Antalya Literary Express Cilt: 1
Sayı: 2
28 Ocak 2013
Fiyatı: PDF ücretsiz Basılı kopya: 2 TL
Antalya Chess Express Cilt: 8
Sayı: 56
Yayın Kurulundan Değerli okuyucular, televizyonun kısa tarihi, hıçkırık araştırması ikinci kısmı ve çay demleme konularının yer aldığı ikinci sayımızı beğeninize sunuyor, uğraşlarınızda kolaylıklar diliyoruz. Yazı ve haberlerinizi bekliyoruz.
Televizyon ve Yarenlik Bugün evlerimizde son model televizyonları rahat bir şekilde izliyor, yurttan ve dünyadan çeşitli bilgiler ediniyoruz. Bu gün kullanılan televizyonlar renkli, plazma, LCD TV. Radyolar ise değişik tip ve modellerde. Ayrıca cep telefonu, kolye, vs vs radyolar da var. Televizyon yayını olarak ise; uydu yayınları, kablolu TV, TRT vericileri, Dijitürk, D Smart, şifreli yayınlar vb yayınlar var. İleride yeni teknoloji, yeni yeni modeller ve yayınlar elbette çıkaracaktır ama radyo ve televizyonun yurdumuzdaki seyrine şöyle bir göz atalım.
28 Ocak 2013
Günümüzden yıllarca önce yavaş yavaş radyonun adı duyulmaya başlar. İlk duyuluşu ise “Bir alet çıkmış. Ankara’da konuşuluyormuş. Burada dinleniliyormuş.” Diye olur. Öyle şey olur mu olmaz mı tartışmaları yavaş yavaş devam eder. Bir hayli de zaman alır. Derken köylere birer-ikişer tane radyo girer. Bu radyoların bazıları, çok zenginlerde, bazen de köyün ortak malıdır. Radyolar ilk zamanlar pillerle çalışırdı. Bu pillere anot katot pilleri denirdi. İki çeşitti. Bir kısmı silindir şeklinde, bir kısmı da dikdörtgenler prizması şeklindeydi. Silindir şeklinde olanlar büyük bardaklardan da büyüktü. Prizma şeklinde olanlar ise ayakkabı kutuları büyüklüğünde idi. Bizim kasabamızda, bin dokuz yüz kırklı yılların başlarında, küçük bir dinamo ile elektriği üretiyor. İnsanlarda belirli saatlerdeki yayınları dinliyorlardı. Bu dinamo eski bir arabanın dinamosundan ayarlanmıştır. Kasabamızda bir usta bu işi başarmıştır. Bahar aylarında derede akan suyla veya el ile çevrilen dinamo sayesinde oluyordu. İzleyiciler sıra ile giderler oradaki kolu çevirirlerdi. Bir kişi çevirirken diğerleri de dinlerdi. O yıllarda İkinci Dünya Savaşı başladı. Savaş heyecanı radyoya olan ilgiyi iyice arttırdı. Herkes haber saatlerinde ajans dinlemek için radyo başına gider ve sessizce dinlerdi. Radyolar çok kocaman ve hantaldı. Sesleri de az çıkardı.
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
Hatta kalabalıkta, bazı zamanlarda sesi işitemeyenlere öndekiler, yüksek sesle özetlerlerdi.
Radyolara olan ilgi azalmış olmakla birlikte varlığını devam ettirdi ve ettirmektedir. Köylere ve kasabalara elektrikler geldikçe, beraberinde televizyonlar da yavaş yavaş giriyordu. Artık yayınlar da tüm yurda yayıldı.
Radyolar yavaş yavaş çoğaldı. Radyosu olan evler dışarıdan belli oluyordu. Çünkü evlerde radyo antenleri olurdu. Bu antenlerden hangi evde radyo var belli olurdu.
Önceleri mali durumu iyi olanlar aldılar. Ama herkes izledi. Film günleri, olimpiyatlarda, Dünya Kupası sırasında, televizyonlara olan rağbet iyice arttı.
Radyo antenleri çok telli elektrik kablolarının kauçuğu soyulmuş şeklindeydi. Damlardaki kazıklara, cevizi andıran, delikli porselen fincanlarla bağlanırdı.
O yılların ünlü sunucusu Halit Kıvanç yeni bir terim çıkardı. ‘’telemisafir’’ Televizyon misafiri. Televizyonu olan evlere bol miktarda telemisafir gelirdi. Televizyon sahipleri de bazen bu durumdan şikâyetçi olurlardı. Değişik tedbirlere başvururlardı. Ama haklı yönleri de vardı.
Kocaman pilli radyoların pilleri normal (eskiye göre çok küçük) pillere dönüştü. Yeni çıkanlar küçük pilli olurken. Eldeki radyoların pil düzenleri de değiştirildi. Radyolar küçülmeye ve gelişmeye devam ederken, yurt dışına giden işçilerde beraberlerinde radyolar getirmeye başladı.
Bazı günler telemisafirler evlere sığmazdı. Onlara bir şeyler ikram etmekle meşgul olan evdeki bayanlar, bazen televizyon izleyemezdi. Uykuları gelince yatamazlardı…
Daha küçük ve iyi radyolara kandil gecelerinde, bilhassa kadir gecesi günü çok iş düşerdi. O gece camilere birkaç tane radyo getirilir. Birisinden mevlit dinlenir. Diğerleri yedek beklerdi. O zamanlar mevlüdden sonraki dualarda Atatürk ve silah arkadaşları için de dua edilirdi.
Ev sahipleri bazı tedbirler ve önlemler uygulanmaya başladı. Mesela. Uyku zamanı gelince telemisafirlerden, müsaade isteyip yatmak. Yayın bitince, misafirler fişi çeker, kapıyı kapatır evlerine giderlerdi. Bazen televizyonları bozulurdu(!) Bazıları yatakları yapar biz yattık derdi.
Sonraki yıllarda yine bir söylenti gelişti. Başka bir alet daha çıkmış. Ankara’da konuşan burada gözükecekmiş.’’ Diye söylenirken yurdumuza televizyon yayınları yavaş yavaş başladı. Önce büyük şehirlerde canlı yayın olurdu. Diğer yerlerde paket yayın vardı. Yani büyük şehirlerde izlenen yayın birkaç gün sonra diğer şehirlerde izlenirdi. Sonra da yavaş yavaş tüm yurda canlı yayın, (Ankara’dan yapılan yayın) yayıldı.
Ama bu herkese sökmezdi. Bu numaraya karşı, bazı telemisafirler ‘’Biz Yabancı değiliz’’ der ve televizyonları izlerlerdi. Işıkları söndürme de ayrı bir metottu. Bazı gelinler ve kızlar ‘’Bardak yıkaya yıkaya parmaklarımın ucu inceldi’’ derdi. Evlerden giden telemisafirler aynı saatte yola çıktıkları için, sokaklar sinemanın dağılmış hali gibi olurdu.
Önceleri radyolar ve televizyonlar günün belirli saatlerinde yayın yapardı. (Radyolar üç ayrı zamanda, televizyonlar ise akşam) Sonraları yavaş yavaş tüm güne yayıldı.
Yayınların süresi yavaş yavaş uzadı. Sonraları devamlı oldu. İlk zamanlar siyahbeyaz olan yayınlar renkli yayına geçti.
2818
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
Bu ara insanlar yayınlardan memnundu. Kanal değiştirmezlerdi.(!) Çünkü tek kanal vardı: TRT. Daha sonra özel kanallar yayına başladı. İlk zamanlar,tek kanal olan TRT de çok kanala geçti. Kanal sayısı bir hayli arttı. Yavaş yavaş bu günkü halini aldı.
