Fiyat/Price: ¨ 25
2014 Saat Oscarları
n
Patek Philip 175 Yaşında n
Faber-Castell 250 Yaşında n
Şeb-i Arüs 2014 KIŞ-WINTER / 2015 İLKBAHAR-SPRING
Türkçe - English
SPECIAL TOPIC: 100 YEARS OF CARTIER'S PANTHER
GF TÜRKİYE
ÖZEL DOSYA: CARTIER'in PANTERİ 100 YAŞINDA
Breakfast at Tiffany's
RefResh-Butler Narin ve y端ksek kalite giysileriniz i巽in 端st端n koruma hizmeti
reFreSH-Butler Yenilikçi tekstil bakım sistemi, dünya yeniliği fotokataliz özelliği ile evinizdeki favori kıyafetlerinizin narin ve kolay bir şekilde temizlenmesini sağlıyor. Refresh-Butler, değerli kıyafetleriniz ve ayakkabılarınızın yüksek kalitede bakımını sağlamak için üstün fotokataliz sistemi ile buhar teknolojisini birleştiriyor. Ceket, gece kıyafetleri ve paltolarınız narin ve yüksek kalitede tazeleniyor, kırışıklıkları gideriyor, kurutuyor ve hijyeni sağlıyor. Refresh-Butler, üstün İsviçre kalitesi ve etkileyici dokunmatik ekranı ile göz kamaştırıyor. Cihaz, tek bir ünite olarak gardıroba monte edilebiliyor ya da dolabın ön yüzüne entegre edilebildiği gibi içine de kurulabiliyor. Refresh-Butler, test enstitüleri tarafından gerçekleştirilen kapsamlı denemelerin ardından Hohensteiner Kalite Etiketi “Innovative Technology” ile ödüllendirildi. Daha fazla bilgi için lütfen vzug.com.tr’yi ziyaret ediniz.
swiss made
TAG HEUER CARRERA CALIBRE 1887 By pushing you to the limit and breaking all boundaries, Formulva 1 is more than just a physical challenge; it is a test of mental strength. Like TAG Heuer, you have to strive to be the best and never crack under pressure.
Dear readers
Değerli okurlarımız
6
GF LUXURY’nin, geleneklere bağlılığı ve iyi tanınmış Almanca, Rusça, Çince ve Arapça yayınlarını betimlemedeki ustalığı ile yıl boyunca belirli aralıklarla Türkçe ve İngilizce olarak çıkacak GF TÜRKİYE dergisi, lüks segmenti derinlemesine irdeleyerek çeşitli ırk ve ulustan insanların kaynaştığı yer olan Türkiye’yi izleyecek. GF Türkiye’nin ilk sayısı, titizlikle, kapsamlı redaksiyon ile estetik bir biçimde zevkli sunumu birleştirerek lüks dünyasına odaklanacak. Uluslararası GF yayınlarının tadı ile stilini yansıtan yüksek moda segmenti, dünyanın seçkin saatleri ile mücevherleri, sahne tasarımı, üstün nitelikli yemekler ile öncü oteller, yaratıcılık, sanayi, ilaç ve pek çok konuda dünyanın en ünlü isimlerinin öne çıkarıldığı özel editoryal katkı ve röportajlar ile elde edildi. Tüm bunların içerisinde, büyüleyici bir biçimde lüksün farklı ve kompleks bir özeti olarak İstanbul, hem Avrupa hem de Asyalı görünümüyle eşsiz bir destinasyon olarak göze çarpıyor, rahatlıkla Şanghay, Hong Kong, Singapur, Moskova, Paris, Londra ve New York gibi merkezlerle aşık atıyor. Bu büyük çeşitlilik, Chanel, Dior, Louis Vuitton, Prada, Cartier, Tiffany & Co., Bulgari, Tod’s, Hermès, Valentino, Zilli gibi uluslararası lüks markalarının her geçen gün sayısını arttırıyor. GF Türkiye dergisi, muhakeme prensipleri, stil ve zarafetten esinlendi. Yeni sayıda, bu modern şehrin eşsiz cazibesi ile olağandışı albenisinin bir parçası olan ve Türkiye’nin kompleks, münhasır görünümünü ortaya çıkaran kişiliklerin sesleri ile seçilmiş girişimlerin ruhunu size sunmaktan büyük zevk duyuyoruz. Bu sayıdan keyif alacağınızı umar ve size zevkli okumalar dileriz.
Dr. Achim Onur GF LUXURY Sahibi / Owner of GF LUXURY
GF Türkiye
Editör
With a commitment to the tradition and subtlety that characterize the well-known German, Russian, Chinese and Arabic editions of GF LUXURY, the GF TURKEY magazine will appear in Turkish and English at regular intervals during the year with in-depth coverage of the luxury segment and a special eye on the international melting pot of Turkiye. This first edition of GF TURKEY will be the first publication in Turkey to combine meticulously thorough editing and aesthetically tasteful presentation in a focus on the myriad world of luxury. This is achieved by means of exclusive editorial contributions and interviews highlighting the high fashion segment, the world of exquisite timepieces and jewellery, the design scene, haute cuisine and leading hotels, top names from the worlds of creativity, industry and medicine plus many more themes, all of which reflect the taste and style of the international GF editions. In all of this, Istanbul stands out as a unique destination that possesses in both its European and Asiatic guises a fascinatingly diverse and complex compendium of luxury, effortlessly matching centres such as Shanghai, Hong Kong, Singapore, Moscow, Paris, London and New York. This huge diversity is not only manifest in the strong presence of flagship stores with international luxury brands like Chanel, Dior, Louis Vuitton, Prada, Cartier, Tiffany & Co., Bulgari, Tod’s, Hermès, Valentino, Zilli etc., but also by the numerous luxury fashion enterprises that have their home in Istanbul. The GF TURKEY magazine is inspired by principles of discernment, style and elegance and it is with great pleasure that we present to you in this new edition the spirit of select enterprises and the voices of those personalities who uncover those complex, exclusive facets of Istanbul which are part of the peculiar attraction and unique charm of this modern city. We hope you will enjoy this Edition and wish you many pleasurable hours of reading.
KAPAK / COVER: Panthere de Cartier Fotoğraf / Photo: Cartier arşiv
ISTANBUL - DUBAI - NEW YORK
Pure Touch‌
Abdi Ipekci Cad. No: 9-A Nisantasi - Istanbul \ Turkey +90 (212) 296 00 55 Mall Of Istanbul 1.Kat No: 466 Basaksehir - Istanbul \ Turkey +90 (212) 801 12 22 JBC2 Office # 2208 Jumeirah Lake Towers Dubai U.A.E. +971 (4) 4574021 - By Appointment Only IGT 44West 47th Street Ground F1. Door#3 New York, NY, 10036\USA +1 90 (212) 997 73 00 www.zelajewels.com
İ İNDEKİLER USTALARA SAYGI
51
Kurşun Kale e Ya ıl ış Bir Tarih 4 Patek Phillipe 175 Yaşında
51
Rolls- Ro ce un 110 Yılı
5
60
KAPAK KONUSU Panthere De Cartier
0
Şıklık e arafetin Bileşkesi
2
46
56
82
8
El Pri ero The Rolling Stones Edition İstanbul da Bir Yabancı
11
Bir
1 0
anastır
asalı NICOLE
Şeb-i Ar s
1 2
162
gf-turki e co
2014 KIŞ - 2015 İLKBAHAR
GF Türkiye
İçindekiler
118
Genel Yayın Yönetmeni İs ail Ba dar | is ail ba dar gf-lu ur co
Fotograflar ete Ers | ete erso gf-turki e co A şe Bı ıklı | a se bi ikli gf-turki e co Ukte Topçu / Fe a Yalçın A han Tecer / Hakan A dın Seringen
Yazı İşleri Müdürü Bu ra Erso | bugra erso gf-turki e co
Reklam Müdürü Hande E ilik | hande e ilik gf-turki e co
Sahibi Sıdıka o ing I ages
GF TÜRKİYE
98
Yazı İşleri (Katkıda Bulunanlar) Burcu Gürtürk | burcu gurturk gf-turki e co Ceren Dilekçi | ceren dilekci gf-turki e co De et De irkır | de et de irkir gf-turki e co Alan Hos an | alan hos an gf-turki e co Ya an Yıl a | oto obil gf-turki e co Hande O u | hande ogu gf-turki e org Elif Güner | elif guner gf-turki e co Elif be / Ce han Wit el Ete Hancılar / Ar u Hancılar
Grafik Tasarım ve Uygulama Okan Koç | okan koc gf-turki e co Basım Stil atbaacılık İbrahi Karao lano lu Caddesi Ya ıncılar Sokak 5 Se rantepe - İstanbul Tel 0212 2 1 2 1/ stil co tr
Yönetim Adresi Ah et Adnan Sa gun Cad Beledi e Sitesi enekşe 1 D Le ent - İstanbul
BAZI OTOMOBİLLER SADECE ZİRVEYE GÖTÜRÜR. BMW 750Ld xDrive. 3.0 litre ve 381 beygir gücüne sahip segmentinin ilk 3 turbolu dizel motoru.
BMW 750Ld xDrive
BMW İletişim Merkezi 0850 2521010 www.bmw.com.tr
Sheer Driving Pleasure
CONTENTS RESPECT FOR THE ASTERS 46
A Histor Written With a Pencil
Patek Philippe is 175 Years Old 51
110 Years of Rolls-Ro ce
5
51
60
CO ER STORY 10
Panthere De Cartier
60
Co position of the St lish and Elegance
82
El Pri ero The Rolling Stones Edition
98
A Foreigner in İstanbul
46
56
82
118
onaster NICOLE 1 0
Tale of a
162
Seb-i Arus
GF INTERNATIONAL gf-lu ur co
2014 WINTER - 2015 SPRING
GF Turkiye
Contents
162
98
118
Owner Dr Achi Onur
GF Switzerland BD edia
GF Turkiye İs ail Ba dar
GF Germany Dr Achi Onur
GF Zürich BD edia
New in 2015 GF Arabic Edition GF Russian Edition
GF Düsseldorf Agentur Hol apfel
GF China ing uan Weng
11
HÜKÜM SÜRÜN.
Resimdeki araçlar opsiyonel donanım içermektedir.
www.landrover.com.tr / 0850 252 30 30
Range Rover 3.0 TDV6 - Karma Yakıt Tüketimi: 7,5 lt/100 km Ortalama CO2 Emisyonu: 196 gr/km Range Rover Sport 3.0 SDV6 - Karma Yakıt Tüketimi: 7,5 lt/100 km Ortalama CO2 Emisyonu: 199 gr/km Range Rover Evoque 2.0 Si4 - Karma Yakıt Tüketimi: 7,8 lt/100 km Ortalama CO2 Emisyonu: 181 gr/km Borusan Otomotiv tarafından ithal edilen Land Rover’lara 3 yıl ya da 100.000 km (hangisi önce dolarsa) olmak üzere özel garanti verilmektedir. Bu özel garanti, yasal garantiyi aşan süre ve km bakımından bedelsiz onarım için olup, yasal mevzuatın garantiAstoria içindeLPI tüketicilere tanıdığı diğer La borghini 10-4 AUTOMOBILE seçimlik hakların doğumuna neden olmaz. Land Rover Türkiye Distribütörü Borusan Otomotiv
Ceren Dilekçi ceren dilekci gf-turki e co
BİR SHA BALLA HİK YESİ
Shamballa Mücevherleri’nin hikâyesi eskiye dayanıyor. Hikâye, 1995 yılında fotoğrafçı Mads Kornerup’ın New York Soho’da Shamballa adında bir dükkan açmasıyla başlıyor. 2001 yılında müzisyen Jay Z ile tanışan Kornerup, onun için bir bilezik yaptı, birisini ise kendisine sakladı. ABD’de, 11 Eylül patlaması meydana geldiğinde New York’ta pek çok şeyin satışı durma noktasına geldi. Kornerup, New York’taki dükkanını kapayarak Kopenhag’a döndü. 2005 yılında yeniden mücevher işine girmeye karar verdi. GF Türkiye
el Haber
Shamballa Mücevherleri, Mads ile Mikkel Kornerup kardeşleri tarafından Danimarka’nın Kopenhag şehrinde kuruldu. 2001 yılında Mads Kornerupi bugünün ikononik Shamballa bileziğini tasarladı. Elmaslardan oluşan bilezik altın boncuklarla süslenmiş ve eski makreme tekniği (düğümlü örgü) ile dizilmiştir. Kardeşler zamanla bilezik dizaynlarını geliştirerek koleksiyonlarına yüzük, küpe kolye ile kol düğmelerini de eklediler. Bugün, Shamballa mücevherlerinin ruhu innovasyon ve gelenekler ile besleniyor.
Fotoğrafla : Feyyaz Yalçın
nlüler e odacılar arasındaki en a gın üce her trendi tartış ası Sha balla üce herleri Karl Lagerfeld Carine Roitfeld G neth Paltro Diane on Furstenberg ile Giorgio Ar ani Shanballa üce herleri koleksi oncuları arasında er alı or
SHAMBALLA BİLEKLİKLERİ SAHTELERİNDEN NASIL AYIRT EDİLİR?
THE STORY OF SHA BALLA A ong celebrities and fashion editors alike arguabl the ost ubi uitous e eller trend at the o ent is Sha balla e els Karl Lagerfeld Carine Roitfeld G neth Paltro Diane on Furstenberg and Giorgio Ar ani a ongst the collectors of Sha balla e eller The story of Shamballa Jewels is an old story. The story begins with a photographer called Mads Kornerup opening a store in New Yorks’s Soho in 1995. In 2001, he was introduced to musician Jay Z. Mr Kornerup made him a bracelet, as well as one he kept himself. Then 9/11 happened, and sales of pretty much everything dried up in New York. Shutting the store, Mr Kornerup returned to Copenhagen. In 2005, he decided to try his hand at jewellery again. Shamballa Jewels was founded by the brothers Mads and Mikkel Kornerup in Copenhagen, Denmark. In 2001 Mads Kornerup designed what is known today as the iconic Shamballa Bracelet. The bracelet comprised of diamond studded gold beads strung together by the ancient macramé technique. Together the brothers developed the bracelet designs further, and they have since expanded our repertoire to include rings, earrings, cufflinks and necklaces. Today, the spirit of Shamballa Jewels remains equally fuelled by innovation and tradition.
Shamballa bileziklerinin sahteleriyle internette sıkça karşılaşıyoruz. Aslında Shamballa bileziklerini sahtelerinden ayırt etmek hiç de zor değil. İşte orjinal Shamballa’yı ayırt etmenin yolları: • Shamballa mücevherlerini online mağazalarda bulmak mümkün değildir. Shamballa bilezikleri, yalnızca yetkili perakendeciler ile Harrods, Collete, Montaige Market ve Barneys gibi yetkili perakendecilerin web sitelerinden alınabilir. • Klasik bir Shamballa bileziğinin başlangıç fiyatı yaklaşık 3920 Euro / 4630 USD idir. Bu fiyatın altındaki satış fiyatı, bileziğin sahte olduğunu gösterir. • Shamballa bileziklerinde yalnızca 18 karat altın, elmas ve gerçek mücevher bulunur. Kristal ya da
•
•
•
•
değerli olmayan metallerin kullandığı bilezikler sahtedir. Tüm Shamballa bileziklerinin üzerinde kişisel kilit bulunur. Her kilidin üzerinde, bilekliği ayırt etmeyi sağlayan bir numara bulunur. Her Shamballa bileziğinin üzerinde bulunan numara, sahibinin, bileziği daraltma, boncukları ve telin rengini değiştirme gibi sahibinin pek çok hizmetten yararlanmasını sağlar. Shamballa mücevherlerinin logosunun yıldızı, bileziğin kilidinin üzerinde bulunur ve merkezinde elmas vardır. Shamballa bilezikleri, Danimarka’nın Kopenhag şehrinde örülür, parlatılır ve el ile hazırlanır. Kopenhag dışında üretilen bilezikler sahtedir.
HOW DO WE KNOW A SHAMBALLA BRACELET IS REAL? Shamballa bracelets have numerous poorly made copies selling themselves on the internet claiming to be authentic Shamballa Jewels bracelets. It is very easy to identify an authentic Shamballa Jewels bracelet. Below are few guidelines on how to identify an authentic Shamballa Jewels bracelet. • Signature lock with individual lock number. Each lock has a unique number that is used to identify the bracelet. • Shamballa Jewels does not sell through online webshops. It only sells through authorised retailers and websites of authorised retailers such a Harrods, Collete, Montaige Market and Barneys. • The starting price for a classic Shamballa bracelet is approx. 3920 Euros / 4630 USD. Anything below that price is fake. • Shamballa Jewels, makers of the classic Shamballa bracelet use only precious metals
•
•
•
•
such as 18K gold, diamonds and real gems. Bracelets using crystals and non-precious metals are fake. Signature lock with individual lock number: All Shamballa Jewels bracelets have a trademarked lock with the Star of Shamballa logo. Each lock has a unique number that is used to identify the bracelet. The unique number on each Shamballa Jewels bracelet allows owners to avail of services which include restringing of the bracelet, possibility of changing the beads and colour of the cord over time. The Star of Shamballa- Shamballa Jewels’ trademarked logo is engraved on a bracelets lock ve bears a diamond at the center. Shamballa Jewels bracelets are braided, polished and set by hand in Copenhagen, Denmark. Bracelets produced elsewhere are fake.
Special Report
GF Turkiye
13
14
LA BORGHINI DEN UHTEŞE KONSEPT La borghini nin Paris Oto obil Fuarı için el ha ırladı ı Astoria konsepti 10 HP gücündeki hibrit otoru la g ka aştırı or Asterion LPI 10-4 İtal an üreticinin ilk elektrikli hiper oto obili ün anını taşı or Ferrari, McLaren ve Porsche sayesinde “hibrit hiper otomobil”ler alıştığımızı söyleyebiliriz, ancak Lamborghini ile “hibrit” kelimesini ilk kez aynı cümle içinde kullanıyoruz. Markanın Asterion LPI 910-4 konseptinin adında karşımıza çıkan “LP ve 910-4” kısımları bizlere çok yabancı değil. “LP” harfleri markanın diğer otomobillerinde olduğu gibi “longitudinal posterior” (arkada boyuna), “910” üretilen güce, “4” ise dört tekerlekten çekiş sistemi anlamına geliyor. Bu harf ve sayılar topluluğundaki yeni harf olan “I” harfi ise İtalyanca’da hibrit anlamına gelen “Ibrido” kelimesine göndermede bulunuyor. Asterion ise Yunan mitolojisinden esinlenilen bir isim. Tasarımda, Mavi Elektra rengin sardığı keskin hatlar aracın ana tasarım konseptini oluşturuyor. İlk bakışta az da olsa Miura’yı hatırlatan otoGF Türkiye
Oto obil
mobilin ön bölümünde LED farlar, geniş hava girişlerine sahip tampon ve ince bir splitter dikkat çekerken, yan bölümde 20 ve 21 inç çaplı jantlar, hem kapı hem de camların arkasına yerleştirilen hava girişleri ve ince yapılı aynalar görülebiliyor. Arkadan bakıldığında da sportif duruşunu koruyan konseptin arka camı üç parçalı olarak tasarlanırken, ince yapılı LED stoplar, aydınlatılmış Lamborghini arması, altıgen şekilli dört egzoz çıkışı ve tampon altına eklenen difüzör dikkat çekiyor. Aston Martin modellerini hatırlatan bir şekilde hafifçe yukarıya doğru açılan kapılardan geçilen iç mekanda büyük sürprizler sunmayan Lamborghini, alt kısmı düzleştirilmiş çok fonksiyonlu direksiyon simidi, altıgen kapı kolları ve havalandırma ızgaraları, dokunmatik bir ekrandan oluşan orta konsol ve düğmeler
A MAGNIFICENT CONCEPT FROM LAMBORGHINI A special design for Paris automobile fair, Lamborghini’s Asterion concept, dazzles with 910 HP hybrid engine power. Asterion LPI 910-4 is possessing the first electrical hypercar title of the Italian manufacturer. Thanks to Ferrari, McLaren and Porsche, we can easily say that we are quite familiar with ‘hybrid hypercars;’ however, with Lamborghini, we are pronouncing the word ‘hybrid’ in the same sentence for the first time. On this emerging concept named Asterion LPI 910-4 of the trade mark, ‘LP and 910-4’ portions are not unfamiliar to us. Similar to the other automobiles of the trade mark, letters ‘LP’ stands for ‘longitudinal Posterior, ’ 910’ is the power of the engine in horsepower and ‘4’ stands for 4 wheel drive system. The letter I refer to ‘Ibrido’ in the Italian language which is hybrid in English. Yet, Asterion is a name inspired from Greek mythology. The Blue Electra color that wraps the sharp edges of the design mainstreams the design concept of the car. At first sight, it slightly reminds us Miura, in the mean time, the automobile contains LED
Car
GF Turkiye
15
headlights in front, bumpers with huge air intakes, and while a thin splitter calls attention, over the sides, tires are fitted to 20” and 21” inch rims, air intakes installed both behind the doors and the windows and elegant rear view mirrors can be noticed. The concept keeps its sports car look when it is viewed from the back side. The rear window which is composed of three parts, remarkable rear lights, LED stop lights, illuminated emblem of Lamborghini, hexagonal shaped 4 exhaust outlet and a diffuser beneath the bumper call attention. Passing through the doors that open slightly upward, which remind the Aston Martin models, interior side has no particular surprises introduced by Lamborghini; it contains a multi functional steering wheel with lower section flattened, hexagonal door handles and ventilating grids, middle consol with a touch screen and there instead of buttons, switches have been preferred.
yerine tercih edilen şalterler kullanmış. Konsept otomobil 910 HP’lik gücünü, Lamborghini Huracan modelinde yer alan, 610 HP’lik 5.2-litre V10 atmosferik motor ile eşlenmiş her biri 100 HP’lik üç elektrikli motordan alıyor. Gücünü yere 7-ileri çift kavramalı şanzıman ve dört tekerlekten çekiş sistemi üzerinden aktaran şimdiye kadar üretilmiş en güçlü Lamborghini, 0’dan 100 km/s’ye üç saniyede ulaşıyor. Maksimum hızı ise 320 km/s. Sadece elektrikli olarak kullanıldığında maksimum 125 km/s hız yapabilen otomobil, tek şarj ile 50 km’lik menzil sunuyor. Asterion konsepti, hibrit olarak kullanıldığında ise sadece 4.2 lt/100km’lik ortalama yakıt tüketimine ve 98 g/km’lik CO2 salım değerine sahip oluyor. Her ne kadar çok heyecan verici olsa bile Lamborghini Asterion LPI 910-4 konseptini henüz üretmeyi planlamıyor. GF Türkiye
Oto obil
The concept automobile has 910 HP power generated by the combination of a 610 HP 5.2 liter V-10 engine, which is also used within the Lamborghini Huracan model and three electrical motors of 100 HP each. Thus far, the most powerfully manufactured Lamborghini has 7-speeds dual clutch transmission with 4 wheel drive system, reaches the speed from 0 to100 km/hour(199mph) in just 3 seconds. Maximum speed is 320km/h. Top speed in electric mode is 125km/ h(78mph), and the distance with a single charge is 50km. When used as hybrid, Asterion concept has a combined consumption of 4.2 lt/100km with 98g/km CO2 emission. Although it all seems to be very exciting, Lamborghini is not planning to manufacture the Asterion LPI 910-4 concept yet.
W W W. ZENITH-WATCHES .COM | W W W. ROLLINGSTONES .COM
F
O
L
L
O
W
Y
O
U
R
O
W
EL PRIMERO CHRONOMASTER 1969 TR I BUTE TO THE ROLLI NG S TONES
N
S
T
A
R
HER S CAPE COD TONNEAU HE ŞIK HE ERİŞİLEBİLİR
18
HERMÉS bu yıl Cape Cod serisinin yeni modellerini Baselworld 2014’te sunarken, markanın daha alçak gönüllü ve erişilebilir lükste de çok başarılı olduğunu vurguladı. Gerçekten de, Cape Cod Tonneau, özellikle çelik kasalı, bütçeye uygun saatlerinde İsviçre Quartz ve otomatik, mehtaplı gece gündüz gösterge mekanizma kullanmış, ama kadrana çok titiz yaklaşmştı. HERMÉS, seride tonneau pm ve tonneau gm olmak üzere iki model üretmiş. Tonneau pm 26.5 x 24 mm kasa, İsviçre Quartz mekanizması, güç-lendirilmiş kadran, uzun çift tur siyah Barenia veya tek tur uzunluğunda dana derisi bileklik ve çelik toka özelliklerine sahip. Tonneau gm ise 33.6 x 3 mm kasalı, pm modeliyle aynı teknik özelliklere sahip, çift tur ve tek tur uzunluğunda kahverengi dana derisi bileklik kullanılmış bir model. Her iki modelinde de safir antirefle cam hemen göze çarpmakta. Gümüşü daha parlak gösteren ve oksitlenmekten korumuş bir alaşımdan üretilen kadran, ortasındaki kare biçimli dakikalıkla klasik sadeliği ve asaleti temsil ederken, gerek günlük kullanımların, gerekse ciddi toplantıların saati havasını vermekte. Uzun çift tur deri bileklikler, kullanıcıya bir bahar sevinci vermekte. Saat, dakika ve saniye ibreleri çubuk şeklinde parlatılmış metal ve titiz çalışmanın iyi örneklerinden. Çok fazla söze gerek yok, HERMÉS alçak gönüllü bir şeyler yapmak gerektiğinde de çok başarılı olduğunu gösterdiği bu yeni modellerle, hem şık hem de geleneksel bir saatin en güzel yorumlarından birini tasarlamış. GF Türkiye
Tanıtı
HERMÉS CAPE COD TONNEAU: ELEGANT YET REACHABLE This year, HERMÉS emphasized the brand’s success on modest and reachable luxury as well during the presentation of their new models Cape Cod series at Baselword 2014. Indeed, Cape Cod Tonneau has used Swiss Quarts and automatic moonlit night – daylight indicator mechanism especially on their affordable steel case watches; however, been very meticulous on the dial. HERMÉS, in this series, has produced two different models: ‘Tonneau pm’ with 26.5x24 mm case, Swiss made Quarts mechanism silvered dial, long double tour black Barenia or single tour long soft brown calf leather bracelet with steel buckle; ‘Tonneau gm’ with 33.6x30 mm completely the same technical specifications as ‘pm,’ double and single tour long soft brown calf leather bracelet. Sapphire antireflection glass on both mod models calls immediate attention. While repre representing the classical dignity and simplicity with square shaped minute display in the middle, the dial made of an alloy to show silver brighter and protects against oxidation, so the watch gives an impression that it is appropriate to use both casual and formal. Long double tour bracelets provides the user with a sense of spring joy. Hour, minute and second hands are in polished metal appearance and good examples of meticulous work. Needless to say, HERMÉS, with these new models, showed how successful they can be when it comes to produce modest goods too by designing one of the most beautiful interpretations of a watch both elegant and traditional.
REUGE
USIC ACHINE 2
Yıldı ge isi Atılgan a ben e en di a nı rock ile bili kurgu elodileri e ino atif tınıların er aldı ı ses tablası la usic achine 2 2 daha nce hiçbir ü ik kutusunun ulaşa adı ı ere gidi or 20
Fütürist kılıfının altında güzel bir biçimde işlenmiş geleneksel unsurları barındıran en yüksek kalitedeki müzik kutusu MM2, yaklaşık 150 yıllık deneyime sahip imalatçı REUGE tarafından üretildi. MusicMachine 2, uzay gemisinin kuyruk bölümüne monte edilmiş iki bağımsız mekanizma tarafından destekleniyor. Silindirlerin her birinde, Yıldız Savaşları, Yıldız Savaşları: Bölüm V - İmparator ve Uzay Yolu’ndan temaların yer aldığı üç melodi çalıyor. Bir kanalda, Led Zeppelin’in ‘’Stairway to Heaven’’ çalarken, diğer kanallarda ise The Rolling Stones’dan ‘’Angie’’ ve The Clash’dan ‘’Should I Stay or Should I Go?’’ şarkıları çalıyor. MB&F tarafından dizayn edilen MM2’de yer alan şarkılar, rock ‘n’ roll piri ve bilimkurgu hayranı Maximilian Büsser tarafından seçilmiş.
GF Türkiye
Tanıtı
With its Starship Enterprise design, rock and sci-fi melodies and innovative resonance soundboard, MusicMachine 2 (MM2) boldly goes where no music box has gone before. Underneath its futuristic guise, MM2 features all the traditional elements of a beautifully-crafted, high-end music box made by REUGE, the music box manufacturer with nearly 150 years of expertise and experience. MusicMachine 2 is powered by two independent movements mounted on the starship’s tail section. Each cylinder plays three melodies: themes from Star Wars, The Empire Strikes Back and Star Trek, on one ‘channel’; Led Zeppelin’s Stairway to Heaven, The Rolling Stones’ Angie and The Clash’s Should I Stay or Should I Go? on the other. Small wonder: MM2 was conceived and designed by MB&F and its songs have been selected by their rock ‘n’ roll founder and sci-fi fan, Maximilian Büsser.
Burcu Gürtürk burcu gurturk gf-turki e co
22
Muhtarın tarlasına Babalar güveniyor Halının parasına Anonim
BİR SİNDİRELLA HİK YESİ KO A DAN İPEK HALIYA Hepi i Külkedisi nin o eşhur hik esini biliri Balo a gide edi i için g aşlarına bo ulan Külkedi-si nin ardı ına bir peri etişir e onu baştan aşa ı de iştirerek o çok git ek istedi i balo a g nderir Külkedisi Sindirella balkaba ı da lüks bir araç ol uştur Balo a giden Sindirella prensin g nlünü ka anır e asal utlu sonla biter Ta da ol ası gerekti i gibi İlk sa ı ı da si lere bu a andan ben er bir d nüşü ü anlataca ı İpek ko asının ipek halı a d nüş e hik esini
Madem ipeğin hikâyesini anlatacağız, ipek halı denildiğinde akla ilk gelen imalatçılardan olan Hadosan’ı ziyaret etmeden olmaz dedik ve peri bacalarının diyarı Ürgüp’e doğru yola çıktık. Hadosan Genel Müdür’ü Cengiz Erez’in yardımlarıyla ipek böceğinden ipek halıya olan yolculuğumuz da böylece başlamış oldu. İpek kozasından ipek halıya… Baharda hepimizin hayranlıkla uçuşmalarını izlediğimiz kelebekler yumurtalarını dut yapraklarının üzerine bırakıyor. Taze dut yapraklarının üzerindeki yumurtalardan larva halinde çıkan tırtıllar dut yapraklarını yiyerek besleniyorlar ve 7-8 cm’ye ulaştıklarında üst dudaklarındaki delikten iplik halinde zamk gibi bir sıvı çıkararak kozalarını GF Türkiye
el Haber
yapmaya başlıyorlar. Peki, kozadan ipek ipliği nasıl elde ediliyor. Birçok şeyin olduğu gibi bu sitemin de mucidinin Çinliler olduğunu öğreniyoruz ve elbette ki şaşırmıyoruz. Az önce anlattığımız üzere ipek böceği 2.5 hafta gibi bir sürede kozasını yapıyor. Bu sürede tırtıldan kelebeğe dönüşüyor. Sonrasında kozasını deliyor ve kelebek olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, kelebek kozayı deldiğinde elde edilecek ip zarar görüyor. Bu nedenle kelebek daha kozadan çıkmadan kozanın işlem görmesi gerekiyor. Dolayısıyla da tırtıl kelebek olup çıkmadan kozaya müdahale ediliyor. Kozaları buhara ya da sıcak kaynar suyun içine atıyorlar. Sonrasında iş kozada ipin başlangıcını yakalamaya geliyor. Bunun için kozaları suyun içindeyken bir süpürge yardımıyla vurarak karıştırıyorlar. Bu işlem sırasında kozalardaki iplik başları süpürgeye ta-
Fotoğraflar: Ayşe Bıyıklı
Kar yağıyor yağıyor
A CINDERELLA STORY FRO
COCOON TO SILK CARPET
form of larva eat the mulberry leaves they were born We all kno the fair tale Cinderella It is snowing, snowing; onto . When they grow to 7-8 cm long , they start A fair pops up and help Cinderelmaking their cocoon shell by spitting up a sticky la ho breaks do n in tears for not To the field of reeve! liquid in the form of thread that is forced through being allo ed to go to the ball that openings on the mouthpart of the larva. she so uch ants to go b changing Fathers trust on, her fro head to toe and let her go Well, how do they make sil k thread from the silkThe poor girl transfor s to Cinderella Money from Rugs. worm cocoon? Off course we are not surprised and the pu pkin to a fanc phaeton to learn that, like many other things, silk making Anonymous Cinderella ins the prince s heart and process had been developed by Chinese people. Like the tale ends happil ust like it is supwe mentioned before, a silkworm caterpillar makes posed to be In our first issue e ill tell ou a si ilar its cocoon in about 2.5 weeks. The caterpillar turns into a butterfly in transfor ation stor of our ti es Transfor ation of a that time and comes out of its chrysalis . However, when the butterfly hatches from the cocoon, it damages the thread that will be made from silk cocoon to a silk carpet Now that we are going to tell you the story of silk, we thought this cannot be completed without visiting Hadosan and hit the road towards Urgup, the land of fairy chimneys. With the help of Cengiz Erez , the Deputy Manager of Hadosan, our journey from cocoon silkworm to silk carpet has kicked off. From silk cocoon to silk carpet On spring time, the butterflies we love to see flying around leave eggs on mulberry leaves. The eggs hatch and the silkworm caterpillars in
this cocoon. Because of that reason, it has to be processed before the butterfly emerges. Therefore, this starts before the caterpillar completes its metamorphosis. Cocoon shells are placed in hot water or blasted with steam to kill the silkworm. Then it comes to catch the tip of the raw silk thread over the cocoon shell. For this, they stir the cocoons using a broom. While they are doing this, the tip get caught on the broom. Once the tip is caught , they are taken to the machines over strainers. Based on the thickness of the thread, here the connection process is done; because the threads come out of the cocoons are too thin to be processed. After finding the tip of the
el Haber
GF Turkiye
23
24
kılıyor. İpin başlangıcı yakalandıktan sonra elekle makinaya getiriliyor. Elde etmek istediğiniz ipin kalınlığına bağlı olarak burada birleştirme işlemi yapılıyor. Çünkü kozadan çıkan iplikler işlem göremeyecek kadar inceler. İpin ucunu bulduktan sonra belli miktarda toplanan ipler makaralardan geçiyor. Motoru çalıştırdığınız zaman kozalardaki ipler bitene kadar sarma işlemi devam ediyor. İpeğin boyama tekniği de farklı. En kaliteli kimyevi boyalar kullanılıyor. Eskiden kök boya kullanılıyormuş ama yeterince kalıcı olmadığı için vazgeçilmiş. Ayrıca ipek halılardaki desenler çok ince olduğu için renklerin net olması gerekiyor. Bu da kimyasal boyayla sağlanabiliyor. İstenilen tonlarda ipliği elde edince sıra ipek halının desenini belirlemeye geliyor. Desenlerde bir armoni ve renk uyumu olması gerekiyor. Tasarlanan desenler bilgisayara aktarılıyor. Ama halıların yüzde doksanında geleneksel motifler kullanılıyor. Atölyelerin maliyeti yüksek olduğu için halıların hepsi elde ve genellikle köy evlerinde dokunuyor. Halıyı değerli kılan ise düğümleri. Santimetre karede ne kadar çok düğüm varsa halı o kadar kıymetleniyor. 1 cm karede 400 düğüm atılan ipek halılar var. Türkiye’de çift düğüm tekniği, İran ve Uzakdoğu’da tek düğüm teknikleri kullanılıyor. Teknikler farklı olsa da elde edilen sonuç aynı oluyor. Düğüm atmak halıya belli bir yükseklik kazandırıyor. İpek iplikler halı dokuma tezgâhlarında düğümler atılarak dokunuyor. Son olarak tezgâhtan sarkan artıklar makasla kesiliyor. Ve halı ortaya çıkıyor. Halı sıra sıra yapıldığı için bir yandan desenin takip edilmesi gerekiyor. Santimetrekarede 64 düğümlü bir orta boy ipek halının dokumu aşağı yukarı 300 gün sürüyor. Halı tezgâhtan alındıktan sonra da işlemi bitmiyor. Saçaklar kesiliyor, örgüler yapılıyor ve kullanıma hazır hale getiriliyor. İpek halıların yapımı çok meşakkatli olduğu için pahalı ürünler elbette. 4 metrekare bir halı 80 bin Euro civarında olabiliyor. Bu arada küçük halıların daha ucuz olacağı düşüncesindeyseniz yanılıyorsunuz. Bu halıların santimetrekarede 100 ile 400 düğüm içerdiğini söylersek sanırız fiyatı hakkında da aşağı yukarı bir tahmininiz olur. Bir ipek halının ne kadar değerli olduğunu anlamanız için size küçük bir tüyo da verebiliriz: Halının arkasında gözüken her bir nokta bir düğümdür. Ve bir santimetrekarede ne kadar çok nokta görüyorsanız o halı o kadar değerlidir. Hadosan’da dünyaca tanınmış ipek halı imalatçılarının ürünleri bulunuyor. Şayet bir gün yolunuz Ürgüp’e düşerse ve ipek halılara meraklıysanız bu el emeği göz nuru değerleri görmek için mutlaka zaman ayırın. GF Türkiye
el Haber
thread, gathered threads passed through the reels. When you start the motor, the winding process continues until the all of the threads are out of the cocoon completely. The dying technique is different as well. The highest quality chemical dyes are being used. In the past, natural root dyes were being used, however, since the permanency of root dyes were not satisfying ,it is no more preferable. Also, because the designs over the silk carpets are very finely woven, the colors must be clear. This can be obtained from chemical dyes . After having the desired colored threads, it comes to choose the silk carpet’s design next. Designs and colors have to be in harmony. Prepared designs are downloaded into computers, however, traditional motifs are being used over 90% of the carpets. Since ateliers are costly, carpets are hand-woven in villager’s houses most of the time. What makes the carpet valuable is the knot count. The more knot count in 1 cm square makes the carpet more valuable. There are carpets that have 400 knot count in 1cm square. While double knot technique is used in Turkey, Iran and Far East use single knot technique. Even though the techniques are different, the result is pretty much the same. Knots elevate the carpet. Silk threads are being woven at the carpet looms hand knotted. At last the fringes are cut by scissors and the carpets are created. Since the carpet is being woven in lines, the design has to be followed. A 64 knots in 1 cm square middle size carpet takes about 300 days to be woven. The carpet still has not been completed until it is taken from the loom; the fringe has been cut and braided. Then it is ready to be used. Since the process of silk carpets is onerous, obviously they are expensive. A 4 meter square carpet costs about 80K Euros. If you are thinking the smaller size carpets are cheaper, you are wrong. If we tell you these carpets have between 100 -400 knots in 1 cm square , you will have a guess about what the cost of these carpets would be. We can give you a tip to understand how valuable a silk carpet could be: Each visible dot on back of the carpet is a knot and the higher numbers of the knots show the higher value of the carpet. At Hadosan, they have the most renowned silk carpet manufacturer’s products. If you ever go to Urgup and have an enthusiasm in silk carpets, you should spare some time to see these handcrafted values.
26
ULYSSE NARDIN OYAGE BLEU- A I YOLCULUK TA YİNE OK KEYİFLİ BİR SINIRLI RETİ a i Yolculuk pek ço u u a tanıdık gelse de Ul sse Nardin ile ba daştır ak or olabilir İs içre nin üst dü e e ıllardan beri ir e e o na akta olan bir saat arkasından a i Yolculuk A a unut a ı gereken bu arka ü ıldan u un bir süre arine ani deni cilik saatlerinde pek çok de erli dül ka an ıştır a i Yolculuk da deni cili in ben ersi rneklerinden oldu una g re Türki e için el bir üreti hak edil iş de ektir Birkaç yıl öncesinde başlayan bu projenin mimarlarından birisi sayın Mustafa Eliaçık (Şark Saatçilik’in başkanı), diğeri ise 2011 yılında kaybettiğimiz ve Ulysse Nardin’i son yirmi yılda başarıdan başarıya koşturan Rolph Schnyder (Ulysse Nardin’in başkanı). Mustafa Eliaçık’ın ısrarları, bir Mavi Yolculuk’la, Schnyder’in aklına yatmış olsa gerek, özel bir seri üretildi. İşin güzel yanı, sadece Türkiye’de değil, dünyanın geri kalanında da büyük bir yankı uyandırmış olması. Beklenilenin aksine, “Savarona” serisinden daha çok talep görmesiydi. 2013 yılında, Mavi Yolculuk serisine yeni bir kronograf eklenmesine karar verilmiş ve Lemania’ nın 1350 nolu kalibresinin baz alındığı ciddi bir muvmanı, kendi atölyelerinde kalibre UN 150 olarak üretmeye başlamışlardır. GF Türkiye
el Haber
Ulysse Nardin’e yakışır bir kalibre olan UN150, kronograf dünyasında önemli bir yer kazanmış bulunmaktadır. 25 taşlı, otomatik muvmanda, kronograf koordinasyonu mekikli bir mekanizmayla sağlanmakta ve bu mekanizma, kolonlu koordinatörlerin aksine, NASA’nın 1970 yılında, uzay yolculuklarında kullanılmak üzere istekleri doğrultusunda hazırlanmış, zor şartlara daha kolay uyum sağlayan bir düzenektir. Saatin çalışma otonomisi 48 saat olup balansı silisyumdur; saat, dakika, alt saniye, kronograf saniyesi, 30 dakika ve 12 saat sayaçları ile takvim gösterme fonksiyonları bulunmaktadır. Kadrandaki sadelik ve Mavi Yolculuk’ a saygı, büyük bir aşkın ifadesi olarak dışa vurmaktadır. Donzé Cadrans’ın çalıştığı Grand Feu geleneksel İsviçre mine sanatı, bu kadranı eşsiz kılarken, akrep ve yelkovanın formları, hem duru ve
ULYSSE NARDIN AT OYAGE BLUE AGAIN A ERY CHEERY LI ITED PRODUCT Blue o age it can be er fa iliar to ost of us but it could be hard to relate to Ul sse Nardin Blue o age fro an up scale and o er the ears pla ing for the top atch trade ark of S it erland Ho e er e shouldn t forget o er a centur this brand as a arded ith an pri es in the categor of arine atches Since Blue o age itself is considered to be a uni ue e a ple of ariti e Turke deser es a special product to be anufactured One of the architects of this project that started a couple of years ago is Mr. Mustafa Eliaçık (the president of Şark Saatçilik), and the other one is Rolph Schnyder (the president of Ulysse Nardin) who made Ulysse Nardin a success story over 20 years, unfortunately passed away in 2011. During a Blue Voyage, the insistences of Mustafa Eliaçık apparently should have made sense in Schnyder’s mind, a special edition was manufactured eventually. The best of all, it had echoes not only in Turkey but, for the rest of the world. Beyond expectations, it was demanded more than the ‘Savarona’ addition. In 2013, a decision has been made to add a new chronograph to the existing Blue Voyage series. An important movement had been started to be produced as UN 150 in their atelier based on Lemania’s caliber number 1350.
Caliber UN 150, worthy of Ulysse Nardin, has gained an important ground in chronograph world. With 25 jewels, it’s an automatic movement and unlike columned coordinators, chronograph coordination has been provided by a shuttle mechanism which is assembled in the direction of NASA’s request to tolerate rugged conditions during upcoming space missions in 1970. Power reserve of the watch is approximately 48 hours and has silicium balance/ escapement. Hour, minutes, sub- seconds, chronograph seconds, 30 minute, 12 hour counters and calendar display are all among the functionalities of the caliber. The simplicity over the dial and honoring of Blue Voyage reaches out as an expression of a great love. The traditional Swiss art of Grand Feu enamel by Donze Cadrans, makes the dial unique while the appearance of minute hand and clock hand of the watch characterizes a poetic, dramatic dilemma
el Haber
GF Turkiye
28
sakin, hem de çileden çıkmış vahşi bir Ege denizinin şiirsel ikilem dramasını canlandırmaktalar. Kronograf sayaçları, bu dramaya en uygun biçimde eşlik etmekte ve kadran tam bir ahenkle dans etmektedir. İlk üretime sadık kalınmış ve alt vidalı kapakla bileklikteki Hasip Kalaycıoğlu tarafından tasarlanan gravürler aynen uygulanmıştır. Hasip Kalaycıoğlu, 1990 yılında Mimar Sinan Üniversitesi İç Mimarlık fakültesinden mezun olduktan sonra, bir çok ciddi projeye imza atmış önemli sanatçılarımızdan birisidir. Son yıllarda, Mustafa Eliaçık’la hem merkez binalarının inşa ve dekorasyonlarında hem de Ulysse Nardin butikte verdiği katkılarıyla tanınmıştır. 2011 yılında, projenin kapak ve bileklik gravürlerini tasarlama görevini üstlenmiştir. Bir mavi yolculuğun en büyük eğlencelerinden birisi de kuşkusuz Tavla oyunu olsa gerek ki, Armaggan ile yapılmış işbirliğinde, çok yüksek kaliteli malzemelerin kullanıldığı Armaggan imzalı tavlalar, 99 adetle sınırlı pembe altın versiyonuna eşlik etmekteler. Armaggan obje koleksiyonunun en değerli parçalarından biri olarak üretilmekte olan tavla serisi, Ulysse Nardin Mavi Yolculuk koleksiyonuna özel olarak sınırlı sayıda olacak şekilde uyarlandı. Usta el işçiliği ile venge ve akçaağacından üretilen tavla serisi, şimşir ağacından şekillendirilen tavla pulları ve deve kemiğinden hazırlanan zarları ile eşsiz bir sanat eseridir. Sadece pembe altın değil, mavi kauçuk kaplama işlemi yapılmış 150 adetle sınırlı 316 L çelik versiyonu da bulunmaktadır. Bu nadide el emeği çalışma, markanın dünya kültür ve yaşamına verdiği önemin bir anıtı olarak daima akıllarda kalacaktır. GF Türkiye
el Haber
of the Aegean sea both when it is limpid, quite and enraged wild. Chronograph counter hands also accompany with this drama very well and the dial dances in absolute harmony. Remaining faithful to the first production, the gravures, designed by Hasip Kalaycıoğlu, were applied over the back of the watch and the bracelet. After graduating in 1990 from Mimar Sinan University, School of Interior Architecture, Hasip Kalaycıoğlu has worked and signed many projects and he has become one of our most important craftsmen. Over the recent years, together with Mustafa Eliaçık, he was recognized in terms of his contributions for the construction of the central buildings and their decorations, as well as his contribution at Ulysse Nardin boutique. In 2011, he assumed the job in the project for designing the gravures of this watch cover and the bracelet. Without a doubt, backgammon would probably be one of the most recreational activity during a Blue Voyage that a collaboration with Armaggan has been made and backgammons, bearing Armaggan signature,were manufactured by using very high quality equipment , with 99 limited pink gold version. Backgammon series which is manufactured as one of the most valuable units of Armaggan object collection, adapted in limited addition particularly with respect to Ulysse Nardin Blue Voyage collection. Backgammon series were produced from wenge and maple tree with master craftsmanship, backgammon chips shaped by buxus tree and the dices were made from camel bone that all make this series a unique masterpiece. Besides pink gold, also there 150 limited quantities are of 316 L steel version covered by blue rubber also available. This particular rare hand made product will always remain in the minds as a monument of appreciation to life and culture of the world given by a trade mark.
