İTÜ MİMARİ TASARIM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI [2019-2020_güzyy] MİMARİ TASARIM ARAŞTIRMA LABORATUARI / [mts] PROJE 1: MADDE – FORM - ANLAM // Boş Oda, N. Paker, A. Şenel, Ö. Berber, B. Almaç
ANLIK KURULUM “süreç olarak boş oda”
Dilan Erşari - Gaye Karbeyaz - Hilal Kaynar - Tuğba Menşur
Anlık Kurulum | “süreç olarak boş oda” Dilan Erşari - Gaye Karbeyaz - Hilal Kaynar - Tuğba Menşur
“Dünyanın imge olması, varoluş içinde insanın özne olmasıyla aynı eylemdir.” Martin Heidegger “Biçim dile getirdiğinden fazlasını bilmez. Varlık içerdiği ölçüde gerçektir. Biçim varlığın bilgisidir.” Jacques Lacan “Biçimlerin kendileri değil ama kullanım biçimleri tarihseldir.” Uğur Tanyeli “Form sözcüğünün özü, hiçlikle aynı şeyi kapsamasıdır ama aynı nedenden ötürü de simge veya kavramdan da öte bir şeydir. Bir yandan mantığın çok ötesine geçer ve deneyimden geriye ondan daha anlamlı işaretler bırakır: kendi kendine hareket eder; hem dinginlik hem de hareketi kapsar.” Carl Einstein
Özet İnsan yapılı çevreyle olan etkileşiminde onu farklı boyutlarla kavrar. Yapılı çevreye ait formların imgesel boyutu, anlamın görünür olan yapısını besler; aynı zamanda anlamın örüntülediği mekanı, formun imgeselliğinde inşa eder veya yeniden kurar. Anlam, forma dolayımlanmış bir biçimde, bilinen fakat görünmeyen bir yüzdür. Çevresine ilettiği mesajlara bağlıdır, iletişimsel ve çağrışımsaldır. Bu kodlar kültürel ve toplumsal hafızanın birikimi dahilinde anlam katmanına yerleşir. Bu nedenle formun sonuç ürün olarak kazandığı simgesel anlamlar kültürlere, topluma, ideolojilere göre değişiklik gösterebilir. Bir form farklı anlamlara gelebilirken, farklı formlar aynı anlamlara gelebilir ya da anlam kaybına uğrayabilir. John Pawson’ın yapıları üzerinden sorgulanan form ve anlama dair bu etkileşim, mimarın minimal yaklaşımındaki ‘az olanı çoğaltma’ durumu üzerinden yeni okumaları mümkün kılmıştır. Pawson’da az maddi bir karakter içinde formların birbirine dönüşerek çoğalımına imkan sağlar. Oluşturulan monografta, yapılarında tekrar eden basit geometrik formların, anlamla olan bağını tartışmaya açma girişimini somutlaştırmak üzere bir cetvel tasarımı yapılmıştır. Yapılan cetvel tasarımıyla form serbest kalıp, yeni bir başlangıcı imlemeyi olanaklı kılar. Bu başlangıç ise boş oda tasarımının giriş kapısı olarak kavranır. Form ve anlam arasındaki kapalı ilişkiyi toplumsal norm inşası üzerinden mimari programatik bir konu olarak işleyen Tschumi ise, anlamın yeniden inşasına imkan veren kurguyu mimarlık alanına dahil eder. Kurgunun en küçük birimi olan çerçeve; bir olayın mekanda gerçekleşme ihtimali yönüyle, imgesel, düşünümsel ve manipülatiftir. Çerçeveler etkileşimiyle oluşan sekans; mekan olay ve hareketi kurguya olanak verecek biçimde açılıma uğratır. Tschumi’nin mevcut manipülatif mimarlığında, bir olay yaratımı üzerinden anlamın sorgulanması, temsilin imgesel kuvvetini sekans birimleri aracılığıyla kurguya tabi tutmak, beklenen program ve etkinliği bir anlatı aracılığıyla dönüştürmek faaliyetleri boş oda tasarımın teorik girdisini oluşturur. Formun imlediği anlamın kurulma durumlarını, kent bağlamında metaforik bir üst koda tekabül eden “ev” ve onun anlamını kullanım boyutuyla sabitleştiren “program” üzerinden sekansif bir açılma aracılığıyla tartışmaya açmayı hedefleyen boş oda tasarımı bir tanım ve oluş olmaktan çok bir sürece işaret etmektedir.
