ÜCRETSİZ
SAYI:2
Türkiyenin En Çok Okunan “Psikoloji Temalı” Popüler Bilim Dergisi
"TRAVMA" Klinik Psikoloji
Merak Edilenler Klinik Psikoloji Yüksek Lisansı Bulunan Üniversiteler ve Ücretleri
10
Film
MUTLAKA SEYRETMENİZ GEREKEN
Psikolojik
Psikoloji Dünyasını Sarsan
6
DENEY
Sizi Şaşırtacak 10 Psikolojik
GERÇEK
En Garip Psikolojik Sendromlar SOKAKTA SORDUK:
Psikoloji Nedir
OKULLARDA TRAVMATİK ÇOCUKLARLA NASIL ÇALIŞILIR
BAŞLANGIÇ
Değerli okurlarımız, Türkiye'de güvenilir, bilimsel ve güncel bir psikoloji dergisinin eksikliğini hepimiz uzun süredir hissetmekteyiz. Biz de Güncel Psikoloji ekibi olarak, bilimsel ve etik ilkelere bağlı kalarak ülkemizde psikoloji alanındaki bilgi açığını kapatabilmek, bu alanda çalışan uzmanlara, öğrencilere ve psikolojiye ilgi duyan herkese hitap edecek ve siz okuyucularımızı psikoloji alanındaki uzmanlarla bir araya getirirken bir yandan da alanda yaşanan gelişmeleri aktarmak amacıyla Güncel Psikoloji dergisini çıkarma kararı aldık. Dergimizde, alanında uzman hocaların yazılarından, kitap ve film önerilerine, ilginç bilimsel verilere, bilimsel araştırmalardan psikoloji alanındaki son gelişmelere kadar birçok içeriği bulabileceksiniz. Dergimizdeki içeriklerin tümünü bilimsel kaynaklardan faydalanılarak ve etik ilkeler ışığında oluşturduk. Güncel Psikoloji ekibi olarak dergimizde ve diğer tüm projelerimizde bilimsel ve etik ilkeler ışığında ilerleyeceğimizi özellikle belirtmek isterim.
F. Onur Eken
Yayın Yönetmeni
Türkiye'nin En Güncel Psikoloji Dergisi Yayın Yönetmeni Furkan Onur Eken Editör Mehmet Yalçın Araştırma Editörü Hatice Demirtaş Yardımcı Yazarlar Serap Ilgın, Merve Erol Ebru Merdoğlu, Rukiye Aydın Beyza Karakan, Demet Bozok, Elif İrem Erdemir, Lütfiye Aslan Beyza Karakan, Tolgahan Çatal Reklam - Tanıtım Mehmet Yalçın Redüksiyon Serap Ilgın Tasarım F. Onur Eken Website www.guncelpsikoloji.net
İÇİNDEKİLER TRAVMA: TEMEL BİR BAKIŞ
4
RUKİYE AYDIN
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
6
Psikolog EBRU MERDOĞLU
TRAVMA TEDAVİSİNDE EMDR TEKNİĞİ
8
Psikolog MERVE EROL OKULLARDA TRAVMATİK ÇOCUKLARLA ÇALIŞMAK
Psk. Dan. F. ONUR EKEN
PSİKOLOJİ DÜNYANISINI SARSAN 6 DENEY
SİZİ ŞAŞIRTACAK 2O GERÇEK
30
ELİF İREM ERDEMİR
10 16
BEYZA KARAKAN
KLİNİK PSİKOLOJİ HK. MERAK EDİLENLER Psk. Dan. MEHMET YALÇIN
İLGİNÇ SENDROMLAR
18
24
DEMET BOZOK
OLDU BİTTİ HABERLER LÜTFİYE ASLAN
RÖPORTAJ VE KARİKATÜR KÖŞESİ SERAP ILGIN, ELİF İREM ERDEMİR
FİLM VE KİTAP KÖŞESİ TOLGAHAN ÇATAL
26 28
34
SUPERSTITION MGZ
TRAVMA: TEMEL BİR BAKIŞ Nedir ? Belirtileri Nelerdir Nasıl Tedavi Edilir ?
“Henüz bir travma gelip sizi bulmadıysa lütfen oturup sıranızı bekleyin.” Travma Çağının Çocuklarıyız Henüz bir travma gelip sizi bulmadıysa oturup sıranızı bekleyin. Çünkü artık yaşadığımız dünyada aksini düşünmek imkansız hale geldi. Tarih kitaplarında dahi bugüne kadar bizlere hep en büyük trajediler anlatıldı. Kavimler göçü, imparatorlukların kurulması ve yıkılması, Fransız İhtilali, dünya savaşları… Yaşadığımız toprakların geçmiş hikayeleri, hala bitmemiş hesaplaşmaları, müzmin yaraları var. Hepsini bir miras gibi bizden öncekilerden sırtlanıp bir ömür yaşıyoruz. Sonra bizden sonrakilere vasiyet ediyoruz. Nihayetinde ortak paydada olsa da hepimizin nasibine düşen bir parça acı var. Bir de diğer insanlarla paylaşamadığımız, yükünü tamamen üstlenmek zorunda kaldıklarımız. Bizi aniden, hiç beklemediğimiz yerlerimizden yakalayan, sıkıca kavrayan ve delicesine sıkan. Adına travma deyip geçsek de çok fazla insanın zihnini meşgul etmiş ve etmeye de devam edecek. Travma Nedir ? Travma bireyin bizzat yaşadığı ya da yakından şahit olduğu, kendisinin veya bir başkasının kişisel bütünlüğünü tehdit eden, insanın kontrol sınırlarını aşan olayların neden olduğu, korku, dehşet ve çaresizlik olarak tanımlanabilir.
18. yüzyıla kadar travma insanlar için mental rahatsızlıkların bir belirtisiydi. Daha fazlasını ifade etmeyen bu kavramın üzerinde pek durulmadı. Ne zaman ki Fransa-Prusya Savaşının ardından eve dönen askerlerin psikolojik sorunlar yaşadığı gözlenmeye başladı işte o zaman devrin psikiyatristleri tarafından travma araştırılır oldu. I. ve II. Dünya Savaşları sonrasında yaşanan bunalımlı süreçlerse travma kavramına duyulan ilginin artmasını sağladı. Travmayla birlikte insan ölümlülüğü, yaşama karşı sorumluluğu, yalnızlığı ve hayatın anlamsızlığı ile yüzleşir. Kişinin bütünlüğünü tehdit eden böyle bir durumda birey duygularıyla adeta kavga etmeye başlar. Travmatik anılar öylesine acı verir ki bilinçli yaşadığımız alanda esamesi kalsın istemeyiz. Bastırır ve bilinçaltına göndermeyİ tercih ederiz. Travma yaratan yaşantı her ne ise geriye bıraktıklarından kurtulmaya çalışırız.
12 Eylül 1980 darbesinde cezaevlerinde işkenceye maruz kaldıkları beyanıyla başvuran bireylerin yıllar boyunca yaklaşık 1/3’ünde kaygı düzeyleri aynı seviyesinde devam etmiştir. 1895 ve 1974 yılları arasında çalışmalar genellikle erkekler üzerinde yoğunlaşmaktayken, sonraki yıllarda, tecavüz
“
s
m
y
5
Rukiye Aydın Merhaba! Ben Rukiye Aydın. Şu an Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. TUBİTAK ve Genç yeşilay’da birçok projede yer almaktayım. Ergenlik psikolojisi ve bağımlılık alanında çalışmaktayım rukiyeaydn69@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Cevizlibağ / İstanbul
“Travma her ne kadar ismi dahi rahatsız eden, yıkıcı
sonuçlar doğuran bir problem olsa da yapılan çalış-
mada travmatik yaşantısı olan bireylerin daha uzun
yaşadığı ortaya çıkmıştır. “
aile içi şiddet gibi diğer travmatik olayların kadın üzerindeki etkileri de araştırılmaya başlandı. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin %61, kadınların %51’i travmaya maruz kalırken erkeklerin %5, kadınlarınsa %10’unda Travma Sonrası Stres Bozukluğu görülmüştür. Bu verilerden anlaşılacağı üzere kadınların travma sonrası TSSB gibi ruhsal problemler yaşama olasılığı erkeklere oranla iki kat fazladır. Travma her ne kadar ismi dahi rahatsız eden, yıkıcı sonuçlar doğuran bir problem olsa da yapılan çalışmada travmatik yaşantısı olan bireylerin daha uzun yaşadığı ortaya çıkmıştır. Toplama kamplarında hayatta kalmayı başarmış Polonyalı Yahudiler’in yaşam sürelerinin kamplardan kaçanlara oranla 18 ay daha uzun olduğu saptanmıştır. Bilim insanları bu durumu şu şekilde açıklamaktadır: Beni öldürmeyen şey güçlendirir. TRAVMANIN NEDENLERİ
Travmanın en önemli sebebi bireyde travmaya neden olabilecek yaşantıların ani ve beklenmedik bir şekilde gelişmesidir. Doğal afetler (deprem, sel, çığ vb.), savaş, göç, işkence, terör, tecavüz, istismar, trafik kazaları, yangın, ani ölümler, ölümcül hastalılara yakalanma, intihar ve boşanma travma yaratma potansiyeline sahip yaşantılardır. TRAVMANIN BELİRTİLERİ
Travmanın belirtileri üzerine kaynaklarda çok sayıda başlığa işaret edilmiştir. Hepsini bir araya toplayacak olursak; travma ile ilgili anıları hatırlatan durumlardan kaçınma, uyku problemleri, öfke patlamaları, düşünceleri yoğunlaştırmada zorlanma, tepkilerde aşırılık, travmatik olaya benzeyen durumlara fizyolojik tepkiler gösterme, öfke ve huzursuzluk, çocuk ve ergenlerde vicdan azabı, kendini suçlama, tedirginlik, gerginlik, irkilme, saldırgan davranışlar, dikkat etme ve sürdürme güçlükleri, iştah değişiklikleri ve nedeni belirlenemeyen bedensel şikayetler, aktivitelerde ilgilde azalma.
