosyal medya ağlarının temsilciliği bulunmadığı için bu kararı uygulayacak muhatap ve mercii bulun a m a m a kta şirketler merkezlerinin olduğu ülkelere kararı gönderip onun sonucunu beklemekte, bu arada paylaşım birçok kişiye ulaşmakta karar pratikteki önemini kaybetmektedir. Diğer bir sorun sahte hesaplar açılması ve bu hesaplardan uygunsuz yalan yanlış paylaşımlar yapılmasıdı. Bu tür bir durumla karşılaşıldığında bu durumun tespitini yaptırmak, o hesabın gerçek hesap olmadığını gösteren ekran görüntüsü ve kamera kaydıyla savcılığa müracaat veya noterde bir tespit yaptırmak gereklidir. Bu şekilde o hesapla işlenecek suçlardan sorumlu olma durumu olmaz. Sahte hesapları tespit etmek güç olsa da bilgisayarların ip adreslerinden savcılıklar tespit de yapabilmektedir. T.C.K. 244. Maddeye göre; bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. Mesela; şifreyi öğrenerek başka bir kişinin e-mail adresine girmek, telefon hafıza kartını ele geçirip facebook şifrelerini de kırarak fotoğraf elde etmeye çalışmak, şifresini öğrenerek başka bir kişinin whatsapp yazışmalarına ulaşmak da bu suçu oluşturur. Burada önemli durum boşanma davalarında kendini göstermektedir. Boşanma davasında aldatıldığını iddia eden eşin diğer eşin yazışmalarını ondan habersiz edinip dosyaya sunması veya diğer eşin konuşmalarını kayda alması, görüntülerini kaydetmesi bilişim sistemine girme suçunu oluşturur mu? Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2007/ 17220 esas-
2008/ 13614 Karar sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/ 2-167 esas, 2002/648 karar nolu kararlarında görüleceği üzere evlilik birliği içinde sadakat yükümlülüğünün de yasal bir zorunluluk olduğu kabul edilerek aile yaşam alanı içindeki görüntü ve kayıtların, eşlerin sosyal medyaları veya telefonlarındaki mesaj kayıtlarının sadakat yükümlülüğü anlamında delili olarak kullanılmasın da hukuka aykırılık yoktur. Ancak burada bu deliller edinilirken şiddet, zorlama, tehdit gibi unsurların kullanılmaması ve kayıt yapılırken de delili elde etmek için yönlendirici ifadeler kullanılmaması yani hukuka aykırı delil oluşturulmaya çalışılmaması olan delilin elde edilmeye çalışılması hukuken korunmaktadır. Yine bir kişinin telefon konuşmasını kaydetmek de T.C.K. 133. Madde gereğince 2 aydan 6 aya kadar hapsi gerektiren ve bunların yayınlanması daha ağır cezayı gerektiren bir suçtur. Ancak işlenen bir suça karşı başka türlü delil elde etme imkânı yoksa bu suç oluşmaz ve elde edilen deliller mahkemede kullanılabilir. Yani telefonda bir hakaret veya tehdit alırken hoparlör açılıp yanınızdaki kişiye dinletildiğinde bu kişi ceza veya tazminat davasında şahit olabilecektir veya size yapılan bir hakareti veya devamlı telefonla rahatsız edilmek durumunda bu durumu da tespit için kayıt kullanılabilir. Sosyal medya üzerinden devamlı arkadaşlık isteğinde bulunmak da huzur ve sükûnu bozma suçunu oluşturmaktadır. Şikâyet halinde cezalandırma mümkündür. Yine önemli sorunlardan biri de Bilişim sistemleri aracılığıyla yapılan nitelikli dolandırıcılıktır. Cezası 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve suçtan elde edilen menfaatin 2 katı kadar paradır. Bu bakımdan sosyal medyada kişisel bilgilerimizi paylaşmamak, çocuklarımızı da bu konuda uyarmak, niçin paylaştığımızı ve bunun gerekli olup olmadığını bilmek dikkat
edilecek hususlardır. Yine şirketler internet üzerinden birbirlerinin gizli bilgilerine ulaşabilmekte, bunları değiştirip bozabilmektedir. Bu da ağır bir suçtur. Görüldüğü gibi sosyal medyada işlenen suçlar sesli, yazılı, görüntülü iletiyle hakaret, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal, Kişisel Verilerin Kaydedilmesi, Verileri Hukuka Aykırı olarak ele geçirme, Verileri gerektiği halde yok etmeme, nitelikli Dolandırıcılık, Bilişim Sistemine girme, Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması gibi birçok kanun maddesi ile cezalandırılabilmektedir. Fakat Sosyal medyanın bu kadar etkin, yaygın ve kötü amaçlarla kullanılabildiği günümüzde hukuksal düzenlemeler yeterli değildir. Mesela Fransa’da İçişleri Bakanlığı’nın her türlü tedbiri alma yetkisi var. ABD modelinde sosyal medya platformları yapılan paylaşımlardan hukuken sorumlu. Aslında en önemli konu da siber güvenlik sorunu. Birçok platform casusluk yapıyor ya da toplumları yönlendiriyor, subliminal mesajlarla algı oluşturuyor. Bu nedenle Hindistan Çin’e ait sosyal ağları yasaklamış durumda. Bu nedenle yargı yoluyla birlikte sosyal medyanın kendi içinde denetimin hızlı sonuç verecek şekilde oluşturulması gerekli. Son dönemde sosyal Medyayla işlenen suçların önlenmesi gündeme geldi. Basında yer alan henüz kanunlaşmamış düzenlemede şirketlerin hukuka aykırı paylaşımları hızlı bir şekilde kaldırması, kaldırmayanların tazminat ödemek zorunda kalması, Türkiye’de temsilcilik açma zorunluluklarının getirilmesi, kanunda suç sayılan her eylemin sosyal medyada da suç sayılması, Sosyal medyada ırkçılık, ayrımcılık, zorbalığı körükleyen paylaşımların önlenmesi, kişisel bilgilerin sosyal medya aracılığıyla devletlerarasında paylaşılmasına engel olunması, yalan haberlerle toplumların manipüle edilmesinin önlenmesi konuları yer alıyor. Biran önce sosyal medyayla ilgili düzenleme yapılmasını diliyorum. KURBAN BAYRAMININ TÜM İSLAM ÂLEMİNE HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLERİM. Avukat Ayşe UNGANER
KEMALPAŞA Aktüel
11
Kemalpaşa Belediye Meclisinde
KOMİSYON VE ENCÜMEN ÜYELERİ SEÇİLDİ PANDEMİ NEDENİYLE 4 AY ARA VERİLEN KEMALPAŞA BELEDİYESİ MECLİS ÇALIŞMALARI TEMMUZ AYI GÜNDEMİ İLE YENİDEN BAŞLADI. MECLİS TOPLANTISINDA BİR YILLIĞINA GÖREV YAPACAK ENCÜMEN VE KOMİSYON ÜYELERİ SEÇİMİ YAPILDI.
Meclis üyeleri, çalışanlar ve konuklar salona ateşleri ölçülerek alınırken, girişte maske, eldiven, dezenfektan ve kolonya bulunduruldu. Meclis toplantısı, Kemalpaşa Belediyesi sosyal medya hesabından canlı olarak yayınlandı. Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı’nın başkanlığında toplanan Temmuz ayı meclis toplantısına AK Parti Belediye Meclis Üyesi Kerim Altın ve CHP Belediye Meclis Üyesi Muharrem Bayraktar’ın dışındaki tüm meclis üyeleri katılım sağladı. Meclis toplantısında bir yıllığına görev yapacak Encümen ve Komisyon üyeleri seçimi yapıldı.
ENCÜMEN ÜYELERİ AK PARTİ VE MHP’DEN
Yapılan seçimler sonucunda AK Parti Belediye Meclis Üyesi İnşaat Mühendisi Okan Bildirici, MHP Belediye Meclis üyeleri Taner Bilgin ve Canip Han encümen üyeleri olarak seçildi.
KOMİSYONLAR AK PARTİ’DEN 2, CHP’DEN 2 VE MHP’DEN 1 ÜYE OLMAK ÜZERE BELİRLENDİ
Plan ve Bütçe Komisyonu: CHP’den Tevfik Uğur-Şaban Tak, AK Parti’den İzzettin Güler -Coşkun Kılıç MHP’den Canip Han İmar Komisyonu: CHP’den Barış Uçar-İsmail Bodur, AK Parti’den Turcel Çark, Okan Bildirici, MHP’den Sedanur Özer Hukuk Komisyonu: CHP’den Arzu Külahcıoğlu Altınöz - Türkiz İlkcoşkun, AK Parti’den Hakan Orhan- İzzettin Güler,
14
KEMALPAŞA Aktüel
KOMİSYONLARDA GÖREV ALMA REKORU MHP’li CANİP HAN’DA KOSBİ Müteşebbis heyetinde de görev alan Canip Han, encümenlik görevinin yanı sıra 5 ayrı komisyon üyeliği ile meclis üyeleri içerisinde en çok görev alan meclis üyesi oldu. MHP’den Taner Bilgin Esnaf Komisyonu: CHP’den Hüseyin Kalıpçı-Ahmet Yaşar Bektaş, AK Parti’den İzzettin Güler- Coşkun Kılıç, MHP’den Taner Bilgin Tarım ve Hayvancılık Komisyonu: CHP’den Muammer Altın-Ahmet Özken, AK Parti’den Dursun Murat Dilek, Turcel Çark, MHP’den Canip Han Çevre ve Sağlık Komisyonu: CHP’den Nejat Özden-İsmail Bodur, AK Parti’den Dursun Murat Dilek, Kerim Altın, MHP’den Sedanur Özer Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu: CHP’den Türkiz İlkcoşkun - Barış Uçar, AK Parti’den Dursun Murat Dilek, Turcel Çark, MHP’den Canip Han Engelli Komisyonu: CHP’den Ahmet Yaşar Bektaş-İsmail Bodur, AK Parti’den Hakan Orhan, Turcel Çark, MHP’den Canip Han Bu meclis gündeminde karar alınarak faaliyete geçirilen yeni bir komisyon olan Deprem ve Afet Komisyonu: CHP’den Hüseyin Kalıpçı-Nejat Özden, AK Parti’den Hakan Orhan, Coşkun Kılıç, MHP’den Canip Han
Yapılan seçimler neticesinde Canip Han 5, Turcel Çark 4, Hakan Orhan 3, Dursun Murat Dilek 3, İsmail Bodur 3, İzzettin Güler 3, Coşkun Kılıç 3, Barış Uçar 2, Türkiz İlkcoşkun 2, Taner Bilgin 2, Hüseyin Kalıpçı 2, Nejat Özden 2, Ahmet Yaşar Bektaş 2, 1Tevfik Uğur 1, Şaban Tak 1,Okan Bildirici 1, Sedanur Özer 1, Arzu Külahcıoğlu Altıntoz 1, Muammer Altın 1, Ahmet Özken 1, Kerim Altın 1 komisyonda görev yapacak. AK Parti’de Burhan Aydın ve Şehmuz Er sağlık nedenlerinden dolayı komisyonlarda görev almazken, Parti kararı alan AK Parti'de Büyükşehir Belediye Meclisi görevi olan Metin Yaşar, Galip Atar ve Çile Özkul komisyonlarda görev almadı. Yine AK Parti’den Mustafa Baş, Aydın Durak, CHP’den Muharrem Bayraktar - Mehmet Türkmen, Mehmet Önlü ise komisyonlarda görevi olmayan isimler.
