Mart - Nisan 2009

Page 1



“Hamdolsun ki te¤et geçti”

‹flsizlik, yoksulluk, gasp, soygun, bat›k kredi kartlar›… Bir seçim dönemini daha atlatt›k. Solu, solcusu olmayan bir seçim sürecinde bundan farkl› olabilecek ne olabilirdi ki? Sol kadrolarla ve solun çözüm politikalar›yla henüz tan›flamam›fl bir ülkenin seçmen taban›, s›k›flt›r›lm›fl oldu¤u dar alanda kendisini ifade edecek alternatiflerden yoksun b›rak›l›yorsa, kendisine sunulanlardan birini seçmek zorunda kalacakt›, onu yapt›. Bizler bu filmi y›llarca izledik. Türkiye solsuz ve soluksuz b›rak›ld›kça benzer filmleri izlemeye devam edece¤iz. Filmin bundan sonraki bölümü, ABD Baflkan› Barak Obama’n›n ülkemize yapaca¤› ziyaretin yan› s›ra, IMF-DB aktörlerinin içinde yer alaca¤› toplant›larda belirlenecek ve çekimlere bafllanacakt›r. ABD emperyalizminin ç›karlar›na uygun olarak yaz›lacak yeni senaryoyu iki boyutlu düflünmekte yarar var. Birinci boyutu, siyaset kadrolar›na yeni unvanlar vererek psikolojik tatmin ve sadakat temelinde güven sa¤lamak, ikinci boyutu ise, stratejik ortakl›¤›n ekonomik ve siyasi bilançosunun getirece¤i faturay› ödemek zorunda b›rak›lacak emekçi kitlelerin, bask›c› hükümet politikalar›na karfl› yapacaklar› kitlesel tepkilerini, zapt›-rapt alt›na alacak önlemler boyutu oluflturacakt›r. Bir yanda bunlar olurken, di¤er bir yanda ne ac›d›r ülkemizde hiçbir fley iyi gitmiyor. “Te¤et geçti hamdolsun” diyerek geçifltirilen krizin faturas› gittikçe a¤›rlaflmakta her geçen gün etkileyerek yoksullaflt›rd›¤› insan say›s› artmaktad›r. “Hamdolsun te¤et geçti” söyleminin aç›l›m› karfl›m›za flöyle ç›k›yor: ‹fl yeri iflaslar› sonucu artan iflsizlik, soygun ve gasp olaylar›, intihar teflebbüs ve vakalar›, kredi kart ma¤durlar›, sokaklara terk edilen kimsesiz ve bak›ma muhtaç çocuklar... Belediyelerdeki yolsuzluklarla ilgili aç›klanan belgeler, siyasi yandafllar›nca yönetilen flirketlerde ayyuka ç›km›fl kadrolaflmalar ve ifl bilmez yöneticilerinin, bu flirketlerde rutin iflleyiflin d›fl›nda meydana gelen ola¤anüstü durumlarda kamuoyu önündeki ac›nacak halleri. Ülke genelinde yarat›lan tedirginlik ve yar›nlara duyulan güvensizlik. Tüm bunlar›n sorumlusu, ülkesinin halk›/halklar›yla bar›fl›k olmas› gerekirken, bunun aksi söylem ve uygulamalar›yla gerilimi art›ran ve ülkesini bu fliddet politikalar› üzerinden yönetmeye çal›flan baflbakan ve iktidar kadrosudur. Bunun sorgulanmas› gerekir. Çünkü bu zemin üzerinden sürdürülecek yönetim politikalar›, bar›fl› ve kardeflçe yaflam› tehdit etmektedir. fiiddeti esas alan politikalarla k›sa süreli sonuçlar elde etmek mümkün olsa da, kal›c› k›lmak mümkün olmayabiliyor. Yerel seçim öncesi, bu gerçe¤i çok iyi bildiklerine inand›¤›m, emekten yana sivil toplum örgütleri bu f›rsat› de¤erlendirememifl ve buna uygun davranmayarak bu f›rsat› kaç›rm›fllard›r. AKP ve di¤er partiler, seçim sonuçlar›na uygun yeni geliflmeler yaflanabilir. Bu tespitten yola ç›karak seçim sonuçlar›n› do¤ru de¤erlendirmek ve ülkemiz halklar›na umut verecek aray›fllar› bafllatmak durumunday›z. Ülkemizde bozulan dengelerin, bu iktidarca eksiltilen de¤erlerin, bizden olanlar ve olmayanlar temelinde yarat›lan ayr›mc›l›¤›n, yasa, hukuk tan›mayarak al›nan siyasi kararlarla

alt üst olan çal›flma yaflam›n›n yeniden kurulmas› için buna ihtiyaç vard›r. Muhalif duruflundan ödün vermeyen kiflilerin, kurum ve kurulufllar›n iç ifllerine müdahaleler devam etmektedir. Dengeleri kendilerinden yana bozmaya çal›fl›rlarken, hukuksuzlu¤u ve kurals›zl›¤› hakim k›lma anlay›fl› yaflam›n her alan›nda kendisini hissettirmeye bafllam›flt›r. Siyasi tercihlere dayand›r›larak al›nan kararlar›n yaratm›fl oldu¤u haks›z sonuçlardan etkilenenlerin ve bunun aksini ispatlamak zorunda kalanlar›n say›lar› her geçen gün artmaktad›r. Yaklafl›k 40 y›ld›r örgütlü oldu¤umuz THY A.O. ve THY TEKN‹K A.fi. iflyerlerinde yap›lanlar bu hukuk ve kural tan›mazl›¤a iyi bir örnektir. fiirket çal›flanlar›na her f›rsatta öfkesini ve kinini kusan yöneticiler, yaflanan hukuksuzlu¤un sorumlusudurlar. Anlay›fl flu; ya onlardan olacaks›n ya da onlar›n istedi¤i gibi davranacaks›n. T›pk› siyasi iktidar›n ülkemizde egemen k›lmaya çal›flt›¤› anlay›fl gibi. Tüm atamalar bu anlay›fla uygun olarak yap›lmad› m›, yap›lm›yor mu? Sektör yap›s›na uygun bilgi ve kültür yap›s›nda yönetici atanmas›na son verilerek, siyasi yandafll›k temelinde atanm›fl flirket yönetimleri bu anlay›fltan hareket ederek tüm ifl yerlerinde onar›lmaz tahribatlar yaratmad›lar m›? H›zland›r›lm›fl özellefltirme politikalar› sonras›, flirketleri her türlü devlet denetimlerinden ç›kararak, Osmanl› saltanat dönemine benzer harcamalarla, bu ülkenin cari a盤›n› ve d›fl borçlar›n› milyar dolarla an›lan oranlara ç›karanlar bu tür yöneticiler de¤il mi? Bir kez daha uyar›yoruz; THY A.O. ve THY TEKN‹K A.fi. de bozulan çal›flma bar›fl›n›n kurulabilmesi, çal›flanlar›n mesleki bilgi ve sorumluluklar›n› özgürce yerine getirebilmeleri ancak kendilerine sunulacak insani çal›flma koflullar› kadard›r. Bu flartlar›n oluflmas›, iflçilerin demokratik hak ve özgürlüklerine sayg›l›, ça¤dafl yöneticilerle mümkündür. Bu nedenledir ki, flirket yönetimlerinde de¤iflim flartt›r, aksi davran›fl biçimi sorumsuzluktur. Sevgi ve Sayg›lar›mla. AT‹LAY AYÇ‹N Hava-‹fl Sendikas› Genel Baflkan›

1


2

Teknik A.fi. için verilen “metal iflkoludur” karar› siyasidir

Bu karar iflçi iflveren iliflkilerinde ‹LO normlar› çerçevesinde tarafs›zl›k rolü üstlenmesi gereken hükümet, bürokrasinin nas›l siyasi bir yanl›l›k içine girdi¤inin de göstergesidir.

T.C. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’n›n Türk Hava Yollar› Teknik A.fi. iflyeri ile ilgili verdi¤i ‹fiKOLU TESB‹T KARARI ülkemizdeki çal›flma hayat› hukukunun güvenirli¤ine indirilmifl bir darbedir. Bu karar ayn› zamanda iflçi iflveren iliflkilerinde ‹LO normlar› çerçevesinde tarafs›zl›k rolü üstlenmesi gereken hükümet, bürokrasinin nas›l siyasi bir yanl›l›k içine girdi¤inin de göstergesidir. THY Teknik A.fi. iflyeri 2500’e yak›n üyemizin oldu¤u Ortado¤u’nun en büyük ve önemli uçak bak›m merkezidir. 2006 y›l›na kadar THY A.O.’nun bir bölümü olan Teknik Yard›mc›l›k THY A.O.’nun 24 May›s 2006’da kamu statüsünü sona erdiren 3. halka arz›ndan bir gün önce Ö‹B karar› ile THY A.O.’dan bölünerek ayr›lm›fl ve %100 THY A.O sermayesiyle yeni bir tüzel kiflilik kazanm›flt›r. ‹flte bu esnada THY Teknik A.fi. iflverenli¤i 2006 y›l› A¤ustos ay›nda Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na yeni tüzel kiflili¤in hangi iflkoluna girece¤i yönünde baflvuruda bulunmufl, böylelikle bakanl›k gerekli teftifl ifllemlerini yaparak THY Teknik A.fi. iflletmesinin 21 say›l›

hava tafl›mac›l›¤› iflkoluna girdi¤ini karar alt›na alarak Resmi Gazete’de yay›nlam›fl, süresi içinde bu karara itirazda bulunulmad›¤›ndan ‹fiKOLU TESB‹T KARARI KES‹NLEfiM‹fiT‹R. Sendikam›z buna dayanarak 2007 y›l›nda bu iflyerinde 1. Dönem Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalam›fl ve yetkili sendika olmufltur. Sendikam›z 01.01.2009 tarihinde yürürlü¤e girecek 2. Dönem Toplu ‹fl Sözleflmesi için bakanl›¤a ço¤unluk tespiti için baflvurmufl, iflte tam bu esnada THY Teknik A.fi. iflvereni ve Hak-‹fl Konfederasyonu’na ba¤l› Çelik‹fl Sendikas› birlikte bu iflyerinin hava tafl›mac›l›¤› de¤il metal iflkoluna girdi¤i yönünde itirazda bulunmufltur. Bakanl›k 2 y›l önce kendi müfettifllerince haz›rlanan rapora göre tespit edip kesinlefltirdi¤i iflkolu tespit karar›na ra¤men, bu itirazlar› iflleme koymufl, tekrar teftifl yapm›fl ve yeni bir rapor haz›rlatm›fl 11 Mart 2009 tarihinde Resmi Gazete’de yeni bir ‹fiKOLU TESP‹T KARARI yay›nlam›flt›r. Bu karar, THY Teknik A.fi.’de az say›da iflçinin bulundu¤u bölüm “hava tafl›mac›l›¤› iflkolunda, di¤er bütün


bölümler metal iflkolundad›r” fleklinde verilmifl içinden ç›k›lmas› güç karmafla ve kaos yaratan bir karard›r. Bu karar›n amac› THY Teknik A.fi.’de konuyu hukuk sürecinde içinden ç›k›lmaz hale getirerek, bu iflyerinde toplu ifl sözleflmesi yap›lmas›n› engellemek ve Hava-‹fl Sendikas›’n›n gücünü k›rmakt›r. Çal›flma hayat› hukukunda kara veya beyaza bazen gri denilebilir, ancak beyaza, kara denildi¤ine ilk kez bu ‹fiKOLU TESP‹T KARARI ile flahit olunmufltur. Bu iflkolu tespit iflleminin her safhas› skandald›r. fiimdi kamuoyu önünde soruyoruz; Bakanl›k müfettiflleri karar vermek üzere gezdikleri uçak bak›m merkezinde teftifl yaparken torna, matkap, kaynak makinesi, vinç gibi araçlara rastlam›fllarda, yoksa, uçak motoru, uça¤›n inifl tak›mlar›, uça¤›n fren üniteleri, uça¤›n yedek güç ünitesi, uça¤›n gövdesi, uça¤›n radar›, uça¤›n uçufl göstergeleri, uça¤›n kanatlar›, uça¤›n yak›t tanklar›, uça¤›n koltuklar›, uça¤›n lastikleri gibi parçalar› hiç görmemifller midir? Yoksa teftifl esnas›nda iflveren, uçak ve parçalar›n› baflka bir yere mi kaç›rm›flt›r, müfettifllere uçak bak›m teknisyenleri, mühendisler yerine yoksa tafleron firma elemanlar›n› m› göstermifltir? Bu itiraz yap›ld›¤›nda Çal›flma Genel Müdürü olan say›n Fikret fiöhret neden görevden ayr›lm›flt›r. Kendisi bu iflyerinin hava tafl›mac›l›¤› iflkoluna girdi¤i ve

itirazlar›n iflleme konulmamas› yönünde ifllem yapm›fl m›d›r? Hava-‹fl Sendikas› 30 Ekim 2008’de ço¤unluk tespiti baflvurusu yapt›¤›nda bu baflvuru bakanl›kça iflleme al›narak resmi kay›tlarda sendikam›za ço¤unluk tespiti verilmesi karar alt›na al›nm›fl m›d›r? Kay›tlarda bu ifllem var ise sendikam›za ço¤unluk tespiti verilmemesi emrini kim vermifltir? Bakanl›¤›n resmi karar›nda THY Teknik A.fi. ‹stanbul Hangar iflyeri diye geçen iflyeri ‹stanbul Bölge Çal›flma Müdürlü¤ü kay›tlar›nda resmi bir iflyeri olarak tescil edilmifl midir? Edilmemiflse müfettifller olmayan bir iflyerini mi teftifl etmifllerdir? Ya da iflveren müfettiflleri yan›lt›c› bir bilgi mi vermifltir? Hava tafl›mac›l›¤› yer hizmetleri, uçufl operasyon hizmetleri, bak›m hizmetleri ve di¤er destek hizmetleri ile bir bütündür. Bu bütünlük ile emniyetli bir havayolu tafl›mac›l›¤› yap›labilir. Bu nedenle Çal›flma Bakanl›¤› iflkollar› tüzü¤ünde hava tafl›mac›l›¤›n› “Hava ve havac›l›¤›n yer ve yerüstü iflleri ile hava tafl›tlar›nda yap›lan her türlü ifller ve uçakla ilaçlama iflleri” olarak ayr› bir iflkolu olarak belirlenmifl, hatta 13 no’lu Metal ‹flkolu tarifinin içine parantez içinde “(deniz, demir ve hava yollar› madeni tafl›ma araçlar› hariç), ibaresi ayr›ca konulmufltur. Bakanl›k müfettiflleri bu karar› iflkollar› tüzü¤üne ra¤men mi vermifllerdir? Bakanl›¤›n bu karar›n›n nas›l bir skandal oldu¤unu son bir örnekle sizlere anlatmak istiyoruz. Daha geçti¤imiz

Bu karar›n amac› THY Teknik A.fi.’de konuyu hukuk sürecinde içinden ç›k›lmaz hale getirerek, bu iflyerinde toplu ifl sözleflmesi yap›lmas›n› engellemek ve Hava-‹fl Sendikas›’n›n gücünü k›rmakt›r.

3


4

Bakanl›k yapt›¤› bu iflkolu tespit karar›yla uçufl emniyetinin en temel ö¤esi olan uçak bak›m merkezini metal iflkoluna sokarak nas›l bir tehlikeli ifl yapt›¤›n›n fark›nda m› acaba?

günlerde kamuoyumuzda derin bir üzüntü uyand›ran elim Amsterdam uçak kazas› ön raporunda ar›za yapmas› nedeniyle uça¤›n düflme nedenleri aras›nda say›lan radyo altimetre cihazlar›n›n tamir edildi¤i bölümlerin bile metal iflkolunda oldu¤unun tespit edilmesi ülkemizdeki bilimd›fl› anlay›fl›n nas›l ›srarla sürdürüldü¤ünün de kan›t› de¤il mi? Bakanl›k yapt›¤› bu iflkolu tespit karar› uçufl emniyetinin en temel ö¤esi olan uçak bak›m merkezini metal iflkoluna sokarak nas›l bir tehlikeli ifl yapt›¤›n›n fark›nda m› acaba? Ya da yasalara, mevzuata, gerçeklere, bilime, akla uluslararas› kurallara böylesine ayk›r› karar alabilme cesareti ve s›n›r tan›mazl›¤›n ard›ndaki dürtü ve güç kim? Bu hukuk ve s›n›r tan›mazl›k sadece Hava-‹fl Sendikas›’na ve THY Teknik çal›flanlar›na yap›lm›fl bir haks›zl›k

de¤ildir. Bu tüketiciler anlam›nda da tüm uçak yolcular›m›za da yap›lm›fl en büyük kötülüktür. Bu konuda sendikam›z tüm uyar›lar›n› yapm›flt›r. Sorumluluk Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’n›nd›r Teknik A.fi. iflyerinde çal›flanlar mutsuzluk ve gelecekleriyle ilgili umutsuzluk içine sokulmufl, ifl yerinde ifl bar›fl› bozulmufltur. Genel Müdür Yard›mc›s› Bilal Ekfli çal›flanlar› bizzat tehdit ve cezalarla yo¤un bir bask› içinde çal›flmaya zorlamaktad›r. Uçufl emniyeti temel al›naca¤›na “para kazanaca¤›z” temel al›nmaya bafllanm›flt›r. Bu aflamadan sonra bu ifl yerinde oluflabilecek her olumsuzlukla ilgili tüm sorumluluk böylesine kaos yaratan bir karar veren Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› olacakt›r.

THY Teknik A.fi. iflkolu karar› ile ilgili itiraz ifllemimiz yap›ld› ‹lk duruflma 21 Nisan'da THY Teknik A.fi. ile ilgili Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’n›n verdi¤i ve 11 Mart 2009 tarihli 27166 say›l› Resmi Gazete’de yay›nlanan yeni iflkolu tesbit karar›na karfl› sendikam›z itiraz ifllemini tamamlam›flt›r. Bu kapsamda dava Bak›rköy 12. ‹fl Mahkemesi’nde görülecektir. Dava ile ilgili ilk duruflma 21 N‹san 2009 tarihinde yap›lacakt›r.


Uçufl güvenli¤i için çal›flma huzuru gerekli THY ve Teknik A.fi. yönetimi göreve geldi¤i günden itibaren tasfiye karar›n› uygulamaya devam ediyor. Bu uygulamalar›n› rahat bir flekilde yapabilmek için Hava-‹fl örgütlülü¤ünü de pasifize etmeye çal›fl›yor. Bir taraftan personelini bask› alt›na al›rken, di¤er taraftan ayak oyunlar› ile hukuku ve sivil havac›l›k kurallar›n› hiçe sayarak davran›yor. Halbuki uçufl güvenli¤inin sa¤lanabilmesinin koflullar›ndan bir tanesi de çal›flanlar›n huzur içinde çal›flacaklar› ortam› yaratmakt›r. Oysaki hem THY yönetimi hem de Teknik A.fi. yönetimi bu ortam› yaratmak yerine tüm çal›flanlar› huzursuz etmektedir. Teknik A.fi.’deki huzursuzlu¤un temeli iflverenin iflkolu de¤iflikli¤i talebidir. Bu talep hukuka ve sivil havac›l›k kurumlar›n›n (FAA-EASA) kurallar›na asla uymamaktad›r. Çal›flma Bakanl›¤› öyle bir karar verdi ki bu karar, siyasi otoritenin hukukun üstünde oldu¤unu tescil etti. 1.Dönem Teknik A.fi’de T‹S nas›l imzaland›? Ayn› bakanl›k iflverenin baflvurusu ile uçak bak›m ve onar›m ifli yap›lan havac›l›k ifl kolu karar›n› verdi¤i için bu sözleflme imzalanabildi. Bakanl›¤›n verdi¤i karar, ise o dönem kesinleflerek Resmi Gazetede yay›nland› ve 15 gün içinde herhangi bir itiraz olmad›¤› için karar kesinleflmifl oldu. Bakanl›k karar›n› de¤ifltirerek yeni karar›nda hat bak›m ifllerini d›flar›da b›rakarak “Teknik A.fi. metal iflkolundad›r” dedi. Benim de irdelemek istedi¤im konu tam da bu noktadan bafll›yor. Bakanl›k, metal iflkolu karar› vermeden önce bakanl›k müfettiflleri arac›l›¤› ile bir inceleme bafllatt›. ‹stanbul, d›fl›ndaki hat bak›m ifllerini yapan Teknik A.fi. çal›flanlar› yaklafl›k 100 kifliden olufluyor.

Halbuki ‹stanbul’daki iflyerinde yaklafl›k Kaya Say›n Hava-ifl Sendikas› 2500 kifli çal›fl›yor. Teflkilat Sekreteri Müfettifller burada hiç inceleme yapmad›lar. Çal›ma Bakanl›¤› müfettiflleri as›l muhataplar›yla iflyerini incelemek yerine, birilerinin telkinlerine uygun olarak bu raporu düzenledikleri kanaatindeyiz. Daha önce Teknik A.fi. bünyesinde yap›lan push-back yer iflletmeye devredilmiflti. Yine had-set ve akaryak›t iflleri için tüm illerde teknisyenlerin d›fl›ndaki personele e¤itimleri verilmifl ve k›smen uygulama bafllam›flt›. ‹flverenin niyeti tasfiyenin bir parças› olan ground-handling iflleri yapacak olan TGS’ye hat bak›m ifllerini devretmek. TGS ile ilgili THY genel müdürü yer iflletme personeli ile yapt›¤› toplant›da bir ça¤r›da bulunmufl ve bu ça¤r› üzerine yaklafl›k 100 arkadafl›m›z uçufl iflletmeye baflvurarak kabin görevlisi olmufllard›r. Peki ya di¤erlerinin ak›beti ne olacakt›r? TGS’nin patronu kimdir? Bir di¤er önemli konu da Teknik A.fi.’de yap›lan uçak bak›m onar›m ifllerinin Teknik A.fi.’deki uluslararas› boyutudur. Türkiye 2001 y›l›nda JAA üyesi olduktan sonra, huzursuzlu¤un Avrupa’da 2003 y›l›nda EASA kuruldu. temeli iflverenin EASA üyesi olmayan ancak JAA üyesi olan ülkelerin EASA kurallar›na uyma iflkolu de¤iflikli¤i zorunlulu¤u ortaya ç›kt›. Bu çerçevede Türkiye Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü talebidir. Bu talep yetkilendirildi. Ayn› zamanda Teknik hukuka ve sivil A.fi.’de EASA-145 yetkisi ile yetkilendirildi. havac›l›k EASA-145 ile yetkilendirilen ifl yerinde çal›flan sivil havac›l›k lisans›na sahip 2000 kurumlar›n›n kiflinin tamam› EASA’n›n verdi¤i yetki ile uçak bak›m onar›m ifli yapmaktad›r. Ayn› (FAA-EASA) zamanda bu çal›flanlar›n tamam› FAA’n›n kurallar›na asla da denetimleri ile tüm dünyada oldu¤u gibi uçak bak›m onar›m ifli yapmaktad›r. uymamaktad›r.

5


THY A.O. Yönetiminin “ikinci yenilgi ve suçluluk” psikozu

6

THY A.O. iflyerinde, karar verici konumundaki az›nl›k icra kurulu üyelerinin a¤›rl›kl› bask›s› ve onlara ak›l veren baz› sendika düflman› çevrelerinde katk›s› ile iki dönemdir, toplu ifl sözleflmeleri do¤al mecras›ndan ç›kar›larak sendikan›n gücünü k›rma, böylelikle çal›flanlar›n hak ve kazan›mlar›n› engelleme yönünde ak›ls›zca çabalar ve ifllemlere sürüklenmektedir. Hat›rlanaca¤› gibi geçen dönem toplu ifl sözleflmeleri do¤al ak›fl› gere¤i grev karar› al›nma noktas›nda iken yukar›da bahsetti¤imiz mant›kla yola ç›k›larak bu kiflilerce GREV OYLAMASINA dönüfltürülmüfl ama bu giriflim iflveren aç›s›ndan hüsran ve yenilgi ile sonuçlanm›flt›r. Bu yenilgi sonras› kendilerini atayanlarca hangi muamelelere maruz kald›klar›n› pek bilmiyoruz ancak, epeyce a¤›r olmal› ki o gün bu gündür travma giderek derinleflmektedir. Bu yenilgi THY yönetimde a¤›r bir psikoz oluflturmufl ve sald›rganl›¤a varan emareler yaratm›flt›r. Yeni dönemde iki yönlü sald›rganl›k söz konusu olmufltur. THY A.O. ve THY Teknik A.fi.’de yaflanan toplu ifl sözleflmesine yönelik bu yeni strateji THY A.O. merkezli ve kumandal›d›r. Bu strateji kapsam›nda ilk hamle THY A.O.’da yap›lm›fl ve sendikan›n daha T‹S haz›rl›klar›na yeni bafllad›¤› 2008 Ekim ay›nda bu ülkenin çal›flma yaflam›nda hiç görülmemifl bir biçimde sendikan›n ÇO⁄UNLU⁄A HA‹Z oldu¤una yönelik yetki tespiti ifllemi ‹fiVERENCE yap›lm›flt›r. Bu yap›l›rken THY Teknik A.fi.’de ise iflveren ve yan›na ald›¤› ÇEL‹K-‹fi adl› tetikçi bir sar› sendika ile birlikte HAVACILIK ‹fiKOLUNA itiraz yolu aç›lm›fl ve takvimsel olarak iki sözleflmeyi ay›rma hedefine ulafl›lm›flt›r. Ancak bu giriflimlerden THY A.O.’da sendika ad›na yetki tespiti hukuki oyununu bafllat›rken her zamanki gibi bilgisizce HUKUK‹ B‹R HATA yapm›fllar, Yetki Belgesi almadan toplu ifl sözleflme ça¤r›s› yapm›fllard›r. Elbette çal›flanlar›n ekme¤i ile ilgili oynanan bu oyunda ayaklar›n›n dolaflmas› da san›r›z haks›zl›klar›n›n bir bedelidir. Yine bu giriflim esnas›nda iflverenler bilerek THY A.O. ÜYE SAYIMIZI 3000 eksik tespit ettirmifller, THY A.O. iflletmesinde bulunan iflyerlerinin YETK‹ TESB‹T‹NDE dosya numaralar› ile yer almas›n› istememifllerdir.

