Hac kayıtları başladı 8’DE
YOK ARTIK!
(Detaylar 10’DA)
of the Turkish Community Yýl/Year 8 Sayý/IssueThe 121Voice 1 Ekim/October 1, Canadian 2011 T: 416 462-1244 F: 416 444-4073 2 Clanwilliam Crt. Toronto, ON M1R 4R2 info@canadaturk.ca www.canadaturk.ca ISSN 1923-7030 Fiyatı/Price $1 Yıllık Abonelik/Yearly Subscription $30
Yıl/Year 11 Sayı/Issue 154 Temmuz/July 2014 T: 416 462-1244 2 Clanwilliam Ct. Toronto, ON M1R 4R2 info@canadaturk.ca www.canadaturk.ca ISSN 1923-7030 Fiyatı/Price $1 Yıllık Abonelik/Yearly Subscription $30
1
$
RUHLARI ŞAD OLDU
Toronto’da Ramazan Sokağı 8’DE
Brantford Mount Hope Mezarlığı’ndaki Türk Bölümü’nün ihyası için önemli bir adım atıldı. Brantford Şehir Meclisi’nin onayıyla Mezarlık’ın Türk bölümüne, orada yatanların isimlerinin olduğu bir mezar taşı konuldu.
5’TE
Ramazan İmsakiyesi 15’TE
Ottawa’ya yeni büyükelçi 2 014 Yaz Kararnamesi ile Tuncay Babalı’nın yerine Dışişleri Bakanlığı Müşaviri Selçuk Ünal yeni Ottawa Büyükelçisi olarak atandı. 7’DE
PİDE, LAHMACUN, DÖNER, İSKENDER VE KÜNEFE MUSTAFA’DA YENİR...
416 631-0300
866 WILSON AVE. TORONTO, ON M3K 1E5
2
www.canadaturk.ca
{
* Some terms and conditions may apply
{
TEMMUZ/JULY, 2014
TEMMUZ/JULY, 2014
{
{
www.canadaturk.ca
3
Türkiye için en iyisini seçin! Y
urt dışında yaşayan Türk vatandaşları olarak tarihte ilk kez Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanacağız. Kanada’da yaşayan Türk vatandaşları Cumhurbaşkanlığı seçimi için Ottawa’da Büyükelçilik, Toronto’da ise Toronto Başkonsolosluğu’nda kurulacak sandıklarda oy kullanacaklar. Kurulacak sandık sayısı Ottawa’da 6, Toronto’da ise 4 olacak. National Capital Region and Eastern Ontario (Kingston-Pembroke ekseninin doğusu), Quebec, New Brunswick, Nova Scotia, Newfoundland ve Labrador ile Prince Edward Island Eyaletleri’nde yaşayan Türk vatandaşları Ottawa Büyükelçiliği’nde; National Capital Region ve Eastern Ontario hariç tüm Ontario, Manitoba, Saskatchewan, Alberta, British Columbia Eyaletleri ile Yukon, Northwest Territories ve Nunavut’ta yaşayan Türk vatandaşları ise sadece Toronto Başkonsolosluğu’nda oy kullanabilecek.
Koca Kanada’da sadece bu iki şehirde sandık kurulacak olması, Kanada’nın farklı bölgelerinde yaşayan Türk vatandaşlarının oy kullanamaması demek. Örneğin, Vancouver ya da Edmonton’da yaşayanlar bağlı bulundukları Toronto Başkonsolosluğu’na bizzat gelerek oy kullanmak zorunda. Bu da Kanada’da kayıtlı yaklaşık 10 bin seçmenden önemli bir kısmının oy kullanamaması anlamına geliyor. Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında seçmen kütükleri askıya çıkmayacak. Seçmenler, Yüksek Seçim Kurulu’nun web sayfasındaki ‘Yurt Dışı Seçmen Sorgulama’ bölümünden kayıtlı olup olmadıklarını ve oy kullanılacak yer ile sandık numarasını öğrenebilecek. Seçimde oy kullanmak isteyen Türk vatandaşlarının yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı olmaları şart. Kayıtlarını bulamayanların bağlı bulundukları konsolosluklara adres beyanında bulunarak kayıtları güncellemeleri gerekiyor. Adres beyanı için son tarih 9 Temmuz. Bu tarihe kadar bizzat konsolosluklara başvurarak adres beyanında bulunulması gerekiyor. Bu işlem için konsolosluklar tatil günlerinde de açık olacak. Öte yandan yurt dışı seçmenleri, seçim ve oy verme süresince Türkiye’ye
giriş yapmaları durumunda eskiden olduğu gibi gümrük kapılarında da oy verebilecekler. Bu işlem için seçmen kütüğüne kaydın yanı sıra, T.C. kimlik numarasını gösteren nüfus hüviyet cüzdanı gösterme zorunluluğu var. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk oylaması 10 Ağustos 2014 Pazar günü, seçimin ikinci tura kalması durumunda ikinci oylama ise 24 Ağustos 2014 Pazar günü yapılacak. Kanada dahil yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları ise bulundukları ülkelerde, ilk oylama için 31 Temmuz - 3 Ağustos, seçimin ikinci tura kalması durumunda, ikinci oylama için 17 - 20 Ağustos 2014 tarihleri arasında sandığa gidecek. Yurt dışında yaklaşık 3 milyon seçmenin oy kullacağı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyların sayılma yöntemi tartışılıyor. Mevcut Kanun’a göre yurt dışında kullanılan oylar torbalara doldurulup Ankara’da oluşturulan Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu’nda sayılacak.
Oylar neden konsolosluklarda sayılmıyor anlamak güç. Birçok kişi yurt dışı oyların çalınacağını düşünüyor. Sırf bu yüzden de sandığa gitmeyecek çok kişi var. Sayım yönteminde yapılacak değişiklikle seçmenin kafasındaki şüphelerin giderilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı için üç aday var: Recep Tayyip Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş. Kanada’da seçmen sayısı devede kulak bile olmadığından olsa gerek seçim kampanyası adına bir çalışma yok. Kapımızı çalan, oyumuza talip olan, gazete olarak da bizi destekle ya da adayımızın reklamını yayımla diyen de henüz çıkmadı. Bu seçimde kimi destekleyeceğimiz henüz belli değil, ancak kimi desteklemeyeceğimizi adımız gibi biliyoruz. Hepinize hayırlı Ramazanlar, hayırlı Bayramlar ve hayırlı bir Cumhurbaşkanı diliyorum.
4
www.canadaturk.ca
{
{
TEMMUZ/JULY, 2014
{
TEMMUZ/JULY, 2014
{
www.canadaturk.ca
5
Ruhları şad oldu Brantford Mount Hope Mezarlığı’ndaki Türk Bölümü’nün ihyası için önemli bir adım atıldı. Brantford Şehir Meclisi’nin onayıyla Mezarlık’ın Türk bölümüne, orada yatanların isimlerinin olduğu bir mezar taşı konuldu.
O
ttawa Büyükelçiliği, Toronto Başkonsolosluğu, Türk toplumu ve Brantford’da yaşayan Müslümanların büyük çabaları ve Brantford Şehir Meclisi’nin onayıyla Month Hope Mezarlığı’nın Türk bölümüne, orada yatanların isimlerinin olduğu bir mezar taşı konuldu. Ayrıca, Brantford Belediyesi’nce bu bölümün etrafı çevrilecek. Mezar taşında ay-yıldız işareti, Al-Fatiha yazısı ve Arapça ve İngilizce Besmele ile birlikte Bakara Suresi’nin 156. Ayet’inde geçen İnna Lillâhi Ve İnnâ İleyhi Raciûn (Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz.” ifadesinin İngilizce tercümesi (To God we blong, to Him is our return) bulunuyor. Mezar taşının yaklaşık 7 bin dolara mal olduğu ve parasının Brantford Camii Derneği’nce ödendiği, düzenlenen kampanyalarla Türk toplumun da mezar taşına katkısının sağlanacağı kaydedildi.
16 kişi yatıyor Mount Hope Mezarlığı’nın J Section’ında bulunan ve Turkish Plot (Türk Bölümü) olarak resmî kayıtlarda yer alan bölümde 16 kişinin mezarı bulunuyor. Bu mezarlardan 12’si 19121918 yılları arasında, ikisi 1939 yılında buraya gömülen Türklere, diğer ikisi ise Müslüman mezarlığı olduğu için 1941 ve 1963 yıllarında ölen karı-koca oldukları düşünülen iki kişiye ait. Brantford Mount Hope Mezarlığı Türk Kısmı’ndaki 14’ü Türk 16 Müslüman’ın, Mezarlık Müdürlüğü kayıtlarındaki isimleri, doğum ve ölüm yılları ise şöyle:
İlk gömülen kişi Ahmed Osman Mezarlık yerinin bizzat o dönem Brantford’da yaşayan Türkler tarafından satın alınmış ve bu alana ilk gömülen kişi ise 22 yaşında hayatını kaybeden Ahmed Osman olarak kayıtlara geçmiş. O zaman yayımlanan bir gazetede yer alan habere göre, genç yaşta hayatını kaybeden Osman
Mezarlık’ta tören Mezar taşı konulması dolayısıyla 22 Haziran’da Brantford Mount Hope Mezarlığı’nda geniş katılımlı bir tören düzenlendi. Brantford Belediye Başkanı Chris Friel ve Toronto Başkonsolosu Ali Rıza Güney’in hazır bulunduğu törene için daha önce şehirde görülmemiş bir cenaze töreni düzenlenmiş. Diğer Türk arkadaşları tarafından Osman’ın tabutuna Türk bayrağı sarılmış ve mezarlığa kadar önde Türk bayrağı taşıyan bir kişi olmak üzere gidilmiş. Sonrasında Osman’ın naaşı İslami usullere göre defnedilmiş. Mezarlığa defnedilenlerin çoğu I. Dünya Savaşı öncesi hayatını kaybetmiş.
Esir Türkler O zamanlar Brandford’da yaşayan 100 civarında Türk, 1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte “enemy aliens” yani “düşman yabancılar” olarak adlandırılmış ve polislerce gözaltına alınmış. Önce Toronto’ya, sonra Kingston’a, ardından da Kapuskasing Esir Kampı’na yollanmıştı. Ermenilerle birlikte 1900’lü yılların hemen başında Kanada’ya geldikleri tahmin edilen bu Türkler, Brantford’daki fabrikalarda işçi olarak çalışıyorlardı. Kayıtlara göre Alex Hassan isimli bir Türk, Kapuskasing Esir Kampı’nda hayatını kaybetti ve oraya defnedildi. Diğerlerinin Savaş’tan sonra akıbetleri hakkında ise bir bilgi yok. Alex Hassan’ın mezar taşına 2011 yılında Büyükelçilik’in girişimleriyle ay yıldız eklendi.
Brantford’da yaşayan Türk ve diğer Müslüman toplum üyelerinin yanı sıra Toronto ve civar şehirlerden de çok sayıda Türk katıldı. Törende, Hamilton Ebubekir İslam Merkezi Din Görevlisi Basri Canpolat, Toronto Pape Cami
Din Görevlisi Ahmet Hamdi Karahan ve Anadolu İslam Merkezi Din Görevlisi Erdal Akyol Kur’an okudu. Daha sonra gıyabi cenaze namazı kılındı. Cenaze namazını Brantford Camii İmamı Muhammed el-Farram kıldırdı.
