HAVA-İŞ Dergi, Mart - Haziran 2010

Page 1



Baflkan›n mesaj› ergimizin kapa¤›nda da vurguland›¤› gibi, THY A.O.’da 2009-2010 y›llar›n› kapsayan 22. dönem toplu ifl sözleflmesini çok önemli kazan›mlarla ba¤›tlad›k. Bu kazan›mlar›n ayr›nt›lar› dergimizde bulacaks›n›z o nedenle ben burada bu konuyu ele almayaca¤›m. Ancak flunu vurgulamay› gerekli görüyorum. Devlet Planlama Teflkilat›’n›n k›sa bir süre önce yay›mlad›¤› bir rapora göre, 2009 y›l› Türkiye’de b›rak›n reel gelirleri, nominal gelirlerin bile düfltü¤ü bir y›l oldu. Bu koflullar alt›nda 2009 y›l› için çok önemli reel gelir art›fl› sa¤layan ve bunu bir sonraki y›l hem koruyan hem de gelifltiren bir T‹S ba¤›tlamam›z çok önemli bir baflar›d›r. K›sa bir süre sonra THY A.O.’da 23. dönem T‹S çal›flmalar›n› bafllataca¤›z. THY Teknik A.fi.’de ise flirket yönetimi ve yandafl sendikan›n ortaklafla yürüttükleri ve arka planda hükümet taraf›ndan yönlendirildi¤ine kuflku duymad›¤›m sald›r› ve bunun yol açt›¤› ma¤duriyet ne yaz›k ki devam ediyor. THY Teknik A.fi.’de iflkolumuza yap›lan itiraz sendikam›z›n hukuk bürosunun gayretleri sonucu k›sa zamanda (ülkemizin koflullar›n› göz önünde bulundurarak söylüyorum bunu) lehimize sonuçland›r›ld›. Ama iflveren bu kez de ço¤unluk tespit talebine itiraz ederek süreci bir kez daha zora soktu. Bundan medet umdu. Bütün bunlar bizi flafl›rtm›yor. Bizler daha önce de sendikal hareket ve toplumsal muhalefet içindeki duruflumuz nedeniyle de¤iflen siyasal iktidarlar›n hedefi olmufltuk. 1991 y›l›ndaki 38 günlük grevden sonra giriflilen iflçi k›y›m›, HAVAfi’taki sendikas›zlaflt›rma ve 180 günlük çad›rda direniflimiz ve ard›ndan benim hapse at›lmam… Bu zincirin son halkas› 2007 y›l›nda THY A.O.’da grev karar› almam›z ve sonras›ndan iflverenlerin siyasi iktidar›n deste¤ini de alarak, yasa hükümlerine ald›r›fl etmeden düzenlenen grev oylamas›yd›. Oylamada ç›kan EVET sonucuyla iflçi hareketi içinde ciddi bir heyecan rüzgâr› esti. Ama elbette bunlar›n bir bedeli vard› ve biz de bu bedeli ödedik. Asla piflman de¤iliz ve piflman olmayaca¤›z. Bundan böyle de tafl›d›¤›m›z sorumlulu¤un bilinciyle, iflimizi yapmaya devam edece¤iz. Di¤er iflyerlerine gelince… Sabiha Gökçen Havaalan›nda örgütlendi¤imiz ISG iflyerinden at›lan 234 üyemizin ifle iadesine karar verilmifltir. Bu iflyeri için, iflveren taraf›ndan ayr›ca ifl kolumuza da itiraz da bulunmufl, mahkeme bu itiraz› lehimize karara ba¤lam›fl, her iki davam›z iflverence temyiz edilmifltir. Yine Sabiha Gökçen Havaalan›nda bulunan ABD firmas› Pratt & Whitney flirketinde yapm›fl oldu¤umuz örgütlenme sonras›, iflverence iflkolumuza yap›lan itiraz davas› sürmektedir. THY A.O. bünyesinde bulunan yer iflletmeye ba¤l› ifl yerleri kapat›lm›fl d›flar›dan hizmet al›m›na gidilmifltir. TGS ad›yla yeni kurulan ve yer hizmetleri sunan flirkete zaman ay›rmam›z gerekti¤inin bilincindeyiz. Yukar›da anlatmaya çal›flt›¤›m›z sorunlar sendikam›z›n, hiçbir hata ve ›skalamaya yer vermeden takip etmek zorunda oldu¤u temel sorunlard›r. Süreç hassas ve bir o kadar da hatas›z, eksiksiz sürdürülmesi gereken bir süreçtir. Böyle bir dönemde, h›rs› akl›n›n önüne geçmifl, iktidar h›rs›yla yan›p tutuflan ve birilerine olan diyet borcunu ödemeye çal›flanlarla u¤raflmayaca¤›z, onlar› muhatap almayaca¤›z. Onlara ay›racak zaman›m›z yok. Biz var olan zaman›, üyelerimizin mutlu ve güvenli gelecekleri için harcamay› daha do¤ru buluyoruz. Hoflça kal›n, Dost kal›n.

D

AT‹LAY AYÇ‹N Hava-‹fl Sendikas› Genel Baflkan›


Toplu ifl sözleflmesi

Bu çok önemli kazan›mlar içeren sözleflme ile öncelikle Hava‹fl sendikas›na yönelik, Genel Kurul sürecini de kapsayan haks›z etkisizlefltirme giriflimleri bofla ç›km›flt›r. Hava-‹fl sendikas›n›n yetki bofllu¤u ile alafla¤› edilebilece¤ini sananlar yan›lm›flt›r. Genel Sekreterimiz MUSTAFA YA⁄CI bu yaz›da 22. Dönem Toplu ‹fl Sözleflmesi sürecini k›saca de¤erlendiriyor ve elde edilen kazan›mlar› özetliyor.

Kurullar›m›z›n ortak karar› ile THY A.O.’da 22. dönem toplu ifl sözleflmesi imzaland›:

Birlikle ve birlikte kazand›k! HY A.O.’da 22. Dönem toplu ifl söleflmesini, 26 May›sta, grev karar›n› ald›ktan 6 gün sonra, çok önemli kazan›mlarla ba¤›tlad›k. Bilindi¤i gibi sendikam›z 20 May›sta grev karar›n› alm›fl ve 21 May›sta bir bas›n aç›klamas› yaparak bu karar› iflverene tebli¤ etmiflti. Bas›n aç›klamam›zda, “THY A.O. iflçisinin talepleri hakl›d›r meflrudur.

T

2

THY A.O. iflçisi bilinçli ve sa¤duyuludur, kaba haks›zl›klara da boyun e¤mez… Bu talepler etraf›nda ekmek mücadelesinde sendikas›yla birlikte bütünleflti¤inde neler yapabilece¤ini geçen dönem toplu ifl sözleflmesini anormal yollara baflvurarak grev oylamas›na sürükleyenlere att›¤› tokat ile göstermifltir,” demifltik. Sendikam›z›n grev karar›n›


Toplu ifl sözleflmesi iflverene tebli¤ etti¤i gün THY iflçilerinin, “verimliyiz, uluslararas› alanda kaliteli hizmet üretiyoruz, hakl›l›¤›na yürekten inand›¤›m›z haklar›m›z› istiyoruz,” talebi yan›t bulmadan bu uyuflmazl›k çözülmeyecektir fleklindeki ça¤r›s› grev karar›n›n as›lmas›ndan sonra iflveren taraf›nca dikkate al›nd› ve görüflmeler tekrar bafllat›ld›. Bu çok önemli kazan›mlar içeren sözleflme ile öncelikle Hava-‹fl sendikas›na yönelik, Genel Kurul sürecini de kapsayan haks›z etkisizlefltirme giriflimleri bofla ç›km›flt›r. Hava-‹fl sendikas›n›n yetki bofllu¤u ile alafla¤› edilebilece¤ini

sananlar yan›lm›flt›r. Olay› Hava-‹fl yönetim kurulu ile THY Yönetim Kurulu üyelerinin kiflisel didiflmeleri ve hesaplaflmalar› olarak göstererek gerçekleri sapt›rmak isteyenlerin çabalar› da bofla ç›km›flt›r. Sendikam›z bu zorlu süreçten de aln›n›n ak› ile ç›km›flt›r. Genel Merkez ile tüm fiube Kurullar›m›z›n ve temsilciler kurullar›m›z›n gelinen nokta ile ilgili yapt›klar› ortak de¤erlendirme ve oybirli¤i ile ald›klar› karar sonucu toplu ifl sözleflmemiz 26 May›s 2010 tarihinde çok önemli kazan›mlarla sonuçland›r›lm›flt›r. Tüm üyelerimize ve ülkemiz iflçi s›n›f›na hay›rl› olsun!

PARASAL MADDELER ‹LE ‹LG‹L‹ KONULAR B‹R‹NC‹ YIL (2009) a) Birinci Alt› Ay: 31.12.2008 tarihindeki ücretlere, 01.01.2009 tarihinden geçerli olmak üzere %8 oran›nda ücret zamm› yap›lacakt›r. b) ‹kinci Alt› Ay: 30.06.2009 tarihindeki ücretlere, 01.07.2009 tarihinden geçerli olmak üzere %2 oran›nda ücret zamm› yap›lacakt›r. ‹K‹NC‹ YIL (2010) a) Birinci Alt› Ay: 31.12.2009 tarihindeki ücretlere, 01.01.2010 tarihinden geçerli olmak üzere, %6 oran›nda zam yap›lacakt›r. Ancak ilk 6 ayl›k enflasyon oran›n›n %6’y› aflmas› halinde, aflan k›sm›n tamam› ikinci y›l ikinci alt› ay ücret zamm› oran›na ilave edilecektir. b) ‹kinci Alt› Ay: 30.06.2010 tarihindeki ücretlere, 01.07.2010 tarihinden geçerli olmak üzere, %5 oran›nda zam yap›lacakt›r. Ancak ikinci 6 ayl›k enflasyon oran›n›n %5’i aflmas› halinde, aflan k›sm›n tamam› 31.12.2010 tarihindeki ücretlere, 01.01.2011 tarihinden geçerli olmak üzere ilave edilecektir. Vardiya Primleri Zamm› Uygulamas›: Vardiya primleri, “BÜcret Zamm› Uygulamas›” maddesinde belirtilen flekilde artt›r›lacakt›r. Ayl›k Sosyal Yard›m: 130 TL/Ay olan mevcut miktar 1. y›l seyyanen 120 TL art›r›larak 250 TL/AY’a ç›kar›lacak, 2 y›l ise seyyanen 30 TL artt›r›larak 280 TL/Ay’a ç›kar›larak

uygulanacakt›r. Yemek Yard›m›: 10 TL’den az olmamak üzere Gelir Vergisi vergi muafiyet üst s›n›r› tutar›nda, Evlenme Yard›m›: 400 TL olan Miktar 800 TL, Krefl yard›m›: Miktar olarak 534,60 TL (KDV dâhil) olarak belirlenmesi ve Vak›f Krefl Ücreti artt›¤›nda artan miktar kadar artt›r›lmas›, Emzirme Yard›m› ad› Do¤um Yard›m›na de¤ifltirilerek 250 TL olan Miktar 375 TL, Ölüm Yard›m› 500 TL olan miktar 1000 TL, ‹fl Kazas› Maluliyet ve Ölüm Yard›m› 3000 TL olan Miktar 4500 TL olarak belirlenmifltir.

Sendikam›z bu zorlu süreçten de aln›n›n ak› ile ç›km›flt›r. Genel Merkez ile tüm fiube Kurullar›m›z›n ve temsilciler kurullar›m›z›n gelinen nokta ile ilgili yapt›klar› ortak de¤erlendirme ve oybirli¤i ile ald›klar› karar sonucu toplu ifl sözleflmemiz 26 May›s 2010 tarihinde çok önemli kazan›mlarla sonuçland›r›lm›flt›r.

3


Toplu ifl sözleflmesi

‹DAR‹ MADDELER ‹LE ‹LG‹L‹ KONULAR T‹S Sendika Üyeli¤inin Güvencesi Bafll›kl› 8. Maddesi: Öncelikle Sendika Üyesi Personelin çal›flt›¤› iflyerinin tamamen veya k›smen kapat›lmas› halinde iflçilerin Ortakl›¤›n bir baflka bölümde istihdam›n›n devam ettirilmesi ile ifl güvencesi sa¤lanmas›, Bir baflka bölüm ve göreve atanan veya nakil edilen sendika personelin kendi iste¤i ile bu görevi ve nakil ifllemini kabul etmemesi halinde iflçinin ifl sözleflmesini, ihbar öneli, k›dem tazminat› haklar›na ilaveten 6 ayl›k ücreti tutar›nda ifl güvencesi tazminat› alarak Feshini isteme hakk› tan›nmas›, Bu feshinden sonra da ifle iade ile ilgili hukuki haklar›n› kullanma hakk› tan›nmas›, Bu tür uygulamalar›n 1 y›l geriye do¤ruda uygulanmas› da kabul edilerek yeniden düzenlenmifltir.

Y›ll›k Ücretli ‹zin (21. Madde): 18 ve 24 gün olan y›ll›k izin süreleri 2’fler gün artt›r›larak yeniden düzenlenmifltir. 33, 45,46, ve 47. Maddeler: Sa¤l›k Haklar› Konusunda Emekli Sand›¤› SSK birleflmesi ile oluflan Yeni Yasa konusunda kazan›lm›fl haklar› koruyucu düzenleme yap›lm›flt›r. Geçici Görev ve Geçici Görevde Fazla Çal›flma Bafll›kl› Maddesi “‹flveren, personeli yurtiçinde bir seferinde en fazla 30 gün ve en az 90 gün aral›klarla, y›lda 75 günü geçmemek kofluluyla geçici göreve gönderilebilir,” fleklinde yeni düzenlendi. Disiplin Cezas› ve Cezaya ‹tiraz Bafll›kl› (72. Madde): K›nama cezas›na da bir üst makama itiraz hakk› getirilmifl ve disiplin cezalar›na itiraz süresi 10 günden 20 güne

ç›kar›lm›flt›r. Vardiya (veya Posta) Primi (84. Madde): Ek Vardiya primlerinden kesinti konusunda, “Personelin y›ll›k izin kullan›lmas›, geçici görevle görevlendirilmesi vardiya de¤iflimi ve e¤itime kat›lmas› halinde ek vardiya ücretinden kesinti yap›lmaz. Belirtilen hallerde ayl›k Pazar çal›flmas› cetvelinde planlanan Pazar günlerine ait fiili çal›flma yap›lamasa bile ek vardiya primi ödenmeye devam edilir,” fleklinde yeniden düzenlenmifltir. Y›ll›k K›dem ve ‹fl Tazminat› Kademe Terfiii (93. Madde): “Bu konularda 22 dönem toplu ifl sözleflmesinin yürürlük tarihi sonuna kadar sendika ve iflveren yetkililerince oluflturulacak komisyonca teknik çal›flma yap›l›r,” fleklinde düzenleme yap›ld›.

KOKP‹T VE KAB‹N PERSONEL‹ ‹LE ‹LG‹L‹ HÜKÜMLER Madde 104 ile ilgili konular 21. Dönem toplu ifl sözleflmesi eki protokol düzenlemesi, toplu ifl sözleflmesi hükmüne çevrilerek 104. Maddeye geçirilmifl ve afla¤›daki konularda yeni düzenlemeler yap›lm›flt›r. 1-AMAÇ Uçucu ekiplerle ilgili afla¤›daki düzenlemelerin genel amac›, uluslararas› standartlar kapsam›nda uçufl emniyeti ve güvenli¤ini esas alan, biriken yorgunlu¤u önemseyerek bu konuda önlemler almaya yönelik düzenlemeler sa¤lamakt›r. 2-GENEL HÜKÜMLER Bu konuda toplu ifl sözleflmesinin afla¤›daki hükümleri ile, imza tarihinde yürürlükte olan THY A.O Ortakl›k Yönetmelikleri mevcut hükümleri uygulan›r. Bu toplu ifl sözleflmesinin veya Ortakl›k ilgili Yönetmeliklerinin düzenledi¤i hükümler konusunda, ilgili resmi mercilerce yürürlü¤e konulmufl veya konulacak her türlü yasal mevzuatla ilgili olarak; bu

4

mevzuatlarda ayn› konuda farkl› düzenleme olmas› halinde, sadece personel lehine olan› uygulan›r. b) Ortakl›k her bir uçucu ekip üyesi için bir ana üs belirler. Ortakl›¤›n ulusal sivil havac›l›k mevzuat›na uymak flart› ile belirledi¤i birden fazla ana üssü var ise, uçucu ekipler sadece bir ana üstte görevlendirilebilirler. Halen çal›flmakta olan uçucu ekipler için ana üs, Ortakl›kta göreve bafllad›klar› il olarak kabul edilecektir. Personelin ifl sözleflmesine bu il aç›kça yaz›l›r. c) ‹flveren, Ortakl›¤›n birden fazla ana üssü var ise, sendika üyesi uçucu ekipleri, görev yapt›klar› ana üsten bir baflka ana üsse veya ana üs d›fl›ndaki il’e, sadece personelin flahsi yaz›l› olurlar› ile tayin etmeyi kabul eder. f) ‹flveren günlük uçufl aksakl›klar› ve uçufl operasyonunun do¤as› gere¤i oluflabilecek uçucu ekip ihtiyaçlar› için yeterli say›da nöbetçi ekip üyesi ve yedek ekip üyesi (RM) planlar. Bu tür ihtiyaçlar, ayn› gün bir baflka göreve planlanm›fl bir baflka uçucu ekip üyesinin bu görevi kesintiye u¤rat›larak veya

de¤ifltirilerek karfl›lanamaz. Bu kapsamda 07-29 Say›l› yönetmelik 10. Madde (*) n.Planl› uçufl görevinin öncesinde veya bitimini takiben, Tablo-2’deki günlük uçufl görev süreleri içinde kalmak flart›yla görev de¤iflikli¤i veya ilave görev verilebilir,nöbete b›rak›lamaz, Ancak planlanm›fl günlük uçufl görevine gelen uçucu ekibin yat› içermeyen o günkü görevinde yap›lacak de¤ifliklikler, “yat›ya planlamay›” içermeyip sadece gitgel görevleri kapsar. Bölümü uygulanmayacakt›r. 3- GÖREV SINIRLAMALARI b) Geçici üs için görev süresi her bir uçucu ekip üyesi için bir takvim y›l›nda, 90 gün aral›klarla olmak, bir seferde 30 günden fazla olmamak flart›yla 75 günü aflamaz. Konaklama ve geçici üs görevlerinin toplam› bir takvim y›l›nda 180 günü aflamaz. d) Uçucu ekipler anaüste gün tan›m› süresi içinde sadece tek bir görev süresi veya di¤er görevlerle görevlendirilebilir. Uçucu ekiplerin yedek ekip rezerv (RM) görevleri


Toplu ifl sözleflmesi

yerel saatle en geç saat 18.00 ‘e kadar yay›nlanmak zorundad›r. Bu saatten sonra yay›nlanan rezerv görevleri uçucu ekipleri ba¤lay›c› de¤ildir. e) Uçucu ekiplerin ayl›k planlanm›fl ve yay›nlanm›fl görevleri, iflverence de¤ifltirilmesi düflünülen görev saatinden en az 24 saat önceden yap›lacak tebli¤ler ile uçucu ekip üyesinin kendisine bildirilir ise de¤ifltirilebilir. 4- D‹NLENME SÜRELER‹ Ana üs, geçici üste sona eren her bir uçufl görevinin sonundaki dinlenme süresi en az 12 saat olup, veya, bir önceki uçufl görev süresi ya da bir önceki uçufl görev süresi içindeki uçufl süresinin iki kat›d›r, hangisi büyükse o uygulan›r. Yukar›daki ana ve geçici üsteki en az dinlenme süresi konaklama meydan›nda 10 saattir. Uçufl görev süresi d›fl›ndaki di¤er görevler sonras› en az dinlenme süresi 12 saattir. Sendika üyesi uçucu ekiplere dinlenme süreleri ile ilgili olarak 07029 say›l› Ortakl›k Yönetmeli¤i’nin Dinlenme Süresi bafll›¤› alt›nda yer alan Tablo-4’ün ilk sat›r› ve bu bafll›k alt›nda yer alan Not-6 uygulanmayacakt›r. Not: THY A.O 07-029 Say›l› Uçucu Personel Uçufl Görev ve Uçufl Saatleri Yönetmeli¤i’nin “Dinlenme Süresi” madde 13 (i) bendine afla¤›daki hüküm aynen ilave edilecektir; “ Uçucu ekiplerin uzun menzil uçufl görevi (ER) sonras›, uygulanmas› gereken 48 saatlik dinlenme süresi içine, Tablo-5’e gore bir takvim ay›nda verilmesi gereken bofl günlerden planlama yap›lmayacakt›r. 5- BOfi SÜRELER a) Uçucu ekiplere bofl süre olarak bir takvim ay›nda 8 adet bofl takvim günü verilir. Bu hüküm, Aral›k 2010’ da yap›lacak olan planlamalardan itibaren uygulanacakt›r. Bu bofl günler 2+2+2+1+1 fleklinde planlan›r ve takvim ay› içine dengeli olarak da¤›t›l›r. Ayl›k uçufl planlamalar›nda belirtilen bu bofl günlerin yeri ay içinde de¤ifltirilemez.