THY A.O.’da sendika düflmanl›¤› hukuki k›l›f› alt›nda yürütülmektedir. THY Teknik A.fi.’de daha aç›k bir sendikal hak düflmanl›¤›n› sürdürürken, THY A.O.’da bunu HUKUK‹ KILIF alt›nda yürütmeyi ye¤lemifllerdir. Hava-‹fl Sendikas› bu hukuki k›l›f geçirilmifl sendikas›zlaflt›rma oyununun ilk perdesini tecrübesi gere¤i sezmifl ve gerekli hukuki müdahaleleri bafllatm›flt›r. Sendikam›z iflverence HAVA-‹fi SEND‹KASI ADINA ALINMIfi YETK‹ TESB‹T‹NE ‹T‹RAZ ETMEM‹fiT‹R. Bu yetki tespitindeki üye say›m›z›n eksikli¤ine ve iflletme iflyerlerinin hangilerinin oldu¤unun belirsiz olmas›na itiraz edilmifltir. ‹tiraz›m›z›n dosya üzerinden de¤il de duruflma yoluyla de¤erlendirilmesi mahkemelerin yetkisinde olan bir konudur. Ayr›ca Bakanl›k kay›tlar›nda neden üye say›m›z 3000 gibi çok büyük say›da bir eksiklikle tespit edilsin, yar›n bir baflka itirazla karfl›laflt›¤›m›zda zaman›nda itiraz›m›z olmad›¤›ndan HAK DÜfiÜRÜCÜ bir durumla karfl›lafl›rsak üyelerimize nas›l bir yan›t verebiliriz. Bu aç›dan bu itiraz sendika taraf›ndan yap›lmak zorundayd› ve toplu ifl sözleflmesinin erken ya da geç bafllat›lmas›yla ilgili bir taktiksel tutum de¤ildir. ANCAK bu çok masumene iste¤imiz iflverence yeni hukuki oyunlar oynama amac›yla hala ak›l almaz ifllemlerle ENGELLENMEKTED‹R. Hatta THY A.O. hukukçular› bu hukuki süreç ile ilgili yapt›klar› giriflimlerle komik duruma düflmüfllerdir. Bir önceki dilekçelerinde bu itiraz›n Bak›rköy ‹fl Mahkemeleri’nde görülmesini talep eden iflveren avukatlar› Yarg›tay ayn› yönde karar verdi¤i halde dosyay› yeniden yarg›lama sonras› Bak›rköy ‹fl Mahkemeleri’ne gönderme karar› alan ‹stanbul ‹fl Mahkemesi’nin bu karar›n› da TEMY‹Z ETM‹fiLERD‹R. Hatta bu mahkeme deki duruflmada konuyu MAHKEME TAKD‹R‹NE b›rak›yoruz diyenler de kendileridir. Yine son karar› temyiz ettikten sonra, TEMY‹Z GEREKÇELER‹N‹ bile mahkemeye göndermemifller posta paras›n› geciktirmifller sonuçta sendikam›z hukukçular› gerekli posta ücretini ödeyerek dosyay› YARGITAY’a gönderebilmifllerdir. ‹flte THY A.O. hukukçular›n›n ibretlik ilk dilekçeleri ve Yarg›tay karar› afla¤›dad›r.


‹fiTE OYNANAN OYUN BUDUR. fiimdi hukuk yoluyla baflar›l› olamayacaklar›n› görmüfller, yeni bir takti¤e geçmifllerdir. Bu da T‹S sürecini mümkün oldu¤u kadar uzatmak, sendikan›n masaya oturmas›n› engellemek, böylelikle ÜYE SEND‹KA aras›ndaki güveni sarsmak. S›rf süreyi uzatma amaçl› temyizlerinin ard›ndan toplu ifl sözleflme taleplerimizle hiç alakas› olmayan sendikam›z› ve üyelerimizi hiçbir flekilde hukuki ba¤lay›c›l›¤› olamayan %6 komik ücret art›fl›n› da tek tarafl› gerçeklefltirmifllerdir. Hatta yay›nlad›klar› bildirilerinde ücret art›fl›ndan çok, sendikan›n ço¤unluk tespiti konusundaki itiraz›n› ön plana ç›kararak, bunu güçlendirmek istemifller; “Hava-‹fl Sendikas› taraf›ndan aç›lan dava mahkemece “Sendika’n›n dava açmakta hukuki yarar› bulunmad›¤›, davan›n sendikaya yetki belgesi verilmesine engel teflkil edecek olmas› nedeniyle T‹S görüflmelerine bafllayamaman›n çal›flanlar›n yarar›na olmamas›n›n yan› s›ra davan›n sonuçlanmas› için geçecek ortalama süre dikkate al›nd›¤›nda çal›flanlar›n zarar›na olaca¤›, hukuki yarar›n Sendika taraf›ndan ispat edilemedi¤i” gerekçeleriyle reddedildi. Yarg›lama süreci temyiz aflamas›nda olup dava halen devam etmektedir. Türk Hava Yollar› yarg›n›n verece¤i kesin karara uygun hareket edecektir.” fieklinde, yukar›da belgesini sundu¤unuz gibi do¤ru olmayan ve gerçekleri saklayan bir aç›klama bile yapm›fllard›r. Bu temyiz 19 Mart tarihinde yap›lm›flt›r. Gerekçesi bile yaz›lmadan yap›lan bu temyiz, süreci en az 2 ay öteleyecektir. Bunun sonras› ücret art›fl›n› da aç›klamalar› olaylar›n “çok iyi planland›¤›n›” göstermektedir. Amaç sendika-üye aras›ndaki güveni sarsmak fiimdi süreci kimin hukuk boyutlar›nda sürüncemeye soktu¤u daha iyi anlafl›lm›flt›r. Amaç belli sözüm ona süreyi uzatarak sendika-üye aras›ndaki güveni sarsmak. Bu geliflmeleri sendika yönetimi ile THY yönetimi aras›ndaki basit bir sürtüflme gibi gösterme çabalar›n› da elbette ibretle izliyoruz. THY yönetiminin Hava-‹fl’in sendikal anlay›fl› ile sorunu vard›r, ancak as›l sendikal› bir iflyeri ile sorunu vard›r. Kurtulmak istedi¤i as›l olarak sendikal haklar ve hukuktur, toplu ifl sözleflmesidir. Hava-‹fl Sendikas› ile iflverenlik aras›nda oluflan sadece toplu ifl sözleflmesine yönelik yetki ile ilgili sorunun sanki üyeleri ad›na sendikan›n hukuki tüzelli¤inin ortadan kalkt›¤› fleklinde gösterilmeye çal›fl›lmas› da bu çabalar›n bir parças›d›r. Sendikam›z THY A.O. iflyerlerinde tüm üyelerimizin yegane hukuki temsilcisidir. Yürürlükteki eski toplu sözleflmesinin normatif geçerli hükümleri ve yasalarca iflçi

lehine sakl› olarak kabul edilen bütün haklar›n düzenlemelerin takipçiyiz ve üyelerimizin iflyeri sorunlar›n›n sahibiyiz. Üyelerimiz ad›na, üyelerimizin hak ve hukukunu flu anda yine hukuken sendikam›z temsil etmektedir. Bu nedenle her türlü ihlal ve yanl›fl uygulamalar›n sendikam›za bildirilmesi gerekmektedir. Sendikam›z›n bu dönemki taleplerinde ücretin yan›nda, üyelerimizle yapt›¤›m›z yüz yüze görüflmeler, anket sonuçlar›, yaflanan ve THY yönetiminden kaynaklanan sorunlar kapsam›nda temel taleplerin TAfiERONLAfiMANIN ÖNLENMES‹, ‹fiGÜVENCES‹, ‹DAR‹ HAKLARIN VE ÇALIfiMA KOfiULLARININ ‹Y‹LEfiT‹R‹LMES‹ olarak flekillendi¤i aç›kt›r. Bu yönetim tayinler, sürgünler, iflyeri kapatmalar›, kurulan yeni flirketler ile tafleronlaflt›rma, iflten ç›karma gibi hepinizin yaflad›¤› olumsuzluklar› ac›mas›zca uygulamad› m›? Hala yaz›l› kurallar› hukuku ve mevzuat› ihlal etmeye devam etmiyorlar m›? Biz iflverenin lütuf gibi sundu¤u ne oldu¤u belirsiz %6 komik art›fl› bir kenara b›rak›p birlikte haz›rlad›¤›m›z taleplerimizi savunmal›y›z. Taleplerimiz masaya gelince iflvereninin tavr›n› hep birlikte görece¤iz. Üyelerimiz, nas›l geçen dönem olay› sadece ücret olarak görmeyip GREV OYLAMASINDA EVET D‹YEREK “benimle toplu sözleflme yapamazs›n, git sendikamla masaya otur” fleklinde iflverene gerekli yan›t› nas›l verdiyse bu dönemde ayn› yan›t› verecektir. Buna inanc›m›z tamd›r. Toplu sözleflmemizi kendi örgütlülü¤ümüz ve irademizle masada yürütece¤iz ‹flte bu nedenle zaten sendikan›n iflverenin bu tür ayak oyunu politikalar›na karfl› hukuki bir hassasl›k içinde olmas› gereklili¤i bir kez ortaya ç›kmaktad›r. Bu basit ayak oyunlar›na sab›rla karfl›l›k verece¤iz ve toplu ifl sözleflmesini kendi irademizle, kendi örgütümüzle, kendi sendikam›zla masada birlikte karar vererek yürütece¤iz. Toplu sözleflmenin kazan›mlarla bitmesi için Anayasal, meflru tüm demokratik haklar›m›z› çekinmeden kullanaca¤›z. THY yönetimi ikinci bir yenilgi ve bunun sonras› oluflacak suçluluk duygusu ile hareket ederek, endüstriyel iliflkilerde AB kap›lar›nda üyelik zorlamalar›n›n en önemli yapt›r›mlardan SOSYAL D‹YALOG ve SEND‹KAL HAKLARA SAYGI kavramlar›n› alabildi¤ince h›rpalamaktad›r. Bu h›rpalaman›n sonuçta kimi h›rpalayaca¤›n› elbette süreç bize yaflatacakt›r. Ancak flu görülmüfltür ki THY yönetimi çal›flanlar›n hak ve menfaatlerinin tart›fl›laca¤› her platformdan kaçmaktad›r. Onlar aç›k hesaplaflma adam› de¤ildir, yapt›klar› her icraat kapal› kap›lar ard›nda ve sinsice planlanmaktad›r. Bu nedenle de güvenilecek hiçbir yanlar› kalmam›flt›r.

7

Özellikle birlik ve bütün halinde mücadeleyi sürdürme azminde olan THY A.O. ve THY Teknik A.fi. çal›flanlar›n›n toplu ifl sözleflmelerinin takvimsel olarak ayr›lmas›na yönelik operasyon ile sözde geçen dönemin rövanfl›n›n al›nabilece¤i yönünde yeni bir strateji belirlenmifltir.


Bu kaza hepimizin kazas›d›r

8

ve bir ifl cinayetidir THY havayolu iflletmesine ait Tekirda¤ isimli B737-800 uça¤›n›n Amsterdam yak›nlar›nda pist d›fl›na düflmesi sonucu oluflan kaza dolay›s›yla öncelikle tüm yurttafllar›m›za, yolcular›m›za, uçucu ekip üyelerimize, personelimize, kazada yitirdi¤imiz uçucu ekip üyelerimiz ve yolcular›m›z›n yak›nlar›na baflsa¤l›¤›, yaral›lar›m›za geçmifl olsun dileklerimizi iletiyoruz

Bu çok önemli kaza/k›r›m›n THY havayolu iflletmesini yönetenler ve bu sektörü denetleyen sivil havac›l›k otoritesi SHGM için bir uyar› ve de bir ders olmas› gerekti¤ini bir kez daha aç›kça ilân ediyoruz. THY yönetimine “biz biliriz, biz yapar›z mant›¤›n› yerlefltiren, kaza sonras› krizi bile yönetmekten aciz üç kiflilik icra komitesi” adl› yap›lanma derhal THY’dan ya istifa etmelidir, ya da atayanlar taraf›ndan bu görevlerinden al›nmal›d›r. Daha önce de birçok kez söyledik yine söylüyoruz flu anda tüm dünya

medyas›nda ilk sayfalara yerleflen üçe bölünmüfl ve üzerinde Turkish yaz›s› bulunan bu kaza görüntüsü sadece THY’nin de¤il tüm sivil havac›l›k sektörümüzün sayg›nl›¤›n› önemli ölçüde zedelemektedir. Bu sadece THY’nin de¤il hepimizin kazas›d›r. Ancak bu kazada hayat›n› kaybeden yolcular›m›z yurttafllar›m›z yan›nda sendika üyemiz uçucu ekip üyeleri var, sendika olarak bu üyelerimizin hak ve menfaatleri sa¤l›klar› ve hayatlar›n› korumak gibi bir görevimiz var. Bu kaza ayn› zamanda hukuken bir ifl kazas›d›r, ifl cinayetidir. Bunun sorumlular›n› ve


nedenlerini sendika olarak sorgulamayaca¤›z da neyi sorgulayaca¤›z? Ulusal havayolumuzu özellefltirme ve tafleronlaflt›rma ile parça parça yok edenler milli havayolumuz edebiyat›n›n arkas›na saklanmamal›d›r. THY yönetimi flirketi çal›flanlar› ve onlar›n örgütü sendika kadar sevseler zaten bu konudaki uyar›lar› dikkate alan ça¤dafl bir yönetim olurlard›, ancak onlar çal›flanlar› ve sendikay› yok sayan bir yol seçtiler ve büyük bir hata yapt›lar. Bugüne kadar bilimsel gerçekler ve uluslararas› temel tecrübeler ›fl›¤›nda havayolu yönetimi zaaflar›n›, ulusal sivil havac›l›k otoritesinin zaaflar›n› ac›mas›zca ve korkusuzca ortaya koyduk. As›l vatan hainli¤inin, gerçeklerin üzerine tül örtmek oldu¤unu da bilerek… Örnek mi? • Hava-‹fl Sendikas›, Havac›l›k T›bb› Derne¤i ile birlikte tüm sivil havac›l›k sektörü paydafllar›n› “S›f›r Kaza ‹çin Göreve” adl› bir panele davet ediyor üniversiteler, e¤itim kurumlar›, havayollar› yöneticileri herkes geliyor bir tek bu ülkenin havac›l›k otoritesi SHGM’gü temsilci göndermiyor, • Hava-‹fl Sendikas› havalimanlar›nda “yorgunluk öldürür uçufl emniyeti tüketici hakk›d›r” kampanyas› için haz›rlad›¤› materyalleri yolcular›m›za da¤›tmak istiyor havalimanlar› iflletmesi TAV ücretini ödemek kayd› ile bile bize stand açma izin vermiyor.

• Daha 2006 y›l› Nisan ay›nda “THY Uçufl Personeli Neden Mutsuz” bafll›kl› bas›n aç›klamas› yap›yoruz medyada yer alm›yor. • Yine 2006 Nisan›nda “THY Teknik’te Sorunlar” bafll›kl› bas›n aç›klamas› yap›yoruz bas›nda yer alm›yor. • “Önce Uçufl Emniyeti” bafll›kl› yar›m sayfa gazete ilanlar› veriyoruz THY ve Atlas Jet havayollar› bizi dava ediyor. • SPK yaz› göndererek bu gazete ilan› ile piyasay› manüple etti¤imizi söylüyor bu nedenle bizden yaz›l› savunma istiyor. • Cumhuriyet Savc›l›¤›’na THY yönetimini flikâyet ediyoruz, takipsizlik veriliyor. • Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü’ne yaz› ile görüfl soruyoruz yan›t verme zahmetinde bulunulmuyor. Bu korku, savunma güdüsü ve gerçekleri küçümsemek nereden geliyor? Geliyorum diyen kazalar varsa, bu görevi ihmaldir. ‹flte ülkemizdeki bu yasaklay›c›, nemelaz›mc› ve eksikliklerin üzerine örtü çeken bu zihniyet sürdükçe bu kazalar›n oluflma riski hep artacakt›r. Her ulaflt›rma arac›nda oldu¤u gibi havayolu tafl›mac›l›¤›nda da ideal olan s›f›r kaza riskini sa¤lamak her zaman mümkün olmamaktad›r. Ancak geliyorum diyen kazalar varsa bu görevi

9

Bugüne kadar bilimsel gerçekler ve uluslararas› temel tecrübeler ›fl›¤›nda havayolu yönetimi zaaflar›n›, ulusal sivil havac›l›k otoritesinin zaaflar›n› ac›mas›zca ve korkusuzca ortaya koyduk. As›l vatan hainli¤inin, gerçeklerin üzerine tül örtmek oldu¤unu da bilerek…


Her ulaflt›rma arac›nda oldu¤u gibi havayolu tafl›mac›l›¤›nda da ideal olan s›f›r kaza riskini sa¤lamak her zaman mümkün olmamaktad›r. Ancak geliyorum diyen kazalar varsa bu görevi ihmaldir. Aymazl›kt›r.

10

ihmaldir. Aymazl›kt›r. Havayolu tafl›mac›l›¤› bir hizmet zinciri ise zincir en zay›f halkas› kadar sa¤lamd›r… THY’de ve THY Teknik A.fi.’de çal›flan her meslekten personelimiz iflini dünya kalitesinde yerine getiren özveri ile bu flirketi s›rtlayan sektörün en deneyimli insan kaynaklar›n› oluflturmaktad›r. Ancak en önemli sorunlar› da çal›flanlar›m›z yaflamaktad›r. En önemli sorun, fazla mesaiye zorlanma. Toplu ifl sözleflmesi için yapt›¤›m›z ankette çal›flanlar en önemli idari sorunun yöneticilerin mobbingi oldu¤unu belirtmifllerdir. Ayn› ankette uçucu ekipler en önemli çal›flma koflullar› sorunun afl›r› fazla mesaiye zorlanma oldu¤unu belirtmifllerdir. THY yönetimi ça¤d›fl› bir insan kaynaklar› politikas› ile en tecrübeli elemanlar›n› zorla iflten ç›kar›rsa, tayinlerle sürgünlerle, cezalarla, iflten ç›karma tehditleri ile, bölümleri kapatma tehditleri ile korkutursa, sindirirse motivasyonlar›n› yok ederse, personel ne yaps›n? THY yönetimi havayolu yönetmeyi b›rakm›fl çal›flanlar›n sendikal haklar›n› yok etmekle meflguliyet içindedir. Gözleri o kadar kararm›flt›r ki uçufl emniyetinin en önemli halkas› uçak bak›m merkezinde 40 y›ld›r toplu ifl sözleflmesi yap›lan Teknik A.fi. iflyerinin havac›l›k iflkolunda de¤il metal iflkolunda oldu¤u fleklinde Hak-‹fl’e ba¤l› Çelik-‹fl

adl› sendika ile birlikte itirazda bile bulunmufllard›r. As›l olan sivil havac›l›k otoritenizin idari, teknik, özerk aç›dan yap›lanmas› ile, Denetlemelerin tam yap›lmas› ile, Personel gereksinimlerinin tam karfl›lanmas› ile, E¤itim ve yeniden e¤itimlerinizin eksiksiz sürdürülmesi ile, Kurallar›n taviz verilmeden uygulanmas› ile, Bak›m hizmetlerinin eksiksiz sürdürülmesi ile daha önemlisi havayolu yönetim anlay›fl›n›z›n prati¤i uygulamalar›n›zla uçufl emniyeti ile ilgili riskleri artt›rd›n›z m›, azaltt›n›z m›? Bir kaza oldu¤unda sorgulanmas› gereken öncelikle bunlard›r. Bu sorular e¤er sa¤ salim afl›l›rsa ondan sonra iflin di¤er teknik yönlerine girilmelidir. Bugüne kadar hiçbir sorumlu yarg›lanmad›. Ve bu nedenlerle her uçak kazas›n›n öncelikle birinci sorumlusu idarelerin bafllar›d›r. Ülkemizde meydana gelen uçak kazalar› ile ilgili bu güne kadar bir sivil havac›l›k otoritesi veya havayolu yöneticisinin yarg›land›¤›n› veya ceza ald›¤›n› gördünüz mü? Ancak uçak kazas›nda hayat›n› kaybetmifl pilotlar›m›z›n mirasç›lar›n›n bile yarg›land›¤›n› biliyoruz. Biz THY havayolu iflletmesi yönetiminin bu riskleri artt›r›c› yanl›fl politikalar ile flirketi yönetti¤ini aç›kça iddia ediyoruz. ‹sterlerse gitsinler bizlerle


ilgili dava açs›nlar onlarla hukuk önünde de hesaplaflmaya haz›r›z. Çünkü biz uçufl operasyonunu gerçeklefltiren kaptan›ndan apron iflçisine tüm çal›flanlar›n›n seslerini dinliyoruz. Bask› tehdit ve iflten ç›kar›lma ile susturulan personel gerçekleri bize elbette f›s›ld›yor… Sadece f›s›ldamak m›, hay›r belge bilgi ve tecrübelerimizle bu gidiflin gidifl olmad›¤› konusunda her yetkili makam› ve kamuoyunu uyard›k uyarmaya devam edece¤iz. Olay›n daha bafl›ndan “az ölümlü bir k›r›m” “buna da flükür” gibi kaderci bir yaklafl›mla hemen suland›r›lmaya bafllanmas› bile bu ülkede bu kazalardan hiçbir ders al›nmad›¤›n› hiçbir zihniyet de¤ifliminin olmad›¤›n› göstermektedir. Sald›rgan büyüme devam ediyor Asl›nda bu THY için önemli bir öncü depremdir. Buna kulak t›kanmaya devam edilmesi halinde yaflanacaklar için kâhin olmaya gerek yoktur. THY’nin küresel krizin uzamas› ile oluflacak kapasite fazlas›, filo büyümesinin finansal ve operasyonel kiralar›n›n döviz kuru üzerinden oluflturdu¤u borçlar, bunun üzerine ikinci bir kazay› kald›ramayacak kadar hassas dengelerdedir. 9500 üyemizin çal›flt›¤› havayolu iflletmesi THY yönetimi plans›z ve sald›rgan bir büyüme stratejisini marifet sanarak hareket etmektedir. Havayolu büyümeleri personel gereksimi, e¤itim gereksinimleri, bak›m gereksinimleri, çok h›zl› artan ifl yükünün oluflturdu¤u riskler gibi birçok temel faktörün çok planl› de¤erlendirilmesi ile yap›labilir. Sadece uçak al, yeni hatlar aç, seferleri artt›r zihniyeti çok sakat bir zihniyettir. Havayolu yönetimi konusunda akreditesi tescilli hiçbir havac›n›n düflünmeyece¤i bir yöntemdir. Bu sald›rgan büyümenin yaratt›¤› di¤er bir olgu ise artan maliyetler ile ilgili uçufl emniyeti ile çeliflen, havayolu yönetiminin kurallara s›k› s›k›ya ba¤l› olma niteli¤ini küçümseyen uygulamalara yönelmektir. Bunun ad› havayolu iflletmesinin uçufl operasyonlar› ve bak›m gibi konularda s›rf maliyetleri düflürmek sevdas› ile yer hizmetlerini ve bak›m hizmetlerini kendi uhdesinden ç›kar›p, di¤er üçüncü firmalardan hizmet almaya yönelik tafleron sistemini devreye sokan, geçici ifl iliflkisi ile iflçi kiralayarak iflleri

yürütmeye çal›flan bir yanl›fl mant›kd›r. Hava-‹fl Sendikas› uçufl emniyetinin havayolu tafl›mac›l›¤›n temel olmazsa olmaz› olarak de¤erlendirmekte ve bu konuda uçufl emniyetinin asl›nda bir tüketici hakk› oldu¤u bilincini kamuoyuna yayg›nlaflt›rmakta önemli çabalar sarf etmektedir. Ancak ne yaz›k ki bu husus normal zamanlarda gündemden düflmekte ne zaman yurttafllar›m›z›n, yolcular›m›z›n, uçufl ekiplerimizin yüre¤ini da¤layan kazalar meydana geldi¤inde yine ne yaz›k ki sorunun temellerine inilmeden magazinsel yanlar ön plana ç›kar›larak kamuoyuna sunulmaktad›r. Bu kez bu kaza dolay›s›yla art›k bir zihniyet de¤iflikli¤i yaparak olaya yaklafl›lmas› ve gerekli temel önlemlerin al›nmas› politikalar›n de¤ifltirilmesini temenni ediyoruz. Bütün sektör paydafllar›n›n eflit ve fleffaf kat›l›m›yla yeni bir ulusal sivil havac›l›k politikas› oluflturulmas›n› talep ediyoruz.