Brantford Mount Hope Mezarlığı Türk Kısmı’ndaki 14’ü Türk 16 Müslüman’ın, Mezarlık Müdürlüğü kayıtlarındaki isimleri, doğum ve ölüm yılları ise şöyle: İsmi Doğum Ölüm Ahmed Osman 1890 1912 *Arap alfabesiyle yazılan Ayha Suliman 1887 1912 Türklerin isimlerinin Ollie Hassan 1892 1912 Kanada resmî kayıtlarına Mohamed Ayand 1890 1912 Latin harfleriyle geçerken Ayha Manuel 1890 1912 değişikliğe uğradığı Ossa Maumak 1885 1913 biliniyor. Ayrıca, I. Dünya Mumen Esmal 1891 1913 Savaşı’nın çıkmasıyla Alexander Botion 1884 1916 birlikte Kapuskasing Jamaha Hussian 1873 1918 Esir Kampı’na alınan Osman Hassa 1873 1918 Brantford’da yaşayan Alexander Demon 1888 1918 Türklerin bazılarının Oman Orhan 1891 1918 isimlerinin yöneticiler Sharkey Hassan 1891 1939 tarafından değiştirildiği Alli Hassan 1884 1939 ifade ediliyor. Charlotte Ottway 1900 1941 Chalid Ottway (Halid Atvi) 1897 1963
6
www.canadaturk.ca
{
{
Trakya tam kadro Kanada’ya geldi Türkiye’nin bölgesel kalkınma ajanslarından Trakya Kalkınma Ajansı (TRAKYAKA)’ndan bir heyet, çeşitli inceleme ve temaslarda bulunmak üzere kalabalık bir heyetle Kanada’ya geldi.
Türk demiri yeniden soruşturmada
K
2
7 kişilik heyette, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı, Edirne Belediye Başkanı, Kırklareli Belediye Başkanı, Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Edirne İl Genel Meclisi Başkanı, Kırklareli İl Genel Meclis Başkanı, TRAKYAKA Kalkınma Kurulu Başkanı, Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri ve çalışanları, Namık Kemal Üniversitesi Rektörü, Trakya Üniversitesi Rektörü ve bazı özel sektör temsicisi iş adamları yer aldı. 23-29 Haziran tarihleri arasında düzenlenen iş gezisine, Trakya bölgesindeki üç ilin valileri ise Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle yurt dışı izinlerin kaldırılması nedeniyle geziye katılamadılar.
TEMMUZ/JULY, 2014
İş birliği Protokolüne, Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin (solda) ile Toronto Belediyesi Ekonomik Kalkınma ve Kültür Komitesi’nden Michael Williams imza attı.
Toronto Belediyesi ile iyi niyet anlaşması Trakya Kalkınma Ajansı ile Toronto Belediyesi arasında iş birliği protokolü imzalandı. Toronto Başkonsolosluğu Konutu’nda düzenlenen imza töreninde söz konusu protokol
Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin ile Toronto Belediyesi Ekonomik Kalkınma ve Kültür Komitesi’nden Michael Williams tarafından imzalandı. Toronto, Waterloo, Guelph, Ottawa ve Montreal’de üniversiteler, yenilenebilir enerji, tarım ve çevre ile ilgili kurum/kuruluş, araştırma merkezi, kalkınma kuruluşu ziyaretleri yapan heyet, yoğun bir programın ardından 29 Haziran’da Kanada’dan ayrıldı. Trakya Kalkınma Ajansı’nın Kanada ziyaretinde Edirneli olan Eski Ottawa Büyükelçisi Tuncay Babalı’nın etkili olduğu ifade ediliyor.
anada Uluslararası Ticaret Mahkemesi, Türkiye’den yapılan inşaat demiri ithalatında damping yapıldığı ve söz konusu ithalatın teşvikten yararlandığı iddiasına yönelik soruşturma başlattığını duyurdu. Soruşturma, Kanadalı çelik üreticileri ‘Alta Steel Inc.’, ‘ArcelorMittal LCNA’ ve ‘Gerdau Longsteel North America’ şirketlerinin başvurusu sonucu başlatıldı. Kanada Ticaret Mahkemesi, ithalatında damping ve teşvik bulunduğu iddia edilen ürünlerin yerel piyasaya zarar verip vermediğine ilişkin kararı 12 Ağustos 2014 tarihinde açıklayacak. Eğer ürünlerin ithalatının yerel piyasaya zarar verdiği kararına varılırsa, Kanada Sınır Hizmetleri Ajansı soruşturmayı devralacak ve 11 Eylül 2014 tarihine kadar ön sonuçları açıklayacak. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, 2014 yılının ilk dört ayında Türkiye’nin Kanada’ya yaptığı inşaat demiri ihracatı önceki yılın aynı dönemine göre neredeyse yarı yarıya azalarak 51.595 mt’a geriledi. 2013 yılında Türkiye, Kanada’ya 130.681 mt inşaat demiri ihracatı yapmıştı.
{
TEMMUZ/JULY, 2014
Kanadalı firma Türkiye’nin güneşini
sevdi
D
ünyanın en büyük güneş enerjisi şirketlerinden Canadian Solar Inc., Türkiye’de 12,6 MW’lik solar modül tedarik anlaşması imzaladı. Bu anlaşmayla Canadian Solar Inc., Kayseri Organize Sanayi Bölgesi ve BESLER Tekstil San. ve Tic. A.Ş ve HASÇELİK grup şirketlerine tedarik sağlayacak. Şirketten yapılan duyuruda, bu anlaşmanın, bugüne kadar Türkiye’de imzalanan en büyük anlaşma olduğu belirtildi. Canadian Solar Inc. daha önce Bursa Gürsu’da ve İzmir Adnan Menderes Havaalanı’nda kurulacak güneş enerjisi santrallerinin panellerini üretmek için anlaşma imzalamıştı. Firma ayrıca, bir özel sektör kuruluşu için Türkiye’nin alanında en büyük çatı güneş panellerini üretmişti. 2001 yılında Toronto’da kurulan ve dünyanın en büyük güneş ernerjisi şirketlerinden birisi konumuna gelen Canadian Solar, 70 ülkede faaliyet gösteriyor.
{
www.canadaturk.ca
7
Ottawa’ya yeni
büyükelçi 2014 Yaz Kararnamesi ile Tuncay Babalı’nın yerine Dışişleri Bakanlığı Müşaviri Selçuk Ünal yeni Ottawa Büyükelçisi olarak atandı.
2
014 Yaz Kararnamesi ile Tuncay Babalı’nın yerine Dışişleri Bakanlığı Müşaviri Selçuk Ünal yeni Ottawa Büyükelçisi olarak atandı. 15 Kasım 2012’de Ottawa Büyükelçisi olarak göreve başlayan Babalı, henüz Kanada’da iki yılını doldurmadan merkeze alındı.
Selçuk Ünal Ottawa Büyükelçisi
Tuncay Babalı, 15 Ekim 2012’de Kanada’ya gelmişti.
Büyükelçiler normal şartlarda 4 yıl görev yapıyorlar. Tuncay Babalı’nın bu süreyi yarılamadan
Bir değişiklik de Montreal’de
M
erkezi Montreal’de bulunan Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Çağatay Erciyes, Beyrut Büyükelçiliği’ne atandı. Babalı gibi Kanada’da henüz ikinci yılını doldurmayan Erciyes, 1 Eylül 2012’de bu göreve atanmıştı. Erciyes’in yerine ICAO’ya yeni isim ataması henüz yapılmadı.
Bilgen, Büyükelçi oldu
2 Çağatay Erciyes
neden görevden alındığı resmî olarak açıklanmış değil. Yeni Büyükelçi’nin Kanada’ya gelmesinin birkaç ay sürebileceği belirtiliyor.
014 Yaz Kararnamesi’nde bir değişiklik de New York’ta yaşandı. İki yıllık Toronto Başkonsolosluğu’nun ardından 2011 yılında New York Başkonsolosluğu’na atanan Mustafa Levent Bilgen, Abu Dabi Büyükelçisi oldu. M. Levent Bilgen Levent Bilgen, Toronto’nun ilk başkonsolosu olarak görev yapmıştı.
8
{
www.canadaturk.ca
{
TEMMUZ/JULY, 2014
Toronto’da Ramazan Sokağı Üç yıl önce Nil Akademi’nin bahçesinde ilk kez Ramazan çadırı kuran Dicle Vakfı, geleneğini bu yıl da devam ettiriyor.
İ
lk yıl Nil Akademi Scarborough Kampüsü’nde, geçtiğimiz yıl hem Scarborough hem de Blue Haven Kampüsü’nde olmak üzere iki ayrı yerde Ramazan çadırı kuran Dicle Vakfı, bu yıl çadırı Plunket Kampüsü’ne taşıdı. Islington ve Steels caddeleri kesişiminde 135 Plunket Rd. adresinde bulunan Nil Akademi Erkek Lisesi bahçesine kurulan Ramazan Sokağı’nda her akşam iftar veriliyor ve farklı etkinlikler düzenleniyor. Ayrıca, mescide çevrilen okulun spor salonunda teravih namazları kılınıyor. Dicle Vakfı’ndan yapılan açıklamada, dileyen herkesin Ramazan Sokağı’nda eş, dost ve tanıdıklarına iftar verebileceği ifade edildi. İletişim için
telefon numarası: (647) 778-1067. Ramazan Sokağı’nın yanı sıra Toronto ve Montreal gibi Türklerin yoğun olarak yaşadığı yerlerdeki cami ve kültür merkezlerinde ağırlıklı olarak hafta sonları olmak üzere Ramazan boyunca toplu iftar programları düzenleniyor.
Yine farklı günde başlandı Her yıl olduğu gibi bu yıl da Kanada’da yaşayan Müslümanlar farklı günlerde Ramazan’a merhaba dedi. Fiqh Council of North America, ISNA, Islamic Relief Canada gibi kuruluşlar Ramazan’ın ilk gününü Diyanet İşleri Başkanlığı gibi 28 Haziran Cumartesi, Hilal Committee of GTA ve Islamic Foundation gibi kuruluşlar ise 29 Haziran Pazar günü olarak açıkladı. 28 Temmuz Pazartesi Ramazan Bayramı’nın ilk günü. Ancak, bazı Müslüman grupların Ramazan Bayramını da bir gün geç kutlaması bekleniyor.
Hac için kayıtlar başladı
W
ashington Büyükelçiliği Din ve Sosyal Hizmetler Müşavirliği tarafından organize edilen 2014 Kanada-ABD Hac Organizasyonu’na başvurular başladı. Müşavirlik’ten yapılan açıklamada, hacca gitmek isteyen vatandaş ve soydaşlar için ‘Normal Yemekli 1. Tip’ ve ‘Müstakil Odalı Yemekli 2. Tip’ olmak üzere iki ayrı seçenek sunulacak. Fiyatlar ise seçeneğe göre yetişkinler için kişi başı 5500 ila 7300 dolar arasında değişecek. Hac için Kanada’dan ayrılış günü 25 Eylül olarak belirlenirken 3 haftalık programa kayıt yaptıranlar 16 Ekim, 4 haftalık program seçenler ise 23
Ekim’de geri dönecekler. İsteyenler dönüşte 2 ay süreyle Türkiye’de kalabilecekler. Kanada’dan bu yıl hac farizasını yerine getirmek isteyenler için son başvuru tarihi ise 30 Temmuz olarak belirlendi. Ayrıntılı bilgi ve başvuru için Toronto’da Pape Camii Din Görevlisi Ahmet Hamdi Karahan (647) 7175164) veya Montreal’de Yunus Camii Din Görevlisi Hamdi Selman Çetin (514) 965-5980’den bilgi alınabilir. Yurt dışında Din Hizmetleri Müşavirlik ve Ataşelikleri tarafından yapılan hac organizeleri Cidde’den itibaren Diyanet İşleri Başkanlığı Hac Organizasyonu’na katılım suretiyle yapılıyor.