Şark Saatçilik Başkanı Mustafa Eliaçık GF’in sorularını yanıtladı. GF; Voyage blue Fikri nerden çıktı? M.E: Voyage Blue bildiğimiz Mavi Yolculuk demektir. Benim 15 senedir hobim Mavi Yolculuk. Çok sevdiğim bir şeydir deniz. Ama Mavi yolculuğa çıkmak apayrı bir deneyim. Mavi yolculuğa bir kere kendinizi kaptırısanız, bunu her sene istersiniz. Bu fikirle yola çıkarak Voyage Blue kararını verdim. Arkadaşım Hasip Kaplanoğlu’na Logoyu çizdirdim. Ve bu başlangıç oldu. Üzerine tarihte atmıştık. 11 Kasım 2011. O da Voyage Blue’nun amblemi oldu. Ulyse Narden’deki arkadaşlar ismi çok beğendiler. Hatta bu bizim ismimiz olsun dediler. Ama bu bizim bulduğumuz bir isimdi. Bizim verdiğimiz ismi onlar da kabul ettiler. İlk seriyi yaptık. Herkes çok etkilendi ve çok beğendi. Bu sene ikinci nesil Voyage Blue’yu yaptık. Onların da çoğu tükendi. Elimizde az bir miktar kaldı. İsim ve proje olarak doğru bir proje oldu. Daha önce Savarona limitli üretim saatlerimiz vardı.
GF: What is Voyage blue? M.E: As the name suggests ’Voyage Blue’ means Blue Voyage as we know. It is my hobby for 15 years. The sea is something I like very much; but, it is completely different experience to be in Blue Voyage. If you get involve with the Blue Voyage once, then, you want it every year. With this in mind, I have decided on Voyage blue. I asked my friend Hasip Kaplanoglu to make the logo and this was a start. We had put the date on; November, 11 2011. This, in turn, became the logo of Voyage Blue. Friends at Ulysse Narden liked the name very much. As a matter of fact, they wanted this name to be theirs; but, this was the name we found. They have accepted the name we found as well. We made the first series; everyone was Mustafa Eliaçık very impressed and liked very much. Now this year, we made the 2. generation Voyage Blue. Most of them sold out. Very few left. It was the right project in terms of name and the project. Earlier, there was limited manufactured Savarona watches.
GF; Savarona’dan da bahsedermisiniz? M.E: Savarona’nın o dönemki sahibi Kahraman Sadıkoğlu benim İsviçre’den tanıdığım birisidir. Bir gün Kahraman Bey’e bu fikri açtığımda o da çok destekledi. Savarona faal bir tekne ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten dolayı da bizim için çok özel bir yat. Savarona gemisinin içinde çok güzel bir davet verdik. Bir numaralı saatin kadranını değişik yaptırmıştım. O saati açık arttırma ile 100 bin Dolar’a sattık. Bunun gelirini de TEVİTÖL’e* bağışladık. Birinci parti iki ay içerisinde bitti. Birinci nesil siyah kadranlı idi. 99 tane altın, 150 tane çelik saat yapmıştık. İkinci nesil Savarona’nın kadranı mavi idi. Ve yine 99 Altın, 150 çelik saat üretildi. Toplamda 498 saatin hepsi satıldı. Ve Savarona’yı o noktadan sonra üretmedik. Koleksiyon değerini düşürmemek içinde üretmeme kararını aldık. Hala aranan, sorulan bir saat.
GF: Can you talk about Savarona too? M.E: The owner of the Savarona at that time, Kahraman Sadikoglu was someone I know from Switzerland. Someday, when I mentioned this idea to Mr. Kahraman Sadikoglu, he supported it as well. The Savarona is very active boat and because of Ghazi Mustafa Kemal Ataturk, it is very special yacht for us. Inside the Savarona, we had a nice invitation. I had the dial manufactured of the watch number one differently. We sold that watch for 100 dollars in auction. We have donated the proceeds to TEVITOL*. The fist group has been sold out in 2 months. The first generation had black dial. We had manufactured 99 gold, 150 steel watches. The dial of the second generation Savarona was blue and again 99 gold, 150 steel watches have been manufactured. In total, all 498 watches were sold. Beyond this point, we did not manufacture Savarona. Not to reduce the collection value, we have decided to discontinue manufacturing. It is still wanted and asked watch.
*
TEVİTÖL: Ülkemizdeki üstün zekâ ve özel yetenekli çocuklara, ihtiyaç
*
TEVİTÖL: In our country, for intelligent and talented children, it is the only institution
duydukları özel eğitimi lise düzeyindeki yaş grubuna, karma ve yatılı ola-
providing special education they need both mixed and boarding. In 1993, it was estab-
rak veren tek kurumdur. 1993 yılında, Sezai Türkeş tarafından kurulmuştur.
lished by Sezai Turkes. Since 2001, school education activities have been continued inside
2001 yılından bu yana, okul eğitim-öğretim etkinliklerini Türk Eğitim Vakfı
Turkish Educational Foundation.
bünyesinde sürdürmektedir.
el Haber
GF Turkiye
29
Bu ra Erso bugra erso
gf-turki e co
PORSCHE Yİ A CUNU A ALIN 30
2011 ılında RI ile işbirli ine giden Porsche Design ilk telefon odeli P 1 i çelik e İtal an deri tasarı ı ile sun uştu Yine P 1 için 24 a ar altın e altın renginde titan u gibi üksek kalitede ater allerle tasarlanan e 20 000 Euro dan satılan di er bir odel de dikkatleri ü erinde toplaıştı 201 ılında ise telefon grubuna ine çelik e he ti sah he de İtal an deri seçeneklerine sahip tasarı ı la P 2 i ekledi Şi dilerde ise bu aile e eni bir ü e eklendi Porsche Design P 23 Eylül tarihinde Londra Harrods’da tanıtımı yapılan BlackBerry’nin yeni Porsche Design P’9983, ikon haline gelmiş Porsche Design markasının benzersiz tasarımı ve BlackBerry 10 teknolojisinin deneyimi ile yaratılmış bir akıllı telefon. En üst seviyede materyallerin kullanıldığı telefon üstün verimliliğine ek olarak sıra dışı diyebileceğimiz kişiselleş kişiselleştirilmiş özelliklere sahip. Lüks sınıfındaki akıllı telefonlar arasında gerek fiyatı gerekse özellikleri ile hoş bir seçenek olarak yer alan P’9983’ün ilk etapta teknik detaylarına bir göz atalım. Teknik açıdan Q-10’un giydirilmiş versiyonu da diyebileceğimiz P’9983, 1.5GHz çift çekirdek Qualcomm MSM8960 işlemci, 2GB RAM, 3.1-inch 720x720 dokunmatik ekran, 2100mAh pil gibi özellikleri devam ettirirken, 64 GB dâhili bellek ve 128 GB’a kadar genişletilebilen GF Türkiye
İncele e
MikroSD girişi ile kendisini bir adım öne taşımış. 119 x67.1x10.55 mm ebadındaki 140gr telefonda ön ve arka olarak 2 kamera mevcut. Birincil kameramız olan arka kamera 8MP ve 3264 x 2448 piksele kadar resim çekebiliyor. Video çekimi ise saniyede 30 kare üzerinden 1080p. İkincil kameramız ise ön kısımda yer alıyor ve 2MP. Onun video çekimi ise saniyede 30 kare üzerinden 720p. Çizilmeye karşı safir cam kullanılan kameraların özellikleri arasında otomatik odaklama, LED flaş, yüz tanıma, HDR ve geo-taglama yer alıyor. 2G, 3G ve 4G uyumlu P’9983’ün 2100mAh’lik lityum iyon pili 288 saate kadar bekleme süresine sahip. Konuşma süresi ise 2G için 9 saat iken 3G de bu süre 14 saate çıkıyor. Buna ilaveten dilerseniz 45 saat boyunca müzik çalma imkânınız da mevcut.
TAKE THE PORSCHE INTO YOUR PALM In 2011, following a collaboration with RIM, Porsche Design had released the first telephone model P’9981 which was made of stainless steel and Italian leather. Another model of P’9981, sold for 20000 euro, had also called attention for bearing high quality materials like 24k gold and titanium in gold color. In 2013, the group had a new member added P’9982; this phone was also available in steel, with crocodile and Italian leather options. Nowadays, the famifami ly has a new Porsche Design P’9983. A new Porsche Design P’9983 smartphone from BlackBerry has been presented at Harrods in London on September 23rd, which was a combination of the unique design of the iconic Porsche Design brand and the experience of BlackBerry 10 technology. The phone integrates premium quality materials and in addition to highly efficient performance, it can be said that it has exceptionexception ally customized properties. First, let’s browse the technical details of P’9983 which is taking place as a pleasant option among the luxurious smartphones both by the price and by its features.
Gelelim P’9983’ü diğerlerinden farklı kılan özelliklerine; P’9983, tamamen Porsche Design kullanıcılarına yönelik benzersiz bir tanımlama sistemine sahip. 2AAXXXXX şeklinde özel bir Porsche Design PIN ID grup numarası sayesinde giriş yaptığınız anda diğer kullanıcılardan ayrı şekilde tanımlama yapılıyor. Profilinizin yanında görünen özel bir ikon sizin diğer kullanıcılardan farklı olarak bir Porsche Design kullanıcısı olduğunuzu tüm dünyaya ilan ediyor. Güvenli iletişimin esas olduğu P’9983’de gerek iş gerekse kişisel ihtiyaçlarınıza yönelik olarak, şifrelenmiş BBM™ anlık mesajlaşma sistemi kullanılıyor. Ayrıca email, metin, BBM, telefon görüşmeleri, sosyal medya gibi tüm iletişim sistemlerini tek bir yerde toplayan ve gereksiz zaman kaybını ortadan kaldıran BlackBerry® Hub sistemi ile tüm iletişim kanallarınızı kolayca organize edebiliyorsunuz.
It is not wrong to say that essentially BlackBerry’s existing Q10 phone is in fact P’9983 that has 1.5Hz dual core Qualcomm MSM8960 processor, 2GB RAM, 3.1” 720x720 touch screen disdis play, 2100mAH battery; however, if we continue over the techtech nical specifications, with the 64GB internal memory and up to 128GB MicroSD slot, P’9983 is one step ahead. The phone has dimensions of 119x67.1x1055mm. 140gr in weight and has 2 cameras, front facing and rear facing. The first camera is the one at the rear section and has 8MP (3264x2448) resolution. The video recording is based on 30fps and 1080p. The second camera is located in front of the phone and it is 2MP and has a video recording capacity of 30fps and 720p. Auto focus, LED flash, face detection, HDR and geo-tagging are among the features of the camera. For scratch protection, the cameras have sapphire lens. 2G, 3G and 4G compatible P’9983 has 2100mAh Lithium ion
Re ie
GF Turkiye
31
battery with 288 hr standby time. Talk time is 9hrs for 2G, yet it is 14hrs for 3G. Moreover, you can listen to the music for 45 hours.
32
P’9983’de bulunan Assistant hizmeti sayesinde e-posta, kişiler, takvim gibi uygulamaları sesli ya da yazılı komutlarla yönetebiliyorsunuz. Bu sayede önemli e-postaları cevaplama, bir toplantı planlama ya da yönerge alma, iletme gibi çalışmaları hızlı şekilde yürütebiliyorsunuz. Ayrıca sistem o anki durumunuza bağlı olarak cevap verecek kadar da akıllı. Örneğin arabada giderken Bluetooth bağlantısı yapmanız halinde sistem sizin ekrana bakamayacak durumda olduğunuzu anlayıp sizinle işitsel iletişime geçiyor. Porsche Design P’9983, şık, güçlü ve ışıldayan tasarımıyla hem iş hem de gündelik yaşamda rahatlıkla kullanabileceğiniz bir akıllı telefon. Arka kısmında kullanılan özel dalgalı cam teknolojisi ve güçlendirilmiş çelik gövde ile sağlam bir görüntü sergileyen P’9983’ün tuşları cam benzeri bir formda özel olarak tasarlanmış. QWERTY klavye formunda ışıl ışıl parlayan tuşların ebadı kullanım kolaylığı sağlayacak yeterlilikte. 3D efektindeki font karakterleri ile dikkat çeken telefonu İtalyan deri arka kapak seçenekleriyle renklendirerek kullanmanız da mümkün. Pastel tonlarda yumuşak bir görünüme sahip bu deri kapaklar için; sarı, mavimsi yeşil, koyu kahverengi, nar çiçeği, gri, salsa, mavi ve turuncu olmak üzere sekiz farklı renk seçeneğiniz mevcut. GF Türkiye
İncele e
Let’s get to the specific features that distinguish P’9983 from others: With respect to all Porsche Design users, P’9983 has a unique identification system. Porsche Design provides an exclusive Porsche Design PIN ID group- 2AAXXXXX sets you apart, and an icon next to your profile makes you instantly recognizable among other Porsche Design users throughout the world. P’9983 furnishes a security system through encrypted BBM instant messaging for your business and personal needs. Also, BlackBerry hub is the one place to manage all your communication systems like emails, texts, BBM, phone calls, social media and more; and hence, this will prevent time consuming tremendously. P’9988 assistant allows you to manage your emails, contacts, calendar through voice and text commands. It helps to execute tasks quickly such as responding to emails, scheduling a meeting or getting directions. Also, the system is intelligent enough to respond to you based on your situation. For example, when you are connected to Bluetooth in the car, it knows you can’t look at the screen and will interact with you through voice communication. Porsch Design P’9983, with its powerful, glowing and stylish design, is a smartphone that can easily be used in business and daily life. Strengthened steel body and the Wavy glass technology that is used over the back side make P’9983 durable; QWERTY keypad special glass-like shiny keys are adequate in size for an efficient use. While 3D effect font characters call attention, it is possible to attain Italian leather cases in 8 different color options; yellow, teal, dark brown, pomegranate, gray, salsa, blue and orange.
GPHG 2014 SAAT OSCARLARI 34
Saat dünyasının heyecan dolu ve prestijli yarışması olan Grand Prix de’Horlogerie de Geneve 31 Ekim 2014 akşamı gerçekleşti. 2001 yılından beridir 12 ana kategoride düzenlenen yarışma için ilk etapta 88 marka ve 240 model katıldı. Her bir markanın maksimum 6 saat ile katılabileceği yarışma için Haziran ayında 25 kişilik uluslararası jüri heyeti tarafından bir ön eleme gerçekleştirildi ve yarışacak saat sayısı her bir kategori için 6 aday üzerinden 72 adete düştü. Ön elemeyi geçen modeller, özellikle ‘Halk Jürisi Özel Ödülü’nü belirleyecek oylama için de oldukça önemli olan dünya turuna çıkartılarak sergilendi. Haziran ayından Ekim ayına kadar süren bir maratonun ardından 31 Ekim 2014 akşamı ödüller sahiplerini buldu. Cenevre’de düzenlenen ve yaklaşık 1500 konuğun yer aldığı tören Melanie Winiger ve Frédéric Beigbeder tarafından sunuldu. GPHG 2014 Jüri büyük ödülü olan “Aiguille d’Or”u (Altın İbre) Breguet’in Classique Chronometrie’si alırken, De Bethune, Urwek, Urban Jürgensen & Sonner, Voutilainen modellerinin tanınmış markalara ait modelleri geride bırakarak ödül kazanmaları da bağımsız saatçilerin güçlendiğinin göstergesi olarak gecenin dikkat çeken noktaları arasında yer aldı. GF Türkiye
Özel Haber
GPHG 2014 WATCH OSCARS Excellence, innovation and watchmaking expertise were duly rewarded on this Friday October 31st in the Grand Théâtre de Genève, on the occasion of the 14th Grand Prix d’Horlogerie de Genève (GPHG) prize-giving ceremony. In the first place, 88 brands and 240 models participated in 12 major categories for the competition. The first round of voting by an international jury of 25 people in June.serves to select 6 watches in each of the 12 categories. Those 72 watches are the pre-selected watches. The pre-selected watches take part in the rest of the competition and in the various exhibitions. The international jury of this edition 2014 of the GPHG handed out 16 prizes, including the supreme “Aiguille d’Or”, distinction, awarded to Breguet for the Classic Chronométrie model. Jointly hosted by Melanie Winiger and Frédéric Beigbeder, the ceremony was attended by around 1,500 guests including influential figures from the world of watchmaking, finance and politics, who congregated in Geneva. This 14th edition of the GPHG registered a record participation with representation from all the major watchmaking groups as well as a number of independent companies like De Bethune, Urwek, Urban Jürgensen & Sonner, Voutilainen.
Grand Théâtre
Ödül kazanlar bir arada.
35
Büyük Ödül “Aiguille d’Or” (Altın İbre): Breguet, Classique Chronométrie Kasa: Bilezik: Koleksiyon: Fiyat:
Pembe Altın Deri La Classique 39.000 CHF
“Aiguille d’Or” Grand Prix: Breguet, Classique Chronométrie
Özel Haber
GF Turkiye
2014 GRAND PRIX DE’HORLOGERIE DE GENEVE’DE ÖDÜL KAZANAN SAATLER
Bayan Saati Ödülü Blancpain, Women Off-centred Hour Kasa: Bilezik: Koleksiyon: Fiyat:
Kırmızı Altın Deri Kadın 30.800 CHF
Yüksek Seviyede Mekanik
Bayan Saati Ödülü
Erkek Saati Ödülü
Christophe Claret, Margot
Urban Jürgensen & Sonner, Central Second
Kasa: Bilezik: Koleksiyon: Fiyat:
Beyaz Altın Deri 20 adet limitli 278.000 CHF
Kasa: Bilezik: Koleksiyon: Fiyat:
Pembe Altın Deri UJS Ref 11 49.000 CHF
Ladies’ Watch Prize: Blancpain, Women Off-centred Hour
Ladies’ High-Mech Watch Prize: Christophe Claret, Margot
Men’s Watch Prize: Urban Jürgensen & Sonner, Central Second
Kronograf Saat Ödülü
Tourbillon Saat Ödülü
Takvimli Saat Ödülü
De Bethune, DB29 Maxichrono Tourbillon
Grönefeld, Parallax Tourbillon
36
Kasa: Bilezik: Koleksiyon: Fiyat:
Pembe Altın Deri 20 adet limitli 270.000 CHF
Chronograph Watch Prize: De Bethune, DB29 Maxichrono Tourbillon
GF Türkiye
Özel Haber
Kasa: Bilezik: Koleksiyon: Fiyat:
Kırmızı Altın Deri 28 adet limitli 167.250 CHF
Tourbillon Watch Prize: Grönefeld, Parallax Tourbillon
A. Lange & Söhne, Richard Lange Perpetual Calendar “Terraluna” Kasa: Pembe Altın Bilezik: Deri Koleksiyon: Richard Lange Fiyat: 216.800 CHF Calendar Watch Prize: A. Lange & Söhne, Richard Lange Perpetual Calendar “Terraluna”
2014 GRAND PRIX DE’HORLOGERIE DE GENEVE PRIZE LIST
Alarmlı Saat
dülü
Hublot, Classic Fusion Cathedral Tourbillon Minute Repeater Kasa: Bilezik: Koleksiyon: Fiyat:
Titanyum Deri 99 adet limitli 230.000 CHF
Striking Watch Prize: Hublot, Classic Fusion Cathedral Tourbillon Minute Repeater
İstisnai Mekanik Saat Ödülü Urwerk, EMC Kasa: Çelik, titanyum Bilezik: Deri Fiyat: 118.000 CHF Mechanical Exception Watch Prize: Urwerk, EMC
“Petite Aiguille” (Küçük İ re) dülü Seiko, Grand Seiko Hi-Beat 36000 GMT Kasa: Bilezik: Koleksiyon: Fiyat:
Çelik Çelik 600 adet limitli 7.750 CHF
“Petite Aiguille” Prize: Seiko, Grand Seiko Hi-Beat 36000 GMT 37
Spor Saat Ödülü
Mücevherli Saat Ödülü
Zenith, El Primero Lightweight
Bulgari, Diva High Jewellery Emeralds
Kasa: Bilezik: Koleksiyon: Fiyat:
High tech Kanvas 250 adet limitli 17.500 CHF
Sports Watch Prize: Zenith, El Primero Lightweight
Kasa: Bilezik: Koleksiyon: Fiyat:
Beyaz Altın Beyaz Altın Diva 620.000 CHF
Jewellery Watch Prize: Bulgari, Diva High Jewellery Emeralds
Sanatsal El İşçili i Saat Ödülü Voutilainen, Hisui Kasa: Platin Bilezik: Deri Koleksiyon: 1 adet limitli Fiyat: 225.000 CHF Artistic Crafts Watch Prize: Voutilainen, Hisui
Özel Haber
GF Turkiye
“Revival” Saat Ödülü (Yeniden ayat Bulan) Omega, Speedmaster “Dark Side Of The Moon” Kasa: Bilezik: Koleksiyon: Fiyat:
Seramik Kanvas Speedmaster 10.800 CHF
“Revival” Watch Prize: Omega, Speedmaster “Dark Side Of The Moon”
Yenilikçi Saat Ödülü Urwerk, EMC Kasa: Çelik, Titanyum Bilezik: Deri Fiyat: 118.000 CHF Innovation Watch Prize: Urwerk, EMC
Özel Halk Ödülü Breguet, Classique Dame Kasa: Beyaz Altın Bilezik: Deri Koleksiyon: Classique Fiyat: 25.900 CHF Uluslararası sergiler ve internet aracılığıyla oy kullanarak halk tarafından seçilen saat. Public Prize: Breguet, Classique Dame Favorite watch selected by public with their votes cast on internet and at the international exhibitions.
38
Özel Jüri Ödülü Walter Lange, büyük dedesi Ferdinand Adolph Lange tarafından 1845 yılında Saksonya bölgesinde kurulmuş olan A.Lange& Söhne markasının canlanmasını sağladı. Special Jury Prize: Walter Lange A.Lange& Söhne’s founder Walter Lange received a lifetime achievement award.
GF Türkiye
Özel Haber
Explore the Energy of Creation
MEN´S LOCK BRACELET Black Diamonds, Emeralds, 18K Rhodium Plated White Gold
GREENWICH ZORLU ZORLU CENTER MALL - BESIKTAS ´ ´ TEL: 0 212 353 63 47 zorlu@greenwich.com.tr
GREENWICH PALMARINA BODRUM NO : F100 TEL: 0 252 385 36 21 palmarina@greenwich.com.tr
GREENWICH NEXT LEVEL AVM NEXT LEVEL AVM - ANKARA TEL: 0 312 219 96 15 info@greenwich.com.tr
GREENWICH ARMADA ARMADA MALL - ANKARA TEL: 0 312 219 12 89 armada@greenwich.com.tr
GREENWICH FLYINN SAPPHIRE NO : 48, 51/A - BAKIRKÖY TEL: 0 212 663 28 28 info@greenwich.com.tr
2014 GRAND PRIX D’HORLOGERIE DE GENÈVE’DE PETITE AIGUILLE ÖDÜLÜNÜ KAZANDI! 2001 ılından bu ana organi e edilen e artık gelenekselleşen Grand Pri d Horlogerie de Gen e arış ası Basel orld Fuarı gibi saat apı cılı ı tak i inde ne li bir tarihe sahip
40
Horoloji dünyasının ‘Oscarları’ olarak bilinen “Grand Prix d’Horlogerie de Genève” ödül töreni, 31 Ekim 2014’te Grand Theatre de Geneve’de gerçekleşti. Çoğu Tourbillon, Chronograph ve Mücevher gibi çok özel kategorilerde toplam 17 ödülün sahiplerini bulduğu yarışmada, “Petite Aiguille” kategorisi, diğerlerinin aksine, 8.000 İsviçre Frank’ının altındaki her türden saate açık olduğundan çok fazla başvuru aldı. Zorlu bir kategori olarak tanımlanan “Petite Aiguille”de yarışan saatler günlük kullanıma uygun olduğundan her birinin belirli bir stil ya da fonksiyon için kazanabilme şansı vardı. Saat ve lüks ürün uzmanlarından oluşan 25 kişilik jüri tarafından Grand Seiko
SEIKO WON THE “PETITE AIGUILLE” PRIZE AT THE 2014 GRAND PRIX D’HORLOGERIE DE GENÈVE! Grand Prix d’Horlogerie de Genève contest which is organized since 2001 and immediately became traditional is now firmly established, alongside the Baselworld Fair, as one of the key dates in the watchmaking calendar. On October 31, the 2014 Grand Prix d’Horlogerie de Genève award ceremony which known as the “Oscars” of the horology world took place at the Grand Theatre de Genève. 17 awards were made in total, most of which rewarded watches in specific categories such as “Tourbillon”, “Chronograph” and “Jewellery.”The “Petite Aiguille” category, in contrast, was open to any watch of any type under Sfr 8,000 in price and, as usual, attracted a large entry. The watches in “Petite Aiguille” category which defined as a challenging category are also everyday-wear watches, each one could win for a specific style or function. From the short list of six, the jury of 25 watch and luxury experts selected the Grand Seiko Hi-Beat 36000 GMT Limited Edition as the winner. For over half a century, Grand Seiko has been the very best of Seiko, and to see its beauty, durability, legibility and watchmaking excellence recognised by the most prestigious award in the industry is the greatest possible tribute to the Grand Seiko watchmakers and designers, past and present, who have dedicated their skill and talent to the creation of this remarkable collection. The watch that won the “Petite Aiguille” award was first revealed at Baselworld 2014. It is the Hi-beat 36000 GMT Limited Edition (SBGJ005). In both performance and appearance, it expresses the very best of Seiko’s mechanical watchmaking. The caliber has a high accuracy of +5 to -3 seconds a day and a power reserve of 55 hours. It is the perfect watch for the international traveler. The GMT hand can be used as a dual time indicator with the hour hand being adjustable independently as the time of day hands continue to mark time.
GF Türkiye
Haber
Grand Prix d’Horlogerie de Genève
Hi-Beat 36000 GMT Limited Edition modeli, 6 finalist arasından bu kategoride 1.lik ödülüne layık görüldü. Yarım asırdan bu yana, “Seiko’nun En İyisi” olarak tanımlanan Grand Seiko’nun hassasiyeti, dayanıklılığı, okunaklılığı ve saat yapımcılığındaki mükemmelliği ile saat endüstrisindeki en itibarlı organizasyonda ödül alması, kendi yeteneklerini bu olağanüstü koleksiyona adayan Grand Seiko ustaları ve tasarımcıları için büyük bir övünç kaynağı oldu. İlk olarak Baselworld 2014’te tanıtılan Hi-beat 36,000 GMT Limited Editon, hem görünüm hem de performans olarak, Seiko’nun mekanik saat yapımcılığındaki mükemmelliğini yansıtıyor. Özellikle uluslararası seyahat edenler için ideal olan bu saat günde +5/-3 saniyelik yüksek hassasiyetteki kalibre, 55 saatlik güç rezervine sahip. Akrebin bağımsız bir şekilde ayarlanabilmesi sayesinde GMT ibresi ikinci bir zaman göstergesi olarak da kullanılabiliyor.
Burcu Gürtürk burcu gurturk gf-turki e co
L KS ŞA PANYA TURLARI İLE FRANSA DA RO ANTİ E DOYACAKSINI
42
Dün a da sa ılı Türki e nin AirBroker lık alanında faali et g steren ilk e tek şirketi olan H C AIRBROKERS 2004 ılı itibarı ile başladı ı uçak alı satı e kirala a hi etlerini başarı la sürdürürken 2012 ılı itibarı ile ha ırladı ı el turları ile de dikkatleri çek e e başladı H C Tra el adı altında dü enledi i turlarla Türk turi ine eni bir soluk getir e i a açla an şirket tur operat rlerinden e a olcularından gelen talepler do rultusunda istenilen destinas onlara uçak hi eti de sa lı or HMC Travel, Mykonos ve Balkanlar başta olmak üzere pek çok destinasyona, münferit ya da gruba özel turlar düzenliyor. GF’in bu sayısında HMC Turizm Danışmanlık’ın ortağı Hande Oğuz ile HMC Travel turları içinde en dikkat çekici olanlarından “Şampanya Turu” hakkında bilgi aldık. Fransa bağları sizi çağırıyor Hande Oğuz “Şayet şaraba ve şampanyaya özel bir ilginiz varsa ve bu kez tatilinizi her zamankinden biraz daha farklı ve özel bir şekilde geçirmek istiyorsanız sizi Şampanya Turu’na bekliyoruz. Turumuz elbette ki şarap denildiğinde akla gelen ilk ülkelerden olan Fransa’yı kapsıyor.” diyor. Ünlü Şampanya Caddesi ve Manzara Turu Şampanya turu, şampanya bölgesini gezip görerek hoş vakit geçirmek ve dinlenmek isteyenler için. Şampanya ile ilgili görülmesi şart olan yerlerin yanı sıra, fıçı imalatçıları gibi bir kaç ekstra görülmeye değer durak için de yeterli zamanız oluyor. Fransa’da Romantizm Turu, size tatiliniz boyunca yorgunluğunuzu atıp rahatlamanız için lüks otelinizin Spa’sından yararlanma imkânı da sunuyor. Cote des Blancs , Epernay, Hautvıllers, Reims Katedrali, Montagne de Reims tura dahil edilen gezilecek belli başlı yerler arasında. Hande Hanım özellikle Reims’e dikkat çekiyor. “Reims, dünyanın en GF Türkiye
el haber
ünlü şampanya markalarına ev sahipliği yapıyor. Şehir turu süresince, Veuve Cliquot, Taittinger, Pommery, Mumm, Roederer gibi büyük şampanya evlerini görmek mümkün oluyor.” Şampanya turunda bir diğer önemli nokta Artisan fıçı atölyesi gezisi. Bu fıçı atölyesi geleneksel şampanya fıçısı yapımında en yenilikçi olanı. Sahibi Jerome, Oenology (Sarap bilimi) eğitiminin ardından aile şirketinin başına geçmiş. Fıçı yapımı süreci olağanüstü ilginç. Tur, bu fıçılardan birinde yıllanmış bir bardak şampanya ile tamamlanıyor. Gerçekten harika bir deneyim! Şampanya rotasında bir diğer önemli durağın Scenic Route du Champagne olduğunu dile getiren Oğuz, “Üzüm bağlarını ve tablo gibi köyleri göreceğiniz Scenic Route du Champagne gezisi hafızalarınızdan kolay kolay silinmeyecek bir görsel şölen sunuyor” diyor. Ek bilgi olarak sunalım ki gezi, Moet & Chandon ziyareti ile de taçlanıyor. Şampanya turları her Perşembe ve Pazar çıkışlı olmak üzere haftada iki kez yapılıyor. HMC Turizm Danışmanlık ortağı Hande Oğuz “Kataloglarda bulamayacağınız yerlere, özel turlar departmanımızla yapacağınız görüşme sonucunda size veya şirketinize hazırlanacak programlar ile keyifli bir gezi hayal edin, biz de gerçekleştirelim” diyor. Kısacası HMC ile sınır hayal gücünüz…
Emre Namyeter 2014 Ahşap üstüne karışık teknik. Çağla Çabaoğlu Galeri
Hande Oğuz
ROMANTICISM IN FRANCE, LUXURIOUS CHAMPAIGN TOURS While HMC AIRBROKERS, one and only Air Broker company in Turkey and one the few ones in the world, has been successfully continuing their service in buying- selling- leasing planes since 2004, they have been also getting attention by their private tours started in 2012. The company aims to bring a new vision to Turkish tourism with their tours operated under the name of HMC Travel and provides plane services to the desired destinations meeting the demands of the customers and tour operators. Primarily Mykonos and Balkans, HMC Travel organizes private or group tours to many destinations. For this issue of GF we got some information from Hande Oguz, the copartner of HMC Tourism Consulting, about the “Champaign Tours” which is the most attractive one among HMC travel tours. French vineyards calling you Hande Oguz says, “ If you have a special interest in wine and champagne and would like to spend your vacation in a different and special way, we are expecting to see you on the Champagne Tour. Off course, our tour consists of France, the first country comes to our minds when we say wine.” Famous Champagne Boulevard and Scenic Tour Champagne tour is for those who want to enjoy the Champagne Region and relax. Besides the must see locations related to champagne, you will have enough time for some extra visits worth of seeing stops like barrel makers. Romance in France Tour also offers the opportunity of enjoying and relaxing at the Spa of your luxury hotel during your vacation. Tour consists mainly of, Cote des Blancs , Epernay, Hautvıllers, Reims Cathedral, Montagne de Reims. Ms Hande directs our attention especially to Reims. “ Reims is the home
of the most famous champagne brands. During the sightseeing tour, it is possible to see the big champagne houses such as Veuve Cliquot, Taittinger, Pommery, Mumm, Roederer .” Another important point of the Champagne tour is a visit to an artisanal coopery . This one is the latest in making the traditional barrels in Champagne. The owner Jerome took over the family factory after taking Oenology (wine science) education. The barrel making process is quite interesting. The tour is ended with a glass of champagne. Wonderful experience! On the way to Champagne, another important stop is Scenic Route du Champagne as so mentioned by Oguz and says ‘we will see vineyards and villages like in painting during Scenic Route du Champagne trip is offering a visual feast that you will never forget.’We would like to mention as an extra information that the trip is crowned with a visit to Moet & Chandon. Champagne tours are done twice a week as every Thursday and Sunday. The copartner of HMC Tourism Consulting Hande Oguz says ‘To the places you cannot find in the catalogues, after getting in touch with our special tours department, imagine a pleasant trip with the programs we will prepare for you or for your company, and let’s make it work.’ In short, the border with HMC is your imagination…
el haber
GF Turkiye
43
44
YETENEK YARATICILIK VE LÜKSÜN KE EL BİRLEŞİ İ Rotap/ Sarrafians ın üce her e ob eleri Skor hedefli de il sanat hedefli bir anla ışla üretilior BUCHARA DAGGER engin bir g le e ha al gücü ile beslen iş aratıcılı ın tecrübeli sanatçılarla işbirli inden do uştur Tasarımcıya göre ‘Sanat, zıtlıkların uzlaşması ‘ Sanat yönetmeni ve yaratıcı tasarımcı, bu hançeri tasarlarken ailesine ait ipek bir Buhara kaftanından esinlenmiştir. Desenin ana unsuru olan akantus yaprakları, el oyması ile 90 günde uygulanmıştır. Akantus sonsuzluğu, hançere sarılan yılan ise akıl, bilgelik ve feraseti temsil etmektedir. Tasarımdan mücevher haline gelene kadar 6 farklı uzman tarafından çalışılmıştır. Yapımı 390 gün süren el yapımı hançerde 3114 adet pırlanta 18 ayar altın üzerine 45 günde mıhlanmıştır. 16 parçadan oluşan objede 9 kez cila işlemi uygulanmıştır. GF Türkiye
Özel Haber
THE PERFECT COMBINATION OF TALENT, CREATIVITY AND LUXURY They are being produced in a manner of “art targeted“ not “scor targeted”. BUCHARA DAGGER has been born with the cooperation of a broad observation and creativity fed by imagination, and experienced artists. “Art is the negotiation of contrasts”, according to the designer... Artistic director and creative designer was inspired by a silk Bukhara Kaftan while he was designing this dagger... Hand engraved acanthus leaves, the main factor of the design, has been applied in 90 days. While the acantus symbolizes eternity, the snake wrapped around the dagger symbolizes intelligence, wisdom and foresight. Starting from gouache sketches to transforming a jewelry, 6 different expertises have worked on this project... Complately hand made dagger design has been implemented in 390 days. 3114 diamonds have been transfixed on 18K gold in 45 days. Object that is formed by 16 pieces has been complated with 9 times polishing process.
KURŞUN KALE LE YA IL IŞ BİR TARİH
FABER-CASTELL İN 250 YILI
Uzun ve başarı dolu geçmişi kadar sosyal sorumluluk ve ekolojik girişimciliği ile önemli bir yere sahip. Kuruluş tarihi 1761 olan Faber-Castell kırtasiye üreticisi firma olarak Almanya’nın en eski firmaları arasında yer alıyor. Bugün alanında dünya lideri olan firma dünya çapında 14 farklı yerde üretim yaparken memleketine sadık bir şekilde bağlılığını sürdürüyor. Ana merkez her zaman Nürnberg yakınlarındaki küçük Stein şehri idi ve halen de değişmedi. Stein şehrinin gelişmesi de şirketin büyümesi ile doğru orantılı. Şirket çalışanları için ilk kilise, ilk çocuk yuvası ve yüzme tesisini Faber-Castell inşa etti. Faber-Castell’in kurucusunun rolü, şu an sekizinci nesilde yönetilen şirketi hala kırmızı bir çizgi gibi önemli ölçüde etkilemeye devam ediyor. Gerçi Faber-Castell kurşun kalemi icat etmedi ama kalemin tasarımını önemli ölçüde etkiledi. Bugün uluslararası norm olarak her yerde kabul edilen altıgen formu Faber-Castell bulmuştur. Hem yalın hem de dahi bir tasarım ile kalemlerin o zaman eğri olan okul masalarından kaymasını önlemek amacıyla tasarlamıştı. Faber-Castell ayrıca kurşun kalemlerin ölçülendirilmesi konusundaki itici güç olmuştur. Bugün kullandığımız kalemlerin ölçülendirilmesi ve standardize edilmesini Stein’deki çalışmalara borçluyuz. GF Türkiye
Ustalara Sa gı
Faber-Castell’in inovatif gücü ve öncü rolü günümüze kadar etkisini kesintisiz olarak sürdürmektedir. 1992 yılında şirket bir ilke daha imza atarak bu defa da çevreci kurşun ve renkli kuru kalem üretimine adım attı. Faber-Castell gerekli hammadde ihtiyacını, sertifikalı sürdürülebilir tarım ve ağaç üretimi yapan Brezilya ve Kolombiya’dan temin etmekteydi. Firma işveren olarak çalışanlarının sosyal güvenceleri ve haklarını 1844 yılında kurdukları İş-Sigortası kapsamında güvence altına aldı. Bu sosyal güvence sistemi tüm üretim merkezlerinde geçerlidir.(2000). Faber-Castell ana işi olan kurşun ve renkli kuru kalem üretimi dışında başka alanlarda da çok başarılı olmuştur. Örneğin tükenmez kalemi üreten ilk Alman şirketi yine Faber-Castell olmuştur. En önemli girişimlerinden biri de kozmetik sektörüne de adım atmış olmasıdır. Bu segmentte özellikle Make-Up kalemleri, göz kalemleri ve dudak kalemleriyle önemli bir yer almaktadır. “1761’den beri Faber-Castell”çeyrek bin yıllık şirket tarihi bir kitapta Bu köklü Alman Şirketi’nin tarihi üzerine elbette daha çok şey yazılabilir, yazıldı da. Faber-Castell 2011 yılında 250. yıl dönemi kutlamalarını
Fotoğraflar © aber-Castell since 1761 / Collection Rolf Heyne
46
Herkes Faber-Castell in ü erinde sa aşçı ş al e otifli kurşun e kuru bo a kale lerini tanı or Nürnberg Stein da bulunan bu k klü şirket arka kale üreti i konusundaki ilk tedarikçi di Bugün Faber-Castell kurşun e renkli kuru kale üreticisi olarak dün a lideri
250 YEARS OF FABER-CASTEL A HISTORY WRITTEN WITH A PENCIL
47
E er one recogni es the arrior knight oti e pencils and colored pencils of Faber-Castell Located at Nurnberg Stein this ell established co pan as the first supplier of anufacturing pencils in trade ark concept Toda Faber-Castell is the orld leader as pencil and colored pencil anufacturer The ha e an i portant place in ter s of long duration and a er successful past and for their social accountabilit and ecologic entrepreneurship Established in 1761, Faber-Castell is taking place as one of the oldest companies of Germany in manufacturing material for stationaries.The world leader in its field, while manufacturing in 14 different locations worldwide, continues to show its faithful adherence to its country. The headquarters was always in the little city Stein close to Nurnberg and it is still the same. The growth of the city is directly proportional to the growth of the company. It is the first church, the first kinder garden for the workers and
Faber-Castell build the first swimming pool. The role of the founder of Faber-Castell is still affective in important scale like a route to follow underlined in red, even though the company is managed by the eighth generation. Actually, Faber-Castell did not invent the pencil, but they had considerable affect in the design of the pencil. Today, the hexagon format, that is accepted as international norm everywhere was found by Faber-Castell. This design both simple and genius had been due to prevent pencils sliding
Anton-Wolfgang Graf von Faber-Castell
Faber-Castell since 1761 Collection Rolf Heyne, 2013 520 Sayfa, 600 Resim
Respect for the
asters
GF Turkiye
48
yaptı. Bu vesileyle de kendi tarihiyle yakından ilgilenmek ve 250 yıllık Faber-Castell geçmişine ithafen“Faber-Castell 1761”adlı eser ortaya çıktı. Varis ve şirket yetkilisi Anton Wolfgang Graf von Faber-Castell kitabın yayınlanmasına, yazıların büyük bir çoğunluğunu kendi kaleme alarak, aile ve şirket arşivlerini yayın evine açarak doküman ve fotoğrafların kullanılmasına yardımcı oldu. Çok sayıda resimlerin yer aldığı kitap, yüksek kalite keten kumaş kaplı olup ve tıpkı savaşçı şövalyesi gibi markanın koyu renk yeşili ile tasarlanmıştır. 500 sayfalık bu yapıtta kalem üreten firmanın köklü ve hareketli geçmişi hem detaylı hem de kolay anlaşılır bir üslup ile anlatılıyor. İçerikler kronolojik sıraya ve Faber-Castell ailesinin sekiz nesillik aile tarihine göre hazırlandı. Böylece şirket tarihi sadece objektif bir tarzla değil, bazı trajik, bazı parlak hayat hikâyelerine sahip olan bir ailenin nasıl çalışkanlığı, yaratıcılığı, ticari yetenekleri sayesinde marangozluktan Avrupa’nın en saygın aileleri arasına girdiğini anlatıyor. GF Türkiye
Ustalara Sa gı
‘Faber-Castell since 1761’ The history of quarter millennium company in one book On this old, well established German company’s history, there is a lot to write and even already had been written. Faber-Castell celebrated the 250. year anniversary in 2011.With this respect, to know their history closer, and as a tribute to 250 year past of Faber-Castell, a book ‘Faber-Castell 1761’ was published. The successor and the company personnel Anton Wofgang Graf from Faber-Castell made contribution in publishing the book by doing most of the writing himself for the book, opening the company archives to the publisher and helping for the use of documents and photographs. The book contains too many pictures and has high quality linen fabric cover and also it is designed in dark green like the trade mark’s warrior knight. In 500 page book, the deep rooted and active past of pencil manufacturing company has been described in detailed and easily understandable manner. The contents are prepared in chronological order and according to the eight generation of Faber-Castell family. In that respect, the company history is explained not only in objective manner, but also having some tragic, some bright life stories of a family, owing to their hard work,creativity, business talents from carpentry to their place among Europe’s most respected families.
Fotos © Faber-Castell since 1761 / Collection Rolf Heyne
down from tables since the tables were curvy in schools at that time. Faber-Castell also became a driving force in the sizing of pencils. The size of the pencils we use today is owing to the standardization work held in Stein back then. The Faber-Castell’s pioneering role and innovative force continue to have impact even today. In 1992, the company signed another first and stepped forward into the manufacture of eco friendly pencil and colored pencils. Faber Castel was obtaining the necessary raw material from certified agriculture and tree producers of Brazil and Colombia. The company, as employer, insured the employees’ social rights under work-insurance coverage they generated in 1844. This social security is valid at all production centers(2000). Faber-Castell has been very successful at different fields, besides their main business the manufacturing pencils and colored pencils. For example, Faber castell is the first German company to manufacture the pen. One of the most important efforts is that they stepped in the cosmetic sector too. In this category, make up pencils, eye pencils and pencils for lips are taking important place.
Miami’s most anticipated new address in the center of the world’s most exuberant lifestyle destinations. Steps away from the newly designed Museum Park, worldclass museums of ar t and science, the Per forming Ar t Center, as well as an array of luxur y shopping and fine dining.
