Biz bu suçu ifllemeye devam edece¤iz! ÜLKE: Türkiye ‹SNAT ED‹LEN SUÇ: 1 May›s, dünya iflçi ve emekçilerinin birlik, mücadele ve dayan›flma bayram›n›n kutlanmas› TAR‹H: 1 May›s 2008 Perflembe YER: ‹stanbul/Taksim ‹KT‹DAR PART‹S‹: AKP BAfiBAKAN: R.Tayyip Erdo¤an ‹Ç‹fiLER‹ BAKANI: Beflir Atalay ‹L VAL‹S‹: Muammer Güler ‹L EMN‹YET MÜDÜRÜ: Celalettin Cerrah EMN‹YET KOLLUK KUVVETLER‹ SAYISI: 30.000 ASKER SAYISI: 5.000
eden ve karfl› ç›kan… tar›m ülkesi olan Türkiye’ yi, silolar› bofl
GAZ BOMBASI SAYISI: 5.000 adet
kalacak kadar yoksul ve yoksun b›rakanlara karfl› ç›kan…
HEDEF KURULUfiLAR: D‹SK,Türk-‹fl (baz› sendikalar)
çiftçiyi çiftinden, tarlas›ndan anas›yla, hayvanc›l›¤›n simgesi
KESK ve kardefl kurulufllar
ine¤i, Et-Bal›k Kurumu’ndan danas›yla, bu¤day› silolardan
HEDEF K‹TLE: ‹stanbul halk›
kilosuyla kovarak bu ülkenin emekçilerini namerde muhtaç
GÖZALTI SAYISI: 530
ettiren siyaset ve siyasetçilere karfl› ç›kan… emperyalizmin,
YARALI SAYISI: Yaklafl›k 100
neoliberal politikalarla gizli iflgaline ve bu ülkenin tüm
GÜNÜN ANLAM ve ÖNEM‹: ‹stanbul’un kurtuluflu…
sokaklar›n›n meydanlar›yla birlikte iflgal edilmesine göz
‹fiGAL GÜÇLER‹: Vergi kaç›rmayan… soygun ve talan
yumanlara karfl› ç›kan… kendi ülkelerinin sokaklar›nda
yapmayan… her seçim öncesi ç›kar›lan SSK ve vergi prim
tulumlar›yla, özgürce dolaflmak isteyen ‹fiÇ‹LER,
aff›ndan yararlanmak durumunda bulunmayan… açl›k ve
EMEKÇ‹LERD‹… Tam da bu ülkenin emekçileri…
yoksulluk ücretinin alt›nda ücret al›yor olmas›na ra¤men dürüst
YAN‹ ONLAR; “demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin
kalmaya özen gösteren… gerekti¤inde ülkesi için can›n›
yurttafllar›yd›, vatandafllar›yd›.” O gün orada üzerlerine su
vermekten kaç›nmayan… kendisinin Haliç-Tuzla benzeri esir
s›k›larak, gaz bombas› at›larak, panzerlerle sald›r›lan ve ezilmek
ve ölüm kamplar›nda yaratm›fl oldu¤u art› de¤erin Etiler ve
istenenler…. Bir halk deyifli vard›r, Anadolu da; “BU AYIP
Bebek’de ve kay›t d›fl› ekonominin paylafl›ld›¤› her yerde
S‹ZE YETER” diye. Maskeniz düfltü, gerçek surat›n›z ortaya
paylafl›lmas›n› sessizce seyreden… özellefltirme ya¤ma ve
ç›kt›. “Benim çiftçim, benim köylüm” dedi¤iniz emekçilerin
talan›na bafl kald›ran… “özerk üniversite, ba¤›ms›z Türkiye,
yaratt›¤›, marka yaparak dünya ekonomik piyasalar›nda rekabet
kahrolsun emperyalizm ve iflbirlikçileri” diyerek ülkesine sahip
edebilir hale getirdikleri flirketleri satarken; iflçiler iyiydi,
ç›kan… baflta yaflam özgürlü¤ü olmak üzere tüm özgürlükleri
vatanseverdi de; ne oldu da 1 MAYIS günü vatan haini oldular?
savunan… “demokrasi, bar›fl ve adalet” diyen… insani
Çünkü 30.000 polis, 5.000 asker ve 5.000 gaz bombas›yla
de¤erlerinin ço¤unluklu siyasi partilerce sömürülmesine,
ancak d›fl iflgalci güçlere karfl› önlem al›n›r ve orant›s›z güç
eme¤in sömürülmesine karfl› ç›kan… “ifl-ekmek yoksa, bar›flta
kullan›l›r. AKP iktidar›, boynundaki bu utanç levhas›yla ne
yok” diyen… “kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiç
kadar yaflar bilemem ama bildi¤im bir fley var ki; bu halk bu
birimiz” diyerek bireysel kurtulufl ve çözümü reddeden…
utanc› yaflatanlarla yaflamay› kabul etmeyecektir! ‹flte bunu
“yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” diyerek dünya bar›fl›n›
biliyorum.
destekleyen… Irak’›n iflgaline karfl› ç›karak her türlü bask›,
Sevgi ve sayg›lar›mla.
zulüm ve iflkenceyi ve iflkencecileri k›nayan… sadece kimyasal uyuflturucunun de¤il insan›n bireysel ve toplumsal
AT‹LAY AYÇ‹N
de¤erlerinden yola ç›k›larak yap›lan siyasi uyuflturucular› teflhir
HAVA-‹fi SEND‹KASI GENEL BAfiKANI
1
2
Hava-‹fl THY Yönetimi’ni uyard›
24 Nisan günü Milliyet, Posta, Vatan gazetelerinde, 25 Nisan günü Birgün, Evrensel Cumhuriyet ve Referans gazetelerinde yer alan ilana çok say›da destek mesaj› geldi
Hava-‹fl Sendikas› THY Yönetimi’nin Anadolu’daki yer hizmetleri ve sat›fl müdürlüklerini tasfiye eden karar›n›n ne anlama geldi¤ini kamuoyuna duyurmak amac›yla gazetelere ilan verdi. 24 Nisan günü Milliyet, Posta, Vatan gazetelerinde, 25 Nisan günü Birgün, Evrensel Cumhuriyet ve Referans gazetelerinde yer alan ilana çok say›da destek mesaj› geldi. 22 Anadolu ilindeki sat›fl müdürlüklerinde ifller halen THY personeli taraf›ndan yürütülmekte ve buralarda toplam 348 Hava-‹fl üyesi çal›flmakta. THY Yönetimi’nin Anadolu’da sat›fl müdürlükleri ve yer hizmetlerini Havafl ve Çelebi’ye devretme karar›, buralardaki personele yönelik “istifa et, tayin ol, Havafl ve Çelebi’ye geç; olmazsa iflten at›l›rs›n” gibi dayatmalar›
da beraberinde getiriyor. Huzursuzluk içinde, yar›nlar›ndan habersiz, bask› alt›nda çal›flma yaflamlar›n› sürdürmeye çal›flan THY Anadolu personeli, iflverenin bu tutumundan son derece rahats›z olarak buralardaki uçufl operasyonlar›n› sürdürmeye çal›fl›yor. THY Yönetimi’nin ald›¤› bu karar çerçevesinde Bursa ve Marmaris sat›fl ofislerinin ise tamamen kapat›lmas› gündemde. Tüm bu geliflmeler do¤rultusunda Nisan ay›nda bir araya gelen Anadolu iflyeri temsilcileri son geliflmeleri de¤erlendirerek, THY yönetiminin söz konusu karardan vazgeçmemesi halinde çal›flanlar olarak özverilerini kald›rma karar› ald›lar. Yukar›daki Hava-‹fl Sendikas›’n›n konuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirdi¤i ilan metnini bulabilirsiniz.
THY Yönetimi’nin Anadolu’daki bir çok ilde kendi yer hizmetlerini ve sat›fl müdürlüklerini tasfiye eden karar› büyük bir hatad›r Türk Hava Yollar› yönetimi, ülkemizin dört bir köflesinde, on y›llard›r hizmet veren sat›fl müdürlüklerince gerçeklefltirilen uçufl operasyonu ile ilgili ifllerini, tam da flirket büyüme aflamas›na geçmiflken, 5 y›ld›zl› uçak flirketi olma iddialar› ile ‘Star Alliance’ ittifak›na girmiflken tasfiye etme karar› ald›. Yönetim bu kararla; yer hizmetleri ve yolcu hizmetleri (yükleme boflaltma, temizlik, harekat, trafik), ifllerini ihale yoluyla Havafl ve Çelebi firmalar›na devrederek, sat›fl müdürlüklerini ise yerel bazda veya genelde anlaflt›¤› firma ve kiflilere devrederek kendi markas›n›n adeta yok olmas›na neden olabilecek bir sürece yönelmektedir. Havafl ve Çelebi, A tipi ruhsata sahip yegane iki yer hizmeti flirketi olarak ülkemizde duopol (ikili tekel) oluflturmufl ve bu pazar› istedikleri gibi paylaflan iki flirkettir. Bu nedenle THY’nin hizmet al›mlar›nda bu ikili tekele ba¤›ml› hale gelmesi uzun vadede maliyetlerini etkilemeyecektir. Burada bu tasfiyenin gerekçesi olarak gösterilen maliyet, 200’e yak›n deneyimli ve e¤itimli THY personelinin maliyetidir. THY’nin gider
kalemlerinde bunun neye tekabül etti¤i de bilinmektedir. Tam tersi esas›nda bu iflyerlerinde y›llard›r THY’ye hizmet veren deneyimli ve e¤itimli personel iflsizli¤e mahkûm edilerek, ifllerin yer hizmetleri firmalar› veya kiflilerin kurdu¤u tafleron firmalarla, sendikal haklardan yoksun, a¤›r çal›flma koflullar›nda ucuz ücretle çal›flt›r›lacak iflçilerle yürütülmesi amaçlan›yor. Kalite ve uçufl emniyetinin önemi yine k›sa vadeli “maliyet” hesaplar›na kurban ediliyor. Oysa bu unsurlar bir maliyet kalemi de¤il, vazgeçilmez bir yat›r›m olarak görülmelidir. Trabzon, Dalaman, Bodrum, Diyarbak›r, Erzurum, Gaziantep, Kayseri, Samsun, Van, Mardin, Sivas, fianl›urfa, Ad›yaman, A¤r›, Batman, Denizli, Elaz›¤, Erzincan, Hatay, Kahramanmarafl, Konya, Mufl ve di¤er illerde THY çal›flanlar›n›n bu denli bir kör cesaretle tasfiyesi THY markas›n›n Anadolu illerinden silinmesi demektir. Yerel anlamda y›llard›r kökleflmifl bir firman›n bu karar› sadece çal›flanlar› de¤il bu illerin kaderini de etkileyen önemli bir karard›r.
THY Yönetimi’nin bu karar› ile kalite ve uçufl emniyetinin önemi yine k›sa vadeli “maliyet” hesaplar›na kurban ediliyor
3
4
Tafleron flirketler, özellikle bir flirketin yer hizmetlerini üstlendikleri ilk y›llarda daha az iflçiyle ve bu iflçilere mümkün olan en düflük ücretleri ödeyerek hizmet üretiyorlar
Amaç THY’nin iç hatlardan çekilmesi mi? Ne yaz›k ki ülkemizin temel bir ulusal sivil havac›l›k politikas› bulunmamaktad›r. Bu nedenle sektör hem dünya çap›nda geliflen tekelleflme, hem de bu dev tekellerin uygulad›¤› ‘aç›k gökler’ adl› liberilizasyon politikalar›na karfl› k›r›lgan ve güçsüzdür. ‹flte tam bu aflamada ülkemizde iktidarlar eliyle palazland›r›lan ancak birço¤u da batarak kaynak israf›na neden olan özel havayollar› yan›nda, THY, ulusal sivil havac›l›¤›m›z›n sigortas› konumundad›r. Ancak hem Anadolu Jet adl› bir alt marka kurulmas›, hem de Anadolu sat›fl müdürlüklerinin tasfiyesi THY’nin iç hatlar› özel havayollar›na terketmesi gibi bir sonuca gidebilir. Bu ise gelecekte istikrars›z bilet fiyatlar› ve kâr olmad›¤›nda o ili terketme ve uçufllar› kârl› olan illere aktarma gibi sonuçlara yolaçacakt›r. Bu anlamda THY’nin bu tasfiye politikas› asl›nda yerel anlamda önemli olumsuz ekonomik sonuçlara gebedir.
Sivil havac›l›k sektöründe ifllerin alt iflverene devri (tafleronlaflt›rma) uçufl emniyetine ve güvenli¤ine zararl›d›r! Dünyada da ülkemizde de yer hizmetlerinin tafleronlaflt›r›lmas› beraberinde iflten ç›karmalar› getiriyor. Tafleron flirketler, özellikle bir flirketin yer hizmetlerini üstlendikleri ilk y›llarda daha az iflçiyle ve bu iflçilere mümkün olan en düflük ücretleri ödeyerek hizmet üretmeye büyük önem veriyorlar. Bu flirketlerde üstlenilen iflin süresi genellikle bir ya da iki y›lla s›n›rl› oldu¤undan, ifl güvencesi çok daha az oluyor, a-tipik çal›flma biçimleri yayg›n olarak kullan›l›yor. Tafleron flirketler sürekli iflçiden çok geçici iflçi çal›flt›rmaya yöneliyorlar. Kurals›zlaflt›rma, geçici ve a-tipik iflçili¤in a¤›rl›kl› hale gelmesi ve flirketler üzerinde giderek artan rekabetçi olma ve maliyetleri azaltma bask›s› hem yer hizmetleri iflçilerinin hem de yolcular›n emniyeti aç›s›ndan önemli sonuçlar do¤uruyor. Sözgelimi maliyetleri azaltma, birçok durumda personelin emniyetle ilgili konularda daha az e¤itim almalar› ile sonuçlanabiliyor. Geçici çal›flma ise örne¤in bagaj sevkiyat› ve yüklemesi gibi uçufl emniyeti aç›s›ndan önemli ifllerde iflgücünün sirkülasyonunun artmas›na yol aç›yor. Hava ulafl›m› zincirinin farkl› halkalar› ne kadar çok flirkete aitse yolcular›n ve çal›flanlar›n güvenli¤i ve emniyetinin denetimi o kadar çok zorlaflmaktad›r. Tafleronlaflma havac›l›k sektöründe uzun y›llar içinde oluflan ve deneyimli ve iyi e¤itimli personelde cisimleflen güvenlik kültürünü zay›flatan bir etkiye sahiptir.
Tafleron flirketler muazzam bir rekabet bask›s› alt›nda üstlendikleri bir iflin sonunda tatmin edici bir düzeyde kâr elde edebilmek için ucuza veya kestirme yoldan ifl halletme e¤ilimi göstermektedirler. Tasfiye edilen THY Sat›fl Müdürlüklerindeki iflçiler deneyimli ve e¤itimli personeldir. THY geçen y›l “crew concept” uygulamas›na geçmesiyle birlikte bir istasyon çal›flan› trafik ve yolcu hizmetleri, bilet sat›fl, harekât gibi ifllerin yan›nda daha önce teknik personelin yapt›¤› yak›t alma, uça¤› uçufla haz›rlama motor çal›flt›rma gibi ilave birçok ifli yürütmektedir. THY çal›flan› deneyimi ve e¤itimi ile bunu gerçeklefltirirken, hizmet al›m›na geçti¤i firmalar›n geçici, düflük ücretli, ifle ba¤l›l›¤› ve motivasyonu düflük, deneyimi ve e¤itimi çok daha az olan iflçileri elbette ki ayn› performans› gösteremeyecektir. Örne¤in bugün tasfiye edilmesi düflünülen THY personeline geçen iki y›l boyunca Crew Consept (bak›m ünitesi olmayan istasyonlarda teknik eleman olmayan personelin uça¤› uçufla vermesi) e¤itimi verilmifl, uça¤a yak›t al›nmas›, motor çal›flt›rma ve yer kontrolleri gibi teknik iflleri pilotlarla beraber koordine etmeleri yönünde e¤itimler verilmifltir. fiimdi THY pilotlar› bir baflka firman›n elemanlar› ile bu önemli uçufl operasyonu ifllemini yapmak zorunda b›rak›lacakt›r.
Lütfen destek ve dayan›flma mesajlar›n›z› havais@havais.org.tr adresine gönderin.
5
Türkiye Sivil Havac›l›k Sendikas› Hava-‹fl Genel Merkezi ‹ncirli Caddesi 68/2 Volkan Apt. Bak›rköy / ‹STANBUL Tel Faks
: +9 0212 660 20 95 (Pbx) : +9 0212 571 90 51
THY yönetimi bu yanl›fltan dönmelidir!
Tafleron flirketler tatmin edici bir düzeyde kâr elde edebilmek için ucuza veya kestirme yoldan ifl halletme e¤ilimi göstermektedirler.
Anadolu’dan mektup var
Sayg›de¤er Hava-‹fl Yönetimi
6
01-01-2006’da aran›zdan ayr›lmak zorunda b›rak›lan ‹zmir STFA çal›flanlar›ndan H. Adem Düzbiçer. Yine ifller yolunda gitmiyor ve birkaç emek yanl›s› iflçi dostu olarak sizler üzerine düfleni yap›yorsunuz. Ancak, “Cuman›n getirdi¤i perflembeden belli olur” diye bir tabir var. Aynen üyelerinize uygun bir söz oldu¤unu düflünüyorum. Bizlerin 2005 Kas›m’da ak›betimiz belli oldu¤unda flube baflkan› Hasan Coflkun Bey; harekât operatörler, yolcu hizmetleri hep birlikte bir toplant› yapt›. Orada en belirgin flekilde ifade ederek “arkadafllar STFA’n›n bafl›na gelenler yar›n sizinde bafl›n›za gelecek. STFA’ya destek olal›m.” dedi¤inde kimse oral› dahi olmad›. Hasan baflkan›m derdini anlatabilseydi, Atilla Bey personelini
ikna edebilseydi inan›n verilen kurban biz bile olmazd›k. THY çal›flan› umursamaz tav›rlar›na devam etti¤i müddetçe Hava-‹fl Sendikas› istedi¤i kadar görevini yaps›n maalesef ki sonuç hep hüsran olacakt›r. 2005’in 1 May›s iflçi bayram›nda Gündo¤du Meydan›’nda mikrofonu kap›p “dünya yerinden oynar iflçiler birlik olsa” diye ba¤›rtan bendeniz Adem Düzbiçer maalesef ve mateessüf ne kadar hakl› oldu¤uma bir kez daha üzülerek flahit oluyorum. Yard›m ve desteklerimiz bir zaman ekmek yedi¤imiz ve flirketin gerçek sahipleri olarak gördü¤ümüz THY çal›flanlar› ve Hava-‹fl Yönetimidir. Arz ederim. Sayg›lar›mla H. Adem Düzbiçer
Türkiye Sivil Havac›l›k Sendikas› Genel Baflkanl›¤›’na 1972 y›l›nda teknik eleman olarak göreve bafllad›¤›m Türk Hava Yollar›’m›zda ald›¤›m›z e¤itimler sürecinde, hocalar›m›z›n bize söyledi¤i ilk cümle; “hofl geldiniz arkadafllar, ÖNCE EMN‹YET GEL‹R” idi. Çal›flt›¤›m süre içerisinde yetki lisans›m›, yüksek tahsilli bir teknisyen olmama ra¤men zorlu yaz›l› ve sözlü s›navlardan geçerek befl y›lda alabildim. On dört y›lda teknik ekip flefi oldum. Alt› y›l sendikam›z›n ‹zmir fiube Baflkanl›¤›’n› yapt›m. Ancak hem ifl yerinde çal›flt›m hem de sendikal görevimi yapt›m. 24 Nisan 2008 günündeki Milliyet Gazetesi’nde kamuoyuna verdi¤iniz mesaj tümü ile gerekleri yans›tmaktad›r. Sivil havac›l›kta en önemli unsur çal›flanlar›n›n e¤itimle donanm›fl olmas›d›r. Bu unsurun çal›flt›¤›m dönemde her elemanda oldu¤unu belirledim. O zamanlar iflverenlerimiz, sendikam›z ve çal›flanlar›m›z hemen hemen her konuda Türk Hava
Yollar›’m›z›n gelece¤i için ortak karalar alabiliyorduk. Bugün de flirketimizi yöneten sayg›de¤er yöneticilerin, sendikam›z›n bu duyarl› aç›klamalar›na yaklafl›m gösterece¤i kanaatini tafl›yorum. Bizler uçakta teknik görevli olarak birçok yabanc› ülkeye uçtu¤umuzda olas› ar›zalarda, bize yard›ma gelen anlaflmal› teknik yabanc› ekiplere pilotlar›m›z›n güvenmedi¤ine, ifli bizzat bizim yapmam›z› istemelerine tan›k olduk. Sivil havac›l›k rekabetinde güvenilirli¤i olan tüm flirketler kazans›n. Ancak b›rak›n›z bünyesindeki bir çok ilde deneyimli, usta, bilgili personeli ile Türk Hava Yollar› hep birinci olsun. ‹flverenimiz ve sendikam›z bu konuda el ele versinler ve birlikteli¤in örne¤ini göstersinler. Sayg›lar›mla Ahmet Zelva Emekli THY ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü Baflteknisyeni Hava-ifl Sendikas› ‹zmir fiubesi
Spot
Hava-‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin:
Çal›flanlar özverisini kald›r›rsa Anadolu’ya uçufllar aksar 7 May›s günü Hava-‹fl Genel Merkezi’nde yap›lan bas›n aç›klamas› ile emekli olmaya zorlanan 35 kabin amiri ve Anadolu’da kapat›lmak istenen sat›fl müdürlükleri konusunda kamuoyu bilgilendirildi. Hava-‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin yapt›¤› aç›klamada; maliyet gerekçe gösterilerek 22 Anadolu ilinde kapat›lmak istenen sat›fl müdürlükleri ile ilgili olarak; havac›l›kta maliyetten önemli konular oldu¤una dikkat çekerek THY Yönetimi’ni uyard›. Ayçin, “Uçufl emniyeti maliyete feda edilemez. Havac›l›kta baz› fleylerin maliyeti yoktur. Zaten yetersiz personelle çal›flan THY’de çal›flanlar›n özverisi son derece önemlidir. THY’de çal›flanlar özverisini kald›r›rsa Anadolu’da uçufllar aksar,” dedi. Toplu sözleflmede “50 yafl›na kadar uçabilir” hükmü olmas›na ra¤men yafllar› 43-45 aras›nda de¤iflen 35 kabin memurunun emeklili¤e zorlanmas›n› ise sendikal haklara sald›r› olarak
de¤erlendiren Ayçin; “THY yönetimi toplu sözleflme ve grev oylamas›yla ilgili özelefltiri yapmak yerine çal›flanlar›n sendikal haklar›na sald›r› içine girmifltir. Yönetimin bu tavr› çal›flanlar üzerinde huzursuzluk yaratmaktad›r. Personel huzursuzlu¤u ise uçufl emniyetini etkileyen faktörlerden biridir,” diyerek THY Yönetimi’ni uyard›. Ayçin son olarak; Hava-‹fl’in bu ve benzer hatal›, toplu sözleflmeyi hiçe sayan kararlar karfl›s›nda her türlü olanaklar› ile sonuna kadar direneceklerini belirtti.
7
8
Kurumumuzun yok edilmemesi ve yar›nlar›m›z için mücadeleye devam Kaya Say›n Genel Teflkilat Sekreteri kayasayin@havais.org.tr
AKP Hükümeti 2003 y›l›n›n Nisan ay›nda o zaman kamu kuruluflu olan THY Yönetim Kurulu’nu tamamen de¤ifltirdi. Baflkan Abdurrahman Gündo¤du ile birlikte Özellefltirme ‹daresi Baflkanl›¤›’n›n önergesi ile birlikte 7 yönetim kurulu üyesi flöyle belirlenmiflti: Cemal fianl›, Ömer Dinçer,
Candan Karl›tekin, Hüseyin Atilla Öksüz, Hamdi Topçu, Mehmet Büyükekfli. Recep Tayyip Erdo¤an’›n belediyecilik döneminde birlikte çal›flt›¤› bu kadronun as›l hedefinin havac›l›k olmad›¤›; sonuçland›r›lamam›fl olan özellefltirmenin gerçeklefltirilmesi için göreve getirildi¤i apaç›k ortadayd›. Göreve gelen bu yönetimle birlikte özellefltirme faaliyetleri de h›zla devam etti. Önce halka arzlar yap›ld›. Halka arz edilen hisselerin de¤eri düflük tutuldu ancak bu s›rada flirket de büyütülüyordu. 51 uçak siparifli ile yat›r›mc›lar›n ifltah› kabart›ld›. Olay›n görünmeyen yüzü milli havayolunun yok ediliyor olmas›yd›. ‹zin verilirse Anadolu’da THY’de yok edilecek 2001 krizinden baflar› ile ç›kan Türk Hava Yollar› çal›flanlar› flirketi kârl› bir flirket haline getirdiler ve geliflimine büyük katk› sa¤lad›lar. Ancak bu yönetim, çal›flanlar› cezaland›rarak 2003
y›l›ndan bugüne yaklafl›k 4.000 kiflinin iflten ayr›lmas›na neden oldu. Bu anlay›fl THY’yi nereye götürüyor? Önce halka arzlar ile kamu pay› %50’nin alt›na düflürüldü. Yeni anlay›fl THY’yi ikiye böldü ve Teknik A.fi. kuruldu. Teknik A.fi. kendi içinde bölündü ve Motor Atölyesi Pratt Whithney‘e % 51 hisseyle verildi. Teknik A.fi.’de yap›lan baz› hizmetler ise yer iflletmeye devrediliyor, devredildi. (Head-set, push-back, akaryak›t, deicing, hat bak›m.) THY’de Sabiha Gökçen modeli tüm taflra illerinde gerçeklefltiriliyor. ‹zin verilirse Anadolu’daki 22 ilde art›k THY’den bahsetmek mümkün olmayacak. Özellefltiriliyor... Anadolu Jet Havayolu ile Ankara merkezli bir havayolu iç hat faaliyetlerini devam
ettirecek. Star Alliance’a üye oldu¤umuz halde bu flirket tafleron rolünü mü üstleniyor acaba? Ayr›ca özellefltirme konusu da henüz bitmifl de¤il ve iflçi ç›kartmalar› devam ediyor. THY Yönetimi’ne güvensizlik art›yor ‹flyeri sorunlar›n›n yo¤un bir flekilde devam etmesi, Anadolu’daki ifl yerlerinin tasfiyesi, flirketin bölünerek küçülmeye devam etmesi çal›flanlar›n gözünde THY ve Teknik A.fi. Yönetimine güvensizli¤i kat kat artt›rd›. Hiç kimse mutlu de¤il, herkes yar›nlarla ilgili endifleli. Ancak defalarca gördük ki birlikte oldu¤umuzda kazanan taraf biz oluyoruz. En somut örnek, son toplu sözleflme süreci ve grev oylamas›… Yaflananlarla deneyimledik ki; her türlü problemimizi çözebilmek için birlikte olmam›zdan baflka ç›k›fl yolumuz yok. fiirketin yok edilmemesi ve yar›nlar›m›z için mücadeleye devam… Her türlü bask› ve y›ld›rma politikalar›na karfl› birlikte baflaraca¤›m›za inan›yorum.
