<< insan ne okursa odur >>
EMRAH SON.indd 1
1
05.01.2010 10:33
İÇİNDEKİLER
Giriş ..................................................................................... 7 1 Sakallı ve Komünist Nasıl Olunur? ..................................... 9 2 Tanrı Neden Öldü? .......................................................... 27 3 Peki Neden Çatışma? Güzel Soru!.................................... 41 4 Hayalet Nasıl Ete Kemiğe Büründü ve Neden Gülümsüyor? ................................................... 51 5 Devrimler Neden Asla Zamanında Gerçekleşmezler? ......... 67 6 Politika Neden Saatlerin Ayarını Bozar? ........................... 77 7 Marx ve Engels Neden Partinin Sürekli Yöneticileri Değillerdi? ............................. 97 8 Artı-Değeri Kim Çaldı? Kapital’in Kara Kitabı ................... 111 9 Bay Sermaye Neden Kalp Krizini Göze Alıyor? ................. 131 10 Marx Neden Yeşil Bir Melek ya da Üretici Bir Şeytan Değildir? ................................... 155 11 Dr. Marx Neyi, Nasıl Düşünür? ....................................... 165 12 Yazarlarını Arayan Sahipsiz Miras................................... 181 Kronoloji ........................................................................... 195
EMRAH SON.indd 5
5
05.01.2010 10:33
GİRİŞ
“Marx’ı okumamak, yeniden okumamak ve tartışmamak bir hata olacak, teorik, felsefi ve politik sorumluluktan kaçmak anlamına gelecektir.” Jacques Derrida
Felsefeci Gérard Granel, Kapital hakkında “duyulmayan bir gök gürültüsü” diye yazıyordu. Belki de çağdaşları tarafından duyulmayan bu gök gürültüsü günümüzde şiddetini kulakları sağır edecek kadar artırmıştır. Geveze bir basının zafer kazanmış bir edayla dünyaya Marx’ın öldüğünü bildirmesinin üzerinden bir hayli zaman geçti. Basın belli etmek istemese de, Marx’ın ölümünün verdiği iç rahatlığını ve geri dönebilirliğinden duyduğu kaygıyı dışa vuruyordu. Şimdiyse, ödlerini patlatan bu geri dönüş büyük ses getirmektedir. Kapital’in Almanca baskısının satışı bir yıl içinde üçe katlanmış, manga versiyonu Japonya’da en çok satan kitaplardan biri olmuştur. Jacques Attali, Marx’ın ‘abidesini’ göklere çıkarırken -bununla uygun düşmeyecek şekilde- Amerikan emekli fonlarına ve finansal piyasalarına dikkat etmek gerektiğini söylüyor. Alain Minc hiç çekinmeden “kimilerine göre” diye ekleyerek “son Marksist” olduğunu iddia ediyor [aynen bu şekliyle!]. Time dergisi Marx’ı sislerin ortasında yükselen devasa bir kuleye benzetiyor. Ve nihayet, Wall Street’te bile “Marx haklıymış!” çığlıkları yükseliyor.
EMRAH SON.indd 7
7
05.01.2010 10:33
8 l MARX Kullanım Kılavuzu
Bu şüpheli ilgi, ‘fırtınalar koparmak’ isteyen bir Marx’ın medyatikleştirilerek bayağılaştırılmasından ve savunmasız bırakılmasından korkanları haklı kılıyor. İstedikleri akademik olarak doğrulanmış ama komünist ve devrimci olmayan bir Marx’tır. Sayıları çok fazla ama gecikmiş saygı bildirimlerinin çoğu günahtan erdeme dönüşü temsil etmektedir. Jacques Derrida, Marx’ın Hayaletleri’nde “İstesinler ya da istemesinler, bilsinler ya da bilmesinler insanların tamamı bir ölçüde Marx’ın mirasçılarıdır” diye yazıyordu. Fernand Braudel’se çağın zihinsel faaliyetlerinin ve kelime dağarcığının onun düşüncelerinden ne kadar etkilendiğini hatırlatıyordu. Netice itibariyle, insanlar farkında olmasalar da Marksizm’in ilkeleri doğrultusunda hareket ediyorlardı. Dahası da var. Günümüzde kapitalizm nesneleri, hizmetleri, bilgiyi ve var olan her şeyi kendi anlayışı çerçevesinde meta haline getirmiş, insanlığın ortak değerlerini özelleştirmiş, herkesin herkesle rekabet etmesini tetiklemiştir. Artık gelişmiş ülkelerde aktif nüfusun % 90’ı ücretlidir. Tüm bunlar Michel Husson’un ‘saf kapitalizm’ olarak adlandırdığı şu anki krizin sanki daha önce hiç yaşanmamış bir kriz gibi görülmesine katkıda bulunmaktadır. Bu durumda Derrida’nın “Marx’sız bir gelecek” ya da en azından onun anısını ve mirasını yansıtmayan bir gelecek olmayacağı saptaması doğrulanmış oluyor. Çünkü sermayenin şu anki halini açıklarkenki güncelliği ve ‘ekonomi politiğin eleştirisi’ onu olası başka dünyaların kaşifi yapıyor. Marx’ın kendine özgü ve kıymeti bilinmemiş düşüncesini, taklitlerine ve önyargılara aldırmadan yeniden oluşturmak niyetinde olmayan bu kitap, onun her türlü ortodoksluktan, doktriner bağnazlıktan uzak bir tarzla, çözümlenmemiş çatışmaları, sorunları dikkate alan ve her zaman kendi özeleştirisine, kendini yenilemeye hazır olan radikal eleştirisini ele almaktadır. Keşfe ve tartışmaya açık olduğumuzu baştan belirtelim. Hem büyük bir esere eğlenceli bir giriş kılavuzu, hem hafıza tazeleyici bir liste hem de düşünmek ve harekete geçmek için bir alet çantası olarak değerlendirilebilecek olan bu kitabın amacı yaklaşan engebeli gelecek ve sonucu belirsiz direnişler için orak ve çekiçlerimizi bilemeye katkıda bulunmaktır.