ORAL REPRESENTATIONS CANNOT BE RELIED UPON AS CORRECTLY STATING THE REPRESENTATIONS OF THE DEVELOPER. FOR CORRECT REPRESENTATIONS, MAKE REFERENCE TO THIS BROCHURE AND TO THE DOCUMENTS REQUIRED BY SECTION 718.503, FLORIDA STATUTES, TO BE FURNISHED BY A DEVELOPER TO A BUYER OR LESSEE. Broker is not affiliated with the Developer, nor is Broker the exclusive listing agent of Units in the Condominium. Broker is an independent real estate broker seeking buyers interested in the project. This is not intended to be an offer to sell, or solicitation to buy, condominium units to residents of any jurisdiction where prohibited by law, and your eligibility for purchase will depend upon your state of residency. This offering is made only by the prospectus for the condominium and no statement should be relied upon if not made in the prospectus. The sketches, renderings, graphic materials, plans, specifications, terms, conditions and statements contained in this brochure are proposed only, and the Developer reserves the right to modify, revise or withdraw any or all of same in its sole discretion and without prior notice. All improvements, designs and construction are app subject to first obtaining the appropriate federal, state and local permits and approvals for same. The photographs contained in this brochure may be stock photography or have been taken off-site and are used to depict the spirit of the lifestyles to be achieved rather than any that may exist or that may be proposed, and are merely intended as illustrations of the activities and concepts depicted therein. Actual views may vary and certain views may not be available in all units. Views shown cannot be relied upon as the actual view from any particular unit within the condominium. Prospective purchasers should be aware that any view from the condominium property may in futu be limited or eliminated. Developer hereby gives notice to prospective purchasers that developer in no manner guarantees the continuing existence of any view the future from the condominium property. Further, developer hereby gives notice to prospective purchasers that developer makes no commitment or representation concerning the development of any property in proximity to, or visible from, the condominium property. Unit pricing and features subject to change without notice. Interior photos and renderings shown may depict options and upgrades and are not representative of standard features and may not be available for all model types.
g
se
re y ed d n w he
D NYA DIŞINDA İNSAN EKASIYLA EŞDE ER BAŞKA EKA YOKSA E RENİN EN DE ERLİ BEŞ SAAT ARKASINDAN BİRİSİ
PATEK PHILIPPE 175 YAŞINDA Tutkulu, gerçek bir aşk hikayesinin olmadığı yerde, evrensel değerde bir isim yaratmanız mümkün değildir. 51
IF THERE IS NO E TRATERRESTRIAL INTELLIGENCE E UI ALENT TO INTELLIGENCE OF ANKIND ONE OF THE OST ALUABLE FI E WATCH BRANDS IN THE UNI ERSE
PATEK PHILIPPE IS 175 YEARS OLD It is not possible to create a universal brand name without having a passionate, true love story.
Respect for the
asters
GF Turkiye
Bu ıl 175 aşını kutla akta olan PATEK PHILIPPE i de b le bü ük bir aşka sahip de işik ha at hika elerinden a a ortak bir sanatın icrasından gelen iki aratıcı genç kurdu Antoine Norbert de PATEK e ean Adrien PHILIPPE Hikayemiz; 1812 yılının 12 haziran günü Antoni PATEK’in güney Polonya’da Piaski’de (Lublin Voyvodalığına bağlı) doğumuyla başlıyor. Babası Joachim PATEK, 1828 yılında Varşova’da ölünce, Antoni, üzüntüsünden 16 yaşında Polonya Süvari birliklerine katılır. 4 Nisan 1811 tarihinde, Bohemya Semonice’de Jean ve Catherine Czapek’in oğlu Frantisek Czapek doğdu. 28 kasım 1830 tarihinde, bir Ulusal Güvenlik memuru olarak Kasım Ayaklanması’na katılır. Yetişmiş bir saat ustasıdır. 1815 yılının 16 nisan gününde, değerli saat ustası Jean Antoine PHILIPPE ve Marie Jean Catherine’in oğlu, La Bazouche-Gouet’de Paris’in 90 km kadar güneyinde doğar. İki kız ve iki erkek kardeşi vardır. 3 Ekim 1831’de Antoine Norbert de PATEK, Virituti Militari” Golden Cross” Polonya ordusunun en yüksek”üstünlük” madalyasıyla ödüllendirilir. 1835 yılında Antoine Norbert PATEK, Varşova’yı batı
istikametinde terk ettikten sonra ilk olarak Bamberg Almanya’ya yerleşir ve burada Polonyalı ilticacılar topluluğunu denetler. Daha sonra, Cahor, Amien ve Paris’e de uğradıktan sonra, Cenevre’nin birkaç kilometre ilerisinde küçük bir kasaba olan Versoix’a ulaşır. Jean Adrien PHILIPPE, 1833 yılında, saat ustası olmak amacıyla memleketini terk eder ve yolculuğunda bir süre Fransa’ya yerleşir.1836 da eğitimini Le Havre’da tamamlar ve buradan Londra’ya geçer. Tekrar Fransa’ya döndüğünde tercihi Versailles olur ama burada da işler hayal kırklığı yaratır. 1845 yılında Antonine Norbert PATEK tarafından, büyük tutku ve aşkla bağlı oldukları zanaatlarını birlikte icra etmeleri için Cenevre’ye davet edilir. 1877 yılında ölmeden önce Antoine Norbert PATEK,San Marino Cumhuriyeti’nin kurucusu ünvanını alır (Güney Rimini’ye bağlı bu bölge, 1862 den beri İtalyan’ın koruması altındaydı) Jean Adrien PHILIPPE, 24 temmuz 1890 yılında Legion d’Honor şövalyesi ünvanını ve 8 kasımda da, Cenevre Fransız Büyük Elçisi’nden üstün işlenmiş madalyasını alır. Cenevre’deki Fransız
52
This ear celebrating 175 birthda PATEK PHILIPPE as found b t o inno ati e oungsters Antoine Norbert de PATEK and ean Adrien PHILIPPE ho had passion ith different life stories et ere both co ing fro co on professional acco plish ents Our story starts with the birth of Antoni PATEK on the day of June the 12th in 1812 at Piaski(under the rule of Lublin warlord) in south Poland. In 1828, when his father Joachim PATEK died in Warsaw, grieving Antoni at the age of 16, joined the Polish chevalier union. At the date April, 4 1811 in Bohemia Semonice, Jean and Catherine Czapek’s son Frantisek Czapek was born. At the date November, 28 1830, as a national security officer, he participated in November insurgence. He is an experienced watch master. On the day April 16 of the year 1815, famous watch craftsman Jean Antoine PHILIPPE and Marie Jean Catherine’s son was born at La Bazouche-Gouet a place about 90km south of Paris. He had two sisters and two brothers. On October 3, 1831, Antoine Norbert de PATEK was honored with a medal Virituti Militari ‘Golden Cross’ that is the highest ‘excellence’ award of the Polish army. In the year 1835, Antoine Norbert PATEK left Warsaw in western direction and arrived in Bamberg, Germany where he settled and here, he inspected Polish defectors’ commu-
GF Türkiye
Ustalara Sa gı
nity. Later on, along the way, after visiting Cahor, Amien and Paris, he arrives in Versoix a small town, a couple of kilometers away from Geneva. In 1833, Jean Adrien PHILIPPE leaves his home town to become a watch craftsman and during his journey, temporarily, he settles in France. He completes his education at Le Havre and travels to London. When he returns back to France, he prefers Versailles but here too the things disappoint him. In 1845, he is invited to Geneva by Antonine Norbert PATEK to carry out their profession they love passionately. In 1877, prior to his death, Antoine Norbert PATEK was titled as the founder of the Republic of San Marino (Since 1862, this territory, a part of Rimini, has been under the control of Italy). Jean Adrien PHILIPPE, on July 24, 1890, was titled with Legion of Honor in Chevalier category and November 8 of the same year, he was awarded with a highest honorary medal by the French ambassador. He also had many titles for his activities; such as, a member of senior delegation of the French society at Geneva, president of mis-
54
MARKA I
YARATTI I YE İLİKLER E ATE TLERİ
1845 Fransız Patent No.1317
Her tip mekanik saati kurma ve ayarlama mekanizması
1860 Fransız Patent No.46951
Anahtarsız saat ya da Philippe Watch
1863 Fransız Patent No.58941, ABD Patent No.43464
Cep ve masa saatleri için zemberek ve kutusu (tulumba)
1881 Fransız Patent No.142376, ABD Patent No.173053
Hassas ayar elemanı,Philippe Precision Regulator
1891 ABD Patent No.20483
Tepe oturtulmuş boş tabla ve zemberek kutusu ile kare vida elemanlı raşel çarkı sabitleyicisi.
toplumunun ihtiyar heyeti üyesi, muhtelif yardım kuruluş ve vakıflarının başkanı, saat fuarlarında hakem heyeti azası ya da başkanı, saat ustaları topluluğunun başkanı gibi bir çok ünvanın da sahibi olur. 1839’da ilk saat fabrikası Patek, Czapek&Cie,Cenevre Quai des Bergues 29, Rhone nehrinin sağ şeridinde kurulur. 1845 yılında Adrien PHILIPPE, Czapek’i değiştirip Patek, Philippe&Cie şirketini kurar ve adresi aynı bölgede Quai des Bergues 15’e taşır.
GF Türkiye
Ustalara Sa gı
Şirket,1853 yılında Grand Quai ile Rue du Rhone 168 arasındaki büyük bir binada daha büyük bir alan kiralar ki burası daha sonra Rue du Rhone 41 olarak adlandırılacaktır. Bina 1891 yılında satın alınır ve ünlü mimar Jacques Elisée Goss (1839-1921) tarafından tamamen yenilenir. 1907 yılı, markanın binalarına yaptığı son değişikliğe sahne olur ve bir kat daha çıkılır. PATEK PHILIPPE, büyük bir aşkın yaratıcılığını, evrene kanıtlamış çok değerli bir saat üreticisidir.
55
cellaneous aid societies and foundations, either president or a member of the referee board at watch shows and fairs, president of watch masters community. In 1839, first watch factory Patek, Czapek&Cie, was established over the right side along the Rhone River at the address Genever Quai des Bergues 29. In 1845, Adrien PHILIPPE replaced the Czapek and he reestablished the company with a different name Patek, Philippe&Cie and moved to a new address at the same region Quai des Bergues 15. In 1853, between Grand Quai and Rue du Rhone 168, the company rented a larger space in a bigger building which this place, later, will have been called Rue du Rhone 41. In 1891,the building was purchased and completely renovated by the famous architect Jacques Elisee Goss(1839-1921). Throughout 1907, the trademark made final touches, modifications over the building besides adding one more floor. PATEK PHILIPPE is a meritorious watch manufacturer who proved to the universe what passionet creation is.
IT IS WORTH TO MENTION FOR THE INNOVATIONS AND PATENTS THE TRADE MARK HAD CREATED 1845 French Patent No.1317
Mechanism for winding and hand setting via the pendant for all watch types.
1860 French Patent No.46951
Keyless watch or Philippe watch.
1863 French Patent No.58941, U.S. Patent No.43464
Mainspring and spring barrel for pocket watches and freestanding clocks.
1881 French Patent No.142376, U.S. Patent No.173053
Refinements of horological movements referred to as Philippe precision regulator.
1891 U.S. Patent No.20483
Caliber. Fitted with a crown, a spring barrel ratchet wheel and a barrel arbor with a square pivot for the ratchet wheel.
Respect for the
asters
GF Turkiye
ROLLS-ROYCE UN 110 YILI EN İYİYİ AL E DAHA İYİ YAP Rolls-Ro ce bir isi ol aktan te lüks oto obil de ince akla gelen bir se bol Rolls-Ro ce ın kurucusu olan Frederick Henr Ro ce un aklında aslında oto obil ap aktan başka fikirler ardı Orta halli bir ühendis e elektro ekanik konusunda u an bir girişi ci olarak ilk oto obilini 1 0 ılında satın aldı Teknik konulara olan erakından dola ı otoru incele e e başladı e otorun a nısını aparak daha da geliştir e e çalıştı Her şe bir hobi olarak başladı
56
Royce’ın otomobilleri, Otomobil sektöründe oldukça başarılı olan Charles Rolls’ın dikkatini çekmişti. Yeni kurdukları şirketleri ile 1904 yılında Paris’deki otomobil galerilerinde yer almak üzere Royce, Roll için çok kısa bir süre de bir çok otomobil üretti. Rolls’ın-Royce’ın asıl başarısı üç yıl sonra geldi. Royce-Rolls marka otomobillerin, katıldıkları motor ve otomobil yarışlarında peş peşe başarı elde etmeleri ve Rolls’ın-Royce Silver Ghost 1907 model aracın o dönem için inanılmaz uzun bir mesafe olan 24.140 Km’yi sadece ufak bir arıza ile kat etmesi üzerine Silver Ghost dünya›nın en iyi otomobili ünvânı aldı. 20.yüzyılın başlarında otomobil üretici firmaları otomobilin sadece motorunu ve şasisini üretirlerdi. Aracın kaportasını da fayton yapımcıları müşterilerinin özel isteklerine göre hazırlarlardı. Diğer
markalara göre Rolls-Royce bu geleneği uzun süre korudu. 20. yüzyılın ortalarında bu geleneksel yöntem artık çağın gerisinde kalmıştı (fayton yapımcılığı mesleğinin de ölmesi üzerine) Rolls-Royce, kaporta yapımına yönelerek bu alanda kendini geliştirdi. Rolls-Royce, markanın prestiji ve yüksek kalite standartlarını korumasını halen el yapımı prodüksiyon geleneğine bağlı kalmasına borçlu. Goodwood üretim merkezine hala otomobil sektöründe kullanılan otomasyon makine girememiştir, böylece her bir Rolls-Royce usta el yapımı bir şaheser olarak yerini korumaktadır. Bu tarz bir üretim modeli markanın başarı konseptindeki asıl stratejisini “bespoke” fikrini ortaya koyuyor. Müşterinin otomobilin aksesuarları konusundaki
110 YEARS OF ROLLS-ROYCE ‘TAKE THE BEST THAT EXIST AND MAKE IT BETTER’
Rolls Royce. Motor Cars Hirmer Yayınevi, 2014, 180 Sayfa, 49,90 Euro
Rolls-Royce, other than a name, it is a symbol that comes to mind when we say luxurious car. Actually, in the mind of Royce’s founder Frederic Henry Royce, there were different ideas other than manufacturing a car. As a middle class engineer and as an expert entrepreneur in electro mechanic concepts, he bought his first car on 1903. Since he is interested in technical topics, he started to analyze the engine; eventually, he built the same engine and tried to improve even better. Everything started as an hobby. Royce’s cars had been called attention of Charles Rolls who was quite successful in car sector. With newly established company, In 1904, to take part in autoauto mobile galleries in Paris, Royce, for Roll, manufactured too many cars in a very short period of time. Rolls and Royce’s true success came three years later. RollsRoyce brand cars have started to be successful one after the other in all of the car competitions they have participated and as a matter of fact, Rolls-Royce Silver Ghost 1907 model car obtained the best car of the world title by running 24,140km distance with a minor incidence, the distance which at that time was incredibly long. At the beginning of 20. century, the car companies were manufacturing only the motor and the chassis of an automobile. The bodywork of the vehicles were used to be prepared according to the special requests of the customers of phapha eton manufactures. With respect to other brands, Rolls-Royce preserved this tradition for a long time. In the middle of 20. century, this traditional method was out of age (upon the end of phaeton manufacture); Rolls-Royce changed the route toward the bodywork production too and improved itself. To be able to preserve the standards and the prestige of the brand Rolls-Royce is due to
Respect for the
asters
GF Turkiye
57
their principle ties to handcrafted production. As of now, there is still no automation machinery in Goodwood production center as used in automobile sector. Therefore, each Rolls-Royce keeps its place as a hand crafted masterpiece. The main strategy in the successful brand concept of this kind of production model is emphasizing the idea of ‘bespoke.’ Special requests of the customers regarding the automobile accessories are not later but they are integrated fully during the installation. Therefore, we can say that each Rolls-Royce is unique in the world.
özel istekleri sonradan değil montaj sırasında tam anlamıyla entegre ediliyor. Böylece her bir Rolls-Royce dünyada eşsiz diyebiliriz. 58
Münih’de Strive for Perfection Rolls-Royce Sergisi 2013 ve 2014 yıllarında Rolls-Royce markasının şirket tarihinde tam dört tane birbirinden önemli yıl dönümü kutlandı. Sir Henry Royce’un 150. doğum günü (1863), şirketin 110. kuruluş yıl dönümü (1094), BMW ile 15. yıllık şirket ortaklığı (1998) ve ayrıca markanın güncel ve öncü modeli Rolls-Royce Phantom’ un (2003) 10.yıl kutlaması gerçekleşti. Bavyera asıllı ana şirket bu anlamlı yıldönümü nedeniyle mevcut Münih BMW Dünyası Rolls-Royce sergisine yakın olan BMW Müzesinde de ilaveten özel bir sergi açtı. Müze, Strive for Perfection adı altında yaklaşık bin metrekarelik alan da, Ingiltere dışında ilk defa böylesine büyük bir Rolls-Royce sergisine ev sahipliği yaptı. Çok dilli bilgilendirme standları ve tabi ki de muhteşem etkileyici otomobiller, ziyaretçileri otomobil tarihinin en lüks 100 yıllık geçmişine yolculuğa çıkarıyor. www.rolls-royce.com Rolls-Royce Motor Cars Sergiye paralel olarak Hirmer Yayınevi, “Rolls-Royce.Motor Cars” adlı muhteşem bir katalog yayınladı. Katalog’un ilki detaylı bilgiler içeren ve akıcı bir dille şirket tarihini, felsefesini, efsanevi usta işçiliğini ve teknolojiyi bir arada tutan markaya ithafen yazılı bölümüdür. Katalog’un ikinci bölümünde Rolls-Royce marka otomobil modellerinin en az kendileri kadar birer şaheser olan yüksek kalitedeki fotoğraflar yer alıyor. GF Türkiye
Ustalara Sa gı
At Munich – Strive for Perfection Rolls-Royce exhibition Between 2013 and 2014, in the history of the company of Rolls-Royce brand more than four important anniversary has been celebrated. Sir Henry Royce’s 150. birth date, company’s 110.anniversary (1094), 15. year company partnership with BMW (1998) and company’s contemporary and pioneer model Rolls-Royce’s Phantom’s (2003) anniversary of 10. year anniversary celebrations. Bavaria origin main company, due to this significant anniversary, currently, close to the Munich BMW world Rolls-Royce exhibition center, at BMW museum too they opened a special exhibition. This museum, under the name of ‘Strive for Perfection’ in approximately thousand meter square, out of England ,for the first time hosted for such a huge Rolls-Royce exhibition. Bilingual stands and of course extraordinary effective cars, traveling the customers to the 100 years past of the car history. www.rolls-royce.com Rolls-Royce Motor Cars Parallel to the exhibition, Hirmer publishing company published a superb catalogue named ‘ Rolls-Royce Motor Cars.’ First catalogue is a section and written as a tribute to company to hold together the detailed information and in fluent language the company history, philosophy, mythical master labor and their technology. In the second part of the catalogue , there are high resolution pictures just as good as masterpiece RollsRoyce brand car models.
D R M L IDA AL PA
R B O A L F S , I 0 58 MIAM
PANTHERE DE CARTIER ARTIER AUTE OAILLERIE KOLEKSİYO U İLE KE Dİ İKO U U KUTLUYOR
60
ok sa gın bir presti e sahip olan Parisli Ku u cu Cartier arif e se bolik bir anlatı gücüne sahip olan Panter a ble i ile 100 ıl sonra bile üce herlerin elit dün asına da gasını ur a a de a edi or aison des Cartier i 1 14 den beri üstün bir başarı ile te sil eden Panter a ble li üce herleri dün anın her erinde ünlüler e krali et ailelerini süslü or e lüks takılar konusunda trendleri belirle e e de a edi or
PANTHERE DE CARTIER CARTIER IS CELEBRATING ITS OWN ICON WITH HAUTE JOAILLERIE COLLECTION!
Very respectable, prestigious Parisian jeweler Cartier continues to mark the elite world even 100 years later with graceful expression power of panther emblem. Jewelry with panther emblem represents ‘Maison des Cartier’ since 1914 with an outstanding success and adorns the celebrities and royal families everywhere in the world and continues to determine the trends concerning the luxurious jewelry.
GF Türkiye
Ustalara Sa gı
Respect for the Masters
GF Turkiye
PANTHERE DE CARTIER
GF T羹rkiye
Ustalara Sayg覺
Bu jübileye layık olmak için Cartier Panter sembolünün başarısına ithafen “Panthere de Cartier” adlı özel bir koleksiyonu ile klasik zerafeti, inceliği ve asaleti tasarım ile birleştirerek mücevher estetiğine son noktayı koydu. Koleksiyon yelpazesinde yer alan 56 adet bileklik, gerdanlıklar ve küpeler ile Panterin tüm özelliklerinin ve güzelliklerinin ışıltısı, saygın kuyumculuğun ustalığının da altı çizilmiş. Koleksiyonu farklı stillerin karakteristik özellikleri ve Panter motifinin klasikten moderne kadar taşıdığı izler ile kombinasyon olasılıklarına sınır tanımıyor. Koleksiyonun göz kamaştıran bir parçası da, turkuvaz, beryllen, yakut, onyxen ve elmas taşlarının mükemmel uyumu ile taçlandırılmış olan beyaz altından bir yüzük. Bir zafer edasıyla birbirinden değerli taşları pençesiyle tutan Panter Haute Joalliere’ın zarif manifestosunu lanse ediyor. Yalın bir ifade diline sahip olan mücevher zanaatına karşılık olarak sarı altın elmas kaplama, gövdesiz Panter kafası ile anahtarlığa soyut bir anlam yüklüyor. Panter’in büyük geçmişine ithafen hazırlanmış olan birbirinden farklı tasarımların ortak birleştirici özelliği ise gözleri. Tüm tasarımlarda ünlü kedinin şöhretini ve derin duru ışıltılı ruhununu yansıtması için yakut taşlarının büyülü yeşili kullanılmış. Panter’in ününü anlamak için, geçmişe dönmekte fayda var. 1847 de Louis Francois Cartier işini kurduğunda aklında henüz bir Panter yoktu. Ancak ikinci nesilden sonra torunu Louis Cartier kıyaslanamayacak derecede özel bir enerjisi ve çekim gücü olan Cartier’in sembolünü bularak başarının mihenk taşını oluşturur. Ekonomik gücünün büyümesi sonucu 1914 yılında bir ilan için George Barbier’e, tablo da mücevher taşıyan bir kadın ile bir panteri resmetmesini ister. Bu motiv Cartier’in
To be worthy of this jubilee with respect to the success of panther symbol, Cartier put the last point to the jewelry aesthetic by connecting classical elegance, delicacy with a special design collection ‘Panthere de Cartier.’ 56 wristlets, necklaces and earrings in collection range and all sparkling features of the panther underline the mastery of the respectful jeweler. Collection has no limits on the combinational possibilities with the characteristic features of different styles and the traces carried by the panther motive from classics to modern. A white gold ring crowned in excellent harmony with stones turquoise, beryl, ruby, onyxes and diamond is a dazzling piece of the collection too. It represents the elegant manifest of Panther Haute Joallier, in victorious manner holding stones, more precious than another, in claws. In response to jewelry craft with a simple expression language, yellow gold diamond coating adds an intangible meaning to key ring with panther head without the body. The common integrated point of different designs prepared in tribute to the panther’s great past is its eyes. Charming green color of ruby stone has been used to reflect fame and deep stable sparkling soul of the famous cat in all designs. It is good to go back to understand the fame of the panther. In 1847, when Louis Francois Cartier established his business, he had no Panther in his mind. After the second generation however, his grandson Louis Cartier achieved a mile stone of success by finding the symbol of the Cartier which has an incomparably special energy and gravity. As a result of growth in his economic power, in 1914, he goes to George Barbier for an add and he wants him to paint a woman carrying
Respect for the
asters
GF Turkiye
63
64
nesiller boyu birçok başarılı koleksiyonu için ilham kaynağı olmuştur. Panter’in puantiyeli tüylerini hatırlatması adına üretilmiş olan bir saat, ardından üretilen eşsiz tasarımların habercisiydi. 1917 yılında ilk defa -tek olarak üretilmiş olan- bir sigaralığın üstünü gerçek bir Panter motifi süslüyordu, bu sigaralığı Louis Cartier yakın arkadaşı olan zarif ve cesur tasarımcı Jeanne Toussaint hediye etti, bu motif Cartier’in büyük şöhretinin mihenk taşı olarak kabul ediliyor. Geriye dönüp bakıldığı zaman Jeanne Toussaint kadar Cartier markasını tarzıyla etkileyebilen bir başka tasarımcı olmamıştır. 1918 yılında Cartier için çalışmaya başladığında ilham dolu ve yaratıcı tasarımları ile şöhret merdivenlerini hızlı bir şekilde tırmandı. Şirket içerisinde hızlı yükselişi ve etkisi 1933 yılında Jeanne Toussaint’ın bizzat Louis Cartier tarafından “Haute Joaillerie” serisinden sorumlu kişi olarak atanmasını sağladı. Panter’in özellikle asil ve yırtıcı tarafından olduğu gibi bir kadifemsi yumuşak duruşundan da çok etkilenmişti, boşuna kendisi “Mücevherlerin Grande Dame”ı ya da “La Panthere” lakabı ile anılmamaktadır. Cartier de çalıştığı dönem de, kadınlar için yepyeni kendi içinde hareketli ve zarif takılar tasarlamıştır, 1935 de ilk Panter sembolü yüzük, ya da 1948 üç boyutlu Panter, Windsor Düşesi için özel tasarlanmış olan 116 karat büyüklüğündeki yakut yaka broşu gibi. Panter motifi her geçen gün yeniden değişip yeniden dönüşüyor ve teknoloji ile birlikte daha da inceden inceye tasarlanıp detaylandırılıyor ve 2003 yılında ilk defa 53 parçadan oluşan “Panthere -Collection” hem 100. yıl dönünümü vesilesiyle hem de Jeanne Toussaint’a anısına yeni bir takı ve mücevher koleksiyonu olarak vücut buluyor. GF Türkiye
Ustalara Sa gı
jewelry and a panther. This motivation has been become an inspirer for Cartier’s many collections over generations. A watch, manufactured to remind panther’s spotty hair, was a harbinger of unique designs that will follow. In 1917, for the first time, -manufactured only one- a real panther motive was embellishing the top of a cigarette box. Louis Cartier presented this cigarette box to his close friend, elegant and bold designer Jeanne Toussaint, as a gift. This motivation is accepted as a mile stone of Cartier’s huge fame. When we go back, we see there is no other designer effecting the style of Cartier brand as much as Jeanne Toussaint. In 1918, When she started to work for Cartier, she climbed the steps of fame rapidly with full of inspiration and creative designs. Her rapid rise in the company and her effective work provided base in her appointment in 1933 personally by Louis Cartier for ‘Haute Joaillerie’ series and he held her accountable for the series. She had been affected especially from predatory and noble side of panther and from the velvety soft posture as well. No wonder she is known as nicknames ‘Grande Dame of Jewelry’ or ‘La Panthere.’ While she was working at Cartier, she designed elegant jewelry brand new for women and elegant and moving jewelry for herself like she designed first ring with panther symbol in 1935 or in 1948 three dimensional panther and like specially designed 116K ruby collar brooch for Windsor Duchess. Panther motive changes and transforms again everyday and with the technology, it is minutely designed and detailed. In 2003, ‘Panther – collection’ formed by 53 pieces for the first time, both, for the sake of 100th anniversary and in the memory of Jeanne Toussaint, in one body as a jewelry and jewelry collection.
ONE TIMEPIECE,
FOUR
EMOTIONS
COLLECTION AMADEO 速 FLEURIER 43
B OV E T F L E U R I E R
SWITZERLAND
FOUNDING MEMBER OF THE QUALITY FLEURIER CERTIFICATION AND PARTNER OF THE FONDATION DE LA HAUTE HORLOGERIE
B OV E T. C O M
F U L LY I N T E G R AT E D C O N V E R T I B L E CA S E
Tailord, dünyanın en seçkin markalarının gömlek tedarikçisi olan, Karbel Konfeksiyon tarafından 2009 yılında bağımsız ve butik bir tesis olarak kurulmuştur. Tailord Kişiye Özel Dikim atölyesinde, sadece Kişiye Özel Dikim üretim yapılmaktadır. Felsefemiz, kalitesi tüm dünya tarafından kabul gören markaların kumaşlarını, terzi dikim tekniği ve birinci sınıf malzeme ile buluştururken, ürünü size özel ve ayrıcalıklı kılmaktır.
Tailord CO was establisted in 2009 as a stand-alone individual boutique by Karbel Company; which is the shirt producer of the most outstanding brands of the world. Tailord has been serving as Made to Measure facility in its private studio. Our vision is to create a customized individual product by combining the certified worldwide known fabrics and accessories with elaborative workmanship.
Butiğimizin mimari tasarımında renk ve dokuların birbiri ile olan uyumu, her anlamda rahat bir atmosfer sağlanmasına özen gösterilmiştir. Müşterilerimizin hiç sıkılmadan keyifli vakit geçirebileceği sıcak bir atmosfer ve şıklık ön planda tutulmuştur.
We took a special care in designing the indoor architecture to create a cosy and harmonious atmosphere where our customers can feel the intimacy of what we are doing. Lighting and sound systems, visiual appearance,perspective and colours were arranged professionally to serve this aim.
Aydınlatma, ses düzeni, perspektif, görsel yerleşim, renk ve tonlar sadece bu rahatlığı sağlamak üzere dikkatle seçilmiştir.
Bu ra Erso bugra erso
gf-turki e co
KOLEKSİYONERİN A GE İL E İ 74
De erli eş aların tü ü gü enli bir sakla a e u gun bir sunu orta ı gerektirir Dün anın nde gelen saat kur a akinesi üce her kutusu e kasa üreticisi olan Buben r eg tarafından sunulan THE TREASURY bu orta ı sunan e a anın ıpratıcı etkilerini durduran etkili e güçlü bir seçenek olarak karşı ı a çıkı or Kol saatlerinizi sergilemek, nefis puroların keyfini sürmek ve mükemmel şarapları paylaşmak... Mükemmel tasarlanmış bir ortam sunan modüler yapıdaki TREASURY tüm ihtiyaçlarınıza cevap verebilecek bir sistem. Şık ve etkileyici bir görünüme sahip TREASURY, parlak macassar kaplama, çelik, İtalyan napa deri ve kaliteli kadife gibi malzemelerle tasarlanmış. Deri için kırmızı, kahverengi, siyah ve crocho görünümlü siyah olarak farklı seçenekler kullanabilirsiniz. Merkezinde alan kontrol sistemi üzerinden merkezi kilit, ışık sistemleri ile birlikte alarm sistemini yönetebiliyorsunuz. Modüler yapıdaki sistemde istediğiniz gibi yerleştirebileceğiniz 8 modül kullanıyorsunuz. Bu modüller için, özellikle değerli kol saatleri için gerekli hareket mekanizmasını sağlayan TIME MOVER® modülü, puroları saklayabileceğiniz nemlendirme modülü, bar modülü ve sunum modülü ile çekmecelerden oluşan saklama modülü olarak çeşitli seçenekler mevcut. Çekmece içlerini de Beyefendi, Saat, Mücevher ve Genel olmak üzere 4 farklı formda seçebilirsiniz. Elektronik olarak kilitlenen modül kapıları ise metal çerçeveye yerleştirilmiş kırılmaya dayanıklı camdan tasarlanmış. GF Türkiye İncele e
TREASURY’nin alt kısmında VdS I (Alman Güvenlik Sertifikası) sınıfında yüksek güvenlikli bir kasa bulunuyor. 8 çelik sürgü mili ile korunan ve tuş paneli ile giriş yapılabilen elektronik kilit sistemine sahip SI-60 kasada standart olarak 8 TIME MOVER® ve 3 çekmece mevcut. Ancak bu sistemi opsiyonel olarak 16 TIME MOVER® ve 1 çekmece olarak da sağlayabiliyorsunuz. İç kısmı en iyi kalitede kadife ile kaplanan 160kg ağırlığında ve 600 x 485 x 400 mm ebatlarındaki kasanın kapağı ise elde dikilmiş İtalyan napa deri ile kaplanmış. 600 kg ağırlık ve 2.030 x 2.030 x 570 mm ebatlarındaki göz kamaştırıcı TREASURY aynı zamanda HiFi Medya Merkezi özelliğine de sahip bir sistem. Eksponansiyel boynuz, seramik kalot ve bas refleks sisteminin benzersiz sentezini 35 – 35.000 Hz frekans aralığı ile birleştiren ses sisteminde 2x250W üst sınıf amplifikatörler kullanılmış. Airplay aracılığıyla iPhone, iPad, iPodtouch, PC ve MAC üzerinden kablosuz müzik yayını sunan TREASURY’nin ses sistemi Avusturya’da bulunan LogAudio’daki ses uzmanları tarafından geliştirilip üretildi.
75
TREASURY INDISPENSIBLE FOR COLLECTORS Precious ite s re uire safekeeping and a pertinent presentation Buben or eg orld s leading anufacturer of atch inders e elr cases and safes introduced us THE TREASURY hich stands as a po erful option to pro ide the proper en iron ent that stops the har ful effects of ti e To present your wrist watches, enjoy exquisite cigars and share fine wines…Providing an exceptionally designed environment, with its modular structure, TREASURY is a system that is capable of meeting all of your needs. Possessing a stylish and an impressive look, TREASURY is designed with materials like glossy macassar inlay, Italian nappa leather and finest velour. For the leather color options, red, brown, black and crocho looking black are available. With the central control unit, it is possible to manage the alarm system, locking system and lighting. In modular structure, 8 modules can be customized as desired. In these modules, the TIME MOVER® to keep the mechanics of the valuable wrist watches in optimal time, a humidor to keep the cigars, a bar module, a presentation module and a storage module with individually selectable drawers are available. The drawers can be arranged in four separate purposes as ‘gentleman,’ ‘watch,’ ‘jewelry’ and ‘universal.’ Electronically lockable module doors are made of shatter-proof glass in a metal frame.
Lower section of the TREASURY contains a high security safe of class VdS I (German security certification). The security of the safe SI-60 is provided by 8 stainless steel bolts, electronically locked and controlled with keypad input. In standard configuration, there are 8 TIME MOVER® and 3 drawers; but, optionally, this is also available in 16 TIME MOVER® and 1 drawer. While the interior is covered in finest velour, the door is covered in hand stitched Italian nappa leather and the safe weight is 160kg with the dimensions of 600 x 485 x 400 mm. The glamorous TREASURY with the overall weight of 600kg and the dimensions 2.030 x 2.030 x 570 mm has also a HiFi media system feature. It has top class 2x250W amplifier with the frequency response range of 35 – 35000Hz which furnishes unique synthesis of exponential horn, ceramic calotte and bass reflex system. Capable of streaming wireless music from iPhone, iPad, iPodtouch, PC and MAC via Airplay, the TREASURY was developed and manufactured by sound specialists at LogAudio located in Austria.
Re ie
GF Turkiye
Bu ra Erso bugra erso
76
gf-turki e co
SE KİN E AYRICALIKLI BİR TEKNOLO İ ERTU SIGNATURE TOUCH 1 ılının Şubat a ında tasarı şefi Frank Nou o nun çi i leri ile ilk adı ı atılan ertu telefonlar için 4 ıllık o un e üke elli etçi bir çalış a apıldı 2002 ılının Ocak a ında ise Paris de dü enlenen bir tanıtı organi as onu la dün anın ilk lüks telefonu olan ertu Signature tü dün a a du uruldu Lüks malzemeleri üst düzey teknoloji ile bir araya getiren bu telefonlar sadece Signature serisi ile sınırlı kalmadı elbet ve bunu Vertu Constellation takip etti. Constellation serisinin diğer bir özelliği de seramik tuşları ilk kullanan telefon olması idi. Ayrıca lüks sınıfındaki ilk akıllı telefon da bu seriden çıktı; Constellation Quest. Vertu’nun koleksiyonlarında yer alan özel serileri arasında otomobil markalarına yönelik seriler de oldukça dikkat çekici olmuştu. 2004 yılında yüksek performanslı spor arabalardan esinlenerek tasarlanan Ascent serisi ile başlayan bu çalışma gerek biçimsel gerekse hizmetsel olarak Ferrari için özel tasarlanan bir koleksiyonla devam etti. Şimdilerdeyse yeni bir koleksiyonla karşımıza çıkıyor: ‘Vertu for Bentley’. Taba rengi dana derisi ve titanyum eşliğinde Vertu’nun özel el işçiliği ve teknolojisiyle tasarlanan telefonda ayrıca Bentley’e özel bir içerik hizmeti de yer alacak. GF Türkiye
İncele e
Koleksiyonlarında değerli taşlar ve materyallerle tasarlanmış farklı seriler de yaratan Vertu’nun her bir telefonu İngiltere’de el yapımı olarak tek bir usta tarafından hazırlanmakta. Sim kartı yuvasının kapağını açtığınız takdirde sizin telefonunuzu hazırlayan ustanın ismini ve imzasını kapak içine yazılmış olarak görebilirsiniz. Vertu’nun son koleksiyonu ise Signature Touch adıyla Haziran 2014 tarihinde tanıtıldı. Lüks cep telefonu üreticisi Vertu’nun yeni yüksek performanslı akıllı telefonu olan Signature Touch; 5. kuşak yekpare safir kristal ekran, tam HD görüntü teknolojisi ve 5. kalite titanyum gövdesi ile sınıfında en iyi teknolojiyi nitelikli el işçiliği ile bir araya getirmiş. Dolby® Digital Plus gerçek çok hoparlörlü ses düzeneği ile Hasselblad onaylı kamera ile görüntüleme dâhil Dedicated Concierge, Vertu LIFE ve Vertu
DISTINGUISHED AND EXCEPTIONAL TECHNOLOGY VERTU SIGNATURE TOUCH On February of 1998, the first steps of Vertu phones have been taken with the drawings of design principle Frank Nouvo and over the next 4 years, an intensive and an excellent effort has been carried out for the phones. On January of 2002, the first luxurious phone Vertu Signature was announced to the world during a presentation held in Paris.
77
Bringing luxurious materials and high tech together, these phones are not limited to Signature series only but followed by Vertu Constellation. Another feature of Constellation series was the use of ceramic keypad for the first time on a phone. Also, within luxurious class, the first smartphone emerged from this series; Constellation Quest. Among the special series of Vertu collections, it also grabs your attention that the series are related to automobile brands too. This inspiration from high performance sports cars, started in 2004 with the design project of Ascent series, continued with a specially designed collection for Ferrari both in terms of format and functionality. Nowadays, it is appearing with a new collection before us: ’Vertu for Bentley’. The phone is exclusively designed by Vertu craftsman and technology that swathed in tan colored calf leather and encased in titanium; the phone will also contain a feature specific to Bentley. Throughout their collections, there are different series, designed with precious stones and materials, each phone in all Vertu creation is constructed handmade by only one craftsman in England. When you open the cover of the sim card, you can see the name of the craftsman and his signature carved . Vertu’s last collection Signature Touch was debuted on June 2014. Signature Touch, that is the high performance smartphone of Vertu the luxurious cell phone manufacturer, having 5. generation solid sapphire crystal screen, full HD display technology and with grade 5 titanium body, it brings the best technology and labor together in its class. Dolby Digital Plus multiple speakers, Hasselblad certified camera and packages like Dedicated CONCIERGE, Vertu LIFE and Vertu CERTAINTY all from Vertu’s service portfolio included in this phone. Signature Touch with its classic design features like ceramic pillow and V shaped pattern is a powerful, modern age smart phone that comes in thin profile 145x69x10.64mm dimensions. The sound system is Dolby Digital Plus, known with its acoustic virtual
el haber
GF Türkiye
78
CERTAINTY paketlerinden oluşan Vertu’nun tüm hizmet yelpazesi de bu telefonda bir arada sunuyor. Yükseltilmiş seramik yastığı ve güçlü V formları gibi klasik Vertu tasarım öğelerini içeren Signature Touch 145x69x10,65 mm ebatlarındaki ince profilinde bir dizi özellik barındıran güçlü, modern bir akıllı telefon. Ses sistemi için gerçek çok hoparlörlü ses ve stereo hoparlörü ön plana çıkaran akustik Dolby® Digital Plus kullanılmış. Akıllı telefon deneyiminin ayrılmaz bir parçası olan görüntü içinse dünyanın önde gelen fotoğraf markası Hasselblad ile çalışılmış. Touch’da iki kamera mevcut, 13 MP’lik ana kamerada otomatik odaklama ve çift LED flaş gibi özellikler var. Bu kamera ile 4128 x 3096 piksel çözünürlükte resim çekebiliyorsunuz. Önde yer alan ve ikincil diyebileceğimiz diğer kamera ise 2.1MP ve Skype™ uyumlu. Signature Touch’da 5. Kuşak, 117 karat, 5,1 inç yekpare safir kristal ile korunan 4.7 inç, 1080x1920 piksellik yüksek çözünürlükte dokunmatik bir ekran mevcut. Android™ 4.4 (KitKat) işletim sistemini kullanan telefondaki Qualcomm® Snapdragon™ 2.3GHz Dört çekirdekli işlemci sayesinde hız maksimumda tutulmuş. Li-Ion 2275 mAh pil ile 380 saate kadar bekleme 15 saat 30 dakikaya kadar da konuşma sunan 192gr ağırlığındaki telefonda konuşma kaGF Türkiye
İncele e
litesi de ses kesme uplink ve downlink ile sağlanıyor. Pil tükendiğinde ise imdadınıza Qi uyumlu kablosuz şarj koşacak. (Opsiyonel aksesuar) Signature Touch, dünyanın neresinde olursanız olun bulunduğunuz bölge için en uygun düzeneğe sahip olmasını sağlamak için tasarlanmış. Yani kelimenin tam anlamıyla Vertu kullanıcıları globaldir diyebiliriz. 4G dâhil olmak üzere Dünya’da mevcut tüm GSM bant aralığına sahiptir. Ipass ile 13 milyon noktada güvenli Wi Fi hizmeti sağlamaktadır. Teknik bilgileri biraz hızlıca geçtikten sonra gelelim Signature Touch’un hizmetleri kapsayan can alıcı özelliklerine… Bilindiği üzere Vertu, özellikle Vertu müşterilerinin yaşam tarzını geliştirmek için dikkatle seçilmiş özel teklifler, içerik ve yardımların bileşiminden oluşan özenli hizmetiyle tanınır. Bu hizmetlerin merkezinde lüks bir yaşam biçimine destek sağlayan ve yaşam biçimini zenginleştiren Vertu CONCIERGE vardır. Vertu LIFE kişisel öneriler ve deneyim ve vakalara ayrıcalıklı erişim sağlarken Vertu CERTAINTY ise müşterilere, müşterilerin verilerine ve telefonlarına güvenlik sağlar. Signature Touch’ımız ise Vertu’nun bu üç hizmetini bir arada sunuyor. Bu hizmetlere ulaşmak için telefonun yan kısmında bulunan yakut rengi tuşa basmanız yeterli. “Ruby Key” olarak adlandırılan tuş tek parça yakuttan işlenerek tasarlanmış. Peki yukarıda kısaca bahsettiğimiz bu hizmetler bize tam olarak neler sağlıyor?
surround sound features over stereo loudspeakers. Vertu has worked with Hasselblad, the most renowned photography brand in the world as for the imaging that is an integral part of a smart phone experience. There are two cameras inside the Touch; 13MP main camera has features like automatic focus and dual LED flash. You can take a picture in 4128x3096 pixel resolution with this camera. 2.1MP front facing camera is also Skype compatible. The 4.7” high resolution 1080x1920 pixel touch screen is protected by 5th generation, 117 carat, 5.1” piece of solid sapphire crystal. The operating system is Android 4.4 (KitKat) and the speed is kept in maximum with the processor Qualcomm Snapdragon 2.3GHz Quad-core. Li-Ion 2275 mAh battery allows 380hr standby and 15hr 30min talk time and the call quality of 192gr phone is assured via noise cancelling uplink and downlink. When the battery is out, Qi compatible wireless charger is available as an optional accessory. The Signature Touch is particularly designed to provide the most pertinent service specific to your location wherever you are in the world. With this in mind, it can be said that, Vertu cell phone owners are global. It is capable for all GSM bands available in the world including 4G. At 13 million hotspots, it provides a secure Wi Fi service with Ipass.
After briefly over viewing the technical information, let’s look at the imperative features of the Signature Touch services… Vertu known with its exceptional services, enhances their customers’ life style by allowing them to access carefully selected exclusive offers, content and assistance. In the center of these services, there is Vertu CONCIERGE that contributes to luxurious and enriched life style. Vertu LIFE offers customers a personalized selection of exclusive privileges and unrestricted access to elite events while Vertu CERTAINTY provides security for their customers’ phones and data. In fact, the Signature Touch provides all three services together. To access to these services, all you need is to touch the ruby colored key located along side the phone. Named ‘ruby key,’ this key is made of a specially designed single piece ruby gemstone. Now, let’s know more about the facts and benefits of services we briefly mentioned above? Featuring the highest level of dedicated service, Vertu CONCIERGE is available for all Signature Touch customers. Dedicated Concierge, that provides an effortless service and assistance about all matters for 7/24, has been set up as a sophisticated system. The system can learn and adapt to individuals as the customers use the system more and more, it becomes more attuned and tailored to their needs. In that way, you don’t have a Smartphone only, but also a smart service as well. Vertu LIFE offers customers a personalized selection of exclusive privi-
Re ie
GF Turkiye
79
80
Üst seviyede özel hizmet düzeyini barındıran Vertu CONCIERGE, tüm Signature Touch müşterilerine açık bir uygulama. Tüm konularda haftanın yedi günü zahmetsiz bir hizmet sunan ve tüm konularda yardımcı olabilen Dedicated Concierge ile kullanıcıya özel sofistike ve öğrenebilen bir sistem kurulmuş; kullanıcı sistemi kullandıkça kendi ihtiyaçlarına gittikçe daha uygun bir hal alıyor. Yani sadece telefonun değil hizmetin de akıllısına sahip oluyorsunuz. Vertu LIFE kullanıcılara telefon cihazları üzerinden doğrudan ulaşabilecekleri seçkin ayrıcalıklardan, kişiye özel bir seçki ve elit etkinliklere kadar sınırsız bir erişim sunuyor. Dünya genelinde Özel Üye Kulüplerine ücretsiz giriş, davetiyeli etkinliklere giriş ve kapalı kapı alışveriş imkânları gibi özellikleri de oldukça göz alıcı. Vertu CERTAINTY ile sınıfındaki en iyi teknoloji ve uzman ortaklar aracılığıyla Vertu kullanıcısı, Vertu telefonu ve verileri korunuyor. Bu hizmete Silent Circle ortaklığında sunulan sesli görüşmeler, mesaj ve videolardan oluşan şifreli iletişim de dâhil. Bu hizmetin diğer uygulamaları arasında Kaspersky tarafından sağlanan hırsızlık önleme sistemi ile anti-virüs sisteminin yanı sıra iPass tarafından sağlanan global Wi-Fi erişimi de mevcut. Güçlü ve erkeksi bir forma sahip Signature Touch geçen ay aileye katılan ‘Vertu for Bentley’ ile birlikte Jet Calf, Claret Calf, Seaspray Lizard, Damson Lizard, Pure Jet Calf, Jet Alligator, Pure Navy Lizard ve Pure Jet Red Gold olarak dokuz ürün grubunda tasarlanmış. Tek renge bağlı kalmak istemeyenler için Claret (Koyu kırmızı), Seaspray (Mavi), Damson (Mürdüm Eriği), Navy (Koyu Mavi) ve Jet Blac (Kuzguni Siyah) olmak üzere beş farklı renk seçeneğinin de mevcut olduğunu belirtelim. GF Türkiye
İncele e
leges and unrestricted access to elite events, available directly on device. The features including complimentary entry to the most exclusive ‘Private Members’ Clubs around the world, access to invitation-only events and closed-door shopping experiences are all quite glamorous. Vertu CERTAINTY protects the customer, their Vertu phone and their data through best-in-class technology and expert partners. This includes encrypted communications, comprising voice calls, text and video, delivered in partnership with Silent Circle. There is also global Wi-Fi access via iPass as well as anti-theft and anti-virus by Kaspersky. Together with ‘Vertu for Bentley’ which was added to the family last month and with strong and manly appearance, Signature Touch designed as Jet Calf, Claret Calf, Seaspray Lizard, Damson Lizard, Pure Jet Calf, Jet Alligator, Pure Navy Lizard and Pure Jet Red Gold in nine production group. More color options are also available as Claret, Seaspray, Damson, Navy and Jet Black.
