Haber24Gazetesi Temmuz 2018 Sayısı Çıktı

Page 1

Ekonomist Murat Muratoğlu:

BAF’dan Armutlu Cemevi baskını hakkında açıklama

“Türk Ekonomisi Ağustos'ta Patlayacak”

BRİTANYA Alevi Federasyonu (BAF) tarafından Türkiye’de Armutlu Cemevi’ne yapılan baskın ile ilgili olarak bir basın açıklaması paylaşıldı. Yapılan basın açıklaması şöyle; Devamı Sayfa

‘Esas Patlama Ağustos Sonunda Yaşanacak’ Ekonomist Murat Muratoğlu, Türkiye’nin mevcut yönetim anlayışıyla ekonomide düze çıkmasının mümkün olmadığını belirterek, “Türkiyenin geleceği Endonezya” dedi. Muratoğlu, ekonomideki asıl patlamanın da ağustos sonunda yaşanacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, başkanlık sistemi ile Türkiye ekonomisinin şahlanarak dünyanın sayılı büyük ekonomileri arasına gireceğini söylemişti. Devamı Sayfa

2

7

YIL 7 SAYI 73

Temmuz 2018 www.haber24gazetesi.com

24 SAAT YERELDEN ULUSALA HABERLER

Kemal Kılıçdaroğlu’yla köklü değişim Ali Kılıç’tan Kılıçdaroğlu’na destek

Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na desteğini açıkladı. Kılıç, "Cumhuriyet Halk Partisi’nin asil ve cesur yoldaşları Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun çabalarını, günübirlik hesaplar peşinde gidenlere heba etmeyecek kadar vefalıdır" dedi.

Ali Kılıç'tan havuz medyasına kurultay cevabı

Deniz Erzincan:'' Mall Of İstanbul AVM’ye metro istasyonu Garantisini Kim Verdi?''

İBB Meclisi CHP Üyeleri Deniz Erzincan ve Nadir Ataman Mall Of İstanbul AVM’ye metro istasyonu'nu Meclis gündemine getirdiler: İhalesi yapılmamış metro hattında Mall Of İstanbul AVM’ye metro istasyonu garantisini kim verdi? Hangi yetki ile neyin karşılığında? Devamı Sayfa

2

Kurultay tartışmalarının yaşandığı Cumhuriyet Halk Partisi’nde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na bir destek açıklaması da, Maltepe’den geldi. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Gücünü ‘insan odaklı’ Anadolu hümanizminden alan Cumhuriyet Halk Partisi’nin asil ve cesur yoldaşları; Hacıbektaş Veli, Hz. Mevlana, Yunus Emre gibi erenlerin kültürüyle yoğrulmuş, demokrat ve hoşgörünün sembolü Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun çabalarını, günübirlik hesaplar peşinde gidenlere heba etmeyecek kadar vefalıdır” diyerek Kılıçdaroğlu’na tam destek verdi. Devamı Sayfa 24 Haziran'dan bu yana CHP'yi dizayn etmeye çalışan havuz medyasına Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç'tan tokat gibi cevap geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na desteğini açıklayan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, kurultay tartışmalarına müdahil olan havuz medyası yazarı Sevilay Yılman'a, "Benim çağrım CHP'li yoldaşlarıma. Yoksa siz de tercih mi değiştirdiniz? Partimizde görevdemisiniz" diyerek sert tepki gösterdi. Devamı Sayfa

6

6

Bizim başka gidecek yerimiz yok, olsa da vatanımızı terk etmektense ölmeyi tercih eder, gitmeyiz

Maltepe’de 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü Etkinlikleri kapsamında şehit aileleri ve gazilerimiz için Kaymakamlık tarafından bir yemek organize edildi. Şehit yakınları ve gaziler için düzenlenen yemekte konuşan Maltepe Kaymakamı Meftun Dallı, ‘Bizim başka gidecek yerimiz yok olsa da vatanımızı terk etmektense ölmeyi tercih eder gitmeyiz’ dedi. Devamı Sayfa

Meclisten Sessizce geçen bu yasa Ranta açık bir yasa olabilir

Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis ve İmar Komisyonu Üyesi Ömer Lütfü Somun, “7139 sayılı kanunu torba yasaya koyup sessizce geçiren hükümete eleştirilerde bulunurken sadece ret oyu verip sessiz kalan muhalif milletvekillerini Ömer Lütfü Somun de eleştirdi.” Devamı Sayfa

Maltepeliler güne sabah sporuyla başlıyor

6

Maltepe Belediyesi tarafından açık havada ücretsiz olarak düzenlenen sabah sporu, kadınlardan büyük ilgi görüyor. Temmuz ayında başlayan sabah sporu etkinliği, eylül ayında sona erecek.Devamı Sayfa

5

Başkan Ali Kılıç’tan Maltepeli kadınlara birlik mesajı

Maltepeli kadınların, sosyal hayata daha fazla katılmaları amacıyla Maltepe Belediyesi tarafından 4 yıldır her yaz düzenlenen ücretsiz boğaz turlarında binlerce kadın, müzik dinletileri ve ikramlar eşliğinde gönüllerince eğleniyor.

Devamı Sayfa

4

NecatiATAGÜL / haber24gazete@gmail.com

Devamı Sayfa

CHP’de siyasal kadro değişikliği kaçınılmazdır!

CHP'de Zamansız Kongre Girişimleri

Madımaktan Bu Yana Ne Değişti?

3

Özhan METE / ozhanmetechp@gmail.com

Devamı Sayfa

5

6

Bülent AKKILIÇ / bulentakkilic@gmail.com

Devamı Sayfa

2


2

www.haber24gazetesi.com

CHP’de siyasal kadro değişikliği kaçınılmazdır! Bülent AKKILIÇ

Bülent AKKILIÇ / bulentakkilic@gmail.com

Sosyal medya da yazılan Muharrem incenin Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde,

Kanallarda Kılıçdaroğlunun karşısına aday olmam.... Söylemeni ısıtıp ısıtıp yazıyorsunuz, Kılıçdaroğlu savunmak için... 2010 tarihinde; CHP genel başkanı Deniz Baykal’ın istifa etmesinin ardından yaşanan tartışmalar ile gazetelerin sorusuna; O zamanın CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkanlık için adaylığının söz konusu olmadığını bildirerek açıklama yaptı. Fakat değişim kaçınılmazdır, toplumsal sosyolojik yapı artık Kemal Kılıçdaroğlu’nu istiyordu... Değişimin önünde duran statükocu Genel Merkezindekilerin o zamanda da direndiler. Bizim gibi heyecan hisseden gençler, otobüslerle genel merkezin önüne giderek sabahın saat 07:00’sinde Kemal Kılıçdaroğlu için CHP genel merkezinde sloganlar atarak, gazetenin ilk manşetlerinde CHP’de gençler değişim istiyor, CHP’nin yeni başkanı Kemal Kılıçdaroğlu diye; bir çok ana akım medyada manşet olduk, basın açıklamasında bulunarak Türkiye’de muhalefet partisinin değişiklik şart olduğunu anlattık... Büyük heyecan ile; Sorun Genel Başkanı savunmak değil, Sorun değişimin kaçınılmaz olduğu başarısızlığı görmemezlikten gelmek... Bize oy vermiş seçmen anketlerde, 80 Muharrem ince CHP başında görmek istiyoruz demesini görmemenizdir. CHP gençlik siyasetinden yetişmiş birisi olarak, CHP siyasetin içinde mücadele verdiğimi bilen kişiler telefon ve sözlü olarak gördüklerde Neden Muharrem İNCE’yi delegeler seçmiyor ? Artık değişim istiyoruz... Eğer Kemal KILIÇDAROĞLU kalırsa gerçekten oy vermeyeceğiz... diyorlar. Peki bizim delege ne yapıyor, yada CHP kurultay delegesi ne işe yarar... Sorgulamak gerekir. Delege ilçesinde İlinde kendi yaşamış olduğu yerde CHP’nin akil bireyidir. Toplumun beklentilerin partinin yanlış ya da doğrularını CHP tabanın düşüncelerini Danışma kurulunda ve büyük kurultayda partinin gelecek için kadrolarını; PM-MYK- CHP Genel başkanı kadrolarını seçen kişidir. Partiye gelecek için yön veren kişidir. Delegeler kişisel çıkar ve menfaat peşinde koşmamaları gerekir. İlk önce toplumsal gelişmeleri doğru okumak ve ona göre CHP geleceği açısından en doğru kararı vermeleri gerekir. Değişim ve dönüşüm partimize heyecan katacaktır. 2010 tarihinde; Türkiye değişimin öncülüğü Kemal Kılıçdaroğlu ile heyecan umut katmış ve yerel belediye ve milletvekili seçimlerinde oylarımız artmış yeni belediyeler kazanarak CHP bayrağı ile alınmıştır. Bu partiye Kemal Kılıçdaroğlu ile üye olan birisi olarak aktif siyasete başladım. Kemal Kılıçdaroğlu savunan kişiler, toplumun her kesiminin muhalefet partisinde değişimin kaçınılmaz olduğunu aksi takdirde, yerel seçimlerde CHP çok büyük kaybının olacağını görmeden desteklemektedir. Başarısız olan kişilerin değişimi kaçınılmazdır. “TBMM yemin törenini izlerken milletvekillerine bakıyorum AKP’li vekillerin ilk günkü heyecanı ve diriliği göze çarpıyor. Ayrıca AKP’li vekillerin çoğunun 30-45 yaş arası dinamik suretlerden oluşması da dikkatlerden kaçmadı. Üzülerek ifade ediyorum ki Siyasetin en önemli unsurlarından olan görüntü ve vizyon noktasında CHP’li vekiller hem yaş ortalaması bakımından hem de genç olarak nitelendirilen ancak Fenerbahçeli futbolcu Semih Şentürk’ün 37 yaşında hala “genç Semih” olarak anılması gibi kronik genç kadrosunda olan bir tablo ile karşı karşıyayız. Kendini yenilemeyen kadro ve parlemento grubu oluşmuş durumda Milletvekilli seçimlerinde alınan 22.65’lik son 10 yılın en düşük oyunu biraz da bu tabloda aramak gerek. Sorumluları bunu başarı gibi gösterirken(şaka gibi) derhal hesabını ödemek zorundadırlar.”

CHP partililerin oy verdiği 2 milletvekili istifa etti. Sorumlular hesap vermelidir. Neden ? Çünkü seçim ittifakı için kendi partilerine geçtiler. Ama CHP eski milletvekili ve CHP Genel merkez PM üyesi, Eren Erdem Milletvekili yapmadınız. AKP tarafından tehdit almasına karşı bile bütün Ankara kulisi seçimden sonra Eren Erdem’in alınacağını biliyordu. Neden önlem almadınız CHP kadrolarını korumak yerine; diğer partilerin adaylarını listelere sokarak, milletvekili seçilmesine vesile oldunuz... Seçimli kongre kurultay kararı almak zorundasınız! 24 haziranda CHP başarız siyasi kadrolar kurultay delegeleri tarafından değişim başlangıcı olacaktır. CHP değişirse, Türkiye Değişim iklimi devam eder, Umut olmak zorundayız. Gelecek için Umut olmak CHP’sinin kadrolarının değişimiyle olacaktır...