İYİ PARTİ, 3 KOMİSYONDA GÖREV ALDI Mecliste grubu olmayan CHP çatısı altında bulunan İyi Partili meclis üyeleri Plan Bütçe, Deprem ve Afet Komisyonu ve Esnaf Komisyonlarında yer aldı.
Korona Günlerinde
Aşk
Av. ÖZLEM KANAY BALYELİ Kocaman yeşil gözlerinle, kapıda durmuş bana öylece bakarken, senin ne hissettiğini bilmek zor. Oysa ben ne hissettiğimden o kadar eminim ki. Tüm ruhumla senle aynı havayı solumaktan ve o nefesin aşk olup hücrelerime varana dek içimi ısıtmasından tarifsiz mutluyum. Kim derdi ki; Senden iki üç ay öncesine dek nefret ederken, şimdi seni görmediğim bir güne tahammülüm yok. Kim derdi ki; Yıllarca korkup kaçtığım şey, beni fark etmeden yakalayacak, kendimle yüzleştirecek ve bir çift yeşil göze Leyla edecek. Ocak ayı ortalarıydı. Kışın yiyecek bulamayan serçelere, her zaman ki gibi bahçede yem atıyordum. Sinsi ve sessizce saklandığın yerden, saniyeler içersinde o savunmasız kuşu havada kapıp kaçtığın, bugün bile gözümün önünden gitmiyor. Donup kaldım, zaten seni ve sülaleni eskiden beri hiç sevmezdim. Bu planlı ve hain saldırı karşısında, kendi elimle kuşa tuzak kurduğum hissinin vicdan azabı da birleşince, senden bin katı fazla nefret ettim. Devam eden günlerde, meşhur Mart ayı zamanlarında, bir de bana nispet yaparcasına, mahalledeki gençlerle bahçede gece gündüz yaptığın âlemler eklenince, intikam yemini ettim. Her şeyi hafızasında arşivleyen Kader, elbet seni benim elime düşürecekti. Çok geçmedi. Kısa bir zaman sonra karnın şişmeye başladı. Artık atlamakta sıçramakta yani avlanmakta zorlanan bir gebeydin. Ben senden fazla günleri sayıyor ve seni yavrularınla birlikte bu bahçeden süreceğim anı bekliyordum. Bir gün, bahçede duvarın önündeki bir kütüğün arkasında, sarmaşıkların altında bir ses ve hareketlilik gördüm. Ne olduklarını anlayamadığım minik minik canlılar sarmaşıkların altındalardı. Arkamdan gelen Kıhhh diye yırtıcı bir sesle irkilip dönüp bakınca, henüz yavruladığı üzerindeki kandan belli olan, düşmanım olan o yırtıcı Kediyi, yani seni gördüm. Nihayet beklediğim gün gelmişti ama saldırmaya hazır olduğunu hissettiğim için, planımı o gün erteledim. Günler geçiyor ve merhametli sevgili eşimin zoruyla sana bebekleri emzirdiğin ve kalkamadığın için evden artan yemeklerden getiriyordum. Yanına her geldiğimde Lohusa halinin bitkinliğinden faydalanıp sana demediğimi bırakmıyor, seni yavrularınla nasıl atacağımı anlatıyordum. Bir sabah yine baskıya dayanamayıp sana yiyecek vermem gerekti. Evde günlerdir kalmış börek ayran ekmek ve buz gibi sütü bulamaç yapıp önüne nefretle koyarak
16
KEMALPAŞA Aktüel
evden işlerim için çıktım. Akşam geç vakit geldiğimde seni ön bahçede yani yavrularından ayrı bitkin yatarken buldum. Önce ciddiye almadım yanına eğilip noldu buldun mu cezanı dedim. Normalde gözlerinden ateş çıkarak bana kıhhlayan kedi, ölüm döşeğinde birinin çaresizliği ile gözlerimin içine bakarak adeta yardım istedi. Ben korkuyla ne olduğunu anlamaya çalışırken can çekişerek kusmaya başladın. Hemen veteriner arkadaşımı aradım ya zehirlendiğini ya da çok soğuk yediği bir şeyin dokunduğunu söyleyince sabah verdiğim buz gibi ne olduğu belirsiz karışım aklıma geldi. Aman Allahım kendi elimle seni öldürüyor ve şu an bunu seyrediyordum. Hıçkıra hıçkıra ağlarken bir yandan sana, nane limon çayı içirmeye bir yandan da bildiğim bütün duaları okumaya çalışıyordum. İçeri ilaç almaya girdim döndüğümde yoktun. Bütün civarı aradım yoktun. Yavruların yanına koştum yoktun. O yavrular öyle masum küçüktüler ki. Vicdan azabım gitgide yakıcı bir hal aldı. Öyle perişandım ki eve gelip şiş gözlerle beni bulan eşim, Koronadan bir ölüm haberi filan aldım sandı. Bütün gece uyumayarak senden af dileyip Allah'a dua ettim. O da beni ‘korkma kediler dokuz canlıdır araba ezmedikçe ölmüyor onlar’ diye teselli etti. Ertesi gün öğleye doğru bahçede seni görünce yanına koştum. Oh şükürler olsun yine bana kıhlamaya başlamıştın. İşte bizim mutlu sonla biten hikayemiz. Pisi isimli anne kedi, şu an artık kocaman olup çimlerde oyun oynayan minik 1 ve minik 2 isimli yavru kediler, arada bir onların yanına gelen yine Pisi isimli baba kedi ile çok mutluyuz. Bizimkisi Korona günlerinde nefretle başlayan bir aşk hikayesi. Artık onları, kokusunu sevmediğim için kocama bile pişirmediğim ciğerle, tavuklarla besliyorum sularını veriyorum. Bütün aile bana asla miyav demiyor yavrular bile kıhlayıp yanına yaklaştırmıyor. Ama olsun iyi olsunlar da bana yeter. Arada hala kuşları avlıyorlar. Ama artık üzülmüyorum. Doğanın dengesine karışmamayı, kin nefret intikam hislerinin ilk önce insanın kendisini vurduğunu öğrendim. Bu evrenin hepimizin olduğunu, birbirimizi doğamıza uygun halimizle kabul edip, yaşam hakkımıza saygı duymayı, sadece Sevgi ile başkalarına ve en önemlisi kendimize şifa verebileceğimizi anladım.
VERGİ BARIŞI GELECEK Mİ? Halil Şenol HAMARAT Mali Müşavir
Bir süredir bizlere de yansıyan konulardan birisi olan vergi ve sosyal güvenlik barışında yoğun bir talep olduğunu söyleyebiliriz. Zaman zaman basından da takip ettiğimiz üzere hem iş insanları ve STK’ları, hem de ekonomi yazarları kapsamlı bir vergi barışının gerekliliğinden bahsediyor.
- 22 Kasım 2008 tarihinde 5811 sayılı Vergi Barışı Kanunu, - 13 Şubat 2011 tarihinde 6111 sayılı Kanun, - 29 Mayıs 2013 tarihinde 6486 sayılı Kanun, - 10 Eylül 2014 tarihinde 6552 sayılı Kanun,
Özellikle dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşadığımız Koronavirüs Pandemisi küçük esnaftan büyük şirketlere kadar tüm vatandaşlarımızı olumsuz etkilediğini görmekteyiz. Kişisel olarak af ve yapılandırmaları olumlu görmeyen biri olarak, bugünkü şartlarda bunun zaruriyet teşkil ettiğine inanmaktayım. Yapılan vergi ödemeleri ve kısa çalışma ödeneği - ücretsiz izin yardımı biraz soluk vermiştir. Lakin pandemiden dolayı birçok sektör yaşanan sıkıntıdan bu beklenti içindedir. Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak daha önce yaptığı açıklamalarda, vergi affıyla ilgili çıkan haberlerin gerçekleri yansıtmadığını vergi affı yapılmayacağını, yapılandırmalar ve sıkıntıda olanlara destek verileceğini fakat vergi affının gündemde olmadığını söylemişti.
- VERGİ VE SGK AFLARI
Ak Parti döneminden bugüne kadar çok sayıda vergi SGK prim affı ve yapılandırması ile ilgili kanun çıktı. - 7 Mart 2002 tarihinde 4746 sayılı Yasa ile Emlak Vergisi Düzenlemesi Kanunu, - 27 Şubat 2003 tarihinde 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu,
20 KEMALPAŞA
Aktüel
- 19 Ağustos 2016 tarihinde 6736 sayılı Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Kanun, - 18 Mayıs 2018 tarihinde 7143 sayılı vergi ve bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanun ile ekonomi ve iş dünyasının sesine kulak verilmiş oldu. Bu yapılandırmalarla da birlikte ciddi tutarda tahsilat ve kaynak girişi sağlandı.
- KAPSAMLI AF ŞART!
