Gölge e-Dergi Nisan 2017, 115. sayı

Page 1

SAYI 115

NÄ°SAN 2017


SAYI:

115 www.golgedergi.info golgedergimail@gmail.com

EDİTÖR Tuğba TURAN YAYIN KURULU Olca KARASOY, At lla BİLGEN Hasan Nad r DERİN, Aynur KULAK, Mehmet Berk YALTIRIK, Mustafa Emre ÖZGEN REDAKSİYON Ecehan BİÇEN KAPAK Eren ERSOY ARKA KAPAK Hüsey n ESEN

Gölge e-Derg , nternet üzer nden yayınlanan, kolekt f emekle hazırlanan, özgür ve özgün çer kl alt kültür derg s d r.

İÇİNDEKİLER HABER 4 Ankara Uluslararası Film Festivali ÖYKÜ 8 Tuğba Turan, Hüseyin Esen Dünyanın En Pahalı Sürpriz Yumurtası ÖYKÜ 15 Mehmet Berk Yaltırık, Tolga Tanyel Varkolakların Gecesi - VI ÇİZGİ ROMAN İNCELEME 19 Tunç PEKMEN GEN 13 ve Generation X Kapışması ÖYKÜ 23 Atilla Bilgen, Gökçe Deniz Hafta Sonu Ne Yapıyoruz? ANİME İNCELEMESİ 28 Olca KARASOY Chaos;Child ÇİZGİ ROMAN 30 Eren Ersoy Davetsiz Misafir ÖYKÜ 33 Tuğba Turan,Enver Gökhan Altun Aşkın Faşit Dairesi KİTAP İNCELEME 38 Aynur Kulak Karıncalar FİLM İNCELEME 40 İlker Yavuz eXistenZ SİNEMA 42 Hasan Nadir Derin Berlin’de Bir Hafta

2


Editör der ki; Bir Nisan ayına daha erdik; kimi sene baharı saçlarından tutup getiren, kimi sene de kışın eteklerindeki karları dökmesine yardım ve yataklık eden Nisan ayına. 2017 Nisan’ı, tarihteki yerini bambaşka nedenlerle alacak, hatta aldı bile. Hepimiz Eren Ersoy’un kapağımıza çizdiği Gölge Kız gibi bir yol ayrımındayız. Bu sefer herkes kendi yolunu değil, yarımızdan bir fazlası olan çoğunluk hepimizin yolunu belirleyecek. Bu yüzden bilenler bilir ama ben yine de Robett Frost’un şiirini,Türkçeye çevirmeye çalışmadan şuraya not düşeceğim: I shall be telling this with a sigh Somewhere ages and ages hence: Two roads diverged in a wood, and II took the less traveled by, And that made all the difference. Gölge Dergi Editörlüğü adına Tuğba Turan aka Balık Hafıza


ANKARA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ DÜNYACA ÜNLÜ FİLMLER ANKARA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ'NDE SEYİRCİ İLE BULUŞACAK Fest val 'n n açılışını yapan Et enne Comar'ın lk film

Hasan Nad r DERİN

Django, 'Altın Ayı' ödülünü kazananan Macar

Kültür ve Tur zm Bakanlığı'nın desteğ nde,

yönetmen Ild kó Enyed 'n n film On Body and Soul, En

Halkbank'ın ana sponsorluğunda yapılacak

y Senaryo ödülüne layık görülen Sebast an Lel o

s n e m a s e ve r l e r n m e r a k l a b e k l e d ğ A n k a r a

mzalı film A Fantast c Woman zley c le buluşacak.

Uluslararası F lm Fest val , bu yıl da bol sürpr zl b r

Seçk de göster lecek d ğer filmler; Agn eszka Holland

programla 20-30 N san 2017 tar hler arasında

– Spoor, Cal n Peter Netzer - Ana , Mon Amour,

zley c ler le buluşacak.

Thomas Arslan – Br ght N ghts, Andres Ve el – Beuys. Fest val n Dünya S neması bu yıl; Anısına, Berl n'den Taze Taze, B r Ülke: İspanya, Terence Dav es R e t r o s p e k t fi , Kö r l e ş m e , U s t a İ ş ve D ü ny a Fest valler nden bölümler nden oluşacak. “ANISINA” 'Anısına' bölümünde 10 sene önce aramızdan ayrılan M chelangelo Anton on Passenger, Ingmar Bergman Sm les of a Summer N ghtfilmler

le

anılırken; Abbas K arostam Close up, Andrzej Wajda BİR ÜLKE, İSPANYA

After mage, Jacques R vette se La Bandedes Quatre filmler le bu seçk de yer alacak.........................................

D kkat çeken yapımları le İspanyol s nemasının son 10 yılına “B r Ülke” bölümünde hak ett ğ lg y veren fest val, b rb r nden renkl İspanyol yapımı film s nemaseverler n beğen s ne sunacak. Başlıca filmler; Dav d Trueba -L v ng Is Easy w th Eyes Closed, Lu s

BERLİN’DEN TAZE TAZE Fest val, bu yıl Berl n F lm Fest val 'nde göster len ve yarışan filmler “Berl n'den Taze Taze” b ö l ü m ü n d e A n k a r a' y a t a ş ı y a c a k . B e r l n F l m 4



García Berlanga – The Execut oner, Cesc Gay – Truman, Raúl Arévalo -The Fury of a Pat ent Man, Carlos Saura–Beyond Flamenco

Wenders başyapıtı Par s Texas, Stanley Kubr ck' n unutulmaz film A Clockwork Orange da yer alıyor.

BİR RETROSPEKTİF: TERENCE DAVİES

USTA İŞİ

“B r Retrospekt f ” bölümünde 1945 İng ltere doğumlu senar st, yönetmen, romancı ve oyuncu Terence Dav es' n en b l nen filmler yer alacak. Sey rc n n beyazperdede zleme şansı bulacağı filmler;D stant Vo ces, St ll L ves, On of T me and the C ty, A Qu et Pass on, The Long Day Closes , Sunset Song, Terence Dav es Tr logy.

Dünya s nemasına katkı sağlamış usta yönetmenler n filmler n n göster leceğ bu bölümde Volker Schlöndorff - Return, To Montauk , Werner Herzog - Salt & F re, Cla re S mon – The Graduat on, Chr s Kraus - Bloom of

KÖRLEŞME Fest val n teması olarak bel rlenen “Körleşme” bölümünde se ders n tel ğ ndek filmler le 'S nema b z ne zaman körleşt r r, sey rc n n bakış açısı le kameranın bakış açısı örtüşmed ğ nde ne olur” sorularına yanıt arayacak. Bu bölümün öne çıkan filmler arasında K rsten Johnson mzalı Cameraperson, W m

Yesterday, Jul an Rosefeldt – Man festo, J m Jarmusch – G mme Danger filmler zley c le bulaşmaya hazırlanıyor. DÜNYA FESTİVALLERİNDEN Fest val her sene olduğu g b bu sene de dünya fest valler nde göster lm ş filmlere Ankara'da ev sah pl ğ yapmaya devam edecek. 'Dünya Fest valler nden' bölümü kapsamında göster lecek filmlerden bazıları; Russudan Glurj dze - House Of Others, Sang-soo Hong Yourself and Yours, Otto Bell – The Eagle Huntress, Mehrdad Oskoue – Starless Dreams, Vass l s Mazomenos – L nes, Kr st na Grozeva, Petar Valchanov - Glory, Zhang Lu - A Qu et Dream, H rokazu Koreeda – Afterthe Storm.

6



DÜNYANIN EN PAHALI SÜRPRİZ YUMURTASI YAZAN: Tuğba TURAN

İLLÜSTRASYON: Hüseyin ESEN

Previously on Gölge:

adamlara aşık olmuşsunuz! Kula kulluk etmen

Lisbeth: Siz Türkler çok romantiksiniz tarih

diyenlere değil, sonuna kadar biat edin diyenlere aşık olmuşsunuz!

konusunda. Aslında her konuda. Seçimlere, referandumlara ve siyasi partilere bile

***

romantizmle, aşkla yaklaşıyorsunuz. Halbuki halka

Lisbeth: En son izlediğim duygusal Türk filmi

ve Hakk'a aşık ne adamlar gelmiş geçmiş şu

de Kırgız romancı Cengiz Aytmatov'dan uyarlama

Anadolunuzdan. Köroğlu'na duyun aşkınızı bakın

zaten: SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM! Bir de benim

ne demiş:

anlamadığım, bütün filmlerde Anadolu'daki

Fakir fukarayı incitmen sakın

kadınların hepsinin başında yazma, yaşmak,

Mal yemez tamahkar zengine bakın

çember, şal, başörtü adı her ne olursa olsun örtü var ama, parlamentonuza başörtülü bir kadın

Pir Sultan Abdal'a duyun aşkınızı bakın ne

milletvekili girince kriz yaratıp onu kovdunuz…

demiş:

***

Kurtulaman Ezrail'in elinden

Gölge ve Lisbeth, 2 Mayıs 1999 tarihine,

Dünya dolu malın olsa ne fayda

Ankara'ya, 21. dönem Meclis açılışına gittiler. Bu

Dadaloğlu'na duyun aşkınızı bakın ne demiş:

tarihte, Mazilet Partisi İstanbul milletvekili olarak

Hakkımızda devlet etmiş fermanı

meclise giren Kerve Mavakçı'nın, DSP Genel Başkanı

Ferman Padişah'ın dağlar bizimdir

Bülent Ecevit tarafından meclis salonundan

Yunue Emre'ye duyun aşkınızı bakın ne

attırılmasına tanık oldular. Bu hata, parti liderleri ve

demiş:

milletvekillerinin Türk siyaset tarihine damgasını vuracak ne ilk hataları, ne de son gafları olacaktı.

Doğruya varmayınca, mürşide yetmeyince

Gaf deyince hemen belirtelim, geçen ayki

Hak nasip etmeyince, sen derviş olamazsın

hikayenin sonlarına doğru, Gölge ve Lisbeth'in gafını

Ahmet Arif'e duyun aşkınızı bakın ne demiş:

sözünü esirgemez rakibi Ybani'nin Rusya'da terör Ard arda kaç zemheri

estirdiği haberi geldi. Raskolnikov ile birlikte bir suç

Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu

çetesi kurmuş ve meşhur Fabergé yumurtalarından

Dışarda gürül gürül akan bir dünya

birini ele geçirmişti. Bu haber üzerine bizim

Bir ben uyumadım

kahramanlar ve onlara yardım etmek için gelen

Kaç leylim bahar

Michael Knight ve arabası K.I.T.T, bir kargo uçağına

Hasretinden prangalar eskittim

binerek soluğu Rusya'da aldılar.

Prangaları hasetten değil, hasretten eskiten

Lisbeth, daha uçaktan inmeden, arkadaşlarını,

adamlara aşık olsaydınız. Siz bunca söz söyleyen,

Ybani'nin çaldığı bu meşhur yumurtanın ne mene bir

gücünü halktan alan adam varken memleketinizde

şey olduğuna dair bilgilendirmeye başladı:

gücünü halka rağmen, halka karşı kullanan 8


9


***

şey olduğuna dair bilgilendirmeye başladı:

Lisbeth: Paskalya ç n hediye edilen ilk

Lisbeth: Fabergé yumurtaları 1885 ve 1917 yılları arasında, Rus mücevher tasarımcısı Peter Carl

yumurtayı çok beğenen Çar III. Aleksandr,

Fabergé'ye ait mücevher firması tarafından, Rus

Fabergé'den bunu her sene tekrarlamasını istemiş.

Çarları III. Aleksandr Aleksandroviç Romanov ve onun

Öyle ki takip eden senelerde yapılacak yumurtanın

oğlu II. Nikolay Aleksandroviç Romanov ailesi için her

nasıl süslemelerle bezeneceği, Çar ailesi dahil

biri dünyada tek olarak tasarlanmış Paskalya

herkesten saklanan bir sır olmuş. III. Aleksandr'ın

yumurtalarıymış.

ölümünden sonra tahta geçen oğlu II. Nikolay,

K.I.T.T: İlk yumurta Ortodoks Paskalyası olan 24

Fabergé'den her yıl iki adet yumurta yapmasını

Mart 1885 tarihinde III. Aleksandr'ın eşi Çariçe Maria

istemiş. Bunlardan biri annesi Maria Feodorovna,

Feodorovna'ya hediye edilmiş. Genellikle

diğeri karısı Çariçe Aleksandra Feodorovna için imal

yumurtaların içinde çiçek buketi, taht arabası veya

edilecekmiş! Gölge: Vay be! Demek Hürrem Sultan

minik bir hayvan figürü gibi, yine mücevherle işlenmiş bir ya da iki sürpriz çıkarmış. Fakat bu

sendromu Rusya'da da varmış!

sürprizlerden çoğu, zaman içinde kaybolmuş. Michael Knight: Aramızda Sayın L sbeth'ten

K.I.T.T: Dünyanın, insan dişisinin nefes aldığı her metrekaresinde kaynana-gelin sendromu

başka internete bağlanıp istediği her bilgiyi elde

olagelmiştir Sayın Gölge. Bu, insanoğlunun bitmek

edebilen bir kişi daha var anlaşılan.

tükenmek bilmeyen kıskançlık ve elindekini

Gölge: O bir kişi değil ki, bir araba! Michael Knight: Bir Ferrari için araba kelimesi

paylaşamama hırsının kadınlarda ön planda olan bir tezahürüdür. Gölge: Ne yaptınız siz bu araba bozuntusuna

ne kadar kifayetsiz kalır tahmin bile edemezsiniz Hanımefendi. Hele ki firmanın 70. yıldönümü için, her

yahu? Muhteşem Yüzyıl'a bağladı Hürrem Sultan'ı

biri kişiye özel tasarlanarak üretilecek Laferrari

duyunca! Lisbeth: Çok haklısın K.I.I.T ama Ortadoğu,

modelleri için bunu asla dememelisiniz. K.I.T.T: Sayın Gölge, kalbimi kırıyorsunuz. Belki

Balkanlar ve Doğu Avrupa coğrafyasında bu gelin-

kalbim yok ama, benim gibi bir 2017 model özel

kaynana müessesesi çok daha belirgin işlemekte

üretim Laferrari Aperta'nın 949 beygir gücü

değil mi sizce de? Mesela sizin kadar yakışıklı bir

üretebilen V12 motorunu üzmek üzeresiniz.

otomobil, bu kaynana meselelerini dert etmemeli! Gölge: Bilgisayarlarla aranda bir şeyler

Gölge: Beygir n n gücü, çenesine de vurmuş anlaşılan. Hey Allahım ya! Haydi işimize bakalım

olduğunu biliyordum ama bilmem kaç tonluk bir

beyler, bayanlar ve V12 motorlar!

hurda yığınına da kur yapabileceğin aklımın ucundan

*** Fabergé'nin Çar ailesi için özel imal ettiği elli yumurtadan kırk üç tanesi günümüze kadar kaybolmadan gelebilmişti. Kremlin Armoury Müzesi bu yumurtaların on tanesine günümüzde ev sahipliği yapıyordu. Bu yüzden Gölge, Lisbeth, Michael ve

geçmezdi Lisbeth! K.I.T.T: Optimus Prime gibi ayağa kalkıp yürüsem ne yakışıklı robot dersiniz! Ama yine de hurda yığını kelimesi, hava filtremi incitti Gölge Hanım! Neyse yumurtaların hikayes şöyle devam ediyor. Buyurun Sevgili Lisbeth... Lisbeth: Bu gelenek 1917 Ekim Devrimi'ne

K.I.T.T Moskova'da kargo uçağından iner inmez, soluğu Kremlin Armoury Müzesi'nde aldılar.

kadar sürmüş. O sene Romanov hanedanının sonu olmuş ve maalesef tüm aile fertleri idam edildiği için 10


Aynı anda, Atlantiğin öte kıyısında bir yerlerde...