Baba gencin başına bir iş gelmesinden korkmaktadır. Hem de otoriterdir. Bir defa olmaz dedi… Antene dokunmayı istemez. Otoritesi de sarsılacak. Bir gün evde anne ve baba yok iken iki kardeş anteni ayarlarlar. İçerdeki kardeş seslenir:
Şifreli kanallar ve kablolu yayınlar da yavaş yavaş piyasaya girdi.
-Ağabey gel çok güzel oldu. Sabitle gel! Tam o anda baba gelir. Biraz öfkelenir. Çünkü babanın sözü dinlenmemiştir. Genç çatıdan gelinceye kadar anne, babayı biraz sakinleştirir. Yayın da güzel olmuştur ama babanın öfkesi tam olarak geçmez.
Televizyonun ilk yıllarında ki antenler ve bu antenlerin ayarlaması ayrı bir zorluk ve itina gerektiriyordu. Antenler, uzunca bir demir direk ve bu demire bağlı, alüminyum çubuklardan oluşurdu. Genellikle evlerin çatısına bir kişi çıkar. Anteni sağa-sola çevirir. İleri geri oynatır. Aşağıdan birileri televizyonu takip eder. Çevir, ileri, geri, az daha vs vs. Uygun yer bulununca sabitlenirdi. Anca bazen bir rüzgârla anten oynar,işler tekrarlanırdı. Bu işler bir hayli tehlikeliydi. Damdan ve çatıdan düşenler de olurdu.
Genç dışarıda bir şeylerle biraz vakit geçirir. Mecburen odaya girer. Babaya sorar: -Nasıl olmuş baba? -Nasıl olsun? Daha kötü olmuş, görmüyor musun? Eskiden iki tane gözüküyordu. Şimdi üç tane olmuş. Genç bakar üç tane değil, bir kişi saz çalıyor. -Baba bir tane işte!
Bir gün bir evde yayın bozulur. Birisi çatıda anten çevirmekte birisi yayını takip etmektedir. Bir an yayın çok güzel olur. İçeriden seslenirler.
-Nasıl bir tane? işte üç tane ya! Genç gerçekten dikkatlice bakar. Saz çalan adamın görüntüsü bir tanedir. Elindeki sazın görüntüsü ise üç tanedir. Şaşırır bir anlam veremez.
-Çok güzel, çok güzel dokunma. Ayna gibi, dokunma! Çıkarlar birde bakarlar ki anten yolun üzerindedir. Yola düşmüştür. Yayın da orada iyidir.
Meğerse o anda rahmetli Özay Gönlüm, Yaren adını verdiği özel sazıyla konser veriyormuş. Yaren birbiriyle ilişik üç ayrı sazın bir araya gelmiş şeklidir. Özay Gönlüm’e özeldir.
Ayrı bir köyde, bir eve yeni televizyon girmiştir. Televizyon ayarlanır. Anten kurulur. Çatıda yayın aranır. Yayın iyi değildir. Gölgelidir. Ama anten sabitlenir.
Yaren yarenliğe gülmeye sebep olur..
Gölgeli yayın görüntünün çift gözükmesidir. O evde evin genç oğlu anteni oynayarak görüntüyü düzenlemek ister. Baba ise buna karşı çıkar. Çünkü: çatı yüksek ve diktir. Yayınlar ise akşam başlıyor.
yani
sohbete
Adil Yüksel tsf_korkuteli@hotmail.com
2819
ve
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
Çay Nasıl Demlenir?
düşer. 1000 m yükseklikte 97 C'de, 2000 m'de 93 C'de su kaynar) Çaydaki vitaminler için son derece zararlıdır. 5 dakikadan fazla demlenmeye bırakılan çaylar acılaşır.
Yeşil Çay Nasıl Demlenir? Araştırmalar sonucu çok net bir şekilde göstermiştir ki yeşil çayı ilk kez deneyip de ondan memnun kalan hiç kimse yoktur. Bu nedenle yeşil çayı sizde içmeye gayret etmelisiniz. Yeşil çayı en sağlıklı demleme yöntemi porselen bir demlik kullanmaktır. Porselen demlik yeşil çayın salınımını hızlandırmaktadır. Bu nedenle porselen demliği yeşil çayı demlerken kullanmanızı tavsiye ederiz.
Siyah Çay Nasıl Demlenir? İyi bir çay demlemek her şeyden önce bir sanattır. Kullanılan malzemenin kalitesinin yanı sıra demleyenin ustalığı gerekir. Bugün iyi demli bir çay için çeşitli kültürlerin farklı yaklaşımları ve yöntemleri söz konusu, ama üç prensip var ki bunlar belki bütün dünyadaki çay sevenler için geçerli. Birinci prensip, çayın kaliteli olması ve demliğin niteliği, en ideal demlikler porselen olanlardır. Bir başka dikkat edilmesi gereken nokta, demliğin asla deterjan ile yıkanmaması, sadece sıcak su ile temizlenmesidir. İyi bir çayın üçüncü ayağı ise kuşkusuz kullanılan suyun bileşiminde kalker ve klor maddeleri kesinlikle olmamasıdır. Çinlilere göre çay için ideal su, dağlardaki kaynak sularıdır. Çay bardaklarında kristal cam tercih edilmemelidir. Fincan kullanıyorsanız, içinin beyaz ve ince kenarlı olmasına dikkat edin. Böylece çayın tadının kokusunun ve renginin keyfini çıkarabilirsiniz.
Porselen bir demlik içine kuru haldeki yeşil çayınızı koyun. Ortalama ölçü, her fincan için bir tatlı kaşığıdır. Su kaynama noktasına yaklaşırken altını kapatın. Veya kaynadı ise, çayın üzerine dökmeden önce beş dakika kadar dinlendirin. Sıcak suyu ilave ettikten sonra demliğinizi örtüp servis tepsisine koyabilirsiniz. Yeşil çayın sıcak suda 1-2 dakika demlenmesi yeterlidir. Ancak unutmayın, 1-2 dakika sonra yaprakları çaydan çıkarmanız gerekir. Ayrıca yeşil çayı başka çiçekler ve otlarla birlikte de demleyebilirsiniz. Örneğin zencefil, nane, limon yaprakları ve yasemin yeşil çaya yakışacak otlardır... Üstelik bu katkılar, çayınıza zarar vermeyeceği gibi, yararlarını da artıracaktır.
Sertlik derecesi az olan sular, çay için daha müsaittir. Su kaynatılır, çaydanlık ateşten geri alınarak suyun fokurdaması durunca, boş demliğe sudan yeterince dökülür. Onun üzerine her fincan için bir çay kaşığı çay konur. İlaveten bir çay kaşığı çay fazladan konulması tavsiyeye değer. Çin çayları 2.5, diğer çaylar 5 dakikada dem alır. Hiçbir zaman 100 C° derecelik kaynar su çayın üzerine dökülmez. (Deniz seviyesinde 100 C'de kaynayan su, demliğe boşaltıldığı zaman yaklaşık 84 C olur. 5 dakikalık demleme süresi sonunda 74 C'ya
Beyaz Çay Nasıl Demlenir? Mükemmel bir fincan beyaz çay demlemek, kaliteli yeşil çay demlemeye benzer. Demleme talimatına uygun şekilde demlenen beyaz çayın lezzeti mükemmel oluyor. Çok sert veya çok sıcak su, beyaz çayın leziz tadını bozuyor. Çok ağır olmayan filtre edilmiş su veya memba
2820
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
Çay ve Sağlık
suyu en mükemmel demleme sonucunu veriyor. İdeal su sıcaklığının, 79-82 derece arasında olması gerekiyor. Demliğe 1-1.5 yemek kaşığı beyaz çay için 226 gr. su konması, 2 dakika süreyle demlemeye bırakılması gerekiyor. Alternatif bir beyaz çay demleme yöntemine göre de genç tepe tomurcuğu ve birinci yapraktan üretilen beyaz çayın, tercihen memba suyu kullanılarak veya kaynatıldıktan sonra 66-77 dereceye soğutulmuş su ile demlenmesi öneriliyor. Dengeli bir aroma elde edebilmek için ateş üzerinde demlemeden kaçınılması gerekiyor. Başlangıç için 1/4 litre suya 2 tepeleme çay kaşığı White Peony çay eklemek yeterli. Demleme süresi 2-4 dakika olarak belirlenmiş. Servis yapıldıktan sonra 2-4 kez üzerine su alınarak tekrar demleme yapılabiliyor. Her demlemede hissedilen aromanın farklı olacağı ifade ediliyor. Eğer demlemede Silver Needle kullanılacaksa demleme süresi, suyun sıcaklığına bağlı olarak 3-4 dakika uzatılabiliyor. Bazıları Silver Needle çayın demlenmesinde daha soğuk su kullanarak daha uzun sure demlemeyi tercih ediyor. Bu, likörün infüzyonunu artırırken çaydaki kokuyu azaltıyor. Bu metotları deneyerek sizin için en mükemmel beyaz çay demleme şeklini bulabilirsininiz.