SREBRENİTSA ANMASI, CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN KATILIMIYLA KARTAL’DA GERÇEKLEŞTİ

Temmuz 2018

İnsanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olan Srebrenica Katliamı’nda hayatını kaybedenler, Kartal’da Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı programda anıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu anma öncesi Maltepe Belediye Başkanı Altınok Öz ve CHP’li milletvekilleriyle çay içip sohbet etti

Kartal Meydanı’nda bulunan Srebrenica Boşnak Soykırım Anıtı önünde gerçekleştirilen anma programından önce Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri; Akif Hamzaçebi, Oğuz Kaan Salıcı, Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Cumhuriyet Halk Partisi Kartal İlçe Başkanı Muammer Çelebi, Pendik Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ni ziyaret ederek dernek üyeleri ile bir süre sohbet etti. Ardından 1995 yılında gerçekleştirilen ve 8372 canın katledilmesini anlatan fotoğraf sergisi gezildi. Serginin ardından katliamı anlatan film gösterimi izlendi. Kartal Belediyesi ve Pendik Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği 11 Temmuz 1995'te Yugoslavya iç savaşı sırasında Sırp ordusunun Srebrenica'yı işgal ederek genç, yaşlı, çocuk, kadın, erkek demeden 8 binin üzerinde canı katledişinin 23. yılında anma programı düzenledi. Program, vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti. Anma törenine Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz’ün yanı sıra; Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Çelik, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Cumhuriyet Halk Partisi Kartal İlçe Başkanı Muammer Çelebi, Beşiktaş Eski Belediye Başkanı Murat Hazinedar, İYİ Parti Kartal İlçe Başkanı Bünyamin Balta, Kartal Belediyesi Başkan Yardımcıları, Kartal Belediyesi

Meclis Üyeleri, Pendik Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Erdoğan Erdem, Kartal Belediyesi Birim Müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan anma programında konuşma yapan Pendik Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Erdoğan Erdem, katliamın acısını hala yüreklerinde hissettiklerini dile getirerek: “Burada olan herkese, bizleri yalnız bırakmayan Kartal Belediye Başkanımız Op. Dr. Altınok Öz’e, ‘hak, hukuk, adalet’ diyen ve Türkiye’nin en iyi politikacılarından, liderlerinden Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na burada olduğu için çok teşekkür ediyorum. Tüfekle, tecavüzle yıldıramadıkları Boşnak halkını masa başında yenmeye çalışmışlardır. Bu durum ne hukuka, ne ahlaka ne de insanlığa sığmaktadır. Bizler ne intikam, ne kan, ne de savaş istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki

bizim düşmanımız Sırp halkı değildir. Bu yaşananlar da halkların savaşı değildir. Bizler Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün - Yurtta sulh, cihanda sulh- ilkesine inanıyor ve sadece hak, hukuk, adalet istiyoruz” şeklinde konuştu. “Eğer yaşanan acıları hatırlamazsak, geçmişi hatırlamazsak, geleceğe doğru bakamayız” Erdoğan Erdem’in ardından konuşma yapan Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz: “Biz, yerel yönetim olarak yaşanan katliamlarda hayatını yitirenleri anmaya devam edeceğiz. Bu konuda çalışma yapanlara da desteğimizi sürdüreceğiz. Sayın Genel Başkanım, bundan 160 yıl önce Abhazya’da yapılan soykırımın anıtını da Tekel İskelesi’nin önüne diktik. Hemen yan tarafa Srebrenitsa’da yapılan katliamın anıtını diktik. 90’lı yılların ilk yarısında Kartal Sigorta Hastanesi hekimiyken, kadınların ırzına geçilmesinden ve insanların öldürülmesinden çok büyük rahatsızlık duyduğumu söylemiştim. O zaman bu acıyı yüreğimde hissetmiştim. O zaman, bu arkadaşlarımızla hiçbir bağımız yoktu; ama yerel yöneticiliğin sorumluluğu olarak bunu borç bildim. Eğer yaşanan acıları hatırlamazsak, geçmişi hatırlamazsak, geleceğe doğru bakamayız. Dün, Belçika-Fransa maçı oynanıyor. Belçika takımının yarısı Kongolu, yıllarca kendilerini sö-

mürenler için –yenildi- diye ağlıyorlar. Yani bizler Avrupa’ya gittik; ama arkamızda ağlayan bir kesim bırakamadık. Maalesef ya ırzımıza geçildi, ya da öldük. Bunu bir sorgulamamız gerekiyor. Yan tarafımızda bulunan Srebrenica Boşnak Soykırım Anıtı, özel olarak yapıldı. Gerçekleştirdiğimiz Taş Heykel Sempozyumlarında yapılan bir anıt... Kitlesel olarak bir yer fıstığı formunda yapılmıştır. Boşnak halkına yapılan baskı ve zulümlerle, kaybettikleri canları küçük kübik parçalarla yerde sembolize ediyor. Onların ana parçayla bir bağı oluşturuldu. Bu ipler de gönül bağını, bütünlüğü ve kitlelerin doğuşunu simgeliyor. Yani kendilerinden bir parça kopartılmış olabilir; ama o kütle, bütün şekilde tekrar doğuşun bir ifadesi olarak sunuldu. Birkaç gün önce de Sivas’ı, 2 Temmuz’u andık. Sivas’ta ölen canlar, bizim canlarımızdı. Ama ondan 3 gün sonra da Başbağlar’da kuşuna dizilen insan da bizim insanımızdı. 2009’da 2 Temmuz için afiş astığımızda bir grup karşı çıktı. 5 Temmuz’da astığımızda da başka bir grup karşı çıktı; ama ondan sonraki bütün yıllar siyah bir zemin üzerinde -2 Temmuz da, 5 Temmuz’da bizim ortak acımızdır- dedik. Sivas’taki katliamı yapan da Başbağlar’daki katliamı yapanlar da

Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz anmada bir konuşma yaptı bu ülkenin içinden çıkanlardı. Demin Erdoğan Bey’in söylediği gibi her türlü teröre, her türlü katliama karşı olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Sizi Kartal’da ağırlamaktan, Kartal halkı adına onur duyduğumuzu belirtmek istiyorum. Saygılarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. “Bosna Hersek’te yaşanan olay, bir kimlik olayıdır. Bir kimliği ve bir inancı yok etmek için ve o kıtadan silmek için hain ellerce yapılan bir katliamdır.”

Bedelli askerlik yapanlara eğitim verilecek birlikler belirlendi yaşayan yüzbinlerce kişinin beklediği düzenleme Meclis'ten geçti. Bedelli askerlik düzenlemesinden yararlanacaklar, ayrıntıları bekliyor. Konuyla ilgili çalışmalar büyük bir titizlikle devam ederken, ilk bilgiler sızmaya başladı. 11 İL 13 BİRLİK Buna göre, bedelli askerlik yapacakların 21 gün boyunca eğitim alacağı birlikler şöyle sıralandı: 58'inci Piyade Eğitim Alay Komutanlığı – Burdur 5'inci Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı – Sivas 1'inci Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı – Manisa 3'üncü Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı – Antalya

48'inci Piyade Eğitim Alay Komutanlığı – Tokat 15'inci Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı – Amasya 59'uncu Topçu Eğitim Tugay Komutanlığı – Erzincan 3'üncü Jandarma Eğitim Tabur Komutanlığı-EzineÇanakkale 1'inci Jandarma Eğitim Tabur Komutanlığı-Aydın 116'ncı Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı-Çanakkale 9'uncu Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı-Bilecik Jandarma Muhabere Eğitim Tabur Komutanlığı-Seferihisarİzmir 10'uncu Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı-Bornovaİzmir

Kemer sıkmaya belediyelerden başlandı

Bedelli askerlerin 21 gün eğitim alacağı birlikler konusunda

Tasarruf tedbirlerine belediyelerden başlandı. Belediyelere önümüzdeki ay aktarılacak kaynağın yüzde 30’unun kesileceği bilgisi verildi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 'ın kamuda tasarruf tedbirlerini almaya başladıklarını açıklamasının ardından ilk işaret belediyelerden geldi. Belediyelere, önümüzdeki ay aktarılacak kaynağın yüzde 30 oranında azalacağı yazılı olarak bildirildi. Karayolları ve Devlet Su İşleri başta olmak üzere yatırımcı kurum ve kuruluşlara da ödeneklerde kısıntıya gidileceğinin sözlü olarak bildirildiği ifade edildi. Sözcü'den Erdoğan Süzer'in haberine göre, seçim öncesinde yapılan yüklü harcamalarla bazı kamu gelirlerinden vazgeçilmesi sonucu bütçede oluşan devasa açığın önümüzdeki dönemde kamu yatırımlarında ani frene, cari harcamaların da adeta bıçak gibi kesilmesine yol açabileceği

çalışmalarda son yaklaşıldı, başvuru sayısına göre celp dönem-

leri belirlenecek. Askerlik konusunda sorun

bütçenin vergi gelirlerinde yaşanacak azalmadan kaynaklandığını ifade ettiler.

Bütün kurumlara sözlü talimat gitti

belirtiliyor. bütçe açığı, özellikle seçim harcamalarının etkisiyle ilk 6 ayda 46.1 milyar lira, seçimlerin yapıldığı sadece haziran ayında da 25.6 milyar lirayla olağanüstü seviyeye çıkmıştı. Önümüzdeki ay emeklilere verilecek yaklaşık 12 milyar liralık bayram ikramiyesinin bütçede ödeneği olmadığı, bu nedenle o ödemenin de hem borçlanmada hem de

bütçe açığında ilave artışa yol açacağı, bu harcama için de ilave tasarruf gerektiği bildirildi.

NAKİT SIKINTISI VAR

Edinilen bilgilere göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı 'ndan belediyelere yapılan bildirimde, önümüzdeki ay aktarılacak ödeneklerin yüzde 30 civarında düşeceği bilgisi verildi.

Ödeneklerin düşecek olmasının, nakit sıkıntısı yaşayan, vadesi gelen borçlarını ödemekte güçlük çeken bir çok belediyede şok etkisi yarattığı ifade edildi. Bazı belediye yöneticileri, ödeneklerin yüzde 30 düşecek olmasının Albayrak'ın açıkladığı tasarruf önlemlerinden kaynaklandığını belirtirlerken, bazı belediye yöneticileri ise ödenek düşüşünün

Belediyelerin yanı sıra tüm kamu kurum ve kuruluşlarına da ödenek kesintileriyle ilgili sözlü talimatlar gittiği belirtildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı 'ndan kurumlara yapılan bilgilendirmede, tasarruf önlemlerine bütün kurumların harfiyen riayet etmesinin istendiği ifade edilirken, ödenek aktarımında yaşanacak yavaşlamaya bütün kurumların şimdiden hazırlıklı olması gerektiği bilgisinin iletildiği öğrenildi. Bilgi veren kaynaklar, kamu kurumlarının alacaklılarına Şeker Bayramı öncesinde bir miktar ödeme yapabildiğini, sadece Karayolları Genel Müdürlüğü'nün müteahhitlere 3 milyar liradan fazla günü geçmiş borcu olduğunu söylediler.


Temmuz 2018

3

BAF’dan Armutlu Cemevi baskını hakkında açıklama

www.haber24gazetesi.com

Madımaktan Bu Yana Ne Değişti? Necati Atagül

haber24gazetesi@gmail.com 2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta sığındıkları Madımak Otel’inde 33 aydın ve sanatçı ile birlikte 2 otel çalışanının, otel önünde toplanan kalabalıkların ıslık ve tezahüratları eşliğinde diri diri yakılarak katledilmesinin üzerinden 25 yıl geçti. Peki insanların diri diri yakıldığı o günden bugüne Türkiye’de ne değişti? Hemen söyleyeyim: Hiçbir şey… Hatta Türkiye, insani duyarlılıklar ile insani ve medeni gelişmişlik açısından çeyrek asırlık bu sürede çok daha gerilere gitti. Türkiye’nin bir kesimi bugün Madımak Katliamı’nda yaşanan insanlık dışı vahşet için yas tutarken, ülkenin diğer bazı kesimleri Madımak’tan farkı olmayan katliamlardan, cinayetlerden, kıyımlardan, insan hakları ihlallerinden, yaygın ve sistematik işkencelerden muzdarip. Her ne kadar 2 Temmuz, korkunç bir katliam tarihi olarak hafızalara kazınmış olsa da, bu tür katliamların bir daha tekrarlanmaması için tek bir samimi hesaplaşmaya, tek bir reel yüzleşmeye ve tek bir ders çıkarmaya şahit olunmuyor. Bunlardan daha acı olanı ise, yakın tarihin tüm katliam ve cinayetlerinde eli, kolu, rolü olanların semirdikçe semirmeleri iktidar imkanları ile gittikçe güçlenmeleridir. İşte bu güçlenmişliğin verdiği aşırı özgüven ve gözü karalıkla otellere sığınmış masum insanları diri diri yakmakla da yetinmiyorlar artık. Tüm bu caniliklerle adamakıllı yüzleşilip hesaplaşılmadığı müddetçe de hem bugün yaşananlar hem de 2 Temmuz 1993’te yaşananlar bu topraklarda tekrarlanıp duracak. Tıpkı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu cinayetler, bu zulümler, bu işkenceler, bu gasplar, bu kıyımlar, belki farklı yerlerde farklı isimler altında ama mutlaka, sürüp gidecek. Bir ülkede ya da toplumda bir katliam ya da soykırım olabilmesi bazı ön koşulların varlığına bağlıdır. İnsan hayatına değer vermeyen bir millî kültürün mevcudiyeti bu şartların başında gelmektedir. Üstün olduğu varsayılan bir ideolojiye sahip totaliter bir toplumun varlığını; baskın olan toplumsal çoğunluğun potansiyel kurbanlarını daha az insani ve hatta insanlık dışı görmesini; ve faillerin güçlü ve merkezi bir otoriteye, bürokratik örgütlenmeye olduğu kadar hastalıklı bireylere veya suçlulara sahip olmasını da buna eklemektedir. Şimdi tüm bu şartların tamamının Türkiye’de olmadığını kim iddia edebilir? Böyle bir şey iddia etme cüreti göstereceklerin önüne Türkiye’de yaşayan halkların yüzlerce yıllık geçmişi boyunca ve ülkenin yakın tarihinde yaşanan korkunç kıyımları, katliamları, soykırımları koymazlar mı? Erdoğan’ın “Tek devlet, tek bayrağa karşı olan buyursun beğendiği yere gitsin,” eski Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün “Rumlar ve Ermeniler devam etseydi bugün aynı milli devlet olur muyduk?” sözleri Türkiye’deki hakim zihniyete dair yeterince fikir vermiyor mu? Erdoğan ve Gönül bu korkunç düşüncelerinde ne yazık ki yalnız değiller. Bu çarpık yaklaşım bugün Türkiye’de on milyonlarca insan tarafından paylaşılıyor. Madımak benzeri katliamlar ise, yeniden ortaya çıkmak için sadece uygun ortamı ve uygun zamanı bekliyor. 19–26 Aralık 1978 tarihleri arasında Kahramanmaraş’ta Alevilere yönelik tam bir katliam gerçekleştirilmedi mi? Evleri basılan en az 150 kişi öldürülmedi mi? Alevilere ait 200’ün üzerinde ev yakılmadı mı? 100’e yakın işyeri tahrip edilmedi mi? Benzer bir kıyım da Çorum’da 1980 Mayıs-Temmuz aylarında gerçekleşmedi mi? Çoğu Alevi olmak üzere en az 57 kişi katledilmedi mi? Yüzlerce insan yaralanmadı mı? Evleri, iş yerleri yağmalanmadı mı? Diyeceğim o ki, tarihte olmuş ve bugün hala olmakta olan katliamlarla, zulümlerle ve bu ülkenin tüm insanlarına şöyle böyle sirayet etmiş insanlık dışı tüm bu hallerle derli toplu yüzleşmeden, hesaplaşmadan ve hatta yaşananların maddi ve manevi bedelini bir şekilde ödemeden bu topraklarda ne Madımak katliamlarının sonu gelir, ne de bu ülkedeki her adresi tek tek dolaşan insanlık dışı zulümlerin…

