GÜZELKELAM
Şubat-2015
Güzelkelam E- Dergi artık yayında…
Aylık olarak istifadenize sunacağımız e-dergimizde, www.guzelkelam.com’da yayınlanmış ve sizler tarafından en çok beğenilen yayınlarımız yer alacaktır.
Güzelkelam E-Dergi de Bu Ay;
Susuyorum – ŞİİR –Burhan Kazım Çalık Bir Çay Bir Bardak Ve Üç Şeker-ŞİİR-Serkan Bolat Aşk Kendinden Geçebilmekmiş-ŞİİR-Aslıgül Şimşek Kalemin Dilinden-1-Burhan Kazım Çalık Halime Kaptan-ÖZET-Beyzanur Bolat Böğürtlen Kışı-İNCELEME-Serap Avcu Günah Ve Fatkındalık-İNCELEME-Serkan Bolat Beypazarı Gezisi-GEZİ NOTLARI-Serkan Bolat Ebu Ma’Şer-MÜSLÜMAN VE TÜRK BİLİM ADAMLARI Minik Pizzalar-YEMEK TARİFİ-Serkan Bolat 2
3
SUSUYORUM Uzun uzun susuyorum âlemi seyredip Düşen her yaprakta başka mana Zaman bir bilinmezliğe akıp gidiyor Şu rüzgâr neler neler anlatıyor bana
Sessizlik çare getirmez ki içimdeki yangına Dilimin ucunda heceler kupkuru Birdenbire alevleniyor kıvılcım Gönlüm el vermiyor yurdumdaki bozguna
Ülkemin denizlerinden hasret yüklenmiş kaderim Benliğimde özlemin yorgunca koşuşuyor Ufuklarda beklerken solmuş ümitvar renkler Yalnızca martılar anlar beni Onlar onlarda yasla uçuşuyor
Devrin hainliğinden bezmişim Boğulacak gibiyim Ve bilir misin müjdem Ben artık sadece Bembeyaz ellerini düşleyince Umutlanan biriyim…
Burhan Kazım Çalık 4
5
BİR ÇAY BİR BARDAK VE ÜÇ ŞEKER Çay ile bardak buluştu mu , Sıcacık bir mutluluk olur. İçlerine bir de şeker girdi mi Ah ne tatlı olur. Aslında uzaktan öyle durur… Zaman ile üç şeker iner ikiye Su çoğalır dem azalır, Dostların arası açılır. Zaman geçer şekerler gider, Çay ile bardak artık baş başa.
Çay ile bardak Birer eski dostlar Gidenlere rağmen Hiç ayrılmayacaklar gibi Kiminin derdi Kiminin sevdası… Serkan Bolat 6
7
AŞK KENDİNDEN GEÇEBİLMEKMİŞ Öfkem bir sıra dağ gibi dizilmiş, Marifet o yokken sevebilmekmiş, Sabrı işlesekte acizen gönle, Asıl aşk kendinden geçebilmekmiş.
Rab! Bu acıya derman ister bu gönül Kul olamasakta yürek ister hep gül Yarin bakışları hep buz hep melül Asıl aşk kendinden geçebilmekmiş.
Bir lahza idi o bakışın bana, Bekledikçe susamalı bu asırda, Ahvalim suskun olsada karşında, Asıl aşk kendinden geçebilmekmiş.
Aslıgül Şimşek 8
9
10
KALEMİN DİLİNDEN-1 Bunca zaman sonra güneşin senin hayatın içinde doğduğunu hissettiren bir temmuz sabahında, tarifsiz bir telaşla çıkmıştın yola. Bayram için memleketine dönüyordun. Yüreğinde boşa geçmiş yılların derin sızısıyla, aklındaki cevapsız onlarca soruyla, koşmak istiyordun, muttasıl bir koşma arzusu vardı içinde.