TEDAVİ SÜRECİ
İlaç ve bilişsel davranışçı terapilerin yanında kullanım alanı gittikçe artan EMDR yani “göz hareketleri ile sistematik duyarsızlaştırma ve yeniden işlemleme” tekniği travma ve travma sonrası stres bozukluklarında kullanılan tedavi yöntemleridir. EMDR 1987 yılında bir klinik psikolog tarafından travmaların tedavisinde kullanılmak için geliştirilmiştir. Bilgi işleme modeline göre travmatik anıların sıradan anılardan farklı olarak geçmiş yaşantılarla bütünleştirilmesi oldukça zordur. EMDR’nin görevi ise yeterince bütünleşmemiş bu anıların yeniden sağlıklı bir biçimde işlenmesini sağlamaktır. Süreç travma anısını işlemekle başlar ve yeni tutumların yerleştirilmesi ile son bulur. Terapistler çoğunlukla EMDR tekniğini mevcut terapinin iki seanslık bir kısmına entegre ederek ya da başlı başına bir terapi olarak kullanırlar.Çocukların travma tedavisinde ise yaşlarına ve gelişim çağlarına uygun teknikler kullanılması daha faydalı olacaktır. Oyun, resim, drama, müzik, kitap okuma ve öykü anlatımı gibi seçenekler düşünülebilir.
SUPERSTITION MGZ
Travma Sonrası STRES BOZUKLU Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Görülme Sıklığı
Tanı Kriterleri
Travma Sonrası Stress Bozukluğu(TSSB), travmayla ilişkili olarak her yaşta belirtilerinin görüleceği ruhsal rahatsızlıklardan birisidir. Günlük hayatta kişinin hayatında karşılaşabileceği yoğun travmatik bir durum sonrası kişinin hayatını etkileyen emosyonel, davranışsal, bilişsel ve sosyal bozuklukları içeren bazı belirtiler görülür. Bahsedilen durum kişinin gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi olayı yaşamış, ağır yaralamalar veya fiziksel olarak zarar veren bir tehdit olayını yaşamış, tanık olmuş veya böyle bir olayla karşı karşıya gelmiş kişilerde görülür. (Tamam,L.,çev.,2014). Kişiyi etkileyen travmatik olaylar denince ilk akla gelenler; savaşlar, doğal afetler, tecavüz ya da fiziksel saldırılar gibi kişi de yüksek strese sebep olan durumları söyleyebiliriz.
TSSB bakıldığı zaman toplum içerisinde sık görülen rahatsızlıklardan biridir. Bazı araştırma sonuçlarına göre, toplumda yaygınlık oranı %7’dir. (Tamam,L.,çev., 2014). Özellikle tüm toplumu etkileyen travmatik durumlarda bu oran yükselmektedir. Bu bulguya örnek olarak, Vietnam Savaşı sonrası savaşta yer alan erkeklerin birçoğunda TSSB belirtileri görülmüştür. Yine 11 Eylül 2001 saldırısı sonrasında toplum içerisinde TSSB belirtileri gösteren kişi sayısı artış göstermiştir. Türkiye için bakılacak olursa, 17 Ağustos 1999 yılında görülen depremi toplum içinde büyük bir travmatik etki bırakmış olaylardan birisidir. Genel olarak bakıldığında kadın ve erkek arasında sayısal farklılıklar görülmese de TSSB tetikleyen sebeplerde farklılıklar görülmüştür. Bu rahatsızlığın görüldüğü erkeklerde belirtiler savaş sonrası görülür, kadınlarda ise çoğunlukla fiziksel saldırı ve tecavüzün etkisi görülür.
A. Kişi travmatik olayları aşağıdaki yollardan biri veya birkaçı şeklinde yaşamış olmak,
TSSB’nin Tarihcesi Ruhsal bozukluklar içerisinde TSSB yaygınlığı ve etkisi bakımından geçmiş yıllara göre artış görülse de tarihçesine bakıldığında tanı olarak ilk kez 1980 yılında literatüre girmiştir. 1980 yılından önce aynı belirtiler görülse de farklı psikiyatrik tanılar konulmuştur. 1. ve 2. Dünya savaşı’na katılan askerler ve kamplarda bulunan sivillerde yoğun olarak benzer belirtilerin görülmesi yüksek stres faktörü ile travmatik durumların kişide bıraktığı etkiler arasında bir bağlantı olduğu ortaya çıkarmıştır. Bu yüzden DSM-3’te tanı olarak Travma Sonrası Stres Bozukluğu olarak yer almıştır. Zaman içerisinde tanı kriterleri değişmiş olsa da günümüzde geçerli olan DSM-5 kriterlerine göre TSSB, Örselenme Sonrası Gerginlik Bozukluğu olarak da adlandırılmıştır.
TSSB’nin Etiyolojisi TSSB’nin insan üzerindeki etkisi araştırılmış ancak kesin sonuçlar elde edilememiştir. Bunun sebebi travmanın etkisinin her bireyde farklılık göstermesidir. Travmanın yarattığı etkiler bireyler arasında farklı sonuçlar yaratmıştır. Örneğin; sosyal desteğe sahip bireyler TSSB tanısını daha az aldığı görülmüştür. Başka bir açıdan bakılacak olursa, daha önceden psikiyatrik tanı alan kişilerin strese karşı toleranslarının diğer kişilere oranla daha az olduğu ispatlanmıştır. Kesin olmamakla birlikte genetik veya kişilik yatkınlıklarının etkisi olabileceği söylenmektedir. Kültür,ırk,etnik vb sebepler de TSSB ortaya çıkmasına sebep olan husulardandır.
1.Doğrudan olayları yaşama
travmatik
2. Başkalarının başına gelen olaylara tanık etmek, 3. Bir arkadaşı veya aile yakınının travmatik olay ile karşı karşıya kaldığını öğrenmek 4. Travmatik olay(ların)ın sevimsiz ayrıntılarına, yineleyici bir biçimde ya da aşırı derecede maruz kalması.
Ebru Merdoğlu
UĞU
Merhaba ! Ben Ebru Merdoğlu. Bahcesehir Üniversitesi psikoloji bölümünden mezunum. Şu anda yaşam psikoloji kliniğinde psikolog olarak görev yapıyorum. Aynı zamanda özel bir klinikte çocuk ve ergenlerle birebir çalışmalarımı yürütmekteyim. Okan Üniversitesi klinik psikoloji bölümünde masterıma devam etmekteyim. ebrumerdoglu@windowslive.com Melita Klinik Üsküdar / İSTANBUL
B. Travmatik olay ya da olaylardan sonra başlayan, bu durumla ilgili istemdışı gelen aşağıdaki belirtilerin biri veya birçoğunun olması, 1. Travmatik olay(ların)ın yineleyici,istemsiz ve istençdışı gelen, sıkıntı veren anıları. 2. Travmatik olay(lar) ile ilişkili sıkıntı veren düşler. 3.Kişi de yaşanan travmatik olayı yeniden yaşıyormuş gibi tepki vermesi ya da hissetmesi.
4. Travmatik olay(lar)ı anım-
Tanı Kritersatan ya da çağrışım sağlaleri yan iç ya da dış uyaranlarla karşılaşıldığında huzursuz veya sıkıntılı ruh hali,
5. Travmatik olay(ları)ı anımsatan ya da çağrışım sağlayan iç ya da dış uyaranlarla karşılaşıldığında fizyolojik belirgin belirtiler göstermesi, C.Aşağıdaki biri veya her ikisinin birlikte görüldüğü durum sonrası yaşanan belirtiler 1. Travmatik olay(lar) ile ilgili olan durum, düşünce ya da duygulardan kaçınma ya da uzak durma çabaları 2. Travmatik olay(lar) ile ilgili olan durum, düşünce ya da duyguların dış anımsıtacılardan kaçınma ya da uzak durma çabaları.
TSSB
D.Travmatik olay(ların)ın ortaya çıkmasından sonra oluşan bilişsel veya duygusal yönden olumsuz değişiklikler.
7
TSSB Tedavisi
TSSB ’nin tedavisinde öncelikle kişinin içinde bulunduğu durumdan güvenli bir ortama çıkarması ilk adımdır. Kişinin güvenini ve sağlığını korumak ilk amacı oluşturmalıdır. Belirtilere göre izlenecek tedavi planları farklıdır. Ancak kişinin içinde bulunduğu huzursuzluğu gidermek adına tedavinin başlangıcında bazı psikiyatrik ilaçlara başvurulabilir. Bu ilaçlar genellikle anksiyete veya depresyon belirtilerinde kullanılan ilaçlar olabilir. Selektif Serotonin Geri alım İnhibitörleri yani SSRI’lar yaşanan depresif tutumların ya da flashback yaşanan durumlarda etki sağlayan farmakolojik ilaçlardır. Aynı zamanda Benzodiazepinler (diazepam, klonazepam) anksiyeteyi azaltıcı ilaçlar da yaşanan belirtilere başvurulan ilaçlardır. MAO inhibitörlerinin olduğu ilaçların da işe yaradığı vakalar olmuştur. Psikoterapi çalışmaları ile birlikte tedavi süreci oluşturulmaktadır. Bu aşamada kişinin yakınlarına da gerekli bilgilendirmeyi yapmak önem arz etmektedir. Kişinin yaşadığı durumla baş etmesi için yapılan görüşmelerde psikoterapistler tarafından farklı yöntemler kullanılmaktadır. Bu tedavi yöntemlerinin başında EMDR, exposure (maruz bırakma) ve sistematik duyarsızlaşma teknikleri, bilişsel davranışçı terapi veya psikodinamik yöntemler kullanılmaktadır. Bu tedavilerin başlıca amacı kişinin deneyimlediği travmatik olay karşısında stresin oluşturduğu etkileri hafifletebilmeyi ve travma karşısında oluşturduğu inkar mekanizmasını azaltmayı hedeflemektedir. Psikoterapi içerisinde bazı durumlarda kişinin yarattığı yanlış bilişsel çarpıtmalar da düzeltilmeye çalışılmaktadır. Böyle durumlarda kişi kendisiyle ilgili doğru olmayan fikirleri kabullenmektedir. Çoğu zaman bireysel psikoterapiler ile tedavi planı yapılsa da aynı zamanda grup psikoterapileri de başarı gösteren çalışmalardır. Burada güven duygusunun oluşmasının hedeflenirken aynı zamanda da kişilere yalnız olmadıklarını göstererek gerekli sosyal desteği almaları hedeflenmektedir.