BRİTANYA Alevi Federasyonu (BAF) tarafından Türkiye’de Armutlu Cemevi’ne yapılan baskın ile ilgili olarak bir basın açıklaması paylaşıldı. Yapılan basın açıklaması şöyle;

YENİ TÜRKİYE’DE DİKTATÖRLÜK

“19 Temmuz’da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ne bağlı Armutlu Cemevi’ni

uzun namlulu silahlarla basan polis ekipleri cemevinin kapılarını kırarak duvarlarına yazı yazmıştır. Bunlar yetmiyormuş gibi cemevinin koridorlarına idrarını yapmıştır. Cemevleri, Alevilerin ibadethanesidir. Dünyanın hiçbir yerinde bir ibadethaneye

Deniz Erzincan: ''Mall Of İstanbul AVM’ye metro istasyonu Garantisini Kim Verdi?'' lunan Mall Of İstanbul AVM projesi ile

Deniz Erzincan

İBB Meclisi CHP Üyeleri Deniz Erzincan ve Nadir Ataman Mall Of İstanbul AVM’ye metro istasyonu'nu Meclis gündemine getirdiler: İhalesi yapılmamış metro hattında Mall Of İstanbul AVM’ye metro istasyonu garantisini kim verdi? Hangi yetki ile neyin karşılığında? İBB Meclisi CHP Üyeleri Deniz Erzincan ve Nadir Ataman hazırladıkları yazılı soru önergesini İBB meclis toplantısında Deniz Erzincan sözlü okudu ve Başakşehir İlçesi Tepeüstü mevkiinde bulunan Mall Of İstanbul AVM projesini sorguladı ve şu soruları sordu: Başakşehir Tepeüstü mevkiinde bu-

ilgili tarafımıza gelen belgeler neticesinde yeni gelişme yaşandı, bu mecliste parasını veren işadamının AVM’sine özel köprü, alt geçit, üst geçit tünel projelerine alışmıştık, ancak daha proje devam ederken ihalesi yapılmamış metro hattında metro istasyonu garantisini ilk defa görüyoruz. Şöyleki; Projenin otel bölümü inşa edilirken metro istasyonu otel kapsamında ruhsata bağlanmış 22 Nisan 2014'te. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile Torunlar GYO arasında metro istasyonu için protokol imzalanmış. Mall Of İstanbul projesinin altındaki metro istasyonunun bağlı olduğu İkitelliAtaköy Metro hattı ise 19 Kasım 2015'te ihaleye çıkarıldı, ihaleyi kazanan firma ile 8 Nisan 2016'da sözleşme imzalanmış. Metro inşaatı başladığında hattın MASKO istasyonunun, ünlü AVM'ye çıkış sağlayacak noktada hazır halde, kim garanti verdi, hangi hakla hangi yetkiyle, daha neler duyacağız, göreceğiz. Daha metro ihalesi bile yapılmadan istasyon inşaatı tamamlanmış.

böylesi bir saldırı ve hakaret gerçekleştirilmemiştir. Bu hakareti ve saygısızlığı gerçekleştirenler derhal belirlenmeli ve görevlerinden uzaklaştırılmalıdır. Daha sonra Pir Sultan Abdal Derneği İstanbul Sarıyer Şube Başkanı ve Armutlu Cemevi başkanı sayın Zeynep Yıldırım gece evine baskın yapılarak göz altına alınmış, bugün itibarı ile de tutuklanmıştır. Son olarak bu sabah TBMM önünde Alevi kurumlarının ve milletvekillerinin yaptığı basın açıklamasına bugüne değin İŞİD, ÖSO gibi cihatçı terör örgütlerine davranmadıkları gibi davranarak AKP’nin polisince saldırı gerçekleştirilmiştir. Bu tarz çirkince muameleler Alevi-

Bu şaibeli protokolün içeriğinin İstanbul halkına açıklanması gerek. Bu hat, ünlü AVM'ye müşteri taşımak için mi İstanbulluları hizmet etmek için mi planlandı? Firmaya “sen istasyonun yap, biz oraya bir metro hattı getireceğiz” sözü mü verildi? Ya da mahkemelik olan projedeki imara aykırı uygulamalara göz yummak için mi istasyon inşaatı bu firmaya yaptırıldı? Bence hepsi mevcut. Bu çerçevede sorularımız; 1. İBB ve TORUNLAR GYO arasında imzalanan protokolün içeriği nedir? Protokolün bir örneğinin tarafımıza verilmesini, 2. İkitelli-Ataköy Metro hattı 19 Kasım 2015'te ihaleye çıkarılmıştır, 8 Nisan 2016'da sözleşme imzalanmıştır.

lere, Alevilerin örgütlülüğüne yapılmaya çalışan baskılardan sadece birkaç tanesidir. Alevilere yapılan bu çirkin davranışın her konuşmalarında demokrasi, inanç özgürlüğü ve huzurlu bir Türkiye’den dem vuran ikiyüzlü AKP’nin ve başındaki şahısların direktifleri ve yönlendirmeleri ile yapılmaktadır. Gözaltı ve tutuklamaların Alevileri sindirmeye yönelik olduğunu biliyoruz. Yöneticilerimize karşı yapılan haksız tutuklamaları asla kabul etmiyoruz. AKP, Alevi inancı ve Alevilere asla biat ettiremeyecektir. Bin yıllardır hiçbir diktatöre biat etmemiş olan Yolumuz ve YOL erenlerimiz günümüzün zalimlerine de biat etmeyecektir.”

İhaleden önce Torunlar GYO İBB arasında protokol nasıl imzalanmıştır? Bu imzayı atanlar açısından suçtur konu ile ilgili idari bir soruşturma başlatmayı düşünüyormusunuz? 3. Anılan protokole benzer konuyla ilgili kaç şirket ile protokol imzaladınız? örneklerinin şirket isimlerinin tarafımıza verilmesini. Kısaltarak okuduğum Önergemizin tamamı tutanaklara geçirilmesi kaydı ile Başkanlık Makamına havale edilmesini arz ederiz. 11.06.2018 İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi 2018 yılı Haziran ayı Meclis toplantılarında İBB Meclisi CHP Üyeleri Deniz Erzincan ve Nadir Ataman’ın imzaları ile önerge meclise sunuldu, oy birliği ile Başkanlık Makamına havale edildi.

YENİ ÇİFTLERE GELİNLİKLER ATAŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN

Ataşehir Belediyesi’nin maddi imkansızlıklar dolayısıyla gelinlik alamayan gelin adaylarının hayallerini gerçeğe çevirdiği “Hayalim Gelinlik” projesi devam ediyor. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen projeyle, yaz mevsiminin gelmesiyle artan düğün hazırlıkları öncesi yeni yuva kurmaya hazırlanan çiftlerin gelinlikleri ücretsiz olarak temin ediliyor. Düğün törenlerinin en önemli ihtiyaçlarından biri olan gelinliklere, düğün sonrasında ihtiyaç kalmıyor. Ancak gelinliklerin yüksek fiyatları, bazı çiftleri veya çocuklarını evlendirmek isteyen aileleri zorlayabiliyor.

geçtiğimiz günlerde

Evlendikten sonra kullanılmayan gelinlikler, hayırsever vatandaşlar tarafından başka çiftlerin hayallerini gerçekleştirmek için bu projeye bağışlanıyor. 3 yıldır devam eden bu projeyle, yeni evlenecek ancak gelinlik almak için maddi durumu yeterli olmayan çiftlerin gelinlikleri ücretsiz olarak sağlanıyor. Gelinlik bağışlamak isteyen hayırseverler veya ücretsiz gelinlik hizmetinden faydalanmak isteyen gelin adayları Ataşehir Belediyesi’nin (0216) 570 50 00 numaralı Çağrı Merkezi’nden 1069 dahili telefon numarasını arayarak detaylı bilgi alabilirler.


4

‘Bizim başka gidecek yerimiz yok, olsa da vatanımızı terk etmektense ölmeyi tercih eder, gitmeyiz’ www.haber24gazetesi.com

Temmuz 2018

Şehit yakınları ve gaziler için düzenlenen yemekte konuşan Maltepe Kaymakamı Meftun Dallı, ‘Bizim başka gidecek yerimiz yok olsa da vatanımızı terk etmektense ölmeyi tercih eder gitmeyiz’ dedi.

Maltepe Kaymakamı Meftun Dallı şehit aileleri ve gazileri kapıda karşılayarak onlarla tek tek ilgilendi.

Maltepe’de 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü Etkinlikleri kapsamında şehit aileleri ve gazilerimiz için Kaymakamlık tarafından bir yemek organize edildi. Cevahir Hotel İstanbul Asia düzenlenen yemeğe Maltepe’deki şehit aileleri, gaziler ve yakınları katıldı. Yemekte, AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Boyraz, Maltepe Kaymakamı Meftun Dallı, 23. Motorlu Piyade Tugay Komutan Albay Ahmet Yalçın İskender, CHP Meclis üyesi Temel Tellioğlu, Ak Parti Maltepe İlçe Başkan Yardımcısı Davut Yavuz, MHP Maltepe İlçe Başkanı Mesut Kamburoğlu, kurum amirleri ve muhtarlar yer aldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan yemeğin ardından bir konuşma yapan Maltepe Kaymakamı Meftun Dallı, “Bizim başka gidecek yerimiz yok, olsa da çarpışarak ölürüz gitmeyiz’ dedi.

15 Temmuz’da hain darbe girişimi ile ülkemizin karşı karşıya kaldığını belirten Kaymakam Dallı şöyle devam etti: ‘15 Temmuz’un ikinci yıl dönümü. İki yıl önce hain bir darbe girişimiyle ülkemiz karşı karşıya kalmıştı. İlçemizdeki şehit yakınları ve gazilerimizle bir araya geldik. Şu anda eş zamanlı olarak Türkiye’deki bütün ilçelerde gazilerimiz ve şehit yakınları aynı burada olduğu gibi bir aradalar. Bu da sembolik olarak son derece önemli ve değerlidir diye düşünüyor, geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum.

Ülkemizin geleceğini karartmaya teşebbüs ettiler

İki yıl önce ne olmuştu? İki yıl önce bildiğiniz gibi bir darbe girişimiyle uluslararası güçler ülkemizi bir kere daha boyun eğdirip, ülkemizin geleceğini bir kere daha karart-

maya teşebbüs ettiler. Bunu da nasıl yaptılar? Yaklaşık 40 yıl boyunca ülkemizin içinde çeşitli kurumlarda yuvalandırıp besledikleri bir grubu o akşam öne sürerek yapmaya çalıştılar. Ancak unuttukları bir şey vardı. O da şuydu. Bu topraklar daima göğsünde kahramanlar beslemiştir. Ve bu kahramanlar, bu yiğitler ihtiyaç olduğu anda ortaya çıkmış ve bu ülkenin geleceğini, bu ülkenin geleceğini ipotek altına alınmaktan kurtarmıştır. 15 Temmuzda da çıplak göğüsleriyle tanklara tüfeklere karşı çıkarak burada bir kere daha kahramanlıklarını göstermiştir. Minnet ve şükranlarımızı ifade ediyorum. Aynı şekilde bu ülke için canını veren ve canını ortaya koyan şehitlerimiz, gazilerimize de bir kere daha minnet ve şükranlarımızı ifade ediyorum. Bundan sonra da benzer durumlar ortaya çıktığında inanıyorum ki bu millet aynı cesaret, aynı imanla buna karşı koyacaktır.

Yine aynı şekilde çarpışarak bu topraklarda ölürüz

Biz bunları unutmayalım, unutturmayalım. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da 15 Temmuz’u aynı tazelikte yaşamaya yaşatmaya devam edeceğiz, asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. Böyle bir lüksümüz yok. Bildiğiniz gibi bizim bu topraklardan başka gidecek yerimiz yok. Suriye’den insanlar geliyor, Afganistan’dan, başka yerlerden geliyorlar. Son iki yüzyıldır Kafkaslar’dan, Balkanlar’dan her taraftan gelen insanlara bu vatan kucağını açtı, kabul etti. Onlara burada bir vatan sundu. Ancak bizim gidecek başka bir yerimiz yok. Olsa da gitmeyi istemeyiz. Bizim karakterimizde yok, olmaz. Öyle bir durumla karşılaştığımızda yine aynı şekilde çarpışarak bu topraklarda ölürüz. Bir kez daha şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa ve sağlıklı ömür diliyorum” dedi.

