YAZ-SONBAHAR / SUMMER-FALL 2015
Türkçe - English
Fiyat/Price: ¨ 25
St. Regis 111 Yaşında
n
1860'tan Bu Yana Frette
SPECIAL TOPIC: BACCARAT 251 YEARS OLD
GF TÜRKİYE ÖZEL DOSYA: BACCARAT 251 YAŞINDA
Autoshow Özel Dosyası
AÇIK HAVA SERGİSİ. BMW CABRIO GÜNLERİ. Bu yaz kendinizi rüzgara bırakın, özgürlüğün keyfini çıkarın. BMW 2 Serisi, 4 Serisi, 6 Serisi Cabrio’lar keşfetmeniz ve deneyimlemeniz için Temmuz ve Ağustos aylarında Bodrum, Çeşme ve Göcek’te sizi bekliyor. Detaylı bilgi ve etkinlik takvimi için: www.bmw.com.tr/cabriodays.
BMW Cabrio G端nleri
www.bmw.com.tr
Sheer Driving Pleasure
JAEGER-LECOULTRE BOUTIQUE Abdi İpekçi Cd. Altın Sk. 4/A Nişantaşı, İstanbul +90 212 232 3017
Dr. Craig Venter Decoder of Human DNA
Duomètre Unique Travel Time Watch
Open a whole new world
Dear Readers,
Değerli Okuyucularımız,
6
GF Türkiye’nin şu ana kadarki üçüncü sayısı pek çok lüks konu yelpazesini kapsayan yüksek seçkin makaleler içermektedir. Derginin kapağı Baccarat’ın 250. yaşına hürmeten meşhur kristal üreticisini ve aristokrat yemek dünyasının cazibesini yansıtıyor. Özenle kesilmiş kristallerin form bulmuş halleri olan cam bardakları ve sürahileri, avizeleri, değerli parfüm şişeleri, dekoratif objeleri ve mücevherleri ile bilinen Baccarat’ın prestiji Fransa sınırlarının ötesine taşınıyor. Bir diğer marka geleneği zengin İtalyan lüks tekstil ürünlerinde Frette hakkında da 1860’a dayanan uzun tarihi ve daha fazlasını bulabileceğiniz bir içerik dergimizde yer alıyor. Titiz kalite politikaları ile bu şirketlerin gelenekleri uluslararası pazarda prestijli markalara dönüştü. Gerçek mükemmellik tamda bu sayımızın odaklandığı köklü markaların kuruluşlarıdır. Etkileyici zaman parçaları yaratan Jaquet Droz ve Vacheron Constantin, Graf Von Faber Castell’in sanat eseri tadındaki kalemlerini zevkle okuyacaksınız. Allah’ın 7 ismini yüzüğe nakşeden Sevan Bıçakçı’ya da bir satır başı açmak gerekir. Ki bunlar diğer pek çok konunun arasında sadece birkaçıdır. Her biri otantik mesleklerinin seçkinliklerini ifade eder. Başarıyla tamamlanan İstanbul Autoshow 2015 fuarının izlenimlerini bu sayının tematik odak noktası olarak kabul edebiliriz. Sloganı “Dünyanın Yeni Harikaları” olan organizasyon, 600.000 üzerinde ziyaretçinin katılımıyla 100.000 metrekarelik bir alanda gerçekleşti ve tam bir göz ziyafetiydi. Bu düşünceyle, gelen yaz ayları süresince bizlere eşlik edecek pek çok konunun etkileyici atmosferinde sizlerin de bizlere eşlik etmenizi umuyoruz.
The third issue of GF Turkey presents, as has been established, highly-exclusive articles covering a wide range of multi-faceted luxury topics. In order to pay tribute to the 250th anniversary of Baccarat, the title of the magazine refle ts its renowned crystal manufacture and the glamourous world of fine dining. Most famously known for perfectly sculptured crystal in form of elaborately cut glasses and decanters, chandeliers, precious perfume fla ons, decorative elements and jewelry, Baccarat’s prestige has long gone far beyond the reach of the French borders. Turning our gaze toward another brand rich in tradition, we discover more about Frette – an Italian vendor of luxury textiles – whose long-standing history reaches back to the year of 1860. In combination with meticulous quality policies, the company’s traditions have resulted in a well-founded prosperous establishment on international markets. Constant perfection is the firm foundation of well-rooted brands which in turn are the main focus of this edition. Manufactories, such as Jaquet Droz or Vacheron Constantin – creating fascinating time-pieces – Graf Von Faber Castell’s artfully crafted writing utensils are there; you can enjoy these articles. Besides, there is need an extra new line for Sevan Bıçakçı who engraved the 7 beautiful names of Allah on ring. These are a few among many. However, they authentically express the exclusiveness of their professions. The successful Istanbul Autoshow 2015 is deemed a thematic focal point. Its slogan read “Wonders of the World” and over 600.00 visitors came to enjoy the spectacle across an area of over 100.000 square meters. With this in mind, we are looking forward to have you join us while marveling at the multitude of topics which will accompany us during the splendid summer months to come.
Dr. Achim Onur GF LUXURY Sahibi / Owner of GF LUXURY
KAPAK / COVER: Baccarat
GF Türkiye
Editör
4X4=Jeep
速
Imprint I Impressum GF TÜRKİYE
GF LUXURY IN EUROPE – GF FOR CONNAISSEURS
SE E TION HEAD OFFICE GERMANY
Sahibi Sıdıka o ing I ages Genel Yayın Yönetmeni s ail Ba dar is ail. a dar gf-lu ur. .co Ülke Başkan Yardımcısı E le Kehri ar e.kehri ar gf-lu ur .co Yazı İşleri Müdürü Bu ra Erso ugra.erso gf-turki e.co
8
Yazı İşleri (Katkıda Bulunanlar) Billur Kalka an illur illurkalka an.co
GF Luxury Dr. Achim Onur Königstraße 26 70173 Stuttgart Germany
Contact info@genussundfeinsinn.com
Phone: +49 (0)711 - 9077 69-50 Fax: +49 (0)711 - 9077 69-54
Design Miriam Brandau López Bastian Fischinger Marina Seiwald
Creative Director/Managing Editor Petrarca Bohlender
Mail: info@gf-luxury.com www.gf-luxury.com Editors www.genussundfeinsinn.com redaktion@genussundfeinsinn.com René Härer Tilman Baur G+F International Helmut F. Kassner Telefon: +49 (0) 152 296 39 286 h.kassner@gf-luxury.com
Burcu Gürtürk urcu.gurturk gf-turki e.co
Publisher Dr. Achim Onur USt.-IdNr. DE 232925766
Ti et A ırtan ti et.agirtan gf-turki e.co
Chief Editor Dr. Achim Onur (V.i.S.d.P.)
Lektorat & Textbüro Susanna Just, M.A. www.lektoratundtextbuero.de English Wendy Marth Translator/ Editor (BDÜ), wendy.marth@t-online.de Russian Valeriia Volkova
Ya an Yıl a oto o il gf-turki e.co Birkan De ir alışkan Eda Duru Elif Eki Ful a kte elis Dilek e ne Atılgan Reklam Direktörlüğü rekla gf-turki e.co 0 Grafik Tasarım ve Uygulama Okan Koç okan.koc gf-turki e.co Basım A ra A ala Ka ıt e at aacılık San. Tic. td. ti. itros olu . at aacılar Sitesi E Blok 1.Bodru No 11 To ka ı Ze tin urnu STANBU Tel + 0 1 6 10 1 Faks + 0 1 61 Yönetim Adresi Ah et Adnan Sa gun ad. Beledi e Sitesi enekşe 1 D 6 e ent - stan ul
No responsibility is taken for the correctness of the details provided. All information in the articles has been researched thoroughly. However, liability for the correctness or accuracy of the information cannot be provided. The publisher assumes no liability for unsolicited transmittal of all arts. All rights reserved. Reprint, even in extracts, only allowed with written approval of the publisher.
r
NDEK ER
ONTENTS
ZE DOSYA SEYAHAT EDEN ER N SE arakeş Fas Sie Rea Ka
oç a
stan ul Türki e
SPECIAL TOPIC E1
WITH TRAVELLER’S CHOICE
12
1
Marrakech, Morocco
14
16
Siem Reap, Cambodia
16
18
Istanbul, Turkey
18
Hanoi, Vietnam
20
Prague, Czech Republic
22
Hanoi ietna rag
0
1
ek u huri eti
KO EKS YONER 10
O E TOR
acheron onstantin Atelier a inotiers den iladi ir
34
Se an Bıçakçı dan Yedi gü el si Tas iri
Se en Beautiful Na es B Se an Bıçakçı
6
Hu lot lassic Fusion Koleksi onunda Türki e den ki Te a Türk Kah esi e Bodru
8
Graf on Fa er- astell den 01 çin Yılın Kale i Sanssouci otsda
6
0
68
Baccarat ın Efsane i Yolculu u
6
GF Turkiye
ontents
0
RES E T FOR THE ASTERS Baccarat
6
ST. REGIS Geç işten Günü ü e Rafine Bir üks Anla ışı 68 DOSYASI
In Hu lot lassic Fusion ollection T o The es Fro Turke Turkish offee and Bodru 8
In Ateliers Of a uet Dro A Horse is Rearing
USTA ARA SAYGI
AUTOSHO
6
Fro Graf on Fa er- astell The en Of The Year For 01 Sanssouci otsda
a uet Dro At l esinde Bir At ahlanı or
Kalite üks e Konforun uhteşe U u u Frette
acheron onstantin Fro Atelier a inotiers iladi ir
0
0
6
Frette
6
St. Regis
68
ISTANBU AUTOSHO
01
0
SEYAHAT EDEN ER N SE E Tri Ad isor internette en çok i aret edilen se ahat sitesi e her ıl oldu u gi i u ıl da ü elerine dün adaki ge ilecek en i i erleri soru or. Tri Ad isor u erlerdeki otelleri etkinlikleri e restoranları 1 a lık eri otta elde edilen erilerdeki uanla a e g le lere da anarak seçi or. Tra eler s hoice 01 is i ile a ınlanan listede ilk nokta içerisinde Türki e den de nokta ulunu or stan ul e G re e. Bu noktadan ilk tanesini u a ı ı da ula ilirsini . stan ul un da u ilk nokta arasında er aldı ını ildir ekten e nuni et du arı . Kaynak: www.tripadvisor.com/TravelersChoice-Destinations
WITH TRAVELLER’S CHOICE TripAdvisor is one of the most visited travel site on the Web and like as every year, for this year too, it asked its members the best destinations in the world. Tripadvisor votes the destinations by take into account the quantity and quality of reviews and ratings for hotels, attractions and restaurants in destinations worldwide, gathered over a 12-month period. Published the top 25 destination list includes 2 destinations from Turkey: Istanbul and Goreme. From these 25 destinations, you will find the top 5. We glad to hear you Istanbul is in the top 5 destination. Resource: www.tripadvisor.com/TravelersChoice-Destinations
SEYAHAT EDENLERİN SEÇİMİ TRAVELER’S CHOICE’S
#1
ARAKE FAS MARRAKECH, MOROCCO Traveler’s Choice 2015’te dünyada 1 numarada yer alan Marakeş pazarları, bahçeleri, sarayları ve camileri ile büyülü bir yer. İç avlusu bulunan samimi evler Medine sokaklarını dolaşan herkesin rahatlıkla bir gününü yiyebilir. Sakin Jardin Majorelle’deki botanik tur ile iç huzurunuzu bulabilir ya da şehrin tarihi camilerinin güzelliğinin tadını çıkarabilirsiniz. The Travelers’ Choice 2015 #1 Destination, Marrakech is a magical place with its markets, gardens, palaces, and mosques. Exploring the intimate courtyards and snaking alleyways of the historic Medina can easily eat up a day. Find inner peace with the botanical tour at the serene Jardin Majorelle or take in the beauty of one of the city’s historic mosques. 14
GF Türkiye
Ge gin
SEYAHAT EDENLERİN SEÇİMİ TRAVELER’S CHOICE’S
#2
SIE REA KA BO YA SIEM REAP, CAMBODIA Sabah ışıkları Angkor Wat içindeki tapınaklar ve harabelerin üzerine vurduğunda, gün doğumu büyüleyici bir olaya dönüşür. Bu tarihi yapılar dünya üzerindeki en büyük dini anıtı da içerisinde barındırmaktadır. Tapınaklar kompleksi Angkor Wat ve 12.yy Angkor Thom kraliyet şehri Siem Reap’ın Travelers’Choice 2015’te 2. sırada yer almasını sağlayan nedenlerden. Kamboçya Kültür köylerinde milli tarih ile ilgili bir ders alabilir, Angkor’un gece pazarlarında pazarlığı öğrenebilir, tezgahlardan bonanza satın alabilirsiniz.
16
When the morning light washes over the temples and ruins of Angkor Wat, a simple Siem Reap sunrise becomes a profound event. The ancient structures are contained within one of the largest religious complexes in the world. The complex and the 12th century Angkor Thom royal city are considered the main reasons to visit Siem Reap, the #2 of the Travelers’ Choice 2015. Get a lesson in national history at the Cambodian Cultural Village; learn bargaining at the Angkor Night Market; buy a bonanza of shopping stalls.
GF Türkiye
Ge gin
Dünyanın en efsanevi fırını ancak böyle üretilir – El işçiliği.
Farkı yaşamak için Gaggenau. EB 388 modelini 30 yıldan beri üretiyoruz. Temelde son 30 yılda neredeyse hiç değişmedi. Geçmişte olduğu gibi günde sadece 20 adet ve el işçiliği ile üretilmektedir. Bundan bir gelişme olmadığı varsayılabilir - ancak yine de en iyisini arayanlar için en güncelidir. Bu sayede EB 388 modelimizi gelecekte de dünyanın en modern mutfaklarında ve Gaggenau satış noktalarımızda bulacaksınız. www.gaggenau.com veya 444 55 33 nolu çağrı merkezimizden bilgi edinebilirsiniz.
SEYAHAT EDENLERİN SEÇİMİ TRAVELER’S CHOICE’S
#3
STANBU T RK YE ISTANBUL, TURKEY 18
Avrupa ve Asya’nın buluşma noktası İstanbul Travelers’ Choice 2015’te 3. Sırada. İstanbul nefes kesici antik mimarisi ile modern restoranları ve gece yaşamını buluşturuyor. Şehrin camileri, çarşıları ve hamamları sizi seyahatiniz boyunca mutlu edecektir. Gezinize şehrin pek çok noktasından görülebilen Sultan Ahmet Camii ile başlayın. Galata Köprüsü’nü dolaşın şehrin sembollerinin küçük replikalarını görmek için Minyatürk’te bir mola verin. Büyüleyici kokulara sahip baharat ve meyve hazineleri için Mısır Çarşısı’nı gezerken, Kapalı Çarşı’daki binlerce küçük dükkana da göz atmayı ihmal etmeyin. Europe and Asia’s meeting point, Istanbul is #3 of the Travelers’ Choice 2015. Istanbul brings together breathtaking ancient architecture with modern restaurants and nightlife. The city’s mosques, bazaars, and hammams (Turkish baths) could keep you happily occupied for your entire trip. Start your trip with Sultan Ahmet Camii (Blue Mosque), visible from many points of the city. Stroll the Galata Bridge and stop by the Miniaturk Park to see the landmarks’ tiny replicas. The Grand Bazaar has thousands of shops to browse, while the Egyptian Bazaar is a fragrant trove of spices and fruits.
GF Türkiye
Ge gin
Dışarıdan bakıldığında çelik bir soğutucu. İçeriden bakıldığında da.
Vario Cool 400 serisi. Kaliteli pişirme doğru soğutma ile başlar. Bu yüzden Vario Cool 400 Soğutucu serisinin hem içi hem dışı, profesyonel mutfaklarda karşılaşabileceğinize eşdeğer bir kalite ve hijyen standardı için yüksek kaliteli paslanmaz çelik malzeme ile kaplanmıştır. Diğer göze çarpan özellikleri, masif alüminyum kapı içi rafları, tek tuş dokunuşu ile hareket eden asansörlü cam raflar ve ısı ayarlı saklama çekmeceleri. Bütün olarak değerlendirildiğinde, bu sadece bir paslanmaz çelik soğutucu değildir. Bu, bizim uzmanlığımızın bir sonucudur. Farkı yaşamak için Gaggenau. www.gaggenau.com veya 444 55 33 nolu çağrı merkezimizden bilgi edinebilirsiniz.
SEYAHAT EDENLERİN SEÇİMİ TRAVELER’S CHOICE’S
HANO
#4
ETNA
HANOI, VIETNAM Vietnam’ın başkenti Hanoi, Travelers’ Choice 2015’te 4. gösterilmekte. Etkileyici Vietnam bir yandan modern yapılara yatırım yaparken diğer yandan da Eski Mahalle, anıtlar ve sömürge mimarisini de içerisinde bulunduruyor. Yükselen dragon anlamındaki Thang Long ismi ile bilinen şehrin tarihini Ho Chi Minh Mozolesi ve Hoa Lo Prison Müzesi ile yerli ve yabancı turistlere görsel bir şölene dönüştürerek sunuyor. Göller, parklar, bulvarlar, 600’den fazla sayıda tapınak ve budist tapınakları pagodalar taksi ile kolayca keşfedilebilecek şehre cazibe katıyor.
20
Hanoi is #4 of the Travelers’ Choice 2015. The charming Vietnam invests the modern structures while contains the Old Quarter, monuments and colonial architecture alongside. In mean of “soaring dragon”, known with name Thang Long, the city presents its history by Ho Chi Minh’s Mausoleum and Hoa Lo Prison Museum to the local or foreign tourists. Lakes, parks, boulevards, more than 600 temples and Buddhist’s temples pagodas add to the appeal of this city, which can be easily explored by taxi.
GF Türkiye
Ge gin
Growing in Inner Aegean Region and Western Black Sea Region, this wonder of nature, known as the blanket flowerin its local region, glows with the magic of ruby and citrine stones.
ARMAGGAN SHOWROOM
A Nuruosmaniye Caddesi, No:65
Customer Services M: +90 530 977 51 19 T: +90 212 224 62 25
Contact T: +90 212 522 44 33
www.armaggan.com
SEYAHAT EDENLERİN SEÇİMİ TRAVELER’S CHOICE’S
#5
22
RAG EK U HUR YET PRAGUE, CZECH REPUBLIC Bohem çekiciliği ve masalsı güzellikleri ile Prag Travelers’ Choice 2015’te 5. Sırada. Bir gününüzü Prag Kalesi’ni keşfe ayırın ve ardından klasik bir Çek meyhanesinin samimi ortamında akşam yemeği ile kendinizi ödüllendirin. Eski şehrin girişine gelmeden önce meydanda biraz amaçsızca dolaşın ve Astronomi Saatini görmeye gidin. Prag’ın tarihi publarının mahzenlerinde en güzel şarap kavlarını bulacaksınız. With the bohemian allure and fairytale beauties, Prague is #5 of the Travelers’Choice 2015. Spare a full day exploring Prague Castle, and then reward yourself with a dinner in a hearty Czech tavern. Before came to The Old Town Hall, spend some time wandering the Old Town Square and go for Astronomical Clock. You will find the most beautiful wine cellars where historic pubs’ cellars.
GF Türkiye
Ge gin
NISSAN X-TRAIL SENİN HAYALLERİN, SENİN YOLUN. NISSAN X-TRAIL İLE HAYALİNDEKİ YOLCULUĞA ÇIKMAYA HAZIR MISIN?
/NissanTurkiye
www.nissan.com.tr | NISSAN GÜLÜMSEME HATTI 0216 651 84 20
Araç üzerindeki aksesuar, donanım ve ekipmanlar Türkiye paketinde farklılık gösterebilir. X-Trail’in ortalama CO2 emisyon değeri 129-139 gr/km ve şehir dışı yakıt tüketimi 4,5-4,8 lt/100 km arasında versiyonlarına göre değişmektedir. Yakıt tüketimleri 2004/3/EC’ye göre belirlenmiştir. Hava şartları, sürüş tekniği ve bakımlarına göre sonuçlar değişebilir. Ayrıntılı bilgi için Nissan bayileriyle temasa geçiniz.
K K
A A
R
R U
N
Teşvikiye Caddesi No: 25 B 34367 Teşvikiye / ISTANBUL
U K
I
R
N A
Ç
Phone: 0090 212 227 74 76 (pbx) info@karunjewellery.com
www.karunjewellery.com
SIRA DI I B R ETA ER Karşını da ine oltrona Frau dan u ke
atak odanı da a rıcalık aratacak ir tasarı harikası ürün.
Andrée Putman tasarımı Oceano, bir zamanların büyük transatlantik gemilerini ve deniz gezintilerinin ruhunu yansıtıyor. Objeleri, kıyafetleri ve aksesuarları saklamak için tasarlanmış Oceano, orijinal bir yatak odası ve giyinme odası etajeri. Strüktürü huş ağacından yapılmış etajerin iç bölümdeki farklı ebatlardaki mozaik çekmeceler, MDF kaplı olup süt tonları ve daha koyu tonlarda çizilmez boya ile boyanmış. Bu görünüş, doğal meşe kaplı alt alta sıralanmış üç çekmece ile süsleniyor. Bunlara ek olarak bu etajerin içine saklanmış taşınabilir puf
bulunuyor. Hafif dolgulu natürel deri kaplaması etajerin, pufun ve yazı tablasının tüm dış yüzeyini kaplıyor. Aksesuar bölümü kromaj metal ve deriden yapılıyor. Tekerlekli kapakları sayesinde, kapatıldığında hiçbir şey görünmüyor ve bütün eşyalarınıza çözüm üreten bölümlerine rağmen az alan kaplıyor. Oceano kalıplaşmış saklama ünitelerinin de ötesine geçmiş, dekoratif kişiliği ile ihtiyaçlarınıza cevap verirken, tarzıyla da yatak odalarınızda ayrıcalık yaratıyor.
26
AN UNUSUAL ÉTAGÈRE Once again from Poltrona Frau, this time is a great design product to create privileges in your bedroom. Designed by Andrée Putman, Oceano evokes the spirit of the cruises of once upon a time, aboard the great transatlantic ships. Thought-out for storing objects, clothing or accessories, Oceano is an original bedroom and dressing room’s étagère. Its frame has made of birch, and its interior houses a rich mosaic of drawers in all sizes, made from MDF with textured, non-scratch paint in milk color toneon-tone. The appearance is embellished by three drawers in natural oak in order to one under the other. In addition to, hidden away
GF Türkiye
ncele e
inside the étagère there is also a folding mini-desk with a removable padded pouf. The lightly padded natural leather covers the entire exterior surface of the étagère, the pouf and the writing table top. Its accessories are in chromed metal and leather. With its fi ed roller gates, when it was closed, everything is being un-seen and it takes a small space while it is being a super solution for your all stuff. Oceano, more beyond to ordinary storing units, meets your needs with its decorative appearance while creates privileges in your bedrooms with its style.
WEAREFROMTURKEY.COM
ELEGANT AND ALLURING… 28
ZAR F E DA ETK R Evinizde sıklıkla davet veriyor, gelen misafirlerinizi de şık ve lüks bir sunumla mı karşılamak istiyorsunuz? Öyleyse size hem evinize şıklık katacak hem de içki sunumlarınızı yaparken size kolaylık sağlayacak bir önerimiz var. 1912’den beri el işçiliği uzmanlığı ile kalite tutkusunun kombinasyonu ürünlerini “Made in Italy” görünümünün içinde benzersiz kılan Poltrona Frau bu sene 103. yaşında. Her zaman, İtalyan stilini, lüksü ve sonsuz zarafeti temsil eden marka, Isidoro adını taşıyan içki dolabı ile ev dekorasyonunda farklılık arayanların tercihi olmaya da aday. Jean-Marie Massaud imzalı Isidoro içki dolabı, evlere kişisel ve eğlenceli kokteyl bar hissini veriyor. İşlevinin atmosferini yansıtan bu tasarım, dıştan sapıyla bir kitap gibi açılan ve bir tıkla kapanan mekanizmalı, tekerlekli zarif bir dolap. Aynı zamanda değerli malzemelerin işlendiği ve son detayına kadar çalışılan bir obje olma özelliğine sahip. İç bölümün itinalı planı, metal halkalı bardak ve şişe tutamacı ve hazırlık yüzeyi olarak kullanılan katlanır bir raf sisteminden oluşmuş. Dış kaplama kösele deri, raflar ve çekmeceler ise ceviz kaplı çok katlı kavak ahşaptan yapılmış. Aksesuarları krom metalden oluşan Isidoro’nun iç duvarları zarif kumaşla süslenmiş. Isidoro, yarattığı bar hissiyle keyifli toplantılarınızı bütünlerken, stilin ve atmosferin sembolü olacak. GF Türkiye
ncele e
You frequently throws parties, and so would you like to welcome your guests with elegant and luxury presentation? If so, we have an offer which will be add classiness at home and also will be made your drink presentation convenient. Since 1912, presented the unique products, which are combination of hand craftsmanship and passion for quality, has appearance the “Made in Italy”, Poltrona Frau celebrates its 103 years old in this year. The brand represented the Italian style, luxury and endless elegance all time; and with drinks cabinet named Isıdoro, it is candidate for who looks for diffe entless at home decoration. Signed by Jean-Marie Massaud, Isidoro drink cabinet joints the feeling like as home is a personal and entertaining cocktail-bar. It is an elegant container on wheels that opens like a book with an external handle and a click-to-close mechanism. A precious object, crafted in preciousmaterials and studied down to the last detail. The thoughtful layout of the internal spaces includes glass and bottle holders with metal rings and a folding shelf that can be used as a convenient preparation surface. The external covering is in Saddle leather and the shelves and drawers are in multi-layer poplar woodveneered in a walnut. Its accessories are in chromium metal, Isidoro’s internal walls has been adorned with classy fabric. Isidoro, with it created the bar ambiance, will be your meeting complemantary, and also a symbol of the style and the athmosphere.
The whole world in a click: Zurich Worldtimer true blue with 24 time zones nomos-watches.com
NOMOS Glashütte saatlerini Türkiye’de Tevfi k Aydın Saat: Tel: 0212 353 04 38, www.tevfikaydin.com ‘da bulabilirsiniz.
KO EKS YONER Se gili okurları ı Bu k şe i de koleksi onerlerin aklını çelece ine inandı ı ı li itli seri ürünlere er eri oru . Bu sa ı ı da s konusu el ürünlere koleksi onlarında er eren acheron onstantin Se an Bıçakçı Hu lot Graf on Fa er- astell e ac uet Dro arkalarının ürünlerini ulacaksını .
COLLECTOR Dear readers, We mention about the limited production serials which are matters of interest to collectors. In this issue, you will find the goods of the brands placed the related special goods in their collections. These rands are acheron onstantin Se an B覺癟ak癟覺 Hu lot Graf on Fa er- astell and ac uet Dro .
ATE IER ABINOTIERS DEN
ADI IR
VACHERON CONSTANTIN FROM ATELIER CABINOTIERS, VLADIMIR
34
006 ılında kurulan Atelier a inotiers - ca inoteir ler At l esi- acheron onstantin in 18. ü ıl ene ere sinin ruhunu taşı or. O d ne de üşteriler el si arişlerini do rudan ca inotiers lere erirlerdi. ene re kentinin dün ada du ul asına u saat ustaları esile ol uştur. ısır Kralı Fouad e a o lu Kral Farouk gi i krali et ailesi ensu ları da a ı e i tarafından üretilen u nadide eserlerin koleksi oneri di. Saat dünyasında bir benzeri daha olmayan bu “ısmarlama” sipariş departmanı sayesinde, müşteriye bitmiş bir ürünün ötesinde, dinlemeye ve anlamaya dayalı istisnai bir servis sunuyor. Vacheron Constantin, kurulduğu tarih olan 1755’ten beri, sipariş üzerine saat yapmaları konusunda kendi saat ustalarını desteklemiştir. Bu hizmet ile üzerinde çalışılacak zamanın hesabını yapmaksızın, sahibinin istediği tüm özellikleri yansıtan saat için hünerler ortaya konmaktadır. İşte L’Atelier Cabinotiers’de üretilen saatlerden birisi de “Vladimir”. Saatin sahibi Vacheron Constantin’den dünyadaki en komplike mekanizmaya sahip saatini tasarlayıp üretmelerini istedi. 2005 yılında Vacheron Costantin manuel kurmalı Tour de l’lle’ti tanıtmıştı. 891 parçadan oluşan Tour de l’lle süper saatlerde aranan daha fantastik istekleri karşılamak üzere 7 adetle sınırlı bir üretim. Tour de l’lle kendi içerisinde 16 farklı komplikasyona sahip. Bunlar tourbillon mekanizGF Türkiye
Koleksi oner
ması ile sunulan zaman, saniye, güç rezervi sayacı, minute repeater, ikinci zaman dilimi, ay takvimi göstergesi, perpetual calendar, güneş doğuş ve batış zamanı. Vladimir için tüm bu fonksiyonlara bir de running week counter (yılın kaçıncı haftasında olduğunuzu takip eder) eklenmiştir. Tabii bazı fonksiyonlar Vladimir’in sahibi olan kişiye özel olarak belirli bir şehre göre ayarlanmıştır. 18 ayar altından 47 mmlik geniş kasasının kenarları müşterinin istediği hayvan figürleri ile bezenmiştir. Bu hayvan figürleri Çin burç haritasındaki karakterlerdir. Kadranı üzerinde çok daha fazla altın bulunmaktadır: kadranın kendisi 18 ayar beyaz altından ve guilloche taramalara sahiptir. Kadranı daha hoş, kolları daha çekici, tasarımı daha parlak, renkleri daha gösterişli, ve kasa bütünüyle mükemmel. Sanki tüm gök bilimini bileğinizde taşıyorsunuz. Vladimir’in teknik ve estetik zaferi Vacheron Constantin Atelier Cabinotiers tarafından dört yılda geliştirilmiştir.
Created in 2006, Vacheron Constantin’s Atelier Cabinotiers- “cabinotier”s workshop- revives the spirit of 18th century Geneva. At that time, prestigious clients came to order directly from the cabinotiers, the watch industry craftsmen who forged the city’s reputation. Royalty such as King Fouad of Egypt or his son King Farouk were also ferevent collectors of one-of-a-kind models created by the Manufacture. Unique in the watchmaking industry, this custom-building department offers clients a very exclusive service representing far more than just a finished product and based on the attentive listening skills and expertise. Since 1755 which it has founded, Vacheron Constantin has supported these own craftsmen for bespoken watchmaking. By providing this service, without calculation of production time, for the watch which refle ts the all desires of its owner, whole talents are exhibited. Here, one the watches manufactured in L’Atelier Cabinotiers is “Vladimir”. Owner of the watch wanted from Vacheron Constantin to design and build this superlative watch is quite simply one of the most complicated timepieces in the world. In 2005, Vacheron Constantin released what this piece is based on, the Tour de l’Ile. The Tour de l’lle is manually wound movement with 891 parts and it is limited production with 7 pieces for super watches that someone wanted to be even fancier. The Tour de l’lle had already have 16 different diffe ent complication: It has the time, seconds via the tourbillon, power reserve indicator for time, minute repeater, second time zone, moon phase indicator, perpetual calendar, sunrise time, sunset time. For Vladimir, also a running week counter-which tracks which of the year’s 52 weeks you are in- is added between whole complications. Some of those functions are set to a specific city - which of course the Vladimir owner set. The 47mm wide case is in 18k pink gold and the client wanted custom engraved animal figures figu es around the sides of it. These animal figures figu es represent the Chinese zodiac characters. There is more gold on the dial: the dial itself is 18k white gold and guilloche engraved. The dial is nicer, the hands are more attractive, the design is more polished, the colors are more luxurious, and the case overall is pretty awesome. It is like a celestial temple on your wrist. Vladimir’s technical and aesthetic triumph took Vacheron Constantin Atelier Cabinotiers’ four years to develop.
35
The ollector
GF Turkiye
SE AN BI AK I DAN YED G ZE S TAS R “Yedi Güzel İsim” adlı yüzük altın, gümüş, elmas ve içi katmanlar halinde hatla bezenmiş bir kaya kristalinden üretildi. Taşın içine, iç içe geçmiş halde, Allah’ın (cc) 99 güzel isminden er-Rahman, er-Rahim, el-Kuddüs, es-Selam, el-Melik, el-Aziz ve en-Nur nakşedildiler. 99 güzel isimden sadece yedi tanesinin seçilmiş olmasının sebebi bu uygulamanın katmanlı yapısına dayanıyor. İslam inancına göre yer ve gök de yedişer kattan oluşmaktalar. Tamamıyla el emeğine dayalı olan bu süsleme tekniği, deneyleriyle meşhur Sevan Bıçakçı atölyesinde geliştirildi. Er-Rahman: Yarattığı tüm varlıklara ayırt etmeden nimetlerini veren, merhamet eden, onları esirgeyen ve bağışlayan, mutlak ve sınırsız merhamet kaynağı.
Er-Rahim: Mümin kullarına rahmetini, “Dünya ve Ahiret hayatında” daha fazla ihsan ve ikram eden, daha fazla tecelli ettiren. El-Kuddüs: Bütün kusur ve noksanlıklardan uzak olan: Âcizlikten, fakirlikten, zaaftan ve bütün eksikliklerden münezzehtir. Bütün yarattıklarını da maddi ve manevi kirlerden temizleyendir. Es-Selam: Selamete çıkartan, selamette olan. El-Melik: Bütün alemlerin ve kainatın mutlak iktidarın, gücün tek sahibi. El-Aziz: Allah’ın izzet sahibi ve yüceler yücesi olması En-Nur: Nurlandıran, nurun kaynağı, kulunun iç âlemini nurlandırarak onu hidâyete kavuşturan, hakkı, doğruyu görmesini sağlayan.
36
SEVEN BEAUTIFUL NAMES BY SEVAN BIÇAKÇI The ring named “Seven Beautiful Names” produced from gold, silver, diamond and rock crystal which its internal layer adorned with calligraphy. Seven names of Allah imprinted on the ring, intertwined with each other: Ar-Rahman, Ar-Rahim, Al-Quddus, As-Salam, Al-Malik, Al-Aziz, An-Nur… The artist selected seven out of 99 names due to layered structure of the application. According to Islamic beliefs, earth and sky, both composed of seven layers. This ornamentation technique which is based entirely on manual labor, was developed at Sevan Bıçakçı workshop that is famous with experimental studies. Ar-Rahman Giving blessings to all beings without discrimination, sparing them and forgiving, absolute and unlimited source of mercy.
GF Türkiye
Koleksi oner
Ar-Rahim The infinitely compassionate and merciful. The blessings and the good are all from the effects of god’s mercy and generosity just as all the goodness in the world and in the hereafter. Al-Quddus The Pure One. Far from all defects and deficiencies. Excluded from the inability, poverty, all weaknesses and shortcomings. Refines all creatures from material and spiritual filth. As-Salam means The Source of Peace. Al-Malik The only holder absolute power and all universe’s. Al-Aziz The one whom belongs might and gonour in its entirety, strength, conquest and preventing. An-Nur The one who illuminates the hearts of the gnostics with its knowledge, faith and guidance.
The Collector
GF Turkiye
HUB OT ASSI FUSION KO EKS YONUNDA T RK YE DEN K TE A T RK KAH ES E BODRU lassic Fusion Hu lot un klasik a an arçalarını odern ater aller ile irleştirerek geç iş e gelecek arasında k rü oluşturdu u koleksi onudur. Bu koleksi onda Türki e den iki te a da ikişer ersi on ile koleksi ondaki erlerini aldılar. Türk kültüründe 0 ıl hatırı ile dillere dolanan Türk Kah esi e Egenin nadide incisi Bodru lassic Fusion koleksi onundaki u arçalara ilha oldu.
IN HUBLOT CLASSIC FUSION COLLECTION, TWO THEMES FROM TURKEY: TURKISH COFFEE AND BODRUM The Classic Fusion is name of a Hublot’s collection which bridges the past and future of watchmaking by integrated the classic timepieces with modern materials. With two versions for each, two themes from Turkey have placed in the collection. Known as special memories of 40 years in Turkish culture, Turkish Coffee and Aegean’s precious pearl, Bodrum, has been inspiration for these special models in the Classic Fusion collection.
GF Türkiye
Koleksi oner
40 Yıllık Hatır, 500 Yıllık Miras Hublot Classic Fusion Turkish Coffee ile omutlaştırıldı Türkler, kahve ile 16. yy’ın ortalarında Yemen’den Topkapı Sarayı’na gelmesi ile tanışır. Kahve, Türklerin kahve tanelerini işlemesi ve kendilerine has pişirme yöntemleri nedeniyle “Türk Kahvesi” ismi ile tanınmaya başlar. Tiryakileri tarafından ‘kara inci’ olarak nitelenen kahve, zamanla saray mutfağının ve evlerin vazgeçilmezleri arasında yerini almaya ve çok miktarda tüketilmeye başlanmıştır. Türk kahvesinin lezzeti ve ünü gerek İstanbul’a yolu düşen tüccar ve seyyahlar, gerekse Osmanlı elçileri sayesinde önce Avrupa’yı, sonra da bütün dünyayı sarmıştır. Böylece İstanbul, kahvenin dünyaca sevilen bir içecek olmasında önemli bir başlangıç olur ve nesilden nesile aktarılan ritüelleri, gelenek ve sosyal yönleri ile bu sıcak içecek ile Türkler arasında yüzyıllar süren tutkulu bir ilişki kurulur. İsviçreli saat üreticisi Hublot da geçmişin değerlerini modern zaman parçaları ile birleştirdiği koleksiyonu Classic Fusion’da türk kahvesini ilham kaynağı olarak seçti. Turkish Coffee isimli seride modellerin kadranları ve kauçuk üzerine dikilen krokodil deri kayışları, Türk Kahvesi renginde tasarlandı. Bu özel seri Classic Fusion koleksiyonu içerisinde titanyum ya da markanın patenli 18 ayar altın malzemesi olan ‘King Gold’ kasa versiyonları ile sunulmakta. Hublot Classic Fusion Turkish Coffee King Gold modeli 50 adet, Hublot Classic Fusion Turkish Coffee Titanium modeli ise 100 adet olarak sınırlı sayıda Türkiye pazarına özel olarak satışa sunuldu. Denizin Mavisinden Alınan İlhamın Adı Hublot Classic Fusion Bodrum Blue Oldu Eski adı ile Halikarnassos, günümüzdeki adıyla Bodrum, Hublot’nun ülkemiz için tasarladığı özel Classic Fusion koleksiyonundaki mavi model için ilham kaynağı oldu. Yüzyıllardır mavi sularının altında saklı tuttuğu tarihi ve edebiyatçılara verdiği ilham ile tanınan Bodrum, günümüzde denizin mavisini, yaşam enerjisi ve gece hayatı ile buluşturuyor; günden geceye, fotoğraflam ya değer manzaraları eşliğinde misafirlerine unutulmaz bir eğlence ve tatil vadediyor. Kronograf fonksiyonlu mekanizmaya ev sahipliği yapan ‘King Gold’ ve titanyum kasa versiyonu bulunan Classic Fusion modellerin kadranları ve kauçuk üzerine dikilen krokodil deri kayışları, Bodrum’un açık denizlerindeki mavi renk seçilerek üretildi. Hublot Classic Fusion Bodrum Blue King Gold modeli 50 adet, Hublot Classic Fusion Bodrum Blue Titanium modeli ise 100 adet olarak sınırlı sayıda satışa sunuldu.
40 Year Memories, 500 Year Heritage has embodies with Hublot Classic Fusion Turkish Coffee Turks meet with coffee in the middle of the 16th century by coming from Yemen to Topkapi Palace. The coffee has become known with name “Turkish coffe ” since Turks has developed Turkish style cooking method and presented it with own style. Defined as “black pearl” by its addicts, the coffee has started to be placed in homes’ and palace kitchen’s essentials in time and to be consumed so much. Savor and fame of the Turkish coffee has been known through both of traders and voyagers who happened to pass the Istanbul, and Ottoman counselors in before Europe and after the world. Therefore Istanbul became a starting point in turning coffee into a drink that is appreciated worldwide and a passionate relationship that lasted for centuries has been created between this hot beverage with all its rituals, traditions and social aspects that are transmitted from one generation to another and Turkish people. Swiss watch manufacturer Hublot took its inspiration from Turkish coffee for the Classic Fusion Collection which integrates the values from past with modern timepieces. In the serial, named Turkish Coffe , dials and crocodile straps of watches sewed on rubber are designed in Turkish Coffee olor. This special collection is offe ed within Classic Fusion collection with case versions that are made of titanium or the brand’s patented 18 K gold material ‘King Gold’. Hublot Classic Fusion Turkish Coffee King Gold model is presented in a limited edition of 50 pieces while Hublot Classic Fusion Turkish Coffee Titanium model is presented in a limited edition of 100 pieces as special for Turkey market. The Name of Inspiration of Ultramarine Blue Become Hublot Classic Fusion Bodrum Blue Halicarnassus with its old name or Bodrum with its current name, was the inspiration of Hublot in the blue model in its Classic Fusion collection special designed for our country. Known with its history kept under its blue waters for centuries and the inspiration it gave to literature, Bodrum today combines the blue sea with life energy and night life and promising an unforgettable entertainment and vacation to its visitors with photographic views. With an automated chronograph movement and offe ed in ‘King Gold’ and titanium case versions, Classic Fusion models feature dials and crocodile leather straps sewed on rubber that are designed with the blue color in open seas of Bodrum. Hublot Classic Fusion Bodrum Blue King Gold model is presented in a limited edition of 50 pieces and Hublot Classic Fusion Bodrum Blue Titanium model is presented in a limited edition of 100 pieces.
ollector
GF Turkiye
39
GRAF ON FABER- ASTE DEN 01
N YI IN KA E
SANSSOU I OTSDA 0 ıllık dene i i le 1 61 ılında kurul uş fir a 1 . ü ılın ortaları iti ari ile grafit e o a ı kullandı ı ahşa g deli kale ler de üret e e aşla ıştır.
40
Günümüzde Graf Von Faber-Castell koleksiyonunda sadece klasik tasarıma sahip dolma kalemler, roller kalemler, uçlu kalemler değil aynı zamanda özel tükenmez kalemler de Yılın Kalemi Serisi içinde yer alır. Yılın Kalemi serisindeki ürünler kusursuz el işçiliği ürünlerdir. Yılın Kalemi ilk olarak 2003 yılında üretilmiştir. Yıl 2014’e geldiğinde ise seri tarihi temalardan ilham almaya başlamış;örneğin, 2014 Yılının Kaleminin ilham kaynağı “Katerina Sarayı”’dır. Katerina Sarayı ile başlayan bu tür serinin 2015 yılı için de Kral II. Frederich tarafından inşa ettirilmiş Sanssouci Sarayından ilham alındı. Yedi Yıl Savaşı, Avrupa’nın tüm büyük güçleri arasında gerçekleşen Fransız devrimi öncesindeki en son büyük çatışmadır. Bu savaş Avusturya Veraset Savaşı’nda II. Frederich’in kuşattığı Silezya’nın geri alınması için Avusturya’nın yaptığı girişimdir. Ancak bu Yedi Yıl Savaşları ve Habsburg monarşisi karşısındaki zafer Silezya’yı Prusya’nın bir parçası haline getirmiştir. Yedi Yıl Savaşlarının ardından, Frederich askeri zekası ile de takdiri toplamış ve bundan sonra “Büyük Frederich” olarak anılmaya başlanmıştır. Başarısının bir nişanesi olarak kendisi için en büyük sarayın yapılmasını emrediyor; işte bu Yeni Sanssouci Sarayı’dır. Silezya’nın kurtuluşu ile Prusya’ya bolluk gelmiştir. Bu bereket bolluk ve şaşaanın en önemli rolünü değerli dekoratif doğal taşlar üstlenmiştir: renkli mermerden yapılmış duvar kaplamalar; yeşimtaşı, ametist ve serpantin ile işlenmiş zeminler. GF Türkiye
Koleksi oner
Büyük Frederich bir kral ve de bir doğal taş uzmanı olarak hem kişisel hem de yasal olarak vesayetinde olan Silezya zenginliklerini Prusya’nın bu yeni sarayı için kullanır. Hükümdar Büyük Frederich Silezya’daki tüm değerli taşlarla özellikle en değerli taş kabul edilen elma yeşili zümrüdümsü krizopras taşı ile ilgilidir. Hatta yeni sarayı için en güzellerini seçmek için Silezya’ya seyahata gitmiştir. Bu büyüleyici bina Frederich’in sarayları içinde en çok doğal taşa ev sahipliği yapanıdır. Bu fantastik mimari Yılın Kalemi “Sanssouci, Potsdam” a ilham olmuştur. Bu kalemin tasarımı da tıpkı saray için olduğu gibi yüksek standart elişçiliği ile oluşturulmuştur. Herbert Stephan değerli taş atölyesi bu kalemlerin üretimini gerçekleştirmiştir. Varlığı 15. yüzyıla uzanan Idar Oberstein imalathanesinin geleneklerini devam ettiren bu atölyede usta zanaatkarlar eşsiz yeteneklerini gösterdi, taşa benzersiz kesimlerini vererek onları birer sanat eserine dönüştürdü: platin kaplama roller kalem in gövdesi ve kapağı dört yeşil Silezya serpantini ve Rus isli quartzı ile süslemiştir. Özel edisyon 24 ayar altın kaplama versiyonu yeşil serpentin ve Frederich’in favorisi krizopras ile süslenmiştir. Krizopras senelerdir çıkarılmış bir maden değildir, günümüzde ancak antika taş satan mağazalarda bulunabilmektedir. Serideki her bir model sahiplerine, koleksiyonerlerin de kullanabileceği ayrıca içerisinde 6 kalem için bölümü bulunan cilalanmış koyu siyah özel kutusunda sunulmaktadır.
