CANADATURK-DECEMBER 2015

Page 1

If undelivered please return to: 2 Clanwilliam Ct., Toronto, ON M1R 4R2

www.americaturk.com TORONTO - NEW YORK CITY - MONTREAL - NEW JERSEY The Voice the Turkish Canadian Community Yýl/Year 8 Sayý/Issue 121 1ofEkim/October 1, 2011 T: 416 462-1244 F: 416 444-4073 2 Clanwilliam Crt. Toronto, ON M1R 4R2 info@canadaturk.ca www.canadaturk.ca ISSN 1923-7030 Fiyatı/Price $1 Yıllık Abonelik/Yearly Subscription $30

Yıl/Year 12 Sayı/Issue 171 Aralık/December 2015 T: 416 462-1244 2 Clanwilliam Ct. Toronto, ON M1R 4R2 info@canadaturk.ca www.canadaturk.ca ISSN 1923-7030 Fiyatı/Price $1 Yıllık Abonelik/Yearly Subscription $30

1

$

Gülen Kanada’da! Yıl 1992. Avrupa’dan sonra Kuzey Amerika gezisine çıkan Fethullah Gülen, bir günlüğüne de olsa Kanada’ya gelir.

Siyasi sığınma talep etti

ABD

’de kaldığı 35 günde 25 eyalet gezen ve Houston’da tedavi gören Turgut Özal’ı da ziyaret eden Gülen, kader birliği yaptığı Necdet Başaran’la birlikte Detroit’ten Kanada’ya geçerler. Windsor ve London’da yerleşik bir avuç Türk ile görüşen Gülen, Niagara Falls’a da gider. Bir gün Kanada’da kalan Gülen, o zamanlar Cemaat’e yakın kimse olmadığı için Toronto’ya dahi uğramaz ve tekrar ABD’ye geri döner. 1992’de gerçekleşen bu gezi Gülen’in Kanada’ya yaptığı ilk ve tek ziyaret olarak kayıtlara geçti. 5’TE

6’DA

Bengi Yıldız

100 bin dolarlık hamsi

PİDE, LAHMACUN, DÖNER, İSKENDER VE KÜNEFE MUSTAFA’DA YENİR...

416 631-0300

866 WILSON AVE. TORONTO, ON M3K 1E5

Eski pasaportlar kullanım dışı

E 10’DA

ski tip Türk pasaportları 24 Kasım itibariyle yürürlükten kalktı. Kullanım dışı olan bu pasaportlarla artık seyahat edilemeyecek. 9’DA


2

www.canadaturk.ca

{

{

ARALIK/DECEMBER, 2015


ARALIK/DECEMBER, 2015

{

{

www.canadaturk.ca

3

Bu kış çok çetin geçecek!

I

rak ve Şam İslam Devleti. Kısa adıyla IŞİD. Gerçi örgütün ismi konusunda da bir fikir birliği yok. DAEŞ, DAİŞ, DEİŞ, ISIL ve IS olarak da biliniyor. Terör örgütü ama İslam Devleti kuruyor ve bu devlet dünyanın en büyük petrol yataklarının olduğu yerde bulunuyor. Parası ve ağır silahları var. Dünyanın her yerinden örgüte katılanlar mevcut ve her örgüt üyesi maaş alıyor. Başta ABD olmak üzere Kanada, Irak, Ürdün, Bahreyn, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Almanya, İngiltere, Avustralya, Belçika, Danimarka, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Arnavutluk, Hollanda, Estonya, Macaristan, Lübnan, Rusya ve görünürde Türkiye bu örgüte karşı askerî operasyon yapıyor, havadan bomba yağdırıyor. Kürtler, Suriye ve İran ile cephe savaşındalar. İsveç, Kuveyt, İsviçre, Japonya, Avusturya, Yeni Zelanda, Güney Kore, İrlanda, İspanya, Slovakya, Lüksemburg, Katar, Norveç, Bulgaristan, Mısır, Finlandiya, Gürcistan, Yunanistan, Kosova, Çin, Umman, Polonya, Hırvatistan, Romanya, Singapur, Tayvan, Andorra, Bosna Hersek, Litvanya, Makedonya,

Malta, Meksika, Moldova, Fas, Portekiz, Sırbistan, Slovenya, Tunus, Ukrayna ve İsrail operasyonlara maddi ve manevi destek veriyorlar. Ayrıca Arap Ligi ve AB de destekleyenler arasında. Kısaca dünya birlik olmuş 30 bin savaşçısı olan bir örgüte karşı savaşıyor ya da savaşıyormuş gibi yapıyor. IŞİD öyle bir örgüt ki, üzerine tonlarca bomba yağmasına rağmen Türkiye ve Fransa başta olmak üzere ABD dahil farklı coğrafyalarda yüzlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan büyük eylemlere imza atabiliyor. IŞİD ülkelerin dirliğini ve birliğini bozmanın yanında ülkeler arasında da krize sebep oluyor. Son olarak Türkiye’nin Suriye sınırında Rus savaş uçağını sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle düşürmesi iki ülkeyi sonu kestirilemeyen bir sürece sürükledi. Küçük resimde Erdoğan ve Putin, bölgeden sağlanan zenginliğin paylaşımı konusunda birbirleriyle kavga ederken, büyük resimde bölgeyi yeniden şekillendirecek Proje planlandığı gibi işliyor. NATO’ya bağlı savaş gemileri ve uçaklar Rusya’ya karşı Türkiye’ye destek için bölgeye sevkediliyor. Türkiye’deki ABD ve NATO üsleri hareketlenmiş durumda. Rusy ve Fransa’dan sonra İngiltere ve Almanya da bölgede bombardımana başladı. Neredeyse tüm dünyanın içinde yer aldığı bu savaşın 30 bin kişilik bir örgütü bitirmek, bölgeye huzur ve demokrasiyi getirmek için olduğuna inananlar olabilir. Ancak NATO’nun bölgeye iyice yerleşmesi ve yanıbaşında fırtınalar

koparken İsrail’in sessizliğinden korkmak gerekiyor. Kurdurulan ve büyütülen IŞİD sayesinde, ister adına 3. Dünya Savaşı

deyin ister Büyük İsrail Projesi veya Büyük Ortadoğu Projesi (BOP); Türkiye’yi de içine alacak bir şekilde bölgeyi ve bölge insanını çok daha karanlık günler bekliyor.

Herkesi kör, âlemi sersem sanmak Yıllar önce aynı yerde çalışan iki diplomattan bir tanesi bizi arayarak diğer diplomat hakkında olumsuz şeyler söylemişti. Ona göre mesai arkadaşının dünya görüşü bizim dünya görüşümüz ile pek uyumlu değildi ve dikkat edilmesi gerekiyordu. Bizim için dünya görüşünden ziyade bir kişinin insan olması ve insani vasıfları taşıması önemli idi. Biz ikisini de çok iyi tanıyorduk. O yüzden birisinin diğeri hakkında olumsuz şeyler söylemesi o kişiyi gözümüzde küçültmekten ziyade daha da yüceltti. Mesai arkadaşını bize gammazlayan kişiye karşı ise mesafeli davranmaya karar verdik. Beraber çalıştığı kişiye bunu yapan bize neler yapmazdı ki! Günlük hayatımızda böyle olaylarla sıkça karşılaşıyoruz. Canadatürk olarak biz de bunun ısdırabını hep yaşadık. 2003 yılı sonlarında ilk yayın hayatımıza başladığımız andan itibaren birileri hep aleyhimize çalışır oldu. Reklam verenler, yazarlar ve okuyucularımıza karşı bizi hep kötülediler. Şucuymuş, mucuymuş dediler. Bu atılan çamurlar bizde iz dahi bırakmadı. Çamur atanlar ise kalitesizliklerinde âdeta boğuldular. Aynı şekilde şimdilerde de reklam verenleri tek tek arayarak vatan haini olduğumuzu anlatmakla meşgul olan, Müslümanlara karşı cihat eden tipler de kinlerinde boğulup gidecekler. Buna hiç

şüphemiz yok. Gerçi sadece biz değil; diğerleri de farklı nedenlerle hedef oluyorlar. Bizim için gerici, vatan haini yaftası atılarak reklam vermeyin deniliyor, diğerlerine ise bilmem şucu, bucunun reklamını niye alıyorsunuz diye bir baskı var. Asla unutulmamalı ki; başkasına çirkinsin demek söyleyeni güzel yapmaz, aynı şekilde başkasına kötüsün demek söyleyeni iyi yapmaz. İnsan kendisi için en üstün methiyeleri düzebilir bunda bir sakınca yok ancak kendisi için methiyeler düzerken başkaları için küçültücü, hakaret içeren ifadeler kullanması, eylemde bulunması sorunlu bir davranış. Bu sorunlu söylem ve eylemler geçmişte kendilerini beyaz ya da elitist kabul edenler, şimdilerde ise daha çok devletin sahipliğine soyunmuşlar ve diplomatlar tarasfından icra ediliyor. Milletvekilleri, bürokratlar, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve diğer Müslüman grupların temsilcileri ile görüşmelerde kendi ülke vatandaşları ve onların kurmuş olduğu kuruluşlar aleyhinde negatif propagandalar yapılıyor. Ziya Paşa; “Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?” der. Kanadalılar kimin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. O yüzden ne yorulmaya ne de rezil olmaya değer…


4

www.canadaturk.ca

{

{

ARALIK/DECEMBER, 2015


ARALIK/DECEMBER, 2015

{

{

www.canadaturk.ca

5

Gülen Kanada’da! Yıl 1992. Avrupa’dan sonra Kuzey Amerika gezisine çıkan Fethullah Gülen, bir günlüğüne de olsa Kanada’ya gelir.

A

BD’de kaldığı 35 günde 25 eyaleti gezen ve Houstan’da tedavi gören Turgut Özal’ı da ziyaret eden Gülen, kader birliği yaptığı Necdet Başaran’la birlikte Detroit’ten Kanada’ya geçerler. Windsor ve London’da yerleşik bir avuç Türk ile görüşen Gülen, Niagara Falls’a da gider. Bir gün Kanada’da kalan Gülen, o zamanlar Cemaat’e yakın kimse olmadığı için Toronto’ya dahi uğramaz ve tekrar ABD’ye geri döner. 1992’de gerçekleşen bu gezi Gülen’in Kanada’ya yaptığı ilk ve tek ziyaret olarak kayıtlara geçti.

Bir ihtimal üzerine... 2000’li yılların başında Gülen’in Kanada’ya taşınma ihtimalinin var olduğu yönünde bir bilgi Cemaat içinde dar bir dairede konuşuluyordu. Hatta Belleville yakınlarında alınan bir çiftliğin üzerine bina yapılması projesi de tüm itirazlara rağmen bu ihtimal üzerine onaylanmış ve hayata geçirilmişti. Şimdilerde bu çiftlik, yaz kampları için kullanılıyor. Bu ihtimalin ötesinde Gülen’in Kanada’ya geleceği yönünde herhangi bir ima dahi söz konusu olmadı. O nedenle, son zamanlarda Fethullah Gülen’in Kanada’ya kaçacağı ya da kaçtığı yönündeki haberler hayal ürünü olmaktan ve belli bir amaca hizmet etmekten öteye geçmiyor.