9
10
‹ktidar 1 May›s bayram›n› emekçilere ve halka zehir etti! Bu güne kadar, y›lbafllar›nda tacizcilere, y›l içinde arabesk-pop konserlerine, polis gününde polislere, Fethulah Gülen mitinglerine aç›k olan Taksim Meydan›, 1 May›s iflçi bayram›nda emekçilere kapat›ld›. 1 May›s 1977’de yaflam›n› yitiren 36 kifliyi anmak ve birlik, mücadele, dayan›flma günü olan 1 May›s’› kutlamak için yola ç›kan çal›flanlar›n pay›na gaz, tazyikli su ve cop düfltü. Demokrasi havarisi kesilen AKP Hükümeti’nin ne kadar demokrat oldu¤una Taksim bölgesinin tozu dumana kat›lm›fl atmosferinde ci¤erlerimiz yana yana bir kez daha tan›k
olduk. Hükümet, provokasyon tehlikesi nedeniyle Taksim’e izin verilmedi¤ini söylerken en büyük provokatörün kim oldu¤unu bütün dünya dehflet içinde izledi. ‹zin verilmemesinin valilik taraf›ndan aç›klanan baflka “sebepleri” de vard›. Taksim bir turizm merkeziydi ayr›ca flehir ulafl›m› aksayabilirdi. Oysa ki turistler bizzat polisin kendisi taraf›ndan dövülürken, at›lan 5.000’e yak›n gaz bombas› d›fl›nda hayat› felç edecek baflka bir fleye zaten ihtiyaç duyulmad›. Savafllarda dahi hastanelere bomba at›lmas› etik kurallar çerçevesinde reddedilirken, ‹stanbul’un orta yerinde fiiflli Etfal Hastanesi’ne gaz bombas› at›ld›. fiimdi hükümet sözcüleri “yanl›fll›kla içeri düflmüfl” gibi demeçlerle geveleseler de, 2 May›s tarihli gazelerde polis taraf›ndan at›lan bomban›n çekilmifl kare kare görüntüsü mevcut. Yine ‹stanbul’un orta yerinde ‹stanbul ÖDP ‹l Merkezi’nin talan edilmesi bir baflka skandal.
demokratik kitle örgütünün yapt›¤› baflvuru da bulunuyor. Söylenecek çok fley var belki ama flimdilik flu kadar›n› söylemekle yetinelim: Bu iktidar›n iflçisine, emekçisine, memuruna, ö¤rencisine, emeklisine, çal›flan›na lay›k gördü¤ü muamele budur. Yoksullu¤a mahkum edilerek her geçen gün ba¤›ml› k›l›nan, zor yaflam koflullar›nda geçimini sa¤lamaya çal›flan, vergisini maafl›n› almadan ödeyen, Tayyip Erdo¤an’›n “ayak tak›m›” dedi¤i bu insanlard›r coplanan, gaz bombas› at›lan, tazyikli suyla savrulan... fiimdilik “ayaklar bafl olamad›” belki ama baz› takkeler düfltü, keller göründü.
D‹SK binas›na at›lan gaz bombalar›n› ise kimsenin sayacak halinin kalmad›¤› ortada. Sabah saat 6:00 sular›nda yo¤un bir sis duman› içinde uyanan D‹SK görevlileri ve dayan›flma için orada bulunan iflçilerin tazyikli suyla duvardan duvara vurulufllar›n› içimiz kanayarak izledik. Dünya’da görülmemifl bir sald›r›yd› o gün D‹SK’te yaflananlar. Çünkü on binlerce iflçiyi temsil eden bir konfederasyona yap›lm›fl böylesi bir sald›r› örne¤i henüz yok. ‹stanbul Barosu o gün yaflananlarla ilgili suç duyurusunda bulunurken, konuyla ilgili daha pek çok bireysel ve
11
(Uluslararas› Sendikalar Konfederasyonu)
ITUC, 1 May›s'ta ‹stanbul'da yaflananlar› k›nad›! 12
Say›n Baflbakan, 155 ülkede 168 milyon üyesi bulunan Uluslararas› Sendikalar Konfederasyonu 1 May›s 2008’de ‹stanbul’da ‹flçi Bayram› gösterilerinde polisin afl›r› güç kullanmas›n› esefle k›n›yor. ‹stanbul Valisi Muammer Güler’e göre 530 gösterici gözalt›na al›nm›fl 38 kifli yaralanm›flt›r, ITUC bu say›n›n daha sonra da artabilece¤ine inanmaktad›r. Ald›¤›m›z bilgilere göre; polis; sopa, biber gaz›, göz yaflar›c› gaz ve boyal› su s›karak Taksim Meydan›’na gitmeye çal›flan iflçi ve ö¤rencilerinden oluflan gruba müdahale etmifltir. Taksim Meydan›, 1977’nin 1 May›s’›nda yaflanan ve 37 kiflinin hayat›n› kaybetti¤i ac› olayla bilinmektedir. ITUC üyesi 3 konfederasyon gösteriyi Taksim Meydan›’nda birlikte yapmak istediklerini duyurduktan sonra yetkilileriniz bu gösteriyi yasaklad› ve sendikalar›n eylemlerini gerçeklefltirdi¤i taktirde “orant›l› güç” kullan›laca¤›n› söyleyerek tehdit etmifltir. Sendikalar kutlamay› Taksim’de yapacaklar›n› aç›klamalar› üzerine meydan bariyerlerle çevrildi. Hükümetiniz, ‹stanbul’daki polis say›s›n› di¤er illerden getirdi¤i polislerle de artt›rm›flt›r. Polis helikopterleri flehrin üstünde uçufllar gerçeklefltirmifltir. Daha sonras›nda D‹SK Genel Merkezi’nin kuflat›lm›fl, ve sendikalar›n yürüyüfllerini baflka flekilde gerçeklefltireceklerini söylemeleri bile dikkate al›nmadan polisler taraf›ndan güç kullan›lm›flt›r. Çok fazla zarar verilmifltir.
Masum insanlar ve esnaf ciddi flekilde zarar görmüfl ve yaralanm›flt›r. Polisiniz D‹SK Genel Merkezi önünde toplanan insanlara sald›rd›¤›nda saat henüz 06:15’ti. Bina kuflat›lm›fl, içindeki insanlar d›flar› ç›kamam›fl ve bina göz yaflart›c› gaz bulutu alt›nda kalm›flt›r. Binan›n insanlarla dolu oldu¤unu bildikleri halde polis gaz s›kmaya devam etmifltir. Solunum problemi yaflayan genç bir kad›n›n bafl›na polis taraf›ndan darp uygulanm›flt›r. Gün sonunda çok say›da insan yaraland›, D‹SK ve KESK üyeleri gözalt›na al›nd›, polis taraf›ndan dövüldü, D‹SK ve KESK yöneticilerinin güvenli bir yere geçmelerine izin verilmedi. Say›n Baflbakan, Görüntüler Türk polisinin afl›r› davran›p davranmad›¤› konusunda çok az flüpheye yer b›rakt›. Türkiye’deki üyelerimiz ve ‹stanbul Barosu’ndan gelen raporlarda polisin göstericilere afl›r› güç kulland›¤›n› söylüyor. ‹nsanlar›n gösteri için toplanmas›n› bile kendi bafl›na bir suç teflkil etti¤ini söyleyerek “orant›l› güç” kullan›laca¤›na dair tehditler bir yana, polisin göstericilere karfl› kulland›¤› fliddet kesinlikle orant›s›z ve kabul edilemezdir. Bu nedenle,Türkiye’nin alt›na imza att›¤› temel ILO sözleflmelerinde yer alan temel sendikal haklar›n ve Örgütlenme Özgürlü¤ü ilkelerinin gerekliliklerini garanti alt›na almas› yönünde sizlere ça¤r›da bulunuyorum.
"KULLANILAN GÜÇ, fiUURSUZ, ORANTISIZ VE KONTROLSÜZDÜR" Ülkemiz, 1 May›s 2008'de, 1 May›s ‹flçi Bayram›n› ‹stanbul Taksim'de birlik, beraberlik ve coflku içinde kutlamak isteyen iflçilere ve halka yönelik efli benzeri görülmemifl bir fliddete flahit olmufltur. Ankara S›hhiye Meydan› da polis fliddetine sahne olmufltur. Önlemini sadece provokatörlere karfl› almakla yükümlü olan devlet, 1 May›s günü ‹stanbul halk›n› "provokatör" ilan etmifltir. fiöyle ki, D‹SK Genel Merkezi daha yürüyüfl bafllamadan sald›r›ya u¤ram›fl, binada bulunanlara yap›lan muamele, insanlar›n bo¤ularak öldürüldü¤ü Mad›mak Oteli facias›n› hat›rlatm›flt›r. Savunmas›z insanlara tazyikli, boyal› su s›k›lm›fl, hastanelere biber gaz› at›lm›fl, yere düflmüfl insanlar bile coplanarak ve tekmelenerek efli benzeri görülmemifl bir tav›r sergilenmifltir. ‹stanbul'u bir cehenneme çeviren bu uygulamalar,
‹stanbul Valili¤i'nin yapt›¤› "orant›l› güç kullanaca¤›z" aç›klamas›n› tekzip eder niteliktedir ve turistlerin bile copland›¤› gerçe¤inden hareketle, kullan›lan gücün fluursuz, orant›s›z ve kontrolsüz oldu¤u ortadad›r. ‹stanbul'u bir "korku flehri" haline getiren önlemlerin ve uygulanan fliddetin dozunu hakl› gösterebilecek hiçbir gerekçe yoktur. Dünyan›n her yerinde bayram havas›nda, coflkuyla kutlanan 1 May›s'›n ülkemizde bir "çat›flma" ve "fliddet" gösterisine dönüfltürülmesi ve iflçiye, emekçiye zehir edilmesi var olan demokrasinin s›n›rlar› aç›s›ndan ibret vericidir. TÜRK-‹fi Yönetim Kurulu, ‹stanbul ve Ankara'da fliddete maruz kal›p ma¤dur olan herkese geçmifl olsun dileklerini iletmekte, fliddet uygulayan iradeyi k›namaktad›r.
TÜRK-‹fi Yönetim Kurulu
“‹STANBUL’DA HALKA DEVLET TERÖRÜ UYGULANMIfiTIR!” Yaflad›¤›m›z olaylar göstermifltir ki, Vali’nin sözünü etti¤i provokasyon, bizzat emniyet güçleri taraf›ndan gerçeklefltirilmifltir. 1 May›s sabah›, saat 06:30’da D‹SK Genel Merkezi’ne gaz bombalar›yla sald›r› düzenlenmifl; Türkiye’nin ve ‹stanbul’un her bölgesinden gelen emekçiler, polisin gaz bombalar› ve panzerlerin s›kt›¤› tazyikli su ile karfl›lanm›fllard›r. D‹SK Genel Merkezi at›lan gaz bombalar›ndan, s›k›lan sulardan nefes al›namayacak ve tan›namayacak durumdad›r. D‹SK Genel Merkezi’ne girerek “haneye tecavüz” suçunu iflleyen emniyet güçlerinin sald›r›s›nda büyük maddi hasar da meydana gelmifltir.
D‹SK üyeleri, KESK üyeleri, Türk-‹fl üyeleri ve çeflitli kitle örgütlerinin üyeleri flehrin çeflitli yerlerinde polisin sald›r›s›n›n kurban› olmufltur. 1 May›s’ta iflçi s›n›f›n› yaln›z b›rakmayarak merkez binam›za gelen milletvekillerini ve Avrupa Parlamentosu üyelerini, ayd›n ve sanatç›lar› da gaz bombas› ya¤muruna tutacak kadar fütursuz yap›lan polis sald›r›s›, tam anlam›yla bir devlet terörüne dönüfltürülmüfltür. Bir milletvekilimiz kalp krizi riskiyle yüzyüze b›rak›lm›flt›r. Sürekli yasalardan sözeden Valilik, emrindeki kolluk kuvvetleriyle en temel insan hakk› olan yaflama hakk›n› tehlikeye atm›flt›r.
13 D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi
“BAfiBAKAN SORUMLULUKTAN KURTULAMAZ!” Dün ‹stanbul darbe günlerini aratmayan faflist uygulamalara ve sald›r›lara sahne oldu. fiehir bafltan bafla ablukaya al›nd›, Taksim Meydan› bu ülkenin gerçek sahipleri emekçiler taraf›ndan iflgal edilecekmifl ve emekçiler düflmanm›fl gibi bariyerlerle çevrildi. Taksim’le özdeflleflen güvercinler bile tel örgüler arkas›na hapsedildi. Bu uygulamalara askeri rejimle yönetilen ülkelerde bile rastlamak zordur. Hükümet günlerce “Provokasyon olacak” gerekçesiyle bir gerginlik ve kaos ortam› yaratt›. Meydanda yap›lacak anma ve bas›n aç›klamas› etkinli¤i için “anayasal düzen tehdit ediliyor” denilerek ortam terörize edildi. Dün yaflananlar kimin provokasyon
peflinde oldu¤unu net olarak gözler önüne sermifltir. Hükümet her fleyden önce vatandafl›na niçin düflman muamelesi yapt›¤›n›n hesab›n› vermelidir. Daha gösterilerin bile bafllamad›¤› bir saatte D‹SK Genel Merkezi’ne yap›lan sald›r›n›n, içeride yüzlerce insan›n oldu¤u bilinmesine ra¤men defalarca at›lan onlarca gaz bombas›n›n mant›¤›n› aç›klamal›d›r. Hükümete sormak gerekir; provokasyonu yapanlar karanfillerini Taksim Meydan›’na b›rakmak isteyen emekçiler mi yoksa bir siyasal partinin il binas›na, TMMOB binas›na ve daha birçok kapal› mekâna gaz bombas› atanlar, plastik mermi kullananlar m›d›r?
KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul
Polis devleti, cop hükümeti, gaz vilayeti Umur Talu Sabah Gazetesi Yazar› 2 May›s 2008 tarihli Sabah Gazetesi’nden al›nm›flt›r.
14
Kimse sendikalar d›fl›ndaki kimi grubun flunu bunu yapt›¤›na dair görüntülere s›¤›nmas›n. Devleti idare eden hükümetin emrindeki kuvvetler, daha "hücuma geçti"! D‹SK Genel Merkezi'ne dahi gazla "hücuma geçti"! Muhtemelen büyük bir harekat plan› çizilmifl; hani ‹stanbul'un Fethi ile ‹stanbul'un Düflman ‹flgalinden Kurtuluflu'nun ard›ndan, Ankara ve ‹stanbul'daki zevat da tarihe geçsin diye: "Kuvvetlerimizin bir k›sm› ol Taksim Meydan›'n› düflman s›zmas›na karfl› korurken, bizzat düflman kalas›na da cenk edilip hepsi içeri t›k›la, gazlana, coplana." O yüzden, en tepeden en t›rna¤a, en bafltan en aya¤a, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile ellifleyinci hükumat› kutlar›m: "Meydan muharebesi"nde galebe çalmakla kalmad›lar, "s›n›f
savafl›"n› da kazand›lar. Ankara'dan ‹stanbul Vilayeti'ne kadar bu ifle bafl ve tehdit koymufl herkesi kutlar›m: AKP art›k resmen "devlet" olmufltur! Çok istedi¤i devlet kat›na, tam kabul edilmedi¤i o yüce mertebeye, "devlet töresi" nin gereklerini hem de gereksiz biçimde yerine getirerek lay›k olmufltur. Bu iktidar da di¤erleri gibi devlet fliddetidir, fliddet devletidir! Lakin, art›k durum ayan beyan o ki... Memlekette demokrasi, demokratikleflme ufku, hakiki adalet; sadece darbecilere, Ergenekonculara karfl› de¤il, bizatihi bu iktidara karfl› da korunas›, sak›n›las›, savunulas› de¤erlerdir. Darbeci kafas›yla de¤il, demokrasi yüre¤iyle ve akl›yla. ‹ktidar yanaflmas›yla de¤il, her
türlü güçten ba¤›ms›z bir ruhla. "Güler" yüzlü Vali, "orant›l› güç"ten bahsetmiflti. Aha orada görüntü (Habertürk'ten Mustafa De¤irmenci'nin kameras›). En üst amiri baflbakan›n›n "Ayaklar bafl olursa k›yamet kopar" sözünü namus belas› saym›fl polis kardafl, kald›r›mda, yerde tek bafl›na, evet tek bafl›na, zaten k›vranarak, korkuyla yatan genç k›z›n "bafl"›na, koflar "ayak" güm diye tekme çak›verdi. Arkadan bir ayak daha ve bir de cop iniverdi. Devletin bafllar›n›n, halk›n ayaklar›na karfl› hissiyat›n› beyan etmesinin ard›ndan... Devletin ayaklar› da, ayak say›lan halk›n bafl›na tekme halinde iniverdi. Dünün, günün, bugünün, her günün mana ve ehemmiyetinin özeti o görüntüdür: Taksim Meydan› kapal›.
Suçüstü fiükran Soner Cumhuriyet Gazetesi Yazar› 3 May›s 2008 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nden al›nm›flt›r.
AKP’nin dayand›¤› siyasi yap›n›n gerçek kimli¤i, yüzü ancak bu kadar çarp›c› a盤a ç›kabilirdi; ele geçirilmifl polis kadrolaflmas› da dahil, ›l›ml› islamc› tak›m›n tam kadro, örgütleri ile Erdo¤an’ ›n “ayak tak›m›” dedi¤i, iflçiye, haklar›na düflmanl›¤›, tak›yye yapt›¤› tüm alanlara yönelik gerçek yüzü, demokratl›¤a oynamadaki sahtekârl›¤›nda çok fena bir suçüstü yakalanma hali var. En çok da yandafllar› dinci medyan›n olup bitenleri verifl üslubu, Baflbakan, bakanlar›n aç›klama, de¤erlendirmelerinin bütününde, bu suçüstü yakalanma s›r›t›yor. Bekledi¤imiz gibi, difllerine en uygun, istedikleri gibi kullanabildikleri AKP iktidar›na, ›l›ml› islam projesine, tak›yye yapmas›na demokrasi ad›na tam destek vermifl, ABD, AB cephesi son olup bitenler karfl›s›nda flaflk›n ve suskunlar. Bu kadar a¤›r bir iktidar terörü uygulamas›n› savunamad›klar› gibi, yapmak zorunda olduklar› ç›k›fl ve elefltirileri de yapam›yor, k›r›t›p
duruyorlar. Ortaya ç›kmam›fl Ergenekon iddianamesi ile 1 May›s provokasyonunu iliflkilendirmeye çal›flmak, ipin ucunun kaçt›¤›n› ortaya koyuyor; hükümetin iradesi ile ortaya konmufl, Irak iflgalinde emperyal gücün kulland›¤› ac›mas›z, vahfli ölçütlerde, orant›s›z güç kullan›lm›fl; polis eliyle devlet terörü görüntülerinin eflli¤inde.. bu çapta bir suçüstü yakalanmada, yalan senaryolar›n› art›k kim yutar ki. Bütün çat›flma görüntüleri, binlerce kameran›n çektiklerinde, foto¤raf karelerinde, polisin yola bile ç›kamam›fl, evlerinde sendikalara, partilere, iflçilere vahfli, ac›mas›z bask›nlar›n›n, polis eliyle provokasyonun, devlet terörü belgelerinin kan›tlar› var. En suçlanabilecek görüntülerde iflçiler, insanlar ellerinde pankartlar›, çiçekleri ile Taksim’e yürümek istiyor, 1 May›s sloganlar› at›yorlar. Gerisi nas›l da ac›mas›z, orant›s›z sald›r›ya
u¤rad›klar›, dövüldükleri, bombalarla da¤›t›ld›klar›n› gösteriyor. Provokasyon ve terörün suç oda¤›na iktidar kendi kendisini oturtuyor… Yak›n tarihlere kadar AKP iktidar›na tam destek vermifl liberal cephe flaflk›n, tepkilerini “AKP’nin demokratl›¤› buraya kadarm›fl. Bu vahflet, terör 1 May›s’a, iflçiye bu düflmanl›k neden?” sorgulamas› ile dillendiriyorlar. Besbelli ç›karlar ad›na göz göre göre tak›yyeye prim verilmiflken, bu kadar büyük oyla iktidar olmufl Erdo¤an Hükümeti’nin bu kadar büyük çapl› demokrasi ay›b› suçuna, suçüstü yakalanmas›na ak›l s›r erdiremiyorlar. Türkiye’ye, AKP iktidar› ile yola ç›k›larak biçilen rol, bu ülkenin Cumhuriyet kazan›mlar›, laiklik, sosyal devlet, emek haklar› kazan›mlar› ile öylesine çeliflkili ki… Erdo¤an Hükümeti’nin, 1 May›s ruhunun k›p›rdanmas›ndan bile ödü kopuyor. Korkusunu iktidar gücü, terörle bast›rmaya çal›fl›yor.
Cihat ve darbe: 1 May›s’› anlamak Ece Temelkuran Milliyet Gazetesi Yazar› 2 May›s 2008 tarihli Milliyet Gazetesi’nden al›nm›flt›r.
Yeni yalan Bu göz kamaflt›r›c› zekâ gösterisi ve söz oyunuyla anlatmak istedikleri flu: “Haflmetli hükümetimiz Taksim’de bir provokasyon olaca¤›n› biliyordu. Zavall› iflçiler ak›llar› böyle fleylere ermedi¤i için, baflta kahraman Tayyip Bey olmak üzere y›lmaz hükümetimiz, onlar› kendilerine karfl› bile korudu. Hükümetimizi devirmeye çal›flan ve daha henüz ne oldu¤unu kimsenin anlayamad›¤› Ergenekon örgütü iflçileri de hedef al›yordu.” Ad›m gibi eminim, yar›n ve önümüzdeki günlerde bu flaheser meflrulaflt›rma harekât›n› daha nadide örnekleriyle de izleyece¤iz. Ve dün söyledikleri gibi tekrar edecekler: “Sa¤duyu kazand›!”
Darbenin gürbüz çocu¤u Sa¤duyu ne? ‹stanbul’un hapishaneye çevrilmesi. Sa¤duyu ne? Önceki günkü yaz›da da söyledi¤im gibi, AKP’nin darbenin en gürbüz çocu¤u olarak, saflar›n› devletin fliddetini kullanarak yoksula ve emekçiye karfl› s›klaflt›rmas›. Sa¤duyu ne? Fethullahç›lar›n büyük oranda ele geçirdi¤i söylenen polis teflkilat›n›n, askerle birlikte, haklar›n› isteyen emekçilerin üzerine çullanmas›. fiimdi daha iyi anlafl›l›yordur herhalde söylemek istedi¤im: Türkiye’de demokrasi de¤il ‘flirketokrasi’ istiyorlar. Durmadan namaz k›l›p flükreden iflçiler ve keyiflerine bakan Müslüman zengin istiyorlar. Sadece daha çok tutuculaflmam›z› de¤il, ayn› zamanda sesimizi de hiç ç›karmayal›m istiyorlar.
Cihat-darbe, ortaya kar›fl›k Dün olan fludur: AKP’nin ne oldu¤u, Türkiye’yi nereye götürmek istedi¤i ortaya ç›km›flt›r. AKP’nin ne orduyla ne faflizmle bir sorunu vard›r. Dün Taksim’de özenle haz›rlanan foto¤raf bunu göstermektedir. 1 May›s 2008’le birlikte AKP’nin de kendi derin devletini yaratt›¤› ortaya ç›km›flt›r. Art›k bir de¤il, iki derin devletimiz var. Görülmüfltür ki, iflçilere karfl› tek provokasyon bizzat AKP hükümeti taraf›ndan haz›rlanm›flt›r. AKP dün Taksim’de kendilerini desteklemeyenlere karfl› nas›l bir ‘cihat’ uygulayaca¤›n› göstermifltir. ‹ktidar›n cerahat akan bu yüzünü tüm Türkiye’ye ve dünyaya göstermenin bedeli olarak canlar› yanm›fl insanlara bir kez daha geçmifl olsun.