EMRAH SON.indd 8
8
05.01.2010 10:33
52 l MARX Kullanım Kılavuzu
yalı bir kast gibi davranmaya, eski aristokrasiyi tüm bayağılığıyla taklit etmeye eğilim göstermekte, ilk dönem kapitalizmin sözde ağırbaşlı Protestan ruhunun oldukça uzağında zenginliklerini magazin dergilerinde sergilemektedir. Mülk sahipleri varsa mülksüzlerin, baskı kuranlar varsa baskıya boyun eğenlerin, burjuvalar varsa proleterlerin olması çok doğaldır. Gerçekten de, bu kategorilerin günümüzdeki varlıkları her zamankinden çok daha fazladır. Asıl sorun, onların bölünmüşlüğüdür, bu durum daha fazla bireysel özgürlük ve özerklik getirmeyi amaçlayan bir bireyselleşmeden ziyade zorunlu bir bireyselleşme politikasından (saat çizelgesi, zaman, boş zaman, sosyal güvence) kaynaklanmaktadır. Bu bireyselleşme herkesin herkesle rekabetiyle, yarışma ruhuyla, en zayıf halka oyunuyla at başı gitmektedir: her koyun kendi bacağından asılır ve düşene bir tekme de sen vur!
Hayalet Nasıl Ete Kemiğe Büründü ve Neden Gülümsüyor l 53
“marx öldü” ha! ah! ah! sizi gidi ahmaklar!
HAYALET NASIL ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜ VE NEDEN GÜLÜMSÜYOR Seçilmiş Bibliyografya
Guérin, Daniel; La Lutte des Classes sous la Première République, Paris, Gallimard, 1968 (Fransa’da Sınıf Mücadelesi 1793-1795,Yazın Yay.). Poulantzas, Nicos; Pouvoir Politique et Classes Sociales, Paris, Maspero, 1968 (Siyasi İktidar ve Toplumsal Sınıflar, Belge Yay.). Roemer, John; A General Theory of Exploitation and Classes, Cambridge, Harvard University Press, 1983. Sainte-Croix, Geoffrey De; The Class Struggle in the Ancient Greek World, Ithaca, Cornell University Press, 1981. Thompson, Edward Palmer; La Formation de la Classe Ouvrière Anglaise, Paris, Gallimard/Le Seuil, 1988 (İngiliz İşçi Sınıfının Oluşumu, İletişim Yay.) Whright, Eric O.; Classes, Londres, Verso, 1985.
Yirmi yıl kadar önce haftalık Newsweek dergisi baş sayfasından zafer kazanmış bir edayla Marx’ın ölümünü ilan ediyordu. Hiçbir gazete yöneticisi Aristo’nun, Descartes’ın ya da Spinoza’nın ölümlerini, böyle ilgi çekici bir başlıkla okurlarının dikkatine sunmayı akıl etmeyecekti. Bu debdebeli haberde sanki bir komplonun, kuşkusuz bir hayalete yapılan komplonun izleri vardı… Bununla birlikte, o geri döndü. 2008’de, kapitalizmin küresel çaptaki krizi daha patlak vermemişken, şu gürültünün yankılandığı duyulabiliyordu: “Marx’ın geri dönüşü” (Courrier International), “Marx’ın yeniden doğuşu” (Le Magazine Littéraire”).
Yazarlarını Arayan Sahipsiz Miras l 189
babayı tanıdın mı?
gel buraya karlitom!
benim marksizm’imi daha çok seviyosun di mi canım?
EMRAH SON.indd 189
annişe gel marx’ım!
seni en çok seven benim ama!