Çayın en önemli özelliği tamamen doğal bir ürün olması ve hiçbir yapay renklendirici, koruyucu ve kokulandırıcı içermemesidir. Ayrıca, sütsüz ve şekersiz alındığı sürece kalorisi yoktur ve vücudun su dengesinin korunmasında önemli bir rol oynayabilir. Kanser Önleyici Yapılan araştırmalar hem yeşil hem de siyah çayların tüketilmesinin kanser riskini - özellikle akciğer, bağırsak ve cilt kanserleri azaltabileceğini bildirmektedir. Siyah çayın bileşenlerinin antioksidan etkisinin olabileceği, kanser yapıcı hücrelerin oluşmasını engelleyebileceği düşünülmektedir. Çay, genetik özellikleri belirleyen DNA'yı kontrol altında tutmaktadır. Bu da genlerin bozularak kanserli hücrelere dönüşmelerini önler. Eğer DNA doğru bir şekilde kopyalanmazsa, yanlış ve bozuk DNA elde edilir bu da genlerin genel yapısında bir bozukluğa yol açar. Bu bozukluklar da çeşitli kanserlere neden olur. Kanser riskini azaltıyor. Çayın, flavinoid denilen anti oksidanlar açısından zengin olduğu öteden beri bilinmektedir. Bu madde de kanseri önleyici nitelik taşımaktadır.(2) Ağır ve yağlı yemeklerden 1 saat sonra içilen çayın hazmı kolaylaştırır. Çay, vücutta metabolizma sonucu oluşan zararlı atık ve zehirli maddeleri azaltır ve yok eder. Bu olumlu etki, çaydaki (P) vitamini diye adlandırılan antioksidan özellikli fenolik bileşiklerden kaynaklanır. Çay, bu yönüyle de bazı kanserlere karşı insan vücudunu korr. Çaya rengini veren fenolik bileşikler, damar çeperlerini güçlendirir. Sonuçta damar çeperlerinin yırtılması sonucu meydana gelebilecek, başta beyin kanaması olmak üzere her türlü kanama riskini azaltır.
Ayrıntılı bilgi için: http://www.cayeksperi.com.tr/
2821
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
Siyah ve yeşil çayın, kalp hastalıkları riskinin yanı sıra mide ve yemek borusu kanseri riskini de azalttığı tespit edildi. Amerikan Kanser Araştırma Kuruluşu'nun 93. kongresinde, konuyla ilgili yaptıkları bir araştırmanın sonucunu açıklayan ABD'deki Keck Tıp Okulu ve Çin'deki Şanghay Kanser Enstitüsü uzmanları, çayın içindeki antioksidan bileşik polyphenols'un midede kansere neden olabilen kimyasal maddeleri parçalayarak yok ettiğini bildirdiler. Araştırmayı 45-64 yaş grubundaki 18 bin 344 erkek denek üzerinde yapan Amerikalı ve Çinli bilim adamları, çay içenlerin idrarlarında kansere yol açan kimyasal maddelerin daha az, mide ve yemek borusu kanserinin yarı yarıya az görüldüğünü açıkladı. Havuç, ıspanak, meyve ve diğer sebzelerde bulunan anti kanserojen madde karoten'i yeterli derecede almayan, sigara ve alkol tüketen ve midelerinde H pylori bakterisi bulunan kişilerde mide kanseri riski bulunuyor. Yeterli miktarda çay içen ve mide sağlığına önem veren kişilerde ise bu risk azalıyor.Bilim adamları, çayın içindeki polyphenols maddesinin kansere yol açabilen kimyasal etkenleri önleyici etki gösterirken, C ve E vitamini gibi, proteinleri ve DNA'yı oksitlenmenin meydana getirdiği hasardan koruduğunu, sağlık hücrelerin hasar görmesini önlediğini ve kanser tümörlerinin büyümesini durdurduğunu bildirdiler.
cilt kanserine yakalanmış olanlara ise yeşil çayı kür edici bir ilaç olarak tavsiye edemeyeceklerini belirtiyorlar. Bu konuda yapılan araştırmaya ilişkin rapor, merkezi Chicago'da bulunan Amerikan Sağlık Birliği'nin yayın organı "Archives of Dermatology" de yayımlandı. Dr. Lesley A. Mitscher ise geçtiğimiz yıl yayınlanan ''Yeşil Çay Kitabı'' adlı çalışmasında ''Uzakdoğu Paradoksu'' ile yeşil çay arasında bağlantı kuruyor. Çin ve Japonya'da büyük ölçüde sigara tüketildiğine ancak kalp damar hastalıklarının yaygın olmadığına değiniyor. Mitscher, ''Yapılan araştırmalara göre bunun nedeni yeşil çayın kolesterol ve yağ değerlerini iyileştirmesi, tansiyonu düzenlemesi ve damar sertliğini önlemesidir'' diyor. Ayrıca ABD'de yapılan Hücre Biyolojisi Kongresi'nde de Purdue Üniversitesi'nden araştırmacı Dorothy Moore ve D. James Morre ve yeşil çayın kanser hücrelerinin oluşmasını önlediğini ve kanserli hücreleri öldürdüğünü bilimsel olarak açıklamışlar. İki araştırmacı yeşil çayın yapraklarında bulunan EGCg adlı bileşimin özellikle göğüs, prostat ve kalın bağırsak kanserini önlediğini kaydederek günde dört bardak yeşil çay içenlerin korunduklarını belirtmişler. Şeker Körlüğüne Karşı Çay İngiliz bilim dergisi Nature’da yayımlanan gözlem sonuçları, yeşil çay ve etkin maddelerinden olan epigallokatekin-3gallate’in (EGCG), hayvanlarda yeni damar oluşmasını göze çarpacak ölçüde azalttığı. Buluş, çay içmenin damar oluşumu gerektiren, örneğin kanser ve şekere bağlı körlük gibi hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için yararlı olabileceğini gösteriyor.
Daha önceki araştırmalarda yeşil çayın içinde bulunan polifenol maddesinin, kanser tümörlerinin etrafında oluşan ve tümörleri besleyen kan damarlarını tıkadığı belirlenmişti. Fareler üzerinde araştırma yapan bilim adamları, yeşil çayın cilde sürülen kremlerde kullanılmasıyla da cilt kanserine karşı tedbir alınabileceğini kaydettiler. Yeşil çay içme alışkanlığının bulunmadığı Batı'da, bu yüzden kanser vakalarının Uzakdoğu ülkelerine oranla daha fazla görüldüğü belirtildi. Günde 4-5 yeşil çay bardak içenlerin, cilt kanseri riskinden korunabileceklerini düşünen bilim adamları,
Diş Sağlığı Çay, doğal olarak florür içerdiği için, diş minesini kuvvetlendirir ve ağızdaki bakterileri kontrol altında tutarak plak oluşumunun
2822
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
azalmasına yardımcı olur. Böylece diş eti hastalıklarına karşı koruma oluşturur.
