<< insan ne okursa odur >>
TEK BOYUTLU KADIN SON.indd 1
02/01/11 11:15 AM
İÇİNDEKİLER Giriş ................................................................................................................................ 7 İşgücünün Kadınsılaşması ........................................................................... 21 Tüketici Feminizm .............................................................................................. 31 Ayrıcalıklı Bir İş Olarak Pornografi ........................................................... 47 Sonuç .......................................................................................................................... 67
TEK BOYUTLU KADIN SON.indd 5
02/01/11 11:15 AM
GİRİŞ Modern kadın tasvirine inanacak olsaydık, kadının başarısı, pahalı çantaları, vibratörü, işi, evi ve sevgilisi –ve muhtemelen bu saydığımız sırayla- olmasıyla ölçülür derdik. Peki tüm o ilginç kadınlar nereye gittiler? Kimse televizyon programlarına, dergilere ve reklamlara inanmak zorunda değil, çoğunluk da inanmıyor zaten. Peki nasıl bu hale geldik? Yirminci yüzyıl kadınının özgürlük isteği, dükkanların onların kendilerini şımartmaları için sunduğu ‘muzip’ hayal ürünleri, playboy tavşanı süsleri ve bikini bölgesi ağdalarıyla mı ölçülüyordu? Sözde kadın kurtuluşunun tüketicilikle bire bir örtüşüyor olması, bu denli harap edilmiş politik ortamın içler acısı sonuçlarından bir tanesi. Ancak, bugünkü feminist hareketin büyük kısmı, özellikle de Amerika’daki oluşumlar, bu örtüşmeyle ilgili kaygı duyuyor gibi değiller. Ve elinizdeki kısa kitap kısmen de olsa, tüm sistematik politik düşüncenin, bugünün olumlu ve iyimser feministleri tarafından terk edilmesine karşı bir eleştiri niteliği taşıyor. İş, cinsellik ve kültürdeki değişimler açısından alternatif bir düşünme biçimi öneren bu kitap, bugünkü ideolojik hava içinde çok abartılı gibi görünse de geleceğin feminizmi açısından çok daha ciddi bir malzeme sunabilir.
TEK BOYUTLU KADIN SON.indd 7
02/01/11 11:15 AM
8 l Tek Boyutlu Kadın
Elinizdeki kitap, ismini Herbert Marcuse’un 1964’te yayımlanan Tek Boyutlu İnsan kitabından aldı. Kitapta Marcuse bugün hakim olan ideolojinin doğasını ve kapsamını -modern öznenin kapitalist toplumun neden özgür ve mutlu bireyi olmadığını, aksine teknolojik tahakkümün yarattığı yanıltıcı özgürlüklerin gölgesinde çalışan bir birey olduğunu- analiz etmeye girişmiş. Marcuse’un kitabının başlığındaki ‘tek boyutlu insan’, liberal demokrasi ve tüketicilik taahhüt eden bir dünyanın içine boğazına kadar batmış bir bireydir. Yazarın ifadesiyle: “Bireye empoze edilen ihtiyaçların, bireyin kendisi tarafından yeniden üretimi ona otonomi sağlamıyor; kontrolün etkinliğini kanıtlıyor.”1 Ben de şuna inanıyorum, tüketiciliğin ve günümüz feminizminin söylemi, Marcuse’un bahsettiği ‘kontrolün etkinliği’ni kıracak iş, cinsiyet ve politikayla ilgili özgün düşüncenin önünde bir engeldir. Kurtuluş gibi görünen aslında zincirlerimizin daha da sıkılmasından başka bir şey değildir. Tek Boyutlu Kadın’ın dayanak noktası şu: Eğer çalışma hayatıyla ilgili belli başlı değişiklikleri ve geleneksel olarak feminizmin düşmanları olarak addedilenlerin ‘feminizm’ terimini nasıl kullandığını (Bkz. “Savaş Yanlısı ama Duygusal” bölümü) göz önünde bulundurmaktan kaçınırsak güncel feminizmin ne olduğunu anlayamayız. Kitabın esas konusu emek piyasasındaki değişiklikler ve ‘işgücünün kadınsılaşması’ olarak nitelenen durumdan oluşuyor, hatta buna girişimci olmak ve işgücüne katılmaya hazır durumda olmanın sürekli baskısı da eklenebilir. Bu durum tabii ki hem kadınları hem de erkekleri etkiliyor, fakat aralarındaki ayrım oldukça ince. Elinizdeki kitap hiç de eğlenceli bir kitap değil, fakat erkeklerin ve kadınların tek boyutlu olmaktan öte bir şey olduklarına dair doğal bir yetenek taşıdıkları iddiasından hareket ediyor. Özellikle de pornografi, kolektif ve sosyal hayatın çeşitli biçimleriyle ilişkili alternatif tarihte ütopik önerileri arıyor. Kapitalizme, kadınların kendilerine ve gerçek sorularla uğraşmayan feminizmlere yönelik, kolaya kaçan suçlamaları önlemeye çalışıyor. Aksi takdirde, yanılsamanın ardındaki ‘daha iyi’ varoluş biçimlerini ortaya çıkarmak 1
Herbert Marcuse, One-Dimensional Man, (Boston: Beacon Press, 1964), s. 25 [Tek Boyutlu İnsan, İdea Yay.].
TEK BOYUTLU KADIN SON.indd 8
02/01/11 11:15 AM
Giriş l 9
hiçbir zaman kolay olmaz. Bu tip keşifler, yazarın dilsiz ve cahil kitlelere kıyasla daha imtiyazlı bir pozisyonda olduğunu varsayar. İnsanlar aptal değil ve kendilerine geri zekalı gibi davranıldığını fark edebiliyorlar. Ve ne yazık, şu da öylesine açık ki, ideoloji hayal ettiğimizden çok daha derinlere işliyor. Bu sadece akıntıyı tersine çevirmek ya da dili değiştirmekle ilgili değil. Paolo Virno’nun da söylediği gibi: Bugün geçerli olan yanılsamaların, medyanın propagandasıyla ilgili olduğunu düşünmek kesinlikle çok daha iç rahatlatıcı olurdu. Öyle olsaydı, yanılsamaları pedagojik açıklamalarla önleyebilirdik de. Ne yazık ki, durum böyle değil. İdeolojinin maddi bir temeli var, aldatmayı güçlendiren ve yeniden üreten nesnel bir temel.2
Bu ‘nesnel temel’ cesaret kırıcı ama gerçek; fakat mümkün olanın sınırını tamamen altüst etmiş değil –hâlâ içine girilmesi ve kazanılması gereken kavgalar var. Şimdiye kadar, feminizmin kültürel tarihi yeniden yazmak, bedeni geri kazanmak, ‘erkek’ pozisyonlarını işgal etmek gibi çoğu taktiği önemli etkiler yarattı, fakat en yakındaki problemin temeline dokunamadı. Şu anda ideolojinin ‘maddi temeli’ klasik örgütlenmelerin (sendikalar, muhalif örgütlenmeler) gereksiz, demode ve imkansız görünmesini sağlıyor ve bütün bunları aynı anda düşündürtüyor (en azından dünyanın büyük kısmı için). Bu kısa kitap eşitlik karşısındaki maddi engelleri belirlemek için bir adım –özellikle de her şeyin çok iyi olduğunu düşündüğümüz zamanlarda.
2
Paolo Virno, “Post-Fordist Semblance”, SubStance, Sayı 112 (Cilt:36, No:1), 2007, s. 42
TEK BOYUTLU KADIN SON.indd 9
02/01/11 11:15 AM