İşten Çıkarılan İşçiler Konuşuyor

Page 1

Dismissed Turkish Airlines workers speak İşten çıkarılan Türk Hava Yolları işçileri konuşuyor A Turkish-English bilingual booklet from the Turkish Civil Aviation Union (Hava-İş)


Introduction On behalf of over 4.5 million transport workers around the world, the ITF salutes Hava-Is members fighting against Turkey's draconian laws designed to muzzle the workforce. ITF unions know this dispute is about supporting the 305 dismissed workers and their families. They also know that this fight is about sending a clear signal to anti-union employers and governments around the world. Our message is very clear and simple; the right to strike, enshrined in international law and commonplace in stable democracies, should be honoured and celebrated; not trampled on and withdrawn. This is why Hava-Is members have the full solidarity and backing of their international union family. We will not stand by and witness anti-union harassment. The ITF calls on you to support these workers and to mobilise in their defence. In solidarity, Gabriel Mocho International Transport Workers' Federation

Giriş ITF, tüm dünyadaki 4,5 milyon ulaştırma işçisi adına, çalışmaları susturmak üzere tasarlanmış olan Türkiye'deki acımasız yasalara karşı mücadele eden Hava-İş üyelerini selamlar. ITF üyesi sendikalar bu uyuşmazlığın işten çıkarılmış olan 305 işçinin ve ailelerinin desteklenmesiyle ilgili olduğunu biliyorlar. Aynı zamanda, bu mücadelenin işverenlere ve hükümetlere açık bir uyarı sinyali göndermekle ilgili olduğunu da biliyorlar. Bizim mesajımız son derece yalın ve basit; uluslararası hukukta güvence altına alınmış ve istikrarlı demokrasilerin olağan bir parçası olan grev hakkı ayaklar altına alınmamalı ya da ortadan kaldırılmamalıdır; bu hakka saygı duyulmalı ve el üstünde tutulmalıdır. Hava-İş üyelerinin, uluslararası sendikal camiadan tam bir dayanışma ve destek alıyor olmalarının nedeni budur. Biz sizlerin yanında yer almaya ve sendika karşıtı mütecaviz girişimleri izlemeye devam edeceğiz. ITF, sizi bu işçilere destek vermeye ve onları savunmak için seferber olmaya çağırıyor. Dayanışma duygularımla, Gabriel Mocho Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu

1


I am writing this introduction on the 200th day of our fight at Ataturk Airport. Hava-İş members did not bow their heads when their rights were trampled upon. They opted for disobedience rather than submission. And now for 200 days they have been doing what the slogan “On the picket line till we win!” dictates. At the same time, this struggle is a plea and a warning to those who make things easier for the violators of rights by remaining silent and who think they can solve their problems by siding with those in power. We have another slogan: “Rights are not handed down, it’s on the street that victory is won!” This has always been so. This is the only way rights can be safeguarded and new rights won. The clearest example is the fight we are engaged in. Our right to strike was usurped and this is how we got it back! As the President of Hava-İş, for 200 days now I have been spending all my time together with our dismissed colleagues. I am duty-bound to do this. This is my responsibility. This is the responsibility of all union leaders to the rank and file. In this brochure, you will be reading the thoughts and sentiments of these heroic fighters of the working class. Now the floor goes to the members of Hava-İş… In solidarity,

Atilay Ayçin President of Hava-İş Bu önsözü İstanbul Atatürk Havalimanı’nda sürdürdüğümüz direnişimizin 200. gününde yazıyorum. Hava-İş üyeleri grev haklarının ellerinden alınmasına boyun eğmediler, biat etmek yerine baş kaldırmayı yeğlediler. Şimdi de 200 gündür “Direne direne kazanacağız,” sloganının gereğini yerine getiriyorlar. Bu eylem aynı zamanda, sessiz kalarak yapılan haksızlıklara geçit veren, yandaş olmayı tercih ederek sorunlarını bu yoldan çözebileceğini düşünenlere yapılan bir çağrıdır, bir uyarıdır. Bir sloganımız daha var: “Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır!” Bu hep böyle olmuştur. Haklar bu şekilde korunabilir ve yeni haklar bu şekilde elde edilebilir. Bunun en somut örneği vermekte olduğumuz mücadelenin kendisidir. Gasp edilen grev hakkımızı işte bu şekilde geri aldık! Hava-İş başkanı olarak tüm zamanımı 200 gündür işten çıkarılan arkadaşlarımızla birlikte geçiriyorum. Bu benim görevim, bu benim boynumun borcu. Bu, tüm sendika önderlerinin tabandaki üyelerine olan borcudur. Elinizde tuttuğunuz bu broşürde, işte bu kahraman direnişçi işçilerin duygu ve düşüncelerini okuyacaksınız. Şimdi söz Hava-İş üyelerinin… Dayanışma duygularımla,

Atilay Ayçin Hava-İş Genel Başkanı

2


I was working as flight attendant for Turkish Airlines. In May, I obtained a medical report because I was ill. While I was on sick leave, I was called by the employer and told I was dismissed, without even a question being asked. So I’m on the picket line against this injustice.