Boyraz; Coğrafya kaderdir

Yemek öncesi şehitler için dualar edildi

coğrafyamızın da kendine özgü ait özellikleri vardır. Bu topraklarda bin yıldan beri medeniyetler kurulmuş, imparatorluklar kurulmuş, buradan çıkan imparatorluklar dünyaya adaleti dağıtmış, dünyaya merhameti dağıtmış, dünyada nerede zulüm varsa orada zulmü durdurmak adına mücadele etmenin hep onurunu yaşamıştır. Bosna Hersek’in bir kentine gittiğimizde bir papaz efendi Fatih Sultan Mehmet Han’ın orayı fethettiğinde yayınladığı bir ahidnameyi bize getirdi. Ne diyordu bu ahidnamede; Burada herkes inanıcına göre yaşayacak kimsenin inancından dolayı aşağılanmayacak ve ibadethanelere de kimse müdahale etmeyecek. İşte o günden bu güne o papaz efendinin söylediği altıyüz yıla yakındır biz bu topraklarda Fatih Sultan Mehmet Han’ın ahidnamesiyle huzur içinde dinimizi, inancımızı yaşadık.

Tüm dünya şunu gördü ki bu millete asla diz çöktürülemez

Değerlerimize ait ne varsa yaşadık. Biz böyle bir medeniyetin torunlarıyız. Böyle bir medeniyetin taşıyıcısıyız. Dolayısıyla da dünyaya yeniden bir adalet, yeniden bir merhamet ışığı yanacaksa bu topraklardan yanacak. İşte bunu bilenlerde bu topraklarda her

zaman olduğu gibi 30, 40, 50, 100 yıl önce olduğu gibi bu topraklarda bu milletin aya kalkmasını engellemek adına kimi zaman pkk terör örgütü kimi zaman pyd kimi zaman fetö kimi zaman daiş hiçbir zaman bitmeyen terör unsurlarıyla dışarda ki emperyal güçler ve içerideki iş birlikçileri bu toprakların insanlarına maalesef gün yüzü göstermemenin mücadelesini yaptılar. Ama biz de biliyoruz ki vatan denildiği zaman, bayrak denildiği zaman, ezan denildiği zaman, bunu bir namus bilerek nasıl savunduğumuzu 15 Temmuz akşamı bu millet tanka tüfeğe doğru gövdesini siper ederken, ırmak olup nehir nehir çağlarken, tüm dünya şunu gördü ki bu millete asla diz çöktürülemez. Nereden gelirse gelsin. Hangi yöntemle gelirse gelsin, aziz milletimiz 15 Temmuzda ve ondan önce ki terörle mücadelerde, daha da geriye gidersek Çanakkale de Galiçyada nasıl destanlar yazdıysa 15 Temmuz’da ve ondan sonra ki süreçte şunu biliyor. Neyle gelirseniz gelin, sen susacak ezanımız, ne inecek bayrağımız, ne diz çökecek milletimiz ne de verecek bir karış toprağımız yok diyor, bu duygularla şehitlerimiz saygıyla anıyor, gazilerimiz önünde saygıyla eğiliyoruz” dedi.

Ak Parti İstanbul Milletvekili Osman Boyraz ise yaptığı selamlama konuşmasında, “Anılmaya, tarihe iz düşen, tarihe not düşen kahraman gazilerimiz varken, şehitlerimizin yakınları varken, benim susmam gerekir diye düşünüyorum. İyi ki varsınız. Burada terörle mücadele de şehit olan, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonucu şehit ve gazi olan hem yakınları hem gazilerimiz olarak bu ülkede, bu topraklarda, bu ortamlarda bir araya gelebiliyorsak bundan emin olun ki şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesindedir. Bir düşünür şöyle ifade eder: Coğrafya kaderdir. Bizim

Maltepe Belediyesi ilk altı ayda 35 bin sorun çözdü Maltepe Belediyesi yılın ilk altı ayında, vatandaşlardan gelen 34 bin 946 sorun ve şikayeti çözdü. Maltepe Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürlüğü, 2018 yılının ilk 6 ayında vatandaşlardan gelen binlerce sorun ve şikayeti çözüme kavuşturdu. Müdürlük tarafından 01 Ocak-30 Haziran tarihleri arasında, ilgili müdürlüklere iletilmek üzere 42 bin 156 başvuru alındı. Bu başvuruların 34 bin 946’sı çözüme kavuşturuldu. Belediyeye ilk altı ayda telefonla 9 bin 765, posta yoluyla 6 bin 865, web formla 6 bin 407, kurye ile 2 bin 508, e-posta yoluyla 1500, Whatsapp Şikayet Hattı’ndan ise 917 şikayet baş-

www.haber24gazetesi.com

Yayın Sahibi Yazı İşleri Müdürü Necati Atagül Spor Müdürü Yusuf Demirhan Reklam Müdürü Cem Sağbilge Grafik & Tasarım Seykan Ajans 0542 588 45 43

Maltepe’de şehitler kabirleri başında anıldı

Yayın Türü: Yerel Süreli Temmuz 2018 Yıl: 7 Sayı: 73 Cemalbey Cd. Eser Apt. No: 101/6 Maltepe-İSTANBUL Tel: 0535 240 05 40 e.mail:

haber24gazetesi@gmail.com info@haber24gazetesi.com

BASKI: ADAKOĞLU BASKI TESİSLERİ LTD.ŞTİ Başakşehir /İstanbul Tel: (0212) 642 15 69 Yayın Türü: Yerel Süreli Baskı Tarihi: 29.07.2018

Bu Gazete Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. www.haber24gazetesi.com

vurusu yapıldı. Çalışmaların ardından vatandaşlara geri dönüş yapılarak, talepleriyle ilgili yapılan işlemler hakkında bilgi verildi. Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’nden (CİMER) yapılan başvurular da, ilgili birimlere yönlendirilerek sonuçlandırıldı. Bu kapsamda BİMER’den 561, CİMER’den 130 evrak kayıt altına alındı.

15 Temmuz Anma Programları Maltepe’de şehitlerin kabir ziyaretleri ile başladı. Şehitler için düzenlenen ilk program Başıbüyük Mezarlığında bulunan şehitlerin kabirleri başında gerçekleştirildi. Başıbüyük Mezarlığında 15 Temmuz münasebetiyle düzenlenen anma programına şehit aileleri ve Gazilerinin yanı sıra Maltepe Kaymakamı Meftun Dallı, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Salih Akay, 23. Motorlu Piyade Tugay Komutan Albay Ahmet Yalçın İskender,

CHP Meclis üyesi Temel Tellioğlu, İlçe Emniyet Müdür Vekili Serkan Duran, Ak Parti Maltepe İlçe Başkanı Mehmet Erikçi ve İlçe Müftüsü Ahmet İnciler katıldı. Şehitlerimizin kabirleri başında okunan Kur’an-ı Kerim tilaveti sonrası şehitlerimiz için dua edildi.


Sivas katliamında hayatını kaybedenler Belediye Meclisi’nde anıldı Temmuz 2018

5

www.haber24gazetesi.com

Sivas Madımak katliamında hayatını kaybedenler, katliamın 25’inci yılında Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın başkanlığında toplanan Maltepe Belediye Meclis’inde anıldı.

Maltepe Belediye Meclisi’nin temmuz ayı olağan toplantılarının ilk oturumu, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç başkanlığında gerçekleştirildi. Başkan Kılıç, 24 Haziran’da Türkiye demokrasi tarihi için çok önemli bir seçimi geride bıraktıklarını belirterek, “Seçimler genel itibariyle huzur içinde geçmiştir. Adaylarımız Türkiye’nin dört bir

yanını dolaşarak kendilerini halka anlatmıştır. Sandıktan çıkan sonuçlara göre başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm yarışmacıları, siyasi aktörleri ve liderleri bir kere daha kutluyorum. Bunun ülkemize huzur, barış, birleştirmeyi, buluşmayı getirmesini temenni ediyorum” dedi.

SİVAS VE BAŞBAĞLAR KATLİAMLARI KINANDI 2 Temmuz 1993’de meydana gelen Sivas katliamının 25’inci yıldönümü nedeniyle katliamı bir kez daha lanetleyen Kılıç, “Orada kaybettiğimiz canlarımızın önünde bir kere daha saygıyla eğiliyoruz. Sadece orası değil birkaç gün sonra, 5 Temmuz 1993’de Erzincan Başbağlar’da aynı elim olayı yaşadık. Bir

köyün nasıl hunharca katledildiğini toplum ve insanlık olarak gördük. Başbağlar şehitlerini, Sivas şehitlerini, tüm demokrasi şehitlerini bir kere daha saygıyla anıyorum. Ümit ediyorum ülkemiz bir daha bu olaylara asla izin vermeyecek. Birlikteliğe ihtiyacımız olduğu bu dönemde sandıkların ve seçimlerin gelip geçici olduğundan yola çıkarak, birlik ve beraberliğin daha önemli olduğunu ifade

ediyorum” diye konuştu. CHP GRUBU KATLİAMLARI KINADI Daha sonra söz alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Aksoy da, Sivas ve Başbağlar katliamı ile 11 Temmuz 1995’de Bosna-Hersek’in Srebrenitsa kentinde yaşanan Srebrenitsa katliamında yaşamlarını yitirenleri, saygı ve rahmetle andı.

Belediye Başkanı Ali Kılıç’a, kadına verdikleri değer ve destekten dolayı teşekkür ederiz” sözleriyle teşekkür ettiler. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç da, 4 yıldan bu yana devam eden tekne turlarına bu yıl 15 bin kadının katıldığını belirterek, “Gezilerimizin bir tek amacı var; aynı mahallede yaşayan komşularımızı, kardeşlerimizi, yılda bir defa da olsa bir araya getirmek. Aynı teknede hayatı paylaşmayı, aynı teknenin tay-

faları olmayı öğretmek. Maltepeli kadınlarımızı bu turlarla bir araya getirip, kaynaşmalarını sağlıyoruz. Varlıklarıyla, hayatımızın her alanında bizlere destek olan kadın kardeşlerimiz için elimizden geleni değil, fazlasını yapacağız. Geleceğimizi kurtaracak olan gençlerimizi yetiştiren, onları büyüten kadınların hakkını ödeyemeyiz” dedi.

15 bin Maltepeli kadın İstanbul Boğazı’yla buluştu amaçlandı.

İSTANBUL’UN GÜZELLİKLERİ TANITILDI

Maltepe Belediyesi’nin kadınlar için 4 yıldır yaz mevsiminde ücretsiz düzenlediği tekne turlarına bu yıl, 18 mahalleden 15 bin kadın katıldı. Maltepe Belediyesi Kadın, Aile ve Engelli Hizmetleri Müdürlüğü tarafından, 18 Haziran-6 Temmuz tarihleri arasında günde iki kez düzenlenen gezilere Maltepeli kadınlar, büyük ilgi gösterdi. Tuz İskelesi’nden hareket eden gezi tekneleri için, muhtarlıklar

önünden araç kaldırıldı. Gezinin başlangıcında konuklarını karşılayan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Maltepe Belediyesi’nin kadınlara yönelik hizmetlerine dair bilgilendirme yapıp, sorunlarını, istek ve önerilerini aldı. Yaklaşık dört saat süren tekne gezileriyle, aynı mahallede, aynı sokakta aynı binada oturup birbirlerini tanımayan kadınların, bir araya gelmesi ve komşuluk ilişkilerinin güçlendirilmesi de

Gezide dünyanın en güzel su yollarından biri olan, 7 bin yıllık geçmişe sahip İstanbul Boğazı’nda, unutulmaz hatıralarla dolu bir yolculuk yapıldı. Kadınlar batık ada Vordonisi’yi, Adalar, Haydarpaşa, İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasındaki semtlerini, Kız Kulesi’ni, tarihi yalıları, sarayları, camileri rehberin anlatımları eşliğinde yakından görerek, keyifli bir yolculuk yaptı. Gezide ikramlar eşliğinde kadınlar, günlük yaşamın sıkıntılarından uzaklaşırken, çocuklar da öğretmenler eşliğinde, eğlenceli etkinlerle keyifli vakit geçirdi. Gezilere eşlik eden Tayfun-İlknur-Devrim üçlüsü ile Türk sanat müziği sanatçısı Arzu Akça’nın, Anadolu’nun farklı yörelerinden seslendirdiği türküler ve oyun havalarına eşlik eden kadınlar, bol bol halay çekip, gönüllerince eğlendi.