Esasında bugüne kadar yapılan düzenlemelerin büyük bölümünde zaten bir af olmadı, sadece ödeme kolaylığı sağlayacak yapılandırmalar getirildi. Ayrıca yapılandırma dışında matrah arttırımı, kasa affı, stok affı, Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede mevcut olmayan malların gayrisafi kar oranı eklenmek suretiyle fatura kesilerek kayıtlara alınması gibi düzenlemelerle kamu alacakları yapılandırıldı. Aynı şekilde Maliye, Gümrük, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, SGK, İşkur gibi tüm kamu kurumlarının alacaklarının ve idari para cezalarının da yapılandırılması ile birlikte kamu kurumlarından ciddi bir tahsilat yapılmıştı. Şimdi, ekonomiye ve iş dünyasına sağlanan destek ve ekonomi paketlerinin vergi ve SGK barışıyla taçlandırılması gerekiyor.Şirketlerin geçmişiyle barışarak yeni bir beyaz sayfa aç-
ması sağlanmalı, en az bir yıl geri ödemesiz olmalı, gecikme zamları ve faizleri tamamen silinmeli, erken ödeme durumunda anapara borcundan da indirim yapan düzenlemeler getirilmelidir. 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanunu, 6136 ya da 7143 sayılı Kanunlar benzeri yeni bir düzenleme ihtiyacı zaruri bir hal almıştır. Vergi ve SGK borçlarının yapılandırılmasını da içerecek vergi barışı kanununa matrah arttırımı, kasa, ortaklar cari hesabı, stok düzeltmesi, ihtilaflı alacakların mükelleflerin feragati yoluyla ortadan kaldırılarak hazineye para girişi sağlanması, idari para cezalarının yüzde 50 indirimle ödenmesinin sağlanması ve imar barışı da eklenerek kapsamlı bir yapılandırma ve ödeme kolaylığı sağlanarak Hazineye ve SGK’ya ciddi bir para girişi sağlanacağı gibi, iş dünyasına da borçlarından kurtulma ve rahatlama sağlanacaktır. 2020 yılı bu sıkıntıları yaşayarak 2021 yılı başında, 2020 yılı kapsayacak bir kapsamlı af ile millet, devleti ile kucaklaşacak yeni bir sayfa açılacaktır. Ramazan Bayramındaki yazımda Kurban Bayramını daha rahat geçireceğimizin beklentisini yazmıştım. Ama maalesef pandemi hala toplumumuzun sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir. Her şeyden önce insan sağlığıdır. Bu vesile ile sağlığımız için gece gündüz büyük özveri ile çalışan doktor, hemşire ve sağlık çalışanlarımızı, güvenliğimiz için canlarını ortaya koyan tüm emniyet güçlerimize şükranlarımızı sunar ve tüm vatandaşlarımızın Kurban Bayramını kutlar sağlık ve esenlikler dilerim.
KOSBİ’DEN İZMİR’İN YENİ VALİSİ
YAVUZ SELİM KÖŞGER’E ZİYARET Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi (KOSBİ) yönetimi, yeni göreve başlayan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’e hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette KOSBİ Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Porsuk, KOSBİ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erol Diren, KOSBİ Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Eren ile KOSBİ Bölge Müdürü Cüneyt Öztürk yer aldı.
KOSBİ Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Porsuk, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in başarılı bir çalışma dönemi geçirmesini dilediklerini belirterek, “Aynı zamanda KOSBİ Müteşebbis Heyet Başkanımız olan İzmir
Valiliği makamına yeni tayin olan Yavuz Selim Köşger’e başarılar diledik ve KOSBİ hakkında kendisine bilgilendirmelerde bulunduk” dedi. İzmir’in en önemli OSB’lerinin başında gelen Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nin (KOSBİ) 500’ü aşkın faal firması, 27 bine yakın istihdamı, 7 milyar dolarlık ticaret hacmiyle ülke ekonomisine önemli bir katma değer sağladığını söyleyen KOSBİ Başkanı Porsuk, “Müteşebbis Heyetimizin başkanı her zaman İzmir Valisi’dir. Bu anlamda valimiz Yavuz Selim Köşger’e nezaket ziyaretinde bulunarak KOSBİ hakkında kısa bir bilgilendirme yaptık. Önümüzdeki süreçte daha kapsamlı bir bilgilendirmeyi müteşebbis heyet toplantımızda yapacağız. Yeni valimize başarılar diliyoruz” diye konuştu. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger de ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek KOSBİ yönetimine teşekkür etti.
22
KEMALPAŞA Aktüel
GENÇ GİRİŞİMCİ BATUHAN GEMİCİ DEDE MESLEĞİNİ SÜRDÜRÜYOR 20 yaşındaki genç girişimci Batuhan Gemici, yemek sektöründeki girişimi ile dede mesleğini “Gemicioğlu Tabldot ve Yemek” adı altında devam ettiriyor. Gemicioğlu Catering Tabldot ve Yemek, sulu yemek seçenekleriyle Kirazlı Caddesi eski Hanımeli Pastanesi’nin olduğu yerde geçtiğimiz ay hizmete başladı. Sulu yemek çeşitlerinde farklı lezzetler sunan Gemicioğlu Catering Tabldot ve Yemek, her sabah sabah çorbası, öğlenleri ise sulu yemek çeşitleri ile müşterilerine hizmet veriyor. Firma aynı zamanda iş yeri ve fabrikalara catering hizmeti de vermekte. Yemeklerinin lezzeti ve kalitesinden emin olduklarını ifade eden genç girişimci Batuhan Gemici “Gemicioğlu Catering Tabldot ve Yemek olarak damak tadına önem verenlerin vazgeçilmez adreslerinden biri olduk. Dedem Seyfullah Gemici’nin 1976 yılında İzmir'in Basmane semtinde başlayan lezzet yolculuğu kıymetli paydaşlarımızın teveccühüyle günümüze kadar ulaştı. Şirketimiz, bugün üçüncü kuşak tarafından yönetilen aile şirketi vasfını taşımakla beraber emsalleri arasında eşine çok az rastlanır bir niteliğe sahip. Müşterilerimize özel olarak ustaca hazırlanan sıra dışı lezzetlerimiz ile damak zevkine güvenenlerin vazgeçilmezi olduk. Sektörel bazda faaliyet gösteren; yerinde yemek, tabldot ve toplu yemek hizmetlerimizin yanı sıra, konumuyla herkesi ferahlatan mekânımız ile alışılmamış bir damak tadı sunmaktayız. Değişen ve gelişen şartlara hızla uyum sağlayıp, kaliteden ödün vermemeye kararlıyız” dedi.
GEMİCİOĞLU RESTAURANT TABLDOT VE YEMEK Çorba - Sulu Yemek - Catering - Kahvaltı
0 232 878 63 25 24
KEMALPAŞA Aktüel
8 Eylül Mh. 134. Sk. No:19/A Ferzant Bulum Lisesi Yanı / Kemalpaşa
YEMYEŞİL DOĞANIN İÇERİSİNDE KOMPLEKS BİR TESİS
DURAKBEYOĞLU HALI SAHALAR-KAHVALTI-ÇAY BAHÇESİ-CAĞ KEBAP
SÖYLEŞİ:
AYDIN DURAK 26
KEMALPAŞA Aktüel
KEMALPAŞA AKTÜEL DERGİSİ’NİN BU AYKİ KAPAK KONUĞU KEMALPAŞA’DA YAPTIĞI YATIRIMLAR İLE DİKKAT ÇEKEN İŞ ADAMI AYDIN DURAK OLDU. “Durakbeyoğlu” adıyla Kemalpaşa Örnekköy yolunda hizmet vermekte olan işletme, içerisinde barındırdığı sosyal ve sportif imkânlarla Kemalpaşalılara alternatif seçenekler sunuyor. Yemyeşil bir doğanın içerisinde Halı sahaları, kahvaltı, cağ kebap ve çay bahçesi konseptleri ile Kemalpaşalılara hizmet veren Durakbeyoğlu’nun sahibi İş adamı Aydın Durak ile işletmeleri ve Kemalpaşa turizmine verdikleri katkılar hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.
GÜN BOYUNCA KEYİFLE VAKİT GEÇİRİLEBİLECEK BİR TESİS Kemalpaşa’nın yemyeşil doğası ve temiz havası ile doğa turizminin İzmir’de ki cazibe merkezlerinden birisi oluğunu söyleyen İş Adamı Aydın Durak, Park Orman ve Binali Yıldırım Millet Bahçesi gibi Kemalpaşa Turizmi açısından önemli tesislerin ilçeye kazandırılmasının Kemalpaşa’nın İzmir’de daha tanınır hale gelmesinde önemli rol oynadığını söyledi. Kurdukları tesis ile ilgili konuşan Aydın Durak turistik açıdan gelişimini sürdüren Kemalpaşa’da açmış oldukları çok amaçlı tesisleri ile ilçenin tanıtımına katkı sunduklarını ifade ederek vatandaşlar için güzel zaman geçirebilecekleri alternatif alanlar ve hizmetler oluşturduklarını ifade etti.
KEMALPAŞA Aktüel
27
HALI SAHALARI-KAFETARYASI-ÇOCUK OYUN ALANI-ÇAY BAHÇESİ OLAN BÜYÜK BİR TESİS Yeşillikler içersindeki muhteşem doğası ile İzmir’de doğa turizminin cazibe merkezi olma yolunda hızla ilerleyen Kemalpaşa’da hizmet vermekte olan Durakbeyoğlu tesislerine gelen vatandaşların günlerinin tamamını burada geçirebilecekleri bilgisini veren İş adamı Aydın Durak “Durakbeyoğlu Tesisleri, biri açık biri kapalı olmak üzere 2 adet halı saha, çocuk oyun alanı, kapalı alanda kafeteryası, çay bahçesiyle kompleks bir tesis. Tesislerimize gelen müşterilerimiz sabah organik serpme kahvaltı ile güne başlayıp ilerleyen saatlerde meşhur Erzurum Cağ Kebabımızın tadına baktıktan sonra gün boyu tesisimizde vakit geçirmeye devam edebilirler. Yemek çeşitlerimiz cağ kebap ile sınırlı olmayıp tüm ızgara çeşitleri ile de müşterilerimize farklı lezzetler de sunmaktayız. Çay bahçesi konseptimizde ise her türlü soğuk-sıcak içeceklerle birlikte dondurma ve tatlı seçeneklerimiz bulunmakta. Gün boyu yanan semaver çayımız müşterilerimizin en çok tercih ettiği hizmetlerimizden birisi. Özellikle akşam yemeğinden sonra odun ateşinde hazırladığımız semaver çayımız arkadaş gruplarını bir araya getiren, onların hoş vakit geçirmelerini sağlayan güzel hizmetlerimizden bir tanesi. Kısacası işletmemize sabahtan kahvaltı için gelen misafirlerimiz ferah ve şık bir ortamda farklı lezzet seçeneklerimizi tadarak gün boyu zaman geçirebilmektedirler. Tesisimizde büyük bir otoparkımız, çocuk oyun ve spor alanlarımız da bulunmakta” dedi.