SUPERSTITION MGZ
TRAVMA
TEDAVİSİNDE EMDR TEKNİĞİ
“Ne yazık ki günümüzde çocuklar, ergenler ve yetişkinlerin birçoğu travmatik yaşantılara maruz kalmakta ya da risk altında bulunmaktadır. “ Travma, insan kaynaklı travmalar ve doğal afet kaynaklı travmalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Tecavüz, savaş, terör ve şiddete maruz kalma insan kaynaklı travmalar; deprem, hortum, kasırga ya da sel felaketlerine maruz kalmak doğal afet kaynaklı travmalar olarak adlandırılmaktadır. İnsan kaynaklı travma geçiren kişilerin daha uzun süreli ve daha şiddetli Travma Sonrası Stres Bozukluğu geçirdikleri görülmektedir. SSB’de kişi kabuslarla ya da davetsiz anılarla olayı yeniden yaşar. Kişi travmayı hatırlatan uyarıcılardan kaçınır. Kişiler uyku sorunları, sinirlilik ve konsantrasyon güçlüğü yaşar ve küçük uyaranlara karşı aşırı irkilme refleksi gösterir. Kişinin TSSB tanısı alabilmesi için bu belirtilerin 1 aydan uzun sürmesi ve klinik açıdan dikkata değer oranda işlev bozukluğuna yol açması gerekmektedir. TSSB yaşayan bir kişi travmadan sadece duygusal olarak değil biyolojik olarak da etkilenmiş olur. Travmadan beyin sapı, limbik sistem ve neokorteks etkilenir. Hipokampus, amigdala ve prefrontal korteks atrofiye uğrar. Travmatik anılar insan ruhu tarafından sindirilememiş olaylardır. Travma kişinin hayatındaki küçük detaylarla kendini hatırlatır. Tetikleyiciler olayın yıl dönümleri, oluş saati,
MERVE EROL
Merhaba! Ben Merve Erol. İstanbul Şehir Ünivertesi Psikoloji bölümü mezuyum. Şu anda özel bir psikoloji kliniğinde çalışmaktayım. mrverol@gmail.com Kadıköy / İstanbul Güneş Çocuk
9
olayla ilgili insanlar, mekanlar, kokular, sesler olabilir. Bu tetikleyicilerle karşılaşmak kişide fiziksel ve duygusal yorgunluk yaratabilir. Yaşanılan bu yorgunluktan dolayı kişi kaçınma davranışı gösterir. Bazı durumlarda kişi katlanılamaz acıya karşı geliştirilmiş bir savunma tepkisi olarak travma anını unutabilir ya da kimlik yitimi (dissosiyatif belirti) oluşabilir. Travma terapileriyle sistematik bir şekilde travmanın sindirilmesi ve kabul edilmesi sağlanır. Her birimizin travma eşiği farklıdır. Travmadan etkilenme kişinin travmatik yaşantıyı anlamlandırması ile ilişkilidir. Travma sonrasında kişi kendini suçlama eğilimine girebilir, özgürlüğünü ve kontrolünü kaybettiğini hissedebilir ve özgüven kaybına uğrayabilir. Terapilerde, kontrol travmaya maruz kalan kişiye verilerek kişinin kendi özgürlüğünü geri kazanması sağlanır. Travmaya maruz kalmış kişi duygularını bastırmamalı, o anın duygusunu yaşamalıdır. Günümüzde travma tedavisinde en çok kullanılan yöntemlerin başında EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisi) gelmektedir. EMDR, Francine Shapiro tarafından geliştirilmiş etkili ve kanıtlanmış bir terapi yöntemidir. EMDR, şiddete ya da cinsel istismara maruz kalmış, savaş mağduru, yaralanma geçirmiş ya da sevdiği bir yakınını kaybetmiş kişilere uygulanabilmektedir. Shapiro’ya göre travmatik bir olay yaşandığında kişinin başa çıkma mekanizmasını sekteye uğratmaktadır. Travmatik anı işlenmemiş bir şekilde beynin ayrı bir kısmında depolanmaktadır. İşlenmemiş travmatik anı duygusal acıya neden olmaktadır. Shapiro, EMDR terapisinin travmatik anı bağlantılarına ulaşılmasını hızlandırdığını düşünmektedir. Travmatik anılar pozitif başa çıkma mekanizmalarıyla birleştirilerek yeni bağlantılar
oluşturulmuş olur. EMDR terapisinde travmatik anı işlendiğinde iyileşme gerçekleşmiş olur. EMDR terapisi kişinin geçmişini, şimdiki halini ve geleceğini etkilemektedir. EMDR terapisiyle iyileşme, geçmişteki travmatik anılara ve güncel zamandaki başa çıkma mekanizmalarına aynı anda odaklanarak gerçekleşmiş olur. Yapılan çalışmalar sonucunda EMDR prosedürünün TSSB belirtilerini azalttığı ya da yok ettiği saptanmıştır. Uygulanan çift yönlü göz hareketleri, çift yönlü işitsel uyarım ya da çift yönlü dokunma EMDR terapisinin önemli bir parçasıdır. Geçmişte EMDR terapisinin bir parçası olarak uygulanan çift yönlü uyarımın gerekliliği hakkında tartışmalar olsa da son yıllarda yapılmış olan çalışmalarla beraber çift yönlü uyarımın EMDR terapisinin önemli bir parçası olduğu anlaşılmıştır. EMDR terapisinin ilk aşamasında terapist hangi travmatik anı ile çalışılacağını belirler. Terapist çift yönlü görsel, işitsel, ya da dokunsal uyarımdan birini uygularken danışanın travmatik anıyı düşünmesini ister. Çift yönlü uyarımla beraber travmatik anının işlenerek iyileşme sağlanması işlemi günlük hayatımızda anıların doğal olarak işlendiği REM uykusuna benzetilmektedir. EMDR ve REM arasındaki biyolojik benzerlikten dolayı EMDR ile beraber travmatik anılar işlenerek anıların rahatsız ediciliği azalmaktadır. Aynı zamanda, çift yönlü uyarımla beraber beynin sağ ve sol yarımküresi arasında etkileşim sağlanır. EMDR prosedürünün ilk iki aşamasında hastanın geçmişi ile ilgili veri toplanır. 1. aşamada danışanın maruz kalınan travmayı açıklaması istenir, tetikleyicilerin ne olduğu ile ilgili bilgi alınır ve danışanın kaynakları öğrenilir. 2. aşamada terapist danışana rahatlama teknikleri geliştirmesi için yardımcı olur. Bu teknikler terapi boyunca kullanılacaktır. 3. aşamada danışan travmatik anının en rahatsızlık verici kısmını tanımlar (hedef anı). Hedef anı belirlenirken travmatik yaşantıyla ilgili görsel bir anın zihinde canlandırılması istenir, kişinin kendisiyle ilgili negatif bir düşüncesini aktarması istenir ve bunlarla bağlantılı olarak hissettiği duygular ve beden semp-
tomları sorulur. 0-10 aralığında kişi ne kadar rahatsız hissettiğini puanlar. Danışana kendisiyle ilgili pozitif bir inanç geliştirmesi ve onu gerçekleştirmesine olan inancını puanlaması istenir. 4. aşamada danışan travmatik yaşantıyı düşünürken 30 saniye boyunca çift yönlü uyarımı deneyimler. 5. aşamada danışanın gerçekleştirmek istediği pozitif inancı travmatik anının içine işlenir. Bu aşama, travmatik anının rahatsızlık vericilik seviyesi 0’a yaklaşana kadar tekrarlanır. Bunun amacı travmatik anının izole olarak depolanmış olduğu alandan çıkarılarak işlenmesini sağlamaktadır. Böylece duyarsızlaştırma sağlanır. Travmatik anı işlendiğinde iyileşme gerçekleşir. 6. aşamada danışan rahatsız edici beden semptomlarını rapor etmediğinde işlem sonlanmış olur. Duyarsızlaştırma evresinde travmatik yaşantıyla ilgili negatif duygular ve semptomlar azalmış olur. 7. aşamada danışanın günlük tutması, rüyalarını, rahatsız edici anıları, duygularını, düşüncelerini yazması istenir. 8. aşama yeniden değerlendirme aşamasıdır. Her EMDR seansının başında tekrarlanır ve gelişme gözden geçirilir (Shapiro, 2009). Çalışma genellikle 5-10 görüşme sürmektedir. Daha önceden yapılmış çalışmalar, EMDR terapisinin etkinliğinde çift yönlü uyarımın herhangi bir etkisinin olmadığını savunmuştur. İyileşme sürecinin duyguların farkında olup travmatik yaşantıyı kabul ederek gerçekleştiğini savunmuşlardır. Ancak, Lee ve Cujipers’ın 2013 yılında yapmış olduğu Meta Analysis of Eye Movements” çalışması ile bu şüpheler çürütülmüştür.
SUPERSTITION MGZ
OKULLARDA
TRAVMATİK ÇOCUKLARLA ÇALIŞMAK “Travma gerek okul dışı gerekse okul içi sebeplerden olsun her iki durumda da okullarda dikkat edilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bu yazımda sizlere okullarda TSSB yaşayan çocuklarla nasıl çalışılması gerektiğinden bahsedeceğim.”
F. Onur Eken Merhaba ! Ben Onur Eken. Güncel Psikoloji projesinin kurucusuyum ve Güncel Psikoloji dergisinin yayın yönetmeni olarak görev yapıyorum. Doğa okulları’nda psikolojik danışman olarak çalışmaktayım ve özel bir klinikte danışan görmekteyim.
Psikolojik Danışman Doğa Okulları
f.onureken@gmail.com
Travma Nedir ?
Travmatik Öğrenciler Nasıl Fark Edilir?