FROM GRAF VON FABER-CASTELL, THE PEN OF THE YEAR FOR 2015
SANSSOUCI, POTSDAM With 250 year experience, the company was founded in 1761, in the mid-19th century developed wood-cased pencils, both graphite and color.
www.adel.com.tr
Nowadays, Graf Von Faber-Castell collection includes not only the classical designed pens, roller-ball pens, propelling pencils and ball pens also special handcrafted pens like as in pen of the year serial. In the Pen of the Year serial, goods are handcrafted to perfection. The Pen of the Year has produced in 2003 at firs . And since year 2014, this serial is inspired from historical themes. For example last year’s inspiration source for The Pen of the Year 2014 was the “Catherine Palace”. Started with “Catherina Palace”, this kind serial was inspired for year 2015, from Sansoucchi Palace had been built by King II. Frederich. After the Seven Years’War, Frederick was hailed as a military genius and henceforth called “the Great”. As a sign of his success he ordered the construction of his largest and most ambitious building: the New Palace of Sanssouci. Precious decorative natural stones played a special role in this splendor, something Prussia had in abundance thanks to the conquest of Silesia: wall covering made from multicolored marble, floors inlaid with jaspe jasper,, amethyst and serpentine. Frederich the Great, as king and connoisseur of decorative natural stones, cultivated a personal and simultaneously regal interest in the rich Silesian deposits then used to do justice to Prussia’s new status. By special sovereign right, the monarch reserved all precious stones and chrysoprase in
particular for himself: these stones with their emerald to apple green colouration are considered the most valuable variety of quartz. Frederich the Great himself travelled to Silesia to choose the most beautiful. The New Palace was the culmination of the royal interest. This magnifi ent building is home to a greater variety of natural stones than any other Frederician palace. Its fascinating architecture was the inspiration for the creation of the “Sanssouci, Potsdam” Pen of the Year. The creation of the “Sanssouci, Potsdam” Pen of the Year demands the highest standards of craftsmanship. The Herbert Stephan gemstone manufactory was singularly predestined for this task. It carries on the great tradition of the Idar Oberstein gemstone workshops, which dates back to the 15th century and is still of world renown. The masters have demonstrated their incomparable skills with impressive results: the platinum plated barrel and cap are adorned by four green Silesian serpentines and a Russian smoky quartz. The Special Edition combines 24-carat gold plating with green serpentine and rare chrysoprase, Frederick’s favorite natural stone. Chrysoprase has not been mined for many years and is only available on the antique stone market. Each writing instrument is presented to the owners in a highly polished, deep-black wooden case which can also be used as a collector’s case because a second insert has room for an additional six writing instruments.
ollector
GF Turkiye
41
A UET DROZ AT YES NDE B R AT AH ANIYOR inliler e in kültüründen etkilenerek üretilen saat odellerini du uşu dur. A a a uet Dro nun inliler için saat üreten ilk arka oldu unu da ili or u dunu
42
Koleksiyonlarındaki el işçiliği ile müşterilerinin karar vermesini zorlaştıran marka-nın özel sanat çalışmalarını saat kadranlarına taşıdığı modelleri için de Fransızcada sanat atölyesi anlamına gelen Les Ateliers D’art serisi mevcut. Bu seri içerisindeki zaman parçaları ise; mine işleme, resim, gravür gibi sanatları kadranlarına taşımakta. Çin ile olan birlikteliği 18. yüzyılda başlayan Jaquet Droz sadakat, yaratıcılık ve cesaret esassembolarına dayanan bu ilişkiyi Çin kültürünü sembo lize edecek dekorasyonlara saatlerinde yer vererek onurlandırıyor. Çin’de 2014 yılı, Çin burç haritasında 7. Sıra yer alan at yılı olarak kutlandı. Jaquet Droz, Çin ile uzun süreli kurulu bağına dayanarak bu özel yılın anısına sanatsal kadran dekorasyonları ile ön plana çıkan Les Ateliers D’art serisine 3 model ekledi. Kompleks sanatsal dekorasyonlar içeren saatlerin her birinin kadranı gravür, minyatür boyama ve grand feu mineleme sanatı ile süslenmiştir. Petite Heure Minute koleksiyonunda yerlerini alan bu parçaların hepsinde de, saat ve dakika merkez dışına konumlandırılmış ikinci bir GF Türkiye
Koleksiyoner
kadran ile gösterilmekte gösterilmektedir. İlk modelde 39 mm kasaya iki safkan Arap atının dörtnala koşusunun resim sanatı ile nasıl işlenebileceğini görmek mümkün. İkinci model ise; 43 mm kasasındaki Amerika’ya özgü yabani bir atın heykelsi illüstrasyonu ile karşımızda. Heykelin ko konumlandırıldığı kadran üzerinde grand feu tekniği ile siyah mine uygulanmış. Atın özellikle yelesi ve kuyruğu için de champlevé mineleme tekniği kullanılmış. At heykelciği için tercih edilen pembe altın, siyah mine kadran ile göz ziyafeti sun sunmaktadır. İki modelin de beyaz altın rotoru cam kasa kapakları sayesinde görülebilmektedir. At yılına özel üretilen üçüncü parça ise Çin Seddi üzerinden geçmek üzere şaha kalkmış bir at dekorasyonuna sahip. 41 mm kasa çapına sahip modelde şahlanan at 18 ayar pembe altın ile sabırlı eller tarafından işlenmiştir. Bu modelin rotoru için ise 22 ayar pembe altın kullanılmıştır. Tüm Jaquet Droz Petite Heure Minute At yılı modelleri 3 ATM su geçirmezlik özelliği ile 18 ayar pembe altın kasaya sahiptir ve siyah ya da kahverengi timsah derisi kayış ile tamamlanabilmektedirler.
IN ATELIERS OF JAQUET DROZ, A HORSE IS REARING! Manufactured by inspired from Chinese culture, the watch models have been heard. Well, Did you know that Jaquet Droz was the first watchmaker to have made watches for the Chinese?
43
www.rotapsaat.com
With craftsmanship in its collections, the brand made difficult difficul its customers to make choose between them. Even, the brand has a serial, carries the special arts to its watches’ dials, and its name, came from meaning the art workshops, and is Les Ateliers D’art. This serial includes the timepieces carries the arts like as enameling, painting, engraving on their dials. Started their cooperation with China in 18th century, Jaquet Droz is honoring this trusty companion and symbol of loyalty, creativity and daring by give place their decorations on the dial of its watches. Year 2014 in China celebrated as year of horse which is the seventh sign in Chinese Zodiac. Jaquet Droz, as based on the long term companion with China, in memoriam of this special year, added 3 models in Ateliers D’art which comes into prominence with its artistic dial decorations. Each of the three Jaquet Droz watches features at least one of three highly complex artistic decorative techniques on its dial: engraving, painting and grand feu enamel. All are from Jaquet Droz’s Petite Heure
Minute collection, with hours and minutes indicated on an off-center off center subdial. With the first model, how two Arab thoroughbreds could be crafted in 39 mm case with painting is could be seen. As for second model, here comes, in its 43 mm case diameter, with American wild mustang’s sculptural illustration. On the dial which the sculpture has been placed, black enameled with grand feu technique has applied, either, especially for mane and tale of the horse, champlevé enameling technique. Used for the horse sculpture, rose gold feasts for the eyes with black enamel dial. These two models’ white-gold rotors are visible through a sapphire caseback window. Manufactured as special to the horse year, third model has decoration of a horse rearing up on its hind legs against a backdrop of the Great Wall of China. For this model has 41 mm case diameter, rearing horse engraved by 18K rose gold with patient hands. As for this model’s rotor, 22 K rose gold has used. All the Jaquet Droz Petite Heure Minute Horses models have 18K rose gold cases with 3 ATM water resistance, and are available on either a black or brown alligator leather strap.
Collector
GF Turkiye
ANADO U NUN ASA SI EK ER AR AGGAN E HER KO EKS YONU NDA BU U TU ANATOLIA’S EPIC FLOWERS MEET IN ARMAGGAN’S JEWELRY COLLECTION
44
gün tasarı larla geleneksel teknikleri irleştirerek el işçili i ile üce her sanatsal o e do al o a tekstil eşar deri e e tekstil ürünleri üreten Ar aggan at l elerinde sınırlı sa ıda üretti i tasarı larını nesilden nesile aktarıla ilecek a an içinde daha da de erlenecek kalıcı e a ansı olarak tanı lı or.
GF Türkiye
ncele e
By bringing the essential designs with traditional techniques; manufactured jewelry by hand craftsmanship, artistic object, natural dyestuff textile, scarf, leather and home textile; Armaggan defines own manufactured designs as could be passed down, appreciated in time, permanent and timeless.
Anadolu’nun dört bir yanında sadece kök saldığı bölgede yetişen yöreye has çiçekler, Armaggan’ın 2015 ilkbahar mücevher koleksiyonuna ilham kaynağı oldu. Sadece Anadolu’da bulunduğu bölgelerde yetişen ve dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan nadide çiçeklerden esinlenen Armaggan’ın Floral Mücevher Koleksiyonu, binlerce yıllık kültürü de günümüze taşıyor. Baharın gelişini ve doğanın uyanışını kutlayan yeni koleksiyon Anadolu’nun pek çok bölgesindeki renkli bitkileri mücevher ışıltısıyla birleştiriyor. İsimleri yüreklerden kopup gelen çiçekler, sanat ve zanaatın mükemmel bileşimi ile usta ellerde biçimlenerek eşsiz bir koleksiyon oluşturuyor. Birbirinden değerli 20 parçadan oluşan Armaggan Floral Mücevher Koleksiyonu, Anadolu’nun dünyada eşi olmayan, bazıları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan doğal güzelliklerini hünerli tasarımlarla yeniden yorumlayarak sonsuzluğa taşıyor. Yeni koleksiyonda floral flo al yansımalardan ilham alınarak tasarlanan mücevherler, değerli renkli taşlar ve 18 ayar altın kullanılarak tasarlandı. İstanbul Çiğdemi, Kafkas Zambağı, Bodrum Papatyası, Ters Lale, Ağlayan Gelin, Yılan Yastığı, Hüsnü Yusuf, büyüleyici güzellikleri ve binlerce yıllık hikâyeleri ile Armaggan Floral Mücevher Koleksiyonu’na ilham veren çiçeklerden yalnızca bazıları… Ve işte koleksiyondan bazı örnekler: Safir Zambak Broş, Doğu Anadolu ve Karadeniz’in yüksek yaylalarında yetişen kafkas zambağından esinlenilerek tasarlanmıştır. Üzerinde 27,40 gr 18ct beyaz ve sarı altın, 0,12 ct yuvarlak kesim beyaz pırlanta, 0,20 ct yuvarlak kesim safi , 3,32 ct yuvarlak kesim t-savorayt kullanılmıştır. Yakut Mine Çiçeği Kolye, zarafeti İç Anadolu’da yetişen mine çiçeğinden gelir. Tasarımında 36,52 gr 18Ct sarı altın, 0,42 ct yuvarlak kesim pırlanta, 2,75 ct yuvarlak kesim yakut, 0,72 ct damla kesim yakut kullanılmıştır. Zümrüt ve Safir Çiğdem Çiçeği Yüzük, çiğdemin sadece İstanbul’da yetişen türünden ilham alınan yüzükte çiğdem çiçeği, zümrüt ve safir ile tasvir edilmiştir. Tasarımda kullanılan kıymetli taşlar 18,14 gr 18ct beyaz altın, 3,48 ct yuvarlak kesim t-savorayt, 0,59 ct yuvarlak kesim pırlanta, 1,74 ct damla kesim safi dir. Yerelden evrensele ulaşmanın en güzel ifadesi olarak tanımlanan Armaggan Floral Mücevher Koleksiyonu, tasarım ile ustalığı, geçmiş ile geleceği buluşturuyor.
Rare flowers fl wers special to Anatolia, grown only the region where they were taken roots, were inspiration for Armaggan’s 2015 Jewelry Collection. This collection, ArmagganFloral Jewelry Collection, is also carries the thousands year culture to these days. The collection, celebrating the arrival of spring and awakening of nature, combines colorful plants from all over Anatolia with the sparkle of jewelry. The flowers, fl wers, with their enchanting beauty and heartfelt names, are crafted in master hands with the perfect combination of arts and crafts, and constitute the essential collection. Consisting with 20 precious pieces, Armaggan Floral Jewelry Collection will be reached them to the eternity by their beauties, some of them special to only Anatolia lands and some face to face with danger of extinction, interpreting with talented desings. Designed with inspiration of the floral flo al refle ts, jewelries in the collection were designed through reflects, the precious colorful gems and 18 ct. gold were used. With their fabulous beauties and thousands year stories; The Istanbul Crocus, The Caucasian Lily, Blanket Flower, Reverse Tulip, Peltandra, Dianthus Barbatus are some of the inspiration sources of The Armaggan Floral Jewelry Collection. And, some of them in the collection: Saphire Lily Brooch, inspired for its design by caucasian lilies that grow in the high plateus of Blacksea and East Anatolia regions. On the brooch, 27,40 gr 18K white ve yellow gold, 0,12 ct round cut white diamond, 0,20 ct round cut saphire, 3,32 ct round cut t-savorite have been used. Ruby Vervain Bucket Necklace, its elegance comes from vervains that grow in Central Anatolia region. For its design; 36,52 gr 18K yellow gold, 0,42 ct round cut diamond, 2,75 ct round cut ruby, 0,72 ct drop cut ruby have been used. Emerald and Saphire Crocus Ring, Inspired by İstanbul crocuses that only grow in İstanbul. The croucuse has been figu ed by using the emerald and sapphire. The gems, have been used on the design, are 18,14 gr 18K white gold, 3,48 ct round cut t-savorite, 0,59 ct round cut diamond, 1,74 ct drop cut saphire. Defined as the most beautiful statement of could be reach to the universality from local, The Armaggan Floral Jewelry Collection meets the design with craftsmanship; past with future.
Review
GF Turkiye
45
1 1 KO EKS YONU THE COLLECTION, 1915 Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
This Dardanelles war - without equal in the world Four or fi e mighty armies are pressed and are hurled To reach the Sea of Marmara by hill and pass So many fleets have ha e surrounded a small mass...
46
www.1915.co
GF Türkiye
ncele e
eh et Akif Erso anakkale ehitlerine şiirinde 1. Dün a Sa aşını ıl daha u atacak en kritik lgedeki orantısı sa aşı tas ir ederken şiirine u di elerle aşla ıştı. Sa aş alanının her ir santi etre karesinde ü lerce şehit eren Türk askeri ittifak Ku etlerine Bu o a geçile e dedirtti.
Mehmet Akif Ersoy, when he described the disproportionate war, which is delayed the conclusion of the First World War, in the most critical era of the war in his poem To The Martyrs of Canakkale, started the poem with these lines. Martyrised the hundreds soldiers per each centimeter square; the Turkish soldiers have “this strait couldn’t pass” said to the central powers.
Bu yıl Çanakkale Zaferi’nin 100. Yıl dönümü. Her yıl olduğu gibi farklı birçok etkinlik ile anılan Çanakkale Zaferi bu yıl ismi 1915 olan bir saat tasarımına ilham oldu. İsminden de anlaşılacağı gibi, bu saatler Çanakkale Zaferine özel olarak üretildiler ve üretimleri 1915 adet ile sınırlandırıldı. 1915’i özel kılan bir diğer özelliği ise saat koleksiyonun tüm parçalarının Türkiye’de Türk mühendisler ve saat ustaları ile birlikte üretilmiş olması. Bu koleksiyondaki saatlerin kasası Çanakkale’yi tekrar ve tekrar hatırlatmak ister gibi tıpkı lomboz şeklinde. Bu koleksiyonun altın, bronz ve paslanmaz çelik olmak üzere 3 versiyonu bulunmakta. Koleksiyondaki bu versiyonlar 6 farklı kauçuk kayış varyasyonuna sahipler. Tüm versiyonlar kasalarının içerisinde otomatik makine bulunduruyor ve 48 saatlik güç rezervine sahip. Hepsinde ortak olarak bulunan özellikler 47 mm kasa çapı, 3 ATM su geçirmezlik, seramik kadran ve mineral cam. Ayrıca saatler lomboz şeklindeki özel kutularda sunuluyor. 1915, tıpkı tüm limitli saatlerde olduğu gibi üzerlerinde serinin kaçıncı ürünü olduklarını gösteren numaralar bulunduruyor. 1 ile 19 arasındaki numaralar beyaz altın saatlere ait iken, 20 ila 1001 arası numaralar bronz saatlere ait ve kalan numaralar 1002-1915 arası tabii ki paslanmaz çelik versiyon üzerinde bulunmakta. 1915’in üreticisinin söylediğine göre Çanakkale’de ortak bir tarih paylaştığımız Anzakların da koleksiyon ile ilgilenmeleri bekleniyor.
This year is 100th anniversary of Çanakkale Victory. Commemorated with different diffe ent many events like as every year, Çanakkale Victory, in this year, also inspired a watch design which its name is 1915. Like as understanding from its name, these watches manufactured special to Çanakkale Victory and their manufacturing is limited to 1915 pieces. The feature make special to 1915, is also whole pieces of this watch collection manufactured in Turkey together with Turkish engineers and watch craftsmen. In this collection, the watches’ case shape is like as a porthole seems like to remind the Çanakkale over and over. This collection mainly manufactured 3 versions in gold, bronze and stainless steel. In the collection these versions are available with 6 different diffe ent rubber strap variations. Whole versions in the collection include automatic movements in their cases; these movements have 48 hour power reserve. They have features which are 47 mm case diameter, 3 ATM water resistance, ceramic dial, and mineral glass. Besides, the watches present in special boxes which is shape of a porthole. 1915 like as all limited edition watches has numbers on them. While the numbers between 1 and 19 belongs to the white gold watches, the numbers between 20 and 1001 are bronze watches and remained numbers 1002-1915 are of course placed on the collection’s stainless steel versions. According to what manufacturer said, the collection will see the interest from also Anzac(s) who we shared the mutual history in Çanakkale is expected.
Review
GF Turkiye
47
Burcu Gürtürk urcu.gurturk gf-turki e.co
Y KSE EN DE ER A ARINA BODRU YEN SEZONA HAZIR Günü ü li an işlet ecili i standartları gelişen teknolo i i dü enli taki i hatta ir adı nünde ol a ı gerektiri or. Yükselen eklentiler lüksün giderek dün ada standartlaş ası gerek alt a ı e sunulan ser islerde gerek tedarik incirlerinde gerekse insan gücünde e sunulan çeşitlilikte eklentilerin tesine geç e e ncü rol al a a orlu or. 011 ılında al ali Gru tarafından de ir alınarak Bodru Yalıka ak ta hi ete aşla an al arina Bodru dün a ü erindeki e sallerine ha ranlık ırakacak lçüde unu gerçekleştir e i aşarı or.
48
Dünyanın en iyi marinaları arasında gösterilen Palmarina Bodrum; bölgede ve denizcilik dünyasında her geçen gün yükselen bir değer olarak anılıyor. Türkiye’nin ilk mega yat projesi olarak 2011 yılında Palmali Grup tarafından devir alınarak açılışından bu yana dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen mega yatlara, yerli yabancı ziyaretçilere beklentilerinin de ötesinde hizmetler sunarak ev sahipliği yapmaya devam eden Palmarina Bodrum, geçtiğimiz yaz Singapur’da yedincisi düzenlenen “Dünya Mimarlık Festivali”inde (WAF) mimari tasarımı ile ödüle layık görüldü.
GF Türkiye
Özel Haber
Palmarina Bodrum, yat acenteliği, yat sigorta işlemleri ve diğer teknik hizmetlerin yanı sıra; dünyaca ünlü markalardan oluşan ve her yıl yenilenen açıkhava AVM’si, yeme-içme, eğlence mekânları, özel konaklama, Spa & Fitness hizmetleri, yıl boyu yelken sporu yarış organizasyonları, sergiler, açılışlar ve diğer aktiviteleri ile dört mevsim misafir ağırlayan çok özel bir yaşam alanı sunuyor. Sadece tekne sahipleri değil, Türkiye’nin ve dünyanın her bir yanından yerli yabancı turistler aileleri ve arkadaşları ile gelerek yıl boyu bölgeyi canlı tutuyor.
RISING VALUE “ PALMARINA BODRUM “ READY FOR NEW SEASON Today’s port management standards demand the regular monitoring of the evolving technology and even to be a step ahead. The rising expectations and luxury increasingly becoming a standard in the world push to to go beyond expectations of the necessary infrastructure and services offered, both in the supply chain, and human strength and diversity offered. Made an ac uisition in 011 al ari Grou al arina Bodru started to ser ice in Yalıka ak Bodru leading to admiration of their peers around the world by accomplishing this extent. The Palmarina Bodrum, among the world’s best marinas; is known as a rising value every day in the maritime world. As Turkey’s first mega yacht project in 2011 overtook by Palmali Group, and from the commencement on hosted mega yachts and visitors coming from various regions of the world well beyond the expectations, winning a prize in the seventh Singapore “World Architecture Festival” with its architecture. Palmarina Bodrum yacht agency, besides insurance
operations and other technical services, hosts a very special life and renovated outdoor malls composed of well-known brands, catering, entertainment venues, private accommodation, spa & fitness services, year-round sailing racing events, exhibitions, openings and other activities. Not just boat owners, but Turkey’s domestic and foreign tourists from all over the world with family and friends come throughout the year to keep the area alive.
49
S ecial Re ort
GF Turkiye
KS B R KA I ROTASI
A
A IFE
ARINA HOTE
A LUXURIOUS ESCAPE ROUTE: “PALMALIFE MARINA HOTEL”
50
Palmalife Marina Hotel; bu yıl 8.cisi düzenlenen ve 10 Ortadoğu ülkesinden yaklaşık 120 adayın başvurduğu Luxury Lifestyle Awards tarafından düzenlenen uluslararası yarışmada ‘Ortadoğu’nun En Lüks Oteli’ seçildi. Bodrum yarımadası’nda Yalıkavak’ta Türk Rivierasının göz bebeği olarak anılan bölgenin tek maga/giga yat marinası olan Palmarina Bodrum içerisinde bulunan Palmalife Marina Hotel; kendisine ait özel koyu, mekan ve sınır tanımayan kişiye özel esnek hizmet anlayışı ve beklenden fazlasını sunma yaklaşımı, yıl boyunca sıcak, enerji dolu, canlı atmosferi ile Palmarina Bodrum ile birlikte bölgenin kaderini değiştirdi. Palmarina Bodrum, yanı başında yer alan Palmalife Marina Hotel’le muhteşem bir ikili oluşturmuş durumda. Bir yanda otelin kendine ait koyunun engin deniz manzarası, beyaz kum plajı ve konforunun sağladığı huzur diğer yanda Palmarina Bodrum’un dinamik ve renkli yeme-içme, eğlence ve alışveriş dünyası bir araya gelince, şehirden uzaklaşarak romantik bir tatil fırsatı oluşturmayı arzu eden çiftler; aileleri ve dostları ile birlikte huzurlu ve eğlenceli zaman geçirmeyi dileyenler için renkli ve seçkin bu sosyal ortamın en lüks koşullarda tadını çıkarabilecekleri bir tatil fırsatı doğuyor. Otelin hemen yanında konumlanan iki katlı Palmarina Bodrum Spa & Fitness’da kişiye özel oluşturulan fitness programları, diyetisyen kontrolünde beslenme reçeteleri, Palmalife Wellness terapistleri tarafından uygulanan cilt, vücut bakımları ve masajlar ile oldukça lüks ve konforlu bu Spa’da yaz boyu sıkı kalarak yenilenebilirsiniz.
GF Türkiye
el Ha er
Palmalife Marina Hotel was selected the first in the ‘8th Best Luxury Hotels in the Middle East ‘ in the international competition organized by the Luxury Lifestyle held this year and about 120 candidates have applied from 10 Middle East countries. Palmalife Marina Hotel with its own private bay, personalized fl xible service approach and recognized space limits and hot throughout the year, full of energy located in mega / giga yacht marina Palmarina at Yalikavak, Bodrum peninsula in Turkey in the area known as the Riviera, has changed the fate of the region with the approach to provide more than expected, with a lively atmosphere. When the vast seascape of the bay of the hotel’s own, white sand beach and comfort provided by the peace on one side, and Palmarina Bodrum’s dynamic and colorful food and drink, entertainment and shopping world on the other side, come together, the couples who want to create romantic vacation opportunities away from the city; and those who want a peaceful family fun time with friends and enjoy a colorful and distinguished social environment in these most luxurious conditions arises a vacation opportunity they can spend. Personalized created fitness programs in the two-storey Palmarina Bodrum Spa & Fitness positioned right next to the hotel, nutrition prescriptions supervised by a dietitian, skin and body treatments applied by Palmalife Wellness therapists, and massages can be experienced in this luxurious and comfort Spa throughout the summer.
I RIANI DEN YAZA
ZE EZZET ER
FROM CIPRIANI, FLAVORS SPECIAL FOR THE SUMMER Bu yaz sezonuna yenilenen dekorasyonuyla kapılarını açan Cipriani, birbirinden özel tatlardan oluşan yeni yaz menüsü; marinanın burun kısmında yer alan engin deniz manzarasına sahip özel lokasyonu ve değişmez servis anlayışı ile bu sezon da yazın vazgeçilmezleri arasında yer almaya aday görünüyor. Dünyaca ünlü yıldızların müdavimi olduğu restoran; New York, Hong Kong, Los Angeles, Miami, Ibiza, Monte Carlo, Porto Cervo, Abu Dhabi, Venedik ve Londra gibi yaklaşık yirmi lokasyonun ardından İstanbul ve Palmarina Bodrum’da açılmıştı.
Cipriani opens this summer season with renewed decoration and the new menu of summer special fl vors; poised to be among the indispensable with a special service location and literal understanding with unobstructed sea views located in the nose of the marina. This restaurants with world-famous star regulars; was opened in Istanbul and Palmarina Bodrum like the other twenty locations such as New York, Hong Kong, Los Angeles, Miami, Ibiza, Monte Carlo, Porto Cervo, Abu Dhabi, Venice London and Palmara.
51
A ON
UTFA ININ DE
NOBU
JAPANESE CUISINE GIANT, “NOBU” Palmarina Bodrum’un “Old City” adı verilen Eğlence Adası kısmında konumlanan Japon mutfağının devi Nobu, bu sene ikinci yaz sezonunda tamamen yeniden oluşturulan dekorasyonuyla, dünyaca ünlü Şef Nobu Matsuhisa’nın yüksek standartları, muhteşem lezzet ve sunumlarıyla damak tadında ve sunumda mükemmeli arayan Japon mutfağı düşkünlerinin beklentilerinin de ötesine geçeceğe benziyor. Nobu Bodrum; olağanüstü deniz manzarasına sahip bulunuyor ve Palmarina Bodrum’un dünyaca ünlü markalardan oluşan alışveriş, yeme içme ve eğlence hayatına erişim imkânı sağlıyor.
Japanese Cuisine Giant, Nobu, situated at the entertainment island, of Palmarina Bodrum, named the “Old City”, promises to go beyond their expectations this year’s second summer season with completely reconstructed decoration, world renowned chef Nobu Matsuhisa‘s high standards, Japanese cuisine seeking excellence in taste palate with amazing taste and presentation. Nobu Bodrum has an extraordinary sea view and provides access to entertainment life of Palmarina Bodrum consisting of world-famous brand shopping, eating, drinking.
S ecial Re ort
GF Turkiye
E
EN EN N AZGE
EZ ADRES
BI IONAIRE BODRU
INDISPENSABLE ADDRESS OF ENTERTAINMENT: “BILLIONAIRE BODRUM” Türkiye’de kendine özgü eğlence tarzı ile İstanbul ve Bodrum gece hayatının nabzını elinde tutan, ünlü İtalyan iş adamı Flavio Briatore’nin sahip olduğu Billionaire Club Bodrum bu yaz yenilenen yüzüyle görkemli bir açılışa hazırlanıyor. Palmarina Bodrum’un burun kısmında, eğlence adası olarak da bilinen “Old City”de engin bir deniz manzarasına sahip olan Billionaire Club Bodrum; dünyaca ünlü müdavimleri, düzenlediği partileri, seçkin davetleri, sıra dışı şovları ve dinamik atmosferiyle bu sezon da Bodrum gece hayatının merkez üssü olacak gibi görünüyor.
Italian businessman Flavio Briatore ‘s Billionaire Club Bodrum with a unique entertainment style holds the pulse of the nightlife of Turkey in Istanbul and Bodrum, is preparing for a grand opening this summer with its renewed face. Billionaire Club at the cape side of Palmarina Bodrum, also known as the entertainment island “Old City” seems to be the epicenter of this season Bodrum nightlife with world-famous goers, the party orgnizations, exclusive cocails, showing the extraordinary and dynamic atmosphere.
52
KIDS ARADISE DAN UNI EF E DESTEK SUPPORT FROM “KIDS PARADISE” TO UNICEF Palmarina Bodrum, bu sene sosyal sorumluluk anlayışı ve topluma katma değerli hizmetler sunma hedefi ile alt markası “Kids Paradise” aracılığıyla UNICEF Türkiye Milli Komitesi ile önemli bir iş birliğine imza attı. Anlaşma gereğince Kids Paradise giriş bileti üzerinden elde edilecek gelirin bir bölümü, UNICEF’in Türkiye’de yürütmekte olduğu çocuklara yönelik projelerine aktarılacak. GF Türkiye
el Ha er
Palmarina Bodrum has signed a signifi ant cooperation with UNICEF Turkey National Committee as this year’s social responsibility and community value-added services through sub-brand “Kids Paradise”. A portion of the entry ticket to Kids Paradise will be transferred to UNICEF projects for kids conducted in Turkey.
Italian Masterpieces GRANTORINO SOFA. deSIGNed by J.M. MASSAUd. SALONe dONNA eLeNA, PALAzzO CORSINI, FIReNze. poltronafrau.com
Ayazma Yolu Sokak No:5 Etiler T: 212-2636406 www.bms-tr.com
USTA ARA SAYGI Se gili okurları ı lk sa ı ı dan u ana kuruluşundan u ana 100 aşını geç iş olan arkaların hika elerini si ler için a dık. Bu sa ı ı da da Baccarat Frette e ST. Regis Hotel in günü ü e kadar süre gelen hika elerini si lerle a laşı oru . GF- Türki e Eki i
RES E T FOR THE ASTERS Dear readers U to our first issue e ha e ritten the stories of the rands are igger than 100 ears old for ou. In this issue for ou e share the continuing stories of Baccarat Frette and ST. Regis Hotel. GF- Turki e Tea
56
BA ARAT IN EFSANE YO U U U De a eden hika esinin 0 ıl geri e d ne il esi her resti li arka için nadir ir duru dur. Daniela Riccardi, NYT, Baccarat Genel Müdürü ile bir röportaj
www.bms.com.tr
GF Türkiye
Ustalara Sa gı
BACCARAT’S LEGENDARY JOURNEY “It is rare for any prestigious brand today to trace back 250 years of continuous history.” Daniela Riccardi, NYT, an interview with Baccarat General Manager
Res ect for the
asters
GF Turkiye
57
58
1764 yılında, XV. Louis Doğu Fransa’da Lorraine’nin Baccarat köyünde cam yapım fabrikası kurulması için bir kraliyet emri çıkardı. Fabrika başlangıçta sadece cam ve aynalar yaptı. 1816 yılında, uzun süren araştırmaların ardından kristal üretmeyi başardı. Takvimler 1823 yılını gösterdiğinde ise, XVIII. Louis’den ilk saray siparişini aldı. Bu özel sipariş su, beyaz şarap, kırmızı şarap ve şampanya için farklı bardak kullanımı modasını başlattı. Bu hikaye ile bilinen markanın ismi de dilden dile mükemmellik ve arzunun bir diğer adı olarak anılmaya başlandı. 12 Ekim 1828’de Baccarat fabrikası Fransa Kralı 10.Charles’ı ağırladı. Kral Charles bu ziyareti sırasında, üzerinde altından Fransa arması işlemeli görkemli bir sürahi aldı. Bu ziyaretin ardından, dünya ileri gelenleri Baccarat’ın müşteri listesi arasına girmeye başladı. Yıl 1832’de, Baccarat ilk butiğini Paris’te açtı; bu mağaza rafine ve sıra dışı kristaller için önemli bir referans oldu. Ürün gamını kristal işleyerek elde edilebilecek en görkemli parçalara yönlendiren marka, 1840’lı yıllarda Baccarat tarzının görkemli avizelerdeki şekli olan Zénith ile daha çok ön plana çıkmaya başladı. Tıpkı bir ağaç gibi yapısı olan Zénith, Baccarat’a özgü kıvrımlı kollara sahiptir. Tasarımı benzersiz Zénith’ler, üzerinde yaratılmış ışık oyunları ile günümüzde de isminden söz ettirmekte ve dünyaca ünlü sarayları günümüze değin süsleyen avizeler arasında yer almaktadır. Bir diğer ikonik ürün 1841 yılında üretilmeye başlanan Baccarat HarGF Türkiye
Ustalara Sa gı
court bardaklar. Altıgen ayakları ve hafif kıvrımlı yüzlerinde yaratılan ışık oyunları ile tam bir Baccarat örneğidir. 1841 yılından bu yana hükümdarlar ve devlet başkanları tarafından uluslararası platformlar tarfından tercih edilmesi sebebiyle tarihteki bu statüsünü kazanmıştır. Bu ikonik sembol III. Napolyon’dan Papa II. Jean Paul’e kadar pek çok önemli ismin sofralarını süslemiştir. Dünyada kristal üretiminde neredeyse tek haline gelen Baccarat, 1855 yılında Paris’te ilk Dünya Fuarı gerçekleştiğinde ziyaretçilerini fuara özel ürettiği pek çok parçanın yanı sıra iki muazzam ölçüdeki büyük şamdan ile büyüler. Bu şamdanlar beş metrenin üzerindeki boyları ve 90 ve 140 adetlik ışık haznesine sahiptiler. İlk fuarın dünyada büyük ses getirmesi ile 1867’de bir ikincisi düzenlenir. Bu ikinci fuar için de 7 metre uzunluğunda iki adet devasa vazo fuara damga vurur. Vazolar, kristal üzerine yakut kaplama ile Charles-Joseph Natoire’in tablosundan esinlenilen desenler işlenilerek iki yılın üzerinde bir çalışma sonunda elde edilmişlerdir. Bu fuarda Kral III. Napolyon Paris’in Grand Prix- büyük ödülü- ine Baccarat’ı layık görmüştür. Bu dünya fuarları Baccarat’ın doğuya da açılmasını sağlamış; Osmanlı Sultanı Abdülaziz de ikinci fuar sırasında Baccarat kristalleri ile tanışmış isimler arasındadır. Bu ziyareti ardından Dolmabahçe, Yıldız ve Beylerbeyi sarayını süslemeleri için 31 avize ve 12 şamdan siparişi
59
In 1764, King Louis XV issued a royal warrant to establish glassmaking factory in the village of Baccarat in Lorraine in eastern France. The factory initially made only glass and mirrors. In 1816, after long researches, it achieved producing crystal. When calendar showed the year 1823, it received its first royal order from Louis XVIII — the order started the fashion for using diffe ent glasses for water, white wine, red wine and champagne. Known with this story, the brand’s name, from mouth to mouth, started to be remembered as another name of excellence and desire. On 12th October, 1828, Baccarat manufactory welcomed King of France Charles X. While this visiting of King Charles, he received a pitcher which has an arms of France in gold on it. After this visiting, the world’s great and the good started to enter the Baccarat’s client list. In year 1832, Baccarat opened its first boutique in Paris. This store became an important reference to the refined and exceptional crystals. Extended its product range to the most magnifi ent pieces can be gathered by crystal making, the brand started to come to the forefront in 1840s- with formal of Baccarat style’s sumptuous chandelier, Zénith. With its structure like as a tree, Zénith has curved branches which are inherent to Baccarat. Unique designed Zénith(s) is still mentioned with its play of light and is placed between in the chandeliers which are adorning the world-famous palaces.
Another iconic good is started to produce in 1841, Harcourt glasses. With its hexagonal foots and play of light on gently curved facets, it exemplifies the Baccarat signature. It has gained its status with being preferred by monarchs and presidents worldwide since the year 1841. This iconic symbol has adorned the world’s most prestigious tables, from Napoleon III to Pope John Paul II. Baccarat, we could say the best crystal producer in the world, joined the first World’s Fair in Paris organized in 1855. And it astounds visitors with two immense candelabras along with many pieces that produced especially for the fair. Those candelabras were over fi e meters long with 90 and 140 lights. The second fair organized in 1867 due to tremendous impression of the first one. 7 meters long two monumental vases left an indelible mark on the fair. The vases were obtained after a two years work. Vases adorned with rubies and patterns inspired by a Charles-Joseph Natoire painting. Emperor Napoleon III awarded Baccarat with Grand Prix of Paris’ at second World’s Fair. These World’s Fair(s) enabled Baccarat expand to East, and Ottoman Emperor Abdülaziz is also between the names of introduced the Baccarat while the 1867 World’s Fair. Following this visit, he ordered 31 chandeliers and 12 candelabras to decorate the palaces which Res ect for the
asters
GF Turkiye
vermiştir. Fuarlar ile daha da büyüyen marka, Rus Çarı II. Nicholas, Japon İmparator Mutsihito gibi devlet adamlarını da özel sipariş verenler listesine katmıştır. Baccarat’ın ürün gamının genişliği ve özel sipariş verenlerle tedarik edebilecekleri ürünlerin güzelliği kendilerini özel hissetmek isteyen herkesin başını döndürmekteydi. Özel siparişlerde ortaya konulan işçilik de, sipariş sahipleri kadar ürünleri gören davetlilerini Baccarat sahibi olmaları gerektiğine inandırmaya yetmekteydi. İhtişamlı ürünleriyle 20. yüzyıla erişen markanın, 1916 yılında ekibine katılan kimyager Georges Chavalier’in zamansız tasarımları, Baccarat’ın modern zamanların dekorasyon anlayışına hızlı adaptasyonunu da sağlamıştır. Tasarladığı bardaklar, tabaklar, hayvan heykelleri, ışıklandırma ürünleri, mobilyalar hatta mücevherler ve Chavelier ile başlayan parfüm şişesi tasarımları… 1925 yılında düzenlenen Uluslararası Modern Endüstri ve Art Dekorasyon Sergisi de hem tasarımcı Chavalier’in hem de markanın modern zamanlar ile uyumunun gösterişli bir ispatı olmuştur. Modern dönemlerinin önemli müşterileri arasında Başkan Franklin Delano Roosevelt, Sultan Muhammed Şah III. Ağa Han, Marylin Monroe, Kraliçe II. Elizabeth, Coco Chanel gibi isimler var. Bu isimlerin sahip olduğu her bir ürün ile marka algısını daha da güçlendiren Baccarat’ın modern tasarımları yaklaşan 21.yy ile hayallere hizmet etmeye devam etmiştir. 1975 yılında Sürrealizm akımının önemli temsilcilerinden Salvador Dali de tasarımcıları arasında yer almış, Elsa Schiaparelli için Le Roi Soleil isimli parfümün şişesini tasarlamıştır. Marka, sembolü olarak bilinen Baccarat kırmızısını sekizgen bir kristale taşıyarak tüm avizelerinde yer vermeye 21.yy’da başladı. Söz konusu Baccarat kırmızısı, 1839 yılında yakut kırmızısı olarak geliştirilen kırmızıdır. Marka, modern zamanlar
60
GF Türkiye
Ustalara Sa gı
olarak tanımlanan 21. yy’ın stilini artık iki yüzyılı aşan gelenek mirası ile buluşturma konusundaki emin adımlarını kristal saraylar olarak tanımladığı butikleri ile efsaneleştirir. Baccarat’ın 21. yy’daki efsane işçiliklerden en bilinenleri arasında şişe tasarımları yer almaktadır. Şişe tasarımları, baş döndürücü kokuları ve baş döndürücü lezzetleri içinde misafir ettiğini dışarıdan da görmenizi sağlıyor. Söz konusu baş döndürücü lezzet efsanesi Remy Martin Louis XIII ve Cask 42.6. Bu lezzet efsaneleri şişe tasarımları ile Baccarat efsanesini de beraberinde devam ettiriyor. İlk Remy Martin şişesi 1936 yılında Baccarat’ın hünerli ustaları tarafından fleurs de-lis- zambak çiçeği- deseni şişe üzerine damgalanarak üretilmiştir. 2009 yılında ise, Louis XIII Cask 42.6’nın şişesi bu defa aynı tasarıma siyah kristal üzerinde sahip olmuştur. Baccarat’ın son işi, 2014 yılında markanın ikonik sembolü Harcourt tasarımı ile mavi kristali buluşturarak dizayn edilen satranç takımıdır. Harcourt’un bir nevi tekrar yorumlanması olan bu çalışma, 2014 yılında 250. yılını kutlayan markanın yenilikçi bakış açısını gösteriyor. Markanın ürünlerinden bahsetmek, bu efsanevi tarihindeki tasarımlarını anlatmak, marka hakkında sıfat kullanmaya ihtiyaç duymaksızın markayı fazlasıyla anlatıyor. Hikayenin başı nasıldı? Kral XVIII. Louis misafirlerini ağırlamak için su, beyaz şarap, kırmızı şarap ve şampanya için farklı bardakların üretilmesi emrini vererek bir moda başlatmıştı. Ve bugün de Baccarat, tıpkı 251 yıldır yaptığı gibi, kristallerinin efsanesini hünerli tasarımcıları ile kristal saraylarda devam ettiriyor. 2013 yılından beridir markanın distribütörlüğünü yapan BMS, Baccarat kristallerinin ışıltılı dünyasından içeri adım atmanız için sizleri Etiler’deki mağazasına davet ediyor. Ürünler hakkında detaylı bilgi için www.bms.com.tr web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
are Dolmabahçe, Yıldız and Beylerbeyi. Growing bigger with influen e of World’s Fair(s), the brand has added distinguished names like Nicholas II, Tsar of Russia and Japanese Emperor Mutsihito to its list of special customers. The width of Baccarat’s product range and beauty of the goods which they supplied to special customers inebriated everyone who wanted to feel special. Savoir faire of the artisans was enough to convince the guests as well as the owners. The brand reached 20th century with theese magnificie t products. In 1916, chemist Georges Chavalier joined Baccarat. His timeless creations have played a key role in propelling Baccarat into modernity. Sets of glasses, plates, animal sculptures, lighting pieces, furniture and jewelry and even perfume bottles… The International Exhibition of Modern Industrial and Decorative Arts in 1925 has also been an ostentatious proof of the incredible harmony between Baccarat and the designer Chavalier as well as modern times. There were celebrities such as President Franklin Delano Roosevelt, Sultan Mohamed Shah Aga Khan III, Marylin Monroe, Queen Elizabeth II and Coco Chanel among the most important clients of the modern era. Baccarat reinforced the brand perception with each product that those names had and its modern designs have continued to serve the dreams with the upcoming 21st century. In 1975, Salvador Dali; one of the most important representatives of Surrealism; was one of the designers of Baccarat and designed perfume bottle named Le Roi Soleil for Elsa Schiaparelli. The brand started to use its trademark red at octagonal crystals in all chandeliers in the 21st century. This trademark color was Baccarat’s ruby red which developed in 1839. The brand made its boutiques which
defined as crystal palaces legendary with the style of the 21st century and its tradition heritage of more than two centuries. Bottle designs are one of the most legendary works of Baccarat in the 21st century. Designs of the bottles allow you to see the dazzling and dizzying smells and tastes that kept inside. Before mentioned dazzling delights legend was Baccarat’s legend that continued by Remy Martin Louis XIII and Cask 42.6. The first Remy Martin bottle was produced by Baccarat’s skilled craftsmen in 1936 with stamping lily pattern (fleurs de-lis) on it. Louis XIII, the famous bottle stamped with fleurs de-lis made by Baccarat for Remy Martin since 1936 was adorned with voluptuous black crystal in 2009. And Cask 42.6, enters by right into the legend. Baccarat’s recent work in 2014 was a chess set that brought iconic Harcourt design and blue crystal together. The study which can be considered as a reinterpretation of Harcourt design shows the innovative perspective of the brand celebrated its 250th anniversary. Talking about the products, describing the designs at its legendary history is suffici t to explain this brand without the need to use adjectives. What was the beginning of the story then? King Louis XVIII started a fashion to use the diffe ent glasses by a royal commission for making the diffe ent glasses for water, white wine, red wine and champagne. And today, Baccarat continues the legend of crystals at crystal palaces with so many talented designers like as it did for the last 251 years. Since the year 2013, distributor of the brand, BMS invites you to the store in Etiler to step into the sparkling world of the Baccarat crystals. For more information about the products, you can visit www.bms.com.tr.