28
KEMALPAŞA Aktüel
KEMALPAŞA’NIN TEK KAPALI HALI SAHASI Biri kapalı, diğeri açık olmak üzere 2 adet halı saha ile gerek spor kulüplerinin altyapılarına gerekse futbol oynamak isteyenlere de hizmet sunan Durakbeyoğlu tesisleri, halı saha sektöründeki yeni bakış açısıyla öncü bir işletme. Halı sahalar hakkında konuşan Aydın Durak, Durakbeyoğlu olarak kurdukları halı sahanın Kemalpaşa’nın tek kapalı halı sahası olduğunu belirterek “ bünyemizde kapalı ve açık olmak üzere 2 adet halı sahamız bulunuyor. Kemalpaşa’da özel şahıs işletmesi olarak kurulan ilk ve tek halı saha
Durakbeyoğlu Halı Sahaları’dır. Profesyonel olarak hizmet veren sahalarımızın boyutları 30x50 metre ebatlarında olup standartların üzerindedir. Her takımın soyunma odaları ayrı ayrı olup, odalarda saç kurutma makinesi, 10’dan fazla duş, 70 metrekare kafeterya, ayrıca turnuvalarda maç izleyebilmek için 150 kişilik tribün, 150 araçlık otopark bulunakta. Tesisimizde bulunan jeneratör ile maçlar kesintisiz şekilde oynanabilmektedir” dedi. Erzurum ve Bursa illerinde de yaptığı yatı-
rımlar ile halı saha işletmeciliğinde tecrübeli olan Aydın Durak Bursa tesislerinde Kocatepe Spor Kulübü alt takımı, İnegöl Spor Kulübü gibi kulüplerin 6-12 yaş grubu futbol okullarına hizmet veriyor Kemalpaşa Durakbeyoğlu Halı Sahalarında ise Altay Spor Kulübü, Altınordu Spor Kulübü, Konyaspor Kulübü, Kemalpaşa 1923 Spor kulüplerinin 3-13 yaş grubu spor okulları öğrencilerine hizmet verilmekte.
İŞ ADAMI, SİYASETÇİ AYDIN DURAK, KİMDİR?
0 533 631 50 08 - 0 555 212 25 61 Örnekköy Yolu Üzeri Kemalpaşa
Kemalpaşa Belediyesi Ak Parti Belediye Meclis üyesi olan Aydın Durak ticaret hayatına 1992 yılında başladı. 2001 yılında Erzurum’da Halksa Gıda Ltd. Şti. adı altında AK Piliç’in Doğu Anadolu Bayiliği ve aynı zamanda Çim-Sa Spor Sosyal Hizmetleri olarak halı saha
ve düğün salonu işletmeciliği yaptı. 2010 yılında Bursa’nın İnegöl ilçesinde Çim-Sa Ltd Şti olarak ikinci halısını saha faaliyete açtı. 2015 yılında 3. ve 4. halı sahaları da içerisinde bulunduran Durakbeyoğlu tesislerini Kemalpaşalıların hizmetine sundu. Erzurum, Bursa ve İzmir Kemalpaşa’da çeşitli alanlarda ticari faaliyetleri devam etmekte.
KEMALPAŞA Aktüel
29
KEMALPAŞA ULUCAK’A
25 BİN KİŞİLİK ARITMA İzmir Büyükşehir Belediyesi, Avrupa standartlarında arıtma yapan ileri biyolojik arıtma tesislerine bir yenisini daha eklemeye hazırlanıyor. İZSU Genel Müdürlüğü, Kemalpaşa Ulucak'ta kuracağı tesisin yanı sıra ilçenin alt yapısını güçlendirmek için de 73 milyon liralık yatırım yapacak.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Avrupa standartlarında arıtma yapan ileri biyolojik arıtma tesislerine bir yenisini daha eklemeye hazırlanıyor. İZSU Genel Müdürlüğü, Kemalpaşa Ulucak’ta kuracağı tesisin yanı sıra ilçenin alt yapısını güçlendirmek için de 73 milyon liralık yatırım yapacak. Türkiye’nin arıtma lideri İzmir, çevre ilçelerdeki yeni yatırımlarla arıtma tesislerinin sayısını artırıyor. İZSU Genel Müdürlüğünün Kemalpaşa Ulucak’ta kuracağı ileri biyolojik atıksu arıtma tesisi günlük 5 bin metreküp evsel atığı arıtacak. KemalpaşaUlucak Mahallesi Ulusuluk mevkiinde kurulacak tesisin proje çalışmaları tamamlandı. Projesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan arıtma tesisi için önümüzdeki günlerde yapım ihalesine çıkılacak. Ulucak, İstiklal, Atatürk, Cumhuriyet, Damlacık, Kuyucak ve Ansızca mahallelerinden kaynaklanan atık suların arıtılmasını sağlayacak tesis, ileri biyolojik arıtma yapacak ve arıtılmış sular ultraviyole yöntemiyle dezenfekte edilecek. Aynı zamanda koku gideriminin
32
KEMALPAŞA Aktüel
de sağlanacağı Ulucak Arıtma Tesisi, 25 bin kişiye hizmet edecek.
ALTYAPI YATIRIMLARI DEVAM EDİYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, Kemalpaşa’nın altyapısını geliştirmek için de ayrıca 73 milyon lira tutarında yatırım yapıyor. İlçede yağmur suyu hatlarını ayıran, eskiyen kanal hatlarını yenileyen İZSU; Ulucak, Kuyucak, Damlacık ve Ansızca mahallelerinde başlattığı çalışmalarda şu ana kadar 5,3 km yağmursuyu, 26,4 km kanal hattı döşedi. Dört mahallenin 25 milyon liraya mal olacak altyapı çalışmaları 2021 yılının ilk aylarında tamamlanacak.
12 MAHALLEDE ÇALIŞILACAK
Kemalpaşa’nın Bağyurdu, Yiğitler, Ören, Armutlu, Yukarıkızılca, Aşağıkızılca, Örnekköy ve Çiniliköy mahallelerinin de alt yapı sorununa çözüm üreten İZSU; 69 km kanal, 7 km yağmur suyu hattı döşeyecek.
HAYATA ÇOCUK GÖZÜYLE BAKABİLMEK… Bu yazıyı yazmamda bana ilham veren kişi, ben bir bankta etrafı izlerken gördüğüm küçük bir çocuktu… Bu çocuğu; pandemi sürecinin sonlarına yaklaştığımız şu günlerde İzmir’in hafta sonu kalabalığında kaldırımda gördüm. Annesiyle birlikte dilenen bu küçük çocuk, annesinin kucağında öyle tarifsiz bir mutluluk içinde gözüküyordu ki! Çocuk; açık havada, annesiyle birlikteydi ve anasının kucağındayken, ona oyunlar yapıyordu. O an öyle keyifli ve mutluydu ki! Bu çocuk mutluydu çünkü hayatında olmayanlara, eksiklere değil; olanlara ve sadece o ana odaklanmıştı. İşte onu mutlu yapan, en çok da buydu. Çocuklara, bir şeyler öğretme telaşı içinde olduğumuz için sık sık unutsak da; aslında onlardan öğreneceğimiz çok şey var. Bunlardan en önemlisi de, çocuksu gözlerle dünyaya bakabilmek… Yaşamda, her şeyi ilk kez görüyor ve hayatı yeniden keşfediyor gibi merakla bakabilmek ve anın içinde bir çocuk gibi kaygısız olabilmek. Oysa biz mutluluğumuzu ne kadar çok koşulla sınırlandırıyoruz. Çocukken mutlu olmak için ne kadar çok sebep bulur oysa insan! Büyüdükçe hayallerinden uzaklaşır ve hırsa düşer insan çünkü büyüklerin dünyasında, maddesel etiketler ve dayatmalar vardır genelde. Birçok insan tarafından kabul gören bu düşünce ve yargıları, biz de pek sorgulamadan hayatımıza alırız. Mutlu olmaya dair hayatta birçok yanlış
34
KEMALPAŞA Aktüel
inanca sahibiz; iyi bir iş bulursan, iyi bir kariyerin olursa mutlu olursun. Ortalamanın üstünde bir maaş alıyorsan bu “dünyada” hayli mutlu olursun… Evin ve araban varsa senden mutlusu yoktur… Buna benzer düşünce kalıplarının gölgesinde yaşarız hayatımızı. Mutluluğumuzu genellikle maddesel elde edişlere ve sahip olmaya bağlamış durumdayız. Büyüdükçe, mutluluğu da “büyük” olaylarda aramaya ve bulmaya şartlandırırız kendimizi. Küçüklüğümüzdeki, “ufak” olaylardan mutlu olma duygusunu unuturuz. Çocukken, küçük bir oyuncağın verdiği o büyük hazzı, çoğu zaman erişkinliğimizde tadamaz oluruz. Bir çift ayakkabıyla birlikte gelen bayramlığın verdiği o tarifsiz mutluluk, çocukluğumuzun bayramlarında mazide kalmıştır. Biraz da o yılların vermiş olduğu büyük mutlulukların özlemiyle, çocukluğumuzu ve çocuk olmayı özler dururuz. Kendi içimize dönüp, şöyle bir düşünelim: Dünya’da büyük bir salgın olacağı aklımıza gelir miydi? Hatta bu hastalığın bizim mahallemizde kol gezebileceği. Öyle ki sokaklara çıkamayacağımız, sevdiklerimizi göremeyeceğimiz ve belki de sokaktaki pamuk helvacıdan bir pamuk helva alamayacağımız… BİR DAHA DÜŞÜNELİM… Küçük şeylerden mutlu olmayı biliyor muyuz hala? Doğada olmanın ne kadar keyif verici olduğunun farkında mıyız? Küçük olaylardan mutlu olmaya niyetli miyiz, yoksa hala kalbimiz ve gözlerimiz bizi mutlu edecek “büyük hazineler” peşinde mi?