Fabergé, kimseye yumurta hediye edememiş. Son iki yumurta ise sahiplerine hiç ulaşamadan ve parası ödenmeden yarım kalmış. Gölge: Aaaa! Koskoca Çar bir de para mı

Sam Harmon: Sayın Ocean, bu otel açılışı için verdiğimiz kıyafet balosunu Las Vegas'ta değil de Florida'da yapmak akıllıca bir fikir mi sizce?

veriyormuş bu sürpriz yumurtalara? Lisbeth: Senin sürpriz yumurta dediğin

Danny Ocean: Balo kralı ve kraliçesini seçtikten sonra Las Vegas'a içinde yüzme havuzu olan bir uçak

yumurtalardan Ybani'nin çaldığı “The Winter Egg”

kaldıracağım ve uçaktan otelin roof'undaki havuza

yani kış yumurtası, 2002 yılında Christie's müzayede

paraşütle atlayacakları sürprizini öğrendikten sonra

evinde 9,6 milyon dolara alıcı bulmuş.

herkes çok mutlu olacak sevgili ortağım göreceksin z!

Gölge: Kimmiş bu pahalı zevkleri olan alıcı?

***

K.I.T.T: Tabii ki o zamanın Katar Emiri Hamid bin

Kremlin Armoury Müzesi'nden, Gölge ve

Halife es-Sani! Aynı zamanda sıkı bir otomobil

Lisbeth'e çalınan yumurtada bir izleme cihazı olduğu

koleksiyoncusudur kendi. Bir ara Fast&Furious 7'de

bilgisi verildi. Ama müzede sergilenen ve

rol almış olan Masserati Ghibli'siyle aramda kısa bir

sergilenecekler devlet koruması altında olduğu için,

ilişki olmuştu. Aynı kargo uçağıyla Tayland'a

devlet sırrı sayılan yumurtanın nerede olduğu bilgisi

gönderiliyorduk_

saklandı. Lisbeth'in müzenin güvenlik odasındaki

Gölge: Bir tek V12 motor gücünün aşk hayatını dinlemediğimiz kalmıştı şurada, o da oldu! Bir araba

bilgisayarlara bir göz atmasıyla Gölge'ye fısıldaması bir oldu: Lisbeth: Yumurta St. Petersburg'da bir adada!

için oldukça cüretkarsınız Sayın K.I.T.T! ***

Haydi yürü, çıkalım buradan! Gölge: Baylar, St. Petersburg'a gidiyoruz. Hem

Kendi aralarında kavga etmedikleri zamanlarda Fabergé yumurtasını çalan Ybani'den geri almak için

Finlandiya Körfezi kıyısındaki bir şehirde kaç tane ada

uğraşan kahramanlarımız, Moskova'daki Kremlin

olabilir ki?

Armoury Müzesi yetkililerinden bilgi aldılar. Çalınan

Lisbeth: Ahahahahah! 101'miş 42'ye düşmüş.

yumurta eski Katar Emiri tarafından 2002 yılında

Gölge: Ne o düşen? Fahrenheit olarak şehrin

müzayededen satın alınmış ve Emir'in özel

ısısı mı?

koleksiyonuna katılmıştı. 2017 Nisan ayında Kremlin Armoury'de yapılacak özel bir sunum için Katar'dan getirilirken, uçaktan çalınmıştı. Gölge: Ybani böyle bir istihbaratı bulabilecek

Lisbeth: Hayır ada sayısı! St. Petersburg 1703'te Rus Çarı Petro tarafından kurulmuş. Şehrin adı 1914'te Petrograd yapılmış, 1924'te ise Leningrad olarak değiştirilmiş. 1991 yılında Sovyetler Birliği

yetenekte değildir, o sadece asmayı, kesmeyi bilir.

dağılınca şehrina adı tekrar St. Petersburg yapılmış.

İşbirlikçileri olma_

20. yy başlarında 101 adası olan şehrin ada sayısı

Lisbeth: Raskolnikov! Evet! Bu adam müzeden

42'ye düşürülmüş!

bilgi alıp Ybani'ye sızdırmış olmalı. Fakat neden?

Gölge: Biz yumurtanın verici sinyalini

Karaborsa müzayedecilerini uyandırmadan asla satıp

hack'leyene kadar ada ada gezip arayacağız. Michael

elden çıkaramayacağı, dünyada eşi benzeri olmayan -

siz K.I.T.T'i turboya alıp önden gidin. Biz Lisbeth'le

boynuna taksan takılmaz, saçına taç yapsan yapılmaz-

kendi yöntemlerimizle gideceğiz.

bir yumurta için neden kendini yordu ki bu kadar? ***

K.I.T.T: Benim daha iyi bir fikrim var Gölge Hanım. Siz müzede oyalanırken biz Michael'la biraz 11


etrafı araştırdık. Civardaki otomobil arkadaşlardan

sürprizi, platin bir sepetten fışkıran beyaz anemon

aldığım bilgiye göre, Ybani ve Raskolnikov Rusya'dan

çiçekleriydi. Çiçekler beyaz kuvars, nefrit, altın ve

ayrılmışlar. Yani aradığınız ada veya sah l, St.

3246 adet minik elmasla bezenmişti.

Petersburg-Rusya'da değ l, St. Petersburg-Florida'da! Gölge: Arabalardan hiç hazzetmezdim ama

Şehirdeki The Loews Don CeSar Oteli'nin inci taneleri gibi parlayan kumsalında yapılacak olan

ukalaları da ayrı çekilmezmiş. Neyse, St. Petersburg'u

büyük partinin organizasyon işleri son halini almıştı.

ada ada gezmekten kurtardığınız için teşekkürler.

Gölge, iç sesine kulak verip Raskoln kov ve Ybani'yi,

Buradan Florida'ya direkt uçuş var mıdır bak bakalım

Michael Knight ve KITT'e otelin kuaföründe kıskıvrak

Lisbeth?

yakalattı. Yakalandıkları anda kuaför, Ybani'nin

*** Kahramanlarımız Moskova'dan kalkıp Hollanda'nın Rotterdam şehrinden aktarma yapan bir kargo uçağı buldular. Ama Gölge'nin ülkesi ve Hollanda arasında son dakika çıkan bir diplomatik kriz nedeniyle uçağın iniş ve aktarma yapmasına izin

saçına The Winter Egg'in içinden çıkan sürprizini, yani anemon çiçekli sepeti yerleştiriyordu. Raskolnikov ise, kucağında yumurta le b r em r er edasıyla başlarında d k l yordu. Gölge, eli testereli bir katilin böyle şaşaalı bir yerde, Rus Çariçesi makyaj ve giyimiyle ne aradığını hala anlayabilmiş değildi. Rus aksanıyla konuşan güçlü bir erkek sesi:

verilmedi. Lisbeth: N'oldu Gölge? Suratın uçağına iniş izni verilmemiş diş işleri bakanı gibi sirke satıyor... Gölge: Hiç komik değilsin Lisbeth! Bir an önce kuleyi hack'lersen iniş iznimizi alıp işimize bakalım! ***

Aleksandra! Aleksandra sevgilim! Ah başına gelenleri duyunca... İnanamadım... Moskova'da her yerde aradım seni... Mutin denen bir adama teslim etmişler koskoca imparatorluğu sevgilim... Bölmüşler, parçalamışlar ülkemizi... Ama merak etme, ben bulacağım senin yumurtanı çalan o haini... Gölge: Bir Çar II. Nikolay Aleksandroviç

Sonunda Florida'daki St. Petersburg'a ulaştıklarında, şehir, Danny Ocean'ın o akşam

Romanov'umuz eksikti casting'de, o da geldi tam

vereceği kıyafet balosunun heyecanıyla

olduk! Adamı geçm şe g d p, sen getirdin değil mi

çalkalanmakta idi. Etrafta akla gelmedik kıyafet ve

Lisbeth? Bak, Rus Çariçesi gibi giyinmiş Ybani'yi karısı

tiplemelerle gezen Hollywood ünlülerinin yanı sıra,

sandı zavallı!

şaşırtmacalı olarak birbirinin tipine bürünmüş

K.I.T.T: Hayır ben getirdim Sayın Gölge. Belki

aktörlerin fotoğrafları, İnstagram'da beğeni

yumurtayı bulmamızda bir faydası olur diye

yağmuruna tutuluyordu. Hele ki Ocean'ın, balonun

düşündüm.

sonunda çok büyük bir sürprizi olacağı haberi yayıldığında, çılgınlık had safhaya ulaştı. Gölge'nin iç sesi, bu işin Fabergé yumurtasının maddi değeriyle yakından uzaktan hiçbir alakası

Gölge (sinirinden KITT'le dişlerinin arasından konuşarak): Yumurta bulmaya Çar yerine iki tane burnu iyi koku alan Rus Spaniel köpeği getirseydin ya ukala araba! Her neyse!

olmadığını söylemekteydi. The Winter Egg yani kış yumurtası, II. Nikolay'ın karısı Çariçe Aleksandra Feodorovna için mücevher tasarımcısı Alma Phil tarafından tasarlanmıştı. Yumurtanın yüzeyi, donma efekti için platin ve elmaslarla işlenmişti. Yumurta eriyen buzu taklit eden kristalden bir kayanın üzerinde yükseliyordu. Yumurtanın içinden çıkan

Gölge (Ybani'ye dönerek): Ey Ybani! Çekilen üç film boyunca akıl almaz cambazlıklarla Las Vegas'ın en büyük kumarhanelerini bir gecede soymuş bir hırsız olan Danny Ocean'ın düzenlediği bir kıyafet balosuna, dünyanın sayılı mücevherlerinden biriyle gelip çalınmayacağını umuyorsan! 12


Çok aptalmışsın!

gerekirken siz durmuş Fransız ve Rus edebiyatı

Ybani: Ha ha ha! Siz de nereden çıktınız yahu?

düellosu yapıyorsunuz! Haydi düşün önüme! Madem

Ağız tadıyla Danny Ocean kılığındaki George

elimizdeki bu yumurta taklittir, ben orijinalini nerede

Clooney'nin düzenlediği bir kıyafet balosuna da

bulacağımızı gayet iyi biliyorum!

gidemeyecek miyiz artık? Ne demiştim ben: 'Kat l m

***

ama kalpsiz değilim!' Bu, herkesin gözünü diktiği

The Loews Don CeSar Oteli'nin plajında balo

muhteşem bekar adamı da ben kapmak istedim. Hem

için özel üretilmiş dev çel k konstrüksiyondan dans

ben yaş tahtaya basmam güzelim! Bu yumurta ve

pistine binlerce insan adeta yığılmıştı. Danny Ocean

çiçekleri birer taklittir!

ve ortağı Sam Harmon bizimkileri kapıda karşıladılar:

Raskolnikov: Ama ama ben... Siz gerçeğini

Danny Ocean: Oooooo kimler varmış, kimler

takmak istersiniz diye düşündüm... Replikasını yaptır

gelmiş? Vay vay vay! Ne güzel kostümler bunlar!

derken şaka yapıyorsunuz sandım... Hem bu

Yakında onuncu yılını kutlayacak olan Gölge Dergi'nin

yumurtalardan bir tanesini yapmanın günde on altı

antikahramanı Gölge! Yanında Steig Larsson'un

saat çalışma ile on beş ay sürdüğünü düşünürsek,

bilgisayar hacker'ı kahramanı Lisbeth Salander!

taklidini bile yapmak aylar sürerdi!

Amanın Michael Knight! Rus Çarı_

Gölge: İşte şimdi yandık! Çabuk ver o yumurta ile çiçek sepetini bana! Bir erkek sesi: Yanmadınız Matmazel! Mösyö

Nikolay: II. Nikolay ve Çariçesi Aleksandra Feodorovna efendim. Siz de Florida Dükü olmalısınız...

Raskolnikov değiştirmedi ama yumurtayı ben değiştirdim! Gölge, Lisbeth ve Ybani hep bir ağızdan: Jan Valjean!!! Raskolnikov: Adi bir hırsız için ne onurlu davranış bayım!

Danny Ocean (kahkahalarla): Daha çok Las Vegas Prensiyim ama siz öyle de diyebilirsiniz Bayım! Aha! Arkalarında bir de siyah Transformers arabası getirmişler! Konuşuyor sanırım? Ne? Yoksa? Bu? 949 beygir gücü üretebilen V12 motorlu 70. yıl ç n özel üretilmiş bir Laferrari Aperta mı? K.I.T.T: Sevgili Lisbeth, korkuyorum, bu hırsız

Jan Valjean: Edebiyat tarihi benim hırsızlığım için çektiğim ceza üzerinden suç ve ceza kavramını

beni de çalacak! Gölge: Nerede o günler! Bakın Danny Ocean

yeniden yazmıştır Sayın Raskolnikov. Sizin gibi soğukkanlılıkla art arda iki cinayet işleyebilmiş adi bir

Bey. Biz buraya Ybani'den çaldığınız Fabergé'nin The

katil değilim ben. Hele ki kendimi sıradan insanlardan

Winter Egg'ini geri almaya geldik. Lafımızı

farklı görerek büyük işler başarmak adına, o, sıradan

ikiletmeyin. Zaten o yumurtayı kimseye satamazsınız.

dediğim insanları öldürmüş olmamın hiç ceza

Sahibine, yani eski Katar Emiri'ne geri vereceğiz.

almaması gerektiğine inanan bir alık, asla değilim! Açlıktan ölmemek için ekmek çaldım ben!

Eski Katar Emiri Hamid bin Halife es-Sani: Kimin yumurtasını kime vereceksiniz Ey Gölge Hatun?

Raskolnikov: Sizin sefiller'i oynayan hayat

Gölge: Ka... Katar Emiri?

hikayenizle bu satırları dolduracak değiliz Mösyö Valjean! Ama hap sten firar ed p, yıllarca adaletten kaçtığınızı göz önünde bulundursak, kimin adi bir suçlu olduğu ortaya çıkacaktır! Gölge: Aranızdaki en adi suçluyu yakalamamız

Hamid bin Halife es-Sani: Yumurta hep sahibindeydi zaten. Ybani Hatun Katar'a geldi ve George Clooney'e gerçekten aşık olduğunu, onun Danny Ocean kılığında bir kıyafet balosu düzenlediğini ve ancak o partiye paha biçilmez ve 13


Gölge: Ocean's 14 çekilmeli miydi, yoksa suyu

taklit edilemez bir kılıkla katılırsa, balo kraliçesi seçilip, baş başa kalabileceklerini anlattı. Ben de razı

mu çıkardı filmin?

oldum. Ama tabii ki mücevher ustalarıma yumurta ve çiçek sepetinin taklidini hazırlattım. 9,6 milyon doları

Lisbeth: E duymadın mı baş rolünde kadınların olduğu Ocean's 8 çekiliyor.

çöpe atacak göz var mı bende? Danny Ocean: George Clooney mi dediniz? Ben

Gölge: Fena değilmiş, belki bize de bir rol verirler!

“Ocean's Eleven” filmini taa 1960 yılında çevirmiştim. Clooney denen adam benim kötü bir taklitimdir. Bayanlar baylar, ben Frank Sinatra ve ortağım Sam Harmon rolünde Dean Martin! Ybani: Alçak! Kandırdın beni! George Clooney numarası yaptın! İnanmıyorum sana! ***

Lisbeth: Onu bunu bırak da, Ybani'ye George Clooney'nin 2014'ten beri bekar olmadığını söylese miydik? Kızlar hep bir ağızdan: Puhahahahahahahahah! Derken Lisbeth'in Whatsapp kutusuna bir mesaj düştü:

Ybani olan b tenden bihaber zavallı Frank Sinatra'yı kesip biçmeden, Florida polisi müdahale etti. Katar

Emiri çok kıymetl yumurtasını da, Michael

Knight çok konuşan arabasını da alıp gitti. Boş yere

“Lisbeth, Michael ile birlikte Baywatch çekimleri için Paradise Cove, Malibu'dayız. Gölge'yi ek yanıma gel sevgiler, K.I.T.T."