Asude Fikriye Öğüt bildirildi.

Hava yollarında kabin memuru olarak çalışıyordum. Mayıs ayında rahatsızlandığım için rapor aldım. Raporluyken işveren tarafından aranarak, hiçbir şey sorulmadan işten çıkarıldığım

Ben de bu haksızlığa karşı burada direniyorum. ❖❖❖ I have worked at the central maintenance service since 1999. On 29 May I came for the press conference. I was laid off because we were demanding our right to strike. We have been fighting for 170 days against this injustice. We demand reinstatement. And we will continue fighting until we get it. 1999 yılından beri ana bakımda çalışmaktayım. 29 Mayıs basın açıklamasına geldim. Grev hakkı istediğimiz için işten çıkartıldım.

Harun Demirel

170 gündür bu haksızlığa karşı eylemimize devam ediyoruz. İşe iademizi istiyoruz. Bunu elde edinceye kadar da direnmeye devam edeceğiz. ❖❖❖ I have worked for Turkish Airlines since 1989. I participated in the press conference on 29 May. Around six days later, I was dismissed while on board a plane at the airport in Los Angeles. They tried to disembark me. They couldn’t because our captain did not let them do it. The reason given was my standing up against unjust practices. The passengers did not react; even I was not able to react. We were dumbfounded. An announcement was heard from the cockpit wireless: “Meltem Akdağ, your contract of employment has been terminated. Immediately take your belongings and disembark.” They tried to disembark me as if I were a US citizen. So what am I supposed to do? Sit home and weep? I come here every day and express my indignation. Can you imagine the 3


shock one experiences? I feel extremely angered. I have made it to the history of aviation. No country has seen the like of such an event. I wish the doors had opened and I had disembarked. I would then have been entitled to very high compensation. This is a very painful experience. You labour for years and in the end you face this kind of injustice. We are determined to continue fighting until we obtain our rights. 1989 yılından beri THY’de çalışmaktayım. 29 Mayıs tarihinde basın açıklamasına Meltem Akdağ katıldım. Yaklaşık 6 gün sonra Los Angeles’de havaalanında uçağın içindeyken işten atıldım. Uçağın içinden indirmeye kalktılar. Kaptanımız izin vermediği için indiremediler. Haksızlıklara karşı gelmek işten atılmama gerekçe gösterildi. Yolcular bir tepki göstermediler, ben bile tepki gösteremedim. Sadece şaşırdık. Kokpit telsizinden “Meltem Akdağ iş akdiniz fesholmuştur. Derhal eşyalarınızı toplayıp uçaktan inin,” anonsu yapılıyordu. Sanki ben Amerikalıymışım gibi beni uçaktan indirmeye kalktılar. Şimdi benim ne tepki göstermem lazım, evde oturup ağlamalı mıyım? Buraya her gün gelip tepkimi gösteriyorum. Yaşadığınız şoku düşünebiliyor musunuz? Aşırı derecede tepkiliyim. Dünya havacılık tarihine geçmiş oldum. Bugüne kadar hiçbir ülkede böyle bir olay yaşamadı. Keşke kapılar açılsaydı da inseymişim. O zaman çok miktarda tazminat alma hakkım olurmuş. Çok üzücü bir olay. Yıllarca emek veriyorsunuz ve sonuçta böyle bir haksızlıkla karşılaşıyorsunuz. Hakkımızı alana kadar mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız. ❖❖❖ I work as a flight attendant for Turkish Airlines. I participated in the press conference of 29 May. I was dismissed on the grounds that I had participated in illegal action. I do not at all accept my dismissal. Neither does any of my colleagues who have been fired.

Tuğçe Gürsoy

I was laid off in contravention of the law and of the collective bargaining agreement. I was notified about the dismissal through e-mail. So have many colleagues: they were sent an e-mail or a text message. We have been fighting for 170 days now at Ataturk Airport.