Bir takvim ay›nda görev planlanamayan gün say›s› ile orant›l› kaç adet bofl gün verilece¤i EK7’deki çizelgede gösterilmifltir. Yedek ekip (RM) görevi verilen uçucu ekiplere, hiçbir uçufl görevi verilmedi¤i takdirde, uçucu ekiplerin yedek ekip (RM) olarak görevli oldu¤u gün, bofl gün olarak kabul edilmez. Bofl günler uçufl programlar›nda BI kodu ile gösterilir. b) Uçucu ekiplere, planlamada bir takvim ay›nda verilmesi gereken tek bofl günleri takip eden takvim gününde, ana üste, yerel saatle imza saati saat 06.00 dan önce bafllayan hiçbir görev verilemez. Tek bofl günler iki bofl günlerin arkas›na veya önüne verilse bile son bofl günde de yukar›daki hüküm uygulan›r. 1- KAB‹N MEMURU VE AM‹RLER‹N‹N KIDEM SIRALAMASI a) Kabin Memurlu¤u k›dem s›ralamas› hesab›nda çal›fl›lan gün esas al›n›r. Bu çal›fl›lan gün say›s›n›n hesab›nda personelin iflverence yasal mercilere bildirilen Ortakl›k ifle girifl tarihi ilk bafllang›ç olarak kabul edilir. Çal›fl›lan gün tan›m› iflverenin ifllerini yapmak amac›yla verilen her türlü görevi (uçufl, uçufl görev süresi, nöbet (stand-by), yedek ekip (rezerv), konaklama -yat› görevi), e¤itimi, hamilelik esnas›nda yer görevlerinde geçirilen süreyi, ofis meflguliyetini ve ofis görevini vb tüm görevleri içerir. b) K›dem s›ralamas› çal›fl›lan gün hesab›nda belirlenen gün say›s›ndan toplu ifl sözleflmesi ve ortakl›k yönetmelikleri çerçevesinde verilen uyarma ve k›nama cezalar› nedeniyle herhangi bir indirimde bulunulmaz. c) Kabin memurlar›n›n Ortakl›kta k›sm› süreli ifl sözleflmesi ile yapm›fl olduklar› çal›flmalarda çal›fl›lan fiili gün say›s›n›n tamam›, bu tür ifl sözleflmesinin bafllang›c›ndan itibaren k›dem s›ralamas›nda dikkate al›n›r. d) K›dem s›ralamas›na esas çal›fl›lan gün say›s› hesab›nda her türlü ücretli izinler (do¤um izni, senelik izin, evlenme, muvazzaf askerlik görevi d›fl›nda manevra ve silah alt›na al›nma, ölüm, do¤al afetler, yol izni, sendikal izin vb) ve hastal›k izinleri (ifl kazas› nedenli ise tamam›, süre¤en hastal›klarda bu sürenin ilk alt› ay›) çal›fl›lan gün olarak

kabul edilir. e) Kabin memurlar› k›dem s›ralamas›, yukar›daki a,b,c,d f›kralar› çerçevesinde belirtilen kriterler dikkate al›narak afla¤›da belirtilen komisyon taraf›ndan bir defaya mahsus yeniden düzenlenir. Düzenlenen bu yeni s›ralamaya uygun olarak kabin amiri s›ralamalar› da yeniden düzenlenir. ‹flveren bu yeni düzenleme ile ilgili olarak, personelin sadece mevcut k›dem s›ralar›n› de¤ifltirmeyi, kabin amirli¤i görevine atanm›fl personelin bu görevlerinde herhangi bir de¤ifliklik yapmamay› kabul eder. Yeni k›dem s›ralama ifllemi Ortakl›k ile Sendika yetkililerinden 3’er adet üye ile oluflturulacak bir komisyon taraf›ndan personelden gelen itirazlar da ayn› komisyon taraf›ndan de¤erlendirilerek, 2010 y›l› Aral›k ay› itibar›yla sonuçland›r›l›r ve 01.01.2011’den geçerli olmak üzere yürürlülü¤e konulur. 8- KADIN UÇUCU EK‹PLER‹N HAM‹LEL‹K VE ANNEL‹K HAKLARI a) Kad›n uçucu ekip üyesi personele, bu toplu ifl sözleflmesi d›fl›nda hamilelik ile ilgili herhangi bir düzenleme getirilemez. b) Kad›n uçucu ekip üyesi personelin hamileli¤i ilgili sosyal güvenlik kuruluflu mevzuat›na göre bir raporla belirlendi¤i andan itibaren bu personel uçufl görevinden al›n›r. c) E¤er kad›n uçucu ekip üyesinin uçufl görevinde bulunmas›n›n sak›ncal› olmad›¤› doktor raporu ile belirlenir ve kendi r›zas› da al›n›rsa uygun tarihe kadar uçufl görevine devam edebilir. d) Kad›n uçucu ekip üyesi personele yasal ücretli izin kullanma tarihine kadar alternatif bir görev verilir. Bu görev esnas›nda personele atand›¤› ifl grubunun ücreti ödenir. e) Do¤um yapan kad›n uçucu personele, yaz›l› talebi halinde yasalardan do¤an ücretli ve ücretsiz izinleri sonras›nda, bu süreler hariç 2 y›l süre ile içerisinde konaklama süresi bulunan yat› görevi planlanmaz. f) Sendika üyesi emziren kad›n uçucu ekip üyelerine yaz›l› talebi halinde emzirme izni verilir. Emzirme izni süresince Yerel saat ile saat 22.00 ile 08.00 aras›nda uçufl görevi verilmez.

5


1 May›s

Tüm Türkiye’de 1 May›s coflkusu! 1 May›s tüm Türkiye’de kutland›. Taksim coflkusu farkl› kentlerde düzenlenen mitinglere de yans›d›. Batman, Mersin gibi kentlerde yasakl› meydanlar mitinge aç›l›rken mitinglere güvencesizli¤e ve iflsizli¤e karfl› mücadele damgas›n› vurdu. Karadeniz’deki mitinglerde HES’lere karfl› mücadele önplana ç›kt›.

6

‹stanbul’da 1 May›s Taksim’de tarihi bir gün yafland›. Zorlu mücadelelerin ard›ndan 32 y›l sonra 1 May›s için Taksim Meydan›’na akan emekçiler alana s›¤mad›. Yüz binlerce emekçinin kat›ld›¤› mitingde kat›l›m›n çeflitlili¤i dikkat çekti. Alana Tekel iflçilerinin direnifli baflta olmak üzere son dönemde güvenceli ifl ve


1 May›s insanca yaflam talebiyle yükselen mücadeleler damgas›n› vurdu. Sabah saatlerinde Mecidiyeköy, Dolmabahçe ve fiiflhane olmak üzere 3 ayr› noktada toplanan emekçiler, kortejler oluflturarak Taksim Meydan›'na do¤ru yürüyüfle geçti. Ancak özellikle fiiflli hatt›n›n çok kalabal›k olmas› nedeniyle alana girifller istenilen saatte tamamlanamad›. Genç, yafll›, çocuk her kuflaktan renkli kat›l›m›n gerçekleflti¤i mitingde yeni emekçi kesimlerinin ve kad›nlar›n kat›l›m› göze çarpt›. Saat 10.00’da yürüyüfle geçen kortejler k›sa sürede meydana

girmeye bafllad›. Hak-‹fl, D‹SK, KESK ve Türk-‹fl kortejleri alana girdi¤inde neredeyse di¤er kortejlerin girebilece¤i bir yer kalmam›flt›. Kürsüden defalarca çal›nan 1 May›s marfl›na efllik eden kitlenin bekleyifli sürerken di¤er kortejler de alanda kalan en ufak boflluklar› dahi doldurarak, Taksim Gezi Park›’na girerek yer bulmaya çal›flt›. Pek çok örgüt alana giremeden alan h›ncah›nç doldu ve kürsüden Timur Selçuk ve 1 May›s 2010 korosunun seslendirdi¤i marfllar yükseldi. 1 May›s marfl›n› hep bir a¤›zdan söyleyen kitle renk renk flama ve pankartlar›n› coflkuyla

Sabah saatlerinde Mecidiyeköy, Dolmabahçe ve fiiflhane olmak üzere 3 ayr› noktada toplanan emekçiler, kortejler oluflturarak Taksim Meydan›'na do¤ru yürüyüfle geçti. Ancak özellikle fiiflli hatt›n›n çok kalabal›k olmas› nedeniyle alana girifller istenilen saatte tamamlanamad›.

7


1 May›s dalgaland›rd›. Daha sonra konfederasyon baflkanlar›n›n konuflma yapaca¤› anons edildi. Türk-‹fl Genel Baflkan› Mustafa Kumlu’nun ad›n›n anons edilmesiyle alandan bir u¤ultu yükseldi. Kitle Kumlu’yu yuhalamalar ve ›sl›klarla protesto ederken bir grup kürsüyü iflgal etti. Yaflanan arbedenin ard›ndan Kumlu konuflma yapmadan alan› terk etti. Burada flunu belirtmek gerekir: Hiç kuflkusuz bir demokratik gösteri içinde konuflmac›lara karfl› protestoda bulunmak da demokratik bir hakt›r. Ancak bu hakk›n bütün demokratik haklar gibi bar›flc›l bir biçimde kullan›lmas› gerekir. Hiç kimsenin bir baflkas›na fiziksel olarak zarar verme ya da gösterinin ve insanlar›n güvenli¤ini tehlikeye atma hakk› yoktur. Uzun süre kürsüde kalan protestocular Kumlu’nun gitmesinin ard›ndan eylemlerini sonland›rd›. Kürsüden sadece KESK Baflkan› Sami Evren ve D‹SK Baflkan› Süleyman Çelebi konufltu. Çelebi konuflmas›nda AKP’nin aç›l›m sürecine at›fta bulunarak faili meçhuller ayd›nlat›lmadan ülkede gerçek demokrasiye kavuflulamayaca¤›n› belirtti. Emek ve meslek örgütlerineyse “Bize düflen elimizi tafl›n alt›na sokmakt›r,” sözleriyle mücadele ça¤r›s› yapt›. Konuflmalar›n ard›ndan verilen konser s›ras›nda tüm alan halaya durdu. Miting halaylar›n ard›ndan son buldu ve planlanan flekilde, kortejlerin belirtilen yollardan da¤›lmas›yla sona erdi.

‹zmir’de 1 May›s Alsancak Liman›, Basmane Gar› ve Eski Sümerbank önünde toplanan emekçiler Gündo¤du Meydan›’na yürüdü. Gündo¤du Meydan›’nda 30 bin emekçinin kat›ld›¤› 1 May›s mitinginde ilk sözü D‹SK Ege Bölge Temsilcisi Azad Fazla ald›. Fazla’n›n konuflmas› s›ras›nda alana gelen ‹zmir Büyükflehir Belediye Baflkan› Aziz Kocao¤lu, Büyükflehir Belediyesi bünyesinde çal›fl›rken iflten at›lan park ve bahçe iflçilerinin protestosuyla

8

karfl›laflt›. Azad Fazla’n›n konuflmas›n›n ard›ndan sözü, KESK ‹zmir fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ramiz Sa¤lam ald›. Sa¤lam, Tekel iflçilerinin güvencesizli¤e karfl› mücadelesinin tüm emekçilere örnek oldu¤unu söyledi. 4/C’ye ve taflerona karfl› mücadele edilmesi gerekti¤ini vurgulayan Sa¤lam, 26 May›s genel eylemine ça¤r› yapt›. Sa¤lam’›n ard›ndan Türk-‹fl Ege Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakç› söz ald›. Kundakç›, “2010 1 May›s’›n›n iki önemi var. Birincisi, emekçilerin mücadeleleriyle Taksim’in kazan›lmas›, di¤eri ise bu mücadelenin ›rk, din ve ideolojik ayr›m yap›lmaks›z›n bu günlere gelindi” dedi.

Antalya’da 1 May›s Kentte 10.000 kifliyi aflan bir kat›l›mla geçti¤imiz y›llar›n en kitlesel 1 May›s kutlamas› yap›ld›.

Adana’da 1 May›s Adana’da 1 May›s, U¤ur Mumcu Meydan›’nda kutland›. Tertip komitesini Türk-‹fl, D‹SK, Hak-‹fl, KESK, Türk Kamu Sen, Memur Sen, TMMOB ve Adana Tabip Odas›’n›n oluflturdu¤u mitinge kat›lan kurumlar ö¤len saatlerinde Mimar Sinan Kültür Merkezi önünde buluflarak iki koldan miting alan›na yürüdü. Yaklafl›k 7 bin emekçinin kat›ld›¤› mitingde kürsü program› tertip komitesi ad›na KESK Dönem Sözcüsü ve E¤itim Sen Adana fiube Baflkan› Güven Bo¤a’n›n yapt›¤› konuflmayla bafllad›. Bo¤a’n›n konuflmas›n›n ard›ndan E¤itim Sen Müzik Toplulu¤u’nun verdi¤i konserle miting program› sona erdi.

Mersin’de 1 May›s Mersin de 1 May›s mitingi 10 binden fazla kiflinin kat›l›m›yla gerçekleflti. ‹stasyon Meydan›’ndan bafllayarak Cumhuriyet alan›na bir yürüyüfl yap›ld› ard›ndan burada bir miting düzenlenen mitingle kutland›. Cumhuriyet alan› uzun süredir kutlamalara kapal› tutuluyordu. Miting, flark›larla, halaylarla, coflkulu bir flekilde geçti.


9


‹mza kampanyas› ‹mza kampanyam›z ve SHGM düzenlemesinin eksiklikleri üst kuruluflumuz ITF’in web sitesinde de yer ald›. Bu yolla dünya kamuoyunu da bilgilendirmifl olduk.

3000'ne yak›n uçucu ekip üyesi SHGM düzenlemesine karfl› imza verdi 10


‹mza kampanyas› endikam›z havayolu iflletmeleri lehine, uçucu ekipler aleyhine de¤ifltirilerek yay›nlanan Uçucu Ekiplerin Çal›flma ve Dinlenme Sürelerini Düzenleyen SHT 6A-50 Talimat›n›n 2. taslak metni ile ilgili Hava-‹fl'in görüfl ve önerilerini SHGM'ye Nisan ay›n›n ortalar›nda eposta ile iletti.

S

Sendikam›z›n bu konudaki yaz›l› görüflleri ve 2. versiyon taslak de¤iflikli¤ini kabul etmediklerini

bildiren sendika üyesi uçucu ekiplerin imzal› dilekçeleri ayr›ca SHGM'ye resmi yaz› ekinde Ulaflt›rma Bakanl›¤›'na gönderildi. Sendikam›z konuyla ilgili yapt›¤› aç›klamada SHGM'nin yeni düzenlemesinin Avrupa Birli¤i'nin düzenlemesi olan EU OPS'nin çok gerisinde kald›¤›na iflaret etti. Aç›klamada ayn› zamanda EU OPS'nin bile ideal olmaktan uzak oldu¤u, Avrupa'da havac›l›k

sendikalar›n›n EU OPS'yi yo¤un bir biçimde elefltirdikleri vurguland›. Sendikam›z 2. taslak metne karfl› uçucu ekipleri imza kampanyas›na kat›lmaya davet etmiflti. Bir hafta sürdürülen kampanya sonucunda 3000'ne yak›n uçucu ekip üyesi SHGM'nin yay›nlad›¤› 2. versiyon taslakta uçucu ekipler aleyhine yap›lan düzenlemelerin taslaktan ç›kar›lmas›n› talep eden dilekçeleri imzalad›lar.

‹mza Kampanyas› metni T.C. ULAfiTIRMA BAKANLI⁄I S‹V‹L HAVACILIK GENEL MÜDÜRLÜ⁄Ü’NE Genel Müdürlü¤ünüzce 29.12.2009 tarihinde yay›nlanarak sosyal taraflar›n görüfllerine aç›lan, bir uçucu ekip üyesi olarak çal›flma koflullar›m› ve sosyal hayat›m› temelden etkileyen SHT 6A-50 Talimat› ile ilgili Revizyon 5 Tasla¤›, gelen görüfller sonras› 31.03.2010 tarihinde de¤ifltirilerek taraf›n›zdan yeniden yay›nlanm›flt›r. SHT 6A-50 Talimat› çal›flma koflullar›n›, bir anlamda da uçucu ekiplerin yorgunlu¤unu etkileyen dolay›s›yla uçufl emniyeti ile direkt iliflkili bir düzenlemedir. Uçufl emniyeti ise, insan hayat› ve kamu yarar› yönünden en çok gözetilmesi gereken temel düzenlemedir. Uçucu Ekiplerin görev süre ve dinlenme süreleri konusu, uluslararas› alanda bilimsel temellere dayand›r›lan bir konudur. Yorgunluk ölümlü havac›l›k kazalar›n›n 15-20%'sine insan hatas› olarak katk›da bulunuyor. Yorgunlu¤un ulafl›mdaki (hava, deniz, kara, demiryolu) kazalar›n % 20-30'una katk›s› oldu¤u hesaplanmaktad›r (örne¤in NTSB taraf›ndan). Bütün bu bilimsel gerçekler ve uluslararas› raporlar ortada iken ülkemizin Avrupa Birli¤i üyeli¤i ve Avrupa Birli¤i hukukuna uyumlaflt›r›lmas› zorunlu olan konulardan en önemlisi olan bu konuda bir k›s›m uyumlaflt›rmalar getiren SHT 6A-50 Revizyon 5 Tasla¤›, ne yaz›k ki yeni yay›nlanan 2. Versiyonu tam tersi büyük de¤iflikliklere u¤rat›lm›flt›r. Yay›nlanan 2. Talimat Tasla¤› ile ilk yay›nlanan taslakta düzenlenen birçok madde tan›mlama ve k›s›tlamalar EU OPS kriterleri dikkate al›nmayarak biz uçucu ekiplerin aleyhine ve havayolu iflletmeleri lehine de¤ifltirilmifltir. Söz konusu Talimatla hukuken uçufl emniyeti yönünden sorumlu olan bizlerin yok say›lmas› ve düzenlemelerin havayolu iflletmelerinin rekabet/maliyet kayg›lar›na terk edilmesi Anayasam›z›n sosyal devlet kavram› ile uyuflmamaktad›r. Bu kapsamda yeni Tasla¤›n bilimsel veri ve uluslararas› standartlara uygun olarak de¤erlendirilmesi ve ikinci Taslakta uçucu ekipler aleyhine yap›lan de¤iflikliklerin yeniden gözden geçirilerek taslaktan ç›kar›lmas›n› talep etmekteyiz.

Gere¤ini sayg›lar›mla arz ederim.

11


‹mza kampanyas›

Bir SHGM klasi¤i! Uçucu Ekiplerin Görev ve Dinlenme Süreleri K›s›tlamalar› De¤iflikli¤inde Yaflananlar Genel Sekreterimiz MUSTAFA YA⁄CI Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü’nün uçucu personelin uçufl, görev ve dinlenme süreleri k›s›tlamalar› konusunda çizdi¤i zigzaglar› ele al›yor • SHGM uçucu ekipler için yeni bir sosyal faciaya imza atmak üzere... • Bu yolla uçucu ekiplerin yorgunlu¤u hiçe say›larak tüketicilerin uçufl emniyeti haklar› da zedelenecektir. SHGM 30.12.2009 tarihinde web sitesinde verdi¤i haberde flu müjdeyi veriyordu: “Uçucu personelin uçufl, görev ve dinlenme sürelerine Avrupa standard› geliyor…” Haberde söyle deniliyordu: “Söz konusu talimat›n temel hedefini; havac›l›k iflletmelerinde görev yapan pilot ve kabin memurlar›n›n uçufl, görev ve dinlenme sürelerini kontrol alt›na alarak fiziki ve zihni yorgunluktan do¤abilecek, uçufl emniyetini olumsuz yönde etkileyecek geliflmelere mani olunmas› ve

12

havac›l›k iflletmeleri ile uçucu personelin sorumluluklar›n›n net olarak belirlenmesi oluflturuyor.“ Haber okundu¤unda asl›nda olumlu bir hava yay›l›yordu, ancak bir anlamda flu itiraf› da içeriyordu: Ülkemizde uçucu personelin uçufl görev ve dinlenme süreleri AB standartlar›n›n alt›nda ayn› zamanda bu gün yürürlükteki düzenleme “uçucu ekipleri fiziki ve zihni yorgunluktan” korumaktan uzaktır. Hava-‹fl sendikas› 2000’li y›llardan bu yana bu konuda b›kmadan usanmadan uyar›, bilgilendirme ve


‹mza kampanyas›

Yorgun bir insan huzursuz, sinirli ve dikkatsizdir; iflini titizlik ve yarat›c›l›k içinde yapamaz, hoflgörü ve nükte yetene¤ini kaybeder. Böyle bir uçucunun kuvvet, beceri ve zamanlama hatalar› yapmas›, bellek kusurlar› göstermesi, yanl›fl kararlar vermesi vs. sonuçta, mürettebat ve yolcular› bir uçufl kazas›n›n kurban› haline getirebilir.

Hava-‹fl e¤itim yay›nlar› bilimsel verileri kamuoyuna sunma çabas› içinde çok önemli ifller yapmaktad›r. Ancak bu ülkede afl›lamayan as›l sorun sistemle ve zihniyetle ilgilidir. As›l problem devletin bir kurumu olarak sosyal taraflara eflit mesafede durmas› gereken, asl›nda Anayasan›n “Sosyal Devlet” temel ilkesinde yer alan olanaklar› ve sermaye gücü s›n›rl› çal›flanlar›n korunmas› rolü ile hareket etmesi gereken kurumlar›n çal›flanlar aleyhine taraf olmal›d›r. Bu tarafl›l›k gelifligüzel kurum idaresinin bafl›ndaki yöneticilerin kiflisel tasarruflar›ndan kaynaklanmamakta, tam tersi sistematik olarak siyasi iktidarlar›n küresel sisteme ba¤›ml›l›kla uygulad›klar› emek karfl›t› politikalara dayanmaktad›r. Temel tercih uçufl emniyeti için e¤itimli, vas›fl› ve iyi çal›flma koflullar›nda çal›flan iflçilerin getirdi¤i maliyete katlanmak yerine uçufl emniyetini maliyet/rekabete kurban etmektir. Temel yaklafl›m özetle fludur: “Ne yani uçaklar yerde mi kals›n”…

Bu sadece bizim ülkemizde de¤il her yerde böyle… SHGM’nün müjdesini verdi¤i uçucu ekiplerin uçufl dinlenme süreleri ile ilgili k›s›tlamalar ile ilgili AB Parlamentosunun kabul etti¤i EU OPS düzenlemeleri konusunda bak›n Avrupa Pilotlar Birli¤i ne diyor: Avrupa Bakanlar Konseyine AB’deki tüm havayolu pilotlar›ndan aç›k mektup Lüksemburg, 10 Haziran 2004 Say›n Bakan, Yorgunluk üzerine uzman bilim insanlar›na dan›fl›lmam›flt›r; bu kifliler yap›lan önerilerin güvenli¤e ayk›r› oldu¤u yönünde aç›k ve itiraz edilmeyen bilimsel verilere sahiptirler. Sosyal ortaklar olarak bizlere bu önerilere iliflkin olarak resmi olarak dan›fl›lmam›flt›r. Bunlar› dikkate almadan bu konuda bast›r›rsan›z yayg›n bir rahats›zl›k yaratman›z riski mevcuttur. Tasla¤› yaz›lm›fl halleri ile bu düzenlemeler güvenli¤e ayk›r› ve

Hava-‹fl sendikas› 2000’li y›llardan bu yana bu konuda b›kmadan usanmadan uyar›, bilgilendirme ve bilimsel verileri kamuoyuna sunma çabas› içinde çok önemli ifller yapmaktad›r.

13


Uçufl emniyetini korumakla yükümlü bir kurum müjdesinde dile getirdi¤i uçucu ekiplerin fiziki/zihni yorgunlu¤u ile temelden iliflkili uçufl emniyeti kavram›n› havayollar› iflletme patronlar›n›n rekabet ve maliyet ars›zl›¤›na nas›l kurban edebilir?