Kaçıra kaçıra bir hal oldular Saray kontrolündeki Havuz Medyası’nda Fethullah Gülen’in Kanada’ya kaçtığı yönünde uydurma haberlere sürekli yenileri ekleniyor. Havuz Medyası’ndan beslenen Türkiye nüfusunun yarıya yakını ile Kanada’da yaşayan havuz balıkları da

bu haberlere şartsız inanıyorlar. Son olarak Havuz Gazetesi Millet, ‘Gülen Kanada’ya uçtu’ başlığıyla hayal sınırlarını iyice zorlayan uydurma bir haber yayımladı. Haberde geçen ifadeler aynen şöyle: ‘FETÖ/PDY terör örgütlerinin 1 numarası olarak Kırmızı Bülten’le aranan Fetullah Gülen’in, 16 yıldır ABD’de yaşadığı Pensilvanya’dan 16 Kasım tarihinde Kanada’ya uçtuğu ortaya çıktı. Gülen iltica talebinde bulundu. İçişleri Bakanlığı’nın terörist listesinde yer verdiği Adalet Bakanlığı’nın ise hakkında kırmızı bülten çıkarttığı Fetullah Gülen, 16 yıldır ABD’nin Pensilvanya şehrindeki malikanesinde yaşıyor. Gülen’in 16 Kasım’da Türkiye ile “suçluların iadesi” anlaşması bulunmayan Kanada’ya uçtuğu belirlendi. Gülen Pensilvanya’daki Uluslararası Harrisburg Havaalanı’ndan Toronto Havalanı’na 16 Kasım’da Economy Clas’ta (Ekonomi sınıfı) uçtu. Gülen’in Kanada Havayolları’ndan aldığı uçak bileti, Kanada Göç, Mülteciler ve Vatandaşlık Bakanlığı tarafından ‘Top Secret’ (Çok gizli) damgasıyla onaylanarak Kanada makamlarına iletildi. Fethullah Gülen’in bir hafta önce 16 Kasım 2015 Pazartesi günü Pensilvanya’daki Uluslararası Harrisburg Havaalanı’ndan Toronto Havaalanı’na AC 231 sefer sayılı uçağa, A13 kapısından giriş yaptığı belirlendi. Kanada, Gülen’in iltica talebini değerlendiriyor.’

Sahte belge ürettiler Bu uydurma haberi daha da inandırıcı kılmak için Google’da arama yapınca karşımıza çıkan Air Canada’ya ait bir biniş kartı resmi alınarak üzerinde

oynama yapılmış ve üzerine çay ya da kahve dökülerek gizemli bir hava verilmiş. Yapılan maddi hatalar bin yana, biniş kartı üzerine vurulan top secret damgası oldukça matrak olmuş.

Türkiye’mize döneceğiz Bu haber üzerine Gülen’in yakınındaki

isimlerden Herkul.org sitesinin editorü Osman Şimşek de daha fazla dayanamayıp; ‘Kalbi zift havuzunda kararmış bazı kimseler bilmem kaçıncı defa Yeni Zelanda, Güney Afrika, derken Kanada’ya taşındığımız yalanını yayıp duruyorlar. Kimi bir bahaneyle gündemde kalma kimi de algı oluşturma kötü niyeti taşıyan bu zavallılara hâlâ inanan var mı, Allah bilir. Hakk’a hizmet nerede bulunmamızı gerektiriyorsa orada olma azmimiz mahfuz; Mevla’nın izin ve inayetiyle biz oraya buraya değil bir gün inşallah Türkiye’mize alnımız açık yüzümüz ak olarak döneceğiz; onlarsa hem burada hem de -bu gidişle- ötede simsiyah yüzlerle kala kalacaklar,’ açıklamasını yapıyor. Kanada’daki Cemaat sevdalıları ise bir günlüğüne de olsa Fethullah Gülen tekrar Kanada’ya gelir diye hayaller kuruyorlar.


6

www.canadaturk.ca

{

{

ARALIK/DECEMBER, 2015

Kanada’dan siyasi sığınma talep etti Eski Batman bağımsız milletvekili Bengi Yıldız’ın Kanada’dan siyasi sığınma talep ettiği ortaya çıktı.

2

007-2015 yılları arasında Batman’dan iki kez bağımsız (BDP-HDP destekli) milletvekili olarak TBMM’ye giren Bengi Yıldız, 7 Haziran genel seçimlerinde partisince aday tekrar aday gösterilmeyince seçimlerden önce Kanada’ya gelerek iltica talebinde bulundu. Yıldız’ın başvurusu milletvekili iken kırmızı pasaportla yapıldığı için siyasi iltica kategorisinde işlem görüyor. Bengi Yıldız hakkında hazırlanan 24 fezleke ile 102 yıl hapis cezası isteniyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hakkında açılan davalar nedeniyle 75 dokunulmazlık dosyası bulunan eski Milletvekili Bengi Yıldız’ın hakkında açılan dava sayısı 100’ü aşıyor. Bengi Yıldız’ın, yeni eşi Deniz Uyan’la birlikte halen Vancouver’da yaşadığı öğrenildi. Çözüm Süreci’nin ana gündem maddesi olduğu 2011 yılında Deniz Uyan adlı bir kadınla Bodrum’da plajda objektiflere yakalanan Yıldız bir anda Türkiye’nin gündemine oturmuştu. Aynı yıl iki çocuğunun annesi eşi İlknur Yıldız’dan boşanan Yıldız, Uyan ile nikah kıymıştı. Bu olay sonrası bir süre BDP’den uzaklaştırma cezası alan Yıldız,

Bengi Yıldız Vancouver’da

2011’de yeniden Batman’dan bağımsız aday gösterilmiş ve Meclis’e girmişti. Yıldız, 7 Haziran seçimlerinde ise parti olarak seçime giren HDP’den aday gösterilmemişti. Bengi Yıldız, Kanadalı yetkililere AKP’ye yakın olduğundan dolayı PKK’nin kendisini tehdit ettiği şeklinde beyanda bulunduğu ve sığınma başvurusunu bunun üzerine yaptığı iddia edildi. Ancak, bu bilgi kendisi ve resmî makamlarca henüz teyit edilmedi.

Gürsel Tekin de Vancouver’ı seçmişti CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, CHP İstanbul İl Başkanı iken Kanada’ya gelmiş ve iltica etmenin yollarını aramıştı. Ayrıca Kanada’da kalabilmek için sahte evraklarla PNP’ye başvurmuştu. Canadatürk’ün ortaya çıkardığı bu gelişme o dönem Türkiye’de gündem olmuştu. Haberimizde şu ifadeler yer alıyordu: ‘Gürsel Tekin’in, ilki 27.02.2008 tarihinde olmak üzere üç defa Kanada’ya geldiği ortaya çıktı. Tekin’le birlikte eşi, eşinin annesi ve eşinin erkek kardeşi de Kanada’ya gelmiş. Hatta iddiaya göre doğuma yakın Kanada’ya gelen Nihan Tekin, Vancouver’da doğum yaptı ve adını Gürsel koydukları erkek çocukları Kanada vatandaşlığını aldı. Yine iddiaya göre Gürsel Tekin, kendisine Vancouver’da yardımcı olan kişilerden Kanada’da en kolay kalabilme yöntemleri konusunda yardım da talep etti. Tavsiye üzerine ailesiyle birlikte isim değiştirerek

Kanada’ya iltica etmeyi düşünen Gürsel Tekin, işlemlerin uzun sürmesi ve bu süre zarfında Kanada’dan ayrılamama ihtimali üzerine başvurudan vazgeçti. Daha sonra PNP (Provincial Nominee Program) kapsamında Kanada’da kalabilmek için arayışlara giren Gürsel Tekin, son dönemde dolandırıcılık suçlamalarıyla gündeme gelen Levent Semiramis’in acentası vasıtasıyla avukat Vick McPhee üzerinden bu programa başvuru yaptı. O dönem CHP İstanbul İl Başkanı olan Tekin’e, bu programa başvurabilmesi için sahte bir inşaat şirketinden tornacı ve demirci ustası olarak iş kabul kâğıdı alındı. Gürsel Tekin, eşi ve eşinin kardeşi için hazırlanan ve başvuru esnasında kullanılan CV’lerde her üçünün de son olarak NISAN Construction Company adlı bir şirkette çalıştığı görülüyor. Kendi CV’sine göre Gürsel Tekin CHP İl Başkanı görevindeyken bu firmada seramik ustası olarak çalışmış. Sahte evraklarla PNP’ye başvuru yapan Gürsel Tekin’in, işlemleri takip etmediği ve avukat ücretini de ödemediği için başvurusu sahipsiz kalmış. Kanada’ya kısa süreli olarak üç defa gelen Gürsel Tekin’in 2005 yılında evlendiği ikinci eşi Nihan Tekin, Vancouver’da yaklaşık 6 ay kaldıktan sonra Kanada doğumlu oğlu Gürsel ve annesi ile birlikte Türkiye’ye döndü. Nihan Tekin’in erkek kardeşi ise hâlen Vancouver’da yaşıyor. Gürsel Tekin’in CHP İstanbul İl Başkanı iken ailecek Kanada’ya gelmesi ve Kanada’da kalabilmek için iltica dahil farklı seçenekleri düşünmesi “neden” sorusunu akıllara getiriyor. Bir iddiaya göre doğacak çocuğuna Kanada pasaportu alabilmek için Kanada’ya geldi, kendi de bulunsun diye Kanada pasaportu alabilmek için arayışlara girdi. Bir diğer iddiaya göre ise Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı olduğu dönemde görevi kötüye kullandığı ve resmî belgede sahtecilik yaptığı iddiasıyla yargılandığı için ülkeyi terk etmek istemişti...’


{

ARALIK/DECEMBER, 2015

{

www.canadaturk.ca

7

Sürgün Hükûmeti Sözcüsü seçildi 2004 yılında ABD’de kurulan Doğu Türkistan Sürgün Hükûmeti, 7. Dönem Parlamento Seçimleri ve İstişare Toplantısı’nı Japonya’nın başkenti Tokyo’da yaptı. Toronto’da yaşayan Rukiye Turdush, yeni Hükûmet’te ‘Hükûmet Sözcüsü’ olarak görev aldı. Rukiye Turdush Doğu Türkistan Sürgün Hükûmeti Sözcüsü

S

ürgündeki Doğu Türkistan Parlamentosu’nu oluşturan 60 vekilden 43 vekilin ve Türkiye, Kanada ve İngiltere’den dört gözlemcinin katıldığı seçimlerde, Ahmetjan Osman Cumhurbaşkanı, Kuresh Atahan Parlamento Başkanı ve İsmail Cengiz ise Başbakan olarak yeniden seçildi. Bakanlıkların görev

dağılımı da yapıldı. Eski Kanada Uygur Derneği Başkanı Rukiye Turdush ise Sürgün Hükûmeti’nde Hükûmet Sözcüsü olarak görev aldı. Hükûmet Sözcüsü olarak seçilmesinin ardından Canadatürk’ün sorularını cevaplandıran Rukiye Turdush; ‘Görevin, gönüllü bir görev olduğunu ancak omuzlarına çok büyük sorumluluklar yüklediğini,’ söyledi. Doğu Türkistan Sürgün Hükûmeti’nin 2004 yılında Washington DC’de kurulduğunu kaydeden Turdush, hem Çin’de hem de Çin dışında yaşayan Uygurların hakları için mücadele ettiklerini belirtti. Bazılarına güçlü bir Çin karşısında bağımsızlıktan bahsetmenin fantazi gibi gelebileceğini fakat bunun bir yanılgı olduğunu belirten Hükûmet Sözcüsü Turdush, Doğu Türkistan’ın 1884’e kadar ve 1933 ile 1944’te kısa

süreli iki defa bağımsız devlet olmuş ancak sonrasında yeniden Çin’in kontolüne girmiş bir ülke olduğunu kaydetti. Turdush, Uygurların Çinli Müslümanlar ya da Çin’de yaşayan bir azınlık olmadığını da ifade etti. Doğu Türkistan Sürgün Hükûmeti’nin Toronto’da diplomatik ve insan hakları konularında faaliyet yürütecek bir ofis kurduğunu kaydeden Rukiye Turdush, ‘Bu ofis çok yakında faaliyete geçecek. Uygurların çıkarlarını korumak, zulüm ve ayrımcılığa uğramadan özgür bir şekilde yaşamalarını sağlamak için çalışmalar yapacağız,’ dedi.


8

www.canadaturk.ca

{

{

ARALIK/DECEMBER, 2015

Ünlü astronot İstanbul’daydı Dünyaca ünlü Kanadalı Astronot Chris Hadfield, ‘Türkiye İnovasyon Haftası’ için Türkiye’ye gitti.