And we will continue to fight until the justness of our cause has been recognised. We did get our right to strike back. We are determined to fight until our unfairly dismissed colleagues have all been reinstated. The injustice we were subjected to will go on record when we have been reinstated.

4


THY’de kabin memuru olarak çalışıyorum. 29 Mayıs’ta basın açıklamasına katıldım. Yasadışı eyleme katıldığım gerekçesi ile işten atıldım. İşten çıkarılmamı hiçbir şekilde kabul etmiş değilim. İşten atılan arkadaşlarımın hiçbiri de kabul etmiyor. Hukuka ve toplu iş sözleşmesine aykırı bir şekilde işten çıkarıldım. İşten çıkarıldığım bana email yoluyla bildirildi. Arkadaşlarımızın birçoğuna da email veya sms ile bildirildi. 170 gündür Atatürk Hava Limanı’nda direnmekteyiz. Haklılığımız ortaya çıkana kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Grev hakkımızı geri aldık. Haksız bir gerekçe ile işten çıkartılan tüm arkadaşlarımızın işe geri dönüşleri oluncaya kadar mücadeleye kararlıyız. İşe iadeler gerçekleştiğinde haksızlığa uğradığımız da ortaya çıkacaktır. ❖❖❖ I have been a Turkish Airlines employee for eighteen years. For fifteen years I was shop steward for Hava-İş. And for a year now I have been head shop steward. I joined the press conference that day in this capacity. I was on union leave. It was my union duty to be here and I had only three months left for retirement.

Şule Baykal been terminated.

What has been done is a breach of the relevant laws and the collective bargaining agreement. If my union has given me an assignment, then I am under the obligation of fulfilling that assignment. I did not even receive a text message. I simply was not able to clock in on 4 June. My supervisor told me that my employment contract had

I believe unswervingly in our rightful cause. We have been on the picket line for 170 days now. We got back the right to strike. And I believe that all our colleagues will be reinstated. 18 yıllık THY personeliyim. 15 yıl Hava-İş Sendikası işyeri temsilciliği yaptım. Bir yıldır da işyeri baş temsilcisiyim. O gün izinli olarak buradaki basın açıklamasına sendikal görevim nedeniyle katıldım. Burada bulunmak benim sendikal görevimdi ve emekliliğime de üç ay kalmıştı. Bu durum ilgili yasalara ve toplu iş sözleşmesine aykırı bir durumdur. Baş temsilci olarak sendikam bana bir görev vermişse bunu yerine getirmekle yükümlüyüm. Bana sms de gelmedi. 4 Haziran tarihinde işyerine girişim sırasında kartım okunmadı. Müdürüm bana iş akdimin fesholduğunu söyledi. Haklı direnişimize sonuna kadar inanıyorum. 170 gündür direniyoruz. Grev hakkımızı geri aldık. Tüm arkadaşlarımızın işe iade edileceğine de inanıyorum. ❖❖❖

5


I have been working as a flight attendant for Turkish Airlines for around four years. On the day of 29 May, the day our union held the press conference, I obtained a sick report and left my work place. It was crowded here and I joined my colleagues. I have been here ever since. My hope is that we will be reinstated. Our rightful cause will be victorious, I have no doubt. THY’de yaklaşık 4 yıldan beri kabin memuru olarak çalışıyorum. Sendikamızın basın açıklamasının yapıldığı 29 Mayıs günü rapor alarak işyerinden ayrıldım.

Ferhan Aclani

Burası kalabalıktı arkadaşlarımın arasına katıldım. İşten çıkarıldığım email ile bildirildi. O günden beri buradayım. Umudum işe geri döneceğimiz yönünde. Bu haklı direnişimiz başarıya ulaşacaktır, hiç şüphem yok. ❖❖❖ I have been with Turkish Airlines since 2006. 29 May was my day off. I used my democratic right to participate in the press conference of our union. And I was laid off on 1 June. Which means I worked one and a half days without compensation. Our struggle is going on very well, with the enthusiasm that you would find on the first day of the fight. And I believe that we will definitely be reinstated.