Emeklere sayg›… Melih Afl›k Milliyet Gazetesi Yazar› 1 May›s 2008 tarihli Milliyet Gazetesi’nden al›nm›flt›r.
1 May›s 1977 katliam›, iflçiler 1 May›s günü Taksim’de topland›¤› için meydana gelmedi. Devlet kaynakl› bir provokasyon düzenlendi¤i için meydana geldi. Tören alan›na gizli noktalardan atefl aç›ld›. Silahlar patlay›nca insanlar kaç›flt›, meydan kana boyand›. fiimdi kalk›p da “1 May›s’ta iflçiler Taksim’de toplan›nca olay ç›k›yor” diye mant›k yürütmenin ve Taksim’i iflçilere kapatman›n alemi var m›? Provokasyon yap›lmazsa olay ç›kmaz. Üstelik 1977’den bu yana o kadar çok fley de¤iflti ki… 1970’ler iflçilerin güçlü oldu¤u
zamanlard›… Sendikalar güçlüydü, yasalar iflçiyi koruyordu. ‹flçiler caddelerde “DGM’yi ezdik, s›ra MESS’te” diye yürüyebiliyordu. Sendikalar toplu görüflme masas›na oturdu¤unda pazarl›¤› yüzde 200 ücret zamm›ndan açabiliyordu. 1 May›s 1977 katliam› iflçilerin burnunu sürtmek, meydanlar› 1 May›s’larda onlara kapatmak için tezgâhland›… Taksim’e toplanan iflçilerin bütün ülkeye yönelik güç gösterisi yapmalar›ndan rahats›z olanlar tezgâhlad› o kanl› olay›… 12 Eylül darbesine ilerleyen yol o katliamla aç›ld›…
O günden bu yana hem iflçi örgütleri güç kaybetti. Hem Türkiye’de milyonluk mitingler yap›l›r oldu… Cumhuriyet mitinglerinde ç›t ç›kmad›.. Demokrat ve özgürlükçü geçinen AKP iktidar› 1 May›s’ta Taksim’i iflçilere açabilirdi. Ama 1 günü bayram yapmaya eli varmad›… ‹stanbul Valisi’ni iflçilerin önüne att›. Kendisi geri çekildi. 134 ülkede resmi tatil olan 1 May›s ülkemizde kavga ve s›k›nt› günü olma özelli¤ini sürdürüyor… Vali Bey “orant›l› güç” kullanmaktan söz ediyor. Bir dostun dedi¤i gibi “orant›l› zekâ” kullan›lsa bugün milletçe bayram yap›yor olurduk…
15
Havaalan› muhabirleri:
16
Az personelle çok ifl...
Dergimizin bu say›s›nda teybimizi havaliman› muhabirlerine uzatt›k. Hangi koflullarda, nas›l çal›fl›yorlar?
Atatürk Havaliman›’nda uzun y›llar görev yapan 21 gazetecinin objektifine yans›yanlar TAV’›n deste¤iyle Nisan ay›nda d›fl hatlar terminalinde aç›ld›. 65 foto¤raftan oluflan sergi, hayat›nda hiç havaliman›na gelmemifl kifli için bile, orada olup bitenler hakk›nda fikir veriyor, izleyene bir havaliman› panoramas› çiziyor. Bizler de dergimizin bu say›s›nda teybimizi havaliman› muhabirlerine uzatt›k. Hangi koflullarda, nas›l çal›fl›yorlar? 17 A¤ustos Marmara depreminde gelen yard›mlar›n sa¤l›kl› bir flekilde ilgili yerlere ulaflt›r›lamad›¤›n› yazan muhabirlerin o tarihten sonra aprona girmeleri k›s›tlanm›fl. Süleyman fien; “Siz misin bunu yazan” anlay›fl›ndan kaynaklanan bu ve benzer uygulamalar›n AKP hükümeti döneminde daha da artt›¤›n› söylüyor. Süleyman fien, havaliman›nda görev yapan onlarca bas›n emekçisinden biri. Mesle¤e 1995 y›l›nda Marmara Üniversitesi ‹letiflim Fakültesi’ndeyken Akflam Gazetesi’nde bafllam›fl. 2001 y›l›nda Star Gazetesi’ne geçen fien,
2006 y›l›na kadar havaliman› ve baflbakanl›k muhabirli¤i yapm›fl. Halen Sözcü Gazetesi ve Airkule.com adl› havac›l›k portal›nda muhabir olarak çal›fl›yor. Havaalan› muhabirlerinin di¤er alanlarda çal›flan meslektafllar›ndan farkl› olarak yaflad›klar› sorunlar var m›? Evet do¤al olarak var. Bir kere nokta muhabirli¤i yap›lan her yerde kendine spesifik sorunlar vard›r. Havaliman› muhabirli¤i d›flar›dan flöyle gözükebilir: ‘Can›m ne olacak, geleni gideni çekiyorlar iflte. Bunun neresi zor?’ Bu bak›fl aç›s›n›n gerçekle hiç ilgisi yok. Havaliman› muhabirli¤inin kendine özgü zorluklar› ve özellikleri var. Tam anlam›yla iyi bir havaliman› muhabiri olmak için en az›ndan bir muhabirin 2 sene havaliman›nda görev yapmas› flart. Gazetecilikte muhabirler genelde belli bir branfl› seçerler ve o konuda uzmanlafl›rlar. Baz›lar› polis muhabiri olur, baz›lar› adliye muhabiri, baz›lar› sporu, magazini, ekonomiyi seçer. ‹flte havaliman› muhabirli¤i bunlar›n bir
armas› gibi. Çünkü havaliman›nda görev yapabilmek için ekonomiyi de bileceksiniz, siyasi geliflmeleri de çok yak›nen, günü gününe takip edeceksiniz, spordan da haberiniz olacak, havac›l›ktan da. Yani havaliman› birkaç bakanl›¤›n (Ulaflt›rma, ‹çiflleri, Spor, Gümrük Müsteflarl›¤›’n›n) birleflti¤i bir yer. Adeta bir kesiflme noktas› gibi. Burada görev yapacak bir muhabirin de belli bir donan›ma sahip olmas› gerekir. Bunlar›n yan› s›ra da havaliman› muhabiri haberleri kendisi bulur, kendisi yarat›r. Görev verilmesini beklemez. Ço¤u zaman da amirinden bilgi almaz, aksine istihbarat müdürünü veya haber müdürünü kendisi bilgi vererek yönlendirir. Özel haberler yapabilmesi için de kula¤›n›n delik, çevresinin ve haber kaynaklar›n›n fazla olmas› gerekir. Havaalan› muhabirleri farkl› bas›n kurulufllar›nda çal›fl›yorlar, ancak önemli ölçüde ortak çal›flma koflullar›na sahipler. Bu arkadafllar›m›z›n çal›flma flartlar›ndan söz eder misiniz. Ücret, mesai, sosyal ve özlük haklar aç›s›ndan durum nedir? Tabii ki. Bizler her ne kadar ayr› kurulufllar›n personeli olsak dahi, ayn› mekanda, birbirine yak›n koflullarla ayn› ifli yapt›¤›m›z için sorunlar›m›z da neredeyse ortak gibi. Örne¤in bir aprona ç›k›fl yasa¤› konuldu¤u zaman, bu yasak hepimizi ba¤l›yor. Veya ‘VIP Salonu’na Baflbakan’›n gelifl gidifllerinde girilmeyecek’ dendi¤i zaman, bu da herkesi ba¤l›yor. D›fl hatlar terminalinde bilgisayarlar›m›z›n, foto¤raf makinelerimizin ve kameralar›m›z›n bulundu¤u ortak bir bas›n odam›z mevcut. Herkesin bir masas› var. Ayr›ca baz› gazete ve ajanslar›n kendi
Hava-‹fl Yönetimi ve temsilcileri havaalan› muhabirlerinin sergisini ziyaret etti
kurulufllar›na ait ayr› odalar› var. Çal›flma koflullar›m›zdan özellikle hareket alanlar›m›zdan bahsedecek olursak, hareket alanlar›m›z›n gittikçe daralt›ld›¤›n› söyleyebiliriz. Örnek vermek gerekirse, 17 A¤ustos Marmara Depremi’nden sonra tüm dünyadan ülkemize ya¤an yard›mlar›n sa¤l›kl› ve h›zl› bir flekilde ihtiyaç olan yerlere ve afet bölgesine ulaflt›r›lmad›¤›n› yazd›¤›m›z için aprona girifllerimiz k›s›tland›. Sadece belirlenen bir kap›dan ve sar› yelek giyerek, aprona ç›kmam›za müsaade edildi. Bu yasak belki de o zamanki baz› yöneticilerin ‘Siz misiniz bunu yazan’ diyerek bas›n› cezaland›rma iste¤inden uyguland›. Zamanla da b›rak›n eski haline dönmeyi, gittikçe daha da kat› hale geldi. AKP Hükümeti döneminde de zirveye ç›kt›. Eski hükümetler döneminde Baflbakanlar›, bakanlar› milletvekillerini uçaklar›n alt›na kadar girip (tabii ki belli kurallar içerisinde) uça¤a binerken veya inerken el sallamalar› dahi görüntüleyebiliyorduk. fiimdi ise Baflbakan’›n hangi uçakla uçtu¤unu dahi görüntüleyemiyoruz. Geçti¤imiz aylarda flehit olan bir binbafl›m›z›n cenazesinin uçakla ‹stanbul’a getirilifli ve uçaktan indiriliflindeki sahipsizli¤i yaz›p görüntüledikten sonra, aprona ç›k›fllar›m›z neredeyse kapan›rcas›na k›s›tland›. fiehit cenazeleri, haberlerimizden sonra olmas› gerekti¤i gibi törenle, omuzlara al›narak karfl›lanmaya baflland› ama aprona ç›k›fllar›m›z iyice k›s›tland›. Yetkililer, kendilerine gelen yo¤un tepkileri gazetecilere k›s›tlama yaparak önlemeye çal›flt› ve aprona ç›kmak havaliman›ndaki en yetkili
17
17 A¤ustos Marmara Depremi’nden sonra tüm dünyadan ülkemize ya¤an yard›mlar›n sa¤l›kl› ve h›zl› bir flekilde ihtiyaç olan yerlere ve afet bölgesine ulaflt›r›lmad›¤›n› yazd›¤›m›z için aprona girifllerimiz k›s›tland›.
Pek çok meslektafl›m›z kalp krizi gibi nedenlerle aram›zdan ayr›l›yor. Bu kadar stresli bir mesleki yaflamdan sonra ve gazetecilerin 18 çal›flma koflullar›n›n bu kadar zor oldu¤u ülkemizde y›pranma pay›n›n da kald›r›lacak olmas› meslek aç›s›ndan son derece olumsuz sonuçlar do¤uracakt›r.
Foto¤raf: Murat Herden / Vatan Gazetesi
makam olan mülki idare amirinin onay›na ba¤land›. Bizler gerekli güvenlik aramalar›ndan ve e¤itimden geçmifl kimseleriz. Baflbakanl›k Bas›n Yay›n Enformasyon Genel Müdürlü¤ü’nün verdi¤i sar› bas›n kartlar›m›z ve apron kartlar›m›z vard›r. Apron kartlar›n›n hangi flartlar alt›nda verildi¤i herkesin malûmu. Bunlar› ifl yerimiz olan havaliman›nda karfl›laflt›¤›m›z sorunlara örnek olarak verebiliriz. Tabii ki sorunlar bu kadar de¤il. Bunun yan› s›ra muhabir arkadafllar›m›z bas›ndaki genel sorunlardan etkileniyorlar. Muhabirler ortalama 1 ile 2 bin YTL aras›nda maafl almakta. Bir ço¤unun sar› bas›n kart› olmas›na ra¤men baz› arkadafllar›m›z 212 say›l› fikir iflçilerini tan›mlayan kanun yerine 1475 say›l› Kanuna tabi. ‹fl yükü ve yo¤unlu¤u aç›s›ndan durum nedir? Yak›n zamanda yürürlü¤e girmesi öngörülen ‘Sosyal Güvenlik Yasas›’nda di¤er kimi mesleklerle gazetecilere tan›nan ‘y›pranma pay›n›n’ kald›r›lmas› konusunda ne düflünüyorsunuz?
Foto¤raf: Fatih Ferhat Sürmeli / Anadolu Ajans›
Birçok gazete veya bas›n kuruluflu ‘az personelle çok ifl’ mant›¤›yla hareket etmektedir. Dolay›s›yla baz› kurulufllarda bir muhabir, normal flartlarda 2-3 muhabirin yapaca¤› ifli yapmak durumuyla karfl› karfl›ya kalmaktad›r. Yeni yasan›n y›pranma pay›n› geri almas› da ülkemizdeki gazetecilerin bu zor çal›flma koflullar›n› daha da
zorlaflt›racakt›r. Mesleki yaflamlar› sürekli bir kofluflturmaca, habere en h›zl› flekilde ulaflma ve yay›na verme ile geçen gazeteciler, yaflad›klar› stresin olumsuz sonuçlar›n› fazlas›yla görüyor. ‹statistiklere göre ve bizzat tan›k oldu¤umuz gözlemlerimizde gazeteciler 55-60 yafllarda kalp krizi gibi nedenlerle aram›zdan ayr›l›yor. Bu kadar stresli bir mesleki yaflamdan sonra ve gazetecilerin çal›flma koflullar›n›n bu kadar zor oldu¤u ülkemizde y›pranma pay›n›n da kald›r›lacak olmas› meslek aç›s›ndan son derece olumsuz sonuçlar do¤uracakt›r. Muhabirler haber yaparken olan› yans›tmak konusunda ne kadar özgür? Haber merkezlerine ulaflan haberlere yaz› ifllerinde ne kadar müdahale ediliyor? Ben, kiflisel izlenimlerime göre ve bizzat yaflad›¤›m olaylarda bir muhabirin kas›tl› olarak bir haberi çarp›tt›¤›n› veya yalan haber yazd›¤›n› görmedim. Bu tür olaylar çok azd›r. Fakat fluna çok fazla flahit oldum. Muhabir, haberini bütün bilgileriyle, dört dörtlük, tamamen objektif bir flekilde yazmas›na ra¤men söz konusu haber ço¤u defa gazetesinde veya çal›flt›¤› ajans, televizyon kanal›nda yer almam›flt›r. Bazen ‘hükümeti veya belli baz› çevreleri karfl›m›za almayal›m’ düflüncesi, bazen ise medya organ›n›n ba¤l› bulundu¤u holding veya grubun ç›karlar›n› zedeleyece¤i gerekçesiyle yay›na verilmemifltir.
Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri verildi
Y›l›n yaz›l› haber ödülü “Tuzla”ya 19 Göktepe gazetecilik ödülleri, Metin’in do¤um günü olan 10 Nisan’da sahiplerine verildi. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri yar›flmas›n›n bu y›l düzenlenen 11’incisinde gazetecilik ödüllerinin sahipleri flöyle: . Belma Akçura, Naz›m Alpman, Hüseyin Aykol, Celal Bafllang›ç, Mete Çubukçu, Nefle Düzel, Fikret ‹lkiz, Aris Nalc›, Zeynep Oral, fiirin Payz›n, Kamil Tekin Sürek, Ahmet fi›k ve Ferai T›nç’tan oluflan ödül jürisi, bu y›l “Yaz›l› Haber Ödülü”ne, Sad›k Güleç’in “Esir kamp› de¤il Tuzla” bafll›kl› haberini de¤er gördü. Sabah gazetesinde 8 fiubat 2008 günü manfletten yay›mlanan haberde, s›k s›k iflçi ölümleriyle gündeme gelen Tuzla Tersaneleri’nde çal›flan iflçilerin çal›flma ve yaflam koflullar› gözler önüne seriliyordu. Bu y›l görüntülü haber ödülünü ise, Adnan Gerger’in, ABD’nin Irak güvenlik güçlerine hibe etti¤i silahlardan 1250’sinin Türkiye’ye kaçak yollardan sokuldu¤unun ortaya ç›kar›ld›¤› belgeleyen “Irak-Kay›p Silahlar Dosyas›” haberini de¤er gördü. Haber, NTV’de 18 Temmuz 2007’de yay›mlanm›flt›. Bu y›lki yar›flmada “Foto¤raf Ödülünü”, Milliyet gazetesinde 16 fiubat
2008 günü yay›mlanan “Polisin peflinden ayr›lmad›” adl› foto¤raf› ile Arif Arslan kazand›. Yar›flmada “Yerel Gazetecilik Ödülü”nü ise, Gaziantep Hakimiyet gazetesinde 21 Kas›m 2007 günü yay›mlanan “Nümahrem” bafll›kl› haberi ile Seyfi Genç kazand›. Jüri, bu y›l, 22 fiubat 2008 günü Hürriyet gazetesinde yay›mlanan “Piç diye öldürdü, DNA testinde o¤lu ç›kt›” bafll›kl› haberiyle Özgür Cebe. 4 Mart 2008 günü TRT 2’de yay›mlanan “Bir bar›fl savaflç›s›: Dalai Lama” bafll›kl› haberiyle Devrim Gürkan ve Da¤l›ca olay›nda gazetecili¤in önemli ilkelerinden “fikri takip ilkesi” konusunda gösterdi¤i kararl› tutum nedeniyle Taraf gazetesine “Jüri Özel Ödülü” verilmesini kararlaflt›rd›. Kazananlara ödülleri, her y›l oldu¤u gibi bu y›l da Metin Göktepe’nin do¤um günü olan 10 Nisan’da düzenlenen törenle verildi.
Esir kamp› de¤il Tuzla Metin Gökpete yaz›l› haber ödülü
20 Sad›k Güleç Sabah Gazetesi Muhabiri
‹stanbul Tuzla'da 4 katl›, boyas›z, s›vas› çatlam›fl bir binan›n girifl kat›. Binan›n dükkân olarak düflünülüp camlarla kaplanm›fl, ancak flimdilerde "simsiyah" boyan›p körlefltirilmifl bu 20 metrekarelik bölümde s›k›flm›fl onlarca insan var. Kimi bir köflede derin düflüncelere dalm›fl, kimi mutfak olarak kullan›lan bir baflka köflede piknik tüpü üstünde tencere kaynat›yor. Ortada öbeklenip sohbet edenlerin konusu "para, açl›k ve yoksulluk." Bütün bu yoksullu¤un içinde yaflayanlar da dünyan›n en güzel ve en pahal› yatlar›n› yapan Tuzla tersane iflçileri. A¤›r bir kokunun kaplad›¤› odada yerde yatan iflçilere bak›p burada kaç kiflinin kald›¤›n› anlamak mümkün de¤il. Uzun süren çal›flman›n yaratt›¤› yorgunluktan ifl elbiselerini bile ç›karmadan yata¤a uzanm›fl insanlar, bir ç›rp›da tüketilmifl yemeklerden kalan tencereler, tabaklar... 7 y›lda 44, 7 ayda 14 ölüm Buraya gelme sebebimiz son 7 y›lda 44, son 7 ayda ise 14 iflçinin öldü¤ü ifl kazalar›n›, çal›flma koflullar›n› konuflmak ancak görünen manzarada tersane
iflçilerinin sadece çal›flma koflullar› de¤il yaflam koflullar›n›n da içler ac›s› oldu¤u ortaya ç›k›yor. Tuzla'n›n arka mahallelerindeki 20 metrekarelik bu odalar 700 YTL'ye kiraya veriliyor. Yani ‹stanbul'da 100 mekrekarelik ortalama bir evin kiras› kadar. Bu nedenle her odada onlarca insan kiray› paylaflarak bir arada yafl›yor. Batmanl›lar, Diyarbak›rl›lar, Samsunlular, Urfal›lar... Bir odada 30 kifli Tersanede temizlikçi, tafllamac›, boyac›, demirci, kaynakç› olarak çal›flan iflçiler s›k s›k ifl kazalar›na tan›k oluyor. Ezilmelere karfl› çelik uçlu ayakkab›, baret, emniyet kemeri gibi koruyucular› ise hiç kullanmam›fllar. Baz›lar› evli, çocuklar› var. Ama onlar› köyde b›rakm›fllar. Ev sahibinden flikâyetçiler. "Elektri¤i fazla kullanmay›n. Sigorta at›yor" diyormufl. Ayn› binan›n baflka odalar› da kiraya verilmifl. Urfal› ‹smail Biliz "Biz yine flansl›y›z" diyor. Baz› ev sahipleri pansiyon usulü kalanlardan kifli bafl›na para al›yormufl. Ev sahibinin bir de bakkal› var. Peynirlerini, ekmeklerini ondan alma flart› getirmifl. "Bafllang›çta
para biriktirip dönerim, diyordum. Ama flimdi bilemiyorum. Para yok" diye konufluyor. "Neden burada kal›yorsunuz. Pahal› de¤il mi?" sorusuna ise Abit Bo¤atekin "Abi bir de yol paras› verirsek, nas›l geçiniriz?" diye cevapl›yor. Özellikle boyalardan flikâyetçi Abit Bo¤atekin. "Hele bir de kapal› yerde olursa, bazen derin kabar›r.
Sesime bak, hâlâ öksürür gibi konufluyorum" diyor. Tersanenin yemeklerinden de flikâyetçiler. "Yemekleri yapan firma, bizim patronun kar›s›n›n firmas›, bir gün öncesinin yemeklerini çorbaya kat›yor. Yemekler berbat" diyerek gülüyorlar. Baz›lar› ise itiraz ediyor; "Hay›r bizim yemekler güzel" diye.
21
Tuzla’da ifl cinayetleri durmak bilmiyor
Bakana soruyoruz; bir iflçinin yaflam› kaç YTL? Dergimiz yay›na haz›rland›¤› s›rada Tuzla tersanelerinde bir ölümlü kaza daha meydana geldi. 24 yafl›ndaki Mikail Kavakla birlikte Tuzla ifl cinayetlerinin say›s› 7 ayda 17’ye yükseldi. AKP hükümeti, “konuyla ilgili araflt›rma komisyonu kuraca¤›z” derken, taahhüt etti¤i tarihten aylar sonra komisyonu ancak toplayabildi. Meclis vekillerinin Tuzla ile ilgili bugüne kadar yapt›¤› tek fley, olay mahallini flöyle bir dolaflt›ktan sonra bas›na “cek-cakl›” demeçler vermekten ibaret. Çal›flma Bakan› Faruk Çelik; ifl kazalar›ndan “cahiller,
e¤itimsizler” diyerek iflçileri sorumlu tutarken, bugüne kadar hiçbir tersane patronu ceza almad›. Çal›flma Müfettiflleri Derne¤i’nin raporuna göre, tersane patronlar›n›n güvenli çal›flma koflullar›n› sa¤lamak için iflçi bafl›na harcama yapmas› gereken miktar sadece 50 YTL. Böyle bir skandal dünyan›n baflka bir yerinde olsa bu kadar “aciz kalm›fl” bir Çal›flma Bakan› herhalde istifa ederdi. Ölümlerin bilançosu son 8 y›lda 52 iflçi. Bakana soruyoruz; bir iflçinin yaflam› sizin hesaplar›n›zda kaç YTL?
Tuzla’da kanayan yara içinizi ac›tm›yorsa kendinizden kuflkulanmal›s›n›z
2008 Kufla¤› geliyor Bahad›r Altan
22
Kaptan Pilot Uçufl ‹flletme Temsilcisi bahadiraltan@yahoo.com
Tuzla tersanelerindeki ifl cinayetlerini protesto eden 200 genç Tuzla’ya yürüyerek tersane iflçileriyle ve hayat›n› yitiren iflçilerin aileleriyle kucaklaflt›, onlarla dayan›flma gecesi düzenledi
68 kufla¤› bütün dünyaya toplumcu duyarl›l›¤›n örneklerini sundu. Ülkemizde bunu farkl› biçimlerde de olsa 78’liler sürdürdü. Haklar›nda her fley söylenebilir ama san›r›m bu kuflaklar›n duyars›z, köfle dönmeci, bencil, ç›karc› oldu¤unu kimse öne süremez. Üniversiteli gençler 19 Nisan 2008’de ‹stanbul’da bu kuflaklar›n duyarl›l›¤›n› an›msatan bir eylem gerçeklefltirdi. Tuzla tersanelerindeki ifl cinayetlerini protesto eden 200 genç Tuzla’ya yürüyerek tersane iflçileriyle ve hayat›n› yitiren iflçilerin aileleriyle kucaklaflt›, onlarla dayan›flma gecesi düzenledi. Her 6 dakikada bir ifl kazas›n›n oldu¤u, her 5 saatte 1 iflçinin hayat›n› yitirdi¤i; ifl kazalar›nda dünyan›n üçüncü ve Avrupa’n›n birincisi ülkemizde toplumun duyars›zl›¤›na m› üzülmeli yoksa gençlerin tavr›na m› sevinmeli, flafl›r›yor insan. Tuzla’da kanayan yara içinizi ac›tm›yorsa kendinizden kuflkulanmal›s›n›z. Sermaye, son 3 y›lda bu sektörde %300 artan talebi karfl›lamak için üretime h›z vermiflti. Tafleronlarla, kiminden kaynakç›, kiminden elektrikçi, iskeleci ald›. Hükümet ve denetleme görevini yapacak Çal›flma Bakanl›¤› kazalar› “takdiri ilahi” olarak görünce ifl güvenli¤inin dibe vurmas› kaç›n›lmazd›.