T

ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile Ekonomi Bakanlığı’nın 3-5 Aralık tarihleri arasında İstanbul’da düzenlediği düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası, İnovasyon, Tasarım, Bilim, Teknoloji, Kent, Marketing, AR-GE, Eğitim, İş Dünyası ve Enerji konularında dünyaca ünlü liderler, CEO’lar, uzmanlar ve akademisyenleri bir araya getirdi. Eski Uluslararası Uzay İstasyonu Astronotu Chris Hadfield, 4 Aralık’ta ‘Geleceğe Yolculuk’ adlı bir konferans verdi. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bulunduğu süre boyunca birbirinden ilginç deneylere imza atan Hadfield, uzaydan Türkiye’nin de içinde yer aldığı çok sayıda fotoğraf çekip yayımlamıştı. Kanada’nın onu emekli, ikisi ise hâlen aktif görevde bulanan toplam on iki astonotu bulunuyor. Emekli astronotlardan Marc

Garneau şu anda Kanada Ulaştırma Bakanı olarak görev yapıyor.

Bıyıklarının sırrı Türkiye’de Kanadalı Astronot Chris Hadfield’ın bıyıklarının sırrı The Canadian Press’te yayımlanan bir haberde çözülmüştü. Habere göre Hadfield, henüz 18 yaşına yeni girdiğinde Türkiye’ye yaptığı bir tren yolculuğu sırasında bıyık bırakmaya karar vermiş. Kanada’nın en meşhur bıyıklarına sahip olan emekli Astronot Hadfield, 18 yaşında bıraktığı bıyığını sadece bir defa, ABD’de test pilotu okulundayken kesmiş. Ancak, bıyıksız hâlini beğenmediğinden yeniden bırakmış.

Asılsız bomba ihbarı New York- İstanbul seferini yapan THY uçağı 21 Kasım’da kalkıştan sonra Twitter’dan yapılan bomba ihbarı üzerine Halifax’a acil iniş yaptı.

G

ece yarısı 256 yolcusuyla Halifax Stanfield Uluslararası Havaalanı’na iniş yapan uçakta bulunan yolcular indirildikten sonra bomba araması

yapıldı. İhbarın asılsız olduğunun anlaşılması üzerine THY uçağı beş saatlik bir gecikmenin ardından tekrar İstanbul’a hareket etti.


ARALIK/DECEMBER, 2015

{

{

www.canadaturk.ca

9

Eski pasaportlar kullanım dışı

Eski tip Türk pasaportları 24 Kasım itibariyle yürürlükten kalktı. Kullanım dışı olan bu pasaportlarla artık seyahat edilemeyecek.

U

luslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) yapmış olduğu düzenleme uyarınca, 01 Haziran 2010 tarihinden itibaren makinada okunabilir e-pasaportlar verilmeye başlanmıştı. 24 Kasım 2015 tarihinden sonra makinada okunabilir olmayan eski tip pasaportların kullanım dışı kalacağı

ve yürürlükten kaldırılacağı ICAO’ya bildirildiğinden dolayı eski tip pasaportların kullanımına 24 Kasım 2015 tarihi itibariyle son verildi. Eski tip pasaportu olanların seyahat için yeni tip pasaport başvurusunda bulunmaları gerekiyor. Büyükelçilik’ten yapılan açıklamada, ‘Acilen ülkemize seyahat edecek eski tip pasaportlu vatandaşlarımız için Geçici Pasaport düzenlenecektir,’ denildi. 4 ila 10 yıl arasında geçerli yeni tip çipli pasaport için 259 dolar harç ücreti, 43 dolar da pasaport defteri ücreti alınıyor. Yeni yıldan itibaren harçların ve değerli kâğıt bedellerinin atması bekleniyor.

Çalık Holding’ten üç isim Holding Yönetim Kurulu Çalık Başkanı Ahmet Çalık, Yönetim

Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ertuğrul Gürler ve Çalık Holding bünyesinde faaliyet gösteren GAP İnşaat Müdürü Ahmet Taçyıldız, uluslararası güvenlik konularının konuşulduğu Halifax Güvenlik Forumu’nda Türkiye’yi temsil eden isimler arasında yer aldılar. 20-22 Kasım tarihleri arasında Halifax’ta düzenlenen ve 60 ülkeden 300’den fazla katılımcıya ev sahipliği yapan Halifax Uluslararası Güvenlik Forum (Halifax International Security Forum)’unda Çalık Holding yöneticilerinin yanı sıra gazeteciler Murat Yetkin ve Cengiz Çandar, International Crisis Group’tan Diba Nigar Göksel, World Energy Council’den Murat Mercan, Turkcell’den Yusuf Müftüoğlu ve ve Eski Milletvekili Suat Kınıklıoğlu Forum’a Türkiye adına katılan diğer isimler oldular.

26 yıl hapsi isteniyor Yaşları küçük İngiliz kızları terör örgütü IŞİD’e götürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan ‘Doktor’ lakaplı İngiliz vatandaşı Mohammed Al Rashed hakkında hazırlanan iddianame savcılığa gönderildi.

K Halifax Uluslararası Güvenlik Forumu’na geçtiğimiz yıl Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül onur konuğu olarak katılmıştı. Bu yıl 7.si düzenlenen ve Kanada Savunma Bakanı Harjit Singh Sajjan’ın da katıldığı Forum’da IŞİD’den sığınmacı sorununa, Çin’in büyüyen askerî varlığından enerji güvenliğine kadar pek çok uluslararası konu masaya yatırıldı. Forum kapsamında ‘Turkey’s Tough Neighborhood’ adlı bir panel de düzenlendi.

anada’nın Ürdün’deki Amman Büyükelçiliği adına çalıştığı iddia edilen Rashed için, “Silahlı terör örgütüne üye olmak ve göçmen kaçakçılığı” suçlarından 26 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede yer alan bilgilerde Rashed’in örgüte yurt dışından gelen elemanları ve paraları nasıl aktardığı, elde ettiği bilgileri Kanada yetkililerine nasıl bildirdiği yönünde tüm bilgilerin bulunduğu belirtildi. İfadesinde kendisine para gönderenlerin hiçbirini tanımadığını öne süren Rashed, “Bu paralar yabancı ülkelerde benim aracılığımla Suriye’de faaliyet gösteren IŞİD yetkililerine gönderiliyordu. Paraları bir

kuyumcu vasıtasıyla Rakka’ya gönderiyordum. Kuyumcu IŞİD’e gönderdiğimi bilmiyordu. Paraları göndermemdeki amacım IŞİD’e giden para trafiğini öğrenerek Kanada ülkesi Ürdün Büyükelçiliği’nde görevli irtibatlarıma aktarmaktı” dedi. İddianamede yer alan bilgilere göre Rashed, şunları söyledi: “Rakka’da diş doktoru olarak çalıştığım dönemde hastaneye gelen IŞİD elemanlarından bilgi alıyordum. Bu bilgileri Kanada Büyükelçiliği’ne aktarıyordum. Bunu yaparken Rakka’dan Şanlıurfa’ya karayolu ile geliyordum. İstanbul’a geçip uçakla Amman’a gidiyordum. Ürdün’de bulunan Kanada Büyükelçiliği’ne bilgisayarımda bulunan bilgileri aktarıyordum. Kanada’ya 2013’te iltica talebinde bulundum. Onlar da bana IŞİD’in faaliyetleri hakkında bilgi toplayıp kendilerine verdiğim takdirde beni vatandaşlığa alacaklarını belirttiler. Suriye’deki irtibatım Ebu Kaka’ydı. Bilgileri ise Ürdün Büyükelçiliği’nde Matt olarak bildiğim kişiye aktarıyordum. Matt dışında Klod isimli bir üst düzey yönetici ile de irtibat kuruyordum. Matt benim gönderdiğim bilgileri Claude’a aktarıyordu.”


10

{

www.canadaturk.ca

{

ARALIK/DECEMBER, 2015

Kanada’ya 100 bin dolarlık hamsi geldi Balık av sezonunun başladığı 1 Eylül 2015 tarihinden 25 Kasım 2015’e kadar Türkiye’den Kanada’ya yaklaşık 100 bin dolarlık hamsi ihracatı yapıldı.

D

oğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerine göre, söz konusu sürede Türkiye’den 784 bin 360 kilogram hamsi ihracatı karşılığı 2 milyon 874 bin 476 dolar tutarında gelir elde edildi. Geçen yılın aynı döneminde 597 bin 961 kilogram hamsi ihracatına karşılık 2 milyon 349 bin 549 dolarlık döviz girdisi

sağlanmıştı. Geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 31, gelir bazında ise yüzde 22 artış yaşandı. En fazla hamsi ihracatı yapılan ülkelerin başında 648 bin 195 dolar ile Kırgızistan gelirken, bu ülkeyi 582 bin 469 dolar ile Ürdün, 413 bin 177 dolar ile Kazakistan takip etti. İspanya’ya 40 bin 656 kilogram ile 267 bin 344 dolar hamsi ihracatı sağlanırken, Yunanistan’a 53 bin 172 kilogram ile 226 bin 168 dolar, Gürcistan’a 169 bin 68 dolar, Kanada’ya 90 bin 501 dolar, Belçika’ya 34 bin 278 dolar ve Irak’a 23 bin 897 dolarlık hamsi ihracatı gerçekleştirildi. Hamsiler yurt dışına taze veya şoklanmış olarak ihraç ediliyor.

Türkiye’de üretim tesisi açmayı planlıyor

Bombardier’in gözü Türkiye’nin hızlı tren ihalesinde.

B

ombardier’in gözü Türkiye’nin hızlı tren ihalesinde. Bombardier, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD)’nın 2 milyar euroyu aşan 80 adet hızlı tren seti ihalesine hazırlanıyor. Türkiye’de yerli metro vagonu üretimi için bir Türk firması ile ön anlaşma yapan Bombardier, ihaleyi kazanması hâlinde Türkiye’de 100 milyon euro yatırımla bir üretim tesisi kuracağını açıkladı. Bu tesisin diğer ülkelerdeki projelerde de kullanılması planlanıyor. Türkiye’nin metro üretiminde yüzde 53 oranında yerlilik istemesi, ayrıca üretimin yurt içinde yapılması şartı nedeniyle Bombardier’in böyle bir karar almak zorunda kaldığı belirtiliyor. Bombardier, Türkiye’de metro ve tramvayın yanı sıra lokomotif ihaleleri ile de ilgileniyor. Bombardier’in taşımacılık şirketi yeni ürünü C30 Movia metro aracını, İstanbul’daki Eurasia Rail 2015 Fuarı’nda tanıtmıştı. Şirket, Türkiye’de, 1986 yılından bu yana

metro ve hafif raylı taşımacılık alanında çözümler sunuyor.

Bombardier’in diğer ürünleri de Türkiye’de pazarlanıyor Bombardier’in yan kuruluşu olan BRP (Bombardier Recreational Products)’nin ürettiği Johnson ve Evinrude dıştan takma motorlar ve yedek parçaları, Sea-Doo deniz motosikletleri ve spor tekneleri ve Bombardier ATV’nin yeni markası CAN-AM marka araçları uzunca bir süredir Türkiye’de müşterilere ulaşıyor. Depar Motor A.Ş firması BRP’nin Türkiye Distribütörü olarak faaliyet gösteriyor.

Türkiye’ye veda etti Kаnаdаlı iç giyim markası Lа Senza’nın Türkiye macerası sona erdi.

2

005’tе ilk mağazasını açarak Türkiye pazarına giren La Senza, 10 yıl sonra 20 civarındaki mağazasını ve web sitesini kapatarak Türkiye’den çıktı. Firmanın İzmir Bornovа’da açık tuttuğu tek mağazası ise ürünlеrin satışı tamamlanınca kеpеnk indirecek. La Senza’nın Türkiye temsilciliğini Park Bravo yapıyordu. Park Bravo, ek vergi ve dolar kuruna bağlı olarak maliyet artışları

neticesinde kâr еdеmеyеn marka ilе yollаrını ayırdı. 1990’dа Dorval, Quebec’te kurulаn Lа Senza, 2006’da 628 milyon dolara ABD’li Limitеd Brаnds’e sаtılmıştı. Victoriа’s Secret (VS ), Pink, Bath&Body Works vе Henri Bendel markalarının da sahibi olаn şirket, Türkiye’de VS vе Bath&Body Works ilе faaliyеttе bulunuyor. Şirketin La Senza’ya yеni bir distribütör bulup bulmаyаcаğı netlik kazanmadı.