14

bilimsellikten uzakt›rlar. Bunu Havac›l›k Çal›flma Grubuna ve daimi temsilcilerinize de ifade ettik. Görüfllerimizi destekleyen çok miktarda araflt›rmay› da sunduk. Ama bugüne kadar bunlar tam olarak dikkate al›nmad›. Sözleflmenin tüketiciler ve güvenli¤in korunmas›na iliflkin yasalar›n bilimsel verilere dayanmas› gerekti¤i yönündeki 95 (3) maddesine dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu olaya iliflkin olarak bilimsel veriler yok say›lm›flt›r, bu da sizlere karfl› yasal yollara baflvurulabilece¤i anlam›na gelmektedir ve ECA bu yola baflvurmaktan çekinmeyecektir. fiu nokta da ilginçtir: Kara ulafl›m› alan›nda kamyon floförlerinin gece 10 saatten fazla araç sürmelerinin engellenmesi yönünde bilime dayanan bir doküman da bugün önünüze geliyor. Böyleyken nas›l olur da yorulduklar›nda kenara çekip dinlenme olana¤› bulunmayan havayolu pilotlar›ndan daha fazla çal›flmalar› istenebiliyor? Görüldü¤ü gibi SHGM’nün verdi¤i müjdeli haberdeki düzenlemeler AB’de uçucu ekip örgütlerinin temelden karfl› ç›kt›¤› bir düzenlemeler. Bu konuda üyesi oldu¤umuz ETF (Avrupa Taflımacılık ‹flçileri Federasyonu) ve Hava-‹fl sendikas› da ayn› düflüncededir. Uçucu ekip yorgunlu¤u ve bunun uçufl emniyeti ile iliflkisi çok aç›k ortadayken bilimsel veri ve bu konuda özellikle uçucu ekiplerin yorgunlu¤unu spesifik olarak bile y›llard›r inceleyen bilim adamlar› ve enstitülerin raporlar› ortadayken sessiz kalmak kamu yarar› aç›s›ndan belki de suçtur. Biz sendika olarak bu suça ortak olmad›k olmayaca¤›z. Yaz›n›n bafl›ndaki “bu mutlu müjde”, y›llardan beri SHGM’de art›k klasikleflen bir döngü ile havayolu iflletmelerinin “vay havayollar›n› bat›rmak m› isteniyor” fleklindeki ars›zca sald›r›lar›na teslim olunarak hemen gereken yap›ld› “hüsran oldu”. Ve tarih 30 Nisan 2010. Gönderilen görüfller çerçevesinde Taslak SHGM’ce de¤ifltirilerek yeniden yay›nland›. Gördük ki geçen bu 4 ayda Avrupa Standartlar›n›n bafl›na bir ifller gelmifl ve ilk taslak ters yüz edilmifl. Sendikam›z›n EASA’n›n bu konuda

yürürlü¤e koydu¤u temel belge EU OPS’a dayanarak verdi¤i birçok öneriden tek bir öneri bile bu yeni versiyonda yer almam›fl. Üstüne üstlük de¤ifliklikler hep uçucu ekipler aleyhine havayolu iflletmeleri lehine yap›lm›fl. Örne¤in 2001 y›l›ndan bu yana Talimat’a eksik de olsa yer alan Bofl Gün kavram› ve ayl›k 7, y›ll›k 96 bofl gün haklar› bile Talimattan silinivermifl. Bir devlet kurumu inan›rl›¤›n›, soysal taraflar aras›ndaki tarafs›zl›¤›n› bu kadar parma¤›n› gözümüzün içine bat›ra bat›ra, göstererek, nas›l hiç bir fley olmam›flças›na yitirebilir? Uçufl emniyetini korumakla yükümlü bir kurum müjdesinde dile getirdi¤i uçucu ekiplerin fiziki/zihni yorgunlu¤u ile temelden iliflkili uçufl emniyeti kavram›n› havayollar› iflletme patronlar›n›n rekabet ve maliyet ars›zl›¤›na nas›l kurban edebilir? Hava-‹fl sendikas› uçufl emniyeti konusunu tüketici hakk› olarak görmekte tüm kamuoyunu bu konuda bilgilendirmektedir. Bu nedenle bugüne kadar savuna geldi¤i bilimsel görüfl ve standartlar için mücadelesini sab›rla sürdürecektir. Ayn› zamanda uçucu ekip üyeleri aç›s›ndan da konuyu farkl› düflünmenin zaman› gelmifltir. Bu düzenlemeler bir iki bürokrat›n iki duda¤› aras›na b›rak›lamayacak kadar önemli ve de¤erlidir. Çünkü bu düzenlemeler bizim can›m›z›, sa¤l›m›z›, sosyal hayat›m›z› etkiliyor. Öyleyse bu konular güvence alt›na al›nmal›d›r. Bu güvence sendikal› olmak ve ona ba¤l› olarak toplu ifl sözleflmesi ile sa¤lanacakt›r. Uçucu ekipler Hava-‹fl’in çabalar›n› iyi de¤erlendirmeli, ülke çap›nda daha etkili bir karfl› kampanya ile bu bilimd›fl› ve standart d›fl› düzenlemeleri ters yüz etmede birlik olmal› ve uçufl operasyonu içinde nas›l etkili bir üretici güç olduklar›n›n bilincine varmal›d›r. Bu yap›ld›¤›nda siyasi iktidarlar›n evet efendimci bürokratlar›, havayolu iflletmelerinin doymak bilmez kar h›rslar› ile delik deflik edilen haklar›m›z›n gerçek yaz›l› ve uygulanabilir kural haline getirilebilece¤i art›k son SHGM’ce at›lan son kaz›ktan sonra daha iyi anlafl›lmal›d›r.


KARfiI ATAK

Kül bulutu dalgalar› yeni iflaslar› tetikler mi?

Kemal Ülker Hava-‹fl E¤itim Uzman›

Marjinal kârl›l›k hiçbir d›flsal flokun yaflanmad›¤› durumda bile zaten bilançolar›n bozulmas›na neden oluyor. Ama bunlar›n üzerine bir de d›flsal floklar eklendi¤inde tablo daha da a¤›rlafl›yor.

‹zlanda'da geçen ay faaliyete geçen Eyjafjallajökull yanarda¤›n›n yaratt›¤› kül bulutu dalgalar› Avrupa'da aral›klarla uçufllarda aksamaya neden oluyor. Yanarda¤›n püskürttü¤ü kül bulutlar›, geçen ay Avrupa'da havayolu tafl›mac›l›¤›na a¤›r bir darbe vurmufl, bir hafta içinde 95 binden fazla uçuflun iptal edilmesi nedeniyle yüz binlerce yolcu mahsur kalm›flt›. K›sa bir süre önce kül bulutu

‹spanya’y› ve ard›ndan da Fransa'n›n güneydo¤usu ile ‹talya'n›n kuzeyini etkiledi. Hava sahalar›n›n kapanmas›na neden oldu. Önümüzdeki dönemde neler olaca¤›n› tam olarak hiç kimse bilmiyor. Eyjafjallajökull yanarda¤› baflka bir sorun yaratmayacak olsa bile birçok havayolu flirketinin bu son darbeyi kald›ramayacak durumda oldu¤u ve teslim bayra¤› çekme aflamas›na geldi¤i söyleniyor. Örne¤in AB yasalar›, havayollar›n›n bu tür durumlarda yolcular›n g›da ve bar›nma masraflar›n› karfl›lamas›n› öngörüyor. Ancak kriz boyunca birçok havayolu bu talepleri karfl›lamad›. Durum gerçekten ciddi… Binlerce havayolu iflçisinin iflleri ve gelecekleri tehlikede. Ne talihsiz bir sektör flu havac›l›k sektörü demeniz mümkün. 11 Eylül terör sald›r›lar›, SARS, kufl gribi, domuz gribi ve flimdi de yanarda¤ patlamas›.

Kuflkusuz bunlar›n hepsi d›flsal floklar. Sektör bir önceki yaras›n› saramadan yeni bir darbe al›yor. Havayollar›n›n birço¤unun mali yap›s› her d›flsal flokla birlikte biraz daha zay›fl›yor. Ancak sorun elde olmayan talihsizliklerden kaynaklanm›yor. Havayollar› 30 y›ld›r ad›m ad›m derinleflen liberalizasyon ve kurals›zlaflt›rma nedeniyle ac›mas›z bir rekabetin içine girmifl durumdalar. Bu da beraberinde marjinal kârl›l›¤›n kal›c› bir sorun haline gelmesine neden oldu. Marjinal kârl›l›k hiçbir d›flsal flokun yaflanmad›¤› durumda bile zaten bilançolar›n bozulmas›na neden oluyor. Ama bunlar›n üzerine bir de d›flsal floklar eklendi¤inde tablo daha da a¤›rlafl›yor. Üstelik bütün bunlar özellefltirmelerin ard›ndan yafland›¤› için havayolu flirketleri bütünüyle korumas›z durumda kal›yorlar. Bu koflullar alt›nda sektörde iflçi iflveren iliflkileri giderek gerginlefliyor. Havayolu flirketlerinin gider kalemleri büyük ölçüde sabit ve d›flsal: yak›t, havaalan› kiralar›, uçak bedeli, leasing ödemeleri, yedek parça maliyeti vb. Maliyet kalemleri içinde yar›-de¤iflken ve içsel nitelikteki en büyük kalem emek maliyeti. Sektörün yaflad›¤› her d›flsal flokun beraberinde hem ücretlere hem çal›flma koflullar›na yönelik sald›r›lar› getirmesi de bundan. Son dönemde havac›l›k sektöründe yaflanan grevleri bir hat›rlayal›m: Lufthansa’da pilotlar, British Airways’de kabin memurlar›, Fransa’da hava trafik kontrolörleri, Portekiz’de TAP’›n bütün personeli… Bu efli benzeri görülmüfl bir durum de¤il. Oysa havac›l›k sektörü uluslararas› düzeyde iflçi iflveren iliflkilerinin görece en yumuflak, ifl bar›fl›n›n en güçlü oldu¤u sektörlerin bafl›nda gelirdi bir zamanlar. Bunun de¤iflmesinin temel nedeni liberalizasyon, kurals›zlaflt›rma ve bunlar›n ayr›lmaz parçalar› olan özellefltirme ve tafleronlaflt›rmad›r.

15


E¤itim çal›flmalar› ITF’nin bu önemli çal›flmas›yla ilgili ulusal düzeyde ilk toplant› düzenleyen sendika Hava-‹fl oldu. Toplant›da daha önceki benzeri etkinliklerimize kat›lmam›fl olan SHGM’nin yer almamas› dikkat çekiciydi. Toplant›n›n haberi ITF’nin web sitesinde de yer ald›.

Hem yerde hem de gökyüzünde

stresli ve yorgunuz Sektörde liberilazasyon, kurals›zlaflt›rma, özellefltirme ve tafleronlaflt›rma çal›flanlar aç›s›ndan afla¤›ya do¤ru bir yar›fl bafllatm›fl durumda.

16

st kuruluflumuz Uluslararas› Tafl›mac›l›k ‹flçileri Federasyonu’nun (ITF) 2006 y›l›nda Güney Afrika’n›n Durban flehrinde yap›lan kongresinde kat›lan bütün sivil havac›l›k sendikalar›, özellikle 11 Eylül olaylar›ndan sonra üyelerinin hem ücretlerinin hem de

Ü


E¤itim çal›flmalar› çal›flma koflullar›n›n h›zla kötüleflti¤ini belirttiler. Bunun üzerine ITF dünyan›n bütün bölgelerinde (Afrika, Asya/Pasifik, Ortado¤u, Kuzey Amerika, Latin/Güney Amerika ve Avrupa) 116 ülkeyi -Türkiye dâhil- kapsayan ve havac›l›k iflçilerinin maruz kald›¤›n› stres ve yorgunlu¤un, 2000-2007 y›llar› aras›nda gösterdi¤i de¤iflimini ele alan küresel bir bilimsel araflt›rma yürüttü. Araflt›rma toplam 800.000 adet her türden sivil havac›l›k iflçisini temsil eden sendikalar›n yard›m›yla gerçeklefltirildi. Ele al›nan dönemin 2000 y›l›ndan bafll›yor olmas› rastlant›sal bir durum de¤il. Amaç 11 Eylül terör sald›r›lar› öncesindeki durumu tespit etmek ve bunun hemen sonras›nda de¤iflimin ne yönde oldu¤unu saptamakt›. Yap›lan araflt›rma 2000-2007 döneminde sivil havac›l›k iflçilerinin çal›flma koflullar›n›n bütün meslek gruplar› için, bütün bölgelerde belirgin bir biçimde kötüleflti¤ini ve bunun süre¤en bir e¤ilim oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Bu çal›flmay› genifl bir akademisyen grubuyla birlikte yürüten Woodrow Wilson International Center for Scholars’tan Dr. Ellen Rosskam, 29 Nisan Perflembe günü, Radisson Blu Conference & Airport Hotel’de sendikam›z taraf›ndan düzenlenen bir toplant›da yapt›¤› sunumla raporun sonuçlar›n› özetledi. Sendikam›z toplant›da Dr. Rosskam’›n yapt›¤› sunuflun bant çözümünü içeren bir kitap盤› önümüzdeki günlerde haz›rlayacak ve hem havac›l›k çal›flanlar›na hem de sektörde yer alan bütün aktörlere gönderecek. Bu kitapç›k toplant› sonras›nda yaflanan canl› tart›flma ortam›nda sorulan sorular› ve yap›lan yorumlar› da kapsayacak. Dr. Rosskam’›n sunuflu bizlere bir kez daha temel sorunlar›n 1970’li y›llar›n sonunda kurals›zlaflt›rma ile bafllad›¤›n› ve ad›m ad›m ilerleyen liberalizasyon ve kurals›zlaflt›rma ile yüksek kaliteli ifllerin global düzeyde sektörden giderek tasfiye edildi¤ini gösterdi. Neo-liberal dogma 30 y›ld›r sektör için en iyi yolun özellefltirmeden ve olabildi¤ince çok hizmeti tafleronlaflt›rmaktan geçti¤ini

vazediyor. Oysa zaman bu stratejinin hem etkisiz hem de potansiyel olarak tehlikeli oldu¤unu ortaya koymufl durumda. 2005 tarihli (dergimizde daha önce k›saca tan›tm›fl oldu¤umuz) bir ICAO araflt›rmas› çok fazla liberalizasyonun uçufl emniyeti üzerinde denetimin kaybedilmesine neden olabilece¤i uyar›s›n› yap›yor. Ne yaz›k ki bütün bu bulgular liberalizasyonu ve kurals›zlaflt›rmay› gündemden ç›kartmaya yeterli olmuyor. Çünkü sa¤duyu ve kâr güdüsü karfl› karfl›ya geldi¤inde a¤›r basan taraf hep bu sonuncusu oluyor. Yaflanan d›flsal floklar (11 Eylül terör sald›r›lar›, SARS, di¤er salg›nlar, volkan patlamas› vb.) tekelci rekabet ortam›nda marjinal kârl›l›k sorunuyla bo¤uflan sektörde durumu daha da kötüye götürüyor. Oysa 11 Eylül sald›r›lar›n› mümkün k›lan ucuz, niteliksiz ve güvencesiz eme¤in kullan›lmas›yd›. Bunu kullanan da özel güvenlik flirketleriydi. Yap›lan pek çok araflt›rma ve test bu motivasyonsuz ve afl›r› yorgunluk içindeki çal›flanlar›n gözünden pek çok fleyin kaçt›¤›n› ortaya koydu. Bunun ard›ndan dünyan›n en liberalizasyon yanl›s› politikac›lar›ndan biri olan dönemin ABD Baflkan› George W. Bush havaalan› güvenlik iflini tekrar devletin eline almak zorunda kald›. ITF’in bu çal›flmas› ‹ngilizce olarak yay›mlanm›fl durumda: http://www.itfglobal.org/infocentre/p ubs.cfm/detail/20011 fiimdi s›rada bu

Sendikam›z toplant›da Dr. Rosskam’›n yapt›¤› sunuflun bant çözümünü içeren bir kitap盤› önümüzdeki günlerde haz›rlayacak ve hem havac›l›k çal›flanlar›na hem de sektörde yer alan bütün aktörlere gönderecek.

tespitler üzerinden üretilecek politika önerilerinin formüle edilmesi var. Bu politika önerilerinin ortaya ç›kmas›yla birlikte ITF üyesi havac›l›k sendikalar› bütün dünyada önemli bir lobi çal›flmas›n›n içine girecekler.

17


‹flçi eylemleri

TEKEL iflçileri neden günlerce eylem yapt›

ya da 4-C’nin anlam› nedir 4-C maddesine tabi kifliler, art›k ‘iflçi’ statüsünde olmuyorlar. Bu kifliler ‘memur’ da say›lm›yorlar. Bu nedenle de ‹fl Kanunu kapsam›nda yer alm›yorlar!

18

999’da Bülent Ecevit baflkanl›¤›nda kurulan koalisyon hükümeti, özellefltirilen iflletmelerde iflsiz kalan iflçilerin, sendikalar›n›n oluflturdu¤u bir listeye göre, di¤er kamu kurufllar›nda çal›flt›r›lmas›na olanak sa¤layacak bir bakanlar kurulu karar› ç›kard›. Bu karara göre ilgili personelin kamu kurumlar›nda “iflçi” statüsünde istihdam›n›n sürdürülmesi ve özlük haklar›n›n korunmas› söz konusuydu. 2002 y›l›nda kurulan AKP hükümeti söz konusu karara, 657 say›l› Devlet Memurlar› Kanunu’nun, 4. maddesine

1

C bendini ekledi ve “bir hizmet akdine ba¤l› çal›flan, ancak iflçi olmayan kiflilerin ifle al›nmalar›na Bakanlar Kurulu karar verir” hükmüyle yeni bir uygulama getirdi. Bu uygulamadan yararlanabilmek için özellefltirme sonras› iflini kaybeden iflçilerin, Özellefltirme Dairesi Baflkanl›¤›’ndan “ma¤duriyetlerini gösterir” bir belge almalar› ve 1 ay içerisinde de 4-C statüsüne baflvuruda bulunmalar› gerekiyor. Ancak, 4-C maddesine tabi kifliler, art›k “iflçi” statüsünde olmuyorlar. Bu kifliler “memur” da say›lm›yorlar. Bu


‹flçi eylemleri

Birden bire 4-C’nin koflullar›yla ve 600 TL’lik bir ücretle bafl bafla kald› TEKEL iflçileri. Ev kiras› nas›l ödenecek? Ya okula giden çocu¤un ya da çocuklar›n masraflar›? Ne yenip ne içilecek? nedenle de ‹fl Kanunu kapsam›nda yer alm›yorlar! Dolay›s›yla ‹fl Kanunu’nda tan›nan 40 saatlik çal›flma hükümlerine de ba¤l› olmad›klar›ndan, “fazla mesai”, “y›ll›k izin” ve di¤er benzeri sosyal haklardan yararlanmalar› da söz konusu olmuyor. Zaten karar›n çal›flma saatleri bafll›kl› maddesinde flu ifade yer al›yordu: "Ancak, geçici personel kendisine verilen görevleri çal›flma saatlerine ba¤l› kalmaks›z›n sonuçland›rmak zorundad›r. Bu çal›flma karfl›l›¤›nda herhangi bir ek ücret ödenmez." “‹flçi” ya da “memur” olmadan çal›flt›klar› için herhangi bir sendikaya da üye olam›yorlar. Üstelik bakanlar kurulu söz konusu “çal›flanlar”›n en fazla 10 ay müddetçe ve meslekleriyle ilgili olsun, olmas›n, herhangi bir kamu kuruluflunda çal›flabileceklerine karar vermeye yetkili. 10. ay›n sonras›nda baflka bir yerde çal›flt›r›lmalar› veya bütünüyle iflsiz kalmalar› mümkün. ‹flin bir de ücret boyutu var elbette. 4-C’lilerin ald›klar› ücret de asgari ücret düzeyindeydi. Yani 4-C’ye geçen iflçiler ayn› zamanda muazzam bir gelir kayb›na da u¤ruyorlar. Buna bir ba¤l› olduklar› amirin tümüyle keyfi uygulamalar›na ve iki duda¤›n›n aras›ndaki emirlere ba¤›ml› bir konuma sürüklenmifl olduklar›n› ekleyin. ‹flte bu nedenle TEKEL iflçileri günlerce, haftalarca, aylarca 4-C’nin bir “kölelik düzeni” oldu¤unu, bu raz› gelmeyeceklerini anlatmaya çal›flt›lar. Haberleri dikkatli izleyenler

hat›rlayacakt›r, TEKEL iflçilerinin onurlu direnifli sayesinde hükümet 4C kararnamesinde de¤ifliklik yaparak bu statüdeki bütün çal›flanlara kimi iyilefltirmeler sa¤lamak zorunda kald›. ‹yilefltirmeler • Bir y›lda çal›flma süresi 10 aydan 11 aya ç›kar›ld› ve ücretlerde art›fl sa¤land›. • Fazla çal›flma karfl›l›¤›nda ek ödeme yap›lmaz ifadesi ç›kar›ld›. • Y›ll›k izin say›s› art›r›ld›. • Ücretler art›r›ld›. • Hastal›k izni hükümleri iyilefltirildi. TEKEL iflçileri hakl› olarak bu iyilefltirmeleri yeterli bulmad›lar. Nas›l bulsunlar? 4-C maddesi her fleyden önce “bir hizmet akdine ba¤l› olarak çal›flan” ancak “iflçi ya da memur olmayan” kifliler tan›m›yla hukuk tekni¤ine ayk›r›d›r. 4-C maddesi, gerek Anayasa’ya, gerekse ‹fl Yasa’s›na ve Türkiye’nin taraf oldu¤u uluslararas› sözleflmelere ayk›r› bir hukuk ihlalidir. Özellefltirmenin ettikleri TEKEL iflçileri on befl, yirmi hatta kimi daha fazla süredir çal›flmakta olduklar› ifl yerlerinden kopart›ld›lar. 1.200-1.400 gibi bir ücret al›yorlard›. Ama sendikal› olduklar›, geçmiflten gelen kazan›mlar› oldu¤u için ikramiyeleri, sosyal yard›mlar› ve benzeri gelirleri de vard›. Bu da onlara bir eli ya¤da bir eli balda bir yaflam standard› sunmasa bile geçimlerini sa¤lamalar›na ve kimi fedakârl›klarla çocuklar›n› okutmalar›na ve zaman› geldi¤inde bir devlet üniversitesine

göndermelerine yetiyordu. Kazan›lm›fl haklar›, aileleri için sahip olduklar› sa¤l›k güvencesi bafllar›n› suyun üzerinde tutmalar›n› sa¤l›yordu. Ama bütün bunlar ellerinden ald›. Çünkü TEKEL özellefltirildi ve dünyan›n en büyük tekellerinden British-American Tobacco'ya sat›ld›. Yeni patron hem üretim tesislerinin say›s›n› hem de iflçi say›s›n› azaltt›. Birden bire 4-C’nin yukar›da sayd›¤›m›z koflullar›yla ve 600 TL’lik bir ücretle bafl bafla kald› TEKEL iflçileri. Ev kiras› nas›l ödenecek? Ya okula giden çocu¤un ya da çocuklar›n masraflar›? Ne yenip ne içilecek? 10 ayl›k süre doldu¤unda ne olacak? Ya ailede ciddi bir sa¤l›k sorunu yaflan›rsa? 35, 40 ya da 45 yafllar›ndas›n›z. Emeklilik haklar›n›z bile s›n›rland›r›lm›fl. Yeni ifl bulma olas›l›¤›n›z çok düflük. Bir bulsan›z bile bunun sendikas›z ve düflük ücretli bir ifl olaca¤› kesin. Hatta belki de kay›t d›fl› çal›flmak zorunda kalacaksan›z. Tuzu kuru özellefltirme yandafllar› gelin özellefltirmenin ne oldu¤una bir de buradan bak›n. ‹flçi için tablo budur. TEKEL iflçisi isyan etmeyip de ne yapacakt›?