Gülay ENGİN Kocatürk Okulları Kemalpaşa Kampüsü Kurucu Müdürü
Dünyaya çocukça gözlerle bakmayı unuttuğumuz, çocuklar gibi düşünemediğimiz, hayal kurmaktan ve hayatın mucizelerine inanmaktan vazgeçtiğimiz için aslında umutsuz ve mutsuzuz. Mutluluğu hep kendi dışımızdaki şeylerde veya kişilerde bulabileceğimiz yanılgısı içindeyiz. Onu, hep dışarıda ve kendimizin uzağında arıyoruz. Mutluluğu, kendi dışımızda ve uzağımızda aradıkça da onu bulamıyoruz. Hayata, çocuk gözlerimizle bakmayı unuttuğumuz için ruhlarımız köreldi. Çocuklar gibi ön yargısız, sevgiyle, neşeyle, hayatainsanlara karşı açık bir kalple, yaşamdan keyif almaya ve oynamaya her an hazır olabildiğimiz ölçüde mutluluğa daha yakınız. Siz de yüreğinizi bir yoklayın, çocukken neler sevindirir ve mutlu ederdi sizi? Ruhunuz en çok neyi yaparken etrafa mutluluk ve ışık saçar? İsterseniz üzerine biraz düşünüp, kendi mutluluk listenizi de oluşturabilirsiniz. Canınız sıkkın olduğunda ya da kendinizi kötü hissettiğinizde, hazırlamış olduğunuz bu listeye göz atarak; o an canınız ne yapmak istiyorsa onu yaparak, kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Mutluluk, hayata bakış açımızla ilgilidir. Hayata ve olaylara pozitif baktıkça mutluluğumuz çoğalır. Mutluluk bir bakış açısıdır ve sadece “bir niyet” kadar uzağımızdadır. Çocuksu gülümsemeleriniz olsun. Sevgiyle sağlıkla kalın…
ADİL DÜZEN MASKELİ YAŞAM ARİF GEMİCİ İş Adamı Covid19’un ortaya çıkmasından sonra yaşamımız değişti. Hem psikolojik, hem ekonomik, hem de kültürel alanlarda farklılıklar oluştu. İbadetimizi dahi sıkıntılı bir şekilde ifa ediyoruz. Camilerde sosyal mesafe ve hayatımızın her yönünde artık maskesiz bir yaşam mümkün görünmüyor. Böyle yaşamaya alışmalıyız. Mart ayından beri sokağa çıkmanın sınırlandırıldığı bir ortamda hayat şartları değişti. Bizleri yeni tedbirler almamız için zorlamaya başladı. Bu virüs ortamı bize, kimsenin sömürülmediği, güçlünün güçsüzü ezmediği adil bir Dünya’ya ihtiyaç duyulduğunu tekrar hatırlattı. Adil bir paylaşıma ihtiyaç var Dünya da açlıktan ölen milyonlar var. Çocuklar ölüyor, tabi ki bunların ahı insanlığın mutlu olmasına engeldir. Sokaklara bir bakın tebessüm dolu bir yüz görebiliyor muyuz? Ekonomik şartla değişti artık kendi kendine yetebilen bir ülke olmanın, üretimin artırıldığı bir Dünya da müreffeh yaşamanın mümkün olacağı inancı her geçen gün daha da belirginleşiyor. Üretim seferberliğine ihtiyaç var. Korona virüsü bize herşeyden önce imanın gereği olan temizliği ve kendi kendimize yetebilmeyi öğretti. Son zamanlarda dengeler değişti, altın döviz dengeleri değişti. İnsanımız karamsarlık içinde, yatırım durma noktasına geldi. Küresel ölçekte yaşanan virüste ikinci dalga endişesi, küresel ekonomik göstergelerin aşağı yönlü revize edilmesi ve tırmanan ABD-Çin gerginliği “güvenli liman” olarak bilinen altına yarıyor. Altının onsunun 9 yıl sonra 1800 doların üzerine çıkmasıyla birlikte tarihi rekorunu her geçen gün yenileyen altının gramı, onsun 1815 dolar seviyesine gelmesiyle beraber tarihte ilk kez 400 lira sınırını da aştı. Bununla birlikte çeyrek altın 650, cumhuriyet altını da 2700 liraya kadar yükselerek tarihi rekorunu tazeledi. Dövize gelince dolar 6,86’larda kuru ise 7,75’lerde seyrediyor. Bu da yatırımcıyı frenliyor. Borsa 119’lara çıktığı bir ortamda üretim Türkiye için kurtuluş reçetesidir.
36
KEMALPAŞA Aktüel
Kredi limitlerinin tavan yaptığı neredeyse ülke insanının tamamının kredi borcundan dolayı her şeyin ipotek altında olduğu bir ortamı yaşıyoruz. İnşallah ülkeyi yönetenlerle, milletimiz el ele vererek çıkış yolu olan üretim seferberliğine başlamamız olmazsa olmazımızdır, kaçınılmazdır. Kurban bayramı sonrası piyasaların açılması ve maskeli bir hayata alışmamız kaçınılmazdır ve dileğimizdir. Toplum olarak bu hayatı kabullenmemiz gerekmektedir. Sağlık bakanımız Fahrettin Koca’yı tebrik ediyoruz. Bu süreci iyi yönetti. Ama daha başarılı olabilirdi, eksikler, geç müdahaleler ve kurumlar arası iletişim kopukluğu bakanı zor duruma düşürmüştür. Koca; net konuştu. Nişan törenleri, düğün törenleri, taziyeler, toplu taşıma araçları, sahiller, plajlar hala tehlikeli, asker uğurlamaları ve kalabalıklardan uzak durun dedi. Vatandaşı kredi kartı kolaylığı sağlayan BDDK gelir beyan edemeyenlerin limiti 2bin TL’ye çıkarıldı. Kredi kart ödemesinde değişiklik yapıldı. 1300 TL olan limit 2 bin TL’ ye çıkarıldı. Asgari ödeme tutarı bir yıl içinde 3 kez ödenmeyen kredi kartlarının kullanıma kapatılmasının da 31 Aralık 2020’ye kadar uygulanabilecek, işte ekonomi ve halimiz bu. Bu arada vatandaşların şikâyetleri dikkate alınarak 7 bankaya BDDK tarafından 204,6 Milyar lira ceza kesildi.
leri dahi istenilen düzeyde olmadığı turizm şirketleri de büyük sıkıntılar yaşıyor. Tarım dasöylenecekleri önceki yazımızda belirtmiştik. İkinci el araçlar tavan yapmış durumda. Kurban bayramı dolayısıyla 9 günlük tatil iç turizmi hareketlendirse de vatandaşlar borçlu kredilerden dolayı son dönemde takibe düşen dosya sayısı bir hayli çoğaldı. İnşallah kurban bayramında Kurbancıların yüzü güler iç piyasada düğünlerle birlikte hareketlilik yaşanır diye ümit ediyoruz. Kendi kendimize yetebilen bir ülke olabilmek için üretim seferberliği şart olduğu bir kez daha Korona ile birlikte bize hissettirmiştir. Sanayici borçlu, belediyeler borçlu, esnaf borçlu, çalışanlarımız borçlu sonuçta piyasa ekonomisi hareketli olması için üretim kaynaklarımız gözden geçirilmeli ve seferberlik ilan edilmelidir. Bu sebeple illerimizden bazılarında göç sebebiyle nüfus azalma göstermiş milletvekili sayılarında dahi değişikliğe gidilmiştir. YSK 5 ilin milletvekili sayısını yeniden belirledi. Türkiye istatistik kurumunun (TÜİK) 4 Şubat 2020 tarihi itibariyle Türkiye nüfusunu 83 milyon 154 bin 997 olarak açıklamasının ardından YSK’nın illerin milletvekili sayısını yeniden düzenlediği bildirildi. Yapılan milletvekili dağılımına göre Denizli, Tunceli ve Kırşehir’in milletvekili sayısı 1’er azaldı yani dağılıma göre Antalya’nın 1, İstanbul’un ise milletvekili sayısı 2 arttı. Yapılan hesaplamaya göre İstanbul’un artan milletvekili sayısı 1’inci ve 3 üncü bölgelere yansıtıldı.
Bu günlerde Ayasofya’nın müze değil cami olduğunu Ayasofya kararı milletimizi sevindirdi. Anayasa Mahkemesinin kararı tüm yurtta sevinçle karşılandı. Cumhurbaşkanımız Sn Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kuruluşundan dolayı şükranlarımızı sunarız.
Türkiye otopark sorunu giderek artıyor. Sadece İstanbul da 2 milyon araca 567 otopark bulunuyor. Sokaklar, caddeler araçtan geçilmiyor. Acil müdahale de gecikmelerin başlıca sebebi yanlış park etmeler ve otopark sorunları bu yüzden itfaiye ve ambulanslar görevlerini yapamıyor hizmetler aksıyor.
Korona ile birlikte bazı hizmetler aksama yapıyor buda vatandaşlarımızın duyarlı olmasına bağlıdır.
Tüm vatandaşlarımızın Kurban Bayramını kutlar, İslam âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ederim.
Havaların ısınması yaz aylarında tatil belde-
Allah’a emanet olunuz.
Kemalpaşa Erzurumlular Derneği’nin uzun yıllar Başkanlığını yapan kıymetli büyüğümüz
NAİM KÜÇÜKMORKOÇ’U Kaybetmenin büyük üzüntüsü içerisindeyiz. Merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyoruz. Mekânı Cennet Olsun.
KEMALPAŞA aktüel
DİNÇERLER HAFRİYAT’TAN
3 MİLYON LİRALIK YATIRIM Kemalpaşa'nın köklü hafriyat firmalarından Dinçerler Hafriyat'ın yeni iş makinelerinin teslim törenine çok sayıda davetli katıldı.