61
Res ect for the
asters
GF Turkiye
62
XV.Louis’nin emri ile Lorraine’de cam fabrikası kurulur.
1764
The glassworks factory established in Lorraine with order of Louis XV.
İlk saray siparişi Kral XVIII. Louis’den gelir. Sipariş: su, beyaz şarap, kırmızı şarap ve şampanya için farklı bardaklar
1823
The first royal commission came from King Louis XVIII. Order: Different glasses for water, white wine, red wine and champagne.
Kral X. Charles fabrikayı ziyaret eder.
1828
King Charles X visited the factory.
İlk Baccarat butiği Paris’te açılır.
1832
First Baccarat boutique opened in Paris.
Zarafetleri ile nam salacak Zénith avizelerin üretimi gerçekleşir.
1840
Production of Zénith chandeliers began.
Baccarat’ın ikonik ürünü Harcourt bardakların üretimi gerçekleşir. Müşteriler arasında III. Napolyon, Brezilya Başkanı, Kamboçya Kralı, Papa II. Jean Paul gibi isimler vardır.
1841
Baccarat started to produce iconic Harcourt glasses. Napoleon III, the President of Brazil, King of Cambodia and Pope John Paul II were among the customers.
Paris’te ilk Dünya Fuarı organize edilir ve Baccarat, ürünleri ile ziyaretçilerin gözlerini kamaştırır.
1855
Baccarat bedazzled the visitors of the first World’s Fair in Paris with its dazzling products.
Dünya Fuarı’nın ikincisi düzenlenir ve Baccarat III. Napolyon tarafından Grand Prix ödülüne layık görülür. Bu fuara katılan Sultan Abdülaziz’den gelen avize şamdan siparişleri ile Baccarat doğu topraklarına da açılır.
1867
Baccarat awarded with Grand Prix by Napoleon III in second World’s Fair. Candelabra and chandelier orders of Sultan Abdulaziz opened the doors eastern territories for Baccarat.
Kristal bir fil ü erindeki içki dolabı tasarımı ile sınırları zorlayan Baccarat’a fuarın Grand Prix ödülü tekrar verilir.
1878
Once again, Baccarat crowned by the Fair’s Grand Prix with a crystal elephant richly harnessed in gold and holding up a liquor cabinet.
Rus Çarı II. Nicholas Paris’i ziyaret eder ve 3.8 m uzunluğunda gösterişli şamdan siparişi verir.
1896
Nicholas II, Tsar of Russia visited Paris and ordered a 3.8 meter long splendent candelabra.
Baccarat Ruslar için altından gravür palmiye yapraklarından çelenk deseni işlemeli Çar Seti üretir.
1906
Baccarat produced the “Tsar set” for Russians which entirely engraved with small palm leaves and garlands.
Japonya İmparatoru Mutsuhito Baccarat’dan evi için sipariş verir. Japon kültürünün simgeleri Baccarat kristali ile buluşur.
1909
Japanese Emperor Mutsuhito gave an order for imperial house. Icons of Japanese culture met with Baccarat crystal.
22 yaşındaki Georges Chavelier Baccarat ekibine katılır.
1916
22-year-old Georges Chavelier joined Baccarat crew.
Modern Endüstri ve Dekoratif Sanatlar Sergisi’nde Georges Chavelier tasarımları sergilenir. Parfüm şişesi tasarımları yapılmaya başlanır.
1925
Georges Chavelier designs exhibited at The International Exhibition of Modern Industrial and Decorative Arts. Perfume bottle designs started.
Sultan Muhammed Şah III. Ağa Kağan için Chambord likörü servis takımı üretilir.
1927
Chambord liqueur service produced for Sultan Mohamed Shah Aga Khan III.
Galler Prensi için yatındaki davetlilere özel servis takımı üretilir.
1930
A service produced for the yacht of Prince of Wales.
GF Türkiye
Ustalara Sa gı
Mihrace Rao Holkar’ın sarayı için Paraison servis takımı üretilir.
1933
Paraiso service produced for the Maharajah Rao Holkar’s palace.
İkinci kez başkan seçilen Franklin Delano Roosevelt için François Villan servis takımı üretilir.
1936
The François Villon service produced in 1936 to celebrate the second reelection of President Franklin Delano Roosevelt.
Ünlü şarkıcı ve artist Josephine Baker için yemek takımı üretilir.
1947
Table service produced for the famous singer and artist Josephine Baker.
New York’ta ilk Baccarat butiği açılır.
1948
Baccarat opened its first boutique in New York.
Georges Chevalier tasarımı Soleil Clock, Arthur Miller tarafından eşi Marilyn Monroe için satın alınır.
1956
Georges Chevalier design Soleil Clock purchased by Arthur Miller for his wife Marilyn Monroe.
Coco Chanel tasarımı Baccarat kristali ile buluşur.
1964
Coco Chanel designs met with Baccarat crystal.
İtalyan tasarımcı Roberto Sambonnet tasarımları Baccarat ile hayat bulur.
1970
Baccarat opens its doors to Italian designer Roberto Sambonnet.
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth 1957 yılında tanıştığı ünlü Baccarat tasarımlarından Célimène vazoyu satın alır. Baccarat tasarımlarında pop art esintileri görülmeye başlanır.
1972
Her Majesty Elizabeth II of England received the famous Célimène vase from the governor. Her Majesty saw the Célimène design in 1957. Pop art colors started to appear in Baccarat designs.
Salvador Dali’nin hayal gücü Baccarat tarafından üretilen parfüm şişesi ile hayat bulur.
1975
Salvador Dali’s imagination comes to life with the perfume bottle produced by Baccarat.
Baccarat koleksiyonuna mücevheri de ekler.
1993
Baccarat added jewelry to its collection.
Baccarat kırmızısı sembolleştirilir ve ürünlerinde bu bir nişan olarak kullanılmaya başlanır.
1997
The famous ruby red became the trademark color of Baccarat and began to use as signature of the brand.
Mille Nuits koleksiyonu modern zamanlara göre yeniden şekillendirilir.
2000
Mille Nuits collection adapted to contemporary technologies and architectures.
Marie-Laure de Noa konağı restore edilerek Baccarat illüzyonlarına ev sahipliği etmeye başlar. Tarihinde Marie-Laure de Noa gibi kristal saraylara dönüştürülmüş toplamda 11 yer bulunmaktadır.
2003
The former mansion of Marie-Laure de Noailles redesigned to create a Maison Baccarat devoted to the cult of transparency and its illusions. In its history, there 11 places had turned a cystal palace like as former mansion of Marie-Laure de Noailles.
Moskova’da bir kristal oda inşa edilir.
2008
A crystal room built in Moscow.
1936’dan beri üretilen Remy Martin şişesi yeniden tasarlanır.
2009
The bottle of Remy Martin redesigned.
John Walker şişesi Kraliçe II. Elizabeth’in tacından ilham alınarak Baccarat tarafından tasarlanır.
2012
Baccarat designed a John Walker bottle inspired by Queen Elizabeth II’s reign.
Baccarat 250. yaşını kutladı.
2014
Baccarat celebrated its 250th anniversary.
Res ect for the
asters
GF Turkiye
63
KA TE KS E KONFORUN UHTE E UYU U E tekstili sekt ründe irinci sınıf lüksün eşde eri olan Frette 1860 ılında Ed ond Frette ean Ba tiste Ale andre a re e harles ha oud tarafından kuruldu. Kısa sürede ü ü erek uluslararası ir arka haline gelen Frette ütün üreti ini on a tal a da ulunan fa rikasında a ı or. 1 ıldır e tekstilinde lüks tüketi a arının gün ihti açlarını karşıla a a odaklanan arka üşterilerine üründen i ade kaliteli kültürel enginliklerle har anlan ış ir aşa tar ı aadedi or.
64
Hikaye, 1 Aralık 1860 tarihinde, Jean Baptiste, Edmond Frette, Alexandre Payre ve Charles Chaboud Frette’nin ev tekstili ürünleri üretmek hedefiyle yola çıktıkları marka yolculuğuyla başladı. Lüks ev tekstili ürünleri markası Frette, işte bu hayalin ürünü olarak doğdu. 1865 yılına gelindiğinde lüks kumaşların yapımı için Monza yakınlarında bir şirket kuruldu. Şirket bugün de halen orada bulunuyor. Marka ilk perakende mağazasını da bugün halen aynı yerde faaliyette bulunan Milano’daki Manzoni binasında açtı. Monza’da açılan şirket 1879 tarihinde E. Frette & C. Based adıyla üretime devam etti. 1880 yılı markanın atılımı için önemli bir tarihti. Jakarlı örgüleri dokumak için geliştirdiği devrim niteliğindeki Vicenzi dokuma tezgâhını bu yıl tanıttı ve bulunduğu sektörde müthiş bir başarı elde etti. Aynı yıl, İtalya Krallığı’na bağlı Dış İşleri Bakanlığı bugüne kadar devam eden bir geleneği başlattı ve dünya çapındaki tüm bakanlık ve büyükelçilikleri için Frette’nin keten ürünler üretmesini talep etti. Frette, 1881 yılında İtalyan Kraliyet ailesinin resmi tedarikçisi oldu. İlerleyen yıllarda 500’ün üzerinde Avrupa hanedan mensubuna özel GF Türkiye
Ustalara Sa gı
siparişle çarşaflar ürettiler. Her bir set kişileştirmiş özel dokuma arması taşıyordu. Frette adı da böylelikle asil sınıf arasında hızla yayılıyordu. Frette’nin başarısı ödüllerle de taçlandırılmaya başlandı. Milano’da yapılan ulusal sergide marka pek çok altın madalya kazandı. Ödül kazanan ürünlerden La Vega, Francesco Lietti tarafından jakarlı kumaş üzerine resmedilen Avrupa’yı dolaşan bir geminin tasviriydi. 1886 yılında hazırlanan broşürlerle ilk defa İtalya dışında perakendecilik girişiminde bulundular. Frette, artık sadece lüks ürünler üreten bir markadan çok daha fazlası olmaya başladı. Ev tekstilinde trendleri de belirliyordu. Evde konfor ve sıcaklık arayanlar için tam teşekküllü bir “homeware” koleksiyonu oluşturdu. 1894 yılında Roma’daki Aziz Peter Sunağı için üzerinde kutsal bakirenin resmedildiği bir masa örtüsü üretti. Bu örtü, 2000 yılında Vatikan’daki papalık kutlamaları için de üretildi. 1899 yılında Venedik’teki Royal Danieli Hotel’in tedarikçisi oldu. Bunu ilerleyen yıllarda Hotel Belle Venise ve Paris’teki Ritz, Londra’daki The
PERFECT HARMONY OF QUALITY, LUXURY AND COMFORT Frette which is the equivalent of a first-class luxury in the home textile industry, was founded by Edmond Frette, Jean Baptiste, Alexandra Payré and Charles Chaboud in 1860. At short notice, Frette grew into an international brand. Headquartered in Monza; Frette is making all its production in Monza. The brand focuses on meeting the unique needs of the luxury consumption market of home textiles for 155 years. Frette promises a lifestyle mixed with cultural richness and quality rather than the product itself.
Frette’s story began on December 1, 1860 when Jean Baptiste, Edmond Frette, Alexandre Payré and Charles Chaboud decided to produce home textile products. Luxury home textiles brand Frette, was born as a product of that dream. In 1865, they founded a company to produce luxurious fabrics near Monza. The company is still there today. The brand also opened its first retail store in Manzoni building in Milan and still operating in the same place. In 1879, the company based in Monza becomes E.Frette & C. The year 1880 was an important date for the breakthrough of the brand. Frette introduced the the revolutionary Vicenzi looms for jacquard weaves, and achieved tremendous success. That same year, the Ministry of Foreign Affairs of the Kingdom of Italy began a tradition that continues to this day. The ministry commissioned Frette to produce the linen for the Ministry and all Embassies worldwide. In the coming years over 500 noble European dynasties bought exclusive tailor-made linens from Frette. Each set is personalized with
families woven crest. Thus, Frette name was spreading rapidly among the noble class. Frette’s success began to be crowned with awards. The brand has won many gold medals at the national exhibition held in Milan. La Vega was one of the awardwinning products of Frette. La Vega was a depiction of a ship cruising Europe illustrated on jacquard fabric by Francesco Lietti. For the first time in 1886, Frette expanded overseas with sales by mail catalog. Frette, now began to be much more than just a brand that produces luxury products. Became the trend setting authority in home textiles. “Homeware” collection created for those looking for a full-fledged home comfort and warmth. In 1894, Frette produced the tablecloth of the holy virgin for the altar of St. Peter’s Basilica in Rome. Similar tablecloth were produced for the papacy celebration in the Vatican in 2000. In 1899 Frette started supplying the Royal Danieli Hotel in Venice, to be followed by the most famous hotels in the world such as Hotel Belle Res ect for the
asters
GF Turkiye
65
66
Savoy, New York’taki The Plaza, Hong Kong’taki The Peninsula gibi dünyanın en ünlü otelleri izledi. 1911 yılında Società di Navigazione Generale ile yeni bir tedarik sözleşmesi imzaladı. Bu anlaşmaya göre artık denizlerde de adını duyurmaya başlayacaktı çünkü cruise gemilerinin kapısı açılmıştı. Meşhur Titanic gemisinin masa örtülerini üretti, bunu Orient Express treni takip etti. Frette, 1926 yılında katalog geleneğini başlattı. 1926, 1927, 1928, 1929 ve 1931 yılı katalog kapakları Marcello Dudovich tarafından tasarlandı. 1930 yılındaki kapağı Leopoldo Metlicovitz, 1932 yılındaki kapağı ise Giuseppe Palanti tasarladı. 1977 yılında Londra’daki Bond Caddesi’nde ilk Frette butiği açıldı. Bir yıl sonra Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk şirketlerini kurdular. Aynı yıl Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk reklam kampanyasıyla marka adını perçinlemeyi başardı. Seksi çağrışımları olan kampanya sloganı vurucuydu: “Nothing but Frette” New York’taki Madison Avenue’de yeni bir Frette butiği açıldı. Tarih yaprakları 1987’yi gösteriyordu. 1989 yılında yat sektörüne el atan Frette, özel siparişle yat dekorasyonu için ürünler üretmeye başladı. Marka 2001 yılında “Lüks ve Sıcak” adındaki yeni ev koleksiyonunu tanıttı. Bu kez koleksiyon materyalleri arasında ipek, brokar, değerli kürkler ve kaşmir de kullanılmıştı. Frette’ye 2005 yılında bir ödül de Çin’den geldi. Sınırlı sayıda ürettiği Lucia yatak örtüsü ile Çin’den “En İyi Yatak Tasarımı” ödülünü kazandı. Bugün Frette’nin ürün yelpazesi arasında nevresim takımları, yatak örtüleri, bornozlar, havlular, kaşmir battaniye ve şallar, dekoratif yastıklar, Kadın/erkek pijama takımları, ev terlikleri, bebek battaniye ve nevresim takımları, masa örtüleri, mum ve oda parfümleri bulunuyor. GF Türkiye
Ustalara Sa gı
Markanın sunduğu bir diğer ayrıcalık ise tüm dünyada gelenekselleşmiş olan evlilik listesi sistemini işlemeye başlaması. Hediye almayı kolay ve zevkli hale getiren evlilik listesi sistemiyle çiftler ihtiyaçlarını hediye listesinde sevdiklerine sunup, kendilerine gelecek hediyelerin beğenilmeme olasılığını da ortadan kaldırmış oluyor. Frette, ev tekstilinde sağlamış olduğu özel tasarım (couture) ve kalitesini teknelerde de yaşatıyor. Şıklık ve minimalizmin birleştiği yat koleksiyonunda; mısır pamuğundan üretilen nevresim takımları, yatak örtüsü setleri, pike ve havlu takımları ile masa örtüleri ve takımları öne çıkıyor. Ürünlerin tamamı istenilen ölçüde teknenize ve size özel uyarlanabiliyor. 1880 yılından itibaren İtalyan devlet binalarının ve dünyadaki bütün İtalyan konsolosluklarının ev tekstili ihtiyacının Frette tarafından karşılanması günümüzde de süregelen bir gelenek. Masa örtüsü koleksiyonu ile Titanik gemisinin ziyafet masalarını donatan Frette, günümüzde de Orient Express treninin masalarını da süslüyor. Dünya çapında 200’e yakın mağazasıyla seçkin müşterilerine hizmet veren marka, Londra’da Savoy, Paris’teki Ritz, New York’taki The Plaza, Hong Kong Peninsula gibi dünyanın en ünlü otellerinin odalarını donatıyor. Frette, Türkiye’deki mağazasını da 2012 senesinin Kasım ayında İstanbul’da açtı. Alkon Yapı Sanayi ve Tekstil Ticaret A.Ş. distribütörlüğünde, Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi’nde açılan ilk Frette mağazasında nevresim takımları, yatak örtüleri, bornozlar, havlular, kaşmir battaniye ve şallar, dekoratif yastıklar, bay/bayan pijama takımları, ev terlikleri, bebek battaniye ve nevresim takımları, masa örtüleri, mum ve oda parfümleri gibi geniş bir yelpazede ürün bulmak mümkün. Diğer Frette mağazalarında olduğu gibi evlilik listesi sistemi burada da mevcut.
Venise, The Ritz in Paris, The Savoy in London, The Plaza in New York, The Peninsula in Hong Kong in subsequent years. In 1911 Frette signed a new supply contract with Società di Navigazione Generale. According to this agreement, it would make a name in the seas because the doors of the cruise ships opened to the brand. Frette dressed the banqueting room of the RMS Titanic and the tables of Orient Express. Its products are still used today on the famous train. Frette, started the catalog tradition in 1926. Catalog covers of 1926, 1927, 1928, 1929 and 1931 was designed by Marcello Dudovich. Leopoldo Metlicovitz designed the 1930 cover and Giuseppe Palanti designed the 1932’s. First Frette boutique opened in Bond Street, London in 1977. A year later, they founded the first company in the United States. At the same year, Frette strengthened the brand name with the first advertising campaign in the United States. The campaign has sexy connotation and its slogan was very compelling: “Nothing but Frette” Frette opened a new boutique on Madison Avenue in New York in 1987.In 1989, Frette launched its yacht collection, offering tailormade linen to luxury yachts, began producing for special orders. In 2001, the brand introduced a new collection called “Luxury and Warm” consists of accessories in silk, brocade, precious furs and cashmere. An award came from China in 2005. The bed cover named Lucia which produced in limited numbers won the best design award. Today, you can find bedlinens, bedclothes, bathrobes, towels, cashmere blankets and shawls, decorative cushions, women’s/ men’s pajamas sets, indoor slippers, baby blankets and bedlinens,
tablecloths, candles and room fragrances in the wide product range of Frette. Another privilege offe ed by the brand is wedding list system which traditionalised all over the world. The wedding list makes it easy and enjoyable for the news couples and bestowers and eliminates the possibility of any disfavor. Frette provides quality and high fashion home textiles design in the boats, too. Combining the elegance and minimalism; the bed linens made from Egyptian cotton, bedspread sets, towels sets, tableclothes and blankets shining out in yacht collection. All of the products can be prepared exclusively for your boat. Since 1880, the Italian government buildings and the Italian consulates all over the world supplied by Frette. Decorating RMS Titanic’s banquet tables in the beginning of the last century and now decorating the Orient Express train up to now. Frette has been supplying fine linens for many of Europe’s most prestigious cruise liners since 1911. Today, Frette serving its customers in more than 100 boutiques worldwide. The world’s most famous hotels such as The Savoy London, The Ritz Paris, The Plaza New York, The Peninsula Hong Kong are among the customers of Frette. Frette opened its İstanbul store on November, 2012. Opened by the distributor Alkon Construction Industry & Textile Trading Company on Nişantaşı Abdi İpekçi Avenue. First Frette store in Turkey offers you bedlinens, bedclothes, bathrobes, towels, cashmere blankets and shawls, decorative cushions, women’s / men’s pajamas sets, indoor slippers, baby blankets and bedlinens, tablecloths, candles and room fragrances and much more. Wedding list system is available in Turkey like other Frette stores worldwide. Res ect for the
asters
GF Turkiye
67
GE TEN G N ZE RAF NE B R KS AN AYI I
Seçkin ir irasın ürünü olarak ha at ulan e ça daş e k sahi lerinin ha al edile ilece i en üst dü e isteklere ce a er ek için aratılan St. Regis arkası ü ılı aşkın ir süre nce The St. Regis Ne York un açıl ası la lüks otelcili in çerçe esini çi di. ohn aco Astor I ün Ne York un ünlü . adde sinde Beau -Arts stili aş a ıtının ka ılarını açtı ı andan iti aren St. Regis arkası dünsü arafetin e kişi e el hi etin se olü oldu. GF Türkiye
Ustalara Sa gı
New York’un zengin dönemleriydi… Amerika’nın yeni aristokratlarının, onların kültürlerinin ve servetlerinin konuşulduğu dönemlerdi. Belli başlı zengin aileler servetine servet katıyordu. Astorlar da bunlardan biriydi. Amerika’nın yüksek sosyetesinin hüküm sürdüğü dönemlerde, vizyon sahibi, güçlü ve karşı konulamayan bir asalete sahip olan Caroline Astor, New York sosyetesinin ilk gerçek söylemini gerçekleştirdi ve Meşhur 400’ü (The 400) sundu. 400’ün içinde yazarlar, artistler, bankacılar, büyükelçiler, kraliyet ailesi, eski bir başkan ve iki first leydi de bulunuyordu. Bu yeni liste zenginlikten bile daha dışlayıcıydı. Ve bu gruba dâhil olmak isteyen çok kişi vardı. Astorlar’ın New York 5. Cadde üzerinde aile mirası olan bir binaları vardı. Caroline’nın oğlu John Jacob Astor IV inovasyondan ve ihtişamdan ilham alarak burada bir otel hayata geçirmek istiyordu. Amerikan yaratıcılığının ve geleneksel Avrupa misafirpe verliğinin harmanı olacak olan bu otelde amaçlanan, The St. Regis New York olarak bilinecek oteli her açıdan dünyanın en iyi oteli yapmaktı. Klasik incelikleri çağdaş hassasiyetlerle birleştiren St. Regis markası, dünya çapında 30’u aşkın seçkin adreste benzersiz hizmet vermeyi görev edindi. Otel zinciri, bir Bloody Mary’nin tadını çıkarmak ya da beş çayı servisine katılmak gibi özgün geleneklerin marka mirasının bir parçası olduğu, misafirlerle duygusal bağ kurmayı hedefle en ve benzersiz anlara ev sahipliği yapan birer müessese olarak bugünlere geldi. Bu eskimeyen gelenekler, her lokasyonun kültürel özelliklerini ve yerel tatlarını da yansıttı. Kişiye özel hizmet anlayışı ve rafine lüks arayışı, markanın tarihinin karakteristik özellikleri oldu. Dünyanın en seçkin özel koleksiyonlarına erişimden piyasaya hiç açılmamış şarap kavlarının tadımına kadar her misafir için özel tasarlanan hizmetler sunan St. Regis, Aficionado konseptinin de ana fikrini oluşturdu. Geçmiş ve gelecek, seçkin ve rafin , bu kavramların hepsi St. Regis imzasını tanımladı.
A REFINED SENSE OF LUXURY FROM PAST TO PRESENT ST. REGIS Finds life as the product of a distinguished heritage and created to realize the demands of modern day epicures, St. Regis brand drew the context of luxury hotel industry by opening The St. Regis New York over a hundred years ago. From the moment John Jacob Astor IV’s Beaux-Arts style masterpiece opened its doors at New York’s famous 5th Avenue, it became symbol of elegance and exclusive services. The story of The St. Regis begins at the forefront of New York’s Gilded Age, where an elite group of supremely wealthy families rose to form the country’s first aristocracy. The leaders of this new social class were the Astors, with matriarch Caroline Astor at the helm of high society. Visionary and tenacious, “The” Mrs. Astor created the first true expression of New York society by hand-selecting those with whom she associated – known as the “400.” This new experience of exclusivity made even the wealthiest and most renowned eager to become a member of her inner circle. The Astor family inherited a building on New York’s 5th Avenue. Caroline’s son, John Jacob Astor IV, decided to built a hotel here. Inspired from the magnifi ence and innovation, he began developing a new style of luxury. A mixture of traditional American ingenuity and European hospitality, The St. Regis Hotel in New York was to be known as the best hotel in the world from every angle.This hotel is intended to be a blend of traditional American ingenuity and European hospitality, The St. Regis Hotel in New York was to be known as the best hotel in the world from every angle. Combining classical delicay with contemporary sensitivities St. Regis brand commited to provide a uniqe service at more than 30 exclusive addresses worldwide. Bloody Mary or fi e o’clock tea acknowledged as a part of the original tradition of the St. Regis brand heritage. The hotel chain, which aimed to establish an emotional bond with the guests and hosting unique moments, come to these days by such philosophy. This timeless traditions refle ted the cultural characteristics and local fl vor of each location. Exclusive services and refined luxury became characteristics of the brand’s history. Services specifi ally designed for
Res ect for the
asters
GF Turkiye
69
70
St. Regis, Butler Hizmeti ile de üst düzey bir hizmet anlayışı benimsediğini kanıtladı. Caroline Astor’un (“Bayan Astor”) oğlu Albay John Jacob Astor IV, 1904 yılında ilk oteli St. Regis New York’un ilk misafirlerini karşıladığından beri sunulan ve St. Regis markasıyla özdeşleşen bu hizmet, seyahat telaşıyla unutulan kişisel bakım ürününden, mükemmel ütülenmiş takım elbiseye, yanınızda getirmeyi unuttuğunuz romandan, sevdiğiniz o özel kişiye almaya vakit bulamadığınız hediyeye kadar, en küçük detayları dahi kendisine misyon kabul etti. Dünyada bulunması en zor olan -kendinize ayırabileceğiniz zaman- ile ödüllendirmeyi kendine hedef olarak kabul eden Butler servisi bu ruhu halen başarıyla uyguluyor. St. Regis, pek çok ikon olmuş caz sanatçısının performans yeri, Bloody Mary kokteylinin bulunduğu ve servis edildiği ilk barı ile lüksün adresi olarak insanları büyülemeyi hep başardı. Bugün St. Regis markası lüks konaklamanın tek ikon markasıdır. Asil ve varlıklı soyu, sadık takipçileri, arzulanan bir adres olması, onu dünyanın en hızlı büyüyen lüks markası haline getirmiştir. GF Türkiye
Ustalara Sa gı
St. Regis İstanbul Dünyanın en önemli otel gruplarından Starwood Hotels & Resorts’un en lüks markası St. Regis, Türkiye’deki ilk otelini geçtiğimiz aylarda İstanbul’un en gözde noktası Nişantaşı’nda hizmete açtı. Starwood Hotels & Resorts ve Demsa Group ortaklığı ile açılan St. Regis İstanbul, markanın ruhuna uygun olarak, lüks konaklama anlayışına farklı bir boyut getiren ayrıcalıklarıyla konuklarına “beklentinin ötesinde” bir deneyim yaşatmayı hedefli or. St. Regis İstanbul’un Maçka Parkı ve Boğaz manzaralı odalarının yanı sıra dört adet St. Regis Suite, dört adet Empire Suite, bir adet Caroline Astor Suite, dört adet Cosmopolitan Suite ve bir adet Bentley Suite olmak üzere 14 suiti bulunuyor. 185 metrekarelik sıradışı kral dairesi, eşsiz bir İstanbul manzarası sunan 62 metrekarelik terası, çağdaş sanat eserleriyle donatılmış salonu, tavandan yere uzanan geniş pencereleri ile fark yaratıyor. St. Regis İstanbul’un teras katında, şehre yepyeni bir lezzet kültürü getirecek olan, Oscar törenlerinin resmi aşçısı Michelin yıldızlı ünlü Şef Wolfgang Puck’ın eğilimleri belirleyen ikonik markası Spago’nun Amerika dışındaki ilk restoranı olan Spago yer alıyor.
each guest was the main idea of the concept Aficionad , such as the world’s most distinguished private collections or offering access to unreleased wine cellars. Past and future, exclusive and refine , all of these concepts characterized the St. Regis signature. St. Regis, proved its high-level service concept with Butler Service. St. Regis Butler Service has been a treasured hallmark of the St. Regis experience since the very first guests were welcomed in 1904 when Colonel John Jacob Astor IV, debuted his hotel, The St. Regis New York. His vision, creating “the finest hotel in the world” realized with exceptional service by an equally exceptional staff. From a forgotten travel item, to a perfectly pressed suit ready for an important meeting, to a favorite book at hand for an evening read, or a thoughtful, last minute gift for a loved one, no request is too small or unattainable no matter the hour of the day. Subtle details, tailored gestures, genuine warmth. The Butler Service is currently successfully implementing the spirit of the first ever target of St. Regis. St. Regis fascinated the world as the address of luxury. It was a stage for many iconic jazz artists and it has a bar that serves one the world’s most know beverage fort he first time in history. Yes, Bloody Mary cocktail was created by a St. Regis bartender. Today, St. Regis is the only iconic brand of luxury accommodations. Noble and wealthy origins, loyal followers and being a desirable address from the very first mome t has made it the world’s fastest-growing luxury brand.
St. Regis Istanbul St. Regis, the luxury brand of the world’s most important hotel group Starwood Hotels & Resorts has opened its first hotel at Nişantaşı, İstanbul’s most fashionable point in recent months. Opened in partnership with of Starwood Hotels & Resorts Group and Demsa Group, St. Regis İstanbul aims to provide an experience”beyond expectations”. According to the spirit of the brand, St. Regis İstanbul will bring a new dimension to luxurious accommodation. In addition to Maçka Park and Bosphorus view rooms, St. Regis İstanbul has 14 suits including four St. St. Regis Suite, four Empire Suite, four Cosmopolitan Suite, one Bentley Suite and one Caroline Astor Suite. An extraordinary King Suite of 185 square meters, 62 sqm terrace offering a unique view of İstanbul, a lounge with contemporary art, large windows extending from floor to ceiling. All makes the diffe ence between St. Regis and the others. The officia cook of the Oscars, a Michelin-starred celebrity Chef Wolfgang iconic brand that determines Puck’s trends, the first restaurant outside Spago America Spago also taking place in Istanbul. The first Spago restaurant outside America opened at St. Regis İstanbul’s rooftop. The iconic Spago by Michelin-starred celebrity chef Wolfgang Puck will bring a new culture of fl vor to the city.
Res ect for the
asters
GF Turkiye
71
St. RegisKilometre Taşları
Milestones for St.Regis
İleri görüşlü, kararlı, samimi, karşı konulamayan soylu bir duruşa sahip olan Bayan Astor, günümüze kadar gelmiş akşamüstü çayı ve gece yarısı yemeği icat etti.
1890
Visionary, determined, friendly, noble and irresistible Mrs. Astor, invented afternoon tea and midnight supper that has come up today.
John Jacob Astor IV, St. Regis’i ve vizyonunu kurdu. St. Regis New York, dünyaya lüksün kapılarını açtı. Markanın hedefi Amerika’nın en iyi oteli olmaktı. (The finest ho el in Amerika)
1904
John Jacob Astor IV, founded the St. Regis and its vision. St. Regis New York introduced the luxury concept to the world. The goal of the brand was to be the best hotel America. (The finest ho el in America)
John Jacob Astor IV, tüm zamanların en ünlü gemi kazasında, Titanic’te hayatını kaybetti.
1912
John Jacob Astor IV, perished in the sinking of Titanic, the most tragic shipwreck of all time.
St. Regis markası otel dışına çıktı. 55. Cadde’de, St. Regis Roof hizmete girdi. Burada gelmiş geçmiş en iyi caz performansları sergilenmeye başlandı. İlerleyen dönemlerde St. Regis markası caz ile birlikte anılacaktı.
1927
Sadece Amerikan barmenlerinin bildiği bir sırrı taşıyan duvar resmi Old King Cole, St. Regis New York’ta. Yaratıcısı Maxfield arrish.
1932
King Cole Bar’da ünlü barmen Fernand Petiot tarafından geliştirilen Bloody Mary servisi yapılmaya başlandı.
1934
St. Regis, ITT Sheraton tarafından satın alındı.
1960
St. Regis was purchased by ITT Sheraton.
St. Regis New York eskisine sadık kalınarak 100 milyon dolar’a restore edildi.
1991
The St. Regis New York is restored to its former glory with a $100 million dollar renovation.
St. Regis markası bir seri uluslararası otel zinciri lanse etti.
1999
St. Regis brand has launched a series of international hotel chains.
St. Regis “Spor’un Kralı” tanımını benimsedi. İlk St. Regis International Polo Cup gerçekleşti.
2008
St. Regis adopted the definition“King of Sports”. First St. Regis International Polo Cup took place.
St. Regis, küresel standartlardaki yeni marka kimliğini ve çığır açan Butler Servis hizmetini lanse etti.
2009
St. Regis launched the groundbreaking Butler Service and new brand identity in global standards.
St. Regis, Porto Riko’da açıldı. İlk Iridium Spa, St. Regis Lhasa Resort’te hizmete girdi.
2010
St. Regis Puerto Rico opened. The first Iridium Spa opened at St. Regis Lhasa Resort.
St. Regis Florence, St. Regis’in 10. oteli olarak açıldı. Marka ilk global kampanyasını ve facebook sayfasını lanse etti.
2011
St. Regis Florence was inaugurated as the 10th hotel of the brand. St. Regis launched the first global b and campaign and facebook page.
Afrika’daki ilk otel St. Regis Mauritius Resort açıldı. St. Regis Doha’da ilk caz kulübü Lincoln Center açıldı. Bu yıl marka ayrıca internetten ilk perakende satışa başladı.
2012
The first ho el in Africa St. Regis Mauritius Resort was opened. The first jazz club in t. Regis Doha was opened under the name of Lincoln Center. The brand also launched the first etail sales online.
St. Regis, ilk sosyal medya kampanyasını, odalara servis ettiği ilk dergisi Beyond’u ve “Aile Geleneği” programını lanse etti. Ortadoğu’daki üçüncü oteli St. Regis Abu Dhabi’yi açtı.
2013
St. Regis launched the first social media ampaign, started a magazine named “Beyond” that served in the rooms, introduced “Family Tradition” program. The third hotel in the Middle East St. Regis Abu Dhabi opened.
Starwood Hotels & Resorts ve Demsa Group ortaklığı ile St. Regis İstanbul, Nişantaşı’nda hizmete açıldı.
2015
St. Regis İstanbul was opened in Nişantaşı with Starwood Hotels & Resorts and the Dems Group partnership.
Old King Cole, the wall painting bears a secret which known solely by American bartenders, is in St. Regis New York. Created by Maxfield arrish.
72
GF Türkiye
Ustalara Sa gı
GF T端rkiye
Konsept
Y KSEK E HER Z A I I TISI
KTE
ON THE HIGH JEWELLRY, ZÉLA’S SPARKLING Ürünler / Products Model Fotoğraflar / Photos Saç / Hair Makyaj / Make Up
Zéla Jewels Jelena Cem Talu Sedat Temur Nisa Köse
75
once t
GF Turkiye
76
GF T端rkiye
Konsept
77
Concept
GF Turkiye
78
GF T端rkiye
Konse t
79
once t
GF Turkiye
80
GF T端rkiye
Konse t
81
Concept
GF Turkiye
Lourve Tu çe So so
AR S TE B R
ZE
A MUSEUM IN PARIS
82
GF Türkiye
ü e
Güneşli bir Paris sabahında geniş yollarda Fransız şarkılarıyla akan bir trafik e ilerliyoruz. Sağımız solumuz tarih kokuyor. Bulutlardan kafamızı indirdiğimizde Seine nehrindeki teknelerle, teknelerden kafamızı çevirdiğimizde tüm ihtişamıyla Eiffel Kulesi’yle göz göze geliyoruz. Hayranlıkla pencereden etrafımızı inceliyoruz: kıpkırmızı Moulen Rouge, şehrin ortasındaki kapı Zafer Takı, Quasimado’nun Notre Dame Katedrali, ünlü Şanzelize Caddesi, alabildiğine büyük Concorde Meydanı... Ama hedefimiz ouvre Müzesi! Güçlü Louvre 12. yüzyılda Viking akınlarına karşı Kral Philippe Auguste’un yaptırdığı bu büyük ve ihtişamlı yapı daha sonra kraliyet sarayı olmuş. Adının kökeni hakkında iki görüş var. Biri Kurt (latince lupus) avcılarının av köşkü anlamına gelen “louverie” kelimesinden türediğini söylüyor. Son dönemde ortaya çıkan bir diğer görüş ise İngilizce’de müstahkem anlamına gelen “lower” kelimesinden geldiğini söylüyor. Napolyon III zamanında yapı yeniden biçimlendirilmiş ve “Fransız Devrimi’nden sonra ülkenin ilk devlet müzesi olmuş. 1871’de geçirdiği yangından sonra 1932’de son halini almış. Louvre, günümüzde 35 bin sanat eseri ve 380 binden fazla objenin sergilendiği dünyanın en gözde müzelerinden biri. Richeliu - Sağ Kanat, Denon – Sol Kanat ve Sully – Orta Kanat isimli üç kanada ayrılan müze sekiz bölümden oluşuyor: “Eski Mısır Medeniyeti”, “Yunan, Etrüsk ve Roma”, “Eski Yakın Doğu Sanat Eserleri”, “İslam Sanatı”, “Dekoratif Sanatlar”, “Heykeller”, “Tablolar”, “Baskılar ve Çizimler”. Louvre’a Giriş Paris’te bulunduğumuz diğer günlerde Louvre Müzesi’nin önünden birkaç kez geçtik. Doğrusu gözümüzü bir hayli korkuttu, hatta bir ara konuştuğunu bile iddia edebilirim; “beni asla bir günde bitiremeyeceksiniz.” Haklıydı… Louvre Müzesi için bir günümüz vardı ve bir plan dahilinde hareket etmezsek görmemiz gereken en önemli eserleri göremezdik. Araştırmamızı yaptık ve Louvre Müzesi’ne doğru yollandık. Bizi cam bir piramit karşıladı, Louvre’u geliştirmek için inşa edilen ve 1989 yılında tamamlanan bu piramidi Fransızlar, müzenin asaletini bozduğu gerekçesiyle pek sevmiyormuş. Ana girişte bulunan piramidin önündeki sırayı beklememek için bir başka kapıdan müzeye giriş yaptık.
On a sunny morning in Paris, we were moving across a wide road by hearing French songs in the flowing traffic. Smell of history everywhere. Down to earth, boats on The Seine catched our eye. And there was the Eiffel Tower standing in our sight magnificently. While cruising the enviroment with admiration we saw Moulen Rouge; the door in the middle of the city Arc de Triomphe (arch of triumph); Quasimado’s Notre Dame Cathedral; the famous Champs Elysées and the great Concorde Square... But our goal was The Louvre Museum! Mighty Louvre The Louvre was originally built in the 12th century as a fortress to protect Paris against Viking raids at the order of King Phillipe Auguste. Then reconstructed to serve as a royal palace. According to some, Louvre comes from the word “louverie”, which means a hunting lodge for wolf hunters. Lately, some researchers brought forward the idea that the name might have come from the word lower in English, meaning a fortified castle. By remodelling under the order of Napoleon III, the grand architectural scheme of The Louvre was completed. Opened as the first state museum of art in 1793 shortly after the end of French Revolution. Containing more than 380,000 objects and displaying more than 35,000 works of art, The Louvre is one of the most well known museums in the world. After heavily damaged by fire during the Paris Commune of 1871, The Louvre took its final form in 1932. The Louvre Palace has a form of a rectangular structure with the Sully Wing to the east, the Richelieu Wing to the north and the Denon Wing to the South. The museum has eight curatorial departments such as “Egyptian Antiquities”, “Greek, Etruscan, and Roman”, “Near Eastern Antiquities”, “Islamic art”, “Decorative Art”, “Sculpture”, “Painting”, “Prints and Drawings”. Entering The Louvre We passed by The Louvre Museum a few times in the following days. Indeed, it intimidated us with its greatness. Insomuch that, I could claimed that I heard it talked for a moment; “You’ll never finish touring in one day.” She was right ... We have only one day to explore The Louvre Museum. We had to act in an orderly manner otherwise we couldn’t able to see the most important pieces. So we made a plan for The Louvre…
useu
GF Turkiye
83
84
Etkileyici Antik Dönem Karşımızda İçeriye girdiğimizde ” İstiklal Caddesi” kalabalığıyla karşılaştık. Müze planımız eşliğinde adeta bir güruh halinde akarak ilk durağımız olan Semadirekli Nike’a vardık. Gördüğümüzde nefesimizin kesildiğini itiraf edebilirim. Helen Dönemi’nin en güzel örneklerinden olan bu heykelin parçaları 1863 yılında Ege Denizi’ndeki Semadirek Adası’nda keşfedilmiş. Tüm parçaları bulunamadığı için başsız ve kolsuz olarak 1894‘ten bu yana Louvre’da sergilenmekteymiş. Eserin sanatçısı hakkında bilgi bulunmamakla beraber bir Yunan deniz zaferi sonrasında Rodoslu bir heykeltıraş tarafından yapıldığı ileri sürülüyor. Heykelin elbise detaylarını incelediğimizde hayranlığımız kat be kat artıyor. Hele kanatları, geceleri müzeden çıkıp Paris’in semalarında uçtuğunu ve sabahları yuvasına geri döndüğünü hayal ettiriyor. Louvre’un bir diğer gözde kadını “Venüs” nam-ı diğer aşk ilahesi Afrodit heykeli de Antik Yunan Bölümü’nde. M.Ö. 130 ile 100 senelerinde yapıldığı düşünülen ve 19. Yüzyılda Milos Adası’ndan müzeye getirilen tanrıça onu izleyen meraklı gözlere aşk aşılamaya devam ediyordur belki, kim bilir… Mona Lisa’ya ulaşmak Antik Yunan Bölümü’yle vedalaştıktan sonraki hedefimiz yoğun ziyaretçi akınına uğrayan ve buna sevinmekle sevinmemek arasında kalan Leonardo da Vinci’nin nazlı, ironik “Mona Lisa”sı… Arkasına takıldığımız bir Japon turist grubunun sayesinde tabloya
GF Türkiye
ü e
ulaşıyoruz. İşte, zorunlu kalabalık misafir ağırlayan ev sahibesi ifadesi ile Mona Lisa karşımızda… Bir süre durup Mona Lisa’yla bakışıyoruz; bir zamanlar da Vinci, fırçasına sürdüğü boyalarla, boş bir tuvale sırları çözülemeyen bu kadını resmetmiş. Bunu düşünmek bile heyecanlandırıyor bizi… Resimdeki kadının kim olduğu konusunda söylentiler dışında bilgi yok. Tek başına duran Mona Lisa’ya arkamızı döndüğümüzde bir kalabalıkla karşılaşıyoruz. Louvre Müzesi’nin en büyük tablosu olan “Cana’da Düğün” Mona Lisa‘ya yarenlik ediyor adeta. Paolo Veronese bu tabloyu 1563’te yapmış, konusunu İncil’de geçen İsa’nın ilk mucizesinden almış. İsa, şarabın bittiği Celile’deki Cana köyündeki bir düğünde, küp küp suyu şaraba çeviriyor. Masada ise dönemin en önemli kralları ve kraliçeleri oturuyor, hatta Kanuni Sultan Süleyman bile orada. Bu büyük tablonun en sade görünenleri İsa ve Meryem Ana ise şölen masanın ortasında oturuyor. Bir Kazanın Resmedilişi Buradan beni çok etkileyen bir esere doğru yola çıkıyoruz, “Medusa’nın Salı”. Fransız romantizm akımının ikonlarından biri olarak kabul edilen bu resim Fransız ressam Théodore Géricault tarafından 1819 yılında yapılmış. Ressam, bu resme, döneminde gerçekleşen bir deniz kazasından etkilenerek, kurtulanlardan birinin anlattıklarından aldığı ilhamla başlar. Resmin ifadesini güçlendirebilmek içinse, morgda kazada ölmüş insanları yüzlerini inceleyip öyle resmeder.