Yüksek Hızlı Tren ve Marmaray inşaatı sebebiyle 2013 yılından günümüze kapalı olan 6.5 kilometrelik Sirkeci-Yedikule eski banliyö tren hattı, programın belirsiz akışlarının 7 yıllık medya dökümü ve sözlü tarih çalışmaları aracılığıyla gözlemlenebileceği belirsizi açığa çıkaran sınırlı bir denetim alanıdır. Denetimli bir korunma alanı olarak tümüyle iç ya da dış, mahrem ya da kamusal değildir. Geçen süreç içinde olası programlar arasında sıkışıp kalan alan bu yönüyle “olay” yaratımını mümkün kılan kentteki bir “boş oda” olarak ele alınmıştır. Tschumi’nin (2018) ‘Mimarlık ve Kopma’ kitabında mekan ve olay arasındaki kopma bağıntılarını irdelendiği bölümde üzerinde durulan çatışmalı bağıntı, kurulmayı tayin edecek olayın yaratımında belirleyici bir öğe olmuştur. Yaklaşık 7 yıldır marjinal faaliyet dışında kullanıma kapalı olan bu alana yerleştirilmiş boş oda enstalasyonu, denetim bazında mahremleşmiş bir alana girişin yine mahrem olanı imlediği bir metaforik öğe olarak “ev” aracılığıyla gerçekleşir. En küçük tasarım birimi olan çerçeveler; güzergah boyunca gözlemlenen “ev” formunu sorgulatacak biçimde parçalara ayrılırken; evi imleyen odalar sekansın birimleri ölçüsünde parçalarına ayrılır. Raya yerleşmiş çerçeve birimleri birbiriyle etkileşimli bir hareket halindedir. Formun tümüyle kapalı olduğu, yarı kapalı olduğu, tümüyle açık olduğu durumlar farklı bağlamlarda anlık kurulumları sağlarken yeni anlamların üretimini de mümkün kılacak biçimde esnektir. Boş oda tasarımı banliyö hattına bir işlev atanarak yeniden kurulmasına öncülük etmek ya da boş odayı doldurmak gibi bir amaca hizmet etmez. Kenti yaran bir mesele olarak yedi senedir bir şey olamayışı formlar aracılığıyla dillendirir. Sadece medya akışında bir jenerik olarak kavranan bir mekanı, olay yaratımı olarak tartışmaya açmak amaçlanır. Denetimde mahremleşen bu alana özne, bir eve girer gibi bir kapıdan geçerek girer. Birbiriyle çatışabilecek iki ayrı bağlam olan iç-dış, kamusal- mahrem alana ait anlam örüntüsü aynı anda kurulmaya çalışılır. Anlama aracılık eden formun ev üzerinden düşünümü evin belirsizliği ölçüsünde mekana yayılır.
Abstract Human understands it in different dimensions in its interaction with the built environment. The imaginary dimension of forms belonging to the built environment nourishes the visible structure of meaning; it also constructs or reestablishes the space in which meaning is patterned, in the form’s imagery. Meaning is a known but unseen face, circulated in form. It depends on the messages it transmits to its surroundings, is communicative and evocative. These codes settle within the layer of meaning within the accumulation of cultural and social memory. For this reason, the symbolic meanings gained as a result of the form may vary according to cultures, society, ideologies. While a form can have different meanings, different forms can have the same meanings, or have a loss of meaning. This interaction of form and meaning, questioned through John Pawson’s structures, has made new readings possible through the state of ‘making more from the less’ in the architect’s minimal approach. In Pawson, it allows the reproduction of forms by transforming into one another in a less material character. In the monograph, a ruler was designed to embody the attempt to discuss the connection of simple geometric forms that repeat in their structures with meaning. With the ruler design, the form is unengaged and makes it possible to mark a new beginning. This beginning is understood as the entrance door of the empty room design. Tschumi, who treats the closed relationship between form and meaning as an architectural programmatic subject, incorporates the fiction that allows the reconstruction of meaning into the field of architecture. The framework, which is the smallest unit of fiction, is imaginative, intellectual and manipulative in terms of the possibility of an event taking place in space. The sequence formed by the interaction of frames opens space, event and movement in a way that allows editing. In Tschumi’s manipulative architecture, questioning meaning through the creation of an event, subjecting the imaginative force of representation to fiction through sequence units, transforming the expected program and activity through a narrative form the theoretical input of empty room design. The design of the empty room, which aims to open up the discussion of the establishment of the meaning marked by the form through a sectional opening through “home”, which corresponds to a metaphorical supercode in the context of the city, and “program”, which anchors its meaning with its usage dimension, indicates a process rather than a definition and a formation.