Çayın bağışıklık sistemini güçlendirdiği, her gün beş fincan siyah çay içenlerin vücudunun hastalıklara karşı dirençli hale geldiği bildirildi. Britanya Bilim Akademisi’nin yayın organı olan dergide yer alan habere göre, ABD’li araştırmacılar, çayın içindeki bazı bakterilerde, tümör hücrelerinde, parazit ve mantarlarda bulunan kimyasallar olduğunu belirledi. Çay içildiğinde bu kimyasallarla karşılaşan insan vücudunun, savunma sistemini geliştirdiği öngörülen araştırmada ileride bir hastalığın parçası olarak aynı kimyasallarla karşılaştığında da direnç gösterdiği belirlendi.
Mineral maddeler nedeniyle diş sağlığı için çay içilmesi çok önemlidir. Kalp ve Damar Sertliği Çaydaki kafeinin kalp ve dolaşım sistemi için hafif bir uyarıcı olabileceği ve böylece damar sertliği olasılığını azaltabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, çayın kolesterolü bastırdığına ve kan pıhtılarının oluşmasını engellediğine de inanılmaktadır. ABD'nin Pennsylvania Eyalet Üniversitesi uzmanları, çayın kalbe yararını kanıtlayan 66 ayrı araştırmayı gözden geçirerek, sonuçlarını tek bir rapor halinde yayınladı. Kalp hastalıkları ve beslenme uzmanı Dr. Penny Kris tarafından yayınlanan yeni raporda, şekersiz ve sütsüz içilen çayın kalori içermediği, anti kanserojen madde açısından ideal bir kaynak olduğu belirtildi.
Yapılan araştırmada uzmanlar ‘alkil amin antijen’ adlı kimyasalların bağışıklık sisteminde enfeksiyonlara karşı direnişin ilk ayağını oluşturan gama-delta T hücrelerindeki etkisini inceledi. İnsan gamma-delta T hücreleri, önce antijenlere maruz bırakıldı, daha sonra da aynı kimyasalı taşıyan bakteriyle temas ettirildi. Hücrelerin bakteriye karşı 10 kat daha güçlü direndiği görüldü. Daha önceden bu antijenlere maruz bırakılmayan hücrelerinse enfeksiyona belirgin bir tepki vermediği görüldü. Sonuçları inceleyen Brigham and Womens Hastanesi, Harvard Tıp Okulu ve New Hampshire Üniversitesi uzmanları, aynı işlemi gönüllüler üzerinde denedi. Deneklerin yarısı dört hafta boyunca her gün beş fincan siyah çay, diğer yarısı aynı miktarda kahve içti. İki hafta sonunda çay içenlerin bedeninin hastalıklarla savaşan kimyasalları daha fazla ürettiği, kahve içenlerdeyse bir değişiklik olmadığı görüldü.
Dinlendirici & Konsantrasyon Artırıcı Çaydaki kafein, konsantrasyonu, uyanık ve isabetli olmayı attırabilir, tat ve koku alma duyularını güçlendirebilir. Ayrıca, hazım sağlayan sıvıları, böbrek ve karaciğer de dahil olmak üzere metabolizmayı uyarır ve böylece toksinlerin ve diğer istenmeyen maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Çaydaki kafein nedeniyle çayın dinlendirici özelliği vardır. Çaya özel teanin maddesi, beynin alfa dalgaları yaymasını teşvik eder. Bu dalgalar, uyuşukluk yapmadan dinlenme özelliğindedir. Kafein, sinir sistemini uyarır, damarların genişlemesini, kan devrinin hızlanmasını sağlar. Çay içenlerde zihin açıklığı olur. Ders çalışırken, kitap okurken verimliliği artırır.' Çay, bağışıklık sistemini güçlendiriyor
2823
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
Bilgisayar Yaşamından
aygıtlardan anında ileti, görüntülü sohbet, telefon görüşmesi
Microsoft Windows Live Messenger hizmeti emekli oluyor; yerini Skype alıyor.
- Ekranınızı paylaşma
Anlık mesajlaşma Messenger hizmeti, kullanılmaya devam edileceği Çin anakarası dışında dünya genelinde devre dışı bırakılıyor. Messenger ile Skype'ın mükemmel özellikleri Skype'ın en son sürümünde bir araya getiriliyor.
- Facebook arkadaşlarınızla görüntülü arama ve anında ileti
Skype en son indirebilirsiniz:
Antalya Literary Express Yayın Kurulu
sürümü
şu
arkadaşlarınızla
ve
ailenizle
- Aynı anda en fazla on arkadaşla grup olarak görüntülü arama
adresten
Adil Yüksel
http://www.skype.com/go/wlmdownload?cm_mmc=MSFT%7C LINK_B1-_-z71_MSC_WLM_P1_1x1_ROW
tsf_korkuteli@hotmail.com
Aziz Serhat Kural
askuralchess@gmail.com
Galip Büyükyıldırım Harun Taner
galipbm@hotmail.com
harun.taner.antalya@gmail.com
Kaya Büyükataman Murat Akdağ
kbuyukataman@gmail.com fm.akdag@superonline.com
Sati Emre Güner Süleyman Özel
guneremre79@mynet.com ozelsuleyman13@hotmail.com
Antalya Chess Express Yayıncı/Editör: Dr mult Harun Taner, DSc PTT Güzeloba Şubesi PK 4 Antalya 07230 Skype'ı yükledikten ya da güncelledikten sonra, Microsoft Hesabınızı (Messenger ID'nizle aynı şekilde) kullanarak Skype'a güncelleyip oturum açın ve tüm Messenger kişileriniz parmaklarınızın ucunda olsun. Önceden olduğu gibi anlık ileti gönderebilecek ve görüntülü sohbet edebileceksiniz. Ayrıca cep telefonunuzda ve tabletinizde Skype ile iletişim halinde kalabileceksiniz.
Posta Çeki Hesabı: 09962820
Hıçkırık (2)
Skype ile kullanılabilecek birkaç mükemmel özellik: - PC, Mac, Windows Phone, iPhone, iPad, Android mobile, Kindle Fire ve diğer
2824
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
D-Hastanede Başınıza Neler Gelebilir?
geçer” benzetimi hastanedeki süreç için geçerlidir.
a)Giriş
ELALTI BİLGİLERİ:
Sondan başlayalım; “Başa Gelen Çekilir!”. Zaten hıçkırık başta, yani yedi delikli tokmakta vücut bulur. Boğaz ile Ağız arası kendini açığa çıkarır… Sadece sesi, sarsılması yankı bulmaz, her hıçkırmada ciddi bir enerji de açığa çıkar!
(Bu bölümde, yazınsal kaygı gözetilmeden, bilimsel biçem öne çıkarılmıştır) A-Sürekli, İnatçı ve Hıçkırığın Nedenleri:
Denetlenemeyen
Merkezi Sinir Sistemi
İşte bu açığa çıkma, açığa alınma sürecinin nedenleri araştırma konusudur. Tıbbın hemen hemen her dalının, her uzmanlık alanının ilgi alanına giren bir başlangıç nedeni, bir tetikleyici unsuru, bir fizyolojik gerekçesi araştırma sonucu olası bulgular arasında yer alır. Tam teşekküllü hastanenin ilgili tüm Ana Bilim Dalları tarafından araştırılan özne konumundaki hıçkıran kişide, bir süre sonra mecal (takat) kalmaz… “Mecalsizlik” ya da “Takatsizlik”, bazen hıçkırığı geçiren en önemli etmen olarak değerlendirilir.