Inaugurated in 1989 as a part of a renovation plan, the glass pyramid greeted us at the main entrance. We have told that the French don’t appreciate this addition on the grounds that it impairs the museum’s quality. The main entrance was too crowded so we used another entrance. The impressive ancient era The museum was very crowded. It felt walking on İstiklal Avenue at rush hour. Regarding to our plan, our first stop was The Nike of Samothrace, the most widely known work of Hellenistic sculpture. It was a breathtaking beauty. In 1863, M. Champoiseau found the statue in the Aegean Sea, broken into several pieces. As all parts couldn’t found, The Nike of Samothrace exhibited headless, footless, and armless in Louvre since 1894. It is predicted that the figure carved by a Rhodesian sculptor for the honour of a Greek naval victory. Our admiration increased so much more by examining the details of her dress. The Nike’s wings which intensely naturalistic gives you the feeling that the goddess flew in the skies of Paris at nights and return to her home in the morning. Another attractive woman of The Louvre, “Venus” a.k.a the love goddess Aphrodite’s statue is in the ancient Greek section, too. Created sometime between 130 and 100 BC, brought to the museum in the 19th century from the Milos Island, Venus de Milo still continues to mesmerize the ones looking at her eyes.
To reach the Mona Lisa After saying goodbye to ancient Greek, we headed to our next destination: Leonardo da Vinci’s delicate, ironical Mona Lisa. Thanks to a group of Japanese tourists, we managed to reach the painting. Suffered by influx of visitors, there she was; the Mona Lisa… When you first saw her, you just stand there and stare at her for a while. It took four years for Leonardo da Vinci to finish this mysterious woman’s portrait. Not only the painting but the story behind it was thrilling as well. No precise information other than rumors about the woman’s identity. Mona Lisa accompanied by The Wedding at Cana, the largest painting of The Louvre Museum. Paolo Veronese painted it in 1563. It depicts the Wedding Feast at Cana, a miracle story from the Bible. It was Jesus’s first miracle. Jesus turning the water into wine at a wedding feast. The most important kings and queens of the era even Suleiman the Magnificent were among the guests of the feast. Jesus and his mother Mary are seated in the middle of the table. The portrayal of an accident We left Mona Lisa and The Wedding at Cana on their own to saw a piece that impressed me so much: The Raft of the Medusa. Considered one of the icons of French romanticism, it’s been painted by the French artist Théodore Géricault in 1819. Géricault inspired from a well known maritime incident at his times. He interviewed one of the survivors and to strengthen the expression of the scene, he went to morgues to examine of the flesh of the dead.
useu
GF Turkiye
85
86
Napolyon’un Taç Giyme Töreni ve Horas Kardeşlerin Yemini Jacques-Louis David’in 1807’de yaptığı tablo, Napolyon’un 1804’te Notre Dame Katedrali’ndeki taç giyme törenini anlatıyor. Louvre Müzesi’nin içindeki devinimlerimiz esnasında sıra bu tabloya gelmeden önce etrafında bir hayli dolandık, dolanırken de gözümüz hep bu tabloya takıldı. Notlarımıza şöyle bir bakıp tablonun önüne geldiğimizde “hah” dedik “burada bir olay vardı zaten, tahmin etmeliydik.” Tablonun entrikası bol: Napolyon taç takma töreni için Papa’yı Paris’e çağırmış, ancak olması gerekenin aksine, tacı Papa’ya taktırmayıp kendi kendine takmış. Böylece devletin kiliseye karşı gücünü ortaya koymuş. Tabloda ise otoriterliği vurgulanmasın diye, kendisini eşine taç takarken resmettirmiş. Napolyon’dan icazet alarak hemen yan odada yine Jacques-Louis David tarafından 1784 yılında yapılan “Horas Kardeşlerin Yemini” ile buluşuyoruz. Resimde, üç erkek kardeşin Roma’ya bağlılıklarını dile getirmek için savaşa gidiş yeminini, buna destek veren babalarını ve ailenin üzülen kadınlarını görüyoruz. Vatanseverlik temasını işleyen bu tablo, neoklasizm akımının öncülerinden olmuş.
GF Türkiye
ü e
The Coronation of Napoleon and Oath of the Horatii The Coronation of Napoleon depicts the coronation ceremony of Napoleon in Notre Dame Cathedral. The painting completed in 1807 by Jacques-Louis David. During our tour in the Louvre Museum before coming to this painting, we couldn’t help looking at it perpetually. Looked at our notes and said “aha, we had an incident here”. Plenty of intrigue in the painting: Napoleon summoned the Pope to Paris to crown him, but unlike what was required, Napoleon coronated himself. Thus, the government has revealed its power against the church. Regarding the worries of authoritarianism, Josephine received the crown from the hands of her husband, not the pope. In the room next door, we were welcomed by another work of Jacques-Louis David: Oath of the Horatii, painted in 1784. It depicts the oath of three brothers in order to express their loyalty to Rome before going to war. Their father encourages his sons to fight and support their oath in spite of the lamentations of the family’s female members. With the theme of patriotism, it was one of the pioneers of Neoclassicism ecole.
Özgürlük Halka Yol Gösteriyor Fransız resim sanatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen bu yağlı boya tablo, Eugene Delacroix tarafından 1830 senesinde, Kral 10. Charles’ın devrilişine yol açan üç günlük halk ayaklanmasının ardından yapılmış. Resimde, özgürlüğü simgeleyen bir kadın, bir elinde Fransız bayrağı, diğer elindeyse tüfek taşıyarak yürüyor ve peşindeki devrimcilere öncülük ediyor. Tüm dünyada Fransız Devrimi’nin simgesi kabul edilen bu tablo, modern resim sanatının ilk politik çalışması olarak biliniyor.
Liberty Leading the People This oil painting is considered one of the masterpieces of French painting. Painted by Eugene Delacroix in 1830 to commemorate the July Revolution, a three days civil commotion which toppled King Charles X. It depicts a woman personifying Liberty, holding the French flag in one hand and a musket with the other and leading the revolutionaries. Known as the symbol of The French Revolution all around the world, it is also known as the first political work of modern art.
Hammurabi Kanunları Okul yıllarımızda sürekli duyduğumuz, günlük hayatımızda esprilere konu olan, bu maddeleri zamanında yazdıran Babil İmparatorluğu Kralı Hammurabi ve reformist kanunları… Babil Kralı Hammurabi’ye ait kanunların yazılı olduğu bu objenin, Eski Yakın Doğu Sanat Eserleri Bölümü’ndeki en özel eser olduğu söyleniyor. Bugün Mezopotamya uygarlığının simgesi sayılan bu yazıt, MÖ 1760 civarında Mezopotamya’da ortaya çıkan, tarihin en eski ve en iyi korunmuş yazılı kanunlarından biriymiş ve 1901’de Arkeolog Jean Vincent Scheil tarafından 1901’de İran’da bulunup Fransa’ya taşınmış. Çivi yazısıyla yazılmış olan kanunlar tam 282 maddeden oluşuyor.
Code of Hammurabi We heared about it constantly in school and it is subject to jokes in our daily lives. Yes I am talking about Hammurabi, King of Babylonia and his reformist code of laws. Said to be the most special object in Near Eastern Antiquities department and considered the symbol of the Mesopotamian civilization. Emerged in Mesopotamia around 18th century BC, dating back to earlier than the Biblical laws, it was one of history’s oldest and best-preserved written code of laws. The code was discovered by archaeologists in 1901 led by Jean Vincent Scheil. Sheil moved it to France from Iran and published its editio princeps translation. The Code consists of 282 articles written in cuneiform.
useu
GF Turkiye
87
88
Eski Mısır Medeniyeti Eski Mısır Medeniyeti bölümünde Mısır’a gitmiş kadar oluyoruz. Bu bölümde yok yok; Antik Mısır, Orta Krallık, Yeni Krallık, Kıpti, Roma ve Bizans dönemlerinden pek çok yazıt, resim ve eşya, hiyeroglifle , mezar taşları, mumyalar, sfenksler... Nil Uygarlığı’nın M.Ö. 4000’den, 4. yüzyıla kadar yaptığı eserlerin de dâhil olduğu bu bölümde, 50 binden fazla eser sergileniyor. Tatlı Son Anlatmakla bitmez daha bir çok eser var Louvre’de: Michelangelo’nun 1513-1516’da yaptığı “Ölmekte Olan Köle” ve “İsyancı Köle” heykeli; Antonio Canova’nın ünlü “Eros and Psyche” heykeli, Fragonard, Rembrandt, Albrecht Dürer, Johannes Vermeer, Eugène Delacroix, Rubens, Titian, Poussin ve David gibi sanatçıların bir çok eseri; Baron Edmond de Rothschild’ın 40.000’den fazla oyma resmi, yaklaşık 3000 çizim ve 500 resimli kitaptan oluşan koleksiyonu; Asur Kralı II. Sargon’un sarayının giriş kapısındaki dört metre yüksekliğinde, insan başlı, kanatlı öküz heykeli ve tabii ki bir zamanlar Napolyon’un yaşadığı odalar, odalarda büyük avizeler, uzun yemek masaları ve şahsi yatak odası… Tabii ki bitmesini istemediğimiz bu güzel gezi bir yerden sonra yerini yorgunluğa bırakıyor, ayaklarımız ağrıyor, midemiz gurulduyor, gözlerimiz bulanık görmeye başlıyor; demek ki gitme zamanı gelmiş. Müzenin hediyelik eşya bölümüne uğrayıp hayran olduğumuz ne varsa minik kopyalarını toplayıp binadan çıkıyoruz. Giderken dönüp son bir bakış atıyoruz Louvre’a, bir de el sallıyoruz... Hafızalarımıza kazınan anlar ve fotoğraflarla otelimize dönüyoruz.
GF Türkiye
ü e
Egyptian Antiquities You feel like you are in Eygpt when you visit Egyptian civilization section. Everything under the sun, everything you ever knew about Egyptian civilization… Ancient Egypt, the Middle Kingdom, the New Kingdom, Copts, Roman and Byzantine periods… Inscriptions, paintings, utility items, tombstones, hieroglyphics, mummies, sphinxes... The department, comprising over 50,000 pieces includes artifacts from the Nile civilizations which date from 4,000 BC to the 4th century AD. Happy Ending Like a life time journey there were countless work of art in The Louvre such as: The Rebellious Slave and The Dying Slave by Michelangelo, Antonio Canova’s famous statue “Eros and Psyche”, works of great artists like Fragonard, Rembrandt, Albrecht Dürer, Johannes Vermeer, Eugène Delacroix, Rubens, Titian, Poussin and David. Edmond de Rothschild’s donated collection of 40,000 carved images, 3,000 drawings and 500 illustrated boks. Winged human-headed bull which used as a protective genie at the palace of Sargon II, King of Assyria. And of course memories of Napoleon, large chandeliers, long dining tables and his bedroom... After a long and busy day at Louvre, it was time for us to hit the road. Stopped by the gift shop and bought tiny copies of the most admirable pieces. Take a glance at Louvre one last time and left the amazing palace with lots of photos and sweet memories.
D NYANIN YEN HAR KA ARI NA STANBU DA REKOR G
STANBU AUTOSHO 01 600.000 E YAKIN K Z YARET ETT - 1 a ıs ta dü enlenen stan ul Autosho 01 te ir nceki fuara g re hafta içi i aretçi sa ısı ü de 0 arttı. T YA Fuar e Kongre erke i ugüne kadar dü enlenen tü stan ul Autosho lar arasındaki en fa la i aretçi i a ırladı. Bi si ler için lüks klas andaki oto o illeri inceledik.
THE OR D S NE ONDERS ATTRA TED GREAT ATTENTION IN ISTANBU
ISTANBUL AUTOSHOW 2015 CLOSED WITH A RECORD TURNOUT OF ALMOST 600,000 VISITORS stan ul Autosho 01 held on nd- 1th a . The nu er of isitors on eekda s increased 0 ercent co ared to the re ious fair in Istan ul. TUYA Fair and on ention enter hosted a i u nu er of isitors at autosho s to date. e e a ined the auto o iles in lu ur seg ent.
EN HIZLI VANTAGE MODELI: V12 VANTAGE S
92
Aston Martin’in spor modeli yeni V12 Vantage S, sınırlı sayıda üretilen ve tümü satılan One-77 Hypercar hariç bu markanın bugüne dek üretilen en kısa hızlanma süresine sahip modeli. Bu yeni model, dünya genelinde satışına son verilen V12 Vantage’ın yerine geçiyor. 0-100 km/s hıza ulaşma süresi sadece 3.9 saniye olan bu spor model, hem dünyanın en kısa hızlanma süreli seri üretilen otomobili, hem de Aston Martin’in 100 yıllık parlak geçmişindeki en güçlü Vantage modeli olma unvanlarına sahip. Güçlü olduğu kadar esnek de olan V12 Vantage S, dakikada 5750 devirle 620 Nm tork kuvveti üretiyor. Düşük devirde (1000 devir/dk.) 510 Nm tork kuvveti üretmesi, arkadan çekişli olması ve yeni otomatik ve düz vites şanzımanı sayesinde sürücülere gerçek bir spor otomobil hissi yaşatıyor. Bu kadar yetkin bir araçtan bekleneceği gibi, V12 Vantage S yarış otomobili teknolojisi özellikleri içeriyor. Bu yeni model, Almanya’nın zorluğuyla ünlü Nürburgring yarış pistinde “Yeşil cehennem” adı verilen turlarda yapılan testlerle geliştirilen dinamik özelliklerine ek olarak, CNC işlemli yanma odaları ve içi oyuk kam milleri gibi yarış otomobili özellikleri içeriyor. Bir başka belirgin örnek ise yeni şanzımanı. Sportshift™ III AMT (otomatik-düz vites), mevcut V8 Vantage S seriGF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
sinde de yer alan otomatik-düz şanzımanda büyük çaplı geliştirmenin ürünü. V12 motorun tüm spor potansiyelinden yararlanmak için tasarlanan ve üretilen yeni Sportshift™ III hidrolik sistemli otomatik-düz şanzıman, yarış otomobillerine benzer tarzda vites değiştirme olanağı sağlayarak optimum performans ve verim sunuyor. Üstelik bu şanzıman, üretimine son verilen altı vitesli düz şanzımandan önemli oranda daha hafi , ağırlıktan 25 kg tasarruf sağlıyor. Vantage serisinde bir başka ilk olan özellik de üç kademeli ve seçmeli damping sistemi. “Normal”, “Spor” ve “Yarış” kademeleri, sürücünün isteklerini daha iyi karşılayan geniş bir dinamik performans aralığı sunuyor. Bu sistem, sunulan hidrolik direksiyon düzeyini de ayarlıyor. Bu geniş kapsamlı ve seçmeli damping sistemi kapsamındaki “Spor” konumu, gösterge panosundaki bir düğmeyle çalıştırılıyor, gaz pedalına verilen tepkiyi, vites hızını, zamanlamasını ve egzoz çıkışını değiştirerek aracın karakterini sürücünün isteklerine göre ayarlıyor. V12 Vantage S, ZF Servotronic hidrolik direksiyona sahip. Daha hızlı 15:1 oranıyla seçmeli damping düğmesine bağlı ve Seçmeli Damping Sistemi’nin ürettiği “Spor” ve “Normal” ayarlarına en iyi eşlemeyi oluşturmak için tasarlanmış iki konumlu hidrolik sistem sunuyor.
THE FASTEST ANTAGE 1 Aston Martin’s sports model, the new V12 Vantage S, with the exception of the One-77 hypercar, arrives as the fastest road-going Aston Martin yet offe ed. The new model replaces the outgoing V12 Vantage in markets around the world. It’s capable of sprinting from 0-100 kmh in 3.9 seconds. This sport model has the world’s shortest acceleration time among mass-produced cars as well as being the most powerful Vantage model in Aston Martin’s 100 years of glorious past. Strong and fl xible V12 Vantage S produces 620 Nm torque at 5,750 rpm and 510 Nm torque is available from just 1,000 rpm. With rearwheel drive and and its new automatic and manual transmission, it gives you the joy of a true sports automobile. As it would be expected from such a competent automobile, the V12 Vantage S contains race car technology features. This new model developed by tests on Green Hell (Nordschleife) route at Germany’s Nürburgring race track which famous with its extremely challenging conditions. In addition to the dynamic properties, it incorporates features like CNC-machined combustion chambers and hollow camshafts. Another signifi ant feature is the new gearbox. Sportshift ™ III, a new seven-speed AMT transaxle gearbox specifi ally designed to tap the potency
ANTAGE S
93
of V12 Vantage S. Seamless gear changes at high engine speeds. Advanced light-touch paddleshifts giving maximum driver control as both hands remain on the wheel. A transmission derived from the Vantage GT programme brings motorsport engineering and race-car capability to the road. Furthermore, the new box saves 25 kilogrammes over the old manual six speed transmission. The three-stage adaptive damping; another ‘first for the Vantage family; allows the driver to more precisely tailor the car’s dynamic character. ‘Normal’, ‘Sport’ and ‘Track’ modes provide a broad swath of dynamic performance that can be tuned to better suit the driver’s requirements. The system also governs the level of power steering assistance offe ed. Working alongside the extended adaptive damping system is a ‘Sport’ mode, controlled via a button on the dashboard, that alters throttle response, gearshift speed and timing, and exhaust note to, tune the character of the car to the driver’s requirements. The ZF Servotronic power assisted steering is new. With a quicker 15:1 ratio, it is linked to the adaptive damping button and offer two-mode steering assistance designed to best match the ‘Sport’ or ‘Normal’ settings generated by the Adaptive Damping System.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
S ORT F ER E RE IU KONFOR YEN AUDI SPORTY, EFFICIENT AND PREMIUM CONFORMIST: NEW AUDI Q7
94
Audi’nin ilericilik ve tasarım, verimlilik, destek asistan sistemleri teknolojilerinde ulaştığı son noktanın ifadesi olarak sunduğu Yeni Q7, SUV segmentin yeni standartlarını belirleyecek kadar iddialı. Eski ağırlığından 325 kg daha hafif ve ağırlık merkezinin de daha aşağıda konumlandığı çevik bir yapıya bürünen Yeni Q7, heyecan verici bir sportiflik ve dinamizm ile geri dönmüş. Yenilenen ölçüleri ile segmentinin en geniş hacimli otomobili Yeni Q7, dış boyutları küçülmüş olmasına rağmen yolcular ve bagaj için daha fazla iç alan sunuyor. İnovatif yardımcı sistemler ve bilgi-eğlence sistemleri bu SUV modelini benzerleri arasında ön plana çıkarıyor. İkinci nesil modüler bilgi-eğlence platformunun yanı sıra Audi Sanal Kokpit Yeni Audi TT’den sonra bu modelde de yer alıyor. Diğer cazip inovasyonlar arasında Audi bağlantı sisteminin sunduğu daha geniş hizmetler, arka koltuktaki yolcular için Audi tablet ve 3D audio içeren iki ses sistemi bulunuyor. Google Android
GF Türkiye
stan ul Autosho
01
Auto ve Apple CarPlay kullanan akıllı telefon entegrasyonu da yeni. Yeni Audi Q7, dünyada bu fonksiyonları sunan ilk otomobillerden biri. Audi’nin Ultra felsefesi ile yenilen verimli motor, ortalama yüzde 26 daha az yakıt tüketerek, çevreci duruşun devam edeceğini kanıtlıyor. Yüksüz ağırlığıyla sınıfının en hafif modellerinden biri olan Yeni Audi Q7, hafifliği çeşitli malzemelerin kullanıldığı gövdesi ve tamamen yenilenen şasisi sayesinde hem konfor hem de bir spor Audi ile aynı tipik performans özelliklerini birlikte sunuyor. Yeni Q7, aynı zamanda birinci sınıf CO2 değerleri de veriyor. Büyük SUV’lar sınıfında en iyi değerlere sahip motorlarıyla da fark yaratan Yeni Q7’nin fuarda sergilediği 3.0 TDI quattro versiyonu, 272 HP gücü ve 600Nm torkuyla, 0’dan 100 kilometre hıza saatte 6,3 saniyede ulaşıyor. Dizel V6 motor 100km’de sadece 5,7 lt tüketiyor ve bu da kilometre başına 149 gram CO2 emisyonuna denk geliyor.
Offe ed as explanandum of Audi has reached the last point of Technologies of modernism and design, efficie y, support assistant systems, New Q7 is assertive as much as it could be define the new standards for SUV segment. It is lighter than its old weight as much as 325 kg and its gravity center is placed the lower point. Thus, New Q7 has been had more agile structure and turned back with exciting sport and dynamism. With its renewed measures, New Q7 has become the largest volume car in its segment and it offers more space for luggage compartment although its exterior measures have become smaller. Innovative support systems and infotainment systems bring this SUV model into the forefront among its kind. Besides of second generation modular infotainment platform, Audi Virtual Cockpit has also used in this model after used for the New Audi TT. Other attractive innovations are wider services presented by Audi connection system, Audi tablets for rear seat’s passengers and 3D sound. The smart phone integration, which uses the Google Android Auto and Apple CarPlay, is also new. New Audi Q7 is one of the pioneers presented these features. Renovated with Audi’s philosophy, ultra-effici t engine proves that its environmentalist stance will continue as it consumes less fuel as 26 percent on an average. Which is one of the lightest models in its kind with its unloaded weight, New Q7 offers comfort with its lightness, materials used for its body and its wholly renewed frame; and typical performance features of Audi Sport cars. At the same time, value of its CO2 emission races with first class segme t. At the large SUV segment, New Q7 makes diffe ence with its motors. TDI quattro version has been displayed in the fair will be powered by Audi’s 272 HP V6 diesel and it’s also 600 Nm torque, meaning it’ll sprint to 100kms in 6.3 seconds. V6 diesel consumes only 5.7 liters/100 km, which is meaning CO2 emission is 149 grams/km.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
95
96
BENTLEY’DEN FARKLI BİR DOKUNUŞ: CONTINENTAL GTC Cenevre’den sonra Türkiye’de ilk defa 15. İstanbul Autoshow’da sahne alan Continental GTC, 2006 yılında ilk defa piyasaya sunulan önceki cabrio modelinin oldukça başarılı temeli üzerine inşa edildi. Bentley’in tasarım ve mühendislik ekipleri, kalite konusuna taviz vermeksizin ikonik convertible’ı her yönüyle geliştirdiler. İlk Continental GTC zarif ve ölçülü iken, yeni modelin daha keskin hatları ve agresif duruşu araca daha çağdaş ve kaslı bir görünüm vermiş. Üretim aşamasında kullanılan en son teknolojiler, alüminyum ön kanatları (Alüminyum Super Forming) herhangi bir kaynak veya birleşme yerine gerek kalmadan üretilmesini sağlamış ki, bu da araçta özel üretim bir karoser görünümü ve hissi yaratmış. Dört kişilik lüks convertible yeni, daha da geniş ve görkemli, el yapımı ve yumuşak deri kaplamaların, şık ahşap dekorların, metal görünümlü kaplamaların ve uzun tüylü zemin döşemelerinin yer aldığı bir iç mekâna sahip. Altısı renk kombinasyonu olmak üzere toplam 17 deri kaplama renk seçeneği bulunuyor. GTC’nin ünlü coupe-benzeri rafine özellikleri de artırılmış. Özel yapım kumaş tavanın, mükemmel ses yalıtımı sağlayan akustik cam ve gövGF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
de altı panelleri ile tamamlandığını görüyoruz. GTC’nin iç mekânı; ilave arka bacak mesafesi, yeni eşya saklama bölmeleri ve yedi haneli posta kodu girişi, Google Map uyumluluğunu (Pazara özgü) içeren gelişmiş uydulu navigasyonun yer aldığı, dokunmatik ekranlı, 30GB’lık yeni multi-medya sistemiyle donatılmış. Continental ailesinde artık mevcut olan WiFi, otomobil içerisindeki tüm mobil cihazlarına internet bağlantısı sağlıyor. Önde ve arkada daha geniş iz mesafesi, daha keskin ve hıza duyarlı direksiyon, yeniden ayarlanmış süspansiyon ile sınıfının en heyecan verici kullanım imkânı bu otomobilde mevcut. 0-100 km/s hızlanmasını 4.7 saniyede tamamlayan modelin kaputunun altında 6.0 litrelik çift turbo W12 motor ve güç aktarma organları yatıyor. Güç artışının yanı sıra yakıt verimliliğinde de yüzde 5’e varan iyileştirme gerçekleştirildi. Motorun bu yeni geliştirilen versiyonu kısmi gazla çalışarak ve 12 silindirinden sadece altısını kullanarak zarafetinden ödün vermeksizin yakıt tüketimini azaltabiliyor. Böylece motorun CO2 emisyonu kilometre başına 330 gram, 100 kilometredeki kombine yakıt ekonomisi ise 14.2 litre oluyor.
A DIFFERENT TOU H BENT EY ONTINENTA GT After Geneva for the first time in Turkey, taking stage in the 15th Istanbul Autoshow, Continental GTC was built over the highly successful foundation of the previous convertible models first placed on the market in 2006. Bentley ‘s design and engineering teams, without compromising on quality issues, have developed the iconic convertible in every aspect. While the first Continental GTC is elegant and sober, the new model has sharper lines and an aggressive stance giving the vehicle a more modern and muscular appearance. The latest technologies used in the production stage has lead to the production of the aluminum front wings ( aluminum Super Forming ) without performing any welding or merger, thus creating a special look and feel of the body production of the car. The luxury convertible for four has a new, more spacious and magnifi ent an inner space with handmade soft leather upholstery, an elegant wood décor, a metallic -looking finish and a furry floorin . There are 17 leather trim color choices to choose from. GTC’s renowned coupe- like refined features have also increased.
We see the custom-made fabric roof couple with acoustic glass and “under the body” panels that provide excellent sound insulation. GTC’s interior is equipped with additional rear legroom, new storage compartment and seven -digit postcode entry, advanced satellite navigation iwth Google Map compatibility (unique on the market), touch screen, with a new 30GB multi-media system. WiFi now available in the Continental family provides internet connection to all mobile devices inside the car. A wider tracking in the front and rear, a sharper and speed-sensitive steering , and the most exciting use of the re- tuned suspension are available in this vehicle. Under the hood of the model with 0-100 km / h acceleration in seconds with 6.0-liter twin-turbo 4.7 lies in the W12 engine and driveline. As well as the increase in power, up to 5 percent improvement in fuel efficie y was achieved . This new improved version of the engine can reduce the fuel consumption without compromising on elegance using only 6 of the 12 cylinders. Thus, the CO2 emissions of the engine is 330 grams per kilometer, and the combined fuel economy is 14.2 liters per 100 kilometers.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
98
362 HP gücündeki füturistik tasarıma sahip bir süper spor otomobilin motoru için sadece 1.5 lt hacminde ve ortalama olarak 2.1 lt yakıt tüketiyor deselerdi cevabınız ne olurdu? Sizin yerinize cevabı BMW veriyor ve geleceğin süper spor otomobili olan i8’i günümüzde satışa sunuyor. Egzotik spor otomobiller denildiği zaman aklımıza gelen markalar iki elin parmaklarını geçmez. Ferrari, Lamborghini, Porsche, Pagani, McLaren, Bugatti, Koenigsegg, R8’le Audi, AMG GT ve SLS ile Mercedes ilk anda aklıma gelen markalar. Bütün bu markaların süper spor otomobillerinin en önemli özellikleri arasında, yüksek performansları, sıradışı tasarımları, üstün sürüş özellikleri, muhteşem motor sesleri ve en önemlisi; yüksek hacimli V8, V10 ya da V12 motorlarını sayabiliriz. Öyleki, günümüzde artık sadece turbo besleme ya da yüksek motor hacmi de yeterli olmuyor ve markalar, elektrik motorlarından da ekstra güç almaya çalışıyorlar. Bütün bu otomobillerin teknoloji yarışı arasında bir marka çıktı ve belki de süper spor otomobillerin geleceğini tamamen değiştirebilecek bir adım attı. Evet Alman üretici BMW’den bahsediyorum. Ezeli rakipleri Mercedes ve Audi ile karşılaştırıldığında sürüş dinamikleri açısından en önde olan marka hiç kuşkusuz BMW’dir. Bu özelliğine rağmen BMW, rakipleri R8 ve SLS AMG gibi otomobiller GF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
üretirken sessiz kalmayı tercih etti. BMW’nin bu sessizliğini bozduğu otomobil olan i8, yukarıda anlattığım süper spor ezberlerini değiştirmeye kararlı görünüyor. BMW i8, 362 HP’lik bir gücü sürücüsünün emrine vermesine rağmen, sadece 1.5 lt hacminde, 3 silindirli, turbo beslemeli, benzinli bir motora sahip. Rakiplerinin 4, 5 hatta 6 litrelik V8 ya da V12 motorları karşısında 1.5 lt ve 3 silindir kulağa biraz komik geliyor. Ancak iş pratiğe döküldüğünde çok farklı bir hal alıyor. BMW i8’in yüksek basınçlı turbo beslemeli motoru 231 HP güç üretirken, elektrikli motorunun ürettiği güç ise 131 HP. Böylece ortaya 362 HP gücünde bir spor otomobil çıkıyor. BMW i8, son dönemde gördüğüm en iyi tasarımlardan birine sahip. Bazı otomobiller için bilimkurgu filmlerinden fırlamış gibi tanımlamasını yaparız. BMW i8, belki de bu tanımlamayı en çok hak eden otomobillerden biri. Sadece teknolojisiyle değil, tasarımıyla da adeta gelecekten gelmiş gibi duruyor. Markanın en iyi sürüş makinelerini üretme felsefesiyle şekillenen bu spor otomobil, 50:50 ön/arka ağırlık dağılımına sahip ama alışılmışın aksine arkadan itişli değil. Benzinli motor gücünü arka tekerleklere verirken, elektrikli motor ise gücü ön tekerleklere aktarıyor. Yola son derece yakın, bir süper otomobilin sıra dışı formunu ve martı kanat kapılarını kullanıyor ancak i8, BMW’nin
Auto Moto Und Sport Türkiye Dergisi’nden alınmıştır.
TEST: BMW İ8 1.5 LİTRELİK SÜPER OTOMOBİL
TEST B What would you think about a super sports automobile with a futuristic design, 362 HP, 1.5 liters engine capacity and 2.1 liters of fuel consumption on an average? BMW gives the answer for you and launch i8 today, the future of the super sports car. When it comes to exotic sports automobiles, the brands can be counted on the fingers of two hands. Ferrari, Lamborghini, Porsche, Pagani, McLaren, Bugatti, Koenigsegg, Audi with R8, AMG GT and the Mercedes SLS are the first brand coming to mind. High performance, exceptional design, outstanding driving characteristics, spectacular engine sounds and most importantly; high-volume V8, V10 or V12 engines can be counted as the most important features of these brands super sports cars. Indeed, turbocharger or high engine capacity are not enough nowadays, therefore brands are working for to get the extra power from electric motors. A brand shined out in the technology race between those brands and it’s possible that it took a step that could completely change the future of the super sports automobiles. Yes, I’m talking about the German manufacturer BMW. Compared with rivals Mercedes and Audi, BMW is undoubtedly at the forefront in terms of driving dynamics. Despite this feature, BMW chose to remain silent while its rivals producing automobiles like the R8 and the SLS AMG.
I8 BMW broke its silence with i8 model and seems to be determined to be a game changer for super sports manufacturing. The BMW i8 provides a power of 362 HP and to the contrary it has a 1.5 liter, three-cylinder, turbocharged, gasoline engine. 1.5 liters and threecylinder sound funny against 4, 5 or even 6-liter V8 or V12 engine of the competitors. However, when it comes to practice, the course changes. BMW i8’s high-pressure turbocharged engine producing 231 HP, the electric motor producing 131 HP. A turbocharged threecylinder engine teams with two electric motors for a combined 362 horsepower in a sports automobile. The BMW i8, have one of the best designs I’ve ever seen in recent times. The BMW i8 looks like it’s from outer space, something out of a science fi tion movie. It’s not only the technology but also with the design, the i8 looks like it came from the future. Shaped by the philosophy of producing the best driving machines, this sports automobile has 50:50 f axle load distribution but in contrast with customary it is not rear-wheel drive. While rear wheels are powered by gasoline engine, the electric motor transmits power to the front wheels. Extremely close to the road with the extraordinary form of a super car and gull wing doors but i8 positioned under BMW’s economic electric automobile brand class “i”. It has a strong but very light carbon-fib e reinforced plastic
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
99
100
ekonomik elektrikli otomobillerini yansıtan “i” markası altında konumlandırılıyor. Yarış otomobilleri gibi gövdesi karbonfibe den üretilmiş ve motoru da sürücünün arkasında konumlandırılmış. Martı kanatlı otomobile giriş tahminimden daha zor oluyor. Ancak 2-3 girişten sonra bu harekete alışıyorsunuz. Otomobilin iç mekanı beklediğimden daha geniş. Süper spor otomobillerin o iç karartan darlığı kesinlikle yok. Kabinde uzun boylu ve iri insanlar için yeterli alan sağlanmış ve ayrıca oldukça alçak bir sürüş pozisyonuna sahipsiniz. Arkaya baktığınızda iki küçük koltuk daha görüyorsunuz. Bu koltuklar ya çocuklar için ya da küçük bagajlarınız için kullanılabilir. Birçok kabin bileşeni, güncel BMW modellerinden alınmış; direksiyon, konsolun üstündeki ekran, iDrive kontrolü ve klima panelinin hepsi
passenger cell, giving the impression of being in a race car and the engine located behind the driver. Thanks to its fancy gull wing doors, getting in and out of i8 is more difficul that I estimated. However, you get used to it after 2 or 3 more tries. The cabin is larger than I expected. With its lightweight construction, the i8 isn’t as uncomfortable as you might expect a sports automobile to be. Enough space provided for taller drivers you also have a quite low driving position. There are two small armchairs at the back. These seats can be used either for your luggage or small children. Many cabin components taken from the current BMW models; steering wheel, the screen on the dashboard, iDrive control and air conditioning panel. All familiar. However, a fully digital instrument panel reminds you that you’re in a diffe ent car. Time to drive this exciting car. You’ll expect a great sound when the engine starts with this kind of automobiles. You can’t notice the
GF Türkiye
stan ul Autosho
01
tanıdık. Ancak tamamen dijital olan gösterge tablosu size farklı bir otomobilde olduğunuzu hatırlatıyor. Sıra bu heyecan verici otomobili çalıştırmaya geliyor. Bu tarz bir otomobilde ilk çalıştırma sesinin çok güçlü olmasını beklersiniz değil mi? Ancak elektrik destekli i8’in çalıştığını bile anlamıyorsunuz. Eğer yeterli şarjınız varsa otomobil yola elektrik motoruyla çıkıyor. Ancak gaza biraz fazla basarsanız devreye hemen benzinli motor giriyor. Sadece elektrikle yol almak isterseniz eDrive düğmesine basmanız yeterli. Menzil göstergesinde 20 km yazıyor. BMW i8 sessiz şekilde harekete başlıyor ve hızla 80 km/s’ye ulaşıyor. Sıfır emisyonda otomobilin maksimum hızı 120 km/s. Ön tarafta konumlandırılan elektrik motoru, ürettiği 250 Nm torku ön tekerleklere aktarıyor. Gaz pedalına biraz
start of the 1.5-liter three-cylinder turbo aided by the electric motor as it is too silent. If the electric motor charged, the automobile start off with it. However, if you press the throttle a little more, gasoline engine comes into play. If you want to continue with electric engine simply press the eDrive button. You see 20 km/h in the range display. The BMW i8 starts to move quietly and reach quickly to 80 km/h. The maximum speed of 120 km per hour for a totally tailpipe emission-free ride. The electric motor that drives the front wheels located at the front and produces 250 Nm of torque. All four wheels can thus be powered simultaneously by two engines, and this utilises the advantages of front-wheel drive or all-wheel drive. Then the internal combustion engine automatically begins sending power to the rear wheels three-cylinder turbo engine delivers smooth and stable ride. In eDrive mode i8 demonstrate the i3 city car character. The Eco Pro mode allows the BMW i8 to demonstrate its efficie y.
daha yüklendiğinizde, i8 önden çekişli ekonomik sürüşünden dört tekerlekten çekişe geçiyor ve içten yanmalı motor otomatik olarak arka tekerleklere güç göndermeye başlıyor. Üç silindirli turbo motor akıcı ve istikrarlı bir sürüş sunuyor. eDrive modunda i8, beklediğiniz sportif karakterden çok kardeşi i3’ün şehir otomobili karakterini sergiliyor. Eco Pro modunda, üç silindirli motor ve elektrik motoru maksimum verimlilik için birlikte çalışıyor. Bu modda aynı zamanda klimanın gücü düşürülüyor ve hem koltuk hem de ayna ısıtmaları minimum düzeyde kullanılıyor. Sürüş tarzınıza ve trafiğin yoğunluğuna göre ayağınızı gazdan çektiğinizde, otomobil süzülme moduna geçebiliyor. Doğru kullanımda otomobilin menzili 500 km’ye kadar ulaşabiliyor. 40 litrelik depoyla bu menzil bir hayli başarılı. Comfort modunda bilgisayar her iki motorun da potansiyelini en üst düzeyde kullanıyor. Elektrik motorunun 131 HP ve BMW’nin en yüksek güç/hacim oranına sahip ünitesi olan 1.5 lt üç silindirli içten yanmalı motorun 231 HP gücüyle 320 Nm torku, otomobile toplamda 362 HP güç ve 570 Nm tork sağlıyor. Bu son derece karmaşık bir sistem; elektrik motoru ve benzinli motor birbirinden farklı aktarma sistemleri kullanıyor. Üç silindirli ünitenin yararlandığı altı ileri otomatik şanzıman, gücü sadece ön ve arka değil, sağ ve sol tekerlekler arasında da dağıtabilme özelliğine sahip. Bu otomobilin en önemli özelliklerinden biri de elektrik motoru ve pillerine rağmen oldukça hafif olması. Piller, elektrik motoru ve performans elektroniklerinin tamamı sadece 220 kg ağırlığında. Bunlara hafif alüminyum şasi temeli üzerinde benzinli motor, süspansiyon ve çarpışma koruma bileşenleri ekleniyor. Altyapının merkezinde, son derece sert ama alüminyuma oranla %30 daha hafif olan karbonfibe den üretilmiş yolcu hücresi yer alıyor. Piller, 2800 mm’lik aks aralığı içinde güvenlik ve ağırlık dağılımını optimize etmek amacıyla olabildiğince aşağıda konumlandırılmış. 1490 kg ağırlığındaki i8, hem elektrik hem de içten yanmalı motor kullanmasına rağmen, akrabası BMW M4’ten daha hafi .
The accelerator and transmission as well as the heating and cooling systems are all adjusted to be as effici t as possible. According to your driving style and traffi intensity when you take your foot off the gas, the car switch to gliding mode. With proper use, range can reach up to 500 km. This is a highly successful range with 40-liter fuel tank. In comfort mode, the computer uses the potential of both engines at the highest level. The electric engine with 131 HP and the 1.5-litre three-cylinder internal combustion gasoline engine with 231 HP of peak performance and up to 320 Nm of torque. These two provides a total of 362 HP and 570 Nm of torque to the automobile. Electric and gasoline engines using diffe ent transmission systems from each other wtihin this highly complex system. The gas-burning engine sends power to the rear wheels via a six-speed automatic transmission, while the electric motor spins the front wheels through a two-stage automatic gearbox. The six-speed automatic transmission has the ability to deploy power between the left and right wheels and not only the front and rear. Even with an electric motor and batteries, the i8 weighs lighter compairing to others. The batteries, electric motor and other electronics weighs only 220 kg in total. Gasoline engine on lightweight aluminum frame, suspension and crash protection components added to those and still lighter. This is one of the most important features of this automobile. In the center of the infrastructure there is a carbon fiber passenger cell, 30 percent lighter than aluminium. Its two-part structure uses both aluminum and carbon fiber reinforced plastic for their rigidity and extreme lightness in comparison to steel. Batteries are
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
101
102
Otomobil fabrika verilerine göre ortalama olarak 2.1 lt yakıt tüketiyor. Ayrıca CO2 salınımı da 49 gr/km. Bu tarz bir spor otomobil için gerçekten inanılmaz rakamlar. Bu etkileyici emisyon ve tüketim verilerine ulaşmada aerodinamikler de büyük rol oynuyor. Bir heykel gibi gövdedeki etkileyici eğimler ve bükümler, arka tekerlekler üzerindeki kanatçıklarla beraber hava akışını sağlayan kanallar oluşturuyor. Tekerlekler, sürtünme direncinin %30’unu oluşturuyor ve bu nedenle i8’in 20 inç jantları en iyi aerodinami için optimize edilmiş. Sport modunu seçmek için vites kolunu sola çekiyorsunuz. Göstergelerin rengi parlak turuncuya dönüyor ve gaz pedalı daha istekli bir hal alıyor. Eco Pro modunda da zaten yeterince hızlı olan altı ileri otomatik şanzıman, Sport modunda vitesleri çok hızlı değiştiriyor. Turbo benzinli motorun tork eğrisi vahşi bir ivmelenmeye olanak sağlıyor. İvmelenme öyle istikrarlı ki, i8’in hızlı bir çift kavramalı şanzımana sahip olduğunu düşünebilirsiniz. Benzinli ünite, Sport modunda istekli şekilde devirleniyor ve sadece hızlı parmaklar manuel vites değişimlerine ayak uydurabiliyor. BMW i8’in akıllı aktarma sistemi, büyük bloklu bir V8’in gücüyle sıralı altı silindirli motorun akıcılığını birleştiriyor. Otomobil, 0-100 km/s hızlanmasını 4.4 sn’de tamamlayabiliyor. Bu veri, 911 Carrera S PDK’nın hızlanmasından sadece 0.1 sn daha yavaş. Otomobil, sürücüsüne bütün stabilite kontrol sistemlerini kapatma imkânı tanıyor. Tempolu sürüşlerde, elektriğin gücü devasa bir tork açığa çıkarıyor. Bu tork, viraja ilk girdiğinizde bir miktar önden kaymaya sebep oluyor. Ancak hisli direksiyon sözünüzü dinliyor ve otomobilin burnunu viraja soktuktan sonra gaza basarak keyif verici yanlamalara imza atabiliyorsunuz. Kombine virajlarda, hafif direksiyon ve kontra hareketleri yapmanız gerekebilir. Hızlı virajlarda ise dört tekerlekten kayma imkanı yakalıyorsunuz ki asıl zevk ve adrenalin bu tip virajlarda yaşanıyor. Hızlı sürüşlerde pilin hemen bittiğini söylemek gerekiyor. Bu tip durumlarda, Sport konumunu seçip yavaşça ilerlerseniz pilleri şarj edebiliyorsunuz. Benzinli motor, şarjı doldurmak için yüksek voltajlı jeneratörü besliyor ve bunu sessizce yaparken herhangi bir kavrama veya bırakma hissedilmiyor. Yenilikçi, hızlı ve son derece farklı olan i8 gerçekten inanılmaz bir otomobil. Tasarımı çok iddialı ve sahibinin kendisini bir yıldız gibi hissetmesini sağlıyor. Ayrıca süper spor otomobillere getirdiği yenilikçi bakış ile 2050 yılına ışınlandığınızı düşünmenize sebep oluyor. 200-225 bin Euro aralığında bir parayı otomobile yatırmayı düşünüyorsanız hiç düşünmeden BMW i8’i almanızı öneririm. Böylece Türkiye’de şanslı 20 kişiden biri olacaksınız. Bu bile adım başı rastladığınız Ferrari, Porsche ve Lamborghini sahiplerinden ayrılmanızı sağlayacaktır. GF Türkiye
stan ul Autosho
01
positioned in the 2800 mm wheelbase in order to optimize weight distribution and safety. i8 weighing 1490 kg is lighter than BMW M4 despite the use of both electricity and internal combustion engines. The combined consumption of gasoline is 2.1 liter on average and CO2 emissions of 49 g/km. These are really incredible figu es for a sports car. This aerodynamics also plays a major role in achieving the impressive emission and consumption data. Impressive curves and bends in the body like a statue, along with fins on the rear wheels, creating air channels. Wheels, accounted for 30% of the friction and therefore the i8’s 20-inch wheels are optimized for the best aerodynamics. The driver can also use the gear lever to change to the Sport mode. The color of the display panel turns bright orange and accelerator pedal becomes more ambitious. The six-speed automatic transmission which is already fast enough in Eco Pro mode, changing the gear even faster in Sport mode. The turbo gasoline engine torque allows a wonderful, stable acceleration so you can think i8 has a quick dual-clutch transmission. The gasoline engine accelerates swiftly in Sport mode and the driver enjoys the full impact. BMW i8 intelligent transport system, combines the power of a V8 with the fluen y of a six-cylinder engine. Even with heavy batteries, this car can accelerate from 0-100 km/h in just 4.4 seconds. This is only 0.1 seconds slower than the acceleration of 911 Carrera S PDK. The driver enabled to turn off all stability control systems. In brisk ride, electric power reveals a huge torque. This torque causes a little slip at the front but cornering ability remains pleasing. If you catch the drift opportunities in fast cornerings you can experience a real pleasure of adrenaline. You are running out of battery quickly in fast drives. In such cases, if you select the Sport mode and move slowly, you can recharge the batteries. The gasoline engine feeds the high-voltage generator to charge the batteries quitely. Innovative, fast and extremely diffe ent i8 is truly an amazing automobile. The design is very ambitious and make you feel like a star. In addition, it has brought innovative approach to super sports automobiles. It makes you think you’re teleported to 2050. If you can invest 200-225 thousand euros to an automobile, I suggest you to buy BMW i8 without hesitation. So you’ll be one of the 20 lucky persons in Turkey.Your BMW i8 will make a diffe ence and you’ll be ahead of Ferrari, Porsche and Lamborghini drivers.
