ötenazistanbul sayı 2

Page 1

G ENÇ Y AZARLAR

ÖTENAZ İ STANBUL Y IL 1,S AYI 2

30 O CAK 2012

B EN A YRILIĞA G EBEYİM Gelme bana öyle vakitsiz Dağınıktır kollarım Üstelik dilim lal olur Hoş karşılayamam seni.. Hem ben öyle sürprizlerden hoşlanmam! İzinsiz, zoraki sevdalarımdan olma Ben ayrılığa gebeyim.. ** Gelme bana öyle zamansız Şarkılarım hala son ses Hıçkırıklarımdan bihaber kulaklarım Çalma kapımı! Duymazsam kırılırsın diye korkarım.. Ben daha pişmanlık intiharımdan uyanmadım. ** Gelme bana öyle yerli yersiz Kimliksizim,hükümsüzüm.. Küllüklerdeki izmaritlerin kokusudur Yalnızlığım.. ** Gelme bana öyle Ben ayrılığa gebeyim Doğurmadım hüzünlerimi Büyütmedim gözlerimde Öldürmedim kendimi içimde.. Gelme bana öyle Bu sevda bakışlı gözlerinin katili yapma Avuçlarının terini soğutma Ben yalnızlığa müebbet yedim Günü birlik sevdalarımın Saatlere sıkıştırılmış Ziyaretçilerinden olma..! 14 Ocak 2012 14.28 Emre Kınay

K ADINLAR YALNIZ KALMAZDI ASLINDA , S ADECE BİR ' ADAM ' LIK YER AÇMASALARDI İÇLERİNE ...

Y AZAR KADROMUZ

EMRE KINAY

BİRİCAN GÜNERİ

SELEN KANNLER

OĞUZHAN YILDIRIM

EMRAH SUBAŞI

AHMET KIRDAŞ


ÖTENAZ İ STANBUL

S AYFA 2

S AAT G İDİŞİNİ 5 G EÇİYOR Adın hiçbir adrese karşılık gelmiyor şimdi Sana dair yazılan ne varsa Sen eksikliğinden geri postalanıyor yüreğime…

K ALBİNİZ SOYUNMA KABİNİ GİBİ BAYAN ! U NUTMAYA ÇALIŞTIĞIN BEDENLERE GİYDİRDİĞİN ELBİSELERİN HADDİ HESABI YOK ..

Acılar yoklukların arasında büyütülerek unutulur Yüreğimden düşen binlerce parçanın arasında bulmuştum Unutulmaya yüz tutmuş 45’likler arasında Yıpratmıştı resmini…

Şimdi gidişine çeyrek var… Dalgakıran yağmurlardan koparıp getirdiğim bir mektup Islak hüzünleri asılı paragraflarına Sonbahar’ları seversin diye öldürmüyorum Eylül’ü Her mevsimi gidişine gebe bırakıyorum Kırgınım yanında esen rüzgarlara Saçlarının kıvrımlarına bensiz dokunduğu için…

Saatler yelkovanların koynunda gizlenmiş Akrebini attım avutulmaya mahkum denizlerime Gidişini yaşıyorum hep, Herhangi bir saat olduğu fark etmiyor Bak bir çeyrek olmuş sen gideli yine…

Sensizliğe alışarak öldüm ben, Sen alışma diye, Alışıp da ölme diye, Unutma beni diye! Her saat başına denk düştü mü yelkovan Bir mektup bırakıyorum sana…

Saat yarım’a dayandı mı büyük susarım ben Alışmak ölümdür bilirim, Yokluğun en büyük ölümümdür benim…

Emre Kınay 25 Ocak 2o12 --.45

K OKUN Soğuk saçlarının kırıklarında buğulanmıştı Gözlerin ayrılıklara dikilmiş Giderken çığlık çığlığaydı dudaklarım Ellerinin çizgi boşluklarında parmaklarımı dolaştırırdım Her dokunduğum da damarlarım da kanım kesilirdi İçim çekilirdi yer açardı sana Boğazıma otururdun tam da soluğumun ortasına Nefessiz öyle izlerdim seni Öleceğimi söyleme O kadar güzelsin ki içimde Ölsem, şüphesiz ağlamazdı kapımdaki Sevinçlerim... Kokun boynumda tam da şah damarımda Sen kokuyor ya kanım Her gece kesiyorum parmak uçlarımı Gözyaşlarımı sildiğim yerlerden… Emre Kınay