ŞIKLIK E ARAFETİN BİLEŞKESİ CO POSITION OF THE STYLISH AND ELEGANCE
Billur Kalkavan 82
Fotograf / Photographer Uktem Topçu Styling Elif Güner Asistan / Assistant Elif Özbey Saç-Makyaj / Hair-Makeup İlda Özgündüz
GF Türkiye
oda
83
Fashion
GF Turkiye
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş şîşeden ruhsâr-ı âl olmuş sana Politeness was drawn out of a rolling mill like wire and became your elegant form. Wine was filtered from the bottle and became your crimson cheek.
84
GF Türkiye
oda
Bûy-i gül taktîr olunmuş nâzın işlenmiş ucu Biri olmuş hoy birîsî dêst-mâl olmuş sana The rose’s scent was distilled and its thorn embroidered your coyness The one became your nature, the other your handkerchief.
85
Fashion
GF Turkiye
Sihr ü efsûn île dolmuşdur derûnun ey kalem Zülfü Hârût’un demek mümkin ki nâl olmuş sana Oh, reed-pen, you are so full of charm and spell. The fallen magician-angel Harut’s hair became your fabric.
Ol büt-î tersâ sanâ mey nûş eder mîsin demiş El’amân ey dil ne müşkilter suâl olmuş sana That pagan asked you. Do you drink wine? God have mercy! What a hard question she put to you.
86
GF Türkiye
oda
87
Fashion
GF Turkiye
Şöyle gird olmuş Firengistan birikmiş bir yere Sonra gelmiş gûşe-î ebrûda hâl olmuş sana 88
All Christendom gathered and surrounded your face. Then gathered at the corner of your eyebrow and became your mole.
GF Türkiye
oda
Ol büt-î tersâ sanâ mey nûş eder mîsin demiş El’amân ey dil ne müşkilter suâl olmuş sana That pagan asked you. Do you drink wine? God have mercy! What a hard question she put to you.
89
Fashion
GF Turkiye
Sen ne câmın mestisin âyâ kimin hayrânısın Kendin aldırdın gönül n’oldun ne hâl olmuş sana Which glass has made you drunk, whose admirer are you? You have been deceived, my heart; what befell you? What is amiss.
90
GF Türkiye
oda
Leblerin mecrûh olur dendân-ı sîn-i bûseden Lâ’lin öptürmek bu hâletle muhâl olmuş sana Your lips will be wounded by the teeth in the ‘s’ off ‘kiss’. So let not your ruby lip be kissed.
91
Fashion
GF Turkiye
Yok bu şehr içrê senin vasf etdiğin dilber Nedîm Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana There is no beloved in this city like you described, Nedim. At most, this would be a fairy face, you had been dreaming.
NEDIM
92
GF Türkiye
oda
www.corum.ch
ADMIRAL’S CUP REINVENTED, BREAKING THE WAVES FOR MORE THAN 50 YEARS
Tel: (0212) 257 09 98 www.sarksaat.com
Bu ra Erso bugra erso
gf-turki e co
BEO ISION A ANT 5 İLE GER EK SİNE A DENEYİ İ
94
Tele i onun e lerdeki erini eniden tanı la an Beo ision A ant eni 5 inçlik ersi onu la ola anüstü g rsel dene i e kusursu ses sunu or Beo ision A ant 5 Türki e de Eki a ı içinde gerçekleştirilen lans anın ardından satışa sunuldu 1925 yılında Struer - Danimarka’da kaliteli sesin yeniden üretimine kendilerini adamış olan Peter Bang ve Svend Olufsen adlı iki yenilikçi mühendis tarafından kurulan Bang & Olufsen günümüzde performans ve tasarım mükemmelliği ile bir simge haline geldi. Etkili ses performansını kaliteli tasarımla buluşturan BeoVision Avant, 55’in ardından 85 inçlik yeni modeliyle sinema keyfini evinize taşıyor. 2014 yılının ortalarında piyasada yerini alan BeoVision Avant 85, Türkiye’de de Ekim ayı içinde gerçekleştirilen ve Bang & Olufsen Kreatif Direktörü, dünyaca ünlü Danimarkalı tasarımcı Johannes Torpe’un da yer aldığı bir lansmanın ardından satışa sunuldu. Evinizin huzurlu ortamında keyif dolu bir sinema deneyimi… BeoVision Avant 85; görkemli ebatları, kristal berraklığında hareketli görüntüleri ve büyüleyici bir stadyum heyecanı yaratarak içine çeken GF Türkiye
İncele e
surround sesiyle ailenizle, arkadaşlarınızla ya da tek başınıza gerçek bir sinema deneyimi veya heyecanlı bir spor gecesi için mükemmel bir ortam hazırlıyor. Serinin üst modeli olan BeoVision Avant 85, ultra yüksek çözünürlük (4K) görüntü ile şık tasarımı ve göze hoş gelen işçiliğiyle öne çıkıyor. 2D lokal arka aydınlatma karatmasıyla son teknoloji 3,840x2,160 piksel doğrudan tip LED ile donatılan BeoVision Avant 85, ortaya çıkan çok daha gelişmiş görüntü kalitesiyle sinemanın gerçek gücünü doğrudan yaşam alanınıza getiriyor. Ön kısımda kullanılan cam panel yansıtmayı engelleyen bir kaplama ile donatılmış. Bu sayede yansıma %98’e varan yüksek bir oranla engellenmiş oluyor. Sadece görüntü değil tabi ki, Bang & Olufsen ses deneyimi ile de dikkatleri üzerine topluyor.
REAL MOVIE EXPERIENCE WITH BANG & OLUFSEN BEOVISION AVANT 85 BeoVision Avant new 85 inch version, redefinition of television at home, is introducing extraordinary vision experience and flawless sound. BeoVision Avant 85 is in market following its launch in October in Turkey.
Sekiz entegre sürücü ünitesi ve surround ses modulü ile BeoVison Avant 85, başka hiçbir TV’de olmayan bir ses performansı sunuyor. BeoVison Avant 85’de aynı anda hem merkezi kanal hem de stereoya sahip entegre 3 kanallı hoparlör çözümü uygulanmış. Bu sayede optimize edilmiş konuşma yenileme özelliğiyle oldukça iyi bir stereo performansı ve en ekstrem spor veya aksiyon görüntülerini izlerken dahi sizi tatmin edecek kristal netlik ve dinamik hassasiyet sunuyor. Buna ilaveten, ses çözümünü komple 7.1 surround çözümüne yükseltmek isterseniz, TV Kusursuz Kablosuz Ses konsepti ile donatıldığından bunu kablosuz olarak dahi gerçekleştirebilirsiniz. Akıllı çözümler ve tek dokunuşta kontrol Bang & Olufsen tasarımcıları, BeoVision Avant 85’in kullanımda değilken fiziksel olarak kapladığı yeri azaltmayı amaçladılar. Bu hedef doğrultusunda tasarlanan motorlu stant ve duvar konsolu seçeneğiyle BeoVision Avant 85’i kullanmak istediğinizde kendinize doğru hareket ettirebilir ve izlemeyi bıraktığınızda yerine gönderebilirsiniz. BeoVision Avant 85’de, bir önceki 55 modelinde de olan aynı stand seçenekleri mevcut. Duvardan uzaklaşma/yakınlaşma ve kendi ekseni etrafında dönme olarak 2 tip hareket sağlayan motorlu yer standı ile BeoVision Avant 85 duvardan 90 derecelik açıyla dönüş yapabiliyor. Ayrıca sağa ya da sola monte edebileceğiniz motorlu duvar destek ünitesi de 19 derecelik bir açıya kadar hareket imkânı sunuyor. BeoVision Avant 85 televizyonunuzu açtığınızda özenle seçilen koreografik yayılımla tam potansiyelini gözler önüne seriyor. Ayrıca Beo-
Struer, a small town in 1925- Bang&Olufsen was found by two innovative engineers Peter Bang and Svend Olufsen who devoted themselves to the reproduction of quality sound system in Denmark, today became a symbol with respect to performance and excellence in design. By combining effective sound performance with quality design , BeoVision Avant , brings the movie pleasure to your house with the 55 inch and followed by 85 inch model. In the middle of 2014, BeoVision Avant 85 took its place in the market, also was offered for sale in October after launching with the presence of the director of Bang&Olufsen worldwide famous Danish designer Johannes Torpe in Turkey. Joyful theater experience at peaceful environment of your home… BeoVision Avant 85, having magnificent dimensions, crystal crisp picture display , it is creating a fascinating stadium thrill with engulf engulfing surround sound, for the family, friends, or all alone for yourself, forming excellent environment for real movie theater experience or an exciting sportsevent night. As the top model of the series, BeoVision Avant 85 comes forward through ultra high-definition (4K) display quality, stylish design and eye pleasing labor. Equipped with 2D local backlight dimming, latest advanced technology 3840x2160 pixel direct type LED, BeoVision Avant 85, brings the real power of cinema directly to your living environment with the resulting advanced display quality. Panel used in front is equipped with plating to prevent reflections in which the reflections have been prevented with quite high percentage about 98% . Not only over the display features, Bang & Olufsen also calls attention on sound experience too. By having 8 integrated driver units and surround sound module, BeoVision Avant 85 offers a sound performance no any other TV has. BeoVision Avant 85 has integrated circuit 3 channel speaker resolution applied that contains both central channel and stereo simultaneously.
Re ie
GF Turkiye
95
Therefore, owing to optimized refreshment capability, it provides, quite nice stereo performance and crystal clear, dynamic resolution which will satisfy you while watching extreme sports or action pictures. Additionally, sound can be adjusted for surround sound through integrated digital 7.1 surround sound module and this can be accomplished wirelessly since the TV is equipped with wireless sound concept. Smart solutions and single touch control The designers of Bang&Olufsen are aimed at reducing the place of BeoVision Avant 85 physically occupies when it is not in use. In this didi rection, with the designed motorized stand and wall bracket options, you may move BeoVision Avant 85 toward you when wanted to watch and return it back to its place when you stopped watching. BeoVision Avant 85 has the same stand options as the previous model 55. Motorized floor stand is capable of providing 2 types of movement as going away from the wall/ re approach toward the wall and turns in its axis, BeoVision Avant 85 allows screen to move up to 90 degrees from the wall. Also, by choosing right or left sided wall bracket, the motorized wall bracket unite allows the screen to move up to 19 degrees. 96
Remote One uzaktan kumandanın bir düğmesine dokunarak favori pozisyonunuzu, favori kanalınızı, favori ses ayarınızı bulabilirsiniz; kapattığınızda ise hoparlörü geri kapanan televizyon duvara bitişik gizli bekleme konumuna geri dönüyor.
As you turned the BeoVision Avant 85 television on, it reveals its true potential with chorographic movement. Also, BeoRemote one remote control allows you to find your favorite position, favorite channel, favorite sound volume by touch of a key; when it is turned off, as loud speakers of the tv are also turned off and the television returns back in hiding position adjacent to the wall.
Internet erişimine izin veren B&O Smart TV platformunda bağlanabilirlik için kullanabileceğiniz 6 HDMI, 2 USB portuna ek olarak WLAN/ LAN, DLNA ve 3 adet Çevresel Ünite Kontrolü (PUC) de mevcut. BeoVision Avant 85’in profesyonel olarak kurulumu sonrasında Hard Disk kayıt cihazları, Apple TV gibi Bang & Olufsen marka olmayan tüm ilgili cihazlar bazında toplamda 6 harici cihaz Bang & Olufsen uzaktan kumandası BeoRemote One ile çalıştırılabiliyor. Bu yeni yekpare alüminyum uzaktan kumanda tek elle ve bir dokunuşla büyük buton geri bildirimi ve kişiselleştirilmiş MyButtons tuşlarıyla çok çeşitli deneyime erişim sağlıyor.
B&O has internet access and to connect to Smart TV platform, there are available interfaces which are 6 HDMI, 2 USB ports; additionally WLAN/LAN, DLNA and 3 Peripheral control outputs(PUC). After the installation of BeoVision Avant 85 professionally, devices which are not Bang & Olufsen brand like Hard Disk recording devices, Apple TV about 6 external devices can be operated by the remote control BeoRemote one of Bang &Olufsen. Solid aluminum remote control allows access to many experiences with one hand, one touch big button feedback and customized MyButtons .
Bang & Olufsen Nişantaşı mağazasından ulaşabileceğiniz BeoVision Avant 85, BeoRemote 1 dâhil olmak üzere, 32.000 Euro’dan satışa sunulmakta; 1.400 Euro’dan başlayan fiyat seçenekleriyle duvara, masaya veya yere monte hizmeti de alabiliyorsunuz. Standlara ek olarak 3D gözlükler ve USB sabit disk de ayrı olarak satılan seçenekler arasında. GF Türkiye
İncele e
BeoVision Avant 85 including BeoRemote 1 is available at Bang & Olufsen Nişantaşı department store and is priced as 32000 Euro. Starting from 1400 Euro, service for ground, table and wall installation is also available. Addition to the stands, 3D glasses, USB hard disk can also be purchased with additional cost.
EL PRI ERO THE ROLLING STONES EDITION “Angie, Angie, when will those clouds all disappear? Angie, Angie, where will it lead us from here? With no loving in our souls and no money in our coats You can’t say we’re satisfied!” Sanki si in de kula ını da ick agger in o harika e engin ar onikli blues rockçı sesi esti de il i Ben hala tü leri kalkarak dinleri bu her a anın şarkısını
GF Türkiye
el Haber
1962 yılında Liverpool, yeni bir akımın çıkış kaynağı oldu. BEATLES, gençliği müzik yapmaya çağırırcasına cesur adımlarla dünya listelerini kavurmaya devam ederken, kıyıda yepyeni ve daha çılgın üstelik sınırları zorlayan bir grup doğmuştu. ROLLING STONES yada Yuvarlanan Taşlar….BEATLES’in pop çağrışımlı müziğinden farklı olarak, blues rock türüne yönelen bu yeni yetmeler, Mick Jagger gibi gerçekten görsel ve duyumsal bir aktör soliste sahiptiler. Sahnenin her yerinde o kalın dudaklarıyla, ateş gibi bir delikanlı. Kısa süre içerisinde BEATLES gibi bir devin hemen arkasında Billboard, Melody Maker listelerinde tepelerde görünmeye başladılar. Ama ANGIE, hikayelerinin altın çıkışı oldu. Yıl 1969, Amerika Birleşik Devletleri turu, eleştirmenlere, yakın bir tarihte ROLLING STONES’un efsane bir grup olma yolunda olduğunu söylemelerine sebep olduktan 4 sene sonra 1973 yılında RS’ un İngiliz adalarındaki 11.nci, Amerikan stüdyolarında kaydedilen 13. ncü”Goats Head Soup””ANGIE”i de ihtiva eden albüm olarak piyasaya çıktı. Albümü, 1972 yılının Kasın ayında Jamaica’ya Dynamic Sound Studios’a kayıt ve çalışmalar için giden grup 5 ayda tamamladı. Çıkışından bir hafta sonra 500 bin satan longplay, ANGIE’i de 45 lik yani single olarak dışarıya taşırdı. Sonrasını hepimiz biliyoruz.
ENITH EL PRI ERO THE ROLLING STONES EDITION It sounds like ick agger s onderful haronicall rich blues rock singer oice ble through our ear didn t it I still listen this unforgetable song ith all skin-bristles shi ered Liverpool, in 1962, became a developing source of a new trend. BEATLES, as if inviting the youth to make music and continuing to fire up the world charts with bold steps, along the shores, a very brand new group had been born, yet, wilder and forcing the boundaries. Unlike BEATLE’s pop oriented music, ROLLING STONES, as the new wavers, set their direction toward blues rock together with a great talent Mick Jagger, a real visual and sensorial actor singer.He really was Like a fire ball everywhere on the stage, a youngster with his thick lips. In a very short period of time, they took place at the top of the Billboard Charts, Melody Maker lists, immediately behind a real giant BEATLES; but, the ANGIE became a golden launch of their story. Year 1969, in the tour of the United States, the critiques said that in the near future ROLLING STONES
Special Report
GF Turkiye
BEGGARS BANQUET, LET IT BLEED, STICKY FINGERS, EXILE ON MAIN STREET, IT’S ONLY ROCK’N’ROLL, BLACK AND BLUE, EMOTIONAL RESCUE, TATTOO YOU gibi hala Babylon ve diğer turnelerin repertuarlarını oluşturan albümler, grubun gerçek bir efsane olmasında büyük rol oynadılar. ROLLING STONES dünya turnelerinde ve listelerinde hayranlarının, ve belki ZENITH’in de genç nesil sahiplerinin kalplerini yakarken, 1969 yılında, ZENITH, efsanevi otomatik EL PRIMERO kronografını temmuz ayında dünyaya sundu. Bu kronograf, dünyanın ilk 5 hertz titreşimli maşa sistemine sahip olduğundan, zamanı 1/10 saniyeye kadar takip edip kaydedebiliyordu. İnsanlık, daha önce bir maşa sisteminin 5 hz lik bir hızda hareket edebileceğini hayal bile edemezken, ZENITH’in mühendisleri, mükemmel donanımlı fabrikalarının da büyük çabalarıyla o yıllarda bu başarıya ulaşmış oldular.
100
ROLLING STONES ve ZENITH??? Neden olmasın? İki büyük ve köklü efsane, bir işbirliği kararı vermişler ve çok da iyi etmişler bence tıpkı LVMH (LOUIS VUITTON/MATT HOENESY)’nin SAAT MARKALARI başkanı Jean Claude BIVER’in dediği gibi ”Bir gün efsaneler buluşabilir ve böyle mükemmel bir projede birlikte sahne alabilirler”. Gerçekten de Rolling Stones ve ZENITH 250 adetle sınırlandırılmış nadide ve hayranlarını ivedi bekleyen bir parçayla sahneyi birlikte paylaşıyorlar. “YILDIZINIZI TAKİP EDİN” sloganıyla ZENITH ve “14 ON FIRE” dünya turnesiyle RS. Bu unutulmayacak “UNFORGETTEBLE” saati tanıtmadan önce saygı gereği ZENITH’den bahsetmemizde fayda var. 1865 yılında, Le Locle’un dahilerinden Jean-Favre JACOT, İsviçre’nin Juralarında esen saat imalatı iklimine aşık olup atölyesini kurdu. FAVRE JACOT&CIE olan adını, 1877 yılında atölyeyi fabrikaya çevirdiğinde “ZENITH” yani zirve olarak değiştirdi. Artık parçalar, makinelerde üretilmekte ve diğer bir atölyede termine edilmekteydiler. Yani monte ediliyorlardı. Dünyada ilk fabrikalaşanlardan olan ZENITH, 220 den fazla CHRONOMETER ödülüne layık görülen çok değerli ve kendi muvmanlarını üreten bir İsviçre markasıdır. 1969 yılında, dünyanın ilk 5 Hertz36000 titreşim/saatli otomatik kronograf saatini üreten marka, bu tarihten sonra klasiklerden olmuştur. Bir çok saat imalatçısının gözdesi olan muvman, ilk üretildiğinde kalibre 400, bu gün ise kalibre 4000 olarak adlandırılmaktadır. Geçen 40 yıl boyunca sürekli geliştirilen ve artık mükemmel bir kronograf makinesi halini alan EL PRIMERO, saniyenin1/10 unu, geçen 30 dakikayı, süregelmekte olan 12 saati ve takvimi göstermektedir. ZENITH EL PRIMERO CHRONOMASTER 1969/ ROLLING STONES a gelince; GF Türkiye
el Haber
250 parçadan oluşan bu sınırlı sayıdaki seri, Zenith ve Rolling Stones’un DNA’larından oluşan akıllı bir harman. Saat 3’teki 30 dakika ve saat 6’daki 12 saatlik iki kronograf sayacı orijinal 1969 model El Primero ile aynı renklerle süslenmiştir; ilki gece mavisi, ikincisi ise sleyt gri. 12 saatlik kronograf üzerinde ayrıca simgesel kırmızı dil ve dudak tasarımı olan ünlü Rolling Stones logosu yer almaktadır. Bu tarihi renkler, Zenith üretiminin bir imzası olan, atan kalp hareketinde kadrandaki simgesel açıklık ile ilişkilendirilmiştir. Arka kısım tasarımında, üzerinde “The Rolling Stones Edition” ibaresi bulunan, aynı dil simgesi kazınmış safir kristal, saniyenin 1/10’u değerinde, saniyede 10 titreşimlik frekansla atan, dünyanın en hassas seri üretim mekanik kalibrasyonu El Primero 4061 hareketine esin vermektedir. Jean-Claude Biver; “Ezber bozucu düşünce, 1960’larda, saniyenin 10’da biri oranında ilk (El Primero) kronograf hareketine hayat verdi.” Aynı şekilde “kalıpların dışında” düşünebilme, yeni Blues ve rock n’roll müziğin ortaya çıkmasını sağladı. Hem Zenith hem de Rolling Stones günümüzün yaşayan efsaneleridir. Bir araya gelmeleri hiç de şaşırtıcı değil”, açıklamalarında bulundu. Rolling Stones’un konu üzerine yorumları ise şöyleydi: “‘14 On Fire’ turumuz kapsamında Zenith gibi muhteşem bir marka ile birlikte ça-
would be on their way to become a legendary group; RS, 4 years later in 1973 released an album 13. “Goats Head Soup” including ‘ANGIE’ which had been recorded in the 11 th American Studios located in British islands. The group has completed the album in 5 months in Jamaica ‘Dynamic Sound Studios’ where they went for recording in November of 1972. A week after the release, the long play sold 500 thousands. ANGIE was taken out of the album and remained as single. We all know the rest.
ROLLING STONES and ZENITH??? Why not? Two huge essential legend made a collaborative decision; and I am glad they did so. Like Jean Claude BIVER, the president of watch brands LVMH(LOUIS VUITTON/ MATT HOENESY) once said ‘Some day, the legends can meet and take stage together for such an excellent project.’ Literally, Rolling Stones and ZENITH have shared the stage together with 250 in limited quantity unique pieces that was waiting for the fans right away; ZENITH with ‘FOLLOW YOUR STAR’ slogan and RS with ’14 ON FIRE’ world tour. Before presenting this ‘UNFORGETTABLE’ watch, for the sake of respect, we need to talk about ZENITH too. In 1865, GeorgeFavre JACOT, one of the master minders of Le Locle, fell in love with watch manufacturing atmosphere over the Jura’s of Switzerland and established his workshop. In 1877, after converting his workshop to a factory, he changed the name from FAVRE JACOT&CIE to ‘ZENITH’ which means summit. With this conversion, all parts were manufactured with specific machinery and the final assembly had been carried out at another workshop. ZENITH, among one of the first factory based manufacturing companies in the world is capable of building their own parts and movements. The company deserved more than 2200 CHRONOMETER awards and hence, very valuable Swiss trade mark. In 1969, the brand manufactured world’s first automatic chronograph watch with capability of 5 Hertz, 36000bps vibration and beyond this period, it became one of the classics. Movement which is favorite for many watch manufacturers, first named as Caliber 400, today it is called 4000. Over the past 40 years, continuously improved EL PRIMERO, currently, transformed into an excellent chronograph movement and capable of displaying 1/10 of a second, 30 minutes, continuously progressing 12 hours and a calendar. More about ZENITH EL PRIMERO CHRONOMASTER 1969/ROLLING STONES
Albums, like BEGGARS BANQUET, LET IT BLEED, STICKY FINGERS, EXILE ON MAIN STREET, IT’S ONLY ROCK’N’ROLL, BLACK AND BLUE, EMOTIONAL RESCUE, TATTOO YOU which still form the repertoires of Babylon and other tours, concerts played great role for the group on the way to become a legend. While Rolling Stones was catching enthusiasm within the hearts of the fans and perhaps the young generation owners of ZENITH, in July 1969, the brand presented the legendary automatic EL PRIMERO chronograph to the world. By having the world’s first 5 Hertz oscillating system, this chronograph used to permit up to 1/10 seconds of measurement and recording time. While the human beings could not even imagine the system performing with a speed of 5 Hz, in well equipped factories, ZENITH engineers, with their hard work, have achieved their goals successfully in those years.
The serial that composed of 250 pieces in limited quantity is a smart harmony that is formed by the DNA’s of Zenith and Rolling Stones. Two chronograph counters, one at 3 o’clock, 30 minutes and the other at 6 o’clock, 12 hours, ornamented with the same colors like in original 1969 model El Primero. The first one is in night blue, the second one is in slate gray. Over the 12 hour chronograph, there is symbolically designed red tongue and lip logo of famous Rolling Stones. As a signature of Zenith products, these historical colors are related to the symbolic ’hearth beating’ over the dial. At the back side of the watch, design contains the same tongue symbol carved in sapphire crystal provides revelation to El Primero 4061 motion in 1/10 of a second, beating in 10 vibration frequency in a second, world’s most sensitive mass produced mechanic caliber. Jean Claude Biver once made statements about the case as follows:
Special Report
GF Turkiye
101
‘In 1960’s, thinking and implementing, beyond the ordinary methods gave life to the first (El Primero) chronograph motion rating with one over 10 of a second. Likewise, ability to think out of standards, provided bases for the development of a new Blues and Rock’ n’roll music. Zenith and Rolling Stones are today’s living legends, so it is not a surprise that they teamed up.’
102
lışmaktan mutluluk duyuyoruz”. Bennett sözlerine şöyle devam etti; “Rolling Stones sınırlı sayıda saatlerini piyasaya sürmede Zenith ile birlikte çalışacağımız için heyecanlıyız. Rolling Stones’un hayranlarına ulaşmasını destekliyoruz ve bu saat, coşkulu Rolling Stones hayranlarına ve orijinal üretim saat koleksiyonerlerine hitap edecek.” Böyle güzel bir iş birliği için, ZENITH’in yıldızı, grubun 4 yıldızıyla beraber sahnede beşinci yıldız olacaktır. Ve eminim ROLLING STONES tutkunlarının içerisinde fazlaca ZENITH tutkunu vardır ya da olacaktır. Şahsen ben bu iki devden yeni bir “ANGIE” bile beklemeye başladım. Ya siz!!! “But Angie, Angie, you can’t say we never tried Angie, you’re beautiful, but ain’t it time we said good-bye? Angie, I still love you, remember all those nights we cried? All the dreams we held so close seemed to all go up in smoke Let me whisper in your ear:” GF Türkiye
el Haber
Rolling Stones’ comments on this matter was : ‘Within the scope of our ’14 On Fire’ tour, we are happy to work with a magnificent trade mark Zenith.’ Bennet continued: ‘Rolling Stones is very excited to work with Zenith in regard to releasing limited quantity watches to markets. We support that this watch reaches to all Rolling Stones fans and will address to all enthusiastic Rolling Stones fans and special edition watch collectors.’ For such a good collaboration, Zenith’s star, which meets with the other 4 legendary stars of the group, will be the fifth star on the stage and I am sure, among of the ROLLING STONES lovers, and many ZENITH lovers or some more others will be new fans of this time piece. Personally, I have already started to wait a new ‘ANGIE,’ from these two giants . And you? “But Angie, Angie, you can’t say we never tried Angie, you’re beautiful, but ain’t it time we said good-bye? Angie, I still love you, remember all those nights we cried? All the dreams we held so close seemed to all go up in smoke Let me whisper in your ear:”
WE HAVE ARRIVED CHECK OUT OUR RESTYLED SPACES. WE’RE MAKING AN ENTRANCE. www.wistanbul.com.tr
104
GF Türkiye
İnceleme
GELENEKSEL E YARATICI İS İ RE SAAT İLİ İNİN İR E B LGESİNDE YENİ BİR YILDI İsviçre’nin Jura dağlarındaki saatçilik, 1710 yılında Daniel-Jean RICHARD adlı gencin, Fransa’da yaşanan gerilimli yıllarda, o dönemde Fransa’nın bir kasabası olan La Sagne’dan(1848 yılında Neuchatel Canton’u ile beraber İsviçre’ye bağlandı), Le Locle’a kaçıp iş aramaya başlamasıyla tohumlanmıştı. O dönemde Le Locle, tam bir tarım ve hayvancılık kasabası idi, haliyle çok az kimsede, prestij aracı olarak bir cep saati vardı. Kasabanın yüksek saygınlıktaki toprak sahiplerinden birisinin cep saati, ne zaman tamir edilmek üzere Jean RICHARD’ın eline geçti, Jura’larda saatçilik meşalesi yakılmış oldu. Bu tarihten sonra Fransız Kraliyet soylularına saat yapan bir çok değerli zannatkar, La-Chaux-de-Fonds, Le Locle, Saint-Imier, Villeret gibi kasaba ve kentlere kaçmaya, buralarda saatçiliği yaymaya başladılar. Abraham-Louis BREGUET, Abraham-Louis PERRELETT, Emmanuel DUCOMUNNE bu değerli isimlerden sadece birkaç tanesidir. Endüstri devrimiyle beraber, saatçilik Jura vadilerinde önce evlerde, sonraları küçük sermayelerle kurulmuş atölyelerde ve 1856 yılında Ge-
orges-Favre JACOT’un Le Locle’da kurduğu(ZENITH) ilk muvman eboş (boş platin) ve parça üreten fabrikasıyla endüstrileşmeye başladı. Aynı yıllarda Villeret’de Jean BLANCPAIN’ın 1735 yılında yaktığı görkemli meşalenin ışığında, derin saatçilik tecrübe ve birikimlerinin üzerine MINERVA yüksek saatçilik fabrikası kurulmuştu. Saint-Imier, Jura vadilerinin en güzel kasabalarından ve Villeret gibi özel öneme sahip bir köyün merkezidir. MINERVA, 1908 yılında sadece kol saati muvman eboş ve parçaları üreten ilk fabrikalardan olmayı başarmışken, Saint-Imier de bölgenin ikinci önemli endüstri merkezi oldu (1862 de LONGINES fabrikası da burada kuruldu). Le Locle ile Saint-Imier arasında bu gün trenle hemen hemen yarım saat kadar yolculuk yapıp ulaşabiliyorsunuz. Bu yakınlık sebebiyle, etkileşim iki yüzyıldır nufuzunu korumaktadır. Geleneksel İsviçre Saatçiliğinin kalitesi, Jura vadilerinin bu güzel kasabalarındaki saat tutkunlarının yatırımlarına ve onlarca değerli mucitle, saat üretimi ustasına dayanmaktadır. MONTBLANC’ın saatçilik anlayışı da aynı gelenekten geldiği için, 2007
A NEW STAR O ER THE SU IT OF TRADITIONAL AND CREATI E SWISS WATCH AKING During the chaotic years in France, the watch making over Jura mountains of Switzerland was seeded in 1710 when a youngster Daniel-Jean RICHARD fled from a French town La Sagne at that time(in 1848, together with Neuchatel Canton connected with Switzerland) to Le Lockle where he started to look for a job. At that period, Le Locle was completely a livestock and agricultural town; with this in mind, obviously, very few people had a prestigious pocket watch. When the pocket watch of one of the esteemed land owners of the town passed in to the hands of Jean RICHARD for a repair, the watch making torch has been lit in Juras. After this date, many valuable artisans who were making watches for French royal nobles started to flee to towns or cities like La-Chaux-deFonds, Le Locle, Saint-Imier, Villeret where they spread watch making. Abraham-Lois BREGUET, Abraham-Lois PERRELET, Emmanuel DUCOMUNNE were some of the few valuable names. With the industrial revolution, watch making first was started in homes located along the Jura valleys, later continued in ateliers established
by small capitals, then , it became an industry with the factory Zenith that manufactured the first movement and related parts established by George –Favre JACOT in La Locle in 1856. Around the same years, under the spectacular torch light of Jean BLANCPAIN who lit at Villeret in 1856, with the strong watch making experience and knowledge accumulation, MINERVA, advanced watch making factory had been established. Saint-Imier is one of the most beautiful towns of Jura valleys and the center of a significant village like Villeret . While, MINERVA had succeeded in becoming one of the first factories which produced only wrist watch movement and the related parts in 1908, Saint-Imier also became the second important industrial center( in 1862, LONGINES’ factory was founded here too). Today, the travel distance between Le Locle and Saint-Imier is almost half an hour by the train. Owing to this closeness, the interaction keeps its influence throughout two centuries. The quality of the traditional Swiss watch making is based on watch maker masters, dozens of valuable inventors and the investments of watch enthusiasts
Re ie
GF Turkiye
105
yılında MINERVA’nın eşsiz kültürel hazinesine el attı ve fabrikanın değerli kronograf kalibre 13-21 muvmanına tamamen sadık kalarak yeniden üretti, bu muvmanları da “La Collection Villeret 1858” adını verdiği çok nadide parçalarda kullanarak yeniden hayata getirdi. Dergimizin bu sayfalarında, MINERVA muvmanlarla çalıştırılmış Villeret 1858 koleksiyonundaki parçaları tanıtmak istedik. Çünkü, hem gelenek hem de güncel yaşamı bir çizgide buluşturmaktalar. Modellerin kozmetik görünümleri her ne kadar klasik gibi olsa da, dikkatle baktığınızda, yenilikçi ama zamane ruhunu görmektesiniz. Mesela orijinal MINERVA kronograf muvmanında olmayan takvim göstergesini, saat 6 konumundaki alt kadranda pointer-noktalı gösterge olarak Chronograph VintageTachy/Date’de görmekteyiz. Buna karşılık, Vintage Pulsograph’da takvim göstergesi yer almamakta ama, iç çerçevedeki Pulsometre, aslında piyasaya ilk
olarak bir kronograflı saatte, 1928 yılında sunulmuş bir yeniliktir. Her üç parça da, kronograf fonksiyonları, Mono pousoir/Mono pusher yani, tek tuşla yönetilmektedir. Bu özellik, hem gelenekçi, hem de günümüz dünyasına bir teknik meydan okuma gibidir. Tek bir tuşla, başlat-durdur-geriye sıfırla komutunu verebiliyorsunuz. Sırasıyla da olsa, hassas bir kolonlu çark koordinatörün, emirleri komut sahalarına tek bir tuşla aktarması, iki tuşla yapmasından daha karışık bir mekanik saatçilövye teşkilatına sahip olması demektir. Bu da yüksek saatçi likteki “State-of the Art”’ı /Sanat’ın zirvesini(kaymağını) temsil etmektedir. Sadece tek tuşla kalmıyor, yüksek atalet değerine sahip vida dengeli balans çarkı da, bu değerli parçaların en hassas ve önemli parçaparça larındandır. Çünkü hassasiyet, balans çarkının pandülle olan aşkıyla, zamanı adımlamaktadır. MONTBLANC böyle bir bilgi birikimine sahip çok ender üreticilerden birisi olarak, Jura
106
who live in such a pretty towns of Jura valleys. Since, MONTBLANC’s watch making perception comes from the same tradition, in 2007, they adopted MINERVA’s unique cultural treasury and remanufactured factory’s valuable chronograph caliber 13-21 movement remaining faithful to it and using very rare parts, he brought it to life and called ‘La collection Villeret 1858.’ In pages of this issue, we wanted to introduce the components of 1858 Villeret collection which runs with MINERVA movements because they make the tradition meet with daily life over the same line. Even though the cosmetic appearance of the models are classical when you look closer, you will notice they are innovative, yet timeserver. For example, the calendar display is unavailable in original MINERVA, whereas you can see it in sub dial pointer display located around 6 o’clock in chronograph Vintage Tachydate . In the
GF Türkiye
İncele e
contrary, Vintage Pulsographe doesn’t have a calendar display, but the pulse meter within the inside frame of a chronograph watch is quite an innovation introduced to markets in 1928 for the first time. The chronograph functionality in both of the components are managed by manually wound monopusher. This feature is such a technical challenge to both the traditional and today’s world. You can use the commands start-stop-rewind-reset with only one key. Being able to transmit the commands sequentially into the command field with only one key instead of two, by a sensitive one columned wheel coordinator means it has more complicated mechanical lever system. This in turn represents the ‘State-of the Art.’ It is not only single pusher key functionality, high inertia screw balance is also one of the most valuable sensitive components. Empowered with love of the balance wheel and pendulum, the accuracy paces with time. MONTBLANC is arising like a new born star from the skirts of Jura valley
Vadisinin eteklerinde doğan yeni bir yıldız olarak yüceliyor. Balans’ın salınımını sağlayan pandül ise Philips eğrili forma sahiptir. 2.5 Hz yani 1/5 saniyelik 18000 alternans/saat titreşimli reglaj, yüksek atalete sahip balansla hassasiyeti sürekli üst düzeyde korumaktadır. Platin ve baskılar (köprüler) Coté de Geneve dekorlu, geriye kalan bölümler her iki yüzde de çembersel dekor edilmiş, her pinyonun alt ve üstünde chatonlu taş yerleştirilmiş, mavileştirilmiş vidalar, elde pahlanmış kenarlar, mekanizmanın ne kadar büyük bir titizlikle toplanıp işlendiğini gözler önüne sermektedir. Kubbe safir cam, altında yatmakta olan emayelenmiş 18 ayar altın kadranı ve mavileştirilmiş saat kollarıyla, kırmızı kronograf saniyesinin armonik uyumunu teşhir ederken, arka kapak, mekanizmanın zengin detay ve yüksek saatçilik aşkını gözler önüne sermek için şeffaf yapılmıştır. Tachydate’in kadran çerçevesinde yer alan takimetre 30km/s-1000 km/s arasın-
da derecelendirilmiş ciddi bir cetveldir.18 ayar beyaz/kırmızı altın saat kasası, 58 kat özel işlenmiş deri bilekliği, kozmetik işçiliğin son göz alıcı noktaları olmaktadır. MONTBLANC, 1906 yılında Hamburglu bir kırtasiyeci tarafından kurulan şirket, 1908’den 1911’e kadar Montblanc ticari markasını alana kadar Simplo Filler Pen adıyla devam etti. 1924 yılında “Meisterstück” ilk defa tanıtıldığında, dünyanın en meşhur ilk kalemi olacaktı. 1996 yılında Richemont Group tarafından satın alındıktan sonra ilk saat imalatlarına Le Locle’ daki atölyelerinde başladı. 2006 yılında Villeret’e de ikinci atölyesini açan marka, Vintage 1858 ve Nicolas RIEUSSEC “kronogra“kronogra fın mucidi” serileriyle dünyayı ayağa kaldırdı. Kısa sürede az sınırlı sayıda ürettiği parçalarla da ün kazanan MONTBLANC, saatçiliğin beşiklerinde yeni maceralara atılarak, meraklılarına muhteşem sürprizler hazırlamakta.
107
as one of the rare manufacturers who have such a knowledge accumulation. Balance spring is in Phillips curve format. Accuracy is always kept at very top level by having highly stable balance with regulation of the frequency at the rate 2.5Hz. 1/5 seconds, 18000 vibrations per hour. The plate and the bridges are ‘Cote de Geneva’ , recesses circular grained on both sides, diamond hubs on both side of the pinions, blued screws, hand chamfered edges, all reveals that the mechanism is developed and cultivated meticulously. Sapphire Chrystal dome, underneath, enameled 18 K gold dial and blued clock hands with red chronograph hand representing a harmony while bottom cover was made transparent to demonstrate the passion in watch making and more details of the mechanism. Located within the dial frame of the Tachydate, tachymeter scales measuring speeds of 1000km/h to 30km/h, providing precise measurements. 18K white/red gold case, 58 layer hand-stitched leather
bracelet, all are the last glamorous points of the cosmetic labor. MONTBLANC was established in 1906 by a stationer from Hamburg and until obtaining the trademark title of Montblanc, it existed under the name of Simplo Filler Pen. When ‘Meisterstuck’ was presented in 1924 for the first time, it should have been the most famous item in the world. After purchased by Richemont Group In 1996, they have started to manufacture watches in their ateliers at Le Locle for the first time. The brand that opened a second atelier in 2006 at Villeret, caused a great enthusiasm in the world with Vintage 1858 and Nicolas RIEUSSEC ‘the inventor of the chronograph’ series. As gained reputation for manufacturing limited amount of components in a short period of time, MONTBLANC is preparing for extraordinary surprises to their enthusiasts by embarking on new adventures from the cradles of watch making.
Re ie
GF Turkiye
İLK D NYA HARİTASININ 500 YILINA
EL Lİ İTLİ
O AS PİRİ REİS KOLEKSİYONU
108
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Topkapı Sarayı, bir müzeye dönüştürülür. İçindeki kıymetli yazma eserler de kütüphaneye dâhil edilirken, Revan Köşkü Koleksiyonu’nda bir belge keşfedilir. Müdür Halil Edhem’in talimatıyla bulunduğu yerden çıkarılan bu belge, Ekim 1929’da Alman profesör Gustav Deissman vasıtasıyla dönemin önemli isimlerinden Prof. Paul Kahle’ye gösterilir. 1526 yılına ait Kitab-ı Bahriye ile beraber envantere girdiği için, yüz yıllarca yerinde saklı kalmış bu eserin kıymeti o vakit anlaşılacaktır. Ceylan derisi üzerine işlenmiş ve daha sonradan bir parçasının koptuğu anlaşılan bu belge, dünya denizcilik tarihinin mühim bir burcu sayılan denizci Pîrî Reis’in dünya haritasıdır. Kendini “Merhum Gazi Kemal Reis’in birâderzâdesi meşhur Hacı Mehmed’in oğlu” diyerek tanıtan Pîrî Reis’in işte bu haritayı çizmesinin üzerinden tam 500 yıl geçti. 2012’de Paris’te bir toplantı yapan UNESCO, eserlerine ve önemine binaen 2013 senesini “Pîrî Reis yılı” ilan etmişti.. Piri Reis Koleksiyonu numaralı üç seriden oluşuyor İlk modelinde, Piri Reis haritasının 500. yılına ithafen 300 adet dolmakalem ve 200 adet rollerball olmak üzere, toplamda 500 adet kalem bulunuyor. Altın yaldızlı mine ile, 925%K ayar güGF Türkiye
İncele e
müş işlemeden oluşan, narin bir el işçiliği ürünü olan bu kalemler Piri Reis haritasının jeolojik ve stilistik elementlerini yansıtan kabartmalara sahip. Bu sınırlı sayıda üretilen kalemler Piri Reis döneminde Kalyon yapımında kullanılan meşe ağacı ile üretilmiştir. 1-5-1-3 sayılarının değer toplamı ikinci modelde yer alan 18 ayar pembe altından oluşan ve meşeden yapılmış, numaralandırılmış 4 adet dolmakalem ve 6 adet rollerball olmak üzere toplam10 kalemi yaratıyor. Üçüncü modele ilhamını,1521 yılında Piri Reis tarafından yazılan ve Akdeniz’in önemli liman ve şehirlerini tarif eden Kitab-ı Bahriye’nin var olan 8 kopyasından alıyor. Seri, meşe ve beyaz altından yapılan ve pırlantalarla işlenen 8 adet numaralandırılmış dolmakalemden oluşuyor. Sınırlı sayıda üretilen “Piri Reis Dünya Haritası” koleksiyonu küçük ve değerli kol düğmesi koleksiyonuyla da zenginleşiyor. Elle işlenen ve incelikle süslenen kol düğmeleri üç farklı stilde sunuluyor: Sarı altın kaplama, pembe altın kaplama ve beyaz altın kaplama. Tüm koleksiyonunun temelini oluşturan Piri Reis Haritası, hem kalemler, hem de kol düğmeleri için meşeden yapılmış hazine sandığı kutularla tüm ihtişamı ile kendini gösteriyor.