The 6.5 kilometre Sirkeci-Yedikule old suburb train line, which has been closed since 2013 due to the construction of High Speed Rail and Marmaray, is a limited inspection area which reveals the ambiguity that the uncertain flows of the program can be observed through 7 years of media documentation and oral history studies. As a supervised area of protection, it is not entirely internal or external, private or public. The space that has been stuck between possible programs in the past period has been treated as an “empty room” in the city that makes “event” creation possible. In Tschumi’s book ‘Architecture and Disjunction’, the conflicted relation, which is discussed in the chapter on the disjunction relations between space and event, has been a defining element in the creation of the event that will determine the establishment. The installation of the empty room placed in this area, which has been closed for about 7 years except for marginal activity, takes place through the “home” as a metaphorical element, where the entrance to a private area on an audit basis marks the private one again. The smallest unit of design, the frames; observed along the route to question the “home” form when breaking into pieces; the rooms marking the home are divided into parts according to the units of the sequence. The frame units placed on the rail are in an interactive motion with each other. The different states of the form are flexible in such a way that they provide instant installations setups in different contexts, while also enabling the production of new meanings. The empty room design does not serve the purpose of leading to its re-establishment by assigning a function to the suburb line or filling the empty room. As a matter that divides the city, it expresses through forms that there has been nothing for seven years. It is only intended to open a place that is understood as a generic in the media stream to discussion as an event creation. The subject enters this area, which is privacy in inspection, by passing through a door, as if entering a home. The meaning of the inner-outer, public-private space, which are two separate contexts that may conflict with each other, is tried to be established at the same time. The thought of the form that mediates understanding through the house spreads to the place to the extent of the uncertainty of the home.
Resim 1: “Anlık Kurulum | süreç olarak boş oda” tasarımı maket görseli
Giriş Formun Anlamı - Anlamın Formu Form ve anlam arasındaki gerilimleri farklı boyutlarıyla yansıtan alıntı dizisi; insanın, yapılı çevreyle olan etkileşimini, farklı boyutlarıyla fakat birbirine eklemlenen bir süreç olarak kavradığını ortaya koyar. Formun imgesel boyutu, anlamın görünür olan yapısını besler; aynı zamanda anlamın örüntülediği mekanı, formun imgeselliğinde inşa eder veya yeniden kurar. Cordan, (2002) mimari formu; formun biçimsel görsel özellikleri, formu meydana getiren elemanlar, elemanlar arası ilişkiler, organizasyon ve formun anlamı kurgusunda ele alır. Anlam, forma dolayımlanmış bir biçimde, bilinen fakat görünmeyen bir yüzdür. Formun anlamı çevresine ilettiği mesajlara bağlıdır, iletişimsel ve çağrışımsaldır. Bu kodlar kültürel ve toplumsal hafızanın birikimi dahilinde anlam katmanına yerleşir. Aksoy, (1987) algı biçimleri ile çağrışım biçimleri arasındaki karşılıklı etkileşimde Gestalt algı teorisi üzerinde durmaktadır. Gestalt’te, “simgesel biçimlerin anlaşılmaları, belli oranda hangi şartlar altında öğrenildiklerine dayanır” açıklamasına dayandırmaktadır. Benzer biçimde Markus, (1993) da anlamın tecrübe ile belirginlik kazandığı üzerinde durmaktadır. Bonta, (1980) formu, “fiziksel form” ve “anlamlı ya da anlamlandırılmış form” olarak iki ayrı kategori içinde değerlendirir. “Bir nesnenin fiziksel formu, onun doğrudan ya da dolaylı olarak algılanabilen algısal niteliklerini kapsamaktadır. Anlamlı (anlamlandırılmış) form ise fiziksel formun, anlamla ilgili özelliklerine referans veren soyutlanmış halidir.” Fiziksel form özellikleri ile tanımlanırken, anlamlandırılmış form değerleri ile tanımlanmaktadır.
Mimarlık, nesnelerle kurduğu etkileşimi forma yüklediği anlamlar aracılığıyla kurgular. Bu kurgu formu imleyen bir arka yapıyı oluşturur (Ersal, 2013). Mekan kurgusundaki anlam arayışına vurgu yapan Yücel, (1981) yeryüzünün biçimlenişi ve ideal formlar arasındaki etkileşimin antik dönemlerlerden beri sorgulandığına vurgu yapar. Ersal, (2013) biçim ve anlam arasındaki felsefi, düşünümsel yaklaşımları anlamın formunu irdeleyen özne - nesne diyalektiğinde yapısalcı, yapısökümcü, fenomenolojik ve ontolojik yaklaşımlar aracılığıyla sorgular. Formun sonuç ürün olarak kazandığı simgesel anlamlar kültürlere, topluma, ideolojilere göre değişiklik gösterebilir. Bir form farklı anlamlara gelebilirken, farklı formlar aynı anlamlara gelebilir ya da anlam kaybına uğrayabilir. Bu noktada sonuç ürün olarak ortaya konan form yeni okumalara, yeni anlam vermelere, yeni yorumlara açık bir yapıt haline gelmektedir. John Pawson’ın yapıları üzerinden sorgulanan form ve anlam etkileşimi mimari boşluğun bir tamlık vurgusu üzerinden, minimal bir yaklaşımla kurduğu etkileşimden beslenir. Az maddi bir karakter içinde formların birbirine dönüşmesi mümkün kılar. Temel bir form, pencere ve onun tekrarı ile üretilmiş bir cephe; peyzajla bütünleşerek genişlemesi halinde doğaya açılan bir kadraj; küçülüp daraldığı kurguda bir kapı; minimum küçülmesiyle bir çörten; uzayıp gökyüzü ile hemhal olduğu bir kurguda yarığa dönüşmesi, bütünselliğin izini forma dönüştürür. Bu tekrar eden basit geometrik formların, anlamla olan bağını tartışmak amacıyla cetvel tasarımı yapılmıştır. Cevdet Erek’in, (2011) cetvel üretimleri üzerine bir açılım getiren Tanju, (2015) cetveli (ruler) kelime kökeni ve sözlük kullanımı üzerinden tartışmaya açar. Cetvel hiza düzen getiren iktidar kökeni ve bu kurulu düzenin karşıtında konumlanan özne (subject) etkileşimi bir anlamda cetvelin ölçüsünü verir. Ölçüyü veren cetvel özneyi mekan ve zamanda cinsleştirir. Bu temada Erek’in, (2011) cetvelleri bir ölçülememe meşruiyeti olarak özneyi zamana ve mekana açar.