40 KEMALPAŞA
Aktüel
Dinçerler Hafriyat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Mümin Dinçer’in ev sahipliğinde gerçekleşen yeni iş makineleri tanıtım törenine Kemalpaşa Kaymakamı Dr. Kemal Kızılkaya, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Başkanı Bilal Saygılı, MST Genel Müdürü Enes Eğin, siyaset ve iş dünyasından çok sayıda davetli katıldı. Covid-19 günlerinde yatırım yapan Dinçerler Hafriyat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Mümin Dinçer, 3 milyon TL’lik yatırımla 5 tane beko loder (kazıyıcı yükleyici) 1 tane de mini ekskavatörü araç filosuna ekledi. Yatırımlarla ilgili bilgi veren Dinçerler Haf-
riyat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Mümin Dinçer, müşterilerine daha kaliteli daha hızlı çözümler ürettiklerini söyledi. Dinçer “Covid-19 ile birlikte sıkıntılı bir süreç geçiriyoruz. Bu süreçteki yatırımımız hem firmamıza hem de ülke ekonomisine güç verecektir. Bu dönemde özellikle yerli bir markayı tercih ettik. Firma olarak milli yatırıma destek veriyoruz. 3 milyon liralık bir yatırım yaptık. 30’u aşkın araç filomuza 5 tane beko loder yani kazıyıcı yükleyici, 1 adet mini ekskavatörü bünyemize ekledik. Böylece firmamızda yeni personel alımlarına da ihtiyaç olacaktır. Gelişen teknolojiye ayak uydurarak operatör adına daha rahat, kliması olan, elektronik, daha konforlu, gelişen teknolojiyle birlik-
MÜMİN DİNÇER
te kaliteli, bizim açımızdan bakınca yakıt tasarrufu müşteri tarafından bakınca da iş hızlılığı özellikleriyle böyle bir yatırıma ihtiyaç duyduk. Bu yeni makinelerimizi çok özel işlerimiz için değil, mevcut işlerimizi daha hızlı yapıp müşterilerimize daha hızlı çözüm üretmek için kullanacağız. Sektörümüzde büyüklük ayrı bir şeydir kalite ayrı bir şeydir. Biz kalitemizi artırıyoruz. İnşaat grubu, alt yapı, temeller, yol yapımı, kazı, temel, dolgu gibi tüm hafriyat işlerimiz büyük bir titizlikle devam etmekte” dedi.
görüyoruz. Türk müteşebbisinin, Türk İş adamının, ekonominin durmadığını, canla başla gayretle çalışıldığının da en güzel örneğini burada yaşıyoruz. Mümin Dinçer kardeşimiz hiç hız kesmeden yeni normale
uyum sağlayarak işlerini arttırarak devam ettiriyor. Bizde kendisine en iyi dileklerimizi sunmak ve yanında olduğumuzu iletmek amacıyla burada bulunuyoruz. Mümin bey arkadaşları ile beraber her zaman veren el olmaya çalışmıştır. Hayır, hasenat sahibi olmaya çalışmıştır. Ben inanıyorum kazancını arttırmak suretiyle aslında hedefi etrafına faydalı olmaktır. Kendisini öyle tanıyoruz. İşinde elde edeceği başarı bizleri de sevindirecektir. Yatırımların hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
YATIRIMLARIN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM
Pandemi sürecinden sonra yeni normal hayattaki ilk organizasyon olduğunu söyleyen Kemalpaşa Kaymakamı Dr. Kemal Kızılkaya, “Pandemi dolayısıyla çok zor günler geçirdik. Bu organizasyon bizim için moral oldu. Organizasyonun sosyal mesafeye uygun bir şekilde yapıldığını
KEMALPAŞA Aktüel
41
Kemalpaşa'nın
Kelimeleri
Yaşadığımız coğrafyada kullanılan kelimeler hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası. Ne yazık ki bu kelimeler zaman geçtikçe yok olup gidiyor. Kelimeler üzerinden bir “Kemalpaşalılık Testi” hem eğlenceli hem de bilgilendirici olur diye düşündüm. Bakalım hangi kelimelerin anlamlarını biliyorsunuz ve ne kadar Kemalpaşalısınız? İnsanın tüm varlığı, aslında dilidir; çünkü insan dili, diliyle kendini ifade edebildiği oranda vardır ve ancak dilinin sahip olduğu genişliği kadar kendini var edebilir. Başka bir deyişle, kişinin dilinde ne varsa insan da aslında odur. Kullandığı kelimeler, deyimler ve atasözleri; onun, farkında olmasa da sahip ya da ait olduğu kültürü ve o kültürün izlerini taşır. Kültür, çok genel bir kavram olmasına rağmen özünde bize ait tüm sıradanlardır; sabah uyandıktan sonra yaptıklarımız, çayımızı demleyiş biçimimiz, kahvaltıda yediklerimiz ve sonrası sonrası… Öğlen ye-
44 KEMALPAŞA
Aktüel
meğimiz, akşam saatlerinde babamızın eve gelişiyle televizyonlu ya da televizyonsuz hatta internetli ya da internetsiz ortam, selamlaşmalarımız, ailece oturuş biçimimiz; oturuş biçimimize çatılan ya da bu biçimi onaylayan anne kaşları; giyip yakıştırdığımız ya da hiç yakıştıramadığımız giysiler; birbirimize hitap biçimlerimiz vs. Özetle elimizin değdiği, yaşamımızı oluşturan ve yaşamımızın içinde bize ait olan her şey kültürdür. Kültürün, bunca geniş alanının yansıdığı en önemli izlerise kullandığımız kelimelerdir… Kemalpaşa’da yaşadığım süre içerisinde bu
Rahim SAĞ
kelimelerin bir kısmını gündelik hayatımda bizzat işittim, büyük bir çoğunluğunu tespit etmek için ise çabalamam gerekti. Zaman içinde elimde, aşağıda yazacağım kelimeleri biriktirebildim. Şüphesiz bu liste, Kemalpaşa’da yerel ya da bölgesel ölçekte kullanılan kelimelerin pek azını içeriyor. Aslında Kemalpaşa’ya özgü pek çok kültürel ve maddi unsur gibi kelimeler de yok olup gidiyor. Tespit edebildiğim az sayıda kelimenin varlığı günümüz için endişe verici değil ama bu kelimeleri kullanan büyüklerimizin varlığı azaldıkça bu kelimeler de, ne yazık ki bir bir yok olup gidiyor.
Arif UĞURLU
“BU ŞEHRİN SORUNLARINA SIRTIMIZI DÖNEMEYİZ”
Önceki dönem Kemalpaşa Belediye Başkanı Arif Uğurlu, Kemalpaşa Aktüel Dergisi İmtiyaz Sahibi Filiz Eroğlu’yu ofisinde ağırladı. Geçtiğimiz günlerde Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray ile birlikte Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’yi ziyaret eden önceki dönem Kemalpaşa Belediye Başkanı Arif Uğurlu hem bu ziyaret ile ilgili hem de Binali Yıldırım Millet Bahçesinde yapılan cami ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Pakdermirli’ye yaptıkları ziyaret ile ilgili konuşan Uğurlu, ziyaretin siyaset üstü bir konu olduğunu belirterek Kemalpaşa için tarım alanındaki önemli konuları Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray ile birlikte Bakan Pakdemirli’ye ilettiklerini söyledi. Kemalpaşa Aktüel Dergisinin İmtiyaz Sahibi Filiz Eroğlu’nu Bayraklı’da bulunan ofisinde ağırlayan Arif Uğurlu Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray ile birlikte Tarım ve Orman Bakanı Bekir
46 KEMALPAŞA
Aktüel
Pakdemirli’ye gerçekleştirdikleri ziyaret hakkında konuştu. Uğurlu” Kemalpaşa bizim evimiz. Biz seçimden sonra dedik ki. Kemalpaşa halkının iradesinin başımızın üstünde yeri vardır. Sorumluluğu üstümüze alıyoruz. Yaptığımız hiçbir projeye sırtımızı dönmeyeceğiz. Hem yarım kalan projeleri gücümüz yettiğince takip edeceğiz, hem de yapıp tamamladığımız projelerin takipçisi olacağız. Kemalpaşa, kendisini Kemalpaşalı hisseden herkesin ortak
paydasıdır. Ve bu şehirde taş üstüne taş koyanın bizim başımızın üzerinde yeri vardır. Kemalpaşa çiftçisinin, tarımının, hayvancılığının sorunlarını başkanlığım döneminde de birlikte tartıştığımız, müzakere ettiğimiz, bunun bir tarafında Tarım İlçe Müdürümüz, bir tarafında Tarım İl Müdürümüzün olduğu bir yapıyla başkanlığım döneminde takip ettiğimiz konular vardı. Baktığımız zaman gölet projeleri, Yiğitler barajı, kirazla ilgili kalkınma kooperatifleri vardır. Erken uyarı sistemi vardır. Yine Sayın Bakanımız Bekir
Pakdemirli’nin seçimden önce geldiği zaman Kemalpaşa ile ilgili konuştuğumuz projeler vardır. Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray Bey bize Kemalpaşa’da tarım ile ilgili şu şu sıkıntılarımız devam ediyor dediğinde Bakanımızı aradım. Bakanımız da Kemalpaşa’yı çok seviyor. Oda bizi kırmadı. Bülent bey ile beraber gittik. O kendisi ile ilgili dosyaları verdi. Bizde diğer yandan Yiğitler Barajı’nın hızlandırılması ile alakalı taleplerimizi ilettik.
BAŞKANLIĞIMIZ DÖNEMİNDEKİ PROJELERİMİZİN TAKİPÇİSİYİZ
Bundan sonraki süreçte de Kemalpaşa’nın ister Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ister Ulaşım Bakanlığı, ister Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, hangi bakanlık olursa olsun güçlerinin yettiğince buralara ulaşıp ellerinden gelen katkıyı ortaya koyacaklarını ifade eden Arif Uğurlu “Bu siyaset üstü bir konu. Bülent Bey oraya bir siyasi kimlik ile gelmemiştir. Bizde siyasi kimlik olsun diye gitmemişizdir. Bugün baktığımız zaman yerelde de genelde de önümüzde 3-4 yıllık bir süreç var. Bu sadece Kemalpaşa çiftçisinin tespit edilmiş sorunlarını en yetkili ağız olan Tarım Bakanımıza iletme yöntemi. Bizim Kemalpaşa halkına böyle bir sorumluluğumuz var. Bu şehir nihayetinde 5 yıl boyunca kaderini bizim ellerimize bıraktı. Bu dönem görevi bize vermediler diye bu şehrin sorunlarına sırtımızı dönemeyiz. Bundan sonraki hayatımda da pozisyonumuz, görevimiz ne olursa olsun biz Kemalpaşa’nın makro sorunlarına elimizden geldiği kadar yetişmeye çalışacağız” diye konuştu.