Hava ‹fl Sendikas› gazetelere verdi¤i ilanla uçufl güvenli¤ine dikkat çekti¤i için THY yönetimi taraf›ndan dava edilmiflti. Bu dava sendikam›z lehine sonuçland›.

11


Necati Do¤ru’nun Vatan Gazetesinde THY ile ilgili kaleme ald›¤› yaz›lar› dergimiz sayfalar› elverdi¤i ölçüde yay›nl›yoruz

Kanla yaz›lan tecrübe! 27.02.2009

12

3 saat anlatt›lar. 3 saat dinledim. Kederliydiler ve korkuyorlard›. Türk havac›l›¤›nda “büyük kazalar olmas› ihtimalinin h›zla yükseldi¤ini” söylediler. THY’nin yönetiminin 3 kiflinin (Yönetim Kurulu Baflkan› Candan Karl›tekin, Baflkanvekili Hamdi Topçu, Genel Müdür Temel Kotil’in) dudaklar› aras›na s›k›flt›r›lm›fl “diktatörlük idaresine” dönüfltü¤ünü anlatt›lar. ‹stanbul Taksim’deki Hill Otel’in 9’uncu kat›nda, 20 fiubat Cuma günü saat 19.00’da THY’de çal›flan 12 bin iflçinin temsilcisi Hava-‹fl Sendikas›’n›n “bas›n› bilgilendirme” toplant›s›yd›. Çeflitli gazete ve TV’lerden kad›nl›-erkekli 25’e yak›n genç muhabir vard› ve iflçilerin bu toplant›s›na ilgi duyan tek köfle yazar› da ben oldu¤um için Hava-‹fl Sendikas› Baflkan›, uçak teknisyeni Atilay Ayçin, Genel Sekreteri uçak teknisyeni Mustafa Ya¤c›, sendikan›n 20 y›ll›k avukat› Kemal Keleflo¤lu’nun bulundu¤u masaya beni de oturtma nezaketi gösterdiler. *** 120 saat önceydi. Sadece 5 gün... Ve 5 gece önce... Hollanda’da kaza olaca¤›n›, THY uça¤›n›n 5 saniyede çak›laca¤›n› kimse bilmiyordu. Bu toplant›da; “Türkiye’nin dünya markas› olabilmeyi baflarm›fl üç-befl flirketinden biri olan THY’nin, marka de¤erinin darbe alaca¤› büyük kazalara

gebe hale h›zla gelmekte oldu¤unu” bana, örnekler de vererek anlatt›lar. THY’nin uçufl güvenli¤i aç›s›ndan dünyan›n en riskli 3 flirketi aras›na girdi¤ini söylüyorlard›. Do¤ruysa durum felaketti. Kaptan pilot ve yard›mc›s› olmak üzere “2 kiflilik uçufl ekibinin” bulunmas› gereken kokpite ö¤renci pilotlar da al›n›yordu. Bu hatayd›. Basit bir ifl gibi görünen uçaklara benzini koyan elemanlar›n bile mutlaka e¤itilmifl olmas› gerekirken, ucuz emek diye flirket deneyimsiz elemanlarla dolduruluyor, 2 defa ar›za göstermifl uçaklar sefere konuluyordu. *** Candan Karl›tekin, Hamdi Topçu ve Temel Kotil, THY’yi 2 ayr› flirkete bölmüfl, THY Teknik A.fi. diye bir yeni ifl yeri yarat›p, 2 bin 500 teknik personeli 47 y›ll›k sendikalar› Hava-‹fl’ten kopart›p iktidar yanl›s› oldu¤u iddia edilen Hak-‹fl Konfederasyonu’na ba¤l› Çelik-‹fl Sendikas›’na sokmaya çal›fl›yorlard›. Bu çaba yasalara ayk›r›yd› ve teknisyenler üzerinde üzüntü, tedirginlik, gerilim yaratarak ifl yeri bar›fl› ile ifl kalitesini bozuyordu. Toplu sözleflme görüflmeleri 2 ayd›r bafllamam›flt›, ne zaman bafll›yaca¤›n› da kimse bilmiyordu. THY Uçufl Akademisi’nde pilotlar› yetifltirecek ö¤retim kadrolar›na Kara Kuvvetleri’nden “irticac› damgas›n› yedikleri” için at›lanlar yerlefltiriliyordu, THY’nin 110 d›fl bürosuna iktidar yanl›s› torpilli kifliler dolduruluyordu.

Fas›lc›lar THY’yi nereye uçuruyor? 28.02.2009 28.02.2009 Benim derledi¤im bilgilere göre, büyük ç›k›fl›n› AKP iktidar›ndan önceki Genel Müdür Yusuf Bolay›rl› ile Yönetim Kurulu Baflkan› Cem Kozlu zaman›nda yapt›. Bu iki yönetici THY’yi “müflteri eksenli-kâr eden-pazar pay›n› art›ran” bir yörüngeye oturttular. Onlar›n döneminde de THY

kaza yapt›. Diyarbak›r’da uça¤› düfltü. *** ‹ktidar de¤iflti. AKP bafla geçti. THY’nin yüzde 51’i borsaya aç›ld›, kalan yüzde 49’da özel sektöre sat›lmak üzere Özellefltirme ‹daresi’ne devredildi. Yasalar de¤iflti, THY,


kamunun ve Meclis’teki K‹T Komisyonunun denetiminden ç›kart›ld›, özel sektörden daha özel, “3 kiflilik ‹cra Komitesi”nin yönetimine verildi. 3’ü de iktidar›n adam›yd›. Baflbakan Tayyip Erdo¤an ile sonradan Cumhurbaflkan› olan Abdullah Gül’ün ekibindeydiler. Temel Kotil, ‹SK‹’de daire baflkan›yd›, Rizeliydi. THY’ye genel müdür oldu. Candan Karl›tekin, Gebze’de babas›n›n sac fabrikas› olmas›na ra¤men Almanya’da iflçi paralar›na “çok yüksek getiri” vaat ederek kurulmufl, çok kötü yönetilmifl, milyarlar› buharlaflt›rarak batan Kombassan’da genel koordinatörlük yap›yordu. Refahyol iktidar› döneminde de ‹ktisad› Kalk›nma Bankas›’nda genel müdürlü¤e getirilmiflti.

THY’ye ald›lar. Yönetime baflkan yapt›lar. Hamdi Topçu da Rizeli, Baflbakan’›n yak›n› olarak tan›n›yordu. Onu da THY Yönetim Kurulu Baflkan Vekili k›ld›lar. THY’yi bu üçlü yönetiyor. *** THY Yönetim Kurulu Baflkan› Candan Karl›tekin, THY’nin reklam bütçesinden “5 CD’lik bir Türk Musikisi Albümü” ç›kard›. Fas›lc›lar, bu CD’leri dinleyip gece bir araya geldiklerinde eserleri “hatas›z” icra ediyorlar. Fas›lc›lar, fas›llar›n “kafa dinlendiren-teselli afl›layan” ritmiyle THY’yi uçuruyorlar. Ama nereye uçuruyorlar? Günün sorusu budur. THY’nin yüzde 49’u kamunun. Bu soruyu sorma hakk›m›z var.

THY, padiflahl›k oldu! 01.03.2009 AKP iktidar›; Baflbakan Tayyip Erdo¤an’›n baflkanl›¤›nda 4 bakan üyeden oluflan “Özellefltirme Yüksek Kurulu” karar› ve iktidar›n kadrosundan Özellefltirme ‹daresi Baflkan› Metin K›lc›’nin onay› ile 2006 y›l›nda THY’nin yüzde 50 hissesi borsada özel kiflilere sat›ld›. THY’deki devletin pay› yüzde 49.12’ye indi ve halka aç›lan pay da yüzde 50.88’e ç›kt›. Özellefltirme ‹daresi Baflkan› Metin K›lc›’da Devlet Denetleme Kurulu Baflkan›’na bir yaz› yazarak; “THY’nin kamu tüzel kiflili¤inin sona erdi¤ini” bildirdi. Üçlü denetim bitti. B›rak›n›z sats›nlar. B›rak›n›z als›nlar. Dönemi aç›ld›. 76 y›ll›k THY’nin böylece; Baflbakan Tayip Erdo¤an’›n yak›n çal›flma arkadafllar› ve kadrosu olan; Yönetim Kurulu Baflkan› Candan Karl›tekin, Baflkan Yard›mc›s› Hamdi Topçu, (Bu iki say›n yönetici; eski Adil Düzenci yeni Bilderbergci ve Ayd›n Do¤an’› iktidar› elefltiren yazarlar› atmaya k›flk›rt›c› Fehmi Koru’nun her ay düzenledi¤i fas›l gecelerinin de¤iflmez üyesidirler) ve Genel Müdür Temel Kotil’in oluflturdu¤u “3 kiflilik ‹cra Komitesi”nin denetimsiz padiflahl›k yönetimine geçti. Milyar dolarl›k al›mlar. Trilyon liral›k sat›mlar. Hepsi denetimsiz. 02.03.2009 Hamdolsun! Ball› olsun! *** Denetim bitti. THY’de padiflahl›k dönemi aç›ld›. Baflbakan Tayyip Erdo¤an’›n kadrosu olan üç kifli; THY

Yönetim Kurulu Baflkan› Candan Karl›tekin, onun yard›mc›s› Hamdi Topçu (Fas›lc› gazeteci Fehmi Koru’nun fas›l gecesi kat›l›mc›s› 2 arkadafl›) ve Genel Müdür Temel Kotil’in THY’nin yeni padiflahl›k döneminin ilk icraat› (ifli) “hamdolsun eylemi” oldu. Hem hamdolsun! Hem ball› olsun! Candan Karl›tekin, Hamdi Topçu ve Temel Kotil’in liderlik ald›¤› THY yönetiminin, denetimden kurtulunca yapt›¤› ilk ifl; kendi maafllar›n›, YPK boyunduru¤undan hemen ç›kart›p, 4 kat art›rmak ve “mali y›l sonunda bu ücretlerden do¤acak gelir vergisi tutar›n›n tamam›n›n THY taraf›ndan, ücrete dahil edilerek karfl›lanmas›” karar›n› da almak oldu. Maafllar›n› 4 kat art›rd›lar. Hamdolsun yapt›lar. Vergisini de THY’ye yüklediler. Hamdolsunu ballad›lar! *** Yerim bitti. Diyece¤im bitmedi. Biliyor musunuz? THY’nin yüzde 50’sini borsada ço¤u yabanc› özel kiflilere kaça satt›lar? 460 milyon liraya! THY’nin 2008 y›l› 9 ayl›k vergi sonras› net kâr› (Eylül bilançosuna göre) 833 milyon lira... Ey okur! Dikkat et: 76 y›ll›k devlet flirketi THY’nin yar› hissesini, sadece 9 ayl›k net kâr›n›n yar›s›na özel sektöre satm›fl oldular! Özellefltirmede “Hamdolsun”u “Ball› olsun”a çevirdiler.

13


Gemicik! P›rlantac›k! THY’cik! 04.03.2009 fiöyle anlatay›m: Baflbakan’›n imkanlar›, birikimi yetmedi¤i için “bursla okuyan” iki o¤lunun mezun olur olmaz birinin “gemicik sahibi”, di¤erinin “p›rlantac›k sahibi” iki özel flirketi var biliyorsunuz. Bunlar özel aile flirketleri oldu¤u için Baflbakan, gemi flirketinin bafl›na da p›rlanta flirketinin bafl›na da istedi¤ini yönetim kurulu baflkan›, istedi¤ini genel müdür atayabilir. O¤ullar›na söyler, dedi¤ini yapt›rabilir. Kimse ses ç›kartamaz. Çünkü o¤ullar›n flirketidir. Babalar›n söz hakk› vard›r. THY’de aynen böylesine; “Gemicik- P›rlantac›k fiirketleri Modeli”ne sokuldu ve Baba Baflbakan Tayyip Erdo¤an’›n “AKP aile flirketi” haline getirildi. THY’nin hisselerinin yüzde 50’si IMKB’de 2006 y›l›nda sadece 460 milyon liraya (9 ayl›k kâr›n, 833 milyon lira, neredeyse yar›s› fiyat›na) sat›ld›.

14

Özelleflti THY dediler. Özelleflti ama yönetimdeki üç isim Candan Karl›tekin, Hamdi Topçu, Temel Kotil kamuyu temsil eden Baflbakan Tayyip Erdo¤an’›n adamlar› olarak orda kald›lar. ***

Kadroyu istedikleri gibi de¤ifltiriyorlar. Yurtd›fl› bürolar›n› iktidar yandafllar›yla dolduruyorlar. Hostesleri bile bayan a¤›rl›kl› olmaktan ç›kart›p erkek a¤›rl›kl› hale getiiyorlar. THY’nin içinden Teknik A.fi ad›yla ayr› flirket yavrulatarak iflçilerin 40 y›ll›k temsilcisi sendikay› devred›fl› b›rakmaya çal›fl›yorlar, toplu sözleflme görüflmelerini “grev oylamas›” noktas›na getiriyorlar, grev oylamas›n› da kaybediyorlar. Önümüzdeki 10 y›l için opsiyonlu olarak 25 tane çift koridorlu, 50 tane tek koridorlu olmak üzere 75 adet toplam de¤eri 9 milyar dolar haracamal› uçak al›m anlaflmas› imzal›yorlar. Gazetelere apronda deve kurban ederek ve genel müdürü hac dönüflü terlikle gezerken haber oluyorlar fakat Amerikal› film artistine 2 milyon euro ödeyerek reklam yapt›r›yorlar. 3 kiflilik icra kurulu üyesinin maafllar›n› 4 kat, 6 kiflilik yönetim kurulu ile 3 kiflilik denetim kurulu üyelerinin maafllar›n› 3 kat art›r›p, maafl art›fl›ndan do¤an vergileri de THY’ye yüklüyorlar. Hindistan’dan “ayda 250 saat uçufl garantisi vererek” saati 10 bin dolardan “zengin yolcuyu okyanus üstünden yatakta uyurken uçarabilecek” uçaklar› kiral›yorlar fakat bu uçaklar›n ABD’ye uçamayaca¤›n› sonradan ö¤reniyorlar...

1 tek deve bu kadar günah› nas›l tafl›s›n! 05.03.2009 Milyonlarca “nazar tütsüsü” yapt›r. Bak›monar›m bölümünde viday› s›kan teknisyenden, uça¤› yöneten pilota kadar “insan hatas›n› s›f›ra indirecek çal›flma modelini kuramam›flsan” uça¤›n düfler. ‹ngiliz, ‹sviçreli, Alman, “s›f›r hata ile çal›flmay› ibadet haline getirdi¤i için” onlar›n uça¤› hiç düflmez fakat senin uça¤›n hep düfler. Kim verecek hesab›n›? Deveyi mi suçlayaca¤›z? Deveye dönüp: Seni kurban verdik. Bir faydan› göremedik. Yine uça¤›m›z düfltü! Böyle mi diyece¤iz? Anlad›n›z m› flimdi “THY yönetiminin padiflahl›¤a dönüfltü¤ünü” dönüflümde de en

yüksek pay›n Baflbakan Tayyip Erdo¤an’da oldu¤unu, bir haftad›r ben niçin yaz›yorum. *** Yüksek Denetleme Kurulu Baflkan› Mutallip Ünal da “Borsada hisse boflaltarak 76 y›ll›k bir devlet flirketinin yüzde 51 pay› özel kifli ve kurumlar›n eline geçse bile bunu kamu denetiminden ç›karmak do¤ru mudur?” sorusunu soramad›¤› gibi ço¤unlu¤u iktidar partisinden oluflan ve CHP’lilerin de yer ald›¤› 35 milletvekili üyesi olan Meclis K‹T Komisyonu da; “Ne oluyor, THY nereye götürülüyor?” sorusunu sormad›. Deveye dönüp: Seni kurban ettik. Yine fayda göremedik. Diye k›zman›n anlam› yok! 1 deve bu kadar günah› nas›l tafl›s›n?


Tohum* Tohumlar, uygun koflullar olufluncaya kadar toprakta ya da sakland›¤› yerde uyur. Yeterli nem ve ›s› oluflunca ancak, filizlenmeye bafllar. Sonra bu filizler sürgün verip topra¤›n üzerine do¤ru yol al›r. Bir sabah bakars›n›z ›fl›¤a kavuflmufl ektikleriniz. Taze yapraklar h›zla bafl kald›r›rlar günefle do¤ru. Tohum gibi yaflam›n bafllang›c›n› simgeleyen bir fleyden ölüme ulaflmak kula¤a hofl gelmese de bu tezatl›k çok çarp›c› bir örnek. Tohumlar beni affetsin! Havac›l›kta kazalar da ayn› tohum gibidir. Elveriflli zemin yoksa uyur topra¤›n alt›nda. Bütün koflullar birleflip, zincir tamamlanmadan kolay kolay kaza olmaz. Hep, birileri ç›kar, kazay› oluflturacak bu zinciri k›rar ve zehirli sarmafl›klar›n ›fl›¤a ulaflmas›n› engeller. Ya nemi yok eder, ya s›cakl›¤› düflürür ya da zemini serlefltirir. Yani basar üzerine, birilerinin özenle kabart›p, gübreledi¤i topra¤›n. Havac›l›kta birer may›n olarak alg›lanmas› gereken binlerce kaza tohumu sakl› topra¤›n alt›nda. Nas›l kazay› yapanlar pilotlarsa (Sanki baflkalar›n›n yapma flans› varm›fl gibi!) genellikle zinciri bozan bu “birileri” de pilotlard›r. Her koflulda kazay› engellemek onlar›n görevidir çünkü. Bazen de bir teknisyenin dikkati, bir idarecinin y›llar önce ald›¤› önlem, yap›lan bir araflt›rma, okunan bir kitap veya yaz› olur yaflamlar› kurtaran. Hatta bir ö¤retmenin sözleridir

bazen kula¤a küpe olmufl... Biz uçucular kazalardan dersler ç›kart›r›z. Her y›l tekrarlanan e¤itimlerde en çömezimizle en tecrübeli kaptan yan yana onlar› inceler, üzerlerinde tart›fl›r, yeniden yaflar›z adeta. Bunlar yeterli de¤il kuflkusuz ama keflke bizim d›fl›m›zdakiler de üç gün sonra unutmamak için ayn› çabay› gösterse! Yani “bütün aktörler,” baflta yönetim kademeleri olmak üzere bize kat›lsa! Zincirin tamamlanmas›n› hep birlikte engellemeye çal›flsak. Belki o zaman topra¤›n üzerine ç›kmay› baflaran bir deli sürgün, bir flubat sabah› aniden uzan›p Arisanlar›, Sezerleri, Özgürleri, Eskinleri aram›zdan almay› baflaramaz... “Ama bu kazada bir sorumlulu¤u yok THY yönetiminin!..” Beni bir bankan›n yönetim kuruluna atamaya kalksalar “bankaya bir düflmanl›¤›n›z m› var?” diye sorar›m önce! Çünkü ben paradan hiç anlamam, ben havac›y›m, ben uçar›m. Yolcumun saç›n›n teline zarar gelmemesi için, uça¤›m›n boyas›n›n çizilmemesi için, meslek onurumun zedelenmemesi için, bulutlar› delerim, da¤lar› aflar›m. Gerekirse Tahsin gibi, Murat gibi, Olgay gibi, Ulvi Murat gibi can›m› veririm. Ama tüccarl›ktan, reklamdan, nazar duas›ndan, hiç anlamam. Bu konularda THY’yi yöneten üç kiflilik icra komitesi bir numarad›r! Onlar, flirket

Bahad›r Altan Kaptan Pilot

Havac›l›kta kazalar da ayn› tohum gibidir. Elveriflli zemin yoksa uyur topra¤›n alt›nda. Bütün koflullar birleflip, zincir tamamlanmadan kolay kolay kaza olmaz.

15


h›zla büyürken insanlar› limitlerin üzerinde gece gündüz uçurarak nas›l maliyet düflürülür, nas›l reklam yap›l›r, nas›l kar edilir iyi bilirler! O nedenle söz, yetki, karar ve de iktidar onlarda! Bu konuda ellerine su dökemez kimse! Peki “havac›l›k” derseniz, uçufl güvenli¤i derseniz, meslek eti¤i, onuru, disiplini derseniz, sosyal diyalog, hak, emek... Özetle “insan” derseniz yan›t alabilir misiniz? Ama “bu kazada sorumlulu¤u yok ‹cra Komitesi’nin!”

16

THY’yi yöneten üç kiflilik icra komitesi, flirket h›zla büyürken insanlar› limitlerin üzerinde gece gündüz uçurarak nas›l maliyet düflürülür, nas›l reklam yap›l›r, nas›l kar edilir iyi bilirler! O nedenle söz, yetki, karar ve de iktidar onlarda! Bu konuda ellerine su dökemez kimse!

Bu “üçlüye” bir çift sözümüz var: Efendiler! “Uçufl Emniyeti” deyince, binlerce havac›n›n da sizler, eline su dökemezsiniz. Bilmezsiniz ama personelinizin ço¤unun okudu¤u lisenin bile ad› “Hava Lisesiydi.” Havac›l›¤›n her dal›nda, yak›t kokusuyla, uçak gürültüsüyle, kar, s›cak demeden ter döktüler. Ço¤u kazand›klar›n› meslek hastal›klar› ve kanser tedavilerinde harc›yor, emekli olur olmaz yaflamlar›n› yitiriyor ama her koflulda yolcular›na güler yüz gösteriyorlar. Bu konuda teknisyeninden, yolcusunu kurtarmak için çabalayan kabin memuru ve kaptan›na kadar hiçbirimizin yan›na bile yaklaflamazs›n›z! Kusura bakmay›n ama bu konuda gerçekten, üçünüzü toplasak bir “havac›” etmezsiniz! A¤›r gelmesin bu sözlerim, mahkemelere de koflmay›n hemen. ‹spatl› belgelidir yazd›klar›m. Biz de para konusunda sizinle afl›k atamay›z! Siz sat›fltan anlars›n›z; halk›n vergileriyle yarat›lan bu flirketi “baflar›yla” nas›l “pazarlad›¤›n›z›” Necati Do¤ru Vatan Gazetesi’nde yaz›yor. Bizim pazarlad›¤›m›z sadece uzmanl›k alan›m›zdaki eme¤imizdir. Tafleronlar›n›zla birlikte sat›fl, sizin iflinizdir! Siz reklam›n da alas›n› bilirsiniz! Ana vatan›ndan getirtti¤iniz “starlar” hem flirketin, hem sizin “reklam›n›z›” yaparlar, bir taflla befl kufl vurursunuz!