Belki de bu kadar zor geçen senelerin noktasını koymak için Rabbinden bir mükâfat diye yorumluyordun yaşadığın son ramazan ayını kendince. Çocukça bir sevgiyle önünü arkasını bilmeden bağlandığın, en dar günlerinde ayakta kalmanı sağlayan tabiri caizse beraber büyüdüğün sevdalarınla, dualarının başrolüyle kavuşma ihtimaliydi seni bu denli mutlandıran. Lakin nasipten öteye köy yok, yine gerçekleşmedi hayallerin.
Koskoca evde, gurbet ellerinde yapayalnız geçen, nice sıkıntılara gark olduğun, Allah tan başka kimsenin bilmediği dertlerinle, konuşmaya dahi mecalinin olmadığı, manen yıkık olduğun günlerde, kendinle dövüşüp, duvarlara bağırdığın günlerde, kaybettiğin kıymetli vakitlerin farkında değildin. Mesuliyetlerini bile umursamanı engelleyen, aklına gelen küçük bir hatıra, saatlerin ehemmiyetini kaybetmesine, uçsuz bucaksız sükûtlara örtünmene sebep oluyordu.
11
Şimdilerde, biraz geç kalmış olsan da gençliğine, Allah’ın çizdiği kader tayinini sadece lafla değil yaşayarak da tasdik edip iman ediyorsun. Dikkatimi celp ediyor, şikâyet cümleleri kurmayı bıraktın. Acizlerin şikâyet edeceğini, azmedenlerin durumla idare edebileceğini öğreniyor gibisin ve sana eserleriyle ‘’düşünmeyi’’ aşılayan üstat Peyami Safa’nın ‘’ Engelleri yollarınızı tıkayan şeyler olarak görmeyin. Onları size uçmayı öğretecek fırsatlar olarak görün.’’
Cümleleriyle yeni yeni kendine geliyorsun, mahiyetini bugünlerde idrak ediyorsun.
Sahip olduğun nimetlere ne kadar şükretsen kâfi gelmez. Yine de seni böyle görmek beni en yakının olan vefalı kara kalemini çok ama çok sevindirdi.
Burhan Kazım Çalık
12
HALİME KAPTAN KİTABININ ÖZETİ
Halime kaptan Cideli Temel Reisi’ in geliniydi. O, yıllarda Kurtuluş Savaşı olmakta ve ülke büyük zorluklar çekmektedir. Tuz, şeker, arpa vb. şeyleri halk bulamaz. Halime Kaptan’ da çok üzülür. Köyde sadece kadınlar, yaşlılar ve çocuklar kalmıştır. Eşi de yolda hayatını kaybeder. Temel Reis’ de ölür. Halime kaptan vatanı bu kadar zorluklar yaşarken eli kolu bağlı duramaz. Vatanı için canını dahi vermeye hazırdır. Fakat kadın olduğu için askere gidemez. Oda erkek kılığına girerek 15 yaşındaki oğlunu da alıp Temel Reis’ den hatıra olan tekneyle askere gider ve savaşır. Dalgalar ve korsanlarla mücadele etmek zorunda kalır. Ama yılmaz. Halime kaptan da Kurtuluş Savaşı’nın fedakar kadınları arasına ismini yazdırır. Beyzanur Bolat 13
14
BÖĞÜRTLEN KIŞI Son günlerin popüler kitaplarından olan Böğürtlen Kışı bir çırpıda okudum ve sizler ile paylaşmak istedim...
Bu hikayenin temelinde anneliğin saf duygusu yatıyor. Bir çocuk kaybetmenin nasıl bir his olduğu anlatılıyor ve böyle bir durum karşısında aslında neler yapılabilir?