ARALIK/DECEMBER, 2015

{

{

www.canadaturk.ca

11


12

www.canadaturk.ca

ARALIK/DECEMBER, 2015

Nile Academy’nin büyük başarısı Ontario Eğitim Bakanlığı Ölçme ve Değerlendirme Merkezi (EQAO) tarafından 3 ve 6. sınıfların katılımıyla yılda bir yapılan İngilizce ve Matematik sınavlarında Nile Academy öğrencileri eyalet standartlarının çok üstünde başarı gösterdiler.

G

eçtiğimiz sezon yapılan testin sonuçlarına göre, İngilizce okumada Nile Academy 3. sınıf öğrencilerinin yüzde 100’ü, İngilizce yazmada yüzde 83’ü, matematikte ise yine yüzde 100’ü eyalet standartlarının üzerinde puan aldı. 6. sınıflar ise İngilizce okumada öğrencilerin yüzde 87’si, İngilizce yazmada yüzde 87’si ve matematikte ise yüzde 100’ü eyalet standartlarının üzerinde puan aldı. Fraser Institute’un EQAO sonuçlarına göre yaptığı okul değerlendirmesi sıralamasında Nile Academy’nin bu sonuçlarla ilk 100 içinde yer bulması bekleniyor.

Bir başarı da matematik yarışmasından

Nile Academy Lise Bölümü öğrencileri Caribou Matematik Yarışması (The Caribou Mathematics Competitions)’nda büyük başarı elde ettiler. Uluslararası Caribou Matematik Yarışması’na katılan yedi öğrenci Ontario Eyaleti’nde ilk 100’e girerken, bireysel sıralamada 9. sınıf öğrencisi Mustafa Ahver Meşrefoğlu Eyalet ikincisi, Kanada beşincisi ve dünya altıncısı oldu. Kanada merkezli Caribou Matematik Yarışması’na 3. sınıftan, 12. sınıfa kadar dünya genelinden öğrenciler katılabiliyor. Yarışma online olarak yapılıyor.

Regina’da bir ilk gerçekleşti IDI Regina’nın düzenlediği bağış yemeği Saskatchewan eyaletinin önemli isimlerini bir araya getirdi.

K

ültürlerarası Diyalog Merkezi Regina Şubesi’nin bu yıl ilkini düzenlediği bağış yemeğine Sakatchewan Eyalet Meclis Başkanı Dan D’Autremont ile birlikte aralarında bakanların olduğu çok sayıda eyalet ve federal milletvekilleri ile akademisyen, bürokrat ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Türk toplum üyelerinin bağışlarıyla faaliyetlerini sürdüren IDI Regina, böylece ilk kez Kanadalılara yönelik bir yardım kampanyası organize

etmiş oldu. Bu bağış yemeği, ‘Kanadalılar da himmetlerini Hizmet’e yakın kuruluşlara vermeye başladı,’ yorumlarına neden oldu. IDI Regina’nın faaliyet gösterdiği Merkez, 12 Haziran’da o dönem Kanada Meclis Başkanı olan Adrew Scheer ile birlikte federal ve eyelet milletvekilleri, belediye meclis üyeleri ve Eyalet Valisi’nin özel sekreterinin de aralarında bulunduğu çok sayıda davetlinin katıldığı bir törenle hizmete açılmıştı. Regina Anadolu Kültür Merkezi (ACC Regina) ile ortaklaşa kullanılan Merkez, yaklaşık yarım milyon dolara satın alınmıştı. 2011 Kanada Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre Saskatchewan eyaletinde yaklaşık 400, Regina’da ise 130 Türk yaşıyor.


ARALIK/DECEMBER, 2015

{

{

www.canadaturk.ca

13


14

www.canadaturk.ca

{

{

ARALIK/DECEMBER, 2015


ARALIK/DECEMBER, 2015

{

{

www.canadaturk.ca

TAVUK KÖFTE

• Kabuğunu rahatça soymak istediğiniz yumurtayı küçük bir delik açarak haşlayabilirsiniz.

Malzemeler:

• Çileğin çöpünü baş kısmından bir pipet sokarak rahatça çıkarabilirsiniz.

• 500 gr tavuk göğüs, • 1 yumurta, • 1 soğan, • 2 yemek kaşığı galeta unu, • 1 çay kaşığı karbonat, • Yarım su bardağı kıyılmıs maydanoz, • 1 yemek kaşığı zeytinyağı, • Tuz, • Karabiber, • Kızartmak için sıvıyağ.

Hazırlanışı: Öncelikle Tavukları mutfak robotunda çekip kıyma hâline getirin, Kıyma, rendelenmiş soğan, yumurta ve diğer tüm malzemeleri derin bir kaba alıp iyice yoğurun, İstediğiniz şekli verin, Yağı tavada kızdırıp köfteleri önlü arkalı kızartın. Yanına pirinç pilavı ve çoban salata çok yakısır. Afiyet olsun.

15

• Ekmeği keserken parçalanmasını engellemek için ters çevirip kesebilirsiniz. • Balığın hem mangala yapışmaması, hem de daha lezzetli olması için ızgaranın üzerine limon ve /veya soğan halkaları dizip balığı bunların üzerine yerleştirerek pişirebilirsiniz. • Mikrodalgada ısıtmak istediğiniz yiyeceklerin yanına yarım bardak su koyarsanız ısıttıktan sonra yiyeceklerinizin kurumasını engelleyebilirsiniz. • Muzu daha uzun süre saklamak için dalından ayırıp ucunu plastik poşetle sarabilirsiniz • Avokadoyu kabuğundan 360 derece kesip kolayca soyabilirsiniz • Kaynayan tencerenin taşmasını engellemek için kaşığı ters bir şekilde tencereye oturtabilirsiniz.


16

www.canadaturk.ca

{

{

ARALIK/DECEMBER, 2015

YELLOWSTONE

I headed strait into the setting sun and rode west at an easy pace. It was gonna be a long ride. Everett Hitch (Appaloosa filmi) HALİT ANGINER /CANADATÜRK

J

ohn Colter, bundan 200 yıl kadar önce, Wyoming’de, Yellowstone Irmağı’ndan güneye, Snake Irmağı’na doğru bir yolculuk yaptı. Amacı kürk avı için yeni, bereketli alanlar bulmaktı. Birkaç yıl önce, Amerikan Hükûmeti’nce bilinmeyen Batı’nın haritalarını yapmak üzere görevlendirilen Lewis ve Clark’a kılavuzluk yapmış ve bu sırada karşılaştığı avcılardan el değmemiş av alanlarının olduğunu duymuştu. Dolaştığı yerler çeşitli Kızılderili kabilelerin yurt edindikleri ve avlandıkları yerlerdi. Buralarda avlanırken Kızılderililerle karşılaşması kaçınılmazdı. Ve karşılaştı. Vahşi Batı’nın efsane adlarından biridir Colter. Bir arkadaşıyla tuzak kurup kürk hayvanları avlarken, Karaayak Kabilesi yerlileri tarafından baskına uğrar. Yerlilerin teslim olun çağrısına daha tecrübeli olan Colter uyar. Arkadaşı ise direnir ve bir yerliyi öldürür. Yerliler de onu. Yerliler aralarında Colter’e ne yapacaklarını konuşurlar. Colter dillerini bildiği için, hakkında verilen kararı anlar. Yerliler onu av olarak kullanacaklardır. Reisleri iyi koşucu olup olmadığını sorar Colter’a. Colter koşuda çok iyi olmasına rağmen iyi bir koşucu olmadığını söyler. Bunun üzerine yerliler Colter’i çırılçıplak soyarak canını kurtarmak için kaçmasını söylerler. Colter’in koşmaya başlamasından sonra da altı genç savaşçıyı, Colter’i avlamaları için peşinden gönderirler. Bundan sonrası Hollywood filmlerindeki gibidir: Colter yalın ayak, çırıl çıplak kaçar. Bir zaman sonra arkasına baktığında yalnızca bir yerlinin kendine yaklaştığını, diğerlerinin geride kaldığını görür. Yaklaşan yerliden bir şekilde kurtulur. Ulaştığı nehirde yüzen kütüklerin arasına saklanır. Diğer yerliler onu bulamazlar. Gece olunca, Colter yüzerek uzaklaşır. 7 gün ot ve bitki kökleri yiyerek yol alır. Nihayet Ordu Karargâhı’na ulaşır. Öylesine zayıflamıştır ve yara bere içindedir ki kaledekiler onu tanıyamazlar. Şimdi, Montana’da, Colter’in canını kurtarmak için yaptığı bu koşu, her yıl yapılan “Colter’s Run” yarışıyla anılıyor. Colter kendini toparlayınca yine avcılığa döndü. Ama keşfettiği bereketli av alanlarında hâlâ, oraların binlerce yıldır sahipleri olan, yerliler bulunuyordu. Çatışma kaçınılmazdı. Çıkan mücadelede John Colter ağır yaralandı. Yaraları iyileşince, başından geçenleri anlattı. Dolaştığı yerlerde, yerliler, çok sayıda bizon ve geyik sürüleri, ayılar ve kurtların yanı sıra, olağanüstü bir çok şey görmüştü. Her yerden kaynar sular fışkırıyordu. Çamur gölleri tenceredeki çorba gibi fokurduyordu. Kutsal kitaplarda anlatılan yerler gibiydi Colter’in gördüğünü iddia ettiği yerler. Karların, buzların arasında sıcak su gölleri vardı. Colter’in anlattıkları kimseye inandırıcı gelmedi. Dinleyenler onun, yaralarının etkisiyle, gördüğü hayalleri gerçek gibi kendilerine naklettiğini düşündüler.

Colter’in anlattığı bu bilinmeyen, uydurma olduğunu düşündükleri yerlere: “Colter’s Hell” adını verdiler, “Colter’in Cehennemi”. Ortaokuldayken sıcak su Gayzerlerini okumuştuk. Coğrafya kitabında, Yellowstone Parkı’ndaki bir gayzerin resmi vardı. Nedense o resim belleğime takılmış. Yıllar sonra bile, o gayzer fotoğrafını net hatırlıyorum. Hanıma: “O gayzeri görelim, ne dersin!” dedim. Ekim ayı... Çocuklar: “Olur mu! Bu ayda! Delilik!” dediler. Colter: Yol yok, harita yok, araba yok, haberleşme imkânı yok, düşman çok yollarda. Biz: Yol var, araba var, harita var, haberleşme imkânı var, düşman yok, delilik! Neyse, yolculuğa çıktık. Yollarda kar, yağmur yağmadı değil ama, tabiat ana çoğunlukla bizden yanaydı. Yellowstone Millî Parkı’na ulaştık. Küçük bir yerleşim alanındayız. Karşılıklı iki motel, bir iki ev vesaire var. İn cin top oynuyor. Yılın bu zamanında, kış burnunu çıkarmış, okullar açılmış, hangi aklı evvel buralara gelecek ki! Ama yok hayır, işte emekli bir çift motel odasının önünde oturuyorlar. Diğer motel kapalı. Dağa sırtını dayamış olan, emekli çiftin kafa dinlediği motele yerleştik. Komşularımız gibi, kapı önüne oturarak etrafı seyre daldık. Yellowston’da geyikleri görecektik: Ama geyik görmenin bir özelliği yok! Çünkü geyikler her yerde. Ev sahipleri yazlıklarını bırakıp şehirlere gittiklerinden, bahçeleri geyiklere kalmış. Hemen her evin bahçesinde geyikler

var. Ne mi yapıyorlar? Ne bulurlarsa onu yiyorlar: Meyveleri, çiçekleri, kapı kapalı değilse, evde buldukları her şeyi. Eğer bahçeniz yoksa, yani geyiklerden sakınacağınız bir şeyiniz yoksa, son derece sevimli hayvanlar. Bir zamanlar burada tabiatın dengesini koruyan kurtlar varmış. Geyiklerle beslenerek yaşıyorlarmış. Ancak çiftçiler kurtları tehlikeli görüp temizledikleri için, kurt nüfusu tükenmiş. Kurt nüfusu tükenince bu defa geyik sayısında büyük artış olmuş. Devlet bu işe el koymuş: Bölgeye biraz kurt koyarak geyik sayısını dengeleme yoluna gidilmiş. Bu bana okulda istatistik dersinde okuduğumuz bir problemi hatırlattı: Bir adada yaşayan tavşanlar ve tilkiler. Adada yaşayan tavşanların sayısı arttıkça tilkiler bol av buldukları için hızla çoğalıyorlar. Tilkiler çoğalınca, çok tavşan avladıklarından, tavşanlar azalıyor. Tavşanlar azalınca, tilkiler beslenemediklerinden sayıları azalıyor. Tilki sayısı azalınca bu defa tavşanlar daha çoğalabiliyorlar. İstatistik dersiyle olmasa bile, hocam Sn. Mehmet Kıcıman ile pek iyi anılarım vardır. Saygıyla anıyorum. Yellowston’un dünyanın ilk millî parkı olmasını bir kişiye bağlamak ne kadar doğru olur bilemiyorum. Ancak İç Savaş’ın kahramanlarından General Grant’ın, Başkanlığı sırasında, büyük bir öngörüyle burasını Millî Park ilan etmesi, yasayla koruması olağanüstüdür, saygı değerdir. Yellowstone Gölü kenarında hanımla piknik yaparken, acaba bir ayı gelir de: “Yahu benim de karnım aç!” der mi, diye düşünmedim değil.