KADINLARA DESTEK

Daha önce böyle bir gezi fırsatı bulamadıklarını belirten kadınlar, “Tekne turlarından çok memnunuz. Keyifli bir deniz yolculuğu yaptık. İstanbul’un güzelliklerini yakından gördük. Maltepe Belediyesi’ne ve

Maltepeliler güne sabah sporuyla başlıyor Maltepe Belediyesi tarafından açık havada ücretsiz olarak düzenlenen sabah sporu, kadınlardan büyük ilgi görüyor. Temmuz ayında başlayan sabah sporu etkinliği, eylül ayında sona erecek. Maltepe Belediyesi Spor İşleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen sabah sporu, antrenör eşliğinde pazartesi ve çarşamba günleri saat 07.00-08.00 saatlerinde Altayçeşme Mahallesi’nde bulunan Yalçın Kızılay Spor Salonu’nun bahçe-

sinde yapılıyor. Sabah sporu ile vatandaşların, yaz mevsiminde de düzenli spor yaparak, sağlıklı ve zinde bir yaşam sürdürmelerine destek veriliyor. Antrenör Ezgi Yıldırım, Maltepeli vatandaşların sabah sporu ile güne daha iyi başladıklarını belirterek, “Derslerimize katılanlar fiziksel ve psikolojik anlamda kendilerini daha iyi hissediyor. Sabahın serinliğinde, günün ilk saatlerinin insana verdiği enerji çok daha farklı. Bahçede, açık ha-

vada egzersizlerimizi yapıyoruz” dedi. SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN SPOR Sabah sporuna katılan vatandaşlar, düzenli spor ve beslenme ile hareketsizlik, fazla kilo, yüksek tansiyon, uykusuzluk, stres, bel-sırt ağrısı başta olmak üzere sağlık sorunlarında ve şikayetlerinde azalma yaşadıklarını belirterek, herkesi spor yapmaya davet ettiler.


6

www.haber24gazetesi.com

CHP'de Zamansız Kongre Girişimleri Özhan Mete

ozhanmetechp@gmail.com

Seçimler bitti şimdi kongre tartışmaları ve imza toplama faaliyetlerine geçildi. Bugüne kadar hiçbir zaman CHP içinde öne çıkmış bir partilimizin yanında taraf olmadım. Genel Başkanlara biat etmedim. Zira taraf olduğum zaman yanlışlarını göremeyeceğimi, görsemde yazamayacağımı biliyordum. Hiç kimse içinde kalemimi satmadım. Beni yakından tanıyanlar bilir. Sn.Baykal bu partide Genel Başkandı Baykalcı olmadım. Sonra Sn.Kılıçdaroğlu geldi Kılıççı olmadım. Bir ara Sn.Gürsel Tekin İs.Belediye Başkanı olacaktı destekledim ama yine Gürselci olmadım. Akabinde Sn.Sarıgül aday oldu Sarıgülcü olmadım, Ekmeleddin CB adayı oldu Ekmeleddinci olmadım. Sn.İnce CB adayı oldu yine İnceci olmadım. Buna birçok örnekler verebilirim. Ben ne oldum biliyormusunuz? Sadece CHP’li oldum. Ama parti Yönetim yada örgüt tarafından kim öne çıkarılıp aday yapıldıysa o benim desteklediğim kişi oldu. Partimin yada o kişinin başarısı içinde acizane elimden geleni yapmaya çalıştım. Her zaman öne çıkarılan kimliklere, çoğunluk kararlarına eleştirsem bile saygı duydum. Bunu neden söylüyorum. İşte her ismin sonundaki cu, ci... gibi takılar fanatik ve körü körüne destek verenlere mahsustur. Bu fanatizmin bir takıntısıdır. Asla hayatımda fanatik olmadım. Hep gördüklerimi yaşadıklarımı kişi yada kişileri ayırt etmeden objektifçe değerlendirip yazdım. Görmediğim , yaşamadığım, şahit ve emin olmadığım hiçbirşeyide dile getirmedim, eleştirmedim. Böylece bazılarına cazip geldim, bazıları tarafından eleştirildim. Ancak eleştirileceğim bilsemde hiçbir zaman geri adım atmadım. Zira kimseye bir diyet borcum olmadı. Kendi İlkelerim çizgisinde doğru yapılanları destekledim yanlışları hep eleştirdim. Asla şahsi ikballerim için yanlışları bile bile birilerini destekleyerek riyakarlık yapmadım. Bence siyaset ocu bucu olmaktan çok ötede bir ilkeler ve ideolojiler zinciridir. Bir ilken varsa ve ona inanıyorsan kişilerin burda hiçbir önemi yoktur. İlkelerine uyan kişileri alkışlarsın, yanlış yaparsa uyarırsın devam ederse eleştirirsin. Gelelim kongre beklentilerine. Benim düşünceme göre kongre yersiz ve zamansızdır. Zira yerel seçimlere az bir zaman kala yapılacak bir kongrenin bu partiye bir getirisi olmayacaktır. Evet yanlışlar yapılmıştır. Şu an sözkonusu olan Sn.Kılıçdaroğlu’da Sn.İnce’de son seçimleri kaybetmiştir. Birbirinden daha fazla oy almıştır yada almamıştır tartışmalarına girip işi uzatmayacağım. Kısaca ikiside bu başarısızlıkta ortak sorumludur. Daha önceki seçim yenilgilerine gelince birisi Genel Başkan diğeri Grup Başkanvekili olarak yine ortaklaşa başarısız olmuşlardır. Şimdi çıkıp partimizin değerli bu iki ismini bir yarışma içine sokmak bu süreçte ne denli doğrudur? Rakiplerimizin yapmak istedikleri şey zaten budur. Bunu eskidende yapmadılar mı? Sarıgül-Baykal, Baykal-Ecevit çekişmelerini unutmayalım. Her seçimler öncesi parti içinde, dış mihraklarında tetiklemesiyle çıkarılan hizipçilik oyunları hala devam

ediyor. Ben beklerdimki rahat bir zamanda kongre yapılsın, hatalar masaya yatırılsın, seçim yenilgilerinin sosyolojik, ideolojik ve ilkesel sebepleri tartışılsın. Ve o kongreden bir sonuç bildirgesi çıksın. Daha sonra herkesin katılımıyla yeni bir Tüzük hazırlansın. Bu Tüzük demokratik olsun ve Genel Başklanlara bu kadar fazla yetkiler vermesin. Yetkiler partinin en alt tabanına kadar ortak paylaşılsın. Bu partide herkes, her fikir yönetimlerde temsil edilsin. Sonuçtan birlik ve beraberlik çıksın. Ama malesef bunlar olmayacaktır. Eğer yeterli imza toplanabilirse bu iş sadece birbirini suçlamayla Yerel Seçimler öncesi Belediyelerde köşe kapmacaya dönecektir. Çirkin pazarlıklara zemin hazırlayacaktır. Her iki taraftan kim kazanırsa kazansın bunun bir galibi olmayacak CHP yine kaybedecektir. Kazananlar ise siyasi ikballeri, şahsi hırsları, rövanşist duygularını tatmin etmekten öteye gitmeyecektir. Yeterli imza toplanamazsa partinin geleceği için ilerde faydalı olabilecek önemli bir isim malesef liderlik sahnesinden silinecektir. Bir kez daha Genel Başkan’ın karşısına çıkamayacaktır. Bu da yanlıştır. Kongre süreci seçilmiş MV lerini değiştiremeyeceğine göre aynı zamanda CHP’nin Meclis içindeki çalışmalarınada yansıyacak, mücadele güçlerini kıracak ve konsantrelerinide bozacaktır. Son çıkan yasa ile Valilere zaten olağanüstü yetkiler veren Hükümet Yerel Yönetimleri İl yada İlçelerde Merkez Vali yada Kaymakamlıklara bağlamaya çalışırlarsa bu kafa karışıklığı ile Milletvekillerimiz Mecliste gereken özverili mücadeleyi yapabilmekte zorda kalacaklardır. Sonrada Yerel Yönetimleri kazansanda bunun hiçbir önemi kalmayacaktır. Sonuçta herkes aklı selim ile düşünmelidir. Bu etapta Yerel Seçimler öncesi lider değiştirme girişimleri partiye hiçbir ivme kazandırmaz. Tam tersine partiyi dahada çok kaos içine sokar. Delegelerin sağlıklı kararlar vermesini engeller. Üstelik bir partide “değişim” sadece Genel Başkan değiştirmek değildir. İl ve İlçe Başkanları ve Yönetimleri, seçilmiş Belediye Başkanları, Meclis Üyeleri, Milletvekilleri bunları ne yapacaksınız? Hepsini görevdenmi alacaksınız? Bu beğenmediğiniz kadrolarla nasıl seçime gideceksiniz. Bunlara alıştıkları politikaları dışında farklı politikalarınızı nasıl kabul ettirip, uygulatacaksınız? Elbetteki kapsamlı bir değişim şarttır. Ama bunun zamanı bu süreç değildir. Benim gördüğüm sadece Belediyelerde köşe kapmaca olarak kurgulanmış bu tür kongreler partiyi iyice yamalı bohçaya çevirir. Birçok adaylar çıkar ve iş pazara, pazarlıklara döner. Kimin değişimden yana ne talep ettiğide net bir şekilde anlaşılmaz. Belki aradan bir Genel Başkan çıkar ama sonuçta en büyük zararı parti ile kongrede ısrar edenler görür. Benim düşüncem budur.

Ali Kılıç’tan Kılıçdaroğlu’na destek

“Kemal Kılıçdaroğlu’yla köklü değişim”

Temmuz 2018

Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na desteğini açıkladı. Kılıç, "Cumhuriyet Halk Partisi’nin asil ve cesur yoldaşları Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun çabalarını, günübirlik hesaplar peşinde gidenlere heba etmeyecek kadar vefalıdır" dedi.

Kurultay tartışmalarının yaşandığı Cumhuriyet Halk Partisi’nde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na bir destek açıklaması da, Maltepe’den geldi. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Gücünü ‘insan odaklı’ Anadolu hümanizminden alan Cumhuriyet Halk Partisi’nin asil ve cesur yoldaşları; Hacıbektaş Veli, Hz. Mevlana, Yunus Emre gibi erenlerin kültürüyle yoğrulmuş, demokrat ve hoşgörünün sembolü Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun çabalarını, günübirlik hesaplar peşinde gidenlere heba etmeyecek kadar vefalıdır” diyerek Kılıçdaroğlu’na tam destek verdi.

“ÜLKEMİZİN HAYATİ SORUNLARI VAR”

Türkiye’nin önünde çözüm bekleyen hayati sorunlar olduğunu ve bu süreçte kurultay tartışmaları yapılmasını eleştiren Ali Kılıç, “Bayrağını dalgalandırmaktan, kimlik ve rozetini taşımaktan onur duyduğum, Cumhuriyetimizin kurucusu Cumhuriyet Halk Partisi’nin, ülkemizin önünde aşılması gereken birçok engel, çözülmesi gereken birçok hayati sorun bulunurken bütün enerjisini kurultay ve isim ekseninde eritmesinden çok büyük üzüntü duyduğumun bilinmesini istiyorum”

dedi. 24 Haziran’ın ardından baskın bir yerel seçim beklediğini ifade eden Kılıç, şunları kaydetti: “Henüz 24 Haziran seçimlerinin sonuçlarını değerlendirmeden, her kesimin kabul ettiği; ‘iktidar yerelden geçer’ tezi doğrultusunda önümüzde baskın yerel seçimler beklenirken, parti içinde gerilimin fitilini ateşleyen kurultay çağrısı ne zihinlerde ne de vicdanlarda gerçekçi bir yer bulmamaktadır.”

“KAVGAYA AYIRACAK VAKTİMİZ YOK”

CHP’nin 70 yıllık süreçte pek çok kez Genel Başkan değişimi yaşadığını buna rağmen tek başına iktidar olamadığını vurgulayan Kılıç, şöyle devam etti: “Yıllardır süregelen fakat soruna çözüm olmayan, ‘sen, ben’ mücadelesine ayıracak tek bir anımız dahi yok. Gönlümüz ne kadar el vermese de, kabul etmemiz gereken bir gerçek var ki; 24 Haziran ile birlikte ülkemiz yeni bir yönetim

sistemine geçmiştir. Yüreği bizlerle atan milyonlara karşı görevimiz; ‘Biz’ olarak eski alışkanlıklardan kurtularak, çağımız, bugünümüz ve yarınımıza uygun tabandan tavana değişimi tartışarak yeni döneme hazırlanmak olmalıdır. Değişimi, ör-

gütlenme modelimizi yenileyerek ve bağlılığımızı Sosyal Demokrat ideolojiye oturtarak, enerjimizi tazeleyebilir ve en alt kadrolara kadar güven tahsis ederek gerçekleştirebiliriz.”

“TOPLUMSAL UZLAŞIYA LİDERLİK ETTİ”

Kılıçdaroğlu’nun, demokratik ve parlamenter sisteme inanan her kesimi bir araya getirerek, toplumdaki uzlaşı kültürüne liderlik ettiğine vurgu yapan Kılıç, “Genel Başkanımız sayın Kılıçdaroğlu, demokrasi ve parlamenter rejime inanan dili, dini,

ırkı, cinsiyeti ve rengi ne olursa olsun her kesimi bir araya getirerek, 16 Nisan referandumu ile birlikte toplumda uzlaşı kültürüne liderlik etmiştir. Liderliğini, partimizin kuruluş felsefesi Anadolu hümanizmi vizyonu ve misyonuna uygun olarak 24 Haziran seçimlerine kadar taşımış, mimarı olduğu ‘Millet İttifakı’ sayesinde Anadolu’da barış sürecini, meclisimizi çok sesli hale getirmesiyle taçlandırmıştır. Bu uzlaşı ve demokratik tavrını parti içinde de göstererek, kendisine karşı iki kez rakip olmuş mücadele arkadaşımızı, Cumhurbaşkanlığı gibi önemli bir makama aday göstermiştir” dedi.