Belediye Başkanlığı döneminde yapımına başlanan ve kısa bir süre önce ibadete açılan Binali Yıldırım Millet Bahçesi Camii hakkında açıklamalarda bulunan Arif Uğurlu Başkanlığı döneminde gerçekleştirdikleri projeler içerisinde hukuki olarak risk aldıkları tek projenin Binali Yıldırım Millet Bahçesi Camisi olduğunu belirterek “Bu riski almaktan da her zaman şeref duyduğumu ifade etmişimdir. Başkanlığımız döneminde bu caminin yüzde 90’ını tamamladık. Ama Caminin avlusunun mermer işleri, minarelerinin giydirilmeleri, ses sistemleri yani caminin yüzde 10’luk bir eksiği vardı. Yerel seçimlerde sonra yaklaşık 10 ay boyunca bu cami kaderine terk edildi. Ben bitmiş projelere bile sırtımı dönmedim. Millet Bahçesinde bir yanlışlık gördüğümde belediyedeki ilgili başkan yardımcılarımı arayıp şu noktada şu sıkıntılar var ne olur ilgilenin, yazıktır bu Kemalpaşa’nın bir değeridir diye müdahale eden bir fıtrata sahipken, caminin eksikliklerini sırtımızı dönemezdik. Sağ olsun Kaymakam Bey ile görüştük. İl ve İlçe Müftülüğümüzle görüştük. En sonda camiyi meclis kararıyla Diyanet Vakfının bünyesine geçirdik. Daha sonra camiye ne kadar harcama yapılacaksa onları tespit ettik. Bu noktada gıyabında son Başbakanımız Binali Yıldırım Bey’in küçük oğlu Erkan Bey’e de teşekkür ediyoruz. O bize telefon açtı. Ne kadar eksiğiniz daha var dedi. Biz Kaymakam Bey ile bir bütçe çıkardık. Şu kadar eksiğimiz var dedik. Sağ olsun onun çok ciddi bir kısmını da Erkan Bey Diyanet Vakfının hesabına para yatırdı. Bu konuyla alakalı daha önceki başkan yardımcımız Ensar Dumlu Bey valilikte görevliyken tekrar geçici görevle cami projesini tamamlamak üzere 2-3
aylığına Kaymakamlık bünyesinde Vali Bey görevlendirdi. Hep birlikte caminin eksik alanları ile ilgili bütçesini oluşturduk. Yine gıyabında teşekkür edeyim, Kemalpaşamız’ın sevilen iş adamı İbrahim Hoş camimizin bütün mermerlerini bize hibe etti”
“KEMALPAŞALILAR BAŞTA YAPTIĞIMIZ BU CAMİ OLMAK ÜZERE TÜM ESERLERİMİZİ KULLANIRKEN BİZE BİR KERE ALLAH RAZI OLSUN DİYORLARSA ODA BANA YETER” Yaklaşık 500 Bin TL. civarında bir yatırımla caminin tamamlandığı bilgisini aktaran Uğurlu “Cami yaklaşık bahçe alanı ile beraber 6-7 dönüm, avlusu yaklaşık 3 dönüm, kapalı alanı da 700 metrekare civarında. Kubbesinin altında kolonların olmadığı, İzmir’de ki en geniş kubbe açıklığına sahip hatırı sayılır camilerden bir tanesi. Çok şükür tamamladı. İşin asıl hayır sahibi olan Mesut Kanat ve ailesine teşekkür ediyorum. Onların o ilk baştaki desteği olmasa biz bu projeye başlayamazdık. Seçimler biteli 1,5 yıl oldu. Başkanken başladığımız projeyi, başkanlıktan sonra da devam ettirdik. İnsan seçim kaybettiğinde ne kadar hüzünleniyorsa seçimden sonra yapmış olduğu eserleri insanların kullanıp dönüp gözle bile bir Allah razı olsun dediklerinde de bir o kadar mutlu oluyor. Kemalpaşalılar başta yaptığımız bu cami olmak üzere tüm eserlerimizi kullanırken bize bir kere Allah razı olsun diyorlarsa oda bana yeter” diye konuştu.
KEMALPAŞA Aktüel
47
SAĞLIKLI BİR
YAŞAM İÇİN ET
İNSAN BESLENMESİ HER DÖNEMDE ÜLKELERİN ÖNEMLE VE HASSASİYET İLE ÜZERİNDE DURDUĞU BİR KONUDUR. Hayvansal protein açısından zengin olan et, süt ve yumurta gibi besinler bireylerin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için gerekli olan esansiyel (insan vücudunda üretilmeyen ve dışarıdan alınması gereken) aminoasitlerden histidin, izolösin, lösin, lizin, metionin, fenilalanin, treonin, triptofan ve valini içermektedir.
Kıyma: Kıyma yapmak için en ideali etin sert kısımlarını kullanmaktır. Kıyma yağlı ve yağsız olarak ikiye ayrılır. Yağsız kıyma kol ve bacak kısımlarından, yağlı kıyma ise kaburga üstü etten elde edilir. Küşleme: Arka but kemiğinin iç kısmında bulunan, kemiğin yanında yer alan 100-150 gramlık ete küşleme denir.
Ekrem KARAGÖL Yüksek protein içermesinden / Mutfak Şefi Pirzola: kemiğinden elde edilir. dolayı sporcular tarafından sıklıkla tüketilmeye çalışılan Dikkat edilmesi gereken noktakırmızı et, kasların kuvvetlenmesini ve gelişme- lar pembe renkli olması, kıkırdak dokunun sert sini sağlar. Yalnızca protein kalitesi bakımından olmaması ve kemiğinin küçük olmasıdır. değil içerdiği demir, fosfor, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, çinko gibi mineraller ve Gerdan: Boyun kısmından elde edilir. Gerdan A, B vitaminleri bakımından da kırmızı et birçok alırken dikkat edilmesi gereken en önemli besin maddesine göre ön plana çıkmaktadır. şeylerden biri, etin küçükbaştan elde edilmiş olmasıdır. Etin besin değeri kadar önemli bir diğer husus ise pişirme şeklidir. Yağda kızartma ya da kavur- Etin besin değeri kadar önemli bir diğer husus madan ziyade etin haşlama, fırında ya da ateş ise pişirme şeklidir. Yağda kızartma ya da kavurile mesafesi 15 cm den az olmayacak şekilde madan ziyade etin haşlama, fırında ya da ateş ızgarada pişirilmesi uygundur. ile mesafesi 15 cm den az olmayacak şekilde ızgarada pişirilmesi uygundur. Kadınlar genelde erkeklere göre daha az kalorili yiyecekler tüketme eğilimindedirler. Ancak bu, KUZU ETİ HAKKINDA almanız gereken vitamin ve minerallerden de uzak kalmak demektir. Az miktarda yiyecek BİLMENİZ GEREKENLER tüketirken bundan maksimum fayda sağlamayı Kuzu etinin hazmı kolay, kalorisi düşüktür; 100 hedeflememiz gerekir. Bunun için et tüketimi- gramında 120 kalori bulunur. Oldukça zengin ne önem vermeliyiz. Çünkü et kaliteli protein bir protein kaynağı olan kuzu eti; yüksek orankaynağı olmasının yanı sıra yağ, çeşitli mineral- da B12 vitamini, demir ve çinko içerir. Kuzu eti ler (özellikle demir, çinko, fosfor, magnezyum) satın alırken etin yağsız, renginin de açık pembe ve vitaminlerin de (özellikle B12, B6, B1 ve tonda olmasına özen gösterilmelidir. A vitamini ) kaynağıdır. Sağlıklı bir yaşam için ihtiyacımız olan bu vitaminleri doğru miktarda Malum önümüz kurban Rabbim yapacağımız ibadetleri, keseceğimiz kurbanları kabul etsin. almaktır.
HANGİ ETİN NEREDEN TEMİN EDİLDİĞİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ?
Kuşbaşı: Arka but kısımlarından elde edilen ettir. Dokusu sert olduğundan pişirildiğinde etiniz sert olur. Bu sebeple 2 gün buzdolabında bekletilmesi faydalı olacaktır.
48 KEMALPAŞA
Aktüel
marine edebiliriz. Rosto kuzu etini tavada pişirecekseniz zeytinyağı, taze kekik, sarımsak ve balzamik sirke karışımında 30 dakika bekletelim. Eti tencerede yapacaksanız defne yaprağı ve aromatik otlarla hazırlanmış marinada bekletebiliriz. Fırında: Pastırmalı bütün kuzu pirzola için 1 kg. kuzu pirzolanın üzerini sarımsak ve defneyaprağı ile ovun. 150 gr pastırmayı etin üzerine dizip iple bağlayın. Fırın tepsisine aldığınız etin üzerine zeytinyağı, sirke, biraz su gezdirelim. Üzerini alüminyum folyo ile kapatıp 25 dk. folyoyu çıkarıp 15 dk. pişirelim. Güzel bir mevsim salata ile tüketelim. Izgarada: Sebzeli kuzu şiş tercih edebilirsiniz. Kuzu etini kuşbaşı doğrayıp yoğurt ve aromatik baharatlı marinada bekletelim. Sırasıyla tercihe göre et, yeşilbiber, soğan, sarımsak ve limon dilimleri ile şişe geçirip tuz ve ak biber serperek ızgarada pişirelim. Benim tercihim semizotlu güzel bir salata yanında tercihim olurdu. Tencerede: Bunun tarifini mutfaklarımızın prensesleri şefleri güzel annelerimize bırakıyorum.
Paylaşılması bol nice güzel bayramlar görmek en büyük hayalimdir. Etlerimizi buzdolaplarında saklamak yerine paylaşalım. Güzel bayramlarda sofralarınızı süslemek için birkaç öneri vermek istiyorum. Nasıl pişirebiliriz düşüncesi içerisinde isek; Kuzu etini pişirmeden önce oda sıcaklığına getirip
En güzel ve içten duygularımla TÜM İSLAM ALEMİNİN BAYRAMINI KUTLARIM.
COViD-19 VE EĞİTİM COVİD-19 SALGINI DÖNEMİNDE EĞİTİMİN VE OKULLARIMIZIN SORUNLARINI, EĞİTİM-İŞ SENDİKASI, KEMALPAŞA TEMSİLCİLİĞİ HUKUK SEKRETERİ SALİH TOPUK İLE DEĞERLENDİRDİK. Hocam, ülkemizde Covid-19 vakasının görülmesinden sonra 13 Mart 2020 tarihinden bu yana okullar kapalı. Öğrenciler yarı dönem okula gitmediler. Bu açık uzaktan eğitim ile kapatılmaya çalışıldı. Şimdi önümüzde Eylül ayında başlayacak yeni bir eğitim-öğretim yılı var. Bu konuda sizin değerlendirmeniz nedir? Bir öğretmen olarak önümüzdeki eğitim-öğretim yılında biz öğretmenleri, öğrencileri ve velileri bekleyen sorunları dile getirmeye çalışayım. Hepimizin umudu, dileği tez zamanda Covid-19 virüsünün çaresinin bulunması ve tüm dünyanın normal hayata dönmesi. Çocuklarımızın bir öğretim yılını daha kaybetmemesi. Biliyorsunuz ülkemizde Covid-19 vakasının görüldüğüne dair ilk açıklama sağlık bakanı tarafından 11 Mart 2020 tarihinde yapıldı. Bilim kurulunun önerisi ile de okullar 13 Mart 2020 cuma günü, iki haftalığına tatil edildi. Salgının gidişatı göz önüne alınarak, 30 Mart tarihinde okulların açılması bir ay daha ertelendi. Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı bir açıklama yaparak, 2019 / 2020 eğitim öğretim yılının sonlandırıldığı bildirildi. Bu arada Dünya Sağlık Örgütü’nün arka arkaya yaptığı şu açıklamalar çok önemliydi: -Dünya genelinde dün 183 binin üzerinde vaka bildirimi var. (23 Haziran 2020)
50 KEMALPAŞA
Aktüel
-Gelecek hafta Dünya genelinde vaka sayısı 10 milyonu aşabilir. (25 Haziran 2020) -Salgın bitmeye yakın bile değil, aksine büyüyor. (30 Haziran 2020) DSÖ tarafından bu açıklamalar yapılırken, Milli Eğitim bakanlığı Temmuz ayı başında 2020 / 2021 eğitim öğretim yılının çalışma takvimini açıkladı. Açıklamaya göre 24/ 28 Ağustos tarihleri arasında öğretmenler mesleki çalışmalarını yapacaklar; 31 Ağustos/ 18 Eylül tarihleri arasında, üç hafta telafi eğitimi yapılacak; 21 Eylül pazartesi günü de okullar normal eğitim öğretim yılına başlayacak. Bu karar açıklanmadan önce, bilim kuruluna danışıldı mı, görüş alışverişinde bulunuldu mu bilmiyoruz? Sanırım bu açıklama, her şeyin normale döneceği kabul edilerek yapılan bir açıklamaydı. Peki, her şey normale dönmezse ne olacak?