Ayı oraya gelmedi ama az sonra yol kenarında ilk ayımızı gördük. Eliyle toprağı kazıyor, yuvalarından çıkardığı beyaz kurtçukları yiyordu. O da, bizim gibi pikniğe çıkmıştı sanki. Buralar kendi bölgesiydi, karışanı yoktu. O da bize karışmadı. Burada, koruma değil bozma amaçlı Karadeniz’deki Yeşil Yol Projesi’ne karşı çıkan bir göstericinin elindeki pankartı hatırladım: “Yol Yeşilken Bırakın Bu Projeleri.” Dünyamızın çok sayıda Grant’a ihtiyacı olduğu şüphesiz. Yellowstone çok ama çok büyük bir alan. Jeologlar, buranın büyük bir yanardağın krateri olduğunu söylüyorlar. Yanardağ milyonlarca senedir burada ve capcanlı. Hep hareket hâlinde. Şiddeti 7.8’i bulan depremler, dünyanın ateş dolu merkezine, mağmaya ulaşan çatlaklar burada. Bu çatlaklardan aşağılara sızan sular, ateş hâlindeki mağma tabakasına yaklaşınca ısınıyor. Derken kaynıyor. Ve birden geldiği yoldan gerisin geriye, çılgınca yukarılara yöneliyor. Ovanın her yerinden buhar ve kaynar su olarak fışkırıyor. Yellowstone’da, Colter’ın cehennemindeki gibi fıkırdıyor her yan. Bazı gayzerler pek gösterişli. İşte bizim Ortaokul kitaplarımızdaki; “Old Faithfull”, “Eski Dost” gayzeri, Kimine göre 59, kimine göre 88, kimine göre 90 dakikada bir olanca gücüyle yükseklere püskürüyor. Gelen ziyaretçilerle bekliyoruz Eski Dost’un püskürmesini. Bizi üzmüyor. Biz de onun gelişini çığlıklarla karşılıyoruz. Gelecek yazı: Bizonlar, Buffalo Bill ve Kit Carson Yellowston’da.


ARALIK/DECEMBER, 2015

{

{

www.canadaturk.ca

17


18

www.canadaturk.ca

{

{

ARALIK/DECEMBER, 2015


{

ARALIK/DECEMBER, 2015

{

www.canadaturk.ca

19

Sahte Toronto Üniversitesi diplomasına YÖK’ten denklik aldı Türkiye’de Burak Uysal adlı bir kişinin Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi diplomaları ile YÖK’te denkliğini aldığı Toronto Üniversitesi Tıp Fakültesi diplomasının da sahte olduğu ortaya çıktı.

B

urak Uysal, sahte diplomalarla Van, Ankara ve İstanbul’da dokuz yıldır farklı dallarda doktor olarak çalışmıştı. Sahte diploma, üç yıl önce Burak Uysal’ın iş yeri hekimliği belgesinin yenilenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurmasıyla ortaya çıktı. Bu gelişme üzerine 2012 yılında Türk Tabipler Birliği konuyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu. Geriye dönük tarama yapan Tabipler Birliği, Burak Uysal’ın Van Tabipler Odası’na kaydının olduğunu tespit etti. Yapılan taramada Uysal’ın 2006 yılında özel bir hastanede psikiyatri uzmanı olarak altı yıl çalıştığı ortaya çıktı. Burak Uysal’ın Van Tabipler Odası’na ve çalıştığı kuruma verdiği Akdeniz Üniversitesi’ne ait tıp fakültesi diplomasının da sahte olduğu anlaşıldı. Türk Tabipler Birliği’nin suç duyurusu üzerine açılan davada mahkeme sahte doktor Burak Uysal’a sadece ‘sahte belge düzenlemekten’ 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Ancak mahkeme hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verdi. Bu karar üzerine sahte doktor Burak Uysal, ‘mesleğini’ yapmaya devam etti. Konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü de devreye girdi. Soruşturmanın 2014 yılında sonuçlanmasının ardından bir süre ortalıkta görünmeyen sahte doktor Burak Uysal’ın İstanbul Tabipler Odası’na da üye olduğu ortaya çıktı. İstanbul Tabipler Odası’na kayıt yaptıran Uysal’ın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne ait sahte

Burak Uysal

diploma ile de iş başvuruları yaptığı tespit edildi. Burak Uysal’ın, İstanbul’da özel ambulans hizmeti veren büyük bir firmada doktor olarak çalışmaya başladığı belirlenince kısa süre burada çalışan sahte doktorla ilgili firmanın İstanbul Tabipler Odası’na başvurarak araştırma yapması üzerine sahtekârlık bir kez daha ortaya çıktı. Tabipler Odası, yaptığı incelemede Uysal’ın diplomasının sahte olduğunu belirledi. Bunun üzerine Uysal işten ayrılarak ortadan kayboldu. Ürettiği sahte belgelerle birçok yere iş başvurusunda bulunan Burak Uysal eğitim alanında da şansını denedi. Ankara Üniversitesi’nden ‘eğitim verebilir’ şeklinde sahte belge düzenleyen Burak Uysal, İstanbul Anadolu Yakası’nda bulunan özel bir Sağlık Anadolu Meslek Lisesi’nde ‘farmakoloji uzmanı’ olarak ders vermeye başladı. Altı ay derslere giren Burak Uysal yaşanan sıkıntılar sonrası buradan da ayrıldı. Uysal, çalışma izni bittiği için işten ayrıldığı yönünde belge düzenleyerek iş başvuruları yapmaya devam etti. Toronto Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin sahte diplomalarını kullanan Burak Uysal, özel bir üniversitede Yardımcı Doçent olarak Farmakoloji ve

Sağlık Lisesi’nde de farmakoloji uzmanı olarak çalıştığı ortaya çıktı. Burak Uysal’ın son olarak özel bir sağlık merkezine yaptığı başvuruda ‘Yardımcı doçent’ unvanı ile özel bir üniversitede beş yıl ‘farmakoloji’ dersi verdiğini kanıtlar belge sunması dikkat çekti.

Nova Scotia ile anlaşma imzaladı

Millî Eğitim Vakfı ile Nova Scotia eyaleti arasında eğitim ortaklığı ve öğrenci değişimi programı anlaşması imzalandı.

A

Burak Uysal’ın Linkedin hesabının eğitim bölümünde halen Toronto Üniversitesi’nin adı yazıyor.

Daha önce hapis cezası verilen ve cezası ertelenen Burak Uysal hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da iki ayrı soruşturmanın yürütüldüğü ortaya çıktı. Gelişmeler üzerine sahte doktor Burak Uysal’ın kayıplara karıştığı öğrenildi.

nlaşma, Kanada Büyükelçisi John Holmes, Nova Scotia Uluslararası Eğitim Direktörleri Martine Adriaensen, Mitch Landry, Millî Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri ve ISE World Türkiye Direktörü Gökyar Karşit ve Protokol Koordinatörü Safa İlgin’in de katıldığı bir törenle Millî Eğitim Vakfı Genel Merkezi’nde imzalandı. İmzalanan protokol, Millî Eğitim Vakfı bünyesinde bulunan MEV Koleji Özel Okulları

öğrencilerinin ortaöğretimlerini sürdürürken Kanada’nın Nova Scotia Bölgesi’ndeki okullarda aylık, yıllık öğrenci değişim programlarına katılabilmelerinin yanı sıra MEV Kolejleri’nden mezun olduktan sonra Kanada’da geçirecekleri bir yılın ardından Kanada Üniversitelerine giriş ve Kanada Hükûmeti tarafından sağlanan burslardan Kanada vatandaşları gibi yararlanabilme hakkı kazanmalarını da sağlayacak. Nova Scotia eyaleti, Türkiye’de birçok üniversite ve kolej ile benzer anlaşmalara imza atmıştı. Millî Eğitim Vakfı aralarında Millî Eğitim Bakanlığı’nın da bulunduğu dokuz tüzel ve 29 gerçek kişi tarafından 1981 yılında kuruldu. Vakfa bağlı MEV Okulları ise 1991 yılında faaliyete geçti.


20

www.canadaturk.ca

{

OBAMA VE TRUDEAU

O

bama gelecek yıl emekli oluyor. Şimdi daha da tecrübeli ve üstelik hayli dinamik. Boş oturacak değil elbette; gazeteci bundan sonraki hayatında ne iş yapacağını soruyor:

“Gelecek yıl, Beyzbol, Futbol, Basketbol Birliği Başkanlarının süreleri doluyor. Bu işlerden hangisini tercih edersiniz?” Obama’nın cevabı şöyle: “Bana en uyanı Basketbol. Ama Futbol Birliği Başkanı’nın yılda 44 milyon dolar kazandığına inanamıyorum!” Dünyanın en önemli görev mevkiinde yer alan, bir emriyle tarihin gidişine yön verebilecek güçte olan Obama’nın yıllık maaşı ise 400 bin dolar. Zavallı Obama şaşırmasın da ne yapsın! Başkanlıktan emekli olunca, Obama, Futbol Birliği Başkanı olsa ve yılda 44 milyon US doları, yani 55 Milyon Kanada doları maaş alsa, bu kadar parayı ne yapacak? Günde 25 000 Kanada doları harcasa, yılda 9 milyon Kanada doları eder ki geriye harcayacak 46 milyon dolar daha kalır. İnsanın haddine düşmez ama Obama’ya, karşılığında kendisinin ne vereceği belli olmayan böyle bir gelire boş verip, bilgisinden insanlığı yaralandırarak, çocuklarıyla mutlu bir emeklilik yaşamasını dilemek geçiyor içimden. Aslında böylesine korkunç derecede yüksek maaşlar alan yöneticilerin, bir kaçı hariç, ağızlarıyla kuş tutmadıkları da bir gerçek. Bir zamanlar BAY mağazaları iflasa gidiyordu. Yönetime getirilen kişi birtakım yenilikler yaptı ve şirket iflastan kurtuldu. EATON’s mağazaları iflas ediyordu. Kurtarıcı olarak BAY mağazalarını kurtaran kişi, büyük paralar ödenerek transfer edildi, yönetimin başına geçirildi. Bir yığın masrafla, bir yığın değişiklik yapıldı. Sonuç: EATON’s bu masrafların ağırlığını da yüklenerek battı. Kıssadan hisse alınırsa kimsenin elinde sihirli değnek yok. Ama üst düzey ilişkiler bazı insanlara inanılmaz kazançlar getiren mevkileri sağlıyor. *** Kanada’nın karizmatik eski Başbakanı Pierre Trudeau bir toplantıda konuşurken,