SPECIAL TO THE FIRST AP OF THE WORLD 500TH ANNI ERSARY LI ITED EDITION
O AS PIRI REIS COLLECTION Topkapi Palace has been transformed to a museum during the first years of Republic of Turkey. While the valuable written pieces were being added to the library, a document was uncovered in Revan Mansion Collection. With the directions given by the deputy manager Halil Edhem, this document was retrieved and shown to Prof. Paul Kahle,one of the most important orientalists at the time by German prof. Gustav Deissman in October, 1929. Since it was added to the inventory of the palace together with Kitab-i Bahriye (Book of Navigation-1526) and was hidden for centuries in there, the importance of these valuable documents had been recognized after the uncovering of these hidden documents. Carved on gazelle leather , later on it had been realized that there was a missing piece, this document was the world map of Piri Reis one of the most important top admirals of the world. It has been exactly 500 years since Piri Reis who had introduced himself as “ Son of deceased Ghazi Kemal Reis’s brother renowned Hadji Mehmed” had drawn this map. In 2012, UNESCO held a meeting in Paris and announced the year of 2013 as “The year of Piri Reis” honoring the importance and significance of him based on his masterpieces. Piri Reis Collection Consists of numbered three Series The first model series is composed of 300 pieces of fountain pen and 200 anniverpieces rollerball in total 500 pieces of pens honoring the 500th anniver sary of Piri Reis map. Pens , composed of gilded enamel, 925 % K silver processing as the product of elegant handcraft has reliefs reflecting the quangeologic and stylistic elements of the map of Piri Reis. These limited quan tity pens are made of oak wood , the same material as the galleons were made of back in the time of Piri Reis. The total numeric value of 1-5-1-3 (representing the year the map was prepared) creates the second model made of 18 karat gold and oak wood, all numbered 4 pieces of fountain pen and 6 pieces of rollerball. NaviThe third model inspired by the 8 copy of Kitab-i Bahriye (Book of Navi gation) written by Piri Reis which tells about the important harbors and cities of Mediterranean. This series consists of 8 numbered fountain pen Promade of oak wood and white gold, and embellished with diamonds. Pro duced in limited quantities “ Piri Reis World Map” series is also enriched by emthe collection of small and precious cuff links. Handcrafted and finely em bellished cuff links come in 3 different style: yellow gold plated,pink gold plated and white gold plated. The Piri Reis Map that the whole collection was based on stands out magnificently on the treasure chests made of oak wood prepared as containers for both pens and cuff links .
Re ie
GF Turkiye
109
110
Kralların e Tanrıçaların üce her arkası la 0 ılı aşkın bir süredir dün anın d rt bir tarafındaki üce her se erlerin be enisini e takdirini ka an ak adına aşkı de erli taşlarla har anlı or Aşk bir masaldır diyor Zéla. İnsanın içindeki coşku ruhundan taşıp bedene yansıdığında ışıldar her aşk. Mücevherler içimizdeki kıymetli duyguları dışımıza yansıtan tılsımlardır diyor. Mücevheri sanat eserine dönüştüren ellerde hayat bulan Zéla, kalitede sonsuzluğa uzanan, zamansız tasarımlarıyla yarattığı eserleri, mücevher tutkunlarına kusursuz zanaatkârlık ile sunmakta. Usta ellerin dokunuşlarıyla taşlara hayat veren Zéla, ihtişamlı tasarımlarıyla da onları ölümsüz kılar. Markaya ismini veren tanrıçayı temsil eden zarafet, asalet ve güzellik gibi kavramlar, üretilen her ürüne bir orkestra şefinin müziğe kazandırdığı ahenk gibi ince ince işlenir. Ve tüm bu ahenk ise Zéla’nın GF Türkiye
Butik
pahalıyı paha biçilemeyene dönüştürmesindeki becerisinin sırrıdır. Binlerce yıl evvel Zéla şehri savaş sahnelerine tanıklık ederek tarihe geçmişti. Ünlü Julius Sezar meşhur sözünü, veni vidi vici (Geldim Gördüm Yendim) Zéla savaşından sonra söylemişti. Bugün dünya aristokrasisinin mücevher markası olarak varlığını sürdüren Zéla, tarihinin bu zengin örgüsünü günümüz aşklarına benzetti. Sezar’ın bu sözlerini bir ülke için değil bir AŞK için söylediğine inanıyor. Zéla’ya göre Aşk Savaşı kadının kalbinde geçiyor. Erkek, kadının kalbini fethetmek için elindeki değerli taşları kullanıyor. Ancak bir kadının kalbi tüm bu değerli taşlardan daha değerlidir. GELDİM kelimesi iki insanın
111
Zéla, the jewelery brand of Kings and Goddesses has been harmonizing love with precious gemstones for over 30 years in the name of having the appreciation and admiration of jewelry lovers all around the world. Love is a tale, says Zéla. Love brightens when the euphoria flows out of your spirit and reflects on our body. Jewelries are charms which reflect the precious feelings inside us, so Zéla says. Comes to life in the hands that transform a jewelry into a master piece, Zéla offers the pieces reach eternity in quality and created by timeless designs to the passionate jewelry lovers in flawless hand crafting. Zéla, not only gives life to gems by the lovely touches of masters but also make them eternal with their magnificent designs. The concepts like elegance, nobleness and beauty symbolizing the Goddess whom the brand named after are finished finely over each and every piece in harmony like conducted by an orchestra chef. Thus, that harmony is the secret of the talent to transform the expensive to priceless.
Thousands of years ago, City of Zéla took its place in history by witnessing war scences. Legendary Julius Cesar said his famous quote, veni vidi vici ( I came; I saw; I conquered) after the War of Zéla. Today, being exist as the jewelry brand of aristocracy , Zéla resembles this rich historic sequence today’s love affairs. Zéla believes, Cesar said the quote not for a country but for a love. According to Zéla, The War of Love happens in woman’s heart. Man uses the precious gems he has in order to conquer the woman’s heart. But, a woman’s heart is much more precious than these gems. ‘I CAME ‘ symbolizes the crossing path of two people’s life; ‘I SAW’ , they realized that they are created for each other; and ‘ I CONQUERED’ all the secrets of the woman’s heart have been discovered…
Bouti ue
GF Turkiye
112
hayat çizgilerinin kesişmesini ve karşılaşmalarını simgeler. GÖRDÜM kelimesi birbirleri için yaratıldıklarını tanıştıktan sonra anladıklarını; YENDİM ise artık kadının kalbinin bütün sırları ile keşfedildiğini… Erkek, bu aşk savaşının sonunda kadının kalbini Zümrüt, Yakut, Pırlanta ve Safir ile taçlandırır. Sonsuzluğun nişanesi olarak aşkını kabul eden kadın ise Zéla’yı kutsar. Zéla’nın küçük ama düşündürücü büyük aşk hikâyesidir bu. Günümüzde Zéla yaptığı her tasarıma sanatsal bir anlam yüklemektedir. Çünkü her canlı yeryüzünde kalıcı bir iz bırakmak ister. Değerli taşlar Aşkı bir Savaş olmaktan çıkarıp başlı başına Aşk Sanatına dönüştürüyor. Zéla asırlardır tanımlanamayan soyut bir kavram olan Aşk’ın, tanımlandığı somut bir yansımasıdır… Pırlantadır... Aşkınızın kalbinde bu parıltılar sonsuza dek sürecek. Kadın ruhuna dokunmayı bilen her erkeğin büyük sırdaşı Zéla, ilahi Aşkla Tanrıçanızın kalbine giden yolda size ışık tutuyor... GF Türkiye
Butik
At the end of this war, man crowns the woman’s heart with Emerald, Ruby, Diamond and Sapphire. The woman accepts it as a mark of eternity and baptizes Zéla. This is the short but engrossing , big love story of Zéla. Today, Zéla adds an artistic meaning to every piece of design because every live being wants to leave remarkable marks on Earth. Precious stones transform love from being a war to the art of love. Zéla, is the tangible reflection of love and cannot be defined as an intangible concept for ages… It is Diamond… These glare will be in your love’s heart for ever. Zéla, the intimate of every man who knows to touch a woman’s spirit, brightens your path of divine love to your Goddess’s hearth...
Billur Kalka an billur kalka an gf-turki e co
CHI THE SPA İLE ARADI INI CENNETİ BULACAKSINI
114
Spalara oldu olası ba ıl ışı dır İstanbul da nerede bir Spa açıldı ını du sa uhakkak deneri İçerdeki sıcaklık hafif ü ik is kokular e u uşak elli as ler bedenini i e ruhunu u tatlı bir hu ura tesli et eni i sa la an en ideal bileşenler bana kalırsa Hal böyleyken davet edilince koşarak gittim Shangri-La Bosphorus İstanbul’a. Biliyorsunuz burası dünyaca ünlü bir otel zinciri. Beşiktaş vapur iskelesinde, vapurdan iner inmez tam karşısında. Anadolu yakasından gelen biri için bile çok kolay bir konumda yani. Asya kültürünün zarif dokunuşlarıyla tasarlanan, üstün servis kalitesi ve konukseverlik anlayışıyla konaklama sektörüne farklı bir boyut getiren Shangri-La Bosphorus Istanbul, CHI, The Spa ile Uzakdoğu’nun en eşsiz bakımlarını İstanbul’a getirmiş. Geleneksel Uzakdoğu felsefesini, Türk kültürünün karakteristik özellikleri ile kombine ederek misafirlerine sunan CHI, The Spa, sizi duyularınızı şımartmaya, vücudunuzu rahatlatmaya ve ruhunuzu yeniden canlandırmaya davet ediyor. Otelin İletişim Koordinatörü Elif Bilge Aytekin, öncelikle CHI, The Spa’yı gezdirerek Spa hakkında bilgi verdi. CHI, The Spa’nın tüm bakımlarında doğal ve organik ürünler kullanılıyor. Ayak yıkama ritüeli ile başlayan Uzakdoğu kültürünün imzası olan masajlara, cilt ve vücut bakımlarına Himalaya GF Türkiye
İncele e
mantrala müzikleri eşlik ediyor. CHI, The Spa, sekiz terapi süiti; içlerinde sauna, buhar odası, dinlenme alanı ve buz çeşmesinin bulunduğu bay-bayan soyunma odaları, bakım öncesi ve sonrası misafirlerin ağırlandığı dinlenme alanlarıyla dikkat çekiyor. Ayrıca ısıtmalı şu an tadilatta olsa da ısıtmalı yüzme havuzu da mevcut. Sırada masaj seçimi vardı. Ben yumuşak bir masaj rica ettim çünkü sert masajlar beni strese sokuyor. Elif Hanım da bana CHI, The Spa’ya özel olan muz yapraklarıyla yapılan bir masajı tavsiye etti. Kulağa farklı geldiği için hemen kabul ettim. Filipin kültüründen gelen eski ve geleneksel bir şifa tekniği olan “Philippine Hilot” masajı, muz yapraklarını kullanarak vücudun yenilenmesini ve enerji akışının dengelenmesini sağlıyormuş. Özellikle vücut üzerinde bulunan basınç noktaları ile derin dokuları da rahatlatıyormuş. Gerçekten de masajdan çıktığımda hem kafamın hem vücudumun dinlendiğini ve yenilendiğini hissettim. Sanırım CHI, The Spa’ya üye olup, sık sık gideceğim.
YOU WILL FIND THE HEA EN YOU ARE LOOKING FOR AT CHI THE SPA E er since I a a are I lo e spas In Istanbul hene er I hear a spa is opened I isit the definitel War en iron ent light usic fragrance and soft handed asseuses are all that see s to e ideal co ponents that allo ou to deli er our bod and our soul to serenit With that in mind, when I was invited, I went running to Shangri-La Bosporus Istanbul. As you might know, this place is a part of worldwide famous hotel chain. Close to the Beşiktaş ferry port, as soon as you are off the boat, it is across the port. Namely, it is at very easy location even for someone coming from the Anatolian side of Istanbul. Designed with the elegant touch of Asian culture, with high service quality and hospitality concept, Shangri-La Bosporus Istanbul brings a different dimension into accommodation sector and also, has brought the unique treatments of the far east to Istanbul with CHI, The Spa. Presenting the traditional far eastern philosophy to the visitors in combination with the characteristic features of the Turkish culture, CHI,The Spa is inviting you to pamper your senses, relieve your body and revive your soul. The communications coordinator of the hotel Elif Bilge Aytekin first showed me CHI, The Spa and provided me with information about the spa. In all spa treatments, natural and organic products are used. Starting with foot washing ritual, from the massages having the signature of far eastern culture and to the skin and body treatments are all accompanied by Himalayan Mantrala music. Inside CHI, The Spa, eight therapy suites call attention with areas like sauna, steam room, recreational area and women’s, and men’s locker rooms where there is ice fountain to use, before and after treatment relaxation areas for the visitors. Even though, currently in renovation, there is also available heated swimming pool. Next, there was a massage selection. I asked for a light massage; because rough massages puts me into stress. With this respect, Ms Elif suggested me a massage made by using banana leaves specific to CHI, The Spa. I accepted immediately because it sounded different. ‘Philippine Hilot’ massage, a traditional healing technique from Philippine culture, is providing the regeneration of the body and regulating the energy flow by using the banana leaves. Particularly, it relieves the stress points over the body and along with the deep tissues. When the massage was over, indeed, I felt both my head and my body relaxed and regenerated. I believe, I will become a member of CHI, The Spa and I will go there quite often.
Re ie
GF Türkiye
115
Burcu Gürtürk burcu gurturk gf-turki e co
- UG UTFAKTA L KS L KS DE IL IHTIYA utfakta nasılsını Ye ek e e i se i or a a ap a kıs ından hoşlan ı or usunu Ya da Ben her ikisini de se eri a a e de sa lıklı da beslen ek isteri di enlerden isini Peki si e tü bu tercihler için rahatlıkla kullanabilece ini ürünler oldu unu s lesek
116
Geçtiğimiz hafta V-ZUG Etiler Flagship Store’da bir yemek deneyimine katıldık. Size yukarıda saydığım tüm mazeretler masanın etrafında oturanlar tarafından dillendiriliyordu. Ta ki yemekler gözümüzün önünde 5 dakikada hazırlanıp 10 dakikada pişine kadar… Üstelik lezzetinden ve vitamininden de ödün vermeden… Yemek deneyimi ile ilgili ayrıntılara geçmeden önce V-ZUG’dan bahsedelim. Geçtiğimiz yıl 100. yaşını kutlayan V-ZUG, ilk İsviçre Unica çamaşır makinesini ürettiğinde yıl 1929’du. Teknolojiyi şirket ilkesi olarak benimseyen V-ZUG, ürünlerini yıllar içerisinde geliştirmeye devam etti. Unimatic & Tempo çamaşır makinesi 1950’lili yıllarda, Unimatic, Tempo, Adora ve Adora Tropic modelleri ise 1959-1962 yılları arasında tüketicilerin beğenisine sunuldu. Şirket, kısa süre içerisinde ürün gamına eklenen Adora bulaşık makinesi, kurutma makinesi ve çamaşır makinesi ile ev cihazları serini tamamladı. Daha sonraki yıllarda ev cihazlarının üretimini artıran V-ZUG, ürünlerine özel fırınlar ve çeşitli cihazları da ekledi. V-ZUG, 1979 yılında tam elektronik kumanda paneline sahip cihazlarını üretmeye başladı. Markanın ilk mikrodalga fonksiyonu entegreli fırını 1979 yılında dünyaya tanıtıldı. Günümüzde ise diğer beyaz eşyaların yanı sıra mutfağa getirdiği inovatif ürünlerle adından bahsettiren marka, lüks severlerin ilk tercihleri arasında yer alıyor. V-ZUG, mutfak için ürettiği fırınlara o kadar güveniyor ki, ürünleri deneyimlemeden almayın, diyor. Bunun için de mutfak deneyimleme geceleri düzenliyor. Etiler Flagship Store’da her Salı, Caddebostan Flagship Store’da ise her Perşembe günü, Master Şef Sedef Ozan Kıvanç ile katılımcılar mutfağa giriyor. Dileyen şefe yardım ediyor, dileyen sadece izliyor ve tadıma eşlik ediyor. GF Türkiye
İncele e
V-ZUG’un başarılı inovasyonları her şeyden önce çok daha sağlıklı beslenmenizi ve mutfakta usta bir şef olmanızı sağlıyor. Dünyanın ilk GourmetSteam pişirme programına sahip olan V-ZUG fırınlarıyla, V-ZUG tariflerini tek bir düğmeye basarak pişirmek mümkün. Hazırladığınız tariflerin pişirme derecesi ve süresini siz değil fırınınız düşünüyor. Zaten kolaylıkla da burada başlıyor. Pratik tariflerle yemeğinizi hazırlayın ve hangi yemeği pişireceğinizi fırın ekranındaki kayıtlı menüden bulup tıklayın. V-ZUG pişirme kolaylığının yanında kullandığı buharda pişirme tekniği ile de besinlerin mineral ve vitaminlerini kaybetmesini önlüyor. Şayet sizde mutfağa az vakit ayırıp, lezzetli ve sağlıklı yemekler tüketmek istiyorsanız V-ZUG fırınlarını mutlaka deneyin. Hazır marka böyle deneyimleme alanları sunmuşken size en yakın Flagship Store’a uğrayın ve memnun kalırsanız hemen bir V-ZUG fırın edinin. Kendi mutfağınızın master şefi siz olun. Master Şef Sedef Ozan Kıvanç hakkında: Profesyonel meslek hayatına 1994 yılında Çırağan Place Kempisnki’de başladı. Ardından Lares Park Otel’de görev aldı. Yaklaşık bir buçuk yıl Amerika Ocean Drive Otel’de Chef de Partie görevlisi olarak çalıştı. Bir süre sonra Bursa Tike Restaurant’ta restoran ve mutfak şefi, bunun yanı sıra Bursa Altınceylan Spor ve Aktivite merkezinin İtalyan restoran şefi oldu. Ramada Old City Otel’de Türkiye’nin ilk kadın aşçı başı unvanını alan Sedef Ozan Kıvanç aynı zamanda World Master Chefs Society üyesidir. İki altın, üç gümüş ve bir bronz madalya sahibi olan Sedef Ozan Kıvanç, aşçılık mesleğini V-ZUG Gurme Akademi Yönetici Şefi olarak sürdürüyor.
- UG LU URY IN THE KITCHEN IS NOT A LU URY NECESSITY Ho are ou doing in the kitchen You like to eat but ou don t like to cook Or ou re one of those ho sa s I like it both but at ho e I ant health eating though Then hat if e tell ou there are products ou can use for all these preferences Last week, at V-ZUG Etiler Flagship Store, we have participated for a food experience. All excuses, I have mentioned above have been expressed by the people sitting around the table until food was prepared in 5 minutes and was fully cooked in 10 minutes…better yet, without compromising from its flavor and nutrition too. Before going through about the details of the food experience, let’s talk about V-ZUG. Last year V-ZUG celebrated the 100. Birthday ; when they manufactured the first Swiss Unica washing machine, the year was 1929. V-ZUG adopted the technology as their company principle and they continued to improve their products over the years. Unimatic & Tempo washing machine in 1950s, Unimatic, Tempo, Adora and Adora Tropic models between 1959 – 1962 were out in the markets for the consumers. The company has completed the home appliences series with the addition of Adora dish washer, dryer and washing machines in to the product portfolio. In the following years, V-ZUG has increased the production of home appliances then, they have added special ovens and various devices into their product line. In 1979,V-ZUG, started to manufacture devices having full automated electronic panels. In 1979, the brand’s first microwave integrated oven was introduced to the world. Currently the brand is talked about not only in terms of washing machines, dish washers or ovens but also it is talked about innovative products they brought to the kitchen and today, they are taking place among the first preferences of luxury lovers. V-ZUG counts on their ovens manufactured for the kitchen so much so that, they suggest customers not to buy the products without any close test. Therefore, they set up kitchen experiment nights. Every Tuesday at Etiler Flagship Store, also at Caddebostan Flagship Store every Thursday, Master chef Sedef Ozan Kıvanç and participants are gathering in the kitchen. Some
wants to help the chef and some just watches and accompanies tasting. V-ZUG’s successful innovations, first of all, provide you a healthy eating and make you become a good chef in the kitchen. It is possible to cook The V-ZUG recipes by touch of a button since V-ZUG ovens have the first GourmetSteam program in the world. Recipes’ heat temperature and cooking times are thought not by you but your oven. As a matter of fact the comfort starts here. Prepare your food with practical recipes and from the registered menu over the oven screen, find the food you will cook and touch the button. Besides cooking comfort, owing to the steamed cooking technique V-ZUG uses, it prevents the loss of minerals and vitamins out of the food. If you want to spend very little time for your kitchen and want to consume healthy and flavored foods, you must definitely try V-ZUG ovens. Since, brands like V-ZUG offers such experimental locations, go to Flagship Stores nearest you and if you are satisfied, buy a V-ZUG oven immediately. Be the master chef of your own kitchen. About the master chef Sedef Ozan Kıvanç: She started her career in1994 at Ciragan Palace Kempisnki. Later she worked at Lares Park Hotel. Approximately one and a half years, she worked at American Ocean Drive hotel as Chef de Partie personnel. After a while, at Bursa Tike Restaurant, she worked as restaurant and kitchen chef and in the mean time she became Italian restaurant chef of Bursa Altinceylan sports and activity center. At Ramada Old City Hotel she obtained the first woman executive chef title, at the same time, Sedef Ozan Kıvanç is a member of World Master Chefs Society. Sedef Ozan Kıvanç who has won two gold, three silver and one bronze medals in her previous achievements , now continuous her career as V-ZUG gourmet Academy managing chef.
Re ie
GF Turkiye
117
Ceren Dilekçi ceren dilekci gf-turki e co
İSTANBUL DA BİR YABANCI Sahne ü erinde g steri e e perfor ansa da alı şo ların son ıllarda i le iciler tarafından çokça tercih edilir ol ası ile birlikte ülke i de de bu tür etkinliklere er eren ekanlara olan ihti aç her geçen gün artı or Geçti i i ıl açılan orlu Center Perfor ans Sanatları erke i ü ikal türünün ülke i deki ilk lerine er er esinin anında dün aca ünlü sanatçı e etkinliklere de e sahipli i apı or
Öncelikle, sizi biraz yakından tanımak isteriz Ben Ray Cullom. New York’tan İstanbul’a iki yıl önce taşındım. Evliyim ve üç çocuğum var. Ailem Ağustos ayından beri İstanbul’da yaşıyor. İlk 18 ay burada yalnızdım. Altı haftada bir onları görmeye New York’a gidiyordum.1988 yılından beri tiyatro sektöründe çalıştım. Profesyonel olarak New York’ta aktör, direktör ve dizaynır olarak çalıştım. 10 yılı aşkın süredir sahne arkasındayım, prodüksiyon için çalışıyor, tiyatro komplekslerini yönetiyorum. Türkiye’de neden bulunduğum konusuna gelecek olursak, Avrupa’nın en büyük Performans Sanatları Merkezi’ni yönetiyorum. Kesinlikle, bugüne kadar yer aldığım en büyük proje ve yaptığım en iddialı ve en ilgi çekici iş diyebilirim.
tim bölümüne geçişiniz nasıl oldu? Her zaman prodüksiyon işinin içerisinde bulundum ve süreçte etkinlik konusunda hayal kırıklığı yaşadım. Sanatı bir çok kez icra ettiğizde çok zaman, para ve kaynak kaybı yaşanıyor. Özellikle bir prodüksiyon olduğunda ve bir çok kişiyi aynı amaç doğrultusunda çalıştırmak gerektiğinde süreçte her zaman hayalkırıklığına uğradım ve “Daha iyisini yapabilirim. Şansımı deneyeyim” dedim. Prodüksiyon yöneticisi oldum, bu iş, herkesin enerjisini, zamanını alan bir iş ve şovu zamanında başlatma amacına odaklanmayı gerektiriyor. Olumlu tepki aldım ve bu işte iyiydim, şimdiye kadar kimse beni sahneye geri çağırmadı. Doğru tercih yapmış olmalıyım. Prodüksiyon yönetimi, beni şirket, etkinlik yönetimi ve son olarak performans merkezi yönetimi işine yöneltti. 20 yılı aşkın süredir çalıştığım tüm alanlarda tecrübeye sahibim.
Daha önceden bir Broadway oyuncusuydunuz. Sektörün yöne-
İstanbul’da boş vakitlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü Ray Cullom ile İstanbul üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
GF Türkiye
S leşi
Fotoğraflar: Mete Ersöz
118
A FOREIGNER IN ISTANBUL With the increasing interest in live stage shows the demand for venues which host such events are also increasing in our country. Opened last year, the Zorlu Center Performing Arts Center has not only been welcoming a wide spectrum of musicals staged for the first time in our country but also hosting world-famous artists and events. We had a pleasant interview with Ray Cullom, the General Manager of Zorlu Center Performing Arts Center, on İstanbul. First of all, we would like to know you better. Ray Cullom: I am Ray Cullom. I moved from New York 2 years ago. I am married, have 3 kids who are in Istanbul since August. I was here for first 18 months alone. Going back every 6 weeks for to see them. I worked in the theatre industry since 1988. Professionally starting in New York city an actor, a director ve a designer of theatre. Over the 10 years of transition from nonstage to being behind the stage, working for productions together and then running theatre complexes. To the point where I found myself in Turkey running the largest performing art center in Europe and certainly the biggest project I have ever been attached and the most challenging and interesting work I’ve ever done. You were previously a Broadway actor. How did you get into the management side of the business? Ray Cullom: I have been in production and I’d always get frustrated with
what I saw is efficiency in the process. There’s a great deal of wasting time and money, resources when you create art a lot of times. Especially when it is a production and trying to get a lot of people together to work for the same goal and I’d always feel frustration at the process and thank to myself ‘’I .. I’d do it better’’ and I say ‘’Oh.. give that a try.’’ So I first became a production manager which is actually this position which does take everybody’s energy, activity and time and focus it through the goal of openning a show on time. That’s well received and found that I was pretty good at that and so far noone has asked to come back to the stage so it must been the right choice. Production management let me into company management and venue management and eventually performing art center management. Also over the past 20 years I have had experience in pretty much in all of the departments I have worked. What do you enjoy doing in your spare time in Istanbul? Ray Cullom: Before my family moved here I filled my time because I
Inter ie
GF Turkiye
119
Ailem buraya taşınmadan önce zaman dolduruyordum çünkü fazla zamanım vardı, İstanbul’u dolaştım. Üniversitede tarih ve arkeoloji okudum, bu alanda çok çalışma yaptım, tarihi ve farklı ülkeleri araştırdım. Aynı zamanda işim gereği yaptığım şeylerden biri de tüm Avrupa’yı gezmek, sanatı izleyip, İstanbul’a getirmek için uygunluğunu ve kalitesini değerlendirmek. Zamanımın çoğunu haftasonları opera ya da benzeri gösterileri izlemekle geçirdim. Çünkü burada, sahnede sergilemeden önce izleme kuralımız var.
120
Bir yabancı olarak size göre İstanbul’da yaşanacak en iyi yerler nereleri? 18 ay Şişli’de yaşadım, gerçekten ilgi çekici bir yer. Nişantaşı ve Levent’i seviyorum. Zorlu Center’de yaşamasaydım, muhtemelen Levent ya da Bebek’te yaşardım. Özel olarak tercih ettiğiniz restaurantlar var mı? Zayıf yanım, lezzetli kebaplar.. Hamdi Restaurant’a gidip Eminönü’nü, geçen feribotları, çevreyi izliyorum. İstanbul ile ilgili en sevdiğiniz şey ne? Burası yaşamak için muhteşem bir yer. Trafiğini sevmiyorum. Yürümeyi, yürünebilir şehirleri seviyorum. Şişli’de yaşadığım dönemde sıklıkla Eminönü’e kadar yürür, feribota biner, öğle yemeği yerdim. Etrafta gezinip, farklı mimariler, komşuluklar, insanlar görmek bir tür kendini kaybetme şekli. Bu bakımdan İstanbul, New York’a benziyor. Her komşuluğun kendine has karakteri var. Aklına koyarsan istediğin yere yürüyebilir, her zaman ilginç şeylerle karşılaşabilirsin. New York ile İstanbul’u kıyaslayacak olursanız hangisini tercih edersiniz? New York benim evim. Çok uzun süre yaşadım. Karım ile ben New York’ta tanıştık ve 20-30 içerisinde orada emekli olarak yaşamayı umut ediyoruz. İstanbul’a aşığım fakat kalbim, evim olan New York’ta. GF Türkiye
S leşi
had a lot of it. I explored Istanbul. My college major was actually is history and archelogy did a lot of studying of this area of the world specifically, investigated history and different neighborhoods. Also because of my job one of the things I do is travel all of the Europe to see arts to evaluate for its suitability and quality to bring to Istanbul. So I spent a great deal of my free time especially on weekends going to see an opera, doing things like that. Because we have a rule here that we have to see everyhing before comes to stage. Which are the best places to live in city as an expat? Ray Cullom: I’ve lived in Şişli for 18 months which was an interesting place to live. I love Nişantaşı, Levent. If I wasn’t living in Zorlu Center I’d probably live in Levent or in Bebek. Do you prefer any special restaurants? Ray Cullom: My weakness is really good Kebabs. I always been people they love going to Hamdi looking at Eminönü, ferries leaving, around.. What do you enjoy most about Istanbul? How’s the quality of life? Ray Cullom: This is a great place to live in, great community to be a part of. I don’t like the traffic, that’s no fun. I love to walk, walkable cities. When I lived in Şişli I’d often just go on and walk all the way to Eminönü, to get on a ferry, to have lunch, doing things like that. It is a sort of loose yourself in, just walk around, seeing the different architecture, neighborhoods, people. In a way it is like New York. New York is the same way. Every neighborhood has a different character, it is a city if you could put your mind you can pretty walk much anywhere you want to. There is always something interesting. If you compare New York and Istanbul which one is your favorite? New York city is my home. I’ve lived for a long time. My wife and I met in New York, we hope to retire in New York in 20-30 years. I love İstanbul but my heart is in New York city.
122
Dİ ERLERİNİN YAP ADIKLARINI G R P İCATLARINDA KULLANIYOR Günümüz yaşamında artık prestij, herkeste olmayan ve herkesin birbirini taklit ederek aynı şeyleri yapmadığı ciddi ve eşsiz parçalar peşinde koşmayı tercih eder oldu. Yani, tourbillona “evet” ama geleneksel biçimiyle “değil”….ya da “UTC (Universal Time Coordinated/Eşdeğerli Evrensel Zaman) “evet” ama sadece bir “alt kadran ve ibre”yle değil. İşte böyle farklı olabilecek ciddi tasarımları son 7 yıldan, yapabilecek ve uygulayabilecek sadece 6 değerli marka akla geliyordu. Bildiğiniz üzere bu değerli yaratıcılar Patek Philippe, Audemars&Piguet, BLANCPAIN, Jacquet Droz, A. Lange&Söhne ve Jaeger-Le Coultre…idi. Ama son yıllarda bir marka daha bu özel meraklıların çevresine yayılmış hatta üzerindeki dikkatleri artırmış durumda. Yılda sadece birkaç yüz adet saat üreten Robert Greubel ve Stephen Forsey, son yıllarda alel acele yarattıkları markalarını, bir itibar simgesine dönüştürmeyi başardılar. Nasıl oldu diye soracaksanız, 2006 da üretimine başladıkları açılı tourbillon ve bunun sebeplerini anlatma biçimleri çok dikkat toplamış GF Türkiye
İncele e
olsa gerek. Daha sonraki yıllarda yine açılı ve 24 saniyelik tourbillon, bu gün yakaladıkları ivmenin sebeplerindendir. Bu kadar kısa bir zaman aralığına, birkaç icat sığdırmış olmaları belki ilgiyi tetiklemektedir. Satırlarımızda biraz da, 2011 de tasarlayıp ürettikleri GREUBEL FORSEY GMT 5N’i tanıtmak istedik. Alışılmış saat biçiminden biraz farklı olan bir kasa bizi karşılıyor. Bir tam çember yerine saat 5, 8,11 ve 13 yönlerinde homojen bir çemberi anımsatmaktan uzaklaştıran 4 adet dışa vurum penceresiyle karşılaşmaktayız. Aslında bu cumbalar sırasıyla; saat 5 yönünde tourbillonu, saat 8 yönünde GMT’i, saat 11 yönünde ikinci zaman bölgesini (second time zone) ve saat 12 yönünde de eksen dışı saat kadranını çevrelemekte olan kasa ve pencerelerden ibaret. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz özellikler bir yana, 24 saniyelik açılı tourbillon (25 derece eğimli) gerçekten bir efsane olmaya aday. Ama
saat 8 yönünde, turunu bir tam günde yani 24 saatte tamamlayan ve dünyayı temsil eden küre, bir GMT ibresinden çok daha öte etkiye sahip. Saat 3 yönüne yerleştirilmiş güç rezervi göstergesi, 2 adet tulumbaya (zemberek) saklanmış 72 saatlik bir güç rezervinin anlık seviyesini göstermekte. Parçanın fazla göze batmayan ama merkez dışı saat kadranını tamamlayan saat iki yönündeki saniye alt kadranı, bu mükemmel ve eşsiz yapıtın son değerli detayı. Bu kadar karışık fonksiyonları 443 parçalı ki bunlardan 87 parçası sadece 25 derece
eğimli 24 saniye tourbillonuna (0.36 ağırlığında) ait bir mekanizma canlandırmaktadır. Platin ve baskılar özel olarak elde dekor edilmiş ve her detay büyük bir itinayla tamamlanmıştır. Baskılardaki 45 derecelik pahlamalar, akabinde bir polisaj ustasının hassas el ve parmaklarına teslim edilmiş. Siyah iplikle elde dikilmiş gerçek timsah derisi bileklik, hem kalite düzeyini hem de görsel değeri artırmaktadır. Kasa 5N yani 18 ayar kırmızı altın alaşımından üretilmiş, mükemmel bir finisyon sonrasında, bir yıldızdan daha çok parlayacak hale getirilmiş. Ciddi koleksiyonerlerin peşinde koştuğu, ama maalesef çok fazla miktarlarla üretilmeyen GREUBEL FORSEY GMT 5N’in, yakın gelecekte müzayedelerde bu günkü değerinin hayli üstünde bir değer göreceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Kesinlikle bir başyapıt…
GREUBEL FORSEY OBSER ES AND DOES IT WHAT OTHERS DON T IN HIS IN ENTIONS Prestige, in today’s life, prefers to go after serious and precious pieces no one has and no one can do the same by imitating. That means tourbillon is fine, but not in traditional form… or ‘UTC(Universal Time Coordinated) is fine, but not with sub dial and a pointer only. In last 7 years, there are only 6 valuable brand come to mind to be able to implement and produce these exceptional, serious designs. As you know, these valuable creators were Patek Philippe, Audemars&Piguet, BLANCPAIN, Jacquet Droz, A.Lange&Sohne and Jaeger-Le Coultre… In last few years, one more brand became influential around the enthusiasts and above all increased attention. Manufacturing only several hundred watches in a year, Robert Greubel and Stephen Forsey, recently, succeeded in transforming their hastily created brand into a prestigious symbol. If you ask how this happened, in 2006, they have started to manufacture angled tourbillon in that more likely the presentation of reasoning might have called attention. In following years, again angled and 24 second tourbillon are the causes of the acceleration they caught today. In such a short period of time, to be able to squeeze a couple of inventions perhaps triggers the interest. Within our sentences, we wanted to present GREUBEL FORSEY GMT 5N they designed and manufactured in 2011. A case, slightly different than usual watch format, meets us. We notice, instead of one full circle, 4 windows sloping outward in 5,8,11 and 13 o’clock directions, detracting us from reminding of an homogeneous circle. Actually these bay windows are small windows showing tourbillon in 5 direction, GMT in 8 direction, second time zone in 11 direction and the dial away from axis of the watch unlike regular watches. Aside from the features mentioned above, 24 second angled tourbillon( 25 degree inclination) is literally a nominee to become a myth. Situated in 8 o’clock direction and completing its tour in one full day, in other words 24 hours, the sphere that represents the globe is far more functional than just a GMT pointer. Power reservoir indicator in 3 o’clock direction shows momentary level of 72 hour power reservoir hidden in 2 barrels. Completing the out of axis dial of the watch, located at 2 o’clock direction is the second sub dial. Even though that is an unobtrusive section of the piece, it is the last valuable detail of this unique masterpiece. Formed by total of 443 components, such a complex functionality is stimulated by only 87 components 25 degree in inclination 24 second mechanism called tourbillon (0.36g in weight). Each detail is completed meticulously, platinum and printing decorated particularly by hand. 45 degree chamfering in printing eventually handed over to the hands and fingers of a polishing craftsman. Black thread, hand stitched Bracelet is made of crocodile leather increases the quality and visual value. Case is made of 5N, 18 carat red gold alloy and after an excellent finishing touch, it is optimized to shine more than a star. Despite, there are too many collectors trying to catch, unfortunately, GREUBEL FORSEY GMT 5N is not manufactured adequately. In near future, no doubt, it will find buyers in auctions at higher value than today. Definitely a masterpiece…
Re ie
GF Turkiye
123
Burcu Gürtürk burcu gurturk gf-turki e co
PARIS HILTON UN ASASI ENNIFER LOPE İN TAHTI ONDAN SORULUR
124
Lüks artık ha atı ı ın her alanına gir iş duru da Kı afetten takılara çantadan a akkabı a lüksü aşa anın ke fini sürebili oru Lüks sadece ü eri i de taşıdı ı ı bir etiket de de il Yaşadı ı ı ge di i i hatta e ek edi i i at osferleri de bu aşa stiline ansıtı oru Dekoras onda lüks tasarı denildi inde ise akla gelen ilk tasarı cılardan biri dün aca ünlü isi lere tasarı harikası dekoratif ürünler sunan Şafak ak olu or Şafak Çak bugüne kadar, Paris Hilton’dan Jennifer Lopez’e Sting’den Beyonce’ye kadar dünyaca ünlü pek çok yıldız için özel tasarım ürünler tasarlamış. Herkes için lüksün tanımı farklıdır diyen Şafak Çak’a göre tasarım ve lüks birlikte yürüyen bir iş. Hatta kullanılan materyalden bağımsız, farklı bir tasarım ürünü daha da pahalı hale getirebiliyor. “Lüks ego tatminidir” Ünlü tasarımcı Şafak Çak, lüksün hayatımızdaki eksikleri tamamlayan bir araç olduğunu dile getiriyor. “Lüks, aslında ego tatminidir. Egolarınızı lüks ile tatmin edersiniz. Hayatınızdaki duygusal açıkları lüks ile tatmin edersiniz. Kıyafette de, arabada da, mobilyada da, dekorasyonda da bu böyledir” diyor. GF Türkiye
el Haber
Paris Hilton’a 15 metre büyüklüğünde fuşya renkli yemek masası Şafak Çak, 2011 yılında bir ürün tanıtımı için Türkiye’ye gelen Paris Hilton’a 36 saatte tasarladığı ve ürettiği 15 metre uzunluğunda fuşya renkli tasarım harikası bir yemek masası yaparak ününü perçinledi. Dört el oyması ağaçtan, parlak fuşya rengi masayı gören Paris Hilton mekâna girdiğinde şok geçirmişti. Masayı o kadar beğenmişti ki ardından altın ve gümüş kaplama bir yatak siparişi de verdi Şafak Çak’a. Şafak Bey, “O gece hayatımın dönüm noktalarından biridir” diyor. Jennifer Lopez’e dünya turnesi boyunca eşlik eden kırmızı taht Paris Hilton’dan sonra bir diğer dünya yıldızı Jennifer Lopez de lüks tasarım ürünü için Şafak Çak’ın kapısını çalıyor. Şafak Bey olayı şöyle aktarıyor: “Jennifer Lopez geçen sene eşimin çalıştığı bankanın spon-
PARIS HILTON S TABLE ENNIFER LOPE S THRONE ARE ASKED OF HI Lu ur is no e er here in our li es We en o lu urious life fro dresses to e elries fro bags to shoes Lu ur is not onl a tag e carr on but also e reflect the at ospheres here e li e tra el or e en e dine to this life st le When it is said lu urious design in decoration one of the first designers that co e to ind is Safak Cak ho introduces decorati e design onder products to orld-reno ned figures Throughout his career, Safak Cak has designed special products to many world-famous stars from Paris Hilton to Jennifer Lopez, from Sting to Beyonce. ‘The description of luxury is different for everyone’ as said by Safak Cak and according to him, design and luxury go together in business. As a matter of fact, a different design, independent of the material used, may make the product more expensive.
sorluğunda ülkemize konser vermeye gelmişti. Reina’da düzenlenen partide Jennifer Lopez ve menejeri Benny Medina ile tanıştım. O gece cep telefonumdan tasarladığım bir yatağı Benny Medina’ya gösterdim. Çok ilgilendi. Jennifer Lopez’i yanımıza çağırıp gösterdi. İki gün sonra Jennifer Lopez bir inşaat firması ile bir gece düzenlendi. O gece de eşimle oradaydık. Bu kez Benny Medina ve Jennifer Lopez yanıma gelip “Bize Dubai konserinde kullanılmak üzere Les Ottoman Hotel’de gördüğümüz koltuğun taht versiyonunu üç günde yapıp gönderebilir misin?” diye sordular. Ben bunun imkânsız olduğunu ancak Avustralya konserine yetiştirip gönderebileceğimi söyledim. Yedi gün sonra tahtı Avustralya konserine yetiştirdik. Taht ve tasarımcısı olarak elbette ben, Avustralya başta olmak üzere bilhassa Los Angeles medyasında oldukça geniş yer aldık. Bir sabah uyandığımda Lopez’den “Mailine bak” diye bir mesaj aldım. Avustralya konser lansmanının basın toplantısını bu taht üzerinde yapmış ve tüm medyada yer almıştı”. Şafak Çak’tan okuyucularımıza dekorasyonu lüks gösteren birkaç tüyo. “Bizim yaptığımız en büyük hata dekorasyonu değiştirirken işe eşya-
‘Luxury is ego satisfaction’ Famous designer Safak Cak utters that luxury is a device completes what is missing in our lives. He continues ‘in fact, luxury is ego satisfaction.’You satisfy your egos with luxury. You satisfy what is missing in your life emotionally with luxury. It is the same, in terms of clothing, in terms of cars, in terms of furniture, in terms of decoration.’ For Paris Hilton, fuchsia colored 15 meters long dining table Safak Cak has clinched his fame by designing and manufacturing a 15 meters long fuchsia colored, design wonder dining table in 36 hours for Paris Hilton who had been in Turkey for a product presentation in 2011. When Paris Hilton had entered into the site, she was shocked when she saw the bright fuchsia colored table made of four hand carved trees. She liked the table so much that she afterwards ordered a gold and silver plated bed from Safak Cak. Mr. Cak says ‘That night was one of the milestones in my life.’ Red throne, accompanying Jennifer Lopez during her world tour After Paris Hilton, another world star Jennifer Lopez too knocks on Safak Cak’s door for luxurious product design. Mr. Cak talks about the incident as ‘Last year, Jennifer Lopez had visited our country to perform a concert sponsored by the bank where my wife works. I met with Jennifer Lopez and her manager Benny Medina in a party held at
Special Report
GF Turkiye
125
Şafak Çak’ın Beyonce için tasarladığı yatak.
126
lardan başlamamız. Koltukları ya da kumaşları değiştirmek, sehpa almak, perdeleri yenilemek. Oysaki dekorasyon zeminden başlar. Sonra tavanla devam eder. Sonraki aşamada mobilyalarınızı geçebilirsiniz. Biz de her şey tersten başlıyor ne yazık ki. Mobilyacıda gördüğünüz bir sehpa hayatınızda gördüğünüz en güzel sehpa olabilir. “Bunu kaçırmayayım” dersiniz. Getirir koyarsınız, evinizin rengine uymaz. Şekline uymaz. Zemine, tavana ve duvara uymaz. Bu bir iç mimarla çalışmaktan daha maliyetli olur. Bunu göremiyor insanlar” Hayali “Beyaz Saray” Ünlü tasarımcı Şafak Çak’ın, hayali bir gün dünya liderlerine ürün tasarlamak. “Bu Tayyip Erdoğan’dan, Kılıçdaroğlu’na Obama’dan Putin’e kadarÇak‘ın geniş bir skala” diyor ve ekliyor Şafak Jennifer Lopez için tasarladığı yatak. “Pek yakında Beyaz Saray’da Şafak Çak imzalı bir tasarım yer aldı haberleri okursanız şaşırmayın” Hakkında
İkinci dünya savaşında Üsküp’den Türkiye’ye göç etmiş, mobilya tasarımcısı Kaya Çak’ın oğlu Şafak Çak, 2000 yılından 2010 senesine kadar dünyada birçok projede iç mekân tasarımcısı olarak çalıştı. 2010 senesinde Paris Hilton’un İstanbul’da katıldığı bir davet için 36 saatte 15 metre uzunluğunda 50 kişilik ahşap el oyması ve fuşya parlak lake bir masa tasarlayan Şafak Çak, o günden sonra ünlülerin lüks tasarımcısı olarak anılmaya başlıyor. Amerika tarafından kendisine, O1 vize denilen “yetenekli sanatçılara verilen Amerika’da yaşam hakkı” sunuluyor ancak Şafak Çak bunu kabul etmiyor. 2011 senesinde Gaziantep ve Bodrum’da bu kez dış mekan yapıları tasarlamaya başlıyor. Gaziantep’de yaptığı, ultra modern 5 villadan oluşan “Five Star by Şafak Çak” sitesi ile UCLA Universitesi’nde “Kalkınan Şehirlerdeki Yapılarda Tasarımcının Etkisi” konferansına konuşmacı olarak davet ediliyor. GF Türkiye
el Haber
Reina. That night, I have showed the bed I designed to Benny Medina through my cell phone. He was very interested in. He called Jennifer Lopez and showed it to her. Two days later, Jennifer Lopez organized a party with a construction company. My wife and I were there at that night too. This time Benny Medina and Jennifer Lopez came and asked me ‘The sofa we have seen at Les Ottoman Hotel! Can you make the throne version of that sofa ready in three days and send it to Dubai for our concert?’ I told them, this was impossible but, I could make it ready and send it for the Australia concert. Seven days later, the throne was ready for the Australia concert. Sure enough, the throne and myself as the designer took place with a considerably large coverage mainly in Australian and Los Angeles media. One morning, when I woke up, I had a message from Jennifer Lopez saying ‘check your e-mails. ’She had held a press conference on the launch of the Australia concert over this throne and it was all over the media. To ensure that the decoration is in fact a luxury, Safak Cak has also a couple of tips for the readers. ‘The biggest mistake we make is to start from the furniture items while we redecorating; like, changing the sofa or upholstery, to buy a new coffee table, to renew the drapes. In fact, the decoration starts from the floor. The ceiling comes next and later you can select the furniture. Unfortunately, we start everything in reverse. You may think a coffee table at a furniture store is the most beautiful one you have ever seen in your life. You don’t want to miss it. You take it home but it doesn’t match with the color of your house. It doesn’t match with the shape of your house. It doesn’t look good with the floor, the ceiling and the walls. This becomes costlier than working with an interior architect. People tend not to see this fact.’ His dream ‘White House’ The dream of the famous designer Safak Cak is to design products to world leaders some day. He says ‘This is from Tayyip Erdogan to Kilicdaroglu, from Obama to Putin, wide spread over a large scale’ and he adds ‘in near feature, don’t be surprised if you read news indicating that in the White House, there is a product designed and signed by Safak Cak,’ About Safak Cak, the son of furniture designer Kaya Cak who had emigrated from Uskup Macedonia to Turkey during world war II, worked in many projects througout the world as an interior designer from 2000 to 2010. Safak Cak became known as the luxury designer of celebrities after designing 15 meters long, hand carved wooden, a shiny fuchsia lacquer dining table with 50 people capacity in 36 hours for an invitation that Paris Hilton participated in Istanbul in 2010. The United States has
127 127
2012 senesinde Jennifer Lopez’e şarkıcının isteği üzerine, dünya turu konserlerinde kullanılmak üzere bir taht tasarlıyor. 7 gün sonra Avustralya konserine yetişen taht daha sonraki tüm dünya konserlerinde hatta basın toplantılarında kullanılıyor. 2013 yılında New York Manhattan’da 1931 yılında inşa edilmiş Walker Tower’ın konuta dönüştürülmesi sırasında binanın röneve mimarı Cetra Ruddy banyolarda kullanılacak taşlar için Şafak Çak’a danışıyor. Şafak Bey, Cetra Ruddy’e Afyon ve Muğla mermerlerini kullanarak yaptığı tasarımları gönderiyor. Çok beğenilen ve örnek daireye uygulanan mermerler bu daireyi satın alan Sting tarafından çok beğenilince bu kez evin salon ve yatak odalarını da Retro tarzda tasarlıyor. Sting in evini goren Cameron Diaz, Gisele Bunschen ve Naomi Campbell‘da aynı yerden daire aldılar.
offered Q1 visa which is for working and living right of the artists in The United States, but Safak Cak didn’t accepted it. In 2011, he started working on exterior design in Gaziantep and Bodrum. After completing ‘ Five Star by Safak Cak’ community that composed of 5 ultra modern villas, he was being invited to lecture in the conference ‘Designer’s effect on the buildings of aspiring cities’ which was held in UCLA Los Angeles.In 2012, to be used during world tour concerts, he designed a throne up on a request of singer Jennifer Lopez. In 7 days, the throne was at Australia concert and thereafter the throne has been used in all world concerts and even at press conferences. In 2013 in New York Manhattan, during the conversion of Walker Tower, built in 1931, to a residence, renovation architect Cetra Ruddy consulted Safak Cak about the stone use in the bathroom. Mr. Cak in turn, sent his designs where he used marbles from Afyon and Mugla region. Being admired, the marbles were applied in the model home and liked very much so by Sting who bought this flat also, then he was asked to design the living room and the bed rooms as well in Retro style. After seeing Sting’s condominium, Cameron Diaz, Gisele Bunschen and Naomi Campbell bought places too at the same building.