THY Yönetim Kurulu Baflkan› Candan Karl›tekin

THY Genel Müdürü Temel Kotil

Ama çok önemli bir fark›m›z var: Bizler neyi bilmedi¤imizi biliriz! Bir kazadan geriye size bir “adet” cenaze töreni, uzmanlara haz›rlat›lm›fl, nerede nas›l “vurgu” yap›laca¤i belirlenmifl bir konuflma ve bilmem kaç milyonluk sigorta maliyeti kal›r sadece. Gözyafllar›n›z, surat›n›za makyaj gibi takt›¤›n›z o art›k çok bildik gülümseme kadar içtendir! Ama biz y›llard›r hiç unutmad›k yitirdiklerimizi. O yüzden yüksek ç›kar 盤l›¤›m›z! Siz THY’nin bafl›na, kantardan anlad›¤› için kasab›n, kuyumcu terazisinin bafl›na kondu¤u gibi atand›¤›n›z zaman, bilmeniz gereken sadece, havac›l›k ve uçufl güvenli¤i konusunda “birfley bilmedi¤iniz” idi. O zaman ö¤renme flans›n›z olacakt›. Ama ne yazik ki bunu bilemediniz! Sky Life dergisinde yay›nlanan “Yolcu Memnuniyeti Birinci Önceli¤imizdir!” bafll›kl› Genel Müdür imzal› yaz› bunun çok net itiraf›d›r. Uçufl güvenli¤inden habersizli¤in belgesidir. THY’yi befl y›ld›zl› otel, bu gerçekleri aç›k aç›k yüzünüze söyleyenleri de düflman bellediniz. Kininize tan›kt›r bu sat›rlar›n yazar› ve hala parçalamaya ezmeye sindirmeye çal›flt›¤›n›z binlerce THY iflçisi... Sizleri poh pohlay›p ya¤layanlar›n, THY deyince yemek mönüsünden baflka birfley akl›na gelmeyen H›ncal Uluç’tan, Engin Ardiç’a; Mehmet Barlas’tan M.Ali Birand’a bas›n›m›z›n “de¤erli” köfle yazarlar›n›n hiç mi pay› yok bu sonuçta? Umur Talu ve Necati Do¤ru gibi birkaç duyarl› kalem d›fl›nda herkes “sizinle gurur duyuyordu!”… Siz gübrelerken onlar hortum tuttular bu güne kadar… Hep birlikte sulad›n›z, ›s›tt›n›z, kabartt›n›z topra¤›… Tohumlar böyle filizlendi, yola koyuldular... Verece¤im örnekler çok somuttur say›n “‹cra Komitesi”, elle tutulacak kadar somut. Öyle nazarla falan kand›ramazs›n›z insanlar›. fieytan ifli de de¤il bunlar, sizin icraat›n›z! Bunlar› kaza oldu diye de¤il, daha önce de çeflitli yay›nlarla, panel ve sempozyumlarda

THY Yönetim Kurulu Üyesi ve Baflkan Vekili Hamdi Topçu


dile getirdi¤imden, flimdi yazma hakk›n› kendimde görüyorum. ‹nsan hayat›n› ilgilendiren konularda susman›n sorumlulu¤unun, konuflmaktan a¤›r oldu¤una inand›¤›m için yazmaya da devam edece¤im... Bak›n›z neler yapt›n›z: Havac›l›kta çok riskli olan bu büyüme h›z›na, personel yetifltirmek mümkün de¤ildi. Uçaklara yetiflmek için pilot say›s› alt› yüzden birdenbire iki bine f›rlay›nca, bu pilotlar›n “e¤itimi”, “standardizasyonu” diye, flirketin sizi “hiç ilgilendirmeyen” bir meselesi ortaya ç›kt›! Üstelik bu e¤itimin yap›laca¤› “Baflkanl›¤a” atad›¤›n›z “E¤itim Baflkan›” çok h›zl› ceket ilikleyen ama o tarihlerde ö¤retmenlik vasf› bile olmayan biriydi. Dinlemediniz! Bu mesle¤in gelene¤idir, en deneyimlilerden en dinamiklerden en bilgili ve yabanc› dili en iyi olanlardan bir “Bafl Pilot” seçilir. Herkes ona sayg› duyar, büyüktür sözü dinlenir. Siz iki y›ll›k bir kaptan› böyle bir makama atad›n›z. Bu “Bafl Pilot”, en temel havac›l›k kurallar›n› önce kendisi uygulamas› gerekirken hiçe sayarak, hem de bol yolluklu d›fl yat› uçufllar›yla, maafl›n› ikiye katlayarak ayl›k limitleri afl›nca, bir de “ödüllendirip”, “Uçufl Emniyet Baflkan›” yapt›n›z. Yani flirketin Uçufl Güvenli¤ini, kurallar› hiçe sayan, tam anlam›yla “k›rm›z› ›fl›kta geçen” bir “kaptana” emanet ettiniz. Neydi bu “kaptan›n” özelli¤i? Bu konuda çok iyi e¤itimler görmüfl nitelikleri s›nanm›fl birisi miydi acaba? Hay›r, befl vakit namaz k›lar ve Temel Bey’le birlikte s›k s›k Hacca giderdi sadece! Ha bir de pilotlara bol bol “savunma ve ceza” verirdi “esas durufllar› bozuk” diye!..

Derdimizin kimsenin namaz›nda hacc›nda olmad›¤› aç›k… ‹tiraz›m›z bunlar›n mesleki yeterliliklerin ve eti¤in önüne geçmesine. Ne yaz›k ki bunu da anlayabildi¤inizden kuflkuluyum. THY’de pilot seçimini kim yapar? Eskiden örne¤in Cem Kozlu mu karar verirdi dersiniz? Bu iflin Hamdi Topçu’dan geçti¤ini en yetkili a¤›zdan ben duydu¤uma göre, san›r›m duymayan yoktur. Sizler pilotlar› AKP’den “Hamil-i Kart” pefline düflürdü¤ünüzle övüne durun. Bunun sonuçlar›n›n 10 y›l sonra ç›kaca¤›n› da “bilmiyordunuz!”. Ya da ö¤retmen pilotlar›n Boeing uça¤›nda baflar›s›z bulup “fail” ettikleri pilot, bizzat sizlerin talimatiyla önce uçufl okuluna ö¤retmen yap›l›r; oradan da A320’ye atan›r ve yolcuyla birlikte e¤itilmeye çal›fl›l›rsa bu nas›l bir mesleki erozyona yol açar bunu da “bilemezdiniz!” Çünkü “bilmedi¤inizi bilmiyordunuz!” Esas sorun sizin bilmediklerinizi “bilen” ve “Kaptan” olan, yani aram›zdan ç›kan, Genel Müdür Yard›mc›lar›n›z, Uçufl ‹flletme Baflkanlar›n›z Bafl Pilotlar›n›z, Uçufl Emniyet Baflkanlar›n›z›n bunlara karfl› ne yapt›¤›d›r! Say›n THY ‹cra Komitesi, sizin gerçekten bir suçunuz yok bu kazada! Siz daha sonrakiler için topra¤› gübrelemeye, sulamaya devam ediyorsunuz sadece. Bunu bilinçli yapmad›¤›n›z kesin. Eminim fark›nda bile de¤ilsiniz! Zaten sorun da burada!..

Sizleri poh pohlay›p ya¤layanlar›n, THY deyince yemek mönüsünden baflka birfley akl›na gelmeyen H›ncal Uluç’tan, Engin Ard›ç’a; Mehmet Barlas’tan M.Ali Birand’a bas›n›m›z›n “de¤erli” köfle yazarlar›n›n hiç mi pay› yok bu sonuçta? Umur Talu ve Necati Do¤ru gibi birkaç duyarl› kalem d›fl›nda herkes “sizinle gurur duyuyordu!”

Emniyetli uçufllar...

*Airkule.com’da yay›nlanm›flt›r

17


Hak-‹fl Konfederasyonu Baflkan› Salim Uslu

AKP Baflkan› Tayyip Erdo¤an

Yavuz h›rs›zlar... 18

Engin Barutçu Hava-‹fl Gen. E¤itim Sekreteri enginbarutcu@havais.org.tr

Kendi iflçisinin özgür iradesine sayg›l› davranmayan THY A.O. ve THY Teknik A.fi. iflveren yetkilileri çaresizlikleri karfl›s›nda “yavuz h›rs›z’’ tafleron sendikalarla iflbirli¤i yolunu tercih etmifllerdir.

Amsterdam’da yaflanan elim kazada yaflam›n› yitiren üyelerimizi ve yolcular› sayg› ile an›yor, sevgili ailelerinin ac›lar›n› bir kez daha paylafl›yorum. Yaral› kurtulan kabin ekibi üyesi arkadafllar›m›z ve yolculara da büyük geçmifl olsun diyerek, acil flifalar diliyorum. Dileriz bu kaza son olur ve gerekli dersler al›n›r! 29 Mart yerel seçimleri tamamlansa da, sonuçlar› hakk›nda yap›lan yorumlar halen devam ediyor. Ülke demokrasisi kelepçelerinden yine kurtulamad›! ‹ktidar temel slogan olarak “durmak yok, yola devam” derken, demokrasi ve de¤erlerinde kalan k›r›nt›lar› da “temizlemek’’ gayretini sürdürecek gibi görünüyor. Baflkanl›k koltu¤unu “kapt›ran’’ eski bir baflkan›n gazetelerdeki sitemi oldukça ilginçti! Bizim param›z yoktu ve da¤›tamad›k bu nedenle seçimi kaybettik diyordu! Demokrasi ad›na ortaya ç›kan çirkinliklere lütfen bakar m›s›n›z! Sat›lmad›k fley kalmay›nca, hükümet edenler bölge ve illere göre rey piyasas› oluflturup tozu dumana katarak istediklerini alamasalar da ‘’hamdolsun’’ yine ifli kotarm›fl olman›n mutlulu¤unu yafl›yorlar! Bu devran bakal›m nereye kadar gider? Bu arada ABD Baflkan› Barak Hüseyin Obama’da ‘’hayr›l›s›’’ ile geldi ve gitti. Ülkeyi yönetenlerin Obama hayranl›¤› gerçekten görülmeye de¤erdi. TBMM konuflmas›nda iktidar

milletvekillerinin kendisini avuçlar› patlarcas›na alk›fllamas› konukseverli¤in ötesinde görünüyordu. Türkiye’nin ihraç ürünlerine yoksul Anadolu çocuklar›n› dahil eden Saros’tan ilham alanlar›n Obama’ya ABD iflgallerine kaç asker vermeyi kabul ettiklerini henüz bilemiyoruz! Yap›lan pazarl›ktan al›nan borç dolarlar karfl›l›¤›nda da¤›t›lan seçim rüflvetleri ayni ve nakdi olarak da¤›t›l›rken, yolsuz ve susuz evlere s›rtlarda tafl›nan eflyalar›n alt›nda ezilen insanlar›n öfkelerine tan›k olduk! Yoksullu¤una ra¤men da¤›t›lan rüflveti içinden reddetmek geçse de, “domuzdan k›l koparmak”, kendinden çal›nanlar›n binde birini elde etmek olarak düflünüyorlard› belki! Halk›n› “aptal” yerine koyarak, ne olursa olsun iktidar› ele geçirmek için kullan›lan yöntemlerin onursuzlu¤u elbette ki yapanlara aittir. Demokrasi ad›na oldukça “duyarl›” valilerimizin oldu¤una yine seçim öncesi faaliyetlerde tan›kl›k ettik. “Sosyal ve hukuk devletinin” gere¤i olarak halk›n›n yaralar›n› parti ad›na “sar›yorlard›!” Ayn› duyarl›l›¤› tüm ma¤durlar için göstermeleri ne kadar anlaml› ve yerinde olurdu! Örne¤in Sabah Gazetesi’nde anayasal bir hak oldu¤unu düflünerek sendikaya üye olan gazetecileri iflten atan patrona, ‹stanbul’un say›n valisinin


bir cumartesi günü saat 19:00’da Taksim’den Tünel’e yap›lan yürüyüflte “duyarl› valilerle” destek olmas› halk›n valisi olduklar›n› nas›l da ortaya koyard›! Desa’da aylard›r grev yaparak direnen Emine Aslan’› bir kez olsun ziyaret etmeleri çok daha anlaml› olurdu! Çok komik buldunuz de¤il mi? Y›llard›r yetkili sendikan›n yürüttü¤ü toplu sözleflmeden ve örgütlü iflçiden kurtulmak ad›na, tam da yerel seçimler öncesi THY A.O. çal›flanlara % 6 “k›yak” yap›yor! Anadolu’da AKP’ye seçim rüflveti olarak da¤›t›lan para, kumanya ve beyaz eflya nas›l ki rey karfl›l›¤› olarak da¤›t›ld› ise, THY iflçisine de sendikadan vazgeçmeleri karfl›l›¤›nda bir zam karar› ç›k›yor! Böyle bir pazarl›¤›n tutaca¤›ndan emin olsalar jest olsun diye daha çok fley verirler! Geçen say›m›zda sizlerle THY Teknik iflvereni- Çal›flma Bakanl›¤› ve Hak-‹fl iflbirlikçili¤inden bahsetmifltim. Sözde sendikac› aktör Salim Uslu, 5 Nisan 2009 tarihli Birgün Gazetesi’nde Hava-‹fl Sendikas›’n›n Çal›flma Bakanl›¤›’n›n karar›na ra¤men dava açarak sözleflme yapmalar›na engel oldu¤unu söylüyordu! Pes do¤rusu. Yavuz h›rs›z pekte hevesli ve üç maymuncuktan biri ile kap›lar› kurcal›yor! Dünyada ve ülkede emek hareketlerinin mücadele süreçlerinde iflçi s›n›f› u¤runa bedel olarak canlar›n› verenlerin kemiklerini s›zlatan, iflverenlerin en azg›n sald›r› yürüttü¤ü dönemde ihanetin orta¤› olarak tarihin kara sayfalar›nda flimdiden yer almay› garantiledi¤i için Sn. Salim Uslu’yu “kutluyoruz”. Sn. Uslu size çokta yak›fl›yor… Hiç flafl›rmad›k! THY iflçisinin iflyerleri kapat›l›rken, iflten ç›karmalar dolayl› ve taktiksel olarak tafleronlar devreye sokularak kotar›l›rken, iflverenin tek eksi¤i tafleron bir sendika bulmakt›! O ihaleyi de Hak-‹fl olarak siz ald›n›z demek! “Hay›rl› olsun” Tüm olumsuzluklara ra¤men Hak-‹fl’te ve ona ba¤l› Çelik-‹fl Sendikas›’ndan ihanete ortak olmak istemedi¤ini söyleyecek insanlar›n ç›kmas›n› da umut ediyor ve bekliyoruz. Neden olmas›n? Bize düflen görev ise tüm olumsuzluklara ra¤men sab›r ve kararl›l›kla mücadeleyi sürdürmektir. THY ve THY Teknik A.fi iflverenleri 2007 Temmuz’u grev oylamas› sonras›nda “yenilgi” olarak gördükleri iflçi iradesine sayg› duymak yerine örgütlü topluma karfl› baflka yöntemleri devreye koymaya çal›flmaktad›rlar. Kendi iflçisinin özgür iradesine sayg›l› davranmayan THY A.O. ve THY Teknik

A.fi. iflveren yetkilileri çaresizlikleri karfl›s›nda ‘’yavuz h›rs›z’’ tafleron sendikalarla iflbirli¤i yolunu tercih etmifllerdir. Kapitalist sistemin yaratt›¤› krizlerin suçlusu asla iflçiler ve emekçiler de¤ildir. THY iflvereni Anadolu’da, ça¤r› merkezinde ve son olarak da yer iflletmede yürütülen hizmetleri taflerona devrederken emek h›rs›zl›¤› ve sendika düflmanl›¤› yapmaktad›r. ‹flçilerin toplu görüflmelerini engellemeye ve ortadan kald›rmaya yönelik bu kirli oyunlar› ortak irade gücümüzle mutlaka bozmal›y›z. Ayr›ca, insanl›k ad›na her geçen gün bar›fl› bozan, savaflla beslenen ve adaletsizli¤i esas alan bu sistemi sorgulamaktan ve buna karfl› bar›fl› ve demokrasiyi savunmaktan y›lmamal›y›z. Geçti¤imiz y›l ‹stanbul’da iflçi s›n›f›na yasaklanmak istenen 1 MAYIS dünya ülkelerinin 165’inde resmi olarak kutlanabilirken, ülkemizde halen gaz bombalar›na ve afl›r› fliddete maruz kalmaktad›r. 1 MAYIS emekçi ve ezilen tüm s›n›flar›n taleplerinin özgürce ifade edilebildi¤i bir gün olarak ülkemizde de kutlanabilmelidir. Hava-‹fl üyeleri olarak 1 MAYIS‘a geçmifl y›llardan daha fazla sahip ç›kal›m ve alanlar› doldural›m. Hepinizin birlik ve dayan›flma günü olan 1 MAYIS bayram›n›z kutlu olsun.

“Sosyal ve hukuk devletinin’’ gere¤i olarak halk›n›n yaralar›n› parti ad›na “sar›yorlard›!” Ayn› duyarl›l›¤› tüm ma¤durlar için göstermeleri ne kadar anlaml› ve yerinde olurdu! Desa’da aylard›r grev yaparak direnen Emine Aslan’› bir kez olsun ziyaret etmeleri çok daha anlaml› olurdu! Çok komik buldunuz de¤il mi?

19


20

ETF sivil havac›l›k ekonomi konferans›:

Sivil havac›l›k çal›flanlar› için kaliteli ifl ve sosyal koruma Kemal Ülker Hava-‹fl E¤itim ve D›fl ‹liflkiler Uzman›

Ulaflt›rma sektörü, özellikle de sivil havac›l›k sektörü, ekonomik krizden do¤rudan ve derhal etkilenen sektörler aras›nda yer al›yor.

Avrupa Tafl›mac›l›k ‹flçileri Sendikas› (ETF), 1 ve 2 Nisan 2009 tarihlerinde Brüksel’de sivil havac›l›k sektörünün ekonomik durumunu ele alan bir konferans düzenledi. Aralar›nda Türkiye’nin de yer ald›¤› 20’yi aflk›n Avrupa ülkesinden gelen sendikac›lar sürmekte ve derinleflmekte olan mali ve ekonomik krizin sektör üzerindeki etkilerini ve bunun yol açt›¤› ekonomik ve sosyal sonuçlar› tart›flt›lar. Uluslararas› mali piyasalarda yaflanan çöküflün ard›ndan bafllayan ve derinleflmekte olan küresel ekonomik kriz bütün dünyada iflçilerin yaflamlar› üzerinde dramatik bir etki yarat›yor. Avrupa ülkeleri de bu krizden farkl› biçimlerde ve düzeylerde olsa da derinden etkileniyorlar ve çeflitli sektörlerde yüzlerce/binlerce insan iflini kaybediyor. Küçük ve orta boy iflletmeler kepenklerini kapat›rken, çok uluslu flirketler ya kitlesel iflten ç›karmalara baflvuruyorlar ya da çal›flma saatlerini azalt›yorlar/üretime ara veriyorlar. ‹flsizlik

ve k›sa süreli çal›flma h›zla art›yor. Geçici iflçiler, part time çal›flanlar ve belirli süreli hizmet akdiyle çal›flanlar ya krizin ilk kurbanlar› oluyorlar ya da bu tür esnek çal›flma biçimlerinin daha da yayg›nlaflt›r›lmas› kimileri taraf›ndan -bu çal›flma biçimleri emek piyasas›na daha fazla istikrars›zl›k getirecek oldu¤u haldeyaflanan krizde tek geçerli çözüm olarak görülüyor. Her iki durumda da bedeli ödeyen taraf iflçiler oluyor. Ulaflt›rma sektörü, özellikle de sivil havac›l›k sektörü, ekonomik krizden do¤rudan ve derhal etkilenen sektörler aras›nda yer al›yor. IATA’n›n tahminlerine göre toplam yolcu talebi 2009 y›l›nda yüzde 6,5 oran›nda düflecek ve bu sektörün genelinde daha fazla iflten ç›karmay› ve çal›flma koflullar›n›n kötülefltirilmesini gündeme getirebilir. Hiç kuflkusuz bu bir kader de¤il ve iflçiler kazan›lm›fl haklar›n› örgütlü mücadele ile koruyabilirler. Bunu daha önce pek çok kez baflard›lar ve bu kez de baflarabilirler.


Sivil havac›l›kta liberalizasyon (serbestlefltirme) zaten uzun bir süredir iflaslara ve toplu iflten ç›karmalara neden oluyordu. Ayr›ca 30 y›ld›r süren liberalizasyon nedeniyle sektörde ifl güvencesi ad›m ad›m t›rpanland›, reel ücretler geriletildi ve çal›flma koflullar› kötülefltirildi. ‹flçi iflveren iliflkileri de sektörün tarihinde hiç olmad›¤› kadar gerginleflti. Üstüne üstlük yaflanmakta ve derinleflmekte olan kriz içinde kimileri sektörün daha da kurals›zlaflt›r›lmas›n› (deregüle edilmesini) talep ediyor. Bunun önüne geçilmesi zorunlu. Aksi halde sektörde ac›mas›z bir sömürü ortam›n›n yarat›lmas› kaç›n›lmaz hale gelecek. ETF ve Hava-‹fl dâhil üyesi bütün sendikalar kamu yönetimlerinden liberalizasyon ve özellefltirme politikalar›na bir son vermelerini talep ediyorlar. Piyasa rekabetinin en etkin sivil havac›l›k sektörünün yarat›lmas›yla sonuçlanaca¤› yolundaki ideolojik bombard›mana da art›k bir son verilmesi gerekti¤inin alt›n› çiziyorlar. ETF ve üyeleri, sivil havac›l›¤›n “kamu hizmeti” boyutunu en bafla koyan bir politika izlenmesinden yanalar. Di¤er bir deyiflle ETF ve üyesi sendikalar, sivil havac›l›k sektöründe liberalizasyona bir moratoryum getirilmesini talep ediyorlar. Bu çerçevede ETF çok daha sürdürülebilir bir sivil havac›l›k sektörü yaratacak bir altyap› ve yat›r›m politikas› öneriyor. Böyle bir politika Avrupa düzeyinde bütünleflmifl ve koordine edilmifl bir havaalanlar› ve hava trafik kontrolü yat›r›m gelifliminin planlanmas›n› öngerektiriyor. Ekonomik ve sosyal uyumu ancak böyle bir politika güçlendirebilir ve kal›c› hale getirebilir. Yaflanan ekonomik kriz yap›sal nitelikte oldu¤undan kamu sektörü sektörde kaliteli iflleri destekleyen kamu yat›r›mlar›n› desteklemelidir. Krizle mücadele etmek ve istihdam› korumak için hem geçici önlemlere hem de daha kal›c› reformlara ihtiyaç var. Ama yaflanacak toparlanma döneminde ana unsur istihdam› desteklemek olmal›. Özellikle e¤itim ya da beceri eksi¤i olan ve dolay›s›yla en k›r›lgan konumdaki iflçilere e¤itim sa¤lanmas› ve beceri kazand›r›lmas› da kamusal bir sorumluluk olmal›. ETF ve üyesi sendikalar krizin etkilerinin tek yanl› bir biçimde iflçilerin üzerine y›k›lmas›na kesin bir biçimde karfl›lar. Özellikle reel ücretlerin düflürülmesine yönelik her türlü giriflimi reddediyorlar. ‹flten ç›karmalar›n

kaç›n›lmaz hale geldi¤i durumlarda iflverenlerin sendikalarla görüflmesi ve olas› en iyi çözümlerin hep birlikte aranmas› gerekti¤ini savunuyorlar (sözgelimi iflten ç›kar›lanlar›n bir havuzda toplanmas› ve yeniden istihdam süreci bafllad›¤›nda önceli¤in bu iflçilere verilmesi vb. uygulamalar.) ETF ve üyesi sendikalar, hem Avrupa Birli¤i’ni (üye devletleri ve Avrupa Komisyonu’nu) hem de AB üyesi olmayan Avrupa devletlerini “Sosyal Avrupa”ya yat›r›m yapmaya ça¤›r›yorlar. ‹flçilerin becerilerini gelifltirmek ve yaflam boyu ö¤renme uygulamalar›n›n güçlendirilmesi ve iflsizlik yard›m› sistemlerinin kapsam›n›n özellikle a-tipik sözleflmeler temelinde çal›flanlar› kapsayacak flekilde geniflletilmesi bu yat›r›m›n temel ayaklar› olmal›d›r. Özetle ETF Sivil Havac›l›k Bölümü, 12 Nisan 2009 tarihli konferans›nda Avrupa’n›n kamu otoritelerine flu ça¤r›y› yapt›: Kamu denetimi alt›nda bir kamu hizmeti olarak havaalanlar› ve hava trafik kontrolü için bir Avrupa altyap› politikas› gelifltirin. ‹stihdam düzeyini ve çal›flma koflullar›n› korumak kofluluyla, havaalan› slot kullan›m› sa¤lama koflullar›n› geçici olarak gevfletin. Ekonomik krizi izlemek için (üye devletler, sosyal paydafllar ve Komisyon’dan oluflan) üçlü bir komite oluflturun. Sivil havac›l›k iflçileri için istihdam›, e¤itimi, yeniden nitelik kazand›rmay›, yeniden dönüfltürmeyi ve yaflam boyu ö¤renmeyi destekleyen bir program gelifltirin. ETF Sivil Havac›l›k Bölümü iflveren örgütlerinden krize karfl› ortak önlemler gelifltirmeyi öngören bir anlaflma imzalamalar›n› istedi. Ulusal düzeyde ise yetkililerden ve sendikalardan flunlar› talep etti: ‹flten ç›karma durumunda iflçileri gerekti¤i gibi koruyacak düzenlemelerin haz›rlay›n ve hayata geçirin. ‹flçileri etkileyecek her konuyu önce sendikalarla görüflün.