Resim 2-3: İTÜ Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programı [2019-2020 Güz Yarıyılı] Mimari Tasarım Araştırma Laboratuarı [mts] Proje 1 kapsamında John Pawson yapılarını ele alan monograf tasarımı
Monograf tasarımında ele alınan cetvel; öznesi ve mekanından arındırılmış belirli bir ölçekte yan yana getirilen formları kendi “0 noktasına” iade etme, formu tartışmaya açma girişimini somutlaştırır. Bu noktada form serbest kalıp, yeni bir başlangıcı imlemeye kapı aralar. Bu başlangıç boş oda tasarımının giriş kapısı olarak kavranır.
Anlamın İnşası - Program Tschumi, (2018) varlık ve anlam; mekan ve toplumsal olay; biçim ve işlev arasındaki kopma ve kopmanın potansiyeli bağlamında ortaya koyduğu mimariyi, uygulama ve teori çerçevesinde tartışmaya açar. Mimari üretimi “işlev ya da kullanım ile biçim ya da üslup arasındaki daha geleneksel işleyişin aksine farklı analiz kategorileri (mekan, hareket, olay, teknik, simge, vb) arasında yapılabilecek kombinasyon permütasyon dizisi” halinde “kombinatif” olarak değerlendirir. Anlam ve biçim arasındaki kapalı ilişkiyi toplumsal norm inşası üzerinden mimari programatik bir konu olarak işleyen Tschumi, anlamın yeniden inşasına imkan veren kurguyu mimarlık alanına dahil eder. Kurgunun en küçük birimi olan çerçeve; bir olayın mekanda gerçekleşme ihtimali yönüyle, imgesel, düşünümsel ve manipülatiftir. Çerçeveler etkileşimiyle oluşan sekans; mekan olay ve hareketi kurguya olanak verecek biçimde açılıma uğratır. Sözel ve görsel arasındaki diyalektiği; beklenen biçim ve beklenilen etkinliği; kentsel tipoloji karşısına programatik bağlantıyı; mekan deneyimi karşısına yordamı; mekanın karşısına hareket deneyimini bir anlamda bedenin kendisini; mimari gerçekliğin karşısına çizimi koyarak mimarlık üretimini sınırlarını sorgular. Tschumi, (1984-1991) kopma üzerine kaleme aldığı metinde mekan ve olay arasındaki programatik bağıntıları; karşılıklı bağıntı, “paten sahasında paten yapmak”; ilgisiz bağıntı, “okul bahçesinde paten yapmak”; çatışmalı bağıntı, “şapelde paten yapmak, gergin cambaz ipinde paten yapmak” üzerinden açılımlar. Boş oda tasarımın ilk durağını oluşturan cetvel; mimarın forma yüklediği anlamın bir tabula rasa olarak sıfırlanması, boşa çıkması ölçeğini verir. Aynı zamanda, form ve anlam ilişkiselliğinde bitimsiz bir kurulma alanı olarak boş odanın, başlangıç eşiğini ifade eder. Bu yönüyle Tschumi’nin mevcut manipülatif mimarlığında, bir olay yaratımı üzerinden anlamın sorgulanması, temsilin imgesel kuvvetini sekans birimleri aracılığıyla kurguya tabi tutmak, beklenen program ve etkinliği bir anlatı aracılığıyla dönüştürmek faaliyetleri boş oda tasarımın teorik girdisini oluşturur.