Tekvando’da büyük başarı GENIUS’tan iki madalya Uluslararası GENIUS Olimpiyatları’nda Nil Akademi öğrencileri bir gümüş, bir de bronz madalya kazandı.
G
Adam Farah
A
sian Community Games kapsamında York Üniversitesi Tait McKenzie Centre’da 21 Haziran’da düzenlenen Tekvando Turnuvası’nda Nil Akademi öğrencilerinden Akif Eren Yılmaz müsabakalarda altın, Adam Farah ise gümüş madalya kazandı.
Akif Eren Yılmaz
Aynı turnuvada Poomsae dalında ise Adam Farah gümüş, Akif Eren Yılmaz ise bronz madalya aldı. Bu sonuçlarla Nil Akademi, bu yıl onuncusu düzenlenen Asia Community Games’ten 1 altın, 2 gümüş ve 1 bronz madalya ile dönmüş oldu.
ENIUS Olimpiyatları New York Üniversitesi’nin Oswego Kampüsü’nde 1520 Haziran tarihleri arasında düzenlendi. 55 farklı ülkeden, Dandelion Root Tea in S. Cerevisiae 830 proje arasından seçilen 350 finalist Yeast Cells” adlı projeleriyle “bilim” projenin yarıştığı Olimpiyatlar’da Nil dalında bronz madalya kazandılar. Akademi’yi Blue Haven Kampüsü’nden Çevre üzerine odaklanmış bir katılan öğrenciler temsil etti. uluslararası lise proje yarışması olan Yarışmaya “sanat” kategorisinde GENIUS Olimpiyatları, çevre sorunları katılan 11. sınıf öğrencisi Zümrad ve temel bilim, sanat, yaratıcı yazarlık, Amirdjanova, insanların çevre mühendislik, tasarım ve politika üzerindeki ekolojik etkilerini araştırdığı geliştirme kategorilerinde yapılıyor. “Desertification of the Aral Sea” adlı projesiyle gümüş madalya kazandı. Yine 11. sınıf öğrencileri Ezgi Koşak ve Sıla Babacan ise karahindiba (416)-356-4646 çayının antikanser özelliklerini araştırdıkları “The Anti-Cancer www.thepowerofsalehomes.com Properties of
TEMMUZ/JULY, 2014
{
{
www.canadaturk.ca
9
EMLAK KÖŞESİ
Sorular ve cevaplar
SORU: Evlerin duvarlarındaki yeşilimsi küf (MOLD) nedir, nasıl oluşur ve nasıl önlenir? CEVAP: Bu, evlerde çok rastlanılan bir sorun. Sebebi rutubettir. Eğer odalarınızı kaplamışsa uzun bir süreden sonra birtakım solunum rahatsızlıklarına dahi yol açabilir. Mold’dan kurtulmak için birkaç yöntem: • Mold evinizin hangi odasında ise, oluşma sebebini, yani suyu nereden aldığını keşfedin ve suyu engellemek için gerekli onarımı yapın. • Evin su tesisatından ya da çatıdan gelen sulardan kaynaklanıyor olabilir. • Çoğunlukla duvar boyası, duvar ve de tahta yüzeylerde mold oluşur. Bu bölgeleri temizleyip kurutmanız gerekmektedir. • Gerekirse halıları ve bazı fayansları değiştirmeniz gerekecektir. • Ayrıca moldun yayılmasını engelleyici boya türleri de vardır. Temizlediğiniz alanlara daha sonradan tekrar yayılmasını engellemek için bu boyayı da kullanabilirsiniz. • Eğer banyonuzda mold oluşuyorsa bunun genellikle en büyük sebebi kötü havalandırmadır. Her banyodan sonra yaklaşık 20 dakika banyodaki havalandırma çalıştırılmalıdır ki içerideki rutubet tamamı ile dışarı çıksın. Ayrıca banyo temizliğinde mold önleyici spreyler de kullanılabilir. SORU: Ev alım satımlarında pek çok kez karşılaştığımız AS-IS ne anlama gelmektedir? CEVAP: AS -IS, evi satan kişinin gerekli hiçbir tamiratı yapmadan evini olduğu gibi satacağı anlamına gelmektedir. Genellikle
bu şekilde piyasaya konulan evlerin fiyatı da normallerine göre daha düşük olur. Fakat bir nok ta var ki; eğer bu terimi ev satarken kullanacaksanız ya da alacağınız ev bu şekilde satılıyorsa, ne anlama geldiğini iyice anlamalısınız. Evinizde olan problemleri, örneğin evin zemin katını yağmur yağdığında hep su basıyor ya da evin çatısı içeriye su alıyor ve siz de bunun böyle olduğunu biliyorsunuz, evi satın alacak kişiye dürüstçe bildirmek zorundasınız. Hatta kendinizi güvenceye almak için de sorunu karşı tarafa bildirdiğinize dair yazılı onay almalısınız. Evi AS -IS olarak satıyorum dediğinizde “evdeki sorunlar hakkında alıcıyı bilgilendirmeme gerek yok, bu şekilde ne sorun varsa saklayabilirim” diye kesinlikle düşünmeyin. AS-IS sadece evi satın alan kişiye bildirilen ve de görülebilen sorunlar için kullanılmalıdır. SORU: Bir evin büyüklüğünü ölçerken evin nereleri dahil, nereleri değildir? CEVAP: Evin yaşanılabilir kısımları ölçülmelidir. Evin yaşanılabilir kısımlarına (livable space) neler dahildir? Koridorlar ve dolapların içi de her ne kadar kimse koridorda ya da dolabın içinde yaşamasa da yaşanılabilir kısımlara dahil edilir. Örneğin; iki kat, basement ve de bir kapalı garajdan oluşan bir evin büyüklüğü için size 1500 square feet denildi. Bunu ölçen kişi size sadece 1. kat ve ikinci kat ölçülerinin toplamını vermiş oluyor. Basement (her ne kadar içinde yaşanılabilir olsa da) ya da garaj bu ölçüme dahil değildir.
10
www.canadaturk.ca
{
{
TEMMUZ/JULY, 2014
TEMMUZ/JULY, 2014
{
{
www.canadaturk.ca
11
12
www.canadaturk.ca
{
{
TEMMUZ/JULY, 2014
AĞLAYAN KAYA HALİT ANGINER /CANADATÜRK
Ç
aybaşı Deresi boyunca yürürken annem, Ağlayan Taş Kadın’ın hikâyesini şöyle anlattı: Kadıncağızın on dört çocuğu olmuştu; yedisi kız, yedisi erkek. Sonra bir şeyler olmuş, on dört çocuğun hepsi birden ölüvermişti. Kadıncağız günlerce, haftalarca, aylarca ağlamış, ağlamıştı. Onun bu hâline acıyan Tanrı, daha fazla ağlamasın diye onu dağın eteğinde, Çaybaşı Deresi’nin kenarında taş hâline getirmişti. Ama ana yüreği bu, taştan bile olsa, evlat acısı duyunca gözyaşlarını tutamaz. Ağlayan Taş Kadın da tutamadı. Cuma günleri, yani çocuklarının öldüğü gün, ağlamaya başlardı. Teyzeme gidişimiz, eğer Cuma gününe rastlamışsa, anneme Taş Kadın’ın oradan geçelim derdim. Bir kadın başını andıran devasa kayanın, göz çukurlarının içindeki nemi görürdük. Annem: “Allah’ın işi” derdi. Teyzemin evi Ağlayan Taş Kadın’ın biraz aşağısındaydı. Pek de büyük olmayan bu mahalle, Manisa’nın en eski mahallelerindendi. Labirenti andıran sokaklarda, evler, tekkeler, türbeler, hamamlar iç içe geçmişti. Esrarlı bir dünyaydı. Teyzemin evi bir çıkmaz sokağın en ucundaydı. Sokak kapısından bahçeye girilirdi. İmrenilecek, renk renk çiçekleri olurdu teyzemin. Yatak yorgan depo edilebilen, hatta içinde bir yıkanma yerinin de bulunduğu duvardan duvara derin gömme dolapların bulunduğu iki odalı, odalarının önünde hayat bulunan bir evdi teyzemin evi. Hayat’ın bahçeye bakan kısmı boydan boya camekândı. Teyzem her bahar elinde fırça, yeniden boyardı camekânı. Boya parlak bir kabuk gibi dururdu camekânın üzerinde. Hayattaki sedirlere oturup bahçenin güzelliğini seyretmeye doyum olmazdı. Her gidişimizde teyzem bana kalburabastı tatlısı yapardı. Bahçede hoplaya zıplaya dolaşır bir yandan kalburabastıyı yerdim. On yıl kadar önce, bir Manisa ziyaretimizde, Çaybaşı’na gitmiştik. Dönüşümüzde teyzemin evine uğramayı düşündük. Her şey o kadar değişmiş ki, sokağı bulmamız bir hayli zor oldu. Hâlâ hayata tutunmakta ısrar eden bir iki ihtiyar teyze yardımcı oldular da, teyzemin evinin bahçe kapısına varabildik. Tahta kapıyı çaldığımızı gören komşular: “Kimse duymaz, açıp girin,” dedi. Açıp girdik. Bahçede yürürken bir kadıncağız içeriden çıktı: “Hoş geldiniz,” dedi. Niye geldiğimizi anlattık. Elimizden tuttu, içeriye çağırıyor, yemek ikram edeceğini, hele bir kahve içmeden bizi asla bırakmayacağını söylüyordu. Evin son sahibiydi. Çünkü komşu evler birer birer apartman oluyordu. Duvarın ardındaki kocaman inşaat kepçesini gösterdi: “Artık sıra bizde!” Aradan geçen zamanla çevre bir hayli değişti. Türbeler, tekke, hamam yenilendi. Etrafındaki evler yıkıldı. Yürüme yolları yapıldı. Manisa’nın Saruhan Oğulları tarafından zapt edildiği zamanlardan kalan, ilk
eserlerden olan Revak Sultan Türbesi`ni ziyaret artık daha kolay. Yedi kız kardeşin yattığı Yedi Kızlar Türbesi, dilekleri olsun diye, yemenilerini bir ya da iki geceliğine türbede bırakıp, sonra gelip alan genç kızlarla dolup taşıyor. Saruhan Bey 700 yıl önce Manisa’yı almaya niyetlendiğinde, Kale duvarlarının sağlam, içerideki Bizans askerinin de çok olduğunu görmüş. Kale`nin ancak kurnazlıkla alınabileceğini düşünmüş. Çevrede ne kadar keçi sürüsü varsa toplatmış. Keçilerin boynuzlarına mum yapıştırtmış, sonra da mumları yaktırmış. Aysız bir gecede Manisa Dağı`nda askerlerini ve keçileri yürütmüş. Gece karanlığında binlerce acayip mahlûkatın, ellerinde mum, dağdan Kale`nin üzerine geldiğini gören Kale`dekiler korkmuşlar ve teslim olmuşlar. Böylece Manisa kan dökülmeden Saruhanlılar tarafından alınmış. Manisalılar bu olayı Regaip Kandili`yle birleştirip kutlarlar. Kutlama şöyle yapılır: Kandil Gecesi ya da çocukların deyimiyle Çıtır Pıtır Gecesi öncesindeki bir hafta boyunca hemen hemen bütün dükkânlar, Kandil Fenerleri, Kandil Helvaları ve çıtır pıtır adını verdiğimiz zararsız patlayıcılar ile dolar taşar. Fenerleri ve helvaları büyükler satın alır, çıtır pıtır alabilmeleri için çocuklara para verilir.