ülke ülke dolaştıkları yanlarına kar kalan Gölge ve Lisbeth, patronlarının onlara yaptırmadığı tatili yapmak üzere Florida'daki lüks otele yerleştiler. ***

14


VARKOLAKLARIN GECESİ BÖLÜM VI YAZAN: Mehmet Berk YALTIRIK

İLLÜSTRASYON: Tolga TANYEL

Muzaffer, apartmanın kapısından nasıl

vakti metafizik tehditlerden endişe duyan bir tek

çıktığını bilemedi. Sokak lambalarının loşluğuna

sensin! Apartmana girerken sağ ayağınla gir ve

rağmen apartmana göre daha aydınlık bularak bir

hem sokak, hem apartman kapısında besmele çek.

anlığına ferahladı. O esnada karşı apartmanın

Mühürlenir bir anlamda. İnandığını düşündüğüm

kapısının önünde Yaren'le Engin'in tartıştığını,

için söylüyorum…”

Çağıl'ın da bir kenarda öylesine ayakta dikildiğini gördü. Gözü bir anlığına önünde dikildiği apartmanın üst katlarına, Varkolaklar'ın dairesine takıldı. Ardından yutkunarak Engin'e doğru yürüdü. Boğazından belli belirsiz, boğuk bir ses

Engin belli belirsiz kafasını sallayarak kaldığı apartmana doğru yöneldi. Çağıl'la Yaren de onun peşinden apartmana girdikleri sırada Muzaffer arkalarından seslendi: “Gerekirse beni arayın yine. Size dua edeceğim ben de!”

tonuyla çıkan: “Dua!” kelimesi iki sevgilinin Apartman kapısı tok bir sesle yüzüne

tartışmasını sona erdirdi.

kapanınca Muzaffer yine dönüp Varkolaklar'ın loş Gençler, Muzaffer'in bu şekilde çıkışmasına bir anlam verememişti. Engin şaşkınlıkla sordu:

ışıklı dairesine bakarak kendi kendine söylendi: “Peki sana kim dua edecek Muzaffer?”

“Dua?” Muzaffer korkuyla yutkunarak arabasına Muzaffer boğazını temizledi: “Evet. Dua. Maneviyat yani. Bu sana verebileceğim en iyi tavsiye… Tabi hepiniz için. Eve geçince yani, birbirinize destek olmak için yapabileceğini en iyi şey.”

doğru koşturdu. Titreyen ellerine rağmen kapıyı açmayı başararak kendini sürücü koltuğuna fırlattı. Arabayı çalıştırırken bir yandan da Varkolaklar'ın dairesine bakıyordu. Ancak gazı kökleyip u z a k l a ş m ay a b a ş l a d ı ğ ı e s n a d a Da n i c a' n ı n

Engin: “Muzaffer abi iyi misin?” Muzaffer zoraki gülümsemeye çalıştı: “Maneviyat iyidir. Sinirlerini toplamanı, salim kafaya düşünmeni sağlar hem. Bu arada yanlış anlamazsanız… Abdestiniz falan varsa çok iyi olur…” Dörtlünün aralarında o an tuhaf bir

dairelerinin penceresinden sarktığını görememişti. Danica avının peşine düşmüş vahşi bir hayvan gibi bir anda pencereden kendini fırlattı. Hayli iri ve parlak siyah tüyleri olan bir köpeğe dönüşerek karanlık sokaklara sapan kırmızı Lada'nın peşine takıldı.

bakışma yaşandı. Muzaffer, Çağıl'a baktı: “Gerçi

Kısa sürede ara yollardan gire çıka

sen hariç. Mutfağa gidip geldin abdest varsa da

mahallesine dönem Muzaffer kapıyı açmadan önce

kalmamıştır sende.”

karanlık sokağa bakındı. Uzaklardan gelen köpek

Engin: “Bize bunu mu tavsiye ediyorsun yani?”

havlamalarını dinleyerek apartman kapısına doğru koşturdu. Eve girer girmez kapıyı örtünce dualar okuyarak kilitleri çevirdi. Çantasını salondaki

Muzaffer'in yüzü bir anlığına öfkeyle kasıldı: “En azından sana tavsiye ediyorum. Gecenin bir

koltuğun üzerine bırakarak evin tüm ışıklarını tek tek açtı. Mutfağa geçip boğazındaki kuruluğu 15


16


gidermek için su içerken ellerinin titrediğini fark

tırnaklı elleriyle Muzaffer'in omuzlarını sıkarak

etti. Kendini boştaki koltuklardan birine atarak

bedenini ona yasladığı esnada, yazar kadından

sakinleşmeye çalıştı.

gelen parfüm ve çürümüş mezar kokusu karşısında

Bir anda aklına bir şey gelmiş gibi yerinden fırlayıp kütüphanesine koşturdu. Bazı dosyaların sıra sıradizilmiş olduğu bir rafı kurcalamaya başladı. Eski tip sarı bir zarfı çıkarak içini açtı.

midesinin bulandığını hissetti. Yüzünü Muzaffer'e yaklaştıran Danica'nın ağzından: “Tanımadığın insanları evine davet ederken dikkat etmelisin!” sözleri işitildi.

Masaya boşalttığı esnada içinden düşen siyah

Normal şartlarda herhangi birini paralize

beyaz bir fotoğrafı eline alarak incelemeye başladı.

edebilecek bu yakınlaşma, aile köklerinden gelen

1900'lerin başındaki Balkanların en alışıldık

hassalardan ötürü Muzaffer'e pek az tesir

fotoğraf karelerinden biriydi: Pür silah ve donuk

edebilmişti. Yazar kaynağı meçhul bir cesaretle

bakışlı komitacılar… Saçı sakalı birbirine karışık,

besmele çekip Danica'yı geriye doğru itti. Ardından

ürkünç bakışlı adamların arasında tanıdık bir yüz

o anda başka çaresi olmadığından belindeki

görür gibi oldu Muzaffer. Fotoğrafın alt köşesinde

Parabellum'u çıkarıp makarasını çekti.

Fransızca ve Bulgarca: “Kazanlak (Kazanluk) ve

“Dyavolkurva!” (Şeytan fahişe!) diye bağırarak

Stara Zagora (Eski Zağra) Bulgar komitelerinden”

namluyu hortlağa doğrultup iki el ateşledi. Kadın

yazısı vardı. Stara Zagora'yı okur okumaz aklına

iki büklüm yere yıkıldığı sırada: “Öldürmez ama

Dmitri'yle masa başındaki sohbeti geldi, tüyleri

zaman kazandırır!” diyerek silahını beline sıkıştırıp

diken diken oldu.

masanın üzerindeki siyah beyaz fotoğrafı da

Muzaffer o siyah beyaz fotoğraftaki tanıdık yüze bakarken uzun saçlarını ve gür sakallarını yok saydığında kalbi dehşetten ağırlaştı. Kulağında Bulgar halk şarkılarının kadınlar koroları tarafından icra edilen yorumlarından biri çınladı.

üstündeki paltoya benzer cadıcı manyağınıniç cebine koydu. Koltuğun üzerinden çıkınını alarak kendini kapıya fırlattı. Danica'nın yattığı yerde kıpırdanmaya başladığını fark edince, kilitleri hızla çevirerek kapıyı açıp kendini dışarıya attı.

Masanın başından doğrulduğu esnada Danica'yı

Apartman merdivenlerinden koşarcasına

salonun ortasında dikilmiş ürkünç bir bakışla

aşağıya indiği sırada alt komşusu 70'lik emekli Rıfat

seyrederken buldu. O anki şaşkınlığıyla ne

amcanın kafasını dışarıya doğru uzattığını fark etti.

yapacağını bilemedi.

Rıfat:“Hayırdır evladım nedir o silah sesi?”

Danica işveli bir edayla masaya yaklaşıp

Muzaffer bir anda böyle bir soruyla

gözlerini Muzaffer'e dikti: “Tatlını yemeden kalkıp

karşılaşınca duraksadı. Sonra hemen aklına gelen

gittin Muzaffer!”

ilk yalanı savurdu: “Magandanın biri takımı gol attı

Hafif adımlarla Muzaffer'e doğru yaklaşıyordu kadın. Onu neredeyse

diye sevinip saydırmıştır yahut içip içip öylesine havaya ateş etmiştir. Gece kopukları işte!” “Ama ses senin dairenden geldi?”

kütüphanesinin köşesine kıstırmıştı. Korku içerisindeki yazar sırtını kitap raflarına yaslamışken, Danica'nın gözlerinin adeta

“Dışarıdan Rıfat amca dışarıdan. Ben de duydum.”

karanlığın içerisindeki kedi gözleri gibi ışıl ışıl “Hayırdır bu saatte böyle çanta falan?”

olduğunu gördü. Kadın şehvetli bir tavırla

“Otobüsü kaçıracağım Rıfat amca. Haydi

gülümsediği esnada köpek dişleri olağanüstü derecede sivrilmişti. Uzun, neredeyse pençevari

görüşürüz!” 17


Muzaffer merdivenleri hızla inerken kendi

uzandığı yerden apartmanın karanlık

kendine söylendi: “Hortlağından kaç, emekli

merdivenlerinden ağır ağır inmekte olan gözleri

apartman amcasına yakalan! Böylesine ürkünç bir

ışıltılı Danica'yı görür görmez ayağa fırladı. Ayet-el

tesadüfü hayatta yazamazdım!”

Kürsi'yi sesli sesli okumaya başlayarak

Yazar tam dışarıya çıktığı esnada bir anda karşısında beliren Dmitri'yi fark edemedi. Gözleri tıpkı kardeşi gibi parıldayan ve apartmanın loş ışığı

Dimitar'ınyanından sıyrılıp geçti. Arabasına doğru koşturupkendini şoför koltuğuna fırlatarak hızla hareket etti.

altında sivri dişleri görülen hortlak bir anda

Muzaffer bir yandan dikkatini korumaya

Muzaffer'i tek eliyle boynundan yakalayarak

çalışarak cep telefonunu çıkardı. En son kaydedilen

havaya kaldırdı. Hortlak korkutucu, boğuk bir

numaralardan Engin'i bularak hemen aradı.

sesle, Türkçe konuştu:

Telefon açılınca “alo” faslını geçip adeta haykırdı:

“Sen! Üzerinde kardeşlerimin kanı var! Kan kokuyorsun cadıcı!”

“Engin hemen apartmanın önüne in. Çocuklara bir şey belli etme Tekel'e falan gideceğim de. Telefonda söyleyemem!”

Muzaffer yutkundu. Boğuluyor olmasına Kırmızı Lada uzaklaşırken Danica hızla

rağmen gücü yettiğince tükürürcesine karşılık verdi Dmitri'ye: “Senin kadar değil Kazanluklu Zhestok (Zalim) Dimitar!”

peşinden koşmak istedi ancak Dimitar durmasını emretti. Hortlak elini duman tütmekte olan başından indirirken ağır ağır konuştu: “Kolay lokma

“Benim kim olduğumu biliyorsun demek…”

zannettik. Değilmiş!”

Yazar o esnada, sağ eliyle, omzuna asılı çıkınını alelacele karıştırıp el yordamıyla kendisini kurtaracak bir silah arıyordu. Parmakları kabzası,

Elbisesinin üzerindeki delikler ve yarası yavaş yavaş kapanan Danica öfkeliydi: “Onu tek başıma da halledebilirim!”

kendisi ve kılıfı gümüşten yapılma özel yapım ve “Hayır Danica. Komitacılık senelerinde

eski bir Çerkeskamasının varlığını hissedince anında kavradı. Kama baştan aşağı gümüşten olduğundan bir anda çıkından alıp: “Ama sen benim kim olduğumu anlayamadın!” diyerek kabzayı

öğrendiklerini hatırla. Daha kalabalık birlikler yerine, ufak birliklere yöneleceğiz! Küçük lokmaları koparmaya başlayacağız!” DEVAM EDECEK

hortlağın kafasına indirdi. Gümüş Dimitar'ın tenine sirayet edince hortlak sanki tüm gücünü kaybetmişçesine yazarı yere bırakarak geriledi. Yere düşen Muzaffer

18


GEN 13 ve GENERATİON X KAPIŞMASI Tunç PEKMEN Gen13 ve Generat on X ç zg romanlarını, Image derg s n n yıldız olduğu

zamanlardan em n m

hatırlayanlar olacaktır. 1993 yılında ç zg romanlarda Bad G rl modasının en üst sev yede olduğu ve “com c boom” yaşandığı b r zamanda Marvel ç zg romanları oldukça c dd kan kaybetm şt . Çoğu aylık ser ler n kapatmışlar ve ana “sağmal nekler ” olan Wolver ne, X-Men ve Sp der-Man üzer ne yoğunlaşmışlardı. Yen b r cross-over “Phalanx Covenant” başlamıştı ve cross-over b t nce eller nde b r sürü genç mutant karakter kalacaktı. Marvel bu yen karakterlerden yne b r “X” k tabı çıkartmayı hedefl yordu. Aynı zamanlarda J m Lee de kend ne sadece genç elemanlardan oluşan b r ç zg roman takımı çıkartmak st yordu. Kend çıkardığı ç zg romanlar WILDC.A.T.S. , Stormwatch ve Team 7 heps yet şk nlerden oluşmaktaydı. Artık J m Lee , bu fikr Marvel'den mı çaldı yoksa benzer b r fik r arayışına mı g rd b l nmez, o da Gen-X adlı b r projeye başladı. Bu projeye göre Team7'dek askerler n heps n n b rer çocuğu vardı ve bu çocukların heps de farklı güçlere sah pt . Bu çocuklar bunları b lm yorlardı ve başka a lelere evlatlık ver lm şt . Bu çocukların heps b r hükümet projes ç n seç lm şlerd ve burada sürekl testlere ve deneylere maruz kalıyorlardı. En sonunda güçler açığa çıkınca buradan kaçacaklar ve başlarının çares ne bakacaklardı. Proje yavaş yavaş hayalden gerçeğe geçmeye başlayınca ve J m Lee kend ç zg romanları çers nde “Gen-X” ç zg romanının reklamlarına yer

firmanın çıkartacağı yen ç zg romanların s mler n n bu kadar benzemes konuyu bulandırdı , ş n ç ne avukatlar, tel f hakları g rd .Bunun üzer ne zaten Marvel le araları y olmayan Image , ş uzatmak stemed ve ç zg romanı ptal etmek yer ne sm n Gen13 olarak değ şt rmey uygun buldu. Fakat bunun dışında zaten Marvel le var olan soğuk savaşına yen b r boyut get rd ve kend ç zg romanıyla Marvel ç zg romanını yarıştırmaya karar verd .Kend hayranlarına da bu konuyla lg l gaz verd .

vermeye başlayınca kızılca kıyamet koptu. Zaten eller nde az önce bahsett ğ m b r “ Genç mutant”