19


Uluslararas› iliflkiler

ITF’in Türkiye koordinasyon komitesini yeniden infla etmek

Üst kuruluflumuz Uluslararas› Tafl›mac›l›k ‹flçileri Federasyonu’nun (ITF) Avrupa kolu Avrupa Tafl›mac›l›k ‹flçileri Federasyonu (ETF) taraf›ndan ‹stanbul’da, 26-28 Ocak 2010 tarihleri aras›nda düzenlenen 3 günlük bir toplant›da, ITF ve ETF üyesi Türk sendikalar (Denizciler Sendikas› hariç) bir araya geldiler.

20


Uluslararas› iliflkiler

B

u toplant› “Ortak Çal›flma Kültürü Arac›l›¤›yla Avrupa Birli¤i ve Türkiye’den ‹flçileri Bir Araya Getirmek” bafll›kl› projenin sektörel etkinlikleri kapsam›nda gerçeklefltirildi. Toplant›ya kat›lan ITF/ETF üyesi sendikalar flunlard›: BTS, Dad-Der, Demiryol-‹fl, Hava-‹fl, Liman-‹fl ve Tümtis. Toplant›n›n aç›l›fl konuflmas›n› yapan ETF Genel Sekreteri Eduardo Chagas flunlar› söyledi: “Geçen y›l May›s ay›nda görüflmüfltük. Türkiye’de üyemiz sendikalar›n hem mali hem de siyasi s›k›nt›lar›n›n oldu¤unu biliyoruz. Bu toplant› ile sizin ihtiyaçlar›n›z› tespit etmek, daha yak›n iflbirli¤i içine girmek istiyoruz. Böylece siz de üyelerinize daha iyi hizmet edebilirsiniz.” Toplant› Chagas’›n aç›l›fl konuflmas›nda belirtti¤i gibi Türkiye’deki sendikalar›n yaflad›klar› s›k›nt›lar ayr›nt›l› bir biçimde ele al›nd›. Sorunlar›n ele al›nd›¤› bölümde sendikam›z›n Genel Sekreteri Mustafa Ya¤c› flunlar› söyledi: “Bence sorunlardan flikâyet etmeyi b›rakal›m ve iflimize bakal›m. Kendi kendimize flunu soral›m: Dünya de¤ifliyor ama biz bu de¤iflime ayak uydurabiliyor muyuz? “Kapitalizmin bu krizi 1989’dan bu yana geliyorum diyordu. Küresel sendikalar küreselleflmeyi durdurmak mümkün de¤il ama kontrol edebiliriz diyorlard›. Bunun böyle olmad›¤› ortaya ç›kt›. ‹fller parçalan›yor. Bu

hepimizin sorunu. S›n›f mücadelesi aç›s›ndan patronlar›n ifline gelen bir uygulama. “1995-1997 aras› koordinasyon komitesinin kuruldu, 1997 y›l›nda kamu sözleflmelerinin önemli bir noktas›nda bu komite da¤›ld›. Bunu yeniden oluflturmak zor de¤il. 2005 y›l›nda gündeme gelen bir yasa bizi birlefltirecek. Tafl›mac›l›k sendikas› oluflturulmas› ile ilgili bir araya gelinmeli. Dört y›l önce resmi bir yaz› yazd›k Hava-‹fl olarak, kat›l›m olmad›. Yasa ç›kt›¤›nda herkes kendi sendikas›nda zay›f ve güçsüz mü olacak? Bir araya gelmek zorunday›z. Yeni sendikalar yasas›n› Haziran’da yap›lacak ILO toplant›s›na yetifltirmeye sözü var hükümetin.” Ya¤c› gibi birçok sendika temsilcisi de ITF koordinasyon komitesinin yeniden canland›r›lmas› gerekti¤ine vurgu yapt›. Toplant›n›n sonuna gelindi¤inde önümüzdeki dönemde neler yap›lmas› gerekti¤i konusunda öne ç›kan noktalar flunlar oldu: • Ulusal koordinasyon komitesinin yeniden oluflturulmas› gerekir • Londra ya da Brüksel’de Türkçe konuflan birinin istihdam edilmesi gerekmektedir • ITF’in web sitesinin Türkçe versiyonu oluflturulmal›d›r • ITF’in dergisi Transport International ve di¤er yay›nlar› Türkçe de yay›nlanmal›d›r • Örgütlenme alan›nda deney aktar›m› sa¤lanmal›d›r.

1995-1997 aras› koordinasyon komitesinin kuruldu, 1997 y›l›nda kamu sözleflmelerinin önemli bir noktas›nda bu komite da¤›ld›. Bunu yeniden oluflturmak zor de¤il. 2005 y›l›nda gündeme gelen bir yasa bizi birlefltirecek. Tafl›mac›l›k sendikas› oluflturulmas› ile ilgili bir araya gelinmeli. Dört y›l önce resmi bir yaz› yazd›k Hava‹fl olarak, kat›l›m olmad›. Yasa ç›kt›¤›nda herkes kendi sendikas›nda zay›f ve güçsüz mü olacak? Bir araya gelmek zorunday›z.

21


Uluslararas› iliflkiler

Stratejik örgütlenme ITF’ten Ingo Marowsky 27 Ocak’ta yapt›¤› sunuflta ITF’in küresel örgütlenme stratejisini ele ald›. “Eskiden ITF’te geleneksel sektörel ayr›mlar›m›z vard›. Ama art›k lojistik a¤›r bas›yor. Ulaflt›rma sektörlerinin aras›ndaki ayr›m çizgileri flulafl›yor ve biz de içyap›m›z› bu do¤rultuda de¤ifltirmeye yöneldik. Ben de bu yeni yap›lanman›n bir sonucuyum. “ITF’te neden stratejik örgütlenmeye yöneldik? Gördü¤ünüz gibi bütün dünyada e¤ilim afla¤›ya do¤ru. E¤er böyle devam ederse bir süre sonra

tamamen yok olaca¤›z. Bu sadece bizim var olup olmamam›z meselesi de¤ildir. Bu genel olarak yaflam kalitesini belirleyen bir süreçtir. “Stratejik örgütlenme ne de¤ildir? Dayan›flma kampanyalar›, üye kazanmak, eylemler günleri ya da haftalar›, bu tür seminer ve etkinlikler ya da yeni isim verilmifl bildik türden projeler de¤ildir. Bunlar önemsizdir demiyorum. Aksine çok önemlidir ve önemli olmaya da devam edecektir. Ama stratejik örgütlenme de¤ildir. Hele hele bugün sözünü etti¤iniz üye çalma uygulamalar› stratejik örgütlenme hiç de¤ildir.

Bunun kesinlikle yap›lmamas› gerekir. “Ortada bir stratejik hedefiniz olmal›. Bunun etraf›nda örgütlenmeyi infla eder, sendikalar› ifl yerlerinde güçlendirir ve sürdürülebilirli¤i sa¤larsan›z stratejik örgütlenmeyi yap›yorsunuz demektir. “Neler yapmal›y›z? Araflt›rma yapmal›y›z, kaynak ay›rmal›y›z (her zaman para anlam›na gelmiyor), haritaland›rma yapmal›y›z (en az %70 oran›nda), PR stratejisi gelifltirmeliyiz, iflveren stratejisi gelifltirmeliyiz, müttefikler bulmal›y›z, kolektif eyleme geçmeliyiz.”

Ingo Marowsky

ETF 2009 Kongresi – temel karar önergeleri ETF Genel Sekreteri Eduardo Chagas’›n bir sunum yaparak kongrenin slogan›nda yer alan “sürdürülebilir ulaflt›rma” vurgusunu aç›klad›. “Sürdürülebilirlik deyince akla ya ekonomik/finansal sürdürülebilirlik ya da do¤al çevre ba¤lam›nda sürdürülebilirlik geliyor. Biz bunun bir de sosyal baca¤› olmas› gerekti¤ini vurguluyor. Bunun için de sürdürülebilirli¤in üçayak üzerinde durmas› gerekti¤ini, sosyal baca¤›n k›sa kalmamas› gerekti¤ini söylüyoruz. “Bu alanda stratejimizi gelifltirebilmek için TRUST projesini hayata geçirdik. Proje sonunda seyahat etmenin bir kamu mal› oldu¤u ve her yurttafl›n bundan faydaland›r›lmas› gerekti¤i sonucuna

22

ulaflt›k. Ulaflt›rma sektörü için bir sosyal politika istedi¤imizi dile getirdik. Yani çözümü piyasaya b›rakamay›z. Politika yap›c›lar sorumluluktan kaçamazlar. “Kongrede toplam 21 karar önergesi kabul edildi. Bunlardan 3’ü temel nitelikteydi: • Sürdürülebilir Ulaflt›rma için Sendikal Strateji • Güçlü Sendikalar ‹nfla Etmek • Temel Haklar karfl›s›nda Ekonomik Özgürlükler “Sendikalar güçlü olmal› çünkü gücümüz olmay›nca yumuflak yöntemler ifllemiyor. Yani sosyal diyalog iyi ifllesin istiyorsak güçlü olmal›y›z. E¤er gücünüz yoksa karfl› taraf sizi ciddiye almaz.

“AB’de iki önemli geliflme oldu. Biri Viking ve Laval davalar›. Bu davalar›n sonuçlar› temel sendikal haklar› k›s›tlar nitelikte. Buna göre yap›lan eylemlerin yol açaca¤› kay›plar›n taleplerle orant›l› olmas› gerekiyor. Bunlar çok olumsuz kararlar. “Bir de AB’nin “baflka ülkeye gönderilmifl iflçiler” yönergesi var. Buna göre iflveren isterse o iflçiye geldi¤i ülkenin yasalar›n› uygulayabiliyor. Yani koflullar›n daha kötü oldu¤u ülkeden gelen iflçi o koflullar alt›nda koflullar›n daha iyi oldu¤u ülkede çal›flt›r›lacak. ETUC buna karfl› bir “sosyal gelifltirme protokolü” önerdi. Biz de konuyu AH‹M’e ve ILO’ya tafl›yaca¤›z.”

Eduardo Chagas


Uluslararas› Af Örgütü

Uluslararas› Af Örgütü:

“Türkiye’de sendikal haklar tan›nm›yor” D ergimizin yay›na haz›rland›¤› s›rada Uluslararas› Af Örgütü, Türkiye’de sendikal haklar›n tam olarak tan›nmas›n› talep eden bir kartpostal gönderme kampanyas› bafllatt›. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na gönderilmesi istenen kartlarda flöyle deniliyor: Uluslararas› isçi haklar› standartlar›n› ihlal eden yasalar sonucunda, Türkiye’de isçilerin temel haklar›ndan olan örgütlenme, toplu sözleflme ve grev haklar› k›s›tlanmaktad›r. Çok say›da kamu çal›flan›n›n sendika kurma, bir sendikaya üye olma, toplu sözleflme ve grev hakk› bulunmamaktad›r. Özel sektörde örgütlenme ve sendika kurma hakk› uluslararas› standartlara uymamaktad›r. Greve kat›lmak hapis cezas› dâhil olmak üzere a¤›r cezalarla sonuçlanabilmektedir. Uluslararas› Çal›flma Örgütü, Türkiye’nin mevcut yasalar›n›, kamu sektörü ve özel sektör çal›flanlar›n›n örgütlenme, grev ve toplu sözleflme haklar› konusunda ILO temel sözleflmelerine nas›l uyumlu hale getirece¤i konusunda ayr›nt›l› bir

k›lavuz yay›nlad›. Ancak bu konuda henüz herhangi bir reform yap›lmam›flt›r. Ne yaz›k ki Af Örgütü’nün yapt›¤› bu özet gerçekleri son derece nesnel bir biçimde yans›t›yor. ‹çinde hiçbir abart› unsuru yok. Kampanyan›n talepleri ise flunlar: • Sendika üyeleri ve di¤er isçiler Türkiye’nin de onaylam›fl oldu¤u ILO sözleflmelerinde belirtildi¤i gibi uluslararas› alanda tan›nan haklar›n› kullanabilmelidirler; • Türkiye’deki mevcut yasalar, hem kamu sektörü hem de özel sektör çal›flanlar› için örgütlenme, grev ve toplu sözleflme haklar›n› belirleyen ILO standartlar› ile uyumlu hale getirilmelidirler. Do¤ru söze ne denir? Kendilerini demokrasi flampiyonu ilan eden hükümet asl›nda demokrasiyi sadece kendisi için, kendi yandafllar› için istiyor. Sendikal haklar alan›ndaki bu içler ac›s› durum ve Af Örgütü’nün k›sa süre önce bafllatm›fl oldu¤u bu kampanya bunun en aç›k kan›tlar›ndan biri. Hava-‹fl, Af Örgütü’nün bu kampanyas›n› destekliyor ve yak›nda kampanya kartpostal›n›n da¤›t›m›na bafllayaca¤›z Uluslararas› Af Örgütü veya Amnesty International (yayg›n olarak Amnesty veya AI), Evrensel ‹nsan Haklar› Bildirgesi ve di¤er uluslararas› standartlarca belirlenmifl her türlü insan hakk›n› savunma ve teflvik etmeyi amaç edinmifl uluslararas› bir sivil toplum kurulufludur. Örgüt hiçbir devlet, siyasi ideoloji veya dine ba¤l› de¤ildir, kâr amac› gütmez. Özellikle düflünce suçlular›n›n serbest

Uluslararas› Çal›flma Örgütü, Türkiye’nin mevcut yasalar›n›, kamu sektörü ve özel sektör çal›flanlar›n›n örgütlenme, grev ve toplu sözleflme haklar› konusunda ILO temel sözleflmelerine nas›l uyumlu hale getirece¤i konusunda ayr›nt›l› bir k›lavuz yay›nlad›. Ancak bu konuda henüz herhangi bir reform yap›lmam›flt›r.

b›rak›lmas›, siyasî suçlular›n›n adil bir flekilde yarg›lanmas›, iflkence, idam ve tutuklulara gösterilebilecek her türlü zulmün bertaraf edilmesi, siyasi cinayet ve adam kaç›rma ve her türlü insan haklar› ihlaline karfl› durulmas› konusunda çeflitli kampanyalar düzenler. 1977 y›l›nda Nobel Bar›fl Ödülünü kazanan AI bugün yaklafl›k 2 milyon üyesiyle 162 ülke ve bölgede faaliyet göstermektedir.

23


24


25


Hukuk

Anayasa paketinde iflçi haklar› Mevcut iktidar ve yandafl medya bir süredir Anayasa de¤ifliklik paketinde önemli iflçi ve sendika haklar› bulundu¤unun propagandas›n› yap›yor. Gerçekte durum bundan çok farkl›. ‹ktidar›n Anayasa degifliklik paketi sadece kozmatik baz› de¤ifliklikler öngörüyor. Esasta bir ilerleme söz konusu de¤il.

26

ünlerdir tart›fl›lan ve önümüzdeki günlerde de gündemin en önemli maddelerinden biri olmaya devam edecek olan Anayasa paketi iflçi haklar› ve sendikal haklar aç›s›ndan neler içeriyor dersiniz? De¤ifliklik paketi sendikal haklarda iflçi-memur ayr›m›n› ortadan kald›rm›yor. Bu ayr›mc›l›¤›n sürdü¤ü anlam›na geliyor. Sendikalaflma hakk› sadece çal›flanlara tan›n›yor. Bu evrensel standartlar›n gerisinde kalan bir hak tan›m›d›r ve "herkese sendika hakk›" anayasal güvenceye al›nmal›d›r.

G


Hukuk Memurlara toplu sözleflme hakk› tan›n›yor ama grev hakk› tan›nm›yor. Bu de¤ifliklik sadece göz boyamaya yöneliktir. Toplu görüflmenin ad› toplu sözleflme olarak de¤ifltirilmektedir. Paket uzlaflmazl›k halinde Uzlaflt›rma Kurulu'nun karar›n›n kesin olaca¤›n› belirtmektedir. Bu fiilen grev yasa¤› anlam›na gelmektedir. Sendikalaflma hakk› herkese tan›nmad›¤› için emeklilere sendika yerine “toplu sözleflmenin sonuçlar›n›n emeklilere yans›t›lmas›” öngörülmektedir. Pakette "Grev hakk› ve lokavt iyi niyet kurallar›na ayk›r› tarzda, toplum zarar›na ve millî serveti tahrip edecek flekilde kullan›lamaz" ifadesine dokunulmuyor. Bu mu¤lâk ifadelerle her türlü grev yasaklanabilir. Uzlaflmazl›k halinde Yüksek Hakem Kurulu'nun "kararlar› kesindir" deniyor. YHK’n›n yap›s› iflveren lehinedir ve bu anti-demokratik tahkim kurulundan iflçi lehine karar ç›kmamaktad›r. Di¤er bir deyiflle grev yasa¤› – YHK makas› özü itibariyle de¤iflmemektedir. "Siyasi amaçl› grev ve lokavt, dayan›flma grev ve lokavt›, genel grev ve lokavt, iflyeri iflgali, ifli yavafllatma, verim düflürme ve di¤er direnifller yap›lamaz" ifadesi kald›r›l›yor. Bu olumludur. Ama grev tan›m olarak toplu ifl sözleflmesinde uyuflmazl›¤a ba¤l› k›l›nmaya devam ediyor: "Toplu ifl sözleflmesinin yap›lmas› s›ras›nda, uyuflmazl›k ç›kmas› halinde iflçiler grev hakk›na sahiptirler." Bu durum yokken yap›lan grev bu durumda yine "anayasaya ayk›r›" oluyor. Paket, "Grev esnas›nda greve kat›lan iflçilerin ve sendikan›n kas›tl› veya kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan iflyerinde sebep olduklar› maddî zarardan sendika sorumludur" ifadesini kald›r›yor. Bunun olumlu bir de¤ifliklik oldu¤u aç›kt›r. Özetle, anayasa paketi iflçi haklar› ve sendikal haklar aç›s›ndan özde büyük bir de¤ifliklik getirmemektedir. Getirilen ve olumluymufl gibi görünen de¤iflikliklerin neredeyse tamam›n›n flu ya da bu biçimde içi boflalt›lmaktad›r. Paketin tümüne bak›ld›¤›nda bunlar›n tekil eksiklikler olmad›klar›, gerçek niyetin iflçi haklar›n› ve sendikal haklar› geniflletmek olmad›¤› aç›kça görülmektedir.

Anayasa paketi iflçi haklar› ve sendikal haklar aç›s›ndan özde büyük bir de¤ifliklik getirmemektedir. Getirilen ve olumluymufl gibi görünen de¤iflikliklerin neredeyse tamam›n›n flu ya da bu biçimde içi boflalt›lmaktad›r.

27


Hukuk

Türk-‹fl’in anayasa de¤iflikli¤iyle ilgili önerileri 1-) Madde 51-: Sendika kurma hakk›: Bu maddenin dördüncü f›kras› olan; “ Ayn› zamanda ve ayn› iflkolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz .“ hükmü Anayasa metninden ç›kar›lmal›d›r. Gerekçe: Ayn› maddenin ikinci f›kras›, “sendika kurma hakk›n›n kullan›lmas›nda uygulanacak flekil, flart ve usuller kanunda gösterilir” hükmünü tafl›d›¤›na göre, ayn› zamanda ve ayn› iflkolunda birden fazla sendikaya üye olman›n Anayasa hükmü ile yasaklanmas›, Uluslararas› Çal›flma Örgütünün 87 ve 98 say›l› sözleflmelerine ve AB normlar›na uygun de¤ildir. Kanunla yap›lmas› zorunlu k›l›nan düzenleme içinde yer alabilecek hususlar›n Anayasa’da hükme ba¤lanmas›, anayasa yapma tekni¤ine de uygun düflmemektedir. 2-) Madde 53-:Toplu ‹fl Sözleflmesi hakk›: Bu maddenin son f›kras›nda yer alan; “ayn› iflyerinde, ayn› dönem için, birden fazla toplu ifl sözleflmesi yap›lamaz ve uygulanamaz “ hükmü kald›r›lmal›d›r. Gerekçe: Toplu ifl sözleflmelerinin düzeyi ile nas›l yap›laca¤› kanunla düzenlenece¤ine göre, kald›r›lmas› istenilen hususun kanuna b›rak›lmas› uygun olacakt›r. Bu hüküm, yukar›da da aç›kland›¤› üzere ülkemizce onaylanan ILO sözleflmelerine ayk›r› oldu¤u gibi, AB mevzuat›na da uymamaktad›r.