“YÜRÜYECEK YOLUMUZ VAR”

CHP’nin gücünü Anadolu hümanizminden alan asil ve cesur yoldaşları olduğuna vurgu yapan Ali Kılıç açıklamasını, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin asil ve cesur yoldaşları; Hacıbektaş Veli, Hz. Mevlana, Yunus Emre gibi erenlerin kültürüyle yoğrulmuş, demokrat ve hoşgörünün sembolü Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun çabalarını, günübirlik hesaplar peşinde gidenlere heba etmeyecek kadar vefalıdır. Söyleyecek sözümüz yürüyecek yolumuz var” diyerek tamamladı.

Ali Kılıç'tan havuz medyasına kurultay cevabı

24 Haziran'dan bu yana CHP'yi dizayn etmeye çalışan havuz medyasına Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç'tan tokat gibi cevap geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na desteğini açıklayan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, kurultay tartışmalarına müdahil olan havuz medyası yazarı Sevilay Yılman'a, "Benim çağrım CHP'li yoldaşlarıma. Yoksa siz de tercih mi değiştirdiniz? Partimizde görevdemisiniz" diyerek sert tepki gösterdi. Cumhuriyet Halk Partisi'nde kurultay ve imza tartışmalarına

havuz medyasının yazarı Sevilay Yılman da katıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na desteğini açıklayan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç'ı twitterda mezhepçilik ve bölücülük ile suçlayan Sevilay Yılman'a Kılıç'ın cevabı gecikmedi. Yılman'ın Anadolu'ya uzak olduğunu savunan Kılıç; "Satırlarınızı okudukça mesleğim olan

gazetecilik adına utandım. Hacı Bektaş Veli, Hz. Mevlana, Yunus Emre ve niceleri sadece bir mezhep ya da grubu mu temsil ediyor? Ne acıdır ki Anadolu'ya uzak birey olarak halkın huzuruna 'Bir Bilen' olarak çıkıyorsunuz" dedi.

"SİZ DERT ETMEYİN"

Kurultay tartışmalarına ilk günden bu yana gündeminden düşürmeyen havuz medyasını da eleştiren Kılıç, açıklamasını CHP'ye gönül veren yol arkadaşlarına yaptığını vurguladı. Kılıç; "Benim seslenişim Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül veren yol arkadaşlarıma yönelik. Pankar-

Ömer Lütfü Somun: Meclisten Sessizce geçen bu yasa Ranta açık bir yasa olabilir

Eski İstanbul Büyükşehir Belediye yerleşim yeri oluşturulması uygun Meclis ve İmar Komisyonu Üyesi olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen Ömer Lütfü Somun, “7139 sayılı kaorman vasfı taşımayan alanlardan, nunu torba yasaya koyup sessizce geOrman ve Su İşleri Bakanlığının tekçiren hükümete eleştirilerde lifi üzerine sınırları Bakanlar Kurubulunurken sadece ret oyu verip sessiz lunca belirlenen alanlar, Bakanlar kalan muhalif milletvekillerini de eleşKurulunca belirlenecek usul ve esastirdi.” lara göre Orman Genel Müdürlüğünce İŞTE! O AÇIKLAMALAR orman sınırları dışına çıkartılarak ta19.04.2018 tarihinde resmi gaze- Ömer Lütfü Somun puda Hazine adına tescil edilir. Orman tede yayınlanan 7139 sayılı kanun ile sınırları dışına çıkartılan alanın iki kailgili gazetemiz açıklamalarda bulunan Somun şun- tından az olmamak üzere Devletin hüküm ve tasarları söyledi; “Nüfusu genç olan ülkemiz bu günlerde rufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetinde heyecanlı bir seçime gitmektedir. Nüfusunun genç bulunan taşınmazlar Orman Genel Müdürlüğüne olması ülkemizi dinamik hale getirmektedir. orman tesis etmek üzere tahsis edilir. Gelişmekte olan ülkeler grubunda büyüme oranı Birinci fıkrada belirtilen alanlarda 21/6/1987 tayüksek olan ülkemizde nüfus hareketi çok fazla ve rihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22 nci madbu nüfus hareketi büyük kentlere gelen göçler neti- desinin kadastrosu yapılmış olan yerlerin ikinci defa cesinde yeni problemler doğurmaktadır. kadastroya tabi tutulamayacağına ilişkin hükmü uy50'li yıllarda köylerden kentlere nüfusun göçü gulanmaz. hızlı olduğundan kamunun konut için arsa üretmekte Birinci fıkra kapsamında orman sınırları dışına aynı hıza ulaşamaması sonucu gecekondulaşma so- çıkarılacak alanların tespiti maksadıyla, Orman ve runu ortaya çıkmıştır. Bu kentlerde gecekondulaşma Su İşleri Bakanlığınca yeteri kadar orman kadastro ormanlara sıçramıştır. 50 'li yıllardan önce orman komisyonu görevlendirilir ve bu tespit sırasında ilan alanlarının tarıma açılması sonucu bu alanları tarım süresi bir hafta, itiraz süresi bir ay olarak uygulanır. alanı olarak kullanan vatandaşlar için yasal sıkıntılar Bu Kanunun 1 inci maddesine göre ilk defa yaoluşturmuştur. pılacak orman kadastrosu uygulamasındaki işlemBu sorunları çözmek için 1956 yılında Orman lere ilişkin sürelerde de üçüncü fıkra hükümleri Kanunu 2. maddesi b. fıkrasında değişiklik yapıla- uygulanır." ) içerisinde de görüldüğü gibi işgal edirak orman vasfını yitirmiş alanlar orman alanından len ve orman vasfını yitirmiş alanlar orman sınırlaçıkarıldı. Bu yasa değişikliği yıllarca kamuoyunda rından çıkarılacaktır. 2B olarak anıldı. Bu alanların mülkiyeti hep haziÜlkemiz için önemli olan bu yasa geçerken nede kaldı. 2012 yılında yapılan yasa değişikliği ile acaba muhalefetin aslan milletvekillerinin haberi yok bu alanlar kullanan ve işgal eden vatandaşlara satıl- muydu? Yâda bu maddenin tehlikeli olan kısmını gömasının önü açıldı. remediler mi? İşgalli olan orman alanları hazineye 1956'dan 2018 'li yıllara kadar köyden kente göç devredilecek, hazine iki katı alanı ormana bırakıp bu hızla devam etti. Bunların sonucu kentlerin nüfusu alanları alıp işgal eden halka rayiç bedelle satacaktır. 70'i geçti. Bu göç ister istemez yeni orman alanlarıBu kısımda hiçbir sorun bulunmuyor ancak boş nın gecekondulaşmasına neden oldu. olup ağaç olmayan alanlar ormandan çıkarılırsa (de62 yıl boyunca işgal edilen orman alanlarını or- ğerli bölgeler) ve rant oluşursa nasıl engellenecek. mandan çıkarmaya hiç bir hükümet cesaret edemedi. Milletvekillerinin yüzde kaçı bu maddenin ne İlk defa Ak Parti hükümeti, 19.04.2018 'de torba kadar önemli olduğunu bilmektedir. Üzüldüğüm bu yasa içine yerleştirilen Orman Kanununa ilave edilen yasanın fazla araştırılmadan çıkarılması, muhalefetin Ek- 16 maddenin " (Ek: 19/4/2018-7139/17 md.) farkında olmamasıdır. İktidarın amacının sadece vaOrman ve Su İşleri Bakanlığınca, bilim ve fen bakı- tandaşın sorununu çözmek olduğu kanaatinde değimından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar gö- lim. rülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de Bu kanaatimin oluşmasındaki en önemli neden mümkün olmayan yerler ile bu maddenin yürürlüğe ise Ak Parti hükümetinin iktidar olduğu dönem bogirdiği tarihte üzerinde yerleşim yeri bulunan ya da yunca yapmış olduğu uygulamalarıdır. “dedi.

tını asan, sokakta yağmurda çamurda kışta bayrağını onurla dalgalandıran ve rozetini gururla taşıyan dostlarım içindi. Tercih mi değiştirdiniz? Yoksa görevde misiniz? Partimizde emeği olan her arkadaşımız ve dostumuzla demokratik ortamlarda biz el ele kol kola düşüncelerimizi paylaşır ve partimiz için en iyi yol ve yönteme kanaat getiririz. Lütfen siz dert etmeyin. Ülke gerçeklerini Halkın Anayasal Hakkı gereği paylaşmak derdiniz olsun" diyerek havuz medyası yazarı Yılman'ın parti içi tartışmalara müdahil olmasına sert tepki gösterdi.

66 mil etvekili daha tutuklanabilir

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, Haziran 2017ʹde dokunulmazlıkların kaldırılması nedeniyle yargılandığı davadan tutuklandı. Yargılama sürerken Berberoğlu 24 Haziranʹda yeniden milletvekili seçildi. Dokunulmazlık kazanan Berberoğluʹnun avukatları Yargıtay 16. Daireʹye başvurup yargılamanın durdurulmasını istedi. Ancak talep reddedildi. Avukatlar 17. Daireʹye başvurup karara itiraz etti. Yargıtayʹın kararı, dikkatleri yargılamaları süren vekillere çevirdi..

VEKİLLİKLERİ DÜŞEBİLİR.

Berberoğluʹnun durumu 50 CHPʹli, 16 HDPʹli toplam 66 milletvekilini ilgilendiriyor. Hukukçu milletvekillerine göre; bu dosyalarla ilgili başvurularda da Berberoğlu ile ilgili Yargıtay kararı emsal alınırsa yargılamalar devam edecek. Bu da yargılama sürerken, tıpkı Berberoğlu davasında olduğu gibi bir tutuklamaya yol açabilir. Davalarda 1 yıldan fazla hapis cezası kesinleşirse de vekillikler düşebilir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 39, HDP Eş Başkanı Pervin Buldan hakkında 48 dosya var..

MUHALEFET ELEŞTİRDİ.

Meclisʹte bulunan 66 milletvekilini ilgilendiren bu durum önceki gün TBMM Başkanlık Divanıʹnda görüşüldü. HDPʹli Meclis Başkanvekili Mithat Sancar ile CHPʹli Meclis Başkanvekili Levent Gök, anayasadaki hükümleri anımsatıp Yargıtay kararını eleştirdi. Sancar, Yargıtayʹın kararının Meclisʹin iradesine açık bir müdahale ve kabul edilemez olduğunu söyledi..

YILDIRIM: İNCELEYECEĞİM.

CHPʹli Levent Gök ise şöyle dedi: “Yargı, yasama organının üyesinin faaliyetini engellemiştir. Bu, başka üyelerin de faaliyetlerinin engelleneceği anlamına gelir. Meclis Başkanı bu durumda yasama organı üyelerine sahip çıkmak zorundadır.” Meclis Başkanı Binali Yıldırım, konuyu inceleyeceğini söyledi..