Gen-13 , lk başta 7 sayılık b r m n -ser olarak

projes bulunan Mar vel , yen ç zg romanına

Şubat – Eylül 1994 arası p yasaya sürüldü. Bu 7 sayılık

“Generat on-X” adını vermey düşündüğünü b ld rd .İk

m n -ser de Gen-13'ün or j n h kayes anlatıldı ve son 19


sabun köpüğü h kayelerle sınırlandırıldı. Rak p cephe Marvel se aynı tar hte çıkarttığı Generat on-X'de kend ağır topları olan yazar Scott Lobdell' ve ç zer Chr s Bachalo'yu kullanmayı terc h ett . H kaye Gen-13'e natla çok daha real st , çok daha detaylı ve arka planı olan b r h kayeyd . Bachalo'nun ç zg ler se o zamank standartlara göre b le oldukça karışık ve kullanılan renkler se karanlıktı. Karakterler çok daha real st ve t p k Marvel “X” karakterler ç zg s nden çok sapmayan karakterlerd .D ğer X k taplarından farklı olarak , bu ç zg roman X Mal kanes n n olduğu yer olan Westchester'da değ l, bambaşka b r yer olan Massachusettes'de geç yordu . Okuyucuyu tamamen yabancılaştırmamak ç n esk karakterlerden Banshee ve Emma Frost bu okulun öğretmenler

d ve esk X-Men'lerden Jub lee

öğrenc ler n arasına katılmıştı. Gen-13 ve Generat on X savaşına , o zamanlardak ç zg roman hareket n n alevlenmes nde öneml rol oynayan firma olan ç zg roman derg s W zard 'de çok fazla katkıda bulundu. Açık açık Image tarafını tutmalarına rağmen, en büyük reklam gel rler n sayı yen gelecek ser ye haberc olarak ucu açık bırakıldı. (Bu ser ye 1. Ser dend ) Bu ç zg romanla hem bekled kler satış rakamlarına ulaştılar hem de c dd b r ger b ld r m kampanyasıyla , hayranlarının fik rler ne kulak verd ler. İk rak p ç zg roman da Mart 1995'te p yasaya sürüldü. Gen 13 o zamanın çılgınlığından es nlenerek farklı kapaklarda , Brandon Cho 'n n h kayeler ve Scott Campbell' n ç zg ler yle p yasaya sunuldu. H kaye 90'lı yılların tüm kl şeler n taşıyordu. Ana karakterlerden b r n n sm ne o zamank popüler metal müz ğ nden es nlenerek “Grunge” adıver lm şt . Karakterler etrafta o zamanın y ne meşhur gruplarının t-sh rtler n g y yorlardı (Sound Garden ve N r vana g b ) Karakterlerden b r s gara ç yordu, b r lezb yend , çoğu dövmel ve p erc ng 'l yd . Bunun dışında

kazandıkları Marvel'ı da göz ardı edemeyecekler ç n b r sayıyı Gen 13 'e ayırırken, d ğer sayıyı Generat on X'e ayırmaya karar verd ler. İk ç zg roman da arkalarındak yaratıcı ek b n güçlü olması neden yle uzun süre y sattı. Gen-13 ç zg romanının , 25 . sayıda ve Aralık 1997'de yazar ve ç zer ek b değ şt . Ç zer Campbell kend ç zg romanı Danger G rl'e odaklanmak sted ğ n b ld rd ve bunun üzer ne J m Lee ek b değ şt rmeye karar verd . Yen ek p yazar John Arcud ve ç zer Gary Frank'ten oluşuyordu. Ek p, Gen-13 ' sabun köpüğü sınıfından çıkarıp b raz daha yet şk n ve c dd ye alınacak b r ç zg romana dönüştürmek sted . Daha real st ç zg ler ve h kayeler , onları tak p eden hayran sınıfında çok c dd b r şok etk s yarattı ve ç zg romanın satışları hızlı b r şek lde düşmeye başladı.

hayranlarından aldıkları yorumlara göre ç zg roman

Generat on-X cephes nde de durum farksızdı.

daha parlak renklerle basıldı, karakterler çok daha

Onlardak yazar-ç zer ek p değ ş m de yaklaşık aynı

seks ve genelde az elb sel ç z ld ve h kayeler çok bas t

zamanlarda ( Gen-13 'tek ek p değ ş m le aralarında 120


2 ay vardı. )yaşandı. Yen ek p yazar Larry Hama ve ç zer

Image'ın ek b ndek Yazar Arcud bağımsız ç zg

Terry Dodson'dan oluşuyordu. Hama , Lobdell' n

romanlardak yazarlığıyla meşhur olmuştu. Image

bıraktığı bazı açık uçları toparlamaya çalıştı, fakat bunu

zaten çöküşten en çok etk lenen firmaydı ve kurulduğu

malesef çok y başaramadı. Hayranlar burada

lk günden ber eleşt r len tarafı h kayeler n zayıf

açıklanan bazı or j n h kayeler n beğenmed ler ve

olmasıydı. Bu yüzden Arcud 'n n hedefi h kaye kısmını

Generat on-X' n de satışları düşmeye başladı.

güçlend rmekt . Ç zer Gary Frank se esk b r Marvel UK

Burada b r şey

bel rtmek

st yorum.

Amer ka'dak ç zg roman devr m n n çöküşü tam bu yıllara rastlar. 1997 yılı, artık koleks yoncuların ç zg roman p yasasından çek ld ğ , o patlama anında heyecanla ç zg roman okuyan k tlen n artık y ce söndüğü ve gerçek tak pç ve hayranların ç zg roman almaya devam ett ğ b r yıl olarak b l n r. Tam bu “çöküş” esnasında her tarafta ç zg romanların fiyatları düşerken ve ç zg roman firmaları kapanırken; k firmanın da tam bu kr t k süre ç nde ek p değ şt rmes

ç zer yd ve st l d ğer ç zerler n arasından hemen bell oluyordu. Ed tör gözüyle bakıldığında aslında kurulan yen ek p oldukça mantıklı b r seç md . Fakat okuyucuların sabun köpüğü h kayelerden ve seks ç z mlerden bıktığı zanned l rken; aslında haller nden mutlu oldukları ortaya çıktı. Gece telev zyonda “B k n l kızlar Kırmızı d nazora karşı” tarzı film zlemek steyen b r k tleye b rden “Yurttaş Kane” tarzı film sunulursa ne olur ? Aynen o tepk y gösterd ler ve satış rakamları hılza düştü.

aslında oldukça r skl kararlardı. Bu yüzden hem Image

Marvel cephes ndek durum da aslında oldukça

hem de Marvel ; k ek be de veteran yazar ve ç zerler

benzer b r durumdu. Larry Hama özell kle G.I. Joe'da

yerleşt rm şt .

gösterd ğ başarıyla tanınan b r yazardı. Terry Dodson se DC'de çıkardığı tem z şlerle meşhur olmuş b r ç zerd . Fakat süper güçlü gençlerden oluşan b r takıma özell kle m l tar st ç zg romanlarda başarı kazanmış b r yazarı atamak yalnış b r karardı. Dodson da çok y ve tem z b r st le sah pt oysa okurlar ondan evvelk ç zer Bachalo'nun karışık tarzına alışmışlardı ve bu yen st l onlara uymamıştı. Bu yüzden Marvel cephes nde de satışlarda düşme yaşandı. Dışarıdan bakıldığında yen kurulan ek pler en az esk ler kadar dd alıydı ama ne yazık k okurların tepk ler umulandan çok farklı olmuştu. Gen-13 bu yaşadığı buhrandan yen b r ek ple çıkmaya karar verd. Daha evvel konuk sanatçı olarak b r kaç kez Gen-13'e konuk olmuş Adam Warren hem yazarlık hem ç zerl k ş n üstlend ve seks mangavar ç z mlerle , ç zg romanı esk popülar tes ne ulaştırmaya çalıştı. Ne kadar eleşt rmenler ve ç zg roman hayranlarından olumlu ger dönüşler alınsa da, derg b r kere zarar görmüştü. Warren ne kadar çabaladıysa da satış rakamları stenen düzeylere ulaşmadı. 76. Sayıda ve 2002 yılında ç zg roman yayından kaldırıldı. B r k ay sonra yen b r ek ple Gen-13 ' n 3. Ser s 21


p yasaya sürüldü. 76. Sayıda takımın b r bombayla

Quaseda , Marvel' esk görkeml hal ne döndürmeye

öldürüldüğü göster lm şt . Bu ser efsanev yazar Chr s

kararlı b r olarak bu ç zg romanı 75. Sayıyla ortadan

Claremont ve ç zer Ale Garza tarafından yayınlandı. 1.

kaldırdı. Quesada ortada b r sürü Sp der-Man ve X-Men

Sayıda Gen-13 l der Ca tl n Fa rch ld' n yen b r takımla

olmasından ve d ğer ç zg romanlarınsa olmamasından

beraber maceralarını konu aldı. Fakat bu yen

rahatsızdı. Bu yüzden Sp der-Man ve X-Men'ler

karakterler esk ler kadar tutulmadı ve 1,5 sene ç nde

azaltarak d ğer ç zg romanlara fırsat verd ve Marvel

ç zg roman y ne yayından kaldırıldı.

bu hareketten çok c dd kar ett . Generat on-X grubu

2006 yılında, en son Gen-13 sayısından yaklaşık 2,5 sene sonra Gen -13 bu sefer 4. Ser ye başladı. Bu ser or j nal ç zg romanla tamamen alakasızdı ve esk ser n n “hard-reboot” ed lm ş hal yd . Yazar Ga l S mone ve ç zer Talent Caldwell, Gen-13'ü y ne lk ser den

tamamen yok olduysa da grubun elemanları d ğer XMen ç zg romanlarına dağıldılar. Esk elemanlardan Emma Frost artık Cyclops'un sevg l s olarak çok öneml b r rolded r. Jub lee se en son b r vamp re dönüşmüştü.

alakasız oldukça karamsar ve karanlık b r havayla

Gen-13 ve Generat on-X lke başta c dd rak p

çıkardılar. Daha okurlar bu ç zg romana yen yen

olarak başlamış olsalar da , daha sonra savaş baltalarını

alışırken tüm DC-W ldstorm evren n etk leyen b r

karşılıklı gömdüler. Hatta Gen-13 ve Generat on -X adlı

“cross-over” ç nde kaldılar ve 2008 yılında yen b r ek p

b r crossover'da b le beraber rol aldılar. Fakat ş n

olayı devraldı. 2011 yılında DC firması W ldstorm'u

gerçeğ 94-97 yılları arasında ç zg roman dünyasına

tamamen satın alınca bütün ç zg romanlarını yayından

değ ş k b r hava get rd kler kes n. Şu anda k takım da

kaldırdılar. Zaten bu kadar değ ş m kaldıramayan Gen-

ortadan kaybolmuş olsa da , merak edenler rahatlıkla

13 'ün satış rakamlarıyerlerde süründüğü ç n k mse ses

c ltler n amazon'dan ya da başka kaynaklardan elde

etmed .

edeb l rler.

2011 yılından ber “Gen-13”adında b r ç zg roman

çıkmamıştır. Grup üyeler d ğer ç zg

romanlarda tek olarak ya da ful grup olarak boy gösterm şlerd r. En son Ca tl n Fa rch ld Ravagers adlı yen b r ç zg romanda ana karakter olarak oynamıştır. Gen 13 Grubunun ak bet hala bel rs zd r. Generat on-X' n de sonu ne yazık k rak b Gen-13 'ten çok farklı sonuçlanmadı. 1999 yılında Hama'dan görev devralan Jae Faerber, şu ana kadar herkes n aklında olan ama k msen n yapmaya cesaret edemed ğ b r harekette bulundu ve Xav er' n okulunun kapılarını halka açtı. Böylece 7-8 k ş l k özel okul b r anda normal b r kolej havasına bürünmüş oldu. B r sene sonra görev devralan megastar yazar Warren Ell s , Br an Wood le beraber hkayelere farklı b r bakış açısıyla yaklaştı. Konular daha kara m zah , sarkast k ve alaycı şek lde ele alındı ve çoğu firmanın yaptığı hataya düşmey p klas k genç süper kahraman kl şeler n uygulamadılar. Okurlardan gelen eleşt r ler çok poz t f olmasına rağmen, Marvel' n başına geçen yen ed tör Joe 22


HAFTASONU NE YAPIYORUZ? YAZAN: Atilla BİLGEN

İLLÜSTRASYON: Gökçe DENİZ

O gece şten döndüğümde kapıyı eş m açtı.

dağıtsın.”

Yüzüme b le bakmadan kuru b r “Hoş geld n,” ded ve hızlı adımlarla mutfağa geçt . Y ne b r şeylere s n rlenm şt . Hertecrübel

koca g b bu

durumugörmezl kten geld m ve “Hoş bulduk canım. Günün nasıl geçt ?” d ye sordum. Yanıt vermed .

Öfkes n n kaynağı oğlan değ lse neden burnundan soluyordu? İşyer ndeb r s yle m takıştı acaba? Neye s n rlend yse s n rlend , en y s kurcalamamak, yoksa kabak ben m başıma patlayacak.

Ayakkabılarımı çıkartırken bana kızıp kızmadığını Hem konuyu dağıtmak, hem de öfkes n

düşündüm. Bütün gün şteyd m dolayısıyla onu öfkelend recek b r davranışta bulunmam olanaksızdı. Rahatlamış olmanın verd ğ cesaretle peş nden g tt m. Mutfak m s g b balık kokuyordu. “Lüfer m ?” d ye sordum. Başıyla onayladı. 'Yanında k duble de

benden uzak tutmak amacıyla en sev ml hal me büründüm ve sevg dolu b r ses tonuyla “Kend me b r duble rakı koyacağım. Sen de ster m s n hayatım?” d ye sordum. “Hafta sonu ne yapacağız?”

rakı patlatırım,' d ye ç mden geç r rken b r “Offfff!” çekt . Tab

k duymazlıktan geld m.Eş m de

“Rakıdan hafta sonuna nasıl geld n hayatım?”

söylenmeye devam ett .Oğlana s n rlenm şt r d ye “Bırak ş md laf kalabalığını da sorumu yanıtla:

düşünüp, “Y ne ne yaptı?” d ye sordum.

Hafta sonu ne yapacağız?” “K m?” “B lmem. Hele b r gels n bakarız. Rakı koyayım “Yavuz.”

mı?”

“B r şey yapmadı. Salonda telev zyon seyred yor.”

“ Ya n

sah b b r baba rolüne büründüm ve “H ç üzülme hayatım ş md g der kulağını çeker m.” ded m. “Neden?”

g b

h çb r şey

yapmayacağız!”

Mesele çözülmüştü. Ders çalışacağına telev zyon seyretmes ne bozulmuştu. Sorumluluk

her zamank

Neye s n rlend ğ n hala anlamamıştım, ama konuyu hızla değ şt rmed ğ m takd rde öfkes n benden çıkaracaktı. Gözümü nar g b kızarmış balıktan ayırmadan “Lüferler den z m yoksa ç ftl k m ?” d ye sordum.

“Neden olacak ders çalışmadığı ç n hayatım.”

“Den z m ? O ne Ercan? Yen lecek b r şey m ?”

Kaşlarını çatıp “Bunu da nereden çıkarttın?”

Y rm yıllık deney ml b r koca olmama rağmen

d ye sordu. “Telev zyon seyred yor demed n m ?”

kasırganın üzer me üzer me geld ğ n göremed m. Oysa her şey çok açıktı. Bu sözü duyar duymaz tek kel me etmeden sığınacağım güvenl b r koy aramam

“Ne var bunda? Okuldan geld ğ nden ber

lazımken gecen n en büyük hatasını yaptım ve“Ney n

başını dersten kaldırmadı. Bırak da b raz z hn n 23



“Sen daha babanı tanımammışsın evlat.”

var hayatım? İy m s n?” d ye sordum. “İy değ l m Ercan. Hem de h ç y değ l m.”

“Tam ters ne çok y tanıyorum.”

S n rl ses tonu sayes nde aklım başıma geld .

Dünkü çocuğun ben mle böyle konuşmasına

Sess zce başımı öne eğ p çaktırmadan arkamı döndüm

z n veremezd m. Fazla sert davranıp gel ş m ne

ve mutfağı terk etmek ç n ler ye doğru k adım attım.

olumsuz etk de bulunmak stemed ğ mden okuduğum

“Zoru görünce hemen kaç. Zaten senden de bu

pedagoj k taplarına göre davrandım. “Büyükler n ş ne karışmak sana mı kaldı? G r

beklen r.” “ K a ç t ı ğ ı m ı n e r e d e n ç ı k a r t t ı n h ay a t ı m?