Anlatım öylesine sürükleyici o kadar merak uyandırıcı ki bir an önce bu hikayenin sonuna ulaşmak istiyorsunuz. Okurken mutlaka kendi yaşamınızın içinden bulacağınız olaylar, zamanlar, kişiler var. Adının (‘’Böğürtlen Kışı’’) aksine sıcacık bir kitap bu, canlanıp birden elleriyle yüreğinize dokunabilecek bir kitap…
Ayrıca kitapta umuda karşı umutsuzluğun, aşka karşı ihanetin, zengin sınıfa karşı fakir sınıf ilişkisinin çok iyi bir şekilde işlendiğini göreceksiniz. Kitap harika bir sonla bitiyor! Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Serap Avcu
15
GÜNAH VE FARKINDALIK
İnsan dünya hayatına sınanmak için, Allah’a iyi bir kul olabiliyor mu? Bunun cevabını kendisi bulmak için gönderilmiştir. İnsanın dünya hayatında karşılaştığı her bir durum bu sınanmanın birer parçasıdır. İnsan sadece zorluklar karşısında sınamaz. Zorlukların yanı sıra insan rahatlığı zenginliği ile sınanır. Her insan belki de nefsinin en çok istediği, en çok arzuladığı şey ile sınanır. Bu bağlamda düşündüğümüz zaman insanoğlu yaradılışı gereği bazı şeylere kolay aldanmakta, onlara karşı zafiyet göstermektedir. Malumunuz bir erkeğin nefsinin en kolay aldandığı şey kadındır. Kur’an-ı Kerim de ve birçok Hadis-i Şerif de cennette erkeklere müjde olarak temiz kadınlardan bahsedilmektedir. Bu durum erkeğe cennette ödül olabildiğine göre bu dünyada da sınanma açısından mühim önem taşımaktadır. Aynı şekilde kadın yaradılışı gereği zenginliğe, güzel olamaya karşı istek ve zafiyet içindedir. Yine aynı şekilde Kur’an-ı Kerim de ve birçok Hadis-i Şerif de cennette verilecekler 16
arasında mücevherlerden, kadınlara verilecek olan güzelliklerden bahsedilir. Bu açıdan konuyu ele alacak olursak, insan en çok istediği şeylerden önemli bir şekilde sınanır. Ama maalesef bunun farkında olan insan çok azdır.
Genç bir erkeği ele alalım. Genç bir erkek için kız arkadaşı bulmak maalesef öncelik olmuştur. Bunun ile de yetinmez sokağa her çıkışında yanından geçen her güzeli bakmayı kendine görev edinmiştir. Günümüzde bakmayı filan geçtim, el ele tutuşmak bile meşru hale gelmiştir. İnsanlar iki gün sonra ayrılıp ayrılmayacağı belli olamayan sözde sevgilileri ile sarmaş dolaş halde dolaşmayı kendi edep ve ahlak sınırları içerisine rahat bir şekilde yerleştirmiştir. Muhafazakar olarak tanıdığımız insanlar bile bu kötü durumun dışında kendilerini tutamamaktadırlar.
Zina etmek çok büyük günahlardandır. Allah Yüce Kitabında zina yapmayın değil, zinaya yaklaşmayın diye buyurmuştur. Zina bu açıdan da düşündüğümüz zaman çok büyük bir günahtır. Ama her gün işlediğimiz bir günah haline gelmiştir. Zina denince akla hemen kadın ile erkek arasındaki yasak cinsel münasebet gelir. Ancak zina etmek sadece bu münasebet ile sınırlı bir kavram değildir. Elin ayrı, gözün ayrı, kulağın ayrı ayağın ayrı, her uzvun ayrı bir zinası vardır. İnsan haram olana baktı mı göz zinası işlemiş olur. Zinaya muhtemel yerlere doğru yürüdü mü ayak zinası yapmış olur. İnsan kendisine haram olana dokundu mu el zinası yapmış olur. Netice de hafife aldığımız ve günlük yaşam 17
içinde de sıkça yaptığımız bu yanlış olaylar çok büyük günahlardan olan zinanın bir türüdür. Birçok insan her gün zina yaptığının farkında bile değildir. Ancak Allah insana akıl vermiştir. Bunun için bu durumların farkında bile olmasa insan bu yanlışlardan sorumlu olacaktır.
Ben dini hassasiyeti az olan insanın bu günahlar içerisinde olmasını çok fazla yadırgamıyorum. Ancak ben İslami ahlaka dayalı bir yaşamın içerisinde büyümüş bir insanın bu yanlışlıklar içerisinde olmasını çok anlamsız buluyorum. Mesela hanımefendinin başı kapalı beş vakit namazı var erkek de benzer bir ahlaki terbiye ile büyümüş.