Special Report
GF Turkiye
128
İS İ RELİ L KS SAAT ARKASI ULYSSE NARDIN T RKİYE DEKİ İLK BUTİ İNİ NİŞANTAŞI NDA A TI Yüksek Saatçilik konusundaki başarısı ile en büyük okyanuslara demir atarak Paris, Cenevre, New York, Florida, Miami ve Moskova gibi dünyanın en popüler merkezlerinde butik açan İsviçreli lüks saat markası Ulysse Nardin bu sefer dümenini İstanbul Boğazı’na çevirdi. Ve İstanbul’un en prestijli ve seçkin merkezi Nişantaşı’nda Ulysse Nardin butiklerine bir yenisini ekledi. Faruk Süren, Kemal Gülman, Samim Baki, Ersoy Çetin, Emre-Didem Ergani, Aykut Gürel gibi cemiyet, iş ve sanat dünyasının başarılı isimlerinin katıldığı davetin ilk dakikaları butiğin yer aldığı Altın Sokak’ ta verilen kokteyl ile başladı. Sokak mavi yolculuk temasında özel olarak dekore edildi. Flapper Swing’ in geçmiş dönemi anımsatan müzikleri ile renklendi. Ulysse Nardin, Türkiye’ deki ilk butiğinin açılışında, 168 yıllık deniz tutkusundan yola çıkarak, Turmepa “ Deniz Temiz” Derneği ile işbirliği yaptı ve denizlerden toplanan pet şişeler ile oluşturulan bir balık enstalasyonu sergiledi. Davette balık enstalasyonuna “Deniz Temiz” için bir pet şişe de konuklar ekledi. Ulysse Nardin’ in yeni limitli ve özel serileri açılış süresince davetlilerin ilgi odağı oldu. Blue Toro, Blue Executive Dual Time, Sonata Streamline ve Özel Marine Chronometer Serileri en çok incelenen modeller arasında yer aldı. GF Türkiye
Tanıtı
LUXURIOUS SWISS WATCH BRAND ULYSSE NARDIN OPENED THE FIRST BOUTIQUE IN NİŞANTAŞI TURKEY Ulysse Nardin, a successful luxurious Swiss brand; advanced watch maker, anchored in huge oceans and opened boutiques in the most popular centers in the world like Paris, Geneva, New York, Florida, Miami and Moscow; now turned the rudder toward the Bosphorus Istanbul. They added a new one in the most prestigious and elite center Nişantaşı, Istanbul to already existing Ulysse Nardin boutiques. The first minutes of the invitation for the opening was started with the cocktail in Altın Street where the boutique is located, with the participation of Faruk Suren, Kemal Gulman, Samim Baki, Ersoy Cetin, Emre-Didem Ergani, Aykut Gurel; all successful names in community, business and art world. The street was decorated specific to Blue Voyage theme. It was flourished by Flapper Swing’s songs reminding the old times. Throughout the first boutique opening in Turkey,168 years long sea passionate Ulysse Nardin, cooporated with Turmepa ‘Sea Clean’ foundation and exhibited fish that is installed by plastic bottles collected from the sea. During the installation of the fish, for the sake of ‘Sea Clean,’ the guests added a plastic bottle too. Along opening, Ulysse Nardin’s new limited series became the center of interest. Blue Toro, Blue Executive Dual Time, Sonata Streamline and special Marine Chronometer series were all among the most examined models.
ROMA Dönemin gladyatör dövüşlerine ev sahipliği yapmış,Vatikan ile Hristiyanlığın başkenti olmuş,muhteşem tarihi geçmişi olan gizemli bir yolculuk.
Roma Yılbaşı Turu
5*Jumeirah Gran Via Veneto’da konaklama 1000 Euro’dan başlayan fiyatlarla 30 Aralık 2014 3 gece Thy ile
5*Radisson Blu Rome’da konaklama
500 Euro’dan başlayan fiyatlarla 30 Aralık 2014 3 gece Tailwind ile
HMCPRIVE farklı bir deneyim
www.hmctravel.com
0212 352 10 80 - 0532 314 42 72
Burcu Gürtürk burcu gurturk gf-turki e co
BİR 130
ANASTIR ASALI NICOLE
o u u için arkadaş buluş alarının ilk tercihi iş çıkışlarının efk r da ıt a se ti olan Be o lu de ek İstiklal Caddesi e o da e lence de ektir O sa Be o lu nda her bir soka ın her bir binanın birbirinden enteresan hik esi ardır To To Sokak ta er alan To To Suites in hik esi de bunlardan sadece biridir
GF Türkiye
el Haber
yaşadığı bilinen binanın aslında ne olarak kullanıldığı bilinmiyor. Hastabakıcı hemşirelerin (rahibelerin) hizmet verdiği bir yaşlılar yurdu, manastır, hastane veya bakımevi olarak mı kullanıldığı kesin olmayan bu bina, her şeyiyle sorular içeren bir yapı olmasına rağmen konumu dolayısıyla net bir manzara sunuyor: Muhteşem tarihi yarım ada. İlk adıyla Appartement des Soeurs Garde- Malades, şimdiki adıyla bir otel olarak işletilen Tom Tom Suites, geçmişini unutmamış ve bir zamanlar yapının mülki sahibi olan rahibe Nicole’un anısına çatı katına açtığı restoranın adını vermiş. Birbirinden lezzetli Fransız yemeklerine Marmara Denizi’nin Adalar’a kadar gözüken muhteşem manzarası da eklenince Nicole de keyfine doyum olmaz bir mekân olarak hafızalarda yer etmeyi başarmış. Paris’te eğitim görmüş ve Michelin yıldızlı restoranlarda çalışmış şefler Kaan Sakarya ve Aylin Yazıcıoğlu Sakarya’nın şefliklerini yaptığı Nicole
Fotoğrafla : Mete Ersöz
İstiklâl Caddesi’nde Postacılar Sokağı’ndan aşağı inip Yeni Çarşı Caddesi’nden Tomtom Kaptan Sokağı’na geldiğinizde İtalyan Konsolosluğu’nu görürsünüz. Konsolosluğu sağınızda bırakıp hafif yokuşu olan karşı sokağa doğru girdiğinizde ise muhteşem mimarisi ile sizi tapudaki ismiyle Appartement des Soeurs Garde- Malades karşılar. Binanın adı Fransızca ve Türkçesi ise “Hastabakıcı-Hemşireler” anlamını taşıyor. Bazı kaynaklara göre binanın adının Fransızca’dan gelmesi, o dönemlerde Beyoğlu’nda yaygın konuşulan dilin Fransızca olmasından ileri geliyor. Burada yaşayan rahibelerin Fransız misyonuna bağlı olması ise bir diğer seçenek olarak düşünülüyor. Bina, manastır olmadan önce postane olarak kullanılıyormuş. Aslına bakarsanız Postacılar Sokağı’nın bitiminde yer alması bu olasılığı güçlendiren bir kanıt sayılabilir. Manastır olarak kullanıldığı sanılan dönemde ise binanın tapusunun Agnès Marthe Nicole isimli bir rahibeye ait olduğu biliniyor. Gel zaman git zaman Nicole yapıyı 1934 yılında Pirioğlu ailesine satıyor ve Fransa’ya dönüyor. O dönemde rahibelerin
TALE OF A ONASTERY NICOLE For an of us Be oglu is the first place to na e for hangouts or chilling out after a hard da at ork Be oglu in turn is Istiklal Street and that eans entertain ent and fun Yet each and e er street and building in Be oglu has an interesting stor The stor of To To Suites located at To To street is ust one of these stories
Şefler: Kağan Sakarya, Aylin Yazıcıoğlu Sakarya
At Istiklal, if you go down the Postacilar Street, pass through Yeni Carsi street and arrive Tom Tom Kaptan Street, you will see the Consulate of Italy. If you take the Consulate building on your right side and enter the slightly uphill road across the street, by deed name Appartement des Soeurs Garde-Malades , greets you with its gorgeous architecture. The name of the building is French and it means “ Caretakers-Nurses.” According to some resources, the reason it is named French is that the language was widely spoken in the neighborhood back then. The nuns-nurses who had lived in this building were French missioners and this is also considered another reason for the name being French. The building was thought to be used as a post office before it became a monastery. Actually, being located at the end of the Postacilar “ Postmen” street is one evidence that strengthens this possibility . It is known that the deed of the building belonged to a nun named Agnes Marthe Nicole when the building was thought to be used as a monastery. Years passes , Nicole sells the building to Pirioglu family and returns back to France in 1934. It is known that nuns had lived in the building at that time however not known what it was used for. It is not clear if it was a hospice , monastery, hospital or nursing home where caregiver nurses and nuns serviced. Even though there is a lot to question with blurred answers regarding to this building , because of its location, it provides a clear view : Magnificent Historic Peninsula. With its first name Appartement des Soeurs Garde-Malades, recently named Tom Tom suites as a hotel business , has not forgotten its past and named their restaurant at the roof of the building “Nicole” in the memory of its first owner. Nicole has succeeded to be one of the most memorable places having amazing French cuisine in all its delicious complexity come together with the spectacular Marmara Sea view all the way to the Princess Islands.
Special Report
GF Turkiye
131
Restoran’da yerli ve taze malzemelerden oluşan mevsimsel menüleri ve şato tarzı şaraplara ağırlık veren kavı ile Fransa’daki restoranları aratmıyor. Restoranın menüsü altı haftada bir değişiyor. Menüdeki tek farklılık dönemsel olması değil. Nicole size menüsünde 2 farklı tadım seçeneği sunuyor. Çünkü kendi favori yemeklerini servis etmek istiyor. Biz, restoranı ziyaret ettiğimiz dönemde tadım menüsünde yer alan seçeneklerden Nicole’ü tercih ettik ve masaya servis edilen her yemeğe adeta vurulduk. Masadan kalkmadan önce de Kaan Bey’den bir tarif almayı ihmal etmedik. Nicole özel davetler ve iş yemeklerinde de misafirleri için özgün çözümler sunuyor, rafine bir gastronomik deneyim yaşatıyor. Burada eşsiz bir fine-dining deneyimi Fransız mutfağı tutkunlarını bekliyor.
“Yer Elması Çorbası” tarifi “Sunroot (Jerusalem Artichoke) Soup” recipe
132
Nicole Restaurant competes with the restaurants in France with its castle style fine wine menu and seasonal menus all made of domestic and fresh ingredients prepared by Chefs Kaan Sakarya and Aylin Yazicioglu Sakarya, both studied culinary in Paris and worked at Michelin star restaurants. The menu changes in every other six weeks. This is not the only exception regarding to their menu. Nicole gives you two different options to taste because they want to serve their favorite dishes. We picked Nicole among the choices given in the taste menu and we fell in love with all dishes served when we visited the restaurant . We didn’t forget to get a recipe from Chef Kaan before we leave the table. Nicole offers original solutions for your private parties and business lunches or dinners and a perfectly refined gastronomic experience . A unique experience is waiting for the fine-dining lovers in this place.
Yarım kilo yer elmasını kabuklarını soymadan fırçalayın ve küçük küçük doğrayın. Bir kaşık tereyağında doğradığınız yer elmalarını uzun uzun kavurun. Üzerini az geçecek kadar süt ekleyin. Tuz koyun. Pişmeye alın. Yer elmaları yumuşadığı zaman sütten süzün ve blendera alın. Pişme sütünden de ekleyerek yoğun kıvamlı bir çorba olana kadar blenderdan geçirin. Biz çorbamızı servis ederken kahve dükkanlarında bulunan ve krema sifonu adını verdiğimiz sıkma tüplerinden geçiriyoruz. Bu da köpüğümsü bir kıvam elde etmemizi sağlıyor. Sonrasında ise zarı alınmış portakal kabuğu rendesi ekliyoruz. Bu da çorbamıza hoş bir koku veriyor. Afiyet olsun… Brush 1 lb of sunroot and dice. (Do not peel). Saute well the diced sunroots in a table spoon of butter .Add milk just enough to cover by ½ inch, add salt and simmer until softened. Strain the milk and take the sunroots into blender. Slowly add the milk and blend until it reaches a thick, creamy consistency. We use the cream whipper siphon to serve the soup since it gives a foamy viscosity. We top our soup with finely grated orange zest for a nice flavor. Bon Appetite… NICOLE ▪ Boğazkesen Cad. Tomtom Kaptan Sok. No: 18 Beyoğlu / İstanbul ▪ Tel: +90 212 292 44 67 ▪ www.nicole.com.tr
GF Türkiye
el Haber
FRANSA TADIM TURU Avenue de Champagne’de gezi
^ Cotes
des Blancs ve Grand Cru Villages bağları ve tadım turu. Muhteşem Reims Katedrali,şampanya fıçısı imalatçılarını ve Hautvilliers’de Dom Perignon’un mezarını ziyaret. 4 ve 5 yıldızlı Spa Otellerde konaklama Otelle 2500 Euro’dan başlayan fiyatlarla
HMCPRIVE farklı bir deneyim
www.hmctravel.com
0212 352 10 80 - 0532 314 42 72
D NYANIN EN HASSAS
CALIBRE
EKANİK A AN
L ER KOL SAATİ
0 CONCEPT 1/100 OF A SECOND
Nicolas RIEUSSEC 1 21 ılında dün a sporuna çok de erli bir icatı ka andır adan nce üsabakalarda bitiş lçü leri ancak iplerle apılabili ordu RIEUSSEC in unan dilindeki a an CHRONOS e a ak GRAPHIUS keli elerini birleştirerek KRONOGRAF dedi i icatı üsabakalarda a anı kale lerle ka ıt ü erine hat olarak aktar akta dı
134
Üzerinden yüz yıl geçmeden, HEUER (bu gün TAG HEUER), 1916 yılında, müsabakalarda, saniyenin küçük parçalarını kaydedebilmek için, MICROGRAPH adını verdiği ve 1/100 saniyeye kadar ölçebilen ilk STOPWATCH dediğimiz cep saati formunda sadece kronograf saatini üretti. Artık yarışlarda 1/100’e kadar zaman okunabilmekteydi. TAG HEUER, uzun süren çalışmaları sonrasında 2005 BASELSHOW’da dünyaya büyük bir sürpriz yaptı ve 1/100 saniye ölçebilen ilk kol Mikrograph saatini “TAG HEUER CALIBRE 360 CONCEPT WATCH 1/100 OF A SECOND”ı takdim etti. Bu gerçek bir devrimdir. Teknolojinin gelişmesi, saat mekanizmalarındaki parçaların da çok daha küçük yapılmasını sağlamıştı. Ama 1/100 saniye dendiğinde ilk akla gelen sadece laf değeri gelmemeli! Çünkü bir saatte 360 bin defa atan bir kalpten bahsediyoruz. Bu güne kadar yapılmış kronografların en hızlısından 5 kat daha hızlı bir mekanizma((BREGUET CALIBRE 589F-muvmanda tek ve 10 Hz’lik =72000 alternans/saat maşa sistemi var). Bu işlem için, TAG HEUER, konsepti üzerinde ikinci bir maşa sistemi görevlendirmiş ve saat maşası 4 Hz=28800 alt/saat iken, kronografın maşası 50 Hz=360000Alt/saat olarak titreşmektedir. Herşeyi bir tarafa bıraktığımızda, mekanik kol saatinde devrim olan bu yenilik, oldukça sade ama işlevsel bir kadran ve ince işçilikle üretildiği hemen göze çarpan bir kasayla geliyor. Kadranda saniye/dakika çerçevesi her dakika 5 adımla bölünmüş, her bir adımda 12 saniye geçilmekte. Saat rakamlarının olmadığı çerçevede 60 dakikalık cetvel, ilk mikrografa sadık kalınarak ama baskılı rakamlar yerine parlatılmış metal apliklerle işaretlenmiş. Apliklerdeki parlaklık, polisajı yapan ustanın bile, bu devrime olan hayranlığını yansıtırcasına ayna gibi ışımakta. Hiçbir detay ve sayaç pozisyonu izleyenin gözünden kaçmasın diye, akrep ve yelkovan parlatılmış metal iskelet sütun formunda tasarlanmış, sadece kolların tepelerinde ok uçları biçiminde luminova yüzeyler, kadranda saati ve dakikayı işaretliyorlar. Kronograf ibresi ve diğer sayaç ibreleri kolay okunabilmeleri için kırmızı renkli. GF Türkiye
İncele e
WORLD’S MOST ACCURATE MECHANIC TIME MEASURING WRIST WATCH:
CALIBRE 360 CONCEPT 1/100TH OF A SECOND Prior to Nicolas RIEUSSEC’s valuable invention in1821 which was later adopted by the world of sports, the finish line measurements in the competitions were used to be done by strings. The invention of RIEUSSEC which he called CORONOGRAPH is a combination of the words ‘CHRONOS’ for time and ‘GRAPHIUS’ to write in Greek language, was printing the time into the paper with pens as a line. Not even a hundred century passed by, in 1916 , to record the smallest intervals of a second in competitions, HEUER( today’s TAG HEUER) manufactured only a coronagraph which he named MICROGRAPH in pocket watch style as we call it the first STOPWATCH which is capable of measuring 1/100th of a second. Ever since, it was possible to record 1/100th of a second. At the end of a long working period, at the 2005 BASELSHOW,TAG HEUER made a big surprise to the world and he introduced the first wrist Micrograph watch capable of measuring 1/100th of a second as ‘TAG HEUER CALIBRE 360 CONCEPT WATCH 1/100TH OF A SECOND.’This was a revolution. With the advance of the technology, it was possible to build the parts smaller in watch mechanisms. By saying 1/100th of a second, it shouldn’t be taken as aword of mouth because, we are talking about a hearth beating 360 thousand times in an hour. The mecha-
Bahsettiğimiz 1/100 saniye alt kadranı saat 6 yönüne yerleştirilmiş oldukça büyük dış çerçevesinde 00-99 arası, 10 sayısının çarpanları ve her 5 sayısının uzun çubukla, diğerlerinin kısa çubuklarla 100 parçaya bölünmüş olduğu bir çember cetvelle ölçümlendiği göze çarpmakta. Alt kadranın ortasındaki “Cote de Geneve” dekorlu metal göğüs, aslında kadranın tam ortasında yerleştirilmiş bir adanın uç kısmı gibi düşünülebilir. Metal ada, saat dokuz yönüne doğru uzanmakta ve burada başka bir pencere açmakta. Bu pencerede 30 dakika sayacı yer alıyor. Saat 12 yönünde ise ada bir kere daha dışa bükülüyor ve burada da mikrografın 100 dakikalık güç rezervi göstergesi bulunmakta. Kuşkusuz ki böyle nadide bir parçanın teknik sırları üç ayrı patentle saklanmıştır. 1) 1/100 saniye sayac mekanizması, 2) çift yönlü görevlendirilmiş tepe, hem saat hem de kronograf fonksiyonlarını sıfırlama ve ayarlamayı sağlamakta,3) Karışık takvim iletim mekaniği. Kırmızı altın ve beyaz altın kasalarda aslına sadık olarak piyasaya çıkan modellerinde, saat üç yönünde 60 saniye alt kadranı da bulunmaktadır.Anlatılacak her şey makalede olsa da, gerçeğini görmek çok farklı. Koleksiyonunuzda mutlaka bulunması gereken ciddi ve nadide parçadan bir tanesi.
nism is 5 times faster than the fastest chronographs built thus far( BREGUET CALIBER 589F-number one in movement and there is 10Hz=72000bph escapement system). TAG HEUER, on his concept, has used a second escapement system and while the watch escapeescape ment was 4Hz=28800bph, the chronograph escapement vibrates at a rate of 50Hz=360000bph. If we set everything aside, the innovation considered as a revolution in wrist watch comes with an outstanding case, yet quite simple, fine labor and the functional dial can easily be noticed. Second/Minute frame is divided in 5 sections; each section is advanced in every 12 seconds. Within the clock frame, there are no clock numbers; instead, being faithful to the first micrograph, there are 60 minutes over a scale which has been marked with polished sconces instead of printed numbers. The brightness on the sconces shines like a mirror as if reflecting the enthusiasm of the craftsman to this revolution who made the polishing . To ensure that no detail and counter positions will be missed by anyone’s attention, hour and minute hands have been designed in bright metal outlined column form pointing toward hours and minutes over the dial only with arrowhead shaped luminova faces. To be noticed easily, the pointer hands of the chronograph and other counters are in red color. 1/100th of a second as mentioned, sub dial has been placed at 6 o’clock direction within quite large outer frame and on the inside, numbers 00-99 have been divided into 100 sections by multiples of 10 and every 5th place in between marked with a long line while other lines are short have been noticed. Decorated as ‘Cote de Geneve,’ the metal base, located in the middle of the sub dial, actually, can be considered as the edge of an island placed in the middle of a dial. The metal island is reaching out at 9 o’clock direction and there opens another window. At this window, there is a 30 minute counter. In 12 o’clock direction, the island leans forward once again and here, there is 100 minutes power storage indicator of the micrograph. Obviously, the technical secrets of such a rare piece have been protected by three different patents. 1) 1/100th of a second counter mechanism , 2) a bidirectional system for resetting and for the crown to control the functions of both the watch and the chronograph, 3) a complex date transmission system. Remaining faithful to the originals, within the models with red gold and white gold cases on the markets, at three o’clock direction, there is a 60 second sub dial too. Even though, everything to talk about is in the article, it is quite different to see the real thing. It is one of the earnest and rare pieces, a must have in your collection.
Re ie
GF Turkiye
135
Diamond Diamond &&
V-ZUG T端rkiye Tel. 0212 438 20 22 info@vzug-tr.com www.vzug.com.tr, www.hack.com.tr
Diamond Diamond V-ZUG – The Swiss luxury brand: V-ZUG ile İsviçre ayrıcalığını yaşayın. Tüm dünyada Premium Swiss Made markası olan V-ZUG, 1913 yılından bu yana sanatsal dokunuşlarıyla yaratıcı, ayrıcalıklı ve farklı tasarımlar sunuyor. Tıpkı heykeltıraşlar ya da İsviçreli saat üreticileri gibi. Üstün İsviçre kalitesi Combi-Steam XSL ile mutfağınızda. Combi-Steam XSL’in tek tuş özelliği ile mutfağınızda yaratıcı inovasyonlar ve nefis lezzetler keşfedin! GourmetSteam, BakeOmatic ve SoftRoasting programlarıyla
tek tuşa basarak ince ve zevkli lezzetler hazırlayabilir ve mutfağınızın master chef’i olabilirsiniz. Ayrıcalıklı steam teknolojisi hakkında daha fazla bilgi için www.vzug.com.tr’yi ziyaret edin.
SWISS MADE
Sedef O an Kı anç - UG
aster Chef
CAF DE PARIS
138
BU SAYI Sİ LER İ İ
’ AF DE ARIS’’İ İYARET ETTİM.
İstanbul da Caf De Paris in efsane olan soslu etine ulaşabilece ini bir restoran ar Cafe De Paris Nişantaşı nın ihtişa lı e kalabalık sokaklarının g be inde ke ifli bir ek n olarak si leri bekli or
Restoranda ilk dikkatimi çeken servis hızları oluyor. Bunun en büyük nedeni menülerinin üç ana yemekten oluşması. Menüde et, tavuk ve alternatif olarak ikram ettikleri balık sunumları var. Yemeği özel kılan ise sosu ve servisin her daim sıcak olması… Bunu da yemekleri masaya getirirken alttan ısıtmalı reşolar ile sağlıyorlar. Siparişinizle birlikte sınırsız patates kızartması yiyebiliyorsunuz. Sırası gelmişken söylemeden geçemeyeceğim, bu kadar güzel bir lezzetin hazır patates kızartması ile servis edilmesi çok büyük bir eksiklik. Çünkü sos, el yapımı etin marinasyonu ile nefis bir tada bürünüyor. Ancak yanında GF Türkiye
Gur e
ikram edilen donuk patates, doğrusu bu enfes sosa yakışmıyor. Bu düşüncemi de mekânın şefi Cuma Bey’le paylaşıyorum. Peki, mekâna geldik ve siparişimizi verdik. Bu siparişin yanında “Ne içebiliriz?” diye düşünenler var ise, cevabım çok açık bir şekilde “şarap” olacaktır. Cafe De Paris, oldukça geniş bir şarap menüsüne sahip. Mekânın şarap koleksiyonunda yıllandırılmış çok özel şaraplar da var. Genelde müşteriler tarafından kırmızı şarap tercih ediliyor. Ben de şiraz üzümünden yapılan kırmızı şarabı ve Merlot’u çok beğendim. Restoranın yemek menüsü kısıtlı ancak şarap menüsü oldukça zengin görünüyor. Mekânda sadece şarap içmek isteyenler de unutulmamış… Cafe De Paris, şarabın yanı sıra servis edilen peynir ve şarküteri tabağındaki harika tatlarıyla da şarap severlerin uğrak noktası olmaya aday bir mekân. “Tatlı, olmazsa olmazlarımdan” diyenler için
Fotoğraflar: Ayşe Bıyıklı
Restoranın işletmecisi Abdullah Özmelek, yıllar önce İsviçre’de tanıştığı bu özel sosu Türk mutfağına getirmekle çok doğru bir karar vermiş. Yıllar içerisinde yaptıkları çalışmalar ve denemeler sonucunda sosu biraz değiştirseler de orijinalini aratmayan bir lezzet yakalamayı başarmışlar.
139
CAFÉ DE PARIS I HAVE VISITED “ CAFÉ DE PARIS” FOR YOU IN THIS ISSUE. There is a restaurant in Istanbul where you can reach the legendary meat with sauce of “Café De Paris.” Caf De Paris a aits ou in the iddle of the glorious and i id streets of Nişantaşı as a o ful place The owner Abdullah Özmelek has made a great decision by bringing this sauce which he tried in Switzerland years ago to Turkish Cuisine. Even though their work and experiments on this sauce throughout the years have resulted with some changes, they have succeeded to catch a flavor that is pretty close to its original. The first thing catching my attention is their fast paced service. The reason is their menu consists of three main dishes. They have meat, chicken and fish as an alternative in their menu. What makes these dishes special is the sauce and the way they are served hot anytime. To make this happen, they use bottom heated chefing dish while they are bringing the plates to your table. You may have unlimited French fries with your order. I cannot pass over without mentioning; such a great flavor being served with frozen French fries is disappointing because the combination of the sauce and homemade marinade brings a great flavor and to tell
you the truth, the French fries causing weak presentation along with this delicious sauce. I shared my opinion with Chef Cuma as well. Well, we came to the place, ordered the food. For those of you who think “What should we drink with this order?” my answer will certainly be “wine.” Café De Paris has a pretty wide wine selection. They have very special, aged wines in their wine collection. Customers usually prefer red wine. I really liked the red wine made from Shiraz grape and Merlot . They have a limited main course menu, however their wine menu seems like quite rich. Those who only want to drink wine has not been forgotten as well… Café De Paris is to be expected a popular place for wine lovers with its cheese and tapas plated served with wine. A variety of flavors are available for those who say “A meal is not complete without a desert.” Crème Brulee, fruit parfait, profiterole, soufflé.
Gour et
GF Turkiye
140
de çeşitli lezzetler var: Creme Brulee, meyvalı parfe, profiterol ve sufle. Şefe, “Profiterolü neden tercih ettiniz?” diye sorduğumda, doğum günü kutlamaları için gelen misafirler olduğunu ve Profiterolü servis ettiklerinde olumlu beğeniler aldıkları için menüye dâhil ettiklerini söylüyor. Bu arada Şef çok iddialı bir cümle kuruyor: Tatlı servisi yapılmadan önce misafirlerin kendisini özellikle tatlılar için masalarına çağırdıklarını ve teşekkür ettiklerini belirtiyor. Ben de kendisine tatmadan hiçbir yorum yapamayacağımı söylüyorum. Kısa süre içerisinde masama sunumu ve lezzeti harika olan bir Creme Brulee geliyor. Şef, haklı! Ben de mekânın misafirlerinin yorumlarına katılıyorum. Menüdeki en güzel lezzetler Sufle ve Creme Brulee. Bu lezzetlerin hazırlandığı ve pişirildiği mutfaklar, çok merak ettiğim alanlardır. Hijyen ise bir restoranda aradığım en önemli özelliklerden biridir. Düşüncelerimi paylaştığımda hiç çekinmeden beni mutfaklarına davet ediyorlar. “Dileyen herkes bizim mutfağımızı görebilir çünkü hijyen konusunda kendi klasmanımızda en iyisiyiz,” diyorlar. Evet, girip gezdiğim mutfak, şefin sözlerini doğruluyor. Cafe De Paris’de yemekler küçük ve temiz bir mutfakta pişiriliyor. Servis personeli misafirlerine çok ilgili davranıyor. Merdivenin başında misafirlerini karşılıyor, masalarına kadar eşlik ediyorlar. Siparişler verilir verilmez de hızlı ve koordineli bir şekilde masaya ön atıştırmalıklar servis ediliyor. Biraz da mekândan bahsetmek istiyorum. Mekâna girdiğinizde NiGF Türkiye
Gur e
şantaşı’nın kalabalık sokaklarından ve gürültüsünden bir anda uzaklaşıyorsunuz. Tasarımı sade ve şık yapılmış loş ortam, mum ışıklarıyla daha şık bir hal almış. İçeride insanın ruhunu dinlendiren bir müzik çalıyor. Mekânın ortamı hem çocuklarınızla gidebilmenize müsait hem de romantik yemekler için birebir. Duvarlarda bulunan padişahlara ait resimler ise ortama farklı bir hava katıyor. Menüdeki fiyatlar konusuna geldiğimizde enteresan bilgiler alıyorum. Menüde sadece üç ana yemek olduğu için fix menü fiyatı uygulanıyor ki bu da fiyatların çok yüksek olmadığı anlamına geliyor. Ancak geniş bir şarap menüsü olduğundan ve et şarapsız yenemeyeceğinden dolayı fix fiyatlar değişebiliyor. Fiyatlar yükselse de buna değeceğini düşünüyorum. İyi bir yemek ve iyi bir şarap içilmek isteniyorsa “Cafe De Paris” ilk tercih edilecek mekânlardan biri olmalı. Sohbetimizin sonuna doğru mekânın işletmecisi Abdullah Bey’den ilginç bilgiler öğreniyorum. Lise öğrenimini İsviçre’de yaptığı zamanlarda Fast Food yemekten sıkılıp, farklı lezzetler ararken tanıştığını söylüyor Cafe De Paris ile. Restorana o kadar sık gider olmuş ki, mekânın sahibi ile ahbap olmuşlar. Bir süre sonra da restoranı Türkiye’de açmaya karar vermiş ve uzun süren çabalardan sonra mekânın işletmecisini buna ikna etmeyi başarmış. İlk restoranı 1990 yılında Nişantaşı’nda açmış. Yirmi iki seneden bu yana misafirlerine bu güzel tatları ulaştırıyor.
141
When I asked the chef why he chose profiterole , he said there were guests who came for birthday celebrations; they got very positive comments after serving profiterole to them and added it to their menu. He continued with confidence and said the guests called him to their table to thank him especially for the deserts. I told him that I was not going to make a comment before I had some. Shortly after they brought the Crème Brulee to my table in wonderful presentation and delicious flavor. Chef is right! I agree with the guests. The best flavors in the menu are soufflé and crème brulee. I have been always curious about the kitchens where they prepare and cook these dishes and hygiene is the most important factor that I look for. When I share my thoughts with them, they invite me to their kitchen without hesitation. They say “Everyone who wants to see our kitchen is welcome to see it because when it comes to hygiene, we are the best in our class.” Yes, the kitchen I see confirms the chef’s words. At Café de Paris the dishes are prepeared and cooked in a small and clean kitchen. I also would like to talk about the atmosphere. As soon as you walk into the place,( you feel like) you are away from the crowded and noisy streets of Nişantaşı. Candle lights makes chic simple and elegant, gloomy atmosphere. Inside, there is a music to comfort everyone’s
soul. The environment is good to go with your children and good for romantic dinners. Sultan’s pictures on the wall at the same time adds difference to the atmosphere. As far as the menu prices are concerned, I get interesting feedback. There are only three main dishes, that means, it is fixed menu and the prices are not so high. However, there is a wide wine menu. If you want some wine to accompany your meat, this changes the fixed prices. Even though that the prices are increased, I believe it is worth it. If good food is to be eaten, and a good wine is to be sipped, ‘Café De Paris’ should be one of the first locations to be preferred. Through the end of conversation, I am learning interesting facts from Mr.Abdullah, the manager of the restaurant. He says about how he met with Café de Paris during his time in high school in Switzerland and during seeking different flavors, he meets with Café De Paris. He was going to the place so often that he became a friend with the owner of the place. After a while he has decided to open the restaurant in Turkey and after a good deal of struggle he has convinced the owner of the place for this. He opened the first restaurant in Nişantaşı in 1990. He has been providing these wonderful foods to his customers for twenty two years.
Gour et
GF Turkiye
AW1
– YENİ NESİL HELİKOPTERLER
Ha a a bulansı kanun u gula a kuru sal taşı acılık ka u hi etleri e açık deni taşı acılı ı gibi çok çeşitli is onu erine getir ek ü ere eni nesil AW1 ara sınıf çift- otorlu helikopter için 120 i aşkın sipariş erildi AW1 tesli atları 2015 ılı itibari le si il belgelendir enin ardından başla acak AW1 0 ılı aşkın bir süreden beri sınıfındaki ilk eni helikopteri
AW169 – NEW GENERATION HELICOPTERS Over 120 of AW169 intermediate twin-turbine helicopters were ordered to carry out many missions like aerial ambulances, law enforcement, corporate transportation, public services and offshore transportation. The delivery of AW169 will start in 2015 shortly after civil certification. AW169 is the first new helicopter in its class over 30 years.
142
AW169 kabini 10 yolcuya kadar veya VIP konfigürasyonunda yedi yolcuya kadar ağırlayabilmekte. AW169 kabin gürültü ve titreşim azaltma sisteminin yanı sıra çeşitli gelişmiş uçuş-sırası eğlence ve kabin aydınlatma sistemleri ile donatılabiliyor. El yapımı malzemeler ve ince işçilik ile birleştiğinde, AW169 kabini yolcular için üstün düzey konfor sunuyor. AW169 iki 100 shp sınıfı PW210A turbo-şaft motor ile çalışmakta ve bunlar hava aracının 140 knot üzerinde seyretmesine ve sıcak koşullarda bile, maksimum azami uçuş ağırlığı olarak düşey Kat.A/Sınıf 1 kapasitesi sağlamasına olanak vermekte ve sınıfındaki en son güvenlik standartlarını karşılayan tek helikopteridir. Gökyüzündeki Şık, İleri Teknoloji Lüksü Studio Lanzavecchia + Wai tarafından tasarlanmış olan, İtalya’da düzenlenen yarışmada iç tasarımı ile ödül alan AW169, yenilikçi bir VIP kabin içi sergilenmektedir. AW169 VIP kabini AW169 yolcularına gerçek-zamanlı uçuş durumu ve seyrüsefer bilgileri ile birlikte SkyOne uçuş-içi eğlence sistemleri ile gerçek bir VIP deneyimi sunmak üzere, Custom Control Concepts ile olan ortaklıktan yararlanmaktadır. Oniki Ethernet portu kabin genelinde kesintisiz bağlanabilirlik için, her türlü ekran ve anahtar paneli kombinasyonu bağlantısı sağlamaktadır. Birçok özel cihaz seçenekleri için opsiyonlar da mevcuttur, bunların arasında: HD video, stereo audio, video kayıt, uydu iletişim, kamera, aydınlatma ve gölge kontrolü de yer almaktadır. GF Türkiye
Tanıtı
AW169 has the seating capacity for up to 10 passengers or in VIP configuration up to 7 passengers. AW169 is equipped with the systems to minimize cabin noise, vibration along with advanced in flight entertainment and cabin lighting systems. When coupled with handmade components and fine labor, the cabin of AW169 is offering high scale comfort. AW169 operates with two 100 shp class PW210A turbo shaft engine that allows the chopper to navigate over 140 knots and even under hot circumstances, provides perpendicular cat.A/Class 1 maximum weight capacity; moreover, it is the only one to have the latest reliability standards in its class. Elegant, Advanced Tech Luxury in the Air In a competition designed by studio Lanzavecchia + Wai and organized in Italy, AW169 was awarded for interior design; it displays innovative VIP interior cabin. Along with real-time flight status, navigational data, AW169 VIP cabin offers a true VIP experience to AW169 passengers with SkyOne in-flight entertainment systems by benefiting from a partnership with Custom Control Concepts. For an uninterrupted cabin wide connection, there are twelve Ethernet ports available to provide any kind of screen and switch panel connection combinations. There are also available options for variety of specific devices; among them, HD video, stereo audio, video record, satellite communication, camera, lighting and dimmer.
ST.PETERSBURG & MOSKOVA Kuzeyin Venedik’i... Beyaz gecelerin adresi Pedro’nun görkemli şehri
St.Petersburg Yılbaşı Turu 5 yıdızlı otellerde konaklama 30 Aralık 2014 5 gece Thy ile 929 Euro’dan başlayan fiyatlarla
HMCPRIVE farklı bir deneyim
www.hmctravel.com
0212 352 10 80 - 0532 314 42 72
AW1
– E SALSI L KS
En i isini talep edenlerin en titi standartlarını karşıla ak ü ere tasarlan ış olan AW1 kapasite hı culuk kalitesi e olcu kabini alanında tü di er çift- otorlu helikopterleri g lgede bırak aktadır
ol-
AW139 – BONA FIDE LUXURY To furnish the most strict standards of those who demand the best, AW139 has been designed and overshadows all other dual-engine choppers in capacity, speed, trip quality and passenger cabin.
144
AW139 yönetici helikopterleri için kendi ağırlık sınıfındaki yeni mihenk taşıdır. Kusursuz tasarımı, en son teknoloji avionikleri, lüks ağırlama ve düşük gürültü teknolojisi ile VIP taşımacılık pazarında yeni standartları belirlemektedir. AW139 165 knot (306 kph) seyir hızı, 500 nm (927 km) üzerinde bir menzil, 5 saatlik dayanım ve üstün havada durma performansı ile sınıfının en iyi performansını sunar. Güç yedeği ile, AW139 (yükseltilmiş veya zemin düzeyindeki) bir helikopter pistinden maksimum kalkış ağırlığında kategori “A” (Sınıf 1) üstün performans garantisi verir. Sınıfındaki en büyük yolcu kabini ile, AW139 yolcularını geniş, rahat ve sessiz bir ortamda ağırlayabilir. Engelsiz kabin tasarımı oturma konfigürasyonları için maksimum esnekliğe olanak verirken, yolcularına altı geniş kabin penceresinden mükemmel görüş sağlar. Telekomünikasyon, çalışma alanları, yiyecek ve içecek ile depolama alanı gibi aksesuarlar için bol bol alan mevcuttur. Bagaj bölmesi hem yolcu bölmesi içinden hem de helikopterin dışından erişilebilen, kocaman bir 3,4 metre küplük (120 fit küp) depolama alanı sağlar. Bugüne kadar 70’ten fazla ülkeden 210’u aşkın müşteri tarafından yaklaşık 800 adet AW139 sipariş edilmiştir. Yaklaşık 700 adedi halen hizmette olup, VIP/kurumsal ve yolcu taşımacılığı, açık deniz taşımacılığı, SAR/EMS, kanun uygulama, yangınla mücadele, devlet rolleri gibi çok çeşitli misyonlar gerçekleştirmektedir. Küresel filo dünya çapında hizmette 1 milyon uçuş saatine ulaşarak, üstün bir kilometre taşı oluşturmuştur. GF Türkiye
Tanıtı
AW139 is a new milestone in its executive helicopters category. A flawless design is determining the standards in VIP transportation markets with the latest technology avionics, luxurious hosting and low noise technology. In its category, AW139 has the best performance with 165 knot (306 kph) navigational speed, over 500 nm (927km) range , 5 hours long endurance, and superior hovering in the air capability. By having a best power reserve, AW139 offers category ‘A’ (class 1) high performance warranty in maximum takeoff weight either from elevated or ground level platforms. With the largest passenger cabin in its class, AW139 hosts the passengers in large, comfortable and a quiet environment. Unimpeded cabin design furnishes maximum seating flexibility and excellent outside view from six large cabin windows for the passengers. Plenty of accessories areas like telecommunications , study, food and beverage storage areas are available. The baggage section can be reached both from inside the cabin and externally from the outside of the helicopter. It is a huge 3.4 meter cube (120 ft cube) storage area. Thus far, about 800 of AW139 was ordered by more than 210 customers from more than 70 countries. Approximately, 700 of them are currently in service and carry out various missions like VIP corporate and passenger transportation, offshore transportation, SAR/EMS, law enforcement, fire fighting, state related operations. The global fleet formed a superior milestone in worldwide service by reaching 1 million flight hours.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
WORLD RENOWNED STAR AT ZORLU WITH HIS SPECIAL SHOW
A LEGENDARY MASTERPIECE AT ZORLU ANDREW LLOYD WEBBER’S
Directed by HAROLD PRINCE
APRIL 08 - 26, 2015 The Original Production by CAMERON MACKINTOSH and THE REALLY USEFUL GROUP
ble aila t v a ets ly a Tick lusive m.com c ex terps office n box luce zor at the and
De et De irkır de et de irkir gf-turki e co
A I CERRAHİSİNİN SON DURA I
TANFER KLİNİK İnsanlarla iletişi kurarken dikkati i i çeken ilk şe şüphesi ki karşı ı daki kişinin ü üdür Sos al anla da de erlendirecek olursak diş apısı bo uk olan bire lerin konuş aktan e gül ekten kaçındı ını a da a ı larını sürekli kapat a ihti acı du duklarını g rürü Sa lıklı bir g rünü ün a ı e diş sa lı ından geçti ini açıkla an Dr Nihat Tanfer dün adaki ilk 50 klinik içerisinde er aldıklarını belirterek Tanfer Klinik in dün a standartlarındaki kalite e hi et anla ışı hakkında bilgi eri or
146
BAŞARININ ANAHTARI: EKİP RUHU 750 metrekare üzerine kurulu, üç katlı olan Tanfer Klinik’e gelen hasta ilk önce üçüncü kata yönlendiriliyor ve muayeneye alınıyor. Hastanın röntgeni çekiliyor ve kendisine klinik doktorları tarafından bir planlama oluşturuluyor. Tanfer Klinik’te yabancı hasta biriminin varlığı ise yurtdışında bulunan hastalara büyük kolaylık sağlıyor. İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, İtalyanca, Arapça, Kürtçe gibi birçok dilde hizmet veren bu birimin başında bir CEO’nun olduğu dört kişi, yabancı hastalarla iletişim kuruyor. Dr. Tanfer, klinikteki ekibin Türkiye’deki normal kriterler dışında olduğunun altını çizerek, çalışanların uzun yıllardır kendisiyle beraber çalıştığını dile getiriyor. En yeni doktorun beş yıldır kendisiyle çalıştığını kaydeden Dr. Tanfer, “Klinik direktörü ise 22 yıldır burada görev yapıyor. Mali GF Türkiye
Özel Haber
işler de dahil olmak üzere herkes 10 yılı aşkın bir süredir burada görev alıyor. O kadar birbirine entegre olmuş bir 35 kişi var ki; herkes neyi, ne zaman yapacağını çok iyi biliyor. Ameliyathane ekibi, hemşireleri, asistan kadrosu farklı olmasına rağmen bu kişiler uzun yıllardır beraber çalıştıkları için oldukça uyumlu ve özverili bir şekilde çalışıyor” diyor. DÜNYA STANDARTLARINDA BİR HİZMET SUNULUYOR Kliniğe gelen her hastaya dünya standartlarındaki çizgiyi takdim ettiklerini ifade eden Dr. Nihat Tanfer, “İngiltere’den gelen hastanın aynı gün içerisinde 16 tane implantı yapılıyor. Tedavi olan bu kişi aynı akşam İngiltere’ye dönebiliyor. Ayrıca ertesi gün yüzünde şişlik ve ağrı gibi komplikasyonlar yaşamıyor. Hasta üç dört ay sonra geldiğinde ise dişleri yapılıyor. Dünyada bu sistemi uygulayabilen çok az klinik var, bu nedenle ‘dünyadaki ilk 50 klinik içindeyiz’i gönül rahatlığıyla söyleyebilirim” diyor. BOX TEKNİĞİ HASTALARA MUTLULUK VAAT EDİYOR Dr. Nihat Tanfer, özellikle Box tekniği’nin altını çiziyor ve şunları söylüyor: “Box teknik ile çenesine hiçbir şekilde implant yapılamayacak has-
Fotoğrafla : Ayhan TECER
Tanfer Klinik, verdiği hizmet konusunda oldukça iddialı. 1983 yılında İstanbul Nişantaşı’nda kurulan Tanfer Klinik’in kurucusu Dr. Nihat Tanfer, “Bu iddialı bir söylem olacak ama hizmet açısından belki de dünyadaki ilk 50 klinik içerisinde yer alıyoruz” diyor.