Travma, kişinin beklenmedik bir anda aniden ortaya çıkan ve duygusal ya da fiziksel bütünlüğünü tehdit eden; korku, dehşet endişe, çaresizlik ve üzüntü duygularını içeren bir olayı doğrudan deneyimlemesi ya da bu gibi bir olaya doğrudan veya dolaylı olarak tanıklık etmesidir. Eğer bu deneyim kişinin psikolojik ve duygusal dayanıklılık sınırlarını aşarak kişiyi olumsuz olarak etkilemişse ya da diğer bir söylemle kişi bu travmatik olaydan psikolojik olarak zarar görmüşse “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” ortaya çıkabilir. Özellikle, çocukların yetişkin bireylere göre duygusal ve psikolojik bağlamda daha hassas olduğunu göz önünde bulundurursak çocuklar yetişkinlere kıyasla travmatik olaylardan daha kolay bir şekilde etkilenerek TSSB başta olmak üzere birçok bozukluk geliştirdiğini söyleyebiliriz. Öğrencinin vaktinin çok büyük bir bölümünün okulda geçtiğini göz önüne aldığımızda bu gibi bozuklukların okul içerisinde yönetimi tedavi süreci için çok büyük önem taşır. Okuldaki süreç ne kadar sağlıklı bir şekilde yürütülürse, terapötik sürecin de bu durumdan o kadar olumlusekilde etkileneceğini söyleyebiliriz.
Travmatik deneyimler yaşayan öğrenciler günlük hayatta olduğu gibi okulda da travmatik semptomlar gösterirler. Bu travmatik semptomların en sık görülenlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: Sorumluluk ve Suçluluk Duyguları: Öğrenci travmatik deneyime karşı; bu deneyimi engelleyebileceği ya da bu deneyime kendisinin sebep olduğu gibi düşüncelere sahip olabilir. Bu düşünceler sorumluluk ve suçluluk duygularının oluşmasına sebep olur. Değişen Davranışlar: Travmatik deneyimden sonra öğrencinin davranışlarında değişme gözlemlenebilir. Özellikle agresyon, çabuk kızma, dürtüsel davranışlar ve ahlaki değerlere uygunsuz söylemler sıklıkla görülür. Psikosomatik Şikayetler: Karın ağrısı, baş ağrısı ve daha birçok fizyolojik belirti beraberinde dersten çıkma davranışı ile birlikte görülebilir. Ders ve Okulda İlgide Azalma: Travmatik yaşatının etkisiyle birlikte öğrencinin
11
derslere ve ödevlerine olan ilgisinde azalma görülebilir. Arkadaşlık İlişkilerinde Bozulma: Travmatik yaşantıya mağruz kalan çocuklarda arkadaşlık ilişkilerinde bozulma en sok görülen problemlerden bir tanesidir. Eşlik Eden Diğer Psikopatolojiler: Travmatik yaşantıya maruz kalmak büyük olasılıkla travma sonrası stres bozukluğunu ortaya çıkarabileceği gibi depresyon, kaygı bozukluğu ve tik bozuklukları gibi psikopatolojileri de beraberinde getirebilir. Travmatik Olaydan Sürekli Bahsetme: Özellikle travmatik yaşantıyı birinci elden deneyimleyen çocuklar travmatik olaylardan bahsetmeye yatkındırlar. Depresif Duygudurum: Yaşanılan travmatik deneyimler yüksek olasılıkla üzücü olayları da beraberinde getirmektedir. Bu sebeple travmatik deneyim yaşayan öğrencilerde depresif duygu durum sıklıkla görülmektedir. İçe Kapanma: Travmatik deneyim yaşayan öğrencilerde en sık görülen sorunlardan bir tanesi de içe kapanmadır. Öğrenci duygularından bahsetmekten, derse katılmaktan, arkadaşları ve öğretmenleri ile iletişime girmekten kaçınabilir. Flashbackler: Travmatik yaşantıya yapılan ani geri dönüşler “flashback” olarak tanımlanır. Öğrenci travmatik yaşantıyı andıran bir uyarıcı ile karşılaştığında travmatik ana geri dönüş yaşayabilir. Bu geri dönüşlere ağlama krizleri ve kendini suçlayıcı duygulanım da eşlik edebilir.
TSSB Fark Edildiğinde Ne Yapılmalı ? Okul rehber öğretmeni karşılaştığı her durumda yapacağı müdahaleyi iyi bir şekilde planlamalı ve süreci sistematik bir şekilde yürütmelidir. Bu açıdan okul rehber öğretmenlerine bu gibi durumlarda kullanabilecekleri bir yol haritası sunmamın faydalı olabileceği kanısındayım.
Bir Öğrencide TSSB olduğundan şüpheleniliyorsa okul rehber öğretmeninin yapması gereken ilk şey öğrenci hakkında bilgi toplamaktır. Okuldaki branş öğretmenleri, sınıf danışmanı ve nöbetçi öğretmenlerden öğrencinin durumu hakkında bilgi alınmalıdır. Bu bilgi alma sürecinin yazılı olarak dökümante edilmesi gerekir. Böyle bir durumda rehber öğretmen branş öğretmenlerinden ve danışman öğretmenden yazılı rapor isteyebilir. Bilgi toplama sürecinde alınan raporların düzenli bir şekilde dosyalanması hem sürecin sistematik ilerlemesi açısından hem de ileride oluşabilecek yasal konular açısından oldukça önemlidir.Öğrenci hakkında bilgi toplama süreci tamamlandıktan sonra ikinci adım ise öğrenci ile bireysel görüşme yapmaktır.
Ancak bireysel görüşme yaparken öğrencinin travmatik bir deneyim geçirmiş olabileceğini unutmamak gerekir çünkü bireysel görüşme esnasında travma yaşantısı üzerinde yoğunlaşmak ve bu deneyimi irdelemek öğrenciyi duygusal olarak olumsuz etkileyen mesine sebep olabilir. Bu sebeple görüşme yaparken hassas davranmak ve travma deneyimi üzerinde çok fazla durmamak gerekir. Böyle bir durumda görüşme sayısını arttırmak faydalı olabilir.
“ Okullarda TSSB yaşamış örenciler hakkında öğretmenlerin ve idarenin bilgilendirilmesi büyük önem taşır. “
SUPERSTITION MGZ
Bu sebeple görüşme yaparken hassas davranmak ve travma deneyimi üzerinde çok fazla durmamak gerekir. Böyle bir durumda görüşme sayısını arttırmak faydalı olabilir. İlk görüşmede travma deneyimi üzerinde konuşmadan öğrencinin günlük yaşantısı, ailevi konular ve okuldaki durumu hakkında bilgi alınabilir ve bu esnada da öğrenci psikolojik olarak gözlemlenmelidir. İkinci görüşmede yavaş yavaş tramvatik yaşantı ile ilgili konuşulabilir. Üçüncü ve daha sonraki görüşmelerde ise travmatik deneyim üzerine konuşularak bu deneyim hakkında bilgi alınabilir. Ancak bireysel görüşmeler sürecinde okul rehber öğretmeni travmatik deneyime müdahalede bulunmaktan, tedavi etmeye çalışmaktan ya da teşhis koymaktan kesinlikle kaçınmalıdır. Üçüncü adım, öğrenciden alınan bilgiler dâhilinde öğrencinin ailesi ile bir görüşme yapmaktır. Ailesi ile yapılan görüşmede öğrencinin bulunup bulunmayacağına o anki koşullara göre karar verilebilir. Böyle bir durumda aile ile ön bir görüşme yapıldıktan sonra da öğrencinin de katıldığı diğer bir görüşmenin yapılması da olası bir alternatiftir. Görüşme süreci öğrencinin travmatik deneyimine göre değişim gösterecektir. Eğer ailenin travmatik deneyim hakkında bilgisi varsa, aileden travmatik deneyimin detayları hakkında bilgi alınması ve profesyonel yönlendirme yapılması gerekir. Ailenin travmatik
deneyim hakkında bilgisi yoksa tssb hakkında bilgilendirilmeli ve aile-okul ve profesyonel yardım bağlamında gerekli planlamanın yapılması gerekir. Dördüncü adım ise gerekli profesyonel yönlendirmenin yapılmasıdır. Yönlendirme yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta öğrencinin yönlendirileceği uzmanın travma tedavisi konusunda eğitim almış olmasıdır. Bu süreçte yönlendirme yapılacak uzmanın öz geçmişinin ve aldığı eğitimlerin incelenmesi ve yönlendirmenin buna göre yapılması oldukça faydalı olacaktır. Beşinci adımda ise gerekli takip işlemleri yapılır. Bu süreçte rehber öğretmen öğrenciyi derslerde, teneffüste ve ailesi ile olan ilişkilerinde takip eder. Rehber öğretmen, danışman öğretmeni ve sınıf öğretmenleri ile gerekli işbirliğini yaparak öğrencinin durumunu yakından takip etmeli ve rapor haline getirmelidir.
Okullarda Travmatik Öğrencilerle Nasıl çalışılır ? Bu soruyu cevaplarken, öncelikle okulun bir teşhis ve tedavi yeri olmadığını hatırlamakta fayda görüyorum. Rehber öğretmenin gerekli alanda eğitimi olsa bile tedavi edici bir müdehalede bulunmaması gerekir çünkü okul terapötik ilişkinin kurulabilmesi için gerekli nitelikleri taşımaz. Bu sebeple herhangi bir terapötik müdehalede bile öğrencinin bundan fayda görmesi çok muhtemel değildir. Tssb ciddi bir bozukluktur ve genellikle tedavisi uzun süren ve medikal tedavi içerebilen bir süreçtir. Bu süreçte rehber öğretmenin görevi okulda öğrencinin takibi yapmak ve aile- uzman işbirliği içerisinde süreci yürütmektir. Rehber öğretmen uzman ile işbirliği içerisnde olmalı ve uzmanın tavsiyelerine uyarak okuldaki süreci yönetmelidir. Eğer okulda öğrenci ile ilgili iyi ya da kötü bir gelişme olmuşsa veya okulda problematik bir durumla karşılaşmısı bunu uzmanla mutlaka paylaşmalı ve uygun ölçülerde aileyi de bilgilendirmelidir. Rehber öğretmen öncelikle travmatik deneyim yaşayan öğrenciyi yakından takip etmelidir. Öğrenci travmatik deneyime dair uyaranlara karşı hassas olacağından, travmatik deneyimleri anımsatacak uyaranların kontrol altına alınması gerekir. Bu bağlamda travmatik deneyim yaşayan öğrencinin başta sınıf arkadaşları olmak üzere tüm ilişki kurabileceği öğrencilerin, branş öğretmenlerinin, danışman öğretmeninin ve ilgili idarecilerin bu uyaranlar ve tssb hakkında detaylı olarak bilgilendirilmesi gerekir. Diğer bir önemli nokta ise travmatik deneyim yaşayan öğrencinin arkadaş çevresini öğretmenlerinin ve okul idaresinin konu ile ilgili bilgilendirilmesi ve hassas noktaların belirtilmesidir. Böylelikle öğrencinin arkadaşları öğretmenler ve idareciler tarafından gelebilecek herhangi bir travmatik uyarandan olumsuz bir biçimde etkin-
13
Hayatı kaybetmekten daha kötü bir sey vardır: “Hayatın anlamını kaybetmek.”