28

3-) Madde 54-: Grev hakk› ve Lokavt: Bu maddenin birinci f›kras› afla¤›daki flekilde de¤ifltirilmelidir. “ Toplu ifl sözleflmesinin yap›lmas› ve uygulanmas› s›ras›nda, uyuflmazl›k ç›kmas› halinde iflçiler grev hakk›na sahiptir. Menfaat grevi ve hak grevinin kullan›lmas›n›n ve iflverenin lokavta baflvurmas›n›n usul ve flartlar› ile kapsam ve istisnalar› kanunla düzenlenir.” Maddenin iki, üç, dört, befl, alt› ve yedinci f›kralar› yürürlükten kald›r›lmal›d›r. Gerekçe: Kald›r›lmas› istenilen f›kralarda yer alan düzenlemelerin ç›kar›lacak kanunla belirlenmesi, hem kanun yapma tekni¤ine hem de Anayasa yapma tekni¤ine uygun olacakt›r. Ayr›ca ILO sözleflmeleri ve AB mevzuat›nda tan›nan Hak grevi de tan›nm›fl olacakt›r. 4-) Madde 65-: Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin s›n›rlar›: Madde metninde yer alan, “….mali kaynaklar›n›n yeterlili¤i ölçüsünde…” ibaresi metinden ç›kar›larak, madde bafll›¤›n›n ve metninin afla¤›daki flekilde de¤ifltirilmesi sosyal devlet olma ilkesinin gere¤i olarak görülmektedir. Madde 65: Devletin iktisadi ve sosyal ödevleri: Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlar›na uygun öncelikleri gözeterek yerine getirir. Gerekçe: metinden

ç›kar›lmas›n› talep etti¤imiz ibare, sosyal Devlet olma vasf›n› ortadan kald›rabilecek ve Devletin, mali kaynaklar›n yetersizli¤ini bahane ederek sosyal ödevlerini yerine getirmemek için gerekçe gösterebilecek niteliktedir. Oysa Anayasan›n 2 nci maddesinde T.C. Devletinin “sosyal “devlet oldu¤u emredici biçimde hükme ba¤lanm›flt›r. Sosyal Devlet olman›n gerektirdi¤i ödevlerin yerine getirilmesinde mali kaynaklar›n yeterlili¤i ölçü kabul edilemez. Devletin, sosyal ve ekonomik alandaki görevlerini amaca uygun öncelikleri gözeterek yerine getirmesi asli görevidir. Asli görevin yerine getirilmesinin mali kaynaklar›n yeterlili¤i ölçüsüne ba¤lanmas› Devletin Anayasal niteli¤ini ortadan kald›rabilecektir. 5-) Madde 82 -: Üyelikle ba¤daflmayan ifller: Maddenin birinci f›kras›nda yer alan ve sendikal hak ve özgürlükleri s›n›rlayan ”.. ile sendikalar ve bunlar›n üst kurulufllar›n›n kat›ld›klar› ..” ibaresi metinden ç›kar›lmal›d›r. Gerekçe: Sendika yöneticilerine kesin olarak siyaset yapma yasa¤› getiren bu düzenlemelerin ça¤dafl bir Anayasa’da yer almas› düflünülemez. Milletvekilli¤ine seçilen sendika ve üst kurul yöneticilerinin sendikal hak ve görevlerini sürdürmelerine getirilen yasaklama kald›r›lmal› ILO sözleflmeleri ile AB

normlar›na uyum sa¤lanmal›d›r. 6-) Madde 128 -: Kamu hizmeti görevlileri ile ilgili hükümler: Bu madde afla¤›daki flekilde de¤ifltirilmifltir. “ Devletin, kamu iktisadi teflebbüsleri ve di¤er kamu tüzelkiflilerinin genel idare esaslar›na göre yürütmekle yükümlü olduklar› kamu hizmetlerinin gerektirdi¤i asli ve sürekli görevleri memurlar eliyle görülür. Kamu kesiminde memurlar d›fl›nda istihdam edilenlerin tamam› iflçidir. Kamunun özel sektör ile paylaflt›¤› alanlarda Bakanl›klar d›fl›nda memur çal›flt›r›lamaz. Memurlar›n nitelikleri, atanmalar›, görev ve yetkileri, haklar› ve yükümlülükleri, ayl›k ve ödenekleri ve di¤er özel iflleri kanunla düzenlenir. ‹flçiler hakk›nda ise ‹fl Kanunlar› uygulan›r. Gerekçe: Bu de¤ifliklik, iflçi-memur ay›r›m›n›n yap›lmas›n› zorunlu k›lacak, kamu erkinin sadece memurlar eliyle kullan›laca¤› gerçe¤ini aç›kl›¤a kavuflturacak ve esasen iflçi niteli¤inde çal›flanlar›n da sendika özgürlü¤ü ve toplu sözleflme haklar›na kavuflmalar› sa¤lanm›fl olacakt›r. Yap›lmas› istenilen bu de¤ifliklik baflta Anayasan›n 90 nc› madde hükmü ile ILO sözleflmeleri ve AB mevzuat› gereklerindendir.


Hukuk

Demokratik Anayasa düfllerken… Siyaset bilimci YAVUZ PAK son aylarda yaflanmakta olan anayasa de¤iflikli¤i tart›flmalar›n› ele al›yor ve tarihsel olarak, bir toplumda hukuk kurallar›n› yazanlar›n as›l olarak ç›karlar›n› temsil ettikleri s›n›f›n beklentilerine göre hareket ettiklerini vurguluyor.

29


Hukuk

H

ukukla do¤rudan ilgili olanlar›m›z d›fl›nda anayasa ile ilgili bilgi da¤arc›¤›m›z do¤al olarak son derece s›n›rl› zira toplumun genifl kesimleri için anayasa uzak, yabanc› ve teknik bir konu. T.C. Anayasas›n›n 177 maddeden oluflan bir metin oldu¤unu kaç›m›z biliyor acaba? Ve 2001 y›l›nda anayasada bugünkünden daha kapsaml› - 34 maddelik- bir de¤ifliklik gerçeklefltirildi¤ini? Bugüne kadar toplam 177 maddeden ve 16 geçici maddeden oluflan 12 Eylül Anayasas›’n›n 87 maddesinde de¤ifliklik yap›lm›flt›r. Ancak bu de¤iflikliklerin hiç biri 12 Eylül Anayasas›’n›n darbeci ve antidemokratik özünü ortadan kald›rmam›flt›r. Hatta bu de¤iflikliklerle yamal› bir bohça haline getirilen anayasa, sahiplerinin bile aya¤›na dolanacak kadar problemli hale gelmifltir. Toplumlar, en basitinden en karmafl›¤›na kadar, kendilerini kurallarla düzenlerler ve kaç›n›lmaz olarak ilkel toplumlardan bu yana her toplum tipinde ortaya ç›kan yasauygulama iliflkisinden söz edilebilir. Do¤as› gere¤i hem siyasi hem de hukuki nitelik tafl›r ve ayn› zamanda toplumsal, siyasal ve hukuki olan bu iliflki evrensel bir iliflkidir. Siyasi iktidar kavram›, hukuk kavram›yla tarih boyunca iç içe geçmifltir ve birini di¤erinden ayr› düflünmek tarihin penceresinden bak›ld›¤›nda mümkün görünmemektedir. fiu ya da bu kurala göre düzenlenmemifl toplum olamayaca¤›na göre, her toplum hukuki - siyasi nitelik tafl›r. Modern toplumda, yasalar›n kayna¤›n›n Tanr› buyruklar› olmaktan ç›kar›larak insan kaynakl› oldu¤una iliflkin zihniyetin hakim olufluna tan›kl›k ederiz. Anayasan›n, bir “toplumsal sözleflme” olarak nitelenmesi, ona toplumsal bütünleflmeyi sa¤lama gibi bir ifllevin atfedilmesi kaç›n›lmazd›r. Bunun ön flart› ise, Türkiye’dekinin aksine, anayasan›n yap›m› sürecine tüm toplumsal güçlerin mümkün olan en genifl ölçüde kat›labilmeleridir. Modernitenin bafllang›c›nda, 16. Yüzy›lla 17.yüzy›l bafllar›nda Avrupa’n›n bat›s›nda oluflmaya bafllayan bu düflünce tarz›, özünde bir “devlet zihniyetidir”. Dünyevi

30

düzlemde kurulan bir siyasi iktidar iliflkisinin ya da yasa-uygulama iliflkisinin düflünülebilmesi “egemenli¤in” ya da “hakimiyetin” ifadeleridir. Bu sistemde, uygulay›c› gücün meflruiyetini yasalar›n yarat›c›s› olan ulustan/yurttafllardan ald›¤› iddias› kabul edilir. Modern anayasa, k›saca, siyasal ve toplumsal yap›ya iliflkin temel noktalar›n yer ald›¤›, di¤er hukuksal düzenlemeleri ba¤lay›c› bir belge olarak tan›mlanabilir. Bu nedenle, anayasalar› salt hukuksal de¤il, ayn› zamanda “siyasal belgeler” olarak nitelendirmek yanl›fl olmayacakt›r. Bir devletin biçimi ve yap›s›n›n özeti o devletin anayasas›na bulunabilir. Çünkü siyasal sistemi bir bütün olarak yöneten temel unsurlar› tespit etmek, anayasalar›n aslî ifllevidir. Genellikle anayasalar›n ilk maddelerinde yer alan bu tespitler, devletin yap›s›n›, rejimin niteli¤ini ortaya koyarlar. Tarihsel olarak, bir toplumda hukuk kurallar›n› yazanlar, insanl›¤›n evrensel de¤erlerinden ve genel olarak toplumun beklentilerinden daha çok, ç›karlar›n› temsil ettikleri s›n›f›n beklentilerine göre hareket ederler. Bu süreçte, ka¤›da dökülenlere toplumsal s›n›flar›n sahip ç›kmas› ve itaat etmesi, al›flkanl›klardan zor’un gücüne uzanan çok unsurlu bir denklemin içinde sakl›d›r. Geçmiflte derebeyinin veya kral›n sözünü kanun kabul edenlerle, bu günün demokrasilerinde halk› temsil etme iddias›ndaki yasama organ›n›n ç›kard›¤› metinleri kanun kabul edenler aras›nda, bu aç›dan özünde hiçbir fark yoktur denilebilir. Öte yandan, yasa yap›m› süreçlerinde “hukuk”, asla hukukçular›n bir ürünü de¤ildir. Onlar yaln›zca, önleri konan malzemeyi ifllemekle yetinirler. Hukuk ve hukuksal olan gerçekte, kendi varl›klar›n›n ve geliflimlerinin devam› için ona ihtiyaç duyanlar›n›n ürünüdür. Biraz sos almaz m›yd›n›z?… “Bu ülkeye yeni bir anayasa laz›m” sözünü de ele al›rken, öncelikli bak›fl aç›m›z›, yukar›da aktar›lan çerçeveyle belirlememiz gerekiyor. Anayasa tart›flmas›, asl›nda ülkemizin gelenekselleflmifl bir hukuk ve siyaset gündemidir. Bu y›l gündeme gelen ve büyük olas›l›kla referandum yoluyla

Bugüne kadar toplam 177 maddeden ve 16 geçici maddeden oluflan 12 Eylül Anayasas›’n›n 87 maddesinde de¤ifliklik yap›lm›flt›r. Ancak bu de¤iflikliklerin hiç biri 12 Eylül Anayasas›’n›n darbeci ve antidemokratik özünü ortadan kald›rmam›flt›r.


Hukuk

Tarihsel olarak, bir toplumda hukuk kurallar›n› yazanlar, insanl›¤›n evrensel de¤erlerinden ve genel olarak toplumun beklentilerinden daha çok, ç›karlar›n› temsil ettikleri s›n›f›n beklentilerine göre hareket ederler.

bizleri tercih yapmak durumunda b›rakacak olan anayasa de¤ifliklikleri, genel olarak siyasi iktidar›n yarg› baflta olmak üzere devletin kurumsal yap›s›n›n yeniden ve iktidar›n› pekifltirecek biçimde düzenlenmesini hedeflemekle birlikte, toplumsal deste¤i arkas›na almak ad›n kimi soslarla süslenip önümüze gelecek gibi görünüyor. Emekçi kesimleri do¤rudan ilgilendiren de¤iflikliklere k›saca göz att›¤›m›zda, bu maddelerin var olan düzenlemelerden çok daha ileri ve demokratik olmad›klar›n› tespit etmek zor de¤il. Anayasan›n ''sendika kurma hakk›'' bafll›kl› 51. maddesinin son f›kras› yürürlükten kald›r›l›yor. Böylece, bir kiflinin ayn› zamanda ve ayn› ifl kolunda birden fazla sendikaya üye olmas›n›n yolu aç›l›yor. Bu madde, can çekiflen sendikal örgütlenme alan›nda bir fliflirme operasyonuna iflaret ediyor. Türkiye’de, gerçekte, iflçi s›n›f›n›n %5-6’l›k bir kesiminin sendika üyeli¤i bulunuyor ve özellikle AB indinde bu düzenleme ile sa¤lanacak fliflkinlik kullan›lmak isteniyor. Anayasan›n 53. maddesinde de¤ifliklik yap›l›yor. Buna göre, memurlara ve di¤er kamu görevlilerine toplu sözleflme yapma hakk› tan›n›yor. Toplu sözleflme yap›lmas› s›ras›nda uyuflmazl›k ç›kmas› halinde taraflar, Uzlaflt›rma Kurulu’na baflvurabilecek, kurul kararlar› kesin ve toplu sözleflme hükmünde olacak. Toplu sözleflmenin emeklilere yans›t›lmas›n›n yolu aç›l›yor. Kamu emekçilerine tan›nan “toplu sözleflme hakk›”n›n, kamu emekçilerinin ç›karlar› aç›s›ndan bir ifllevi bulunmuyor. Grev hakk› tan›nmad›¤›ndan, toplu sözleflmelerde ortaya ç›kacak uyuflmazl›klar›n emekçilerin mücadelelerine yol açmas›n›n önü kapat›lmak isteniyor. Uzlaflt›rma Kurulu’nun kararlar›n›n, siyasi iktidar›n tutumuna yak›n olaca¤› biliniyor ve zaten fiili y›llard›r yaflanan da budur. Ayr›ca, anayasan›n “grev hakk› ve lokavt” bafll›kl› 54. maddesinde de¤ifliklik yap›l›yor. Grev esnas›nda greve kat›lan iflçilerin ve sendikan›n kas›tl› veya kusurlu hareketleri sonucu grev uygulanan ifl yerinde sebep olduklar› maddi zarardan sendika sorumlu tutulamayacak. Siyasi amaçl› grev ve lokavt, dayan›flma grevi ve lokavt›,

genel grev ve lokavt, ifl yeri iflgali, ifl yavafllatma, verim düflürme ve di¤er direnifllere iliflkin yasaklar kald›r›l›yor. Grev hakk›na dönük olumlu düzenlemeler getiriliyor olsa da “lokavt›n” da karfl› silah olarak güçlendirilmesi gözden kaçm›yor. ‹flçilerin, emekçilerin örgütlenme ve siyasi faaliyet yürütmesinin önündeki engelleri kald›rmadan; baflta dayan›flma grevi olmak üzere, grev ve toplu sözleflme alan›nda s›n›rs›z özgürlükler getirip, lokavt› yasaklamadan; kamu emekçilerinin grevli, toplu ifl sözleflmeli sendika hakk›n› tan›madan; sendikas›z, sigortas›z iflçi çal›flt›rmay› suç saymadan; sendikalaflma ve toplu ifl sözleflmesi yapman›n önünde engel olan her tür baraj ve yasa¤› kald›rmadan getirinle bu yeni düzenlemelerin gerçekten demokratik ve emekçi kesimler lehine düzenlemeler oldu¤unu iddia etmek safl›k olacakt›r. Öte yandan anayasa de¤ifliklik paketinin en çarp›c› “sosu” 1982 Anayasas›n›n yap›c›lar›n› ve cunta yönetimini hukuki z›rh ile korumaya alan “geçici 15. maddenin” kald›r›lmas›n› öngören maddedir. Belki de bu anayasa paketinin en öne ç›kar›lmas› gereken ve genifl kitlelerin gözlerini boyamada en etkili olacak maddenin bu oldu¤u söylenebilir. Zira bu düzenleme, 30 y›ll›k bir geçmiflle hesaplaflmay›, toplumsal hayat› felç eden bir askeri darbe döneminin sorgulanmas›n›, hukuki olman›n ötesinde “siyasi” bir hesaplaflmay› ve bunu gerçeklefltirecek “siyasi bir iradeyi” zorunlu k›l›yor. Cunta döneminin ma¤duru olan yüz binlerce insan›n ma¤duriyetlerinin giderilmesi, sadece darbeci paflalar›n yarg›lanarak hesap vermelerini de¤il, dönemin tüm kamu yöneticilerini, yetkililerini, k›saca tarihsel ve kurumsal olarak bir darbe sürecini sorgulamaktan ve yarg›lamaktan geçiyor. Örneklerini son y›llarda Latin Amerika ülkelerinde gördü¤ümüz bu türden hesaplaflma süreçleri, ancak genifl bir toplumsal bilinç ve siyasi mücadeleyle tarihsel olarak hak ettikleri yeri edinebilirler. Bugün Türkiye’de, ne bu hesaplaflman›n toplumsal bir deste¤i ne de onu gerçekten yürütebilecek bir siyasi

31


Hukuk irade mevcuttur. Ve bu tarihsel ve siyasal hesaplaflmay› “teknik hukuki düzenlemelere” indirgemek “tarihe ihanet etmekle” eflde¤er say›labilir. Demokratl›¤› kendinden menkul… Genel olarak, haz›rlanan anaysa de¤ifliklik paketi ve bugünkü siyasi iktidar›n bugüne kadarki tutumu, Türkiye’de egemen siyaset ve devlet zihniyetinden bir kopuflun de¤il, oldukça s›n›rl› ve sosyal ve ekonomik haklar alan›nda demokratik kazan›mlar› içermeyen bir rötuflun hedeflendi¤ini gösteriyor. Öte yandan, bütün “sivillik” iddialar›na ra¤men, anayasa sürecinin toplumsal kesimlerin en genifl kat›l›m›n›n ve yeterli tart›flma süreçlerinin yaflanmad›¤› aflikard›r. Demokratik anayasal düzenlemeleri gerçeklefltirmek üzere yola ç›kan bir siyasi iradenin, en temel haklar alan›nda, düflünce ve örgütlenme özgürlü¤ünü s›n›rlayan hukuksal düzenlemeler gitmeyifli, binlerce çocu¤un tafl att›klar› gerekçesiyle toplamda binlerce y›l hapis cezas› almalar›na seyirci kal›fl›, üç y›lda 255 kiflinin polislerce öldürülmesinin önünü açan PVSK’n›n alt›nda imzas›n›n bulunuflu, sicilinin hiç de “demokratik” olmad›¤›n›n göstergeleri say›labilir ve bu liste uzat›labilir. Unutulmamas› gereken bir fley varsa, o da anayasan›n yap›ld›¤› koflullar›n ve siyasi iradenin anayasan›n ruhuna sindi¤idir. Anayasa yap›m sürecinin, özgürlükçü, eflitlikçi, ço¤ulcu ve bar›flç› bir bafllang›ç yönünde ifllemesi, ancak varolufllar›n› bu de¤erlere dayand›ran ve bunlarla aç›klayan, dolay›s›yla bu de¤erlerin gerçek tafl›y›c›s› ve güvencesi olma potansiyeline sahip olan toplumsal ve siyasal güçlerin etkili mücadeleleriyle mümkün olabilir. 1982’de dönemin Devlet Baflkan› Orgeneral Kenan Evren, 1982 Anayasas›'n› Devlet Ad›na Tan›tma Program› çerçevesinde 11 ili kapsayan meflhur yurt gezilerinden birinde yapt›¤› konuflmada, “Art›k bundan sonra ülkede, komünizm, faflizm ve diktatörlükten bahsedilemez…Birleflmifl Milletlerce ve Avrupa Konseyi'nin üyesi bulunan ve aralar›nda memleketimizin de yer ald›¤› ülkelerce kabul olunup,

32

milletleraras› temel hak ve hürriyet beyannamelerine geçirilmifl olan her hak ve hürriyeti bizim yeni Anayasam›zda da görmekteyiz… Bu Anayasan›n memleketimize "Sa¤lam bir demokratik rejim” getirece¤ine, vatandafllar›m›z› her türlü hak ve hürriyet içinde mutlu k›laca¤›na, Türkiye Cumhuriyetini gerekti¤i gibi güçlendirece¤ine inan›yorum. " diyordu. Ayn› Pafla, 17 yafl›nda idam edilen Erdal Eren'in idam›na iliflkin 3 Ekim 1984'de yapt›¤› Mufl gezisi s›ras›ndaki konuflmada hukuka, demokrasiye ve insan haklar›na yaklafl›m›n› flunlar› sözlerle ifade ediyordu: "fiimdi ben, bunu yakalad›ktan sonra mahkemeye verece¤im ve ondan sonra da idam etmeyece¤im, ömür boyu ona bakaca¤›m... Buna siz raz› olur musunuz?" Y›l 2010… Bu defa 1982 cunta anayasas›n› demokratiklefltirmek üzere yola ç›kt›¤› iddias›nda olan hükümetin bafl› konufluyor: “Türkiye'de art›k ideolojik hesaplarla, siyasi korkularla, statükocu anlay›fllarla de¤iflimin, geliflimin önünü kimse kesemez. Millet, de¤iflim istiyor, ileri demokrasi, ça¤dafl bir hukuk sistemi istiyor… Kendini bilen, yetkisini, hukukunu bilen, hukuka ve demokrasiye inanan akl› bafl›nda hiç kimse, millet iradesini, demokrasiyi, hukuku yaralayan, küçümseyen ifadelerde bulunamaz Ülkemizde demokrasi, hukukun üstünlü¤ü ve insan haklar› alanlar›nda önemli at›l›mlar›n gerçeklefltirilmeye devam edebilmesi amac›yla baflta Anayasam›z olmak üzere, ilgili mevzuat›m›zda gereken de¤iflikliklerin geçmiflteki gibi süratle hayata geçirilebilmesi büyük önem tafl›maktad›r… Türkiye’yi Avrupa standartlar›nda bir demokrasiye kavuflturmak için anayasay› de¤ifltiriyoruz”. Ve ayn› hükümetin bafl›, 23 Nisan 2010 günü, geleneksel olarak koltu¤unu bir ilkokul ö¤rencisine devrederken dudaklar›ndan hukuka, demokrasiye, insan haklar›na bak›fl›n› ele veren flu gaflet dolu cümleler ç›k›yordu: ”Yetki art›k senin. ‹ster asars›n ister kesersin. Her fley sende”

Anayasan›n ''sendika kurma hakk›'' bafll›kl› 51. maddesinin son f›kras› yürürlükten kald›r›l›yor. Böylece, bir kiflinin ayn› zamanda ve ayn› ifl kolunda birden fazla sendikaya üye olmas›n›n yolu aç›l›yor. Bu madde, can çekiflen sendikal örgütlenme alan›nda bir fliflirme operasyonuna iflaret ediyor.