THE LAST STOP OF ORAL SURGERY TANFER CLINIC During the communication with people, the first thing calls our attention is obviously the face of the person. If we want to evaluate socially, we notice individuals avoid to talk and laugh, continuously tend to close their mouths if they have bad teeth formation. As Dr. Nihat Tanfer pointed out that a healthy look passes through having healthy teeth, he informed us of Tanfer Clinic’s quality and service concept in terms of world standards; also indicates that they are among the first 50 clinics in the world. Tanfer Clinic is quite ambitious for the service they provide. In 1983,Tan1983,Tanfer Clinic was established in Istanbul Nisantasi by Dr.Nihat Tanfer who says ‘This will be quite assertive but in terms of service, we are perhaps within the first 50 clinics in the world.’ THE KEY TO SUCCESS: TEAM SPIRIT Patients, visiting Tanfer Clinic Established over 750 meter square with 3 floors, are first directed to the third floor for examination. They are x-rayed , and a plan is created for them by the clinic doctors. Inside the clinic, the availability of foreigner patient unit provides great conconvenience for patients living out of the country. There is a CEO and four personnel in the management of this unit, and they communicate with the foreigner patients in many languages like English, German, French, Russian, Italian, Arabic, Kurdish. Dr.Tanfer underlines that the team in the clinic are exceptionally beyond the existing criteria in Turkey; he indicates that the same personnel have been working with him continuously for many years. Dr.Tanfer points out that the newest doctor has started to work at least 5 years ago in their clinic and continues to say ‘ Clinic director works for 22 years here, including financial department, everyone here works for over 10 years. There are 35 people who have been integrated with one another such that everyone knows what to do, when to do. Despite the fact that the surgery team, nurses, assistant groups are all different, since they work together for a long period of time, they work in perfect harmony and very devoted.’ SERVICE IS IN WORLD STANDARDS Dr.Nihat Tanfer states that they treat each patient in world norms level in their clinic and he says ’16 implants are completed in the same day for a patient from England. After the treatment, the same day the patient
Special Report
GF Turkiye
147
148
talara kemikle beraber implant yapıyoruz ve altı ya da sekiz ay sonra da sabit protezler takıyoruz. Almanya’dan İngiltere’den, Dubai’den ‘Sana artık implant olmaz’ denilen hastalar Tanfer Klinik’te tedavi oluyorlar. Denilebilir ki; Tanfer Klinik, ağız cerrahisinin son durağı. Box tekniği uygulanırken, genel anestezi yerine lokal anestezi tercih ediyoruz. Ameliyathanemizde hastanın genel sağlığını da (kalp ritmi, tansiyon) kontrol altında tutuyoruz. İyi bir hastanenin ameliyathanesinde olması gereken her şey Tanfer Klinik’te de mevcut. Box tekniği, dünyada üç yıldır uygulanan bir operasyon. Bu operasyon ile hastanın çenesine bir kemik yapılıyor. Bu oldukça önemli bir uygulama çünkü her yerde yapılabilen bir operasyon değil. Box tekniği bir ekip çalışmasını gerektiriyor. Doktorun eğitimli olması ve cerrahi nosyonu almış olması en büyük kriter. Dr. Nihat Tanfer, “Box tekniği birkaç kişiyle yapılacak bir operasyon değil, ciddi bir ekip ister. Bu teknik ile neticede çeneye bir duvar yapıyorsunuz. Ancak bizim ekibimiz bu tip ameliyatlarda uzman” diyor. “HASTALAR ADETA YÜZ NAKLİ YAPILMIŞ GİBİ SEVİNİYOR” Dr. Nihat Tanfer, box tekniğini en iyi, ağzına protez diş yapılamayacağı söylenen ve bu protezin yapılabileceğini duyan kişilerin anladığını söylüyor. Protez dişlere kavuşan hastaların, sanki yüz nakli yapılmış gibi sevindiklerini dile getiren Dr. Tanfer, “Bir hastam ‘Bana yüz nakli yapsaydınız, ancak bu kadar mutlu olurdum. Çünkü tüm doktorlar GF Türkiye
Özel Haber
bana sabit diş yapılamayacağını söylemişti. Ancak bunu siz başardınız’ dedi. Hekimliğin en güzel tarafı da bu hastaların tedaviden sonraki mutluluğunu görmek ve bundan haz almak. Zaten o hazzı alamayan kişi de hekim olamaz” diyor. DİŞ ESTETİĞİNDE ÖNEMLİ OLAN HASTANIN MUTLULUĞU Başarılı bir diş estetiği; ağız altyapısı çok iyi hazırlanmış bir hastaya çene ve yüz yapısına göre en uygun renk, stil ve modelin uygulanmasıdır. Tanfer Klinik’te, diş estetiğine başvuran kişinin öncelikle fotoğrafı çekiliyor ve ağız ile diş ölçüleri alınıyor. Daha sonra da çalışmalar başlatılıyor. Bunun ardından dişin alt yapısında hangi ürünlerin kullanılacağı, hastanın çene ve yüz fiziki yapısı değerlendirilerek, hastaya en uygun dişler yapılıyor. Örneğin, hastaya gülüş tasarımı yapılacaksa, yaş, cinsiyet, dudaklar, diş etleri, diş renk, şekil ve konumları, yüz şekli, ten rengi gibi konular dikkate alınıyor. Bazen de hastaların dışarıda gördükleri belli kalıpların kendilerine uygulanması isteğiyle başvurduklarını belirten Dr. Tanfer, “Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımız zaman öncelikle o formasyonun hastaya uygun olup olmadığına bakıyoruz. Eğer uygunluk varsa bu formasyonu hastamıza uyguluyoruz. Sonuçta önemli olan hastayı mutlu etmek. Hastamız bizim tedavimizden sonra kendi sosyal çevresinden olumlu tepkiler alınca mutlu oluyor. Hastamızın mutluluğu da bizi mutlu ediyor” diyor.
can return back to England. After all, the next day the patient will not go through complicacomplications like pain and inflammations. Three or four months later, when the patient comes back, dental work is finalized. In the world, there are very few clinics that are capable of applying this system; therefore, I can say with peace of mind that we are in the first 50 clinics of the world.’
Tanfer Klinik’te yapılan uygulamalar • Ağız Diş ve Çene Cerrahisi • Box Teknik • İmplant Tedavisi • Diş Estetiği • Diş Eti Hastalıkları • Kanal Tedavisi • Protezler • Dolgular • Kemik Greft Uygulaması • Sinüs Kaldırma
The services provided at Tanfer Clinic • Mouth tooth and chin surgery • Box Technique • Implant treatment • Dental esthetic • Gum complications • Canal treatment • Prosthesis • Dental fillings • Bone Graft application • Sinus treatment
BOX TECHNIQUE PROMISES HAPPINESS TO THE PATIENTS Dr.Nihat Tanfer, particularly underlines the box technique and he says:’ With the box technique, we are carrying on implantation process includincluding bone on patients whom actually this process could never be applicable over their chin. Six or eight months later we are installing prostheses permanently. Patients from Germany, England, Dubai, are treated in Tanfer Clinic; whereas, they were previously told that they can never have implants. It can be said that Tanfer Clinic is the last stop of oral surgery. We prefer local anestheanesthesia rather than general anesthesia when the box technique is applied. In our surgery room, we keep patients’ general health (hearth rhythm, blood pressure) under control too. In Tanfer Clinic, there is everything that should be availavailable in the surgery room of a good hospital.’The box technique operation is applicable since three years in the world. With this operation, a bone is made for the patients chin. This is a very imimportant application, because this is not an operoperation available everywhere. Box requires a team work. The biggest criteria is that the doctor must have obtained surgeon notion and must be well educated. Dr.Nihat Tanfer says’ Box technique is not an operation to carry out with a couple of persons, it requires a serious team. With this technique, you are making a wall over the chin; but, our team is expert in these types of surgery.’ ‘PATIENTS ARE REJOICING LIKE THEY HAVE FACE PLANTATION’ Dr.Nihat Tanfer states that the box technique is
best understood by the people who were fist told that they can not have prosthesis teeth , yet now they hear that this prosthesis is possible. As uttered by Dr.Nihat Tanfer, patients, after having prosthesis teeth, are rejoicing as if they had a face transplantation. He continued to say, ”one of my patients said, ‘if I had a face surgery, I would have been happy just as much, because the doctors told me I can’t have a permanent transplant teeth. In fact, owing to you I have it.’ The best side of being a doctor is being able to see the patients’ happiness after the treatment and enjoy it. As a matter of fact, if you don’t enjoy it, you can’t be a doctor.” IN DENTAL ESTHETIC, THE IMPORTANT THING IS THE PATIENT’S HAPPINESS A successful tooth esthetic means, the appliapplication of the style and model with the most appropriate color based on the chin and face structure of a patient whose mouth infrastrucinfrastructure initially is very well prepared. At the Tanfer Clinic, when the patients apply for a dental esthetic, first, applicant’s picture is taken and mouth and teeth measurements are taken. LatLater, the work starts. Thereafter, the most approappropriate teeth have been made by evaluating the products to be used in the infrastructure of the tooth and the patient’s chin and facial physical structure. For instance, if it is smiling design, age, sex, lips, gums, tooth color, shape and popositions, face structure, the color of the skin are all taken into consideration. Dr.Tanfer points out that, in some cases, papatients wants the same for certain patterns they have seen elsewhere; and he says,’ under such circumstances, we check if such a formation is appropriate to the patient. If it is pertinent, we apply this formation to our patient. At the end, it is important to make the patient happy. Following our treatment, our patients become happy when they receive positive reactions socially. This happiness in turn makes us happy.’
Special Report
GF Turkiye
149
ONTEGRAPPA NIN YENİ İKONU
Elvis Presley
150
İtalya’nın saygı duyulan kaliteli yazım gereçleri üreticisi Montegrappa, ikinci yüzyılına Elvis Presley Enterprises tarafından lisanslanan bir Elvis Presley kalemleri setiyle başlayacak. Kalemler, dünya genelinde tanınan ve müzik, sinema, spor gibi alanlarda büyük başarı elde eden bireylere saygı ve şükranı belirten Montegrappa’nın popüler “Icons” (İkonlar) serisinde sunulacak. “Icons” serisinde önceden, Muhammed Ali, Bruce Lee ve Frank Sinatra adına kalemler çıkmış ve oldukça beğeni toplamıştı. Montegrappa, 20nci yüzyılın ortalarında popüler müzikte bir dönüşüm yaratan ve kayıtlı müzik tarihindeki en önemli figürlerden
biri haline gelen Elvis adına, “Elvis Presley’e Saygı” ile dünya genelinde hayranlık duyulan sanatçının yaşamını kutladı. Dört farklı renk ve model olarak hazırlanan seri, 1954 ila 1977 arasında Elvis’in kariyerinde önemli safhaları temsil edecek. Her bir kalem, ayrıca dönemi temsil eden gümüş vurgulamalarla birlikte, her bir dönemi çağrıştıran renkte reçine gövdeden oluşuyor. Dolmakalem uçlarında ise Elvis’in mikrofonda tam boy profili işlenmiş olarak yer alıyor. Her bir kaleme özel diğer ayrıntılar ve ambalaj da Elvis’in kariyerinin belirli bir safhasını anlatıyor ve Elvis’in En İyi Şarkılarından oluşan bir CD ile beraber geliyor.
THE NEW ICON OF MONTEGRAPPA:
Elvis Presley Montegrappa, Italy’s respected quality writing instruments producer, will start their second century with an Elvis Presley pen set licensed by Elvis Presley Enterprises. Pens will be presented in Montegrappa’s popular ‘icons’ series which indicates respect and gratitude to individuals who are known worldwide and very successful in areas like music, movies and sports. Earlier, in ‘icons’ series, pens had been out on behalf of Muhammed Ali, Bruce Lee, Frank Sinatra and all had been considerably acclaimed. On behalf of Elvis who created transformation in the popular music and in recorded music history, and became one of the most important figures in the mid-
GF Türkiye
İncele e
dle of the 20th century, Montegrappa celebrated admired musician’s life worldwide with ‘tribute to Elvis Presley.’ Series which were prepared in four different colors and models will symbolize important phases of Elvis’s career between 1954 and 1977. Along with silver emphasis representing the period, each pen also consists of resin body evoking each term. At the fountain pen nibs, there is Elvis’s full size finished profile holding microphone. Other special details specific to each pen and the packaging indicate a certain stage of Elvis Presley’s career also come with a CD composed of Elvis’s best songs.
Aqua 1950’leri temsil eden bu cam göbeği mavisi kalemin klipsi de bir müzik kutusunu çağrıştırıyor. Elvis’in zirveye oturduğu 1956 yılına istinaden bu seri 500 dolmakalem, 500 rollerball ve 956 tükenmez kalemden oluşuyor. Ayrıca 3 tip kalem için 7’şer adet altın versiyonu bulunmakta. Toplamda 21 altın kalem de sanatçının 1956’daki yaşı olan 1’i temsil ediyor.
Aqua Representing 1950s, this aqua pen’s clip reminds the jukebox period. As 1956 was the year Elvis was on top of his career, this series consists of 500 fountain pens, 500 roller balls and 956 ballpoint pens. For the gold edition, there will be 7 of each 3 types; total of 21, his age in 1956.
Yeşil Elvis’in orduya katıldığı 1958 yılını temsil eden ve asker yeşili tonundaki bu serinin çizgili klipsi sanatçının ordudaki çavuş rütbesine istinaden tasarlanmış. Bu seri de temsil ettiği yıla göre 500 dolmakalem, 500 rollerball ve 958 tükenmez kalemden oluşuyor. Ayrıca 3 tip kalem için 11’er adet altın versiyonu bulunmakta. Toplamda 33 altın kalem de sanatçının yapmış olduğu film ve belgeselleri temsil ediyor.
Siyah Elvis’in ünlü siyah deri kıyafetleri ile geri döndüğü 1968 yılını karakterize eden siyah serinin klipsi deri ceketteki fermuar formunda tasarlanmış. Diğer serilerde olduğu bu seri de temsil ettiği yıla göre 500 dolmakalem, 500 rollerball ve 968 tükenmez kalemden oluşuyor. Ayrıca 3 tip kalem için 11’er adet altın versiyonu bulunmakta. Toplamda 33 altın kalem sanatçının 1968 yılındaki yaşı olan 33’ü temsil ediyor.
Green Green is the color represents 1958 when Elvis joined the U.S army. The pocket clip of the pen is designed with the stripes to show his rank of sergeant. This series also consists of 500 fountain pen, 500 roller balls and 958 ballpoint pens. There is also 11 golden version of each 3 types. The total of 33 represents the number of films and documentaries he made.
Black Black is for the year 1968. Elvis returned back on stage where he wore his famous black leather outfit. The pocket clip represents the zipper on the jacket. Like in other series, based on the year represented, this model also have 500 fountain pens, 500 roller balls and 968 ballpoint pens. The gold version will be available as 11 of each 3 models and the total of 33 represents his age in1968.
Las Vegas Serinin beyaz renkte hazırlanan son modeli Elvis Presley’in taşlarla süslü tulumlar giydiği, 1973 yılında başlayan Las Vegas dönemini simgeliyor. Klipste ise yakın arkadaşlarına olan bir mesajı tekrarlanmış: “TCB” (Taking Care of Business). Klipsin gümüş versiyonu kırmızı Swarovski kristallerle, 18 ayar altın versiyonu ise yakut taşlarla süslenmiş. Temsil ettiği 1973 yılına istinaden 500 dolmakalem, 500 rollerball ve 973 tükenmez kalemden oluşan setin altın versiyonu ise 3 tip kalem için 14’er adet kalemden oluşuyor. Toplamda 42 altın kalem sanatçının öldüğü tarihteki yaşını simgeliyor.
Las Vegas The last model of the series was in white color representing the year 1973, the beginning of Las Vegas term where he appeared in jumpsuits decorated with gem-stones. The pocket clip reminds Elvis’s message to his close friends:’TCB’ for ‘Taking care of Business.’ The silver version clip is decorated with red Swarovski crystals and the other 18K gold version has ruby gem-stones. For 1973, the set contains 500 fountain pens, 500 roller balls and 973 ballpoint pens and the gold version consists of 14 of each 3 models and totals to 42 that is his age when he passed away in 1977.
Re ie
GF Turkiye
www.vzug.com.tr
TEKSTİL BAKI INDA BİR DE Rİ Arkadaşlarını la birlikte akşa e e inde ediini fondünün kokusu parkta aptı ını ürü üş sırasında beklen edik bir a ur a da bir iş ge isinin ardından kırışan takı elbiseni e günlük aşa ını daki kı afetlerini için ihti aç du duunu el bakı lar Refresh-Butler tü bunlara pratik bir ç ü sunu or
152
Geçtiğimiz yıl 100. yaşını kutlayan, İsviçre’nin Premium markası V-ZUG tarafından geliştirilen Refresh-Butler, bir cihazda dört ayrı fonksiyonu birleştiriyor: Tazeleme, Kırışıklıkları Giderme, Hijyen ve Kurutma. Bugüne kadar ipek elbisenize sinen yemek kokuları ya da gün içerisinde kırışan takım elbiselerinizin temizliği ve yeniden ütülenmesi için kuru temizlemeciye ihtiyacınız vardı. V-ZUG’un devrim niteliğindeki yeni inovasyonlarından biri olan Refresh-Butler, fotokataliz özelliği ile yoğun iş yaşantınızda giysilerinizin ihtiyacı olan hızlı ve hijyen temizliği sunuyor. Yüksek kaliteye sahip değerli kıyafetlerinizin kısa süre içerisinde kırışıklıklardan giderilmesini, tazelenmesini, sterilize edilmesini, kurutulmasını ve fotokataliz kullanılarak en iyi şekilde temizlenmesini sağlıyor. Dünyada bir ilk olan “Fotokataliz sistemi” yağ ve pişirme kokularını nötralize etmek için buharı kullanıyor. Ayrıca giysilerinizdeki sigara dumanını gideriyor ve daha hoş kokmalarını sağlıyor. Buhar sistemi takım elbiseler, elbiseler, bluzlar ve gömleklerdeki gözle görünür kıvrım ve kırışıklıkları azaltıyor. Hijyen programını seçtiğiniz takdirde Refresh-Butler giysilerdeki mikropları %99.9’a varan oranla neredeyse tamamen yok ediyor. Narin kurutma programı ise ısı pompası sayesinde, ıslak kumaşların kurutulması sırasında enerji tasarrufu sağlanıyor. Kontrollerin dokunmatik olarak sağlandığı sistemin maksimum yük kapasitesi 5kg olarak belirlenmiş. Refresh-Butler’ın bu fonksiyonlarının tümü analiz edilmiş ve, Almanya ve İsviçre’nin prestijli test enstitüleri tarafından onaylanmıştır. Cihaz, tek bir ünite olarak gardıroba monte edilebilir ya da dolabın ön yüzüne entegre edilebildiği gibi içine de kurulabiliyor. GF Türkiye
İncele e
REFRESH-BUTLER
A REVOLUTION IN FABRIC CARE: THE REFRESH-BUTLER A fondue evening with friends, an unexpected shower of rain during a jogging session or a crumpled outfit after a business trip: again and again, there are times in everyday life when your clothing needs special care. The new REFRESH-BUTLER is the practical answer. Developed and produced by V-ZUG established in 1913 and leader company on household appliances for the kitchen and laundry room in Switzerland, the REFRESH-BUTLER combines four functions in one appliance: refresh, anti-crease, sanitise and drying treatment. Up until now, unpleasant food odours in a silk dress or folds and creases in a business suit would have been something for professional dry cleaners. The Refresh-Butler, an innovation from the inventors at V-ZUG, provides the solution for rapid and sanitise cleaning of your clothes which is needed in busy life. High quality fabrics can now enjoy refresh, anti-crease, sanitise and drying treatment at home using photocatalysis. The Refresh function featuring the world-exclusive photocatalysis process employs steam to neutralise cooking odours like grease and cigarette smoke to leave a far more pleasant smell. Steam system is used to visibly reduce folds and creases in suits, dresses, blouses and shirts. When the additional Sanitise programme is selected, the REFRESH-BUTLER almost completely, up to 99.9%, removes germs. The Drying function takes care of the gentle and, thanks to a heat pump, energy-saving drying of soaking wet fabrics. REFRESH-BUTLER uses a touch controls system and maximum load capacity of system is determined as 5kg. The effectiveness of functions of REFRESH-BUTLER has been analysed and approved by prestigious test institutes in Germany and Switzerland. The appliance can be set up as a free-standing unit or as a built-in version in a wardrobe featuring a customer-selected finish.
LPRECONSTRUCTION UXURY CONDOS IN MIAMI
154
AKAY GELİNLİK E ABİYE 2015 İLKBAHAR YA KOLEKSİYONU Aka Gelinlik baştasarı cısı Se anur Aka ın e sahipli inde Erenk Hüse in Paşa K şk ünde 2014-2015 İlk Bahar/ a se onu Gelinlik e Abi e kı afetlerini tanıttı Bu sezon koleksiyonda, gelinlik dışında abiye ve mini gelinlik denilen düğün sonrası parti kıyafetleri de yer alıyor. Dantel, güpür ve tül ağırlıkta… Renklerde ise mavi ve açık pudra göze çarpıyor. Sırt detayları, dantel kollar, demonte askılar, balık modeller çok revaçta. Bir sürpriz olarak da gelinlerin after party’ler için mini olabilen gelinlikler de yer alıyor… Ayrıca Great Gatsby konseptinden ilham alınarak hazırlanan sac aksesuarları da koleksiyonda yer alıyor. GF Türkiye
Tanıtı
AKAY BRIDAL AND EVENING DRESSES 2015 SPRING AND SUMMER COLLECTION Akay Gelinlik launched their 2015 Spring and Summer bridal and evening dresses collection at Erenk Hüse in Paşa ansion hosting b chief designer Sezanur Akay. This season, besides bridal gowns, evening dresses and mini bridal dresses considered as after party dresses also take place in their collection. Mostly, lace,brode and tulle being used. Blue and light blush colors attract attention. Back details, lace sleeves, detachable straps and fish models are very popular. As a surprise, there are bridal gowns that can be converted to mini dresses for bride’s after parties. Also. Hair accessories inspired from Great Gatsby concept take place in their collection.
G NEŞİN ŞEHRİNDE GE İŞE YOLCULUK 156
Her ziyarette sizi aynı derecede etkilemeyi başaran ender bölgelerden biridir Kapadokya. Buranın havası da, suyu da, toprağı da bir başkadır. Şayet günü birlik bir gezide değilseniz ve konaklamayı düşünüyorsanız da mutlaka deneyimlemeniz gereken şey, bir mağara (cave) otelde kalmaktır. Çünkü Cave Otel kadar Kapadokya’da olma ruhunu size hissettirecek daha iyi bir şey olamaz. Kapadokya doğası gereği bu tarzda pek çok oteli bünyesinde barındırıyor. Size önereceğimiz güneşin şehri anlamına gelen Sinasos Palace Cave Hotel ise bunlardan sadece biri. Ancak burayı özel kılan unsurları da yok değil. Ürgüp Mustafapaşa’da yer alan Sinasos Palace Cave Hotel iki sene önce faaliyete başlamış ve çok yeni olmasına rağmen şimdiden en bilenen otellerin arasına girmeyi başarmış. Bunda otelde şu an çekilen Yılanların Öcü dizisinin de payı büyük elbette. 18 odayla hizmet veren otelde 14 mağara tipi oda ile 4 adet taş oda bulunuyor. Mağara tipi odaların beş tanesi 1+1 formatında. 15’inde de jakuzi bulunuyor. Oda fiyatına kahvaltının da dâhil olduğu Sinasos Palace Cave Hotel, isteğe göre size öğle ve akşam yemeği de verebiliyor. Bu arada kahvaltıda yöresel lezzetlerin bulunduğunu ve deyim yerindeyse kuş sütünün eksik edilmediğini belirtmek gerek. Hititlerden kaldığı tahmin edilen mağaraların aslına sadık kalınarak restore edildiği Sinasos Palace Cave Hotel’in yeni evli iki harika işletmecisi var. Fulya ve Ceyhan Altınsoy. Konuklarını müşteri değil misafir yaklaşımıyla ağırlayan Altınsoy’lar, hizmet kalitesinden ödün vermemek için canla başla ve her şeyden önemlisi her daim gülen yüzleriyle çalışıyorlar. Sinasos Palace Cave Hotel’in samimiyeti de buradan geliyor. GF Türkiye
Tanıtı
VOYAGE TO THE PAST IN THE CITY OF SUN Cappadocia is one of the rare regions that impresses you on every visit. The air, the water and soil of this place are one of a kind. If you are not on a daily trip and considering accommodation, staying in a cave hotel is one thing you must experience because there is nothing better than a Cave Hotel to feel the spirit of being in Cappadocia. Due to its nature, Cappadocia has many cave hotels. Our recommendation Sinasos Palace Cave Hotel, which means the city of sun, is just one of them. On the other hand, it has many factors that make this place special. Located in Urgup, Mustafapasa, Sinasos Palace Cave Hotel has opened just 2 years ago and has already succeeded in becoming one of the well known hotels already. Off course the ongoing shooting of the TV serial “Yilanlarin Ocu” ( Revenge of the Snakes) in that hotel has made a big impact on this. 18 room hotel has 14 cave style rooms and 4 stone rooms. 5 of the cave style rooms are 1 bedroom suites. 15 of them have Jacuzzis. Sinasos Palace Cave Hotel offers complimentary breakfasts and optional lunch and dinner. We have to mention that the breakfast menu offers local tastes and like the Turkish idiom says : They even have the bird’s milk! Sinasos Palace Cave Hotel that has thought to be inherited from Hittites and been restored being loyal to its original has newlywed two wonderful business administrators. Fulya and Ceyhan Altinsoy. Altinsoys who approach their clients as their guests not as customers work hard to avoid compromising the quality of service but most importantly, they always work with smiley face. That’s where Sinasos Palace Cave Hotel’s sincerity comes from.
HMCPRIVE
MYKONOS’da tek adresiniz Santorini,Patmos,Atina
5* Lüks otellerde konaklama,uçak bileti,araç kiralama,transfer Klasik yunan mimari tarzında dizayn edilmiş,ultra lüks villa kiralama hizmetleri,restoran ve klüplerde rezervasyon ayrıcalığı
HMCPRIVE farklı bir deneyim
www.hmctravel.com
0212 352 10 80 - 0532 314 42 72
TURKISH AIRLINES OPEN DA AFERİN ADI BROOKS KOEPKA
158
Sporun dai i destekçisi Türk Ha a Yolları tarafından A rupa nın en i i golfçülerini bir ara a getiren Turkish Airlines Open turnu asının bu ıl şa pi onu Brooks Koepka oldu İlk yıllarında golfün en heyecan verici turnuvalarından biri olarak kabul edilen ve Avrupa’nın en iyi golfçülerini bir araya getiren “Turkish Airlines Open 2014”, 13-16 Kasım tarihleri arasında, Antalya Maxx Royal Otel’de gerçekleştirildi. 7 milyon dolar ödüllü turnuva, ‘Race to Dubai’ öncesinde önemli bir yer tutuyor. PGA Avrupa Turu final serisinin 3’üncü ayağı Turkish Airlines Open’ı birincilikle tamamlayan Brooks Koepka, ödülünü Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’nun elinden aldı. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın himayesinde düzenlenen turnuvada rakibi Ian Poulter’ı geride bırakarak şampiyon olan Amerikalı oyuncu, bu zaferini Turkish Airlines Open’a ilk katılışında elde etti. Geçen yıl Challange Tour’da üç defa kazanarak European Tour’a geçiş yapan Koepka, turnuvanın kapanış raundlarında etkileyici bir performans sergiledi. 18’inci deliğe kadar gelen Poulter’ın güçlü performansına rağmen birinci gelmeyi başaran Koepka, ilk European Tour liyakatını Antalya Montgomerie Maxx Royal Golf Club’da kazanmış oldu. Kazanmış olduğu bu başarıyı kariyerinin doruk noktası olarak ifade eden Koepka “Burada kazanmış olmak benim için çok özel. Uzun bir süredir kapıya vurup duruyordum, sonunda bu kapıdan geçmek gerçekten çok güzel bir his” dedi. Belek Turizm Bölgesi’ndeki The Montgomerie Maxx Royal Otel’in sahalarında gerçekleştirilen turnuvanın son GF Türkiye
Özel Haber
gününde eksi 17 ile başarılı bir performans gösteren Koepka’yı eksi 16 ile Lun Poulter izledi. Henrik Stenson ise eksi 14 ile üçüncü, Miguel Angel Jimenez, Danny Willett, Andy Sullivan, Wade Ormsby ise eksi 13 ile dördüncü oldu. Koepka’nın zaferi, turnuvayı ilk kazanan oyuncu Victor Dubuisson’un 2013 zaferini takip ederken, turnuva bu yönüyle özellikle de yeni yeteneklerin kendilerini ispat ettikleri European Tour’un başlıca etkinliklerinden biri olduğunun kanıtı. Turnuva sıralamasındaki ilk 60 oyuncu, Birleşik Arap Emirlikleri’ne giderek European Tour sezonunun son etkinliği olan DP World Tour Championship’e katılacak. Sporun daimi destekçisi Türk Hava Yolları olarak sporun daimi destekçisi olduklarını söyleyen Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, “Golfü sponsorluk stratejilerimiz içerisinde farklı bir yere konumlandırdık. Türkiye Golf Federasyonu ve Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile birlikte hayata kazandırdığımız ‘Turkish Airlines Open’ golf turnuvası, bu eksenli gelişecek faaliyetlerimizi sağlıklı sürdürebilmemiz açısından efektif bir zemin oluşturdu. Bu sene ikincisi gerçekleştirilen turnuvada önümüzdeki yıl da isim sponsorluğumuzu sürdüreceğiz. Türk Hava Yolları markasıy-
THE NAME OF THE VICTORY AT TURKISH AIRLINES OPEN IS BROOKS KOEPKA This year, the champion of “Turkish Airlines Open” is Brooks Koepka; the tournament that gathers the best golf players of the world sponsored by sincere supporter of sports Turkish Airlines.
Koepka, “Burada kazanmış olmak benim için çok özel. Uzun bir süredir kapıya vurup duruyordum, sonunda bu kapıdan geçmek gerçekten çok güzel bir his.”
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, “Sporun daimi destekçisi Türk Hava Yolları olarak, golfü sponsorluk stratejilerimiz içerisinde farklı bir yere konumlandırdık.”
Koepka, “It is so special for me to win the tournament here. I have been knocking the door for a long time; to be able to pass through the door is really a great feeling.”
Hamdi Topcu, the CEO & President of Turkish Airlines, “As Turkish Airlines, a sincere supporter of sports, we placed golf in a special place within our sponsorship strategy.”
“Turkish Airlines Open 2014” known as one of the most exciting tournaments which gathers the best golf players of Europe took place between November 13- November 16 at Maxx Royal Hotel, Antalya . The tournament , with a prize of 7 million dollars, takes an important place before “Race to Dubai. “ Brooks Koepka, the winner of “Turkish Airlines Open”, the 3rd leg of PGA Europe Tournament, took his prize from the CEO & President of Turkish Airlines. At this tournament hosted by The Ministry of Youth and Sports , American golf player who became the champion leaving his competitor behind, won this victory on his first attending the Turkish Airlines Open Tournament. Koepka, who has advanced to European Tour last year by winning at the Challenge Tour 3 times in a row put an impressive performance at the closing rounds of the tournament. Despite the strong performance of his rival Poulter who succeeded to reach to the 18th hole, Koepka, achieved to be the champion and won his first merit of European Tour at Antalya, Montgomerie Maxx Royal Golf Club. Remarking this achievement as the highest peak of his career, Koepka utters, “ It is so special for me to win the tournament here. I have been knocking the door for a long time; to be able to pass through the door is really a great feeling.” At the Last day of the tournament taken place at the Montgomerie Royal Hotel’s golf course in Belek resort , Lun Poulter followed Koepka ‘s successful performance of scoring minus 17 , with his score minus 16 . Henrik Stenson finished in 3rd place with minus 14 and Miguel Angel Jimenez, Danny Willett, Andy Sullivan, Wade Ormsby , all took the 4th place with their score of minus 13. While Koepka’s victory follows the win of Victor Dubuisson’s in 2013, the tournament turns out to be the evidence of being one of the organizations of European Tour where new talents prove themselves.
Special Report
GF Turkiye
159
160
la tüm dünyaya lanse edilen turnuva, Türk Hava Yolları’nın golf sporuna verdiği desteğin vurgulanması, küresel ölçekte Türkiye’nin ve özellikle de Antalya’nın önemli bir golf merkezi olarak addedilmesi açısından oldukça önemli” değerlendirmesinde bulundu.
The first 60 players in the tournament ranking will attend DP World Tour Championship, the last organization of European Tour, in United Arab Emirates.
Amatör oyunculara efsanelerle mücadele şansı 2014 yılında sadece profesyonel golf ile yetinmeyen Türk Hava Yolları, amatör golf etkinliği, “Turkish Airlines World Golf Cup”ı da golfle amatör düzeyde ilgilenenler için hayata kazandırdı. Bu yıl ikincisi düzenlenen Turkish Airlines World Golf Cup, ilk kez 2013’te, dünyanın 12 farklı noktasında düzenlendi. Geçen yıl, Antalya’da gerçekleşen büyük finalde Çin’den Han Liang birinciliğini ilân etmiş, ödül olarak da Turkish Airlines Open 2013 kapsamında düzenlenen Pro-Am turnuvasında golf sporunun yaşayan efsanesi Tiger Woods ile Pro-Am oynama hayalini gerçekleştirmişti.
Sincere Supporter of Sports The CEO & President of Turkish Airlines Hamdi Topcu says, as Turkish Airlines, they have always been a supporter of sports , and states “ We placed golf in a special place within our sponsorship strategy. The tournament of ‘Turkish Airlines Open’, implemented by Turkish Golf Federation and the Ministry of Youth and Sports, has been an affective venue for us to carry forward our activities in this respect. Next year, we will continue to be the name sponsor of this tournament which is held for the 2nd time this year . Being launched by the trademark of Turkish Airlines to the world, the tournament is very important in terms of emphasizing the support of Turkish Airlines to golf sport and pointing out Antalya as a remarkable golf center.”
İngiltere, Japonya, Güney Kore, Amerika, Endonezya, Almanya, Fransa ve Arjantin’in de içinde yer aldığı 35 farklı ülkedeki 50 destinasyonda gerçekleştirilen amatör turnuva serisine, iş dünyasından golf sporuna gönül vermiş üst düzey temsilciler katıldı. 3 binin üzerinde golf severin mücadele ettiği turnuvanın final serisinde her bir destinasyondan iki finalist yer aldı. 9-16 Kasım tarihleri arasında 100 katılımcı ile Belek, Cornelia Golf Club’da gerçekleşen ‘Büyük Final’ keyifli görüntülere sahne olurken, 10-11 Kasım tarihlerinde düzenlenen Final Turu’ndaki ilk 10 yarışmacıya, 7 milyon dolar ödüllü Turkish Airlines Open 2014’de oynama hakkına sahip oldu. İki kez ‘Majör Şampiyonluk’ elde etmiş Martin Kaymer ve son Race to Dubai Şampiyonu Henrik Stenson gibi dünyanın önde gelen golf oyuncuları ile birlikte mücadele etme şansını yakalayan amatör oyuncular, bu sayede hayallerini gerçekleştirerek benzersiz bir tecrübe yaşadılar.
For amateurs, the chance of competing with legends In 2014, Turkish Airlines not only involved in professional golf but also implemented “Turkish Airlines World Golf Cup” for those who are interested in golf at the amateur level. The first Turkish Airlines World Golf Cup , held 2nd time this year, was held in 12 different points of the world in 2013. Last year , in Antalya, Han Liang made his dream come true proclaiming his championship at the grand finale and was awarded to play golf with the living legend Tiger Woods in Pro-Am tournament which was held in Turkish Airlines Open 2013 content. High level representatives from business world dedicated to golf attended the tournaments that took place at 50 destinations in 35 countries, including, England, Japan, South Korea, United States, Indonesia, Germany, France and Argentina. At the final series of the tournament that over 3000 golf enthusiast attended , two finalist from each destination took place. While The Grand Finale in Cornelia Golf Club, Belek had been a venue to pleasant scenes between the dates of November 9- 16 with 100 attendants , the first 10 competitors of the final tour held in November 10-11 gained the right to attend the 7 million dollars prized Turkish Airlines Open 2014. Amateur players who had a chance to compete with the leading golf players such as, Martin Kaymer , 2 times “Major Champion “ and the champion of the last ‘Race to Dubai’ Henrik Stenson , made their dreams come true living a unique experience.
GF Türkiye
Özel Haber
ORTADOĞU’NUN PARİS’İ
BEYRUT YILBAŞI Beyrut yılbaşı ve her haftasonu 3 gece veya 4 gece 5 yıldızlı otellerde konaklama, vip araçlar ile transfer, en şeçkin restoran,klüplerde ücret dahil 1000 Euro’dan başlayan fiyatlarla
HMCPRIVE farklı bir deneyim
www.hmctravel.com
0212 352 10 80 - 0532 314 42 72
A
ile gelin talib i
ev
uyende olalım,
ile safalar sürelim
inde olalım,
Ha ret i Mevlana ya gelin bende olalım, em
sefa,
ana ifa, ruha gıdadır. ultan
eled
Semazen: Murat Kanberi
162
GF Türkiye
Özel Haber
Ceren Dilekçi ceren dilekci gf-turki e co
ŞEB-İ AR S
Fotoğraflar: Ayşe Bıyıklı
17 Aralık 127 e l n nın Hakk a uslat gü-nü kendi if desi le şeb-i ar s/ gerdek gecesi olarak anılı or Mevlânâ Celaleddin-i Rumi‘nin ölüm yıl dönümlerinde 17 Aralık tarihlerine denk gelen haftalarda yapılan ve “Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri” olarak isimlendirilen törenler bu yıl 741. kez kutlanacak. “Gelin gecesi”, “düğün gecesi”, “gerdek gecesi” anlamlarına gelen; Hz. Mevlânâ’nın vefat gecesini ve bu gecenin yıl dönümlerinde yapılan töreni ifade eden bir Mevlevi terim olan Şeb-i Arûs (veya Şeb-i Urs) âşık sevgilisine, dost dostuna kavuştuğu için gerdek gecesine benzetilmiştir. Hz. Mevlânâ’nın (ks) eserlerinde, özellikle de gazel ve rubailerinde açıkladığı ölüm anlayışına istinaden, onun vefât gecesini, dünyadan ayrılık gecesi olarak değil, Cenab-ı Hakk’a kavuşma gecesi olarak nitelendirdikleri için Mevleviler, bunun için o geceyi Şeb-i Arûs olarak adlandırarak törenler düzenlediler. Neden böyle bir tamlama kullanılmış? Çünkü dünya hayatında âşık, sevdiğine düğün vasıtasıyla kavuşur. Hakk âşığının düğünü de ölümdür. Ölümü düğün olarak görmenin temelinde Allah’ın insanı kendi ruhundan üfleyerek yaratması inancı yatar. Bu bakımdan yaratılış gurbet, dünya da gurbet diyarıdır. Gurbet acısını ayrılıklardan şerha şerha olmuş bir yürekle en çok hisseden Hakk âşıkları, Büyük Sevgili’ye, çölde susuzluktan kavrulmuş dudaklar gibi iştiyak duyarlar. Bu iştiyakı, aşk ateşiyle yanmayanlar umman kadar âlim olsalar da bilemezler. İşte bu yüzdendir ki Hz. Mevlânâ ölüm için şöyle demiştir: Herkesin ölümü kendi rengindedir; dosta dosttur; düşmana düşman… Yani nasıl yaşıyorsanız öyle ölürsünüz.
Lets research with passion, aspire for learning, Lets have fun with pleasure, remain fit and healthy always, Come to Hz. Mevlana and lets connect, Mevlevi ritual is a party, healing for the body, food for the soul Sultan Veled
SEB-I ARUS
163
December 17, 1273, Mevlana’s wedding day, his reunion with his beloved, with the divine; in his term, it is commemorated as ‘Seb-i Arus/nuptial night.’ Within the weeks of the anniversary of Mevlana Celaleddi-i Rumi died that coincides with December 17, so called ‘Reunion Anniversary International Memorial Ceremony’ activities are organized and it will be celebrated for the 741. time this year. ‘Bride night,’‘Wedding night, ‘Nuptial night’ all have the same meaning as the night that Hz.Mevlana Celaleddin-i Rumi passed away and the anniversary ceremony Seb-i Arus( or Seb-i Urs) is a Mevlevi term and resembled to nuptial night because two lovers and two friends reunite with one other. Based on the death concept Hz.Mevlana specifies in his master pieces especially in lyrics and verses, Mevlevis evaluate the night of Mevlana’s death as the night that he reunited with the God, not that it is the night he is separated from the earth. Therefore they organize ceremonies called Seb-i Arus for that night. Why did he use such a subordinate? Because, the one who is in love reunites with beloved by a wedding in the world. In the mean time, the wedding of the one who is in love with the god is the death. To be able to see the death as a wedding underlies the belief that the God created the humans by blowing out of his soul. In that respect, the
Special Report
GF Turkiye
164
Mevlevi Nail Dede ile Şeb-i arûs’u konuştuk. Nail Kesova, Şeb-i arûs’u ‘’Arûs, düğün gecesi anlamında kullanılıyor. Biz vuslat gecesi de diyoruz. Yani Yaradanına, Allah’ına aşık, maşukuna kavuştuğu gece’’ sözleriyle tanımlıyor. Hz. Mevlana’nın vefatından önce hastalanarak dervişleri ziyaret ettiğinde ‘’Allah şifa versin’’ sözüne ‘’Allah size şifa versin’’ sözleriyle karşılık verdiğini söyleyen Nail Dede, ‘’O sözü bana hep dokunmuştur. Hz. Mevlana, Allah’tan gelene razı. Onu hastalık olarak kabul etmiyor’’ diyor. Nail Dede sözlerini şöyle sürdürüyor: ‘’Hz. Mevlana bir akşam kızıllığında defnedildi. Sabahtan yıkadılar, kefenlediler, defnedilmesi akşamı bulmuş. Milletin sevgisinden, aşkından mezarlığa götürememişler. Bizim postumuz kırmızıdır, Hz. Mevlana’nın postu da kırmızı. Bana sorarlar, ‘’Post neden kırmızıdır?’’ diye. Kitaplarda yazmayan şey, Hz. Mevlana ‘’Ben kırmızıyı çok severim’’ demiş. Kırmızı, aşkın sembol rengi. Hz. Mevlana’nın vefatından günümüze kadar seneyi devriye kutlamaları adet olmuş. Hz. Mevlana dünya çapında sevilen bir zat. Hz. Mevlana diyor ki, ‘’Bizim mezarımızı yerde aramayın, bizim mezarımız arif insanların gönlündedir’’ ‘’Allah hepimizin Allah’ı. Sen Yahudisin, öteki Hristiyan ben de müslüGF Türkiye
Özel Haber
manım. Bu, savaşmamıza sebep değil. Halkın arasında bir düşmanlık yok. Konuşunca, anlatınca kaynaşıyorsun. Müzik evrensel. Hz. Mevlana ‘’Kaplar kırılınca sular birbirine karışır. Tevhid-i Vahdet tecelli eder’’ diyor. Ruh aynı ruh, giydiğimiz elbise farklı. Bizim yolumuz kamil insan yetiştirmek. Ruhlarımız ona ait, bir gün ödünç verdiğini alacak. Seninki Hristiyan, benimki Müslüman ruh değil, sadece ruh.’’ ‘’Gel!.. Ne olursan ol, yine gel...İster kâfir ol, ister ateşe tap, ister puta...İster yüz kere tevbe etmiş ol, ister yüz kere bozmuş ol tevbeni... Bizim kapımız umutsuzluk kapısı değil, nasılsan öyle gel’’ çağrısı hala dillerde olan Hz. Mevlana’nın bu dünyadan göçüp, sonsuzluk âlemine doğmasıyla onu tanıyanlar, fikir ve görüşlerini benimseyenler büyük acılara boğuldular. Hazreti Mevlana son nefesini verirken, insan hayatının sona ermesine ait bakışını “Hakka kavuştuğum gün tabutum yürüyünce şu dünyanın dertleri ile dertleniyorum sanma. Bana ağlama, yazık yazık deme. Cenazemi görünce ayrılık, ayrılık diye feryat etme. Beni toprağa verirken elveda elveda diye ağlama. Gün batımını gördün ya gün doğumunu da seyret. Hangi tohum yere atıldı da çıkmadı. İnsan tohumu hakkında niye yanlış bir zanna düşüyorsun.” dizeleriyle anlatmıştı.
creation is homesickness and the world is the land of homesickness. Mostly, the ones who is in love with the god, feels this pain by heart and they get in to an intense desire of a beloved like dried lips in desperate search of water in the desert. This intense desire can never be understood by those who don’t burn with the fire of such a love, even though they feel themselves scholars as oceans. For this reason, Hz. Mevlana has this remak for the death: ‘Everyone’s death is in their own color; friendly to a friend; unfriendly to an enemy…that means, you die in the same manner you live. We have talked to Mevlevi Nail dede (Granddad) about Seb-i Arus. Nail Kesova says ‘Arus is a wedding night. We determine it as a reunification night too. In other words, the night one reunites with beloved.’ Before his passing, Hz.Mevlana becomes ill and visits the Dervishes. In response to Dervishes’ phrase ‘ May god heal you’ he uses the same phrase back to Dervishes ‘ May god heal you too;’ ‘ His words always touched me’ says Nail dede and continues ‘ Hz.Mevlana is ready for what comes from the god; he is not accepting it as an illness.’ Nail dede(Granddad) goes on to say “Hz.Mevlana was buried during evening glow. In the morning, he was washed, shrouded and it was almost in the evening before the burial. People loved him so much, so that they couldn’t take him to the cemetery.Our post is red, Hz.Mevlana’s post is red too. People ask me ‘why is the post red?’ This is something not in the books. Hz.Mevlana said ‘I like red color very much.’ The red color is the symbol of love. Ever since his death, anniversary celebrations became routine.”
