Egitim rotasi 16 25

Page 1

SIYAH MA- KIRMIZISARI

SAYFA 16

16

25

“Gelecekte Her 4 Bebekten 1’i Otistik Doğacak” İ

ZMİR Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü kariyer gününe katılan Türkiye Engelliler Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Nar Taneleri Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Kurucu Müdürü Besim Toker, Otizmin yaygınlık hızının her geçen yıl büyük bir artış gösterdiğini, diğer engel çeşitleri ile birlikte özel eğitim uzmanlarına Türkiye ve dünyada her yıl daha fazla ihtiyaç duyulduğunu söyledi. İzmir Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü kariyer günü, uzmanlar ile öğrencileri bir araya getirdi. İnciraltı Montessori Anaokulu Eğitim Koordinatörü Sevgi Koşaner, Saysen Anaokulu Müdürü Mehmet Feyza Saysen, Çocuk Gelişimi ve Özel Eğitim Uzmanı Ender Marangoz, İzmir Özel Fatih Koleji Anaokulu Müdürü Muzaffer Özkan, Müdür Yardımcısı Esin Bakioğlu, Behçet Uz Çocuk Hastanesi Çocuk Gelişimi Uzmanı Eda Arkaz ve Türkiye Engelliler Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Nar Taneleri Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Kurucu Müdürü Besim Toker kariyer gününe katıldı.

Türkiye Engelliler Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Nar Taneleri Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Mer-

kezi Kurucu Müdürü Besim Toker sunumunda, Çocuk Gelişimi Bölümü mezunu özel eğitim uzmanlarına du-

yulan ihtiyacın her geçen yıl arttığını söyledi. Özellikle Amerika’da yapılan araştırmaların Otizm konusunda çarpıcı rakamlar ortaya koyduğunu ifade eden Toker, “Dünyada 5 yıl önce 130 doğumda 1 görülen Otizm, 2012 yılında 88’de 1’e düşmüş durumda. 2030 yılında her dört doğumdan birinde bebeğin Otistik olarak dünyaya gelmesi bekleniyor. Bu duruma diğer engel çeşitleri de eklendiğinde, dünya ve Türkiye’nin özel eğitim uzmanlarına olan ihtiyacı her geçen yıl hızla artıyor” dedi. Çocuk gelişimi ve eğitiminin kültür ile bağlantısının zaman zaman olumsuz sonuçlarının da olduğu bilgisini aktaran İnciraltı Montessori Anaokulu Eğitim Koordinatörü Sevgi Koşaner, “Türk çocukları ayakkabı bağlama, burnunu silme ve kıyafetlerini değiştirmede dünya standartlarının iki yıl gerisinden geliyor” dedi. Erkek bir çocuğa yatağını toplamasını öğretirken çocuğun babasının tepkisi ile karşılaştığını söyleyen Koşaner, “Aşırı korumacılık nedeni ile çocukların gelişmesi çoğu zaman anne ve babalar tarafından engelleniyor” dedi.

Bahar dalları arasından merhaba… Zeynep Omay ( İletişim Uzmanı) En sevdiğiniz mevsim nedir? Benim en sevdiğim mevsim bahardır. Bahar geldiği zaman yeniden doğuşu yaşar her şey; toprak, ağaç, insan… Kasvetli ve soğuk kış günleri biter, daha çok güneş, daha çok ışık ruhları ve gönülleri de aydınlatır. Doğanın muhteşem uyanışı olağan üstü bir görsel şölene dönüşür. Kışın kupkuru olan dallar bir anda patır patır nasıl tomurcuklar patlatıp şahane çiçeklere, meyvelere, yapraklara dönüşür! Bu mucize değil de nedir? Peki ya insan; kıpır kıpır olur yüreği, yaratıcılığı pik yapar. Bahar yorgunluğu derler ya ben aksine enerji dolu olurum baharda. Neşe dolarım. Herkesi, her şeyi sevesim gelir, umut dolarım.

Her mevsim bahar olsun isterim. Elbette bu mümkün değil ama baharın yaşattığı duyguları, umutları, yaratıcılığı, enerjiyi her mevsim canlı tutmak mümkün. Nasıl mı? Olağan üstü insan beyni ile… Standart bir beyin kullanıcısı bunu başaramayabilir. Ama beynin gücüne inanarak onu geliştirmek için çaba sarf eden herkes başarabilir. Beynimizi eğitebiliriz. Beynimizi eğiterek daha mutlu, daha başarılı, daha sağlıklı olabilmek mümkün. Beyni eğitmenin ve geliştirmenin pek çok yolu var elbette. Ama uyku, beslenme ve spor beynin geliştirilmesinde olmazsa olmaz konular. Bir de pozitif düşüncenin gücüne yüzde yüz inanırım ben. Mevlana’nın dediği gibi:

Kardeşim sen düşünceden ibaretsin Geriye kalan et ve kemiksin Gül düşünürsün, gülistan olursun Diken düşünürsün dikenlik olursun Bu ilk yazımda çok sevdiğim bir şiiri daha paylaşmak istiyorum sizlerle: Yavaş yavaş ölürler Seyahat etmeyenler, Yavaş yavaş ölürler okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar. Yavaş yavaş ölürler, İzzetinefislerini yıkanlar Hiçbir zaman yardım istemeyenler. Yavaş yavaş ölürler Alışkanlıklara esir olanlar,

her gün aynı yolları yürüyenler, Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler, Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen, veya bir yabancı ile konuşmayanlar. Yavaş yavaş ölürler İhtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar, tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı görmek istemekten kaçınanlar yavaş yavaş ölürler. Yavaş yavaş ölürler Aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,

Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar, Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar. Yavaş yavaş ölürler. Pablo Neruda

İzmir Üniversitesi, Dünya Tiyatrolar Gününde Tiyatro Sahnekârlar’ı Bavul ve Sersefil oyunları ile ağırladı

Dünya Tiyatrolar Günü İzmir Üniversitesi’nde Kutladı

T

İYATRO Sahnekârlar, Bavul ve Sersefil (Korkuyorum Sevgilim) oyunlarını, İzmir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Rıza Doğanata, Rektör Yardımcısı ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Merdan Hekimoğlu, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Gülnur Erciyeş ve akademisyenlerin katıldığı özel gösterimde, İzmir Özel Fatih Koleji Kültür Merkezi’nde sergiledi. İzmir Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerinin karşısına Dünya Tiyatrolar Gününde çıkmanın kendileri için farklı bir önem arz ettiğini belirten İzmir Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve oyuncu Volkan Severcan, Uluslararası Tiyatro Enstitüsü’nün oyun yazarı Güney Afrikalı sanatçı Brett Bailey tarafından kaleme alınan uluslararası bildirisini oyun öncesi okudu. Toplumsal farkındalık için sanatın mutlak desteklenmesi gereken bir olgu olduğunu ifade eden Severcan, “Şu çağda milyonlarca insan hayatta kalmak için çabalamakta, baskıcı düzenlerin ve yırtıcı kapitalizmin pençesinde acı çekmekte, çatışmalar ve cefalardan kaçışmakta; özel yaşantımıza gizli servisler burunlarını sokmakta ve sözlerimiz mahremliğe saygısız hükümetlerce sansürlenmekte; ormanlar bitirilmekte, canlı türleri yok edilmekte, okyanuslar zehirlenmekte; açığa vurmak zorunda kalacağı-

mız ne var ki? Bu dünyada güçler eşit değil. Değişik egemenlik düzenleri tek ulusun, tek ırkın, tek cinsin, tek cinsel tercihin, tek dinin, tek ideolojinin, tek kültürel çerçevenin ötekilere üstün olduğuna hepimizi inandırma çabasında. Böyle bir dünyada sanatlarla toplum gündemleri arasındaki bağların koparılması için direnmek gerçekten savunulabilir bir tutum mudur?” diye sordu. Uyuşturucu bağımlısı bir gençle sevgilisinin ölüme giden yoldaki dramatik öyküsünü anlatan Sersefil (Korkuyorum Sevgilim) ve hayatlarında mutluluğu farklı yollardan arayan insanların hikayelerinin anlatıldığı Bavul adlı oyunu sergileyen Ti-

Rönesans Eğitim Vakfı Sosyal Sorumluluk Projelerine Devam Ediyor

R

ÖNESANS Gayrimenkul Yatırım A.Ş. bünyesindeki Optimum Outlet, Kozzy ve Piazza Alışveriş Merkezlerinde Rönesans Eğitim Vakfı işbirliği ile gerçekleştirilen “Kitap Bağış Kampanyaları” ve “Anne – Baba Destek Programı Seminerleri” büyük ilgi gördü. İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’daki Optimum Outlet, İstanbul’daki Kozzy, Samsun, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’taki Piazza Alışveriş Merkezlerinde gerçekleştirilen “Kitap Bağış Kampanyası”na halk büyük destek verdi. Kitap kumbaralarında toplanan ki-

taplar, İl Milli Eğitim Müdürlükleri ve üniversitelerle yapılan işbirliğiyle ihtiyaç sahibi okullara bağışlandı ayrıca bazı okulların kütüphane açılışları gerçekleştirildi.

yatro Sahnekârlar’ın performansları çok beğenildi. İzmir Özel Fatih Koleji Kültür Merkezi’nde sergilenen eserin sonunda Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri ellerindeki dövizlerle oyunculara destek verdi. Mütevelli Heyet Başkanı Ali Rıza Doğanata, aynı zamanda İzmir Üniversitesi Öğretim Görevlisi olan oyuncu Volkan Severcan’a, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Ulufer Teker de her iki oyunu da sahneye koyan Bora Severcan’a teşekkür plaketlerini takdim etti. Doğanata, Dünya Tiyatrolar Günü’nde Tiyatro Sahnekârlar’ı ağırlamaktan İzmir Üniversitesi olarak büyük mutluluk duyduklarını ifade etti.

Yağmur Çocuklar Duygu Seli Yaşadı

İ

ZMİR Balkan Ülkeleri T. Kültürel Organizasyonlar Geliştirme Derneği (İZBA)’nın öncülüğünde çok sayıda STK ve hayırseverin katkılarıyla gerçekleştirilen “Yağmur Çocuklar 4. Sevgi Yumağı” buluşmasında duygu seli yaşandı. İzmir’de maddi yetersizlikle mücadele içinde bir yaşam süren down sendromlu ve otistik engellileri bulunan ailelerin normal yaşam içinde duydukları ihtiyaçlarına dikkat çekmek amacıyla 10. Altın Saat Kulesi Ödülleri’nin ilk etabını oluşturan sevgi yumağı buluşması 27 Mart Cuma günü coşku ve duygu dolu bir ortamda Menderes’te bulunan İZBA Etkinlik alanında gerçekleştirildi. Etkinlikle ilgili bilgi veren İZBA Başkanı Gazeteci Nihat Sözeri şunları kaydetti; “10. festivalimizin ilk etabı olan Yağmur Çocuklarla Sevgi Yumağı Buluşmasını başarıyla hedefine ulaştırmanın gururunu yaşadık” dedi.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.