IATA’n›n tahminlerine göre toplam yolcu talebi 2009 y›l›nda yüzde 6,5 oran›nda düflecek ve bu sektörün genelinde daha fazla iflten ç›karmay› ve çal›flma koflullar›n›n kötülefltirilmesini gündeme getirebilir. Hiç kuflkusuz bu bir kader de¤il ve iflçiler kazan›lm›fl haklar›n› örgütlü mücadele ile koruyabilirler. Bunu daha önce pek çok kez baflard›lar ve bu kez de baflarabilirler.

21


22

Özellefltirme öldürür!

Maliye Bakan› Kemal Unak›tan bir keresinde de özellefltirmede izlenen politikay› “Sat›fla ç›k›yoruz, paray› veren düdü¤ü çalar”, “Kârl› kârs›z ne varsa sataca¤›z” sözleriyle “aç›klam›flt›.”

The Lancet, 180 y›l› aflk›n bir süredir yay›n yapan ve merkezi Britanya’da bulunan, sadece kendisine iletilen makaleleri akademik süzgeçten geçirip yay›nlamakla kalmayan, fakat ayn› zamanda önemli saha çal›flmalar›, araflt›rmalar vb. çal›flmalar gerçeklefltiren, t›bbi konulara bütünsel bir bak›fl aç›s›yla yaklaflarak sosyo-ekonomik ve politik ba¤lam› da göz ard› etmeyen sayg›n bir t›p dergisi (www.thelancet.com). The Lancet k›sa bir süre önce, Oxford Üniversitesi'nden sosyolog David Stucker, Cambridge Üniversitesi Sosyal ve Politik Bilimler bölümünden sosyolog Lawrence P. King ve London School'dan eski Do¤u Blok’u ülkelerinin sa¤l›k alan›na iliflkin kapsaml› çal›flmalar›yla tan›nan t›p uzman› Martin McKee'nin yapt›¤› önemli bir araflt›rma yay›nlad›. (Mass privatisation and the post-communist mortality crisis: a cross-national analysis: www.thelancet.com Araflt›rma, özetle Sovyetler Birli¤i'nin

da¤›lmas›n›n ard›ndan Do¤u Avrupa'da ölüm oranlar›n›n artmas›n›n en önemli sebebinin özellefltirmeler oldu¤unu ortaya koyuyor. Araflt›rman›n ulaflt›¤› sonuç çok yal›n: söz konusu dönemde Avrupa ülkeleri aras›nda ölüm oranlar› alan›nda görülen farkl›l›¤›n temel sebebi de özellefltirme politikalar›. Özellikle Arnavutluk, Polonya, Slovenya, Rusya, Litvanya, Kazakistan, Estonya ve Letonya gibi özellefltirmelerin çok k›sa sürede ve aniden gerçeklefltirildi¤i ülkelerde, 1991-1994 y›llar› aras›nda yaflanan özellefltirmelerin ve yol açt›klar› kitlesel iflsizli¤in yetiflkin erkek ölüm oran›nda yüzde 42'lik bir art›fla neden oldu¤u görülüyor. Buna karfl›n, de¤iflimi zamana yayan ve serbest pazar koflullar›n› kademeli olarak hayata geçiren ülkelerde ölümler daha düflük bir art›fla yol açm›fl. Afla¤›da yer alan grafik yukar›da söylenenleri özetliyor. Araflt›rmaya göre 2002 y›l›na kadar 1 milyona yak›n çal›flan erkek, kitlesel


özellefltirme politikalar› sonucunda yaflad›klar› travmaya ba¤l› nedenler yüzünden hayat›n› kaybetmifl. Araflt›rman›n sonuçlar›n› anlatan 11 sayfal›k metinin sonlar›na do¤ru, özellefltirme ve yol açt›¤› iflsizlik ile hastal›klar aras›ndaki iliflkinin ele al›nmad›¤› belirtiliyor. Ayr›ca özellefltirme ve iflsizli¤in yol açt›¤› alkolizm ve uyuflturucu problemleri de araflt›rman›n kapsam› içinde yer alm›yor. Bunlarla birlikte ele al›nd›¤›nda özellefltirmenin neden oldu¤u insani y›k›m›n boyutlar› daha da büyüyecektir. Son paragrafta ise benzer “reform” politikalar›n›n Çin, Hindistan, M›s›r ve -Irak dâhil- di¤er birçok geliflmekte olan ve orta gelirli ülke için tart›fl›ld›¤› hat›rlat›l›yor ve Do¤u Avrupa’da yaflanm›fl olanlardan ders al›nmas› gerekti¤i vurgulan›yor. “Lancet”, ‹ngilizce bir sözcük ve “sivri kavis”, “sivri pencere” (‹ngiliz mimarisinin tipik mimari formlar›ndan biri) ve “cerrah neflteri” anlamlar›n› tafl›yor. Thomas Wakley, 1823 y›l›nda The Lancet dergisini kurdu¤u zaman flöyle demifl: “Lancet, ›fl›¤› içeri alan kemerli bir pencere ya da de¤ersiz fleyleri kesip atmaya yarayan keskin cerrahi bir alet olabilir ve ben bu dergiyi her iki anlamda da kullanmay› amaçl›yorum.” Toplumsal muhalefet hareketlerinin yaklafl›k 10 y›ld›r kulland›klar› bir slogan var: Kapitalizm öldürür! Hava-‹fl’in 20 y›la yak›n bir süredir mücadele etti¤i, karfl›s›nda yer ald›¤› özellefltirme ise neoliberal kapitalizmin ayr›lmaz bir parças›. The Lancet’te yer alan makale hem bu

slogan›n hem de mücadelemizin hakl›l›¤›n› kan›tl›yor. Birkaç hat›rlatma The Lancet’in araflt›rmas›n› okurken akl›ma Maliye Bakan› Kemal Unak›tan’›n meflhur sözü “Babalar gibi satar›m” geldi. Hat›rlad›n›z m›? Unak›tan, Petkim özellefltirmesine iliflkin olarak söylemiflti bu “veciz” cümleyi. Çok be¤enmifl olacak ki ayn› cümleyi Tekel’in sat›fl› için de sarf etmifl ve yap›lan özellefltirmelerin baz›lar›n›n mevzuatlara ayk›r› olarak gerçeklefltirildi¤i ve sat›lamayaca¤› yönündeki iddialara da bu cümleyle “cevap” vermiflti. Ayr›ca Türk Telekom özellefltirmesinde blok sat›fl› savunurken söyledikleri de çok ilginçti do¤rusu: “Türk Telekom’un yüzde 55’inin halka arz edilmesi imkâns›z gibidir. Buna, ‘hesap m› bilmiyorsun, dayak m› yemedin’ derler” fleklinde bir “aç›klama” yapm›flt› Say›n Bakan. Bir keresinde de özellefltirmede izlenen politikay› ise “Sat›fla ç›k›yoruz, paray› veren düdü¤ü çalar”, “Kârl› kârs›z ne varsa sataca¤›z” sözleriyle “aç›klam›flt›.” Elbette h›zl› özellefltirmecilik listesinde tek isim hâlihaz›rdaki Maliye Bakan›m›z de¤il. Uzun y›llar boyunca, çok say›da siyaset insan› ve ifladam›, “Bak›n eski Do¤u Blok’u ülkelerine, bak›n eski Sovyetler Birli¤i’ne nas›l büyük bir h›zla özellefltirmelerini tamaml›yorlar. Biz hâlâ yerimizde say›yoruz,” diye s›k s›k yak›n›p durmad› m›?

23

1991-1994 y›llar› aras›nda yaflanan özellefltirmelerin ve yol açt›klar› kitlesel iflsizli¤in yetiflkin erkek ölüm oran›nda yüzde 42'lik bir art›fla neden oldu¤u görülüyor. Seydiflehir Demir Çelik Fabrikas›n›n özellefltirildi¤i dönemde bir iflçi


Sa¤l›kta yeni dönemin “sürprizleri”

24

Part-time çal›flanlar›n ifli de ayn› flekilde çok zorlaflt›. Çünkü bu kifliler eksik günlere iliflkin primleri kendileri yat›rmak zorundalar. Aksi halde ne kendileri ne de efl ve çocuklar› sa¤l›k yard›m› alabilecek.

5510 say›l› Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Kanunu’nun (SSGSS) bütün hükümleri 1 Ekim 2008’den itibaren yürürlü¤e girdi. Hava-‹fl olarak bu konuda çok yazd›k, öncesinde e¤itim çal›flmalar› düzenledik, düzenlenen etkinliklerde, eylemlerde yer ald›k vb. Ama korkar›m ne kadar önemli bir kayba u¤rad›¤›m›z› anlatmakta baflar›l› olamad›k. Ya da belki de büyük flairin dedi¤i gibi, “yüreklerin kulaklar› sa¤›rd›.” Bu ilgisizlikte Baflbakan’›n öfkeli bir biçimde söyledi¤i sözler de etkili oldu belki. Baflbakan bizleri cahil olmakla ve kanunun tasar›s›n› çarp›tmakla suçlad›. “Baflbakan Tayyip Erdo¤an, sosyal güvenlik yasa tasar›s›nda hak kayb› olaca¤›n› söyleyen sendikac›lar› 'yalanc›l›k'la itham etti. Baflbakan Erdo¤an, tasar›n›n 2028 y›l› ve daha sonraki y›llar› ilgilendirdi¤ini söyledi.” Türkiye ekonomisi 2006 y›l›ndan bu yana h›z kaybediyor. 2007’nin Ekim ay›nda ise içerdeki h›z kayb› dünya ekonomik kriziyle birleflti. Bu da

beraberinde iflsizli¤in h›zla artmas›na neden oluyor. Kas›m ay› için resmi iflsizlik oran› yüzde 12,3. Bu oran›n fiubat ay›nda yüzde 14-15 düzeyine ulaflaca¤› söyleniyor. Gelin iflsizli¤in h›zla artt›¤› bir dönemde SSGSS’nin çal›flan, eme¤i ile geçinen insanlar aç›s›ndan ne anlama geldi¤ine ve Baflbakan’›n yukar›daki sözlerinin de gerçeklerle ne derece uyufltu¤una bir de bu aç›dan bakal›m. SSGSS’ye göre hizmet akdi ile çal›flan bir iflçinin (yani hepimizin) GSS primleri çal›flt›¤› sürece iflverenlerince yat›r›l›yor. Ama iflsizli¤in h›zla yay›ld›¤› bir dönemde iflsiz kalanlar için durum ne? E¤er iflsiz kalan iflçi iflsizlik maafl› alabilecek kadar flansl›ysa, bu maafl› ald›¤› sürece GSS primleri ‹fiKUR taraf›ndan ödenecek. ‹flsizlik maafl›n›n süresi bitene kadar yeni bir ifl bulamam›flsa ya da zaten iflsizlik maafl›na en bafl›ndan itibaren hak kazanmam›flsa, o zaman GSS primlerini


kendisi yat›rmak zorunda kalacak. Aksi halde hem kendisi hem de bakmakla yükümlü oldu¤u kiflilere sa¤lanan sa¤l›k yard›m› verilmeyecek. Part-time çal›flanlar›n ifli de ayn› flekilde çok zorlaflt›. Çünkü bu kifliler eksik günlere iliflkin primleri kendileri yat›rmak zorundalar. Aksi halde ne kendileri ne de efl ve çocuklar› sa¤l›k yard›m› alabilecek. Üstelik art›k iste¤e ba¤l› sigorta primi ödeyenler sa¤l›k yard›m›n› efllerinden, çocuklar›ndan veya ana-babalar›ndan alamayacaklar. Yeni sistemde yüzde 20

emeklilik ve yüzde 12 sa¤l›k sigortas› primi olmak üzere toplam yüzde 32 oran›nda prim ödeyecekler. Oysa milletvekilleri ile yak›nlar› GSS primi, katk› pay›, özel hastane fark›, muayene ücreti ödemeyecekler. fiimdi anlad›n›z m› Baflbakan’›n bize neden bu kadar k›zd›¤›n›? Bir soru daha: ‹flini kaybetmifl, en çok deste¤e ihtiyaç duyan insanlar›n ceplerinden GSS primi ödemek zorunda b›rak›lmalar› size de çok ac›mas›z bir uygulama gibi gelmiyor mu?

Üstelik art›k iste¤e ba¤l› sigorta primi ödeyenler sa¤l›k yard›m›n› efllerinden, çocuklar›ndan veya anababalar›ndan alamayacaklar.

25


Aya¤a kalkma zaman›d›r!

26

1-2 Nisan tarihlerinde Brüksel’de ETF’nin havac›l›k krizi konferans›na kat›ld›¤›m s›rada Londra’da binlerce insan G20 zirvesini protesto ediyordu. Baflar›s›zl›¤a u¤rad›¤› aç›kça ortaya ç›km›fl olan serbest piyasa sisteminin halk›n paras› ile kurtar›lmaya çal›fl›lmas›na karfl› ç›k›yorlard›. Ayn› günlerde Fransa’da protestocular yaln›zca iflyerlerini iflgal etmekle kalmad›lar çok say›da bafl icra temsilcisini de (CEO) eylemleri s›ras›nda rehin ald›lar. Dünyan›n dört bir yan›nda hükümetler batan mali sistemlerini aya¤a kald›rmak için hazinelerinin kap›s›n› ard›na kadar açm›fl durumdalar. Ayn› hükümetler hala daha fazla özellefltirmeyi, piyasalar›n liberalizasyonunu, sermayenin hareket serbestisini ve kurals›zlaflt›rmay› da savunmaya devam ediyorlar. Havac›l›k sektöründe aç›k gökler anlaflmalar› ile sektörümüze daha fazla rekabet getirilmeye çal›fl›l›yor. Kalite standartlar› düflüyormufl, tafleronlaflma kontrolden ç›k›yormufl, çal›flma koflullar› afla¤›ya do¤ru bir yar›fl içinde h›zla kötülefliyormufl … kimin umrunda? Havayolu flirketleri dünyan›n dört bir yan›nda bir yandan daha fazla konsolidasyon, yeniden yap›lanma planlar› aç›klarken, di¤er yandan da iflçilerin ücretlerini bast›rma, sendikalar›n› sindirme çabas› içindeler. fiimdi art›k rekabetin ve serbest piyasan›n kimin ç›kar›na oldu¤unu sorman›n zaman›d›r. Düflük maliyetli bir sektörün gerçek fiyat› nedir ve iflçilerin buna tepkisi ne olmal›d›r? Sosyal Avrupa, Avrupal› yurttafllar›na, ailelerine ve topluluklara sa¤lanan güvenceler nerede? En önemlisi yine bedeli iflçiler ödemiyor mu? ‹fl güvencesinin yoklu¤u, geçici çal›flman›n yayg›nlaflmas›, esneklik, Toplu iflten ç›karmalar ve iflsizlik,

Kemal Ülker Hava-‹fl E¤itim Uzman›

KARfiI ATAK

Stres, hastal›k ve sa¤l›¤›n kal›c› bir biçimde kaybedilmesi, Çal›flma koflullar›m›za, sendikal örgütlere, emeklilik haklar›na, sosyal güvenceye ve genel olarak sosyal yap›ya sald›r›lmas›. Bunlar bütün dünyada havac›l›k iflçilerinin ve genel olarak iflçi s›n›f›n›n ortak sorunlar›. Sermayenin krizde ve iflçilerin son 30 y›lda hiç olmad›klar› kadar sald›r› alt›nda olduklar› bir dönemde biz nas›l bir tepki verece¤iz? Masadaki son k›r›nt›lar için yalvarmakla m› yetinece¤iz? Patrondan alaca¤›m›z birkaç geçici güvence karfl›l›¤›nda tarihsel kazan›mlar›m›zdan daha da fazla ödün mü verece¤iz? Elbette diyalog önemlidir, elbette konuflmak gerekir. Ama flunu da soral›m: endüstriyel bar›fl›n fiyat› nedir? Endüstriyel demokrasi taleplerimize ne oldu? Kamu mülkiyetini savunman›n ve ilerleme ad›na sosyal yap›lar› parça parça söküp ortadan kald›ran serbest piyasa ideolojisine karfl› bayrak açman›n zaman› gelmedi mi? Bize sürekli ça¤dafl ifl sözleflmelerinden ve ça¤dafl ifl kanunun gerekti¤inden söz ediyorlar. ‹yi de kanunlar ça¤dafllafl›rken çal›flma iliflkileri neden giderek 100 y›l öncesine benzer hale geliyor? Ulaflt›rma ve onun alt sektörü havac›l›k ekonomik geliflme için vazgeçilmezdir. Stratejik bir öneme sahibiz ve bunun verdi¤i avantajlar› kullanmam›z gerekiyor. Her fley bizlerin elinde asl›nda… E¤er sen de¤ilsen-kim? E¤er flimdi de¤ilse ne zaman? Elbette flimdi de harekete geçmemeyi tercih edebiliriz. Pekiyi ama kolektif ç›karlar›m›z için harekete geçmemiz için ifllerin daha ne kadar kötüye gitmesi gerekiyor? Aya¤a kalkma zaman›d›r!


27

29 y›ld›r olmayan oldu “medya çal›flanlar› greve ç›kt›”

Güzel 10’lu* Baflbakan›n deyifliyle “bizim Çal›k”›n sahibi oldu¤u, bünyesinde Sabah, atv ve baflta Yeni Aktüel olmak üzere birçok dergiyi bar›nd›ran Turkuvaz Medya’da tarihi bir ad›m at›ld›, 29 y›ld›r olmayan, olmas›na ihtimal dahi verilmeyen oldu: 13 fiubat 2009’da medya çal›flanlar› greve ç›kt›. Grevcilerin say›s› iki elin parmaklar›n› aflm›yor, ama olan oldu ve çok güzel oldu: Duvar çatlad›, hak mücadelesi hayatiyet kazand›. Büyük medya istedi¤i kadar görmezden gelsin, 12 Eylül’den beri ad›m ad›m örülen, 1990’lardaki sendikal temizlikle birlikte medya çal›flanlar›n›n neredeyse tamam›n› kuflatan duvar çatlad› bir kere, o çatlak eninde sonunda onlara da sirayet edecek. Turkuvaz yönetimi, elinden geleni ard›na koymad›, sendikal› say›s›n› 400’lerden 30’lara indirdi, toplu sözleflmeyi t›kad›, ama hak mücadelesini önleyemedi. Greve ç›kan 10 Turkuvaz çal›flan›, nicelikle ölçülemeyecek güzellikte bir ufuk açt›. Onlar› yaln›z b›rakmayal›m, yanlar›nda dural›m. Güzel 10’luya kulak kesiliyoruz...

Hangi yay›nlarda, hangi konumda çal›flt›¤›n›zla bafllayal›m isterseniz... Perihan Özcan (35): Üç buçuk senedir Aktüel dergisinde muhabir olarak çal›fl›yorum, 212’den kadroluyum. ‹ki sene önce, TMSF döneminde, herkesle beraber sendikal› oldum. U¤ur Güç (39): Sinema dergisinde görsel yönetmenim. Daha önce, dokuz y›l Para dergisinde çal›flt›m. Muhteflem bir flekilde beraber çal›flt›¤›m›z yay›n yönetmenimiz Ayd›n Demirer ayr›ld›ktan sonra, yeni ekiple uyum sa¤layamad›m. Sinema dergisine geçtim. 12 y›ld›r bu müessesedeyim. ‹flimden memnundum, 212’den kadroluydum, iyi denebilecek bir maafl al›yordum. Mete Öztürk (38): On y›ld›r Sabah’›n spor servisindeyim, editörüm. Ondan önce Yeni Yüzy›l’da, Takvim ve Taraftar’da çal›flt›m. Ben de 212’liyim. Toplam 13 y›ld›r bu binaday›m. Alper Tunga Çatal (35): Fotomuhabiriyim, befl y›ld›r dergilerin foto¤raf havuzunda çal›fl›yorum. Daha önce Yeni Yüzy›l’da, NTV’nin Mag

Anayasa taraf›ndan “müsaade edilen” de¤il, “teflvik edilen” bir örgütlenme sendika. Müdürümüz “bir düflün, sonuçlar› kötü olacak” demiflti, ben de düflünecek bir fley olmad›¤›n› söyledim


üye olaca¤›m, herkesin olmas› için de elimden geleni yapaca¤›m” dedim. Öyle bafllad›, hak oldu¤u için. Patronun iki duda¤› aras›ndaki insanlar›z, hiçbir güvencemiz yok. “Sendikal› olursak ifl güvencemiz olacak” dedi¤imizde herkes “eyvallah” dedi, kat›ld›. Hamdi: Duydu¤umda hiç tereddüt etmeden dahil oldum. Hep olmas›n› düflündü¤üm, olmad›¤› için de hay›fland›¤›m bir fleydi.

Gazetecilerin her cumartesi saat: 19.00’da yapt›klar› eyleme pekçok kurulufl yan›nda Hava-‹fl Sendikas› da destek veriyor

28

Hak ve özgürlüklerin örgütlenme üzerinden geçti¤ini düflünüyorum. Örgütlenme dönemi güzel bir süreçti, çok heyecan duydum, bir ifle yarad›¤›m› hissettim. Güzeldi, heyecanl›yd›. Hâlâ heyecan›m sürüyor

dergisinde çal›flt›m. 15 y›ld›r bas›nday›m, 212’den de¤il, 1475’ten kadroluyum. Hamdi Kurt (43): Sekiz senedir bu gruptay›m. Dergi grubunda fotomuhabiriyim. Bir süredir “havuz sistemi” denen tats›z bir sistem var, yirmi küsur derginin her birine ifl yapmak zorunday›z. 1475’le çal›fl›yorum. Özsel Tortop (33): Aktüel dergisindeyim. Ocak ay›nda beflinci y›l›m doldu. 12 y›ld›r bu sektördeyim ve 212’li de¤ilim. 2007’de, TMSF döneminde sendikal› oldum ben de. Hep beraber güle oynaya gittik, üye olduk. Hiçbir beklentim yoktu. Haklar›m›n ne olabilece¤ini de bilmiyordum aç›kças›. Sendikaya gitti¤imizde “ben öyle grevlere giremem, eylem yapamam, yürüyüfle ç›kamam” demifltim. Ama iflte bafl›m›za geldi, flimdi grevdeyiz. Selim Suner (28): Ben Sabah gazetesi spor bölümünde editör olarak çal›fl›yorum. Dört buçuk senedir 212’den kadroluyum. Sendikaya girifller bafllad›¤›nda askerdeydim. Döndü¤ümün ertesi günü sendikaya girdim. Niye girdiniz sendikaya? Selim: Do¤ru oldu¤u için. Olmas› gereken bu. Anayasa taraf›ndan “müsaade edilen” de¤il, “teflvik edilen” bir örgütlenme sendika. Müdürümüz “bir düflün, sonuçlar› kötü olacak” demiflti, ben de düflünecek bir fley olmad›¤›n› söyledim. “Niye bu kadar ›srarl›s›n, anlayam›yorum” deyince, “ben de di¤er arkadafllar›n niye bu kadar ›srarl› olmad›klar›n› anlayam›yorum” dedim. Alper: Örgütlenmeyi duydu¤um anda sendikaya üye oldum. Dergiler grubunda örgütlenme daha gizli kapakl› bafllam›flt›. Bir hafta sonra haberim oldu. fiefimize “niye bana söylemediniz” diye sitem ettim. “Ben tasvip etmiyorum” dedi. “Tasvip edip etmedi¤ini de¤il, niye haberdar edilmedi¤imi soruyorum. Ben

Sendikadan ç›kman›z konusunda bask› ya da telkin oldu mu? U¤ur: Yetkinin al›nd›¤› belli olunca bask›lar bafllad›. Özsel: Ekim ay›na kadar pek bir fley olmad›, toplu ifl sözleflmesi imzalanaca¤› haberleri geliyordu. Ekim ay›nda bafllad› tehditler, genel müdürümüz Levent Tayla taraf›ndan. Alper: ‹flin asl›na bak›l›rsa, Balmumcu’daki arkadafllarla u¤raflmaktan bizi unuttular. Bir farkettiler ki, biz 100 küsur sendikal› orada (Sefaköy’de) duruyoruz. Ondan sonra, genel müdürümüz çok s›k› bir flekilde üzerimizde çal›flmaya bafllad›. Dergileri toplad› konufltu, Aktüel’i toplad› konufltu, Forbes’a geldi konufltu. Pazarl›klar döndü: 212, maafl zamm› vaatleri... Ve millet sendikadan ayr›lmaya bafllad›. Özsel: Sendikal› olmayan baz› çal›flanlar›n notere gidip, sanki sendikal›ym›fl gibi istifa dilekçesi verip 212’den kadrolu olduklar›n› duyduk. (gülüyor) Alper: Baflta uyan›k davrananlar bir fleyler kopard›, baz›lar› bedavaya satt› kendini, hiçbir fley kazanamad›lar. Hamdi: Genel müdür beni ça¤›rd›, konufltu. Almanya’da bile bas›nda sendika örgütlenmesinin olmad›¤›n› söyledi. Tehdit etmedi. Fakat çok somut bir fley oldu. Tafleron olarak bir dergi haz›rl›yorduk, onun bir telif bütçesi vard›. Sendikal› oldu¤um için bana telif yazamad›¤›n›, o yüzden üzgün oldu¤unu söyledi. (gülüyor) Ben de ne ilgisi var diye sormad›m. 212’li olmayan elemanlar›n 212’ye geçirilmesi talimat› vard›, öngörülen flartlar› haiz oldu¤um halde geçirilmemifltim. Sebebini sordu¤umda, ‹nsan Kaynaklar› müdürü, sendikal› oldu¤um için 212’li olamayaca¤›m› aç›kça söyledi. Alper: fiefimiz, “genel müdür foto¤rafç›larla konuflmak istiyor” dedi. “Benim söyleyecek laf›m yok, onun laf› varsa, gelsin söylesin” dedim. Gitmedim. Bir kere de ‹nsan Kaynaklar›’ndaki bayan “say›n›z azal›yor, komik duruma düfleceksiniz” dedi. Ben de “hep beraber güleriz” dedim. Özsel: Birkaç toplant› olmufl, ben denk gelmemifltim. Bir gün, genel müdür