Kanada’nın yerli şeflerinden biriyle arasında, yaklaşık olarak şöyle bir konuşma geçer: Şef: Sayın Başbakan benim kızlarımın gözü yükseklerde, hukuk okumak istiyorlar. Trudeau: Güzel. Şef: Ama sonrasında Başbakan olmak istiyorlar! Trudeau: Başbakanlık şimdilik dolu. Henüz ben oturuyorum bu koltukta! Bu konuşmada bahsi geçen kızlardan biri Joyce. Büyüdü, hukuk okudu, birçok kamu görevlerinde bulunduktan sonra, genç Justin Trudeau’nun kabinesinde Adalet Bakanı oldu. Böyle şeyler yalnızca masallarda olmuyor demek ki! İnsan azmi ve niyeti böyle sonuçlar verebiliyor. Trudeau Başbakan olduğunda öğrenciydim. Ama haberlerde o kadar sık adını duyardık ki aramızda bir sempati bağı kurulmuştu. Kanada’da, onun kitlelerle kurduğu dialog, insanların kişisel düşüncelerine, inançlarına verdiği değer, şahsının dedikodulara aldırış etmez tavrı, gizlisi saklısı olmayışı, ona olan sempatiyi çoğaltan nedenlerdi. Tabiatı kirletmeyen bir dünya istiyordu. Barışçı bir dünya istiyordu. Fertlerin refah içinde yaşadığı bir dünya istiyordu. Kanada’nın üstlenmesi gereken görevin bunlar olması gerektiğine inanıyordu. Onun yönetimindeki Kanada’yı yalnızca kitaplardan ve filmlerden biliyorum. Kanada’ya göç ettiğimizde ondan sonra gelen muhafazakâr parti Başbakanı Mulreney yönetimdeydi. Ne kadar ilginç: Biri hatırlanmak, diğeri ise unutulmak isteniyordu. Trudeau’nın ölümünden bir süre önce, Bay Street ’te yol alırken, bir yayanın Belediye Binası’ndan karşıya, Adliye Binası’na doğru yürüdüğünü gördüm. Arabayı durdurdum. Yoldan geçen tanıdık bir simaydı: Pierre Trudeau. Tek başınaydı. Korumasızdı. Hanıma “Bak,” dedim “ Trudeau”. Geçerken, durup beklediğimiz için, başıyla, teşekkür anlamında selam verdi. Ertesi gün gazetelerde Trudeau’nun Toronto’da olduğunu gazetede okuduk. Trudeau’yla, kitap, dergi, televizyon dışında tek anım bu. Yeni Trudeau babasının izinde görünüyor: Şekle önem vermeyen, gizlisiz, saklısız, temiz bir dünyadan yana, barış içinde bir dünyadan yana. Hayırlısı...

{

ARALIK/DECEMBER, 2015

Göz doldu ruyor Türkiye Süper Lig’in flaş ekibi Beşiktaş’ın orta saha oyuncusu Kanadalı Atiba Hutchinson’un proformansı lig maçlarında bu sezon hiç gol atmamasına ve yalnızca bir gole asistlik yapmasına rağmen başarılı performansıyla dikkatleri çekiyor.

T

eknik direktör Şenol Güneş’in vazgeçilmez futbolcuları arasında yer alan 32 yaşındaki Kanadalı futbolcu bugüne kadar Beşiktaş’ın oynadığı 11 lig, 3 Türkiye Kupası ve 5 UFA Avrupa Ligi maçında da ilk 11’de sahaya çıktı. Beşiktaş’ta defans dörtlüsünün önünde görev yapan ve özellikle başarılı paslarıyla ön plana çıkan tecrübeli futbolcu, yüzde 94’ün üzerinde ortalama yakaladı ve bu alanda takım arkadaşlarına fark attı. Atiba Hutchinson, yakaladığı isabetli pas yüzdesiyle, Avrupa’nın önde gelen liglerinde forma giyen birçok ünlü yıldızı geride bıraktı. Başarılı performansının yanı sıra centilmen kişiliğiyle de dikkati çeken Hutchinson, Beşiktaş’ın bu sezonki resmî maçlarında hiç kart görmedi.

Belediyeler satışlarda ek vergi alamayacak O ntario Eyalet Hükûmeti, emlak satışlarında alınan Provincial Land Transfer Tax (PLTT)’ın yanında Ontario genelinde bulunan 444 belediyenin de Municipal Land Transfer Tax (MLTT) adı altında yeni vergi almalarına olanak sağlayacak düzenlemeden vazgeçti. Ontario’da sadece Toronto Belediyesi, 1 Şubat 2008’de kabul edilen yasayla Municipal Land Transfer Tax alıyor. Toronto’da satın alınan 1 milyon dolarlık bir ev için 32 bin dolar Land Transfer Tax ödeniyor. Bunun

yaklaşık yarısını Municipal Land Transfer Tax oluşturuyor. Toronto’da emlak devir işlemlerinde duble vergi alınmaya başlanması alıcıları şehir sınırları dışındaki yerleşim yerlerine yöneltmişti.


ARALIK/DECEMBER, 2015

1

4 Aralık 2013’ten beri sayısız ‘karakter suikastı’ mahiyetinde dezenformasyon haberlerle maruz kaldım ve kalıyorum. Tecrit, ayrımcılık, kin ve nefret eksenli bir psikolojik savaş yürütülüyor. Bu odakları tahrik ve deşifre etmem ilintili hackerların hoşuna gitmemiş olacak ki Hack grubu Ayyıldız tarafından 17 Kasım’da hacklendim. Hem de ne hackleme?! Laptopumdan telefonlarıma, epostalarımdan facebook hesaplarıma kadar her türlü digital iletişim araçlarım hacklendi. 165 bin takipçisi olan ofarukarslan twitter hesabım ve sufiterapi twitter hesabım da hacklenenler arasındaydı. Kanada’da Barbaros kod ismi kullanıyorlar ve istedikleri laptop ve telefonun içine girip kayıt yapıp, dinleyebiliyorlar. Siber suçlarda çağ atlamışlar. Nasıl mı? Kimse hacklenemez diye bir şey yok, hacklenir, her türlü güvenlik mutlaka ama mutlaka aşılır. Şifre bilgilerinizi bir şekilde elde edenler aslında hacklemiyor, sadece oltayla bilgilerinizi yakalıyor, yoksa hackleme denemeleri çok çok vakit alır. Benim hesabımı ele geçirenler büyük ihtimalle, “pishing” dediğimiz “tıkladığım link” üzerine ya bilgisayarıma trojan / keylogger yüklettiler ya da beni (belki anında değil) bir an bir noktada email bilgilerimi tekrar girmemi gerektirecek yönlendirmeler yaptılar. Telnet adlı özel bir software program kullanıyorlar. Hacklenmesem bunları fark edemeyecektim. Bunlardan kurtulmanın tek çaresi hemen laptop ve telefonlarınızı fabrika ayarlarına formatlamaktır. Gecikmeden yıllık 35 Kanada doları ödeyip bir VPN yükleyin. ABD’de VPN olmadan kimse zaten online alışveriş yapmıyor. Kredi kartlarını ve banka hesaplarını ele geçiren bir sürü hacker bulunuyor.

{

{

Hackerları hackleme sanatı! Benim Elite VPN servisi iki ay önce uzatmadığım için sonlanmış, hackerler bu boşluğu iyi görmüşler, yoksa asla hackleyemezlerdi. Hodri meydan; ‘haydi sonsaniyem twitter hesabımı da hackleyin’ dedim ve hackerleri hackleme süreci böyle başladı. Çok denediler ve arkalarında izler bıraktılar. Hubris hastalığı yakayı ele verdirdi. Bu narsistler kendilerine çok güveniyorlar ve devlet olduklarını iddia ediyorlar. O hâlde ben de devlet düşmanı olmuş oluyorum. 1998 yapımı Will Smith’in başrolünde oynadığı Devlet Düşmanı filmine döndüm. Kimlik hırsızları var. Hackledikleri bir arkadaşınızdan gelen epostayı veya herhangi bir olta reklamı açtığınız anda izlenmeye başlıyorsunuz. Bu metotla hedefe konan herkes hacklenebilir. Herhangi bir ülkede yaşamanız size kurtaramaz veya hangi GSM operatörünü kullanmanız da fark etmez. Sonuçta sizi sizin elektronik araçlara sızıp, sizin hareketlerle beraber iziyorlar. Hacklenmek istemeyenlere uyarılarım şunlar. Size en yakınınızdan

bile gelse hiçbir linke tıklamayın. Güvenliği had safhaya çıkarın. Link açmanız gerekiyorsa: Bomboş (clear from password usage) bir browser kullanın, yani mesela normalde firefox kullanıyorsunuz, chrome hiç kullanmıyorsunuz, link’i sağ tıklayın, kopyalayın. Bu chrome’u açın ve chrome’un gizli/private browsing dediğimiz iz bırakmayan kısmını açın, oradan linkleri açın. Ama bu browserda hiçbir zaman şifre girişi yapmadığınız bir browser olmalıdır. İki aşamalı güvenliği epostalarınıza kurunuz. Hacklenmemiş telefonunuzu buraya ekleyin ve her girişte mutlaka SMS ile yeni şifre alın. Hacklendiğiniz zaman mutlaka FBI Siber Crime Prevention sayfasına gidin şikâyette bulunun, tüm dünyada ekipleri var, çok sıkı çalışıyorlar. Bu karanlık şebekenin ana merkezi @AyyildizOrg twitter hesabı ekibi. 180 bin takipçisi ile açıktan siber suçlar işliyorlar. Kim olurlarsa olsunlar, kimse kanun üstünde değildir ve eninde sonunda hesap verirler! ABD, Hollanda ve Ankara’da beş ayrı bilgisayardan

www.canadaturk.ca

21

organize saldırı yapıldığı için hackerlar sadece hackerlıktan değil, organize suçlardan da yargılanacaktır. AKP’nin sanal ordusu ünvanını taşıyan Hack grubu ‘Ayyıldız Tim’, 2002 yılında Cedkan Bir Yafes tarafından Yeni Zelanda’da kurulmuş. Timin sözcülüğünü ise Mehmet İshak Telli yapıyor. FBI arama listesinde yer alıyorlar. Çünkü ABD Savunma Bakanlığı’nı ün yapmak için hacklemişler. Rus uçağının düşürülmesinden sonra Rusya’da üniversiteler dahil Erdoğan Rejimi’ne muhalif gördükleri çok sayıda Rusya hedeflerini hacklediler. Demek ki büyük bir ekipleri var; gerçekten de Erdoğan Rejimi’ne çalışıyor veya arkalarında görünmeyen, derin bir yapı bulunuyor. Korkusuz diye site yayınları bile var. Ayyıldız timi, daha ziyade Özel Hareket Komutanlığı (ÖKK), Psikolojik ve Siber Savaş birimi taşeronuna benziyor. Ayyıldız timi, bilgilerimi hackleyip aylarca izleyip, kopyaladı. Aslında hacklenmekten memnunum. Böylece bende hiçbir numara olmadığını anlamışlardır. Ayrıca her türlü kirli kumpası ve tezgâhı bu karanlık ekiplerin organize ettiği açığa çıkmış oldu. Beni hackleyerek karakter suikastı yaptıklarını tescillediler ve böylece aklamış da oldular. Neredeyse ben bile MİT veya ÖKK ajanı olduğuma inanacaktım! Ayyıldız Hack Grubu kendi içinde askerî rütbeler kullanıyor. En büyük rakipleri ve düşmanları güya yabancı siber korsan timleri RedHack ve Anonymous. Sosyal medyada digital savaş yaşanıyor. Utanmamışlar, bir de ”Kim Bu Ayyıldız Tim” adlı bir kitap yayımlamışlar. İnsanlara zulmeden, özel hayat gizliliğini ihlal ederek kul hakkına giren, travmalar meydana getiren sizleri tanımıyorum! Kanada gibi ülkelerde böyle suç işleyenlerin kanundan kurtulmaları mümkün değildir. Çünkü ‘Privacy Act’, yani özel hayatı koruma kanunu var. Makul şüpheli veya terör şüphelisi diye devletlerin masum insanları mağdur etmesi elbette mümkün. ABD’de Patriot Act ve Matrix programı sayesinde 350 bin Müslüman’ın fişlendiği ve takip edildiği medyaya yansımıştı. Ancak, tanınmış bir gazeteci, yazar ve akademisyene makul şüpheli iftirası atmak ve karalamak kolay değildir. Hele hele ABD ve Kanada’da terapi yapma yetkisi, eğitimi bulunan kayıtlı bir psikoterapist olan beni hacklemek ve müşteri bilgilerini yayımlamak Türkiye’de bile yaşasanız büyük bir suçtur. Türkiye’de henüz özel hayatı koruma kanunu yok diye hackerlar sevinmesinler! Hackleme ile insanların özel hayatlarına girmek ve iş bilgilerini edinmek zaman aşımı olmayan suçlar. Kimbilir kaç kişinin canını yaktılar. Bu ahlak yoksunlarının kamuoyuna, müşterilerime, takipçilerime verdiği zarardan dolayı, onlar adına özür dilerim.