‹fl sa¤l›¤› ifl güvenli¤i

Alaturka ifl güvenli¤i anlay›fl› endikam›z›n y›llard›r mücadele verdi¤i en önemli alanlardan biri uçufl emniyeti. Bunun hem çal›flanlar›n hem de tüketicilerin bir hakk› oldu¤unu vurguluyoruz. Ayr›ca sektörün ve ulusal ekonominin sa¤l›¤› aç›s›ndan da önemli bir yere sahip oldu¤una iflaret ediyoruz. Buna karfl›l›k kamuoyu iflverenlerden hep ayn› flark›y› dinliyor: Bütün havayollar› ulusal ve uluslararas› kurallara tabidir. Hepsi buna göre denetlenir vb. Oysa büyük say›lar yan›lmaz. Bu konuda istatistikler ortada. 2008 y›l›n›n Ocak ay›nda sendikam›z›n düzenledi¤i “S›f›r Kaza K›r›m için Aktörler Göreve” bafll›kl› panelde, Havac›l›k T›bb› Derne¤i Baflkan› Doç. Dr. Muzaffer Çetingüç’ün söylediklerini hat›rlayal›m: “Türk sivil havac›l›¤›na bakt›¤›m›zda maalesef ezberimizi bozan kaza oranlar› ile karfl›lafl›yoruz: “1 milyon uçuflta kaza oranlar›: Delta: 0.30 British: 0.32 Lufthansa: 0.41 Air France: 1.19 KLM: 1.25 ‹ran: 2.50 Pakistan: 5.0 M›s›r: 8.0 Ürdün: 8.82 Çin: 10.2 Zimbabwe:12.5 THY: 7.30 (Kaynak: http://www.airdisaster.com) “Baflka bir istatistik de bat› ülkelerinden çok daha olumsuz bulgular› göstermekte: “1 milyon uçuflta ölümlü kaza oranlar›: British: 0.17 Lufthansa: 0.19 Air France: 0.55 Alitalia: 0.73 Iberia: 0.80 KLM: 0.81 Swissair: 1.20 THY: 3.58 (Kaynak: http://www.airsafe.com)” Ülkemizde ifl güvenli¤i alan›nda genel olarak büyük bir zafiyet var ve bu zafiyet ifl güvenli¤inin bilimsel gerekleri yersiz maliyet unsuru olarak görülmeye devam etti¤i sürece de afl›lamayacakt›r.

S

AB ülkelerinde ölümlü ifl kazas› her 100 bin iflçide 2,3. Türkiye’de ise oran 100 bin iflçide 12! Ama hepimiz ülkemizde bu tür istatistiklerin eksik oldu¤unu biliyoruz. Yani bu 100 binde 12 sadece SGK kay›tlar›na geçmifl olan istatistiktir. Oysa ülkemizde kay›t d›fl› çal›flma yaklafl›k yüzde 40-50 düzeyinde. Tam rakam› kimse kesin olarak bilmiyor ancak geçen y›l Çal›flma Bakan› oran› yüzde 45 olarak aç›klad›. Öyleyse gerçek orana ulaflabilmek için 100 binde 12’yi kabaca 2 ile çarpmak gerekiyor. Ama flunu da göz önünde bulundurmak gerekir ki kay›t d›fl› çal›fl›lan iflyerlerinde kaza oran›n›n kay›tl› iflyerlerinden daha fazla olmas› kuvvetle muhtemeldir. Bu durumda ölümlü kaza oran›n›n tahminen 100 bin iflçide 25-30 düzeyinde oldu¤unu söyleyebiliriz. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› Müsteflar›n›n da yapt›¤› tahmini hesaplamalar ayn› yöndedir. 100 bin de 2,3 nerede, yüzde 2530 nerede? Gerçe¤imiz budur! Üstelik bütün bunlara karfl›l›k ülkemizdeki sosyal güvenlik a¤›n›n sa¤lad›¤› koruma, sistem içindekiler için bile AB’deki ortalaman›n çok gerisindedir. Bu nedenle sendikam›z›n 104. Madde konusundaki önerileri çok önemlidir. Bu nedenle “yorgunluk öldürür!” 盤l›¤›m›za art›k daha fazla kulaklar kapat›lmamal›d›r. Bu nedenle baflta bütün uçucu personel olmak üzere bütün havac›l›k çal›flanlar›n›n ve havayolu ile seyahat eden yolcular›n taleplerimizi sahiplenmesi gerekmektedir. “Bize bir fley olmaz abi” mant›¤› bir kenara b›rak›lmal›d›r. Rakamlar “bize bir fley oldu¤unu” aç›kça ortaya koymaktad›r.

Türk sivil havac›l›¤›na bakt›¤›m›zda maalesef ezberimizi bozan kaza oranlar› ile karfl›lafl›yoruz: 1 milyon uçuflta kaza oranlar›: Delta: 0.30 British: 0.32 Lufthansa: 0.41 Air France: 1.19 KLM: 1.25 ‹ran: 2.50 Pakistan: 5.0 M›s›r: 8.0 Ürdün: 8.82 Çin: 10.2 Zimbabwe:12.5 THY: 7.30

Hava-‹fl e¤itim yay›nlar› 33


Ekonomi

(KAP‹TAL‹ZM KR‹ZD‹R)

E¤itim ve Uluslararas› ‹liflkiler uzman›m›z KEMAL ÜLKER Yunanistan’da yaflanmakta olan ve bütün Avrupa Birli¤i, dolay›s›yla da dünya ekonomisini tehdit eden ekonomik krizi farkl› bir üslupla ele al›yor.

34

“E¤lenceli” bir kriz yaz›s› u günlerde hafa sonlarının büyük bölümünü BBC'de Yunanistan üzerine yap›lan yorum ve tart›flmalar› seyrederek geçiriyorum. The Economist'ten makaleler okuyorum...

B

Ne kadar çok tezat var ortada! Bast›lar eurolar› Leyla'ya. Pekiyi Yunanistan’› kurtarabildiler mi? Evet, flimdilik... Ancak flunu not etmenizi öneririm. BBC muhabirleri ve yorumcular› art›k

Yunanistan'daki olaylara protesto, gösteri falan demiyor. Do¤rudan isyan ve ayaklanma sözcüklerini kullan›yor. ‹sabetli bir tercih oldu¤unu düflünüyorum. Akl›ma 1789’da Frans›z Kral› 16. Louis’nin dan›flman›na “Bu bir revolt [isyan] mu?” diye sordu¤unda, dan›flman›ndan ald›¤›, “Hay›r, bu bir revolution [devrim],” cevab› geliyor. ‹syan patlamalar›n›n Yunanistan’› ve Avrupa’y› ve dolay›s›yla dünyay› nas›l etkileyece¤ini hep birlikte


Ekonomi yaflay›p görece¤iz. BBC’yi seyrederken flu dikkatimi çekti: Yunanistan’daki sosyal patlama ile ba¤lant›l› olarak Almanya'n›n ve di¤erlerinin kafas›ndaki soru flu, "Ya bu halk bask›s› ve isyan› karfl›s›nda mevcut Yunanistan yönetimi verdi¤i kemer s›kma sözünü tutamazsa?" BBC’de dinledi¤im uzmanlar ayr›ca yak›n tarihe, Yunanistan iç savafl›na da iflaret ediyorlar. Korkular burada da bitmiyor. Ya Portekiz ya ‹spanya benzer bir spekülatif sald›r›ya maruz kal›rsa? O zaman... Aç›kça söylenmiyor ama bu cümlenin devam› flöyle: "fena halde çuvallar›z!" Hele hele ‹spanya'y› kurtarmak çok daha büyük kaynak ister. O kayna¤› vermek de mümkün olmaz. Ama "Yunanistan'a var da bize yo¤ mi?" sorusuna da cevap verebilinemez. ‹spanya'ya, "Ak›ll› olup

parçalanabilir. Evet, bunlar bir radikalin say›klamalar›, gündüz gözü gördü¤ü bir rüya de¤il. BBC'de uzmanlar bunlar› konufluyor ciddi ciddi... Ayr›ca Yunanistan'›n 240 milyar euro borcu kimin elinde? Yüzde 80'ni Almanya'n›n ve di¤erlerinin bankalar›n›n elinde. Bir de Yunan bankalar›n›n özel borçlar› var. Oh ne ala Mualla! Herkesin tuttu¤u kendine kural› geçerli olursa... Ay›pt›r söylemesi… Pekiyi, ilk varta atlat›ld› diyelim! Sonras› ne olacak? Yunanistan'›n daha çok paraya ihtiyac› var. fiimdi hesap verilen 110 milyar euro ile borç ödemelerini zamana yaymak... Ard›ndan da, bu y›l de¤ilse bile 2011'de Yunanistan'›n büyüme patikas›na girmesini ummak. Böylece Yunanistan'› borçlar›n› re-finanse

Siyasilerin ve iktisatç›lar›n as›l korkusu di¤er zay›f halkalar. Portekiz, ‹talya, ‹spanya sald›r›ya u¤rar m›? 1 dolar = 1 euro olur mu?

önce siz batsayd›n›z kardeflim," diyecek halleri yok ya! Ayr›ca verilen her kurufl kaybedilen bir oy olarak Merkel'in kay›p hanesine yaz›l›yor. Almanya’da sa¤ bas›n kapt›rm›fl gidiyor: “Gittik yerinde gördük. Bu Yunanl›lar vur patlas›n çal oynas›n refah içinde yaflay›p gidiyorlar. Bunlara bir kurufl vermemek laz›m.” Sanki verilecek para Yunan halk›n›n cebine girecek! Borçlar ödenecek o paralarla… Ama bütün bu iç bask›lara ra¤men gel de “b›rak›n›z bats›nlar,” de, gel de Yunanistan'› kurtarma. Sonunda euro parçalanabilir. Dahas› AB

edebilir hale getirmek. Buna sürdürülebilirlik deniyor malumunuz... Tutulan yol bu. Bu taktik tutar m›? Çok belirsiz. fiimdi Yunan hükümetine düflen, k›sa say›labilecek bir süre önce onca güzel vaatlerle kendisine oy vermeye halk› otlamaya ve beslenmesini birkaç y›l böyle gerçeklefltirmeye ikna etmek... Hay›rl›s› bakal›m! BBC’ye konuflan siyasilerin ve iktisatç›lar›n as›l korkusu di¤er zay›f halkalar. Portekiz, ‹talya, ‹spanya sald›r›ya u¤rar m›? 1 dolar = 1 euro olur mu?

E¤er bu olursa yukar›da Yunanistan için çizilmifl olan kurtulufl rotas› da daha ilk metrelerinde ifllemez hale gelir. K›sa bir süre öncesine kadar krizin (o benim pek de sevmedi¤im taksonomik ifadeyle resesyonun) bitti¤i düflünülüyordu. Deli gibi bas›lan paralar›n ard›ndan krizin biçimi de¤ifltirdi. Dünya kapitalist sisteminin dikiflleri flimdi baflka yerlerinden at›yor. fiark›da söylendi¤i gibi, “Gördün mü, gördün mü, paralar› basmay› gördün mü?” Bakal›m daha neler görece¤iz?

35


8 Mart’ta el ele! 8 Mart’› bu y›l Türk-‹fl üyesi sekiz sendika bir araya gelerek kutlad›lar. Genel Baflkan Yard›mc›m›z S‹MAY ÇEKEM bu etkinlik kapsam›nda neler yap›ld›¤›n› anlat›yor.

36

Mart’›n 100.y›l›nda Türk-‹fl‘e ba¤l› sekiz sendika (Deri-‹fl, Hava-‹fl, Kristal-‹fl, Petrol-‹fl, Tekg›da-‹fl, Toleyis, TGS ve TÜMT‹S) KADIN, EMEK, SEND‹KA ad› alt›nda Petrol-‹fl toplant› salonunda bir etkinlik düzenledi. Üç bölümden oluflan etkinli¤in birinci bölümü, TGS Genel Sekreteri Sergül Keskin’in sunumuyla bafllad›. Keskin yapt›¤› konuflmada Dünya Kad›nlar Gününün 100. y›l›nda, kad›n erkek aras›ndaki ayr›mc› uygulamalar›, eflit ifle eflit ücret taleplerini, sa¤l›k ve e¤itim hakk›n›, cinsel tacizi, aile içi fliddeti, töre cinayetlerini, kad›nlar›n ekonomik yetersizliklerini yönetimde ve karar alma mekanizmalar›nda yer almalar›n›n gereklili¤ini konufluyor olman›n ac›s›n› yaflad›¤›m›z› ifade ederek, kad›nlar›n taleplerini özetledi. Ça¤dafl bir ulus olman›n yolunun, kad›nlar›n toplumsal hayat›n her alan›nda eflit bir flekilde yer almas›yla mümkün oldu¤ununda alt›n› çizdi.

8

Sunumun ard›ndan aç›l›fl konuflmas›n› yapmak için söz alan Petrol-‹fl Sendikas› Kad›n Dergisi’nden Selgin Z›rhl› Kaplan, 8 Mart’›n tarihçesini anlatarak, sendikalarda kad›n görünürlü¤ünün artt›r›lmas›na vurgu yapt›. Hava-‹fl Genel Baflkan Yard›mc›s› Simay Çekem ise “Sendikalarda kad›n örgütlülü¤ü ve temsili” kapsam›nda bir sunum gerçeklefltirdi. 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nün kad›n haklar›n›n kazan›lmas›nda nerelerden baflland›¤›n› ve bugünlere nas›l gelindi¤inin hat›rlanmas› için özel bir gün oldu¤unu belirterek, geçmiflten bugüne nas›l gelindi¤ini, kad›n›n geçti¤i sürecin zorluklar›n›, kazan›mlar›n›, halen devam eden sorunlar›n› ve çözüm için izlenmesi gereken yolu konuflacaklar›n› söyledi. Geriye dönüp bak›ld›¤›nda birçok kazan›m sa¤land›¤›n› ancak, kad›nlar›n kad›n olmaktan kaynakl›


8 Mart

8 Mart 100 yafl›nda! 8 Mart’ta 100. y›l vurgusu öne ç›kt›. Pekiyi 100 y›l önce neler olmufltu? 100 y›l önce, 1910 y›l›nda Danimarka'n›n Kopenhag kentinde toplanan Uluslararas› Sosyalist Kad›nlar Konferans›'nda, 1909'da Kuzey Amerikal› sosyalist kad›nlar›n ekonomik ve siyasi haklar için düzenledikleri Ulusal Kad›n Günü örne¤inden hareketle, Clara Zetkin bir günün Dünya Emekçi Kad›nlar Günü olarak kutlanmas›n› önerdi. Konferans bu öneriyi II. Enternasyonal'e iletti ve öneri kabul edildi. Kuzey Amerikal› kad›nlar› harekete geçiren ise 1857 ve 1908 y›llar›nda New York'ta iflçi kad›nlar›n sergiledikleri mücadeleler olmufltu. Önce 1857 y›l›nda New York'ta günde 15-16 saat çal›flmaya zorlanan dokuma iflçisi kad›nlar 10 saatlik ifl günü ve insanca çal›flma koflullar› talebiyle greve gittiler. Bu grev Amerikan devleti taraf›ndan kanl› bir flekilde bast›r›ld›, çok say›da kad›n tutukland› veya öldürüldü. O tarihten 51 y›l sonra, bu kez 1908 y›l›nda yine New

York'ta 15 bin tekstil iflçisi kad›n, daha k›sa çal›flma saatleri, daha yüksek ücret, do¤um izni ve oy hakk› talebiyle mücadeleye bafllad›. En fazla öne ç›kard›klar› slogan "Ekmek ve Gül" idi. Ekmek, yaflama güvencesini, gül ise daha insanca bir yaflam› simgeliyordu. Mücadele içindeki kad›nlar›n di¤er iflçilerle iliflkilerini kesmek için, iflçi kad›nlar› fabrikaya kilitlediler ve fabrikada "bilinmeyen bir nedenle" ç›kan yang›n sonucu 129 kad›n iflçi yaflam›n› yitirdi. ‹flte 100 y›l önce olan, iflçi kad›nlar›n yaflamlar› pahas›na verdikleri bu mücadelelerin an›s›na Dünya Emekçi Kad›nlar Günü'nün ilan ediliflidir. 1910 y›l›ndan itibaren farkl› ülkelerde yaflayan kad›nlar Dünya Emekçi Kad›nlar Günü'nü fiubat ve Mart ay›n›n farkl› günlerinde çeflitli eylemlerle kutlad›lar. Tüm dünyada ortak tek bir günün belirlenmesi ise yine baflka bir mücadeleye dayan›r. Rumi takvime göre 23 fiubat, Miladi takvime göre ise 8 Mart 1917 tarihinde Rusya'da iflçi kad›nlar savafla

ve yoksullu¤a karfl› greve gittiler. Bu grevle birlikte patlak veren ve tarihe fiubat Devrimi ad›yla geçen olaylar karfl›s›nda çaresiz kalan çar tahttan indi ve görevi ele alan geçici hükümet kad›n iflçilerin taleplerini kabul etmek zorunda kald›. Bu mücadele sonucunda kad›nlar oy hakk›n› elde ettiler. 8 Mart'ta Rusya'da iflçi kad›nlar›n bafllatt›klar› ve sonucunda oy hakk›n› elde ettikleri bu büyük greve at›fla 1921 y›l›nda toplanan II. Uluslararas› Sosyalist Kad›nlar Konferans›, Dünya Emekçi Kad›nlar Günü'nün her y›l 8 Mart'ta kutlanmas›na karar verdi. Bu mücadelenin gücü ve 1960'l› y›llarda yükselen feminizmin ikinci dalgas›n›n etkisi alt›nda Birleflmifl Milletler, 1975'te Dünya Emekçi Kad›nlar Günü'nü kad›nlar›n uluslararas› günü olarak kabul etti. Ama bu arada günün ad› de¤ifltirildi ve Dünya Kad›nlar Günü haline getirildi.

çok say›da sorunlar›n›n oldu¤u bu nedenle al›nmas› gereken çok yol oldu¤unu ifade etti. Kad›nlar›n tüm olumsuz geliflmelere ra¤men ifl gücüne kat›l›m›n›n h›zla artt›¤›na iflaret etti ve 2004-2008 y›llar› aras›ndaki büyüme döneminde ifl gücündeki kad›n nüfus art›fl›n› y›ll›k ortalama yüzde 2.8 olurken, 2009'da bu oran›n yüzde 8.25'e yükseldi¤ini dile getirdi. Ekonomik büyüme döneminde kad›nlar›n istihdam›n›n y›ll›k ortamlama yüzde 2.6 artarken, kriz y›l›nda bu oran›n yüzde 4.93'e ç›kt›¤›n›, ancak istihdamdaki bu art›fl›n sendika çat›s› alt›ndaki örgütlü kad›n say›s›n› art›rmad›¤›n› kaydetti. Kad›nlar›n ev içinde harcad›klar› eme¤in görünmedi¤ini, neoliberal politikalarla sosyal devletin ortadan kald›r›lmas› üzerine, kad›nlar›n s›rt›ndaki yüklerin daha da artt›¤›na dikkati çekti ve kad›nlar› sendika çat›lar› alt›nda örgütlü mücadeleye davet etti. Yap›lan slayt gösteriminin ard›ndan etkinli¤in ikinci bölümü olan’’ sendikal› kad›nlar konufluyor’’ forum bölümünde kad›nlar ifl yerlerinde yaflad›klar› sorunlar› ve kad›n mücadelesini anlatt›lar. Konuflmalar›n ard›ndan etkinli¤in son bölümünde kad›nlar Anadolu Müzik Grubu ve Dalepe Nena’n›n müzikleri eflli¤inde coflkuyla 8 Mart’› kutlad›lar.

37


‹flyerlerinden

HAVA-‹fi örgütlülü¤ünü Mahkemelerle engelleyebilirsiniz, ancak yok edemezsiniz! TEKN‹K A.fi, TEC ve ISG ‹flyerlerinde örgütlülük ve toplu ifl sözleflme mücadelemiz sürüyor.

Teknik A.fi.’de yaflanan geliflmeler Hava-‹fl Sendikas› iflkolu tespitinin Yarg›tay’ca Hava Tafl›mac›l›¤› olarak onand›¤› THY Teknik A.fi. iflyerinde ço¤unluk tespitine iflverence itiraz edildi. THY Teknik A.fi. iflyerinde, iflveren ve tafleron sendika Çelik-‹fl'in de kullan›ld›¤› iflkolu itiraz› ile toplu ifl sözleflmesini engelleme girifliminin hukuk taraf›ndan lehimize sonuçland›r›lmas› ile, hukuka sayg› gösterip gere¤ini yapmas› gereken iflyeri yönetimi, tam tersi bir tav›rla ›srarla süreci t›kama yönünde ad›mlar atmaktad›r. Aileleri ile birlikte 10 bin insan›n haklar› ve gelece¤i ile oyun oynamaya devam eden iflverenin bu tutumu nedeniyle oluflabilecek hem iflyerindeki ifl bar›fl› ve huzuru hem de uçufl emniyeti ile ilgili olumsuzluklardan tamamen flirket yönetimi sorumlu olacakt›r. ‹zledi¤i basit sözde maliyet düflürme politikalar› ile en de¤erli teknisyen ve personelini baflka firmalara kaç›ran sonrada MNG'den teknisyen kiralayacak kadar basiretsiz bir yönetim sergileyen THY Teknik iflvereni, YARGITAY KARARINA ra¤men flimdide ço¤unluk tespiti aflamas›nda konuya itiraz ederek toplu ifl sözleflmesini engelleme yoluna girmifltir. Bilerek ve isteyerek emek karfl›t›

38

bir tutumla hareket edilmektedir. Ve bir öç alma histerisi ile konuya yaklafl›lmaktad›r. Ço¤unluk tespiti ile ilgili itiraz dilekçesi bilerek Kad›köy’den posta yolu ile yetkisiz oldu¤u belli ‹stanbul ‹fl Mahkemesine verilmifltir. 23 fiubat'ta yap›lan ilk duruflmada bu mahkeme yetkisizlik karar› vermifltir. Çünkü bunlar›n gözlerini öyle h›rs bürümüfltür ki, ço¤unluk tespit itirazlar›n› Bakanl›k ve Bölge Çal›flma Müdürlü¤ünden kay›ttan geçirmeden Mahkemede itiraz etmifllerdir. 23 fiubat’taki duruflma tutana¤›n› inceledi¤imizde Hazine (Bakanl›k) avukat› bile bu nedenle davan›n reddini talep etmek zorunda kalm›flt›r. fiimdi bu karara da itiraz etmifller ve konuyu tekrar YARGITAY’a götürmüfllerdir. ‹nan›yoruz ki Bak›rköy ‹fl Mahkemesi'ne Yarg›tay'dan gelecek dava yine lehimize sonuçlanacakt›r. Bak›rköy ‹fl Mahkemesinde de sonuç de¤iflmeyecektir. Ancak biliyoruz ki onlar bu karar› da temyiz edeceklerdir. Ancak bu giriflimlerinin yanlar›na kar kalaca¤›n› san›yorlarsa yan›l›yorlar elbet toplu ifl sözleflme masas›na bir gün geleceklerdir. As›l hesap orada kesilecektir.