Sonuçta talep karfl›lan›yor, gemiler korkunç bir h›zla yükseliyor. Askeri tersanede 3 y›lda yap›lan ayn› büyüklükte bir gemi Tuzla’da 4 ayda bitiriliyor, kasalar doluyor ama neredeyse10 günde 1 iflçi yaflam›n› yitiriyordu. Tek sorun bu konuyu kamuoyuna duyurmak için solu¤u tükenircesine hayk›ran birkaç sendikac›yd›. Bask›, gözalt›, hapis Limter‹fl Sendikas›’n› ve yürekli yöneticilerini susturamad›. Ve aylard›r susan kamuoyu nihayet ölümleri gördü. Ama göstermelik birkaç tedbir d›fl›nda de¤iflen bir fley yok, bir sonraki ölüme kadar unutulacak, unutturulacakt›. Gençler bunu haf›zalara kaz›yacak bir eylem gerçeklefltirdi. Bu yaz›y› kaleme ald›¤›m gün 95. ölümü getiren gaz patlamas› oldu, 4 a¤›r yaral› da cabas›. (Bu sat›r› 11 May›s’ta ekliyorum) Ayn› gençler ertesi gün erken saatlerde yine Tuzla’ya Limter-‹fl ve iflçilerin yan›na kofltular. Peki bu gençlere ne oluyor? Onlar Bo¤aziçi veya ODTÜ’den mezun olup tersanede iflçilik yapmayacak ki. Ölenler onlar›n akrabas› da de¤il, onlara ne? ‹flte bizleri umutland›ran bu duyarl›l›kt›r; baflkas›n›n yüzünde patlayan tokad› kendi yana¤›nda hisseden insanl›kt›r. Eylemlerini büyük bir olgunlukla, hatta
bir polisin gençlerden birine tekme atarak tahrikine ra¤men olays›z gerçeklefltirdiler. Bu olgunluklar› baz› çevreleri tedirgin etti kuflkusuz. ‹flçilerle gençli¤in kucaklaflmas›ndan çok rahats›z oldular. Ayn› gençler 30 Nisan akflam›ndan gidip türküler söyleyerek geceyi geçirdikleri D‹SK binas› önünde 1 May›s sabah› polisin ilk sald›r›s›na u¤rayan gençlerdi… Hiçbir suçlar› yokken, yürüyüfle veya Taksime yönelmeleri söz konusu de¤ilken iktidar, polisiyle bu gençlerin beraberli¤ine, güzelli¤ine sald›rma gere¤i duyuyordu! “E¤er mant›kl›, fliddet içermeyen muhalefeti dikkate alm›yorsan o zaman tan›m gere¤i fliddeti dikkate al›yorsun demektir. Terörizmi dikkate al›yorsun demektir. Çünkü dünyan›n bafl›na plastik bir torba geçirip ard›ndan bütün insanlara ‘nefes almay›n’ demekle yetinemezsiniz.” (Arundhati ROY, ‘Ya çek defteri ya cruise füzesi’ sayfa 74. Agora Kitapl›¤›) Hindistan’›n bilge kad›n› bunu söyleyip soruyor: “E¤er fliddet içermeyen muhalefet bir ifle yaram›yorsa o zaman ne yap›lmal›?” 1 May›s günü Hava-‹fl olarak D‹SK’e ulaflmaya çal›fl›rken gördü¤üm manzaralar korkunçtu ve bu soru kulaklar›mda ç›nlay›p durdu… Devlet gençlere “örnek” oluyordu! Buna ra¤men iflçiler ve gençlik teröre yönelmedi. Çaresizlik içinde Filistinli çocuklar›n tanka tafl atmas› gibi birkaç gencin refleksle tafla sar›lmas›n› da “terör” saymak olas› de¤ildir. Polisin tavr› adeta kitleleri teröre iten, zorlayan bir tav›rd› çünkü. Polisin bu tavr›n› örnek alan gruplar Sakarya’da oldu¤u gibi birçok yerde polise karfl› de¤il ama kendileri gibi düflünmeyenlere karfl› ayn› bu tavr› göstermektedir. Yaflan›lan linç giriflimleri polisin bu tutumundan beslenmektedir. ÖDP ve D‹SK binas›na sald›ran polisin bu “linç eylemlerini” örnek almaktad›r. ‹srail polisinin y›llar önce iki Filistinli çocu¤un elleri arkalar›ndan ba¤l›yken taflla vurarak kollar›n› k›rd›¤› görüntüler televizyonlarda yay›nlan›nca bütün dünyayla birlikte Türkiye’de de halk aya¤a kalkm›fl ve ‹srail’i k›nam›flt›. Bu
23
görüntüleri aratmayacak bir manzara var ülkemizde. ‹stenirse Türkiye’de silah bulmak çok zor de¤il kuflkusuz, ama binlerce gaz bombas› ve orant›s›z fliddete ra¤men tek bir polise silahl› sald›r›ya yeltenen olmam›flt›r. ‹flçiler ve özellikle üniversite gençli¤i büyük bir sab›r ve olgunlukla teröre bulaflmay› reddetmifllerdir. Bu tutum iktidar›n 1 May›s’› karalama çabalar›n› da bofla ç›karm›flt›r. Beni umutland›ran ikinci önemli tav›r da budur. Evet bence 2008 kufla¤›, k›rk y›l sonra 68 ruhunu daha da ileriye tafl›yacak bir bilinçle hareket ediyor. Ak›ll›, yarat›c›, ses getiren, ama suç ifllemeden, fliddete bafl vurmadan eylemler gerçeklefltiriyor. Bu çizgi ölü topra¤›n› silkeleyecek ve halka ulaflacak çizgidir. Onlardan ö¤renece¤imiz çok fley oldu¤unu düflünüyorum. Sadece genç kad›nlara tecavüz edip öldürenlerden, farkl› dini inançlarda, farkl› siyasi görüflte olanlar›n bo¤azlar›n› kesenlerden, arkadan kalleflçe kurflunlayanlardan, rahipleri b›çaklayanlardan, fleyhlerinin evlerini
Bence 2008 kufla¤›, k›rk y›l sonra 68 ruhunu daha da ileriye tafl›yacak bir bilinçle hareket ediyor. Ak›ll›, yarat›c›, ses getiren, ama suç ifllemeden, fliddete bafl vurmadan eylemler gerçeklefltiriyor.
24
Onlar Bo¤aziçi veya ODTÜ’den mezun olup tersanede iflçilik yapmayacak ki. Ölenler onlar›n akrabas› da de¤il, onlara ne? ‹flte bizleri umutland›ran bu duyarl›l›kt›r; baflkas›n›n yüzünde patlayan tokad› kendi yana¤›nda hisseden insanl›kt›r.
görüntüledi diye gazetecilere öldüresiye sald›ranlardan ibaret de¤il Türkiye. Aln›m›za sürülen bu karalar› temizleyecek p›r›l p›r›l bir duyarl›l›k yükseliyor. 2008 kufla¤› gençler ç›k›fl yolunu gerçeklefltirdikleri eylemle gösteriyorlar. Bu ülkenin ayd›nlar›, gençleri, emekçileri bu çizgide kucaklaflmal›d›r. Ülkeyi özgürlefltirecek, küresel siyasi ve ekonomik sarmal› k›racak, Kaz Da¤lar›’n›
da fiile Ormanlar›’n› da kurtaracak tek güç buradad›r. Onlarla birlikte yan yana yürünmeli ve halk bu zeminde birlefltirilmelidir. D‹SK önderli¤inde Türkiye iflçi s›n›f› 1 May›s’ta çok önemli bir s›nav vermifltir. ‹ktidar›n liberal, demokrat maskesi halk›n gözünde de düflürülmüfltür. Hatta iktidar flakflakç›s› liberaller bile gerçe¤i ifade etmek zorunda kalm›flt›r. Bu iktidar›n12 Eylül’ün devam› oldu¤u ve giderek her zeminde daha da zalimleflece¤i görülmüfltür. “Ulusalc›lar” da ülkenin ihtiyac›n›n art›k “Ulusalc›l›k”tan çok “Ulusolculuk” oldu¤unu görmeli ve emekten yana politikalara yanaflmal›d›r. 1 May›s milâtt›r. Özetle “takke düflmüfl kel görünmüfltür”. Bu kitle çizgisi ve dinamik gençlikle dayan›flma gelifltirilirse k›sa sürede halka da ulaflacak ve genifl kitleleri harekete geçirecektir. Sendikalar, konfederasyonlar bu ba¤› oluflturmada üzerlerine düfleni yapmal›d›r. D‹SK, KESK ve Türk-‹fl bu mücadelede öncülü¤ü üstlenmeli, 1 May›s’ta gerçeklefltirdikleri birlikteli¤i gelifltirmeli ve sendikal›, sendikas›z bütün iflçi s›n›f›n› kucaklayacak bir genifl yüreklilikle sürdürmelidir. Farkl›l›klara sayg› ile yan yana durmay› becermeli ve ülkemizi ayd›nl›¤a kavuflturacak bu yegane yolda sab›rla, umutla yürümeliyiz.
Sun Express, sendikal tazminat ödemeye mahkûm oldu 2006 May›s ay›nda Sun Express Havayolu’nda Hava-‹fl Sendikas›’n›n bafllatt›¤› sendikalaflma faaliyetleri s›ras›nda iflverence ifl sözleflmeleri feshedilen biri pilot befli kabin memuru 6 üyemiz ile ilgili aç›lan dava sonuçland›. Hava-‹fl Sendikas›’n›n açt›¤› sendikal tazminat davas›nda Sun Express, iflçileri sendikaya üye olmas› nedeniyle iflten att›¤› mahkeme karar›nca kesinleflince, sendikal tazminat ödemeye mahkûm oldu. Sendikal faaliyetleri nedeniyle ifl sözleflmeleri feshedilen üyelerimize Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce görülen davada 1 y›ll›k ücretleri tutar›nda sendikal tazminat ödenmesine karar verildi. Sendikal› olmak anayasal bir hakt›r Çal›flanlar›n› sendikal› olduklar› için alt› çal›flan› iflten atan Sun Express’in tazminat ödemek zorunda kald›¤› bu dava bir kez daha bellekleri tazeledi. Sendikal› olmak bir hakt›r ve Anayasa ile güvence alt›na al›nm›flt›r. 2821 say›l› Sendikalar Yasas›’n›n 31. maddesi, “Sendikaya üye olup olmama hürriyetinin teminat›” bafll›¤› ad› alt›nda, sendikal faaliyetleri güvence alt›na alm›flt›r. ‹lgili madde flöyle:
Madde 31: …iflveren, bir sendikaya üye olan iflçilere; iflin sevk ve da¤›t›m›nda, ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yard›m ve disiplin hükümlerinde ve di¤er hususlara iliflkin hükümlerde veya çal›flt›rmaya son verilmesi konusunda herhangi bir ay›r›m yapamaz. Sun Express’in Alman orta¤› Lufthansa’da sendika örgütlü 9 Nisan günü filosuna ekledi¤i üçüncü Boeing 737-800 uça¤› ile uçak say›s›n› 16’ya ç›karan Sun Express, 2010 y›l› itibariyle filosunu 25 uça¤a tamamlamay› planl›yor. Ulaflt›rma Bakan› Binali Y›ld›r›m’›n da kat›ld›¤› törende konuflan Sun Express Genel Müdür Yard›mc›s› Hac› Say, “Uçufllar›m›z›n ilk gününde yüzde 70’in üzerinde doluluk yakalad›k” derken flirketlerinin ticari baflar›s›na vurgu yap›yor. 6 çal›flan sendikal› olduklar› için atan Say’a, flirketlerinin Alman orta¤› Lufthansa’da çal›flanlar›n uzun y›llard›r sendikal› oldu¤unu ve demokrasilerde baflar›n›n tek ölçüsünün ticari hesaplar olmad›¤›n› hat›rlatmakta fayda var, zira söz konusu baflar› zaten çal›flanlara aittir.
Uçucu ekipler için mesai k›lavuzu ç›kt› 21. dönem THY A.O. Toplu ‹fl Sözleflmesi ve ek protokolü çerçevesinde güncellenmifl mesai k›lavuzu ç›kt›. Temsilci odas›ndan edinebilir, iflyeri temsilcilerinizden isteyebilirsiniz. De¤erli uçucu ekip üyeleri; Ulusal sivil havac›l›k otoritesine karfl› olan hukuki sorumlulu¤unuz çerçevesinde; • Mesai k›s›tlamalar›n› ihlâl eden hiçbir tutum içine girmeyiniz. • Dinlenme ve uyku, biriken yorgunlu¤u önleyici en önemli etkendir bu sürelerin bozulmas›na izin vermeyiniz. • Zaman k›s›tlamalar›na uygun olarak haftal›k, ayl›k, 3 ayl›k uçufl görev süre ve uçufl süre k›s›tlamalar›n› kontrol ediniz e¤er bu k›s›tlamalar afl›l›yorsa uçufllar›n›z› ald›r›n›z. • Ayl›k bofl günlerinizin tam verildi¤ini kontrol
ediniz. • Ayl›k planlanm›fl görevleriniz yay›nland›ktan sonra, iflverence ancak 24 saat önceden bildirilerek de¤ifltirilece¤ini unutmay›n›z. • Sorumlu kaptan pilot kararlar›n› özel flartlar olufltu¤unda uygulay›n›z, sorumlu kaptan pilot kararlar›n›n SHGM’ye nedenleri ile bildirilmesi gerekti¤ini unutmay›n›z. • Oluflan ihlalleri en k›sa zamanda sendikam›za iletiniz. Hava-‹fl Sendikas› Tel: 0212/660 20 95 havais@havais.org.tr eylemates@havais.org.tr kemalulker@havais.org.tr
25
Hava-‹fl
Havac›l›k T›bb› Derne¤i’ne üye oldu
26
2000 y›l›nda kurulan Havac›l›k T›bb› Derne¤i (HVTD), 4 May›s Pazar günü Eskiflehir’de, Anadolu Üniversitesi’nde 5. Ola¤an Genel Kurulu’nu toplad›. Sendikam›z Hava-‹fl, Havac›l›k T›bb› Derne¤i’ne üye oldu. Genel Kurula Hava-‹fl’i temsilen E¤itim Uzman›m›z Kemal Ülker kat›ld›. Üyelerimizin de gayet iyi bildi¤i gibi Hava-‹fl, bugüne kadar Havac›l›k T›bb› Derne¤i ile çeflitli ortak çal›flmalar yürüttü ve önümüzdeki dönemde de bu sinerjinin artarak sürece¤inden flüphe duymuyoruz. Genel kurulda derne¤in faaliyet raporu ibra edildi. Dernek Baflkan› Doç. Dr. Muzaffer Çetingüç kapsaml› bir sunum yapt› ve sunumunda Hava-‹fl’in uçufl emniyeti alan›nda sa¤lam bir durufl sergiledi¤ini anlatt›. Çetingüç, Hava-‹fl ile yürüttükleri çal›flmalara ve süren iflbirli¤ine büyük önem verdiklerini vurgulad›. Çetingüç sunumunda flu noktalara parmak bast›: “2000 y›l› Türkiye'sinde havac›l›k t›bb› (sanki uçufllar sadece TSK'de yap›l›yormufl gibi) askeri kesime b›rak›lm›fl durumda idi. (…) Bu nedenle ülkemiz sivil havac›l›¤›ndaki t›bbi zafiyetleri görüp, katk›da bulunma sorumlulu¤u hisseden 7 emekli hava tabip öncülü¤ünde dernek kuruldu. “‹nternet ortam›nda "Turkish Aerospace Medical Association (TAMA)" ad›yla "bayrak gösterdik!". ABD'deki dünyan›n en büyük sivil havac›l›k t›bb›
kurulufluna (ASMA) üye olarak, dünya ligine kay›t yapt›rd›k. “‹nternet sitemizdeki (www.hvtd.org) bilimsel yaz›lar›n say›s› 60'› geçti. “Bugün derne¤in 105 nitelikli üyesi bulunmaktad›r. “Ulaflt›rma Bakanl›¤›’na, THY, THK, TALPA'ya gerek resmi mektuplarla ve gerekse özel ziyaretlerle sistemdeki zafiyetleri ve düflüncelerimizi defalarca ilettik, meccani yard›m önerdik; gene de talep olmad›; biz de sesimizi medyada duyurmaya çal›flt›k. (…) Ulaflt›rma Bakanl›¤› SHGM'de, THY, THK ve DHM‹ kadrolar›nda sadece birerikifler uçufl doktorunun görevli oldu¤u gerçe¤i bile durumun vahametini aç›klamaya yeter. “Derne¤imizin uyar›lar› sonucu, Ulaflt›rma Bakanl›¤› sivil uçufl doktorlar› yetifltirmek üzere 2003 y›l›nda Hava K.K. ile bir protokol yaparak 2 dönem kurs planlam›fl, 24 sivil uçufl doktoru yetifltirilmifl; mevzuat JAR çerçevesinde de¤ifltirilerek sivil pilot muayenelerinde bu uçufl doktorlar› yetkili k›l›nm›flt›r. 2005 y›l›nda tertiplenen 3. dönem kurstan da 14 sivil uçufl doktoru mezun edilmifltir. Ancak 2003 y›l›nda kurs gören uçufl doktorlar›n›n 3 y›l sonras›nda (2006) almalar› gereken tazeleme e¤itiminin süresi 2 y›l geçti¤i halde, SHGM 1 haftal›k tazeleme kursunu halen tertipleyememifl durumdad›r.” Toplant›da eski GATA Komutan› Prof. Dr. Necati Kölan ile Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli Onursal Üye olarak belirlendiler. Yap›lan seçimde Yönetim Kurulu güven tazeledi: Dr. Muzaffer Çetingüç, Dr. Arma¤an Bafll›, Dr. Faruk Ild›z, Dr. Abdullah Öksüz ve Dr. Atilla Soyelçin tekrar seçildi. Di¤er kurullar ise flöyle: Denetleme Kurulu: Dr. Hasan Fehmi TÖRE, Dr. Aytekin TOPÇU, Dr. fiebnem GÖKKUfiU Onur Etik Kurulu: Dr. ‹smet B‹LG‹N, Dr. Hamit Ziya GÖKALP, Dr. Mustafa MORKOYUN Aday Belirleme Kurulu: Dr. Bekir
Tekelleflmede son büyük ad›m:
Delta ve Northwest havayollar› birlefliyor Delta Air Lines ve Northwest Airlines yönetim kurullar›, 14 Nisan Pazartesi günü akflam›, federal düzeyde onay almalar› durumunda iki havayolunun birleflece¤ini aç›klad›lar. Bu aç›klama ABD’de sektörde haftalard›r süren bir kaos ortam›n›n ard›ndan yap›ld›. Hat›rlanaca¤› gibi ABD’de Boeing 777 ve MD-80 jetlerinde görülen güvenlik sorunlar›n›n ard›ndan Federal Havac›l›k Dairesi (FAA) denetimlerinde pek çok havayolunun kanatlarla ilgili prosedürlere uymad›¤›n› tespit etti. 52 uçak seferden men edildi. 26 Mart'tan tüm Amerikan havayolu flirketleri s›k› denetime al›nd›. Ayr›ca dört küçük havayolu flirketi— Skybus, Aloha Airlines, ATA ve Frontier— iflaslar›n› aç›klad›lar ve uçufllar›n› durdurdular. Delta, ABD’nin en büyük üçüncü, Northwest ise beflinci havayolu flirketi. ‹ki havayolunun y›ll›k toplam cirolar› 32 milyar dolar düzeyinde. Birleflme anlaflmas›, yeni flirketin Delta ad› alt›nda faaliyet göstermesini ve merkezinin Atlanta, Georgia’da olmas›n› öngörüyor. Bu anlaflma daha flimdiden rakip havayolu flirketlerinin aras›nda da birleflme giriflimlerinin h›z kazanmas›na yol açt›. ABD’nin ikinci en büyük havayolu United ile dördüncü en büyük havayolu Continental birleflme görüflmelerini bafllatt›lar. Bu birleflmelerin gerçekleflmesi durumunda sektörün genelinde önce ABD’de, daha sonra belirli bir gecikmeyle bile olsa uluslararas› düzeyde istihdama, ücretlere ve di¤er sosyal haklara yönelik yeni bir sald›r› bafllat›lacak. fiu anda Delta ve Northwest toplam 89.000 havac›l›k iflçisini istihdam ediyor. Birleflme sonras›nda ise bu say›n›n 75.000’ne düflürülmesi planlan›yor. Di¤er bir deyiflle bu birleflme sonucunda 14.000 iflçi iflini kaybedecek. Di¤er bir deyiflle THY A.O. ve THY Teknik A.fi.’nin çal›flanlar›n›n toplam
say›s›ndan daha fazla say›da havac›l›k emekçisi iflsiz kalacak! Elbette iflin bu boyutuna ana ak›m medyada hiç de¤inilmiyor. Özellikle bizim boyal› bas›n›m›z konuya “Aman da kocaman bir havayolu flirketi olufluyor,” diye yaklaflman›n ötesine geçemedi. 30 y›ll›k bir süreç Havac›l›k sektöründe liberalizasyon ve deregülasyon 1978 y›l›nda Carter yönetimi zaman›nda bafllat›ld›. Aradan geçen 30 y›lda iflaslar, birleflmeler ve sat›n almalar sektörde giderek daha tekelci bir yap›n›n ortaya ç›kmas›na yol açt›. Pan American, TWA, Eastern ve di¤er birçok büyük havayolu flirketi tarihe kar›flt›. On binlerce havac›l›k çal›flan› iflini yitirdi, emeklilik haklar›n›n dramatik bir biçimde t›rpanlanmas›n› sineye çekmek zorunda kald›. ‹flini yitirmeyenler ise ifl yükünün artt›¤›na, uçufl emniyetinin erozyona u¤rad›¤›na ve hizmet kalitesinin h›zla geriledi¤ine tan›k oldular. Yeni tekelleflme giriflimleri bu olumsuz e¤ilimler güçlenerek varl›¤›n› sürdürmeye devam edecek.
27
Baz›lar› para biriktirir, baz›lar›ysa koca bir hayat… 28
Toplumsal mücadelenin içinde bir kaptan pilot:
Do¤an Müldür Özlem Ergun Hava-‹fl Sendikas› Bas›n-Yay›n Uzman› ozlemergun@havais.org.tr
Do¤an Müldür bugün 72 yafl›nda emekli bir kaptan pilot. Meslek yaflam›na Hava Kuvvetleri’nde bafllayan Müldür, 1974’den sonra Türk Hava Yollar›’nda ifline devam eder. 76 y›l›ndan emekli oldu¤u 2000 senesine kadar 24 y›l Hava-‹fl Sendikas›’nda uçufl iflletme iflyeri temsilcisi olarak sendika aktivistli¤i yapar. Bugün, ayd›nl›k yüre¤i, apaç›k dima¤› ve gülen yüzü ile bizleri karfl›layan Do¤an Müldür; “Ben halen gencim. Sendika demek gençler demek; gençlerle birlikte oldu¤um için gencim.” diyor. ‹zmir Bornova’da bir iflçi ailesinin 7 çocu¤undan biri olarak dünyaya gelen Müldür; “Askeri okula gitmesem okuma flans›m yoktu. Babam Devlet Demiryollar› iflçisiydi ben de havayolu iflçisiyim.” derken, sürdürdü¤ü anlaml› yaflam›n ilk temellerinin daha çocukluk y›llar›ndan at›ld›¤›n› anl›yoruz. Apron iflçisi, teknik iflçisi olmaz ise olur mu?