Her ev ve iş yerinde helva kutuları açılır, her gelene ikram edilir. Kâğıt fenerler evlere asılır. Nişanlı delikanlılar, nişanlılarına, renkli kâğıtlardan yapılmış büyük fenerler gönderirler. Yanı sıra şekerlemeler, zenginlik durumuna göre altın ziynetler gider. Gece olunca fenerlerdeki mumlar yakılır. Çocuklar geç saatlere kadar sokaklarda bağrış çağrış koşuşturur, çıtır pıtır patlatır, gökyüzüne maytaplar atarlar. Bu bazen sabaha kadar sürer. Şehre gelen bir yabancı; “Bu şehirde sokak savaşı mı yapılıyor?” diye düşünebilir. Büyükler bu bir gecelik uykusuzluğa aldırış etmezler. Sonraları sahici terörist bombaları işin içine karışınca, çıtır pıtırlar, maytaplar, atomlar yasaklandı. Bu heyecan verici gelenek geçmişin sayfalarına bırakıldı. Eski Manisa Kalesi`nden küçük bir bölüm, Sandık Kale duruyor şimdi. Mezarları, Kale`nin doğu ve batısında yer alan iki Dede, Manisalılara ve Manisa dışından gelenlere şifa ve mucizeler dağıtıyor. Bir zamanlar, her mahallede, her köşe bucakta, her ayıt ağacının yanında Dede mezarları vardı. Başuçlarındaki oyuklarda sabah akşam mumlar yanardı. Şehir imar gördükçe birer, ikişer kayboldular. Geriye kadınların süt kâseleriyle ziyaret ettikleri Süt Dede ile Hacet Dede kaldı. Hıdrellez’de binlerce insanın bu Dedeleri
ziyaretlerini, şehrin neresinde olursanız olun, yüzünüzü dağa doğru çevirdiğinizde görebilirsiniz. Tam bir şenliktir. Sandık Kale’de Tarzan’ın kulübesi bulunuyor. Tarzan yaz kış bu kulübede kalırdı. Gündüzleri bütün Manisa’yı sokak sokak gezerdi. Ağaçların bakımını yapar, su vanalarını açar sulardı. Kurumuş ağaçların yerine yenilerini ekerdi. Kışın hepimiz soğuktan titrerken, Tarzan üzerinde bir şort, çıplak gezerdi. Üşümez miydi? Tarzan öğle vakti, saat 12`de Sandık Kale’de, kulübesinin önündedir. Öğle vaktini bildiren topu patlatır. Bu sırada okuldan çıkan bizler, Dede Lokantası’nın önünde bekliyor oluruz. Çünkü Tarzan topu patlatır patlatmaz, Dağ`daki Kale`den aşağıya koşar, inanılmaz kısa zamanda lokantaya erişirdi. Ne kadar zamanda gelecek diye tahmin yapar, dakika tutardık. Köşeden belirince Tarzan’ı alkışlardık. O, bizim film değil, gerçek kahramanımızdı. Hemen çeşmeye koşar, su tenekelerini doldurur, lokantanın önünü yıkardı. Lokanta sahibi Tarzan’ın yemeklerini verirdi ama Tarzan karşılığında bir iş yapmamışsa o yemeği yemezdi. Bazen bizi oyun oynarken görür, yanımıza gelir, kendi çocukluğunda oynadığı oyunları öğretirdi. İlkokul dördüncü sınıftayken kitapçıda çalışıyordum. Tarzan’ın fotoğraflarını satıyorduk. Çok popülerdi Tarzan. Cumartesi günü şehir iznine çıkan binlerce asker sokakları doldururdu. Memleketlerine mektup gönderdiklerinde zarfın içine bir de Tarzan’ın fotoğrafını koyarlardı. Tarzan’ı ağaçtan ağaca uçarken gösteren fotoğraflarının yanı sıra Manisa’ya gelen ünlülerle fotoğrafları da bulunuyordu. Bunlar arasında sinema sanatçıları, ünlü şarkıcılar, sporcular vardı. Manisa’ya her gelen sanatçı, ilk iş Tarzan’ı bulur, onunla fotoğraf çektirirdi. Tarzan, her pazartesi kitapçıya gelirdi. Birlikte en çok satılan fotoğraflarını tespit ederdik. Sonra, fotoğrafçıdan o fotoğrafları çoğaltılmasını isterdik. Manisa’da, her yıl, Tarzan ve Çevre Günleri adını taşıyan bir sempozyum düzenleniyor. Büyüyünce, Ağlayan Taş Kadın’ın, mitolojik bir kahraman, Niobe olduğunu öğrendim. Niobe’nin yedisi kız, yedisi erkek, on dört çocuğunu kıskanan Tanrıça Leto, onları, oğulları Artemis ve Apollon’a öldürttü. Niobe’nin yürekleri paralayan acısını ebediyen dindirmek isteyen Tanrı Zeus, onu, memleketi Manisa’da, Manisa Dağı`nın eteğindeki şimdiki yerinde taşlaştırdı. Tanrı Zeus bunu Niobe’nin gözyaşlarını dindirmek için yaptı. Ama Niobe’nin taşlaşmış bedeni, binlerce yıldır bu acıyı gözyaşlarıyla akıtmakta devam ediyor.
ulusların Niobesi, işte orada taçsız ve çocuksuz, suskun kederiyle baş başa mermer yığınları arasından süzülerek akan sen, emektar nehir kalk ayağa sarı dalgalarınla, ört kederini onun Lord Byron
{
TEMMUZ/JULY, 2014
{
Malzemeler Köfte harcı için: 500 gr köftelik kıyma 1 orta boy soğan 2 diş sarımsak 3-4 dal maydanoz (incecik kıyılmış) Tuz, karabiber, kimyon Kalıpları yağlamak için 1 yemek kaşığı sıvıyağ
Hazırlanışı: * Kıymayı çukur bir kaba alın. Rendelenmiş soğanı, maydanozu, ezilmiş sarımsağı, tuzu ve baharatları ekleyin. Köfteyi iyice yoğurup ağzını kapatarak yaklaşık yarım saat kadar dolapta dinlenmeye bırakın. • Köfte harcımız dolapta dinlenirken bu arada patatesleri soyup küpler halinde
doğrayıp kızartın. (Patatesleri temiz bir kağıt havlu üzerine alın ki fazla yağını çeksin). • Ezilmiş sarımsakları, incecik kıyılmış maydanozu ve limon suyumuzu ve tabi ki tuzumuzu da ekleyerek sosumuzu kızarmış patateslerimizle nazikçe –patatesleri ezmeden karıştırın. Patatesli garnitürümüz hazır. • Dinlenen köfte harcından yumurta büyüklüğünde parçalar koparın. Köftelerin sığacağı şekilde ısıya dayanıklı küçük kek kalıplarının içine yerleştirin. Köfteleri koymadan önce
13
Muz Dosyası
Patatesli Çanak Köfte
Patatesli garnitür için: 3 adet orta boy patates (soyulmuş ve küp küp doğranmış) 3-4 dal maydanoz (incecik kıyılmış) 2 diş sarımsak (ezilmiş) ½ tatlı kaşığı taze sıkılmış limon suyu Tuz Patatesleri kızartmak için sıvıyağ Fırında pişirmek için ısıya dayanıklı cupcake kalıbı
www.canadaturk.ca
kalıbın içini hafifçe yağlayın. Elinizle bastırarak çukur bir kase şeklini verin. • Önceden ısıtılmış 170 °C dereceye ayarlı fırında pişirin. • Nar gibi kızaran köftelerimizi fırından alıp 3-4 dakika dinlendirdikten sonra servis tabağına alın. İçlerini garnitürle doldurup sıcak servis yapın. Not: Etler pişince ufalıyor. Köfteleri kalıpların içine bunu hesaplayarak yayın. Afiyet olsun. Hayırlı Ramazanlar.
• Muz kabuğunun içini sivrisinek ısırıklarına sürdüğünüzde, kaşıntıyı azaltır ve şişkinliği alır. • Ayaklardaki nasırların yumuşaması için: Muz kabuğunun içini sıyıralım, bir kaşık kadar olduğunda nasırın üzerine koyalım, güzelce saralım. Birkaç saat sonra açıp temiz su ile yıkayalım. • Diz ağrılarının geçmesine yardımcı olmak için muz kabuğuyla dizleri ovun. (Ne kadar işe yarar aslında ben de bilmiyorum ama denemeye değer.) • İçindeki potasyum ve yağlarla çok iyi bir ayakkabı cilası olduğu rivayet ediliyor. Muz kabuğunun içiyle ayakkabınızı ovun sonra temiz bir bez ile iyice temizleyin. • Amerikan Kardiyoloji Dergisi’nde yayımlanan bir makaleye göre: Muzun içeriğindeki ‘potasyum’, kan basıncını azaltarak inme riskini azaltıyormuş. • Bir ‘zehirli sarmaşık’ muhabbeti vardır ya (ben hiç görmedim nerede bulunur neye benzer bilmem) ona da iyi geliyormuş. Olur da bir gün ‘Poison Ivy’ tarafından hedef alınırsanız günde birkaç kez muz kabuğuyla kızarık bölgeyi ovmayı unutmayın…
14
www.canadaturk.ca
{
{
TEMMUZ/JULY, 2014
TEMMUZ/JULY, 2014
{
{
www.canadaturk.ca
15
16
{
www.canadaturk.ca
Q YAPRAK GÜRDAL yaprakgurdal@hotmail.com
uebec eyaletindeki Laurentian Dağları’nın bir şehri olan Mont Tremblant ‘mutlaka görülmesi gereken yerler’ listemdeydi. Kanada’da yaşayıp doğa âşığı olanlar buraya mutlaka gelmeli! Burası beni kendine hayran etti resmen. Dağ inanılmaz heybetli. Yakın geçmişte inşa edilmiş Mont Tremblant Dağı’nın eteğindeki kayak merkezi, dünyanın en iyi on kayak merkezinden biri sayılıyor ve sanki bir masalda
{
yaşıyormuşsun hissi veriyor. Dağa ismini yerli Algonquinli’ler vermiş ve “titreyen dağ” manasına geliyor... Göl ve devamındaki asıl kasaba ise bir başka güzel. Gölün belli bir yerinden sonra evlere kara yolu olmadığından, ev sahipleri gölün donmasını ve göl üzerinden arabalarıyla evlerine ulaşmayı bekliyormuş. Mont Tremblant, Formula One, Can-Am, Trans-Am ve Champ Car World
TEMMUZ/JULY, 2014
Series yarışlarına ev sahipliği yapmış. Buranın güzelliği; yürüyüş yollarıyla, doğa aktiviteleriyle, gölündeki plajında yüzerek yaşanmalı doya doya.... Ben buraya geldikten sonra bir kez daha Kanada’da yaşadığıma ve buraları görebilme şansına sahip olduğuma şükrettim... Seni seviyorum Kanadam...