“sendikal› arkadafllar odama gelsin” dedi. Gittik, befl kifliydik. “Sendikadan ç›kacaks›n›z” dedi. “Patronlar neden sendikay› istemiyor?” diye sorduk. “Bilmiyorum” dedi. “Sendikadan ç›kmazsak ne olur?” diye sorduk. “‘Kafl›n›n alt›nda gözün var’ derim, bir bahane bulurum, ç›kart›r›m” dedi, “flu anda mesela, ben dahil, hiçbirimizin yaka kart› yok, bu suç” dedi. “Oradan ihtar veririm, gelifl-gidifl saatlerinizi gerekçe gösteririm” dedi. Haber için d›flar›da oldu¤umuz sürede çal›fl›yor görünmüyoruz zaten. “Sendikadan ç›kmam›z karfl›l›¤›nda ne yapacaks›n›z?” dedi¤imizde de, “daha ne yapay›m, size iflinizi veriyorum” dedi sinirlenerek. Perihan: Bu toplant›lar›n ilki yap›ld›¤›nda, Akflam henüz eleman ç›karmam›fl, Ciner’de dergiler kapanmam›fl, kriz de bu kadar a¤›r bast›rmam›flt›. O zaman genel müdür “Arkadafllar, sendikadan ç›k›n. Size insanî iliflkiler çerçevesinde söylüyorum, bu flirketin gelene¤inde ikramiye vermek var, ama sendikal›s›n›z diye bunu alam›yorum. Sendikan›n sa¤layabilece¤inden daha fazlas›n› flirket zaten veriyor, sendikal› olmaya ne gerek var?” diyordu. ‹lk toplant›da, “sendikadan ç›k›n, ikramiyeler verilecek” diyordu; sonra, “iflinizi veriyoruz”a geldi. ‹flimizi vermekle bize lütufta bulunuyormufl gibi davrand›. “Olay›n ciddiyetinin fark›nda de¤ilsiniz” dedi. Biz de fark›nda oldu¤umuzu söyledik. U¤ur: Daha sendikadan ç›k›fl bask›s› bafllamad›¤› dönemde, yaz›n genel müdürümüz dergilerin çal›flanlar›na bir parti vermiflti. O gece, “iktidar partisine çok yak›n, ‹slâmi olarak bilinen bir grup flirketi sat›n al›yor. Do¤rudan editoryal müdahaleyle karfl› karfl›ya kal›r›z, gazete ve dergiler AKP’nin borazan› olabilir. Böyle bir fley yaflamak istemeyiz” diye çekincelerimizi söyledik. O da “ben de eski solcuyum” dedi, “kesinlikle böyle bir fley olaca¤›n› sanm›yorum, olursa, ceketimi al›r giderim” diye ekledi. Dediklerinin tersi oldu. Ben ceketini al›p gitmesini bekliyorum. Neticede biz bu yola sürüklendik. Baflka çaremiz yoktu. Ne düflünerek, bekleyerek girmifltin sendikaya? U¤ur: Hak ve özgürlüklerin örgütlenme üzerinden geçti¤ini düflünüyorum. Örgütlenme dönemi güzel bir süreçti, çok heyecan duydum, bir ifle yarad›¤›m› hissettim. Güzeldi, heyecanl›yd›. Hâlâ heyecan›m sürüyor. Selim: Müdürüm bana “düflün” dedi¤inde, ben de “sendikadan ç›kmam için bana bir sebep göster” dedim. “Desen ki ‘sendikac›lar kedi kesiyor, yafll›lar› tekmeliyor’, tamam, ç›kay›m.

Ama gösterdi¤in sebep, ‹nsan Kaynaklar›’n›n ‘iflten ç›kar›r›z, bütün gruplar›n ‹nsan Kaynaklar› beraber hareket ediyor, medya sektöründe ifl bulamazs›n’ demesi. Adam beni tehdit ediyor diye sendikadan ç›kamam. Vars›nlar sokmas›nlar medyaya” dedim. “Sendika hakikaten çok ters bir oluflum olsun, çok ters ifller yaps›n, o zaman ç›kay›m sendikadan. Ama senin bana gösterebildi¤in tek sebep, ‘mainstream medyada gazetecilik yapamazs›n.’” Bu sebep de¤il ki, tehdit. U¤ur: Bize sald›klar› en büyük korku, “bütün gruplar›n ‹nsan Kaynaklar› irtibat halinde, isimleriniz oralara verildi, bir daha medyada ifl bulamazs›n›z”. Bu telkinleri bizzat ‹nsan Kaynaklar› müdürü fiefik Çal›k yaptı. Benimle görüfltü, sendikan›n ça¤d›fl› oldu¤unu, ücret sendikac›l›¤› yap›ld›¤›n›, daha ça¤dafl, yeni yollar olabilece¤ini söyledi. Ben de “biz yola ç›kt›k, bu yolu devam ettirmek istiyoruz, sonu nereye var›rsa varacak” dedim. Hatta sonra Forbes’tan bir arkadaflla görüflmüfl, ona “U¤ur’u da ikna ettik” demifl. Bu teke tek görüflmeler ortal›¤a dedikodular yaymak için de kullan›ld› biraz. Sendikan›n ücret sendikac›l›¤› yapt›¤› söyleniyor; çal›flma anlay›fl›, yay›n politikas›, editoryal konularla ilgili sorunlar›n›z, talepleriniz yok mu? Selim: Sendikan›n editoryal ba¤›ms›zl›¤› düflünmedi¤ini, ücret sendikac›l›¤› yapt›¤›n› düflünüyorlarsa, hadi içerideki arkadafllara editoryal ba¤›ms›zl›k versinler. Alper: Hiçbir grupta editoryal ba¤›ms›zl›k yok, burada da yok. CocaCola’da direnifl vard›, Para dergisindeydim, direniflteki iflçilerin foto¤raflar›n› çektim, yay›nlanmad›. Coca Cola acayip reklam veren bir flirket, fabrika Sefaköy’de, burnumuzun dibinde. Her gün oradaki iflçilere bak›p ifle gidiliyor. DESA’daki direnifli de yay›nlatmad›lar. Perihan: Üç ay içinde befl insan polis fliddetiyle ölüyor, ben bunu zar zor üçüncü ay haber yapabiliyorum. Böyle s›k›nt›lar›m var. Mete: Çok somut bir örnek vereyim. 22 Temmuz seçimlerinden önce, bir arafltırma kuruluflunun AKP’nin oylarını düflük gösteren bir anketini, gazetenin internet sayfasına koyan arkadaflımız iflten çıkarıldı. Selim: Bence medyan›n sendikal faaliyetlerden bu kadar korkmas›n›n esas sebebi, k›sa vadede yüklenmeleri gereken maddî sorumluluklar de¤il. Sendika burada bir kere toplu sözleflme yapt›¤› anda, pandoran›n kutusu aç›lacak. ‹lk sözleflmede belki ücretlerde,

Neticede, biz bir fley bafllatmak istedik, bir hareket olsun, giderek editoryal ba¤›ms›zl›¤›m›z› elde edelim. Aktüel’den bir arkadafl›m›z DESA’da greve çıkan Emine Aslan’›n haberini yapm›flt›. Güzel karfl›land›, be¤enildi, bas›lacakt›. Sonra, ilan verenden, DESA’dan telefon geldi, haber iptal edildi. Bu, editoryal ba¤›ms›zl›¤›n olmad›¤›n› gösteriyor.

29


30

Sendika örgütlenmesi için çal›fl›rken, meslektafl›m›z bir k›z “ben iflçi miyim?” dedi. Ben de “patron de¤ilsen, nesin?” dedim. Ya o taraftas›n, ya bu taraftas›n. Çok net bir çizgi de¤il mi? Ya iflçisin, ya patronsun. Bizi tehdit edenler de iflçi. Onlar da her an iflten at›labilirler.

sosyal haklarda bir iyileflme olacak; ikincisinde, editoryal ba¤›ms›zl›k gündeme gelecek. fiefik Çal›k demifl ya, “sendika ça¤d›fl›” diye, baflka uygulamalar› söyleyeyim ben size, Avrupa’da ve ABD’de genel yay›n yönetmenini çal›flanlar›n seçti¤i medya kurulufllar› var. Bu ifl güçlenir ve yayg›nlafl›rsa, verilecek paralardan ziyade, sonucun buraya gelmesinden çekiniyorlar. Editoryal ba¤›ms›zl›¤a, yazd›¤›n yaz›ya, yapt›¤›n habere patronun kar›flamamas›na, en sonunda yay›n yönetmenini çal›flanlar›n seçmesine gelecek ifl. Esas korkulan bu. Grubun yay›n dan›flman› Ahmet Tezcan, abart›l› rakamlarla, “personel giderimizde yüzde 57 fazlalaflma olacakt›, bu kriz ortam›nda bu mümkün de¤il” gibi aç›klamalar yap›yor. Esas korktuklar›n›n bu olmad›¤›na inan›yorum. Pandoran›n kutusu bir kere aç›ld› m›, bir daha kapatamayacaklar. U¤ur: Neticede, biz bir fley bafllatmak istedik, bir hareket olsun, giderek editoryal ba¤›ms›zl›¤›m›z› elde edelim. Aktüel’den bir arkadafl›m›z DESA’da greve çıkan Emine Aslan’›n haberini yapm›flt›. Güzel karfl›land›, be¤enildi, bas›lacakt›. Sonra, ilan verenden, DESA’dan telefon geldi, haber iptal edildi. Bu, editoryal ba¤›ms›zl›¤›n olmad›¤›n› gösteriyor. ‹flyerinde çal›flanlar›n genel olarak sendikal›l›¤a bak›fl› nas›l? Hamdi: “Sendika ne yapacak ki” diye bir inançs›zl›k, umutsuzluk var. Perihan: Gayet ciddi, “sendika nedir?” diye soran arkadafllar›m›z oldu. U¤ur: ‹nsanlar sendikan›n ne oldu¤unu, nas›l bir örgütlenme oldu¤unu, ne ifle yarad›¤›n› bilmiyor. Kendi haklar›ndan bihaber gazeteci arkadafllar›m›z var. 1475’ten kadrolu oluyorlar, “ha iyi” deyip seviniyorlar. Bu çok ac› bir fley, bir gazeteci kendi hakk›n›

bilmiyorsa, baflkas›n›n hakk›n› nas›l savunabilir ki? Mete: “Sendikaya üye olursam solcu olacak m›y›m?” diye soranlar oldu. Selim: O kadar komik tepkiler geliyor ki. Örgüt deyince, PKK geliyor ak›llar›na. Örgütlenmekten bahsedilince, bir arkadafl “bu PKK gibi bir örgüt de¤il, de¤il mi?” diye soruyor. Alper: Sendika örgütlenmesi için çal›fl›rken, meslektafl›m›z bir k›z “ben iflçi miyim?” dedi. Ben de “patron de¤ilsen, nesin?” dedim. Ya o taraftas›n, ya bu taraftas›n. Çok net bir çizgi de¤il mi? Ya iflçisin, ya patronsun. Bizi tehdit edenler de iflçi. Onlar da her an iflten at›labilirler. Selim: Gazeteciler kendilerini iflçi s›n›f›ndan görmüyor kesinlikle. Elit bir ifl yapt›klar›n› düflünüyorlar. Evet, nitelikli bir ifl yap›yor gazeteciler. Daha do¤rusu, nitelikli bir ifl yap›yor olmam›z gerekiyor normal flartlarda. Gazeteciler, iflçi s›n›f› denen kategorideki herkesten çok yüksek, müthifl paralar kazan›yor, bambaflka koflullarda yafl›yor olsa, örgütlenmeden uzak durmalar›n› bir derece anlayaca¤›m. Ama kazand›¤›n para da para de¤il ki. Kendi kendine bir elitizm yan›lsamas› var. Halbuki elit melit de¤ilsin, o senin yaratt›¤›n bir illüzyon. Adam sendikay› Sovyetler’de kalm›fl zannediyor. Mesela dizi seyrediyor, “Lost”u takip ediyor. Ben de seyrediyorum, çok seviyorum. “Bunun her bölümünü üç kere seyrediyorsun. Peki geçen sezon 16 bölüm yerine 13 bölüm yay›nland›. Niye?” diye soruyorum. Bilmiyor. “Çünkü Amerika’da senaristler grevdeydi.” Hollywood’da senin hayat›nda kazanmad›¤›n paray› dizinin bir bölümünden kazanan senarist sendikal› ve grev yap›yor. Ondan da fazla kazanan aktörler bu greve destek veriyor, “ne kadar ça¤d›fl›s›n›z, sendika da ne!” demiyor. Senin bütün medya kurulufllar›ndan daha büyük bütçesi olan ABC televizyonu prime time’da en çok reklam geliri olan diziyi üç hafta ya-y›nla-ya-m›-yor! Neden? Sendika var, grev var. Lufthansa gibi bir flirkette hostesler, pilotlar grev yap›yor, uçufllar aks›yor. Almanya’da herkes komünist oldu¤u için herhalde! Fransa’da zaten herkes Karl Marx’›n torunlar›, postac›lar, ö¤retmenler herkes greve ç›k›yor orada! ‹nan›lmaz bir yanl›fl alg›, kasten yerlefltirilmifl alg›lar var. ‹nsanlar da bunu de¤ifltirmek için bir çaba sarfetmemifller. Madem “Lost”la ilgilisin, s›k› takip ediyorsun, bir bölümünü üç kere seyretti¤in bir dizinin üç hafta yay›nlanmamas›n›n sebebini merak edersin. Google’a girsen, karfl›na bu konuda bir milyon haber ç›kacak. ‹lgilendi¤ini zannetti¤in fleyle bile düzgün ilgilenmiyorsun.


31

50d’li asistanlar:

Üniversitede s›n›f mücadelesi Üniversiteler, son birkaç ayd›r araflt›rma görevlilerinin (asistanlar›n) oda¤›nda oldu¤u bir s›n›f mücadelesi yafl›yor. Mücadelenin kayna¤› yüksekö¤renim kanunun 50d maddesine dayanarak asistanlar›n doktoralar›n› bitirmelerinin ard›ndan iflsiz b›rak›lmas›… Bu aç›dan bak›ld›¤›nda, asistanlar olarak iflimize ve gelece¤imize sahip ç›karak, bir emek mücadelesi veriyoruz. Ancak sorun bir kadro meselesiyle s›n›rl› de¤il. YÖK, yüksekö¤retimin kamu hizmeti niteli¤ini tamamen ortadan kald›rarak tüm yap›y› sermayenin ç›karlar›na göre yeniden düzenlemeyi öngören bir çaba içerisinde. Bu, asistanlar› çok aflan tüm toplumu ilgilendiren bir süreci gündeme getiriyor. Yüksekö¤retimin emekçileri olarak haklar›m›z› savunuyoruz ama ayn› zamanda da üniversitenin içerisinde genel olarak tüm emekçilerin ç›karlar›ndan yana bir tav›r koyuyoruz. Bu yüzden mücadelemiz içerik olarak

bir s›n›f mücadelesidir. Mücadelemizin biçimleri de iflte bu içeri¤e uygun biçimde olufluyor. Bizler çok farkl› siyasi görüflleri olan asistanlar olarak ortak ç›karlar›m›z etraf›nda birleflmeyi baflard›k. Bu birli¤in biçimi ad› temsilciler kurulu olan bir örgütlenme fleklinde oldu. Tüm fakültelerin resmi ya da resmi olarak seçilmese de fakülte toplant›lar›nda belirlenmifl temsilcileri, bir araya gelerek, mücadelenin gelece¤ine iliflkin kararlar› birlikte al›yoruz. Ço¤u kez birimlerde daha kalabal›k toplant›lar yaparak tüm arkadafllar›m›z›n fikirlerini al›yoruz. Sonuçta da bazen uzun süren tart›flmalar sonunda karar al›yor ve hep birlikte bu kararlar› uyguluyoruz. Bu asl›nda ad› konulmam›fl bir örgütlenme. Fabrika ya da iflyeri komitelerine benzeyen yanlar› var. Sonuçta bu yap› herkesi ortak ç›karlar› temelinde birlefltirmeyi baflar›yor ve bu birlik bizi güçlü k›l›yor. Bununla birlikte asistanlar›n önemli bir kesimi ayn›

Levent Dölek ‹stanbul Üniversitesi ‹ktisat Fakültesi Araflt›rma Görevlisi

Mücadelenin kayna¤› yüksekö¤renim kanunun 50d maddesine dayanarak asistanlar›n doktoralar›n› bitirmelerinin ard›ndan iflsiz b›rak›lmas›.


Sadece arkadafllar›m›z›n iflsiz kalmas›n› engelleyip, onlar›n kadroya geçmesini sa¤lamad›k, ayn› zamanda YÖK’ün hukuksuz dayatmalar›na karfl› üniversite özerkli¤ini savunmak anlam›nda da önemli bir ad›m atm›fl olduk.

32

zamanda E¤itim-Sen (E¤itim ve Bilim Emekçileri Sendikas›) üyesi. E¤itim-Sen üniversitedeki tüm kamu emekçilerini örgütledi¤i için çok önemli bir yerde duruyor. Biz bugün kendi haklar›m›z için mücadele ederken sendikam›zla birlikte daha büyük bir emek mücadelesinin bir parças› haline geliyoruz. Sendika mesleki bir dar bak›fla hapsolmamak için hayati bir ifllev görüyor. Sendika ve temsilciler kurulu uyumlu bir iflbirli¤i içerisinde. E¤itim-Sen mücadelenin ç›karlar› için tüm olanaklar›n› seferber ediyor ve asistanlar›n kendi örgütlenmesine ve ald›¤› kararlara sayg› duyuyor. Bu iliflki birli¤imizi pekifltiriyor ve bizi güçlü k›l›yor. Birli¤imizden gelen gücümüzle bugüne kadar kazan›mlar elde ederek ilerledik. Birçok eylem ve etkinlik düzenledik. 19 Ocak günü ‹stanbul Üniversitesi’nde yeni rektörün göreve bafllad›¤› gün o zamana kadar ki en kalabal›k eylemimizi yapt›k. 13 arkadafl›m›z doktoras›n› bitirdi¤i için iflten at›lmak üzereydi. Rektörlük taleplerimizi dikkate almak durumunda kald› ve çözüm bulununcaya kadar arkadafllar›m›z›n ilifliklerinin kesilmeyece¤i sözünü verdi. Fakat daha sonraki dönemde YÖK çözüm üretmemekte direnince, rektörlük de ad›m atmay›nca yeni bir eylem kaç›n›lmaz oldu. Bu sefer tüm Türkiye’nin gündemine girecek bir eylem yapmal›yd›k. 5 Mart’ta gerçeklefltirdi¤imiz “üniversiteyi terk etmeme” eylemi böylece planlanmaya baflland›. Slogan›m›z “Biz kal›yoruz, YÖK gitsin” olacakt›. Beyaz›t’ta 1000 kiflinin kat›ld›¤› bir yürüyüfl ve bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan farkl› üniversitelerden asistanlar›n da aras›nda

yer ald›¤› 500 kifli ile tüm gece çal›flmalar›m›z› sürdürmek üzere Fen Fakültesi konferans salonuna geçtik. Eylemimizle amac›m›za ulaflt›k. Mücadelemizi daha etkin bir flekilde ülke gündemine tafl›d›k. Fakat 5 Mart’tan sonra da çözüm yönünde bir ad›m at›lmad›. Bu s›rada 8 kifli için kadro ilan› ç›kt›¤›n› ö¤rendik. En az›ndan baz› arkadafllar›m›z›n iflsiz kalmayaca¤› bir olanak ç›km›flt› karfl›m›za. Durumu de¤erlendirdik, kritik bir aflamadayd›k. Bu kadrolar›n bizi bölme ihtimali vard›. Ayr›ca ilana baflvurmak demek y›llarca asistanl›k yap›p, doktoray› baflar›yla tamamlaman›n ard›ndan yeniden asistan s›nav›na girmek demekti. Eylemlerde att›¤›m›z “kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya hiçbirimiz” slogan›n› hayata geçirmenin zaman›yd›. Arkadafllar›m›z iflsiz kalma tehlikesini göze alarak bu ilanlara baflvurmay› reddettiler. ‹flte arkadafllar›m›z›n bu sayg›de¤er tutumu ve birlikte davranmaktaki kararl›l›¤› rektörlü¤ü ad›m atmaya itti. 13 arkadafl›m›z baflta savundu¤umuz biçimiyle yani s›nava girmeden, rektörlük karar›yla 33. Maddeye göre kadroya atand›lar. Bu önemli bir kazan›md›r. Sadece arkadafllar›m›z›n iflsiz kalmas›n› engelleyip, onlar›n kadroya geçmesini sa¤lamad›k, ayn› zamanda YÖK’ün hukuksuz dayatmalar›na karfl› üniversite özerkli¤ini savunmak anlam›nda da önemli bir ad›m atm›fl olduk. fiimdi Türkiye’deki binlerce güvencesiz 50d’li asistan›n ifl güvencesini sa¤lamak için mücadeleye devam ediyoruz. ‹fl güvencesini sa¤lad›¤›m›zda akademik özgürlü¤ün sa¤lanmas› yolunda büyük bir ad›m ataca¤›m›z› bilerek yürüyüflümüze devam ediyoruz.


33

Plaza eylemleri sürüyor ‘Maden iflçisi miyiz sendikaya üye olal›m’ diyen ve sonra da Tez-Koop ‹fl’te örgütlenen IBM Türk çal›flanlar›, önce sanal alemde ve sualt›ndan seslerini duyurmaya çal›flt›lar. fiimdi de her çarflamba Yap› Kredi Plaza’da eylem yap›yor. Seslerini duyurmak için sualt›ndan sanal aleme pek çok yol deneyen beyaz yakal›lar bir y›l› aflk›n süredir Yap› Kredi Plaza’n›n önünde eylem yap›yor. IBM’liler bir yandan da sendikan›n tüm beyaz yakal›lara yay›lmas› için çal›fl›yor. IBM’de 17 y›l çal›flt›ktan sonra kas›m 2008’de iflten ç›kar›lan Nedim Akay, Tez-Koop‹fl Sendikas›’na üye olmak ilk gündeme geldi¤inde baz› çal›flanlar›n, “Biz maden iflçisi miyiz ki sendikaya üye olal›m?” dediklerini söyledi. IBM çal›flanlar› befl y›ld›r zam almama, ücret adaletsizli¤i, özel emeklilik haklar›nda eritme gibi nedenlerle geçen y›lbafl›nda örgütlenmeye bafllam›fl, Çal›flma Bakanl›¤› taraf›ndan onaylanan rakamlara göre martta 400 çal›flandan 209’u Tez-

Koop ‹fl sendikas›na üye olmufltu. IBM’den ç›kar›lanlardan Elvan Demircio¤lu da çal›flanlar›n bafllang›çta iflçi olduklar›n› kabul etmekte zorland›klar›n› söyledi. Demircio¤lu, “Pek çok arkadafl›ma iflçi iflveren kelimesini kulland›¤›mda “Ben iflçi miyim?” diyene çok rastlad›m, “Elinde torna-penseyle ifl yapman gerekmez, sen de iflçisin” diye çok anlatt›m” dedi. K›nayanlar da sendikaya girdi Akay, “Bafllang›çta “Biz aç›z tokuz diye soka¤a ç›kmayaca¤›z, en iyi bildi¤imiz fleyi, interneti kullanaca¤›z” diyorduk. fiimdi soka¤a ç›k›yoruz, hepimiz bilgilendik, hepimiz bilinçlendik” fleklinde konufltu. Akay, “Bizi bu k›ll› adamlar m› temsil edecek?” diyen çal›flan›n da daha sonra sendikaya üye oldu¤unu belirtti. Bu arada IBM CEO’su Samuel Palmissano kas›m 2008’de Türkiye’ye geldi¤inde IBM Türk çal›flanlar› ilginç bir eyleme imza atarak sualt›nda, üzerinde,

Seslerini duyurmak için sualt›ndan sanal aleme pek çok yol deneyen beyaz yakal›lar bir y›l› aflk›n süredir Yap› Kredi Plaza’n›n önünde eylem yap›yor. IBM’liler sendikan›n tüm beyaz yakal›lara yay›lmas› için çal›fl›yor.