Yunus Emre Sever

2006 yılından beri THY’de çalışıyorum. 29 Mayıs günü of günümdü. Demokratik hakkımı kullanarak sendikamızın basın açıklamasına katıldım. 1 Haziran’da da işten çıkarıldım. 1,5 gün fazladan çalışmış oldum. Direnişimiz ilk günkü inanç ile çok güzel gidiyor. Geri döneceğimize de kesinlikle inanıyorum. ❖❖❖ I have worked for Turkish Airlines for nine years. I am chief flight attendant. I took a report for sick leave on 29 May. I came to the work place to have the report validated, but I couldn’t prove it. Then I was sent a text message saying I was dismissed. Naturally, I was shocked. That day there was a great crowd here. Not only 300 or 500 people, perhaps two thousand. A press conference was being held concerning the attempt

6


to usurp our right to strike. An anti-democratic response was given to the exercise of democratic rights by our colleagues. I don’t think we deserved being laid off. This was a fight for our rights. What law says this is punishable by dismissal? How can people be immediately sacked without any intermediary measures being taken? We are determined to continue our struggle to the very end. I’m six months pregnant. Recently, I haven’t been able to make it here every day. But I will, as much as I can.

Burcu Sadıç My husband is very supportive. We’re no criminals, we haven’t done anything. And we’ve lost our jobs. I have laboured for nine years and we’ve been laid off without being granted any of our rights. The employer owes us so much. What kind of democracy is this? I do believe that the judicial system will protect our rights. THY’de 9 yıldır çalışıyorum. Kabin amiriyim. 29 Mayıs’ta hasta olduğum için rapor aldım. İşyerine raporu onaylatmak için geldim ancak ispatlayamadım. Sonra bana da mesaj göndererek işten çıkarıldığı bildirildi; şok oldum tabii ki. O gün burada büyük bir kalabalık vardı. Sadece 300-500 kişi değil, belki 2000 kişi vardı. Elimizden alınmak istenen grev hakkımız ile ilgili basın açıklaması yapılıyordu. Demokratik hakkını kullanarak basın açıklamasına katılan arkadaşlarımıza antidemokratik bir şekilde karşılık verildi. İşten çıkarılmayı hak etmediğimizi düşünüyorum. Bu bir hak arayışıydı. Cezasının işten atılma olduğu hangi yasada var. Hiçbir aşamaya girmeden direkt olarak işten çıkarılma uygulaması nasıl olabilir? Buradaki mücadelemizi sonuna kadar devam ettirmekte kararlıyız. Şu an 6 aylık hamileyim. Son zamanlarda buraya her gün gelemiyorum. Elimden geldiği kadar geleceğim. Eşim de beni destekliyor. Suçlu değiliz, bir şey yapmadık. İşimizi kaybettik. 9 yıl emek verdim, hiçbir hakkımız verilmeden işten çıkartıldık. İçeride birçok hakkımız var. Bu nasıl bir demokrasi anlayışı? İnanıyorum ki adalet sistemi hakkımızı koruyacaktır. ❖❖❖ I was working as a flight attendant for Turkish Airlines. On 29 May I went to the hospital because I was ill. My doctor gave me a report attesting to my incapacity to work and told me I would not be able to work in this condition. I informed the work place, sent my report and received confirmation. They did accept the report. Half an hour later I received an e-mail. I was being notified that I had been sacked. later they notified me again by telephone. The grounds shown were my participation in illegal action. I told them I was ill and was at home. The next day when I took the report to the work place, the work place doctor would not approve the report, would not accept it. The doctor said this wasn’t possible because I was no longer working at that work place. And when I wanted to access my work place, I wasn’t able to clock in.

7


And no one asked me for a statement with regard to what happened. There were so many people at the press conference that day. I don’t know how they discriminated between us and what kind of opinion they based it on. How can I fly when the doctor has said I couldn’t? How can I cater to the security of the passengers on board when I can’t even look after myself? They awarded me by dismissing me. We have not lost our hope. We have been here for 170 days and we will fight on to the end.