-Vasküler lezyonlar (dolaşım sistemindeki doku bozuklukları) Kafa travmaları, İskemik ya da kanamalı kalp atağı ya da krizi, Atardamar bozuklukları, Dev hücreli arterit. -Enfeksiyonlar Menenjit, Ansefalit, Beyin apsesi, Nörosifilis. -Yapısal lezyonlar İntrakraniyal neoplazmalar (kafaiçi tümörleri), Beyinkökü tümörleri, Multipl Skleroz (multiple sclerosis), Eklemlerde nöropatik artropi (Syringomyelia), Hidrosefali (Hydrocephalus, beyin sıvına ilişkin bozukluk),
Çoğu kez, gün boyu hıçkıran kişi, hastane kapısından içeri adımını atar atmaz hıçkırmamaya başlar. Bir şeyin olmamasının başlaması her ne kadar çelişik görünse de, bu durum hıçkırık için geçerli değildir. Hastanedeki tetkikler sırasında hıçkırmayan kişi, tetkiki yapanlara, hıçkırık nedeniyle günlerce uyuyamamışların göz kapaklarına yüklediği ağırlığı betimleme, bitkinliğini ve bezginliğini anlatma, hatta ikna etme çabasına girer. Bu çaba, kimi zaman yaratıcılık ister…
Toksik-Metabolik -Alkol, -Üremi, -Şeker Hastalığı (Diabetes mellitus), -Hiponatremi (Hyponatremia, düşük vücut ısısı), -Hipokalsemi (Hypocalcemia, düşük kalsiyum seviyesi).
b)Hastanedeki Süreç Algoritması Burada bir “Akış Diyagramı” vermek gerekirse de, biz sadece yazınsal bir diziliş (lütfen ‘i’leri ‘ü’ olarak düzeltmeyiniz) sunmakla yetinmeyecek ve aşağıda aktardığımız “Elaltı Bilgileri” ve “Meraklısına Notlar” bölümlerinde sistematik ve algoritmik bir sunuş yapacağız.
Operasyon (ameliyat) sonrası -Genel anestezi, -Boru sokma (küçük dilin tahrişi) -Boyun gerdirmesi/gerilmesi (diyafram sinir köklerinin gerilmesi), -Mide şişmesi, -İç organlar üzerinde çekilme.
Bir türkünün dizelerinde yer alan “Karakolda doğru söyler, Mahkemede şaşar” tümcelerine nazire, “evde hıçkıranın hıçkırığı, hastanede
2825
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
İlaçlar
Kulak zarının zedelenmesi ya da delinmesi.
-Alpha methyldopa, -Kısa süreli etkili barbituratlar, -Dexamethasone, -Diazepam,
-Gırtlak sinirlerinde Guatr, Ense kistleri, Ensede tümör.
Psikojenik -Stres, kaygı, -Heyecan, -Geri Tepki, -Temaruz (rahatsızlığı aşırı derecede abartarak sorumluluktan kaçma).
-Karına (Abdominal) giden dallarda Midenin aşırı gerilmesi, Gastirit, Pankreatit (pankreas hastalıkları), Pankreas kanseri, Mide kanseri, Karın boşluğu apseleri, Safra kesesi hastalıkları, Yangılı bağırsak hastalıkları, Hepatit (sarılık).
Beyne giden ve beyinden akciğere, kalbe ve diyaframa giden sinirlerin tahrişi -Beyin ve omuriliğe giden dallarda Menenjit.
-Diyafram zedelenmeleri, diyaframın tahrişi
-Yutağa / gırtlağa (Pharyngeal) giden dallarda
Karın boşluğunda iç organlara müdahale, Miyokart enfarktüsü, Perikardit (kalp dış zarı iltihabı), Hiatus hernia (Mide fıtığı) Reflü, Karaciğer – Dalak büyümesi, Diyafram altında oluşan apse, Mide gerilmesi.
Faranjit, laranjit. -Göğüs kafesine giden dallarda Pünomoni, Emfiyema (kalp ya da akciğer boşluklarında iltihap), Bronşit, Astım, Plörezi (akciğer zarı üzerinde sıvı birikmesi), Özofajit (yutak borusunun iltihaplanması), Yutak tıkanması, Aort anevrizması (ana atardamarda baloncuk), Miyokardiyal enfeksiyon (kalp kaslarını besleyen damarda enfeksiyon), Pericarditis (kalp zarının iltihaplanması), Mediastinitis (Akciğer zarı iltihaplanması), Mediastinal tümörler (Akciğer zarı üzerindeki habis urlar), Göğüs kafesi yaralanmaları, Enfeksiyona bağlı olmayan lenf uçlarının büyümesi.
B-Hıçkırık Belirtilerine göre, Tetkikler (incelemeler) ve Teşhisler (tanılar): a)Öğünlerde sonra ortaya çıkan hıçkırık: Süresi: Birkaç saat, çok yemek yenen öğünlerden sonra yinelenen eğiliminde. Eşlik eden belirtiler: Göğüs kemiği arkasında yanmayla birlikte ağza asit gelmesi. İncelemeler: Mide filmi. Tanı: Mide fıtığı. b)Özellikle öğünlerden sonra ortaya çıkan hıçkırık: Süresi: Hemen her öğünden sonra birkaç saat. Eşlik eden belirtiler: Bulantı, öğürme, ağızda acılık; sindirimin uzaması ve güçleşmesi; seyrek de olsa karın ağrıları. İncelemeler: Karaciğer ve safrakesesi ultrasonografisi; safrakesesi ve safra yolları filmi (kolesistografi)
-Eklemlere (Articular) giden dallarda
2826
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
Tanı: Kolesistit (safrakesesi iltihabı) safra taşı.
ya da koma durumu. İncelemeler: Nörolojik muayene; bilgisayarlı beyin tomografisi (CT). Tanı: Ansefalit (beyin iltihabı)
c)Öğünlerden bağımsız inatçı ve rahatsızlık verici hıçkırık: Süresi: Kronik (süreğen). Eşlik eden belirtiler: Tütüne bağlıysa balgamlı öksürük; alkole bağlıysa gastrit ve karaciğer hastalığı belirtileri. İncelemeler: Göğüs filmi; karaciğer ve safrakesesi ultrasonografisi. Tanı: Tütün ya da alkol zehirlenmesi.
i)Birden ortaya çıkıp sık aralıklarla süren hıçkırık: Süresi: Genellikle birkaç saat. Eşlik eden belirtiler: Kuru öksürük; bilinç bulanıklığı. İncelemeler: Yok. Tanı: Karbon monoksit zehirlenmesi.
d)Sadece gazlı içeceklerden sonra tutan hıçkırık: Süresi: İçilen gazlı içeceklerin miktarı ve süresiyle orantılı olarak değişken. Eşlik eden belirtiler: Karında hava yutma ve gaz birikimine bağlı duyumlar. İncelemeler: Yok. Tanı: Gazlı içeceklerin aşırı içilmesi.
j)Düzensiz biçimde ortaya çıkan hıçkırık: Süresi: Değişken (akut ve kronik biçimlerde olabilir). Eşlik eden belirtiler: Ruhsal gerginlik; başkaca psikosomatik bulgular (kalp, bağırsak ve solunum ritimlerinde bozukluklar). C-Kalıcı ve Denetlenemeyen Hıçkırığın Diyagnostik (tanısal) Değerlendirilmesi:
e)Diyaframın uyarılmasına bağlı olarak hastalığın yalnız başlangıç evresinde görülen hıçkırık: Süresi: Birkaç gün. Eşlik eden belirtiler: Nefes darlığı; kuru ve hırıltılı öksürük; ateş. İncelemeler: Göğüs filmi. Tanı: Plevra Plörezi (akciğer zarı iltihabı).