34 “Sam, senin çocuklar yanl›fl yap›yor. Onlar› durdur, problemi çöz” yazan bir pankart att›. Ayr›ca Elektrik Mühendisleri Odas›’nda her hafta di¤er biliflim çal›flanlar›yla toplant› yapan IBM’liler TezKoop-‹fl’te de biliflim bürosu kurulmas›na ön ayak oldular. Moda’dan gelen eylem rüzgar› Demircio¤lu, üç sendika iflyeri temsilcisinin kas›m 2008’de iflten ç›kar›lmas›ndan sonra sürekli eylem yapma karar› ald›klar›n› belirterek,

eylemlerde IBM Türk`ü sendika hakk›n› tan›maya ça¤›rd›klar›n› söyledi. Demircio¤lu, “Ayr›ca her hafta beyaz yakal›larla ilgili farkl› bir konuyu gündeme getiriyoruz. Mesela, bir hafta Akbank’ta iflten ç›kar›lan bir çal›flanla beraber bas›n aç›klamas› yapt›k, bir hafta ça¤r› merkezi çal›flanlar›n›n çal›flma koflullar›n› gündemimize tafl›d›k” dedi. Demircio¤lu, eylem karar› al›rken Moda iskelesindeki Beltur restoran›nda içki sat›lmamas›n› protesto etmek amac›yla her cuma yap›lan Moda Eylemi’nden esinlendiklerini anlatt›. Sendikalar ve meslek örgütlerinin yan›s›ra Moda Eylem Grubu da IBM çal›flanlar›n›n eylemlerini destekliyor. IBM Türk’ün yer ald›¤› Yap› Kredi Plaza’n›n önünde her çarflamba saat 12.30’da yap›lan eylemler aral›k bafl›ndan bu yana devam ediyor. ‹flverenin sendikal›lar›n toplam çal›flan say›s›n›n yüzde 51’ine ulaflmad›¤›n› hem de IBM`lilerin Tez-Koop-‹fl’in temsil etti¤i büro çal›flan› statüsünde yer almad›¤› iddias›yla dava açm›flt›. IBM’lilerin alternatif kariyerleri Bo¤aziçi Üniversitesi`nde geçen ay düzenlenen “Alternatif Kariyer Günleri’ne kat›lan iki eski IBM Türk çal›flan› ö¤rencilere iflyerinde örgütlenmenin önemini anlatt›. Eski IBM çal›flan›, üç y›l içinde beyaz yakal›larda sendikalaflman›n yayg›nlaflaca¤›na inand›¤›n› belirterek, “‹fle girerken üç fleye bak›yor olaca¤›z. Maafl, sigorta ve sendika. Sendika da flirketlerin kendilerini cazip hale getirmek için adaylara sundu¤u olanaklardan biri olacak” dedi.


Foto¤raflar Yücel Akyürek arflivinden S‹SAG Grevi 1976

35

Yakas› beyazlar Tarihin kimi sayfalar›, hatta yan› bafl›m›zda henüz taptaze an›lar›yla bize yol gösteren yak›n tarihin sayfalar›, unutturulmaya, haf›zalardan kaz›nmaya çal›fl›l›r. Kaz›nan fley asl›nda geçmiflimizden çok gelece¤imiz, yar›nlar›m›zd›r yaz›k ki. S‹SAG grevi de, yak›n tarihimizin, üzerinden tank paletleriyle geçilmifl kal›nt›lar› aras›nda bize ›fl›k tutmak için ç›rp›n›p durmaktad›r. Bundan 33 y›l öncesi… Zorlu, ancak, 12 Mart’›n getirdi¤i bask›lar›n, en az›ndan “d›flar›da kalanlar” aç›s›ndan henüz bozguna ve y›lg›nl›¤a dönüflmedi¤i y›llar… 1961 Anayasas› ile birlikte çal›flanlara bu günün ilerisinde haklar tan›yan bir ifl kanunu yürürlükte. Emek sömürüsü günümüzün iflsizlik ortam›nda oldu¤u kadar bafl›bofl ve denetimsiz, çal›flanlar da deneylerde kum torbas› olarak kullan›lmaya raz› olacak kadar çaresiz de¤il. ‹flte bu ortamda, takvimler 5 Ekim 1976’y› gösterirken, Türkiye bir ilkle tan›fl›r ve beyaz yakal›lar, kendilerinden beklenilmesi zor bir ifle giriflerek S‹SAG’da grev ateflini yakarlar. S‹SAG, Sistem ‹flletme Proje Servis

Araflt›rma Gelifltirme Ltd. fiti, bir Hacettepe Üniversitesi Vakf› Kurulufludur. Vakf›n en üst yöneticisi hepimizin yak›ndan tan›d›¤› bir isim: ‹hsan Do¤ramac› Hoca Hazretleri. Biliflim Konusu o zamanlar yeni olmas›na ra¤men S‹SAG’da bu konuda birikim ve personel var. 1975 y›l› son aylar›ndan itibaren 170 S‹SAG çal›flan› mühendis D‹SK’e ba¤l› Sosyal-‹fl Sendikas›’nda örgütlenir ve sendikal örgütlenme ortaya ç›k›nca, iflveren 9 iflçinin ifline son verir. Süreç içinde 3 iflçi daha iflten ç›kar›l›p ve 4 iflçi de bask› ile istifa ettirilince beyaz yakal›lar›n ilk grevinin koflullar› haz›rlanm›fl olur. Ve 115 gün süren zorlu bir grev sürecinin ard›ndan S‹SAG çal›flanlar› zaferle taçland›r›rlar grevlerini. Kim bu Beyaz Yakal›lar? Geleneksel iflgücü kategorizasyonudur; Sanayi proleteryas›na 'mavi yakal›lar' denir. Daha çok hizmet sektöründe çal›flan iyi e¤itimli, mavi yakal›lara nazaran iyi para kazanan, hâlihaz›rda yöneticilik yapan yahut pozisyonu gere¤i do¤al olarak 'gelece¤in

Yavuz Pak Siyaset Bilimci

Daha çok hizmet sektöründe çal›flan iyi e¤itimli, mavi yakal›lara nazaran iyi para kazanan, hâlihaz›rda yöneticilik yapan yahut pozisyonu gere¤i do¤al olarak 'gelece¤in yönetici aday›' konumunda bulunan büro çal›flanlar›ysa 'beyaz yakal›' diye adland›r›l›r.


36 yönetici aday›' konumunda bulunan büro çal›flanlar›ysa 'beyaz yakal›' diye adland›r›l›r. Medya, bankac›l›k, sigorta, biliflim ve benzeri sektörlerde çal›flan, üniversite mezunu, ço¤unlu¤u en az bir yabanc› dil bilen ve esnek çal›flma koflullar›na sahip bu kitle, “yeni orta s›n›f” olarak tan›mlan›yor ve hizmetler sektörünün en önemli bileflenlerinden birisini oluflturuyor. 20.yüzy›lla birlikte, hem dünyada hem de Türkiye’de geleneksel iflçi s›n›f›n›n niceliksel ve niteliksel bir önem kayb›na u¤rad›¤›, hizmet sektörünün ekonomideki pay›n›n sanayi sektörünün önüne geçmeye bafllad›¤› görülür. Üretim sürecinde, kafa eme¤i kol eme¤ine a¤›r basan ücretlilere verilen genel bir tan›mlama olarak beyaz yakal›lar, bedensel emekleri a¤›r basan geleneksel mavi yakal› iflçilerden ay›rmak için kullan›lan terimdir. Sanayileflmenin ilk dönemlerinde iflverenlerce yürütülen ifllerin bir bölümünü üstlenmeleri, daha ayr›cal›kl› ücret almalar› ve görece homojen bir yap› oluflturmalar› nedeniyle kimilerince iflçi s›n›f›n›n d›fl›nda say›lan bu kesimin, üretimin çeflitlenmesi, teknolojinin geliflmesi, hizmetler sektörünün önem kazanmas›, e¤itim düzeyinin yükselmesi ve yayg›nlaflmas› gibi nedenlerle toplam ücretliler içindeki

paylar› h›zla artm›flt›r. Nihayet 2006'da, ILO 'ya göre hizmet sektörünün küresel istihdamdaki pay› yüzde 40'a ç›karak, pay› yüzde 39'un alt›nda bulunan tar›m› tarihte ilk kez geride b›rakm›flt›r. Söz konusu pay, baz› geliflmifl ülkelerde ise yüzde 72'nin üzerindedir. Türkiye’de de 1970’lerde toplam istihdam›n %50’sinden fazlas› tar›m sektöründe yer al›rken, bu oran tar›m sektöründeki h›zl› daralma ile 2008'in Aral›k ay›nda 24,7’ye gerilemifltir. Bunun yan› s›ra, toplam istihdam›n yüzde 19,7'sinin sanayide, yüzde 5,4'ünün inflaat sektöründe, yüzde 50,2'sinin de hizmetler sektöründe oldu¤u görülmektedir. Hizmet ifli, genellikle kullan›m de¤eri yaratan eme¤e dayanan ve daha çok üretken olmayan emek türlerini içine alan bir sektördür. Bu özelli¤inden ötürü baz› yazarlar taraf›ndan ayr› bir s›n›fsal konum temelinde de¤erlendirilmekte ve sonuçta beyaz yakal›lar iflçi s›n›f› kapsam› d›fl›nda tutulmaktad›r. Oysa, eme¤in kullan›m de¤eri yarat›yor olmas›ndan çok toplumsal iflbölümü içindeki yerinin önemli oldu¤u unutulmamal›d›r. Yani, eme¤in somut biçiminden çok sosyal konumu önemli olup, eme¤in üretken emek ya da üretken olamayan emek biçimindeki farkl›laflmas› gerçekte


kapitalizmin yaratt›¤› yapay bir bölünmeden ibarettir. Bu nedenle, hizmet eme¤ini ayr› bir emek türü olarak görmek kuramsal aç›dan olanakl› de¤ildir. Hizmet üretiminin, emek etkinli¤inin bir türü/bir boyutu oldu¤u, dolay›s›yla hizmet iflçisinin s›n›f içi bir sektörü temsil etti¤i gerçe¤i göz önünde bulunduruldu¤unda, her iki üretim aras›ndaki fark, yaln›zca ürünün madde olarak de¤il, hizmet biçiminde gerçekleflmesinden öteye gitmemektedir. Buna karfl›l›k, s›n›fsal temelden bak›ld›¤›nda, hizmet sektöründe çal›flanlar›n bünyelerinde kimi olumsuz unsurlar bar›nd›rd›klar› görülebilir. Hizmet üretiminde sömürü olgusu aç›kça ve do¤rudan gözlenemedi¤i gibi, bürokratik çal›flmadan ya da müflteri ile yüz yüze iliflki içinde bulunmaktan kaynaklanan kimi zaaflar çal›flanlara damgas›n› vurmaktad›r. Hizmet üretirken do¤rudan de¤iflim de¤eri yerine kullan›m de¤erinin yarat›l›yor olmas› ve "ayr›cal›kl› bilgiye" sahip bulunulmas›, özellikle s›n›f bilincinin geliflmesi aç›s›ndan elveriflsiz bir ortam yaratmaktad›r. Beyaz yakal›lar›n daha çok orta s›n›f de¤erlerine yöneldikleri ve s›n›f atlama özlemlerinin peflinde sistemin hegemonyas›n›n tafl›y›c›l›¤›na hizmet ettikleri bilinen bir gerçektir. ‹flçi s›n›f›n›n a¤›r sald›r› alt›nda bulundu¤u dönemlerde s›n›fa öncülük edecek kadar militan bir yükselifl içinde bulunduklar› anlar olsa bile, ekonomik konjonktürün düzelmesiyle uzlaflmac› ve statükocu tutumlar›na geri döndükleri tarihin gözlerinden kaçmamaktad›r. Beyaz yakal›lara güçlü ve ayr›cal›kl›

olduklar›n› sürekli duyumsayacak flekilde yaflamak ö¤retilmifl ve onlar da bu gücü çal›flt›klar› iflyeri ile iflyerinin ba¤l› oldu¤u sermaye grubuyla özdeflleflmede bulmufllard›r genellikle. ‹flverene ve iflyerine duyulan aidiyet duygusu o denli güçlüdür ki, iflyeri, yapt›klar› ifl fark›nda olarak ya da olmayarak yaflamlar›n›n merkezine oturur. Genellikle, kendilerini delicesine bir çal›flma temposuna teslim ederek içten içe kendilerini ifl için vazgeçilmez olarak görmeye bafllarlar ve bu “inanca” ifl güvencesi olarak sar›l›rlar. Beyaz yakal›lar›n ço¤u, içinden yetiflip geldi¤i özel okul, kolej, dershane, iyi bir üniversite, kariyer günleri, yabanc› dilleri, formatlaflm›fl ve kendilerini tümüyle özdefllefltirdikleri özgeçmiflleri, çokuluslu flirket ayr›cal›klar› güzergâh›nda bireyci bir anlay›fla sahip ne yaz›k ki. Örgüt deyince umac› görmüfl gibi irkilen, sendika deyince burun k›v›r›p kendisine yak›flt›ramayan ve soyu tükenmifl bir kurum olarak gören tav›rlar›na s›kl›kla rastlan›r. Ço¤una göre dünyan›n kural› dayan›flma de¤il rekabettir ve onlar bütün oyunlar›n kurallar›n› bildiklerini düflünürler. Sistemin ‹haneti! Neoliberalizmin dünya çap›nda uygulamaya geçirdi¤i politikalar ve yol açt›¤› ekonomik krizler sürecinde, tüm emekçi katmanlar ve tabii beyaz yakal›lar iflsizli¤e ve sefalete mahkum olmaktan kurtulam›yorlar. Beyaz yakal›lar, y›llarca dost bildikleri kapitalizmin “ihanetine” u¤ruyor ve bankac›lardan mimarlara, asistanlardan mühendislere kadar birçok

Beyaz yakal›lar, y›llarca dost bildikleri kapitalizmin “ihanetine” u¤ruyor ve bankac›lardan mimarlara, asistanlardan mühendislere kadar birçok meslek grubundan insan, sistemin ayr›nt›lar›na hakim bu genifl kesim, bugün çok iyi tan›d›¤› kapitalizmden yedi¤i tokad›n flaflk›nl›¤›n› yafl›yor.

37


Beyaz ve mavi, onlar›n yakalar›m›za ilifltirerek bizi ay›rd›klar› renkler… ‹flte bu yüzden, yakalar›m›z›n rengi de¤ildir bizi kurtaracak olan; yakalar›m›za kimlerin eli yap›flm›flsa, onlar›n yakalar›na yap›flmak olacakt›r bizi kurtaracak olan…

38

meslek grubundan insan, sistemin ayr›nt›lar›na hakim bu genifl kesim, bugün çok iyi tan›d›¤› kapitalizmden yedi¤i tokad›n flaflk›nl›¤›n› yafl›yor. Beyaz yakal›lar›n sand›¤›n›n aksine, onlar›n hiç de sistemin vazgeçilmez unsurlar› olmad›¤›, durgunluk ve kriz süreçleriyle beraber ortaya ç›km›fl bulunuyor. Örgütsüzlükleri, onlar› düflük ücretlere, haklar›n›n budanmas›na ve iflten at›lmalar›na neden olan sistem karfl›s›nda daha da savunmas›z k›l›yor. Prometheus Dan›flmanl›k Genel Müdürü Yücel At›fl, yapt›klar› bir araflt›rmaya göre, beyaz yakal›lar aras›nda iflsizlik art›fl›n›n flef, müdür yard›mc›s› ve müdür konumundaki “orta düzeyde” 2006’da yüzde 22’den 2007’de yüzde 35’e, genel müdür yard›mc›s›, direktör, genel müdür konumundaki “üst düzeyde” 2006`da yüzde 13’den 2007’de yüzde 21’e yükseldi¤ini belirtiyor. ‹lkokulla bafllayan e¤itim süreçlerinde yüzlerce s›navdan geçip, okul s›ralar›nda dirsek çürüten, ailelerinin mutfa¤›ndan, pazar›ndan k›st›¤› paralar harçl›klar› olan, baz›lar› lisans e¤itimiyle yetinmeyip ald›klar› e¤itimin üzerine master/doktora yapan, yurt d›fl›nda en iyi okullarda okuyan bu insanlar için sonuç gerçekten ac›: Tüm bu yetenek ve vas›flar›na ra¤men “iflsizler” ! Sonuçta, evin fl›mar›k çocu¤u olarak kas›m kas›m kas›l›rken evden kovulmufl çocuklara dönüflmekte beyaz yakal›lar. Her ne kadar bir k›sm›, iflten at›l›r at›lmaz, sistemin kendilerine ö¤retti¤i gibi, özgeçmiflini kap›p kap› kap› dolaflarak daha düflük gelirler için ifl dilenmeye bafll›yor ve bilgisayar bafl›nda mesajlar›n› kontrol ederek, krizden sadece kendini s›y›rman›n umudunu tafl›yorsa da, yedi¤i tokad›n etkisiyle silkinip kendisine gelen, teslim olup dilenmek yerine direnerek kazanmak yoluna gidenlerinin say›s› da umut verici bir biçimde art›yor. Bu umudu körüklemek için Türkiye’den birkaç örne¤i hat›rlamakta yarar var. Geçti¤imiz y›l›n ortalar›ndan itibaren önemli bir gündem maddesi olarak a盤a ç›kan IBM Türk’deki biliflim çal›flanlar›n›n mücadelesi hat›rlanmas› gereken ilk çarp›c› örnek. Bu eylemlilik süreci, örneklerine az rastlanan, meslek odas› ve sendikalar›n ortak mücadelesi ya da mühendislerin di¤er çal›flma arkadafllar›yla beraber girdi¤i sendika mücadelesi aç›s›ndan özel ve önemli bir deneyim olarak nitelendirilebilir.

Öte yandan, son aylarda bir baflka çarp›c› örnek ç›k›yor karfl›m›za. 12 Eylül’den sonra ilk kez üniversitelerde asistanlar ifl güvencesi talebiyle bir mücadele sürecine girdiler. Türkiye, üniversitelerdeki ö¤renci eylemlerine yabanc› de¤il ama hocalar uzun y›llar sonra kendi sosyal haklar› için eyleme geçtiler. Ve son örnek, bas›n sektöründen: 13 fiubat 2009 günü, 29 y›l aradan sonra Türkiye’de bir ilk gerçekleflti ve bas›n sektöründe greve ç›k›ld›! Bas›n sektöründe en son grevin, 12 Eylül sürecinde darbecilerin iradesiyle kald›r›ld›¤› düflünüldü¤ünde bu grev tam manas›yla bir tarihsel dönemeci ifade ediyordu. Yakalar›m›za kim yap›flm›flsa… Bu umut dolu örnekler, bugüne kadar ki prati¤ine bak›p beyaz yakal›lar›n bundan sonra da konformist ve iflbirlikçi bir tutum tak›nacaklar›n› öne sürmenin haks›zl›k olaca¤›n› gösteriyor. Çünkü, günümüz kapitalizminin, pastan›n kolayca büyütüldü¤ü ve artan refahtan çeflitli kesimlere belli oranlarda sus pay›n›n verildi¤i dönemleri geride b›rakt›¤› görülüyor. Kapitalist sistemin bunal›m› ve buna koflut olarak geliflen yeni birikim rejimleri, çal›flanlar›n büyük bir kesimi aç›s›ndan önemli ölçüde toplumsal ve ekonomik hak kay›plar›na neden olacak süreçleri bafllatm›fl bulunuyor. Özellikle devletin ve buna ba¤l› olarak hizmetlerin yeniden yap›lanmas› süreci, beyaz yakal›lar› mavi yakal›lara yaklaflt›rmaktad›r. Böyle bir süreç, mavi yakal›larla beyaz yakal› y›¤›nlar aras›nda, uzun dönemli s›n›fsal ç›karlar aç›s›ndan yeni bir dayan›flma ortam› yarat›yor. Beyaz yakal›lar›n gerçeklefltirdi¤i ilk grevin, 1976 S‹SAG grevinin meflhur sloganlar›ndan birini, hem bugünün hem de yar›n›n kuflaklar›na yeniden hat›rlamak önemli: ”Üreten bizsek, yöneten de biz olaca¤›z” … Üretti¤imiz fley çark veya makine difllisi; yakalar›m›z›n rengi mavi olmak zorunda de¤il… Beyaz ve mavi, onlar›n yakalar›m›za ilifltirerek bizi ay›rd›klar› renkler… ‹flte bu yüzden, yakalar›m›z›n rengi de¤ildir bizi kurtaracak olan; yakalar›m›za kimlerin eli yap›flm›flsa, onlar›n yakalar›na yap›flmak olacakt›r bizi kurtaracak olan…


Sevinç Altan’›n “DA⁄LARTAfiLAR” sergisi aç›ld›

Ressamlar da¤lara bak›yorsa tuvaller günahkârd›r 39

Sevinç Altan’›n, uzun bir aradan sonra ilk kez gün›fl›¤›na ç›kacak resimlerinin yer ald›¤› sergide; 1999-2000 aras› döneminden bir özetle birlikte 2009 tarihli yeni resimleri DA⁄LARTAfiLAR bafll›¤› alt›nda toplanm›fl. Küçük ‹skender bu sergide yer alacak resimler için yazd›¤› yaz›da; ‘Ressamlar da¤lara bak›yorlarsa tuvaller günahkard›r’ diyor. Evet, Sevinç Altan’›n resimleri ‘günahkar’, tafl atan ve da¤a ç›kan resimler. Da¤larda dolaflan bir düfl gücü, ürkünç, masals› bir dil ve atmosfer. Bu atmosferde yer almak zorunda kalan çocuklar›n dili, yaral› bir dil. Sanat›n o kendinden menkul haline yüz vermeyen, çizgisini, rengini resmin bildik meseleleriyle tartmayan, sözünü en basit malzemelerle sak›nmadan do¤rudan söyleyen resimler. ‘Yaflama becerisi elinden al›nm›fl ve yaln›zca bir siluet olarak hat›rlanmas› kararlaflt›r›lm›fl, hatta ürkek lekeler toplulu¤u diye adland›r›labilecek kadar üstüne gidilen insanlar›n gelip dayand›¤›, haklar›n›n iadesini istedi¤i renkler ve o renklerin renk skalas›n›n hiyerarflisini reddi esnas›ndaki muazzam sessizlik;

iflte buna infilak demeli.’ Küçük ‹skender’e bu çarp›c› cümleleri yazd›ran Sevinç Altan resimleri Nisan ay› boyunca Galeri 44A’da görülebilir. 2 Nisan Perflembe günü aç›lacak olan sergi 30 Nisan’a kadar devam edecek. Galeri 44A: Ahmet Fetgari Sk. 2/9 Teflvikiye Tel: 0212 233 33 80


Yeniden Üretilmifl (Reconstructed) Bir Dünya Kurgulayan Yönetmen:

40

REHA ERDEM Sevil Sarp Hava-‹fl Sendikas› Bilgi Belge Uzman›

‹zleyicinin film izlerken düfltü¤ü standart alg›lama biçimleri üzerinden hareket edip, tabiri caizse izleyiciyi ters köfleye yat›rm›flt›r

Paris 8 Üniversitesi Sinema Bölümü lisans ve Plastik Sanatlar alan›nda yüksek lisans e¤itimi alan yönetmen, ilk uzun metrajl› filmi “A Ay“› 1988 y›l›nda çekmifltir. Düfllerden ve imgelerden kurulu örgüsü ile A Ay, yönetmenin ilk fliirsel filmidir. Bu film ile 1989 Nantes/3 Continents 2.lik ödülü ve 1990 y›l› Türkiye Yazarlar Birli¤i Y›l›n Yönetmeni ödülünü alm›flt›r. Film, uzun y›llar boyunca Rumeli Hisar› k›y›s›ndaki tarihi bir konakta yaflam›fl aristokrat bir Osmanl› ailesinin üç kufla¤›n›n temsilcileri aras›nda geçen bir kuflak öyküsüdür. Baflrolleri Yeflim Tozan, Gülsen Tuncer, Nurinisa Y›ld›r›m ve Münir Özkul paylaflm›flt›r. “A AY” A Ay filminden sonra on y›l reklam filmleri çeken yönetmen 1999’da çekti¤i ikinci filmi “Kaç Para Kaç” ile toplumsal gerçekli¤i ele alm›flt›r. 1999’da çekilen filmde baflrollerini Taner Birsel, Bennu Y›ld›r›mlar ve Zuhal Gencer paylaflm›fl; para tutkusunun fleytanili¤ine vurgu yap›lm›flt›r.