Resim 4: “Anlık Kurulum | süreç olarak boş oda” tasarımına dair form-anlam ilişkiselliğini gösteren kavram ağından bir kesit [1]
Resim 5: “Anlık Kurulum | süreç olarak boş oda” tasarımına dair form-anlam ilişkiselliğini gösteren kavram ağından bir kesit [2]
Formun Açılması - Sekans “Sekans birbirine dayanışma bağıyla birleşmiş çekirdeklerden oluşan mantıksal bir dizidir: Terimlerden biri tutarlı bir öncele sahip olmadığında sekans açılır ve başka bir teriminin vargıları olmadığındaysa kapanır.” Roland Barthes Mimari anlatı mekan, olay ve hareket ile dolayımlanmıştır. Sekans her biri çerçeveden oluşan birimler halinde birbirine eklemlenirken mimari anlatı kurgu ile yoğrulur. “Çerçeve olay akışının bir belleğidir” (Tschumi, 2018). Yönteme, kullanıma ya da biçime dair bir anlatı sunar. Sekans bir tür etkileşimli öğeler arasındaki bağıntıyı kurgulayan bir yoldur denebilir.
Sekans Birimleri - Anlamın Kurucu Öğeleri Form ve anlam bağıntısının kurulmasında imgenin yeri bir önceki bölümlerde tartışıldığı biçimde; sekansın etkileşimli öğeleri arasındaki kurguya tasarım girdisi olarak dahil olur. Ungers, (1982) City Methaphors kitabında tasarım ve düşünme edimini imge, metafor ve analojiler üzerinden irdeler. Kant’ın bilginin kaynağı olarak ifade ettiği sezgi ve düşüncenin imge yoluyla mümkün hale geldiğini vurgular. Friedman’nın bilgi üretimi düşünüm ile eklemlenir; imge fikirle başlar. İmge üretimde görme ve dokunmanın geriliminde ölçme ve geometrik çakışma; yaratıcı eklemleme, özelden genele; genelden özele bellek uyarımı sağlanır. Metafor, Aristo’nun ifadesiyle “farklılıklardaki benzerliklerin bir soyutlaması” olarak ele alınır. Analoji ise çağrışımsal bir benzerlik ya da tümüyle farklı olan iki olay arasındaki benzer ilkelerin varlığının kurgulanmasıdır. Tüm bu öğeler yeni anlamların gelişiminde aracı olur. Boş oda tasarımda ele alınacak olan her bir çerçeve ve sekans öğesi formun bir imge olarak ele alınması yönüyle belirsizliği besler ve yeni anlam bağıntıları üreten kurulma durumlarına olanak sağlar.
Anlık Kurulum - Boş Oda “süreç olarak boş oda” Formun imlediği anlamın kurulma durumlarını, kent bağlamında metaforik bir üst koda takabül eden “ev” ve onun anlamını kullanım boyutuyla sabitleştiren “program” üzerinden sekansif bir açılma aracılığıyla tartışmaya açmak. Bir tanım ve oluş halinden azade “bir süreç olarak boş oda”. Resim 6: Kent bağlamında matoforik bir üst koda tekabül eden ev-evler kolajı
Resim 7: Kent bağlamında banliyö tren hattı ve ev imajlarının çakıştırıldığı katmanlı görsel
Kent Bağlamı “mevcut durum analizi, programın belirsizliği, olaya açmak” Yüksek Hızlı Tren ve Marmaray inşaatı sebebiyle 2013 yılından günümüze kapalı olan 6.5 kilometrelik Sirkeci- Yedikule eski banliyö tren hattı, programın belirsiz akışlarının 7 yıllık medya dökümü ve sözlü tarih çalışmaları aracılığıyla gözlemlenebileceği belirsizi açığa çıkaran sınırlı bir denetim alanıdır. Geçen süreç içinde bu alan “bir sanat hattı” değildir, “bisiklet yolu” değildir, yeni hattın hızlı trenleri için “durak alanı” değildir, “alternatif mini banliyö treni” değildir. İhale açılım süreçleri ve bir ay içinde iptali, chance.org aracılığıyla bu alanın dönüşmesi istenmeyen fonksiyonunu tartışmaya açan kullanıcı yorumları ve medyanın yönetim aracılığıyla dile getirilen programı arasında sıkışmış bir alan olduğu gözlenir. Programın belirsizliği, istasyonu bekçi odasına; güzergahın kalanını bir ara mekan olarak marjinal bir grubun toplanma veya eylem alanına dönüştürmüştür. 1 Tschumi’nin kullanımın programla olan sıkı bağıntısını kapalı bir sekans olarak tariflediği bir durum söz konusu değildir. Denetimli bir korunma alanı olarak tümüyle iç ya da dış; mahrem ya da kamusal değildir. Belirsizlik kontrol ve atağı aynı anda devreye sokar. Bir yönüyle alan “olay” yaratımını mümkün kılan kentteki bir “boş oda” olarak ele alınmıştır. 1 Banliyö treni Kumkapı güzergahında iskan eden kişilerle yapılan görüşmeler ve mekan ziyareti esnasında hat kenarında birikmiş bir takım çöpler aracılığıyla gözlemlenmiştir.