çer ve ç ş n yap.” Mutfağa g rd ğ m zde sofra hazırdı. Kafayı

B l yorsun şten yen geld m. Sofraya oturmadan önce

bulursa konuyu unutab leceğ n düşünüp ona

el m yüzümü yıkayayım ded m.” Eller n göğüs h zasında b rleşt r p gözler n gözler me d kt ve “Kaçmakla konuyu kapatacağımı sanıyorsan aldanıyorsun Ercan. Bu hafta sonu

sormadan k bardak rakı hazırladım ve ardından yer me oturdum. Karşıma geç nce de h ç vak t kaybetmeden bardağımı havaya kaldırıp “Sağlığına hayatım.” ded m. Başını salladı, ama çmed . Anlaşılan uzun b r gece ben

kes nl kle b r yerlere g deceğ z!”ded

bekl yordu. Enerj depolamak ç n rakımdan büyük b r “N ye böyle telaş yapıyorsun hayatım? Madem

yudum çt m.

bu kadar st yorsun g der z. Ama önce b r el m yüzümü Oğlan yemeğ n b t r p yanımızdan ayrılınca

yıkayayım,sonra konuşuruz,”ded m ve yanıt vermes ne fırsat vermeden olay mahall nden hızla uzaklaştım.

gözünü üzer me d k p “Nereye g deceğ m z düşündün mü?” d ye sordu.

Bana göre hafta sonları, çalışanların tembell k “İçel m güzelleşel m hayatım. Sağlığına.”

yapması ç n devlet tarafından sunulmuş b r armağandı ve bu günlerde tat le g tmek resmen vatan ha nl ğ yd .

İlk n n aks ne bu sefer bardağını kaldırıp ufak b r

Devlet m sevd ğ me göre böyle b r eylemde

yudum çt . Torbada artık del k açılmıştı. Bundan sonra

bulunmam mümkün değ ld . Ne pahasına olursa olsun

yapacağım tek şey üzer ne g tmekt . O key fle rakımı

g tmeyecekt m. Havluyla el m

b t rd m.

kurularken

kararlılığımın yüzüme yansıyıp yansımadığını aynada

“Konuşalım mı artık?”

kontrol ett m, sorun gözükmüyordu. Ne olur ne olmaz “İşte en sevd ğ m şey! Yalnız ş md değ l günün

d yerek görünümüme b raz daha c dd yet ekled m. Dışarı çıktığımda oğlumla burun buruna geld m. Annes n n peş mden yolladığını sanıp “Ne var?” d ye

her saat , her dak kası, her san yes konuşalım hayatım. Ses n yaşam arzusu ver yor bana.” “Hafta sonu b r yerlere g dersek yaşam arzuma

sordum. “Ç ş m var.”

ben de kavuşacağım.” “G del m g tmes ne de b z k gün kesmez b r

“İy g r de yap.”

tanem. B raz sabret şu şler m halledey m sonra on beş Kapının önünde duraklayıp bana baktı,

günlüğüne kaçarız.”

ardından güldü. Oysa yüzümde son derece c dd b r “Böyle konuşunca b rden anılarım tazelend

fade vardı. Bu çocuğun ya gözler nde, ya da ps koloj k durumunda b r sorun olmalıydı. Kaşlarımı çatıp suratına ters ters baktım. Gülmes daha da arttı. Ardından“Kend n boşuna kasma baba, bu sefer kes n

Ercan. Bayramda her yer n vıcık vıcık olduğunu, b r yerlere g tmek ç n en y zamanın bayram b t m olduğunu söylem şt n. Hatırladın mı?” “Ama haklıydım.”

kararlı,” ded . 25


“Neden?”

“Sonra da daha tat l yen b tt hele b raz zaman geçs n dem şt n.” “Bak bu da son derece mantıklı b r düşünce.”

“Küçük hayaller küçük nsanlar ç nd r. Hedefler büyüteceks n.” “İy o zaman dünya turuna çıkart b z .”

“Yaz geld ğ nde de bu kavurucu sıcaktatat le çıkmak ç n nsanın del olması gerekt ğ n öne sürüp

“Lafı mı olur hemen. Ama…”

yer nden kımıldamamıştın.” “Ama?” “Allah'a şükür del değ ld k.” “Bu ş k günde olmaz. B raz d ş n sık seneye “Sonbaharda da çocuğun okulunu bahane

bak nerelere götüreceğ m sen .”

ett n.” “Ercaaannn.” “Ama okula g d yor. Zavallı çocuğun eğ t m m “Demek küçük hayaller peş ndes n? Yazık.”

aksasın?”

“Ufak mufak yeter k b r yerden başla.”

“Artık mazeret kabul etm yorum. Bu hafta sonu

“O zaman ufak hayallere çel m hayatım.”

kes nl kle b r yerlere g deceğ z Ercan.” Onu h ç bu kadar kararlı görmem şt m. Ac len

Bu sefer bana eşl k ett . Ne var k bardaklarımızı

yen b r plan yapmalıydım. Vak t kazanmak amacıyla

masaya bıraktığımızda ben mk yarılanmışken onunk

ayağa kalkıp tezgâhın üstünden rakı ş şes n aldım ve

sadece b r dudak boyu azalmıştı

ağır hareketlerle bardağımı doldurdum. Israrla bana baktığını görünce dolabı açıp buz çıkarttım. Ağır hareketlerle

“Düşünüyorum da, madem l şk m ze artık yen b r boyut get r yoruz bunu çıktığımız lk günlerde k g b yapsak?” ded m

boşaltıp buz kovasına doldurdum. Hala bakmaya

“Nasıl yan ?

devam ed yordu ve ben m aklıma h çb r şey “Bak ş md Cuma akşamı ç çek pasajına g d p

gelm yordu. Kovanın ç nden k tane buz çıkartıp bardağıma attım. Boşalan buz kabını suyla doldurup

b ra çerek nostalj geces yapıyoruz.” “Olağanüstü, bugüne kadar nasıl oldu da

ger s n ger ye dolaba koydum ve bardağımı alıp yer me oturdum. Bakma eylem hala sürüyordu. Bu gecey kazasız belasız atlatmamın tek yolu sarhoş olmasıydı. Zorak b r kahkaha atıp “Hayd cam ye m geld k? İçel m güzelleşel m,” ded m ve o hırsla bardağımdak rakıyı b r yudumda b t rd m. Boş bardağımı masaya

düşünemed m? İk nc gün ne yapıyoruz?” “Cumartes Kumkapı'dayız. Romanların çaldığı klarnetler eşl ğ nde kafayı çek yoruz. Bu arada fasıllara eşl k ed yoruz. Anlayacağın Türk mot fler yle süslü unutulmaz b r gece yaşıyoruz.”

koyduğumda rakısına dokunmamıştı “Har ka. Pek ya Pazar?” “Nereye g deceğ m z düşündün mü?” d ye “O günü serbest gün lan ed yoruz ve herkes

sordu

kafasına göre takılıyor.” “Sen nle dünyanın öbür ucuna b le g der m. “Yan ben tem zl k ve yemek yapıyorum sen de

Ama önce müsaade et şu rakımı tazeleyey m.”

yatıyorsun, öyle m ?” Bardağımı doldurmamı sabırla bekled , yer me “H ç öyle düşünmem şt m; ama madem öyle

oturur oturmaz da son derece sak n b r ses tonuyla; “O kadar uzaklara götürmene gerek yok Ufak b r kaçamak yeter.” ded .

uygun görüyorsun, neden olmasın?” “ Oradan baktığın zaman gerçekten o kadar saf

“Ufak mı? Bak bu olmadı.”

mı görünüyorum?” 26


“Teessüf eder m hayatım. O nasıl söz? “Yan saf değ l m.”

sallanarak salona geçt m. Oğlum kanepeye uzanmış telev zyon seyred yordu. Ben görünce “Annem bu sefer kes n kararlı, kend n boşuna kasma demem ş

“Asla hayatım.” “İy o zaman hafta sonu yakın b r yerlerde otele g d yoruz.” “O zaman yer beğen.” ded m ve o s n rle bardağımdak rakıyı b t rd m.

m yd m?” ded . Onun bu ukala hal ben s n r etm şt . Anası kılıklı d ye söylenerek yanına oturdum. Başım ya da dünya, k s nden b r fena halde dönüyordu. Gözüm kapanırken oğlum “B raz yardımımla bu şten yırtab l rs n.” ded . Tek gözümü aralayıp “Nasıl?” d ye sordum.

“Bursa olab l r?” “Önce playstat on alacağına da r sözü ver.” “Bu mevs mde m ? Saçma.” ded m bardağımı “Verd m g tt .”

tazelerken

Bu sözüm üzer ne kumandayı koltuğa bırakıp

“Sapanca?”

yer nden kalkıp annes n n yanına g tt ve “Babam hafta “İp n koparan oraya g d yor. Key f almazsın,”

sonu tat le g deceğ m z söyled .” ded .

ded m ve rakımdan koca b r yudum aldım. “Evet yavrum.” “Polonezköy'e ne ders n?” “Bengelemem. Pazartes sınavım var. S z artık “Polonezköy mü? Duymamış olayım. Orasını

babamla g ders n z.”

m llet garson yer olarak kullanıyor.” Oğlum annes yle konuşurken başım dünyanın “S l vr taraflarında b r yere g tsek.” “Ne den z den ze benz yor, ne de gez lecek tarafı var. B ld ğ n beton yığını,”ded m bardağımdak

yörünges nden kurtulmuş kend kafasına göre çılgınlar g b dönüyordu. Sallanarak ayağa kalkıp yanlarına g tt m.

son yudumu çerken “Ercaaaan!”

“Olmaz öyle şey. Tek başına evde kalamazsın. Çok mu öneml bu sınav?”ded eş m. “Evet.”

“Ne kızıyorsun hayatım? Etrafta g d lecek yer yoksa bunda ben m kabahat m ne?”

“Ne yapalım b zde g tmey z oğlum.”

“Boşuna kıvırma g deceğ z.” “Sen nle cehenneme b le g der m aşkım. ”ded m rakımı tazelerken. “O zaman yarın b r tur ş rket ne g d p kafama göre b r yer ayarlıyorum. Anlaştık mı?”

Alkol yaşamsal organları etk led ğ g b duygu ve düşüncelerde sürekl değ ş me neden olur. Bu yüzden zararlı b r alışkanlıktır. Öyle olmasaydı durup dururken eş me “İnanma bu çocuğa. Sınavı filan yok.B z hafta sonu b r yerlere kaçalım hayatım!” der m yd m h ç?

“Başka çarem var mı?” “Yok.” “O zaman sormana da gerek yok. G t ve ayarla.”ded m ve o hırsla fond p yaptım. Eş m ayağa kalktı ve tabakları masadan kaldırıp bulaşık mak nes ne yerleşt rmeye başladı. B r süre boş gözlerle onu zled kten sonrayer mden doğrulup 27


Anime incelemesi,

CHAOS;CHILD

Olca KARASOY “Arada noktalı v rgül varsa zlememek olmaz tab …”

yok. An me, 2008 yılında yayınlanan Chaos;Head adlı an men n altı yıl sonrasını konu alıyor. Altı yıl önce yaşananların yaraları sarılmaya başlanmıştır ve S h b u y a' d a y a ş ay a n h a l k n o r m a l y a ş a n t ı s ı n ı

Evet, ş r n alt başlıkta da yazdığım üzere arada

sürdürmeye çalışmaktadır. Lak n tıpkı altı sene önce

noktalı v rgül var se ben m g b b rçok an me

olduğu g b aynı günlerde c nayetler meydana gelmeye

zley c s n n gözü o an men n üzer nde oluyor. Bunun

başlar. Çok geçmeden bu c nayetlere “The Return of

sorumlusu şüphes z yed den yetm şe herkes n b ld ğ

New Generat on Madness” yan Yen Jenerasyon

Ste ns;Gate. V sual novel, yan görsel roman türündek

Çılgınlığının Dönüşü adı ver l r. Yen nşa ed lm ş olan

ve yapımcılığını bu konuda ünlü 5pb'n n üstlend ğ

Hek ho Akadem s 'ne g den Takuru'nun bu yen gel şen

an me uyarlamaları Ste ns;Gate' n yakaladığı başarıdan

c nayetler lg s n çeker. Kend , okulun gazetec l k

sonra ster stemez d kkat çek yor. Bunun en yen

kulübünded r ve c nayetler hakkında b lg ed nmey

örneğ de 2017'n n başında yayınlanmaya başlayan

kend s ne vaz fe görür. Kulüp arkadaşlarından k m n n

Chaos;Ch ld.

stekl k m n n steks z yardımı le c nayetler n z n

Chaos;Ch ld' n Ste ns;Gate le herhang b r alakası

sürmeye başlar ve puçları onu b r “aşk otel ne” 28


kaynaklanıyor. H kaye anlatımı genel olarak başarılı ve b r olayın yaşanacağını b lsen z b le ne zaman ve ne şek lde kest rem yorsunuz. Y ne de sonunda beklenen oluyor. An men n tekn k kısmını nceled ğ m zde yapımcı stüdyo S lver L nk' n görev n layıkıyla yer ne get rd ğ n söyleyeb l r m. Kullanılan ç z mler, arka planın detayı, karakterler n gel ş m an men n türüne göre yerl yer nde. Ayrıca kullanılan ş ddet ve kan unsurları da sağlam. Gerçekç l k olarak baktığımızda an me götürür. Çok geçmeden de kend n kanlı canlı lk

gerçekl kten uzak b r st l kullanıyor. Bununla kastım

c nayet mahall nde bulur. Takuru ve arkadaşları artık

elbette kocaman gözler ve rengarenk saçlar. M n

ş n merkez nde olduğuna göre sıyrılıp ger dönmeler

etekler ve gereğ nden büyük göğüslerle artık

çok zordur. Üstel k bu c nayetler araştırması ç n k mse

“kanunlaşmış” b r olgu olan fan serv sl ğ n Chaos;Ch ld

önüne altın teps le sunmamıştır. Aks ne, bazı şeyler n

da kullanıyor. Evet, gözümüze gözümüze sokulmuyor

saklı kalması gerekmekted r. Yan Takuru'nun hayatı da

ama oradalar şte.

tehl ke ç nded r.

Görsel roman türündek oyundan uyarlama

Aslında Chaos;Ch ld' n Chaos;Head'ten pek b r

olduğu ç n an men n b r mangası bulunmuyor.

farkı yok. Ser n n başında b r d z abartılı c nayetler

Yönetmen olan Masato J nbo'un önce çıkan başka

şlen r ve b r grup öğrenc pol s n b le başaramadığını

yönetmenl k denemeler olmamasına karşın Deadman

yaparak c nayetler çözer. Takuru ve arkadaşları artık

Wonderland ve J goku Shoujo g b an melerde görev

doğru zamanda doğru yerde m bulunuyorlar yoksa

almış b r s m. Yan korku ve ger l m, ş ddet türler nde

harb den çok çok mu zek ler tartışılır lak n en azından

tecrübes var. S lver L nk zaten b rçok an me ser s le

an men n o “g zem” havasını yansıttığını söyleyeb l r m.

kend s n kanıtlamayı başarmış b r stüdyo.