Y IL 1,S AYI 2

S AYFA 3

İ STANBUL Ayaklarında bir telaş, aklında kilometrelerce hız yapan intihar krokileri, elinde ayrılıkları, cebine doldurduğu yalnızlığıyla, Bir kadın ölüyor istanbul “boğazında”… Yüreğine astığı aşkları, İçinde öldürdüğü adamların, Morarmaya yüz tutmuş cesetleriyle, İlerliyor özgürlük caddesinin göbeğinde.. Bakışları buz tutmuş, Öpülesi dudakları bir kadehin teninde, sevişiyor efkarı ile ulu orta. Bir kadın ölüyor istanbul”boğazında”.. Geçmişin yar/a izleri sırtında Gölgesi düşüyor” yorgun” gecenin koynuna, Volta atıyor ruhu tenha sokaklarda, Titreyen elleri yaş’lanmış gözleri ile, Etrafa saçılmış can parçaları, Bileklerinde’n a/kan yarınları, Kadın’sı nefesi baştan çıkarırken , katliam gibi bir gece’yi, kalıyor soluk soluğa, Bir kadın D’üşüyor İstanbul “boğazında”.. Kalbinde biraz şiir kırıntıları, Gözlerinde biraz hüzün, Avcuna sıkışmış ümitleri, Üzerinde beyazın en güzel hali Azraille dans eden bedeni Yüzünde son bir gülücük atarken hayata, Bir kadın öldü İstanbul”boğazında”… Birican Güneri

S ANA BU ZAMANA KADAR ÇOK YÜK OLDUM KALBİM ! Ş ÖYLE MÜSAİT BİR TOPRAĞIN ÖNÜNDE BIRAK BENİ . A RTIK YOLA ONLA DEVAM EDECEĞİM ...

C İNAYETİ İŞLERKEN HEP AYNI METODU KULLANIRDI ! G ÖZLERİ TETİĞİ ÇEKERDİ , BEN ÖLÜRDÜM ...


ÖTENAZ İ STANBUL

S AYFA 4

E GLOGİZM Birican Güneri İçimdeki ölü'de parmak izin var. Sol yanımda gözleri açık yatıyor. Ellerinle örtemeden gidemezsin! ... Adın sabıka kayıtlarına aşk diye geçerken, hunharca katlettiğin biz'in hesabını vermeden gidemezsin!.. Emre Kınay İçimdeki ölü'de parmak izin var. Gittiğim her yere cesedini taşıyorum. İntihar'ı düşletiyor varlığın Üstüme bir kürek toprak atmadan Bir kuru duayı eksik etmeden Gidemezsin içimden... Birican Güneri İçimdeki ölü'de parmak izin var! Cesedini ağzımda taşıyorum! Bir kayık kiraladım düşlerime, yanımda emanetin firar ediyorum..

"Y ARA

EN ÇOK AVUCUNUN İÇİNDEYSE SANA AİTTİR ; S IKARSIN AVUCUNU , C ANIN YANAR AMA SENDEN BAŞKA KİMSE BİLMEZ NEDEN ACIDIĞINI...!

J. C HRİSTOPHE

Pusu kuruyor beynim aklının gittiği yerlere. Bir film şeridi geçiyor, kalbimin önünden! Kes....iyorum bileklerimi, koparıyorum filmi! Sana kendimi adamışlığım var! Alnıma bir damla k/an sürmeden gidemezsin!.. Emre Kınay İçimdeki ölü'de parmak izin var. Aklımın odalarında saklıyorum Bir kompartımana iki bilet aldım Sen terk ettiğim ülkemsin Arkamdan mendil sallamadan Bir tas su dökmeden Tırnaklarındaki kanımı silmeden Gidemezsin... Birican Güneri İçimdeki ölü'de parmak izin var! Omzuna yatıp uzanan saçlarımın, gözbebeklerimde volta atan gözlerinin, ellerim de dans eden ellerinin, teninde kalan kokumun hesabını vermeden, beni yerle bir etmeden gidemezsin!.. Emre Kınay İçimdeki ölü'de parmak izin var ! Silmeden kendini Öldürmeden, öldürüp de susmadan Gidemezsin kadın ! Gidemezsin... Birican Güneri İçimdeki ölü'de parmak izin var. Siktir et içimdeki ölüyü! Kalbimde yatan bir "adam" var! Azrail’e bedenimi teslim etmeden gidemezsin...