Doğa Mutluer THY’de kabin memuru olarak çalışıyordum. 29 Mayıs günü rahatsız olduğum için hastaneye gittim. Doktorum iş göremez raporu verdi ve bu şekilde çalışamayacağımı söyledi. İşyerini bu konuda bilgilendirdim, raporumu gönderdim ve teyidini aldım. Raporu kabul ettiler. Yarım saat sonra bir email aldım. İşten çıkartıldığım bildiriliyordu. Daha sonra da telefonla aynı bildirimde bulundular. Yasadışı eyleme katılmam gerekçe gösterildi. Ben kendilerine hasta olduğumu ve evde olduğumu söyledim. Ertesi gün raporu işyeri doktoruna getirdiğimde, doktor raporu onaylamayarak kabul etmedi. Bu işyerinde çalışmadığım gerekçesi ile raporu onaylamadığını belitti. İşyerine girmek istediğimde de giriş kartım okunmadı. Bu olayla ilgili benden bir savunma isteyen de olmadı. O gün basın açıklamasına katılan çok sayıda insan vardı. Neye göre ayırdılar ve nasıl bir kanaat kullandılar bilmiyorum. Doktor bana uçamazsın dediğinde ben nasıl uçabilirim? Kendime bakamayacak durumdayken, uçaktaki yolcuların güvenliğini nasıl sağlayabilirim? Ödül olarak işten çıkarttılar. Umudumuzu kaybetmedik. 170 gündür buradayız ve sonuna kadar da sürdüreceğiz. ❖❖❖ On 29 May we came here for the press conference of our union. There were approximately two thousand people. It was my day off and I was here, too. I wanted to listen to the press release and become informed about the issue. Thousands of people were here, just like me. Then I returned home. Among those who were here, there were people on sick leave and people who had their day off. The prohibition to strike was legislation that was in breach of international agreements and the constitution. This mistake was rectified five months later. The issue was very Yusuf Algül important for us. That’s why we gathered here. We are expecting the THY management to reinstate the 305, just like there was a roundabout concerning the mistake. We were unjustly sacked and made into victims. The provisions of the collective agreement weren’t heeded, we weren’t 8


asked for statements, the procedure for dismissals was not followed. There were at least two thousand people here that day. 305 of these were handpicked and laid off. A great majority of the people dismissed are those that had sick leave or had their off. There is great injustice; however you may look at it. This is against human rights and international agreements. We are proudly pressing on our fight. And we will do so until we get back to work. 29 Mayıs tarihinde sendikamızın basın açıklaması nedeniyle buraya geldik. Yaklaşık 2000 kişi vardı. Boş günümdü ve ben de buradaydım. Basın açıklamasını dinleyerek konu ile ilgili bilgi almak istedim. Benim gibi binlerce insan da buraya gelmişti. Daha sonra evime döndüm. Gelenlerin içinde raporlu olanlar ve izinli olanlar da vardı. Grev yasağı yasası uluslararası anlaşmalara ve Anayasaya aykırı bir yasaydı. 5 ay sonra bu hatadan dönüldü. Konu bizim için çok önemliydi. Onun için burada toplandık. Bu yanlıştan nasıl dönüldüyse çıkartılan 305 arkadaşımızın geri alınmasını THY yönetiminden bekliyoruz. Haksız yere işten çıkartılıp mağdur duruma düşürüldük. Toplu iş sözleşmemizde yer alan maddelere uyulmadı, bizlerin savunması alınmadı, işten çıkarılma prosedürüne uyulmadı. O gün burada en az 2000 kişi vardı. İçlerinden 305 kişi seçildi ve işten çıkarıldı. Çıkarılanların büyük çoğunluğu raporlu ve izinli olanlar. Nereden bakılırsa bakılsın büyük bir haksızlık söz konusu. Bu insan haklarına uluslararası anlaşmalara aykırı. Biz onurlu mücadelemizi sürdürüyoruz. İşbaşı yapana kadar da bu mücadelemizi sürdüreceğiz. ❖❖❖ I have worked for Teknik A.Ş. [the subsidiary of THY for maintenance and repair] for 24 years. I participated in the press conference of 29 May. I was dismissed for having joined illegal action. This was the grounds on which 305 people were sacked, including 35 from Teknik A.Ş. On the other hand, there were two thousand people at the press conference. It was merely a press conference, there’s nothing to be called illegal action. The public knows this perfectly well. As a consequence we have been on the picket line since then. We are trying to make Engin Türk ourselves heard in order to be reinstated. Today is the 170th day. The support to our struggle from unions, the global union ITF and the European Parliament has snowballed. We think we have created an impact. How correct our position on the prohibition to strike was proved later, as was the correctness of holding a press conference on 29 May. Meanwhile, legal proceedings are continuing. The witnesses called by the employer have testified in our favour. We did not disrupt work by attending the press conference as some allege. We went back to work after a brief lapse. At the end of the shift, all the work we were supposed to do during that shift had been taken care of. That is what witnesses for