Ama bir bakıyorsun nişanlı oldular diye kendilerini evli zannedip sarmaş dolaş hale geliyorlar. Sokak da el ele dolaşıyorlar. Bu insanlar apaçık bir yanlış içindedirler ve maalesef görüyoruz ki bu ve benzeri yanlışın içinde olan insan sayısı oldukça fazladır. Neden insan helali olacak kişi ile beraber sabretmez de helal olan ilişkilerine haram bulaştırır. Birçok evliliğin yıkılma sebebi de benim kanaatimce bu gibi evlilik öncesi gereğinden fazla olan yakın münasebetlerdir. Yapılan bu zina çeşitleridir. Allah’ın rahmeti yardımı bu şekilde evliliklerin üzerinden daha evlenmeden uzaklaşmaya başlamaktadır. Ve o güzel evlilikler bu şekilde dağılmaktadır.
18
Yine örnek verecek olursak, birçok insan denize gitmekte de kıyı kentlerinde tatil yapmaktadırlar. Bu insanlar tatillerinin dışında namazlı abdestli insanlardır. Ancak ne oluyorsa tatil zamanı geldi mi bütün ahlaki değerler ayakaltına alınarak ailecek plajlara uzanıyorlar, açık saçık giyinip denize giriyorlar, açık saçık insanlara bakıp tamamı ile zina çukurunun içine düşüyorlar. Normal zamanda sokakta utanan insanlar ne oluyor da yaz aylarında plajlarda utanmaz hale geliyorlar.
Toparlamak gerekir ise bu gibi birçok örnek maalesef ki verilebilir. Helali ile toplum içinde el ele tutuşmaya utanan insanlardan, sokaklarda helali bile olmayan sarmaş dolaş bir halde bulunan insanlar haline geldik Allah ıslah etsin…
Allah günah olduğunu fark etmediğimiz çok büyük günahlardan bizleri korusun…
Serkan Bolat
19
BEYPAZARI GEZİSİ
Beypazarı Ankara ya 100 km uzaklıkta yer almaktadır. Beypazarı binlerce yıllık geçmişe sahip olup İpek Yolu bu yöreden geçmektedir. Nitekim Evliya Çelebi seyahatnamesin de Beypazarı’na değinmeden geçememiştir. Beypazarı denildiği zaman akla ilk olarak Beypazarı Evleri gelmektedir. Beypazarı mimari açıdan büyük öneme sahip olmasının yanı sıra gümüşçülük, dokumacılık, demircilik, yemenicilik gibi el sanatları ile bilinmektedir. Birçok lezzete sahip olan Beypazarı özellikle güveci, dolması, tarhanası ve 80 katlı baklavası ayrıca herkesin bildiği gibi kurusu ve maden suyu ile bu anlamda ön plana çıkmaktadır. Ayrıca ilçenin bir çok yerinde rastlamanızın mümkün 20
olduğu taze sıkılmış havuç suları da gezmeye gelen yerli ve yabancı turistler için ilgi kaynağıdır. Beypazarı’na geldiğiniz zaman Ankara girişine göre sağ tarafta İnözü Vadisi bulunmaktadır. Burada isterseniz yöresel kahvaltı keyfi yapabilirsiniz veya yine yöresel lezzetlerden oluşan akşam yemeği yiyebilirsiniz. İnözü Vadisi’nde bu lezzetlere ulaşabileceğiniz 5 adet restoran bulunmaktadır.
Beypazarı’nda gezemeye başladığınız zaman ise Yaşayan Müze’ye gidebilirsiniz, şiddetle tavsiye edilir, kültür evi ve halk evini gezdikten sonra Hıdırlık Tepesi’nde Beypazarı manzarası eşliğinde semaverde çay keyfi yapabilirsiniz.