Pek çok pilotun kendilerini di¤er çal›flanlardan ayr›cal›kl› hissetti¤ine tan›k olurken, o, tüm meslektafllar›na hat›rlat›rcas›na flöyle diyor: “‹nsanlar ya mal üretir ya hizmet. Biz pilotlar hizmet üretiyoruz ve bu kolektif bir ifl. Kaptan arkadafllar›m›z, uçufl iflini tek bafllar›na yapt›klar›n› düflünüyorlar. Yolcunun bagaj›n› tafl›yan, bilet satan, apron iflçisi, teknik iflçisi olmaz ise bu ifl olur mu? Pilotlarla di¤er bölüm çal›flanlar› aras›nda sadece parasal bir ayr›cal›k var. O da yapt›¤› iflin, eme¤inin karfl›l›¤›n› al›yor. T›pk› di¤erleri gibi. Pilot da e¤er sendikal› ise sendikan›n ortak e¤ilimine uymak durumunda. Örgütlü toplumun anlam› budur.” Yaflam›n› toplumsal adalet savafl›yla geçirmifl bu de¤erli insan; “Meslek hayat›m boyunca iflverenin karfl›mda olmas›n› anl›yorum da; üzücü olan, meslektafllar›m›n da karfl›mda olmas›yd›. ‘Komünisttir, Cumhuriyet okur’ diyerek iflverene flikayet edenler bile olurdu.” derken hüzünlü. Ancak enerjisini ve mizah duygusunu
hiçbir zaman kaybetmeyecek kadar da insanlar›, yaflam› seviyor. Askerin üzerini aramas›ndan rahats›z olan meslektafllar›na, “O zaman söyleyelim de gelsin seni Evren Pafla aras›n” diyecek kadar güler yüzlü bir insan Do¤an Müldür. Tüm k›rg›nl›klar›na ra¤men; “Kaptanl›¤a albayl›ktan, ateflelikten gelmifl, komutanl›klar yapm›fl kifli, bazen iflçi olmay› kabullenemiyor” derken meslektafllar›n› anlamaya çal›flt›¤›na tan›k oluyoruz. Borç ekonomisiyle yürütülen politikalar, yoksullu¤u, ba¤›ml›l›¤› getirir Müldür; “Kapitalist emperyal sistem bireysel yaflam› ö¤retiyor. ‘Senin tuzun kuru olsun baflkalar› seni ilgilendirmez’ anlay›fl›yla kiflileri kendilerine, insanl›klar›na yabanc›laflt›r›yorlar. 80 darbesiyle yetifltirdikleri suskun nesil bu durumu en iyi anlatan örnek” derken hükümetin geldi¤i günden bu yana yandafllar›n› nemaland›rmakla meflgul oldu¤una dikkat çekiyor. “AKP iktidar› Amerika’n›n kurdu¤u bir oligarfli. Hükümet iktidara geldi¤i günden bu yana Türkiye’yi satmak, kendini ve yandafllar›n› nemaland›rmakla meflgul. Türkiye’nin ekonomisi, Türk Silahl› Kuvvetleri yabanc›lara teslim. Tayyip’e gücünü kan›tlamak için bir Taksim Meydan› kal›yor. Ülkemiz bir yang›n yeri haline getirildi. ‹ktidarlar›n yapt›klar› her türlü yolsuzluktan sonra meclis de onun yasas›n› ç›kar›yor.” Borç ekonomisiyle yürütülen politikalar›n beraberinde yoksullu¤u, ba¤›ml›l›¤› getirdi¤ini söyleyen Müldür, özellefltirme talan›yla ülkenin yabanc›lara peflkefl çekildi¤ini anlat›yor. “Milli sermaye diye bir laf duyard›k eskiden; bu millet yemedi içmedi Sabanc›lara Koçlara verdi. Sonuç ne oldu? Ellerinde ne var, ne yok yabanc› sermayeye satt›lar. Özellefltirme dedikleri fley ise; kârl› kurulufllar› zarar eder hale getirip yabanc›lara peflkefl çekme durumu. Bir aile düflünün; evin bireyleri lüks yaflamlar›n› sürdürmek için evin hal›s›n›, masas›n› satar, satacak bir fley kalmay›nca komfludan yard›m istemeye gider. Ama komflu da bir yere kadar…
‹ktidar, sadaka ekonomisinde kendine ba¤›ml› k›lmak için önce yoksullaflt›r›yor sonra kendisine ba¤›ml› k›l›yor. Ayn› uygulamay› geliflmifl emperyal ülkeler de borçland›rarak yap›yor.” THY yönetimleri iktidar›n yan cebi THY yönetimlerinin en büyük handikap›n› ise gelen iktidarlar›n “yan cebi” olarak tespit eden Müldür, bu sorunun asl›nda hep oldu¤una dikkat çekiyor: “THY yönetimleri iktidar›n bürokratlar›ndan olufluyor. Konuya yabanc› olduklar› için de pek çok komik, yanl›fl uygulamaya imza att›klar›na s›kça rastlad›k. Bilimle, teknolojiyle, havac›l›kla ilgilisi olmayan kifliler ifl bafl›na geliyor. Oysa ki THY, dünya düzeyinde hizmet üreten, uluslararas› anlaflmalar› kabul etmifl bir kurum. Ancak gelen yönetimlere bakt›¤›m›zda bu uluslararas› standartlar›n gözard› edildi¤ini görüyoruz. THY’de bugün yaflanan sorun asl›nda hep vard›.” Taksim’in hat›ras› var 74 y›l›ndan beri tüm 1 May›s’lara kat›lan Do¤an Müldür; “Bu konuda kimse beni yolumdan döndüremez” diyor. Müldür; iflçilerin aras›nda, onlarla birlikte 1 May›s’› kutlamak için, Kad›köy Fenerbahçe’deki evinden sabah saat: 7:00’de yola ç›kar ve pek çok gencin tüm çabalar›na ra¤men ulaflamad›¤› D‹SK’e varmay› baflar›r. “Taksim’e ç›kamad›k ama…” diyor. “Kalabal›k gördüler mi hemen biber gaz›, cop, su… Bu hücumlar karfl›s›nda arka sokaklara s›k›flt›k. Elimizde D‹SK’ten ald›¤›m›z karanfiller…Taksim’in an›s› var. Bir iflçi gününde 36 can›n yitirilmesi içimizde kanayan bir yarad›r, önemlidir, hat›ralar› vard›r. Onlar› anmak üzere Taksim’e karanfil b›rakmak hedefimizdi.” Dünyadaki insanlar›n ac›s›n›, ac›s›; sevincini, sevinci yapm›fl bu özel insanla röportaj›m›z sona erip de yola ç›karken, kendisini bu yolda destekleyen hayat arkadafl›n› da unutmuyor: “33 y›ll›k eflim, hayat arkadafl›m Filiz Han›m’› unutmayal›m” diyor. “Emekleri çoktur…”
‹nsanlar ya mal üretir ya hizmet. Biz pilotlar hizmet 29 üretiyoruz ve bu kolektif bir ifl. Kaptan arkadafllar›m›z, uçufl iflini tek bafllar›na yapt›klar›n› düflünüyorlar. Yolcunun bagaj›n› tafl›yan, bilet satan, apron iflçisi, teknik iflçisi olmaz ise bu ifl olur mu?
30
‹flçi k›y›m›n›n “flahitleri”... Yaz›ma büyük ozan›n 1947’de yazd›¤› bir fliirinin güzel dizelerinden bir kesitle bafllamak istedim. Engin Barutçu Hava-‹fl Genel E¤itim Sekreteri enginbarutcu@havais.org.tre
Yaflamay› ciddiye alacaks›n, Yani o derecede, öylesine ki, Mesela kollar›n ba¤l› arkadan, s›rt›n duvarda, Yahut kocaman gözlüklerin, Beyaz gömle¤inle bir laboratuarda, ‹nsanlar için ölebileceksin. Hem de yüzünü bile görmedi¤in insanlar için, Hem de hiç kimse seni buna zorlamam›flken, Hem de en güzel, en gerçek fleyin Yaflamak oldu¤unu bildi¤in halde… “‹yi oldu, yafllanm›flt› verimsizdi” fiair insanl›¤a mal olmufl bir de¤er
olarak yap›tlar›yla yafl›yor hâlâ ve yaflayacak da. Akl›n›n s›n›rlar›n› insanl›¤a yararl› olabilmek için zorlayanlar geçmiflte de vard›, bugün de var; elbette ki yar›nlarda da olacak ve olmal› da. Mevcut iktidar›n genel anlamda emekçi kesimlere tutumu ortada ve buna paralel olarak THY’de çal›flt›rd›¤› iflçisi ile uzunca bir süredir kavgal› ve bu kavgan›n en büyük nedeni de çal›flanlar›n›n örgütlü bir sendikal birli¤e dahil olmalar›. Üst yönetim, “yüksek maliyet” gerekçesiyle k›demli üyelerimizin çal›flma hakk›n› sonland›rmaya yönelik bir aray›fl içerisinde. Bugüne kadar yapt›¤› iflten ç›karmalar sonucunda aç›lan ifle iade davalar›nda oldukça büyük tazminatlar ödemeye mahkûm oldu¤u halde. ‹flveren, üyelerimizin açt›¤› ifle iade davalar›na “performans düflüklü¤ü ve verimsizlik” gerekçesi ifle yarar düflüncesi ile tan›k bulma aray›fl›nda!
“Mahkemelerde nas›lsa yemin etmeyeceksiniz. Gidin. Yalan söylemek sorun de¤il,” diyerek, kimini zorla kiminide gönüllü olarak yöneticilerini görevlendiriyor. ‹flte tam bu s›rada baz›lar›n›n “kahramanl›kta” kendi aralar›nda yar›fl›rcas›na düne kadar yüz yüze bak›p amirlik yapt›¤› arkadafllar› aleyhine “verimsiz, yafllanm›fl olduklar›ndan dikkatlerini ifllerine veremiyorlar” demelerine tan›k oluyoruz. Hem de “yafll›” dedikleri eski mesai arkadafllar›n›n birço¤undan yaflça büyük olduklar›n› hiç düflünemeden! Elbette haks›zl›k etmemek gerekir. Buralara zorla gönderilmekten rahats›z olup, vicdani kanaatleri ile onurlu duranlar›n oldu¤unu da söylemeliyiz. “Hepsi yansa daha iyi olurdu” Y›l 2 Temmuz 1993, yer Sivas… Kültürel bir etkinlik düzenleniyor, yüzlerce insan Mad›mak Oteli’nde bulufltuklar› için atefle veriliyor ve 33 insan öldürülüyor! Rahmetli As›m Bezirci ve Behçet Aysan’› ‹stanbul’da u¤urluyoruz. ‹nsan›n akl›, olanlar› bir türlü kabul edemese de ac›m›z› içimize atarak, karanl›¤a karfl› savafl›m› sürdürmekten baflka çare olmad›¤›n› düflünüyoruz. O günlerde her yerde bu olay k›nanarak konuflulurken, insan›n yine inanas› gelmese de, “iyi oldu hepsi yansa idi daha iyi olurdu” diyor bir flah›s ve bu zat›n on üç y›l sonra ifl mahkemelerinde iflçiler aleyhine tan›kl›k yapt›¤›n› görüyoruz; üstelikte THY iflvereninin bir müdürü olarak. Geçmifli biraz daha an›msad›¤›m›zda vergi iade sahtecili¤i nedeniyle soruflturmas› veya cezas› olanlar›n nas›l müdür olarak görevlendirilebildi¤ini düflünmeden de yapam›yoruz. 2003 y›l›ndaki toplu k›y›mda 235 kiflilik listeden ç›kar›lman›n
karfl›l›¤› olan vefa borcunu ödemeye mi çal›fl›yordu? Mahkemelerin tutanak ve kararlar›n›n iflyerlerinde iflçiler taraf›ndan görülmesinden rahats›z olan ve korkan bu anlay›fl›n cahil cesaretine olan güveni de do¤rusu bizleri korkutuyor. Di¤er küçük ve ucuz kahramanlara gelince... Onlara ne diyelim? Mezarl›ktan geçerken ›sl›k çalan korkaklardan da beterler. fiairin dedi¤i gibi yaflaman›n gerçekten flakaya gelmeyen ciddi bir ifl oldu¤unu umar›z bir gün bu kiflileri de anlamas›na katk›da bulunmufl oluruz. Bir ülkede iflçiler bayram yapt›klar› için gaz bombas›, tazyikli su, kaba dayak ve her türlü fliddetle karfl› karfl›ya geliyor ve hatta f›rsat bilinip yabanc› düflmanl›¤›ndan turist ailenin de pay›na düfleni almas› sa¤lan›yor ise, bu fliddetin ma¤durlar›n›n yerlerde süründü¤ü foto¤raf kareleri y›l›n gazetecilik ödülünü al›yorsa, hepimizin bir kez daha yaflananlar› sorgulamas› gerekiyor. Bizler tüm bu yaflananlara ra¤men her türlü fliddet ve sömürüyü tarihin çöplü¤üne atmak için bar›fl› ve demokrasiyi savunmaya devam edece¤iz. Yine flairin dedi¤i gibi… Hem de kimseler bizi buna zorlamam›flken.
31
Bizler tüm bu yaflananlara ra¤men her türlü fliddet ve sömürüyü tarihin çöplü¤üne atmak için bar›fl› ve demokrasiyi savunmaya devam edece¤iz. Yine flairin dedi¤i gibi… Hem de kimseler bizi buna zorlamam›flken.
Sosyal güven(siz)lik yasas› Ekim’de yürürlükte 32
Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas›’nda de¤ifliklik öngören tasar›, 18 Nisan’da TBMM taraf›ndan yasalaflt›r›ld›ktan sonra Cumhurbaflkan› taraf›ndan da onayland› ve yürürlü¤e girdi. Daha önce yasan›n kademeli olarak, Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylar›nda yürürlü¤e girmesi kararlaflt›r›lm›flt›. Yani Ekim ay›nda tüm yasa yürürlükte olacak. Uçucu ekipler için fiili hizmet zamm› kald›r›l›yor. • Bugün, emeklilik için kad›nlarda 58, erkeklerde 60 olan yafl s›n›r› kademeli
olarak kad›n ve erkeklerde 65’e, prim gün say›s› 7 binden 9 bine yükseltilmektedir. • Halen fiili hizmet zamm›ndan yararlanan çal›flanlar›n bu haklar› baz› sektörlerde ellerinden al›nmaktad›r. Fiili hizmet zamm› (y›pranma hakk›) gazeteciler, gemi adamlar›, uçucu personel, postac›, kaynakç›, gardiyan gibi sigortal›lar için kald›r›l›yor. • Malullük ve ölüm ayl›¤› hak etmek için aranan 5 y›ll›k hizmet süresi 10 y›la, 900 günlük prim gün say›s› ise 1800 güne yükseltilmektedir. • Ayl›k ba¤lama oran› her 360 prim gün say›s› için yüzde 2’ye indirilmektedir. • Emekli ayl›klar›n›n hesaplanmas›na iliflkin kazançlar›n güncel erimesinde kullan›lacak katsay›n›n belirlenmesinde geliflme h›z›n›n (refah pay›n›n) yüzde 100’ü yerine, yüzde 30’u dikkate al›nacakt›r. • ‹fl kazas› ve meslek hastal›¤› sonucu yüzde 25 ve daha yüksek oranda sakat kalan çal›flanlara ba¤lanan sürekli ifl göremezlik gelirinin alt s›n›r› kald›r›lmaktad›r. • Alt s›n›r ayl›¤› düflürüldü¤ünden, özellikle mevsimlik, geçici süreli ve yar› zamanl› çal›flanlar, daha az ayl›k almakla karfl› karfl›ya kalabilecektir. • Çal›flan ve ölüm geliri-ayl›¤› alan çocuksuz dul efl ayl›¤›, yüzde 75’ten yüzde 50’ye düflürülmektedir. • Emekli ayl›klar›n›n yükseltilmesinde yaln›zca enflasyon oran›ndaki art›fl
dikkate al›naca¤›ndan, emekli, dul ve yetimlere refahtan pay verilmemektedir. • Asgari ücretin üçte biri tutar›nda, alt› ay süreyle verilmesi kabul edilen süt emzirme yard›m›, bir defaya mahsus olarak düzenlenmektedir. • Asgari ücretin üç kat› tutar›nda verilmesi kabul edilen cenaze yard›m›, bir asgari ücret tutar›na indirilmektedir. • Yetim k›z çocuklar› için ödenmekte olan evlenme yard›m› (çeyiz paras›) yetim ayl›¤›n›n 24 kat› tutar›ndan 12 kat›na düflürülmektedir. • Çal›flanlar ile emekli, dul ve yetimlerin yararlanacaklar› sa¤l›k hizmetlerine iliflkin tedavi yöntemleri, ilaç ve t›bbi malzemelerin miktar ve sürelerinin belirlenme yetkisi kurum yönetimine b›rak›larak belirsizlik yarat›lmaktad›r. • Difl protezlerine yafl s›n›r› getirilerek 18 yafl›n› doldurmam›fl veya 45 yafl›ndan gün almam›fl kifliler protez bedelinin yüzde 50’sini cepten ödeyecektir. • Çal›flanlar ile emekli dul ve yetimler, özel hastanelerden yararlanmak için
sa¤l›k hizmeti bedelinin yüzde 20’sini cepten ödeyecektir. • Sosyal Güvenlik Kurumu’nun oluflturaca¤› bir komisyonun belirleyece¤i tedavi yöntemleri d›fl›ndakilere, üç kat›na kadar fark ücreti ödenmesi öngörülmektedir. • Muayene ve tedaviler için flimdilik 2 YTL; protez, ortez ve ilaç bedelleri için yüzde 10 ve yüzde 20 oran›nda de¤iflen oranlarda kat›l›m pay› ödenecektir. • Çal›flmas› sona eren sigortal›lardan, önceki y›l içinde 90 gün prim ödeyenlerin kendileri, 120 gün prim ödeyenlerin ise kendileri ile birlikte bakmakla yükümlü oldu¤u kiflilerin, 6 ay süreyle sa¤l›k yard›mlar›ndan yararlanma hakk› kald›r›lmaktad›r. • Genel Sa¤l›k Sigortas› primlerini devletin ödeyece¤i kifliler için asgari ücretin üçte biri olarak belirlenen yoksulluk s›n›r›, nas›l elde edildi¤ine bak›lmaks›z›n hanenin tüm gelirlerini dikkate alaca¤›ndan, toplumun büyük bir bölümü sa¤l›k sigortas› primi ödemekle yükümlü tutulacakt›r.
33
34
Sendikaya üye olduklar› için 400 Yörsan iflçisi iflten at›ld›
Yörsan ürünlerini tüketmiyoruz Aralar›nda 15-20 y›ld›r çal›flanlar›n da bulundu¤u 400 Yörsan iflçisi sendikaya üye olduklar› için iflten at›ld›. Kimi iflçilerin Yörsan patronunun da¤ evine kald›r›l›p sorguland›¤›, tehdit ve darp edildi¤i iddialar› giderek yayg›nlafl›yor. ‹nternette ve yap›lan di¤er yay›nlarda, sendikalaflmak isteyen Yörsan iflçilerinin “vatan haini” oldu¤u, “d›fl mihraklar›n etkisiyle üretimi baltalamak istedikleri” söylendi. ‹flten at›larak her türlü bask›ya maruz kalan Yörsan iflçileri 7 Aral›k’tan bu yana ailelerinin geçimi için, ekmeklerine sahip ç›kmak için mücadelelerinden vazgeçmeyerek Susurluk’taki fabrikalar›n›n önünde bekliyorlar. Bafl›ndan beri Yörsan iflçilerinin yan›nda olan Hava-‹fl Sendikas›, “400 Yörsan iflçisiyiz. Sendikam›za üye olduk,
iflten at›ld›k. Yörsan ürünlerini tüketmiyoruz” kampanya pankart›n› 9 Nisan günü genel merkez binas›na ast›. D‹SK Genel Sekreteri Musa Çam’›n, Yörsan A.fi.’nin, Anayasa ve yasalar› hiçe sayarak sendikal haklara sald›rmas›na iliflkin yapt›¤› aç›klamay› yay›nl›yoruz. Sendikaya üye olmak anayasal hakt›r Bal›kesir Susurluk’ta bulunan Yörsan Fabrikas›’nda iflçilerin Tek G›da-‹fl Sendikas›’na üye olmas›n›n ard›ndan bafllayan bask›lar artarak sürüyor. Fabrikada sendikaya üye olan iflçilerin tamam› iflten at›ld›. ‹flveren önce 70 iflçiyi iflten atm›fl, bu uygulama iflçileri korkutmak yerine sendikalar›na daha
da sahip ç›kmalar›n› sa¤lam›flt›. ‹flten atmalar üzerine 230 olan sendikal› iflçi say›s› 350’ye yükseldi. Sonra 170’e ç›kan at›lan iflçi say›s› Aral›k ay›n›n ilk haftas›nda sendikas›zlarla birlikte 375’i buldu. Bunlarla yetinmeyen YÖRSAN Fabrikas› Yönetim Kurulu 11 Aral›k 2007 tarihli gazetelere Anayasa ve yasalar›m›z uyar›nca cezaland›r›lmalar› için baflkaca bir kan›t aratmayacak ölçüde “SUÇ” olan yar›m sayfal›k bir ilan verdi. Ürünlerini “Amerika’dan Japonya’ya kadar ihraç etmekle” ve “bölgelerinde vergi rekortmeni olmakla” övünen bu firma, iflçilerin sendikalaflmas›na karfl› gösterdi¤i tav›r ve sendikalaflmay› “bir tak›m faaliyetler” ifadesi ile suçmufl gibi gösterme çabas›yla, çal›flanlar›n›n en temel demokratik haklar›n› gaspetti¤i için de ne kadar övünse azd›r! Ülkemizdeki iflsizli¤i tehdit olarak kullanmaktan hiç çekinmeyen; “huzur içinde çal›flmay›” itirazs›z itaat olarak gören; “enflasyona karfl› ezdirmemeyi”, “ücretleri zaman›nda ve eksiksiz ödemeyi” zaten do¤al olarak uygulanmas› gereken bir meziyetmifl gibi gören ve göstermeye çal›flan; “bir tak›m kiflilerin bir tak›m faaliyetleri” diyerek sendikal örgütlenme hakk›n› “yasa d›fl› faaliyet” olarak lanse eden;
iflçilerini “ispiyonculuk” ve “muhbirli¤e” teflvik eden, bütün çal›flanlar›n› tehdit etmekten ve bas›n yoluyla da suç ifllemekten çekinmeyen YÖRSAN Yönetim Kurulu’nu fliddetle k›n›yor, böylesi bir fütursuzlu¤a nas›l sahip olabildiklerini de merak ediyoruz. Anayasa’m›zdan, yasalar›m›zdan ve uluslararas› sözleflmelerden kaynaklanan ve en demokratik, en temel insan haklar›ndan olan sendikal› olma hakk›n› kulland›¤› için iflten at›lan iflçileri derhal ifle almalar›n›n en do¤al, en do¤ru, en insani, en ça¤c›l bir davran›fl olaca¤›n›, flimdilik kendilerine hat›rlatmakla yetinmek istiyoruz. Sendikal hak ve özgürlükleri tan›mayan, her zaman sendikalar› ve sendikal faaliyetleri “umac› ve tahripkâr gören, “sonsuz ve vahfli üretim”lerini sürdürmek isteyen 12 Eylül mirasç›s› anlay›fllar, “vatan-millet” demagojileriyle iflçi s›n›f›n›n hakl› davalar›n› sürdürmelerini engelleyemeyeceklerini iyi bilmelidirler.
35
Lastik iflçileri, 8 May›s’ta grev karar› ast›
36
D‹SK'e ba¤l› Lastik-‹fl Sendikas›’n›n, sektördeki yaklafl›k 4 bin üyesini ilgilendiren grev karar›, 8 May›s günü fabrikalara as›ld›. Lastik-‹fl Sendikas› Genel Sekreteri Nuri Serim, karar›n as›ld›¤› gün Türk Pirelli Lastikleri A.fi. Kocaeli Fabrikas› önünde toplanan sendika üyesi iflçilere hitaben yapt›¤› konuflmada, sendika ile iflverenler aras›nda Aral›k ay›nda bafllayan ve yaklafl›k 4 bin iflçiyi kapsayan toplu ifl sözleflme görüflmelerinde, arabulucu aflamas›nda da anlaflma sa¤lanamad›¤›n› an›msatt›. Görüflmelerde, toplam 59 maddeden 30'unda anlaflma sa¤lanamad›¤›n› ifade eden Serim, tüm tekliflere aç›k olmalar›na karfl›n, iflverenlerin masaya oturmama taraftar› oldu¤unu belirtti. “En iyi sözleflmeler masada biten sözleflmelerdir ama grev olacaksa da greve haz›r›z” diyen Serim, Türkiye koflullar›n›, mücadeleyi, kavgay› iyi
bildiklerini, ancak uzlafl›y› ve hoflgörüyü de benimseyen bir sendika olduklar›n› bildirdi. Serim, flöyle konufltu: “Masan›n ucu aç›k, iflverenlerimizi bekliyor, toplu sözleflmenin masada bitmesini istiyoruz. Sendikam›z›n toplu sözleflme duruflu bellidir. Lastik-‹fl'in gücünü iflçiden alan bir mücadele azmi vard›r. Lastik iflçisi belki daha fazlas›n› hak ediyor ama toplu sözleflmelerimiz Türkiye koflullar›na göre hep çok iyi oldu. E¤er bu süre içerisinde anlaflma sa¤lanamazsa hareketli günler gelecektir.” Konuflman›n ard›ndan, Serim, Kocaeli fiube Baflkan› Hasan Hüseyin Çakar ile birlikte alk›fllar aras›nda sendikan›n alm›fl oldu¤u grev karar›n› fabrikan›n giriflindeki binan›n cam›na astt›. Lastik-‹fl Sendikas›, 1 Ocak 2008'den itibaren 2 y›l geçerli olacak sözleflmenin ilk alt› ay›nda yüzde 12, sonraki alt› ayl›k dönemlerde de enflasyon oran›nda ücret zamm› istemiflti.