Y IL 1,S AYI 2

S AYFA 5

AYARSIZ GÖZYAŞLARI Garip takıntıları olan,takıldığına gözünü kırpmadan bakabilen,günlerce aylarca takılı kalabilen,uykusunda,rüyasında,duşta,otobüste,yolda kekeleyerek sayıklayabilen,aşırı dozlara meyilli,varoluşunu sansürlü çığlıklarda irdeleyen,düz çizgilerde yürüyemeyince,çizgileri ayyaş ve yamuk diye etiketleyen,ölüm nedeni henüz bulunamamış bir aşkın gizli hastalığıyken,susmak bileklerini kesmektir hayatın.... Çok çeşitli ilaç koleksiyonları ve reçetesine uygun kullanılamayan,yan etkileri miğde bulantısı ve baş dönmesi yapan ve ve ve uç çizgilerin ürpertisine aşırı bağımlı olan bir oyuncu,rolünden bıkmış bir aşık.... Tabii ki gerekli gereksiz sövebilirim.... Fincanı kırıp,henüz sıcak olan sade kahvemi yerlere dökebilirim,ellerim yanabilir.... Hastahaneye gidebilirim,deli doktorlarına gidebilirim, "Ben deli değilim...!" diyebilirim... Eve dönebilirim,bir iki üç tıppp......yapabilir,telefona kezzap dökebilir,sonra saatlerce ağlayabilirim.... Bu insanlar saçma, Yapışkan ve çirkin cümleleri var.... Koca göbekleri,kalın çerçeveli gözlükleri var... Birşeyler konuşuyorlar etrafımda, beni hasta zannediyorlar..... Geri dönmüyorsun..... Fincanı kırabilirim... Seni kırabilirim... Kendimi kırabilirim________________________ //Selen//

G ERİ DÖNME SAKIN … A YNADAKİ RUJ İZİN KIRMIZI VE " HOŞÇAKAL ". O RDA KÖTÜ KALPLİ SEVİŞMELER , G ÖZ ALTLARI MORARMIŞ , DİLİNİ V E ŞEHRİNİ KAYBETMİŞ HİKAYELER VAR . K ORKARSIN ...

+N EDEN AĞLIYORSUN ..? -B İLMEM . +T UHAF . -S ENİN TUHAF GİDİŞLERİN KADAR MI TUHAF ...?


ÖTENAZ İ STANBUL

S AYFA 6

FONDÖTEN

B AZEN UMUT ,"O LMAYACA KLAR DİYARININ " KALBİNDE ATAR ...V E BAZI PRENSLER APTALDIR ...A YAK KABININ TEKİNİ , YARI YOLDA KAYBEDECEK KADAR APTAL ...

Oradaydın...Açacak sendeydi ve ben tam karşındaydım... Fondötenle kapatmıştım yaralarını,aylar önceydi... En çok kırmızı ojelerimi severdin,dağınık duran saçlarımı ve sigarayı içime çekişimi ve fondöteni... Seni kimsenin bulamamasını dilerdim,bu yüzden nem ve rutubet kokan odamda saklardım gülüşlerini.... Keşke saklamasaydım... Kötürüm olsaydı kahkahaların... Alçıya almasaydım,damarlarımda dolaşan isminin karşılığını veren rengi.... Keşke doktor çağırmasaydım....Ambulans sirenlerine sağır kalsaydın.... Beni sevebilirdin tekrar, Ama burası pis kokuyor... Biliyorum çok yalnızım... Çok yalnızım ama hala fondötenim var,tüpü açık bırakıp,evi gaz içinde doldurmaya gücüm var... Gelebilirsin........ Sen ve ben...Yani ikimiz...Nası derler...Yani birlikte... Ölebiliriz yine en baştan______________________ //Selen//

H ALA , HAYLAZ BİR KIZ ÇOCUĞUYUM VE HALA EN SEVDİĞİM ŞEYDİR , EVİMDEN UZAKTA BİR YERLERDE , DÜNYANIN EN KÖŞESİNDEKİ BİTİŞ ÇİZGİSİNE OTURUP , AYAKLARIMI CEHENNEME DOĞRU SALLANDIRMAK ... V E YEM ATMAK ZEBANİLERE