22

www.canadaturk.ca

{

{

ARALIK/DECEMBER, 2015

Diğer mültecilerle birlikte Aylan bebeğin ailesi de Kanada’ya geliyor MURAT KANDEMİR murat_kandemir@outlook.com

O

ttawa Hükûmeti’nin, cansız bedeni Bodrum sahiline vuran Aylan bebeğin ailesinin sponsorluk işlemlerini onaylandığını çocuğun halası Tima Kurdi doğruladı. Toronto Star’da yer alan habere göre, Tima Kurdi Hükûmet tarafından arandı ve daha önce kardeşi, Muhammed, karısı ve beş çocuğunu getirtmek için yaptığı sponsorluk başvurusunu tekrar yapması istendi. Kanada Göçmenlik Bakanlığı Kurdi ailesi ile iletişime geçerek başvuruyu takip ettiklerini ve ellerinden geleni yapacaklarını belirttiler. Bakanlık sözcüsü Remi Lariviere’ye göre başvuru süreci oldukça iyi ilerliyor. Tima Kurdi, Muhammed ve ailesini Kanada’ya sponsor etmek için başvuruda bulunmuş ancak bu başvuru reddedilmişti. Muhammed’in başvurusundan sonra hala Aylan bebek, abisi, babası Abdullah ve annesi için de başvuru yapacaktı. Başvurunun reddedildiğinin duyulmasının ardından dönemin Muhafazakâr Hükûmeti eleştiri bombardımanına maruz kalmış ve konuyla ilgili olarak yapılan başvurunun eksik olduğu için geri çevrildiğini belirterek kendilerini savunmuştu. Türk sahiline cesedi vuran Aylan bebek mültecilerin uluslararası kamuoyunda gündeme gelmesine sebep olmuş cansız bedeninin görüntüsü mültecilerin sesini temsil ederek tüm dünyanın dikkatini mülteci krizine çekmişti. Kanada’nın yeni Göçmenlik, Mülteci ve Vatandaşlık Bakanı John McCallum, Kanada Sağlık Bakanı ve mülteci projesi için Hükûmet’in oluşturduğu Mülteciler Komitesi Başkanı Jane Philpott ve Kanada Ulusal Savunma Bakanı Harjit S. Sajjan Ürdün’deki mülteci kampına 29 Kasım 2015’te resmî bir ziyaret gerçekleştirdi. 25.000 Suriyeli mülteciyi alma çalışmalarını hızlandıran Kanada Hükûmeti Amman’da bulunan ve 80.000 mültecinin yerleştirildiği Za’atari Mülteci Kampı’na yaptıkları bu resmî ziyaretle mültecilerin durumunu bizzat inceledi. Kampı gezen bakanlar bazı Suriyeli mültecilerle görüşme imkânı da buldular. Bakanlar aynı zamanda Amman’da yeni Suriye mülteci işlem merkezinin de açılışını yaptılar. Burada hem mülteciler hem de bölgeye yerleştirilen Kanadalı resmî görevlilerle görüşmeler yaptılar ve mültecilerin seçilmesi, mülakatları ve elenmesi işlemlerini

bizzat incelediler. Bakanlar aynı zamanda Ürdün Kralı Abdullah bin El Hüseyin ve Başbakan Dr. Abdullah Ensour ile bir araya gelerek insani yardım konusunda detayları görüştüler. Kanada Hükûmeti bu karmaşık mülteci krizinde Ürdün, Lübnan ve Türk hükûmetleriyle birlikte çalışıyor. Daha önce de yazdığımız gibi Aralık ayı sonuna kadar Kanada’ya gelecek mültecilerin büyük bölümü özel olarak sponsor edilenlerden oluşuyor. Bakanlığın internet sitesinde 29 Kasım’da yayımlanan duyuruya göre 24 Kasım itibariyle çeşitli organizasyonlar ve gruplarca sponsor edilen 4 bin 511 Suriyeli mülteci dosyası şu anda işlemde. İşlemlerinin bitmesinin ardından bu sponsor edilen mültecilerin Aralık öncesi Kanada’ya giriş yapması bekleniyor. Devlet 31 Aralık’tan önce en az 10 bin Suriyeli mülteciyi Kanada’ya getirmek için çalışıyor. Hükûmet 2016 Şubat ayına kadar 2 bin mülteciyi Kanada’ya yerleştirmeyi hedefliyor. Özel mülteci sponsorluğu programıyla bazı Suriyeliler Kanada’ya gelmeye başladı bile. Geçtiğimiz haftalarda 16 kişilik Suriyeli mülteciler Calgary’ye ulaştı. Suriyelileri havalimanında karşılayan akrabaları ve bazı yabancılar gelenlere kışlık elbise, oyunca ve şeker gibi çeşitli hediyeler verdi. 25bin mültecinin Kanada’ya getirilmesi projesinin Kanada’ya maliyetinin 1.2 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Kanada Hükûmeti 25 bin mülteci yerleştirilmesi projesinde tüm ülkedeki sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarıyla birlikte çalışıyor. Kanada’nın, alacağı mültecileri seçerken kadınlar, çocuklar ve ailelere öncelik vereceği açıklaması bizzat bakanlıkça yapıldı. Yerleştirilecek mültecilerin belirlenmesinde Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) de Kanada’ya destek veriyor. Kanada Suriyeli mültecilerin barınma, sağlık ve korunma ihtiyaçları için kullanılmak üzere Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne 100 milyon dolar bağışladığını da açıkladı. Hükûmet, Kanada’ya geleceklerin bazılarını önce Ontario Trenton’daki askerî üste ağırlamak için hazırlıklar yapıyor. Quebec yakınındaki CFB Valcartier bölgesi de yeni gelenleri karşılamak için hazırlanıyor. CBC’nin haberine göre Hükûmet çadır kent şeklinde anlaşılmasını önlemek için gelenlerin yerleştirileceği yerleri geçici ‘kamp’ bölgesi olarak adlandırma yapmaktan özenle kaçınıyor. Yıllarca ya da aylarca benzer geçici kamplarda kalan mülteciler Kanada’da çadırlarda uyumayacak. Kanada’nın yeni başbakanı Justin Trudeau seçim kampanyalarında 25 bin mültecinin bu sene sonuna kadar Kanada’ya yerleştirileceği vaadinde bulunmuş ve geçen haftalarda

Kanada’nın yeni Göçmenlik, Mülteci ve Vatandaşlık Bakanı John McCallum (önde sağdan ikinci), Kanada Sağlık Bakanı Jane Philpott (önde sağda) ve Kanada Ulusal Savunma Bakanı Harjit S. Sajjan (önde en solda) Ürdün’deki mülteci kampını ziyaret ettiler.

meydana gelen Paris saldırılarından sonra çeşitli güvenlik eleştirilerine maruz kalmıştı. Hükûmet’in mültecileri yerleştirme projesi Aylan bebeğin ölümü sonrası halktan oldukça destek görürken, Paris saldırıları sonrası desteğin oldukça düştüğü görülüyor. Hatta mültecilerin getirilmemesi için bir imza kampanyası bile başlatıldı. Liberal Parti, seçim kampanyalarında söz verdiği üzere Kanada’ya getireceği mültecileri seçerken kadınlara, çocuklara ve ailelere öncelik vereceği, yalnız seyahat edecek erkeklere izin vermeyeceği öngörülüyor. Erkeklere öncelik verilmemesinin sebebi güvenlik kaygılarından olurken yalnız erkeklerin mülteci yerleştirme programında yer almayacağı kesin gibi.

Kamptan alınıp Kanada’ya getirilecek mülteciler özenle seçilecek ve en hassas olanlara öncelik tanınacak. Mültecilerin ön seçimlerinde CSIS ve RCMP gibi diğer Kanada kurumları çeşitli federal bakanlıklar ve bu kurumların dışında eyalet ve bölge hükûmetleri de projede etkin olarak çalışacak. Trudeau Hükûmeti 25 bin Suriyeli mültecinin ülkeye yerleştirilmesi için beş aşamalı acil ihtiyaç eylem planını yürürlüğe koydu. Bakanlığın internet sitesinde yaptığı duyuruda mülteci eylem planının Kanadalıların sağlık ve güvenliği göz önüne alınarak hassas durumdaki Suriyeli mültecilerin korunmasını amaçladığı belirtildi. *Murat Kandemir, (Member of ICCRC)


{

ARALIK/DECEMBER, 2015

{

www.canadaturk.ca

23

EMLAK KÖŞESİ HAKAN ERKAN matt@erkan.ca

Komşunuzun ağacı fırtınadan devrilir ve de sizin evinize zarar verirse ne olur?

B

irçok ev sigorta poliçesi, sizin kendi ağacınızın veya komşunuzun ağacının sizin evinize vereceği zararı karşılar. Burada dikkat edilmesi gereken konu, ağacın daha önceden gözle görülür bir hastalığa veya çürümeye maruz kalıp kalmadığıdır. Bilinen bir hastalık veya sorun varsa sigorta ödeme yapmayabilir. Eğer ki siz komşunuzu ağacın problemli olduğu konusunda uyardıysanız ve o da önlem almadıysa, ağacın verdiği zarardan komşunuz sorumlu olabilir. Eğer komşunun ağaç dalları sizin bahçenize düşerse kim temizlemelidir? Bu durumda dallar sizin bahçenizde olduğu için, temizleme konusunda siz

sorumlusunuz. Sigorta şirketleri bu durumda yardımcı olmaz. Komşunun ağacının dallarını kesebilir miyim? Eğer ki komşunun dalları size tehlike yaratıyorsa, evinizin sınırına kadar olan kısmını kesebilirsiniz. Burada önemli olan, ağacın genel sağlığına zarar vermemenizdir. Alınacak önlem: Hastalığından şüphelendiğiniz ağaç varsa, arborist (ağaç hastalıkları uzmanı) çağırarak, danışmanlık servisi almanızı tavsiye ederim. Arborist bulmak için www.isaontario.com sitesini ziyaret edebilirsiniz. *Hakan Erkan (Member of Toronto Real Estate Board)

AŞÇI ARANIYOR Edmonton’daki restoranımız için mutfakta tecrübeli usta eleman aranıyor. Anatolia Food Market + 1 587 521-4004

CANADATÜRK SATIŞ NOKTALARI Canadatürk gazetesi her ay bine (1,000) yakın adrese posta ile ücretsiz gönderiliyor. Hedefimiz aylık 3 bin gazeteyi doğrudan adreslere göndermek. Siz de adres listemizde yer almak istiyorsanız, 24’üncü sayfadaki formu eksiksiz doldurup bize postalayabilir ya da isim ve adres bilgilerinizi info@canadaturk.ca email adresine gönderebilirsiniz.