TEMMUZ/JULY, 2014
{
{
www.canadaturk.ca
17
18
www.canadaturk.ca
{
FRUITERIE ERMIS Günlük taze meyve ve sebzeler Türk gıda ürünleri Tel: 514 329-2220 3257 Henri Bourassa E. Coin (corner) St-Michel, Montreal, QC H1H 1H3
{
TEMMUZ/JULY, 2014
TEMMUZ/JULY, 2014
{
{
www.canadaturk.ca
19
20
{
www.canadaturk.ca
AĞLASAM SESİMİ DUYAR MISINIZ MISRALARIMDA tercümeleri de yayımlamıyorlar. Tercüme mecmuasındaki bibliyografyaları da muzır neşriyat saymışlar.”
{
TEMMUZ/JULY, 2014
Türkmenlerden Türkiye’ye sitem
“Mektubumu ayın 27’sinde yazdım. Fakat parasızlık yüzünden ancak bugün atabiliyorum.”
O
rhan Veli’nin adını, ortaokulda okuduğum yıllarda duymuştum. Bir anda, şiirlerini ezberlediğimiz, aramızda yaptığımız konuşmalarda araya mısralarını sıkıştırdığımız bir şair oluvermişti. Otobüs saatler boyu karada yol aldıktan sonra, bir yamacı aşınca, o güzelim sahil kasabası Gemlik – şimdiki katiyen değil – ve bütün güzelliği ile kucakladığı deniz, birdenbire gözler önüne çıkar, insanı şaşırtırdı. Gemliğe doğru Denizi göreceksin Sakın şaşırma Bunu görmüş, söylemeye değer bulmuştu şair. Diğer kafiyeli yazan şairlerin şiirleri yanında, rahat içtenlikle söylenivermiş gibi duruyordu Orhan Veli’nin şiirleri.
“Dediğin tiyatroya maalesef gidemiyeceğim, maddi imkânım yok.” “Mektubunu Büyükdere’ye eve gönder. Çünkü İstanbul’a inmek çok masraflı. Bütün gelir kaynaklarım kapandı.” “İki gündür yağan yağmura ve soğuğa rağmen üstümde beyaz bir ceket var. Pabucum yok, gömleğim yok, pardösüm yok. Bu sefaletimi göstermek istemiyorum.” Aşk acısı bir yandan: “Canım sana hasretliğim günden güne artıyor. Sen bunu anlamak istemiyorsun…. Sana bu kadar bağlı olan insanı, seni deli gibi seven bir insanı mühimsemezsen hata edersin.” “Resimlerde, sözlerde, hatıralarda, kokularda, renklerde, her şeyde seni arıyorum.”
Orhan Veli’nin, aşkla bağlandığı Nahit Hanım’a 1945 – 1950 yılları arasında yazdığı mektuplar bu yıl yayımlandı.
“Her şeye rağmen, senin bütün yokluğuna rağmen, hayatımdaki tek kadın sensin. Başka birini istemiyorum.”
Heyecanla okudum. 36 yaşında ölen şairin iç dünyasını merak ediyordum. Kitabı bir solukta bitirdim. O güzelim şiirlerin ne durumlarda yazıldığını öğrendim.
“Hayatımdan şüphe etmen manasız. Yeni zevkler, maceralar aramak şöyle dursun, en basit ihtiyaçlarımı bile halledemiyorum. Değil eğlenmek gezmek herhangi bir insan içine çıkamıyorum. Çektiğim sefaleti, sıkıntıları bilsen beni bu türlü şüphelerle üzdüğün için cidden utanırsın. Bir çorap alamadığım, birçok günlerimi sabahtan akşama aç geçirdiğim bir sırada sen: Nasıl yaşadığını biliyorum, diyorsun. Bilmiyorsun. Bilsen böyle bir şey söylemezdin.”
Bitirince elimde kalanın bir avuç hüzün olduğunu gördüm. Şair İstanbul gibi bir şehirde kendini yapayalnız hissetmektedir. Nahit Hanım’ın mektuplarına cevabı kurtarıcı olacaktır: “Bütün bu tatsız günler içinde yalnız seni arıyorum. Bu mektubu aldığın vakit her hâlde cevap ver. Birkaç şey olsun söyle. İstersen bana darıl, sitemlerde bulun. Yeter ki sesini duymuş olayım. Senden cevap almadıkça şiir de yazamıyorum. Son yazdığım: Garibim Ne bir güzel var avutacak gönlümü Bu şehirde Ne de tanıdık bir çehre; Bir tren sesi duymaya göreyim, İki gözüm İki çeşme.” Hasretliğin yanı sıra işsizlik ve yoksulluk acısı çeker şair. Yazı yazdığı dergiler sıkıyönetim tarafından kapatılır, çevirileri Bakanlık tarafından kabul edilmez. Parasızlık bir yandan: “Zincirli Hürriyet yasaklandı. Sıkıyönetim yasaklamanın gazetelerde yazılmasını bile yasakladı. Ankara’ya gelecek param bile yok.” “Sefaletimi ne sen tasavvur edebilirsin ne kimse. Yaptığım
“İstanbul muhakkak ki güzel şehir. Ama benim için güzel şehir, çirkin şehir yok. Sadece senin bulunduğun şehir, senin bulunmadığın şehir diye bir şey var.” “İyi ki seni tanımışım. Seni tanımasaydım, hayatımda böyle bir aşk bulunmasaydı, ne kadar boş bir hayat olacaktı. O boşluktan yalnız içimdeki sevme kabiliyetimle kurtulamazdım. Çünkü hiç kimseyi seni sevdiğim kadar sevemezdim.” “Biliyorum, ben sana bağlılığımı ne kadar anlatırsam sen beni o kadar az düşünürsün.” “30 Ağustos için bir piyango bileti aldım. Türlü türlü hayaller kuruyorum. Bu hayallerin merkezinde sen varsın. Canım sevgilim, hasretle, muhabbetle, gözlerinden öpüyorum.” Ve mektupların arasında şiirler: Deli eder insanı bu dünya Bu gece, bu yıldızlar, bu koku Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç.
K
erkük’ün Kürt Yönetimine bağlı Peşmergelerin kontrolüne geçmesi, Musul ve Telafer gibi Türkmenlerin yoğunlukta yaşadığı şehir ve kasabaların da Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)’in işgali altına girmesi Kanada’da yaşayan Türkmenleri endişelendiriyor. Bir daha kara ve acı günlerde yaşadıklarını belirten Kanada Irak Türkmeleri Kültür Derneği, “Irak Şam İslam Devleti´nin (IŞİD), 10 Haziran´da Musul´u ele geçirmesinin ardından ordu güçleri Kerkük´ten çekilmişti. Peşmerge güçleri, 12 Haziran´da kente giderek kontrolü sağlamıştı ve şimdi Kerkük, Musul, Telafer, Tuzhormatu ve bütün Türkmeneli şehirlerinde ve kasabalarında işgal ve zulum altında yaşıyorlar. Kerkük İlçe Meclis Başkanı ve Irak Türkmen Cephesi (ITC) Yürütme Kurulu Üyesi Münir Kafili Kerkük´te kendisine yönelik düzenlenen silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Bu tür saldırılarla Türkmen toplumunun yıldırılmak istendiğine çalışıyorlar ve Türkmen halkını da yönetici kadrosunu da öldürüyorlar. Türkmenleri yok etme savaşına karar verildi ve uygalanıyor...Ya yetiş kardeş ya ölüyoruz,” şeklinde açıklama yaptı.
Son gelişmeleri değerlendirdiler Irak Türkmenleri, yaşanan son gelişmeleri değerlendirmek için Toronto’da Kanada Türk Dernekleri Federasyonu’nun ofisinde 27 Haziran’da bir araya geldiler. Toplantı sonrası Canadatürk’e Irak’taki son durumu değerlendiren Kanada Irak Türkmeleri Kültür Derneği Başkanı Osama Ali Özkan, büyük bir planın onaylanarak uygulanmaya başlandığını ve Irak’ın bölünme sürecine girdiğini söyledi. Mevcut durumdam en fazla zararı görenin Türkmenler olduğunu belirten Özkan, “Şaşırmış durumdayız. Bu planda Türkmenleri nereye koyacakları belli değil. Türkmenlerin çoğu Irak’ın kuzeyinde
yaşıyor. Kuzey ikiye bölünse çoğu Türkmen Kürt bölgesinde kalacak,” dedi ve şunları ekledi: “Irak’ta Şiilerin arkasında İran, Kürtlerin arkasında ABD ve İsrail, Sunni Arapların arkasında bazı Arap ülkeleri var, ancak bize kim destek veriyor sormak lazım. Türkiye’de çalınmadık kapı bırakılmadı, insanlara yalvarıldı ama değişen bir şey yok. Türkiye Hükümeti ne düşünüyor anlamadık. Biz Irak’a gir Kerkük’ü kontolüne geçir demiyoruz. Ama şu anki tutumuyla bizim elimizi de bağlıyor. Türkmenlere Kürtlerle çalışın,bu ortamda başımızı ağrıtmayın deniliyor. Türkiye’yi büyük abi olarak görüyoruz. Bu zamanda bize destek olmazsa ne zaman olacak? İnsanların yeri yurdu, varlıkları gitti, canları da gidiyor.”
Mammoliti’ye destek Toronto Belediye Meclis Üyesi (Ward 7 – York West) Giorgio Mammoliti için yardım gecesi düzenlendi. Nil Akademi’nin Blue Haven Kampüsü’nde düzenlenen geceye, Toronto’da bulunan çok sayıda sivil toplum kuruluşu destek verdi. Biletleri 100 dolardan satılan yardım gecesine yaklaşık 200 kişi katıldı. Ontario’da Belediye seçimleri 27 Ekim’de yapılacak. Giorgio Mammoliti, 100. yılı dolayısıyla halka açık bir parka Ermeni soykırım anıtı dikilmesini içeren Önerge’ye karşı duruşuyla Türk toplumunun takdirini kazanmıştı. Yardım Gecesi’nde konuşan Mammoliti, 100 sene önce olduğu söylenen ya da olmuş bir olay için Belediyenin parkını kimselere anıt diksin diye vererek toplumu bölemeyiz. Sizi tanımasam da böyle bir şeye izin vermezdim,” dedi.
TEMMUZ/JULY, 2014
{
{
www.canadaturk.ca
21
PKK’nın çocuk askerleri!