SUPERSTITION MGZ
Important Bazen ulaş titleyüksekte here sand
eğilemeyeceği
15
Hayat garip... şamayacağın kadar dığın kişiler, aslında in kadar alçaktadır. NAME PHOTONEXT
Es sumque dolore quunt int assin nonsendamus ute sant haris nobit ea quo quisUribus et archicae nobition ellaceprest, quuntem fas, sum sequidentur, num que vellorehenet omnihil eos nam,Vit, to cus corercid et quam
JOHN DOE / OCCUPATION JOHN DOE / OCCUPATION JOHN DOE / OCCUPATION JOHN DOE / OCCUPATION
- Sigmund Freud
John Doe / Occupation John Doe / Occupation
6
SUPERSTITION MGZ
PSİKOLOJİ DÜNYASINI
SARSAN PSİKOLOJİK DENEY
KÜÇÜK ALBERT DENEYİ
Psikolojinin en fazla ses getiren deneylerden biri olarak bilinen ‘Küçük Albert Deneyi’ uygulama açısından etik kaygılar içeren ve bu araştırma günümüzde bile hala tartışılan deneyler arasında yer almaktadır. Bilimsel gerçeklerin cevaplarını arayan Psikolog John Broadus Watson ve ekibi ‘Korku, insanda sonradan öğrenilen bir davranıştır.’ düşüncesini savunarak deneye başlarlar. Watson bunun için 8 aylık bir bebek olan Albert’ı katılımcı olarak seçer. Deneyin başlangıcında bebeğe tavşan, fare, kağıt vb. nesneleri gösterir ve bu nesnelere karşı herhangi bir tepkisel davranış var mı diye gözlem yapar. Albert’ın nesnelere karşı herhangi bir korku ifadesi göstermediği görülür. Deneyin ikinci aşamasında Albert boş bir odaya konur ve burada yalnız kalan bebeğin yanına beyaz bir fare getirilir. Albert’in fareden korkmadığını hatta fareyle oyun oynadığını gören Watson ve ekibi Albert fareye dokunduğu anda arkasından rahatsız edici ses çıkarıp Albert tepki vermesini sağlarlar. Fareye her dokunduğunda bu sesi duyan Albert bir zaman sonra fareden korkmaya başladığı görülür. Deneyin bir sonraki aşamasın da Albert fareye olan korkusunu tavşan veya başka tüylü objelerden de korkarak gösterir ve bebek bulunduğu ortamdan ayrılmak ister. Deneyin sonunda Albert’in odaya beyaz sakallı ve tüylü kostüm giyen bir adamın girmesiyle korkuyu artık hafızana kaydetmesi Watson’ın koşullu korku teorisini ispatlamasını sağlamıştır. Yaptıkları bu deneyle bir bebeğe ruh sağlığında derin izler bıraktıkları ve bebekte oluşan travma yüzünden etik olarak doğru bulunmasa da koşullanmanın korku üzerindeki etkisini anlamak adına etkili deneylerden biri olmuştur.
BOWLBY 44 HIRSIZ DENEYİ Bağlanma ile ilgili birçok fikir ortaya atan Bowlby 1944 yılında 44 hırsız çalışmasıyla anne-çocuk arasında kurulan sağlıklı ilişkinin ileriki yaşlarda kişinin hayatında ne kadar önemli bir rol oynadığını ispatlamaya çalışmaktadır. Bowlby araştırmanın başında, gençlik dönemindeki 44 hırsızı incelemeye alır. Bu deney için özellikle çocukluk döneminde annesinden bir süre ayrı kalan gençleri seçmiş ve bu gençlerin duygusal yönden yoksunlukları ile anti-sosyal davranışlarının bu durumla olan ilgisine bakmıştır. . Aynı zamanda deney için
kontrol grubu olarak duygusal sorunları olan ancak geçmişinde hırsızlık yapmamış gençler seçilmiştir.
BEYZA KARAKAN Merhaba, ben Beyza Karakan. Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji bölümünde 2.sınıf (t.b) öğrencisiyim. Okul içinde N Beyin Kulüp faaliyetlerini yürütmekle görevliyim. beyzakarakan1@gmail.com Gaziantep / TÜRKİYE Hasan Kalyoncu Üniversitesi
I
N
17
OYUNCAK BEBEK DENEYİ Dünya üzerinde birçok araştırmaya konu olan ırkçılığın aslında farkında olmadan içselleştirildiğini savunan araştırmacılar bunu bir sosyal deneyle ispatlamaya çalışmışlardır. Yapılan araştırmaya göre; küçük yaştaki çocuklara biri siyah tenli ve kahverengi gözlü diğeri ise beyaz tenli ve mavi gözlü iki bebeği göstererek bir takım sorular sorarlar. Burada katılımcıların çocuk olması herhangi bir önyargısı ve benlik egosu gelişmediği için objektif yanıtlar alacaklarını düşünmeleriydi. Çocuklara sırasıyla hangi bebeğin siyah ve hangi bebeğin beyaz olduğu sorulmuş sonrasında ise hangi bebek daha sevimli, kibar, kötü ve iyi gibi sorular yönetmişlerdir. Çocukların olumlu olan özellikleri yani kibar , iyi veya sevimli olanları beyaz olan bebeği gösterirken olumsuz özellik olarak düşünülen özellikler için siyah olan bebeği göstermişlerdir. Araştırmacılar sorular ardından seçim yapılan çocuklara neden o bebeği seçtiklerini sorduklarında ise beyaz tenli veya siyah olduğu için seçtiğine dair cevaplar almışlardır. Deney bize şunu gösteriyor ki farkında olmadan ırkçılığın geliştiğini ve bu durum bizim düşüncelerimize yansıdığını göstermiş oluyor.
CANAVAR DENEYİ Yapılan çalışmalar yeni bilgiler ortaya sunarken bazı araştırmalar da olumsuz sonuçlar ortaya çıkararak kişilere zarar vermiştir. Bunlardan biri olan canavar deneyi 1939 senesinde Iowa Üniversitesi’nde Dr. Wendell Johnson ve Dr. Mary Tudor kontrolünde 22 çocuk üzerinde yapılmıştır. Deneyde aralarında önceden kekemelik veya konuşma bozukluğu tanısı konmuş 22 çocuk seçilerek iki gruba ayrılmışlardır. Bu grupların birine olumlu konuşma terapisi diğerine ise olumsuz konuşma terapisi teknikleri uygulanmıştır. Olumlu konuşma terapisi alan grupta çocuklara konuşmalarının ne kadar güzel ve akıcı oldukları söylenirken olumsuz konuşma terapisi alan çocuklara yaptıkları en ufak hatada onlara kızılmış ve kekeme olduklarını söyleyerek onları azarlamışlardır. Deneyin sonucunda olumsuz konuşma terapisi alan çocukların nerdeyse tamamında konuşma bozuklukları ortaya çıktığı ve yaşamları boyunca bu etkinin kalkmadığı görülmüş. Diğer açıdan olumlu konuşma terapisi alan çocuklarda konuşma bozukluğu olan çocukların bu rahatsızlıklarında azalmalar ve konuşmalarında düzelmeler olduğu görülmüştür. ÜÇÜNCÜ DALGA DENEYİ 1967 yılında Amerika’da ki bir okulda tarih öğretmeni olarak çalışan Ron Jones öğrencileri üzerinde yaptığı deney ile psikoloji dünyasında isminden söz ettiriyor. Demokratik ve eğitimli toplumlarda bile her insanın faşizme uygun şartlar sağlandığı takdirde ortaya çıkmasının kolay olabileceğini savunarak deneye başlıyor. Deney kapsamında öğretmen öğrencilerine sınıf içinde yeni kurallar getirdiğini ve herkesin bu kurallara uyması gerektiğini bildirmiş. Hatta kendisine de daima Bay Jones diye hitap edilmesi gerektiğini söylemiştir. Deneyin uygulandığı diğer günler öğretmen sınıftaki öğrencilere çok özel ve diğerlerinden üstün olduklarını söylemiş ve onlara Nazi selamını öğretmiştir. Deneyde daha sonra bu sınıftaki öğrencilerin kendilerine üçüncü dalga isminde bir grup oluşturduklarını ve öğrencilerin bu gruba ait olarak hareket etmelerini istemiştir. Deneyin ilginç anlarının bundan sonra ortaya çıkmaya başladığı görülüyor. Grubu iyice sahiplenen öğrenciler diğer öğrencilere sert davranışlarda bulunmuş ve herkesin kurallara uyması konusunda ısrarcı davranışlar göstermişler. Deneyin gidişatının istenmeyen sonuçlar içermesinin ardından deneyi bitirme kararı alan öğretmen öğrencilerine de bu durumun bittiğini bildiriyor.
SUPERSTITION MGZ
KLİNİK PSİKOLOJİ: EN ÇOK MERAK EDİLENLER
MEHMET YALÇIN İsmim Mehmet YALÇIN. Selçuk Üniversitesi 2013 yılı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra Gaziantep’te bir liseye atandım. Hasan Kalyoncu Üniversitesi klinik psikoloji yüksek lisans programına devam etmekteyim.