-Fiziksel ve Retrospektif İnceleme (akciğer filmi, gulikoz ve keratin taraması) -Anormal CXR (kontrastlı CT (göğüs bilgisayarlı tomografisi) -Zehirli Metabolizma (ilaç ve alkol taraması, kan testleri) -Nörolojik Tarama ve Bulgular (kontrastlı MR (manyetik rezonans) taraması ve LP (omurilik sıvısı çekme)) -KBB (kulak burun boğaz incelemesi, semptomları) -Gastrointestinal incelemesi ve bulguları -Endoskopi -Abdominal (karın boşluğu) CT Taraması -Karaciğer Fonksiyon Testleri LFTs -Yutak borusu (özafagus) incelemesi
f)İnatçı ve eziyet veren, hastalık süresince kesilmeyen hıçkırık: Süresi: Birkaç günden birkaç haftaya Eşlik eden belirtiler: Göğüs kemiğinin ardındaki ağrı; ateş; kalp çarpıntısı. İncelemeler: Ekokardiyografi; göğüs filmi. Tanı: Perikardit (kalp dış zarı iltihabı). g)Sık ve inatçı hıçkırık, hasta bilincini yitirdiğinde de kesilmeyen hıçkırık Süresi: Haftalar ya da aylar. Eşlik eden belirtiler: Güçsüzlük ya da felç; komaya varabilen bilinç bozuklukları. İncelemeler: Bilgisayarlı beyin tomografisi. Tanı: İnme.
D- Hıçkırığı Tedavi (sağaltma) Yöntemleri: (Burada aktaracağımız bilgiler, tıp literatürüne girmiş ve genel kabul görmüş yol, yöntem ve araçları içermektedir) a)Fiziksel Yöntemler -Defalarca torba içine nefes verme, torba içinden nefes alma (Hava geçirmez bir kâğıt torbadan soluklanma),
h)Öğünlerden bağımsız, çok inatçı ve sıkıntı verici hıçkırık: Süresi: Hastalığın süresiyle orantılı (günler, haftalar ya da aylar) Eşlik eden belirtiler: Yüksek ateş; koma öncesi
2827
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
-Nefes tutmak, (Bunlardaki amaç, kandaki karbondioksit oranını artırarak hıçkırığı tersten tetikleyerek önlemektir), -Buzlu su ile gargara, -Korkutulmak, -Limon ısırmak, -“Valsalva” hareketi (belli bir eğimle baş aşağı pozisyonunda bir süre yatma, uzanma), -Berbat türden bazı kokuları içe çekme (amonyak koklamak gibi), -Dili bir ölçüde kuvvet kullanarak dışarı çekmek, -Toz şeker yutmak, -Zorla kusmak, -Küçük dili (uvulae, epiglottis) bir kaşık yardımıyla kaldırmak, -Dizleri göğüs kafesine bastıracak bir konumda bir süre beklemek, -Öğütülmüş “kakule” (cardomom) çekirdeklerinden elde edilen bir tutam tozu bal ile birlikte yutmak, -Göğüs altına irice bir yastık alarak yüzüstü yatmak…
Bileşen Kakule
Ölçek Karışımdaki Oranı (%) 1
2,128
1
2,128
1
2,128
4
8,511
Şeker Üzüm Bal
elettaria cordamomum cinnamomum tamala cinnamomum zeylanicum Hint uzun biberi öğütülmüş şaraplık, siyah çiçek
8 8 8
17,021 17,021 17,021
Hurma
çekirdeksiz
8
17,021
Meyankökü Balı Toplam
glycyrrhiza glabra (birim bileşimde)
8
17,021
Tarçın (orta doğu) Tarçın (srilanka) Biber
47 100,000
Günde 2 – 3 kez, 1 – 2 tablet Eladi Vati alımı öksürük, soğuk algınlığı, ateş, hıçkırık, kusma, karın ağrısı, dalak hastalıkları, gut, aşırı susuzluk vb. olumsuzluk ve hastalıklara karşı iyi sonuçlar veren bir Ayurveda tedavi yöntemidir. Bilinen herhangi bir yan etkisi olmamakla beraber, bazı hassas kişilerde hafif mide yanması gözlenmiştir.
b)İlaç Tedavisi (Burada ana endikasyon grupları altında etkin maddeler sıralanmış olup, özel ve ticari ad ve markalara yer verilmemesine olabildiğince özen gösterilmiştir)
Naçizane Uyarı: Aşağıda sıraladığım ve hıçkırığınızın olası nedenlerini ortadan kaldıracak ruhsatlı ilaçlara güvenmeyin. Sadece basit hıçkırık giderici bir preparat, tıbbi ve ticari anlamda, piyasada yok. Dallarında uzman tıp doktorlarına danışmadan kullanmayın.
-Antikonvülsanlar; phenytoin, valpronic acid, carbamazepine, gabapentin (epilepsi kaynaklı olanlar için) -Kas Gevşeticiler; baclofen, cyclobenzaprine -Antiaritmikler; quinidine sulfate (kalp uyarıcıları) -Tricyclic antidepresanlar; amitriptyline (psikolojik kaynaklı olanlar için) -Antidepresanlar; chlorpromazine, haloperidol (Largactil, Diazem) -Dopamine antagonistleri; metoclopramide (Metpamid) -SSS (santral sinir sistemi) Uyarıcıları; methylphenidate -Eladi Vati (İlaç sınıfına girmemekle beraber, Ayurveda Otacısı tavsiyesi)
-LARGACTIL (Genel, Acil), Klorpromazin, 100 mg, -METPAMID (Genel, Endokrinoloji), Antiemetik, Metoklopramid HCl, 10 mg, -DRAMAMINE (Nöroloji), Dimenhidrinat, 50 mg, -PULCET (Gastoenteroloji), Asit Pompası İnhibitörü, Pantoprazol, 40 mg, -MOTILIUM (Gastoenteroloji), Gastrokinetik antiemetik, Domperidon, 10 mg.
Hasan Akyar Teşekkür: Katkılarından ötürü Arzu Akyar, Serdar Akyar, Şeyhim Kutlay ve özellikle Zehra Bayramoğlu’na teşekkür ederim.
c)Eladi Vati Nedir? Eladi Vati Bileşimi (Ölçek ağırlıksal olarak verilmiştir)
2828
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
Satranç Haftanın Problemi
XABCDEFGHY 8r+l+-tr-+( 7+-+-mkp+-' 6-+pwqp+pwQ& 5zp-+-sN-+-% 4-zp-zP-+-+$ 3+-+-+R+-# 2PzPP+-zP-zP" 1+-mK-+-+R! xabcdefghy
Fıkra
Küçük kasabanın birinde bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, bir gece kulübü inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler. Ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu gece kulübü için her gün beddua etmekten öteye geçememiş. İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu gece kulübü yerle bir olmuş. Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler. Gece kulübü sahibi adam cami imamının ve cemaatin doğrudan veya dolaysız olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile camiye karşı tazminat davası açmış. Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler. Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler. Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkeme günü geldiğinde hâkim dosyayı dikkatle incelemiş ve taraflara dönüp: "Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum" demiş. "Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var: Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir gece kulübü sahibi, diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati!"
[r1b2r2/4kp2/2pqp1pQ/p3N3/1p1P4/5R2/PPP2P1P/2K4R ] Beyazlar oynar ve kazanır
Sahaf Dükkânı Bu köşemizde satmak ve almak istediğiniz veya aradığınız kitap, yazılım, CD ve DVD’leri gibi eski materyalleri yayınlayacağız. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7.