- Evet hocam. Bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı üç farklı senaryo açıkladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı bu üç farklı senaryo şunlardı: 1. Ters yüz sınıf modeli. 2. Seyreltme modeli. 3. Okulların hiç açılmaması. Şimdi bunları okullarımızın durumu ve eğitim-öğretim bakımından değerlendirecek olursak;
1.”Ters yüz sınıf modeli”: Eğitimin bir kısmı yüz yüze, bir kısmı uzaktan yapılacak. Burada hangi dersler yüz yüze, hangi dersler uzaktan yapılacak ayrıntısı açıklanmamış. Yüz yüze yapılacak derslerde, yine tüm sınıf öğrencileri bir arada bulunacaklar. 2.”Seyreltme modeli”: Okullarda ikili eğitime geçilecek. Sınıf mevcudunun yarısı sabah, yarısı öğleden sonra yüz yüze eğitim alacaklar. Halen ikili eğitim yapan okullarda, bu uygulama nasıl olacak açıklanmamış. İkili eğitime uygun olan okullarda, ilkokul sınıfını iki gruba böldük diyelim. Bu sınıfın bir tane sınıf öğretmeni vardır. Bu öğretmen hem sabah, hem öğleden sonra derse giremez. Günde 12 saat ders, bu mümkün değil. O zaman öğretmen ihtiyacı ortaya çıkıyor. Mevcut öğretmen sayısının iki katına çıkarılması gerekiyor o zaman. Bu nasıl çözülecek? Öğretmen ataması yapılacak mı? Bugünkü ortamda bu da mümkün değil. 3.”Okulların hiç açılmaması”: Tam zamanlı uzaktan eğitim yapılacak. Bunun alt yapısı için ne gibi çalışmalar yapılıyor bilmiyoruz. Bildiğimiz, geçen öğretim yılında uzaktan eğitim-öğretimin öğrencilere çok faydalı olmadığı. Çünkü hiç bir canlıyı uzaktan eğitemezsiniz, öğretemezsiniz. 1. sınıf öğrencisine uzaktan okumayı, yazmayı nasıl öğretebiliriz ki? Bu açıklamaların ardından Sağlık Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu da 5 Temmuz 2020 günü “Salgın yönetimi ve çalışma rehberini güncelledi ve kamuoyuna duyurdu. Bu rehberde okullarda alınacak tedbirler-
den bazıları şöyleydi: - Okullar açılmadan önce su, sabun, deterjan ile temizliği ve dezenfektanı yapılacak. - Okullarda temassız ateş ölçer, maske, sıvı sabun, el antiseptiği, kolonya bulundurulacak. - Sınıf, çalışma ve spor salonu, işlik, yemekhane, kantin gibi toplu kullanım alanlarında, kişiler arasındaki mesafe en az 1 metre olacak şekilde düzenlenecek. - Okullarda en az 4 metrekareye bir kişi düşecek şekilde personel ve öğrenci planlaması yapılacak. - Sınıflarda oturma düzeni yüz yüze olmayacak. Çapraz oturma düzeni olacak. Derslerde öğrenciler ve öğretmen arasında en az 1 metre sosyal mesafe olacak. - Sınıflar sık sık havalandırılacak. - Okullarda öğretmenler, öğrenciler ve diğer çalışanlar maske takacak. - Velilere taahhütname imzalatılacak.
- Peki, Bilimsel Danışma Kurulunun açıkladığı bu rehberdeki tedbirlerin okullarda uygulanması ne derece mümkün olur? Bilimsel Danışma Kurulu’nun açıkladığı çalışma rehberindeki bu önlemlerin, okullarda uygulanması çok zor, hatta mümkün değil bence. Çünkü Bilim Kurulu’nun açıklamalarını okuyunca, insanın zihnine cevabı verilemeyen onlarca sorun geliyor. Umarım bizim zihnimizde oluşan sorunların çözümlerini, Milli Eğitim Bakanlığı kamuoyuna açıklayacak; öğretmenleri, öğrencileri, velileri rahatlatacaktır. Zihnimize takılan sorunlardan bir kaç tanesini sizinle paylaşayım: -Okulların temizliği: Okullarımızda hizmetli kadrosundaki personel, genellikle İŞKUR aracılığı ile çalıştırılan kişiler. Bu personelin çalışma süresi 1 Ekim’de başlar, okulların kapandığı ay olan Haziran ayının 30’unda biter. Bu yıl okullar 31 Ağustos’ta açılacak. Umarım İŞKUR’dan temin edilen personelin çalışma sözleşmesi bu tarihte başlatılır. Ve her okula yeteri kadar hizmetli kadrosu verilir. Çünkü bu süreçte temizlik, hijyen çok önemli. -Sosyal mesafe 1 metre olacak: Bu uygulamayı sınıfta yapabildik diyelim. Peki, öğrenci servislerinde, toplu ulaşım araç-
larında, teneffüslerde, kantin sırasında, lavabolarda bunun denetimi nasıl olacak? Bunu uygulamak da çok zor olur. -4 metrekareye bir kişi: Bizim ilkokul ve ortaokullarımızda sınıflar genellikle 48, liselerde ise 56 metrekaredir. O zaman, ilkokul, ortaokul sınıflarında 12, lise sınıflarında 14 öğrencinin ders görmesi gerekiyor. Kemalpaşa’yı örnek alırsak, ilkokul ve ortaokullarda sınıf mevcudu ortalamaları 30 öğrenci. Burada önümüze derslik sorunu çıkıyor. Derslik de hemen yapılabilecek bir şey değil. Çözüm ne olacak peki? -Sınıfların sık sık havalandırılması: Bu uygulama havaların sıcak olduğu mevsimlerde yapılabilir. Ama kışın her teneffüste uygulanması zor görünüyor. Çünkü sınıfın ısıtılması sorun olur bu defa. Isınma maliyeti katlanır. Öte yandan, ikili öğretim yapılan okullarda sabahçılar ile öğlencilerin yer değiştirmesi süresi bazı okullarda 20 dakika. 20 dakikada o sınıfın havalandırılması, temizliği ve dezenfeksiyonu nasıl yetiştirilir? -Maske takılması: İlköğretim ve liselerde yaklaşık 18 milyon öğrenci, 1 milyon öğretmen var. Kişi başı günde bir maske bile kullanılsa, günlük 19 milyon maske demek. Bu nasıl karşılanacak? -Taahhütname imzalatılması: Veliye bir taahhütname imzalatılacak: Kısaca şöyle: “Çocuğum hasta olduğunda okula göndermeyeceğim” diye. Okullar Sonbahar mevsiminde açılıyor. Bu mevsimde soğuk algınlığı, grip, nezle gibi rahatsızlıklar çokça görülüyor. Veli çocuğun her hapşırmasında, öksürmesinde “çocuğum hasta mı acaba?” korkusuyla, çocuğu okula göndermeyecek. Bu da öğrencinin okula devam durumunu etkileyecektir. Hele 1. sınıftaki bir öğrenci için durum daha vahim olur. Öğrenci sesleri
öğrenme döneminde devamsızlık yaparsa, okumaya bile çıkamaz. Birde, çocuğun bu virüsü taşıyıp taşımadığını bilemeyiz ki. Ya çocuğa okulda bulaştırılırsa bu virüs? Öğretmen suçlanacak, tüm çocuklar ve veliler zan altında kalacak. Sorumluluğu da kimse kabul etmeyecek doğal olarak.
- Hocam söylediklerinizden benim anladığım kadarıyla; eğer salgın önlenemez ise okulların açılması büyük risk taşıyor. Ben de sizin görüşlerinize katılıyorum. Şimdi konuyla ilgili, son olarak neler söylemek istersiniz? Covid-19 tüm Dünya’da güçlüye de, güçsüze de; zengine de, fakire de; “ben dünyaya hükmederim” diyen küresel güçlere de diz çöktürdü. Görüyoruz, yaşıyoruz; hiç bir şey eskisi gibi olmuyor, belki de hiç olmayacak. Bu ortamda önceliğimiz; ülkemiz, çocuklarımız, geleceğimiz. Onun için bu sorun sadece okullarımızı ilgilendirmiyor. Tüm toplumumuzu ilgilendiriyor. O zaman bununla mücadeleyi toplum olarak yapmalıyız. Bilimsel Danışma Kurulunun önerdiği her türlü kurala titizlikle uymalıyız, uygulamalıyız. Biz bu salgını akılla ve bilimle yenebiliriz. Önümüzdeki dönemde ben şuna inanıyorum: Öğretmenlerimiz de, aynı sağlık çalışanlarımız gibi büyük fedakârlıklarda bulunacak, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği için ellerinden gelen her türlü çalışmanın içinde olacaklardır. “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir” demiştir yüce önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK. Bu, öğretmenlere duyulan bir güven, aynı zamanda öğretmenlere verilen bir görevdir. Şunu bilin ki Dünya’ya hükmetmek, Dünya’yı eğitmekten daha kolaydır. İşte o zor olanı biz öğretmenler başarmaya çalışıyoruz, başaracağız.
KEMALPAŞA Aktüel
51