‹flverenin bu tutumu nedeniyle oluflabilecek hem iflyerindeki ifl bar›fl› ve huzuru hem de uçufl emniyeti ile ilgili olumsuzluklardan tamamen flirket yönetimi sorumlu olacakt›r.


‹flyerlerinden

TEC iflvereni sözüne sad›k kalmad› THY Teknik A.fi.’de, THY bölünmesi sonras›, ikinci bir bölünme konusunda önemli geliflmeler yafland›. Pratt&Whitney THY Teknik Uçak Motoru Bak›m Merkezi Limited fiirketi ad› alt›nda % 51’i yabanc›lara ait olarak kurulan bir flirkete, baflta Motor Revizyon atölyesi olmak üzere bölümlerin devredilme ifllemleri yap›lmaya baflland›. Sendikam›z bu konuda aç›k net bir politika olarak; geçifl sürecinin sanc›l› olmamas› için çal›flanlar›n hava tafl›mac›l›¤› iflkolunda oldu¤unun, mevcut sendikal haklar›n›n ve toplu ifl sözleflme düzeninin flarts›z olarak kabul edilmesini ve kazan›lm›fl haklar›n hiçbir flekilde zedelenmemesini temel olarak ortaya koymufl özellikle yabanc› ortaklara bu konular›n çok hassas oldu¤u yüzyüze yap›lan toplant›da kendilerine ifade edilmiflti. Sabiha Gökçen Uluslararas› Havaliman›nda kurulan bu flirket ile ilgili olarak sendikam›z bu flirkete devredilen mevcut üyelerimiz ad›na Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›na Ço¤unluk Tespiti baflvurusunda bulunmufltur. Bu aflamada iflveren Bakanl›ktan iflyerinin hangi iflkoluna girdi¤i

konusunda talepte bulunmufl ve tespit istemifltir. Bu tespit istenirken ise bütün çal›flanlar›n da flahit oldu¤u bir toplant›da bu iflkolu tespitine itiraz edilmeyece¤i aç›kça ifade edilmifltir. Sendikam›z bu süreci beklemifl ve Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› Müfettifllerince yap›lan incelemeler sonucu iflkolu tespiti yap›lm›fl ve resmi gazetede yay›nlanm›flt›r. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›ndan: ‹fiKOLU TESP‹T KARARI Karar Tarihi : 15/2/2010 Karar No : 2010/7 ‹flyeri : Pratt & Whitney THY Teknik Uçak Motoru Bak›m Merkezi Ltd. fiti.Sabiha Gökçen Uluslararas› Hava alan› Türk Motor Bak›m Merkezi Kurtköy/‹STANBUL B.M. Dosya No : 963814.34 Tespiti ‹steyen : Pratt & Whitney THY Teknik Uçak Motoru Bak›m Merkezi Ltd. fiti. ‹nceleme : Pratt & Whitney THY Teknik Uçak Motoru Bak›m Merkezi Ltd. fiti.’de Bakanl›¤›m›zca yap›lan incelemede; iflyerinde yap›lan as›l iflin uçak motorlar› bak›m ve onar›m› oldu¤u, bu nedenle iflyerinde yap›lan

Tüm üyelerimiz önünde bu tespite itirazda bulunmayaca¤›n› bildiren iflveren itiraz süresinin son günü hem de sendikam›z› taraf göstermeden gizlice Mahkeme itiraz›nda bulunmufllard›r.

39


‹flyerlerinden ifllerin “‹flkollar› Tüzü¤ü” nün 21 s›ra numaral› “Hava Tafl›mac›l›¤›” iflkolunda yer ald›¤› tespit edilmifltir. Karar: Pratt & Whitney THY Teknik Uçak Motoru Bak›m Merkezi Ltd. fiti.’de yap›lan ifllerin niteli¤i itibariyle “‹flkollar› Tüzü¤ü”nün 21 s›ra numaral› “Hava Tafl›mac›l›¤›” iflkoluna girdi¤ine

ve yap›lan bu tespitin Resmî Gazete’de yay›mlanmas›na 2821 say›l› Sendikalar Kanununun 4 üncü maddesi gere¤ince karar verilmifltir. Bilindi¤i gibi bu tespite 15 içinde itiraz yap›labilmektedir. Tüm üyelerimiz önünde bu tespite itirazda bulunmayaca¤›n› bildiren iflveren itiraz

süresinin son günü hem de sendikam›z› taraf göstermeden gizlice Mahkeme itiraz›nda bulunmufllard›r. Bu iflkolu tespit davas›n› haber alan hukuk müflavirli¤imiz taraf oldu¤umuz yönünde Mahkemeye baflvurarak müdahil olmufllar ve gerekli hukuki giriflimlere bafllam›fllard›r.

ISG’de iflkolu davas›n› kazand›k Örgütlenme çal›flmalar›m›z›n devam etti¤i ve ço¤unluk tespiti aflamas›nda olan ‹stanbul Sabiha Gökçen Havaliman›nda faaliyet gösteren ISG Yer Hizmetleri A.fi firmas› iflverenince iflkoluna yap›lan itirazla bafllayan süreç 11 Mart 2010 tarihinde yap›lan Mahkemede de Hava-‹fl lehine sonuçland›. Mahkeme iflyerinin 21 Say›l› Hava Tafl›mac›l›¤› ‹flkolunda oldu¤una karar verdi. Toplu ifl sözleflmesi hakk›m›z› engellemeye yönelik bofluna çabalara giren ISG iflvereni bu giriflimlerinden sonuç alamayacakt›r. Sendikal›

olanlarla olmayanlar› ay›ran ve y›l sonu primlerini sendikal› iflçilere vermeyecek kadar ça¤d›fl› uygulamalara giren iflverenin iflçilerin mücadelesini k›rma giriflimleri iflçilerin sendikaya ba¤l›l›¤›n› daha da artt›rm›flt›r. Bu iflyerinde Hava-‹fl sendikas›na inançla üye olarak örgütlenme ve Anayasal haklar›n› kullanmak ve kölelik flartlar›na son vermek için mücadele veren üyelerimizi kutluyor, halen sendikal› olmayan di¤er çal›flanlar› da bu onurlu mücadeleye kat›lmaya davet ediyoruz.

ISG’de ifle iade karar› ç›kt› Örgütlenme faaliyetlerimizin son aflamas›na geldi¤i ve ço¤unluk tespiti istedi¤imiz ‹SG Yer Hizmetleri firmas›nda iflveren, 2009 Eylül ay›nda sadece Anayasal sendikalaflma haklar›n› kullanan üyelerimizden 218'ni yasad›fl› grev yapt›klar› nedeniyle ihbar ve k›dem tazminatlar›n› ödemeden iflten ç›karm›flt›. Tamamen sendikal örgütlenmeyi k›rmak amac›yla yap›lan bu antidemokratik giriflim hukuktan geri dönmüfltür. Kartal 1, 2,ve 4. ‹fl Mahkemelerinde 218 üyemiz için ifle iade ve sendikal tazminat karar› verilmifltir. ‹flçilerin sendikal nedenlerle iflten ç›kar›ld›¤› belirleyen mahkeme, iflçilerin öncelikle ifle iadesine ifle iade edilmemesi halinde sendikal tazminat çerçevesinde 12 ayl›k brüt ücreti ve 4 aya kadarda ücret ve di¤er alacaklar›n›n ödenmesine karar verdi.

40

Toplu ifl sözleflmesi hakk›m›z› engellemeye yönelik bofluna çabalara giren ISG iflvereni bu giriflimlerinden sonuç alamayacakt›r.


Sivil havac›l›k sektörü

IATA: “2009 en kötü y›l oldu” Genel bir de¤erlendirme yap›ld›¤›nda 2009 y›l› havayollar› için en kötü y›l oldu. Bu saptama Uluslararas› Hava Tafl›mac›l›¤› Birli¤i’ne (IATA) ait. IATA’n›n yay›mlad›¤› verilere göre 2009 y›l›nda, uçak yolcusu trafi¤inde, 2. Dünya Savafl›'ndan bu yana en büyük düflüflün yafland›¤› y›l oldu. IATA Baflkan› Giovanni Bisignani konuyla ilgili yapt›¤› aç›klamada, "Talep aç›s›ndan 2009, hava tafl›mac›l›¤› sektöründeki en kötü y›l olarak tarihe geçti." dedi. 2009'da yolcu trafi¤i bir önceki y›la k›yasla yüzde 3,5 oran›nda düfltü. Ekonomik resesyonun talebi de düflürmesi sonucu, uçakla kargo tafl›mac›l›¤› da geriledi. Aral›k ay› verileri, uçak yolcusu trafi¤inde bir önceki y›l›n ayn› dönemine göre, yüzde 1,6 oran›nda art›fl oldu¤unu gösteriyor. Yani y›l›n son ay›ndan itibaren bir toparlanma bafllad›. Ama bu 2010’nun çok parlak bir y›l olaca¤› anlam›na gelmiyor. Bunu söylerken sadece ‹zlanda’da aktif hale gelen volkan›n yol açt›¤› a¤›r mali kay›plar› göz önünde bulundurmuyoruz. Böyle bir d›flsal flokun ortaya ç›kmad›¤› koflullarda bile 2010 y›l› dünyadaki havayollar›n›n büyük bölümü aç›s›ndan zor bir y›l olacakt›. ‹zlanda’dan yükselen bulut bu zorlu¤un derecesini daha da yükseltti sadece. Zaten Bisignani’nin Ocak ay›nda yapt›¤› de¤erlendirmeye göre de , "Hava tafl›mac›l›¤› sektörü 2010 y›l›na afl›lmas› gereken çok büyük zorluklarla bafll›yor[du]." Bisignani, yeni y›l›n bafllar›nda yapt›¤› bu aç›klamada en kötü dönemin geride b›rak›ld›¤›n› ama zaman›n, kutlama zaman› olmad›¤›n› söylemifl ve "Hava tafl›mac›l›¤›n›n büyümesinde 2,5 ile 3,5 y›l aras›nda bir süredir verilen kayb›n getirdi¤i düzenlemeleri yapan havayollar›, yine çetin bir y›l geçirecek. Dikkatli bir flekilde, eldeki kapasite ile talep aras›nda uyum sa¤lanmas›na ve

maliyetlerin k›s›lmas›na odaklafl›lmas› gerekiyor," demiflti. Bölgesel düzeyde bir de¤erlendirme yap›ld›¤›nda 2009 y›l›n› en büyük zararla kapatanlar, yolcu talebinde yüzde 6,8 düflüfl yaflayan Afrika'daki havayollar› oldu¤u görülüyor. Asya-Pasifik ve Kuzey Amerika bölgelerindeki havayollar›, talepte yüzde 5,8, Avrupa havayollar› ise yüzde 5 oran›nda düflüfl yaflad›. Ortado¤u havayollar›ysa, uçak yolculu¤u talebinde yüzde 11,3'lük bir art›fla; Latin Amerika havayollar› da yüzde 0,3 oran›nda yükselmeye tan›k oldu. IATA, geçen y›l tüm havayollar›n›n toplam 11 milyar dolar zarara u¤rad›¤›n›; bu y›l da 5,6 milyar dolar daha zarar beklendi¤ini bildirdi. THY’nin yaflad›¤› büyüme daha çok Ortado¤u ülkelerinin yaflad›¤› büyümeyi hat›rlat›yor. Ancak bu havayollar›n›n birço¤undan farkl› olarak THY’nin arkas›nda ucuz yak›t deste¤i sa¤layan bir devlet sübvansiyonu yer alm›yor. THY’nin ve kimi di¤er Türk havayolu flirketlerinin yolcu art›fl›ndaki devaml›l›¤›n arkas›nda yer alan etkenler özetle flunlar: • Pazar›n tümüyle liberalize edilmemifl olmas› ve dolay›s›yla dev havayollar›n›n (özellikle Lufthansa, Air France-KLM ve British Airways’in) Türk havayolu flirketlerini ezecek bir rekabet olana¤›na henüz kavuflmam›fl olmalar›, • 2003’de yap›lan düzenlemelerle bilet fiyatlar›n›n ucuzlam›fl olmas›, • Bilet fiyatlar›n›n 2003 y›l›nda ucuzlamas›yla birlikte zaman içinde uça¤a binme al›flkanl›¤› çok az olan halk›n giderek bu ulafl›m biçimine al›flmas› ve onu lüks tüketim olarak görmekten uzaklaflmas›, • Bilet fiyatlar›n›n ve emek harici bütün gider kalemlerinin uluslararas› fiyatlara denk olmas› ancak emek gücünün görece ucuz olmas›, • Turizm sektörünün hacminin gösterdi¤i büyüme.

IATA’n›n yay›mlad›¤› verilere göre 2009 y›l›nda, uçak yolcusu trafi¤inde, 2. Dünya Savafl›'ndan bu yana en büyük düflüflün yafland›¤› y›l oldu. IATA Baflkan› Giovanni Bisignani konuyla ilgili yapt›¤› aç›klamada, ‘Talep aç›s›ndan 2009, hava tafl›mac›l›¤› sektöründeki en kötü y›l olarak tarihe geçti.’ dedi.

Bu etkenler içinde ilkinin tafl›d›¤› önem gerçekten çok büyüktür. Türkiye’nin havac›l›k sektörünü besleyen korumay› kald›rmas› durumunda tablo radikal bir biçimde ve hem flirketlerin hem de çal›flanlar›n aleyhine olacak bir biçimde de¤iflebilir. Son olarak flunu belirtmek gerekir ki 2001 y›l›nda dönemin hükümetinin THY’yi Swissair’e sat›p kurtulma plan›n›n son anda gerçekleflmemifl olmas› hem çal›flanlar, hem flirket, hem sektör ve hem de ülkemiz aç›s›ndan büyük bir flans olmufltur.

41


Kitap

Haymarket 1 May›s’›n roman›

1886 May›s›n›n ilk günlerinde, Amerika Birleflik Devletleri birbiriyle ba¤lant›l› iki çok önemli olaya sahne oldu: 1 May›s 1886 günü bafllayan büyük bir kitle seferberli¤i sonucunda 8 saatlik iflgünü yüz binlerce iflçi için ilk defa geçerli hale geldi.

42

Yazar: Martin Bauml Duberman Yay›nevi: Agora Kitapl›¤› Çeviren: Mehmet Harmanc› Sayfa Say›s›: 392 sayfa

üzerine, ABD devleti, yasal bir görünüm alt›nda modern tarihin en korkunç siyasal cinayetlerinden birini iflleyerek 5 iflçi önderini ölüme yollad›.

1870`lerin grev dalgalar›yla sars›lan Amerika Birleflik Devletleri; emekçi hareketinin 8 saatlik iflgünü hakk›n› elde etmek için verdi¤i kararl› mücadele; büyük gösterilere flahit olan Chicago; 1 May›s 1886`da bütün ABD çap›nda 350 bini aflk›n kiflinin kat›ld›¤› büyük grev; 4 May›s`ta Haymarket Meydan›`nda toplanan iflçiler da¤›lmak üzereyken, kalabal›¤›n ortas›na ve onlar›n üstüne yürüyen polislere at›lan bir bomba; hemen ard›ndan bafllayan cad› av›nda sekiz önderin tutuklanmas›; Albert Parsons, August Spies, Adolph Fischer ve Georg Engel`in as›larak idam edilmeleri, Louis Lingg`in a¤z›nda dinamit patlatarak intihar edifli... Evet, bundan tam 124 y›l önce, 1886 May›s›n›n ilk günlerinde, Amerika Birleflik Devletleri birbiriyle ba¤lant›l› iki çok önemli olaya sahne oldu: 1 May›s 1886 günü bafllayan büyük bir kitle seferberli¤i sonucunda 8 saatlik iflgünü yüz binlerce iflçi için ilk defa geçerli hale geldi. Bundan sadece 3 gün sonra, 4 May›s 1886’da fiikago’nun Samanpazar› Meydan›’nda (Haymarket Square) ç›kan bir olay

“Sekiz Saat Çal›flma, Sekiz Saat Dinlenme, Sekiz Saat Can›m›z Ne ‹sterse!” Amerikan iflçi hareketi 1884’den 1886’n›n May›s ay›na dek bütün toplant›larda, bütün yürüyüfllerde bu slogan› seslendirdi hep bir a¤›zdan. Sonuç büyük bir baflar› oldu: 1 May›s 1886 günü ülke çap›nda 350,000 iflçi greve gitti, buna ek olarak on binlerce iflçi de, greve gitmelerine gerek kalmadan 8 saat hakk›n› kazand›. Greve ç›kanlardan 200,000’ni de 1 May›s’› izleyen günlerde bu hakk› elde etti. Sermaye büyük bir yenilgiye u¤ram›flt›. Mutlaka bir fleyler yap›lmas› gerekiyordu. Bu “bir fleyler” fiikago’nun pay›na düflecekti. 1 May›s öncesinde Pazar günü yap›lan mitinge 25,000 kifli kat›l›yordu fiikago’da. 1 May›s’›n kendisi ise bu kentte genel grev boyutlar›na ulaflacak, 80,000 iflçi greve ç›kt›. 3 May›s günü, daha önce lokavta gitmifl olan McCormick Harvester flirketinin iflçileri, üç yüz grev k›r›c›n›n polis korumas› alt›nda çal›flt›r›lmas›na karfl› bir protesto gösterisi düzenlediler. Polis hiçbir uyar›da bulunmadan silahs›z iflçilere atefl açt› ve 6 iflçiyi öldürdü.


Kitap Ama as›l trajedi 4 May›s günü Samanpazar› Meydan›’nda yafland›. Polisin bir gün önceki vahfletini protesto için düzenlenen mitinge 3,000 kifli kat›ld›. Mitingde iflçi hareketinin üç önderi, Albert Parsons, August Spies ve Samuel Fielden konuflacakt›. Parsons ve Spies konuflmalar›n› bitirdiler ve meydan ayr›ld›lar. Fielden’›n konuflmas› s›ras›nda aral›ks›z ya¤an ya¤mur nedeniyle meydanda sadece birkaç yüz kifli kalm›flt›. Gözlemci olarak flahsen miting meydan›nda bulunan Belediye Baflkan› da kalabal›¤›n sakin bir flekilde da¤›lmakta oldu¤unu görünce meydandan ayr›l›yor, yak›ndaki polis karakoluna giderek toplant›n›n olays›z sona erdi¤ini bildiriyor, özel olarak haz›r tutulmakta olan polis birli¤inin da¤›t›lmas›n› emrediyordu. (Anglo-Sakson gelene¤inde polis belediyeye ba¤l› olarak çal›fl›r.) Ne var ki, Belediye Baflkan› karakoldan ayr›l›r ayr›lmaz, “copçu” lâkab›yla tan›nan Komiser Bonfield yönetimindeki bir polis birli¤i Samanpazar› Meydan›’na ç›kartma yapacak ve toplant›n›n da¤›lmas›n› emredecekti. O s›rada konuflmas›n› bitirmekte olan Fielden izinli ve olays›z bir z toplant›n›n da¤›t›lamayaca¤›n› söyleyerek itiraz ederken, kalabal›¤›n içinden polisin üzerine bir bomba at›ld›. Bir polis memuru derhal öldü, befli ise sonradan yaflamlar›n› yitirecek kadar a¤›r yaralan›yordu. Polis bunun üzerine kalabal›¤a atefl açarak yaklafl›k 10 göstericiyi öldürdü. Bu trajik olay› Amerikan adli tarihinin yüz k›zart›c› davalar›ndan biri izledi. Bombay› atan kifliyi bulamayan fiikago polisi, bir insan av› düzenledi ve yüzlerce iflçiyi tutuklad›. Ard›ndan da toplant›da konuflan 3 kifliyi ve 5 iflçi önderini (yani toplam 8 kifliyi) hedef olarak seçti. Bu kifliler 4 May›s günü Samanpazar›’nda ölen polis memurunu katletme suçundan yarg›land›lar ve her yönüyle usulsüz olan bir davan›n sonunda, ortada hiçbir suç kan›t› yokken, yedisi idama, biri ise 15 y›la mahkum edildi. Bomba at›ld›¤›nda san›klardan yedisinin meydanda olmad›¤› herkes taraf›ndan biliniyordu. Orada bulunan tek san›k Fielden ise konuflma yap›yordu. Dolay›s›yla bombay› atm›fl olamazd›.

Konuflmac›lar›n kitleyi fliddete teflvik etti¤ine dair hiçbir kan›t olmad›¤› gibi Belediye Baflkan› dahil birçok tan›k aksini belirtiyordu. Bu 8 kifli sadece iflçi hareketinin önderleri olduklar› için suçlan›yorlard› asl›nda. 1893 y›l›nda Illinois Eyaleti’nin yeni valisi Altgeld, dosya üzerinde alt› ay çal›flt›ktan sonra, “san›klar›n hiçbir suçunun sabit olmad›¤›n›” aç›klad›¤› bir af karar›yla hayatta bulunan üç san›¤› sal›verecekti. Bu kararla birlikte, yaflam›n› yitirmifl olan befl iflçi önderinin hukuk d›fl› yöntemlerle öldürülmüfl oldu¤u da resmen saptanm›fl oluyordu. Samanpazar› olay›n›n derinde yatan anlam›, 1880’li y›llar boyunca yükselen, 1886’da ise doru¤una ulaflan iflçi seferberli¤inin durdurulmas›na ve iflçi örgütlerinin zay›flat›lmas›na yönelik sinsi bir taktik olufluydu. Nitekim bu olay›n yaratt›¤› bozgun havas› içinde, 1 May›sta sekiz saat hakk›n› kazanan iflçilerin büyük ço¤unlu¤u bu hakk› k›sa süre içinde yitirecekti. Vali Altgeld’in aff›ndan sonra fiikago’da bu insanlar›n an›s›na bir an›t dikildi. 25 Haziran 1893'te fiikago sokaklar›ndaki yürüyüflten sonra, sekiz bin kiflinin kat›l›m›yla Waldheim Mezarl›¤›'ndaki Samanpazar› fiehitleri An›t› aç›ld›. An›t heykelt›rafl Albert Weiner taraf›ndan yap›lm›flt› ve yere düflmüfl bir iflçinin bafl›n›n üzerine defneden bir çelenk koyan bir kad›n›n temsil etti¤i adaleti anlat›yordu. Ama esas an›t yaflayan bir gelenektir: her y›l, May›s ay›n›n ilk gününde, yani 1 May›sta, sadece ABD’de de¤il, dünyan›n dört bir yan›nda say›s›z insan onlara borcunu birlik içinde ödüyor yüzy›l› aflk›n bir süredir.