9


the employer have said as well. So that’s where we’re at. I think we will go back to work. And I would also like to say that our union is giving us all the assistance needed. There are many who are not aware of this. During our struggle here, our union is extending us material and moral assistance regularly. THY Teknik A.Ş.’de 24 yıldır çalışıyorum. 29 Mayıs’taki basın açıklamasına katıldım. Buraya katılmam yasa dışı gösteriye katılma olarak gösterilerek işten çıkartıldım. Teknik A.Ş.’den 35 kişi olmak üzere 305 kişi bu gerekçe ile işten çıkartıldı. Basın açıklamasına ise yaklaşık 2000 kişi katılmıştı. Sadece basın açıklamasıydı, ortada yasa dışı gösteri olacak bir şey yoktu. Bunu kamuoyu da bilmektedir. Bu sürecin devamında burada her gün direnişimize devam ediyoruz. İşe geri dönüşümüz için sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bugün direnişimizin 170. günü. Direnişimiz süresince sendikalar ve uluslararası birlik, ITF ve Avrupa Parlamentosu’ndan destekler çığ gibi büyüyor. Ses getirdiğimizi düşünüyoruz. Grev yasağına karşı yaptığımız direnişimizde de ne kadar haklı olduğumuz ve haklı gerekçelerle 29 Mayıs basın açıklaması yapıldığı bir kez daha ispatlanmış oldu. Bu arada mahkememiz devam etmektedir. Mahkemede işveren şahitlerince verilen ifadeler lehimizedir. Söylendiği gibi basın açıklamasına katıldığımızda işimizi aksatmadık. Kısa bir süre sonra işimizin başına döndük. Vardiya bitiminde o vardiyada yapacağımız işler de bitmişti. İşveren adına ifade verenler de böyle söylediler. Süreç bu. İşe geri döneceğimizi düşünüyorum. Sendikamızın da gereken tüm yardımları yaptığını özellikle belirtmek istiyorum. Bunu bilmeyen çok kişi var. Buradaki direnişimiz süresinde sendikamız bizlere düzenli olarak maddi ve manevi yardımına devam etmektedir. ❖❖❖ I work for Teknik A.Ş. I’m also a shop steward. That night I got out of the night shift. I participated in the press conference held on 29 May. On 1 June we were given the sack. Later, we started the picket line against these unjust dismissals here. Today is the 170th day. And will resolutely continue to fight until the reinstatement has been granted. During this time, our union has been offering material and moral assistance. We had a court session today. The witnesses for the employer did not utter a word against us. They testified in our favour.

Adil Ak

We are hopeful. We will win. THY Teknik A.Ş.’de çalışıyorum. Aynı zamanda temsilciyim. O gün gece vardiyasından çıktım. 29 Mayıs günü yapılan basın açıklamasına

10


katıldım. 1 Haziran günü de bizim çıkışımızı verdiler. Sonraki süreçte de bu haksız işten çıkarmalara karşı burada direnişe başladık. Bugün 170. gün. İşe iadelere kadar da kararlı bir şekilde bu direnişimizi sürdüreceğiz. Bu süreçte ilk günden bugüne kadar sendikamızın maddi ve manevi yardımları devam ediyor. Bugün duruşmamız vardı. İşveren şahitleri bizlerin aleyhine hiçbir şey söylemedi. Lehimize ifadeler verdiler. Umutluyuz, kazanacağız. ❖❖❖ I’m on the Ankara staff. I’m a chief flight attendant. I have a character that cannot stand injustice. I became shop steward in April. Ankara was ceaselessly the scene of unjust practices. The staff were always edgy. There was no job security. There was constant gossiping. There were rumours that some people were going to be sacked. We were always flying with our nerves on the edge. It has been like this for years, never got better. We were laid off together with 15 flight attendants and three technicians. Because I couldn’t bear injustice, I was travelling to Istanbul for the collective bargaining process. In the meanwhile I attended the union training courses. I decided to be a shop steward. The injustice was going on. I’m keen on my work. I’m someone who forever draws up reports, tries to correct defects, and goes to work regularly. No flaws, I don’t neglect my duties, I don’t take days off. I became shop steward in order to fight injustice.