Öyle kuru c nayet oluyor, b r grup nsan çözüyor o l ay ı n d a n z y a d e z l e r ke n g e r ç e k t e n m e r a k uyandırıyor. Her ne kadar ps koloj k–ger l m etmenler

Ben bu satırları yazdığımda Chaos;Ch ld' n dokuzuncu bölümü yayınlanmıştı ve üç bölüm daha yayınlanarak Mart'ın sonunda sona erecek. Yan yazım

y

yayına g rd ğ nde b tm ş olacak. Ben ş md den sonunu

aktarılsa da özell kle Chaos;Head' zleyenler az çok

tahm n ed yorum ve

olab lecekler konusunda tahm n yürüteb l rler. Tamam,

k l tlenmesem de sıkıldığımı söylersem yalan olur.

ger l m h ssett r yor ded m ama bahsett ğ m ger l m

An me ç n orta hall , zlenmes güzel ama b rçok şey

ney n ne zaman gerçekleşeceğ n b lememem zden

tanıdık olan b r yapım olarak tasv r edeb l r m.

zlerken öyle ekrana

Yönetmen: Masato J nbo Stüdyo: S lver L nk Müz k: Takesh Abo, Onoken Tür: B l mkurgu, G zem, Dram Süre: 12 – Devam Ed yor

29


30




AŞKIN FASİT DAİRESİ YAZAN: Tuğba TURAN

İLLÜSTRASYON: Enver Gökhan ALTUN

Tar h; 1 N san 2016. Yerel saat; 07:33. Yer; Antarkt ka. Kapağı sarı çerçevel meşhur coğraf ya derg s n n Güney Kutbu gezg nler , 1 N san 2016 sabahı Antarkt ka'da donmak üzere çırılçıplak b r kadın beden buldular. Kadın, gündüzler eks otuz, geceler eks altmış derece soğukta, tahm n on la on

Jane Doe yazması gerek yordu ama 'Kadın Evangel na halama çok benz yor, ha Jane, ha Evangel na!' d yerek hastanın s m hanes ne bu sm yazıverd . Tab

k,

halası Avustralya'ya Abor j nler'e Hr st yanlığı yaymak ç n gelm ş b r m syoner olan bu hasta-kabul görevl s , bu sm n y haberler n ham l manasına geld ğ n çok y b l yordu.

k saat kalmış olmasına rağmen muc zev b r şek lde

Hasta veya yaralı olmamasına rağmen kutup

nefes alıyordu. Hastayı almak ç n Avustralya

soğuğunda vücut fonks yonları oldukça ağırlaşmış

Kızılhaçından sağlanan hel kopter-ambulansa,

olan Evangel na, yoğun bakıma alındı. Andersson

ek pten b r foto-muhab r arkadaşlarını da b nd rmey

kadının değ l odasına, yattığı serv se b le g remezken

hmal etmed ler. Ne de olsa derg ek b her ay

derg s n n Melbourne tems lc l ğ nden ac l b r mesaj

kutuplarda b r kadın beden ne rast gelm yordu.

aldı: 'Sakın hastaney terk etme!'

Hel koptere b nen Adam Andersson, İsra ll annes nden z yade uzun boyu ve sarışın fiz ğ yle t p k b r İsveçl olan babasına çekm ş b r Amer kan vatandaşı d . Genç foto-muhab r lk defa g tt ğ kutup bölges nden ayrıldığı ç n üzgündü ama bu once- n-al fe-t me/hayatta b r kez denk geleb lecek haber kovalayacağı ç n heyecanlıydı. H e l k o p t e r, k a d ı n ı v e f o t o - m u h a b r

Evangel na k ay kadar o hastanede müşahede altında tutuldu. Bu arada b yometr k eşkal ve parmak z İnterpol'e b ld r lm ş, güney kutbunda o tar hte araştırma ya da gez yapan tüm topluluklara sordurulmuştu. Sonuçta orada bulunduğuna göre pasaport kullanıp b r uçağa, gem ye, b r taşıta b n p oraya gelm ş olmalıydı. Ne yazık k , h çb r grupta kayıp kadının eşkal ne uygun b r k ş ye rastlanmıyordu.

Antarkt ka'dak keş f merkez olan Po nt-1'e taşıdı.

Royal Melbourne Hastanes bu k ml ğ ve uyruğu

Orada kadına vücut ısısı ve akc ğerler ç n takv ye

bel rs z hastayı daha fazla yatırmak stem yordu.

yapıldıktan sonra b r kargo uçağı le Melbourne'e

Hastaneler nde yapılab lecek tüm tetk kler ve

yollandı. Royal Melbourne Hastanes 'n n ambulansı,

taramalar yapılmış ama b r hastalık bel rt s

havaalanında hazır bekl yordu. Hastaneye

bulunamamıştı. Yalnızca b l nc kapalıydı ve serumla

vardıklarında ambulansın başına üşüşen personel

beslenmes gerek yordu.

ş md den h kayey duymuş, bu buzlar ç nde çırılçıplak bulunan beden n k ml ğ üzer ne pek çok spekülasyon ortaya atılmıştı. Ambulanstan nd r l rken kadının yüzünü lk gören görevl , 'Ne kadar da anneme benz yor,' d ye ç geç rd . Hasta-kabuldek görevl k ş 'Bayanın refakatç s s z m s n z?' d ye sorunca, gayr ht yar 'Ben m,' d yerek k ml k b lg ler n verd Andersson. Görevl n n, hasta kadının adına İng l zce'de k ml ks z manasında kullanılan s m olan

Derg n n becer kl Melbourne tems lc s b r öncek görev nde Moskova'da çalışmıştı. Kend k ş sel l şk ler n ve derg n n gücünü kullanarak artık basına yansımış olan bu k ml ks z kadının Rusya'ya kabul ed lmes n sağladı. Mut n, dünya üzer ndek sert majını azıcık da olsa yıkmak ç n, b r basın açıklaması yaparak Evangel na'yı Moskova'ya davet ett . Tab kadının bundan haber olmadı. Kutuptan alüm nyum kaplamalı battan ye le get rt len k ml ks z kadın, 33



Royal Melbourne Hastanes 'n n hasta g ys ler ç nde

mesafedeyd . Uçakta telefon açma yasağının canı

u ç a ğ a b n d r l r ke n b r a z d a h a g e r ç e k g b

cehenneme d yerek b ld ğ tüm öneml k ş ler arayan

g ö r ü n ü y o r d u . K m l k s z k a d ı n M o s ko v a ' y a

Adam Andersson sonunda Mursultan Mazarbayev' n

uğurlanırken, Andersson da peş nden uçağa b nd .

özel zn le uçağın Astana'ya n ş n sağladı. Ver len bu

Zaten derg n n amacı olayı devlet başkanları nezd nde

z n, sadece b r uçakta y t r lmekte olan k ml ks z b r

k ş sel b r şova dönüştürmekten çok, derg n n yen

kadına duyulan merhametten ler gelm yordu

sayısında yayımlanab lecek b r yen den-doğuş

elbette. 1990'dan ber ülkey yönetmekte olan devlet

h kayes yakalamaktı. B r de bu k ml ks z kadın uyansa

başkanı, başkent ndek dünyanın en büyük çadırı olan

ve neden orada olduğunu açıklayab lse, h kaye

Han Şatır'ın açılışının doğum gününe yet şt r lmes

tadından yenmeyecekt .

olayında olduğu g b reklama b raz meraklıydı. Üstel k

Genç foto-muhab r k sağlık görevl s eşl ğ nde uçağa b nd r len Evangel na'nın uyuyan güzel tadında fotoğraflarını çekerken, lk defa yüzüne bu kadar d kkatl baktığını fark ett . Yuvarlak yüzü o kadar huzur ç nde uyuyordu k , sank az sonra uyanıp 'Kahvaltı hazır mı hayatım?' d ye sorab lecek o şımarık Hollywood yıldızı tasasızlığı vardı yüzünde. Fındık g b m n c k burnu, burnundan bağımsız, henüz ne renk olduğunu göremed kler kocaman gözler n örten göz kapakları, b r heykel andıran sımsıkı kapalı dudakları, mermer g b pürüzsüz beyaz ten

le sedyen n

üzer nde öylece uyuyordu. Andersson, merkezden gönder len bavuluyla ortadan kaybolup k aydır hastanede dönüşümlü olarak yıkayıp, kurutup g yd ğ kıyafetler nden kurtulup b r de tıraş olup hastanın yanına geld ğ anda, uçakta ortalık karıştı. Kadın yemyeş l gözler n b rden kocaman açıp, 'O şte, o! Ben

bu uçağa z n vererek Mut n'e de b r gol atmış oluyordu. Uçaktan apar topar nd r len Evangel na, Astana C ty Hastanes 'ne götürüldü. Tab

k

Andersson y ne kadının yanındaydı. Astana'dak hastanede de yaklaşık k ay kalan Evangel na'nın, Melbourne'de lg nç b r şek lde yapılması atlanmış b r test poz t f çıkmıştı: Beta Hcg's ne bakmayı unutmuşlardı; d ğer b r dey şle kadın dört aylık ham leyd ! Bu b lg de basına sızınca ortalık y ce karıştı. Hastanın ham le olduğunu ortaya çıkaran laboratuvar görevl s gazetec lere poz ver rken 'Ne kadar da rahmetl büyük teyzeme benz yor bu kadının yüzü, hayret b r şey,' d ye geç r yordu ç nden. Öte yandan Melbourne'dek hastanede çalışan laborant kadın, Beta Hcg hormonu sev yes ne baktığına ve negat f çıktığına yem n edeb l rd . Ama ne h kmetse bu test n sonucu s stemden uçup g tm şt !

onu st yorum. Ondan olacak, başka çares yok!' d ye

Andersson'un derg s h kayen n uzun soluklu

İbran ce çığlık çığlığa bağırırken sağlık görevl ler ,

seyr n n tel f haklarını satın almış olsa da, “Kar Adamı

yolculuk esnasında sedyeden düşmes n d ye kadını

Yet 'n n Çocuğu mu Doğacak?” d ye sansasyonel

bağladıklarına şükred yorlardı. Şüphel veya suçlu

başlıklar atarak satış patlaması peş nde olan magaz n

olmadığı halde eller ve ayaklarının bağlı olduğunu

b a s ı n ı n a k m s e e n g e l o l a m ı y o r d u . Ço c u ğ u n

keşfeden kadın daha da çıldırdı. Nabız, tans yon, kan

c ns yet nden tutun da adının ne olacağına kadar,

şeker , oks jen yetmezl ğ b rb r ne karışmıştı. Sağlık

hatta babasının Noel Baba olma ht mal ne kadar b n

görevl ler

uçakta daha fazla müdahale

türlü şaklabanlık sosyal medyayı sallıyordu. Sonunda

edemeyecekler n , nmeler gerekt ğ n p lota

Mut n aslında Moskova'ya doğru yola çıkmış olan

b ld rd ler. Bu arada sağlık görevl ler nden b r ,

meşhur ve s ms z m safir n , masaya yumruğunu

d ğer ne 'İnanmazsın ama bu kadın az önce del g b

vurarak ve özel uçağını göndererek ülkes ne get rtt .

bağırırken, Alzhe mer olan büyükanneme çok

Mut n, Andersson ve derg s ne, önceden satın aldığı

benz yordu,' d ye sızlanmadan edemed .

tel f haklarına st naden h kayey en sona saklamasını

Uçak Kırgız stan üzer nden geç yordu ve başkent Astana, eğer n ş zn alab l rlerse otuz dak ka

b ld ren yazılı b r em r göndererek, Evangel na olayına yayın yasağı get rd k ; bunun tam zamanıydı. Çünkü 35


doğacak çocuğun Mes h olma ht mal nden b le söz ed lmeye başlanmıştı.

Hastane, Rusya'dan özel z nle gelen bu kadın hastanın ded kodusu le çalkalanıyordu. Kadın

Ortalık duruldu. Gündem y ne o baş döndürücü

doğurdu doğuracak kadar, yan dokuz aylık ham leyd .

hızıyla değ şt ve konu unutuldu. Andersson belk de

Çok geçmeden bu k ml ks z kadının, Mut n yayın

yüzlerce kez fotoğrafladığı bu kadının yüzünü hem

yasağı get rmeden önce sosyal medyayı karıştıran

k mseye benzetemez hem de onda tanıdığı tüm

hasta olduğu anlaşıldı. Yoğun bakıma alınır alınmaz

kadınlardan parçalar bulmaya başlarken, ham lel ğ

da, bu k ml ks z kadının neden apar topar Türk ye'ye

neden yle ep lept k kr zler

gönder ld ğ ortaya çıktı. Çünkü kadın:

ç n laç ver lemeyen

Evangel na, Tsentralnaya Kl n cheskaya Boln tsa Upravlen ya Delam Prez denta Hastanes 'n n özel koğuşunda kan ter ç nde b ld ğ her d lden hezeyanlarla boğuşuyordu. Andersson, tüm bunları kayda alab lmek ç n Rus hemş relerden b r ne yüklüce b r rüşvet vermek zorunda kalmıştı. Sıkça İbran ce konuşan kadın, arada İtalyanca, Lat nce ve derg dek d lb l mc ler n saatler süren araştırmalar sonunda çözdüğü sadece k bölgede konuşulan b r Abor j n d l

“İstanbul! İstanbul! İstanbul! Oraya götürün ben ! Nasıl Hab l Kab l' öldürdü! Nasıl Yez d Hüsey n' öldürdü! O da s z öldürecek! S z k ms n z k ona ş rk koşarsınız ey gafiller!” d yerek gayet tem z ve net b r Türkçe le çığlıklar atmaya başlamıştı. Sonra başka b r d lde b r şeyler söyled kten sonra İng l zce olarak İnc l'den konuşmaya başladı: “Leav ng the next day, we reached Caesarea and stayed at the house of Ph l p the evangel st, one of the Seven.” (Act 21:8)

olan M nd d l nde konuşuyordu. İk dudağının O sırada bu hastanede yatan akrabasını z yarete

arasından genelde anlamsız olan kel meler fışkırsa da, arada, İnc l'den bazı kes k kes k cümleler söyled ğ n tesp t ett ler.

gelm ş b r Rah be 'Tanrı b z korusun!' d ye haç çıkararak kor dordan seğ rtt . 'Ne d yor k ?' d ye arkasından bağırdı b r hemş re.

Tar h; 31 Aralık 2016. Yerel saat; 15:45. Yer; “Ertes gün Sezar ye'ye geld k. Yed lerden b r

Türk ye.

olan müjdec F l ppus'un ev ne g derek onun yanında Uluslararası Atatürk Haval manı'na özel z nle n ş yapan uçağı tam üç tane ambulans karşıladı.

kaldık, d yor. İy b r şey m müjdeleyecek kötü b r şey m ! Yüce İsa aşkına, s z de hemen ev n ze g d n bence!”

Uçağın kapıları açılınca gereks z yere telaş ed ld ğ Hastanedek herkes pan k ç nde sağı solu

ortaya çıktı. Şuuru yer nde olmayan kadın hasta uçaktan sedye le nd r l rken, k s v l, b r asker personel ve sarı çerçevel meşhur derg n n İstanbul tems lc s apronda hazır bekl yordu. Ambulans önceden bel rlend ğ g b hastayı İstanbul Florance N ght ngale Hastanes 'ne götürdü. Personel hastayı ac l kodu le yoğun bakıma taşırken, hastayla b rl kte uçaktan nen Adam Andersson ve derg n n İstanbul

arayarak, h ç olmadı İnstagram'dan fotoğraf paylaşarak bu lg nç hastayı lk keşfeden olduğunu spat etmeye çalışırken, meraklı b r personel hastakabul ekranının görüntüsünü Tw tter'dan paylaştı: 'Tesadüfe bakın k Rusya'dan g zl ce get r len hastamızın adı Eva, kocasının adı se Adam! Adem le Havva bunlar yahu!'

tems lc s Er c Nolan bankoya yanaştılar. Hastanın adı

Z a te n k a d ı n ı n a p a r to p a r Tü r k y e ' y e

yer ne Evangel na yazmaya üşenen görevl 'Eva' d ye

gönder lmes n n asıl sebeb Türkçe konuşması değ l,

kısaltıverd . Kend ne tepeden bakan uzun boylu

Mut n' n g zl serv s n n, kadının Havva Cennetkuşu

sarışın adama bakıp sordu: 'Kocası mısınız?' Yıllardır

s m l b r Tü r k v a t a n d a ş ı o l d u ğ u n u o r t a y a

Türk ye'de yaşayan ve b r kadının yanındak adam

çıkarmasıydı.

kocası se herkes n her şeye olur ver ld ğ n çok y b len Er c Nolan'ın dürtmes yle, Andersson'un

Tar h; 1 Ocak 2017. Yerel saat; 00:45. Yer; Doğumhane Ün tes .

ağzından zorak b r 'Evet' çıktı. 36


Tar h; 31 Aralık 2016. Yerel saat; 18:35. Yer; Sarı

Doğumhane Ün tes . Havva, yoğun bakımdan get r ld ğ doğumhane

çerçevel derg New York ofis .

yatağında zangır zangır t tremeye başladı. Kadının

Derg n n New York ofis nde, yen yıla saatler

normal b r ham leden çok daha fazla büyümüş karnı

kala çalışmak zorunda olan şanssız meslektaşı İvan,

sank patlayacakmış g b dalgalanıyordu. Derken

Adam Andersson'dan gelen e-postadak tam 2017

ağzından ve rahm nden önce sızım sızım gelen kanın

adet yüksek çözünürlüklü fotoğrafı unz p ett kten

h çb r tamponla durdurulamayacak derecede oluk

sonra son fotoğrafta gördükler karşısında dehşete

oluk akmasıyla dehşete düşen doğumhane personel ,

düşüp ofis şefine Whatsapp mesajı attı. Fotoğraf, lk

eller ayakları korkudan kes lmeden önce kadını kend

s m H av v a o l a r a k b e l r l e n m ş o l a n k a d ı n ı n

kanında boğulmaması ç n yan çev rmey başardılar. O

doğumhaneye alınırken, boynunun ve aşırı büyümüş

esaslı kan deryasının ç nde Havva, kaşın gözün

karnının tüm damarları nsanüstü morlukla ş şm şken,

arasında el ne geç rd ğ b r neşterle karnını deş verd .

yüzü kıpkırmızı b r şek lde şeytan b r fade le

Del gücü gelm ş kadını durdurab lmek ç n çağrılan

ıkınmasını sab tlem şt . Ofis şefi 2017 fotoğrafın lk n

güvenl k görevl ler yet şemed ler ama gördükler

açmasını söyled muhab re. B lg sayar İvan'ın fare

manzara karşısında heps b r kenara çöküp kusmaya

kullanma hızına yet şmeye çalışarak 2017 fotoğrafı da

başladı. Kadının karnı, bağırsakları paramparça olmuş,

küçük kareler hal nde donmadan açmaya çalışırken, lk

ç nden altı tane ancak b r en k büyüklüğünde bebek

kare İvan'ın kanını dondurdu.