FABRİKA VERİLERİ Motor:
1499 cc 12V turbo 3 silindirli artı elektrikli motor
TECHNICAL DATA Engine:
Benzinli motor 231 HP 5800 d/d Güç:
Tork:
Elektrik motoru 131 HP toplamda
0-100 km/s hızlanma: Maksimum hız:
total 362 HP
Benzinli motor 320 Nm 3700 d/d,
Gasoline engine 320 Nm 3700/min
Elektrik motoru 250 Nm toplamda
Torque:
6 ileri otomatik, dört tekerlekten çekişli 4.4 sn 250 km/s
Transmission:
acceleration
drive 4.4 seconds
in Maximum
tüketimi:
CO2
Fuel
Ağırlık:
1490 kg
consumption: Weight:
4689/1942/1298 mm
6-speed automatic, the four-wheel
0-100 km/h
speed:
Uzunluk/
an electric engine 250 Nm in total 570 Nm
100 km’de ortalama 2.1 lt, 49 gr/km
yükseklik:
min and electric engine 131 HP in
362 HP
Yakıt
genişlik/
electric motor Gasoline engine 231 HP at 5800/
Power:
570 Nm Aktarma:
1499 cc 12V turbo 3-cylinder plus
250 km/h 2.1 liters per 100 km, 49 g/km CO2 1,490 kg
Length / width /
4689/1942/1298 mm
103
height:
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
SÜPER SPORCU: HONDA NSX Dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinden Honda, efsane NSX’in ikinci nesli ile süper spor otomobil arenasına geri döndü. İlk kez 1990 yılında yollara çıkan ilk nesil gibi yeni nesil NSX de ortadan motorlu yapısını korusa da bu sefer çok daha fazlasını sunuyor. Honda NSX, bünyesinde barındırdığı hibrit teknolojisi sayesinde Honda’dan alıştığımız düşük yakıt tüketimi ve verimliliğini yüksek performansla aynı potada eritiyor. Önde enlemesine yerleştirilen motor ve önden çekiş prensibini benimseyen Honda, 1990 yılında radikal bir kararla ortadan motorlu arkadan itişli bir süper spor otomobil olan NSX’i satışa sunmuştu. NSX ismi “New Sports Experience” kelimelerini temsil ediyordu. Japonya’da üretilen Honda NSX, 2005 yılına kadar üretimde kalırken 2.0 litrelik V6 ile başlayan yolculuk 290 HP gücündeki 3.0 litrelik V6 ile son buldu. Japon otomobil devi 10 yıl aradan sonra süper spor otomobil efsanesi NSX’in ikinci neslini yollara çıkartıyor. Diğer süper spor otomobiller gibi yeni NSX de alçak ve geniş bir tasarım geometrisine sahip. Son derece agresif burun tasarımı heyecan GF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
uyandırırken stop gurubu ise ilk nesil NSX’e gönderme yapıyor. Sadece yan hava girişleri değil, yeni NSX’in dış tasarımındaki her bir detay motora hava iletmek ve yere basma kuvveti üretmek üzere tasarlanmış. Tasarımcılar dış tasarımdaki heyecan uyandırıcı çizgileri ve havayı iç mekâna da taşımış. Sürücü odaklı kokpitteki köşeli direksiyondan mat alüminyum yüzeylere kadar sportifliğe vurgu yapan her bir detay heyecan uyandırıyor. Tıpkı stop gurubunda olduğu gibi iç tasarımda da genel mimari olarak ilk nesil NSX’e sadık kalınmış. Yüksek performans beklentilerini karşılamak üzere tasarlanan yeni Honda NSX’te motor, elektromotorlar, bataryalar ve motor kontrol ünitesi ideal ağırlık dağılımı ve düşük ağırlık merkezi elde edilecek şekilde konumlandırılmış durumda. Böylece yeni Honda NSX sadece son derece hafif bir yapıya sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda sınıfının en düşük ağırlık merkezine de sahip. Yeni Honda NSX tüm bu özelliklerle Nürburgring Nordschleife da dâhil birçok önemli pistte başarısını kanıtladı.
105
SU ER S ORTS HONDA NS Honda, one of the world’s leading automobile manufacturers, has returned to the super sports car arena with the second generation the of legend NSX. Like the first generation in 1990 hitting the road for the first time as a new generation of the mid-engine NSX retains structure offering much more this time. Honda NSX with its hybrid technology, melts the low fuel consumption and high performance efficie y in the same pot. Honda adopts the principle of in front transverse engine and front-wheel drive has changed decision radically in 1990 to introduce a mid-engined rear-wheel drive super sports car, NSX. The letters “NSX” represented “New Sports Experience”. Honda NSX produced in Japan, remained in production until 2005, starting with the 2.0 -liter V6 voyage and ended with the 3.0 -liter V6 with 290 HP. 10 years later the Japanese car giant super sports car legend is making the path of the second generation of the NSX . Like other new sports cars, new NSX has a wide interior with a low ceiling design geometry. The excitement rises with the extremely
aggressive nose design, but the stop group refers to the firs generation NSX. Not just side air intakes, but every detail in the new NSX engine’s exterior design produces ground pushing force with the air transmitters. Designers carried the excitement of the sensational exterior lines to its interior design. The cockpit is driver-oriented and the emphasis on every detail arouses excitement from the sporty brushed aluminum surface of the steering wheel into the cockpit up to the square. Just like the stop group, the architecture of the interior design stays true to the first gene ation NSX. In the new Honda NSX that is designed to meet the highest performance expectations, the engine, the electric motors, the batteries and engine control unit are placed for ideal weight distribution and with a low center of gravity. Thus, the new Honda NSX, not only has an extremely light weight, but also has the lowest center of gravity of the class. The new Honda NSX with all these features proved its success in several major runway, including the Nürburgring Nordschleife.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
EN GELİŞMİŞ SPOR SEDAN: JAGUAR XE XE’nin bir Jaguar olduğu hemen anlaşılıyor, sürüşü ve verdiği his gerçek bir Jaguar olduğunu kanıtlıyor. Tipik bir Jaguar olarak anında fark edilen XE, markanın kökenini, şıklığını ve atletik yapısını hemen belli ediyor. Özel şekillendirilmiş motor kapağı J şeklindeki LED ışıklarla çevrelenen farların delici bakışları üzerine doğru eğilerek XE’ye güçlü, kararlı, istikrarlı bir duruş katar ve bakan kişiye, yolculuğun getireceği her türlü zorluğa göğüs gerebilecek bir otomobil olduğu hissini veriyor. Jaguar tarafından bugüne kadar üretilen en gelişmiş, verimli ve rafin spor sedan modeli XE, gerçek bir Jaguar. Jaguar’ın son teknoloji Gelişmiş Alüminyum Mimarisi üzerinde üretilen yeni otomobil neslinin ilk örneği XE, hafif alüminyum yapısının sağladığı son derece sağlam bir gövdenin yanı sıra hızlı tepki veren kullanıma, yüksek güce ve mükemmel bir tasarıma sahip. XE, en son teknoloji, tasarım ve yeniliklerin ürünü. Sürüş hâkimiyeti sağlayan ve mükemmel bir sürüş deneyimi sunan sistemlerle donatılmış. XE, kuralları baştan yazarak sınıfındaki diğer tüm otomobiller için bir örnek oluşturuyor. Belirgin odağı, kıvrımlı hatları ve kaslı görünümü ile XE; içgüdüsel ve atak bir tavır sergiliyor. XE’nin tüm gövdesi, Jaguar’ın son teknoloji bilgisayarlı akışkan dinamiGF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
ği sistemiyle oluşturulmuş ve bu sayede optimum aerodinamik özelliklere ve minimum sürtünme oranına sahip. Jaguar’ın sezgisel, belirgin, yumuşak hatlarıyla aerodinamik olarak şekillendirilmiş motor kapağı, havayı tüm gövdenin etrafında hassas bir şekilde kanalize ediyor ve XE’nin doğuştan gelen dinamik yapısını görsel olarak yansıtıyor. Tüm çağdaş Jaguar otomobilleri gibi XE de, kendisine durağan konumdayken bile hareketlilik ve dinamizm kazandıran, yukarı doğru eğimli bir bel çizgisine sahip. Bu çizgi, ön tampondan çıkarak yan tarafla a uzanan ve kuyruk kısmında son bulan keskin bir tasarımla belirginleşiyor. XE’nin Jaguar baskılı krom yan havalandırmaları, F-TYPE’a bilinçli bir göndermede bulunmuş. Yan camların etrafında bir yay çizen Jaguar kemeri görülüyor. Dış alüminyum paneller, F-TYPE ile aynı yarıçapa, keskinliğe ve belirginliğe sahip kat yerleri içeriyor. Jaguar’ın benzersiz All Surface Progress Control (ASPC) özelliği, karlı bir otopark, buzlu bir yokuş ve hatta ıslak çimen gibi kaygan yüzeylerde XE sürücüsüne kendinden emin bir sürüş sağlıyor. Şehir içi yakıt tüketimi 100 kilometrede 5 litre olan BMW i8’in karbondioksit emisyonu ise 109 gr/km. 0’dan 100 kilometreye 7.8 saniyede çıkıyor ve azami hızı saatte 231 kilometreyi buluyor.
107
THE
OST AD AN ED S ORTS SEDAN AGUAR E
XE is immediately recognized as a Jaguar, and the feel and driving proves to be authentic. As a typical instantly recognizable as a Jaguar XE, will make you notice the origin of the brand, elegance and athletic structure. The special bonnet gazed by the J shaped headlights loaded with LEDs leaning onto XE to add a powerful, stable, stable posture thus letting people the journey with a car capable of facing the challenges. The most advanced, effici t and refined sports sedan model XE produced by Jaguar is a real Jaguar. XE being the first example of a new car generation of Jaguar’s latest aluminum architecture technology, has an extremely robust lightweight aluminum body structure as well the use of responsive, high strength and an excellent design. XE is the design and product innovation of the latest technology. Equipped with the system providing an excellent driving experience and driving sovereignty. XE rewrites the rules and forms an example for all other cars in its class. With its prominent focus, curved lines and muscular appearance, XE exhibits an instinctive and attack attitude. The whole body of the XE is formed by the computer aided dynamic fluid system of Jaguar, and thus with the optimum aerodynamic
properties and with minimum friction. Jaguar’s intuitive, obvious, soft lines with an aerodynamically shaped hood channels the air around the entire body with precision and dynamic structure that visually refle ts the inherent XE. Like all modern Jaguar cars, the XE has an upwardly sloping waistline which gives mobility and dynamism even at a stable position. This line extends out from the front bumper towards the side and ends up at the tail to become clearer with a sharp design. XE with Jaguar printed chrome side vents, has made a conscious reference to the FTYPE. You can see a Jaguar bow belt around the side windows. The outer aluminum panels, with the same radius of the F- TYPE, includes sharpness and clarity with folds. Jaguar’s unique All Surface Progress Control ( ASPCA ) feature provides the XA drivers a confide t driving on slippery surfaces like a snowy parking lot, icy slope, and even like wet grass. With urban fuel consumption of 5 liters per 100 kilometers, the XA ‘s carbon dioxide emission is 109 g/km. It reaches 0 to 100 kilometers per hour in 7.8 seconds and has a maximum speed of 231 kilometers.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
108
MACERA TUTKUNLARININ TERCİHİ: JEEP WRANGLER UNLIMITED RUBICON Jeep’in efsanevi ikon modeli Wrangler Unlimited Rubicon, 70 yıldır özgürlüğün sembolü oldu. Dünyayı farklı bir bakış açısından yaşama ve keşfetme imkânı sunan model, günümüzde hala macerasever sürücülerin gözdesi durumunda. Wrangler’ın yeni tasarımında en kısa yolculuğu bile maksimum sürüş keyfi ve alışılmadık bir konfor sağlayarak tamamlamak için en küçük detaylara dahi büyük özen gösterilmiş. İncelikle tasarlanan ayrıntılar şekil ve fonksiyon ile birleşmiş. Geleneksel yuvarlak farlar ve yedili ızgaradan, sökülebilir-takılabilir hard top ünitesinden, yumuşak iç tasarım rötuşlarına kadar Jeep Wrangler Unlimited Rubicon, çekiciliğini ve tarihini de kullanarak fonksiyonellik ve konforu başarılı bir şekilde bir araya getiriyor. Yüksek yol tutuş, çarpışma anında kaza önleme ve yolcuları korumanın sağlanması için tasarlanan Jeep Wrangler Unlimited Rubicon’da birçok emniyet özelliği bulunuyor. Şasinin sertliği ve gücü, süspansiyonun GF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
ayarlandığı ve mükemmel sürüş dinamiklerinin sağlandığı sağlam bir yapı oluşturuyor. Şasinin yan elemanları arasındaki geniş alan tekerlekler arasında benzin deposunu barındırıyor ve darbe anında sistem gücünün mükemmel şekilde korunmasını sağlıyor. Kutu içindeki yedili uyku bölmesi Jeep Wrangler Unlimited Rubicon’un üstün şasi sertliğine katkıda bulunuyor ve aracın arazide gösterdiği becerileri geliştiriyor. Jeep Wrangler Unlimited Rubicon modeli tamamen macera, özgürlük, ustalık ve iftihar duygularına hitap ediyor. Dört çeker olmasının getirdiği özgürlüğü ve zorlu arazi yollarını tecrübe etmek isteyenler için yaratılan Rubicon, benzeri olmayan sürüş ve yolculuk deneyimi sunuyor. Normal yollarda ya da arazi şartlarında Wrangler Rubicon, doğanın önünüze çıkardığı tüm zorlukların üstesinden gelmenize yardımcı oluyor. Çekiş, yerden yükseklik, manevra kabiliyeti, artikülasyon ve su geçişinde ekstra bir performans sergiliyor.
HOI E OF AD ENTURE O ERS EE RANG ER UN I ITED RUBI ON The legendary icon of the Jeep Wrangler Unlimited Rubicon model, became the symbol of freedom for 70 years. Offering the opportunity to experience and explore the world of models from a diffe ent perspective , today it still is the favorite of adventurous driving. In Wrangler’s new design great care has been taken for even the smallest detail, to complete even the shortest ride providing exceptional comfort and maximum driving pleasure. Finely designed details is combined with form and function. Jeep Wrangler Unlimited Rubicon brings together the functionality and comfort successfully using the charm and its history with the traditional round headlights and seven from the grid, the detachable hard top , the soft touch to the interior design. Jeep Wrangler Unlimited Rubicon has many safety features for high-grip, and a design to provide collision protection for passengers in the event of accident. The hardness and strength of the chassis provides excellent driving dynamics, with the suspension set to form a solid structure. The wide area between the chassis side elements of the wheel houses the fuel tank and makes the perfect way to protect the immediate impact on system power. The seven sleeping compartments inside the box Jeep Wrangler Unlimited Rubicon’s superior rigidity contributes to the car’s chassis and developing the skills demonstrated in the fiel . Jeep Wrangler Unlimited Rubicon model appeals to the sense of mastery and pride, complete adventure and, freedom. Rubicon offers unique driving and travel experience with the freedom brought by the four-wheel offering a unique experience off- oad driving. In the normal roads or terrain, Wrangler Rubicon, helps overcome all the difficultie arising from mother nature. Traction, ground clearance, maneuverability, articulation and water crossing exhibits an extra performance in the transition.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
109
110
İLERİ TEKNOLOJİ, KONFOR VE FERAHLIK BİR ARADA: YENİ KIA SORENTO İstanbul Autoshow Türkiye’de Yeni KIA Sorento, gelişmiş özellikleri ile otomobil severlere “Merhaba” dedi. IF Tasarım ödüllü KIA Sorento, akıllı park sistemi ve akıllı hız sabitleme sistemi ile yüksek teknolojiyi, ısıtmalı ve soğutmalı koltukları, anahtarı kullanmadan algısal teknoloji ile açılan akıllı bagaj kapağı özellikleri ile konforu, panoramik sunroof’u ile ferahlığı bir arada sunarak dikkatleri çekti. Yeni KIA Sorento, SUV segmentinde yeni bir yaklaşım yaratmak için tasarlandı. Yeni jenerasyon Sorento’ndaki en önemli gelişmelerinden birisi 2.0 litre dizel motorda 185 PS güç özelliği. IF Tasarım ödüllü KIA Sorento, tarz sahibi ve kullanışlı bir SUV kimliğini taşıyor. Aracın arkaya doğru yumuşak hatlarla eğilen tasarımı, Sorento’ya kıvrak ve şık bir görünüm vermiş. Aracın içinden gökyüzünü görme imkânı veren panoramik sunroof, yolculuklara ferahlık ve keyif katmayı amaçlıyor. Güçlü donanımını dış görünümüne yansıtan tasarımı, sezgisel ileri GF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
teknolojileri ve mutlak kalite ilkesiyle yaratılan Sorento, sürücülere heyecan duyacakları deneyimler vaat ediyor. Yeni Sorento 4.780 mm’ye uzayan boyu, önceki jenerasyona göre 15mm azaltılarak 1.685 mm›ye inen yüksekliği ve segmentinde fark yaratan 1890 mm genişliği ile müşterilere sunuluyor. Geniş iç mekân, şık iç tasarım ve her biri farklı sürüş keyfi yaşatan yedi koltuk bir arada bulunuyor. Elektrikli sürücü koltuğu farklı rahatlık anlayışları için, toplamda 10 yöne ve yüksekliğe ayarlanabiliyor. Yeni KIA Sorento geniş bir bagaj hacmi de sunuyor. Kapasitesi koltukların yatık durumunda 1.662 litreye kadar yükseliyor. Aracın fark yaratan özelliklerinden biri olan Akıllı Bagaj Kapağı özelliği, sürücülerin elleri doluyken ve kontak anahtarına uzanamayacakları bir durumda bagaj kapağının kendi kendine açılmasını sağlıyor. KIA’nın yenilikçi teknolojileriyle üretilen 2.0 CRDI (6 ileri Otomatik) dizel motoru düşük yakıt tüketimi de sağlıyor.
111
AD AN ED TE HNO OGY O FORT AND S A IOUSNESS ARE A TOGETHER NE KIA SORENTO At Istanbul Auto Show Turkey, New KIA Sorento said “Hello” to automobile lovers with its advanced features. IF Design Awarded KIA Sorento attracted attentions by integrated the advanced technology with its smart parking and velocity drive smart; the comfort with ventilated front seats and telematics system, which is with voicerecognition technology used for opening of the tailboard; and the spaciousness with its panoramic sunroof. New KIA Sorento was designed to create a new approach for SUV segment. New generation Sorento’s one of the most important improvement is 185 PS power feature on its 2.0 liter diesel engine. IF Design Awarded KIA Sorento has an identity as stylish and useful SUV. Its design, which has soft lines and is bent toward the back of it, has given an agile and chic appearance. Supplied to see the sky from inside of the car, panaromic sunroof feature aims to join spaciousness and enjoy to the rides. Created with its design refle ted
its strong equipments to the outer view, its advanced technologies based on heuristic method, and absolute quality principle, Sorento offers to the drivers excited experiments. New Sorento is presented to the customers with its 4.780 mm length; 1.685 mm height, has decreased 15 mm; and 1890 mm width has made diffe ence in its segment. Wide interior space, stylish interior design and seven seats which each of them presents diffe ent driving pleasure are all together. Electric driver seat can be aligned according to 10 diffe ent way and heights. New KIA Sorento offers you also wide volume for luggage compartment. Its capacity can be raised to 1.662 liters when the seats were inclined. One of the made diffe ence feature is telematics system. When driver’s hands full or he/she couldn’t reach the key, it opens the tailboard. Produced with innovative technologies, KIA’s diesel engine-V6 automatic- 2.0 CRDI provides lower fuel-consumption.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
112
LÜKS SÜPER SPOR OTOMOBİLLERDE YENİ BİR BOYUT: YENİ LAMBORGHİNİ HURACÁN LP 610-4 Fuarın göz kamaştıran modellerinden biri de yeni Lamborghini Huracán oldu. Yeni Huracán, Gallardo’nun tasarım dilinde de bir devrime imza atıyor ve çizgilerinde de saflığı temsil ediyor. Yepyeni Huracán Lamborghini, artık ikonlaşan Gallardo’nun halefi olarak, segmentinde lüks süper spor otomobiller için kriterleri yeniden tanımlıyor. Kusursuz ve benzersiz tasarımı, inovatif teknoloji paketi, olağanüstü dinamikleri ve mükemmel kalitesiyle Huracán, süper spor otomobil deneyimini yeni bir düzeye taşıyor. Huracán sürüşü kolaylaştıran yol davranışlarının yanı sıra olağanüstü performansı hem lüks hem de sportif bir görünümle birleştiriyor. Huracán ile birlikte Lamborghini de geleceğe dönük büyük bir adım atarken, bu yeni otomotiv efsanesiyle markanın şanlı tarihine de yeni bir sayfa ekliyor. Yan camlar topluca bakıldığında altıgen bir şekil oluşturuyor ve otomobilin profiline camdan bir mücevher gibi yerleşiyor. Ayrıca, akşam olduğunda da Huracán’ın bir Lamborghini olduğunu anlamamak artık imkânsız. Yalnızca ana farlar full LED aydınlatmayla donatılmakla kalmamış, aynı zamanda diğer ışıklandırma fonksiyonları da bu GF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
segmentte ilk kez standart bir özellik olarak sunulan en son LED teknolojisine sahip olmuş. Otomobilin iç mekânında da yenilikçi kokpitin ağırlığı hissediliyor. 12,3 inçlik tamamı renkli TFT gösterge paneli, hız göstergesinden navigasyon haritalarına ve bilgi-eğlence fonksiyonlarına kadar otomobille ilgili tüm bilgiyi sürücüye aktarıyor ve sürücü tarafından da farklı ayarlarla düzenlenebiliyor. Zarif Nappa deri ve Alcantara, kişiselleştirme olanaklarını daha da geniş kılmak adına farklı renk kombinasyonlarıyla iç mekânda farklılık yaratıyor. Olağanüstü el işçiliği, baştan aşağı en yüksek kalite ve lüks hissinin oluşmasını sağlıyor. Yüksüz 1.422 kilogramlık ağırlığıyla yalnızca beygir gücü başına 2,33 kilogramlık mükemmel bir güç/ağırlık oranına sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda olağanüstü bir sağlamlıkla yarış otomobili hassasiyetini de içinde barındırıyor. 325km/s üzerindeki maksimum hızı ve 0-100 km/s hızlanmasını 3,2 saniyede, 0-200 km/s hızlanmasını ise sadece 9,9 saniyede tamamlaması, Huracán’ın tekerleklerindeki dinamik deneyimi de açıklamaya yardımcı oluyor.
A NE DI ENSION IN U URY SU ER S ORTS ARS THE NE A BORGHINI HURA N 610One of the fair’s dazzling model was the new Lamborghini Huracán. New Huracán starts a new revolution in Gallardo ‘s design language and also represents the purity in its line. The new Huracán Lamborghini, as the successor of the now iconic Gallardo, redefins the criteria for luxury super sports cars in its segment. Huracán with its perfect and unique design innovative technology package, with excellent quality, outstanding dynamics, brings the super sports car experience to a new level. Huracán with the outstanding performance as well as the ease of driving behavior combines luxury with a sporty look. The Lamborghini throwing a big step toward the future with Huracán, also adds a new page to the glorious history of the brand with new automotive legend. New side windows create a hexagonal shape when viewed collectively and settle like glass jewelery into the car’s profil . Also, it is not impossible to recognise a Lamborghini Huracán in the evening. Equipped with full LED headlights, for the first time a standard feature with the latest LED technology has been offe ed. The weight of the innovative cockpit of the interior is also felt. 12.3 -inch full-color TFT display panel conveys all the information about the drive, from the speedometer and the navigation map, to entertainment functions, to the driver to organize as pleased. The elegant Nappa leather and Alcantara creates a diffe ence for the interior design with the customization possibilities for creating diffe ent color combinations in order to make it more spacious. Extraordinary craftsmanship provides the highest quality and the feel of luxury. With an excellent ratio of with only 2.33 kilograms per horsepower with unloaded weight of 1,422 kilograms, embodies the strength of an extraordinary sensitivity of a race car. Its 325km/h maximum speed, 0-100 km/h acceleration in 3.2 seconds, 0-200 km/h acceleration in 9.9 seconds help explain the dynamic experience in Huracán’s wheels.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
113
114
ÇOK YÖNLÜ KOMPAKT SUV: LAND ROVER DISCOVERY SPORT Yeni Discovery Sport’un ince ve aerodinamik silueti, efsane haline gelmiş Land Rover kapasitesi ve esnek iç tasarım ile birleşerek yüksek potansiyelli ve mükemmel görünümlü bir araç ortaya çıkarmış. Yeni Discovery Sport’un teknolojileri 20’den fazla ülkede, 18 aydan uzun bir süre boyunca tüm zeminlerde ve en zorlu koşullarda test edildi. İsteğe bağlı kayar ikinci koltuk sırası, Range Rover ile aynı diz mesafesini sunarken yine isteğe bağlı üçüncü koltuk sırası da ihtiyacınız olan yükleme veya oturma düzeni alanını ayarlayabilmenize olanak tanıyor. Değişik boylarda, uzun ya da hacimli yükler için ikinci koltuk sırası düz olacak şekilde katlanabiliyor. Son teknoloji kontroller, sekiz inç dokunmatik ekran ve opsiyonel Head-Up Display’i de barındıran gösterge paneline sezgisel bir kullanım için düzgün bir şekilde yerGF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
leştirilmiş. Land Rover’ın gelişmiş LR-eD4 motoru da size çok daha verimli yakıt tüketimi ve CO2 emisyon seviyeleri sunarken performans ve güçten ödün vermiyor. Yeni Discovery Sport, sürüşü gerçek bir keyif haline dönüştüren çok sayıda yenilikle dolu. Active Driveline, Fren Sistemi ile Tork Yönlendirme ve MagneRide özelliği içeren Adaptive Dynamics gibi opsiyonel sürüş sistemleri mümkün olan en güvenli sürüşü sağlamak için bir araya getirilmiş. Land Rover Discovery Sport, zorlu koşullara rahatlıkla göğüs geriyor. Asfalt çakıl kum ya da karlı zemin fark etmeksizin, duyarlı dengeli ve kontrollü bir sürüş deneyimi sağlıyor. 2,0 Litre Si4 benzinli otomatik şanzımana, dokuz ileri vitese ve 340Nm tork değerine sahip. 100 kilometreye 8.2 saniyede çıkıyor ve azami hızı saatte 199 kilometre.
115
THE ERSATI E O A T SU AND RO ER DIS O ERY S ORT The new Discovery Sport’s slim aerodynamic silhouette combined with the legendary Land Rover capability and fl xible interior design, and brought about a great looking car. The new Discovery Sport technology, in more than 20 countries, was tested in the most demanding conditions and on all floors for an extended period of 18 months. Optional sliding second row seats offers Range Rover’s the same legroom while still allowing you to install the optional third row of seats you will need or adjust the seating area. The second row of seats can be folded to be fl t for long or bulky loads of diffe ent sizes. Latest technology controls were properly positioned in the instrument cluster which also accommodates eight-inch touch screen and an optional Head-Up Display for intuitive use. Land Rover’s advanced
LR - eD4 engine does give you much more effici t fuel consumption and CO2 emission levels without compromising performance and power while. The new Discovery Sport is filled with numerous innovations that transform into a real joy ride. Like as Active Driveline with braking system and torque steering, and Adaptive Dynamics with MagneRide feature, optional driving systems combine to provide the safest ride possible. Land Rover Discovery Sport easily endures the demanding conditions. Regardless of asphalt, sand, gravel or snow, it provides a controlled, balanced and responsive driving experience. The automatic 2.0 liter Si4 petrol engine has a 9 speed transmission and 340Nm of torque. 100 kilometers per hour comes in 8.2 seconds with a top speed of 199 kilometers.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
116
BİR SPOR OTOMOBİLDEN BEKLENEN HER ŞEY ONDA: MERCEDES-AMG GT Mercedes-Benz Türk, kompakt sınıftan SUV’lara kadar hemen her gruptaki aracıyla yer aldığı İstanbul Auto Show Fuarı’nda Mercedes-AMG GT’yi de Türkiye’de ilk kez otomobil severlerin beğenisine sundu. Mercedes-Benz spor otomobillerinden beklenen her türlü özelliği sunan en özel araç olma unvanına sahip Mercedes-AMG GT ile hem yolda hem yarış pistinde en üst düzeyde sürüş keyfini yaşamak mümkün. Yeni Mercedes-AMG GT, sürüş dinamikliği, yarış otomobili performansı, segmentine yepyeni standartlar getiren yakıt tüketimi GF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
ve verimliliği ile günlük kullanıma uygun fonksiyonelliği bir arada sunuyor ve bu segmentte tüm bunları yapabilen tek otomobil olma iddiasını taşıyor. İki farklı motora sahip olan aracın Mercedes-AMG GT versiyonu 462, Mercedes-AMG GT S versiyonu ise 510 beygir gücüne sahip. Süper spor Mercedes-AMG GT, 4,0 litre-V8-biturbo motoru ve Mercedes-Benz Intelligent Drive teknolojisi sayesinde yolda ve yarış pistinde en üst düzeyde sürüş keyfi sunm ya hazır.
117
IT HAS GOT E ERYTHING E E TED FRO A S ORTS AR ER EDES- A G GT Mercedes-Benz Turk presented Mercedes-AMG GT to the car lovers in Turkey for the first time at the Istanbul Auto Show with every group of cars from SUV to the compact class. You can enjoy driving Mercedes- AMG GT which offers every aspect of the most exclusive cars expected from Mercedes-Benz sports cars at the highest level in both the racetrack and the road. The new Mercedes-AMG GT offer a combination of functionality suitable for daily use with its fuel consumption that brings new standards in the segment and efficie y,
and driving dynamics, the race car performance, and claims to be the only car that can do all of these things in this segment. The Mercedes-AMG GT version of the two diffe ent engines has 462 and the vehicle with the Mercedes-AMG GT S version has 510 horsepowers. Super sports Mercedes-AMG GT with its 4.0 liter - V8biturbo engine and the Mercedes-Benz Intelligent Drive technology, is ready to offer the highest level of driving pleasure on the road and the race track.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
118
LÜKSÜ DETAYLARDA GÖRENLERE: MASERATI GHIBLI ERMENEGILDO ZEGNA Geçen yıl küresel düzeyde kaydettiği yüzde 137’lik büyümeyle satış rekoru kıran İtalyan lüks spor otomobil üreticisi Maserati, yeni modelleriyle İstanbul Autoshow 2015’de gövde gösterisi yaptı. Türkiye’de Tofaş çatısı altındaki FerMas tarafından temsil edilen Maserati, Ghibli Ermenegildo Zegna Edition’ı İstanbul’da ilk kez sergiledi. Ayrıca dizel ve benzinli motorlarla donatılan Ghibli ve Quattroporte ile GranTurismo Sport modelleri ile de öne çıktı. İtalyan estetiğinin yeni stil ikonu Ghibli Ermenegildo Zegna Edition, ünlü İtalyan moda tasarımcısı Ermenegildo Zegna ile yapılan işbirliği sonucunda sınırlı sayıda üretildi. Ghibli Ermenegildo Zegna Edition, iki ünlü İtalyan markasının muhteşem birlikteliğini ortaya koyuyor. Dinamik ve modern bir görünüme sahip olan Maserati Ghibli Ermenegildo Zegna Edition, yeni ve özel bir tasarım anlayışını temsil ediyor. Lüksü detaylarda görenleri hedefle en modelin en ilgi çekici özelliklerinin başında özel efektli dış boyası geliyor. Model, Ermenegildo Zegna ile birlikte tasarlanan malzeme sayesinde “Azzuro Astro (Yıldız Mavisi)” dış boyası ile farklılaşıyor. Üç farklı renk katmanı uygulanan dış boya, değişken, parlak mavi tonlardan kül grisine dönüşen yapısıyla GF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
otomobilin kaslı görüntüsündeki detayları vurguluyor. Araçta kullanılan 20 inçlik Urano jantlar da model için özel olarak üretilmiş. Sıvı metal olarak adlandırılan özel kaplamasıyla aracın sportif stili, yüksek teknolojisi ve lüks konumlandırmasını vurgulayan jantlar, modelin dış görünümündeki vurucu ayrıntılardan biri olarak öne çıkıyor. Daha önce Quattroporte Zegna Limited Edition modelinde de kullanılan saf ipek kumaş ve deri döşeme bu modelde de gözler önüne seriliyor. İç döşemede kullanılan ipek kumaşın üzerindeki balıksırtı desenler tamamen el yapımı ve aracın karbonfiber ya da alüminyum donanımlarıyla uyum içerisinde bulunuyor. Tamamen doğal derinin kullanıldığı iç mekânda Maserati’nin logosu ve Ermenegildo Zegna’nın imzası her detayda yer alıyor. Ayrıca aracın Ermenegildo Zegna Edition plaketi de dışarıda orta sütunda ve içeride ön koltukların arasındaki bölümde yer alıyor. Etkileyici teknik değerlere sahip olan Maserati Ghibli Ermenegildo Zegna Edition, 410 HP’lik çift turbo V6 motoruyla sıfırdan 100 km’ye 4.8 saniyede çıkıyor. Q4 dört tekerlekten çekişli aracın maksimum torku ise 550 Nm iken ulaştığı en yüksek hız ise saatte 284 km/s olarak dikkat çekiyor.
U URY IN THE DETAI S ASERATI GHIB I ER ENEGI DO ZEGNA Closing out with a 137 percent increase in sales worldwide, Maserati hit a record in sales growth last year. Italian luxury sports car producer has made an apperance in Istanbul Autoshow 2015 with its new models. Represented by FerMas in Turkey, an affil ted company of Tofaş, Maserati presented Ermenegildo Zegna Ghibli Edition for the first time in İstanbul. In addition to that, Maserati shined out with Ghibli and Quattroporte and GranTurismo Sport models equipped with to diesel and gasoline engines. New style icon of Italian esthetics, Ghibli Ermenegildo Zegna Edition produced in limited numbers. It has arised as a result of collaboration with the famous Italian fashion designer Ermenegildo Zegna. Ermenegildo Zegna Ghibli Edition reveals the spectacular synergy of two famous Italian brands. With its dynamic and modern look, Maserati Ghibli Ermenegildo Zegna Edition represents a new and unique design concept. The exterior of the model features special effe t paint that appeals to ones who sees luxury in details. Thanks to materials designed together with Ermenegildo Zegna, the exterior of the concept Maserati characterised by a distinctive exterior paint “Astro Azzuro” (Blue Star). The production technology is based on a triple layer of pigment, enchanced by changing shades of blue at the brightest points and toned down to ash grey in the darker areas that emphasize details of the automobile’s muscular image. 20-inch “Urano” wheels developed ad hoc. With a coating called liquid metal, wheel rims highlight the sporty style, high-tech and luxury positioning of the vehicle and stands out as one of the striking details of exterior design. The interior has been designed by using finest pure silk fabric and genuine leather. This upholstery has been used in Quattroporte Zegna Limited Edition previously. Those silk fabric inserts have herringbone stitching which is completely handmade and in harmony with the car’s carbon fiber and aluminum hardware. Ermenegildo Zegna’s signature can be seen on every detail in all-natural leather interior design as well as Maserati’s logo. The ”Ermenegildo Zegna Edition” plate placed on the external central pillar and tunnel between the front seats. Maserati Ghibli Ermenegildo Zegna Edition which has some impressive technical data is powered by a 410 HP V6 twin turbo engine and boasts the Q4 four wheel drive system which enables it to accelerate from 0 to 100 km/h in 4.8 seconds and reach a top speed of 284 km/h with maximum torque 550 Nm.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
119
120
STEVE MCQUEEN OLMAK Otomobil ve beyazperde denildiğinde akla gelen en önemli ikonlar arasındaki Ford Mustang ve Steve McQueen birlikteliğine kim itiraz edebilir? Modern zamanların Steve McQueen’i gibi hissetmek mi? Yeni Mustang ile bu yeniden mümkün! Geç olmasın güç olmasın! Beyazperdenin en kült filmlerinden Bullitt’te Steve McQueen’in pilotajıyla ikonlaşan Ford Mustang’in Avrupa pazarı ile buluşması da biraz böyle oldu. 50 yılı aşkın ömrü sürerken Avrupa pazarına özel altyapıya sahip yeni nesliyle ilk defa resmi olarak adım atan Mustang, Türkiye’de de yetkili satıcı üzerinden satın alınabilecek. Şimdiden ülkemizde 50’ye yakın sipariş alan yeni Mustang, Avrupa’da yaklaşık 6 ayda 2.600’ü aşkın talep toplayarak ne denli arzulandığını farklı türden bir rekor kırarak gösterdi. Yazın sonuna doğru Türkiye yollarında boy gösterecek olan yeni Mustang, ikonik tasarımını yeni nesil konfor ve güvenlik donanımları ile harmanlıyor. Uzun motor kaputunun önünde köpekbalığının burnunu hatırlatan çıkıntı ve dörtnala koşan kısrak figü ü ile süslü radyatör ızgarası bir yana, arkada dikine yerleşimli üç çubuktan oluşan stoplar gibi detaylar yeni Mustang’in aile geleneğini sürdürdüğüne işaret GF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
ediyor. Bu noktada Avrupa pazarı için hazırlanan Mustang’in Amerika pazarındakilerden farklarına bir değinmek gerekiyor. Avrupa spec’li Mustang’lerin motor kaputları üzerinde yaya koruması gözetilerek hava kanallarından vazgeçilmiş. Daha geniş yan aynalar kullanılmış ve tavandaki anteni de sökülmüş. Stoplar ise beyaz renklerinin ardından LED teknolojisini barındırıyor. Amerika’daki kardeşlerinin sadece kırmızı renkli aydınlatması yerine Avrupa kurallarına uygun sarı-kırmızı ve beyaz renklerde aydınlatma sağlıyorlar. İç mekana adım atıldığında Amerika otomobillerine göre kaliteli sayılabilecek ancak Alman rakiplerinin birkaç basamak gerisinde kalan bir kokpit ile karşılaşılıyor. Bugüne kadar ki en rafine Mustang kokpiti yorumunu kolaylıkla yapabiliyoruz. Heybetli ve belki de bir miktar kasvetli olan kokpitte Ford’un son dönem üstünde çokça uğraştığı 8 inçlik dokunmatik ekranlı SYNC II gibi teknolojiler ile günümüzde olduğumuzu hatırlıyoruz. Sadece dokunarak değil, sesli olarak kumanda edilebilen SYNC II, bu tip sistemler arasında en iyi çalışanlardan biri olarak gösteriliyor. Araçla ilgili klimadan, navigasyona pek çok özelliğin sadece konuşarak kumanda edilebilmesine olanak veren sistem
121
BEING STE E When it comes to automobiles and silver screen first thing that spring to mind will be Steve McQueen and his amazing Ford Mustang. The association between these most important icons considered irressitable among automobile lovers. To feel like Steve McQueen of modern times? It’s possible with New Mustang! Ford Mustang became legendary with Steve McQueen’s pilotage on Bullitt; one of the most cult films of the silver screen. After 50 years, this iconic automobile stepped officia y to the old continent for the first time with a special inf astructure to European markets. Better late than never! The new generation can also be purchased on the authorized dealer in Turkey. Within 6 months, the new generation received record breaking amount of orders from Europe and Turkey. More than 2,600 from Europe and 50 from our country. The new Mustang, which will show up in Turkey towards the end of summer, compounds the iconic design with comfort and safety equipment. The coign reminiscent of a shark nose on the long engine bonnet, radiator grille decorated with the figu e of the
UEEN galloping mare and taillights consist of three vertical bars. Such details indicates that new Mustang maintaining the family tradition. At this point, we have to mention the diffe ences between the new Mustang designed for European market and the ones for American market. On account of pedestrian protection, the Europen design abandoned air ducts on engine bonnet. Used larger wing mirrors, LED technology in taillights and removed the antenna on the roof. The lighting fi ture adjusted with three colours in compliance with European rules. The European design has yellow, red and white illumination diffe ently from America. The cabin has higher quality than American automobiles but the cockpit fall behind the German competitors. The cabin’s solidly laid out and more youthful than just about any luxury coupe. Quietness and refineme t of the cabin should attract the drivers because it’s the most refined Mustang cockpit to date. Improved ergonomics and tactile switches and knobs provide better control. 8-inch touch-screen technology named SYNC II gives you the modern
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
122
Mustang’i Mustang yapan özellik değil belki de ama rekabette de olmazsa olmazlarının arasına girdi. Mustang’i Mustang yapan özelliklerden biri olan motor sesi ise halen gümbürdemeye devam ediyor. 5.0 litrelik V8, manuel veya otomatik şanzımanla tercih edilebildiği gibi, Amerika Muscle Car fanatiklerini iliklerine kadar okşayacağı garanti. 421 PS güç ve 530 Nm tork gibi değerlerle gücüne dair ipuçlarını veren Mustang 5.0 (Mustang GT olarak anılıyor), 0-100 km/s hızlanmasını 4.8 saniyede gerçekleştirerek Avrupa’da satılan seri üretim Ford modelleri arasında gelmiş geçmiş en hızlı model unvanını kazanıyor. Yeni Mustang de modern zamanlara ayak uyduruyor. 5.0 litrelik Amerikan kasının yanında bir de 2.3 litrelik 4 silindirli EcoBoost seçeneği de mevcut. Kulağa hacmiyle ve silindir sayısıyla Mustang’i taşıması zor olan bir kombinasyon gibi gözükse de 317 PS güç ve 432 Nm torku duyanların bu konuya itiraz etmesi zor gibi gözüküyor. Hele ki 0-100 km/s hızlanmasını 5.8 saniyede tamamlayarak müthiş bir performans sunan Mustang 2.3 EcoBoost, 8.0 lt/100 km’lik yakıt tüketimi ve aynı zamanda 179 g/km CO2 emisyon değeriyle de son derece verimli. Sesi elbette bir V8 homurtusunu sunGF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
maktan uzak ama Ford mühendisleri bu konuda da özel bir çalışma yaparak araç içinde Mustang’in ruhunu yaşatan tınıların çıkması için gereken düzenlemeleri yapmışlar. Mustang’in bir de V6 motoru bulunuyor ama bu versiyonu Ford Avrupa’ya getirmeyeceğini belirtti. Virajlı bir toprak yolda veya hafta sonunda pistte geçirilen bir günde sürücü, dilediği her an mükemmel Mustang’i yaratmak için konsoldaki butonlardan yararlanarak ve mevcut Seçilebilir Sürüş Modlarını (Selectable Drive Mode) kullanarak direksiyon dönme direncini, gaz tepkilerini, şanzımanı ve elektronik stabilite kontrol ayarlarını hızlı bir şekilde yapabiliyor. Sistem, Normal, Sport+, Pist ve Kar/Islak olarak 4 ayrı moda sahip. Ford tarafından geliştirilmiş ileri düzey stabilite kontrolü, aracı yolda tutmak için bağımsız motor gücünü ayrı ayrı tekerleklere yönlendiren Dinamik Tork Kontrolü gibi sistemlerle yeni Mustang’in dinamik özelliklerini azamiye çıkartmak için uyumlu hale getirildi. Yeni Mustang’in her zaman olduğu gibi Fastback adındaki coupe ve Convertible adındaki üstü açılabilen tenteli versiyonları olacak. Türkiye satış fi atının ise 140.000 Amerikan Doları seviyesinde olması bekleniyor. Steve McQueen gibi hissetmek için çok da sayılmaz sanki!
feeling inside the imposing looking cockpit. SYNC II system provides a touchscreen and voice control together and regarded as one of the best in this type. SYNC enables to control many features only by talking. With a voice command or the touch of a button, the driver can control the air conditioning, navigation, calling someone or sending a text message. Perhaps not a feature of the original Mustang, but became essential in the competition. One of the most important features associate with Mustang, the booming sound of the engine is still the same. The 5.0-liter V8 will sure delight American Muscle Car fanatics, regardless of whether they choose the manual or the automatic transmission. The engine which procures 421 hp and 530 Nm of torque, giving clues about the strength of Mustang 5.0 (also known as Mustang GT). Accelerates from 0 to 100 km in 4.8 seconds. With this performance the new Mustang GT assuming with the title of the fastest model among mass production Ford models sold in Europe by now. The new Mustang also keep up with modern times. The 2.3-liter 4-cylinder EcoBoost option is also available along with 5.0-liter American muscle. The volume and number of cylinders might not look suitable for Mustang but 317 hp and 432 Nm of torque will wipe out the doubts. Plus direct-injected and turbocharged
2.3-liter four-cylinder engine could possibly sound good enough to thrill Mustang fans. Mustang 2.3 EcoBoost delivers a terrific performance by completing 0-100 km acceleration in 5.8 seconds. It also extremely effici t with 8.0 liters/100km fuel consumption as well as 179 g/km CO2 emissions. Fails to provide the sound of a V8 but Ford engineers have made arrangements for the emergence of sound that preserves the spirit of the Mustang. Mustang also has a V6 engine but Ford won’t put this version on the Europen market. The driver can create the perfect Mustang experience at any time by using the buttons on the console. Steering effo t, gas reactions, transmission and electronic stability controls can be done quickly by Selectable Driving Modes. The Selectable Driving Mode has four settings: normal, snow/wet, sport and track. The advanced stability control harmonized with new systems like Dynamic Torque Control to maximize the new Mustang’s dynamic features. Buttons, knobs and switches all have a sturdier premium feel and the toggles for stability control, steering effo t and drive modes have a cool factor all their own. Same as it ever was, the new Mustang will be available with the coupe and convertible versions. Price for Turkey is expected to be 140,000 US dollars. Not expensive to feel like Steve McQueen!