05.01.2010 10:33
192 l MARX Kullanım Kılavuzu
İşte Marx’ın güncelliğinin önemi bu noktada görkemli bir şekilde ortaya çıkmaktadır: dünyanın özelleştirmesinin, en şatafatlı evresinde meta fetişizminin, kârla yarışın hızlanmasında küçük düşürücü kaçışının, nesnel yasalara boyun eğmiş alanların açgözlü fethinin eleştirisi. Marx’ın teorik ve militan eseri Victoria Dönemi küreselleşmesi sırasında doğdu. Ulaşım araçlarının gelişmesi internetinkine benziyordu; kredi ve spekülasyonlardaki artış doruk noktasına ulaşırken, piyasa ve teknolojinin vahşi düğünü gerçekleşiyor, ortaya bir “katliam endüstrisi” çıkıyordu. Ama bu büyük dönüşüm aynı zamanda Birinci Enternasyonal’in işçi hareketinin doğmasına neden oldu. “Ekonomi politiğin eleştirisi”, her zaman üretken olacak bir araştırma programının başlangıç eylemi olarak ve modernitenin hiyerogliflerinin kaçınılmaz şifre çözücüsü olarak kalır. Kapitalist küreselleşmenin bundan böyle krize açık yapısı ve mazeret dolu söylevlerin hayal kırıklığına dönüşmesi Marksizmler’in yeniden doğuşunun temelini oluştururlar.6 Özgür ve sıkı bir araştırmanın gereklerini yerine getirirken akademik yorumların sınırlarına hapsolmaktan sakınan bu çiçeklenme, Marx’ın hayaletlerinin varlığımızı nasıl etkilediğini ve 1960’lı yılların hayali 6
Birleşik Devletler’den Robert Brenner ya da Mike Davis’in çalışmaları, Asya ve Latin Amerika’da yoğun bir yayıncılık faaliyetinin, Fransa’da da, küreselleşmenin mantığı üzerine militan araştırmaları kapsayan zengin bir düşünsel üretiminin varlığını ortaya koymuşlardır. David Harvey’nin teşvikleri üzerine, Henri Lefebvre’in açtığı mekan üretimi kulvarında “coğrafi tarihsel materyalizm” çalışmaları başlamıştır. Feminist incelemeler sosyal sınıflar arasındaki ilişkiler, cinsel ve toplumsal kimliklerle ilgili düşünsel atılımları desteklemektedir. John Bellamy Foster, Mike Davis, Paul Burkett’in çalışmaları ekososyalizme teorik bir temel oluşturmaktadırlar. Özellikle Birleşik Devletler’de Fredric Jameson ve İngiltere’de Terry Eagleton’ın kültürel çalışmaları tasarımların, ideolojilerin ve estetik formların eleştirisine yeni ufuklar açmıştır. Politik felsefe eleştirisi, Domenico Losurdo ya da Ellen Wood’un liberalizm ve kolonyalizm üzerine incelemeleriyle, Georgy Lukács ya da Walter Benjamin gibi önemli isimlerin yeniden keşfiyle; Fransız Devrimi üzerine eleştirel vakanüvistik çalışmayla; Marksist derlemelerin genç felsefeciler tarafından yeniden okunmasıyla; hukukçuların ve hukuk öğrencilerinin hukukun dönüşümleri ve belirsizlikleriyle ilgili sorgulamalarıyla; sosyal ekolojinin, bilimin ve tekniğin rolü ve demokratik denetimiyle ilgili başlattığı tartışmalarla; Lacan psikanalizinin orijinal bir yorumuyla; Marksist mirasın Hannah Arendt, Habermas ya da Bourdieu’nün yapıtlarıyla karşılaştırılmasıyla yeni bir soluk almıştır.
EMRAH SON.indd 192
192
05.01.2010 10:33
Yazarlarını Arayan Sahipsiz Miras l 193
altın çağını çağdaş Marksizmler’in verimsizliğiyle karşılaştırmanın ne kadar yanlış olacağını göstermektedir. Teorinin moleküler düzeyde incelenmesi hiç kuşkusuz eskiden olduğu kadar dikkatleri çekmemektedir. Daha yoğun, daha kolektif, daha özgür, daha seküler bir ortamda sürdürülen bu çalışmalar eski üstat düşünürlerin araştırmaları kadar popülarite kazanamamaktadırlar. 1980’li yıllar bir çölün verimsizliğinde geçse de, yeni yüzyıl vahalar vaat etmektedir. Fernand Braudel, Marksizm’le ilişkiyi kesmek için inanılmaz bir dil otosansürü gerektiğini söylüyordu. Kabul edelim ya da etmeyelim, Marx’ın düşüncesi artık çağımızın kelime dağarcığına yerleşmiştir –bu sözcüklerden hiç hoşlanmasa da Marksist terminolojiyi farkında olmadan kullanan ünlü burjuva gibi. Eleştirel mesajına sadık kalmak, herkesin herkesle rekabet ve savaş içinde olduğu dünyamızın rötuşlarla düzeltilemeyeceğine, her zamankinden daha büyük bir aciliyetle altüst edilmesine inanmaktır. Dünyayı değerlendirmek ve durum tespiti yapmak yerine onu değiştirmek amacıyla anlamak için, Marx’ın düşüncesi ve Kapital’in yazıldığı dönemde pek de kulak verilmeyen “yıldırım etkisi”, bir son olarak değil, aşılmayı bekleyen bir başlangıç ve geçiş noktası olarak kabul edilmelidir.
EMRAH SON.indd 193
05.01.2010 10:33