Kasparov Chessmate CD 15 TL Hiarcs 9 CD 15 TL Karpov Schach CD 15 TL Chess Informant 84 CD 15 TL Chess Tiger 15 CD 15 TL Rybka 4 DVD 20 TL Fritz 10 DVD 20 TL
Satranç Köşesi İletişim bilgileri: Sati Emre Güner Tel: 0535 957 41 54 - 0554 446 51 03 Mail: guneremre79@mynet.com MSN: emre@emre.org.tr
2829
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
Din ve Yaşam
ben de biraz söyleşeyim dedim. “Nasıl gidiyor işler(iniz)?” “Allah’a şükür!” dedi ve bana baktı: “Oooo, you are İmam” dedi. Tam “nerden anladın İmam olduğumu?” diyecektim ki, “I mean” “sen 2 değil, 4 kadınla evlenebilirsin” dedi ve İngilizce olarak, yakışıklı olduğumu söylemek istediğini belirtti. Üstelemedim, bir an için şehzade falan oluvereyim dedim. Bu durumda, Antalya’da 1 liraya aldığı Çin yapımı saati 10 – 15 liraya satmaya çalışan Afrikalı Müslüman bro, nerden bilecekti 777 karımın olduğunu. Bilemezdi haliylen. Söyleşimiz nerde oturuyorsun, akşamları nelerle iştigal ediyorsun doğrultusundaki sorularımla sürdü…
Bazı sosyal bilimcilerin saptamalarına göre, ikinci bin yıl (milenyum) yaklaşırken, dünyanın birçok toplumlarında dinlere yeniden bir yönelim ortaya çıktı. Yeni bin yıl sonrasındaki bir düzine yılda (decade) farklı boyutlarıyla bu dinsel vurguların süregeldiğini gözlemliyoruz. Toplum önderleri ve siyasetçiler, kamusal iletilerinde dinsel öğelere sıklıkla yer vermeye başladılar. Önce iğneyi batıralım: Başkan Bush (Junior), “İslami teröristlere” karşı mücadele talimatlarını bizzat Tanrı’dan aldığını ilan ediyordu. Bu dinsel vurguyu çakozlamak için son Amerikan başkanlık seçimindeki adaylara göz atmak bile yeterli olur: Biri, Müslüman olduğu sıklıkla iddia edilen, yemin ederken İncil’e el basan başkan Obama, diğeri, dünyadaki mürit sayısı 10-15 milyonu bulan bir (azınlık) tarikatından olan bir işadamı. Dinsel öğelerin Avrupa siyasetindeki önemini ve yerini anlamak için, Avrupa uzmanı olmaya gerek bile yok: parti isimlerindeki Hıristiyan sözcüklerine işaret etmek yeterli olacaktır. Bu Hıristiyan partilerden Müslüman adayların seçimlerde yarışmaları ve seçilmelerini başka bir yazıda ele alacağım. Türkiye siyasetine gelirsek, dinsel öğelerin yanına etnik öğeleri de eklersek, buna terör ve laiklik didişmelerini de katarsak, fotoğrafı düzgün çekmiş oluruz. Son başvekilin ilk milletvekili seçildiği yerin Siirt olması (read as: seçmenlere etnik vurgu), yeni esas muhalefet partisi başkanının Tuncelili (Dersimli) olduğunu gerekli gereksiz her fırsatta vurgulaması (read as: seçmenlere alternatif dinsel vurgu), eski esas muhalefet partisi başkanının, ta Osmanlı beyliğinin başlangıç döneminden, Şeyh Edebali’den “Ey oğul” ile başlayan metinler okuması, Türkiye siyasetinin sermayesinin dinsel ve etnik öğelerden ibaret olduğunu göstermektedir. Bir an için bu iki öğeyi siyasetten kaldırmaya muktedir olduğumuzu var sayalım: işsizlik oranı anında 2 katına çıkardı!
Neyse efendim, iki gün sonra gene çarşıdayım, bu kez başka bir arkadaşla beraber. İşlerimizi bitirdik, geri dönüş yolundayız. Elimize bir konferans duyurusu tutuşturdular: “MPL kanalındaki hoca, yarın konferans verecek. Buraya 3 adım uzaklıkta.” Yanımdaki arkadaşa “hani beyaz sakalı olan var ya“ diye açıklama yaptım. Eve döndüğümde konferansa davet “tasavvuf ve mutluluk” başlıklı duyuruya göz attım. İlim Kültür ve Tasavvuf Derneğince düzenleniyordu. Yorgunluk, bulaşık, çamaşır, yemek, ekstra işler derken bir baktım yarın olmuş ve konferans saati gelip çatmış. Aaa dedim, açayım şu TV’yi de belki çanak anten çekiyordur bu kanalın yayınlarını, bir bakayım… Dışarıda yağış kıyamet, görüntü ve ses bir geliyor beş gidiyor iki geliyor on gidiyor. Maalesef naklen yayın yoktu ancak aynı konudaki, yani “Mutluluk ve Tasavvuf” konulu eski bir yayının tekrarı vardı. Oturup izleyeyim dedim. Konuşmacı’nın ismi altyazıda İmam İskender Ali Mihr olarak veriliyordu. Sakin ve tane tane konuşuyordu. Kesintiler olmadığında ne dediği tam olarak anlaşılıyordu. Esas olarak şunları söyledi: Mutlu olmak istiyorsanız, başkalarını mutlu etmelisiniz; siz çevrenizde ne kadar çok kişiyi mutlu ederseniz, sizin mutluluğunuz da o kadar artacaktır. Her daim iyilik yapınız. Size kötülük yapanlara dahi iyilikle mukabele ediniz. Yaptığınız iyilikler hem sizin hem de çevrenizdekilerin mutluluğunuzu artıracaktır. Kısaca: iyilik yap; mutluluk ver: mutlu ol. Bana eski bir Hıristiyan tarikatının felsefesini anımsatır gibi geldi ama buna daha sonra değineceğim. Konferansın ilerleyen
Geçen hafta kent merkezinde bir arkadaş ile çayhanedeyken, birden ortaya “çukulata renkli” (read as: zenci, oppps Afrika kökenli) bir genç çıktı ve bize “çok güzel saatlerim var, size de satayım mı?” Benim saatim vardı, arkadaş kendisine bir tane saat beğenirken
2830
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
kısımlarında, ilahiyatçılar arasında oldukça tartışma yaratacak iki konuya vurgu yaptı:
Dinden beslenen ruhban sınıfı ve kolaycılığa kaçıp dinin gelenekselleşmesine fırsat veren halk, ıslah ve reform çalışmalarına fırsat vermezler. Bu sebeple, Peygamberler önceki peygamberlerin öğretilerini ıslah etmek yerine yeni öğretiler ortaya koymuşlardır.
1. İslam’ın şartı 5 değil 7’dir. Sadece 5 koşul yerine getirilerek, cennete girilemez. Ahirette cennete gitmeyi arzulayan Müslümanlar bir mürşit seçerek 6 ve 7. koşulları yerine getirmelidirler. 2. Her nebi resuldür, her resul nebi değildir.
Sonsuz güç sahibi ve ahirette hesaba çekecek olan Yaratıcı’ya kul olma esasının tüm insanlığa huzur verecek şekilde sunulabilmesi için, yeni bir sıfat ile yeni bir çağrı oluşturulmalı.
Daha sonra genel ağda araştırdığımda, konuşmacının ismini “İskender Erol Evrenosoğlu” olduğunu “dinsel konularda “İmam İskender Ali Mihr” adını kullandığını, Mihr sözcüğünün bir kısaltma olarak Mehdi, İmam, Halife, Resul anlamlarına geldiğini, ayrıca Farsçada güneş demek olduğunu öğrendim. Müritlerinin kendisine “yüce efendimiz” diyerek büyük bir saygıyla hitap ettiği İmam İskender Ali Mihr, din dünyasında ortalığı epey karıştıracak gibi görünüyor.
