Gündoğusu Dergisi Sayı 2 Mayıs-Haziran 2012

Page 1



gündoğusu sayı:2

İçindekiler 1


2

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

Bu Sayıda 3


4

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

Söyleşi 5 burak mişe


6

gündoğusu sayı:2

plandaydı, Adile Naşit, Münir Özkul bir aile prototipiydi ve o örnek alınırdı 80 öncesi. Ama 1980 yılında mesela darbe ile beraber kültür olarak da Amerika bize müdahale etmeye başladı. Mesela bize darbe kadar zarar veren kültür alanında bir Dallas dizisi vardır. Hep bunu anlatırım. Dallas dizisi bir CIA projesidir ve bütün dünyayı etkileyen bir projedir. Aile kavramı, işte 80 öncesi herkes birbiriyle dayanışırken, mahallelerde fakirlik utanılacak bir şey değilken, biz yamayla dolaşırdık, hiç de gocunmazdık yani. Böyle bir ortam varken Dallas’la beraber J.R., o kapitalist düzenin karakteri, gemisini kurtaran kaptandır ve her koyun kendi bacağından asılır, ne yaparsan kârdır kardeşim, onla da yat, bunla da kalk, onu da dolandır, bunu da dolandır ama sen hep güçlü ol felsefesini aşılamaya başladılar. Tabii bizim gibi yarı feodal, yarı kapitalist toplumlarda, geri kalmış toplumlarda halkı etkilemek çok daha kolay ve insanlar J.R.’ı seçtiler. Ve bunu sağladıktan sonra – tek kanaldı o zaman, TRT’ydi ve herkes onu seyrediyordu­ o JR karakteri bizim topluma nüfuz edildikten sonra Turgut Özal dönemi başladı. Turgut Özal da bu siyasi hareketin temsilcisi idi. Aynı J.R.’ı topluma yaymaya başladı, onun felsefesini… Ve benim memurum işini bilir, gemisini kurtaran kaptandır, her şey mubahtır hikâyesi başladı ve yüzde doksan dokuzu Müslüman denilen bir ülkeyi yüzde doksan dokuzu kendine Müslüman bir hale getirdi.