Ö
teki Adam Yayınları’ndan Haziran ayı başında yeni çıkan PKK’nın Çocuk Askerleri kitabımı, “yakın gelecekteki savcıların dikkate alması için delil niteliğinde bir suç duyurusu yapmak için yazdım”. Zulme uğramış Kürtlerin demokratik haklarına saygı duymak başka şey; yol keserek, çocuk kaçırarak devlete şantaj yapmak çok daha başka. Nitekim aynı yayınevinden çıkan Biladı Ekrad: Kürdistan kitabımda Kürt haklarını sonuna kadar savundum. PKK, çocukları, ölüm makinesi hâline getiriyor. Kendi yayın organlarında propagandasını yaptılar. PKK’nın bugün yarısı çocuk, ders sırasından, oyundan alınıp militan yapıldılar. Abdullah Öcalan ve diğer PKK liderlerinin sonu Nazi subayları gibi, iç savaşta çocuk asker kullanan Liberya eski devlet başkanı Charles Taylor gibi olacaktır. Irak ve Suriye’de IŞİD ve El Nusra’da çocuk asker kullanıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon ile anlaşınca müebbet yemelerine rağmen serbest kaldılar ve Kürt sorununda devlet ayarlarını 1993 dönemine döndürdüler. Dağa çıkartılan ortaokul ve lise çağındaki 2350 çocuk, üniversitelerden toplanan toplam 8 bin yeni genç militan adayı çocukla herhalde barış sürecine katkı hazırlığı yapmıyorlar. Son bir yıldır daha fazla dağa çıkanlar, daha fazla çocuk kaçırmalar oluyor. Bu defa dağda üç aylık silah ve ideolojik eğitimden sonra şehre gönderiliyorlar ve iç savaş ayaklanması için konuşlandırılıyorlar. “Barış Süreci” adı altında PKK, hiç olmadığı kadar güçlendirildi ve terör örgütüne halk desteği bilinçli olarak arttırıldı. PKK’nın güya barış görüşmelerinde tek muhatap yapılmasını Türk milleti af etmeyecektir. Eğer gerçekten bir barış süreci olsaydı, dağdan terörist inseydi, elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırdım. Ancak görünen köy kılavuz istemiyor, 2012’de bitirilen PKK canlandırıldı. Ülkemize çok pis bir oyun oynanıyor. Birileri AK Parti’yi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olma hırsını kullanarak PKK terör örgütünü güçlendirdi, bunun adına da ‘çözüm süreci’ dedi. Gördük ki barış yok, tam tersine topyekün bağımsızlık savaşı için ciddi bir hazırlık yapılıyor. Türkiye Kürdistan’a özerklik hakları ve Öcalan’a milletvekili olma sözü verildiği yakında ortaya çıkacaktır. Pek çok AKP’li dostumuz hâlen buna inanmıyor. Barış süreci çoktan kördüğüm oldu ama kime gam! Terör örgütü yol kesiyor ve devlet açamıyor yolu. 16 askerimiz yaralandı, kimsenin umrunda olmadı. Bu süreçte AK Parti milleti kandırdı. Kütahya Bağımsız Milletvekili, eski AKP’li İdris Bal, 2013 yılı Mart ayında hazırladığı ‘terör raporu’ ile Terör Örgütü’nün güçleneceğini ve meşrulaşacağını ifade ettiğini ve Hükûmet’i uyardığını hatırlattı. Nitekim öyle oldu, PKK mahkeme kurdu, vergi topluyor, askere adam alıyor, infaz yapıyor. 1993’teki gücüne ulaştırıldı. Ahir zamandaki kıyamet savaşı sanki kurgulanıyor. Bu feryada kim kulak verecek
bilmiyorum, sanki bir savaş varmış gibi 8 bin üzerinde gencin zorla dağa gönderildiğini, kaçırılan çocukların aileleri söylüyor. Diyarbakır’da PKK’nın kaçırdığı çocuklarının geri getirilmesi için oturma eylemi başlatan aileler, üniversite ve lise öğrencisinin dağda olduğunu teyit ettiler. Hikmeti hükûmet yalanlarını bırakalım, kin ve nefret dorukta! 1993 sisteminde Ergenekon’a çalışan komutan ve polisler, PKK ile ortak yürüttükleri uyuşturucu ticaretini milyarlarca dolara çıkarmışlardı. Şimdi o günlere geri dönüyoruz. Örtbast edilen KCK soruşturmasında tutuklanıp serbest bırakılan 2000 kişiden 500′ünün MİT görevlisi Özel Harp elemanı olduğunu unutmayalım. Savcı Zekeriya Öz, Panzehir Belgesi’nde ortaya çıkan gerçeğe göre, Özel Harp’in en iyi subaylarının KCK’da üst düzey komutan olduğunu twitter’dan yazdı. Çocukları onlar eğitiyorlar. Dört ülkede Büyük Kürdistan kurdurulması ihalesi verilen MİT ama bunu yapacak KCK tüzüğünü yazanın Alman BND’den Prof. Ude Steinbech olduğunu biliyoruz. Öcalan ile Ankara arasında arabuluculuk yapabilirim önerisini 1993′te yapacak kadar Öcalan ile sıkı fıkı dost olan Steinbech, 1994’ten beri ülkemize giremiyordu, yasaklıydı. Peki, neden şimdi Alman Ergenekonu Kılıç’ın lider isimlerinden Steinbech ile Ergenekon tekrar iş birliğine başladı? Neden MİT’in yardımıyla Kuzey Suriye’de Kürt devleti kuruldu? Orada gerçek bir devlet yapılanması var. KCK’yı organize eden MİT, MOSSAD, CIA ve BND konsorsiyumudur. ‘Absürt Cemaatin polisi’ yaftasıyla Türk polisinin Kürt sorununda bertaraf edilmesinden sonra sıra Türk ordusuna geldi. Bu CIA, BND ve MOSSAD planıydı, uyanalım ve büyük oyunu artık görelim. Sözcü gazetesi, Öcalan ile anlaşan Erdoğan’ın Türk askerini Güneydoğu’dan geri çektiğini yazdı, Jandarma’nın yapısı da değişiyor. Yerel yönetimlere kendi güvenlik sistemini, polis ve ordusunu kurma yolu açılıyor. Kürt sorunu çözümünde Bakanlar Kurulu tam yetkiyi TBMM’den almak için yasa tasarısı sundu. Bir madde dikkat çekiyor. Görevlendirilen kurum ve kuruluşların bu girişimlerinden dolayı sorumlu tutulamayacağı, dokunulmaz olacakları yasada belirtiliyor. Ne âlâ memleket! Peki, Türk polislerinin Kürt sorunu çözümünde elimine edilmesi kimin planı olabilir? A) Dış Güçlerin B) Erdoğan’ın C) Ergenekon’un D) CIA, BND ve MOSSAD’ın! E) Hepsinin. El Cevap: Hepsi. Dağa kaçırılan Kürt çocuklarının son bir yıldır İstanbul varoşlarından toplandığını öğrendim. Polis Akademisi’ne fesat yuvası diyen ve kapatmaya çalışan acaba bir müstamleke gazetesi mi, yoksa Türk medyası mıdır? O hâlde Polis Akademisi’ni kaldırmak isteyenler de dış güçlerdir! Madem Doğu’da silahların gölgesi kalkmadı, Son bir yılda yüzlerce çocuk dağa militanlık için çıkarıldı, bu barış süreci neye hizmet ediyor? Yoksa tek amaç başından beri özerklik miydi ve Erdoğan buna onay mı verdi? Şırnak Valisi, yol kesenlere engel olacağına barış için Erdoğan’a ve bu konuda ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan’a minnettarlığını sundu ve barış sürecini takdirle karşıladı. Eskiden Osmanlı da şekavet ehliyle ara sıra masaya oturur, pazarlık eder, hatta Celâli reislerine olduğu gibi paşalık bile verirdi ama işin cılkını bu denli çıkarmadılar! Barış sürecinin suyu çocukların dağa kaçırılması ile çıktı. Erdoğan, yol kesme ve çocuk kaçırma
işini de Öcalan’a çözdürecektir. Aralarında Mudanya’da gerçekleşen skandal özerklik pazarlığını örtbastı için PR yapıyor olmasınlar! Unuttukları bir gerçek var: Çocuk hakları! Sierra Leone iç savaşında çocuk asker kullandığı için eski Liberya Devlet Başkanı Charles Taylor uluslararası mahkeme tarafından savaş suçlusu ve insanlığa karşı suç işlemekten 2012’de
suçlu bulundu. Benzer suçu Öcalan ve komutanları kırk yıldır işliyorlar. Utanmadan bir de milletvekili olmayı umuyorlar. PKK’nın çocuk askerleri suçu, Kandil’in komutanlarını ömür boyu parmaklıklar arkasına gönderir, ülkemizde bugün olmasa bile yarın elbet Avrupa’da hapse sokmaya yeter de artar bile… Benden yazması, kitabım suç ihbarıdır.
22
www.canadaturk.ca
{
{
TEMMUZ/JULY, 2014
Türk yargısı ‘nitelikli dolandırıcılık’ dedi
Semiramis Davası MURAT KANDEMİR
murat_kandemir@outlook.com
D
olandırıcılık iddiasıyla aleyhinde İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan ve üç yıldır görülen davanın geçen ayki son duruşmasında Kanada göçmenlik hizmeti veren Levent Semiramis suçlu bulundu. 29 Mayıs Perşembe günü yapılan son celsede dolandırıldıkları iddiasıyla Levent Semiramis’i mahkemeye veren üç kişi, avukatları, Levent Semiramis ve avukatı hazır bulundu. Mahkeme Levent Semiramis’i Kanada’ya göçmen olarak göndermek üzere Kanada’ya gitmek isteyenlerle sözleşme imzaladığı, para alınan kişilerin göçmenlik başvurularını yapmadığı
ve başvuruları yapan kişilere bahane olarak söylediği ekonomik krizin katılanlardan kaynaklı sorun olmadığını kabul etti. Birden fazla kişiden para aldığı ve uyuşmazlık sonrasında aldığı paraları iade etmediği de kabul edilerek şirket adı altında nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiği yönünde görüş kabul edildi. Son celsede mahkeme yukarıdaki suçları sabit görmesinden sonra Levent Semiramis’in Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-h Maddesi’nde belirtilen nitelikli dolandırıcılıktan 2 yıl hapis ve beş tam gün adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Verilen cezada indirim yapılarak ceza 1 yıl 8 ay hapis cezasına indirildi ve CMUK’un ilgili maddeleri gereği sanık hakkında hükmün açıklanması geri bırakıldı. Mahkeme ayrıca üç davacının avukatlık ücretlerinin de Semiramis tarafından karşılanmasına karar verdi. Levent Semiramis hapis yatmayacak ama 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulacak. Daha önce Türk basınında
konu ile ilgili çok haber çıkmıştı. En son 23 Ağustos 2011’de Habertürk’te Levent Semiramis’i, dolandırıldığı iddiasıyla mahkemeye verenlerden birisi olan Mahmut Selim Özcan’ın haberi yayımlanmıştı. Haberde Özcan’ın “Kanada’da yüksek ücretli iş garantisi” vaadine inanarak kendisine 8 bin dolar ödemesine rağmen herhangi bir resmî başvurunun yapılmadığı ve bunun üzerine parasını istemesinin ardından Semiramis’in kendisini öğrenci vizesiyle Kanada’ya gönderdiği belirtilmişti. Kanada’ya öğrenci olarak giden Özcan, Kanada’daki okulun da sadece kâğıt üzerinde bulunduğunu ve o okulun daha sonra başka mağdurlarının da olduğunu gördü. Selim’in okuması için gönderildiği okul Kanada’daki başka bir uluslararası göçmenlik sahtekârlığına konu olarak bazı televizyon ve haberlere çıkmıştı. Kanada’ya göçmen olarak gitmek yerine öğrenci olarak gitmek zorunda kalan Özcan okulun da paravan bir okul olduğunu görünce hayal kırıklığı yaşamış, hayalleri ve tüm
birikimini kaybetmişti. 2011 yılında Türkiye’ye dönen Özcan diğer Semiramis mağdurlarıyla birlikte Levent Semiramis’i mahkemeye verdi. Semiramis ismi Türk basınında çok geçti. Semiramis’in şirketi olan Kan-Da danışmanlık şirketi hakkında İstanbul İl Müdürlüğü’nün araştırmaları sonrasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü’nün 03.12.2004 tarihli yazısından Levent Semiramis’in Türkiye İş Kurumu’nun izni ve bilgisi dışında yasal olmayan yollardan yurt dışına işçi götürdüğü tespit edilmiş ve Valilik tarafından 20 Aralık 2004’te hakkında düzenlenen basın duyurusuyla vatandaşlar uyarılmıştı. Semiramis’in Kanada göçmenlik danışmanlığı hizmeti verenlerin üye olmak zorunda olduğu Kanada Göçmenlik Danışmanları Meslek Odası (ICCRC)’na herhangi bir üyeliğinin olmadığını belirtelim. Davacıların ayrıca Levent Semiramis’in müşterilerine Kanada fahri konsolosu olduğunu söylediği iddiaları da var.