Yer hizmetlerinin tafleronlaflt›r›lmas›:
Bize has bir sorun de¤il, küresel bir hastal›k Kemal Ülker
Hava-‹fl E¤itim Uzman›
Türk Havayollar› yönetimi, ülkemizin dört bir köflesinde, y›llard›r hizmet veren sat›fl müdürlüklerince gerçeklefltirilen iflleri, ihale yoluyla baflka firmalara yapt›rman›n haz›rl›¤› içinde. Bu iflyerlerinde çal›flan personelin tasfiye edilece¤inden, di¤er bir deyiflle y›llard›r THY’ye hizmet veren deneyimli ve e¤itimli personelin iflsizli¤e mahkûm edilece¤inden endifle ediliyor. Trabzon, Dalaman, Bodrum, Diyarbak›r, Erzurum, Gaziantep, Kayseri, Samsun, Van, Mardin, Sivas, fianl›urfa, Ad›yaman, A¤r›, Batman, Denizli, Elaz›¤, Erzincan, Hatay, Kahramanmarafl, Konya, Mufl ve di¤er illerde üyelerimiz flaflk›nl›k ve öfke içinde. Peki ama bütün bu geliflmeler rastlant›sal bir durum mu ya da bize özgü bir geliflme mi? Dünya havac›l›k sektöründe yaflanan geliflmelere bakt›¤›m›zda bunun hiç de böyle olmad›¤›n› görüyoruz. Havac›l›k sektöründe ve genel olarak çal›flma yasalar›nda ve mevzuat›nda yaflanan liberallefltirme ve kurals›zlaflt›rma öncesinde yer hizmetleri havayolu flirketleri taraf›ndan ana faaliyetlerin bir parças› olarak görülür ve gerçeklefltirilirdi. Bugünlerde ise havayolu flirketleri ve havaalanlar› bu hizmetleri, rekabetçi bir temel üzerinde, tafleron flirketlerden sat›n al›yorlar. Bu sürecin ana ekseninde maliyetlerin afla¤›ya çekilmesi yer al›yor. Dünya ölçe¤inde ise yer hizmetleri alan›nda bir tekelleflme süreci yaflan›yor. Üstelik bu süreç henüz tamamlanm›fl olmaktan uzak. Yer hizmetlerinde tafleronlaflman›n kapsam› giderek geniflliyor ve tekelleflme de giderek daha fazla güç kazan›yor. Hatta kimi havayolu flirketleri (baflta British Airways olmak üzere) bütün faaliyetlerin tafleronlaflt›r›ld›¤› sanal havayollar› oluflturman›n savunuculu¤unu yap›yorlar. Bunun yap›labilmesi için dünya sivil havac›l›k sektörünün bugün oldu¤undan da fazla liberallefltirilmesi ve kurals›zlaflt›r›lmas› gerekiyor. Uzmanlar 2010 y›l›nda havayolu flirketlerinin yer hizmetleri ihtiyac›n›n yar›s›n›n ba¤›ms›z flirketler yani tafleronlar taraf›ndan verilece¤ini öngörüyorlar. Örne¤in küresel düzeyde uçak bak›m hizmetlerinin yüzde 70’i tafleronlaflm›fl durumda. Hiç kuflkusuz havayolu ittifaklar› bu tekelleflme sürecinde katalizör rolü oynuyor. Sözgelimi Lufthansa’ya ait olan ikram flirketi LSG-Sky Chefs, bu havayolunun bafl›n› çekti¤i Star ‹ttifak›’na üye olan havayolu flirketlerinin tamam›na yak›n›n›n ikram hizmetlerini veren flirket konumunda. Bütün dünyada yer hizmetlerinin
KARfiI ATAK
tafleronlaflt›r›lmas› beraberinde iflten ç›karmalar› getiriyor. Tafleron flirketler, özellikle bir flirketin yer hizmetlerini üstlendikleri ilk y›llarda daha az iflçiyle ve bu iflçilere mümkün olan en düflük ücretleri ödeyerek hizmet üretmeye büyük önem veriyorlar. Ayr›ca bu flirketlerde üstlenilen iflin süresi genellikle bir ya da iki y›lla s›n›rl› oldu¤undan, ifl güvencesi çok daha az oluyor, a-tipik çal›flma biçimleri yayg›n olarak kullan›l›yor. Tafleron flirketler sürekli iflçiden çok geçici iflçi çal›flt›rmaya yöneliyorlar. Kurals›zlaflt›rma, geçici ve a-tipik iflçili¤in a¤›rl›kl› hale gelmesi ve flirketler üzerinde giderek artan rekabetçi olma ve maliyetleri azaltma bask›s› hem yer hizmetleri iflçilerinin hem de yolcular›n emniyeti aç›s›ndan önemli sonuçlar do¤uruyor. Sözgelimi maliyetleri azaltma, birçok durumda personelin emniyetle ilgili konularda daha az e¤itim almalar› ile sonuçlanabiliyor. Geçici çal›flma ise örne¤in bagaj sevkiyat› ve yüklemesi gibi uçufl emniyeti aç›s›ndan önemli ifllerde iflgücünün sirkülasyonunun artmas›na yol aç›yor. Ayr›ca sektörde dünya ölçe¤inde yaflanan kurals›zlaflt›rma ve yeniden yap›land›rma, bütün dünyada havac›l›k otoritelerinin denetimlerinin etkinli¤i üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktad›r. Havac›l›k gibi çok teknik bir sektörde kaliteli ifli ancak iyi e¤itilmifl ve çok kalifiye iflçiler üretebilir. Bu, hem sektörde çal›flanlar aç›s›ndan hem de yüksek düzeyde koruma standartlar›n›n sa¤lanmas› aç›s›ndan yaflamsal öneme sahip. Hava ulafl›m› zincirinin farkl› halkalar› ne kadar çok flirkete aitse yolcular›n ve çal›flanlar›n güvenli¤i ve emniyetinin denetimi o kadar çok zorlaflmaktad›r. Tafleronlaflma havac›l›k sektöründe uzun y›llar içinde oluflan ve deneyimli ve iyi e¤itimli personelde cisimleflen güvenlik kültürünü zay›flatan bir etkiye sahiptir. Tafleron flirketler muazzam bir rekabet bask›s› alt›nda üstlendikleri bir iflin sonunda tatmin edici bir düzeyde kâr elde edebilmek için ucuza veya kestirme yoldan ifl halletme e¤ilimi gösteriyorlar. Sendikam›z, dünya üzerindeki di¤er bütün havac›l›k sendikalar› gibi sektörde en yüksek düzeyde emniyet ve güvenlik standartlar›n›n kesintisiz olarak sa¤lanmas›na büyük önem vermektedir. O nedenle gündeme gelen son tafleronlaflt›rma uygulamas›n› sadece iflçilerin ifl güvencesi, çal›flma koflullar› ve ücretleri aç›s›ndan de¤il, ayn› zamanda uçufl emniyeti ve güvenli¤i, yani yolcular›n emniyeti ve THY’nin ve sektörün uzun vadeli ç›karlar› aç›s›ndan da yanl›fl bir ad›m olarak görmektedir.
37
Türkiye’nin ilk ö¤renci sendikas› kuruldu
Genç-Sen: Diplomal› iflsizler ordusu giderek art›yor 38
Türkiye’nin ilk ö¤renci sendikas› 15 Aral›k 2007 tarihinde Ankara Ortado¤u Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) D‹SK’e ba¤l› olarak kuruldu. Kurulal› henüz 5 ay olmas›na karfl›n Genç-Sen’in 30’u aflk›n üniversitede 2000’den fazla üyesi bulunuyor. “Bugün geleceksizlik sorunu ile en çok ö¤renciler yüz yüzedir” diyen GençSen’liler paras›z, eflit, demokratik, bilimsel bir e¤itim istiyorlar. Bu ayd›nl›k yüzlü, ayd›nl›k yürekli, yetenekli genç arkadafllar›m›z› daha yak›ndan tan›mak istedik. Sendikal mücadeleye nas›l, neden bafllad›lar? Neyin karfl›s›nda, neyin yan›ndalar? Onlar›n dilinden aktar›yoruz… -Ö¤renci sendikas› fikri nas›l ve hangi ihtiyaçlar çerçevesinde flekillendi? Neo-liberalizmin dünya çap›nda insan haklar› alan›nda yaflatt›¤› de¤iflim süreciyle birlikte e¤itim hakk› da piyasalaflma sürecine girdi. Bu süreçle birlikte e¤itim, piyasa iliflkileri içine sokularak, al›nan-sat›lan, bireysel tüketime dayal› bir meta olarak ifllev görmeye bafllad›. Kapitalist s›n›f›n nitelikli ifl gücü ihtiyac›na ba¤l› olarak e¤itimin içeri¤i ve yap›s› dönüfltürülmeye baflland›. Sistematik bilgiyi üreten üniversiteler, piyasa koflullar›na göre yeniden yap›lanma sürecine girdi;
sermaye-üniversite iflbirli¤i ad› alt›nda, üniversiteler, sermayenin ihtiyaçlar›na göre bilgi üreten kurumlar haline geldi. Türkiye’de 80’lerden itibaren bafllayan bu süreçte, e¤itim sistemi neo-liberal politikalara göre yeniden yap›land›r›ld›. Bu süreç hâlâ devam etmekle birlikte, sonuçlar› gözümüzün önünde duruyor: E¤itim eflitli¤inin ihlali ve adaletsizlik! Yani k›saca, e¤itim sistemi piyasa iliflkileri içerisine çekilmifltir. Bunun yan›nda, üniversiteye gitmekle ifl bitmiyor. Sözde devlet üniversitelerinde paral› e¤itim uygulamalar›, paras›z üniversite olgusunu bütünüyle tasfiye etmifltir. Art›k üniversiteler birer ticarethane, ö¤renciler de müflteri haline getirilmifltir. Paral› e¤itim sistemi, h›zla artan bir diplomal› iflsizler nüfusu do¤urmaktad›r. Diplomal› iflsizlik olgusu, e¤itimin ne düzeyde çarp›klaflt›¤›n› da bizlere göstermektedir. Gençlerin, ö¤rencilerin gelecekleri, umutlar› sermayenin piyasa iliflkileri içine çekilmifl, paral› e¤itim sistemi, bizleri geleceksizlefltirmifltir. E¤itim sistemindeki bu dönüflüme karfl› ö¤rencilerin hak ve ç›karlar›n› koruyacak bir örgütlenme ne yaz›k ki bulunmuyordu. Ö¤rencilerin ç›karlar›n› temsil edecek, onlar›n haklar›n› savunacak, gerekti¤i zaman rektörle, dekanla, YÖK ve MEB ile pazarl›k yapacak, bütün ö¤rencileri temsil edecek ve kazan›lan haklar› kal›c›laflt›racak olan
bir örgüt modeli olarak sendika, bu dönüflümlerde ö¤rencilerin kullanacaklar› bir model olarak gündeme geldi. D‹SK’in 12. Genel kurulu’nda al›nan kararlardan biri de ö¤renci-gençlik alan›nda örgütlenmekti. D‹SK, 2006 y›l›nda Fransa’da gerçekleflen CPE (yeni ifl yasas›) karfl›t› eylemlerde ö¤renci sendikas›n›n pozisyonundan da ilham alarak bu projeyi tekrar gündeme getirdi. Proje ile ilgilenen çeflitli ö¤renci gruplar› da D‹SK ile birlikte projeyi yürütmeye bafllad›. -Ö¤renci sendikas›n›n yap›s› ve iflleyifli hakk›nda bilgi verir misiniz? Bir tüzük, baflkan, yönetim organlar›, üye vb. var m›? 15 Aral›k’ta ODTÜ’de yap›lan Kurucu Genel Kurul ile Genç-Sen tüzü¤ünü belirlemifl oldu. Baflkans›z bir sendika modeli ile Türkiye’de sendikal anlay›fla yeni bir bak›fl getirdi. Bunun yan›nda Genç-Sen’in bir merkezi yürütme organ› bulunuyor. Genç-Sen, üniversitelerde flube biçiminde, ÖSS’ye haz›rlanan ö¤renciler içinde de platform biçiminde örgütleniyor. fiu an as›l olarak örgütlenmemiz üniversiteler üzerinden ilerliyor. Genç-Sen’in en yetkili karar organ› Genel Kurul’dur. Genel Kurul bir yürütme organ› seçer. Genel Kurul her y›l tekrarlan›r. Genç-Sen’de söz ve karar hakk› ö¤rencilerindir. Üniversite meclisleri, sendikan›n amaçlar›na ba¤l› olarak istedi¤i karar› almaya, uygulamaya
yetkilidir. Üniversite meclislerine, o üniversitedeki bütün Genç-Sen’liler kat›l›rlar. Yani taban›n söz ve karar hakk› esasd›r. Yürütme organ›, yaln›zca al›nan kararlar› yürütmekle yükümlüdür. Genel Kurul’dan sonra en yetkili merkezi organ Temsilciler Meclisi’dir. Temsilciler Meclisi, bütün flubelerden seçilerek gelen temsilcilerden oluflur ve sendikan›n merkezi yönelimlerini belirler, politikalar›n› oluflturur. Ayr›ca sendikam›z›n seçilmifl bütün organlar›nda %40 kad›n kotas› uygulan›yor. -Ülkemizde e¤itim sisteminin açmazlar› ortada. Ancak sizler, e¤itim sisteminde öncelikli ve temel sorun
39
kald›r›lmas›na karfl› eylem plan›m›z› ç›karaca¤›z. E¤itime kamu bütçesinden daha fazlas›n› ayr›lmas› ilk çözüm olabilir. Bunun için, y›llard›r kardefl kan› dökülen kirli savafl bitirilebilir. Savafla, savunmaya harcanan kamu bütçesi e¤itime ve sa¤l›¤a aktar›labilir.
40
olarak neleri tespit ediyorsunuz? Genç-Sen’in teorik düzlemde kurulum nedeni ‘paral› e¤itim sistemi’ diye formülüze etti¤imiz eflitsiz ve antidemokratik e¤itim sisteminden kaynaklan›yor. Bizim as›l derdimiz, paras› olmayan›n okuyamad›¤› bu e¤itim sistemidir. Bu sistemin anti-demokratik ve bilim-d›fl› uygulamalar›d›r. Bu bahsetti¤imiz olgular›n her okulda ve üniversitede ortak ve özgün ortaya ç›k›fl biçimleri bulunuyor. Bunlar›n hepsi de bir toplam› ifade ediyor. Paral› e¤itim sistemi, anti-demokratik uygulamalar, e¤itim sisteminin cinsiyetçi, flovenist yap›s›, e¤itim alanlar›nda, üniversitelerde özgürlü¤ün olmamas›, ö¤rencilerin söz ve karar haklar›n›n olmamas›, bilimin toplum için de¤il de sermaye için üretilmesi ilk ve temel tespitlerimiz aras›nda yer al›yor. -Sendikan›z›n bu sorunlara iliflkin çözüm önerileri ve eylem planlar› var m›? Tespit etti¤imiz sorunlar her okul ve üniversitede özgün boyutlar›yla ortaya ç›kabiliyor. Örnek olarak bir okulda kantin fiyatlar› çok yüksekken bir üniversitede ö¤rencilerin örgütlenmeleri soruflturmalarla karfl›lan›yor. Biz, her yerelin özgün sorununu sistemin genel sorunuyla birlikte birlefltirmeyi hedefliyoruz. Mart ay›nda yapaca¤›m›z Temsilciler Meclisi ile paral› e¤itime ve özgürlük ve demokrasinin ortadan
- 1 May›s izlenimleriniz… (1 May›s alan› neden Taksim olmal›d›r? Hükümetin bu demokratik hakka yaklafl›m›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? vb…) 1 May›s alan› tart›flmas›z Taksim’dir. 12 Eylül darbesinin yasaklad›¤› bir alan olan Taksim y›llard›r emekçiler ile devlet aras›nda bir irade savafl›na dönüflmüfltür. Bugün Taksim ›srar› ayn› zamanda 12 Eylül darbesi ile bir hesaplaflmad›r. Taksim ›srar›; “ayaklar›n bafl olma” ›srar› ve kararl›l›¤›d›r. 2008 1 May›s’› bu bak›mdan, baflar›l› ve anlaml› bir eylem olmufltur. Ayr›ca alt› çizilmesi gereken önemli bir nokta da fludur; 2008 1 May›s’› GENÇ’tir. Özellikle üniversite ve lise ö¤rencilerinin kat›l›m› belirgindir. Çünkü bugün en fazla geleceksizlik sorunu ile ö¤renciler yüz yüzedir. Ö¤rencilerin mücadelesinin iflçi ve emekçilerle birleflmesi ve birbirini güçlendirmesi -t›pk› 68’de oldu¤u gibibir zorunluluktur. Hükümetin iflçi ve emekçilere karfl› uygulad›¤› fliddet tam bir terördür. Ad› üstünde 1 May›s birlik mücadele dayan›flma günüdür. Hükümet; iflçilerin, emekçilerin, ö¤rencilerin mücadelelerinin birleflmesinden, dayan›flmas›ndan ve mücadelesinden korkmufltur. Bu orant›s›z sald›r›n›n tek anlam› budur. Son olarak flu noktan›n alt›n› çizmek gerekiyor: ‹flçi- emekçiler ile ö¤renciler aras›ndaki iliflkiler daha fazla güçlenmeli, mücadele kardeflli¤i büyütülmeli. GençSen bunu sa¤layabilecek bir örgüt. ‹flte bu nedenle bütün iflçiler çocuklar›n› Genç-Sen’li yapmal› diyoruz.
Hava-‹fl’den çocuklar için dergi…
Bulut Kardefl çocuklarla bulufltu E¤lendirirken bilgilendirmeyi amaçlayan Bulut Kardefl Dergisi, ayda bir 6-12 yafl aras› grubuna yönelik olarak haz›rlanacak ve küçük kardefllerimizin adlar›na adreslerine postalanacak. Çocuklar›n kat›l›m›yla haz›rlanan Bulut Kardefl’e; küçük arkadafllar›m›z›n yaz›, resim, fliir gibi ürünlerini bekliyoruz. Ayr›ca foto¤raflar›n›z› gönderirseniz, karikatürleriniz derginin sayfalar›ndaki yerini alacak. “Bulut Kardefl Kulübü”nün oluflturulmas› da derginin hedefleri aras›nda. 1 May›s’tan itibaren yay›n hayat›na bafllayan Bulut Kardefl Dergisi’ne; çocuklar›n›z›n foto¤raf, ürün, ad ve adreslerini afla¤›da adrese bekliyoruz.
41
sevilsaka@havais.org.tr havais@havais.org.tr
Hava-‹fl Sendikas› üyeleri 5 May›s günü Kenter Tiyatrosu’nda Tiyatro Birileri’nin “Olmufl Bi’kere” isimli oyununu izlediler.
Gelirinin tamam›n› görme engellilere aktar›lacak oyunu 150’ye yak›n THY ve Teknik Afi. çal›flan› Hava-‹fl üyesi aileleriyle birlikte be¤eniyle izledi. Barbaros’un sahneledi¤i oyun iki perde ve tek kiflilik.
Ah çocuk olsam! Hülya Günay
42
Oluflum Drama Enstitüsü Drama Liderlik Program› Proje Ö¤rencisi
Ah çocuk olsam! Art›k gencecik yafllarda bile söylenir oldu bu istem! Gencecik yafllarda yaflam›n getirdi¤i a¤›rl›¤›, geleceksizli¤i, güvensizli¤i ve yaln›zl›¤› kald›rman›n zorlu¤uyla dökülüverir a¤z›m›zdan büyük bir özlemle… Ah çocuk olsam! Oyun oynamak; dokunmak, hissetmek, hayallere dalmak, kurgulamak, paylaflmak, çabalamak, kazanmak, kaybetmek ve akl›n›za gelebilecek birçok duygu durumuyla yeniden hep yeniden doyumsuzca oyun oynama iste¤i… Belli kurallar içinde sonsuz bir özgürlük. Bir çocuk için vazgeçilmez bir duygu… Keflif ve yolculuk. Ya sizin için! “Etraf›n›zdaki bütün insanlar›n can› çok s›k›lm›fl, onlar› mutlu etmek için ne yapard›n›z?” 4 yafl›ndaki Melis “onlar› yunuslar›n üzerine bindirir, dalgalar›n üzerinden z›plat›rd›m” diye cevap verdi. Bir düflündüm, gerçekten dünyan›n en mutsuz insan› bile olsa böyle bir durumda acaba e¤lenmekten kendini alabilir miydi? Sanm›yorum. Bir çocu¤un hayal dünyas› iflte böylesine müthifl iflliyor. Daha toplumsal basmakal›plar›, s›n›rlar›, k›s›tlanm›fll›¤›, ketleflmesi oluflmam›fl. “Ben birkaç y›ld›r bu
sendikaya gelip gidiyorum, ama bu arkadafl›m›n ailesine iliflkin, kendi özel hayat›na iliflkin hiç sohbetimizin olmad›¤›n› fark ettim,” diyen bir sendika temsilcisi. Sendikay› sadece seminerlerin, ifl hayat›m›z›n bir parças› olarak görüp onu yaflam›m›z›n d›fl›nda, kendimizden uzak görüflümüz. Kendi örgütlülü¤ümüze ve dolay›s›yla kendimize yabanc›laflmam›z asl›nda. Yetiflkin dünyas›nda yaflad›¤›m›z bütün bu ve bunun gibi s›n›rlanm›fll›k, tekdüze ve k›s›rdöngü bir yaflam›n içinden bir an ç›k›p, kendimizi bu güne kadar bin bir türlü toplumsal norm ve yapt›r›mla üstünü kapatt›¤›m›z çocukça yan›m›za b›raksak ne dersiniz? Yarat›c› drama nedir? Yarat›c› drama, do¤açlama, rol oynama vb. tiyatro ya da drama tekniklerinden yararlan›larak, bir grup çal›flmas› içinde, bireylerin bir yaflant›y›, bir olay›, bir fikri, kimi zaman bir soyut kavram› ya da bir davran›fl›, eski biliflsel örüntülerin yeniden düzenlenmesi yoluyla ve gözlem, deneyim, duygu ve yaflant›lar›n gözden geçirildi¤i “oyunsu” süreçlerde anlamland›r›lmas›, canland›rmas›d›r. (San,1991, s.558–564) Yarat›c› drama bir grup etkinli¤idir. Birey kendini, kendi yaflanm›fll›klar›ndan, bilgi ve deneyimlerinden yola ç›karak ifade eder. Bu ifade edifl sadece sözel bir anlat›m de¤ildir. Düflünsel, fiziksel, duygulan›msal bir bütünlük içindedir. Bazen beden diliniz konuflur anlat›r sizi, bazen çizdi¤iniz bir resim, bazen de ç›kard›¤›n›z bir ses…
Sizin anlatmak istedi¤iniz, bir baflkas› taraf›ndan nas›l alg›lan›yor. Ya bir baflkas› bununla ilgili ne düflünüyor. Ç›kard›¤›n›z ses ya da çizdi¤iniz resim, grup arkadafllar›n›z› kim bilir nerelere götürdü. Birini Afrika k›y›lar›na, birini tafl sokaklara, birini ayr›ld›¤› sevgilisine. Her birinde b›rakt›¤› etki farkl›. Bu farkl›l›klar›n harmonisiyle daha büyük bir enerji halesi bütün grubu sarar. Bu enerjinin temelinde de grup üyelerinin birbirine katt›¤› de¤er vard›r. Kendini yeniden üretmek vard›r. Etkinli¤in her ad›m›nda kendini gerçeklefltirme durumu yaflan›r. Ki, “insan›n en önemli güdülerinden biri olan kendini gerçeklefltirme, insan›n tam olarak fonksiyonelleflmesiyle doyuma ulaflabilir.” Rogers. (Erinç, 1998, s.22). Yarat›c› drama da bu çok yönlü fonksiyonelleflme atmosferini yaratt›¤› için kat›l›mc›larda pozitif bir enerji b›rak›r. Draman›n temelinde çocuk oyunlar› vard›r. Çocuk oyunlar›n›n do¤al yap›s› üzerinde birçok sanatsal etkinli¤in harmanlanmas›yla gerçekleflen drama çal›flmalar›, yarat›c›l›¤›n geliflmesine büyük katk› sa¤lar. ‹rdelenmek istenen konu, draman›n teknikleri kullan›larak, farkl› yönleriyle ifllenir. Bu durum, çok yönlü bir bak›fl aç›s›n› ve dolay›s›yla belirli kal›plar›n d›fl›na ç›kmay› beraberinde getirir. Yarat›c› draman›n, do¤al ve bir metne ba¤l› kalmaks›z›n uygulan›fl›, kat›l›mc›lar›n hayal ettiklerini, düflündüklerini, karfl›l›kl› iliflkiler içinde daha fazla yo¤urup yeniden üretmelerine olanak tan›r. Yarat›c› drama tüm süreçlerinde iletiflimi yaflat›r. ‹nsan›n insanla, insan›n nesneyle, insan›n soyut ya da somut tüm alg›lama süreçleriyle iletiflime girdi¤i bir süreçtir. (Özteke, 2003, s.7) Edilgen, sorgulamayan, tutucu düflünce yap›s›n› k›rmak için etkin bir yöntem Yarat›c› drama, okullarda, huzur evlerinde, sendikalarda, iflyerlerinde, müzede, akla gelebilecek birçok yerde ve hemen her yafl grubuyla yap›labilir. “E¤itimde Drama” ad› alt›nda bat› ülkelerindeki uygulamalarda yöntemli olarak geliflim gösterdi¤i alanlar ise flöyle: Örgün ö¤renim: 1- okul öncesi, 2temel e¤itim, 3- orta ö¤renim, 4- yüksek ö¤renim (ö¤retmen yetifltiren okullar, okullara drama ö¤retmeni yetifltiren merkezler ve pedagojik formasyon e¤itimi ile birlikte). Yayg›n e¤itimde: 1- rehber kitaplar, süreli yay›nlar, radyo ve TV gibi kitle iletiflim araçlar›nda, 2- kültür merkezlerinde, kurslarda, 3- gönüllü kurulufllarda, 4psikiyatride, psikodrama olarak, 5ö¤retilebilir çocuklar›n e¤itiminde, 6tiyatroda.