Deniz Pekbaş Eralp

And I was laid off in May. In our rightful struggle, our union is always on our side. When we look at other unions, they’re not all the same. That’s why people may get different ideas. Ankara’s political situation is different from here. And generally speaking, there is a lack of confidence in unions because of the bad examples. My milieu is made up of a majority of civil servants. They were suspicious about my being laid off. There was the suspicion of collusion between the union and the employer. When I described to them my union, the position of our president Atilay Ayçin, what he is, what he does, and the relations of our union with its members in the process of collective bargaining, they were convinced and said you are on the right path, you should continue with this union. After I was sacked, we decided, my husband and I, that even one person makes a difference and we came here. I have been here for six months. My husband left his work behind. The solidarity of our colleagues here showed us that this decision of ours was correct. Because we were here, we were together with colleagues who have been here from day one. Our president Atilay Ayçin comes here before we do and is the last to leave. Our union is of assistance to us in all kind of problems. They do not spare their support at all. It is not a situation of becoming invisible

11


because you’re scared. You know, there’s a saying, “Let the snake that keeps away from me live to be a thousand.” I said this the first day I was sacked. “Are you with the snake or with the unyielding?” [Play on words in Turkish.] You cannot attain anything if you are dispirited. So you have to decide. Those of our colleagues who keep away from the struggle should remember their rights and take their place on our side. They should defend our professional dignity. They should not give up on the fight for rights. Tomorrow it may be them that that same snake touches. Ben Ankara personeliyim. Kabin amiriyim. Haksızlıklara katlanamayan bir yapım var. Nisan ayında temsilci oldum. Ankara’da her zaman haksızlıklar oluyordu. Personel sürekli diken üstündeydi. İş güvencesi yoktu. Dedikodulu bir ortam vardı. İşsiz kalacaksınız gibi söylentiler vardı. Her uçuşu diken üstünde yapıyorduk. Yıllardır bu böyle, hiç düzelmedi. 15 kabin memuru 3 teknisyenle birlikte atıldık. Ben haksızlıklara dayanamadığım için T.İ.S. sürecinde gelip gidiyordum. Bu süreçte eğitimlere katıldım. Temsilci olmaya karar verdim. Haksızlıklar devam ediyordu. İşine düşkün biriyim. Sürekli raporlar hazırlayan. Aksaklıkları düzeltmeye çalışan, işine düzenli giden biriyim. Hiçbir aksaklığım yok, işi aksatmam yok, istirahatım yok. Haksızlıkları görerek bunları düzeltebilmek amacıyla temsilci oldum. Mayıs ayında da işten çıkartıldım. Bu haklı mücadelemizde sendikamız hep yanımızda. Diğer sendikalara baktığımızda hepsi aynı konumda değil. Bu nedenle farklı düşünceler oluşabilir. Ankara buradan farklı daha siyasi yapıda. Genelde de kötü örneklere bakarak sendikalara bir güvensizlik var. Çevrem çoğunlukla memur. İşten çıkarılmamı kuşkuyla karşıladılar. Acaba sendika işveren anlaşması olabilir mi kuşkusu vardı. Ben sendikamı anlattığımda; Atilay başkanımızın konumunu, durumunu, yaptıklarını ve T.İ.S. sürecinde sendikamızın üyeleri ile ilişkilerini aktardığımda ikna oldular ve sen bu sendika ile devam et, doğru yoldasın dediler. Atıldıktan sonra eşimle birlikte karar vererek ‘bir kişi bir kişidir’ diyerek buraya geldik. 6 aydır buradayım. Eşim işini gücünü bıraktı geldi. Buradaki arkadaşlarımız dayanışması bizim bu kararımızın doğru olduğunu gösterdi. Bizler burada olduğumuz için, İlk günden beri direnen arkadaşların hep yanında oldu. Atilay başkanımız buraya bizden önce geliyor ve en son o ayrılıyor burada. Her türlü sorunumuzda sendikamız bizlere yardımcı oluyor. Desteklerini esirgemiyorlar. Korktukça görünmez olmuyorsunuz. Hani derler ya; “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” Atıldığım ilk gün söylemiştim “Sen yılandan yana mısın? Yoksa yılmayandan yana mı?” Yılgınlıkla bir şey elde edilmiyor. Ona göre tercih yapmalısınız. Kendilerini dışarıda tutan arkadaşlarımız haklarını hukuklarını bilerek bizlerin yanında yer alsınlar. Meslek onurumuza sahip çıksınlar. Hak mücadelesinden vazgeçmesinler. Yarın o yılan onlara da dokunabilir. ❖❖❖ I have worked for Turkish Airlines for two years. I was dismissed because I obtained a medical report for sick leave on 29 May. Ever since then I am