gündoğusu sayı:2

7


8

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

9


10

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

11


12

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

13


14

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

15


16 Denemen.g.çernişevski

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

17


18

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

19


20

gündoğusu sayı:2

Aslında İngilizlerin dilini kabul etsem gülünç olurdum. Genelde sizi memnun etmeyeni kınadığınızda ideolog olursunuz, bu en eğlenceli ve kulağınıza söyleyeyim, aydınlıktaki en tehlikeli insandır, pratik geçerlilikte ayağınızın altındaki sağlam desteğin kaybıdır. Bundan korkun, fikirlerde pratik bir insan olmaya çalışın ve ilk olarak Romeo’muz üzerinden uzlaşmayı deneyin. Sadece Asya’yı ilgilendiren bir sahne üzerinden değil, tüm dünyayı ilgilendiren bir sahne üzerinden vardığım bir sonucun yolunu anlatmaya hazırım; kendimde gördüğüm her şeyle barıştım, yaptıklarıma sinirlenmiyorum, hiçbir şeye acılanmıyorum (ilişkilerdeki başarısızlıklar hariç, benim kişisel favorim bu), dünya üzerindeki hiçbir şey ve hiç kimseyi kınamıyorum(şahsi çıkarlarımı bozan insanlar hariç), hiçbir şey dilemiyorum( kendi çıkarım hariç)­bu huysuz melankolik kişiden pratik ve sadık kişiye döndüğümden beri bir söz söyleyebilirim ki, sadakat ödülü alsaydım benim için sürpriz olmazdı. Bu gözlemin başlarından itibaren insanları öyle ya da böyle suçlamak gereksizdir çünkü çoğu kez gördüm ki en akıllı insanda bile bir sınırlama payı var, yetiştirildiği ve yaşadığı toplumdan fazla uzağa gidemez, en enerjik insanda bile bir miskinlik dozu var, rutinin ilerisine geçemez ve söylediklerine göre, su akar yolunu bulur. Ortalamada Paskalya zamanında yumurta boyar, kek haftasında kek yapar, üstelik herkesin boyalı yumurta yememesine ve hemen hemen herkesin kekin ağırlığından şikayet etmesine rağmen. Tek bir şeyde değil, her şeyde israfta bulunur. Örneğin kızlara göre erkeklerin daha serbest yetiştirilmesi gerektiği kabul edilir ve her baba, her anne çocukları bu kurala göre yetiştirmenin sebepsizliğine ikna olmuştur. Zenginlerde iyi bir şey gerçekleşir ve herkes mutlu olur, senede on bin ruble kazanmaktansa yirmi bin rublelik mutlu bir ilişki biçimini kabul etmeye başlar, mantıklı bir biçimde tartışmak gerekirse, her akıllı insan bilir ki ilk kazançta erişilemeyen, ikinci kazançta erişilebilen şeyler temelli bir mutluluk getirmez. Örneğin, on bin gelirle 500 rublelik bir balo düzenlemek mümkünse, yirmi bin ile 1000 rublelik balo düzenlemek mümkündür, sonuncusu ilkinden biraz daha iyi olacaktır fakat aynı özel ihtişam olmayacaktır, yeterince düzgün bir balodan öte adlandırılmayacak ve düzgün balo da yine ilki olacaktır. Dolayısıyla 20 bin gelirdeki gösterişli his 10 binden biraz daha tatmin edici, pozitif denilebilecek bu hisler arasındaki fark ise katiyen hissedilemezdir. 10 bin geliri olan kişinin 20 bin geliri olan kişiyle tastamam aynı masası, tastamam aynı şarabı, operadakilerin bazılarıyla aynı iskemleleri vardır. İlki yeterince zengin insana işaret eder, ikincisi aynı biçimde uç derecede zengin insan sayılmaz­ikisinin durumundaki asıl fark mevcut değildir ve her nasılsa bir toplulukta kabul görmüş rutinin bir parçası olan her kişi, zevklerinde her hangi bir artış fark etmeyecek olmalarına rağmen ondan yirmiye olan gelir artışından memnun kalacaklardır. İnsanlar genelde rutinin korkunç köleleridir: bunu aşmaları için onları daha derinine inerek eleştirmek gerekir. Bir bey ait olduğu sınıfa ait bağımsız düşünceleriyle kafanızı karıştıracak; size, sınıfsal önyargıları olmayan, kozmopolit bir kişi gibi görünecektir. Öğenin kendisi size ve arkadaşlarınıza, saf bir ruhtan yansıyormuş gibi görünecektir. Fakat kozmopoliti daha titizlikle inceleyecek olursanız pasaportunun altında sınıflandırılmış, o ulusa ait tüm kavramlar ve alışkanlıklar Fransız adamı veya Rus olarak belirecek; statüsünün tüm gölgeleriyle toprak sahibi veya memur, tüccar veya profesör olarak karşınıza çıkacaktır. Eminim ki bu birbirine kızacak, birbirini suçlayacak derecede birbirlerine alışkın insanlar, aynı sınıfın idaresi altında olan, bir şeyin başka bir şeyden ayrıldığı ve ayrılan kişinin diğerlerince hoş karşılanmadığı yerde insanları denetlemek amacıyla gözetim altında tutan kişilerdir ve bu analiz sizi aklınızı çelecek, dikkatinizi çekecek ve ruhunuza devamlı olarak yatıştırıcı etkiler gönderecektir, öyle ki bunun arkasına saklanamayacak ve kısa zamanda şu sonuca varacaksınız: “Her insan­her yerdeki tüm insanlar­birbiriyle aynı”. Dahası, ikna olmuş siz bu aksiyomda daha sağlam davranmaya başlayacaksınız. Ayrım sadece bu sebeple önemli görünür, bir yüzeye oturur ve belirgindir, görünenin altındadır. Ve hangi durumda insan tabiatın tüm kanunlarıyla çelişki içerisinde olur?