ölü doğarak akan kanla b rl kte yerlere saçılmıştı. Personel n heps kaçmış, sadece yüzü gözü kan ç nde kekeleyerek ağlayan b r hemş re kalmıştı: “ “Yed nc …Yed nc de doğdu… bü….Büyüktü ama o… O da erkekt ... Erkekt … Ayağa kalktı… Ağaya kalkar kalkmaz el ne b r s lah aldı!” d ye hıçkırdıktan sonra o da oracıkta bayıldı. Tar h; 1 Ocak 2017. Yerel saat; 01.17. Yer; Muall m Nac Cad, Ortaköy, Me na Gece Kulübü. Me na gece kulübünün önünde taks den nen b r

31 Mart 2016'da saat 17:57'de çek lm ş olan fotoğrafa zoom yapınca, buzlar üzer nde çırılçıplak sırtüstü yatan Havva'nın bacaklarını aralayıp üzer ne abanmış halde görüntülenm ş uzun boylu, sarışın ve çıplak erkek beden n n Adam Andersson olduğunu tesp t ett ğ anda, tüm dünya ajanslarına İstanbul'da b r terör st n yerel b r gece kulübünde yen yılı karşılamak üzere eğlenenler n üzer ne mak nel tüfekle ateş açtığı, ölü ve yaralı sayısının lerleyen dak kalarda açıklanacağı haber düştü.

adam, el ndek kalaşn kof tüfekle ortalığa ateş ederek gece kulübünden çer daldı.

37


Kitap incelemesi;

KARINCALAR “Çünkü artık savaşmaktan bıktım. Çünkü artık karıncalanmaya başlıyorum.” Aynur KULAK Değ ş m zamanları kend n fark ett rmeyeb l r. Bazen sancılı gel r çünkü gürültüden fark etmey z; bazen sess zce gel r sağırlaşmışızdır çoktan. Mecaz anlamda da gerçek anlamda da “savaşıyor olmanın” en kötü tarafı değ ş mler fark edememem zd r bu yüzden. Fakat zaman geld ğ nde 'karıncalanmaya' başlarız Bor s V an'ın da ded ğ g b . Ve değ ş m başlar. 11 güzel öykü yazılır. B zlere kadar dokunur mevzuu; Bor s V an'ı tanımaktan tutunda Karıncalar k tabına varana kadar hayatınıza b rçok karakter, h kaye, olay g rer. Bunların heps 'karıncalanmaya' başlamanızla başlar. İy k de başlar. Çünkü tesadüf veya değ l b lememekle beraber, İng l zcey y rm yaşında öğrenen Joseph Conrad k tabı olan Almeyra'nın Sırça Köşkü'nden sonra beş yaşında okuma yazma öğrenen ve on yaşına geld ğ nde tüm Fransız klas kler n okumuş olan Bor s V an'ın “Karıncalar” k tabını okumak, yazarların bu k tapları üzerler ne yazmak tesadüf se eğer y b r tesadüf. Sel Yayınları tarafından yayınlanan “Almeyra'nın Sırça Köşkü” k tabından sonra “Karıncalar” k tabını okumak, dünyanın sanat var oldukça, k taplar yazıldıkça varlığını sürdüreceğ n hatta dünyanın y leşeb leceğ n de umutla düşündürdü bana. Üstel k Karıncalar'ın Karıncalar s ml

lk öyküsü şöyle b r

paragrafla başlamasına rağmen:

ölü nsan, harap olmuş tank ve kamyon parçalarından başka ne k mse ne de b r şey vardır. Neredeyse her yandan merm yağıyordu. Ben böyle zevk ç n çıkarılan kargaşalardan hoşlanmam. Suya atladık, ama göründüğünden daha der nm ş. B r konservekutusuna basıp kaydım. Tam o sırada gelen b r merm arkamdak her fin yüzünün dörtte üçünü götürünce konserve kutusunu hatıra kalsın d ye

“Bu sabah vardığımızda pek hoş karşılanmadık,

sakladım.”

çünkü sah lde ölü nsan yığınlarından, daha doğrusu 38


yön değ şt rmes , Eyfel Kules 'n n batı kr kosunun açılması, 239. enlemde ger dönüşsüz fırtına ve yukarı soldak bulutla Satürn'ün şeytan b rleşmes . Bu yüzden, uyandığında davet çalar saat n altında görmey nce yer ne çalar saat almak zorunda kaldı.” Karıncalar farklı anlatımı ve olay örgüsüyle nsan duyguların en has yanlarını ortaya çıkarıyor. 11 öykünün 11' nde de sonunda umudu baş köşeye koyuyor. Gerçek olan ve h ç peş bırakılmaması gereken umut b r karıncalanmaya başladı mı; önüne geç lemeyen en güçlü h sse dönüşeb l yor. KARINCALAR Yazar: Bor s V an Çev r : Candan Keten Yayınev : Sel Yayınları Türü: Öykü Yayın Tar h : Şubat 2017 Sayfa: 191 Umut h ç yok değ l m ? Fakat öyküyü okumaya devam ett kçe kahramanımızın nasıl b r mücadelen n ç ne g rd ğ n de okumaya başlıyorsunuz. Savaşın tam ortasında sıcağı sıcağına b r çatışmanın ç nde böyle b r mücadeleye g r şmek şaşırtıyor, çünkü Vİan'ın kullandığı d l ve anlatım da aynen olayın kend s g b d rekt. D ğer on öyküde de h ç lafı dolandırmadan, neyse o olarak anlatan V an ne anlattığını ve nasıl anlattığını çok y b l yor. K tabı oluşturan on b r öykü, savaş, ant m l tar zm, ş ddet, n şl çıkışlı duygular ve aşk üzer ne. K tabın

lk öyküsünden

t baren başlayan

'karıncalanma' son öyküye kadar artarak devam ed yor. Savaşın anlamsızlığı, pol s ş ddet , ş ddet n b r müddet sonra sıradanlaşması, 'saçma' olanın 'mantıklıymış' g b yansıtılması meseleler n ustalıkla b ze aktaran V an, öyküler n tamamına baktığımızda bütün olanı ustalıkla yakalıyor. “Gece yarısından üçü beş geçeye kadar sıra dışı had seler yaşandı: Pusulanın kırmızı ucunun paradoval 39


Film inceleme;

eXistenZ seks üzer ne b r film nasıl yapılır dd ası üzer ne de b r film. Ya da bende b r s o r u n v a r, fi l m d e k sahneler hayra yordum. Oyun dünyasının dah tasarımcısı Allegra Geller'ın son oyunu eX stenZ, küçük b r k l sede, b zzat yaratıcısının katılımıyla tanıtılacaktır. Bu çok oyunculu, oynayanların o y u n d a b a ş k a karakterlere büründüğü oyunun en öneml farkı oyun konsollarının organ k (dokunmaya,

İlker YAVUZ Çağdaş s nemanın kend ne özgü, t car s nemanın dışında dursa da starların çalışmaya can attığı senar st yönetmen Dav d Cronenberg'den ç ne kar yer n n başından ber

lg s n çeken c nsell k,

beden, organ k olanla olmayanın b raraya gelmes g b temaları yerleşt rd ğ ve filme de sm n veren sanal gerçekl k oyununu konu alan film , ustanın s neması ç nde b raz ger planda kalmış g b görünse de özell kle nternet üzer nden oynanan oyunların g derek yaygınlaştığı, sosyalleşmen n de sosyal ağlar üzer nden gerçekleşt ğ günümüzde b r kez daha keşfed lmey hak ed yor bence. eX stenZ aynı zamanda Cronenberg' n fantast k s nemayla olan son l şk s , neredeyse yönetmen n b r dönem n kapatan film. Aynı zamanda tek b r seks sahnes çermeden

daha doğrusu okşamaya karşı duyarlı, kasılıp gevşeyen) görünümlü olup, doğrudan oyuncuların omurgalarına önceden açılmış g r şlere göbek kordonunu andıran kablolarla bağlanmasıdır. Allegra ve seç lm ş 12 oyuncu oyunu yüklemeye çalışırken, güvenl k önlemler ne rağmen, oyun fanat kler nden b r (k aslında oyun karşıtı, kend ler ne “gerçekç ler” d yen b r grubun üyes d r) kend konsolunun ç ne g zled ğ gar p görünüşlü b r s lahla Allegra'yı vurur. Ortalık karışınca oyunun yapımcısı Antenna ş rket n n yönet c s de pazarlama as stanı Ted'e Allegra'yı dışarı çıkarıp başına b r şey gelmemes n sağlaması ve bunu yaparken de k mselere güvenmemes konusunda m syonu ver r. Yolda durup Allegra'nın omzundak kurşunu çıkardıklarında merm n n nsan d ş olduğunu görürler. Kem kten yapılmış s lahın şarjörü de d şlerle 40


geç rm ş b r amfib hayvana sentet k DNA yerleşt r lmes nden elde ed lmekted r. Enerj kaynağı da bağlandığı nsanın beden d r. Artık oyun ve sanal gerçekl k zamanı gelm şt r. Allegra parmağını ıslatıp kayganlaştırdığı g r şe kabloyu yerleşt r r (hastalıklı z hn m bana oyunlar oynuyor). Her oyunun kuralı ve b r amacı vardır, eX stenZ' neden oynandığını bulmak ç n eX stenZ' oynamak gerek r. Oyunda sev ye atlamak ç n doludur. Bu sayede dedektöre takılmamıştır. Kapağı

gerçek yaşamdak dürtülerle, korkularla başa

attıkları motel odasında Allegra poduyla oynar

çıkmak; karşılaşılan karakterlere doğru cümleler

(neredeyse her canı sıkılan nternet bağımlısının

kurmakla olur. Oyunun ç nde gerçekl k duygusunu

yaptığı, sıkılınca ekran başına geçmekten kend n

y t ren Ted oyunu b r sürel ğ ne duraklatır ama

alamamak g b ) ama Allegra'nın bebeğ m d ye h tap

gerçek hayat da o kadar gerçek değ ld r artık. (Han

ett ğ podunun saldırıdan etk len p etk lenmed ğ

oyunun zıddı c dd yet/gerçekl kt ?) B r sonrak

öğrenmen n tek yolu b r “müttefikle” oyun

sev yede ne olacağını merak etmed kten sonra

oynamaktır. Ted se oyun sektöründe çalışmasına

gerçekl ğ n vereceğ ne kalır k ? Oyun şte bu yüzden

rağmen daha önce h ç

oynanır; gerçekl k

oyun oynamamış;

sıkıcıdır. Üstel k oyun

dahası vücuduna

gerçekten daha gerçek

g

olab l r. B r de oyunun

r

l m e s

düşünces nden

kuralları öneml d r.

d

eX stenZ' n kuralı: H ç

e

h

ş

e

t

e

düştüğünden henüz

k mseye güvenme!

omurgasına b r g r ş b le açtırmamıştır

Cronenberg, merak duygusunu sürekl körükley p oyunun ç ne

(burada da b r gönderme var g b ). Koruma görev n c dd ye alan Ted de b r benz n stasyonu şleten oyun fanat ğ ve Allegra hayranı Gas' n kend s ne bu operasyonu yapmasına razı olur. Oyun daha

zley c y de çekerken (oyunun b r özell ğ de oyuncuyla beraber zleyene de key f vermes değ l m d r?) film n son yarım saat nde zley c y art arda ters köşeye yatırıp oyunu sıkı b r finalle b t r yor.

yüklenmeden konsolun devreler yanar. K mselere güvenmeme kuralına uymadıklarından Gas' n sabotajına maruz kalmışlardır. Allegra'nın ölüsüne 5 m lyon Dolar ödül konmuştur. Ted, Gas' n onu deld ğ aletle Allegra'yı öldürmek üzere olan Gas' öldürür. Artık Allegra'nın “güveneb leceğ ” tek k ş ye sığınma zamanı gelm şt r. Antenna hesabına çalışan b l m nsanı K r , Ted' n enfeks yon kapmış g r ş n değ şt r p et ve kandan mamul konsolu da amel yatla kurtarır. Oyun konsolu aslında mutasyon 41


BERLİN’DE BİR HAFTA

Hasan Nad r DERİN Yıllardır bu satırlarda pek çok fest val n günces n Gölge e-Derg okuyucuları le paylaştım. Yıllar önce Ankara dışında katıldığım lk fest val olan Gez c F lm Fest val 'n n Kars ayağını da s zlerle paylaşmıştım. Artık yurtdışına açılmanın vakt gelm şt ve b r süred r aklımda olan lk Berl n F lm Fest val maceramı bu sene gerçekleşt rd m. Bu kez

u ç a k t a n n e r n m e z h s s e d l y o r. Pa s a p o r t kontrolünde,Berl nale ç n geld m ded ğ n zde lg göster yorlar. Her ne kadar ben konuk olmadığım ç n kullanmasam da havaalanında fest val konukları ç n ayrı b r alan ayrılmış. Metro ve otobüslerde eller nde fest val programı, yanlarında fest val çantası olan k ş lere rastlamak olağan b r durum. Üstel k bu durum şehr n tek b r bölges nde değ l, pek çok yer ç n geçerl .

alışılageld k b r fest val günces nden z yade Berl nale'y (Berl n F lm Fest val bu şek lde

- Ülkem zdek fest vallerde filmler genell kle 3-

adlandırılıyor) lk defa zleyen b r ol arak, genel

4 s nemaya yayılırken (en büyük fest val m z olan

olarak fest val n atmosfer ve ülkem zdek

İstanbul F lm Fest val 'ne b le 7-8 s nema dah l

fest vallerden farkları üzer ne b r yazı kaleme almak

oluyor) Berl nale'de şehr n dört b r yanına yayılmış

sted m. Elbette

zled ğ m filmlerden de

bahsedeceğ m ama öncel kle madde madde notlar. - Öncel kle, şeh rde b r film fest val olduğu

pek çok s nemada fest val filmler göster l yordu. Daha da ötes , b zde herhang b r fest valde b r s nema kompleks n n 3'den fazla salonunu fest vale 42


ayırdığına şah t olmadım, burada büyük s nema kompleksler n n tüm salonları fest vale ayrılmıştı. Örneğ n C nemaxx s nemasının 19 salonunda b rden fest val filmler göster l yordu. Bunun dışında normalde film göster mler ç n kullanılmayan bazı çok büyük salonlar da fest val süres nce s nema salonu olarak h zmet verd ler. - İlk seanslar sabahın 9'unda olmasına rağmen hemen her seans tıklım tıklım doluydu. Zaten sabahın 8' nde uzun b let sıraları göreb l yordunuz. Pek çok filmde, b let kalmadığı ç n boş kalacak yerlere oturmayı bekleyenler n sırası b le epeyce uzundu. - Bazı özel göster mler dışında b letlerde yer numarası bulunmuyordu. S stem tamamen lk gelen y yere oturur mantığı le çalışıyordu. Bu yüzden, y yere oturmak st yorsanız yaklaşık yarım saat önceden salonda yer n z

almak

durumundasınız. Doğrusu bu konuda hang s stem n daha y olduğu konusunda em n değ l m. Önceden yer n z bell olursa, filmden 5 dak ka önce salona gelmek çok rahat ama Berl nale'dek s stem de geç gel şler engellem ş oluyor çoğunlukla. - Geç gelme dem şken, her ne kadar b letlerde geç gelenler salona alınmaz yazsa da bu kural çok katı

b r konu. Çok sponsorlu fest vallerde de uzun reklamlar zlemek zorunda kalab l yoruz. Berl nale g b büyük ve pek çok sponsoru olan b r fest valde filmler n önces nde h ç reklam yoktu, sadece sponsorların logolarının yer aldığı ufak b r g r ş v deosu vardı.

b r şek lde uygulanmıyor. Ancak b r öncek maddede bel rtt ğ m uygulama sayes nde sadece kenarlarda boş yer kaldığı ç n geç gelenler sess zce yanlara oturduklarında, sey r zevk nde b r sorun yaratmıyorlardı.