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
123
NISSAN’IN SÜPER SPOR AVCISI: GT-R
124
Nissan genelde mütevazi bir marka olarak bilinir ama Japon üreticinin GT-R modeli milyonluk süper spor otomobillerin yeniden tasarlanmasına sebep oldu. Nissan GT-R, tasarım anlamında rakipleri sayılabilecek Porsche, Audi ve Ferrari modelleri gibi iddialı bir otomobil değil. Tasarımı sportif ama bir süper spor egzotikliğini hissettirmiyor. Hatta bu otomobili çirkin bulanlar bile var. Ben onlardan değilim. Tamam ne kadar güzel görünüyor demiyorum ama çirkin olduğunu da söyleyemem. Nissan GT-R’ın iç mekanı da rakipleriyle kıyaslandığında gayet sıradan görünüyor. İç mekandaki en önemli özellik, orta konsolda yer alan dijital ekran. Bu ekrandan otomobilin ayarlarıyla oynayabildiğiniz gibi, bir çok performans ölçümünü de yapabiliyorsunuz. Açıkçası çok başarılı bir oyuncak olduğunu söylemem lazım. Bu tip aletlere düşkün olanlar, bu ekranda saatlerini harcayabilirler. Bu ekran dışında, iç mekanda en çok hoşuma giden direksiyon simidinin tasarımı oldu. Gayet güzel ve sportif direksiyon simidi ele çok iyi oturuyor. Nissan GT-R’ın asıl sihiri, teknik altyapısı ve performansında. GT-R, gerçekten çok hızlı bir otomobil. Özellikle launch control sistemi ile kalkış yaptığınızda, bir WRC otomobili gibi fırlıyor yerinden. Gerçekten de çok ani bir hızlanmaya sahip. Ancak bunu bir Ferrari’deymiş gibi hissetmiyorsunuz. Motor sesi ve sürüş hissi daha çok Alman spor otomobillerini andırıyor. Nissan GT-R çok etkileyici bir otomobil ve daha onu kullanmadan, mühendisliği sebebiyle ona hayran oluyorsunuz. Nissan, bu otomobili tasarlamadan önce arka tekerlekler üstündeki en iyi ağırlık dağılımı için trans aks bir vites kutusu istedi ama GT-R, önden motorlu ve dört tekerlekten çekişli olduğundan, bunun anlamı torkun ön aksı sürmek için tekrar buruna gitmesi öncesinde, 6 ileri çift kavramaya geri dönmesiydi. Bu son derece karmaşık bir sistem ve prop şaft GT-R’ın sağ tarafında olduğu için, Nissan mühendisleri 2012’de RHD otomobillerinde, ağırlığı dengelemek için asimetrik süspansiyonu tanıttı. GF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
Bu otomobilde kılı kırk yaran çılgınlıklar mevcut: lastikler daha sabit basınçlar için nitrojenle dolular ve her V6 turbo, aralarında 100 yıldan daha fazla deneyimi bulunan ustaların 4’lü ekipleri tarafından, temiz bir odada, elde inşa ediliyor. Ancak GT-R, hala ona yağ koymayı unutmuşlar gibi çalışıyor. Kuru ve boğuk bir öksürükle uyanırken, diferansiyel ve diğer mekanik parçalar tıkırdayarak ve homurdanarak, düşük hızlarda rahatsız edici ve kaba saba olmak için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Aniden amortisörleri Comfort’a ve çift kavramalı aktarmayı yakıt ekonomisine alıyorsunuz ama buna rağmen GT-R, sert sürüşüne devam ediyor, kedigözlerinin üstünde sıçrıyor ve tümseklerin üstünden sekiyorken gazı köklediğinizde vites kutusu tıkırdıyor. Gaza ilk dokunuştan ve direksiyonun ilk dönüşü ertesinde, GT-R kıvrak ve canlı hissettiriyor. Direksiyon ağır, kaslı ve oldukça fazla geri bildirim sunuyor. GT-R’ın vites değişimleri de çok iyi. Deri kaplı magnezyum pedalcıklar sert ve net halleri ile yarış otomobilinde hissini yaşatıyorlar. Vites değişimleri heyecan verici. Bu otomobil ile ilgili duyduğum efsanelerin gerçek olduğunu kullandığımda daha iyi anladım. 550 HP motor gücü ve mükemmel diyebileceğim dört tekerlekten çekiş sistemi ile zaten aksini beklemek pek mantıklı değil. Motorun gücü ve torku, devir bandına muazzam yayılmış ve bana göre hiçbir zayıf noktası yok. Şanzıman da oldukça hızlı ve motorla çok uyumlu. Tabi dört tekerlekten çekiş sistemi de bu motorla tek vücut hareket ediyor. GT-R, arkadan itiş karakterine yakın hareketler yapıyor fakat viraj çıkış hızları, kayarak çıksa bile oldukça yüksek. Eğlence faktörü ise diğer başarılı tarafı. Arkadan itişli bir otomobil gibi uzun uzun yan kaymaya müsait bir yapısı var. Önden kayma neredeyse yok ve olsa bile gaz ile bunu çok kolay yenebiliyor. Bu hem dört tekerlekten çekiş sistemi, hem de motor gücüyle bağlantılı bir durum.
NISSAN S SU ER S ORTS HUNTER GT-R Nissan is commonly known as humble brand, but the Japanese manufacturer’s model GT-R caused that the million dollar super sports cars redesigned. Nissan GT- R is not an assertive model like its competitors such as Porsche, Audi and Ferrari models in terms of design. The design is sportive but it does not feel exotic like a super sports car. Even, for some people, this car is ugly. I am not one of them. I’m not saying how nice it looks, but I cannot say that it is ugly either. The Nissan GT- R ‘s interior looks quite ordinary in comparison with its competitors. The most important feature of the interior is the digital display located in the center console. As you can play with the car’s settings from this screen, you can also do a lot of performance measurements. Obviously, I have to say it is a very successful toy. Those fond of this type of a tool can spend hours on this screen. Apart from this screen, I liked the steering wheel the most within the interior design. This very nice sporty steering wheel sits very well in hand. Nissan GT- R ‘s real magic is in technical infrastructure and performance. GT-R is a really fast car. When you especially take off with the launch control system, it rockets like a WRC car. It indeed has a very steep acceleration. But you do not feel like being in a Ferrari. The engine sound is more reminiscent of the German sports car driving sensation. Nissan GT-R is a very impressive car and you become a fan of its engineering before you use it. Nissan, before designing this car, wanted a gearbox trans axle for optimum weight distribution on the rear wheels, but the GT-R is front-engined and is a four-wheel drive which means that it goes back to the 6-speed dual-clutch before the front axle torque going to the front again. Because this is an extremely complex system and the prop shaft is on the right side of the GT-R, Nissan engineers of RHD cars in
2012, introduced the asymmetric suspension to compensate for the weight. This car has hairsplitter mad features: tires filled with nitrogen for a more constant pressure and each V6 turbo is being built in a clean room by the 4 craftsman teams of four, among them with more experience than 100 years. But the GT-R is still working like they forgot to put her oil. Waking up in a hoarse and dry cough, the diffe ential and other mechanical parts are doing the best that they can to become annoying and rough at low speeds by clicking through and grumbling. Suddenly you put the dampers to Comfort and dual-clutch transmission fuel economy but again the GT-R continues the hard drive, hopping on the rear light and the gear box ticking when you step on the gas over the hump. After the first turn of the first touch of the gas and the steering wheel, the GT-R feels lithe and alive. Steering is heavy, muscular and offers a lot of feedback. GT-R gear changes very well. Leather-coated magnesium pedals give the feeling of racing cars with hard and clear states. Gear changes are exciting. I appreciated the legend of this car when I used it. It is hard to expect the contrary from a car with a 550 HP engine power. The power and torque of the engine spreads to rev band with no weak point for me. Transmission of the motor is also very fast and very consistent. Of course, this engine moves as a sole body with a four-wheel drive system. GT-R, making movements close to the rear-wheel drive character but turns out high speeds with sliding. The entertainment factor is another successful side. The car can slide as long as a rear-wheel drive car. Even with almost no slip at the front, this car beats this very easily with gas. This is related both to the four-wheel drive system, and the engine power.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
125
126
OPEL’İN GELECEĞİ: OPEL MONZA KONSEPT Fuarın bir diğer gözdesi olan otomobil Opel Monza Konsept, hafif malzemelerle tasarlanmış atletik görünümü ve ileri teknolojisi ile Opel’in gelecek nesil modellerine ilişkin önemli ipuçları veriyor. 12-22 Eylül tarihleri arasında Frankfurt’taki Uluslararası Motor Show (IAA) ‘da dünya galasını gerçekleştirecek olan Opel Monza Konsept, verimlilik ve Bilgi-Eğlence Sistemine yönelik öncü bir LED korumasıyla dikkat çekiyor. Optimum verimlilik alanında kullanılan malzemelerin hafi liği, iç mekanda optimal kullanım ve gelişmiş aktarma organlarıyla kendini gösteriyor. Monza Konsepteki ileri düzey elektrifikas on da dikkat çekici. 1977 yılında IAA’da bir dünya galası gerçekleşen Opel Monza altı silindirli motora sahip Coupe idi. Monza’nın, Yeni Monza Konsept’te bu geleneği devam ettirdiği görülüyor. Çamurlukların önünden büyük bumerang şeklindeki hava girişleri, markanın logosunu taşıyan şık krom bar ile tamamlanmış. Monza Konsept’in kaput hattı oldukça sofisti e – ilk başta klasik bir Coupe gibi bir yarım daire şeklinde oluşturulmuş, fakat daha sonra saGF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
dece bagaj kapısına ulaşmadan önce biraz daha yukarı doğru hareket ettirilmiş. Sadece 1.31 metre yüksekliği ile sportif bir görünümüne ve düz siluetine rağmen, bagaj bölmesinden ne bir eksiltme – hacim olarak 500 litre – ne de yolcular için kısıtlı boşluk payı var. Bu, tüm sürücü alanının geleneksel modellerden yaklaşık 15 santimetre daha alçak olmasından kaynaklanıyor. Monza Konsept, bir orta boy otomobil ile aynı ferahlıkta yolcu bölmesini sunuyor. Modelin yeni versiyonunda geniş kapılarla maksimum işlevsellik amaçlanmış. Bunlar, bir akbabanın kanatlarını tamamen yukarıya kaldırmış hissini verirken B-sütununun olmaması sayesinde geniş, açık yolcu kabinine engelsiz bir görünüm sunuyor. Monza Concept, bir tahrik sistemi seçerken mümkün olan en yüksek esnekliği sağlayan modüler bir tasarıma dayanıyor. Frankfurt Motorshow’da gösterime sunulacak Monza Concept için mühendisler, CNG (Sıkıştırılmış Doğal Gaz) ile elektrikli bir sistem tasarlamış. Vizyoner yaklaşımı ile Opel, içten yanmalı motor ile elektrikli sistemin birlikte kullanımına yönelik geliştirmelere devam ediyor.
O E S FUTURE O E The fair’s another favorite automobile is Opel Monza Concept has designed with light materials. With its athletic appearance and advanced technology, it gives important clues about next generation models of Opel. Opel Monza Concept, which will premiere worldwide at International Motor Show (IAA) - in Frankfurt- between on 12-22 September, attracts attention with its pioneer LED protection oriented efficie y and infotainment system. Been use for optimum efficie y, light materials supply optimum using area for interior compartment. Advanced level electrifi ation on the Monza Concept is also remarkable. At IAA in year 1977, world-wide premiere had been organized for Coupe which is Opel Monza has 6- cylinder engine. Monza sustains this tradition also with New Monza Concept. Placed on fenders, large air admissions as shaped like as boomerang have completed with stylish chrome bar carried on the brand’s logo. Monza Concept’s body shape is quietly sophisticated- initially it formed a semicircle shape like as a classic Coupe, but then only moved slightly upward before reaching the tailgate. Although it
ONZA ON E T has sport appearance that gathered with its 1.31 meters height and fl t shape; in its luggage compartment, there neither is loss from space- luggage compartment has 500 liters volume- nor decreased its comfort for passengers. This is due to its driver area is placed 15 cm down according to traditional models. Monza Concept’s passengers’ area offers comfort which is same like as in medium large automobile. For the model’s new version, with wide doors, maximum functionality has been aimed. While these provides it looks like an aasvogel, which opens its wings; it also present you un-constrained appearance for open passenger cabin since there is no B-column in Monza Concept. Monza Concept depends on modular design which provides maximum fl xibility while it choosed a drive system. For Monza Concept that will be presented to display at Frankfurt Motorshow, engineers has designed an electiric system with CNG-compressed natural gas. Opel, with its visionary approach, continues to improve for integrated using of fuel-injection engine and the electric system.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
128
KOMPAKT SUV’LER ARASINDA BİR SPOR ARAÇ: MACAN 2.0 Porsche, Mayıs ayında gerçekleşen İstanbul Autoshow’da mevcut ürün gamından Macan S Diesel, Cayenne Diesel, Panamera Diesel, Boxster, 911 Carrera 4 GTS ve 911 Turbo S modellerini ziyaretçilerle buluşturdu. Macan model ailesinin yeni üyesi olan ve aralarında Türkiye’nin de yer aldığı Porsche Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi‘ne bağlı 26 ülke arasında, ilk kez Türkiye‘de satışa sunulacak Macan 2.0 için ön siparişler de fuarda alındı. Ailenin Macan Turbo, Macan S ve Macan S Diesel’den sonra dördüncü üyesi olan Macan 2.0’ın Türkiye’de Ağustos ayından tarihinden itibaren satışa sunulması planlanıyor. Araçta sunulmaya başlanan ilk dört silindirli motor seçeneği olan, 2.0 litre hacimli turbo benzinli ünite, 1984 cc hacme ve 9.6/1 sıkıştırma oranına sahip. 2.0 litrelik dört silindirli motoruyla 237hp güç üreten Macan 2.0, 350Nm’lik tork değerine sahip. Porsche’nin çift kavramalı şanzımanı PDK ile donatılacak olan Macan, 0’dan 100km/s hıza 6,9 saniyede ulaşıyor ve 223km/s’lik maksimum hız değerine çıkabiliyor. GF Türkiye
İstanbul Autoshow 2015
Fabrika verilerine göre Macan’ın 100 km’deki ortalama yakıt tüketimi sadece 7,5 litre. Macan’ın, karbondioksit emisyon değeri ise 168 gr/km olarak veriliyor. Macan’da standart olarak sunulan donanım yelpazesi oldukça geniş kapsamlı: Dört çeker sistemi, PDK şanzıman, çok fonksiyonlu sportif direksiyon, yüksek performanslı ses sistemi ve otomatik bagaj kapağı gibi özellikler bunların başlıcaları. Opsiyonel donanım listesi ise havalı süspansiyon sistemi gibi daha özel parçaları içeriyor: Macan, kendi segmentinde bu tarz bir sisteme sahip olan tek araç. Bunun yanında, Macan’a uyacak şekilde adapte edilen Porsche Tork Vektörleme (PTV Plus) sistemi de bulunuyor. Bu sistem, değişken tork seviyelerini arka tekerleklere aktarıyor ve elektronik olarak kontrol edilen arka diferansiyel kilidiyle birlikte çalışıyor. Porsche opsiyonel aksesuar seçenekleri, Porsche Dinamik Aydınlatma Sistemi (PDLS Plus)’ın far seviyesini aracın önünde ilerleyen ve arkadan yaklaşan trafiğe göre ayarlayan ve çok rağbet gören dinamik uzun huzmeli far takımını da içeriyor.
A ONG O A T SU s A S ORTS AR A AN .0 Porsche met visitors, in Istanbul Autoshow which took place in May with the existing product range S Diesel, Cayenne Diesel, Panamera Diesel, Boxster, 911 Carrera 4 GTS and 911 Turbo S models. Macan will be available for sale for the first time in Turkey, being among the new members of the family where the Central and Eastern European Region, 26 countries, of the Porsche models are. Match 2.0 as the fourth member of the family of Macan Turbo, Macan S and Macan S Diesel is scheduled to be available in August in Turkey. Launched as the car ‘s first four-cylinder engine options, the 2.0 -liter turbo petrol unit has a volume of 1984 cc and a compression ratio of 9.6/1. Macan 2.0 with a 2.0-liter four-cylinder engine and 237hp,has 350Nm torque. Macan will be equipped with Porsche’s double-clutch gearbox, PDK will accelerate from 0 to 100km / h in 6.9 seconds and reach a maximum speed of 223Km /h. Macan’s average fuel consumption is just 7.5 liters per 100 km according to factory data. Macan’s carbon dioxide emissions is given as 168 g / km. The range of equipment offe ed as standard in Macan is quite extensive: Fourwheel drive system, the PDK transmission, multi-function sports steering wheel, high-performance sound system and automatic tailgate. The list of optional equipment such as air suspension system includes more specialized components: Macan is the only vehicle in its segment with such a system. In addition, the vector Porsche Torque Game (PTV Plus) system are also available as adapted to Macan. This system transfers torque to the variable level of the rear wheels and works with an electronically controlled rear diffe ential lock. Porsche optional accessories include Porsche Dynamic Light System ( PDLS Plus ) that adjusts the headlight range by moving traffi approaching from the rear and front of the vehicle and also includes the highly sought-after team dynamic main beam.
Istan ul Autosho
01
GF Turkiye
129
GF TÜRKİYE
EZZET G N ER N KAÇIRMAYIN!
1 0 ıldır utfak geleneklerini aşatan dün anın en resti li utfak sanatları kuru u e ordon Bleu e GF u ur Türki e Dergisi iş irli i ile organi e edilen e et Günleri nde ünlü ef lerden alaca ını le etli ir e iti si i ekli or. Detaylı ilgi i in at lye gf turkiye c m
SUV ÖZEL EKİ
GF TÜRKİYE SUV ÖZEL EKİ EKİM‘DE...
İÇERİKTE NELER
BULACAKSINIZ?
Dosya: Türkiye’de satılan lüks/premium SUV’ler. Yenilikler: Yakın dönemde gelecek SUV’ler Derleme: SUV gibi olanlar Crossover’lar Derleme: Yurtdışındaki muhteşem SUV’ler Efsaneler: Günümüze kadar iz bırakan SUV’lar…
G RSE BE E ZE TAR HSE DOKUNU AR Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, “Doğu’nun Merkezine Seyahat 1850-1950”, “Pierre de Gigord Koleksiyonu’ndan İstanbul’da Gezginlerin 100 Yılı Sergisi” ile ziyaretçileri ile buluşuyor. Küratörlüğünü, Ekrem Işın ve Catherine Pinguet’in yaptığı sergide, batılı ülkelerde yaşayan insanların 18. yüzyıldan itibaren, çeşitli ilgi alanları ve merakları nedeniyle Doğu topraklarına yolculuklarının İstanbul odaklı öyküsü, belge ve fotoğraflarla anlatılıyor. Özellikle 18. ve 19. yüzyıl Avrupa topraklarından Doğu’ya seyahatlerin oldukça yoğun olduğu bir dönemdir; hatta bu yolculuklar çeşitli filmle e, belgesellere ve araştırmalara da konu olmuştur. Aralarında farklı meslek gruplarına mensup insanların bulunduğu seyyahlar, bizlere farklı panoramik görsel manzaralar sunar. 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar keşif amaçlı yapılan geziler, Kırım Savaşı’ndan sonra yerini doğu kültürünü tüketmeye yönelik olan bir amaca bırakır. Artık seyahatin öznesi, bilim kurumlarının Doğu’ya gönderdiği bilgi toplayıcı ve yorumlayıcı seyyah tipi değil; bu tipin ürettiği imgeler üzerinden gizemli coğrafyaları hızla yağmalayan turist tipidir. “Doğu’nun Merkezine Seyahat 1850-1950”sergisi, bireysel keşif seyahatlerinin yerini alan kitle turizmi ve seyahat kültürünün dönüşümünü, Osmanlı dönemi fotoğrafları ve efemera alanlarında dünyanın önde gelen koleksiyoncularından biri olan Pierre de Gigord’un koleksiyonundan derlenen eserler aracılığıyla inceliyor. 17 Ekim 2015 tarihine kadar açık kalacak olan sergi, Beyoğlu Tepebaşı’nda bulunan İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde, Pazar günleri hariç hafta içi her gün saat 10:00-19:00 arasında gezilebilir.
134
DELICATE TOUCHES OF HISTORY TO OUR VISUAL MEMORIES… The Suna and İnan Kıraç Foundation Istanbul Research Institute presents its visitors a fine exhibition named “Journey to the Center of the East 1850-1950, 100 Years of Travelers in İstanbul from Pierre de Gigord Collection”. Curated by Ekrem Işın and Catherine Pinguet, the exhibition tells the story of İstanbul centered travels of curious Westerners with documents and photographs, who ventured out to the East from the 18th century onwards to quench their thirst for knowledge and discovery in their respective areas of interest. Especially in the 18th and 19th centuries, considerable number of travels made to East from European territory. Moreover, these journeys have been subject to movies, documentaries and studies. Among these travelers, a crowded group of professionals bestowed us various panoramic visual landscapes. After the Crimean War, the expedition
GF Türkiye
Etkinlik
oriented research language maintained until the 1850’s replaced by a consumption approach to the Eastern culture. By then, the object of travel was no longer the information-gathering and interpreting travelers that scientific institutions sent to the East, but a type of tourist that rapidly pillaged this mysterious geography over images their predecessors created. Based on materials selected from the vast collection of Pierre de Gigord, one of the leading collectors of Ottomanera photographs and ephemera in the world, “Journey to the Center of the East 1850-1950” sheds light upon early years of mass tourism that replaced individual journeys of discovery and the transformation of travel culture. The exhibition will remain open until October 17th, 2015 at İstanbul Research Institute, Beyoğlu Tepebaşı Visiting hours: Monday to Saturday from 10:00 to 19:00 (Sundays excepted)
BENİM CABINET’İM
www.cabinet.com.tr
Burcu Gürtürk urcu.gurturk gf-turki e.co
Giovanna Locatelli
AKKO D NYA A N YAT E TEKNE DEKORASYONU TASARI ISI GIO ANNA O ATE I YI A IR ADI.
KEND B R S YAGER G B H SSED YORU 136
Tekne e at dekoras onunun dün aca ünlü tal an arkası ocatelli nin tasarı cısı Gio anna ocatelli akko nun isafiri olarak geçti i i a Türki e e geldi. rinci essa dei Nodi ani dü ü lerin rensesi olarak tanınan ünlü tasarı cı deni tutkusundan ilha alarak arattı ı tasarı ları ile dün a tekne dekoras onu e ili lerine n er esi le tanını or. Tasarımlarının tümünde lüks ve benzersiz bir tarz ortaya koyan Locatelli, teknesinde kişiselleştirilmiş dokunuşlar isteyen deniz tutkunlarının tekne ve yatlarını özel tasarımlarıyla adeta baştan yaratıyor. Locatelli, sofra takımlarından aksesuarlara, yatak takımlarından buz ve şampanya kovalarına kadar bir tekne için gerekli her türlü detayı tasarlıyor. Zarif ve şık tasarımlarıyla Türkiye’de de büyük ilgi gören Locatelli’nin ürünleri, Vakko Home’larda deniz tutkunlarıyla buluştu. GF Türkiye’nin bu sayısında, Vakko ve Vakko Home markalarından olan ve büyük ilgi gören Locatelli’nin tasarımcısı Giovanna Locatelli ile tasarım kimliğini ve son dönem tekne dekorasyon eğilimlerini konuştuk. Tekne ve yat dekorasyonu denildiğinde akla gelen ilk isimlerden birisiniz. Sizce sizi farklı kılan nedir? Tasarım kimliğinizi nasıl tanımlarsınız? Zarif, özgün ve sade. Onunla denizde buluştum, mavinin derinliklerini GF Türkiye
el Ha er
buldum. Tasarımlarımda sadelik ve doğallık, zarafetle kucaklaşıyor. Ben bir tasarımcıyım fakat kendimi bir simyager gibi hissediyorum. Maddeye can vererek onu dönüştürüyorum, bulduğum materyal nasıl olursa olsun onunla adeta oyun oynuyorum, dokunuyorum, beni duygulandıran, duygusallaştıran, bana haz veren materyali seçip onu yeni tasarımlarımda başoyuncu olarak kullanıyorum. Tekne dekorasyonunda son dönem trendler neler? Son eğilimlere göre, yatları yüzer evlere dönüştüren tasarımcıların sayıları her geçen gün artıyor. Ben denizcilik temasının karakteristik özelliklerini koruyarak, sade ve çok değişik projelerin hazırlanabileceğine inanıyorum. Yatlar, sahiplerinin ihtiyaçları ve zevkleri doğrultusunda, işlevsellik ve minimal dekorun buluşması ile mükemmelliğe ulaşıyor. Bir yat içerisinde yat sahibi için gerekli olanın, onun doğanın ve yatın keyfini çıkarmasını sağlayacak hiçbir aksesuarın eksik olmamasıdır diye düşünüyorum.
VAKKO HOSTED THE WORLD’S LEADING YACHT AND BOAT DECORATER GIOVANNA LOCATELLI.
“I FEEL LIKE AN ALCHEMIST” Giovanna Locatelli, designer of the world-famous Italian boat and yacht decoration brand Locatelli, visited Turkey last month at the invitation of Vakko. The famous designer known as “Principessa dei Nodi” ie princess of the knots is well known with her designs that are inspired by the sea and her passion to steer the world boat decorating trends. Locatelli re-creates the boats and yatchs with her custom designs. The brand could be easily described as the source for luxury and unique design style for those sea lovers who’s in need of an exclusive touch. Locatelli designing every detail required for a boat. Locatelli’s products which admired due to elegant and stylish design, met with Turkish marine enthusiasts in Vakko Home. In this edition of GF Turkey, we have Giovanna Locatelli, designer of Lacotelli brand. As creater of one of Vakko’s and Vakko Home’s most desirable brands, Giovanna Locatelli expressed her design identity and recent trends in boat decoration. When it comes to boat and yacht decoration, you are one of the most known names. What makes you diffe ent, how would you describe your design style? Elegant, original and simple. I met it at the sea, I found it in blue depths. Simplicity and naturalness combines with elegancy in my designs. Yet I am a designer, I feel myself like an alchemist. I create
137
a new thing by transforming the substance. No matter what the material is. I pick the material which I connect emotionally and make it the protagonist of a new design. What are the recent trends in boat decoration? There is an increase in the number of designers who converts yatches to flo ting homes. I believe simple and alternative projects is doable by maintaining characteristics of the marine theme. Yachts, in line with the needs and tastes of the owners, reaches perfection with functionality and minimal decor philosophy. Which is necessary for yacht owners in a yacht is no lack of accessories that will allow them to enjoy the nature and yachts. What products and materials do you prefer for decoration of boats and yachts? Sailors rope is my favorite. My earlier works shaped by that inspiration. Today, in the same way, regardless of material, I use what excites me and that makes me very happy.
S ecial Re ort
GF Turkiye
Tekne ve yat dekorasyonunda ağırlıklı olarak hangi ürünleri ve materyalleri kullanıyorsunuz? Denizci halatı en çok kullandığım materyallerden. Denizci halatı ile tasarladığım ilk koleksiyonlarım, hayal kurarken hatta adeta halatla oynarken ortaya çıktı. Bugün, yine aynı şekilde, beni heyecanlandıran herhangi bir materyali ne olduğuna bakmaksızın deneyip kullanıyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Özel davetler için tasarımlar da yapıyorsunuz. Bugüne kadar özel davet dekorasyonu yaptığınız ünlü isimler/markalar kimler oldu? Yatlara dekoratif anlamda yaptığım dokunuşlar o kadar büyük ilgi gördü ki, fuarlarda kara ve su içi standları için tasarım yapmam konusunda talepler geldi. Yatlar dışında fuar standı ya da bir davet dekorasyonu yaparken, detaylarla ve genel sunum ile ilgileniyorum. Her zaman söylediğim gibi her şeyin bir nedeni ve sonucu var. Ve bu sonuca bağlı olarak kendimi Montecarlo’da Hermitage de Rina, Boat International gibi çok önemli medya grupları ile daha da önemlisi Monaco Prensi Alberto’nun eşliğinde İtalya Cumhuriyet Bayramı’nda yapılan ödül töreninin dekorasyonunu yaparken bulabiliyorum. Maldivler’de lüks resort Kanuhura’da ünlü şef Carlo Cracco e Paolo Sari’nin davetinde, Porsche tanıtımında ve bunlar gibi birçok fuar ve tanıtım amaçlı organizasyonda dekoratif dokunuşlarımı görebilirsiniz. Hiç beklenmedik anlarda ve her zaman ilk gün heyecanıyla...
138
You also make designs for special occasions. Could you name celebrities/brands? My decorative perspective for yachts attracted considerable attention. So I received lots of designing demands for land and water stands in fairs. When I am prepairing a stand in an fair or a decoration for an invitation, I am interested in details and overall presentation. Like I always say, there is a reason and a result for everything. Therefore, I can find myself in Montecarlo with very important media groups such as Boat International, Hermitage de Rina and more importantly, find myself doing the decoration job of the Italian Republic Day ceremony in company with Monaco’s Prince Alberto. You can see my decorative touches in celebrity chef Carlo Cracco e Paolo Sari’s invitation at a luxury resort in the Maldives, in a Porsche promotion, in trade fairs and promotional events. At unexpected moments and always with the excitement of the first d y...
GF Türkiye
el Ha er
/WyndhamGrandIstanbulKalamisMarinaHotel /WynGrandKalamis /wyndhamgrandkalamis
elis Dilek
140
Pera Müzesi Müdürü Özalp Birol
ERA
ZES 10 YA INDA
Kapılarını ilk kez 2005 yılında ziyaretçilere açan Pera Müzesi, Türkiye ve özellikle İstanbul’un sanat ve kültür hayatına yaptığı katkılarla on yılı geride bıraktı. Öte yandan yerel sanat ortamının dönüşüm sürecine de tanıklık etmiş olan kurumun açılışından itibaren yönetiminde olan, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür Sanat İşletmeleri Genel Müdürü Özalp Birol’un aktardığı değerli bilgilerle Pera Müzesi’ni 10. yılında mercek altına aldık. “Pera Müzesi kurucuları Suna ve İnan Kıraç’ın vizyonu ile ortaya çıkmış bir yapıdır.” Pera Müzesi, Kıraç ailesinin 1980’lerde başlayıp müzenin açılış tarihi 2005’e kadar aile olarak, daha sonra da desteklediği vakıf üzerinden geliştirdiği üç ana koleksiyonu ve bu koleksiyonlardan kesitleri sanatseverlerle buluşturmaktadır. Daimi koleksiyonda, “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri”, “Kütahya Çini ve Seramikleri” ve “Oryantalist Resim Koleksiyonu” bulunmaktadır. Ayrıca bu koleksiyonlardan da “Kahve Molası”, GF Türkiye
el Ha er
“Elçiler” ve “Ressamlar” gibi tematik sergiler düzenlenir. Müzenin vizyon ve misyonu, dünya sanatının önde gelen isim ve koleksiyonlarından yapıtları Türkiye’ye getirerek yerel sanat izleyicisine sunmayı da içerir. Ayrıca, on yıldır hazırlanan sergileri, etkinlik programları ve işbirlikleriyle, kurumsal kimliği çerçevesinde dikkate değer bir nitelik ve tutarlılık göstermektedir. Pera Müzesi, kültürün ve sanatın evrensel değerlerini yakından takip eden ve bu çerçevede de Picasso, Rembrandt, Andy Warhol ve Alberto Giacometti gibi isimlerin eserlerini dünyaca ünlü koleksiyon ve müzelerle işbirliğinde düzenlenen sergiler aracılığıyla sanatseverlerle bir araya getirmiştir. Kurum, yalnızca sanat tarihinde iz bırakmış olan sanatçılara değil aynı zamanda gelecek vaat eden ve uluslararası alanda tanınan genç sanatçılarla da işbirliği yaparak sergiler düzenlemektedir. Bu anlamda, her yıl yaz döneminde gerçekleştirilen genç sergiler projesiyle, ulusal ve uluslararası genç sanatçıları da desteklemektedir.
PERA MUSEUM CELEBRATES ITS 10TH YEAR Inaugurated in 2005, Pera Museum left its 10th year behind with inestimable contributions to arts and cultural life of Turkey, especially Istanbul. We had a closer look to Pera Museum which has witnessed the transformation of local art environment in other respects. By valuable information is relayed by Özalp Birol who is Suna and İnan Kıraç Foundation Culture and Art Enterprises General Manager since Pera Museum has founded, we looked closer to the 10 year summary.
Grayson Perry Şeylerin Hakkımızda Söyledikleri What Things Say About Us
Anadolu Ağırlık Ölçüleri
Zarflı incan
Kaplumbağa Terbiyecisi
8 Numaralı Cennet Sokağından Kovulma Expulsion From Number 8 Eden Close
“Pera Museum emerged with vision of its founders Suna and İnan Kıraç” Pera Museum exhibits three main collections and cross-section of these collections. These collections developed by Kıraç family from 1980 to 2005, then developed through the foundation they supported. The permanent collections consists of “Anatolian Weights and Measures”, “Kütahya Tiles and Ceramics” and “Orientalist Paintings”. Additionally, thematic exhibitions organized from that permanent collections such as “Coffee Break”, “Ambassadors” and “Artists”. The vision and mission of the museum is also committed to bring the works of world art’s leading names to Turkey. Pera Museum has introduced Turkish audiences to countless internationally acclaimed artists. Moreover, exhibitions, programs and partnerships within the last ten years shows a remarkable corporate identity within the framework of quality and consistency. Pera Museum follows the universal values of the art and culture closely and in this context organized exhibits for Picasso, Rembrandt, Andy Warhol and Alberto Giacometti’s works. The museum cooperated with world-renowned collections and museums for bringing these artist work to Turkey. Pera Museum collaborates annually with national and international institutions of art and education to hold exhibitions that support young artists. In this sense, national and international young artists supported by projects of young exhibits during the summer each year. “Besides being a museum, Pera Museum is a cultural artistic platform with some additional features such as making the exhibits available for public access, educational programs given to children of diffe ent age groups, special visit programs, rich film p ogram, and classical and Turkish music concerts.”
S ecial Re ort
GF Turkiye
141
142
“Pera Müzesi müze olmanın yanında, sergilerin kamuya yönelik erişim ve farklı yaş gruplarından çocuklara verdiği eğitim programları, özel ziyaret programlarıyla, Klasik ve Türk müziği konserleriyle oldukça zengin film programlarıyla bir kültürel sanatsal platformdur.” 10. yıla dair yapılan etkinlikler, dünyanın önemli sanatçılarından Alberto Giacometti vakfıyla iş birliği çerçevesinde gerçekleştirilen sergisiyle başladı ve onu takiben Sotheby’s arşivindeki fotoğraflarından seçki ile Cecile Beaton sergisi hazırlandı. Eş zamanlı olarak İngiltere’nin güncel sanattaki en renkli isimlerinden Grayson Perry’nin British Council’deki eserleri ve farklı koleksiyonlardan gelen yapıtları sanatseverlerle buluşuyor. Grayson Perry, bir toplum bilimci gibi, sanatının içinde bulunduğu toplumu gözlemleyerek icra eden özgürlüğe odaklanmış bir sanatçıdır. 10. yıl etkinlikleri bunlarla bitmiyor. Özellikle eş zamanlı toplantılarla güncel sanata oldukça yakın ve anlamlı bir proje olarak planlanmış olan, Caitlind r.c. Brown ve Wayne Garrett isimli iki genç Kanadalı sanatçının 10 binden fazla gözlük camı ile tasarladığı ve Pera Müzesi’nin ön yüzünde gerçekleştirdikleri yerleştirmeyle bir güncel sanat çalışmasına imza atılıyor. Bu çerçevede Pera Müzesi’nden yani 19. yüzyıl sonu binasından İstanbul’a Haliç’e 21. yüzyıla bir bakış getiriliyor. Gelecek dönemlerde ise İKSV’nin düzenlemiş olduğu 14. Uluslararası İstanbul Bienali’nin bir parçası olarak müzeye özgü bir proje ve Saray Bosna’dan genç sanatçıların yapıtlarıyla hazırlanan “Bosnalı Genç Sergisi” gerçekleştirilecek. Güz döneminde ise Türk resminde çıplaklık olgusunu inceleyen karma bir sergi ve eş zamanlı olarak This is a not love song isimli projeksiyon ve enstelasyon çalışmaları ile güncel sanat nesnelerinden oluşan bir sergiyle programın tamamlanması planlanıyor. “Pera Müzesi, etkinliklerinin kapsamı ve içeriğinin çeşitliliği ile hedef kitlesini gittikçe genişletiyor.” 19. yüzyıl Rus resmi sergisi ile diğer yandan Frida Kahlo gibi popüler isimlerin yapıtlarından örnekler de sunuluyor, aynı zamanda İhsan Cemal Karaburçak ve Yıldız Moran’ın eserlerinden oluşan sergi de bulunuyor. Bu bakış açısı izleyicinin ufkunu da açan ve besleyen bir etken haline geliyor. Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın misyonunun bir parçası olarak varlık kazanan Pera Müzesi, sahibi olduğu koleksiyonları genişleterek temsil ettiği değerleri gelecek kuşaklara aktarmak hedefind . Düzenlenen sergiler bilimsel çalışmaların yanında yayıncılık, rehberli turlar, bilimsel konferanslar ile destekleniyor. Oldukça geniş bir yelpazeye sahip olan vakfın sanatsal bakış açısı, dünya sanatı ve ülkemiz sanatını, klasik- çağdaş nitelikli seçkileri izleyici ile paylaşmak ve sanat alanında yaratılan değerleri kalıcı kılmaktır. GF Türkiye
el Ha er
10th year activities started with an exhibition within the collaboration of the Alberto Giacometti Foundation. It is followed by Cecil Beaton exhibition. Beaton exhibiton prepeared from the selection of photographs at Sotheby’s archive. Simultaneously Grayson Perry’s works from various collections and of British Council meet with art lovers. Perry is one of the most colorful figu es in the UK’s contemporary art. Focused on the freedom, Grayson Perry exercised his work by observing his society like a scientist. Perry’s tapestry and pottery works subtly tease human nature’s tendency to have an extravagant lifestyle. That’s not all of 10th anniversary activities. Pera Museum organized a signifi ant contemporary art project by simultaneously meetings with two young artist. The museum commissioned Canadian artists Caitlind r.c. Brown and Wayne Garrett to create a special and inspiring artwork with 10,000 eyeglass lenses for the museum’s obverse. Pera Museum are being taken to a signature work of contemporary art. In this context, a view from a 19th century building Pera Museum, brought to 21st century and Golden Horn. In the next period, “Bosnian Youth Exhibition” with the works of young artists from Bosnia and a special project will be held as a part of 14th International Istanbul Biennial organized by the IFCA. Completion of the 10th anniversary program scheduled in the fall semester with an exhibition consisting of contemporary art objects and installation activities. An exhibition reviews nudity case in Turkish art and projection and installation activities named This is a not love song. “Pera Museum is increasingly expanding its audience with variety of events and the scope of the contents.” The museum offe ed a wide range of art works such as examples of the most popular names like Frida Kahlo alongside with İhsan Cemal Karaburçak’s and Yıldız Moran’s works and 19th Century Russian Classics From The State Russian Museum Collection. This perspective open up audience’s horizon and feed their soul with art. As part of the mission of the Suna and İnan Kıraç Foundation, Pera Museum targeting to expand its collection and passing the values to future generations. All of the museum’s exhibitions are accompanied by publishing, conducted tours, scientific conferences. Artistic perspective of the foundation is to share word art and local art with a wider audience and make the values permanent that created in the arts.
143
S ecial Re ort
GF Turkiye
Billur Kalka an illur
illurkalka an.co
K YE ZE S A DENEY N ODANIZDA YA AYIN ARK HYATT
144
Artık aşina olduğunuz gibi GF Türkiye için bu sayı yine bir Spa deneyimimi sizlerle paylaşacağım. Ancak bu kez bir değişiklik yapıp “Ben Spa’ya inmesem de Spa ayağıma, yukarıya odama gelse olmaz mı?” dedim. Meğer oluyormuş. Bu harika kişiye özel hizmet Park Hyatt tarafından veriliyor ve bunun için yapmanız gereken tek şey Park Hyatt’ın kapısından içeri adım atmak. İster konaklama ücretini verip Park Hyatt’ın hamamlı, buhar odalı odalarından birini tutun, isterseniz “Konaklamaya ihtiyacım yok, sadece birkaç saat rahatlamak istiyorum” deyip odayı kiralayın. Seçim sizin. Otelde ayrıca masaj yaptırılabilecek 2 adet teraslı oda da mevcut. Park Hyatt’ın sanki Spa’daymışsınız hissini veren odalarından yirmi beş adet bulunuyor. Bana ayrılan ve adeta bir villayı andıran devasa büyüklükteki odadan içeri girdiğimde kendimi bir otel odasından çok ev ortamında hissediyorum. Bana eşlik eden Yücel Bey odayla ilgili bilgiler vermeye başlıyor. Giriş katta bir salon, terasa açılan bir balkon, anti parantez devasa balkonun da sadece ama sadece bu odaya ait olduğunu ve burada dilediğinizce güneşlenebildiğinizi belirteyim, yatak odası, hamam ve buhar odası bulunuyor. Masaj istediğim takdirde GF Türkiye
el Ha er
masörümün masaj yatağıyla birlikte odaya geldiği bilgisini alıyorum. Madem öyle bu hizmeti denemek istiyorum diyorum ve Yücel Bey gerekli işlemleri yapana kadar odamı dolaşmaya devam ediyorum. Biraz buhar odasında masaj öncesi cildimi rahatlatıyorum. Biraz da hamam da sıcak suyun keyfini çıkarı orum. Artık masaja hazırım. Yücel Bey, masörüm Maria ile içeri giriyor. Masaj yatağı da yanlarında elbette. Gerekli düzenlemeleri yaptıklarında Maria bana sesleniyor. Yatağım hemen yanı başındaki masaj masasına uzanıyorum ve kendimi Balili Maria’nın hünerli ellerine bırakıyorum. Masaj biter bitmez kendinizi yatağa atıp uyuma hissi eminim sizde de oluyordur. İşte bu kez bir iki adım sonra yatakta olabileceğimi bilmenin getirdiği keyfi yaşıyorum. Bir saat süren masajın ardından kendimi yatağa bırakıyorum. Maria odadan ayrılıyor bense son derece gevşemiş bir şekilde dünyanın en tatlı uykularından birine dalıyorum. Siz de Park Hyatt farkıyla bu ayrıcalıklı hizmeti deneyimlemek niyetindeyseniz hiç durmayın, ister odayı iki saatliğine kiralayın isterseniz gece konaklayın ama mutlaka odanızın içindeki bu Spa keyfini bir kez yaşayın...
HAVING AN EXCLUSIVE SPA EXPERIENCE IN YOUR ROOM PARK HYATT I will share a Spa experience with this edition of GF Turkey in usual fashion. But this time, you’ll read something out of the ordinary. I didn’t go to Spa, Spa came to me… This wonderful exclusive service is given by Park Hyatt. All you have to do is stop by. You can check into Park Hyatt for a room with hammam or steam room just hire a room for a few hours of relaxation, if you don’t want to spend the night. 2 terraced rooms for massage also available for your service. Park Hyatt has twenty-fi e rooms which gives you the tangible Spa experience in an ordinary hotel room. When I walked into the room it felt like I was at home. Altough it was a huge room, the environment was warm like a home. Mr. Yucel who’s accompanying me gave detailed information about my accomodation. A lounge on the ground floor with a balcony opening out onto the terrace, bedroom, hammam and steam room are belongs to the room. All at your service in this amazing room. You can use the balcony
145
for sunbathing. Comfort of a villa stole you away. If you want to have message, the masseur comes to your room with a massage bed. I decided to try this service. While Mr. Yücel was making the arrangements tried the steam room and enjoyed a little bit of hot water in the room’s hammam… And ready for the exclusive message. After a good message, I know everyone wants to tumble into bed and sleep. And in Pary Hyatt, you can do that in a second. Because you have the message next to your bed. After an hour-long massage, I took a few steps more and I was in my bed. When Maria was leaving the room quitely I was falling into one of the world’s sweetest sleeps. If you want to experience an exclusive Spa service, don’t hesitate for a moment. Park Hyatt is waiting fpr you, whether you want to rent a room for two hours or for a night. Don’t miss the opportunity for this unusual experience.