Ekonomist Murat Muratoğlu: Türk Ekonomisi Ağustos'ta Patlayacak Temmuz 2018

7

www.haber24gazetesi.com

‘Esas Patlama Ağustos Sonunda Yaşanacak’ Ekonomist Murat Muratoğlu, Türkiye’nin mevcut yönetim anlayışıyla ekonomide düze çıkmasının mümkün olmadığını belirterek, “Türkiyenin geleceği Endonezya” dedi. Muratoğlu, ekonomideki asıl patlamanın da ağustos sonunda yaşanacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, başkanlık sistemi ile Türkiye ekonomisinin şahlanarak dünyanın sayılı büyük ekonomileri arasına gireceğini söylemişti. Erdoğan’a göre eski, çift başlı parlamenter sistem, bu şahlanışın önündeki tek engeldi. Bugünse önünde bir engel bulunmuyor. Peki, Erdoğan ekonomik hedeflerine ulaşabilecek mi? Türkiye ekonomisi şaha kalkacak mı? İşsizlik azalacak, enflasyon çift hanelerden kurtarılabilecek mi? Diken’den Minez Bayülgen bu soruları, Sözcü gazetesi yazarı ekonomist Murat Muratoğlu’na sordu: Diken’den Minez Bayülgen bu soruları, Sözcü gazetesi yazarı ekonomist Murat Muratoğlu’na sordu: İktidar, 24 Haziran seçimlerinden önce 2023 hedeflerini anlattı, başkanlık sistemiyle Türkiye’yi dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına sokma vaadinde bulundu ve seçmenden istikrar için oy istedi. Seçimi de kazandı. Dünyanın sayılı ekonomilerinden biri olmamıza ne kadar kaldı? Hiçbir zaman dünyanın sayılı ekonomilerinden biri olamayacağız. Bu kötü yönetimle hiçbir hedefe ulaşamayız. ‘Dış güç yok, kötü iç yönetim var’ İşsizliğin azalacağına ve zenginleşeceklerine inanarak iktidara oy veren seçmen, neden Türkiye ekonomisinin iyileşeceğini düşünüyor? İyileşeceğini düşünüyorlar çünkü bu ülkede insanlar, dış güçlere karşı savaş yürütüldüğüne inanıyor. Bu savaşın sonunda da fakirleşmeyi kabul ediyorlar. Kısacası olmayan bir düşman yaratılıyor. Halka “Savaş ortamındayız, bazı şeylere katlanmak ve fedakarlık yapmak zorundayız” deniyor. Türkiye, ‘cari açık’, ‘işsizlik’, ‘enflasyon’, ‘yerli paranın değer kaybı’, ‘özel sektörün dış borcu’ gibi göstergelerde dünya rekorları kırıyor. Bunların üzeri nasıl örtülecek? Yeni düşmanlar mı yaratılacak? Düşmanın kim olacağı konusunda kafamız hep karışıktır bizim. Önce düşman deniyor sonra da ABD Başkanı Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile el ele pozlar veriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan oturdu Merkel ile de görüştü. Anlayacağınız ortada düşman falan yok. İş bilmez, öngörüden yoksun çok kötü bir yönetim var. Kapalı ekonomiyle Türkiye intihar eder’ Peki, iktidarın hala ekonomiyi düzeltme şansı var mı? Yok. Hatta önümüzdeki üç yıl işler çok daha kötüye gidecek, herkes bunu yaşayarak görecek. Son günlerde piyasalarda ürkütücü söylemler dolanıyor. Vatandaşın bankalardaki döviz hesaplarının TL’ye çevrileceği, bundan böyle döviz alışverişinin devletin onayına tabi olacağı ve sabit kur rejimine dönüleceği gibi… Tüm bu söylentiler bize Özal öncesi Türkiye’yi hatırlatıyor. Sizce Türkiye kapalı bir ekonomi ile yönetilebilir mi? Bunlar söylentiden öteye gidemez. Niye? Türkiye kapalı bir ekonomi ile yönetilemez. Bu, “Türkiye intihar edecek” demekle aynı şeydir. Bir kere bunlar işe yaracak tedbirler değil. Hadi Merkez Bankası dövizlere el koydu diyelim. Ne işine yaracak? Özel sektörün 240 milyar dolar civarında dış borcu var. Sen bu adamların dövizlerine el koyarsan, bunlar yurt dışına borçlarını nasıl ödeyecek? ‘Damadı duyunca nasıl kaçacaklarını şaşırdılar Yabancı yatırımcı Türkiye’den neden ayrılıyor? Seçim, bunun sebeplerinden biri. Seçimden sonra “Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak kim” diye sordular… Sonra da bir ay önce İngiltere’de “Merkez Bankası bağımsız olmamalı; enflasyon sebep değil faizin neticesidir” diyen cumhurbaşkanının damadı olduğu yanıtını aldılar. Bu yanıt üzerine tüyleri diken diken oldu, Türkiye’den nasıl kaçacaklarını şaşırdılar. ‘Sermayenin Türkiye’den hızlı kaçışı sürecek’ Sizce bu ‘Türkiye’den kaçış’ devam edecek mi? Tabii ki devam edecek. Bakın, bu sene Türkiye’ye giren sıcak para geçen yıla göre yüzde 97.7 oranında azalmış. Bu, hazirana

kadarki rakam. Şimdi haziran ve temmuz ayları tamamen satışa döndü. Bu, Türkiye’den sıcak paranın çıkacağı anlamına geliyor. Türkiye çok ucuz ama yabancı yatırımcılar korkuyor’ Neden gidiyorlar? Yabancılar için şu an Türkiye’de döviz almak, borsada olmak çok karlı değil mi? Borsa, dolar bazında iki sentin aldında. Çok ucuz. Türkiye’ye bir dolar soksa, karşılığında 4.80 lira para alır. Yine de Türkiye’ye girmeyi bırakın, kaçıyorlar. Demek ki olay sadece ekonomik değil. Yatırımcıların başka korkuları da var. OHAL’in kalkmasıyla sorun çözülmez’ 18 Temmuz’da OHAL kalkıyor. Yüksek cari açık, enflasyon, dolardaki dalgalanma, işsizlikte artış gibi sorunlar OHAL’in son bulmasıyla çözülür mü? Çözülmez. Bakın, biz yabancıların korkularını gideremiyoruz. Yabancılar hala 15 Temmuz olayını anlayamadı; biz de onlara anlatamadık. Onlara göre hala delil yok.

farklı bir kriz var? 2001 krizi, devlet ve bankalar kriziydi. Ancak vatandaşın ve şirketlerin o zaman neredeyse hiç borcu yoktu. Şu anda vatandaşın borcu yüzde 55 civarında. Devletin kamu borcu çok değil çünkü devlet kendisi yerine özel sektörü borçlandırdı. Yani devlet vatandaşını borçlandırdı. Haliyle bu kez şirketler batacak. Vatandaş borçlarını ödeyemeyecek. Önümüzdeki krizi halk, iliklerine kadar hissedecek. Ekonomistler aylardır Türkiye ekonomisi hakkında uyarılar yapıyor. Seçim sürecinde de vatandaşın en büyük şikayeti ekonomi oldu ancak ekonomiyi yine de mevcut iktidara teslim etti. Hane halkına Ekonomik kriz tam anlamıyla yansımadı mı? Tam olarak yansımadı. Şu anda büyük şirketler işe devam ediyor ve işten çıkarmalar ciddi boyutta değil. Vatandaş işsiz kalmaya başladığı zaman krizi anlayacak. Bir de tabii nüfusun çok ciddi bir bölümü devletten yardım alıyor

aynı. Son seçenek olarak elimizde IMF programını uygulamak mı var? IMF’nin Türkiye ajandası hazır mı? IMF, Türkiye’yi ajandasına aldı. IMF, her ülke hakkında rapor yazar ama Türkiye’ye bakınca adamların gözleri fal taşı gibi açılıyor. “Türkiye belli ki bize gelecek” demeye ve şimdiden hazırlık yapmaya başladılar bile. Yalnız, IMF’ye nasıl gideceğiz? İşte bu konuda kafamda soru işaretleri var. Neden? Yıllardır “IMF şöyle zavallı; bizden borç istediler” falan dedik… Bunca lafın ardından IMF’ye gitmek, siyasi intihar olur. Şu an IMF’ye koşarak gittiğimizin görüntüsünü veriyoruz, evet. Ancak bu kadar arkasından konuşup gitmelerini beklemiyorum. “Batarız, gerekirse taş yeriz, yine de IMF’ye gitmeyiz” denir herhalde. ‘Seçimi Erdoğan’ın kazanmasına sevindim’ Türkiye’yi yakından bilen isimlerden Nobel Ödüllü iktisatçı Paul

Böyle olunca, darbe girişiminin arkasından ilan ettiğimiz OHAL’i de anlatamadık. OHAL’de insanların işten çıkarılmasını, şirketlere el konmasını da bir türlü izah edemedik. Üstüne üstlük Erdoğan, görevi damadına veriyor. Bu ülkeye hangi yatırımcı yatırım yapabilir ki? Uluslararası piyasalar, yabancı yatırımcılar, Türkiye’nin yeni yönetiminin ilk kabinesini nasıl buldu? Yeni kabine açıklanır açıklanmaz, doların bir anda fırlamasıyla piyasanın tepkisini gördük. Bankalardan bir örnek vereyim size… İtalya’da da bankaların borcu çok. Yüzde 17-18 batık kredileri var. Ama ne yapıyor İtalyanlar? Basını çağırıp, “Kardeşim bizim yüzde 18 batığımız var ama bir planımız da var. Zararlarımızı şu şu şekilde azalatacağız” diyorlar. ‘Ekonomi nasıl kurtarılacak? Ortada plan yok’ Türkiye’deki yetkililer ne diyor, ne yapıyor? Evet plan yok. Ne yapılacak, ekonomi nasıl kurtarılacak kimse bilmiyor. “Merkez Bankası başkanının görev süresini dört yıla indirdik” diyorlar. E, bütün planın bu mu? Başka bir şey yok mu? O kadar çok zombi şirket var ki… OHAL kalkacak, şirketler sapır sapır batacak’ Zombi şirket nedir? Yaşayan ölü şirketlerden söz ediyorum. OHAL’den sonra çok sayıda şirket sapır sapır batacak. Enerji şirketleri, hastaneler vs… İnşaat şirketleri zaten rahmet okutulucak durumda Peki, bu şirketlere kredi imkanı tanıyan bankalar ne olacak? Bankaların durumu nasıl? Bankaların, hükümetin emrinde hareket etmesi çok ciddi zararlara yol açtı. Kamu bankalarındaki batık bilinmiyor bile. “Bankalarda bir terslik olur mu?” sorusunu geçen yıl sorsaydınız, “Kesinlikle olmaz” diyebilirdim ama şimdi hiç emin değilim. Bu kriz devletin değil, vatandaşın ve şirketlerin krizi’ Siz, “2001 krizi hiçbir şeydi, asıl krizi görmedik” demiştiniz. Önümüzde 2001’dekinden ne kadar

Büyük kentler kaybedilirse başkanlığın anlamı kalmaz’ Devletten yardım alanların sayısını biliyor muyuz? Net rakamı çıkarmak kolay değil çünkü yardımlar ayrı ayrı kalemlerden dağıtılıyor. Yani belediyeler ayrı, hükümete yakın STK’lar ayrı, devlet ayrı yardım yapıyor. Parti kolları bile kendileri yardım yapıyor. Bu yardımlar hala yapılabilir mi? Devam edilebilir ama bu yardımlar artırılamaz. Emeklilere verilen biner lira kulağa çok güzel geliyor ama bu ekonomide olacak iş değil. Ancak devam etmek zorundalar çünkü Mart 2019’da yerel seçimler var. Yerel seçimlerde büyük/kilit illeri kaybederseniz, başkanlığınızın da yönetiminizin de bir anlamı kalmaz. Bedelli askerlik imar affı derken piyasa iyice daralacak’ Ekonomik krizin yerel seçimlere kadar hane halkına yansımaması için neler yapabilirler? Benzine zam yapılması gerekiyordu, sabit tutuldu. Bedelli askerlik çıkacak ve oradan para alacaklar. İmar affından 50 milyar civarında çok ciddi paralar bekleniyor. 50 milyar lirayı vatandaştan alacaksın, tamam da elindeki parayı sana veren vatandaş artık para harcayamayacak. Dolayısıyla piyasada daralma yaşanacak. İmar affı ve bedelli askerlikten gelen paralar nasıl değerlendirilecek? Sorun orada işte. Buralardan gelecek parayı Kanal İstanbul’a falan gömerlerse geçmiş olsun. Ortada bir ekonomi planı olsa, oturup madde madde eleştiririz ama ortada bir de şey yok. ‘Türkiye için artık çok geç’ Peki, dolardaki dalgalanma ne olacak? Dünya öylesine ters bir rüzgara giriyor ki… Doların dalgalanması yüzünden salt Türkiye’yi suçlayamayız. Lakin Türkiye bundan sonra çok doğru politikalar da izlese artık çok geç, bu ülke büyük yara alacak. Türkiyenin geleceği Endonezya’ Niye çok geç? Bugüne göz göre göre geldik. İktidarın yapabileceği hiçbir şey kalmadı. Merak edenler açıp baksın, Endonezya Türkiye’nin geleceğidir. İkisinin ekonomisi de

Krugman, Türkiye ekonomisinin esas sorununu şöyle özetledi: Özel sektörün yüksek döviz borçları. Krugman’ın işaret ettiği özel sektör borçları nasıl ödenecek? Özel sektörü devlet borçlandırdı, canımız çok yanacak. Peki, özel sektör bu parayı ne yaptı? Gitti kredi aldı ve betona gömdü. Yani geri dönüşümü olmayan yatırımlar yapıldı. Tarım yok, üretim yok, hizmet sektörü çok zayıf. Neyi toparlayacaksın bu saatten sonra? Vergilerle toparlanabilir mi? Vatandaştan vergi de toplayamıyorlar ki… Kimse KDV’sini ödeyemiyor. O yüzden iki yılda bir af getirip, oradan para bekliyorlar. Daha fazla sistemsiz bir şekilde devam edemeyeceklerini görecekler. Zaten seçimleri Erdoğan’ın kazanmasına en sevindiğim nokta da bu Neden kazanmasına sevindiniz? Buraya kadar o getirdi. Hep “Ekonomi ekonomi” dedi. Bugünden itibaren beş yıl boyunca çok acı çekecek. Evet, biz de çekeceğiz. İsterse Nobel Ödüllü iktisatçı Krugman gelsin yine kimse toplayamaz çünkü dünyada da hikaye değişti. ‘Yerli sermaye İsviçre, Malta, İngiltere’ye gidiyor’ Dünyadaki ekonomik değişimi biraz daha açar mısınız? Bu değişimden Türkiye ne yönde etkilenecek? Dünya koşa koşa likidite daralmasına gidiyor. Bu daralma, bizim de içinde yer aldığımız gelişmekte olan ülkeler için likidite krizi anlamını taşıyor. Türkiye’den sadece yabancı değil, çok ciddi bir yerli çıkışı, para kaçırılma da var. İsviçre, Malta, İngiltere’ye çok ciddi yerli çıkışları duyuyoruz. Hatırlarsınız, Erdoğan da yurt dışına para çıkaranları uyarmıştı. Yerli sermaye çıkışı ne zaman başladı? Devam etmesini bekliyor musunuz? Geçen yıl başladı, çıkmaya da devam edecek. Türkiye’de yapılandırma isteyen şirketlerin çoğu, parayı yeniden Türkiye’ye getirmemek için istiyor. Paraları olmadığından ya da kredileri ödeyemediğinden değil. Özel sektör bu kredilerin altından kalkamaz