Resim 8: Sirkeci-Kazlıçeşme banliyö tren hattının kronolojik medya akışını gösteren grafik
Resim 9: One Week [üst] ve Üç Maymun [alt] film okumalarının diagramatik gösterimleri
Banliyö Tren Hattı ve Ev “bağlamı besleyen ve sekansı açan analojik okumalar One Week ve Üç Maymun” Nuri Bilge Ceylan (2007) tarafından banliyö treninin Yedikule güzergahında çekilen “Üç Maymun” filmi tren hattı silüetine yerleşmiş ev ve ev içi olaylar, hatla olan bağıntı aracılığıyla işlenir. Tren hattı, tren istasyonu, tren yolculuğu ve tren sesi şehre özgü karanlık/ klostrofobik bir ortamı kuran etmendir. Tren sesi ve trenin varlığı duyulmaması gereken, gizli kapaklı işlerin çevrildiği sahnelerde imgesel bir öğe olarak kullanılır. Baba ve oğlunun kullandığı yol güzergahında tren hattına halihazırda olan bir istasyondan girilmeyip, hayli yüksek olan duvardan ve duvar üzerindeki tellerden atlayarak geçilir. Kısa yoldan varılmak istenen yere götüren bu yöntem tren hattı ve çevresiyle doğrudan ilişkiyi sağlar. Olay ve olayı gerçekleştiren özneler arasındaki ilişki ağında mekan; öznenin bir kabiliyeti yahut onun sınırını oluşturan bir öğe olarak kurguya düğümlenir. Buster Keaton (1920) tarafından çekilmiş olan “One Week” prefabrik bir öğe olarak evin numaralandırılmış yüzey ve diğer elemanlarının demonte biçimde eklemlenerek kullanıcının kendisi tarafından inşa edildiği bir sürecin aktarımına işaret eder. Numaraları karıştırılmış evin sonuç üründe kurulamayan yahut her an yeniden kurulan ev; kullanıcılarının deneyimlediği mizah içerikli durumlar tarafından sınanır. Evin malzemesinin plastik bir öğe oluşu, evin yerle olan bağıntısı, evin bilinen anlamda bir evden giderek uzaklaşmasına karşın kullanıcının bir yuva olarak benimsemesi form ve anlamın sürekli olarak çatıştığı bir bağlama yerleşir.
film okumaları rijit anlam program
çatışmalı bağıntı
sekans çerçeve
imge metafor analoji
“ev” kurulum ve kopma
Resim 10: One Week film sekansları ile eve dair programın sekanslarının bağıntısını içeren diagram
Resim 11: ‘Anlık Kurulum’ enstalasyonu ön görünüş diagramı
Anlık Kurulum ve Olay “Banliyö Hattını Yarıyoruz! Kocamustafapaşa’dan açılan bir kapıdan geçerek tren yoluna ev kuruyoruz.” Tschumi’nin mekan ve olay arasındaki kopma bağıntılarını irdelendiği bölümde üzerinde durulan çatışmalı bağıntı, kurulmayı tayin edecek olayın yaratımında belirleyici bir öğe olmuştur. Yaklaşık 7 yıldır marjinal faaliyet dışında kullanıma kapalı olan bu alana yerleştirilmiş enstalasyon, denetim bazında mahremleşmiş bir alana girişin yine mahrem olanı imlediği bir metaforik öğe olarak “ev” aracılığıyla gerçekleşir. En küçük tasarım birimi olan çerçeveler; güzergah boyunca gözlemlenen “ev” formunu sorgulatacak biçimde parçalara ayrılırken; evi imleyen odalar sekansın birimleri ölçüsünde parçalarına ayrılır. Giriş holünü, salonu, mutfağı, yatak odasını imleyen form; mevcut güzergah üzerinde konumlanan kırma çatılı cumbalı, 1-3 katlı konut dokusunun silüet imgesiyle bütünleşir. Raya yerleşmiş çerçeve birimleri birbiriyle etkileşimli bir hareket halindedir. Formun tümüyle kapalı olduğu, yarı kapalı olduğu, tümüyle açık olduğu durumlar anlamın üretimini mümkün kılacak biçimde esnektir.
Resim 12: ‘Anlık Kurulum’ enstalasyonu üst görünüş diagramı [sol] ve perspektif [sağ]
Resim 13: ‘Anlık Kurulum’ enstalasyonu üst görünüş diagramı
Bu bağlamda anlık kurulma durumlarının bağıntıları;
- Form ve anlam arasındaki çağrışımsal durumların kurulumu, - Yer; kullanım dışı olanın mahreme dönüşümünü kamusal ve özel alan üzerinden bir çatışma aracılığıyla kurmak, - Hareket; sekans birimlerinin yeni anlamları imleyeceği düzenekle kurulması, - Gözlemci ve gözlenen arasındaki etkileşim boyutuyla öznel kurulum, olarak özetlenebilir.