Beypazarı ‘ı daha çok günü birlik geziler için tercih edilse de konaklamak isteyenler için kaliteli otel ve pansiyonları bulunmaktadır. Döndüğünüzde sevdiklerinize götürebileceğiniz birçok hediyelik eşya da ilçenin çarşısında mevcuttur.
Serkan Bolat
21
MÜSLÜMAN VE TÜRK BİLİM ADAMLARI:EBU MA'ŞER
Ebu Ma'şer Delhi Bağdat’ta yetişen büyük astronomi alimidir. İsmi, Ca’fer bin Muhammed bin Ömer el-Belhi’dir. 785 (H.169) senesinde Belh’te doğduğu, kaynaklarda zikredilmekteyse de bu tarih kesin değildir. Batı ilim dünyasında Albumasar ismiyle Ünlü oldu. 886 (H.272) senesi Mart ayının sekizinde Vasıt şehrinde vefat etti.
Ebu Ma’şer, ilk ilmi çalışmalarını İran Tarihi, Horasan’da konuşulan yerli diller ve Hint kültürü üzerinde yaptı. Hadis ilminde büyük alimler arasında yer aldı. 22
İlim öğrenmek için gittiği Bağdat’ta astronomi ilmine yöneldi. Bıkmadan, yorulmadan yaptığı çalışmalar ve hırsı sayesinde devrinin en büyük astronomları arasına girdi. Astronomi alanındaki çalışmalarında hocası Sened bin Ali’nin eserlerinden faydalandı. Ebu Ma’şer, büyük alim Bettani ile aynı zamanda yaşamıştır. Eserleri Avrupa’da astronomi ve matematik ilimlerinin gelişmesinde derin etkiler bıraktı. Kendi adıyla anılan Ünlü hesaplama metodu, asırlar boyunca astronomi ilimleri sahasında temel müracaat noktası oldu.
İlk defa med-cezir hadisesini keşfeden Ebu Ma’şer, bunun mahiyetini ve ay ile olan münasebetini bildirdi. Bu bilgiler sonra Avrupa ilim çevrelerine intikal etti. İlim tarihi araştırmacılarından Philip K. Hitti: “Gel-git olayının prensip ve kanunlarını Avrupa’ya öğreten, bu alandaki teoriyi ilk defa ortaya atan Ebu Ma’şer’dir.” demektedir. Ebu Ma’şer ayrıca enlem derecelerini uzunlukları hakkında da fikirler ileri sürmüştür. Onun gerek med-cezir ile ilgili, gerekse enlem derecelerini hesaplama konusundaki açıklamaları, astronomik coğrafyada Avrupa’ya yol gösterdi.
23
MİNİK PİZZALAR
Bu ay sizler için çok hoşunuza gideceğini düşündüğüm, pratik ve bir o kadar da lezzetli bir yemek tarifi vermek istiyorum. Özellikle çocuklarınız bayılacağı bir tarif... Malzemeler; Beyaz peynir Kaşar peyniri Zeytin Salam Yumurta 24
Tost ekmeği, Tuz Kaşar peynirini ve salamı ince ince çok küçük dikdörtgenler şeklinde hızlı bir şekilde doğruyoruz. Zeytinlerin çekirdeklerini çıkartıp ikişer üçer parçalara ayırıyoruz. Bir miktarda beyaz peynir ile beraber bütün malzemelerimizi karıştırma kabımıza alıyoruz. Harcımızın içine bir adet yumurta kırıp, yeteri kadarda tuzunu atarak harcımızı karıştırıyoruz. Yumurtanın sarısını iyice dağıtıyoruz. Hazırladığımız karışımı tost ekmeklerinin üzerlerine yaydıktan sonra, fırına veriyoruz. Çok kısa bir süre içerisinde kaşarlar eriyip hafif kızarınca yemeğimizi fırından çıkartabilirsiniz. Mutfağınızda bu karışıma gideceğini düşündüğünüz ne var ise o malzemeleri kullanarak 15-20 dakika içerisinde yapabileceğiniz lezzetli bir kahvaltılık... Afiyet olsun...
Serkan Bolat
25