TORONTO Accurate Accounting 450 Wilson Ave. Unit 2 416 638-0700 Adonis (Scarborough) 20 Ashtonbee Rd. 416 642-1515 Al Premium Food Mart 1970 Eglinton Ave E Can-Turk İpek Mobilya 1179 Finch Ave W. Suite #13 416 736-4473 Chef 47 879 Wilson Ave. 647 430-2178

Dr. R.N. Sezer & Associates 1273 Broadway Ave. 416 429-3317 Eren’s Hair Salon 893 Wilson Ave 416-638-1530 Iqbal Halal Foods 2 Thorncliffe Park Drive Kanada Sufi Kültür Merkezi 270 Birmingham St. Koza Kebap & Grill 6464 Yonge Street 647 350-9393 Mustafa Turkish Pizza 866 Wilson Ave. 416 631-0300

Narin Pastanesi 881 Wilson Ave. 416 631-7500

Sofra Nazar 1166 St. Clair Ave. W. 416 653-6536

Tahsin Meat Products 755 Queens Way E. Unit 16 905 272-1300

Efes Pastanesi 689, Rue Saint-Roch 514 495-6535

Nile Academy Erkek L. 135 Plunkett Rd. 416-285-0115

Sunny Foodmart 747 Don Mills Rd. Unit 60

MONTREAL

Marche Ayder 3791 Willeray (514) 722-1835

Nile Academy İlköğretim & Kız Lisesi 5 Blue Haven Crst. 647 748 6453

Adonis (Missisauga) 1240 Eglinton Ave W.

Nuri Sansarlıoğlu 754 Wilson Ave. 647 343-6113 Pizza Pide 949 Gerrard St. E. 416 462-9666 Polat Auto Services 14 Sable St. 416 630-1444

MISSISSAUGA

Beyti Kebab 1650 Dundas Street East 905 848-2590 Master Delight 7033 Telford Way Unit 2&3 905-671-9229 Real Canadian Superstore 3050 Argentia Rd. 905 785-8928

Anadolu Kültür Merkezi 11280, av Jules-Dorion 514 852-2223 Antep Baklava 5098 Jarry Est 514 419-8758 Atlas Boucherie et Grillades 1905 Henri-Bourassa Est 514 388-2888 Çiçek Pastanesi 3656 rue Fluery E. 514303-5361

Turquoise Pide 3662 Rue Fluery Est 514 903-9571

OTTAWA Anadolu Kültür Merkezi 335 Michael Cowpland Dr. 613 829-7787

EDMONTON Anatolia Food Market 15920 Stony Plain Rd. 587 521-4004


24

www.canadaturk.ca

{

{

ARALIK/DECEMBER, 2015


ARALIK/DECEMBER, 2015

{

{

www.canadaturk.ca

25

Sarı öküz ve papaz

S

arı Öküz hikâyesini bilen bilir. Biz yine de aktaralım: Eski zamanların birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış. Yaşarmış yaşamalarına ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazlarmış onları. Hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye. Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki bir araya toplandılar mı, kolayca defetmesini bilirlermiş koskoca aslanları. Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı. “Herhâlde bize bu otlağı terk etmek düşüyor,” demiş içlerinden birisi. “Evet” diye tasdik etmiş diğerleri. Nereye gideriz diye düşünürlerken “Bir dakika!” diye bir ses duymuşlar gerilerden. Herkes dönmüş sesin geldiği tarafa. Bir bakmışlar sürünün en çelimsiz ama kurnaz mı kurnaz ferdi Topal Aslanmış söze atılan.”Hayır! Hiçbir yere gitmiyoruz. Siz bana bırakın ben hallederim bu işi” demiş. Kimse inanmamış ona ama “Hadi bir şans verelim ne çıkar,” diye düşünmüşler. Topal Aslan, elinde beyaz bayrak gitmiş öküzlerin yanına. Öküzlerin lideri olan boz öküz sormuş ne istediğini. Topal Aslan “Saygıdeğer öküz efendiler!” diyerek başlamış lafa... “Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. Evet size defalarca saldırdık ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki Sarı Öküz yüzünden. Onun rengi gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Onu gördüğümüzde ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz. Bunların hepsi Sarı Öküz’ün suçu. Verin onu bize siz kurtulun biz de barış içinde yaşayalım!” Boz Öküz diğer önde gelenlerle görüşmek için geri çekilmiş. Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı Benekli Öküz “Olmaz!” demiş ama kimseye dinletememiş. Zavallı Sarı Öküz teslim edilmiş aslanlara. Diğerleri üzülmüş ama elden ne gelir ki? Bütün sürünün selameti için bir öküz... Gerekliymiş bu. Gerçekten de günlerce saldıran olmamış. Huzur içinde geçer olmuş günleri. Ama aslan milleti bu ne kadar sabreder ki? Hele öküzün etinin tadını aldıktan sonra. Acıktık demişler Topal Aslan Boz Öküz’ün yanına giderek selam diye girmiş lafa. “Gördünüz ya biz aslanlar ne kadar da uysal bir milletiz. Yalnız buraya bunu söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var.” “Nedir?” demiş Boz Öküz merakla... “Şu sizin uzun kuyruklu öküz var ya. Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor. O kuyruğunu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor. Gözümüz dönüyor,

sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Gelin verin onu bize bu mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve huzur içinde her iki tarafta hayatını sürdürsün.” Boz Öküz yine istişare yapmış sürünün ileri gelenleriyle. Yine sadece Benekli Öküz karşı çıkmış. Hepsi verelim gitsin demişler. İstişare daha da kısa sürmüş. Dışlamışlar Uzun Kuyruk’u. Saatler sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara. Tekrar tekrara yinelenmiş bu olaylar. Her geçen gün daha da semirmiş aslanlar. Alabildiğine güçlenmişler. Öküzlerse her geçen gün daha da zayıflamışlar. Seyreldikçe seyrelmişler. Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyormuş. Artık bir sebep söyleme gereği dahi duymuyorlarmış. “Verin bize bu öküzü yoksa karışmayız,” derlermiş sadece. Zavallı öküzlerin “Hayır” diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer can vermeye başlamışlar aslanların pençesinde. Boz Öküz de aralarında olmak üzere son birkaçı kalmış en sona. “Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu savaşı? Oysa ne kadar güçlüydük aslanlara karşı,” diye sormuş biri Boz Öküz’e. “Biz...” demiş Boz Öküz gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla dolu; “ Sarı Öküz’ü verdiğimiz gün kaybettik bu kavgayı.” Bu hikâyeye benzer bir başka hikâye daha anlatılır: Üç arkadaş var. Bu üç arkadaş bir yaz günü yaya olarak yolculuk yapmak zorunda kalıyorlar. Biri Türk, biri Kürt, diğeri de Ermeni. Ama Ermeni olan aynı zamanda papaz. Sıcak, bir süre sonra yolda susuyorlar. Etrafta su yok. Bağların olgun zamanı. “İki salkım üzüm yiyelim de ağzımız ıslansın,” diye bir bağa giriyorlar. Bağın sahibi bir Türk ama onu görememişler. “Kaç paraysa veririz,” diyerek yemeye başlamışlar. Bu sırada bağın sahibi gelmiş. Bakmış üç kişi üzümünü yiyor. Fena bozulmuş ama üç kişiyle de başa çıkamayacağını düşünmüş. Birine bakmış, kıyafetinden Ermeni ve papaz olduğu belli. Diğerine bakmış, konuşmasından Kürt olduğunu anlamış. Üçüncüsü de Türk. Dönmüş Ermeni’ye; “Bak bu adam Türk, yesin malımı. Benim kanımdandır. Helali hoş olsun. Bu da Kürt’tür ama din kardeşimdir. Sen niye yiyorsun benim üzümümü?” demiş. Bu laf, üzerlerine sorumluluk yüklenmeyen Türk ve Kürt’ün hoşuna gitmiş. Adam, papazı bir güzel dövmüş. Kıpırdayacak hâl bırakmamış, yere uzatmış. Bağ sahibi biraz sonra Kürt’e dönmüş. “Müslüman’sın da niye sahipsiz bağa giriyorsun. Bu adam benim kanımdan yediyse afiyet olsun, çünkü o Türk’ür. Kardeşimdir,” diyerek bir güzel onu da dövmüş ve yere uzatmış. Bu durum Türk’ün hoşuna gitmiş. Biraz sonra Türk’e dönmüş ve “Tamam anladık Türk’sün, aynı kandanız, aynı dindeniz ama sahibi olmadan başkasının bağına girilir mi?” diyerek Türk’e de vurmaya başlamış. Türk yumrukla yere yuvarlanınca Kürt’e dönmüş ve “Biz,” demiş “papazı dövdürmeyecektik.”

Cabot Tower Newfoundland and Labrador eyaletinde başkent St. John’s yakınlarında bulunan Signal Hill’de 1898 yılında inşasına başlanan ve 1900 yılında hizmete giren Cobot Tower’ın John Cabot tarafından Newfoundland’ın keşfedilmesinin 400. yıldönümü ve Kraliçe Victoria’nın tahta çıkışının 60. Yılı

Kule’den bakınca St. John’s şehri

anısına yapıldığını, şehri ve okyanusu tepeden gören bu kulenin gözetleme kulesi olarak kullanıldığını ve bu görevini 1958 yılına kadar sürdürdüğünü, ilk transatlantik kablosuz telgraf mesajının bu kuleden gönderildiğini, kulenin bugün Ulusal Tarihi Yapı kapsamında olduğunu biliyor muydunuz?

26’ıncı sayfadaki çengel bulmacanın çözümü

Kolonya şişesi deliği

T

ürkiye’de bir kolonya firması yeni bir tesis kurar, üretim kapasitesini iki kat arttırır ve dağıtım ağını genişletir. Üzerine bir de büyük bir reklam kampanyası düzenler. Ancak satışlar istedikleri gibi artmaz. Tüm satış tekniklerini denerler ama yine de verim alamazlar. Sorunun nereden kaynaklandığını bulmak için kesenin ağzını açarak ABD’den bir şirketle anlaşırlar. Bu şirketten bir uzman Türkiye’ye gelir ve çalışmalara başlar. Bir ay boyunca incelemelerde bulunduktan sonra raporunu yönetime sunar. Yönetim kalın bir rapor beklerken

kendilerine verilen rapor tek sayfada iki cümleden ibarettir ve aynen şöyle yazar: “Kolonya şişelerindeki delikler çok küçük olduğundan, kolonya ikramı sırasında çok az kolonya harcanmaktadır. Şişe deliğinin büyütülmesiyle tüketim ve dolayısıyla satışlar artacaktır.” Şirket yönetimi uzmanın tavsiyesine uyar ve şişe deliklerini büyütür. Sonuç: Satışlarda patlama… Türkiye’de ekonomi muhabirliği yaptığım zamanlarda dinlediğim gerçekten yaşanmış bir olaydı bu. O gün bugündür ne zaman kolonya ikram edilse, şişeden ne kadar kolonya döküldüğüne bakarım.

Yayıncı/Publisher BestOne Media Inc.

E: info@canadaturk.ca W: www.canadaturk.ca

Genel Yayın Yönetmeni / Editor-in-chief Hasan Yılmaz

Canadatürk’te yayımlanan yazıların her türlü sorumluluğu yazarına aittir. Canadatürk, yayımlanan reklamların içeriğinden, reklamı yapılan ürün ve hizmetin alınması veya kullanılması sonrasında oluşabilecek olumsuzluklardan sorumlu tutulamaz.

Yazarlar/Writers Akif Eren, Engin Sezen, Faruk Arslan, Fatma Durmaz, Halit Angıner, Murat Kandemir, Yaprak Gürdal Görsel Yönetmen/Art Director Hasan Yılmaz Adres/Address 2 Clanwilliam Crt. Toronto ON, CANADA M1R 4R2 Phone: 416 462-1244

ISSN 1923-7030 CANADA POST AGREEMENT  NUMBER 42779532 We acknowledge the financial support of the Goverment of Canada through the Canada Periodical Fund of the Department of Canadian Heritage.


FRUITERIE ERMIS Günlük taze meyve ve sebzeler Türk gıda ürünleri Tel: 514 329-2220 3257 Henri Bourassa E. Coin (corner) St-Michel, Montreal, QC H1H 1H3

ŞİFRE:


ARALIK/DECEMBER, 2015

{

{

www.canadaturk.ca

27


28

www.canadaturk.ca

{

{

ARALIK/DECEMBER, 2015


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.