Psikolojik Danışman mehmetxyalci@gmail.com JOHN DOE / OCCUPAN
JOHN DOE / OCCUPATION
Klinik Psikolog Kimdir ?
Klinik Psikoloji YL Başvuru Şartları
Klinik Psikolog ünvanı 11/04/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanununa aşağıdaki ek madde ile yasalaşmıştır:
- Klinik psikoloji yüksek lisans programlarına üniversitelerin çok büyük bir kısmı psikoloji veya pdr lisans mezunlarını kabul etmektedirler. Ancak alan dışı mezun kabul eden üniversiteler de bulunmaktadır.
“EK MADDE 13- a) Klinik psikolog; psikoloji veya psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimi üzerine klinik ortamlarda gerekli pratik uygulamaları içeren klinik psikoloji yüksek lisansı veya diğer lisans eğitimleri üzerine psikoloji veya klinik psikoloji yüksek lisansına ilaveten klinik psikoloji doktorası yapan sağlık meslek mensubudur. Klinik psikolog,nesnel ve yansıtmalı ölçüm araçları, gözlem ve görüşme teknikleri kullanarak psikolojik değerlendirme ile uluslararası teşhis ve sınıflama sistemlerinde hastalık olarak tanımlanmayan ve Sağlık Bakanlığının da uygun bulduğu durumlarda psikoterapi işlemleri yapar.
- Klinik psikoloji yüksek lisans prgramlarına kayıt olabilmek için Ales’ten en az 55 puan almış olmak gerekir. Ancak bazı üniversiteler taban Ales puan sınırı için daha yüksek bir baraj puan belirleyebiliyorlar -Lisans not ortalamasın en az 2.5/4.00 olması gerekir. Yine kimi üniversitelerin taban ortalama barajını yüksek tuttuğunu görebiliyoruz. - Bazı üniversiteler program dilinin ingilizce ya da Türkçe olduğuna bakmaksızın kendilerine özel bir Ales puanı belirleyebilmekteler. *Bunlara ek olarak bazı üniversiteler bilim sınavı ve mülakat yapmaktadır.
Hastalık durumlarında ise ancak ilgili uzman tabibin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olarak psikoterapi uygulamalarını gerçekleştirir. - Klinik psikoloji yüksek lisans programlarına üniversitelerin çok büyük bir kısmı psikoloji veya pdr lisans mezunlarını kabul etmektedirler. Ancak alan dışı mezun kabul eden üniversiteler de bulunmaktadır.
Başvuru dönemlerinde üniversitelerin web sitelerinden “başvuru koşulları” kısmını inceleyerek veya doğrudan telefon ile üniversiteye ulaşarak gerekli bilgiyi alabilirsiniz.
Klinik Psikolog Ünvanı Nasıl Alırım ?
Psikoloji ve Klinik Psikoloji YL Farkı
Son yasa ile birlikte pdr ve psikoloji mezunları sadece klinik psikoloji yüksek lisansını yaparak klinik psikolog ünvanını alırlar ancak alan dışı mezunlarının klinik psikoloji yüksek lisansına ek olarak klinik psikoloji doktora yapmak zorundadır.
Psikoloji yüksek lisansı bitirdiğinizde uzman psikolog unvanı alırsınız ancak klinik psikoloji yüksek lisans programını bitirdiğinizde ise “ Klinik Psikolog” ünvanı alırsınız. İki program arasındaki en temel fark bu olarak karşımıza çıkıyor.
Alan Dışı Öğrenci Kabul Ediliyor Mu ? Bazı vakıf üniversiteleri 1 yıllık bilimsel hazırlık programını tamamlamak koşuluyla alan dışı mezunlarını kabul etmektedir.
19
PDR BÖLÜMÜ MEZUNLARI KLİNİK PSiKOLOJİ ALANINDA YÜKSEK LİSANS YAPABİLİR Mİ?
Bilim Sınavları ve Mülakatlar Klinik psikoloji yüksek lisans programlarında kimi üniversiteler bilim sınavı ve mülakat şartı da koymaktadır. Genellikle yüksek lisans adaylarının en çok çekindiği konunun bilim sınavları olduğunu görüyoruz. Ancak bilim sınavlarında gelen sorular tamamen lisans düzeyindedir. Ayrıca bilim sınavlarının türü ( klasik ya da çoktan seçmeli ) üniversiteden üniversiteye değişmektedir. Bu sebeple bilim sınavında sorulabilecek her soru lisansta gördüğünüz konulardan olacaktır. Mülakatlarda ise genellikle hem akademik hem de kişisel sorular sorulmaktadır. Mülakatlarda hem akademik bilginiz hem de uygun bir klinik psikolog adayı olup olmadığınız çeşitli sorularla değerlendirilmektedir.
Klinik Psikoloji Yüksek Lisams Ücretleri Tezsiz klinik psikoloji yüksek lisans programı ücretleri 17 bin TL-47 bin TL arasında değişmektedir.Tezli yüksek lisans programı ücretleri ise 30 bin TL ile 52 bin TL arasında değişmektedir. (Klinik psikoloji yüksek lisans programı bulunan üniversitelerin listesine www.guncelpsikoloji.net web sitemizden ulaşabilirsiniz.) Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta vardır: Bazı vakıf üniversiteleri psikoloji tezli veya tezsiz programlarında ders içeriğini klinik psikoloji olarak ayarlayıp klinik psikoloji yüksek lisans programı adı altında öğrenci almaktadır. Ancak böyle bir uygulaması olan üniversiteler “psikoloji”, “psikoloji(klinik)””, “uygulamalı psikoloji” diplomaları veya Klinik Psikoloji Sertifikası vermektedir. Bu alanda eğitim alacak olanların programa başvurmadan önce o üniversiteden mezun olanlar ile iletişime geçip diploma örneğini incelemelerini veya doğrudan üniversiteden diplomada yazacak olan program ismini öğrenmelerini tavsiye ederiz.
PDR (Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık) lisans mezunları klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapabilirler. “
Klinik Psikoglar Hastanelerde Çalışabilir Mi
Klinik psikologların iş ve görev tanımları ile ilgili yönetmelik çıkmasına rağmen Sağlık Bakanlığına bağlı devlet hastanelerine “Klinik Psikolog” alımı halen yapılmamaktadır. Klinik psikoloji yüksek lisansını bitiren PDR ve Psikoloji mezunları şuan için sadece özel hastanelerde çalışabilmektedir. Klinik Psikoloji Yl Bana Ne Kazandıracak ? -Pdr ve psikoloji bölümü mezunu isen “klinik psikolog” unvanı alırsınız. -Psikoterapi eğitimi de alarak özel klinik açabilir ya da özel danışma ,terapi merkezlerinde çalışabilirsiniz. -Özel hastanelerde çalışabilirsiniz. -Tezli yüksek lisans yapmışsanız akademik kariyerinize doktora yaparak devam edebilirsiniz. -Üniversitede kalabilir araştırma görevlisi veya öğretim görevlisi olabilirsiniz.
Tezli ve Tezsiz Farkı Nedir ? Tezli klinik psikoloji programından mezun olduğunuz takdirde hem klinik psikolog ünvanı alırken hem de doktora programlarına kayıt yaptırabilirisiniz. Ancak tezsiz bir klinik psikoloji programı bitirdiğinizde klinik psikolog unvanı alırsınız ancak doktora gibi lisans üstü çalışmalar yapamazsınız..
KLİNİK PSİKOLOJİ OKUMAK BANA NE KAZANDIRIR ? KLİNİK PSİKOLOJİ
YÜKSEK LİSANS
MEZUNLARI NEREDE ÇALIŞABİLİR ? KLİNİK PSİKOLOJİ
YÜKSEK LİSANS
ÜCRETLERİ NE KADAR ?
SUPERSTITION MGZ
KLİNİK PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANSI BULUNAN ÜNİVERSİTELER 1)BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ 2)ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ 3)MALTEPE ÜNİVERSİTESİ 4)ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ 5)BOĞAZİÇİ UNİVERSİTESİ 6)IŞIK ÜNİVERSİTESİ 7)HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ 8)BİLGİ ÜNİVERSİTESİ 9)ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ 10)İSTANBUL ESENYURT ÜNİVERSİTESİ 11)İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ 12)OKAN ÜNİVERSİTESİ 13)FATİH SULTAN MEHMET VAKIF ÜNİVERSİTESİ 14)DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ 15)HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ 16)HALİÇ ÜNİVERSİTESİ 17)ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ 18)BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ 19)GELİŞİM ÜNİVERSİTESİ 20)İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ 21)YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ 22)BEYKENT UNİVERSİTESİ
21
KLİNİK PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS ÜCRETLERİ 1- Bahçeşehir Üniversitesi: 45.200 TL 2-Maltepe Üniversitesi: 20.000 TL 3-Üsküdar Üniversitesi: 39.500 TL 4-Işık Üniversitesi: Tezli- 51.840 TL / Tezsiz- 47.520 TL 5-Bilgi Üniversitesi: 51.900 TL 6-Esenyurt Üniversitesi: 18.000 TL 7-Okan Üniversitesi: Tezli- 25.000 TL / Tezsiz- 17.500 TL 8-Hasan Kalyoncu Üniversitesi: Tezli 28.000 TL / Tezsiz 22.000 TL 9-Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi: Tezli: 25.000 TL / Tezsiz 17.500 TL 10-Doğuş Üniversitesi: 50.000 TL 11-Gelişim Üniversitesi: Tezli 34.000 TL / Tezsiz 27.000 TL 12-İstanbul Şehir Üniversitesi: 40.000 TL 13-Yakın Doğu Üniversitesi : 35.000 TL 14-Beykent Üniversitesi: 50.000 TL 15-Arel Üniversitesi: 31.000
SUPERSTITION MGZ
‘’Eğer bile bile gücünüz yettiğinden daha azını olmayı planlıyorsanız; sizi uyarırım, hayatınızın geri kalan kısmında mutsuz olacaksınız. Kendi yeteneklerinizden ve olanaklarınızdan kaçıyor olacaksınız.’’ Abraham. Maslow
Eğer bir nevroza yalnızca onun ruhsal yapısını ve onu oluşturan duyguları göz önüne alarak bakarsak, 'normal insan' diye bir varlığın yaşamadığını görürüz. Karen. Horney
“İnsanlar ve olaylar aslında bizi üzmüyor. Biz aslında onların bizi üzebileceğine inandığımız için üzülüyoruz.” Albert Ellis
Bizler gücünü fazla ciddiye alan, devamlı eylemde bulunan ve tepki veren, yaşamın değerinin ancak ısrar etmediğimizde, arkadan itmeyle veya önden çekmeyle değil sadece birlikte olmayla ortaya çıkacağının farkında olmayan bağımsız insanlarız. Rollo May
Ölüm güç bir şeydir. Ölümün son iyiliği bir daha ölümün olmamasıdır. Irvin D. Yalom
23
Sizi doğal olarak üzen bir şeyi, depresyona dönüştürmenin en etkili yolu, başınıza gelen şey için sadece ve sadece kendinizi suçlamaktır. Dorothy Rowe
“İyi bir hayat yolu demek, bir insanın hayat bilinmezine kendini tüm gücüyle fırlatması demektir.”