12


not leaving this place. The injustice done is unacceptable. They do all kinds of dirty tricks to deceive the public into thinking that we have engaged in illegal action. It is the THY management that is violating the law. We are here to make this heard to the public, to be reinstated, and to obtain our rights. We did get back the right to strike and we will persevere until we are reinstated. Every day we come here in the morning. We follow the daily press. And we see much better who serves what. Recently Özlem Altıok Hamdi Topçu [CEO of THY] lied on NTV, saying “we did not dismiss colleagues that were on their day off”. No one comes and asks us. Today is the 170th day. There are passengers, local and international, who talk to us. They learn about the reasons for our fight. This is in a certain sense the centre of attraction for our union. Those of our colleagues who think they are staying impartial by carrying on with their work, not meddling into anything, and going on with their normal lives are wrong to think so. Not to meddle in anything means you’re taking the side of the employer. There is no position of impartiality in industrial relations. You have to be on the side of the worker because you’re a worker. You should not talk in a manner that will stop us from attaining our goal, from getting back our rights. As a worker you should be part of this struggle. There are two sides here: the worker and the employer. There can be no third side. We have to choose one or the other. The worker is here, with the union, with the

13


president of the union. The union is not sparing any assistance, material or moral. We have a very good lawyer. We are sure to win. THY’de 2 yıldır çalışıyorum. 29 Mayıs’ta rapor aldığım için işten çıkartıldım. O gün bu gündür burayı terk etmiyorum. Yapılan haksızlık kabul edilecek bir şey değil. Yalanla dolanla kamuoyunu yanıltarak bizleri yasa dışı eylem yapmakla suçluyorlar. Haksızlığı, hukuksuzluğu yapan TYH yönetimidir. Bunu kamuoyuna duyurmak için, işe geri dönmek için ve hakkımızı almak için bu mücadeleye başladık. Grev hakkımızı aldık, işe geri dönene kadar da bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Her gün sabah buraya geliyoruz. Günlük basını takip ediyoruz. Kimlerin nerelere hizmet ettiğini de daha iyi görüyoruz. Geçenlerde Hamdi Topçu NTV’de “arkadaşları boş gününde işten çıkartmadık,” diyerek yalan söyledi. Gelip bizlere soran yok. Bugün 170. gün. Yerli ve yabancı yolculardan bizlerle konuşanlar oluyor. Direnişimizin nedenini öğreniyorlar. Burası bir anlamda sendikamızın çekim merkezi oldu. Ben işimi yaparım, hiçbir şeye karışmam, hayatıma devam ederim diyen arkadaşlarımız tarafsız olduklarını düşünüyorlar, ancak yanılıyorlar. Hiçbir şeye karışmamak demek kesinlikle işverenin tarafında olmak demektir. İşçi işveren ilişkilerinde tarafsızlık diye bir seçenek yoktur. İşçinin yanında olacaksın Sen işçisin. Bizi hedefimize ulaşmaktan alıkoyacak, haklarımızı almamızı engelleyecek söylemlerde bulunmayacaksın. İşçi olarak bu mücadelenin içinde olacaksın. Burada iki taraf var İşveren ve işçi. Bu durumda 3. bir taraf olamaz. Birini seçmek zorundayız. İşçi sendikasıyla, başkanıyla burada. Maddi ve manevi yardımlarını esirgemiyor. Çok iyi bir avukatımız var. Kazanacağımızdan eminiz.

14


www.itfglobal.org/campaigns/reinstate305.cfm

Reinstate the 305 at Turkish Airlines Aviation workers and their union, Hava-Is, are under attack. Your solidarity is needed today.

www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=aY7gNy0_LXg

Brutally Yours A film to support 305 dismissed Turkish Airlines workers and their union Hava-Is. Hava-‹ş Dergisi’nin ekidir. ‹DAR‹ YER: HAVA-‹Ş SEND‹KASI ‹ncirli Cad. 68/1 Bak›rköy-‹ST. • Tel: (0212) 660 20 95 • Faks: (0212) 571 90 51 • www.havais.org.tr • havais@havais.org.tr / Türkiye Sivil Havac›l›k Sendikas› Ayl›k Yay›n Organ› Ad›na SAH‹B‹ Genel Başkan AT‹LAY AYÇ‹N • SORUMLU YAZI‹ŞLER‹ MÜDÜRÜ Genel Başkan Yard›mc›s› S‹MAY ÇEKEM / TASARIM ve OFSET HAZIRLIK: Mavi Kare Reklamc›l›k Ltd. Şti. Tel: (0212) 266 55 31 • www.mavikarereklam.com / BASKI: Ümit Matbaac›l›k San. Tic. Ltd. Şti. 2. Matbaac›lar Sitesi Z-A / 6-10 Topkap› / ‹stanbul • Tel: (0212) 565 42 69 • Sicil No:306731-254313 / Bask› tarihi: Aralık 2012


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.