2004 yap›m› “Korkuyorum Anne” ise Türk sinemas›nda pek rastlan›lmayan senaryo ve kurgusuyla, film boyunca süren müzik, mart› sesleri ve bilinmeyen zamanda bir ‹stanbul ile, Asl› Daldal’›n ifadesiyle absürd komedidir. Filmin görsel zenginli¤i için harcanan çaba ise taktire flayand›r. Kahramanlar›n yaflad›¤› dairelerin ço¤unun özel olarak toplanan eflyalardan döflenmesi, filmin son sekans›ndaki kulemsi kayal›¤›n Kilyos sahilinde alç›larla infla edilmesi, mart›lar›n uçurulmas› için kilolarca hamsinin havaya f›rlat›lmas›, kostümlerin önemli bir k›sm›n›n seneler önce kapanm›fl bir fabrikaya ait kumafllardan dikilmesi gibi..* “Korkuyorum Anne” 2006 y›l›nda ‹stanbul Film Festivali, Adana Alt›n Koza, S‹YAD 39. Türk Sinema Ödülleri ile En ‹yi Film ve uluslararas› film festivallerinde de çeflitli ödüller alan “Befl Vakit”te ise yönetmen kameras›n› adeta f›rça ustal›¤›nda kullanm›flt›r. Sevgi ile nefret aras›nda kal›nan s›k›flm›fll›¤› anlatan filmde, üç çocu¤un gözünden yetiflkinlerin dünyas›na bak›lm›flt›r.


“Befl Vakit” 27 Mart 2009 tarihinde vizyona giren son filmi “Hayat Var” ile yönetmen di¤er filmlerinden farkl› olarak “tekinsiz bir ortam” diye tan›mlad›¤› durumu yarat›p, seyirciyi rahats›z etmek istemifltir. ‹zleyicinin film izlerken düfltü¤ü standart alg›lama biçimleri üzerinden hareket edip, tabiri caizse izleyiciyi ters köfleye yat›rm›flt›r. “Vapur sesini duyunca vapuru beklemek ya da kötü bakan birinin hemen di¤er karede kötü bir hareket yapmas›n› beklemek” durumuyla oynam›flt›r. Auter (yarat›c›) yönetmen oldu¤unu vurgulayan Reha Erdem senaryolar›n› kendi yazm›flt›r. Do¤all›ktan uzak yapay bir dünya kurgulayarak sinemada gerçekçilik ak›m›n› kendi filmlerinde reddetmifltir. Yönetmenin di¤er filmlerinde oldu¤u gibi film boyunca

çalan müzik, mart› sesleri, k›z›n 盤l›klar› ve gemi sirenleriyle anlatman›n baflka bir biçimi olan simgelerle karekterler konuflturulmufltur. Filmin su üzerinde çekilmesi ise ayr› bir bak›fl aç›s› katm›flt›r. ‹stanbul’u deniz taraf›ndan görmenin keyfi baflka olmufltur. Ergenlik ça¤›ndaki bir k›z›n aflks›z bir dünyada kendine hayat kurma mücadelesi ve kad›n olma sürecini anlatan filmde baflrolleri Elit ‹flcan, Erdal Beflikçio¤lu ve Levend Y›lmaz paylaflm›flt›r. * Sinema Defteri, Burak Acar, 2006 • Reha Erdem Filmografisi • Hayat Var (2008) • Ekim’de Hiçbir Kere (K›sa Film) (2006) • Bek Vakit (2006) • Korkuyorum Anne (2004) • Kaç Para Kaç (1999)

41


Küçük De¤iflimler Marge P›ercy Ayr›nt› Yay›nlar› Altm›fllarda dünya, bir “büyük de¤iflim” düflüne uyanm›flt›. Bu de¤iflimin sonunda büyük ve soylu kavramlar bekliyordu insan›: Bar›fl, kardefllik, eflitlik gibi. Bu kavramlar ufuktan hiçbir zaman kaybolmad›. Ama bir çok kad›n›n dünyas›nda daha çetin bir mücadelenin konusu olan, daha derinden etki eden ve daha devrimci sonuçlar getiren as›l dönüflüm, küçük de¤iflimler olmufltu. Belki bir büyük de¤iflim düflünün ufuktan asla yitirilmemesini sa¤layan da, yine bu küçük de¤iflimlerdi. Küçük De¤iflimler’in arka plan›nda Amerika’n›n 68’i canland›r›l›rken, bir yandan da bambaflka çevrelerden gelen, önlerinde bambaflka hedeflerle yetiflkin yaflam›na bafllayan iki kad›n›n, Beth ile Miriam’›n hikâyesi anlat›l›yor. Büyük de¤iflimlerde inat edenlere, küçük de¤iflimlerin istedi¤i yüreklili¤i gösterenlere ve art›k baflka bir hikâye arayanlara…

‹mparatorluk, Direnifl ve ‹syan David Barsamian’la Konuflmalar Tar›k Ali Agora Kitapl›¤› 42

Amerikan ‹mparatorlu¤u “terörizme karfl› savafl” bayra¤› alt›nda tüm dünyaya meydan okuyor. Bizzat kendine sad›k kalemflörleri, bu savafl›n en az 10 y›l, 15 y›l sürece¤inden yaklafl›k 60 ülkenin bu savafla dahil edilece¤inden dem vuruyorlar. ‹nsanl›k tarihinde ilk defa, dünyada kendi gücüne yak›n tek bir rakibi olmayan bir imparatorluk, yeryüzünü kendi ç›karlar› do¤rultusunda bafltan sona dizayn etmeyi tasarl›yor. Tar›k Ali ise bu emperyal planlara, dünya çap›nda bir Anti-Emperyalist Birlik kurulmas› ça¤r›s›yla karfl› koymay› öneriyor. Küreselleflme-karfl›t› hareketin anlaml› ç›k›fllar oldu¤una, fakat do¤rudan iktidar perspektifini gözetmedi¤i sürece eriyip gidece¤ine dikkat çekiyor.

Hayat›m›n Filozofuna Aflk Mektuplar› Monigue Charles Ayr›nt› Yay›nlar› Varoluflçulu¤un babas› Danimarkal› filozof Sören Kierkegaard gençli¤inde on yedi yafl›ndaki Regine Olsen’i tutkuyla severek niflanlanm›fl; fakat evlili¤in tehlikelerinden korkarak ayr›lm›flt›r. Bu tutkulu iliflkinin /iliflkisizli¤in gölgesi filozofun bütün hayat›na, felsefesine yaz›lar›na yans›m›fl; bunlar›, Bafltan Ç›kar›c›’n›n Günlü¤ü’nde anlatm›flt›r. 150 y›l sonra yazar kendini Regine Olsen’›n yerine koyarak Hayat›m›n Filozofuna Aflk Mektuplar›’n› yazar. Kierkegaard’›n hayat›na, felsefesine ve aflk anlay›fl›na tutkulu bir kad›n olarak yeniden bakar. Aflk›n trajik boyutunu inceler; sevdi¤i halde niflanl›s›n› terk ediflini, ayr›lmas›na ra¤men inan›lmaz bir sadakatle hayat›nda baflka aflka yer vermemesini, ac› çekti¤i halde “bafltan ç›kar›c›” havas›yla dolaflmas›n›, Olsen’in yaflam›na klavuzluk etmek istemesini, aflk ve evlili¤i onunla tart›fl›r.


H›nç Aylar› Pascal Bruckner Ayr›nt› Yay›nlar› Bir aflk iliflkisinde birbirimize tap›narak monotonluktan kaç›nabilir miyiz? Paskal Bruckner bu roman›nda kahramanlar›n› Akdeniz’de, Marsilya’dan ‹stanbul’a do¤ru yol almakta olan bir yolcu gemisinde, bu üstü örtülü sorular›n etraf›nda bir araya getiriyor. Ne erke¤in ne de kad›n›n üstünlük sa¤lad›¤›, y›k›c› bir tutkunun etraf›nda rollerin her daim de¤iflti¤i, sürekli bir yenilik aray›fl› içinde fazlas›yla dozu kaçm›fl bir cellat-kurban iliflkisi olarak geliflen bir birlikteliktir söz konusu olan. Her biri, kendi geçmifl yaflamlar›n›n flekillendirdi¤i alg›lama biçimlerinin esiri olan bu insanlar, y›k›c› duygular›n pençesinde birbirlerine son derece zalimce davranabilmektedirler. Roman Polonski taraf›ndan 1992’de “Ac› Ay” ad›yla beyazperdeye de aktar›lan roman, özel hayat›n ç›kmaz sokaklar›na ve insan do¤as›n›n en karanl›k kuytu köflelerine ayna tutuyor.

Ç›¤›r›ndan Ç›km›fl Bir Dünya Sosyal Felaketin, Ekolojik Felaketin, Etik Yozlaflman›n Kökeni Fikret Baflkaya Özgür Üniversite Yay›nlar›

43

‹nsanl›¤›n ortak serveti olan›n bir az›nl›k taraf›ndan ya¤malanmas›n› bir ilerleme, bir “uygarl›k göstergesi” saymak mümkün de¤ildir. Art›k, sermayenin hareketi demek olan kapitalist üretim tarz› (burjuva uygarl›¤› densin), do¤aya ve topluma zarar vermeden yol alam›yor. Üstelik her ileri aflamada sistemin y›k›c›l›¤› daha da büyüyor. Sermayenin yeniden üretimi, toplumun ve do¤an›n yeniden üretimini problemli hale getiriyor. Velhas›l, yaflam› ve yaflam›n kayna¤›n› afl›nd›r›yor. Dolay›s›yla genel bir sürdürülemezlik tablosu ortaya ç›km›fl durumdad›r.

Ya Çek Defteri Ya Cruise Füzesi David Barsamian’la Konuflmalar Arundhati Roy Agora Kitapl›¤› Bu kitab›nda Roy; Hindistan’dan bafllay›p ‹mparatorlu¤un kalbi ABD’ye kadar uzanan gözlemleri ve saptamalar›yla, dünyay› yönetenlerin doymak bilmez h›rslar› ve muhalefetin küreselleflmesiyle ilgili görüfllerini s›ral›yor ve Dünyan›n Egemenleri’ne karfl› bir bütün olarak kafa tutmasak da, onlar›n elindeki sömürü çark›n›n parçalar›yla birer birer vuruflmam›z gerekti¤ine dikkat çekiyor. “fiirketlerin yönlendirdi¤i ‘küreselleflmenin’nin iç yüzünü kavrad›¤›m›zda, Arjantin’in IMF taraf›ndan tahrip ediliflinin, Irak’› tahrip etmekte olan ayn› ayg›t›n parças› oldu¤unu görebiliriz. Her iki örnekte de esas olan, pazarlara zorla girme ve bu ülkeleri denetim alt›na alma çabas›ndan baflka bir fley de¤ildir çünkü. Bunun için, Arjantin çek defteriyle, Irak da Cruise füzesiyle yerle bir edildi. E¤er çek defterleri ifle yaram›yorsa, hemen Cruise füzesi devreye sokulacakt›r. Cehennemin bile, piyasan›nkine benzeyen gazab› yoktur.”


KONSER 44

‹stanbul Ute Lemper Karadeniz Gecesi Jay-Jay Johanson “Self- Portrait” Farid Faryad Jane Birkin Buena Vista Social Club ‹lhan Erflahin's Nublu Pres:‹stanbul Sessions Erik Truffaz Michel Camilo Trio – Roby Lakatos ve Grubu Muammer Ketenco¤lu ve Balkan Yolculu¤u Depeche Mode Oi Va Voi Zuhal Olcay Dream Theather Carlos Santana Deep Purple

15.04.2009 17.04.2009 18.04.2009 18.04.2009 21.04.2009 28.04.2009 07.05.2009 09.05.2009 14.05.2009 14.05.2009 21.05.2009 25.05.2009 04.07.2009 06.07.2009 20.07.2009

‹fl Sanat ‹fl Sanat KM Ghetto Bostanc› Gösteri Merkezi Lütfi K›rdar UKSS TBA Babylon ‹fl Sanat KM Babylon Santra‹stanbul Babylon Caddebostan KM Maçka Küçükçiftlik Park› Kuruçeflme Arena Kuruçeflme ARENA

Ankara Farid Faryad 10.04.2009 ODTÜ KKM Salonu ‹dil Biret 18.04.2009 ODTÜ KKM Salonu Zagreb Philharmonic 29.04.2009 MEB fiura Salonu

‹zmir Erkan O¤ur-Bülent Ortaçgil Opeth Nev Sezen Aksu

16.04.2009 18.04.2009 24.04.2009 05.06.2009

AKM Yunus Emre Salonu Soyer Kültür ve Sanat Fabrikas› OOze-Venue ‹zmir Aç›khava Tiyarosu

Antalya Jeff Martin voice of The Tea Party 14.04.2009 Orpheus Pub 1.Uluslararas› Reggae Festivali 16.05.2009 Adrasan Plaj›


SAHNE SANATLARI ‹stanbul 14.04.2009 Duru Tiyatro Sessiz Durufl, (Latife Han›m Ça¤dafl Dans Sahnesinde) 17.04.2009 Türker ‹nano¤lu Maslak Show Center Bolshoi Balesi Bafl Solistleri 20 - 21 04.2009 Garaj‹stanbul, Krek Tiyatro, Oyuncular Tiyatro Kahve Marx’›n Dönüflü

Ankara Galilei’nin Yaflam›, Çayyolu Tiyatrosu, ADT Çok Güzel Hareketler Bunlar, 23.04.2009, Anadolu Gösteri Kongre Merkezi

KARMA ‹stanbul Zaman›n Görünen Yüzü: Saatler, 28 Haziran’a kadar Vedat Nedim Tör Müzesi’nde. Sedad Hakk› Eldem II, Retrospektif, sergisi 5 Temmuz’a kadar Osmanl› Bankas› Müzesi’nde. Ayla Turan’›n sergisi 2 May›sa kadar artSummer Gallery’de. Genç ‹stanbul Matisse/Picasso sergisi 16 May›s’a kadar ‹stanbul Modern Sanat Müzesi’nde. Foto Kolaj, 9.04-9.05 2009, CAM Galeri Tünel Enki Bilal ‹stanbul’da sergisi 2 May›s’a kadar Sermet Çifter Salonu’nda.

45


ÜYELER‹M‹ZDEN

46

EVLENENLER • THY ‹stanbul Yer ‹flletme ve Genel Müdürlük üyemiz Deniz Bora ile Onur Bido 16.05.2009'da • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyelerimiz Serpil Ç›tak ile Mustafa Balc› 18.04.2009'da • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Nafiz Özdemir’in k›z› Gülflah ile Mehmet 05.04.2009'da • THY ‹stanbul Call Center üyemiz ayn› zamanda temsilcilerimiz Arzu fiahin ile Murat Atilla Ünman 05.04.2009'da • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Burçak Orun ile ‹brahim Devecio¤lu 04.04.2009'da • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Elif Duran ile Ali Kaplan 21.03.2009'da • THY Yer ‹flletme üyemiz Erdal ve Esengül Y›lmaz 12. 03. 2009'da • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Ayhan Sa¤'›n k›z› Tu¤ba ile Emre 01.02.2009'da • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyelerimiz Ifl›l Birözsoy ile Suat Karaçorlu 31.01.2009'da • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Turgut Deniz ile Meryem 25.01.2009'da • THY ‹stanbul Uçufl üyemiz Yasemen Ang›n ile A. Mustafa Ataman 27.12.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyemiz Serdar Çeliktutan 21.12.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyelerimiz Esat Konsalkat› ile Gülin Tulu¤ 20.12.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Abdullah Y›ld›z ile Genel Müdürlük üyemiz Ayflegül Çolak 10.12.2008'de • THY Antalya Teknik’den emekli üyemiz Erkan Yetifl’in o¤lu Serkan, Fadime ile 26.01.2009’da • THY Antalya ‹stasyon’dan emekli üyemiz Mehmet Mengi’nin o¤lu Osman ile ‹rem 06.02.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Ömer Ali Çökmez’in k›z› Özlem 22.02.2009’da evlenmifltir. Evlenen tüm üyelerimize mutluluklar diliyoruz. N‹fiAN • THY Ankara Sat›fl Bafl. Temsilci Tolga Emre Altan 19.02.2009’da Niflanlanan çiftimize mutluluklar diliyoruz. DO⁄UM • THY ‹stanbul Egemen fiükran Tekin’in o¤lu Erdem Efe 09.04.2009'da • THY ‹stanbul E¤itim üyemiz Türkcan Sedefo¤lu'nun o¤lu Can 02.03.2009'da • THY ‹stanbul

Yer iflletme üyemiz Bekir Uslu'nun o¤lu Bartu 13.02.2009'da • THY Ankara Ercan Göregen’in k›z› 02.01.2009'da • THY Ankara Uçufl iflletme Çi¤dem Kocaman’›n o¤lu 23.02.2009'da • THY Ankara ‹stasyon Kabiniçi Gürol Çaml›bel’in o¤lu 19.03.2009’da • THY Ankara Sani Kay›m’in k›z› 26.03.2009’da • Hava-‹fl ‹zmir fiubesi THY ‹zmir Kargo Müdürlü¤ü temsilcimiz Tolgahan Akbafl'›n o¤lu Ömer Tuna 01.02.2009'da • THY ‹zmir üyemiz F›rat ve Sinem Uluskan'›n k›z› 14.01.2009'de • THY ‹zmir Sat›fl Müdürlü¤ü üyemiz Melis Adanal›'n›n o¤lu 09.01.2009'da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz ‹smahan ve Harun Kanmaz’›n o¤lu Selim 18.07.2008’de (Not: Unuttu¤umuzdan dolay› özür dileriz) • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Gülgün Tafldemir’in o¤lu Ahmet Bartu 04.02.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Eda Sar› ile THY Kargo üyemiz Soner Sar›’n›n o¤lu Berkut 20.02.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Süleyman Ergürler’in k›z› 06.03.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Didem ve Serkan Baflar’›n o¤lu 10.03.2009’da • THY Antalya Kargo üyemiz Ahmet Deveci’nin o¤lu Emre Alp 11.04.2009’da dünyaya gelmifltir. Yeni do¤an bebeklerimize mutlu, baflar›l› ve aileleri ile birlikte bir yaflam diliyoruz. RAHATSIZLANMA • THY ‹stanbul Genel Müdürlük Üyemiz Nilgün Ertekin • THY Ankara ‹stasyon Müdürlü¤ü Osman Saydam’›n babas› 21.01.2009'da • THY Ankara Arif Sami Ünür (‹st.BaflTemsilci) 23.01.2009'da • THY Ankara Papatya Y›ld›z (fib.Dnt.Krl.Bflk.) 29.01.2009'da • THY Ankara Cahit Ercan 30.01.2009'da • THY Ankara Bengisu Gelir’in annesi 25.02.2009'da • THY Ankara Gizem Er’in babas› 03.03.2009'da • THY Ankara Özlem Ayd›n’›n annesi 04.03.2009'da • THY Ankara Gizem Er’in annesi 06.03.2009'da Mustafa Kumsel babas› (Emekli Recep Kumsel) 06.03.2009'da • THY Ankara Ayfer Ayd›n 17.03.2009'da • THY Ankara Feda Yücel’in annesi 20.03.2009'da • THY Ankara ‹stasyon Dspç Ayten


‹stasyon üyemiz Mustafa Aldemir 14.03.2009’da rahatsızlanmıfltır. Rahats›zlanan üyelerimize ve yak›nlar›na acil flifalar diliyoruz. VEFAT • THY ‹stanbul Uçufl üyemiz Serpil Niflan 27.03.2009'da. • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Ertu¤rul Ar›can'›n babas› 14.02.2009'da. • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Yaprak Özkan'›n babas› 02.02.2009'da. • THY ‹stanbul Ali ‹hsan Davuto¤lu'nun babas› 31.01.2009'da. • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme kaptan›m›z fiakir Akkartal 31.01.2009'da • THY ‹stanbul üyemiz Ali ‹hsan Davuto¤lu'nun babas› 31.01.2009'da. • THY ‹stanbul Genel Müdürlük üyemiz Kemal fiimflek 29.01.2009'da• THY ‹stanbul Emekli Yer ‹flletme üyemiz Ayd›n Demir 24.02.2009'da. • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Mehmet Aras'›n babas› 22.02.2009'da. • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Cem Aksoy'un babas› emekli pilot Yalç›n Aksoy 19.02.2009'da• THY ‹stanbul Kp. Hasan Tahsin Ar›san. • THY ‹stanbul Murat Sezer • THY ‹stanbul Olgay Özgür • ‹stanbul Ulvi Murat Eskin • THY Ankara Murat An›k’›n annesi 21.02.2009’da • THY Ankara Seranad Özmen’in day›s› 21.02.2009’da • THY Ankara Gürol Çaml›bel’in babas› 06.04.2009’da • THY Ankara Ayflegül Y›lmaz’›n babas› 21.02.2009’da • THY ‹zmir Teknik emekli üyemiz Ceyhan Yorgun'un annesi 20.03.2009'da • Hava-‹fl ‹zmir fiubesi Denetim Kurulu Baflkan› Muharrem Ali fieker'in kay›nvalidesi 20.03.2009'da • THY ‹zmir ‹stasyon emekli üyemiz Hidayet Tuzcu 16.02.2009'da • THY ‹zmir Kargo Müdürlü¤ü üyemiz Serdar Horasan'›n babas› Atilla Horasan (Eski üyemiz) 29.01.2009'da • THY Antalya kargo üyemiz Turgay Baran’›n ye¤eni Hakan Baran 19.01.2009’da • THY Antalya emekli üyemiz Osman Karasu’nun babas› 13.02.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Sema (Saraço¤lu) Sezer 01.04.2009’da trafik kazas›nda vefat etmifltir. Kaybettiklerimizin yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz.

ÜYELER‹M‹ZDEN

Deniz 06.03.2009'da • THY Ankara Sat›fl Müdürlü¤ü Demet Günevi’nin o¤lu 19.01.2009'da • THY Ankara Ayten Karadafll› 13.04.2009'da • THY Ankara Kargo Müdürlü¤ü ‹rfan Mete Arslan 01.02.2009'da • THY Ankara Murat Fidan’›n (Kargo Temsilci) annesi 26.02.2009'da • THY Ankara Teknik A.fi. Esb.Hat Bak›m Kenan Tavukçu’nun k›z› 12.01.2009'da • THY Ankara Murat Aras’›n o¤lu 16.02.2009'da • Hava-‹fl ‹zmir fiubesi Yönetim Kurulu üyemiz Gürsel Dalak 19.02.2009'da kalp ameliyat› • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Sahure Karancak'›n annesi 11.02.2009'da ameliyat olmufltur • THY ‹zmir Kargo üyemiz Müge Ataç 20.01.2009’da • THY ‹zmir üyemiz Metin Çokyakar'›n o¤lu Soner 15.01.2009'da • THY ‹zmir Üyemiz Mehmet Ali Demir 14.01.2009'da • THY Genel Müdürlük temsilcimiz Recep Dombayc›'n›n annesi 30.12.2008'de • THY Antalya ‹stasyon temsilcimiz Mehmet Coflkun’un ye¤eni Hüseyin Bak›rc› 13.01.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Hülya B›çaklar 20.01.2009’da • Hava-‹fl Antalya fiube Baflkan› Ahmet Tafldemir’in kay›npederi Ali Sa¤lam • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Ömer Arslan’›n efli Gonca 23.02.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Zeki Ekflili’nin o¤lu Halil 05.02.2009’da• THY Antalya ‹stasyon üyemiz Betül Altunda¤’›n annesi 13.02.2009’da • Hava-‹fl Antalya fiube mali sekreteri Ertan Uyar 13.02.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Metin Uyar’›n ve Ertan Uyar’›n annesi 13.02.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Mehmet K›rb›y›k’›n abisi By-Pas ameliyat› olmufltur 27.03.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Haldun Ya¤c›’n›n babas› ‹smail Bedri 30.03.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Süleyman Cankara’n›n kay›nperedi Turan Gül 28.03.2009’da • Hava-‹fl Antalya flube yönetim kurulu üyemiz ‹lhan Cankara ve THY Antalya ‹stasyon üyemiz Süleyman Cankara’n›n babas› Mehmet 11.04.2009’da • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Serkan Baflar 16.03.2009’da • THY Antalya

47


ÜYELER‹M‹ZDEN

48

VEFAT Serpil N‹fiAN’›n ailesine ve sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz.

Kemal fi‹MfiEK’in ailesine ve sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz.

Türk-‹fl’e ba¤l› ‹zmir fiubelerinin Tersanedeki ölümleri protesto için yap›lan bas›n aç›klamas›. 20.02.2009

Emekli üyelerimizden THY ‹zmir Hat Bak›m fiefi Sn. Hayati Hun’un flubemize yapm›fl oldu¤u ziyaret. Emekli üyemiz flubemizin eski flube baflkan› THY Hat Bak›m Baflteknisyeni Sn. Ahmet Zelva’da kat›lm›flt›r.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.