Carl Rogers
“Aileyi nasıl iyileştireceğimi bilince, dünyayı da iyileştirebileceğime inanıyorum.” Virginia Satir
Çocuklarınız, onları oldukları insan olarak sevmenizi istiyor. Sürekli onlardan başkaları gibi davranmasını istemenizi değil.”
Bill Ayers
“Eğer bir anne-babaysanız, çocuğunuza bilinmezliğin kapılarını açın ki keşfetmeyi öğrensin. Çocuğunuzu bilinmezlikten ürkütmeyin; tersine, bu yolculukta ona destek olun.” Osho
an
d r u b R n E a L d R Or ABE H
RUH SAĞLIĞINDA DEVRİM: SAĞLIK BAKANLIĞI MEDYUM PSİKOLOG YETİŞTİRECEK Sağlık Bakanlığı bünyesinde geliştirilen bir bilgisayar programı ile bazı ruh sağlığı çalışanlarına bir takım medyumluk özellikleri yüklendi. Bu üstün meziyetlerle donatılan psikologlar, İstanbul’da pilot uygulamanın yapılacağı hastanelere dağıtıldı. Türk Psikologlar Derneği’nden Açıklama Gecikmedi! Türk Psikologlar Derneği başkanı Pekak, yaptığı basın açıklamasında: “Halkımızın talebi yıllardır bu yöndeydi, biz de kayıtsız kalamadık, Sağlık Bakanlığı ile beraber yürüttüğümüz çalışmalar sonucu ilk bakışta sorunu anlayıp üçüncü bakışta falan çözebilen psikologlar geliştirdik.” dedi. Konuşmasında; ‘kızım benim psikolojim nasıl, sence ben nasıl biriyim, karakter analizimi yap da bir görem’ diyen amca ve teyzeler karşısında bön bön bakmaya son ifadesine de yer verdi. Halk Uygulamadan Memnun! Pilot uygulamanın yapılacağı hastaneler önünde uzun kuyruklar oluştu. Mikrofona konuşan vatandaşlardan: “Devletimizden Allah razı olsun şimdi dış mihraklar korksun!”, “ İşte şimdi aldıkları parayı hak ettiler!” tepkileri geldi. Görüşmeye ilk giren 53 yaşındaki Ayşe Ayşem: “Vallaha bildi ben anlatmadan derdimi bildi!” diyerek onay verip halkın coşkulu alkışlarıyla karşılaşınca mutluluk gözyaşlarına boğuldu. Medyumlar Ayaklandı ! Taksim Meydanında yürüyüş yapan bir grup medyumun, “Ekmeğimizle Oynamayın”, “Bir Fal Keyfimiz Onu da Bozdunuz” pankartları olay oldu. Medyum Görürgöz, okuduğu yazılı bildiride: “Uyuyan ruhu uyandırdınız işte şimdi bizden korkun!” gibi tehditlerle psikologları hedef aldı. Bazı işkolik medyumlar ise hangi KPSS puan türüyle atanılıyorsa, biz de hazırlanalım bari diyerek devlete işbirlikçi zeytin dalları uzattılar.
E PO SİMD TI K A T : A AKİKA ENCİLERİ Ç D N O S ÖĞR ların
urs erlik k ara b b h e r Ank çılan ede a r, İstanbul, REHBE y i k r ü i “ T m dü. İz rilerde nı dökül ılan göste ikolojik Da p s k a ilde y tı taşıyan P siz de klini r E a a “ k n Pan sler; inin alanı e poli r cilerin ji öğrencile ale etti. Y o ah l psiko su ile müd nda yaşan e sı gazı v olisler ara rışan ba p ka leri ve in arasına önemle d er tericil ’un gelişim kırttı. Ya ş n ı o k Eriks kalabalığı tör göz a k atara i ve provak an ara ıl c eylem lerinde yap gözle i v lerin e ı ve öğrenc rine y r a l l t p re e kita ru işa yeni de o s k büyü lmek için bi ettire
Bir lisede psik yanı sıra okuld bütün işleri üz neler yapıyors ,felsefe ) ders velilerini aram menin yerine “bunların hep
(P) sikoloji ve Polis okula ba zaten rehber . Müdürün ifa za veriyorduk gördük nerde
VE OLİS IŞTI
PDR
aklara k sok k l a h birço rşı tüm na ka lmek üzere AYIR!“ ge AH başta URSLARIN k öğrenK rli ERLİK ve Rehbe nsı yapıp k ı l sa er ışman ji yüksek li iyerek bib “ d olo ik psik sunuz yaa dr öğrenc P r o e a giriy gösterilerd tmadı. Gös e ra n dv Yapıla atışmayı a rinde Freu re ç e r l ç lisle nanla katörler i ları po k t ı ğ a a v k o o azı pr zılı olduğu cunda birç ncia u y n ğ n o ö re s erini laylar altına Pdr mları o n a Yaşan alındı. Göz kişilik kura a a a rd z altın a çok sayıd ası kafala vam d m l r de ı a ı ş amal larına ula uşturmay r m o r em fo rken polis s a ç a yol . arıyor elliler
PSIKOLOJIK DANIŞMAN OLACAKTI TIMARHANE L İK O L D U !!!! Pdr son sınıf öğrencisi gen ç kız cinnet g normalde sa eçirdi. Yakınla kin mutlu bir rı i olduğunu o ancak hiç be kula severek klemedikleri gittiğini şekilde kend yaşları içinde ini kaybettiğ anlattı. in i gözAltın günün de kısır tera pisi yapmış!! Genç kız cinn et geçirmede n birkaç gün gününde ma öncesinde alt hallenin önd ın e gelen teyzele gamotlu çay rine kısır ve b ın yaptığı kafa eryla terapi ya otorite figürü pmış. Mahall mücahide Te e n in yze Hüseyin Am ca ile barıştırm yi boş sandalye tekniğiy le ış . Mezdekeyle oturum tatlıy a bağlanıp bit göbek atılara k irilmiş. Ne olduysa ondan sonra o ldu!! Anne bu olay ın ardından g enç kızın süre boş gözlerle kli kısır yiyip baktığını fark etrafa etmiş ve o g şey eskisi gib ü n den sonra hiç i olmamış. Şu bir anda Türkiye tımarhanele ’nin başta ge rinden birind le e yoğun bir ş n görmekte. ekilde tedav i
REHBER ÖĞRETMEN İSYAN ETTİ OKULUNA DAVA AÇTI !
kolojik danışman ve rehber öğretmen olarak çalışan E.K. “psikolojik danışmanlık ve rehberliğin k da yapılması gereken ne iş varsa yapıyorum , çünkü herkes benim boş oturduğumu düşünere “peki Polisin . . bulundu nda duyurusu suç zerime yıkıyorlar “ diyerek çalıştığı kurum hakkı’nda sunuz hocam ?” Sorusu üzerine , rehber öğretmen “felsefe grubu (psikoloji, sosyoloji , mantık sleri , yoklama fişlerini kontrol etmek ,sınıf defterlerini doldurmak , okula gelmeyen öğrencilerin mak, öğretmenlerin ders programlarını oluşturmak , etüt saatlerini planlamak , gelmeyen öğretdersi doldurmak vs. “ cevaplarını verince polis memurlarımızda şaşkınlıklarını gizleyemedi ve psini yapacak kadar boş mu duruyordunuz hocam “ şeklinde tepki gösterdi ....
e(D) iğer işler (R) ehberi , askın yaparak kurum müdürünü göz altına almış ve sorguya tabi tutmuştur . Müdürün ifadesi öğretmenlerin ne iş yaptığını bilmeyen çoğu insanımızın daha fazla kafa karışıklığına sebep verdi adesinde “biz PDR yi Psikoloji ve Diğer işler Rehberi olarak biliyorduk , o yüzden her işi hocamık , bundan sonra sadece psikolojisi bozuk olanları yollarız odasına memur bey biz psikolog mu en bilelim “cümleleri yer alıyordu ...
SOKAK RÖP TOPLUMSAL TRAVMA NEDİR ? Toplumsal travma, toplumsal kavgadır. Milletin birbirine girmesidir. Darbede öyle olmadı mı? Oldu, öyle farz et.
Toplum ve travma... Travmay bildiğimiz travmay.. Toplum da insan işte daaa.. Toplumsal travma, zincirleme trafik kazası gibidir. Araçlar birbirine nasıl zincirleme çarpıyorsa, insanlar da birbirinden etkilendiği zaman toplumsal olaylardan toplumsal travma olur. Toplumsal travma, toplumun bir olayı atlatışından herkesin etkilenmesidir bence Kalabalık...Kimsekimseyitanımıyor.Kimseninkimseyesaygısıyok. Bunlar da bir toplumsal travma değil mi? Toplumsal olarak belirli bir psikoloji haline girmektir. Mesela tüm insanlar komple depresyona girdiği zaman bu artık toplumsal bir durum olur. Beyinde bir şey olursa beyin size şekil yapar. Beyinle akıl birbirinden ayrılırsa beyin biraz sarsılır. O zaman travma geçirirsin.