Hz.Mevlana is a person loved worldwide. Hz.Mevlana says ‘Don’t look for our grave on the ground, our grave is in the hearts of wise people.’ ‘The god is everyone’s god. You are Jewish, the other one is Christian and I am Muslim. This is not a reason for us to fight. There is no hostility among the people. When you talk, when you communicate then you socialize. The music is universal. Hz.Mevlana says ‘When the door opens the water mixes with one another; unity prevails.’ The soul is the same soul; the dress, we wear is different. Our route is to educate and develop good people. Our soul belongs to the God. One day, he will take it back, he has lent. It is just a soul; not that mine is Muslim, yours is Christian soul.’ ‘Come, come again, whoever you are, come…Heathen, fire worshipper or idolatrous, come…Come even if you broke your penitence a hundred times…Ours is the portal of hope, come as you are.’This call is still very well known. People who know him and adopted his ideas and opinions drowned into great grievances after the passing of Hz.Mevlana from this world and born in eternity. While Hz.Mevlana is giving his last breath, he interpreted his view for the end of one’s life with the string of ‘ when I die, while in my coffin, don’t think I am concerned with the problems of this world. Don’t cry for me, don’t be sorrow for me, don’t say what a pity, when you see my funeral, don’t say he left us.When you bury me, don’t say farewell and cry. You have seen the sunset, wait for the sunrise too. What is seeded and it didn’t grow. About human seed, why are you falling into a wrong assumption.’
Special Report
GF Turkiye
165
NAPOLI DE NEYSE FRATELLI LA BUFALA DA O
166
İtalya gerek sanatıyla, gerek mimarisiyle gerekse moda dünyasına verdiği yönle her zaman Avrupa’nın en gözde şehirleri arasında yer almayı başarıyor. Estetik denildiğinde akla gelen ilk ülkelerden olan İtalya, günümüzde klasik haline gelen lezzetleriyle de dünya mutfağının önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. İtalyan mutfağı o kadar gözde ki dünya üzerinde hemen hemen pek çok ülkede restoranlarını bulmak mümkün. İtalya’nın en büyüleyici coğrafyasına ve en güzel mutfaklarından birine sahip olan Campania Bölgesi geleneksel yemeklerinin yeni nesil uygulamalarını misafirlerine sunan Fratelli La Bufala gibi. Dünyaya damgasını vuran İtalyan mutfağını şekillendiren Napoli lezzetlerinin gerçek adresi dünyaca ünlü “Fratelli la Bufala” markasının İstanbul “Levent Loft” şubesi; gerçek Napoli pizzasını, makarnasını, etlerini ve şaraplarını tatmak isteyen Akdeniz mutfağı severlerin öncelikli tercihi… Biz GF ekibi olarak Fratelli La Bufala’yı yakın zamanda yenilediği dekorasyonunun tanıtımından sonra ziyaret etme fırsatı bulduk. Menüsünü de sizler için deneyimledik. Fratelli La Bufala’da başlangıç olarak sunulan kızarmış sebzeler ve mozzarella peyniri Türk damak tadına uygun servis ediliyor. Zaten Napoli mutfağı ile Türk mutfağı arasında çok büyük bir fark yok olmadığı için yemeklerin uyumu da kolay oluyor. Mekân başlangıçlarda Türk damak tadına uysun diye zeytinyağlılarımızla mozzarella peynirini birleştirmiş. Ortaya hem lezzet hem de göze hitap açısından muhteşem bir uyum çıkmış. Fratelli La Bufala-Levent Loft’ta kurutulmuş domates bamya ve mevsimine göre hangi sebze varsa onu masaya getiriyorlar. Çünkü ürünlerin taze olması restoranın bir numaralı önceliği. Bu arada mozzarella peynirinin manda sütünden yapıldığını dip not olarak düşmek de fayda var. Başlangıçtan sonraki yemek tercihimiz limonlu ve rende kabak soslu makarna oldu. İçinde krema olmasına rağmen GF Türkiye
Gur e
yazdan kalma hafif ve taze bir tadı vardı. İtalyan makarnası denildiğinde akla ilk gelen taze makarnalar oluyor elbette ve öğreniyoruz ki mekânda taze kesim makarna da mevcut. Sırada meşhur Napoli pizzasını deneyimlemek var. Bu pizzanın özelliği; kenarları kalın, ortası ince-çıtır, malzemlerin kurumamış tazelikte olması… Karşımıza, Vezüv yanardağı taşlarından özel imal edilen odun fırınında pişmiş Güney İtalya, Napoli pizzalarını aratmayacak lezzette bir pizza geliyor. Bundan sonra canımız Napoli pizzası istediğinde nereye geleceğimizi biliyoruz. Fratelli La Bufala, Tramisu’da orijinal reçeteye sadık kalınıyor ancak alkol kullanmıyor. Biz bir küçük değişiklik yapıp Türk-İtalyan uyumu ile oluşturulmuş Ricotta kremalı profiterol denedik. Bu tatlıdaki bir farklılıkta hamurun ılık olmasıydı. Üzerine yine çikolata sosu dökülüp servis ediliyor. Restoranda alkollü ve alkolsüz içecek çeşitleri mevcut. Ancak İtalyan restoranına gelip şarap içmeden dönmem diyenlerdenseniz İtalyan şaraplarının yanı sıra dilerseniz Trakya bağlarında üretilmiş şarapları da deneyebilirsiniz. Son olarak okuyucularımıza servisle ilgili küçük bir dip not düşelim. Servisin sipariş süresinin uzunluğu sizi sıkıntıya düşürmesin çünkü her şeyi anında ve o an pişiriliyor. Fratelli La Bufala’da sanayi tipi olan hiçbir üretim yapılmıyor. Doğal bir mutfak hedefiyle çalışılıyor ve gelen ürün taze taze işleniyor. Gösterdikleri bu özen ve titizlikte yemek reçetelerinin lezzetine lezzet katıyor.
WHATEVER IT IS IN NAPOLI, SO IT IS IN FRATELLI LA BUFALA Napoli is always succeeding to be among the most favorite cities within Europe , by its art, architecture and by its decisive role in the fashion world. As it is in esthetics that Italy is one of the first countries come to mind; it is also among the leading countries in international cuisine as well with its flavor which became classical nowadays. Italian cuisine is so favorite that it is possible to find Italian restaurants in many countries throughout the world. Like Fratelli La Bufala serving new generation implementations of Campania region’s traditional dishes to their customers, in fact this region is having the most charming geography and one of the most beautiful cuisines of Italy. Shaping the Italian cuisine, marking the world as the true address of the flavor of Napoli, world- famous Fratelli La Bufala, located at Istanbul Levent Loft branch is Mediterranean cuisine lovers’ favorite place to taste real Napoli style pizza, Italian pasta, meat and wines. Recently, we as GF team found a chance to visit Fratelli La Bufala after their presentation of renewed decorations. We have also experienced their menu for you. At Fratelli La Buffala, as a start up, fried vegetables and mozzarella cheese have been served pertinent to the Turkish taste. Since, there is no much difference between Napoli and Turkish cuisine, it is easy to adopt. Earlier, to make it matches with the Turkish taste, they have joined our olive oil dishes and mozzarella cheese together. It has resulted in gorgeous harmony both in flavor and in eye pleasure. Dried tomatoes, okra, and whatever seasonal vegetable is available at Fratelli La
Fratelli La Bufala ▪ ▪ ▪ ▪
info@fratellilabufalaistanbul.com www.fratellilabufalaistanbul.com (0212) 325 54 11 Levent Loft Binası, Büyükdere Cad. No:201 Levent / İstanbul
Bufala, are served to your table; because, the freshness is number one priority of the restaurant. In the mean time, as a footnote, it should be useful to point out that, the mozzarella cheese is made of water buffalo milk. After start up, we preferred to have pasta with lemon and grated squash sauce. Even though it contained heavy cream, it had a flavor light and fresh as if it is left from summer time. when we say it is Italian pasta, obviously, the first thing that comes to mind is fresh pasta and sure enough, we have learned later that they have fresh cut pasta too. Next in line, there is to have experience with famous Napoli style pizza. Thin crust-crispy with thick edges, fresh toppings and ingredients make this pizza very special. Manufactured specially by Vesuvius volcanic mountain rocks, wooden Owen pizza that we were served had such a flavor that you do not need to be in south Italy, Napoli. From now on, when we want to eat Napoli style pizza, we know where we will have to go. Fratelli La Bufala remains faithful to the original recipe of Tiramisu, but they don’t use alcohol. We have made a small variation and tried Turkish-Italian compatible profiterole with Ricotta cream. The desert had warm doe that can be considered as a difference as well. It is served with chocolate sauce poured. Alcoholic and beverages without alcohol are available at the restaurant. But, if you are saying that ‘I am going to an Italian restaurant and I can’t return without drinking a wine,’ beside Italian wines, you can try wines produced from Tracian vineyards are also available. Last but not least, we would like to put a little footnote about the service to the readers. Long service time after ordering wouldn’t concern you; because, everything is cooked at that moment. At Fratelli La Bufala, there is no industrial type production. They are working in natural kitchen fashion and the food is processed fresh.With their care and meticulousness, it adds flavor of flavor to their menu.
Gour et
GF Turkiye
167
168
URA I PRESSA İLE 20 YIL Oto atik espresso-kah e akinelerinin ncüsü ura 20 nci ılını kutladı 40 tan fa la ülkede er alan ura 20 nci ılında eni ürünleri GIGA e I PRESSA A serilerini de kah e tutkunlarının be enisine sundu Jura Impressa otomatik kahve makinaları, 20 yıldır sıcacık sunumlarıyla içimizi ısıtmaya devam ediyor. Otomatik espresso-kahve makinelerinin öncüsü Jura, yenilikçi ve üst düzey ev aletleriyle 20 yıldır mutfaklarımızı süslüyor. 13 Kasım Perşembe günü, Sakıp Sabancı Müzesi içerisinde yer alan The Seed’te düzenlenen Jura On Tour etkinliğiyle kahve sektörünü bir araya getiren Jura, yeni profesyonel GIGA X3 ve ev kullanımı için yeni IMPRESSA A9 serilerini kahve tutkunlarının beğenisine sundu. Yeni GIGA X3 Profesyonel, büyük ofislerde çalışanların tüm kahve ihtiyaçlarını karşılıyor. Tek tuşla, 43 farklı programlanabilir kahve seçeneği sunuyor. Aynı zamanda, 1 kilogram kapasiteli ve aroma koruma kapaklı geniş çekirdek haznesi sayesinde, sıklıkla yeni kahve çekirdeği eklemeye gerek kalmıyor. Geniş su tankı ve çekirdek haznesi, esnek ve mobil kullanım imkânı sunuyor. Tek tuşla başlatılabilen entegre GF Türkiye
İncele e
yıkama ve temizleme programları, kahve makinasının günlük bakımı için gereken zamanı ve enerjiyi en aza indiriyor. Kahve makinesinde dokunmatik ekran teknolojisi sunan IMPRESSA A9 One Touch ise yönlendirme bilgileri ile kullanım kolaylığı sağlıyor. Dört favori kahvenizi başlangıç ekranına kaydedebilir ve istediğiniz zaman tek bir dokunuşla favori kahvenizi hazırlama imkanı sunuyor. kullanıcı dostu bir kahve makinası olan IMPRESSA A9 TÜV sertifikalı kireç çözücü programları ile hijyeni de sağlıyor. IMPRESSA A9’da 12 özel kahve spesiyali arasında yer alan özel menü sayesinde, aynı anda iki latte macchiato ve iki cappuccinoyu tek tuş ile hazırlamanız mümkün. 40’tan fazla ülkede Jura rahatlığı Yenilikçi ve üst düzey ev aletleri üreten Jura, aynı zamanda otomatik
20 YEARS WITH JURA IMPRESSA Jura, the pioneer of espresso coffee machines has celebrated its 20th Anniversary. Available in more than 40 countries, Jura has launched their new products GIGA X3 and IMPRESSA A9 series for coffee lovers. Jura Impressa automatic coffee machines have been continuing to warm our hearts with their presentations. Jura, the pioneer of automatic coffee machines, has been enriching our kitchens with their innovative and upscale kitchen appliances for over 20 years. Having brought together the coffee sector at Jura on Tour at the The Seed , the activity center with in the structure of Sakip Sabanci Museum, on Thursday November 13, Jura has presented the new professional GIGA X3 and home espresso machine IMPRESSA A9 series to the coffee lovers’ taste. New GIGA X3 Professional is a complete coffee solution and meets the needs of big offices. It delivers 43 different programmable coffee options at the touch of a button. At the same time, 1kg capacity hopper (large seed container) with a flavor preserving lid does not require you to add coffee beans often. Large water tank and hopper offers flexible and mobile usage possibilities. The integrated washing and cleaning program that can be started with one button reduces the time and energy consumption to the minimum for daily maintenance. Offering touch screen technology with instructions on a coffee machine, IMPRESSA A9 One Touch provides convenient usage. You can program your 4 favorite coffees on the start screen and make your favorite coffee at one touch whenever you want. User friendly IMPRESSA A9 ensures hygiene with TUV certified lime descaling program. With its special menu includes 12 coffee specialties, IMPRESSA A9 allows you make 2 cups of latte macchiato and 2 cups of cappuccino at the same time with one touch of a button.
espresso-kahve makinelerinin öncüsü olarak da biliniyor. Geleneksel İsviçre markası olan ve günümüzde global bir oyuncu rolünü üstlenen Jura’nın merkezi İsviçre’nin Niederbuchsiten şehrinde yer alıyor. Jura kahve makinaları Almanya, Avusturya, Hollanda, ABD, İngiltere ve Güneydoğu Asya’da kendi satış organizasyonlarıyla ve ortak girişimler tarafından dünyada 40’tan fazla ülkede yer alıyor. Jura otomatik kahve makineleri, tek tuşla kahve hazırlama rahatlığının yanı sıra ön ısıtma sistemine sahip, ekrandan kahve seçebilme, yüksekliği ayarlanabilir kahve musluğu, entegre yıkama, temizleme, kireç giderme programı ve aynı zamanda enerji tasarrufu gibi özellikleriyle dikkat çekiyor. Otomatik kahve makinası sektöründe çığır açan bu özelliklere ek olarak, Jura geçtiğimiz yirmi yıl içerisinde kalite, kullanım kolaylığı ve tasarım konusunda sürekli yeni standartlar geliştirmeye devam ederek sayısız deneyimi ürünlerine aktardı.
Jura comfort in more than 40 countries Innovative and upscale small appliances manufacturer Jura is also known as the pioneer of automatic espresso coffee machines. The headquarters of Jura, a traditional Swiss trademark and global player, is located at Niederbuchsiten. Jura Automatic Coffee Machines has their own sales organizations in Germany, Austria, Holland, United States, England and South East Asia and also the brand takes place in more than 40 countries by joint ventures. Jura automatic coffee machines has pre warm capability besides one touch coffee making convenience. The machine calls attention with its features like choosing coffee on screen, height adjustable coffee spout, integrated washing, cleaning, lime descaling program and energy conservation at the same time. In addition to the epochal features in coffee machine sector, Jura, in the past twenty years, by continuously developing new standards on quality, ease of use and design, integrated countless experiences into their products.
Re ie
GF Türkiye
169
ORLU PERFOR ANS SANATLARI ERKE İ OCAK 2015 ETKİNLİKLERİ LOVE LETTERS - GÉRARD DEPARDIEU & ANOUK AIMÉE Tarih: 8 Ocak, 2015 Yer: Ana Tiyatro / Date: January 8, 2015 Location: Main Theater
GÉRARD DEPARDIEU & ANOUK AIMÉE İKİ OLAĞANÜSTÜ OYUNCU, UNUTULMAZ BİR ESER!
170
Uzun ve devasa bir masa… Bir tarafta koyu, ağır bir takım elbise ve beyaz gömlekler içinde Gérard Depardieu; diğer tarafta ise kızıl elbisesi, koyu renk saçları ve berrak teniyle Anouk Aimée. İki olağanüstü oyuncuyu aynı sahnede yan yana görmemizi sağlayan Pulitzer Tiyatro Ödülleri’nde finale çıkmış ve 30’dan fazla dile çevrilmiş; sevginin güçlü bağlantısını, komik ve aynı zamanda duygusal bir şekilde anlatan bir A. R. Gurney oyunu... Oyunun merkezinde ise iki oyuncu var; Melissa Gardner ve Andrew Makepeace Ladd III. ; Bazen romanlarda rastladığımız mektuplaşma formatında gelişen oyunda, iki karakter masalarda yan yana oturur... Ayrı ayrı geçmiş elli yıla yakın bir süre zarfında hayallerinden, umutlarından, hedeflerinden, hayal kırıklıklarından, zaferlerinden ve yenilgilerinden bahsettikleri mektup, not ve kartpostallarını okurlar. Andrew; Amerika’da senatör olurken, Melissa başarıya ulaşamadığı bir sanat hayatı yaşıyordur. Daha önce Elizabeth Taylor, Mel Gibson, Kathleen Turner, Sigourney Weaver ve Christopher Walken gibi dünyaca ünlü aktör ve aktristler tarafından sergilenen bu oyun; ilk kez Zorlu’da. Oyun bu defa, Fransa’nın tüm dünyada popüler olmuş en önemli aktörlerinden Gérard Depardieu ve 14 yaşında başladığı oyunculuk kariyerinde 70’den fazla filmde oynayan, Cannes, Golden Globe ve Cesar Ödülleri sahibi ünlü aktrist Anouk Amiée tarafından Fransızca sahnelenecek. Yönetmen: Benoît Lavigne Kostüm: Elisabeth Tavernier Işıklandırma: Fabrice Kebour Müzik: Michel Winogradoff GF Türkiye
A anda
GÉRARD DEPARDIEU & ANOUK AIMÉE TWO EXTRAORDINARY ACTORS, UNFORGETTIBLE WORK! Long and a huge table...On one side, in dark heavy dress suite and white shirt Gerard Depardieu; on the other side, with her dark colored hair and her clear pure skin Anouk Aimee. What lets us see these two extraordinary actors side by side on the same stage is a, Pulitzer Theather awards finalist, A.R. Gurney play that is translated over 30 languages describing the strong bond of love in a funny,yet in an emotional way. There are two players at the center of the play though; Melissa Gardner and Andrew Makepeace Ladd III. Sometimes, as we see in novels the play progresses as sending letters to one another , the two characters sits side by side . They read letters, notes and post cards containing their imaginations, hopes, goals to achieve, disappointments, successes, failures during the past 50 years seperately. While, Andrew becomes a senator in the United States of America, Melissa is going through an unsuccessfull art life. Earlier, as played by world’s famous stars like Elizabeth Taylor, Mel Gibson, Kathleen Turner, Sigourney Weaver and Christopher Walken, this play is at Zorlu for the first time. The play this time will be staged in French by Frenck actors Gerard Depardieu who is one of the most popular in the world and by Anouk Amiee who has started her career at the age of 14, starred in more than 70 films and the winner of Cannes, Golden Globe and Cesar awards. The director: Benoit Lavigne Costume: Elisabeth Tavernier Lighting: Fabrice Kebour Music: Michel Winogradoff
ZORLU PERFORMANCE ART CENTER JANUARY 2015 ATTRACTIONS LA BOHÈME Tarih: 18 Ocak, 2015 - 24 Ocak, 2015 Yer: Ana Tiyatro / Date: JJanuary,18 2015 – January, 24 2015 Location: Main Theater
ÇOK İYİ BİR PROVANIN ARDINDAN SAHNELENEN BİR LA BOHÈME; ASLA BAŞARISIZ OLMADI, OLAMAZ!
STAGING LA BOHEME , AFTER A VERY GOOD REHERSAL, NEVER BECAME UNSUCCESSFUL AND CAN NOT BE!
– The Times
– The Times
LA BOHÈME by Giacomo Puccini (Royal Opera House Prodüksiyonu) Büyük kalabalık sahneleri, dekorları ve epik hikayeleriyle bilinen Grand Opera’nın en sevilen eseri La Bohème; sahne sanatlarının en saygın kuruluşlarından Royal Opera’nın global prodüksiyonu ile İstanbul’da! Hayat dolu Latin Mahallesi’nde yaşayan fakir sanatçıların kıt kanaat bir yaşam sürdüğü 1830’ların Paris’ini yeniden canlandıran eser, Londra Royal Opera House’dan, Zorlu sahnesine taşınıyor. Puccini’nin notaları, tıpkı Rodolfo ve Mimi’nin aşkında olduğu gibi hem duygusal yoğunluğu hem de Paris toplumundan bir kesitin bütün gürültü ve canlılığı ile resmedildiği bir renk cümbüşünü içeriyor. Paris’in bohem ruhunu gündelik yaşamdan bir aşk hikayesi ve eşsiz bir müzik ile anlatan bu romantik eser sizi de büyüleyecek. Tıpkı yüzyılı aşkın bir süredir dünyanın dört bir yanındaki dinleyicilerine yaptığı gibi...
LA BOHEME by Giacomo Puccini (Royal Opera House Production) La Boheme, the most loved master piece of Grand Opera known as its crowded stages, its rich decorations and epic stories, is in Istanbul by one of the most respected institutions of staged arts Royal Opera’s global production! The play, which recreates the poor, difficult, but lively lifes of the artists’ in the Latino community of the 1830s Paris, is moving from London Royal Opera House to Zorlu theater. Puccini’s notes contain both the liveliness and sound of a certain section of Paris society and emotionally just like in the love of Rodolfo and Mimi; depicting a splash of colors. This romantic masterpiece, with a unique music, describing Bohemian soul of Paris, a love story in daily life, will fascinate you too Just like it fascinated the audiances all around the world over a century...
Baş Karakterler Mimi: Simge Büyükedes - Soprano Rodolfo: David Butt Philip - Tenor Musetta: Madeleine Pierard – Soprano Marcello: ZhengZhong Zhou – Bariton Orkestra: Lokal orkestra Koro: Lokal koro Şef: Cem Mansur
Leading Characters Mimi: Simge Buyukedes- Soprano Rodolfo: David Butt Philip – Tenor Musetta: Madeleine Pierard – Soprano Marcello: ZhengZhong Zhou - Baritone Orchestra: Local Choir: Local Conductor : Cem Mansur
Agenda
GF Turkiye
171
SMASHED BY GANDINI JUGGLING Tarih: 24 Ocak, 2015 - 30 Ocak, 2015 Yer: Drama Sahnesi / Date: January, 24 2015 – January, 30 2015 Location: Drama Saloon
9 JONGLÖR, 80 ELMA VE 4 TABAK TAKIMI. SMASHED İLE KENDİNİZİ BİR SAAT BOYUNCA EĞLENCENİN TAM ORTASINDA BULACAKSINIZ.
172
Jonglörlüğün büyüleyici bir performansa dönüştüğü bu gösteride kilolarca elma havalarda uçuşacak! Bu komik ve dahiyane dans tiyatrosu, “hoş vakit” geçirmek için birebir! Ancak, aman uçan çaydanlıklara dikkat! 2011’den beri dünya turnesinde olan Londra-merkezli Gandini Juggling, bu sezon, büyük ses getiren hitleri Smashed ile Zorlu’da! 40 ülkede, 40 binin üzerinde gösteri ile çağdaş sirkin öncüsü olan topluluk, jonglörlüğü yeniden yaratıyor, onu sanata çeviriyor ve tüm yönleriyle kucaklıyor. Radikal derecede avangard, aile dostu ve eğlence dolu bu gösteri kaçmaz!
9 JUGGLERS, 80 APPLES AND 4 PLATE SETS; WITH SMASHED, YOU WILL FIND YOURSELF IN THE MIDDLE OF ENTERTAINTMENT ONE HOUR LONG. In this show, kilos of apples will fly in the air with the transformation of juggling into a charming performance! This comical and ingenious dancing performance is perfect to have fun! However, be careful with the flying tea pots! London based Gandini Juggling that is in the world tour since 2011, is now at Zorlu with their new hit Smashed bringing great sound this season! İn 40 countries, with over 40 thousand shows, the pioneer of contemporary circus, the group is recreating the juggling; transforming it into art and embraces every aspects of it. Radically avangarde, family friendly and full of fun; not to be missed!
Fazıl Say’dan “Mezopotamya Senfonisi” / “Symphony of Mesopotamia” From Fazıl Say Tarih: 20 Aralık 20:30 Yer: Ana Tiyatro / Date: December 20, 8:30 PM Location: Main Stage İlk eserini on dört yaşında henüz bir konservatuvar öğrencisiyken besteleyen, dünyanın ilgiyle takip ettiği ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say, 20 Aralık akşamı saat 20:30’da Zorlu Center PSM sahnesinde çok özel bir konserle sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Klasik müziğin “dahi” ismi Fazıl Say, profesyonel müzik hayatına 1995 yılında Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde korepetitör ve konuk şef olarak başlayan ve kariyeri boyunca dünyanın en prestijli salonlarında çok önemli topluluklarla konserler veren şef İbrahim Yazıcı ile “ Mezopotamya Senfonisi” projesinde bir araya geliyor. Oratoryolar, piyano konçertoları, çeşitli formlarda orkestra, oda müziği, şan ve piyano eserleri vererek besteci kimliğiyle de ön plana çıkan Say, bestelerinde modern Avrupa enstrümanlarının yanı sıra kudüm, darbuka ve ney gibi Anadolu enstrümanlarını da sıklıkla ve özenle kullanan bir isim. Beş kıtada sürdürdüğü konserleriyle dünyanın hayranlığını kazanan Fazıl Say, Mezopotamya Senfonisi ile bir kez daha Zorlu’da müzikseverlerle buluşacak. GF Türkiye
A anda
World famous composer and pianist Fazıl Say who wrote his first piece when he was just a fourteen year old conservatoire student will be performing a very special concert at Zorlu Center PSM stage at 8:30 PM for art lovers. The gifted name of classical music Fazıl Say, joins together with Conductor Ibrahim Yazıcı who started his professional music life in 1995 as a korrepetitor and a guest orchestra chef at The Ankara State Opera and Ballet and has performed at the world’s most prestigious concert venues with very important musicians throughout his music career, in “The Symphony of Mesopotamia” project. Fazıl Say who comes into prominence as a composer as well by his oratorios, piano concertos; orchestra , chamber music and piano pieces in different forms, uses Anatolian instruments like darbuka drum, kudum drum and ney besides modern European instruments frequently and meticulously. Admired worldwide with his ongoing concerts throughout five continents, Fazıl Say will meet music lovers one more time with Mesopotamia Symphony at Zorlu Center.
SÖZ-MÜZİK ALİ KOCATEPE / LYRICS-MUSIC ALİ KOCATEPE Tarih: 25 Aralık 21:00 Yer: Ana Tiyatro / Date: December 25, 9:00 PM Location: Main Stage
ALİ KOCATEPE 50. SANAT YILINI ZORLU SAHNESİNDE KUTLUYOR: “SÖZ-MÜZİK ALİ KOCATEPE” Eski ve başarılı bir spor spikeri de olan müzisyen ALİ KOCATEPE: “TOPÇU VE POPÇU KORO” adı altında sürpriz iki kadro yarattı. Söz ve müzik ustası Ali Kocatepe, 50. Sanat yılını 25 Aralık 2014 Perşembe Gecesi Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde eski ve yeni kuşak dostlarının sürpriz performansları ile kutluyor! “Söz Ve Müzik: Ali Kocatepe” prodüksiyonuna aralarında; Aysun Kocatepe, Bedük, Burcu Güneş, Canan Anderson, Boğaziçi Caz Korosu, Nükhet Duru, Pinhani, Yaşar, Yüksek Sadakat gibi çok özel isim ve grupların yer aldığı bir “Sanatçılar Ordusu” eşlik edecek! Tiyatro ve sinema dünyamızın sanatla dopdolu genç ve yetenekli “Yeni Kuşak” temsilcileri ile Ali Kocatepe’nin çok ünlü ve değerli dostları Halit Kıvanç, Doğan Hızlan ve Enver Aysever sohbetleriyle geceye renk katacak. Şef Masis Aram Gözbek yönetiminde; “Ayça Tekindor, Barbaros Uzunöner, Barış Hayta, Bedük, Cemil Demirok, Hakan Bilgin, Meltem Taşkıran, Mert Fırat, İlker Özdemir, İlkyaz Kocatepe, Selen Uçer, Vatan Şaşmaz, Volkan Yosunlu”dan oluşan Popçu Korosu’nu Ali Kocatepe, “Kocatepe Güzz Korosu” olarak adlandırıyor. “ALİ KOCATEPE ON BİRİ” ismini verdiği Topçu Koro’sunu ise Türkiye’nin en tanınmış ve sevilen futbol ve spor adamları oluşturuyor: “Ali Gültiken, Aykut Kocaman, Arif Kızılyalın, Bülent Korkmaz, Cüneyt Tanman, Erman Toroğlu, Hakan Şükür, Lemi Çelik, Metin Tekin, Rıza Çalımbay, Rüştü Rençber, Semih Yuvakuran, Tanju Çolak ve Tümer Metin” bu unutulmaz geceye renk katacak isimler arasında. Şişli Belediyesi Kültür Müdürü Banu Karakuş’un sunacağı, “Turhan Yükseler ve Açık Ara Orkestra”nın ritimleriyle eşlik edeceği bu muhteşem geceyi sakın kaçırmayın.
ALI KOCATEPE CELEBRATES HIS 50TH ANNIVERSARY AT ZORLU STAGE: “LYRICS-MUSIC ALI KOCATEPE” Formerly a successful sports commentator, musician ALI KOCATEPE has created two surprise teams under the name of “ The Choir of Soccer Players and Pop Singers” . The master of lyrics and music Ali Kocatepe will celebrate his 50th Anniversary on Thursday night, December 25, 2014 at Zorlu Center with his old and new generation fellow friend’s surprise performances! A huge” Group of Singers” including very special names and groups ; such as, Aysun Kocatepe, Bedük, Burcu Güneş, Canan Anderson, Bosphorus Jazz Choir, Nükhet Duru, Pinhani, Yaşar, Yüksek Sadakat will accompany the” Lyrics and Music: Ali Kocatepe” production. The young and talented “New Generation” theatre and cinema artists, and Ali Kocatepe’s very famous and valuable friends Halit Kıvanç, Doğan Hızlan and Enver Aysever will bring joy to the night with their conversations. Ali Kocatepe named the Pop Singer’s Choir as “ Kocatepe Guzz Choir”, conducted by Chef Masis Aram Gozbek; the participants “Ayça Tekindor, Barbaros Uzunöner, Barış Hayta, Bedük, Cemil Demirok, Hakan Bilgin, Meltem Taşkıran, Mert Fırat, İlker Özdemir, İlkyaz Kocatepe, Selen Uçer, Vatan Şaşmaz, Volkan Yosunlu”. The Choir of Soccer Players named ‘ALI KOCATEPE’s ELEVEN’ consists of Turkey’s most renowned and popular soccer and sports individuals: “Ali Gültiken, Aykut Kocaman, Arif Kızılyalın, Bülent Korkmaz, Cüneyt Tanman, Erman Toroğlu, Hakan Şükür, Lemi Çelik, Metin Tekin, Rıza Çalımbay, Rüştü Rençber, Semih Yuvakuran, Tanju Çolak and Tümer Metin” are among the names who will bring joy and cheer to the night. Do not miss this splendid night which will be hosted by Banu Karakus, Principal of Culture of Sisli Municipal, and accompanied by the rhythms of “ Turhan Yukseler and Acik Ara Orchestra”.
Agenda
GF Turkiye
173
Funda Arar
IST TOO Restaurant Shangri-La Bosphorus
Pera Palace Hotel Jumeirah
GF TEN YENİ YIL İ İN KUTLA A
NERİLERİ
Her ıl eni u utların eşerdi i insanların se dikleri için he ecanla planlar aptı ı en ke ifli a anlardır Bu ke ifli a anı aksi u e lence le e farklı bir şekilde geçir ek isti or e Bu ıl eni ıla girerken e de otur ak iste i oru di orsanı bu ek nlardan biri si in için ideal olabilir
174
Shangri-La Bosphorus’da lezzet şöleni Shangri-La Bosphorus, açıldığı günden beri dünya mutfağından sunduğu eşsiz tatlar ve göz kamaştıran Boğaz manzarası ile lezzet tutkunlarının vazgeçilmez adresi haline gelen IST TOO’da, Executive şef Cyril Arrouard’ın hazırladığı altı aşamalı özel yılbaşı menüsü ile 2014’e muhteşem bir şekilde veda etmek isteyen misafirlerini ağırlayacak. Pek çok seçkin lezzetin yer aldığı menüde kaz ciğeri, kereviz sapı, kestane püresi ve bordelez sos eşliğinde dana fileto “Richelieu”, ıstakoz yahni ve deniztarağı gibi tatlar yer alıyor. Saat 20.00 itibariyle başlayacak canlı müzik programında ise, 6 kişilik bir orkestra ile klasik Viyana valslerinden, İtalyan napoliten şarkılara, kıvrak Latin ritimlerinden, Broadway müziklerine kadar geniş bir repertuvar yer alacak. Otel’in bir diğer restoranı Çinli baş aşçısı Tony Sum’ın spesiyaliteleri ve egzotik Kanton mutfağının iddialı lezzetleri ile misafirlerine sıra dışı bir lezzet deneyimi sunan Shang Palace olacak. Saat 20.00 itibariyle başlayacak programda misafirleri bu kez yedi aşamalı bir yılbaşı menüsü bekliyor. Pera Palace Hotel Jumeirah’da yılbaşı balosu Pera Palace Hotel Jumeirah, yeni yıla yılbaşı balosuyla girmek isteyen herkesi eğlenceye davet ediyor. 31 Aralık gecesi Grand Pera Balo Salonu; Tayla Koray Orkestrası’nın, dans müziğinden Türkçe ve yabancı pop şarkılarına, latin, salsa ve tangodan unutulmaz caz klasiklerine kadar zengin müzik repertuarıyla yankılanacak. Canlı DJ performansıyla devam edecek geceye Şef Arif Kemal Doğan ve ekibinin hazırladığı yeni yıl menüsü eşlik edecek. Yeni yılın ilk gününü Pera Palace’ın Deluks Pera manzaralı odasında geçirmek isteyenler için ise çok özel bir konaklama paketi sunuluyor. Grand Pera Salonu’nda Tayla Koray Orkestrası ve canlı DJ performansını GF Türkiye
Özel Haber
içeren yılbaşı balosu, 2 kişilik konaklama ve Agatha Restaurant’ta açık büfe kahvaltı bu pakete dâhil hizmetler. The Grand Tarabya’da Candan Erçetin sahne alacak Muhteşem boğaz manzarası ile öne çıkan Tarabya’nın 5 yıldızlı oteli The Grand Tarabya, seçkin alternatifler içeren farklı yılbaşı paketleriyle çok özel bir yılbaşı gecesi geçirmek isteyenleri bekliyor. Yeni yıl akşamı, The Grand Tarabya’nın 1000 kişilik balo salonunda otelin usta şeflerinin hazırladığı yemeklerin sunulacağı gala yemeğinde Candan Erçetin sahne alacak. The Grand Tarabya’nın çocuklara özel mönüleri ve oyun alanları da yılbaşı gecesi hem ebeveynlerin hem çocukların keyifli, eğlenceli ve rahat vakit geçirmelerini sağlamayı hedefliyor. Ayrıca yeni yıla özel hazırlanan bir, iki ve üç gecelik konaklama paketlerinden birini seçen konuklar, yılın ilk sabahında The Grand Tarabya’nın Panoroma salonundaki brunch’ıyla güne keyifli ve lezzet dolu bir başlangıç yapabilirler. Wyndham Grand İstanbul misafirlerini Funda Arar’la çoşturacak Wyndham Grand İstanbul Levent, yılbaşı özel programıyla şehrin ve eğlencenin tadını çıkarmak isteyenlere unutulmaz bir gece yaşatmayı hedefliyor. İstanbul’un kalbi Levent’te yer alan Wyndham Grand İstanbul Levent, yılbaşında adeta kilitlenen trafiğe metro kolaylığı ile de çözüm sunuyor. Levent’in en yeni oteli, üstün hizmet anlayışı, kalitesi ve yılbaşı gecesine özel zengin programıyla misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Bu özel gecede ayrıca Wyndham Grand İstanbul Levent’in executive şef’i tarafından hazırlanan özel mönüde her damak zevkine uygun bir lezzet bulanacak. Seçilmiş özel yılbaşı mönüsünün ardından, canlı performansla unutulmaz bir yılbaşı gecesi geçirebilirsiniz.
Pera Palace Hotel Jumeirah
FRO
Wyndham Grand İstanbul
Candan Erçetin
GF SUGGESTIONS FOR NEW YEAR CELEBRATION
E er ear flourishing of ne hopes planning for lo ed ones ith e cite ent this ti e is al a s the best o ful ti e of the ear If ou ant to spend this onderful ti e differentl and ant to ha e lots of fun and if ou sa I don t ant to sta ho e hile greeting the ne ear one of these locations a be ideal for ou Flavor feast at Shangri-La Bosporus Ever since it is opened, Shangri – La Bosporus has become an indispensible address of the flavor enthusiasts at IST TOO introducing unique tastes from the world cuisine overlooking Bosporus ,creating dazzling view. They will host customers who want to say spectacular goodbye to 2014 with a six stage special new year’s menu prepared by executive chef Cyril Arrouard. The menu has many exceptional flavors, including the dishes like foie gras, celery, mashed chestnut and along with bordelez sauce beef filet ‘Richelieu,’ lobster stew and clam. Live music will start by 8:00pm and the program with a orchestra of six will have a wide repertoire from classical Vienna waltz to Italian Neapolitan songs, from lithe Latin rhythms to Broadway musicals. Another restaurant of the hotel will be Shang Palace which offers exceptional flavor experience to the customers with Chinese executive chef Tony Sum’s specialties and exotic assertive flavors of Canton cuisine. The program will start at 8:00pm and this time there will be a seven stage new year’s menu available for the visitors.
where Tayla Koray Orchestra and a live DJ will perform, accommodation for 2 people and open buffet breakfast at Agatha restaurant.
New Year’s ball at Pera Palace Hotel Jumeirah Pera Palace Hotel Jumeirah inviting anyone who wants to enter the New Year with New Year’s ball for a night full of entertainment. On the night of December 31, Grand Pera Ball room will be echoed with rich music repertoire of Tayla Koray orchestra from dancing music to pop music , Turkish pop, Latin, salsa and from tango to unforgettable jazz classics. The night will continue with the performance of a live DJ accompanied with new year’s menu prepared by chef Arif Kemal Dogan and his team.
Wyndham Grand Istanbul will elate the visitors with Funda Arar With a special new year’s eve program, Wyndham Grand Istanbul Levent aims for an unforgettable night for those who want to enjoy the city and have fun. Located at Levent the hearth of Istanbul, Wyndham Grand Istanbul also found a solution to the possibility of the traffic jam on the new year’s eve with the convenience of the subway. Levent’s the newest hotel is being prepared for the visitors with outstanding service, quality and a rich program for special new year’s eve night. On this special night, there will be flavor to everyone’s taste with special menu prepared by executive chef of Wyndham Grand Istanbul Levent. At the end of selected special new year’s menu, you can spend an unforgettable new year’s eve night with live performance.
For those who want to spend the first day of the new year at Pera palace’s Deluxe Pera scenic room, a special accommodation package is offered. The package includes, new year’s ball at Grand Pera ball room
Candan Ercetin will take stage at The Grand Tarabya Coming forward with magnificent Bosporus view, Tarabya’s 5 star hotel The Grand Tarabya is waiting visitors who want to spend a very special new years’ eve night, with exceptional new year’s packages which include select alternatives. On the new year’s eve night, at The Grand Tarabya’s 1000 people capacity ball room , Candan Ercetin will take stage during the gala dinner prepared by expert chefs. On the new year’s eve night, The Grand Tarabya’s menu specific to the kids and the play grounds for the children aim both for the parents and the children to spend pleasant, jolly, entertaining and comfortable time. Moreover, prepared especially for the new year, there are one night and two or three nights accommodation packages available; and if one of them is selected by the visitors, in the first morning of the new year, they can start the day joyful and full of flavor with the brunch at The Grand Tarabya’s Panaroma saloon.
Special Report
GF Turkiye
175
THE BLIND SIDE I have been thinking while preparing this piece for a luxurious life magazine debuted, if it is it fair to say hello with this article for a brand new formation. When I agreed with Dr. Achim Onur the publisher of this magazine, I had planned to write an article in this axis. I had been away from the movies for a long period of time. I believe I will continue to stay away until that 3D and fantastically nonsense come to an end. One movie, I have started to watch, called my attention only beİs ail Ba dar cause it was starred by Sandra Bullock. nokta gf-turki e co Yeni görücüye çıkan bir lüks yaşam dergisi için bu yazıyı I became dazed, and even groggy during hazırlarken bir yandan da düşünüyorum yepyeni bir oluşum the movie as if I was fighting with a heavy weight için böyle bir yazı ile merhaba denir mi diye. Bu dergi için derginin boxer hitting me with right and left hooks. When the movie yayıncısı Dr. Achim Onur ile anlaştığım zaman, bu eksende bir yazı yazmayı ended, I watched it over again. I woke up next day in the tasarlamıştım. morning and I watched the film once again.
NOKTA POINT
K R NOKTA
176
Uzun zamandır uzak kaldım filmlere. Şu 3D ve fantastik saçmalıklar bitene kadar da uzak kalacağım sanırım. Bir film, sadece başrolünde Sandra Bullock var diye ilgimi çekti ve izlemeye başladım. Filmi izlerken sersemleştikçe sersemledim. Sanki karşımda bir ağır sıklet boksör vardı ve durmadan bana sağlı sollu kroşelerle vuruyordu. Film bittiğinde bir kere daha izledim. Ertesi gün sabah uyandım ve bir kere daha izledim. Efendim, filmin ismi Kör Nokta ( The Blind Side- 2009) Başrollerde Sandra Bullock ve Quinton Aaron oynuyorlar. Filmin en can alıcı tarafı gerçek bir hikâyeden alıntı olması… Film, Afro-Amerikalı iri yarı ergen bir çocuğu koruyan, kollayan ve ona evini, yüreğini açan bir kadın ve bu kadının ailesinin çok güzel, oldukça duygusal hikâyesi. Gerçek olamayacak kadar güzel… Unuttuğumuz değerleri, birileri bu dünyada bir yerlerde yaşamışlar. Birisini hiçbir beklenti olmadan gözetmiş, eğitmiş, ona bir de kariyer sağlamışlar. Gerçek olamayacak kadar güzel olmasının sebebi bence bunu karşılık beklemeden yapmış olmaları. Günümüzde bırakın hiç tanımadığımız kişileri, yıllarca tanıdığımız insanlara hatta kardeşimize bile yapmaktan kıskandığımız karşılıksız iyilik duygusu... Ben lüksün tanımını böyle yapmak istiyorum. İçimizde bir yerlerde saklı olan ve hiçbir zaman ortaya çıkarmak istemediğimiz vicdan duygusudur lüks. Ve Tanrı böyle bir lüksten mahrum etmesin bizleri. İçimizde bir yerde saklı olan vicdan duygusu ortaya çıksın. Yarın hiç tanımadığımız birisine “Kocaman sarılalım”... GF Türkiye Nokta
Well, the name of the film is ‘The Blind Side’ 2009. Starring by Sandra Bullock and Quinton Aaron . The most crucial part of the film is that it is based on a true story… The film is a very nice and emotional story of a woman and her family who protects, looks after, opens her house, her hearth for a big African-American fellow who is in puberty. It is too good to be true…Somewhere on earth , some people lived through the forgotten values. Someone has taken care of someone without anything in return, educated and given him a career. In my opinion, it is too good to be true, because they have done this without expecting anything in return. Nowadays, let alone the people we never knew but to the people we know over the years and even to our brother, we are jealous of the sense of doing something good without expecting anything in return … I would like to define the luxury as such that the luxury is the sense of conscience we have inside hidden somewhere and never wanted to take it out. May God never deprive us from such a luxury. Hidden somewhere inside, let the sense of conscience out. Tomorrow, let’s give a ‘huge hug’ to someone we never knew.