21

gündoğusu sayı:2

Gerçekte, tabiatta bir sedir ve çördük çiçek açar, bir fil ve bir fare hareket eder ve yer, aynı kanunlar altında mutlu ve kızgın olurlar; bir maymunun ve bir balinanın,bir kartalın ve horozun organizmalarının iç kimlikleri, formlarının dış farklarının altında yatar. Sadece bir sınıfın muhtelif esanslarının değil, esansların muhtelif sınıflarının da aynı başlangıçlar üzerinde düzenlenmiş ve yaşıyor olduğunu da görmeliyiz; bir solucanın burun deliği, nefes borusu, ciğerleri olmadan bir memeliyle benzer şekilde nefes alması gibi, bir memelinin, kuşun ve balığın organizmaları özdeştir. Her bireyin ahlak yaşantısının anahtar kuralları ve kaynaklarının benzersizliğinin tanınmaması sadece diğer esansların analojisini değil, bireyin psikolojik yaşamının analojisini de kıracaktır. Nabzı aynı sayıda atan, aynı duygu durumu ve aynı yaştaki iki sağlıklı kişiden biri, kesinlikle diğerinden az biraz daha güçlüdür ama bu ayrım mükemmel midir? Bilimin bunun üstünde durmamasının bir önemi yok. Farklı yaşlarda veya farklı koşullardaki iki insanı kıyasladığınızda, çocuk nabzı yaşlı adamınkinin iki katı hızla atar, bir hastanınki sağlıklı birininkinden, bir kadeh şampanya içmiş birininki bir bardak su içmiş birininkinden daha az veya fazladır. Ayrıca burada herkes için açık olan şudur ki fark, gözlemlenen organizmanın koşullarına göre incelenir, donanımına göre değil. Yaşlı adamın nabzı çocukken, kıyasladığınız çocuğunki kadar sık atıyordu; sağlıklının nabzı, hastayla aynı hastalığa yakalansa zayıflardı, Piyotr bir kadeh şampanya içseydi nabzı İvan’ınki kadar büyürdü. Her insanın diğer insanla aynı derecede iyi olduğu basit gerçeğini teyit ettikten sonra neredeyse insan bilgeliğinin sınırlarına vardınız. Günlük selametiniz için bu inancın vebalinden bahsetmiyorum, yoksa kızmayı keser ve acır, içerlemeye ve suçlamaya son verir, yumuşak bir şekilde bakmaya başlarsınız ama tartışmaya ve kavga etmeye hazır olduğumuz konuya geçmeden önce böyle bir davranışta bulunan kişiye ­yerinde olan herkes aynı davranırdı­ kızmaya veya ondan şikayet etmeye nasıl başlarsınız?

(Rusça aslından çeviren: PINAR DİNLEMEZ )

Dipnotlar:

[1] Peçorin: Lermontov’un “Çağımızın Kahramanı” adlı romanındaki ana karakter

[2] Maksa Pikkolomini: Alman yazar Friedrich Schiller’in “Wallenstein” adlı drama üçlemesinin “Piccolomini” bölümünde yer alan bir karakter [3] Faust: Ivan Turgenyev’in “Faust” adlı öyküsü [4] Rudin: Turgenyev’in aynı adlı kitabındaki karakter. [5] Nekrasov: Nikolay Alekseyeviç Nekrasov. Rus yazar ve şair. “Saşa”, şairin ilk büyük şiiridir. [6] Beltov: Herzen’in “Suçlu Kim?” adlı eserinde bir karakter. [7] N. : Turgenyev’in “Asya” adlı öyküsünde yer alan karakterlerden biri.


22 İncelemekamuran şirin

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

23


24

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

25


26

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

Deneme 27 mahir ergun


28

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

29


30

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2 yaparak sağlamaktaydı ve hatta işlettiği kamyon kendine ait bile değildi.

31


32

gündoğusu sayı:2

etmeli ve karnında biriktirdiği sözlerini söylemelidir. Bunu meslekten değil mecburiyetten görmelidir.


gündoğusu sayı:2

33


34 Deneme pınar dinlemez

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

35


36

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

37


38

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

39


40

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

İnceleme 41 gamze deniz


42

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

Desen 43

onur fındık


44 Öyküerkin canpolat

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

45


46

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

47


48 Öyküpınar dinlemez

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

49


50

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

51


52

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

53


Öykü 54

emre yılmazoğlu

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

55


56

gündoğusu

sayı:2


gündoğusu sayı:2

Öykü 57 ayşegül özünal


58

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

Desen 59

elif balta


Şiir 60 mahir ergun

gündoğusu sayı:2

***


gündoğusu sayı:2

61


62

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

63


64

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

Şiir kamuran şirin 65


66

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

Şiir 67 lorentzos mavilis


Şiir 68

gamze deniz

gündoğusu

sayı:2


gündoğusu sayı:2

Şiir 69

emre yılmazoğlu


Şiir 70 emrah cengiz

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

71


72

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

Şiir bilal beyazıt 73


Şiir 74 hakan koçak

gündoğusu sayı:2


gündoğusu sayı:2

Şiir 75

metin meriç




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.