‘İki yıl içinde şirketlerin yarısı batacak’ Peki ne olacak o halde? Çoğu batacak. En fazla iki yıl içinde bu şirketlerin yarısı temizlenecek. Bu iyi bir şey mi? Mecburen evet çünkü çürük elmalar temizlenecek. Resesyon durgunluk demek. Kötü bir şey değil. Ama durgunlukla birlikte enflasyon olunca, işte o fena. Enflasyonu durdurmak için de durgunluğa girmek gerekiyor. Enflasyon düşmeden faiz düşemez. Resesyona girince bunlar yavaş yavaş kontrol altına alınabilir. ‘Düşmanlar yaratılacak, ‘Savaş ekonomisindeyiz’ denecek’ Bu anlattığınız planı iktidar uygulamaz mı? Uygulamaz çünkü önünde yerel seçimler var Peki, beş yılı garantileyen iktidar bu göstergelerle beş yılı çıkarabilir mi, yoksa erken genel seçim mi yapılır? Beş yılı götürebilirler. Dünyadaki örneklerine bakalım… Yunanistan da büyük bir ekonomik krize girmişti. Maaşlar ödenemedi. Venezüela’da halk aç ama başkan aynı, değişmiyor. Böyle böyle gidersin ama halkın büyük bir sefalet yaşar. Halk da yavaş yavaş bunu hissedecek. Tabii burada önemli olan az evvel anlattığım gibi “Savaş ekonomisindeyiz” diyerek bir düşman yaratmak ‘Esas patlama ağustos sonunda yaşanacak’ Dünya piyasaları Berat Albayrak’ın Maliye ve Hazine Bakanı olmasını pek hoş karşılamadı. Piyasalar, onaylamadığı ve güvenmediği isimlere tepkisini nasıl gösterir? Böyle gösterir işte. Bir haftadır borsadaki, bonolardaki satışı görüyoruz. Esas hikaye ağustos sonunda patlayacak çünkü fon çıkışlarını bir bir izleyeceğiz. Albayrak, “Bağımsız Merkez Bankası” dedi ama buna kimse inanmıyor. Merkez Bankası’nın başındaki kişinin ekonomi eğitimi bile yok. Merkez Bankası’nın başına Fatih Terim’i getirseydiniz daha iyi yönetirdi. Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın da bir iki hafta içinde İngiltere’ye gideceği söylentiler arasında… İki hafta çok geç, yarın atlayıp gitmesi lazım. Bir an evvel kendisini, planlarını anlatması lazım. Ama neden gidemiyor? Ortada plan yok. O da ne yapacağını bilmiyor. Biri bana Türkiye’nin ekonomi planını anlatsın. Yabancı bankaların raporları o kadar fena ki. Böylesini hayatımda görmedim. Ne yazıyor o raporlarda? “Arkanıza bakmadan kaçın” yazıyor. “No matter price” yani fiyatın önemi yok, “Bir önce çıkın” uyarısıyla karşılaştığım raporları okuyacağım aklıma gelmezdi. Böyle raporlarda genelde “3,80’e gelirse al, şu kadar olduğunda sat” gibi tavsiyeler vardır. Yatırımcılara “Fiyatın önemi yok, hemen çık” tavsiyesi inanılmaz bir durum. Türkiye’nin milyonerleri Ferit Şahenk, Ali Ağaoğlu gibi isimler tedbirler alırken, orta halli vatandaş ne yapacak, ona kim yardım edecek? Orta halli vatandaşın işi varsa öpsün başına koysun. Patronuna iyi davransın, işten çıkmasın. Çok yakında işsizlik çok hızlı artmaya başlayacak Suriyelilere para harcanmadı’ Araştırmaların çoğu vatandaşın Suriyeli sığınmacılardan büyük rahatsızlık duyduğunu ortaya koyuyor. AB ile yapılan mülteci anlaşması kapsamında Türkiye’ye 3 milyar avro ödenmesine karar verildi. Bu miktar üç buçuk milyon kayıtlı Suriyeli sığınmacının masrafını karşılamaya yeter mi? Yoksa Türkiye ekonomisine bir yük mü? Bu yardımlar faturalıdır. “Biz Suriyelilere şunları şunları harcadık” dersiniz, faturayı gösterirsiniz. Avrupalılar da biraz daha saf insanlardır, faturanın doğruluğuna çok bakmazlar, ödemelerini yaparlar. Bugüne dek Suriyeliler için 35-40 milyar dolar olarak telaffuz ediliyor. Suriyelilere eğer 5 milyar dolar harcanmışsa ben hiçbir şey bilmiyorum. Suriyelilere para falan harcanmadı. Anlamadım… Bu paralara ne oldu o zaman? Bence bütçede nereye harcandığı açıklanamayan paralar, “Suriyelilere harcandı” diyerek onların üzerine yıkıldı. Suriyelilerin 40 milyar dolar harcanmış bir hali var mı Allah aşkına? Adamlar sürünüyor. İşe giriyorlar, üç kuruşa çalıştırılıyorlar.


www.haber24gazetesi.com

YAZIN KEYFİ BU OKULLARDA ÇIKIYOR 24 SAAT YERELDEN ULUSALA HABERLER

Ataşehir Belediyesi’nin her yıl ücretsiz olarak düzenlediği Yaz Sanat Okulları’nda Ataşehirli çocuklar yaz tatillerini sanatla değerlendiriyor. Sanat atölyelerinde eğitim gören çocuklar hem keyifli zaman geçiriyor hem de sanatın farklı alanlarında öğrenmenin tadını çıkarıyor.

Ataşehir Belediyesi’nin her yıl ücretsiz olarak düzenlediği Yaz Sanat Okulları’nda Ataşehirli çocuklar yaz tatillerini sanatla değerlendiriyor. Sanat atölyelerinde eğitim gören çocuklar hem keyifli zaman geçiriyor hem de sanatın farklı alanlarında öğrenmenin tadını çıkarıyor. Ataşehir Belediyesi, açtığı ücretsiz yaz okullarıyla çocukların fiziksel, zihinsel ve psikolojik gelişimlerini artırmak amacıyla çalışmalarını her yıl olduğunu gibi bu yılda sürdürmeye devam ediyor. 25 Haziran’da başlayan yaz sanat okulları ATAMEM, Ferhatpaşa Bilim Merkezi, Mustafa Saffet Kültür Merkezi, İçerenköy Sanat Eğitim Merkezi, Zübeyde Hanım Eğitim ve Kültür Evi, Yenisahra ATAMEM ve Düştepe Oyun Müzesi’nde 20 Temmuz 2018 tarihine kadar devam ede-

cek. Yaz Sanat Okulu’nda uzman eğitmenler eşliğinde birbirinden eğlenceli aktivitelere ve atölyelere katılan 7-11 yaş arası çocuklar için; İngilizce’nin yanısıra dans, perküsyon, kara kalem, çizgi film karakter çizimi, 90’lara dönüş oyunları, drone, pandomim, cup song, koro, drama, pilates, zumba, halk oyunları, akıl

zeka oyunları, el sanatları, pastacılık, kuaförlük ve enstrüman yapım atölyesi branşlarında eğitimler veriliyor. Yaz okulunun karakalem eğitimlerinde öğrenciler görsel algılama yeteneklerini geliştiriyor. Çizgi film karakter çizimi eğitimlerinde ise; ilk aşama olarak çeşitli eskizler ile çizgi film karakterinin fiziksel yapısı belir-

leniyor. Çocuklar daha sonra senaryoya göre film, kısa film, animasyon, çizgi roman gibi karakter özellikleri ortaya çıkarmaya çalışıyor. Yaz okulunun en renkli bölümü olan dans atölyelerinde çocuklar temel dans adımları, duruş çalışmaları ve müziğe uygun hareket etme çalışmaları yaparken, cup song’da ise seçilen bir şarkıya belirlenen ritimlerle eşlik ediyor. Resim ve enstrüman yapımı atölyesinde çocuklar el becerilerini geliştirirken, drama atölyesiyle özgüven, sevgi, saygı, empati yeteneği, motor gelişimi, el-göz koordinasyonu, grup bilinci ve yaratıcı düşünmeyi geliştiriyor. Halk oyunları eğitimlerinde çocukların oyun ve etkinlik anlamında birikim kazanmaları, ritm kulağının gelişmesi, yörelerimizin kültürlerini ve halk oyunlarını geleneklerine uygun olarak öğrenmeleri amaçlanıyor.

Pandomim eğitimlerine katılan çocuklar; isteklerini, duygularını ve korkularını sözcüklerle ifade etmeyi öğrenmeden önce jestler ve hareketlerle kendilerini ifade etmeyi öğreniyor. Pilates atölyelerine katılmayı tercih eden çocuklar, kendi bedenleri ve vücut işleyişleri konusunda farkındalıklarını artırırken, denge yeteneklerini de kullanmayı öğreniyor. Çocuklar zumba atölyelerinde ise; eğlenceli ritimler ve figürler eşliğinde coşkuyla dans etme, özgüveni geliştirme, enerjiyi tam anlamıyla pozitif yaşayabilme ve keyifle sosyalleşme olanakları buluyor. En keyifli atölyelerden bir olan pasta atölyesine katılan çocuklar, kendi el becerileriyle ürettikleri ürünün yapım ve pişirme süresi aralığındaki zamanda sabretmeyi, emek vermeyi öğrenirken aynı zamanda grup çalışmasıyla hep birlikte üretmenin önemini anlıyor.

Rauf "Yaz Geldi" şarkısıyla rekor kırıyor Bu yazın en çok dilenen şarkısına imza atan Rauf dinlenme rekorları kırıyor. Türkiye yaklaşık iki hafta içinde popun süper yıldızlarını dahi geride bırakan genç bir şarkıcıyı konuşuyor ve izliyor. Yaza damga vuran ‘Yaz Geldi’ şarkısıyla Rauf sesiyle

herkesi etkilemeyi başardı Sosyal medyada da önemli bir takipçi sayısına sahip olan genç şarkıcının seslendirdiği Yaz Geldi şarkısı dinleme rekorları kırıyor. Dünyanın en çok ziyaret edilen video izleme sitelerinden biri olan Youtube'de çok kısa

sürede yüzbinlerce izlenmeye ulaşan Rauf yeni projelerle sevenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. İşte kısa sürede yüzbinlerce tıklanan yaza damga vuran o şarkının linki: https://www.youtube.com/watch?v=vK hX9mFw5gg

Yaz okulunda eğlenip, öğreniyorlar

Maltepe Belediyesi tarafından düzenlenen yaz okuluna katılan 7-13 yaş arasındaki minikler, eğlenceli atölyeler, dersler, dans ve spor etkinlikleriyle eğlenerek, öğreniyorlar. Yaz okulu programında yer alan basınç ve hava deneyleri, kuru buz, nano teknoloji, ses ve elektrik deneyleri yaparak kendilerini geliştiren minikler, düzenlenen satranç turnuvalarıyla birbirleriyle yarıştı. Maltepe Belediyesi Kütüphane, Kurslar ve Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen yaz okulunda, 18 öğretmenden

katılan 7-13 yaş arasındaki minikler, eğlenceli atölyeler, dersler, dans ve spor etkinlikleriyle eğlenerek, öğreniyorlar.

hafta içi öğleden sonra Club Newada Spor Tesisi’nde kids-zumba, yüzme ve kick-boks alanlarında eğitim alan minikler, İdealtepe’de bulunan Cumhuriyet Eğitim Merkezi’nde de hafta içi 3 gün drama, film saati, müzik ve resim atölyesi eğitimleri ile eğlenerek, öğreniyorlar. Çocuklar düzenlenen eğlenceli matematik, eğlenceli Türkçe, renkli sosyal bilgiler ve İngilizce dersleriyle, bildiklerini tekrar ederek, pekiştirme imkânı buldular. EĞLENCELİ BİLİM

Yaz okulunda arda kalan zamanlarda, haftanın bir gününü ise belediyeye bağlı Cumhuriyet Bilim ve Düşler Merkezi’nde düzenlenen etkinliklere ayıran çocuklar, burada da eğlendiren basınç ve hava deneyleri, planetaryum, kuru buz, nano teknoloji, ses ve elektrik deneyleri yaparak, kendilerini geliştiriyor. Yaz okulu bünyesinde düzenlenen gezi programı kapsamındaysa, Miniatürk, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, Kelebek Çiftliği ve Emar Akvaryum İstanbul-Sualtı Hayvanat Bahçesi ziyaret edildi.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.