[I]
[II]
[III]
[IV] Resim 14: ‘Anlık Kurulum’ enstalasyonu modelinden görseller; sırasıyla üst görünüşler [I,II,III] ve y düzleminden perspektif [III]
[V]
[VI] Resim 15: ‘Anlık Kurulum’ enstalasyonu modelinden görseller; sırasıyla y düzleminden perspektif [V] ve ön görünüş [VI]
Sonuç Yerine Boş oda tasarımı banliyö hattına bir işlev atanarak yeniden kurulmasına öncülük etmek ya da boş odayı doldurmak gibi bir amaca hizmet etmez. Kenti yaran bir mesele olarak yedi senedir bir şey olamayışı formlar aracılığıyla dillendirir. Sadece medya akışında bir jenerik olarak kavranan bir mekanı, olay yaratımı olarak tartışmaya açmak amaçlanır. Denetimde mahremleşen bu alana özne, bir eve girer gibi bir kapıdan geçerek girer. Birbiriyle çatışabilecek iki ayrı bağlam olan iç-dış, kamusal- mahrem alana ait anlam örüntüsü aynı anda kurulmaya çalışılır. Anlama aracılık eden formun ev üzerinden düşünümü evin belirsizliği ölçüsünde mekana yayılır. Anlamın kurulum bağıntılarınca tartışmaya açıldığı bir süreç olarak; Ev rendelenmiş bir ev, Kapısı, penceresi, salonu, mutfağı, yatak odası Ev bir tren vagonu, Ev kapalı bir kutu, Ev yarı açık bir jenerik, Ev bir yansıtıcı silüet, Ev bir kent,
Resim 16: “Anlık Kurulum | süreç olarak boş oda” tasarımına dair form-anlam ilişkiselliğini gösteren kavram ağı
Ekler Maket Fotoğrafları
Resim 17: “Anlık Kurulum | süreç olarak boş oda” tasarımı 1/25 ölçekli maket görseli [1]
Resim 18: “Anlık Kurulum | süreç olarak boş oda” tasarımı 1/25 ölçekli maket görseli [2]
Referanslar Tschumi, B. (2018) Mimarlık ve Kopma, Janus Yayıncılık, İstanbul s183-272. Urgers, M. (2013) Morphologie - Kent Metaforları, Lemis Yayınları, İstanbul, s 7-25. Bonta, I. (1980) Notes For a Theory of Meaning In Design, Signs Symbols and Architecture, John Wiley&Sons, New York. Tanyeli, U. (1988) Tarih, Tasarım ve Mimarlıkta Geçmişten Yararlanma Üzerine Gözlemler, Mimarlık, s61-64. Tanju, B. (2015) The Ruler / Cetvel”, Cevdet Erek: Less, Empty, Maybe / Az, Boş, Belki içinde, ed.: Süreyyya Evren, s.: 56-77, Revolver Publishing / Art-ist Yayıncılık, Berlin / İstanbul. Ersal, L. (2013) Mimari Mekanın Biçimlendirilmesi ve Anlam Boyutu: Ontolojik Yaklaşım, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul s5-21. Aksoy, E., (1987) Mimarlıkta Tasarım Bilgisi, Hatiboğlu Yayınevi, Ankara. Markus, T., (1993) Building & Power, Building Control in the Origin of Modern Building Types, London, New York: Routledge.
Elektronik Kaynaklar Url-1,8, Wikipedia (14 Şubat 2015), “Sirkeci-Halkalı Banliyö Tren hattı” <https://ipfs.io/ipns/ tr.wikipedia-on-ipfs.org/wiki/SirkeciHalkal%C4%B1_Banliy%C3%B6_Tren_Hatt%C4%B1. html> son erişim, 11 Ocak 2020 Url-2, Raillynews (5 Mayıs2014), “Tarihi Tren İstasyonları Ne Olacak”,<https://rayhaber. com/2014/05/tarihi-tren-istasyonlari-ne-olacak/> son erişim, 11 Ocak 2020
Url-3, Emlakkulisi (5 Şubat 2015), “Yedikule-Sirkeci Banliyö Hattı Ne Olacak”, <https://emlakkulisi.com/yedikule-sirkeci-banliyo-hatti-bisiklet-yolu-olacak/342650> son erişim, 11 Ocak 2020 Url-4, Hürriyet Haber- Son Dakika Haberler, Güncel Gazete Haberleri ( 20 şubat 2017), “Sirkeci Tren Hattı Havadan Görüntülendi”, <http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/halkali-sirkeci-tren-hatti-havadan-goruntulendi-40371211> son erişim, 11 Ocak 2020 Url-5, The World’s Platform For Change (2017), “Kazlıçeşme- Yedikule- Sirkeci Banliyö Hattı, Sanat Hattı Olmasın. Banliyö Olarak Açılsın”, <http://chng.it/7WCD6KvmQM> son erişim, 11 Ocak 2020 Url-6, Habertürk TV, Habar ve Tartışma Programları, Sıcak Gündem (28 Mayıs 2018), “8 Kilometrelik Eski Banliyö Hattı Yenileniyor”, <https://www.haberturk.com/tv/gundem/haber/1988098-sirkeci-kazlicesme-tren-hatti-yenilenecek> son erişim, 11 Ocak 2020 