C-24 Vatandaşlık Yasası
ç insan hakları Ü organizasyonu Federal Hükûmet’in
çift pasaport sahibi kişilerin Kanada vatandaşlığını elinden alma hakkı veren Yasa Tasarısı’nın iptal edilmesi için mahkemeye gidecek. Uluslararası Af Örgütü, Kanada Mülteci Avukatları Derneği ve B.C. Sivil Özgürlükler Derneği, C-24 Yasa Tasarısı’nın kanunlaşmasının ardından, Kanun’un iptal edilmesi için mahkemeye gidecek. Yeni Vatandaşlık Yasa Tasarısı Kanada vatandaşlığının edinilmesini zorlaştırdığı ve Hükûmet’in kolayca iptal edebildiği sebepleriyle çok eleştirilmişti. Çeşitli sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti sözcüleri Tasarı’nın Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtmişlerdi. Tasarı’ya karşı çıkan gruplar Tasarı’nın “gerçek” ve “diğerleri” olmak üzere iki tür Kanada vatandaşı sınıfı yaratacağına inanıyorlar. Göçmenlik Bakanı Chris Alexander Tasarı’yı savunarak; Kanadalıların savaş suçları veya terörizm gibi suçları işleyenlerin Kanada vatandaşlıklarının ellerinden
alınmasını desteklediklerini belirtti. C-24 Parlamento’da tüm okumalardan geçti ve Royal Assent’i almış bulunuyor. Çok yakında kanunlaşacak. Son günlerde, bana en çok sorulan sorulardan biri de Türkiye’de yaşayan Kanadalıların bu yasadan etkilenip etkilenmeyeceği. Bu soruya net bir cevabım şu an yok. Tasarı’nın kanunlaşmasının ardından ilgili yönetmeliğin yayımlanmasını ve burada Göçmenlik Bakanlığı yetkilileri tarafından hangi durumlarda çifte pasaport sahibi Kanadalıların Kanada vatandaşlığının geri alınacağı gibi maddelerinin netleşmesini beklemek durumundayız. *Murat Kandemir, (Member of ICCRC)
{
TEMMUZ/JULY, 2014
{
www.canadaturk.ca
23
NİÇİN KANADA ENGİN SEZEN
enginsezen@gmail.com
“Her şeyimiz var. Harika insanlarımız, bereketli topraklarımız, mükemmel imkânlarımız… Bütün bu şeyleri bir araya getirdiğimizde, dünyada yaşanabilecek daha ideal bir yer olmadığını görüyorsunuz.” Bob Rae, Eski Ontario Başbakanı Türkiye seyahatlerimizde, söz bir şekilde dönüp dolaşıp Kanada’ya nasıl gelebilirim, orada hangi imkânları elde edebilirim, kendim ve ailem için nasıl yeni bir hayat kurabilirim gibi sorulara gelir. İnsanımız evvel ahir, zamana göre de değişen sebeplerle bir şekilde kendini ülke dışına atmak istiyor. Kanada’nın da bu ülkelerin başında geldiğini belirtmek yanlış olmaz sanırım. Kanada, kuruluşundan beri bir göçmen ülkesi olarak bilinmiş, bu özelliğiyle temayüz etmiş. Bugün de her yıl yüz binlerce yeni iltihakla bu özelliğini sürdürüyor. Hükûmetlerin kendi ajandaları doğrultusunda sürekli değiştirdiği, kimi zaman kolaylaştırdığı kimi zaman da güçleştirdiği göçmenlik ve vatandaşlık yasaları ile Kanada, sadece Türklerin değil, dünyanın her yerinden milyonlarca insanın, gelmek için hâlâ can attığı bir ülke. Elhak, Kanada, dünyanın parlayan yıldızı; uluslararası imajı yakışıklı bir ülke. Birleşmiş Milletler’ce tam yedi yıl ardı ardına dünyanın en yaşanabilir ülkesi seçilmiş. Yine UNESCO tarafından bazı Kanada şehirleri (Toronto, Vancouver, Ottawa...) çeşitli bakımlardan sürekli dünyanın en iyi mekânları arasında gösteriliyor. Türkiye’de arkadaşlar arasında sohbet Kanada’nın avantajlarını
anlatmaya gelince özetle şunları söylüyorum: Kanada yemyeşil, sakin ve rahat bir ülke. Evet soğuk ama ısınma ve sıcak su sorunu yok. Kimse çetin kış şartlarında aç ve açıkta değil. Evlerin hepsi, temel beyaz eşyalarla tefriş edilmiş durumda. Dünyanın gayrimenkule sahip olma oranı en yüksek ülkelerinden. Ortalama bir kişi için ev bark sahibi olmak Türkiye’ye göre daha mümkün; temel gıdalar standart ve makul fiyatla satılıyor marketlerde, bu sebeple genel olarak herkesin istediği şeyleri yeme ve içme durumları arasında büyük farklılıklar yok. Ülke, göçmenlere mecbur, hatta mahkûm. Yaşlanan nüfus, dışarıdan gelenlerle dengelenmek zorunda; genç ve dinç göçmenler, toplumsal bir denge sağlamakta, mesela ağır işlerde çalışmak gibi. Bununla birlikte devlet, yetişmiş göçmenlerin; eğitimli, dil bilen, iş deneyimine sahip, düzenli aile yapısına sahip göçmenlerin peşinde. Devletin en zorlandığı işlerin başında, yetişmiş ve eğitimli göçmen nüfusu aslı aslınca istihdam edebilmek... Göçmenlik standartları ile birlikte, alacağı göçmen sayısını da arttıran devlet, gelen göçmenlerden istediğini alamıyor! Ciddi entegrasyon sorunları var. Eğitimli göçmenlerin de ülkeden çok memnun oldukları söylenemez. Ülkede branşlarıyla ilgili iş arayıp bulamayan, yıllardır orada burada çalıştıktan sonra başka bir ülkeye giden, hatta kendi ülkelerine geri dönenler az değil. Burada, Kanada’nın uluslararası sahnede hâlâ cazip bir ülke olarak düşünülmesinin kimi nedenlerini mümkün mertebe en az “controversial” olmaya özen göstererek sıralamaya gayret edeceğim:
Sağlık
Her ne kadar ülkenin kanayan bir yarası olsa da, sağlık hizmetlerinin ücretsiz olması, şikâyet kapısını belli ölçüde kapatıyor. En hafif rahatsızlığınızda, hemen yürüme uzaklığındaki sağlık ocaklarına gidip
ücretsiz muayene olabilirsiniz. Devlet tekelindeki sağlık hizmetlerinde genel bir memnuniyet olduğu söylenebilir. Çok pahalıya mal olabilecek bazı ameliyatların, çocuk doğumlarının ücretsiz yapılması bir memnuniyet sağlıyor. Sağlık hizmetlerinde, diş ve ağız sağlığına ayrı bir parantez açmak gerekir. Diş bakımı çok pahalı olduğundan eğer çalıştığınız kurumun tam teşkilatlı bir sağlık paketi yoksa, diş tedaviniz için birçok kişinin yaptığı gibi Türkiye’ye gitmeniz çok daha makul.
Eğitim
Kanada’nın güçlü olduğu kalemlerin başında geliyor. Cazibesi, temel eğitimin ücretsiz olması ve ebeveynlere çok farklı seçenekler sunması. Göçmenlerin azımsanmayacak oranı, Kanada’nın kahrını, çocuklarının eğitimi için çektiklerini ifade ediyor. Kanada okullarından mezun bir lise öğrencisi, isterse kendi anadiliyle birlikte, İngilizce ve Fransızcayı da öğrenebiliyor. Devlet okullarının ve öğretmenlerinin kalitesi dünya standartlarının üzerinde.
Ekonomi
Bütçesi açık vermeyen sayılı ülkelerden… Gönlünüzdeki işi bulamazsanız da, her ne iş olursa olsun, tuttuğunuz iş, hayatınızı idame etmenize, ailenizi geçindirmenize yeter. Çalıştığınız yerlerde, emeğinizin karşılığını alabilirsiniz. Hayat şartları, dünyanın pek çok ülkesiyle karşılaştırıldığında, zor değil. İşsizseniz, çalışamayacak durumdaysanız devlet güvencesindesiniz.
Tabiat
Muhteşem bir tabiat. Her mevsim ayrı bir güzellikte. Kışları keskin ve taze bir kar kokusu, baharları serin serin leylak kokuları, yazları kesif bir çimen kokusu ve sonbaharları da kurumuş yaprak kokusu… Uçsuz bucaksız tabiatı, Kanada’nın önemli albenisi. Ülkeyi baştan sona gezmeye âdeta bir ömür yetmez. Şehirler planlı, yeşil özenle
korunmuş. Ülke çok büyük olduğundan birbirinden çok farklı tabiat örtüleri ve manzaralar var.
İnsan hakları
Kanada, herkesin eşit muamele gördüğü, düşüncesinden dolayı kimsenin kınanıp, mahkûm edilmediği, ayrımcılığa uğramadığı, cadı avına maruz kalmadığı bir “free country”. Azınlıklarına, göçmenlerine olan muamelesi, adaleti, yerleşik demokrasisi ile bir ağırlığa, saygınlığa sahip. Ülkenin göçmenleri, dillerini, kültürlerini koruyabilir; dinî görevlerini yaşama ve düşüncelerini ifade hürriyetine sahipler. Dernekleşebilirler, duygu ve düşüncelerine göre okullar açıp, etkinlikler düzenleyebilirler. Kanun karşısında herkes eşittir.
Dış politika
Kanada’nın dünya arenasındaki namı “barış yapıcı ve koruyucu”dur. Gerçi Afganistan’daki son gelişmeler bu imajı belli ölçüde zedelemişse de; dünyanın sıkıntılı bölgelerine, sivil ya da resmî birimlerini göndererek, oralarda huzursuzluğun sona ermesi, akan kanın durması için gayretlerini sürdürüyor Kanada.