Toplumun ortak bir ideolojide yaşadığı çöküş. Toplum değerlerini etkileyen, insanın bütün ruhsal durumunu etkileyen bir olgu diyebiliriz.
POrTAJLArı PSİKOLOJİ NEDİR ? Psikoloji, o anki sinirlenmene bağlıdır. Biri seni terk edip gider psikolojinbozulur;birleşirsin,anlaşamazsınsonradapsikolojinbozulur. Psikoloji, insanın dağınık olmasıdır, bozuk olmasıdır; akli dengesinin yerinde olmamasıdır.
Psikoloji, hemen bozulan bir şeydir, nedir yani!
Psikoloji,iyisiylekötüsüylesiyahıylabeyazıylahayatınkendisidir.
Psikoloji, gerçekten çok kötü bir şeydir. İnsanın morali olmadığında psikolojikmen çöküyor zaten.
Kendimizi nasıl hissediyorsak psikoloji odur.
Psikoloji nedir? Hmm... Bizde yok o.
Psikoloji, şu anki vatandaşın düştüğü durumdur.
Psikoloji, insan duygu ve düşüncelerini inceleyen bilim dalıdır.
10 İLGİNÇ PSİ
İKOLOJİK BİLGİ
bulundu.
KARÄ°KAT
bozulur
muu ?
TÜR KÖŞESİ
SUPERSTITION MGZ
FİLM KÖŞESİ
“Her yeni film, bana hayatımı nasıl idare edeceğimi ögretiyor.” - Nuri Bilge Ceylan
IDENTİTY / KİMLİK (2003) “Çoklu Kişilik Bozukluğu”
Birbirini daha önce görmemiş çeşitli sorunları olan 10 yabancı farklı sebepler nedeniyle bir otelde dış dünyayla iletişimlerini kaybeden yolcular tuhaf durumlara tanık olmaya başlarlar. Ve hikaye başlar..
YERDEKİ YILDIZLAR (2007) “Öğrenme Güçlüğü”
Ishaan disleksi sahibi bir çocuktur. Ailesi ve çevresi tarafından zeka geriliği olan bir birey olarak görülür. Çalışmayı öğrenmesi için verildiği yatılı okulda, resim öğretmeniyle tanışması ile değişen hayatını anlatan bir filmdir.
ZENNE (2011) “Cinsel Önyargılar”
Doğulu muhafazakar bir ailenin çocuğu olan Ahmet , Alman fotoğrafçı Daniel ve bir kafede zennelik yapan ve cinsel kimliğini saklamayan Can’ın dostluğunu konu alan bir dram filmidir.
Wilbur Ölmek İstiyor (2002) “Depresyon”
Wilbur ve kardeşi Harbour’a babalarından ikinci el kitap satan bir dükkan miras kalır. Wilbur başarısız intihar girişiminden sonra hastaneye gider ve burda alaycı kişiliğe sahip psikolog Horst ile tanışır.
23 (2007) “Obsesif Kompulsif Bozukluk”
23 sayısını bir saplantı haline getiren, obsesif kompülsif problemi olan Walter Sparrow’un hikayesini anlatıyor. 23 sayısı artık onu kontrol etmeye başlar ve hayatının her yerinde bu sayıyı görmektedir.
Aklım Karıştı (1993) “Psikiyetrik Tedavi”
Bir gencin akıl hastanesindeki geçirdiği 18 ayı anlatmaktadır. Akıl sağlığı yerinde olmasına rağmen Susanna Kaysen 18 yaşında aşırı doz aspirin aldıktan sonra kendi isteğiyle akıl hastanesine yatmıştır.
35
TOLGAHAN ÇATAL
Filmler...
Merhaba, ben Tolgahan Çatal. 1995’te Konya’da doğdum. Lise eğitimimi Kuleli Askeri Lisesi’nde tamamladım. Şu an Necmettin Erbakan Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Alanımla ilgili olarak apa.org’da ve bir dizi sitesinde çevirmenlik yapmaktayım tolgahancatal32@gmail.com
Filmlerin üzerimizde ki etkisi hayatımıza, bakış açımıza yön verdiği su götürmez bir gerçektir. Psikolojik filmler ve psikolojik gerilim filmleri ise kendimizin olduğu bazen bizim olmayan bir durumu başka bir gözle görmemizi sağlayan, bizi onun makosenleriyle yürümemizi sağlayan görsel bir sanattır. Psikoloji başlı başına bir bilimi temsil ederken, bu bilimin yeni ve güncel olması onu hayatımızın her alanına dahil etmektedir.. İyi seyirler...
Necmettin Erbakan Üniversitesi Konya
“Filmler, bizi diğerlerinin hayatlarında keşfe çıkarmaya yarayan bir sihir gibidir, bizi bir nehir misali alıp götürür,
diğerlerinin hayatlarına temas edebilmemiz
için bir fırsat verir.”
DEKOLOG 1 (1989) “Benlik Oluşumu”
On filmden oluşan bir seridir. . Babası materyalist bir profesör olan, halası ise bir Katolik olan Pavel’in benliğini bulmasını tutum ve davranışlarının nasıl şekillendiği anlatılmaktadır.
ZİNDAN ADASI (2010) “Şizofreni”
İki polis müdürünün akıl hastanesi olan bir adadaki, çok sayıda cinayet işlemiş olan bir hastanın ortadan kaybolmasını soruşturmasını konu alıyor.
- Znaza Mansza
ANTWONE FİSHER ABIBUSANIS RAE(2002) LABOR Travma AS APITIO
Deniz kuvvetlerindeki bir askerin profesyonlel yardım alarak iç dünyasını keşfetme hikayesini konu alan eşsiz bir eserdir.
SUPERSTITION MGZ
KİTAP KÖŞESİ “İnsanı ısıran ve canımızı acıtan kitaplar okumalıyız, okuduğumuz kitap bir yumruk indirerek bizi uyandırmıyorsa ne işe yarar ? - Franz Kafka
GÜNÜBİRLİK HAYATLAR Irvin Yalom
Varoluçu terapinin önde gelen isimlerinden Irvin D. Yalom bu kitabında birlikte çalıştığı hastalarının yaşadıkları problemleri ve bu problemlerle olan mücadelerini anlatıyor.
YALANLAR BİLMİ PSİKİYATRİ Thomas Szasz
Thomas Szasz’ın nadide kitaplarından biri olan bu yapıt. Yazar kitabından psikiyatri bilmini hiç çekinmeden kuvvetli bir şekilde eleştirirken, bir yan da bizlere psikiyatrinin zayıf yönlerini gösteriyor.
ŞİZOFRENİ YALNIZ OYNANMAZ Rahmi Vidinlioğlu
Tam anlamıyla bir bulmaca gibi olan bu eser bir çok sırrı da içerisinde barındırmaktadır. Şizofreniyi herşeyiyle konu alan bu eser Rahmi Vidinli oğlunun en ilgi çeken eserlerinden bir tanesidir.
BİR SOSYOPATIN İTİRAFLARI M. E. Thomas
Size “Sosyopat nedir ?” sorusunun cevabını tam anlamıyla vereblilecek bir kitap. Sizi bir sosyopatın dünyasında eşsiz bir yolculuğa çıkartacak bir kitap.
AŞKIN CELLADI Irvin Yalom
Irvin D. Yalom bu kitabında ölüm korkusu, yalnızlık, insanın yaşam amacı yitirmesi ve kaygı gibi problemler yaşayan hastalarıyla yaşadığı 10 öyküyü bizlerle paylaşıyor.
TRAVMAYI ANLAMAK Claudia Herbert
Travma sonrası stres bozukluğunu detaylı bir şekilde irdeleyen ender kitaplardan bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor.
37
Kitaplar...
TOLGAHAN ÇATAL Merhaba, ben Tolgahan Çatal. 1995’te Konya’da doğdum. Lise eğitimimi Kuleli Askeri Lisesi’nde tamamladım. Şu an Necmettin Erbakan Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Alanımla ilgili olarak apa.org’da ve bir dizi sitesinde çevirmenlik yapmaktayım tolgahancatal32@gmail.com Necmettin Erbakan Üniversitesi Konya
Edebiyat bizim hiçbir hilesi olmayan aynamızdır. Edebiyata psikoloji bilimini de eklediğimiz zaman ‘’çıplak gösteren ayna ‘’ önümüzde belirmiş oluyor. Ernest Hemingway, Yaşlı Adam ve Deniz adlı romanında, “Artık bitmiş, uzun zamandır balık da tutamıyor, işe yaramaz,” denilen ihtiyar balıkçının dev bir kılıçbalığını yakalama hikâyesini anlatır. Bunu anlatmak yerine içselleştirdiğiniz yaşamları, benliğinizin kıyılarını, olamadığınız, olmadığımız veya olmak istemediğimiz beni seni veya ütopya vatandaşlarını anlatabiliriz. Bu bizim bir yaşantımız, vazgeçişlerimiz ve hayallerimizin birer yansımasıdır. Bu bölümümüzde de sizleri her özelliğinizi yansıtacak ayna görevi görecek, her sayfasında kendinizden bir parça bulacağınız, bazen olmadığınız bir tarafta kendinizi bulabileceğiniz bir köşe. Keyifli okumalar...
“Kitaplar insan hayatının tehlikeli denizlerinde, bize yol gösteren
pusulalar ve haritalardır.”
VAROLUŞUN KEŞFİ Rollo May
Kendinizi ve hayatınızı sorgulamanıza sebep olacak ve alışkanlıklara karşı yepyeni bir bakış açısı kazanmanıza sebep olacak bir kitap.
- Jesu Lee Bennet
TRAVMA PSİKOLOJİSİ Tarık Solmuş
Tarık Solmuş bu kitabundan travma psikolojisini detaylarıyla irdeliyor. Bu kitap travma ile ilgilenenler için mutlaka okunması gereken bir yapıt.
TRAVMA VE İYİLEŞME ABIBUSANIS RAE LABOR Judith Herman AS APITIO
Judith Herman ‘ bu kitabında travmayı detaylı bir şekilde incelemiş ve özellikle ev içi ve cinsel şiddet konularına değiniyor.
SUPERSTITION MGZ