Url-7, Raillynews (25 mayıs 2018), “İhale İlanı: Sirkeci- Kazlıçeşme Demiryolu Hattın Yenilenmesi İşi” <https://rayhaber.com/2018/05/ihale-ilani-sirkeci-kazlicesme-demiryolu-hattin-yenilenmesi-isi-2/> son erişim, 11 Ocak 2020 Url-9,10, Cumhuriyet (21 Ağustos 2018), “Tarihi Banliyö Hattı İçin Kötü Haber”, <http://www. cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1061549/tarihi-banliyo-hatti-icin-kotu-haber.html> son erişim, 12 Ocak 2020 Url-11, Sözcü Gazetesi (1 Haziran 2018), “Topbaş’ın Bir Projesi Daha Rafa Kalktı”, <https:// www.sozcu.com.tr/2018/gundem/topbasin-bir-projesi-daha-rafa-kalkti-2442993/> son erişim, 12 Ocak 2020 Url-12, Haberler- Haber, Son Dakika Haber, Güncel Son Haberler ( 19 Mart 2019), “Başkan Adayı Turan: Yedikule- Sirkeci Banliyö Hattı Yeniden Hayata Geçirilecek” < https://www.haberler.com/baskan-adayi-turan-yedikule-sirkeci-banliyo-hatti-11852353-haberi/> son erişim, 12 Ocak 2020
Dilan Erşari 25.07.1991 Bitlis doğumlu. 2009 Nurullah Eren Anadolu Öğretmen Lisesi’nden mezun oldu. 2015 yılında Mardin Artuklu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunudur. 2018 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimari Tasarım Yükseklisans’a hazırlık öğrencisi olarak kabul edilip eğitim hayatına devam etmektedir. Katıldığı Seminer ve Atölyeler _ 1. İstanbul Tasarım Bienali için Superpool ile çalışmalara katılmıştır. _ Mardin Artuklu Üniversitesi Kampüsü İbadet Mekanları Semineri _ Markus Miessen Mülteci kampı: “İstisna Hali” ve Tasarım Problemleri Atölyesi _ Superpool Mimarlık Ofisi Maket Atölyesi
Gaye Karbeyaz online portfolyo: be.net/gayekarbeyaz 1995 yılında doğdu. 2018 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık bölümünden mezun oldu. Lisans eğitimi diploma projesine verilen “Aura* İstanbul Sertifika Katılım Bursu Ödülü” ile davet edildiği Aura İstanbul’da ekip olarak yürütülen araştırma çalışmalarının yanı sıra ‘Zaman Bağlamında Kent-Kıyı İlişkisi: İstanbul Boğazı’ başlığı altında kent-kıyı, mimarlık ve birey ilişkisinin incelendiği kişisel bir araştırma çalışması yayınladı. 2019 Güz döneminden itibaren İTÜ Mimari Tasarım Yüksek Lisans ve Doktora Programı’nda yüksek lisans eğitimine devam etmektedir. * Aura İstanbul | İstanbul Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi
Hilal Kaynar 1991 yılında İstanbul’da doğdu. Lise eğitimini Vefa Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra 20092013 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Bölümünde lisans eğitimini aldı. Lisans eğitiminin 3. Yılında erasmus programı dahilinde viyana teknik üniversitesinde öğrenim gördü. Mezun olduktan sonra 5 yıllık profesyonel iş deneyiminin ardından Aura İstanbul’a katılarak akademik araştırmalar yürüttü. Aura İstanbul bünyesinde ‘istanbul’ da müphem alanların izini sürmek’ başlıklı araştırma çalışması yayınlandı. 2019 güz döneminden itibaren İTÜ mimari tasarım yüksek lisans programında eğitimine devam etmektedir.
Tuğba Menşur portfolyo linki: issuu.com/tugbamensur 1992 yılında doğdu. 2017 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık ve Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Çift Ana Dal Programını tamamladı. Eğitim sürecinde 2013-2014 yılları arasında Universita Degli Studi di Genova, İtalya’da ERASMUS yaptı. Eğitim sürecinde 20162018 yılları arasında freelancer olarak grafik tasarımla uğraştı. Mezuniyet sonrası yaklaşık 1 yıllık profesyonel mimarlık deneyimi sonrasında AURA İstanbul bünyesinde “Evi Yitirmek: Metropol, Mesken, Beden” konulu araştırma projesini yayınladı. 2018 yılından günümüze sanat ve mimarlık arakesitinde konumlanan kurumlarda staj ve iş deneyimi edindi. 2019 güz döneminden itibaren İTÜ Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programına devam ediyor.