S ecial Re ort
GF Turkiye
Ful a
kte
Fotoğrafla : Cem Talu
146
BEN
N T RK YE E E SAYIN DI
ısır genç illi fut ol takı ının ıldı ı ir Os anlı aşasının torunu ir lüks arkasının neticisi sofistike etkile ici Raffles stan ul Genel üdürü Tarek ourad ı anlatan irkaç keli e. Ancak Ba ourad ın en çar ıcı elli i içtenli i e sa gı du gusu. Si lere ta a ını aktara adı ı ı ke ifli soh eti i in ir erinde orta ı a dınlatan gülü se esi le s ledi i şu s ler Tarek ourad ı si e enden daha i i anlatacak ş arkadaşları ın e isafirleri i in g ünde aşarılı ol ak eni aşarı tanı ı . Ki se ne kadar i i ir netici oldu unu la ilgilen e insanlar i i iri olu ol adı ını a akar. Günün sonunda si i tanı la an şe udur. Etkileyici bir kariyeriniz var. Oteldeki ilk işiniz ön bürodaymış. O genç çocuk, şimdi dünyanın lüksünü yönetiyor. Nasıl başardınız? Sektörümüzde insanların gözden kaçırdığı en önemli şey işimizin aslında çok kolay olduğu gerçeğidir. Otel işinin evde yaptıklarınızdan farkı yoktur; temizlik, yemek yapmak, misafirleri ağırlamak gibi. İşinizi samimiyet, dürüstlük ve tutku ile yaparsanız başarılı olursanız. İş arkadaşlarınızın ve misafirlerinizin gözündeki başarıdan bahsediyorum. Lüks işi kaliteli etkileşim gerektirir. Misafirlerinizi ne kadar önemserseniz o kadar beğenilirsiniz ve bu beğeni paraya dönüşür. Hayatınızda kırılma noktaları nelerdir? Mısır’da sevgi dolu büyük bir aile içinde, kuzenlerime oyunlar oynayarak büyüdüm. İnsanlarla anlaşabilmeyi buna borçluyum. Başka bir kırılma GF Türkiye
stan ul da Bir Ya ancı
noktası da futbolu bırakmam ve genç yaşta otel işine odaklanmam oldu. O noktalardan bir diğeri de çocuklarım oldu. Üç çocuğum var, Ali 23 ve ikiz kızlarım 9 yaşında. Ali’yi kucağıma ilk aldığım anki duygularımı tarif edemem. Ancak kendimi suçlu hissediyorum çünkü o zamanlar iş yaşamında kendimi kanıtlamakla meşguldüm ve oğlum büyürken o güzel anların tadını yeterince çıkaramadım. Kızlarımla bir daha yaşanmayacak o güzel anların keyfini daha ok çıkarmaya çalıştım. Osmanlı atalarınız olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili soyağacı çalışmanız var mı? Benim büyük dedem Mansur Selim Silahdar Paşa, Osmanlı ordusunda komutanmış. Baba tarafından Osmanlı, anne tarafından Rumum. Ben, ebeveynim ve onların ebeveynleri Mısır'da doğduğu için de Mısırlıyız.
“FOR ME, TURKEY WAS EMEL SAYIN…”
147
A football star at national youth team of Egpyt, great grandson of an Ottoman general, manager of a luxury brand, sophisticated, good looking, influential… Some words to describe Mr. Tarek Mourad, General anager of Raffles stan ul. But the ost i resi e thing a out hi is his sincerit and his sense of res ect. His o n ords tell ou ore a out hi than I e er ould Being successful in the e es of colleagues and guests is descri tion of success. Because no od ould sa Tarek as a great general manager. They would talk about if I was a good or a bad person. That’s what stays with people at the end of the day.” You’ve started your career as a lift boy and that young man in the front office, manages the world’s luxury now. How did you achieve that? In our industry what people missed most is the fact that it’s a very easy business. The hotel business is what you do at your home like cleaning, cooking, welcoming your guests. You get success when you work with sincerity, honesty and passion. In luxury business, it’s all about quality interaction. The more you care for the guests the more apprecited you are and that appreciation is converted to a monetary aspect that translate into dollars. What’s the breaking point of your life? I grew up in Egypt in a large family with love and care. That was the
turning point that I enjoy being with people. I decided to quit football and focused on hotel business at an early age. That was one of my breaking points. The other is my children. I have three kids, Ali is 23 and my twins are 9. When I hold Ali in my arms for the first time, it was an amazing feeling. Yet I felt guilty because I was very busy to prove myself in professional life so I missed his amazing moments that I could have enjoyed more. With my twin girls I tried to enjoy more of those special moments that would not reoccur. You have Ottoman ancestors. In your family tree, how far you did you reach? My great grandfather Mansur Selim Silahdar Paşa was a commander in Ottoman army. My mother’s side is Greek. I, my parents and A Foreigner in Istan ul
GF Turkiye
Köklerinizin nerede olduğu önemli değildir. Asıl önemli olan birbirimizle anlaşabilmemiz ve halklar ile ülkeler arasında sınıflandırmaları veya sınırları kaldırabilmemizdir.
148
İyi yetişmiş gençlere kariyer önerileriniz? Bazen hayatta daha az şanslı olanlara karşı olumsuz tavırlar takınan kişilere denk gelirsiniz. Korku ve zorlama ile yönetmeye çalışırlar. Ancak bu en kötü yoldur. Ben iş arkadaşlarıma saygı duyarım, onlara eşit davranır ve yaptıklarını takdir ederim. Bu da onlara çlaışma şevki verir. Bu oteldeki kıdemi en küçük kişi genel müdürden çok daha önemlidir. O kişi işini tutkuyla ve doğru yapmazsa ben bu oteli yönetemiyorum demektir. Raffl ’de Michelin yıldızlı ünlü Katalan Şef Sergi Arola’nın ismini taşıyan bir restoranınız var. Arola dışında İstanbul’da hangi restoranları/yiyecekleri tercih ediyorsunuz? Katalan kültüründeki en harika şey paylaşma kavramıdır. Kendiniz için pişirdiğiniz şey en iyisidir ve tabağınızdakini paylaşırsanız en iyiyi paylaşmış olursunuz. Paylaşım kavramı samimi ve tutkulu toplumlarda ortaya çıkar. Bizim toplumlarımızda çok fazla psikiyatriste gidilmez çünkü yakın çevremizde çok fazla insan vardır. Yiyeceklere dönersek, paylaşıyoruz çünkü önemsiyoruz. Raffl ’de İspanyol mutfağının en seçkin tatlarını en çekici halinde sunuyoruz. En küçük miktarlarda dahi lezzet deneyimini en üst seviyede yaşatmaya çalışıyoruz. İstanbul’daki diğer restoranlara gelirsek; Bebek’de inanılmaz kahvaltı servisi yapan bir restoran var. Lezzetli ve taze yiyeceklerini cömert bir tarzda sunuyorlar. İstanbul’da öyle harika restoranlar var ki seçmek çok zor. Benim için ilk Osmanlı mutfağı gelir zira ailemin evinde pişen yemekler bu mutfağa aitti. Suriye mutfağı Doğu Akdeniz'in en iyisidir ve Türkiye'nin en iyi mutfağı açık ara Hatay’dır. Örneğin Halep’de içli köfte 64 farklı GF Türkiye
stan ul da Bir Ya ancı
şekilde pişirilebilir. Humus, kebap, içli köfte, bamya, yeşil fasulye, patlıcan yemekleri ve mezelere bayılırım. Sultanahmet’teki restoranlara gittiğimde bütün bu güzel geleneksel yemeklerin tadını çıkarabiliyorum. İş yemeğe geldiğinde İstanbul size sonsuz seçenek sunar. Sokaktan yemek yer misiniz? Sokakta satılan yiyeceklerin en önemli özelliği spesiyalite olmasıdır. Sokak yiyecekleri spesiyalitenin doruk noktasıdır. 30 yıl boyunca tek bir yemek pişiriyorsanız o yemek şahane olmalıdır. Buna kim karşı koyabilir? Otel işinde bile en başarılı olanlar uzmanlaşmış olanlardır. Bir pazarlama ve satış uzmanısınız, siz olsanız İstanbul’u nasıl tanıtırdınız? İstanbul açık ara dünyanın en güzel yeri. Böyle harika bir ürününüz varsa ihtiyacınız olan şey sahip olduklarınızı en ince detayına kadar dünyaya göstermektir. İnsanlara Zekeriköy’den bahsetmektir örneğin. 20 dakikalık otomobil yolculuğu ile cennetten bir parça gibi görünen muhteşem bir yeşillik içinde at binebileceğiniz çiftliklere ulaşıyorsunuz. Biraz daha ötede harika bir Karadeniz manzarasının tadını çıkarıyorsunuz. Siz neredeyse herkesin bildiği şeyleri anlatıyorsunuz. Ancak diğer muhteşemlikleri es geçiyorsunuz. Kültürünüzü benimseyin çünkü insanlar Türk kültürü için buraya geliyor. Yerel ve özel olan sizin küresel olmanızı sağlayacaktır. Sahip olduklarınızı göstermeli ve insanların seçmesine izin vermelisiniz. Sahip olduğunuz zenginlikler düşlerin bile ötesinde. İstanbul’a gelmeden önceki beklentiniz neydi, neyi hayal ediyordunuz? Karşı cinsi görmeye can atıyordum. Ben '63’de doğdum. 70li yıllarda, ilk gençlik çağlarımda, Mısır’da “dünyanın müziği” diye bir televizyon
grandparents were born in Egypt so we are Egyptian. It doesn’t matter where our roots are. What really matters is how we live with each other and how we can enjoy life without having classifi ations or borders between peoples and nations.
cuisine in Turkey is Hatay by far. Kebab, hummus, kibbeh, gombo, green beans, egg plant dishes and adorable appetizers… When I go to restaurants at Sultanahmet, I can enjoy all these beautiful traditional dishes. When it comes to food, İstanbul has endless choices.
Career suggestions for well educated young ones? Sometimes you come across inviduals who behave very negatively towards the less fortunate ones. But it’s the worst way of management. I respect my colleagues, treat them equaly and appreciate them. The most junior person in this hotel is much more important than the general manager. If the most junior person doesn’t do his or her job passionately and right, I can’t manage.
Do you eat street food? Yes of course. What’s so special about street food is its “speciality”. Street food is the ultimate speciality cuisine. If you cook only one dish for 30 years it has to be fantastic. Even in hotel business the most successful ones are the most specialized ones.
You have an upscale restaurant here by a famous Catalan chef Sergi Arola. Other than Arola, what are your restaurant/food choices in İstanbul? What’s so nice about Catalan culture is it’s driven by the concept of sharing. The sharing concept comes from warm, passionate societies. In our communities we don’t go so much to psychiatrist because we have so many people in our inner circle. Going back to food, we share because we care. The food concept that we had upstairs is delivering the best of Spanish cuisine in a much more appealing way while preserving the beautiful taste experience in smaller quantities so you can enjoy even more. About other restaurants, there is a beautiful restaurant in Bebek which serves amazing breakfeast. They keep on serving you in a very generous, tasty, fresh manner. If I want to go and eat outside in İstanbul, it’s difficul to choose because there are tons of places. First of all the Ottoman cuisine is what my mother cooks at home. Syrian cuisine is the best in Eastern Mediterranean and best
As a marketing and sales specialist, how would you promote İstanbul? İstanbul is the best destination in the world by far. When you have such a great product, you need to promote what you truly have. For instance you can reach horse back riding granges with an amazing greenery setting and you don’t need to travel for hours to experience such beauty. And it goes back to what you’re telling the world to come and see. You’re showing what almost everybody knows but not other amazing aspects. Embrace your culture because people come for it. What’s so special as local will take you to become global. Show what you have and let them choose. What was your expectation about İstanbul before you came, what were you dreaming of? I was dying to see the opposite gender! I was born in ’63. In the 70’s, there was a beautiful tv programme in Egypt called “the world sings”. And they were always showing an amazing Turkish singer named Emel Sayın. I thought all Turks were like Emel Sayın. The looks, the A Foreigner in Istan ul
GF Turkiye
149
olmadığı için şimdilik satın almayı bıraktım. Seyahat ettiğim için onları Mısır’da bırakmak zorunda kalıyorum. Modern resim, portre, manzaralar… Hepsinden zevk alıyorum, yeter ki estetik zevkime hitap etsin. Ne tarz giyinmeyi seversiniz, tercih ettiğiniz markalar nelerdir? Giysilerimi Türk markalarından almayı tercih ediyorum, Abdullah Kiğılı ve W. Kravatta ise Hermes’i tercih ediyorum çünkü hoş bir tarzı var. Gündelik giyim için ise Gucci, Louis Vuitton, Polo gibi uluslararası ve renkli markaları tercih ediyorum. Her zaman indirimde alışveriş yaparım. Kıyafete doğru fi atla yatırım yaparım.
150
programı yayınlanırdı. Her programda Emel Sayın adında muhteşem bir Türk solist çıkardı ekrana. Ben tüm Türklerin Emel Sayın gibi olduğunu düşünürdüm. O ses, albeni, güzellik ve zarafet gerçekten harikaydı. Yani Emel Sayın, benim için Türkiye idi. İstanbul’da eğlenmek ve dinlenmek için nerelere gidiyorsunuz? Çocuklarımla vakit geçiriyorum, sinemaya, futbol maçlarına, Angelique’e, Reina’ya, on liralik Boğaz turuna gidiyorum. Reina, Angelique bir hayat, Boğaz gezisi başka bir hayat. İstanbul’da yapabileceğiniz tonlarca şey var. İşte bu yüzden İstanbul'u terk edip başka bir şehre gitmek çok zor. Emekli olduktan sonra İstanbul’a yerleşmeyi düşünüyor musunuz? İstanbul'da emekli olmayı ve burada bir evim olmasını istiyorum. Diğer büyük şehirlerde tek bir yaşam tarzı bulabilirsiniz. Kahire de renkli bir şehirdir ama İstanbul size her zaman daha fazlasını sunar. Sanat koleksiyonunuz var mı? 100 parçayı aşmış bir resim koleksiyonum var. Ancak yeterli alanım GF Türkiye
stan ul da Bir Ya ancı
Dramatik / komik / can sıkıcı İstanbul hikayeleri? İstanbul'a geldikten on gün sonra araç kullanmaya başladım ve tabelaları öğrenmeye çalıştım. En çok gördüğüm ise “Çevreyolu” tabelası idi ben de onu kullanmaya başladım. Bir gün eşimle araç kullanırken ona; “Bak, bu ‘Çevreyolu’ işaretini takip edersen seni istediğin yere götürür” dedim. O da bana; “Çevreyolunun anlamı otobandır” dedi. İşte o zaman neden bazen kendimi Anadolu Yakası’nda bulduğumu anladım... Bir Vespa sahibi olma hayalim vardı. Babam ben çocukken bir Vespa kullanırdı. Arkaya annem oturur, beni de aralarına alırlardı. İstanbul'da bir Vespa aldım. Ruhsat işlemleri için gittiğimde üzerinde haciz var dediler. Bir sonuç elde etmek için iki buçuk yıl uğraştım. Bankaya ödeme yap, haczi kaldır derken o Vespa’ya sadece bir gün sahip oldum o gün de kullanmam mümkün olmadı. İstanbul’dan ayrılacağım için satmak zorunda kaldım... İstanbul hakkında bir yabancı için tek kötü şey bir gün ayrılmak zorunda olmaktır. Türkiye’de lüks işletmeciliğini nasıl buluyorsunuz? Lüks seviyesi ülke ile alakalı değildir, lüks o organizasyonun tutumu ile alakalıdır. Örneğin misafir olarak önemli bir Avrupa kentindeki lüks bir otele gittim. Lobiye indiğimde peşime güvenlik görevlisi takıldı çünkü üzerimde günlük rahat kıyafetler vardı. Bu hareket bana onların tutumları hakkında çok şey anlattı. O tarihte o markada genel müdür pozisyonunda çalışıyordum. İşiniz insanları mutlu etmek. Ve bunu beklentilerin neredeyse sonsuz olduğu bir sektörde başarılı bir şekilde yapıyorsunuz. Sizi mutlu eden nedir? Insanları mutlu etmekte başarılı olmak. Bu benim hayatıma yansır, daha iyi maaş alırım. Hayat her zaman iki yönlü bir yoldur. Şanslıyım, iyi kalpli olmayan çok az kişi ile çalıştım. Çok hata yaptım ancak onları düzeltmeye çalışmaktan ve elimden gelenin en iyisini yapmaktan asla vazgeçmedim.
voice, the glamour, the beauty, the elegance was truly amazing. So Emel Sayın was Turkey for me. Where do you go for entertaiment? Movies, football matches, spending time with my kids, Angelique, Reina, the ten liras Bosphorus trip. Reina, Angelique is one life and Bosphorus trip is another. So many things you can do. That’s why it’s very difficult o leave İstanbul and go to another city. Do you consider to settle in Istanbul after retirement? I would like to retire in İstanbul. I will defini ely have a house here. In other big cities you’ll find one life style. Cairo is similar to İstanbul but İstanbul has much more to offe . Do you have an art collection? I have more than hundred pieces of paintings. But I stopped buying because I don’t have enough space. I enjoy all kinds of art; modern, portraits, landscapes as long as it is beautiful. Dressing style at idle hours, favorite clothing brands? I buy most of my clothes from Turkish brands like Abdullah Kiğili and W and ties from Hermes because it has a style. I buy what I like. And for casual wear, I prefer more international and colorful brands like Gucci, Louis Vuitton, Polo. I always buy during the high sale time. I invest in clothes at the right price. Dramatic / funny / embrassing Istanbul stories? After ten days in İstanbul I started to drive by myself and try to learn landmarks. I was always noticing Çevreyolu sign and used it. One day I was driving with my wife and told her “if you follow Çevreyolu sign, it’ll take you where you want”. She said Çevreyolu means highway. So I understand why sometimes I used to end up on the Asian side… To ride a Vespa was one of my dreams because my father used to have a Vespa when I was a kid. I bought a Vespa in İstanbul. But when it came to registration phase, they said there was seizure on it. It took two and a half years to get a result. At the end, I owned it for one day before selling it because I had to leave Turkey… The only bad thing for a foreigner about İstanbul is that one day you have to leave it. And there is absolutely nothing bad about İstanbul except this. How do you see the luxury business in Turkey? The luxury level is not about the country, it’s about the attitude of the organization. For example I went to a top luxury hotel in a top
151
European city as a guest. But they had the security officer going after me because I was wearing casual clothes. And that told me a lot about their attitude. By then, I was a general manager in that brand. Your job is simply making people happy. And you’re doing this in an industry where expectations are almost endless. So what makes you happy? To be successful in making people happy. Because it refle ts on me, I get a better salary. Life is a two way street. I was lucky to work with very few people who were not good at heart… Off course I made mistakes but I never stop to try to do my best. A Foreigner in Istan ul
GF Turkiye
Billur Kalka an illur
illurkalka an.co
SHANG A A E TA B R AK A
YE E
Shangri- a Bos horus Istan ul un in restoranı Shang alace ın e eklerini u un a andır du u oru . O ü den da et edildi i i de Eh gideli dene eli dedik he de dergi i e a alı ki ir ka nak olsun.
152
Sağ olsunlar otelin İletişim Müdürü Deniz Topsever ve İletişim Koordinatörü Elif Bilge Aytekin bizi davet ettiler. Biz de erkek arkadaşım Buğra Bahadırlı ile Shangri-La Bosphorus Istanbul’un yolunu tuttuk. İkimiz de Çin yemeğine bayılırız ve ne kadar Çin restoranı varsa dolaşırız. Aslında gerçek Çin yemeğinin tadını ülkemizdeki restoranlardan biliyoruz tabii ki. Shang Palace iddialı bir restoran. Dünyaca ünlü Kanton mutfağı, baş aşçısı da Foong Wai Loong. Her gün 12:00-15:00 ile akşam 18:0023:00 saatleri arasında hizmet veriyorlar. Bu arada Kanton mutfağı geleneğinin farklı bir seremonisi ve görsel bir şovu olan yemek boyunca süren çay servisini yapan Çinli Kung Fu Çay Uzmanı bu iş için beş yılı aşkın eğitim almış. Elif Hanım bunları anlatırken adamların her işinin GF Türkiye
Gur e
bir ritüel olduğunu, ne kadar sabırlı olduklarını düşünerek kendi halimize güldüm. Biz Akdeniz insanları ne kadar aceleci ve sabırsızız… Gelelim yemeklere... İlk önce atıştırmalık Sichuan usulü ballı sirke ile kızartılmış ince, çıtır bonfile dilimleri geldi. Hafif acılı bir sosla kızartılmış inanılmaz lezzetli ve acayip hafi . Sonra yağda kızartılmış kadayıfa sarılı jumbo karidesleri denedik. Yanında el yapımı Sichuan biberli acı sos ve tatlı-acı sos vardı. Kızartma dediğime bakmayın çok hafi . Bana kadayıf kısmı yavan geldi ancak karidesleri lezizdi. Ana yemek olarak fırında kızartılmış bütün Pekin ördeği istedik. Ördekler Fransa’dan geliyormuş. Özel bir pişirme yöntemiyle derisi kızarmış. Özel eğitimli servis elemanımız ilk önce derisini ayırdı ve servis etti. İncecik el yapımı krepler, istiridye sosu, incecik doğranmış salata-
153
DINING AT SHANG PALACE I have been hearing about the food in Shangri-La Bosphorus, Istanbul’s Chinese restaurant Shang Palace for a while. Therefore, when I was invited I said “Let’s go and try this restaurant. Experiencing the restaurant would be good reference for my readers .” Thanks to the kind invitation by Shangri-La Bosphorus, Istanbul’s Communications Manager Deniz Topsever and Communications Coordinator Elif Aytekin, my boyfriend and I arrived at Shang Palace. We both enjoy eating Chinese food, thus tried almost all Chinese restaurants in Turkey. Shang Palace is an acclaimed restaurant known for its world-famous Cantonese cuisine. Restaurant’s Executive Chef is Foong Wai Loong and the service hours are from 12.00 noon – 3.00 pm and 6.00 – 11.00 pm. Part of the traditional Chinese cuisine is the tea ceremony, we were served flavoured tea by the Chinese Kung Fu Tea Master who specialised in his visual show over 5 years. While Mrs. Aytekin was giving us more details about the amount of work the chefs put in, I
realized Chinese people are from a very patient culture, different from ours. Mediterranean people, like us are alwayse so impatient… And the food… Our feast started with snacks; Sichuan style crispy beef, thinly sliced beef marinated and baked with honey, vinegar and a light spicy sauce, which was incredibly tasty and extra mild. Then we tried the Shrimps wrapped in kataifi. These deep-fried jumbo shrimp rolls wrapped with kataifi where served with homemade hot Schiuan pepper sauce and sweet chili sauce. Even though the shrimps where fried they were still very light and delicious. However, the Kataifi (sweet pastry) was a little dry. As for the main couse we ordered a whole Roasted Peking duck. Apperently Shang Palace imports their ducks from France due to the
Gour et
GF Turkiye
154
lık ve taze soğanlar da geldi. Çin mutfağı usulü elle yememiz gerektiği için sıcak havlu servis edildi ki rahat olalım. Ama asıl ördeği vermedi, ben de merak ettim nerede diye. Meğerse ördek içerde satırla küçük parçalara ayırılıyor ve sebzelerle wok tavada tekrar kızartılıp marulla servis ediliyormuş. Anladık ki bir ördekten iki servis çıkıyor, yani iki ayrı yemek gibi... “Acaba ana yemek bitti mi?” diye düşünürken karabiber soslu dana kuşbaşı geldi. Karabiberi hiç sevmememe rağmen bu etin inanılmaz olduğunu söylemeliyim. En az 12 saat marine edildiğinden et lokum gibi yumuşacıktı ve bana antipatik gelen biber tadı yoktu, sadece lezzet katmıştı, bayıldım! Çin eriştesi olmazsa olmaz benim için, sebzeli rica ettim. Elle açılmış olduğundan öyle marketlerde satılanlara benzemiyor, müthiş lezzetli. Tabii biraz da sote edilmiş taze sebzeler yedik. Çinliler salata yemediği için sebze şart. Çin mantarı, karnabahar, brokoli, sarı- kırmızı tatlı biberler, hepsi nefisti Sıra tatlıya geldiğinde ben doymuştum ama yazı yazacağım için hadi deneyelim dedik ve kızartılmış dondurma ile mangolu pudingi de denedik azar azar. Onlar da hafif e lezizdi. Gerek Hong Konglu ünlü tasarımcı Andre Fu’nun dekoru, gerek süper eğitimli servis elemanları, gerek kulağa hoş gelen hafif müzik olsun Shang Palace’da her şey mükemmel. Sadece eğer Beşiktaş vapur iskelesinin tam karşısında olan otelde yemeklerinizi deniz manzarasında yiyeceğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Deniz manzarası sadece odalarda ve diğer ana restoranı IST TOO’da mevcut. Shang Palace alt katta ama benim gibi klostrofobik birini bile rahatsız etmiyor çünkü çok sade, şık ve sakin. GF Türkiye
Gur e
quality. Roasted with a special cooking method, in special ovens brought from China, the duck’s skin was fried and delicous as well as crispy. Our very well trained waiter served the duck in a distinguished style, seperating the skin and serving it with handmade pancakes, oyster sauce, finely sliced cucumbers and fresh onions. We felt free to eat with our hands as it is very difficult to eat with chopsticks and also beacause we contiunesly got new hot towels during the meal. The rest of the duck was taken back to the kitchen to be re-cooked in a wok pan. The meat of the duck was finely diced and chopped and served with lettuce. Thus, we actually had two main dishes just from one roasted Peking duck. “I wonder if the main course is over?” said Buğra but just as so our diced black pepper beef arrived. Even though I don’t like the taste and smell of black pepper, I must admit this dish was amazing. Apperently the meat has been marinated for at least 12 hours making it extremely soft and juicy. The black pepper sauce it has been marinated in has definitely added much more flavour to the meat. I loved it! Chinese noodles are very essential to me. So, I ordered vegetable noodles. It’s incomparable to those sold in the markets. This noodle was handmade by their Lamien (noodle-puller) chef and it was very delicious. We of course tried some sauteed fresh vegetables. Since Chinese people don’t eat salad, vegetables are a must. Chinese mushrooms, cauliflower, broccoli, red- yellow sweet peppers, were all exquisite. I was already full when it was time for desserts but I had to try them for the article. We had fried ice cream and mango pudding. They were both light and tasty. Hong Kong’s famous designer Andre Fu’s décor, superbly trained service personnel, soft music… Everything is perfect at Shang Palace. However, it must be noted that if you are expecting to dine overlooking the sea, only rooms and the other main restaurant, IST TOO, has this beautiful seaview. Even though the restaurant is located one floor below the lobby, it really did not bother someone as claustrophoic as myself, because it is simply elegant and serene.
ISTANBUL - DUBAI - NEW YORK
Pure Touch‌
Abdi Ipekci Cad. No: 9-A Nisantasi - Istanbul \ Turkey +90 (212) 296 00 55 Mall Of Istanbul 1.Kat No: 466 Basaksehir - Istanbul \ Turkey +90 (212) 801 12 22 JBC2 Office # 2208 Jumeirah Lake Towers Dubai U.A.E. +971 (4) 4574021 - By Appointment Only IGT 44West 47th Street Ground F1. Door#3 New York, NY, 10036\USA +1 90 (212) 997 73 00 www.zelajewels.com
Billur Kalka an illur
illurkalka an.co
RI OS ERA STANBU DA HA E E atron ara ı u sa ı Ri os era ı a acaksın dedi inde çok se indi . era e ci arını çok se eri ki aten Ri os u da erak edi ordu .
156
Otele girer girmez birkaç adımda bir avluya çıktık, burası Rixos Pera’nın içindeki restoranı Chapelle. İsmini yanımızdaki İngiltere Konsolosluğuna ait küçük bir kilise olmasından alıyor. Şahane bir sakinlik, birkaç masada yemek yiyenler derken kendi masamıza oturduk. Hava limonata gibi ılık, tam loş romantik ortam aslında, al sevgilini git. Otelin Genel Müdürü dünya neşelisi, tatlısı, konuşkanı Volkan Öztürkler de bizimle birlikte oturdu. Hem otelleri anlatıyor hem Pera’yı ve buradaki kiliseciği. 1582 yılında kurulmuş şapel İngiltere konsolosluğuna aitmiş, bakımını Rixos üstlenmiş ve hala hizmet veriyormuş. Şapelin vitray camından süzülen rengarenk ışık huzmesi vuruyor, bizim masaya. Vitray cam üzerine tarihte Hıristiyanlığın annesi kabul edilen St.Helena resmedilmiş; şapel tertemiz ve bakımlı görünüyor. Burası bir İtalyan restoranı, şefi de senelerce İtalyan aşçıların yanında çalışmış olan Executive Chef Bayram Yıldız. Yani bir Türk. Geldi arada bize merhaba dedi, biz de methiyelerimizi kendisine bildirdik tabii ki. Gelelim yemeklere. Dediler ki çok fazla şey var ondan tadımlık yapalım. Ahtapot ve et Carpaccio ile başladık. Ben ahtapot yemiyorum ama GF Türkiye
Gur e
arkadaşlarımdan tam not aldı, et ise mükemmeldi. Sonrasında işte bu tam benlik dediğim Zuppa Di Pesce Al Pomodoro Piccante yani bir tür deniz mahsulleri çorbası geldi. Şahane bir tat; kesinlikle deneyin. Taze domates sosuyla hazırlanmış enfes bir çorba. Ardından soframızı süsleyen Linguine Alle Vongole, yani midyeli linguini, ki o da enfes. Kremalı makarna yemeklerini zaten çok severim; sadece minik bir bir uyarım olacak: Eğer açık havada yiyorsanız hemen tüketmeniz gerekiyor, çünkü çabuk soğuyor. Bir de Risotto Di Mare yani deniz ürünlü rizotto geldi ki o da çok başarılı. Aşçımız az pişmiş İtalyanların dediği gibi al dente’yi süper kıvamlamış. Makarnanın da pirincin de kıvamı tam yerinde. Bizler alıştığımız Türk damak tadı ile az pişmiş gibi eleştiri yapabiliriz ancak doğru kıvam bu aslında. Gelelim ana menüye, eyvah ben neredeyse doydum çünkü tadımlık dedikleri yemekler o kadar lezzetli ki galiba tadımı hafif kaçırdım. Tagliata Di Manzo Alle Erbe Aromatiche yani taglieteli madalyon ızgara bonfile yanında safranlı püre ve taze baharatlı sos; pek bayılmadım. Neden derseniz aklım deniz mahsullerinde kaldı. Ayrıca, et biraz sertti. Azıcık tadına baktım. Et
CHAPELLE IN RIXOS PERA ISTANBUL I was pleased for the boss called me and said; you will write the Rixos Pera. I like Pera and it’s around and Pera and have already wondered the Rixos Pera.
157
After that only a few steps when you entered the hotel, we went out a courtyard. Here is the restaurant Chapelle in the Rixos Pera İstanbul. Its name is coming from it is located in the backyard of a chapel. While we saw a few table and observe how quiet yard, we have already sat around our table. It is balmy and there is soft-lights created a romantic ambiance it is exactly to be alone with your boyfriend. The hotel’s General Manager Volkan Öztürkler who is so cheerful, warmhearted and talking was our company. We were talking about their hotels especially Rixos Pera and chapel in it. Has founded in 1582, the chapel is belongs to the British Consulate; however, its maintenance is assumed by the Rixos Pera and still active. Refle ted from stained glass of the chapel, colorful light beam is putting towards to our table. On the stained glass, known as the mother of the Christianity St. Helena has been figu ed; the chapel looks very clean and well-cared. Chapelle is an Italian restaurant and its Executive Chef is Bayram Yıldız who had worked with Italian chiefs for years. So, he is Turk. He came to us and said Hello; therefore, we gushed over to him. While we passed
the meals, they said our menu is too wide since we prepared them all to taste. We have started with Octopus and Meat Carpaccio. Although I don’t eat the octopus, my friend gave full mark for it and I have to say meat was excellent. After that Zuppa Dı Pesce Al Pomodoro Pıccante, I believed exactly for me as soon as I heard, which is a kind of seafood soup, came. Excellent savor, you must taste it. It is a delicious soup prepared with fresh tomato sauce. Immediately after adorned our table Linguine Alle Vongole so linguine with clams is also delicious. I have already liked so much the meals which are creamy macaroni. There is only a tip for this meal: If you eat it in the courtyard, you have to be fast since it is becoming cold. Another meal is Risotto Di Mare, risotto with seafood, this is also between the bests. The chief cooked al dente to a turn. Consistency of the macaroni and rice is very good. Maybe we can think it is undercooked, however this consistency is the right in fact. We passed the main courses. Oh No, I am almost full up since meals
Gour et
GF Turkiye
158
yemekleri bence hep birbirine benziyor; yorum yapamayacağım. Ana menüde finali Filetto Di Branzino, levrek file o, ile yaptık; tek kelime ile şahane idi. Yanında karnabahar püre, deniz börülcesi ve biber sos. Tam damak tadıma layık. Tatlı dediler mideme sordum hayır diyor ama bir İtalyan’a gidip tiramisunun tadına bakmazsam olmaz azıcık tattım; hafif ve güzeldi. Artık tamam dediğimiz anda, Türk karpuzu çıka geldi. Bir dilim de ondan yiyip çatlamak üzereyken Allah’tan yemek bitti. Eğer Rixos Pera Chapelle Restoran’ı seçtiyseniz benim tavsiyem kesinlikle deniz mahsullerinden seçmeniz. Et her yerde var ama bu denli ilginç ve leziz deniz ürününü her yerde bulamazsınız. GF Türkiye
Gur e
they said for you taste it was so delicious. I must be over eaten. Tagliata Di Manzo Alle Erbe Aromatiche, grilled beef medallions, potato puree with saff on and fresh herb sauce: I don’t like so much. If you asked why, my mind is still with seafood and meat was a little though. I only tasted with a small piece. In my opinion, meat meals resemble with each others; so I can’t command. The final between main courses was belonging to Filetto Di Branzino, fillet of sea bass: It was simply wonderful. It presents with caulifl wer puree, samphire and pepper sauce: Exactly delicious. They told dessert time! I asked my stomach; its response was no. But then, I said I must taste Tiramisu when I come to an Italian restaurant. It was light and good. And, when I was considering it was over, water melon showed up. As last, I ate one slice from the watermelon. While I think that there was no more space in my stomach to eat, fortunately dinner has been over. If you prefer restaurant, Chapelle in Rixos Pera İstanbul, my advise will be seafood. Meat can eat everywhere, but you can’t find such i teresting and delicious seafood everywhere.
Av. Süreyya Ağaoğlu Sokak 41/A Teşvikiye-istanbul +90 212 224 9997
www.haticegokce.com haticegokceofficial S ecial Re ort
GF Turkiye
Burcu Gürtürk urcu.gurturk gf-turki e.co
160
BO AZ IN KIYISINDA YE E
KEYFE D N
T REN B R TA YAN
A UA RESTAURANT Four Seasons Hotel Bosphorus’ta yer alan Aqua Restaurant, İtalyan mutfağının seçme lezzetlerini sunduğu kusursuz servisi ve yemeği keyfe dönüştüren menüsü ile baş döndürmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğimiz Baş Aşçı Sebastiano Spriveri yönetimindeki restoran, yaz sezonu için yenilenen menüsü ile bir kez daha başarısının tesadüf olmadığını kanıtlıyor gibiydi. Aqua’da lokal malzemeler geleneksel İtalyan tarifleriyle buluşuyor. Türkiye genelindeki en iyi üreticilerden temin edilen mevsim sebze ve meyveleriyle hazırlanan reçeteler Boğaz’ın zarafetine yakışır bir sunumla konukların beğenisine sunuluyor. Şef Sebastiano Spriveri’nin yenilikçi pişirme teknikleriyle farklılaşan Aqua’da ziyafetimize restoranın kendi üretimi olan ve pizza fırınında pişen ekmeklerle başlıyoruz. Başlı başına bir ziyafet olan ekmeklerin hepsini tüketmemek için kendinizi frenlemenizi öneririz. Çünkü masanın yıldızları ana yemekler aklınızı başınızdan alacak türden. Yemeğimize Aqua’nin iki kişilik antipasti tabağı ile başlıyoruz. Domates bruschetta, deniz mahsulleri salatası, dana yahnili arancino, mozzarella ve bezelye, bresaola ve kavun, vitello tonnato ve marine edilmiş Çanakkale domates üzerine yerleştirilmiş burrata peynirinden oluşan başlangıç tabağı İtalya’ya seyahat tadında. GF Türkiye
Gur e
İtalyan mutfağı sevenlerin vazgeçemediği lezzet risotto, Şef Sebastiano’nun da olmazsa olmazı arasında yer alıyor. Bu sebeple ana yemeklere geçmeden midyeli ve Ege otlu risottoyu denemeyi atlamıyoruz. Raviolo deniz mahsulleri yahnisi ana yemek öncesi deneyimlediğimiz son ara sıcak oluyor. Her ikisini de Aqua’nın kalitesini ortaya koyan lezzetler olarak not düşüyoruz. Gelelim ana yemeklere… Aqua’nın ana yemek menüsü, ağırlıklı olarak farklı pişirme teknikleri kullanılarak hazırlanan deniz ürünleri ve kırmızı et çeşitlerinden oluşuyor. Biz tercihimizi Süt danası scaloppine ve Izgara deniz levreğinden yana kullandık ancak diğer seçeneklerin de en az bunlar kadar başarılı olduğuna eminim. Yazın gelişiyle Aqua’nın Boğaz kenarındaki bahçesi de açıldı. Yemeğinizi dilerseniz bahçede dilerseniz restoranın içinde alabilirsiniz. Bu arada belirtmeden geçmeyelim. Aqua sadece yemekleriyle değil, tatlı ve içecek seçenekleri ile de iddialı. Bu nedenle sadece küçük bir mola verip Boğaz havası almak ve hafif bir tatlı yanında lezzetli bir İtalyan kahvesi yudumlamak için de tercih edilebilir. Benim içeceklerdeki favorim ise yaz günlerinde iç ferahlatan Ahududu şerbeti oldu. Siz de benim gibi İtalyan mutfağı aşığıysanız ve gurme bir lezzet deneyimi yaşamak istiyorsanız Aqua’ya mutlaka uğrayın.
AQUA RESTAURANT:
161
AN ITALIAN FEAST BY THE BOSPHORUS Having a charming terrace and unsurpassed Bosphorus view, Aqua Restaurant presents its new menus with selected dishes of Italian cuisine and offers once again recipes emphasizing Italy’s classic and savory fl vors at Four Seasons Hotel Bosphorus. The menu created by Chef Sebastiano Spriveri focuses on healthy and light summer meals using seasonal local products. Not only the ingredients but also the cooking techniques are in line with healthy eating concept. We started our feast at Aqua Restaurant with a delicious homemade bread selection that cooked in the restaurants pizza oven. We know it sounds a bit hard but try to stop yourself eating too much to leave a space for the rest of the menu. At firs , we choose to order Aqua’s renowned antipasti dish to share. The plate we have is like a short trip to Italy, including tomato bruschetta, seafood salad, arancino with beef ragaout, mozzarella and sweet peas, bresola and melon and vitello tonato. Risotto, which is a must for the lovers of Italian cuisine, is also one of the signature dishes of Chef Sebastiano.
Therefore while making the decision for the middle course we didn’t miss to try risotto with Aegean herbs and mussels as well as the open raviolo with seafood ragaout. For seafood lovers Aqua’s menu has a satisfying variety, including turbot, cod fish and sea bass. However, it is not limited to seafood and Aqua continues to offer meat dishes such as lamb chops with aubergine, veal scaloppine with lemon sauce, or grilled 30 days dry aged rib of beef. With its terrace by the Bosphorus, Aqua Restaurant is now open for the summer operation. I must admit, Aqua is not only in my mind with its outstanding dishes but also with the desserts and creative beverages they serve for the summer. Aqua’s terrace is a perfect spot for a short break to savor the light summer desserts of the new menu accompanying with a cup of Italian coffe . My favorite beverage of the summer is the raspberry sherbet with its refreshing taste. If you love Italian cuisine like me and want to enjoy a gourmet experience, you should stop by at Aqua. Gour et
GF Turkiye
Burcu Gürtürk urcu.gurturk gf-turki e.co
STANBU DA B R YUNAN I
OUZO ROOF RESTAURANT uhteşe an arası kusursu ser is anla ışı e le etli enüsü ile ndha Grand stan ul Kala ış arina Hotel in restoranı Ou o g nlü ü ü fetheden ek nların içerisinde er al a ı aşardı. 01 ılında hi ete açılan restoran adını Yunanistan ın geleneksel içece i u o Ou o dan alı or e Akdeni utfa ından le etler sunu or.
162
Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğimiz Ouzo Roof Restaurant, lüks ve konforun buluştuğu Anadolu yakasının en prestijli otellerinin başında gelen Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel’in terasında yer alıyor. Terasa çıktığınız anda gördüğünüz manzara öncelikle gözünü doyuruyor desek yeridir. Muhteşem güzelliğiyle Marmara Denizi ve onun üzerinde süzülen tekneler geniş bir perspektifle önünüze serilmiş durumda. Bu arada dip not olarak güneşin, Ouzo Roof Restaurant’tan bir başka güzel battığını belirtelim. Gelelim restoranın lezzet patlaması yaşatan menüsüne… Sadece birkaç başlangıç söyleyerek bile hafif ve lezzetli bir akşam yemeği geçirmeniz mümkün. Ancak biz deneyimlerken menünün her bölümünden tadımlar yaptık. Başlangıçlarda, Tarhunlu Füme Ahtapot, Obruk Peyniri ile Doldurulmuş Kalamar Dolması, Avokado Püresi GF Türkiye
Gur e
Üzerinde Karides favorilerimiz oldu. Deniz tarağı ve kadayıfa sarılı karides artık bilinen ve pek çok restoranın menüsünde yer alan lezzetler, Ouzo’nun menüsünde de yer alıyor ve son derece başarılılar. Ancak bizim burada özel ve tadı damağımızda kalan spesiyaller Sakızlı kalamar külbastı ve Santorini favası üzerine ahtapot oldu. Yanına bir de Ouzo Salata söylemenizi tavsiye deriz. Gelelim masanın assolistine. Şefin lif lif ayırdığı dana antrikot yaban mersinli humus üzerinde arzı endam ederek servis edildi. Görüntüsü ağır, kendi pamuk gibi hafif bu lezzet mutlaka denenmeli. Restoran tatlı menüsünde de fazla çeşide kaçmadan her damak zevkine uygun çeşitliliği sağlamış. Dileyen misafirler geleneksel tatlardan irmik helvasını ya da kabak tatlısını tercih edebilir ya da bizim gibi bunca yemeğin üzerine daha hafif bir seçenek olan yeşil elma mousse alabilir. Ouzo Roof Restaurant, Pazar günleri 11.0015.00 saatleri arasındaki brunch’ı için de keyifli bir al ernatif olabilir.
A GREEK IN ISTANBUL
OUZO ROOF RESTAURANT Wyndham Grand Istanbul Kalamis Marina Hotel’s restaurant Ouzou stole our hearts with its spectacular view, impeccable service and delicious menu. The restaurant named after Ouzou, Greece’s traditional drink, opened in 2014 and offers dishes from Mediterranean cuisine. Ouzo Roof Restaurant is on the terrace of Wyndham Grand Istanbul Kalamis Marina Hotel where luxury and comfort meets. In the previous days we visited this hotel which is one of the most prestigious hotels at the Anatolian side of Istanbul. I must admit that the gratifying landscape of the terrace feast your eyes on. The marina hotel is offering breathtaking views of the Sea of Marmara. By the way, sunset at Ouzo Roof Restaurant is a sight for sore eyes. Let’s talk about the restaurant’s ambrosian menu… Even ordering a few starters, you can have a light and delicious dinner. However, we tried delicacies from every part of the menu. Smoked octopus with tarragon, stuffed squid with Turkish Obruk Cheese, shrimp on avocado puree was our favorites of starters. Renowed delicacies, scallop and shrimp rolls wrapped with kataifi are also included in Ouzou’s menu and cooked extremely successful. But the fl vours of some specialties such as grilled cutlet calamary and octopus on Santorini fava still lingers. Alongside these dishes, we also recommend you the Ouzou salad. And it’s time to announce the star performer of our table. Veal entrecote served on hummus with blueberries is a must try fl vor. A light meal alternative despite its name. The restaurant doesn’t have a wide range dessert menu, but rich enough to please all tastes. The guests may choose from traditional tastes like semolina dessert or nut pumkin. Or choose a lighter option like green apple mousse if you feasted like us. Ouzo Roof Restaurant should also be considered as a pleasant alternative for brunch on Sundays from 11:00 to 15:00 hours.