Amerika’ya komşu olması Kır atın ya huyundan ya suyundan… Amerika’ya yaslanmasının, Kanada’nın lehine mi, aleyhine mi olduğunu tam kestirebilmek kolay değil. Ancak pek çok göçmenin hayalinde, Kanada ile birlikte, Amerika’nın da içinde olduğu bir Kuzey Amerika rüyası var. Bunu Kanada’da yaşayan Kanadalı Türkler de çok iyi bilir ama ben yine de tekrar etmek isterim: Türkiye’den yaklaşık on bin kilometre uzaklıktaki bu okyanuslar ülkesinde, sizleri bekleyen nice güzellikler, sürprizler, maceralar bulabilirsiniz. Çok güzel bir tabiatın, yeşilin keyfini sürmek, sıcak, nazik ve renkli insanlarla tanışmak isteyenlere ilk önerilecek ülkelerden biri Kanada olabilir.
CANADATÜRK SATIŞ NOKTALARI EDMONTON
MONTREAL
Anatolia Food Market 15920 Stony Plain Rd. 587 521-4004
Anadolu Kültür Merkezi 11280, av Jules-Dorion 514 852-2223
KITCHENER
Antep Baklava 5098 Jarry Est 514 419-8758
Anadolu Kültür Merkezi Lawrence Ave. 519 954-1773 LONDON Anadolu Kültür Merkezi 193 Homestead Cres MISSISSAUGA Master Delight 7033 Telford Way Unit 2&3 905-671-9229 Tahsin Meat Products 755 Queens Way E. Unit 16 905 272-1300
Atlas Boucherie et Grillades 1905 Henri-Bourassa Est 514 388-2888
Gold Scissors Kuaför Salonu 698 Rue Saint-Roch 514 273-8947
Can-Turk İpek Mobilya 1179 Finch Ave W. Suite #13 416 736-4473
Kebab 49 5308 Dundas St. W. 647 348-4525
Nuri Sansarlıoğlu 2301 Keele St. Suite #206 647 343-6113
Marche Ayder 3791 Willeray (514) 722-1835
Carlson Wagonlit Travel Nesli-Osman Dino 101 - 8800 Dufferin Street 416 661-7880
Mustafa Turkish Pizza 866 Wilson Ave. 416 631-0300
Pizza Pide 949 Gerrard St. E. 416 462-9666
Narin Pastanesi 881 Wilson Ave. 416 631-7500
Polat Auto Services 14 Sable St. 416 630-1444
Eren’s Hair Salon 893 Wilson Ave 416-638-1530
Nasib Market Taste of Turkiye 3318 Keele St. 416 635-6114
Pape Camii 336 Pape Ave. 416 469-2610
Fatih Camii 182 Rhodes Ave. 416-462-1401
Nil Academy İlköğretim 25 Civic Rd. 416 447-7878
Iqbal Halal Foods 2 Thorncliffe Park Drive
Nil Academy İlköğretim & Kız Lisesi 5 Blue Haven Crst.
Turquoise Pide 3662 Rue Fluery Est 514 903-9571 OTTAWA
Çiçek Pastanesi 3656 rue Fluery E. 514303-5361
Anadolu Kültür Merkezi 335 Michael Cowpland Dr. 613 829-7787
Efes Pastanesi 689, Rue Saint-Roch 514 495-6535
TORONTO
Fahri Konsolosluk 506-1134 Ste. Catherine W, 514 878 33 94
Accurate Accounting 450 Wilson Ave. Unit 2 416 638-0700 Al Premium Food Mart 1970 Eglinton Ave E
Dr. R.N. Sezer & Associates 1273 Broadway Ave. 416 429-3317
Kanada Sufi Kültür Merkezi 270 Birmingham St.
Sofra Grill 1166 St. Clair Ave. W. 416 653-6536 Sunny Foodmart 747 Don Mills Rd. Unit 60
ŞİFRE:
TEMMUZ/JULY, 2014
{
{
www.canadaturk.ca
25
Kanada’nın etnik gıda pazarına büyükler göz dikti
K
anada’da etnik gıda pazarı gün geçtikçe büyüyor. Bu büyüme, etnik marketlerin de büyümesinde en büyük etken. Özellikle Çin marketleri bu pazarın en büyük oyuncuları konumuna geldi. Kanada için yeni olan bu pazar büyük firmaların da dikkatini çekmiş durumda. Loblaw, 1999 yılında Vanocuver’da ilk şubesini açan ve Kanada geneline yayılan T&T marketlerini 2009 yılında satın aldı. Şimdi Kanada genelinde 22 T&T marketi var. Dominion’un Kanada marketlerini satın almasıyla dikkatleri çeken Quebec merkezli Metro (Bünyesinde Metro, Metro Plus, Super C ve Food Basics marketleri bulunuyor) ise Orta Doğu menşeli ürünler satan Phoenicia isimli firmaya ait Adonis marketlerini 2011 yılında bünyesine kattı. Montreal merkezli Adonis, Lübnanlı bir aile tarafından işletiliyordu. Phoenicia, kendi markası Cedar ve Türkiye dahil Orta Doğu ve Akdeniz bölgesinden ithal ettiği ürünler ile hemen hemen tüm marketlere toptan gıda ürünleri satıyor. Türk markaları Ülker, Ece, Hazerbaba ve Turtamek’in Kanada distribütörlüğünü yapıyor. Montreal’de altı şubesi olan Adonis, kısa bir süre önce Mississauga ve Scarborough’da iki yeni market açarak Toronto’ya da gelmiş oldu. Bu sayıya kısa sürede yenileri eklenecek. Metro’nun Adonis hamlesine Loblaw’ın cevabı gecikmedi. Loblaw, kısa bir süre önce Lübnanlı Ermeni kardeşlere ait, Türk toplumunun da aşina olduğu Toronto’da Lawrence & Pharmacy kesişiminde bulunan Arz Fine Foods’u satın aldı. Arz, Adonis’e göre daha küçük ancak aynı türde ürünler satan bir market. Arz’ın Mississauga’da açacağı şube, bu satış sonrası No Frills olarak hizmete girdi. Loblaw’ın Arz marketlerinin sayısını arttırıp arttırmayacağı henüz belli değil. Ancak, Arz’ın üretimini yaptığı yiyecekleri Loblaw’a ait marketlerin (Loblaws, Real Canadian Superstore, No Frills, Maxi, Provigo, Zehrs, Fortinos, Valu-
Mart, Independent vs.) raflarında göreceğiz. Arz’ın imalatında çalışanların çoğunluğunun Türk olduğunu da hatırlatmakta yarar var. Bir diğer önemli satış ise Quebec merkezli CLIC adlı firmanın satışı idi. Kanada’nın en büyük etnik ve geleneksek gıda toptancısı firmalarından olan ve ürünleri hemen hemen tüm marketlerin raflarını süsleyen CLIC’i Kanada’nın devleri değil; Türklere ait olan bir firma satın aldı. Mersin merkezli Arbel firmasının Kanada uzantısı Alliance Grain Traders (AGT), CLIC firmasını bu yılın ocak ayında bünyesine kattı. CLIC’e ödenen paranın miktarı konusunda AGT’den Ömer Al-Katib, kesin bir rakam vermedi ancak AGT olarak bugüne kadar satın aldıkları her bir firma için 8 ila 15 milyon dolar arasında bir ödeme yaptıklarını söylemekle yetindi. Merkez binası Laval’da olan CLIC’in Saint-Léonard’da konserve fabrikası, Toronto ve Ottawa’da da distribution merkezleri bulunuyor. Toronto Borsası’nda da işlem gören AGT ise, dünyanın en büyük bakliyat üreticisi firmalarından birisi. Başta Kanada olmak üzere ABD ve Avustralya gibi ülkelerde de bakliyat işleme fabrikaları var. Umuyoruz AGT market işine girer de Lübnanlıların becerip de Türklerin başarısız olduğu bu alanda Türk toplumunun gururu olacak mekânlara kavuşuruz.
HABITAT 67 M
ontreal’de bulunan Habitat 67 evlerinin 1967 yılında düzenlenen Expo 67 Dünya Fuarı için 2600 Avenue Pierre-Dupuy adresinde Sait Lawrence Nehri’nin kenarında inşa edildiğini, Moshe Safdie adındaki mimar tarafından dizayn edilen Habitat 67’nin ‘sosyal ev projesi’ olduğunu, projenin Federal Hükûmet tarafından finanse edildiğini, küp şeklindeki yapıda başlangıçta 158 daire olduğunu, ancak zamanla bazı
24’üncü sayfadaki çengel bulmacanın çözümü
Helal Gıda Festivali Tahsin Meat Products’tan Mehmet Solmaz’ın daveti üzerine 14-15 Haziran’da Toronto’da yapılan Helal Gıda Festivali’ni görme fırsatım oldu. Ancak pek memnun ayrıldığımı söyleyemem. Müslümanların gıda konusundaki profesyonel olmayan yaklaşımını bu fuarda da görmek beni üzdü doğrusu. Birkaç ciddi firma dışında doğru düzgün stant açan bile yoktu. Ciddi firma dediklerimin çoğu da Helal gıda pazarını keşfetmiş Kanadalı firmalardan başkası değil. Adı Helal Gıda Festivali ama helal sertifikası olmayan ürünlere de rastladım. Müslümanlara ait firmalar böyle oldukça Müslüman olmayanların ürettiği helal ürünleri uzunca süre tüketmeye devam edeceğiz gibi.
dairelerin birleştirilmesiyle bu sayının azaldığını, yüksekliği 12 kat olan kompleksteki her bir dairenin kendine ait terası olduğunu, ucuz yaşam alanı olması düşünülen projenin maliyetinin planlanandan yüksek çıkması sebebiyle sosyal ev projesi olarak daha sonra kullanılamadığını, 1985 yılında içindeki kiracılara satılan Habitat 67’de şu anda dairesine göre fiyatların 500 ila 1,5 milyon dolar arasında değiştiğini biliyor muydunuz?
Yayıncı/Publisher BestOne Media Inc.
E: info@canadaturk.ca W: www.canadaturk.ca
Genel Yayın Yönetmeni / Editor-in-chief Hasan Yılmaz
Canadatürk’te yayımlanan yazıların her türlü sorumluluğu yazarına aittir. Canadatürk, yayımlanan reklamların içeriğinden, reklamı yapılan ürün ve hizmetin alınması veya kullanılması sonrasında oluşabilecek olumsuzluklardan sorumlu tutulamaz.
Yazarlar/Writers Akif Eren, Engin Sezen, Faruk Arslan, Fatma Durmaz, Halit Angıner, Murat Kandemir, Yaprak Gürdal Görsel Yönetmen/Art Director Hasan Yılmaz Adres/Address 2 Clanwilliam Crt. Toronto ON, CANADA M1R 4R2 Phone: 416 462-1244
ISSN 1923-7030 CANADA POST AGREEMENT NUMBER 42779532 We acknowledge the financial support of the Goverment of Canada through the Canada Periodical Fund of the Department of Canadian Heritage.
26
www.canadaturk.ca
{
{
TEMMUZ/JULY, 2014
TEMMUZ/JULY, 2014
{
{
www.canadaturk.ca
27