Samanpazar› olay›n›n derinde yatan anlam›, 1880’li y›llar boyunca yükselen, 1886’da ise doru¤una ulaflan iflçi seferberli¤inin durdurulmas›na ve iflçi örgütlerinin zay›flat›lmas›na yönelik sinsi bir taktik olufluydu.

43


Kitap

Herkesin Bildi¤i S›r: Dersim Derleyen: fiükrü Aslan ‹letiflim Yay›nlar› 1.Bask› May›s 2010, ‹stanbul 640 sayfa Tunceli’nin hakiki/otantik ad› Dersim, art›k daha s›k telaffuz ediliyor. Dersim ad›n›n de¤ifltirilmesine, dahas› yasakl› bir kelimeye dönüflmesine yol açan 1938 k›tali, bir zamand›r Türkiye’nin gündeminde. Sadece co¤rafyas›yla de¤il, özel kanunuyla, ony›llard›r süren tedbirlerle “kapat›lm›fl” Dersim, herkesin bildi¤i bir s›r, asl›nda. fiükrü Aslan’›n haz›rlad›¤› kapsaml› derlemede,

Tunceli’nin/Dersim’in sadece ac›l› tarihine de¤il, toplumsal yap›s›na, ekonomisine, ekolojisine, etno-dinsel miras›na, diline, müzi¤ine, kültürüne, Almanya’daki Dersim diasporas›na iliflkin yaz›lar da yer al›yor. Gündelik hayata iliflkin canl› gözlemlerle, Tunceli’de “büyümenin” ve nüfus cüzdan›nda “Tuncelili” yazmas›n›n anlam› üzerine tan›kl›klarla birlikte… Kitaba konular›nda uzman olan çok say›da yazar katk›da bulunuyor. Kulaktan dolma bilgelerle de¤il, gerçek araflt›rma ve bilimsel incelemeye dayanan bilgiyi önemseyenlere...

Victor Jara - Yar›m Kalan fiark› Yazan: Joan Hara Versus Kitap 1. Bask› May›s 2010, ‹stanbul 320 sayfa Victor Jara, general Pinochet yönetimindeki fiili ordusunun 11 Eylül 1973'te yapt›¤› askeri darbeden birkaç gün sonra binlerce kifliyle birlikte gözalt›nda tutuldu¤u spor salonunda iflkenceyle katledildi. Diktatörlük Victor'u susturmak istedi. Çünkü onun gitar› zenginler için

de¤ildi, flark›s› devrimciydi. O flark›s›n› ezilenlerin, yoksullar›n ve yoksunlar›n 盤l›¤› gibi söylüyordu. O flark› bitmedi, bitmeyecek... fiimdi ve daima! Joan Jara hem aflk› hem de yoldafl› olan Victor'u tan›flmalar›ndan bafllay›p, Salvador Allende önderli¤indeki Halk Birli¤i içindeki mücadelelerine kadar büyük bir tutku, cesaret ve samimiyetle anlat›yor.

Ayd›nl›k Bir Adam Korkut Boratav Söylefli: Hakan Gülda¤ ‹brahim Ekinci ‹mge Kitapevi 1. Bask› Mart 2010, ‹stanbul 376 sayfa Korkut Boratav, dünya çap›nda bir iktisatç›, Mülkiye’nin efsane hocas›; kapitalizmi, sosyalizmi, devletçili¤i, gelir da¤›l›m›n›, K‹T’leri, planlamay›, tar›m politikalar›n›, iktisat tarihini s›k›lmadan ö¤rendi¤imiz isim. Hep ortalarda görünen "ekonomist"lerden oldukça farkl›. ‹ktisat bilimini piyasalar için de¤il halk için yapan, ekonomik krizleri anayasa kitaplar› havada uçuflmadan

44

çok önce haber veren bir ekonomist Korkut Boratav. Onurlu bir yaflam›n dökümü olan bu an›lar iki seneye yak›n süren söyleflilerden olufluyor. Hakan Gülda¤ ve ‹brahim Ekinci “Asl›nda bu kitab›n iki-üç kat› büyüklü¤ünde bir metin için gidilecek yol vard›. Fakat Hoca’y› çok yormak istemedik,” diyorlar... Bu kitapta Boratav Hoca’n›n yaflamöyküsüyle görüflleri yan yana ak›yor. Özellikle, son aylardaki aç›l›m tart›flmalar›n›n hareket noktas› olan Kürt sorununa ve Türkiye’nin canl› gündemine iliflkin çarp›c› ve ilginç fikirleriyle, analizleriyle dikkat çekiyor.


Kitap

Karanl›¤›n Sol Eli Ursula K. Le Guin Çeviren : Ümit Altu¤ Ayr›nt› Yay›nlar› 4.Bask› Ocak 2010, ‹stanbul 252 sayfa "Bilimkurgu"nun en önemli iki ödülü olan Hugo ve Nebula'y› kazanarak k›sa zamanda türünün klasikleri aras›na giren Karanl›¤›n Sol Eli, dünyam›za çok benzeyen K›fl adl› bir gezegende geçer. Bu gezegende y›l›n en s›cak zamanlar›nda bile yar›-kutup iklimi yaflan›r ve tüm sakinleri çift cinsiyetlidir (androjen). Cinsel kimli¤in bir statü ya da güç arac› olarak kullan›lmad›¤› bu gezegende kifliler

y›l›n belli bir döneminde o anki hormonal durumlar›na göre erkek ya da kad›n olmaktad›rlar. Öyle ki, birkaç çocuk do¤urmufl bir ana daha sonra baflka çocuklar›n babas› olabilmektedir. "arkadafll›k" ve "sevgililik" aras›ndaki "boflluk" anlams›zlaflm›fl; insan düflüncesini belirleyen düalizm e¤ilimi azalm›fl; insanl›¤›n güçlü / zay›f, koruyucu /korunan, hükmeden / hükmedilen, sahip olan / sahip olunan... ve benzeri ikiliklerini oluflturan temeller zay›flam›fl gibidir. Cehaletin, flimdinin, mevcudiyetin ilerlemeden daha gözde oldu¤u bir gezegendir K›fl. Zihni kapasitesini zorlayan hayaller kurmay› sever hâlâ sevenler için...

Bir Y›lbafl› Öyküsü Vladimir Dudintsev Yaz›lama Yay›nlar› 2008, ‹stanbul 60 sayfa “Gölge gibi bir fley sokaklarda yorulmaks›z›n beni izlemekteydi, ama çok uzaklardan... Saklanmak gibi bir kayg›s› olmamas›na karfl›n, takipçimin yüzünü bir kez olsun görme olana¤›n› elde edemiyordum. Kad›n m› erkek mi oldu¤unu bilmedi¤im bu kimse, gözetleme noktas› olarak karanl›k kemer altlar›n› ya da evlerin girifllerini seçiyordu. Bazen apaç›k günefl ›fl›¤›na ç›kt›¤›

da oluyordu, ama gözlüklerimi ç›kartmak elime cebime atar atmaz bu yabans› arkadafl hemen bir duvar›n arkas›na çekiliyordu. Benimle bu denli ilgilenen, sanki bana tutkun bu insan› görebilmek için gölgesinde gözden yitti¤i kap›lara, kemer altlar›na gidip birçok kez bakt›m, ama oralarda kimseyi göremedim. Aradan çok geçmeden mevsimini ilk ince, tül gibi kar› ya¤d›. Bir gece tenha bir sokakta tek bafl›ma yürüyordum, arkamda ayak sesleri duydum. Daha arkam› dönmeden gelenin o oldu¤unu anlam›flt›m...”

Osmanl›lar - Fütühat, ‹mparatorluk, Avrupa ile ‹liflkiler Halil ‹nalc›k Timafl Yay›nevi 1. Bask› Nisan 2010, ‹stanbul 320 sayfa Bu kitab› okuyanlar umuyoruz ki, Osmanl› Devlet-i ‘Aliyye’sinin (‹mparatorlu¤unun) ortaya ç›k›fl› ve geliflimi, fetih yöntemleri, devlet sistemi ve nihayet ezeli rakibi H›ristiyan Avrupa ile iliflkileri üzerine altm›fl y›la varan araflt›rmalar›m›n genel çizgisini bulacakt›r. Prof. Dr. Halil ‹nalc›k Halil ‹nalc›k, bu sahan›n en seçkin

uygulay›c›lar›ndan biri… Dünya bilimine katk›lar› su götürmez. Çabalar›n›n hedefi haline gelmifl konu üzerinde bize sadece teflekkür etmek düfler. Immanuel Wallerstein O y›llarda Yunanistan “cahiliye” dönemindeydi, ‹nalc›k’›n “Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar” kitab› ç›km›flt›. Seminerde tan›flt›¤›m, bilgisiyle beni büyüleyen bu genç adam Türklere hayranl›k duymam› sa¤lad›. Prof. Dr. Elizabeth Zacharidou

45


Üyelerimizden

EVLENENLER

DO⁄UM

SÜNNET

46

• THY Uçufl iflletme üyemiz Elif Erifl ile Erdal Erden 15.05.2010'da. (THY A.O) • THY Kargo üyemiz Selvet Akagündüz'ün o¤lu Osman ile Kübra 09.05.2010'da. (THY A.O) • THY Teknik üyemiz Yalç›n Y›ld›z'›n o¤lu ‹lker ile Akife 15.04.2010'da. (THY Teknik) • THY Teknik emekli üyemiz Erden Tekkoç'un k›z› S. Tu¤çe Tekkoç ile Muhsin Tar›k Madran 10.04.2010'da. (THY Teknik) • THY Kargo üyemiz Volkan Ça¤lar 10.04.2010'da. (THY A.O) • THY Yer iflletme üyemiz Mithat Celebo¤lu ile Ayy›ld›z 19.03.2010'da. (THY A.O) • THY Teknik üyemiz Ali Atafl 06.03.2010'da. (THY Teknik) • THY

Teknik üyemiz Mustafa Aktepe ile Nihal Y›lmaz 20.02.2010'da. (THY Teknik) • Hava-‹fl Sendikas› Büro memurumuz Güler Kantekin'in abisi Hasan Y›ld›r›m ile Yazgül 14.02.2010'da. (Di¤er) • THY Yer iflletme üyemiz Naz›m Yats›tepe'nin k›z› Elif ile Onur 13.02.2010'da. (THY A.O) • THY Teknik üyemiz Barıfl Sönmez ile Neslihan 23.05.2010'da • Ankara’dan Dursun Ayçiçek ile Nil Okumufl 06.02.2010’da • Ankara’dan Evren Gezer ile Emre Ça¤lar 20.03.2010’da • Ankara’dan Nuray ile Mehmet Mete 20.03.2010’da evlenmifllerdir. Evlenen tüm üyelerimize mutluluklar dileriz.

• THY Kargo üyemiz Çetin Karadafl'›n o¤lu Emir 30.03.2010'da. (THY A.O) • THY ‹zmir istasyon üyemiz Eda MEfiE'nin 25.03.2010'da o¤lu dünyaya gelmifltir. (THY A.O) • THY ‹zmir istasyon üyemiz Serap ile Korhan YILMAZ'›n 23.03.2010'da k›zlar› dünyaya gelmifltir. (THY A.O) • THY ‹zmir üyemiz Yi¤it NEL‹K'in 12.03.2010'da k›z› dünyaya gelmifltir. (THY A.O) • THY Genel Müdürlük üyemiz Lütfiye Dikbafl'›n k›z› 12.02.2010'da. (THY A.O) • Hava-‹fl ‹zmir fiubesi Yönetim Kurulu üyesi Ebru DURMAZ'›n 31.01.2010 tarihinde o¤lu dünyaya gelmifltir. (THY A.O) • Hava-‹fl ‹zmir fiubesi THY Sat›fl Müdürlü¤ü iflyeri temsilcimiz Gökflen GÖKALPfiEN'in

14.01.2010 tarihinde o¤lu dünyaya gelmifltir. (THY A.O) • Ankara’dan Levent fiahin’in kızı dünyaya gelmifltir. • Ankara’dan Burcu ‹zmirliler’in 05.02.2010’da o¤lu dünyaya gelmifltir. • Ankara’dan Ece Gürkan’ın 04.03.2010’da kızı dünyaya gelmifltir. • Ankara’dan Ayfer Aydın’ın 03.05.2010’da o¤lu dünyaya gelmifltir. • Ankara’dan Tolga Emre Altun’un 10.05.2010’da kızı dünyaya gelmifltir. • Ankara’dan Emre Aslan’ın 25.04.2010’da o¤lu dünyaya gelmifltir. • Ankara’dan Bora Özdemir’in 17.04.2010’da o¤lu dünyaya gelmifltir. Yeni do¤an bebeklerimize mutlu, baflarılı ve aileleri ile birlikte bir yaflam diliyoruz.

• Ankara’dan Sevda Balık’ın o¤lu Cem sünnet olmufltur. Sünnet olan kardeflimize mutlu, baflarılı ve sa¤lıklı bir yaflam diliyoruz.


Üyelerimizden

RAHATSIZLANMA

VEFAT

• Hava-‹fl Personelimiz Güler Kantekin'in efli 14.05.2010'da. (Di¤er) • Hava-‹fl personelimiz Ayfle Kaya 07.05.2010'da. (Di¤er) • THY Teknik üyemiz Kamil Ç›t›r'›n efli 14.04.2010'da. (THY Teknik) • THY ‹zmir Sat›fl Müdürlü¤ü üyemiz Ceyda KONUK 01.04.2010'da ameliyat olmufltur. (THY A.O) • THY ‹zmir Üyemiz Mustafa EfiL‹K'in babas› 26.03.2010'da ameliyat olmufltur. (THY A.O) • THY Genel Müdürlük üyemiz Yeflim Yüksel'in babas› Nuri Yüksel 25.03.2010'da . (THY A.O) • Hava-‹fl ‹zmir fiubesi Disiplin Kurulu üyesi K. Okay KONAKLIO⁄LU 17.03.2010 tarihinde ameliyat olmufltur. (THY Teknik) • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz fiahin SUNAY'›n babas› 17.03.2010'da rahats›zlanm›flt›r. (THY A.O) • THY Uçufl ‹flletme üyemiz Ezgi Seymen 22.02.2010'da. (THY A.O) • Hava-‹fl personelimiz Orhan Veli Sel'in annesi 22.02.2010 (Di¤er) • THY Uçufl üyemiz Oya Canbaflkardefller 20.02.2010'da. (THY A.O) • THY Uçufl ‹flletme üyemiz Meryem Acerol 17.02.2010'da. (THY A.O) • THY‹zmir Kargo Üyemiz Zühre ERGÜL 17.02.2010 tarihinde ameliyat olmufltur. (THY A.O) • THY Kargo üyemiz Rag›p Durmufl'un annesi 17.02.2010'da. (THY A.O) • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Burcu MUTLU 10.02.2010'da ameliyat olmufltur. (THY A.O) • THY Üyemiz Saadet N. Özdemir'in annesi 10.02.2010'da. (THY A.O) • THY Teknik üyemiz Mustafa Bafler 09.02.2010'da. (THY

Teknik) • THY ‹zmir Kargo üyemiz Cengiz SARI 30.12.2009'da ameliyat olmufltur. (THY A.O) • THY ‹zmir Üyemiz Mehmet NOGAY 18.12.2009'da (THY A.O) • Hava-‹fl ‹zmir fiube Yönetim Kurulu üyemiz Sevil AKYÜZ 16.12.2009'da ameliyat olmufltur. (THY A.O) • Hava-‹fl ‹zmir fiubesi E¤t. ve Tefl. Sek. Burç BUDAGEÇER'in kay›npederi Mehmet YILDIRIM 03.12.2009'da (THY A.O) • Hava-‹fl ‹zmir fiubesi Yönetim Kurulu üyemiz Didem SEYHAN 03.12.2009'da ameliyat olmufltur. (THY A.O) • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Mustafa DEM‹R'in o¤lu Zühtü 21.11.2009 tarihinde ameliyat olmufltur. (THY A.O) • THY ‹zmir üyemiz Bahar ÖZGÜLENLER 13.11.2009'da (THY A.O) • Ankara’dan Hikmet Demirci 24.02.2010’da • Ankara’dan Abidin Karagöz 03.02.2010’da • Ankara’dan Gülfen Kabakçı 09.02.2010’da • Ankara’dan Mümtaz ‹nce • Ankara’dan Seher Ortatatlı 10.03.2010’da • Ankara’dan Ali Seyhan’ın o¤lu 22.04.2010’da • Ankara’dan Mustafa Demir 19.04.2010’da • Ankara’dan Meral Akyüz 29.04.2010’da • Ankara’dan Mümin Ataman 10.05.2010’da • Ankara’dan Denetim Kurulu Ba’kanı Bülent Büyükbodur’un babası 22.04.2010’da • Ankara’dan Disiplin Kurulu Üyesi Turgay Oral’ın babası 10.02.2010’da rahatsızlanmıfllardır. Rahatsızlanan üyelerimize ve yakınlarına acil flifalar diliyoruz.

• THY Uçufl iflletme emekli üyemiz fiebnem Demirezen 14.05.2010'da. (THY A.O) • THY Genel müdürlük üyemiz Leyla Karaaslan'›n efli Ali R›za Karaaslan 12.05.2010'da. (THY A.O) • THY Uçufl iflletme üyemiz Filiz Tanyeli'nin babas› 12.05.2010'da.

(THY A.O) • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Dilvin NAYIR'›n babas› 06.05.2010'da (THY A.O) • THY Yer ‹flletme üyemiz Rabia Tülay Avc›'n›n babas› 26.04.2010'da. (THY A.O) • THY Teknik üyemiz Kenan Ba¤c›'n›n babas› 22.04.2010'da. (THY Teknik)

47


Üyelerimizden • THY Genel Müdürlük üyemiz Ömer Faruk Korkmaz'›n annesi 21.04.2010'da. (THY A.O) • THY Yer ‹flletme üyemiz Ebru Baflo¤lu'nun babas› 21.04.2010’da. (THY A.O) • THY Üyemiz Yeliz Nur Celayir'in babas› fiahin Y›lmaz 20.04.2010'da. (THY A.O) • THY Ebi üyemiz Erdem O¤uz'un babas› 19.04.2010'da. (THY A.O) • THY Ekip Planlama üyemiz Hüseyin Hakan Oytun'un annesi 15.04.2010'da. (THY A.O) • THY ‹zmir ‹stasyondan emekli üyemiz fiencan SERT 12.04.2010'da vefat etmifltir. (THY A.O) • THY Uçak Güvenlik üyemiz Zakir Durmufl'un babas› 31.03.2010'da. (THY A.O) • THY Teknik üyemiz Do¤an Gül'ün babas› emekli üyemiz Yusuf Gül 28.03.2010'da. (THY Teknik) • THY Uçufl ‹flletme üyemiz Hande Coflkungür'ün anneannesi 25.03.2010'da. (THY A.O) • Hava-‹fl Personelimiz Muharrem Sam›k'›n ye¤eni Bekir Yard›mc›el 24.03.2010'da. (Di¤er) • THY Gaziantep Sat›fl md. üyemiz Habibe fiehnaz fiahin, Yer iflletme üyemiz Emin Arif Güngör ve eski üyemiz Ömer Lütfi Güngör'ün babas› Süleyman S›tk› Güngör 21.03.2010'da. (THY A.O) • THY Uçufl ‹flletme üyemiz Kaan Ifl›lak'›n babas› Behiç Ifl›lak 13.03.2010'da. (THY A.O) • THY Uçufl iflletme üyemiz Cihangil Tulis in annesi 08.03.2010'da. (THY A.O) • THY Teknik emekli üyemiz Tekin Cemal Aksoy 01.03.2010'da. (THY Teknik) • THY Teknik muhabere üyemiz Hasan Cin'in babas› 01.03.2010'da. (THY Teknik) • THY Emekli teknik üyemiz Yusuf Akçay 26.02.2010'da. (THY Teknik) • THY Genel Müdürlük üyemiz Oya Ak›nc›lar'›n babas›

48

22.02.2010'da. (THY A.O) • THY Emekli üyemiz Mehmet Erbek 19.02.2010'da. (THY A.O) • THY Genel müdürlük üyemiz Ebru Da¤l›o¤lu’nun babas› 18.02.2010'da. (THY A.O) • THY Genel Müdürlük üyemiz Berna Aydemirel'in annesi 17.02.2010'da. (THY A.O) • Emekli üyemiz Oktay Ö¤ün 13.02.2010'da. (THY A.O) • THY Kargo üyemiz U¤ur Sönmez'in day›s› Kadir Has 12.02.2010'da. (THY A.O) • THY Genel müdürlük üyemiz fiule Özel'in babas› 12.02.2010'da. (THY A.O) • THY Yer ‹flletme üyemiz Fikret Baflar'›n annesi 11.02.2010'de. (THY A.O) • THY Yer ‹flletme üyemiz Hikmet Akbafl'›n annesi 10.02.2010'da. (THY A.O) • THY Uçufl ‹flletme üyemiz Tayfun Yaflar'›n babas› 08.02.2010'da. (THY A.O) • THY Teknik üyemiz Mehmet Elkatm›fl'›n kay›nvalidesi 03.02.2010'da. (THY Teknik) • THY Yer iflletme üyemiz Özlem Külahçı’nın babası Kemal Kızılda¤ 20.05.2010'da. • Uçufl ‹flletme üyemiz Kadir Erkan Gürkan 23.05.2010'da • THY ‹zmir üyemiz Rasim ÇIRAKO⁄LU'nun babas› 31.01.2010'da (THY A.O) • Hava-‹fl ‹zmir fiubemizin THY ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü iflyeri bafltemsilcimiz Ali Asker DEM‹R'in ablas› 27.01.2010'da (THY A.O) • Yer ‹flletme Üyemiz Özden Karaferiyeli'nin babas› 26.01.2010'da. (THY A.O) • Ankara’dan Ayflegül Er’in babası 16.02.2010’da • Ankara’dan Bekir Yeflil’in babası 03.03.2010’da • Ankara’dan ‹smail Taflçı’nın babası 10.03.2010’da vefat etmifllerdir. Kaybettiklerimizin yakınlarına baflsa¤lı¤ı diliyoruz.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.