Yaratıcı inancına sahip olanların ortak atası ve peygamberi olan Baba İbrahim, dünya insanının yarıdan çoğunun tanıyıp sevdiği bir esin kaynağıdır. Tüm dünyaya sıcak mesaj oluşturacak yeni sıfatımız, İbrahimîlik olmalıdır. (176 sayfa, 8 TL) Kitap siparişi için Ozan Yayıncılık www sayfaları: http://www.ozanyayincilik.com/
Kitap Tanıtımı
Gelecek sayılarımızda dinsel ve etnik vurgulamalardaki yüksek görüşlerimi ifşa etmeyi sürdüreceğim.
Tam da bu dinsel konularda kestirme reçete sunan bir kitap yakınlarda yayınlandı. Uğur Karaca, ebedi mutluluk için 8 emir kitabında, baba İbrahim, fedakâr Musa, paylaşımcı İsa, medeni (Medineli ) Muhammed ve eli açık Marx bileşiminin, insanlığı kurtarıcı formül olduğunu savlıyor.
Harun Taner harun.taner.antalya@gmail.com Fıkra Bir Fransız, bir Alman ve bir Türk müzede “Âdem ve Havva Cennet Bahçesinde” tablosuna bakıyorlarmış: Alman, “Bedenlerinin kusursuzluğuna bakar mısınız? Âdem ile Havva mutlaka Alman olmalı.” demiş. Fransız, Alman’a karşı çıkmış: “Havva ne kadar güzel, Âdem ne kadar yakışıklı. Bu denli çekici olduklarına göre, hiç kuşkusuz Fransız olmalılar.” Türk, tabloyu uzun uzun izledikten sonra kararını vermiş: “Bunlar kesin Türk’tür. Üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek yok, ama hâlâ kendilerini cennette sanıyorlar.
Ebedi Mutluluk İçin 8 EMİR Hayatımıza Yön Veren 40 KAVRAM
Gelecek sayılardaki konularımız:
ISLAHAT VE REFORM GÜZELLEŞTİRİLEMEZ.
İLE
Kıyamet Nuh’un Gemisi Piri Reis Anma Yılı
DİNLER
2831
Antalya Literary Express cilt 1 sayı 2
Briç
15. Dengesiz dağılımda cesur oynayın, dengeli dağılımda ise ürkek. 16. Koz oyunlarında yer kuvvetli değilse as altından oynanmaz. 17. Ortak, negatif konturu pas geçerek cezaya çevirirse, koz atak etmelisiniz. 18. Ortak negatif konturu cezaya çevirdiyse kısalmaktan (uzun taraftan çakmaktan) çekinmeyiniz. 19. Deklaranın koz fiti dışında uzun rengi olmadığını biliyorsanız, kozun kısa olduğu taraftan kup yaptırmamak için koz atak ediniz. 20. Rakibin koz fiti yoksa koz atak edilmez. 21. Baraj kontratında, puan sizde çoksa, rakibin çakasını önlemek için koz atak edilir. 22. Rakip ikinci renginde oynuyorsa koz çıkılır. 23. Sanzatulara karşı uzununuzu atak ediniz. 24. Kozlarınız alıcı değilse, tek kartınızı (singleton) çıkınız. 25. Şilem oynanırken önce kontrol ve key card sorguları yapılır; bir renkten iki el verilmez. 26. Takım maçında bir fazla için çalışılır ama batma riskine girilmez. 27. Kendin oynarken de rakip oynarken de rakibin kaç löve alabileceği sayılır. 28. Eldeki bir keklik çalılardaki iki keklikten iyidir. 500 alacağından eminsen, 620 için riske girme. 29. Sürkonturlu iki batılmaz. İki batma riski varsa, sürkontur atılmaz. 30. Oyun ortasında bir rengi küçük dönmek, o renkten iddia (onör vaadi) taşır. 31. Koz oyunlarında rakip kontrol sormadan şilem ilan ettiyse, en kuvvetli renginizi atak ediniz. (A varsa çıkılır. Rx veya Dxx dağılımında x çıkılır) 32. Defansta alıcı koz ile üste çakılmaz, kayıp kaçılır. 33. El ve yer dengeliyse, ortağın veya deklaranın oynadığı renkten oynanıp pasif defans yapılır. 34. Rakipte sağlam uzun renk varsa, riske girip saldırgan oynayınız. Alabileceğinizi alın, aksi takdirde aslarınız badem olur. 35. Rakibin 4-4 koz fiti varken, defans oyuncularından 3 kozu olanın çakması löve kazandırmaz. 2 kozu olanın çakmasına ya da elde alıcı koz varsa, koz çekilip uzun rengin sağlanmasına çalışılır. 36. Atak renginin kimde kaç tane olduğunu bilmek, hem defans hem deklaran için çok önemlidir. 37. Oyun sonunda deklaran kart atmakta zorlanıyorsa deklaranın kısalttığı renk oynanır, ortağın kısalttığı renk değil. 38. Büyükleri size kalmıyorsa, rakibin onörlerini ezmekten kaçınınız.
Haberler Antalya Briç Spor Kulübü'nün organize ettiği 7. ANTALYA ULUSLARARASI KIŞ BRİÇ FESTİVALİ 31 Ocak-03 Şubat 2013 tarihinde Antalya Rixos Lares Otel'de yapılacaktır. Bridge Composer 5.37 programı (shareware): http://bridgecomposer.com/ Briççilere Öğütler 1 - Briç Anayasası Tezcan Şen, Dünya ikili IMP Şampiyonu, Verona, 2006 1.
2. 3. 4.
5. 6. 7.
8. 9.
10.
11. 12.
13. 14.
Zayıf 2 açışı yapan oyuncu elini ve puanını belli etmiştir. Ortağı sormadıkça (örneğin 2 SA deklaresi ile) bir daha konuşmaz. Zayıf 2 açışı yapanda dörtlü majör olamaz. Aynısı zayıf 3 açışı için de geçerlidir. Koz fiti varsa, tuzak pası geçilmez; ihale kazanılmaya çalışılır. Sekiz koz ile on ellik baraj yapılmaz. Koz sayısı baraj seviyesinin bir altı olmalıdır. Dört seviyesindeki (on ellik) barajlar için dokuz koz gerekir. Koz fiti varken ikinci (yan) renkte on kart varsa, zona istekli olunmalıdır. 4-4 en iyi fittir. 5-3 yan renge kayıp kaçılır. Şilem için cesur, grand şilem için ürkek olunuz. Kozun ARD’ı, tüm aslar ve yan renk kapalı olmadan grand şilem oynanmaz. Şilem oynarken empas, yatırma, sıkıştırma (squeeze) yapılabilir; grand şilem oynarken rakibe bir el verme şansınız yoktur. Araya girişlerde sanzatu diyecek el ile kontur atılmaz. Rakibin konuşmadığı renkten korkup sanzatudan vazgeçilmez. (ya çıkmazlar, ya ortak kesiyordur, ya da çıkıp devam etmezler, ya da renk bloke olur.) Ortak keser sorarsa, yarım keseri tam sayarak yanıtla. (tam keser: A, RD, DV10, V109x; yarım keser:Rx, Dxx,V10xx) Rakibin cezadan kaçarak geldiği her renge kontur atılmaz. Oynanabilecek renk söylenir. Direkt majör fiti varsa iki seviyesinde kalınmaz. Ancak puan yetersizse dörde çıkmayıp üç seviyesinde durulmalıdır. Part skorun iyisi için pek araştırmacı olunmaz. Rakibin sanzatu araya girişlerine kontur cezalandırma konturudur.
Briç Köşesi İletişim bilgileri: Süleyman Özel eposta: ozelsuleyman13@hotmail.com
2832