- F lm n sonundak yazılardan da bahsetmek gerekl bu noktada. Artık ülkem zde de film sonundak yazılar çoğunlukla kes lm yor.Hele fest vallerde bu kural y ce oturdu. Ancak y ne de bu yazılarda sey rc ler n büyük b r kısmı çıkıyor.

- Güzel ülkemdek film zleme deney mler nde

Berl nale'de de çıkan sey rc ler oldu ama genel olarak

en sıkıntılı olduğum konulardan b r telefonunu açan,

salonun yarısından fazlasının filmler n sonundak

b rb rler le konuşan, oturduğunuz koltuğa arkadan

yazıları zled ğ n söylemek mümkün.

tekme atan sey rc lerd . Berl nale'de zled ğ m filmlerde bu g b durumlarla neredeyse h ç karşılaşmadım. - F lm önces nde zled ğ m z b tmek tükenmek b lemeyen reklamlar, v zyon filmler nde b z bıktıran

Gelel m filmlere. Berl nale'de çok fazla sayıda film olduğu ç n toplamda 32 film zlem ş olmama rağmen tüm filmler n beşte b r n b le zlemed m aslında. Her b r nden tek tek bahsetmektense bölüm bölüm g del m. 43


Retrospekt f:

Onuruna (Homage):

Bu t p yazılarda genell kle en başta yarışma

Berl nale'de bu yıl onur ödülünü

filmler nden bahsed l r. Fest val n en öneml bölümü

M lenaCanonero aldı. Bu s m lk anda çok şey fade

olarak, yarışma filmler görülür çünkü. Ancak

etmeyeb l r ama StanleyKubr ck' n filmler n n

Berl nale'de ben m ç n en heyecan ver c bölüm,

ço ğ u n u n ko s t ü m l e r n e m z a s ı n ı a t a n k a d ı n

Retrospekt f bölümü d . Bu sene özel lg alanım olan

ded ğ m zde olay netleşeb l r. Burada Berl nale'n n b r

b l m-kurgu filmler ne ayrılmış olan bu bölümde pek

farkı daha ortaya çıkıyordu. Onur ödülünü alan k ş n n

çok klas ğ s nemada zleme şansına er şmek paha

1-2 film değ l tam 10 film göster l yordu. Bunların

b ç lemez b r deney md . Sadece R dleyScott'ın k

ç nden elbette Kubr ck filmler n seçt m. BarryLyndon

başyapıtı Al en ve BladeRunner'ı s nemada zlemek

ve TheSh n ng g b k müth ş film s nemada zlemek

b le Berl n seyahat yapmak ç n yeterl b r neden

de b r öncek bölümdek filmler ç n de bel rtt ğ m g b

sayılab l rd . Elbette b let kalmadığı ç n b r saat

paha b ç lemez b r deney md . Özell kle TheSh n ng,

boyunca sırada bekley p boş yer kalınca salona g r p

ezbere b ld ğ m b r film olmasına rağmen, sank lk kez

ön sıralardan zled ğ m z Ghost n the Shell de (or j nal

zl yormuşum g b heyecanlandırdı ben . Kubr ck,

Japon an mes nden bahsed yorum) çok key fl yd .

gerçekten de filmler n büyük ekranlarda zlens n d ye

Bu bölümde çok fazla b l nmeyen b l m-kurgular da yer alıyordu. 1954, Amer kan yapımı gog da bu filmlerden b r yd . 3 boyut teknoloj s n n popüler

yapmış.JackN cholson'ın o tek ns z gülümsemes n n dev b r perdeye yayılması tar f ed lemez b r duygu oluşturuyordu.

olduğu dönemlerde çek len bu B-sınıfı film, bugünden bakınca pek çok mantıksızlık çer yordu ama bu mantıksızlıklar film eğlencel hale get r yordu. Ayrıca Amer ka'nın tüm dünyayı zleyecek b r s stem kurma steğ böyle b r filmde b le kend n göstereb l yordu.

Bu bölümde keşke zleyeb lseyd m ded ğ m filmler se şunlardı: TheCotton Club, D ckTracy ve elbette A ClockworkOrange. Klas kler: Sank bundan önce bahsett ğ m bölümler sey rc ler n klas k film arzusunu g dermeye yetmeyecek g b , bu bölümde de s nema tar h n n klas kler nden b r seçk yer alıyordu. Ann eHall, N ght Bu bölümde keşke zleseyd m ded ğ m filmler

of theL v ngDead, Avant Popolo g b filmler n yer

de vardı. TheF fth Element, StrangeDays ve Dark

aldığı seçk de ben m zled ğ m film Term nator 2 oldu.

C ty'y tekrar s nemada zlemek, Close Encounters of

F lm özenle restore ed lm ş ve 3 boyutlu hale

the Th rd K nd'ı ve THX 1138' lk kez s nemada zlemek

çevr lm şt . Önümüzdek aylarda göster me de

fırsatlarını kaçırdığım ç n üzgünüm.

g recek olan bu vers yonun dünya pröm yer de 44


Berl n'de yapıldı. Doğrusunu söylemek gerek rse 3D

grup nsanı anlatan bu film, önyargılar ç ndek

olayı filme yen b r şey katmamış ama 1991 yapımı bu

nsanların zor zamanlarda çler ndek en vahş

klas k, halen aks yon s nemasının z rveler nden b r

duyguların açığa çıkmasını anlatıyordu. Y ne yarışma

olarak duruyor. Aradan geçen 25 yılda bu film geçen

dışı olarak göster len Logan se dünya pröm yer n

örnek yok denecek kadar az. Sadece, zamanında

Berl n'de yapan b r d ğer filmd . Çok kısa b r süre

hayran olduğumuz bazı özel efektler, aradan geçen

sonra göster me de g ren film sanırım Gölge

yıllarda çok bas t kalmış, o kadar.

okurlarının heps

zlem şt r. Başarısız bulunan

Wolver ne filmler nden sonra karaktere çok başarılı b r veda d . Western es nt ler taşıyan Logan, ç zg roman uyarlamalarına da ayrı b r nefes katıyordu adeta. SageFemme (TheM dw fe) se orta yaşı dev rm ş k kadının dostluğunu anlatan, başarılı sayılab lecek b r yapımdı. Y ne de başroldek Cather neDeneuve'ün performansı dışında yarına kalab lecek b r film m yd , tartışılır. Yoğun program ç nde gerçekten yarışmaya dâh l olan filmler n heps n zlemeye fırsatım olmadı. Yarışma: Geld k yarışma filmler ne. Burada tam olarak

Örneğ n Altın Ayı kazanan Ild kóEnyed 'n nOn Body andSoul film , zlemed ğ m filmler arasında yer n aldı. İzled ğ m filmler

ç nde en sevd ğ m Una

anlamadığım şöyle b r durum var. Bazı filmler, bu

MujerFantást ca (A Fantast cWoman) oldu. Spo ler

bölümde yer almasına rağmen “yarışma dışı” notu le

vermeden detaylarından çok fazla

göster l yordu. Bu filmler yarışma dışı se neden d ğer

b a h s e d e m e y e c e ğ m b u fi l m , Tü r k y e ' d e k

bölümler ç nde göster lmed ğ n çözemed m. Álex de

fest vallerde karşınıza çıktığında kaçırmayın der m.

la Igles a'nın aks yon dolu kara m zahını b r kez daha

Romen yen dalgasının öne çıkan s mler nden Căl n

karşımıza get ren El Bar (The Bar) bu filmlerden

Peter Netzer' n yen film Ana, MonAmour da

b r yd . Kaynağı b l nmeyen b r saldırı sonrası

yarışmanın en başarılı filmler nden b r yd . B r ç ft n

Madr d' n orta yer nde b r barda sıkışıp kalmış olan b r

n şl çıkışlı aşk h kâyes n doğrusal olmayan b r kurgu

45


Panorama:

le anlatan film, bu l şk y nce nce anal z ed yordu adeta. Kuzey Avrupa s nemasının büyük ustası Ak Kaur smäk se TheOther S de of Hope le b r kez daha göçmen meseles ne eğ l yor ve o kend ne has m zahının arkasında b lgece mesajlarını vermey de hmal etm yordu.

Panorama bölümünün b z m ç n en öneml film elbette Kaygı d . Bu yıl Türk ye s nemasından Ber nale'de göster len tek film olan Kaygı, Ceylan Özgün Özçel k' n n ced r bekled ğ m z film yd . B r telev zyon kanalında çalışan Hasret' n (Algı Eke) kend geçm ş ndek sırlar le yüzleşmes n anlatan film, kt dar-medya l şk ler , b r şant ye alanına dönen İstanbul g b konularda yürekl cümleler kurarken ülkem z n b r fotoğrafını çek yordu adeta. Ama esas üzer nde durduğu tema, toplumsal hafızanın g derek yok olması d . Ülkem zde göster me g rd ğ nde

B r baba-oğul l şk s n yetk n ama b r yen l k çermeyen şek lde anlatan HelleNächte (Br ghtN ghts)

hakkında çok daha fazla konuşacağımız Kaygı, bell k s nemamız ç n yen b r yönetmen müjdel yor.

ve k m filmler n çok sev p k m filmler ne b r türlü

Bu bölümde yer alan Hostages, 1983'de

ısınamadığım Hong Sangsoo'nunOn theBeach at

Gürc stan'da pek çok k ş n n ölümü le sonuçlanan b r

N ghtAlone filmler Berl nale'den erkek ve kadın

uçak kaçırma olayını objekt f b r bakış açısı ve yetk n

oyuncu ödüller le döndüler. Bu ödüllere b r t razım

b r s nema le karşımıza get r yordu. Norveç yapımı

olmamakla b rl kte, her k s de vasatın b raz üzer nde

TheK ng'sCho ce se 2. Dünya Savaşı sırasında Norveç

filmlerd bana göre. İzled ğ m yarışma filmler

kralının Naz şgal ne karşı cevabını anlatan tar h ders

arasında h çb r ödül alamayan TheParty, Return

kıvamında b r yapımdı. Doğrusunu söylemek

toMontauk ve Have a N ce Day filmler se gerçekten

gerek rse Norveçl sey rc ler n lg s n çekeb lecek

de yarışmanın zayıf filmler arasındaydı. Özell kle

ama b ze çok fazla b r şey vermeyen b r yapımdı.

TheParty, göster m sırasında salonu kahkahalara

FromtheBalcony, bu bölümdek çok k ş sel

boğdu ama üzer nde b raz durup düşününce k m

filmlerden b r yd . Ole G æver' n kend arş v

başarılı tesp tler ve gerçekten çok başarılı

görüntüler

oyunculukları dışında fazla da b r özell ğ olmadığını

toparlayarak b r uzun metraja dönüştürdüğü film,

görüyordunuz.

şaşırtıcı b r tazel k çer yordu. İncel kl b r m zah da

le günümüzde çekt ğ ev v deolarını

kullanarak k ş selden yola çıkıp toplumsal b r noktaya

46


er şen film, ben m ç n fest val n tatlı sürpr zler nden

York'da yaşayan b r grup nsanın Avustralya'dan genç

b r yd .

b r kadının etk s

Forum:

le değ şen (ya da aslında h ç

değ şmeyen) yaşamlarını anlatıyordu. Berl nale Özel:

Fest val n forum bölümünde çoğunlukla genç yönetmenler n s nemada farklı şeyler deneyen

Bu bölümde yer alan filmlerden en

filmler yer alıyordu. Fazla b l nmeyen yönetmenler

beğend ğ m, gerçek b r hayat h kâyes nden yola

olunca fest valde zled ğ m filmler arasında en az

çıkanMaud e oldu. Mütevazı ev nde kocası le

sey rc

le zled kler m de bu grup ç nden çıktı.

yaşarken yaptığı tablolarla üne kavuşan ama hayat

İzled ğ m filmler ç nde en zorlandığım ama

tarzında h çb r değ ş kl k olmayan MaudLew s' n

zled ğ me de en memnun kaldığım film Werewolf d .

hayatını anlatan film, Maud ve kocasının l şk s n

Uyuşturucudan kurtulmaya çalışan b r ç ft n

başarılı b r şek lde anlatması yanında, sanat

h kâyes n

zled ğ m z film n zorlayıcı tarafı, yavaş

ded ğ m z şey n nsanın ruhunda varsa her yerde

temposunun yanı sıra yönetmen n kadraj seç mler

ortaya çıkab leceğ n de göster yordu. Yönetmen

d . F lmde çoğunlukla ana karakterler m z n yüzler n

FernandoTrueba'nın yıllar öncek The G rl of

görem yorduk. Zaman zaman kadraj dışında, zaman

YourDreams film ndek karakterlere ger döndüğü TheQueen of Spa n, o film mumla aratırken, In T mes of Fad ngL ght se Berl n Duvarı'nın yıkılışından hemen önce geçen h kâyes le daha çok Alman sey rc lere h tap ed yordu. Bu ana bölümler dışında zled ğ m My Ent re H gh School S nk ng ntotheSea, 90'ların Mtv an masyonlarını anımsatan b r filmd . André - The Vo ce of W ne se ünlü b r şarap yapımcısının hayatını anlatıyordu. İt raf ed yorum k , bu filme sadece film n göster ld ğ salonu merak ett ğ m ç n g m şt m.

zaman b r objen n arkasında kalıyorlardı. Güney Kore'den gelen Autumn, Autumn, b r tat l yöres ne g den üç k ş n n b rb r nden bağımsız

Yurtdışındak lk fest val mden güzel anılarla döndüm. Her zamank g b daha n ce fest vallere d yel m.

sayılab lecek h kâyeler n y ne son derece ağır b r tempoyla anlatırken Rustlers da ç ne g r lemeyecek kadar k ş sel b r belgeseld . Tunus'dan Fransa'ya lt ca etmeye çalışan genç b r kadının h kâyes n anlatan Fore gn Body ve genç b r kadınla yaşlı b r adamın, adına ne d yeceğ m z kest remed ğ m z l şk s üzer nden lerleyen StrangeB rds ana akım s nemaya b raz daha yakın filmlerd . Forum bölümündek en tanınan yönetmen se AlexRoss Perry d sanırım. Yönetmen n Golden Ex ts film , WoodyAllen es nt ler altında New 47



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.