Gour et
GF Turkiye
163
ONAKO NUN SOKAK ARINI KEND YATINIZ HAYA ED N eki a onaco Grand ri isti si in atını olsa The Yatch Island fir ası si lere onako nun Sokakları anla ına gelen The Streets of onaco isi li at ro esi ile onako sokaklarının si in atını da ol asını adedi or.
164
GF Türkiye
ncele e
165
DREAM THE STREETS OF MONACO AS YOUR OWN YACHT… What if the Monaco Grand Prix’s circuit has become your yacht? Firm, The Yatch Island, offers you that your own yacht could include Monaco streets with project, The Streets of Monaco. Re ie
GF Turkiye
166
Fiyatı 1.1 milyar dolar olarak belirlenen yatın tasarımında, motor sporları denildiğinde akla ilk gelen efsane Formula 1’in 6. Yarışı olan Monaco Grand Prix’in pistinden ilham alınmış. Üst güverte tamamen işlevsel Monaco Grand Prix yarış pistinin bir replikası olmasının yanı sıra Monte Carlo Casinosu, Hotel de Paris, Cafe de Paris, La Rascasse ve Loews Hotel gibi ünlü Monako simgelerini de içerisinde bulunduracak. Tüm bu replikaları barındırabilmesi için yat 3 kat olarak dizayn edilmiş olup, 16 kişinin konaklamasına olanak sağlayacak şekilde düşünülmüş. Bu 16 misafirin lüks konaklama imkanlarından maksimum seviyede faydalanabilmesi için ise, 70 kişilik bir mürettebata ihtiyaç duyulmakta. Yatın kıç kısmında yer alan Oasis, yatın yüklenme noktası. Bu bölüm Monaco Casino’sunun dışındaki bahçeden model alınarak tasarlanmış. Oasis’in girişinde ilk göze çarpan, yukarıdaki havuzlardan aşağıdaki havuzlara doğru düşen şelale. Oasisin kıç kısmı, büyük camlarla çevrelenerek dışarıdaki ışıktan maksimum seviyede faydalanmayı sağlamak üzere dizayn edilmiş. Alt kısımda konumlandırılan Spa, özel barının yanı sıra masaj salonu, buhar odası gibi birçok düşünülmüş hizmet olanağı ile rahatlama alanı olarak yer almakta. Spanın diğer tarafı, ihtişamlı bir merdiven ya da asansör ile çıkabileceğiniz aşağıdaki muhteşem bahçe manzarasına sahip cafe bara açılıyor. Cafe bar’ın hemen önünde büyük bir havuz, dışarıdaki doğal havuzun manzarası ile yüzme keyfi sürmeniz için bulunuyor. Ayrıca full ekipmanla servise hazır bir jimnastik salonu da sizin için orada yer alıyor ve buradan The Grand Atrium’a geçiş yolu bulunmakta. The Grand Atrium yatın alt ve üst katlarını birleştiren göbeğidir. Burada büyük süslemeli spiral merdiven cam tabanlı bir şelale ile GF Türkiye
ncele e
çevrelenmiştir. Küçük bir kafe-bar alanı da burada, sizin keyifli vakit geçirmenizi sağlamak için devrede. 135 m2 den 356 m2 ‘ye değişen yedi misafir süiti aşağıdaki avluda yerini almakta. Her bir süitin kendine ait resepsiyonu, banyosu, soyunma odası, yatak odası ve balkonu bulunmakta. Bu VIP süitler ayrıca kendilerine özel bir ofise sahip ve süitlerin bulunduğu katta kütüphane, ortak ofi , balkon ve sinema da yer almakta. Atrium aynı zamanda üst katında süit sahiplerinin eğlenebileceği bir alan olarak tasarlanmış. Eğlence alanının ana salonu Havana odası, şarap mahzeni, akşam yemeği salonu, Casino ve dans salonu ile renkli dakikaların geçirileceği alanlara ayrılmış. Atrium’un en son noktasında ev sahibinin dairesine ulaşılmakta. Özel bir asansör ile tüm katlara bağlı daire, toplamda 1460 m2 taban alana sahip. Bir klasik olarak girişi şömine ile renklendirilmiş ve çift katlı tavanı, yatak odası, ofisi, giyinme odası ve dairenin yanı sıra müzik odası, özel bir iç bahçe, birden çok balkon ve jakuzi ve yüzme havuzunun olduğu özel bir güneşlenme alanına da sahip. The Streets of Monaco projesi açıklandığından bu yana milyarlık mülkler, yatlar yeniden ses getirmişlerdir. 2010 yılında Milyarder Roman Abramovich’in 1 milyar dolara satın aldığı 163 m uzunluğundaki Eclipse isimli yatı tekrar gündeme gelmiş; günümüze geldiğimizde ise, Birleşik Arap Emirlikleri Başkanı’nın yatı 182 m uzunluğu ile en uzun yat olarak rekoru elinde bulundurmaktadır. Bunları düşündüğümüzde, The Streets of Monaco 155 m uzunluğu ile en uzun yat olamayacak ancak tasarım fotoğraflarından dahi sizi Monako Prensliğine davet ederken 1,1 milyar doların bu yat için değeceğine inanacaksınız. Yatta küçük Formula 1’lerin yapılıp yapılamayacağının sorusunu ise, yatın ev sahipliği yapacak olan milyarder yanıtlayacak.
Its price has explained as 1.1 billion dollars by the CEO of the firm, and it is designed by inspired from the circuit of The Monaco Grand Prix which is the 6th race of the Formula 1 that first track come to mind when you speak of motor sports. On the top deck will be replicas of famous Monaco landmarks like the Monte Carlo Casino, Hotel de Paris, Cafe de Paris, La Rascasse, and Loews Hotel, as well as a fully functional go-kart circuit based on the Monaco Grand Prix race track. To create an area for all replicas could be included in the yacht; the idea was to recreate the circuit as a fully functional kart track able to accommodate three karts side by side to allow for plenty of overtaking. The design could be host 16 guests with 70 crews for the guests could be benefit maximally from all luxury accommodation services. The Oasis’, located aft, acts as the main boarding point for the yacht, an expansive area modeled on the gardens just outside the Monaco Casino. On entering the Oasis, attention is immediately drawn to the central waterfall. Located forward on the lower level is the Spa has thought with all details to relaxation besides of featuring the spa pool with bar, private massage suites, steam rooms. To either side of the spa entrance are located grand marble staircases and elevator access to the mezzanine, with a cafe bar and magnificent views of the gardens below. In front of the Café Bar, a big pool is placed to swim with view of natural pool. Opposite this feature lies access to the fully equipped Gym. `The Grand Atrium’ is the central hub of the yacht, linking the upper and lower living areas. A small cafe/bar area ensures this feature
can be enjoyed while relaxing in comfort. The seven guest suites are located off of the lower atrium level and vary in size, from the more modest 135 m2 suite to the grand 356 m2 VIP suites. All include their own reception room, bathroom, dressing room, and balcony. The VIP suites have the added luxury of a private office. On the same level and located centrally to the guest suites are the Library, Communal Office, Communal Balcony and Cinema. At the farthest end of the Atrium lies the Owners Apartment. Connected to all decks via a private lift and spread over 3 floors, it covers a total 1460m2 of floor space. As well as the usual lounge with a feature fire place and double height ceiling, office, bedroom, bathroom, his/ hers dressing rooms, the apartment also benefits from a listening room, and private sundeck with a Jacuzzi/swimming pool. Until when explained the project, The Streets of Monaco, billion estates/ yachts have resounded. In year 2010, 163 meter Eclipse with 1,1 billion dollar price which bought by billionaire Roman Abramovich has acquired currency; when we look the recent times, United Arab Emirates President’s yacht with length which is 182 meters has hold the record as the longest yacht launched. Under the light of these, The Streets of Monaco with its length is 155 meters couldn’t be the longest yacht; however you will believe the 1.1 billion dollars is worth of the yacht since it invites you to The Principality of Monaco. The question of could be organized a Formula 1 with its little version in the yacht, will response by billionaire who will be owner of the yacht.
Re ie
GF Turkiye
167
Burcu Gürtürk urcu.gurturk gf-turki e.co
BODRU UN YEN S S ISSOTE RESORT BODRU BEA H itolo ik ek çok hik e e esin ka na ı olan Ege kı ıları eni e lüks ir otele daha ka uştu. S iss tel Hotels Resorts ortf ünün en enisi S issotel Resort Bodru Beach Te u a ında ka ılarını açtı. Otel Bodru şehir erke ine kısa ir sürüş esafesinde olan Turgutreis ko unda ua a ir konu da ulunu or.
168
New York Times’da, “Türkiye’nin St.Tropez’i” olarak adlandırılan Bodrum Turgutreis’de hizmete başlayan Swissôtel Resort Bodrum Beach, 66 misafir odası ve suit odasının yanında 72 özel hizmet sunulan rezidans ve villaları içeren bir kompleks. Hem otel odaları hem de rezidanslar son derece geniş ve ferah. Hareket alanı bol. Odalar, muhteşem Ege manzarasına yüzünü dönmüş durumda. Sadece bu detay bile odadayken de size bir ayağınızın denizde olduğu hissini yaşatıyor. Tanınmış Türk tasarım stüdyosu GAD International’dan Gökhan Avcıoğlu tarafından dizayn edilen rezidanslar, yeşil taş ile kaplanmış cepheler yaratmak için dikey bahçeler kullanılarak yapılmış. Hal böyle olunca yapıların doğa ile zekice bütünleştirilmesi sayesinde, otel sınırları Ege kıyılarının inişli çıkışlı tabiatı ve Turgutreis’in narenciye bahçeleri ile içi içe geçmiş ve muhteşem bir uyum oluşturmuş. İç mekânlarda da doğal malzemelerin kullanımına devam edilerek, Çağdaş Design Works’den Irmak Çağlar’ın tasarımı ile modern bir bütünlük sağlanmış. Swissotel Resort Bodrum Beach markanın mirasını yansıtan detaylara iç tasarımda sıklıkla yer vermiş ancak bulunduğu bölgenin öne çıkan yerel özelliklerini de pas geçmemiş. Duvar tasarımlarındaki saat çarkları, odun kütükler ya da girişte tavandan sarkıtılan cam begonviller bunun en güzel örneklerini oluşturuyor. Kısacası titiz İsviçre modernizmi Ege’nin rahat yaşam tarzı ile buluşmuş. Otelin öne çıkan bir diğer tasarım detayı mermerin olabildiğince çok ve bütün parçalar halinde kullanılmış olması. Barda, odalarda, Spa’nın hamam bölümünde mermer kullanımı sıklıkla karşımıza çıkıyor. GF Türkiye
el Ha er
Swissotel Resort, Bodrum Beach, bir sahil oteli olmasının yanı sıra kışın da gözde konaklama tesislerinden biri olacak gibi gözüküyor. Otelin alt katında bulunan ve geniş bir alana yayılan Spa merkezi bunun en önemli göstergesi diyebiliriz. Pürovel Spa & Sport şık ve çağdaş bir ortam içerisinde sağlıklı yaşam için Alpler’den esin alan çözümler sunuyor. Spa’da yer alan dinlenme alanları, kapalı ve açık yüzme havuzu, fitness merkezi, jakuziler, buhar odası ve Türk hamamı dışında özel hamam ve bu özel hamamın içinde bulunan sauna ve Spa süitleri de otelin farkını ortaya seriyor. Swissôtel Resort Bodrum Beach’in restoranlarına da ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Otelde, 5 yıldızlı diğer sahil otellerinde olduğu gibi açık büfe mantığında bir servis sunulmuyor. Bunun yerine kahvaltı serpme olarak masaya geliyor. Ancak bir açık büfede bulabileceğiniz tüm seçenekler mevcut. Restoranları ve barı ile Türk mezeleri, taze balık ve bölgeye özgü spesiyaliteler sahilde ve havuz kenarında gün boyu yemek mönüsü ile hizmet veriyor. Yaz ayları boyunca Asya-Akdeniz mutfağı ve canlı DJ performansı ile The Roof Bar, eşsiz Ege manzarasında Asya mutfağının en güzel örneklerini sunan Yûhi Restoran ve havuz kenarında yer alan ve dünya mutfağının en bilinen lezzetlerini sunan Swiss Kafe ile misafirlerin gün boyu lezzete doyması hedeflenmi . Otel, aktif gezginler için de çekici bir nokta olacak. Bölgenin iklimi rüzgâr sörfü, dalış ve diğer su sporları için ideal koşullar sunuyor. Otelin özel kum plajı ve yüzer platformu sıcacık güneş ışıklarında uzanmak ve Ege Denizi’nin ışıldayan sularına dalmak için eşsiz bir fırsat sağlıyor.
THE NEW STAR IN BODRUM: SWISSOTEL RESORT BODRUM BEACH Aegean coast which inspired many mythological stories has a new luxurious hotel. Newest member of of Swissôtel Hotels & Resorts portfolio, Swissotel Resort Bodrum Beach, opened its doors in July. The hotel has a tremendous location in Turgutreis and can be reached with a short drive from downtown. Swissotel Resort Bodrum Beach started service at Bodrum Turgutreis that named as The St.-Tropez of Turkey by New York Times. It is a complex consisting of 66 guest rooms and suits, 72 private residences and villas. Both residences and hotel rooms are extremely large and spacious. Plenty of space to move around. Rooms have spectacular Mediterranean view. Even this detail gives you the feeling that the sea is in your room. The residences designed by Gökhan Avcıoğlu of GAD International, a well known Turkish design studio. Residences made by using vertical gardens to create facades covered with green stones. Thanks to elegant integration of nature and buildings, a magnifi ent harmony between the hotel, the bumpy nature of the Aegean coast and citrus gardens of Turgutreis strikes you with admiration. By using natural materials, the visual integrity maintained indoors. Interior design made by Irmak Çağlar of Çağdaş Design Works. The interior design of Swissotel Resort Bodrum Beach has details that refle ts the heritage of the brand but also highlights the local characteristics of the region. Hour wheels used in wall design, wooden logs and glass bougainvillaeas hanging from the ceiling at the entrance are the best examples of this. In a word, precise Swiss modernism met with comfortable lifestyle of Aegean shores. The details are not the details. They make the design. One of the outstanding details of design is usage of marbles. It used in an appreciable way in the bar, rooms and in Turkish bath section of the Spa.
As well as being a seaside hotel, it seems like Swissotel Resort Bodrum Beach will be one of the most popular accommodations in the winter. The big Spa center at the ground floor is one of the most important demonstrations of this. As a wellness center, Pürovel Spa & Sport offers a stylish and inspiring solutions from the Alps. Relaxation areas, indoor and outdoor swimming pool, hottubs, steam rooms, Turkish bath, private Turkish bath, private sauna and spa suites also exhibits the hotel’s diffe ence. The quality of Swissotel Resort Bodrum Beach restaurants should pointed out as well. The hotel doesn’t offer banquet service like other 5-star seaside hotels. You can have mixed breakfast instead with countless options. Restaurants and bar serves you all day long with Turkish appetizers, fresh fish and regional specialties. The Roof Bar offering Asian-Mediterranean cuisine and live DJ performance, Yuhi Restaurant offering the most beautiful examples Asian cuisine accompanied by the unique Aegean landscape and Swiss Cafe offering best-known delicacies of world cuisine by hotel’s pool… All serves you a feast of taste. The hotel will also be an attractive spot for active travelers. Climate of the region offers ideal conditions for windsurfin , diving and other water sports. The hotel’s private sand beach and flo ting platforms provides a unique opportunity for taking a sunbath and diving into the sparkling water of the Aegean Sea.
S ecial Re ort
GF Turkiye
169
elis Dilek
Z
R SAAT KU ES
Anadolu daki rneklerine g re daha iddialı e si gesel olan ir Saat Kulesi çok nlü çok anla lı anıtsallı ı e d ne in alisinin ihti açlarına da ce a er esi dola ısı la farklı ir rnektir. nşa edildi i er kentsel ellek açısından oldukça engin ihtilallere işgallere suikast e to lu sal d nüşü lere şahit ol uş Konak e danı dır. 170
İzmir kent mimarisinin gelişiminde Konak Meydanı’na yapılan Saat Kulesi’nin oldukça önemli bir yeri vardır. İzmir mimarisinde kentsel gelişim çizgisi diğer Osmanlı kentlerine göre zayıf kalmıştır ancak XVII. yüzyıldan itibaren İzmir mimarlığı ticari yapılar ve konut mimarlığı ile karakterize olmuştur. Saat Kulesi ise sadece somut kullanım yapılarına yer veren ve boyutuna oranla imparatorluğun kültürel üretimi içindeki payı da hep küçük kalan bu kentteki önemli bir mimari simgedir. 1885-1891 yılları arasında sadrazamlık da yapan dönemin valisi Kamil Paşa, 1895’de İzmir’e atanmıştı. Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yıl dönümü ulusal bayram ilan edilmiş ve imparatorluğun en kozmopolit liman kenti olan İzmir’in ileri gelenleri, 1 Ağustos 1900 tarihinde Vali Mehmet Kamil Paşa’nın başkanlığında toplanarak İzmir adına yapılacak eserin çeşmeli saat kulesi olması gerektiğine karar vermişlerdi. İzmir Alman Konsolosluğu’nun da mimarı olan Raymond Pere, inşaat komisyonu ile bir araya gelerek, Arap minarelerini andıran çeşmeli kulenin yerini Hükümet Konağı’nın karşısı ile Sarı Kışla’nın önüne gelen yer olarak belirlemiştir. Orijinal çizimlere sadık kalınarak yapılan kulenin 90 cm’lik gümüş maketi, kule kısmının dört cephesine İsviçre saatleri monte edilerek padişaha sunulmuştur. Dört basamaklı haç biçiminde bir platform üzerine kurulan saat kulesi 25 m. yüksekliğinde, dört katlı ve sekizgen kaidelidir. Sekizgenin dar kenarlarında, dörder küçük sütun üzerine oturan sebiller yer alır. At nalı kemerli, balGF Türkiye
el Ha er
daken biçimli sebillerin üçer çeşmesi ve kurnası ile ortasında fıskiyeleri vardır. Gövdenin dört bir tarafında kabartma şeklinde ay yıldız yer alır. Üst bölümü ise üç sıra mukarnasla genişletilmiş ve dış yüzüne dört adet 75 cm çapında saat konulmuştur. Saatini, Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Alman Çeşmesi’ni Osmanlı’ya kazandırmış olan Alman İmparatoru II. Wilhelm hediye etmiştir. Saatin ana mekanik bölümü özel yapılmış demir köşebentler ve döküm ayaklar üzerine oturtulmuştur ve 22 dişli çarktan oluşmuştur. Bazı parçaları üzerinde 1901 tarihi görülmektedir. Her biri 5-6 kg olan çelik halatlarla bağlı iki ağırlık haftada bir mekanik kolla yukarıya çekilir. Saat odasının üzerini on iki sütun üzerine oturan bir metal çatı örter ve çatı bir âlemle sonlanır. Saatin çanı da burada bulunur. İlk görünüşte Ortadoğu minarelerini andıran bir mimari görünümüne sahip olan İzmir Saat Kulesi 1928, 1974 depremlerinde zarar görmüş ve daha sonra restore edilmiştir. 1901 yılından beri ayakta olan İzmir Saat Kulesi tüm ihtişamıyla kentin simgesi olmaya günümüzde de devam etmektedir. KAYNAKLAR Osmanlı’dan günümüze saatler, Kemal Özdemir Osmanlı İmparatorluğu saat kuleleri, Hakkı Acun Kentsel Bir Sembolün Doğuşu İzmir Saat Kulesi, Sabri Yetkin. Türkiye’nin Kültür Mirası 100 Saat Kulesi, Meltem Cansever.
IZMIR CLOCK TOWER The iconic ir lock To er is a significant and articular e a le a ong it s eers in Anatolia ith its so histicated onu entalit . ir lock To er located at Konak s uare in ir hich has an i ortance for the cit s collecti e e or . Konak itnessed an incidents such as re olutions in asions assassinations and social transfor ations. The clock tower has a very important place in the development of urban architecture of Izmir city. Architectural development of İzmir has been weak compared to other Ottoman cities, but as of 17th century, İzmir’s architecture has been characterized by commercial buildings and residential architecture. Clock Tower is the most important architectural landmark of İzmir, a city which it’s contribution to cultural production of the empire remained insuffici t compared to its size. Kamil Pasha was inducted as a governor to İzmir in 1895. He was served as grand vizier between the years 1885 and 1891. In Honor of Sultan Abdulhamid II on his 25th anniversary of enthronement, more than 100 clock towers were built all around the Ottoman Empire. 25th anniversary has been declared a national holiday and the notables of İzmir, the empire’s most cosmopolitan port city, congregated under the chairmanship of Governor Mehmet Kamil Pasha on August 1, 1900 and had decided that a fountain clock tower should be built on behalf of İzmir to commemorate the 25th anniversary. It was designed by Levantine French architect Rymond Charles Pere who also designed German Consulate in İzmir. Pere met with the construction commission and decided to built the fountain tower right across the Government House and in front of Sarı Kışla building. A 90 cm silver model of the tower similar to the original drawings with four Swiss watches presented to the Sultan. The tower, at a height of 25 m, features four fountains, which are placed around the base in a circular pattern, and the columns are
inspired by North African themes. The clock tower consist of four levels on an octagonal plan. It has horseshoe arches, baldachin shaped fountains and sprinklers. The tower has carving of a crescent moon and star on its four sides. The upper portion expanded by three rows of stalactites and four 75 cm diameter watches mounted to the surface. The clock itself was a gift from German Emperor Wilhelm II who has also gave German Fountain in Sultanahmet Square as a gift to Sultan Abdulhamid II. The main mechanical part of the watch is based on a custom made brackets and cast iron feet. It is composed of 22 gears. The building date 1901 is seen on some parts of it. Two pieces weights 5-6 kg pulled up by a mechanical arm connected to steel cords once a week. The clock room is covered by a metal roof on twelve pillars. The clock’s bell also found here. Having an architectural outer view reminiscent of the Middle East minarets, İzmir Clock Tower was damaged in the 1928 and 1974 earthquakes and restored. İzmir clock tower has been standing since 1901 with a great impact on the inhabitants and continues to be the symbol of the city in all its glory. RESOURCES Osmanlı’dan günümüze saatler (Ottoman Clocks and Watches), Kemal Özdemir Osmanlı İmparatorluğu saat kuleleri (Clock Towers of Anatolia), Hakkı Acun Kentsel Bir Sembolün Doğuşu İzmir Saat Kulesi, Sabri Yetkin. Türkiye’nin Kültür Mirası 100 Saat Kulesi, Meltem Cansever
S ecial Re ort
GF Turkiye
171
e ne Atılgan se ne .atilgan gf-turki e.co
TA HAKKO HAYATI AKKO. itali Hakko 00 ılında ha ata g lerini u du unda en ü ük idealini gerçekleştir iş e arkasında Türki e de odanın e ha ır gi i in ncülü ünü a an ü ük ir kuruluş ırak ıştı. Hakko nun 1 ılında kale e aldı ı oto i ografi kita ı Ha atı . akko. sadece ir ha at hik esini anlat ı or. Kita ir ideale adan ış ha atın hik esini de dile getiri or. O idealin adı ise akko.
Kuruluşun öyküsü Türkiye’nin yarım asırdan fazla zamanına tanıklık etmiş ve bu zaman içerisinde büyük bir kuruluşu tüm değerleriyle birlikte ülkemize kazandırmış bir işadamı, Vitali Hakko. Hayatını anlatırken, bu gerçeğin dışına çıkması beklenemezdi. Hakko’nun da satırlarında söylediği gibi, o ve onun kuşağından birçok işadamı, kendine özgü kişilerdi ve bambaşka sosyal ve ekonomik koşullar içinde yetişmişlerdi. Şüphesiz o ve diğerleri, dönemin ağır ekonomik koşullarına karşı mücadele verdiler. Genç Cumhuriyetin ilk kuşağıydılar. Onlara hız veren Atatürk devrimleriydi. Vitali Hakko’nun sıklıkla söylediği şuydu: “Şapka devrimi, kıyafet devrimi olmasaydı, kuşkusuz bugün Vakko da olmazdı. Bu nedenle Vakko, tüm varlığını Kemalist devrimlere ve Türkiye’nin Batılılaşma çabalarına borçludur.” Vitali Hakko, Yedikule’de birbirine bitişik üç ahşap evden birinde dünyaya geldiğinde takvimler 1913 yılını gösteriyordu. O günlerde dünyanın en kozmopolit bölgelerinden biri olan Yedikule’de doğup, etnik kültürlerin kaynaştığı dostluk ortamında yetişmek bir ayrıcalık olsa gerek. Çocukluk yıllarını kitabının sayfalarında keyifli satırlarla anlatıyor Hakko. Elveda okul, merhaba hayat Babasının Chemin de Fer kumpanyasındaki işinden olması ailenin ekonomik gücünü sarsar. Bu durum bir süre sonra küçük Vitali’nin okulu bırakmasına neden olur. Vitali Hakko, bu sarsıntılı günlerde ömrü boyunca yaptığı gibi ailesine destek olacaktır. İlk işlerinden biri babasının marangoz atölyesindedir. Ailenin bütçesine katkı yapan bu çıraklık günlerinde marangozluğu öğrenemez ama sabrı, mükemmeliyet duygusunu ve insanın yaptığı iş ne olursa olsun, en iyi şekilde yapması gerektiğini öğrenir. Bir süre sonra kaderinin ona belirlediği çizgiye doğru ilk büyük adımını atar ve Mahmutpaşa’da Spiros isimli bir Rum tuhafi ecinin yanında çalışmaya başlar. Bu arada Yedikule’den Kuledibi’ne -1929 yılında- taşınırlar. Aile artık Beyoğlulu olmuştur. İlk işine gelince… İşi, dükkânın önünde durup, “İçeri buyurun, içeri lütfen… Güzel kumaşlarımızı görün, sudan ucuz…” gibi şeyler söylemektir. Sabah erken saatte kepenkleri açmakta, iki duvar arasına gerili iplere değişik kumaşlar asıp, akşamları da bunları toplayıp istif etmektedir. Vitali için “İş iştir!” Bu küçük işini de büyük bir ciddiyetle yapar. Kupon kumaşlarını öylesine yan yana getirir ki, aralarındaki renk ve desen bağlantısı kısa sürede müşterilerinin artmasını sağlar. Böylece hem kumaşçılığı hem
172
GF Türkiye
Bi ografi
TA HAKKO Y IFE AKKO. When Vitali Hakko passed away in 2007, he had achieved his greatest ideal and left behind a large organization which pioneered the fashion and ready to wear in Turkey. Hakko’s autobiographical book, first edition published in 1997, is telling the story of a life dedicated to an ideal. And that ideal’s name is Vakko. de satış sanatını öğrenmeye başlar. Bir süre sonra da ipekli ve yünlü kumaşların satıldığı Kamelya mağazasına transfer olur. Giderek tekstildeki temel bilgileri artmaya başlamıştır. Mağazanın satıcılarından Hayim Efendi, Vitali’ye büyük bir iyilik yapar. Elinden tutup, Kapalıçarşı’da Kupidis isminde bir mağazaya tezgâhtar olarak başlamasına yardımcı olur. Kupidis mağazası, Şen Şapka’nın yaratıcısına ilham ve başlangıç kaynağı olacaktır. Hayallere doğru ilk adım: Şen Şapka 1934’lü yıllardı ve Atatürk Şapka Devrimi’ni gerçekleştirmişti. Kupidisler bu durumdan yararlandılar ve mağazalarında bir şapka reyonu açmaya karar verdiler. Bu reyonun sorumlusu ise Vitali Hakko’dan başkası değildi. Bu işin başına geçtiğinde henüz yirmi yaşına dahi basmamıştı. Kısa süre içerisinde atölyenin hazırlıklarını tamamladılar. Mevsim kış olduğu için kadife ve fötr şapka çeşitleri hazırladılar. Vitali Hakko, ilk şapkalarla güzel bir vitrin yaptı. İlk birkaç gün karamsar geçse de sonraları şapka yetiştiremez oldular. Bu arada Vitali Hakko da şapka yapımını öğrenmeye başlamıştı. Çok da zor olmayan bu üretimde asıl olan biraz yetenek, biraz beğeni, kalıp ve çekici malzemelerdi. O da yavaş, yavaş şapka yapımcısı olmuştu. Bu başarı ‘kendi işini kurma’ hayalini de körüklüyordu. Ancak ne sermayesi ne yeterli tecrübesi ne de bilgisi yoktu. Yapabileceği tek bir şey vardı, “tecrübeyi, bilgiyi ve sermayeyi edinene kadar çalışmak!” Askerlik görevinden döndüğünde II. Dünya Savaşı’nın bulutları henüz ufukta görünmüyordu. Yine de önsezilerinin burukluğuna kapılmak istemiyordu. O da yapması gerekeni yaptı ve eniştesi Rafael ile birlikte Şen Şapka’nın kapılarını açtı. Ama bu öyle pek de kolay olmadı. Her şey tamamlandığında Kapalıçarşı’da ana cadde üzerindeki dükkânın vitrini yapıldı. Eşyalar geldi. Bir yandan da usta arayışlarına devam ediyorlardı. Çok geçmeden Max adında bir fötr ustası ile anlaştılar. Şapka malzemelerini de Tünel’deki Paissis’ten alıyorlardı. Şapka kalıplanıp ütülendikten sonra, kimi zaman bir pli, kimi zaman da küçük
The story of establishment Vitali Hakko has witnessed more than half a century of The Turkish Rebuplic and a bussinessman given a big establishment with values to our country. He couldn’t ignore this fact while recounting his life. As stated by Mr. Hakko, he and many businessmen of his generation were unique individuals and grew up in quite diffe ent social and economic conditions. Beyond any doubt, he and his peers fought against severe economic conditions of the period. They were the first generation of the young Republic. Atatürk’s reforms expedited the process. As Vitali Hakko often said: “The rules regarding clothing changed with a revolution. Vakko would not exist today without hat and clothing revolution. Vakko owes its existence to Kemalist reforms and Turkey’s westernization effo ts.” Vitali Hakko was born in one of three wooden contiguous buildings in Yedikule on 1913. In those days, it must have been a privilege to born in Yedikule and grow up at one of the world’s most cosmopolitan areas where ethnic cultures united in friendship environment. In the book, Hakko tells his childhood years in high spirits. Goodbye school, hello life His father lost his job at the Chemin de Fer company and that brought financial difficultie to family. Young Vitali had to drop out of school soon regarding to financial issues. Vitali Hakko supported his family during those hard days as he always done at the rest of his life. His first job was in his father’s carpenter shop. In those days even he contributed to family budget but he couldn’t learn carpentry. Instead of learning carpentry, he learned patience, sense of excellence and realised that people should do their best no matter what the business was. After a while, he
Biogra h
GF Turkiye
173
bir yumruk darbesiyle deformasyona uğratılıyor ve böylece şapkanın modeli ortaya çıkıyordu. Hakko, ailesinin de desteğiyle geleceğin işadamı olma yolunda ilerliyor, Şen Şapka’nın felsefesini “Giyim kuşam, bir renktir, bir şenliktir. Bu nedenle de bizim markamız ‘Şen Şapka’dır,” şeklinde açıklıyordu.
174
Şen Şapka’dan Vakko’ya II. Dünya Savaşı sona ermiş, Vitali Hakko -üçüncü kez yaptığı askerlikten sonra- işinin başına dönmüştü. Savaş yıllarında Şen Şapka’nın başarısı hepsini mutlu ediyordu. İşte bu sıralarda gerçekleşen bir ‘tesadüf’ Vitali Hakko’yu alınyazısına doğru hızla itiverdi. Bir aile dostu olan Boncukçuyan, sandıklar dolusu eşarp ile Şen Şapka’nın kapısından içeri girdiğinde her şeyin böyle bir tesadüf ile başlayacağından hiç kimsenin haberi yoktu. Boncukçuyan, “Siz şapka satıyorsunuz, bu da sizin kaleminizdir, satarsınız,” deyip, eşarplarla dolu sandıkları bırakıp gitmişti. Kısa süre içerisinde eşarpların satışı, bekledikleri yeniliğin, gücün ve umudun ayaklarına kadar geldiğinin işaretiydi ve bu kısmet önlerinde yepyeni ufuklar açmaya hazırdı! Burada, kitap boyunca hayran kaldığım Vitali Hakko’nun o bitip tükenmek bilmeyen heyecanına, yine onun cümleleri ile yer vermek istiyorum: “Evet, sınırlarımızda savaş vardı. Evet, insanlarımız kıt kanaat yaşıyorlardı. Evet, yarın ne olacağımız belli değildi. Ama tüm bunlara rağmen, daha doğrusu, özellikle bunlara rağmen, dayanmamız, hayal gücümüzü kullanmamız, durmamamız, yürümemiz, koşmamız gerekiyordu. Biz de öyle yaptık.” Şen Şapka’yı unutup, Vitali’nin V’si, Albert’in A’sını alıp VA yaptılar. Bunu soyadlarıyla birleştirip VAKKO’yu oluşturdular. Artık bir markaları vardı ve kendi eşarplarını kendileri üreteceklerdi. Yeni mağazalarını Yenicami’de, Mısır Çarşısı’nın karşısında açtılar. Mağaza ilk başlarda Şen Şapka adını kullansa da bir süre sonra Vakko adını aldı. Eşarbın, şapkanın yerini alacağı önsezisi doğru çıkmış, Türk kadını, alafranga “eşarp”ı kısa zamanda benimsemişti. Fakat Vitali Hakko’nun hayalleri bu kadarla sınırlı değildi. Vakko bir idealdir Vitali Hakko, eşarpları fason olarak değişik atölyelerde üretiyor fakat -başarılı bir satış çizgisi tuttursa da- eşarbın ipeğinden, boyasından emin olmak ve müşterilerine karşı ‘marka namusu’nu en iyi şekilde korumak istiyordu. Bu marka namusunu korumanın tek bir yolu vardı: Kendi üretimini yapmak! Böylece Kurtuluş’ta Rum mezarlığının karşısında bir arsa satın aldılar ve bu arsa üzerinde, bir emprime atölyesinin inşasına başladılar. Vakko’nun ilk gerçek üretim yeri bu atölyedir. Vitali Hakko’nun bir zamanlar şapka, daha sonra eşarp, bir süre sonra da emprime sunduğu kadınlar için artık “hazır giyimin” zamanı gelmişti. Üstelik bunu günün moda çizgisinde yapmak gerekiyordu. Bu düşüncelerden yola çıkan Vitali Hakko, Türkiye’deki giyim kuşamda Batı GF Türkiye
Bi ografi
took the first major step towards his faith and started to work in a haberdashery at Mahmutpaşa. Shop’s owner was a Greek named Spiros. Meanwhile they moved to Kuledibi, Beyoğlu from Yedikule in 1929. As his first job ... His job was simply standing in front of the shop and invite people in. Opening the shutters in the early hours of the morning, hanging up fabrics to a tightrope and stack them in the evening. For Vitali “Business is business!” So he took this small job seriously. He appositioned pieces of goods with gusto and the harmony between color and pattern increased customer number in a short span of time. Thus, he both started to learn drapery and the art of sales.After a while transferred to Kamelya store where he sold silk and wool fabric. In the meantime his basic knowledge of textiles has been increasing steadily. Hayim Bey, one of the presellers of the store, made him a big favor.He helped him to get a job at a store named Kupidis at the Grand Bazaar. Kupidis will be the source of inspiration to the creator of Şen Şapka. The first s ep towards the dream: Şen Şapka (Merry Hats) It was 1934 and Atatürk has announced the hat revolution. Kupidis took the advantage of this situation and decided to open a hat department in the store. Manager of this department was none other than Vitali Hakko.When he took the responsibility of the department he even didn’t turn 20. They completed the preparations for the workshop within a short time. As it was winter season, they began with velvet and fedora types. Vitali Hakko made a beautiful window dressing with first products. They were pessimistic on the first days but in a short time they started to sell like hot cakes. In the midst of all this Vitali Hakko was beginning to learn hat making. This production needed a little bit artistry, taste, mold and attractive material. Step by step, Hakko became a hat designer. This success encouraged him to establish his own business. However, he didn’t have neither capital nor enough experience for the job. There was only one thing he could do, “work until he got experience, knowledge and capital!” When he returned from military duty, dark clouds of World War II did not yet appear on the horizon. Nevertheless, he didn’t want to caught up in bitterness of his intuitions. He did what he had to and he started a business with his uncle Rafael. The shop’s name was Şen Şapka. But it was not so easy. The shop was on the main street of Grand Bazaar. After preparations completed it was time for window dressing. Wares arrived. On the other hand, they were
modasını Vakko üretimi ile başlatacaktı. Elbette tüm bu söylenenler öyle kolayca gerçekleşmedi. Vitali Hakko ileri görüşlülüğü ile Avrupa’da başlayan “pret-a-porter” (hazır giyim) akımını doğru analiz etmiş ve Türkiye’de de çalışan kadın oranının artacağını -hazır giyimin en büyük tüketici kitlesi çalışan kadınlardı- anlamıştı. Böylece, başta eşi, kız kardeşi olmak üzere usta terzi, kalfa, kalıpçı ve stilistleriyle birlikte uzun soluklu bir yola çıktılar. Bu tarihten kısa süre önce -1962 yılında- Beyoğlu’nda açılan mağazaları gelecek günlerde Vakko’nun kendi atölyelerinde üretilen hazır giyim eşyalarını sergilemeye başlayacaktı.
in search of an artisan. Soon they shook hands with an artisan called Max.They were purchasing supplies from Paissis shop at the Tünel. Once molded and ironed, with a small fist pleat, the hats took their final shape. Hakko was gaining ground with the support of his family and explaining Şen Şapka’s philosophy by these words; “Clothing is a merriment. For the reason that our brand serves this merriment, its name is Şen Şapka.” From Şen Şapka to Vakko World War II ended, Vitali Hakko returned from his third military service and got to work.Şen Şapka’s success in the war years made them happy. a ‘coincidence’ happened about this time changed Vitali Hakko’s destiny. When Boncukçuyan, a family friend, came to the store with boxes full of scarves, nobody would have ever guessed this coincidence was the start of Vakko. Boncukçuyan said they were selling hats so scarves were in their range, too. Shortly they realised that scarf was the signal for their expectations of innovation, strength and hope and fortune was ready to open new horizons! Here, I’d like to narrate Vitali Hakko’s admirable endless excitement by his own words: “Yes, we had war on our border. Yes, our people lived penuriously. Yes, it was not clear what would happen tomorrows. But despite all this, more precisely, especially against these circumstances, we had to endure, we had to use our imagination, not to stop, we had to walk, we had to run. We have done so.” They combined their surname with Vitali’s V and Albert’s A to create Vakko. Now they had a brand and they would produce their own scarf. They opened their new store in Yenicamii, across the Egyptian Bazaar. They opened it under the name of Şen Şapka but after a while they started to use the name “Vakko”. Their the intuition came true; the scarf took the place of hat. Turkish women adopted European style “scarf” at short notice. But Vitali Hakko’s dreams were not limited to this.
Türkiye’yi modern mağazacılık anlayışıyla tanıştıran Vitali Hakko, 1969 yılında kurduğu fabrikası sayesinde başkent Ankara ve ardından İzmir’de açtığı mağazalarıyla kadın, erkek, çocuk hazır giyimi ve aksesuarlarıyla modaya katkıda bulundu. O gün başlayan Vakko’ya has hazır giyim üretimi, “pret-a-porter de lux” olarak bugün de devam ediyor. Son sözü artık aramızda olmayan Vitali Hakko’ya bırakalım: “Otuz-kırk yıl önce, Vakko’ya da çocuğum gözüyle bakabilirdim. Oysa bugün Vakko ve ben aynı kişiyiz. Benim hayat öyküm Vakko’nun, Vakko’nun varoluş öyküsü de benim hayatımdan başka bir şey değil.”
Vakko is an ideal Vitali Hakko had scarves produced at various ateliers but even with success in sales, he felt obliged to his customers. Hakko wanted to protect “the brand’s honor” in the best way. In order to guarantee the quality of the products that they were selling under Vakko label, they switched their focus to production. They realised that the only way to protect the honour of the brand was to manufacture their own products! So they bought a property at Kurtuluş to built a small silk screening workshop. This building was the first production site of Vakko. Vitali Hakko had realised that hats, scarves and printed fabrics would not be suffici t enough for Turkish women. The “ready to wear” time has come. And they must do it in the fashion line of the day, they had to catch today’s style. Regarding to these thoughts, Vitali Hakko would start Western fashion apparel production in Turkey under Vakko label. But it did not happen so easily. Vitali Hakko has analyzed the “preta-porter” (ready to wear) movement in Europe correctly with his farsightedness. He also predicted the increase of working women class. These women are the largest consumer group of ready-made clothing. Thereby, Hakko started a long-term journey with tailors, foremens, molders, stylists and his wife and his sister in the first place. Shortly before this date, in 1962, the first Vakko fashion store opened in Beyoğlu and provided a new concept for Turkish clothing industry. Vitali Hakko introduced the concept of modern retailing to Turkey. With the factory founded in 1969 at capital Ankara and the stores at İzmir, Vakko has contributed to women’s, men’s and children’s fashion. Vakko’s specific apparel production conception, “pret-a-porter de luxe” is continuing today. Let’s have the final word from Mr. Vitali Hakko: “Thirty-forty years ago, I would consider Vakko as my child. However today, Vakko and I are the same. My life story is Vakko and Vakko’s existence story is nothing but my life. “
Biogra h
GF Turkiye
175
TUTKU E S RD R EB R K
176
PASSION AND SUSTAINABILITY!
I am pleased for we could present our 3rd issue to you best. In this issue, I would like to share an issue which it comes to my mind when I read the stories of the brands older than 100 years at “Respect 3. Sayımızı da size en iyi şekilde sunabildiğimiz için mutluyum. for The Masters” in magazine. Bu sayımızda ilk sayıdan bu yana “Ustalara Saygı “ ismini verdiğimiz Think a brand has its origin based on the least one hundred years kuşağımızda, kuruluşundan bu yana 100 yaşını geçen markaların güago. And, it must be has come to a point with rudimentary methods nümüze değin süre gelen hikayelerini okurken aklıma gelen bir sorunu in its time. It must be has made diffe ence. This requires, as firs , paylaşmak istedim. discipline. It requires being passionate, by defending your Bir marka düşünün kökleri en az yüz yıl olsun. Ve o döneopinion fanatically when appropriate; it requires min ilkel yöntemleriyle bir noktaya gelsin. Farklılık being survivor of least 2 World War(s). It requires yaratsın. Bu en başta bir disiplini gerektirir. Tutfocusing on a specific point, requires not being kulu olmayı, yeri geldiğinde fanatikçe o fikri whimsical. As making the critical analysis, as savunarak en az 2 Dünya savaşını atlatabilmiş specifying the demand, it requires winning olmayı gerektirir. Bir noktaya fokuslanmayı, OINT the competition environment. And as the maymun iştahlı olmamayı gerektirir. Doğru most important, it requires being patient… analizler yaparak, ihtiyacı belirleyerek rekabet s ail Ba dar Nowadays, there is a crowded in my network, faktöründen galip ayrılmayı gerektirir. Ve en nokta gf-turki e.co LinkedIn I am a member of it. I see many people önemlisi de sabretmeyi gerektirir… who have changed their 3rd job in less than a year Günümüzde ise üyesi olduğum LinkedIn’de iş networaccording to their status update and, the messages of the other people kümde bir sürü kalabalık var. Daha bir yılı bitirmeden güncellemelecongratulated to them. rinde 3. işini değiştirmiş bir sürü insan ve bunu beğenen ya da tebrik Even a soul don’t ask to the respective person a question like “In a less eden diğer insanların mesajlarını da görüyorum. than 1 year, changings this much, is this normal for you!” The main Bir Allahın kulu da çıkıp o kişiye, “daha 1 yıl olmadan bu kadar değiitem to climb the ladder is patient, in my opinion. Firstly, you must be şiklik; sana bu normal geliyor mu!” gibilerinden bir soru sormuyorlar. patient. Companies care about your work experience for a business not Bir işte yükselmenin ilk maddesi benim gözümde sabırdır. Önce sabırlı so many experiences which are in diffe ent companies. olacaksın. İşletmeler senin ne kadar çok sayıda firmada iş deneyimin How many people between us know Older than 100 Years Brands in olduğu ile değil, bir işte ne kadar iş deneyiminin olduğu ile ilgilenir. our country, which its population is approaching 80 million, are not Nüfusu 80 milyona dayanmış ülkemizde Yüz Yaşını Geçmiş Marka sayıeven 40? mızın daha 40 olmadığını acaba kaçımız biliyor?
NOKTA
www.yuzyillikmarkalar.org
GF Türkiye
el Ha er
www.yuzyillikmarkalar.org
K K
A A
R
R U
N
Teşvikiye Caddesi No: 25 B 34367 Teşvikiye / ISTANBUL
U K
I
R
N A
Ç
Phone: 0090 212 227 74 76 (pbx) info@karunjewellery.com
www.karunjewellery.com