Y IL 1,S AYI 2

S AYFA 7

E SKİ M EMLEKET Ey karındaşım, hala kışları puslumu bizim eski memleketimiz, Kar yağdığında haftalarca duruyor mu yerlerde buzlar, Gençler hep hayta mı, çarpışıyor mu sokaklarda bitirim omuzlar… Yıllar nasıl geçti, anlamaya çalışmak zaman kaybı, Yıllar geçmiş, takvimlerin yaprakları yakılalı… On yedi yaşındaydım gençliğimin başlayıp biteceği kente geldiğimde, Sanırdık ki sararan sadece yapraklardı, Sonbaharımıza bir ömür kadar çok vardı… Çocukluğumdan ilk kez ayrı kalıyordum, Oyuncaklarımın gölgesi kurumamıştı henüz, Bana bir can lazımdı ve oradaydın, İyi ki vardın, yanımdaydın vefalı dostum, Ben gurbette, sen gurbet hasretindeydin, İlk fırsatta kaçacaktın da nerelere gidecektin? Çisil çisil sevda yağardı göklerden, Gururdan şemsiyeler açardık, sırılsıklam âşık olmayalım diye, Bilirdik ki o yağmurlar yerleri çamur ederdi, En nadidesinin bile ayakları kirlenirdi, Yerler kuruyup, bulutlar dağılınca, Gece boş sokaklar yarenimiz olunca, Yıldızlar belirirdi, onlarla paylaşırdık yalnızlığımızı, Girdiğimiz sınavlarda aklımıza hiç gelmezdi sevilebilmenin formülü, Çalıştığımız yerden sormazdı kader, Ve aşk dersinden her sene bütünlemeye kalırdık, Yanımıza kardı dostluktan aldığımız takdirnameler, Şimdi sen mesleğimizin derdinde, özlediğin gurbette, Yerin köhne çukurluklarında, ekmeğinin helalindesin, Ben almışım elime kalemden hançerimi, Yüz binlerce kelimelik mahzenlerdeyim... Gidemiyorum artık ne beni doğuran, ne seni doyuran kente, Görürsen orada bizi ümitle beklesin, bi zahmet söyle, Biz şafaklarına uyanamıyorsak önemi ne? Memleketim diyemem artık çünkü sen orda yoksun, Ağlasın istediği kadar, pınarları kurusun... Unutma beni, üstümde hakkın çok, helal et, Ne doğduğu, ne de doyduğu, İnsanın sevildiği yermiş memleket… Emrah SUBAŞI

"K AHRAMANI SEN OLSAN DA , HİKAYE BENİM " .. N. B EKİROĞLU


ÖTENAZ İ STANBUL

S AYFA 8

AŞKDANADAM Hava güneş açtı, Aşk topluyordur, yağar birazdan, Ve biz oturur, seyrederiz… Aşkdanadam yapacaklar şimdi kocaman, Kimileri aşktopu oynayacaklar, Birbirlerinin yüreklerini vurmaya çalışacaklar, Bazılarıysa aşktoplarıyla, Aşkdanadamların kafalarına nişan alacak, A ŞK

DİYE BİRŞEY YAŞIYORUM . N E TEK TARAFLI DEMEYE DİLİM VAR . N E DE KARŞILIKLI OLDUĞUNA İSPATIM ...

E LİF Ş AFAK

Başarılı da olacak, paramparça yapacaklar, Biz yine de seyredeceğiz, Ayaklarımız kaymasın diye,

Emrah SUBAŞI


Y IL 1,S AYI 2

S AYFA 9

Y ALNIZLIĞIMIZ Yalnızlığımız, en sağlam yoldaşımız biz seninle yalnızlığın yalnız ikimize has olduğunu sanırdık dünya üzerinde milyarlarca insanı düşünüce herkesin özünde birer yalnız olduğunu anladık aşkı ararken birbirimizi bulduk işte o an yalnızlığımızdan utandık Senden sonra öğrendim ki aşkı aramak; devşirme çocukların annelerini özlemesine benziyor özümüzde halen aşığız aslında, ve ben her gece annemi özlerim seni düşününce attıgın tokatlar yüzümde kızarır umutlarımı yıkar depremlerin bilmedin ki giderken kaç sokak lambası söndürdü, kaç hevesi kursağımda koydu ayrılışların Çaldığı umutlarla, aşkta nam yapan kadın hayallerimi suya itmekten usanmadın mı hala? Diyeceğim o ki; ben seni kilometrelerce öteden bile tanırım çünkü yalnızlık halen utangaç bir apolet gibi duruyor omuzlarında. Oğuzhan Yıldırım

İ Ç '' ACILARINI '' TOPLUYOR AŞK . A KLINDA DENKLEMLER KURUYOR , PARÇALARINA AYIRIYOR VE HİÇ ÇÖZÜLEMEYENLER , BİLİNMEYENLERİN PEŞİNE TAKILIP GİDİYOR . V E HİÇ UNUTAMAYANLAR , Ö ĞRENEMİYOR ..