Oyuncu, yönetmen ve oyun yazarl›¤› e¤itimi veren kurumlarda. Çal›flmalar her üç alanda da, insan psikolojisi ve pedagojiden haberli, o alan›n özelliklerine göre e¤itilmifl, grup liderleri taraf›ndan yürütülüyor. Deneysel nitelikli bu çal›flmalarda, uygulamal› araflt›rmay› özendirmesi bak›m›ndan, liderin güven verici yaklafl›m› önem tafl›yor. Bu “durum”un dramatize edilerek incelenmesi ya da ö¤renilmesi fleklinde geçen bu çal›flmalarda; do¤ufl, an›nda uygulama, kendili¤indenlik, içtenlik sözcüklerinin anlamlar›yla da iliflki kurulabilecek “‹mprovisation” yani “do¤açlama” tekni¤inden yararlan›l›yor. (Levent, 1993 s.80–86 ) Ülkemizde ise bu tabloya göre daha s›n›rl› alanlarda ve daha az kullan›lmaktad›r. Özellikle bizim gibi toplumlarda; kiflilerin ve dolay›s›yla bütün toplumun geliflimini engelleyen edilgen, sorgulamayan ve tutucu düflünce yap›s›n› k›rmak için yarat›c› drama etkin bir yöntemdir. Yarat›c› draman›n daha yayg›n ve etkin kullan›m›; kiflinin kendini ve yaflad›¤› toplumu tan›mas› ve dolay›s›yla bireysel ve toplumsal sorunlara farkl› çözümler üretebilmesi aç›s›ndan da önemlidir. Yararlan›lan Kaynaklar: 1-San, Prof. Dr. ‹nci, 25–27 Kas›m 1991 tarihinde ‹zmir Buca E¤itim Fakültesi taraf›ndan yap›lan 1. E¤itim Kongre kitab› s.558–564. (H.Ömer Ad›güzel, 2002,Yarat›c› Drama /1985–1995 Yaz›lar, Naturel Kitap Yay›nc›l›k, s.81) 2- Erinç, M. S›tk›, Sanat Psikolojisine Girifl, 1998, Ayraç Yay›nlar›, s.22 3- Özteke Nurcan, 2003, Yarat›c› Drama Yöntemi ‹le Ergenlerde ‹letiflim Becerileri Gelifltirme, TC. Ankara Üniversitesi E¤itim Bilimleri Enstitüsü E¤itim Bilimleri Anabilim Dal›, Tezsiz Yüksek Lisans Bitirme Projesi 4- Tamer Levent, 1993, Niçin Tiyatro, Gündo¤an Yay›nlar›, s.80–86.
43
Yarat›c› drama bir grup etkinli¤idir. Birey kendini, kendi yaflanm›fll›klar›ndan, bilgi ve deneyimlerinden yola ç›karak ifade eder.
Foto¤raflar: Arzu Güven
Sanat›n ‘emek’le zorlu yolculu¤u
Sanat›n Siyasetle Dans›…
44 Yavuz Pak Siyaset Bilimci
Egemen kültür ve sanat, ekonomik egemenli¤in basit bir yans›mas› olmakla kalmaz
Sanat› ve onun ifllevini kavrayabilmek için her fleyden önce onun ait oldu¤u ça¤›n toplumsal koflullar›n›, ak›mlar›n› ve çeliflmelerini, toplumsal kesimler aras› iliflkilerini ve çat›flmalar›n›, bunlar›n sonucu olan ekonomik, düflünsel ve siyasal farkl›l›klar›n› gözetmek yararl› olacakt›r. Toplumsal egemenlik iliflkileri, son tahlilde belirleyici olan ekonomik iliflkilerle birlikte siyasi, ideolojik, psikolojik, kültürel ve sanatsal boyutlar›yla bir bütün olufltururlar. Egemen kültür ve sanat, ekonomik egemenli¤in basit bir yans›mas› olmakla kalmaz. Toplumsal iliflkilerin, emekçilerin yaflant›s›n›n egemen s›n›f›n isteklerine göre düzenlenmesinde bafll› bafl›na belirleyici bir etkendir. Kapitalizmin tarih sahnesine ç›k›fl›yla, daha önceki toplumsal düzeninin sanat› da çok büyük bir de¤iflim geçirmifl ve yeni dönemin koflullar›na uydurmufltur kendini. Bir bak›ma, halk›n içinden ç›kan ya da halk›n yan›nda yer alan sanatç›lar ortaya ç›k›ncaya dek egemen s›n›f›n ideolojisini yaymak sanat›n asli görevi olmufltur. “Sanat, dünyay› benimsemenin özel tarzda örgütlenmifl bir yolu, dünyay› yorumlamak için oldu¤u kadar
dönüfltürmek, de¤ifltirmek için özel bir etkinli¤i olarak tan›mlan›rsa, onda bir “iktidar” boyutu bulundu¤u söylenebilir.” (A.Çubukçu, Kültür ve Politika, s:100) Dolay›s›yla, sanat ve siyaset aras›nda do¤rudan ve güçlü bir ba¤lant› oldu¤unu iddia etmek yanl›fl olmayacakt›r. Bazen en masum bir sanat eseri bile bu ba¤› güçlü biçimde kurabilir. 1831 y›l›nda ‹ngiltere’de emekçilerin eflitlik talebiyle meydanlara döküldü¤ü ayaklanman›n fitilini yakan 13. yüzy›ldan kalma bir minyatür resimdir. Adem’in bel belledi¤i resimde Havva yün e¤irmektedir ve bu tablo eflitlik mücadelesinin 盤l›¤› olmufltur. Genifl kitlelere ulaflman›n ve insanlar› yönlendirmenin en etkili ve kolay yöntemlerinden biri olan sanat, egemenlerin siyasi propagandas›n›n ve siyasi ö¤retisinin estetik makyajla örtülen yüzü gibidir. Sanat›n iktidar› destekleme gücü, onu estetik haz verme ifllevinden soyutlayarak ideolojik savafl alan›na sürükleyebilmektedir. Birbiri ard›na savafl açt›¤› Avrupa monarflilerine Frans›z Devrimi’nin sloganlar›n› –özgürlük-eflitlik, kardefllik- tafl›yan Napolyon ordular› dönemin en büyük sanatç›lar› taraf›ndan coflkuyla karfl›lanm›fllard›. Beethoven gibi
büyük bir sanatç›n›n ünlü “kahramanl›k senfonisini” bu dönemde Napolyon’a ithaf etmesi çok anlaml› idi. Ne var ki, Napolyon’un gerçek yüzü a盤a ç›k›p yüzündeki boyalar akt›¤›nda ifller de¤iflti, ayn› Beethoven adad›¤› senfoniden Napolyon ad›n› silmekte tereddüt etmedi. Sanatta Eme¤in Yeri… Ernst Fischer, “Sanat için, sanat›n geliflmesi için elveriflli bir ortam yaratmaz kapitalizm.. Ortalama bir kapitalist sanata karfl› bir gereksinme duyarsa, bu ya özel hayat›n› süslemek içindir ya da as›l olarak “iyi bir yat›r›m” yapmak için” diyor. Teknolojinin yeni olanaklar sunuflu ile kapitalistlerin “kitle pazar›n›” keflfi ile yeni bir dönem bafllad›. Sanat›n, orta ve üst s›n›flar›n d›fl›nda, alt tabakalara da hitap edebilece¤ini ve hatta bundan yüklü gelirler elde edilebilece¤ini keflfeden ifli bilir kapitalistler, sanata yönelik, farkl› kollarda sektörler oluflturdular. 19. yüzy›l›n son çeyre¤inde, tüm Avrupa genelinde, tiyatro say›s›nda büyük art›fllar görüldü. Yay›nevleri, uluslararas› edebiyat› ucuz seriler halinde yay›nlay›p fazla varl›kl› olmayan okurlara ulaflt›rarak büyük paralar kazand›lar. Foto¤raf›n 1850’lerde yayg›n olarak kullan›lmaya bafllan›lmas›n›n d›fl›nda, genifl kitlelerin, ürünlerin düflük nitelikli versiyonlar›na ulaflmalar›na olanak sa¤layan taklit ürünler sayesinde resim, düflük gelirli insanlar›n evlerine de girmeye bafllam›flt›r.
Di¤er yandan, paran›n her fleyi karfl›t›na dönüfltürme kural› ifllemeye bafllam›fl ve insan› insan olmaktan ç›karan kapitalizm, sanat› sanat olmaktan ç›karm›flt›r. Sermaye, doktoru, avukat›, bilim adam›n› nas›l kendi ücretli emekçi haline getirdiyse sanatç›y› da bu hale getirmifltir. Pazar için üretmek demek, müflterinin be¤enisini öne ç›kartmak, sat›fl› yüksek tutmak için üretmek ve sanat›n metalaflmas› demektir. Sanatç›n›n böyle bir ortamda özgür üretkenli¤inden, dolay›s›yla gerçek sanatç› kimli¤inden uzaklaflt›¤›n› söylemek çok do¤ru olacakt›r. Sanatç› ça¤lar boyunca para ile özgürlü¤ü aras›nda tercih yapmaya zorlanm›flt›r. Büyük eserini yarat›rken s›k s›k Papa ile tart›flan hatta onun kafas›na çal›flt›¤› iskeleden f›rças›n›, paletini f›rlatan Michael Angelo bu ayr›m›n nerelere kadar varabilece¤ini gösteren ilginç bir örnektir. (a.g.e.,s: 126) Günümüzün gerçe¤i olan kapitalist üretim biçiminin egemenlerinin "sanat›", kitlelere kalitesiz romanlar, s›radan flark›lar, yani kültür düzeyi düflük yan ürünler b›rak›lm›flt›r. Rakamsal olarak daha çok kitab›n sat›lmas›, oyunun izlenmesi, kaset-cd sat›fllar›n›n rekorlar k›rmas›, filmlere milyonlarca kiflinin gitmesi ile estetik performans aras›nda do¤ru orant›l› bir ba¤ oldu¤unu söylemek olanaks›z gibidir. Zira, sat›fl miktar›, estetik performans›n gücünün yüksekli¤ini belirlememektedir.
45
Sanat›n iktidar› destekleme gücü, onu estetik haz verme ifllevinden soyutlayarak ideolojik savafl alan›na sürükleyebilmektedir.
Sat›fl miktar›, estetik performans›n 46 gücünün yüksekli¤ini belirlememektedir. Piyasa kurallar› içinde oldu¤u sürece bu bir al›msat›m faaliyeti sadece tüketimdir. Bu sanat anlay›fl›, genellikle uykuyu, unutmay›, sanal ve popüler aflklar›, hayatlar›, bol paralar› vaat eden, umut ettiren, koklatan, ucuz edebi eserler, diziler, filmler tükettirerek sanatsal ihtiyac›n karfl›land›¤› gözba¤c›l›¤›na soyunmufltur
Piyasa kurallar› içinde oldu¤u sürece bu bir al›m-sat›m faaliyeti sadece tüketimdir. Bu sanat anlay›fl›, genellikle uykuyu, unutmay›, sanal ve popüler aflklar›, hayatlar›, bol paralar› vaat eden, umut ettiren, koklatan, ucuz edebi eserler, diziler, filmler tükettirerek sanatsal ihtiyac›n karfl›land›¤› gözba¤c›l›¤›na soyunmufltur. Bu durumda sanat, s›n›fl› toplumun emekçi s›n›flara yükledi¤i ac›l› hayat›n sürdürülebilir ve katlan›l›r olmas›n› sa¤layan bir "din" halini almaktad›r. Sanat›n ve sanatç›n›n toplumun be¤enilerini, estetik düzeyini yukar› çekmek diye bir görevinden bahsedilmesine ra¤men, bugün insanlar›n gözlerini boyay›p Amerikan rüyalar›yla avutarak sistemin ideolojisinin benimsetilmesinin arac›s› halini alm›flt›r sanat. Örne¤in, Almanya’da Modern Sanatlar Müzesi’nde, ziyaretçilerin en be¤endikleri eflyalar›n› duvara f›rlat›p parçalamas› isteniyor. Duvara f›rlatma iflini yapan bir makine sanat eseri olarak sunuluyor. Makineye “dost atefli” ad›n› vermifller. Bu deyim, Irak’ta Amerikan askerlerinin yanl›fll›kla ‹ngiliz askerlerini vurduklar› durumlarda kullan›l›yordu. (Cumhuriyet, 31.1.2004) Neoliberalizmin ideolojik bombard›man› sanat müzelerine kadar girmifl durumdad›r. Neoliberalizm ça¤›nda insanlara dayat›lan sanat anlay›fl›na çarp›c› bir örnek, ‹stanbul’da hayat›m›z›n en önemli merkezlerinin büyük al›flverifl kompleksleri haline getirilmesi olmufltur. ‹lginç bir flekilde sanata ve kültüre iliflkin bir tak›m aktiveler de hep bu al›flverifl merkezlerinin içinde kendilerine yer aramaya ve bulmaya bafllad›. Bu durum seyircinin bilinçalt›nda sanat› da bir tüketim malzemesiymifl gibi basite indirgemeye çal›flan bir tutumdur asl›nda. AKM gibi sanatsal alanda an›tlaflm›fl bir yap›y› bile yerle bir ederek bu k›l›fa sokma çabas› da bu düflüncenin bir yans›mas›d›r. AKM’yi hedefine koyan anlay›fl› ayn› zamanda, büyük sermaye gruplar›n›n sanatsal-kültürel alana yapt›klar› yat›r›mlarda göstermektedir. Kültürelsanatsal faaliyetlerde, salt “yat›r›m ve reklam” amac› tafl›yan Garanti Bankas›, Akbank, ‹fl Bankas›, Yap› Kredi, Metro, Efes Pilsen, Aygaz gibi flirketler iletiflim bütçelerinin yüzde 10’undan fazlas›n› bu alana harc›yor ve art› bu alanda çok ciddi bir paya sahip bulunuyorlar.
Eme¤in Sanata Yönelimi… Sanat›n ve sanatç›n›n tüketim nesnesi olarak pazarda “iyi” yer tutmas›; toplumun büyük ço¤unlu¤unun egemen ideolojiyi benimsemifl olmas›na ba¤l›d›r. ‹deolojik ve siyasi araçlarla “al›klaflt›r›lm›fl” topluma hitap etti¤i oranda, sanat eseri toplum taraf›ndan benimsenir. Büyük ço¤unlu¤un maddi yoksunlu¤u ve zamans›zl›¤› ölçüsünde eser de basit ve kolay alg›lanabilir ve elde edilebilir oldu¤u ölçüde kitleselleflir. Al›klaflt›r›lm›fl bir toplum; al›kl›¤›na karfl›l›k gelecek ürünü daha çabuk benimser. Dolay›s›yla genifl ço¤unluk taraf›ndan sat›n al›narak tüketilecek eser de basit ve fasondur. Ço¤u sanat eserine, emekçi s›n›flar isteseler de ulaflamazlar. Onlar›n gücü ancak, sanat eserinin kopyalar›na ulaflmaya yeterlidir. Ulaflt›¤› eserler de emekçinin çekilmez hayat›n›n a¤r›lar›n› dindirecek afyon tada sahip eserlerdir. Basit ve kolay alg›lanabilir ve ulafl›labilir sanat ürünleri; arabesk flark›lar, a¤r›l› türküler ve melodram tarz› filmlerdir. Emekçi kitlelere dayat›lan sanat ürünleri, ço¤unlukla sürümden kazanma mant›¤›na dayal›, s›radan ve kabad›r. Kapitalizm sürecinde sanatç›lar›n emekçiler için üretimi ve faaliyeti sanatsal estetikten uzaklaflm›fl, ticari kayg›lar›n k›skac›nda kalm›flt›r. Eme¤i ve emekçiyi hedefleyen, onlar› konu alan sanatsal faaliyetler bu k›skac›n d›fl›nda kalabilen pek az sanatç›n›n gündemindedir. D‹E’nin verilerine göre Türkiye’de gelir düzeyinin en alt diliminde yeralan insanlar›n e¤itim harcamalar› %2 civar›ndad›r. Ülke nüfusunun en alttaki iki yüzde 20'lik dilimi, yani 27-30 milyon 'Hane halk›' e¤itime, okumaya, sinema, tiyatroya para harcayam›yor. Ülkemizde 95 kifliye bir kahvehane düflerken 65 bin kifliye bir kütüphane düflüyor. Türkiye’de insanlar›n %96’s› televizyon izlerken sadece %4,5’i kitap okuyor. Türkiye, kifli bafl›na düflen televizyon izleme oran› dal›nda günde 4 saatle Dünya birincisi!!! Türkiye’de insanlar zamanlar›n›n alt›da birini televizyona harc›yor. Türkiye’de sanat henüz bir ihtiyaç haline dönüflmüfl de¤il. ‹htiyaç haline dönüflebilmesi için önce toplumun ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel yap›s›n›n bir dengede, sa¤lam bir temelde oturuyor olmas› önkoflul niteli¤indedir. Yani hiçbir s›k›nt›m›z yok, tepemizden su damlam›yor, suyumuz da var, eh flimdi gidip beynimizi de doyural›m diyebilmek
için önce temel ihtiyaçlar›m›z›n giderilmesi gerekiyor. Tek göz gecekonduda oturan, onun bile kiras›n› veremeyen insanlara, ‘neden tiyatroya gitmiyorsunuz’ sorusunu yöneltmek abesle ifltigaldir. Türkiye’de tiyatroya giden 250 bin civar›nda insan vard›r ki bu rakam ülke nüfusuyla k›yasland›¤›nda komiktir ama do¤al bir sonuçtur da. Türkiye'de 35 bin cami yapt›rma derne¤ine karfl›l›k, sadece 13 devlet tiyatrosu, 1 opera derne¤i, 11 bale, 10 heykel, 18 resim, 18 sinema, 38 tiyatro derne¤i bulunmaktad›r. Türkiye'nin 2 bin 24 Halk Kütüphanesi'ne karfl›l›k Almanya'da 10 bin 531, Fransa'da 13 bin 924, ‹ngiltere'de 12 bin 324 kütüphane bulunuyor. Milli E¤itim Bakanl›¤›'n›n yapt›rd›¤› bir araflt›rmada, Türkiye’de 6 kifliye 1 kitap düflmektedir ancak bu araflt›rmada ders kitaplar› da araflt›rmaya kat›lmaktad›r. Oysa, Bilkent Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Suha Ertem'in yapt›¤› ve ders kitaplar›n› kapsamayan bir araflt›rmaya göre Türkiye'de 12 bin 89 kifliye bir kitap düflüyor. Yanl›fl okumad›n›z, on iki bin seksen dokuz kifliye bir kitap!!! E¤itim ve okuma düzeyi ile sanatsal faaliyetlere kat›l›m aras›ndaki do¤rudan iliflki düflünüldü¤ünde bu manzara yeterince aç›klay›c›d›r. Kültür ve Turizm Bakanl›¤›’n›n 2008 y›l› bütçesi yüzde 1,2 oran›nda artt›r›lmas›na ra¤men genel bütçeden
ald›¤› pay yüzde sadece binde 4’e denk geliyor. Öte yandan, insanlar›n kültürelsanatsal faaliyetlere eriflimini de kriter olarak benimseyen Birleflmifl Milletler Kalk›nma Program›'n›n (UNDP) 2007-2008 ‹nsani Geliflme Raporu’na göre, 350 milyar dolarl›k d›fl ticaret hacmine sahip, Gayri Safi Yurtiçi Has›laya (GSYH) göre dünyan›n en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye, 'insani geliflmifllik' endeksinde 177 ülke aras›nda 84'üncü s›rada yer ald›. Senfoni konserlerine, tiyatrolara kimler gider? Kimler kitap ya da müzik eserleri sat›n al›r? Resim ya da heykel sergilerini kimler gezer? Sözgelimi, ülkemizde yaklafl›k olarak 70 milyonu bulan nüfustan kaçta kaç› bu sanatsal etkinliklerden yararlanabilmektedir? Belki befl yüz bin, belki bir milyon kifli. Yaklafl›k olarak yetmifl milyon içinde bir milyon! Sanat›n insan yaflam› için çok önemli ve yararl› oldu¤u ne kadar gerçek ise, insan›n sanatla iliflkisini do¤rudan sa¤layacak siyasi, iktisadi, ideolojik olanaklar›n sa¤lanmas› için, sanat› ve sanatç›y› kitlelerden ayr› bir yere koyan anlay›fl›n tarihin çöplü¤ündeki yerini almas› gerekti¤i de bir gerçektir. Sanata s›n›fl› toplumun sa¤lad›¤› statünün sona ermesi ise, sanat›n en genifl y›¤›nlar taraf›ndan gerçeklefltirilebilir bir eylem olmas›n› sa¤lamakla mümkün olabilir. Sanat›n emekle zorlu yolculu¤u ancak o zaman tarihin düzlü¤üne ulaflabilir.
47
MEB’in yapt›¤› bir araflt›rmaya göre Türkiye’de 6 kifliye 1 kitap düflüyor. Buna ders kitaplar› da dahil.
Uluslararas› iflçi filmleri 48
festivali
3.kez izleyiciyle bulufltu Bu y›l üçüncüsü düzenlenen Uluslararas› ‹flçi Filmleri Festivali, 1–10 May›s tarihleri aras›nda ‹stanbul, ‹zmir ve Ankara’da efl zamanl› olarak gerçeklefltirildi. Festival daha sonra geçen iki y›lda oldu¤u gibi Adana’dan Artvin’e, Bursa’dan Eskiflehir’e kent kent süren ve bütün y›la yay›lan uzun bir yolculu¤a ç›kacak. Temel amaçlar› Türkiye ve dünyadan emekçilerin yaflamlar›n› ve mücadele deneyimlerini izleyicilerle buluflturmak ve ülkemizde iflçi filmi üretimini özendirmek olan festival, bu y›l düzenleyen kurumlar›n say›s›n›n artmas›yla daha da güçlü bir flekilde izleyicinin karfl›s›na ç›kt›. Üçüncü Uluslararas› ‹flçi Filmleri Festivali, Halkevleri, Sendika.Org, Sine-Sen (D‹SK), Dev Sa¤l›k-‹fl (D‹SK), Birleflik Metal-‹fl (D‹SK), Hava-‹fl (TÜRK-‹fi), Petrol-‹fl (TÜRK-‹fi) ve Ses (KESK) taraf›ndan düzenleniyor.
Festival çeflitli emek örgütleri ve sendikalar›n öncülü¤ünde dünyay› sosyal, bireysel ve çevresel özellikleriyle yaflanabilir olmaktan ç›karan neoliberalizm karfl›t› deneyimleri paylaflmak; yaflad›¤›m›z dünyan›n dününe, bugününe ve gelece¤ine emek cephesinden bakmak; iflçilerin yurt içinde ve yurt d›fl›nda kendi s›n›f› ile iletiflim kurmas›n› sa¤lamak için sineman›n çevirmenli¤inden yararlanmak amac›yla 2006 y›l›nda oluflturuldu. Festivalde 25 ülkeden 50 film gösterildi. Filmlerden 12’si uzun metrajl› kurmaca 38’i ise belgesel film. Yedi film özel gösterimle izleyicilere sunuldu. Ayr›ca dört çizgi film de baz› film gösterimleri bafllamadan önce izleyicilerle bulufltu. Festivalin bu y›lki temas› “Eme¤i Gören Kamera, Soka¤a Ç›kan Sinema”. Bu temayla birlikte festival üçüncü y›l›nda salonlardan d›flar› taflt›.
Sanal müzede
Foto¤raf ve ilk ressamlar›m›zdan bir kesit Eczac›bafl› Sanal Müzesi, foto¤raf›n keflfiyle sanat›n sorgulanmaya bafllad›¤› dönemi, bu sürecin Türk resim sanat›na olan etkilerini irdeleyen ve Türk Primitifleri olarak nitelendirilen ressamlara odaklanan “Foto¤raf ve ‹lk Ressamlar›m›zdan Bir Kesit” adl› sergiyle buluflturuyor. Haflim Nur Gürel ve Burcu Pelvano¤lu taraf›ndan haz›rlanan 45 dijital imgeden oluflan bu sergiyi her gün istedi¤iniz saatte HYPERLINK "http://www.sanalmuze.org" www.sanalmuze.org internet adresinde gezebilirsiniz. Burcu Pelvano¤lu resim-foto¤raf ba¤›n› flöyle anlat›yor: “(...) eninde sonunda ressamlar ve foto¤raf sanatç›lar› birbirlerinden yararlanmaya bafllarlar. Adnan Çoker, “Foto¤raftan Resim ve Darüflflafakal› Ressamlar” adl› makalesinde, foto¤raf›n sanatsal düzeye ç›kar›lmas›nda Akademik sanat›n, özellikle de Jean- Auguste DominiqueIngres’›n (1780-1867) resim sanat›na kazand›rd›¤› de¤erlerin büyük etkisinin oldu¤u görüflünü savunur. Nitekim bafllang›çta d›fl dünyan›n gerçekli¤ine odaklanan foto¤raf, resim sanat›nda da d›fl dünya gerçekçili¤inin do¤ru bir biçimde yans›t›lmas› ba¤lam›nda bir arac› ifllevi görmekte; deyifl yerindeyse ressam›n iflini kolaylaflt›rmaya yaramaktad›r. Buna karfl›l›k foto¤raf, bafllang›çta da belirtti¤im gibi, resmin de kendisini sorgulamas›na neden olmufl ve resim sanat›, giderek apayr› bir yol çizmeye bafllam›flt›r. Akademik sanat›n karfl›s›nda yer alan ‹zlenimci sanat, bu ba¤lamda foto¤raf›n da karfl›s›nda olan
bir sanat olarak görülmüfltür. Dolay›s›yla resim tarihinde önemli ak›mlar›n do¤mas›na neden olan ve bazen de onun ölümü olarak nitelendirilen foto¤raf, bir sanat olarak kabul edilmeye baflland›¤›nda ayn› zamanda resmin bafll›ca rakiplerinden biri de olmufltur.” “Foto¤raf› resme geçifl ö¤esi, resme geçiflte bir araç olarak kullanan ve Türk Primitifleri olarak an›lan ö¤renci-ressam kufla¤›, Türk resminin temel konular›ndan biri olan manzara konusunda bafl› çekerler. Onlar›n manzaralar›, kulland›klar› yöntem gere¤i (kareleme yöntemiyle büyütme) “primitif” olarak görülse de tasavvuf gelene¤inden izler tafl›rlar. Figürün nadiren yer ald›¤› bu resimlerde do¤a mutlak güçtür. Bu do¤an›n içinde yer alan insan ise, ancak bu mutlak gücün bir yans›mas› olarak görülebilir ve bu nedenle bu resimlerde yer alan figürler yerine mutlak güç olan do¤a yüceltilir. Bu durum, Türk Primitifleri ile ayn› kuflaktan olan Osman Hamdi Bey’in an›tsal figürlü resimleri gözden geçirildi¤inde daha iyi anlafl›lacakt›r. Zira Osman Hamdi Bey de Türk Primitifleri de resimlerinde ayn› yöntemi kullanm›fllard›r. Foto¤raf› kareleyerek büyütme, foto¤raftaki imgeyi tuvale tafl›ma ve onu renklendirme… Unutulmamal›d›r ki, Türk resmi iki koldan geliflmifltir: Manzara resmi ve figür resmi. Osman Hamdi Bey ve ça¤dafllar›n›n mutlak gücü “insan”, Türk Primitifleri’ninki ise, “do¤a”d›r. Do¤a m› insana üstündür insan m› do¤aya sorusu ise, ancak tavuk mu yumurtadan ç›kt› yumurta m› tavuktan sorusuyla karfl›laflt›r›labilir.
49
Foto¤raf› resme geçifl ö¤esi, resme geçiflte bir araç olarak kullanan ve Türk Primitifleri olarak an›lan ö¤renci-ressam kufla¤›, Türk resminin temel konular›ndan biri olan manzara konusunda bafl› çekerler.
Bir Gün Tek Bafl›na Vedat Türkali Epsilon Yay›nlar› Vedat Türkali 1919’da Samsun’da do¤du. ‹stanbul Edebiyat Fakültesi’nde Türkoloji okumufl, bir süre edebiyat ö¤retmenli¤i yapt›ktan sonra Bab›ali’de yay›nc›l›kla u¤raflm›fl, daha sonra uzun y›llar sinema dünyas›nda senarist ara s›rada yönetmen olarak çal›flm›flt›r. Türk sinema tarihinde ad›ndan söz edilecek birçok senaryosu aras›nda “Karanl›kta Uyuyanlar” (1965), “Kara Çarflafl› Gelin” (1977) Antalya Film Festivali Senaryo Ödüllerini, ”Bedrana” ve “Güneflli Batakl›k” ise Carlovy Vary Film Festivali’nde Cidalc ve ‹flçi Sendikalar› Ödülü’nü kazand›lar. Yazar›n ilk roman› olan “Bir Gün Tek Bafl›na” ise Milliyet Yay›nlar›’n›n 1974 Roman yar›flmas›nda Birincilik Ödülü’nü ve 1976 Orhan Kemal Arma¤an›’n› kazanm›flt›r. Bir Gün Tek Bafl›na 1960’lar›n Türkiye’sinde Günsel’le Kenan’›n unutulmaz aflk hikayesini anlat›yor.
Hüzünlü Kad›nlar S›¤›na¤› Marcela Serrano Can Yay›nlar›
50
fiili’li yazar Marcela Serrano’nun bütün romanlar›n›n ekseninde kad›nlar ve kad›n sorunlar› var. Bu roman›n konusu da yine kad›nlar›n yaln›zl›¤› ve aflks›zl›k. Floreana, genç bir tarih uzman›d›r. Boflanm›flt›r. On alt› yafl›ndaki o¤luyla birlikte yaflamaktad›r. Florena’n›n yaflad›klar›na sonuçsuz bir aflk hikayesi de eklenince duygusal aç›dan büyük yaralar al›r. Huzura kavuflabilmek için fiili’nin güneyinde kurulu ve sorunlu kad›nlar› üç ayl›¤›na kabul eden bir “s›¤›na¤a” gider. Marcela Serrano, günümüz kad›n›n› ve erke¤ini, onlar›n bir ç›k›fl ya da ortak nokta bulma aray›fl›n›, yumuflak duyarl› bir dille anlat›yor. Latin Amerika’n›n ataerkil ve maço dünyas›nda iki cinsin birbirine duydu¤u güvensizli¤i, korkuyu bu yüzden kendilerinin yaln›zl›¤a, iliflkilerininse ç›kmaza itilmesini baflar›yla yans›tan yazar, özellikle kad›n okurlar›n›n çok fley bulabilece¤i bir roman yazm›fl.
Eski Bahçe Eski Sevgi Tezer Özlü Yap› Kredi Yay›nlar› Tezer Özlü (1943-1986), yaflarken yay›nlad›¤› üç “farkl›” kitab›yla edebiyat›m›z›n çok erken yaflta yitirdi¤i en özgün kalemlerinden biri oldu. 1978 y›l›nda yay›nlanan ilk kitab› olan Eski Bahçe Eski Sevgi’yi 1963 y›l›ndan itibaren dergilerde yay›nlanan öykülerinden oluflturdu. ‹lk roman› Çocuklu¤un So¤uk Geceleri (1980), kiflinin çocuklu¤undan bafllayarak içine düfltü¤ü yaflam›n, kimi zaman fiziksel-kaba, kimi zaman inceltilmifl, dolayl› bask›lar›yla karfl› karfl›ya kal›fl›n› ve yaflad›¤› farkl›l›¤›, uyumsuzlu¤u son derece sars›c› ve incelikli bir biçimde iflledi. Eski Bahçe-Eski Sevgi yaflam öyküsel esintilerin coflkusundan delici gözlem gücüne kadar , yazar›n içi dünyas›n›n panoramas›n› sunuyor. Türk edebiyat›n›n lirik prensesi Tezer Özlü’yü bu vesileyle bir kez daha an›msamak için…
‹stanbul’un Son sürgünleri Hülya Demir-R›dvan Akar Belge Yay›nlar› Türkiye’de yaflayan Rum cemaati kendilerini “‹stanbullu” olarak tan›mlar. Onlar “‹stanbullu”dur. Bizans’›n Osmanl›’n›n mirasç›lar›, kentin vicdani sahipleridir. “‹stanbul’un Son Sürgünleri”, do¤rudan rum cemaatine uygulanan bir devlet politikas›n› anlat›yor. K›br›s sorununun Türkiye ve Yunanistan aras›ndaki iliflkileri neredeyse kopma noktas›na getirdi¤i günlerde, politikac›lar›n kendi vatandafllar›n› bir koz, bir rehin gibi görmelerinin öyküsünü anlat›yor. Rumlara karfl› “Vatandafl Türkçe Konufl” kampanyalar›, “Türk’ten Türk’e Al›flverifl” boykotlar›n›n sürdü¤ü o günlerde bir az›nl›k cemaatinin nas›l uluslararas› diplomasi masalar›nda pazarl›k malzemesi haline getirildi¤ini, çok kültürlü bir kent co¤rafyas›n›n nas›l i¤difl edildi¤ini dile getiriyor.
Sosyolojik Düflünmek Zygmunt Bauman Ayr›nt› Yay›nlar› Sosyolojik Düflünmek, sadece sosyoloji ö¤renimi görenler için kaleme al›nm›fl bir çal›flma de¤il. Konuya ilgi ve merak duyan genel okurun da sosyolojinin anlam› ve iflleve, sosyolojide de¤iflik tarzlar ve yaklafl›mlar üzerine bilgilenmesini sa¤layacak önemli bir kaynak kitap. Ama hepsinden önemlisi Bauman, gündelik ve toplumsal hayat›m›za sosyolojik bir boyuttan bakman›n önemini; böyle bir bak›fl›n kazand›rd›¤› kavray›fl zenginli¤ini; tektipli¤in ve tamamlanarak donmufl görüfllerin de¤il, toplum yaflam›nda müphemli¤in kabulüne dayal› bir düflünme tarz›n›n, k›sacas› sosyolojik düflünmenin önemini ortaya koyuyor. Müphemlikten korkmamak gerekir; dünyaya iliflkin gerçek bir kavray›fl özgürlü¤ünün ve hoflgörünün temelinde bu müphemli¤in, bak›fl zenginli¤inin kabulü yatar. Bu anlamda sosyoloji ve sosyolojik düflünmek, Bauman’›n sözleriyle ifade edersek, “insan›n özgürlük davas›na hizmet eder.”
‹klimler Andre Maurois Engin Yay›nc›l›k Frans›z Akademisi üyesi Andre Maurois, Rouen Lisesi ö¤rencisiyken felsefe ö¤retmeni Alain’den büyük ölçüde etkilendi. Edebiyat Fakültesi’ni bitirdikten sonra bir süre babas›n›n dokuma fabrikas›n› yönetti. Yazarl›¤a Birinci Dünya Savafl› s›ras›nda ‹ngiliz Kuvvetleri’nde irtibat subayl›¤› yaparken bafllad›. Maurois’in en duyarl› roman› olarak kabul edilen “‹klimler” iki ayr› bölümden oluflur. Birinci bölümde Philippe tuhaf, gizemli, bir kiflili¤e sahip olan ilk kar›s› Odile’nin mutsuzlu¤undan söz eder. ‹kinci bölümdeyse dirençli ve sab›rl› bir kad›n olan ikinci kar›s› ‹sabella ac› ve s›k›nt›lar›n› dile getirir. Duygusal bir anlat›m›n egemen oldu¤u yap›tta baflar›l› ruh çözümlemeleri a¤›r basar.
51
ÜYELER‹M‹ZDEN
52
EVLENENLER • THY Teknik üyemiz Sinan Suv ile Elmas Durkun 18.05.2008’de. • THY Teknik üyemiz Gökhan Bebek 17.05.2008’de. • THY Yer iflletme üyemiz Ali Öztürk'ün k›z› Sevgi ile Mahir 24.05.2008'de. • THY Teknik üyemiz Celal Alpay ile Zeynep Betül Ercan 18.05.2008'de. • THY Yer ‹flletme üyemiz ‹smail Oral ile Ayla Ero¤lu 18.05.2008'de • THY Hava ‹fl Personelimiz ‹brahim Dalman ile Yasemin Mumcu 18.05.2008'de. • THY Teknik üyemiz Burak Yalt›r›kl› ile Emine Dilek 17.05.2008'de. • THY Teknik üyemiz Hasan Burak Karakoç ile Seda Yayla 17.05.2008'de. • THY Teknik üyemiz Fuat Sarp'›n o¤lu H. ‹brahim ile Gülfer 04.05.2008'de. • THY Teknik üyemiz Erdinç Erbay ile Betül Kufl 04.05.2008'de. • THY ‹lknur Köybafl› ile Tufan Öztunçer 18.03.2008'de. • THY Ebi üyemiz Didem Küçük ile Metin Ürgüp 12.04.2008'de. • THY Teknik üyemiz Arzu Benli ile Tamer Tahsin Yener 30.03.2008'de. • THY Uçak güvenlik üyemiz Cemil Y›ld›z'›n o¤lu Yahya ile Ebru 09.03.2008'de. • THY A.O. Kargo üyemiz Yeflim ile Onur 08.03.2008'de. • Sn.H. Savafl Erdem 19.04.2008’de • THY A.O. Sn. Ramis Öner’in o¤lu Selahattin Öner 19.05.2008’de • Antalya fiube Sekreteri Orhan Karabulut’un ye¤eni Gökhan ve Ayflegül 03.05.2008’de • Cahit Mete arkadafl›m›z›n o¤lu Y›lmaz Mete • Yer ‹flletme üyelerimiz ‹pek Baflaran ile Umut Aydo¤an 07.06.2008'de evlenmifltir. Evlenen tüm üyelerimize mutluluklar diliyoruz.
N‹fiAN • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Erbay Bayram 10.05.2008’de niflanlanm›flt›r. Niflanlanan üyemizi tebrik ederiz. DO⁄UM • THY Call Center üyemiz Han›m fiule Akyürek'in k›z› 17.04.2008'de. • THY Uçufl ‹flletme üyemiz Nevin Dursun'un Atilla isminde erkek çocu¤u 02.04.2008'de. • THY Genel Müdürlük üyemiz Arzu Coflkuner'in k›z› Kuzey 28.03.2008'de. • THY Genel Müdürlük üyemiz Selahattin Y›ld›r›m'›n Hiranur Amina isminde k›z› 29.03.2008'de. • THY kargo üyemiz Müjdat Bayd›r'›n o¤lu Yüfla 21.03.2008'de. • THY Yer ‹flletme üyemiz Derya çetin ve Okan Çetin'in o¤lu Berkay 18.03.2008'de. • THY Erzurum üyemiz Mehmet C›n›k'›n k›z› 18.03.2008'de. • THY Genel Müdürlük üyemiz Ayfle Özdemir'in k›z› 17.03.2008'de. • THY Yer ‹flletme üyemiz Timur Köse ile Vildan Köse'nin k›z› Sevgi 17.03.2008'de. • THY Genel Müdürlük üyemiz Zakir Durmufl'un o¤lu Mustafa Erden14.03.2008'de. • THY Genel Müdürlük üyemiz Filiz Coflkun ve Teknik üyemiz Fatih Coflkun'un k›z› 05.03.2008'de. • Erzurum sat›fl üyemiz Emre Çakal'›n o¤lu 01.03.2008'de. • Sn. Arif Ünür’ün 27.04.2008’de k›z› • Sn.Figen Say›n’›n 02.05.2008’de k›z› • Sn.‹lhan Ersuy’un 11.03.2008’de o¤lu • ‹zmir fiube Baflkan› Hasan Coflkun’un k›z› Asl› Atasoy 31.03.2008’de k›z› Duru • THY
SÜNNET • THY Teknik üyemiz Hakan Kamafl’›n o¤lu Kubilay 17.05.2008’de. • THY Teknik üyemiz Mustafa Kaya’n›n o¤lu Ömer 18.05.2008’de sünnet olmufltur. Sünnet olan kardefllerimize sa¤l›kl› ve baflar›l› bir yaflam diliyoruz. RAHATSIZLANMA • THY Uçufl ‹flletme üyemiz Yalç›n Aksoy 12.03.2008'de • THY Yer ‹flletme üyemiz Zekeriya Gürcan 20.03.2008'de. • THY Genel Müdürlük üyemiz Aylin Gürses 18.03.2008'de. • THY Ankara Sn. Semra Bülbül’un annesi Bilge Bülbül 06.03.2008’de • THY Ankara Sn. Ramis Öner 05.02.2008’de kalp
ameliyat› olmufltur • THY Ankara Sn. Ahmet Türkkan’›n o¤lu 17.03.2008’de ameliyat olmufltur • THY Ankara Sn. Recep Ezandemir Ameliyat olmufltur. • THY Ankara Sn. ‹lhami Sütçüo¤lu’nun k›z› Halime 19.03.2008’de • THY Ankara Sn. Celal Mert 19.03 2008’de • THY Ankara Sn. Ayten Deniz 16.03.2008’de • THY Ankara Sn Süleyman Arslan 15.03.2008’de • THY Ankara Sn. Haluk Koço¤lu 25.03.2008’de • THY Ankara Sn. Özge Aky›ld›r 25.03.2008’de •THY Ankara Sn. Ahmet C›l›z 30.032008’de • THY Ankara Sn. Mustafa Çal›k 04.04.2008’de • THY Ankara Sn.Kemal Y›ld›r›m 17.04.2008’de • THY Ankara Sn. Arif Sami Ünür’ün babas› 01.05.2008’de • THY Ankara Sn.Köksal Acarbafl’›n Çocu¤u 08.04.2008’de • THY Ankara Sn. Ali Osman Özkan’›n çocu¤u 27.04.2008’de • THY Ankara Sn. Ayten Deniz 12.04.2008’de • THY Ankara Sn. Fuat Çiftci 14.04.2008’de • THY Ankara Sn. Serkan fien 17.04.2008’de • THY ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü üyemiz Hüseyin Sezer 29.02.2008’de ameliyat olmufltur. • THY ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü üyemiz Ali Asker Demir 05.03.2008’de ameliyat olmufltur • THY ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü üyemiz Burç Budageçer 12.03.2008’de ameliyat olmufltur • THY ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü üyemiz Erol Engin Nal›nc›’n›n babas› 13.03.2008’de ameliyat olmufltur • ‹zmir fiubesi Yönetim Kurulu Üyemiz Cengiz Sar›’n›n efli 03.04.2008’de ameliyat olmufltur • THY ‹zmir Sat›fl Müdürlü¤ü ‹flyeri temsilcimiz Gökflen
ÜYELER‹M‹ZDEN
‹zmir ‹stasyon EB‹ üyemiz Tuncer Göze'nin 04.05.2008'de o¤lu • Antalya yönetim kurulu üyesi Avni Çay’›n amcas›’n›n gelini Canan Emirdar’›n çocu¤u 22.04.2008’de • THY Uçufl ‹flletme Temsilcimiz Gülbeyaz Efe'nin k›z› 17.05.2008'de. • THY A.O. Ankara ‹stasyon Md. ‹lhan Ersoy’un o¤lu 11.03.2008’de • THY A.O. Arif Sami Ünür’ün k›z› 27.04.2008’de • THY A.O. Ank. Kabin ‹çi fif. Figen Ayd›n Say›n’›n k›z› 02.05.2008’de • THY Uçufl ‹flletme Temsilcimiz Gülbeyaz Efe'nin k›z› 17.05.2008'de • THY ‹stasyon üyemiz Bahar Esen ile THY ‹zmir Teknik üyemiz ‹brahim Esen’in 13.05.2008’de k›zlar› • THY Antalya Teknik üyemiz Mehmet K›raç’›n 19.05.2008’de k›z› dünyaya gelmifltir. Yeni do¤an bebeklerimize mutlu, baflar›l› ve aileleri ile birlikte bir yaflam diliyoruz.
53
ÜYELER‹M‹ZDEN
54
Gökalpflen’in o¤lu Efe Göksel 11.04.2008’de ameliyat olmufltur • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Mustafa Turgut 30.04.2008'de ameliyat olmufltur • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Cem Ergenekon'un babas› Altan Ergenekon (emekli üyemiz) 30.04.2008'de ameliyat olmufltur • THY ‹zmir Teknik üyemiz Turan Bozan 07.05.2008’de ameliyat olmufltur. • Antalya fiube Mali Sekreteri Ertan Uyar’ ›n annesi Adeviye Uyar 21.04.2008’de • THY Antalya istasyon iflyeri temsilcimiz Mehmet Coflkun’un Annesi 19.04.2008’de • THY Antalya istasyondan üyemiz ‹brahim Cengiz’in annesi 08.04.2008’de • THY Antalya istasyon iflyeri temsilcimiz Banu Gökerti’nin Annesi Nuran Ka¤›zmano¤lu11.04.2008’de • THY Antalya istasyon iflyeri temsilcimiz Mehmet Coflkun’un • Ye¤eni Nilgün Yüksel 05.05.2008’de • THY Antalya istasyon iflyeri temsilcimiz Mehmet Coflkun’un • Akrabas› Perihan Can 10.05.2008’de • THY A.O. Ankara ‹stasyon Md. Ramis Öner 05.02.2008’de • THY A.O. Semra Bülbül 06.03.2008’de Annesi • THY A.O. Recep Ezandemir 08.03.2008’de • THY A.O. Süleyman Arslan 15.03.2008’de • THY A.O. Ayten Deniz 16.03.2008’de • THY A.O. Ahmet Türkkan 17.03.2008’de o¤lu • THY A.O. Celal Mert 19.03.2008’de • THY A.O. ‹lhami Sütçüo¤lu 19.03.2008’de k›z› • THY A.O. Süleyman Arslan 23.03.2008’de babas› • THY A.O. Özge Aky›ld›z 25.03.2008’de • THY A.O. Ahmet C›l›z 30.03.2008’de • THY A.O. Serkan
fien17.04.2008’de • THY A.O. Köksal Acarbafl’›n 08.04.2008’de çocu¤u • THY A.O. Ali Osman Özkan 08.04.2008’de çocu¤u • THY A.O. Fuat Çiftçi’nin 14.04.2998’de çocu¤u • THY A.O. Arif Sami Ünür 1.05.2008’de babas› • THY Teknik A.fi. Esb. Hat Bak›m Mustafa Çak›r 04.04.2008’de • THY Teknik A.fi. Mustafa Tunç 22.04.2008’de • THY Teknik A.fi. Murat Aras’›n 05.05.2008’de o¤lu • THY Ankara flubesinden Sn. Murat Aras›n’›n o¤lu Ameliyat olmufltur 05.05.2008’de • THY A.O. Kemal Y›ld›r›m17.04.2008’de rahats›zlanm›flt›r. Rahats›zlanan üyelerimize ve yak›nlar›na acil flifalar diliyoruz. VEFAT • THY Teknik üyemiz Ahmet Sadi Genç'in babas› 14.05.2008'de. • THY Yer iflletme üyemiz Özhan Uzman’›n babas› 16.05.2008’de. • THY emekli üyemiz Muharrem Bahçeci'nin abisi 09.05.2008'de. • THY ‹zmir Kargo üyemiz Göksel Topar'›n annesi 02.05.2008'de • THY Uçufl ‹flletme üyemiz Tümay Delibafl'›n kay›nvalidesi Remziye Delibafl 20.04.2008'de. • THY Teknik üyemiz Koray Güröz'ün kay›npederi 16.04.2008'de. • THY emekli üyemiz Murat Terzio¤lu'nun k›z› Merve 15.04.2008'de. • THY Diyarbak›r Sat›fl üyemiz Menderes Gökalp'in babas› 10.04.2008'de. • THY Teknik üyemiz Nedim Bircan 30.03.2008'de.• THY Genel Müdürlük üyemiz Mehmet Aydo¤du'nun annesi 29.03.2008'de. • THY Adana üyemiz Sevgi ‹pekbayrak'›n
11.04.2008’de (emekli personel) • THY A.O. Ankara Sat›fl Md. Bilal Erdem (temsilci) 08.05.2008’de a¤beyi vefat etmifltir Kaybettiklerimizin yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz. EMEKL‹L‹K • Sn Ramazan Kumsel Ank. ‹stasyon 14.04. 2008 tarihinde • Sn. Serdar Savafl Ank. ‹stasyon 14.04. 2008 tarihinde • Sn Fuat Çuftçu Ank. ‹stasyon 14.04.2008 tarihinde • Sn. Lokman Kaya Ank. ‹stasyon 14.04.2008 tarihinde • THY A.O.Ankara Sat›fl Md Seyrani Özcan 14.01.2008 tarihinde • THY A.O. Ankara ‹stasyon Md. Serdar Savafl (fib.Denetim Krl.Bflk) 14.04.2008 tarihinde • THY A.O.Ramazan Kumsel 14.04.2008 tarihinde • THY A.O.Fuat Çiftçi 14.04.2008 tarihinde emekli olmufllard›r. • THY A.O. Lokman Kaya 14.05.2005 tazminat alarak ayr›ld› Emekli olan üyelerimize bundan sonraki yaflamlar›nda sa¤l›k ve mutluluk diliyoruz
Sendika çalışanımız İbrahim Dalman ve eşi Yasemin Mumcu’nun Evliliklerini kutlar bir ömür boyu mutluluklar dileriz.
ÜYELER‹M‹ZDEN
annesi 28.03.2008'de. • THY Teknik üyemiz Hakan Oytun'un babas› 25.03.2008'de. • THY Teknik üyemiz Fatih Yurtsever 23.03.2008'de. • THY Genel Müdürlük üyemiz Berna Berkman'›n babas› 18.03.2008'de. • THY Teknik üyemiz Günhan Akgün'ün annesi 15.03.2008'de. • THY Teknik üyemiz Ümit Cücen'in babas› 15.03.2008'de. • THY Malatya Sat›fl üyemiz Gökhan M›z›kac› 05.03.2008'de. • THY Ankara flubesi Sn.Ali Yüksel’in babas› 25.03.2008’de • THY Ankara flubesi Sn. Berrin To¤ay Aytemiz Eski Emekli 11.04.2008’de • THY ‹zmir ‹stasyon Üyemiz F›rat Uluskan’›n annesi 25.03.2008 ‘de • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Ali Göç’ün annesi 26.03.2008’de vefat etmifllerdir • THY ‹zmir Kargo üyemiz Göksel Topar'›n annesi 02.05.2008'de vefat etmifltir. • THY Antalya Dispeçten üyemiz Gökçek Alg›n’›n annesi 18.03.2008’de • THY A.O.Ankara ‹stasyon Md. Ali Yüksel 25.03.2008’de babas› • THY A.O. Berrin Togay Aytemiz
55