S EN VARYA ADAMI HASTA EDERSİN , K ENDİNE ...


ÖTENAZ İ STANBUL

S AYFA 10

Ö YLE Z AMAN ' SIZIM Öyle zamanlar oldu Acının dilimi uyuşturduğu zamanlar Sanki bir kabustan uyanıyor da Tekrar tekrar dalıyordum Ama ölemiyordum Ölümü özlediğim zamanlar oldu Bir binanın tepesinden bakıp Tüm şehrin yıkıldığını görmek istiyordum Ayrılıklar hüküm sürsün istiyordum tüm yer kürede Bertaraf olsun istiyordum Dünya üzerinde ne kadar aşık varsa işte..

Öyle zamanlar geçti Takvim yapraklarını hızlı hızlı yırtıp Seneleri atlattıktan sonra ömrümden Zamanla acılarımda kayboldu Olur olmadık gülüyor Hüzünlenmek isteyip, başaramıyorum Değiştim mi dersin..

D İYECEĞİM

O Kİ ; BEN SENİ KİLOMETRELERCE ÖTEDEN BİLE TANIRIM ÇÜNKÜ YALNIZLIK , HALEN UTANGAÇ BİR APOLET GİBİ DURUYOR OMUZLARINDA .

Ama ben özlüyorum Acının dilimi uyuşturduğu zamanları Kabuslarımı özlüyorum Bende bıraktığın darp izlerini özlüyorum Sabahları göğsümde bir ağrıla uyanmayı Baktıgım aynalarda yüzünü aramayı özlüyorum Şimdi seni tekrardan sevip Senin de beni terk etmen için, Neler vermezdim..

Oğuzhan Yıldırım

Gözlerim ıslanıyor sana. Sense kim bilir, kiminle hangi hayale ''kuruyorsun''..


Y IL 1,S AYI 2

S AYFA 11

O LUŞLAR Seninle konuşurken kendimle büyük bir mücadelenin içindeyim… Üç beden büyük kahkahalar savuruyorum etrafa, Havadan sudan muhabbetin en kralını yapıyorum, Sözünü kesiyorum sesini hiç özlememiş gibi… Avare takılıyorum ahizenin diğer ucunda… Halbuki sen bilmiyorsun, yatağın ucuna pusup sensizliğinden nasıl korktuğumu… Günlerimi dilek ağacının gölgesinde nasıl tükettiğimi… Sesine hasret geçen günleri Tanrı’ya hibe edilmiş boş günler olduğunu… Can yakmadan tamamladığın her cümlenin ardından şükür etmenin acizliğini… Ve derin bir beklentiyle dudaklarından dökülecek yabancı bir tenin varlığını… Bilemezsin sevdiğim, Yokluğunun bedenimde yürek kalkıntısı olduğunu… Bilemezsin, bu canı nasıl yorduğunu… Ahmet KIRDAŞ B İR

AH-RED T ERK ETTİĞİN ŞEHİRLERE KAMPLAR KURUYORUM ZAMANSIZ … Ö ZLEMLERİMİ DİNDİRME ÇABALARI BUNLAR … Ç OKTA HOŞNUT OLMASAM DA SENSİZ KENTLERDE BOY GÖSTERMEKTEN … B ETERİNDE BETERİ VAR DEYİP SARILIYORUM YETİM BIRAKTIĞIN SOKAKLARA … E LLERİNE DOKUNAMAMAK VARKEN HAYATIMIN İÇİNDE , ADIM ATTIĞIN MAHALLELER SIVAZLIYOR ARKAMI … T ERK EDİLMİŞ HARABE BİR KENT DÜNYA AHİRET AHRETLİĞİM OLUYOR SENDEN SONRA … A HMET K IRDAŞ

CENİN GİBİ KIVRILIYORUM AVUÇ İÇLERİNE ... S AVUNMASIZ ... K ORKAK ... M ECBUR ... H UZUR DİYE SARILAN PARMAKLARIN , ŞİMDİ TIRNAKLARINI GEÇİYOR BEDENİME ...


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.